Evet. İstisnasız her gece kafamı yastığa gömdüğümde oluyor bu his.
Gün içinde o kadar belli etmiyor kendini okulda, aileyle vs. ama geceleri bir yalnızlık çöküyor evet.İçki içerken mesaj atacak birini bile bulamıyorum artık. Uzun zamandır gözlerimin içine bakıp gülümseyen, beni de gülümsetebilen kimse yok.Doğum günlerimi kutlayanlar giderek azalıyor. Bunlar oldukça ben daha bireysel bir insan oluyorum, ben daha bireysel bir insan oldukça daha da yalnızlaşıyorum.
Ama bunun dışında, ailemle sürekli gidip geldiğimiz yere bir araba yolculuğunda yalnızlık çekiyorum. 10 yıl sonra veya daha erken onlardan ayrı olacağımı, öleceklerini, belki başka bir ülkede olacağımı düşünüp yalnızlık çekiyorum. Öldüklerinde, bir daha onlara asla ulaşamayacak olma düşüncesi korkutuyor beni. Bir daha aynı yoldan çocukluğumdaki gibi geçemeyeceğimi, geçsem bile aynı şeyleri hissedemeyeceğimi düşünüyorum.
Yolculuk bitip çocukluğumun geçtiği eve geldiğimizde, çocukluğumdaki şen şakrak evi değil, soğuk, gri ve kasvetli bir ev buluyorum. ''Aitlik'' duygusunu çok güzel hissederdim çocukken, eve dönelim dediğimde kafamdaki ev bir sığınaktı, aileyle beraber olduğum sadece bize özel, kapıyı kapattığımızda hiçbirimize bir şey olmayacak bir yerdi benim için. Şimdi sadece soğuk duvarlardan oluşuyor.Eskiden çocukluğumun geçtiği şehir şimdi Rusya'daki terk edilmiş kentler gibi geliyor. Yalnızlık çekiyorum.
Dostlarla, tanıdıklarla bir birahane masasındayken, rakı sofrasındayken gülüşmeli sohbetin bitip, bir iki dakikalık sessizliğin olduğu ''o'' zaman yalnızlık çekiyorum. Sanki zamanımız kısıtlı gibi, bir daha onlarla görüşemeyeceğim gibi geliyor. Oraya ait olmadığımı hissediyorum, geleceğin belirsizliği ve bu belirsizliğe karşı kimsenin olmayışı beni korkutuyor. Yalnızlık çekiyorum.
En son konuşup hoşlandığım kıza sarıldığımda, yine yalnızlık çekiyordum. Biliyordum çünkü gideceğini, fazla uzun sürmedi öylede oldu zaten. Güvenemiyorum böyle olunca da, sanki ben onun için gelip geçiciyim gibi hissediyorum. Biliyorum da onun için öyle olduğumu. Bunlar beni daha da kendi kabuğuma çekiyor. Gün içinde gülüp eğlenip alkol alınca susup başını öne eğen, yüzü düşen insanlar hakkında az çok bilgi sahibi olmuşsunuzdur artık.
Ait hissetmiyorum. Sanki sürekli tek başıma bir yolculukta gibiyim, yanımdakiler de geçici insanlar, eğer kendime koyduğum hedefleri (maddi-akademik vs.) başarsam bile, en çok istediğim şey olan başka bir ülkeye taşınıp iyi parası olan bir iş bulduğumda bile aynı şekilde hissedeceğimi biliyorum.
Yanıma kimseyi alamayacak kadar yalnızlaştım artık, beni buna mecbur bıraktılar.
Önceden sarıldığın, sıcaklığını hissettiğin insanlarla hiç tanışmamış gibi göz göze gelmeden geçip gidiyoruz. Hep böyle oldu, muhtemelen de olmaya devam edecek.
Umursanmama hissi. Yalnız hissetmekten daha da kötü bence. Umursanmamaktan kastım, sanki orada yokmuşsunuz gibi davranılması. Karşılık olarak sizin de davranmanız. Yaşadığınız onca şeyden sonra herhangi biri olmanız. Böyle yalnızlık denizinde boğulan biriyken denizin değil de son umutla tutunduğunuz şeyin sizi boğması.
Gün içinde gördüğünüz o ''rahat'', kimseyi düşünmeyen, hiçbir şeyi kafasına takmayan insanlar belki de bu uzun yollardan geçip bu hale gelmiş ve o yolda hala da yürümektedirler.
0