Ana kaynaklarını, larvalarını bulmak gerekiyor onların. Zaten larvaları bulursanız kurt halde görürsünüz hepsini. Genelde bakliyat, kuru gıda tarzı şeylerde olurlar. Eğer o tarz şeyler varsa iyice kontrol edin poşetleri falan komple. Bulursanız da direkt iyice kapatıp atın.

Yalniz onlar kelebek degil güve:) eski'deki basliginda bircok cozum onerisi sunmuslar. Oraya bir bakin isterseniz.

Mutfak cekmece diplerine bak çürümüş bir soğan ya da bakliyat. Kaynağını bulmak lazım.

O evde ikameti bulunanların toplam gelirleri demek işte. Ev arkadaşı ile yaşayanların toplam geliri 5 bin altındaysa hak kazanılıyor. 5 bin miydi emin değilim.

Ben sabah bankaya gittim daha yazı gelmedi dedi adamlar internet bankacılığı şifresi aldım ona da giremiyorum.

Yani ev arkadaşlarımın gelirleri beni nasıl etkiler ki? Çok saçma değil mi?

Öğrenci evi ya da bekar evi mi kaldığın yer adrese dayalı sistemden beri böyle gss prim dahi böyle hesaplanıyor

Büyükçekmece'ye inin bence.

istanbul'da yaşamama rağmen beylikdüzü'ne bir kaç defa gittim. (bi daha gitmem umarım) 5m migros tarafları güzel gibi geldi bana. dışarıdan güzel görünen siteler var. yaşam nasıldır bilmiyorum ama esenyurt tarafından iyi olduğu kesin.

Yakuplu Mah. Ama Hasırcılar Residance’ın arka tarafına bakın. Orası sakin bir mahalle. Aileler var, yollar sokaklar geniş. Ve kiralar ucuz. Sitede bi yer bulursanız çocuklar sitede oynar :)

Beylicium arkasındaki sitelerde üç sene yaşadım. Büyükşehir Mahallesi olarak geçiyor. Özellikle akşamları serin havada çıkıp yürüyeyim diyorsanız epey güzel yerler. Alışveriş merkezlerine, fırına mırına yakın. İstanbul'da etrafta ağaç ve park görebileceğiniz ender yerlerdendir. Çocuk nüfusunun fazla olduğu bir yere denk gelirseniz yazın gürültüden kafayı yiyebilirsiniz.

Ben oradayken metrobüs henüz Beylikdüzü'ne kadar gelmemişti. Geldikten sonraki son durumunu bilmiyorum.

bizimkent ve beykent iyidir, migros' un arkasindaki yerlerde iyidir, marmarapark tarafina bulasma, o seridi sil komple aklindan tuyapa kadar

beykent +1 adnan kahveci iyidir, kiralar denilen gibi biraz yüksek güzel bir site bulursan öncelikle aidat sor.. gürpınara yaklaştıkça kiralar biraz daha uygunlaşıyor.

YKB denetleme için 2. ya da 3. bir firmadan hizmet alıyor olabilir mi?

Banka sandığı+1

4a’da çıkmıyor. Bankadaki görevlerimiz ancak hizmet birleştirme yapılınca yansıyor ne yazık ki; sebebi munzam/emekli sandıklarına bağlı olarak çalışıyor olmaz.

O değil de 4a'ına nasıl bakıyorsun? Burada bir gariplik yok mu?

sandık kesin bilgi.

Her bankanın kendi sandığı vardır. SGK’ya doğrudan bağlantı yoktur.

Bence bu günlerde durduk yere 15 bin lira masrafa girme. Bekle. Ne olacağı belli değil. 2-3 hafta içinde bu koronadan kurtulacağımızı sanıyor herkes. 6 aydan önce normale dönemeyiz diye açıklama yapıyor birleşik kırallık. Bizde durum daha kötü olacak.

Skoda için sanayide ustanız varsa devam edin. Şimdi ne gerek var maceraya. En fazla ne olabilir, turbo var mı arabada? Trigerin değişme sürelerini takip ediyorsanız, hararet yaptırmayın. Mis gibi binin.

Uyurken asmr tarzı şeyler dinlemeyi adet edinin. Tamamen aynı sorunu yaşıyordum, evim öyle sessiz oluyordu ki gece bir anda sessizliğe bile uyanıyordum korkuyla. Sevdiğiniz tarzda bir asmr bulup o şekilde deneyin...

Bekarken yeni taşındığım evde çamaşır tellerine güvercinler geliyordu, ilk bir kaç gün ben de benzer sıkıntıları çektim, salonda uyudum. Ondan sonra alıştım, top atsalar duymuyordum.

Baktın çok sıkıntı oluyor bütün camlara ve kapıya 3-5 liralık alarmlardan takarsın, rahat rahat uyursun, tıkırları umursamazsın.

Camlara 5liralık alarmlardan takın. Cam açılınca öten. Ses yoksa hepsi kapalı demektir. Biraz rahatlatır sizi.

sağlam bi alarm sistemi al.

Biber gazı ve bıçak bulundur, ama ufak meyve bıçağı değil kalın ağır kasap bıçaklarından. Yattığın odayı kitlemek ya da alarm falan da işe yaramazsa, kapını aç hatta dış kapı da açık olarak her an içeriye 2 3 tane iri kıyım mülteci, elleri ayakları kocaman siyah gür saçları var girecekmiş gibi yaşamaya alışman lazım.

hol ya da koridorun isigini acik birakabilirsin, aydinlik biraz olsun tedirginligi aliyor

cok kisik seste radyo ya da tvyi acik birakabilirsin, uyumana yardimci guzel muzikler calan radyolar var, radyo voyage gibi...

uyudugun odanin da kapisini da iceriden kilitle biraz guvende hissedersin.

köpek sahiplenebilirsiniz. hem arkadaşlık eder hem de sizi koruyup kollar daha güvende uyumanızı sağlar. ama bakıp bakamayacağınızı iyi düşünün. zira alıp 3-5 hafta bakıp sokağa bırakıyorlar hayvanları. rottweiler veya alman kurdu olabilir. labrador da tatlıdır ama çok hareketliler diye biliyorum evde bakımı biraz zor olabilir.

Tekrar yazıyorum, cepten yazdığım için duzeltemiyorum:
Virüsün vicuduna dağılma, girme, sızma hızı ile alkolün temizleme hızını karşılaştırdığımda senin onermeni mantıklı bulmadım. Yani virüsü eğer eline bulasmissa naoarsan yap elini agzina, burnuna, gözüne sokarsan vicuduna bulaşır diye düşünüyorum.ama bu işlerin uzmanı değilim ve sağlık vs isinden hiç anlamam. Tamamen mantık kurdum.

kolonya ve alkolle yıkamayın.bence yıkayamazsınız bile çok acı bir tat bırakır tükürürsünüz. yanlışlıkla yutabilirsiniz. votka viskinin alkol oranı düşük %45. en az %60 alkol öneriliyor kolonyalar için. saf alkolün de öldürmediği söyleniyor.

Bu şekilde kafanıza şeyler sokarsanız her an ağzınızı olmayacak şeyler ile yıkayıp sonunda zehirlenebilirsiniz.

O yüzden bağışıklık sisteminiz için bol yeşillik, et, bakliyat yiyin. El temizliği falan standart şeyleri yapıp biraz toplumdan uzak durun gerisini bırakın.

Saf alkolden 30 kişi öldü ülkede, iran'da daha fazla.

Aküyü söktür o zaman. Arada çalıştırsan iyidir.

daha çalışmayacak derken? arabadan çok mu uzaktasın?

@sutlu nescafe: yok hayır uzakta değilim ama kullanmayacam galiba.

hergun yada iki-uc gunde bir arabayi 5dk calistirman yeterli olur. sadece aku icin degil, diger hareketli parcalar ve sivilar icin de iyi olur

kullanma da 2-3 günde 5-10dk çalıştır.

Uzun bekletmelerde iki üç günde bir calıştırılırsa akü bitmemiş olur. Elektrik görmesi gereken beyin bundan mahrum kalmaz. Hem calıştırılıp hem biraz yürütülürse lastiklerin yere basan tarafı düzleşmez. Benzin otomatiğinin yapışması gibi abuk sorunlar yasanmaz. Haftada iki defa calıstirilip park yeri değiştirilse yeterli.

önümüz yaz, arabanda arızalı bir elektrik donanımı yoksa haftada bir 10-15 dakika çalıştırman yeterli olur. ayrıca şu şartlar altında araba daha büyük ihtiyaç. toplu taşıma yerine mümkün olan her yere arabayla gidiyorum.

"iki-uc gunde bir 5-10 dakka arabayi calistir yeter" olayini ben de dogru saniyordum ama yetmiyor, kendim tecrube ettim.

arac 2 aydan fazla yatacak ise en saglami akuyu sarja baglamak. Noco Genius iyi markadir mesela tavsiye ederim.

@cooper

akü kötü durumda ise ve kendi kendini deşarj ediyorsa, elektrik sisteminde gereksiz akım çeken bir sorun varsa bu dediğin doğrudur. aracı 1 hafta sonra çalıştırırken zorlanıyor, ışıklar sönükleşiyorsa akü gözden geçirilmeli. normal şartlrda akülerin ömrü 3 ile 5 yıl arası.

4 ay otoparkta yatıp tek marş ile çalışan aracım oldu ve bu araç 2001 modeldi.

@orpheus

bahsettigim arac 2 yasinda 15.000km de idi. marsa bastiginizda akuyu bosaltiyorsunuz, 10-15 dakika calistirmayla dolmuyor. bunun her hafta yaptiginizda eninde sonunda aku mars basmaz zira cektiginiz kadarini yerine koyamiyorsunuz. yeni nesil bmwler mesela eger devamli kisa mesafe git gel yapiyorsaniz aku sarji arizasi veriyor.

ozetle arac uzun sure yatacaksa en saglami sarja takmak.

hocam soruya cevap olmayacak ama sadece şunu söylemek için geldim: ben böyle bir soru gördüğüm için sevindim açıkçası. evet gündem corona, herkes korkuyor falan ama corona aşağı corona yukarı, duyuru'da başka hiçbir şey görememekten gına geldi açıkçası. hayır bi' de zkindirik bir soru sorma platformu burası sonuçta, corona mısın ebola mısın kim nerden bilsin allah aşkına, kim ne desin yani. hayatın içinden, böyle sıradan duyurular görmeyi çok özlemişim valla. o açıdan dert sevmek şöyle dursun, bilakis teşekkür etmek istiyorum, okurken gülümsedim ve iyi hissettim.

annen zaten her yeri sirkeli suyla siliyordur bişi olmaz evde

El yıkamaya ne gerek var demek de biraz şey değil mi?

Yani şey gibi, 20 sn değil de 10 sn gibi. Ve yemek öncesi sonrası gibi... yoksa wc sonrası yıkanır yine, o kadar da şey değil:)

sadece bu donemlerde degil, hayatin her alaninda ve her zaman belli kurallara uymak lazim; saglik acisindan...

Sanmam en fazla para yollarlar.

Cogu sirketin/sahsin satis yaptigi web sitelerinde yaziyor zaten.

Nasıl mümkün olabilir ki böyle bişey ? Ne düşünerek soruyorsunuz ciddi olarak merak ediyorum.

Hesap no her zaman karsı tarafa verilen bir şey. Sıkıntı olmaz.

araba dayanır da sen dayanır mısın?
istanbul trafiğinde 120 km yol yapan arkadaşım var. köprü de geçiyor hatta ama tek şansı ters trafikte gidip geliyor.

Virajli köy yolunda günlük 120 km çok yoracaktir

Her gün Antalya içinde işe git/gel 100km yol yapıyorum, Bir kısmı sıkışık trafikte geçiyor, bir süre sonra alışıyorsun. 2.5 senede şehirlerarası servis ziyaretlerini de katınca 100.000km devirdim.

Araba almak için çok kötü bir zaman, ikinci el araçların sıfırlarının fiyatını geçtiği saçma sapan bir fiyat politikası hakim.

Gayet güzel yapılır, yaptım da. Arabaya bir şey olmaz. Dikkat etmeniz gerekenler, köy yolunda yaban hayvanlarının aniden yola çıkabileceği ve kışın yolun -günlük de olsa- kapanabileceği...

köy yolu arabayı da sizi de yorar elbet. bence bir araba kiralayıp 2 3 gün deneyin bakalım başa çıkabilecek misiniz?

Arabanın masrafını iyi hesaplayın. Bakımı, lastiği, kazası, köy yolu arızaları. Araba dayanır ama masraftan kaçmazsanız. Lastik değiştirmeyi biliyor musunuz? Lastik köy yolunda yarıldı diyelim, yol yardımı çağıracaksanız onun da masrafını hesaplayın.

onlar dikkat etmiyor olabilirler biraz ama sen de fazla abartıyorsun sanki. her zamanki normal tedbirlerini alırsan bulaşsa bile klasik grip formunda seyreder ve kolayca tedavi edilebilir, deliye dönmeye gerek. virüsten önce trafik kazası sonucu ölmen daha olasıydı, şimdi de öyle hatta.

Önce oyunları bırak. Sonra temizliğine dikkat et, en son besinler ile bağışıklık sistemini güçlendir. Yeşillik bolca ye. Yeter bunlar

olması gerekeni yapıyorlar yapacak bir şey yok. nezleden farksız bir şey için bu kadar yaygara koparmaya gerek yok.

Arkadaşlar tamam ben belki kolayca atlatabilirim ama onlar için endişeleniyorum. 60 yaş ve üstü insanlarda ölüm daha sık gözlendiği için ben de normal olarak endişeleniyorum. Oyunları da bırakmam imkansıza yakın maalesef :(

Babanızın durumu şöyle herhalde.

twitter.com

Nedense yaşlılarda böyle bir inat durumu var, onların psikolojisini de merak ediyorum, herkes 60 yaş üstüne uyarıda bulunuyor, risk altında olduğunu bilmek hoş olmasa gerek. Belki de böyle rahatlıyorlar ama bence tedbirli olmakta fayda var. Belki sizin dışında başkalarından da duysalar etkili olur.

@ Legacy

Evet, haklısın yani. Zorla güzellik olmaz sonuçta. Her zaman diyorum "İnsanın içinde olacak." Önerilerin için teşekkür ederim.

@ hair freak Keşke öyle olsa ama maalesef. Yeniliklere son derece kapalı. En azından okey, kağıt gibi oyun oynama alışkanlığı yok. O da bir şey. Başkasından dinleyince yine bir şey değişeceğini sanmıyorum. Çünkü aşırı derecede umursamaz biri, çocuk gibi.

Dezenfektan sprey alın ya da kolonyayı sprey şişeye boşaltıp evden içeri girdiklerinde ellerini bu şekilde yıkamaları şeklinde uyarın. Evi ekstradan siz temizleyin. Özellikle evi girişi, kapı kulpları, marketten alınan ürünlerin ambalajlarını silin.

Benim babam da daha beter durum var. Çalıştığı şirketin yurtdışı ofisleri var. Bu ofislerde çalışanlar 15 gün türkiye'deki babamları ofiste diğer 15 gün yurtdışındalar. Haliyle sık seyahat eden iş arkadaşları var. Bizimki bu şekilde bile dikkat etmiyor. Benim, kardeşimin ve babamın bir rahatsızlığımız yok ama annem kalp hastası. Bu yüzden gerçekten endişe ediyorum. Elimden geldikçe dikkat ediyorum. Ama yok bizimkinin kalın kafası almıyor. Birde kendince şaka yaparak saçma laflar ediyor. Virüsten değil ama yakında sinirden kendimi imha edicem.

Nezleden farksız diyenler net cahildir ve boş zamanlarında tvye çıkan şarlatanları izliyordur. Mevsimsel grip %0.1 ölüm oranına sahipken covid19 %3. Oranlamaları vardı, yaklaşık 50 kat daha ölümcül olduğundan bahsediliyor. Tüm dünya alarma geçmiş, her etkinlik iptal ediliyor ve ülkeler milyarlarca dolar harcıyor. Bizim cahiller çıkmış nezle daha çok öldürüyor diyor. Eğer Çin Wuhan'ı erkenden kapatmasaydı 4 kat daha fazla yayılacaktı. Hayatınızı önlemler aldığınız sürece pek kısıtlamanıza gerek yok. Ama kahveye giden baba çok tehlikeli, kolonya banyosuna sokmanız lazım. Okey taşına bin kişi dokunuyor tükmüklü mükmüklü. Sadece sudan geçirilmiş bardaklarla çay içiyor. Babanızı sevmiyorsanız gitmesine müsade edebilirsiniz tabi sizin tercihiniz ben kimseye şunu yap bunu yap diyemem.

@GoodMorningTeacher Babam bırakın dezenfektanı, elini bir kez bile sıvı sabunla yıkamış birisi değil. Daima bilindik kalıp sabunla yıkar elini ama onun da ne kadar hijyenik olduğu belli. Sıvı sabun kullanmayan adam dezenfektan hiç kullanmaz. Kendini böyle şeylere kapatmış durumda. Islak mendile düşman gözüyle bakıyor siz düşünün artık gerisini.

Sizin babanızın durumu da tehlikeliymiş. Bi orada bi burada, resmen virüsün yayılması için seferber olmuşlar gibi. Bu durumda babanızın onlara uzaylı gibi davranmak yerine umursamaması cidden tehlikeli. Ben de sizin sinir harbi geçiriyorum ama nafile. Atsan atılmıyor satsan satılmıyor. :(

@bahoho Televizyona çıkan şarlatanlar konusunda çok haklısınız. Ya millet çıkıp abuk subuk konuşuyor. İşin kötü tarafı bizimkiler de özellikle annem bu şarlatanları dinlemeden edemiyor. Geçen çıkmış bi tanesi "Bu virüsün havada kalma süresi 1 dk falandır." diyo, çıldırdım ben orada. İnsanlar bu gibi cahiller tarafından yanlış bilgilendiriliyor. Babamın oyun oynama alışkanlığı yok ama sonuçta o pis ortamda kaç kişiyle dip dibe.

işte bu gerçek yüzünden Türkiye da virus yayılmaya başlar ise zirveyi hızla zorlamaktan korkuyorum. pehhh normal grip diyenlere de; ben virüsten direkt korkmuyorum. sağlık sistemini çökertmesinden endişe ediyorum.

bir hafta sonra fikirleri degisir..

Hadi gözünüz aydın, kahvehaneler kapatılıyormuş geçici bir süreliğine.

doğalgaz birim fiyat >>> 1 kwh= 0,142782 lira
elektrik birim fiyat >>>> 1 kwh= 57,4385 kr= 0,574385 lira

elektrik için: alçak gerilim, mesken seçildi.

galeri13.uludagsozluk.com
www.epdk.org.tr


elektrik, doğalgazın dört katı fiyat da. sırf bu yüzden doğalgaz ile elektrik üretiyoruz.

ev sizin ise ve uzun süre kalacaksanız tabiki de doğalgaz derim. sıfır tehlike arz eder.

termosifon 7-24 çalışmalı ki istediğinde sıcak su olsun. 7-24 sürekli yakmasa da su soğudukça devreye girecek vs.

Termosifon akıl karı değil elektrikli şofben bile daha mantıklı.

40 lira falan koyun en az.

Kışın süresiz duşa izin vermiyor soguyor cünkü içindeki. Bir de içinin temizlenmesi gerekiyor, elektrik de çok yakıyor hakikaten.

ne yaktığından bağımsız olarak, her türlü şofben daha konforlu olur. lpg/doğalgaz/elektrik...

Emniyetten yurtdışı giriş çıkış bilgi kağıdını alıp sgk ya veriyorsunuz.

tc yine sasirtmadi. hangi kagitsa londra emniyet mudurlugunden alayim da sgk genel mudurluk binasina gondereyim.

Şuan sigortalı calısıyorsunuz galiba, peki saglık hizmeti alacak kadar priminiz ödendi mi? Ödendiyse gss borcu önemsiz çünkü gss kapsamında değilsiniz.

3 yıldır kesintisiz ödeniyor. Ama GSS borcum 1000 TL civarında...

su an sgk kapsaminda calisiyorsan hastaneye gidebilirsin. borc baki kaliyor ama sgk kapsaminda oldugun icin saglik hizmeti alabilirsim

emin olmak icin e devlet mıstehaklik provizyon sorgusu yapabilirsin, mustehaktir provizyon alabilir diyecektir

sigortan olmasa dahi aile hekimliği ücretsiz zaten. bir sorun yaşamazsın yani. son düzenlemeye göre prim borcun olduğu içi 31 aralıka kadar kamu hastanelerinden normal şekilde yararlanabilirsin fakat özel hastanelerde sgk üzerinden muayene olamazsın.

@sivrisinek, yukarıdaki destanda bazı hatalar var bu arada. muayene ücreti 6 değil 2. basamakta 30, 3. basamakta 50tl (yabancılar için 3 katı). o da sadece hastaneye ayak bastı ücreti; sonraki her tahlil, tetkik, operasyon, yatış vs. için ayrıca ücret çıkar. değil operasyon falan bir tüp kan bile almazlar ücretini ayrıca ödemeden. kız çocuklarının ömür boyu aileden yararlanma meselesi de kalktı, 25 yaş olayı kadın erkek herkes için geçerli. sadece şu an kazanılmış hak kapsamında belli yaşın üstündekiler için devam ediyor. kanunun çıktığı tarihten itibaren doğan kız çocukları için bir fark yok. bir akşam büyükşehirlerde bir üniversite hastanesinin veznesini yarım saat-1 saat kadar izlersen ne kadar hastaya ücretli kayıt açılıyor, ne kadarı ücreti görünce doğru düzgün bir sorunu olmadığı halde gereksiz yere acile başvurduğunu farkedip vazgeçip gidiyor, kaç tanesi ayakta duramayacak kadar kötü olduğu halde parayı ödeyemediği için muayene olamıyor vs.vs. hepsini görebilirsin.

@sivrisinek, adsm'lerin kapsamını tam olarak bilmiyorum. oldum diyorsan olmuşsundur. belki atladığın, söylemediğin bir detay vardır bilemiyorum. fakat kamu hastanelerinde "güvencesiz" bir kişi 6tl vererek muayene olamaz, bu mümkün değil. örneklendirerek söylemek gerekirse gss prim borcu olan ve çalışmayan bir tc vatandaşı başvurduğu zaman xx devlet hastanesi (2. basamak) 30tl, sbü yy eğitim ve araştırma hastanesi veya zzz üniversitesi tıp fakültesi hastanesi (3. basamak) 50tl muayene ücreti (halk arasında kayıt parası) ister. önceki cevapta söylediğim gibi bu sadece barkod alıp doktorun odasına girme ücreti. doktor kan tahlili, görüntüleme vs. istedikçe ekstra ücret çıkar. örneğim hemogram 3küsür liraydı yanlış hatırlamıyorsam. xray için 25 lira gibi ücret çıkıyor. bt, mr vs. daha detaylı tetkiklerde ücret gittikçe yükselir. servis veya ybü yatışı falan da girerse işin içine günlük 4 haneli rakamlara kadar çıkabiliyor ücret. bunun aksine bir örnek veya mevzuat gösteremezsin.

"kız çocuklarına tanınan hak her zaman var"
o zaman çıkar göster asdsfdgfhj
ssgss kanunu ile cinsiyet ayrımı kaldırıldı, sadece yaş kuralı var. kanuna google aracılığıyla kolayca ulaşabilirsin. bu kanun yürürlüğe girdiği zaman (2008) önce o yıl 18 yaşında olan 1990 öncesi ve sonrası doğan kız çocukları diye böldüler. fakat baya kavga gürültü çıkınca kazanılmış hak kapsamında mahkeme kararları vs. ile birlikte kanunun yürürülüğe girme tarihinden önce ve sonra doğanlar olarak değişti. 2008'de doğan kız çocukları henüz 18 yaşına gelmedikleri için şu an etkilenen yok. 1 ekim 2026 itibariyle (tabi hala bir düzenleme yapılmamış olursa) gss borçlu kız çocukları da twitterda kampanya yapmaya başlarlar.

"imkan varken değerlendirmemenin cezasını devlete kesemezsin. bak adamlar o kadar imkan vermiş siz bile halen memnun değilsiniz"
devlete ceza kestiğimi falan nereden çıkardın bilmiyorum. makul olana makul, olmayana da değil demeyi bilmek gerekiyor sadece. ayda 88tl vererek veya geliri düşükse hiç prim ödemeden tüm sağlık hizmetlerinden tamamen ücretsiz yararlanabilme gibi bir hak dünyanın başka hiç bir yerinde yoktur. abd'de yalandan bir acil başvurusuna min 2-3bin dolar fatura çıkarırlar. bizde sadece hastane türüne göre 5 ila 10 lira civarında muayene katılım payı çıkıyor eczanede ödenen. fakat vatandaş aylık 88 lira bile ödeyemeyecek durumda ise devletin de burada durup düşünmesi gerekiyor. işsiz bir insanı babası para kazanıyor diye borçlu çıkarmanın mantıklı bir yanı yok. ayrıca veznedekiler ve tahakkuk birimi çalışanları bu konulara son derece hakim. yapılabilecek bir şey varsa hastaları ve yakınlarını bildirip en yakın sgk'ya yönlendirip çözüm yolunu anlatıyorlar zaten. fakat 10 kişi varsa bunun maksimum 2-3'ü çözülebiliyor. ben sağlık çalışanı olarak bazı durumları gördüğüm zaman üzülüyorum sadece. memnun olup olmamamın bir önemi yok.

mesela "25 yaşına kadar öğrenci olmak devlet ücretsiz karşılıyor" demişsin ama öyle bir şey yok. 25 yaşına kadar yükseköğrenim gören öğrenci ailesinin güvencesinden yararlanma hakkına sahip sadece. peki ailesinin güvencesi yoksa ne yapacak bu insan? "ailen zengin ama 90 tl vermiyorsun olsun 6 tl ver yine muayene ol demiş" böyle bir şey olmadığını ise zaten bir kaç defa söyledim. hatta bu 6tl meselesi neymiş akşam hastaneye geçince bir soracağım.

Daha 2 gün önce araştırma hastanesinde bi poliklinikte muayene oldum. 7 tl ücret ödedim. 1000 küsür tl borcum vardı.

Sağlık ocağı herkese ücretsiz, ilaçların hepsi ücretli tabi.

Mobilde olduğum için editleyemedim.

Ayrıca tüm tahliller ve iğne yaptırmak da ücretsiz.
Muayene sonrası kontrol için aynı doktora randevu alırsanız ona da muayrne ücreti almıyorlar

Tamir olmadan periyodik bakım yetersiz kalır. Ayrıca kaç kişi çalışacak bu işte?

Bir de hangi araçlara periyodik bakım? Tüm modeller mi?

mümkün, daha az önce öyle bir yerin önünden geçtim. ama maliyeti nedir bilmiyorum. bu arada kıytırık bir tuhafiyeci bile içinin dolapları kira mal vs. diye 50 bin civarı harcama yapıyorsa sizin iş için 200 bin biraz az geldi bana

bir üst duyuruda bahsettiğim yerle görüşmek isterseniz elazığ zaimoğlu petrolü arayın, sizin benzinliğin karşısındaki oto ekspertizin numarasını verebilir misiniz diye rica edin. onlardan tel.ini alabilirsiniz sanırım

Ekspertizi bilmem de, oto lastik + elektrik yapan bi dükkan tanıyordum. 7x24 çalışıp taksicileri falan bağlamıştı fena iş yapmıyordu. 7x24 ruhsatı falan da yoktu. Oto yıkamaya girerseniz dükkanı büyük tutmanız vb gerekir. Diğerini önü açık herhangi bi dükkanda oldurabilirsiniz bi araba girsin yada girmesin.

Bi de yol servisi verebilirsiniz bi arabayla.

İleri ya da geriye doğru Bi kaydırma mı yoksa karışık değişiklikler mi? Kaydırma ise işiniz kolay sadece ekipler senkronize olmalı. Kontrol listesi de yapın değişiklik yapıldıkça işaretlensin. Karışık değişiklik ise biraz incelemek lazım.

Boş, geçici bir yer belirleyin.
öncelik belirleyin, pahalı, hızlı giden, ağır ürünler gibi.
buna göre yerleştirin.

Yeni yer boş mu?
Boşsa yerleştir, değilse
Geçici yere al, yeni yeri boşalt yerleştir.

Yeni yerlerin cogu dolu.
Belli bir patern yok, yandaki yere de gidebilir, deponun en kosesine de.

Kendimce soyle kurdum. Her bir degisikligi Excel'e aldim, sonra eski yer ile yeni yeri birlesenleri sifirlanana kadar zincir haline getirdim.

Ornegin A101 - B205 - C201 - D231 - B132 gibi oldu. B132 bostu bu ornekte, ya da kimi zincirler de A101de ilk basladigi noktaya dondu.

Bu yaklasim mantikli mi?

Kusura bakmayın bir süre yazamadım. Sorunu henüz hala çözmediyseniz araç ortalama problemi diye akademik makalelerde aratın. Birçok yöntem var. Excelde yapılabilir zamanınız varsa birkaç yöntem de denenebilir. Amaç en iyiyi bulmak değil. Olabildiğince doğru rota çıkarmak. Karınca kolonisi var, genetik algoritma var, kanguru yöntemi var. Bumları araştırıp deneyebilirsiniz.

Edit:telefonun azizliğine uğramışım. Araç rotalama problemi olacak.

borç kapanışını takiben 3 yıl sonra sıfırlanıyor risk. 3 sene beklemek dışında pek şansınız yok, bankaya çok iyi para getirirsen, belki kart verir. onun dışında yapılacak bir şey yok, banka senin 400 tl mi 4 mio tl mi borç yaptığınla ilgilenmiyor :/

Hiç kredi kartınız yok mu suan

Hiç kredi kartım yok. Kart istiyorum red geliyor.

başvuruyu şube aracılığıyla yapın. Finans geçmişiniz tam ölçülemediği için gri alana düşmekte veya doğrudan ret yemekte, şube çalışanı bu konularda yardımcı olabilir.

hatta şubeden tanıdığınız varsa; "şube yetkisi" içerisinde size ticari kart da çıkartabilir.

@Re noreno'nun söylediğini söylemek için kartınız yok mu dedim. Hesabınız yada tanıdığınız olan bankaya şirket evraklarını ve kaşeniz ile gidin, kendinize bir de maaş dilekçesi yazın şu kadar kazanıyorum diye bir de öyle deneyin.

Senin yerinde olsam elimdeki para ile altın alırım geçen sene 8 bine aldığım bileziği 6 ay geçmedi 13 bin e sattım sen düşün.Ayrıca şuan kredi çekmek biraz mantıklı birazda mantıksız ve o kadar borca girmek çok zor ben yapmazdım.Evdende kira almayacağını söylemişsin bence biraz ölü yatırım gibi.

Yazlıktan yatırım olmaz. Alalım annem otursun rahat rahat diyorsanız alın. Onun dışında ilerde değerlenir iyi para eder ümidiyle alıyorsanız üzülürsünüz. Yazlık eğer çok çok yüksek potansiyeli olan ve ilerde çok fazla turist vadeden bir yer değilse maddi getirisi pek iç açıcı olmaz.

Eger yazligi almayinca baska bir yer almayacaksaniz ya da o 2bini her ay kenara atamayacaksaniz alin dursun kenarda bence.

İş ile ilgili bir sorun olursa 2bin kira 2bin kredi ödemeniz ödemeniz gerekecek. Bunu da gözardı etmeyin. 30bin TL sizin güvenceniz onu kenarda tutun bir şey almayın.

Ben de arkadaşlardan farklı bir konuda yazıyım tanıdık, akraba, kardeş sakin borç almayın, iyiyken kötü olursunuz. Güvenilmez.
İşin içine para girince hatır gönül kalmıyor.

hem kazancım olmayacak diyorsunuz hem yatırım diyorsunuz? ölü yatırımdan ne gibi bir beklentiniz var ki?

bir de bu kadar büyük bi parayı kardeşimle ortak bir eve yatırmazdım ben. kesin iyiyken kötü olursunuz ileride.

Ortak yazlık fikrine ben sıcak bakmazdım, şimdi çöpsüz üzümken iyi de ileride sorun oluyor ortaklık. Ben olsam girmem ortaklık işine. Biraz daha para biriktirip kendime ev alırım, 2.000 kira az değil, üzerine koyup kredi borcu ödemek daha makul. Oturacak ev yokken yazlık almak zaten mantıksız.

Anneler icin her seye deger.Tavsiyem annenizin uzerine yapin evi.Ortak alirsaniz muhtemelen kardesinizin esi yada sizin esiniz kaynakli sorunlar cikacak.Annenize alin gitsin.

Danışmanınızla görüşün.

yoga stüdyosu vb. için kiralamak

yapabileceğin en karlı şey, avukat bürosu gibi iş için kiraya vermek olur.

hem aile ev çoluk çocuk gibi çok yıpratıcı şekilde kullanılmaz, hem de öğrenciye, yabancıya göre daha garanti ödeme alırsın.

bir de kira kontratını avukat aracılığı ile sağlam şekilde yaparsan hiç sıkıntı çekmezsin, en azından kanuni olarak hakların elinde olur.

airbnb, günlük kiralık mantıklı ama 1 kiracı yerine bir sürü kiracıyla uğraşcan o da var.

Airbnb günlük kira erasmus evi kiraya vermek değil de konaklama işi kurmak gibi bir şey. Sağlam Bi kiracı ile devam edin.

diş hekimine kiralamak

Ben gösterdim. Konsolosluk bloke hesap istemedi, garantör göster dedi. Babamla notere gittim, ayda kaç para göndermeyi garanti ediyor dedi, 5 sene önceydi bi rakam söyledik. Acayip masraf çıktı noter masrafı. Meğerse o tutara göre noter para alıyormuş. Sonra öğrenci diyince daha az para aldıklarını öğrendim öğrenciyim dedim, öğrenciydim. 4te 1 gibi bir ücrete düştü. Verdim konsolosluğa kabul ettiler.

Taksim hobi seramik fırın kullandırıyor parası ile. Seramik çamurun pişirme talimatını alırsınız aldıgınız yerden işte kırmızı çamur daha düşük derecede pişer ithallerin değişik falan ona göre pişirtebilirsiniz ama pişince bisküvi olacak onu ne yapacaksınız boyama falan mı?

Çok teşekkür ederim! Ne kadar acaba oranın ücreti biliyor musunuz? Bisküvi terimini ben de şimdi araştırırken öğrendim. Benim sevdiğim doku o. Onun üstüne akrilik ve vernik olur mu acaba? Çift fırınlama yapılıyormuş ona gerek kalmamış olur di mi böylece? Aslında sağlam olması önemli. Çift fırınlamada sağlamlık açısından değişiklk oluyor mudur? Teşekkür ederimmmmm!

Güncel fiyatları bilmiyorum telefon edip öğrenebilirsiniz. Genelde tüm fırını size açıyorlar ücret karşılığında. Her hafta yaptırmak yerine 1 ay biriktirip tüm fırını doldurup 1 seferde pişirtebilirsiniz.
Seramik ilk pişirimi bisküvidir. Sonra sır yapılır. Dekoratif obje yapacaksanız akrilik vernik olur ama içinden bir şey yeme içme olacaksa olmaz. Onun için uygun sır bulunmalı ve sırlanmalı. 2. Fırınlama sağlamlık için değil sırlama için yapılır. Sır tabiki sağlamlığı katkıda bulunuyor evdeki seramik bardaklarınıza bakın. Parlak yüzey sırlı altını çevirin yere değen yer pürüzlü sırsızdır. Çünkü fırında yere koyduğunuz yer sırlamaz yoksa yere yapışır raflar kullanılmaz olur. Seramik malzemesi satan yerlerde bisküvi de satıyorlar 3-5 liraya. Deneme amaçlı alıp boyalarınızla boyayın, beğenirseniz kendi objelerinizi yapıp fırında pişirip boyayabilirsiniz.

Çok teşekkür ederim. Benim yaptığım şeyler 1 tl boyutunda detaylı ve boyaması daha detaylı. En ince fırçayla boyuyorum. Sır kalınlık da yapıyor herhalde, onu istemem. Seramik boyalarında pişmeden gri görünüyor, pişince kırmızı oluyor durumu varmış ya, o da benlik değil. Hobi seramik'e gidip kurcalayayım o zaman. Bisküvi üzerine akrilik ve verenik öncesi belki bir astar uygularım. Bunun için özel bir astar var mıdır acaba? Ben paket killerde düz renk akrilik geçtim astar olarak. Çok teşekkürler!

Botz veya Duncan'ın şahane sırları var seramik için. Efektli, parlak, mat, yarı mat. Duncan satan yerden katalog isteyebilirsin. 1 tl boyutunda ise fırın onlarca hatta büyük fırın yüzlerce alır. Fiyata göre karar verirsiniz.
Seramik boyaları pişirmeden hepsi gri göstermez farklı hepsi. Broş mu yapıyorsunuz? Sır aslında cam. Eğer pişirmeden sırı elliyorsanız sürekli eser miktarda hep elinize bulaşır ve sağlıksızdır. Uzun vadede zararını görürsünüz. Hatta sır yaparken solumak bile zararlı.

Ekstra patatesli hamburger. Bol patates bira yap.

Bu seçeneklerden pizza. Ama ben lahmacun ya da acılı adana isterdim.

2 porsiyon iskender.

ici cheddarli dominos extravaganza pizza yanina cikolatali sufle afiyet olsun

benim için lahmacun arası adana ye. ama sanki hiç bulamıyormuşsun gibi ye.

Yumurtadan omlet pizza bozması birşeyler yap.

duyuruna çok güldüm:) gerçi vakit olmuştur ama şöyle bol çikolatalı browni tatlı seviyorsan:)

Boş dönen bir kapalı kasa kamyonet bulmanız gerekiyor. Tek seferde gelmesi tek tek 55 seferde gelmesinden daha avantajlı. Ama kargo şirketleri ile de 54 koli üzerinden indirim alabilirsiniz, pazarlık yapın.

Kamyonetle taşınmasına nasıl güvenebilirim gerçekten bilmiyorum. Kadın başıma aynı araçla gelemem (mesafe yaklaşık 1000 km), yüklemeden sonra uçağa atlayıp buradan karşılayayım desem adamın geleceğinin garantisi yok.

Onunn yanından ayrılıp annemin yanına geldiğim için babam asla yardımcı olmak istemiyor, ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum. Bugün akıl almak istedim, gidip geldikçe yavaş yavaş götürürsün dedi çünkü o günden beri yanına hiç gitmemiştim =///

Ambar firmasından fiyat alın. Kapıya kadar getirirler , şehir belirtmemişsiniz ama nak kargo , ege ulaşım gibi firmalar olur. Sıkı pazarlık edin.

Nakliyat ambarları kesin çözüm, bölgenize/şehirinize uygun bir ambardan yardım alın. Korkmayın kimse sizin eşyalarınızı çalmaz, bu yöntemle değerli ticari mallar bile yollanıyor.

Dizi değil de kısa filmlerden oluşan bir film:asabiyim ben olabilir mi?

@ykyt kesinlikle, çok teşekkürler!

michael jordan

hooijdonk u çok överlerdi, frikik çalışıyor kendi kendine diye.

Nusret

Jordan söylenmiş o zaman Federer.

Kemal Sunal. Sektörde o zamanlar kendisinin sözüne de çok itibar edilirmiş. Yazılı imza bile talep etmezlermiş bu yüzden kendisinden.

jackie chan

edison

seda sayan

Dr. Dre

Ayhan Işık

Bu siteye ulaşılamıyor

"It's not just you! tuad.org.tr is down."

downforeveryoneorjustme.com

@crown, artık hiç açılmaz mı, ölmüş mü yani?

@ ykyt: Su an icin acilmiyor, ileride acilir mi sitenin yoneticileri bilir. Mesaj atip sorabilirsiniz: twitter.com

Bir şey olmaz go go go!

Oldu da duyuldu, biz eskiden de takılırdık arada dersin.

bence uzak dur , başka kadın mı yok

bir şekilde kulağına giderse üzerime oynuyorlar, iftira atıyorlar dersin. lcha +1

işten ayrılmış olan yöneticiyle nasıl bir ilişki kuracağına senin karar vermen lazım. bu konu haricinde de direktörünün üzerinde bu kadar tahakküm kurmasına fırsat verme bence. yarın bir gün ayşe veya mehmet ile görüşme derse konuşmayacak mısın şirkette?

@mcsword, güzel bir bakış açısı teşekkür ederim. direktörüm normal şartlarda bahsettiğin etkiyi kurmak isteyecek biri değil, yani kimi görüp görmediğim onu ilgilendirmez ama bu kişi konusunda hassas olduğu için ikileme düştüm.

sevişin.

Kadın dedikodu için seninle görüşüyor.

Senin belirledigin bir yerde gorus yoksa da kamera falan ara ortamda :p

şu saatten sonra kimseyi ilgilendirmez senin kiminle ne yaptığın

Are you player? Are you big player? Gerçekten sinirlendim ama ya. Beline kuvvet reis :)

yav 2 dakikada direktörümle de seviştirdiniz ne fenasınız :D

meşaz alınmıştır teşekkürler!

senden laf almaya v.s. calışacaktır, bu konuda dikkatli ol. bi de korun ;)

Direktör bıdı bıdı yaparsa onunla da seviş +1

Cinsel olmayan sex yapın.

Bana da bu sana direktörün kapıyı da açar gibi geliyor. Seviş.

bence dogru hamlelerle bu pozisyon en az iki gol yazar.

dibine kadar yaşaaa

Cift tarafi yapiskanli bantlari var 3M in.
Onlari kullanabilirsiniz ama elinizi korkak alistirmayin ve olur da yerini degistirmek isterseniz duvar boyaniz/duvar kagidiniz mahvolacak, bunu bilin :)

3M'in "cırtlı" bantları var. Bir tanesi duvara bir tanesi yapıştıracağın şeyin arkasına geliyor istediğin zaman söküp çıkarabiliyorsun da. Duvarda kalan kısmı da çektirerek çıkarıyorsun genelde iz kalmıyor. Yani ben 6 tane yapıştırdım, 1'i duvarın boyasını söktü diğerleri iz bırakmadan çıktı. O da duvarla, kurulukla falan ilgili sanırım.

www.koctas.com.tr
şu

Yerinden çıkmayacaksa montaj silikonu ile yapıştırın. Bir kaç saat bantla ya da vb bir şeyle sabitleyin. Dondugunda beton gibi olur

images.app.goo.gl

Böyle bir şey ile sabitleyebilirsiniz. Şeffafları da var bunların.

Bir nalbura gidip derdini anlat, iki tane tablo/çerçeve askı demiri al. Aynanın tersine vidala ve istediğin gibi as.

silkeleme yanmada sıkıntı olduğunu gösteriyor. bujiden mi valflerden mi yakıt pompasından mı bakmak lazım evet.

@Argent dawn +1

Demek ki ya yakıt yetişmiyor, ya hava, ya da ateşlemede bir problem var. Bujilerin değişmesi ateşlemenin sorunsuz olduğu anlamına gelmez, bujilere kadar olan alakalı kısımlar da gözden geçirilmeli.

65 bin subap ayarı için çok erken zaten tarif ettiğiniz şey subapla alakalı değildir.

Ama yine de not düşelim subap ayarı için motor filan açılmıyor, üst kapak açılıp subap ayarı yapılır motor soğukken.

@John Bloor

bana da subap ayarı değil gibi geliyor.. ama ne olduğunu da kestiremiyorum..
izmirde Suzuki'den anlayan sağlam bir usta bulmak öyle zor ki..

yakıt pompası ve borularında tıkanıklık olabilir. aracı herkese elletmeyin. sağlam güvenilir usta bulmak zor. yetkili servisi önermem heleki suzuki yetkili servislerinde iy usta olduğunu sanmıyor. iyi bir japon motor ustası anlar. araştırmak lazım.

Buji kabloları? Araç çalışırken tek tek buji kablo anahtarı ile(elektrik çarpar hafif) çıkarıp bakın tepki göstermeyen varsa o bozuktur. Boğaz kelebeği kirlenmiş olabilir, balata spreyi ile temizleyip cihazla kalibrasyon yapıyorlar.

bence vites de problem var.

sadece 1'den 2'ye gecerken mi oluyor?
debriyaj'i kokluyor musun?
soyle yarim saat bi turlayip arabayi isitinca tekrar 1-2 arasi sorunu aynen devam mi ediyor? degisme oluyor mu?

@jamswety vites ile nasıl bir bağlantı kurdunuz acaba? araba hızlanırken tekliyor..

@try again fail again fail better

1'den 2'ye geçerken değil de.. 2.viteste gaz verirken hızlanırken tekleme oluyor..
yanmada bi sıkıntı var ve motor soğukken bu teklemeler daha çok kendini belli ediyor..

başka önerileri de bekliyorum..

az once bi araba gormeden geldim 2007 model ve sansa bak, bahsettigin problemin bire bir aynisi var (90binde arac). arastiricam biraz ama gaz almadigi kesin

bahsettigim arabayi aldim ve servis sorunun 'head gasket' oldugunu soyledi. turkiye'de bu parcanin ismi ne olarak geciyor bilmiyorum ama su www.autoguide.com

@try again fail again fail better

silindir kapak contası.

değişmesi yarım motor demek. açmışken segman da atılsa iyi olur.

değil, çünkü kitab diye bir şey yok.

eved. doru bir yazım.

Ayrı şekilde doğru olmaz, kitabevi şeklinde yazılır.

yanlış.

şaka mı bu abi? kitabevi işte.

Kitabevi diye yazınca doğru mu oluyor?

birleşik doğru.
ünsüz yumuşaması.

Kitab diye bir kelime yok
Kitap - kitabım - kitabın - kitabı
Coğrafya kitabı

Gibi

Kitabevi de birleşik kelime

12 yaşındaki çocuğun bilgisayarda yapacağı tek şey oyun oynamaktır. Onun içinde 5000 liralık bütçe gerekir. Almanızı tavsiye etmiyorum açıkçası. 2 ay sonra youtube’da dona dona oyun videosu izlerken nerden çıktı bu ya diye küfreder muhtemelen bilgisayara. O fiyata olan pc incelemelerini izlerseniz doğru düzgün video bile açamadığını görürsünüz

Telefonu yoksa telefon alabilirsiniz. Ya da başka elektronik aletlere bakabilirsiniz.

samsung'un iyi bir telefonu var. anneannesi almıştı. yani ben de ucuz bir şey alıp kullanamayacaksa hiç almama taraftarıyım. kendime 1500 liralık alırım çünkü ubuntu kurup libre kullanırım sadece oyun falan da almam ama çocuğa ne istersin sorma gafletinde bulundum ve tabi ki laptop dedi, 5000 tl verme durumum yok malesef. onun için uygun bir şey mantıklı mı diye sormak istedim size. eğer mantıksız görürseniz almayıp başka bir şeye yönelmek istiyorum.

elektronik şey almasam ne alacağım? onu da bilemedim ondan elektroniğe bakıyorum. elektronik alsam ne alacağım bilgisayar dışında makey alsam, tek başına çözebilir mi bilemedim. mbot falan da çok pahalı.

yeni nesil çocuklara hediye almak çok zor yahu.

o yaşlardayken pentium 3 866 mhz 128 mb ramli bir bilgisayar alınmıştı akrabam tarafından. asla "bu ne böyle götüm gibi" diye hayıflandığımı hatırlamıyorum. bütçeniz 1500 lira ise o fiyata alacağınız bilgisayar için size küfür etmez mutlu olur.

www.ebrarbilgisayar.com

(bkz: lakırtı)

Oyun oynar.
Alacağın pcde yeni neslin sevdiği oyunları pek oynayamaz.
Ben olsam o paraya 2. El ps4 alır veririm.

kesinlikle laptop almanızı tavsiye etmiyorum, yeni nesil çocukları eskiler gibi kalender değil, bana da goodz'a alınan gibi bir bilgisayar alınmıştı, belki on seneden fazla kullanmışımdır, benden sonra kardeşim de kullanmıştır -ki o da az küfretmedi- ben ne küfür ettim ne birşey yaptım -tamam illa ki biraz etmişimdir çünkü mühendislik öğrencisisin autocad'de zorlanıyorsun ödev yaparken, hoş değil- ama çok da güzel idare etmişimdir. şimdi sizdeki çocuğun bir yaş büyüğü kuzenim var, elindeki bilgisayar niye sims 4 açmıyor diye ağlıyor -kız çocuğu bu- ha pubg, fortnite falan da oynamıyor değil ama telefondan falan sanırım oynuyor. bize geldiğinde benim bilgisayarda sims 3 oynuyor, ona bile kızıyor niye 4 yüklemiyorsun diye. e bilgisayarın donanımı yetmiyor eşşek sıpası! diye kızıyorum ama nafile, git kendine yeni bilgisayar al, alırken de bana da al, diyor (-_-) yani yeni nesille baş edilmez :D bence de olabiliyorsa oyun konsolu daha iyi olur, diye düşünüyorum.

Xbox One S All-Digital Edition alın.

Game Pass aboneliği ile birlikte tonla oyun demek.

kindle alin

Bence de 2. el PS4, tabi yoksa.

Ben de eğlence için xbox derim ama her evde bilgisayar olması taraftarıyım aynı zamanda, insanlar bilgisayarı önemsemiyor ve aileler de önemsemiyor ama bildiğiniz bilgisayar kullanmayı bilmeyen bir nesil yetişiyor aslında, en aptalın, kedinin köpeğin bile kullanabileceği tabletler-telefonlar ile beyin çürütüyorlar. Evet xbox alın :D

ya oyun oynar ya da oyun oynayan yutubir videosu izler. insan anlam veremiyor ama oyle, kufrede kifrede pc oyunu oynayan 16-26 yas araliginda tiplerin videolarini izliyorlar.

satranc veya muzik kurslari olabilir alternatif.
veya kaykay, paten gibi sportif bir hediye.

1. e devleti kabul ederler muhtemelen ama ceviri icin yeminli mütercim tercüman ve/veya noter tastigi gerekebilir. konsolosluk en güncel yaniti verir.

2. seyahat sigortasi icin gidin en ucuz yer neresiyse ordan yaptirin. bir yilligi takribi 100eur civari olur. ama konsolosluk muhtemelen 3aylik vize verip kalanini almanyaya vardiktan sonra uzatmanizi isteyecektir. gittiginiz yerin yabancilar dairesi de size muhtemelen almanyada yeni bir sigorta yaptirtacaktir. gittiginiz yere göre degisen bi uygulama..

3. muhtemelen yeterli olur. dil kursuna vize icin gerekli belge dersiniz onlar gönderirler disardan gelen cok oldugu icin zaten bilir onlar vize prosedürünü

3- asıllarını istiyorlar üstadım. Mümkünse bütün kurs kayıtlarını yaptır öyle başvur vize süren ve oturum daha kolay hallolur.

6-7 yıl önce gittim,

kurstan orijinal imzalıyı temin edin,
sigorta en ucuz hangisi ise en az 1 yıllık yaptırın orada yaptırmak masraflı ve zor oluyor. belediyeye gidip vizeyi uzatacaksınız 3 aylık d tipi çıkacak size.
benden sigortayı bile almanca istemişlerdi, tercümana çevirtmiştim çok para vermiştim. sigorta şirketlerine almanca verebiliyor musunuz diye sorun.
kursa ne kadarlık para ödersen o kadara izin verecekler ama tüm parayı ödememi beklemişlerdi. benden bloke hesap istemediler ama istenilen kişiler vardı. ben babamdan sponsorluk yazısı aldım noterden onaylatıp. onun masrafı da aylık ne kadar gönderecekse ona göre çıkıyor. noterde öğrenciyim diyin fiyat düşüyor bende düştü.

Direksiyon hidroliği eksilmiştir. En kötü pompası bozulmuştur.
Bi hidrolik alıp ekle, bir süre sonra tekrar yaparsa servise başvur bence.

araci servise sok, bir on takima baksinlar. hidrolikte bir sikinti olsa, mesela yagi eskise ya da pompada sikinti olsa saga sola cevirince direksiyonu arac anirir. sen tik diye bir ses geliyor ve bosluk var gibi diyorsun, bana daha cok on takim baglantilarinda sikinti var gibi geldi..on takim sakaya gelmez kaza yaptirir o yuzden fazla zaman gecmeden gosterin.

Bir rot başı ya da rotilde deformasyon başlamıştır, bşr rot balanscıya gir "bir bak sana zahmet, eksiklerini söyle de değiştirip ayara geleyim" de, eksikleri baksın söylesin vaktin varsa değiştir ve rot ayarını yaptır.

John bloor+1. İkinci ihtimal amortisör üst takoz bilyası. Dağıldıysa öyle belirtiler olur.

Son turda direksiyon dönüş yaparken tak tak tak ise, aks başı, ufak ufak lık lık boşlukta, rot başı. Araba dururken ğığ ğığ ses ise direksiyon pompası, hepsi sağlamsa direksiyon kutusu.

Direksiyonda, simitten itibaren tekerlege ulasana kadar hareketi aktaran çok parca var. Cok tahmin yürütülür ama sağlıklı olmaz yani Ne desek yalan. Direkt bir rot balanscıya git. 15, 20 tl karşılığında (bazen para almadıkları da olur) ön takımı sallayarak kontrol eder ve sana nokta atışı arızayı söyler. Senin ilacın rotcuda, receteni o yazacak.

İstanbul’da iseniz, Sadullah Usta’ya götürün... Nokta atışı tespitleri oluyor.

@ykyt

dediklerinizden rot başı gibi gözüküyor. ama yine de göstermek en sağlıklısı sanırım. haftasonu kullanmıyıp, ptesi götüreyim sabahtan. teşekkür ederim herkese.

Direksiyon hidroliği eksilirse ya da pompa bozulursa direksiyon dönerken zorlanır ve çok garip sesler duyarsın. Kazık gibi olur direksiyon. Öyle hafif bir tık sesi duymazsın yani. Muhtemelen rotla ilgili.

2000'lerin ortasından beri arabaların ekseriyetinin (corsa d bile) direksiyonu elektronik. giulietta'nın da öyle. sen direksiyonu çevirdiğin vakit, direksiyon kontrol modülüne sinyal gönderiyorsun ve o da bıyt bıyt tekerleklere yön veriyor. park manevralarında da bu sistem bir şekilde ses çıkarıyor, her ne kadar normal sürüşte pürüzsüz çalışsa da. astra k'larda da böyle bir durum var.

www.ebay.com

9 senedir aktif olarak kullandığın araçlar muhtemelen elektro hidroliktir senin.

-----

sonuç: ses normal diye düşünüyorum.

@rain

fakat soyle bir durum var ki..

3 sene ford fiesta manuel kullandiktan sonra, diger 2 arabam da giulietta idi. biri 2. el, biri sifir. dolayisiyla en az 6 senedir ben otomatik alfa kullanicisiyim ve sadece dün o tik tik duruma denk geldim.
ama inşallah dediğin doğrudur da bir masraf vs. olmaz. göstermekte fayda var sanırım. teşekkür ederim bilgi için.

noldu hocam gösterdin mi ustaya

@ykyt

hayir henuz goturmedim. o günden sonra 1 kez kullandim zaten.
1 hafta icerisinde goturmeyi düsünüyorum yazarim.

Kilitli poşete azar azar koyun, paketin ağzına bir de pipet koyun. Paketin ağzını sıkıca kapatın, en son pipet yardımı ile vakum yapın paketi tamamen kilitleyin. Hızlı olmanız önemli. Azar azar vakumladığınız kahve çekirdekleri yaklaşık 1 sene tazeliğini korur. Kuru ve serin bir yerde bekletin.

En iyisi koroplastın çift kilitli poşetleridir.

Ayrıca bkz:youtu.be

Küçük küçük vakumlatın Bi kuruyemişçide falan.

Teşekkür ederim.

www.youtube.com

Tc kimlik numaranı kim yanlış yazmış karşı taraf mı yoksa istinaf kararında daire mi? Yoksa cevap dilekçesinde sen mi?

karşı taraf istinafa başvurdu, onlar başvuru dilekçesinde yanlış yazmış.

Onu araştır bilerek yanlış yazıp süreci uzatabiliyorlarmış bazı dava türlerinde.

Karşı tarafın yazması önemli değil. İlk derece Mahkeme kararında yanlış değilse sorun yok.

İzmir'e gelirsen rasspery pi 4 ve egetürk sucuk getirirsen alırım:)

hic bir sey para etmez. önce müsterisini bulun, yoksa elinizde patlama ihtimali cok yüksek.

kendi istediklerinizi alin.

Tabii ki 1 karton Nussknacker. Türkiye'de 2 ile 4 katı fiyata okutursun. Şaka bir yana duygusuzromantik+1

Cikolata getir

diş macunu. (dalga geçmiyorum)

katiliyorum. maddi durum zaten kotuyse bir de ivir zivir alip elinde kalmasi iyice sikistiracaktir.

Evet öyle bi risk gerçekten de var. Ben neredeyse sıfır nakit para kullanıyorum, öyle çözüyorum bu konuyu. Özellikle döviz büroları falan tam çakal.

dövizinizi hesaba yatırın.

internet bankacılığı kuru döviz bürolarından ve banka veznesinden daha avantajlıdır.

orada bozdurup bankadan da tl olarak çekin.

İnternet bankacılığı doviz burosu gibi iyi fiyata bozuyor. Hesaba yatırmak+1

Banka şubenize kur fiyatını bir sorun. Bazen aynı, hatta daha hesaplı fiyat verebiliyorlar.

Ona göre banka şubenizde bozdurur, hesaba TL geçirirsiniz.


.

para sayma makinasında sayıp veriyor döviz bürosu da.

para sayma makinesi +1

döviz bürosu tabi ki para sayma makinesiyle veriyor da bu gerçek olduğunu kanıtlamaz.
büro kötü niyetliyse bir 200'lüğü sahte olanla kolaylıkla değiştirebilir.

para sayma makinesi, sahte parayı ayırt ediyor mu ayrıca? gözünün önünde o makinede saysa da sahte bir para da pakala geçebilir sayımdan.

döviz bürosuna gittim, 6,40'tan bozarız dediler..
benim bankanın internet şubesinde o esnada 6,41 görünüyordu..
ben de bankaya EURO olarak yatırdım..
bu şekilde sıfır gerginlik oldu..

yanıtlar için tşkler :)

Para sayma makinasının tek fonksiyonu saymak değil ki. Ayni zamanda sahte parayı ayırt etmek. Nasıl geçecek sayimdan? Kaldı ki herkes döviz bozdurup TL almıyor ki bürodan, bazıları da TL verip döviz aliyor. Büro 30.000 TL nakit ile gelen kişinin elindeki paranın sahte olup olmadığını nasıl anlayacak? Tabi ki o makina ile. Yani normal şartlarda makinenin güvenilir olduğunu varsayabiliriz. Zira banka da aynı makinayı kullaniyor.

yıkamadınız mı?

Yıkadım

o zaman gitmiş malesef.

Bence giymeye devam edin. Zamanla renk verdikçe benzer tonu yakalayacaktır.

diğer birkaç noktaya da aynı işlemi uygulayıp doğal görünüm vermeye çalışabilirsin.

önden ıslak mendille girişmişsin sanırım. aynı tonda bir kuruboyayla o kısmı hafifçe gölgelendirerek doğal bir görüntü yakalayabilirsin. bir sonraki yıkamaya kadar dayanır.

bir 10 dakikanızı ayırıp örnek dosya hazırlayıp nerede ne istediğinizi orada gösterirseniz daha rahat olur. ben anlamadım şahsen böyle.

@kezban whisperer

örnek görsel ve excel dosyası yükledim. bu şekilde bir şey yapmaya çalışıyorum. seçenekleri oluşturma aşamasındayım. her seçim kombinasyonu farklı bir sonuç çıkaracak o yüzden epey uzun bir formülleştirme süreci olacağını düşünüyorum. ama 1 tanesini yaparsak gerisini aynı mantık ile tüm seçenekleri yaparım. mesela kullanıcı exceldeki gibi seçim yaptı. o zaman " xxx " yazsın mesela sonuç kısmında.

Peki sonuçta ne yazacak?

Bu arada Excel’in hangi sürümünü kullanıyorsunuz?

Arkadaşların bahsettiği gibi Form Elamanı kullanamdan da, sizin Excel dosyasındaki örnek üzerinden gidersek, Data Validation ile yapmak bunu mümkün.

Ama dikkat etmeniz gereken bir şey var: Tablonuzun soru 1 diye tanımladığınız sütun başlıkları rakamla başlamamalı, türkçe kelime içermemeli, iki kelimeden oluşuyorsa arada boşluk kullanılmamalı, "_" alt çizgi dışında özel karakter kullanılmamalı...

Yani sizin örneğinizde "soru 1" yerine "soru1" ya da "soru_1" kullanmanız gerekir. Hem seçeneklerde hem de kullanıcının seçeceği yerde..

Tablo başlıklarını yukarıdaki şekilde düzenledikten sonra...

Öncelikle seçenekler dediğiniz tüm tabloyu seçin. Daha sonra CTRL+SHIFT+F3 kısayol tuşu ile otomatik alan isimlendirmesini açın lütfen. Oradan Top Row seçili kalsın sadece. Çünkü Data Validation ile sadece Top Row'da bulunan soru_1 isimli hücreyi alan bağlığı, onun altındakileri de hücre değeri seçeceğiz. Tamam düğmesine tıklayın.

Bu kadar.

Akabinde alt satırına gelerek Data > Data Tools > Data Validation > List yerine =INDIRECT(B$9) yazmanız. Türkçe olarak da =DOLAYLI(B$9) yazabilirsiniz. Daha sonra bu hücreyi sağa doğru çoğaltın ki diğer sorular için de seçenekler gelsin Data Validation ile...

Şimdi ise sonuç yerine şunu yazmalısınız: =TEXTJOIN(", ";1;B5:E5) Office 2019'da var bu TextJoin, başka versiyon kullanıyorsanız ona göre şekillendiririz...

Örnek dosya da burada: dosya.co

Excel 2019 kullanmıyorsanız, TextJoin fonksiyonu çalışmayacaktır muhtemelen... Bunun yerine sonuç için:

=SUBSTITUTE(TRIM(B5&" "&C5&" "&D5&" "&E5);" ";", ")

yazmanız gerekmektedir.

Seçmiş olduğunuz yanıtlara göre kombinasyonlar arasından sonucu çıkarıp da, uygun yere yazan bir örnek detaylı şekilde aşağıdaki dosyada mevcut.

dosya.co

hepinize çok teşekkür ederim.

@birdenbire'nin yaptığı gibi olacak. birdenbire sonuçta ne yazacak diye sormuşsun, her seçimde bambaşka bir şey yazacak. sen zeki çok zeki vs yazarak orayı aşmışsın teşekkür ederim. yapmaya çalıştığım oydu. kullanıcı bir şeyler seçtiğinde bir cevap almalı. o cevapların hepsini ben ayrı ayrı oluşturacağım.

yani : akrep-bmw-masa-kindle yazan hollanda cevabını alacak.
yılan-audi-sandalye-telefon seçen izmir cevabını alacak. bir sürü cevap olacak şimdi formülü kopyala kopyalaya tüm seçenekleri yapmam lazım.

office sürümüm 2010 ama hata veriyor sürekli. indiriyorum şimdi 2019 yükleyeceğim.

gerçekten teşekkür ederim hepinize.

İşinizi görmesine sevindim. Bir yerde takılırsanız yazmanız yeterli.

Kolay gelsin.

Filmin ismini hatırlayamadım ama aklıma silecek mekanizması fikrini ford a kaptıran mühendisin yıllarca mücadele edip en sonunda hakkını aldığını anlatan film geldi.

Soruya cevap: bilmiyorum,aynı dertten muzdarip olmuş biri var mi bakmak lazım.

bence bir araştırın, hakkınızı almanız lazım.
ortada prototip var.
belli ki onu kullanacaklar, her şey ortada.
ciddi bir avukatla görüşüp hemen harekete geçin derim.
belki işin başında mahkeme işlerine bulaştığınızı görünce, bir tür tazminat ya da tasarım hakkı için bir miktar falan öderler mahkemeye gitmemek için.

Tasarım tesciline patent veya faydalı model hangisine uyuyorsa başvurun ama özellikle hepsini konunun hakimi avukat ile hızlı bir şey ile yapın. Sonra hemen şirket ile görüşün elinizdeki belgeler ile.

*hızlı bir şekilde

su andan sonra pek bir hakkiniz yok.

hata bu arada tamamen sizde, sirket etik olarak pek uygun gibi olmasa da kendisi acisindan cok mantikli bir sey yapiyor.

siz pazarligin tüm kozlarini vermissiniz adamlarin eline.

prototipten kasit sadece fiziksel ürünse zaten sinai haklar onlarda olur, eger isin fikir asamasindan, hesabina, oradan prototipine kadar sizinse dedigim gibi bunun haklarini almadan yollamak sizin hataniz.

ki bu durumda onlarin baglanti sisteminde sadeec malzeme degisikligi yapmissiniz. fikir aslen onlarin. su durumda normalde pek bir sey elde edemezsiniz. sadece prototip üstlenicisi oluyorsunuz.

su anda siz resmi olarak isin bir kisminda degilsiniz, fatura bile kesmemis bir kisisiniz. sirketlerin maillerini öyle mahkemelerde kanit olarak sunmak asiri zor bir sey, ki eger ekstra olarak bir sekilde endüstriyel sir kategorisine sokarlarsa siz öyle bir mahkemenin altindan pek kalkamazsiniz, ki zaten resmi olarak isin bir kisminda degil sadece bir nevi "ögrenci projesi" modunda islem görürsünüz, gönüllü katilimla.

sirket iyi niyetli duruyor su durumda benim görüsümce, size is teklifi yapilmis %99 sirketin teklifi lokal is kanunlarindaki minimum miktardir, bu durumda sirket size teklif yapmis ve siz reddetmis oluyorsunuz.

bu arada unutmadan sirket eger patent basvurusu yaptiysa siz su anda basvursaniz bile gecersiz sayilacaktir basvurunuz.

bu arada yine yazayim baska bir durumu, arkadaslarin bazilari cok extreme örnekler vermisler, ama o örneklerde durum genelde her bir tarafin eli cok güclü ve kredibilitesi yüksek olur.

örnegin adam arastirmacidir, patentleri vardir etc.

siz baska ülkeden dava acma kisminda en basitinden sorun yasarsiniz, bunu astiniz desek, türkiyede en ufak bir vergi cezaniz varsa bile kötü duruma düsersiniz. ki mahkemeye "ben fatura kesmeden sattim" derseniz sirket avukatlarini bir gülme alacaktir.

@duygusuzromantik

baya br kafam karıştı sizin yazdıklarınızdan,

o ülkedeki avukatım tüm hakların senin ama davayı takip etmek için baştan 5-6keuro'nu alırım dedi.
tr'deki avukat arkadaşlarıma sordum firma olarak gittiğim için tasarım hakları senin sonuçta sen firma teklifini sunmuşsun onlar kabul etmemiş dediler. tasarım hakları senin firma üzerinde dediler.
kendi avukatım ile biraz sorunum var. diğer duyurularıma bakabilirsin. o sebeple daha danışmadım.

dediğiniz gibi olsa zaten benim gibi danışmanlar iş yapamaz. elbetteki müşteri güvenini kazanmak için prototip, çizim vs göndereceğim. yoksa adam bana güvenmez işi de vermez. ama ilgili ürünün tasarım hakları bendedir. yani firmamdadır.

bu arada fikir onların demişsiniz. yani durum şu
+ 'bi makine olsa böyle yuvarlak tekerlerin üzerine koysak hızlı gitse'
- dddkd ferrari yapar
+ 'fikir benim ama ben dedim makine olsun tekerlekler falan filan'

bu arada gider faturaları kestim kendi firmamdan. henüz tasarım faturası kesmedim.
bu arada yine beni davet ederken davet mektubunda açıkca yazdılar bu adam firmamınız mekanik tasarımcısıdır, bunla çalışıcaz vs vs diye.

belki duyurudan normal düz bir insanmışın gibi anlaşılabilir ama değilim. kendi firmam var. vs.

@dedim

öncelikle avukatlara kurumsal olarak calisaniniz degilse bu islerde biraz skeptik bakmak gerekli avrupada.

belirtmemissiniz ama hangi ülke oldugunu avrupada geciyor diye düsünüyorum. asagi yukari bahsettiklerim benzer olur avrupada, almanya icin diyeyim ben garanti olsun. ama dedigim gibi asagi yukari benzer avrupa icinde.

1. haklar firmamda demissiniz. bunun icin gecerli olan kurallar var. ilki karsilikli bir sözlesme olmasi ve para transferi gerceklesmesi. sözlesmenin bazi kurallari var. acik acik belirtilmesi gereken kisimlari var. biri eksikse sözlesme eksik olur.

2. ben sizin belirtmeniz üzerinden gittim, size gösterilen x bir ürün varsa bu sema üzerinden bir sey gelistirmisseniz önce o patentli ürünün patent ya da lisansina sahip olmaniz gerekir. yoksa patent gecerli olmaz. yani varsa size gösterilen ürünün korumasini delmis olabilirsiniz.

3. sifirdan ürün gelistirmisseniz ve bunu para ve sözlesme olmadan yolladiysaniz burada belki sadece bu ürünün parasini alabilirsiniz ama o ürün sirkete gittigi ve sizin öncesindeki gelistirme sürecini kanitlama sansiniz olmadigindan patent onlarda kalabilir. salliyorum "rapid prototyping" hizmeti aldik, fiyati arttirmak istedi, memnun kalip is teklif etmemize ragmen kabul edilmedi ve su anda kötü niyetli dava aciyor seklinde savunma yapabilirler.

4. tahminim prototip icin belli bir miktar alabilmeniz olasi ama patent haklari karisik. ki patentin türü cok önemli, sadece dizayn/tasarim ise cok cok basitce ufacik bir degisiklik ile iddianizi gecersiz kilabilirler.

5. sizin durumunuzu anlamadim, sirket olarak mi sahis olarak mi görüsme yaptiniz? ürünü kim satti? ikisi bambaska hukuksal karsiliklara sahip(sirket tipine bagli).

6. mailler kanit degil sadece dijital döküman olarak sunulabiliyor. bu cok cok büyük bir hukuksal farka sahip. almanya dedim cogu ülkede benzer farkliliklar var. kisaca maillerin kanit olarak sunulmasi cok cok zor. sunulsa bile gecerli olmayacaklardir.

7. sizden önden 5-6 bin alacagini söyleyen avukatla performansa ve kazanca dayali anlasmaya calisin, bakalim kabul edecek mi? yani önden 0-500 euro, kazancin %50 si sizde seklinde. kazanacagina güvenen avukatlar cok fazla böyle dava aliyorlar almanyada. almanya disinda benzer oldugunu düsünüyorum ama emin olamam bu konuda.

@duygusuzromantik

1- yaptığım tüm çalışmaları antetli firma dosyası altında yaparım yani tüm çalışmalarım, tasarımlarım, tasarım aşamaları antetli proje dosyam ile müşterime sunulur. buna fizibilite raporları vs dahil. ülke norveç. yani karşımdaki firmanın elinde benim firmam tarafından antetli dosyada hazırlanmış proje çizimleri var. aynı zamanda tabi bilgisayarda görebilmeleri için çizim dosyaları da var ki onlarda deneyebilsinler kendi bilgisayarları ile ki onu da yapamadılar ben yaptım.

2- doğrudur, şöyle düşün çevren var mühendislik kabiliyetin yok. bir şey tasarlamışsın ama bir fonksiyonu yok beni çağırıp bunu tasarla beraber ilerleyelim demişsin bende sıfırdan yeni malzeme ve yeni tasarımla bambaşka bir ürün geliştirmişim. ilgili ürünün hali hazırda 3. bir firmadan patentli olup olmadığını bilmiyorum. sorum sadece benim ve diğer firma arasında geçiyor.

3- sözleşmeyi orada imzalarız ve koşulları birebir konuşuruz diye anlaştık hep. o sebeple gittim zaten karşı tarafa ama tr'deki asgari ücret teklif edilince hakaret minvalinde bir şey oluyor. daha önceden kendi firmamdan gider faturaları kesmistim karşı firmaya. firma bu saçma teklifi yapınca bende onlara tasarım için istediğim fiyatı söyledim. onun üzerinden duyuruda bahsettiğim olay oldu yani. zaten standart olarak hiçbir firma son çizimi görmeden ödeme yapmaz doğal olarak. süreci ise yazdığım ara raporlar ile kanıtlayabilirim. çünkü her çalışmamdan sonra ara rapor (ingilizce) yazıp gönderdim. kaldı ki yine prototypes diye gönderdiğim kargolar var. yine firmanın davet mektubunda beni anlatırken prototip ve ürün geliştirme de çalıştığımız kişi ibaresi var. daha maillere vs girmedim. sistemli ve profesyonel çalışıyorum yani.

4- evet patent hakları biraz karışık doğru. merak ettiğim şey adamlar patenti aldı 2 yılda ciro yaptı diyelim. sonradan ortaya çıkıp benim dizaynım diye dava edebiliyor muyum? norveç'teki avukatıma göre evet. bende 2014'ten beri gidip geliyorum bence de evet ama avukat sadece dosya inceleme ücreti olarak 5-6keuro istiyor ki ben şu an bu masrafa girmek istemiyorum.

5- kendi şirketimi temsilen gittim. satış yok henüz. çünkü ben firma olarak ürünü tasarladım onlara fiyatımı söyledim kabul etmediler. böyle düşünebilirsiniz.

6- tr'deki ve norveç'teki avukatım maillerin tek ve yeterli delil olabileceğini söylüyor. bilemiyorum bu konuyu.

7- tr'deki avukatımda sorun yok. ama norveç'teki avukat dosyaya bakmak için 5-6keuro + saat başı 250euro ücret istiyor ve bunun herhangi bir deala bağlanması imkansız gibi hele benim gibi bir türk için. bir maili yazmak 4 saat sürüyor dedi bana sadece karşı taraf ile iletişime geçmek için. yani avukat masrafları uçuk. hiç girmek istemediğim bir yer.
ama işte norveç'te tüm şirket verileri açık ciro karlılık vs herkes görebiliyor belki karşı firma biraz ciro yaparsa o zaman girebilir. şimdilik çok bir cirosu yok firmanın.

genel bilgi olsun herkes görsün diye yazmaya çalıştım.

burada böyle bilgilerle sidik yaristirma isini sevmiyorum ama yazdiklarinizin cogu pek relevant degil.

ilk bir konuya aciklik getireyim. norvec icin kesin konusmayayim, ab üyesi degil ama yanlis bilmiyorsam avrupa ici kurallar birebir gecerli patent konusunda.

sizin yazdiklariniz dahilindeki su andaki en önemli konus nda. nda varsa hic sanmam ama bir sans olabilir, nda yoksa sifir sansiniz var bence.

yani yazdiklarinizi okuyunca bazi konularda pek bilginiz yok intibasi olustu bende.

bunu yanlis anlamayin olabilir, bir cok sey tecrübe ile ögreniliyor.

1. sirketi temsilen gitti iseniz asgari ücret söz konusu degil(cok önemli burasi), yani eger asgari ücret alti önerselerdi ki 2000 tl %99,999 norvec asgari ücretinden düsüktür bu durumda kötü niyet seklinde argüman sahibi olurdunuz. ama sirket temsili oldugu anda outsource is yapan dis firmasiniz. fiyat konusunda minimal deger olmuyor. tamamen ticaret yani.

2. sizle diger firma arasindaki muhabbet patent sahibi kisiyi/firmayi baglamaz. isleminizde baska patentli parca varsa ki bu diger sirkete ait olabilir, lisanslamadan kullanmazsiniz. izin almadan patent basvurusu yapamazsiniz(bu durumun olacagini sanmiyorum).

3. "sözleşmeyi orada imzalarız ve koşulları birebir konuşuruz diye anlaştık hep." iste burada hataniz. ücret/fiyat almadan is yapmissiniz, nda imzalamamissiniz (nda yok diye kabul ediyorum). bu en kritik nokta. siz nasil bir sirkete ürün siparis verirken "siz bir bitirin fiyati konusuruz" derseniz sirket size kibarca küfür edecekse, siz firma sahibi olarak bunu yapmamaliydiniz.

4. avukat ister o paralari evet. sizinde böyle olmaniz lazimdi zaten sikinti burada, para pesin kirmizi mesin modunda. 4 saat süren mail olayindan biraz olayi anlamaniz lazim aslinda. cok sevmiyorum böyle seyleri konusmayi.

kisaca yani siz zaten kendinizce konuya hakim oldugunuzu ve bilgili oldugunuzu iddia ediyorsunuz, ben bildiklerinizin yanlis oldugunu söylüyorum cogunlukla. istediginiz yoldan gidebilirsiniz, beni baglayan bir sey yok. bu yolda kazancli cikacak tek bir kisi var, norvecli avukatimiz.

Abby Fine reader indiriniz.

Yüzleşerek

Yüzleşmek ya da isteğini dışında maruz kalmak gerçekten etkili bir çözüm.

Ya da nedenini bulmaya çalış.

Düşüncenin içeriğine bağlı olarak değişir. Obsesyonun gelişme tarihçesini bilmeden öneride bulunmak zor. Altta yatan nedenleri, tetikleyicileri bilmek önemli. Mesela obsesyona eşlik eden bir kompulsif durum var mı? Bunların hepsini bir psikologla konuşmak size yardımcı olacaktır. Ancak psikolog da size öneride bulunmaz, sizin hayatınız üzerine yapmanız gerekenlerin kararını kendiniz vermelisiniz.

yazın. yazamazsanız ses kaydı alın. silersiniz dinledikten sonra. bunu düşünüp durmak bana ne sağlıyor ki devam ediyorum, diye de sorabilirsiniz bir ara... nefes çalışması yapmayı deneyin. dikkatinizi dağıtmaya bakın.

Gerçekten doktor randevusu alın
alın ona da gidip ağrı kesici falan alın. Göz muayenesi olun, 6 ayda bir gerekli zaten. Gözünüz yanıyordur falan şirkete öyle dersiniz, göz bu şakaya gelmez.

Direkt izin isteyin özel işiniz için ne var ki bunda? Zaten paranızdan kesmiyorlar mı da çekiniyorsunuz?

Direkt izin alamıyorsan veya vermiyorlarsa git bir özel hastaneye durumu anlat. Ben işten istifa edeceğimde bik bik yapmasınlar diye girdim doktorun odasına. Size sağım solum ağrıyor diye yalan söyleyebilirdim ama dürüstçe söyleceğim, benim bir sıkıntım yok, iş yerinden istifa edeceğim, evrak işlerini halletmek için 1 gün rapora ihtiyacım var dedim. Üstlerine sordu, beni 10-15dk bekletti, raporumu verdi çıktım gittim.

bir şirkette daha 10 gündür çalışıyorsanız ve başka bir iş görüşmesine gidemezsiniz. etik değil.

Şirketi sevemedim, pek anlatılan gibi de çıkmadı. İş modeli de benlik değil, bir iş bulunca gideceğim elbet. Onlar da çıkartabilir belki 2 ay sonra

istersen sirkette 2 gun calis baska is gorusmesine gidebilirsin. etik olmayan bir durum yok bunda. sonucta deneme suresi denen birsey var. sirketin sana uygun olmadigini anladiysan en kisa surede yeni is bulman hem senin hem de sirket icin daha iyi. boyle durumlar icin cok guzel bir atasozumuz vardir isteksiz sikişten sakat çocuk doğar. doktor bahanesi standarddir. ozellikle kis aylarinda oldugumuzu da dusunursek suphe cekmez.

etik değil diye bir şey yok, dilediğiniz zaman dilediğiniz iş görüşmesine gidebilirsiniz.

değil bence.

Hitap olarak mı? Karakter olarak mı? Tip olarak mı?

rahatsız oluyorsan belirt eğer devam ediyorsa normal değil.

arada geyiğine mi diyor, sokakta sana keko diye mi sesleniyor, seni öyle mi tanımlıyor nereden bilelim. düzgünce sorsanıza şu soruları yahu.

değil. sana saygısı yok.

bu tabir bir kadına kullanılabilecek belki de en son şeylerden biri olduğu için, ihtimal dahilinde dahi değilden yürüyor büyük ihtimalle.

feyyaz yiğit in kötü film tanımı gibi, çok kötü bir tabir, o kadar kötü ki nirvanasını tamamlamış dönmüş, başka boyutta, dolayısıyla eğlenceli.

dk. 9:40'tan sonra.

www.youtube.com

hangi bağlamda diyor, o önemli.

Normal değil. Kekonun kızı varoştur, varoş demeliydi :D

Hatunun canı sıkıldığı bi gün snap filtresiyle kendisine martı kaş bıyık felan yapmış.
O günden beri telefonda adı sıbgatullah.

Gülüp eğleniyoruz biz öyle şeylere. Aranizdaki ilişkiye bağlı bu ki seni rahatsiz eden bir şey yapıyor, sert bir dille uyarılmalı:)

Başkan diyordum reis diyordum sorun olmadı. Değişir iletişiminize göre.

Degil.

Kekoluk yaptiysan normal. Keko oldugunu gorup piremses mi desin sana?

Okan Bayülgen edasıyla öf be öf diyesim var.bunlara takilacaksaniz bırakın yani ne diyeyim ki

Bence normal. Ben yeri geliyor kolpaci diyorum

ben sevdiğim arkadaşlarıma da keko diyorum. çok normal. keko diyecek kadar bir kızı sevmişsem ne mutlu o kıza :D

erkek arkadasinin keko olduguna delalet.

aranızdaki diyaloga göre değişir.

bazı insanlar takmıyor böyle salakça hitapları. bana gelmez.

8. Maddede yazıyor sınav giriş kagıdında. Araç anahtarı olmaz basit ev anahtarı olabilir. Ulasım kartı olabilir diyor. Para da olur tabii.

itüye araba sokabilirsin elbette ama park ücreti gayet dolgundur.

Silindir kapağı bitmiş olur genelde. Kapak almak zorunda kalırsınız. Kapağın yanında pistonu Vs girersiniz masraf epey coğalır.

Düzgününü bulmak zor. En az oynanmışının yayları kesilmiş oluyor. Oynanmamış olanların fiyatı uçuk. Ben vazgeçmek zorunda kalmıştım. Ana yatak kol yatak ve bir kaç parça bmwlerde genel sorun motor ömrü sıkıntılı. Bir de kullanıcıları aşırı zorladığı için erken bitiyor ömrü.

hic dusunme primera al hocam.

maalesef öğrencilerin biraz hocasından korkması gerektiğini düşünüyorum.insan olarak ne kadar çok rahat bırakılırsak o kadar sözümüzü dinletemiyoruz.geçen hafta daha bi liseli hocası dersteyken kalkmış dans ediyordu.

bence tecrübeli hocanızın dediği doğru.birini haşlarsanız en azından dersinizi rahatça anlatırsınız.

bir öğrenci olarak, asla diğer öğrencilerin önünde birini rencide etmemenizi öneririm.
saygı duymazsanız onlar da size duymaz. ayrıca çocuğun o dersi ve sizi sevmemesini sağlamış olursunuz.
yaşları küçük, daha ne istediklerini bilmiyorlar. belki de biraz matematikten değil de gelecek hayatlarından, bilginin öneminden vs bahsedebilirsiniz. yapıcı olun kırıcı değil. başarılar.

Düz lise mezunuyum, lise 1'deki sınıfım çok kalabalık, çoğu ders dinlemez ve haylaz öğrencilerden oluşuyordu.

Ne kadar yumuşak davranırsanız, alttan alırsanız sizi umursamayacaklar. Bir yerden sonra saygınızı kaybedersiniz. Üzülen, yıpranan siz olursunuz.

Sınıfta gürültü oluştuğunda, öğrenciler sizi dinlememeye başladığında tepki göstermek için sabrınızın tükenmesini beklemeyin. Tek bir öğrenciye tepki göstermek yerine sınıfın geneline "kes sesini", "dinle burayı" diye bağırmak daha iyi olabilir.

Bir de öğrencilerle sohbet edebilirsiniz. Nereliler, ne olmak istiyorlar gibi şeyler sorabilirsiniz. En azından dersinize zorunlulukla bulunmaktansa karşılarında konuşabilecekleri bir öğretmen olursa daha iyi olur.

Derse katılımı arttırmak için de sınıf listesindeki herkesin ismini küçük kağıtlara yazıp, tahtaya soru yazınca bu kağıtlardan çekiliş yapın. İsimleri gelene kadar gerim gerilsinler. Siz de öğrencileri tanımış olursunuz. Bu isim yazma işini de derse gidice, sınıfta gözlerinin önünde yapın. Hatta ön sıralardan iki öğrenciye yaptırın.

Çok sıkıntı yaratan öğrencilerin yerini değiştirin.

'Deneyimli' öğretmenin dediğini yapmanızı tavsiye etmem. Ne gereği var bir öğrenciyi, bir çocuğu sınıfın ortasında küçük düşürmeye? Bu taktikler çok yanlış. Çok yıpratıcı öğrenci için. Tüm öğrenciler size karşı ön yargılı olacak bu sefer.

Sınıf içersinde tahtaya soru yazıp, en hızlı kim çözerse ona çikolata alabilirsiniz. Hatta bütçenizi aşmaması için çikolatayı marketten alıp, atın çantanıza sınıfta verirsiniz.

Ödev veriyorsanız. Arada ödev verin. İlkinde kontrol edin. İkinci ve üçüncü de kontrol etmeyip, dördüncü de kontrol edin.

Eğlenceli anılarınız varsa ya kendinizin anısı gibi ya da başkasının anısı gibi anlatın. Hatta anı uydurun kimse anlamaz uydurduğunuzu.

buraya öğrenmeye gelmeyenler sınıftan çıksın denebilir mesela. öğrenmek isteyene de mani oluyorlar sonuçta.
kaybedeceği bir şey de olmaz çünkü zaten katılım göstermiyor.
o dersin önemini anlamadığı sürece gürültü yapacak. bırakın haylazlık etmek isteyenler bahçeye çıksın. sınavda sıfır alınca aklı başına gelir belki.

@neira: o dediğinize izin var mı, bilemiyorum. belki bir defa yollayabilirim ama sürekli sınıftan çıkaramam sanırım. bir de bu tarz hareketler çocuğu daha arsız, vuerdumduymaz hale getirir, daha büyük bir mukavemet gösterir diye korkuyorum.

hemen o işi yavaşça elinden bırak. hem kendine hem de sisteme zarar veriyosun. ücretli öğretmenlik iş değil. git adam akıllı bi özel okula gir. her yerde aynı sıkıntıyı çekiceksinama en azından eline adam akıllı bi maaş geçicek. tatillere sanki sen karar vermişsin gibi senin maaşından kesmiycekler. ben formasyon alırken hocam dili sürçtüğü için bile özür dileyen bi kibarlık budalasıydı . sınıf ortamında kibarlık sökmüyor. biraz eli maşalı olucaksın. ama aynı zamanda çocuğa sevgi de göstericeksin, tatlı-sert olucaksın. bu ayarı ben debriyaj-gaz ayarına benzetıyorum. ve bu ayara, bi ortaokulda gelebilirsin. ihtiyaç duyuyosan (ki özel okulların ihtiyacı vardır asıl mat branşına) ortaokullarda ÜCRETLİ yap. zaten maksimum 1 yıl çalışacaksın. ortaokullarda kendini sınıf yönetimi konusunda geliştirirsin hocam. ben şimdi 5 6 7lere giriyorum ve 5leri seviyorum en çok. üzsen bile karşı tarafı gönlünü almak öyle basit ki. bi çikolataya, şekere bakıyo iş çocuk zaten seninle barışmaya dünden razı. belki bi öğrt olarak ortaokullu-liseli ayrımı yapmak etik diil ama ben 30uma gelmeden liseye geçmeyi düşünmüyorum açıkçası. ülkedeki fen lisesi öğrencileri yüzde kaç ki? onlar da benim peşimden koşmuyodu zaten. öyleyse liselere paydos. mini mini 5ler dururken kim çeker ergenlerin terbiyesizliklerini? sen beni dinle, gel özel bi ortaokula geç. valla kafan rahat eder hocam.

@shiningkid: bu sene kpss ye de hazırlanıyorum. özel okulda çalışırsam sınava çalışmaya vaktim kalmayacak. hem ücretli öğretmenlikten 1800 - 1900 TL maaş alıyorum. ders bazında düşünürsek özel okullardan daha çok ödeme yapıyorlar. üstelik özel okullarda bu tip disiplin sorunlarında kafana göre esip gürleyemiyorsun, öğrenciyle iyi geçinmek, velinin gönlünü yapmak zorundasın. daha önce özel okullarda çalıştım, hatta ortaokulda da çalıştım. özel okulda ortaokul derslerine girmenin devlet lisesinde derse girmekten çok büyük bir farkı yok. üstelik ben ilköğretim değil lise öğretmeniyim, kendimi bu alanda yetiştirmem lazım.

+ sisteme çok büyük zarar verdiğimi de düşünmüyorum. kadrolu öğretmenler derse nasıl hazırlanıyorsa öyle hazırlanıyorum, dersi nasıl anlatıyorlarsa öyle anlatıyorum. onlardan daha az çalışmıyorum ya da elimin tersiyle iş yapmıyorum. bana "derslerde bu kadar çok örnek çözmenize gerek yok hocam, her tanımın altına bir soru çöz geç" diyenler aynı atanmış öğretmenler. bu eleştirinizi kabul edemem.

Ücretli öğretmenliğin sisteme nasıl zarar verdiğini araştırıp bulun. O zaman ne yapmanız gerektiğini bulursunuz.

öğrencileri dersten çıkarmak ya da atmak gibi bir yetkimiz yok hocam. o çocuk sınıfta tutulacak. ben dersi dinlemeyenler gürültü yapmamak kaydıyla istediğini yapabilir diyorum bu tarz sınıflarda. gürültü yapan ya da sıkıntılı bir durum oluşturan olursa da haşlıyorum biraz. bir de öğrencilerle sürekli sohbet ederim, sıkıntılarını dinlerim, espri yaparım, onlarla birlikte spor yaparım, eğer anlattıkları bir şey olursa üstünden zaman geçtikten sonra ''ne oldu o iş?'' derim. bu onları değerli hissettiriyor ve sizi üzmemek için ellerinden geleni yapıyorlar. belki ders dinlemiyor ama sınıfın huzurunu da bozmuyor.bazı tipler ise kötüden anlar sadece onlara da mecbur kötü oluyorsun. herkesten başarı bekleyemeyiz eğitimin ne kadarından faydalanabilirse o kadarından faydalanmasını sağlayabiliriz sadece.

@ykyt: ataması bekleyen öğretmenlerin yerine fahiş fiyatlara çalıştırıldığımızı, sigortamızın yarım gün yattığını, herhangi bir iş güvencemiz olmadığını ve dönem içinde üç öğretmen değiştiren öğrencilerin yaşadığı kopukluğu mu söylüyorsun? farkındayım. yine de özel okulda çalışmam. vehameti sen düşün.

Bilen bilmeyen herkes size ve sisteme sallamış. Bagirin falan demişler :D

Hocam öğrencilerle taşak muhabbeti yap derste. Kupon muhabbeti yap. Karı kız muhabbeti yap. Sınıfın ortalık karıştırıcısı sivri çocuğu vardır sınıfı yönetir onu yakala genelde onunla yap. Teneffüslerde de yap. Samimi ol. Çocuklar o samimiyeti görürse samimi olur. Bu samimilik sınır içermeli. Sınırlarını sert koy. Bağırarak birilerini 5 dakika susturursun sana yazık olur. Derste olabildigince etkileşim. Zor biliyorum, sıkılıyorsunuz, ben de zorlanirdim gibi. Üniversite hayatından bahsedin. Çocuk atıyorum urlaliysa Urla muhabbeti yapın. Çocuğa Urla deyin gerekirse. Laf atın, laf sokun. Her zaman nutuk çekerseniz kimse size saygı göstermez. Okulun hem ders anlamında hem kafa anlamında sevilen kişisi olun. Arada çocuklarla yanyanayken küfür edin. Yapin bunları. Siz onlardan uzaklaştıkça onlar sizi hiç dinlemeyecek çünkü.

Kolej konusunda %100 haklısınız bilip bilmeyen herkes sallamış burda. Bakmayın insanlara. Şartları sadece yaşayan bilir. Esekten düşenin halini esekten düşen anlar.

Bu çocukların dikkatib

Sigara içiyorsanız sigara sorun. Ders çıkışında için gerekirse. Ama sınır koyarak. Siz deger vermezseniz saygı gostermezseniz o da göstermez. LoL muhabbeti yapın, csgo, YouTube, pubg. Çocukların damarından girin

@hey corc:öğretmene karşı yürütülen sistematik zorbalık söz konusu olduğunda her zaman ihtiyatlı, sabırlı davranamayabiliyorsun. Bu yaşadıklarımı başkası yazmış olsa ben de yadırgardım, elbette söylenmesi hoş şeyler değil. Karşılıklı kılıçlar çekildiğinde o cinnet haliyle ağzından çıkıveriyor bunlar. Sonra üzülüyorsun tabii ama durum bu. Sahada iş değişiyor maalesef. Benim de çok hoşuma gitmiyor. Öğrencilerle daha yakın olmak, daha rahat iletişim kurabilmek, dillerinden anlayabilmek isterdim. Zamanla üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum ama şu an gerçekten çok zorlanıyorum bütün bu dengeleri korumakta.

hocam öncelikle hepimizin lise yıllarında sınıfa gelip hiçbir şey yapmadan direkt tahtaya konuyu yazıp havaya anlatıp soru çözen matematik-geometri öğretmenlerimiz olmuştur. bu tiplerden olmadığınızı varsayıyorum çünkü sorunun farkında gibisiniz. ve çözümü deniyorsunuz. bu çok önemli.

mat-geo gibi derslerde öğrenciler genellikle not-sınav kaygısı nedeniyle stres yapıyorlar ve bununla başa çıkmakta zorlanınca dersi dinlememe-sabote etme gibi davranışlara kayabiliyorlar.
nacizane tavsiyem elbette tüm öğrenciler için aynı ölçütte tepki olmayabilir ama sınav notlarına +5/+10 gibi eklemeler yapabileceğiniz uygulamalar yapın. ve atıyorum tahtaya bir soru yazdınız çok zor olmasına gerek yok bu arada amaç motivasyonu artırmak ve ilgiyi diri tutmak olmalı. ve öğrencilere söyleyin ki yanlış yapmakta korkmayın yanlış yapabilirsiniz sadece deneyin. derse katılın. böyle böyle o artı puanları almak isteyen sırf bu sebeple bile olsa tahtaya gelecek öğrenciler olacaktır. yalnızca burda önemli olan kısım öğrencilerin tahtaya soruyu çözmeye çıkmalarını engelleyecek durumlardan kaçının. onları topluluk içinde azarlamayın, dalga geçmeyin.
atıyorum gelecek ders o gün işlediğiniz x konusunda sorular sorucam yapan sınavda artı puan kazanacak diye bir önceki dersten haber verebilirsiniz. ona göre biraz bakın konuya diyebilirsiniz. illaki ilgilenen çıkacaktır.
baktınız kimse çıkmıyor tahtaya o zaman listeden 1'den 40a kadar yoklamadan herhangi bir sayı dersiniz o sıradaki isim kimse buyur gel tahtaya bakalım bi dene dersiniz. yapamayana eksi vermiyorum sadece yapana puan veriyorum da diyebilirsiniz. ve artı puan vermeseniz dahi tahtadaki öğrenciye yol gösterici ipuçlarında bulunabilirsiniz.
bu bahsettiğim uygulamalar dersle öğrenci arasındaki mesafeyi kapatan uygulamalardan birisi.
kolaygelsin.

Yeni başlamış olmak bir sorun yaratmaz, pozisyona uygunsanız tam tersi, daha uzun süre asistan olmanız hocaların işine gelir genelde. Fakat eğitim aldığınız kurumun farklı şehirde olması sorun olabilir, git-gel yapmanızı isteyebilirler, yorucu olur..

Devlette yükseği yaptığınız şehirde araştırma görevlisi olabiliyorsunuz. Başka şehirde değil diye hatırlıyorum . Yönetmeliğe bir bakın

Farklı bir şehirde araştırma görevlisi kadrosuna kabul edildiğin taktirde eğer ki kadrosuna dahil olduğun üniversite kabul ederse orada yüksek lisansına devam edebiliyorsun, genelde sıfırdan başlatıyorlar ancak bu gözünü korkutmasın sonuçta bir meslek edinmiş olacaksın.

Hemen başvur, bekleme. Farklı şehirde olursa hocaların sana karşı bir önyargısı olabilir çünkü sürekli okulda olman bekleniyor. Mesela boğaziçi'nde böyle bir çocuk vardı, sakarya üniversitesi'nden gidip geliyordu. Sonra tez savunmasında bıraktılar.