yok malatya otobüsüne bin

evet. tekirdağ otogardan taksi ucuzdu tam fiyatını hatırlamıyorum. taksi istemezseniz dolmuşlar otogardan kalkıyordu en son gittiğimde.

otogardan istabul seyahat ile tekirdağ, tekirdağ otogar önünden sgk yazılı otobüse bin (para kabul eder) önünde ieceksin.

@cekilmis gayfe çok komikmiş bir daha yapma.

@golgi ve @delidir
Teşekkürleer

Tekirdağ'da otogar aynı zamanda halk otobüslerinin durağı(Otogarın hemen dışında sarı olanlar). Orada bir şöföre sorun o yardımcı olur.Tam ücreti de 2 lira falandı yanlış hatırlamıyorsam.

stalingrad 1993

Unsere Mütter, unsere Väter. 3 bölümlük mini dizi

Der untergang .

das boot

unsere mütter +1
ayrıca schindler's list, fury, soysuzlar çetesi, çizgili pijamalı çocuk.

days of glory, bu işin bir de afrika tarafı var, sömürgeler gözünden 2.dünya savaşı.

taegukgi hwinalrimyeo (kore savaşı temalı ama bence mutlaka izlenmeli)

mai wei (tam bir 2. dünya savaşı filmi)

ikisi de kore yapımı.

Saçlarımız çok benzer durumda :) Goldwell roughman mat veya Osis mess up kullanabilirsiniz. Ben özellikle Goldwell'den çok memnun kalmıştım.

peki benim bu aldığım ne reis

bu taft'ın jölelerinde bir şey mi var?ne zaman kullansam başımda börtü böcek eksik olmuyor.benim ki farklı soru tabi ama kazık yapmayacak diyorsan düşük numaralı bir jöle seçebilirsin.

Açıkçası linkteki ürünü daha önce hiç görmedim/kullanmadım. Saçlarınıza uygun olup olmadığını anlamanın en iyi yolu saçlarınızı yıkayıp çok az ıslak bıraktıktan sonra ürünle bir deneme yapmak olacak :)

sadece osis mess up kullan. bu sana yetecekdir büyük ihtimalle.

mess up(öncelikli), got2b, osmo clay aradığın tarz ürünler. Aldıklarının kil bazlı olmasına dikkat et. Tutuculuk için ekstra saç spreyi gerekebilir ki muhtemelen gerekicek.

www.protein7.com
güvenilir sitedir. siparişin 1-2 gün içinde gelir.

git aliexpress e 6 dolardan başlar fiyatı, 2 ayda elinde olur ornek,
(git: www.aliexpress.com
edit:link ve fiyatı güncelledim

@akisan, bence de aliexpresste varsa tercih edilebilir. yalniz linkteki beli koruma kemeri olmus.

Teşekkür ederim. 2 ay uzun bir süre. Koca ülkede satan yok arkadaş. Çok ilginç.

Biz arkadaşa Rogue Fitness'tan getirtmiştik. Türkiye'de varsa bile kalitelisinin fiyatları absürt olabilir.

Bilek ağırlığı al, ayak bileklerine bağlayarak barfiks çek.

En az bench press kadar etkili bir hareket. Ben şahsen minimum 30 tane nizami şınav çekemeyip düzenli spor yapıyorum diyen insanları ciddiye alamıyorum.

eski hoca bir defasinda sakayla karisik, elbette makinede gösterecegim, callisthenics ya da sinavla evde yapmayi ögretseydim, buraya bir daha gelen olmazdi, demisti.

gülümseyip gecmistim ama bir yandan aslinda ufak da olsa dogruluk payi var demistim.

Şınav türüne bağlı olarak omuz, biceps, triceps, göğüs, karın, kalça, birçok kası çalıştırır.

Diamond push up
Spartan push up
Muay thai push up
Clap push up
Tek ayak havada şınav
Tek kolla şınav(Bunu yapabilmek için önce çift kol yaparken tek kola yüklenerek başlayın)
Yumruk şınavı

Şimdilik aklıma gelenler bunlar.2-3 tanesi hariç hepsini normal bir insan 5-6 tane de olsa yapabilir. Günde yapabildiklerinden 10 ar tane 3 set yapıp bir de beslenmene dikkat etsen alır yürürsün zaten.

Şınavda kendinize uyguladığınız kiloyu artırma şansınız biraz düşük. Genelde büyümek için düşük tekrar yüksek kilo şeklinde çalışıyorum ben şınavda öyle bir şansım yok. Ama evde yapacaklar için gayet etkili bir hareket.

Şınav ile direnci sürekli arttıramadığından kas kütlesi kazanımı sınırlıdır. Ama başka hareketlerle kombine edilip daha yüksek yoğunluk sağlanabilir tabii ki. Bir de çoğu trainer doğru şınav formunu bilmiyor daha.

Vermiyorum. Maaş alıyor zaten banane bir de ben neden para vereyim.

ben de hiç vermiyorum. 1-2 lira para üstü olunca kalsın diyorum en fazla.

Yeterli 5 tl. Vermek zorunda değilsiniz. Niye veriyorsun manyakmısınız diyenleride yok sayın.

Kurye hiç bahşiş vermek aklima gelmedi şimdiye kadar

valla yağmur çamur içinde yaşlı bir amca getirdi, verdim ben de baya sevindi. kısmetiymiş. az bir meblağ ama asgari ücret ile çalışıyorsa günde 3 kişi verse o günkü yemeği çıkar.

varsa verin ya, asgari ücret alıyo insanlar ki onun 300 lirasını işverene elden geri verdiklerini biliyorum.

Vermiyorum. Gelen adam benden büyük oluyor genelde ve bahşiş vermek ayıp geliyor.

bende veriyorum,5 tl iyi rakam yagmur varsa.

mevsim şartlarına bakmam, her durumda bahşiş veririm. geç getirse de veririm.

yüzde oncu değilim. hesaba veya bozukluğa göre durum değişir.

En son kurban bayramında dışarıdan sipariş verdim. Bayramın ilk günü çalışıyor olduğu için de 5 lira verdim ben. Büyük para da değil. Açıkçası işi olmasa çay falan da ikram edecektim.

Evdeki bozuk durumuna gore 1-2 tl veririm her zaman.

Ben de 2-3 tl veriyorum, zaten verdiğim maksimum sipariş 20-30 tl'lik oluyor.

5tl cok bir para degil. Bu kadar kafa yormayin.

kredi kartıyla ödeme yaptığım için öyle bir deerdim olmuyor.

Ben de mutlaka veririm bir şeyler. Verdiğiniz 5 lirayla siz fakirlesmiyorsunuz aman kuryelerin işine yarıyor, aldıkları para belli. E yağmur filan derken çalışıyorlar baya.

Bir de sürekli gittiğin yerde bahşiş filan verince daha dikkatli hizmet ediyorlar mesela. Ya da sürekli aynı yerden siparis veriyorsaniz daha hızlı getiriyorlar vs.

Bahşiş vermiyorum. Ödemelerim kartla olduğu için de "üstü kalsın" olmuyor zaten. Bahşiş ile ilgili bir sorun varsa vermekte değil, işinin tanımını gerçekleştirip hizmet olarak ekstra bir şey sunmadan (güler yüz en başta) bahşiş beklemektedir bence.

Kurye konusu dışında, bir restoran ya da cafeden örnek vermek gerekirse, genelde küsurat bırakılır 5 veya 10'a tamamlayan. Eğer gerçekten memnun kalınan bir hesap olunca da kimsenin yüzde hesabına gireceğini sanmıyorum.

ömrümde hiç bahşiş vermedim galiba. aklıma gelmiyor. öğrenci olduğum zamanlardan kalma bi alışkanlık.

zar zor gecinenler hariç bahşiş vermeyen insana hiç iyi gözle bakmıyorum. hele ki ciks mekanlarda neyse(zaten veren cok, maasları da genelde iyi oluyor) ama onun dısındaki yerlerde, benzincide, zincir yemek firmalarında çalışanlara 2-3-5 bişey atmak kimseyi fakirleştirmez. 50 lirayı bi yemege verirken gözüne gelmeyen insanların 2-3 lirayı esirgemesine ayarım.
ben durumum iyiyken en az yuzde 10u tutturmaya calısırım ama yoksa da 2-3 Allah ne verdiyse veririm.

Oturduğum sitede tam da bizim bloğun önünde köpek var bildiğin sokak köpeği. Kuryeler korkuyor gelmeye mırın kırın ediyorlar. Bir kaç kere de tekme attıklarını gördüğüm için kuryelerden haz etmiyorum.

adam sempatik gelmiyorsa vermem. bazıları var mahkeme duvarı gibi bir surat ile geliyor. tıpış tıpış gidiyor.

geçen bir adam geldi, Slipknot açık içeride; ooo falan yaptı, biraz muhabbet ettik. Maaş kartı ile ödediğim halde çıkardım 10 TL bahşiş verdim.

Açıkçası mutlu da oldum.
karikaturistan.files.wordpress.com

bölüm ne, okula götürmene gerek var mı derslerde vs. kullanmak için? gerek yoksa masaüstü al, oyun oynatma kabiliyeti vereceğin paraya oranla daha yüksek olurç

Tercihleri henüz yapmadık, bölüm-üniversite belli değil yani. İİBF'de çok lazım olur mu?

olmaz, masaüstü sistem topla hazır da alma, daha ucuza gelir.

yav laptop diyonuz da çocuk oyun oynıycam diyor, 2 kere lazım olur diye niye oyun oynayamayacağı bişey alsın. ha dersen ki 4bin vermekte sıkıntı yok, o zaman al laptop.

laptop daha iyidir. yeri gelecek okula goturmek zorunda kalacaksin.

Tabii ki laptop, not tutmak istersin, sunum yapman gerekir falan. Her türlü lazım olur.

Laptop kesin bulunsun. Masaüstünü sonra alırsın.

Laptop çok işine yarar.

iibf 2. sınıfım bir kere proje için lazım oldu bilgisayar. onda da yazdırıp hocaya teslim ettik zaten. laptop şart değil bence.

okula nerede gideceksin, yurtta mı kalacaksın yoksa ev mi tutacaksın. yurtta kalacaksan kesinlikle laptop al. masa üstü bilgisayar sen anlamadan ortamın pc'si olur ama ben evde kalacağım, dersen al masaüstünü rahat rahat kullan.

elinde laptopla okula gitmek. okulda laptopun lazım olması??

cok uçuk düşünceler geldi bunlar bana.

oyun oynayacaksan ve yurtta değil öğrenci evinde kalacaksan kesinlikle masaüstü

Laptopa gerek yok. Ev tutacaksın gibi. Yap bi sağlam makina. Sunum falan olursa da at usb ye götür.

oyuna çok düşkünsen laptop alma pişman olursun.

masaüstü topla ikinci el de bir laptop al ben 650 ye i5 3317u 6gb ram 500gb hdd 4,5 saat şarjı giden ultrabook almıştım

laptop al ama modern bişey al. Hafif ve taşıması rahat olsun

ıch will

adam oyun oynayacağını söylüyor????

Far Cry 3-4 ve Primal, COD serisi (Advanced warfare dahil) Fallout 4 Metro Last Light gibi oyunlar var listemde.Bu oyunları full ayarlarda kaldırıcak laptop masaüstüne göre bayaa pahalı olur gibi geliyor. Laptopta oyun oynamanında hiç zevki yok be :(

asasdfds ciddi mi bu soru? "allah ile şeytan arasında tartışma"....

Allahla şeytan arasında böyle bir iddaa gibi durum yok ki. Herkes yoldan çıkarsa herkes cehenneme gider, cennet boş kalır.

Not: Cehenneme odun olarak kontenjandayım.

bi tek müslümanlar mı kurtaracak yani dünyayı soruya bak :) müslümanların 2 katı hristiyan var sen korkma sevgili kardeşim.
cevap: şeytan bu dünyanın egemenidir, onun kazanması gayet doğal.

Hikayenin sonu da belli ama. İyiler kazanıyor.

soru yanlış. galiba tam anlatamadın. Allah ın yarattiğı, Allah a karşı hiç şeyi kazanamaz. Kıyamete kadar mühlet verildi şeytana. Allah celle celaluhu zaten gelecekte olacaklar dahil her şeyi biliyor.

@1adam O Zaman İslamiyet tüm dünyaya mı yayılacak

Ay herseyi biliyor diyip sual edince bu bir imtihan dayanin demiyorlar mi bitiyorum. Olm boyle manyakca seylere mi inaniyonuz hakkaten. Gunah sevap yok, iyi kotu var. Bi anlayin gozunuzu seveyim. Ha seytan varsa da coktan kazandi zaten. Bi etrafina bak istersen.

sana çok iyi haberim var, supernatural'ın son bölümünü izle bütün cevaplar orada:

-------------------spoylırın allahı----------------------------


tanrı ile şeytan barışıyorlar, tanrı özür diliyor sonra sarılıp ağlıyorlar. dostluk kazanıyor yani, yaşasın fair play!

Once meleklerin secde mevzusuna dair aciklama ;

MELEKLER ADEM'E SECDE ETTİ....

SECDE;Boyun eğmek,isteyerek kabullenmektir.
MELEKE;Herhangi bir amaca ulaşmada, Allah'ın ve diğer canlıların kullandıkları her türlü araca (ilim,kol,el,resul,kitap,güç,araba,para vs vs..) Meleke,Melek denilir..
Bir insanın kendine ihtiyaç ihdas etmesi , onun ADEM olma vasfı ile olur...
Adem=ihtiyaçlı olmak demektir.
Yani susamak,acıkmak,üşümek,bir konuma gelmeyi istemek,barınmak istemek, ADEM konumunda olman demektir.. Bir ihtiyacını karşılamak için duyu organlarını kullanarak plan program yapman , strateji belirlemen senin "İNSAN" olma vasfınla olur..Bu konuyu , eğer hayatının ilk sırasına yerleştirir ve her şeyde,her fırsatta ÖN PLANA çıkarırsan , bu da “BEŞER” vasfınla olur.. İşte ; bir insanın kendisi için ihdas ettiği , bu ihtiyacının karşılanması esnasında ya da sürecinde , kendisine gerekli olan tüm materyaller yani MELEKELER , bu kişiye "SECDE" ettirilir (18/50 , 7/11 , 38/73 ve 15/30da)..Meleklerin Adem'e Secde Ettirilmesi bu anlamdadır ve hayatımızın her alanında günceldir..!
MİSAL verelim ; doktor olmak istiyorsun , çalış ol , bu hedefin için gerekli olan tüm melekeler sana SECDE ettirilir..Tuvalete gideceksin , buyur git , tuvalet senin için MELEKEdir , sana bu ihtiyacını karşılama noktasında secde eder , karşı çıkmaz..
Elini gözüne sokacaksın , yemek yiyeceksin, araba kullanacaksın, vs vs vs..
Bunları ve daha sayamadıklarımızın kişi tarafından yapılması esnasında bu iş için gerekli olan materyaller asla insana karşı çıkmaz , çünkü insanın ADEM olma vasfı gereği ona SECDE ettirilir..
Melekelerin secde ettiği Adem hep iyi şeyler mi yapar?. Tabii ki hayır. Bıçakla ekmek de kesilir, maalesef insan da öldürülür. Ancak melekelerin itiraz hakkı yoktur..

Seytan ( iblis ) mevzusuna dair;


İBLİYSte bir MELEKEdir ve dediğimiz gibi , bir kişi bir şey için kendine ihtiyaç ihdas ettiğinde yani ADEMleştiğinde devreye girmeye çalışır..Amaç , bu ademi oluşturan bu kişiye ihtiyacını giderirken , ona bunu NEHY işleterek yaptırtmaktır.
Eğer yaptırabilirse buna "İBLİYSin CİNNlenmesi" denilir ve bu durum 18/50de İbliys için kullanılan ''KANE MİNELCİNNİ'' deyimiyle yer bulur.

Maalesef bu deyimi çoğu ulema ''O CİNNlerdendi'' şeklinde çevirmişlerdir.Oysa bilinen manada CİNNler alemi diye bir alem yoktur.Burada İbliys için kullanılan ''o cinlerdendi'' deyimi YANLIŞTIR.
Doğru mana ; ''o cinlenir yani HAREKETLENİR yani AKTİF HALE GELİR'' şeklindedir ve 18/50`de ibliys bu şekliyle rabbin emrinden dışarı çıkar.Böyle oluncada ADEMleşmiş insana Allahın haramını yaptırır.

Halil ibrahim ÜLGÜ

tanrı; ''ben zaten biliyordum zaaa xD'' diyecek.

hani tün anlatılanlardan sonra en mantıklı senaryo bu :D

as mümin yahut mümin olmaya çalışan kardeşim.

öncelikle elini görüyor ve rest çekiyorum(şaka şaka poker falan anlamam hiç). yukarda giydirmişler baya da sormak istediğin anlaşılıyor bi şekil.

şeytan ortaya bi fikir atmış, Allah da ona müsade vermiş. şeytan Allah'a karşı bişey kazanmayacak ama bişeyler ispat edecek muhtemelen. benim itikadım şu yönde, bize verilen irade - insanoglunun tüm mücadelesinda olduğu gibi iyi ile kötünün savaşı. her türlü refah içinde de, savaş ortamında da, rahatta ya da rahatsız olsak da çıkan çatışmalar bize verilen iradeyle hangi seçimleri yaptığımıza bağlı. sorunun kümülatif cevabından çok sen/ben hepimiz kendi şeytanımızın (ahahah böyle diyince abilere bağladım) neleri ispat edebileceğine kafa yorarsak daha temiz olur.

mukavva kesip biçiyorum sabahtan beri hafıza oyunu yapmak için. midem bulanmaya başladı .s

integral çözmeye çalışıyorum ama olmuyor. galiba sınavda iyi bir şey yapamayacağım..

@olutaklidi, mukavva kesmek pis iştir bilirim. Elin ağrır bir yandan, ortalık yanık karton kokmaya başlar öteki yandan. İşin zor.

@vacigok, yapamadığın soruları koy buraya yardımcı olan çıkar.

yen ayfon aldım eğleniyorum onunla, bir de finaller :(

Valla gittik bi rakı-kavun yaptık, iyi geldi.

@ripolip, hayırlı olsun ayfon'un. Eğlenmekten finalleri aksatma :)

@utkumon, kavun mevsimi geldi mi be? Afiyet olsun.

calışıyorum. evet evet hala. resmi tatilde mesai yapıp üstüne bir de ekstra mesaiye kalan bir tek ben varım sanırım.

@lisa, konu kilit der gibi girmişsin. Sıkma canını her şey olacağına varır.

Okumuşsundur belki ama ecinniler/dostoyevski

üstüne de filmini izle.

giovanni papini - gog. seversin

Angela'nın Külleri/Frank McCourt

küller okundu.

bitti mi :(

dar kapi - andre gide
faust - goethe
klimenjeronun daglari - ernest hemingway
surgunler - james joyce
martin eden - jack london
kucuk seylerin tanrisi - arundhati roy
ve de
yalan - tahsin yucel

Goriot Baba/Balzac
Öfke/Philip Roth
Üç Beş Kişi/Adalet Ağaoğlu
Aldanan Kadın/Thomas Mann
İsa Bu Köye Uğramadı/Carlo Levi
Denizi Yitiren Denizci/Yukio Mishima
Genç Bir Doktorun Anıları/Mihail Bulgakov
Sineklerin Tanrısı/William Golding
Kreçetovka İstasyonu'nda Bir Olay/Aleksandr Soljenitsin
Hiroşima Sevgilim/Marguerite Duras

körleşme * canetti

erich maria remarque- batı cephesinde yeni bir şey yok

gog, rosshalde, çavdar tarlasında çocuklar, genç bir doktorum anıları ve aldanan kadın'ı aldım, teşekkürler herkese.

Öyle bir versiyonu var mı fikrim yok ama, bulamazsanız Vikings de izletebilirsiniz. Onda cinsellik çok daha az.

Cnbc e de bi ara yayınlanan bölümleri vardı...O tam istediğin şekilde yayınlanıyordu...internette bulabilirsiniz o bölümleri

bu dizinin vitamini seks abicim onu atarsan bir şeyi kalmaz. Baban da 80 yaşında değilse sansürsüzünü tercih eder.

yahu bırak sansürsüzünü izlesin adam, hem daha rahat bulursun internetten. işten dönerken yolda evi bi ara ama.

o sallanan malafatüsleri sansürleyecek cgi bilgisayarının ram'i yetersiz gelir.

ön omuz ve göğüs kası yapar. karını da çalıştırır işte biraz statik yaparsan. form nizami ise arka kolu da çalıştırır. ben statik şınav ile süre kasıyordum. zırh gibi olur göğüsler

Bence mekik ekle. Şınavın da çeşitleri var, onları uygula. Spartan push up yap, şınavda yükselirken ellerini çırp sonra tekrar yere koy, diamond push up yap vsvs. Farklı kas grupları çalışır en azından.

edit: Isınma için Jumping Jack denen hareketi, ardından da mountain climber denen hareketi yapabilirsin. Mekik yerine crunch yap, tam mekik yapma. Omurgaya zararlı olduğu doğru. Onun dışında squat da yaparsan bu 4 ana antrenman her gün düzenli olarak yapılıp zamanla arttırılırsa çok verimli sonuç alırsın.

mekik değil de plank ekle. omurga için önerilmiyor mekik.

hundredpushups.com

Geçen @kuehles buradan önermişti, Cesky Krumlov. Güzel bir yere benziyor.

evet onu ben de görmüştüm, listeme eklemiştim teşekkür ederim.

Terezin turistik mekan sınıfına girer mi bilemedim.
Toplama kampı hiç görmediysen savaşın etkilerini güzel yansıtan bir yer, daha önce gördüysen etkilemeyebilir.

Askeri müzeler gezilebilir merakınız varsa.

Ostrava'ya gelirsen beni görürsün, olmaz mı :( Şaka şaka sadece ben yokum, maden müzeleri falan var hoşuna giderse. Lisa Hora'ya çıkılabilir bu mevsimde, muhtemelen Radegast da güzeldir. Ya da gel sen bira ısmarlayayım burada, laflarız biraz.

Olomouc ve Brno. Ayrica Cesky Krumlov +1

Hello ben geldim shdjdj
Tesekkurler @givemesomesubstance :))

Cesky krumlov, znojmo (almancasi znaim). Brno bence tirt ama kotu bi yer degi.

Dogaya merakli misiniz? Guney moravia bolgesi var, adrspach-teplice rock town var, bi de protected landscape areas diye gecen, adlarini cekce oldugu icin deneme yanilma yontemiyle bile hatirlayamadigim yerler var :(

Broumovska mi ne oyle bi yer var, bizim peri bacalarina benzeyen seyler var. bu protected landscape areas tan.

Cek cumda znojmo, brno, prag haric baska yere gitmedim. Ama yakinimda oldugu icin surekli manyak gibi arastiriyorum :) ordan biliyorum.

(bkz: better call saul)

beyin motoru yanmış..

ahahahha.. :))

ona " i am danger " de..

Abi meth'de bulacağı mutluluğu gidene kadar sende bulsun. Takıl yani.

Jessie, meth içen birine kürek vermişti, adam da sorgulamadan toprağı kazmaya başlamıştı. Ona ilgilenmesi için bir şeyler verebilirsin. Ama dikkat et kürekle seni kovalamasın.

Ayrıca mavi meth kullanıyorsa Tuco gibi olabilir, hani şu tight, tight, tight! diyen.

Bence odanı kilitle yatarken. Ölürse başına kalır, bu da aklında bulunsun.

Dikkat et uyurken yan dönmeyi unutmasın, methi vurup sırtüstü uyursa bir de ölüyle uğraşırsın.

Bence yok. Günde max. 1 litre sıvı (su ve ilaveten diğer içecekler) içmeme rağmen bende 5-6 kere işerim.

sıkıntı yok

iyi işte bağırsaklar iyi çalışıyor, kanın sürekli temizleniyor, maşallah hocam. iç bol bol iç.

tuvalete geçmek deyişi de ilginçmiş. ben de şu an entry soktum mesela :)

sıkıntı yok, oldukça iyi hatta, mesane boyutların küçük olabilir.

tuvalete geçmek, tuvalete çıkmak ikisi de yanlış.

tuvalete gidiyorum dieceksiniz.

normal ama içinde şüphe var ise gizli ve normal şeker testi yaptır. Hba1c testi de yeterli olur. tr.wikipedia.org

valla ben 1buçuk litreyi zor bulurum günde belki ama 1 satte bir tuvalete giderim neredeyse. gece yatarken bile 6-7 saatlik uykum 3-4 defa uykum bölünüyor, o derece.

steam varsa "risk of rain"

euro truck simulator 2 ile başlasınlar, Age of Empires 2 HD ile ısındırın, Fifa aynı fifa zaten top depmece işte.

fifa 16. yalnız kolsuz hiç tadı olmaz 2 de kol çözün

multiplayersa yılların klasiği wormstur gerisi önemsiz=)

terraria ya bakın bi, hosunuza gidebilir ama duvura yansıtılıp oynanacak oyun degil .

the elder scrolls iv oblivion'dan başlayın.

Rise of nations.

oo rise of denmiş. efsane oyun ama size gitmez bu saatten sonra. oyunun dinamiklerini öğrenmeniz uzun sürer.


pes/fifa veya age of 2 hd diyorum ben de.

Madem duvara yansıtacaksınız öyleyse size film gibi bir oyun lazım, here comes the game !

Life is Strange ! Birden fazla kere oynarsınız, döne döne oynarsınız, benden söylemesi..

urban terror ama eski versiyonu Urban Terror 4.1.

indirme linki ve diğer faydalı siteler.

goo.gl

goo.gl

goo.gl

goo.gl

goo.gl

stres+gaz

üşütmüşsündür ishal olacaksındır.

Stresle alakası var evet, stres hormonu vücudun bazı sistemlerinin çalışmasını kısıtlayarak hayatta kalma odaklı çalışıyor.

İrritabl bağırsak sendromu sahibi olabilirsiniz.

iyidir iyi ama son sezonlarda boka sarıyor

sarıyor ama bugi var. sezon ortası gini 3-4 bölüm arka arkaya hiçbi şey olmuyor, insana fenalık geliyor ama sonra ani bi olayla toparlıyorlar. her sezon oluyor bu.

sarar tabii deli misin

sarmaz. abartilan bir dizi.

Vikings başla. TWD'nin 2. sezonunda sıkıntıdan ekranı yumruklarsın.

beni sardı çok nadir sıkıldım

5.sezonun ortasında koptum tamamen diziden.

sarıyor ancak bi mucize olmazsa eğer konu kilit

Bence gayet iyibir dizi ama bazen o kadar iyi bölümleri var ki sonraki bölümleri iple çekerken bazen sıkıcı bölümlere de denk geliyor ama izlemeni öneririm.

İlk 2 sezonu aksatmadan izledim. 3. sezonu teyzemin gazlamasıyla izlemeye çalıştım ama birkaç bölüm sonra "Ya sikerler" deyip bıraktım. Baya sıkıcıydı. Belki sonra toparlamıştır ama bilmiyorum oraları.

Tanır mısınız bilmiyorum heykeltraş Caner Karakaş bi dönem arkadaşımdı. Atolyesinde patlama olmuş. Derimin eriyip döküldüğünü gördüm dedi. Ameliyatlarla ilgili konuşmadık biz ama deri nakli yapılmış. Kolları falan rende gibiydi çıkıntılı çıkıntılı. Hep dövme yaptırmak istemiştim, böyle bi dövmem oldu diye dalga geçerdi kendisiyle. Psikolojisi de çok düzgün değildi haliyle. Numaramı değiştirdiğim için görüşemiyorum hala görüşsem sorardım gerçi numarası da kayıtlıdır ama arayıp da sormak olmaz :)

Yanıkların kaçıncı dereceden olduğuna bağlı. 2.-3. dereceden vücudunun yüzde 80-90'lık kısmı yanmış bir insan kesinlikle ölür.

Edit:

Vücut yüzeyinin %10’undan fazlasını kaplayan 3. derece yanıklar
Vücut yüzeyinin %25’inden fazlasını kaplayan 2. derece yanıklar
Derecesi ne olursa olsun vücut yüzeyinin %30’undan fazlasını kaplayan yanıklar en ciddi yanıklar olarak geçer ilk yardımda. %80-90'ı yanmış bir vücut ölü bir vücuttur.

2. ve 3. dereceden yüzde 80-90'ı yanan insan kesinlikle ölür bir şey yok. IIb-III %83 veya 88 yanan ve kurtulan gördüm. Hastanın yaşı ve havayolu travması olup olmaması da ciddi etken. Bir kere yoğun bakımda uzun zaman geçirir. Dolaşımı, solunumu ve böbrek fonksiyonları izlenir. Solunum cihazına bağlanır. İlk geldiğinde çok ciddi su ve protein kaybetmiştir. Hemen sıvı tedavisi verilir. Yanıkları soğutucu bandajlarla soğutulur. Soğutmazsanız yanık derinliği iyice artar. Hasta stabilleştikten sonra ölü dokular uzaklaştırılır. Doku nakledilmesi gerekiyorsa yaranın dokuyu kabul edecek hale gelmesi beklenir. Pansuman yapılır. Ölü uzuvlar varsa kesilir. Hava yolu travması var mı kontrol edilir. Uzuvlarındaki damarlar uygun değilse santral venöz katater takılabilir. Yüzünde yanık varsa entübe etmek yerine trakeostomi açılabilir. Temiz bir yara tabanı oluştuktan sonra kalan sağlam yerlerden yüzeyel deri katmanı alınır, genişletilir ve yanık üzerine sabitlenir. File file gözükenler o greftler. Fonksiyonu kaybetmiş kısımların rekonstrüksiyonu yapılır. Mesela göz kapağı yeniden yapılır. Hastanın psikolojik yönünü de değerlendirmek gerekir. İntihar eğiliminde olurlar, ilaç tedavisi alırlar. Ailelerine de hastaya nasıl yaklaşmaları gerektiği anlatılır. Hasta iyileşir. Hayatına edebildiği kadar devam eder.

Bunlar aylar süren olaylar. Sırasını biraz karışık yazdım, yine de genel bir fikrin olmuştur.

genelde alkol oluyor ama misal kahveli tekila gibi değişik aromalı içkiler ben sanırım10 a yakın koktely getirmiştim. bir de hiçbiri tr olmadığı için tüm arkadaşlar bayılmıştı :)

alkol, hellim peyniri

üstünde Kıbrıs haritası olan meşhur ahşap Kıbrıs tepsisi

ballı jack

Hellim +1
TR'de olmayan bin türlü çikolata, kurabiye ve içki
Eşekli magnet :)

yukarıdakilere ek olarak con kahvesi.

Puro

Tarif bilmem ama, ben Tekirdağ köfte çok seviyorum, birde piştikten sonra çok kuru olursa güzel olmuyor köfteler.

Prizren köfte. Varsa arnavut bir tanıdığınız falan sorun. Ömrümde yediğim en güzel yemek olabilir.

1 yemek kaşığısirke ve 1 yemek kaşığı hardal koy harcına

Tarifinizi okuyunca aklıma doğrudan akçabat köftesi geldi. Böyle ızgarada, kurutmadan çok hafif sulu. Canım çekti. :)

guzel kofte tarifi yoktur, iyi malzeme, taze az yagli kiyma vardir.

sirke ve hardal deneyeceğim. benim de aklıma kıbrıs köftesi geldi .harcına patates rendeliyosunuz 1 tane süper oluyor çıtır çıtır .

Eyvah yazılı var serisini alıp okuyabilirsiniz, böyle hikaye, gerçek yazılı cevapları ve anılarla dolu.

Nightcrawler

Nightcrawler. Enemy. The prisoner

gözünü bile ayıramazsın; hodejegerne.

@aramis kelle avcıları izlemişim o filmi :D başka

tam aradığın tarzı yazsan daha kolay yardımcı olurum. ama herkesin bir şekilde bayılacağını düşündüğüm bir kaç film söyleyebilirim;

being there. bence eşsiz bir film. kahkaha atmakla ağlamak arasında defalarca gelip gidebilirsin.

el cuerpo. hodejegerne tarzı sürprizi ve gerilimi sağlam bir film.

baskın karabasan. türk korku filmlerine poposuyla gülen biriyim ama bu film bir çok ödül almış cinsiz perisiz enteresan bir türk korkusu.

Repo Men.

After hours.

nightcrawler izledim şimdi teşekkür ederim. @aramis tarih sevmiyorum bilim kurgu da pek sevmem fantastik filmleri de keza pek sevmem... onun harici hepsini izlerim cinayet suç felsefi ...

Bs olup en kisa yoldan avrupaya uzamaya calisan utkunun evdekileri tuketen cirpinislari,abi her yerden sekteye ugramisin sende.

Soruna cevap emsal karar varsa elinizde ayni sonuc sizin icinde gecerlidir.

Hagshasdhase, her yerden engel çıkıyor ama yıkılmadım ayaktayım.

Bu ülkeden bir şekilde gidicem.

yeşil pasaport ile sadece gezmeye gidilir :)

Aynı şekilde ziraat bankasından emekli olan bir müvekkilim için araştırmıştım konuyu. Annenizin sözleşmeliye geçmeden önceki memuriyet basamağı nedir? Sözleşmeliye geçmeden önce de yeşile hak kazanabilecek olma şartı arıyorlar. Bir de annenizin arkadaşının mahkeme kararının ilk sayfalarını göremedim. Tekrar atarsanız onun Davasını neden kabul etmiş mahkeme bakalım.

benzer bir durum benim pederde var, onun doğum kayıtları da var fakat bana yaramıyor hiçbir şekilde. babannenin kayıtları bir şekilde bulunur ama.

Size neden yaramıyor? Vatandaşlık için başvuru yapıldı mı? Babanız vatandaş olunca otomatik olarak siz de oluyorsunuz diye biliyorum.

nufus ve vatandaşlık işleri genel müdürlügünde muhakkak bir arşiv kaydı vardır gökten zembille vatandaş olmadı babanneniz. babanneniz babasının hamiliginde geldigi için onun vukuatlı nufus kaydında vatandaşlığa kabul vs evrak çıkar.

2.soru ise bulgaristan size sittin sene vatandaşlık vermez, vatandaş olma kanunları ab'de çok açık.

Benim annem babam orada doğmuş 25 yaşına kadar orada yaşamış ben sorunsuz aldım vatandaşlığı burada doğmama rağmen. Hatta burada doğan kuzenlerimin çocukları da aldı vatandaşlık. Peşinden koşun, biz sülalece olduk vatandaş. İleride çocuğumu da yapcam vatandaş :)

@utkumon, daha once yazmis olabilirm. sadece 89'da zorunlu goc'le gelenlerin vatandaslik hakki var. o insanlar zamaninda zorunlu isim degisikligi mevzusundan goc etmeye mecbur birakildiklari(ya hristiyan ismi alicaksin ya da burda kalamazsin) icin daha sonra vatandas olabilme hakki dogdu. babanneniz zorunlu olarak goc etmedigi icin vatandaslik hakki olmuyor. mesela 1988'de gelse ve dogum kagidi olsa yine olmazdi.

prosedurle az cok hasir nesir olmus biri olarak cevreden duyduklarim bunlar. iyi sanslar

diegonun dediği yanlış. eğer babanen hayattaysa ve doğum belgesini bulabilirseniz vatandaşlık hakkı var. net bilgi.

Aziz Nesin - Böyle gelmiş böyle gitmez serisi.

Otobiyografik roman tadında, çok güzel kitaplardır. Osmanlıyı, cumhuriyetin ilk yıllarını bile anlatır. İlk kitabını birkaç günde bitirmiştim. Mutlaka seriyi okuyun derim.

okudum harika bi seri. en guzeli ilk kitap. adam cok zekiymis gercekten. ustune ustluk o yasta hafizlik. kardesini kaybetmesi ve annesinden bahsettigi bolumler kitabin en acikli yerleri.

Nil'in Kelebekleri-Nil Karaibrahimgil

O zaman Aziz Nesin'in bir sürgünün anıları ve yüz liraya bir deli kitapları da güzeldir, tavsiye ederim onları da seversiniz :)

ben hakan günday'ın kinyas ve kayra adlı kitabını okuyorum bu ara. çok beğenmedim ama, biraz fazla ergen kafasıyla yazılmış gibi geldi bana. baya da seveni varmış ama.

www.dr.com.tr

al bunu oku.

bu aralar Dünya uzerindeki hala yon vermeye calisan ve calismakta olan ekonomik strateji kitaplari okuyorum.

berbat çevirili, bölümleri arasında bütünlük sağlanamamış bir ders kitabı okuyorum ara ara. bir de oğuz atay'ın bir türlü bitirmeye fırsat ve istek bulamadığım tehlikeli oyunları'nı okuyorum. kitap çok eğlenceli ama türkçeye katkı sağlamaz, aksine bozar.

şunu da eklemeden geçmeyeyim; yazıyla uğraşan birinin dilini özenli kullanabilmesi gerekir. o kadar kitap okuyup "ya da"yı "yada" yazmak ya da soru işaretinden önce boşluk bırakmaz yakışmaz. ilkokulda öğrendiğimiz kurallar sonuçta bunlar.

Tek adam -Şevket Süreyya Aydemir

bryan fury 'nin onerdigi kitabi oku.

"götüne zor geliyor işte bırak bunları" diyen arkadaşların haklı.

10 sene sonra suriye'ye dönüşmek falan çok hayalperest şeyler ama,
dönüşsek bile avrupa'ya mülteci botuyla geçmek yerine normal uçakla gidebilecek durumda olmak istemez misin? yurt dışına gitmek istiyorsun bir şekilde. iyi eğitim almadan gidersen dönercilik dışında ne yaptıracaklar sana? (dönercilik iyi ihtimal)

çalışmadan bu kadar puan yaptıysan potansiyelin var demektir.
otur bir sene daha çalış. şimdiden başla hatta, siktir et lys yi falan.

Türkiye'nin Suriye'ye dönüşmesinin olasılığı yok. Türkiye gerek tarih olsun gerek bugünkü durum olsun Suriye ve birçok Ortadoğu ülkesinden katbekat ileride. Öncelikle sınava çalışırken bu tip konular aklına gelmemeli. Çünkü bu sadece karamsarlık başlığı altında incelenebilir ki bu her öğrencide olan bir durum. Senin hedefin istediğin mesleğe karar vermek ve onun için çalışmak. Bu meslek alan dışı da olabilir. Üniversiteyi sosyallik olarak görüyorsan İzmir'de bile büyük hayal kırıklığı yaşarsın. Düşüncelerine çeki düzen ver. Yoksa gelecekte işsizlikle boğuşursun. Paran yoksa kız da vermezler. Adam gibi de eğlenemezsin. Aklını başına al.

Anlamadım, savaş olucak suriyeye dönücez falan diye korkuyosan daha sıkı çalışman gerekmiyor mu? Ben senin kuruntularına sahip olsam eşşek gibi çalışırdım ki iyi bir üniversiteden iyi bir dereceyle mezun olup, sonra yurtdışında iş bulabileyim. Bence sen tembelliğine bahane arıyorsun. Kendine itiraf et, ülkenin geleceği hakkında obsesyon yapıp sınava çalışmamak açık açık "matematik yapamıyom ya :s" demekten daha havalı dimi? :)

İyi de ben ''ülke bu halde olmasa on numara çalışırım'' demiyorum ki? Ben ders çalışmayı zaten sevmiyorum.Oldum olası da sevmedim. Okulun bana kattığı bilgi ilgi alanlarımın çok dışında.

Ayrıca biz (98 jenerasyonu için konuşuyorum) ilkokuldan beri deneme sınavına giriyoruz. Hatırlıyorum ilkokul 4-5'te bile TUDEM'in deneme sınavlarına girerdik.

6-7-8. sınıf dersane ve SBS ile geçti. İyi bir lise kazanın tamamdır dediler.

Kazandık, üniversite kazanın tamamdır dediler.Nereye kadar? Bıktım artık. Kendime zaman ayırmak, ders çalışmak yerine kendi sevdiğim şeyleri yapmak istiyorum. Haftasonu edebiyat dönemi ezberlemek yerine kampa gitmek, ablamla sahilde oturmak istiyorum.

Ayrıca bu sene YGS sorularının sızdırılması, 10 soruyu geçik hatalı ama iptal edilmeyen sorular da cabası. Neyin çalışması neyin sınavındayız biz?

Suriye olmayız merak etme diyenlere de, ülkenin güneydoğusu zaten suriye oldu. Bazı illerin hava durumunda katyuşa roketleri var. Büyük şehirlerde de yer yer canlı bomba.

Ayrıca sevmediğim işler konusunda tembel olduğumu da kabul ediyorum.

Kimse üniversite okumak zorunda değil. O konuda haklısın, kimse istemediği şeyi yapmak zorunda değil. Gelgelelim bana senin gerçekten bir ilgi alanın varmış gibi gelmedi. Hani kurs falan derken yuvarlak konuşuyorsun. Desen ki başlarım üniversiteye ben ressam olacağım tamam derim ama öyle bir şey de yok. Sakıncalı bir durum, ne istediğini bul. Para yoksa Avrupa'da düzgün bir okula gidemezsin zaten.

İstediğin şeyleri derslerinle birlikte yürütebilirsin. Hafta sonu sahile gitmek istiyorum diyorsun, tamam gittin sahile, en fazla kaç saat oturabilirsin sahilde? Ben söyleyeyim, en fazla 5 saat oturursun, sonra sıkılırsın. Sonra evine döner, ders çalışırsın. Kimse sana 10 saat ders çalış demiyor ki. İşleri dengede tutmayı öğrenmen lazım. Bence biraz tatil yap, ne istediğine karar ver ve önümüzdeki sene bir daha gir sınava.

Paranız varsa bence yaşantında bir sorun yok, akademik olarak doğru bir bölümde güzel dersler alarak güzel günler geçirebilirsin, belki bölüm dışında kendini geliştirmek çekici gelse de pek sevmediğin bölümle, dışardan kendini geliştirmek bir arada hiç kolay olmaz.
Bu sebeple bölümünü iyi seç, sevemeyeceğin bir bölüme kesinlikle gitme bence.

Çalışmayı hiç sevmesen de, lys'de temel konuları öğrenmelisin ve yapabilmelisin, ben de sevmiyordum, ygs'ye az biraz çalışmıştım fakat sınavda kısmen heyecan yapmam ve zamanı doğru kullanamamam sebebiyle istediğimden daha düşük bir sıralama elde edebilmiştim, istediğim bölüme istediğim üniversitelerden en düşüğünü tutturmak benim başarı kriterimdi, buna göre lys'ye hazırlandım diyebilirim, matematikte geometride, edebiyat ve coğrafyada yapmam gerekeni bulmaya çalıştım, olabildiğince az yanlışı hedefledim, deneme sınavlarını ona göre çözdüm, yani sınavlarda daha dikkatliydim ve doğru yapabileceğim konulara tekrar çalışıyordum, sonucunda evet gerçekten istediğim en düşük puanlı üniversiteye girecek sıralamayı elde ettim.
Ben böyle hazırlandım sana da tavsiyem bu.

ailenin para durum nasil? ona gore burada durmam mecburi ya da hata olabilir.

ulkenin gelecegi konusunda ongorun yasina gore cok iyi, burasi dahil cogunlugun onu gormesi mumkun degil.

simdi yapamazsan bile vazgecme buradan cok daha iyi onlarca ulke var.

hicbiri seni oldurmeye de tesebbus etmez, unutma bunu.

Kalifiye adama (cümle kurabilen, selam alıp verebilen falan) acayip ihtiyaç olan bir sektor. Çok güzel bir açık bulmuşsun. Güzel yerler görür güzel bir çevre yapar güzel para kazanırsın.

@Batuhanolabilir izbandutluk daha çok bar kapılarında işe yarar :) Burada ne kadar çok dövüş sporuna ve tekniğine hakim olduğunuz, eğer saldırgan silahlıysa pratikle harmanlanmış teknik bilginiz ve refleks süreniz konuşur.

Yurt dışı imkanlarını merak ediyorum ben daha çok ama. Bilgisi olan var mı ?

türkiyede yasal olarak bodyguard'lık diye bir müessese yok. yani ben bodyguard tuttum, benim için yolu açsın bana yaklaşmak isteyenleri engellesin falan böyle birşey yok. ancak bana karşı bir saldırı olursa türk ceza kanunundaki meşru müdafaa ve zorunluluk hali kapsamında müdahale edebilir ancak bu da tabi ki asla "dövmek" amaçlı olamaz. taktik atış hususuna zaten gerek yok çünkü bodyguard diye adlandıracağın kişi silah taşıyamaz buna job bıçak falan da dahil. sadece savunma teknikleri bakımından yetişmiş kişiler ve cümle kurabilen kişiler tercih sebebi olur o ayrı konu. yatırım yapılmayacak bir iş değil.

Arkadaşınıza verin derim, naylon torbada taşıyacakmışsınız bir de. Delinir, patlar bir şey olur. Ayrıca uçağa sıvı almıyorlar, canlı hayvan taşınması da sıkıntı yaratabilir.

En temizi arkadaşa bırakmak.

Aman hocam balık dediğin her halttan etkilenen bi varlık. 3 buçuk sene baktım ben de bi tanesine. Arkadaşınıza verin kafanız rahat olsun.

öldür. acısız olsun.

hayvan sevgisizlikten ölmeden sen öldür. yazık hayvana.

alacağın en ilgi bekleyen hayvan da balık olsun. kedi köpek fln alırsan işkence çektirme hayvanlara bencilliklerinle.

abin de bakamadı demi hayvana, bir yem atacak hergün sadece. vah vah zavallı hayvan size kaldıysa.

petshopa götür bari sevecek küçük bir çocuk saahiplensin.

Ya benim de benzer bir problemim var. Şimdi ayrı başlık açsam uçakta saksıda çiçek taşımak diye, mevzu hepten alay konusu olacak. Buraya bakanlar bana da cevap verebilir mi?

Normalde otobüsle gidecektim, ona güvenerek de küpe çiçeği aldım evime ama planlar değişti, uçakla gitmem gerekiyor. Şimdi ben bu çiçeği kucağımda götüreceğim diye tuttursam, güvenlikten geçebilir miyim? Bırakabileceğim kimse yok çünkü bütün arkadaşlarım öğretmen, haliyle kimse yaz boyu burada olmayacak. Ne olacak bu çiçek?

Türkiye'de yalnız hissediyorum. Kemalist değilim, muhafazakar değilim, eşimi/sevgilimi aldatmak istemeyen bir erkeğim, para düşkünü değilim, ateist değilim, dindar değilim, hiçbir politikacıya hacıya hocaya lidere teba değilim, başını kapamak isteyeni de kendi kararıysa destekliyorum, çıplak gezmek isteyeni de kendi kararıysa destekliyorum, içki içmek isteyene de katılırım, din sohbeti yapmak isteyene de, Kürtlerden nefret etmiyorum ama Kürtler yalnızca Kürt oldukları için harikadır demiyorum, Türk olduğum için gurur duymuyorum çünkü insan kendi başarılarından gurur duyar yalnızca diye düşünüyorum tanımadığı insanın yaptıklarından değil, eşcinsellerin ne yaptığı beni ilgilendirmiyor kimsenin özel yaşamına karışmıyorum, biseksüellerin de çapkınların da fahişelerin de...

Türkiye'de ise taraf tutmak zorundayız! Birine teba olmak zorundayız yoksa iş bulamayız! Kürtsem Kürtler ne yapıyorsa haklı demek zorundayım, Türksem Ermenilerden nefret etmek zorundayım! Eşcinselsem yaşlı erkeklerden, şişmanlardan, fakirlerden, aşırı feminenlerden nefret etmek zorundayım! Ama düzcinselsem eşcinsellerden nefret etmeliyim! Sunniysem Alevilere dinsiz demek zorundayım! ... Falan filan

bende de var o. annem ve kardeşlerim dışında kimseyle bir gönül bağı, efendime söyleyeyim dostluk kardeşlik türküsü tutturamıyorum. onlarla olan ilişkim bile fazla yüzeysel bana kalırsa. kardeşlerimle birlikte hiçbir şey yapmıyorum. annem desen, çalıştığı için zaten yanındayken bile göremiyorum doğru dürüst. biri ilgi gösterse, bir ortama dahil olsam mesela sanki bunu lütfen yapıyorlarmış, aslında istenmiyormuşum gibi hissediyorum. hala kurtulamadım bundan.

ben aile içinde de yalnız hissediyorum ne edücük? hiç.

Evet. İstisnasız her gece kafamı yastığa gömdüğümde oluyor bu his.

Gün içinde o kadar belli etmiyor kendini okulda, aileyle vs. ama geceleri bir yalnızlık çöküyor evet.İçki içerken mesaj atacak birini bile bulamıyorum artık. Uzun zamandır gözlerimin içine bakıp gülümseyen, beni de gülümsetebilen kimse yok.Doğum günlerimi kutlayanlar giderek azalıyor. Bunlar oldukça ben daha bireysel bir insan oluyorum, ben daha bireysel bir insan oldukça daha da yalnızlaşıyorum.

Ama bunun dışında, ailemle sürekli gidip geldiğimiz yere bir araba yolculuğunda yalnızlık çekiyorum. 10 yıl sonra veya daha erken onlardan ayrı olacağımı, öleceklerini, belki başka bir ülkede olacağımı düşünüp yalnızlık çekiyorum. Öldüklerinde, bir daha onlara asla ulaşamayacak olma düşüncesi korkutuyor beni. Bir daha aynı yoldan çocukluğumdaki gibi geçemeyeceğimi, geçsem bile aynı şeyleri hissedemeyeceğimi düşünüyorum.

Yolculuk bitip çocukluğumun geçtiği eve geldiğimizde, çocukluğumdaki şen şakrak evi değil, soğuk, gri ve kasvetli bir ev buluyorum. ''Aitlik'' duygusunu çok güzel hissederdim çocukken, eve dönelim dediğimde kafamdaki ev bir sığınaktı, aileyle beraber olduğum sadece bize özel, kapıyı kapattığımızda hiçbirimize bir şey olmayacak bir yerdi benim için. Şimdi sadece soğuk duvarlardan oluşuyor.Eskiden çocukluğumun geçtiği şehir şimdi Rusya'daki terk edilmiş kentler gibi geliyor. Yalnızlık çekiyorum.

Dostlarla, tanıdıklarla bir birahane masasındayken, rakı sofrasındayken gülüşmeli sohbetin bitip, bir iki dakikalık sessizliğin olduğu ''o'' zaman yalnızlık çekiyorum. Sanki zamanımız kısıtlı gibi, bir daha onlarla görüşemeyeceğim gibi geliyor. Oraya ait olmadığımı hissediyorum, geleceğin belirsizliği ve bu belirsizliğe karşı kimsenin olmayışı beni korkutuyor. Yalnızlık çekiyorum.

En son konuşup hoşlandığım kıza sarıldığımda, yine yalnızlık çekiyordum. Biliyordum çünkü gideceğini, fazla uzun sürmedi öylede oldu zaten. Güvenemiyorum böyle olunca da, sanki ben onun için gelip geçiciyim gibi hissediyorum. Biliyorum da onun için öyle olduğumu. Bunlar beni daha da kendi kabuğuma çekiyor. Gün içinde gülüp eğlenip alkol alınca susup başını öne eğen, yüzü düşen insanlar hakkında az çok bilgi sahibi olmuşsunuzdur artık.

Ait hissetmiyorum. Sanki sürekli tek başıma bir yolculukta gibiyim, yanımdakiler de geçici insanlar, eğer kendime koyduğum hedefleri (maddi-akademik vs.) başarsam bile, en çok istediğim şey olan başka bir ülkeye taşınıp iyi parası olan bir iş bulduğumda bile aynı şekilde hissedeceğimi biliyorum.

Yanıma kimseyi alamayacak kadar yalnızlaştım artık, beni buna mecbur bıraktılar.

Önceden sarıldığın, sıcaklığını hissettiğin insanlarla hiç tanışmamış gibi göz göze gelmeden geçip gidiyoruz. Hep böyle oldu, muhtemelen de olmaya devam edecek.

Umursanmama hissi. Yalnız hissetmekten daha da kötü bence. Umursanmamaktan kastım, sanki orada yokmuşsunuz gibi davranılması. Karşılık olarak sizin de davranmanız. Yaşadığınız onca şeyden sonra herhangi biri olmanız. Böyle yalnızlık denizinde boğulan biriyken denizin değil de son umutla tutunduğunuz şeyin sizi boğması.

Gün içinde gördüğünüz o ''rahat'', kimseyi düşünmeyen, hiçbir şeyi kafasına takmayan insanlar belki de bu uzun yollardan geçip bu hale gelmiş ve o yolda hala da yürümektedirler.

Cekmiyorum. Erkek arkadaşım ve ailemden baska kimse yok.

Yalnızlık bir eksiklik olduğu icin tersinin bilgisine de sahipsin ki bunu hissediyorsun demektir. Yani mutlaka bir yerde yalniz olmadigin bir durum oldu, bir yere ait oldun ve simdi bu yok. Bir kere olduysa yine deneyimleyebilirsin. Bence yalnız hissetmek kayitsizliktan cok daha iyi :)

@utkumon: her kelimene katılıyorum. ben de işte böyle hisler içerisindeyim.
etrafımdakiler benim için değişmez-yeri doldurulamaz iken ben onlar için öyle değilmişim gibi hissediyorum. onları bir tutunacak dal gibi görürken onların beni öyle görmediğini düşünüyorum ve yalnızlık yine beliriyor onların bedenine bürünerek...

Yalnız olmadığım bir duruma geri dönebilmemin tek yolu geçmişe dönebilmek. Bunu da maalesef fizik imkansız kılıyor.

@m e b: İşin kötüsü ben bunun nasıl geçeceğini de bilmiyorum ve sürekli böyle sürmesinden korkuyorum. Ait olmama yalnızlığını belki seni gerçekten seven biriyle giderebilirsin, yeni yerleri size ''ait'' yapabilirsiniz ama önceki yaşadıklarımdan dolayı hayatıma yeni giren birinin bana çok yakınlaşmasına izin vermek, ona bağlanmak istemiyorum açıkçası. O gittiğinde üzülmek, aynı şeyleri baştan baştan yaşamak istemiyorum.

Bu genç yaşımda karaciğerimi yitiricem az kaldı.

evet. bilmiyorum malesef. bilsem boyle hissetmezdim zaten :/

Evet. İnsan sevgimi kaybettim. O zamandan beri yalnızlık üstüme yabıştı.

@utkumon, hepsini okudum yarın kemoterapiye başlıyorum

Evet hissediyorum. Utkumon'un dedigi gibi, gun icinde o kadar belli etmiyor kendini. Cunku bir seylerle mesgul oluyorsun. Ama yapacak bir sey kalmadiginda, surekli bunu dusunuyorum, ne kadar yalniz oldugumu. Yani bu yalnizlik sevgilinin olmamasi vs meselesinden ote.

Yani etrafimdaki insanlara bakiyorum bazen. Aileleriyle olan iliskilerini kiskaniyorum sanirim genelde. Kimisinin anne babasiyla. Kimisinin kuzenleriyle. Kimisinin abi, ablasiyla. Cunku benim hicbiriyle normal bir iliskim yok. Yani uzulerek soyluyorum ki, asla istedigim anne, baba, kuzen, abi ya da ablaya sahip degilim. Ya da sorun bendedir belki. Ben de istenilen cocuk, kuzen, kardes olmayabilirim.

Su an kendi acimdan bakiyorum. Daha farkli olsun isterdim. Yani bir sikintim oldugunda, annem, babam, abim, kuzenimle bunu paylasabileyim isterdim. Ama hicbir zaman oyle bir iliskim olmadi. Bir odada ben kendi sikintilarimla durur iken, diger odada da onlarin kendi sikintilariyla durduklarini bilip ama asla iki tarafin da digerinin odasina gecmedigi bir haldeyiz. Diger odaya gecmeyi de denedim tabii ama olmadigini gordum.

Insanlarin mutsuz, uzgun vs vs hissettigi zaman, yaninda bulunmasinin bile onlara rahatlik ve guven hissi verdigi birileri var en azindan. Etrafimda hic boyle bir insan yok. O yuzden her zaman tek basima oldugumu, arkami kollayan birinin, o kotu ve zor animda yanima kosacak birinin olmadigini hissediyorum. Beni uzen sey bu.

Nasil gececek. Bunu kabullenip bir birey olarak yasadigimda sanirim. Evet, boyle bir insanin olmasi arti sanirim. Ama olmamasi da eksi degil, normal olan. En azindan ben boyle dusunuyorum.

@azizakin :) Yazılacak, anlatılacak çok şey var ama bulunduğum durumdan çıkmama yardım etmiyor ne yazık ki.

ateistim. tüm arkadaşlarım boğaziçidne cerrahpaşada. ben itüde boktan bir bölümdeyim. hissedişyorum. kız arkadasımın yanında da calıstıgım barda da okulda da rıngte de her yerde.

hayatta annem dışında kimsem yok. babamla diyaloğumuz yok gibi bir şey. aramız kötü değil ama çok nadir bir araya gelip sohbet ederiz. ablam ve abim var. onlarla da 2-3 haftada bir konuşuruz. onlar kendi evleriyle aileleriyle çocuklarıyla fazlaca meşguller zaten. 3-4 tane arkadaşım var onlarla da 1-2 ayda bir görüşürüz. iş arkadaşlarımla da pek samimi değiliz, sadece iş yerinde azıcık muhabbet edip evlere dağılırız. takıldığım biri var. onunla da aramda mesafe var. günde mesaj yoluyla birkaç kez iletişiriz ve sık görüşmeyiz.

bu yalnızlık beni rahatsız etmiyor ama. bilakis rahatlatıyor. mesleğim dolayısıyla hep çok büyük kalabalıkların içindeyim. çevremde her zaman onlarca insan oluyor ve onlarla iletişim kurmak zorundayım. haliyle işten çıkınca canım ağzımı açmak istemiyor. böylesi bir hayat işime geliyor doğrusu.

Benzer duyguları hissediyoruz kardeşim.

benzer duygular + 1

Trde de öyleydim yurtdışında daha da katmerlendi, geçecek bir his olduğunu düşünmüyorum.

Üniversiteden beri -bu 7 sene öncesine tekabül ediyor- resmiyet ve nezaket havasından uzak, onaylanma kaygısı duymadan kendimi ortaya koyabildiğim içtenlikli arkadaşlıklar kuramadım. Hep görünmez bir perde oldu diğerleriyle aramda. Kişiliğimin en renksiz, en harcıalem yanlarını perde önüne koyup gerisini kendime sakladım. Merakı cezbeden, oturup iki kelam sohbet etme isteği uyandıran en ufak bir şahsiyet parıltısı göstermiyorum. Topluluk içinde gölgeden farksızım. Yalnızım, hem de delicesine yalnızım ama öyle şiirlere, şarkılara konu olacak cinsten dokunaklı bir yalnızlık değil benimki. Daha çok karanlık bir işkence odası gibi. İnsanın benliğini yıkan, parçalayan, yeryüzündeki dakikalarını anlamsızlaştıran türden bir yalnızlık. Nasıl geçer diye soruyorsan, vallahi onu ben de bilmiyorum :/

Özellille rakı için Aydın Boysan'ın konuk olduğu programların videolarını izleyebilirsiniz. Kitabı var mı bilmiyorum.

murat belge

Massimo Montanari - Avrupa'da Yemeğin Tarihi

Örnek vermek gerekirse şarabın kutsallığına karşı Cermen ve İskandinav halklarında bira kutsal olarak tüketilmeye çalışıyor ki hem kültürel emperyalizm, hem ekonomik emperyalizm dengelenebilmiş olsun. Bu gibi enteresan bilgilerle dolu hoş bir kitap.

amacım yok yaşayıp gidiyom işte

30 yıl sonraki küresel krizi görebilmek.

Başarılı bir öğrenim döneminin ardından mesleğinde parmakla gösterilebilecek birisi olmak.

Basond +1

Ben bunu sorgulayabilecek lukse sahip olmak istiyorum. Butun dertleirm, sorunlarim bitsin ve "hayattaki amacim nedir acaba?" Diyebilmeyi istiyorum.

CARPE DIEM

carpe diem diyenin ağzına vurmak için kürek aranıyor

henüz o amacı arıyorum.

Yaşayabildiğim kadar uzun yaşamak. 100 yaşına bile gelsem yetmez. Anneannem 75 yaşında parise gitti geçen hafta. İdolüm.

uzun yaşamak tamam da ben içini nasıl doldurduğunuzu merak ediyorum? aşkın mı peşinden koşuyorsunuz, ya da yeteneğinizi geliştirmenin mi, ya da maddi şeylerin mi? ciddi bir tatminsizlik yaşıyorum, sorunum bu.

Maddi şeyler geçici mutluluk sağlıyor. Anne tarafımın hayattaki tek amacı mal mülk edinmek ama inanılmaz bir mutsuzluk var. Benim derdim yurtiçi/yurtdışı gezmek gibi şeyler. İleride bana kalan malı mülkü satıp bir yerlere giderim muhtemelen. Eğer olurda yapamazsam küçük bir yerde amaçsızca kedimle köpeğimle çocuğumla yaşamak. Mümkünse evden çalışmak vs. Hiçbir şey yapmayınca da çok mutlu oluyorum gerçi.

Doğrudan bir amacım yok. Hayata bağlayan iki şey var: İlki nefes alıp vermeyi, nefes alıp verdiğimi hissetmeyi çok seviyorum. 'Olmaya cihanda bir nefes sıhhat gibi' demişler. Hazır sıhhat yerindeyken nefesten daha güzel bir şey yok. Nefes almaktan delicesine bir tatmin alıyorum. İkincisi merak. Hayatımn her gününü dizi bölümü, arkası yarın gibi merak ediyorum. Her gün elime mısırı alıp hayatımı izliyorum. Çok drama ve entrika yok, Aşk-ı Memnu gibi değil; Bizimkiler ile bir sit-com karışımı gibi sakin ve durağan ama onun içinde bir şeyler geleceğe akıp gidiyor.

İkinci soru, bunların içine ne dolduruyorum kısmı. Her gün bir şey öğreniyorum, aslında üsttekileri motivasyon olarak söylesem, öğrenmek için yaşıyorum. O da merakın bir parçası. Bir şeyler öğrenmek çok tatmin ediyor beni ama biliyorum ki öğrenmek istediğim şeyleri öğrenmeye ömür yetmeyecek. Bir ömre sığmayacak.

Bu soru beni derin dusuncelere gark etti. Oyle ki, calistigim masanin basindan kalkip daha rahat bir pozisyona gectim dusunmek icin.

Ayni seyi gecenlerde dusundum ve defterime soyle yazdim, kendimden alintiliyorum. Neyse biraz ozelmis, alintilamaktan vazgectim. "Beni bu hayatta tutan ne var? Neyi seviyorum?" diye soruyorum kendime. Kayda deger cok bir sey bulamiyorum. Yani cok ufak tefek ve anlik seyler var. O yuzden beni bu hayatta mutlu bir sekilde tutacak seyleri yapmaya karar verdim. Saglikli ve duzenli bir hayat. Amacim bu. Bunu yapmak icin cabaliyorum. Ana amac buysa, buna giden alt amaclari siraladim. Simdi onlari yapmak var. Iste bu zor kisim. Cunku bunlari yapacak motivasyonu bulamiyorum. Burada da zaten basa donuyoruz. "Bunu yapmam icin bana ne motivasyon olabilir?" -Bilmiyorum. Cevabi bulunca baslayacagim.

oks denen zımbırtıda ilk bine girince, beşiktaş'ta deniz gören evimizden bakıp bakıp ben bu ülkeyi yöneticem diyordum.

şimdi azıcık uyuyum başka ihsan istemem diyorum.

zaten derece de gitti. okul da. boktan bir okulda boktan bir bölümde öğrenciyiz.

sokakta yakalayıp mıncırdığım kediler.

hayattaki tek amacım mutlu ve keyifli bir yaşam sürmek. yemek, içmek, gezmek. görebildiğim kadar çok yer görmek ve bolca seyahat etmek. bu yolla arınmak ve şahane hissetmek. kısacası keyif p..venkliği.

Evlenmeden önce her boku yiyip sonra evlenip bir kız bir oğlan babası olup onları sevgimle büyütmek.

Bir de motosiklet, seks falan.

bence tüm bu hırslarımız, kavgalarımız, yalan dolan ile birbirimizi aldatmaya uğraşmamız boşuna. bir gün ölüp doğaya karıştığımızda her şey son bulacak. hayatı bir kuş basitliğinde yaşamak gerek. şurada yemek var yiyeyim, kakam geldi yapayım, çocuğum oldu koruyayım basitliğinde.

porsche jipim olsun, marmariste yazlığım olsun, karım güzel olsun, paris'e gideyim eyfelde fotoğrafım olsun vs. böyle şeyler çok komik görünüyor bazen.

kendime ait net bir hedefim olmadığı için her sabah uyandığımda bana dayatılan hedeflere ulaşmak için çabalamaya devam ediyorum. ama aslında bunların hiçbirini istemyiorum. imkanım olsa sakin bir deniz kenarında bahçeli bir evde tüm gün okumayı isterdim sanırım. hiçbir insanın, hiçbir yalanın, aldatmanın, hırsın olmadığı bir yerde.

Kendimi anlamak. Bedensel ve zihinsel sınırlarımı öğrenmek. Bu arada başkaları icin işe yarar bir şey olmaya devam etmek.

Hayata tam anlamıyla bağlı olamayacagimizi öğreneli zaten cok oldu.

Kendi ayaklari uzerinde durabilen, ahlakli iyi evlatlar yetistirebilmek.Baba olmadan once bakis acim farkliydi.Ancak suan varsa yoksa o ve gelecek olan ins.

Para kazanmak için tırmalamamı gerektirmeyecek bir nakit akışı sağlayıp finansal özgürlüğe sahip olmak.

Sorun bu zaten, finansal ozgurlukten sonrasi

Dizi olarak Leverage var.

www.imdb.com

4 kişilik çete ef-sa-ne

Köyden indim şehire, 4 kardeşten oluşan bir çete bu, ellerine bir şekilde yüklü miktarda altın geçiyor ve bu altınları değerlendirmek istiyorlar. Şaka şaka, green street holigans ve sin nombre'yi öneriyorum.

The town, heat. Müthiş iki soygun filmi.

@maleficent - net bir tarih yok mu hocam ?

Aynı başlık altında sorayım dedim, eğer ben 2016 ekimde greencarda başvurursam sonucum ne zaman açıklanacak ? 2016 mayısta mı?

@utkumon; hocam sizi kabul etseler bile siz gidemezsiniz muhtemelen.

@utkumon

ekim 2016'da başvurursan mayıs 2016'da açıklanmaz. Mayıs 2017'de açıklanır.

@himmet dayi Çok özür dilerim tarihlerde hata yapmışım, 2017 mayıs diyecektim bende, şimdi fark ettim :)

2016 ekim- 2018 mayıs

1. 6 aydir keman dersi aliyorum. pek tavsiye etmem cok zor:)
2. ne katti dersen, hayatimda kendime pek vakit ayirmiyordum, simdi boyle zevkli bir sey yapiyorum ve yillardir yapmak istedigim bir seydi. Bir sure kafami baska seylere yormamak guzel.

3.
Ogrenmek istediklerimi siralayim
3d printing www.coursera.org
Science & cooking www.edx.org
How to draw comic book (bu da coursera'dan)

Ateşli silah ve bıçak eğitimi almak isterdim.

thomas +1 daha önce gitar dersi almıştım ama bana pek bişi katamadı malesef.

Gitar, yazılım, diksiyon kurslarına gittim. Gitara 15 yasimda gitmistim, klasik gitarla başladım. Uzun bir ara verdim, üniversitede bas gitar denedim ama çok üstüne dusmedim. Şimdi calamam herhalde.

Yazılıma üniversiteden sonra gittim. Kariyerimi o alanda yapmak istiyordum, kurs da çok eglenceliydi ama o da bi yere varmadi.

Diksiyonaysa bi dünya para baydim, gittigime gidecegime pişman oldum. Havaya para saydık yani, çok gereksiz, yetersiz bi eğitim verdiler.

Ismek diksiyon kursuna gittim hic ama hic bir sey katmadi dudaklari hareket ettirip konusmak disinda. Edebiyat dersi dinler gibi teoride anlatti gecti hoca. Baskent iletisim akademisi dublaj kursuna gittim. Her ders 3dklik studyoda uygulama harici youtubedan izler gibi ders işledik. Ne katti? Hicbsy. Uygulamanin onemli oldugu bi derste toplam 1 saati bulmayan studyodan ne ogrenebilirsin ki. 6 ay sonra Excel kursuna gitmeyi planliyorum. Ucretli bir kursa hayatta gitmem daha.

Boksa gitmek istiyordum. Gittim gördüm sevdim. Pilatesten, yüzmeden, yogadan çok sıkılmıştım. Bir saat beş dakika gibi geliyor.

Ateşli silahları ben de öğrenmek istiyorum. Evimin yanında açık hava poligonu var üşenmezsen yazın babamla giderim.

İsmek in cupcake, macaron ve çikolata kurslarına kayıt oldum haziranda gideceğim.

İngilizcede daha iyi olup ispanyolcamı ilerletmek istiyorum ama muhtemelen yapmam.

Makyaj kursuna gitmek istiyorum birde ya. FX makyajı gibi klasiğin dışında olanlar. Güzel bir kurs bulursam giderim ama pek araştırmadım.

Resim/heykeltıraş kursuna gitmek istiyorum ama yaşadığım şehirde düzgün bir yer bulamadım.iki üç tane var onlar da ya çocuklar için ya da ev hanımlarına yönelik :) evin bir odasında böyle bir hobiyle uğraşmak istiyorum ve bu tarz bir şeyler üretilen işler insanın stresini çok güzel alıp rahatlatıyor diye düşünüyorum .

3- İşaret dili.

1- 2 senedir resim eğitimi alıyorum.
2- perspektif, ışık, renk, denge, derinlik algım genişledi. kursla beraber akımları, ressam hayatlarını okuyarak, binlerce resim inceleyerek anlamayı farklı bakmayı öğreniyorum. örneğin biriyle konuşurken bir taraftan göz çukurunu, burun deliklerini, kafa tasını inceliyor eskizler çiziyorum. bakmayı biraz biraz öğrendim diyebilirim. odaklanarak dünyayı unutuyorum.
3- eğlenceli olacağını düşündüğüm için dans kursuna gitmek isterim. yunan dansları olur, halk dansları olur, salon dansları olur vs vs.

seramik ve pilates'e gitmek istiyorum.

Gitmek istediklerim.
Diksiyon kursu. Diksiyonumun çok iyi olmasını isterdim. İkili ilişkilerde çok faydası oluyor.
Bateri, Elektro/Bas Gitar kursu. İçimdeki rakınrola hakim olamıyorum ondan bu istek.
Kara kalem kursu. Yetenek yok diyolar ben onların yalancısıyım. Portre çizmek çok, aşırı isterim.
Fakirliğin göz kör olmasın mı şimdi :'(

1- Gitar kursuna gitmiştim 11 ay kadar.
2- Müzisyen olmak istiyorum.
3- Online şarkı söyleme kursu alıyorum şu an. Haziranda yogaya başlayacağım. Asıl amaç nefes, yan amaç ise sosyalleşmek.

1- Geniş kapsamlı hayatta kalma kursu
2- Ateşli silah kursu (temel ve ileri tabanca kursu)
3- Temel ve ileri ilk yardım kursu
4- Statik hat paraşüt kursu
5- Yüzme kursu
6- Self defense kursu
7- Arama-kurtarma kursu
8- Okçuluk kursu

Hedefler fazla, seneler gösterecek bakalım neler yapacağım.

En sevdiğim şu
www.ted.com
Edit: Maysoon Zayid + 1
Bir de çok anlamsız ama komik bulduğum bir konuşma
www.ted.com

www.ted.com
www.ted.com

www.ted.com

merhaba. benimki eğitici öğretici değil pek www.ted.com

The transformative power of classical music:
www.ted.com
izleyin kesinlikle.

Bunu da izleyin sonra gidin kitabını alın ya da tam tersi..
What explains the rise of humans? :
www.ted.com

Bu da eğlence için
A performance of Mathemagic:
www.ted.com

Mobildeyim, earth is full adlı bir konuşma var. Paul gilding konuşuyor. 20 sonrasına farklı bir gözle bakmanızı sağlar.

3 numaraya vurmak çok kolay, 3 numara için en kısa tarağı takın (4mm) ve yardırın :D
Taraklı olduğu için yamuk kesme ihtimaliniz yok, ama her yerden en az 2 kere geçtiğinizden emin olun.

Ama favori ve ense kısımları üstlerden biraz daha kısa olsun derseniz o iş sıkıntı.

eksisozluk.com

Enseyi ve kulak arkasını illa ki başkasına aldırman lazım.

her yerden bi kaç seferden fazla geç abi. ilk 2 yapışında zorlanırsın ama 3.cü de berber olduğunu düşünüyosun zaten 5 6 kesimde makinenin parası çıkınca insan bi mutlu oluyo ki anlatamam.

efsane ya. ben imkansizi yapip philipsi dandik bir modeli ile uzun saca 19 mm giriyor ense ve favorilere dogru 15, uclara 10 ile bir defa daha daliyorum. gayet de güzel oluyor.

enseyi düzgün almak cok zor, kulaklari ben halledebiliyorum da ense yalan.

bir de sorun su. taraklardan dolayi, hele de benim gibi uzun kesiyorsan, tek seferde dogru bitirmek zorundasin. sac 40 mm, tarak yakaliyor, kesiyor. diyelim ki beceremedin kil yönüne ters girmedin, tarak kafana degmedi. 25 mm kaldi ama sen 20 istiyorsun. orayi tekrardan 20e indirmek zor. defalarca gecmen gerek. net ve kisa girmen, killara ters girmen, taragin killari kaldirmasi, dik tutmasi mühim. bunlari yaparsan daha da kolaylasir. yapamazsan, yapmazsan da bol bol gec. zaten 3 numarayi yanlis kesmek becerememek de cok zor.

o da zamanla oluyor.

1400 modelinde tarak yok yanılmıyorsam. otomatik ayar imkanı var. kenardaki kilidi aktif edip tık tık tık tık yapıyorsun (her basışta bir kademe ilerliyor. 4 numara için 4 tık).

Kutusuyla mı gönderecek bilmiyorum ama, önce laptopu o patlayan hava kesecikli şeye sarsın bikaç kat, sonra da beyaz plastik köpük bulup onlarına arasına koyup kutuya koysun.Bir de gönderirken kırılacak eşya var desin. Bir kargocunun kargoları arabaya yüklerken karpuz fırlatma tekniğini uyguladığını videoda izlemiştim.

Karpuz fırlatma olayı doğru ve bir hasar olursa hak iddia edemiyorsun. Bu yüzden patpatla güzelce birkaç tur sar. Metresi 4 liraya aldım ben.

orijinal kutusunda ve baloncuklu şeyle sarılı halde yaklaşık 1000km yaptı geçen bizim bi laptop, sorun çıkmadı. arasla geldi ptt ile gitti.

Benim de gönderme ihtimalim var, güvenilir bir şirket yok mu ya? UPS falan da mı böyle yapıyor işini?

Bence bir bilgisayarcıdan laptop kutusu rica edip onun içine köpükler arasında koysun. Kutudan laptop olduğu belli olunca daha dikkatli olurlar.

fırlatıyorlar. atıyorlar. taşınması mesele değil de araçtan indirip yüklemesi sıkıntı. büyükçe bir koliye balonlu naylona sararak kalan boşlukları da doldurup 4 tarafına da kırılacak etiketi yapıştırıp ver gitsin.. kaybolmaz kolay kolay. sigorta orjinal ambalajı değilse yapmazlar.

kargoda laptop göndermek için kutusunun olması gerekiyor.kutusu yoksa her türlü riski aldığınıza dair bir kağıt imzalatıyorlar hatırladığım kadarıyla bir de kendileri paketliyorlar. Ben Elazığ'dan Soma'ya Yurtiçi kargo ile 27 liraya göndermiştim.

ben daha önçe sıfır çep telefonu göndermiştim yurtiçi ile. sıfır oldugunda, ambalajı açılmamış falan, taşıyorlar ve sorumluluk onlarda. yani bana öyle demişlerdi. hiç bir sorun falan da çıkmadı. sigorta meselesi ise pek yanaşılan bir konu degil kargo şirketleri tarafından, dışardan sigortalatınça taşımayabiliyorlar, buna hakları var mı bilmiyorum, ama olan bu.

şaşırmam

Demet akalin cikarsa sasiririm.

Ted Kaczynski

levent orangotan dallaması

stan lee.

Zodiac killer çıksa şaşırırım.

Bi de max headroom olayındaki maskeli adam.

roy roy kasım çıksa ben şaşırrım baya

üniversiteleri yazarsan daha iyi olur.


bilkent'le sütçü imam'ı mı kıyaslıyoruz
yoksa
boğaziçi'yle arel üniversitesini mi? bunu bilelim.

sıralama olarak 8 bin ile 17 bin bandındaki üniversiteler

Devlet olarak bu sıralamada psikoloji için bildiğim kadarıyla Hacettepe (8 bin) Ege(14 bin) Uludağ(18 bin) var. Hacettepe ve Ege siyasi olayların çok yoğun yaşandığı yerler, özellikle edebiyat fakültelerinde. Ben bulaşmam diyebilirsiniz ama sizi mutlaka etkiler, ders işleyemez hale geliniyordu ara ara.

Bence burs varsa özele kapağı atın derim, ama akademik kadro burada çok önemli. Psikolojide hangi alanda uzmanlaşmak istiyorsanız, eğitim kadrosunun o alana yakın olması sizin yararınıza olur.

tam burslu olması bekleniyor

Yeditepe psikoloji tam burslu tutturabiliyorsunuz sanırım o sıralama aralığında.

Ben de psikoloji istediğimden zamanında çok araştırmıştım ama bu çalışmamazlıkla babayı alacağım gibi duruyor :D

Uluslararasi iliskiler bolumunde ozel universitelerin pozitif etkisi olur mu?

asker malzemesi satan yerler yapıyordu benim zamanımda, askeriyenin verdiği hatalı çıkınca yaptırmıştım. örnekleri inceleyin ama. kimisi dandik oluyor.

@zoghurt guvenli midir bu site hocam?

@kaichi aynen kaliteli bir sey ariyorum, bakalim yaptiran cikar belki.

lokasyon belirtseydin iyiydi hocam.
edirnede saraçlar caddesinde soldan ikinci sokakta satılıyor.
istanbulda taksimde pasajlarda satılıyor.
antalyada sidede çarşıda gördüm.

Bulunduğunuz ildeki askeri malzeme satan yerler mutlaka yapıyordur. Ama makine ile yapılanlardan almaya çalışın, daha düzgün oluyor ben de yaptırmıştım zamanında. Koşarken çıkardığı o metal sesi insana gaz veriyor :D

kadikoy carsisinda yapan bi suru yer var

Yer sisli bu arada yardimci olanlara tek tek tesekkur ediyorum.
@xu sen kafani yorma fazla malum kalmamis gibi pek:)

kunyeyle gaza gelen insanlar goruyorum. gencler o sehit olunca ayaginiza takilmak icin yapiliyor. cok gaza geldiyseniz askere gidin.

Offff az bilinen efsane bir duyara sahit olmusuz burada yine.Ne alaka arkadasim ? 1.5 yildir devam ettigin bir seyde ara ara ufak degisiklikler, kendini yenileme ihtiyaci hissedemez mi insan? Ayrica sehitlikle falan alakasi yok.Gercek kunyelerde Kan grubu vs.Yaziyor.Kan grubunun onemi kaliyordur eminim sehit olunca.

olm adı üstünde künye işte. adın soyadın yazıyor, devren yazıyor, kan grubun yazıyor, bir de dinin yazıyor. sırf şehit olursan diye değil. kaybolursun bulunmana yarar, yaralanırsın, kan grubunun anında öğrenilmesine yarar, gavur ellerinde ölürsün, ula kiliseden mi kaldıralım, camiden mi kaldıralım onu bilmelerine yarar.

ha asker tribine girip gaze gelmek isteyen elbette yaptırıp taktırabilir. askeri malzeme satan yerlerde yapılıyor.

detroitte donunuza kadar çalarlar gitmeyin

Detroit mi :D

youtu.be

surpriz sonlu.

Detroit hem tarihiyle hem de bunla bağlantılı oluşmuş kültürü bakımından özel bir yerdir, bir karaktere sahiptir. Ancak aileyle gezilecek bir yer değil tabii. Ayrıca Detroit'i özel kılan en önemli etmenlerden biri feci üretken bir müzik kültürüne sahip oluşu. Oldukça iyi partilere de denk gelme olasılığın yüksektir. Yalnız parti dediğim hayal ettiğin avrupai parti anlayışından ziyade kendi içerisinde politik anlam da taşıyan ve en önemlisi milletin gerçekten iyi müzik dinlemek için gittiği organizasyonlar bunlar. Özetle; techno, house gibi müziklere merakı olanlara başka bir yerde alamayacakları keyfi yaşatacaktır Detroit.

kendisinin sunnet olacagina karar veren bir cocuk duymadim henuz hayatimda.

nerede yaşamak istiyorsunuz ileride ispanya mı türkiye mi?
Çocuk küçükken ettir gitsin derim eğer burada yaşayacaksanız büyüyünce girmeyin sakın o işe

Yahudi ya da müslüman değilseniz sünnete ne gerek var? En fazla büyüyünce fermuara sıkışan deri parçası olmaz.

İleride Türkiye dışında yaşayacaksam ve eşim sünnetsiz ise yaptırmazdım.

20lik dişten daha önemli mi bu deri parçası bilmiyorum. Örneğin 20lik diş çene yapısının evrimle değişmesi dolayısıyla çekilirse ağzı rahatlatabiliyor. Penis derisinin kesilmesinin ne yararları olacak?

türkiye'de yaşayacaksa ettirebilirsiniz. yurt dışına gidilecekse ettirmezdim ben olsam, alınan zevki çok azaltıyor.

türkiyede olacaksanız yaptırın bence. dışlanır eninde sonunda. ama kesin gideceksenz elleşmeyin çocuğun çükünü

@baldr sosyal baskiyla isteyebiliyolarmis

@teknikekip esim sunnetli ama fimozis nedeniyle

Bi de ne kadar ilerde yasyacaksak? Mesela anaokuluna burda gidecek. Belki ilkokula da. Cocuklarin en avimasiz oldugu donem o zaman mesela

10-12 yasinda sunnet olan cocuklar da var. benim kuzenim oyle oldu,
10-11 yasinda filan, ondan once kimse de cocugu bu sebeple dislamadi. Hep sinifinin sevilenlerindendi yani.

Bence bilimsel olarak artilarini eksilerini karsilastirip karar verebilirsin :)
Cunku sonucta avrupada da herkes sunnetsiz geziyo diye bisey yok. Ortaya karisik.

Erkek değilim ancak iznin olursa fikrimi belirtmek isterim:
Ben sünneti de küçük yaşta kız çocuklarının kulaklarını deldirmeyi de küçüğün bedenine izinsiz müdahale olarak görüyorum. Bir hastalık olur enfeksiyon olur sünnet ettirilir tedavinin gidişatı olarak o ayrı ama ileride hangi dini seçeceği, bedeninde neyi isteyip neyi istemeyeceği henüz belirsiz bir küçük insanın iradesi dışında bu işleme sokulmasını doğru bulmuyorum.

oğlum olursa sünnet ettirmeyeceğim, bırak adam ilerde kendi isterse olsun.

10 yaşımda kendi isteğimle sünnet oldum, daha doğrusu bir gün seve seve sünnet olacağımı biliyordum da sadece zamanını ben belirledim. bizimkiler arada sorsalar da ben tamam demeden yaptırmıyorlardı, dinde zorlama yoktu, senin çükün sana benim çüküm banaydı fakat bigün mal gibi "hadi" dedim, sünnet hediyelerini peşin alıp kendi ayaklarımla gittim hastanede oldum.

keserlerken bizzat takip ettim. kossskoca cerrah, işi gücü yokmuş gibi çükümü kurcalıyordu, kalp ameliyatı gibi her yerden makaslar tutamaklar falan...

neden kestiler, kestiler de ne oldu hala bilmiyorum. bence bi bok olmadı, durduk yere heyecan gerilim.

edit: mahallede hergün dışarıda beraber oynadığımız kalabalık bir arkadaş grubumuz vardı ve hiç dışlanmadım.

gerek yok yaptırmayın. türkiyede yaşasa bile kimse dışlamaz ne diye dışlasın. apuk sapuk mahalle okullarında okutmazsınız olur biter. :)

bana sormuş olsalar sünnet olmamayı seçerdim. aynı sizin gibi müslüman olmayan bi aileye sahibim. ama neden ettirmişler anlamadım.

Bence ettirmemelisiniz, vücut bütünlüğüne verilen bir zarar olarak görüyorum ve sosyal çevrede bunun olağan karşılanması doğru olduğunu göstermez. O yaşta bir çocuk neden tıbbi bir sebebi yokken sebepsiz ve sıkıntılı bir dönem yaşaşın ki. Müslüman ailenin ateist çocuğu.

verdiğin bilgiler doğrultusunda ettirin derim

sünnet hijyeni kolaylastiran ve bu yüzden bazi hastaliklarin kapilmasinda riski azalttigi icin önerilen bir sey degil miydi? beni mi kandirdiniz yoksa?

Bu konuyu ben de çok düşünüyorum. Muhtemelen kendi oğlumu ilerde ettirmeyeceğim.

Sünnetli penis daha estetik ama kesilen sinir uçları ve azalan haz var. Ve bireyin rızası dışında bir operasyon var. Kendisine bırakmak en iyisi.

Ettirmeyin, ben edilirken kimse bana sormadı. Çocuğunuz büyüdüğünde arkanızdan söverse şaşırmayın sonra. Ayrıca müslümanlara karşı dünyada müthiş bir nefret var, çocuğu hayata 1-0 yenik başlatmayın.

Sünnet yararlıysa yaptırın, gelenekten bağımsız. Yararlı olduğu söyleniyor çünkü. Ama Türkçe kaynaklardan araştırmayın bence bunu.

anaokulu veya ilkokul çağında türkiye'de olacaksanız problem teşkil etme ihtimali var. sünnet muhabbetinin eğitim kalitesi en yüksek, belli kesimden insanların çocuklarının okuduğu okullarda bile muhabbeti mutlaka geçer. ettirmeyecekseniz çocuğu bunun doğal ve normal olduğu konusunda sürekli telkin edin. edin ki sorularla karşılaştığında rahatsız olmasın. ispanyol olduğu kadar türk ayrıca, çocuğa paso ispanyolluk aşılayıp türklüğünü de unutturmayın ahahasjkd :D

kestir gitsin... sünnetli pipiyi gavur karılar daha çok seviyor farklı geldiği için.

Türkiye'de yaşayacaksanız ettirin bu konular çocuklar arasında konuşuluyor ergenlikte falan :D

Yok Türkiye'de yaşamayacaksanız hiç gerek yok.

Hayır. İsterse kendi olur zaten. Doğallığı bozuyor vücudun. İlişki sırasında da olımsuız etkisi var, boyu kısaltıyor en basitinden.

Tıbbi bir zorunluluk olmadıkça kesinlikle hayır.

Kesinlikle lütfen hayır ettirmeyin. Yalvarıyorum ettirmeyin sünnet. Zerre yararı yok zararı var.

Benim önerim kararı bilime bırakmanız yönünde olur: www.facebook.com

Zaten yurtdışı planları da varmış, şahsen ben yerinizde olsam hiç girmezdim o işe.

yaptırmayın. türkiye'de yaşayaçaksanız da yaptırmayın. koyu müslüman olsanız da yaptırmayın. on beş yaşından sonra kendisi karar versin. büyük ihtimal O da, ben islam'ı her bi şeyi ile yaşayaçagım demez ise yaptırmayaçak zaten. ergenlik döneminde zaten akranları bir şeyler bulaçaktır, dalga geçilmesin diye böyle bir şey yapılabilir mi? :D

Ettir bence. dinci terör örgütü filan kaçırır bakarlar filan sünnetten yırtar belki.

İleride niyetlenirse işi daha zor olur. Onun dışında karar sana kalmış.

hiç girme. oğlun ileride müslüman olmak isterse zaten kendisi sünnet olacaktır.

Consume obey die diye aratın, giriş jeneriği idi bir zamanlar.

he yok bunu kastetmedim, benim aradığım videodaki gibi masa etrafındaki ünlülerin bi parçayı uydurmaları şeklindeydi. profesyonel bi çalışma değil yani

ajdar'ın şahdamar parçasını kendi tarzlarında söyledikleri bir video vardı ama, görünce aklıma direkt bu geldi;

www.youtube.com

ruhunu şeytana satmış deyolar.

cdn.meme.am

Veganlık. VÜcuduna hayvansallardan gelen toksinleri sokmaması, gözyaşoı zulüm içeren şeyleri tüketmemenin verdiği huzur iç rahatlığı ve hayvanlarla olan bağ.

Burda da belirtmiş www.gq-magazine.co.uk

"20 solid years of eating vegetarian/vegan and taking care of myself. That probably helps the preservation process."

Ama tabi veganlık nedir bilmeyen, neden daha sağlıklıdır çoğu zaman, yediği etin ne kdar vücuda zarar verebildiğnii vs bilmeyen, buna gözünü ve vicdanını kapatan insan için sonuç bu soruda görüldüğü gibi.

@olutaklidi +1

Genlerle alakalı. Nasıl bazı insan 110 yaşına kadar yaşayıp bazısı 13 yaşında lösemi oluyorsa aynı şey. Veganlık diyen olmuş ya.

genelde bu durum minyon insanlarda oluyor. ben de öyleyim mesela:)

gamsızdır

kokain. dadında bırakcan ama.

Ben hapşırınca sokaktaki insanlar dönüp bakıyor, gayet normal.

Beynim çıkacak gibi oldu, genzim acıdı baya. Ben de cıks diye hapşıranlardan değilim açıkçası, millet bana da bakar dışarda hapşırınca fakat canım yanmaz. Bugünkiler farklıydı, sabahki canımı yakmadı ama her zamankinden şiddetliydi az önceki ise mahvetti genzimi, genzim hala acıyor. Şakaklar yavaştan kendine geliyor da az önce onlar da baya ağrıyordu

Basınçtan dolayı oluyor arada, benim de bir keresinde sol kürek kemiğimdeki kasa kramp girmişti hapşırdıktan sonra.

Hatta hapşırırken kaburgalarını kıran insanlar bile varmış, biz yine şanslıyız :)

ağzın kapalı mı hapşırıyorsun? o basıncın dışarı çıkması lazım ağzını kapatmaya çalışma salya sümük akacak diye, peçeteyle siper et.

hapsirirken boynu kirilan, cenesi cikan insanlar var dikkat edin kontrolsuz guc...