Giriş
(7)

Gunluk sigara parasini nereye atalim

celebi efendi
Sigarayi birakmak icin motovasyon olsun. Biriktirmek istiyorum. Ama oyle kumbara ya da rl vadesiz hesapta degil. Altin doviz alsan vergi kesiyor. Oyle bir sey olsun ki 20-100 tl arasi para ile alim yapabilelim. Hem de kurus kurus da olsa degerlensin. Ileride ortaya goze carpan bir para cikarsa birik
Sigarayi birakmak icin motovasyon olsun. Biriktirmek istiyorum. Ama oyle kumbara ya da rl vadesiz hesapta degil. Altin doviz alsan vergi kesiyor.

Oyle bir sey olsun ki 20-100 tl arasi para ile alim yapabilelim. Hem de kurus kurus da olsa degerlensin. Ileride ortaya goze carpan bir para cikarsa birikim yapmaya heveslendirsin.
0
celebi efendi
(04.02.22)
İş bankasından bir yatırım hesabı aç. Parayı yatırdığında hemen o günkü fiyattan kaç lot oluyorsa o kadarlık bir temettü hissesi al.
Hayatın boyunca hiç elleşmezsen, emekli olduğunda emekli maaşına yakın ikinci bir temettü maaşın olur.

Mesela yarın 1 Lot ENKAI alabilirsin. 1 Paket sigara parası eder mi, şu anki fiyatı 14 lira 98 kuruş.
0
Mirket
(04.02.22)
Tam beklentinizi karşılamasa da kripto hesap açıp sadece usdt alın
Dolar arttıkça o da değerlenir
0
photo85
(04.02.22)
Biz bir yıllık biriktirip o parayla Çanakkale'den küçğk bir arsa aldık.
Sigaraya hergün verirken göze görünmeyen para birikince epey oldu.
Yöntem de şu atıyorum hergün iki paket sigara parasıyla döviz almak.
0
kirmizipilotkalem
(04.02.22)
İşbankasından yatırım fonu aç.
Hergün 5 adet civarı iş portföy elektrikli araçlar karma fon al.
0
mg3929
(04.02.22)
bir suru bankada gunluk vadeli hesaplar var. her gun vadesiz hesabindan gunluk vadeliye istedigin miktar para aktarabilirsin. hatta enpara uygulamasinda ana sayfada mesela "bas biriktir" diye bir opsiyon var, bastiginda istedigin hesaptan istedigin vadeli hesabina onceden belirledigin miktari atiyor. her gece faiz isliyor vs.
0
robokot
(04.02.22)
Yatırım değilde bir şeyler alıp onu öde.
Mesela taksitle bir bilgisayar alıp sigaraya vermeyecegin parayla ödemeleri yap.
0
etna
(04.02.22)
Temettü veren bilindik, sağlam hisselerden topla. Topla, unut. Her yıl gelen temettulerle tekrar hisse topla. Bunu yıllarca devam ettir.
0
wilhelmwasmuss
(05.02.22)
(3)

Kullanılmayan kıyafetlerimi nereye bağışlayabilirim?

utungan
Kullanmadığım kıyafetlerimi ayırdım. Bunların ihtiyaç sahiplerine ulaşması beni memnun eder. Bunu en kolay nasıl yapabilirim?
Kullanmadığım kıyafetlerimi ayırdım. Bunların ihtiyaç sahiplerine ulaşması beni memnun eder. Bunu en kolay nasıl yapabilirim?
0
utungan
(05.01.22)
bulundugunuz ildeki kadın derneklerine ulasin, onlar yönlendirirler sizi. mesela bir tanesi su,

www.kadindayanismavakfi.org.tr

yasadiginiz yerdeki kadin dayanisma dernegine ulasabilrsiniz.
0
spivak
(05.01.22)
bazı illerde konteyner şeklinde kıyafet kumbaraları koyuyor belediye, yaşadığınız yerde var mı bilmiyorum.
0
mustafakesekci
(05.01.22)
Isim dolayısıyla belediyenin sosyal hizmetler muduru ile görüşmüştüm.j
Kıyafet kumbaralarina koymayın, onlar genellikle kumaş kesime gidiyormuş. Buradaki belediyenin söylediği bu şekilde. Onun yerine bizzat belediyeye müracaat edin, çok küçük bir yerde değilseniz illa bu işlere bakan bir hizmet birimi vardır. Ben aramıştım evdeki bazı mobilyaları ve kıyafetleri alıp götürdüler. Belediyenin sevgi evi var, orada kullanacaklarmis.
0
wilhelmwasmuss
(05.01.22)
(18)

araba sürmeyi manuelde mi öğreneyim otomatikte mi?

buenosdias
ders almayı düşünüyorum da. hangisini seçsem bilemedim. normalde otomatik derdim. ama atıyorum bi yerde eski püskü manuel araba kullanmak zorunda kaldım. otomatiğe alıştığım için süremezsem dezavantaj olacak.
ders almayı düşünüyorum da. hangisini seçsem bilemedim. normalde otomatik derdim. ama atıyorum bi yerde eski püskü manuel araba kullanmak zorunda kaldım. otomatiğe alıştığım için süremezsem dezavantaj olacak.
0
buenosdias
(07.10.21)
Manuel öğrenirsen avantajı olur. Atıyorum şirket aracı kullanmak durumunda kalırsın ve manueldir. Manuel kullanmayı bilen biri otomatikte hiç zorlanmaz. Tersine ise alışması çok zor olur.
0
himmet dayi
(07.10.21)
Tabiki manuel vites.
Otomatik olan bastın mı gidiyo zaten
0
etna
(07.10.21)
beklentinize, yaşamınıza göre değişir. ben de kursa yeni yazıldım, otomatik ehliyet alacağım. şirket arabası kullanmak gibi bir durum yok, büyük şehirdeyiz, arabamız otomatik. hızlıca da öğrenmem lazım. manuel ile uğraşmamı gerektirecek bir durum yok yani. kendinize göre değerlendirip karar vermelisiniz.
0
gmzo
(07.10.21)
Manuelde hata yaparsan en fazla stop eder kalir, otomatikte baslayinca frenle gazi karistirdi dukkana daldi oluyor.

Acemilik bence hep manuel olmali.
0
divit
(07.10.21)
otomatik ehliyet ile manuel araba kullanamazsınız zaten, yasak. tabi yakalanmadığınız sürece. otomatik ehliyeti manuele çevirmek için de yeniden ders alıp sınava girmeniz gerekiyor.

ayrıca yasal kısmı önemli değil diyorsanız bile manuel alırsanız otomatiği kendi çabanızla hemen öğrenirsiniz. ama otomatik alırsanız manuel öğrenmek için illaki ders almanız, çabalamanız gerekecek.
0
elorelia
(07.10.21)
otomatikte öğren. düz araba mı kaldı? 3. sınıf şirketler hariç hepsi otomatik vites araç veriyor zaten. %1'lik bir ihtimal için araba öğrenme işini işkenceye çevirme. muhtemelen hayatın boyuncamanuel araba kullanmak "zorunda" kalmazsın merak etme.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(07.10.21)
Zorunda kalmaktan kastınız nedir bilmiyorum, ama bu zamana kadar ehliyetiniz yoktu mesela? Aynı durumda "ehliyetim yok" demek yerine "otomatik vites ehliyetim var" diyebilirsiniz. Eğer tüm ihtimalleri dahil edecekseniz, evet manuel ehliyet tek seçenek.

Diğer taraftan, eğer kendi aracınız olmayacaksa ve farklı şirketlerle çalışıyorsanız, evet o zaman nihayetinde manuel bir araç tek seçeneğiniz olabilir.

Kısaca eğer kendi otomatik aracınız olacaksa otomatik alın bence, zaten adım adım manuel araçlar "zevk meselesi" olmaya başlıyor. Günlük kullanım için otomatik araçlar yaygınlaşıyor. Ama yok farklı farklı şirket araçlarıyla çok işiniz olacaksa manuel öğrenmeniz daha iyi şu dönemde.
0
akhenaten
(07.10.21)
otomatikte öğren manuel aracta kullanma.
0
sizofren06
(07.10.21)
manuelde tabii ki. bi insan niye sadece otomatik araba kullanmayı öğrenir hiç anlamıyorum. acil bir durumda kullanacağınız tek araba manuel olursa ne olacak? ya da şirket ehliyetiniz var mı dediğinde "var ama manuel kullanamam" mı diyeceksiniz?

ayrıca gayet etraf manuel araba dolu. sanki tedavülden kaldırılmış gibi yorumlar çok garip.
0
bohr atom modeli
(07.10.21)
Ben de manuel diyorum. Zaten otomatigi surebiliyorsun.
0
Pufpuf
(07.10.21)
Dünyanın binbir türlü hali var. Aracın bozulur acil birinden emanet alman gerekir, kiralaman gerekir, gece çocuk hastalanır araban serviste olur taksi bulamaz komşudan araba alman gerekir, şirkette bir durum olur sadece manuel araba vardır... belki teki bile başına gelmez ama binlerce ihtimal var. Ehliyet kursundan sonra hiç manuel araba kullanmadım bende ama ben olsam manuel ehliyeti alırım öyle aşırı zor efor sarfedeceğin bir olayı yok.
0
cilekli pasta
(07.10.21)
Manuelde öğrenmek daha iyi. Gaz fren karıştıranların iddia ediyorum tamamı uzun süre manuel kullanmamış, verseler manuel kullanamayacak olan sürücülerdir.
0
bana kedicik derdi
(07.10.21)
manuel, manuel, manuel.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(07.10.21)
arkadalsar herkese tesekkurler. durumumu soyle ozetliyim. 10 yildir ehliyetim var. ama sadece ehliyet alirken kullandim. sonra kullanmayi unuttum. sanirim o donem ehliyetler manuel veya otomatik ayrilmiyordu. o yuzden yasal sikinti yok sanirim. pekiyi bir sorum olacak. baslangicinda kendime manuel eziyeti cektirmektense, kolayca otomatik ogrensem. sonra vakit bulunca manuel'e donsem? niye soruyorum cunku bana gore asil olay vites degil, yol, direksiyon hakimiyeti, ozguven falan. bunlari otomatikte kazandigim zaman manuel'de tek is vites ve debriyaj hakimiyeti olacak. diger turlu hem yol hem direksiyon hem vites hem debriyaj hakimiyeti hepsini bir arada baslangicta ogrenmek zorunda kalacagim. haksiz miyim?
0
🌸buenosdias
(07.10.21)
Ben olsam hiç manuel'le uğraşmazdım. Hala manuel araba üretiliyor olmasına bile şaşırıyorum.
0
pispinti
(07.10.21)
Manuel araba kullanmayı öğrenme isini niye bu kadar abartıyor insanlar, dünyada anlamadığım gizemlerden birisi gerçekten.

Otomatik aracta neyi öğreneceksiniz ki? Yani alay veya küçümseme amaçlı sormuyorum, gaza basıyorsun gidiyor, frene basıyorsun duruyor işte.
0
wilhelmwasmuss
(07.10.21)
Ehliyet zaten varsa ve işle ilgili araç durumu falan yoksa otomatik öğren geç. Acil durumda kullanabilecek kadar manuel biliyorsundur ehliyet aldığına göre (stop ettirmeyip yokuşta kaçırmayacak kadar)

Otomatikte öğrenecek ne var diyenler ilk araba kullandıkları zamanları unutmuşlar veya zaten çok iyilermiş. Aracın boyutunu algılayıp sıkışık yerlerden sürtmeden geçebilmek, 3D düşünüp park edebilmek veya örneğin daha uzun araçla dönüşleri nasıl yapacağını kestirebilmek gibi şeyler otomatikte de alışmadığınız sürece başınıza dert olabilir. Arabanın üç boyutlu yapısını ve hareketini algılayıp sonra diğer araçlarla uyumlu olmak yani. Mesela İstanbul'da sinyal vermeden önüne kıranlar, takip mesafesi bırakınca önünü dolduranlar var alışman gerekiyor. Şerit değiştirmek için bazen başkasının önüne burnunu kırman gerekiyor vs. bunlar gayet otomatik ile de çalışılabilecek öğrenilecek şeyler.
0
nhk ni youkosu
(07.10.21)
Kadinsaniz otomatik, erkekseniz manuel kullanmayı öğrenin.
0
Kirmizibavul
(08.10.21)
(11)

Öğretmen için ideal şehir neresi olur

bir fincan kahve ile film izlemek
Selamlar Atama tercihi yapacağım. Kendi branşımda kontenjanın üçte biri İstanbul'a verilmiş ve maalesef İstanbul'un kiraları malum. Gidip de öğretmen maaşıyla aç kalmak var. Diğer seçenekler de g. doğu ve doğu Anadolu ağırlıklı. Herhangi bir küçük şehri yazmaktan yana ve soğuktan çekincem yok bu ara
Selamlar
Atama tercihi yapacağım. Kendi branşımda kontenjanın üçte biri İstanbul'a verilmiş ve maalesef İstanbul'un kiraları malum. Gidip de öğretmen maaşıyla aç kalmak var. Diğer seçenekler de g. doğu ve doğu Anadolu ağırlıklı. Herhangi bir küçük şehri yazmaktan yana ve soğuktan çekincem yok bu arada, soğuk iklim de severim vs. Her yeri yazarım modundayım.

İstanbul'da açılan ilçeler: adalar, Bakırköy, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Eyüpsultan, fatih, Gaziosmanpaşa, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Sarıyer, Silivri, şile, Ümraniye, Üsküdar, Zeytinburnu, Bayrampaşa, avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Güngören, Maltepe, sultanbeyli, tuzla, esenler, Ataşehir, Arnavutköy, başakşehir, Beylikdüzü, Çekmeköy, Esenyurt, Sancaktepe, Sultangazi

Diğer düşündüğüm yerler:
Ağrı (merkez, Doğubeyazıt)
Ardahan (merkez, çıldır)
Diyarbakır (Kayapınar, yenişehir, sur)
Erzurum (Palandöken, Yakutiye, Aziziye)
Akdeniz'den sadece Hatay (Antakya, dörtyol, İskenderun, Samandağ, kırıkhan, defne)
Kars (Merkez, Arpaçay, Kağızman)
Van (Gevaş, Muradiye, Edremit, Tuşba)

Gördüğünüz gibi durum bu. Dengeli bir dağılım yok kontenjanda, İstanbul epey fazla. Üç kez gittim İstanbul'a, evet çok güzel şehir fakat büyük şehirin kaosuna girmek sanki macera olur gibi geliyor, ben de küçük bir şehirde büyüdüğüm için İstanbul'da yapabilir miyim emin değilim. Evet kültürel etkinliklere erişim cazip fakat zaten ona gelene kadar para kalmaz gibi. Kira fiyatlarını ise zaten hiç bilmiyorum, bu ilçeler için yorumu size bırakıyorum.

Diğer seçeneklerden de özellikle Kars merkez ve Hatay için bilgi sahibi olan varsa çok sevinirim.
Teşekkürler
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(29.08.21)
Hocam branşınız nedir bilmiyorum ama Hatay’da genelde iskenderun ve Antakya merkez yüksek puanlarla atama alıyor. Kiralar İskenderun’da 1000 civarı seyrediyor, diğer yerlerdeki kiraları bilemiyorum.
0
rectoa
(30.08.21)
Van’ın Edremit ilçesi çok güzel biz kahvaltıya gitmiştik sahil çok hoştu. Merkezde çarşı İstanbul’u aratmıyor. Ben bir mühendis olarak maaşın nerdeyse yarıya inmesini kabul edip formasyon alıp kpss mi çalışsam diye düşünmüştüm o denli. Devlet memuru arkadaşlarım var isterseniz etkinlik hesabı olarak açtıkları instagramlarını paylaşırım sizinle fikir alışverişi için.
0
cilekli pasta
(30.08.21)
Tabii ki erzurum, merkez ilçeleri açılmış.

Yazmaman gereken yer Doğubayazıt. Orada 3 yıldır çalışan arkadaşım var. Ki bu çocuk öyle adaptasyon problemi olan, sunu beğenmem, bu olmazsa yaşayamam diyecek huylu biri de degil. Hala alışamadı gun sayıyor gitmek için. Anlattıklarından anladığım, yerel halki zihniyet olarak orta çağda yaşıyor.
0
wilhelmwasmuss
(30.08.21)
Uygun ev bulunabilirse adalarda Bi okulda öğretmenlik çok güzel olmaz mı yaa? Özellikle yazın çok kalabalık ama kışın aynı yoğunluk olmuyor adalarda. Tabi adada yaşama fikri size uyuyorsa ve eski Bi evde oturmaya razıysanız. Yoksa yapanlar var ama bence İstanbul’dan vapurla gidip gelmek çok yorucu
0
euteamo
(30.08.21)
Adalarda oturamazsın muhtemelen maaş yetmez.

Şu anki durum nedir bilmiyorum ama 5 6 sene önceye kadar büyükçekmece, Silivri kiraları baya düşüktü. İstanbul kaosundan da uzak yerler. Hala öyleyse denenebilir.

İskenderun müthiş yer bu arada. Askerde acemi birliğim İskenderundu 2 gün önceden gidip gezmiştim epey normalde ağzıma sürmem günde 3 künefe yedim 2 gün boyunca :D
0
materyalist imam
(30.08.21)
@rectoa özel eğitim branş
@wilhelmwasmuss teşekkürler
@euteamo maalesef o maaşla (6-6.5k) adalar'da tutunabilmem imkansız ya:(
@materyalist imam; evet çok duyuyorum bu tarz yorumlar, Hatay üst sıralarda yer alacak teşekkürler
0
🌸bir fincan kahve ile film izlemek
(30.08.21)
Ya aslinda Beykoz falan kaostan uzak, cok yasanabilir yerler ya... Benim cok ogretmen arkadasim var orada, kirada rahatlar.

İstanbul'u direkt kafadan elemeyin bence.
0
invictae
(30.08.21)
Arpaçay Kars'ın uzak ilçelerin sınır ilçesi. Kağızman'ı önermem fazla gelişmiş değil.
Kars merkez daha mantıklı Kars'ta havalimanı var, canın sıkılırsa kaçarsın Memleketine.

Erzurum yazacaksan merkeze yakın yerleri tercih et. okula geliş gidiş yapması zor olur.

Erzurum ve Kars'ta parayı yakıta ve uçağa verirsin öğretmen ortamı ortalama.

Van ilçeleri gelişmiş. Servisleri falan var okula geliş pek sıkıntı olmaz gibi. Van öğretmen ortamı iyi diye duydum ama okuldan okula değişebilir.

Hatay'da suriyelilerden dolayı sınıflar kalabalıkmış ama özel öğretim öğretmeni olduğun için sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.

Kars, Erzurum'da sosyal hayat pek yok, öğretmen arkadaşlarınla takılırsın.

Van ve hatay sosyal ortam iyi.

Tercih sana kalmış.
0
komando kani var bende
(30.08.21)
Kars'ta bir hafta kadar kaldım. Merkezde hiçbir şey yok. En fazla 1 saatte dolaşırsınız. Arpaçay ve Kağızman daha dış ilçeler. Hava çok soğuk olur. Kar uzun süre kalkmaz. Van'a gitmedim ama Van büyükşehir belediyesi. Merkezi daha gelişmiş diye biliyorum. Diyarbakır'a Doğu'nun Paris'i diyorlar. Hatay ve Diyarbakır'ın daha gelişmiş olması mümkün. Erzurum da soğuk olur. Ben her şeye rağmen İstanbul'a giderdim ama diğerleri olacaksa Hatay ya da Diyarbakır olabilirdi sırasıyla.
0
dissendium
(30.08.21)
adalar pahalı evet ama aramaya inanmak lazım ve önceliklerin ne? bir kaç yıl önce yakın arkadaşım 500 TLye oturuyordu heybelide. ev çok küçük ve eskiydi ama o yaklaşık 2 yıl yaşadı orda, evlendiği için çıkmak zorunda kaldı. tabi böyle evleri emlakçıdan da değil de gidip gezerek bulabilirsin. benim arkadaşım çalıştığı iş yerinde adada oturan birinden duyup o evi tutmuştu.
0
euteamo
(06.09.21)
hatay ya da cok seviyorsan istanbulun sakin bir ilcesi mesela beylikduzu
0
bay b
(06.09.21)
(10)

Öğretmenler seminere başka şehirde gidemiyor mu

buffy de vampir sayılır
Sb teşekkürler
Sb teşekkürler
0
buffy de vampir sayılır
(26.08.21)
Gideceği okula dilekçe ile başvurması gerekiyor diye biliyorum
0
coca cola
(26.08.21)
Bir kısmını bir şehirde devamını görevli olduğu şehirde gidebilir mi? Pandemiden dolayı bir şeyler değişti mi
0
🌸buffy de vampir sayılır
(26.08.21)
Zaten seminer 1 hafta. Eskisi gibi iki hafta olup; bir haftası farklı bir ilde diğeri burada gibi bir durum söz konusu yok. Seminerleri başka ilde alabilmek ile ilgili yazı / karar çıkıyor, ondan sonra dilekçe ile başvuruyorsunuz. Ben bu dönemki seminer için böyle bir yazıya denk gelmedim, yazı gelmediği için de muhtemelen herkes kendi çalıştığı okulda yüzyüze gerçekleştirecek. Yine de idarenize sorup teyit edin.
0
kucukne
(26.08.21)
gidemiyor.
0
wilhelmwasmuss
(27.08.21)
Peki rapor alınabiliyor mu? Kendim için sormuyorum bu arada, öğretmen değilim. Bir arkadaşıma yardımcı olmaya çalışıyorum
0
🌸buffy de vampir sayılır
(27.08.21)
Rapor alabilir.
0
jamiro
(27.08.21)
Başka şehirde gidemiyorsunuz 4 gün olduğu için. Rapor alınabilir acil vs. diye ayrımı yoktur sağlık raporunun. Sadece okul idaresi isterse hakem hastanesine gönderip raporu oradan talep edebilir.

Meb çalışanıyım.
0
synax
(27.08.21)
31 ağustosta alınabilir mi peki rapor? Bir gün önceden almak şart mi
0
🌸buffy de vampir sayılır
(27.08.21)
Bir de sözleşmeli henüz, kadroya geçmedi daha
0
🌸buffy de vampir sayılır
(27.08.21)
31 Ağustos tarihi itibari ile alabilir 4 günlük. Sözleşmeli olması ''hasta'' olmasına engel değil lakin kurum müdürünün sonrası için tavrı da önemli. Acısını çıkaran da olur, üzerinde durmayanda.
0
synax
(27.08.21)
(7)

Evde bu sarı ömerden dolanıyor

cosmicgadin
Dağ başında yaşıyorum. Koca kafalı akrep gibi Bi örümcek. Ne hakla bilmiyorum ama ikidir eve giriyor. Öldürmek istemedim. Üstüne bardak kapattım. Alamıyorum da zıplar diye. Hızlı yürüyorlar mı? Bir de başıma Bi iş getirmesin bu? Acıyıp acınacak hale düşmeyelim.
Dağ başında yaşıyorum. Koca kafalı akrep gibi Bi örümcek. Ne hakla bilmiyorum ama ikidir eve giriyor. Öldürmek istemedim. Üstüne bardak kapattım. Alamıyorum da zıplar diye. Hızlı yürüyorlar mı? Bir de başıma Bi iş getirmesin bu? Acıyıp acınacak hale düşmeyelim.
0
cosmicgadin
(26.08.21)
gebertir seni dikkat et çok tehlikelidir.
0
sizofren06
(26.08.21)
Oldukça tehlikelidir. Hakkari'de az çekmedim o totoşlardan. Hızlı hareket eder, yüksek zıplar. Tavsiyem eve kedi veya köpek almanız. O icabına bakar.
0
lappuntamento
(26.08.21)
Büyük örümcekler çok tehlikeli.
Bardağı kaldırmayın.
Böcek ilacınız varsa bardağın yanını azıcık kaldırıp sıkın ve kapatın. Bu işlemi tekrarlayın. Aman kaçmasın.
Kapıyı pencereyi açık bırakmayın.
0
pro9it9is9
(26.08.21)
İlk defa duydum. O neymiş diye baktım, korkunç gerçekten
0
kisa
(26.08.21)
Yazik yaaa :') o da korkmuştur şimdi, yüreği hop hop atıyordur. Gerçi korksalar bile kuğl görünüyorlar eşek sıpaları. Bardağın altına karton gibi bi şey ittirip atsaniz ya dışarı. At kadardır da o şimdi :')

Öldürdüğünü duymadım ama süründürdüğünü duydum.
0
beetlejuice
(26.08.21)
orta anadolu'da bögü/böö vb isimlerle bilinen hayvan bu. öldürmez ama süründürür. hakkari'de askerde bu hayvan hakkında bize brifing vermişlerdi, şöyle hayvandır, böyle yapın, sokarsa hemen revire gelin vs vs.

acımayın, imha edin.

amerikanın ırak ı işgalinde de, abd askerlerine korku salan, illallah ettiren gizemli yaratık, abd askerleri çıldırıp kaçıyor:) falan diye bizim leş gazetelerde meşhur olmuşluğu da vardır. ismini söylemiyorlardı tabii.
0
wilhelmwasmuss
(26.08.21)
öldürmedim. çok gergin bir operasyon sonrası doğaya (esasında bahçeye:) saldım. Umarım istenmediğini anlamıştır.
0
🌸cosmicgadin
(27.08.21)
(4)

ne okuyayım ben?

high hopes of the sozluk
selamlar bu sene yks'ye girdim de tyt'de 374.487 sıradayım ayt sayısalda ise 306.933 sıraya girmişim.şu anda ben yazılımda kendimi geliştirmeye çalışıyorum acaba uzaktan bilgisayar programcılığı veya teknolojisi falan mı okusam? diğer bi yandan da emlak yönetimi falan da duydum ileride emlakçılara l
selamlar bu sene yks'ye girdim de tyt'de 374.487 sıradayım ayt sayısalda ise 306.933 sıraya girmişim.
şu anda ben yazılımda kendimi geliştirmeye çalışıyorum acaba uzaktan bilgisayar programcılığı veya teknolojisi falan mı okusam?
diğer bi yandan da emlak yönetimi falan da duydum ileride emlakçılara lazım olacakmış bu belge oradan üçbeş bişey kazanırız.
burada asıl amaç öğrencilik nimetlerinden yararlanmak ama belki işime de yarar dediğim bi bölüm okumak açıkçası.
tavsiyelere açığım.şimdiden teşekkürler...
0
high hopes of the sozluk
(18.08.21)
Beden eğitim veya antrenörlük okuyabilirsiniz. Aklıma o geldi ilk
0
Hallegadola
(18.08.21)
@Hallegadola neden ki zaten yaşım var benim.zaten kronik bi hastalığım var ve çok enerjik bi insan değilim maalesef.spor ile çok alakam kalmadı maalesef.
0
🌸high hopes of the sozluk
(18.08.21)
ne okuyacağın konusunda tavsiye veremem ama emlak yönetimini belge vereceklermiş diye okumak çok hatalı olur. o belge illa aranacaksa, halk eğitim kursu şeklinde verirler herkese 1 ay içinde belgeyi, okuduğunla kalırsın.
0
wilhelmwasmuss
(19.08.21)
@wilhelmwasmuss doğru diyorsun aslında.kolay yolunu bulurlar bizim ülkede
0
🌸high hopes of the sozluk
(19.08.21)
(25)

araba almak mantıksız mı?

anneboleyn
daha önce araba kullanma tecrübem yok, bu aralar araba almaya niyetlendim. biraz peşinat biriktirip üstüne kredi çekerek almak istiyorum. 2.el 100 bin civarı bir şey almayı düşünüyorum. ama ailem hiç desteklemiyor, alma masrafı çok fazla, hem kredi hem araba masrafına sokma kendini diyor. şu an her
daha önce araba kullanma tecrübem yok, bu aralar araba almaya niyetlendim. biraz peşinat biriktirip üstüne kredi çekerek almak istiyorum. 2.el 100 bin civarı bir şey almayı düşünüyorum. ama ailem hiç desteklemiyor, alma masrafı çok fazla, hem kredi hem araba masrafına sokma kendini diyor. şu an her yere taksiyle gidiyorum(korona nedeniyle) böyle daha uyguna geliyordur araba sırf masraf diyorlar. gerçekten saçma mı sizce? o kadar külfetli bir şey mi?

gelirim 10k, ailemle yaşıyorum, düzenli bir masrafım yok.
0
anneboleyn
(08.08.21)
Araban yokken arabasızlığın nasıl bir şey olduğunu anlamıyorsun. Araba özgürlüktür. Hem maaşın da iyiymiş, çok zorlanacağını sanmam
0
birmilyonunvarmi
(08.08.21)
kredi faizleri çok yüksek. hazır paran olsaydı al derdim.
0
xrated
(08.08.21)
@xrated ben de ondan çekiniyorum. bir yandan tamamını biriktirip alayım desem araba fiyatları uçuyor yetişemiyoruz. şu haliyle de çok balon gerçi ama düşeceğine inanmıyorum piyasanın
0
🌸anneboleyn
(08.08.21)
Araba sahibi olmanın verdiği özgürlükle bir yere taksiyle gitmeyi kıyaslamak çok tuhaf geliyor. Bu araba alma ne gerek var zaten evinin önünden otobüs geçiyor, taksi kullanıyorsun, işe servisle gidiyorsun diyen tipler hiç bitmez.

Bence alın ama 100k'ya iyi araba kalmadı, peşinat varsa 130-140'a çıkarak alın. Parayı da bir şeye bağlamış olursunuz, tr'de araba pek değer kaybetmiyor enflasyona karşı paranın değeri bir şekilde korunmuş oluyor.
0
signore
(08.08.21)
Ben de benzer kararsızlık içindeyim ama ben araba sürmeyi de sevmiyorum. Bu yüzden ehliyet almakla bile uğraşmadım. Sanırım alsam da arabasını kullanacak biri olursa yine başkasının arabasına binmeyi tercih edeceğim.

Sadece kültürel olarak bir zorunluluk gibi, hani hayattaki achievementlerden biri gibi bakılıyor, o yüzden alırım alırsam, bunu da yapmak bana komik geliyor.
0
eksisozlukokuryazari
(08.08.21)
ben çok istiyorum, hiç taksiyle aynı şey gibi gelmiyor ama ailemin fikri bu yönde :( biraz daha para biriktirip bütçeyi yükseltebilirim ama o da çok uzun sürer, fiyatlar da iyice yükselir diye korkuyorum.
0
🌸anneboleyn
(08.08.21)
bence geliriniz gayet yeterli.
araba da bana göre bu devirde gerekli bir şey.
alınabiliyorsa hemen alınmalı çünkü fiyatlar düşmeyecek.
bu ay alsanız, üç ay sonra kârdasınız gibi bir durum var.
taksiler de çılgın gibi pahalandı zaten, yani karşılaştırınca araba daha uygun.

diğer yandan, o masrafa girme, bu masrafa girme diye diye bu sefer bir şey sahibi olamazsınız.
asıl hazır ailenizin yanındayken alın alacaksanız, daha rahat edersiniz.

kendi kazandığınız parayla, kendi süreceğiniz bir arabayı alırken ailenizin desteğine ihtiyacınız yok.
siz istiyor musunuz istemiyor musunuz ona karar verin.
0
blatta hiberna
(08.08.21)
Vergilerin, yakıt fiyatlarının ve kredi faizlerinin bu kadar yüksek olduğu bir ülkede finansal açıdan mantıklı değil.

Özellikle İstanbul trafiğinde araç kullanmak mental açıdan mantıklı değil.

Ailem şehir dışında ev arayacakları için kiralık araba ile uğraşmak yerine benzer bütçeyle bir araba aldı. O fiyatlara satılan arabalar resmen saçmasapan ve noteri, kaskosu, vergisi, otoparkı derken bir sürü masrafı çıktı.

Sizin lehinize işleyen tek şey fiyatların yakın zamanda düşmeyecek olması. Eğer öyle veya böyle lazım olacak diyorsanız, rejim yeni bir kredi balonuyla çıkmadığı sürece ne kadar erken alırsanız finansal yükü o kadar az olur.
0
bruce mclaren
(08.08.21)
@Cesario detaylı bilgi için çok teşekkür ederim. ben de otomatik düşünüyorum ama haliyle çok eski araçlar var bu bütçeye, ne yapsam bilemiyorum.
0
🌸anneboleyn
(08.08.21)
al geç başkan. dolmuş metro taksi arkadaş arabası hepsini tecrübe ettim. kendi araban gibisi yok bence :D arabayla çok bi yere gittiğim de yok açıkçası. boşta durmasın diye geceleri müziği açıp sürüyorum bu sıralar :D gezmeyi, yemeyi içmeyi seven birisiysen zaten çok ihtiyacın olur. eski temiz bi otomatik japon al bence.
0
glamdr1ng
(08.08.21)
araba sahibi olma işine, masraf kafası ile bakarsanız yanlış yaparsınız.

araba masraflıdır, gösteriş içindir, taksi vardır otobüs vardır diyen tipler bitmez. ya ben 2012 model clio aldım 2017 de. hala da onu kullanıyorum. niye araba alıyorsun, gösteriş için imasını yapan oldu, ulan clio ile kime neyin gösterişini yapacağım haha.

şunu tereddütsüz diyebilirim ki, sağlık ile ilgili malzemeler ve harcamalar dışında getirdiği avantajlar yanında masrafı konuşmaya değmeyecek bir şey varsa o da arabadır.
araba sahibi olmayınca, arabanın nasıl bir ihtiyaç olduğunu fark etmiyorsun ama araba sahibi olunca ne kadar kısıtlandığını anlıyorsun ve iyi ki arabam var diyorsun.
0
wilhelmwasmuss
(08.08.21)
Abi toplu tasimanin süper olduğu herkesin bisiklete bindiği bir avrupa sehrindeyim. Benim de arabam var ve zerre umrumda değil kim ne der.

Bilmem ne gölüne gitmek icin hangi otobus saat kaçta gelir bilmem ne sehrine gitmek icin kac aktarma yapmam lazim ugrasamam.
Verdiği özgürlük süper. Su hayatta evinden sonra kendine ait güvende olabileceğin tek sey.
Türkiye'de biriktirerek birşey alinamaz. Ha yatirim efsanesisindir katliyorsundur o zaman tamam.
0
logisticsmanager
(08.08.21)
Bekarken aile aracımız vardı. Şahsi olarak kullanmasam da düğün dernektir, ailecek gidilecek yerlerdir hep kapıda araba vardı biner giderdik. Şimdi evlendim ve henüz arabamız yok. Taksi maksi hikaye. Karşıda arkadaşımın düğünü var taksiyle mi gideyim? Şıkır şıkır giyinip otobüse metrobüse mi bineyim? Zaruri durumlarda hemen babadan kayınpederden emanet alıyoruz, Allah’tan onlar varlar. Masraf diyenler, tam akbil olmuş 4.03, taksi desen dünyanın parası. Artı çektiğin eziyet de var. Arabayla 5 tl benzin yakacak yere taksiyle 20 tl ödemekten ciğerimiz soldu.
Araba inanılmaz bir özgürlük. Yarım saat boyunca boş taksi bulamadığım zaman oldu mesela. Geç saatte zaten toplu taşıma yok doğru düzgün. İmkanınız varsa kesinlikle alın diyorum. Bekarken, aile yanındayken alınabilecek en güzel zaman bence. Yapabileceğiniz en güzel yatırımlardan biri.
Biz de biraz peşinat biriktirip yılbaşından önce almak istiyoruz, inşallah siz de biz de gönlümüzdeki araçlara sahip oluruz :)
0
hrvl
(08.08.21)
Arabanin bir güzelliği de triggered cevrecilerin göz yaşlarını izlemek. Bu da paha bicilemez. Arkadan birşeyler bagiriyorlar ama ne dedikleri belli olmuyor pek.

Yalniz 100bine ikinci el otomatik uzebilir. Manuel bulması daha kolay.
0
logisticsmanager
(08.08.21)
Evlenmek de mantiksiz, cocuk yapmak da mantiksiz, ise girmek, askere gitmek cogu hayat rutininde mantik yok zaten.

Araba almak da inanilmaz mantiksiz bir karar bugun hesapladim 1 senede 15bin tl yemis ama alman lazim.

Cunku toplum arabasizlari dislar, arabasiz adamin onune engeller cikarip durur.
Toplu tasima duzeltilmez, taksiciler egitilmez, bisiklet yollari yapilmaz.

Evlenmezsen de kimse arkadaslik etmez, isyerinde terfi verilmez, zam yapilmaz.

Bu yuzden araba alman sart.
0
divit
(08.08.21)
yaşam tarzına çok bağlı ama o bile arabadan sonra değişiyor. daha az yürümeye başlıyorsun, trafikte sürücü olarak karşılaştığın kuralsızlıklar stres vb yaşam enerjinden azar azar götürüyor (bence en eksisi bu), zaman kazandırıyor ama benim serviste otobüste harcadığım zamanın bir kısmı çok kaliteliydi. araba sürdüm süreli daha az okuyorum daha az hayal kuruyorum, yol etrafında olan bitenleri artık izleyemiyorum, trafik stresi yüzünden küfür etmediğim bir seyahatim yok odun gibi bir adam oldum.

arabasızken gittiğim yerleri şimdi düşündükçe şaşırıyorum, gitmek isteyip de gidemediğim pek yer olmamıştı, yalnızca daha çok organizasyon gerekti. o yüzden arabanın verdiği özgürlüğü mekansal değil zamansal bi özgürlük olarak görüyorum, istediğin zaman hızla gidebilmek gibi.

masraf konusuna çok katılamıyorum çünkü küçük motorlu masrafsız ve düşük vergili bi arabam var, kasko trafik vergi bakım hepsi toplam yıllık 3K, gerisi zaten taksi otobüs ağırlıklı ortalaması kadar tutar ki onu zaten harcıyorsun.

toparlarsak ilk arabasını 33 yaşında almış ve 250k km yapmış bi birey olarak, hem neden 10 yıl önce almadım diye kendime kızıyorum (daha sosyal bi insan olabilirdim), hem de alsaydım eğer mental ve fiziksel olarak daha farklı (çoğunlukla daha kötü) durumda olacağımı sanıyorum. araba beni başka bi insana dönüştürdü ama tahminen zamanı gelmişti.
0
engelbert humperdinck
(08.08.21)
Almayıp ne yapacaksın tüm şartlar uygun. Yerinde olsam 1 sn düşünmezdim.
0
anarsika
(08.08.21)
Finansal olarak kotu elbette, aksini iddia eden cok net guvenilmez.

Ama illaki istiyorsan al, sonucta kazandigin para illaki istediklerini yapmak icin var.

Bence buradaki en buyuk sorun ailenin "musade etmemesi" durumu. Hal boyleyken ben olsam ilk adim olarak kendi evime cikarim, arabayi sonra dusunurum.

in a world of magnets and miracles'in yazdigi her seye +1 ama o konu disi.
0
hot potato
(08.08.21)
araba özgürlüktür, kim ne derse desin. kapının önünde de dursa orada durması insana bir rahatlık verir. çıkar gezersin, kafana göre evine dönersin. otobüs, metro saatleri kovalamazsın. zaten fiyatlar artıp gidiyor, senin de kira masrafın yokmuş. bundan 4 sene önce 32 bin liraya 95 model bir mercedes e 200 almıştım, şimdi olmuş 100 bin :D şu an o parayı hayatta vermem mesela. masraf olayı biraz şans işi, tamirini ve bakımlarını kendim yaptığım için fazla bi şey kaçmadı ama ustalık işlere mecbur para verdim.

geçen annemle konuşurken söylediği şu oldu bak, bir fikir verir belki. "hayattaki en büyük pişmanlığım ne biliyon mu?" dedi. "arabam çalınıp bulunduktan sonra soğuyup araba kullanmaktan vazgeçmeyecektim ya" dedi.

bak dün babam şehirdışında olduğu için kendi başına 100 km ötedeki yazlığa gitmesi gerekti. 3 vesait, ordan in, ona bin, bu sıcakta 2.5 saat yol tepti. şoförlüğü olsa tık diye 1.5 saatte oradaydı. ben olaya başka bir yerden örnek verdim ama alt metin anlaşılmıştır.
0
chezidek
(08.08.21)
çevreye saygı, kirlilik konusuna katılıyorum da bu işler bireysel olarak yapılabilir. ailen olduğunda toplu taşıma hiç bir işini görmez. bebek ateşlendi, hastalandı gece yarısı napacaksın. ailenle gezmeye bir deniz kenarına gideceksin veya ormanlık bir alana gideceksin napacaksın? bir davete gideceksin napacaksın? en kısa zamanda tamamen elektrikli araçlara geçilirse bu sorun zaten ortadan kalkacak.
0
xrated
(08.08.21)
alın. biz micra aldık, mtv 6 aylık 54 lira, az yakıyor, park kolay. www.sahibinden.com
0
morella
(08.08.21)
@morella ben de micra bakıyordum :) ama benim bütçeme otomatik ancak 2006 model falan oluyor, o yüzden bilemiyorum.

@hot potato yanlış anlamayı düzeltmek istedim, ailem müsaade etmiyor değil, fikri desteklemiyor. Gereksiz diyorlar. Zaten alırsam da onlardan maddi destek almayacağım, sadece fikirlerini söylediler yani, benim de kafam karıştı.

Ben almaktan yanayım yorumlardan sonra iyice pekişti, ama ne kadar peşinat olmalı vs onu bir araştıracağım. Peşinatım yok çünkü şu an.
0
🌸anneboleyn
(08.08.21)
Yahu nasılsa pek bir giderin yok,
Şimdi almazsan ileride daha da zorlaşacak,
Yaş ilerlemeden araba kullanma skillerini geliştirmen lazım,
O maaş ile toplu taşımaya taksiye falan da gayet para ayrılabilir koymaz ama dediğim gibi ileride eninde sonunda aile büyüdüğünde bir arabaya ihtiyaç olacak ve insanlar günümüzde eskiden bir arabası varsa ancak onu satarak düzgün bir arabaya geçebiliyorlar. Bu vakit geldiğinde elinizde bir araç yoksa çok zorlanacaksınız.

Bu durumlar düşünüldüğünde.. yemişim masrafını al gitsin tabii ki
0
ananiyimioguz
(09.08.21)
Hazır aile yaşındayken 10k gelirin de varken al. İstanbul trafiğinde araba kullanmak zulüm ama arabasızlık daha kötü. Evimin 4-5 kilometre yarı çapındaki her yere hala öncelikli tercih olarak yürüyerek, en olmadı metro ya da otobüs ile giderim ama daha uzun yollar için araba hayat kalitesi artırır.

@birmilyonunvarmi +1
@signore +1
0
nawar
(09.08.21)
Anneboleyn micra 2007 var bende, kullanıyorum valla bi sıkıntı yok eski diye düşünme.
Alırkenki masraflar yazılmış aynen öyle. Taksitle de oluyor hepsi. Maaşın krediye de yeter bence ekstra başka masraf yoksa. Arabadan anlayan biri yanında olursa iyi olur. Satış işleminde dikkatli olmak lazım. Kullanmak açısından da hocadan kendi arabanla ders alırsan en güzeli.
0
oyokbuyoknevar
(09.08.21)
(5)

osmanlı batı yerine doğuyu doğuyu hedef alsaydı ne olurdu?

egokalp
malumunuz fetih hareketleri hep batıya doğru, doğuya ise sadece isyan bastırmaya ve iranı dizginlemeye gidiyor, iranın içinden geçip tebrize kadar girse bile sonra oraları birakip yine batıya yöneliyoracaba avrupa yerine orta asyaya odaklansaydı rusyanın da 18.yy a kadar çok güçlü olmadıgını düşünür
malumunuz fetih hareketleri hep batıya doğru, doğuya ise sadece isyan bastırmaya ve iranı dizginlemeye gidiyor, iranın içinden geçip tebrize kadar girse bile sonra oraları birakip yine batıya yöneliyor

acaba avrupa yerine orta asyaya odaklansaydı rusyanın da 18.yy a kadar çok güçlü olmadıgını düşünürsek acaba osmanlı hindistana veya çine kadar gider miydi?


irandan sonra çine kadar çok mukavemetle karşılaşmazdı diye düşünüyorum, zaten orada diger türk göçebe toplulukları var, hindistanda da müslüman babür kralligi var. siz ne düşünüyorsunuz? saçmalıyor muyum?
0
egokalp
(29.06.21)
orta doğuya hakim olmuş, kuzey afrikaya hakim olmuş. daha ne istiyorsunuz ki? iran diyorsanız da o zaman orada gayet güçlü bir yönetim var, baş etmek zor. aksine batıya ilerlemese hepten geri kalmış bir toplum olacaktık. ayrıca çin de hindistan da yabana atılacak güçler değil, osmanlının yenebileceğini zannetmiyorum.
0
candide
(29.06.21)
Osmanlı Devleti'nin Hint deniz seferleri var. Doğu hedef alınmamış bir yer değil.

İran kolay bir coğrafya değil. Çok dağlık bir yer İran.

Hedef alması yeterli değil. Önemli olan elinde tutabilmesi. Osmanlı maalesef burnunun dibindeki yerleri bile elinde tutamadı.
0
dissendium
(29.06.21)
zorlayıcı arazi şartları sebebiyle, batıda ilerlediği rahatlıkla ilerleyemezdi. (iranın dağlık bölgeleri, afganistan, hindikus dağları vs vs ilk aklıma gelenler) hadi bütün bunları geç, ben bugün 2021 yılında altımda araba ile marmara ile doğu anadolu arasında bile o farkı hissediyorum. kaç asır öncesinde atlı süvarilerden gariban piyadelerden bahsediyoruz. iran diyoruz, afgan diyoruz, orta asya diyoruz.

orta asya'nın uçsuz bucaksız bozkırlarında ilerlerken lojistik anlamda ordu bir yerden sonra yürütülemezdi. osmanlı sefere çıkmadan aylar öncesinden, sefer güzergahındaki hasat zamanını, bağ bahçelik arazileri bile hesap edip yola çıkıyor ki ordu aç kalmasın. dağdan, bozkırdan, soğuktan, kavurucu sıcaktan başka bir bok olmayan kilometrelerce arazide ordu mordu kalmaz.

sihirli sözcüğü söylemişsin, türk göçebe toplulukları, tamam işte göçebe, yani bölge yerleşik yaşama uygun şartlara sahip değil ki göçebeliği aşıp, istikrarlı yerleşik bir siyasal yapı kuramamışlar. osmanlı ise tam bir toprağa bağlı tarım/fetih ekonomisine sahip. orta asya falan osmanlıya yaramaz.

türk göçebe toplululukları var ama o dönemde öyle bir milliyetçi dünya düzeni yok. osmanlının zaten öyle türklük üzerinden bir kimlik kurma durumu yok. hatta anadoluda yavuz sultan selim'in safevilerle mücadelesi sebebiyle türkmenlere yaptıkları malum. o devir, aaa soydaşımız osmanlı geliyor, hadi destek verelim yapılacak bir dönem değil, o dünya daha sonraki yüzyıllarda kuruluyor insanlık tarihinde.

osmanlı küçücük balkanlarda bile iskan politikası uygulayıp, kalıcı olmak için bölgeyi türkleştirmeye çalışmış. hindistanda bu mümkün olamazdı. babürler döneminde de olmadı.

osmanlı'nın yapabileceği tek mantıklı ve uğraşmaya değer şey, basra üzerinden deniz yoluyla hindistan'a çıkmak olurdu. onu da zaten hint deniz seferleri ile denemiş. portekizliler osmanlı donanmasını rezil rüsva edip paketlemişlerdir.
0
wilhelmwasmuss
(29.06.21)
Europa Universalis 4 oynayarak bu soruların cevabını alabilirsin :) Çin (o dönemde Ming) öküz gibi güçlü bir devlet nüfus gücüyle. Hindistan biraz bölük pörçük ama yine de güçlü devletler var. Ayrıca merkezi İstanbul olan bir devlet Osmanlı, Hindistan'a kadar olan bölgeleri yönetmesi çok zor.
0
nundu
(29.06.21)
Hiçbir zaman İngilzler gibi East India Company kurmayı akıl edemeyeceği ve sömürmeyeceği için, Ruslar gibi de eziyet etmeyeceği için Osmanlı Orta Asya'da Türk kavimlerinin olduğu yerde bile tutunamazdı. Balkanları tutamadık, halen daha istemiyorlar bizi, adamlar ingiliz milletler topluluğu olimpiyatları düzenliyor o topraklarda.
0
Hallegadola
(29.06.21)
(9)

Instagram'da takip isteğimi onaylamayan bu arkadaşların sorunu ne?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Çok sosyal medya kullanan biri değilim. Kısa bir süre önce Instagram hesabı açmam gerekti ve açmışken de okuldan arkadaşlarımı falan eklemek istedim.Şimdi burada "derdini seveyim" butonuna tıklayabilirsiniz ancak bazıları ya direk siliyor takip isteğini ya da bekletiyor. Bunların
Merhaba arkadaşlar,

Çok sosyal medya kullanan biri değilim. Kısa bir süre önce Instagram hesabı açmam gerekti ve açmışken de okuldan arkadaşlarımı falan eklemek istedim.Şimdi burada "derdini seveyim" butonuna tıklayabilirsiniz ancak bazıları ya direk siliyor takip isteğini ya da bekletiyor. Bunların arasında zamanında çok samimi olduğum arkadaşlar da var çok samimi olmasak da belli bir muhabbetimin olduğu arkadaşlar da var. Hepsi de okuldan arkadaşımdı. Birbirimizi en son 5-6 yıl önce gördük.

Bu takip isteğimi bekletmeleri ve silmeleri acayip dumura uğrattı ve üzdü açıkçası. Ya tamam sosyal medya delisi değilim ama kafama takıldı, sinirden gülüyorum o derece. Ben naptım bu insanlara? Tamam 5-6 yıl uzun bir süre ama ne değişti bana karşı bakışlarında? Herkes tarafından sevilen biriydim. Kimseye karşı bir kusurum olmadı, herkese karşı sevecen ve saygılı davrandım. Elimden gelen yardımı yaptım. Uyduruk bir sanal dünyada birilerinin takibini hayat memat meselesi yapacak değilim ama cidden merak ediyorum: Ne değişti? Cidden değişik kafalar. Her neyse siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

Not: "Derdini seveyim" de diyebilirsiniz.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(22.06.21)
Hiç gönderin yoksa hesabın fake gibi görüniyordur. Bu arada malum kişiyi ekledin mi:)
0
suicides underground
(22.06.21)
Bazen ben de hatırlamak istemediğim dönemlere ait insanları silip reddediyorum. 16 yıllık okul hayatımdan 16 arkadaş bile ekli değildir. İlla olumsuz bir şey yaşanmış olmasına gerek yok. Sizinle ilgili bir problem olmayabilir.
0
ruhen hastayim ben
(22.06.21)
Ben instagram hesabımı sınırlı tutuyorum. Uzun süredir görmediğim, demek ki hayatımı paylaşmaya gerek görmediğim insanlar neden benim özel hayatımı görsün. Facebook değil ki fotoğraf paylaşılıyor sadece instagramda. Hal hatır soracak olan mesaj atabilir numaram varsa. Belki tatil fotoğrafımı koyucam, belki çalıştığım yerden atıcam herkes görürse çok da güvenli olmaz mesela
0
eatpraylaw
(22.06.21)
Ben de amaaan bu kisi su saatten sonra benim profilimi gorse ya da ben onunkini gorsem ne olacak ya deyip kabul etmiyorum ama zamaninda yakin arkadassak ederim sadece siniftan biri ve okulda muhabbetimiz olmamis ve bende merak uyandirmayan biriyse gerek duymam
0
matilda
(22.06.21)
bu olay beni de cok uzuyor. ben de hic kimseyi kabul etmiyorum normalde. isteklere bakmiyorum bile ama tamamen kullanmamazliktan. ama ekledigim kisiler kabul etmezse veya beni arkadasliktan silerlerse cok ezik hissediyorum :'D

yani baktiginda konuscagimiz hicbi seyimiz de yok ama ben istiyorum ki stalk edeyim ne yapmislar arada bakayim, yasadiklarini bileyim...
0
yoggi
(22.06.21)
hiç paylaşım yapmayıp, takip isteği gönderiyorsanız bu yüzden olabilir.

şahsen bu durumda olanları bende kabul etmek istemiyorum. aaa dur millet ne yapıyor ne ediyor, kimse beni bilmesin ama ben herkesin ne yaptığını sinsi sinsi takip edeyim demiş gibi hissediyorum, hoş karşılamıyorum.
0
wilhelmwasmuss
(22.06.21)
ben günlük hayatta muhabbetimin olmadığı kimseyi eklemiyorum. Bu yüzden Facebookta 50 arkadaşım falan vardı en son ki hesabı kapattım sonra. İnstagramda da okulda konuşup ettiğim ama şimdi iki kelime konuşmayacağım insanları eklemiyorum. Bazen takipleşip sonra sıkılıp takipten çıkıp block/unblock yapıyorum. Eskiden b/ub de yapmıyodum da biri ayıp oluyor o seni takip ederken senin çıkman dedi diye onu da yapmaya başladım :D
0
nundu
(22.06.21)
Ben biriyle anlık ekleşmediysek açıp ekleme taleplerine bakmıyorum. Takipçi kasan satış sayfaları ve tanımadığım insanlar dolu o kısım, girip silmiyorum da, tanıdık ekledi ve bildirimden bakmadıysam o an kalıyor o yığının arasında.
Belki benim gibi olan arkadaşların da vardır.
0
somethinginthewayshemoves
(23.06.21)
Ben şu anda yakın cevremde olmayan, halihazırda konuşmadığım kimseyi kabul etmiyorum. Hatta hesabımda olan ama işten ayrılma, ülke değiştirme vs sebeplerle bir daha görüşme durumum olmayacak herkesi özenle anında çıkarıyorum hesabımdan. Sizinle alakalı bir durum değil bence, tamamen diğer kisinin gizlilik seviyesi ve hesabını nasıl kullanmak istediğiyle alakalı.
0
PopeHope
(23.06.21)
(29)

Abimden yedigim azari gururuma yediremiyorum

Bikit
Merhabalar, Bir apartman dairesinde tek basima yasiyorum. Abim, esi ve 5 aylik cocuklari ust katimda yasiyor. Ben 6 ay once kanser tanisi aldim. Kemoterapi gordum. Su an radyoterapi goruyorum.Kt surecinde abim, esi, ailem, dostlarim herkes cok destek oldu. Asla haklarini odeyemem. Yegenim yeni dogdu
Merhabalar,

Bir apartman dairesinde tek basima yasiyorum. Abim, esi ve 5 aylik cocuklari ust katimda yasiyor.

Ben 6 ay once kanser tanisi aldim. Kemoterapi gordum. Su an radyoterapi goruyorum.
Kt surecinde abim, esi, ailem, dostlarim herkes cok destek oldu. Asla haklarini odeyemem. Yegenim yeni dogdugu icin abimin esinin annesi de onlarda kaliyordu. Ben de onlara dahil olmus gibi oldum. Ozellikle abim, esi, esinin ailesi en buyuk yardimcilarim oldu

Ktlerim bittigi hafta tekrar abime ciktigimda esi soguk davranmaya basladi. Bisey olup olmadigini sordum abim bana esinin alana ihtiyaci oldugunu artik yalniz kalmak istedigini soyledi. Yani her gun onlara gitmememi ima etti bir anlamda. Ben de anlayisla karsiladim. Sonucta yeni dogum yapti, ben de cok pozitif durumda degilim, onun da kendine gore dertleri var. Ama annesi, kardesi vb. onlarda kaliyordu. Bu arada benim onlara gitme amacim yemek yemek ya da hizmet degildi. Cok ciddi intihar egilimlerim vardi ve doktor yalniz kalmamami onerdi. Major depresyon tanisi aldim. Televizyon acip oturuyordum zaten gunde 1-2 saat ancak onlardaydim.

Bu arada saclarim kaslarim dokuldugu icin disariya da cikamiyordum ihtiyaclarimi internetten karsiliyorum. Surekli hastaneye gittigimden abimlerin adresini vermistim. Daha sonra bunun icin de beni uyardilar. Cocuk uyuyormus zile basiliyormus baska adres versen olmaz mi gibi seyler. Tamam dedim. 3 ay hic bir sey siparis vermedim. 70 yasinda babami ariyorum o alip bana getiriyor. 2-3 is arkadasim baya bi kosturdular ihtiyaclarima.

2 gun once yine bir siparis verdim. Radyoterapilere her gun gittigim icin esine sordum size gelebilir mi bu kargom diye. Tamam kapiya not yazarim oraya birakirlar dedi. Bugun cikarken baktim kapiya not yazmis cocuk uyuyor kapiya birakin diye. Ama kargocu gormemis zile basmis. Babamla radyoterapiden ciktik, abim aradi. Once nasilsin falan diye 10 dakika muhabbet etti. Alakasiz seyler sordu. Sonra senin kargon gelmis dedi. Daha gelecek mi dedi. Cocuk uyuyormus zile basmislar hos olmamis gibi seyler soyledi. Esim rahatsiz oluyor zaten zor uyutuyor dedi. Ben de bunu soylemek icin 10 dakika yalandan muhabbet etmene gerek yoktu bi daha gelmez kargo kusura bakmayin dedim. Cok da sakin, izole yasayan insanlar degiller. Evde 7-8 kisi akraba gunu, cocuklu insanlar gunu falan yapan tipler.

Sonra biraz icime oturdu. Cocugum olmadigi icin anlamayabilirim belki. Ama bu durum beni uzdu acikcasi. Agladim epey. Onlari bi miktar anlamakla beraber simdi ne diyecegimi, nasil davranacagimi bilemiyorum. Belki asiri duygusal bir donemdeyim fazla alinganlik yaptim ama gidip alacaksiniz tabi bi gidin diyesim geliyor. Su anda muhtac durumdayim cunku. Trip ya da pasif agresiflik yapmak istemiyorum. Ama onlarin o cocuklu hayat cemberine de girmek istemiyorum artik. Bana ne onerirsiniz bu duruma yaklasimimla ilgili? Goremedigim bir hatam var mi?
iyi aksamlar.
0
Bikit
(22.06.21)
kusura bakmayın, biraz haddimi aşabilirim ama okuduklarımdan anladığım kadarıyla abinizin eşi buldumcuk anne sendromuna kapılmış.
abiniz de buna çanak tutuyor,
böyle durumlarda lafı edilecek şeyler değil bunlar.

kırıcı ve üzücü olduğunu çok iyi anlıyorum, üstelik normalin dışında da bir ihtiyacınız var ama mecburen araya biraz mesafe koymanız gerekiyor.
dünyada bir gün herkesin birilerine ihtiyacı olabilir, oluyor da.
bunları biraz düşünmek lazım.
düşünememek onların ayıbı.

kendinize farklı bir sistem kurmaya çalışın.
gerekirse kargo şirketleriyle konuşun, kargonuzu sizin kapınıza bıraksınlar.
ya da başka bir yol bulun.

bu gibi durumlara da "insan doğası" deyin, geçin.
üzülmek size iyi gelmez.
çok geçmiş olsun.
0
blatta hiberna
(22.06.21)
Kargocu niye onlarin ziline basiyor anlamadim.
Zil olayini cozseniz kavga bitecek.
0
divit
(22.06.21)
Abinin esi fena. Sal gitsin abini de esini de sana destek olan olacak baskalari varsa
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(22.06.21)
@divit

çünkü bu arkadaş o sırada evde olmuyor, ben öyle anladım.

Bence abiniz zil konusunda haksız. AMA sizin de her gün gidip 1-2 saat onlarda oturmanız normal değil, artık abinizin kendi evi, kendi hayatı var.
0
hayirsiz
(22.06.21)
anlattigin hikayede kargocu zurnanin son deligi gibi. bence kargocu bahane. hani onlari da suclamak istemiyorum seni de; ama hem depresyon hem kanser olup ustune yeni evli insanlarla yakın olmak çok hassas bir durum. muhtemelen farketmedigin seylerle rahatsizlik veriyorsun. abin de kibar olmaya calismis ama bir yere kadar, umarım bir an onxe duzelir
0
buenosdias
(22.06.21)
Zile cozum bulunur, surada herkes elektronikci.

bulamazsan da benzincilerde,avm'lerde kargo kutulari var oraya yonlendirebilirsin. Bazi esnaflar da kargo noktasi.
0
divit
(22.06.21)
Abin ve eşi kötü insanlar olsalar seni kt durumunda yalnız bırakırlardı. Abimin 3 ay önce çocuğu oldu ve ben de bir süre yardım için gidiyorum er birey olarak. Çocuk inanılmaz yorucu birşey. Derdini hiç anlamıyorsun herşeyi cidden dert. Doğum sonrasında kadın bireyler de o süreçteki zorlukla biraz değişiyorlar. Bence bu biraz birşeylerin üst üste gelmesinden kaynaklı. Bu kadar dert etme.Yengenin annesi sonuçta aileden biri ve sana kıyasla çok saha farklı iletişimi var. O yüzden kendini kıyaslama onlarla. Kendi sağlığına odaklan bir yerden sonra her koyun kendi bacağından asılıyor
0
Omelas'ı Terk Eden Köylü
(22.06.21)
abini de seni de tanimayan biri olarak "gurur" falan tarzi seylere cok takilma. hayat uzlasma ve taviz uzerinden yurur. abin tutup senin karakterine laf soylememis. cocuk bakmak da asiri iskence bir olay, bunalmis olabilir.

aninda cevap da vermissin zaten, "icimde kaldi" demelik bir durum da yok. o yuzden devam et.
0
hot potato
(22.06.21)
Benim diyeceğim şey şu;
Kargoyu kendi katınıza yönlendirip kendi kapınıza kapıya bırakın yazmanız bir çok sorunu çözerdi eğer hırsızlık konusundan çok korkmuyorsanız.

Dürüst olayım, bazen size çok basitmiş gibi gelen şeyler karşı tarafa batabiliyor, bu kargo mevzusunda sadece zile basılması değil belki, sizin daha sonra kargonuzu almaya çıkmanız da batıyor olabilir, mesela sadece şey diyebilirsiniz, kargomu alıp gidiyorum, bu durumda onları kargo şubesi gibi kullanıyorsunuz gibi durur.

Burada size haksınız demek değil amacım, bazen ne kadar empati yapsanızda anlayamayacağınız şeyler olabiliyor.

Mesela ben örnek vereyim, bir arkadaşım, kendisinin benden isteyeceği bir çok şeyi yapabileceğim birisi, bana abi benim amazon hesabı yok sen alsan olur mu dediğinde bu bana batıyor. Bak çok basit bir şey ama batıyor.
0
atom karincanin torunu
(22.06.21)
Lohusa/yeni anne kadın çok özür dilerim göğüslerini bir salmak don atlet gezinmek ister. Sizin de hassas döneminiz sağ olsun güzel karşılamış. Ama sınır dolmuş biraz.
Anne olmak yetebiliyor muyum korkusu onu da germiş. Bu çocuk uyutmak dünyanın en zor işlerinden. Bizim zile yanlış basan bir yaşlı komşu var bu adam her bastığında çocuk uyanır ben de ağlardım içli içli. 40 dk emzir uyusun biri zile bassın dön başa, dünyam yıkılırdı. Abartı bir tepki biliyorum ama o an abartı gelmiyor işte dengen bozulmuş bir kere.
O sizin depresyonunuzu çekmiş siz de onun depresyonunu çekin uzak durun. Sakın kendinizi üzüp suçlamayın. Siz ebeveyn değilsiniz hesap edemezsiniz, onlar rahatsızlıklarını dile getirmiş siz de yapmazsınız konu kapanır.
0
cilekli pasta
(22.06.21)
Çocuk uyutmak zor, zille falan uyandırılması muhabbetine maraz yapmayan görmedim. Eve kargo söyleme dediği halde niye zorluyorsunuz ki? Trendyol falan teslim noktaları yapmış. Marketler de saatli getiriyor. Bence düzenlenebilecek şeyleri düzenlememişsiniz.
0
baal
(22.06.21)
Kadınların çoğu hamilelik depresyonuna girip uzun süre çıkamıyor. Çocukları 3 yaşına girene kadar da oldukça sinirleri bozuk oluyor. Hem uykusuzluk hem çocuğa bir şey olacak endişesi hem hormonlar hem yetersizlik hissi. Siz de çok pozitif hissetmiyor olabilirsiniz ama alan tanımak konusunda alınganlık göstermeyin böyle dönemlerde insanların ihtiyacı oluyor. Buldumcuk anne diyenleri de çocuk doğurup büyütmeye davet ediyorum. Karşılıklı hoşgörü ile halledilemeyecek bir olay değil.
0
eatpraylaw
(22.06.21)
abiniz kötü bişey söylememiş ki sizi dolduracak. bence fazla alınganlık ediyorsunuz. onların da ilk çocukları. ana-babalığı öğreniyorlar. neyi nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. günlerce uykusuz kalıyor insan ilk zamanlar. abinin eşine de hak vermek lazım biraz.

karşılıklı hoşgörü içerisinde halledilmeyecek şey yoktur. bence bi akşam küçük bir hediye ya da ne bileyim akşam yemeği alıp gidin arayı soğutmadan. araya soğukluk girdimi kolay kolay düzelmez tekrar.
0
naksidil
(22.06.21)
şimdi tanımadığım bir kimsenin niyetini veya samimiyetini bilemem tabi ama küçük bebeği olan bir baba olarak söyleyebilirim ki, zil konusu gerçekten bahane filan olmayabilir. gerçekten hayatı kabusa çeviren bir şey. bebek hadi iki salla pış pış yap uyusun bir varlık değil, uyutmak gerçekten çok uzun vakit alabiliyor ve yorucu. dakikalarca, saatlerce uyutmaya çabalıyorsunuz ve o bir zil her şeyi bok etmeye yetiyor. çok defa yaşadık.

kendinize göre haklısınız, bunalım, yalnız kalmama tavsiyesi vs ama ortada evli bir çift var ve hemen her gün sektirmeden 1-2 saat eve gelen biri var. yani hiçbir şey yapmasanız bile bu bir yerden sonra çok rahatsızlık verici olur. evde çocuklu insanlar günü, bilmem ne günü yapmaları kendi istedikleri zaman yaptıkları bir şey, sizin her gün gelmeniz veya gelmeseniz bile kargo sebebiyle dolaylı yoldan varlığınızın bir şekilde o evde kendini hissettirmesi aynı şey değil.

aslında abiniz bence gayet dürüst ve kibar bir insan gibi geldi bana. ''Bisey olup olmadigini sordum abim bana esinin alana ihtiyaci oldugunu artik yalniz kalmak istedigini soyledi'' yani gayet düzgün konuşmuş. burada tabi çelişki şu, bunlar soylenirken abinizin eşinin anasının, danasının evde ikamet etmesi. bu da karşı olduğum bir durum, çogu çocuklu çift aman cocuğa baksın diye kadın tarafının annesini eve getiriyor. tamam kolaylık da huzur muzur kalmıyor genelde o durumda da. (biz iki tarafın ailesine de uzak bir şehirde olduğumuzdan aile büyüğü filan yok ama cevremde çok sahit oldum)çiftlerin mahremi falan kalmıyor. bir kere getirmişler ya şimdi kolaylarına geldiği için veya git diyemedikleri için veya abiniz rahatsız olsa bile abinizin eşi, anneme git mi diyorsun bla bla yaptığı için abinizin kaynana evde. sizin de zorunuza gidiyor. ama dediğim gibi sizin de o veya bu sebeple her gün onlarda olmanız bence doğru değil.

ya ben aslında aynı aileden kişilerin, hele ki evlilik falan varsa aynı apartmanda komşu olmasını da tasvip etmiyorum. yani sürekli dip dibe olmaz ki. şahsen sosyal hayattaki arkadaşlarımla bile aynı apartmanda olmak istemem.

kargo için kesinlikle alternatif bulun.
0
wilhelmwasmuss
(22.06.21)
bu kadar duygusal olmamalısınız bence. abinizin eşi kendi ailesiyle kalmak istiyor olabilir, kendisi uyuyamıyor olduğu için uyutma meselesine takılmış da olabilir.

abiniz kırmamak için uğraşmış gibi ama siz bayağı hassas olmalısınız sahiden, insanları bu kadar umursamamaya çalışmanız en doğrusu.
0
dnzdnz
(22.06.21)
yeni bir anne olarak soyleyebilirim ki bebegi uyuttugun anda calan zil gercekten insanda o zili gereksiz calan insana kafa atma istegi uyandiriyor. butun gece uyumamissin ve neden agladigini kendi bile bilmeyen bir canliya bakim vermeye calisiyorsun. belki kucaginda uyumus ve yaklasik 1 bucuk saat boyunca sadece biraz sessizce oturabilmek icin kipirdamadan durmussun. ya da ne bileyim bebegi uyutayim dusa gireyim/tuvalete gideyim/yemek yiyeyim demissin. insani ihtiyaclarin icin bile beklemekten bahsediyorum farkindaysan. tuvalete gitme hayaliyle 1 bucuk saat uyutmaya calistigin bebegi tam yatagina koydugun anda seninle hicbir ilgisi olmayan ve farkli sekilde pek cok cozumu olabilecek bir sey yuzunden zilin calindigini ve bebegin uyandigini dusun. buyutmuyorum, abartmiyorum, yasamayan bilemez anlayamaz diyorum. biz apartman girisinden calan zile kapatma dugmesi taktik ve evin kapisina da bebek uyuyor zili calmayin yazdik. ona ragmen bazen oyle bir an oluyor ki bekledigim kargo geliyor ama ben bebegi emzirerek uyutuyorum. kapi acmak inanilmaz bir problem oluyor. ya dalmak uzere olan bebegi uyandirip kapiyi acicam ya da lanet olsun kargosuna diyip acmiycam. cogunlukla tercihim ikincisi oluyor. artik esimin ofisine soyluyorum kargolari cunku bu kadar fiziksel ve psikolojik derdin yaninda bir de kargocuydu zildi dert edinemiycem.

tabii bir de yeni dogum yapmis ve surekli emzirme halinde olan bir kadin soz konusu. senin yaninda rahat hissedemiyordur, ben salonumun koltugunda rahat rahat emzirebilecekken evde esimin kardesi var diye baska bir yerde sıkış tepiş emzirmeye calismak istemezdim acikcasi. bu konuda da kiz hakli.

asla dogurmamis ve bebek emzirmemis kisilerin gelip buraya kiza b.k atmasina gonlum razi gelmedi, biraz anlatmak istedim.

zaten sana destek de olmuslar ve ben abinin soylediginde olumsuz bir sey gormedim acikcasi. tatli dille soyleseymis denmis de daha ne soylesin 10 dk sirf konuyu yumusatmak ve belli ki seni kirmamak icin havadan sudan konusmus. ki yine de ters tepki vermissin bence.

pasif agresif bir tavira girmeye gerek yok burada, onlar senin depresyon doneminde destek olmuslar yani gercekten yapabileceklerini yapmislar gibi anladim ben. sen de bu zor donemlerinde onlara anlayis gosterebilirsin bence. ve kesinlikle ama kesinlikle kargo isine onlari dahil etmeyecek bir cozum bulmalisin.

son olarak gecmis olsun diyorum. umarim bitmistir kanserle ve depresyonla isin.
0
in vino veritas
(22.06.21)
Çocuğu oldu diye dünyanın tüm önceliklerine sahip olmayı hakettiğini düşünen bir kesim var. Bahsettiğiniz çift tam olarak bu. Kapıya yazıldığı halde zile basan kargocunun derdini size yükleyemez kimse. Bu sizin sorumluluğunuzda-kontrolünüzde olan bir mesele değil ki…
Olabildiğince onlara yaklaşmadan halletmeye çalışın işlerinizi, siz kendinize yetersiniz bunca şeyi atlatmışsınız bunu mu aşamayacaksınız, destek oldular diye onlara bir şey borçlu değilsiniz. Kendinizi düşünün kimseye eyvallah etmeyin.
0
megalomaniac
(22.06.21)
Hepinize tesekkurler. Gormedigim seyler oldugunu farkettim, sagolun. Ben zaten rahatsiz olduklarini bildigim icin son 3 ayda toplam 10 kere falan gittim onlara, 30 dakika sureli yegen sevme amacli.

Sadece kemoterapi zamani olan o 3 ayda her gun gidiyordum. Onun da 1.5 ayi ailemde kalmisimdir. Gittigim zaman da yengemin annesiyle dizi izliyoduk ben sonra eve donuyordum. Ama sagolsunlar haklarini odeyemem. Kolay surecler degildi bana katlandilar.
Daha once ise ayda 1 kere belki kahveye ugrardim. Disarda bulusurduk genelde.


Eklemek istedigim hususlar: kanser tedavisi cok agir bir surec. Dusmanimin basina bile gelmesin. Logusalikla 32 yasinda kemoterapilerle menopoza sokulmus bir insanin hormon durumunu ayni degil.
Hayatta 2-3 senesi kalmis insan psikolojisiyle cocugu zilden uyanmis, uykusuz kalmis insan psikolojisi ayni degil.
Bu iki durumu karsilastirmak bile abes. Umarim bu duruma gelmek zorunda kalip o eziyet zannettiginiz gunlerinizi mumla aramazsiniz.
Hediye alip gitmek de degisik fikirmis.
Ama suna katiliyorum. Aile de olsa kimse kimseye yardim etmek zorunda degil. Tolere etmek zorunda degil. Bencilliklerine katlanmak zorunda degil. Her koyun kendi bacagindan asilir. Yine ellerinden geleni yaptilar. Ikisine de minnetarim.

Ben tanidan itibaren tedavi olmak istemedim zaten. Bunun en buyuk nedeni yalniz olmam ve kimseye yuk olmak istemememdi ve bu agir tedavileri cekip 2-3 sene daha yasayacagima 1 sene hayatimi dibine kadar yasar, veda ederim kafasindaydim. Hala da bu fikrimin daha dogru oldugunu dusunuyorum. Hayat bu. Elbet bitecek.

Aileme direnemedigim icin kabul etmis bulundum. Cok kavgalar dovusler duygu somuruleri gozyaslariyla dolu pazarliklar yapildi. Her seyine raziyiz, yeter ki tedaviyi reddetme bilmem ne edebiyatlari.
Su an geldigim noktada biraz ikna edene kadar kus sutuyle besleyelim, tedaviden sonra naparsa yapsin durumuna gelindi. Amacim kimseyi suclamak degil ama sadece sanal bi sevgi cemberi yaratilmis gibi hissettim. Tiyatro oyunu gibi. Zaten yasamla bagi cok kuvvetli biri degilim artik, kusla bocekle, kendime aldigim mumlarla mutlu olmaya calisiyorum bi de onlarin tuzu kuru dertlerini ve sitemlerini isitmek asiri itici geliyor. Ama dedigim gibi anne baba kardes de olsa kimse kimseyi cekmek zorunda degil.

Hepinize tesekkurler.
0
🌸Bikit
(22.06.21)
Benim nacizane tek tavsiyem saçınızı kaşınızı dert etmeden rahatca dışarıya çıkmanız, gelip geçici süreçler bunlar kimseye muhtaç görünmeyin herkese gücünüzü gösterin geçmiş olsun
0
apocalipy
(23.06.21)
Uzunca yazmaya gerek yok.
Ayıp etmişler.
0
teritori
(23.06.21)
Oncelikle gecmis olsun, allah sifa versin. Insanin ilgiye/yardima ihtiyaci varken ihmal edildigi duygusu cok agir. Ben olsam boyle bir seyi kardesime hissettirmemek icin elimden geleni yapardim ama kardeslerimden boyle bir fedakarlik beklemezdim. Bu konularda bilerek ve isteyerek toplumun bakisina gore biraz malim.

Benim toplumda gordugum kadariyla kardeslik olayini cok buyutmemek gerekiyor. Hic bir zaman bir anne baba kadar insanin derdiyle dertlenmelerini beklememek lazim. Bana kalirsa anne baba da cogu zaman insanin eşi seviyesine cikamiyor bu konuda. Bosuna hayat arkadasi demiyorlar. Deli Dumrul'u bilirsiniz. Azrail canini baska bir can getirmesi sartiyla affedince anasi, babasi degil eşi canini vermeye razi oluyordu. Hikayede kardes lafi bile gecmiyor. Baskalarinin abisi kardeslerine sizin abinizin size destek oldugu kadar bile olmuyor emin olun.

Ben olsam olumlu tarafından bakarim. Yapabiliyorsam abime az biraz hiyar gibi davrandigini soylerim mutlaka ama bir abim oldugu icin de sevindigimi eklerim hakkini teslim etmek icin.

Bu arada baslikla icerik uyusmuyor. Bi azar olmadığı gibi gururunuzu kiracak bir durum da olmamis. Bu durum insanin gardini dusuruyor evet ama boksor yere dustugu zaman degil, ayaga kalkamadigi zaman yenilir. Sanki sizde de bi yumruk daha yesem de ringin surasina uzansam biraz gibi bir istek olabilir mi? Son ana kadar maci birakmayin. O kadar darbeden sonra tum gucunu toplayip rakibini aparkartla nakavt eden bir suru boksor vardir. Cindirella man oluyor da cinderalla girl niye olmasin?
0
Kirmizibavul
(23.06.21)
Öncelikle geçmiş olsun acil şifalar dilerim

Eşim de doğumdan sonra değişti karakteri filan cocuk onları cok zorluyor hele uyumayan bir çocuk varsa kadinlar lohusa ve bebekli dönemlerinde alıngan olurlar.

Bu döneme rast gelmissiniz öncelikler değişebilir bebekle beraber

Abiniz arada kalmış saniirim, onlar cocugua alıştıkça sizinle araları eskisi gibi olacaktır
0
intern in the house
(23.06.21)
bir evde bebek doğarsa o bebek evin yöneticisi ve merkezi olur.

bebeğimiz 1 yaşında ve ben eşimi inanın çocuk doğduğundan başlayan süreç ve çocuğun 3. aya giren sürecine kadar tanıyamadım. bazı kadınlar böyle durumlar yaşayabiliyor. 9 yıldır tanıdığım pamuk gibi insan asabi, sinirli ve çekilmez bir hale büründü. bizim çocuk ilk 6 ay uyumama ve emmeme problemi yaşattı bize aşırı şekilde. çocuk olunca anladım bu gerçekten büyük bir problem (özellikle büyüyebilmesi için uyku ve emzirme cok önemli).

haliyle yengeniz abinize bu konuya paralel bir durum yaşatmış olabilir. abinize kırılmayın zaten kötü bir insan olsa tedavi sürecinde size yardım etmezdi. emin olun çocuk 1 yaşına yaklaşınca ve çocuk sizi severse "amcası amcası" diye sürekli sizinle olacaktır. o da size moral katar umarım. bir süre onlardan uzak durmaya, onların sizi ziyaret etmesine altyapı hazırlamaya çalışın. çocuğa bir hediye alın vs. inanın size daha güzel döneceklerdir.

geçmiş olsun.
0
bisorumvargaliba
(23.06.21)
senin cevabına kadar okudugum yorumlarda biraz içim ezildi acıkcası, herkes kıza yuklenmiş ne kadar ebeveyn savunucusu cıktılar falan diye iç sesim konusuyordu.

cocuk olayı cok zor ama senin durumun ve psikolojinin bozuk olması da cok zor. biri diğerinin üstüne konabilecek bişey mi, bence buna bi cevap var ama gördüğümüz üzere herkesin farklı bir cevabı olabiliyor. senin için de önemli olan muhatap oldugun insanların yaklasımı.

pek cok ihtimal var, tekil değerlendirmemek lazım. mesela bugun eşimin kardesi aradı, onun da 9-10 aylık bi bebegi var. normalde dunyanın en fedakar ve sorumluluk sahibi evladıdır, babaları rahatsız biraz. ben yetişemiyorum gelsin babasıyla ilgilensin gibi son derece soguk bi ifadeyle aradı. cok sasırdım ama cocuk sahibi olmak böyle bişey dedim sonra.
öte yandan bebek sahibi olan insanlarda bi takdir beklentisi ve belki bunun duygusal anlamda sefasını sürmek içgudusu de olmus olabilir, belki de senin bu ilgi isteyen surecin gelin hanımınkini baltaladıgı icin elinde olmadan, artık tedavi surecinin de sona yaklasmasıyla biraz daha hayattan isteklerini almak konusunda hırcınlasmıs olabilir. bence abine kızmamalısın ama zira duygusal anlamda en sıkısık kişi o olabilir su resimde. on dk muhabbet etmesi falan kibarlıgına veriyorum ben. muhtemelen evde büyük psikolojik baskı altındadır.
bir de şöyle acı bir gerçek var ki, psikolojik hastalıklarda kimse kimsenin derdinden anlamıyor. senin kanser tedavini idrak etmişlerdir ama major depresyonun nasıl bir bela oldugunu hiçbirinin anlayabildigini dusunmuyorum.
girls dizisinde duymustum, hala da unutmam beni cok etkilemişti. depresyonda olan birini ancak depresyonda olan biri anlayabilir, atlatan bile degil. (bu arada vaktin varsa bu diziyi izle cok iyidir)

durum zor ama hayatta sunu ögrenmek lazım, kendine faydan önce senden gelecek. dısardan beklentiyi ne kadar azaltırsan kafan o kadar rahat olur. cok zor biliyorum, ama dene lutfen
0
galandar kostumu
(23.06.21)
tabii ki net olarak , bozulmakta haklısınız. lohusaymış da bilmem neymiş. lohusalık depresyonu olsa tamam derim de, abiyle iyi, evdeki 7-8 kişi ile iyi sadece kanser tedavisi alan size mi depresif yengeniz?! radyoterapiye gidiyorsanız tedaviniz hala devam ediyor demektir. çocuk oldu, yakamızdan düşsün moduna geçmiş. abiniz de desteklemiş. ikisi de haksız. herkes kanser tedavisi alan kardeşini desteklemek zorunda mı? kesinlikle evet zorunda. yoksa kardeş sıfatını haketmiyor demektir.
bunlara üzülüp moralinizi bozmayın. kanser tedavisinde moral çok önemli. inşallah en yakın zamanda tedaviyi tamamlayıp hastalık öncesi hayatınıza dönersiniz. siz moralinizi yüksek tutun, buldumcuklardan da uzak durun.
0
sumuklu asilzade
(23.06.21)
buldumcuklara da biri söylesin; bebek uyuyor notunu kapıya değil zilin üstüne yapıştırıyoruz.
0
sumuklu asilzade
(23.06.21)
Daha önceki bir duyurunda da böyle sitemkardin sanki, adamin birinin üzerine bile yürümüstün yok yere. Hastalik seni duygusal olarak yipratmis aslinda.

Bir de hastalik güçtür ama hasta bakmak, ilgilenmek çok daha güçtür.
0
Avoiding The Puddle
(23.06.21)
Öncelikle çok geçmiş olsun, çok zor bir dönemden geçiyor olmalısınız, umarım bir an önce hem fiziksel, hem de ruhsal sağlığınıza kavuşursunuz.

Abiniz kendi ailesini kurmuş, üzerine birkaç ay önce ailelerine yeni bir birey katılmış ve yeni düzenlerine alışmaya çalışıyorlar. Telefonda sizi azarlamamış. Uzunca bir süre size destek olmuşlar. Sonra da düzgün bir dille size beklentisini aktarmış, siz önemsemeyip aynı hareketi tekrarlamışsınız.

Aşağıda verdiğiniz cevapta dertleri yarıştırıp kendi derdinizi abinizin eşinin derdinin üzerinde tutuyorsunuz. Böyle bir şeye hakkınız yok, dert yarıştırılmaz. Birine küçük görünen dert, diğeri için çok ağır yük olabilir ya da tam tersi. Sizin derdinizi yüklenmek için kimse kendi derdini görmezden gelmek zorunda değil, hatta bunu yapmamalı da zaten, yoksa kendi ruh sağlığı bozulur.

Fiziksel rahatsızlığı olan birine destek olup, birlikte vakit geçirmek zor ama ruhsal problemleri olan birisiyle daha da zor. Bunu kişisel deneyimlerim doğrultusunda söylüyorum. Bu duyurudan bile depresyonunuz sebebiyle bazı konuları düzgün değerlendiremediğinizi görebiliyoruz. Abinizin daha size söylemediği bir sürü şey olduğundan eminim.

Herkesin kişisel sınırlara ihtiyacı var. Abiniz ve eşi size bu sınırı göstermiş, siz sınırı ihlal etmişsiniz, sonra tekrar size sınır hatırlatıldı diye sinirleniyorsunuz. Bu doğru değil. Ne olursa olsun insanların talep ettiği kişisel sınırlara saygı göstermek zorundasınız. Özel durumunuz size bu sınırları ihlal hakkı tanımaz. İnsanların diğer ilişkilerini nasıl yürüttüğü de sizi ilgilendirmez.

Er ya da geç düştüğümüz zor durumlardan kendimiz sıyrılmayı başarabilmeliyiz. Başka insanların az ya da çok, geçici destekleri söz konusu olabilir sadece. Her şeyden önce, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığınızın sorumluluğu sizde. Bunun farkına varmadan asla iyileşemezsiniz. Umarım bu farkındalığa ve güzel günlere bir an önce kavuşursunuz..
0
gmzo
(23.06.21)
Çok çok geçmiş olsın.
Allah önce abinize
Sonra size ve ailenize sabır versin.
Yenge hanım ile mümkün mertebe muhabbeti sıfır'a indirirdim ben olsam.
0
paramolacak
(23.06.21)
(1)

Lise sınavlarına girmeme dilekçesi

Filinta61
Bunu okuldan mi alip dolduracagiz yoksa kendimiz elle yazsak oluyor mu?Bir de 1. Donemmnotlari derken ne demek isteniyor. Ornegin bir dersten Sozlu performans yazililarin ortalamasi mi yoksa sadece yazili notu mu.Misal cografyadan yazili 40 sozlu 100 1. Donem ortalamasi 70 ise ikinci donem notu da 7
Bunu okuldan mi alip dolduracagiz yoksa kendimiz elle yazsak oluyor mu?

Bir de 1. Donemmnotlari derken ne demek isteniyor. Ornegin bir dersten Sozlu performans yazililarin ortalamasi mi yoksa sadece yazili notu mu.

Misal cografyadan yazili 40 sozlu 100 1. Donem ortalamasi 70 ise ikinci donem notu da 70 mi sayilacak.
0
Filinta61
(16.05.21)
1. okullarda matbu bir örneği vardır. yoksa da fark etmez, elle yazsanız da olur.

2. 1.dönem notu derken, performans notu vs dahil.

3. 2.dönem notu diye bir şey olmayacak, bu yıl coğrafya notu 70 olacak işte.
0
wilhelmwasmuss
(16.05.21)
(5)

16 Aylık Bebekte Gece Uyuma Sorunu

reseoz
16 aylık kız babasıyım. Son 2 haftadır, sanki alarm kurulmuş gibi gece 2.30-3 arası son ses ağlayarak uyanıyor ve 20 dakika sürüyor. Bir kaç yerde gece teröründen falan bahsediyorlar ama oyuncağına koy, çizgi film aç susuyor. He tabii 15 20 dkk bezdiriyor ille ama sonra ver oyuncağı sesi kesiliyor.
16 aylık kız babasıyım. Son 2 haftadır, sanki alarm kurulmuş gibi gece 2.30-3 arası son ses ağlayarak uyanıyor ve 20 dakika sürüyor. Bir kaç yerde gece teröründen falan bahsediyorlar ama oyuncağına koy, çizgi film aç susuyor. He tabii 15 20 dkk bezdiriyor ille ama sonra ver oyuncağı sesi kesiliyor. 23.00 gibi uyutuyoruz ama uyuttuğumuz saat fark etmiyor. İlle bahsini ettiğim saat aralığında uyanıyor. Saat 4.47 ve hâlâ uyumadı. Uyumamaya direyor. Sürekli ağlama halinde. Gündüz gayet normal, gündüz uyuduğu zamanda güzel uyanıyor. Ne yapacağız bilmiyoruz. 2 haftadır falan çıkardı bu adeti. Evveldende ağlayarak uyanırdı, hafif ağlama ile iki başını okşar, yüzüne biraz su vururduk hadi annesi emzirir susardı. Şimdi hiçbiri fayda etmiyor ve ağlamanın şiddeti çok aşırı. Diş deseniz, ondan da olduğunu düşünmüyorum çünkü oyuncağına gidince otomatik geçiyor mu? Doktorun verdiği granülü kullanıyoruz ama o da tık etmiyor. Ne yapacağız ne edeceğiz bilmiyorum. Pert vaziyetteyiz. Tecrübeli olan ebeveynlerin tavsiyelerini bekliyorum.
0
reseoz
(16.05.21)
aynı durumdayız. sadece gece terörü olarak düşünmeyin, bir sıkıntısı olup da uykusu bölündüğü için de sinirleniyor olabilir.
diş çıkarıyor olabilir mi?
burnu tıkalı ya da kuru olabilir mi?
umarım çözülür.
0
han20
(16.05.21)
Teşekkür ederim. Ya diş çıkıyor zaten ama diş için ağladığında doktorun verdiği granülü verdiğimizde rahatlıyor. Burnu içinde serum fizyolojik kullanıyoruz ama ağlarken dokununca kendini öyle bir atıyor ki bir yerine zarar verecek diye korkuyoruz. Her gece sabit saatlerde yapıyor yani dediğiniz sıkıntılar olsa günün muhtelif saatlerinde de olur diye düşünüyorum. Uyku ile ilgili bir şey olduğundan şüpheleniyorum tam mı dalamıyor nedir anlamadım
0
🌸reseoz
(16.05.21)
sabah 6 buçukta uyandırın. emzirin, kahvaltısını yaptırın 3 saat ayakta dursun uyumasın 9.30- 10 gibi ilk uykusuna yatırın. tam 1 saat uyusun, sonra uyandırın. aynı şekilde 3 saat sonra gene 1 saatlik uyutun. akşam da karnını doyurun, ılık bir banyo yaptırın. saat 8.30 en geç 9 da uyutun. ama mesela 9.30 a bile kalmasın. ilk bir kaç gün zorlanırsınız ama bu rutini tutturunca yorulmadan uyuduğu için uyanmaz, uyansa bile emip uykuya dalar.

geç uyuyan çocuk yorgun uyuduğu için uykusu kesilir.

biz de aynı problemi yaşıyorduk (13.ayında şu an) 2 aydır anlattığım düzeni tutturduk şimdi çok rahatız. sorularınız olursa ulaşın, cevaplamaya çalışırız.
0
wilhelmwasmuss
(16.05.21)
Çok güzel tutturmuşsunuz hakikaten. Ya bizde düzen tutturmaya çok uğraştık ama uyumak istemedi mi yok yani kesinlikle uyutamıyoruz. Gece uykusu dışında gün içinde 1 e düşürdü uykuyu. Uyku lafı geçtiği gibi huysuzlanıyor artık. İstemiyor yani. Sanırım onun ağlamalarına kıyamamaktan, her istediğini ağlayarak yapmasını anladığı için bu hale geldi sanırım. Bakalım, sizin dediğinizde mantıklı. Bakalım denemekten zarar gelmez. Teşekkür ederim
0
🌸reseoz
(16.05.21)
tek uyku ama süresi uzunsa onu dinlendiriyor. bizim doktor ''artık uyku''dan bahsetmişti. yani gündüz uyuyan bebek gece uyumadığı uykusunu almış oluyor. gündüz uykusundan bir kaç gün erken uyandırıp gündüz uykusunun süresini kısaltın, akşam 11 bebeğin uykusu için çok geç bir saat.
0
wilhelmwasmuss
(16.05.21)
(14)

Tır sevdası

sydney
Ekşide çok sık görmeye başladım, tır şoförlüğü sevdası, euro truck simulator diye bir şeyler falan.. Bunun kaynağı/nedeni nedir? :D uzun yol huzuru filan mı yoksa?Lisedeyken seneler evvel bizim sınıftaki erkekler çok goygoyunu yapardı çünkü ama nette de görmeye başlayınca merak ettim böyle ortak bir
Ekşide çok sık görmeye başladım, tır şoförlüğü sevdası, euro truck simulator diye bir şeyler falan.. Bunun kaynağı/nedeni nedir? :D uzun yol huzuru filan mı yoksa?
Lisedeyken seneler evvel bizim sınıftaki erkekler çok goygoyunu yapardı çünkü ama nette de görmeye başlayınca merak ettim böyle ortak bir sevda mı bu erkekler arasında? :D
0
sydney
(13.05.21)
Euro truck simulator 2 etkisi olabilir.

Çok güzel bi simülasyon. Kafa dağıtmak için birebir. Aksiyon yok. Uzun yolda dümdüz gidiyorsun ama keyif veriyor :)
0
himmet dayi
(13.05.21)
ortak sevda mı bilmiyorum fakat geniş bir sevda :)
0
freebird5406_2
(13.05.21)
retarderi çalıştırdığında motordan gelen o ses. anlayamazsın....
0
spirit crusher
(13.05.21)
47 senelik erkeğim, bir kere muhabbeti bile geçmedi arkadaşlar arasında.
0
aslindasorunumpsikolojik
(13.05.21)
Sadece erkekler arasında olduğunu düşünmeyin :)
0
south park in kapusonlu uyesi
(13.05.21)
Retarder ♡ ben
0
mirty
(13.05.21)
euro truck simulator etkisi var ancak sadece o değil.
artık yeni nesil genç tırcılar var. öyle alıştığımız klasik tırcı dayı görümünün dışına çıkan. bunlar youtube'da popüler. hem de iyi kazandıklarını anlatıyorlar. bu da ilgi çekiyor.

ömrünü mobbingle, plaza'da maaşlı çalışarak geçiren gençlere cazip geliyor. hem kendi işinin patronusun, hem esnaf gibi ömrünü aynı dükkanda ömür boyu geçirmiyorsun, hem de somut bir iş yapıyorsun falan filan. bunların hep etken olduğunu düşünüyorum bu tırcılık akımında.
0
wilhelmwasmuss
(13.05.21)
Mevcut duzen erkekleri icguduleri ve binlerce yildir ogrendiklerinin tersi bir hayat yasamaya zorluyor. Tek eslilik, medeni toplum vs. Bir kacis arayisi gibi yorumluyorum bunu. Ozgur olmak, kesfetmek, ilerlemek dogasina faha uygun. Isin aslina gelince ise zorluklarina herkesin katlanacagi bir is degil.
0
pofudukayi
(13.05.21)
Gece, yol, yalnızlık, uçak paneli gibi tır içi görüntüsü.. bazen huzur bulmak için youtubetan özellikle bu görüntüleri arayıp açıyorum..


Not:
Ha bu arada Ali cana (rip) sevgilerle..

Bas laaan baaaas
0
AlsterWasser
(13.05.21)
beyaz yakanin ozlemi olabilir, Basinda duran patron, yonetici yok, sagdan soldan trip yok, insanla minimum ugrasiyorsun, giyimine, kusamina dikkat etmene gerek yok, otobus falan da degil yolcu molcun sorumlu oldugun biri yok, maasi da iyi, gorev tanimi, gorev net.
0
neverletyougodown
(13.05.21)
Geçenlerde bi sanatçı abd'ye yerleştiğini, tır şoförlüğü yaptığını ve iyi kazandığını söylemişti. O da özendirmiş olabilir bir miktar. İsmini hatırlayamadım şimdi adamın
0
cowboy
(13.05.21)
erkeklerde tir/otobus/minibus sevdasi vardir, eskiden gelen kamyonun markasini sesinden tahmin ederdik dolayisiyla coluk cocugun hatta yetiskinlerin simulasyon oynamasini anliyorum da oynayanlari izlemeyi hic anlamiyorum ya..

gecenlerde birine denk geldim, otobus kullaniyor. Bayagi kaptan kostumu falan diktirmis, otobusten cikma konsol falan almis. Koltuga kemer taktirmis, " sayin yolcularimiz, izmir'e dogru yola cikmis bulunmaktayiz" falan gibi anons falan kayit ettirmis onu caliyor arada..herifi binlerce kisi izliyordu..
0
cooperr
(13.05.21)
oyundan ziyade terapi gibi bir durumu var. Motosiklet ve bisiklet kullanıcılarının da çoğunda yola çıkma, yolda olmak felsefesesi vardır ve eşittir uzun yol. tır'da da böyle bir durum olduğu için oyun bir nevi bu gazı alıyor. daha da tatmin etmezse artık gerçek tır şoförlüğü.
0
evimin paspasi
(13.05.21)
Tır şöförlüğünü bilgisayar oyunu sanmamak lazım. Öyle kolay iş değil. Dağ bayır kış kıyamette süresinde yetiştirmek için uğraşıp duruyorlar.

Diğer taraftan uzun yol hastasıyım. Evden çıkıp arabayla iş için 4000-5000km yapıp döndüğüm oluyor, uçak yerine karayolunu tercih ediyorum çünkü oturup düşünüp karar vermem gereken her şeyi yolda giderken çözüp kısa, orta, uzun vade tüm planları kafamda tamamlıyorum. İşle ilgili iyi fikirler hep aklıma uzun yolda geliyor.
0
kartonpiyer
(13.05.21)
(14)

kim şampiyon oluyor?

wilhelmwasmuss
arkadaşlar bugünkü maç sonuçlarına, ikili, üçlü averajlara göre filan son maçlarda hangi sonuçlarda kim kaçıncı bitiriyor? özet geçebilir misiniz?
arkadaşlar bugünkü maç sonuçlarına, ikili, üçlü averajlara göre filan son maçlarda hangi sonuçlarda kim kaçıncı bitiriyor? özet geçebilir misiniz?
0
wilhelmwasmuss
(11.05.21)
Fener'i geçiyorum. Gs ve bjk puan eşitliğinde bjk ikili averajla şampiyon olur. Gelecek hafta bjk gs'denbaz puan alirsa gs şampiyon.
0
prole
(11.05.21)
Beşiktaş +2 averajla önde. GSnin bu averajı geçmesi ve galip gelmesi lazım. Beşiktaşın da aynı şekilde galip gelip bu averajı önde bitirmesi lazım.
0
olaylar olaylar
(11.05.21)
prole'nin verdiği bilgi yanlış. ikili averaj eşit şu an. beşiktaş'ın galatasaray'a karşı genel averajda iki gol üstünlüğü var. attıkları gol sayısı daha fazla olduğu için eşit averajda da beşiktaş şampiyon olur.

üçlü averajda beşiktaş şampiyon oluyor. hem beşiktaş hem galatasaray kazanırsa da averaja bakacak ama beşiktaş'ın büyük şansı var çünkü beşiktaş tek farklı kazansa bile galatasaray'ın dört farklı kazanması lazım.

ben o yüzden hala beşiktaş'ı çok daha avantajlı görüyorum açıkçası, iki maç üst üste kaybettiler ama bence üçüncüsü gelmez.

fenerbahçe'nin şampiyon olması için diğer iki takımın kaybetmesi lazım. tabii kendileri de kazanacak. ikili ya da üçlü averaj fark etmez hepsinde geride kalıyorlar, o yüzden puan farkı gerekiyor onlara.
0
der meister
(11.05.21)
@der meister bu yeni ikili averaj kuralı ne zaman geldi? deplasman golünün önemli olduğu ikili averaj hangi ara değişti?
0
congratulations
(11.05.21)
fenerbahçe lol
0
austra
(11.05.21)
deplasman golü kuralı iki ayaklı eleme maçlarında geçerli olur genelde. yani bu tamamen lig yönetimine kalmış bir şey, statüyü yazanlar puan eşitliğinde daha fazla galibiyeti olan takıma öncelik verilebileceğini yazabilirler, eğer onaylanmışsa lig o kurala göre oynanır. örneği yok değil.

süper lig'de ikili averajda deplasman golü kuralı yok, sadece toplam gol sayısı dikkate alınır. beşiktaş kendi evinde 2-0 yenmişti. galatasaray da 3-1 yendi. o yüzden 3-3'le eşit kaldıkları için genel averaja bakıyor iş.
0
der meister
(11.05.21)
bjk yenerse şayet, gs nin bjk nin attığı farktan en az 3 fark fazla atması lazım.

özet bu.

edit : 4 müş galiba sorry
0
garavel
(11.05.21)
cevaplar için teşekkürler. peki düşme/kalma maçları için durum ne? kayserinin yenilip, ankaragücü ve gençlerin kazanacağını varsayarsak kayseri, ankaragücü, gençler üçlüsünden hangisi düşüyor?
0
🌸wilhelmwasmuss
(11.05.21)
ankaragucu ve erzurumspor ile dusenler belli oldu artik. Gencler ve denizli gecen haftalarda dustu.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(11.05.21)
sampiyonluk icin de herkes iki takimin da galip gelecegini dusunerek yaziyor. futbolun pisligi bu hicbir sey belli degil. besiktasin kadro problemi buyuk ve eger bugun dustugu hataya duserse (1-1 korumaliydi 10 kisiye karsi) goztepeye puan kaybedebilir.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(11.05.21)
Bu tarz durumlarda gs olur, puana falan bakilmaz 8 gerekiyorsa gs 8 atip bekler.
Hele basinda ft varsa aksi durum dusunulemez.

Not: fb
0
divit
(11.05.21)
Ben de Beşiktaşın kazanamayacağını düşünenlerdenim. Gs'nin winnerlığı da olsa Malatyaya 4-5 atması kolay değil. Ama gerek de kalmayacak muhtemelen. O yüzden şampiyonluğumuz hayırlı olsun diyorum.
0
Jux
(11.05.21)
Gbirliği daha düşmedi.
0
EasyTiger
(11.05.21)
Ayrıca GS'nin şampiyonluğunun hâlâ zor olduğunu düşünüyorum. Sadece çoğunlukla kriz yönetemeyen BJK'nin ayakları dolaşmasından ötürü puan kaybetmesi ile GS şampiyon olabilir bence.
0
ozgurluk savascisi
(12.05.21)
(8)

öğretmen olmak..

richard the catheart
şu an bir kamu kurumunda büro personeli olarak görev yapıyorum fakat yaptığım işten gram zevk almıyorum bu nedenle sevebileceğim bir işe yönelmek istiyorum. küçüklüğümden beri çok sevdiğim bir alan olmasından kaynaklı tarih bölümünü okuyorum. 3.sınıfım. bölümü okurken öğretmenlik hiç düşünmemiştim.
şu an bir kamu kurumunda büro personeli olarak görev yapıyorum fakat yaptığım işten gram zevk almıyorum bu nedenle sevebileceğim bir işe yönelmek istiyorum. küçüklüğümden beri çok sevdiğim bir alan olmasından kaynaklı tarih bölümünü okuyorum. 3.sınıfım. bölümü okurken öğretmenlik hiç düşünmemiştim. bitirdiğimde acaba öğretmenlik için mi çabalasam diye düşünmeye başladım. formasyon almak filan zorlaştı deniyor ama bir şekilde almak için ne gerekiyorsa uğrunda çabalarım. benim için asıl önemli soru "öğretmenlik yapabilir miyim" sorusu. buna kendim net bir cevap bulamadım. öğretmenlik hayalim olmadı hiçbir zaman, öğretmenlik yaparsam da büyük şevkle yapabileceğim bir meslek olmayacak. okula büyük bir şevkle gitmeyeceğim ama işimi yaparken de hakkını vererek yapmaya çabalayacağım. yani okulu, öğrencileri şevkle sevmeyen biri bu mesleği yapabilir mi ? çoğu öğretmenin de bu saydığım özelliklere sahip olduğunu sanmıyorum. küçüklüğümde ne öğretmenler görmüştüm. bu konuda tavsiyenize ihtiyacım var.
0
richard the catheart
(27.04.21)
Ben biraz araştırma yaptım. Formasyon olayı eskiden özel olarak alınan bir şeymiş ama şimdi kpss ile öğretmenlik kazanınca devlet staj ile birlikte önce formasyon veriyormuş kendisi. Zor bir yanı var gibi gözükmüyor yani hatta daha iyi gibi belki. Meslek anlamında da ciddi bir iş yaptığınız, insanlara eğitim verdiğiniz bilincinde olursanız ve bu sizin için değerliyse öğretmenlik tercih edilebilir. Sevdiğiniz bie konu ve bunun üzerine çokça araştırma ve okumalar yapabilirsiniz ve bu sizin işiniz. Güzel bir şey aslında ama hayat her zaman planladığımız şekilde olmayabiliyor. Hangi okul, nasıl bir yönetim, nasıl bir öğrenci-veli kitlesi, nasıl bir şehir-ilce vs. yaşayıp görürsünüz veya büroda devam edersiniz, ikisi de uygun görünüyor çünkü bir sıkıntınız yok anladığım kadarıyla.
0
havadakarada
(27.04.21)
farklı bölümler okumuş ama benzer süreçlerden geçmişiz, 7 yıllık öğretmenim. işime aşık değilim ama düzgün yapmaya çalışıyorum. öğretmenlik şöyle ki sevmediğinizde kulaklığı takıp yalnız çalışabileceğiniz bir alan değil, sürekli iletişim halindeyiz, bu yüzden bu işi sevmemek çevrenizi de etkiliyor. öğrenciden dönüt alamamak benim için en fenası ama garip şekilde öğrencilerle bir bağ oluşuyor zaman içinde.
tarih dersi lisede okutuluyor, buna göre düşünmek gerek. derse katkı yapan öğrencilerle müthiş bir doyum alıyorsunuz ama kötü okul problemli öğrenci vs gibi durumlarda çok zorluyor, idealizmle gerçek arasında gidip geliyorsunuz.

edit: bu meslek sevilmediğinde sadece kişiyi değil karşıdakini de etkiliyor, en çok üstüne düşünülmesi gereken bu.
0
siyah gece
(27.04.21)
Şimdi hatırladım, önceki duyurunuzda bulunduğunuz işi sevmediginizden bahsetmiştiniz. O zaman bence bu yola girilebilir. Büro memurundan daha az cazip değil heralde koşulları.
0
havadakarada
(27.04.21)
cevaplar için teşekkürler. @siyahgece lise öğrencileri daha problemli oluyor hatta yapı itibariyle sert biri değilseniz psikolojik olarak yıpranmak mümkün. öğretmen olduğunuz için bunu benden daha iyi bilirsiniz. sınıfta kesinlikle liderlik özelliği ön planda olmalı yoksa hiçbir öğrenci sizi umursamamaz bu ise psikolojik olarak yıprandırır insanı. umursanmamak, saygı görmemek... bir öğretmeni aşağılayan duygular. tarih öğretmeni olacağım derken bu dersin lisede verildiğini unutmuşum, lisede öğretmen olmayı hiç istemem. ilkokulda öğretmenlik yapmayı hayal etmiştim ben direkt orada öğrencilerle iletişim kurmak daha kolay. galiba bu mesleğin pek de bana göre olmadığını anlamalıyım. bir mesleği seçerken en önemli şey, o mesleği yapabileceğine dair inançtır. bu inançtan bende pek yok.
0
🌸richard the catheart
(27.04.21)
@havadakarada hafızanıza hayran kaldım gerçekten :) bu yolu düşünüyorum ama öğretmenlik büro memurluğu gibi bireysel çalışabilecek bir iş değil, tamamen sorumluluk isteyen, senin haricinde birçok insanın sorumluluğunu almış olduğun bir meslek. bu mesleğin psikolojik olarak beni yıprandıracağından, üzerinden kalkamamaktan endişe ediyorum.
0
🌸richard the catheart
(27.04.21)
ortaokulda sosyal bilgiler dersine girme hakkınız olabilir, emin olmasam da eklemek isterim.
her 3 yılda bir istersen şehir değiştirme hakkı -en çok bunu seviyorum-, bir çok mesleğe göre kişiye daha çok zaman bırakması, bu sayede istediğin alanda ilerleyebilme gibi artıları da yazayım, çok kötü bir tablo olmasın.
0
siyah gece
(27.04.21)
işyerinde mobbing konulu duyurunuzu okumuştum. size alternatif sunayım. öğretmenliğe geçip 2 yıl çalışıp müdür yardımcısı olabilirsiniz. müdür yardımcılığa da bir nevi büro personelliği aslında.

öğretmenliği bile isteye yani keyif alacağı için seçip devlet de çalışanlar da kolaylıkla soğuyor. eğitimin içi zaten boşaltılmış durumda. öğretmenliği yapmaktan keyif alınacak okul sayısı gerçekten çok az, ilçelerde bildiğin sıradan liselerin bile önemli bir kısmı proje okulu kapsamına alınıyor ve oralara ne tercih ne tayin yapamıyorsun torpilin yoksa. okul müdürü veya okul müdürüne talimat verebilecek kişi kimi isterse onu alır sistemi yani özetle. meslek, imam hatip, çpl vb dışında çalışacak okul bırakmıyorlar yani. oralarda da mesleki tatmin falan beklenemez. para alırım öğrencileri idare ederim gerisi beni bağlamazcı biri değilsen bahtiyar olamazsın oralarda işin özü. idareci olursan, müdürüne de çok bağlı olmakla birlikte, normal büro memurluğuna kıyasla çok daha rahat büro memurluğu yaparsın idarecilikte.
0
wilhelmwasmuss
(27.04.21)
Tarih öğretmeniyim. Çocukları ben de sevmiyorum o yüzden ilkokul, ortaokul öğretmenliğini hiç düşünmedim. Liseli gençlerle iletişim kurmak, anlaşabilmek, espri yaptığında anlayabilmeleri güzel bir his :) ve yapabilme konusuna gelince, öyle öğretmenler var ki karşına alsan iki kelime konuşamazsın, bomboş. Onlar yapıyorsa herkes yapabilir diye düşünüyorum. Tarih konusunda da ders kitaplarının dışına çıkıp konuyla alakalı ilgi çekici anekdotlar anlatıyorum. İlgi dağılmışsa direkt toplanıyor :) yani okuyup öğrenmek gerekiyor devamlı.

Öğretmenliği seviyorum, zaman zaman çok yorucu olsa da. Tabii atanma kısmı biraz sıkıntılı, orada fazlaca çabalamak gerekiyor.
0
sadakatsiz
(27.04.21)
(10)

Doktorunuza danışın klişesi...

rukayka
Bu klişeyi hiç anlayamıyorum... Haber bültenlerinde,diyaloglarda, sağlıkla ilgili yazı ve konuşmalarda "Doktorunuza danışın" denilir. Kim bu doktoruna danışabilen kitle? Sanki herkesin özel doktoru var da herhangi bir ihtiyaç geliştiğinde telefonla arayıp danışılabiliyor da... Gerçekte olan şu: 1-2
Bu klişeyi hiç anlayamıyorum... Haber bültenlerinde,diyaloglarda, sağlıkla ilgili yazı ve konuşmalarda "Doktorunuza danışın" denilir. Kim bu doktoruna danışabilen kitle? Sanki herkesin özel doktoru var da herhangi bir ihtiyaç geliştiğinde telefonla arayıp danışılabiliyor da... Gerçekte olan şu: 1-2 haftalık süre içinde randevu alırsın, hastaneye gidersin ve sorarsın. O sorduğun kişi de doktorun değildir. Randevu alırken denk geldiğin doktordur. Çoğu zaman öyle soru falan sormaya, diyaloğa açık doktor falan da çıkmaz karşına...
0
rukayka
(26.04.21)
"benim dediğime inanıp kendi başına bi bok yeme, benim dediğimi yapıp ölürsen sorumluluk kabul etmem, bu işin uzmanı doktordur" anlamına geliyor. yani kendi kendine kullandın ters tepti, sana o tedaviyi önerene gidip şarlama diye savunma işte, sorumluluktan kurtulma klişesi. "ben sana doktoruna danış dedim, beni niye dinledin" diyip sorumluluğu üstünden atmak gibi.

dört paragraf kripto para analizi kastıktan sonra altına "ytd (yatırım tavsiyesi değildir" yazmak gibi.
0
kibritsuyu
(26.04.21)
Aile hekiminize veya sürekli gittiğiniz doktorunuza sorabiliyorsunuz. Genelde doktor muayeneden sonra kartını verir bu tarz sorularınız için.
0
ruhen hastayim ben
(26.04.21)
Öyle bir kitle yok, "doktorum" diye biri yok. Aile hekimleri maalesef her şey hakkında biraz biraz fikri olan, sürekli okuyan gelişmeleri takip eden insanlar değiller. Olması gereken neydi? Aile hekimlerinin aileleri geçmişleriyle birlikte bilmeleri ve takip etmeleriydi. Öyle bir şey var mı? Yok. Olabilir mi? Olamaz. Çünkü ucuz işgücü kullanma merakındaki yönetim kadrolarımız bize daha fazla doktor istihdam etmeyi asla istemiyorlar. 36 saat fasılasız nöbet tutturuyorlar hastanelerde, üstüne bir de mesailerini yapmalarını bekliyorlar. Üstelik hastalarla sağlıklı bir iletişim kurmalarını, tam isabet teşhis ve tedavi üretmelerini bekliyorlar.

Biz bu durumda sürü oluyoruz. Sürü. Hani laf arasında çokluk belirtmek için kullanılan "bir sürü" ifadesi var ya, işte o aslında hayvanları nitelemek için kullanılan bir kelimedir, insana yakışmaz o. Ama biz kendimize o kelimeyi de, bu kadar kötü muameleyi de reva gördüğümüz için modern tıbbın denekleri olmaktan kurtulamıyoruz.

"Doktorum" demek için bilmem kaç doktora milyarlarca tl para dökmek lazım ki beni tanısın bilsin de derdimin ne olabileceği hakkında beni doğru bilgilendirsin veya yönlendirsin. Sence bu "doktorunuza danışın" ifadesi yüksek bir hayat standardını ve insanların insan yerine konulduğu ülkeleri çağrıştırmıyor mu? Burası öyle bir ülkeymiş gibi hissettirmiyor mu?
0
1bir1bir1
(26.04.21)
Aynen. Randevu bile alamiyosun, ne doktoru :D
0
e mice
(26.04.21)
Valla benim aile hekimimle aram çok iyi. Herhangi bir sıkıntı olunca ilk ona gidiyorum, hatta covid döneminde whatsapp'tan yazıyorum. Bir yere yönlendirirse e-nabız'dan falan sonuçlarıma bakıyor, işte hastanedeki doktor ne dedi falan onları takip ediyor. Ara sıra telefon edip "bi sıkıntı var mı" diyor, sigarayı bırakmam için baskı bile yapıyor yani, daha ne yapsın.

Hastanede çalışan birine böyle ulaşmak zordur da, aile hekimleri bu yüzden var zaten.
0
plutongezegendegilmi
(26.04.21)
Çok parası olan "doktoruna" danışabiliyor. Biraz parası olan da sürekli aynı doktorun özel muayenehanesine gidiyorsa (iç hastalıkları vs) arayıp danışabiliyordur. Bazı ailelerin sülale boyu gittikleri özel doktorları, diş hekimleri, kasapları, balıkçıları var. Belki de bende istikrar olmadığı için arayıp kimseye danışamıyorum. Belki sistemde hiç sorun yoktur.

"Erken teşhis çok önemli, en küçük belirtide mutlaka muayene olun" klişesini unutmayalım. Ekran doktorlarını çok da şeyetmemek lazım. Devlet hastanesinden sıra alın diye anlattıklarını sanmıyorum onca şeyi.

Sistem yanlış. Hasta ile doktoru karşı karşıya getiriyor. Mesela göğüs kafesimde ağrı var, kalp mi, mide mı, fıtık ağrısı vs mi? Önce benim teşhis koymam gerekiyor ki randevu alabileyim. Tüm hastaların deneme yanılma yoluyla bir sürü polikliniği meşgul ettiğini düşünün. Bıkıp vazgeçmezsem uzun bir süreçte doğru tedavi için birkaç doktora görünmem gerekecek. Aile hekimliği daha kalifiye hale getirilip ön tanı için zorunlu tutulmalı. İstisnai durumlarda doğrudan birime başvurmanın şartları belirlenebilir.

Bir de, madem hayal kuruyorum; gece poliklinikleri olsa mesela? Önemli bir şeyim varsa diyerek ertesi günü beklemeye çekinen insanlar (bir ay randevu bulamayacak ama biz ertesi gün diyelim) trafik kazası geçirmiş insanlarla aynı yerde derman aramasa?
0
zihua
(26.04.21)
speedy
(26.04.21)
Ben.

Birincisi, çok iyi anlaştığım bir kuzenim aile hekimi, ona danışıyorum. <3

Ciddi cevap, on küsur yıllık otoimmün hastalığım var, dönem dönem şehir ve doktor değiştirmekle birlikte hastalığımı takip eden ve düzenli kontrole gittiğim bir "doktorum" oluyor her zaman. Ama aile hekimi bunu yapmalı +1
0
kobuzchu kiz
(26.04.21)
@biseysorcaktim
bu biraz da süreklilik ile alakalı. Doktorum yok ama periyodik olarak hizmet aldığım bir avukatım ve sigortacım var benim. Zengin değilim, orta halli beyaz yakalı çalışanım aslında ama bir şekilde oluştu böyle bir durum.

Avukata tabii ki dava takip etmesi gerektiğinde ödemesini yaptım-yapıyorum ama arada çok kafama takılan bir şey olduğunda çok kısa bir telefon görüşmesi yapıp danışabiliyorum ücretsiz.

Ya da sigortacı; 2 arabanın sigorta+kaskosu, deprem sigortası, sağlık seyahat sigortası derken 7-24 arayıp yardım isteyebileceğim bir ilişki kurdum. Mesela ben yurtdışında iken kaza geçirdim, whatsapptan bir mesajla herşeyi organize etti, ambulans hastane ameliyat falan. Ya da arabanın kazası olduğunda gecenin bir yarısı çekici gönderdi, otel ayarladı yedek araç verdi vs vs.

Süreklilik arz eden iş ilişkileri önemli. 3-5 fazla ödeme yaparsınız ama ihtiyaç olduğunda o fazla ödemelerin karşılığını fazlasıyla alırsınız.
0
zikardo
(26.04.21)
Bu, "doktorum" lafının gerçekliğini ömrü hayatımda sadece 1 yaşındaki kızımın özel klinikteki doktoru için hissediyorum. Sebebi de cevaplarda dendiği gibi süreklilik içeren bir ilişki olması. Rutin aşıları, kontrolleri vs olunca herif bizim aileyi tanır duruma geldi. Whatsapp tan falan bir şeyler sorabiliyoruz acil durumlarda filan. Öyle bir şey.

Devlet hastanesinde olası bir şey değil bu kişisel doktor olayı pek. Yav kişiseli geç herhangi bir doktora randevu bulabilirsek bildiğin mucizevi bir olay olmuş hissi yaşıyoruz, şaşırıyoruz. Abartmıyorum.
0
wilhelmwasmuss
(27.04.21)
(14)

memurlara istanbul'da daha yüksek maaş verilmesi gerekmez mi?

Gunter
Düzgün bir evin kirası 2000 tl üzerinde. 4-5 bin arası alan bir memurun istanbul'da yaşaması çok zor. Her şehirde eşit maaş olması saçma değil mi?
Düzgün bir evin kirası 2000 tl üzerinde. 4-5 bin arası alan bir memurun istanbul'da yaşaması çok zor. Her şehirde eşit maaş olması saçma değil mi?
0
Gunter
(29.03.21)
E peki aynı işi yapan iki memurdan birinin diğeri sırf İstanbul'da yaşıyor diye daha yüksek maaş alması saçma değil mi?
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(29.03.21)
Gider fazla. Şehir pahalı. O maaş yüksek olmuyor yani.
0
🌸Gunter
(29.03.21)
Bizim burada bakmamız gereken yapılan iş. Sizin mantığınıza kalırsa yüksek maaş almak için dolu bahane bulunabilir.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(29.03.21)
Aslında özel sektör ve asgari ücret için de geçerli sorum. Sadece kira değil ulaşım da pahalı. Aktarma olmadan bir yere gitmek zor. Bir de Türkiye market alışverişinin ucuz olduğu bir ülke değil. O da ayrı yük
0
🌸Gunter
(29.03.21)
her sehirde esit maas olmasi sacma degil. sadece bizim alim gucumuz dusuk. onuncu dunya ulkesiyiz ve uretimimiz yok. bolgesel maas oldu diyelim, bu sefer de umraniyedeki adamla cihangirdeki adama gore mi ayarlanacak maas? sorunun kaynagini yani ekonomiyi cozmek daha mantikli sanki.
0
nibba
(30.03.21)
bunu uygulayan kurumlar var. belediyeler, iski vb. istanbulda olduğu için normal maaşların üzerine çeşitli tutarlarda sosyal tazminat veriyorlar. kimse de aha burada tazminat var diye özellikle istanbul büyükşehir belediyesini seçmiyor. belki de aradaki farkı kapatacak kadar çok değil ondan olabilir gerçi düşününce. lakin konya büyükşehir belediyesinde çalışan bir memur ile ibb'de çalışan memur arasında 1000 lira civarı bir ücret farkı var.

ayarlanabilir ama çözüm değil benim fikrim. olması gereken istanbuldaki nüfusu düşürmeye yönelik politikalar izlenmesi. böylelikle diğer giderler de düşer. çoğu insan kendi memleketinde tatminkar iş bulabilse farklı şehirlere gitmek istemez. en azından istanbul yine istanbul olsa da 20 milyon insan bir yerde tıkılıp yaşamaya çalışmaz.

@inatçılığın yeryüzündeki temsilcisi özel sektörde aynı şirkette aynı işi yapan ama farklı bayilerde çalışan iki ofisboy da farklı maaş alır. istanbulda atıyorum 3bin liraya çalışacak eleman bulamazken, konyadaki bunu hoplaya zıplaya kabul eder. bundan dolayı işveren istanbuldakine 5 bin vermek durumunda kalır (rakamlar sallamadır)

olay dönüp dolaşıp arz talepe geliyor bence. özel sektör devlet ile rekabet edemiyor şartlar açısından. bundan 30 sene önce edebiliyordu. bundan yıllar önce çalıştığım kurumda devlet eleman alabilmek için üniversite öğrencilerine burs vermiş, burs karşılığında da 5 yıl çalışma zorunluluğu ile yetişmiş eleman bulabilmiş mesela. o dönem yetişmiş eleman özel sektörü tercih ediyormuş çünkü. şimdi ise onların devletin yalvar yakar burs vs. imkanı vererek burunlarını kıvırarak girdiği kadrolara türkiye derecesi yapıp girmeye çalışıyor insanlar. özel sektörün büyük bölümü rekabet edemiyor çünkü. ücret ile etse, çalışma şartları ile rekabet edemiyor. bunun düzeltilmesi lazım. sağlıklı bir arz talep dengesi yaratılırsa devlet o zaman istanbul'da çalışan memuruna +1000 TL , lojman vs. gibi imkanlar sunmak zorunda kalır ki özel sektörden nitelikli personel kapabilsin.
0
syozkn
(30.03.21)
istanbulda yaşamak zaten rahat olmamalı, devletin öyle bir hedefi olmaması lazım yani. göçü tersine döndürmeye çalışırken aa gelin istanbulda size daha çok maaş verelim demek tam bir saçmalık olur. bunun yanı sıra memur maaşlarının en azından bir süre kesinlikle artırılmaması ve memur sayısının en az üçte birine düşürülmesi gerektiğini de savunuyorum, türkiye tam bir memur ülkesi oldu resmen.
0
roket adam
(30.03.21)
Teorik olarak mantıklı hatta özel sektörde iş piyasası bunu kendiliğinden ayarlıyor aslında.

ama kamuda eşit işe eşit ücret uygulamasının dışına çıkmak uygulanabilir değil. Her şeyden önce bunun ölçülebilir, nesnel bir kriteri olmaz. Ki bu kamuda olmazsa olmaz bir beklentidir.

Hangi şehirde bu ek ödeme neye göre belirlenecek? Bu mümkün değil. Binlerce değişken var. Her şehrin ilçelerine semtlerinde göre ciddi farklar var.
0
wilhelmwasmuss
(30.03.21)
Istanbul'daki memurlara daha az verselerde göç etse çoğunluk. Fazla kalabalık şehir. Eşit maaş olması gerekir ama. Türkiye'nin her yeri eşit mantığıyla.
0
meraklitursucu
(30.03.21)
akademide mesela doğu'da yeni üniversitelerde olanlar daha fazla alır batı'ya göre. bu sayede ilgi görebilir ve gelişebilir vs.
olcaksa tam tersi olmalı ki yani istanbul'dan tersine göç olup her şey ucuzlasın.
0
passion rules the game
(30.03.21)
olacaksa tam tersi olmlaı +1
istanbuldaki nüfusu düşürmeye yönelik politikalar izlenmesi.++++1

özel sektör zaten yakın gelecekte ist.daki ofisleri kapatmaya başlayıp remote çalışmaya geçecek. ama devlet memurları için bunun çok hızlı olacağını sanmıyorum.

her şehirde eşit maaş olmasını yersiz bulmakla birlikte ist.un cazip hale getirilmesini çok yanlış bulurum. tam tersi neden bir tek burası olsun. daha az gelişmiş yerleri kalkındırmak gerek.
0
rewlack
(30.03.21)
Olacaksa tam tersi olmalı +1

İstanbul çok kalabalık.

İmza: İstanbul’da yaşayan bir memur.
0
ruhen hastayim ben
(30.03.21)
gerekir.

kamu icin konusuyorum tabi. devlet kendi eliyle atama yapiyorsa, ayni isi yapan 2 kisiden birine 'sen bayburt'a git, 300 lira kira ode' oburune de 'sen istanbula git 2000 lira kira ode' diyorsa aradaki farki (mantik cercevesinde tabi, direkt 1700 lira vererek degil ortalama yasam giderlerine gore) dengelemesi lazim.
0
icim urperiyor
(30.03.21)
Zaten çok az kişi tercih ediyor istanbulu. Misal bddk ankara'da iken herkesin girmek istediği bir kurumdu. İstanbul'a taşındıktan sonra 75lerde kapattı uzman yardımcılığı. Ankara'da ise sınava çağırılan en düşük puan 92-95 bandında. Kpss a grubu için konuşuyorum bu arada. şimdi hazine de istanbul için ilan açtı 70lerde kapattı. keza spk da taşınıyor, onun da kaderi aynı olacaktır.

insanların geneli zaten memuriyette istanbulu tercih etmiyor sözün özü.
0
Hallegadola
(30.03.21)
(17)

İyi parti ve deva arasında kalsaydınız hangi partiye oy verirdiniz

mezarkabul
Sb teşekkürler.
Sb teşekkürler.
0
mezarkabul
(23.03.21)
İyi Parti
0
dissendium
(23.03.21)
iyi parti. akplilere oy vermek istesem gider akpnin kendisine oy veririm zaten, orjinali var yani.

ali babacan ve özellikle davutoğlu'ndan hiç hazzetmiyorum.
0
roket adam
(23.03.21)
İyi parti.
Üstteki entry altına imza atarım.
0
zoghurt
(23.03.21)
Deva
Meral akşener ali babacan’dan daha akpli (zihniyet olarak) daha çok reise benziyor. Üstelik iyi parti popülizme ve ırkçılığa da daha yakın. Meral akşener’in faili meçhullerle ilintisi var. Babacan daha rasyonel Akşener daha duygusal. Babacan başarılı bir adam, net, öngörülebilir. Akp geçmişi dışında kendisine yöneltilen herhangi mantıklı bir eleştiriye rastlamadım henüz.
0
but that was just a dream
(23.03.21)
sandığa gitmezdim.
0
ghostinthemech
(23.03.21)
ip ve deva kulislerde seçim için anlaştıkları söyleniyor. deva kadroları her geleni aldığı için sadullah ergin vb isimler yüzünden benden oy alamaz. zorda kalırsam ipe atarım.
0
mikahakkinen
(23.03.21)
akp geçmişi olmasa deva, aşırı milliyetçiliği olmasa iyi parti
0
vernonj
(23.03.21)
hangisi akpye daha çok zarar verecekse ona.

yani stratejik oy verirdim.

mesela deva'ya vereceğim oy farzediyorum bulunduğu ittifaki baraj atlattırıp akpden milletvekili çalacak gibi ise..

bonus : pbs.twimg.com
0
nuisance
(23.03.21)
Boş
0
heritage
(23.03.21)
Aynı şeyin laciverti.
Bu süreçte oy verilecek bir partide yok oda ayrı bir konu.
0
astronom bey
(23.03.21)
İyi parti.

Babacan dediğimiz adam önce yüreği yetiyorsa 15 sene yolsuzluk hırsızlığa nasıl ne karşılığında göz yumdu onu anlatsın, af dilesin.
0
robin one persie
(23.03.21)
Cevabım iyi parti ama İyi parti ve deva arasında kalmak çok ilginç. Yani davutoğlu ile babacan arasında kalınır da iyi parti - deva arasında kalmayı anlayamadım.
0
wilhelmwasmuss
(23.03.21)
Akparti vs CHP değil ki hocam, niye ilginç olsun ki?

İki aşırı uç değil bence. İkisi de sağcı mı evet. İkisi de sert siyaseti sevmiyor, Meral Akşener, anladıkları dilden konuşuyor ama ileride, dilini yumuşatır mutlaka.

İkisi de ittifaklara açık mı evet. Gerçi mecburiyet söz konusu ama neyse.

Bir de Ali babacana muhtemelen makam vs teklif ettiler ayrılık sürecinde ama eliyle itti diye düşünüyorum.


Zamanında, akparti kurulduğunda oy vermeye yaşım yetmiyordu ama eleştiriyordum herkesin yanında. Bunu niye söylüyorum? Deva ileride, ılımlı çizgisini değiştirmez bence. Yakın arkadaşlarımın çoğu ilk iki seçimde AKP'ye oy verdi sonra koyu muhalif oldular. Ben en başından muhaliftim. (AKPnin ilk zamanlarina kanmadigim için, devaya oy verirsem kanmış olmam diye düşünüyorum kısacası).
0
🌸mezarkabul
(23.03.21)
Sağcı çok genel ve yetersiz bir tabir geliyor bana. İslamcılar ayrı bir ekol.

Çok alakasız partiler de birbirleri ile ittifak yapabilir siyaset mecbur bırakırsa o bambaşka bir durum.

İyi parti seçmenini MHP'nin AKP güdümüne girmesini kabullenemeyen milliyetçiler diye özetleyebiliriz çoğunlukla. Ali Babacan nasıl bir imaj yüklenirse yüklensin, bilen biliyor ki siyaset kültüründe siyasal İslam var ve AKP eskisi.

ALİ Babacan A oy verecek kitlelerin, milliyetçi bir partiye oy vereceğini sanmıyorum bir eğilim olarak.
0
wilhelmwasmuss
(23.03.21)
İkisine de vermezdim. (Anketteki "kararsız" değilim, oldukça kararlıyım)
0
prole
(23.03.21)
@wilhelm, son cümleniz genelleme olduğu için, aksi durum çok söz konusu olabilir. Ben kendimden yola çıkayım; cumhurbaşkanlığı seçimi zamanı, iyi Partiye ve Muharrem inceye oy vermiştim. Hayatımda hiç CHP'ye oy vermiş birisi de değilim.

Deva partisi, kurulduğunda aynısının laciverti demiştim ama Ali Babacani dinledikçe oy veririm ben bu adama dedim. Sonra tekrar Meral Akşenere yöneldim. Bunun iki sebebi var, birincisi mecliste ilk defa temsil edilmeme sebep olan parti iyi partidir :) ikincisi, Meral Akşener tek başına iyi bir muhalefet, ayak oyunlarına gelmiyor olması da büyük bir artı.

Bana kalırsa, siyah ve beyazdan çok gri var.

Ahmet Davutoğlunun partisi vs iyi parti olsa bana da çok garip bir vs gelirdi ama Ali Babacan çok da sırıtmıyor bence.

Abdullah Gül, Davutoğlu vs gibi değil babacan.
0
🌸mezarkabul
(23.03.21)
Bugün debeye giren şu entry genellemelerin çok da doğru olmayacağını anlatıyor aslında eksisozluk.com

Dedemiz, yeri gelmiş Ecevit'e oy vermiş yeri gelmiş Erbakan'a. Takım tutar gibi parti tutmaya gerek yok demek istiyorum ben kısaca.
0
🌸mezarkabul
(24.03.21)
(24)

Araba Kullanmayı Seviyor musunuz?

hayaletimsi
Araba sürerken sanki terapi alıyormuş gibi hissediyorum. Bi işim olmasa bile araba sürmek istiyorum. Büyük ihtimal telefon kullanmama, tüm dikkati yola verirken kafada diğer dertlerin uzaklaşmasıyla alakalı.Benzin çok pahalı olmasa sürekli kullanasım var. Sizde durumlar nedir?
Araba sürerken sanki terapi alıyormuş gibi hissediyorum. Bi işim olmasa bile araba sürmek istiyorum. Büyük ihtimal telefon kullanmama, tüm dikkati yola verirken kafada diğer dertlerin uzaklaşmasıyla alakalı.

Benzin çok pahalı olmasa sürekli kullanasım var. Sizde durumlar nedir?
0
hayaletimsi
(26.02.21)
Terapi gibi geliyor, sen ne diyosun.
0
mimetorg
(26.02.21)
Ayni ben...
0
invictae
(26.02.21)
Hayır, hiiiiç sevmiyorum :( sadece geniş ve boş yolda kullanmakla ok'im, gezmek, kampa fln gitmek için katlanabiliyorum. İşe veya toplu taşımayla gidebileceğim bir yere arabayla gitmiyorum.
Not: 32 yaşımda ehliyet aldım.
0
pati
(26.02.21)
ben de aynı şekilde. boş boş araba kullanıyorum demeyeyim ama araba kullanmamı gerektiren şeylerden kaçmıyorum, hemen atlıyorum demek daha doğru olur.
0
co2s2
(26.02.21)
trafik yoksa ilk 1-2 saat severim sonra sıkıcı olmaya başlıyor
0
basond
(26.02.21)
Sakin bir sahil veya dağ yolu ise severim yolu da uzatırım hatta ama normal e5 trafiğinden ciddi anlamda nefret ediyorum.
0
cilekli pasta
(26.02.21)
istanbulda araba kullanmak genelde sinir katsayımı arşa çıkartır, özellikle şişli vb. trafiğin leş olduğu yerlerde çekilecek dert değil ama egede ve uzun yolda kullanmanın çok farklı bir güzelliği var, iyi bir playlistle aşırı beleş bir terapi gibi geliyor insan ruhuna.
0
blue rebel motorcycle club
(26.02.21)
trafikte ve bozuk lanet izmir yollarında kesinlikle hayır, daha bu sabah belediye everest gibi kasis koyduğu için arabanın tamponunu sürttüm, onun haricinde akıcı yollarda tempolu sürüşe bayılıyorum.
0
garavel
(26.02.21)
Istanbul'da sevmiyorum, stres katsayimi arttiriyor. Sehirlerarasi yollarda veya ege'de kullanmak terapi gibi geliyor gercekten de.
0
fakyoras
(26.02.21)
Hem de nasıl.. istanbulda trafiksiz saatlerde özellikle gece en sevdiğim şeylerden biri..
0
imnotsureabout
(26.02.21)
fakyoras +1.
geriliyorum trafikte.

ama gece+boş yol+müzik kombinasyonuyla şahane.
0
filteria
(26.02.21)
Her şekilde gerilip strese giriyorum. Ufak bir hatada sakatlık, ölüm, büyük maddi kayıp yaşıyorsun, neresini seveyim bunun?
0
diffarentiationation
(26.02.21)
güzel bir podcast veya radyo programı ile saatlerce sürebilirim. seneler önce samsuna bir bayram arefesinde 21 saatte gitmiştim. modern sabahlar podcastleri ile zerre sıkılmamıştım.
0
teritori
(26.02.21)
trafik durumu ve motivasyon önemli. sabah 7'de işe giderken ve trafik de varsa hiç sevmiyorum ancak tatile gidiyorsam ve yanımda arkadaşlarım varsa gayet iyi oluyor.
0
sanal uyku
(26.02.21)
Evet seviyorum..
0
Ven
(26.02.21)
Bayılıyorum. 18 yaşından beri arabam var. Gittiğim hemen hemen bütün ülkelerde de araba kiralayıp binlerce km yaptım. Toplu taşımaya hayatta binemem, o özgürlük hissi bambaşka.
0
iwasbornonamountainside
(26.02.21)
inanılmaz keyif alıyorum. termosa kahveyi doldurup güzel müzikle beraber kilometrelerce yol gidebilirim.
not: lüks araca binmiyorum, bir de öyle bir durum olsa keyfim 10'a katlanacak.
0
ludwig boltzmann
(26.02.21)
Bos yol kriterini saymazsak aracin modeli belirleyici oluyor. Su anki aracim inanilmaz keyifli, yolu uzatmaya calisiyorum. Ama bi onceki aracim kalas gibiydi. Pek keyif alamiyordum. Bir donem mini cooper kullanmistim, ki surus zevki acisindan benim icin bir numaradir.

Yani bos yolda arac kullanmak guzel bi sey tabii ama nasil bir arac oldugu cok onemli.
0
msb
(26.02.21)
trafik haric hastasiyim.
altindaki araba cok onemli +1.
0
cooperr
(26.02.21)
4 yıl önce ehliyet aldıktan sonra bir daha araba kullanmadım. Hiç içimden gelmiyor araba sürmek. Ehliyeti de bulunsun işte hazır boş zamanımdayım diye almıştım. Tamamen unuttum gibi hissediyorum ve o kadar gözümde büyüyor ki tekrar alışma süreci.

Arabada sağ ön koltukta olmayı çok severim mesela uzun yol yapayım biri sürerken ama o arabanın kontrolün altında olması hissi hoşuma gitmiyor. Başkası kontrol etsin mümkünse, ben yan koltukta keyfini çıkartayım yolun sağa sola bakarak, telefonla uğraşarak dshhsd
0
nundu
(26.02.21)
Yasaklar sebebiyle şehir içi ev-iş arası dışında kullanmadığım için binmek eziyet gibi geliyor. Bazen keşke biri sürse de yolcu koltuğunda gitsem diyorum.

Yoksa uzun yol yapmayı, manzaralı yolda gitmeyi, şiddetli yağmurda gitmeyi çok severim, dinlendirir, insanı yeniler.
0
wilhelmwasmuss
(26.02.21)
Bence safi eziyet. Param olunca ilk işim şoför tutmak olacak.
0
plutongezegendegilmi
(26.02.21)
Uzun yol seviyorum ben. hatta bayılıyorum etrafı izleye izleye yol almaktan, farklı coğrafyalardan geçmekten.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(27.02.21)
İstanbul başta olmak üzere, ankara ve izmirde sevmiyorum sürmeyi. balıkesir ve samsunda kullanmak çok güzel. doğu illerinde kuralsızlıktan dolayı ilginç enstantaneler yaşanabiliyor, ama fena değil. çanakkale ve edirne dream team. yaani, şehrinden şehrine değişiyor.

insanın canı bazen uzun yol çekiyor, çoğu kişinin zaman zaman hissettiği şeyler. gerçekten o karanlık boş yollarda araba sürmenin farklı bi tadı var.
0
olutaklidi
(27.02.21)
(3)

Araç muayenesi ile ilgili

django
Merhaba. Ruhsatımdaki muayene geçerlilik tarihi 19 ocak 2021. Ameliyat olduğumdan dolayı ilk aracımı muayeneye götüremedim. Sağlık sorunlarımdan dolayı bir süre daha götüremeyeceğim. Bu gecikme durumu, herhangi bir sorun teşkil eder mi?
Merhaba. Ruhsatımdaki muayene geçerlilik tarihi 19 ocak 2021. Ameliyat olduğumdan dolayı ilk aracımı muayeneye götüremedim. Sağlık sorunlarımdan dolayı bir süre daha götüremeyeceğim. Bu gecikme durumu, herhangi bir sorun teşkil eder mi?
0
django
(11.02.21)
bir şey olmaz. ufak bir gecikme cezası ödersiniz. muayene ücretinin yüzde 5'i oranında bir cezası vardı aylık olarak. tabi arabanın yatacağını varsayıyoruz, trafikte yakalanırsanız iş başka.
0
bruges
(11.02.21)
Polis durdurursa muayenesiz olduğu için ceza yazabilir. Ayrıca muayene ücretinin belli bir gecikme faizi oluyor. Artmadıysa aylık yüzde 5.
0
the coon
(11.02.21)
Gecikme faizi ödersiniz. Trafikte muayenesiz yakalanırsanız 1.seferde para cezası kesip 7 gün mü ne az bir müddet süre veriyorlar muayeneyi yaptırmak için. 2. kez yakalanırsanız arabayı çekerler.
0
wilhelmwasmuss
(11.02.21)
(2)

Covid-19 aşısı için bakanlık kimin telefonunu arıyor?

prole
Bazı arkadaşlar 85 yaş üstü aile üyelerinin aşılanması için kendilerine bakanlıkça bilgilendirme yapıldığını ve randevu alıp bu şekilde aşı için hastaneye gittiklerini söyledi. Bakanlık bizi hangi numaradan arıyor? Bizim aile üyelerinin numarası mı var onlarda, hangi veritabanı bu? Bilgisi olan var
Bazı arkadaşlar 85 yaş üstü aile üyelerinin aşılanması için kendilerine bakanlıkça bilgilendirme yapıldığını ve randevu alıp bu şekilde aşı için hastaneye gittiklerini söyledi. Bakanlık bizi hangi numaradan arıyor? Bizim aile üyelerinin numarası mı var onlarda, hangi veritabanı bu? Bilgisi olan var mı? Bizi arayan olmadığı için acaba ellerinde telefon numaramız mı yok diye merak ettim.
0
prole
(24.01.21)
Annem 79 yaşında ve muhtemelen kayıtlı bir telefonu yoktur diye bugün www.mhrs.gov.tr adresinden aşı randevusu başvurusu yaptık.
Kendi telefonunu vermiyor çünkü, bir sır gibi. Her yere bizimkileri veriyor.
İşi şansa bırakmamak için öyle yaptık.
Alo 182'den de randevu alınıyormuş.
0
pro9it9is9
(24.01.21)
bugün tam da o arama işini yapanlardan biriydim. arayan ilçe sağlık müdürlüğüdür.

aranmanıza beklemeye gerek yok. zaten aradıklarımıza aşı olmak isterseniz 182 yi arayıp randevu alın diyoruz.
0
wilhelmwasmuss
(24.01.21)
(14)

Balık alırken ayıklatıyor musunuz?

msb
Tezgah arkasında bi işler dönüyor sanki, seçtiğim balıkla eve gelen balık farklı oluyor gibi...Bayat balıkları o şekilde elden çıkarıyor olabilirler mi?Genelde Üsküdar/Kadıköy balık çarşılarından alıyorum.
Tezgah arkasında bi işler dönüyor sanki, seçtiğim balıkla eve gelen balık farklı oluyor gibi...

Bayat balıkları o şekilde elden çıkarıyor olabilirler mi?

Genelde Üsküdar/Kadıköy balık çarşılarından alıyorum.
0
msb
(23.01.21)
Bunu Ekşi'de yazmıştı biri.

eksisozluk.com

Ya başka balık ayıklanıp veriliyor ya da daha önceden ayıklanmış balık veriliyor.
0
dissendium
(23.01.21)
Olabilir mi olabilir. Hep aynı balıkçıdan al. Kanka ol. Gittiğinde mesela abi 10 dk bekle taze balık gelecek halden sana bundan vermeyeyim, çay icedur diyen adam lazim sana. Bunun içinde aynı balıkçı + samimiyet. 3 - 4 kez de 100-150 lira üzeri alışveriş. sonraki alışverişte abi geçen haftakiler çok iyiydi eline sağlık bayağıdır böyle balık yememistim falan de :D bir zaman sonra arkaya ses gider zaten abime şundan ver vs gibisinden.

Yoksa adam elindeki bayatlari bitirmek zorunda herhalde devamlı müşterisine vermez bayat balığı :)
0
westblack
(23.01.21)
mahallenin balıkçısından alıyorum. Gözümün önünde ayıklıyorlar. Dediğiniz gibi yapsa kimse tercih etmez.

Ama işlek yerlerde yapıyo olabilirler...
0
hayaletimsi
(23.01.21)
Artık ayıklatmıyorum. En son ayıklattığımda 2 kiloya yakın dil balığı almıştım, adam ısrarla temizleyelim deyince olur dedim , sen alışverişini yap hazır olur dedi balıkçı. Normalde balığımı hep ben temizlediğimden ne kadar fire çıkar aşağı yukarı bilirim. Döndüm yarım saat sonra ödemeyi yapacağım , torbayı elime tutuşturdu bir gariplik var. 1 kilo var yok , attım önümde duran tartısına 1 kilo bile gelmedi. Hayırdır diyorum abi kafa , deri diyor ( 2 kilo orta boy dil'den 400 gram fire gelmez,balığın içi ve kafası küçüktür) bırakıp döndüm yürümeye başlayınca bağırıyor arkamdan. Hiç sallamadım , bir daha da tezgahının önünden geçmedim. Ben ki haftalık 250 tl deniz mahsulü tüketirim , ben kaybetmedim ama bu tezgahı yiyen çok dikkat edin.
0
synax
(23.01.21)
metro marketten gonul rahatligiyla taze alabilir/ayiklatabilirsin.
0
nibba
(23.01.21)
büyük merkezlerden alışveriş etmem. dürüst esnaf yok mu oralarda, elbette var. ama kurunun yanında yaş da yanar.
0
iddaaci
(23.01.21)
Kesinlikle bir şeyler dönüyor.
Ayıklayıp koyuyorlar ve önce onu satmaya çalışıyorlar. Yok derseniz bu defa suda yüzenlerden vermeye çalışıyorlar. Yine yok derseniz
tezgahtan verip ayıklayalım mı deyip ayıklama sırasında da bir şeyler çeviriyorlar.
Elle kontrol edip ayıklatmadan alıyorum.
Ne yazık ki memleket her yönüyle ahlaksızlığa batmış.
0
pro9it9is9
(23.01.21)
Migrostan carrefourdan alın ögüzünüzün önünde ayıklıyorlar
0
condom kurşunu
(23.01.21)
İzmirde öyle bi şeye rastlamadım ben daha ama ben de ayıklatmıyorum da sebebi bu değil. Baştan savma ayıklıyorlar ben yine gelince kendim uğraşıyorum.
0
superfluid
(23.01.21)
Normalde ayıklatıyordum ama ayıklandıktan sonra olması gereken ağırlığın çok altında çıkınca bıraktım.
0
wilhelmwasmuss
(23.01.21)
Ankara'daki hiçbir balıkçıda böyle bir şey görmedim. Muhtemelen orası İstanbul ve sizi iyi düdüklüyorlar.

Bizim balıkçılarda ayıklayan adamın arkası müşteriye dönük olur,başında bekler görürsün. Sakarya, bahçeli, öveçler, ulus hal. Hiçbirinde böyle arkasına geçilmeyen, arkası görülmeyen tezgah görmedim.
0
kibritsuyu
(23.01.21)
"Genelde Üsküdar/Kadıköy balık çarşılarından alıyorum."

evet tam da bu tur dalaverelerin dondugu yer bu iki merkez. buyuk marketlerde bu isler olmaz cunku ayiklayan kisinin bir kari yok. o balik carsilarinda ise rekabet ve acgozluluk oldugu icin boyle seyler hep olur. gorunen o ki ya kendi mahallendeki balikcidan alacaksin ya da buyuk marketlerden.
0
rm
(23.01.21)
Ben de ayiklatiyorum ama ya bizim balikcidan ya da Migros'tan alıyorum; söylediğiniz gibi bir şeye hiç denk gelmedim hatta aklımın ucundan bile geçmemişti.
0
fraise
(23.01.21)
sokakta satan tipler varsa onlardan al. Zaten arkada temizleme gibi bir durum olamıyor ve taze satıp bitirip gidiyorlar.
0
rodriguez2
(23.01.21)
(3)

Memuriyet için Demiryolları mı Uzay Ajansı mı? (Ankara)

istambul
KPSS merkezî atamada hangisini yazayım? Türkiye Uzay Ajansı yeni kuruldu, internet sitesi yapım aşamasında, adresi bile yok internette. Yeni olması iyi de olabilir kötü de. TCDD'nin büro memurluğu da güzel diyorlar ama bilemiyorum.Bu arada hangisinin maaşı daha iyi diye bakmıyorum hangisinin işi-ula
KPSS merkezî atamada hangisini yazayım? Türkiye Uzay Ajansı yeni kuruldu, internet sitesi yapım aşamasında, adresi bile yok internette. Yeni olması iyi de olabilir kötü de. TCDD'nin büro memurluğu da güzel diyorlar ama bilemiyorum.

Bu arada hangisinin maaşı daha iyi diye bakmıyorum hangisinin işi-ulaşımı daha rahattır diye bakıyorum.
0
istambul
(06.01.21)
uzay ajansı'nın paso yatış olacağını tahmin ediyorum :)
0
nickini degistiren yazar
(06.01.21)
büro memurluğu açısından çok bir fark olacağını sanmam. hangi kurumda olursa olsun yazışma, evrak işleri falan olacak zaten. lojman, tesis, tayin hakkı (kurum hangi şehirlerde var) vs. gibi durumlara bakmakta fayda var. tüm şartlar eşitse "uzay ajansında çalışıyorum" demenin ayrıca bir havası da olacaktır :D
0
hadsafhada
(06.01.21)
-maaş, ek ödeme vs. Parasal yönden anlamlı fark oluşturacak bir durum söz konusu ise geliri fazla olan kurumu tercih ederim.

-tayin imkanı da çok önemli. Rutine dayalı ve kendine göre stresi olan bir iş memuriyet. Dolayısıyla insan şehir değişikliği veya haftasonlarını değerlendirebileceği bir bölgede yaşamak ihtiyacı hissediyor zaman içerisinde. Bence bu kriterde demiryolları öndedir, çünkü taşra teşkilatı yaygındır.

- iş yükü, sosyal olanaklar. Her ne kadar büro memuru her kurumda yaptığı iş sabittir gibi bir algı var ama, bu iş yükünün yoğunluğu kurumdan kuruma, hatta aynı kurumun aynı iş pozisyonunun farklı bölgelerinde/şehirlerinde/binalarında değişkenlik gösteriyor.
0
wilhelmwasmuss
(06.01.21)
(6)

Premier League dun mac oynayan takimlara yarina da mac koymus

speedy
Chelsea, M.city falan dun oynamisti macini yarin gene maca cikacaklar. Bugun oynayanlar da sali gene maca cikacak. Abi bunlar naapiyor boyle? Kimse itiraz etmiyor mu? Deplasmani, koronasi var, oyuncu degisiklik hakki da 3 bi de.
Chelsea, M.city falan dun oynamisti macini yarin gene maca cikacaklar. Bugun oynayanlar da sali gene maca cikacak. Abi bunlar naapiyor boyle? Kimse itiraz etmiyor mu? Deplasmani, koronasi var, oyuncu degisiklik hakki da 3 bi de.
0
speedy
(27.12.20)
Premier ligde gelenek haline gelmiş bir durum bu. Noel döneminde maç sayıları artıyor, insanlar tatildeyken daha fazla maç izleyebilsin diye. Her yıl bu şekilde oluyor.

www.bbc.co.uk
0
himmet dayi
(27.12.20)
acidigin insanlarin aldigin maasi dunyanin yuzde 95'i hayal bile edemiyor. birak da yorulsunlar biraz.
0
baldur2
(27.12.20)
yıllardır var olan bir durum. boxing day haftası deniyor.
0
wilhelmwasmuss
(27.12.20)
ingiltere'de 100 yılı aşkın tarihi olan bir gelenektir bu. adamlar futbolu hayatlarının bir parçası ve güzel bir eğlence aracı haline getirebildiği için bayramda seyranda evinde ailesiyle oturan insanlar birlikte maça gidebilsin veya oturup televizyonda seyredebilsin diye o günlere maç koyarlar.

yalnız küçük bir düzeltme, "boxing day haftası" diye bir şey yok. bu "kadir günü haftası" gibi bir şey olur. boxing day, noel'den sonra gelen günün ismi. mesela bu sene,

24 aralık > noel arifesi
25 aralık > noel
26 aralık > boxing day

şeklindeydi. sonrasında da yeni yıl olduğu için böyle bayram-tatil haftası gibi bir şey oluyor ama bildiğim kadarıyla bu sürecin tamamını kapsayan bir isim yok. varsa ve duymamışsam da özür diliyorum şimdiden.

***

ingiltere ilk kez bu sezon kış arası verecekti (normalde kış arası yoktur) ama bu sefer korona yüzünden takvim sıkıştığı için onu da yapamıyorlar. hem sezon geç başladı hem de euro 2020 (veya 2021) oynanacağı için sezonu normalden erken bitirmeleri lazım. valla bu christmas süreci bi şey değil... lig kupası, fa cup, lig, avrupa-şampiyonlar ligi falan derken özellikle büyük takımlar kıyıma uğradı resmen. buna rağmen oyuncu değişikliği hakkı oylamasında da minnak anadolu takımlarının sabotajıyla beş hakkın reddedilmesi çok acayip.
0
der meister
(27.12.20)
her sene böyle. sanırım seneye kaldıracaklar. öyle bir karar alınmıştı diye hatırlıyorum. devre arası tatili olacak artık ingiltere'de de.

evet, boxing day ama kutu olan box :)

edit: der meister anlatmış. doğru bu sezon olacaktı.
0
ahm1
(27.12.20)
ekstra not olarak ekleyeyim, bu bahsettiğim kış arası noel dönemi için değil de şubat ayı için planlanmıştı. eğer korona yüzünden takvim değişmeseydi bu kış 8-22 şubat arası ara verilecekti. yalnız bu ara dediğim öyle "hadi dükkanı kapattık, iki hafta maç yok" şeklinde bir ara değil. normal tek bir haftayı düşün, 10 maç var, 3-4 güne yaymışlar. hah işte bunu iki haftaya yayıyorlar. takımlar biraz dinlenme fırsatı bulsa da öyle "oh be memlekete gidiyim anamı babamı göreyim" durumu olmuyor, en fazla 2-3 gün izin yapıyorlardır herhalde.

sözün özü bu adamlar bambaşka bir seviyede. coulibaly zamanında "abi bu galatasaray seyirci manyak ya" demişti, aynısını premier lig için söylemek lazım.
0
der meister
(27.12.20)
(9)

araba icin silecek almak

icim urperiyor
nelere dikkat etmek gerekiyor? internette sanki hepsi birbirine uyumluymus gibi gozukuyor. arac skoda fabia 2005 (mk1). ikinci soru da, en kaliteli silecek hangisi? silikon falan diyolar onun uyumlusunu bulabilir miyiz acaba?
nelere dikkat etmek gerekiyor? internette sanki hepsi birbirine uyumluymus gibi gozukuyor. arac skoda fabia 2005 (mk1).

ikinci soru da, en kaliteli silecek hangisi? silikon falan diyolar onun uyumlusunu bulabilir miyiz acaba?
0
icim urperiyor
(23.12.20)
ne alırsan al 3 ay sonra gacur gucur etmeye başlıyorlar. ben pes ettim artık en ucuzu hangisiyse onunla değiştiriyorum 3 ayda bir.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(23.12.20)
Bir kış bir yaz görünce özelliğini yitiriyor zaten, bir oto parçacının önüne yanaş, arabadakini sök içeri gir benzerin en ucuzunu versinler.

Sadece silgiyi sökeceksiniz komple kolu değil.
0
John Bloor
(23.12.20)
Hic bir seye dikkat etmen gerekmiyor.mahallende giderken oto aksesuarcinin onunde duruyorsun usta sunun silecekleri degistirirmisin diyorsun.gidip kutusuyla getirip takiyor,30 lirayi veriyorsun ve olay bitiyor.
0
duptıs
(23.12.20)
bosch silecekden başkasına bakma
0
jamswety
(23.12.20)
Ben de bugün yarın derken belki 2 senedir silecek alamadım :)
cevaplara bakınca köşedeki aksesuarcıdan taktırasım geldi.

kaliteli olarak bosch önerilmişti bana da.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(23.12.20)
Bosch kullanıyorum ben de. Memnunum.
0
wilhelmwasmuss
(23.12.20)
bosch alırsan aeroeco alma çok kötü. aerotwin iyisi.
0
mattiadestro
(23.12.20)
sileceksepeti.com diye bi yerden aldım. yorumları da iyiydi. ekşi'de gördüm ben de belki duyuruda emin değilim. gayet memnun kalmıştım.
0
reanarchy
(23.12.20)
Bosch aerotwin almanı tavsiye ederim.
0
vampir akrep
(23.12.20)
(25)

Türk edebiyatında kıymeti bilinmeyen kitaplar

yazdonumu
Sizce nelerdir?Misal etrafımda Peyami Safa kitapları okuyan pek kimse yok. Örneğin Sabahattin Ali okuyan var ama popüler olmasa okumayacaklardı belki.Size göre neler var kıymeti bilinip çok okunmayan, okumayanın çok şey kaçırdığını düşündüğünüz muhteşem kitaplar neler. Mutlaka benim de gözümden kaça
Sizce nelerdir?
Misal etrafımda Peyami Safa kitapları okuyan pek kimse yok. Örneğin Sabahattin Ali okuyan var ama popüler olmasa okumayacaklardı belki.
Size göre neler var kıymeti bilinip çok okunmayan, okumayanın çok şey kaçırdığını düşündüğünüz muhteşem kitaplar neler. Mutlaka benim de gözümden kaçan, çok iyi, okusam çok seveceğim kitaplar vardır. Bu vesileyle onları da öğrenir okurum :)
0
yazdonumu
(11.12.20)
yazmayayım dedim ama yazıyorum: Orhan Pamuk. Tabii yazar olarak söyledim ama...Orhan Pamuk kitapları diyeyim madem.

Ayrıca Peyami Safa konusunda katılıyorum.

Sabahattin Ali bence dünyaca daha da kıymeti bilinebilir.
0
AlsterWasser
(11.12.20)
oğuz atay. özellikle de dil açısından bir bilimadamının romanı.

sonra kesinlikle orhan pamuk. cevdet bey ve oğulları daha yeni bitirdim. çok genç yaşta o kadar iyi kitap yazmak mükemmel bir yetenek.
0
lesmiserables
(11.12.20)
Orhan Pamuk ve Oğuz Atay gene bi derece okunuyor sanki. Ya da ben etrafımda okuyan bir kaç arkadaşa falan rastladığım için bana öyle geliyor belki
0
🌸yazdonumu
(11.12.20)
Bu adamı pek sevemedim doğrusu ama şu konuşması dikkati mi çekti:
streamable.com

Bununla video ile beraber şunu düşünmemek elde değil ,
bir şey bizi videoda sayılan kişi ve eserlerden uzak tuttu kürk mantolu madonna un kürkü arasına bıraktı. Orada bulunmayı da aydınlanma, ufuk açma zannediyoruz.

O Şahıslara ulaşırsan zaten kitaplarını da göreceksin.
0
Erva
(11.12.20)
Sevgi Soysal ve kitapları


Tutkulu Perçem
Yenişehirde bir öğle vakti
Tante Rosa


Okumalı hepsini.
0
ırene adler
(11.12.20)
Yaşar Kemal de deseydiniz bari :))
barış bıçakçı bence iyidir gerçi o da ünlü baya.alper canıgüz de bence daha ünlü olmalı ama kıymeti bilinmiyor diyemem.
0
high hopes of the sozluk
(11.12.20)
@erva

konuşmada adı geçen şahısların tamamı farsça, arapça, türkçe kırması bir dil kullandığından, farsçadan devşirme gramer kuralları kullandıklarından bugün yoklar. saray edebiyatı yapıyorlar yani, alıcı kitlesi yok. bunların yerine bugün yunus emre'nin, karacaoğlan'ın kalması da tam da buradan, şiirlerini halk dilinde yazmalarından kaynaklanıyor. ayrıca ingilterede sadece shakespeare yok, amcanın yanlışı var.
0
lesmiserables
(11.12.20)
peyami safa, orhan pamuk gayet okunuyor bu arada. peyami safa'yı liselerde de okuturlar. peyami safa'nın özellikle 9. hariciye koğuşunu çok okuturlar. orhan pamuk da çoksatan bir yazardır. sabahattin ali gibi her zaman listenin en başında göremezsiniz ama kitapları daha pahalı olduğundan ve zor okunduğundandır.

sevgi soysal'a katılıyorum. iletişim basıyor ama çook rağbet görmüyor. yine de edebiyata ilgisi olan kişiler arasında bilinir, okunur.

bahaeddin özkişi diyeceğim.
0
black holes in the sky
(11.12.20)
Bu az bilinme olayı çok göreceli tabi ama örnek vermek gerekirse:
Amak-i hayal- Filibeli Ahmet Hilmi
Bir de bana nedense Ferit Edgü hep az bilinmiş gibi geliyor:/
0
Amaranta ursula
(11.12.20)
@lesmiserables
evet tam şu an bahsettiğinde Farsça ve arapçadan arındılmış ingilizce ve fransızcanın işgaline uğramış bir türkçe'den bahsediyorsun.
İngiltere'de, yabancı kelimeleri atalım dışarıdan yeni kelimler bakalım diyen de ben görmedim.

Gönüllü olarak kültür ve dil emperyalizmi kurbanı olmamak gerek.
0
Erva
(11.12.20)
Ali Teoman
0
freebird5406_2
(11.12.20)
Ruh Adam
0
alfred
(11.12.20)
Bu arada Sevgi soysal duyduğum ama okumadığım isimdi. Onu da en kısa sürede okunacaklar listeme alayım. Barış Bıçakçı'nın da bir iki kitabını okumuştum severim kendisini. bahaeddin özkişi duymadım galiba önce onu da inceleyeceğim. Amaki hayali yeni sipariş ettim gelince heyecanla okuyacağım kısmetse
0
🌸yazdonumu
(11.12.20)
Ben
Ters bir noktadan bakacagim
Ayse Kulin bence populer diye degersizlestiriliyor
Ben bayiliyorum diline anlatimina
0
summatinyourteeth
(11.12.20)
Öncelik sırama göre

Açık ara 1. Tahsin Yücel - yalan

Ardından bir Tahsin Yücel - yalan kesinlikle olamasa da Yücel sarpdere'nin vatandaş Abuzer kitabı da çok çok daha bilinirliğe, okunurluğa sahip olmalılar.
0
wilhelmwasmuss
(11.12.20)
bence yakup kadri karaosmanoğlu, falih rıfkı atay, bilge karasu.

özellikle ilk ikisinden lise müfredatında üstünkörü söz ediliyor, yakup kadri için "köylü düşmanı" deniyor yaban'dan ötürü ki çok büyük hata... halbuki yaban'ı açıp okumuş, zeytindağı'nı okumuş kaç kişi var.

bir de @erva'ya inanmayın, ingilizce'de büyük bir fransızca-latince sözcükleri çıkarma hareketi var, eskiden bizim gibi ingiliz sarayı ve devlet görevlileri, mahkemeleri de fransızca - latince konuşuyormuş, şimdi kalmamış tabi.
0
dinç kuvvetler
(12.12.20)
Selçuk Baran, Feyyaz Kayacan, Demir Özlü, Vedat Türkali, Latife Tekin, Sevgi Soysal.
0
adivar
(12.12.20)
Mitat Enç.
0
adivar
(12.12.20)
Abdülhak Şinasi hisar
0
nickimin hakkini veremedim
(12.12.20)
Kesinlikle Latife Tekin bu sorunun cevabı. Kitap önerim de sevgili arsız ölüm olacaktır.
0
bussuru1
(12.12.20)
kitap değil de yazar:
vüsat o. bener
cemil kavukçu
0
her şey
(12.12.20)
Fahri Erdinç. Özellikle acı lokma romanı dil, anlatım olarak çok iyidir
İsmail güzelsoy. Her bir kitabına kefilim gönül rahatlığıyla. Modern Türk edebiyatının kenarda kalmış usta kalemlerinden
Not: bence verilen cevaplardaki birçok ismin kıymeti bilinmeyen yazarlardan oldukları söylenemez. Yani az çok edebiyatla ilgilenen, okuyan birisi zaten latife Tekin’i, sevgi soysal’ı, Bilge karasu’yu, Necati cumalı’yı bilir yani.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(12.12.20)
Kırmızı Bacaklı Martılar
Yusuf Solmaz
0
nedendir bilinmez
(12.12.20)
Aldanışlar Geçidi - Yılmaz Aybar
0
battal gemalmaz
(12.12.20)
@erva

Keşke dil çalışmaları hakkında biraz bilgi sahibi olsan. Önce yunus emreyi bir oku, yaşadığı döneme bak. Bir de şu videoda bahsedilen ve dönemimizde yaşayan şairlerden birini oku. Aradaki farkı, kimi anlayıp anlamadığını göreceksin
0
lesmiserables
(12.12.20)
(15)

Korona yasakları gelir mi

dafuq
Sokağa çıkma yasaği veya spor salonu kapatılması gerçekleşir mi sizce yıl sonuna kadar. Malum sayılar artıyor.
Sokağa çıkma yasaği veya spor salonu kapatılması gerçekleşir mi sizce yıl sonuna kadar. Malum sayılar artıyor.
0
dafuq
(25.10.20)
Kesinlikle gelir.
0
diffarentiationation
(25.10.20)
Gelmez diye dusunuyordum fikrim 360 derece degisti son durumla.
Daha fazla sekilde gelir hem de
0
Kittie
(25.10.20)
hayır gelmez hiç bir şekilde gelmeyecek.
0
sting
(25.10.20)
bence gelmez. beyaz çayın kilosu 4 bin
0
ya ben lan neyse
(25.10.20)
gelmez
0
nahtoderfahrung
(25.10.20)
gelmeyecek
0
camene87
(25.10.20)
Gelmez, daha kötüye gitse bile gelmez. Spor salonu işini bilemem ama.
0
infernalcadre
(25.10.20)
kapsamını bilemem tabii ama gelecek. kaçışı yok. ekonomiyi ayakta tutmaya çalıştıkları için olabildiğince geciktiriyorlar ama hastanelerde yer kalmayıp ölü sayısı artmaya başlayınca mecburen önlem alacaklar.

sadece türkiye değil her ülkede aynı kaygı söz konusu. hem ekonominin göçmesinden hem de halkın "eeh yeter ulan" tepkisinden çekiniyorlar. o yüzden aşamalı ve yerel olarak uygulanmaya çalışıyor karantinalar ama pek işe yaramadı şu ana kadar. koptu gidiyor.

***

genel olarak çok evhamlı ve pesimist biriyim bunu kabul ediyorum ama allah seni inandırsın daha ocak ayında "çin'de bazı zatürre vakaları görüldü, değişik bi olay, uzmanlar inceliyo" tarzı haberler gördüğümde kız arkadaşımla konuşmuştum bunu... çünkü şubat'ta türkiye'ye gelecekti. hatta plague inc'de onun adını verdiğim bir virüs yapmıştım. "ya gelemezsen?" diye konuşmuştuk.

o dönemde "virüs gelecek hepimizi öpecek" dediğimde herkes bana işsiz diyordu, "yazık bu mal da kendisi hayatsız olunca tüm dünya dursun istiyo" diye sataşıyodu. gördüler sonra ne olduğunu.

görünen köy kılavuz istemez kardeşim, tablo ortada. millet yasaklardan bunaldı, kimse umursamıyor ve önümüz kış. virüs içimizden geçmezse sürpriz olur.
0
der meister
(25.10.20)
Geleceğini düşünmüyorum ama belli de olmaz. İlk seferinde de gelmez diye düşünüyordum ama ters köşe oldu.

Bu arkadaşın patronlarına sormak lazım, geçen sefer bilmişlerdi.

www.eksiduyuru.com
0
inheritance
(25.10.20)
yahu devlet, okulları açıyor ne yasağı?
0
wilhelmwasmuss
(25.10.20)
Gelmeyecek, en azından haftaiçi için. Yazı geldi bu hafta , idari izinli olup dönmek isteyenler dilekçe verip gelebilirler diye. Birde bu hafta vergi affı çıkıyor ilk iki taksit zorunlu olan. Kapatma verirlerse kim ne ile neyi ödeyecek.

Askerde eğitim zaiyatı olurdu , benim kanımca devlet o mantıkla bakıyor konuya. Bu nüfus yoğunluğunda telafi edilmeyecek ölüm rakamları gelmediği sürece devam.
0
synax
(25.10.20)
yasak getirebilmek için ekonominin iyi olması lazım. GELMEZ
0
ankara06
(25.10.20)
Sadece Türkiye için değil, diğer ülkeler için de aynı şey geçerli; hastaneler dolup taşmadigi sürece mart-nisandaki gibi sert önlemler gelmez. İnsanlar bu sefer virüsten değil, parasızlıktan dolayı sıkıntılar çekecek çünkü. En kötü durumda Fransa modeli gibi gece sokağa çıkma yasağı getirebilirler belki ilk etapta ama daha ağır önlemler birkaç ay daha geleceğe benzemiyor.
0
fraise
(25.10.20)
Nasıl ki dolar alan yaya kalır dedikçe dolar uçuyorsa, yasaklar gelebilir dedikçe o kadar yasak olmayacağından emin olabilirsin. Boş şarjörle sıkarım deyip duruyorlar. Klasik akp menavraları. İlkokul terkler heyecanlanıyor sadece.
0
baal
(25.10.20)
Hiç birşey belli olmaz. Büyük 3-5 sanayici kapatın kardeşim hizmet sektörünü. Bunların yüzünden benim işçiler korona oldu üretim düştü . Yurtdışı mal bekliyor. Falan derse kapanır. Yoksa yarın zombi / uzaylı vs gelse bile kapanmaz
0
ycaycayca
(26.10.20)
(2)

fm 18 yaş altı maçları

papuayenigine02561
bunlarla hiç ilgilenmek istemiyorum. dandik bi kulüpteyim fazla kimse yok ama asistan menajerim falan var. ona devredebilir miyim? kadro seçimi falan beni bağlamasın oyuna girip izlemeyeyim maçı istiyorum. gs deyken oluyordu bunda niye olmuyor
bunlarla hiç ilgilenmek istemiyorum. dandik bi kulüpteyim fazla kimse yok ama asistan menajerim falan var. ona devredebilir miyim? kadro seçimi falan beni bağlamasın oyuna girip izlemeyeyim maçı istiyorum. gs deyken oluyordu bunda niye olmuyor
0
papuayenigine02561
(02.10.20)
Personel/sorumluluklar sekmesinde u18 ile ilgili görevlere asistan menajere atıyorsunuz. Asırlardır böyle bir seçenek var diye biliyorum fm de.
0
wilhelmwasmuss
(02.10.20)
yeni başladım da bi araştirim onu ya. yalnız fm harbiden oynanmazmış onu anladım. hiçbir şekilde beceremiyorum hedeflere ulaşmayı.
0
🌸papuayenigine02561
(02.10.20)
(26)

Paranız varsa güzel araba alır mısınız

mhmtt
Diyelim ki halihazırda evini var. maaşınız yeterli, birikim de yapabiliyorsunuz. Borcunuz harcınız yok. Kenarda zor günler için ayırdığınız bir miktar da var... bunların dışında araba için ayırabileceğiniz 300-400k paranız var. Bu paraya bir araba alır mısınız? Biliyorum 300-400k bile az oldu güzel
Diyelim ki halihazırda evini var. maaşınız yeterli, birikim de yapabiliyorsunuz. Borcunuz harcınız yok. Kenarda zor günler için ayırdığınız bir miktar da var... bunların dışında araba için ayırabileceğiniz 300-400k paranız var. Bu paraya bir araba alır mısınız? Biliyorum 300-400k bile az oldu güzel sıfır bir araba almak için ama anladınız beni diye düşünüyorum. Kısaca paraya ihtiyaç yok, birikimle lüks araba alınır mı?
0
mhmtt
(29.09.20)
alırım, mercedes bmw gibi araçlara binen zorda kalmadığı sürece aşağısına binmiyormuş. araba da dolar gibi sürekli artıyor maaşallah . değer kaybı olmaz merak etme.
0
neymis
(29.09.20)
Almam. Tekne alırım.
0
stewie
(29.09.20)
almam
0
wilhelmwasmuss
(29.09.20)
olabildiğince güvenli olsun yeter. İşletmen varsa tabii ki alabilirsin
0
mcgrain
(29.09.20)
alnır tabiki ya.
hele de bu zamanda.
0
etna
(29.09.20)
arabaya 40 bin bile vermem, almam
0
paramolacak
(29.09.20)
direk alırım. tüm parayı arabaya yatırmaya da gerek yok b sınıf dolu bir araç alırdım ben olsam.
0
ayin yazari
(29.09.20)
Her ne kadar araba fiyatları saçmalamış olsada bahsettiğin pozisyonda sen bu arabayı sırf keyif için bile almalısın.gayet güzel olur,al gitsin.
0
duptıs
(29.09.20)
sırf araba almak için kenarda 300-400 olsa düşünmem bile, direkt alırım.
0
rose parks
(29.09.20)
Yani sormaya bile gerek yok. konforu vb bi kenara yeri geliyor 140-150 ya da daha fazlasi surat yapiyoruz ve o anda bir metal kafesin icindeyiz oyle dusun. Senin tum varligini, hayatini emanet ettigin bir kafes verdigin paraya deger emin ol. Bankada bos bos duracagina al gez hayat kisa :)

Volvo al :)
0
msb
(30.09.20)
Maaştan bağımsız olarak toplam birikimin maksiumum 1/3'ünü arabaya veririm.
0
alfred
(30.09.20)
araba almazsan ne yapacaksın? birikmiş paran da varmış, daha da biriksin dersen bunun sonu yok. kazandığımız para hayatımızı kolaylaştırmayacaksa ne anladım o paradan. hayatın kar amacı güden bir şirket değil, insanın lükslerini düşünüp onlara para harcaması keyif yatırımı olarak değerlendirilmeli bence.
ha, 300bine almazsın 200'e alırsın, orası sana kalmış ama benim o kadar param olsa 300 veririm.
0
Bruce
(30.09.20)
Almam, bildigin enayilik.
0
cooperr
(30.09.20)
2018’de aldığım güzel araba faizden, dövizden çok kazandırmış. Altından 30.000 TL daha düşük. E iki yıldır kullanıyorum o kadar da olsun.

Hiç düşünmeden al. Yapabileceğin en iyi yatırımlardan birisi olur.
0
zoghurt
(30.09.20)
alınır tabii ki.
0
blatta hiberna
(30.09.20)
Audi A4
0
silah taciri
(30.09.20)
cevrene bagli. isadamiysan seve seve alacaksin. ogretmen memur vs isen bosuna para odemis olursun. bunun vergisi var bakimi var.
araba da para kazandirmaz. parcasi vs bakimi pahali olmayan kendisi kaliteli bi araba almani oneririm.
atiyorum opel insignia
atiyorum skoda superb

mercedes bmw audi jaguar bunlari tavsiye etmem. bu arada iclerinde en iyisi de audi. tecrubeyle sabittir.
su an 320 ve xe var. kismet olursa xe'yi satip a6 320'yi satip a5 alacagiz. hicbiri audi tadi vermedi. eskiden de e250 vardi.
audi bi baska.
0
turbo sadık
(30.09.20)
günümüz ülkesinde hayatın ne getireceği belli olmadığından konumunuza, isteklerinize uygun alabileceğiniz en ucuz fiyatlı arabayı alın. Ben olsam o kadar parayı günümüzde arabaya yatırmam. Bir kez daha belirtiyorum konum ve isteklerinizi karşılayacak en uygun fiyatlı aracı alın derim. Gidip dacia da almayın ama 200-300 bandında 3-5 yıl sorunsuz binebileceğiniz ikinci el suv ya da ikinci el c-d segment bir araç alın derim.
0
kraldan cok kralci
(30.09.20)
Almam.
0
plutongezegendegilmi
(30.09.20)
w204 c180 al üstat.
0
since1907
(30.09.20)
Arabaya ihtiyacım varsa alırım tabii ki, neden almayayım. 300 bin dediğin leon parası şu anda, büyük bi rakam değil artık. Ama kullanmayacaksam almam, bakımı zartı zurtu dert oluyor.
0
roket adam
(30.09.20)
şimdi alınır da alınmaz da. ben hevesimi almak için alırım ancak çoluğum çocuğum varsa almam. bence şu süreçte bu fiyatlara herhangi bir araç almak mantıklı değil.
0
mikahakkinen
(30.09.20)
Borcum yok, araçların da devlet politikaları sayesinde aşırı ucuz satıldığı bir yerde yaşıyorum.

Birikimimi asla otomabile yatırmam. İhtiyacım yok, ilgi alanıma da girmiyor. Show maksatlı araba da almam.
0
buf-e kür
(30.09.20)
Bahsettigin sartlarda tabi ki alirim. Ayrica pahali arac sadece konfor getirmiyor, guvenligi de ust seviye oluyor.
0
Kittie
(30.09.20)
araba yatırım değildir. öyle diyen arkadaşları düzeltmiş olayım.


yatırım niyetine alacaksan alma, ama senin koşullarında olsam alırdım. parayı bi şekilde harcamak lazım dimi.
0
megacracker
(30.09.20)
Çok şükür kendime yetecek kadar param var. Orta segment bir arabam da var. Ama ihtiyacımdan yukarısını almam.

Güvenliğine bakarım elbette. Ama arabaya bir yatırım gözüyle bakmam. Bunun da bir sürü rasyoneli var. Araba durduğu yerde değerlenir diyenlere gülerim (satın alma endeksinden haberi yoktur diye düşünürüm) ama herkesin kendi tercihi elbette almak isteyene de dur demem.

Benim için parayı harcamak için arabadan daha güzel şeyler var:) Seyahat gibi.

Buyrun dünyanın en hakiki zenginlerinin arabaları. Jeff Bezos bile yıllarca Honda Accord kullanmış. Larry Page Toyota Prius kullanıyor.

www.businessinsider.com

*Arabaya neden yatırım gözüyle bakmam: Bir şeyin ederiyle fiyatı farklıdır. Fiyatı artabilir çünkü enflasyon diye bir şey var. Ama o arabanın güncel fiyatıyla satın alabileceklerin 3 aşağı 5 yukarı aynı. Mesela 2 sene önce ataşehir'de bir daire 3 clio ediyordu. Bugün Clio'nun fiyatı 2 sene öncekinin kaç katı. Ama yine 3 clio = Ataşehir'de aynı daire. Yani satın alma gücünüzde bir artış olmadıysa fiyatın değişmesi kar mıdır düşünmek lazım.

www.thebalance.com
0
anten
(30.09.20)
(9)

iskender pala

sydney
Ayıp olan öğrenmemektir diyerek sorumu yazayım. Birçok tarihi romanda ismini görüyorum ancak kendisi hakkında hiçbir fikrim yok. Tarihi iyi yansıtıyor mu, siyasi figürlüğü var mı, kitapları okunası mı... kısaca bilgi verebilir misiniz? Tarihi romanları çok severim ve ona göre şah ve sultan'ı almayı
Ayıp olan öğrenmemektir diyerek sorumu yazayım. Birçok tarihi romanda ismini görüyorum ancak kendisi hakkında hiçbir fikrim yok. Tarihi iyi yansıtıyor mu, siyasi figürlüğü var mı, kitapları okunası mı... kısaca bilgi verebilir misiniz? Tarihi romanları çok severim ve ona göre şah ve sultan'ı almayı düşünüyorum
0
sydney
(27.09.20)
mihmandar ve abum rabum kitaplarını okudum. bilgilendirici,sürükleyici ve samimi bir tarzı var. bence pişman olmayacaksınız.
0
MtKrt
(27.09.20)
yazarının kim olduğuna bakmadan, o gün bulunduğum yerde elimin altında olan, şah ve sultan kitabına başlayıp sonrasında kitabı bitirmiştim. diğer kitapları için bişey diyemem ama bu kitabını ve dilini sevmiştim. ancak siyasi figürlüğü, akepeye yanlaması, bana çok zıt olduğu için diğer kitaplarını okumadım ve okumayı da düşünmüyorum.

amaç tarihi roman okumasaksa: ihsan oktay anar
0
scudman1
(27.09.20)
ortalama bir yazar, iyi hükümet destekçisi bir edebiyat profesörüdür. hatta anadolu türkülerinde kendince müstehcen bulduğu bölümlere sansür uygulanması gerektiğini savunmuştur. ne kendisini ne kitaplarını severim.
0
tantunizade murat efendi
(27.09.20)
bir umberto eco kesinlikle değildir.
cb kültür sanat danışmanıdır. eski zaman gazetesi yazarıdır.
ekşi sözlükte anlatılmış zaten.
eksisozluk.com
oda tv komplocularının incelemesi odatv4.com
0
ankara06
(27.09.20)
şah ve sultan kitabını taze bitirdim. tarihi roman okumayı severim. edebiyat öğretmeniyim. iskender pala'dan yarım dönem eski türk edebiyatı dersi almışlığım da var. şunu söyleyebilirim ki bence ortalama bir yazar. hükumetin seveceği türde adamlardan. kitaba gelince tarafsız gibi yazmaya çalışma görüntüsü altında basbayağı yavuz sultan selim'in tarafgirliğini yapan bir kitap olmuş kanaatindeyim. yani tarihi konular hakkında hiçbir şey bilmeyen bir insan bu kitabı okusa kesinlikle yavuz sultan selim'e hayran olup, şah ismail de yani ne biliyim der. ama ben bu duruma şaşırmadım. çünkü yetiştiği ideolojik ortam belli, dünyası belli, böyle bıçak sırtı ihtilaflı konularda tarafsızlık beklememek gerekir kendisinden.
0
wilhelmwasmuss
(27.09.20)
Yunus emre ile ilgili bir romanını yarısına kadar okudum, çok derin edebi olmasa da sürükleyici bir üslubu var, tarihi detaylarla da süslüyor. Tam da bu nedenle kitabı yarım bıraktım, fazlasıyla kafasından bir yunus emre oluşturmuş gibi geldi bana, sanatçıdır elbette öyle yapacak da, tarihi arka planıyla anlatınca sanki gerçeği anlatıyormuş havası veriyor ama ben yunus emre'yi onun oluşturduğu karaktere oturtamadım.

Siz de bir eserini okuyup kendiniz karar verebilirsiniz.
0
firez
(27.09.20)
Bana kalırsa fazla basit ve didaktik. Muhafazakar ergenlerin hoşuna gidecek sekilde yazıyor.
Şurada 20 tane alıntı yapılmış.
Kendin karar ver :
www.fikriyat.com
0
prizmatik
(28.09.20)
aslinda üniversite hocasiydi, arada yazilar falan yazardi. sonra zaman gazetesinde yazip taninmaya başlayinca "edebiyatci" yönünü ortaya cikarmaya basladi. bana göre bir edebiyatci olarak 10 üzerinden 2 puani zor alir.

ama sunu da belirtmek gerekiyor, iskender palanın iyi bir edebiyatci olamamasinin en büyük sebebi islami gelenekten geliyor olmasidir. yani diger arkadaslarin didaktik, ağdali, iktidar yanlisi dedigi sey aslinda bu gelenegin bir uzantisi, bu sebeple türkiyede sag cenahtan edebiyat alanında ciddiye alınacak, ideolojisini bir kenara biraktiginizda estetik anlamda agirligini hissettirecek bir yazar cikamiyor (cahit zarifoglu'nu ve sezai karakoc'u tenzih ederim, kendisi bataklikta bir pirlantadirlar, murat menteş iyi bir laf cambazi ama iyi bir edebiyatci olmasina daha vakit var, ismet özelin şairligi müslümanligindan önce olgunlasmisti). hülasa, eger tarihi roman okumak istiyorsaniz ve aradiginiz iyi edebiyat ise, iskender palanın gösterdigi istikametin tam tersi istikamette yürümeye devam edin.
0
proteus
(28.09.20)
Okunur. İllaki bi şeyler katar. Katre-i matem ve efsane güzeldi.
0
antihero
(28.09.20)
(8)

lise müdürlüğü için yaş

asisamus
en erken kaç yaşında bir liseye müdür olunabilir?devlet - özel okul kriterleri aynı mı bunun için?
en erken kaç yaşında bir liseye müdür olunabilir?

devlet - özel okul kriterleri aynı mı bunun için?
0
asisamus
(12.09.20)
devlet için konuşuyorum. şu anki yönetmeliğe göre, müdür olmanın ön koşulu müdür yardımcılığı yapmış olmak, müdür yardımcısı olmak için girilmesi geren sınavın ön koşulu da 2 yıl görev yapmış öğretmen olmak. yani atama + 2 yıl çalışma + m.y olup minimum 1 yıl çalışıp müdürlük sınavına girme şeklinde olabilir.
0
wilhelmwasmuss
(12.09.20)
bir arkadaşım 35'inde oldu. diğer müdürler de benzer yaşlarda.
0
ozdek
(12.09.20)
bi boka gerek yok. sarı sendikalı ol yeter. eskidendi o sınavlar, liyakatler falan.

www.kamudanhaber.net
0
ya ben lan neyse
(12.09.20)
devlet dairelerinde idari kadro / kademe yükseltmek için en az 10 yıl çalışmış olmanız lazım.
0
ankara06
(13.09.20)
Kağıt üzerinde , yönetmeliğe göre olması gereken vardır elbet, birde reel de olan :)
0
paramolacak
(13.09.20)
torpilin olsun.

ayrıca şu sistemde idareci olmak en hafif tabirle ahmaklık.
0
istanbul gecesi
(13.09.20)
Arkadaşım 27 yaşında okul müdürü oldu,öyle görevlendirme falan değil.Sırayla müd. yardımcılığı iki yıl sonra müdürlük sınavıyla.Bence de idareci olmak akıl işi değil
0
essoist
(13.09.20)
Sendika yeterli :) özelde işler daha farklı tâbi
0
westblack
(13.09.20)
(4)

e.c.a. mı, baymak mı, demirdöküm mü?

msb
annemin evine doğalgaz tesisatı döşetiyorum.kombi seçimi bize ait, biz seçiyoruz firma alıyor.28 kw tam yoğuşmalı kombilerde başlıktaki markalardan hangisi olsun sizce?
annemin evine doğalgaz tesisatı döşetiyorum.

kombi seçimi bize ait, biz seçiyoruz firma alıyor.

28 kw tam yoğuşmalı kombilerde başlıktaki markalardan hangisi olsun sizce?
0
msb
(07.09.20)
demirdöküm nitromix. başka bir yoğuşmalı kombisi var. servis onu önermedi.
0
sutlu nescafe
(07.09.20)
Eca tabii ki
Diğer 2’si rakibi değil eca’nın
0
otopsicocugu
(07.09.20)
demirdöküm
0
since1907
(07.09.20)
ben 1 ay kadar önce e.c.a aldım. kendime göre epey araştırma yaptım. anladığım ve bazı kombicilerin söylediği şu oldu, yeni nesil kombiler arasında kw leri aynı olanların kalite olarak anlamlı farkları yok. mesela baymak bayiliği yapan ama e.c.a ve demirdöküm'de satan birine, sence hangisini alayım sebebiyle söyle dedim. baymak öneriyorum çünkü bayiisiyim dedi.

bende aralarında en uygun fiyatlı olarak e.c.a buldum aldım. hangisinin servisi varsa onu alın bir de, kalitesi aman aman fark edecek bir ürün değil bana kalırsa.
0
wilhelmwasmuss
(07.09.20)
(4)

hangisi daha mantıklı? ev satın alma hakkında

everythingok
şimdi eldeki para 180 bin gibi. istanbul’da ev alıp kalan tutarı kredi çekmek mi yoksa çerkezköy tarafında çok güzel evler var bu fiyata, doğrudan oradan almak mı? istanbul’da kira geliri falan iyi ama bir yandan da hiç borç altına girmek istemiyorum. normalde öderdim ama malum pandemi var neredeyse
şimdi eldeki para 180 bin gibi. istanbul’da ev alıp kalan tutarı kredi çekmek mi yoksa çerkezköy tarafında çok güzel evler var bu fiyata, doğrudan oradan almak mı? istanbul’da kira geliri falan iyi ama bir yandan da hiç borç altına girmek istemiyorum. normalde öderdim ama malum pandemi var neredeyse yarı maaş alıyorum ve daha da kötüsü yarının be olacağı belli değil. çerkezköy’de kira geliri 700 tl gibi ve o bölgede birçok akrabamın evi var. mantıklı değil mi alıp kiraya vermek ve yine sıfır bırç ile para biriktirmeye devam ermek? beş kuruş bile kredi faizi ödemek istemiyorum
0
everythingok
(26.08.20)
şimdilik durumun iyi değilmiş. Çerkezköy de ev al kiraya ver. hem akrabalar da oradaymış :-)
0
ankarakecisi
(26.08.20)
Çerkezköy'de yaşıyorum. 180'lik evler varoş semtlerde. Oraya gelecek kiracılar da pek nezih olmayabilir. Ola ki Sıkıntılı kiracı denk gelirse, kar edeceğim derken canın sıkılabilir. Teoride elbette çok mantıklı ama böyle riskleri de var.
0
wilhelmwasmuss
(26.08.20)
Zamanında senin gibi düşünüp ev aldım. Hiç değerlenmedi, artı satmak için bile zorlandım. Tavsiye etmiyorum, biraz zorla İstanbul’dan iyi bir ev al derim.
0
va
(26.08.20)
Eğer kendin kalmayacaksan ev almak genelde çok başarılı bi yatırım olmuyor. Kiracıyla uğraşması, vergisi zartı zurtu bi ton iş. Farklı yatırımlar öneririm.
0
roket adam
(26.08.20)
(9)

Sol seritte hiz siniri

invictae
Normalde israrla sol seridi isgal eden birisi degilim. Hizlanacaksam sollamami yapar sag/orta seride geri donerim. Basima boyle bir sey gelmedi ama merak ediyorum. Ama merak ettigim bir sey var. hiz limiti 70 olsun ornegin, %10 toleransi da koyalim 77. (40 yapar ve mehepeninn...:d)77 uzeri hizla gel
Normalde israrla sol seridi isgal eden birisi degilim. Hizlanacaksam sollamami yapar sag/orta seride geri donerim. Basima boyle bir sey gelmedi ama merak ediyorum.

Ama merak ettigim bir sey var. hiz limiti 70 olsun ornegin, %10 toleransi da koyalim 77. (40 yapar ve mehepeninn...:d)

77 uzeri hizla gelene sol seritteki yol vermek zorunda mi? 77’ye takip arkadaki gotunu de yirtsa yol vermeyebilir mi?

Elbette hastalik, aciliyet vb istisnalari su anda eleyerek soruyorum. Hiz tutkunuyum, istersem basarim, cezami da oderim’cileri de gecelim lutfen.

Sadece kurali soruyorum. Tesekkurler.
0
invictae
(25.08.20)
hız sınırlarına uysan dahi sol şeridi sollama veya orta şeritte müsaitlik durumumu olmaması gibi zorunlu hal dışında işgal edemezsin. arkadan gelen sürücü kıçını yırtıyorsa demek ki sol şeriti lüzumsuz yere işgal etmiş durumdasın. yani yol vermek durumundasın. onun hız sınırına uymaması senin sol şeriti işgal etmeni mazur göstermez. tespit edilirse zaten hız cezası alacak.
0
wilhelmwasmuss
(25.08.20)
Sol seritte yol vermek diye bir sey yok zaten, sol seritte olmamak lazım kural olarak.
Bu sebepten, zaten sol şeritte durmaman gerektiği icin bir nevi yol vermen lazim.
0
logisticsmanager
(25.08.20)
Evet 2. şeride geçmek zorundasın. En sol şeritte seyredemezsin. Arkandan gelen kişinin trafik kuralına uyup uymaması senin kontrolünde veya inisiyatifinde veya sorumluluğunda değildir.

Aynı mantıkla emniyet şeridinden giden ayıyı da engelleme hakkın yoktur.

Vatandaş olarak üzerine düşeni yapmak isteyen, hatalı bulduğu durumları kolluk kuvvetlerine veya hukuk merciine bildirebilir ama vatandaş kafasına göre kanun uygulamaya çalışamaz.
0
pass
(25.08.20)
sol şerit uzun süre işgal edilemez hız sınırı ne olursa olsun. sağ müsaitse her zaman sağ şeritten gidilir, eğer sollama yapılacaksa sol şerit kullanılır. malesef ehliyetini yeni almış yeni yetmeler ve kuralcı tipler hız sınırını görünce o hızda soldan gidilebileceğini ve şeriti babasının malı sanıyor. mal onun değil ama mal olan o.
0
false pretension
(25.08.20)
sol şeritte bulunmaman lazım +1
ancak yoğun trafik icabı sağ taraf müsait olana kadar hız sınırında sol şeritte sollamaya devam edebilirsin arkandaki istediği kadar yol istesin arkandaki araçta yaralı vs can tehlikesi bir durumu yoksa(4 lüleri yanmıyorsa) kendini riskli bir şeride atmanın anlamı yok.
0
basond
(25.08.20)
senden hizlisina yol vermelisin bunun kurali budur.
0
turbo sadık
(25.08.20)
ek olarak yol vermezsen ne olur ? misal benim gibi birisi gelir, önce sellektör yapar, orta şerit boşsa ve geçmezsen sonra korna çalar, gene geçmezsen tamponuna dayar taciz eder. Hala ısrar ediyorsan tamponunun tozunu alarak makas atar. Pislik yapacak günümdeysem bir de frene lambayı yakacak kadar dokunup aklını alırım.

46/2-A

"Aksine bir işaret bulunmadıkça, araçlarını, gidiş yönüne göre yolun sağından, çok şeritli yollarda ise yol ve trafik durumuna göre hızının gerektirdiği şeritten sürmemek, yasaktır."

Ceza Maddesi Tutarı %25 indirimli Ceza puanı
46/2-a 288 TL 216 TL 20 ehliyet ceza puanı vardır.

edit : yol boşken sol şeridi işgal et, sonra yoluna gitmeye çalışan adam maganda olsun. Öyle saça böyle tarak.
0
kimlanbu
(25.08.20)
Ilgili tek kural olarak en sol seridi surekli olarak isgal etmemek var ve sordugun soruyla sadece dolayli olarak ilgili. Fakat biraz olsun yogun yerlerde uygulamasi mumkun bir kural degil zaten bu ve ustelik uygulanabilecek yerlerde seni kapsadigi kadar hiz yapan kisiyi de kapsiyor. Hiz sinirini asan araclara yol verme mecburiyeti diye bir sey asla yok, kurallarda olmasi dusunulemez bile. Hiz sinirini asip gecmek isteyenler, gecemeyince sinirden sinire girenler tamamen magandalar ve ulkenin en buyuk probleminin kendileri oldugunun farkinda degiller. Kimi gruplarda aptalca bir racon olustugu icin davranislari kabul gorebiliyor fakat bu tacizci olduklari gercegini degistirmiyor.
0
dunal
(25.08.20)
sol şeridin işgal edilmesinden şikayetçi olan varsa sol şeritten daha hızlı giderek o şeridi işgal ediyordur muhtemelen.

kendi yöntemleriyle bu hareketi cezalandırmaya çalışan magandalar trafiğe sol şeridi işgal edenlerden daha çok zarar veriyorlar. komik.
0
bohr atom modeli
(25.08.20)
(13)

evlilik masrafları hk.

baldan kaymak
selamlar ne kadar tutuyor acaba taze evlenenlerimiz varsa? allah mutlu mesut etsin tabi.2 sorum var:1) evlilik masrafları dahil maliyeti ne tutmakta?2) en çok merak ettiğim ve bilmem gereken kısım: damad'ın alması gereken altınlarla ilgili. bana söylenen 5'i 1 yerde, 5 tam altın ve 2 bilezik oldu.no
selamlar ne kadar tutuyor acaba taze evlenenlerimiz varsa? allah mutlu mesut etsin tabi.

2 sorum var:
1) evlilik masrafları dahil maliyeti ne tutmakta?
2) en çok merak ettiğim ve bilmem gereken kısım: damad'ın alması gereken altınlarla ilgili. bana söylenen 5'i 1 yerde, 5 tam altın ve 2 bilezik oldu.

normali nedir bunun? yani bu fazla aslında orta yolu şudur dediğiniz şeyi soruyorum.

şimdiden teşekkürler.
0
baldan kaymak
(18.08.20)
istemeye bırakırsan her şey istenir. 5'i 1 yerde vs sonuna ev araba falan da konur.

normalini soruyorsan, akıllı olmak ve mantık çerçevesinde hareket etmek olur. tek orta yol, kendini ve karşısındakini bilen bir kadın, kendini ve karşısındakini bilen bir erkektir.

çoğunun gösteriş olduğunu amacın sadece mileete "oo" dedirtmek olduğunu falan herkes biliyor ama kimse bilmiyor gibi davranılıyor.

eğer size göre çevrenin düşüncesi eşinizle sizin düşüncenizden daha değerliyse yanmışsınız.
0
foolrules
(18.08.20)
damadın alması gereken altın nedir ya? ulan ben de evlendim hiç kimseye de şu kadar altın isterim demedim. önceki geline 7 bilezik taktık sana da aynısını yapalım hem ona hem sana ayıp olmasın dediler ok dedim.
biz mümkün olduğunca makul kalmaya çalıştık her şeyde. ama yine de sanırım bi 60k tutmuştur.
bu dediğim 2 sene önce
not: bilezikler hariç.
0
matilda
(18.08.20)
5'i bir yerde ve bilezik isteyen köylüdür. Biz o toplara girmedik hiç.
0
SiyamkedisiZorro
(18.08.20)
Eşyalar 30-40 bin civarı tuttu. Eşyalar (hepsini arçelikten aldık) ve ev masrafları dışındaki her şey lükstür, onun dışındaki hiç bir şeyi karşılamak zorunda hissetme kendini. Damadın alması gereken altınlar diye bir şey bizde hiç yoktu. Düğün yapmadık, ufak bi yemek yaptık, ona bile gerek yoktu bence.
0
roket adam
(18.08.20)
2019 ağustosta evlendik. Düğün yapmadık. 40-50 bin civarı tuttu. Ama bu ortalama bir fiyat yani her bir kalemi nereden aldığına göre değişir. Örneğin Beko almayayım son model bosch alayım dersen sadece beyaz esyan 30 bile tutabilir. Ya da yemekli bir düğün yapacaksanız o da çok pahalı.

Damadın takması gereken altın şudur diye senden bunları istedilerse Allah kolaylık versin. İstedikleri altın 50 bin yapıyor zaten. Ya zenginsiniz ve bu sizin için küçük bir rakam ya da karşı taraf utanmaz ve paracı. Ben kadın tarafıyım, altın vs istenmedi. Güç ne ise o takıldı.
0
elorelia
(18.08.20)
Ben evlenmedim ama ailem geleneksel olduğu için az çok biliyorum.

Altın isteniyor genelde evet. Bizde iki aile eşit bölüşüyor. Erkek tarafı ne kadar taktıysa kız tarafı da o kadar takıyor, Erkek tarafının durumu çok iyi değilse kız tarafı daha fazla altın da alabiliyor, düğüne katkıda bulunuyor.

Bazı aileler isteme, nişan günleri gibi zamanlarda da ayrıca altın, pırlanta alıyor. Bir arkadaşıma mesela istemede 5 taş taktılar, erkek tarafında gelenek böyleymiş. Nişan zamanında da ekstra bir şeyler almışlar.

Geleneksel bir aile ise baştan her şeyi konuşun net olsun. Bence eşitlikten gidin. Bugun bunu diyen yarın evin şurasını o x paraya aldı, ben y paraya aldım muhabbeti de yapar. Siz ve sevgiliniz ipi elinizde tutmazsanız işiniz zor.
0
jazzabel
(18.08.20)
affedersin ama köyden kız mı alıyorsun, damadın alması gereken altın nedir khdskfdsf

durumun neye imkan veriyorsa onu alırsın. takı seti de alınır, bilezik de alınır ya da hiçbir şey alınmaz. sonuçta evlilikte ortak bütçeye geçiliyor. kredi çekip bilezik alsan ya da kenardaki tüm birikimini buna harcasan bu para sadece senin cebinden değil, eşinin cebinden de çıkıyor. ailen zenginse bilemem tabi. eski zamanda kırsalda kız çocuklarını korumak ve tarım yapan ailenin işçi kaybını telafi etmek için ihtiyaçtan doğmuş adetleri 2020'nin şehir hayatında sürdürmeyin gözünüzü seveyim.
0
sir gawain
(18.08.20)
Ben evlenirken tek bir talepte bulunmadım baştan diyeyim de :) bana tektaş ve beştaş pırlanta ile bozunca 40 gr altın değerine gelen kolye takılmıştı.

Bunun kuralı yok herkes görüşüne ve görüşüne göre maddi durumu el verdiği şekilde takar takısını veya altın da neymiş der. Ama genelde düğün seti diye geçen altın kolye seti ve yanına bilezikler takılır gelin hanıma. Damat beye de saat.
Bu arada görüş demiştim ya benim 1000 kişilik düğünde o kadar altın takılırken arkadaşımın kahvehanedeki kınasında kaynanası 10 tane burma, trabzon işi set, 30 tane çeyrek altından oluşan bileklik, 5’lik reşat kolye taktı. Nişanda da tektaş beştaş alyans ve bilezik takmışlardı.
0
cilekli pasta
(18.08.20)
1) bu kişiden kişiye çok değişen bir şey. düğün yapıp yapmamaya, o düğünü yaptıgın yere, eşya alıp almamaya... en az 50000 tutar bence eşya ev yoksa
2) bilmiyorum bizde damadın alması gereken altın yoktu.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(18.08.20)
Tek yaşıyorum ve evimde birçok eksik var. Az önce hesapladım eşyalara 23-25 bin bandında harcama yapmışım. Daha fırınım, perdem, televizyonum falan da yok üstelik. Buradan bir fikir edinebilirsin.

İkincisi ise, senden altın istenmişse geçmiş olsun. Evleneceğin insanı gözden geçir derim.
0
ruhen hastayim ben
(18.08.20)
üşenmedim hesapladım, yaklaşık 40 bin liralık altın istenmiş o da en ucuz bilezikleri alırsanız. bileziğin fiyat skalası geniş baya. yani bu işler çok göreceli düğün için ayırabildiğiniz bütçe 300 bin liraysa evet 40 bin liralık altın alırsınız yok bütçeniz 100 bin liraysa ona göre alırsınız. bütçem yok, kredi çekip düğün yapacağım durumundaysanız yine de sizden 40 bin liralık altın istendiyse geçmiş olsun.
0
ofelia
(18.08.20)
1 )bu işin kesinlikle bir alt/üst sınırı yok. şöyle söyleyeyim sizden adeta bir tür ayakbastı parası mantığıyla istenen 5 i bir yerde, 5 tam altı 2 bilezik parasına tüm düğün masraflarını hallettik bir kaç yıl önce. düğün sürecinde yapılacak masrafları minimuma indirdik. yıllarca düğün, kredi, mobilya borcu ödemek istemedik. şu an sadece 5 ay önce aldığımız evin aylık 1500 lira kredi taksidi dışında ekstra masrafımız yok.

2) takının normali standartı falan yok. 5'i 1 yerde 5 altın 2 bilezik diye şart koşanlar orada sınırlı kalmaz, siz bu bahsettiğiniz takılar dahil bir daire parası harcarsınız gibi hissediyorum. size sponsor olacak zengin bir babanız yoksa gösteriş olsun, ya bi kere evleniyoruz yapacağız ne gerekiyorsa diye yapacağınız her ekstra lüzumsuz iş, karı koca olarak sizin sırtında kambur olacak.
0
wilhelmwasmuss
(18.08.20)
Tamamen kişiye göre değişir. Damadın alması gereken altın başlığı altında yazanları kız tarafı talep ettiyse kaçın.
0
runner
(18.08.20)
(12)

3 hafta sonra 600 km uzaga dugune gitmek

proletarier aller lander vereinigt euch
600u salladim ama vardir. Ankaradan kalkip datcaya dugune gitmem lazim cok yakin arkadaslarim evleniyor. Hele erkek olan eski ev arkdasim bana cok iyiligi dokundu ama su salgin doneminde o kadar ulasim gozumde buyuyor ya cok. Giderken bir ihtimal ortak bir araca dahil olabilirim kisisel aracta 4 kis
600u salladim ama vardir. Ankaradan kalkip datcaya dugune gitmem lazim cok yakin arkadaslarim evleniyor. Hele erkek olan eski ev arkdasim bana cok iyiligi dokundu ama su salgin doneminde o kadar ulasim gozumde buyuyor ya cok. Giderken bir ihtimal ortak bir araca dahil olabilirim kisisel aracta 4 kisi olacagiz ama donus garanti toplu ulasim ile olacak. Simdi dusurstce durumu aciklasam arkdasin sevgilisi bozulur cunku cok hevesli ve gecen konusurken bir an bilet aldigimi sandi heyecanlandi oh be aonunda biletini alan biri dedi, uzuldum valla.

Simdi ihtimaller soyle:

1-Altini onden tak kenx ben gelemiyorum corona malum cok risk de. Arkadasim biraz bozulur ama cok da takmaz, hanim herhalde unutmaz bi daha.

2-son anda corona ol

3-son anda coronadan dedem olsun

4-son anda annem corona olsun(gerci annem corona olsa yanina mi gidecegim? Bunda oyle bir suphe olusuyor)

5-son anda iki gun once gorustugum biri corona pozitif ciksin.

İhitmalleri bana gore en inandiricidan baslayarak siraladim. Altindan kacmiyorum asla daha sonra veririm. Ne dersiniz her turlu fikre ve yoruma acigim. Aslinda gitmek istiyorum bu arada.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(15.08.20)
gitmek istiyorsan önlemini al git.
0
fezagezgini_4
(15.08.20)
Abi datcaya toplu tasimayla gitmenin ne onlemi olur. Bak otobus desen 11 saat corona biri varsa muthis olur. Ucak desen ankara shuttle ucak sonra dalaman datca shuttle bunlarin ucunde de acik hava sirkulasyonu yok.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(15.08.20)
5 gayet mantıklı. Araban olsa, gezmeye de gidersin diyecektim ama toplu taşıma ile anca çile olur.
0
roket adam
(15.08.20)
Araba kiralama imkanın olmaz mı? Belki bir tık masraflı olur ama giderken bir günlük, dönüşte bir günlük kiralarsan aşırı sorun yaşamazsın diye düşünüyorum. Uçak için de doktorlar toplu taşıma için en güvenilir tercih olduğunu söylüyorlar filtreleme sistemlerinden dolayı ama yine de riskli tabii.(Bu kısmı gitmek istediğini söylediğin için yazdım)

Öteki türlü yalan söylemektense ilk seçeneği yapman daha doğru olur bence. Bu yaz ben de 2-3 düğüne katılmadım, altın gönderdik. Yapacak bir şey yok; en çok düğünlerde ve ucak, otobüs gibi toplu taşımada bulaş oluyor.
0
fraise
(15.08.20)
ben 1000km gidecem ölmezsem tecrübelerimi yazarım :)
0
m orak
(15.08.20)
Virüs var gelemiyorum kanka ama altınınız bende de. Altın takacak kadar zenginsen tabi. Paran bende de diyebilirsin.

Daha yeni nikah yaptık inan kimse gücenmez bu durumda nikah düğün yapan düşünsün dedik ve öyle de oldu.
0
ozdek
(15.08.20)
5 ama mantıklı salla seni de karantinaya alsınlar 14 gün çıkma evden. Prof oynayamayacaksan girişme ama hiç arkadaşından olma
0
cilekli pasta
(15.08.20)
Datcali degillerse bu sartlar altinda (hatta herhangi bir sart altinda) datca gibi anasinin gozu bi yerde dugun yapilmaz. Yapilirsa masraflarin bir kismi karsilanir.

5 bahane arasindan en iyisi sonuncusu.
Normalde cok panik olab biri degilim toplu tasima vs ama datca ne abi:/
0
kuehles blondes
(15.08.20)
Erkek tarafi datcali gibi bi sey ama sadece anne babasi datcada yasiyor :D yani butun dugun davetlileri sehir disindan gelecek bence de su donemde garip bir hareket.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(15.08.20)
korona olma ama 14 gün karantinaya alın. çok istemene rağmen düğüne katılamamış ol.
0
wilhelmwasmuss
(15.08.20)
Dürüst olun. Bence en kolayı bu. Sizinle alakalı değil gelmek istiyorum ama koronadan dolayı yola çıkmak istemiyorum. Takınız hediyeniz hazır diyin. Buna bozulan kişi sadece kendini düşünüyordur. Kimse için 1500km yani 15-20saat maskeli bir şekilde toplu taşımada sürünmek zorunda değilsiniz. Sonuçta kan vermeye gitmiyorsunuz, onun için olsa gönül koyulur. Ama zorla düğün bence saçma.
0
ykyt
(15.08.20)
Dugun yasagi geldi sansima bak valla ya. Bu sokak dugunu dedikleri acik havada yapilan her turlu dugun demek mi oluyor acik havada ama ozel bi mekanda da olsa?
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(03.09.20)
(2)

letgo hesabımı silemiyorum

wilhelmwasmuss
gecen hafta letgo hesabı açtım, bir ilan koydum. sonra ürünü satmaktan vazgeçince doğrudan hesabımı kapattım. 48 saat sonra hesabın silineceği uyarısı geldi. 48 saat filan çoktan geçti ama hesabım hala silinme aşamasında görünüyor, ürünle ilgili bir sürü mesaj geliyor insanlardan. bari tekrar giriş
gecen hafta letgo hesabı açtım, bir ilan koydum. sonra ürünü satmaktan vazgeçince doğrudan hesabımı kapattım. 48 saat sonra hesabın silineceği uyarısı geldi. 48 saat filan çoktan geçti ama hesabım hala silinme aşamasında görünüyor, ürünle ilgili bir sürü mesaj geliyor insanlardan.

bari tekrar giriş yapıp ilanı silip kurtulayım diyorum. hesabıma giriş de yapamıyorum.

destek, yardım hattı gibi bir şey de göremedim. var mı bir çözümü letgo dan kurtulmanın
0
wilhelmwasmuss
(29.07.20)
Önce ilanı silip(sattımı işaretleyip başkasına sattımı seçiyorsunuz) sonra hesabı silin bence. İlan olduğu için silmiyor olabilir.
0
bahoho
(29.07.20)
hocam zaten sıkıntı yaratan kısım hesaba giriş yapamıyor olmam.

giriş yapmayı denediğimde hesabınız aktif değil üzgünüz giriş yapamazsınız diyor. giremediğim için ilanı silemiyorum. silemediğim için hala satılık mı, şu kadar olur mu, ıvırdı zıvırdı içerikli mailler geliyor, yanıtlamak istediğimde giriş yapamadığım için öyle kısır döngüde durum devam ediyor.
0
🌸wilhelmwasmuss
(29.07.20)
(13)

Babamın oynayabileceği basit PC oyunları

malaika
Merhaba, pandemi sürecinde yarı zamanlı çalışmaya başlamış ve evde oldukça sıkılmakta olan bir adet babamız var :) Öylesine araba ilanlarına bakmaktan, haber okumaktan ciğeri soldu adamın. Bu yüzden ona oynatabileceğimiz türde basit mekanikleri olan bilgisayar oyunları arıyoruz. Örneğin Jardinains d
Merhaba, pandemi sürecinde yarı zamanlı çalışmaya başlamış ve evde oldukça sıkılmakta olan bir adet babamız var :) Öylesine araba ilanlarına bakmaktan, haber okumaktan ciğeri soldu adamın. Bu yüzden ona oynatabileceğimiz türde basit mekanikleri olan bilgisayar oyunları arıyoruz. Örneğin Jardinains diye bir oyun var sevdiği, şu topla tuğlaları kırdığınız türden oyunlardan. Oturup karşılıklı saatlerce oynayabiliyoruz bu oyunu ama sıktı artık o da...

Her türden oyun önerebilirsiniz fakat yazı-hikâye ağırlıklı olmaması ve basit mekaniklere sahip olması zevk alabilmesi açısından tercihimiz. Kendisi 59 yaşında bu arada.

Var mı aklınıza gelen bir şeyler?
0
malaika
(21.07.20)
hafif ingilizcesi varsa hidden pbject oyunlarını tavsiye ederim.
0
sutlu nescafe
(21.07.20)
warblade. sadece yön tuşları ve ctrl ile oynanıyor. bi daha kalkmaz yalnız pc den, onu da belirteyim.
0
makarnavodka
(21.07.20)
babaya oyun deyince, aklıma babamla oynadığım atari oyunları geldi onları önereciktim ama gelen öneriler yanında fazla eski olabilir.

www.atarioyunlari.co tank1990 ya da battle city diye geçiyor. büyük ihtimal oynamışsınızdır sizde. 2 kişilik de oynanıyor. pc ye indirilebilir hali var mı bilmiyorum.

bi de şu yarış oyunu var meşhur. tek kişilik ama pek kolay değil.

www.atarioyunlari.co
0
fezagezgini_4
(21.07.20)
Benim babam Red Alert ve C&C Generals, Age of Empires gibi RTS oyunları seviyor ve oynuyor. Eğer gösteririm sever derseniz onlara bakın.
0
nhk ni youkosu
(21.07.20)
Okey, Batak vesaire oynamaz mı?
0
gsgsgsgsgsgsgsgs
(21.07.20)
Simulasyon oyunları biçilmiş kaftan. Ne bileyim farming simulator, construction (yanlış yazmış olabilirim bunu) simulator, hatta euro truck simulator benzeri oyunlar olabilir.
0
wilhelmwasmuss
(21.07.20)
Euro truck +1

Age of empires yada red alert da old but gold dur
0
c1b2k3
(21.07.20)
Armadillo Run
www.youtube.com
0
rm
(21.07.20)
flyordie.comu at ustune, satranc, tavla, 4 in a row, gomoku oynasin. Ozellikle gomoku asiri kolay, asiri bagimlilik yapiyor. Youtube'dan her gun bir strateji, trap falan ogrensin oyunlar hakkinda, rakibe karsi uygulayip kazaninca insan zevkten 4 kose oluyor, puan kasmaya falan basliyor
0
neverletyougodown
(21.07.20)
luxor, zuma gibi top fırlatma oyunları
0
freebird5406_2
(21.07.20)
Don't Starve tam babanız için bence. Sims de olabilir ama babanız için ağır kaçabilir. Bu arada interaktif film denen olaylar var. Hikayenin gidişatına falan siz karar veriyorsunuz. Late Shift ve The Complex gibi Türkçeleştirilmiş 2 harika oyunu tavsiye edebilirim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(21.07.20)
7 wonders tarzı match 3 oyunlar olabilir. Bejeweled mantığının hafif hikayeleştirilmiş, daha casual halleri. Ayrıca inşaa etme hissiyatı da var oyunlarda, çok keyifli o açıdan. Annemle oynamayı en sevdiğimiz türdür bu match-3 oyunlar. Candy Crush gibi telefon versiyonlarında genelde hamle sınırı varken bunlarda süre sınırı olması oyunu keyifli kılıyor.

7 wonders severse biraz daha zor olan cradle of rome, cradle of persia gibi oyunlara bakabilir.
0
nundu
(21.07.20)
herkese çok teşekkür ederim, hem güzel öneriler geldi hem de çağrışımla hatırladığım eski oyunlar oldu.
0
🌸malaika
(22.07.20)
(6)

benim için ev almak mantıklı mı?

megacracker
27 yaşında şimdilik evlilik düşünmeyen biriyim, yaptığım birikim ile istanbulda neredeyse bir senedir 300-350 bin arası yatırımlık 1+1 bakıyorum (bu miktara satılan 2+1ler ya eski ya da lokasyon olarak çekici yerlerde değil ). Kendim oturmayacağımdan dolayı kiraya vereceğim alırsam. Sorduklarımın yü
27 yaşında şimdilik evlilik düşünmeyen biriyim, yaptığım birikim ile istanbulda neredeyse bir senedir 300-350 bin arası yatırımlık 1+1 bakıyorum (bu miktara satılan 2+1ler ya eski ya da lokasyon olarak çekici yerlerde değil ). Kendim oturmayacağımdan dolayı kiraya vereceğim alırsam. Sorduklarımın yüzde 50si alma yüzde 50si al dediğinden kafam hayli karışık.
acaba altın ya da borsada bu parayı değerlendirmek daha mı mantıklı olur?
10 sene sonra evi satmaya çalıştığımda değerlenmiş olur mu?

sorularım kısaca bunlar, siz olsaydınız ne yapardınız?
0
megacracker
(21.06.20)
Benim sana verebileceğim tek tavsiye '''Başını sokacak bir evin olsun yeğenim'' mantısı ile sana fikir verenlerden uzak durman yönünden olur. Ayrıca İstanbul değil de istanbula yakın trakya tarafından o paralara 2+1 alır öğrenciye memura falan kiraya verebilirsin. Ben de dahil olmak üzere etrafımda ki bir çok kişi oralara yapıyor yatırımlarını.
0
paramolacak
(21.06.20)
yatırım amacıyla ev alıp kiracıyla uğraşmak aşırı mantıksız. şu an altın ya da dolar alsan paran en azından 5 senede değerini korur. ama bundan 5 sene sonra evini tl bazında daha çok, ama dolar bazında daha ucuza satabilirsin. mesela bundan 5 sene önce alınan 150.000 tllik evi 300.000e satmak gibi.
0
jelly bear
(21.06.20)
Kendi evin yoksa yatırımlık alma bence. Ben olsam dolar altın basardım
0
cedex
(21.06.20)
İstanbul'da yaşıyorum. İstanbul'da doğrusu ev almayı doğru bulmuyorum. Deprem etkisinin en az olduğu, sağlam binaların olduğu yerlerde yok denecek kadar az.

Ev alma fikriniz baskınsa başka şehirde ev bakabilirsiniz. Belki yazlık alabilirsiniz ya da yine yatırımlık bir ev alır kiraya verirsiniz.
0
GoodMorningTeacher
(21.06.20)
@cesario +1 eviniz yoksa önceliğiniz oturmak için olsun. yatırımlık almayın. aslında benim bir evim var ama kiraya veremiyorum. istanbul'da her şey zor, evinin olması da zor çünkü kiraya veremiyorsun, bekliyor vs. 1+1 alırsanız aile olmayabilir. aile olmamasının ne problemi var derseniz sirkülasyon çok oluyor. yani evden çıkıyorlar bir süre sonra. sonra tekrar tekrar kiracı bulmaya çalış. 2,3 yılda bir kiracı bulmanız gerekiyor. borsa çok teknik bir iş ve siyasetten çok etkileniyor. o nedenle ben giremiyorum. gündemi filan sürekli takip etmelisiniz. tam benim işim diyorsanız borsayı eve tercih edin.
0
Sour
(21.06.20)
Paramolacak'ın dediği gibi o fiyata istanbul'da 1+1 alacağına Trakya'da normal güzel bir daire alabilirsin.

Hatta çerkezköy - kapaklı bölgesinde mahalle arası emlakçılar bile İstanbullulara çalışıyor. E haliyle fiyatlar örneğin bir 5 sene öncesine göre astronomik artmış durumda kendi içinde ama tabi istanbul insanı için hala çok uygun.

Ama benim önerim ev değil arsa alman. Hem sürekli kiracı ile uğraşma olayı var söylenildiği gibi, çok fazla emlak arzı var haliyle burada oturan memur için ev alternarifi çok. Pek öğrenci şehri de sayılmaz buralar.

Ama özellikle belli ilçelerde arsa alım satımı epey fazla. Saray-kapaklı gibi tekirdağ ilçelerinde. Ev eskir, kiracı derdi olur. Arsa eskimez, ekstra dert çıkarmaz. İstanbullular çılgın gibi arsa topluyor.
0
wilhelmwasmuss
(21.06.20)
(4)

Öğretmenlik Ek Ders

melonsucker
Selam. Öğretmenlikte ders saatinin 15 saat olduğunu duydum. Baya da bir ek ders vs alınabiliyormuş. Benim asıl sorum şu: eğer bu paraya ihtiyacım olmadığını düşünüyorsam ek derssiz çalışabilir miyim? Bu dersleri 3 güne sığdırabilir miyim?
Selam. Öğretmenlikte ders saatinin 15 saat olduğunu duydum. Baya da bir ek ders vs alınabiliyormuş. Benim asıl sorum şu: eğer bu paraya ihtiyacım olmadığını düşünüyorsam ek derssiz çalışabilir miyim? Bu dersleri 3 güne sığdırabilir miyim?
0
melonsucker
(21.06.20)
Branş öğretmeniyseniz okulda da alanınızda yeterli öğretmen bulunuyorsa 3 güne sığdırabilirsiniz. Tabii biraz da müdürünüzün tutumuna bağlı. Kıl biriyse 3 günlük dersi 5 güne yayabilir.
0
ruhen hastayim ben
(21.06.20)
Branş öğretmenliğinde maaş karşılığı haftalık en az 15, sınıf öğretmenliğinde en az 18 saat derse girmek zorundasınız.

Şunu asla unutmayın. Eğer devlette görev yapıyorsanız ve memursanız "ben ders istemem, paraya ihtiyacım yok" gibi şımarık goygoylar yapamazsınız. Müdür isterse her güne ders verir. Her okulun özel ihtiyaçları vardır. Size ihtiyaç duyulursa paşa paşa dersinize girmek durumundasınız.

Sizin haftalık ders saatiniz 15 olacak ve 3 gün çalışacaksınız diye iş arkadaşlarınızın programları daha sıkışık olacaktır. Eğer yüksek lisans, hamilelik vs. bir durum yoksa ben müdür olsam hiçbir öğretmenimin haftalık ders gününü 3 yapmazdım. Sizin keyfiniz için diğer öğretmenler çok zora girer. Bu tür ibnelikler yüzünden çok kavga çıkardım zamanında. kusura bakmayın ama durum bu.
0
beni arayan olursa banyoda de
(21.06.20)
Kafasına göre sallayanlara bakmayın. Ek ders istemiyorsan almazsın bu kadar. Kimse de veremez. Orası kimsenin çiftliği değil. Çok çok ihtiyacı varsa kanunen az birşey verebiliyor o kadar. Zaten okulun müdürü kıl birşeyse öğretmenler tayin ister gider, bu da sağdan soldan öğretmen dilenir. Sonra milli eğitim de buna fırçayı kayar. Yani devlette kimse kimsenin ağız kokusunu çekmez.
0
x571
(21.06.20)
O branşta yeterli sayıda öğretmen varsa ve herkes ben istemiyorum bana ek ders yazmayıncı değilse, diğer öğretmenlerde itiraz etmiyorsa makul bir şekilde çözülüyor. Yani en ideal huzurlu çözüm bu

Yönetmeliğe göre bakarsak da haftada 15 saat zorunlu+ 6 ek ders e kadar istesen de istemesen de ders verilebilir.

Pratikte ise böyle bir niyet varsa ilgili branşta öğretmen sayısının biraz fazla ve yaş ortalaması daha genç olan bir okulda gerçekleştirmek daha kolay bence.

Ekseriyetle belli yaşın üstündeki, paraya pula doymuş, mesleki sorumluluklardan sıkılmış öğretmenlerde ek ders istememe eğilimi daha fazla.

Müdür gıcıksa da ek ders vermeyip, saçma sapan bir program çıkarabilir. Var böyle bir tanıdığım, maddi olarak epeyce iyi, ortalama bir öğretmenle kıyaslandığında bariz zengin kategorisinde. Yaşı da var. Hem emekli olmayayım hem de yorulmayayım diye ek derssiz çalışmak istiyor. Okul müdürü ek ders vermiyor ama aşırı saçma bir programı var, mesela bir günde toplam 2 saat dersi varsa, biri sabahın körü diğeri günün son saatine koyulmuş.

Mobbing mi? Tabii ki, ama uygulanıyor mu, uygulanıyor.

Başka bir örnekte de, benzer bir program verilip bu Mobbing tir diye itiraz eden öğretmene daha absürd bir program verildiğini, tekrar itiraz ettiğinde daha saçmasını verildiğini de biliyorum.

Yani mevzuatta haftada 21 saate kadar zorla ders verilebilir. Ancak çevresel etkenler daha belirleyici huzur açısından. Okulun öğretmen sayısı, okuldaki diğer öğretmenlerin tutumu, ilçe milli eğitimin olaya bakışı vs vs.
0
wilhelmwasmuss
(21.06.20)
(8)

Konut tapu masrafı ödemesindeki teamül

panamera
Selamlar,Araba satışında, noter ücretini alan ödüyor. Evde durum nedir? Bir teamül var mı yoksa değişir mi? Hatta soruya emlakçı komisyonunu da ekleyeyim. İyi pazarlar.
Selamlar,
Araba satışında, noter ücretini alan ödüyor. Evde durum nedir? Bir teamül var mı yoksa değişir mi? Hatta soruya emlakçı komisyonunu da ekleyeyim. İyi pazarlar.
0
panamera
(07.06.20)
satışı üstüne alan öder
0
ismailbüyük
(07.06.20)
anlasmaya bakar. misal ben evi alirken, pazarlik icin bir rakam soyledim. ev sahibi benim de tapu masrafimi odersen tamam dedi.

her iki tarafin tapu masrafini illa alici odeyecek diye bir kati kural yok. bence pazarlik konusu yap. genelde alici oduyor evet. ama kati kural degil.
0
camussar
(07.06.20)
aynı, alan öder.
0
giovanne
(07.06.20)
Yasal olarak eşit ödenmesi gerekir, hatta tapu harcı için bankanın ödemeler kısmına geldiğinde hem Alıcı hem satıcının adı çıkıyor ama teamül alıcının ödemesi.

Ha anlaşabilirsen yarı yarıya da ödeyebilirsin tabi sonuçta yasal olan zaten o.
0
wilhelmwasmuss
(07.06.20)
wilhelmwasmuss +1

yasal olarak döner sermaye ücreti satıcıdan, tapu harcı da yarı yarıya.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(07.06.20)
Ev 300k olsa, 12k tapu masrafi var, sen bana yasal olarak 6sini senin odemen lazim dersen bende sana o zaman evin fiyati 306k isine gelirse derim. Bu karmasaya girilmeden tapuyu full kendinin odeyecegini kabul ve karsiya soyleyerek evin kendi fiyatinda pazarlik edebilirsin.
0
pofudukayi
(07.06.20)
Yüzde 4 tapu masrafı çıkıyor genelde bunu Alıcı öder
0
shredd
(07.06.20)
yasal olarak farklı, ama alan ödüyor her türlü masrafı. işlemler sırasında kutu kola alınsa bile evi alan kişiye otomatın parasını attıracaklar neredeyse. adet böyleymiş.
0
lovemyself
(07.06.20)
(2)

bu filmin adı neydi?

wilhelmwasmuss
zamanında trt'de bir film izlemiştim. sonra rastlamadım hiç. yanlış anımsadığım parçalar olabilir ama hikaye kısaca şöyle idi.yaşlı fransız siyahi müslüman bir amca ile genç beyaz bir fransız ( oğlu veya torunu) eski dandik bir arabayla hac yolculuğuna geliyordu. genç pek istekli değildi babası veya
zamanında trt'de bir film izlemiştim. sonra rastlamadım hiç.

yanlış anımsadığım parçalar olabilir ama hikaye kısaca şöyle idi.

yaşlı fransız siyahi müslüman bir amca ile genç beyaz bir fransız ( oğlu veya torunu) eski dandik bir arabayla hac yolculuğuna geliyordu. genç pek istekli değildi babası veya dedesinin zoruyla onu mecburen getiriyor gibi idi.

oldukça sakin, aksiyonsuz bir yol filmi idi. ortadoğu ülkeleri filan görülüyordu, yerel insanlarla muhabbetler vs.
0
wilhelmwasmuss
(06.06.20)
038576
(06.06.20)
bu filmdi evet, teşekküler.
0
🌸wilhelmwasmuss
(06.06.20)
(6)

Askerde "doğu çıkıyor" olayı

ya ben lan neyse
1. acemilik bitince o birlik için "doğu çıkıyor" olayı geçerli olan birlikler var mı?2. dağıtımlar gerçekten ihtiyaç olan yerlere kurayla mı yapılıyor?
1. acemilik bitince o birlik için "doğu çıkıyor" olayı geçerli olan birlikler var mı?

2. dağıtımlar gerçekten ihtiyaç olan yerlere kurayla mı yapılıyor?
0
ya ben lan neyse
(06.06.20)
Acemi birliğinde iken neredeyse yüzde 90 üstü dağıtım dogu idi.
0
fikox
(06.06.20)
bizim eğitim birliğinde şöyle olduğunu söylemişlerdi:
'bu dönem doğu bölgeleri daha ağırlıklı, oralarda ihtiyaç var'
ve kurada da öyleydi.

bir arkadas farklı anlatmıştı mesela.

sınıfına da bağlı, piyade isen başka topçu isen, istihkamci ya da ikmalci isen başka.

birebir sınıfa tekabül eden bir görev herkese verilmiyor olsa da, birliklerin konum amaç ve işlevine göre her sınıftan (bunu usta birliğinde de degistirebiliyorlar diye biliyorum) belli sayıda asker bulundurması gerekiyor, en azından kağıt ve kayıtlarda gözükecek şekilde.

faktörler bunlar bildiğim kadarıyla.

ve o dönemdeki ihtiyaçlar da değişebiliyor.
0
encokbenisevinnolur
(06.06.20)
sınıfına göre değişiyor.

denizcilerde eskiden şırnak vardı mesela oraya çıkardı.

şırnak kapanınca en doğu iskenderun oldu.

ama kara kuvvetleri doğal olarak sınırlarda konuşlandığından dolayı ihtiyacın çoğu doğudadır. gene hava kuvvetlerine düşsen zaten gideceğin yer bellidir.
0
ozdek
(06.06.20)
var ama her sene değişiyor sanırım o birlikler. şöyle söyleyeyim, bizim dönemin yüzde 90'ı mamak'tan kıbrıs'a geçti. kıbrıs'a gelen bir önceki dönem de komple amasya'dan gelmişti. sonraki dönem manisa'ydı herhalde tam hatırlamıyorum.
0
bruges
(06.06.20)
bizim taburda 2000e yakın asker vardı.

bizim acemi birliği yüzde 90 güneydoğu ya da kıbrısa gönderiyordu. sadece çok çok az kısmı bu iki yer dışına düştü.

enteresan olan şu oldu, 480 kilişik bölükten sadece 5 kişi istanbula düştü o 5 kişi de edirneliydi, bunlardan biri de bendim. hepimiz de aynı tabura düştük.
0
hem şişko hem deli
(06.06.20)
hatay serinyol'da jandarma olarak acemi birliğine gittim. herkes şırnak-hakkari-van üçlüsünden birine gidiyordu oradan.
0
wilhelmwasmuss
(06.06.20)
(40)

Ev sahibi-komsu şikayeti

Fusha
Ev sahibim komşumuz aynı zamanda. Tek kişi var yani şikayet ettiğim. Küçük bir kasabada yaşıyoruz. 30000 nüfus. Evimiz harika, bahçeli, dubleks. Ikiz evler. Hemen bitişiğimiz değil en sahibinin evi. Arada bir ev var. Neyse;İlk gün (geçen sene yani) biz kiracı değil komşu istiyoruz dediler. Sık sık b
Ev sahibim komşumuz aynı zamanda. Tek kişi var yani şikayet ettiğim.

Küçük bir kasabada yaşıyoruz. 30000 nüfus. Evimiz harika, bahçeli, dubleks. Ikiz evler. Hemen bitişiğimiz değil en sahibinin evi. Arada bir ev var. Neyse;

İlk gün (geçen sene yani) biz kiracı değil komşu istiyoruz dediler. Sık sık bize gelin, biz de size gelelim dediler.

BiZ de evde kedi besliyoruz sorun olur mu dedik. Hayvan seven insanı daha çok sever dediler. ( bunlar bahçede besleyecegimizi sanmışlar sonra anladık. Her gördüğünde, kedinin tüyü sizi hasta etmez mi falan diye milyon defa sordu adam. Karısından şikayetim yok)


Bahçede çeşit çeşit meyve ağaçları var, ilk haftalar hariç adam her gün kapısı olan bahçenimize gelip sulamaya başladı. Eşim acayip rahatsız bundan. Ben de onun kadar olmasa da rahatsızdim. Kendimi kandırmaya çalıştım seni zahmetren kurtarıyor, adam ağaçların bakımıyla uğraşmış bunca yıl, ben üç yıl oturucam diye ağaçların ölme ihtimalini mi göze alsin yani falan dedim kendi kendime )

Sonra bir gün gezmeden geldik eve. Adamın karısı, eşime bizim bahçenin dibinde ateş yakıp ekmek pişireceklerini söyleyip davet etti. Sonra orası rüzgar alıyor diye oradan bizim bahçeye geçip ateş yaktılar bize sormadan (kendi bahçeleri var zaten yahu) benim eşim acayip trip attı haklı olarak. Ben orta yolu bulmak adına gittim onlara çay verdim biraz sohbet ettim eve girdim. Bahçe mahremiyeti yok, sıfır.

Eskiden iki üç günde gelirdi adam bahçeye. Çoğu zaman gürültülü çalışıyor ki duyup da gideyim sohbet edeyim. Yardımdan ziyade sohbet istiyor. Bu günlerde her gün geliyor Coronadan dolayı sıkılıyor canı. Ben bahçeye inmiyorum çünkü evden çalışıyorum. Ama Ben de hemen her gün uğruyorum onların bahçeye ( genelde akşam 6 civarı) gitmediğim günün hesabını soruyor ertesi gün (bir iki aydır böyle, ise giderken böyle değildi.) Edit: ise giden benim, adam çalışmıyor

Aşırı yardım severler, ramazanda 20 günden fazla yemek verdiler iftar için. Inatla istememe rağmen.

İlk başta fazla samimiyet beklediklerini söylediler kendilerince ama ben bu kadar beklemiyordum çünkü Ankara'da ev sahibimiz karşı komşumuzdu ve bir gün varlığını hissetmedim yahu.

Bomba olay: bugün gittim bahçeye, uzaktan sesleniyorum müsaitler mi diye. Hem edep meselesi hem de teyze kapalı. Edit 2: onların bahçeye gittim.

Gittiğimde bir şeyler ikram ettiler yedik sonra dedi ki "karpuz aldım, alırken satıcıya biz iki eviz, bize büyük ver dedim" diyor bana. Iki ev dediği de ben yani. Bu arada ramazandan önce eşim memlekete gitti o yüzden bana yemek veriyolar vs.

Neyse karpuzu da getireyim akşam veya sen alırsın dedi. Neyse ben oturdum işlerimi yapıyorum pcden. Telefon çaldı ama yarım saniye. Dedim yanlışlıkla aradı sanırım. Beş dakika sonra bahçeye çıkan balkon kapısına vuruyor acele etmeden, yavaş yavaş gittim mutfağa, (mutfaktan bslkona çıkılıyor) bir baktım balkon kapısını açmış bekliyor elinde karpuzla. Ya bi sınır oldum. Bi sınır oldum. Bı şey de demedim. Suratsız bir şekilde teşekkürler dedim.

Ayrıntı eksik ama en önemlileri;

Bunların çocuklarınin ikisi yurtdışnda ikisi yakın bir şehirde.

O yüzden sen bizim evladimizsin falan diyorlar, hanımdan yüz bulamıyorlar o kadar, ona demiyrlar muhtemelen.

En önemlisi, bunlar bir ara tefeciyle sıkıntı yaşamış. Oğlunun biri zenginken baya fakir olmuş baya bir yıpranmışlar ailece, anti depresan fln kullanıyor. Edit3 ilaç kullanan ev sahibi, oğlunu bilmiyorum.

Buraya daha önce de yazmayı düşündüm ama hep vaz geçtim, çoğunluk büyük şehirlerde yaşadığı için küçük şehir komşuluğu Hk bilgi sahibi değildir diye düşündüm ama bugünkü olay olunca tutamadım kendimi.

Kötü yazı , imla hatası vs için kusura bakmayın. Sinirden kendimi döveceğim. Saat sekizdeki olayı atlatamadım hala.

Edit: genel bir imla ve anlam düzenlemesi yaptım. Hala hata vardır. Sinirim azaldı ama geçmedi.
0
Fusha
(31.05.20)
Allah sabır versin ne deyim. Ben okurken darlandım.

normal bir daireye çıkın. Bu komşu istiyoruz ayağı kontrol altında tutma isteği. Sen sohbet etmek zorunda mısın. Laf alacaklar ya işteç
0
kickboxer
(31.05.20)
İstanbul'dan küçük bir sahil kasabasına göçmüş bir arkadaşımız var; geçen gün konuştuk. Birebir sizin anlattığınıza benzer komşular tasvir etti ama o bu durumdan çok memnun. Hiç aile, arkadaş eksiği hissetmedi; burada bir arada çok mutluyuz diyor. Anladığım kadarıyla biz büyük şehir insanlarına tuhaf gelse de küçük şehirlerde böyle şeyler normal. Cunku anlattiklariniz nerdeyse aynı. O yüzden kötü niyetli olduklarını düşünmedim ilk bakışta.

Siz kendi alanınıza girildiğini hissediyorsanız, rahatsız oluyorsanız bunu kalplerini kırmadan güzelce anlatın bence. Devam ederlerse tasinirsiniz en kötü imkan varsa.
0
fraise
(31.05.20)
Çocukları üzerinde acayip kontrol sahibi. Benim üzerimde de öyle olmaya çalışıyor. Yahu yürüyüş yapıyoruz sitede geçen. Elektrikçi faturayı yazarken sayacın kapağını açık bırakmış. Önemli bir şey anlatıyorum siyaset Hk vs bana diyor ki şu kapağı kapat takmadım önce. Bir daha dedi: e hocsm bir sey anlatıyorum burada dedim. (emekli öğretmen)

Bir de en önemli olaylardan birini anlatmayı unuttum. Evin yedek anahtarını vermemus bana. Onu da şöyle öğrendim. Evde arada tadilat işi oluyordu, ustaları falab o ayarlıyor hep. Ben şehri bilmiyordum ya ona danıştım ilk başta sonra öyle devam etti. Neyse tadilat işi okuyor usta gelecekse izin alıyorum işten falan. Birgün ben işteyken usta gelecek dedi, (daha önce gelemedi bir türlü isincikti falan) işten erken gelebilir misin dedi. Izin alamam dedim. Neyse benim anahtarın var zaten dedi :)))))))))

Ben izin aldım. Arabayla son sürat gittim eve. Adama hafif bir trip ya attım ya stmadim. Biliyorum ki ortam yok. Maksat eve girmesin tek. Halbuki hayırdır hocam ya, anahtarın ne işi var. Sen hepsini bana verseydin muhtemelen ben size verirdim zateb bir anahtar fln demeliydum. Ya da son dediğimi söylemeye gerek bile yok.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
@frauss hocsm Ben de o arkadaşıniz gibitim hiraz. Ama eşim soğuk bir insan. Ondan etkileniyorum çokca. Bunlardan önce bazı konularda o bana benzemeye başladı. Bazı konularda ben ona. Evlilik böyle bir şey sanırım.

Edit: Buradakikere her şey normal geliyor hocam o konuda haklısınız. Eşim trip attığında falan gram anlamıyorlar ve üzülüyorlar.

Bir de, karpuzu aldım, kapıyı kapadım buzluğa koyduktan sonra gittim balkon kapısını kitledim. Bunu duymussa tepkili olduğumu anlamıştır belki :)
0
🌸Fusha
(31.05.20)
allah sabır versin kardeşim.

bana kalırsa bi telefon et, akşam size gelicez çay içmeye de, ciddi bi şey konuşcam de. evlerine gidin. sonra dersin hocam siz komşu arıyodunuz, bizim de hoşumuza gitti ilk başlarda falan ama ben bu kadar mahremiyet ihmali beklemiyordum de. sizi çok seviyoruz ama ben anamla babamla bile bu kadar yakın olamam de. evi kiraladık, bahçede sizi buluyorum eve gelince de. yanlış anlama ama madem bu kadar düşkündün bahçeye de niye kiraya verdin madem de.

lafa güzel sözlerle başla, güzel sözlerle bitir. biz de sizi çok seviyoruz gibisinden. bazı insanlar açık konuşulmadıkça takmaz. açık koşulunca da takmayan çok insan var ama neyse. bi de bu evden taşınmak durumunda kalabileceği bil, öyle git konuşmaya, göze al yani. ulan böyle hayat mı olur. düşünüyorum da mutfakla bişeyle uğraşırken kapıda bi adam belirdiğini, o sersemlikle vururum yeminle.

ondan fazla ev değiştirdim, şuna kanaat getirdim. en iyi ev sahibi havale yoluyla parasını alan, arayıp sormayan, eviyle ilgilenmeyen ev sahibi. adaptır, evini kiraya verince bi süre sonra çay içmeye gidersin, bi bakarsın nasıllar diye, sonra tamam arkadaş. bu nedir yahu. evlatlık da alsınlar bari de karışmanın görüşmenin bi adı olsun.

gece gece oturduğum yerde sinirlendim valla :)
0
antihero
(31.05.20)
hocam geçmiş olsun öncelikle. sizin de hata payınız var, muhtemelen yaşa hürmetten biraz da alttan almışsınız ama bu tarz insanlar anlamaz. sürekli bahçeye çıkmak, onlara gidip gelmek vs iyice alıştırmışsınız. durum aşırı anormal değil ama tabiri caizse çok yüz vermişsiniz. eşinizin bahçeye her allahın günü giren çıkan olmasından rahatsız olması da gayet normal. ki bu balkon mevzusu siz değil o evde yalnızken de yaşanabilirdi, ben kadın olarak çıldırırdım şahsen böyle bir şey olsa.

kendi tecrübeme dayanarak söylüyorum: 1) ev sahibine yakın evde çok mecbur değilseniz oturulmaz. 2) ev kiralamadan önce mümkünse konu komşunuzu da araştırın. çünkü komşuyla kavgalı olsanız kapıyı suratına çarparsınız ama ev sahibiyle öyle olmuyor. ev sahibi ne kadar uzak o kadar iyi. emlakçı çocuk bu sene beni ev sahibinin dairesi karşıda ama onlar köyde yaşıyor diye kandırmıştı, yılın 6 ayı karşımdalarmış meğer sdkfldf ama allahtan dediğiniz eski ev sahibi gibi varlığı yokluğu belli olmuyor.

kalp kırmadan söyleme yolunuz varsa söyleyin. kontratınız ne zaman bitecek bilmiyorum ama tatsızlık çıkar diyorsanız en kısa zamanda çıkın evden. insan evde huzurlu olmayınca hiç çekilmiyor

edit: antihero'nun yazdığına ayrıca imzamı atıyorum, nasıl konuşmanız gerektiğini güzelce anlatmış
0
amugochi
(31.05.20)
Evet boğucu. Pek özel alan kalmıyor gibi ama kötü niyetli değiller kesinlikle. O kadar bencil, düşüncesiz insanlar var ki karpuz alırken bile sizi düşünmesi güzel bir şey bence. Bırak yemek getirmeyi insanlar komşularının haklarını gaspediyor. Üstelik tek yaşayan biri olarak yemek gerçekten bir sorun diyebilirim. Her gün bunu düşünmeleri gerçekten güZel. Rahatsızsanız da kesinlikle kırmadan bunu çözmeye çalışın.
0
black mamba
(31.05.20)
Bence araya mesafe koy zamanla onlar da uzaklaşır zaten. Çağırdığında 1 2 defa işim var de. zamanla daha az çağırırlar zaten. Diğer türlü ne kadar yumuşak da konuşsan orada farklı algılanır ve kırılırlar.
0
black mamba
(31.05.20)
Mesafe koyma olayını denedim. Trip atıyor mesafe koyunca, açık açık söylüyor, biz komşu istiyoruz diye. Eski kiracının adını ağzından düşürmüyor ben mesafe koyunca. Ömer'im de Ömer'im diye. Herkese teşekkürler, size de cevap yazacağım uykumu aldıktan sonra
0
🌸Fusha
(31.05.20)
eskiden böyle beraber yaşayan komşular vardı. anahtarlar da birbirlerinde kalır girer çıkar yemekler haftada 3-4 gün ortak yapılır vs vs vs

sizin elemanın böyle komşusu varmış muhtemelen eskiden ondan istiyor yine. ama yıl 2020 1990 değil. onun farkında değil sizin ev sahibi.

yapacak birşey yok baştan izin vermişsiniz bir kere.
0
duyurukullanıcısı
(31.05.20)
Onlar için bunlar normal şeyler. Ben küçük bir yerdeki hastane inşaatında şantiye şefiydim. Etrafta evler var. Adam elini kolunu sallaya sallaya inşaata giriyor, sohbet etmek için, ne yapılıyor bakmak için, canı sıkılmış. Kovuyorum, bak burada ayağına çivi batsa ben ifade vermeye giderim diyorum, bu sefer eşine börek tatlı falan yaptırmış onunla geliyor falan. En sonunda uğraşmayı bıraktım. Yani onlar senin baktığın gibi olaylara bakmıyorlar, yaklaşamıyorlar. köy hayatını bilirsiniz herhalde az çok, her şey ortaklaşa yapılır. Öyle kişisel alan falan olmaz, tuvalet falan açıkta olur vb. Bu insanlar o background'dan geliyorlar. Şimdi size kiraya verdi evi ama o hatta şöyle düşünüyor: "Evi kiraya verdik de, tapusunu da mı verdik, eğer bizim evde misafire yer bulamazsak orada yatırırız" diyorlar.

Ya taşınacaksınız, ya da tahmin ediyorum tayininiz gelene kadar öyle kabul edip dişinizi sıkacaksınız.
0
malheiros
(31.05.20)
Ev alma komşu al olayını epey yanlış anlamışlar.
Eğer siteyi beğeniyorsanız site içinde kiralıkları takip edin. Aynı sitede başkasının kiracısı olun.Bu amca dövsen de gitmez.
0
elestirman
(31.05.20)
malheiros +1

Küçük yerlerde kişisel alan algısı yoktur. Küçük yerler böyledir. Nereye gitseniz kaçamazsınız. Büyükşehire geri dönün rahatsızsanız.
0
komando kani var bende
(31.05.20)
Kesinlikle normal değil, küçük yerler böyle şöyle diyerek konuyu normalleşmetirilmesine müsade etmeyin.

Bizim de yazligimiz köyde evimiz var öyle pat diye bahçeye izinsiz girilmez hatta insanlar çekinir ha ev ha bahçe hiç farketmez.

Bu adam veya amcaya dikkat et belli yaş üstü macera arar, müge anlı'da ki olayların genel konsepti fazla samimi insanlardan kaynaklanıyor.
0
Fritz-X
(31.05.20)
@antihero, hocam konuşursam ana baba kısmını söylemeyi düşünüyorum çünkü gerçekten babam böyle bir şeyi yapmaz kesinlikle, annem de büyük ihtimalle yapmaz.

@amugochi, hocam bu kadar sık gidip gelme corona sürecinde oldu, önceden de sürekli lafını ederdi ama iş-güç deyip geçiştirirdim. sürekli eski kiracısından bahsederdi beni eve gelirken gördüğünde (evi de sitenin girişinde anasını satayım, bakkala giderken falan tutardı beni, ömerim de ömerim :D -ömer eski kiracısı- o sık sık uğrardı vs)

@black mamba, hocam kötü niyetli değiller kesinlikle, öyle olsalar çok farklı boyutlara giderdi durum. Eşim biraz daha sıcakkanlı olsaydı, arada bir gitseydik belki de adam o kadar suyunu çıkarmayacaktı bahçeye gelip gitmeye. onlar başta belirtti ama bizim hatun pek sallamadı maalesef bu meseleyi. pek gidip gelmedi :D AYrıca yumuşak da konuşsam kırılacaklarını ben de düşünüyorum. mesafe olayı nedense hiçbir şeyi değiştirmedi. zaten mesafeliydim hocam corona süreci öncesinde. inatçı biri, elektrik panosu olayı inatcı ve takıntılı olduğunu gösteriyor bence. bir de ufak bir şey ama anlatacağım yine de.. ramazanın son günleri, bahçesindde oturuyoruz. bana telefon geldi ve önemli (kısa sürecek aynı zamanda, normalde biri varken yanımda açmam ama o sık sık benim yanımda birileriyle telefonda konustugu için açtm) telefonda konusmama rağmen bana bir şeyler soruyor, ben de kale almamazlık etmedim, duymazdan gelemedim, hocam konuşmayı bitirmem lazım dedim. normalde duymamam lazım yahu neyse bu biraz gereksiz ayrıntı oldu.

@duyurukullanıcısı, aynen öyle de, bilemedim nasıl tepki vereceğimi, adam da danışma, sorma huyu yok ki, pat bahçede gördük bir gün. sonra ardı arkası kesilmedi.


@malheiros, ara ara taşınmayı düşünüyoruz, bu son yaşadığımı eşime anlatsam çıldırır valla :D hocam benim hissettiğim de öyle, hatta sanırım biz bahçeyi değil evi kiralamışız :) bazen kafamda kuruyorum konuşmayı " hocam sık sık diyorsun ki bize, bahçede kahvaltı yapın vs. eşim orayı kabullenemedi, sahiplenemedi ki, galiba siz bize bahçeyi değil sadece evi kiraladınız" diye ama kırılır, hatta perişan olur gibi geliyor. adamın bahçesine gittiğim her gün " allah razı olsun, gelmeseydin napardık, sıkılıyoruz, sen olmasan naparız" diyor. her gün yahu.

arada bir de komşuları kötülüyor, kimse gelip gitmiyor, bir sen bir de şu komşu hariç kimse beş para etmez falan diyor :D

@elestirman valla onu da düşündük hocam, bekliyoruz kiralık çıkarsa diye. öyle yaparsak, hiç laf söz etmeden, mesajı net vermiş olacağız. kırılmış olabilir ama, ben bir şey demedim ki sana hocam, neyine kırılıyorsun allasen diye dalga bilem geçerim belki :D

@komando hocam aslında kişisel alan olayı bence var burada da ev sahibine yok :D çünkü ikizimizdeki aile bir gram rahatsız etmedi bizi. altı tane çocukları var, rahatsız edecek kadar gürültü yapmadılar hiç, bahçemizi ayıran uzun boylu çalı gibi bir şey var, oradan bazen selamlaşıyor bazen selam vermiyor :D varligini pek hissettirmiyor yani

NOT: EN ÖNEMLİ ŞEYİ FAZLA VURGULAMADIM SANIRIM, adamın psikolojisi bozuk (kendi ifadesi) tam olarak öyle demedi de, perişan olduk, ilaç kullanır olduk, depresyondan uyuyamaz olduk falan diyor.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
fritz, ilk dediğinize katılıyorum ama son dediğinize katılmıyorum hocam.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
yukarıda herkes bir sürü şeyi yazmış zaten.
bence "eşim soğuk" ya da "eşim öyle davranmasaydı" demeyin, hatalı davranan sizsiniz.
bu tarz bir komşuluk ilişkisi ihtimali varsa, en başından samimi olmayacaktınız.
yani gitmeli, gelmeli, yemeli, içmeli, siyaset konuşmalı bir ilişki kurmamanız gerekirdi.

şimdi bence açık ve kısa bir özetle konuşulmalı, büyük bir olaymış gibi değil.
yani bu olayı hususi olarak, "bir şey konuşacağım" şeklinde değil, bir şey olduğunda anında tepki vererek yansıtmalısınız.
mesela kendisinde yedek anahtar varken usta için eve gireceğini ima ettiğinde hemen "ben yokken eve girmeyin lütfen, ben hoşlanmam öyle şeylerden. usta beklesin." diye açıkça söyleyeceksiniz.
"anlatmaya çalışmak" gereksiz tribe ve konunun uzamasına neden olur.
gerçi siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın şu noktadan sonra kırılacak ve bozulacaklar.
gerekirse bozacaksınız.

ama dediğim gibi, eşiniz hatalı değil.
siz de onun gibi davransaydınız, şu anda bu kadar yüz bulamazlardı.
0
blatta hiberna
(31.05.20)
@blatta, hocam normalde eşimde hata bulmam ama kendileri başta dediler biz kiracı değil komşu arıyoruz, ananız babanız uzakta, bizi de ana baba belleyin, gidip gelin. bunu defalarca söylediler ilk gün. başbaşa kaldığımızda ben eşime söyledim yapabilecek misin diye? alışırım dedi bu tarz bir yaşama :) (daha evi tutmamıştık, eşim böyle deyince tuttuk)

sonra ilk günden ne gitti ne geldi. o zaman söz vermeseydin de mi? ben de bunun mahcubiyeti olduğu için biraz taviz verdim, o da biraz. fazla taviz vorona sürecinden beri.. ayrıca benim işten dönüşte de çalışmam gerekiyor, o yüzden bunları anlatıp gitmiyordum fazlaca yanlarına, ama eşimde gitmeyince ben bazen gitmek istemesem de gitmek zorunda hissediyordum kendimi :) ama ısrarla her gittiğimde söyleniyordu kibarca. yahu adam olan bıkar değil mi söylenmekten, gelmiyor işte, ayda bir, iki ayda bir anca geliyor işte. arada bir de ayaküstü, sitede veya bahçede konusuruyoz işte. insanlar meşgul yahu :D
0
🌸Fusha
(31.05.20)
bir de damadına hayatı zehir ediyor sanırım, gelinlerine bir şey yapamıyor, onu da anlatıyor, zamane kızları burunlarından kıl aldırmıyor diyerek. damadın kumar sorunu varmış, sürekli iddia falan oynuyormuş, adama kredi çektirip araba aldıracak, ki para krediye gitsin kumar oynayamasın falan. neyse mantıklı olabilir, damadını kızını düşünüyordur da bana anlatması biraz garip, eşim ise acayip şaşırır bana anlattığını bilse.

eşim paylaşımı zayıf bir insan, kimseye bir şey anlatmaz. uzun süreli arkadaşlıkları yok :D varsa yoksa ablası ve anası (onlarla da sık görüşmez, yanlış anlaşılmasın. derdini veya elbise fikirlerini falan onlara sorar anlatır)
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Doluyum arkadaşlar :D

kötü niyetli komşu ile uğraşmışlığım var. birkaç defa sabredip polis çağırmışlığım var yıllar öncesinde ama bunlar iyi niyetli insanlar. ve önemli bir nokta, psikolojisi sanırım gerçekten bozuk.

edit: bir de kendisi dediğim dedik biri ama ben inatlaşıyorum. örneğin geçenlerde sizin bahçenin çalılarını kısaltalım dedi (yola bakan tarafı kestik sorun yok burada) sonra bitişiğimizdeki komşumuz ile bahçemizi ayıran çalıyı kısaltmak istedi. kısaltmayalım dedim, çiçekler güneş almaz ama falan dedi. valla hocam benim için mahremiyet daha önemli, eşim, ben, bahçeye çıkasımız gelmiyor fazla kısa olursa, komşu için de iyi olur dedim. sonra mahremiyet temalı konuştum, bunlar önemli şeyler vs vs. pek ortam yoktur, o yüzden biraz sinirli bir şekilde söyledim bunları, nefes alış verişim bile değişti yani.. zaten orta yolum olsaydı başlarda söylerdim. ya sineye çekiyorum ya da patlıyorum.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Amca teyzeye zıt gidersen olay funny games'in yaşlı versiyonuna dönecekmiş gibi geldi bana, bi tekinsizlik sezdim.

Bence olayı eşin üzerinden yönlendir, o rahatsız oluyor böyle şeylerden kusuruna bakmayın ama evdeki huzurumuz bozuluyor, mesafeyi biraz açalım falan de. Eşine sor tabii bunu önce.
0
Bruce
(31.05.20)
"komşu arıyoruz" demek, devamlı gidip gelmek zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor ki.
arada bir ayak üstü sohbet, belki arada bir aşure vb gibi şeylerin gidip gelmesi ve selamlaşmak yeterince komşuluk zaten.
sizin kendinizi mecbur hissedeceğiniz bir durum yokmuş ki.
muhtemelen eşiniz de benim gibi düşündü.
güler yüzlü davranmak, selamlaşmak, hal hatır sormak komşuluk zaten.
sizin anlattığınız başka bir şey.
ayrıca adam kontrata "komşu istiyoruz, şartları da şunlardır" yazmamış.
yani belli bir kol mesafesinde olup medeni davranacaktınız, o kadar.

benim de ev sahibim üçüncü katta oturuyor.
kira artışı falan gibi konularda sinir olsam da, mahremiyet ve mesafe anlamında sağ olsunlar düzgün insanlar.
beni de 1-2 kere davet ettiler mesela, gitmedim.
ama karşılaşınca ayak üstü sohbet ediyoruz.
komşuyuz işte, daha ne?
yani eşinizle komşuluk anlayışınız uymuyor olabilir.
fazla yaklaşmışsınız, erkekler bu gibi konularda eşleri daha soğuksa onun adına da gereksiz yere mahcup olup daha yakın davranabiliyorlar.
sizde de o olmuş biraz sanki.
0
blatta hiberna
(31.05.20)
okurken sinir oldum. kim olursa olsun bu kadar içli dışlı olmayı zaten sevmem. herkes önerisini yazmış.
ben sadece tek bir şey eklemek istiyorum. yeni bir eve taşındığınızda mutlaka evin dış kapısının kilidini değiştirin. sizin örnekte ev sahibi başka bir örnekte hırsız olabilir. bir gece uyurken ev sahibi, gençler böyle de uyunmaz ama diye karşınızda bitebilir :)
0
scudman1
(31.05.20)
siz bu komşuluk meselesinin avantajlı yönlerinden faydalanmak (yemek, muhabbet vesaire) ama bu faydayı kendi çizdiğiniz sınırlarda yaşamak istiyorsunuz. sizin yaklaşımınız sadece gerçekten en baştan söylediler ama napalım yani, yaşlılar, yalnızlar samimiyet kuralım, eşim adına da ben daha fazla yakın davranayım olsa bu durumlardan rahatsız olmazdınız. bence önce kendinize bir sorun, iki yetişkin evli barklı insan olarak yaşadığımız evle ilgili bu kadar özel alan ihlali yapan insanların getirdikleri yemekleri neden kabul ediyorum (istemiyorum demekten bahsetmiyorum, isteseniz doktorun özel diyeti var ben kendim hazırlıyorum der geçersiniz), bütün bunlara neden müsade ediyorum, bu çizgiyi gerçekten neden çizmiyorum diye. bir sürü bahane sıralamışsınız ama bence kendinize karşı şeffaf değilsiniz. şeffaf olsanız kendi içinizde bu boyutta çatışmalar yaşamazsınız.
0
Phoebe
(31.05.20)
@blatta, hocam adam ayrıntı verdi. sadece komşu istiyoruz demediler, hatta bir önceki kiracıdan örnekler verdi, şöyle gider gelirdi vs diye. yine de bu kadar beklediklerini anlayamadık gerçekten.

@secduman, hocam zaten öyle bir kültür varmış, hatta kimileri hep aynı kiliti taşırmış yeni taşındığı eve falan. ben yeni öğrendim :D

@phoebe, hocam haklı olabilirsiniz derim normalde ama yemek yemeyi zul gören biriyim neredeyse :D annemin bana taktığı lakap "kendinden yemli" idi. bunu da ilk defa tanımadığım birilerine söylüyorum. ben yemek yemeyi çıkarıma uyduğu için değil kıramadığım için kabul ettim. hatta kaç defa yalan söyledim valla, bugün yemek yaptım diye. yemin ediyorum ona rağmen getirdi yemeği. dediğiniz gibi hekim diyeti vs aklıma gelseydi söylerdim.. o daha iyi bir çözüm.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
bu arada son iki aydır eşim memlekette, onu tekrar hatırlatayım, öncesinde yemek getirip götürme yoktu.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
kardeş sen haklısın da evsahiplerine de kızamıyorum yalnızlıktan sıkılmış yaşlı tipler. kötü bir niyetleri yok. sinirlenmeye gerek yok. anlaşamıyorsanız ufaktan yeni yer aramaya başla.
0
prizmatik
(31.05.20)
hahahha bahçe hariç kendimi gördüm. ben taşınıyorum ama işle ilgili nedenlerden dolayı. allah sabır versin üstte yeterince yazılmış zaten öneriler benim ekleyebileceğim bir şey yok
0
papuayenigine02561
(31.05.20)
Ta en başından belli etmişler, siz anlamamışsımız.

"Biz kiracı değil komşu istiyoruz" demek, aynı evin içinde yaşıyor gibi olalım, senin evinde ne oluyor ne bitiyor kim giriyor kim çıkıyor hayatınızda ne oluyor ne bitiyor her şeyi bileşim demek.

Küçük yerde, Anadolu'da böyle diyip normalleştirmek saçma. O iş şöyle daha doğrusu, eskiden küçük kırsal ilçelerde, evler genellikle bahçeli müstakil olurdu ve o evlerde oturanlar onlarca yıldır aynı evlerde olduklarından içli dışlı olurlardı.

Devir o devir değil, bu kafadaki insanlar da siz tatlı tatlı kibar kibar konuşunca, hmm çok mu içli dışlı olduk, çocukları rahatsız mı ettik diye düşünüp akıllanmaz. Aranız bozulacak size de nankör damgası basacaklar.

Bir de sürekli bir iyi niyet lafı geçmiş. Birinin iyi niyetli olması, bir şeyi kendince iyi niyetlerle yapması rahatsızlık veren davranışları normalleştirmez, böyle olmamalı. Aşağı yukarı 35 yaşıma geldim, bu milletteki iyiniyet kelimesine sığınıp insanların hayatına burnunu sokma hastalığını milyon örnekte gördüm.

Adam resmen sizin huzurunuzu bu iyiniyetle perdelenmiş bu her şeye dahil olma dürtüsü ile skip atmış. Öylesine dolmuş ansiklopedi gibi yazmışsın.

Daha da canının sıkılmasını istemiyorsan, hiç gidip konuşma boşuna. Anadolu kırsalının aşırı meraklı insanının, yaşlı öğretmen bilmişliği egosu ile upgrade edilmiş hali, adamın resmini bile görmeme gerek yok gözümde canlandırabiliyorum. Konuşursanız ya size ajitasyon ile karışık laf sokacak ya da direkt hain evlat Ökkeş muamelesi göreceksiniz.

Bir ev bulun, bulunca da tayinim çıktı vs bir bahane ile hiçç bu anlattığınız mevzulara girmeden çıkın gidin. Tantana çıkmaz, baş ağrısı olmaz.
0
wilhelmwasmuss
(31.05.20)
Biz anlamamışız hocam, doğru. Onlar da bizi anlamamış kedi konusunda. Aynı dili konuşmamışız zamanında kısacası
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Merhaba arkadaşım. Eşiniz soğuk bir insan olup da komşu istiyoruz kiracı değil dedikleri anda biz kiracı olmayı tercih ederizi hissettirmemis olmanız sizin hatanız. Evler dip dile olmamasina rağmen ev sahibi çok yakınmış ve 30000 nüfuslu bir yermiş. Keşke benim böyle bir ev sahibim olsaydı. Tavsiyem bu durumu hem siz hem eşiniz kabullenin ve komusulugun avantajlarını kullanın. Evinizde çok değerli kıymetli bir şey de yoktur girin çıkın mutlu olmaya bakın. Olmuyorsa ayrilacaksiniz maalesef. Dediğim gibi çok imrendim.
0
lion de la Turquie
(31.05.20)
Hocam ben iki üç yıl önceki halimle olsam çok mutlu olabilirdim ama insanlar karakter olarak birbirlerine benziyor yavaş yavaş galiba. Benim küçüklüğümde yaşadığım komşuluk buna benzerdi. Ama bu halimle eşime benzediğim için biraz, moralim bozuluyor. Aslında beni yoran şu hocam bir de: sürekli bir talep olmasa belki ben isteyerek gidip geleceğim. Bir gün gitmeyince hesabı (!) Sorunlunca vazife gibi gidip geliyorum, seve seve değil. Insandan çok talep olunca yapasu varsa bile yapmak istemiyor
0
🌸Fusha
(31.05.20)
yahu bir şey aklıma takıldı siz taşındığınız evin giriş kapısının anatharını değiştirmediniz mi bu nasıl bir güven? Siz değiştirdikten sonra istediği kadar yedek olsun. evden çıakrken eski kilit/anahtarı da takarsınız istediği gibi kullanır anahtarlarını.
Annemde böyle izansız bir komşu vardı bahçenin arkasından, kapı ile girilen, mutfak kapısına dan diye gelmişti bir gün direkt cevabını aldı annemden, böyle gelmeniz uygun değil ev hali olur, lütfen bir daha ön kapıyı kullanın diye, bir daha yapmadı. ister üzülsün ister kırılsın, özel alan diye bir şey var. olay olduğu anda cevap vermek en doğrusu. özellikle karşılarında genç görünce özel hayatı hiçe sayabiliyorlar, iyi niyet de bir yere kadar diye düşünüyuorum. evini kiraladığın adamın hayatını da kiralamıyorsun ya..
0
ruz
(31.05.20)
Hocam anahtar degistirme olayını birkaç ay önce öğrendim. Daha öncek hiç tecrübe etmedjm. Evli olarak tuttuğumuz ikici ev zaten bu. Öğrenciyken hiç aklımıza bir gelmemişti. Valla laftan anlamaz diye tahmin ediyorum veya kibarca değil de kabaca uyarırım diye de korkuyor olabilirim.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Yazilanlari okumadim ama bence bir gun sizi uygunsuz (!) yakalarlarsa bir daha boyle densizlik yapmazlar bence.
O yuzden uygunsuz yakalanin mumkunse.
0
kuehles blondes
(31.05.20)
Yahu düşünüyorum da ben bu insanla neden konuşmuyorum diye, türlü türlü sebep buluyorum. şimdi de şu geldi aklıma, 65 yaşındaki bir insana bu yaştan sonra doğruyu yanlışı nasıl öğreteyim ki ya. adam yanlış yaptığını bilmedikten sonra benim kapımı açmış ne açmamış ne. bilemiyorum altan :) yahu komik değil mi ya? hayat tecrübesi senin yarın kadar olmayan biri gelecek ve diyecek ki: hocam bak evde dal da**ak dolaşıyor olabilirim neden kapıyı açıyorsunuz? yahu komedinin dibi taaaa aq.... sinirlendim yine :D bir de dal da**ak dolanıyorum dememe gerek bile yok yahu. lan nasıl bir kafa bu ya :D

yanına gitmiyorum bundan kelli hadi bakalım :) bir daha desin gelip gitmiyorsun diye. bundan sonra böyle hocam derim muhtemelen :D
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Herkese teşekkür ediyorum arkadaşlar. Bundan sonra yoluma nasıl devam edeceğimin kararı netleşmek üzere.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
bence eşini suçalama soğuk diye. soğuk olmasa daha yakın olabilirlerdi :D ondan çekinip biraz uzak da duruyor olabilir.er
0
black mamba
(01.06.20)
Hocam bugün baya hak verdim eşime :) çünkü şöyle bir şey fark ettim Coronadan önce ayda bir veya iki ayda bir giderdim ve hiç gelmiyorsun lafını duyardım. Bu aralar ise bir gün gelmesem, dün niye gelmedin diye soruyor :) yani yetmiyor hiç. Hatta bir gün öğlen vakitlerinde gittim, o gün dedi ki akşam da gel :))))

Bu arada son meseleden sonra hiç gitmedim, bugün eve giderken denk geldik. Yine "yan sen nerelerdesin? Dün hiç gorunmedin" falan dedi. Direkt "valla hocam bundan sonra böyle, benim evde çalışmam gerekiyor, kimse benim yerime çalışmıyor, kimse benim işimi benden fazla düşünmez haklı olarak, ben de kendi işimi düşünmek zorundayım" dedim. Valla bundan sonra böyle lafımı duyunca bozuldu ama bozuntuya vermedi pek. Kem küm vs dedi :)
0
🌸Fusha
(01.06.20)
Aylar önce yapmam gereken şeyi de az önce yaptım. Kilidi değiştirdim.
0
🌸Fusha
(01.06.20)
(3)

Geçenlerde debeye giren oyunun adı neydi?

mezarkabul
Derebeylik mi desem imparatorluk mu desem, öyle bir oyundu işte.
Derebeylik mi desem imparatorluk mu desem, öyle bir oyundu işte.
0
mezarkabul
(26.03.20)
Fehildi hocam. İsminde bir sayı vardı sanki
0
🌸mezarkabul
(26.03.20)
crusader kings II?
0
ganbatte
(26.03.20)
europa universalis ıv
0
wilhelmwasmuss
(27.03.20)
(6)

3. lig topçuları

eazy
ne kadar kazanıyordur tahminen?
ne kadar kazanıyordur tahminen?
0
eazy
(06.02.20)
maç başı 2-5 bin tl
0
papuayenigine02561
(06.02.20)
Bir soru da benden madem

2-3 lig futbolcuları, hadi daha da aşağı inelim amatör lig oyuncularının kariyerleri genelde nasıl oluyor ? Çünkü profesyonel futbolun bir ömrü var, bu adamlar da ömür boyu oynayamaz sonuçta ve işin sakatlığı, hastalığı bir sürü faktörü var.

Ayrıca şike, başka türlü işler filan ne tür olaylar dönüyordur bileniniz var mı ? Futbolculuktan sonra ne yapıyor bu elemanlar ?
0
burka
(06.02.20)
@burka

az önce birisi senelik 200 bin alıyorlardır demişti ama silinmiş. Şimdi 200 bin senelik alıyorsa, ufak şehirlerde yaşıyorlar olsalar 3-4 sene oynasa ev alır, taksi falan alır lan :D Verir kiraya ölene kadar yatar aşağı.

İyiymiş he, topçu olmak varmış anasını satim.
0
🌸eazy
(06.02.20)
3.lig takımlardan birinin kafilesi ile aynı uçakta denk gelmiştim. Kendi aralarında, ben şu takımdayken şunu alıyordum tarzı muhabbeti döndü bir ara yanımda oturan topçularda. 3 binli rakamlardı.
0
wilhelmwasmuss
(06.02.20)
tamamen takimla alakali.

mac basina bin lira alanlar varken, senelik 200 bin alan da var. takimla takimin hedefiyle, baskaniyla, takimin sehirdeki oy potansiyeline etkisiyle vb.

ortalama olacaksa belli bir yasin uzerinde ve kariyeri olan futbolcular ucuncu ligde senelik 50 bin civari aliyorlar.

Bu arkadaslar birikim hayat sartlari ve kariyerlerinin durumuna gore genelde futbolu kendi memleketlerinde birakip orda bir is yapiyorlar. esnaflik en sik karsilastigim. biraz daha iyi kazananlar da yatirimlariyla alakali isler yapiyorlar.
0
tanaka
(07.02.20)
genelleme 2 5 bin tl değil tabiki. maç başı 10 bin alanda var 20 binde cizresporla Karşıyakayı bir tutmak gibi olur bu.
0
mikahakkinen
(07.02.20)
(2)

Devlet Memurlarına Soru: Mal bildirimi

goklerdengelenkarar
Arkadaşlar mal bildirimi yapmam gerekiyor. Üzerime kayıtlı, ucuz yollu iki arabadan başka bir şey yok. Formdaki borç/alacak kısmına borçlarımı yazmamın bir avantajı/dezavantajı var mı? Kyk, el borcu vs derken sağlam borcum var. Yazayım mı bunları? El borcu gibi kayıt dışı borç da yazılır mı?
Arkadaşlar mal bildirimi yapmam gerekiyor. Üzerime kayıtlı, ucuz yollu iki arabadan başka bir şey yok. Formdaki borç/alacak kısmına borçlarımı yazmamın bir avantajı/dezavantajı var mı? Kyk, el borcu vs derken sağlam borcum var. Yazayım mı bunları? El borcu gibi kayıt dışı borç da yazılır mı?
0
goklerdengelenkarar
(17.01.20)
yaz bulunsun. borç beyanı iyidir. hatta ben bazen olmasa da arkadaşlara borcum var gibi yazıyorum :) devletin çalışanı dalga geçtiği bir evrak o. o senle dalga geçiyorsa, sen de ona nanik yap. :)
0
helenart
(17.01.20)
Saçmasapan, anlamsız bir olay. Borcumu yazınca devlet borcumu ödememe yardım etmeye başlarsa o zaman yazarım diyip boş bırakıyorum.

Devlet malımızı, mülkümüzü, borcumuzu, alacağımızı öğrenmek isterse 5 dk sını almaz, gidip gibi o kağıda mı bakacak yahu hiçbir avantajı/dezavantajı olmaz.
0
wilhelmwasmuss
(17.01.20)
(4)

"Kur'ân-ı Kerim" yazılış biçimi

early morning rain
selamlar, kişisel meraktan soruyorum, neden dümdüz "kuranı kerim" şeklinde değil de, başlıktaki gibi yazılıyor? arap harflerinin latin harflere dönüştürülmesiyle mi alakalı? şimdiden teşekkürler.
selamlar,
kişisel meraktan soruyorum, neden dümdüz "kuranı kerim" şeklinde değil de, başlıktaki gibi yazılıyor? arap harflerinin latin harflere dönüştürülmesiyle mi alakalı?
şimdiden teşekkürler.
0
early morning rain
(09.01.20)
Kuran kerimesinde ra kısmındaki a sesi hareke olarak değil de ayrı bir elif harfinden çıkar. O sesi belirtmek için öyle yazılır
Neşe kelimesi de 20-30 yıl öncesine kadar neş’e olarak yazılır ve telaffuz edilirdi

Sonunda ki ı harfi ise farsça gramerdeki tamlama yazışından dolayı
0
efruz
(09.01.20)
Arap gramerine göre "Kerim olan Kur'an" anlamını veren "ı" bağlacı ayrı yazıldığından o şekilde kullanılmak zorunda diye biliyorum. (Daha iyi bilenler açıklayacaktır elbette).
0
firez
(09.01.20)
Kur'an'in normalde Kuran olarak yazilmasi gerekirdi, ama eski TDK doneminde kutsal kitabin adina olan saygidan oturu, sadece bu kelimenin yaziminda istisna yapilmisti. bazi arapca-perverler baska kelimelerde de bunu uyguladi (san'at, nes'e gibi) ama onlar tutmadi.
0
ebabil curnatasi
(10.01.20)
arapça ve farsça'da izafet i si kavramı var. -ı ifadesi izafet i'si, tamlama eki gibi düşünebilirsin. bab-ı ali tamlamasındaki gibi.
0
wilhelmwasmuss
(10.01.20)
(9)

"Seninle"deki "in" ne için var?

lab cat
"Seninle"nin anlamı: Sen ile. "İle"yi bir şeyle birleştireceğimizde "le" olarak birleştiriyoruz. Öyleyse buradaki "in" nereden çıkmış?Not 1: Kaynaştırma eki olamaz, çünkü aynısı "ben" için de geçerli -> Benimle.Not 2: Google araması ile cevap değil yalnızca başka karışmış kafalar buldum.
"Seninle"nin anlamı: Sen ile. "İle"yi bir şeyle birleştireceğimizde "le" olarak birleştiriyoruz. Öyleyse buradaki "in" nereden çıkmış?

Not 1: Kaynaştırma eki olamaz, çünkü aynısı "ben" için de geçerli -> Benimle.
Not 2: Google araması ile cevap değil yalnızca başka karışmış kafalar buldum.
0
lab cat
(02.01.20)
ilgi eki veya tamlayan eki olabilir mi?
"bir varlığın kime ait olduğunu bildiren "-in" eki"dir diyorum ben.
0
yesil basli govel santor
(02.01.20)
Bence de soru güzel.

"Ben ile gelir misin?" diye sorunca bir gariplik var gibi geliyor bana. "Benim ile gelir misin?" kulağa daha doğru geliyor.
0
himmet dayi
(02.01.20)
Teorimi yazıyorum:

Türkçe’de edat grubu diye bir yapı var. İsim türlü bir kelime ve bir çekim edatından oluşur.

Önce isim türünden olan kelime sonra edat gelir.
Misal;
Benimle oynama

Balıkla oynama


Gibi...

İlkinde ben ek almış, ikincisinde balık ek almamış.

Eğer edat grubu isimle oluşturulursa (balık gibi) ek almaz. Amma ve lakin bir zamirle oluşturulduğunda (ben, sen gibi) tamlayan eki alır. Benimle oynama, onunla çıkma vs.
0
levpontryagin
(02.01.20)
myself - benim, yourself - senin gibi bir kullanim var.

sozcukler "senin - ile", "benim - ile", "onun - ile" yordamiyla turuyor.
benzeri "benim gibi" (ben gibi degil), "senin icin", "bizim kadar" kullanimlarinda da gorulebilir.

ilgiliyseniz, benzer bir mevzudaki arastirmaya da goz atabilirsiniz:
dergipark.org.tr
0
viva paulista
(02.01.20)
ingilizcede de benzeri var: "come with I" denilmez, "with me" denir.
Ben çevirisi I iken, me çevirisi "beni/bana" olarak yapılır.

"Eğer zamir eylemden ayrıysa beni-bana şeklinde kullanılır" Tam cümlemiz bu. yani, "Ben yaptım" "Ben gittim" sözündeki ben ile "Benimle kal" "Benimle git" deki ben'ler farklı. İkinci örnekte ben özne değil. İşi yapan değil. Bu sebeple -in'i eklemek zorundayız.
0
lovemyself
(02.01.20)
benzer bir soru burada da vardı (git: 1387489)

onlar iyelik eki ama bunlara neden ihtiyaç duyuyoruz sorusuna cevabım yok doğrusu. ama benle, senle kulağımı acayip tırmalıyor.
0
tepedeki psychedelic adam
(02.01.20)
İngilizcede come with i yerine come with me denmesinin sebebi grammatical case
0
levpontryagin
(02.01.20)
2. sıradaki cevabıma bir ilave yapacağım.
"in-im" aidiyet bildiren, ilgi ekidir, tamlayan ekidir.
"Pekâlâ neyin kime ait olduğunu bildiriyor?" derseniz.
Cevap öznenin varlığı ile ilgili bir aidiyet.
Örnek: Ben-im-(i)le evlenir misin?
benim (varlığ'ım') ile evlenir misin?
+ Sen-in-(i)le iyi arkadaş olabiliriz.
Senin (varlığın) ile...
Gibi
0
yesil basli govel santor
(02.01.20)
Tamlayan Eki yani ilgi Eki.
0
wilhelmwasmuss
(02.01.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.