telefon için plant.id uygulaması var. onunla yaprağın fotoğrafını çekip bakabilirsiniz.

Teşekkürler ancak app'lerden verimli sonuç alamadım o yüzden soruyorum.

Datura stramonium

Aman dikkat edin yemeyin, zehirli ve duruma göre tıbbi kullanımı olan veya kafa yapan bir bitkidir. Türkiye'de her yerde kendiliğinden yetişir. Bazen insanlar büyük beyaz çiçekleri için yetiştirir.

Hala devam ediyordu 1-2 hafta önce.

Stand mikser güzel bir şey de mutlaka çalışma akımını kontrol edin, özellikle Amerika'daysanız. Kitchenaid alırsanız pişman olmazsınız muhtemelen.

Yok, Almanya'dan döncem, bizimle aynı burada.

tavsiye ederim. çok fonksiyonlu olanları tercih edin kıyma,rende vs vs. mutlaka bir şekilde kullanım ihtiyacı oluyor, bir köşede yatmıyor.

Bizde var. İlla 30 kişiye yapmanız gerekmiyor. ben pratik buluyorum. Ben bir yanda başka kısımlarını hallederken hamurum karışmaya devam etmesini seviyorum.

Biz aldığımızda el mikserleri ile aralarında çok büyük bir fark yoktu. Hem rondo kısmı hem de kazanlı mikser kısmı olması cazip gelmişt.

Bosh aldık kesinlikle tavsiye ederim.

Evde bir kenarda kalmasın, zaten el mikserim var diye senelerdir iç çekip almıyordum. Şimdi evdeyiz, her gün ya bir kek ya bir ekmek yapılıyor mutlaka ve gözümüzü karartıp Kitchenaid aldık. Allahım o ne güzel bir şey. Kesin gerekli mi, tabii ki hayır. Ama haftada bir yapmak için bile olsa çok güzel. Bir de ekmek yaparken çok kullanışlı. Normal el mikseri ya da elle yoğurma ile hamuru o hale getirmek çok zor, ben yapamamıştım en azından. Temizliği kolay (katı meyve sıkacağını aldığım halde kullanamama sebebim).

Siyamkedisizorro +1
Yillarca direndim almamak icin. Sonra bir sekilde alindi ve Allahim bu ne guzel bir seymis tepkisini verdik biz de:))
Kitchen aid aldik, tavsiye ederim

LIDL'dan oldukca ucuz bir model aldim. Son derece memnunuz.

Bengi Kurtcebe bu videosunda genel bir değerlendirme yapmış, fikir vermesi adına iyi video. youtu.be

Cildiye ile başlayabilirsiniz hastanede, yazar testleri. Her çıktığınızda mı oluyor? Bende de kaşıntı var da tam tersine evdeyken oluyor genelde, antihistaminik kullanıyorum.

@whoosie normalde her çıktığımda olmuyordu ancak son 2 seferdir oluyor.
sizdekine belirli bir teşhiş konuldu mu?

Sebebi belirsiz ürtiker benimki, işte ilaç falan. Psikolojik muhtemelen.

@whoosie sebebi belirsiz ürtikerim benim de var, ilaç kullanıyorum ancak bacaklarımdaki durum ondan bağımsız bir şey. yine de teşekkür ederim cildiyeye görünmek de fayda var.

tedavi değil ama günü kurtarmak için:
aynı sefa içerikli doğal (parfüm vs gereksiz katkılar olmayan) bir sabun ile liflenmek. ben 2 günde 1 liflenmesem kaşınmaya başlıyorum..

Yarına bırakabiliyorsan yarına bırak. Bugün 4 günlük yasağın ardından ilk iş günü olduğu için biraz daha fazla insan olur sanki. Ama yığılma olacağını sanmıyorum.

ben küçük bir ilçe de yaşıyorum 5 er kişi alıyorlar ve çok yoğun.

yarın sabah erken saatte gidin derim.

Çarşamba git sabah erkenden sıraya gir.

Heryer acayip yoğun kargolarda bile 50 kişi sıra var

edit: benim kafa uçmuş bu günü pazartesi sanıyordum.

aslında normaldir çok bunaldım ben, bu 4 günlük yasakta, milletin çoluğu çocuğu teyzesi dedesi hepsi kol kola girip halay çekerken, ben virüs kaparım korkusuyla çıkamadım hiç bi yere.

sen takabilirsin.takanlar da var.millet kendini düşünmmüyorsa devlet hangi biri ile uğraşsın?

abi bilim kurulu dediler, bu adamlar tvlerde boy boy çıktı anlattı durdu.

birisi a derken, diğeri b , ötekisi c , ötekisi d dedi.

bu adamlar kendi aralarında bile uzlaşamıyorken, bir de valilikler karar almaya başladı, zaten tek adam mevzuunu da biliyorsun.

şimdi bak üşenmeyip haber sitelerini araştırsak, maske takmak yasak, maske takmamak serbest diye yüzlerce haberle karşılaşırız.

ikincisi bu maske dağıtamama olayını da gördük hepimiz. üstelik satışı da yasaklandı.

millet gidiyor 5 liralık bez maske alıp, sabahtan akşama tak çıkar cebine koy yapıyor, zaten bir işe yaradığı da yok, kimsenin ben bu maskeleri yıkayacağını da sanmıyorum.

yani nerden tutsan elinde kalıyor.

ben aynı cerrahi maskeyi 25 gün üst üste taktım. çünkü yoktu, satışı yasaktı, devlet vermedi. maskesiz markete giremiyon bi yere gidemiyon, polis çeviriyor sana ceza yazıcam falan diyor. gittim medikalcilere dil döktüm o kadar satmadı adamlar yasak diye.

-kriz iyi yönetilemiyor; tutarsız açıklamalar, yetersiz hazırlık vs.
-sürü bağışıklığı hedefi yada deneyi!
-iç pazara sayıca yetersiz maske üretimi, istanbulun nüfusunu ve kullan at maskelerin kişi başı haftalık ihtiyacını düşünelim.
-zayıf denetim mekanizması

16 milyon insanın her gün yenisini kullanacağı kadar maske tedariki olmaması şehirde. Gerçi yaşlılar ve çocuklar dahil değil, sayı azalır ama mantık aynı.

işin idare kısmında sorunlar var haklısınız.

bu virüsün damlacık yoluyla bulaştığı kesin. en azından bu maskeyi kendimizi korumak değil de başkalarını hasta etmemek için kullanınca problemi azaltmış oluyoruz. bu kanıtlanmış.

istanbul kalabalık diye maske takmasınlar, devlet ne yapsın demek yanlış değil mi ? şu an neredeyse maskeye ulaşmak ekmek almak kadar basit. eğer bu dediklerim saçmaysa diğer 36 şehir neden yasak ilan etti ?

Virüs haberlerinin en cafcaflı olduğu sayının pik olduğu zamanlarda bile maskesini indirip hönk hönk öksüren tiplerin ardı arkası kesilmiyordu kaç defa başıma geldi.

Maskeden öte bence eğitim şart. bu virüsün öksürük, hapşuruk yoluyla bulaştığını, o öksürük ile yanından geçen masum bir insanı riske attığını bilmeyen ya da bilmek istemeyen bir yığın tip var dışarda. Sorsan maskeyi korunmak için taktığını iddia eder.

Sosyal mesafenin korunamayacağı, temasın olabileceği ortamalarda maske takmak zorunlu zaten. Market, fırın vs. gibi. Marketlerde çok sıkı denetleme olduğu için maskesiz almıyorlar mesela.

Onun dışında sokaktaki adama sınır getirmek çok doğru değil. Amerika gibi örneklere bakılırsa, çok yasak bir yerden sonra ters tepiyor...



.

bayramda pastane ve tatlıcılar açık olacakmış.Ama sizin yapmanız daha büyük bir jest olur tabii ki.

Basit pandispanya yapın. Arasına pastacı kreması.
Süsleme önerisi istiyorsunuz. El beceriniz varsa Migros'larda hazır şeker hamurları var, o hamurlardan eşinizin hobisine uygun şeyler yapabilirsiniz.
Benim el becerim yoktur. O yüzden kızımın doğum günü pastasının üzerini lego ile süslemiştim (öncesinde yıkadım tabii). Aslında siz de eşinizin hobisi ya da hoşlandığı şeylerin mini figürlerini alıp pastanın üzerini süsleyebilirsiniz.

pandispanya arası bol taze çilek ve krema, üstünü de çilekle döşeyebilirsiniz, tam sırası. Şu tarz mesela www.lezzet.com.tr (tarifi uygulamadım)

Borcamda olur derseniz tiramisu çok güzel olur tabii. Biraz altta harf şeklinde pasta sorusu var, eşinizin adı basit bir harfle başlıyorsa onu da deneyebilirsiniz.

@SiyamkedisiZorro Pandispanya yapabileceğimi düşünüyorum ama şeker hamuru ile çalışamam sanırım. Benim de hiç el becerim yoktur.

@whoosie gönderdiğiniz görsel oldukça güzel bir fikir. Harf pastayı ben de düşünmüştüm güzel görünüyor da düz pasta bile yapmadığım için harf daha zor olur diye düşünüyorum.

Şeker hamurunu boşverin, güzel bir kremayla süslemek daha güzel. (Süsleme kreması için en kolayı biraz katı bir krem şanti çırpmak olur, spatulayla düzleyerek ve varsa sıkma uçlarıyla şekil verirsiniz.) Bulutağacı'nın pasta süslemelerini baya seviyorum ben, fikir almak için siz de bir bakın isterseniz, bir de güzel pandispanya tarifi var, onu ekliyorum:
bulutagaci.blogspot.com

@kobuzchu kiz - Çok güzel görünüyor. Teşekkür ederim.

etrafına rulokat ile duvar örülebilir ekstradan.

ganajjsız pasta olmaz, olursa da ona pasta denmez. tecrübesiz biri için uğraştırıcı olabilir ama eşini ağğdeta pastaneden alınmış bir pasta ile mutlu etmek istiyorsan pastanda ganaj kullanmalısın. ganaj trick'leri için sözlükteki başlığa bakabilirsin.
(bkz: ganahce)

dozunu abartmadiklari surece cok sallamayacaksin bu tur seyleri. ortadoguda yasiyorsun, katil olursun her seyi kafaya takarsan.

@müptezel dostoyevski ben de böyle düşünüyorum orda kavga etmek daha enerji düşürücü bir şey bence zaten karşındaki senli benli konuşabiliyorsa kavgada da ağzı durmaz yani durduk yere gerilmeye gerek yok diye düşünürüm.

Tanımadığı biriyle öyle konuşmak kendi nezaketsizliği, bunu dev olaya çevirip milletin vaktini alıp ruh halini bozmak da karşı kişinin nezakttsizliği. Arada boşvermek lazım uyuz olunsa da, sürekli gördüğün ve rahatsız olduğun atıyorum iş arkadaşı falan değilse.

beni çoluk çocuk yerine koyup çoğunlukla senli benli konuşuyorlar. 30'umu geçtim, hala böyle. alıştım, sallamıyorum. kendi nezaketsizliği.

ailem ve çok yakın arkadaşlarım hariç kim olursa olsun sinirim tepeme çıkıyor. çünkü bu saydıklarım dışında kimseye sen demem.

sen de haklısın bu örnekteki kadın da haklı.

çok büyütüp kafaya takmam ama bazen tersler ya da uyarırım. bu hiyerarşi meselesi değil nezaket ve iş ahlakı meselesi bence.

ayrıca herhangi bir konuda olay çıkarıp çirkeflik yapmak da ayrı tür bir nezaketsizlik olabilir. nasıl ikaz edileceği önemli.

hayatımda bir daha görmeyeceğim bir insanın bana sen demesini önemsemem. yeryüzündeki herkes nezaketli olacak ya da işini doğru yapacak diye bir şey yok; hayatta yanlış giden her şeye tepki gösterenler erken yaşlanıp çöküyor, bi faydası yok yani.

sürekli muhatap olacağın biridir ya da seni anlık değil sürekli nezaketsizliğe maruz bırakacaktır; o zaman mantıklı tepki göstermek. ama örnekteki durumu önemseyen insan kendine yazık ediyor diye düşünürüm.

müşteri senli benli konuşursa çalışanın da bu şekilde konuşma hakkı var. kimse kimseden üstün değil. kavgaya tutuşmam aksine hoşuma gider zira muhtemelen genç göründüğüm için bana sen diyordur.

Genelde sadece cümlenin gelişini "sen" olarak kurduysa abartmıyorum. Zaten eğitimleri vs. belli. Ben "siz" demeye devam ediyorum. Bazıları anlayıp dilini düzeltiyor. Laubalilik ilerlerse "hayırdır hanımefendi / beyefendi, ne zaman samimi olduk bu kadar" dediğim iki durum oldu. "Yani şey ben samimi olmak için diye eveleyip geveledi". Dediğim gibi bana sadece "sen" dedi diye takmam kimseye. Royal değiliz sonuçta. Ama laubalilik yaparsa bir çizgi çekmek gerekiyor.

Kendi nezaketsizliği.
Poşet ister misin ilk lafsa biraz fazka nezaketsiz olmuş. Bazen ürün bakarken, şu dene istersen falan şeklinde samimi olabiliyorlar da biraz daha yaşlılara yapılmasın yani bu da.

Bu arada şu sen siz olayı bizde güzel nezaket belirtisi ama böyle sorunlar ortaya çıkarıyor :(
İngilizce'de ve isveççede yok böyle şeyler pek. İsveç'te hocalara, patronlara, müdürlere bile vs adıyla hitap ediliyor.
Adam 60 yaşında bölüm başkanı adıyla hitap ediyorsun, sen siz zaten yok ama kimse de buna takılmıyor. Elbette nazik konuşma var, bu dillerde de. Gidip yo bro what's up demiyorsun. Neyse öyle

millet kafayı yemiş, tezgahtar sana sen dediği için pulların mı döküldü? siz dese boyun mu uzayacak? ama insanlar bu negatif enerjiden besleniyorlar. çünkü ne özel hayatlarında, ne iş hayatlarında yaptıkları ile saygı göremiyorlar, saygıyı hak edecek bir şey yapmıyorlar çünkü. sonrasında 3 kuruş mal aldıkları yerin tezgahtarına afra tafra yapıyorlar.

bir tanıdığımızın tanıdığı, bir araba alacakmış. alacağı araba belli. fiyatı belli. galeri de bunun evin altında mıymış, yan binada mıymış neymiş. bu da üşenmiş, ev haliyle çıkmış gitmiş galeriye. yalan olmasın jaguar alıyor. galeride kimse bunu ciddiye almamış. bu da temizlik yapan görevliyi çevirmiş, al bu parayı, şu arabanın kaporası demiş çıkmış. yarın dönmüş herkes buna bir ilgi alaka tabii. bu da demiş ki, ben bu arabayı alırım ama primini bu temizlikçiye vereceksiniz.

Vallahi şöyle diyeyim. Doçentim. Bildiğin doçentliği aldım yani, Turkiye'de yaşamıyorym. Fakat cok spor giyinirim ve gerkemeyen bir şekilde mütevaziyim.Sıradan olmak isterim hep, kendi seçimim. Türkiye'de Markete gittiğimde kasiyer annenin çocuğuna "annecim" demesi gibi "şunlar indirimli, istiyor musun ablacım?" diyor. Hata arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Karşı komşuyla karşılaştık, muhtemelen benden 7,8 yaş kücük, bana diyor ki " a bu kim, sen benimle tanıştın mı bakayım? ? (0.o) Bende şu oluyor. Üniversite herkes Dr. diyor herkes, ya da isimle sesleniyor fakat o isimle sesleniş bile saygılı. Konuşmalarda o saygıyı ve mesafeyi görüyorsun. Ona alıştıktan sonra buradaki tavrı garipsiyorsun. Kavga falan elbette çıkarmam, garipsemekle kalıyorum bir tek. Bir de tabi statu simgesi şeylerla karşılaşınca gösterilen saygının tersini yaşıyorsan, kılıf kıyafetinden dolayı diyelim, küçümseniyorsan, o da kültürel davranışsal bir kalıp, yapılacak bir şey yok.

ilk defa gittiğim bir market ise ve senli benli konuşursa bozulurum yalan yok ama tepki vermem ne diyecem ki ne gerek var diye düşünürüm zaten bin tane dert tasa var kafayı ona mı takarım. ama sürekli gittiğim bir markette kasiyere görüşürüz dediğimde iyi günler demesine yerine bana samimice görüşürüz demesi daha çok hoşuma gider. esasında seni insan yerine koymuş gibi olmuyor mu robot gibi aynı kelimeleri kullanacağına

ben de kıyafet ayakkabı gibi mağazalara girdiğimde eğer peşime biri takılırsa ki genelde ayakkabıcılarda oluyor sürekli ya kardeşim ya abicim diyorlar ama tavır hep aynı hep mal yerine koymaya çalışıyorlar ben de sesimi çıkarmıyorum bilmiyor gibi dinliyorum falan iyi oluyor. satış danışmanlığı hizmet sektörünün dibi ülkenin de yarısı hizmet sektöründen para kazandığına göre pek eğitimli düzgün tipler olmalarını beklememek lazım.

yine de kavgaya falan tutuşmam tabii hatta bana kalırsa hizmet sektöründe hiç çalışmamış biri biraz eksiktir çünkü her gün muhatap olduğun sana hizmet eden insanların ne yaşadığını, olayların arka yüzünü hiç bilemezsin demek oluyor bu.

After Life
The Good Place esasında komedi dizisi ama ahiret ve etik hakkında güzel sorgulamaları mevcut.
Rick & Morty
Black Mirror'un ilk 2 sezonu, 3. sezonundan bazı bölümler

better call saul tatmin eder ama aforizma yok sen anlayacaksin kafani kullanip

netflix dizisi olması şart mı?
aforizma deyince true detective 1. sezonun üstüne tanımam!
hatta dizi deyince de bir iki yapımla beraber bunun üstüne tanımam!

Dark

Düşünmüştüm zamanında, inandırıcı bulmadığım için yaptırmamıştım: yalansavar.org

Böyle toplu sonuç veren neredeyse hiçbir şey faydalı değildir. Alerjiniz olduğunu düşünüyorsanız doktora gidin, o size test yapar. Mesela benim bağırsaklarımda sorun vardı, testler yapıldı, çölyak değilsem bile çölyak belirteçlerinden biri tam negatif değilmiş falan bir şeyler çıktı. Süt içince mahvoluyorum, bunun için teste de gerek duymadım, bıraktım sütü, laktozsuz içiyorum gerekirse. Bu tarz, belli olan sorunlar üzerinden gitmek daha iyi. Bir şeyler bana dokunuyor, o yüzden kilo veremiyorum, o yüzden hayatım berbat falan diye düşünmeyin.

(bkz: antipas )

(bkz: boya)

Pas giderici spreyler vardı

boya +1

takdir edersiniz ki pas giderici spreyler pas gidermek için. tekrar paslanmayı önlemek için ucuz, kolay ve etkili olan yöntem boyamaktır.

Metal olduğu için çok kötü duracak boyamak istemiyorum. Şeffaf bir şey varsa tabii harika olur.

vernik? boyanın şeffafı işte. yani örtücü olunca boya deniyor, şeffaf olunca vernik.

ıvır zıvırdan kastınız nedir?
hobi malzemesi mi, kumaş mı, obje mi, mutfak eşyası mı, kitap mı, kıyafet mi?
detay verirseniz daha iyi olur sanki.

dekoratif özelliği olan şeyler için duvar rafı ve türevleri olabilir ama dolap alınamıyorsa raf da alınamaz herhalde.

ikea'nın ya da başka daha ucuz markaların plastik kutularından alıp üst üste kule gibi ya da bir dolabın üzerine falan da dizebilirsiniz belki?
ya da dekoratif karton kutular falan da oluyor.

bir sürü obje. nereye kaldıracağımı bilmiyorum. karmakarışık ortalıkta duruyor hepsi.

Ikea'da boy boy kumas kutular var. Istiflemek icin iyi onlar.

Dolap mı alınamıyor yoksa hiçbir şey mi? Alınabiliyorsa yatak bazaları ideal bu işler için. Onun dışında hurç tipi sert kenarlı kutular var, yani kumaşımsı ama içinde metal iskelet var. Hurç duruşundan nefret edenler için ideal. Bir de üstüne iki doz Konmari videosu :)

www.ikea.com.tr

hem mutfakta hem yatak odasına aldım. mutfakta poşetler, folyolar vs. sonra çoraplarım, atkılarım hepsi içinde çekmeceler boşaldı.

Kardeşimle diyarbakir gezisi planlamistik. Ogretmen bir arkadaşında kalacak sekilde. Aylar gecip gunu geldiginde arkadasinin bir cenazesi oldu ve planin buyuk kismi iptal oldi ama kalacak yer bile ayarlamadan atlayip gittik. Ucakta yanimizda oturan kadinla inmeye yakin tanistik. Ben de merkeze gidecegim, taksiyle birlikte gidebiliriz, dedi ki biz merkeze merkez diye gittik yani.
Takside filan baya korktugumu hatirliyorum. Yollar bazi bazi issizdi ve sehir merkezi yazan tabelanin tersi istikamete gitmistik bir sure. Bir sey olmadi tabii. Saçma saçma onyargilar.
Sonrasinda bu kadin arkadas bizi orali bir gazeteci arkadaşı ile tanistirip kahve filan içtikten sonra ayrildi. Ve biz uc gunumuzu o gazeteci arkadas ile gecirdik. Bize her yeri gezdirdi. Surlarin oldugu bahcede kahvalti filan ettik.
Hayatimin en cesur ama en guzel en samimi gezisi idi. Korktuğuma, cekindigime, zaman zaman da kendimin yapamayacagi insanlıklari gordugume utandim. Bana uzun bir sure kendimi ve bazi şeyleri sorgulatmisti.
Insanlarin samimiyeti cok farkliydi. Şehir zaten guzeldi. Kurbagalarin cirit attigi bir dere kenarinda bira icmeye gitmistik.
Otel kaldigim en berbat oteldi. Kelimenin tam anlami ile berbatti ama umurumda bile olmadi. Kimildamadan uyuyup uyandim o kadar.
Keske tekrar gisebilsem. Gittigimizde turuncu bir yagmur yagmisti. Çamur gibi. Mardine gidememistik. Ama hala aklimda. Fırsatım olsa hepsini tek tek gezsem.

Uzun süredir doğu görevindeyim. Bütün şehirleri gezdim sayılır bir ikisi hariç. Hususi merak ettiginiz bir konu varsa onun üzerinden yorum yapayım. Bazı şehirler batıdaki metropollerin 30-40 sene gerisinden geliyor öyle özetleyebilirim. Bölgedeki en kadim kent bana kalırsa Antep hem insan hem de şehir noktasında. Kars geçmişi maksadıyla bir kısım daha farklı bir kültüre sahip, severim. Erzurum'un Kayseri veya kKonya'dan farkı yok. Van kendi halinde, güzel gibi görünüyor bilakis bence hiçbir şey yok bir iki kalıntı dışında. Nedir Kale'den güneşin batışı göl ile birlesince harikuladedir. Edremit, Erciş fena ilceler degil. Van göç alır daha doğudan Hakkari vs her telden adam vardır. Ama rahattır Van nispeten doğu illerine kıyasla. Diyarbakır'ı sevemedim 3 kere gittim. Mardin kültür bakımından araştırmaya değer bir kent. Bitlis'in göle bakan ilçeleri hoşuma gider. Tabi Tatvan, Ahlat, buralara gelirken Kurtalan Ekspresi hikayesini severim. Bitlis Mutki korkunçludur. Elazığ'da Kayra şarapları var, bir iki bölgesi bağ yetiştiriciliğinde dünya klasmanında başarılı; Öküzgözü üzümü. Hasankeyf tarafı hoş idi en son ne oldu bilmiyorum kamyonlar çalışıyordu 2 sene evvel. Bir de Malabadi Köprüsü'nü severim. Erzincan'ın birkac bölgesi hoş idi isimlerini unuttum merkez kötü. Tunceli'ye gidemedim, gitmem heralde biraz kaygılandırıyor yolları. Bingöl-Muş bunlar her türlü gelişmişlik indeksinde son sıralarda.
Doğu ve Güneydoğu'yu çekilir kılan nedir dersen, yemekleri, eti, lezzeti. Türkiye'yi gezdim sayılır buralarda yediğim etin evvela kuzunun lezzeti hicbir yerde yok. Sırf döner veya Cag yemek için hafta sonu Erzurum'a, büryan icin Bitlis'e, kebabın her türlüsü için Antep'e gittiğim oluyor, Antep bambaşka ama ne yersen ye lezzetli. Erzincan döneri de adından söz ettirir. Muş'un eti, sütü, yoğurdu da iyidir ekleyeyim. Diyarbakır'da da ciğeri gomersin geberene kadar mis gibidir. Kars'a gidersen gravyer al kilo kilo, Anadolu insanı sevmez ama bence Türkiye'nin sayılı peynirlerinden. Kaşarı da lezzetli. Urfa Suriye dalgasından Türkiye topraklarından çıkmış Orta Dogu'ya dönüşmüş. Sokakta yürürken biri gelip Allahuekber diyerek boğazınızı kesse şaşırmazsınız. Halbuki fena bir yer değil aslen.
Kendi aracınızla bazı karayollarına girerseniz hakikaten ürkütücü. Bingöl Genç yolu, Diyarbakır'a bağlanan tüm yollar özellikle Kulp yolu vs, Varto Karliova-Erzurum yolu, Tunceli'ye bağlanan yollar, Erzincan tarafı vs.

Edit: unutmuşum bir iki eklenti yapayım. Urfa tarafinda Halfeti iyidir, ama Gobeklitepe'ye mutlak ugramak gerekir. Erzincan'ın da Kemaliye'si görülmeye değer ismi geldi aklıma. Ve evet bahsetmemisim kadın kültür gereği erkeğin çok cok gerisinde ve toplumsal hayatta neredeyse hic yok evvela ilçelerde, kırsalda ise köle gibi bir şey. Erkek gördü mü kaçarlar. Erkeklerin de 3'er 4'er eşi olur. Ve asiretcilik hala revaçta.

Bir güneydoğu şehrinde yaşadım, bazı illeri de gezdim. Eşimin tayini nedeniyle evlenir evlenmez Adıyamana yerleşip evimizi orda kurduk. Büyükşehirden oraya gidince çok zor alıştım çünkü biz gittiğimizde cafe bile 2 tane vardı. Kahve filtresini tüm şehirdeki dükkanlara sorup bulamamıştım bana süzgeç gösteriyorlardı düşünün yani. Zamanla şehir çok gelişti. İnsanlarını çok sevdim, önyargılı değildim ama zor olacağını biliyordum. İhtiyacınız olduğunda 4 elle yardıma koşan insanları var. Ama bu onlarım doğal hali. Sizden de aynı şeyi bekliyorlar yeri geldiğinde.bu yüzden biraz sınır aşma problemleri var. Esnafı falan hiç paraya düşkün değil, gerçi bizim yabancı olduğumuzu anladıkları için mi nedir, olumlu izlenim bırakmak için sizi iyi ağırlarlar. Kötüsü çakalı da var tabi ama genel olarak iyiler.
Gidip gezme konusuna gelince imkan olsa gider gezerim çok özlüyorum.

Defalarca gittim, hangi konuda gözlem istiyorsunuz? Gözlem çok geniş bir tabir, Önyargılarımın bazıları yıkıldı, bazıları ön yargı olmaktan çıkıp harbiden düşündüğüm gibiymiş dedirtti. Fırsatım var yine gideceğim yine gezeceğim :)

Dogu görevimin 2. Senesini bitiriyorum 2 senem daha burda geçecek
Daha önce sivas'ın dogusuna gitmemiştim ne yazık ki biraz ön yargım da vardı açıkçası.
Insanları kesinlikle yardım sever misafirperver evlerine gidince siz rahat edin diye her şeyi yapıyorlar çok güzel günler geçirdim.
Ne yazık ki yaşadığım yerde kadının adı yok kadın 2. Planda bile değil hiç planda yok bu devirde ilcedeki marketin bile yerini bilmiyorlar dışarı çıkamıyorlar en sevmediğim durum bu bir kadin olarak.
Ikincisi ise temizlik kaldigim ilceye çöp kutulari geleli 2 ya da 3 yıl olmuş çöp kutusu olmasina rağmen bütün yollar çöp, sokak hayvanları çok kötü durumda hemen hemen hepsi hastalıklı ve aşırı zayıf durumda belediyeye dememize rağmen bir şey yapılmıyor o konuda.
Sadece ilçeye gelen memurlar üzerine bir ekonomi kurulmuş o yüzden her sey 2-3 kati pahali ne kadar yardimsever ver misafirperver de olsalar dışardan gelen insanı cok iyi bilip her şeyin fiyatını arttirip kazanç sağlıyorlar biz de mecburen almak zorundayiz çünkü alternatifi olmuyor.

Dediğim gibi olumsuz yanları kadar olumlu yanları da var ınsanları ile bir sıkıntı yaşamadım ama yaşayan cok insan duydum.

Gezme konusunda bir şey yazmamışım van gezmeye değer guzel bir yer

Vana giderken yol üstünde tatvan'da durmuştuk 2 apartmanlı bir sitenin önüne arabayı parketmiştik. Hava çok sıcak ve site içi ağaçlı olduğu için onu tercih etmiştik. Arabadan iner inmez apartmandan 40 yaşlarında bi adam çıkmıştı. adama 10 sn durumu izah ettik "vana gidiyoruz da burda öğle yemeği yemek istiyoruz istanbuldan geliyoruz" demiştik. adam bize cevap vermeden dönüp "ayşee (karısına seslendi adını hatırlamıyorum" yemeği dolaba koyma misafir geldi. demişti. inanın çok şaşırmıştık. ne bize baktı ne süzdü ne başka bişey. yok abi aman ne misafiri zahmet etme dediğimizde de "olur mu öyle şey misafirsiniz nerelerden gelmişsiniz" demişti. adamın evine gitmedik ama arabasını takip ettik bizi en iyi mekanalrdan birinin önüne götürüp sahibine selam verdi bize de selam verip gitti. hesap öderken de menü fiyatıyla toplam 3 kişi 140 ödememiz gerekirken 80 ödeyip çıktık. kaç sene geçti adamın iyi insan mıyız kötü müyüz diye bakmadan bizi ağırlamak istemesi hala aklımdadır.

Turistik olarak bazı şehirlerini gezdim, gayet güzel ve neşeli yerler. Hatta Mardin'de en son "bu insanlar neden bu kadar yüksek, hayat dolu sürekli?" diye arkadaşlarla konuştuk falan. Muhteşem kültürel miras ve mutfak var tabii tüm bölgede.

Eksi tarafları, tutucular. Otellerde vs içki bulmak imkansıza yakın ki Dedeman'dan falan bahsediyorum. Antep'te vardı otelde mesela. Bir diğer eksi tarafı da araba ve bilen biri gerekmesi. Yani mesela bir Göbeklitepe'ye şehirden kendiniz gidemezsiniz, gitseniz de bilen birisi anlatmadan birkaç büyük taş görüp gelirsiniz. Tabii merkezden turlar vardır her türlü, Nemrut falan için de.

Güvenlikle ilgili pek endişem olmadı zira hiç bilinmeyen, turist olmayan yerlerine gitmedim. Zaten İstanbulluyum, burada her gün bir yer patlıyor, olacaksa olur diyorum bu konularda.

En azından kısa da olsa bir GAP turu ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler olduğunu düşünüyorum. Ekim falan idealdir, yazın ölebilir insan.

90'lı yılların en berbat dönemlerinde Mardin, Midyat, Urfa, Antep ve Elazığ'a iş sebebiyle gidip gelirdim. Yalnız olmazdım da yine de çalışan kadın görmeye pek alışık değillerdi.
Seneler sonra turist olarak yine Antep, Mardin'e arkadaş grubuyla, Hatay'dan Anamur'a eşimle gezmeye gittik. En son geçen sene arkadaşlarla Diyarbakır, Van turu yaptık. Gezerken yerel rehber faydalı bir şey. Yerel hassasiyetleri öğreniyorsunuz. Eğer siz "mesaj kaygılı" biri değilseniz yerli halk da gayet içten davranıyor. Halk olarak çok ayrıştırılmışız. Nasıl toparlanırız bilemiyorum. Halkın devlete karşı çok büyük önyargıları var ve devlet bu önyargıları beslemek için elinden geleni yapıyor diyeyim. Böylece bizi birbirimize bağlayan çimento çözülüyor, kimse farkında değil (ya da bazıları farkında ve böyle olsun istiyorlar).
Ben gezme taraftarıyım.

Gitmedim. Gittigim en dogudaki il Ankara.

Gezmek isterim, ama konfor alanimdan tamamen cikmam lazim. Nedenine gelince:

Türkiye´de gercekten keyifle rahatca tatil yapamadigimi fark ettim. Her an izleniyor hissi, cogu insandaki etrafini gozetleme, her olaya burnunu sokma hastaligi... Otobuste, otelde, takside hep bir diken ustunde olmak... Sanki bunlar doguya dogru gittikce artacakmis hissiyati var bende. Onyargim, endisem bundan ibaret.

Guvenlik vs. nedeniyle bir endisem yok.

Doğu'da yaşıyorum. İyi yönleri de var kötü yönleri de. Halkı çok yardımsever batı da bana kimse yardım etmezdi burada herkes bana yardım ediyor. Rahat insanlar batı halkı gibi pinpirikli en ufak şeyi kafaya takıp büyüten insanlar değil.

çok gitmek istiyorum. hiç görmedim. tek gördüğüm akdeniz ve karadeniz. (iç anadolu'da iş için geçirdiğim 2 - 3 günü saymazsak) önyargılarım muhakkak vardır bunları bir gün gidip görürsem anlayacağım. hatta bu ay gitme planım vardı pandemi yüzünden nasip olmadı. turistik olarak çok merak ediyorum ama yaşayabileceğimi sanmıyorum. en başta havası ve doğası farklı gelir bana. aile kültürü olarak da farklı yetiştirildiğimi düşünüyorum.

bence en güzeli kıymaya sadece şekil vermek, sonrasında tuz ve karabiberlemek. istenirse belki biraz da sarımsak tozu.

Hiç bişi konmaz temel olarak, hamburger köftesinin özelliği hiçbir şeysiz olması. Burgeri malzemeler tatlandırır. Tabii sonraki denemelerde içine mozarella gömenden közlenmiş patlıcan ekleyene kadar sınırsız seçenek var. Tabii cheddar her zaman başı çeker. Etin lezzetli olması, kendi başına keyif vermesi önemli. O yüzden kasap, yağ oranı, et yöresi falan değiştirip deneyebilirsiniz. Tek çekim tabii.

hamburger köftesi yoğurulmaz sadece şekil verilir. köfte şekli verip üzerine tuz karabiber atacaksınız sadece. sakın yoğurmayın sululuğu gider. kaliteli kıyma almak lazım. daha döş eti idealdir.

Köfte bir yemek türüdür. Asıl hamburger etinde et+tuz isteğe bağlı karabiber dışında bir şey olmaz ve yoğurulmaz. smash ya da şekil verebileceğiniz bir şey varsa onla pişirirsiniz.
Amaaan kültürler umrumda değil derseniz tabi ki köfte gibi yapıp ekmek arası yiyebilirsiniz kimse sizi tutamaz :D
Karamelize soğan ve cheddar yeterli bence.

Bir miktar pekmez katmanı öneririm

Normalde yukarıdaki arkadaşların dediği gibidir ama bence Türkiye'de ulaşabildiğimiz ortalama etlerin bi tadı yok, e mangalda da yapamıyoruz. Bişeye benzemiyor sonuç olarak bence. O yüzden biz şöyle yapıyoruz:
Yarım kilo orta yağlı kıymaya 1 tatlı kaşığı pekmez, bir tatlı kaşığı hardal, tuz, karabiber. Çok yoğurmadan karıştırıyoruz şöyle bir. Bir ileri nokta olarak soğanı püre yapıp suyunu sıkıp onun suyunu koyabilirsiniz.

kıyma + worchester sos

bu kadar.

Ketçap.

Burger köftesi diye bir şey yok. İri çekilmiş ete şekil verip pişecek yüzeyine tuz ve/veya karabiberle pisirirsin. Bu kadar. Eti yogurursan o burger lise kantini burgerine döner. Aradığın tatları sosuna koy.

etin kaliteli ve yeterince yağlı değilse, ince çekilmişse yukarıdaki içine bişey koymadan yoğurmadan yapma şekli istediğin sonucu vermez. etin sululuğunu ve lezzetini sağlamanın en iyi yoludur ama dediğim gibi, et kaliteli ve yağlı olacak.
şunu izledin mi bilmiyorum o bir sürü video içinde ama bir bak
www.youtube.com

Biraz kimyon, eti her zaman için başka bir noktaya taşır. Çok değil, bir kere dene istersen.

Bu metaller kalitesiz olduğundan kulak deliğini boyayabilir ya da alerji yapabilir, tahriş edebilir. Küpe olayında gümüşten altından şaşmamak lazım.

Ben çok begendim küpeleri.

Şık, ama metal allerjiniz varsa rahatsız edebilir.

Güzel ama pek zarif değil bence. Kalın metal detaylarından dolayı biraz kaba geldi bana.

Bu tarz kolye ve yuzukler de var onlar daha zarif. Kupeler kaba duruyor ve malzeme kalitesini de bilemedim.

tasarımları çok şık çok zarif. ama kulağa asılan yerleri ağır ve acıtacak gibi duruyor onu söküp daha ince hafif bişey takma şansınız varsa çok güzel olur

Haftada 2 gün ofis, 3 gün evden.

Hayır, turizm sektöründe olduğum için insanlar uçağa otobüse keyfine bininceye kadar muhtemelen gidemeyeceğim.

Bence baslayanlar oldu artik cunku son 10gundur ciddi sekilde trafik farki var.

Ben evden çalışmıyorum ama bizimkiler de evden çalışmayı hazirana kadar uzattı.

iki haftadır işe geliyorum. patron beyimiz her şeyin normale döndüğünü düşünüyor

evden çalışıyom hala

bayram sonrası inşallah gidebileceğiz . hala evden çalışmaya devam ediyoruz

Ofis kapalı daha, yıl başına doğru açılacak muhtemelen.

%50 modeline geçtik.

Bu ay sonunu görürüz gibi duruyor, 2 hafta sonra geçeriz ofise falan diye konuşuldu ama belli olmaz. Patronlar gitmez ofis açılırsa da, biz işçiler çalışmaya devam :)

hala evden. ne zaman bitebileceğine dahil tek bir açıklama bile yapılmadı.

Haziran basina kadar ev. Haziran sonrasi icin de resmi aciklama bekliyoruz.

haftada 1 ofis.diğer günler ev.

Biz 1 aydır dönüşümlü olarak ofise gidiyoruz. 15 haziran gibi ofise toptan döneriz sanırım.

Benimle ayni yerde calisanlar basladi. Sendika olmasa ben de baslardim, yaza kadar sanmiyorum.

Ben 2. sezonun ortası derdim, benim kafam o zaman karışmaya başlamıştı ve izlemeyi bırakmıştım.

Net bir ayrım yok. Kitapta yaşayıp dizide ölen karakterler var mesela ama bazı şeyler de kitapla paralel gitmeye devam etti.

Ben de 2. sezon diyorum ayrılma ise. Hatta ben de peki madem gibi bırakmıştım izlemeyi. Kitabı geçme ise daha ileri sezonlar.

5. sezon sonunda.
ilk 4 sezon kitapla birebir paralel olmasa da tümüyle grrm in kontrolünde yazıldı. farklar küçük ölçekte ve hikayeye etki etmeyecek düzeydeydi.
5. sezon yazılırken ortada o sezonun kitabı yoktu. ancak grrm. taslaklara göre sezonu şekillendirdi.
6 sezon başında grrm ve benioff&weiss (sansür-site kapanmasın durduk yere)leri kavga ettiler. bu iki (sansür) senaryoyu grrm'e danışmadan kendi kafalarına göre yazdı. ne kadar başarılı (!) oldukları imdbden görülebilir.

Sürbisa kaliteli bi markadır. Kurbanda kullandığım kasap seti de sürbisa, evdeki genel amaçlı bıçak da. Yalnızca bulaşık makinesine atma, yıkadıktan hemen sonra kurula kafi.

Kullanıyorum hastasıyım.
Yanında ya surbisa nin bileyini alın ya da ikea nin.

sef bicagini kullaniyorum, cok basarili. bileylemek icin de bir seyler alin yalniz.

Ve ek...
Kesinlikle elini keseceksin. Kırk yıllık ev Kadınlarına hediye ettim hepsi kesti

çok keskindir kullanırken dikkat et.hakiki sürmene markasıdır.

10 numara gerçekten. Uzun zamandır kullanıyorum küçük bıçaklarını, misler gibi kesiyor. Daha yeni aldım 22 liraya bir tane daha olsun diye.

productimages.hepsiburada.net

Ufak alakasız bilgi, sürbisa değil sürbısa, sürmene bıçak sanayi

PTT şubelerini kapattılar diye haber vardı.

posta hizmetinin durması mümkün değil. para çekilip yatırılan pttbank kısmı kapanır da posta hizmeti ile ilgili kısmı kapatamazlar. hala bir çok resmi yazışmayı gerçekleştirmenin tek yasal yolu posta çünkü.

Geçen cuma 2 küçük 1 büyük postanenin önünden geçtim İstanbul'da, üçü de tamamen kapalıydı.

2. bir emre kadar hepsi kapalı. sadece ptt kargo çalışıyor.

sozlesmede ne kadar surede iade edilecegine dair bir ibare yok ise 3 ay sonra parayi yatirmalarini kabul et bence

aynı şey midir bilmiyorum, uçak biletim iptal oldu uçuşlar iptal olduğu için; ancak normalde 2-3 günde geri yatıyordu yatmadı. dur bakayım dedim websitesine istisna bir durum mu var, sözleşme kısmını açıp okumadım bu şekilde olağanüstü durumlarda (işte salgın) 3 ay sonra iade edilir gibi bir şey yazıyordu, sözleşmeye atıf yaparak açıklama koymuşlar oraya herhalde insanlar telefonları kilitlemesin diye.
sizinki de 3 ay, ondan dedim.

Şu anda bütün tur şirketleri operatörleri iadeleri geciktiriyor çünkü yüzbinlerce kişi aynı anda iade istiyor. Eylüle kadar iade ödemesi yapmam diyen var. Bankadan olumlu yanıt gelmezse, sıkıntı etmeyip bekleyin derim.

Havayolu şirketleri ile ilgili olarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü koruyucu karar aldı (aşağıda). Korumak derken bizi değil tabiki şirketleri. Yani oradaki durum biraz farklı olabilir. Turizm alanında böyle bir karar duymadım, ama adamlar açıkça şimdi istiyorsan mahkeme yolunu arşınla diyorlar ki, ödeme süresi en azından aynı sürede olacaktır.

Bununla birlikte şimdi 3 ay erteleyen, o 3 ay gelince bir 3 ay daha erteler o ödemeyi.

www.resmigazete.gov.tr

(1) COVID-19 salgını nedeniyle 5/2/2020 tarihinden itibaren uçuşun iptal edilmesi durumunda, bu iptaller sebebiyle uçuşu icra eden veya etme taahhüdünde bulunan hava taşıma işletmesi 8 inci, 9 uncu ve 10 uncu maddelerde yer alan hükümlerden uçuş yasakları kalktıktan sonraki iki ay sonuna kadar muaftır.

(2) COVID-19 salgını nedeniyle uçuşu iptal edilen yolcunun, hava taşıma işletmesinin boş koltuk durumuna bağlı olarak istediği bir tarih için bilette değişiklik yapma veya bileti açığa alma hakkı vardır. Yolcu, açığa alınıp kullanılmayan biletin iadesini uçuş yasakları kalktıktan sonraki iki ayın sonrasında hava taşıma işletmesinden alabilir.”

Egzama gibi bir şeye dönüşmüş olabilir, mutlaka bir eczacıya gösterip özel krem kullanın derim. Nemlendirici güçsüz kalıyor olabilir.

emu yagi iceren kremler var, asiri yagli ama guclu ve besleyici kremler. onlari deneyebilirsiniz.

egzamaya da iyi geliyor.

bepanthol denediniz mi? Yara bere, çizik vs olan ellerimi düzenli kullanımda çok kısa sürede toparladı tabii babanızın kadar ciddi bir durumu yoktu.. emekçi babanıza geçmiş olsun. eğer bir süre yapılabilecek gibi ise kolonya deznfektanı azaltıp yanında taşıyacağı minik su şişesi ve sabun ile temizlesin gün içerisinde yine dezenfektan kullansın ama daha az olabilir. bepanthol ü de gün içerisinde kurudukça sürebilir. Sabunu minik minik keserek bir kilitli poşete koyabilir ergonomik olması için.

Hep tavsiye ediyorum netrugena tamamı mavi olan kutulu kremleri şahane fiyatlar çok uygun.

benim cildim hassastır, biraz rüzgarlı havada bile ellerimin üstü çatlar soğuktan.
bu soruna en iyi çözüm neutrogena hydro boost el kremi.
jel formunda olduğu için vıcık vıcık da yapmıyor, 1-2 kere sürünce düzeltiyor çatlamış elleri.

Merhaba, durum o kadar ilerlemişse steroidli kremler kullanılması öneriliyor (dermacı arkadaşımın yalancısıyım)

O kadar kötü olmasada. Aynı sorun bende de oldu. krem sürüp üstüne eldiven giydim biraz düzeldi.

Merhaba
Bioderma- atoderm intensive baume
Diye bir nemlendiricisi var cidden cok cok iyi geliyor.

Gecmis olsun.

Dün benim komşu da aynı endişeye kapılıp benim zilimi çaldı. Güzel öksürmüşüm anlaşılan. :) Ateşimin olmadığını, insanları etkilememek adına hastaneye de gitmediğimi söyleyince rahatladı. İranlılar bu durumu bizden daha çok ciddiye alıyor emin olun. Gribal enfeksiyon ötesinde bir durum olsa en kötü ambulans çağırırlar, çekinmezler diye düşünüyorum. Yine de isterseniz bir ihtiyaçları var mı diye tıklatın kapıyı siz de. Alo 184'ten de bahsedebilirsiniz.

Ne zamandır öksürüyor? Yaşlı, sigara içen biriyse fi tarihinden beri öksürüyor olabilir. Yeni mi başladı?

yeni başladı ne yazık ki
riskten kastım da aynı yerlere dokunmak, apartman görevlisi vasıtasıyla yayılması vs idi. hepimiz için geçerli bu.

Suratiniza oksurmesi gerekmiyor. Kanalizasyon ve havalandirma sistemleri ile de iletilebilir virus.

184 u arayıp bilgi alsan fena olmaz. Belkide ben telaş yaptım ama sigortaları yok maddi durumları iyi değil vs diye belirt telefonda.

hof okurken ağzıma acı ıhlamur tadı geldi :) Evet, french press'te ya da çaydanlığın demlik kısmında demleyebilirsiniz; altta su olacak, ıhlamur kaynamayacak tabii.

French presste ıhlamur yetmiyor bana, güzelce kaynarsa daha lezzetli geliyor.
Çaydanlığın demliği olur, direkt ocağa konan tek demlik olur. Soğuk suyla ıhlamuru koyun, hatta üstüne 1-2 dilim limon, elma ya da ayva kabuğu, çubuk tarçın, karanfil, ufak bir parça kök zencefil/zerdeçal ekleyin öyle kaynatın.

sıcak suda bekletince ıhlamurun tadı asla çıkmıyor. ben de kaynatıyorum.

ben demlikte yapıyorum. kaynayan suya ıhlamuru atıyorum, 6-7 dakika sonra alıyorum.

Marketlerde baharat reyonunda oluyor saydıklarınızın hepsi. Melisa da çaylar arasında vardır. Ben buradaki gibi açık satan aktara pek rastlamadım ama tüm baharatlar mevcut, en kötü Türk bakkalları var.

Goco kuto?

Kekik ve defne baharat reyonunda vardır.

Çaylar da, haliyle çay reyonundadır.

Bir bakın isterseniz?

Asian ve Middle Eastern market'larda olur genelde hepsi. Hic sorun yasamadik bunlari bulup almakta.

Defne tohumu yerine defne yaprağı yazınca direkt çay odaklı sormuşum gibi olmuş.

Goco kuto: goca kıta

Berlin'de gördüm de Berlin ne kadar sayılır bilemem :D

Tam aktar gibi değil (açık satmazlar mesela) ama Almanya'da bio storelarda aradığım pek çok şeyi bulabiliyorum. Ama her şeyi değil.

Aktar gibi acik satan yerler genelde herbalist filan diye geciyor ya da kräuterdrogerie vs.

Onun disidns dogal urunler satan marketlerde ya da turk marketlerinde bulunur. Buyuk supermarketlerde de bulunur.

Bugün metro markete gittim alacağım bir kaç şey vardı. Otoparkı görünce direkt dönüp çıktım.

Mahalledeki migrosa gittik, bizim disimizda bes alti kisilik bir sirkülasyon vardı. Raflar da doluydu gayet.

Ben de hem file hem de migros'a gittim. Kolonya bir iki tane vardı; ucuz makarna, tuz ve sirkeler bitmişti ama barillalar duruyordu mesela. Onun dışında tüm raflar da full doluydu.

FB stadı altındaki migrostabayağı talan vardı ki görevliler canla başla koli açıp yerleştiriyorlardı. Yoğurt falan rafları boşalmıştı, soda bile bitmişti, sirke vs aynı şekilde. Ama trajedi halinde değildi genel olarak. Millet kafayı yemiş.

Gün sayısı size kalmış, Mardin'in Midyat'ı var, ne bileyim Adıyaman Nemrut var, onları görmüşken Antep var falan. Kendiniz mi gideceksiniz? Göbeklitepe falan için rehberli tur falan ayarlamanızı tavsiye ederim. Ya da komple gap turuna da gidebilirsiniz.

Urfa için 1 gün yeterli. Görülecek 3 tane yer var:

- Balıklıgöl (Şehir merkezinde)
- Balıklıgöl'ün hemen yanındaki Arkeoloji ve Mozaik müzesi
- Göbeklitepe (Şehirin 20 km dışında)

Bir de patlıcanlı kebap yersiniz. Bu kadar.

En çok zamanı Mardin'e ayırmanızı öneririm. Gezilecek çok önemli yerler var. Ve aralarında mesafeler de olduğu için zaman bir kaç gün ayırmak gerekiyor.

Diyarbakır ve Mardin 3 gün Urfa 1 gün

urfa kesinlikle 2 gün olmalı çünkü urfa'ya epey uzak olan halfeti de var.

Arkadaşlar izin sıkıntı 4 -5 gün diyelim . Maximum fayda ile nasıl hallederiz ? Kendi aracımız ile gideceğiz

Once nereleri gormek istiyorsunuz liste cikarin.
Diyarbakir - Sur ici, Dort Ayakli Minare, Sutlu Minare ve muzeler 2 gun Hevsel Bahceleri falan da eklerseniz en az 3 gun

Urfa
Balikligol, Gibeklitepe, 2 gun

Mardin
3 gun
Midyat, Darende, manastirlar, kiliseler, onlarca muhtesem kilise var.

Oncelik listesi ve lojistik bir yol plani ile maksimum fayda saglarsiniz. Nereden yola cikacaginiz da onemli. Yolda harika seyler de olabilir.

Ev, araba için kredi alacağın zaman üzülebilirsin. Bazı araç kiralama şirketleri bile bakmaya başladı nota bildiğim kadarıyla.

Ev, araba vs. almayı düşünüyorsan ve kredi çekeceksen düşük notla biraz zor. Ev almam, kredi çekmem diyorsan üzülmene gerek yok.

şu an çeksen bile belli bi limite kadar çekebilirsin.az bişi çekmiş olsaydın bi sonrakinde daha yüksek çekebilirsin(yanlışsam düzeltin)

Hiç borcu olmayan, kredi kartı kullanmamış yakınıma 5000tl kredi bile çıkmadı. Puanı yok diye.

kredi skoru inşallah ileride ev kiralamamızı bile etkileyecek seviyede bir enstrüman haline gelecektir. bankalar gayet güzel uygulamaya başladılar ama kredi skoru cep telefonu operatörlerinden, teknoloji mağazalarına, ev satın alma ve kiralamalarında, araç kiralamada yani aklınıza gelebilecek her finansal işlemde önemli hale gelmelidir/gelecektir.

bkz gelişmiş ülkeler.

Ben de yıllarca kullanmadım. Sonra o zaman aidatsız olmasından mütevellit bir Kuveyt Türk şubesine gidip 500 lira limitli bir kart istedim. Ya o gün basıp verdiler, ya da 1-2 gün sonra. Küçük bir meblağ kart ile başlayıp birkaç ayda adam edilebiliyor. Ayrıca birikimin varsa, aynı bankadan yine küçük bir limitle başlayabilirsin. Yoğun trafiği olan bankalar bu konuda daha olumsuz sonuç almaya yakın gibi geliyor bana.

Sonuç itibariyle ihtiyaç ile kredi çekmen gerekirse üzer. Ama zamanın varsa adam edilemeyecek bir şey değil.

Artık bazı emlakçılar ev kiralamasında da kredi siciline bakıyor.

geçende internetten araba kiralamak için rezervasyon yaptım, teslim almaya gittiğimde kredi notuma baktılar. olumsuz çıksa ne olacaktı dedim. arabayı veremiyoruz dedi, her dört kişiden birinde olumsuz çıkıyormuş.

Hiç kredi kartı kullanmadıysanız, hiç kredi çekmediyseniz kkb sistemi sizin borcunuza sadık bir müşteri olup olmadığınızı nasıl anlayacak? Düşük çıkması çok normal. İnsanlar skor yükseltmek için kredi çekip, zamanında ödüyor. Banka hesabındaki birikmiş paranızın skora etkisi yok.

Bir keresinde erkek arkadaşım kardeşine bilgisayar almıştı bir yerden ve oraya düzenli ödeme yapılıyordu. Tam hikayeyi bilmiyorum ama ödemeler düzenli olmasına rağmen satıcı mallık yapıp bir ay atlıyor mu ne oluyor, kara listeye girmişti çocuk alakasız yere. Maaş aldığı bankadaki temsilcisiyle iyice bir konuşsun, böyle aptalca bir hata ise düzeltilebilir.

Bu arada normal şartlarda hiç kk ve kredi kullanmamış olan kredi notu için olumsuz bir durumdur. Kredi notu düzenli ödeme ile vs yükselir. Düşük limit denesin önce derim.

Findeks.com'da yazan metni aynen kopyalıyorum:
'Kredi kullanan ve düzenli ödeme geçmişine sahip olan bir kişinin Findeks Kredi Notu, hiç kredi kullanmayan ya da az kullanan bir kişiye göre daha yüksek olabilir.'

bazı bankalar sizden 500 tl alıp onu rehin alıyor ve 500 tl civarinda kredi kartı veriyorlar.bunun harici ise gidip tek tek bankaların müşteri temsicileri ile görüşmekten başka çare yok.hesabınızda para olması da çözüm sağlamıyor.

kendim de bu dertten muzdariptim ve bu şekilde çözdüm.yavaş yavaş artıyor şimdi puanım.

Daha önce hiç kredi kartı kullanma ihtiyacı duymadığı için hep nakit alışveriş yapmış. Peki kredi kartı verilmiyor, kredi başvurusu olumsuz sonuçlanıyorsa nasıl borcuna sadık biri olduğuna ikna edebilir ki :)

Başvurduğu kredi miktarı yüksekse ya da vade çok uzun ise red yemiş olabilir. Benim puanım rezalet durumdayken kredi çekebilmiştim. Ancak vadeyi 36'dan 48'e çekmek istediğimde mümkün olmadı.

Daha düşük bir miktarı daha kısa vadede isterse belki onay çıkar.

Fiba banktan cep telefonu almak için 5000 tllik kredi başvurusu reddedilmiş mesela. Vadesi 8 ay kadar olması lazım.

Mutlaka ilk hamleyi maaş aldığı bankadan denesin. Onlar çok daha fazla yardımcı oluyor.

Teşekkürler valla hep nakit harcamak sa sorunmuş. Bilmiyorduk.

Salvador dali'nin tablolarının dükkanda sabit fiyatla satılacağını düşünmüyorum. İlla ki bir mezata müzayedeye çıkar.

Olsa olsa daha önce kaça satılmış olduklarını araştırabilirsiniz. Örneğin: www.dunya.com

kibritsuyu +1
Dali tablolarının bir yerde satılık olabileceğini neden düşündünüz acaba? En fazla alttaki linkteki gibi satıldığı müzayede fiyatlarını bulabilirsiniz.

www.cheerbell.com

anladım arkadaşlar, çok teşekkür ederim.

basıncı kontrol edemezseniz patlar.

Hayır.
homesafetywatch.com
www.quora.com

Sanmıyorum, kauçuğa bir şey olması bir durum, içindeki suyun ayarsız tepki vermesi ayrı bir durum. Ama kesinlikle mikrodalgaya uygun termoforlar yapılmıştır, üzerinde yazar.

Ayrıca not olsun, kiraz çekirdeği yastıkları var, mikrodalgada ısıtıp termofor olarak kullanıyor, çok rahat.

Burda da ilk kitabı var
www.kitapyurdu.com&manufacturer_id=14602

Tek başına gayet iyi okuyabilirsiniz.

Normali bu, her nesil kendi sokak dilini yaratır. Çoğunu anlamıyorum, yeni nesil de olmadığım için endişelenmiyorum. Meme'leri anlamayınca yaşlı hissediyorum bazen ama evet.

abi çar'ı nasıl duymadın nasıl bir ortamda büyüdün? lil ne onu ben de duymadım rapçilerin lil'i mi? öyleyse isimleriyle birlikte kullandıkları bi sıfat o.

Ben sürekli yeni nesille muhatap olduğum icin çoğunu biliyorum, hatta günlük yaşamda da kullanıyorum ister istemez. Ama bilmemek de ayıp falan değil. Bazen ogrenciler meme atıyor, "burada ne demek istiyor, anlamadım" diyorum, açıklıyorlar. İlgimi çekmiyorsa da random atıp geçiyorum.

Yani bunları bilmediğin için gerikafali olmuyorsun. Herkes deli gibi sosyal medya kullanacak diye bı şey yok.

bence garip evet. bak yeni nesil diyorsun da o yeni nesil sensin zaten?

çar ne yau
yaş :39

burada sorun ergen jargonu bilmemek değil; bence çevreni değiştir.

Yabancı sitelerden bildiğim tahmin ettiğim kadarı ile 'lil' little için kullanılıyor. Çar da char/charm için, karakter, karakter değeri gibi bir şey olması lazım. Umarım doğru biliyorumdur.

Ya bırak onlar senin seviyene yükselsin :p

çar nedir ilk defa duyuyorum (yaş 41). sırf yeni nesil olmakla da ilgisi yok, ne kast edildiğini de anlamak lazım. eşim özel okulda ortaokul öğretmeni. yani bütün gün 13-14 yaş kolej öğrencisi ile muhatap oluyor, ona sorsam o da bilmiyor böyle şeyleri. belki duyuyor ama anlam veremiyor. mesela 5-6 yıl önce anan zaa diye bir şey ağzına takılmıştı. ikimiz de hala nedir bu bilmiyoruz.

"çar" da şimdi burada okuduğuma göre "char/character" anlamında, muhtemelen yeni neslin oynadığı bir oyunda "sahip olduğu karakter" anlamında kullanılıp gerçek hayata geçirilmiş bir laf olsa gerek. oyunlara aşina değilsen bilmemen gayet normal.

yine 10-15 yıl öncesi web kamerası kast edilerek "cam" (kem değil, yazıldığı gibi "cam") lafını duyar (cam var mı, cam açsana vs.), kameralı sohbete yabancı isek anlamazdık.

eleştiren dönüp kendi dötüne baksın. aptal saptal kelimeler üretip bilmeyeni dışlamak nedir lan, sen de onları doğru düzgün konuşmamakla itham et. varsın derlerse yaşlı desinler.

Çar diye bildiğim iki şey var birisi rus çarı diğeri online oyunlardaki kahraman uzerine giysi falan aliyorlar vs vs lil bilmiyorum bilmemek ayip degil nedenayip olsun sana geri kafali diyenin malligi

Bu kavramlar oyunla ilgiliyse yeni nesil olmakla ilgili değil durum.

Car (char yani character) rol yapma oyunlarındaki karakter. Tek bildiğim o. Lil i bilmiyorum.

Bir de başka kültürlere dair jargonlari bilmemek, sadece onları bilmemek. Her jargonu bilemezsin. Sorun yok.

cari ben de ilk defa duydum. 24 yasindayim.

Bence irkcilik degil

bence de değil.

Irkçılık tabii ki, kız muhtemelen Çin'den gelmiş değil ki oranın yerlisi. Çin asıllı diye böyle bir şeye maruz kalması da ırkçılık haliyle. Zaten Çinlilere ırkçılık da demiyor, Çin asıllı bile olmayabilir, Uzakdoğulu olduğunu görüyoruz sadece.

Çin'den dün gelmiş beyaz biri öksürse kadın hiç öyle bir şey yapma ihtiyacı duymayacak.

Eğer kız öksürmeden önce, daha kızı ilk gördüğünde sırf Çinliye benziyor diye ağzını atkıyla kapattıysa bariz ırkçılık.

Yapmayın arkadaşlar ırkçılık böyle bir şey değil. Atıyorum tipi Nordik biri olsun trene ilk girince değil ama öksürünce çevredeki insanlar yine tedirgin olurdu, ya da takır takır italyanca konuşsa ve sonra öksürse. Buradaki ırkçılık her çekik gözlüyü çin/japon zannetmemizden kaynaklanıyor ama ırkçılık bence çok başka bir şey.

@SiyamkedisiZorro Konu öksürmesi değil, yazdığı twit. Bindiğinde kadının ağzını kapadığını, denemek için öksürüp kameraya çektiğini söylüyor.
Her Uzakdoğuluyu da mikroplu yerine koymak da ırkçılık oluyor.

ırkçılık. kız daha öksürmeden atkıyla ağzını, yüzünü kapamış. aynı şey size yapılsa siz de kötü hissederdiniz.

bu ırkçılıksa hastalıktan geberek.
neresi ırkcılık arkadaş.

nasıl duyarcısınız anlamadım.
ırkcılık değildir.

daha öksürmeden sırf Asyalı fenotipinde diye yüzünü kapatmış. Aşşırı net ırkçılık.

Gordugu gibi tepki veriyorsa net irkcilik, lami cimi yok… oksurmeye herkes tepki verebilir...

Dünyayı tehdit eden bir hastalık var ve bu Çin den çıktı.
Tepki Çinli olduğu içi. Değil, Çin den yeni gelmiş ya da Çin den yeni gelmiş biriyle teması olmuş olma ihtimali diğer herkesten daha çok olduğu için tedbir alıyor. Bu ırkçılık değil.
Aynı şekilde elinde bir pankart olsa ve az önce wuhan dan geldim diye yine aynı tepkiyi alırsın

Irkcilik. Kaldi ki herkes irkcidir ama gostererek yapmak ayrica ayiptir.

Irkçılık olması için ırkı yüzünden bir tepki almalı. Buradaki tepki ırkı yüzünden değil, hastalık riskinin yüksekliğinden.

Ha, cinliyi gördü ve asyalilar pis kokar diye burnunu kapattiysa bu ırkçılık, arada fark var.

Irkçılık değil

degil. sinir oldum bugun bu tivite. degil iste ya dunya etrafinizda donmuyo aq bi sakin olun.

Irkçılık değil. Hastalık oradan çıktı ve kadın gebermek istemiyor. Özür dilerim ağzımı kapatacağım mi deseydi yani

all at once?

once and for all olabilir

in one shot?

simultaneously

all at once +1

Google'a bakıp ölü olduğunu anlamak :)
Uzman değilim ama akıntı önemli bir etken. Ayrıca şeytanlık yapmak gibi olmasın da, hastaysan kız arkadaşın da sana bulaştırmış olabilir?

idrar yolları enfeksiyonuna daha çok benziyor, ufak bir ihtimal böbrek taşı/kumu da olabilir.

bel soğukluğunda akıntı her gün olur. sizde her gün var mı?
tedavisi çok basit bir hastalık bu arada bel soğukluğu. uygun bir antibiyotik yazdırıyorsunuz doktorunuza ve tadaaa geçiyor.

Değildir, olsa penis küloda yapışacak kadar akıntı olur. Tedavisi çok basit bir tane entibiyotik var ondan 3 tane yutunca geçiyordu hatırladığım.

Doktora gidip bir test yaptırın diyeceğim ama bunun testi zaten akıntıdan alınan kültürle yapılıyor, siz gidip sorunun asıl sebebini öğrenin.

internetten kendine tani koymak kadar yanlis bi sey yok.

neyse, bel soguklugu olsaydin anlardin. ic camasirin (sanki ic camasirina bosalmiscasina) nokta nokta bembeyaz olurdu. bi noktadan sonra da acidan isemeye (o yuzden su icmeye bile) korkar olurdun.

yikilmalik bi durum yok. kendi kendine yanlis teshis koymussun.

karşı tarafın taahhütlü gönderim yapmasını sağlarsanız, size teslim etmek durumunda kalırlar, posta kutusuna bırakıp gidemez.

Posta kutusu kiralayabilirsiniz ama kendinizin gidip kontrol etmesi lazım.

Bağlı olduğunuz ptt ( dağıtım ) merkezine gidip müdür beyle görüşmek istediğinizi belirtip şikayetinizi dile getirin, bir dahakine kırmızı kurdele kesip çikolata ikramıyla alırsınız mektuplarınızı, çalışanlar zor şartlarda dağıtım yapıyor, ve dışından önemli olduğu belli olmayan evrakları kapınıza kadar getirirlerse eve gidemez o insanlar, 200e yakın evrak ve kargo dağıtıyorlar günde, ama dediğimi yapın isminizi not alacaktır dağıtıcı arkadaş ve size özel muamele göreceksiniz bundan sonra, saygılar. İnside a man

PTT ile iadeli taahhütlü, kimseye gitmezse geri sana gelir ayni şekilde.

100 TL'ye tuvalete bile gidemezsin hocam, min. 200 gözden çıkart.

150 tl bari deseydik :/

Rıhtım civarı olur derseniz Hush hostel'e bakabilirsiniz ama tarihler önemli, hafta sonu gayet zor. Tam Acıbadem'de imkansız diyebiliriz sanırım.

www.airbnb.com.tr

Gayet normal.

Bebek badem ezmesi

beyoğlu çikolatası

bence kahve dunyasinin butun fistikli cikolatasi da bu klasiklerin arasina girer artik

aha su:
www.hepsiburada.com

koska?

kaz dağları - www.hizirkamp.com

Azerbaycan

Efes - Şirince Ege klasiği, saklı kent ve kapadokya ile de entegre edebilirsiniz.
Marmaris'te konaklayıp bu rotalarda tarih - doğa turizmi yapabilirsiniz.

Yurt dışında are you cola seviyesi ile gayet yaparsınız. Google translate var şu var bu var. Bence hayal ettiğinizi yapın, macera olsun.

Yurtdisi kesinlikle. Arr yu kola is enaf

deniz ağırlıklı olmasın demişsin ancak yunan adaları turu yaptık geçen sene cruise ile, suit tuttuk çok memnun kaldık üstelik buradaki otellerden ucuza geldi

edit: düğünün ertesi gün yola çıkmayın sadece dinlenin

hocam yurt dışında are you cola ingilizcesi size yeter ve artarda. İtalya roma-floransa-venedik yapabilirsiniz. Erkenden uçak bileti, otel rez ve hızlı tren rezervasyonlarınızı yaparsanız çok güzel bir balayı geçirirsiniz. Eğer daha rahat etmek isterseniz floransayı geçip roma-venedik yaparsınız.

kapadokya da sıcak olur ama deniz harici bol aktivite istiyorsanız türkiyedeki top nokta orası. balayi için de tercih edenler var, güzel oteller var.

Yunanistan'a araba ile gidin, hem kültü hem deniz tatili, iki kişi yapmak cok eglenceli olur.

yurtdışına turla gidin biçilmiş kaftansa.

google translate ile kurtarırsınız.

Yurtdışında dil bilmek mi kaldı, yes no'dan başka kelime bilmeyen arkadaşlarım İspanya'yı gezdi. Doğru amsterdam'a. Mutluluklar şimdiden.

yatağınız aynı yatak mı?

geldiğimde farklı bir evde yaşıyordum, şimdi evi değiştirdim, yatak daha iyi hatta şu an.

İşte daha iyi yatak her zaman daha iyi olmayabiliyor :) Hayat alışkanlıklarınız değişmediyse ben yatak farklılığından ve varsa nem oranı farklılığından diyorum.

Amazon siparişleri bir hafta 10 günde geliyor kapıya. Aliexpress değil ki bu. Amazon'un sattığı ürünlerden lışverişinizi yapın, zaten Amazon hesaplıyor vergiyi.

3 ay değil yahu 2-3 haftada geliyor.

10 gunde geldigi bile oldu bana :) korkmayim, satici amazon olsun yeter

sağ olun peki diyelim ayakkabı aldım 100 dolarlık aynı oranda vergi mi öderim yoksa hediye kartından düşme gibi bir şey olmaz sanırım?

oradan alıp burada satmaya değecek bir önerisi olan var mı peki?

her şey hesaplanır ve en son olarak bakiyeden (hediye kartından) düşer.
Soru eğer hediya kartıyla aldığım şeye de vergi öder miyim ise, tabii ki. O amazon'la değil TR ile ilgili bir durum.

Standart kargo ile 9 günde geliyor. Net 9 gün. Diğer kargo seçenekleri ile 2-3 gün.

TÜRSAB A grubu seyahat acentası olmanız lazım, onun da yüksek bir ücreti var ve turizm diplomalı birisinin çalışması gerek diye biliyorum.

edit: Tabii kendiniz gezdirecekseniz bir de rehber kokartınız olması lazım.

ilgili ülkede de sizin incominginizi yapacak başka bir resmi şirketle/acentayla anlaşmanız veya kendiniz incoming yapacaksanız şirket kurmanız gerekir.

sizinde acenta kurmanızla ilgili bilgiyi whoosie vermiş zaten.

Ya bu yeni moda bir akım, kesin app'i bile vardır da konseptin adı ne bilmiyorum. O şekilde yüksek çözünürlüklü bir şeye yapıp çıktı alabilirsin.

edit: kendin yapacaksan ve kağıda yapacaksan yağlı boya falan yapma, berbat olur. Dijital yapıp çıktı al her türlü, photoshop'ta kesin bu brush vardır.

dijital ortamda photoshop gibi bir programla brush kullanarak bu efekti verip öyle çıktı alabiliriniz.

i.hizliresim.com

benzetmeye çalıştım.

Gruppal iyi o bölgede.

Sonuncudan gelmişti bana, gayet tatlı. Gül sevmediğim için 3 diyorum.

sanksı çiçeği alın bence, çok dandik bu kutular falan. 3 derim ben de.

Çiçeksepetine girer girmez çıkan çiçekler bunlar. Azcık özenilmesini isterdim ben.

Tasarım bir şey alsanız daha güzel olur gibi..

www.ciceksepeti.com

@ıcha

Ben baktım görememiştim güzel begendim bundan verecegim sipariş :)

@ıcha

Malesef bu çicek oldugum bölgeye gelmiyor

saksı çiçeği olsun bence de. ama orkide harici bir şey yok mu? annemler öğretmen, her öğretmenler gününde ev orkide dolar yıllardır :D biraz düz adam işi yani. ve de çiçeğini dökünce çok çirkin oluyor.

sukulent olabilir bunlardan ziyade, orkidenin bakımı da zordur. sukulent çok dayanıklı olduğu için uzun süre kalıcı olur.

Nakit tabii, kartla her işlemde komisyon keser banka.

Ben kredi karti kullaniyorum

dolar ekstreli kredi kartı. nakit lazım olur.

maaş kartı. komisyon yok. yani ben enpara kullanıyorum ve hiç komisyon vermedim. diğerleri için genelleme yapmayayım.

Temmuz Phuket için iyi bir ay değil.
Turlarda genelde doldukça fiyat artar, tekrar düşme imkanı pek yok son saniyede birileri iptal edip promosyon yer açılmazsa falan. Onu da beklerseniz başka ihtimalleri kaçırırsınız.

Bütçe sıkıntısı varsa Yunanistan’a gidin. Tur bakmayın. Atina’dan küçük bir adaya geçin. Selanik’ e yakın deniz tatili bölgeleri de var.

Üç yüz saat uçakla yol gitmeye gerek yok bir haftalık tatil için bence. Ama merak ediyorsanız, vakit geçirmeden tur ayarlayın, yaza yer ayırttı çoktan herkes.

Çok fazla yunanistana gittik zaten. Ona herzaman gidebiliriz farklılık olsun diye dedik orayı, mevsimi değil ama yeme içme farklı yer görme açısından hoşumuza gider.

balayında phukete gittim, tamam fil maymunlar otantik falan da, tekrar bi seçim şansım olsa gitmezdim =)

giderseniz de mutlaka turla gidin, diğer türlü çok pahalıya geliyor.

bali falan bakın.

Hocam ya balayını erteleyin ya da Temmuz'da başka yer bakın. Tam mason dönemlerinde (Haziran-Eylül sonu) giderseniz verdiğiniz vereceğiniz paraya günah.

rotasyon talep ediyorum diyerek konuya gir oradan ilerler konu

Öncelikle bir IK'cıyı gözünde büyütme, onlar senin taleplerini çözmek ile yükümlüdür. Bütün isteklerini anlat, aşırı kibar olmana gerek yok. Şirket içinde doğabilecek farklı pozisyonlar için aday olduğunu anlatarak sohbete girebilirsin.

Önce yöneticinle görüşmen gerek, İK her halukarda ona gider, bilgisi yoksa bi de mobbing yersin

Icha, onu da düşündüm. Ama ne diyebilir ki adam bana? Bu yaptığı da bir çeşit mobbing değil mi? Kendisinin de pek bir iş yaptığı yok zaten. Bu yüzden de bana ihtiyacı yok.

işte ne diyebileceğini konuşmadan bilemezsin. bir şey diyemeden saçmalayıp seni el boş gönderse bile kardır. IK'ya adamı atlamadan gitmiş olursun. yöneticiler yok sayılmayı kafaya takabiliyor bazen.

Yöneticimle nasıl konuşmam lazım peki? Sizin bana ihtiyacınız yok, İK ile konuşmayı düşünüyorum gibi bir şeyler mi diyeyim? Konuş derse ve İK da çözüm bulmazsa daha kötü olmayacak mı?

Sizin için de uygunsa firmadaki boş pozisyonları değerlendirerek kendimi geliştirmek istiyorum diyebilirsin.

whoosie +1

Burada bir süredir yerimde saydığımı hissediyorum diye eklersin.

Belki birinin işine yarar diye not edeyim. Doğrudan İK ile görüştüm. Benim pozisyonuma gerçekten gerek kalmamış. Başka departmanlar için değerlendirmeye alacaklar. Şu anda beklemedeyim.
Herkese teşekkürler.

Zombi, yerime birini de almayacaklarmış aslında. Pozisyon tamamen iptal yani.

emniyet kemerinin içinde kaza anında airbaglerle beraber patlayan ve kemeri geriye doğru geren bir sistem var.

bu patlama için bir ısıtıcı ateşleniyor ve içindeki ısınan tel patlama esnasında kopuyor. bu yüzden arabanın ecusu bu telin direncini ölçerek karar veriyor. burada açık devre görürse panelde airbag arızası veriyor araç. ama ısınarak patlayan tel ile aynı değerde bir direnç takılırsa haliyle ecu aradaki farkı anlayamıyor ve hata vermiyor.

bu durumdaki bir aracın kaza anında aktif gergi sistemi çalışmaz. ama mekanik kilitleme özelliği çalışır.

Sadece uyarı vermesin diyeymiş.

www.youtube.com