Bu tür arabaların en büyük sorunu sağlamlıktır, euroncap testleri aracın yürüyen aksam ve iç tasarım malzemelerinin sağlamlığına ve işçiliğine bakmaz, kaza anında sürücüyü ve içindekileri ne kadar koruduğuna bakar.
Bu tür uzakdoğu araçların en büyük sıkıntısı daha bir kaç bin km'de her yerinden trim sesi gelmeye başlamasıdır. Daha 2. haftada kapı içlerinden, torpidodan, oradan buradan trim sesi duymaya başlarsınız, bu söylediklerim bu markaya özel bir durum değil yanlış anlaşılmasın, verdiğiniz para aslında markaya ve işçiliğe veriliyor yoksa araba arabadır bir motor, 4 lastik ve kaporta hemen hepsinde benzer önemli olan işçilik ve kullanılan malzemenin kalitesi.
Yeni üretilen hemen her aracın içi özellikle Türkiye gibi yüksek vergilerin müşterileri boğduğu ülkelerde olabildiğince düşük kalite plastikle kaplanıyor ve parçaların birbirine uyumu neredeyse vasat, bunu uygun fiyatlı araçların plastik aksamları arasındaki boşluğu ölçerek görmeniz mümkün, eğer bir araçta iki plastik aksam arasındaki boşluk serçe parmağınız girecek kadar fazla ise bilini ki ilk 10 bin km'de arabanın her yerinden gıcırtı duymaya başlayacaksınız, o boşluğu adamlar kendi mallarına güvenmedikleri için o kadar geniş tutuyor.
Diyeceksiniz ki bu adamlar o zaman bu arabayı üretirken düşünmüyor mu bu ayrıntıyı? tabi ki düşünüyor ama adam Türkiye gibi yolları köstebek yuvasına dönmüş, her 100 metrede bir keyfi yerleştirilmiş tümsekler olan yollarda kullanılacağını hesaba katmıyor, kaymak gibi yollarda yürüyeceğini var sayıyor.
Aracın SUV sınıfı olduğuna bakmayın o bir arazi aracı değil öyle görünse de yani arazi aracıdır bu sağlamdır diye düşünmeyin.
Sorunuzun cevabına gelince, eğer a noktasından b noktasına gideceğim zaten beklentim düşük, ben zaten temiz ve soft kullanırım daha uzun ömürlü olur, uzun bir süre de satmayı düşünmüyorum derseniz alın kullanın takılmayın markaya, zaten bu gidişle bir kaç seneye bu araçlar bile mumla aranıyor olacak.
0