3d secure sadece bankayı ve satıcıyı sağlama alan bi şey. chargeback ve hırsızlık olayını önler. kullanıcıya pek bir yararı yok

kartınızı illaki fiziksel çalması gerekmez. daha önce kaydettiğiniz bir firma hacklenmiştir veya sizin bilgisayarınızdan zararlı yazılımlar aracılığıyla eline geçmiştir. türlü olasılıklar var fiziksel kart numaranıza ulaşması için.

böyle bir durumda 3dsecure işe yarayabilir bir nebze. her yerde olmasa da bir çok noktada kullanılıyor.

hayır yani adam diyor ki, bir siteden alışveriş yaparken "3d secure kullanmak istiyorum" diye seçenek var. tıklayınca kullanıyorsun. tıklamayınca da kullanmadan işlem yapıyorsun.

hangi mal hırsız çaldığı kartı (veya kart bilgisini) kullanırken bunu tikler ki? niye tiklesin? madem tiklemeden yapılabiliyor, o halde ben kendi kartımı kullanırken tiklememin bana ne faydası var?

daha bugün alışveriş yaptım, o tick’i işaretlerken aynı soruyu sordum kendime. takipçisiyim konunun.

geçenlerde aynı şeyi düşündüm.
9500 tl lik alışveriş yaparken 3d secure seçmeden ödeye tıkladım. tak diye çekti. ben de anlamadım. ek olarak yabancı ülkeden tr firmasından alışveriş yaptım. bilen birileri aydınlatsın.

valla sanal kart + 3d secure yapınca nedensiz bir şekilde kendimi dünyanın en güvenli işini yapmışım gibi hissediyorum.

o his yeter.

Haklısınız, ben de sorguluyorum bu durumu.

Bana kalırsa 3d olayının her alışverişte zorunlu olması lazım.

Sanal pos developer geldi açılın, issuer card a böyle bi zorunluluk getirebilirsiniz. Ziraat red eder mesela 3d desteklemeyen mağazayı. 3d 2.0 ile bunlar da kalkacak machine learning geliyor, direk lokasyonundan vs yola çıkıp red verecek banka.

eskiden bazı firmalar, 3d siz yapılan alışverişleri daha uzun süre provizyonda tutup inceliyordu. 3d li olanlar ise hemen onaylanıyordu.

3D'siz yapılan işlemler incelemeye takılabilir, elle kontrol edilir, mesela vatanda ilk alışverişinizi 3dsiz öderseniz yok ekstre yok belge derken siparişinizi geciktirmiş olursunuz, hele 3dsiz sipariş veren farklı kişiyse iptal edilme ihtimali yüksek olur.

Mesele satıcı ve bankayı korumanın yanında iki adımlı doğrulama ile iş yükünü azaltmaktır, dolandırıcı evet ürün alabilir ama sonucunda siz paranızı alabilirsiniz.

3d ile ödemeyince çekti mi çekmedi mi, sayfada sorun oldu mu vs bazen problem olabiliyor. Kendime güvenlik niyetine kullanıyorum.
Mesela ilk kez bilmediğim bir firmadan alış veriş yapmak zorunda kaldığımda hiç belli olmadan üç sefer çekmiş parayı, en son bakiye yetersiz deyince uyandım duruma. Yoksa haberim bile olmayacaktı sonradan da uğraş dur geri almak için filan. Yetersiz bakiye sayesinde öğrenince hemen müdahale edebildim. İşte bu gibi durumlarda daha güvenli alışveriş yaptığımı düşünüyorum 3d ile, belki de kendimi kandırıyorum. Bilemedim şimdi, içime bi şüphe düşmedi değil

seçeneğim varsa kullanmıyorum. zaten kart çalınacaksa chargeback prosedürü var her halükarda paranı alabiliyorsun.

Bazısı sormuyor bile, üstelik “her işlemde 3d istesin” dediğimde banka “bunu mutlak zorunlu hale getiremem” dedi bana..

Çekilen tutarı bir daha teyit etmek adına işe yarıyor. Başıma gelen bir sıkıntı; hepsiburadada alışveriş yaparken ödeme ekranında bile indirimli görünen fiyatlar karttan çekilirken indirimsiz olarak çekiliyordu.3d ile farkı yakaladım

kullanıcıyla hiçbir ilgisi yok.
3d secure'suz işlemlerde; satıcının bu işlemi o kullanıcının yaptığını kanıtlaması gerekiyor. kanıtlayamazsa, para kullanıcıya iade ediliyor.

3d secure aslında satıcıyı chargeback’ten koruyor diye biliyorum. İşlemi senin yaptığın garanti altına alındığı için gerçekten hacklendiysen geri almak zor. Yani biz alıcılar için bir faydası yok gibi şu an.(tüm siteler zorunlu 3dsecure a geçerse tamam bir güvenlik olabilir. En azından kart bilgilerlmiz çalınsa bile harcayamaz deriz)

Sizin ilacınız nextjs.org

@heavy smoker,

peki %100 emin miyiz nextjs'den. yani google açısından hiçbir olumsuz yanı olmadığına?

Google'ı bağlayacağını sanmıyorum. Server-side render yapacaksınız. Yani günün sonunda bir HTML üretmiş olacaksınız ve arama motorlarının en sevdiği şey bu. Bence hızlı bir demo yapın hocam, tam da bu tarz ihtiyaçlardan doğan çok basit ve çok iyi bir proje nextjs.

anahtar kelimeler managed cloud vps veya managed vps

ancak bunlar managed olduğundan yani teknik ayarları onlar yaptığı için normal ücretin 3-4 katı çakıyorlar genelde.

digitalocean'da baktım şimdi.

shared cpu opsiyonu vardı, onu seçmemem gerekiyor sanırım.

dedicated cpu seçenekleri araısndan en düşük paktei (8gb ram, 50gb ssd) seçince ve general purpose diyince aylık 65$ dedi.

digitalocean sistemi farklı epey orada saatlik vs ücret etki ediyor. general purpose işini görebilir ancak kullananlar yorum yaparsa daha iyi olur.

ben alman bir firmadan hizmet alıyorum su ana kadar hicbir sıkıntı yaşamadım ancak root server kullanıyorum ve haliyle kendim yapmam gerekiyor.

ücretten hiç bahsetmemişsiniz. sanırım o konuda bir sıkıntı yok.. alternatif çok olur.

paylaşımlı cpu seçmek istememişsiniz fakat iyi özelliklerde ki paketler size yetebilir. vps, vds.

Türkiye lokasyon için natro sunucusunu önerebilirim. Sunucu bölümünden istediğiniz configurasyonu seçip alabilirsiniz. Ama biraz aylık ücret pahalı olur.

Ben hiç bir şey ile uğraşmayayım dediğinizde biraz fiyat yüksek olur.

Bütün kurulumları ayarları ben yapayım ve TR dışında olabilir derseniz bir sürü ünlü verimerkezi var. Fransa, Almanya, Hollanda...

Düşük fiyattan yükseğe doğru.. contabo, online.net, ovh.net gibi yabancı verimerkezlerini önerebilirim. Vps'ler fazlasıyla işinizi görecektir. Aylık 10 Dolardan (contabo) aylık 25 Euro'ya (OVH) kadar seçenek var.

react native bilmiyorum ama genel olarak bu eleman hiyerarşisindeki adı zindex

belki şudur aradığın cevap.

stackoverflow.com

evet öyle ama buradaki sorun; hiçbir şekilde böyle bir element'e sahip değilim.
büyük ihtimalle expo vs. gibi bir arabirim bunu aşağıya bastırıyor, error warning bastırmak için. (sistemin kendi errorunu yani. benim yazılımımın değil)

doge'nin 30'dan 17'ye düşeceğini öngöremediğin gibi diğer alt coin'lerin de ne olacağını öngöremeyeceksin ve orda da kaybedip çıkabilirsin. şu an dip fiyat ise doge bence çıkmasını bekle.

her zamna dibin dibi vafrdır tabi ama, tarihinde 15sats'ın altına hiç düşmemiş

Himmet dayı haklı, kimset işi

alt sezon öncesi belirtilenden biri de, dogeun pumplamasıdır. geçenlerde btc 19 üstüne atınca herkes bi gaza gelip yüklenmişti. birçok sinyal grubunda da paylaşıldı. çok hareket eden bi coin değil diye biliyorum. ama dediğim gibi btc 20 k üstünde yataya bağlarsa hareketlenebilir. hoş ben 2017deki gibi bi altsezon beklemiyorum.

algo/btc deli dip yaptı. ben ondan çıkış bekliyorum aslında da çıkmıyor namussuz. gerçi para yatırmadım :) çok da ilgilendirmiyor ama TA çalışmam açısından önemli.

beige barbour diye aratınca baya çıktı ama aynısı yok gibi.

öyle aratınca şunu buldum:

www.ebay.co.uk

%99 bu aynısı, telefon filtresi değiştirmiş biraz rengini.
ama sıfırı yok sanırım.

bi ara bu sensörleri baya araştırmıştım. +-1 mm, elde edebileceğin en iyi accuracy. ama bu zaten 2 mm sapma demek. 3 mm çentik ise aradığın detay, bu sensörler yardım etmez.

aslında senin aradığın depth map. bu da birkaç açıdan çekilmiş fotoğrafın photogrammetry yöntemi ile point cloud a çevrilmesi ordan da depth map çıkarılması ile yapılabilir. autodesk recap, agisoft metashape gibi programlar bunu yapıyor. ama bunlar genelde uydu veya drone fotolarını alıp 3d haritalara çeviriyor. senin istediğin değerleri yakalayıp yakalamamaları ile ilgili validasyon dökümanlarını görmedim.

eğer commercial bi çözüm arıyorsan handheld 3d scanner lara bak. 1000-30000$ arası fiyatları var. çözünürlükleri değişiyor.
m.all3dp.com

bi ton sensör araştırdım, hepsi sadece büyük boyuıtlu alanlar için.
10cm den daha kısa alanı ölçen bir şey bile bulamadım.

bu kadar zor olacağını düşünmemiştim gerçekten. kötü oldu bu

tamam da elle mi tutacaksın? elle tutacaksan isterse mikron hassasiyette olsun ne fark eder ki? kaçırdığım bir şey mi var?

10 cm den kısa mesafeyi ölçen ve yüksek çözünürlü sensörler var.

www.adafruit.com

@alperz,

Ben tam anlayamadım. Bir yüxeydeki 3mm ile 6mm arasındaki çentikleri haritalamak istiyorum. Elle yaptırmak istiyorum tabi ki ama niçin farketmesin onu anlamadım

www.hepsiburada.com

son opsiyon olarak da bunu koyayım mesela?

Ya bizde de sanırım ilk linkteki var ya biz kuramadık ya da kötü ses aşırı boğuk ve yeterli değil. ayrıca tv de philips olmasına rağmen tek kumanda ile otomatik çalışmıyor. tv'nin sesi resmen daha iyi.

doğru cevap olmayabilir, fakat şunu dinlediğimde sesini çok beğenmiştim, ayrı bir subwoofer'ı olmamasına rağmen gayet güzel bir sesi vardı:
www.amazon.com.tr

verdiğiniz linklerdeki ürünlerde 300 watt'lar 600 watt'lar falan havalarda uçuyor, her ne kadar markalı olsa da gerçek rms değerler olduğundan epey şüpheliyim. o watt değerleriyle yer yerinden oynar yani. ben evde 2*100 watt çıkışlı amfi ve 2*60 watt hoparlörlerle sesi yarıdan fazla açamıyorum.

çekim yerinin ağrısıdır? çekim işleminin kendisi ağrı bırakır. yani oradan bir şey söküyorlar sonuçta, biraz devam etmesi normal bence.

24 saat ağrı normal de, sigara içtiyseniz, orayı kurcaladıysanız mikrop kapıp alveolit olmuş olabilirsiniz. yarın da geçmezse doktorunuz baksın, gerekirse antibiyotik verir.

sigara içmiyorum. hiç orayı kurcalamadım da dokunmadım hiç

yanlış dişi falan çekmiş olamaz demi yav, ondan korktum resmen

istanbulda 10k kazanan biri icin almanyada 2.3k az. idealindeki iyi hayati surmek surada kalsin pisman olursun.

istanbul'da net 10 bin kazanana önerilecek para 2300 euro netten fazlası olmaz. ortalama normali 2000 euro'dur, 300'ü de ekstrası olmuş. ama bu demek değildir ki kabul et. istanbul'da 10 bin lira ile tutturduğun yaşam standardının yarısını zor yakalarsın berlin'de 2300 euro ile.

öncelikle cevaplar için teşekkür ederim
gelecek diğer cevaplara yönelik şunları hatırlatmak isterim.

bu ücret benim bu şirketten beklentim ya da tahminim. henüz netleşen bişey yok.
aylık 10k net değil, yan kazançlarla edindiğim ücret. 2,5kira. min. 1000 yemek/market alışverişi. faturalar, üst baş, beklenmedik giderler falan derken ay sonu zaten elime 1,5 -2 k falan kalıyor maks. hangi standart allaesen? :D

şirket amerikan şirketi ama konuşacak kadar almanca bilmiyorum,
aranan meslek kategorisinde olsam da deneyimlerim sebebiyle şu projeyi bana bırakın, sırtlar götürürüm, merak etmeyin diyecek bir durumda değilim ya da kendime az güveniyorum belki, bilmiyorum.

amacım 1 yıl içinde tr'den gitmiş olmak.
Ek olarak şu an doktora yapıyorum. Tez aşamasında gitmiş olmayı umuyorum. ha ama oralarda ünivde bir pozisyon kısa vadede bence zor.
bu soruyu da genel bir fikir alış verişi olsun diye açtım.
yani mesela hangi şartta hangi şehirde kaç liraya okey demeliyim?

mesela başka hangi avrupa ülkesine başvurabilirim.
us ve canada uzak.
iskandinavyaya iklim nedeniyle bakmıyorum.
uk'nin zaten kendi durumu belli değil, talibi çok ve diğer rakiplerle yarışacak potansiyelim var mı bilmiyorum.

NE YAPSIN BU KARDEŞİSİNİZ :D

Gelen her cevaba kalpten teşekkürler bu arada.

10 lira'dan kala kala ay sonuna 1.5-2 lira bırakabilen hayat standardından bahsediyorum zaten :) saving oranı yüzde 20'nin altında olan bir ekonomik birey için avrupa'nın hiçbir yerinde yaşamak kolay değildir. yaşanır, ama tüketime harcanan pek çok kalemin ya üstü direkt çizilir, ya da daha küçüğüne/kalitesizine ok denmek durumunda kalınır. naçinazene.

Berlin'den cok daha ufak bir fransiz sehrinden (300 bin kişi falan).
Bütün kariyerim 3.5 yıl falan. Net 2600 euro kazaniyorum.
Kısacası xportant gibi; seniora o parayı veren sirket dandiktir. Ha ya da senior degildir pozisyon?
Süper hayat olmaz da normal bir hayat olur. Iki uc sene disinizi sikip baska yere geçersiniz.
Yani Avrupa'ya kapağı atmak için dusunulur. Biraz parayi kullanmayi öğrenirseniz kenara para da kalir. Ben 2600 euro ile esimin masraflarini da karsiliyorum, araba kredisi, onun egitim kredisi, benim egitim kredim derken elime 200 euro civari kaliyor. Sizin aslında para bile ayirabilmeniz lazim ama senior dediginiz icin dedim az diye.

istanbul'da 10k kazanan adama niçin 2.3k euro net verilmesi normalmiş?

istanbul'da 10k net kazanarak;
iyi bir binada en az 2+1 (istersen 3+1) dairede yaşayabilirsin, üstüne araç kredisiyle araç da alabilirsin. kalan parayla da yaşarsın.

berlin'de 2.3k euro net maaşa;
1+0 daire bulursun, veya paylaşımlı bir evde kalırsın. araç taksidine falan da giremezsin.

hayat kaliteni dramatik bir şekilde düşürmüş olursun yani.

yurtdışına gidecekseniz, hayat kalitenizi artırmaya gidin. sürünmeye değil.

2300 eur sana yeter. 700 paylaşımlı eve verirsin, 300 mutfak masrafin olur. 100 eur da faturaların olur. Kalanı senin ister biriktir ister harca. Türkiye de 2 bin TL kaliyorken burada 1000 eur atabilirsin kenara.

Biz 4 kişi mutfak masrafı 500 eur yapiyoruz maksimum. Dışarda yemiyoruz ve çok güzel para kalıyor kenara. Araba bile aldık hemen.

yine herkes kendi söylemek istediğini söyleyip çıkmış.
soru Berlin'de ne kadar paraya yaşanır gibi birşey.
bence senin standardında biri için (yeni mezun değilsin, deneyim var, aranan mesleklerden) berlinde 3k-3,5k. ama gördüğüm 3k üzeri neti çok az kişinin alıyor olduğu.
bol şans.

yani yasamasina yasarsin ama oyle bir yasam icin berlin'e gelmiyorsun, buna emin ol.

ben de almanya'ya ilk geldigimde minimum blue card ucretine gelmistim(o zamanlar 39k idi). ama ben dusseldorf'ta yasadim. mesela ev kiram 550 euroydu ve gayet rahattim.

su anda berlin'deyim. birisi bana 43k berlin teklif etse hayatta gelmem. bunu almanya'yi cok ama cok seven, berlin'den acayip mutlu biri olarak soyluyorum.

ustelik pozisyon senior gibi diyorsun. yani tipik yurtdisindan ucuz kalifiye eleman bulma hamlesi. yerinde olsam sirket 43k onerirse, berlin'e yetmeyecegi icin degil, bunu onerebilen bir sirket oldugu icin gelmezdim.

tecrubeni bilmiyorum ama minimum 55k'dan baslayan tekliflerle gel, kafan rahat olsun. hatta fintech filan olursa 60-65k bile isteyebilirsin.

berlin'de ev kiralari 1k ama o evlere basvuran binlerce kisi var. benim su anda esimin de geliriyle beraber iyi bir kazancim var ama 2 ay yeni bir ev aramakla gecti vaktim. kisacasi, ucuza evin talibi cok, pahali evler de cok pahali.

ayrica, cogu ev sahibi kira/maas oraninin 30%'ten(hadi 35% belki) fazla olmamasini istiyor.

gelmesine gelirsin ve yasarsin ama bundan ne kadar zevk alirsin emin degilim.

ayrica "istanbul'da net 10 bin kazanana önerilecek para 2300 euro netten fazlası olmaz. ortalama normali 2300 eurodur" diyen arkadasa da sevgilerimi yolluyorum. sanirim ben 4 yildir bambaska bir ulkede yasiyorum.

berlinde tercihine gore 800 ile 1300 arasi kira odersin. 400 euro market masrafi. 200 euro telefon internet elektrik ivir zivir. yani yasatir, orta halli tatilini de yapabilirsin, araba alabilirsin.

2300 berlinde orta halli bir maas. ne cok ne az.

burada bakman gereken potansiyel olarak ileride alacagin maas ne olacak. almanyaya disaridan gelen kalifiye kisiler icinde bu civarda rekabetci bir maasla calismaya baslayanlar oluyor. doktor bile olsa bu rakama calismaya baslayanlar var. ama bu potansiyeli yuksek kisiler biraz ortama adapte olunca, almanca ve ingilizcede kendini gelistirince, ve gerekli baglantilarini kurunca baska firmalara gecip hizla maasini 3000-4000 euro araligina cikartiyor. 4000 euro da berlinde iyi bir maas diyebilirim.

Burada yazılanlara bakma, Berlin'de 2.3'e mis gibi yaşarsın. Kiralarda öyle dendiği gibi bin falan olmak zorunda değil. Benim kuzenim Berlin'de 1+1 daireye 450 euro veriyor. İlla Kruezberg'de Mitte'de yaşayacağım dersen tabi fiyatlar daha yüksek olur (ki benim arkadaşlarım Kreuzberg merkezinde (kotti) bile 1+1 daireye 1000 euro civarında para veriyorlar). İstanbulda illa Moda'da ya da cihangir'de yaşayacağım dediğinde de fiyatlar daha yüksek oluyor.

Üstelik Berlin'de hayat çok daha ucuz, yukarıda bir arkadaş Düsseldorf'la karşılaştırmış, iki şehre de her yıl düzenli gittiğim için çok rahat söyleyebilirim ki Berlin'de dışarı çıkıp yiyip, içmek çok daha ucuz Düsseldorf'a göre.

Fransa'da küçük yerde daha çok alıyorum diyene de bakma, Fransa'da süpermarketler nerden baksan %25 daha pahalı Almanya'ya göre, maaşlar da ona göre daha yüksek doğal olarak.

Ayrıca @emrahday'in dediği çok doğru. Bu teklife atla git. Senin için sıçrama tahtası olur, 1-2 seneye çok daha iyi maaşla çalışmaya başlarsın.

cok ozur dileyerek noluyo yaa'ya cevap vermek istiyorum, cunku soylediklerinin hic katilamadigim birkac noktasi var.

eger berlin'de 1+1 eve 450 euro veriyorsaniz bunun birkac nedeni olabilir. ya cok uzun yillardir ayni evde kaliyorsunuzdur ya orasi berlin degildir.

ayrica her ne kadar kreuzberg'i genel olarak cok sevsem de kotti'de 1+1 evin 1k olmasinda sanirim sadece ben bir absurdluk goruyorum.

kendisi de dusseldorf ile berlin'i kiyaslamis ancak bir ulkede yasamak ile turist olmak arasinda daglar kadar fark var. buyrun numbeo mesela: www.numbeo.com

kendisi turist oldugu icin tabii ki disaridan yemek yemis ve pahali oldugunu hissetmistir(ki kendisine katiliyorum). ama burada yasayinca disaridan bir turist gibi yemeyeceksiniz. ana gideriniz kira ve market alisverisi olacak ki berlin'de bariz daha pahali oldugu gozukuyor. ben dusseldorf ile berlin'i kiyaslarken hayat standardi vs maas ile kiyasliyorum ve ortalama alim gucunun birbirine yakin oldugunu soyluyorum. dolayisiyla dusseldorf'tayken ben o maasi alirken, ayni hayat standardina erismem icin berlin'de bir tik fazla almam gerektigini soyluyorum.

katildigim tek nokta da sicrama noktasi olmasi. gelirseniz eh iste bir hayatiniz olur, bir sonraki iyi maasli ise gecinceye kadar(psikolojik rahatlik, ozgurluk gibi kavramlara paha bicmiyorum tabii ki)

agresiflik derken beni kastetmiyorsunuz umarım :D hahaha
bence de henüz bişey net değil.
iş başvurusu yaparken güncel koşulları sağdan soldan takip edebiliyorum zaten o nedenle 1k kiralardan söz edebiliyorum.
amacım ortamı germeden olabildiğince çok sesli bir fikir alışverişi yapmak. herkesin farklı avrupa şehirlerinde farklı koşullarda yaşadıkları deneyimleri görmek.

@xportant bana mı agresif diyorsunuz bilmiyorum ama ben Paris'te yaşıyorum, üzerine Berlin'de hem yaşadım, hem çalıştım. Düsseldorf'ta da yılda toplam bir-iki ay kalıyorum annemin orada yaşamasından dolayı. Şu an ikinci evim diyebilirim. Bu yüzden üç şehir ve iki ülke arasında çok rahat karşılaştırma yapabiliyorum. Agresif bir şekilde yazmadım ama sizin diliniz bariz bir şekilde agresif.

@Tennen bana turist demişsiniz, ama "turist" en son olduğum şey buralarda :). Düsseldorf'ta birçok defa market alışverişi de yaptım, neredeyse Paris kadar pahalı geldi bana. En son daha Ekim ayında yaptım bunu. Berlin'deyse ne zaman alışveriş yaptıysam çok daha ucuza çıkıyorum. Kotti'deki bin euroluk(tam olarak 1100 euroluk) evde de ben kalıyordum, şu anda da eski ev arkadaşım kalıyor o yüzden birinci elden biliyorum.

Belki ben sürekli yaşamadığım için daha ucuz yerleri bilmiyor olabilirim Düsseldorf'ta, ama bunlar kişisel tecrübelerim.

@tennen, "istanbul'da net 10 bin kazanana önerilecek para 2300 euro netten fazlası olmaz. ortalama normali 2300 eurodur" görüşümde ısrarcıyım. 4 yıl önce 10 bin alıp 4 yıl önce 2.3 binin üstünde euro teklifi tabii ki alınabilirdi ama bugünün 10 bin tl'sini kazanan x meslek mensubu, avrupa'da 2 bin euro'nun üzerinde net teklifi alamaz. şöyle alabilir, sektörü buna uygundur. o sektör nedir IT ve mühendislik. bunun dışında beyaz yakalılar için diyorum, bugün 2300 euro'nun üzeri iş teklifini türkiye'de 10 bin üzeri alan senior'a önerirler.

@xportant, arkadaş sektörünü yazmış mı? "lafı çevirmek" filan çirkin bir ifade olmuş, saygılı olmaya davet ederim

Yalniz geliyorsaniz oldukca mantikli derim. 2.300 ile gayet iyi gecinilir. Iyi bir semtten kucuk bir daire 1.200 civari tutulur. Hayat cok daha ucuz oldugu icin, cok zorluk cekmeden gecinilir.Spora da gidersiniz, disarida da yer icersiniz, bir kursa da yazilirsiniz. Yiyeceginizi bio alirsiniz. Sosyallesmek vs. pahali degil zaten. Biriktirecek paraniz kalmayabilir ama.

(Cok genel konusmak gerekirse, 2.500 civari, master bitirmisler icin, giris seviyesindeki iyi isler icin verilir, aklinizda bir karsilastirma icin bu bilgi dursun. 2.300 ise Bachelor bitirenler icin diyebiliriz.)

Türkiye´nin durumunu goz onune alinca, dusuk de olsa buradan baslamak ve sonrasinda daha iyi kazandiran bir isi buradayken aramak mantikli.

"Berlin'den cok daha ufak bir fransiz sehrinden (300 bin kişi falan).
Bütün kariyerim 3.5 yıl falan. Net 2600 euro kazaniyorum.
Kısacası xportant gibi; seniora o parayı veren sirket dandiktir. Ha ya da senior degildir pozisyon?"=Fransa'da küçük yerde daha fazla aliyorum...

Belki gaza gelip okumadan gectiniz ama yazdigim ile anladiginiz alakasız. Senior pozisyon icin benim gibi bütün kariyeri 3.5 yıl olan birinden 300 euro daha az alacaksa o pozisyon ya senior degildir ya da sirket kötüdur.
Denildiği gibi insanlara bir sey bilmiyorlar gibi davranirsaniz alacaginiz cevap bu basliktaki gibi olur.

Senior icin o para cok az. Cok cok az. Logistics manager+1
Tannen +1

Eger amac sadece kapagi atmaksa berlinde ancak paylasimli evde kalip 2-3 sene disinizi sikabilirsiniz, o sirkete katlanabilirsiniz. Ama ben sizin yerinizde olsam 50-55bin brutten asagi gitmem.
Soyle diyim, ben junior olarak ilk senemi bitirdim daha, brut olarak size teklif edilen maasin az daha dusugunu aliyorum.
Boyle sirketlere firsat vermeyin, almanya’da o paraya kimse calismaz, boyle ucuz isgucu avliyorlar.

Millet kafa kol dalmış. Ben Yurt dışında yaşamıyorum. Yazdıklarım hava gazı. kusura bakmayın.
Bütün arkadaşlarım Yurt dışına kaçtı. Bulgaristan vatandaşı oldukları için vize mize zorlanmadan gittiler.

Hepsinin İstanbul'da evi , arabası vardı. İyi kötü beyaz yakalı işlerde çalışıyorlardı.Türkiye şartlarında iyi kazanıyorlardı. Hepsi mavi yaka amelelik işlerine düştüler. Ama hepsi mutlu. Hepsi çoluğun çocuğun hayatı kurtuldu diyor.
2 aile aynı evde kalan insanlar oldu. Bu insanların Türkiye'de evi yoktu, Apartmanları vardı.

Fırsatım olsa bende giderim . 3-5 sene hayvan gibi yaşarım. Ama çocuklarım kurtulur. Ama o fırsat yok.

Sizin soruya gelince. 10 bin güzel para 2,3 bin € kötü para. Tek tabanca adamsınız.
Gitseniz kötü yaşarsınız. Kalsanız 3-5 sene sonra ülke ne olacak .

ben cok daha başka bir yerden bakacagim duruma. kizim almanyada yasiyor ben de iş geregi yilda birkac kez almanyaya gidip geliyorum, en son gecen mart ayinda berlindeydim.

eger sehir merkezinde yasayayim mitte'de kalayim her yere yürüyerek gidip geleyim diyorsaniz söylediginiz kiralar dogru. kreuzberg son 10 yilda cok degisti, hipster mekanı oldu, oralarda da ucuza ev bulmak zor olur. 45 dk. 1 saat tren yolculugunu göze aliyorsaniz ki bence mantikli istanbul kosullarini düsününce, cok ucuza cok daha rahat yaşarsınız. 800 euro kira üst limiti koysaniz geri kalani sizi yaşatmaya yeter de artar bile. berlin yeme icme restoran konularinda diger alman sehirlerinden daha pahali ama secenek de cok, cok uygun fiyata yemek yiyip alisveris yapacaginiz yerler de var.

ama asil mesele şu, her sabah bugun dolar ne oldu, rte bugun ne söyledi, hangi arkadasim hapse atildi, hangi yolsuzluk yapildi da cebimden para cikti, depremde koca apartmanlar yikildi hangi arkadasim altında kaldi derdi yaşamayacaginiz bir hayatiniz olacak. sokaklarda esnaflar bagirmayacak, trafikte bisikletle rahatca gezebileceksiniz, markette gördügünüz insanlar sizi tanımasa bile selam verecekler, bir kadın olarak gecenin bir yarisi istediginiz yere gideceksiniz, kimsenin sizi takmadigi, ne yaptiginiza aldirmadigi bir yerde yasayacaksiniz.

buradaki kosullarin dörtte birini öneren bir iş olsa bile gidin lütfen. burasi bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi, burada kaldikca hergün ölüyoruz.

@ycaycayca, @proteus
valla hay ağzınıza sağlık :D

diğer arkadaşlara da tek tek teşekkür ederim.
bu soruyu açma sebebim zaten herkesin deneyimlerini, fikrini öğrenmek.

gitme planında da amacım müthiş paralar kazanmak, bakmakla yükümlü olduğum birine para göndermek vs değil. bu maaş da şu an bir varsayımdan ibaret, piyasa nedir bunu öğrenmek istedim. kaldı ki yıllarca hep 2300 alacakmışım gibi bir durum olacağını da sanmıyorum. (ama bu da bir varsayım) almancam yok, yeni bir ülke; henüz network yok vs.

umarım daha iyi koşullar doğar, buradan yine konuşuruz.

Belki duvar rafı ve led şeritle birşeyler yapabilirsin bu tarza yakın.

www.amazon.com.tr

@solenkol,

evet mümkün, şimdilik son çare olarak tutuyorum o ihtimali...

duvarın önünde ne var?

masa? koltuk? kanepe? böyle bir şeyin arkasına saklasan daha ucuz ve güzel olabilir

www.ciceksepeti.com

github da react native boilerplate keywordleriyle arayabilirsiniz.
örnek:
github.com

çok teşekkür ettim.

tam kafamdaki buydu sanırım.

Su. Her canlı büyük oranda sudan oluşur.

zaten içmiyorsunuzdur da, kolanın besin değerlerine bakmayın o zaman. her şey 0. :)

(Karbonhidrat miktarı = Karbonhidrat miktarı - Lif miktarı)
Bu hesap sana da biraz garip gelmedi mi?

@mirket,

ketojenik diyet için geçerli bu. günde takribi 20 gramın üstüne çıkmamalı aldığım karbonhidrat.
oradaki hesapta da lifsiz karbonhidratlar için geçerli bu.

bir yanlisinizi duzeltmek isterim

oradaki karb degeri zaten lifden arindirilmis deger, yani siz bir daha cikarmis oluyorsunuz.

toplam karbonhidrat deseydi cikarma yapmaniz dogru olurdu.

ayni sitede brokoliye bakin mesela, sizin hesabiniza gore negatif carb var ki bu imkansiz

www.fitekran.com

terimlere turkce'den alisirsa 3 sene dogrusunu ogrenmeye calismaz mi? freecodecamp'ten baslasin derim ben html css js diye ilerler. sonra biraz react biraz vue biraz react native, sonra python'la da backend'e bi bakmis olur. hepsi icin youtube'da bile cok iyi kaynaklar var son 1 senede yuklenmis olmasi yeterli, udemy'den gidecekse de o dilin en yuksek puanli, proje yapa yapa ogreten ve update alan bi kursuna yonlendirirdim ben

bence işin "mantık" kısmını türkçe anlatması daha iyi.
bunu yapınca ne olur, niçin öyle olur, bu bize neyi sağlar vs. gibi kısımları anadilde öğrenmesi daha iyi.

zaten terimlerin türkçesi yok, hiçbir zaman olmadı. o yüzden terim kısmını etkilemez.
freecodecamp'i bilmiyordum.

bunun benzeri, direkt ücretli ve haliyle a'dan z'ye daha kaliteli programlar da var mıdır?

Türkçe başlamasını hiç önermem.

PHP değil de Python ile başlasa daha iyi. Udemy iyi hoş ama Edx gibi daha nitelikli, üniversite destekli bir programda başlasa daha sağlam temelleri olur.

Sorunuza cevap değil ama sağlıklı bitki yetiştirebilmeniz için terasın cephesi, gün boyu aldığı ışık, hava koşulları önemli. Bunları belirleyip İBB'deki danışmanlardan öneri almanızı öneririm.

süper, bunu da ileteyim o zaman ordaki arkadaşa.

bu arada, teras gün boyu tüm güneşi alıyor. tam cephesini söyleyemem belki, telefona pusula üykleyip bakarım ama, sabah 11den, akşam gün batışına kadar bütün güneş aralıksız alıyor.

Laravel bilmiyorum ama işinize yararsa bahsettiğiniz işlem inner join olarak geçiyor SQL'de.

evet, ama laravelde bunu daha doğru yapılarda vermek gerekiyor. plymorph falan olabilir ama oradan bağlayamadım.
join atmak veya foreach ile tek tek yakalamak gibi formülleri son aşamada düşüneceğim mümkün olduğunca

laravel.com

Cevap kesin yukarıdaki linkte bir yerde ama :((

"Defining The Inverse Of The Relationship" kısmı var, acaba oradaki örnekler işinize yarıyor mu?

Location::with('teams', 'users')->get();

böyle bişey olabilir, php kullanmayalı 10 sene oldu sdfgsdfg sanırım aradığın şey eloquent joins

code.visualstudio.com

şöyle bir şey buldum ama command-z getirmior şuan geri. pof ya.

var mı yolu :(

v1.44'te gelmiş o özellik? Ben de denedim şimdi çalışıyor.

code.visualstudio.com

Çalışmazsa terminalden şu komutla diff görebilirsiniz eski hali lazımsa:

git diff --cached

yav bu otomatik updaet olmuyormuş. 1.26 kalmış bende, şans. günüm mahvoldu dyebilirim.

git diff --cached

yazdım ama bomboş ekran geldi.

@tchuck dosyayı git'e eklediniz mi, yani staged mi? Değilse git add dosyaadı ile ekleyip, sonra diff çalıştırabilirsiniz. Adım adım tüm değişiklikleri göstermez ama bir önceki versiyonla (commit) şimdiki arasındaki farkları gösterir.

normalde iliskisel veri tabanlarinda mysqlde tablo yapisini belirlerken, yani normalizasyon/denormalizasyon yaparken cogunlukla neye bakiyorsun, tekrar eden verirleri farkli tabloya alayim ve aralarina iliski koyayim ki az yer kaplasin.

mongodb gibi collection yapilarinda ise bakis acisi ise tamamen verinin cagirilmasi ile ilgili. yani bir anlamda domain driven design ile ilgili. bakis acin su olmli, web arayuzunde bir veri seti cagirilacak ise tek seferde cagirilan bu bilgi ayni collection icinde bulunmasi daha iyidir. ornegin urun listesi ve urunlerin stok hareketleri hep farkli ekranlarda farkli cagrilarda yapiyorsan o zaman ayri collection da tutman veri buyuklugu acisindan mantikli olabilir. ama sen ekranda urun listesini getiriken her zaman stok harketini de ihtiyacin var ise o zaman tek collection mantikli olabilir. ama bu tamamen veri setinin buyuklugu ve performansda olcumleme yapmana bagli.

NOSQL dbler, SQL'lere alternatif değil, tamamen farklı bir problemi çözmeyi amaçlayan dbler. Dolayısıyla sizin durumunuzda (veritabanı bir şemaya sahip) SQL daha uygun.

MongoDB'nin sitesinde use case'lere ilişkin güzel örnekler var: (git: www.mongodb.com)

e-commerce alanında biraz aramalar yapınca, genel olarak mongodb yerine sql'in tercih edildiğini gördüm bu arada. hem de ezici bir çoğunlukla. kafamda soru işareti yarattı tabi bu durum, galiba mongo için başka bir projeyi kollayacağım...

ben tercih tercih yaparken eger veri seti buyuk, cesitli, karmasik ise iliskisel veri tabanlarini tercih ediyorum. nispeten kucuk, belirsiz, iliskiler net degil ise nosql veri tabanlarini tercih ediyorum. tabi bu bakis acisinin ilerde yasatabilecegi problemleri iyi analiz ettim diyemem.

Sanırım reacti tam oturtamamışsın kafanda. React bir framework değil ki, kendi componentini kendin yazabilirsin. Bu gözle bakınca soru çok saçma geliyor.

her seferinde amerika yeniden mi keşfedilecek? 21. yüzyıla gelmişiz, koskoca react dünyasında çıka çıka bu mu çıkmış picker olarak?

ben jquery'de 11 saniyede, eli yüzü düzgün, temiz çalışan picker bulabilirken, react tarafıdna bu ucubeleri buluyorum.
ortada bir sorun yok mu gerçekten?

pickerları bile elle tekrar yazacaksak ben anlamadım bunun yarattığı kolaylığı.

Dostum rwactin kolaylığı kod süreni kısaltması değil, jqueryde tek bir div değişsen bile bütün sayfa render oluyordu, react sanal olarak kod ağacını tutuyor ve karşılaştırma yapıyor, sadece değişen yerleri render ediyor. Ve evet, nasıl ki css ile sayfanı tasarlıyorsun , reactte de aynı şekilde kendine bir picker yazabilirsin, ya da githubdaki örnekleri inceleyebilirsin, beğendiğini kendine göre şekil

github.com

Bu vesileyle selam olsun bir milyon yazılımcı projesine, gelecekte çoğalacaksınız maalesef

aynen kardeşim.

yazılımcılık dediğin şey, 25 yıldır varolan timepickerı elle yazmak için 2.30 saat vakit harcamaktır çünkü.
kesinlikle budur yazılımcılık.

aptal aptal kıstaslarınızla uğraşıyoruz.

sen timepickerları falan elle yazmaya devam et. biz iş çıkarmaya çalışıyoruz, amerikayı yeniden keşfetmek için boşa harcayacak vaktimiz yok. proje insanıyız, proje nasıl hızlı çıkarılırsa, öyle iş yaparız.

kimse senin pickerı elle mi yazdığını, dışarıdan mı aldığınla ilgilenmez.
sadece projeyi zamanında yetiştirmenle ilgilenirler. unutma bunu.

Proje yetiştirirken github ,stackoverflow, medium diye siteler keşfettim oradan da faydalan, duyurudan daha iyi gibiler.
Cehalet mutluluktur dostum devam et böyle, yazdıklarından öğrenmeye çalıştığını anladığım, duyurularından bildiğini iddia ettiğin dillerin mimarlığını yapan bir bilgisayar mühendisiyim, yerinde olsam saygı duyar bişeyler öğrenmeye çalışırdım.
Bu arada copy-paste yapmak, amerikayı yeniden keşfetmiyim anlamına gelmiyor. Yeri geldiğinde yazacaksın da, yoksa React gibi saygı duyacağın bir mekanizmaya bok atar ve komik duruma dğşersin . Gerçekler bunlar.

adama component attık diye laf geldi saçmalığa bak, yazılım dünyasındaki bu elitizm beni hasta ediyor. git kendi frameworkunu kendin baştan yaz o zaman ne diye react kullanıyorsun :)

Reactin framework olmadığını öğrenerek başlayın işe

Guzel alet hayırlı olsun.

Ben buna benzer ama ilave smoker odacığı olan bir model kullanıyorum.uzun pişirimleri aluminyum folyoyla smoker kısmında yapıyorum.ana ünite içerisinde hiç denemedim.

İstediğin tarz için uygun eti bizde bulmak biraz zor ilave kültür olarakta buna uzağız.gavurda yaygın olmasının sebebi bolca domuz ve iri kıyım sığırlardan kaynaklı.bol dış yağın korumasında olması gerekiyor etin,piştikçe dış yağ kavrulacak ve etin bütün suyu bu tabakanın altında eti mükemmel kıvama getirecek.

Bu yüzden bizde bulabileceğin en uygun et yağlı kısmından koyun eti olması gerekiyor.ilk denemelerine kuzu kolla başlayabilirsin.yağları temizlenmemiş haliyle girişeceksin ve bu arkadaşın mundar olmaması için barbekünün dibinde takılacaksın.ısı ayarların önemli,stabiliteyi koruman lazım,fırın mantığında pişecek.

İlerleyen aşamalarda kaburgaya,kafese girebilirsin.yağsız etlerde gömlekle sararak pişirim yapabilirsin.önce ufak parçalarla başla,gittikçe olayı büyüt.öncelikli ihtiyacın iyi bir kasap.

Afiyet olsun.

anladım, öyleyse yağları temizlenmemiş bir kuzu kol alıyorum.

meaty cheese'de gördüğüm; kömürleri mangalın bir ucuna, eti dieğr ucuna takıyor bu tip yavaş pişirmelerde. aynı şekilde yapmayı düşünüyorum.

et termometresi var bende, ama mesela kuzu kol'da termometreyi nasıl kullanmalıyım? bonfile olunca içi 58 dereceyi gördüğü en çekiyoruz, ama böyle uzun pişirmeli jelatin çıkarmalı etlerde sanırım içi daha yüksek ısıya daha uzun süre varmalı diye biliyorum.

meaty cheese sanırım brisket için 95'li derecelerde tutuyordu eti, ordan 110lara çıkarıp alıyordu.

Smoker söylememde ki sebep bu ates meselesiydi,direk ateşe maruz kalırsa ne yaparsan yap etin yanacak ya da etin dış kısmı 1 cm kalınlığında bir duvar oluşturup kayış haline gelecek.aynı bilinçsiz şekilde yapılan kuzu çevirmeler gibi olacak.

Bu yüzden seninde dediğin gibi ateşi bir tarafa eti bir tarafa koymak dışında seçenek yok.derece hakkında bir şey diyemeyeceğim çünkü hiç kullanmadım,tamamen alışkanlıklarla yürüyorum.baba,dede yöntemleriyle.kuzu kol için 2,5 saat gibi bir süre lazım,eğer eksik kalırsa güzel yağlayıp kapalı kapta biraz daha pişirebilirsin,deneye yanıla kendi sürelerini bulacaksın.bu sürelerde bir yandan güzel güveçte çıkar,

Deminde dediğim gibi bizdeki brisket o abilerde çıkanın yanına bile yanaşmaz.ebat olarak zayıf ve yağsız kalır.oradaki dereceye bakarsan eti kömür edebilirsin.

hocam texas da yasiyorum burada brisket marketlerde kilosu 3$ fln = )yabanci vloggerlari izle bence

ya mesela e-ticaret sistemin var.
burada ne tür tabloları mongoda çalıştırmak uygundur?

ilişkisiz tablolardan kasıt ne örneğin? çünkü bir e-ticaret sisteminde ilişkisiz data olamaz. sipariş sepete, sepet ürüne, ürün stoğa, sepet gönderiye, gönderi kargoya vs. bağlı hepsi birer zincir.

olsa olsa bir newsletter sistemi belki ilişkisiz olabilir, ki onu bile kategorize etmen gerektiğinde yine bir ilişkisellik gerekiyor. veya ben ilişkisellik mevzusunu yanlış anlıyorum.

İlişkisellik olmayacak diye bir şey yok. İlişkiyi nasıl kurduğun değişiyor sadece.

Şöyle bi örnek vereyim, diyelim kullanıcının bilgileri (adres, isim vs.) ve önceden verdiği siparişleri göstermek istediğin bir sayfa var.

RBDMS için:

1- Kullanıcının adını, mailini vs. user tablosundan getir. 1 sorgu.
2- Adresler tablosundan adresi bul. 1 sorgu.
3- Siparişler tablosundan user_id'si X olan kayıtları al, sonra ürünler sayfasından o id'lere sahip olan kayıtları getir. 2 sorgu.

Toplam 4 sorguda hallettin.

Mongo kullanıyor olsaydın, "customer" koleksiyonundan bilgiyi çeker, o kullanıcı ile ilgili tüm siparişleri, adresleri vs. aynı dökümanda tuttuğun için işi tek sorguda halledebilirdin.

Tabi burada soru şu: böyle bir döküman yapısı mantıklı mı?

Diyelim x-y tarihleri arasında verilmiş tüm siparişlerle ilgili bir rapor hazırlaman lazım, o durumda bir "sipariş tablosu" daha iyi olur, tüm kullanıcıları gezip oradan veri çekmek biraz daha uzun sürer. Gerçi aggregation kullanarak yine mongo ile tek sorguda yapabilirsin ama RDBMS kadar hızlı olmaz muhtemelen.

Yine aynı senaryo için: raporu ne kadar sürede bir hazırlıyorsun? Ayda 1 rapor lazım, ama kullanıcı sayfası günde 50.000 kere görüntüleniyorsa, mongo kullanmak daha mantıklı oluyor. Çünkü mongo ile aylık rapor satışı hazırlaman RDBMS'e göre 50.000 kat yavaş değil. Veya öyle olsa bile user sayfasının daha hızlı yüklenmesi ux açısından daha tercih edilebilir bir durumsa onu tercih edersin.

Başka bir nokta da şu: Mongo'da bir döküman en fazla 16 MB olabilir. Bir sipariş dökümanda 1 MB yer tutuyorsa ve kullanıcılar 16'dan fazla sipariş veriyorlarsa bu da bir sorun. Genelde mongo dökümanlarında fazla veri tutmak istemeyiz. (Gerçi bunun da çözümü var).

Başka bir senaryo: diyelim sadece ayakkabı sattığın ve kullanıcıların ayakkabıları çoğunlukla marka üzerinden arattığı/filtrelediği bir siten var. RDBMS kullanıyorsan ayakkabılar tablosunda, her satırda bir de "marka" sütunu tutman gerekirdi. Mongo'da ise "markalar" diye bir koleksiyonun olur, her dökümanın içinde de o markaya ait ayakkabılar olur. Böylece hem veriler diskte daha az yer tutar, hem de aramaların daha hızlı olur.

E-ticaret olayından anlamadığım için örneklerim dandik olmuş olabilir, ama genel fikri verebildim diye umuyorum.

Onun haricinde mongo'nun (benim gördüğüm/yaşadığım) en büyük avantajı flexible olması. Yani startup'sın, db yapın nasıl olacak, hangi veriyi tutacaksın vs. henüz belli değil. Mongo'da A dökümanı X alanına sahipken, B dökümanı Y alanına sahip olabilir. RDBMS gibi en ufak bir değişiklikte tüm tabloyu değiştirmene gerek yok. Bu epey büyük bir avantaj. Ama zaten neyi nasıl yapacağın baştan belli ve tablo yapıların değişmiyorsa bir anlam ifade etmez.

indirim olur ama beklemeye değecek indirim sınırlı sayıda üründe oluyor, indirimler başlar başlamaz alman lazım. bir de o vakte kadar kurda belirgin bir artış olursa indirimin de kıymeti kalmaz. 300-500 lira için hevesimi 2 ay ertelemezdim ben. zaten heves değil ihtiyaçsa 2 ay dayanabilecek misin ona da karar ver.

12 çıkmak üzere. emin miyiz?

türkiyede kara cumanın bir etkisi olamaz.
iphone'da zaten hiçbir etki olmuyor, amerikada bile.

Türkiye'de bekleyince pek iyi şeyler olmaz. Ama boyut ve yenilik vs açısından bak. iphone 12'nin düzü benzer veya çok az fazla fiyata çıkarsa alır mısın mesela? İphone 12 biraz daha küçük olacak gibi, ben o yüzden onu bi bekliyorum.

Fakat şu oluyor (şimdi bile), mesela 64 gb 7999 lira ise bazen 7599 oluyor. Mesela ben yeni SE'ye bakıyordum, normalde 128'i 5799 mu ne, geçenlerde Vatan bilgisayar indirim yaptı 256gb'ını 5899'a verdi. Bunları yakalasan iyi olabilir.

5 dakika önce aldım. ensarcı diye boykot ettiğim türkcellden aldım maalesef.

AirPods + 64 gb 7.998 tl'ye geldi. 48 saatlik indirim yazıyordu alacaksanız acele edin. 12 çıkınca fiyatlar da artar zira şu an türkiye fiyatında kur güncellenmedi hala. kara cumaya kadar neler olur neler.

teknolojik alet konusunda bekleyin diyenlere kulak asmayın. playstation'un 1.200 tl'den 2.200'e çıkmasını izledim acıklı acıklı.

.ebextension/01_deploy.config icerisinde asagidaki sekilde (00_copy_env_file herhangi bir isim olabilir)

container_commands:
00_copy_env_file:
command: "mv /tmp/.env /var/app/staging/.env"

github.com

yalnızca bunu girmek yetiyor mu ya?
composer install
npm install
php artisan migrate
php artisan db:seed

gibi komutları göremedim bunda?
bu sadece .env dosyasını kopyalıyor gibi?


edit: linki sonradan gördüm tamamdır

kanser oldum yemin ederim.

sudo npm install çalışmıyor kesinlikle.


2020-09-07 10:02:39,677 [ERROR] Command 02_install_node_dependencies (sudo npm install) failed
2020-09-07 10:02:39,677 [ERROR] Error encountered during build of postbuild_0_Form: Command 02_install_node_dependencies failed
Traceback (most recent call last):
File "/usr/lib/python2.7/site-packages/cfnbootstrap/construction.py", line 542, in run_config
CloudFormationCarpenter(config, self._auth_config).build(worklog)
File "/usr/lib/python2.7/site-packages/cfnbootstrap/construction.py", line 260, in build
changes['commands'] = CommandTool().apply(self._config.commands)
File "/usr/lib/python2.7/site-packages/cfnbootstrap/command_tool.py", line 117, in apply
raise ToolError(u"Command %s failed" % name)
ToolError: Command 02_install_node_dependencies failed
2020-09-07 10:02:39,678 [ERROR] -----------------------BUILD FAILED!------------------------
2020-09-07 10:02:39,678 [ERROR] Unhandled exception during build: Command 02_install_node_dependencies failed
Traceback (most recent call last):
File "/opt/aws/bin/cfn-init", line 171, in <module>
worklog.build(metadata, configSets)
File "/usr/lib/python2.7/site-packages/cfnbootstrap/construction.py", line 129, in build
Contractor(metadata).build(configSets, self)
File "/usr/lib/python2.7/site-packages/cfnbootstrap/construction.py", line 530, in build
self.run_config(config, worklog)
File "/usr/lib/python2.7/site-packages/cfnbootstrap/construction.py", line 542, in run_config
CloudFormationCarpenter(config, self._auth_config).build(worklog)
File "/usr/lib/python2.7/site-packages/cfnbootstrap/construction.py", line 260, in build
changes['commands'] = CommandTool().apply(self._config.commands)
File "/usr/lib/python2.7/site-packages/cfnbootstrap/command_tool.py", line 117, in apply
raise ToolError(u"Command %s failed" % name)
ToolError: Command 02_install_node_dependencies failed

npm yetkin yok. cozum;

github.com
gist.github.com
github.com

Administratore giriş yapabiliyorsun değil mi?

Wp options tablosunda eksik olabilir mi? Yedek yok mu? Geri yüklesen

Ayarlardan plugin user preferences sekmesine gelip ordan ön belleğe alma bilgilerini diskten getir gibi bişey olmalı onu işaretleyip tekrar giriş yapmayı dene siteye

admin dahil hiçbir yere girmiyor. hepsinde bu hatayı verior.

yedek yok anladığım kadarıyla :/ ben her hafta bu tür şeylere karşı database ve dosyaları yedekliyorum mesela.(cpanelden)

abi ikisnin de yedeği var.

ikisini de yedekten kaldırdım zaten.

çalışmıyor

woocommerce'i enable yaptığım an gidiyor.

diğer tüm eklentiler disabled, sadece woocommerce enabled. ve site tamamen çöküyor.

tüm yedeklere sahibim. ürünlerim ve siparişlerimi almam yeterli. diğer her şeyin amk. 8 saattir bu işle uğraşıyorum. ve artık dayanacak gücüm kalmdı.

sadece database ve dosyalara sahip olarak nasıl ürünlerimi alabilirim?

Eski sürüm woocommerce kurmayı denediniz mi? Belki güncellediyseniz o yüzden patlamıştır

yazarken geldi çözüm aklıma yav.

try catch ile çözdüm.

Yıllık 4500 TL, herhalde yaş 65 mi?

keşke tamamlayıcı yaptırsaydın. acıbadem'deki faturayı gönder bakarız beraber :)
ödemiyorum deme %20'sini yine ödüyorsun. binlik olursun herhalde.

@conta,

tamamlayıcı sağlık sigortası değil. özel sağlık sigortası. yaş 20 bile olsa 3000-3500den ucuza olmuyor zaten.

@ozdek, acıbademdeki tüm işlemlere peşin %50 indirim yapıp, kalan %50 üzerinden %20 alıyorlar. muayene için 50-60tl civarı, endoskopi vs. için de 150tl civarı ödeyeceğim büyük ihtimalle.

Freelancer gibi sitelerden hindistanlı, pakistanlı, çinli birilerini bulup iş yaptırmayı düşünüyorsan vazgeç, paranla rezil olursun. Eğer işini adam gibi özenerek yapacak birisini arıyorsan ruslara bakmanı öneririm.

Karşındaki adam zekiyse ve kodlamaya hakimse e/r yeterli olur ama ben net olarak bu yapıyı istiyorum diyorsan flowchart'a kadar vermen gerekir. (belki başka bir sistemle ortak çalışacaktır, ilerde geliştirmeye açık olmasını istiyorsundur, devreye almayacağın özelliklerin hazır olmasını istiyorsundur vs)

Freelancer gibi sitelerde projeyi belli parçalara bölebiliyorsun (milestone), bu sayede işi parça parça yapıp hem yönetilmesi kolay hale getiriyorsun, hem karşı taraf emeğinin karşılığını alacağını görüyor.

Tekrar etmekte fayda görüyorum, karaktersiz pakistanlı, hindistanlı ve çinlilerden uzak dur, alayı dolandırıcı, çöp işler çıkarıyorlar. Projenin kolay kısmını "bitirip" kaçıyorlar.

aynen aslında ona dair de tavsiye gerekiyordu.

kimlere, hangi sitelerden teklif yollamalıyım. nerden nasıl bakmalıyım vs. gibisinden.

peki sistemin işleyişi nasıl sürüyor?
ben adama projeyi tanıtıp e/r diyagramlarını gösteriyorum, o fiyat atıyor ardından işe mi başlıyoruz? ödeme vs. gibi durumların süreçleri nasıl yürüyor?

bitmeyen işin parası cepten çıkıyor mu?

Bir yıl kadar remote takım yönettim. Şu anda da remote bir ekipte çalışıyorum.

Öncelikle şu kitabı bir okuyun: basecamp.com

Sonrasında:

1- İşe alacağınız kişiyi iyi seçmeniz gerekiyor. Remote çalışmak kolay değil, kendi kendine o disiplini sağlayabilecek, kalite algısı olan birini bulmanız lazım. Daha önceden remote çalışmış biri, o olmazsa kendi projeleri, düzgün github'ı falan olan birini bulmaya çalışın.

2- İşi baştan anlatıp, sonra hazır teslim almak diye bir şey yok. Haftalık sprint yapın. Her hafta için yapılması gereken işi detaylıca anlatın. İş bitince code review'ı siz yapın. Code review'ı geçen iş başına ödeme yapın. Bu süreç için haftada 1 saatlik bir toplantı genelde yeterli oluyor.

3- Mümkünse işe tek bir kişi almayın. Birden fazla kişi olsun. Birisi bırakıp gittiğinde yeni birini bulana kadar proje durmasın. Ayrıca takıldıkları yerlerde size gelmeden kendi aralarında yardımlaşabilsinler.

4- Hatırladığım kadarıyla PHP yazıyordunuz. Bence dili değiştirmeyi düşünebilirsiniz, çünkü kaliteli PHP dev. bulmak zor. PHP öğrenmesi ve başlaması kolay bir dil olduğu için çok fazla kötü PHP dev. var.

5- Hintli veya Ukrain diye eleman çok ucuz olmayacak bu arada. Yani isterseniz çok ucuza da eleman bulursunuz ama onun astarı yüzünden pahalıya gelir, code review'da çok daha fazla zaman harcarsınız vs. ABD'de olsa 100k alacak adamı 50k'ya çalıştırabildiğiniz için Hintli normalde ucuza geliyor, ama projenin öyle bir bütçesi yoksa, zaten düşük ücretlere çalıştıracaksanız çok umutlanmayın.

6- Kendinize bir çalışma stili oluşturun. Hangi durumda ne yapılması gerektiği belli olsun. Örneğin acil bir feature lazım, ama o kadar zaman yok? Kod kalitesi mi feda edeceksiniz, gereksiz özellikleri mi çıkaracaksınız, tasarımdan mı fedakarlık edeceksiniz vs. öncelikleriniz belli olsun. Yanyana olmadığınız için bu konularda nasıl bir aksiyon alınacağı belli olmazsa çok vakit kaybı olur. Ekip buna alışana kadar 1-2 ay geçer, o normal. Çalışma stilinizi iyi anlatmanız lazım, bir kere söyleyince anlaşılmayacak muhtemelen, o da normal. Gerilmeyin.

7- İyi commit mesajı yazma eğitimi verin gelenlere. Comment falan çok önemli değil ama bir değişikliği kim, ne zaman ve neden yapmış bulabilmek çok önemli olacak. Aynı ofiste olmadığınız için gidip sormadan bu soruların cevabını alabilmeniz lazım. Aynı şekilde güzel bir CI/CD process'i kurun, ticket'lar ile commit'ler bağlantılı olsun. Birine sormadan history takibi yapılabilsin.

8- Yanıbaşında hemen sorabilecek birisi olmayacağı için iyi SO rep'i olan birini işe alın. Kendi kendine bir sorunun çözümünü bulabilmek, bulamazsa düzgünce sorup cevap alabilmek remote çalışanın en önemli özelliklerinden biri.

Aklıma gelenler bunlar. Varsa sorunuz cevaplamaya çalışabilirim.

@pluton,

2. maddeye bir cevap vereyim. evet php yazıyorum. aslında değiştirmeyi düşnüüyorum, python faalan da olur, benim içn yazan kişnin ne yazdığının önemi yok. biri projeyi python yazarsa onu da review edebilriim.

ama bir yandan da laravel'i proje çıkarmak için çok uygun görüyorum. ben büyük çaplı projeler yapmıyorum, orta ölçek projeler yapıyorum. laravel bence piyasadaki en iyi framework bu çapta projeler için. hem kontrolü kolay, hem hatalı kod yazmına karşı inanılmaz hassas.

Laravel bilmiyorum. Geçen sene iş alımı zamanında onlarca dev. ile görüştüm. Biz Go yazıyoruz, niye bilmiyorum PHP dev'ler Go ilanlarına da başvuruyor. Neyse, 20-30 kişi arasından sadece bir tane iyi PHP dev denk geldi. O eleman da çok iyiydi, bize gelmek yerine automattic'e gitti zaten :(

Ama mesela JS ilanı da açtık. Ona başvuran herkes iyiydi, aşırı rahat bir hiring süreci geçirdik. Python değil de isterseniz ExpressJS deneyebilirsiniz, fena bir framework değil, zaten frontend için JS/Vue bilen birilerini de arayacaksınız muhtemelen.

Size özelden bir mesaj gönderdim.

400k$ belirli bir süre içerisinde canada firmalarına harcanması gereken para değil mi?

@dumbest,

Bu firma kanadalı bir avukat firması aslında, türkler. Genelde bu tip süreçlerle ilgileniyorlar.

Bu 400k$ net worth, kanadada şirketi açtıktan sonra kazanmam gereken para mı? Yoksa halihazırda türkiyedeki şirketimin kazanmış olması gereken para mı?

@dumpest

mantık şu değil mi?

canada veya usa'den bir yatırım programı seçiyorsun. iş planı hazırlıyorsun.

diyorsun ki ben 2021-2022 yıllarında usa veya canada'da bir firma kurup 500k-600k cirolu bir iş yapıcam.

verdiğin süre sonunda belirttiğin tutarı canada veya usa piyasasına kazandırmış olman gerekiyor.

eğer iş planı dahilinde önceden belirttiğin tutarı harcamışsan yani ciro olarak dönmüşse o meblağ vatandaşlık veriyorlar.

Bugünden haber verip ödemeyi hazırlat, o gün geldiğinde de paranı al. Başka hiç bir şey paranı alacağını garanti edemez.
Bkz: Milyon milyar tane icra dosyası

senet veya çek

@crostata,

icralık hale gelebilecek şeyleri kabullenemez. onu söyleyeyim, pozisyonu gereği böyle bir şey olursa ailesi onu yok eder.

@since1907,

en temizi bunlar mı? bana da en mantıklısı çek gibi geliyor çünkü. karşılıksız çıkarsa çek nolur?

not: karşılıksız çekin, çeki verene bir handikapı varsa, bunu asla kabullenemez. dediğim gibi, önemli biri aslında, böyle bir itibar kaybı yaşarsa ailesi yok eder.

Fatura kesip verdiyseniz, o da bu faturaları alıp kullandıysa borca itiraz edemez zaten.

De zaten iş icra aşamasına gelirse kesin alabileceğini söylüyorsunuz sanırım, ama o aşamaya gelmeden nasıl alacağınızı bulamamışsınız.

çek karşılıksız çıkarsa icralık olur.senette de aynı süreç işler.

o zaman bir şey imzalatmayın resmi oalrak.

@since1907,

icralık olur derken. o mu icralık olur?
eğer öyleyse tam istediğim şey bu. icralık olmamak için o çeki mike mike ödeyecektir.

evet o icralık olur.

en iyisi çek imzalatmak.

çek.

senetin icraya gidebilmek dışında büyük bir hükmü yok. çekini yazdırmakla köşeye sıkıştırabilirsin. hiçbir firma bunu istemez. çünkü sıralı olarak diğer çekleri de iptal olur. ayrıca şahıs çeklerinde hapis cezası vardı kanun değişmediyse.

ben olsam, işi teslim etmeden bir hafta önce çok sıkıştım, bla bla oldu acil lazım iş tesliminde hazır ediver derdim. bir iki gün önce de arayıp bak sana güvenerek söz verdim sabah hazır olur değil mi gibisindne kibarca hatırlatırdım.

eşşek değil ise senin nakiti almadan işi teslim etmeyeceğini anlar. baktın nakit yok senin de işinde ufak bir sorun, bir gecikme çıkması lazım.

yani kırmadan, tehdit etmeden. eskilerin deyimi ile aba altından sopa göstererek.

Klasik esnaf bahanesi olarak çek yaprağım kalmadı,bankadan gelecek vs. diyebilir. Kırtasiyeden senet alın yanınıza, güzelce doldurun sadece imza kısmı kalsın. Kalem yazmıyor diyecek hali yok.

@orpheaux,

kesinlikle önceden bu yaoacağım şeyi söylemeyeceğim. çünkü aniden olması gerekiyor, yoksa teslim edeceğim işi başkasına yaptırmaya başlayabilir.

eğer son dakika söylersem, bunu yaptırmaya vakti olmayacak.

çeki varsa ve alabilirsen en temizi o.
hapis cezası var karşılıksız çekin.

eğer teslim edeceğin iş online ise ve kontrol senin elinde olmaya devam edebilecekse vereceğin o işi geri alırım diyerek koz olarak kullanabilir misin?

airbnb'de hostluk yaptım ama üzerinden birkaç sene geçti. şimdi kurallar değişmiş olabilir ama benim tavsiyelerim şöyle:

-telefon numarası yazıp ara diyenlere bulaşma. eskiden mesajlarda numara yazılamıyordu, sistem engelliyordu, şimdi nasıl yazmışlar anlamadım.

-"ücreti airbnb'de değiştirmedim" direkt yalan. istese anında değiştirir. müşteri çekmek için ücreti sistemde düşük gösteriyor, sonra işi pazarlıkla hallediyor. tam şark kurnazlığı, böyle adamları airbnb'ye şikayet etmek gerek. bunlar sistemin parazitleri. uzak dur.

-airbnb'de ücret konaklama tarihinde kesiliyor diye biliyorum. haftalar öncesinden ödemenin kesilmesi gibi bir durum yok. en azından ben host'ken yoktu.

-host rezervasyonu iptal edebilir ama büyük yaptırımları var, yılda iki kere yapınca engelleniyorsun mesela, ya da süper host olamıyorsun. kolay kolay iptal etmez o yüzden hiçbir host.

-otomatik kabullü rezervasyonlarda host en azından hayatta mı, cevap veriyor mu diye kontrol etmek için kısa bir merhaba yazısı yazabilirsin. sormak istediğin soruları da sorabilirsin. cevap verirse yaparsın rezervasyonu.

benim bu yazdıklarından anladığım, airbnb'nin de bokunu çıkarmışlar. şu ülkede hiçbir şey doğru işlemiyor anasını satayım. hemen çomarlaştırıyorlar.

abi her şeyden önce hepsini airbnb'ye şikayet et.
bi cezalarını alsınlar.

şark kurnazları.

Dediklerinin çoğu yalan.

Hepsini sikayet edin, bildigin sark kurnazi hepsi.

tasarım fikri arıyosan dribble

yok aslında direkt satın alacağım.
ama themeforesttaki çeşitliliği yeterli bulmadım. genelde e-commerce tasarımı yapmışlar

UI8 e bak bi de

bu arada mangal kısmı zorunlu değil ya.
güçlü ve lezzetli sosu olan bir et tarifi olması birinci öncelik.

yani en kolayı cafe de paris soslu bonfile gibi geldi

ben de bugünlerde react ve typscript üzerine çalışıyorum ve sizden daha fazla bilmiyorum. ancak a tag'inin içindeki onclick'e metodun ismini doğrudan vermektense this.productsUIEvents.openDelete şeklinde çağırmayı deneyin. this JS ve React için çok önemli ve biraz da değişik bir kavram.

bu arada neden "a"? onclick veriyorsanız a button ya da button görünümlü başka bir şey vermeniz daha iyi olur. <a href="#"> in iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.

<a onClick={productsUIEvents.openDeleteProductsDialog}>

veya parametre vermek gerekirse:

<a onClick={() => productsUIEvents.openDeleteProductsDialog(parametre)}>

Jsx kullanmiyor musun?

aslında kod kısmındaki karmaşadan biraz kurtarmak için;

codeshare.io

şöyle paylaşayım ben en iyisi.

bu şekilde ReactDOM kullandığımda

Target container is not a DOM Element

hatası alıyorum.

datatables.net'i, react'e implemente etmeye çalışıyorum.

Boyle bir seyi calistirmak mumkunse bile hacky bir yontemi vardir muhtemelen. Jquery’yi react ile kullanmamak daha mantikli olur ama mecbursan da sonradan dom’a eklenmis bir sey icinde react component’indeki koda erisebilir misin emin degilim. Index.html’e direkt eklersen productsUIEvents‘i eski yoldan react ile alakasiz cagirabilirsin. Tabi productsUIEvents‘in react tarafina bir bagimliligi yoksa.

medium.com

Jquery/plugin ve react ayrı ayrı dom manipulation yapıyor. React'in lifecycle hooklarını çok kullanmadım ama linkte benzer sorunlar yaşanmaması için yöntemleri yazmış.

veya yine izmir - çeşme/urla dolaylarında hani bu gibi mutfağıyla öne çıkmasa da, ambiyansıyla öne çıkan başbaşa yemek yenecek etkileyici bir yer var mıdır?

bence çok güzel bir fikir. oğuz yenihayat'ın instagramında görüyordum, çok merak uyandırıyor. evet deneysel kalabilir belki, klasikten uzak olabilir ama mükemmel bir tecrübe olur, keyifli zaman geçirirsiniz gibi geliyor.
sitesine de baktım
www.oguzyenihayat.com

ayrıca harita üzerinden de yer seçebiliyormuşsunuz
www.oguzyenihayat.com

youtu.be

Şuna bakabilirsin izlemediysen fikir verir

Gittim yedim.
Harika bir deneyim yaşarsınız.

internette 50 tane dokümana baktım, hepsi a'dan z'ye free account için şeyler anlatıyor. ve ben bu hatanın benim oluşturduğum işletme accountu ile alakalı olduğunu düşünüyorum. halyile doğru cevabı bulamıyorum.

xcode'a şirket hesabı ile veya şirketin developer yetkisi verdiği kullanıcı ile giriş yapılmış durumda mı?

projede signing&capabilities sekmesinde takım seçilmiş durumda mı?

Adres: developer.apple.com'da Certificates, Identifiers & Profiles bölümü

Öncelikle certificates bölümünden bir tane distribution sertifikası oluşturmalısınız.

Sonra bir tane provisioning profile oluşturmalısınız. Bu profile'a da test edecek cihazların udid değerlerini girmelisiniz. Bu profile'ın kullanılacağı app id değerine de XC Wildcard (*) veya hangi app id ile kullanılmasını itiyorsanız onu vermelisiniz ve kullanılacak distribution sertifikasını seçmelisiniz.

Daha sonra Xcode'da hesabınıza giriş yaparsanız ve build esnasında otomatik imzalamayı açarsanız işlem tamamlanır.

Sizin spesifik olarak hatanız da 'com.benimki.app' a ait bir provisioning profile bulunmaması. Yukarıdakilerden sadece provisioning profile işini yapsanız muhtemelen hallolur.

2 gün sifon açık kalmış, 200 tl geldi geçen ay

Şehir neresidir?
İstanbulsa 300 lira
Aydınsa 50 lira mesela

o önemli bir etmen
geçmiş olsun, ev batmadıysa ucuz kurtulmuşunuz

3 saniyede 1 litre aksa, 1 dakikada 20 litre, 1 saatte 1,2 ton, 1 günde 28.8 ton, 4 günde 115 ton yapar. İstanbul için suyun tonu 5 lira gibi bir haber gördüm, doğruysa 575 lira yapar.

2 saniyede 1 litre akarsa da bunun 1.5 katı olan 862 liraya ulaşılır.

istanbulda ev bu arada

Musluk dadikada 15 litre akar dersek 1 saatte aşağı yukarı 1 m3 yapar.96 saat 96 metreküp,düz fiyatı 5 lira civarıydı,500 eder.diğer unsurlar genelde bunu ikiye katlıyor,1000 lira gelir diyebiliriz.

Şu an saatin üzerindeki değere bakın, son faturadaki son okumayı bundan düşün. O günden beri toplam ne kadar su tüketilmiş hesaplarsınız böylece.

Her bölgenin, her binanın, her musluğun basıncı ve debisi aynı değil. Bunun net bir hesabı yok maalesef, elimizde sizin muslukla ve binadaki su bansıncıyla lakalı veri olması lazım doğru hesap için.

google maps api

google api sitesinden bakabilirsin ücretlere. request sayısına göre farklı ölçeklendirmeleri var. incelemen gerek baya detaylı

çok teşekkürler,

peki bir soru daha sormak isterim eğer tecrübeniz varsa.
diyelim ki realtime tracking yaptık, bu requestler her seferinde tekrar tekrar mı düşüyor bu durumda? yani saniyede 1 güncelleniyor desek, dakikada 60 request mi ahrcıyor bir kullanıcı?

Google'ın zaten böyle bir API'ı var, iki nokta arasındaki takip edilmesi gereken rotayı step by step şeklinde array olarak sana veriyor. harita üzerinde rotayı bu şekilde çizebiliyorsun. aynı zamanda anlık trafik bilgisine göre yolun uzunluğu ile birlikte kaç dakikada tamamlanabileceği de yazıyor. tabii API'ye request yaparken yürüme, arabayla, bisikletle vs. onu belirtiyorsun.

developers.google.com

fiyatlar burada,
developers.google.com

fakat bu standart bir kullanım, iki nokta verirsin sana rotayı verir. eğer bunu turn by turn, anlık olarak sürücünün aldığı yola göre güncellemek istiyorsan bu şekilde kullanmak Google'ın kurallarına aykırı ve zaten maliyetli olacaktır.

şurada da görebilirsin maddeyi,

stackoverflow.com

Daha önce benzer bir proje yaptığım için araştırmıştım baya, Uber, getir, bitaksi, Lyft gibi şirketler private API kullanıyorlar muhtemelen, çünkü Google normal kendine ait API'da o navigasyon ekranını doğrudan kendi uygulamanın içine gömmeye izin vermiyor. eskiden de zaten Uber'de filan rota takibi için Google Maps veya Waze'e geçiş yapıp geri geliyorlardı. sonradan bu uygulamalar kendi in app navigation ekranlarını yaptılar.

getir'i kullanmadım hiç ama bitaksi yandex ile çalışıyordu, hatta doğrudan yandex uygulaması içinden de taksi çağırma özelliği filan eklenmişti, haliyle bitaksi ile getir aynı şirket olduğundan yandex servislerini kullanıyorlardır diye tahmin ediyorum.

webrazzi.com

edit:

bu arada karşı tarafa güncel konum gönderme olayı google maps'ten bağımsız, muhtemelen anlık soket bağlantısı ile sürücünün konumunu alıp müşteri ekranında gösteriyor.

edit2:

bahsettiğim private api için google ile iletişime geçin ekranı şurada, fakat bu dediğim gibi realtime Navigation. eğer sen başlangıç ve son noktaya göre rota çizip sürücü nereden giderse gitsin umrunda değilse google Directions API senin için yeterli olacaktır.

webcache.googleusercontent.com

veya bu;

www.defacto.com.tr

İnstagramdakinin lisansli olmadigina eminim. Defacto lisanssiz urun satmaz harry potter lisansi cok para etmedigi icin 40 lira aslinda star wars falan yazsa 90 lira olurdu.

peki bu lisansları nerden alabiliriz?
ben lisans alıp üretmek istiyorum.

defacto elbette lisansli, digeri degil... lisans icin firmalara mail atarsaniz donus yapiyorlar

firmalarını bile bulamadım ki, türkiye hakları kimde vs googleda 20 sayfa dolaştım sıfır sonuç.

o kadar sağlam firma olsa mağaza açar. lisansı yoktur.

Bu şirket ile görüşebilirsin, en azından bir adım olur.

lisansas.com.tr

az once gordum mesela, www.zuberlezzetler.com adresinde "Çocuklarımız afiyetle yerken bir yandan da eğlensin diye dünya devi “Universal Studios” ile beraber çalışıp, Züber Kidz & Minions birlikteliğine imza attık." ve minnios kullaniyorlar cocuk urunlerinde; benim ufaklik bayiliyor bunlara. cok ufaksaniz yakalanma oraniniz yuksek ama yakalanirsaniz da iyi operler; daha once de benzer bir duyuru acmistiniz sanirim, orada da yakalanip ceza yiyen birilerinden bahsetmistim size (tamamen sans isi)

kron marka öneririm.

mosso legarda 1721 kullanıyorum 1500tl civari fiyatı var gayet iyi bisiklet.
salcano ve kron almayın derim.
katlanır bisikletin seveni çok fakat ben 50km falan kullandım hiç hoşuma gitmedi.
size için carraro sportive 225 öneririm.
temiz bir ikinci el bulursanız uyguna misler gibi olur.
iyi sürüşler.

www.mossobisiklet.com
Vfrenli, amortisörsüz maşasız işinizi görür. Bu makime f/p için ideal. Bakın begenmezseniz başka makineler de öneririm.

Sedona city sport 300 var ben de düşünürsen yesillendirirsin.


www.google.com

Kross Evado veya Mosso Legarda gibi hibrit bisikletleri inceleyebilirsiniz, kullanım rahatlığı açısından. bikestore.com.tr

hibrit bisikletlerin özelliği ne oluyor acaba tam olarak?

@creepy abi peki burdan hangisini önerirsin?

sunucun var mı lokale mi kuracaksın?

github.com buradaki adımları takip etmen yeterli. hazır çözüm sunuyor.

sunucun varsa kurabilirim.

laradock.io

ya internette 50 kaynağın tümünü kullandım. hiçbirini çalıştıramadım.

hepsi hata veriyor, localde de, aws'de de.
laaravel dediğimiz nane de kişiden kişye dğeişen bir şey değil ki. standard bir konsepti var, bir tane düzgün docker kurulsa, heryerde sorunsuzca çalışır. zaten bi php kurulacak içine, bi composer install, npm install, ve php artisan komutları gelecek defaulttan. direkt kendi kendine çalışır bu komutlarla.

niye hiçbirisi çalışmadı anlaamadım vallahi kafayı yicem ya.

çok önemli bir konuysa aws dediğiniz sanal bir linux ise kurabilirim.

benim için ubuntu/debian olması yeterli onlara aşinayım.

sunucu bilgilerini ve size ne lazım iletirseniz kurabilirim. özellikle docker konusunda uzman sayılırım gerçekten kurulamıyorsa da kurulamıyor derim. şu an 26 tane akitf docker ım var ve hepsi takır takır çalışıyor.

@pati gelip cevaplar ama hobisi bu olan bir adam olarak cevaplayayım, ben renkli ahşap koruyucu, bazen teak yağı, bazen de portakal yağı kullanıyorum.

Ayrıca 1 litreden az olmaz bildiğim kadarıyla.

Elinizdeki çam masif panel olması lazım, fotodan görülen. Onu teak yağıyla diğer fotodaki gibi koyulaştıramazsın, hafif kızarır sadece. Bu koyuluk için renkli ahşap koruyucu kullanman lazım.

Vernikli ahşap koruyucu tam satış isimleri sanırım.

Duyurunun cilacıları john ve pati :)

Merakla bekliyorum

valla destek için ne kadar teşekkür etsem azdır.

çünkü before after'ı düşündüğümden de iyi oldu :)

öncesi:
hizliresim.com

sonrası:
hizliresim.com

müthişsiniz

harikasın :) eline sağlık, güle güle kullan! rengi istediğin gibi oldu mu?

vernik falan atınca tüm ağaç hissini falan yok ediyor diye biliyorum, o yüzden vernik işine yanaşmıyorum ama daha doğal gösteren bir vernik varsa ona da açığım.

iç mekanda mı kullanılacakk?
işin içinden bildiriyorum, bu wood oil çok güzel. alabiliyorsan bundan kullanmanı öneririm, iç mekan içinse. tam istediğin doğal görüntü, farklı renkleri de var.
laf aramızda, böyle bir şey yaptım ama henüz ticarileşmedi, ama bir meyhanenin masa-sandalyelerine sürdük şahane oldu. ben olsam onu kullanırdım.

neyse, çok pahalıysa da alamıyorsan zeminden tercihen universal renklendiriciyle renklendirip (sentetik renklendirici de olabilir, daha kolay sürersin ama en az 12 saat kurumasını beklemen lazım) üzerine şeffaf mat vernik uygulayabilirsin (bu vernik sentetik olmasın). universal renklendirici kullandıysan, kalan renklendiriciden biraz verniğin içine ekleyip verniği renklendirip kullanabilirsin.

dış mekan içinse iş değişir.

İç mekan için pati güzelce anlatmış zaten eğer dış mekan ise tik yağı diyorum ben de.

iç mekan. bilgisayar masası olarak kullanacağım. o zaman değiyor d emektir.

bu arada bu wood oil'i nerde bulabilriim ?bauhaus ta falan yok galiba, interneten de almak istemiyorum sıvı şeyi.

hiç satın almadığım için bilemiyorum ama hemel'in internet sayfasında şunu buldum: hemel.com.tr

dikkat et bu arada, sürmek için kullandığın yağlı bez kendiliğinden tutuşabilir, hele de bu sıcaklarda. biz bezi suyla ıslatıp ayrı olarak atıyoruz. evde ayırman mümkün olmayabilir ama ıslat en azından.

ticarileşmiş olsaydı bizimkini önerirdim :)

çam ağacına benziyor, eğer conditioner kullanmazsan dalgalı bir görüntü olabilir.

i.pinimg.com

bendeki kindle internete bağlabiliyor.

amazon size bir mail adresi tahsis ediyor. o mail adresine attığınız tüm pdf'leri, otomatik olarak kindle'a aktarıyor. muhteşem bir kolaylık.

kindle kullanmıyorum kobo kullanıyorum ama bu tarz cihazlar ekitap için özel çıkarılmış olmadığı sürece dergi pdf okumaya çok da uygun değiller. yani okuturlar ama akıcı olmaz. aletin içindeki işlemci metin görüntülemeyi anca kaldıran, ekranı ise öyle ms ile değil saniyeyle yenilenen ekran.

sadece kitap okunuyorsa tavsiye ederim, yok dergi vs okunacaksa tablet almanız lazım.

ha ben benim koboyu sanırım 2015'te 370 lira vermiştim, üstüne de 6 taksit yapmıştım günlük olarak kullanıyorum büyük bir keyifle. parasını daha 2. aydan çıkarmıştı.

Bende paperwhite 2 sürümü var. Ya şimdi şöyle bir durum var, evet alet kendi başına mükemmel, hiçbir eksiği yok fakat Amazon'dan satın alacağınız İngilizce kitaplar için geçerli bu. Bunun dışında eğer ki meritokrasi olmasaydı Türkçe kaynaklar için Kindle'ım bir çöp olurdu. Kindle'a pdf yüklemeyi hayal dahi etmeyin. Sanırım şimdi Türkçe kitapları satın alabileceğiniz Kobo var, ben denemedim ama kullananlar memnunlar. Kindle ise dediğim gibi kendi başına kusursuz bir alet olmasına karşın, Türkiye kitap pazarında geçerli olmadığı için bir anlamı yok bence. Ben meritokrasi sayesinde rahat rahat Türkçe kitap okuyorum. Ama gönül isterdi ki istediğimiz kitabı Kindle'a rahatça satın alalım, rahat rahat okuyalım. Ama maalesef bu mümkün olmadıkça en yeni sürümü bile işe yaramaz kalıyor.

E kitap okuyucu sahibi değilim ancak kullanma fırsatım oldu birkaç kez. Açıkçası benim için tek artısı, hafif ve tek bir yüzeye bakarak okunması sebebiyle yatakta sağa sola dönerek okurken oluşturduğu kolaylık. Basılı kitap iki yüzeye sahip olduğu için sağa sola dönük şekilde yatarak okumak biraz zor oluyor, değişik değişik pozisyonlara giriyor insan. Bunun haricinde tabii içine bir sürü yazılı materyal sığması, highlight özelliği falan kullanışlı şeyler ancak sırf bunun için alınır mı, bence pek gerek yok.

pdf'i e-book sanıyor ve epub ya da mobi kaynaklara erişiminiz yoksa boşuna kindle almayın. gidin bir ipad ya da benzeri tablet alın bana dua edersiniz yıllarca.

ama ben epub dan başkasını okumam mobi'ye de çevirmek iş değil zaten diyorsanız kindle'dan başka bir şeye boşa para vermeyin.

kobo, mobo tamamen tr pazarındaki boşluktan ve fakirlikten çıkmış şeyler. kafanızı biraz dışarı çıkarsanız kindle dışında bir cihaz satılmıyor. dolayısıyla ikinci el vs düşünüldüğünde kindle en iyi çözüm.

bende pw3 var mesela şu an satıyorum desem şu pandemiye rağmen satacak adam bulurum. sanırım karda bile olurum.

edit: abicim bir kere de emek verilmiş cevaba laf çarpıtmayın ya. kobo üçüncü dünya ülkesi cihazı bana göre bu kadar. ben adama bu işin apple'ı var ondan başkasını almam diyorum adam bana xiaomi süper diyor. ben mercedes'e biniyorum kardeşim ne yapayım tata'yı.

bir de şu dosyalıktan arıyorum ama

hizliresim.com

kağıt dosyalık, dosyalık, evraklık vs. diye arattım. kağıt organizer vs. dedim ama sonuç alamadım. bunun da belli ki net bir adı var

ilk resim çok belirgin değil ama delikli pano diye arattım, benzer şeyler çıktı.

ikincisi de kartoteksmiş, yeni öğrendim. filing cabinet -> dosya dolabı -> dosya çekmecesi diye aratırken buldum.

Ben de ikincisi için askılı dosya havuzu sonucuna vardım

İlki de şundan sanırım m.turkish.alibaba.com

2. @beetlejuice tarafından çözüldü :)

1. nin adı da peg & pin imiş, pek aradıgım gibisini bulamadım

yoyomoyo.com
www.miniminti.com.tr
Böyle mi?

Dümdüz "delikli duvar panosu" diye arayınca bunlar çıktı, olmaz mı?

buna niye gerek duyuyorsun ki barkod okuyucu onlarca apk var

direkt bir sitedeki inputun içine barkodu okutturabiliyor myuz peki?

çünkü benim bildiğim kadarıyla, o apk'lar sadece kendisindeki inputa okutuyor. veya okutabilmek için siteden çıkmamız gerekiyor vs.

ben sürekli açık olan bir sitede barkodu okutacağım. kapanmaması, sayfa veya ekran değişmemesi gerekiyor. (haliyle kamera kullanmamak lazım)

Sana şu tarz bir şey lazım: www.zebra.com

Zebra satan firmalardan temin edebilirsin.

Öncelikle tel takılmalı. Bi 6-7k gider.
Dolgu 500 tl desek 2k-3k da o tutar.
Kaplama falan yaptırırsan fiyat bir hayli şişer. Sadece beyazlatma işlemi yaptırırsan az tutar haliyle.

Kaplama vs yaptırayım, tofali 25k yı geçer mi tüm işlemlerin?

kaplama yapilirsa tele gerek kalacagini sanmiyorum ben, disler hizali cunku. zaten dis tarafini tiraslayip oyle kaplamayi oturtuyorlar.

20 k ya orta halli bi işlemle güzel hale döner. Lüksün sınırı yok tabi.

Size kim mail attı kaldırın diye?

Normalde evet satamazsınız. Telif ihlaline girer. Cezası ağır olabilir. Ama kimin mail attığını merak ettim. Rastgele biri de atmış olabilir.

react.org'dan biri yazmıştı.

"I am writing on behalf of WARNER BROS, which is a member of REACT (also known as the Anti-Counterfeiting Network ). REACT actively fights the trade in counterfeiting products on behalf of its members. Additional information about our organization can be found on www.react.org.
It came to our attention that the above-mentioned website is using copyrighted images. This is a copyright infringement causing damage to our client."

"I hereby summon you to take sufficient action: to remove or to disable access to the infringing content immediately, but in any case no later than five days as of today. Furthermore, I request you to provide the personal data of the holder of the website so we can take appropriate actions. If you fail to comply fully and in timely manner with these requests we will advise our client to initiate legal proceedings based on copyright infringement, without further notice.Unnecessary, I emphasize that an ISP/Registrar can be held liable for infringing information on websites for which it is responsible.


In accordance with Article 14 of the European Directive on Electronic Commerce (2000/31/EC) , the Digital Millennium Copyright Act (Article 512 US Copyright Act) and Article 36 of the new Tort Law of the People's Republic of China (Decree of the President of the People's Republic of China No. 21), an ISP/Registrar is obliged, as soon as the ISP/Registrar obtains actual knowledge of the illegal activity or information and, as regards claims for damages, is aware of facts or circumstances from which the illegal activity or information is apparent, to act expeditiously to remove the information or to disable access to the information.


I have a good faith that the use of trademarks and/or copyrighted materials described above as allegedly infringing is not authorized by the right owner, its agent, or the law.


I swear, under penalty of perjury, that the information contained in the notification is accurate and that I am the right owner or I am authorized to act on behalf of the owner of an exclusive right that is allegedly infringed.


Please contact me if you have any additional questions regarding this matter.


I thank you in advance for your cooperation.


With kind regards,"

zamanından sözlük çizgiroman meritokrasini ben yönetiyordum. dingil yöneticilerden biri gruba ertan ergili aldı. herif mesaj attı saniyesinde tabii "siz hayırdır benim parayla sattıklarımı bedava dağıtıyorsun millete" ben de durur muyum yapıştırdım cevabı "yaşasın devrim ve özgürlük"

bi hafta boyunca ona ait tüm seriyi kaldırdım sonra da duyuru yayınladım beyleyken beyle oldu ayıp ettik özür dileriz diye. üyeler "aaa :(:(:(:(" falan oldular ama yoruma hemen yapıştırdım cevabı "gruba onu alan dingile kızın" neyse üstünden bi ay geçti duyurunun falan. ertanı şutladım gruptan. engelledim de. sonra grubu da gizli yaptım üye alımlarına kapattım. sildiğim her şeyi yeniden yükledim. ama nasıl bi forsum var. küçük ülke yönetiyorum zanneder gören de amq.

şimdi bunu ertan dışında biri yazsaydı ben asla önemsemezdim. "mahkemeyle karar aldır kaldırt" derdim. adamın cidden daşaklı olduğuna emin olduktan sonra sen de gerekli paniği yaşa ondan önce biraz gereksiz. instagram falandan yapıyorsanız satışı önce bi sayfayı gizleyin. sonra adamı bulun engelleyin. biraz yırtık olun ya.

kimin dedigine bagli, benzer bir durumda bir tanidigima avukatlar telefon acmis, ciddiye almadi bizimki. daha sonra birkac ay sonra tebligat geldi, davalik oldular ve yuklu bir tazminat firmaya, yuklu bir miktar da avukata odediler (hepsi belgeli, avukat makbuz duzenledi oyle odedi filan)

telif sahibi kurum ya da kisinin tr deki durumu onemli diye dusunuyorum

Nerede satiyordunuz ? Bu urunleri normalde kullanmak icin telifink odemeniz lazim. Ciceksepeti satiyor ama telifini odemistir. Baska satan cok vardir, ya daha tespil edilmemislerdir ya da gozu kararir banane ya dihye satiyordur

@oscar,

çiçeksepeti nereye telifini ödedi allah aşkına? çiçeksepetindeki dandik bir mağaza satıyor, telif ödediyse iki bileğimi keserim.

Yaptığınız olay TCK'ya göre de suç teşkil ediyor (harry potter ürün haklarının sizde olmadığını varsayıyorum), şikayet üzerine şu şekilde bir süreç işleyebilir: www.tevfikyildirim.av.tr

Sizi şikayet etmeyebilirler, ya da edebilirler ayrı mesele. Ederlerse ne kaybedeceksiniz, uğraşmaya istekli misiniz konu onunla alakalı. Bir çok insanın hırsızlık yapıyor olması hırsızlığın cezasız bir şey olduğunu göstermez diye düşünüyorum. Genelde belli bi rakama ulaşana kadar takmazlar, bakarlar bu iş yürüyor o zaman çat diye dava açabilirler.

Yukarıda da anlatmışlar, şikayet edip dava açarlarsa, ama diğerleri de yapıyor gibi bir savunma şansınız yok. Kesin olarak teliften ceza yersiniz, bunu göze alıyorsanız sizin bileceğiniz iş.

normalde "model adı+filtre" yazıp google'layınca çıkması lazım.

üstündeki filtreleri sök, içeride etiketi vardır. oradan tam model koduna bakıp o şekilde google'la. ya da çıkardığın filtrelerin üstünde ürün kodu bişeyi yazıyorsa onu google'la.

evde bizden önce oturan tuhaf insnalar karbon filtre takmamışlar. ve büyük ihtimalle takmadan kullanmışlar...

o yüzden model no falan da bulamadım filtrede. şaka gibi ama gerçek :)

www.frankemarket.com

bu adresde canli sohbet var sag alt kosede, oraya modeli sorun onlar uygun olani soyler. o sekilde alirsiniz.

baca varsa karbon filtre şart değil zaten. baca yoksa, karbon da yoksa zaten emiklediği havayı yukarıdan aynen ortama geri verir. öyle kullandılarsa komikmiş.

ben siemens için google'a yazınça çat diye bulmuştum.

bir de şu var. filtreyi baca çıkışına takacaksan model falan önemli değil. boru çapında yuvarlak, baca çıkışına geçirilen filtreler var. çapı uysun yeter.

yok alttaki filtrelerse onların uygununu bulmak lazım.

şurdan kıyasladım baktım da ; www.hepsiburada.com

pahalı olan da Ethernet, Kulaklık, USB girişleri var diğerinde yok. Teslimatta Kurulum Var tuner var. tek fark bunlar.

daha iyi bilen bir arkadaş yardımcı olacaktır

tek fark bunlarsa 2k farka değmez tabi. aynen anlaayan biri bir iletsin bakalım

edit: gerçi usb'siz tv mi olur yav? 10 yıl önceki televziyonumda bile usb girişi var.

Hue ambiyans setinin sadece philips ile çalıştığından emin misin? Bende ambilight philips var, henuz sorun çıkarmadı ama cok sikayet var. Hue setim olsa philips almazdim. Yukarıdakinin 58 inch olani var hem de. Ambiyans setin varsa normal bir tv al, ambilight + ambiyans seti abartili olur, hic zevk almazsin.

sony xf 9005 al. hue setinle çalışıyor android. bi ara teşekkür edersin mesaj atarak.

7304 olanın kumandasının arkasında klavye yok. kumanda farkı var yani. bir de pahalı olan va panel ucuz olan ips.

yalnız fiyat farkının sebebi kalite değil onu aklında tut. bu pahalı olan eski model, iyi de yorumları var. adamlar ellerinde son 1-2 ürün kaldığı için bilerek fiyatı yukarı çekiyorlar. yoksa bire bir aynı tv bile diyebiliriz. gerçekten ama va ile ips panel en önemli fark. bu da kalite değil kullanım ile ilgili bi şey kişiden kişiye değişir yani. eğer va istiyorsan 58 inch olan model yani 58pus7304 va olarak üretiliyor. yine de hangisini almaya net olarak karar verirsen philips teknik servisi arayıp teyit alabilirsin hangi panel olduğu konusunda.

edit: sony xf9005 daha iyi bir tv olmasına rağmen tv'nin iyiliği tükettiğin içerikle de koşuttur. bir fark anlayabilmen için hdr içerik tüketmen lazım. o da zaten çoğu film ve dizide yok yeni yeni artan bir şey. hdr filmler 50 gb falan en az. yani bunları indirip izlemediğin sürece 2 tv arasında kullanım anlamında pek bir fark göremezsin. tabii ki başka ufak artıları da var sony'nin ama o paraya değecek artılar değil bana kalırsa. en büyük fark bahsetmediğin ekran parlaklığı. eğer çok aydınlık bir odada gündüz kullanma niyetin varsa sony o zaman gerçekten daha iyi bir seçenek olabilir.

son not: ikisi de hdr ama sony'nin hdr'si daha iyi o yüzden zaten hdr içerik tüketmediğin sürece en büyük tek fark ekran parlaklığı olur diyorum. başka sorun olursa özelden sorabilirsin.

son edit valla: internette tv özelliklerinin yüzde 30'u falan yalan. tv sektörü tam bir bilinmezlik üreten firmalar çoğu bilgiyi açık açık internete sunmadıkları için özellik bilgisi ekleyen siteler yalan yanlış şeyler yazıyorlar o yüzden çok da her gördüğüne inanma özellik olarak. displayspecifications sitesi yine en iyisi ama orada da yanlış bilgiler var. 120 hz olayını unutmuşum panel farkı da vardı doğru. o da yine tükettiğin içerikle alakalı. oh be iyi ki 120 hz almışım diyebilirsin de, hiçbir işlevini göremeden bozulana kadar kullanabilirsin de.

karşılaştırmayı düzgün ve tam bilgi veren bir siteden yapmak lazım;
www.displayspecifications.com

özetle ikisini de almazdım ben olsam. aralarında kayda değer bir fark yok. ikisinin de işlemcileri kötü, ikisi de 60hz (4k'da ve bu boyutta çok sırıtıyor), ikisi de android ve epeyce yavaş çalışıyor, vs. birçok sıkıntı var. ikisinin de usb'si var bu arada.

sadece hue için philips tv almayın bence. hue play seti alıp düzgün başka bir tv'nin arkasına koyarak da aynı tadı yakalayabilirsiniz. üstelik tv kapalıyken de kullanabileceğiniz daha başarılı bir aksesuarınız olur.

naçizane tavsiyem 120hz olmayan bir panel almayın ama fiyatları katlanıyor tabii.

edit: eğer içerikleri harici bir bilgisayardan izliyorsanız (netflix ya da herhangi bir uygulama vasıtasıyla indirilmiş filmler vs.) philips hue'nin uygulaması ile evdeki tüm hue ışıklarını tv'deki renklerle senkron şekilde kullanabilirsiniz. ben öyle yapıyorum ama bir süre sonra o heves geçiyor, tv'yle uyumlu yanan ışık gereksiz geliyor. yine sabit renk ve loş ışığa geri dönüyorsunuz.

sony xf9005 kullanıyorum bu arada ben de. o paralara çıkabilirseniz oled olmayan en iyi tv'dir muhtemelen, en azından Türkiye'de bulunanlar arasında diyelim.

Xf-9005 ya da samsung qe55q70r tavsiye ederim ben de. Ama ikisi fiyat olarak cok daha fazla tabi.
Ama illa bunlar karsilastirilacaksa;
7303 2018 yili, 7304 2019 yili modeli.
7304'de ek olarak dolby vision ve hdr10+ var.
Bir de tvde farki kac inc oldugu 4k vs fark etmiyor. Bir sene önceki seri ile bir sene sonraki arasinda ciddi fark olabiliyor (misal samsung bir serisinde yeni serisi eskisinden kötü çıktı millet bulursan eskisini al diyordu sürekli)
Bu arada oldukça güvenilen bir sitedir, genelde buradan bakıyorum tv icin;
www.rtings.com

www.vatanbilgisayar.com

şunu aldım arkadaşlar.

1- pişman etmez
2- eder
3- biraz küçük ama alışıyorsun. photoshop için 15-16 inç alman daha iyi olabilir.
4- şu an mouse kullanmaktan nefret ediyorum öyle söylim. asla da kullanmıyorum.bu bildiğin touchpadlere benzemiyor. hepsinden daha işlevli.
5- var, kullanılıyor.
6- apple değil de başka sitelerden alabilirsin.
7-yeni nesiller hubsız olmaz evet.
8- ne kullandığınıza bağlı. ben hiç sorun yaşamadım.
9- 15 bine artık araba alınmıyor. pişman olmazsın en az 7-8 sene kaymak gibi kullanırsın. ulan neden bozulmuyo bu alet dersin.
10- geçirir.

1- web programlama özelinde bir şey diyemem fakat normal bir win kullanıcısı max 1 haftada alışıyor.
3- küçük
4- çalışılır, süper bir touchpad'i var.
5- var
7-hub şart. (en azından bi usb çevirici)
8-muadili var hepsinin (özel kullandığınız bi yazılım varsa ona bakın yine de)
9-olabilirsin. aldığın alet şart değil, lüks. (ülkemiz şartlarında)
10- kullanım alışkanlığına bağlı. pc'den telefon cevaplayayım, sms yazayım vs. diyorsan belki. (direkt copy paste yapma olayı da var kendi aralarında ama meh yani. telefon değiştirtmez bence. ama halihazırda iphone kullanıyorsan hoş özellikler)

maaşınızı arttırmayacaksa gerek yok 13 inçte kör olup+ katarakt masrafı açmasın. 24 inç çift monitörlü güzel bir sistem dizer keyfinize bakarsınız.

mobil programlama iOS programlama ise al ama android ise veya windows'ta halledeceğin bir şey ise alma.

1+2: ben iOS developer'ım macbook pro aldım, aldığıma pişman değilim çünkü almak zorundayım, kesinlikle harika bir alet. ama dediğim gibi aynı paraya daha gelişmiş konfigürasyonlu bilgisayar alabilirdim.

3: bence 13'' programlama için çok küçük, simulator ile yan yana çalışmak istesen ide çok küçük kalıyor. ben 16'' aldım gayet memnunum ama 13 olsaydı baya sıkıntısını çekerdim bence.

4: trackpad harika bir şey, özellikle multiscreen olayına bayılacaksın, iki parmakla scroll vs. kullandıkça güzelleşen bir şey, eğer parmakların ağrımıyorsa uzun süre kullanmıyorsan mouse'a ihtiyacın olmaz.

5: photoshop crack'li kullanabilirsin ama onun yerine adobe xd var ücretsiz onu kullanabilrisin, mobil uygulama için zaten.

7: hubsız olmaz evet, ama illa original hub almak zorunda değilsin, s-link converter'ı işe yarıyor 18 tl'ye almıştım.

9: burada düşünmen gereken şu, bu cihazı aldığında işini daha rahat yapabilecek misin ve para kazanabilecek misin? eğer cevabı evet ise düşünme gerisini.

10: diğer apple ürünleri ile mac arasındaki ortak kullanımlar çok iyi ama ekstra şeyler, belki de iPhone sahibi olduğum için bana çok ilginç gelmiyor ama işte ne bileyim, gelen aramaları macbook'tan cevaplayabiliyorsun, airdrop ile hızlı dosya paylaşabiliyorsun, telefondan açtığın bir internet sitesini hızlı bir şekilde safariden açabiliyorsun vs. ö

1-Zannetmiyorum ama windows yüklenebiliyor gerekirse.
2- 15.000 az para değil. Apple'ın bence en başarılı yaptığı şey macbook pro ama yine de bilmiyorum 15 bin eder mi.
3- 13" küçük evet. Ben kullanmakta zorlanırdım şahsen.
4- Macbook trackpad i çok başarılı. yormadan kullanılabiliyor eğer photoshop vs yapılmayacaksa.
5- Var
6- Olabilir
7- Artık çoğu şey kablosuz halledilebiliyor.
8- Mesela ben mimar olarak pek çok programı osx üzerinde kullanamıyorum veya daha vasat bir versiyonunu kullanıyorum. Olabiliyor yani.
9- Pişman eden bir laptop değil ama çok kullanmayacaksan içine oturabilir.
10- Zannetmiyorum. Android rulz.

1. Adı sanı duyulmadık çeşitli işletim sistemleri ile çalışıyorum. Normal şartlarda Mac OS X kimseyi pişman etmez. Cihaz tercihi size kalmış.

2. Fiyat mevzusu kur ile ilgili o sebepten fiyata göre yorum yapmak yanlış olur.

3. 13'' geneli itbari küçük bir ekran ama çözünürlük sayesinde kendini kurtarıyor. İşletim sistemin sağladığı sanal masaüstlerini kullanabilirsen o da büyük rahatlık. Bunun yarında eğer bir yerden okuyup bir yerden yazman gerekiyorsa 2. bir monitor şart.

4. Touchpad süper bir şey. Teknik bir çizim yazılım kullanmadığım sürece fare ihtiyacı olmuyor.

5. vardır. alternatif daha ucuz yazılımlarda bulunur.

6. normalde o kadar sürmez ama süreçten etkileniyor olabilir.

7. cihaz uygun bir hub bağlamak gerekli.

8. 12 senedir mac kullaniyorum böyle bir eksilik hissetmedim.

9. burada durumu şöyle bir cevap vereyim. cihazın mobil olması ile ilgli bir gerekliliğiniz yoksa sabit olan cihazlardan da alabilirsiniz. örn: mac mini veya imac. mac mini cihazlar genelde kutusunun hakkını çok üstünde veren ama mobil olmayan bir cihazdır. mobilite istemeyen arkadaşlarıma bunu tavsiye ediyorum. yazılım olduğunuz için dik dönen bir ekran işinize yarabilir. bu durumda dell marka dönen bir ekran takabilirsiniz. tabi bunu mbp'ya da takabilirsiniz.

10. telefon konusu oldukça kişisel bir tercih. bu konuda yorum yazınca saçma sapan mesajlar geliyor ama yine de şunu yazayım. icloud ile cihazları senkron ederseniz. ve tabi icloud üzerinden senkron eder ve uygun miktarda alan alırsanız. hem dosyalarınız hep yanınızda olur. hem de hangisi neredeydi aramazsınız. ben bu şekilde kullanıyorum memnunum ama dediğim gibi telefon seçimi kişiye özel bir şey o kısmı size kalmış.

1 - Yirmi senedir Windows kullanan ve web programlamadan mobil programlamaya geçecek olan "şahsımı" çok zorlar ve pişman eder mi Macbook Pro'ya (13") geçmek?

Zorlamaz. 20 senelik PC deneyimi olan bir yazılımcıyı hiçbir şey zorlamaz. ;)

2 - Bu cihaz sizce gerçekten 15.000 lira eder mi?

Eder. 15.000 TL = 2100 USD.

3 - 13 inç çok küçük bir ekran değil mi? Orada her şey çok küçükk görünmüyor mu? Monitöre bağlama ihtiyacı hissettirir mi?

Ben 15 aldım. 13 bana küçük gelirdi. Ben de yazılım geliştiriyorum.

4 - Touchpad kullanmaktan nefret eden ve yanında eşek kadar mouse taşıyan bir insan trackpad'e alışıp mouse olmadan çalışabilir mi?

Trackpad nefis. Mouse'u aratmaz, ama ben mouse da taşıyor ve kullanıyorum. Rahatıma düşkünüm. Magic Mouse eşek kadar değil, seksi bir fare.

5 - Bu cihazda Photoshop kullanmanın ayıp yolları var mı? Kırk yılda bir lazım olacak diye aylık bir milyon dolar ödemem mümkün değil çünkü.

Ben Affinity Suite kullanıyorum, işimi görüyor. Ayıp yollara girmedim.

6 - Şimdi sipariş verirsen 40 gün sonra geliyormuş. Bu normal mi korona ile alakalı bir şey mi?

Anormal.

7 - USB falan hak getire. HUB'sız olmaz gibi geliyor. Sizce de öyle mi?

Hiç ihtiyaç duymadım.

8 - Windows'ta rahatça kullanıp bunda kullanamayacağım özellikler/programlar hangileri olabilir?

Belki bazı oyunları ararsın, oyun oynuyorsan. Ama oyun için almıyorsun zaten.

9 - Sırf bu işten para kazanıyorum diye "iş için" alacağım. Normalde bir laptopa araba parası verecek adam değilim. Sizce pişman olur muyum?

iOS için geliştirme yapmayacaksan daha ekonomik alternatifleri düşünebilirsin. Bütçen müsaitse, çok para harcadım diye üzülmeyeceksen pişman olmazsın.


10 - (Bonus soru) Bu bilgisayar beni gaza getirip Xiaomi telefondan soğutup iphone'a geçirir mi?

Geçirebilir, ama iPhone yoksa iOS geliştirme yapamazsın, dolayısıyla bkz soru 9'a verdiğim cevap.

para kazanmka için kullanıyorsan 15bin veya 60bin lira eder.

Vmware ile win üzerine mac yükleyip bir bakın. Mobil uygulama geliştirmekten kastınız nedir (oyun vs.)?

1- Alışması 1-2 hafta sürer ama macos kullandıktan sonra windows' a geri dönemezsiniz :)
2- Eder.
3- İş görür, çok sıkıntı çekmezsiniz ama küçük, o kadar para veriyorsanız bence biraz daha verip 15" alın. Büyük rahatlık.
4- Touchpad'e alıştıktan sonra mouse kullanmak istemeyeceksiniz :)
5- Var, hatta Windows'a göre daha rahat
6- Custom modeller için normal. Hep öyleydi. Ama beklediğinizden erken gelme ihtimali yüksek, garanti olsun diye uzak zaman söylüyorlar sanırım.
7- Evet. Gerçi ne takacaksınız ona bağlı. Mouse, flash bellek ve external monitör kullanmadığım için ben ihtiyaç duymadım hiç.
8- Oyunlar :)
9- Kesinlikle olmazsınız.
10- Geçirir :D

programlama bilmem

2- 13 inç ekranı tercih etmem ben, dolayısıyla 13 inçe para vermek istemem.

3- 13 inç çok küçük bir ekran boyutu, tavsiye etmem.

4 trackpada alışıp çalışamazsın, ne kadar büyük de olsa mouse gibi değil, magic mouse almanı öneririm. benim 2 mouse'um var birisi magic mouse , ki sağa sola scroll yapma özelliği benim için çok önemli. ikinci mouse da kablolu sıradan bir mouse, bunun da en sevdiğim özelliği kaza ile scroll yapmamam çünkü high sierra da scrollu kapatmanın bir yolu yok. magic mouse ayarlarında da yok. bazı programlarda sağa sola scroll hayat kurtarırken, bazı programlarda da kaza ile scroll yapmak büyük problem oluşturuyor.

5 aklına gelen her programın korsen versiyonu var, tabi osx için yapılmış versiyonu olduğunu varsayarak söylüyorum bunu

6 ne zaman gelir ne zaman gider bilemem.

7 benim 8 portlu usb hub'um var ama benim mac de 2 tane usb 2 tane thunderbolt var yetiyor çoğu zaman.

9 iş için alacaksan hangisi uygunsa onu al, illa mac diye tutturma, grafik işleri ile uğraşmıyorsun sonuçta.

1) alisirsin sorun olmaz. console kullanimi programlama icin onemli.
2) amacina bagli. gercekten eder mi bilmiyorum. 10 yildir is sebebiyle mac kullaniyorum ama sirket vermese kendim mac alir miyim bilmiyorum
3) uzunca bir sure 13 kullandim. monitorsuz programlama icin kucuk gelir. yanyana iki pencere acilmiyor. monitorun varsa idare edebilir ama benim iki tane monitorum olmasina ragmen 15'e gecmem verimliligimi ciddi oranda artirdi.
4) touchpad kullanimi mac'te mouse'tan daha kullanisli. 2-3-4 dokunuslu kisayollar isi cok kolaylastiriyor. mac'i monitore bagliyorum ama mouse'um olmasina ragmen hala mac'in klavye trackpad'ini kullaniyorum.
5) var tabi ki
6) customize ediyorsan normal
7)butun kablolarim usb-c. adaptore ihtiyacim olmuyor. adaptor/hub almak yerine kablolarini type-c'ye cevir. uzun vadede daha mantikli. o zor geliyorsa 4-5 tane sunlardan al(www.aliexpress.com daha uyguna gelir.
8) notepad++'i hala ozluyorum.
9) ihtiyacina bagli.
10) gecirmez. iphone'a gecersen tekrar pisman olup geri donersin, ustune Apple'a sinir olup elindeki macbook'tan da sogursun :P


simdi mac o paraya deger mi sorusuna biraz detayli cevap vereyim. evet mac'ler donanimina gore pahali. markasina para veriyorsun. dedigim gibi kendime alacak olsam alir miyim bilmiyorum. sirket aldigi icin tum donanimlari maksimum olan(i9 8 cekirdek, 32GB RAM vs) bir mac'im var. kendim alcak olsam 10 kere dusunurum. 15000tl'lik dedigine gore muhtemelen mnimum donanimda mac alacaksin. bu da 4 cekirdekli i5 U islemci ve 8GB Ram demek. Gelistirme yapacaksan IDE'ler ciddi RAM isteyen uygulamalar, bunun yanina Photoshop da kullanicam diyorsun, o RAM sana yetmez, islemci de compile ederken yavas kalir. simdilik idare etse bile 1-2 yil sonra o RAM yetmemeye baslayacak, takviye de yapamadigin icin satmak zorunda kalacaksin. bu fiyati rasyonelize edecek tek arguman olan "yillarca kullanirsin" da senin icin gercerli olmamis olacak. ayni donanimdaki windowslar nerdeyse yari fiyati. tavsiyem hp'nin spectre, dell'in xps ve lenovo'nin yoga serilerine bak. hepsi de premium sinif hem hafif hem guclu bilgisayarlar esimde spectre var, o da programlama yapiyor son derece memnun, 4 yil once 1200$'a i7, 16GB ram'li almistik, hala kullaniyor.

mesela su lenovo i9 H serisi islemci ve 16GB RAM'i var, 15000TL. cok rahat 5+ sene goturur hatta ram'i 32'ye cikarilabiliniyorsa +5'i daha var. www.vatanbilgisayar.com

eger butceni zorlayip 16" maclerden yada 2019 serisi 15"lerden alamiyorsan windows bilgisayarlari ciddi sekilde dusunmelisin.

1 - Yirmi senedir Windows kullanan ve web programlamadan mobil programlamaya geçecek olan "şahsımı" çok zorlar ve pişman eder mi Macbook Pro'ya (13") geçmek?

- kesinlikle zorlamaz bu sebeple pisman da olacaginizi sanmiyorum.

2 - Bu cihaz sizce gerçekten 15.000 lira eder mi?

- kirmadiginiz surece cok uzun yillar dayanacagini dusunursek evet eder.

3 - 13 inç çok küçük bir ekran değil mi? Orada her şey çok küçükk görünmüyor mu? Monitöre bağlama ihtiyacı hissettirir mi?

- kucuk evet. ama pisman ettirecek kadar degil, harici ekran takma sansi hep elinizde

4 - Touchpad kullanmaktan nefret eden ve yanında eşek kadar mouse taşıyan bir insan trackpad'e alışıp mouse olmadan çalışabilir mi?

- trackpd ile touchpadi ayni ayni kefeye koymayin! mouse takilmiyor da degil zaten, sonra belki magic mouse patlatirsiniz, opsiyonel.

5 - Bu cihazda Photoshop kullanmanın ayıp yolları var mı? Kırk yılda bir lazım olacak diye aylık bir milyon dolar ödemem mümkün değil çünkü.

- hic uzmanlik alanim degil ama vardir. ayrica bkz 8

6 - Şimdi sipariş verirsen 40 gün sonra geliyormuş. Bu normal mi korona ile alakalı bir şey mi?

- korona ile ilgili sanirim. teslim aldigin gunden itibaren 2 hafta icinde iade sansin var. begenmezsen bile, bahaneye ihtiyacin yok.

7 - USB falan hak getire. HUB'sız olmaz gibi geliyor. Sizce de öyle mi?

- ben usb'ye pek ihtiyac duymuyorum acikcasi ama lazim olunca yine dunyanin sonu degil.

8 - Windows'ta rahatça kullanıp bunda kullanamayacağım özellikler/programlar hangileri olabilir?

- bilemiyorum ama Windows yukleme sansiniz da bulunuyor. (bkz: bootcamp)

9 - Sırf bu işten para kazanıyorum diye "iş için" alacağım. Normalde bir laptopa araba parası verecek adam değilim. Sizce pişman olur muyum?
(bkz: 1, 2)

10 - (Bonus soru) Bu bilgisayar beni gaza getirip Xiaomi telefondan soğutup iphone'a geçirir mi?
- sart degil, bilmediginiz bir seyi ozlemezsiniz belki ama continuity gibi seyler hos...

Tüm sorulara cevap vermeyeceğim. Zaten bin kişi neredeyse aynı şeyleri yazıp durmuş.

Windows'ta yapmak isteyip de yapamadığın şey olursa OS X'in Bootcamp sihirbazı var. Windows 10 kuruyorsun. Zaten dahili bir uygulama olduğu için kaçak göçek bir iş değil. Windows'u kurunca tüm driverları vs. kendi kuruyor. Mac açılırken Alt tuşuna basılı tutarsan hangi işletim sistemiyle açayım diye soruyor. Windows da zaten çok hızlı. Ben aldığım zamandan beri her iki işletim sistemi de kurulu. 5,5 yıldır kullanıyorum. Windows'u ne kadar açmışımdır? Toplam 1 ayı geçmez. O da sadece oyun oynamak için.