[]

agit cevirmenligi

Selamlar

Agit gozlemcilerine secim gunu eslik edip cevirilerini yapacagim. Bu turden bir isi ilk defa yapiyorum. biraz ust duzey abiler gelecek sanirim. avrupalilarin bizim secilmis ve atanmislar gibi kasintili olmayacagini umuyorum ama belli de olmaz. kibarliktan catlamali miyim? Dogal ve arkadasca mi takilayim?  cmt gunu is hakkinda genel bir bilgilendirme alacagim ama siz de her cesit tavsiyenizi yazabilirsiniz.


 
Ben de kıl payı o işi kaçıranlardanım. Biraz araştırmalarım sonucunda şu el kitabını bulmuştum. Sormaları gereken sorulardan nasıl davranmaları gerekire kadar herşey var. Baya bir kitap! Kolay gelsin. Ben seçim yerlerinde ciddi olacaklarını onun dışında sizinle birebirken daha arkadaşçıl olabileceklerini düşünüyorum. Biraz da ne çıkarsa bahtına modu. Adam/Kadın kıl da çıkabilir gayet rahat güler yüzlü bir insan da. Ama çok fazla kasılacak durum olmaz sanırım. Yeni tanıştığınız bir insanla ne kadar samimi olabilirseniz ve ne kadar düzgün konuşursanız.. öyle birşey.

www.osce.org
  • rague  (07.08.14 16:56:34) 
[]

tesettürlü öğretmen

sanırım çoğumuz devlet okullarında okumuşuzdur. şu aralar özel okullar çok moda sanki, ana baba çalışınca çocuk devlet okuluna gönderilmiyor gibi ama eskiden böyle değildi. eskiden hocalar da tesettürlü değildi. şimdi mesela ben okula çocuğumu versem hadi branşları geçtik de sınıf öğretmeninin kapalı olmasından hoşlanmam. iyi niyetli de görünse şüphelenirim. eminim benim gibi düşünen çok insan vardır. bu konuda internette forum tartışması vesaire var mı? neler düşünüyosunuz?

eski okulumun sitesine girdim baktım okuldaki hocaların yarısı kapalıydı, ordan şeettim.


 
senin gibi düşünen çok insan olduğu doğru, fakat senin gibi düşünmeyen daha da çok insan var.


  • efrasiyab87  (13.06.14 22:05:01) 
cocugunuza sekilciligi degil dogru insan olmayi ogretin.tabi bunu once sizin asmaniz lazim.ne ben ne annem kapali,beni rahatsiz etmiyor.kolunu gormusum ya da sacini gormemisim.ne olur?


  • shubulubapshubaptishaluva  (13.06.14 22:09:09) 
Şüphe derken? çocuğa zarar başörtüyle mi veriliyor?
Not:Başörtülü değilim.asla da düşünmüyorum kullanmayı.

  • safsafinaz  (13.06.14 22:09:25) 
Ya gene daldım ama 1960larda çocuğum bir siyahla aynı okulda mı okuyacak, çocuklarıma siyah bir negro mu öğretmenlik yapacak diye "endişe" taşıyan ırkçı amerikalılar vardı. Nedense benzer telaşlar var farklı formlarda olsa da


  • efrasiyab87  (13.06.14 22:12:12) 
herkesin inancına saygılıyım. ama çekincelerim olur açıkcası. ben tesettürlü değilim, çocuğumun öğretmeni tesettürlü olursa çocuğuma bunu açıklayamam gibi geliyor. ilkokula gittiğini düşünelim. öğretmenine 'neden başörtü taktığını sorsa, öğretmeni baş örtüsü allah'ın bize kullanmamızı emrettiği bir şey' dese çocuğumun gözünde ben allah'ın emrine karşı gelen biri olarak görüneceğim, belki bana karşı içten içe nefret besleyecek. bu konuda çekiniyorum.


  • rock n roll  (13.06.14 22:16:51) 
Çocuk benim için bu dünyada en iyi yetiştirmem gereken varlık. Asla riske atmayacağım tek şey. Kendi elimle çocuğumu kafamda soru işaretleri olan bir yere asla ve asla bırakmam.

Son birkaç senedir görüşlerimi değiştirme yolunda büyük adımlar atmış olsam da insanlara karşı halen önyargılıyım. Bana benzemeyenlere daha tedbirli yaklaşıyorum. Kesinlikle kimsenin özgürlük alanına müdahalem yok ve inançlarına-inançsızlıklarına saygısızlığım da.

Ben, kendim, kendimi ait hissetmediğim dolu ortama girip çıkabilirim ama söz konusu çocuğum olduğunda, içimin rahat etmeyeceğini biliyorum. Onu önyargılar ve peşin hükümlerle yetiştirmek istemezken, bir yandan da bazı şeylerden korumak istemem birbirine tezat oluşturabilir, doğrudur.

Bu noktada bir arkadaşımın söylediği şey söylemek isterim: ''Demokrasiye inanabilirsin kaymak, eşitlik olması gerektiğine, saygı olması gerektiğine, herkesi kucaklamak isteyebilirsin, arkadaşlarını da bu geniş yelpazede seçebilirsin, çevreni de bu yelpazeden oluşturabilirsin. ama özel hayatında, konu kocan olduğunda, bu kadar demokratik yaklaşmak durumunda değilsin.''

Çocuğum olduğunda onu insancıl, açık fikirli, saygılı ve sevgi dolu bir birfey olarak yetiştirmek istiyorum. İnanmasam da keloğlan masalından sonra hz. isa'ya dair bir hikayeyi anlatabilmeyi, ertesi gün buddha'dan bahsedebilmeyi, hz. muhammed'e değinebilmektir hayalim.

ama bu benim gözetimimdeyken tehlikesiz, benim kontrolüm olmayan konularda izin veremem.

Elbette ki belli bir olgunluğa ulaştığında inanmak istediğini ve durmak istediği çizgiyi kendisi çizecek, tüm çabam da bunun için olacaktır ama okul arayışımda bir faktördür öğretmenlerin kim olup olmadığı.

dini simgeleyen birinden ziyade dinsizliği simgeleyen bir öğretmen bana daha fazla huzur verecektir, kendi çocuğumun yetişmesi söz konusu olduğunda.

ama sadece örtü anlamında yaklaşılmasını da hatalı buluyorum, başı açık olup da faşist fikirleri olan birinin de çocuğuma öğretmenlik yapmasını istemem.Görebildiklerimize saldırıp, görebildiklerimizden korumayı seçiyoruz; halbuki göremediğimiz neler var.
  • kaymaktutmayansicaksut  (13.06.14 22:20:38) 
Senin gibi zihniyetlerin halen var olmasi ulkenin suan ki durumu gosteriyor


  • diss0640  (13.06.14 22:28:38) 
Yalnız değilsin bu iyi haber, sadece azınlıktasın bu da kötü haber


  • essoist  (13.06.14 22:31:40) 
endişeleneceğim şey öğretmeninin başörtülü olması değil alacağı eğitimin kalitesi olurdu.

eğer çok daha iyi bir eğitim alıyor olsaydık zaten başörtüsü için tartışmalar baştan çıkmazdı, sorduğun soruyu tartışmaya bile gerek görmezdik diye düşünüyorum.

başörtülü birinin islamı dikte etmeye çalışmas riski kadar, başı açık birinin islama karşıt görüşleri empoze etmeye çalışması riski var. birincisini ne kadar istemeyeceksem ikincisini de aynı şekilde istemezdim.
  • goldentitan  (13.06.14 22:34:08) 
ne lan bu adamı ezdikçe ezmişsiniz. arkadaş ben imam kılıklı birinin çocuğuma eğitim veremeyeceğini düşündüğüm kadar kilise papazı tipli biri ya da rahibe tipli birinin ya da budist ya da hindu her neyse birinin de sağlıklı eğitim veremeyeceğini düşünüyorum.

görüşüme saygı duysanıza mk

size kalsa hep size saygı duyulacak.

burda bik bik ötenlerin ineklere tapıldığı için ayyh ne saçmaa inek de kutsal olur muymuş bilmemne diye söylendiğini bilmiyoruz sanki. önce dinciler olarak kendi aranızdaki tartışmayı çözün gidin puta tapanla ineği kutsal görenle güneşe tapanla dost olun cocugunuza onlardan eğitim aldırın sonra gelin bana laf söyleyin.

bitti hadi dağılın
  • kosun lan mevzu var  (13.06.14 22:35:44) 
Kim ne kadar vuracaksa vursun. Ben de cocugumun ogretmeni olmasını istemezdim. Ayrica bu sekilcilikten cok daha ote bir sey. Ben buna sekilcilik olarak bakmiyorum. Acikcasi once ogretmenini tanima sansim varsa bunu yapardim. En azindan dusuncelerinin ne yonde oldugunu, kisiligini ogrenmek isterdim.

Cunku kapali olup da bagnaz olan cok insan var, ama acik olup bagnaz olani da var. Yani bunu dis gorunusunden anlayamayiz ama tabii ki on yargi olusurdu bende.

Bazi noktalarda da kaymak+1 tabii ki biz de cocuga sekilci olmayi ogretmeyecegiz. Oglum kizim bak basortululerin hepsi boyledir demeyecegiz. Kimin inancini ne kadar fazla yasadigi beni ilgilendirmez. Ama inancinin dusuncelerine golge dusurdugunu gordum anda orada durur bi dusunurum. Yani bu biraz da kisiye bagli.

Benim ananem de kapali ama bigunden bigune benim basortu kullanmami veyahut o sekil bir sey soylemedi. Saygi yani basta gelen sey.
  • Idonthaveausername  (13.06.14 22:42:02) 
çocuğumu okula gönderiyor olsaydım öğretmeninin ne giydiğine nasıl giydiğine bakmazdım. baş örtülü olup olmaması hiç bir şeyin göstergesi değildir. iyi insan, iyi eğitimci, iyi öğretmen kıyafetlere bakarak değerlendirilecek şeyler değildir.


  • hayir bu koyden olsam nolcak  (13.06.14 22:47:33) 
Önyargılardan hoşlanmayan, din-dil-ırk ayrımı yapmaktan nefret eden bir insan olarak dürüstçe kendime sorduğumda, maalesef rahatsız olurdum. Başörtülü insanlarla hiçbir sorunum yok, tam tersi birçok açıdan oldukça nitelikli bulduğum en az 3-4 başörtülü kadın var çevremde. Yalnız iş eğitim vermeye geldiğinde sıkıntı yaşadım. Ben kendim lisede 1 sene boyunca sadece başörtülü kadınların öğretmenlik yaptığı bir özel okulda bulundum. Bilimle din bu yönde olumlu yaklaşabilmek için fazla ters düşüyor. Biyoloji, edebiyat, tarih derslerini o sene çok dindar gördüğümü belirtmek zorundayım. Yani öyle kitaplar okuttular ki, kurtuluş savaşının kazanılmasının tek sebebi "yetiş ya muhammed kitabın gidiyor" duaları ve çöken sis bulutları sanki. Çocuğumun böyle bir etki altında kalmasını, osmanlıyı "ecdadımız da ecdadımız" diye anmasını istemem. Eğitim bilimdir ve bilim yapacak insan öncelikle bilime inanmalıdır. Üzgünüm ama böyle.


  • gmzo  (13.06.14 23:39:40) 
ahahaha şüphe derken çocuğun beynini hurafeyle, bilime, eleştirel sorgulayıcı düşünceye düşmanlıkla, yanlı bakış açılarıyla doldurur mu şüphesi. ulusalcı ya da ırkçı hocayı da istemezdim ama ne yazık ki onların kafasında bunu gösteren bir simge yok. açık açık ben müslümanım diye bağıran birinin çocuklara karşı objektif bir üslüp kullanamayacağını düşünüyorum çünkü islam'ı yeterince biliyorum. bence islam müminlerin "evet çocuklar demokrasi özgürlük bilim ilerleme ne güzel lay lay lom" falan diyebileceği bir din değil. daha çok sure ezberleme ve namaz kılma, ileri seviyelerde de kelle kesme çarşafa sokma benzeri aktiviteler var. bkz müslümanlar, bkz müslüman ülkeler. yav tebliğ diye bir şey var en basitinden. bebe bunlar be her duydukları kafalarında kalıyor. 18 yaşından sonra dine inanan kaç insan tanıyosunuz allaşkına, adam güler geçer be. kadın yarın gelip çocuklara "evrim mi maymundan mı geliyoruz yani biz hıuhuajsfsjdfmsdf" falan diyebilir. bizde böyle bolca salak hoca vardı mesela. ben başkaları istiyo diye niye bebemi böyle bi ortama sokayım?

@efrasiyab, zenciler gelip beyaz çocuklara "hey niga sen de zenci olsan iyi olur o koca kıçının iyiliği için dostuum" falan demiyolar diye biliyorum.

@kaptan insanlığa odaklanalım da ben çocuğumu dinli yetiştirmek istemiyorsam bu hocaya nasıl güvenicem? milli eğitim bana bunu garanti ediyor mu?

@golden kimse kimsenin çocuğuna bi şey empoze etmese de herkese her şeyi olduğu haliyle, her tarafın kendi bakış açısından anlatsalar, keşke eğitim sistemi öyle olsa.
  • mistreated  (13.06.14 23:56:52 ~ 14.06.14 00:02:59) 
çocuğunu her türlü dogmadan uzak yetiştirmek isteyen biri olarak, türkiye'de eğitim kalitesi standartlaşmadığı için evet endişe duyardım. birinin başörtülü olması ya da başörtüyle öğretmenlik yapması konusunda sıkıntım yok. ama çocuğuma inancını benimsetmeye çalışmayacağının ve bunu yaparsa durumun tespit edilebileceğinin garantisi yok. bu endişem herhangi bir dine mensup, muhafazakar, aşırı milliyetçi, ırkçı vb her öğretmen için geçerli. başının açık ya da kapalı olması değil mesele.

benim ilkokul öğretmenim sık sık "kızlara hiç yakışıyor mu bu, kızlar böyle yapar mı, siz genç kız olacaksınız yakında vs vs" gibi laflar ederdi mesela. 10-11 yaşındaki çocuğuma böyle kız/erkek ayrımı öğretmeye kalkanın alnını karışlarım. muhafazakar kadınlar da genelde bu ayrımı içselleştirmeye yatkın oldukları için böyle bir ön yargı taşımak bence normal.
  • sanxis  (14.06.14 00:18:02) 
okulda dini sembollerden hoslanmam genel olarak bilimle tezat cunku din kavrami. gecmiste bilimin onunu epey tikadi her dinden din adamlari. yani galileo dunya yuvarlak dedi diye yargilandi engizisiyonda derken ogretmen, basi ortuluyse o mesaji yerine otutturamaz gibi geliyor bana. bagdastiramiyorum ben. bir de uni. ye hazirlanirken malum dersaneye gitmistim. fizik dersinde zaman kirilmasindan bahsederken bayan hocamiz, peygamberimiz zamaninda kirildi. hz muhammet kervaniyla bir yere yetisecekmis de mumkun degilmis zaman acisindan. allaha yalvarmis yetismesi icin , allah da zamani kirmis seklinde über bilimsel bir quantum hikaye anlatmisti bize. bilimsel iman kuvvetlendirme calismasi :) boyle sacmaliklarla kafa karistirmayacaklarini da bilemiyor insan.
tabi ki sirf basortusu olanlara ozgu degil bunlar. kimse alinmalisin. ama ögretmensen örnek olmak zorundasin, misyonun var. düsünmeyi, ögrenmeyi, sorgulamayi, anlamayi tesvik etme gorevin var. genis bir vizyon vermeye calisman lazim ki kendi kafan darsa olacak is degil. cok tatili var, memuriyet iyi ya deyip meslek sectiysen zaten vah vah.

  • eick  (14.06.14 02:33:47) 
başörtülü öğretmenlerin her derste fıkıh dersi verdiğini falan mı sanıyorsunuz? okulda görmese dışarıda görmeyecek mi o çocuk, tv'de görmeyecek mi başörtülü insan? internette okumayacak mı dini emirleri, o zaman sorgulamayacak mı "bana neden öğretmiyorlar" diye?

ya bak onu bunu geçtim, siz sadece kadın yönüne bakıyorsunuz işin. "allahına kadar" dinsizim mesela ben, şu ana kadar öğrencisi olduğum tesettürlü hiçbir öğretmen bana dinle ilgili bir şey empoze etmedi. ama mesela erkek öğretmenlerim çoktu din propagandası yapan, onları nasıl tespit edeceksiniz? badem bıyıklı hoca var mı diye mi bakacaksınız okula, diz kapaklarını mı araştıracaksınız "namaz izi" var mı diye?

vallahi şaşıyorum, billahi şaşıyorum arkadaş...
  • baba jo  (14.06.14 03:03:03) 
çocuğum olsa başörtülü bir kadını ilk göreceği yer okul olmayacak evde görecek yeterince... türkiyede çocuk yetiştireceksem zaten bunu bir memleket gerçeği olarak kabul ederim + ben müslümanım (tesettürlü değilim).
evet başörtülü ve bunu dikte etmeye çalışan bir rol modele bayılmam. farkındayım hele anaokulu ve ilkokulda rol modelden çok etkileniyorlar..ama çocuk yetiştirmek böyle bişey onu kafama uymayan benim gibi olmayan herkesten herşeyden nasıl koruayacam ve neden? belki kızım kapanmak isteyecek ilerde o zaman ne yapacaz? ayrıca asker eşi faşist hocaların da cirit attığı okullarda okudum, onlar da hiç bayıldığım kadınlar değillerdi olanca makyajlarına rağmen.herhalde gönlüme göre öğretmen yoktur/çok azdır.
örtülü olsun olmasın çocuğumun öğretmeni hakkında endişelerim olur, örtülü olması ekstra tasa getirmez bana. maalesef, doğru düzgün öğretmen zaten her türlü yok. örtülüsü fazladan kötü değil.
  • niye ama  (14.06.14 10:17:38) 
Bu gibi konularda cirlayan ultra islamcilarin cocuklarini rahibe kiyafetli kadinlar egitsin bakalim nasil oluyormus. Siz ilk once hayata tutarli bakmayi ogrenin.


  • kosun lan mevzu var  (14.06.14 11:17:06) 
A-aaa kardesim siz herhalde her rahibe.kiyafetliyi her gun sinifta incil dagitacak isa dan bahsedecek saniyorsunuz sanirim.

Okulda rahibe.kiyafeti gormedi.diyelim.disarda tvde vs.gormeyecek mi.bu cocuk. A-aaa
  • kosun lan mevzu var  (14.06.14 11:19:17) 
[]

paris'te evini boşaltanlar, boşaltan tanıdığı olanlar

temmuz ya da ağustostan itibaren kalacak yer arıyorum paris'te. orada yaşayıp yardım edecek öneri verecek arkadaşlar da mesaj atabilirler.




 
tanıdığım biri var, kısa dönem ev kiralıyordu ama uzun dönemde de bir bilgisi vardır diye tahmin ediyorum. mailini hatırlamıyorum da istersen mesajla telefonunu atabilirim.


  • charango  (25.05.14 23:57:27) 
facebook'ta paris rooms ya da Fransızcası neyse aratın, okullar bitiyor zaten bir çok öğrenci de yaz tatili için memleketine falan dönecek çok uygun fiyata bir şeyler ayarlayabilirsiz. Kalacağınız yere yakın üniversitelerin öğrenci facebook gruplarına da göz atın muhakkak.


  • neverletyougodown  (26.05.14 01:02:08) 
[]

sarma sigara kağıdı ve filtresi toptancısı var mı?

bunları böyle beşer onar tane ucuza alabileceğim net bir adres biliyor musunuz? yani "tahtakaleye git" falan değil de "aha kardeş şu dükkan şu sokak" şeklinde.




 
Ben okmeydani'da bir dukkandan aliyorum.
Gerci onlarin dukkanda kendi sardiklarindan (sigara formunda) aliyorum, ama kagit, filtre ve bolca cesit tutun de var.

  • mavi istiridye  (25.05.14 23:54:57) 
kadıköy bahariyeden inince osmancık sokağı az geç sağda ada tütün var


  • dinsiz adam  (25.05.14 23:59:30) 
[]

android şarj kablosu nerden alcam? (oku öyle cevap ver)

sony erikson telefonumun kablosu bir sene önce gizemli şartlar altında kayboldu. gidip hama marka muadil aldım ama kalitesiz çıktı, hem küçük ucu gevşedi hem de temassızlıktan şarj etmiyor. kardeşimin samsung s4 kablosu ise hem daha hızlı şarj ediyor hem de sıkıca kenetleniyor telefonuma, orgazım ettriyoere. ben bu kablo gibi erekte kabloları sağlam kabloları nerde bulurum? samsung benzeri usb şeysi. fiş var.




 
hepsiburada'dan kaliteli bir şey bulabilirsiniz. o da olmadı samsung sony gibi bayiler sırf kablo da satıyor olmalı.

kablonun mümkün olduğunca kısa ve kalın olmasına özen gösterin. uzun ve ince oldukça direnç artıyor, o yüzden etmiyor. 1,5 metrelik kablom var benim de, özenip aldım kullanamıyom ameka. incecik bir de, hiç şarj etmiyor it neredeyse. telefonun yanında klavye kablosundan kalın bi kablo verdiler fış fış fişşek gibi maşallah.
  • zazazaraeta  (07.03.14 01:38:03) 
[]

dün yapılmış pilav mutfakta kapalı tencerenin içinde

dışarda kalmış üstü kapalı. mutfak çok sıcak değil. yenir mi?




 
yenir


  • utkucbkc  (26.02.14 17:30:54) 
hiçbir şey olmamıştır ona, ısıt ve götür, ama az götür kan şekerin çok yükselmesin.


  • candanag  (26.02.14 17:32:10) 
hala yemediysen ısıtmadan önce az bir miktar su kat içine. birkaç yemek kaşığı kadar. öyle ısıt ;)


  • savata  (26.02.14 17:43:01) 
hem de ne gider. isitmadan once cok cok az su ekle


  • jedilance  (26.02.14 17:43:34) 
bu su ekleme muhabbeti ocakta ısıtacaksan geçerli haberin olsun. içine su koyup sonra mikrodalga fırına atme :)


  • kara olmayan inci  (26.02.14 17:54:50) 
Tavuk ya da et suyu içermemesi ve mutfağın çok sıcak olmaması şartıyla, pilav dışarıda bir iki gün bekleyebilen bir yemek. Bozulduğu zaman da koklamanız yeter, kendini belli ediyor sağolsun, yemeye gerek kalmıyor:)


  • saatgeceninonikisi  (26.02.14 18:22:01) 
icerisinde et, tavuk ya da tavuk suyu yoksa eger sorun degil. mikrodalga'da 15-20sn'de isinir ve yenir. ayni sekilde tencere ya da tavada cok az su konularak da yenir. pilav dedigin sey kolay bozulan bir sey degil ama lapa lapa olur sadece.


  • tdl  (26.02.14 19:26:51) 
[]

pdf okumak için tablet ya da her neyse

selam arkadaşlar

en kolay okumayı sağlayan cihaz hangisidir? diğer işleri yapsa da iyi ama okuma da ön planda olsun gözleri skertmesin. ekranı yeterli genişlikte olsun. programı yeterli olsun, gerekirse altı çizilebilsin kenarına köşesine not alınabilsin. ipad deseniz de kabul. her işi en iyi hangisi yapıyor?


 
cihaz değil de google play books kullanıyorum ben. 7" lik tabletimde. ışığını ayarlayabiliyorsun istediğin gibi.


  • vodianova  (24.02.14 18:19:34) 
kindle deniyor.


  • melancholia  (24.02.14 18:22:04) 
kindle +1


  • trueno  (24.02.14 18:37:00) 
nook, olmadı kindle.


  • advice duck  (24.02.14 19:04:47 ~ 19:04:54) 
tabletlerin ekranları okumak için (okumaktan kasıt uzun süreli ve sürekli okumalar) uygun değil. Koca koca kitapları okudukça artık yeter diye isyan ediyor gözler.

Öte yandan bol grafikli, çizimli, resimli makaleleri okumak için kindle vb. da derman olmuyor maalesef. ne okumak istediğinize göre değişir.
  • godsparticle  (24.02.14 19:22:54) 
[]

bu siteye güvenip alışveriş yapayım mı?

eotoyedekparcalari.com

burada aradığım bi araba parçası var ama sitede ne adres var ne telefon. hiçbir iletişim bilgisi bulamadım siteye mesaj gönderme kısmı haricinde. kapıda ödeme istiyorum ama o da yok sadece kredi kartı seçeneği var. ne etsem bilemedim. cüzdan.avi olmasından şüpheleniyorum. nasıl kontrol edilebilir böyle bi sitenin güvenilirliği?


 
Ben güvenilir bulmadım. Sonuçta bu bir e-ticaret sitesi ve iletişim bilgileri bile yazmayan bir firmanın stok durumunun kontrol edildiğine de inanmam hiç bir zaman. Alışverişinizi yaptıktan sonra baya bir bekleyebilirsiniz. Emir otomotiv yazmışlar firma ismine fakat, bir kaç şehirde emir otomotiv var, hangisinin olduğunu da kestiremedim açıkcası.


  • sforza  (18.02.14 15:02:27) 
ne alacağınıza bağlı. Ben 30 liralık bir parça için aşağıdakinden alışveriş yaptım. Hiç de sorun yaşamadım.

www.otoker.com
  • tzum_tzum  (18.02.14 15:33:17) 
guvenme

eotoyedekparcalari.com

iletisim bilgileri bile yok.
  • exlibris  (18.02.14 16:36:00) 
[]

ayağıma ne oldu?

7-8 gün kadar önce bir çalışma öncesi ısınırken zıplıyorduk. zıplarkene sağ ayak parmaklarımın üzerine sert düştüm, ortadaki biraz incindi sanırım ama çok acımadı hayatıma devam ettim. ertesi günden bugüne bir haftayı geçkindir ayağımın orta yerinde orta parmağın biraz arkasında hafif bir şişlik var bastırınca acıyor ve yürürken sağ ayağım fena acıyor bazen topallar gibi oluyorum. hatta acı dizime doğru yükseliyor fazla zorlarsam. biliyorum doktora git diyeceksiniz, önemsemeyip geçer dedim ama geçmedi, çalışıyorum okulum var ve sgk ile sorunlar yaşıyorum. ikametim bilmediğim ve dolaşmaya korktuğum bir semtte olduğundan işlemleri halledemedim. sizce sorun ne ve doktor bana ne diyebilir? geçecek mi? ömür boyu ayağım acıyarak mı yürüyeceğim? sonunda ayağım düşecek elime alıp dolaşacak mıyım çok acıyor :(




 
kırmış olavbilirsin
çatlatmış olabilirsin

doktora gitmezsen yanlış kaynayabilir ve ihtimallerden biri olarak bu acıyı çok uzun süre çekmeye devam edebilirsin, diğeri deformatif olarak kaynar, sonuncusu ancak pek mümkün olmayan ise hayatına normal devam edersin
  • la noix  (28.11.13 06:21:00) 
iyi olacaksındır muhtemelen ama doktora gitmeden olamayacağın kesin.


  • m murphy  (28.11.13 08:15:17) 
şişme, şekil bozukluğu varsa
mümkün olduğu kadar sabitle, bi splint al kullan.

butoniere deformitesi diye bir olay var el parmağımda başıma gelmişti.umarım ayakta öyle bi mevzu yoktur.
  • uzletguzin  (30.11.13 23:00:28) 
[]

beylikduzu sgk'ya nasil gidebilirim?

Soru basliktadir.




 
öncelikle malatya havaalanından İstanbul atatürk havalimanına geç oraya vardığında tekrar görüşelim.. nerden?


  • mchslmdnc  (26.11.13 14:08:04) 
Beylikduzune metrobusten baska seyle gidiliyor mu? Sirinevler ya da uskudar ya da londra desem aktarma noktasi mi tavsiye edeceksiniz?


  • mistreated  (26.11.13 14:37:59) 
beylikdüzü'ne otobüs, dolmuş, hususi araçlarla da ulaşım sağlanabilmektedir. inanmayacaksın ama bildiğin araç yolu yapmış adamlar oraya.


  • japon askeri  (26.11.13 14:39:53) 
Tamam, metrobus duragindan nasil gidiliyor onu soruyorum.


  • mistreated  (26.11.13 14:47:53) 
[]

gemlik'ten iznik'e hangi yoldan?

gölün kuzeyinden ve güneyinden giden iki yol var. hangisinden gitmeli?




 
orhangazi tarafından gidersen yol dümdüz, karsak sapağı tarafından gidersen manzaralı. ben çok denedim aradaki fark 5 km.


  • prompter  (12.11.13 15:57:31) 
[]

bi işler yapmam lazım ama.

hello arkadaşlar. birkaç ayda bir bu türden salak sorular sorup duruyorum sanırım arada. sanırım durum bana biraz utanç verici geliyor ama yüzleşmek lazım işte :)

ben sıkılarak bi bölüm okudum. 6 sene verdim amk. iyi bir üniversitenin bana göre dandik kimisine göre güzel bir bölümünden mezunum ama ben sıkıldım okurken. neyse bitti okul. boşta kalmayayım sgk devam etsin hayatımda bi şeyler ilerlesin diye aynı bölümün yl'sine başvurdum ve kabul aldım. buraya kadar tamam. hayatımı özel ders vererek falan çok çalışmadan ve idare eder (beşiktaşta evim vardı, her gün iskender yiyip 3 bira içebiliyordum ehehe) şekilde kazanıyordum ve durum fena değildi ama şimdi dersler azaldı. bundan alakasız bir şekilde merkezdeki evimden kardeşimin metrobüsün dibindeki yerine taşındım. neyse, sıkıntı şu ki kendimi bulamıyorum. boşluğa düştüm. 23 yaşında hayatta ne edeceğini şaşırmış ne istediğini bilmeyen bir adama dönüştüm her şeyin sonunda. kafamda kendimle alakalı bir sürü soru varken bir de bu işsiz güçsüzlük bir an önce çaresi bulunması gereken bir dert oldu. yani son 2 haftada oldu bu. önceden idare ediyordum :)

yani skillerim fena değil süper olmasa da. hukukçu ya da miyendiz ya da iktisatçı ya da doktor değilim ama ingilizce ve fransızcam yazılı ve konuşma konusunda çok iyi. az buçuk osmanlı trsi okuyabiliyorum. ispanyolca da girişle orta seviye arası bi şeyler. 1 sene batı avrupada yaşadım erasmus falan diye. italya hollanda fransa falan baya gezdim dolaştım :)

şimdi, yl derslerim haftada sadece 2 gün. şimdi bana çok prof olmasa da günü kurtaracak ve eğleneceğim bi şeyler lazım. salak organizasyonlarda otellerde havaalanlarında rehberlik yol göstericilik mihmandarlık çok amelece geliyor onu eliyorum. 5 gün birden çalışabilirim. zaten pesimist bir tipim boş oturdukça iyice depresyonlara giriyorum. starbucks'a veya muadili veya üstü mekanlara ne bilim midpointtir falan mı başvursam diyorum garsonluk da anlamam aslında ama öğrenirim yani. garsonluk vs de yaparım ne bileyim sorun değil kafayı dağıtsam yeter. gelecek kurmaktan öte günü kurtarma derdindeyim seneye de yurtdışına bi mastera başvurma düşüncem var işalla gidicem buralardan :)

var mı bi tavsiyeniz şunu yap bunu et gibisinden?

 
dil edebiyat gibi bir bölümdesin sanırım. yüksek lisans gerekli, onu ihmal etmeden herhangi bir işe gir bence. hareket olsun. beğenmezsen çıkarsın başka iş denersin. 23 yaşında hayatta ne yapacağını bilen biri tanımadım hiç:) bazı insanların çok net planları varmış gibi görünebilir ama çook değişir o planlar, takma hiç. boşluğun sebebi yapacak bir şeyinin olmaması, kendini derslerinle veya işle meşgul et bir şeyin kalmaz.


  • quasiromantic  (23.09.13 10:57:16) 
ben de mihendis doktor falan değilim..fen-edebiyatçıların ortak kaderi bu maalesef hepimiz boşluğa düşüyoruz..araştırma görevliliği için ilanları takip et derim ya da ikinci üniversite olarak işletme ya da iktisat okuyabilirsin çalışırken


  • bir yudum  (23.09.13 11:16:45) 
barmenlik yap. hiç tanımasam da starbuck,midpoint gibi yerlerde çalışamayacak birisi olduğunu düşünüyorum yazdıklarından. garsonluk falan kolay iş değil. üstüne bir de pahalı mekanlarda olunca ciddi disiplin ve sabır gerektirir. barmenlik de yorucudur ama daha rahattır bar ortamı. özellikle reina, sortie gibi yerlere girebilirsen çok fena paralar kazanabilirsin.

istersen git çalış midpointte falan denemiş olursun, tecrübe olur ama çok dayanamazsın gibime geldi.
  • nodrap  (23.09.13 12:48:39) 
öyle hem eğleneyim hem çalışayım diyebileceğin bi iş yok burası türkiye gerçekçi olmak lazım. ya eğlenirsin çok az para verirler, ya da sıkıntı stresten patlarsın ama çuvalla para verirler ortası yok.

yani bana biraz erasmus döneminde kalmışsın gibi geldi. eğlence falan buralarda zor biraz.

arkadaşların dediği gibi barmenlik olabilir illa eğleneyim diyorsan ama onda da taş çatlasın alacağın para günlük 50-60 liradır. daha önce hiç deneyimsiz oluşuna istinaden bunu söylüyorum.

en mantıklı tercih dediğin gibi starbucks midpoint falan olabilir. aşağısı maddi açıdan seni kurtarmaz zaten.

o da olmadı en kötü satürn, media markt, electro world, bimeks, teknosa gibi yerlerde satış danışmanı olabilirsin. eğlenceli mi? evet. para mı? az.

tercih senin.
  • pomaklar  (23.09.13 16:29:26) 
[]

bir oyun, iki soru

ilk kez 2001 yılında oynadığım age of empires 2 the conquerors adlı oyunun campaign bölümlerini 100 kere hard'da bitirmeme rağmen senede bir yeniden ve hala aynı zevk ile oynuyorum. kral sancho'yu ne bileyim attila'yı, saladin where are you going with that great army'yi falan dinlerken mest oluyorum. yapay zeka sıçsa da sorun değil. bu aynı boku devamlı oynayıp durma ve zevk alma neye yorulabilir?

bir diğer soru da "x must survive" görevi. 11 yaşımdayken subotai'yi jean of arc'ı savaşa göndermez köyde tutar ve böylece bütün savaşları firesiz kazanırdım. bu kahramanı savaşa gönderip öldüren salaktır diye düşünürdüm. şimdi ise aradan geçen 10 seneden uzun zaman beni değiştirmiş. geçen jean of arc'ı 3 kere kaybettim savaşta. eskiden bebeyken "ne mal lan bunlar" diyeceğim adam ben oldum. risk alır garanticiliği bırakır mı olmuşum, mallamış mıyım anlayamadım. ayrıca çok tony soprano izlediğim için psikiyatrik cevaplara ihtiyacım var. ne olmuş bana...


 
Final Fantasy Tactics. İlk kez '99'da oynadım. Aradan 14 yıl geçmiş, hala oynarım. Dandik grafikler? Hiç sorun değil. Yapay zeka? Umrumda değil. Senaryosu, müziği, heyecanı ve daha önemlisi anıları için oynuyorum. Orada duyduğum bir müzik beni çocukluğuma götürüyor ve mutlu hissettiriyor bazen.

Ve bende de oluyor o. Eski garantici yöntemle değil de daha farklı oynadığımda şaşırdığım. Eskiden "kazanmaya" oynarken şimdi eğlenmeye oynuyorum ve dikkatsizlikle bazı hatalar yapıyorum oyunda. HOş ayrıntılar bunlar tabii.
  • g man  (22.09.13 06:06:04) 
mallık falan değil. eskisi gibi hırsla oynamıyorsunuz, muhtemelen nostalji amaçlı olduğu için kazanmaya odaklanamıyorsunuz.

eski oyunlar güzeldir ya, hala CTR oynarım mesela, gelmedi çünkü onun gibi. :)
  • solidmemo96  (22.09.13 08:03:49) 
age of empires'ın güzelliği o. hala daha turnuvaları yapılır onun. devamlı oynadığın için yeni şeyler deniyosun sadece dostum, klasik galibiyetler can sıkıcı oluyor ve tat almak için risk alıyorsun.


  • scythe  (22.09.13 08:55:11) 
açıklamasını, niye böyle yaptığımızı bilmiyorum ama ben 3 ay önce mario oynarken klavye kırıyordum. her sene belli dönemlerde de oynayamayıp sinirlenirim.


  • der meister  (22.09.13 08:59:52 ~ 09:00:03) 
[]

polisi mi arasam, restoranı mı arasam...

merhaba

anahtarım kayıp ve bulamıyorum.

bir çeviri işi dolayısıyla 3 gündür evden çıkmıyorum. en son cuma çıkmıştım. sonra geldim, anahtarımı girişte kapının yanındaki büyük ayakkabılığın üzerine koydum ve eve girdim. dünden önce çıkmadım. dün gündüz çıkmadım. dün gece tam çıkacaktım ki anahtarımın kayıp olduğunu fark ettim. aradım taradım cık bulamadım. bakılabilecek her yere baktım. bugün de baktım. saatlerdir arıyorum yok. ev arkadaşım da şehir dışında. onu aradım almamış. anahtarımı muntazaman aynı yere koyan biriyim sık sık da kaybetmem.

şimdi aklıma gelen tek olasılık cumartesi günü yemeksepetinden verdiğim siparişleri getiren çocukların bunu almış olabileceği. gündüz beşiktaş'taki bir kebapçıdan, gece de nişantaşı'ndaki bir pideciden sipariş vermiştim. kapıyı açıp bi dk deyip içeriye 10 sn para almaya gittiğimde getiren çocuklardan biri böyle bir şey yapmış olabilir belki diye düşündüm ama kimseyi de töhmet altında bırakmak istemiyorum. gece de korktum biri gelicek giricek falan diye. restoranı mı arasam ne desem?

evde her yere bakıldı bu arada.

bu noktada ne edeyim ben? yedek anahtar yok evden çıkamıyorum zor durumdayım.

 
hiç riske etme gidip kilidi değiştirt


  • GibsonRules  (02.09.13 12:46:53) 
restoranı değil, polisi aramanız en mantıklısı.

bu arada kilidi de değiştirin.
  • nakippoyraz  (02.09.13 12:48:02 ~ 12:48:16) 
çilingir bul internetten, durumu anlat yeni bir kilit getirir takar.


  • midesiz  (02.09.13 12:48:55) 
bir çilingir arayın yanında yeni kilit getirsin, 70-80 liraya gıcır gıcır yeni kilidiniz olur, hem de 5 tane yedek anahtarı oluyor yeni kilitlerin, yedek anahtarınız da olur, yoksa polisi de arasanız, şu durumda böyle bir ihbar üzerine iki yemekçiye de gidip soruşturma yapmayacaklar, değiştir kilidini diyecekler.


  • alice practice  (02.09.13 12:54:00) 
gibson ve midesiz demiş zaten. elinde delil yok, restoranın veya polisin ne yapmasını bekliyorsun ki?

kilidi değiştir. İnternetten bulabilirsin bir çilingir.
büyük bir ihtimal hesap etmediğin bir yerden çıkacaktır, dediğin kötü senaryo da olabilir elbette.
  • puc  (02.09.13 12:54:33) 
kilidi değiştir.


  • taha1907  (02.09.13 12:56:07) 
Ev arkadaşını değiştir


  • mormormorius  (02.09.13 13:05:47) 
ciddi ciddi polisi ne yapacaksın?

baştan savarlar.

kilit değiştirt.
  • efrasiyab87  (02.09.13 13:16:50) 
kilidi değiştirmek en mantıklısı, resotan kabul etse bile çocuklar gizler. vermez bilmemne. t-lock kilitlerinden taktır yapmamışlarsa bile yarın öbürgün biyerden çıkarsa töhmet altında kalmasnılar gerçekten..


  • sipsiyah  (02.09.13 13:23:32) 
yav ortalığı velveleye vermişim, ev arkadaşım almış götürmüş söylemesem farkında değil. niye böyle etti anlamadım. kargoyla gönderecekmiş. iyi ki salak gibi gidip kilit falan değiştirmemişim.


  • mistreated  (03.09.13 17:26:42) 
[]

20'li yaşların ortalarından sonra...

hala yeni insanlarla kolayca kaynaşabiliyor, yakın arkadaş olabiliyor ve uzun uzun vakit geçirebiliyor musunuz? yani 1-2 olur tabii de genel olarak soruyorum. ben bu konuda zaten hep bira zorlanırdım, git gide iyice zorlanmaya başladığımı hissediyorum.




 
zorlaşıyor. zaten ortam ve zaman bulamıyorsun bu işler için.


  • devilred  (31.08.13 21:51:04) 
Çok değişmedi benim için. Bazı arkadaşlarınla düşünceler, yaşam vs. farklılaşınca uzaklaşıyorsun başkaları geliyor yerine.


  • dagog  (31.08.13 22:04:59) 
birileri ile tanışma sıklığın azalıyor, çünkü genelde işte veya yorgun oluyorsun. sen öyle değilsen, arkadaşların öyle oluyor. yeni insanla tanışma sıklığı hayatına göre artabilir de, azalabilir de. ama birileri ile tanışınca üniversite zamanından biraz farklı olabiliyor. tanıştığın kişinin yaşantısı, medeni durumu falan etkileyebiliyor. örneğin, çalışan birisi sürekli işinden bahsetmeye meyilli olabilir, onun iş alanı sana bir şey ifade etmeyebilir. evli-çocuklu biri sürekli ev halinden konuştukça arkadaşlığını ilerletebilir duruma gelebilir, ama aynı ortamda değilsen, sen muhabbetten soğuyabilirsin. iş ve ev muhabbeti etkileyen en önemli faktörler oluyor ama karşındaki kişi bunlara takık değilse, muhabbetler üniversitedeki arkadaşlık kurma şeklinden çok da farklı değil.


  • aychovsky  (31.08.13 22:31:16 ~ 22:32:39) 
merhaba,

kendi adıma yanıtlarsam: zorlaşıyor. 32 olmak üzereyim ve hatırlayamadığım kadar uzun zamandır yeni bir arkadaş edinemiyorum. neden bilmiyorum ama olmuyor. ayrıca otuzdan sonra işin kötü bir tarafı daha var o da; eski arkadaşlarını da kaybetmek, onlardan kopmak.

bilmiyorum. demek ki böyle oluyor bu işler. kapanıyoruz bir yaştan sonra.
  • belirsiz biri  (31.08.13 22:37:29 ~ 22:39:08) 
belirsizbiri beni resmettin valla saygılar..belli bir olgunluğa ulaşana kadar hayat insana toz pembedir arkadaşım olgunluktan sonra saçma şeyler sıkar o sıkıntıyı yaşatan tiplerden uzak dura dura biz 30 üstü dinazorlar yalnız kalır gençken yapın yapacağınızı kaybetmeyin kimseyi


  • Dönmezer  (01.09.13 01:21:34) 
ben olamıyorum, yılların verdiği kazıklanma tecrübelerinden sonra herkesle belli bi mesafede durmaya çalışıyorum. yaş 32


  • gkk  (01.09.13 01:27:16) 
[]

öğrenim kredisi lisans geri ödemesi ve yükek lisans

ben bu krediyi 5 sene aldım. okul 6 sene sürdüğünden 1 yıldır almıyorum. bu sene yüksek lisansa başlıyorum. yine krediye bursa başvurucam. diyelim ki çıktı, eskisinin ödemeleri ertelenecek mi öğrenci bulunduğum süre içerisinde?




 
yüksek lisans bitiş tarihinizden 2 yıl sonrasına ertelenir.


  • aynshinqaf  (03.08.13 20:43:10) 
Normalde ertelenmez, sen kyk'ya gidip bak ben ogrenciyim ve issizim diye beyanda bulunman gerek. Bir de katki kredisi ertelenmez, ogrenim ertelenir. Lisanstan 2 sene sonra odemeye baslaman beklenir normalde, sen y.lisansin 2. Senesinde odemeye baslamalisin normalde. Ama o surecte gidip borcunu 2 yil erteletebilirsin. Ayrintili bilgi icin kyk: 444 1961 olmasi gerek.


  • chavez s venezuela  (03.08.13 20:43:31) 
KESİN cevap veriyorum; yüksek lisansa eğitime ara vermeden başlarsan borçların 2 sene sonrasına ertelenir. başlamazsan lisans mezuniyetinden 2 sene sonrasında başlar.


  • jimjim  (03.08.13 21:43:39) 
[]

ingilizce metin yazmak

merhaba küreselleşme mağdurları, zararı kâra çevirenler, profiteroller

yav ingilizcem iyi. ingilizce wikipedia olsun yıllardır okurum faydalanırım. the guardian favori sayfam. yds denen kıytırık sınavdan 91,5 aldım. ingilizce ders veriyorum birkaç aydır, işverenlerim benden memnun. konuşmam fena değil. dizileri filmleri çıplak haliyle tümden anlamakta zorlansam da ingilizce altyazı olunca hiçbir şekilde sorun yaşamıyorum.

amma lakin ki ingilizce oturup metin yazmışlığım yok neredeyse hiç. üniversitem başka bir dilde idi. sınavları ödevleri hep fransızca yazdım. şimdi düşünüyorum da ingilizce de yazabilsem ne hoş ne güzel olurdu, guardian'a makale gönderirdim ne bileyim wikipedia'da madde açardım. ama takılıyorum hep yazı yazarken, türkçe falan düşünüyorum, kelime bulamıyorum, sözlük falan kasıyo bak dur. bu işin kalıbını tekniğini nasıl öğrenebilirim? üst seviye ingilizce için böyle spesifik kurslar var mı? ya da kendim çalışacağım türden programlar, kitaplar vs? yani kendim çalışsam da kime kontrol ettiricem o da ayrı mevzu.

hadi be tez mağdurları, odtü boğaziçi koç bilkent gazileri, egzpetler, bana bi tavsiye verin...

 
daha çok çeviri yaparsan kendi yazma yeteneğin de gelişir diye düşünüyorum. oturup yazarak çevirmen de şart değil. ben mesela herhangi bi türkçe metni okurken kafamın içinde "hmm ingilizcesi böyle olurdu" falan deyip kabaca bir çeviri yapıyorum zihinden, farkında bile olmadan yapıyorum bunu bazen. alışkanlık haline gelirse işine yarar kesin. ingilizceden türkçeye çeviri de katkı yapar.


  • cinsi kisi  (02.08.13 18:24:56) 
okunan metinleri yazma gözüyle okumak gerekiyor bir yerde, ancak öyle kapılıyor ingilizce yazma becerisi...

birkaç metin için bir gözden geçirme yapıp feedback gönderebilirim.
  • tsan chan  (02.08.13 18:53:55) 
[]

cv ve fotoğraf

sorular

1- cv'de fotoğraf olmak zorunda mıdır? olmazsa ne olur?

2- cv'deki fotoğraf tişörtlü falan olursa, spor gömlekli olursa tuhaf mı olur? bu durumda hiç koymamak daha mı iyi?

 
2- tişört olmasın, gömlek olur (önünde kurukafa yoksa tabi), en iyisi takım elbise.

1- bunun raconu şudur: CV'de fotoğraf olmaz. işveren özellikle "fotoğraflı" diye belirtmediyse fotoğraf koyulmaz, ancak ülkemizde çalışanlar tipine bakarak alındığı için maalesef buna uyulmuyor. koymakta fayda var. adam akıllı bir şirket zaten fotoğraflı CV istemez. istiyorsa o İK'cının ayıbıdır.
  • celeron 300a  (01.08.13 21:26:44) 
mutlaka olsun, takım elbiseli olsun.


  • [silinmiş]  (01.08.13 21:27:35) 
sektöre göre değişebilir. Grafik tasarımcısıysanız takım elbise giymenize gerek yok bence.


  • innerbliss  (01.08.13 21:37:31) 
fotoğraf koy. daha ciddi bir izlenim yaratmış olursun.


  • kelepir  (01.08.13 21:38:58) 
eninde sonunda takım elbiseli bi fotoğrafın olcak süreci geciktirmeye çalışma, çekil koy:)


  • ilkot  (01.08.13 21:56:09) 
Igrenc kurumsallasamamis sirketler, igrenc ik cilar ve onlarin igrenc politikalari. Normalde birak fotografi dogum tarihi, uyruk, askerlik vs. bile olmamali ama Turkiye iste, yapicak bir sey yok.


  • modlar bu benim feykim silebilirsiniz  (01.08.13 22:48:21) 
@kelepir

ABD'de özgeçmişe fotoyraf koyunzu, özgeçmiş doğrudan çöpe gidinzi...
  • compadrito  (02.08.13 03:46:57) 
[]

gmail chat

2 ay önce falan kenarda "hangouts çıktı geçin isterseniz" diye bir tavsiye çıktı. salak gibi atladım o gün bugündür chat ekranı açılmıyor, servera bağlanamıyoruz işler iyi gitmiyor diye hata mesajı çıkarıyor.googleda aradım bulamadım en sonunda help'ten feedback gönderdim. nedir bunun çözümü?




 
hangoutun uzerine gel resminin yanındaki ok a tıkla.en altta eskiye dön var.ve dön.


  • jamswety  (01.08.13 01:43:55) 
hacı yaramadı seninki. gemi azıya aldım başka bilgisayarda denedim hangouts'a bağlandı. o vakit dediğini yaptım işte. yaşasın old chat


  • mistreated  (02.08.13 05:26:41) 
[]

emin olmak ve hafıza

tartışılan bir konuda bilgi sahibiyim. ihtilafta kalınan, emin olunamayan şeyin doğrusunu biliyorum. kaynağım var. açsam wikipedia'dan yıldızlı article bulucam, aha bu diycem, the guardian'dan kaynak göstericem falan. ama konuyu detayıyla hatırlayamıyorum. budur diyorum, ama detayını anlatamadığım için temelsiz kalıyor. kimi zaman da daha önce hakkında bir sürü şey okumuş olduğum konu ile karşı karşıya gelince bir sürü şeyi unutmuş olduğumu hatırlıyorum. hafızam zayıf işte, çok unuturum. her gün kırmızı et tüketirim neredeyse ama yine de unutuyorum. bununla mı alakası var bilemedim. hafızası zayıf olan adam bilmesin mi yani? ikna edici olabilmek, argümanları teklemeden sıralamak için ne edilecek? yok mu bunun çözümü? tiyatro kursuna falan mı gitsem, imam hatip lisesine yazılıp hatip mi çıksam ne etsem?




 
bende de var o.kastettiğim olaydaki her ayrıntıyı biliyorum ama yıl 56 desem 60 çıkıyor.muhtemelen kız değilsin.kızlarda vardı aşırı ezber yeteneği.
doktor gibi yazarsam sana b12 iydi galiba (bak gene oldu kesin bu ama emin değilim)hafıza ile ilgili faydası olan.
geliştirmek için çok araştırdım sonuç olarak teknolojiden uzaklaşmaktan bahsediyorlar.yani sık aradığın numaraları ezberle mesela.direk isimden bulma telde.beynimizi çalıştırmayı unuttuk.herşey aletlerde kayıtlı.çocukken zekiydim lan ben!
  • balllooon  (26.07.13 20:46:38) 
[]

sağlıklı midye dolma

bu ürünün gerçekten sıhhi şartlar gözetilerek, özenle üretilen bir versiyonu var mı? varsa nerede satılıyor?




 
Yazın varsa da yenmez. Onun dışında böyle bir versiyonu olduğunu sanmıyorum.


  • drip nick i zaten kullanilmakta  (25.07.13 00:09:40) 
kendin yap diyeceğim ama el becerisiyle yapmak çok zahmetli oluyor. seneede 1-2 defa üşenmezsek yaparız başka da yapamayız zaten :D


  • ceycey e  (25.07.13 00:18:09) 
[]

Acil! apartman boşluğuna düşen kedi!

merhaba öncelikle. yukarıya alınabilirse sevinirim.

bundan birkaç gün önce sadece bizim ve alt ve üst kat komşularımızın erişimi olan banyo boşluğuna çatıdan bir kedi düşmüş. hayvancağız 10 metre kadar düşmüş olmalı. komşularımız yok, alttaki komşudan ulaşma ihtimalimiz var ama o da yaz sonuna kadar gelmeyecekmiş. itfaiyeyi aradık, yardım edemeyiz oradan dediler. ıslak ekmek, su, salam vs aşağı atıyoruz bi şeyler ama ne kadar yararlı oluyoruz meçhul, pencere yüksekte ve aşağısı karanlık her defasında görmek mümkün değil. şimdi biz bu arkadaşı buradan nasıl kurtarıcaz bilemedik. 5 6 metrelik bir mesafe söz konusu. küçücük bir banyo penceresi, en dipte de bir kedi. hayvan sakat mı değil mi onu da bilmiyoruz. yemek atınca miyavlayıp duruyor yiyor mu emin olamıyoruz.

bir fikri olan varsa paylaşsın, esirgemesin.

 
Aşağı sepet falan sarkıtsanız, içine girerse yukarı çekersiniz. Aklıma daha parlak bi fikir gelmedi.


  • bonzo  (23.07.13 15:15:30) 
sepet gibi bir şeyi içine yemek, salam vs. doldurarak sarkıtın. sepetin içine girdiğini anlarsınız ağırlaşınca. sonra da yavaş yavaş çekin. kendini atmaz diye düşünüyorum.


  • nesilsiz  (23.07.13 15:16:13) 
ayrıca güçlü bir el feneriyle de hayvanın durumuna bakın, sakat mı yoksa hareket ediyor mu.


  • nesilsiz  (23.07.13 15:16:57) 
İtfaye nasıl yardımcı olamıyormuş ? Tekrar arayın ,hangi ilçe sınırlarındaysanız belediyeyi de arayabilirsiniz.

Diğer arkadaşın da dediği gibi aşağı üzerine çıkabileceği bir platform sarkıtmanız en iyisi sanırım.
  • EXXE01  (23.07.13 15:17:13) 
öncelikle öyle itfaiyenin taallukatını sikeyim. tekrar arayın.

daha da sonra, sizinki nasıl bilmiyorum ama normal bir vasistasın içinden bir insan geçebilir. ince bir insan... olmadı bir çocuk... pencere sökülecek, ip merdiven bulunacak, aşağı biri inecek.
  • ambrose pierced  (23.07.13 15:19:36 ~ 15:20:19) 
İtfaiye gelmek zorunda. Nasıl bi tepki verirler bilmiyorum ama apartman boşluğuna çocuk düştü diyin gelmeyiz diyolarsa ve geldiklerinde çıkarmadan gitmezler heralde emin olamıyorum.

Ama onlar keyfi davranmış o kesin. Bi daha arayın. İlçe olmuyosa il belediyesini arayın durumu anlatın belki duyarlı birine denk gelirsiniz.
O da olmuyosa facebooktan hayvansever gruplarla iletişime geçin itfaiyeyi mecbur bırakabilirler belki.
  • gupon  (23.07.13 15:20:33) 
aşağıyı görebiliyor musunuz? dedikleri gibi fenerle bir durumuna bakın.

bizi de haberdar edin bir de.
  • kaputt  (23.07.13 15:22:52) 
komşulardan sepet istedik, ip bulduk. içine salam koyup sarkıttık. bu esnada sandalyeye çıkıp baktık gördük ki hayvancağız boşluğun dibinde değilmiş, bize yakınmış. boşluğun ortasındaki su boruları arasında bir yere saklanmış bekliyormuş. yetişkin bir kedi. sepeti sarkıtınca kaçtı aralara bir yerlere girdi. birkaç dakika bekledik belki salamların yanına iner diye, inmedi. biz de ne edeceğimizi bilemedik bekliyoruz.


  • mistreated  (23.07.13 16:24:26) 
@mist salam değil de tavuk ciğeri, yaş mama veya sosis gibi daha çok ayılıp bayıldıkları bir şey koysanız belki gelir
kokusu daha keskin şeyler hem belki dayanamaz

  • gupon  (23.07.13 16:32:45 ~ 16:33:10) 
ne oldu naptınız?


  • nesilsiz  (24.07.13 09:32:12) 
2-3 gün sepetle su mama gönderdik. çarşaf sarkıttık çıksın diye, çıkmadı. sepet sarkık duruyordu öyle. sonra bugün akşam eve geldim, tuvalete girdim, bir de baktım ki kedi tuvalet penceresinde :)) nasıl çıkmış bilmiyorum. kurtuldu yani. ıslak mama ve su verdim. biraz korkak, saklanıyo banyoda. ev arkadaşım gelir birazdan, o da görsün sonra sokağa salarız herhalde.


  • mistreated  (27.07.13 00:59:03) 
@mistreated, Allah razı olsun. Allah, müşkül durumlarında yardımcın olsun.


  • yemrem  (27.07.13 01:10:37) 
çookk sevindim harikasınız :)


  • gupon  (27.07.13 01:24:43) 
[]

netbook klavyemdeki tuşları nasıl tamir ettirebilirim?

merhaba

netbuk klavyemin arasına kaçan kirleri temizleme esnasında tuşları çıkarayım derken sanırım tuşun altına yapışık bir iki küçük parçayı kırdım. bunu nasıl ve ne kadara tamir ettirmek mümkündür acaba? yer avrupa yakası


 
klavye çeşidine göre değişiyor, tuş alarakda yapabilirsiniz, tam takımında değişmesi gerekli olabilir. bilgisayarınızın modelini de yazarsanız belki :)


  • mete kudur  (23.07.13 15:12:28) 
packard bell dot s


  • mistreated  (23.07.13 15:14:45) 
[]

yeşil pasaportum iptal oldu mu?

23 yaşındayım. erkeğim. lisans bitti. mastera kabul aldım ama henüz kaydolmadım. sigortalı bir işte çalışmıyorum. akibetim ne oladır? iptal oldu okul bitti diyecek olan varsa, okul ne zaman kime haber veriyor okulun bittiğini? yine de kullanamazsın diyenler, master başlayınca gidip yenisini mi çıkarıcam nolucak?




 
ya ben de gelecek sene ayni sorunu yasayacagim icin arastirdim. sigortali ise girmedigin veya ailenin evinden baska bir yere ikametini almadigin surece sorun olmaz diyorlar. fakat birisi de tam olarak ayni durumda havaalaninda siktir yemis, pasaportuna el konulmus hatta sanirim.


  • sendelemeden  (21.07.13 18:43:02) 
@black sabahat

var öyle bir şey (git: 627889)
  • christopher nolan  (21.07.13 19:03:30) 
erkekler için 25 yaşına kadar yeşil pasaporttan faydalanma şartları eğitimine devam ediyor olman, sigortalı bir işe sahip olmaman ve ailenle beraber yaşıyor olman diye biliyorum.

Haliyle master a başlayana kadar problem olabilir gibi.
  • giderbey  (21.07.13 19:08:50) 
beyler hazir toplanmisken bir sey sorayim, ben okulu bitirdikten sonra bolum baskanina yalvarip o yaz boyunca kendimi ozel ogrenci olarak gostermeyi kabul ettirsem, yanima ona dair belge ile gitsem, sizce sorun olur mu?


  • sendelemeden  (21.07.13 19:11:38) 
[]

yemeksepetinden ne söyleyeyim?

ne yiyeceğime karar veremeyip kendimi saatlerce aç bıraktığım zamanlardı. ne söylesem bilemiyorum. 15-20 lira arası her yemek önerisine açığım. pizzadan bıktım. beşiktaşta oturuyorum.




 
Lahmacun.


  • tok oldugumuz halde yaftalar yiyoruz  (21.07.13 18:40:30) 
Benim favorilerim:
Alfreedo Makarna & Salata, Dikilitaş'tan Bulgurlu Dana Kavurma Menü

Mehmet Namlı Kebap & Dürüm, Gayrettepe'den Kuzu Çöp Şiş
  • hjarteblod  (21.07.13 18:56:14) 
dana erişte


  • kendihalindekiyaratık  (21.07.13 19:01:49) 
dabıl kuartır al bence mcdonalds tan. canım çekti sana söylüyorum.


  • bir ileti paylastim  (21.07.13 19:03:10) 
[]

kill your idols tişörtü

merhaba, axl rose'un giydiği isa desenli tişörtten bahsediyorum. istanbul'dayım. bu tişörte nasıl sahip olabilirim? resim dosyası üzerinden bastırmak biraz manasız gibi. satan eden bulunduran yok mudur ki? fiyatı da önemli değil.

örnekler:

www.youtube.com

1.bp.blogspot.com

www.google.com.tr

 
denk gelmedim, taksimde tünelin ilerisinde solda ya da hanlardaki tshirt satan yerlerde belki olabilir ama zor ihtimal. baskı yaptırmanız her türlü daha kolay olur. google amca'nın verdiği en yüksek çözünürlük ilgili resme 1200x1473 olan şu:
thebeardedglassman.files.wordpress.com

  • wiillii  (24.04.13 15:47:08) 
[]

kahve leke yapar mı?

dün coffee mate'li kahvenin bir miktarı gömleğime döküldü. bir miktarını peçeteye emdirdim, kalanı da kurudu üzerimde. şeker koymamıştım. gömleğin akibeti ne olur?




 
bulaşık deterjanıyla çitileyip öyle makineye at.


  • kayranin kedisi  (15.01.13 23:35:51) 
[]

nes, mario, kaplumbağa

bu eskiden oynadığımız atari denen video konsollarının kasetlerinde marioyu hep bir kaplumbağaya binerken resmederlerdi ve ben de çocukluğumu marionun kaplumbağaya binerek dağları tepeleri aştığı bir oyun bulma hevesiyle 999999999 in 1'lik kasetleri tarayarak geçirdim mamafih bir bok bulamadım. şimdi orda burda pıtrak gibi bu oyunların sitelerini görüyorum. eğer marionun tosbağa şoförlüğü yaptığı bir oyun hatırlayan varsa da ismini verirse çok sevinirim. yok atarilerde öyle bi olay, o iş başka konsollarda derseniz yine kafamdaki bir soru işaretinden daha kurtulmuş olurum. eğer o bir pazarlama stratejisiydi, hiçbir oyunda ne uçan ne yürüyen kaplumbağa marioyu sırtına almıştır derseniz üzülürüm :/




 
  • disq  (07.01.13 18:46:03 ~ 18:47:00) 
[]

sokakta karşıdan gelen kızların başını eğerek geçip gitmesi

bu kızların kendilerine dik dik bakıp kötü şeyler söyleyeceklerinden korktukları için erkeklere karşı geliştirdikleri çılgın bir taktik mi, yoksa ben zurna mıyım ha? 50 metre öteden yere bakarak yürümeye başlayan kızlar gerçekten çok garibime gitmeye başladı. ben kızı fark ettiğimde kendisi zaten çoktan kafasını eğmiş gidiyor oluyor. sonra türk insanı neden sokakta yürümeyi bilmiyor diyoruz işte sebebini bulduk dırırırım.




 
sebebini degil de sonucunu bulmussun sanki.


  • nawres  (07.01.13 16:02:46) 
onlar sahipli. nasıl bir aidiyet duygusuna dönüşüyorsa artıkın.


  • dokunmakalbime  (07.01.13 16:06:21) 
memelilerin bir davranış kalıbıymış, karşısındakine boyun eğmekle ilgili imiş. çok kısa bir süre sonra minnacık bi bakış daha atıyosa bu da hoşlanıyo olabilir demekmiş.

istemli değil yani. dik dik bakması tehditkar olacaktır. bi arkadaşım dedi geçenlerde. osmanlıya gelip de insanların resmini yapan bir yabancının albümündeki hiçbir kadın doğrudan ressama, veya resme bakana dik dik bakmıyomuş, hep başka yere bakar halde çizmiş ancak bir tek bursa aşiftesi olarak resmedilen hatun karşıya bakıyormuş :D
  • kediebesi  (07.01.13 16:07:08 ~ 16:11:15) 
Bu kadar hayvanatın arasında haklılar ben erkek halimle aman bir psikopata denk gelmeden bok yoluna gitmeden eve varayım düşüncesi ile hareket edebiliyorsam şu zamanda ki toplumun durumunun kadınları kızları nasıl etkilediklerini düşünün...


  • zekicalik  (07.01.13 16:10:47 ~ 16:11:19) 
biriyle göz teması kurduğunda seninle iletişime geçmesi daha kolay olur.
en basitinden birinin pis bakışı, laf atması rahatsız ediyor. bunun yol kesmesi, kuytuya çekmesi, fiziksel tacizi vs var da var.
bu tür tacizleri en aza indirmek için göz temasından kaçınmak için yere bakarak yürüyoruz.
tacizden kaçınmak da kezbanlık olduysa insanlığınızı kontrol ettirin.
  • goldentitan  (07.01.13 16:44:08 ~ 16:47:06) 
Eğer bir arkadaşı yoksa ve hala başını eğip bir erkekeğin önünden geçiyorsa, ağırbaşlı ve hareketleri çocuksu olmaktan çıkmışsa, nerede nasıl konuşulacağını ve davranılacağını gereği gibi yerine getirebiliyorsa, giyimi ohaa denilemeyecek nitelikte ise evlenilecek kızdır veya kadındır. Aksi bir durum söz konusu ise yani evli veya bir erkek arkadaşı olduğu için başını eğiyorsa veya aldığı eğitim, yetiştiği ortam böyle davranmayı gerektiriyorsa bana göre güvenilir ve sadık birisidir. Neden böyle şeyleri hep kız ayarlama yönünde yorumluyorsunuz anlamıyorum. Belli ki amacınız farklı ve dikkatleri üzerinize çekmek istiyorsunuz bunu beceremeyince de böyle şeyler soruyorsunuz. Kusura bakmayın.


  • .sosyolog.  (07.01.13 19:27:37) 
[]

üsküdar'ın içler acısı durumu

ya arkadaşlar bir süreliğine burada yaşamaya başladım. inanır mısınız her yer tarih kokuyor. sultanahmet gibi bir yer şerefsizim. hanlar hamamlar camiler çeşmeler, çılgın bir muhit. gelgelelim ortalık gerçekten bir kir tabakasıyla örtülmüş gibi, her şeyin üzerine is yağmış gibi. korkunç restorasyonlar geçirmiş bir sürü tarihi eser hilkat garibesine dönmüş. çarpık çurpuk bir sürü bina güzelim zenginlikleri gölgelemiş. belediye desen ne iş yapıyor ben anlayamadım, yollar karmakarışık, ışık, yaya geçidi, düzen nizam hak getire, parklar kitsch'lik abidesi. bu kadar zevksiz olunamaz, o derece. 5 dakika mesafedeki beşiktaş bütün o kalabalığa ve gürültüye rağmen üsküdar'la kıyaslandığında ışıldar parlar görünüyor, insan alelade bir anadolu şehrinden gelişmiş bir muhite geldiğini düşünüyor.

üsküdar'ı turistikleştirip sultanahmet gibi halıcı, kebapçı ve hanutçu ile doldurmak gerçekten berbat olur fakat bu semtin ne diyorlar, biraz gentrifié olması lazım, hiç olmadı ışıldaması biraz daha düzgün görünmesi özünü koruması tarihiyle bütünleşmesi lazım. ne bileyim biraz güzelleşse, tarihi eserlere hak ettiği değeri verseler, avrupa şehirlerinde hala kullanılan eski binalar gibi olsa bir açık hava müzesi olsa kötü mü olur?. eminim benden önce binlerce insan düşünmüştür bunu ama sorun ne? orada yaşayan insanlar ve onların seçtiği belediye mi? anadolu yakasında olması mı? insanların umursamazlığı falan mı? insanlar orada o haliyle mutlular mı? niye bu halde bu güzelim semt yahu?


 
Vizyon meselesi biraz o işler ya... Avrupa'yı Dünya'yı tanımayan adamların eline verirsen belediyeleri, maksimum icraati teyzelere spor aleti, salıncak falan yapmak olur. (Şunun gibi:/ : www.youtube.com


  • barut  (06.01.13 21:01:24) 
üsküdar'daki sorun esnaflar hocam. o rıhtımı ilk olarak esnaflar'dan ve otobüs duraklarından arındırmaları gerekiyor. tüp geçit bittikten sonra büyük ihtimal el atarlar bence. topbaş rıhtımlara çok önem veriyor. galataport ve haydarpaşa'dan iyi para cukkaladılar zaten biliyorsundur.:))
heh haydarpaşa projesini üsküdar'a uygulasalar gerçekten çok mantıklı olurdu çünkü ihtiyacı var üsküdarın bu tarz bir restorasyona.

yalnız bir de insanları çok yobaz. onun için bir şey yapılamıyor maalesef.
  • bilge rusty james  (06.01.13 21:02:27 ~ 21:03:13) 
bence sorun tarihe saygı duymayışımız.
genel olarak tarihi binaları, anıt ağaçları kaderine terk etmek gibi anlaşılmaz bir huyumuz var.

vaktiyle manzarayı kesiyor diye nice eserler yıktık, ortasından yol geçecek diye nice külliyeleri ikiye böldük...

şimdi de sıra orada;
ulaşım ağının kilit noktası diye, belki de kentin en büyük meydanlarından birini heba ettik.
kaos ortamı yarattık.

herkes hep "çabucak bir yerlere gitme" isteği içinde, bir telaşta.
kimsenin dönüp de çevreye bakacak "zamanı" yok.
acı gerçekler böyleyken bizim farkında olmamız yetmiyor maalesef.
  • eranicus  (06.01.13 21:52:15 ~ 21:52:52) 
[]

külotlu çoraplayken apış arası ve popo görünemez ama taytlayken görünebilir

merhaba

önceliklen, kimsenin giyinişini eleştirdiğim yok. hatta bana kalırsa insanlar çıplak dolaşmalılar ama başlıktaki durum çok garibime gidiyor.

durum şu: külotlu çorap giymiş bir kadının eteğinin içinde ne olduğunun görünmemesi, poposunun açılmaması için çaba sarf etmesi ertesi gün tayt giydiğinde popo bacak her şeyi ortada dolaşmasını, apış arasını açarak oturmasını engellemiyor. yüksek denyeli külotlu çorapların tayttan pek de farkı yok diye düşünüyorum. hatta yarı transparan incecik taytlar da var. şimdi nasıl bir mantıktır bu ben anlayamadım. dress code'larımızda bir çarpıklık mı var? bu durum türkiyeye mi özgü? ya bu çelişkiyi bana biri açıklayabilir mi lütfeen, gerçekten kafam çok karışık...

 
bikiniyle gezince oluyor, iç çamaşırını görsen ayıp. yani kıyafetin görevi önemli. külotlu çorabın görünmemesi lazım, görününce ayıp oluyor. taytın görünmesinde sorun yok, o yüzden giyiliyor. sosyal, kültürel bir şey değil. amaç, fonksiyon, vs.


  • trachemys scripta elegans  (06.01.13 20:48:19) 
biraz alakalı görüyorum şu resim ile: img191.imageshack.us

sadece bize özgü değil.

edit: link düzeltildi.
  • himmet dayi  (06.01.13 20:48:30 ~ 21:16:11) 
yüksek denyeli çoraplardan bile görünüyor. ayrıca her külotlu çorabın külot kısmında, külot kısmı olduğunu belirten çizgiler/dikişler vardır. Eh yani o da görünmemeli bir zahmet.

Transparan gibi duran taytlardan ben de tiksiniyorum hele bir de başka renk külot giyiyorlar ki berbat bir görüntü.

Ülkemize has değil, evrensel bir durum.
Bikiniyle sahilde gezersin ama sutyenle sahilde bile gezemezsin.Bunun gibi.
  • jimjim  (06.01.13 20:50:06) 
neden küçük kızlar orospudur


  • partizan  (06.01.13 21:11:37 ~ 21:11:56) 
[]

üsküdar

üsküdar size ne çağrıştırıyor? uzun yazmak içini dökmek isteyenlerin paragrafları zevklen okunacaktır.




 
11üs gibi çağdışı bir otobüs hattını içine barındıran bir semt benim için


  • docrivers  (05.01.13 00:17:48) 
129t


  • there is a light that never goes out  (05.01.13 00:19:10) 
Üsküdara gideriken...


  • Adrammelekh  (05.01.13 00:20:57) 
deniz tarafı yobaz, arka tarafı daha yobaz biyer. ayrıca işim düşmese 30 sene gitmem, gideyim de demem..


  • hope ender  (05.01.13 00:23:09) 
üsküdar'a giderken şarkısı ve 1870'ler falan.
böyle atlı adamlar caddelerde geziyor, herkes şık giyinmiş.

ne hayalgücü varmış mk
  • dieselsingle2  (05.01.13 00:24:40) 
Aklıma her nedense hep "scutari" ismi geliyor. Kadıköy'de khalkedon gelmiyor mesela ama burada geliyor. Bir de;(bkz: yobaz)


  • barut  (05.01.13 00:24:50) 
Şakirtizmin başkenti.


  • İsmail Abi  (05.01.13 00:24:50) 
Boğaz, Kuzguncuk, Çengelköy... Samimi kahvehaneler..


  • 4530 merkez  (05.01.13 00:27:21) 
şu sıralar 11üs sırasında bekleyen, sol el yüzük parmağında uğur böceği yüzüğü olan bi güzelliği çağrıştırıyor. buradaysa kendisine selam ediyorum!


  • obaa  (05.01.13 00:27:29) 
1-geçici evim.
2-ben üsküdar'ın beşiktaş'a geçişini severim.
3-bir de atı alan buradan erken geçiyor hep.
  • bass solo take one  (05.01.13 00:29:18) 
romanlar, kötü bi çarşı, sıkıcı boş bi yer, deniz kenarında ve ulaşımı bu kadar kolay olmasına rağmen bu kadar geri kalmış bi yer daha yoktur sanırım İstanbul'da


  • gudumlu anne terligi  (05.01.13 00:29:24) 
biz baya üsküdarlıyız ama çok yobaz doldu son zamanlarda. bu yüzden üsküdarlıyım demeye utanıyorum.


  • bilge rusty james  (05.01.13 00:40:33) 
şemsiyesini döndüren kızlar,
sarkılarını söylüyorlar. üsküdara gider iken bir mendil buldum.

osmanlı ile özdeş bende. ama türklükten uzakmış gibi geliyor. ismi de türkçe gibi değil. lüks bi semt gibi geliyor.

şimdiki hali gelmiyor. 19.yy sadece.

bi de martılar.
  • dahinnotha  (05.01.13 00:42:44) 
bana da tarihi çağrıştırıyor, sanırım üsküdarın şu an ki halini bilmediğimden. hani böyle faytonların ufak konakların olduğu bi yer gibi, ama hayal tabi.


  • siyah gece  (05.01.13 00:46:37) 
bana sıkıntıyı, balığı, kar yağmasını, 1A'yı çağrıştırıyor. Sıkıntılı çünkü bir sene üsküdar ötesi bir yerde oturmak zorunda kalmıştık. Okula ulaşmak zulüm gibiydi. küçük şehirden gelip de o kadar yol gittiğim için adapte olamıyordum. şimdi olsa hiç ses çıkarmam. balık neden? çarşının balık çeşidi yüzünden de çok sık balık yiyorduk balık sevdalısı babam yüzünden ve ben balık sevmem. ne zaman kar yağsa bizim arsa önerisi götürmemize denk geldiği için kuzguncuk olsun, çengelköy olsun müthiş kar manzaraları kaldı aklımda. bir de bilenler bilir 1A diye bir otobüs vardı ücretsizdi insanlar ekmek almaya üsküdara gidiyordu sonra kaldırdılar:)Şimdi ise pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim merkezini çünkü bir istila havası var gibi. tabelalar, dükkanlar falan. kuzguncuk'a doğru geçince sanki birden sarıyor. güzel semt eski semt aslında. osmanlı döneminde istanbul'a geçilen bir kapı adeta. bu yüzden gereken değeri görmediğini düşünüyorum.


  • ecaz  (05.01.13 00:50:18) 
bütün üsküdarı'da yobaz yaptınız ya. zeynep kamil'dir, altunizade'dir, acıbadem'dir gayette güzel ve yobaz olmayan yerlerdir. at gözlüğü ile bakmayın şu konulara birde amk.


  • yazik ziyan  (05.01.13 00:58:42) 
kuzguncuk.


  • sen git ben geliyorum  (05.01.13 01:25:04) 
(+) kuş evleri.
çoğu insanın dikkatini çekmeyen kuş evlerinin en güzel örnekleri buradaki binaların cephelerini süsler.
(-) aktarma istasyonu ve çevresi.
egzoz gazı ve bitmek bilmeyen otobüs kuyruklarının heba ettiği meydan, yol ortasında bırakılmış 3. ahmet çeşmesi ve hemen ilerisinde 7 koca tabelayla "buradayım" diyen tuvaletler.
(+) dinginlik.
kuzguncuk sokakları ve huzur.
(-) kız kulesi ve sahil.
pis ve nemli minderlerin, 3 sıra merdiven üzerine koyulmasıyla oluşturulan basit kıyı kullanımına şaşarım.
  • eranicus  (05.01.13 10:38:18) 
üsküdar nedir bilmezken, bana hep eski istanbul havasını yaşayabileceğim bir yeri çağrıştırırdı. 2 hafta önce üsküdara taşındım, hakikaten de öyleymiş. 4 sene mecidiyeköyün en civcivli yerinde oturduktan sonra burası resmen insana huzur veriyor. istanbulun birçok yerinin aksine, burada insanlar koşmuyorlar yürüyorlar :) onun dışında insan profili beni ilgilendirmiyor, bütün insanları severim :)


  • kül  (05.01.13 14:09:52) 
bir gün mutlaka yaşayacağım yer (:

yapacak bir işim yoksa gider dolanırım her gittiğimde bilmediğim başka bir sokağa girip kaybolurum baya bildiğin saatlerce sonunda sahile inen bir yol çıkıyo nasılsa.

hatta öyle ki, tüm arkadaşlarım felan bilirler bu üsküdarda yaşama işi olmadan ölürsem bi şekilde üsküdara gömcekler beni. vasiyetim bile var (:
  • SpecialisT  (05.01.13 19:22:07) 
[]

insanların tepkisizliği (uzun)

uzun zamandır bunun farkındaydım ama örnek olaylar yaşadıkça fazlaca rahatsız etmeye başladı beni. örneklerden gideyim sonuca varacağım.

örnek olay 1: lisans son sınıf. semiyoloji diye bir dersimiz var. en çok katılım olan ders ve gerçekten de zor bir ders. ama derse gelen tiplerin bir kısmı hocanın 3 dakikada bir kibarca susun demesine rağmen yeniden konuşmaya devam ediyor. bunu herkes duyuyor ama kimse çıkıp sertçe "susun , sizi dinlemeye mi geldik, dinlemeyecekseniz çıkın ya da susun" demiyor. ben hariç. geçen hafta bir kere bağırdım. önceki senelerde de bir kere bağırmıştım. susturdum da. ama sonraki ders her şey yeniden baştan başlıyor. hoca otorite kurmuyor, sınıftakiler de rahatsız görünmüyor. tepkisiz herkes. bu durumda artık her hafta birilerine bağırmak bana saçma görünüyor ama derse konsantre olamadığımdan da üzülüyorum. fransa'da erasmustayken derste çıt çıkmazdı. arıyorum, özlüyorum.

örnek olay 2: birbirine yakın iki üniversitenin kütüphanelerini sürekli kullanmaktayım. vize dönemi. tekil ve grup halinde çalışanlar var. bu insanlardan ikinci kısımdakiler genellikle devamlı kendi aralarında konuşuyorlar. kimisi telefon çıkarmış sessiz olmaya çalışıp beceremeyerek konuşmaya kalkıyor, ki yasak. bir diğeri müzik dinliyor ama kulaklığın sesi dışarı taşıyor. bunların hepsi çok dikkatimi dağıtıyor. ben oraya sessizlik aradığım için gidiyorum. çevreme bakıyorum, kimi insanlar ses çıkaranlara bakıp bakıp işlerine geri dönüyorlar, kimse kalkıp bir şey demiyor. mamafih ben arada diyorum. deyince susuyorlar. ama kendimi deniz yıldızlarını suya atan çocuk gibi hissediyorum.

şimdi bu tepkisizlik durumları bizim ülkeye mi özgü? bunun sebebi ne? insanlar rahatsız olmuyor mu? tek gergin kıl rahatsız adam ben miyim? hakkımı aramam yanlış mı, herkes gibi susmalı mıyım? ne biçim insanlar lan bunlar?

 
haklısın tabii de, belki rahatsız olmuyordur insanlar. ben mesela yanımda istediğin kadar ses yap, bir şeye konsantre olmuşsam sikimde olmaz, duymam bile.


  • diyarbakir karpuzu  (15.11.12 19:27:11) 
sen çok fazla şeysin ne denir ona hassas mı artık herneyse anladın sen onu, sınıfta konuşuşanlar için ya hocaya şikayet et ya da gerekli mercilere, kütüphane içinde aynı şey geçerli, ve olayıda genellememek lazım bi bizim ülkemizde mi böyle diye, bunlar olabilitesi yüksesk şeyler ve heryerde olmaz, bizim okulda mesela dersler sessiz kütüphane mezarlık gibidir.


  • slmcnmnbr  (15.11.12 19:27:39) 
herkes kendi şeyinin derdinde çünkü, bazıları var kendileri en üsttedir altındakilerini görmez ve onların rahatsız olması onu rahatsız etmez, bazıları diğerleriyle iletişime girmez girmek istemez bulaşmayım der. hangi üniversitedesin bu arada hacettepe bilkent odtü üçlüsündeysen alternatif yerler önerebilirim


  • jedilance  (15.11.12 19:29:45) 
Kalkıp çoğunluğu karşına alarak azarlamak özgüven, enerji ve karakter ister. Türkiye'de de çeşitli şartlardan dolayı bu üçünü bir arada bulamıyoruz. Senin gibi 5 kişi daha olsa emin ol sessizlik sağlanır.

Ben de geçen tramvaydayım tıkış tıkış gidiyoruz öküzün teki kadına: "ilerler misiniz hanımefendi orada bir kişilik boş yer var." dedi. Buraya kadar normal, sonra dönüp herkesin duyabileceği ses tonunda benden iyi çoban olurmuş ha dedi. Kadın o kadar bıkmıştı ki tek kelime etmedi bile.
  • vexations  (15.11.12 19:33:19 ~ 19:34:04) 
Doğrudan veya dolaylı olarak devlet eliyle gerçekleştiği bilinen onlarca ölüme, haksızlığa, hakarete rağmen hala devleti insandan öte tutan bir toplumda biraz tıro viro bir yerden rahatsız olmuşsun. Haklısın ama fazlaca bireysel bir sıkıntı için gereksiz bir genelleme yapmışsın.


  • yokartikdahaneler  (15.11.12 19:35:32) 
sen "çok şey" falan değilsin. gayet olması gerektiği gibi "normal"sin.
insanlar artık @eranicus'un dediği gibi kendi özgürlüklerinin, başkalarını rahatsız ettiği noktada bittiğini bile bilmeyecek bir cehalete boğulmuş durumda.

ha, ama diğer yandan çoğunluğu üniversitede okuyandır, eğitimini alandır, en iyi teknolojik ürünleri kullanandır, en son çıkan kitapları okuyandır, filmleri izleyendir.. yani insanı geliştirdiğine ve medenileştirdiğine inandığımız her şeyi yapandır. ama nedense bu en basit "sosyal alanda toplu yaşama alanlarındaki görgü/gelişmişlik kuralları"ndan nedense ısrarla ve gittikçe büyüyecek şekilde habersiz olandır. kendini bilmeyendir. dışına bir sürü etiket yapıştırmak için türlü taklalar atarken içindeki kendini görmek istemeyendir.

saydığın sorunlarda sana katılıyorum ve daha onlarcasını yüzlercesini de ekleyebilirim.

bir metroya veya inme binme davranışını kim nerede öğrenebilir ki yahu? okula mı ihtiyaç vardır bunun için, yoksa bir gram beyin bile yeterli midir..

veya daha basitini söyleyeyim; insanlar yolda yürümesini bilmiyor yahu? bir dikkat edin bu açıdan küçük bir gözlem yapın. herkes başkalarının ağzının içine girecek şekilde yürür. daha yolun hangi tarafından yürümesi gerektiğini bile bilmez. karşıdan gelenin üstüne çıkmaya çalışır. mutlaka sağı solu diğerine değer ama umurunda olmaz. özel alan diye bir şeyden haberi olmaz. haa, ama baştan aşağı her şeyi son modeldir.. dışı parlaktır da içi koftur.. teneke misali..

en çok anlayamadığım da, sanki insanlar yüzyıllar boyu tek başlarına yaşadılar da o yüzden şimdi toplu yaşam alanlarında birlikte olmaya henüz alışamamışlar gibi davranıyorlar. te allam yaa...

artık scotty'ler dönemine gelsek de kurtulsak.. ya da birer tardis'imiz olsa..
  • holy diver  (15.11.12 20:05:49) 
Gecenlerde kutuphanedeyim. (Bu olay ABD'de oluyor, bu arada). Yan masaya 5-7 civarinda ergen geldi. Okuldan cikip gelmisler. Poker oynamaya basladilar, bildigin poker. Orasi daha onceden "Sessiz calisma salonu" olarak tahsis edilmis bi yerdi. Sonradan degistirmisler, tabii bundan benim haberim yok. Oyle fisilti filan yok, en hayvanisinden ve topluca kahkahalar, cigliklar atiyolar. Sessiz olun diye uyardim. Takmadilar. Pis pis baktim. Onlar da hep beraber bana bakmaya basladiklarinda topuna birden kufrettim. Iclerindeki en hazircevap olan zilli, "Burada oturmak zorunda degilsin" dedi bana. Gittim gorevliye sikayet ettim. Kutuphanede poker oynanabiliyo mu? dedim. Caresiz bir sekilde boynunu bukerek, "Evet, orasi ergenlere tahsis edildi. Sizi isterseniz su camli odaya alalim" dedi. Göt oldum.

Ozet: Kendini ufak tefek gurultulere, seslere alistirsan iyi olur. Yarin, is hayatina atildiginda da, ya acik ofiste calismaya baslayacaksin, ya da tarif ettigin kadar sessiz bir yerin olmayacak. Yani, ortalama gurultulu bir ortamda bile yaptigin ise konsantre olabilme becerisini gelistirmen lazim. Yoksa hayatin boyunca, mutsuz ve gergin olursun.
  • compadrito  (15.11.12 21:12:45) 
her ne kadar yurtdışına çıkmadımsa da böyle insanların türkiye ye özgü olduğunu hiç sanmıyorum. birde şöyle bir şey var, erkek iseniz, askere gittiğinizde bu tür insanların artık uç boyutlarıyla karşılaşıyorsunuz. "neee lan bu" diye geçiyor ilk zamanlar sürekli. tabi sonradan sevmeye başlıyorsunuz biraz insanları ^^


  • daglien  (16.11.12 12:57:18) 
[]

anket - insan seçiyor musunuz?

merhabalar

soru 1: sosyal ilişkilerinizi kuracağınız insanları seçiyor musunuz yoksa herkesle konuşur, arkadaş olur musunuz? seçenekler:

a- çevremdeki herkesi ince eleyip sık dokuyarak seçerim elimden geldiğince.
b- sevdiğim türden insanlar var ama her çeşit tiple takılırım.
c- herkesle kankayım. insan seçmem.

ve varsa yorumlarınız.

soru 2: insanları seçiyorsanız neye göre seçiyorsunuz? aradığınız gibi insanlar bulabiliyor musunuz? kıstaslarınız neler? birden çok seçenek seçilebilir.

a1- fiziksel görünüş
a2- cinsel çekim
b- davranış (hareketli, sakin, cool, çılgın vs)
c- zeka, bilinç durumu, muhabbet
d- ortak ilgi alanları

daha başka ekleyecekleriniz varsa yazabilirsiniz. yorum da yapabilirsiniz.

soru 3- size batan insan türleri var mı? "şu türden davranışlar içinde olan insanlardan hoşlanmam" diyebiliyor musunuz? eğer diyebiliyorsanız bunlar neler?

cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

 
1) evet, çok seçiyorum. herkesle konuşabilirim (öğrenciyim, sınıftaki insanlarla oturup sohbet etmem ama çok da soğuk durmam), arkadaş olmam neredeyse kimseyle.

2) hepsi kıstas bunların. aradığım gibi insanlar bulamıyorum.

3) evet var, özellikle yüksek sesle konuşanlar, nerede nasıl davranması gerektiğini bilmeyenler, yalakalar, her konuya atlayanlar ilk aklıma gelenler.
  • d.  (15.11.12 18:45:50) 
1- a ile b arası bir yerdeyim.

2- normalde b, c ve d. flörtsel bir durumda a1 ve a2 şıkları da ekleniyor.

3- nerde nasıl davranacağını bilmeyenlere mesafeliyim. bir de kendini uyanık zannedip karşısındakini kandırabildiğini sananlara kılım. keyfim yerindeyse ufak ufak taşak geçerim tabi bu tiplerle.
  • zgrydn  (15.11.12 18:45:53 ~ 18:47:57) 
1-b
2-c/d
3-diyemiyorum.
  • 4dr4m3lekh  (15.11.12 18:52:23) 
1.a

tahammül sınırım yaş ilerledikçe daha da düştü.

2. b ve c

ince fikir olsun, düşünmeden konuşmasın.

3. ben dobrayım diye ağzına geleni lök diye söyleyen insandan nefret ederim. her şeyin bir uygun dili vardır. bir de insanın dış görünüşüyle dalga geçen tipler. insanları aşağılayıp kendine eğlence çıkartıyorlar. ~neyse.
  • peren perengil  (15.11.12 18:54:28 ~ 18:56:03) 
1.seçiyorum. takılmadan evvel epey tartarım karşımdakini. ona göre muhabbeti ilerletirim veya keserim.

2. b>c>a2>a1>d (bu sıralama kadın ve erkek için değişir tabii. çok güzel bir kızla arkadaş olmam mesela. sadece sevgili olurum. çünkü arkadaş olursam o sikik beynim zamanla beni bir meriç'e çevirecek, bilirim.)

3. attention whore diye tabir ettiğimiz insanlar. herhangi bir ortamda sebepli sebepsiz sivrilmeye çalışan tipler.
  • henrychinaski  (15.11.12 18:56:57) 
1- B) şuan oldukça asosyal takılıyorum ancak geçmişte kimmsenin kalbini kırmadığım herkese yakın davrandığım için insanların bana karşı bakışları hep olumluydu. Genelde ortamdan dışlanan tiplerle bile zorlamada olsa muhabbet ederdim. Seçtiğimi pek söyleyemem.

2- b,c,d) üçüde etkili aslında. Aramadığım için bulamama gibi bir derdim yok ancak kendimle büyük oranda uyumlu biriyle henüz karşılaşmadım.

3-Abartılı davranışları olan, gösterişçi, şımarık vb. kasıntı tiplerden özellikle nefret ederim. Meriçlere de acayip kılım.
  • cagdassalur  (15.11.12 19:04:42 ~ 19:06:22) 
1) Eskiden daha katı olmakla birlikle insan seçiyorum. Bazı insanların bir tavrından bile soğuyup, tanışmaktan imtina ederim. İlk gördüğümde gözüm tutmadıysa ağzıyla kuş tutsa hayatımda yer edemez o insan.
Kısaca a.

2) Zeka, ortak iş, ilgi alanları, ortak zevkler ve diğer kişilerle olan muhabbetlerine göre seçiyorum. Yani yedi düvelle samimi olan kişiyle arkadaş olmam. Facebookta 500-600 arkadaşı olan tiplerden son hızla kaçarım. O listede adımın geçmesine gerek yok diye düşünüyorum.

3) Say say bitmez bu türler ama; ukala, çok konuşan, aşırı yılışık ve ağzı bozuk, dobrayım kisvesi altında laf sokan ve şakacı tipler bana batar.

*Ek olarak kız-erkek farketmez dış görünüşlerine göre asla karar vermem. Yani etkilemez arkadaş seçimimi. İster çuval giysin, ister yamalı giysin, ister rüküş desinler hiç utanmam yanında gezmeye. Gezdim , arkadaş oldum, sevgili bile oldum bu tür insanlarla hiç de gocunmam. Bu yüzden beni kıyafetimin markasına göre değerlendiren insana da selam dahi vermem.
  • buzbebek  (15.11.12 19:06:52) 
1-a
2- bcd karışık.

  • xenophobe  (15.11.12 19:13:09) 
1-a
2-c
3-var.
  • lilyb  (15.11.12 19:20:41) 
1)a
2)c
3)gevezelere tahammül edemiyorum.
  • siyah kan  (15.11.12 19:27:27) 
1-a
2-b,c,d
3-'bebek gibi konuşan kız.'
  • neo  (15.11.12 19:31:36) 
[]

cihangir caddesi'nde

aşağıda solda bahçe içinde beyaz bir konak var. yarı viran yarı bakımlı, terkedilmiş görünse de azcık parlayan bir yanı da var. bir kere bahçesinde çekim yapıldığına denk gelmiştim. bu konağın sırrı nedir acaba, kimindir, niye o halde durmaktadır?




 
Bu ülkede en az 50 tane Cihangir Caddesi olduğuna bahse girerim.


  • ahsenerkul  (08.11.12 09:15:57) 
Sadık Pa$a Konağı.
www.ekransepeti.com

  • kirmizi baslikli kiz  (08.11.12 09:48:17) 
[]

ev yaptirmak ve mimari

Hello,

Elimde 3 katli bir apartman yaptiracak kadar para olsun. Para yonunden sikinti olmasin hatta. Ben bu apartmani fransiz stayla yaptirmak istiyorum. Balkon anlasilmasin lutfeen. Dis cephe vs bordeauxnun 17. 18. Yydan kalma binalari.gibi olsun, ne bileyim botter apt.gibi olsun, istiklal cad, gumussuyu stayla vs olsun istiyorum, apartiman stayla. Hepsi ayni.sey degil hatta apayri.seyler ama maksat olabilirligi ogrenmek. Gunumuz mimarlari bu tur binalari ayarlayamaz mi? Cok mu pahali olur? Jenerik bir plan olsa mesela ona bakarak yapsa ne bileyim arsivlerden bulsa etse. Eski eserlerin telifleri 90 yil falan edebiyatta. Ya da.ozgun olsa ama tarzini belli etse vs. Kisaca, bunu yapacak mimar cok mu, mimardan otesi de gerekir mi, cok masraf olur mu? Telden yazdiim icin toparlayamadim tam, idare edin.


 
yani tam anlamadım ama mesela demirören avm'nin yapısına bakınca yandaki binaya göre çok çok sırıtmıyor. yapılabilir bence yani neden olmasın.

www.zycosilturkiye.com(2).jpg
  • i was me but now he s gone  (26.08.12 23:50:24) 
yapılır para varsa.
hatta ben yarın kendi çizdiğim evi yaptırıyorum mesela.

  • kayranin kedisi  (27.08.12 00:00:08 ~ 00:41:34) 
rekonstruksiyon yaptirmiyorsan, o dönemin mimarisinin kopyalamak ögretilmiyor mimarlara okullarda. o yüzden sikinti yaratabilir. mesele telif meselesi degil. bir de imar izni alirken bilmiyorum türkiye'de durumlar nasil ama imar izni veren kisilerin, sehir planlamacilarin "hocu ne is? cevrede bu cesit bir bina yok, bunu buraya neden kondurmak istiyorsun?" diye sormasi gerekiyor.
daha cok cevresini gözeten bir mimariyle onun modern yorumunu yapmak gerekiyor.
gerekli sartlar bunu yapabilecek bir mimar ve onu onaylayacaklari bulursan mümkün tabii neden olmasin
  • flmng  (27.08.12 00:03:56 ~ 00:04:54) 
flmng nin dedigi gibi,
1. donemin imkanlarini ve gerceklerini yansitmayan bir yapi mimari egitimde etik disi goruluyor. Buna ragmen okulun disina cikildiginda parayi verdikten sonra ne istersen cizebilecek bir suru insan bulabilirsin.
2. imar yonetmelikleri epey sinirlayici olabiliyor. ornegin 19.yy fransiz apartmani yaptiricam dersen catinin egimi yonetmeliklere uymayacaktir muhtemelen. yuksek tavan yapmak istersen ekonomik goturuleri olacaktir. belediyedeki gorevli biraz fazla ucuk bir sey gordugunde ne ayak? diyecektir. vs, vs...

acikcasi her bina modernist prensiplerle yapilmalidir gibi bir takintim yoktur sahsen ama sunu bilmek lazim ki i cok begendigimiz eski apartmanlarin cephelerinde uzun donemlerin birikimi olan iscilik ve oran bilgisi degerlidir. bugun bu bilgilere sahip insanlar artik yok, dolayisiyla gunun imkanlariyla yaptirmaya calisacaginiz taklitler orantisiz cepheleri ve dusuk kaliteli iscilikleri ile ucubeye benzeyeceklerdir. bilmekte yarar var.
  • chavezding  (27.08.12 01:20:01 ~ 01:20:14) 
sen canlıyı göster biraz bide arsanın imar çapını yolla, istediğin cepheye yakın birde imaj gönder hemen 3d'sini çizip yolluyayım, in Turkiye we call this architecture.
Kindly regards Mehmet Lütfi.

  • mehmet lutfi  (27.08.12 11:42:48) 
[]

radyo sorusu

Hello, radyolar calacaklari sarkilari nasil.yayinliyorlar? Mp3 devrinde yasadigimizdan cevap basit.gorunebilir.fakat eski devirlerde her sarkinin kasedi plagi yoktu ki? Albumu ileri geri sarip denk mi getiriyorlardi, hatta bugun korsan yasak ondan mp3 degildir diye dusunuyorum. Nedir olay?




 
orjinal cd alınır ve çalınır diye düşünüyorum. bir satm alınıp dinlenen mp3 ler var mp3 korsan değil kullanılış biçimine korsan diyebiliriz


  • hitsumo  (27.08.12 01:28:52) 
[]

mitoloji, fransızca ve tarihten aynı anda anlayan arkadaşlara.

sitede buna cevap verebilecek biri çıkar mı bilmiyorum ama şansımı deneyeyim:

yorumlamam gereken bir şiir var. 14. louis apollon'a benzetilerek yazılmış bir şiir bu, apothéose denen nane yani. konuşan louis 14 kısaca. her şey çok iyi çok güzel de, son 2 mısrada takıldım, anlamı kestiremedim. "literalmon" kestirdim tabii de, denmek isteneni anlayamadım. aşağıya bütün şiiri yapıştırıyorum anlam bütünlüğünü bozmamak için ama bana gereken son 2 dize (muse'lü déesse'li olan). var mı ne denmek istediğini güzelce açıklayacak? şiir 17. yy'da yazıldığı için ortograf biraz sıçık ama anlamak zor değil:

Plus brillant & mieux fait que tous les Dieux ensemble,
La Terre ny le Ciel n'ont rien qui me ressemble,
De rayons immortels mon front est couronné:
Amoureux des beautez de la seule victoire,
Ie cours sans cesse apres la gloire
Et ne cours point apres Daphné.



I'ay vaincu ce Python qui desoloit le monde,
Ce terrible Serpent que l'Enfer, & la Fronde
D'un venin dangereux avoit assaisonné:
La Revolte en un mot ne me sçauroit plus nuire,
Et j'ay mieux aymé la destruire
Que de courir apres Daphné.



Toutefois il le faut, c'est une Loy commune,
Qui veut que tost ou tard je coure apres quelqu'une,
Et tout Dieu que ie suis je m'y voy condamné:
Que mes premiers soûpirs vont attirer de presse !
Est-il Muse, Reine ou Déesse
Qui ne voulut estre Daphné ?

 
Y a-t-il Muse, Reine ou Déesse
Qui ne voulut être Daphné ?

"defne'nin yerinde hangi kadın olmak istemez ki" gibi
  • ecrivain  (25.01.12 18:03:24 ~ 18:03:38) 
Peri, kraliçe ya da tanrıça olsun
kim daphné olmak istemezdi ki?

muse, müzik perisidir yunan mitolojisinde.
  • chate noire  (25.01.12 22:29:09) 
[]

popüler müzik

merhaba, uzun süre 70'li, 80'li ve 90'lı yılların müziklerini dinleyip günümüzdekileri ne akla hizmetse şiddetle reddettikten sonra hem elimdeki materyali tüketip sıkılmaya hem de ülkemiz ve dünya popülasyonu tarafından sevilen ve dinlenen güncel müzisyenlere ve türlere yabancılaştığımı düşünmeye başladım. adele isimli, chubby teen olarak sınıflandırılabilecek kızcağızı daha 2 hafta önce keşfettim mesela. insanlar dubstep diye bi şeyden bahsediyolar ama ne olduğunu anlamıyorum, justin bieber diye biri var ama sadece youtube yorumlarında kendisine sövüldüğünü biliyorum, lady gaga, rihanna, katy perry gibisinden ablalarımızın da üçer beşer şarkısını duyunca "hmm evet bu o galiba" diye geçiriyorum içimden ama bunları da ismen bilmeden dünyada yaşanamıyor olmalı zaten.

şimdi benim istediğim herkes tarafından sevilmek zorunda olmayan ama sevilse de bir şey kaybetmeyen ya da bilenin bildiği, son 4-5 senede kendine bir sevgi çemberi kurmuş, üst düzey popülariteye ulaşmış gruplar. mesela her ne kadar 4-5 senenin grubu olmasa da örnek göstermek gerekirse radiohead gibi bayık, emo şeyleri sevmiyorum (evet, radiohead çok bayık bence). daha hareketli, daha eğlenceli, veya daha az duygusal bi şeyler tavsiye edebilir misiniz mesela?

asıl kriter şu: çok insan bulunan bir ortamda açtığımızda çok beğenilse veya beğenilmese de herkes tarafından zorluk çıkarmadan dinlenebilmeli, mesela the beatles, lou reed, bob marley, mfö falan gibi. kimisi gibi insanı rahatsız etmemeli yani; g&r, black sabbath, deep purple hatta lynyrd skynyrd bile ben ne kadar sevsem de her ortamda dinlenemiyor.

bu benim last fm linkim, belki daha değişik ve tersine tavsiyeler konusunda size fikir verir: www.lastfm.com.tr

not: üstün bir eser söz konusu olmadıkça elektro gitar cızırtısından-gürültüsünden artık bıktığım söylenebilir.

 
koop
popüler değil herkes bilmez ama dinleyen sever.

  • in vino veritas  (25.01.12 14:04:00) 
[]

tırtılım

merhaba

rüzgarlı ve korkunç veya rüzgarsız ve sıradan gecelerden sonra sabah vakti kaldırımda yürürken yerde ıslaklıklar, bunların içinde de kümeler halinde tırtılcıklar görüyorum. baygın yorgun bezmiş bir halde kaderlerinin kendilerine çektireceği kim bilir ne türlü eziyetleri dünden razı halde bekliyor, dürtünce biraz kaynaşıyorlar ama akşama kadar her biri çoktan acımasız ayaklar altında ezilmiş, yok olmuş oluyor.

günlerden bir gün ben ve aleksandır yine bir sabah kaldırımda dolaşırken bir küme tırtıl görür ve bunlardan birini kuru bir yaprağa sarıp eve götürmüş. sonra biraz marulla beraber bir kavanoza koymuş (merak etmesin, kavanozun ağzını kapatmamış). baygın tırtılcık odanın sıcaklığının etkisiyle olacak biraz canlanır gibi olmuş ama marul yemeye pek niyetli değil gibiymiş. ertesi gün de büzüşmüş, tüylerini havaya dikmiş, hareketsiz, kupkuru bir halde kavanozun dibine yatmış kalmış. hoca bu duruma çok üzülür.

şimdi bence bu tırtıl ya öldü, ya da odadaki güzel havalardan faydalanıp kendini koza moduna soktu. ben ölmüş olduğu düşüncesindeyim ama "baktın bir gün kelebek olur rahatsız etmeyeyim onun içinde şimdi ne fırtınalar kopuyordur" diye dürtmüyorum. acaba dürteyim mi yoksa kuruduğundan emin olana kadar kavanozun dibinde kendisini ağırlayayım mı, ne dersiniz?

 
acaba ortamını biraz nemlendirse miydiniz?
belki de marul yemiyordur, başka yaprak seviyordur :(

  • kayranin kedisi  (24.01.12 05:15:45) 
Marul değilde yaprak koysanız hatta ufak ufak bir kaç çeşit olsa iyi olur, özellikle meyve ağacı yaprakları..

Ve bildiğim kadarıyla her tırtıl kelebek olmuyordu sanırım. Hatta baktım şimdi olmuyormuş. Yani beklentileri düşük tutmak lazım.. (:
  • c0sh_kun  (24.01.12 05:30:58) 
Ölse bile dünyanın en mutlu tırtılı olarak ölmüş olabilir. Olanlardan haberi varsa tabi.. Aleksandır kim bu arada konuyla ilgisi nedir :)?


  • öyleböyle  (24.01.12 06:04:32) 
bence dogaya biraksaniz ona en buyuk iyiligi yapmis olursunuz.

www.eksibition.org
  • mat couthon  (24.01.12 08:07:41) 
fotoğraf ekleyebilir misin? bi de o tırtıllar için fazla yapacak birşey yok maalesef. her sene belli zamanlarda kafalarına esiyor ve göç edecekleri tutuyor. göç ederken de kaldırımı kullanmaya kalkınca eziliyorlar hep. ama birdaha denk gelirsen parka, ağacın üzerine vs. bırakmanı öneririm.


  • jimicik  (24.01.12 08:55:12) 
koza moduna girmesi için önce etrafına koza örmesi lazım, ondan sonra içinde uyur onun.


  • r_u_h  (24.01.12 15:00:23) 
[]

eski camlar, bardaklar

60'lı-70'lı yıllarda sıkı devrimci olup zamanla daha yumuşak bir siyasi çizgiye oturan bir şahsın bu değişimini mantık çerçevesinde, akla yatar şekilde anlattığı, otobiyografik ve tarihi değer taşıyan herhangi bir kitap tavsiye edebilir misiniz acaba?

söz konusu şahıslara örnek olarak hasan cemal, cengiz çandar, oral çalışlar, şahin alpay ve şu an aklıma gelmeyen pek çokları gösterilebilir herhalde.

not: hani olmaz ama, eğer varsa polemik yapacaklar başka duyuru açıp orda takılsınlar.

 
"Kimse kızmasın kendimi yazdım." var mesela Hasan Cemal'in.


  • dusunuyorumoyleysevurun  (21.01.12 23:18:01) 
kitap değil ama bahsettiğin türde birinin hayatından bir kaç fırça darbesi için:

(bkz: hadi uluengin)
  • compadrito  (22.01.12 00:12:42) 
ismet özel'in waldo sen neden burada degilsin'i var. soldan daha yumusagina degil, bu tarafa gecmis birisinin degisimi ilginc.


  • atmacaged  (22.01.12 00:31:46) 
[]

cengiz üstün

merhaba,

takip edenler bilir, cengiz üstün'ün iki çizgi stili vardır. biri karikatür stili (üzeyir, duka film, kaptan onedın...) diğeri ise çizgi roman stili (macerayı seven adam, aynı evde yaşayan iki devlet memurunun maceraları...). hatta bir ara karikatür sanatı başlığı altında bu iki türden daha öte şeyler yaptığı da olmuştu. son zamanlarda ne yapıyor pek bilemiyorum.

cengiz üstün'ü ilk takip etmeye başladığımda bu çizgi roman stayla çizimleri bir yerlerden aşırıp modifiye ettiğini düşünürdüm fakat zamanla kendisinin çizdiğine kanaat getirmeye başladım. yine de iki stilinin birbirinden tamamen farklı olması ya cengiz üstün'ü gerçekten çok yetenekli bir çizer yapıyor, ya da adam bildiğin aşırıp çiziyor :)

bu konuda GERÇEK BİLGİ sahibi var mı acaba? ortaya varsayımlar sürmek yerine "adam çiziyo abi" falan diyecek biri mesela?

şimdiden teşekkürler.

 
cengiz üstününü asıl başarılı olduğu konu bence şudur. hani eski çizgi roman karelerini alıp bunların sadece konuşma balonlarını değiştirerek oluşturduğu karikatürlerin tadına doyamıyorum. bunların en ünlü ikisi "aynı evde yaşayan 2 devlet memurunun maceraları" (isme bak amına koyim tek başına yeter bence), diğeri de goril abi. hatta goril abi aynı tek kareyi yıllarca sadece konuşma balonunu değiştirerek yayınladı ki çok büyük başarıdır. bence potansiyeli göründüğünden çok fazla olan ama bunu sistemleştirememiş birisidir. "macerayı seven adam" bana göre en kötü işidir. karikatürleri fana değil. ayrıca kardeşininde karikatürist olması (büstün), olayın biraz da genetik veya çevresel etkilerin sonucu olduğu ihtimalini akla getirmiyor değil. eksik olmasın başımızdan, iyidir kendileri.


  • ground  (19.01.12 18:11:42 ~ 18:13:05) 
çizgi romanlardan birebir kullanıp balon yazılarını değiştirdiğini düşünüyorum ama bazı karelerde mesela bir adamın ellerini, gözlerini kendi karikatürüne uyarlamak zorunda olduğu zaman aynısını çizmeye çalışıp, sadece eklemek (karikatüründeki durumla alakalı) istediği elleri, gözleri vs. gibi yerleri hayalgücüyle çizdiği için çizgi roman stilindeki çizgiden uzaklaşıp karikatürümsü çizgilere dönüşüyor tabii.


  • blackwaterside  (19.01.12 19:21:47) 
vakti zamanında lombak dergisine gitmiştim, faruken bayraktare ile konuşurken bir yandan da c.üstün'ün orjinal çizimlerine göz atıyordum. onedin ve diğer işlerinin kara kalem çizimlerine denk geldim ama çizgi roman tarzındaki çizimlerinin ne eskizini gördüm ne de başka bir şeysini. ben de balonları değiştirdiğini yer yer küçük eklemeler yaptığını düşünüyorum.. nedense o zaman sormak ta aklıma hiç gelmedi..


  • toshiro  (20.01.12 00:06:33) 
[]

istanbul metrosu (m2)

merhaba,

bu metro hattının sonradan açılan şişhane, darüşşafaka ve atatürk oto sanayi durakları yolcular tarafından yoğun olarak kullanılıyor mu yoksa öylesine açılmış bir halleri mi var? merak ettim, sorayım dedim.

ilk açıldığında şişhane'yi kullanmıştım, 2009 başında olmalı, kimseler yoktu. o günden beri civarından geçerken de pek metroya inen-dışarı çıkan görmüyorum. metroda köprü geciktiği, yenikapıya uzanan proje bir türlü tamamlanmadığı için böyle teker teker duraklar açılarak gidişatta hareket var görüntüsü yaratılıyor ama umarım açılan duraklar işliyordur.

 
diğerlerini bilmem ama şişhane gayet kullanılan bir hat. en azından ben kullanıyorum :)


  • juninho77  (18.01.12 17:48:19) 
hacıosman'a kadar uzamış durumda o hattın sarıyer kısmı ve gayet de yoğun bir şekilde kullanılıyor, üstelik sarıyer ve üstü bölgesine çalışan otobüsler de metro hattına kaydırıldı.


  • wenge  (18.01.12 17:50:24) 
[]

fransadan ucuza telefon alma katakullisi

www.facebook.com

burda bahsedilen bir olay var, gsm şirketlerine 3-5 euro ödeyip birkaç fatura ödeyerek ay kullanıp sonrasında "ben yurtdışına gidiyom" diyerek türkiye'ye dönüp sim kilidini kırdırarak telefona olabileceğinden çok daha ucuza sahip olma ihtimali var mı? bu iş gerçekse nasıl mümkün olabiliyor, yüzlerce liralık telefonları bu kadar ucuza sahibi yurtdışına gidecek diye bırakmak ne kadar mantıklı gsm operatörleri için, niye telefonu geri almıyorlar veya parasını istemiyorlar? nasıl ya gerçek mi bu?


 
tazminatını ödettirirler tahminimce. telin parasını çıkartırlar


  • neysene  (11.01.12 14:52:56) 
gerçek bile olsa dolandırıcılığa özenmeyiniz.


  • duptıs  (11.01.12 14:53:20) 
@duptıs ve neysene arkadaşlarım, sizin yaptığınız yorumu ben de yapabiliyorum zaten. ben bilgisi olan var mı diye soruyorum, nedir olay diye. eğer bilginiz yoksa, sorulan soruya cevap vermeyecekseniz niye laf kalabalığı yapıyosunuz?


  • mistreated  (11.01.12 14:56:47) 
Buraya soru sorarsan, isteyen istediğini yazar kardeşim. Mâdem bu tarz yanıtlar duymak istemiyorsun, sorma sorunu. Soru kalabalığı yapma.


  • AhmetVural1987  (11.01.12 15:05:51) 
oraya gerçek bile olsa yazmışım.evet var demek bu.ama neysene nin yazdığı gibi tazminatı var.

hem dolandırıcılığa özeniyorsun hem ukalalık yapıyorsun.
  • duptıs  (11.01.12 15:07:20) 
arkadaşım biraz kafanı çalıştır o şirket böyle kazıklamana müsaade etse senden önce herkes dolandırıp şirketi batırmıştı. hem cevap veriyoruz zor durumda kalma diye hemde ukalalık yapıyorsun. illa beğenmediysen tiklemeden geçersin.

edit: ayrıca sorunun cevabını vermişim. ama sen nasıl dolandırırız şirketleri sorusunun cevabını arıyorsan o bende yok.
  • neysene  (11.01.12 15:53:13 ~ 15:54:43) 
ya niye hala dolandırmaktan bahsediyorsunuz anlamıyorum. uzun süredir fransadayım. bu olayı yaptığını iddia eden birkaç kişiyle tanıştım, yurtdışına çıktığında telefonu kullanabilecek olduğunu aldıkları yerde söylemişler zaten. fakat detayları henüz tam olarak öğrenemedim. bunların üstüne ekşi sözlük'teki entriyi okuyunca buraya da sorayım dedim. bilgiden kastım bu. bu konuda olan bitenle ilgili BİLGİ, DENEYİM soruyorum. yoksa benim de neyin ne olduğundan haberim var, merak etmeyin. ortada bir dolandırıcılık çabası yok. eğer bu olay gerçekse ya yasal bir boşluk var ya da buradaki operatörlerin buna izin vermesini sağlayacak bir durum. ki dolandırma türü bir olaysa zaten kalkışacak biri değilim, bu soruyu da öyle bir duruma düşmemek için sormuştum zaten. umarım en sonunda anlaşılabilmişimdir.

@neysene

cevap falan vermemişsin ki. "tahminimce" demişsin, anladığım kadarıyla sorumda okuduklarını yorumlayarak belirsiz ve genel konuşmuşsun.
  • mistreated  (11.01.12 19:35:16 ~ 19:39:05) 
[]

ekonomi kötüye gidince neden özgürlükler ve demokrasi yara alır?

başlık soruda.

"yaaa işte almanyada kriz oldu hitler geldi ya işte onun gibi" şeklinde cevaplar vermeyecek, güzelce açıklayacak herkese çok teşekkür ederim.


 
atalar nur içinde yatalar açıklamış bunu vaktiyle:

"aç it, fırın duvarı yıkar"
  • compadrito  (10.01.12 19:56:55) 
ekonomik sıkıntı demek kaynakların kısıtlılıgı ve bölüsümde adalet yoksunlugu demek. bu durumda, insanlar ellerindeki korumaya, ellerinde olmayan icin de suclu aramaya girisiyorlar. bu sebeple muhafazakarlik artiyor, yabanci düsmanlgi artiyor, siddet egilimi ve fasizmin her türlüsüne karsi önce pasif sonra aktif destek geliyor.

ortega y gasset okursaniz, ya da gramsci, rahmetliler bu konulara kafa yormuslar epeyce.
  • jackofalltrades  (10.01.12 19:59:11) 
ekonominin ne şekilde kötüye gittiği önemli olmakla beraber, ekonominin gidişatını kotarmak için bazı politikalar uygulanır. örneğin bu politikalara göre harcamalar kısıtlanabilir. kişisel harcanabilir gelir azalır. kişinin temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaması refah kaybına yol açar. ayrıca uzun vadede bölüşümün adaletsiz bir şekilde oluşması durumu olabilir. örneğin gini katsayısının türkiye'de krizin olduğu dönemler daha yüksek olduğunu görebiliriz. gelir dağılımının adaletsiz olması da demokrasiyle ilişkili bir durumdur.

işin özeti her şeyin temeli ekonomi. "yaaa işte almanyada kriz oldu hitler geldi ya işte onun gibi" demeyin demişsin ama öyle :) hitlerin peşinden milyonları sürükleyebilmesinin sebepleri arasında en önemlisi belki yahudiler ve almanlar arasındaki gelir uçurumunun fazla olmasıdır.
  • mlky lvn  (10.01.12 21:20:03) 
[]

michael sikkofield mıdır nedir

kim bu ya? niye bu kadar ünlü, herkes hakkında bi şeyler yazıyo? nedir bu insanın olayı? yazdıklarını biraz okudum, böyle incici tarzı bol küfürlü bi üslubu var, komplo teorisi tarzı gereksiz şeylerle ilgilenen birine benziyodu. nedir bu adamı ilginç kılan?

link vermek yerine kendi cümlelerinizle açıklayın çocuklar.


 
bi olayı yok. çıkıntılık yapıp bunu sürdürmekte olan insanların adını duyurması gayet doğal. en azından benden çok daha az üşengeç bu bile bişeydir.


  • cro magnon  (09.01.12 06:35:53) 
Özellikle takip etmiyorum, arada arkadaş tavsiyesi üzerine bir kaç yazısını okudum, adam gerçekten başarılı yazıyor. Dandik yazıları da yok değil ama genel olarak başarılı, küfür işini de bence kararında kullanıyor, samimi bir arkadaşına anlatır havasında.


  • kimlanbu  (09.01.12 07:20:41) 
cro magnonun dediği gibi - dedikleri saçma ya da çok doğru demiyorum - çıkıntılık yapıyor. Sonra illuminatici feysbuk gençliği bunu keşfediyor. Sonra olanlar oluyor.


  • McScReaM  (09.01.12 07:21:05) 
iddialarını gerçek kanıtlarla ortaya koyuyor. bnce başarılı.


  • defansif orta saha  (09.01.12 09:01:30) 
kanit manit yok,komplo teorilerini internetten derliyor.yazim sekli farkli biraz,ama ben zerre deger vermiyorum.


  • serabetan  (09.01.12 16:41:20) 
[]

eli yüzü düzgün haber sitesi?

interneti ilk kullanmaya başladığım dönemden 2008 civarına kadar hürriyet'e başvururdum haber kaynağı olarak fakat her tıklamada bir adedini görebildiğimiz yarı çıplak kadınlarla ve ilginç görünümlü ama içi boş başlıklarla okuyucuyu kandırma çabalarına dayanamayıp sildim, girmiyorum uzun zamandır. arada bakıyorum hala aynı. milliyet, vatan vs de aynı yolun yolcusu ve bunların herkese hitap etmeye çalışan devletçi, milliyetçi söylemleri beni zaten çileden çıkarıyor.

haberlerde tarafsız, yorumlarda da mantık çerçevesinde eleştirel bir kaynak aradığım için haber7, zaman vs. sitelere hiç girmiyorum. ulusalcı basına da girmiyorum aynı şekilde.

zamanında taraf'a göz gezdirmekten hoşlanırdım fakat paralı olalı beri pek giresim gelmiyor.

çoğu zaman fikirlerim benzeşse de bianet, birgün ve benzerlerinin "devrimci" dili beni çok yoruyor. 50 yıldır dönüp duran belli kelimelerden oluşan klişelere saplanıp kaldıklarını düşünüyorum. bu sadece benim düşüncem tabii.

ntvmsnbc hürriyet'ten bıktıktan sonra takip etmeye başladığım pek az siteden biriydi fakat artık dizi reklamı yapmaktan başka bir işe yaramayıp eski "düzgün" havasından ve tarafsız görüntüsünden uzaklaşarak iyice doğan medyasının renkli ve boş üyelerine benzediğinden anasayfadan verdikleri kanuni bilmem ne dizisi reklamını da gördükten sonra bugün bu siteyi de sildim sık kullanılanlardan.

en sona kaldı radikal. radikal'e de bayılmıyorum açıkçası ama şu ortamda ehven-i şer olduğunu düşünüyorum. zar zor güncellense, ağır aksak gitse de, haberleri lise terk elemanlara yazdırsa, ajanslardan aldığı çevirileri incelemeden siteye koysa da, hakkında aylardır iflas edecek, satılacak söylentileri çıksa da, önceki ve yeni versiyon dahil olmak üzere pek çok iyi yazarını kaybetse de yıldırım türker'li, pınar öğünç'lü, ahmet insel'li, cem mumcu'lu, koray çalışkan'lı bir radikalin bir köşede duruyor olması fena değil. fakat radikal tek başına yeterli değil. hele ntv'yi kaybedeli beri.

biraz uzun oldu sanırım. özetle, bahsettiğim kıstaslara uyan bir haber sitesi bilen varsa da söylerse çok memnun olurum. şimdiden teşekkürler.

 
anaakım medyanın elemanları reklamdan ve boş beleş haberden geçilmiyor. Taraf minvalinde bir internet sitesi de bilmiyorum ben. Taraf paralı olduğu için onu eliyoruz. Bilidiğim kadarıyla taraf devamlı güncellenmiyor zaten.

Ben hurriyet milliyet sitelerine girmeyi bırakalı çok oldu. Dediğiniz gibi sol,birgün,bianet,sesonline, marksist.org devrimci sesler.Siz yoruyor diyorsunuz ama..

bunların içinde sizin kriterlerinize uygun bir tek "bianet" kalıyor. bence bianet diğer sol yayınlara göre daha fazla okunabilir. bence bianet'e bir kez daha şans vermelisiniz
  • un  (03.01.12 14:29:29 ~ 14:30:22) 
evrensel.net ve birgün.net derim kardeş. devrimci kısımları var tabi ama gerçekçilik konusunda en önde olanlar.


  • neynep  (03.01.12 15:42:17) 
[]

mach 3 tıraş bıçağı ne kadar süre kullanılabilir?

merhaba,

haftada bir - on günde bir aralığında tıraş olan biri için mach 3 tıraş bıçaklarının dayanma süresi tahminen nedir sizce? ya da şöyle sorayım, bu uzun süre kullanılan tıraş bıçaklarını ne sıklıkta kullanıyorsunuz, neye göre değiştirmeye karar veriyorsunuz?


 
Bıçakların üzerinde mavi bir şerit vardı yanlış hatırlamıyorsam. O şerit beyaz olduğunda değiştirmek gerekiyormuş. Öyle yazıyordu kutusunda.


  • onexey  (18.12.11 00:20:42) 
3 ay rahat dayanır ya o zaman. lan ben bunu ne zamandır kullanıyorum diyince değiştiriyorum


  • metehan01  (18.12.11 00:22:03) 
ben daha yüzümü acıtıyor kesmiyor gibi bi sebepden başlık değiştirmedim hep ''baya olduu lan artık değiştiriyim'' diye değiştirdim.


  • racing2  (18.12.11 00:36:24) 
reklamda 1 ay diyo ben 3 haftada değiştiriyorum


  • kerem75  (18.12.11 09:02:01) 
eskisi kadar iyi traş etmemeye başlayıca değiştir?


  • efx  (18.12.11 13:38:50) 
[]

türkiye'de neden "genç"lere hitap eden bir parti yok?

ya şu şafak pavey'in konuşmasını izlemiştir çoğu kişi. kadın sadece söylenmesi gerekeni söyledi ama uzun süredir kimse bunları söylemeyi akıl edemediği için olsa gerek söyledikleri ses getirdi. dinlerken hepiniz demediniz mi "ben de tam bunları düşünüyordum lan" diye? o kadar badem bıyıklı ayının arasında söylediklerini anlayan 10 kişi çıkmışsa şaşarım. ya tamam aslında abartıyorum, farkındayım falan da deli olucam ben bu işe ya. bu ülkede şafak pavey'in bahsettiği sorunların çözülmesini isteyen yüzde 10'luk seçmen vardır, belki 15'lik vardır. niye bu insanlar bir araya gelip din ve milliyetçilikle harmanlanmış demode salak partilerden kendilerini kurtarmıyorlar? neden önde gelen akademisyenler, entelektüeller, yazarlar, ne bileyim hiç olmadı ssg namlı sedat kapanoğlu falan, bunlar bi araya gelip kendilerine hitap eden kitleyi gaza getirmeye çalışmıyorlar? ya hepimiz farkında değil miyiz elimizdeki mainstream partilerle bi yere varamayacağımızın? ülkeyi içi geçmiş dedelere emanet ede ede nereye kadar yau?

demeye çalıştığım, akp, chp, mhp, hepsi aynı yolun yolcusu bilmem farkında mısınız. fark yok bunların arasında. biçilmiş rolleri oynuyolar sadece, frp gibi türkiye'de siyaset.


 
kim ne derse desin bence yönetim tecrübe işidir. 35-40 yaşından küçük hiç bir insanın yeterli hayat tecrübesi olduğuna inanmıyorum.

hee godamanlara ben de karşıyım o ayrı.
  • fayfim  (15.12.11 23:45:35 ~ 23:46:02) 
@fayfim ya abi yaşta değil problem. vurguyu biraz yanlış yere yaptım sanırım. demeye çalıştığım çağı yakalayabilecek insanlara ihtiyaç olduğu. bizim başbakan hayatında toplam kaç saat internette takılmıştır sizce ya?


  • mistreated  (15.12.11 23:47:49 ~ 23:48:01) 
akp ilk kurulduğunda bahsettiğin partiydi işte.

akademisyenler
yeni fikirler
çeşitli siyasi yapılardan özenle seçilmiş bir kadro.
eski islamcı söylemleri terkettik gömlek değiştirdik, kendimizi geliştirdik diyen bir kadro.

11 sene öncesi sadece biraz ön yargısız olarak o döneme dair haberleri entryleri falan okursan göreceksin.

sonuç: sistem herkesi benzerleştiriyor.

kılıçdaroğlu da çok marjinal bir muhalefet tavrı sergiliyordu. son üç beş ayda düzen adamı olmuş görünüyor. ya da ben pek takip edemiyorum...
  • raa  (15.12.11 23:47:53 ~ 23:48:19) 
herkes kendi kusagını yetistirdigi icin sorun yok.yaslı genc farketmiyo..kafalar birbirinin kopyası


  • efendilik dizboyu  (15.12.11 23:48:45) 
niye bu insanlar bir araya gelip din ve milliyetçilikle harmanlanmış demode salak partilerden kendilerini kurtarmıyorlar?

el cevap: para, güç, vb dünyada en rahat iki şeyi satarsın 1.din 2.milliyetçilik her zaman para eder. hemde insan doğasına en uygun olan inanış biçimleridir.
  • genıus  (15.12.11 23:48:59) 
Senin-benim-sözlüğe ve/veya gençliğe hakim olduğunu sandığın genel daha muhafazakar "olmayan", daha açık düşünce sandığın kadar ülkeye hakim değil de ondan. Hatta gençlere bile hakim değil daha.


  • roket adam  (15.12.11 23:52:48) 
bir partinin kurulabilmesi için para gerekiyor. bir sürü hem de. önce parayla medya desteği satın alacaksın, sonra o medya desteğiyle parti tabanı alacaksın, sonra da başka paralarla örgütlenme kuracaksın.
sıfırdan parti kurmak sıradan vatandaş için imkansız yani. medyayı satın alacak kadar paranız yoksa yüzde 1 oy alan saçma partilerden ötesi olamazsın.
dolayısıyla ne oluyor? kurulan yeni partiler hep bir önceki partilerin devamı, bölünmesi, birleşmesi vs ile oluşuyor. kafa aynı kafa.
ya cem uzan gibi kendi medyan olacak ya da akp, chp vs. gençlik kollarına kayıt olacaksın işin özü :))
  • fayfim  (15.12.11 23:54:27 ~ 23:58:32) 
gelemiyolar cunku onlar yuzde 10(bnce daha azlar) ve yuzde 10 sindirilmesi cok kolay bi rakam.uzgunum ama o kesimdeki cogu aydının (!) tek yaptıgı sey konusmak. suan ulkenin basbakanın'da cok iyi hitap yetenegi var.halk acayip tav olmus durumda buna..


  • efendilik dizboyu  (15.12.11 23:58:48 ~ 16.12.11 00:00:43) 
[]

telefonumun mikrofonundaki arıza (resimli)

nokia 5300 marka, biraz külüstürlemiş telefonumla ilgili bir sorunum var.

Çağrı yaptığımda ve aldığımda karşı tarafın sesini duyuyorum fakat benim sesim karşıya ulaşmıyor. Bu arada ekranda da sağda görülen işaret çıkıyor. (Arka plan mavi, işaret sarı ve yaklaşık olarak bu şekilde.)

Bununla beraber empirizmi elden bırakmayıp ses kaydetmeyi ve video kaydetmeyi de denedim fakat yine hüsran, ses gelmiyor, ses gelmiyor.

telefonun kullanma kılavuzunu buldum nokia'dan, orada giriş kısmında bahsedilen telefon işaret ve işaretçileri simgelerine baktım, 10 kere baştan sona baktım, bunu koymamış i*neler.

şimdi, bana "at telefonu çöpe hacı", "mikrofon bozuk olum", "tamire ver"den veya bunların kombinasyonlarından oluşmayan bir şeyler söyleyecek var mıdır?

 
Kulaklık takiliyken kulaklık mikrofonu çalışıyor mu?


  • drip nick i zaten kullanilmakta  (15.12.11 21:35:04) 
kulaklığımın mikrofonu yok.


  • mistreated  (15.12.11 21:36:52) 
1234   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.