her sene oluyorlar mıydı? bizimkiler de aynı durumda ama şimdiye kadar hiç influenza aşısı olmadılar. e-nabızdan baktım tanımlanmış, reçeteyi yazdırıp olabiliyorlar. fakat koruyuculuğunun zaten mart ayına kadar olduğunu okuduğum bir aşıyı -ki daha önce hiç olmadıkları bir aşıyı- yaptırmak istemedik açıkçası. bu durumda covid aşısı olmak daha mantıklı geliyor. ki o da tartışılır. aşı var mı yok mu, hangi aşı, aşılama ne zaman, hangi aralıklarla, nerede-nasıl yapılacak bunlar daha netleşmedi.

ayrıca zaten bu süreçte maske mesafe hijyen kurallarına dikkat edildiğinden normal grip, influenza riski de azaldığı için olmayı düşünmüyor bizimkiler açıkçası.

influenza aşısının mart ayına kadar koruyuculuğu olduğu kesin bilgi değil, sanırım yaz ayları geleceğinden mart ayına kadar dediler. normalde de zaten 6-7 ay koruyuculuğu varmış. ekim ya da kasım aylarında olunması gereken bir aşıydı bu geç geldi. ben gerek yok diyorum ama karar sizin tabi ki.

CDC immünizasyon rehberi :

"There is no evidence that inactivated vaccines interfere with the immune response to other inactivated vaccines or to live vaccines. Any inactivated vaccine can be administered either simultaneously or at any time before or after a different inactivated vaccine or live vaccine"

www.cdc.gov

Her iki aşı da inaktive.

@qaram teşekkür ederim. Birisi bu bilgiyi sağlık çalışanlarına da bildirse iyi olacak.

Üç ilk 2 oyundan daha iyi ama bu tabii ki kişisel görüşüm. Ben oynamanı tavsiye ediyorum.

bu seriler zaten aynı olmuyor mu, sonuçta seri yani. tomb raider da bir önceki versiyonun aynısı sonuçta.

farklı bir hikaye, benzer oynanışla devam ediyor 3. sü de.

İlk 3 oyun içinde fantastik öğeler var, sonu mitolojiye bağlanıyor. Dördüncü oyun gerçekçi bir sonla bitiyor.
Tomb Raider'ın 3 oyunu da mitolojik sonla bitiyor ama Uncharted a göre daha gerçekçi bir şekilde bağlanıyor.

Uncharted 3 diğer serilerinden çok da farklı değil ama Tomb Raider a göre daha çok aksiyonu var. Uncharted 4 den sonra çıkan Lost Legacy var DLC tadında kısa bir oyun, onu tavsiye edebilirim.

@gaza gelen hocam oyun dinamikleri, gameplayi ve hikayenin kurgusu 1'e 1 aynıydı yani (isimler değişiyor ama olay birebir aynı doğrultuda ilerliyor). bu kadarı fazla. tomb raider'ı bilmem ama oynadğım diğer seri oyunlarında böylesini görmemiştim. bi de aynı olmasından bağımsız çok da iyi değildi. oynanış keyifli ama hikayeye hiç özenilmemesi tat kaçırıyor en azından ilk 2 oyun için. 4 çok öyle değildi mesela.

İlk üç oyun içerisinde en başarılısı Uncharted 2: Among Thieves. Bu oyun sizi tatmin etmediyse üçüncü oyundan beklediğinizi bulacağınızı sanmıyorum.

uncharted serisi icin bence de ilk uc episode icinde en tatmin edici olan 2. oyundu. Ancak 3. oyundaki ucak bolumu gibi bir kac epik sahne cok keyifliydi. Cerezlik oynanir her turlu.

zam almak için iş değiştirmek gerekiyor.

ilk iş yerimde 4 yıl çalıştım her sene enflasyon civarı zam yaptı patron it gibi çalıştım ne gece ne gündüz dedim ilk iş yerimdi çok şey öğrendim hakkını yiyemem ama iş değiştirmek istiyorum ayrılıcam dediğimde %50 zam teklif etti ama ben %100 civarı zam alarak başka yere geçtim.

diğer yerde 2 yıl çalıştım yine %60 yakın farkla başka yere geçtim.bu şekilde 2 yıl 2 yıl derken cidden iyi bi maaşa eriştim. şu an kurumsalda enflasyon +5 civarı zam alıyorum 3 yıldır o yüzden koymuyor ama geçim sıkıntısı yaşasam direkt iş ararım.

ağlamaktan öte senin ona değil onun sana ihtiyacı olduğu noktaya gelmekte fayda var.

iş hayatında bu söz gerçekten doğru. gurur yapacak bir şey de yok, hakkın olana tamah etmeyerek onurlu bir tavır sergilemiyorsun. ağlamaktan ziyade hakkın olanı koparmak için ses çıkarmalısın.

ağlamak + hafiften tehdit. bak giderim haa, gibi. hiç utanma, sıkılma. bebeğinin, senin, eşinin geleceği için ne koparırsan kardır.

soruya cevap, sana müstehak. bu psikolojini değiştirmen gerek.

bunun ağlamakla, ağlamamakla bir ilgisi yok. paraya ihtiyacı olan, farklı bir yerde iş bulması kolay olmayan, çocuklu anne babalar patronların en sevdiği tiplerdir çünkü dibine kadar sömürebilirler, kimse de sesini çıkarmaz. sesini çıkarmadığın sürece de bu aynen böyle devam eder. sesini çıkaracak cesaret ya da kariyerin yoksa da sömürüye devam edilir.

Müstehak demek istemezdim ama sanırım biraz öyle. “Geçinemiyoruz” diyeyecek kadar bir ekonomik tablonuz varken neden çocuk sahibi olmayı tercih ettiniz?
Olan olmuş artık gerçi de çocuğun iyiliği için gurur yapmayı bırakıp, eğer burnunuz şirkette akıyor ise peçetesini de firmaya aldıracaksınız.

@ the cat in the hat, hayır tabii ki. İyi bir performansla çalışan herkese, ünvanına, tecrübesine göre iyi bir zam yapsın. Birinin maaşı uçarken birisinin yerlerde olmasın. Ağlayana al sana meme, ağlamayana birşey yok hesabından rahatsızım sadece.

@irene, geçinme anlayışlarımız farklı olabilir. Kimse aç değil, açıkta değil. Aldığım para borçlarıma ve masraflarıma yetiyor. Birikim yapamıyorum, hobiye, eğlenceye, keyfe keder harcamaya, tatile, almak istediğim eğitimlere, özel sağlık harcamalarına verebilecek ekstra bir param yok. Çocuğum yokken de bir elim yağda bir elim balda değildi.


Teşekkürler cevaplarınız için.

Nasıl katlandık?

Çünkü interneti medya için kullanmıyorduk, film müzik vs izlemiyorduk, indirmiyorduk. Youtube yoktu.

Girip chat yapıyorduk %90. İnternet sayfaları çok fazla banner, flash, fotoğraf içermiyordu, web sayfası yaparken fotoğrafların boyutlarını küçük tutuyorduk.

Keşke 35kbps olsaydı maks 8kpbs ile interneti sömürüyorduk :) . Türk telekomun %5 i kadar bir sabit ücreti vardı. Gprs modemli telefonlar satış rekorları kırıyordu o sıralar.

Hız o kadar mıydı be 8kbps eyvah... Benim o yıllardaki internet tecrübeme ait hızla ilgili aklımda kalan şeyler şu: napster'dan 4 dakikalık bir şarkıyı indirmek için yarım saat falan bağlı kalmıştım. "İyi çabuk indi lan" demiştim.

evet ben kullanıyordum. nokia 6510'a kızılötesi IRda modem almıştım doğubanktan. aylık 5 lira gprs paketi ile bağlanıyordum.

büyükada baz istasyonundan bağlanıyordu benim hat, görece az yoğun olacak ki o dönemler 56Kbps alabiliyordum, zaman zaman aşabiliyordu da.

hatta audio galaxy'den müzik de indiriyordum. siz de hatırlarsınız ki, içeriklerin çoğu text di. irc, icq, news serverlar vs. :) zaman akıp gidiyor, keyifliydi de. açıkcası 2004 de dsl bağlanana kadar, o şekilde kullanmıştım.

şimdi hızlar yetmiyor, hep daha hızlı hep daha çılgınca gidiyor süreç.

hey gidi gözler, nemlendi :)

Gprs in ilk test userlarindanim ben.telsimden 7389i telefon gondermislerdi.onunla superonline da opluk yapiyordum.okey odasi tinder niyetine nasil kullanilir orada ogrendim.ne guzel tas atiyorsun mesajini gordu bu gozler.

Sonra benim genius kafam soyle dusundu,abi bu telefon ortaligi yikar ben bunun aksesuarlarini getireyim,gittim bolca data cable,kulaklik,modem falan topladim.ama telefon bayagi pahaliydi,daha ucuz modelleri piyasaya surulunce cok satmadi.uzun sure elimde kaldi o aparatlar.

Sonra bir gun arkadasim aradi birisi kulakligini ariyor,gonderiyorum sana dedi.gelen bir tane dayi,bu telefonla alakasi olma ohtimali yok.fazla kurcalamadim,yigenim var mi sende bunlardan daha diye sordu,he dayi dedim gitti.ertesi gun baska dayilar arayip,cikip geldiler.sonra digerleri sormaya basladim hayirdir diye obrador,kalsentir falan dedi dayilar.olayin pesini birakmadim,sinirsiz talep var.kendimi varoslarda buldum.

Mevzu su.o donem 900 lu hatlarin mobil versiyonlari turemisti.ariyorsun reklamda gordugun jartiyerli ablayla konustugunu saniyorsun.ara beni boya beni zamanlari iste.o jartiyerli ablalarda mahalledeki teyzeler.biri fasulye kiriyor,oteki orgu oruyor.telefon caldi mi efendim kocacim,parcala yigidim diye basliyorlar konusmaya.bunlara verilen telefonlarda pahali diye satilmayan 7389i ler.kulaginda telefon ,ev isleri aksayinca,kulaklik talebide patlamis.dayimlar kahvede oturuyor,apartmandaki teyzeler bir evde toplanmis fetişlerden fetiş beğen.

aynen, irc için falan yeterli oluyordu. benim de aklıma telsim'in sınırsız 3g tarifesi geldi, bilmem hatırlar mısınız. belli bi kotaya kadar 3g'den gidiyor, sonra edge'a dönüyordu aşırı düşük bir hızla ama sınırsızdı. çok uzun bir süre o tarifeyi kullandım.

mobil internetle ilgili hatırladığım en eski anı dedemin ericsson sh888'i. herhalde ilk modem özellikli telefon olabilir türkiyedeki www.gsmarena.com

telsim degil ama turkcellden kullanmistim. bu arada 56kbps hic de yavas bir hiz degildi. daha GPRS vs cikmadan, evde 56kbps modem ile online Quake3 oynuyordum. ping'in en dusuk oldugu vakit sabah 5-6 arasiydi ben de o saatte kalkip oynamaya calisiyordum. lag o kadar fazla oluyordu ki kendi roketimle kendimi vurdugum zamanlar oluyordu :)

ilk motorola timeport t260 ile kullanmıştım yıl 2001 olabilir. telefonun kedisi wap denen bir sistem üzerinden çok basit sayfaları açabiliyordu. daha sonra 7110 ile kullandım. maillere mi bakıyordum öyle bişeydi. turkcell sony ericsson t300 hediye etmişti o telefona gprs üzerinden melodi indirebiliyorduk. ardından nokia6600'da icq çalıştırıyordum 2003-2004 olabilir, çok havalıydı.

Şimdi baktım görünmüyor. Muhtemelen Türkiye den izlenen içeriklerde değil.

başlat çalıştıra
SnippingTool yazıp enter yapınca hangisi açılıyor

Bende eskisi hala çalışıyor (başlattan aratınca)

Fakat şu an “windows tuşu + shift + s” ile screenshot almak çok daha kolay geliyor. Anında bir yere yapıştırıyorum kaydetmeye gerek kalmıyor. Ha kaydetmem gerekiyorsa bir adım daha var(sağdaki bildirmine tıklayıp save)

alıntı ve taslak iye bi app açılıyor.

@rodriguez
ağırlıklı maile yapıştırdığım ve yapıştırmadan önce de belli alanları alıntıladığım için uygulamaya ihtiyaç duyuyorum hep

Üzerini çiziyorsan vs illa gerekiyor ama dikdörtgen bir alan kesmeyi kastediyorsan benim dediğimi bir dene.

Mac’te elma shift 4 vb ile yapılan bir kesme vardı aynısı gelmiş windowsa işte.

greenshot uygulamasını indir.

bir dosyanın zip/unzip işlemleri sırasında kalitesi düşmez, zira yapılan işin çıktısı dosyaya zarar vermez.

fakat resim dosyasını iletmek/kullanmak üzere biçimini değiştirirseniz kalitesi değişebilir. Örneğin jpg dahi kendi içerisinde çeşitli sıkıştırma oranlarına sahiptir. PNG->JPG veya tersi dönüşümlerde sıkıştırma/dönüşüm algoritmaları gereği kalite değişikliğe uğrar.

yaşı için normal hareketler, anlam yüklemeyin.
dışarı çıkmakla falan ilgisi yok.
tepki gördüğünde tıslaması da normal, bir şey olmaz.

"sokakta daha mı mutlu olur?" diye bir şey yok.
asfalt üzerinde, çöp konteynerinin içinde, hastalık kaparak, arabaların altında mutlu olmaz tabii ki.
olsa da, öyle yaşamasını isteyeceğinizi sanmıyorum.
nereye alışırsa orada mutlu olur.

ısırdıkça elinizi kaçırırsanız avlanma güdüsünü iyice kamçılarsınız.
elinizi ısırdığında "hayır" diye bağırın ve elinizi çekmeyin, reflekslerinize hakim olun.
öyle yaparsanız kendiliğinden bırakır.
ama elinizi çekmeniz onun için oyun, siz çektikçe yakalamak ister ve daha sert ısırır.
ayrıca bunu oyun olarak görmesi yetişkinliğe de taşımasına neden olur, ki bu hoş olmaz.
o yüzden eğitmeniz lazım.
bol bol oyuncak alın, oltalı oyuncaklarla birlikte oynayın.
atlasın, koştursun, kudursun, ısırsın, deşarj olsun.

nasıl büyüttünüz? hırçın ve mıncıra mıncıra mı sevdiniz? sürekli el şakası yapar gibi mi sevdiniz? küçükkken tatlı geldi mesela o size patisiyle minik minik karşılık verirken savunma pozisyonuna geçtiğinde ani el hareketleri yapıp, dokunup elinizi çektiniz mi?

saldırmayan kedi büyütmenin bence en güzel yolu 2. bir kedi ile büyütmek bu mümkün değilse elinizi, ayağınızı oyun arkadaşı olarak görmesini engellemek. bunun yolları da kesinlikle hırçın sevmemek, yavruyken ani el hareketleri yapmamak, elinizle onunla oyun oynamamak.

bu saatten sonra ne yapılabilir? olta ile oynatın, kovalayabileceği top, üstüne atlayabileceği bir peluş oyuncak alın. elinize saldırmak için davrandığında yüksek sesle "şiişşşttt" deyin, rahatsız olup ortamı kendi terketmeye başlayacak bu sesten sonra. cezadan anlamazlar atmayın bir yerlere. canınız yandığında bunu da belli edin yine sesle. sadece yorulduğunda ve yatarken sevin en azından başlangıç olarak. sevdiniz ısırmadı uslu durdu ödül maması, macun verebilirsiniz. kediler eğitilemez deniyor ama koşullanabilirler.

Aklımızdan çıkıyor mu ki aklımıza gelsin

Not after all this time though.
Bir müddet sonra geçiyor.

bir süre sonra bu olay geçiyor. (denendi, onaylandı)

Evet maalesef

always

ukte kalır ama unutulur

Yok

youtu.be

şu küçük hikaye sizin sorunuzun cevabı olabilir.

cunku % 99.9 urun iadelerinde kargoyu satici oduyor ve kullanilmis ya da paketi acilmis bir urun satici icinde cop oluyor.

1 - refund yap urunu hedoye et urun 10$ olsun zararin 10$
2- urunu geri al iade yap 10$ urun + 3$ kargo 13$ zarar

dolayisi ile saticilar bu yuzden urunu almadan iade yapiyor.

ve musteri mmenuniyeti kat ve kat fazla oluyor, memnun olmadigin bir urun icin bir de kargoya gitmek zorunda kaliyor alici ikinci bir is cikiyor ona.

yani satici sizi dusunmuyor kendisini dusunuyor

not: amazon saticisi bir yazar

@oscar, ama siz de urunu firmaya yollamiyor musunuz mesela bu hatali/bozuk diye?

@c1b2k3 urunu alis seklinize gore degisir. ben private label urunlerden bahsediyorum mesela cinden kulaklik yaptirdiniz 2000 tane onu satiyorsunuz.

philips marka urun satarsaniz degisir tabi ama onu da sahis olarak siz satamazsiniz lockdir kategori.

bu arada amerika amazon icin konusuyorum ben,

Size katılıyorum ama bence de abartı bi düşünce. Zaten o tarz ürünlerde kar marjları aşırı yüksek, adamlar belli bir rakam iade olacağını hesaplayarak o fiyatları çekiyor. Rahat olun, Amazon dünyanın en zengin şirketi

kayda değer bir fark yok.

Çok farklı değil evet ama yine de 1 diyorum.

Bence dr çok benziyorlar ama illa tercih yapacaksam 1 derim. 2. Nin sapındaki boşlukları sevmedim açıkça

Ali expressten 13 dolara aldığın gözlüğün titanyum olma olasılığını kafası daha güzel bu gözlüklerden

Anneni su anda ikna etmek zorunda degilsin. Benimki ara sıra zarflıyor sen asi olacak misin diye... Bugüne kadar evet demedim halbuki ilk gunden beri kararım evet. Anneme asisina gore 'bakacagiz' diyorum. Koru korune asi olundugu algisini kiriyor bu.

Ayrıca asi olmak icin degilse bile hangi asiyi olacagimiza karar verme durumu olup olmayacagini bilemiyoruz su anda. O yüzden yaslilari ikna etmeye calismak icin erken.

Yani mantıken aşı olmanın çok yan etkisi olsa ve ölenler olsa, planları da bu olsa; gidip ilk olarak sağlık çalışanları ve benzeri kritik yerde çalışanlara yapmazlardi.

Altın yükseldi artti gibi şimdide corona böyle dedikodu üzerinden konuşuluyor heralde.

Erken olması dedigin hizlica bulunması ise şöyle düşün; bizim sistem projemiz var, proje 1 sene sürecek ve tahmini 4 milyon dolar.

Ama bana 20 milyon dolar verirsen bunu 2 ayda da yapariz. 1 tane proje müdürü yerine 3 tane alirim, 1 danışman yerine 10 tane alirim, al 1 senelik is 2 ayda olur.
Aynisi asi icin de gecerli. Su an dunyada devlet başkanından ceolara kadar herkes asi bekliyor. Haliyle normalde az bütçe ayiran, bir iki bilim adami calisan yerlere para akiyor, yer gök calisan, üstüne devlet sittin senede üzerinde çalıştığı onaylamalari falan ilk siraya aliyor. Yani düşünün ab genel kurulunun en önemli maddesi yeni cikan asilarin onaylanip onaylanmamasi, yok böyle bir şey.
Haliyle normalden hızlı olmasi kadar mantıklı bir şey yok.

Kuzenim (49) sağlık çalışanı, aşı oldu, aşı olduktan sonra da hastanelik oldu. İki hafta hastanede yattı. Eve çıktıktan sonra da bir hafta kadar nefes almakta zorlandı.

@pati,

Aşılamalar başladı mı? Bir de hastanelik olma sebebi nedir?

Çok geçmiş olsun.

Şüphe hissetme durumlarını şöyle baz alabilirsiniz, bir ülke x aşıdan olanların aşısını kabul edilmeyecek.

Pati’nin örneğindeki akraba faz3 e katıldıysa plasebo da olabilir veya ikinci dozu olamadan corona olmuş olabilir (genelde böyle o haberler). İlk doz çok da etkili değilmiş 21 gün sonra ikinciyi olmadan o koruma olmuyor pek. Geçmiş olsun.

Bi gelsin de, bizim yaşımıza gelene kadar düşünürüz.

yüksek meblağ değilse ve şirket üzerinden satış yapmıyorsan vergi çıkacağını sanmam. domain satmadım ama yurtdışına başka satışlar yaptım, website yaptım mesela ödemesini aldım kimse vergi sormadı..

tek seferlik ve yıllık toplamı asgari ücreti aşmayan gelirlerde vergi istisnası vardı bu konuyu araştırın.

beyanname vereceksiniz. bana maliyeti şu kadardır, şu kadar para kazandım gibisinden. ama bir muhasebeci ile görüşmenizde fayda var.. diğer gelirlerinizin vergileri ile birlikte ya da en azından kombine bir şekilde vermeniz gerekiyor. maaşlı çalışansanız, şirket muhasebeniz ile görüşün.

@eileengray
ay sağ ol o düzeltmeyi de yaptım ama hala duruyor çizgiler :S

Word cümle uzun diye de çizer. Üzerine gidince ya da imla kontrolünde sebebinin gözüküyor olması lazım.

Cümleyi seç, word’ün dibinde hangi dilde olduğu gözükür. Bazen tüm dosya TR, bazı satırlar EN kalıyor, sen Türkçe yazsan da İngilizce yazmanı beklediği için hatalı diyor.

ikinci "bir insan"i sil dene.

İkinci virgül yerine noktalı virgül öneriyorum, o zaman çizmeyebilir.

Ama sadece “çok uzun tümce” gerekçesiyle de çiziyor +1

üzerine gelince sebebini söyler.

ya cümle çok uzundur (word'ün çizeceği kadar uzun), ya da yüklem ile bitmiyordur (ki bitmiyor).

"üzülme süreci değil adeta rahatlama yaşadım gibi bişey oldu"
dışarıya böyle yansıtmak için uğraşmışsın ve aslında hissetmen gereken şeyleri bastırmışsın gibi geldi. e bunlar da kontrolün olmadığı rüyalarda ortaya çıkıyor tabii...

nişan atmak -esktrem sebepler yoksa- üzerine düşünülecek, üzülünecek bir şeydir; bunları yaşamak doğaldır. kendine dürüst ol, pişmanlıkların varsa al kendini karşına, anlat içini dök.

@Jux aldatılmamın yada hakaretlere uğramamın nesine üzülmeliyim ki ? Anlamıyorum...

sevdiğin, evlenmeyi düşündüğün insan tarafından aldatılmak ve hakaretlere uğramak yeterince üzücü değil mi?

Böyle bir insandan kurtulduğum için üzülmüyor aksine seviniyorum çünkü evlendikten sonra bunları yaşayabilirdim diye düşünüyorum.

Ben sizin bu konuyla duyurunuzu hatırlıyorum, ayrılarak kendiniz için en doğru şeyi yapmışsınız, kendinize iyilik yapmışsınız, hatta sizin iş baya ciddi haldeyken buna cesaret etmiştiniz hatırlıyorum hep.

Yanlış anlamadıysam rüyanızda eski nişanlınızı görüyorsunuz, bence çok normal, baya sizi üzmüştü bu kişi. Beklemediğiniz şekilde davranmıştı. Belki farkında olmadınız ama yaşadıklarınız sizi çok yıpratmıştır bir yerde, onun etkisidir. Birde her rüyanızdan sonra bunu sorgulamanız, daha sık rüya görmenizi tetikliyor olabilir. Uykuya dalmadan önce sizi sakinleştirecek bir uyku düzeniniz olsun, uykuya dalmadan önce aklınızda iyi, güzel, başka farklı şeyler geçirin. Bu konuyu böyle düşündükçe daha fazla rüyanıza girer.

yeterince üzülüp duygularını dışa vurduktan sonra hissetmen ve düşünmen gereken şey bu zaten ama sen bu kısma direkt atlamışsın sanırım. seni senden çok tanıyacak değilim tabii de, demek istediğimi farklı açıdan yaklaşırsan anlayacaksın diye düşünüyorum.

@GoodMorningTeacher hatırlamanız beni mutlu etti :)
Haklısınız bunu düşünerek daha fazla çağırıyorum ve bunun bilincinde olduğum için çoğu zaman düşünmüyorum ama şu saatlerde yine aklıma takıldı ve sorarak aslında biraz da farklı düşünceler ile karşılaşmak ve kendime farklı bakış açıları katmak için böyle bir soru sordum.
Çok saçmadır ki aklımda yokken art arda günlerce görüyorum :D

@Jux haklısın belki de güçlü durabilmek için atlamış olabilirim ve bilinç altıma bunları süpürmüş orada hapsetmiş dolayısı ile rüyalar yoluyla açığa çıkarmış olabilirim ki düşüncem bu yönde :) Peki ne önerirdin bu karmaşalıktan kendimi kurtarmam için? :)

psikolojide bunun bir yöntemi yordamı vardır, psikolog terapist arkadaşlar görürse yazsın; ben direkt bir şey öneremeyeceğim papatya çayını kaynatıp buharını ağzından alıp burnundan ver gibi. ama işin özü o zaman yaşayamadığın hislerini yaşamak ve bununla barışmak diye düşünüyorum. yüzüne söylemek istediklerini bir kağıda yazabilirsin, sanki ona verecekmiş gibi. aldatılmanın senin suçun olmadığını, karşı tarafın karaktersizliği ile ilgili olduğunu, bunun herkesin başına gelebildiğini, önünde aynı güzel sevme-sevilme hissini yaşamak için çok fırsat olduğunu düşünebilirsin mesela.

@Jux değerli görüşünüz ve ayırdığınız zaman için çok teşekkür ederim :)

Meditasyon yapın. Bağ kesme meditasyonu diye bir meditasyon var youtube da ben eski sevgilim için yapmıştım etkili oldu. Yani o kişiyi istemesemde hayatımda bir yaşanmışlık olduğu için ilerideki ilişkilerimi, davranışlarımı etkiliyor. Örneğin biri sizi aldatöışsa daha sonraki sevgilinizinde aldatacağını düşünmek veya insanlardan uzaklaşmak gibi. Farkında olmadan bilinçaltına yerleşiyor. Böyle şeylerde tabi bir uzmandan (psikolog) yardım almak en doğrusu fakat seansı 200 civarından başlayan seansları kaç seans süreceği ve etkili olup olmayacağı belli olmayan şeye harcayacak kadar çok param yok malesef.

@rapisa ilginç bir cevap ve böyle birşey olduğunu bilmiyordum deneyeceğim teşekkür ederim. Önerdiğiniz kişi veya kişiler var mı ?

Ben can Aydoğdu nunkini yaptım fakat bazı kişiler sevmiyor. Bende işe yaradı fakat uzun sürüyor ve bir kaç kez yapmak gerekebiliyor.

Rüyadaki sen ne hissediyor? Huzursuz mu, memnun mu? Normal sen ile farkı var mı?

Bilinçaltının rüyalar yoluyla kendini temizledişini söyleyenler vardı. Belki ilişkiniz boyunca alışkanlık haline gelen düşünceleri temizliyordur bilinçaltın.

Rüya değil kabus kabus. Nişan sonuçta insanın hayatında önemli bir olay.
Muhtemelen 5-10 sene sonra da aynı kabusları göreceksin

Şey gibi 30 yaşına gelip rüyanda tekrar lise sonda olduğunu görmek gibi bir şey.

istifa et deyip seni işinden ettikten sonra ''başkasını bulduk yeaa'' demelerinin profesyonellikle değil yavşaklıkla alakası olabilir. bence yarın direk ara açıkca sor bunu. dimyat`a pirince giderken evdeki bulgurdan olma sonra...

resmi iş teklifi mektubu geldi mi? sözleşmeyi önceden imzaladınız mı? bunları talep edin.

normal değil , rezalet hatta , yazılı teklif gelmedi mi ?
ilanı kapatıp yeniden açmak nedir ? kafayı mı yemişler , arayıp sormakta fayda var.

Yazılı teklif için yatırımcı onayı bekliyorlardı, bir hafta falan sürüyor o, bu olay da ertesi gün oldu işte.

Bence bu kadar derin duygu hissetmeden sözleşme imzalamak lazım ki istifa edeyim deyip geri çekilmek lazım. Istifa et gel ne lan

açık açık konuş, ara sor derim. zaten aklı başında bir firma mutlaka bununla ilgili bilgi verir. ben yanlışlık olmuştur'a oyumu basıyorum.

Bazı cafeler saçak altı ya da korunaklı yerlerde servise devam ediyorlar. Sarıyer sahilde bir tanesi mevcut.

Eve at

Erkek olsaydınız corona sebebiyle millet yardırırdı:) çok acayip bir mecra ya şu ekşi alemi.

Cevaba gelirsek Bazı parklarda kamelyalar oluyor. Bilmiyorsanız biraz araştırın nerede var diye, oralarda oturun.

Havalar çok kötü değil, sıkı giyinerek bir sahilde veya parkta banka oturup sohbet edebilirsiniz. Araç varsa, yani taşımak zor olmayacaksa termos ile çay/kahve de götürebilirsiniz.

haftaya cok soguk olacak diyorlar :(

eve de atamam, ama fikirler icin tesekkurler :D

valla biz arabada oturuyoruz. aliyoruz kahvelerimizi, filmlerdeki gibi manzarasi guzel sessiz sakin bir yere cekiyoruz mis gibi oluyor. arada arabadan inip yuruyus de yapiyoruz vs. tavsiye ederim

Gidise binmezsen donuse de binemezsin
Gidis donus her turlu daha uygun oluyor tek yone gore

tek tek almaktan daha ucuz olmasi?

tek tek almakla aynı fiyat oluyordu hep bana. o yüzden ayrı alırım.

@mor oje, in vino veritas
Kampanya yoksa aynı fiyat oluyor. Zaten satın alırken ayrı ayrı fiyatlandırılıp toplanıyor aynı pnr kodu olduğu için.

Uzun uçuşlarda biletleri birlikte almak, iptal ya da erteleme durumunda daha az masraf çıkmasını sağlayabilir. Onun dışında fiyat fark etmiyorsa gidiş-dönüş almanın bir dezavantajını göremedim, yani ayrı pnr da alsan, gidemezsen dönüş yine yanacak. Ama dönüş biletini gidiş kesinleşince alırım diyorsan, fiyatının yükselmesi veya istediğin tarihte yer kalmama riski var.

@mikropatlama "Gidemezsen dönüş her türlü yanacak" kısmı olmayabiliyor her zaman. Gidiş uçağını kaçırmıştım bir kere, sonraki uçakla gidip dönüş uçağımla döndüm mesela. Pnr aynı olsaydı mümkün olmayacaktı.

Yurtiçinde gidiş dönüş biletlerinin de daha uyguna geldiğini hiç tecrübe edemedim. Her türlü ayrı almak daha mantıklı oluyor. Çünkü çoğu zaman gidiş bir firmada uygunken dönüş başka bir firmada daha uygun olabiliyor.

Soruya gelirsek, motivasyon sadece daha az uğraşmak olabilir, ki yeterli bir motivasyon.

Tavuk, çiğköfte.

Tavuk, salata, iyi esnaf lokantasi

Tavuk, salata ve bakliyatla yemek yapan iyi esnaf lokantası ama asla çiğköfte değil.

"come the end of the month" ya da year gibi bir kalıp var. Ayın sonlarına doğru, ya da ay sonunda gibi.

Ocak sonu geldiğinde.
www.ldoceonline.com:~:text=From%20Longman%20Dictionary%20of%20Contemporary,%E2%86%92%20come

Burada açıklaması var, o öyle bir kalıp. Ayların, yılların, günlerin vs. başına koyabilirsiniz.
Bizdeki "gelende"yi düşünün, kış gelende, bahar gelende, hep kitaplarda görürüm, hatta gündelik konuşma dilinde yoktur bile, ama o da öyle acayip bir kalıptır.

bizimki de tvde belgesel açarsak izliyor.

Bizimki de büyük kediler çıkınca tv'de, oturup izliyor.

bizimki de izliyor, hatta youtube da video for cats diye aratıp çıkan videoları izletiyoruz tabletten bazen. 1 saat falan izlediği oluyor mal gibi

"Repeater"dan bahsediyorsak cihaz modeme uzak konumda olabilir. Uzaklık veri hızını azaltıyor. Repeater'ı router'a çevirmek bir seçenek. Bunun için modemden cihaza bir kablo çekmelisin. Ya da bilgisayarı modeme ethernet kablosu ile bağlamak.

Eğer modemden de düşük hız alıyorsan wi-fi kanalını değiştirebilirsin. Aklıma bunlar geldi.

@prole tavsiye derken repeater tavsiyelerinizi demek istemiştim. Aceleyle eksik bırakmışım sorumu kusura bakmayın. Tavsiyeler için de teşekkürler.

eski evimde xiaomi wifi repeater kullanıyordum çalıştığım oda modeme uzak olduğu için. Tavsiye ederim.

ben ufak beyazdan kullanıyordum. bir de iki antenli siyah modeli var, belki daha iyidir.

gözlük kullandığım için bu tip şeyler çok rahatsız ediyor beni. galaxy s8'in yanında gelen akg kulaklığı kullanıyorum

Yurtdışında iseniz jabra ürünlerine bakılabilir evolve serileri sanırım veya çok önemli değilse kulak üstünde ben logitech g533 ile çok rahat ediyorum.

Farklı tavsiye: eğer ortamın uygunsa (yani özel odan varsa) sadece mikrofon al, sesi hoparlörden ver derim. Uzun süren toplantılarda hangi kulaklık olursa olsun yoruyor insanı, ben öyle yapıyorum.

Mümkün değil, ekran değişecek.
Ben de yeni yaptırdım. Sony Xperia için 330 TL aldılar (İzmir)

Samsung s7 icin 900 tl dediler, dokunmatigi calissada murekkebi akmis degismesi gerekmis. Bu bilgi burada kalsin birilerinin isine yarar belki

binance.com/tr

aynı değil mi ikisi ya? ben de orijinal domaini olduğu için binance.com/tr derdim ama, aynı yere çıkıyor diye biliyorum.

aynı değil. dikkatli incelerseniz.

Aynı değilmiş. İkisinde de aynı hesabı açınca fark ettim.

arkadaşlar aynı. binance.com a girip Overview altındaki BinanceTR linkine basarsanız aynı siteye gittiğini görürsünüz. zaten binance announcementlarda da bu sayfa duyuruldu.

binance.com a login olun, hesabınızı görüntüleyin. visit binanceTR yi tıklayın, kendiniz görün.

ikisinde de ayrı ayrı hesap açabilir ve bunları global ile linkleyebilirsiniz.

edit: aynı derken sahte değil anlamında demiştim. evet yoksa ikisi farklı.alttaki arkadaşın belirttiği gibi.

boyanır. Nuri LefLef boya alıp boyayabilirsiniz. kesin bilgi. ayakkabıcıyım.

Onu bulamadım da sitil diye bi boya aldım. Onla olmaz mı

O da olur

Reset tuş kombinasyonu vardır. Onlara basılı tutun, baştan başlasın. Eğer düzelmezse garanti karşılar garantisi devam ediyorsa.

Reset dediysem sadece telefonu kapatıp açan restart kombinasyonunu demek istedim yani.

Güç düğmesi ve ses kısma yerine uzun süre bastım yine değişmedi. 2 aylık telefon ve bir kere bile düşmedi!

Basima benzeri geldi anakart islemcisi problemli gibi birsey dediler, garantisi varmis sizin neyse ki, cok gecmis olsun

Note serisini 1-2-3-4-7-10 şeklinde kullandım. Sadece 2de sorun yaşamıştım. Aslında pek duyulmadık birşey ama binde birlik veya on binde birlik bir hata payları oluyor tabii ki malsemelerin. Şansa size denk gelmiş olabilir. Elektronik işi öyle oluyor :/ İçiniz rahat olsun ama ekranı veya telefonu komple yenilerler. Sadece biraz uğraştıracak işte ne yapalım.

Media marktan aldım üstelik kasko yaptırmıştım. Oraya mı götürücem? Ve hemen verirler mi=(

Evet aldığınız yere götürürseniz onlar samsung'a ulaşınca daha hızlı çözülebiliyor firmadan geldiği için.

getsharex.com

@malheiros: çok teşekkür ederim. direkt kurdum ve denedim. harikaymış. bayılıyorum böyle pratikliğin ön planda olduğu programlara. çok makbule geçti.

default ayarlarda denedim ama önereceğim ince ayarlar var mıdır? mesela ses için? görüntü için?

Benim tavsiyem yok, ekran kaydı almıyorum ben. Ama kullananlar belki çok yer kaplamayacak şekilde nasıl ayar yapılır anlatırlar. Aklıma sadece o geliyor.

Kedi koronası zaten ezelden beri tedavi edilebilen bir şey diye biliyorum. Covid-19 değil başka bir varyantı.

kuvvetli bağışıklık ve stresten uzak durmak.kedilerin çoğunda kedi koronası oluyor. çözüm stresten uzak durmaları.
sevdiği mamadan bol bol verebilirsiniz. bir de kucak seviyorsa kucağa alıp mırıldatın.
geçmiş olsun.

Corona kedilerin çoğunda var zaten. Eğer hayvanın bağışıklığı düşükse fip e dönüşebilir fakat siz neden bu tahlilleri yaptırdınız. Bir belirti mi gösterdi. Geçenlerde bahçemdeki bir kedimin karnı çok şişmişti fip teşhisi koydular. Ben kediye ilaçlar veriyordum. Sonra başka veterinere götürürken kedi kucağımdan kaçıp kayboldu. Bir hafta sonra evi bulup geldi. Gayet sağlıklı bir şekilde kendi kendine iyileşmiş. Fip teşhisi koyulamıyor. Tahlili yapılamıyor. Siz kedinizin bağışıklığını güçlendirmeye çalışın. Hastaysa yemiyorsa enjektörle mutlaka besleyin.

Yürürken yalpalayinca götürdük. Corona çıktı. Benim anlamadığım kedi bu bağışıklığin düşme ihtimali ve stres durumu her zaman olacak. Bununla nasıl baş edicez?

yapma hocam. seni anlıyorum ama boktan bir dönemdeyiz. genç işsizlik rekor kırıyor ve muhtemelen seneye okulu bitirmiş olmak seni daha zor bir duruma sokacak.

ha iş hazırdır ya da ben nasılsa bulurum diyorsundur maddi olarak seni yıpratmayacaktır bir sene o zaman bırak gitsin.

Bence uzatmayın. Uzatma kartını saklayın. Gerçekten ihtiyacınız olduğunda uzatma lüksünüz olsun. Erkekseniz askerlik var mezun olduktan sonra. İş ararken de zaman harcanıyor. Üniversite eleştirisi hiç yapmayayım.

Kardeş bence mezun ol geç, 2021'de de okula gidebileceğin şüpheli. 26 yaşına gelmişsin, yüksek lisansta ya da farklı şeylerde devam ettir hayatını. Uzatırsan son senende hocalarından nefret edeceksin, arkadaşlarının hepsi mezun olmuş çalışıyor falan geziyor falan olacak, yeni arkadaş yapayım desen alttakiler zaten çok küçük, üstelik okulların açılacağı bile kesin değil

Uzatmamanız sizin için iyi olur çünkü yaş ilerledikçe diyelim ki YL yapamadınız ve özelde iş aramak durumunda kaldınız çoğunun yaş sınırlaması var ve bu durum sizi üzebilir.Ama @kljglsdkjsd nin dediği gibi işiniz hazırsa kafanız bu konuda rahatsa uzatın dert etmenize gerek yok.

"dolu dolu geçirmek"ten kasıt ne bilmiyorum ama bundan sonra hiçbir şey beklediğiniz gibi olmayacak gibi düşünebilirsiniz. o yüzden hiç gerek yok. alın diplomayı ondan sonra kiminle nasıl takılmak isterseniz takılın.

26 yaşındasın, hala lisansı bitirmemişsin ve okulu uzatmayı mı düşünüyorsun? Hem de nedeni "arkadaşlarla görüşemiyoruz".

Millet ne koşullarda canını dişine takıp okuyor. Yapman gereken tek şey ders saatinden 15 dakika önce uyanıp bilgisayarın başına geçip dersi dinlemek, sonrasında da üç beş tane ödev midir sınav mıdır neyse onları vermek. Abartma.

Öncelikle nickin çok uyumlu olmuş.

Yanlış düşünüyorsun, yani tam olarak imkanlarını bilemem ama ben ve bir çok arkadaşım tam tersini yaptık, öylesine okuduğum bir bölümdeyim normal zaman olsa not ortalamam yerlerde olurdu ama pandemi sağ olsun geçen dönem ve muhtemelen bu dönem 4.00 olacak ortalamam. Valla arkadaşı filan salla iş yüksek lisans filan muhabbeti olunca kimse kimseyi tanımıyor. bence yardır bu sene yaparsın sen.

herkesin aksine ben uzatmanizi mantikli buluyorum. zira mezun oldugunuzda atilacaginiz hayat her turlu ogrencilikten daha zorlu, tatsiz ve yorucu. neden 1 sene erkenden bunlarin icine giresiniz? neden daha iyi notlarla mezun olmak varken kotu notlarla sirf erken bitirmek icin bitirmis olasiniz? 27'de mezun olmakla 26'da mezun olmak arasinda ne fark olacak zaten "gec" mezun olmus olacaksiniz (27'yi sorun edecek olan isveren 26'yi da eder). Ben yerinizde olsam gittigi yere kadar uzatirim. hem notlariniz duzelir hem moraliniz. hem de cok da matah olmayan is hayatindan ve stresinden 1 sene gec cekmeye baslarsiniz.

aynı durumdayım. 95'liyim, son senemdeyim, haziran'da mezun olacağım için mutsuzum. eğer uzatacaksan bu karar kampüs ortamı arkiler vs için değil eğitimin için olmalı. bir seneyi kaybettiğine değmeli. aynı verimi bu sene de alırım diyorsan gerek yok.

bursum bitmeyecek olsa ben de uzatırdım çünkü çok kötü eğitim aldım. uzaktan eğitimle aldığım tüm dersleri okulda yüz yüze tekrar almayı çok isterdim.

çok zor bir durum ama uzatsan da okulların ne zaman açılacağı belirsiz. ve 20'li yaşların sonunda hala okulda olmak insanı yıpratan bir şey gelecek kaygın varsa. bir şekilde arkadaşlarınla iletişimde kalmaya çalış ama okulu bırakma derim.

yine de sonuçta her şey sende bitiyor. ilaç kullanacak kadar kötü etkilemişse bu durum seni kendi sağlığını da düşünmelisin yani verdiğin karar ne olursa olsun kendini suçlama. aslında bu sıkıntıların konuşulduğu okul ya da bölüm içi (online) toplantılar olmalıydı. o tarz bir şey düzenleyebilecek biri varsa orada fikir alışverişi yapmak iyi gelebilir.

hayatta her zaman her şey ters gidebilir gayet normal. "bu yaşa geldim her şeyi mükemmel yapmalıyım" gibi bir kafada olmak seni daha çok strese sokacak.

Kahve dünyasınınkini beğeniyorım. Trendyolda orda burda satılıyor

Dediğiniz Christmas Blend'i pek seven biri olarak sabit kahvem Tchibo Brazilian Mild'dır.

Kahve gurmesi degilim ama Tchibo Brazil Mild f/p olarak gayet iyi bir kahve bence.

Bende Tchibo black white seviyorum bi de o üzerinde fil resmi olan kahve adı aklıma gelmiyor

shop.sweetheaven.com.tr

kesinlikle tavsiye ederim.

coffeetropic.com

Fiyatı uygun yok bildiğim. Genelde internette daha ucuza buluyorum malzemeleri. Site arı vermeyeceğim reklam olmasın diye. Zaten son aylarda reklamın bokunu çıkardı o site. ;)

petgross'ların hepsi bu özelliklere uyuyordu şimdiye kadar gördüğüm. armada o taraftaki olabilir.

e-nabız'da muayene olduğum doktor hastalık geçmişimi görebilir vs tarzı bir onay yeri vardı. orası onaylıysa doktorunuz geçmiş tetkikleri reçeteler falan görebilir diye biliyorum. olmadı siz gösterirsiniz.

evet görebiliyor. e nabızda doktorum görebilsin kutucuğunu işaretliyorsunuz.

Ya valla bende de öyle. Hiçbir şeye ilgi istek duymuyorum. Dizi/film bile izleyesim kalmadı, kitap falan hak getire. Sporu da haftada 2 kere zorlaya zorlaya yapıyorum. Candy Crush'ta şeker falan kırıyorum saçma sapan :)

aa ben :(

Tembellik bir bataklıktır, ona batma. Çekemesin seni. Spor veya kilo verme amacıyla değil vücuduna saygı ve sevgi için günde 15-20 dk yürü veya sokağa çık öğlenleri. Güneş gör. Kendini tam bir denge noktasında hayal et, ne o kadar tembel olacak ne de o kadar çok çabalayıp yorulacak kadar enerji sarf et, dengedeymişsin gibi düşünüp öyle davranmaya çalış. Kısa zaman sonra alışacaksın, moralin düzelecek.

Günlük küçük hedefler koyup gerçekleştir, çok işe yarar.

rutini değiştirmek kolay değil. ben kendimi zor duruma sokarak bunu aşıyorum.

mesela, applewatch üzerinden arkadaşımla yarış yapıyoruz. 1 hafta sürüyor. her gün max 600 puan alınıyor. bu da kalori yakmak, egzersiz süresi ve ayakta kalma süresiyle ölçülüyor.

mesela, bir başka arkadaşımla her gün spor yapmamız için birbirimizi dürtükleyeceğimize anlaştık. bazen benim, çoğunlukla onun spora hevesi olmuyor. her akşam 18.00 gibi ben ya da o, görüntülü arıyoruz ve haydi spora, tembellik yok vs şeklinde motive etmeye çalışıyoruz.

yani senin dışında başka etkenler seni zorlamalı. arkadaşım gün içinde benden fazla puan aldığında, ne oldu dayanamadın mı tempoma, ya da atıp tutuyordun hani ne oldu gibi gıcık konuşmalar yapıyor :)) ya da applewatch'ın bluetooth'unu kapatıp, gece 22.00 gibi açarak full 600 puanı oyuna yükleyerek benim eğer puanım eksikse bir anda geri alamayacağım şekilde öne geçiyor. ben de böyle itlik ve serseriliğe karşı gün içinde puanı tamamlamaya çalışıyorum.

son olarak, sabah mutlu kalkmaya çalışın. kalkar kalkmaz hareketli mutlu parçalar açın spotify'da, pencereleri açın, güneş girsin, müziği varsa ses sisteminden verin evin içine, dans edin. evde yoksa bir kettlebell alın ve onu kaldırıp indirin, müziğin ritmine uyun.

yasaklar var diye bahanelere sığınmayalım. sitenin 2 otopark katıyla 8 katı var. 2 günde bir merdivenleri 20-30-50 kez inip çıkıyorum. 1 saatte 800-900 kalori yakıyorum.

rutini bozmak için biraz yenilikçi düşünün.

Küçük başla. Mesela her yemek sonrası 10 dakika yürüyeceğim diye hedef koy.

Yeni sözleşme falan yok. Apple ve sanırım google marketlerinde uygulamaların neleri, hangi verileri kullandıklarını söylemesi istendi onun güncellemesi geldi o kadar. Whatsapp facebook’un bünyesinde bu arada

WhatsApp'ın sahibi Facebook. Güncellenen sözleşmeye göre WhatsApp'ın erişebildiği tüm bilgileriniz (sadece yazışmalar değil telefon numarası, IP adresi gibi diğer bilgiler de) Facebook bünyesindeki diğer şirketlerle paylaşılabilecek.

www.fastcompany.com

Eczaciniza sorabilirsiniz muadili ilac nedir vs diye.
Yardimci olacaklardir.

to the lake, şuan tek sezonu yayınlandı

Yoksa daha Breaking Bad'i seyretmedin mi?

Aradığın tarzda muhteşem diziler önereyim. Önce en güzellerini yazayım ama netflixte yoklar;

The missing
The fall
Bron Broen
Forbrydelsen
Broadchurch
Night of
Cardinal

Netflixte olanlar;
Black spot
Happy Valley
La mante
Bodyguard

Oniseciente

Bizde en düşük sıcaklıkta 7/24 açık.

Az once ayni seyi dusundum 15 diyor ama hissedilen 8-9 gibi. Acmadim, ctesi acarim muhtemelen

Hep açık ama düşük sıcaklıkta. 45 derecede.

Bizim de açık.

Akşamları açıyorum.

istanbulda iyiyiz, açmıyoruz.

Yaşadığım ilde -3-4’leri görüyor hava. Gündüz 35 gece 38 derecede yakıyoruz. Muazzam ötesi yalıtım şirketine de burdan teşekkür ederim

evet.

evin yalıtımı kötü. gece soğuk oluyor.
(izmir)

İzmirdeyiz, 4 gündür yakmiyoruz.

İstanbul 2 aydır açık

istanbuldayız, bu kış 2 kere falan açtık. Hiç açmamıza rağmen evin içi genellikle 23 derece falan oluyor minimum.

Hatta eve termometre aldım ulan soğuk oluyor da biz mi hissetmiyoruz diye, ev sıcaklığı için bi termometre tavsiye ederim. Psikolojik üşüme ısınma hissini elemiş oluyorsun :)

Son 1 haftadır sadece gece 2-3 saat çalıştırıyorum. Gündüz cam açıyorum hatta.

bu cok klise bir soz, bir milyon kere soylenmistir sagda solda. Kufrederken, sinirlendiginde ana dilini kullanirsin falan filan bu tespiti 13 yasinda cocuk bile yapar yani

binance
edit: bir tane de papara hesabı açarak bankadaki parayı paparaya, paparadan da binanceye aktarıyorsunuz.

Ben de araştırıyorum, şu anda en yakın olduğum coinbase

binance ın adını bende çok duydum peki buraya nasıl minimum komisyonla para aktarabilir, çekebilirim?

www.binance.com

İsterseniz referans linkimi kullanarak kayıt yaptırabilirsiniz. Daha az komisyon ödersiniz, ben de kazanırım siz de.

Binance kesinlikle. Papara ile yatırım gerçekleştirebilirsin kolay bir şekilde.

@chicha olur kayıt olayım fakat nasıl para aktarıp çekiyoruz. Sizin yönteminiz nedir?

ya doğrusu mutlaka düşük fee'li bir yeri tercih etmektir ama crypto piyasası volatilitesinde kâr eden alım/satımlar yaptıktan sonra fee bence epey minör bir kaygı olarak kalıyor. şahsen, düşününce gün içinde küçük vurkaçlara pek girmiyorum, dolayısıyla %5'in altında kâr oranlı emir girmiyorum neredeyse. dolayısıyla onun içerisinde de %0.075 olmuş, %0.050 olmuş çok fark etmiyor.

şöyle ki: $50000 pozisyon açtın / alım yaptın diyelim

çok düz bir mantıkla
%2 kâr etsen, $1000.


%0.1 fee ödesen $50
%0.05 fee ödesen $25


ben biraz aradaki farka "eaah" diye bakarım böyle bir durumda. dolayısıyla en temelde bu soruyu sorarken, çok daha düşük bakiyelerle çok daha düşük farklar oluşacağını varsayarak söylüyorum: hacim, kullanım kolaylığı ve güvenilirlik gelir bence daha temel düzeyde kullanım için.

o sebeple de, kullandıklarım arasından:

- kesinlikle tr borsaları değil. sadece bankadan aktarım yapıp usdt falan almak için mecburen.
- binance: hacim açısından çok iyi, güvenilirlik değişiyor. ani hareketlenmelerde çökebiliyor.
- okex: hacim ve çeşitlilik açısından iyi, bence daha stabil ve güvenilir.
- bitmex: hiç girmiyorum, orası karışık ve başlangıç için önermem.
- kucoin: meh, binance yavrusu ama yine enteresan işlemler/tokenlar için iyi olabilir sadece.
- crypto.com: aman diyeyim.

gözün görmesiyle insanın görmesi aynı şey değil.

"görmüyorum" dersen önünde bir engel olduğunu ya da ışıkların kapalı olduğunu ya da görmen gereken şeyin saklandığını falan kastediyor olabilir. "gözüm görmüyor" dersen gözündeki bir sorundan dolayı görmediğini kastetmiş olursun.

@alperz o durumda görmüyor değil göremiyor denir

duymuyor ve kulakları duymuyor farklı anlamlarda kullanılabilir.


* o seni duymuyor, müzik dinliyor.

O zaman seni duyamıyor denmeli

Var

(bkz: bakmakla görmek arasındaki fark)

"göremiyorum önümden çekil"
"evladım gözüm görmüyor şu kağıdı okur musun?"
"görmüyorum hani nerede dediğin kuş?"
"ulan amma duman altı yapmışsınız evi önümü göremiyorum"
"yüzüne asit dökülmüş. gözleri görmüyor artık"

ay rest may keyz yor anır.

Kıbrıs sıkıntılı. Batum'u bilmiyorum. Ama uzak kalır diyorsan Tarlabaşı'nda köpek dövüştürüyorlar, onu da düşünebilirsin kumar için.

noldu o iş? merak ettim :)

I need to translate the text below into English, but I cannot translate properly due to technical terms, I would appreciate if anyone can help.
SUMMARY
With global warming and climate change, it is seen that the two basic needs of humanity in the future will be water and wheat. Researches show that around 13 million tons of grain is lost due to improper storage and 100 million tons of grain is lost due to pests. For this reason, this study focuses on some important applications for reliable post-harvest storage of agricultural products and necessary explanations are made. It is one of the most critical components of food safety to reduce losses during the post-harvest evaluation and processing stages of agricultural products. Due to the rapid increase in the world population in recent years, global climate change and limited arable land, increasing agricultural production alone will not be a solution to meet the food needs of people. In this study, reducing post-harvest losses, post-harvest storage, transportation, drying, etc. The methods used in recent years in order to protect the product quality or to minimize the decrease in quality are explained. These methods and applications include control automation, data collection, data analysis, sensor technologies, modern warehouses, drying processes, etc. such applications are emphasized. Among these, non-destructive techniques allow for estimating the internal and external quality of agricultural products without any loss in the agricultural product structure. Moreover, these techniques allow a better characterization and quality assessment by ensuring the correct status of agricultural products. Given these advantages, it is expected that non-destructive technology will play a more important role in the field of agricultural products in the near future.

Kitabın satışıyla/dağıtımıyla uğraşmayacaksanız herhangi bir matbaaya gidip bastırabilirsiniz.

"nasıl bastırabilirim nasıl dağıtabilirim" Kitap dağıtımı tek başınıza yapabileceğiniz bir şey değil. Bandrolsüz kitabı götürüp kitapçılarda satamazsınız, eğitim kitaplarının bandrol şartı yok gibi bir şey hatırlıyorum ama MEB'den onay alınması falan gerekiyor olabilir.

En temizi bu alanda kitaplar basan yayınevleriyle görüşüp, bir yayıneviyle sözleşmeli çalışması olur.

www.telifhaklari.gov.tr
www.telifhaklari.gov.tr

bauhaus'ta olabilir. koçtaş'da keza.

İstanbuldaysaniz taksim sishane, anadolu yakasinda da bulgurlu-libadiye taraflari bin çeşit avizenin oldugu yerler. Bi tane de e-5 goztepe optimumun yakinda bilmemkac katli avm gibi bir isikci var.

@red g'ye ek yapayım, Gazi Osman Paşa'da Gamas girişinde de bir sürü avizeci var, yine anadolu yakası Ümraniye sopuksu caddesinde de var.

Yani avizecilerin öbeklendiği bir yere gidip bu modeli ya da benzerini görüp siyah istediğinizi söylerseniz, boyatır getirirler.

Sizin boyamanız çok zor, kabuklanır kalkar boya bu malzeme üzerinde.

Mahkeme dosyasını okumadan Sözcü'nün haberiyle tarafları muhakeme ederek yargılamak doğru bir hukuki sonuca ulaştırmayabilir bizim gibi hukukçu olmayan kişileri.

Videosunu izledim, akşamda haberlerde izledim. Serbest kalmış.

daha 1.5 yılda hangi mahkemenin yargılayacağını çözememişler. yuh be.

Şimdi bizim millette hukuk okuryazarlığı olmadığı için böyle haberleri anlamakta zorluk çekiyoruz. Ama ben üşenmeyeceğim ve teeek teeek yazacağım.

1- Adam serbest kalmış;
Yani kalabilir güzel kardeşim, üstüne atılı suçun cezasının üst sınırını filan araştırdın mı biliyor musun? Sanmıyorum. Adam zaten bir süre tutuklu olarak kalmış haberden anladığım ama tutukluluk geçici bişeydir. Bu dosya 20 sene sürse 20 sene tutuklu mu bırakacaksın adamı? Alacağı ceza atıyorum 10 sene olacak zaten infaz yasası filan atıyorum 3-4 sene yatacak ama sen onu 20 sene tutuklu bırakacaksın öyle mi?
(Ayrıca bknz tutuklu vs hükümlü)

2-davasına da başlanamamış;
Aslında haberin devamı bunun sebebin çok net söylüyor.

Şimdi savcı davayı ASLİYE CEZA mahkemesinin görev alanına girecek suçlardan açmış. (Bu açma süresi duruşma günü verilmesi filan 3-5 ay)

Asliye ceza demiş ki birader bu ağır bir suç öldürmeye teşebbüs bu ben bakmam AĞIR CEZA baksın demiş dosyayı şutlamış(buraya da ekle 2 ay)

Ağır ceza almış dosyayı “bana ne bana ne ben bakmayacam asliye baksın” demiş (ekle 2ay)

Böyle durumlarda BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ adında bunların abisi olan Ankara’daki yargıtayın da küçük kardeşi olan bir kurum var. Buna osmanlıcı tayfa istinafta der kafan karışmasın ben kısaca BAM diyeceğim

Dosya BAM a gider. Orada da esas aldı incelendi filan derken (3 ay da oraya ekle) karar verilir ve atıyorum ASLİYE CEZA baksın bu dosyaya dövüşmeyin guzum der.

Veee sonunda ASLİYE CEZA yeni bir esas numarası alıp yargılamaya başlar.

İşte o ekle dediklerimi ekle ona göre karar ver ben o rakamları nispeten az yazdım, küçük yerde böyle sürse de büyük illerde o rakamlar artabilir.

Şimdi iki not yazmak istiyorum;
1- bu işleyişi eleştirebilirsin fakat bunun böyle olma sebebi adliye değil kanunu koyan, kanun yapıcı kurumdur. Her türlü eleştiri o kuruma aittir.
2- Eğer bir gün yine kafana benzer bir olay takılırsa hemen şahsın hangi suçtan yargılandığını öğren ve Google a atıyorum “basit yaralama suçu TCK” yaz ve suçlu bulunursa alabileceği max ve min cezayı öğren, tutuklu kalacağı süreyi de yaklaşık öyle hesaplayabilirsin.

Kimse zirvalik anlatmasin. Guclu bir abiymis dokunamiyorlar olay bu. Bu ulkede insanlar sucunu bilmeden iddianamesiz senelerce yatiyorlar normalde. Feto borsasi diye bir sey var hakim sana fiyat cikariyor, avukat yeri geliyor savciya, hakime emir veriyor.

@respect adam öldürmemiş işte. Öldürmüş olsa tutukluluk süreci daha fazla olurdu. @infernal saçmalamamış yani olanı söylemiş. Tutuklu yargılanma ile tutuksuz yargılanma arasındaki farkı bir türlü anlayamıyor insanlar maalesef. Tutuksuz yargılanma demek değil ki adam ceza almamış ve serbest bırakılmış. Bu adam yargılama sonucu hapis cezası alırsa hapiste yatacak hükümlü olacak yani.

Basında da hata var, kasıtlı mı yapıyorlar bilmiyorum ama “serbest bırakıldı” denilince adamı salmışlar affetmişler hiç ceza almayacakmış gibi servis ediyorlar haberleri. Herkes her suçtan tutuklu yargılansa adım başı cezaevi inşa etmek gerekir yer bulamazsınız. Dünyanın her yerinde böyle bu. Kanunlarımız zaten Avrupa’dan devşirme. Türkiye’ye özel bir durum değil yani.

Klasik sözcü haberi yalan yanlış geçende buna benzer bir haber vardı Adana'da bir kadını öldüren katilin tahliyesiyle ilgili. Serbest kalmanın belli başlı şartları var öncelikle serbest kalanın kaçma şüphesi bulunmaması ve adresinin sabit olması gerekiyor ayrıca serbest kalması yargılanmadığı ve ceza almayacağı anlamına gelmiyor. Unutulmasın ki yargılanan tarafında hakları var mahkeme zaten bunun için var. Doğru bilgi almak istiyorsanız mahkeme dosyası okunmalıdır sözcü haberinden doğru bilgi alınmaz. Ayrıca ortada skandal veya hukuk dışı bir durum yok.

sözcü haberiyle nalakası var ? ama az ceza alır ama çok mesele o değil. mesele 1.5 yılda daha kimin yargılayacağına anca karar veren bir adalet sistemi.

Yaparım ama parasını verirseniz yaparım demek istiyor. Yapar ama görevi değil. O yüzden parasını vermenizi bekliyor. Arasanız zaten görevimiz değil derler. Başka bir arkadaşı gönderseler o da görevimiz değil der. Hatta o ben yapabilirim bile demeyebilir.

Öyle oluyor genelde bu işler. Digitürk isteseniz misal o da büyük ihtimal çatıdan yeni kablo çekecek eve.

bina içi tesisatlar genelde bozuk olduğundan. kapı ya da duvar kenaır bir yerden delerek kabloyu içeri veriyorlar. zaten diğer türlü sinyal sıkıntısı oluyor. kendileri çekince sağlam oluyor. bir de modemin mesafesini falan planlayın. sonradan yerini değiştirmek isterseniz ev içindeki kabloyu ona göre ayarlasınlar.

Matkapla deliği siz açın o sadece kabloyu ayarlasın böylelikle para vermek zorunda kalmayın.

Kuruluma ücret ödediğiniz için kendileri yapacak. Ne demek elektrikçi. Ev içinde de matkap işleri çıkacak illaki, onları da mı elektrikçi yapsın? Saçma geldi ya da eleman sizi yoklamış. Türksat’ı arayıp olanları anlatın. Uyarı yapıp işinizi halledeceklerdir. Hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım açıkçası 2-3 kere nakil yaptırdım. Yeni aboneliklerim de oldu. Ne istediysem ne gerekiyorsa yaptılar.

“Ben de yaparım ama” dedi ve sonrasında ne dedi, siz ne düşündünüz anlamadım. Matkapla delmesi mi sorun, -e başka türlü olmaz ki- yoksa bu iş için ekstra para istediğini mi düşündünüz? Öyleyse arayın müşteri hizmetlerini anlatın durumu.

öyle ezbere bir olay yok. önemli konu işlemci. mtk hemen hepsine atılır. snapdragonların önemli bir kısmına atılır.
telefonun işlemcisi + imei repair yazıp ara

Xiaomi redmi note 8 bayağı kolay

çin malı samsung

www.polatlastik.com

Buradan hesaplayabilirsiniz. Bana fazla gibi geldi.

Yüzde 3luk bir fark uygun kabul edilir. Yanak oranını yukselteceksen genişliği azalt.225/50 gibi. Veya 225/45 gibi.

ben hep su siteyi kullaniyorum:
www.wheel-size.com

aracin yilini sec, uygun lastik/jant kombinasyonlarini cikartiyor.
Jant degistirmeden kalin yanakli lastige gecmeni onermem, 17'lik takman lazim.

tiresize.com

bu site görselli ve ayrıntılı hesap yapıyor. güvenli değişimde en uygunu 205 50 18 çıkıyor, fakat asfalta değen lastik yüzeyi azalıyor. Bu da yol tutuş ve fren sorunu yapabilir.

Taban genişliği değişmeden yanak yüksekliği artsın istersek cant çapı 17 olmalı, 235 50 17 kullanılabilir o zaman.

bende genelde hareketsiz geçen bir dönemde yürüyüş yaparsam sıcaklık ve biraz yanma hissi ile birlikte oluyor.

birçok yerde kan dolaşımı ile ilgili olduğunu okumuştum. dolaşım yavaşken bir anda hızlanıyor.

eksisozluk.com