Giriş
(16)

şahsi araç mı işyeri servisi mi?

birmilyonunvarmi
şirkete sabah akşam şahsi aracımla gidiyorum. maaşımın %5'i aylık yol parasına gidiyor. ikisini karşılaştırırsak;-servisle gelirsem sabah yarım saat daha erken uyanmam gerekiyor. (kışın 45 dk)-servisle akşamları eve 15-20 dk geç gidiyorum.-servis koltukları konforsuz. -serviste yazın soğutma kışın ı
şirkete sabah akşam şahsi aracımla gidiyorum. maaşımın %5'i aylık yol parasına gidiyor. ikisini karşılaştırırsak;

-servisle gelirsem sabah yarım saat daha erken uyanmam gerekiyor. (kışın 45 dk)
-servisle akşamları eve 15-20 dk geç gidiyorum.
-servis koltukları konforsuz.
-serviste yazın soğutma kışın ısıtma sorunları oluyor.
-servis genellikle gürültülü ve kalabalık.
-servisçi biz varken sigara içmiyor ama biz yokken sigara içtiği için servis leş gibi kokuyor.

insanlar şahsi arabamla gidip gelmemi enayilik ya da müsriflik olarak görüyor. siz olsanız bu şartlar altında servisle mi giderdiniz şahsi aracınızla mı?
0
birmilyonunvarmi
(09.08.24)
Ben de arabamla gidip geliyorum. Keyfin bedeli var ve karşılayabiliyorum. Geri kalan kendi işine bakabilir:)
0
boyalı kuş
(09.08.24)
gidiş geliş yol ne kadar sürüyor?
eğer yarım saat gidiş, yarım saat dönüş ise, kendi araban, 1 saat gidiş, 2 saat dönüş ise servis.
serviste uyumaya alışırsın, kendin bu kadar uzun süre araba kullanmak gereksiz yorulma olur.
0
burfak
(09.08.24)
@burfak sabah yarım saat bile sürmüyor, akşam trafik oluyor biraz 1 saat civarı
0
🌸birmilyonunvarmi
(09.08.24)
Arabamla gidip gelirdim
0
kisa
(09.08.24)
3 sene servisle işe gidip gelmişliğim var sonra dayanamayıp işe yakın ev tutmuştum (arabam yoktu) . koku babında serviste tek sıkıntı sigara değil, ayakkabılarını çıkaranlar burnumun direğini kırıyordu. araba maaşının tamamını da alsa akıl sağlığına bu kötülüğü yapma kardeşim. kimseye hesap vermek zorunda değilsin.
0
titanyum22
(09.08.24)
kardeşim para neden kazanılır? harcamak için.
canın ne istiyorsa onu yap. sen sigara içmiyorsun millet sigara içiyor sende onun yerine keyfine bakıyorsun.
0
sizofren06
(09.08.24)
Arabamı yıpratmam. Ülkede araç fiyatları ortada. Şirketim benzin parası verdiği halde ben personel servisini kullanıyorum. Aceminin biri gelip vursa değeri yarı yarıya düşüyor, kasko ödemeleri yetersiz. Ayrıca serviste uyuması güzel oluyor, trafik/kavga stresi yok.
0
HellKeePer
(09.08.24)
arabamı yıpratmam +1. kaza riski de var. bir de birikim yapma ihtiyacınız varsa servis kullanın. ama her şeyimi elde ettim diyorsanız rahatınıza bakın.
0
xrated
(09.08.24)
Bu senaryoda servis daha makul olur benim için. Arabayla uğraşmak istemem, zaten trafiğe çıkmayı hiç sevmiyorum. Otururum servise götürür getirir.

Parasal açıdan da şirket ve işle ilgili olarak kendime ait şeyleri kullanma taraftarı değilim. Araç, laptop, telefon fark etmez. Ne sağlarlarsa o kadar verim alırlar neticede. İnsan ne kadar kazanırsa kazansın, hayat çileye dönmüyorsa ve servis imkanım varsa aracımı bu şekilde kullanmak istemem. Aksi durumda da önceliğim iş değişikliği olur. En son çare olarak kendi aracımı kullanırım.
0
akhenaten
(09.08.24)
O geçici olumsuzluklara ayanabilirseniz servisle gidin.
O sıkıntılar mecbur çekilecek.
O kadar da olur demelisiniz.

Hiç bir sıkıntı yoksa yoksa bile sadece trafik yoğunluğu söz konusu ise yine servis tercihim olurdu.
0
diyecevaplandı
(09.08.24)
o yüzde 5 i birikim yapmak veya parasal bir hedefe ulaşmak için kullanacaksam servisi kullanırım ama, öyle ekstra bir durum yoksa arabayı kullanırım.

kışın 45 dakika fazla uyumak bile, araba için yeterli bir motivasyon:)
0
wilhelmwasmuss
(09.08.24)
Millete gore enayilik, musriflik bana gore su sartlarda araba kullanilmamasi cimrilik
0
Kittie
(09.08.24)
araba büyükşehirlerde özellikle istanbulda müsrifliktir. toplu taşıma ve servis varken araba ile işe gitmek anlamsız.
araba gideri sadece yakıt değil, bunun yanında yıpranma payı, kasko, sigorta, muayene, tekerlek, yıllık bakım liste uzar gider.
0
my fault
(09.08.24)
şirketten yol parası alamıyor musunuz? çalıştığım şirket otopark ücretini (şirketin içinde olduğu kampüste otopark ücretli) ve benzini (opet anahtarlık, aylık üst limiti var) karşılıyor.

servisin geçtiği yer de önemli. eskiden servisle gidiyordum, servis evin yakınından geçiyor geçmiyor kavgası oluyor. duruma göre servise gidebilmek için 10-15 dk yürümem gerekiyordu. çok önce de başka bir şirkette servise binebilmek için otobüse binmem gerekiyordu (o zaman arabam yoktu)
0
inheritance
(09.08.24)
Araba yipratilmak icin var. Size daha rahat geliyorsa arabayla devam bence. Bir de aylik akbil kadar bile odeme yapiyorlarsa servisi kullanmayinca, degmeyin keyfinize.
0
mbond
(09.08.24)
Servisiniz konforsuzmus gercekten ama soylede bisey varki servis cidden cok rahat bisey bizim kaldirdilar her gun yasini tutuyorum.
Birde servis sizi evin onunden mi alacak yoksa ana yola cikmaniz mi gerekecek, ev onundende alacaksa 1-2 deneyin mis gibi uyursunuzda
0
eja
(09.08.24)
(4)

Hangi okul?

passione
Merhaba. Bir meslek lisesinde 3 senedir çalışan İngilizce öğretmeniyim. Çalıştığım okul idarecileri ve öğrencileri açısından çok kötü düzeyde, müdür değişikliği oldu ve okul daha da kötüleşti. Bu dönem çalıştığım bölgeye yakın bir proje okuluna geçme ihtimalim var, bu okul öğrencileri puanla alıyor
Merhaba. Bir meslek lisesinde 3 senedir çalışan İngilizce öğretmeniyim. Çalıştığım okul idarecileri ve öğrencileri açısından çok kötü düzeyde, müdür değişikliği oldu ve okul daha da kötüleşti. Bu dönem çalıştığım bölgeye yakın bir proje okuluna geçme ihtimalim var, bu okul öğrencileri puanla alıyor ve butik bir okul sayılır öğrenci ve öğretmen sayısı az. Şimdi ben bu okula geçiş yaparsam daha yoğun olacağım , öğrenciler seviyesi şuan çalıştığım okula göre bayağı bir iyi, idare de benim okuluma göre çok daha baskı ve iş yükü veriyor olabilir. Ama orada çalışırsam meslek açısından daha çok gelişebilirim. Öte yandan şuan çalıştığım okulda iş yoğunluğu açısından çok rahatım , öğrencilerin seviyesi genel olarak kötü ama üstesinden gelebiliyorum ve ders açısından beni hiç zorlamıyorlar yani yorulmuyorum denebilir.

Bir de ek olarak seneye eşimle birlikte Farklı bir yere tayin de olabiliriz, yani burada çalıştığımız son sene olacak gibi görünüyor.
Sorum şu; siz olsaydınız bu sene çalışmak için hangi okulu seçerdiniz ?
0
passione
(08.08.24)
Tayin yakinsa biraz daha diren. Yok degilse okul degistir. Degisiklik her zaman iyidir.
0
Yourcousinmarvinberry
(08.08.24)
@arbre
Öğrenciler için hazırlık sınıfı olan bir okul, her beceriden ders anlatacağım için beni geliştirecek ve uluslararası projeler yapan bir okul yurtdışı bağlantıları var. Baskı ise proje için ya da kurs açtırma ya da derste gözlem yapmaları vs olabilir.
0
🌸passione
(08.08.24)
hocam ben meslekte hep bu bahsettiğiniz berbat profil okullarda çalıştım. maalesef sıradan, eh işte diyebileceğim okullara bile geçemedim. tayin senelerinde ya çalışılabilir düzeyde okullar açılmadı, ya da tayin hakkım olmayan yıllarda mesleğimi keyifle yapabileceğim okullar açıldı. yani bir şekilde denk gelmedi. fena halde soğudum idareciliğe geçtim.

evet, meslek lisesinde sizden başarı beklentisi minimum düzeyde olduğu için bilgi anlamında sizi zorlayacak bir ortam olmuyor ama burada önemli olan, derste dersinizi işleyebilme olanağı sağlayamayacak kadar disiplinsiz bir düzey varsa buna tahammül eşiğiniz ne? bence belirleyici olan bu. ben de bu her sene azaldı ve tahammül etmek istemedim.

iyi bir öğrenci grubu bulduğumda daha da motive olan ve yorgunluk ve tempoyu kaldırabilen biriyim ben mesela. ama bir sınıf dolusu, eğitime öğretime tepki olarak doğmuş öğrenci grubu karşısında, işte beklenti yok bunlarla da bir şekilde yürüyor diyemiyorum. öğrenciyi oyalayıp, kendimi zorlamadan devam ederim şeklinde yapamıyorum.

o yüzden ben olsam proje okuluna geçerdim. bir de kişilik özelliklerinizle de ilgili. ben bir okulda belli bir süre sonra sıkılıp değişiklik istiyorum. iyi bir okulda olsam gene de aynı duruma düşerdim gibime geliyor. kötü okulda 3 yıl ise bu süre iyi okulda 5 yıl durur gene değişiklik isterdim ama eninde sonunda aynı insanlarla, aynı düzende devam etmek pek bana uygun değil gibi. ama önceliği bulunduğu yeri değiştirmemek olan, sıkıntı yaşasa da değişim istemeyen öyle kendini daha mutlu hisseden insanlar da var. yani biraz kişisel bir durum.
0
wilhelmwasmuss
(08.08.24)
Daha az yorulacagim yeri tercih ederim
0
abuzer
(08.08.24)
(15)

Bebek aşıları için asm’mi hastane mi?

eisberg
Selamlar. Aşılar için Aile Sağlığı Merkezi’ne mi gidiyorsunuz? Normal ziyaretlerimde pek memnun olduğum söylenemez. Hemşirelerin de aşıların saklama koşullarına vs. dikkat ettiklerini düşünmüyorum (bunu düşündürecek bazı olaylar gözledim) o yüzden şehir hastanesine götüreyim diyorum ama öte taraftan
Selamlar. Aşılar için Aile Sağlığı Merkezi’ne mi gidiyorsunuz? Normal ziyaretlerimde pek memnun olduğum söylenemez. Hemşirelerin de aşıların saklama koşullarına vs. dikkat ettiklerini düşünmüyorum (bunu düşündürecek bazı olaylar gözledim) o yüzden şehir hastanesine götüreyim diyorum ama öte taraftan evimizin de dibinde asm burada halletmek de kolaylık olur.

Aşı saklama vb. konularda onları takip eden, yaptırım uygulayan bir sistem var mı?
0
eisberg
(10.07.24)
Aşı karşıtıyım, özellikle doğum hassasiyetlerini kullanarak bebekleri her türlü ilacın aşının ve tedavinin denekleri olarak kullanabiliyorlar, son derece ikircikli bir durum. Öncelikle bunu belirteyim.

Şehir hastanesi sizi kabul etmeyebilir. Asm'ler aşılarınızı yapacaktır burada kalabalık etmeyin diyebilirler. Malum suriyeliler bizden öncelikli.

Güvenilir bir hekiminiz varsa hangi aşıların kesinlikle yapılması gerektiğini ve hangi aşılar ile tahlillerin kesinlikle yapılması gerekmediğini ondan öğrenin, mutlkaa bilgisi vardır ondan bilgi alın. Gerçekten asm'deki hemşirelerin ilaç/aşı/vs saklama titizliklerinde sorun görüyorsanız bunu lütfen sağlık bakanlığına bildirin ki orası bir denetlensin bir soruşturma geçirsin. Söylemedikçe artar çünkü.
0
muhayyer divan
(10.07.24)
Asm aşı saklama koşullarından şüpheniz olmasın. Bakanlık online olarak sürekli aşı dolabının sıceklığını takip ediyor (il sağ müd değul BAKANLIK). ASM personeli de, ister sevin ister sevmeyin, vatan haini veya câni değil genel olarak. Aşıları dolapta muhafaza ediyorlar.
Ben asm'yi tercih ettim yine onları tercih ederim
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(10.07.24)
Özel hastanedeki çocuk doktorumuz "aşı için hastaneye gelmenize gerek yok, ASM'de yaptırabilirsiniz. Hatta onlarda daha sık aşı yapıldığı için hem daha taze oluyor hem de sıcaklığını çok sıkı takip ediyorlar" demişti.
0
michael_knight
(10.07.24)
evet, aile sağlığı merkezine gidiyoruz.

hatta, eşim de hastane personeli olduğu için, hastaneye götürüp yaptırtmayı düşünmüştüm. aşı uygulaması sadece asm de yapılıyor dendiği için asm ye götürmüştüm.
0
wilhelmwasmuss
(10.07.24)
İlk cevabı veren arkadaşa katılmıyorum. Bebekler her türlü aşı/ilaç/tedavi derneği olarak kullanılmıyor. Yıllardır süregelen, yapılması gereken aşılar yapılıyor. Oğlum 8 yaşında, sadece göçmenlerin aşısız gelmesi sonucu 7yaşında yapılması gereken karma aşısı (geçmiş zaman ne kadar oldu hatırlamıyorum) daha erken yapıldı. Onun haricindeki aşılar bildiğimiz, bizim de çocukluğumuzda yapılanlar. Üstelik aşısız gelen göçmenler ve aşı karşıtları sebebiyle maalesef sonuna gelinmiş olan kızamık ve su çiçeği yeniden hortladı. Üstelik aşı karşıtları/aşısızlar da çocuklarının (haklı olarak) kamusal alanlarda oynqtıyor/gezdiriyorlar ve bu mikroplar maalesef daha hızlı yayılım gösteriyor.
Ben oğluma ekstra yapılan rota aşısını da yaptırdım. Yaptırmayan tüm anne babalar - maalesef hayatlarının ilk 3 yıllık döneminde hastanade yatmak zorunda kalırken ben hiç bir problem yaşamadan oğlumu bu yaşa getirdim. Kaldı ki ben de oğlum da alerjik bünyeliyiz. Buna rağmen ne oğlumun aşılarında bir sıkıntı yaşadım ne de (kuduz aşısı a alerjim olmasına ve yaşım ileri olmasına rağmen) bana yapılan 5doz covid aşısında bir problem yaşadım...

Aşı karşıtı olan arkadaşlar, hastalandıklarında yine tıbbın ve bilimin çözümlerine başvurmayacaklarsa karşıtlıklarını da son derece samimi buluyor ve hak veriyorum.
Menenjit aşısını da doktorunuzla görüşerek değerlendirmenizi tavsiye ederim.
Ve evet, asm'de sürekli bir aşı sirkülasyonu ve bakanlık soğutucu denetimi var. Asm hekimi 4 arkadaşım var, bizzat onlardan biliyorum.
0
strawberry first
(10.07.24)
biz de hep asm'de yaptirdik, sadece asi takviminde olmayan rota ve menenjit asilarini takip eden cocuk doktorumuz yapti. onun haricinde benim de edindigim bilgi asmlerin asi konusunda oldukca guvenilir oldugu ve soylendigi gibi asi sirkulasyonu daha fazla oldugundan tazeligi konusunda da endiseye yer olmadigi seklindeydi.
0
in vino veritas
(10.07.24)
biz de hep asm'de yaptırdık. rutin kontrolleri için özel hastnaeye gidiyoduk. eğer kontrol aşı zamanına denk geliyorsa onu hastanede yapıyorlardı. ama doğduktan sonra ilk dozların tamamı asm'de yapıldı. sonraki hatırlatma dozları hastanede yapıldı.

saklama koşullarından yana endişeniz olmasın.
0
kibritsuyu
(11.07.24)
asm'de yaptırabilirsiniz.

ek bi hatırlatma rota virüs gibi bazı aşıları sağlık bakanlığı aşı kapsamında dahil değil, bunları varsa doktorunuzla takip edip zamanında yaptırın.

not : aşı karşıtlarını sosyal medyada ve gerçek hayatta ignore edin.
0
nuisance2
(11.07.24)
Yanıtlar için teşekkürler. Peki arkadaşlar aşı vakti gelince arıyorlar mı asm’den yoksa biz takip edip mi götürüyoruz?
0
🌸eisberg
(11.07.24)
devletin karşıladıklarına ek olarak ücretli rota ve menenjit aşılarını da sağlık ocağında yaptırdım.

aşı karşıtı olanlar keşke alınlarına dövme yaptırsa da kendileri ve çocukları ile toplumda yan yana gelmekten kaçınabilsek.

bizim sağlık ocağı bazen arıyor bazen aramıyor. zaten hangi aylarda yapılacağı önceden belli. kendiniz takip etseniz daha sağlıklı olur.
0
elorelia
(11.07.24)
Aşıların buzdolabındaki sıcaklıkları merkezi aşı takip sistemi (ATS) tarafından buzdolabındaki sensörle takip ediliyor. Sıcaklıklarda oynama olduğu zaman uyarı geliyor. Aşılar kullanılamaz sıcaklıklara gelirse çok yüksek ceza veriliyor. Rahat olun o konuda.
0
unalub
(11.07.24)
Bi arkadaşımın babası aile hekimiydi, bi keresinde evlerinde otururken telefonuna uyarı gelmişti asm'de elektrik kesintisi var aşıları taşıyın gibi. Apar topar çıkmıştı. Yani asmler gerçekten iyi denetleniyor aşılar konusunda merak etmeyin.

Aşı karşıtlarını ignore edin +1. Geçen de benzer bir başlıkta yazdım, covid mrna aşısı gibi yeni bir aşıyı olmak istememek hadiii bir nebze makul karşılanabilir (ki bence normal değil de neyse), yıllardır yapılan ve çocuk sağlığında inanılmaz öneme sahip çocukluk aşılarına karşı olanı direkt hayatımdan çıkarırım. Fakültede hocalarımızın dediği çocuk sağlığı açısından hiçbir çocuk doktorunun karşı olmaması gereken iki şey var anne sütü ve çocukluk çağı aşıları. Bunlara karşı olan biri mesleğini doğru yapmıyordur. O yüzden takvimdeki aşıları ve hatta bence arkadaşların da belirttiği gibi takvim dışı aşıları yaptırın. Hiçbir çocuğu aşı adı altında denek olarak kullanmıyorlar merak etmeyin
0
nundu
(11.07.24)
bebeğimin tüm aşılarını asm de yaptırdım
asm ile iletişime geçin (ki sizi takip ediyorlardır, bizim asm hemşireleri aşı zamanı geldiğinde bize haber veriyor) randevu bile almadan gidip yaptırabilirsiniz. bebeklere her zaman öncelik tanıyorlar.
aşı karşıtı olanlar, tek söyleyebileceğim allah belanızı versin. kuzenimin 2 aylık bebeği yoğun bakımda yattı ölümden döndü çocuk, neymiş büyük kızının arkadaşlarından biri aşılarını olmamış (annesi aşı karşıtıymış), parkta toplaşmışlar bir gün ve o "arkadaştan" kızamık kapmış!! o arkadaşın annesi çocuğunun hasta olduğunu söylememiş çünkü hafif ateşi varmış sadece !!!
0
wendyangelamoiradarling
(11.07.24)
takvimdeki aşılar için asm'den arayıp haber veriyorlar. takvimde olmayan aşıları kendini takip etmeniz gerekiyor.

bu arada takvimde olmayan rotavirüs ve menenjit aşılarını da eczaneden alıp asm'de yaptırabilirsiniz. illa özel doktora gitmeye gerek yok. aşıyı yapıyorlar, sadece diğer aşılar gibi ücretsiz karşılamıyorlar.
0
kibritsuyu
(11.07.24)
evet bizim de takvimdeki asilar icin ariyorlar hatta plan yapiyorlar bize gore (su gun su saatte yaslilarin asilari var siz su saatte gelebilir misiniz? gibi). ve evet ayrica soylemeden gecemiycem ben de, asilarini ihmal etmek, hele ki asi karsitligi tum cocuklara buyuk haksizlik ve zalimlik bence. hicbirimiz doktor degiliz cocuklari denek olarak kullaniyorlar demek icin hicbir yetkinligimiz yokken sagdan soldan duydugu dayanaksiz cumlelerle tum cocuklari riske atanlardan gercekten uzak olalim dilerim. sayelerinde neredeyse bitme noktasina gelen hastaliklar hortladi. bahanesi de sey, "olursa benim cocugum hasta olacak sana noluyor???" saka gibi bir cehalet gercekten!
0
in vino veritas
(11.07.24)
(9)

Ateist arkadaşlar haksızlığa uğradığınızda nasil rahatlıyorsunuz?

slm ben yalnız komando yasin
Sorum ateist arkadaşlara. Diyelim bir iftira sonucu işsiz kaldınız ve işten atıldınız, iftira eden kişi rahat rahat yaşıyor olan size oldu ya da sevgiliniz sizi aldattı ve aldattığı kişiyle evlendi. Sizde çok üzüldünüz. Bu gibi şeylerde nasıl rahatlatıyorusunuz kendinizi. İslamda ahiret hayatı var v
Sorum ateist arkadaşlara. Diyelim bir iftira sonucu işsiz kaldınız ve işten atıldınız, iftira eden kişi rahat rahat yaşıyor olan size oldu ya da sevgiliniz sizi aldattı ve aldattığı kişiyle evlendi. Sizde çok üzüldünüz. Bu gibi şeylerde nasıl rahatlatıyorusunuz kendinizi. İslamda ahiret hayatı var ve haksızlık yapanlar bunun cezasını çekecek ama ateizmde yok. bu haksızlık yapanlar ölecek ve yaptıklarının cezasını çekmeyecek bu çok acı birşey değil mi?

Böyle durumlarda ne düşünürsünüz? ve nasıl rahatlarsınız?
0
slm ben yalnız komando yasin
(04.07.24)
Kendimi, olmayan bir alternatif boyutta yaşayacakları olası ceza ile avutmak yerine haksızlığa bağlı olarak intikam alıyor ya da yoksayıp geçiyorum. Haksızlık değil, kanunsuzluk varsa zaten hukuki yollar.
0
nawar
(04.07.24)
Dindar bir insandan cok da farkli oldugunu dusunmuyorum. Birileri bir sey yapmissa size, birileri size bir sey yapmistir. bunun cezasi olup olmamasi sizi rahatlatir mi emin degilim. Hakkinizi ararsiniz alamazsaniz uzulursunuz, zamanla gecer. Yukarida dendigi gibi kanunsuzluk baska bir sey.
Dindar bir insan ulan cehennemde gorursun sen diye kendini rahatlatiyorsa bu da baya enteresan cunku bunu yaparak aslinda gunah islemis olur. Sen mi karar veriyorsun kimin cehenneme gidecegine veya neyin gunah olup olmadigina da boyle bir hukme variyorsun da rahatlama yasiyorsun? derler adama.
0
wallcan
(04.07.24)
nawar + 1

ayrıca inançlı insanların da ahirette nasılsa cezasını görecek diyerek kendilerini teskin edebildiklerini ve rahatladıklarını sanmıyorum. sadece teskin etmeye çalışma olarak gözlemliyorum.
0
wilhelmwasmuss
(04.07.24)
soru saçma geldi. asıl o kişinin ahirette cezasını bulacağına inanarak nasıl rahat ediyorsun? sonuçta şu anda sana bir kelek yaptıysa şu anda cezasını çekmeli değil mi?
0
neira
(04.07.24)
“İftiraya uğramam ya da aldatılmam bireysel olarak benim suçum değil, onların karakterleri ile ilgili bir meseleydi” anlayışıyla önce kendi özgüvenimi, moralimi toparlarım. Herhangi bir intikama kafa yoracağımı sanmıyorum hayat filmlerdeki gibi işlemiyor.

Bir de şahsi görüşümdür, öte dünyada her şeyin karşılığı olacak ya da ilahi adalet mantığı insanları daha çok hırsa/bilenmeye ve her daim tetikte olmaya itiyor. Asıl hiç olmayacak bir şeyin hevesle beklenmesi, insanı daha çok yıpratıp yapması gereken faydalı işlerden alıkoyacak bir şey. Bu yüzden iyisiyle kötüsüyle her şeyi göğüslemeli ve onlarla barışmalı. Hayatta başımıza kötü şeyler de gelecek. Bunları bir tek biz yaşamıyoruz.
0
ruhen hastayim ben
(04.07.24)
ne yazık ki hayat adil değil. böyle kabul edip, hayatınızı buna göre yaşamanız lazım.

yasal olarak ya da toplumsal baskı ile adalet bulabilirsiniz.
bu olaydan kendinize bir ders çıkartıp, kendinizi geliştirebilirsiniz.
başkaları da aynı şeyleri yaşamasın diye çalışabilirsiniz.
0
co2s2
(04.07.24)
Heykelin yontulması gibi, darbe almadan esas seklimizi almıyoruz. Ateist değilim ama teist de değilim. Deistspor diyelim.
0
sekizdokuzon
(04.07.24)
Böyle dünyanın düzenini sikeyim deyip devam ediyorum.
0
hops
(04.07.24)
ben karşıdaki kişiye göre tavır alırım. şayet çok müslüm biriyse falan ayağın ilk takıldığında aklına ben geleyim derim. yani açıkça ah ettiğimi bildiririm. hakkımı asla helal etmeyeceğimi de bildiririm. allah kalbine göre versin, karşına hep senin gibiler çıksın derim. sonuçta adam hak geçmesi denen şeye, bedduaya falan inanıyor. rahatsızlık veririm yani.
karşıdaki böyle şeylere inanmıyorsa yerine göre tavrım değişir ama tam olarak şunu yaparım diyemem.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.07.24)
(9)

Halk sokağa inip göçmenlere rahat vermezse ne olur?

ananiyimioguz
Kayseri'de yaşanan olayın ülke genelinde yapıldığını düşünün.Bu insanlar barınamayıp ülkelerine veya kaçak yollarla başka ülkelere gittiklerinde, abd ve avrupanın planları suya düşerse ne olur?Normalde hükümete paralar yağdırıp istediklerini yaptırıyorlar.Fakat halk, istemedikleri şeyi yaparsa buna
Kayseri'de yaşanan olayın ülke genelinde yapıldığını düşünün.

Bu insanlar barınamayıp ülkelerine veya kaçak yollarla başka ülkelere gittiklerinde, abd ve avrupanın planları suya düşerse ne olur?

Normalde hükümete paralar yağdırıp istediklerini yaptırıyorlar.

Fakat halk, istemedikleri şeyi yaparsa buna nasıl engel olabilirler?
0
ananiyimioguz
(01.07.24)
Halk bastırılır ve her şey eski haline döner.

Halk çok ısrarcı olursa hükümet istifa etmek durumunda kalır. Yeni hükümet göstermelik bir şeyler yapar. Yeni gelişleri tıkar. Yeni anlaşmaları yapmaz dolayısıyla ülke göçmen cenneti olmaktan çıkar. Geri dönebilenler geri döner, diğerleri başka ülkelere kaçmaya çalışır. Kaçamayanlar siner ve asimile olur.

İkinci paragrafta yazdıklarım projeye aykırı olduğu için ihtimal dışı gibi görünüyor.

Proje = BOP
0
Mirket
(01.07.24)
Göçmenler bir yere gitmez örgütlenip karşı saldırıya geçebilir maalesef
0
basond
(01.07.24)
Öncelikle pogrom olur, bir sürü sığınmacı ölür, muhtemelen sığınmacıların elleri armut toplamayacağı için bir çok Türk vatandaşı da ölür, kolluk kuvvetleri yoğun bir şekilde şiddet kullanarak olayları önlemeye çalışır... Muhtemelen "X-Y Temmuz olayları" gibi bizden sonraki jenerasyonlara aktaracak nurtopu gibi bir utancımız olur. Yıllar boyu "Ama onlar da taciz ettiler, öldürdüler", "Yok onlar kendilerini savunuyorlardı, aslında öyle bişey de olmamış" gibi at izinin it izine karıştığı tartışmalar görürüz.
0
salihdt
(01.07.24)
normal bir ülkede, hükumet güvenlik güçlerini sahaya sürer, itidal çağrısı falan yapar, sonra olağanüstü hal ilan eder, başa çıkamazsa erken seçim kararı alır, göçmen karşıtı muhalefet partileri seçimlerde büyük başarı gösterir.

türkiye'de ise gösterilere katılanlar, vatan haini, devlet düşmanı ilan edilir. devletin polisinin, jandarmasının çağrısına uymayıp eylemlere devam edilenler cadı ilan edilir. halk da devlet karşıtı görünmemek için geri çekilir. sonra milletin gazını alıcı göstermelik iki üç karar alınır.

aynı tas aynı hamam devam eder. bir sonraki seçimlerde de halk akp yi cezalandırmak isterse tepki olarak mhp'ye oy verir:))
0
wilhelmwasmuss
(01.07.24)
Yaptırmazlar. Ya PKK bayrağı sıkıştırırlar araya ya bir PKK saldırısı olur ya da camiye/islama yönelik bir şey yaşanır. Fahrettin yine başı açık ve dekolteli kadon fotoğraflı profillerden bir şeyler sallar. Toplananlar biz böyle değiliz demek için anında dağılır.

Göçmenler buradan kaçmaya başlar, Avrupa ve ABD 'ye akın ederlerse süper olur. Beter olsun hümanist ve liberal rolü yapıp sapına kadar ırkçı olan iki yüzlü Avrupa çomarları.
0
nawar
(01.07.24)
pogrom, 6-7 eylül tarzı şeyler olmaz. olaylar ciddileşirse hükümet gönderme yönünde aksiyon almak zorunda kalır. eğer olaylar artarsa ve hiçbir aksiyon olmazsa hükümetin oyları düşer. bkz avrupa.
0
paintov
(01.07.24)
madımak, maraş katliamı, 6-7 eylül olayları gibi haberler normalleşir.

ama bu halk, seçtikleri hükümetçe suriyelilerin evlerine bomba düşürüp şimdi de taciz tecavüz olaylarına sığınarak diri diri insan yakma derdinde olan bir halk.
madımakta yakarken nasıl rahatlarsa yine rahatlar.
30 günde 60dan fazla kadın cinayeti işleyen bir halk.
türk tarikatçılar tarafından 40 küsür çocuğun tecavüze uğramasına yarım saniye takılmayan halk.
suriyelileri öz savunmaya çekmelerini sağlarlar en fazla.
0
patronaj1
(01.07.24)
"abd ve avrupanın planları suya düşerse ne olur?"

suya düşme ihtimali çok düşük. Bu insanlar kalırsa Türkiye'nin yapısı değişmiş oluyor --> win.

bu insanlar göndermeye çalışılırsa ve çok temiz(hukuki) yapılmazsa mesela dünkü gibi olaylar olursa o iş büyüyüp yeni bi terör, iç savaş vb. çatışmaları artırabilir. Öyle bi karışıklık da batının işine gelebilir. 2010'larda Arap Baharının son aşamalarında Türkiye var deniyordu, aha al sana işte.

Ancak çok bilgili 'monşerler' uluslararası ilişkileri çok iyi yönetip, batının da sağcılaşmasını kullanıp insanları çok legal şekilde ülkeden gönderirse öyle tertemiz çözülebilir. Bence Avrupa'nın göçmen düşmanı olması tam kullanılacak durum. Ama Türkiye'yi tanıyorsam (bişeyler değişmezse) onlar yine içlerindeki herkesi bize göndermeye devam eder biz de kabul ederiz.

Bu arada çok basit hamleler yapılabilir aslında. Sağlık sistemini kullanmaları için GSS ödesinler, vergi vermeyen direkt büyük para cezası->ödemezse sınırdışı gibi sert şeyler olsun kurala uymayan gönderilsin. Batı böyle yapıyor. Halihazırda Türk vatandaşı olanlar için bişey yapılabilir mi bilmiyorum.
0
nhk ni youkosu
(01.07.24)
Bak sorunun tam cevabi, olmusu var burada:

eksisozluk.com
0
Yourcousinmarvinberry
(01.07.24)
(19)

Cenazede hakkını helal etmemek

grimavi
Ananem hem anneme hem de bana manevi olarak zarar verdi, annem hakkını helal eder mi etmez mi bilmiyorum ben hakkımı helal etmeyi düşünmüyorum, maddi olmayan ödeşilemeyecek durumlarda helallik vermeyince cenaze namazı sırasında ne oluyor ?
Ananem hem anneme hem de bana manevi olarak zarar verdi, annem hakkını helal eder mi etmez mi bilmiyorum ben hakkımı helal etmeyi düşünmüyorum, maddi olmayan ödeşilemeyecek durumlarda helallik vermeyince cenaze namazı sırasında ne oluyor ?
0
grimavi
(28.06.24)
Tavşan dağa küsmüş.

Helal etmiyorum de içinden geç, şov yapmayacaksan.
0
pavlis
(28.06.24)
Bunun şovla ne ilgisi var imam boşuna mı soruyo, içimden geçerli oluyorsa öyle de olabilir, onu soruyoruz işte
0
🌸grimavi
(28.06.24)
Neden olmasın? İlla gitmene de gerek yok, şimdiden helal etmeyebilirsin. Orada helallik çadırı kurulmuyor sonuçta.

Şov yapacaksan da herkes önce bir ooooaaaaaa der sonra sevenler çıkışır, birkaç kişi yapma etme der sonra da banane der yoluna devam eder.
0
pavlis
(28.06.24)
Şimdiden oluyorsa yüzüne söyleyeyim bari, kendi de bilsin teşekkürler pavlis
0
🌸grimavi
(28.06.24)
gitmesinler. terbiyesizligin lüzumu yok ölmüs bir insan sonucta.
allah sirali ölüm versin diyeyim. kimin önce gidecegini bilemezsin.
0
robert bosch
(28.06.24)
oy birliği esası arandığından, karar yeter çoğunluğu sağlanamaz namaz iptal olur.

yeteri kadar nefret ediyorsan gitmezsin. ne olacak cemaat bi haa hooo uğultu yapar, imam da bi yerden sonra işine bakar geçer, duası vs her neyse.
0
wilhelmwasmuss
(28.06.24)
başınız sağolsun. anneanneymiş yabancı biri olsa bir şey demezdim ama eğer böyle bir durum varsa cenazeye gitmeyin. hoca sonuçta formalite icabı soruyor. torun olarak helal etmiyorum dersen diğer aile fertlerinden olumsuz tepki alabilirsin. ortam gereksiz gerginleşebilir. gerek yok ölen ölmüş ortamı germeye gerek yok. en fazla cenaze namazına gitmeyin olsun bitsin. anneniz cenazeye camiye mezarlığa gidecekse bence onun yanında olmanız da iyi olur. şova gerek yok +1
0
exlibris
(28.06.24)
Ananem henüz hayatta, gidip helal etmeyeyim derken cenazeye gitmekten değil ananem hayattayken ona gidip helal etmediğimi yüzüne söylemeyi kastetmiştim
0
🌸grimavi
(28.06.24)
helallik vermeyince cenaze namazı sırasında ne oluyor ? Yazmışsın???
0
pavlis
(28.06.24)
İsteyen helal eder isteyen etmez. Millet homurdanır en fazla helal etmeyene. Namaz kılınır olur biter.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(28.06.24)
@pavlis evet öyle sordum çünkü sadece o helalleşme ya da helalleşmeme imam sorduğu sırada söylenmeli sanıyordum

Cenazeye gitmeye de orda dile getirmeye de gerek yokmuş anladığım, derdim şov değil tabi ki
0
🌸grimavi
(28.06.24)
Hocam dizilerde filmlerde ya da gerçek hayatta "Sana hakkımı helal etmiyorum" diyen görmedin mi hiç? Tabii ki hakkı helal/haram etmek için bireyin ölmesine gerek yok yav. İtirazı olan şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun sahnesi değil bu shdhsh

Söyleyeceksen yüzüne söyle, cenazede hakkını helal etmeme videoları internete düşüyor arada. Millet kınıyor hep falan, haklıyken de haksız duruma düşersin eş dost arasında. Bizim kültürde ne olursa olsun ölünün arkasından kötü konuşulmaz algısı var. Dünyanın en kötü insanı olsa namazı kılınan kişi, yine helal olsun diyip geçilir orda
0
nundu
(28.06.24)
Cenaze çıkışı dayak yersiniz. Rahmetlinin sevenleri vardır illa ki.
0
HellKeePer
(28.06.24)
Orada helal etmiyorum dediğinde cenaze sahiplerinden bazılarını incitmiş olabilirsin, öfkelerini ve tepkilerini çekebilirsin, hiç gereği yokken olay çıkabilir, hiç istemediğin insanları kırıp dökebilirsin.

Halbuki senin hesabın anneannenle, diğerleriyle değil. Dolayısıyla hakkını helal etmiyorsan da bunu kimsenin bilmesine gerek yok. Mirası vardır reddedersin vs, illa gözle görülür bir şey istiyorsan yani. Ama cenaze namazında helal etmiyorum ya da haram olsun filan dersen olay senle onun arasından çıkar, huzursuzluk olur. Başkalarını bırak yine sen yıpranırsın annen yıpranır. Boşver derim ama sen bilirsin tabii.
0
muhayyer divan
(29.06.24)
Helal etmiyorum demeniz çok büyük bir olasılıkla sadece annenizi üzer. Sevse de sevmese de annesi sonuçta. Geri kalan ise kızar, kınar ne gerek vardı derler.sonra da bolca dedikodusunu yapar. İmamın umrunda olacağını sanmam, sorup geçiyor sonuçta.
0
boyalı kuş
(29.06.24)
İmam zaten formaliteden soruyor. Cenaze namazında böyle bir şekilde ortalık yerde bagırırsan önce herkes bön bön sana bakar deli mi ne diye. Sonra da imam ortalık yerde seni azarlar dünyaevi sorunlarınızı buraya taşımayın diye. Ardından hiç bir şey olmamış gibi namaz devam eder.
Belki ordan biri videoya çekecek sosyal medyada dalga konusu olacaksın.
Helal etmiyorsan şuan şimdi de etmiyorum etmiyorum de sonra otur bir kenara yak bir sigara.
0
limonlu eksi
(29.06.24)
fıkhi olarak bir kişinin hakkımı helal etmiyorum demesi cenazenin defnedilmesine engel değildir. fakat Peygamber Efendimiz'in cenazede merhumun kimseye borcu var mıydı diye sorduğu ve varsa yakınları borcunu ödedikten sonra ancak cenaze namazını kıldırdığı hadislerde geçiyor.
eğer maddi bir alacağınız yoksa, bahsettiğiniz hak nefsî, ırzî vb bir haksa cenazeye katılmamanız daha uygun olur. yukarıda yazıldığı gibi boş yere gerginlik, husumet yaratmaktan başka işe yaramaz.

Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında ölen bir kimse kötülükleriyle anılmıştı da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu:

(Ölülerinizi hayırla yâd ediniz.) (Buhârî, Cenaiz: 85; Tirmizî, Cenaiz: 63)
0
mustafakesekci
(29.06.24)
bir şey olmuyor. imam hakkınızı helal ediyor musunuz diyince cemaat üç defa helal olsun diyecek. sonra siz herkesin duyabileceği yüksek sesle "ben helal etmiyorum" diyeceksiniz. helal etmemek de sizin hakkınız. allah sana helal etmeme hakkı vermiş, imam da topluca soruyor. kulun ne haddine gidip hesap sormak, allah'ın kararını eleştirmek?
çolpan ilhan'ın cenazesinde hakkını helal etmeyen bir adam vardı :) youtu.be
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.06.24)
teyzemin oglu vefat etti, ben Turkiye'de olsaydim bunu yapacaktim, anne babasini ele gune rezil etmek icin. ama senin durumunda geriye kalan yine sizsiniz, annen falan, bence cenazede boyle birsey yapmak sizin durumunuzda gereksiz olur.
0
durgunfoton
(30.06.24)
(7)

Elenen takımdaki adam kırmızı kart görünce

chicha_v2
Çekya oyuncusu maçtan sonra kırmızı kart gördü biraz önce.E adamlar elendi, para cezası mı alacak ne olacak?
Çekya oyuncusu maçtan sonra kırmızı kart gördü biraz önce.

E adamlar elendi, para cezası mı alacak ne olacak?
0
chicha_v2
(27.06.24)
çekya avrupa şampiyonasından sonra bir daha milli maç yapmayacak mı?
0
abelardo
(27.06.24)
sonraki en az 1 maç oynayamayacak. daha fazla da ceza alabilir.
0
la traviata
(27.06.24)
Bir dahaki bahara :)
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(27.06.24)
turnuvadan sonra kartlar siliniyordur büyük ihtimalle.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(27.06.24)
Uefa veya fifa'nın düzenlediği bir sonraki resmi maçta oynayamaz. Direkt kırmızı kart alınca otomatikman disiplin kuruluna sevk ediliyor, mesela maç sonunda kırmızı çıkan adama ekstra ceza gelebilir.
0
iwasbornonamountainside
(27.06.24)
bu sene içerisinde avrupa uluslar ligi maçları başlayacak. oradaki ilk maçta oynayamaz işte.
0
wilhelmwasmuss
(27.06.24)
Bundan sonra ne olacağı, takımın elenip elenmediği, bir dahaki maçın ne zaman olacağı hakemin konusu değil ki.
Prosedür neyse onu uyguluyor hakem.
0
Mirket
(27.06.24)
(6)

öğretmenlerin proje adı altında yurt dışı gezileri

andlee
bir süredir dikkatimi çekiyor öğretmenlerimiz devlet desteği ile yok erasmus yok proje yok öğrencilerin değişimi gibi tam anlayamadığım bilmediğim bir programla düzenli yurt dışına çıktığını görüyorum. sorduğum bir kaç arkadaş devlet desteği olduğunu belirtti. tam öğrenemedim konuyu. bilen var mıdır
bir süredir dikkatimi çekiyor öğretmenlerimiz devlet desteği ile yok erasmus yok proje yok öğrencilerin değişimi gibi tam anlayamadığım bilmediğim bir programla düzenli yurt dışına çıktığını görüyorum. sorduğum bir kaç arkadaş devlet desteği olduğunu belirtti. tam öğrenemedim konuyu. bilen var mıdır?
0
andlee
(26.06.24)
Evet. Programları kendiniz araştırıp bulmanız gerekiyor. Size gri pasaport ve günlük harçlık veriyorlar. Proje bitiminden sonra tatil için zaman da tanıyorlar.
0
ruhen hastayim ben
(26.06.24)
devlet ne kadar ödenek veriyor bu projelere?
0
🌸andlee
(26.06.24)
Geçen sene birinci dereceden şahit olduğum İtalya konaklama hariç günlük 75€ idi. Projeden projeye değişiyordur muhtemelen.
0
ruhen hastayim ben
(26.06.24)
Ablam İtalya’da gezilmedik yer bırakmadı Arkeoloji ayağına fkfkfd
0
gabe h coud
(27.06.24)
Bunlar AB fonları, Türkiye değil. Erasmus benzeri çoğu. Akademisyenler için farklı tabii.
0
evrim halkasi
(27.06.24)
ab fonları.

mesleki teknik eğitim genel müdürlüğüne bağlı okulların gitme şansı daha fazla oluyor.
0
wilhelmwasmuss
(27.06.24)
(23)

Her işyerinde mutlaka bulunan karakterler

sekizdokuzon
Burada birlikte bir toparlayalım bunları, görünce şaşırmayız. Ben başlıyorum: Borsada sürekli hisse senedi kovalayan erkek.
Burada birlikte bir toparlayalım bunları, görünce şaşırmayız.

Ben başlıyorum: Borsada sürekli hisse senedi kovalayan erkek.
0
sekizdokuzon
(26.06.24)
klima savaşlarına neden olan kadın.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(26.06.24)
Astroloji vb. şeyleri fazla ciddiye alan biri.
0
auroraaurora
(26.06.24)
Alaylı, ulu bilge
0
pavlis
(26.06.24)
Patron yalakası. Onun yerine sen yerin dibine girersin. Onun o davranişlarını, konuşmalarını gördükçe, küçüldükçe küçülürsün en sonunda bir bakmışsın nokta kadar kalmışsın ama o hâlâ aynı şekilde yalakalığına devam ediyor. Başkası adına utanmak çok kötü.
0
rock n roll
(26.06.24)
bütün dedikodulara hakim çaycı-idari personel
sürekli aynı hikayeleri anlatan yaşlı amir
0
Hallegadola
(26.06.24)
Çalışma hayatında bir bilemedin iki kere geç saat mesaiye kaldığı halde sanki uzun bir dönem öyle geçmiş gibi "ohoo biz sabahlara kadar çalışıyorduk burda" diye yerli yersiz sürekli bundan bahseden tip. Çalıştığım 3 yerde de vardı.
0
akhenaten
(26.06.24)
Hiçbir şey bilmeden işte tutunanlar.

Yılın yarısını hasta geçirenler.
0
kimlanbu
(26.06.24)
beyaz yaka silkeleme odaklı ürünleri öve öve bitiremeyen tipler.
0
hops
(26.06.24)
klimayı sürekli açık tutmak isteyenler klimanın hiç açılmamasını savunan iki kişi.
0
liberal
(26.06.24)
şadan abi. her şeyden bahseden adam/kadın.
0
Improbable
(26.06.24)
Libidosu yüksekler
Mutsuz evliliğiyle yüzleşmemek için hibrit çalışma ortamında her gün ofise gelip, mesaiye kalarak haber okuyanlar
Gizli işsizler
0
gabe h coud
(26.06.24)
Birbirini anında bulan dedikodu sevenler. Komik tarafı en çok da birbirlerinin dedikodusunu yapmaları. Arada bana da gelip bir dedikodu bilgisi verir ve benim de onlara başka dedikodu aktarmamı beklerler, benden karşılık bulamayınca dışlarlar sonra.

Bir de şehir/iş değişikliği öncesi hoşlandığı erkeklere açıkça asılan evli kadınlar var.

Güne futbol sohbeti ile başlayıp, ikinci el araba bakarak devam edip, Facebookta okudukları gerçek olmayan bilgileri paylaşarak tamamlayanlar.
0
hasmetizm 2046
(26.06.24)
Ben burdayim demek icin hareketleriyle, sesiyle surekli kendini gosterenler. Yuksek sesle konusur, herkesle bi muhabbeti vardir, her ortami bilir, sirketteki tum giybetlere hakimdir, her seyin en dogrusunu o bilir. Sen neymissin be abi hesabi ama kadin da olabilir bu.

Isi onemsiyormus gorunup aslinda ona buna is cakmaya calisan, surekli ustunden is atarken kendi yaptigi sacma seyleri de bir kilifa uydurmaya calisan, saat 5 oldu mu sivisan, surekli “bana ne yeaa” modunda yasayan tip.
0
mor oje
(26.06.24)
sabahları kahve içmeden ayılamıyorumcular
0
jülsezar
(26.06.24)
şortla gelenlere “oohh tatile mi geldin” diyenler
0
respect
(26.06.24)
Surekli sikayet edip enerji emenler, dilinde birakip gidicem diyenler.
0
Feriyaanim
(26.06.24)
Aslinda bunlardan her ortamda var; cok arkadas canlisi, samimi davranip, kuyunu kazanlar.
durmadan cocugundan, kocasindan bahsedenler.
0
durgunfoton
(26.06.24)
Ağzı ya da teni kokanlar.
0
gabe h coud
(26.06.24)
Arkadaşlarına yıllardır evinden dışarıdan hiç bir şey getirmeyen ikram etmeyen tiplerin, yenilecek bir şey söz konusu olduğunda yiyicilikte ve bedavacılıkta anında ilk sırada olmaları, lokmaları götürmeleri.

Böyleleri ortamda olmadığında ikramlarınızı yapmanız tavsiye edilir.
0
diyecevaplandı
(26.06.24)
her boka muhalefet eden, gevezeliği ile sohbet adı altında cinayete teşebbüs eden ama hiçbir iş yapmayan, başkalarına iş yaptırmaya çalışan fosil, yaşlı çalışan.
0
wilhelmwasmuss
(26.06.24)
geç gelen personele ''bizde yemeğe çıkıyorduk'' diyen biri mutlaka vardır :')
0
since1907
(26.06.24)
Birileri için sürekli para toplayıp altın almak isteyenler ve buraya ait olmadığını düşünen, kendini geri plana atmış zeki mi yoksa asosyal mi olduğu belli olmayan tip.
0
ruhen hastayim ben
(26.06.24)
Boynerden sürekli kargo bekleyen kadın.
0
🌸sekizdokuzon
(26.06.24)
(2)

açık öğretim kitap arşivleri

webbrowser
selamlar, geçenlerde paylaşılmıştı ama kaybettim tüm açık öğretimin kitap arşivleri mevcuttu rica etsem paylaşabilir misiniz?
selamlar, geçenlerde paylaşılmıştı ama kaybettim tüm açık öğretimin kitap arşivleri mevcuttu rica etsem paylaşabilir misiniz?
0
webbrowser
(24.06.24)
wilhelmwasmuss
(24.06.24)
ddp.anadolu.edu.tr
burası daha detaylı
0
renegade
(24.06.24)
(8)

X vizesini alınca Y vizesi alamazsınız

optimistbakunin
Selam, boyle bir sey sanirim kıbrisa pasaportla gidilirde yunanistana gidilmiyor mu ne deniyordu. Simdi pasaport cikartmadan emin olmak istedim boyle bir sey nereler icin var. Iste ne biliyim rusya vizesi varsa abd gidilmez gibi bir seyler falan var m
Selam, boyle bir sey sanirim kıbrisa pasaportla gidilirde yunanistana gidilmiyor mu ne deniyordu. Simdi pasaport cikartmadan emin olmak istedim boyle bir sey nereler icin var. Iste ne biliyim rusya vizesi varsa abd gidilmez gibi bir seyler falan var m
0
optimistbakunin
(23.06.24)
Pasaportta KKTC damgası varsa Yunanistan almıyor, o yüzden KKTC'ye kimlikle giriyor herkes, pasaportu karıştırmıyor. (Sakız adası için bizim taraftaki pasaport kontrolünde "Kıbrıs yok di mi?" diye sorup özellikle baktı polis.) Yunanistan aynı şekilde Makedonya damgası varsa da almıyor diye bir şey de diyorlar ama bu kesin bilgi değil, "yok öyle bi şey" diyen de var.
0
kobuzchu kiz
(23.06.24)
iran-israil
0
abelardo
(23.06.24)
En sağlıklı bilgiyi dış işlerinden alırsın gerisi kulaktan duyma uydurma bilgiler.


Örneğin 2010’da böyle bi duyuru atılmış hala geçerli mi arayıp sorabilirsiniz. Onun haricinde her ülkenin seyahat bilgileri sayfasında yazar. Mesela KKTC damgasıyla Yunan’a gidilemeyeceğini yazmışlar

Pasaportlarında İsrail vizesi veya İsrail’e giriş-çıkış damgalarıyla seyahat eden yabancıların İran, Kuveyt, Libya, Lübnan, Suriye, Sudan, Suudi Arabistan ve Yemen’e girmelerine izin verilmemektedir.

www.mfa.gov.tr
0
Mcfly
(23.06.24)
Lubnan Israil var karsilikli, Lubnan damga basmiyor bu nedenle.

Iran-Abd hurafe.
0
kassiopeia
(23.06.24)
azerbaycan - ermenistan

ayrıca şu makedonya olayında ben sorun yaşamadım. pasapotumda hem yunanistan hem kuzey makedonya damgası falan var. belki ülkenin ismi kuzey makedonya olmadan önce olan bir durum olabilir bilemiyorum.
0
wilhelmwasmuss
(23.06.24)
kosova sonrasi sirbistan da almiyor diye biliyorum
0
in vino veritas
(23.06.24)
bu arada rusya-amerika'da ben sorun yasamadim gerci ben vizesiz zamaninda girdim rusya'ya ama giris cikis vardi yani.
0
in vino veritas
(23.06.24)
@kopuzchukız benim pasaportumda geçen ramazan bayramımdan Makedonya damgası var, sonrasında defalarca Yunanistan'a giriş çıkış yaptım günübirlik vs. Sıkıntı olmuyor, olmadı.
Kesin bilgi
0
kirmizipilotkalem
(24.06.24)
(45)

arkadaşımın evimden zeytinyağı çalması

la lykia
eski bir arkadaşım kahvaltıya gelmişti.evde zeytinyağının içinde duran iki küçük bidon milas yağlı zeytinı var, ondan çıkarmıştım. çıkarırken de anlatmıştım, "işte bu zeytin böyle yağın içinde duruyor, yağda durmazsa hemen küfleniyor, coğrafi işaret aldı daha yakınlarda" vs. diye. o gün kahvaltı yap
eski bir arkadaşım kahvaltıya gelmişti.

evde zeytinyağının içinde duran iki küçük bidon milas yağlı zeytinı var, ondan çıkarmıştım. çıkarırken de anlatmıştım, "işte bu zeytin böyle yağın içinde duruyor, yağda durmazsa hemen küfleniyor, coğrafi işaret aldı daha yakınlarda" vs. diye. o gün kahvaltı yapıldı, dağıldık.

ben bir süre sonra bir baktım o zeytinin içinde durduğu yağ yok olmuş, haliyle zeytin de küflenmiş.

eve de başka kimse gelmemişti. duruma hiçbir anlam veremedim. acaba ben tuvalete gittiğim bir ara arkadaşım biraz daha çıkarmak istedi de yağı mı döküldü, belki elinden kaydı, olur ya insanlık hali. ama öyle bir şey olduysa bana niye söylemedi? belki unutmuştur ya da utanmıştır dedim.

arkadaşıma nazikçe sordum: "bizim o gün çıkardığımız zeytinin yağı mı döküldü o gün? zeytinler yağsız kalmış küflenmiş" dedim. haa evet ya galiba döküldü biraz dedi o kadar.

çok tuhaf buldum tavrını. zeytin de o bölgeye giden birinin getirdiği zeytin, markette falan satılmıyor, üzüldüm haliyle, koca bidon zeytin çöpe gitti. ama yine de zeytinde değilim, tavır ve rahatlığı tuhaf geldi ama neyse dedim üzerinde durmadım.

aynı arkadaşım başka bir gün akşam oturmasına geldi. tuvalete gitmiştim. döndüğümde mutfaktaydı, ben de mutfağa yöneldim, bir şey lazım mı dedim. yok peçete alacaktım dedi, önümü kesti, yani mutfağa girmemem için. bir şey istiyorsan ben vereyim dedi. ben yine bir şaşırdım, ne alaka benim evimde, sen bir şey istiyorsan ben vereyim asıl diye düşündüm ama bir şey demedim. yok su alacaktım ben de dedim, girdim mutfağa.

mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara: evinden iki tane cam kavanoz getirmiş, bizim diğer ikinci bidondaki zeytinin yağını onlara aktarmış.

ne yapıyorsun dedim? ya işte bu yağ fazla gelmiş zeytine, aktarayım dedim falan diye saçmaladı. dedim ne alaka, o zeytinler yağın içinde duruyor, diğeri zaten küflendi, anlattım sana. sen ne yapıyorsun bana bir anlatır mısın dedim.

bu sefer itiraf etti, işte benim yağım bitmişti, bu yağ da bu zeytine fazla gelmiş diye düşündüm, bir şey olmaz nasıl olsa diye birazını alayım dedim dedi.

diğer zeytinin yağını da mı almıştın dedim, çok az almıştım dedi.

o kadar afalladım ki, ne diyeceğimi, ne tepki vereceğimi bilemedim. yemin ederim zeytininde, yağında değilim tabii ki, ama evime giren çıkan insan, bu düpedüz hırsızlık değil midir? kendimi salak gibi hissettim.

siz olsaydınız ne yapardınız, nasıl tepki verirdiniz? arkadaşlığınızı bitirir miydiniz, konuşur muydunuz?

*** ekleme 1 ***

ön yargı olmasın diye yazmamıştım başta:

bu kişi çok eski bir çocukluk arkadaşım. aynı mahallede büyüdük, ailesini tanırım. ben tahmin ediyordum ama arkadaşım yakın zamanda itiraf etti; babası ve baba tarafı çok sorunlu tipler maalesef. evde psikolojik, ekonomik, fiziksel şiddetle büyümüş.

kendisinin de kişilik bozukluğu ve/veya psikolojik sorunları olduğuna ve son zamanlarda daha da belirgin hale geldiğine inanıyorum.

işsiz ve aylardır iş bile aramıyor ve her gün düzenli alkol alıyor.

ben biraz manevi destek olmak istemiştim kendisine. aylardır iş aramasına yardımcı oldum, derdini anlamaya çalıştım, konuştum vs vs.

benden zeytin ve yağ istese veya para istese verecek biri olduğumu da, sırt çevirmeyeceğimi, bunun da asla lafını yapacak biri olmadığımı çok iyi biliyor ama bence asıl derdi "istememek" idi çünkü isteseydi kendini ezik hissedecekti muhtemelen.

zeytini anlatma nedenim ise; böyle şeylere çok meraklı ve ilgili olmasıydı. kahvaltıda sofraya çıkarırken bu nasıl zeytin böyle diye sordu. zira dediğim gibi markette olan bir zeytin değil. ben de anlattım.

yağ miktarı: 2 tane 5 litrelik cam kavanozdu. yarısında zeytin vardı. sanırım her iki seferde de 2 litreye yakın yağ yapıyor. bu arada yazmayı unutmuşum. ilkinde de yağ almış, dökülmemiş. benim evden bulduğu boş bir pet şişeye almış.

*** ekleme 2 ***

olay günü yani evden henüz gitmemişken biraz sert bir tepki verdim ve konuştum. bu yaptığın çok yanlış, başkasının evinde yapsan adın direkt hırsıza çıkar, niye benden istemedin vs. gibi bir konuşma. o da evet, çok haklısın, salaklık bu yaptığım, ben de çok üzüldüm seni üzdüğüme falan dedi.

ama ben olay günü ciddi şok yaşadım. hani insanlar bazen der ya, olay anında bağıramadım diye. o kilitlenme hissi nasıl bir şeymiş direkt yaşadım. insan birkaç dakika içinde aa 20 yıldır tanıdığım insan hırsızmış diyemiyor. gerçek anlamda afalladım.

olayın üzerinden birkaç hafta geçti şu anda. olaydan 1 hafta sonra ben bir mesaj attım. kendisini iyi görmediğimi, arkadaşı olarak destek olmaya çalıştığımı ama benim de yapabileceklerimin sınırlı olduğunu, düzenli ve az olmayan miktarda alkol alımının uzun vadede illaki ciddi sorunlara yol açacağını, en kısa sürede profesyonel destek alması gerektiğini nazikçe yazdım.

tamam konuşalım falan dedi ama o zamandan beri ben uzak duruyorum, o da bir tuhaf davranıyor. tersliyor, sonra şaka yaptım diyor. ben de biraz kaçtım açıkçası. zaten hakikaten işlerim de çok yoğundu ama biraz da bahane edip görüşmedim. eve zaten davet edemem artık.

bu arada ben psikoloji mezunuyum ama klinik uzmanlığım yok, terapi eğitimi de almadım. onun için tam bir yorum yapabilecek ya da tanı koyabilecek durumda değilim ama aklıma gelen şeyler var tabii.

son zamanlarda tam olarak şöyle bir tablo çiziyor: sürekli bir haklılık hali var. eleştiriye karşı çok hassas. her şeyi biliyor, herkesten farklı, herkesten zeki, kimse onu anlamıyor. evden çıkmıyor, kimseyle görüşmüyor ve sıkı alkol alıyor. işsiz ve iş aramıyor. şimdiye kadar yaptığı birikim ile geçiniyor. (erkek, yaş 38)

yani baya bitik bir halde aslında. biz de pandemide çok görüşmemiştik. sonra birkaç şey oldu, ben iş aramasına yardımcı oldum, bulduk da iş ama oradan da 2 günde gönderdiler. hatta patron demiş ki, sen çok tuhaf bir tipsin, adını koyamıyorum ama sana güvenemedim, birlikte çalışamayız. belki orada da birşey yaptı bilemiyorum.

benim de bundan sonra görüşmeye niyetim yok zaten.

çocukluk arkadaşımdı, eskiden böyle biri değildi. bir şeyler yapmaya çalıştım, sırtımı çevirmek istemedim bu haldeyken ama çoğu kişinin dediği gibi kimsenin doktoru değiliz, yapabileceklerimiz sınırlı.

yani öyleyken böyle...
0
la lykia
(14.06.24)
Zeytinyağı çalan arkadaş mı olur yahu? O an evinizden ve hayatınızdan kovmanız gerekir o kişiyi. Kovdunuz değil mi?
0
pispinti
(14.06.24)
Bunun adı hırsızlık.
O kişiyi evinize de almayın, yakınınıza da almayın. İletişiminizi kesin.

Basit bir zeytinyağı kaybetmek değil insanı sürekli tedirgin edecek bir şey. Kendi evinde böyle bir olay olunca insan kendini savunmasız ve çaresiz hisseder.

Ben olsaydım "Bence bu hırsızlık ve asla kabul edebileceğim bir şey değil. Seninle arkadaşlığımı sonlandırıyorum." derdim. Siz de öyle deyin hatta umarım o anda söylemişsinizdir bunu.
0
michael_knight
(14.06.24)
Ohaa cok urkutucu bence ya, gercekten insan ne tepki verecegini bilemez. Ciddilesip hadi ordan siee deseydiniz iyi olurdu, direkt arkadasligi bitiririm tabii ki konusmak ne demek.
0
Feriyaanim
(14.06.24)
evime davet etmem. özellikle görüşmem. karşılaşırsam selam selam. çok çok yakın arkadaşlarıma da anlatırım.
0
elorelia
(14.06.24)
hocam zeytinin yağını çalan kişi kesin başka şeyler de çalmıştır. bu şahsın size gelmesi sonrası kaybolan eşyalarınız oldu mu bir onu düşün bence.

her halükarda da şahsı hayatınızdan çıkarın, kabul edilebilecek bir davranış değil bu zira. ayrıca "bir anlık şeytana uydum" gibi bir durum da yok, hazırlık yapıp evden şişe getirmiş diyorsunuz. böyle birine zerre güven olmaz bence.
0
shadowfollower
(14.06.24)
elorelia +1
0
jülsezar
(14.06.24)
Arkadaşınız olduğu için belki daha geniş perspektiften bakamıyorsunuz ama insan sadece zeytinyağı çalmaz. Sizden istemek yerine gizli kapaklı çalmayı tercih etmiş. Huydur bu. Görüşür müsünüz bilmem ama evinize sokmayın okurken rahatsız oldum.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(14.06.24)
çok kötü ya, o kişiyi bir daha evine sokmamanı ve hatta iletişimi tamamen koparmanı gerektirecek bir durum bence bu. resmen hırsızlık.
0
hrskrs
(14.06.24)
Hırsızlık.
Hayatımdan çıkarırım. Böyle bir insana nasıl guveneceksiniz? Ya başka şeyler de çalarsa?
"Ya param bitmişti sende fazla varmış"
0
logisticsmanager
(14.06.24)
herkesin aksine yorum yapacağım. herkes dışarıdan bir insan olarak kesin ve net kıssas istemiş, ama arkadaş var arkadaş var. bazen bazı insanlara karşı o kadar radikal olamıyorsunuz. benim de evime gelen arkadaşlar oluyor. şeytana uymuştur, salaklığına denk gelmiştir, idrak edememiştir vs...o yüzden herkese ikinci bir şans veririm. tabi bu karşıdakinin ne kadar üzüldüğü, sıkıldığı, pişman olduğu ile paralel. eğer bu dediklerim varsa ikinci bir şans veririm. eğer iflah olmaz, rahat biriyse her zaman yapıyor ve yapar demektir. direkt yol verirdim. hatta etrafımdakilere de rezil ederdim herkes dikkat etsin diye.
0
buenosdias
(14.06.24)
ya hırsızlık deyip kriminal tarafına yüklenmeden bu bence direkt mallık. istiyorsan söyle ya zeytinyağı çalmak ne sjkdhfsd ben olsam hırsız da hırsız diye anlatmam da böyle tuhaf hasta değişik biri olduğunu anlatabilirim belki yakın arkadaş çevreme, o da daha çok gülmek için jhgd ve kendisiyle de tabii sohbeti keserim. başka şeyleri almış mı bi kontrol bence de manyak belli ki.

edit: ön yargı dediğiniz şey arkadaşı tamam normal değil ama biraz anlaşılır kılıyor. cidden hastaymış adam.. grimavi ve paintovaa hak verdim, bu hikaye karşılıklı acayiplik olmadan zor.
0
nic cage
(14.06.24)
ovdugun birsey oldugu icin, bana hirsizliktan daha cok sana gicigi var da zarar mi vermek istedi diye dusundum.
0
durgunfoton
(14.06.24)
nic cage +1
Bize göre tabii ki hırsızlık da, benim evime giren çıkan bir arkadaşım bunu yapsa mal mısın aq diye ensesine vurur dalga geçerim. Sonra da neden böyle bir mallık yaptığını anlatması için sıkıştırırım.

Tuhaf bi davranış kesinlikle, hırsızlık gözüyle bakmayabilirim ben de yakın bir arkadaşım bunu yapsa.
Biraz köylü kurnazı, sinsice bir hareket; bu huylarla uyuşan genel bir tavrı varsa bu insanın dikkat etmek gerekebilir.
0
Bruce
(14.06.24)
bu suçtan ceza evinde yatanlar var. aydın bölgesinde yaşıyorum, zeytinyağ hırsızlığı çok yaygın burda.
0
mikahakkinen
(14.06.24)
korkunç ya, bir de böyle bir insanı evime almış olma fikri içimi ürpertir dururdu.

planlamış bi de, evden cam şişe getirmeler falan. daha fazla vakit geçirse, başka şeyleri gözüne kestirse küçük küçük soyacaktı demek ki. asla görüşmem, yakınımdan bile geçirmem.
0
ofelia
(14.06.24)
evinden direkt kov bu hırsızı.
bu yarın senin evinden paranı, pulunu her şeyini çalar.
yuh ya ben tutar küfür ederek kovardım evden.
ayrıca herkese hırsız olduğunu söyle durumu anlat.
başkasının evinden ufak çaplı neler çalmıştır bu aklın durur.
bak konu çok önemli herkese söylemezsen vebali senin boynuna.
0
OgutucuRecep
(14.06.24)
hırsızlık bu. arkadaşın hırsız, kleptomanyak veya düpedüz mal. böyle birisi oldugunu bu zamana kadar nasıl anlayamadın hayret. evine nasıl alıyorsun böyle birisini, evinden başka şeyler de almıştır bu. almadıysa da alır yani, güvenemezsin ki.

yapacağım şey, bir daha asla evime, arabama almamak. yakınlarıma anlatmak. mümkün oldugunca az muhatap olmak.
0
abelardo
(14.06.24)
Evime gelecek kadar yakın arkadaşım beğense ve istese gerekirse tamamını veririm o yağın ama benden çalınca ı ıh. Kavanozdaki yağı geri boşaltıp yollarım kapıdan.
0
nawar
(14.06.24)
Ben hırsızlıktan fazlasını gördüm bu olaylarda. Şöyle ki ilk bidondaki zeytinyağını zeytinler küflensin diye lavaboya dökmüştür. Sizin açıklama yaptığınız gün yapmışsa yanında zeytinyağını koyacak kap vs yoktur çünkü. İkincisinde de yine zeytinler bozulsun amacı var ama zeytinyağı da boşa gitmesin istemiş. Arkadaşınızın amacı hırsızlık değil kötülük yani. Belki sizi kıskandığından da yapıyor olabilir
0
gnosis
(14.06.24)
ikiniz de acayipsiniz. zeytinyağını almışsa ve sana söylememişse salaklık yapmış. muhabbeti azaltırsın en kötü ihtimal. bu kadar büyütmelik bir şey göremiyorum
0
paintov
(14.06.24)
Koşarak uzaklaş ondan.
onu tanıyan arkadaşlarınıza da söyleyin :
- eve geldiğinde yağlarınızı bodruma saklayın.. diye.

@paintov ,
bu tür hırsızlıklar başka hırsızlıklara gebedir.
0
diyecevaplandı
(14.06.24)
Yalnız hocam senin arkadaşına zeytinyağı şovu yapman da gereksiz olmuş, ona da bir hediye boyu alırsın o zaman bilgi verirsin anlarım da

ikiniz de tuhafsınız+1
0
grimavi
(14.06.24)
ya bırak gitsin
insanlar kendini kurtarmak istemiyorsa sen niye fazlasını yapıp kurtarmaya çalışasın ki
0
OgutucuRecep
(14.06.24)
Herkes gerekeni söylemiş zaten ben de ne kadar bir yağ onu merak ettim? 1 litre filan mıydı yoksa daha mı fazla?
0
yenibirgüzelnick
(14.06.24)
bence de hirsizligin disinda birde cekememezlik gibi bir seyde olabilir gibi gorunuyor. korkunc bir durum gercekten, ozel alanin ihlali
0
foster
(14.06.24)
Arkadaşınızın psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum (kleptomani) kendisi ile konuşup tedavi olması için ikna edin. Böyle bir durumda nasıl tepki verirdim bilemedim ama soğuk kanlı ve mesafeli olmakta fayda var.
0
doharkoman
(14.06.24)
enteresan valla. son ana kadar hep "kesin bidon delinmistir akmistir, insan arkadasinin evinden zeytinyagi mi calar ne kadar sacma" diyodum. maddi durumu falan mi kotu? ekmek falan da degil ki, zeytinyagi. kleptomani olabilir mi? veya istahina duskun birisi de kaliteli zeytin yagina mi karsi koyamadi?

yani arkadasligimi bitirmem ben muhtemelen, ama baya bozulurum ve arayi da acarim diye dusunuyorum. ama grupla arkadaslik durumu varsa gorusmemezlik etmem yani sahsen. borc alip geri odemeyen arkadaslarima da ayni tarifeyi uyguluyorum, biraz saf olabilirim ben.
0
icim urperiyor
(14.06.24)
"bir şey istiyorsan ben vereyim"
ve
"iki tane cam kavanoz getirmiş"

kısımlarına koptum yalnız.

bu kısa hayatta, kimseyi düzeltmekle falan uğraşmayın. bazı şeyleri tamamen kesmeli insan.
0
la traviata
(14.06.24)
Ben de arayı açardım, bir daha da asla evime almazdım. Ne saçma bir durumdur bu valla dönüp dönüp tekrar okudum duyuruyu.
0
peki madem
(14.06.24)
Olayı normalleştiren ve ''nolcak yeaa'' diyenlere bir anlam veremedim. Bu bildiğin hırsızlık. Hadi amacı hırsızlık değilse bile kasıtlı bir şekilde zarar vermek e bu da hırsızlık kadar kötü bir şey.

insan arkadaşının malına vs. bile isteye neden zarar vermek istesin. İstiyorsa da arkadaş değil düşman denir ona.

Ben olsam arayı açardım ha açmasam bile evime almazdım bir daha.

Hadi ilkinde oldu neyse unutalım desek bile bunu bir daha yapıyorsa bunun devamı da gelir çünkü.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.06.24)
Soruyor musun bir de olduğu çıkart gitsin. Mesele zeytinyağı değil düpedüz planlı soyguna gelmiş
0
birmilyonunvarmi
(14.06.24)
Sizi nasıl "ilginç" bulmuş bazı yanıtlayanlar hiç anlamadım.

Bu mevzubahis arkadaşı yaptığı hiçbir şeyin sorumluluğunu almayan, şuursuzca yaşayan, aman nolcak ya diye her senaryoda eğer mümkünse mevzuyu kendine doğru yontan tiplere benzettim ben.

Hayatta tutmak için bi sebep yok, varlığı zarar çıkarın gitsin elbette.
0
hedep
(14.06.24)
ananiyimioguz
(14.06.24)
son zamanlarda okuduğum en garip şeylerden. manyak mı yanında kavanoz taşıyor bir de? zeytinyağı yani bu?? direkt arkadaşlığımı bitiririm ben, bu tiplerin yanında korkuyorum. çevreme de anlatırım tabii.
0
deartheodosia
(14.06.24)
Arkadaşlık bitirilir, sorarsa da içinde olulan her türlü sözü yüzüne boca edersin, her yerden de engellersin. Bu kadar.

Eski bir arkadaş olup senden bir miktar yağ isteyemeyecek kadar seni tanımayan, buna karşılık yaşab söyleyerek yağını çalmaya yeltenecek kadar cüretkâr ve girişken(!!!) olan insan düpedüz hırsızdır kıskançtır hazımsızdır. Üzgünüm, kötü biri o. Acilen hayatından çıkar derim.
0
muhayyer divan
(14.06.24)
Yaşab = yalan
0
muhayyer divan
(14.06.24)
Aradaki açıklamanı şimdi okudum, şahıs işsizmiş, "artık" iş bile aramıyor ise ciddi çıkmaza girmiş ve kafası bulanmış olabilir, hele ki erkekse veya eline bakanlar varsa iyice sıyırmaya yaklaşmış olabilir.

Evet meraklıymış ilgiliymiş ama o ilgisi merakı çok yüksek ihtimalle bundan para kazanılır mı bakış açısından kaynaklı. Yoksa övdüğün şeyin sendeki mevcudiyeti onu kudurtmuş olabilir. Bazı insan gerçekten kıskanç olur, hazımsız olur, hazmedemediği şeyler karşısındakinde de olmasın ister. Öyle biri mi bilmiyorum ama aç kedilerin önünde et yemek gibi olmuş seninki. Keşke yapmasaydın. İnşallah bir daha yapma.
0
muhayyer divan
(14.06.24)
arkadaşının çok ciddi sorunları var. sadece hırsızlık değil akli bir sıkıntısı olduğunu düşünüyorum. her durumda uzak durmakta eve sokmamakta fayda var.
0
orpheus
(14.06.24)
İletişimi keserdim. Eve kavanozla gelmiş, plan yapmış, kleptoman olduğunu sanmıyorum. Ya art niyetli ya da başka psikolojik sorunları var. Her türlü uzak duymak isterim. Ha param çoktur, psikiyatr ücretine yardım ister, onu öderim, o kadar.
0
asteriks
(14.06.24)
arkadasin balatayi siyirmis..
0
cooperr
(14.06.24)
bence ellerini aç ve tanrıya evden başka birşeyde çalmamıştır inşallah diye dua et.
0
Zetnikov
(14.06.24)
çok çok çok uzun zamandır ne ben bence ne de duyuru böyle bir olaya denk gelmemişti. Bunu yapabilecek "cesaret" içinde olan insan bence sizden isteyebilirdi de. İstemekten utanacak olsa çalmaktan, almaktan daha çok utanmalıydı. Nereden tutsan elinde kalan saçma sapan bir olay. Sırf böyle anlarda yok olmak istiyorum ben. devamını nasıl kotardınız çok merak ettim.
0
sparkle kiddle
(14.06.24)
birine bunun şovunu yapmış kendi yağı gibi sonra o kişi istemiş olabilir mi xd her ne sebeple olursa olsun hırsızlık kötü ve devamı gelir
0
ala09
(14.06.24)
bugün bir entry gördüm, çok hoşuma gitmişti favorilemiştim.

insanlığın sonu hümanizm yüzünden olacak şeklinde bir entry.

hırsız hırsızdır, ailesinden psikolojik şiddet görmesi filan geçin bunları. normalde evinize giren hırsızla arkadaşlık kurmuyorsanız, bu şahısla da olmamalısınız. ayrıca bu rezaletten sonra, mesaj atmanız filan, işte insanlığın sonunu getirecek hümanizmden anladığım mikro örneklerden.
0
wilhelmwasmuss
(15.06.24)
Tabii ki bundan sonra görüşmek olmaz, çevremizdeki kişilere onlar özellikle istemediği sürece yardım etmek maalesef imkansıza yakın, incindiğinizle kalırsınız.

İşsiz olması, zamanla kendini en haklı görmesi, kimsenin onu anlamaması patternleri bir tanıdığımda da vardı. 45 yaşında olmalı şu an hala işi yok ve hiç düzelmedi, biz de görüşmeyi kestik. Umarım destek alır ama kendini her durumda en haklı gören birinin destek almaya gitmesi mümkün olamıyor herhalde.
0
montreal
(15.06.24)
(9)

Kafayı işle bozan, hayatın merkezine işini koyan insanlar

ananiyimioguz
Sizce bu arkadaşların yaptıkları sağlıklı ve doğru mu? Yani belki de ben yanlış yapıyorum bilmiyorum ama..Branşı neyse sürekli ona yoğunlaşmış, birileriyle buluştuğunda sadece onun hakkında konuşan. Sosyal medya postları hikayeleri, esprileri, giyinişi falan sadece onunla ilgili olan. Yatıp kalkıp s
Sizce bu arkadaşların yaptıkları sağlıklı ve doğru mu? Yani belki de ben yanlış yapıyorum bilmiyorum ama..

Branşı neyse sürekli ona yoğunlaşmış, birileriyle buluştuğunda sadece onun hakkında konuşan. Sosyal medya postları hikayeleri, esprileri, giyinişi falan sadece onunla ilgili olan. Yatıp kalkıp sadece ilgilendiği alanı düşünen arkadaşlardan bahsediyorum.

Bir yanım "ya ne güzel işte ilgilendiği ve mutlu olduğu alanı bulmuş o alanda ilerliyor" diyor.

Diğer yanım "zaten bir kurgunun içine sokup bizi kullanmak üzere yetiştirdiler, kimilerimiz de böyle şartlandırılmış gibi tüm enerjisini o şeye harcıyor, etinden sütünden yararlanıp bir güzel sağdıktan sonra da önümüze bir kaç çimen atıyorlar ve arada yeşil kırlara çıkarıyorlar, halbuki yaşamak bu değil, yaşamdan alınabilecek başka güzel deneyimler, ilişkiler, tecrübeler var" diyor.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, mesela bir arkadaş var, ulan aynı okulu okuduk, aynı dersleri gördük, aynı şeyleri biliyoruz ama yatıyor kalkıyor work work work, yazılım aşağı yazılım yukarı.

Belki azminden ötürü benden daha çok kazanıyordur kafayı bu kadar kırdıysa orasını bilemem ama.. ben hayatı daha çok yaşıyormuşum gibi hissediyorum.

İnsanların mesela futbola yöneldiyse tüm hayatını futbol yapması bana çok tuhaf geliyor. Gerçekten tuhaf mı yoksa ben çok yönlü olucam diye tek bir alanda mükemmel tatminliğe ulaşamadığım için içten içe kıskanıyor muyum bilemiyorum.
0
ananiyimioguz
(08.06.24)
Yogun bir is temposu olunca eger insan direnmezse cidden is tum hayati oluyor. Biz arkadaslarla disaridayken bazen diyoruz is konusmayacagiz bugun diye.
0
aguen
(08.06.24)
Cani isteyen istediği gibi yaşar, kimsenin hayatının benden iyi ya da kötü olduğunu düşünemem. Misal bir başkası da size bakıp benzer şeyler düşünüyor olabilir.

Misal hayat kurtaran doktor/ogrenci yetistiren ogretmen/kanser arastirmasinda olan bilim adami vs isini hayatinin merkezine koyduysa da aynı şey mi sizin icin?

Ozel hayatında ne yaptığını bilmiyorsunuz tabi. Ben misal is yerinde bir sürü deli gibi çalışan insan gördüm ama özel hayatlari da oldukça dolu.
0
logisticsmanager
(08.06.24)
ünide de böyle insanlar vardi.muhabbet hep hocalar nerde phd yapmis, 10 sene önce bir dersinde elektrik kesilmis bla bla diye bir saka yapmis...

lisede de hangi hoca özel dersi kaca veriyor, kim kac net yapmis falan diye negatif negatif muhabbetler olurdu.

benim hayatimda öyle insanlar yok. en fazla komik bir olay, is yerinde sevgilisini aldatiyordur falan onlar disinda konusmuyoruz
0
robert bosch
(08.06.24)
kafayı işle bozmadım fakat işimde bir sorunu çözdüğüm zaman veya kritik işleri tamamladığım zaman yaşadığım hisler tarif edilemez, hayatta keyif aldığım istisna şeylerden biri.
olay para v.s. de değil. tatmin olma hissiyatı.
0
nuisance2
(08.06.24)
Alanında uzman olmak isteyen biri ister istemez böyle oluyor.
Senin dediğin galiba reklam yapanlar, ben de linkedin dünyasına girdim ve uyuz olmaya başladım. Tanımasam kendilerine -wow einstein mübarek derim.
ama “bunlarda her yerde” diyorum eko gibi.
0
durgunfoton
(08.06.24)
kesinlike bana göre bir yaşam biçimi olmasa da, alanında tanrı seviyesine gelmiş insanlarda bu duruma saygı duyuyorum. ( misal işte futbol da messi filan gibi) ama onun haricindeki sıradan insanlar da bunun hastalıklı olduğunu düşünüyorum. tavrının hastalıklı olduğunu düşündüğüm insanlara da saygı duyamıyorum maalesef. bence düpedüz y.rak gibi adamlar böyle insanlar. robot gibi makina gibi tipler.

işinde titiz olan insanlara büyük saygı duyarım ama bu farklı bir seviye. gıcık, sevimsiz bir insan türü.
0
wilhelmwasmuss
(09.06.24)
İşten işe değişir yani yapılan iş belki çok ulvi bir amaca hizmet ediyordur ve dolayısıyla kişi orada maddi tatminin yanında başka bir şey de buluyordur, bunu bir nebze anlıyorum. Ancak sanırım üst düzey bir Microsoft yöneticisinin bir yerde yazdığı yazıda görmüştüm, çok basitçe "Ölüm döşeğinde kimse 'Ah keşke bir günüm daha olsa da ofisimde biraz daha çalışabilsem' demez" şeklinde bir şeydi.

Kendi bulunduğum alan IT ya da bankacılık için düşündüğümde açıkçası "Çok daha yoğun, çok daha fazla" çalışmak için bir sebep görmüyorum, zira fazladan çalıştığım saatlerin ya da gereksiz yere katlandığım stresin maddi getirisi kaybettiğim zaman, fiziksel ve mental sağlık, sosyal hayat vb. gibi şeylerde yaşadığım kaybı geri satın alamıyor. Bu açıdan bakınca bu bir denklem aslında, haliyle de kişiden kişiye değişir. Diğer taraftan yukarıda da bahsedildiği gibi işin bir de "Güç" tarafı var. Yani Elon Musk'ın bu kadar hırslı olmasının sebebi sadece para olmasa gerek mesela. Bazı insanlar meslekleri üzerinden sosyal statü ediniyorlar ve o meslekte yükseldikçe sosyal statüleri de yükseliyor. Haliyle bu oyunun içindeki bir kişi için de durmak demek oyun dışı kalmak olduğu için onlar da ister istemez işlerini her şeyin önüne koymak zorunda kalıyorlar zira bir noktadan sonra sosyal statüleri sahip oldukları hemen her şeyin temelinde kalıyor.
0
salihdt
(09.06.24)
hustle culture bu. abd kökenli kapitalist bir tarz

çok para kazanmayacaksan.. olduğun yerde sayacaksak.. dünyaca ünlü biri falan olmayacaksan saçma ve gereksiz.
0
ferenc
(09.06.24)
Kendilerini bu şekilde ispatlayarak mutlu oldukları için bizlik bişi yok diyorum. Bir yandan da minik bı acıma hissi buna mecbur hissettikleri icin
0
abuzer
(09.06.24)
(2)

Halk eğitim merkezinde müdür yardımcısı olmak?

bir fincan kahve ile film izlemek
Merhabalar İlk kez İdarecilik için tercih aşamasındayım. Seçeneklerde 20.000 ve 60.000 nüfuslu küçük ilçelerin halk eğitim merkezleri de var. İş yükü açısından nasıl olur acaba?Tecrübe sahibi olan veya bilen var mıdır?Teşekkürler
Merhabalar
İlk kez İdarecilik için tercih aşamasındayım.
Seçeneklerde 20.000 ve 60.000 nüfuslu küçük ilçelerin halk eğitim merkezleri de var. İş yükü açısından nasıl olur acaba?

Tecrübe sahibi olan veya bilen var mıdır?
Teşekkürler
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(08.06.24)
rahat, hatta kebap bir işin olur. en fazla 2 saat çalışırsın. eğitmenleri çalıştırırsın, sen düzeni idare edersin.
0
ankarakecisi
(08.06.24)
açılın tecrübeli müdür yardımcısı geldi.

halk eğitim merkezinde müdür yardımcılığı yapmadım ama bilgim var.

en büyük avantajı öğrenci yönünden; yetişkin insanlarla muhatap olacaksınız veya lise mezunu olup yks kursuna vs gelen. yani normal okulda maymunluk yapan amaçsız tipler olmaz. okul yöneticisini yoran öğrenci işleri, problemleri vs olmaz.

dezavantajı ise kurslar her dönem olduğu için, normal diğer okul yöneticiliğinde yaz dönemi doğru düzgün iş olmaz, çok rahat bir dönemdir ama halk eğitimde yaz kış hep aynı tempo olur. ama küçük ilçe ise açılan kurslar da bellidir. çok öyle aman aman bir iş yükü olmaz.

idarecilik için küçük yerler ve küçük okullar her zaman iyidir. bir de ben tek müdür yardımcısı olan yerleri asla tercih etmedim bugüne kadar. çok küçük yerlerde öyle bir risk var. mümkünse tek müdür yardımcısı siz olmayın. iş az da olsa, iş bölümü olmaması kötü olur. bütün işler sizin işiniz olur. özellikle yeni başladığınız için işin incelikleri, piçlikleri artık ne derseniz deyin zamanla öğreniliyor. özellikle mali işleri öğrenmeniz belli bir zaman alacaktır. hiç deneyiminiz yoksa tek müdür yardımcısı olamayacağınız kurumu tercih edin.
0
wilhelmwasmuss
(08.06.24)
(16)

1000+ saat oynadığınız oyun var mı?

duyurukullanıcısı
benim sea of thieves. tek oyun oynuyorum zaten 5-6 yıldır.sizin neler var listenizde?
benim sea of thieves. tek oyun oynuyorum zaten 5-6 yıldır.

sizin neler var listenizde?
0
duyurukullanıcısı
(27.05.24)
red alert 2 belki
0
lambırcek
(27.05.24)
Battlefield serileri
0
Murat1407
(27.05.24)
dota2, baldurs gate 3, nba 2k20, bfme-I
0
a darkness coming
(27.05.24)
Haftada ortalama 5 saat ayni oyunu oynasan senede 250 saat eder, ki bu ortalama bir deger.

Bunu ikiye katlasan gene 1000 saat etmez.

Cevap: video oyunlarina ömrünü adamis biri olarak hayir o kadar oynamadim diyorum çünkü oynancak çok fazla oyun var. Birini sòmürünce yenisine geçerim.
0
Yourcousinmarvinberry
(27.05.24)
Pandemi döneminde herhalde call of duty mobile oynamışımdır bu kadar.
0
prole
(27.05.24)
şansa bak benim de tek 1000+ saat oyunum sea of thieves
0
tabii lan manyak mısın
(27.05.24)
son yıllarda hiç oyun oynamıyorum.

marvel contest of champions
rise of nations
sniper elite serisi
üniversitede medal of honor ve cs
0
gabe h coud
(27.05.24)
Çok uzun zamandır yok.
Yanlış hatırlamıyorsam fm 2014, skyrim. Oncesini hatırlamıyorum varsa da.
0
logisticsmanager
(27.05.24)
Steame kayıtlı oyunlardan en çok eu4 oynamışım, 750 saat kadar ama son 2 senedir çok az oynadım 1000 saati geçerdim herhalde.

FM 08 çok uzun süreler oynamışlığım var o belki geçmiştir 1000 saati.

Online oyun pek sevmediğim için genelde hikayeli oyunlar oynuyorum, onlar da max 120 saat falan skyrim en uzun 140 saat oynamışım steamde ki öncesinde korsan indirip 100 saatim orda vardır
0
nundu
(27.05.24)
1000 saat olmuş mudur bilmiyorum ama olmuşsa euro truck simulator 2'dir. fm serileri ve eu4 te ets'den sonra en çok oynadıklarım.

son yıllarda çoğunlukla ets 2 oynuyorum.

çünkü evli barklı çocuklu çalışan biriyim.

eu4 ve fm taktik, strateji vs için kafa yormak gerektiriyor o yüzden üşeniyorum genellikle. ets o açıdan hem keyif aldığım hem de yormayan oyun kategorisinde.

online veya aksiyonlu patara çataralı oyunları kendimi bildim bile sevemedim zaten.
0
wilhelmwasmuss
(27.05.24)
Gta V ve Gran Turismo 7
0
kaptan memo
(27.05.24)
Birkaç yıldır sürekli oynanmadıktan sonra 1000+ zor cidden ya.
Benim şunlar olabilir.

ilkokul yıllarımda: quake 3 arena, cs go, half life, age of, red alert olabilir. hatta gerçekçi olmak gerekirse cs go dışında geçmemiş olabilir.
ortaokul yıllarımda: Rappelz (mmorpg) kesin geçmiştir 1000+ saati.
warhammer 40k da geçmiş olabilir.
bir de web tabanlı oynanan ogame tarzı bir oyun vardı: darkorbit. o da geçmiştir.
lisede: pek sabit oynadığım bir şey yoktu.
üniversitede: lol kesin geçmiştir hala arada oynuyorum.
iş hayatında: bir ara conan exiles a sarmıştım ama 1000+ olmamıştır, yakındır.

yaş ilerledikçe uzaklaşıyor insan çok bağlanamıyorum hatta iş, evlilik derken arada komple siliyorum oyunları bağımlılık yaratır gibi olunca

@ Yourcousinmarvinberry, bir şeye sarınca günde en az 2-3 saat oynayabiliyorsun. yada bir iki gün oynayamıyorsun haftasonları 5-10-20 saat oynayabiliyorsun. öyle olunca yılda 1000 saat yapabiliyor. Kaldı ki 1 yıldan fazla oynan oyunlar var, onlar haydi haydi geçiyordur.
0
ananiyimioguz
(27.05.24)
wow ve town of salem.

tos‘ta lobide geçirdiğin zaman da sayılıyor. bir dönem sürekli arkada açık duruyordu ondan 1000’i geçti sanırım.

wow ise hayatımda en çok oynadığım oyundur. third party server’lar da dahil şimdiye kadar kaç bin saat oynamışımdır bilmiyorum, hiç hesaplamadım.
0
sir gawain
(27.05.24)
Warcraft 3
World of Warcraft
Civilization V
Heroes III
Football Manager 13
Ultima Online
Medieval II Total War
Rome Total War

Yıllardır döne döne tekrar oynadığım oyunlar. 25 yıllık oyun var aralarında. Bazıları için tahmin zor. Çünkü Steamsizler veya Steamsiz dönemleri olanlar var. Yine de fazlası vardır, azı yoktur sürelerinin.
0
nawar
(27.05.24)
tek oyun yoktur, diablo serisi belki..
0
cooperr
(27.05.24)
2500+ saat ile age of empires 2: definitive edition. bağımlılığı pistir. zor bıraktım.
0
zen1th
(27.05.24)
(17)

yurtdışında yaşamak için ailenizi karşınıza almaya değer mi?

the feel good
katiyen yurtdışında yaşamanızı/düzen kurmanızı istemeyen bir aileniz var ve bununla beraber yurtdışında maddi, manevi olarak daha kısıtlı olduğunuz bir senaryo var. yine de bunu kendiniz gerçekleştirebileceğiniz bir durumda bu kısıtlı şartlara rağmen bir şeyler yapmaya çabalar mısınız, yoksa imkanla
katiyen yurtdışında yaşamanızı/düzen kurmanızı istemeyen bir aileniz var ve bununla beraber yurtdışında maddi, manevi olarak daha kısıtlı olduğunuz bir senaryo var. yine de bunu kendiniz gerçekleştirebileceğiniz bir durumda bu kısıtlı şartlara rağmen bir şeyler yapmaya çabalar mısınız, yoksa imkanları daha da genişleterek aile yanında bir şeyler yapmaya çabalarsınız?
0
the feel good
(16.05.24)
Hayat sizin. Yaşayın. Ben hayatımı istediğim gibi yaşamalıyım. Aile ancak tavsiye verebilir, bir şey dayatamaz.
0
pispinti
(16.05.24)
yurtdisina ciktiginda manevi olarak kisitlanacaksin, bundan kacisin yok.
onun yerine zaten cogunluk maddiyati koyuyor dolayisiyla onda da kisitlanacaksan zaten disari cikmanin pek anlami kalmiyor. yani bu topa girmene degmez.
0
cooperr
(16.05.24)
Yurtdışında yaşamak derken nasıl olacağına bağlı. Türklerin çoğu çantayı alıp gideceğini sanıyor ama işin gerçek yüzü öyle değil.

10 senedir öğrenci vizesinde takılanlardan tut doktor olup şöförlük kuryelik yapanlar var. Durumu değerlendirmek lazım. Tam secure bir durum yoksa iyice düşünmek gerekir.

Maddi rahatlık yoksa iyice düşünmek gerekir. Başka ülkeye gidince dostluğu arkadaşlığı hemen bulmuyorsun.

Sonuç olarak hayat senin derim
0
ferenc
(16.05.24)
Değmez. Ben yapmam doğrusu.
0
diyecevaplandı
(16.05.24)
Maddi manevi kısıtlanacaksa kişi, yurtdışına gitmesinin bir manası yok. Ya para için gidilir zaten ya da sessiz sakinlik için gidilir yurtdışına ikisinden de eksi yiyilecekse üstüne aileyi üzecek ve aranın açılmasına sebep olacaksa cevabı çok basit bunun.
0
avatar is back
(16.05.24)
İnsanlar çeşit çeşit. Ailesine akrabasına aşırı bağlı insanlar da var. Şehir dışında yaşayıp kırk yıl ana babasıyla konuşmasa eksikliğini duymayacak da var.

Gittiği yerde kısa sürede kendine bir çevre edinebileni de var, tüm dünyası aile akraba takımı olanı da var.

Fazla bağlı ve bağımlı olanlar zaten gitse de barınamayıp erkenden dönüyor. Kişiliğinize göre kendiniz karar vermelisiniz.
0
Mirket
(16.05.24)
maddi olarak kısıtlı olmayacaksan bile ailen karşı çıkacaktı muhtemelen. bu yüzden onlara göre değil kendine göre karar ver. ama param bitti bana biraz ateşleyin diyeceksen kimseyi zor durumda bırakma.
0
elorelia
(16.05.24)
biraz da aileyle ilişkiye bağlı bence.

bazı insanlar aileleriyle çok kopuk ve aralarında kan bağı dışında bir bağ yok gibi. o durumdaysanız sallamayın, gidin.

benim ailemle bağlarım çok kuvvetli. bir kere olsun destekleri eksik olmadı, varlıklarıyla bile bir güven verdiler. beni karşılarına alıp hakikaten içtenlikle yurtdışına gitmememi isteseler bu fikri siler atarım.
0
gitdaddy
(16.05.24)
@gitdaddy +1

Yalnız hissetmek, yalnız kalmak, yurtiçi ya da yurtdışında olmaktan, ne bileyim ekonomik koşullardan vs vs çok daha büyük bir sorun. İnsan yaşadığı her şeyde sevdiklerini ve ailesini düşünerek ve onlardan güç alarak anlam buluyor. Aynı sebepten Green Card'ımı yaktığım için gönül rahatlığıyla gitmem, gitmedim diyebilirim. Bir gün dönüp pişman da olmadım. İnsanın dünya üzerinde en sevdiklerini bir vize almak zorunda kalmadan gidip görebilmesi bile o kadar büyük bir nimet ki yaşayan bilir...
0
silverleaf
(16.05.24)
Kesinlikle değer. Başarısız ve mutsuz olacaksanız bile "denedim, olmadı" dersiniz.

Eğer cesaret edemezseniz 70 yaşına gelince "acaba yapsaydım nasıl olurdu" diyeceksiniz ve ömrünüzün sonuna kadar da her kötü giden durumda ailenize suç bulup "onların yüzünüzden oldu, izin vermediler" diyeceksiniz.

Tüm bu söylediklerim 50-55 yaşın altındaysanız geçerli. Eğer o yaşlara geldiyseniz denemeyin.
0
michael_knight
(16.05.24)
Michael +1
Yani aileniz hasta olsa vs neyse ama "gitme" diyorlarsa gitmeyeyim bana çok iyi gelmedi. Benim ailem de ben giderken süper degildi uzgunlerdi ama şimdi mutlular çünkü senede bir iki geliyorlar, ben bir iki gidiyorum falan.

Eğer gitmezseniz 10 sene sonra neden yapmadım deme ihtimali var.
0
logisticsmanager
(16.05.24)
Pispinti +1 aileniz size tavsiye verebilir, sizin hayatiniz baska. Kendi istediginize odaklanin, yurtdisinin iyi kotu taraflari sizin icin neler, nasil altindan kalkabilirsiniz bu kisma bakin. Aileye maddi bagimliliginiz varsa bu bagimliligi bitirmeden gitmeyin.
0
tuborg yesili
(16.05.24)
6 yildir yurt disinda yasayan ve benzer hikayeleri cevremde cok gormus biri olarak Mirket +1 diyorum.
0
turkuaz
(16.05.24)
bir suru dinamik var burada.

atiyorum ailesini cok seven, yada gelecekte ihtiyac duyacak karakterde biriysen arayi bozmaya degmez.
tam tersi aile olmasa da olur, tek basima iyiyim diyen biriysen basip gidebilirsin.

ama ongorulu bir yorum yapayim. arabesk bir soylem olarak da gorsem "gurbet" gercekten zorlayici bir kavram. burada problem yasadiginda annen, baban, esin dostun var. ki oraya gidince adaptasyon, yalnizlik, kultur vs.. baslangicta bir suru problem yasama ihtimalin yuksek. ister istemez gozun anani, babani, esini dostunu arayacak.
0
buenosdias
(16.05.24)
yurtdisina cikmazsaniz icinizde kalir. gidip 5 sene para biriktirip dönmek de kötü bir senaryo degil.
0
robert bosch
(16.05.24)
çok fazla ''kişisel'' faktörü olan bir durum.

kişilik olarak pişman olma pahasına yeni bir şeyler deneyimlemeyi göze alan birimisiniz*

aile ile ilişkileriniz nasıl, çok içli dışlı mısınız? büyük kararlarda ailenizin fikri mi sizin için öncelikli yoksa bireysel kararınız mı son aşamada belirleyici

mevcut ekonomik durumunuz, mesleğiniz? yani maddi anlamda yaşam kalitenizin değişimi çok keskin mi olacak olumlu yahut olumsuz anlamda. veya gene bu keskin değişimleri göze alabilen biri misiniz?

ola ki maddi veya manevi sebeplerden ötürü tekrar türkiye'ye dönme kararı alırsanız, türkiye'de geçim durumunuz ne olacak? manevi olarak, deneyimledim olmadı tecrübe edindim öyle veya böyle iyi ki yaptım diyebilecek misiniz?

ve daha bir sürü şey...

ben şahsen türkiye'ye tekrar döndüğümde mesleki anlamda, kaldığım yerden devam edebilme durumum olsa giderim. pişman da olmam.

gitmeme kararı almam da en büyük etken de, türkiye'ye tekrar döndüğümde maddi olarak yeniden başlama opsiyonumun olmaması. çünkü memurum/öğretmenim ve özel sektöre geçiş yapabilecek bir mesleğim yok. yani var da, öğretmenlik özel sektörde yapılabilecek bir iş değil bana göre. ha bu bile kişisel. çünkü benimle aynı şartlarda biri bu derece endişe yaşamayabilir.


şunu da ekleyeyim, küçük bir kızım var. ileride bana yurt dışında yaşamak istiyorum derse, desteklerim. hatta yurt dışında yaşamasını kolaylaştıracak, bilgi, beceri ve mesleki yeterliliği edinmesi için çabalarım, ona göre eğitim hayatı hazırlamaya çalışırım.
0
wilhelmwasmuss
(16.05.24)
zor bir karar.
0
abelardo
(16.05.24)
(3)

evdeki eski eşyalardan nasıl kurtulurum?

bobinhoo
Merhabalar,Taşınacağım için eski evdeki eşyalardan kurtulmak istiyorum. Eski kanepeler, ahşap salon vitrini ve masası, salon oturma takımı, eski ahşap yatak odası takımı vb. Hatta 3 adet çalışır durumda beyaz eşya bile var.Bir iki eskiciyle konuştum ama sadece beyaz eşyaları alırız diyorlar. Eşek gi
Merhabalar,

Taşınacağım için eski evdeki eşyalardan kurtulmak istiyorum. Eski kanepeler, ahşap salon vitrini ve masası, salon oturma takımı, eski ahşap yatak odası takımı vb. Hatta 3 adet çalışır durumda beyaz eşya bile var.

Bir iki eskiciyle konuştum ama sadece beyaz eşyaları alırız diyorlar. Eşek gibi ağır vitrindir, gardroptur, yataktır bunları almak istemiyorlar. 30 yıllık falan zaten çoğu.

Ben bu eşyalardan en az masrafla nasıl kurtulurum sizce? Eski evden yeni eve götüreceğim 3-4 parça eşya var sadece, en son bunları taşıayacak firmaya hepsini alıp yolda çöpe falan döktüreceğim sanki. Kullanmayacağım eşyanın taşınmasana para vermek de içime oturuyor.

Var mı çözüm önerisi olan? Ankara/çankaya'da eski ev.
0
bobinhoo
(06.03.24)
ev taşıma nakliyecileri sadece kapının önüne kadar indiriyor, belediyeyi arayıp bildirmeniz gerekiyor, durumu nakliyecilere bildirmen lazım baştan.
belediye almıyorum şuraya koyun derse nakliyeciler araca koyup başka yere atmıyorlar.
0
eja
(06.03.24)
muhtarınızla görüşün. ihtiyacı olan varsa size yönlendirir. gelip almaları gerektiğini de belirtirsiniz. hepsi olmasa bile bir kac eşyayı bu şekilde eritebilirsiniz.
0
exlibris
(06.03.24)
Bulunduğunuz ilce belediyesini bir arayın.

Bazı belediyeler mobilyaları evden gelip alıyor. İhtiyacı olanlara teslim ediyor.

Ben bir kez böyle yapmıştım. Randevu verdiler. Belediyenin kamyoneti ile gelip daireden kendileri indirdi araca yükleyip götürdüler.
0
wilhelmwasmuss
(07.03.24)
(9)

Ahraz kelimesini biliyor muydunuz?

speedy
Twitter'da mac tartisan ergenlerden duydum, ogrendim bu kelimeyi. Hadi uni'de kitap okumuslugum azalmisti da lise, ortaokulda acayip kitap kurduydum ben ya nasil kacmis anlamadim. Siz biliyor muydunuz, duymus muydunuz?
Twitter'da mac tartisan ergenlerden duydum, ogrendim bu kelimeyi. Hadi uni'de kitap okumuslugum azalmisti da lise, ortaokulda acayip kitap kurduydum ben ya nasil kacmis anlamadim. Siz biliyor muydunuz, duymus muydunuz?
0
speedy
(15.12.23)
evet anlamı sağır dilsiz demek ama anlamı genelde aptal düşük zekalı sanılarak kullanılıyor
0
freebird5406_2
(15.12.23)
Bundan yirmi yıl önce daha sık kullanılan bir sözcüktü. Otuz yıl önce tv'de de sık sık duyabilirdiniz. Sanırım bazı kelimeleri belli sosyokültürel çevreler ve zamanlar içinde yoğun kullanıyorlar. Böyle bir araştırma yapılsa fena olmazmış.
0
kalemdefter
(15.12.23)
Twitter jargonunda çok kullanılan bir kelime evet. Özellikle son 3-4 senedir çok geçiyor twitterda. Aptaldan ziyade daha çok kendini bilmez ya da ne yaptığını bilmez anlamında kullanılıyor. Twitter'da kullanmayı sevdiğim sözcük benim de
0
nundu
(15.12.23)
ahraz, samıt arada kullanırım.
0
tolgan
(15.12.23)
Kalemdefterin dediğini gibi eskiden gayet normal, herkes bilir kullanırdı. Sağır dilsiz demek. Bizim oralarda aptal almasında kullanılmazdı. Yazık ahraz derlerdi bir kaçtan mahallede vardı ben çocukken.
0
saturn
(15.12.23)
rahmetli babaannem cok kullanirdi
0
foster
(15.12.23)
Ben de kendimi bildim bileli biliyorum bu kelimeyi. Anne, babaanne vb çevremden duymuşumdur kesin.
0
wilhelmwasmuss
(15.12.23)
biliyordum, Twitter'dan bağımsız
0
aquarium
(15.12.23)
Evet ortaokuldan beri bilirim, yas:37
0
mirty
(15.12.23)
(14)

Tuvalet kağıdını peçete gibi kullanmak

Bir ben var benden şurada
Bu sizce ne kadar doğru, böyle bir şey olabilir mi? Birkaç gün önce arkadaşlarla aramızda bu konu üzerine bi konuşma geçti. Mesala yemek yerken kağıt peçete ihtiyacınız olsa ve evde kağıt peçete kalmadığını fark etseniz elinizi ağzınızı kullanılmamış/sıfır bi tuvalet kağıdıyla siler miydiniz? Ben "a
Bu sizce ne kadar doğru, böyle bir şey olabilir mi? Birkaç gün önce arkadaşlarla aramızda bu konu üzerine bi konuşma geçti. Mesala yemek yerken kağıt peçete ihtiyacınız olsa ve evde kağıt peçete kalmadığını fark etseniz elinizi ağzınızı kullanılmamış/sıfır bi tuvalet kağıdıyla siler miydiniz? Ben "abi ben galiba kullanmazdım çünkü bunlar en nihayetinde geri dönüşümlü kağıtlar, yani her ne kadar yıkanıp paklansalar da psikolojik olarak rahatsız olurdum kullanmazdım" dedim, siz ne dersiniz?
0
Bir ben var benden şurada
(03.12.23)
cok lazimsa kullanirim ama onlar cok ince oluyor yaprak yaprak oldugu icin. ekstra bir onyargim yok.

hic mi hasta oldugunuzda yani basiniza tuvalet kagidi rulosu alip burnunuzu silmediniz :)
0
yoggi
(03.12.23)
Sen havlu kağıt ya da selpaklarin geri dönüşümsüz saf selulozdan üretildiğini mi düşünüyorsun ?

Kullanırdım psikolojik olarak rahatsız olacak çok daha büyük şeyler var sıra buna gelmez.
0
Mcfly
(03.12.23)
kullanırım, psikolojik olarak rahatsız olmam
0
freebird5406_2
(03.12.23)
işyerinde asla kullanmam.
evde son seçenek olarak kullanırım.
kağıt mendil + peçete + havlu yoksa son seçenek olarak.
paketten bir tane hiç açılmamış alarak.
0
tabudeviren
(03.12.23)
ben hep kullanıyorum ne var ki bunda. tuvaletten alıp kullanmıyorum tabii, paketinden çıkmış sıfır halini alıp kullanıyorum, o da aynı fabrikadan çıkmış bir şey öbürü de sonuçta.

bu arada aynı bu muhabbet daha yeni izlediğim şu programda rapçi sefo tarafından yapılmıştı: youtu.be
üzerine bu soruyu görmem garip oldu :)
0
kim bilir
(03.12.23)
Teknik olarak anal bölge yüz bölgesinden daha hassas ve olumsuzluklara daha açık bir bölge değil mi? Hele ki hemoroid gibi faktörler iyice hassasiyet yapıyor.

Bu açıdan malzeme farklı olacaksa bile eminim tuvalet kağıdı daha makul bir seçenek olurdu.

Yani ben kullanmam şahsen, aklıma gelmez çünkü. Peçete yoksa gider elimi, ağzımı yıkarım. Zaten peçeteye silince de yemekten sonra yine elimizi ağzımızı yıkamıyor muyuz?

Ama eğer o an biri uzatsa al diye, hiç aklıma gelmez sizin gibi dülünmek. Sorunsuz kullanırım.
0
akhenaten
(03.12.23)
Kullanırım. Evde kağit havlu bitti dün, yenisini kadar açılmamış bir ruloyu kullandım sonra yeni kağit havlu alınca tuvalete koydum tuvalet kağıdını.

Öğrenciyken nezle olunca sınifa tuvalet kağıdı götürüyordum ya selpaktan daha yumuşak oluyordu ahshs herhangi bir tiksinme oluşmuyor bende bu konuda
0
nundu
(03.12.23)
bu duyuruyu okurken masamda duran tuvalet kağıdıyla bakıştık. her türlü kullanırım.
0
scudman1
(03.12.23)
kullanıyoruz zaten, çoğu kişi de kullanıyor. asıl garip olan durum sizinki :)
0
candide
(03.12.23)
Evde peçete, havlu kalmamışsa yeni ruloyu paketten alıp kullanıyorum, nezle olduğumda diğer peçeteler sert geliyor, bir ürün var onu bulamazsam ruloyla dolaşıyorum. Hepsi aynı şartlarda ve benzer malzemeyle üretiliyor duyduğum kadarıyla.
0
take stay
(03.12.23)
Çok sorun edilecek bir şey değil.

Ama uzun süredir görmediğimiz bir arkadaş ailesiyle ziyarete gelir de kendilerine bir şeyler ikram edilirse veya buna benzer davet etme gibi durumlarda her zaman için normal peçete bulundurmak daha iyi.
Yemeğin ortasında,
- ya kusura bakmayın evde normal peçete bitmiş.. diyerek kendilerine tuvalet kağıdını uzatmak uygun olmaz.
0
diyecevaplandı
(03.12.23)
kullanırım tabii ki, hiç düşünmemiştim hatta böyle bir şeyi şu ana kadar.

asıl beni rahatsız eden tam tersi durum. evde tuvalet kağıdı bitince popo silme işini diğer selpak ya da peçetelerle yapmak zulüm gibi geliyor.
0
king lizard
(03.12.23)
eve neredeyse hiç peçete almadım. hep tuvalet kağıdı kullanıyorum. misafir geliyor arada onlara da tuvalet kağıdı uzatıyorum :D
0
glamdr1ng
(03.12.23)
Kullanirim/ kullanıyorum hiç öyle takıntılarım yok.
0
wilhelmwasmuss
(04.12.23)
(11)

Hic hamama gittiniz mi

Kittie
Nasil bir sey biraz anlatir misiniz?Otelde gitmisler de cagaloglu hamami gibi yerlere gitmisler de anlatsin ama ben bi otele gitmeyi dusunuyorum. Daha hijyenik geliyor ama hijyenik bi deneyim degil di mi aslinda?Bi de kese yapan biri oluyor mu yoksa kendi basimiza miyiz?Sert bir islem mi dogasi gere
Nasil bir sey biraz anlatir misiniz?
Otelde gitmisler de cagaloglu hamami gibi yerlere gitmisler de anlatsin ama ben bi otele gitmeyi dusunuyorum. Daha hijyenik geliyor ama hijyenik bi deneyim degil di mi aslinda?

Bi de kese yapan biri oluyor mu yoksa kendi basimiza miyiz?
Sert bir islem mi dogasi geregi? Yoksa o filmlerde mi oyle?

Bu arada cagaloglu gibi bir yere gitmeyi otelden daha cok isterim ama cesaretim yok ona utanirim :) (cagaloglunda da hamam var diye aklimda kalmis ama iste tarihi bi yerden bahsediyorum)

*hamam diyince benim aklima direkt tosun pasa filminde iki ailenin atismasi geliyor :D

Biraz aydinlatir misiniz.
0
Kittie
(16.11.23)
cemberlitas'ta dikilitasin karsisinda var tarihi bir hamam, liseme yakinken gitmistim. onun disinda bir de florya'da xx health club adinda bir yere gittim havuzundan, tuz odasina bayagi seyin bulundugu.

bana kalirsa ikisi de ayni hamam olarak bir fark yok, ben arkadasimla gittim isteyen icin keseleyen de vardi. tecrube olarak iki hamamdan da cikarken uzerime ceketi giydigim zaman inanilmaz bir temizlenmis modundaydim. tabii ne kadar hijyenik ya da ne kadar temizlendim bilmiyorum, 8-10 sene yurtta dus alinca onemini yitiriyor zaten hijyen. denk gelirse tekrar dusunmeden giderim.
0
gule gule
(16.11.23)
Hijyenik olduğu söylenemez bence ama bazı hamamlar daha temiz, bazıları daha pis oluyor. Temizlik konusuna bakarak giderseniz çok rahatsız olmazsınız bence.

Kese paralı olur. Özellikle istemezseniz kimse yapmaz. Kendi başınasınız.

Bazı hamamlarda ortada havuz oluyor bazılarında olmuyor.

Nemli, buharlı bir ortam. İçerideyken biraz bassa da çıkışta çok rahatlamış oluyorum ben. Özellikle çıkınca havlulara sarılı olarak ayran, soda filan içmek çok iyi geliyor.

Maraş'ta çıkışta çiğ köfte ikram edildiğine denk gelmiştim. Bursa'da da bazı hamamların çıkışında turşu suyu satılır. Böyle hamam çıkışı ritüelleri güzel oluyor bence.

Bir de tek başına zevkli olmaz gibi, bir arkadaş grubuyla daha eğlenceli.

Son olarak bazı hamamlar suyu ısıtır, bazı yerlerde de doğal olarak sıcak olan kaplıca suyu olur. Doğal sıcak suları tercih ederim.
0
perferil
(16.11.23)
üsküdar'da adini unuttugum tarihi bir hamama gitmistim. bölme gibi yerlerde killi göbekli ciplak dayilar tellaklara kendini dövdürüyordu, icerisi asiri sicak ve havasizdi. bir de ortam pis gelmisti. yarim saat sonra kendimi disari atmistim.
0
sir gawain
(17.11.23)
Bir kere şu tarihi çemberlitaş mıydı tam ismi neyse oraya gitmiştik. Bizim dışımızda herkes yabancıydı. Yağlı masaj,kese vs değişik türlü ücretlendirme vardı. Kese çok sert değildi ama belki yapana göre değişiyordur. Kese deriye iyi gelen bir şey ama hamam ortamını genel olarak hijyenik bulmuyorum. Çıkışta da gazoz,kahve filan içmiştik. Deneyim olarak güzeldi ama tekrar gitmeye gerek görmedim.
0
asteriks
(17.11.23)
Kese köpük 300 tl çoğu yerde.
Kendi kesenizi aktardan veya mağazalardan alıp gitmeniz daha hijyenik olacaktır.
Ciltte ki ölü derilerin tellak marifetiyle temizlenmesi işlemine , "kese-köpük" derler ve keyiflidir :)
keseden sonra,Göbek taşında biraz dinlendikten sonra , taze portakal suyu veya soda ikram edilir.
Bebek gibi olursunuz :)
0
redlabel
(17.11.23)
Valla gitmedim ama merak ediyorum. Annem "git bi kendini çitelettir" deyip duruyor :)
0
halitkin
(17.11.23)
Antakya' da askerde iken arkadaslarla gitmistim.

Kese falan olayı istemediğin sürece yok. Yani kesinlikle sağlam bir temizlenmiş olma hissi veriyor ama tek gitmem istemem cok sıkıcı gelir.
0
wilhelmwasmuss
(17.11.23)
pek matah bulmuyorum.
0
estranged
(17.11.23)
Eskiden çok giderdim pandemiden beri hiç gitmedim. öyle aman aman bir şey yok. Bazı yer daha temiz bazısı pis gelebiliyor. Kese yapacak birileri olur muhakkak. Bazısı şov yapmaya kalkıp canını yakarsa yavaş lan dersin dikkat eder. Ben baştan uyarırdım diz kapağımdan yukarıya geçme diye mesela. Ayarsızlar oluyor haldır huldur dalıp huylandırıyorlar insanı. Git bi tecrübe et kötü bir şey değil.
0
dunden beri dimdik
(19.11.23)
bir cok hamam deneyimledim, bence temiz hamam diye bi sey yok. temizdir de, gerek yok

kesinlikle cok havasiz. ve icerdeki kitleye gore durum cok degisiyor

su israfindan baska bir sey degil

birde ben iceride konusulan seyleri gram anlamiyorum. muhtesem bir yanki var
0
foster
(19.11.23)
Hamamda büyüdüm denilebilir.
Annemlerin nesil de öyle büyümüş. Hijyen konusunda bir sıkıntı olsa idi o zamanlarda çıkardı diye düşünüyorum kaldı ki onların gittiği hamamlar sıcak havuzlu.
Ama şu an gittiğimde bana da pek hijyenik gelmiyor :D
Gidilir yani iyi gelir gevşersin temizlenirsin.
Sıcak havuzlu olanlar daha bir rahlatıyor. Ayrıca kaplıca suyu ise bir çok hastalık ve rahatsızlığa faydası da olduğu da söyleniyor.

Annemlerin Amasya'lı Havza ya çok yakın oturuyorlar. Sabahtan gidip akşam dönerlermiş bizi de öyle yetiştirdiler.

Havza'da kaplıca suyu var. Atatürk de gittiğinde girmiş, fotoğrafları falan vardır.

İstanbul'a yakın tuzla taraflarında ve yalovada kaplıca ve hamamlar var. Oralardakiler denenebilir.

Ben sıcağı çok sevmiyor çok duramıyorum ama insan yine de yumuşuyor rahatlıyor ne yalan söyleyeyim.
0
ananiyimioguz
(19.11.23)
(9)

Hangi meslek daha cazip: Polislik mi öğretmenlik mi?

havadakarada
Kendiniz için, genel olarak veya erkek özelinde değerlendirirseniz fikrinizi öğrenmek isterim. Maaş, is şartları, tatiller, yapılan iş vs birçok etken mevcut. Özel sektörde evden haftanın 15 günü çalışıp 2 asgari ücret alan biriyim. Şu an elimde bu iki seçenek de var. Türkçe veya beden eğitimi öğret
Kendiniz için, genel olarak veya erkek özelinde değerlendirirseniz fikrinizi öğrenmek isterim. Maaş, is şartları, tatiller, yapılan iş vs birçok etken mevcut. Özel sektörde evden haftanın 15 günü çalışıp 2 asgari ücret alan biriyim. Şu an elimde bu iki seçenek de var. Türkçe veya beden eğitimi öğretmeni olabilirim diplomalara istinaden. Polislik başvurusu icin de son şansım yaş durumu nedeniyle. Özel sektörü de ekleyince 3'ünden hangisi daha mantıklı kafam karıştı. Siz kendinize göre değerlendirirseniz ufkum açılsın biraz.
0
havadakarada
(01.11.23)
Polislik benim bildiğim;
Hayvani mesaileri olan
Çok ciddi mobing olan ve intihar edenlerin olduğu
Tatil vs gibi olaylarin Baya zorlu olduğu
Bayram tatil demeden sürekli çalışan
Bunun üstüne yeterli eğitimi almadan sokağa salınıp garip tiplerle uğraşan ve genel profili artık "iş bulamam polis olayim" olan bir iş grubu

Böyle olsun istemezdim ama böyle.

Öğretmenlerin de tabiki sıkıntıları var da polisler ile kıyaslanamaz.

Ki polislik dünyanın hiçbir yerinde kolay değil o da ayrı konu.
0
logisticsmanager
(01.11.23)
ben kendimi düşününce öğretmenlik diyorum ama siz de kendinizi düşünün nasıl bir yapıdasınız. ben tatillerinin olması açısından öğretmenliği isterdim çünkü insan sosyal bir canlı sürekli iş hayatı bana göre değil öte yandan çocukları geleceğe hazırlamak da bence çok kutsal bir şey manevi olarak da insanı besliyor öğretmenlik.
Bir çocuğun hayatında güzel iz bırakmayı isterim. Siz bence köprüden önceki son çıkıştaysanız kendi karakterinizi ve yapılacak bir işten beklentilerinizi gelecek hayalinizi de düşünüp 3 mesleğin de +/- lerini yazıp karar verin.

Şu an mesleğinden ölümüne sıkılan biri olarak sizi kıskandım. Seçeneklerinizin olması bile büyük şans iyi değerlendirin bunu.
0
Kediyi üzdün
(01.11.23)
öğretmenlik
0
nickini degistiren yazar
(01.11.23)
Cazip olan 10 defa da sorulsa öğretmenlik.
Polisliğin travması, yıpratıcı etkeni, mobbingi, stresi, mesai düzensizliği... çekilmesi çok zor olan bir çok özelliği var. Cumhurbaşkanı bir şehre gider, çevre ve sakin illerden otobüs otobüs oraya kaydırılırsın. Sürekli, çeşit çeşit insanla muhatap olduğundan sükunet ve nezaket kaybı oluyor. Belindeki silahın verdiği anlamsız bir özgüven oluyor, aslında etrafa zulüm oluyor bu durum. Daha çok yazılır da bende o kadar takat yok :)
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(01.11.23)
Polislik hem çalışma şartları açısından çok kötü hem de günümüz Türkiye'sinde polislik tercih edilecek bir meslek değil yani.

Öğretmenlik mis gibi iş. Hele beden eğitimi öğretmeni kebap iş. Çocuklara top verip hadi oynayın desen bile kimse bi şey demez.
0
nundu
(01.11.23)
bence beden egitimi ögretmenligi en iyi secenek.
0
durgunfoton
(01.11.23)
Peki aynı anda hem Türkçe hem beden eğitimi öğretmenliği yapılabilir mi?
0
🌸havadakarada
(01.11.23)
Kesinlikle beden eğitimi öğretmenliği.

Meslek lisesinde edebiyat öğretmeniyim. 20 saat dersim var. Yani ogretmen olmasam ben de burada cevap verenler gibi ogretmenlik gibi meslek mi var derim. Lakin 40 dakika sinif ortamında vakit geçirmenin 5 saat fiziksel işkence etkisi bıraktığı öğrencilerle çalıştığım için o 20 saat bana 200 saat gibi geliyor. Beden eğitimi öğretmenliğinde böyle bir problem yok. Acik havada spor egzersiz futbol vb etkinliklerde herhangi tahammül edilemeyecek davranış problemleri olmaz . Mesleğinden bıkan beden eğitimi öğretmeni görmedim oyle diyeyim
0
wilhelmwasmuss
(01.11.23)
ozelde bedenci olurum biter yaw.
bos zamanlarda da kendi isimi kovalarim, ticaret vs.
mis..
0
cooperr
(01.11.23)
(2)

Edremit - Çanakkale - Tekirdağ

etna
Merhabalar1. Tekirdağ'da üzüm en çok hangi bölgede veya bölgelerde yetiştiriliyor.2. Edremit'ten Tekirdağ'a gidecektim ama orman yangınlarında durumları bilmiyorum. Bazı yolları kapatmışlar diye dinledim radyoda. Nerden gideyim?
Merhabalar
1. Tekirdağ'da üzüm en çok hangi bölgede veya bölgelerde yetiştiriliyor.
2. Edremit'ten Tekirdağ'a gidecektim ama orman yangınlarında durumları bilmiyorum. Bazı yolları kapatmışlar diye dinledim radyoda. Nerden gideyim?
0
etna
(23.08.23)
1. Şarköy
0
wilhelmwasmuss
(23.08.23)
2. Çanakkale - Çan yolu kapalıydı sanırım sadece. Küçükkuyu - Ezine yolu açık olması lazım. Sonra da köprü.
0
inheritance
(24.08.23)
(7)

afrika'daki bu ülkeler hk söylenen bu sözler doğru mu

biseysorcaktim
https://pbs.twimg.com/media/F2h-JPtXcAArjJx?format=jpg&name=largebu ülkelerin tarihini bilmediğim için merak ediyorum. çünkü bu caps'te yer alan ifadelere benzer ifadeler çok kez duydum. afrika'yı sömüren, onları köleleştiren bi çok ülke var. ama hiç sömürü olmasaydı da acaba yine benzer durumda ola
pbs.twimg.com

bu ülkelerin tarihini bilmediğim için merak ediyorum. çünkü bu caps'te yer alan ifadelere benzer ifadeler çok kez duydum.

afrika'yı sömüren, onları köleleştiren bi çok ülke var. ama hiç sömürü olmasaydı da acaba yine benzer durumda olacak mıydı?

caps'teki ülkelerde hala beyaz adam etkisi var mı?

(cevapları yarın okuyacağım, teşekkürler)
0
biseysorcaktim
(10.08.23)
tarihlerini bilmem ama bu durum tavuk yumurta ilişkisini hatırlatıyor bana.

sömürüldükleri için mi geriler yoksa zaten geri oldukları için mi gelen direkt sömürebildi/sömürebiliyor? bence ikisi de birbirini besliyordur.
0
nhk ni youkosu
(10.08.23)
Dünyada hiçbir devlet diğerlerinin refahı için uğraşmıyor bence en önemli nokta bu. Birlikte hareket eden devletler dahi kendi grupları içerisinde öne çıkmak için politik münakaşalara giriyor.

Yani refaha ulaşan devletler bunu hiçbir zaman başka devletlerin yardımlarıyla değil, aksine kendilerini bastırmak istemelerine rağmen yapıyor.

Bu açıdan bence evet, bu kadar yine böyle olurlardı.

Toplumların da kişiler gibi belli öncelikleri olur. Eğer toplum eğitim, gelişim, strateji gibi konuları önceliklendirmek yerine daha farklı arayışlara girer ve bu süreçte de diğer devletler tarafından dokunulmamak isterse bu gerçekçi bir beklenti olmaz. Dünya böyle işlemiyor, hiçbir zaman böyle işlemedi, hiçbir zaman da böyle işlemeyecek sanırım.

Bakın devletler içerisinde, o devletin karakterine göre o ülkenin vatandaşları görece eşit haklara ve fırsatlara sahip olabilir ancak ülke sınırlarından çıkıp ülkeler arası ilişkilere gelindiğinde tamamen orman kuralları hakim.

Ülkeleri birer kişi gibi düşünüp yaptıklarını kafanızda canlandırınca bu daha iyi görülüyor.

Keşke böyle olmasa, ama bunun böyle olmaması için ya dünyadaki bütün ülkelerin masayı devirmeden bir uzlaşı içine girmesi gerekiyor ya da dünyanın tek bir elden yönetilmesi. İkisi de çok mümkün değil.
0
akhenaten
(10.08.23)
Tanzanyada bulundum. halkta inanılmaz bir ingiliz hayranlığı var. bize medeniyet getirdi para getirdi turizm getirdi diyolar. kimse bizi sömürdü demiyo. çünkü sömürülmeden önce daha kötü durumdalarmış.
0
hobarey
(10.08.23)
Bu son zamanlarda sağcılar tarafından popülerleştirilen "Ya sömürdük, köleleştirdik de sanki yapmasak farklı olacaktı" söylemi. Ülkelerin gelişmişliği, medeniyet seviyesi vb. tartışılır ancak bu durum Afrika'nın neredeyse tüm yakın tarih boyunca sömürüldüğü ve ülkelerin şu anki hallerinin kökenlerinde de bunların etkisi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Batılı ülkeler her fırsatta doğal kaynaklarını sömürmüş, insan kaynağını köleleştirmiş, daha kolay nüfuz edebilmek için farklı kabile ya da ülkeleri birbirine düşürmüş, işlerine gelmeyen biri iktidara geldiğinde darbe yaptırmış... Bunların hepsi yıllar boyu, tekrar tekrar yaşandıktan sonra "Yea zaten onlar olmasa da farketmezdi" demek bir nevi "Bu ırkların kendisinde bir problem var; beyazlar kadar ahlaklı/akıllı/çalışkan/kontrollü değiller" demek.
0
salihdt
(10.08.23)
Corumlu Amir diye bir youtube kanali var, adam çad'li, supermarket videosunda, somurgenin modern bir sekilde devam ettigini soyluyordu. Tipki ingiltere-hindistan'da oldugu gibi, hammadde satin alip islenmis urunu cok daha pahaliya satiyorsun, marketini domine ediyorsun. Yoksa illa boynuna tasma takilmiyor.

"Tufek mikrop celik" diye bir kitabi oneriyorlar ben de okuma firsati bulamadim.

Bir de kimse somurmese dahi, adamlarin topraklari corak, yagmur yok, hava asiri sicak bunlar da etken. Kitap buna da deginiyordu herhalde.

Benim arkadasin arkadasi da fasli. O da seviyor fransayi, "somurulmek harika bir sey" demiyor tabi. Somurulme olarak gormuyor. Yapabilecegin bir sey de yok sonucta.
Cok sukur tarih boyunca bagimsiz olmusuz. O duygulari anlamamiz biraz zor bence bu nedenle.
0
WithWorth
(10.08.23)
Bu herseyin sorumlusu Amariga ve İsrail diyenlerin uydurduğu temelsiz bos masal.

Modern devletlerin sekillendigi ve sanayilesmenin de costugu 19.20. Yüzyıllarda bu afrika devletleri gevşek feodal/kabile düzeninde yaşıyorlardı. Haliyle teknoloji yok onu geç artı ürün yok. Kabile savaşları var. Üstüne coğrafya çoğu yerde modern bir devletin devamlılığını sağlayacak kaynaklardan yoksun.

Haliyle sömürüye işgale ilhaka çok açıklar.

Avrupa devletleri kaynakları ve insan gücünü sömürdü lakin somurebilmek için bile bir teknolojik altyapı hizmeti sağladılar. Yani tamamen kendi hallerinde bırakılsalardi bugünkünden daha beter olacaklardı.

Yani somurulmeselerdi mutlu mesut yaşayamayacaklardi. Ezbere konuşmalar hep.
0
wilhelmwasmuss
(10.08.23)
doğru biraz ya. ulusların düşüşü diye bir kitap var burada detaylı anlatıyor. bu biraz sarmal gibi bir şey. bundan kurtulmak mümkün değil pek. bu bazen halkların elinde olmayan nedenlerden oluyor. ülkenin içinden geçen nehir bile etkili olabiliyor bu tarz şeylerde.

merkeziyetçilik veya feodalite gibi orta çağ sistemleri bile bugünün medeniyetlerinde mimari, sanat, ekonomi gibi olguları etkiliyor.

keza bizim bugünkü durumumuz binlerce yıllık geleneğin bir sonucu. insanlar böyle. atatürk uğraşmış ama olmuyor tam olarak hiçbir zaman.
0
bohr atom modeli
(11.08.23)
(5)

euro truck simulator 2

duyuru
steam'de 10'una kadar indirimdeymiş. hiç oynamadım, hangisini tavsiye edersiniz? farklı farklı haritalar var sanırım.
steam'de 10'una kadar indirimdeymiş. hiç oynamadım, hangisini tavsiye edersiniz? farklı farklı haritalar var sanırım.
0
duyuru
(07.08.23)
Road to the Black Sea DLC'sinde Türkiye'nin avrupa yakası mevcuttu.
0
kesmekes laleler
(08.08.23)
onun için hem truck simulator 2'yi hem de o dlc'yi almak gerekir herhalde di mi?
0
🌸duyuru
(08.08.23)
Harita dlc leri olmadan keyif almazsın. Bazı harita dlc leri birbiri ile bağlantılı. Yani birinin aktif olması için diğerini de alman lazım. Onu zaten belirtir.

Ağır yük, ozel yük dlc leri var onları almani tavsiye ederim.

Ama ilk defa oynuyorsan hiç ekstra harita dlc si alma. Çünkü dlc ler pahalı. Bi dümdüz modda oyna keyif alırsan ekstra dlc alirsin. Çünkü seveninin müptelası olduğu sevmeyenin bu ne be dediği bir oyun türü.
0
wilhelmwasmuss
(08.08.23)
bi demo indirip deneyeceğim zaten önce evet.
0
🌸duyuru
(08.08.23)
ben steam'de bütün harita dlc'lerini aldım, çoğu ekstra içeriği indirdim. olmadı promods indirdim (yolları daha gerçekçi yapıyor). olmadı komple tr haritası indirdim. olmadı tr'deki oyuncuyusbis sitesinden otobüs modları indirdim. yok yok yok. bir türlü ısınamadım oyuna. daha çok fernbus'ta takılıyorum.

sebeplerim:

1- ets'de çok çabuk sabah akşam döngüsü var. konsol tuşuna basıp g_time_8 komutuyla sabah saat 8e gidebiliyorsun ama bunu yarım saatte bir yapmak beni moddan çıkarıyor. bunun bir çözümü yok. fernbus'ta 21 haziran gününü seçersen, oyun saatiyle sabah7'de başlayıp akşam 10:00'a kadar hava aydınlık gidebiliyorsun, bu da gerçekte tam 2,5 saat yapıyor.

2- ets'de otobanda giderken bile aniden sert viraj çıkabiliyor. fernbus'ta bu çok daha gerçekçi, dakikalarca dümdüz yolda gidebiliyorsun.

3- ets'nin trafiği çok yapay. fernbus'ın da öyle ama daha akıcı ve önceden tahmin edilebilir hissettiriyor.

4- dar tır ön camı görüşü çok kısıtlıyor, klostrofobik bir ortam. otobüsün devasa ön camı bu konuda daha ferah. çift katlı setra'nın dar alt kat ön camı bile ets2'den daha ferah.

not: ets2'nin fernbus'tan gözümde tek artısı retarder freni. fernbus'ta retarder kolunu çekince çapa atmış gibi hiç ses bile çıkarmadan yavaşlıyor. ets2'de retarder'ı kademe kademe çekip çok mm'rik ayarlar yapabiliyorsun yavaşlarken ve sesi gerçekten çok tatlı.
0
onemoremile
(08.08.23)
(12)

Evi kime kiralayayim?

wilhelmwasmuss
Arkadaslar trakyanin x ilinde memurum. Eşim de trakyanin y iline atandı şubat ayından beridir o orada kirada ben burada kendi evimizde oturuyorum. Muhtemel agustos sonuna kadar eşimin yanına tayinim çıkacak. Buradaki evi kiraya verip oranın kirasını karşılamayı planlıyoruz. Sahibi olduğumuz ev güzel
Arkadaslar trakyanin x ilinde memurum. Eşim de trakyanin y iline atandı şubat ayından beridir o orada kirada ben burada kendi evimizde oturuyorum. Muhtemel agustos sonuna kadar eşimin yanına tayinim çıkacak. Buradaki evi kiraya verip oranın kirasını karşılamayı planlıyoruz.

Sahibi olduğumuz ev güzel ve oldukça merkezi konumda bulunduğu için henüz daha tatayinim bile belli olmadan oturduğum binada kiracı olan bekar bir asker ve mühendis ile eve dun tadilat yaptırdığım dolapci (evlenecek yeğeni icin) eve talip oldu. Daha öncesinde hiç kiracım olmadı. İkisi de muhtemelen kira fiyatını kabul edip evi tutmak isteyecek. Ben iki tarafa da durumumu izah ettim henüz tayin netlesmedigi için tayin işi sonuçlanmadan anlaşma yapmayacağım belirttim. Lakin ikisi de tayin netleşince evi ilana koymadan kendileri ile gorusmemi rica etti.

Su detayı da söyledim. 3 yıl sonra tekrar tayin ile buraya kendi evimize döneceğimi maksimum 3 yıl gibi düşünmelerini, kirayı yükseltmek gibi bir amaçla dumenden eve ben geliyorum demeyeceğimi, gerçekten geri döneceğimi baştan bilmezlerini söyledim.

Simdi eve yerleşip coken kiracıya denk gelmek istemiyorum açıkçası. Kaba, saba eşkıya bir insan değilim. Kendi halinde bir insanım. Pislik bir insana denk gelir isem kavga dövüş dalas yaşayabilecek bir yapım yok.

Bu sebeple kararsız kaldım. Görünüşte iki tarafta iyi düzgün insanlar lakin "esnaf" fobisi var bende. Malumunuz daha yırtık laf cambazı insanlar olabiliyorlar. Diğer taraftan asker olanın ev arkadaşı 3-4 ay sonra gidecekmiş ve sonrasında kendisi tek oturmaya devam edecekmiş. Kirada 13_15 arasi olacak bu arada. Emsalleri şu an o civarda. Kıranın zamanında elime geçmesi önemli çünkü kendi ev sahibimizde çok pimpirikli birisi. Ayın 15 inde kirayı alıp kendi ev sahibime göndermek şeklinde bir düzenimiz olacak.

Sizce ikisi de aynı kira bedelini kabul ettiğini düşünürsek hangi tarafa kiraya vermem mantikli olur. Siz olsanız ne yapardınız?
0
wilhelmwasmuss
(30.07.23)
hiç birisine vermeyin, hepsi şimdi evi tutmak için iyi yüzünü gösterir, sonra kiraları piyasaya göre bedava kalınca o eve yapışıp çıkmak istemezler.

iki alternatif olabilir, gerekirse daha uygun fiyata öğrenciye vereceksiniz mezun olunca çıkıp gidecekler.
ya da noter onaylı tahliye tahahhütnamesi ile yıllık kiracı alacaksınız, her kira dönemi sonanıda gir çık yaptıracaksınız.
son alternatif evi boş bırakmak, üç sene sonra kesin dönecekseniz bu alternatifi de ciddi düşünün.

son olarak esnafa kesin ama kesinlikle vermeyin, eve dönmeyecek olsanız bile vermeyin. memur veya beyaz yaka dışına çıkmayın. polis, avukat gibi meslekleri de eleyin.
0
nuisance
(30.07.23)
Askerin görev süresi ne kadar? Eğer tayin süresi sizin dönüş zamnına yakın ise asker tercih edilebilir.
0
1917
(30.07.23)
siz olsanız ne yapardınıza istinaden; ben de esnaf adamla kendi lehime de olsa iş yapmamaya özen gösteriyorum. ayrıca adamın yeğeni evleniyor. yeni evlenip ev kuracak adam 3 sene sonra çıkmaya pek sıcak bakmayabilir, sorun yaşarsın muhtemelen.

asker-mühendis arkadaşlar bir adım önde en azından kimdir nedir bellidir. askerin de memleketi belliyse tayin durumunu sor. ayrıca yapılabiliyorsa da 3 yıllık sözleşme yapmaya çalış ve belirt 3 yıl sonra döneceğini resmi olarak
0
avatar is back
(30.07.23)
Öncelikle cevabiniz için teşekkür ederim.

Bulundugum yerde üniversite öğrencisi yok. Öğrenci seçeneği devre dışı

Evi kiraya vermeme seçeneğim de yok. Çeşitli borclanmalarimizdan dolayı birimizin maasi tamamen devre dışı. Tek maaş ile geçiriyoruz gibi düşünün.

Ben öğretmenim eşim başka bir kurumda memur. Gideceğim bölgede ek ders gibi bir ek gelirim olmayacak. Okulların ogrenci sayıları vb faktörlerden oturu. Düz maaş alacağım.

Ha tabi başka bir öğretmene kiraya vermek de akla gelen seçeneklerden ancak kendi okulumda ve çevremdeki öğretmenlerden oturu biraz on yargı oluştu açıkçası. Çünkü örneğin kendi okulumdaki öğretmenlerden pay biçersem. Hepsi ev sahibi ile problemli sebebi de hepsi epey ucuza oturuyorlar ve ev sahipleri de yüzde 25 ten fazla olmakla beraber piyasa gerçeklerine yakın aslında makul zamlar önermelerine rağmen hepsi birer başka cirkef insanlara donustuler.

Tekrar teşekkür ederim tavsiyeleriniz için.
0
🌸wilhelmwasmuss
(30.07.23)
Aceleniz yoksa bekleyin ilana koyun ve ilanda memura verileceğini ve 3 yıllık sartinizin olduğunu belirtin. Arayan çok olur seçersiniz. Memur iyidir. Özel sektör mensubu(kurumsal firma çalışanı hariç) ve esnaftan uzak durun.
0
karacigerim vur kadehlere
(30.07.23)
Askerlerin tayin suresi daha kısa. Yani 3 yılı söyleyince ooo gayet yeterli bir süre dedi. Ama açıkça sormadım henüz ne zaman tayin olacağını. Doğrusu ben de aynı mantık ile askere daha sıcak bakıyorum.

Esnafın yeğenine karşı ben de aynı endişeye sahibim. Yani şimdi ortada problem yokken sıkıntı yok ama 3 sene sonra ben çıkamam yerleştim ev yok vb vb kırk dereden su getirebilir beni endişelendiren bir husus.
0
🌸wilhelmwasmuss
(30.07.23)
asker mantikli, ev arkadasi gider baska asker gelir problem olmaz. tahliye taahhutnamesi de alin. bir de kendiniz tasinmadan 6-7 ay once noterden kendinizin oturacaginiza dair ihtarnameyi de gonderin.

sizin yerinize okula ya da ilceye gelecek ogretmen arkadas falan varsa onunla da konusabilirsiniz.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(30.07.23)
Memurlara vermeniz yararınıza olur, çünkü en azından problem çıkıp sicilde problem yaşamak istemezler diye düşünüyorum.

3 yıl sonrası için tahliye taahhütnamesi ve kira kontratında belirtmeden senet imzalatarak garanti altına alınabilir
0
Unde bach canim
(30.07.23)
3 yıl sonra kesin dönülecek ise, kiraya vermeniz halinde 3 yıl sonunda kiracının çıkmıyor olma ihtimalinin sıfır olmadığını bir kenara yazarak hareket etmenizi öneririm. Bu riski göze alamıyorsanız kiraya vermeyin. Tedbirli bir insansanız, bu riski de alıyorsanız, 2 - 2.5 yıl mühlet koyarak biraz da esneme payı bırakabilirsiniz. Ha çıkmayan adam yine çıkmaz siz uğraşırsınız 2-3 yıl da mahkeme sürer.
0
Tisatiaşer
(30.07.23)
Yegeni yeni evlenecek esnaf o evden biraz zor cikar gibi. O eve gore sifir esyalar alacaklar falan. Zor is.
0
brkylmz
(30.07.23)
ben de askeri öneririm. 3 seneye kesin tayini gelir. yeni evlenip yerleşen bir aile kolay kolay çıkmaz, hele bir de o dönemde çocuk falan yapmış olurlarsa vicdanen de çıkarmak zor gelir sana.
0
hrskrs
(30.07.23)
kira sözleşme tarihinden sonraki bir tarihli tahliye taahhütnamesini mutlaka alın. durumunuzu zaten açıklamışsınız, bu sebeple aldığınızı söyleyin. kabul etmeyene vermeyin. diğer tedbirleri tecrübeli arkadaşlar anlatmış zaten.
0
mustafakesekci
(30.07.23)
(8)

su arkadas neden futbolcu olamadi sizce

Kittie
arda guleri gorunce aklima ilkokuldan bir arkadasim geldi.o zamanlar annelerimiz cok yakinlardi ve beni de yuzme kursuna falan suruklerdi annesi. cocuga hep bir spor yaptirirlardi.ortaokula gectik bu cocuk galatasaray altyapisinda oynamaya basladi. lise sona kadar boyle devam etti. okul hayati boyun
arda guleri gorunce aklima ilkokuldan bir arkadasim geldi.
o zamanlar annelerimiz cok yakinlardi ve beni de yuzme kursuna falan suruklerdi annesi. cocuga hep bir spor yaptirirlardi.

ortaokula gectik bu cocuk galatasaray altyapisinda oynamaya basladi. lise sona kadar boyle devam etti. okul hayati boyunca hep okuldan erken cikti antrenman icin. bazi gunler hic gelmezdi hatta. floryadaydi antrenman yeri. cumartesi gunleri de giderdi. izlemeye giderdik. guzel de oynuyordu. hocalari begeniyordu. babasi da olurdu yanimizda ona anlatirdi soyle iyi boyle iyi diye oradan duyardik.

sonra futbolcu olamadi. su an bi spor okulunda egitmen. biz 18 yasinda koptuk bir sebepten. ben en son birinden duymustum, yillardir bu isi yapiyor. tam olarak minikleri sporla eglendiriyorlar ciddi bir calisma bile yok. yetenegini sergiledigi bir is degil yani.

bu arda guler nasil parladi. cok mu farkli bir yetenegi vardi fenerbahcede
ya da altyapidan arda turan da cikmisti galiba. nasil siyriliyorlar?
benim arkadas neyi yanlis yapti.
dogru duzgun okul okumadi bu dedigim cocuk futbol icin. ozel izinlerle bitirdi okulu.
0
Kittie
(11.07.23)
Türkiye'de bu çocuk gibi yaklaşık olarak sekiz milyon erkek çocuk var.
0
sparkle kiddle
(11.07.23)
arkadaşın sakatlanmış veya kendi tercihidir ya da tahmin ettiğiniz kadar iyi değildir böyle çok çocuk var. çok iyi olsaydı bir şekilde yükseliyor. ben ufak bir altyapıda oynadım ona rağmen bizle top diye oynayan çocuk vardı yine de max. kayserisporla sözleşmesi oldu izlesen messi dersin, ama değilmiş diyorsun sahada görünce.

arda güler'i 10 dakika izle zaten farkı anlıyorsun, topu almadan ne yapacağını biliyor adam ve sadece bilmiyor yapabiliyor. kolay gösteriyor ama değil koy başkasını o mevkiye öldürüyor topu.

çok iyi oyuncu olmasının yanında bir de yanındakileri boostluyor, takımın kalitesi 100 üzerinden 70'se arda'yı sahaya koyunca 80-85'e çekiyor takımı. farkı yaratan da bu oluyor bireysel olarak yetenek özelinde daha iyileri vardır olmasa zaten yeni messi dersin arda'ya.
0
gule gule
(11.07.23)
sparkle kiddle +1

ben de her şey yetenek zannederdim fakat mental sağlamlık kafa yapısı çok daha önemliymiş, bunda hem kişinin karakterinin hem ailesinim hem çevresinin hem antrenörlerin etkisi var

sahada yanlış yerde duran oyuncuya üst üste antrenmanla doğru yeri öğretiyorsun ama mental olarak birini hazırlamak çok daha zor
0
freebird5406_2
(11.07.23)
yukarıdaki cevaplar +1

türkiyede (ve dünyada) böyle milyonlarca genç var. belki arda gülerden daha yetenekli olanlar bile var.

önemli olan mental yapı.

örneğin beşiktaş altyapısında muhammed vardı. herkes onu konusuyordu, çok yetenekliydi, messi olacaktı, kayboldu gitti.

çoğu insan bunu kaldıramıyor. baskı oluyor.

disiplin de önemli. mesela quaresma ronaldodan daha yeteneklidir, yaşları aynıdır aşağı yukarı, ilk çıktıklarında quaresmadan beklenti daha yüksekti. ama ronaldo dünyanın bir numarası oldu, diğeri olamadı.

kariyer seçimi de önemli. arda güler eğer 18 yaşında gitmeseydi bir daha zor giderdi real madride. gitse bile kendini daha az geliştirirdi. bazen yerinde sayıyorsun, saymaman için konfor alanından çıkman gerekiyor.

benim gördüğüm kadarıyla arda gülerin ailesi de düzgün.

tavsiye verebilseydim türkiyeden kimse ile görüşmemesini ve türk basınını takip etmemesini tavsiye ederdim. çok toksik bir ülkeyiz, kafasını karıştırıp moralini bozabilirler madriddeyken.
0
abelardo
(11.07.23)
Başka bir alan, benzer durum. Bir yakınım hayatı boyunca müzisyen olmak isterdi. Kendi kendine gitar öğrenmişti ve iyi de çalardı. Sesi de güzeldi. Okul hayatı boyunca başarılı olduğu tek ders müzikti. Okulda grup falan da kurdu, yarışmalara falan da katıldı....sonunda tek isteği olan konservatuvara girdi. Sonrasında ne oldu derseniz o eski stadyum konseri hayalleri kuran asi rocker şu anda konservatuvarda şan hocası. Doktor öğretim üyesi (eski yardımcı doçent), 657'ye tabi memur. Gerçi okulda kalma fikri daha konservatuvardayken başlamıştı. Ekstraya çıkan sınıf arkadaşları gibi belki meşhur olmasa da (ki arkadaşlarından meşhur olanlar da var hatta) profesyonel bir müzisyen olabilirdi ama belli bir süre sonra hayatın gerçeklerini kendisi de gördü. Bu alanlar parlaması zor alanlar, engel de çok, problem de. Hele bu ülkede.
0
d max
(11.07.23)
şans, ülkenin bulunduğu sistem, o sistemde çalışan hocaların bilgileri oyuncu gözleri. bir sürü parametre var. gs örneği verdiğinden söylüyorum; gs altyapısında herkesin potansiyelli gördüğü ozan kabak a takımda fırsat bulamadan osmanlıspor'a bedavaya gönderiliyordu. tesadüf eseri takımda kaldı ve şampiyonlar liginde yine sakatlar cezalılar derken oynama şansı gelince formayı bırakmadı ve 6 ay içinde almanya'ya gitti. kasedi başa alıp osmanlıya gitse bu adamın kariyeri nasıl gelişirdi şimdi?
0
deranzo1
(11.07.23)
benzer niteliklere sahip sadece duyuru'da sadece futbolcu değil ama sporculuk geçmişine sahip en az 10-20 kişi vardır muhtemelen.

bu işlerden para kazanacak düzeye gelmek, profesyonelleşmek çok ayrı bir dünya. türkiye'de profesyonel lig seviyesinde şu an 130-140 kulüp var sanırım, yanlış olmasın. her birinin 25 kişilik kadrosu olsa 140'tan hesaplasak bile 3500 yapıyor. düşün yani. ha başka yere gidebilir ama kendi köyünde bile dikkat çekemeyen oyuncuya kalkıp italyan kulübünden teklif gelecek hali yok elbet.

profesyonel sporcunun eğer absürt derecede yetenekli ve şanslı değilse mental olarak canavar gibi sağlam olması lazım. top oynamayı herkes seviyor. topu verdiğinde herkesi ipe dizecek çok adam var. ama her gün vakitli uyuyacak, tavuk dürüm yemeyip diyetine dikkat edecek, her gün saatlerce "sıkıcı" idmanları yapacak adam yok. kaldı ki bunu yapman dahi profesyonelliği garanti etmiyor. sadece ön koşul.

ayrıca özellikle alt ligler kasap dolu. hayvan gibi şeyapıyorlar. sen bi şekilde kendini profesyonel bi ilçe takımına attın, 4. lig seviyesinde oynamaya başladın. hafif bi sakatlık bile senin için 2-3 ayı kaçırmak anlamına gelebilir, e alacağın tedavi de çok üst düzey olmaz. geçmiş olsun.

bi de profesyonel sporcuların kontratları süreli olur. alt liglerde daha da kısa. atıyorum senelik 200 bin lira veriyoruz derler. bir yıl sözleşme. o bittiğinde ya aynı takım ya da başka bir kulüp sana sözleşme verecek. yoksa yok. birisi seni istemiyorsa "ben gidip top oynıcam, para kazanıcam" diyemiyorsun.

yani öyle böyle değil çok fena bir kurtlar sofrası. yetenek, şans, tanıdık, torpil, disiplin ve daha sayamayacağım pek çok şeyden belli oranlarda olması gerekiyor. yoksa çocukken hepimiz acayip topçuyduk :)
0
mark greg sputnik
(11.07.23)
Valla bölgesel amatör e çıkan bir takımın bütün futbolcularına, bu sezon başı kim kaç para istiyor vs hakimim.

Soyle söyleyeyim şu duyuruya cevap veren hepimizi tek başına top diye sektirecek adamların çoğu 30_60 bin arası peşinat ve aylık da asgari ücret maaşa anlaşmaya hazır. Yani profesyonel takım sayısı sınırlı yukarıda yazılmış, çok küçük bir azınlık profesyonel liglere çıkabiliyor. Ciddi para kazanma şansına erisiyor. Dolayısıyla bir ömür yari profesyonel alt liglerde normal kariyer yapan bir vatandaş ile benzer paralara yaşamak istememiş olabilir. Sakatlık yaşamış olabilir vs vs.

Başka bir örnek vereyim bir arkadaşım 16_17 yaşlarında antalyasporda oynuyordu. Forvet. Sonra bir hazirlik maçına bi alman takımıyla yapılan maçta bir hans bunu fena sakatladi, futbol kariyeri bitti. Yıllardır özel sektörde ogretmenlik yapıyor örneğin
0
wilhelmwasmuss
(12.07.23)
(7)

aracın ağır hasarlı olup olmadığını nerden öğnenebilirim

bedrozan
Merhabalar.Almaya niyetlendiğim bir araç var.Araç sahibi bana "aracı aldığım kişi "ağır hasarlı" dedi diye hatırlıyorum ama emin değilim. Ağır hasarlı olabilir hakka girmeyim " diyor. Ben de Hasarını görmek için 5664e şase noyu mesaj attığımda ;Sayin Ilgili, Kayitlarimiza gore ***5295 sasi nolu RE
Merhabalar.Almaya niyetlendiğim bir araç var.Araç sahibi bana "aracı aldığım kişi "ağır hasarlı" dedi diye hatırlıyorum ama emin değilim. Ağır hasarlı olabilir hakka girmeyim " diyor.

Ben de Hasarını görmek için 5664e şase noyu mesaj attığımda ;

Sayin Ilgili, Kayitlarimiza gore ***5295 sasi nolu RENAULT (OYAK) SYMBOL EXPRESSION 1.5 DCI 65 markali arac 6 adet kazaya karismistir. KZ1: 06/05/2018 KTT-Carpma KZ2: 24/01/2014 Carpma 1317TL KZ3: 07/11/2013 ERP-Carpisma 4945TL KZ4: 06/11/2013 Carpisma 489TL KZ5: 06/10/2013 KTT-Carpma KZ6: 23/06/2013 ERP-Carpisma 502TL

şeklinde geliyor mesaj. Bu bilgilere göre aracın ağır hasarlı olup olmadığını nasıl öğrenebilirim ? Bazı kazalarında miktar yazmaması ne anlama geliyor ? Bu bilgilere göre araç ağır hasarlı mıdır? Değilse farklı öğrenme yöntemi var mıdır ?

Zahmet edip yazan arkadaşlara teşekkür ederim.
0
bedrozan
(19.06.23)
Ağır hasar kaydı olsa gelen mesaj da yazardı.
İlk kazada ktt ne demek bilmiyorum. Belki onun açılımında vardır.
0
neymis
(19.06.23)
Bazı kazalarda miktar yazmaması, bu araçta o kazadan kaynaklı hasar oluşmadığı anlamına gelir.
0
wilhelmwasmuss
(19.06.23)
Benim aracta da var. Otoparkta arabaya dokunmuştum geri geri çıkarken. Benim arabaya işlem yapılmadı haliyle kaza görünüyor ama miktar sıfır.
0
wilhelmwasmuss
(19.06.23)
@ neymis / @wilhel..

yani şu anda araçta ağır hasar kaydı olmadığı anlamını çıkarabilir miyiz buradan ?
0
🌸bedrozan
(19.06.23)
ktt = kaza tespit tutanağı demek bu arada.
ağır hasarlı olunca bu sms'te yazıyor.
0
cockiness
(19.06.23)
adam lafını ettiyse içine sinmeyen bir şeyler var demektir. ağır hasarlıdır o araç.
0
adivar
(20.06.23)
mesaja göre ağır hasar yok fakat ağır bir kazayı tramere işletmeden sanayide de yaptırmış olabilirler. sahibi dediyse varmış gibi düşünmek lazım.
0
mutlu yillar sana
(20.06.23)
(3)

Memur maaşlarına ve asgari ücrete yapılan çılgın zamların dayanağı

socially awkward
Nedir? Para bas dağıt mantığı mı var? Çılgın enflasyon var ama asgari ücret dolar bazında çok yüksek. Bu ilginç geliyor bana
Nedir? Para bas dağıt mantığı mı var?

Çılgın enflasyon var ama asgari ücret dolar bazında çok yüksek. Bu ilginç geliyor bana
0
socially awkward
(13.06.23)
Hükümet orta gelir grubuyla düşük gelir grubunu ortada buluşturmaya çalışıyor galiba.
Bu yüzden yıllardır asgari ücret yükseliyor, nitelikli işler yapan memurların ücretleri asgari ücrete göre daha az yükseliyor.

Merak edip baktım.
2000 Temmuz'da asgari ücret 87 milyon TL, 1/4 Öğretmen maaşı 270 milyon TL.
2023 Ocak asgari ücret 8500 TL, 1/4 öğretmen maaşı 15800 TL. Eğer 2000 yılındaki oran korunsaydı öğretmen maaşının 26.350 TL olması gerekirdi bugün.

Eskiden çok az insan asgari ücretle çalışırdı şu an ise bu grup çok kalabalık. Vasıfsız işçi sanırım işe başladığı ilk birkaç yıl bu ücreti alıyor ve işi öğrendikçe kazancını artırıyordu.

Asgari ücrete Dolar olarak baktığımızda ise tablo gerçekten ilginç; Türkiye'de 359 dolar, Azerbeycan'da 203 dolar, Ermenistan'da 195 dolar, Yunanistan'da 900 dolar, Rusya 193 dolar. Şu an 359 dolar olsa da bir ay içinde en azında 400 dolar civarına geleceği kesin. Asgari ücreti diğer ülkelerle bu şekilde direkt karşılaştırmak doğru mu ona emin değilim. Belki işin içinde konut desteği, benzin yardımı, çocuk parası vs. gibi bilmediğim paralar vardır ve karşılaştırmayı imkansız kılıyordur.


Benim tahminim hükümetin gibi orta ve düşük gelir grubunu birbirine yakınlaştırıp birleştirmek istemesi. Bunun için de zamları buna hizmet edecek şekilde yapıyorlar. Bu ödemeler zaten TL cinsinden olduğu için istedikleri kadar basarlar, bunun rahatlığıyla alıyorlar kararları.
0
michael_knight
(13.06.23)
Ben de sınıfsallığı azaltarak oy topladıklarını düşünüyorum. %50 si asgari ücretli olan bir ülke bu durumda neden akp ye oy vermesin.
0
🌸socially awkward
(13.06.23)
Esasında fark buradakinden daha az. Asgari ücretli çalışanın pek çoğu gıda yardımı, yemek, yol gibi ekstralar alıyor. Memurlarda bu ek haklar yok.

Herkes asgari ücrette birleşiyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde kurumdaki memur, kurumun temizlik personeli ile aynı hatta daha az geliri almaz, almamali.
0
wilhelmwasmuss
(13.06.23)
(25)

eve temizliğe gelen ablanın çok yemek seçmesi

la lykia
akşam işten eve 9'a doğru ancak dönmüş oluyoruz. hafta sonu da dışarıda işlerimiz oluyor veya çalışıyoruz. haliyle yemek pişirecek, evi temizleyecek pek zaman yok.eve haftada 2 veya 3 gün yardımcı ablamız geliyor. yaklaşık 6-7 yıldır tanıdığımız biri ancak son zamanlarda kendisine öğlen için ne yeme
akşam işten eve 9'a doğru ancak dönmüş oluyoruz. hafta sonu da dışarıda işlerimiz oluyor veya çalışıyoruz. haliyle yemek pişirecek, evi temizleyecek pek zaman yok.

eve haftada 2 veya 3 gün yardımcı ablamız geliyor. yaklaşık 6-7 yıldır tanıdığımız biri ancak son zamanlarda kendisine öğlen için ne yemek hazırlayacağımızı şaşırmış durumdayız ve bu konuda nasıl bir iletişim kurmalıyız bilemedik.

gelmediği günler biz evde ne pişirdiysek aynısını ona da hazırlıyoruz. şimdiye kadar da yediği içtiği hiçbir şeye karışmadık, evde ne varsa ona da ikram ederiz vs.

(bu arada eskiden böyle bir durumu yoktu, son aylarda ortaya çıkan bir durum)

Birkaç örnek;

normal yoğurt yemiyor, sadece mandıra'dan alınmış süzme yoğurt yiyor.
sadece inek sütünden yapılmış ezine beyaz yiyor. (o da bana dokunuyor mesela, reflü yaptığı için eve almıyoruz.)
patlıcanlı yemekleri sevmiyor, biz de çok seviyoruz, evde patlıcanlı yemek olunca ucundan yiyor, yemeğin ona ayrılan gerisi atıldı birkaç kez.
makarna sevmiyor.
normal çay sevmiyor, sadece yeşil çay içiyor.
normal türk kahvesi sevmiyor, sadece mirvari kahvesi içiyormuş.

buna benzer bir sürü şey...

yani bir şey dokunuyor olur, alerjisi olur, o da değil.

yemediği zaman da aç aç geziyor, çok üzülüyorum, bedenen çalışıyor sonuçta.

ablaya yiyebileceği bir şeyler hazırlama mecburiyetinde hissediyorum kendimi ama bu ablamıza sen bize sevdiğin şeyleri söyle onları alalım mı diyelim? onun gelmediği günler onun sevdiği şeyleri mi pişirelim ona hazırlamak için? e bu da bana saçma geliyor. ben de fabrikada çalışıyorum, öğlen ne çıkıyorsa onu yiyorum. ev de onun iş yeri sonuçta.

nedir bu işi doğrusu?
0
la lykia
(06.06.23)
yiyorsa yesin yemiyorsa kendi bilir. eğer baştaki anlaşmanızda öğle yemeğini sen karşılayacağını taahhüt ettiysen çek karşına "bazı şeyleri yemiyorsun. benim senin yiyeceğin şeyleri hazırlamaya harcayacak vaktim yok. sana günlük şu kadar lira daha fazla vereyim. yemek işini bundan sonra kendin çöz" de geç.

darılmaca gücenmece yok.
0
alperz
(06.06.23)
Yanlış anlamayın ama robot süpürge, çamaşır kurutma makinesi, sıcak hava fritözü vb. gibi cihazlar siz gibi yoğun çalışanlar bu tip çileleri çekmesin diye icat edildi. Kendisine veda etme zamanınız gelmiş bence, çünkü fazlaca içli dışlı olmuşsunuz, kaynana nazı sergilemeye başlamış.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(06.06.23)
@alperz, aynısı aklıma geldi yemin ediyorum, ayıp mı olur acaba diyordum.

ama böyle de bize ayıp oluyor tabii. pazar günü dışarıda işlerim vardı, daha kahvaltıya oturmadan patlıcan silkme yemeği yaptım sırf pazartesi öğlen evde yemek olsun diye. dün akşam bir baktım hiç dokunmamış bile, çok üzüldüm.
0
🌸la lykia
(06.06.23)
ne çıkıyorsa onu yiyecek maalesef, zaten yemek hazırlamaya da çok vaktiniz olsa bir yardımcı gelmezdi.
0
wonnka
(06.06.23)
yemedigi seyler bana cok ekstrem gelmedi patlican ve makarna yemiyo geriye bi suru sey kaliyo. yogurt falan onemli seyler degil

alperz+1
0
ala09
(06.06.23)
şımarmış, yol verin.
0
jacque
(06.06.23)
Bizim iki haftada bir gelen ablamız önce kahvaltı hazırlıyor (evden çalışıyoruz), hem bizi hem kendini doyuruyor. Ortalıkta sebze, bakliyat falan varsa "akşama bir şey yapacaksan söyle de ben bi yandan hazırlayıp ocağa koyarım" diyor. Evde ne varsa yiyoruz beraber.

Bu kadıncağız sizin iş yükünüzü ve stresinizi azaltmak için geliyor ama haftada 2-3 gün ne yiyecek diye strese giriyorsunuz, saçma değil mi? @alperz +1 makul bir yemek ücreti ekleyin, yemeğini kendi getirsin.
0
kobuzchu kiz
(06.06.23)
Haftada 2-3 gün gelen kişinin ev yemeği yapmasını bekliyorum. Yoğurt, peynir, çay hikayesi o kadar mühim değil, evde onun için bulundururum, ama yemeği onun yapmasını beklerim, hatta sevmese de ben sevdiğim için bana patlıcan kızartsın isterim. Bunu yapacak kişiyle çalışırım. Haftada 3 defa gelen kişi yemek yapmıyorsa ne yapacak Allah aşkına? Çok mütevazı istekleriniz var sanırım.
0
SiyamkedisiZorro
(06.06.23)
Simarmis ablaniz.
0
floydian
(06.06.23)
Ona farklı yemek yapmaya mecbur değilsiniz. Umduğunu değil bulduğunu yer misafir derler.

Buraya bu soruyu sorduğunuzda göre sizin onu kıramayacağınızı çözmüş olmalı. 6-7 yıl az değil.

En baştaki kendi varsayılan ayalarınıza dönün.
0
diyecevaplandı
(06.06.23)
onları yemiyorsa kendi sevdiği basit bir şeyi hazırlayıp yiyebilir. sizin dert etmenize gerek yok. yumurta, menemen vs. ne isterse.
0
sizofren06
(06.06.23)
hanımefendinin sigortasını ödüyor musunuz ?
0
wonderdondi
(06.06.23)
Bize gelen abla sadece et olursa yiyor, birkaç kere istediğin varsa söyleyelim dedim disardan, bisey demedi. Kendi haline bıraktık keyfi olursa yer çok takılmayın.
0
mirty
(06.06.23)
@ wonderdondi, evet ödüyoruz, neden ki?
0
🌸la lykia
(06.06.23)
Sigortasını ödeyin, yemek ücreti verin. Ne istiyorsa yesin. Ev işlerine gelen kişi için alışveriş yapıp ona göre yemek hazırlamayın bir zahmet :)
0
nawar
(06.06.23)
Ben kendi evimde bu kadar naz yapamıyorum ya. Özellikle tükettiğim şeyleri kendim alıp koyuyorum dolaba.

Evde ne yemek varsa o yenir bu kadar kasmayın, beğenmiyorsa yemesin, kendi bilir.
0
mutekebbir
(06.06.23)
Patlican ve makarna konusunda hakliymis, onlari sahsen ben de yemem.

Birkaç çesit çorba, bulgur pilavi ve yanina yenecek baklagil olsa daha makbul olurdu. Bir de mevcut durumunuza göre etli yemekler.

Yogurt ve kahve konusunda saçmalasa da ana yemek konusunda hakliymis abla.
0
Yourcousinmarvinberry
(06.06.23)
Yemek pişirmesini isteyin.
Temizlik yaptığı süreden 1 saat eksiltsin ve o süreyi yemek yapmaya harcasın. Hem kendi yemeğini kendisi yiyecektir hem de size yemek pişirmekte destek olmuş olur.
Afiyet olsun,
0
michael_knight
(06.06.23)
işyerinde yemek parası veriyoruz. çalışanlar kadın yoğunlukta. 3-5 kişi birleşip kendi yemeklerini yapıp yiyorlar. buraya kadar sorun yok.

bir ara yemek parası vermeyelim dışarıdan yemek getirtelim dedik. kimse yemek/malzeme taşımasın yemek yesin dedik. (çünkü bazen aç aç dolaşıyorlar.)

fikri ortaya atınca herkes itiraz etti. yok ben patates yemiyorum yok hergün makarna/pilav gelir vs.

öğlen mutfağa gidiyorum bunu söyleyen kadınların her gün yedikleri indir patates (kızartması, kavurması, salatası, yemeği vs) kaldır pilav/makarna. biri et yemiyor diye güya etli yemek yemiyorlar ama et pahalı olduğu için aslında.

neyse demem o ki siz kadına günlük bir yemek parası verseniz muhtemelen hem parayı alır hem de yemeği yer.
0
gozo
(06.06.23)
yaptığı iş ile istekleri örtüşmüyor. şaka yollu konuya girip bir nabzını yoklayın. çok istiyorsa kendi yemeğini yanında getirmesini teklif edebilirsiniz.
0
orpheus
(06.06.23)
ben de calistigim yerlerde sevmedigim yemek olunca ac kaliyordum. atistirmalik olurdu yanimda hep onlarla idare ederdim. yani cocuk degiliz, kimse bana uzulmuyordu mesela. siz niye uzuluyorsunuz ki. evde dolap var sonucta en kotu bi kasar peyniriniz vardir. abla sen arada ac kaliyosunuz bi tost yap kendine bari cekinme ya da omlet yap falan diyin yeterli.
0
Kittie
(06.06.23)
@kittie
tam şu diyaloğu yaşadık, okuyunca istemsiz güldüm :)
tam dediğiniz gibi dedik de ben sadece ezine peynir yiyebiliyorum dedi, kaşarlı tost da yemiyor :))
0
🌸la lykia
(06.06.23)
Bir zamanlar tatlı hayat dizisi vardi. Onun bir bölümünde bu durum ( yardımcı kadının yemek beğenmemesi) parodi olarak işlenmişti.

Ve evet diziydi, kurguydu, absürd bir durum olduğu belli edilerek parodi olarak işlenmiştir. Sözlerim bu kadar.
0
wilhelmwasmuss
(06.06.23)
mirvari kahvesini ilk defa duydum. Bence karakteri gercekten böyle degilse ya sizin yemeklerinizi begenmeyip bahane ediyor ya da para icin.
0
durgunfoton
(07.06.23)
sevmiyorsa kendi tercihi. ben de saydıklarının hiç birini tüketmiyorum mesela. genel olarak sağlıksız şeyler zaten bunlar... ha bahsettiğiniz kişide muhtemelen böyle bir durum yoktur, yedikleri bunlardan daha sağlıklı değildir, direkt tadına göre bir ayrım yapıyor olabilir. mesela ben sağlığım için carnivore besleniyorum o yüzden yemiyorum.

çalışma şartlarında yemeğini karşılamak üzerine anlaşmadıysanız hiç umursamayın öyle bir anlaşma yaptıysanız da bu anlaşma sırasında yemek seçtiğini belirtmediyse yine umursamayın. siz koyarsınız yemeği, ister yer ister yemez... ben son 2.5 yıldır kendi hazırlamadığım tek bir öğün bile yemedim. dışarıdan sipariş vermedim.
0
konetsu
(07.06.23)
(6)

Mezarlıkların ihtişamlı olması

1965
İyi akşamlar, islam kültüründe mezarlıkların sade/mütevazı olması önemli iken örneğin Türk ocağındaki mezarlıklar ihtişamlı, bu tezatlığın bir açıklaması vardı. Açıklayan arkadaşa teşekkür ederim.
İyi akşamlar, islam kültüründe mezarlıkların sade/mütevazı olması önemli iken örneğin Türk ocağındaki mezarlıklar ihtişamlı, bu tezatlığın bir açıklaması vardı. Açıklayan arkadaşa teşekkür ederim.
0
1965
(30.05.23)
Kültür diyorlar. Ben de kültürlerin, dinin gerekçelerinin önüne geçmesine anlam veremiyorum.
0
el conquerador
(30.05.23)
tezatlığın açıklaması yok hocam ikiyüzlülük. sadece mezarlıkların sadeliği değil her konuda sadelikten söz edilirken, yaşamda uygulamada bunun tersi çoğunlukla.

belki bir sebep turizm amaçlanmıştır fakat unutulma korkusuna bağlıyorum ben.
0
gule gule
(30.05.23)
Bu bizim Türk olmamızdan kaynaklanıyor. Arapların mezarları neredeyse yok gibidir. Çok basittir onlarınki. Bizde balbal, kurgan gibi binlerce yıllık gelenekler var.
0
alperz
(30.05.23)
Azerbaycan da heykel fotoğraf oluyor. Çok ihtişamlıları gördüm. Fotoğraf çekilirsin eser diye.

Bu iş "afyon" işi demeye az kaldı fikrimce.
0
hunharca ben
(30.05.23)
Burası biraz açıklayıcı olabilir:

i.hizliresim.com

Diğer yandan özellikle Suudi Arapların mezarlıkları sade hale getirmelerinin hatta sahabe i kiram dönemindeki mezarlıkların da adeta yerlerinin belirsiz hale getirmeleri deki sebep ise şimdilerde selefilik denilen "vehhabiliğin", mezarlıkları ziyaret etmenin ve orada dua etmenin de şirk ve din dışı bir şey olduğu inancına sahip olmasıdır.
0
diyecevaplandı
(30.05.23)
Kültür.

Kültür her zaman dini yener.
0
wilhelmwasmuss
(30.05.23)
(8)

memuriyetteki çalışmayan gamsızları ne yapmalı sorusu?

sanemz
her yerde böyle mi? sen bi yerlerini yırtıyorsun diğerlerinin umrunda değil.. en son yine çok acil bi iş vardı, bunlar toplaşıp balık yemeye gittiler. iş 2 kişiye kaldı.müdüre bildirsen durumu adın şikayet edene çıkacak. zaten adam görev dağılımını da güzel yapmıyor belki işine böylesi daha iyi geld
her yerde böyle mi? sen bi yerlerini yırtıyorsun diğerlerinin umrunda değil.. en son yine çok acil bi iş vardı, bunlar toplaşıp balık yemeye gittiler. iş 2 kişiye kaldı.
müdüre bildirsen durumu adın şikayet edene çıkacak. zaten adam görev dağılımını da güzel yapmıyor belki işine böylesi daha iyi geldiği için. bu yaşadıklarım benim sorunum değil de ben de yıllar önce ücretli öğretmenlik yapmıştım, gözümün içine baka baka kadrolu değilim diye bana fazla nöbet yazılmıştı. bunlar birde okumuş adaletli insanlar. sizin iş ortamları nasıl, buna benzer sorunlar yaşadığınız oluyor mu?
0
sanemz
(26.04.23)
Kamuda mesai saatlerini işyerinde geçirmemek tembellik değil, bilinçli bir tercihtir çoğu zaman. Bahsettiğiniz kişilerden en az biri 5 yıl sonra yöneticiniz olabilir, kendinizi buna hazırlayın şimdiden. Müdür, daire başkanı, müsteşar yardımcısı vb. Diğerleri de doğru kişiye yanladıkları sürece rahat davranırlar. Onlara güvenip iş emanet edilmez ama yancı karakterleri gereği sıkıntı da yaşamazlar.

Müdürünüz neden görmezden geliyor, bu insanlar neye güvenip çalışmıyorlar, zamanla anlarsınız.
0
zihua
(26.04.23)
memuriyet budur.

çok iş yaparsan daha çok iş verirler. memurluk vasata eşitlemektir. zihniyeti budur. hükümetlerden bağımsızdır. çok göze batarsan aykırı davranırsan köşeye itilirsin.

balık yemeye gidiliyorsa iş o kadar da önemli değildir. bazı sinsiler uyanıklar da ben çalışyorum der başkası yatıyor algısı yaratır. göze batar.

memurluk ortalama işi ortalama sürede çıkarmaktır. ne tembel olacaksın ne inek.

çok çalışana ek ücret, makam mevki para vermiyorlar. memuriyette atanma ve yükselme şahsi tercihler ve siyasi bağlantılara bağlıdır.

bence de kasma.
0
Hallegadola
(26.04.23)
eski bir memur olarak uzun uzun yazıp sildim. şikayet et, mobbinglere boyun eğme. ben sineye çektim tepeme çıktılar. en son müdür yardımcısı yüzünden katil olacaktım elimden zor aldılar.
0
Erestor
(26.04.23)
O 2 kişi de yapmasın o işi. Çözüm bu. O aşamada sanki sadece o 2 kişinin işiymis gibi yaklaşımda bulunan olursa da gölü atarsınız.

Biraz pasif agresif bir tavır mi evet, ama böyle basit bir meseleyi bu hale getiren onlar (balığa gidenler ve bunu görmezden gelen amir), siz de öyle oynayın.
0
encokbenisevinnolur
(26.04.23)
@Erestor, sakin şampiyon benlik bir durum yok. bir arkadaş ekolü diyelim, dertleştikte. aldığı parayı helal ettirmeyen, azcık eksik yatarsa çemkiren tipler birde bunlar. ilahi adaleti kandırımazlar ama.
0
🌸sanemz
(26.04.23)
“bunlar birde okumuş adaletli insanlar.”

Şu söylediğiniz şeyi tekrar düşünün. Bu ülkede Memur Teoman diye bir gerçek var. Adam rüşvet almadı diye ünlendi; düşün yani rüşvetin ne kadar yaygın olduğunu. Ben geçmişte işim gereği emniyet amiri, icra memuru, zart savcısı, zurt hakimi falan derken birçok memurla muhatap oldum; bizim bürokrasimiz o kadar çürük ki tarifi mümkün değil yani. Adaletsizliğin tillahı kamuda.
0
vedatchilipeppers
(26.04.23)
memuriyet kurumdan kuruma, birimden birime, bölgeden bölgeye çok değişik kendi iç kültürüne sahip ama arkadaslarından da değindiği pek çok ortak olumsuzluğa da sahip.

ben milli eğitim adına konuşayım. hatta öyle bakanlık falan değil, en alt kademe. okul yani. müdür yardımcısıyım.

benzer durumları yaşıyorum. gecen sene 6 kişiydik bu sene 6 yardımcı 1 müdür baş yardımcısı olduk. ben başta çok sevinmiştim ooo baş yardımcı geliyor. bir okul için önemli işlerin yüzde 90 ı müdür baş yardımcısının görevi, rahatlarız dedik kalan 6 kişi. ama kazın ayağı öyle olmadı. bu baş arkadaş müdürün hemşehrisi ve partinin fanatiklerinden. bahsettiğim parti tabii demokratik sol parti haha şaka şaka malum parti işte.

neyse başta her şey iyiydi ama sonra anlaşıldı ki bu baş arkadaş hiçbir şey bilmiyor. yani çakal değil ama aşırı vasıfsız. neyse baktık ki okulda işler yürümüyor. müdür de çare olarak. gerektiğinde müdür baş yardımcısı görev tanımındaki işleri müdür yardımcılarına vekaleten verebilir maddesine dayanarak hepimize dağıttı. e sonuç olarak ben ve diğer sıradan manuel baş olmayan boş paket müdür yardımcıları gecen seneden çok daha fazla çalışıp yoruluyoruz. baş arkadaş kendi sorumluluğundaki sınırlı sayıdaki işleri güya yapıyor ama beceremeyince gene o işleri de biz yapıyoruz. o da basit, angarya türünden tırı vırı işleri büyük bir ciddiyetle yapıyor.

şimdi biz şikayetlerimizi müdüre dile getiriyoruz ama bir sonuç çıkmıyor. hatta arkadaşı karikatürize edip, aman melahat sen karışma bu işe sakın diyor. veya müdür onun görev tanımında bir iş olduğunda, aman melahat e bırakmayın bu işi rezil oluruz diyor falan filan. isim temsili tabii.

bak diğer bir durumda şu. iş beceremeyen insandan kurtulmak için, onu terfi ettirme var. gecen sene de başka bir müdür yardımcısı görevlendirme geldi. getiren müdür. sonra onun da tembellikte nirvana biri olduğu kısa sürede ortaya çıktı. müdür de rahatsız oldu. çözüm: kurtulmak için arkadaşı köy okuluna müdür yaptılar. total öğrenci sayısı 30. ve aldığı para bizle aynı.

daha böyle ne hikayeler vardır. bizimki memuriyet evreninde bir damlacık olan kurum.
0
wilhelmwasmuss
(26.04.23)
@wilhelmwasmuss, vasıfsızı terfi edip kurtulmak da iyimiş ya, gece gece asdfgh
0
🌸sanemz
(26.04.23)
(21)

Arabanızı kilitlerken tuşa bir kere mi basıyorsunuz ?

garavel
Soru basit, yoksa benim gibi dönüp dönüp 3-4 kere basıyor musunuz eve girene kadar kilitlendiği halde..
Soru basit, yoksa benim gibi dönüp dönüp 3-4 kere basıyor musunuz eve girene kadar kilitlendiği halde..
0
garavel
(29.03.23)
elimde poşet falan varsa, kafam meşgulse bazen kilitlendiğinden emin olamıyorum ve tekrar kumandadan kilitlediğim oluyor. Normalde kapıdan kilitliyorum ama, kumanda hep çantada, cepte oluyor.
0
orient blue
(29.03.23)
2 kez basiyorum. once arabadan inip kapiyi kapatinca, sonra arabadan biraz uzaklasinca bi daha.
0
taurina
(29.03.23)
Basılı tutunca aynaları kapatıyor. Bakıyorum ayna kapanmadıysa 2., 3.kez basıyorum.
0
heritage
(29.03.23)
1 kez basıp kapı açma deneyi yapıyorum. bazen sadece bi kere kapatıp gidiyorum
0
ala09
(29.03.23)
otomatik kapanıyor. basmıyorum
0
glamdr1ng
(29.03.23)
şahsen aynalar kapanıyor, kilitlendiği %100 ama emin olamıyorum ne hikmetse. kapıyı kontrol amaçlı açma atraksiyonuna da giremiyorum keyless var.. obsesif miyim acaba
0
🌸garavel
(29.03.23)
Bir kac kere basmam zaten algilayinca sesten veya farlardan anliyorum.

Ama şeyi cok sık yapıyorum, iner inmez kitlemisim ama unutuyorum kafam doluyken.

20 metre uzaktan ulan acaba basmis miydim deyip uzaktan tekrar basiyorum.

Yalniz şey yapan varmis dikkat edin. Siz kitlemeden veya otomatik kitleniyorsa da siz cok uzaklasmadan birisi sizin ters tarafiniza egilerek saklanip siz kitlemeden kapinin birini sessizce azicik aciyorlar. Siz kitledim sanip uzaklastiktan sonra icine giriyorlar.
0
ananiyimioguz
(29.03.23)
Eski arabam otomatik kitleniyordu 1dk sonra, o yuzden tek basıyordum.
Su anki arabda bazen kitledigimi hatirlamayop yürürken tekrar bastigim oluyor.
0
stavro
(29.03.23)
iki kere, ikincide kornayla "kitledin kardesim kitledin" tribi atiyor, o sekilde emin oluyorum.
0
cooperr
(29.03.23)
uzaktan 2-3 kere basarım. basınca o sinyallerin yanıp söndüğünü görmem lazım.
0
bisorumvargaliba
(30.03.23)
1 kere basıp yoluma devam ediyorum.
0
nawar
(30.03.23)
Ahah ha bu kişi tek benim sanıyordum :))

Yalnız olmadığımı gösteren soru ve cevaplar için en kalbi şükranlarımı sunarım.

Yukarıdaki cevapların pek çoğunu yerine ve zamanına göre uygulamaktayım. Uzaklardan hatta bazen evin camından bile farlarla göz kırpışmak muhteşem bir huzur :)
0
epitaf
(30.03.23)
benim arabada bir tane düğme var, bir kere basınca kilitliyor, tekrar basınca açıyor.

hadi sıkıyosa buna da iki kere bas. tek bsıp kilitliyorum, kapı kolunu çekip kontrol ediyorum.

tekrar basarsan sıçtın, açıldı kapı.
0
kibritsuyu
(30.03.23)
bir kere. ayna kapanıyorsa okdir.
0
gabe h coud
(30.03.23)
"basınca o sinyallerin yanıp söndüğünü görmem lazım."
0
bir soru sorcam
(30.03.23)
Klasik OKB, yapmamaya çalışın.

Şunu deneyin, kapının birini tam kapanmadan, yani bir kapı açıkken kumandaya basın ve bakın bakalım aynalar kapanıyor mu?

Eğer kapı açık unutulduğunda, kumandaya basınca aynalar kitlenmiyorsa (ki genelde böyledir) şüpheye düşmenize gerek yok.

Kumandaya basın ve aynaların kapandığını görürken bir elinizle de kolu kontrol edin.

Sonra eve doğru giderken illa ki bi döner bakarsınız, aynalar kapalı görünüyorsa kilitlidir zaten.

Kumandaya 3-4 kere basmak, pilin ömrünü 3-4 kat azaltmaktan başka işe yaramayacak.
0
John Bloor
(30.03.23)
kapı kolu çekmek +1

fiziksel olarak o eylemi yapmak hatırlamayı da kolaylaştırıyor. (kilitledim mi diye geri dönüyorsan :D)

bir de herkes şu hikayeyi duymuştur sanırım, bi şekilde sinyali kesip kilitlenmesini engelliyorlarmış arabayı çalamasalar bile bagajda vs. ne varsa yürütüyorlarmış. Böyle laptop çalındığını duydum ama araba kilitlendim derken neden kilitlenmiyor o işi nasıl çözüyorlar ilk ağızdan dinleyemediğim için bilmiyorum.
0
nhk ni youkosu
(30.03.23)
Kilitlenme sesini duyarsam bir kere basarım, gürültülü bir yerse ve sesi duyamadıysam sadece sinyallere bakarak uzaklaşmam çünkü kapılardan birisi açık kaldıysa da sinyaller yanıyor ama kapı açık kalıyor. Bu durumda elimle kontrol ederim.

Ayrıca ar-ge'ci olduğum için elimizde ekipman var, şirket araçlarının kumandalarını hack rf one ile test ettik, mevcut sinyalleri kopyalayıp tekrar oluşturduk. Linea ve dacia'ları çalması çok kolay, aynı kodu her seferinde kabul ediyor :)

Diğer araçların bazılarında aynı kodu tekrar kullanamıyorsunuz, bazılarında ise saate bağlı bir üretme algoritaması olduğundan bir süre sonra kod geçersiz kalıyor.

Bunları bildikten sonra bazı marka ve modellerde dönüp kontrol etseniz de fayda etmeyeceğinin farkında olmak baya kötü hissettiriyor :)

Fiat gurubunda arabada değerli bir şey bırakmamaya çalışın.
0
kimlanbu
(30.03.23)
@kimlanbu, bu çok bariz bir güvenlik açığı değil mi nasıl üretime onay alıyorlar :/
0
ananiyimioguz
(30.03.23)
1 kere basıp kapiyi da elimle yoklarim. Tamamdir.
0
wilhelmwasmuss
(30.03.23)
eski opel aracımızdan kalan alışkanlık olarak 2 kez basıyorum sürekli.

bunu çoğu kişi bilmez. opellerin bir kısmında çift kilit mekanizması vardır. kilide iki kez arka arkaya basınca kapı içerideki koldan açılmaz. yani birisi camınızı kırıp, kolunu sokup içerideki kapı mandalından kapıyı açmaya çalışırsa açamaz. o cam kırıklarının içinden girmek zorundadır, ona da çoğu hırsız yanaşmaz.

o yüzden sanki aracımda varmışçasına çift basıyorum kilide.
0
artci sarsinti
(30.03.23)
(2)

Lise diploması ve transkriptini nasıl bulabilirim?

romario
Liseyi bitireli çok oldu. Lise diploma ve transkriptini nereden bulabilirim?
Liseyi bitireli çok oldu. Lise diploma ve transkriptini nereden bulabilirim?
0
romario
(28.03.23)
Kaç yılında mezun oldunuz ? Mezun olduğunuzda diplomanızı aldınız mı ?
Mezun olduğunuz okuldan alabilirsiniz ;
Alıp kaybettiyseniz Orjinal diplomayı değil diploma kayıp belgesini alabilirsiniz.
2006 yılı ikinci dönemi sonrası e okulda mevcut olduğundan transkript şansınız olur aksi takdirde sadece kayıp belgesini alabilirsiniz.
Şahsen başvurun , kvkk çıktığından beri uzaktan,aile yakını talepleri genelde red ediliyor.
Ne için lazım olduğunu söylerseniz okulunuz yardımcı olacaktır.
0
synax
(28.03.23)
Liseye gidip diploma kayıp belgesi duzenletiyorsun.
0
wilhelmwasmuss
(28.03.23)
(18)

Deprem riskini umursamayan var mı

dissendium
Merhaba arkadaşlar. Umarım iyisinizdir.Deprem korkusu olan arkadaşları anlayışla karşılıyorum. Sorumdan rahatsız olmalarını ve beni yanlış anlamalarını istemem. Ben 1999 depremini yaşamış biri olarak depremden korkmamaya başladım. Depremden korkan kişiler aslında ölmekten korkuyorlar gördüğüm kadarı
Merhaba arkadaşlar. Umarım iyisinizdir.

Deprem korkusu olan arkadaşları anlayışla karşılıyorum. Sorumdan rahatsız olmalarını ve beni yanlış anlamalarını istemem. Ben 1999 depremini yaşamış biri olarak depremden korkmamaya başladım. Depremden korkan kişiler aslında ölmekten korkuyorlar gördüğüm kadarıyla. İnancıma göre nasıl öleceğimizi Allah bilir. Sadece depreme odaklanmayı mantıksız buluyorum. İkincisi ne yaparsak yapalım öleceksek ölürüz. Deprem çantası hazırlasak da ölürüz. Üçüncüsü öldürmeyen Allah öldürmez. Depremden bir hafta sonra neredeyse 80 yaşında insan da enkazdan çıkabiliyor. Ölmeyeceksek ölmeyiz. Deprem gerçekten çok yıkıcı. Toz gibi olan evler her şeyi anlatıyor zaten. Söylenecek söz yok. Ama bir noktada yapabileceğimiz bir şey yok bir canlı olarak. Ülke olarak deprem korkusu biraz aşırı mı sanki? Depremi umursamayan var mı? Neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ben de yatağımın yanına bir şişe su koyuyorum, deprem çantasını da yüzde 100 destekliyorum ama hayat öyle bir şey ki enkazda sıkışıp 10 cm ilerideki çantaya ulaşamama ihtimali bile var.
0
dissendium
(15.02.23)
buyuklerimiz hep olumun de hayirlisi derler ya biraz o yuzden. kim enkazda sikisip kor karanlikta yavas yavas olmek ister. bi de zenginlerin hayatta kalacak olmasi da rahatsiz ediyor. kimisinin nasil zengin oldugu bile mechul. dunya cok adaletsiz. yeni binaya kiraya cikamiyor artik dunun orta gelir beyaz yakasi cunku su an kendisi fakir. bu adaletsizlikleri dusundukce daha da takiyorum kafaya. pisi pisine olmek....
0
Kittie
(15.02.23)
öncelikle belirtmeliyim ki, hiç büyük bir deprem yaşamadığım için olsa gerek deprem konusunda gamsız değilim ama bir anksiyetem yok.

şimdi bence depremden korkan kişiler aslında ölmekten korkuyorlar doğru gibi duran ama çok da eksikleri olan bir tespit. insanın her canlı gibi hayatta kalma refleksi var, dolayısıyla depremde ölmekten korkuyor, normal. lakin özellikle ülkemizde insanların aşırı hassas olmalarının tek sebebi bu değil. çünkü deneyimler ve izlenenler çok tramvatik.

1. deprem oldu, enkazda kaldın ne olduğunu anlamadan şak öldün, sıkıntı yok.

ama diğer ihtimaller de çok korkunç

2. deprem oldu, enkazda karanlıkta kaldın, öyle ki zemin-mekan algını kaybettin. tam olarak evin hangi noktasında neyin altında veya neyin üstündesin ayırt edemiyorsun. saatlerce bekliyorsun. tabi çektiğin fiziksel acı da üstüne cila.

3. deprem oldu, enkazda kaldın ama hadi görece iyi bir konumdasın, yaşam üçgeni falan. ama evdeki diğer bireylerin acı acı çığlıklarını duyuyorsun hiçbir şey yapamıyorsun. veya aksine evdeki herkesin öldüğünün farkındasın sesleri, solukları çıkmıyor. öyle sotede bekliyorsun kurtarılmayı.

4. deprem oldu, enkazda kaldın, görece 3.maddeye göre daha iyi durumdasın. amiyane tabirle, elleriyle iki eşeleseler çıkacaksın ama saatler, günler geçiyor, gelmesini beklediğin yardım ekipleri gelmediği için veya geldikleri halde, onlara sesini duyuramadığın için öyle bekleye bekleye ölüp gidiyorsun.

5. deprem oldu, binadan can havliyle sağ sağlim çıktın ama ailen içeride kaldı. yukarıdaki maddeler sebebiyle kurtaramadın. elinden de bir şey gelmedi.

6. deprem oldu, o veya bu şekilde çıktın ama sakat kaldın, elin koptu, bacağın gitti, böbreğin cortladı ömür boyu diyalizlik oldun vs vs vs.

7. deprem oldu, işin gücün, evin barkın birikimlerin hayallerin geri dönmemek üzere yitti, gitti.

8. ki bu 8.madde henüz konuşmayacak kadar küçük bir kız çocuğu babası olarak beni en çok korkutan şey. deprem oldu, sen ve eşin öldünüz. çocuk kurtuldu. bizi anlatamadı. refakatsiz çocuk olarak kaldı. en iyi ihtimalle yuvaya verildi. gerçek ismini dahi bilmeden dünyada yapayalnız kaldı, bok gibi bir hayatı oldu. daha da kötüsü diyelim ki herkes sağ ama çocuk başka bir yere götürüldü, ama kaçırılsın, ama devlet sahip çıksın. çocuğu bir daha bulamadı aile.

bir çırpıda aklıma gelenler bunlar, daha da uzar düşünülünce.
0
wilhelmwasmuss
(15.02.23)
Son depremleri Niğde'den hissettim. Herhangi bir yıkım olmamasına rağmen Niğde'den çok fazla ve çok uzun sallandık.
Memleketim Bursa. Evimiz ovada bir sitede. Fore kazık ile yapılmış bir ev o yüzden güvende hissediyorum. Bu noktada aile olarak tedbiri almışız, olur da yıkılırsa enkaz altında ölürsek de yapacak bir şey yok. Ayrıca evde depreme yakalanacağız diye bir şey de yok, bir kereliğine gittiğim herhangi bir yerde yakalanıp da enkaz altında kalabilirim. Keza Ankara'da deprem tehlikesi çok daha az olmasına rağmen orada da depreme dayanıklı bir evde oturuyorum ama orasının zemini hakkında bilgim yok.

Ölümün de hayırlısı, acısızı en güzeli ama bu şekilde öleceksek de yapacak bir şey yok. Bir de ölüme yakın bir tecrübe yaşamış biri olarak korkmuyorum herhalde, bilmiyorum. Hayatın her an deprem olur mu diye yaşanmayacak kadar da güzel olduğunu düşünüyorum. Deprem felaketi yeni yaşandığı için herkeste bu tarz şeylerin uyanması çok normal. Hayat normale dönüp yeni bir felaket yaşayıncaya kadar aklımızdan silinir zaten bunlar.
0
black holes in the sky
(15.02.23)
Ben umursamiyorum. Öleceğimiz varsa ölürüz.
0
Kahvedesu
(15.02.23)
ben inançlı biri değilim de. bu din size elinizden geleni yapın, hazırlığınızı yapın ondan sonra elinizden bişey gelmiyosa tevekküle bırakın demiyo mu? hiç bişey yapmadan veren allah alır canı mantığı biraz dindarlıktan ziyade kadercilik sanki.
0
b1020
(15.02.23)
Umursasak da çoğumuzun yapabileceği bir şey yok. Güya deprem yönetmeliği falan var ama binalara izin veren de o yönetmeliği oluşturan da güvenilirlik hissi vermiyor.
0
encokbenisevinnolur
(15.02.23)
ben de önceden deprem yaşadım. çok farklı bir psikoloji. doğrusu güncel olarak yaşamadığın için böyle düşündüğün kanaatindeyim. üzerinden çok zaman geçtiği için senin için çok önemli bir problem değil. japonya şili vs ne yapıyorsa biz de onu yapabiliriz. onların böyle korku ve kaygıları yok muhtemelen.
0
paintov
(15.02.23)
"Ama bir noktada yapabileceğimiz bir şey yok bir canlı olarak. Ülke olarak deprem korkusu biraz aşırı mı sanki?"
Emin misin, yok mu gerçekten?
O kadar ölen insan varken neden aşırı olsun? 10 ilde deprem oldu. Hisseden başka iller de var. Artçılar devam ediyor.
Yüzde 1 bile olsa önlem almak önemlidir. Yazdıklarını hiç mantıklı bulamadım.
0
sevilen progressive türkücü
(16.02.23)
yazdığın üç madde de tamamen kadercilik. dini iyi biliyorsan "(bir durum karşısında) ne yaparsak yapalım öleceksek ölürüz" gibi bir anlayış olmadığını, ölmemek için elinden gelen tüm önlemleri alman gerektiğini, ancak tüm önlemleri aldıktan sonra gerisine kader diyebileceğini de biliyor olman lazım. şimdi herkes işte kendine bu soruyu soruyor, ben önlem aldım mı, ne önlem aldım, ne alabilirim. bundan da daha doğal bir şey yok.

yapabileceğin şeyler, sağlam olduğunu düşündüğün mümkün olduğunca yeni bir binada yaşamak, ona göre bir zemin, bir şehir seçmek, bir de acil durumda ne yapacağını bilmek. bunları yaptıktan sonra kader de tabii. ama yatağımın yanına su koydum gerisine ölürsek de kaderdir anlayışı bence dine de gayet uymuyor.
0
roket adam
(16.02.23)
Kuraklık beni daha çok korkutuyor. Depreme karşı bireysel önlem alınır ama öbürü bir yere kadar.

Ne yapmam gerekiyor diyorsan binana güvenmiyorsan şehir değiştir, apartmandakileri güçlendirme yaptırmaya ikna et, bina betonu güçlendirme ile bile adam olmayacak kadar kötü durumdaysa daire sahiplerini kentsel dönüşüme ikna et.
0
trixi
(16.02.23)
Umursamiyorum, cunku yapabilecegim bir sey yok. Ne ev alabilirim ne saglam binaya tasinabilirim ne istanbul'u terk edebilirim. Dilegim enkaz altinda kalmadan olmek, zira kapali alandan korkuyorum, bu korkuyu yasamak istemiyorum acliktan olene dek.
0
unidentified floating object
(16.02.23)
Yazdiklariniza katilmayi cok isterdim. Ben 98 dogumluyum ve hayatimda hic buyuk deprem gormedim, Istanbul'da yasiyoruz ailecek. @wilhelmwasmuss'un tum yazdiklarina harfi harfine katiliyorum. Onun yazdiklari disinda mimarlik fakultesi cikisli biri olarak nasil evlerde yasamak gerektigini de biliyorum. Ama asil mesele "para" ve olmayisinin getirdigi caresizlik ne yazik ki... Ben issizim, aylardir is ariyorum. Ailemden calisanların isi gucu ve emlak piyasasi geregi yasadigimiz evden cikamiyoruz. Depremden degil, kurtulabilmenin yolunu biliyorken ölebilecek olmanin getirdigi caresizlik mahvediyor beni. İstanbul'un duzelemeyecegini ve gercekten insanlarin olu bedenler olmaktan cikip sadece sayilara donusecegini tahmin ediyorduk, artik net olarak gorebiliyoruz da... Ben cok caresiz, yalniz ve ofkeli hissediyorum, cevremdeki herkes de sanki bir ruyadan uyanmis gibi.
0
evanesco
(16.02.23)
ben pek umursamıyorum. ev de yazlık da deprem bölgesi dışında, ikisinin de tarihinde büyük deprem yok. neden umursayayım ki?
0
babilfish
(16.02.23)
Şu an için en ufak bir korkum yok. Yaşadığım evde izolatör var. Bir şey olsa bile en üst kattayız, yaşam üçgeni de yaparım. Binadan merdivenlerden inişim 30 sn sürmez. Çalıştığım bina ise çok eski ama bir gökdelen. İşyerindeyken bile deprem olsa 1 dk içinde binadan çıkarım diye düşünüyorum. Tüm bunlara rağmen beton altında kalıp ölürsem, vicdanım rahat. kimseye ne maddi ne manevi hiç bir borcum yok, kimse arkamdan kötü bir zamanı aklına getirmez. sevenim çoktur, üzülen çok olur ama o da geçiyor. hayat devam eder bir şekilde. beni hatırlayın, dünyada iz bırakmalıyım gibi bir düşüncem de yok. mepetlerimi satmayın diye cebime kağıt koyayım bari en azından askasldjkas
0
gabe h coud
(16.02.23)
çocuğum olduktan sonra her şeyden daha çok endişe eder ve korkar oldum. kendi adıma bir korkum yok. ancak evladıma bir şey olursa korkusu mevcut. bana ne olacaksa olabilir ancak evladıma zarar gelsin istemiyorum. tek korkum bu.
0
mikahakkinen
(16.02.23)
Tabi ne zaman nerede hangi şekilde öleceğini bilemezsin ama ne kadar tedbir alırsan ve riski ne kadar minimize edersen o kadar kardır hem senin hem de sevdiklerin için ama şu konuda haklısın anksiyetelerle ve korkularla yaşanmaz. En iyisini umup en kötü senaryoya karşı hazırlıklı olmamız lazım.
0
iwasbornonamountainside
(16.02.23)
korku başka, tedbirsizlik başka. amaan zaten öleceğim diye doktora gitmemekle farkı yok. kadercilik de bu değil zaten. kul önce tedbir alacak.
0
faberkastelli
(16.02.23)
Bu son depreme kadar ben de hic umursamayanlardim. Bundan once de defalarca deprem oldu, 99 deoremini de yasadim, baska illerdeki depremleri de gördük ama son depreme kadar hala deprem korkum falan yoktu.

Korkmamamin ve umursamamamin sebebi tamamen matematikseldi. Yani olasilik hesabi yaptigimda depremden (ki depremden korkamimizon sebebi dedigin gibi ölüm) korkmanin anlamsiz oldugu sonucuna vardigim icin zerre deprem kaygim yoktu. Soyle bir dusundugumde depremden olme olasiligom cok düşük, depreme gelene kadar binbir turlu sebepten olebilirim, 80kusur milyonluk ulkede kac kisi depremden kac kisi diğer tum sebeplerden oldugune baktigimda zaten matematiksel olarak cok büyük ihitmalle deprem disi sebepten olecegim sonucuna vardigim icin deprem korkum yoktu.

Artik depremi umursuyor olmamin sebebi ise son yillarda cok fazla deprem olmasi, depremlerin gittikce siddettinin artmasi ve siklasmasi dolasiyisiyla artik Türkiye'de surekli deprem oluyor ve her an deprem bolgelerinin hentagi birinde saglam bir deprem olabilir konusunda yeterince ikna olmam.

Aslında bakarsan yukarida bahsettigim matematik hala gecerli, hala depremde olme ihitmalim çok düşük ama gun gectikce bu olasilik degisiyor gordugum kadariyla. Cunku son yıllarda surekli deprem oluyor. İstanbul'da da son yillarda eskiye nazaran daha guclu depremler olmaya basladi, bildiğin geliyorum diyor artik. İzmirde de boyle olmustu, sik sik bariz hissedilir seviyede depremler olmaya baslamisti ve en son yıkıcı siddete vurdu.

Dolasiyla bayagi her an saglam bir deprem vurabilir, yer altında olan biten nedir bilmiyorum ama ulke toprakları Japonya'dan beter oldu, depremle yatip kalkar olduk. 99 depreminden sonra duzce olduktan sonra uzun süre saglam deprem olmamisti, ama artik oyle değil. İzmir, elazig, van, şimdi de Türkiye tarihinin en buyuk depremi, Erzincan depremini birincilikten eden bu büyük deprem. Artik ekisi gibi degil, kisa zamamda cok sayida ve cok büyük siddette deprem oluyor. Hiçbir an guvende değiliz.

Bir de depremde olmek kadar hatta ondan daha fazla beni korkutan sey enkaz altında dar alanda sikisip kalmak. Dusuncesi aklımdan gecerken bile afakanlar basiyor soguk terler akitiyorum fena oluyorum. O yüzden ne pahasına olursa olsun deprem aninda dışarı kaçma niyetindeyim zaten. Enkaz altinda ya bina çökmesiyle ezilerek, ya da bir yerde sikisip yavas yavas olecegim. Bina icinde kurtuluş yok. Binlerce insanin icindeki birkacyuz kisilik sansli azinliktan olabilecegime bel baglamak mantiksiz geliyor. Cikisa nispeten yakın oldugum icin şu günlerde deprem aninda kacisimin planını yapiyorum sürekli. Hiçbir sekilde iceride cokup kapanma senaryom yok, tum planım disari kacis uzerine.


Ama sonuc olarak sureklo bu korkuyla yasamaya da gerek yok. Deprem olmazsa baska yerden birgun mutlaka olecegiz. Ayrıca depreme yakalanmamak da çok rahat bir sekilde olecegimiz anlamina gelmiyor, kim bilir belki cok daha feci sekilde olecegiz.
0
stavro
(16.02.23)
(5)

Yunus Emre bu şiirleri nasıl yazmış?

duchess jessamine
Öyle çok şiir meraklısı değilim ama meraktan açıp bakınca acayip şaşırdım. Sonra Google'layınca 1200'lerde yaşadığını gördüm.Okul yok, kitap yok, kümülatif bilgi birikimi yok; iletişim, ulaşım çok sınırlı, dolayısıyla deneyimler de öyle...Olsa olsa şifahi kültür...Benzer örnekleri de vardır mutlaka.
Öyle çok şiir meraklısı değilim ama meraktan açıp bakınca acayip şaşırdım. Sonra Google'layınca 1200'lerde yaşadığını gördüm.

Okul yok, kitap yok, kümülatif bilgi birikimi yok; iletişim, ulaşım çok sınırlı, dolayısıyla deneyimler de öyle...

Olsa olsa şifahi kültür...

Benzer örnekleri de vardır mutlaka. Bu insanlar böyle şiirleri nasıl yazabilmiş? Hele ki içinde bulunduğumuz yüzyılda. Bu şiirlerin müsveddesi bile yazılamıyor. Bu normal mi?
0
duchess jessamine
(11.02.23)
bahsettiğin şeyleri yokluğuna neden kanaat getirdin bilmiyorum ama tapduk emre ve dergahını, yetiştirdiği erenleri ve ozanları araştırabilirsin.
0
dr doofenshmirtz
(11.02.23)
1200'leri o kadar hafife almamak lazım. Aristo'dan sonra 1500 yıl geçmiş mesela :)
0
tingen
(11.02.23)
yunus emre, islamiyet öncesi türk edebiyatının devamı olan halk edebiyatının bir temsilcisidir. ( 8. yy. ilk yazılı eserimizin tarihi. )
0
oyokbuyoknevar
(11.02.23)
o dönemki horasan ve rum (anadolu) erenlerini, hacı bektaş ve diğer alevi büyüklerini ve alevi kültürünü incelerseniz aslında çok normal bir durum olduğunu görebilirsiniz.
0
ckisc
(11.02.23)
bence anakronizm tuzagına düşüyorsun.

yunus emre bir mutasavvıftır. şiirlerinde vurguladıkları bugünün sistemindeki örgün eğitim modeline ihtiyaç duyan bilimsel, teknik bilgiler değil. ayrıca gene bugünkü gibi ulusal, örgün, formel bir eğitim sistemi olmasa da din ve dinin felsefesi üzerine tekkeler ve bağlanılan şeyhler, pirler vb. tasavvuf kavramları üzerine gayet derin ve doyurucu bilgiler veren yapılar.

tabii ki bütün bunlar da tek başına yeterli değil. yunus emre'yi müstesna kılan duyuş, düşünüş ve bunu edebi bir şekilde ifade edebilme vasfı.

örneğin

''ete kemiğe büründüm
yunus diye göründüm''

dizelerindeki fikirsel bağlamı oluşturabilecek altyapı 13.yy anadolusunda var.

+ şifahi kültürü çok da hafife almamak gerekir. o da asırların getirdiği deneyimlere dayanıyor.
0
wilhelmwasmuss
(11.02.23)
(4)

sorum klasik sınav sonucu okuyan öğretmen ve öğretim görevlilerine

mr.goodcat
kafama takıldı ve biraz kafa yordum. merakımdan da sormak istedim. test sınavlarını biliyoruz onda sorun yok peki klasik sınavlarda sınav sonuçlarını değerlendirmeden önce kağıtların sıralamasını (yani okuyacağınız kağıtların okuma sırasını) karıştırıyor musunuz? yoksa derslikte nasıl toplandıysa o
kafama takıldı ve biraz kafa yordum. merakımdan da sormak istedim. test sınavlarını biliyoruz onda sorun yok peki klasik sınavlarda sınav sonuçlarını değerlendirmeden önce kağıtların sıralamasını (yani okuyacağınız kağıtların okuma sırasını) karıştırıyor musunuz? yoksa derslikte nasıl toplandıysa o şekilde mi okuyorsunuz?

bunu neden soruyorum? atıyorum sınav soruları yoruma dayalı olabilir veya bilgiyi anlayıp da cevaplandırılacak sorular olabilir. ilk okuduğunuz sınav kağıtlarındaki cevaplar basit olduğundan düşük notlama yapıp sonlara doğru geldiğinizde sınıf dengesini algılayabileceğinizden dolayı son kağıtlarda "bilinçsiz bir şekilde" daha yüksek not verme gibi bir durum oluyor mu?

ilk kağıtları okudunuz, okudunuz ya bunlar çok basit cevap vermiş dediniz ve notladınız. aradan bir süre geçti atıyorum akşam oldu okumaya devam ettiniz ve sınıfın genel yorumlaması zaten basit şekilde olduğunu gördünüz ancak son kağıtlara bu basitlikte de olsa daha yüksek not vermeye başladınız. böyle bir durum oluyor mu?

bahsettiğim şey ilk kağıda 40 verip de son kağıtlara 80 vermek değil. atıyorum ilk kağıtlarda bir soruya 20 üzerinden 12 vermişinizdir son kağıtlarda bu not 18'e çıkar.
0
mr.goodcat
(26.01.23)
bunu engellemek için ilk okunan kağıtlara (8-10 tane) kurşun kalemle not verilir, en son onlara tekrar bakılır. benim genel olarak gözlemlediğim bu.
0
signore
(26.01.23)
Dediklerinizin hepsi yaşanması yüksek durumlar. Bu yüzden sınavları okumaya başladığımda ara vermeden bitiriyorum. İsimleri kapatıp her kağıdın önce birinci sorusunu okuyorum. Ardından en başa dönüp herkesin ikinci sorusunu okuyorum. Hataları da olabildiğince görmezden geliyorum, görmezden gelemediğim yerde de az puan kırıyorum.
0
ruhen hastayim ben
(26.01.23)
Bu durumu en aza indirgeyebilmek için soruları hazırlarken madde madde cevaplanabilecek sorular soruyorum. Mesela 5 maddelik cevabı olan bir soru 20 puan ise 2 tanesini yazabilen 8 puan alır.
Sıkıntı yorum sorularını puanlamakta aslında. Ama birazı tecrübe ile birazı da öğrenciye kavratmak istediğiniz öğrenme çıktılarını net belirlediğinizde sorun olmuyor.

Seviye: Lisans
0
buzbebek
(26.01.23)
Klasik sorularda, cevabın içinde anahtar kelimeleri arayan bir hocayım. Yani soruları da buna uygun hazırlıyorum. Tutarli ve kapsayıcı bir cevapta İçerisinde a, b, c kavramları mutlaka olması gereken şeyler oluyor mesela. Bu kavramlar var ise geri kalanlar bir şekilde aynı kapıya çıkıyor. O yüzden bahsettiğin durumları yaşamıyorum. İlla ki bazen şüpheleniyorum ama o zaman da okuduğum kağıda tekrar bakıyorum.
0
wilhelmwasmuss
(26.01.23)
(12)

Çalışma arkadaşının babaannesi/dedesi vefat etse

baldan kaymak
Baş sağlığına gider miydiniz?Edit: işi gücü en yoüun dönemde bırakıp gittim. Son yolculuğuna uğurladık merhumu. Yanında olöak lazım insanların sevdiklerinizin. İnsanlık olarak da gerekli bence. Beni gördüklerindeki bakışları için bile değerdi. İnsanlar birini kaybedince bir anda yalnızlaşıyor. O'nu
Baş sağlığına gider miydiniz?

Edit: işi gücü en yoüun dönemde bırakıp gittim. Son yolculuğuna uğurladık merhumu. Yanında olöak lazım insanların sevdiklerinizin. İnsanlık olarak da gerekli bence. Beni gördüklerindeki bakışları için bile değerdi. İnsanlar birini kaybedince bir anda yalnızlaşıyor. O'nu paylaşmak lazım geldi bana da. Herkesin başına gelebilir sonuçta taziyeye de ayrıca gideceğim. Gününüz güzel geçsin.
0
baldan kaymak
(17.01.23)
Aynı şehirdeysek taziye yeriyle yani:D yakınlığa bağlı olarak giderdim sanırım. Çok yakın değilsem arardım.
0
Amaranta ursula
(17.01.23)
Gitmem ya ne gitcem nineye dedeye, yakınlık derecesine göre başın sağ olsun demek için ararım
0
vedatchilipeppers
(17.01.23)
hayir
0
hot potato
(17.01.23)
Taziyeye gitmem. Telefonla arar bas sagligi dilerim. Eger cok yakin calismiyorsak, ise döndügünde bas sagligi dilerim.
0
chihirovekohaku
(17.01.23)
chihirovekohaku+1 ama cok cok yakinimsa ve ayni sehirdeysek giderim. bu yakinlikta bir is arkadasim olmadi gectigimiz 15 yilda, bundan sonra da olacagina pek ihtimal vermiyorum ama olursa giderim.
0
in vino veritas
(17.01.23)
Şirkettekiler toplanıp gidiyorsa giderdim. Kendi başıma böyle işlere girmezdim çok yakın arkadaşım değilse.
0
ruhen hastayim ben
(17.01.23)
genelde cenazeye gidiliyor
0
bir soru sorcam
(17.01.23)
Çok yakın değilsem aramam, işe gelince baş sağlığı dilerim.
Yakınsak cenazeye giderim.
Yakınsak ve cenazeye gidemiyorsam eve taziyeye gitmem, telefon ederim.
0
pispinti
(17.01.23)
Abi işarkadaşının babaannesi/dedesinin ölümü üzerine başsalığına gitmem için düğünümde tam altın falan takması lazım öyle bi yakınlık için, maksimum yapılacak şey arayıp söylemek olur, diğer türlüsü gereksiz.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(17.01.23)
olm sizin nasıl iş arkadaşlarınız var anlamıyorum. her gün ana avrat düz mü gidiyorlar acaba size bu insanlar?

aynı şehirdeysem ve arkadaşımın kıymet verdiği birisi ise giderim tabi ki. bu kıymet verdiği kişi babanne/dede değil, eniştesi olsa bile giderim. önemli olan arkadaşının o kişi ile kurduğu duygusal bağ.
0
teritori
(17.01.23)
Gitmem. Annesi, babası ölse tamam da iş arkadaşı babaanne/dedesi benim için "cenazesine gidilmesi gerekli" kisiler kapsamından fersah fersah uzak.
0
wilhelmwasmuss
(17.01.23)
aynı şehirdeyse gidilir. zaten taziye yerinde 5-10 dk oturulur ve kalkılır.
0
paintov
(18.01.23)
(11)

Ders çalışmayan yeğen meselesi

Leonardo~Da~Vinci
Selamlar arkadaşlar. Umarım hepiniz iyisinizdir. Size danışmak, akıl almak için bu duyuruyu yazmış bulunuyorum. Lise 1'e giden bir erkek yeğen(abimin oğlu) var. Kendisi ders çalışmıyor, okul ile bağını koparma seviyesine getirmiş. Sana ne, annesi babası ilgilensin diyeceksiniz, haklısınız. Ailenin ü
Selamlar arkadaşlar. Umarım hepiniz iyisinizdir. Size danışmak, akıl almak için bu duyuruyu yazmış bulunuyorum.

Lise 1'e giden bir erkek yeğen(abimin oğlu) var. Kendisi ders çalışmıyor, okul ile bağını koparma seviyesine getirmiş. Sana ne, annesi babası ilgilensin diyeceksiniz, haklısınız.
Ailenin üniversite yüzü görmüş kişisi benim. Abimin de çocuğa yol gösterme açısından benden beklentisi var. Onlar da ne yapacağını bilmiyor. Abim veli toplantısına gitmiş, öğretmenler bunu okuldan alın, ümit yok, okumaz bu demişler. Ders çalışsın diye gelmiş çocuğu dövmüş. Çözüm yöntemleri bu ve benzerlerinden ibaret. Korkutma, dövme vs.

Lise zamanlarımda ben çalışma program hazırlayarakı ve düzenli ders çalışarak güzel üniversite ve bölüme girdim. Bu bende işe yaradı.
Şimdi çocuğu yanıma çağırıp ona da çalışma programı hazırlasam diyorum, acaba işe yarar mı? Arızalı bir Macbook'um var, tamir ettirip vermek istiyorum. Oradan da bilgisayar dilleri öğrensin, faydası olur diye düşünüyorum.

Çocuğun arkadaş çevresi iyi değil, ders çalışmayan açıktan okurum ne gerek var dört yıl okumaya diyen tipler. Tabii buna müdahale etmem mümkün değil, anca uyarıda bulunabilirim.
Daha yolun başında bir çocuk. Toparlayabilir.

Siz olsanız nasıl bir yol izlerdiniz?
0
Leonardo~Da~Vinci
(28.12.22)
Ben benzer bir durumdaki yeğenimi alıp fiyakalı üniversite kampüslerine götürmüştüm. bak, iyi çalışırsan buralarda okursun filan demiştim, üniversite ortamlarını görünce etkilenmiş ve çalışmaya başlamıştı.

Yerinizde olsam ders çalışırsa ve çalışmazsa olacağı yerleri doğrudan gösteririm. Artık 15-16 yaşında koca bir adam var ve imkanlarının kendisini nereye götüreceğini anlar. Özellikle üniversite ortamları çok etkiliyor, kızlar filan aklını alıyor o yaştaki gençlerin.

Ben açık açık konuştum, bak sana iş kuracak para kimsede yok, ancak çalışırsan böyle (ODTÜ Kampüsü) yerlerde okur, böyle (ODTÜ Teknokent) yerlerde çalışırsın. Yoksa buralarda (şaşmaz sanayi) sürünürsün demiştim.

Bir yıl kadar götürdü.
0
babilfish
(28.12.22)
okumak istemeyeni zorla okutamazsın hocam. dayakla da olmuyor, heves ettirerek de olmuyor maalesef.

yine de fikir istiyorsanız; okumak istememesinin kök nedenini bulup oraya yoğunlaşmak faydalı olur diyebilirim.
0
tantunisultansuleyman
(28.12.22)
Nasıl bir lisede okuyor, zeki mi, böyle düşünme sebebi nedir? Bunlar önemli ama bu tip çocukların çok büyük kısmı akademik hayatta başarılı olamıyor.
0
Erestor
(28.12.22)
En başta söyleyebilirim ki çalışma planı hazırlamak bir işe yaramaz. Sizde işe yaratmıştır çünkü motivasyonunuz varmış. Ama yeğeninizin çalışmak isteyipte planlı olamama gibi bir durumu yoksa faydasız.

Ben de işinizin zor olduğu kanaatindeyim ancak tabiki imkansız değil. Bu noktada ileriye dönük motive edici şeyler bulmanız gerek. Mesela sizi ne motive etti ders çalışmaya? Babilfish in dediği kampüs görme meselesi de motive edici. Beni de ailemin durumunun iyi olmadığı için daha rahat bir hayat sürme ihtiyacı motive etmişti. Mesela yeğeniniz okumayıp neyi hedefliyor bunu sorabilirsiniz. Okumazsa nasıl bir hayatın onu beklediğini gösterebilirsiniz.
0
mysticriver
(28.12.22)
okumaz hocam boşuna uğraşmayın. herkes üniversite okumak, iyi eğitim almak zorunda da değil hem. "üniversite okumak zorunda herkes" kafasından bir kurtulmamız lazım. bizim zamanımızda da böyleydi zorla ünilere yönlendiriyorlardı çocukları. sonuç ortada üni mezunu işsiz veya asgari ücretli insanlar sürüsü...

oto sanayide falan çalışır belki hoşuna gider. 5-6 yıl sonra para basmaya başlar.

bu arada bu sanayi örneği akpli dayı sallaması değil gerçek örneğini gördüm. bir akrabamız oto elektrikçi. oğlu da aynı sizin yeğen gibiydi. sanayiye verdi bunu bir ustanın yanında işi öğrendi. şimdi çok güzel durumları var.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(28.12.22)
15 yasindaki cocuk icin bunu okuldan alin, umit yok diyen ogretmenlerim olsa ben de okumazdim, ben de okulda sogurdum. imkan varsa duzgun ogretmenlerin, ogretmen olmanin ne oldugunu bilen insanlarin oldugu bi okula alin oncelikle. oyle ogretmenlerin oldugu bi okulda bi ilerleme olmaz cunku. yapamiyorsaniz da oyle boyle bi lise diplomasini alsin eline o sacma okulda. yani zaten cocukta motivasyon kalmamistir bu ogretmenlerle su an.

yoksa kimse einstein degil, universite sinavinda birinci olan cocuklar dahil. herkes bi sekilde okur merak etmeyin.

ama liseyi bitirdikten sonra cok kararli bi sekilde okumayacagini soyluyorsa tabii okumak zorunda da degil ona gore bi yol cizilir o zaman. ama su an eline diplomani bi al seklinde ilerleyin. herkes liseden bi sekilde mezun oluyor zaten o da bitirir yeter ki devamsizlik yapmasin ona dikkat edin su asamada yeter.
0
Kittie
(28.12.22)
okulda neler yaşıyor, neden okuldan ayrılmak istiyor bunu size direkt açacağını düşünmüyorum, zira o bir ergen, zihnindeki şeyleri çok zor açar birilerine.

bunun yanında bunu öğrenmek önemli, onu okumak istememeye, okuldan soğutmaya iten şey ne? ne yaşadı, neler yaşıyor, bunları öğrenmek önemli cidden. çevresi de bu şekilde diyorsunuz ve bu çocuk Z kuşağı onu unutmayın, bu kuşakta okusam ne okumasam mı ne diyen bir sürü insan var.

açıkçası şu anki vizyonum olsa, ben de okumakla alakalı tekrar düşünürdüm, (Boğaziçi mezunuyum) bence bana küçük yaşlarda ticaret daha çok yakışırdı mesela. ama lise1'deki çocuktan elbetteki hayata dair bir vizyon bekleyemezsiniz, dolayısıyla kendime ah vah edemiyorum, bunun yanında Z kuşağı ne durumda, vizyonu gerçekten ileri mi geniş mi bunları bilemiyoruz, o yüzden de okumak istemediklerinde çok endişe edip etmemek konusunda kararsızım.

neyse, ACT, acceptance and commitment therapy çalışan bir terapiste götürebilirsiniz imkan varsa hocam, değerlerini, neyin ne olduğunu öğrensin, kendini tanısın. illa okuyacaksa da bazı hamleler yaparak okumayı kendine zulüm haline getirmek belki de.

çok kolay gelsin, zor bir durum.
0
damba
(28.12.22)
Sanayide sürünüldüğü eskide kalmış ve şu an geçerli olmayan bir düşünce. Fabrikada mühendisim. Nitelikli eleman bulmak çok zor. Tornacı olsa hayat boyu iş garantisi olur. Herkes okumak zorunda değil. Meslek lisesine yönlendirin. Uygulamalı işleri yapabilir.
0
dissendium
(28.12.22)
Ek bir cevap olsun. Lise mezunu akrabam sanayide usta. İki arabası var. :) Ders olmuyorsa iş hayatına atılmak mantıklı.
0
dissendium
(28.12.22)
Tabii ki nedenlerini araştırın belki gerçekten temel bilimlere veya sosyal bilimleri ilgisi vardır okul yeterli ortamı sağlayamıyordur ama Bence böyle bi gence yapılabilecek en büyük iyilik artık ipleri kendi eline alması gerektiğini başkalarının onun için karar veremeyeceğini anlatmak. okulu sevmiyor mu, tamam. peki ne yapacak, nasıl hayatta kalacak? bu sorunun aciliyetinin farkına varmalı. suça karışmadan sürdürülebilir bir iş yapmayı becerirse para kazanabildiği zaman ailesi hiçbir şey diyemez, bunun farkında mı. 15-20 yaş arası 5 senede bir sürü alanda ciddi başarı kaydedebilir. okulla ilgili de bi hedefi olur, ben x ile uğraşıyorum ama liseyi de bitirmeyi hedefliyorum gibi. böylecek oraya da gereken en az enerjiyi harcar. burda sıkıntılı durum ailesinin çok anlayışsız olması. yani 5 senede her şey yapılır diyorum ama ne yapmak istediğini keşfetmesi gerekiyor bu da zaman alan bir şey, ailenin sabırlı olması gerekir. ya da bu vizyonu kazanmak için iyi bir üniversitenin daha düşük puanlı bir bölümünü tercih edebilir ve üniversite hayatında kendini keşfetmeye çalışabilir.
0
curious mind
(28.12.22)
Akademik kariyer yapmanın, üniversite okumanın bu kadar anlamsizlaştirildigi bir dönemde, çocukları motive etmek çok zor.

Bizim kuşakta, görece değerliydi, okuyanla okumayan arasında belirgin fark vardı. Hiç yoksa statü anlamında toplum tarafından o farkı hissedebiliyordunuz. Yani tertemiz, hanfendili beyefendili ortamda çalışacaksın örneğin ama bir bilgisayar almaya bir maasin yetmeyecek vs vs. Şimdiki çocukların gozlemleyip kıyas yapabildiği parametreler çok daha fazla.
0
wilhelmwasmuss
(28.12.22)
(6)

Halk eğitim neden ücretsiz deyip ücret talep ediyor?

dredntsouth
Şimdi ben çalışmadığım süreçte hem dil kursuna kaydoldum ücretsiz diye. 2 aylık a1 kursu in yurtiçi geçerli sertifikalı Almanca kursu, 400 TL istendi. Ayrıca kitaplarımızı da kendimiz aldık, hoca sağ olsun uygun fiyata ayarladı ancak defter fotokopisi, milli eğitim kitabı falan zaten. Ben de prosedü
Şimdi ben çalışmadığım süreçte hem dil kursuna kaydoldum ücretsiz diye. 2 aylık a1 kursu in yurtiçi geçerli sertifikalı Almanca kursu, 400 TL istendi. Ayrıca kitaplarımızı da kendimiz aldık, hoca sağ olsun uygun fiyata ayarladı ancak defter fotokopisi, milli eğitim kitabı falan zaten. Ben de prosedürü bildiğim için aile birliğine gidip ödeme yapamayacağımı durumu belirttim. İşte desteğimiz yok, ödeme sizden almazsak burası dönmez dendi. Dedim bunun muhatabı ben değilim ki, ben de iş bulamadığım için burdayım. Ayrıca yoklama alıyorsunuz, madem ücret alacaksınız neden devam zorunluluğu var. Kayıt siliniyor aşınca. Ben prensip olarak açıkçası insanların böyle kandırılmasından rahatsızım. Çünkü kişiselleşti mevzu, bana sunulan ücretsiz eğitim resmen e ver nolucak diye bir yere geldi, özellerle kıyaslandı. Burası özel bir işletme değil vs dedim. Her neyse, buranın bağımsız bir bütçesi var diye biliyorum biraz kaderine bırakmış gibi. Bilen varsa aydınlatabilir mi beni bütçeyle ilgili? Ve süreç nasıl olmalı bu konuda bir ısrarla karşılaşırsam? Sonuçta tamam bu seferlik böyle olsun, ama başka kursa gelirseniz olmaz dendi yani bana :) sorumluluğun tamamen ücretsiz eğitim almak isteyen ve durumu müsait olmayan insanlara yüklenmesi canımı çok sıktı. Sonuçta diğer kişiler veriyorlar bilmeden, konu ben değilim sadece. Merak ediyorum yani buna bu kadar gerek var mı? Çünkü cüzi miktar diyor falan hoş değil. Kimse burda maddi durumunu açmak zorunda değil, sadaka istenmiyor. Her neyse sakin olayım bekliyorum bilenleri :)) yanlış yazdıysam özür, kontrol etmeye fırsatım yok şu an :)
0
dredntsouth
(21.12.22)
zamaninda ben de benzer sekilde sorgulamistim. en sonunda "sinifta herkes parasini vermis derslere katilirken sen vermedigin icin utanmayacak misin?"a getirdiler lafi. bana taninmis ucretsiz bir haktan yararlandigim icin utanmami bekleyen sozde egitimcilerle daha fazla muhatap olmak midemi bulandirdigi icin ne kayit oldum ne kursa gittim. meb'e de sikayet etmek icin aradigimda da bununla ilgili yaptirimlarimiz olacak yakinda bu konuyla ilgili calisma yapiyoruz seklinde bir cevap aldim. sonra ne oldu ne olmadi bilmiyorum daha fazla kosmadim pesinde.
0
kedi olmus gidiyorsun
(21.12.22)
halk eğitim merkezlerinde durum değişmemiş 10 yıldır

bir arkadaşım bilgisayar kursu için halk eğitim merkezine başlamıştı, çünkü oradan aldığı sertifika kendi başvurduğu yerlerde geçerliydi formaliteden alıyordu yani, derslere katıldı bitirdi para vermezseniz sertifikanızı çıkarmayıza getirdiler o da sizin gibi kafayı taktı haklı olarak, istenen para çok bir şey değildi ama insanların salak yerine konması ve düzen böyle tavrı sorun
0
freebird5406_2
(21.12.22)
Çok iyi anlıyorum. Ben de düşündüm uğraşmadan çıkayım diye ama insanın da içine oturuyor. Şimdilik devam etmeye niyetliyim ama muamele çok rahatsız edici gerçekten. Aradaki resmi ilişki vicdanı boyuta taşınıyor ve hakkımdan feragat etmem isteniyor resmen. Şimdi şikayet etsem bu seferlik tamam deyip yaptığı adeta pazarlık da yanar mı diye düşünüyorum. Diğer insanlar da belki zor bela veriyor veya kursu bırakmak zorunda kalıyor, haksızlık resmen.
0
🌸dredntsouth
(21.12.22)
Halk eğitim, okul gibi yerlerde bakanlığın gönderdiği hizmetli personeli genelde yetersiz oluyor. Örneğin 3 hizmetli personel ihtiyacı var ise 1 ini devlet gonderiyor. 2 sini bu kurumlar kendi imkanları ile çalıştırıyor, maaşını ve sigortasını yapıyor. Bağışlar, okul aile birliği bütçesi vs. Bu sebeple istiyor olabilirler.

B
0
wilhelmwasmuss
(21.12.22)
örgün eğitim de ücretsiz güya ama veliden aidat alıyor okullar. kaldı ki halk eğitim..
0
lancelot du lac
(21.12.22)
Kesinlikle bu durumda kurumun da zorda bırakıldığının farkındayım. Ancak açılan her sınıf için 50×400 den 10bin aylık toplanıyor neredeyse. Elbet harcamalarını bilemem toplamda. Kitap falan da bizden çıkıyor zaten. Ancak temel mantığı meslek edindirme, ekonomiye halkı dahil etme çabasıyken para ödemek istemeyeni atarsanız özel bir klüp gibi bir şey olur burası. Tek sınıftan aylık 10bine yakın para azımsanıcak gibi değil. Bir de düzeni böyle durup halka yükledikten sonra zaten kim neden değiştirsin ki bu sistemi :) nasılsa böyle böyle yürütülüyor diye esas sorumlular da üstlenmiyor elbet. Zaten aile birliğindeki hanımefendi açıkça toplantıda kendisine "siz işinizi bilirsiniz" dendiğini söyledi yetkililerce, bütçe ile ilgili...
0
🌸dredntsouth
(21.12.22)
(4)

Bira İçerek Araba Kullanma Cezası

duma duma dum
Merhaba,Bugün yolda giderken yanımdaki şoför bira içe içe gidiyordu. 20 metre ileride de çevirme çıktı karşımıza. Aramıza birkaç araç soktum anlamasın diye, kenarda duran polise söyledim. Tamam dedi. Ben yoluma devam ettim. Aynadan baktım, adamı çektiler. Ne ceza vermişlerdir?
Merhaba,

Bugün yolda giderken yanımdaki şoför bira içe içe gidiyordu. 20 metre ileride de çevirme çıktı karşımıza. Aramıza birkaç araç soktum anlamasın diye, kenarda duran polise söyledim. Tamam dedi. Ben yoluma devam ettim. Aynadan baktım, adamı çektiler. Ne ceza vermişlerdir?
0
duma duma dum
(29.08.22)
Araba kullanırken alköl tüketiyomuşun suçlamasını inkar edeceği için alkol testi yapacaklardır, çıkarsa promile göre gerekli cezasını alacak çıkmazsa devam edecektir diye düşünüyorum.
0
mirafiori
(29.08.22)
dün gece bir arkadaş alkolden ehliyeti kaptırdı. 6 ay ehliyeti kaybetti.
0
wilhelmwasmuss
(30.08.22)
promilin altindaysa bir sey olmamasi lazim
0
c1b2k3
(30.08.22)
promil üstüyse 6 ay ehliyet ve sağlam para cezası var. arabada bulundurmakta yasal muabbete giriyor.
0
mikahakkinen
(30.08.22)
(2)

Emirhan ilkhan ve genç futbolcular

kolaygelsin
Bu taraftarların bakış açısını gerçekten anlamıyorum. Arkadaş bu futbolcular maaşlı çalışan insanlar değil mi? Nedir yani yok menajer oyunu yok bilmem bıraktı gittiler. Bunu eleştiren insanlara çalıştıklarından daha iyi bir firmadan daha iyi olanaklar sunulsa (kendini geliştirme, iş öğrenme, daha iy
Bu taraftarların bakış açısını gerçekten anlamıyorum. Arkadaş bu futbolcular maaşlı çalışan insanlar değil mi? Nedir yani yok menajer oyunu yok bilmem bıraktı gittiler. Bunu eleştiren insanlara çalıştıklarından daha iyi bir firmadan daha iyi olanaklar sunulsa (kendini geliştirme, iş öğrenme, daha iyi maaş vb) şirketlerini bırakmayacaklar mı sanki? Bu kadar mı zor bu insanların bu işten para kazandığını anlamak
0
kolaygelsin
(11.08.22)
E futbol endüstrisi taraftarlık denen şey duygu sömürüsü üzerine kurulu mantık yok yani, bu yorumu yapanlar da profesyonel iş hayatına göre değil taraftarlık hisleriyle duygusal yorum yapıyorlar ortaya böyle şeyler çıkıyor :)
0
freebird5406_2
(11.08.22)
Fanatiklik aklı iptal eden bir sey. Her gün sözlükte en popüler başlıklardan birisi " turkiyeden siktir olup gitme" örneğin. Hatta başlıkta sık sık da mevzu para değil. O bile 2.planda görüşü hakim ( ki ben de öyle dusunuyorum) hah iste bunu diyen insanlardan bir sürü kişi Emirhan ve diğer genc futbolcular söz konusu olunca düşündükleri ile çelişiyor.
0
wilhelmwasmuss
(12.08.22)
(9)

benzin aldıktan sonra para yoksa ne oluyor?

ayseee
diyelimki aracın deposunu tamamen doldurduk ödemeye gittik cüzdan evden kalmış ne oluyor?
diyelimki aracın deposunu tamamen doldurduk ödemeye gittik cüzdan evden kalmış ne oluyor?
0
ayseee
(27.07.22)
E plakan belli zaten, nüfus cüzdanını bırakmanı bile istemezler, kartınızı alın gelin ödeyin derler
0
freebird5406_2
(27.07.22)
havale falan da yapılır heralde
0
gurur
(27.07.22)
@gurur telefonda evde kalmış.
0
🌸ayseee
(27.07.22)
Eğer size yardım edecek birini bulamazsanız. Ödeme yapmadan bırakmazlar, polis çağırırlar. Basıp gidersenizde bi şekilde hırsızlık şikayetinde bulunurlar adınıza karakola. Neyi öğrenmek istiyorsunuz tam olarak?
0
kilimanjaro
(27.07.22)
Arabayı anahtarıyla birlikte oraya bırakırsın. Gider taksiyle alır gelirsin.
0
etna
(27.07.22)
yaşamıştım. cüzdanımı evde unutmuştum. araba ruhsatını bıraktım, ödediğimde aldım.
0
deartheodosia
(27.07.22)
telefonu ya da kimliği rehin bırakman lazım yoksa hiçbir şekilde salmazlar.
0
zgrydn
(28.07.22)
Ruhsatı bırakmak +1
0
2027
(28.07.22)
Başıma geldi, ruhsatı bıraktım, arabamla eve gittim cüzdanı aldim ödemeyi yaptım ruhsatı aldım.
0
wilhelmwasmuss
(28.07.22)
(5)

Ankara altinpark

wilhelmwasmuss
Bugun acik oluyor mu?
Bugun acik oluyor mu?
0
wilhelmwasmuss
(24.07.22)
Park girişi hep açık, lunapark olarak mı sordunuzz?
0
laputa
(24.07.22)
Lunapark kısmı olduğunu bilmiyordum açıkçası, park kısmı olarak sormuştum. Lunapark kısmı acik mi?
0
🌸wilhelmwasmuss
(24.07.22)
altinpark'ta lunapark yok ve surekli acik.

ankapark'i soruyor olabilir misiniz?
0
duyulmasi gerektigi kadar
(24.07.22)
@duyulması gerektiği kadar, Lunapark kısmı var koskoca dönme dolap vardı 4 gün önce. @ wilhelmwasmuss genelde akşamları faal oluyor gibi ama bilemiyorum gündüz talep olmuyor sanırım.
0
laputa
(24.07.22)
Gittim geldim, lunapark da varmış. Cevaplar için teşekkürler.
0
🌸wilhelmwasmuss
(24.07.22)
(11)

Apartman girişinde sürekli oturan komşular

signore
4-5 yıl önce ufak tefek başlayan bir durum özellikle son 2 yılda benim için katlanılmaz bir hal aldı. Apartmanın girişi sosyalleşme mekanına çevrildi ve bizim apartmanda oturanlar ve kısmen yan apartmandakiler sürekli burada. Oturma yeri yaptılar, orta sehpa gibi bir şey var, üstü kapattılar güneşte
4-5 yıl önce ufak tefek başlayan bir durum özellikle son 2 yılda benim için katlanılmaz bir hal aldı. Apartmanın girişi sosyalleşme mekanına çevrildi ve bizim apartmanda oturanlar ve kısmen yan apartmandakiler sürekli burada. Oturma yeri yaptılar, orta sehpa gibi bir şey var, üstü kapattılar güneşten etkilenmiyorlar vs. Abartıyor muyum diye sormak istedim. Veriler:

1. Nisan ayından kasım ayına kadar olan bir süreden bahsediyorum. İstisnasız her gün böyle.

2. Sabah 10 gibi başlıyor akşam 21.30-22.00'a kadar.

3. Toplamda 20 kişi falan kullanıyor ama ortalama 4-5-6 kişi falan oluyor. Kalabalık zamanlarda 10-15 oluyor ayaktakilerle birlikte, genelde akşam 6-7 gibi daha yoğun.

4. 4-5 yıl önce tek tük oturarak başladı şimdi epeyce yerleştiler, çay çekirdek vs. hatta yemek hazırlıklarını bile orada yapıyorlar. fasulye ayıklamak gibi. Çoğu 40-70 yaş arası kadın ama erkekler de oluyor özellikle akşam saatleri.

5. Benim hiçbiriyle sorunum yok, hepsine selam veririm. Erkeklerle ufak tefek ayaküstü muhabbete de giriyorum bazen ama 1-2 dakikayı geçmiyor. Annem arada akşamları 30-40 dk gider oturur ama demirbaşlardan değil zaten çalıştığı için çok gidemez. Ben laf edince "yazık napsınlar sıkılıyorlar evde" falan der.

6. Muhafazakar bir çevre değil zaten aleviler genellikle ama orta-alt gelir seviyesinin olduğu bir yer. Etrafta diğer apartmanlarda bunun eşi benzeri yok bu arada.

Şimdi veriler bunlar. Ben genelde sabah 8 gibi çıkıp akşam 6-7 gibi geliyorum. Sabah görmüyorum ama akşam ve haftasonları ya da geç çıktığım günler sürekli her giriş çıkışta görüp selam vermek, onların orada oturması rahatsız ediyor. Askerden izne çıkan er gibi hissediyorum. Poşetine bakarlar elindekine bakarlar arkadaş gelir ona bakarlar arabayı park edersin ona bir şey derler takım elbise giyersin bakarlar, farklı bir şey taşırsın soru sorarlar. Evden dışarı çıkarken kapıda birileri vardır diye ertelediğim falan oluyor ya. Gece dönünce mutlu oluyorum kapı girişi boş oluyor çünkü. İntrovert bir insanım sosyal fobi de vardır muhtemelen ama günlük hayatımda hiçbir sorun yaşamayan işinde gücünde biri olarak her giriş çıkışımda strese giriyorum. Abartılı mı sizce bu kadar gerilmem?
0
signore
(14.07.22)
Gerilmen çok normal. Dediğin apartman kariyerli olmayan insanların yaşadığu bir aile apartmanı gibi görünüyor.
0
OrangeYellow
(14.07.22)
rahatsiz edici bir durum. ama onlara daha iyi bir alternatif sunmadan kurtulman pek mumkun degil gibi.
0
lemmiwinks
(14.07.22)
Az bile gerilmişsin. Hangi insan sabah akşam evinin girişinde 10 kişi görmek ister ki. Ben olsam çoktan çıkmıştım o evden.
0
dissendium
(14.07.22)
Bundan ben de rahatsız olurum fakat denebilecek bir şey de yok
0
freebird5406_2
(14.07.22)
anliyorum, köy yeri gibi olmus. bi zararlari yoksa kafana takma, birak baksinlar. sorarlarsa sanane de gec.
0
Ley
(14.07.22)
Sesten rahatsız oluyorsun sandım başta. Bence sıkıntı yok selam ver geç. Ben hiç takmam.
0
adwokat
(14.07.22)
Ben de aynı durumu yaşamıştım.oldukca sinir bozucu ve gerici, aynı şekilde bazen bilerek evden çıkmıyordum. Bir kaç yıl öyle gitmişti sonra rahatsız olanlar oldu yönetici de bu rahatsız olan gruptan olduğu için çardagi kaldırmıştı kurtulmuştum.
0
wilhelmwasmuss
(14.07.22)
Kulaklık tak, telefonla konuşuyormuş ve acelen varmış gibi gir çık.
0
not dark yet
(14.07.22)
Abartili, okuduk okuduk sonunda ses rahatsizlik gibi uzun sureli bir sonuc bekledim ama yok 10 saniye gecmek icinse bu kadar dusunmen hatta yazman oldukca garip buldugumu soyleyebilirim.
Benimde apartman girisim kamelyaya bakiyor, insanlarla selamlasip geciyorum, aklima bile gelmezdi boyle bir dusunce.
0
eja
(14.07.22)
Gürültü yapmıyorlarsa sorun yok bence. Üstelik selam veriyorum annemde bazen oturuyor diyorsunuz demekki zararlı insanlar değiller. Sadece siz sürekli görmek istemediğiniz için sorun etmişsiniz sanırım. Dışarıda sosyalleşecek durumları yok demekki, keyif alıyorlar bundan. Saygı sınırlarını koruyorlarsa sorun etmezdim ben olsam.
0
meraklitursucu
(14.07.22)
Bende sevmem.Millet dedikodu için malzeme ariyor
0
essoist
(15.07.22)
(2)

Ösym sınavlarında gözetmenlik

invictae
Yapan öğretmen meslektaşım var mıdır aramızda? Birkaç sorum var. 1- Tyt oturumunda görevliyim. Sınav süresi bitince yapılan işlemler ortalama ne kadar sürüyor? Saat kaç gibi işi bitirip çıkmış oluruz? 2- Araç anahtarlarını topladıkları güvenli bir yer var mı? 3- Teoride cep telefonu ile girilemiyor,
Yapan öğretmen meslektaşım var mıdır aramızda? Birkaç sorum var.

1- Tyt oturumunda görevliyim. Sınav süresi bitince yapılan işlemler ortalama ne kadar sürüyor? Saat kaç gibi işi bitirip çıkmış oluruz?

2- Araç anahtarlarını topladıkları güvenli bir yer var mı?

3- Teoride cep telefonu ile girilemiyor, pratikteki işleyiş de bu şekilde mi?

Teşekkürler.
0
invictae
(15.06.22)
1- amfide girmiyorsanız 4 5 dk sürer.

2- evet, araba anahtarı için kutu bulundurmak zorundalar. Güvenilirliğine bir şey diyemem bir hoca anahtarınızı alıp gidebilir. Polislerin gözetiminde duruyor ama sınav boyunca.

3- kesinlikle cep telefonuyla giremezsiniz. Anadolu aöf sınavlarında girebilirsiniz mesela ama ösym sınavlarında imkansız. Adaylardan tek farkımız araba anahtarı için kutu konması, onun dışında herhangi bir ayrıcalık yok.
0
signore
(16.06.22)
Kesinlikle giremezsin diye bir şey yok. Tamamen kapıdaki polislere bağlı, küçük bir il de ilcede yaşıyorum. Bir sürü farklı sınavda Gozetmenlik yaptım. Görevliyim dediğimde arayan polis olmadı.
0
wilhelmwasmuss
(16.06.22)
(2)

kpss hakkında

canimnicknameyazmakistemiyor
arkadaşlar selam, sanat tarihi bir arkadaşım var. pedagojik formasyonu da var, sanat tarihi öğretmeni olarak atanmak için eğitim bilimleri yanında branş olarak ne sınavına girmesi gerekiyor, bilen var mıdır?sanat tarihi branşlar arasında görünmüyormuş. şimdiden teşekkürler
arkadaşlar selam, sanat tarihi bir arkadaşım var. pedagojik formasyonu da var, sanat tarihi öğretmeni olarak atanmak için eğitim bilimleri yanında branş olarak ne sınavına girmesi gerekiyor, bilen var mıdır?
sanat tarihi branşlar arasında görünmüyormuş.

şimdiden teşekkürler
0
canimnicknameyazmakistemiyor
(03.06.22)
Kpss lisans basvurusu yaptiginda asagida egitim bilimleri sinavini tiklemesi lazim. 240₺ mi ne iki sinavin odemesi. bu sekilde egitim bilimlerine de girecek kpss sabah, ogleden sonra egitim bilimleri. ayni okulda
0
ala09
(03.06.22)
Bizim okulda sanat tarihi öğretmeni bir arkadaş var lakin kendisi elektrik elektronik bölümü derslerine giriyor. Dediğine göre, alanında zamanında alım varmış atanmış. Sonrasında bunun gireceği dersler kaldırılmış, ama kadrolu olduğu için bir şekilde görev alıyor. Ben yıllardır bu şekildeyim hangi okula gitsem nerede boşluk varsa o branşın öğretmeni oluyorum diyor. Hatta toplamda kendisi gibi 50 kişi varmış. Arkadasiniz atanamayan gibi bu durumda.
0
wilhelmwasmuss
(04.06.22)
(5)

Üniversite sınavına 3 milyon 200 bin başvuru olmasının sebepleri?

duchess jessamine
Hani üniversite bitmişti. Hiçbir işe yaramıyordu. Askerliği tecil ya da indirimli ulaşım da bu kadar artırmaz diye tahmin ediyorum. Sebepleri nedir sizce?
Hani üniversite bitmişti. Hiçbir işe yaramıyordu. Askerliği tecil ya da indirimli ulaşım da bu kadar artırmaz diye tahmin ediyorum.

Sebepleri nedir sizce?
0
duchess jessamine
(25.03.22)
Napalim basvuralim bari oluyor olabilir. Yüzdelik olarak ne kadarına tekabül ediyordur bilemiyorum ama doğrudan lise mezuniyetinin sağladığı bir kariyer istihdam alanı, bir gelecek olasılığı yok çünkü.
0
encokbenisevinnolur
(25.03.22)
birincisi ülke nüfusu artıyor. ikincisi "üniversite hiçbir işe yaramıyor" değil, üniversite mezunu olmak bile sizi ayrıcalıklı kılmıyor... arada önemli fark var. nedense türkiye'de okumak zaman kaybıymış gibi bir algı yaratıldı ama bu ülkedeki ortalama vatandaş profili okumadığında daha iyi işler başaracak insanlardan oluşmuyor. iş kuracak, zanaat edinecek, yolunu bulacak bir kişiye karşılık okul olmadan iyi yerlere gelemeyecek binlerce insan var. sanki okumayan herkes süper yerlere gelecekmiş gibi bir algı var. bu yanlış.

okuduğunda bir yere gelemiyorsun tamam ama bu "okumazsan gelirsin" demek değil. tam aksine artık çaycılik için bile doktora diploması istendiği için okuyan şüpheli, okumayanın hiç şansı olmuyor...

bir de üniversiteye giriş sınavı yani neticede sırf kendini denemek için öylesine giren insanlar bile var. çok anlam yüklememek lazım diye düşünüyorum.
0
der meister
(25.03.22)
tek bir sebeple açıklanamaz elbette;

kültürel, ekonomik, sosyolojik bir sürü etken var. genç nesil her ne kadar okumak aslında o kadar da kıymetli değil dese de ebeveynler, okuyarak statü, para, itibar kazanmanın pik yaptığı yıllarda yetiştiği için tırnak içinde söylüyorum bir işe yarar adam olmanın olmazsa olmazı faktörlerinden başlıcası olarak görüyor. dolayısıyla üniversite eğitimi konusunda teşvik ediyorlar veya zorluyorlar.

ekonomik anlamda der meister gibi düşünüyorum, yani bizim insanımızın ezici çoğunluğu iyi ki üniversite okumadım çünkü üniversite okuyup karşılığını alamayıp ömrümü çürüteceğime şunu şunu yaptım şu an çok iyi durumdayım hikayelerini yapacak bir kitle değil. atıyorum üniversite'de öğretmenlik okuyup atanamayan adam bim'de kasiyer oluyorsa, lise mezunu artık oraya da giremiyor. yani lise mezununun, üni okuyup alakasız şu işi yapıp asgari ücret alan kişinin, işine girmesi için ön yeterliliği de olmuyor. hepsini geçtim, sırf belki bir yerde bir torpil buluruz da bizim oğlanı/kızı bir yere aldırırız diyebilmek için bile üniversite okumasını bekliyor ebeveyn veya kişi.

toplumun algısı da büyük oranda, piii üniversite bile okuyamamış, lise mezunu bomboş adam şeklinde. seveyim toplumun boş düşüncelerini diyebilirsiniz ama bireyler istisnalar dışında, toplum normlarına uymak ister.
0
wilhelmwasmuss
(25.03.22)
baraj kaldırıldı. canı sıkılan, evden kaçmak isteyen falan herkes üniversite okumaya gidecek. geçen sene mesele 700bin kişi barajı geçememiş. yıllardır baraj altı kalanlar artık üniversiteye gidecekler
0
avatar is back
(25.03.22)
Elbette sosyolojik sebepleri de var ama geçen seneki sıralama özürlü, saçma derecede sıkıntılı sınavı da hesaba katın derim her şeyden önce. Ufak bir yks 2021 araştırması yaparsanız görürsünüz.
0
not dark yet
(25.03.22)
(6)

Ereğli almak için geç mi kaldık

condom kurşunu
Bugün temettü vermiş artık seneye verir geç mi kldık almakta?
Bugün temettü vermiş artık seneye verir geç mi kldık almakta?
0
condom kurşunu
(24.03.22)
yarın daha geç
0
megacracker
(24.03.22)
Evet bence döngünün tepesinde hatta iddialı konuşayım buradan Ereğli alan dolar bazında 2-10 yıl içinde hiç bi dönem bi şey kazanamaz.
0
Mcfly
(24.03.22)
Ereğli'nin mantığı şöyle:
Ben her ay bir miktar para tasarruf edeceğim. Bu tasarrufumla Ereğli ve daha birkaç kağıdı düzenli olarak alacağım. Bunu böyle 20 sene devam ettireceğim. 20 sene sonra portföyümde biriken kağıtların temettülerini maaşıma ek yapıp yiyeceğim. Diyorsan buradan Ereğli al.

Yoksa @ Mcfly haklı.

Hatta, EREGL gibi kağıtları kendisi için değil de çocukları için her ay alıp kumbaraya atanlar var. Öyle düşün yani.
0
Mirket
(24.03.22)
İddialı konuşmak istemiyorum ama nedense borsaya merak saran kişilerin çoğu en başta henüz değerlenmemiş hisselere meyl etmektense Arşı alaya giden hisselere merak salıyorlar bunun daha nereye kadar gitmesini bekliyorsunuz acaba. Ben olsam ucuz henüz hak ettiği yeri görmeyen hisseleri incelerim
0
Antrikot
(24.03.22)
20 yıl detayına kadar Mirket'in dediği kitledeniz. ben tam 20 yıl hedefi koydum, belirtilen amaçla. eşim de çocuğumuzun eğitim masrafları motivasyonuyla hisse alıyor. ağırlıklı olarak ereğli.
0
wilhelmwasmuss
(24.03.22)
Neden yurtdışı temettü veren hisselere yatırım yapmayı düşünmüyorsunuz? AT&T için tam zamanı olabilir belki de...
0
burka
(24.03.22)
(8)

Benzinci sorusu, pompa attıktan sonra ne yapıyorlar?

hrvl
Selam duyurucular, dün akşam benzin almak için istasyona girdik. Fullemesini istedik. 508,… TL’de pompa attı. Eşim ödemeye gitmişti ben arabadaydım. Sonra benzinci preset yazan bir tuşa bastı. Altta ufak yazıyla tutarı gördüm, her basışında 508, 509, 510 öyle gitti tutar. 520’ye kadar getirdi. Tekra
Selam duyurucular, dün akşam benzin almak için istasyona girdik. Fullemesini istedik. 508,… TL’de pompa attı. Eşim ödemeye gitmişti ben arabadaydım. Sonra benzinci preset yazan bir tuşa bastı. Altta ufak yazıyla tutarı gördüm, her basışında 508, 509, 510 öyle gitti tutar. 520’ye kadar getirdi. Tekrar pompaya mı bastı naptıysa orda, 520 TL’ye tamamladı bizim benzini.
Bunun amacı nedir?
Babam hep şey derdi, benzin alırken pompa attıktan sonra daha bastırmayın, hava basıyorlar diye.
Tutarı tamamladı desem, 508’den 510’a tamamlanır en fazla (ki buna da gerek yok tutar niye düz olsun çoğu insan kartla ödüyor zaten, ya da para mı bozamıyorlar nedir yani?). 520’ye kadar getirmesinin sebebi ne olabilir?
Belki bilmediğim bir şey vardır diye direkt benzinciye sormak istemedim. Ama öğrenmek de istiyorum, en azından tekrar başıma gelirse ve bir çakallık varsa bileyim diye.
Cevap vereceklere şimdiden teşekkürler.
0
hrvl
(21.03.22)
pompa attiktan sonra daha basmayin diceksiniz. 508 den 520 ye tamamlamasi da cok normal. pompa attiktan sonra 3-4 litreye kadar ekleyebilir.
0
müptezeller diyari
(21.03.22)
Benim bildiğim, sürüş tecrübesi az olan biri olarak, pompa tam yüzde 100de atmıyor. Diyelim 99da atıyor, ona araba full diyor, ama pompacı ağzına kadar dolduruyor.
Yanlış olabilir benim bildiğim.
Hava basıyorlar bana saçma geldi bu arada.
0
senolll
(21.03.22)
hava ile ilgisi yok. pompa bir tasma emniyeti ile atiyor. pompacı da o payi elle tamamliyor. bu arada eskiden olsa 510 tamamlardı ama 508'den 520'ye 1 lt etmez herhalde.
0
helenart
(21.03.22)
Depodan fışkırana kadar dolduracaklar illa. Ceplerine komisyon falan da girmiyor anlamıyorum bu tavrı.

Bir de yakıt depolarında genleşme tankı denilen bir hazne oluyor. Amacı sıcakta falan buharlaşan yakıt oraya gitsin depoyu sıkıştırmasın ama bizim pompacılar oraya da girecek şekilde koyuyor diye duydum. Ama yakıt pompası farklı yerde mi oraya koyulan benzine ulaşılabiliyor mu onu da bilmiyorum.

Ben istisnasız her dolduracağım zaman söylüyorum artık pompa attıktan sonra eklemeyin diye. Siz de öyle yapın.
0
chicha_v2
(21.03.22)
Bundan 9-10 sene önce uzun yola çıkmadan önce arabayı fullettim. Benzinci de aynı bu şekilde manuel ekledi benzini sonunda. Ama adam ne kadar koyduysa arabanın bi yerlerinden içine taşırmış. İstanbul-ankara arasını benzin kokusuyla gittik, o gün bugündür her seferinde atınca bırak derim. Söylememe rağmen %60ı koymaya devam ediyor orası ayrı :)
0
housedaki topal doktor
(21.03.22)
genleşme tankına da alacak şekilde dolduruyorlar. üç beş sene önce sıcak bir ayda fulletmiştim. sonra biraz gidince lastik patlaması gibi gümleme sesi duyup panikle sağa çekmiştim. görünürde bir şey yoktu. sonra araştırınca öğrenmiştim. anlayan birisi demişti tam dolu depo ise ondandır diye.
0
wilhelmwasmuss
(21.03.22)
Fulle dediğiniz için fullüyor. Tutarı da 10’un katlarına yuvarlıyor. Hem ödemesi para üstü kolay oluyor hem de akşam hasılatı kasaya teslim ederken hesaplaması.

Babanızın hava basmaktan kastı, yakıt koymadan sayacı boşa yükseltmektir. Kendisinin gençliğinde eski tip pompalarda belki öyle bir şey mümkündür ama bugünün akaryakıt istasyonlarında bu biraz gereksiz bir endişe.

Bunları dert etmeyin, “tabancanın attığı yerde bırak” deyin.
0
lazor
(21.03.22)
Pompalarda hız ayarı oluyor. Em hızlı ayarda fullediklerinde yakıt içerde köpürdüğü için tam fullenmeden pompa kendini atabiliyor. Sonrasında üstüne ekleme manuel yapılabilir. Pompa attıktan sonra 50 60 liraya kadar eklendiği oldu denk geldim.
0
bigcaptain
(22.03.22)
(9)

açık lise tam olarak nedir acaba? kardeşim kaydolmuş, delircem

der meister
konuya vakıf değilim, bilen birisi varsa sistemi açıklayabilir mi?erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. son dönemi. çok tembel. online derslerle zaten hiç işi olmadı, açıldığından beri de annem zorla gönderiyor okula. anca cips yiyip lol izlesin. okula dair hiçbir isteği, hedefi yok. dil okuyor,
konuya vakıf değilim, bilen birisi varsa sistemi açıklayabilir mi?

erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. son dönemi. çok tembel. online derslerle zaten hiç işi olmadı, açıldığından beri de annem zorla gönderiyor okula. anca cips yiyip lol izlesin. okula dair hiçbir isteği, hedefi yok. dil okuyor, kazanmak istediği yerler/bölümler var ama sıfır çaba; ayrıca ingilizcesi sandığı kadar iyi değil.

birkaç arkadaşı açık liseye kaydolmuş, bizim eleman zaten ısrar ediyordu, "burda kalırsam kafayı yicem" filan diye aramış annemi sanki hapis hayatı yaşıyor hıyar. annem de iyi ne halin varsa gör dedi, çok üstelemedi ama üzülüyor hiç değilse okula gidiyordu şimdi yatacak akşama kadar diye.

bunun bir avantajı, dezavantajı var mı? çocuklar niye böyle hevesle açığa geçmeye çalışıyorlar, okula gitme zorunluluğu ortadan kalkacağı için mi? diplomayı nereden alacak mesela şimdi bizim oğlan, mis gibi ilçenin anadolu lisesi dururken açıktan mı alacak? annem ona kızıyor zaten, "oğlum ben okuyamadım, açık liseyi 40 yaşında bitirdim, sen niye efendi gibi kendi okuluna gidip lisenden mezun olmuyorsun da benimle aynı diplomayı alıyorsun" diye.

bunun haricinde biraderimle neler yapabileceğimize dair fikriniz varsa onları da seve seve alırım. geçenlerde ankara'ya geldi yanıma. behzat ç'den dolayı çok seviyor ankara'yı. e ben de oradayım. kaleye gittik, müzeye gittik, kızılay'da takıldık, gençlerbirliği maçına gittik... dedim belki biraz heveslenir, ankara'da okul kazanayım der.

yok abi yok. sıfır. adam sabah yataktan kalkıp okula gitmiyor ya. depresyonda filan olduğunu düşünmüyorum. güzel bir arkadaş grubu var. her türlü etkinliği de sever, benim gibi sessiz sakin bir çocuk filan olmadı hiçbir zaman. okulda zorbalığa maruz kaldı ondan mı istemiyor diyorum ama hiç sanmam, tam aksine öyle bir durum varsa bu zırtapoz "bully tayfa"dandır kesin, hem aramız iyidir öyle bir şey olsa paylaşırdı diye düşünüyorum.

kendi haline bıraksak iyice mal olacak, bu sene kazanamayan adam daha hiç kazanamaz. ne yapacağımızı şaşırdık. en çok üzüldüğüm şey de boş çocuk olmaması. yani ne bileyim tarihi çok sever mesela. çoğu konuda az buçuk bilgisi vardır, iyi kötü bir ergen için vizyonu olan, düzgün eğitilse ve bir şeylerin üstüne düşse iyi işler başarabilecek, mutlu olabilecek birisi ama adam herhangi bir şey için ekstra bir nefes dahi almak istemiyor. yıldık cidden.
0
der meister
(10.02.22)
bu aralar ben de çok sık duyuyorum bu tür şeyleri. hatta baldızın oğlu da aynı macera peşinde. benim konuşup ikna etmemi istiyorlar. dayısı ile ticaret işlerine takılıyor bir yandan. para da tatlı gelince okuma hevesi hepten kaçtı. son sınıfı açıktan okuyacağım diye baldızın kafasını şişiriyor her gün. okumaya gönlü olmayanlar için fırsat kapısı. çocuklar birbirinden duyuyor muhtemelen.

diğer yandan okuyup işsiz kalanların halini de kendilerine dayanak yapıyorlar.
bizim zamanımızda okumak level atlamanın birinci koşuluydu. şimdi çok zorlaştı.
0
lazpalle
(10.02.22)
Konuya hakimim. Meslek lisesi mudur yardimcisiyim. Acik liseye çok ogrenci gönderiyoruz. Söyle ki, bu dönem zaten açık liseye kayıt yaptıramaz. Kayit donemi geçti. E zaten son sinif. Su an okuduğu okulda bitirmekten başka alternatifi yok zaten.
0
wilhelmwasmuss
(10.02.22)
köy den mezun ol açık liseden olma. cv sini ortaya koyduğunda açık lise diye burun kıvıran yöneticileri görünce ileride çok pişmanlık duyar.
0
jamswety
(10.02.22)
üniversitedeki açıköğretimin lise versiyonu. yılda iki defa gidip sınavlara girer o kadar.
anlattığın durum pek iç açıcı değil. benzer hedefsizlikte öğrencilerim oldu. aile için gerçekten zor bir durum.
pedagog veya artık yaş gereği normal psikolog ile görüşülmesini ısrarla tavsiye ederim.
o kadar amaçsızlık hiçbir zaman sağlıklı bir durum değil.
sabır diliyorum.
0
d e j i n
(10.02.22)
Yukarıda artık geçemez denmiş ama yanlış bilgi, 11 şubat mesai bitimi itibari ile örgünden açığa geçiş sonlanıyor. Yani eğer isterse geçebilir. Ara dönemde de geçiş mümkün, geçen öğrencilerim var.

Benim öğrencilerimden bahsettiğim gibi (12. sınıf) bu sene başında ve bu ara dönemde geçenler oldu, fakat bu öğrenciler halihazırda sınava hazırlanan dershaneye kayıtlı devam eden başarılı öğrencilerdi, ve argümanları da okulda farklı branş derslerinin sınavları ve okul yoğunluğunun yorgunluğu ile verim alamayacak olmalarıydı. Bence mantıklıydı da, eğer çalışan, disiplinli bir öğrenci olsa idi kardeşiniz ya da devam ettiği bir dershanesi/ kursu vs. olsaydı üzerine düşünülebilirdi. ( fakat sizin söyledikleriniz tam aksini işaret ediyor.)

Açık liseye geçtiklerinde almaları gereken kredi çok çok daha az oluyormuş, sadece zorunlu ortak dersleri alıp bitirecekler, hatta bu sene başında geçen öğrencim kendisinin mezun olma kredisini bile doldurduğunu söylemişti, sadece bu yıldaki zorunlu ortak dersler ( TDE, Mat, ing, anımsayamadığım bir kaç ders daha) sınavlarını verecekti. Ki bunlarda okul sınavlarına kıyasla daha az zorlayıcı. (hatta bu sene online sanırım)

Yanlış bilgi vermiş olmayayım ama sanırım diplomasını da Halk Eğitim Merkezinden alacak, orada gerekli bilgiyi verirler diye düşünmekteyim.
0
kucukne
(10.02.22)
yazar başlıkta "kaydolmuş" demiş. Altta kaydolabilir mi tartışması dönüyor.
Konuya dönersek, öğrencilerde moda oldu açık liseye geçme hadisesi. En başta başarılı öğrencilerin sınava daha çok vakit ayırabilmek amacıyla başlattıkları bir akımdı. Fakat gördüğünüz üzere evde yatayım, kim gitçek sabahın köründe tayfası da akıma dahil oldu.
Bence bu saatten sonra sizin müdahaleniz yeterli olmaz. Yaratılış, yetiştirilme tarzı ve çevre faktörü buraya getirmiştir. Gerekirse sene kaybeder, arkadaşları üniversite kazanır, gruptan elenir; o da yeni bir yol çizmek için motive olur. Bu durumun daha az enerji ve emek harcamalı varyasyonu ise özel üniversite talebi olacaktır.
0
adivar
(10.02.22)
Lise diplomasının kendisi pek etkili değil artık biliyorsunuz. Onun için nereden alındığının pek bir önemi olmasa gerekir. Robert ve Galatasaray gibi diplomalara değer veren özel sektör firmaları belki vardır, ancak geri kalanının sizce bir önemi var mı? CV'sine okuduğu liseyi zaten yazmayacaktır bile.

Ancak esas problem kardeşinizin eğitim hevesindeki kırılmada sanırım. Bence lisesinden çok bu konuya eğilseniz daha iyi gibi. Evet iyi bir eğitim görmüş kimseler şu sıralar hak ettiği değeri hissedemiyor olabilir, ancak bu bir kriz durumu. Normal şartlarda bu böyle olmamalıydı. Gelecekte de bu böyle kalmayacaktır, kalamaz. Bunu anlamasını sağlayın bence.

Eğitim hevesi yerindeyse, açık ya da örgün çok fark edeceğini sanmıyorum ben.
0
akhenaten
(10.02.22)
Acik lise 2.donem ilk kayıt basvuru suresi bitti. İsteyen herhangi bir halk eğitim merkezi müdürlüğünü arayıp kolaylıkla teyit edebilir.
0
wilhelmwasmuss
(10.02.22)
arkadaşlar kaydolmuş yazmışım ama kaydolmamış daha. onu düzelteyim. okuldan transkript almış. yarın halk eğitim merkezine gidecek. bu duyuruyu gösterdim, bak dedim süresi geçmiş diyorlar, "yoo bizimkiler hala gidiyo" dedi. bilmiyorum artık nasıl olacak ya da olacak mı...

ama sanırım üç aylığına da olsa dershaneye yazdıracak annemler. arkadaşları da orada olduğu için biraz heveslenmiş görünüyor. bugün eve gelince kendisi direkt gelip bana çalışacağını söyledi. hatta bizim okula girmek için kaç net gerektiğini hesaplamış; aslında çok uzak olmadığını, çalışsa yapacağını anlayınca gaza gelmiş gibi biraz... hadi inşallah.
0
🌸der meister
(10.02.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.