yalniz olmak zordur
Ios cihazım için appstore da çok rahat kendi tarayıcısı olan ve açtığım videolar için indirme seçeneği çıkan çok güzel uygulamalar bulabiliyordum. Android 6.0 yeni cihazım için en azından dizigold, dizipub vb sitelerde çalışabilecek onlarca uygulama denedim ancak ise yarar bulamadım. Bilenler bir ye
Ios cihazım için appstore da çok rahat kendi tarayıcısı olan ve açtığım videolar için indirme seçeneği çıkan çok güzel uygulamalar bulabiliyordum. Android 6.0 yeni cihazım için en azından dizigold, dizipub vb sitelerde çalışabilecek onlarca uygulama denedim ancak ise yarar bulamadım. Bilenler bir yesillendirsin lütfen
0
pln
Annemin aldığı ikinci bir el kitaptan Süleyman Demirel'in Orhan Cemal'e yazdığı bir not çıkmış. Alicisi, koleksiyoncusu var mıdır ki böyle bir seyin?
Annemin aldığı ikinci bir el kitaptan Süleyman Demirel'in Orhan Cemal'e yazdığı bir not çıkmış. Alicisi, koleksiyoncusu var mıdır ki böyle bir seyin?
0
Para eder ama çok olacagını sanmam (seni zengin etmez)
efemera sitelerinden emsallerine bak
efemera sitelerinden emsallerine bak
0
Asla cikmaz. Yazik olur kaybolursa falan, suleyman demirel muzesi kuruldu. Oraya bagislayin lutfen ve guzel bir katkiniz olsun. Yahut 100 liraya ben satin alabilirim.
Not: Tarihciyim ve tahmin ettiginiz sekilde bir alicisi cikacak turden bir kiymeti yok. Ferman ve beratlar bile sahaflarda 10 liraya satiliyor.
Not: Tarihciyim ve tahmin ettiginiz sekilde bir alicisi cikacak turden bir kiymeti yok. Ferman ve beratlar bile sahaflarda 10 liraya satiliyor.
0
kablelvuku
https://eksisozluk.com/entry/53466324 şöyle bir entrym var. Ogunku sinirimle yazmıştım şu an hatırlayınca sadece vay amk diyip geçtiğim bir durum. Sözlükten biri var işte bunu okumuş o firmada çalışan. Ya üzüldüm kötü olmuş falan filan. Neyse bu galiba gitmiş patrona göstermiş bunu şimdi de bana diy
eksisozluk.com şöyle bir entrym var. Ogunku sinirimle yazmıştım şu an hatırlayınca sadece vay amk diyip geçtiğim bir durum. Sözlükten biri var işte bunu okumuş o firmada çalışan. Ya üzüldüm kötü olmuş falan filan. Neyse bu galiba gitmiş patrona göstermiş bunu şimdi de bana diyor ki bu entryi rica etsem kaldırır mısın. Kurum itibarını zedeliyormus falan. Şimdi açıkçası geri adım atasım yok. Ama şimdi iş büyü vsvs olur diye de uğraşasım yok napayım sizce
0
asdfghjk olaya gel.
silinir mi bu ya bırak kalsın. insan değilmiş gibi davranınca itibar zedelenmiyor da bunu yazınca mı zedelenecek. hiç bir şey olmaz..
silinir mi bu ya bırak kalsın. insan değilmiş gibi davranınca itibar zedelenmiyor da bunu yazınca mı zedelenecek. hiç bir şey olmaz..
0
kesinlikle kaldırma. itibar zedeleyici bir şey göremedim ben. eğer zedeliyorsa, resmi bir şekilde kanzuk a mail atarlar ya da dava açılır entry kendi kendine silinir zaten.
sarışın bir avukat vardı onu örnek alsınlar.
sarışın bir avukat vardı onu örnek alsınlar.
0
Sözlükten yazıyor ya o hesap hacklendi olayı yemez. Bana mesajda "esas patron bu entryi gördü markasının peşinde koşan ve önemseyen biri keşke onunla tanışabilsen" dedi ulan bu kim o diye bir araştırdım esas patron dediği bana bu eziyeti çektiren herifmiş
0
kurum itibarını sen zedelemedin, seni oraya çağıran zedeledi, aynen böyle söyle ve kaldırma.
0
bizim ülkede ikcılar bilgiyi potansiyeli ucuza almaya çalışırlar. kalsın hatta rezalet başlığı bile aç :D
0
kaldirma derim ben de ama, adam boyle bi sey olmadi isi alamayinca itibari zedeliyor diye dava acarsa yapabilecegin bir sey yok. o acidan kotu.
0
@bohr bende aynısını diyorum dava açacak kadar ileri giderse mahkeme sildirir zaten. sana da bir şey olmaz. meltem banko da o kadar entry silindi itibar muhabbetine, yazarlara sadece gg entry silindi diyor o kadar.
demem o ki, kalsın entry çok istiyorsa mahkemeye versin sildirsin.
demem o ki, kalsın entry çok istiyorsa mahkemeye versin sildirsin.
0
bence sakın ama sakın silme.
aklı başına gelsin. zaten ticari itibar zedeleniyorsa kanzuk bey müsamaha göstermez. yersen :)
aklı başına gelsin. zaten ticari itibar zedeleniyorsa kanzuk bey müsamaha göstermez. yersen :)
0
Silmeyin. Eğer güçleri yetiyorsa kendileri sildirsin. Ben de "itibarları zedelendiği için entry sildiren ve bir daha herhangi bir şekilde ürünlerini almayacağım kurumdur." entrysini, noktasına virgülüne kadar başlıklarına yazayım.
Mesaj atarlarsa 3 yumurtayı 2 yumurtaya düşürmelerini salık veririm.
Mesaj atarlarsa 3 yumurtayı 2 yumurtaya düşürmelerini salık veririm.
0
silme kalsın. vay mnk. mühendis adam 1500 istemiş davarın yaptığı muameleye bak sen.
0
Ben olsam ben de silmem. Bi hakaretiniz saygısızlığınız yok entry'de. Onların? Pek çok var.
0
"4.500 maaş+prim+yol ve yemek+şirket arabası vererek işe alsın, bazı cümlelelerimi yumuşatayım" desene :)
arada bir aldığım bir markaydı. zaten aktarlardan almak taraftarıyım, bundan sonra yanına yaklaşmam.
arada bir aldığım bir markaydı. zaten aktarlardan almak taraftarıyım, bundan sonra yanına yaklaşmam.
0
Ben adama dalardım kesin bana böyle bir tavırla yaklaşsa. Sen yine iyi enrty yazmakla kalmışsın.
Silme kesinlikle.
Silme kesinlikle.
0
Sen kaldırma, o kafaya takip sildirirse sildirsin. Hey allam insanı delirtıyo bunlar işte, el yazımı ne yapacan göt deyip çıksan görüşmeden iyiymis ama bana konuşması kolay şimdi tabi..
0
Ezik ve uzlaşmacı bir karakter yapım var, bu doğrultuda cevap veriyorum: sakın silme.
Adamın söylediklerinin haklı olup olmadığı önemli değil, tarza gel, üsluba gel.
Marka olarak etkilemez beni, zaten başka baharat markası yok, baharatlarından bir şikayetim de yok. Ama böyle ik'cı tipler en gelişmiş firmada bile olabiliyor anladığım kdarıyla.
Adamın söylediklerinin haklı olup olmadığı önemli değil, tarza gel, üsluba gel.
Marka olarak etkilemez beni, zaten başka baharat markası yok, baharatlarından bir şikayetim de yok. Ama böyle ik'cı tipler en gelişmiş firmada bile olabiliyor anladığım kdarıyla.
0
Yoo kurum itibarını zedeleyecek bir şey yok olan durumu yazmışsın. Silme. Bak bana faydası oldu mesela bu entry'nin, 1500 lira maaş alabilmek ne laflar çekmek gerekiyormuş diye bir kez daha anladım.
0
+ bi de para iste. 300 lira verin siliim de. Bu kadar ticari deha barındırıyor madem içersinde sen de anladıkları dilden konuş onlarla...
0
sakın silme abi bu ne ya okurken ayar oldum. Oh olsun batsın itibarları, zedelensin yok olsun. Bu davarlar azalarak eksilsin toplumdan.
0
Ben de bağdat baharat markası bana köklü büyük gelirdi algısı bu ama artık büyük, kurumsal olmadğına eminim köklü müdür bilemem araştırmıcam çünkü benim için bitmiştir marketlerde. İnsana saygısı yok eski bakkal muhabbetleri "kurumcuk" seni Bağdat :)
0
geri adım yok.. tayyip e küfür etmediğin sürece bi cacık olmaz... doğrular ne zamandan beri itibar zedeliyor..
adam gibi özür gelirse vicdana kalmış..
yoksa koyver gitsinnn
adam gibi özür gelirse vicdana kalmış..
yoksa koyver gitsinnn
0
geri adım atma. madem markasına düşkün biri bunu profesyonel olmamanın sınırlarını zorlamadan düşünecekti. bu sana olan önerim.
benim düşüncem;
jkdslfzdfjkgkfgjfkg. adam çok realistmiş ne güldüm sabah sabah :D
benim düşüncem;
jkdslfzdfjkgkfgjfkg. adam çok realistmiş ne güldüm sabah sabah :D
0
silme ve entriyi bir kenara da kaybet. silinirse mahkemeyle falan haber ver, organize girelim olaya. patron eğer bu yazılanlardan utanıyorsa böyle davranmayacaktı.
interneti küçümsemeye devam etsin böyle tipler. sakın geri adım atma.
interneti küçümsemeye devam etsin böyle tipler. sakın geri adım atma.
0
entry i aldım kenara, mahkeme sana sildirirse ben yazarım başlığının altına.
0
o entryi patrona gösteren ekşiyi tanımamış daha. yazık oldu bağdat baharata.
silme entryi bencede.
silme entryi bencede.
0
senin gururun zedelenmiş o ne olacak?
ben olsam, hakkında böyle yazdığım bir marka gelse sil dese, "sikerim ticari itibarınızı" derdim de, sen deme tabii, derdini güzel anlatmışsın.
adam olacaklar, insanlarla güzel konuşacaklar, paraları var diye kimsenin gururuyla oynamayacaklar.
böylelikle iş başvurusuna giden herkes, okur görür ve bunu bilerek gider ya da gitmez, silersen, en az 1 kişinin daha gururunu kırma tatminini yaşatacaksın o adamlara.
hatta ben olsam bir editle bu durumu orda anlatırdım sanırım.
mühendisliğini boşver de, insansın önce, adam olacaklar, insanlarla insanca konuşacaklar.
ben olsam, hakkında böyle yazdığım bir marka gelse sil dese, "sikerim ticari itibarınızı" derdim de, sen deme tabii, derdini güzel anlatmışsın.
adam olacaklar, insanlarla güzel konuşacaklar, paraları var diye kimsenin gururuyla oynamayacaklar.
böylelikle iş başvurusuna giden herkes, okur görür ve bunu bilerek gider ya da gitmez, silersen, en az 1 kişinin daha gururunu kırma tatminini yaşatacaksın o adamlara.
hatta ben olsam bir editle bu durumu orda anlatırdım sanırım.
mühendisliğini boşver de, insansın önce, adam olacaklar, insanlarla insanca konuşacaklar.
0
silme ya. adamın konuşma tarzına bak. itibarı zedeleniyorsa doğru düzgün konuşsun insanlarla. okurken ben sinir oldum.
0
silersen bir daha konuşmam.
adama bak sen ya yüzsüzlüğün bu kadarı. bağdat baharat alırdım hep, yemin olsun bir daha alırsam en adiyim.
hatta o entry'ini facebookta yüzlerce arkadaşımla paylaşacağım. herkes paylaşsın.
sonra sana mesaj atan o arkadaşa söyle, patronuna haber versin hem sözlüğü hem de burayı okusun.
terbiyesiz herifler sabah sabah sinir oldum yahu.
adama bak sen ya yüzsüzlüğün bu kadarı. bağdat baharat alırdım hep, yemin olsun bir daha alırsam en adiyim.
hatta o entry'ini facebookta yüzlerce arkadaşımla paylaşacağım. herkes paylaşsın.
sonra sana mesaj atan o arkadaşa söyle, patronuna haber versin hem sözlüğü hem de burayı okusun.
terbiyesiz herifler sabah sabah sinir oldum yahu.
0
kardeşim burdan destek almaya çalıştığının farkındayım. desteğimiz tam. sakın silme. eğer gerçekten böyle bir olayı yaşadıysan ki gerçekçi duruyor. arkasında dur. yorumsuz anlatmışsın işte. yorumsuz bir şekilde ticari itibarının zedelendiğini düşünüyorsa yaptığının yanlış olduğunu da biliyor demektir. özür dilenmeli.
0
Silme hocam. Hukukçu arkadaşlar bir şekilde sana fikir verecektir.
0
silme.
bu vatandaşın linkedin profili falan varsa bana iletir misin? sözlükten mesaj olarak da olabilir.
bu vatandaşın linkedin profili falan varsa bana iletir misin? sözlükten mesaj olarak da olabilir.
0
şurada fotoğrafın altına bir kaç arkadaş yorum yazmış.
herkes yorumlarda katkıda bulunsun.
www.facebook.com
herkes yorumlarda katkıda bulunsun.
www.facebook.com
0
sakın silme.çalışanlarına verdikleri değeri herkes görsün rezil olsunlar ellerine sağlık.
0
kesinlikle silme. yarın başkası aynı kişiyle iş görüşmesine gidebilir. en azından kiminle ve ne ile karşılaşacağını bilsin.
ayrıca görüşme aynen aktarıldığı gibiyse, ortada itibar zedeleyici durum da yok. entry'de firmanın ürünleri hakkında kötüleyici bir içerik yok. sahibine de bir hakaret, iftira yok.
ayrıca görüşme aynen aktarıldığı gibiyse, ortada itibar zedeleyici durum da yok. entry'de firmanın ürünleri hakkında kötüleyici bir içerik yok. sahibine de bir hakaret, iftira yok.
0
İşin büyüyeceği filan yok SAKIN KALDIRMA.
Öğrenmiş oldum bir daha nah bağdat baharat alırım.
Burada hukuksuz bir şey yok SAKIN KALDIRMA.
Bu arada adam senin gururu s.ip atmış kaldırırsan bir de tatlı niyetine sürttür derim.
+Madem hesap yapmayı iyi biliyor ticari iibarını zedelediği değeri paraya çevirsin yüzde 55'ini sana ödesin öyle de.
Öğrenmiş oldum bir daha nah bağdat baharat alırım.
Burada hukuksuz bir şey yok SAKIN KALDIRMA.
Bu arada adam senin gururu s.ip atmış kaldırırsan bir de tatlı niyetine sürttür derim.
+Madem hesap yapmayı iyi biliyor ticari iibarını zedelediği değeri paraya çevirsin yüzde 55'ini sana ödesin öyle de.
0
madem ticari itibarları zedeleniyor, o zaman ticari itibarını zedeleyecek hareketlerden kaçınsınlar.
entry'yi silme dostum, her okuyan ne olduğunu anlasın bunların.
entry'yi silme dostum, her okuyan ne olduğunu anlasın bunların.
0
aynı tavırla cevap vermek lazım aslında.
misal
+ bak şimdi sen sözlük işini bilmezsin. senin dediğin olmaz gel benim dediğimi yapalım. şimdi sen bir sözlük hesabı açıyorsun yazar olmayı bekliyorsun. zaten anlamadığın için epey sürer haksız mıyım ? haklıyım. neyse zor olursun ama nasılsa bir gün olursun işte oldun mu? diyelim oldun. şöyle 1 ay sen aralıksız günlük benim entrylere şükela veriyorsun. sen şimdi şükelayı da bilmezsin yenisin ama neyse öğrenirsin. sonra bakarım benim karma 50 puan artmış mı artmış diyelim. benim karmanın artış oranına göre ben entryi editleyip firmanın lehine entry girmeye başlarım. karmam ne kadar artarsa firmanın lehine yapacağım yıkama yağlama sana o derece döner. sen şimdi biraz düşüneyim dersin. düşün tekrar dön bana bakarız karmam zaten artmışsa yapacak bir şey yok eğer artmamışsa dediğim gibi hallederiz. hadi bakiyim.
misal
+ bak şimdi sen sözlük işini bilmezsin. senin dediğin olmaz gel benim dediğimi yapalım. şimdi sen bir sözlük hesabı açıyorsun yazar olmayı bekliyorsun. zaten anlamadığın için epey sürer haksız mıyım ? haklıyım. neyse zor olursun ama nasılsa bir gün olursun işte oldun mu? diyelim oldun. şöyle 1 ay sen aralıksız günlük benim entrylere şükela veriyorsun. sen şimdi şükelayı da bilmezsin yenisin ama neyse öğrenirsin. sonra bakarım benim karma 50 puan artmış mı artmış diyelim. benim karmanın artış oranına göre ben entryi editleyip firmanın lehine entry girmeye başlarım. karmam ne kadar artarsa firmanın lehine yapacağım yıkama yağlama sana o derece döner. sen şimdi biraz düşüneyim dersin. düşün tekrar dön bana bakarız karmam zaten artmışsa yapacak bir şey yok eğer artmamışsa dediğim gibi hallederiz. hadi bakiyim.
0
destekliyorum seni.
keşke adama 2 laf soksaydın.
utanmaz kepazeler.
imza kampanyası başlatılsın bence. sözlüğe biri açsın.
adam seni çağırıp özür dilesin
keşke adama 2 laf soksaydın.
utanmaz kepazeler.
imza kampanyası başlatılsın bence. sözlüğe biri açsın.
adam seni çağırıp özür dilesin
0
Bu adamla çalışmak isterdim ben...zeki biri. dr. house a benzettim karakterini
0
ya o değil de şimdi bu olayın karşı tarafı hiçbir cevap vermiş ya da açıklama yapmış mı?
0
Ticari menfaatlerin besledigi profesyonel yalan mekanizmalariyla donatilmis tuccar-burjuva pacavralarina mi inanmak daha makul yoksa yeni mezun bir muhendise mi? Ben tarafimi seciyorum, sakin silme kardesim. Facebookta gercek kimligimle de yorum yaziyorum, arkandayim.
0
silme kardeşim. senin itibarı zedeleyici bir şey yaptığın yok. adamın yaptığını yazmışsın. olay bu. adam olmayı öğrensin önce o pezevenk.
0
sözlükten de yüzlerce kişinin desteğini almışken sakın silme. bu adamlar kendilerini eleştirmek isteyen insanları susturdukça böyle yüzsüzleşiyorlar zaten.
silme de akıllarını başlarına alıp bundan sonra çalışanlara ve iş başvurusunda bulunan kişilere insan gibi davransınlar.
silme de akıllarını başlarına alıp bundan sonra çalışanlara ve iş başvurusunda bulunan kişilere insan gibi davransınlar.
0
Bence de sakın silme.
Burada ticari itibarla ilgili bir şey yok, burada iş görüşmesi sırasında gurur kırıcı davranmayı, karşısındakinin kişiliğini zedelemeyi, kabalığı terbiyeli biçimde anlatmış bir yazı var.
Burada, nitelikli insanların nasıl sindirildiğinin serzenişi var.
Bu yazı bir iddia niteliği taşıyor ancak bu iddia karşı cephede bulunan kişilere hakaret içermiyor, aksine hakarete uğrandığının beyanı durumunda.
Nasıl ki siz bunu kanıtlayamazsınız onlar da aksini kanıtlayamazlar ki zaten iş görüşmelerinde bu sebeple işveren oldukça rahat konuşuyor, çünkü iş görüşmesinin hukuka uygun biçimde yapılmasına ilişkin bir tutumu, çoğu kurumsal firma bile benimsemiyor.
Zaten görüşmeler kayıt altında olsa işe alacakları insanı nazikçe sıkıştırır ve tahlillerde bulunmaya girişirlerdi, böyle saçma sapan bir tavır görülmezdi.
Kaldırma.
Burada ticari itibarla ilgili bir şey yok, burada iş görüşmesi sırasında gurur kırıcı davranmayı, karşısındakinin kişiliğini zedelemeyi, kabalığı terbiyeli biçimde anlatmış bir yazı var.
Burada, nitelikli insanların nasıl sindirildiğinin serzenişi var.
Bu yazı bir iddia niteliği taşıyor ancak bu iddia karşı cephede bulunan kişilere hakaret içermiyor, aksine hakarete uğrandığının beyanı durumunda.
Nasıl ki siz bunu kanıtlayamazsınız onlar da aksini kanıtlayamazlar ki zaten iş görüşmelerinde bu sebeple işveren oldukça rahat konuşuyor, çünkü iş görüşmesinin hukuka uygun biçimde yapılmasına ilişkin bir tutumu, çoğu kurumsal firma bile benimsemiyor.
Zaten görüşmeler kayıt altında olsa işe alacakları insanı nazikçe sıkıştırır ve tahlillerde bulunmaya girişirlerdi, böyle saçma sapan bir tavır görülmezdi.
Kaldırma.
0
Silmeyin. Kendi etmiş, kendi bulmuş. Ticari itibarını düşünen "kurumsal" bir firma çalışan memnuniyetine sözde de olsa önem verir. Karşıdakini ezip bedava işçi / köle bulma işine girmemeli.
Ekleme: Yukarıda çok küfredenlerinkini silmek zorunda kaldım, arada minik küfretmiş olanlar editlerse çok mutlu olurum. Ticari itibarımız zedeleniyor, Google'dan azar işitiyoruz.
Ekleme: Yukarıda çok küfredenlerinkini silmek zorunda kaldım, arada minik küfretmiş olanlar editlerse çok mutlu olurum. Ticari itibarımız zedeleniyor, Google'dan azar işitiyoruz.
0
sana mesaj atan, o firmada çalışan eleman ile patronuna bu sözüm. adamsanız çıkın karşıma.
0
Bunu daha önce de okumuştum :D
silme hacıt. öyle kafasına göre dalga geçmeye benzemez milletle. Saygıyı bilmiyorsa öğrenir artık.
silme hacıt. öyle kafasına göre dalga geçmeye benzemez milletle. Saygıyı bilmiyorsa öğrenir artık.
0
silme. süründür amk. rte'ye hakaret olmadığı sürece kaldırmazlar. kaldıramazlar. sonuçta bir hakaret yok. olayı anlatmışsın.
0
silme yahu,soruşturma yersen ifade verirsin biter ,daha fazla büyümez,bu entry'yi gördükten sonra oraya giden de görür ne olduklarını,silecek ölçüde fevrilik yok,hatta hiç fevrilik yok,mis gibi bir entry
0
ben olsam ben de silmezdim.
birincisi o görüşmeyi yapanın patron olduğu çok belli. patron haricinde kimse bu kadar ince hesap yapmaz. İK dediğiniz yetkili kişi bu hesaplarla uğraşmaz asla. bilmez bile sigorta vergi falan... büyük ihtimalle o kadar kurumsal bir firma da değildir iş görüşmeleri için ik falan yoktur yani. patron şirketi sonucta.
ayrıca kimse seni silah zoruyla oraya götürmedi. adamın firmasında pozisyon varmış başvurmuşsun ve görüşmüşsün.
yürüsün gitsin bedavaya çalışacak lise mezunu alsın o zaman çok meraklıysa. sen kendini ezdirme. 4 sene artı 11 sene bununla uğraşmak için çabalamadın kardeşim. sağda solda garsonluk yapsan daha cok kazanırsın düşün.
birincisi o görüşmeyi yapanın patron olduğu çok belli. patron haricinde kimse bu kadar ince hesap yapmaz. İK dediğiniz yetkili kişi bu hesaplarla uğraşmaz asla. bilmez bile sigorta vergi falan... büyük ihtimalle o kadar kurumsal bir firma da değildir iş görüşmeleri için ik falan yoktur yani. patron şirketi sonucta.
ayrıca kimse seni silah zoruyla oraya götürmedi. adamın firmasında pozisyon varmış başvurmuşsun ve görüşmüşsün.
yürüsün gitsin bedavaya çalışacak lise mezunu alsın o zaman çok meraklıysa. sen kendini ezdirme. 4 sene artı 11 sene bununla uğraşmak için çabalamadın kardeşim. sağda solda garsonluk yapsan daha cok kazanırsın düşün.
0
abi bu kadar adam arkanda, gözünü seveyim silme. dava açılsa bile tek yapılabilecek şey entry silinmesi. bunu hem yusuf yerkel, hem de meltem banko davalarında gördük. silme ki senin gururunu zedeleyen adam itibarım zedelendi edebiyatını bırakıp insanlara nasıl davranılacağı konusuna biraz kafa yorsun.
0
gijilti
Henüz kimse tarafından yayınlanmamış bir metne ihtiyacım var tez hazırlamak için. Kütüphanelerde bir yandan kendim arıyorum. Ama bu alanda çalışan arkadaşlardan da tavsiyesi olanlar olabilir diye buraya da yazmak istedim.
Henüz kimse tarafından yayınlanmamış bir metne ihtiyacım var tez hazırlamak için. Kütüphanelerde bir yandan kendim arıyorum. Ama bu alanda çalışan arkadaşlardan da tavsiyesi olanlar olabilir diye buraya da yazmak istedim.
0
eski anadolu türkçesi'nden kastın nedir anlayamadım. daha fazla done vermen lazım.
kastın, osmanlı elifbasıyla yazılmış ve latin alfabesine çevrilmemiş bir eser bulmak mı?
yoksa halk edebiyatı alanında hazırlanmış, osmanlı elifbası yazması olan ama hiçbir şekilde (ne latin ne osmanlı) yayınlanmamış bir eser bulmak mı?
bunların cevabını verirsen yardımcı olabilirim.
kastın, osmanlı elifbasıyla yazılmış ve latin alfabesine çevrilmemiş bir eser bulmak mı?
yoksa halk edebiyatı alanında hazırlanmış, osmanlı elifbası yazması olan ama hiçbir şekilde (ne latin ne osmanlı) yayınlanmamış bir eser bulmak mı?
bunların cevabını verirsen yardımcı olabilirim.
0
@tannhauser,
Arap harfli ve el yazması bir metin olmalı. Ne Arap ne Latin harfleriyle metbu olarak yayınlanmamış olmalı.
Arap harfli ve el yazması bir metin olmalı. Ne Arap ne Latin harfleriyle metbu olarak yayınlanmamış olmalı.
0
Kültür Bakanlığı yazmalar.org sitesindeki yazmaları gözden geçir. İlgilendiğin eserleri önce netten tarat, orada yoksa atatürk üniversitesi kütüphanesi seyfettin özege koleksiyonu ve milli kütüphane kataloglarındq Osmanlı elifbası basmalarının olduğunu kontrol edebilirsin.
0
tannhauser
İsmi lazım değil bir hukuk bürosu, bir akrabamın borç durumuyla ilgili sürekli bana mesaj atıyor. Hatta aynı soyadı taşıdığımız diğer bir kaç akrabamız da aynı mesajları aldıklarını söylüyorlar. Bir yıl önce mesajları gönderen büroyu telefonla arayıp beni rahatsız etmemelerini, ilgili kişiyle herhan
İsmi lazım değil bir hukuk bürosu, bir akrabamın borç durumuyla ilgili sürekli bana mesaj atıyor. Hatta aynı soyadı taşıdığımız diğer bir kaç akrabamız da aynı mesajları aldıklarını söylüyorlar. Bir yıl önce mesajları gönderen büroyu telefonla arayıp beni rahatsız etmemelerini, ilgili kişiyle herhangi bir iletişimim olmadığını belirttim. Onlar da beni listeden çıkaracaklarını söylediler. Ne kadarını sildim bilemiyorum ama 23.10.2015'ten bugüne telefonumda bunlardan gelen 6 sms görünüyor.
Konuyu anlıyorum, eşe dosta, çevreye rezil ederek borcu tahsil etmeye çalışıyorlar. Bunun hukuki bir sorun teşkil edip etmediğini bilemiyorum ama ahlaksızlığın daniskası olduğu çok açık. Benim sorum bana gelen bu mesajlar üzerinden bu hukuk bürosuna ne gibi bir yaptırımda bulunulmasını sağlayabilirim?
Smslerden ikisi:
Sn. X, (...) icra dosyanıza ödeme yapılmadığından, 02 Kasım 2015 tarihinde gün içinde ikametgahınıza haciz işlemi yapılacaktır. (Büro Tel. No.)
Sn. X. Hesaplarımız da Herhangi bir (...) ödemesi görünmmektedir. Haciz işlemi için bekleyiniz. (Büro Tel No)).
Not: İmla hatalarına dokunmadım.
Konuyu anlıyorum, eşe dosta, çevreye rezil ederek borcu tahsil etmeye çalışıyorlar. Bunun hukuki bir sorun teşkil edip etmediğini bilemiyorum ama ahlaksızlığın daniskası olduğu çok açık. Benim sorum bana gelen bu mesajlar üzerinden bu hukuk bürosuna ne gibi bir yaptırımda bulunulmasını sağlayabilirim?
Smslerden ikisi:
Sn. X, (...) icra dosyanıza ödeme yapılmadığından, 02 Kasım 2015 tarihinde gün içinde ikametgahınıza haciz işlemi yapılacaktır. (Büro Tel. No.)
Sn. X. Hesaplarımız da Herhangi bir (...) ödemesi görünmmektedir. Haciz işlemi için bekleyiniz. (Büro Tel No)).
Not: İmla hatalarına dokunmadım.
0
konu eşe dosta rezil etme olayı değil diye biliyorum. bu telefon hatları kimin üzerine kayıtlı?
0
herkesin telefonu kendi üzerine kayıtlı. zaten icraya sebebiyet veren borç da bir gsm şirketine yönelik. ben borca konu telefon numarasını bile bilmiyorum.
@baharat: konu eşe dosta rezil etme değilse ne olabilir?
@baharat: konu eşe dosta rezil etme değilse ne olabilir?
0
hemen savcılığa suç duyurusunda bulun. kendilerini bir kaç defa sözlü olarak uyarmama rağmen hala mesaj göndermekteler deyin. paçaları tutuşsun...
0
yarın sabah ilk işim, savcılığa gitmek olacak.
umarım bir sonuç çıkar.
cevaplar için teşekkür ederim.
umarım bir sonuç çıkar.
cevaplar için teşekkür ederim.
0
aradaki uzaklik
lan beyler, sevgili bayanlar.ben hiç tik yapmıyorum cevaplara, öyle bir alışkanlığım yok ama hepsine içimden teşekkür ediyorum, ne iyi insanlar var lan eyvallah diyorum. saylanmaz mı? tik alamayınca hakikaten takan insanlar var mı lan?
lan beyler, sevgili bayanlar.
ben hiç tik yapmıyorum cevaplara, öyle bir alışkanlığım yok ama hepsine içimden teşekkür ediyorum, ne iyi insanlar var lan eyvallah diyorum. saylanmaz mı? tik alamayınca hakikaten takan insanlar var mı lan?
ben hiç tik yapmıyorum cevaplara, öyle bir alışkanlığım yok ama hepsine içimden teşekkür ediyorum, ne iyi insanlar var lan eyvallah diyorum. saylanmaz mı? tik alamayınca hakikaten takan insanlar var mı lan?
0
bir şey ararken önemli aga. eski tarihli duyurularda, cevap da çoksa hepsini okumamak için tiklilere bakıyorsun sonuçta.
0
doğruysa faydalıysa tikle emektir burada böyle yürüyorsa işler tikle nolacak
0
yalnızca teşekkür değil, cevapların doğruluğunu ve işe yararlığını da belirtmiş oluyorsun.
0
tik atmayanların nicklerini hatırlarsam cevap vermiyorum ben bir daha...
bir de bu sitesem ona takmak lazım, çünkü birisinin hesabına baktığınızda tiklenen cevaplarının oranı görünüyor ve gereksiz cevap veren ile işe yarar cevaplar verenler karışımış oluyor tik atılmayınca...
bir de bu sitesem ona takmak lazım, çünkü birisinin hesabına baktığınızda tiklenen cevaplarının oranı görünüyor ve gereksiz cevap veren ile işe yarar cevaplar verenler karışımış oluyor tik atılmayınca...
0
yıllarca forumlarda rep topladım baktım paraya çevrilmiyor artık öyle şeyleri takmıyorum
0
bir ara takip tik atmayanlari mallar listesine eklemisligim vardir
0
neira
ne demek bu dönme yahu?
ne demek bu dönme yahu?
0
devşirme ve dönme arasında fark var. dönmeler kendi iradeleriyle din değiştirenler. devşirmeler ise çocuk yaşta ailelerinden alınıp türk-müslüman adetlerine göre yetiştiriliyorlar. sözlükte sabetay sevi üzerine yazılanlara göz atarak bu konuda bir fikir sahibi olabilirsiniz.
0
kulustur
Selam ahali,yauu on senedir Ortadogu bizden sorulur, ekonomi soyle boyle iyi gidiyor diyen bir iktidar var.on yilda az sure degil adamlar cumhuriyet doneminin en uzun iktidari olacak nerdeyse hele ki 2023 hayalleri var ki :)neyse, mesele şu bu kadar iyi giden ekonominin sayiların falan otesinde bir
Selam ahali,
yauu on senedir Ortadogu bizden sorulur, ekonomi soyle boyle iyi gidiyor diyen bir iktidar var.
on yilda az sure degil adamlar cumhuriyet doneminin en uzun iktidari olacak nerdeyse hele ki 2023 hayalleri var ki :)
neyse, mesele şu bu kadar iyi giden ekonominin sayiların falan otesinde bir destege, sonuca ihtiyaci var.
cunku politikaci bir suru yalan yanlis istatistikle gelip, soba borusu, pinpon topu ile enflasyonu dahi sifirladigini ispatlayabilir.
ben sunu soruyorum 10 yildir ekonomi madem bu kadar iyi,
hani uluslararasi arenada one cikan Turk firmalari nerde ?
www.rankingthebrands.com
bakin bu listeye oturup aglayacam lan, 100 tane yerli firma sayanın alnından operim.ben yukardaki listede yer alan 95 sirketi rahatlikla taniyabiliyorum oysaki.
yauu on senedir Ortadogu bizden sorulur, ekonomi soyle boyle iyi gidiyor diyen bir iktidar var.
on yilda az sure degil adamlar cumhuriyet doneminin en uzun iktidari olacak nerdeyse hele ki 2023 hayalleri var ki :)
neyse, mesele şu bu kadar iyi giden ekonominin sayiların falan otesinde bir destege, sonuca ihtiyaci var.
cunku politikaci bir suru yalan yanlis istatistikle gelip, soba borusu, pinpon topu ile enflasyonu dahi sifirladigini ispatlayabilir.
ben sunu soruyorum 10 yildir ekonomi madem bu kadar iyi,
hani uluslararasi arenada one cikan Turk firmalari nerde ?
www.rankingthebrands.com
bakin bu listeye oturup aglayacam lan, 100 tane yerli firma sayanın alnından operim.ben yukardaki listede yer alan 95 sirketi rahatlikla taniyabiliyorum oysaki.
0
atatürk zamanında "türk milleti çalışkandır, türk milleti zekidir" demiş ya hani, adam ta o zaman çözmüş olayı. yoksa millet olarak tembeliz, zeki olmadığımız da aşikar. o yüzden biraz zor çıkar bizden top 100 e girecek marka.
0
açık ve net, akp'den filan nefret ediyorum. ama senin sorun on yıllık dönemden daha farklı şeyler ifade ediyor. o listeye girmek, on yılda olacak, orta doğu'nun en önemli gücü olmaktan farklı şeyler ifade ediyor.
bir şirketin dünya ticaret arenasında sivrilip markasını insanın zihnine çakabilmesi için vergi ödediği devletin de emperyal bir gücün sahibi olması gerekiyor. yani "elin amerikalısı yapmış aga" dedirten güç markadan ziyade ülkenin dünyadaki imajı.
bunun dışında sen ne zaman şirketleşmeye, markalaşmaya başlamışsın. bu konudaki tecrüben ne? adamlar 16-17. yüzyılda evrensel şirketler kurmaya başlıyorlar. kendi imajlarını dünyaya götürüyorlar. sen bu deneyimi 19. yüzyılda, o da kör topal ve devletçi zihniyetle gerçekleştiriyorsun. nasıl çin malı dediğinde aklına bir şeyler geliyorsa türk malı da aynı tepkiyi doğuracaktır. ayrıca daha yeni liberalleşiyoruz. bu olmadan da markalaşma zor.
bir şirketin dünya ticaret arenasında sivrilip markasını insanın zihnine çakabilmesi için vergi ödediği devletin de emperyal bir gücün sahibi olması gerekiyor. yani "elin amerikalısı yapmış aga" dedirten güç markadan ziyade ülkenin dünyadaki imajı.
bunun dışında sen ne zaman şirketleşmeye, markalaşmaya başlamışsın. bu konudaki tecrüben ne? adamlar 16-17. yüzyılda evrensel şirketler kurmaya başlıyorlar. kendi imajlarını dünyaya götürüyorlar. sen bu deneyimi 19. yüzyılda, o da kör topal ve devletçi zihniyetle gerçekleştiriyorsun. nasıl çin malı dediğinde aklına bir şeyler geliyorsa türk malı da aynı tepkiyi doğuracaktır. ayrıca daha yeni liberalleşiyoruz. bu olmadan da markalaşma zor.
0
şirketleri uluslara mal etmenin modası geçti artık. bugün türk dediğiniz bir firma yabancı bir markayı satın alır, yabancı bir firma da türk firmasıyla ortak olur. sermayedeki milliyet oranını saniye saniye ölçmek lazım.
ekenomi algısı da nereden bakıldığına göre değişebilir. diyelim ki milli gelir arttı, ekonomik veriler tıkırında. buna rağmen ülkenin yarısı asgari ücretle çalışıyor, çok insan işsiz, bir kısım insan da plazada çalışıp rezidansta refah içinde çalışıyor. ekonomi iyi midir yoksa kötü müdür? bir de görecelilik kavramı var. norveç vatandaşının refah algısıyla kıyaslamamak lazım türk vatandaşınınkini. devalüasyon korkusu hissetmiyorsa, faizler yerli yerindeyse ekonomi iyi der. seçimlere bile "istikrar sürsün" sloganıyla gidildi hatırlarsanız. (istikrar= o asgari ücreti kaybetme korkusu olmadan uyuyabilmek.)
ekenomi algısı da nereden bakıldığına göre değişebilir. diyelim ki milli gelir arttı, ekonomik veriler tıkırında. buna rağmen ülkenin yarısı asgari ücretle çalışıyor, çok insan işsiz, bir kısım insan da plazada çalışıp rezidansta refah içinde çalışıyor. ekonomi iyi midir yoksa kötü müdür? bir de görecelilik kavramı var. norveç vatandaşının refah algısıyla kıyaslamamak lazım türk vatandaşınınkini. devalüasyon korkusu hissetmiyorsa, faizler yerli yerindeyse ekonomi iyi der. seçimlere bile "istikrar sürsün" sloganıyla gidildi hatırlarsanız. (istikrar= o asgari ücreti kaybetme korkusu olmadan uyuyabilmek.)
0
@zihuatanejo: ben daha ziyade marka değerlemesi üzerine yaptım yorumumu. devlet ve şirket birbirini destekleyen unsurlardır. elbette kapitalizm sınır, millet, devlet tanımaz. çıkarına göre hareket eder. ancak ortada bir gerçek var. prestijli ülkeye vergi vermeyen bir marka dünya ölçeğinde başarılı olamaz. başarılı olduğu ölçüde de ülkesinin prestijini -istese de istemese de- artıran bir faktördür. kısaca benim söylediğim, küresel başarı kazanan şirketin, sermayesinin kime ait olduğu, ortaklarının hangi milletten olduğu önemli değil. marka değerinin yükselten unsurlar ortakları tanımaz. fakat markanın hangi devlete ait olduğunu bilir ve markanın ait olduğu şirketin prestijli bir devlete vergi veriyor olmasına önem verir.
dünyanın en önemli aktörleri hangi ülkeler? abd, ingiltere, fransa, almanya, italya, çin, rusya vs. peki bunlar arasında ayaküstü üç markasını sayabileceklerin hangileri? son ikisi hariç hepsi sanırım. son ikisinin 20. yüzyılı sosyalist ekonomi içerisinde geçirdikleri gerçeğini de kat içeri. liberal ekonomiye alıştıkça onlar da prestijli markalar çıkaracaklardır. fakat sen siyasal olarak dünya çapında etkin olmadığın sürece, mavi gibi arçelik gibi markalar dünyadaki başarıları üzerine çektirdikleri reklamlarla türk'e türk propogandası yapar dururlar.
ülkedeki ekonomi iyi mi, kötü mü? onun da cevabını vermişsin zaten. finansal veriler (faizler, ekonomik buhran tehdidinin uzaklığı) pozitif görünüyor. fakat bu toplumsal refaha yansımıyor. yansımayacak da. akp'ye ekonomik anlamda başarısız diyemeyiz. 90'larda dolarla kredi alıp, kara çarşambalar gören, en azından bir yakının bu dönemlerde parasal olarak mahvolduğunu gören insanların güven ortamı arayışını da yadırgamamak lazım.
ha daha detaylı bakıldığında gerçek bir güven ortamından bahsedilebilir mi? bunu bilemiyorum. akp'nin ilk hamlesi özelleştirme politikasını hızla uygulayarak sıcak para akışını sağlamaktı. yolsuzluk iddiaları vs bir kenara bırakılırsa özelleştirme hamlesinden beklenen gelirler elde edildi ve o deniz bitti. akp'nin yeni bir şeyler bulması lazımdı. ben de bulamayacağını ve ekonomik sıkıntılar dolayısıyla azalarak biteceğini tahmin ediyordum. tam da bu anda inşaat sektörü geldi. toki'yle ilgili kanuni ve etik sıkıntılardan da bahsetmiyorum. ekonomiyi (refahı değil) bu kez de inşaat sektörüyle ayakta tutmayı başardılar. fakat orada da deniz bitmek üzere. ayrıca önümüzde ispanya örneği var. ekonomisi bizden daha iyi durumdayken ve ab üyesiyken inşaat sektörünün çıkmaz sokağa girmesiyle battılar resmen. şimdi akp'yi yeni bir sınav bekliyor. yeni bir sektörle ekonomiyi aynı şekilde tutmayı başaracaklar mı yoksa seçimden önce inşaat balonu patlayacak ve akp siyasi partiler çöplüğünün son üyesi mi olacak? bunu yakında göreceğiz. şu ülke topraklarında 30 yılını geçirmiş her insan anap'ın kuruluşunu, yenilmez gibi duruşunu ve bir anda silinmesini gördü.
dünyanın en önemli aktörleri hangi ülkeler? abd, ingiltere, fransa, almanya, italya, çin, rusya vs. peki bunlar arasında ayaküstü üç markasını sayabileceklerin hangileri? son ikisi hariç hepsi sanırım. son ikisinin 20. yüzyılı sosyalist ekonomi içerisinde geçirdikleri gerçeğini de kat içeri. liberal ekonomiye alıştıkça onlar da prestijli markalar çıkaracaklardır. fakat sen siyasal olarak dünya çapında etkin olmadığın sürece, mavi gibi arçelik gibi markalar dünyadaki başarıları üzerine çektirdikleri reklamlarla türk'e türk propogandası yapar dururlar.
ülkedeki ekonomi iyi mi, kötü mü? onun da cevabını vermişsin zaten. finansal veriler (faizler, ekonomik buhran tehdidinin uzaklığı) pozitif görünüyor. fakat bu toplumsal refaha yansımıyor. yansımayacak da. akp'ye ekonomik anlamda başarısız diyemeyiz. 90'larda dolarla kredi alıp, kara çarşambalar gören, en azından bir yakının bu dönemlerde parasal olarak mahvolduğunu gören insanların güven ortamı arayışını da yadırgamamak lazım.
ha daha detaylı bakıldığında gerçek bir güven ortamından bahsedilebilir mi? bunu bilemiyorum. akp'nin ilk hamlesi özelleştirme politikasını hızla uygulayarak sıcak para akışını sağlamaktı. yolsuzluk iddiaları vs bir kenara bırakılırsa özelleştirme hamlesinden beklenen gelirler elde edildi ve o deniz bitti. akp'nin yeni bir şeyler bulması lazımdı. ben de bulamayacağını ve ekonomik sıkıntılar dolayısıyla azalarak biteceğini tahmin ediyordum. tam da bu anda inşaat sektörü geldi. toki'yle ilgili kanuni ve etik sıkıntılardan da bahsetmiyorum. ekonomiyi (refahı değil) bu kez de inşaat sektörüyle ayakta tutmayı başardılar. fakat orada da deniz bitmek üzere. ayrıca önümüzde ispanya örneği var. ekonomisi bizden daha iyi durumdayken ve ab üyesiyken inşaat sektörünün çıkmaz sokağa girmesiyle battılar resmen. şimdi akp'yi yeni bir sınav bekliyor. yeni bir sektörle ekonomiyi aynı şekilde tutmayı başaracaklar mı yoksa seçimden önce inşaat balonu patlayacak ve akp siyasi partiler çöplüğünün son üyesi mi olacak? bunu yakında göreceğiz. şu ülke topraklarında 30 yılını geçirmiş her insan anap'ın kuruluşunu, yenilmez gibi duruşunu ve bir anda silinmesini gördü.
0
@tannhauser, marka değeri-ülke ilişkisi hakkında söylediklerinizde haklılık payı var, ancak geçerliliği giderek azalmakta. çünkü hem üretimin hem de tüketicinin yapısı değişiyor. sık kullanılan bir örnektir: basit bir kalemin dünyanın dört bir yanından gelen parçaların birleştirilmesiyle üretildiğini düşünün, tüketicinin de daha bilinçli hale geldiğini.
tüketici mal alırken firmanın menşeine, vergisini kime ödediğine değil, üretim yaptığı ülkeye, -üretimi o saygın ülkelerden birinde yapıyor olsa dahi- yedek parçaların nereden geldiğine bakıyor artık. eskiden japon malı, alman malı iyidir der geçerdik. şimdi markanın alman menşeili olması, üretimini türkiye'de yapıyorsa, parçaları çin'den getirtiyorsa fazla bir anlam ifade etmiyor. bunun yanında, söz konusu elektronik olduğunda "f/p oranında kore malını(samsung) tek geçerim" diyebiliyorken, otomobilden bahsettiğimizde(ssangyong) "kore malı alınır mı la" diyebiliyoruz. demek ki marka imajı, devlet imajının önüne geçmiş, ancak bu bile tek başına anlam ifade etmiyor. genele baktığımızda; şirketler iyiden iyiye uluslarüstü hale bürünmeye başladılar. imajları da borsa gibi anlık değerleniyor.
ülke ekonomisi hakkında yazdıklarınıza ancak ekleme yapabilirim. inşaat firmaları satışlar yavaşladığı için tedirgin. onlara malzeme sağlayan firmalar ise, üretim maliyetlerine peşinen katlanmalarına rağmen alacaklarını uzun vadelerle tahsil etmeye çalıştıklarından zor durumdalar. ülke içi inşaat sektörünün hali bu. zaten o yüzden libya'da, kuzey ırak'ta, suriye'de ihale peşine düşüyoruz.
tüketici mal alırken firmanın menşeine, vergisini kime ödediğine değil, üretim yaptığı ülkeye, -üretimi o saygın ülkelerden birinde yapıyor olsa dahi- yedek parçaların nereden geldiğine bakıyor artık. eskiden japon malı, alman malı iyidir der geçerdik. şimdi markanın alman menşeili olması, üretimini türkiye'de yapıyorsa, parçaları çin'den getirtiyorsa fazla bir anlam ifade etmiyor. bunun yanında, söz konusu elektronik olduğunda "f/p oranında kore malını(samsung) tek geçerim" diyebiliyorken, otomobilden bahsettiğimizde(ssangyong) "kore malı alınır mı la" diyebiliyoruz. demek ki marka imajı, devlet imajının önüne geçmiş, ancak bu bile tek başına anlam ifade etmiyor. genele baktığımızda; şirketler iyiden iyiye uluslarüstü hale bürünmeye başladılar. imajları da borsa gibi anlık değerleniyor.
ülke ekonomisi hakkında yazdıklarınıza ancak ekleme yapabilirim. inşaat firmaları satışlar yavaşladığı için tedirgin. onlara malzeme sağlayan firmalar ise, üretim maliyetlerine peşinen katlanmalarına rağmen alacaklarını uzun vadelerle tahsil etmeye çalıştıklarından zor durumdalar. ülke içi inşaat sektörünün hali bu. zaten o yüzden libya'da, kuzey ırak'ta, suriye'de ihale peşine düşüyoruz.
0
kasik yok ulan
25-35 yaş arası kadınların sevdiği çizgi filmler nelerdir?
25-35 yaş arası kadınların sevdiği çizgi filmler nelerdir?
0
bu yaş grubundaki bir kişi olarak sevdiğim çizgifilmler, madagascar, spongebob, ren and stimpy, avatar, sailor moon ve diğer animeler hımm rocko, nickelodeondan eski bikaç şey, şirinler, kaptan mağara adamı, animaniacs da eskiden izlediklerim.
eğer kastın ice age gibi filmlerse başka şeyler saymak lazım tabi.
eğer kastın ice age gibi filmlerse başka şeyler saymak lazım tabi.
0
ben yeni çizgi filmlerden bişey anlamıyorum :(
bebelerle bakıyoruz bazen ı ıhh
ne varsa eskilerde var
bebelerle bakıyoruz bazen ı ıhh
ne varsa eskilerde var
0
29 yaşındayım ve çevremdeki kadınların yaş aralığı bu şekilde ve sevdikleri çizgi filmlerden ortak olanları düşünürsem; uzun metrajda "ponyo" ve "my neighbor totoro" ilk sırayı alır sanırım, mary and max", "finding nemo", "ratatouille", "ice age" de diğer aklıma gelenler. çizgi dizide ise "sponge bob", "simon's cat", çılgın korsan jack" ve "samurai jack" şimdilik aklıma gelenler. aklıma geldikçe güncellerim..
0
26 yaşında olan bi hatun olarak bu soruya cevap vermek istiyorum
izlemeye tehemmül edebildiğim spongebob ve simpsons var
izlemeye tehemmül edebildiğim spongebob ve simpsons var
0
www.youtube.com 
misal bunu da beğenmeyen kadın yoktur bence. beğensinler de zaten, herkes beğensin hatta, süper çünkü hehe
misal bunu da beğenmeyen kadın yoktur bence. beğensinler de zaten, herkes beğensin hatta, süper çünkü hehe
0
Wolfware
abi gerçekten merak ediyorum.bu adamın ulvi bir amacı mı var? insanlar üzerinde bilinmeyen bir deney mi yapıyor? hangi kafayı yaşıyor? ciddiye alan var mı onu? yani cidden merak ediyorum troll olunur tamamda sırf insanların sevdiği şeyleri kötülemek bir insana nasıl bir haz verebilir? onun ünlü olma
abi gerçekten merak ediyorum.bu adamın ulvi bir amacı mı var? insanlar üzerinde bilinmeyen bir deney mi yapıyor? hangi kafayı yaşıyor? ciddiye alan var mı onu?
yani cidden merak ediyorum troll olunur tamamda sırf insanların sevdiği şeyleri kötülemek bir insana nasıl bir haz verebilir? onun ünlü olma methodu da bu mudur? belki de çok ünlüdür lan ben bilmiyorum.lütfen biri beni aydınlatsın hayattan beklentilerim azalıyor :/
yani cidden merak ediyorum troll olunur tamamda sırf insanların sevdiği şeyleri kötülemek bir insana nasıl bir haz verebilir? onun ünlü olma methodu da bu mudur? belki de çok ünlüdür lan ben bilmiyorum.lütfen biri beni aydınlatsın hayattan beklentilerim azalıyor :/
0
bence sözlüğün en zararsız trollerinden biri. yorumlarından zaten anlıyorsun ciddi olmadığını. ama bazen onlar adına utanılası troller var.
0
tüm entrylerini okumadım ama daha beter troller olduğu için kendisi iyi kalıyor yine. c2.me de konuşmuştum biraz gayet güzel sohbet edebiliyor ayrıca
0
abi troll ün iyisi olur mu allaskina.neyin kafasindasiniz siz?
simdi yeni trend bu sanirim,xxx troll ama iyi troll...
adamin olayi,trollük yapiyo millette her yaptigina bi anlam yüklüyo forrest gump misali.
simdi yeni trend bu sanirim,xxx troll ama iyi troll...
adamin olayi,trollük yapiyo millette her yaptigina bi anlam yüklüyo forrest gump misali.
0
owencan ve kurt rambis en favori trollerimdir. entrylerini okuduktan sonra yüzde tebessüm bile oluşabiliyor bazen. keşke her troll böyle olsa.
0
tannhauser
soru mu soracağım, iç mi dökeceğim bilmiyorum. eleştiri, tavsiye bir şeyler bekliyorum ama.şimdi efendim, inat mı inat, yaramaz mı yaramaz bir oğlum var. kendisi iki yaşında. evimizde bir yıldır oturuyoruz. ev sahibi de senede 3-4 ay filan üst katımızda ikamet ediyor.bir kaç ay önce yerden otuz sant
soru mu soracağım, iç mi dökeceğim bilmiyorum. eleştiri, tavsiye bir şeyler bekliyorum ama.
şimdi efendim, inat mı inat, yaramaz mı yaramaz bir oğlum var. kendisi iki yaşında. evimizde bir yıldır oturuyoruz. ev sahibi de senede 3-4 ay filan üst katımızda ikamet ediyor.
bir kaç ay önce yerden otuz santimetre yükseklikteki elektrik prizlerinden biri yerinden çıktı. günlerden pazar olduğu için taktırma şansı bulamadık. bizim ufaklık başladı, prizle oynamaya. tüm çabamız yetersiz kaldı. biz de tırstık ne yalan söylemeli. başladık çocuğu azarlamaya. ancak gerçekten kızdığımız filan yok. taktik yaparak caydırmaya çalışıyoruz. bağırıyoruz, kızıyoruz güya. bana mısın demedi sıpa. ama bu ayda yılda bir olan bir şey. her neyse, ev sahibi gecenin bir yarısı dayandı kapımıza. benim öfke kontrolüm zayıf olduğundan, adama bir an evvel yol vermek için hiçbir şey söylemedim. eh bizi aldı bir rahatsızlık. çocuğun sesi çıkınca tedirgin oluyoruz resmen.
efendim gel zaman git zaman, yine bir akşam saat 10 gibi, bizimki bu sefer kapıları çarpmaya başladı. kucağımıza aldığımız zaman kendini yırtıyor, salya sümük. ciddi ağlıyor, morarıyor filan. bırakır bırakmaz da gidiyor bir kapıyı çarpıyor. bu sefer ikna etmeye, dikkatini başka yöne çekmeye çalışıyoruz. artık daha tecrübeliyiz. bir süre sonra başarıyoruz da. tam çocuğun poposunu yıkamak için kucağıma aldığımda telefon çalıyor. arayan ev sahibi. ekranda ismi görür görmez sinirim boşanıyor. sakin kalmaya çalışarak açıyorum. başlıyor. "apartman olarak çok rahatsızız, alttakiler de şikayetçi, bu ne gürültü." ben yine sakin kalmaya çalışarak, "girdiğimizde, kapıların anahtarlarını vermenizi söyledik, tekrar hatırlatmamıza rağmen, vermediniz." filan bir şeyler geveliyorum. "tamam bulacağım ben..." filan gibi bir şeyler gevelerken de yüzüne kapatıyorum. az sonra kapı çalıyor gelen ev sahibi, elinde bir tomar anahtar. tomarı alıp suratına çarpıyorum kapıyı. çarpmasam elimden bir kaza çıkacak.
ertesi akşam alt komşuya iniyorum. rahatsız olup olmadıklarını, rahatsızsalar neden bana söylemediklerini soruyorum. rahatsız olmadıklarını, bir önceki gece onların da ev sahibi olan şerefsizin, telefonla aradığını, kapı çarpılmasını duyup duymadıklarını sorduğunu ve duyduk dediklerini söylüyor. bu sefer adam bunlara, çıkın da söyleyin rahatsızlığınızı diyor. alt komşu, sesi duyduklarını ama rahatsız olmadıklarını söylüyor. böylece de iş başa düşünce benim eve geldiğini öğreniyor.
bu akşam kira ödemek için gitmek zorunda kaldım. ev sahibi "şu meseleyi de konuşalım istiyorum" dedi, "konuş" dedim. başladı, şu saatten şu saate ses geldi. ben sabrettim, ayağımı çekip oturdum (ne demekse) ama bir süre sonra bir sorun olduğunu düşündüm, kötü bir niyetim yoktu. oğlunuz evi yıksa da sorun değil, ona kimse bir laf söyleyemez." ben de ona benim kapıma dayanma hakkı olmadığını söyledim. (ilk raunt sakinim). "geçen akşam da çok geç saatte, o kadar kapı çarpıldı, herkes rahatsız oldu, ben geldim" e dedim, ben sordum millete kimse rahatsız olmamış (yalan, alt komşunun altına sormamıştım. bu akşam yaşanan olaydan sonra sordum, böyle bir şeyden haberleri bile olmadığını, gürültü filan da duymadıklarını söylediler.) "hayır" dedi ev sahibi "ben merdivenden çevirdim insanları. ben yaşlı başlı insanım. yüzüme kapı çarpman ağrıma gitti." ben: "evimi basar gibi gecenin bir yarısı kapıma dayanırsan bir reaksiyon alacağın kesin. o kadarla kaldığına dua et. niye geliyorsun kapıma?" (öfke level 2) ev sahibi: "çocukla baş edemiyorsun, benden soracağın bir şey vardır belki." ben: "sormam da soracak olsam da ben gelirim, sen niye geliyorsun." ev sahibi: "peki bu çocuk kapıları çarpınca sen ne yapıyorsun" ben: "ikna etmek için çabalıyorum, ters çıktığımda ters tepiyor, çocuk inat" ev sahibi: "peki senin arabanın kapısını çarpsa, yine bir şey demez misin?" ben: "yapıyor zaten, aynı yöntemle savuşturmaya çalışıyorum. ama sen de tutarlı ol, sorun evinin kapısına zarar gelmesi anlaşılan. üstelik de iki yaşında bir çocuk. başta, çocuktur yapar, ona kimse bir şey diyemez, diyordun?" ev sahibi: "e bu çocuk gündüzleri hiç kapı çarpmıyor." (gündüzleri bakıcısı yanında. alt metin: çocukla baş edemiyorsun. satır arası: ebeveynliğinize laf ediyorum.) (öfke level: 165) öfke kontrolüm olmadığı için oradan ayrılmam lazım. ben: "ya başlatma evinden de, çıkıyorum ben daireden. sen de gir şimdi içeri daha konuşma" deyip evime gittim.
olay bundan ibaret, kendimi dibine kadar haklı görüyorum.
not: adamın iki çocuğu var. oğlu bir yıldır bir kez bile gelmedi yanlarına. kızı ise bir haftalığına geldi. tahmin edin ne zaman. bunlar evde yokken, bir hafta kaldı, tatilini yaptı, bunlar gelmeden bir gün önce de bastı gitti. insan bir gün daha bekler ailesini görür diyeceğim. bunların yüzünü kim görmek ister. anne-babalık dersini bu tip bir aileden mi alacağım.
şimdi efendim, inat mı inat, yaramaz mı yaramaz bir oğlum var. kendisi iki yaşında. evimizde bir yıldır oturuyoruz. ev sahibi de senede 3-4 ay filan üst katımızda ikamet ediyor.
bir kaç ay önce yerden otuz santimetre yükseklikteki elektrik prizlerinden biri yerinden çıktı. günlerden pazar olduğu için taktırma şansı bulamadık. bizim ufaklık başladı, prizle oynamaya. tüm çabamız yetersiz kaldı. biz de tırstık ne yalan söylemeli. başladık çocuğu azarlamaya. ancak gerçekten kızdığımız filan yok. taktik yaparak caydırmaya çalışıyoruz. bağırıyoruz, kızıyoruz güya. bana mısın demedi sıpa. ama bu ayda yılda bir olan bir şey. her neyse, ev sahibi gecenin bir yarısı dayandı kapımıza. benim öfke kontrolüm zayıf olduğundan, adama bir an evvel yol vermek için hiçbir şey söylemedim. eh bizi aldı bir rahatsızlık. çocuğun sesi çıkınca tedirgin oluyoruz resmen.
efendim gel zaman git zaman, yine bir akşam saat 10 gibi, bizimki bu sefer kapıları çarpmaya başladı. kucağımıza aldığımız zaman kendini yırtıyor, salya sümük. ciddi ağlıyor, morarıyor filan. bırakır bırakmaz da gidiyor bir kapıyı çarpıyor. bu sefer ikna etmeye, dikkatini başka yöne çekmeye çalışıyoruz. artık daha tecrübeliyiz. bir süre sonra başarıyoruz da. tam çocuğun poposunu yıkamak için kucağıma aldığımda telefon çalıyor. arayan ev sahibi. ekranda ismi görür görmez sinirim boşanıyor. sakin kalmaya çalışarak açıyorum. başlıyor. "apartman olarak çok rahatsızız, alttakiler de şikayetçi, bu ne gürültü." ben yine sakin kalmaya çalışarak, "girdiğimizde, kapıların anahtarlarını vermenizi söyledik, tekrar hatırlatmamıza rağmen, vermediniz." filan bir şeyler geveliyorum. "tamam bulacağım ben..." filan gibi bir şeyler gevelerken de yüzüne kapatıyorum. az sonra kapı çalıyor gelen ev sahibi, elinde bir tomar anahtar. tomarı alıp suratına çarpıyorum kapıyı. çarpmasam elimden bir kaza çıkacak.
ertesi akşam alt komşuya iniyorum. rahatsız olup olmadıklarını, rahatsızsalar neden bana söylemediklerini soruyorum. rahatsız olmadıklarını, bir önceki gece onların da ev sahibi olan şerefsizin, telefonla aradığını, kapı çarpılmasını duyup duymadıklarını sorduğunu ve duyduk dediklerini söylüyor. bu sefer adam bunlara, çıkın da söyleyin rahatsızlığınızı diyor. alt komşu, sesi duyduklarını ama rahatsız olmadıklarını söylüyor. böylece de iş başa düşünce benim eve geldiğini öğreniyor.
bu akşam kira ödemek için gitmek zorunda kaldım. ev sahibi "şu meseleyi de konuşalım istiyorum" dedi, "konuş" dedim. başladı, şu saatten şu saate ses geldi. ben sabrettim, ayağımı çekip oturdum (ne demekse) ama bir süre sonra bir sorun olduğunu düşündüm, kötü bir niyetim yoktu. oğlunuz evi yıksa da sorun değil, ona kimse bir laf söyleyemez." ben de ona benim kapıma dayanma hakkı olmadığını söyledim. (ilk raunt sakinim). "geçen akşam da çok geç saatte, o kadar kapı çarpıldı, herkes rahatsız oldu, ben geldim" e dedim, ben sordum millete kimse rahatsız olmamış (yalan, alt komşunun altına sormamıştım. bu akşam yaşanan olaydan sonra sordum, böyle bir şeyden haberleri bile olmadığını, gürültü filan da duymadıklarını söylediler.) "hayır" dedi ev sahibi "ben merdivenden çevirdim insanları. ben yaşlı başlı insanım. yüzüme kapı çarpman ağrıma gitti." ben: "evimi basar gibi gecenin bir yarısı kapıma dayanırsan bir reaksiyon alacağın kesin. o kadarla kaldığına dua et. niye geliyorsun kapıma?" (öfke level 2) ev sahibi: "çocukla baş edemiyorsun, benden soracağın bir şey vardır belki." ben: "sormam da soracak olsam da ben gelirim, sen niye geliyorsun." ev sahibi: "peki bu çocuk kapıları çarpınca sen ne yapıyorsun" ben: "ikna etmek için çabalıyorum, ters çıktığımda ters tepiyor, çocuk inat" ev sahibi: "peki senin arabanın kapısını çarpsa, yine bir şey demez misin?" ben: "yapıyor zaten, aynı yöntemle savuşturmaya çalışıyorum. ama sen de tutarlı ol, sorun evinin kapısına zarar gelmesi anlaşılan. üstelik de iki yaşında bir çocuk. başta, çocuktur yapar, ona kimse bir şey diyemez, diyordun?" ev sahibi: "e bu çocuk gündüzleri hiç kapı çarpmıyor." (gündüzleri bakıcısı yanında. alt metin: çocukla baş edemiyorsun. satır arası: ebeveynliğinize laf ediyorum.) (öfke level: 165) öfke kontrolüm olmadığı için oradan ayrılmam lazım. ben: "ya başlatma evinden de, çıkıyorum ben daireden. sen de gir şimdi içeri daha konuşma" deyip evime gittim.
olay bundan ibaret, kendimi dibine kadar haklı görüyorum.
not: adamın iki çocuğu var. oğlu bir yıldır bir kez bile gelmedi yanlarına. kızı ise bir haftalığına geldi. tahmin edin ne zaman. bunlar evde yokken, bir hafta kaldı, tatilini yaptı, bunlar gelmeden bir gün önce de bastı gitti. insan bir gün daha bekler ailesini görür diyeceğim. bunların yüzünü kim görmek ister. anne-babalık dersini bu tip bir aileden mi alacağım.
0
Biraz okudum. Kiranı elden ödüyorsun peki, kira yasal limitin altında mı ki elden ödüyorsun?
0
gidişat hırgür olacak gibi gözüküyorum.yerinde olsam ev sahibi ilk sağlam hata yapınca (gürültüdür çöptür halıdır )sen kapıya dayanıp sağlam bi çemkir ama gözünü kararttığını da hissetir.mahkemeye verecem derse de elinden geleni ardına koyma modunda ayrıl ki mahkeme bitene çok zaman geçer.
0
iki tarafta haklı ama senin haklılık oranın biraz daha düşük. çocuk yetiştirmede sıkıntı olabilir adam haklı gibi sanki canavar gibi o ne !
0
@subseven: adresi ver geliyorum.
@drip: kontratta yazıyor tam kira. ama kimsenin haberi yok. bankadan ödemediğim için, bu adam vergi de vermiyor. o kanaldan malına kast edebilirim.
@itisw: ev bulur bulmaz çıkacağım. kendimi kaybetmekten çekiniyorum.
@drip: kontratta yazıyor tam kira. ama kimsenin haberi yok. bankadan ödemediğim için, bu adam vergi de vermiyor. o kanaldan malına kast edebilirim.
@itisw: ev bulur bulmaz çıkacağım. kendimi kaybetmekten çekiniyorum.
0
@drip: işte sorun da orada, aklımda kendimi haklı çıkaracak bin tane argüman var ama o kadar öfkeliyim ki bunları sakin bir dille anlatamıyorum. ters bir şeyler yapmamak için hemen olay yerinden kaçıyorum. kaçınca da içimde kalıyor söylemek istediklerim.
0
Sonuna kadar okudum tüm levelleri geçtim :)öfkenizken çekinir gibi oldum hatta ama ''kendimi dibine kadar haklı görüyorum'' cümlenizden sonra yazmak istedim ki, %90 siz haksızsınız,%10 ev sahibi.
0
Eleştri bekliyorum demişsiniz o yüzden yazıyorum.Siz haksızsınız.Gürültüden rahatsız olan insan her saatte kapıya gelir.Siz saatin geç olduğunu düşünüyorsanız gürültü yapmamanız lazım zaten.(Genel söylüyorum, gürültüyü siz değil çocuğunuz yapıyormuş zaten.) Ayrıca ev sahibine tutumunuz yanlış.Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla ters bir davranışı olmamış size karşı.Öfke kontrolü ve objektif düşünme diyorum.
0
yok çocuk. tamam büyütmek kolay değildir ama ne bileyim görüyorum büyütenlerden bu tip sorunları çözüyorlar bir şekilde yani çok hırçın olmuş çocuk sürekli bir şeyi çarpma filan. bu arada yetiştirmede sıkıntı olabilir demişim biraz yanlış olmuş o pardon tırnak içinde doğrusunu yazayım'' kiracı-ev sahibi olayından çok evebeyn-çocuk olayı gibi sizin olay ''çocuğun davranışları sebep olmuş olaya özetle sürekli bu kadar hırçın olmaması lazım
0
@buzbebek: yazılı ortamda sakin kalmayı başarabiliyorum genelde. neden %90 ben haksızım.
@grgn: oğlum iki yaşında. elbette zaman zaman azıp gürültü çıkaracak. bu apartman hayatının bir gerçeği. süreğen bir gürültü yok. 12 ayda iki kez olmuş. bunu yapan yetişkin insanlar değil. dolayısıyla, ben bunu taciz olarak değerlendiriyorum. evde sürekli diken üstündeyim, en ufak gürültü çıkardığında sinirleniyorum. bu işin normali, çocuğu gürültü yapan evi diğer komşuların rahatlatmasıdır. ben tüm oturduğum evlerde bunu yaptım, komşularımın tamamından da bunu gördüm. ayda yıl bir misafirin geldiğinde gürültü çıkar. bundan normal bir şey yok, komşun hemen eve gelip çemkirirse sen ne yaparsın? haydi desem ki bizim ev sürekli böyle o da yok. ha şunu da ekleyeyim. biz bir yıl boyunca oğlumdan kat kat yaramaz ve yaygaracı ikizlere yan komşuluk yaptık. hatta oğlum daha yeni doğduğunda, uyku düzeni tutmamışken de orada oturuyorduk. bir kez bile kapı çalıp, şu oğullarınız gürültü yapmasın da bizimki uyusun demedik. böyle bir saçmalık aklımıza gelmedi. saçma çünkü. bu saçmalığın yapan insana öfkelenirim.
@grgn: oğlum iki yaşında. elbette zaman zaman azıp gürültü çıkaracak. bu apartman hayatının bir gerçeği. süreğen bir gürültü yok. 12 ayda iki kez olmuş. bunu yapan yetişkin insanlar değil. dolayısıyla, ben bunu taciz olarak değerlendiriyorum. evde sürekli diken üstündeyim, en ufak gürültü çıkardığında sinirleniyorum. bu işin normali, çocuğu gürültü yapan evi diğer komşuların rahatlatmasıdır. ben tüm oturduğum evlerde bunu yaptım, komşularımın tamamından da bunu gördüm. ayda yıl bir misafirin geldiğinde gürültü çıkar. bundan normal bir şey yok, komşun hemen eve gelip çemkirirse sen ne yaparsın? haydi desem ki bizim ev sürekli böyle o da yok. ha şunu da ekleyeyim. biz bir yıl boyunca oğlumdan kat kat yaramaz ve yaygaracı ikizlere yan komşuluk yaptık. hatta oğlum daha yeni doğduğunda, uyku düzeni tutmamışken de orada oturuyorduk. bir kez bile kapı çalıp, şu oğullarınız gürültü yapmasın da bizimki uyusun demedik. böyle bir saçmalık aklımıza gelmedi. saçma çünkü. bu saçmalığın yapan insana öfkelenirim.
0
ev sahipleri her zaman biraz cinstir ama büyütülecek bir sorun göremedim ben. kapıyı yüzüne çarparak ilk safhada siz haksızlık etmişsiniz. asıl sorun öfke kontrolü meselesi olabilir sizin de söylediğiniz gibi ve şuradan da anlaşılacağı üzere "@subseven: adresi ver geliyorum."
bir de ebeveynliğine laf etmek, namusuna küfretmek gibi tepki görüyor bizim millette, büyütmeyin. herkes çocuk yetiştirmeyi çok iyi bildiğini sandığından size akıl-fikir vermek için hiç bir fırsatı kaçırmazlar, duymazdan gelin.
bir de ebeveynliğine laf etmek, namusuna küfretmek gibi tepki görüyor bizim millette, büyütmeyin. herkes çocuk yetiştirmeyi çok iyi bildiğini sandığından size akıl-fikir vermek için hiç bir fırsatı kaçırmazlar, duymazdan gelin.
0
yazdıklarınız ve yorumlardan anlaşılıyor ki, zaten kendiniz de söylüyorsunuz sinirli bi yapınız var. kvılcımı aleve çevirebilecek düzeydesiniz. hani siz de farkındasınız öfkeyle ilgili sıkıntılarınızın olduğunun hala ev sahibi şöyle böyle olayına getiriyorsunuz olayı.
yaptığınız gürültüyü tölere edememiş olabilir, saygısızlık edip geç saatte kapınıza dayanmış olabilir ama sizin verdiğiniz tepkiler, kendinizi haksız gösteren tepkiler.
en azından bu yazdıklarınızdan bu görülebiliyor. biraz kendinize dışarıdan bakmaya çalışın.
yaptığınız gürültüyü tölere edememiş olabilir, saygısızlık edip geç saatte kapınıza dayanmış olabilir ama sizin verdiğiniz tepkiler, kendinizi haksız gösteren tepkiler.
en azından bu yazdıklarınızdan bu görülebiliyor. biraz kendinize dışarıdan bakmaya çalışın.
0
finish him. adam haksız da sende çocuk olayında haksızsın bi yardım falan al çocuk için. öyle kapı çarpması ağlama vs ile kimse rahatsız olmaz gençler çocuk bu
0
@gündüz m: çocuğumuz yokken biz de bu konuda çok ahkam kestik (kötü anlamda söylemiyorum) ama olunca daha bir anladık. bu arada süreğen bir durum yok. çocuk sürekli oradan al buraya çarp, ona bağır bunu kır durumunda değil. şu anda azı dişlerinin sonuncuları çıkıyor. iki yaşında bir çocuk ne olduğunu bilmediği bir acının içerisinde. hırçınlaşıyor doğal olarak. ve inat olduğu için de teskin olmuyor. 12 ayda iki kez bu çapta olay oldu. ikisinde de kapımda ev sahibi. dellenmeyeyim de ne yapayım.
gördüğünüz gibi çocuk olunca düşünmeniz gereken çok fazla değişken işin içine giriyor. bu insanlar da çocuk büyütmüşler, ben çocuğum olmadan bile bu kadar anlayışsız değilim. mantıksızlığa öfkeleniyorum sadece. ve iki yaşında bir çocuktan mantıklı hareket etmesini bekleyen bir yetişkin en büyük mantıksızlığın içine düşmüştür bence.
gördüğünüz gibi çocuk olunca düşünmeniz gereken çok fazla değişken işin içine giriyor. bu insanlar da çocuk büyütmüşler, ben çocuğum olmadan bile bu kadar anlayışsız değilim. mantıksızlığa öfkeleniyorum sadece. ve iki yaşında bir çocuktan mantıklı hareket etmesini bekleyen bir yetişkin en büyük mantıksızlığın içine düşmüştür bence.
0
@demet: adres ver geliyorum, sadece şakaydı.
@dahin: öfke kontrolü evet bir sorun. verdiğim tepkiler aşırı. daha yumuşak bir şekilde halledebilirdi bir başkası. ama tüm bu değişiklikler ev sahibimin terbiyesiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
@mr fusion: tam anlamadım ne demek istediğinizi ama çocuk yetiştirirseniz, bunun gayet normal olduğunu anlarsınız. çocuğun doğduğundan itibaren temel iletişim aracı ağlamak. kelimeler yetmeyince de ağlamaya başlar zaten. sonraki hayatımızda da böyle değil mi zaten. sözler tükendiğinde göz yaşları devreye girer.
@dahin: öfke kontrolü evet bir sorun. verdiğim tepkiler aşırı. daha yumuşak bir şekilde halledebilirdi bir başkası. ama tüm bu değişiklikler ev sahibimin terbiyesiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
@mr fusion: tam anlamadım ne demek istediğinizi ama çocuk yetiştirirseniz, bunun gayet normal olduğunu anlarsınız. çocuğun doğduğundan itibaren temel iletişim aracı ağlamak. kelimeler yetmeyince de ağlamaya başlar zaten. sonraki hayatımızda da böyle değil mi zaten. sözler tükendiğinde göz yaşları devreye girer.
0
objektif bir şekilde okuduğumda ilk olarak büyük oranda haksızlık sende, onu da geçtim saygısızlık senden gelmiş. adamın niyeti seni taciz etmek mi değil mi onu bile bilmiyor, varsayıyorsun. sen yaptığın sesi duymuyorsun belki, ama belli ki ev sahibin duyuyor ve rahatsız oluyor, sen senede 2 defa olduğunu sanıyorsundur sadece. alt komşu, üst komşu öyle demiyo ev sahibi yalancı olaylarını geçmek gerekli, komşular hep öyledirler-eski komşuluklar kalmadı. ev sahibi gider sorar evet duyduk, rahatsız olduk der, siz gidersiniz yok duymadık derler, birlikte gidersiniz baskın ve çekinilecek kişi kimse ona bulaşmak istemediklerinden duymak istediklerini söylerler.
basit ve net bir şekilde sinirlerine hakim olamayan, kendini hep haklı gören bir insansın. ha tabii ki tek haksız sen değilsin, ev sahibin olacak adamın anlayış göstermesi lazım, çocuk bu yahu ses yapar, sanki yetişkin bir bireyden bahsediyor hey allahım. 2 yaşındaki çocuğu kontrol etmek sanki çok kolaymış gibi bik bik ötmüş adam.
basit ve net bir şekilde sinirlerine hakim olamayan, kendini hep haklı gören bir insansın. ha tabii ki tek haksız sen değilsin, ev sahibin olacak adamın anlayış göstermesi lazım, çocuk bu yahu ses yapar, sanki yetişkin bir bireyden bahsediyor hey allahım. 2 yaşındaki çocuğu kontrol etmek sanki çok kolaymış gibi bik bik ötmüş adam.
0
Sorun tam olarak çocuğunuzun hırçınlığı değil aslında. Nasıl ki siz ev sahibinizin ebeveynliğinize laf çarpmasından rahatsız olduysanız; o da kapıyı yüzüne çarpmanıza alınmış bu belli. Sanırım yaşça da sizden büyük epey. Gürültü az veya çok, bir kere veya on kere olmuş, farketmez. Rahatsızlık verdiyseniz, alttan almak zorunda olan çocuğunuz adına sizsiniz. Bu yüzden bir kere haksızsınız. Yalan söyleyerek kendinizi savunmuşsunuz, kapıyı yüzüne kapatmışsınız, ''sen de gir şimdi içeri daha konuşma'' diye adamı kendi evinde azarlamışsınız... %90. Ev sahibiniz de alt komşunuzu kışkırtmaya çalıştığı için haksız. Sanırım yalnız bir adam bir tek uğraşacak kiracıları var e size sarıyor doğal olarak. Bu yüzden o da %10 haksız.
Yazdıklarınıza bakarak bu şekilde düşünüyorum.
Yazdıklarınıza bakarak bu şekilde düşünüyorum.
0
@madyb: beyaz bir yalan söyledim de onu da doğrulattım daha sonra. ev sahibi bana diyor ki "iki alt komşu merdivenden sana geliyordu. ben durdurdum." söylediği komşuya gidiyorum: "benim böyle bir şeyden haberim bile yok" diyor. benim altımdakilerin durumunu söyledim zaten. devam edeyim. insan kendinden hareket ediyor. onlara gelen misafirler defalarca, bizim zili çaldılar, kimisinde oğlum uyandı, kimisinde uyanıktı. en az beş sefer. bir kez bile kabalık yapmadım kimseye. yine misafirleri, iki araçlık yere yanlamasına park etti, ses çıkarmadım. bunlar olabilecek şeyler. her şey için karşı tarafı taciz edeceksek beraber yaşama kültürü nerede. öfkeliyim evet, iki yaşında çocuk için evimde beni taciz eden olursa bir şekilde cevap alır.
0
dostum sonuna kadar haklısın. yani o kadar haklısın ki söyleyecek kelime bulamıyorum. neyse ki sinirlerine hakim olmuşsun. yani o adamın gırtlağına nasıl sarılmamışsın tebrik etmek lazım seni.
kira sözleşmeniz de daha süre varsa taşınmak için acele etme. kafana göre güzel bir yer bulmalısın.
sakın gaza gelip de ufaklığa kızıp bağırmayın yahu çocuk bu yapacak böyle şeyler, yapmasa bir anormallik var. öğreniyor, zeki çocuk olacak belli ;)
kirayı ödemek için muhattap olmayın bence eft yapın gitsin ne diye o meymenetsizin yüzünü görüyorsunuz ki. eğer ki sözleşme varsa düşük bir miktardan o parayı ödeyin aklı başına gelsin bir şey derse nereye şikayet ediyorsanız edin dersiniz. ya da siz bu ev sahibi benden haksız kazanç elde ediyor dersiniz.
kendine ve sinirlerine hakim ol dostum.
bizim yazlıkta vardı böyle bir amca karşı villadan.ben arabayı park ettim benim ufak kardeş de indi yerde kozalak var ona bir tekme attı adamların evinin önüne gitti. neyse adam bahçede oturuyor yerinden kalktı yürüdü kapıyı açtı kozalağı aldı çöp kutusuna yürüdü sonra attı bunları yaparken de bana tip tip bakıyor. hey allam dedim ... amca bu kadar sinirli stresli olma bak çok yaşamazsın yaşlılığın tadını çıkar dedim. tip tip baktı söylene söylene gitti. adam her şeyden şikayetçi top kaçsa keser belediyeye şikayet eder, bir kere eviniz kaçakmış diye belediyeden birileri geldi düşünün artık.dedik kim şikayet etti bizi öğrendik onu da bizim meymenetsiz etmiş. neyse 1buçuk yıl falan geçti adam kalp krizi geçirdi sonra da felç kaldı. uzattım konuyu anladınız siz. o yaza kadar ne çoluğu çocuğu gelirdi, geldiler sonra ama evi satmak için. Bu tip insanlardan nefret ediyorum direk yok edilesi insanlar. Allah sabır versin.
kira sözleşmeniz de daha süre varsa taşınmak için acele etme. kafana göre güzel bir yer bulmalısın.
sakın gaza gelip de ufaklığa kızıp bağırmayın yahu çocuk bu yapacak böyle şeyler, yapmasa bir anormallik var. öğreniyor, zeki çocuk olacak belli ;)
kirayı ödemek için muhattap olmayın bence eft yapın gitsin ne diye o meymenetsizin yüzünü görüyorsunuz ki. eğer ki sözleşme varsa düşük bir miktardan o parayı ödeyin aklı başına gelsin bir şey derse nereye şikayet ediyorsanız edin dersiniz. ya da siz bu ev sahibi benden haksız kazanç elde ediyor dersiniz.
kendine ve sinirlerine hakim ol dostum.
bizim yazlıkta vardı böyle bir amca karşı villadan.ben arabayı park ettim benim ufak kardeş de indi yerde kozalak var ona bir tekme attı adamların evinin önüne gitti. neyse adam bahçede oturuyor yerinden kalktı yürüdü kapıyı açtı kozalağı aldı çöp kutusuna yürüdü sonra attı bunları yaparken de bana tip tip bakıyor. hey allam dedim ... amca bu kadar sinirli stresli olma bak çok yaşamazsın yaşlılığın tadını çıkar dedim. tip tip baktı söylene söylene gitti. adam her şeyden şikayetçi top kaçsa keser belediyeye şikayet eder, bir kere eviniz kaçakmış diye belediyeden birileri geldi düşünün artık.dedik kim şikayet etti bizi öğrendik onu da bizim meymenetsiz etmiş. neyse 1buçuk yıl falan geçti adam kalp krizi geçirdi sonra da felç kaldı. uzattım konuyu anladınız siz. o yaza kadar ne çoluğu çocuğu gelirdi, geldiler sonra ama evi satmak için. Bu tip insanlardan nefret ediyorum direk yok edilesi insanlar. Allah sabır versin.
0
@buzbebek: sorun çocuğumun hırçınlığı değil evet, anlayışsız bir adamın, sırf oturduğum evin sahibi olduğu için benim de sahibim olduğuna inanması ve bana bir şeykeri dikte etmeye çalışması. bir yetişkin olarak benim yaptığım gürültüye tepki vermesini anlarım, özür dilerim. ama çocuk bu yahu. çocuk. hatta bebek diyoruz bu yaşta olanlara. dahası atlanan bir nokta var. sorun gürültü filan değil. evime zarar mı veriyorlar. zarar veriyorsam, çıkarken karşılığını alırsın ya da alamazsan hukuki mercilere başvurursun. benim evimin içine karışamazsın.
0
@monkey: üstat, allah razı olsun. ben de bu kadar sessiz sakin lafımı sokup köşeme çekilip kalmayı becerebilirim bir gün inşallah. hep kendime zarar biliyorum.
0
duyuru da ne çok rızkı dar insan varmış bunu gördük, bebekten bahsediyoruz.ne yapıcaz çocuğun ağzını mı bantlıcaz. ağlayacak bu çocuk hasta olsa da ağlayacak bir şey istese de ağlayacak. hem ayrıca ev sahibi olunca kapının hasar görüp görmemesini mi takipleyecek bu adam oldu olacak kamera koysun evini izlesin.kapı kırılsa yenisi takılır neyse parası ödenir bu kadar basit. malı kıymetli olan insanlardan her zaman nefret etmişimdir Allah ıslah etsin böyle tipleri. rızkı dar malı kıymetli. evden çıkarken kapıyı kırın da çıkın lütfen.
0
Kendini dibine kadar haklı görmesen böyle bir skandal yaratmazdın zaten, orası normal..
%90-%10 olayına katılıyorum. hatta %5 desen de içim acımaz.
Çocuğun evde gürültü yapıyor. Bu ağlamak, öksürmek vs. gibi çocuk doğasıyla ilgili bir gürültü de değil. Adam gelip "sustur şu çocuğunu, ağlamasından kafam şişti" derse, sağlam şerefsizdir. Geberesidir. Ama çocuk kapıları çarpıyorsa, sen de buna mani olmuyor yahut olamıyorsan, durum da senin tarzından kaynaklanıyorsa; adam, senin çocuk yetiştirme metodlarının sebep olduğu gürültüyü dinlemek zorunda değil. Yılda 1 veya 2. Bu doğal bir şey. "Huysuz bunak" olmasına gerek yok adamın. MESELA, çocuğun kapıyı çarpmasına mani olamıyorsan, kapının arasına bir şey sıkıştırır yahut kapının çarpacağı yere kağıt havlu rulosu, kırlent vs. darbeyi emecek, gürültüyü engelleyecek bir şeyler yapıştır, bantla, as falan.. Çocuğuna nasıl eğitim vereceğine, çocuğa zarar vermedikçe, kimse karışamaz fakat gürültünün sorumluluğunu reddedemezsin. "Çocuğu ikna edemiyorum, yapıyor işte" demek saçma olur bu durumda. Zira adı üstünde, o çocuk. Sorumluluğu sana ait. Yok illa ki "çocuk ikna olmuyor" diyeceksen, çocuğu evsahibinin karşısına koy, aralarında çözsünler istiyorsan :)
Öte yandan, adam gürültüden rahatsız olmuş kapına gelmiş, bu gayet normal bir şey. Apartmanda yaşıyorsunuz. Mektup mu yazmalıydı? Yukarda biri yazmıştı, saatin kapıya gelmek için geç olduğunu düşünüyorsan, adamı rahatsız etmek için de geç bir saattir. (Hoş gürültünün erkeni geçi fark etmez ama gündüz dışardan gelen sesler daha yüksek olduğundan apartman içinden gelecek sesler daha az gelir, onu kast ettim.)
-> Kapıya gelmesini taciz olarak yorumlamışsın, çocuğun yarattığı gürültüye mani olmayarak, ebeveynler olarak esas siz evsahibini taciz ediyorsunuz bu durumda.
Alt kattakilerin şikayetçi olmaması bir şey değiştirmez. Belki pısırıktırlar, sorunca utanmışlardır, belki kendi çocukları da çok gürültücüdür, "halden" anlıyorlardır, belki de "çocukları var neyse boşver" demişlerdir. Bu, evsahibine de gürültünüze katlanmak zorunluluğu getirmez.
Telefonu yüzüne kapatmak, kapıyı suratına çarpmak, posta koymak vs. de nasıl bir insan nasıl bir komşu olduğunuzu gösteriyor ki hakikaten subseven'ın dediği doğru..("yazık adama.. senin gibi çirkef bir kiracıya denk gelmiş. tamamen haksızsın.")
Şudur budur, öfke kontrolünün olmadığını söylemişsin. Çocuk bu asabiyeti, söz dinlememeyi, durmamayı senden almış olabilir mi bu arada? :)
Ayrıca, çocuklarının gelmesi gitmesi görmesi görmemesinin seninle bir ilgisi yok. Bir de kirayı bankaya yatırmayı teklif ettin de kesin olarak reddedip, mutlaka elden vermen gerektiğini söylemediyse, sen de ortaksın bu konuya. Başka bir mevzu yüzünden, adamı bu yoldan şikayet etmen, iyi niyet gösterecek bir hareket olmaz. Hukuki olabilir ama ahlaki değil..
Not: "Evsahibi" diye belirttiğin için "evsahibi" ifadesini kullandım ben de. Yoksa herhangi bir komşu olabilir bu. Bir şeyi değiştirmez.
-> -> Ki ayrıca adam evsahibi olduğundan "kapılarımı mahvettiniz, evimi mahvettiniz" falan diye de çıngar çıkarabilirdi. Haksız bir endişe de olmazdı bu. Bu bile başlı başına adamın iyi niyetli olduğunu gösteriyor. Tamamen senin ihmalkarlığın/tedbirsizliğin..
Sözlük ve duyurunun atmosferine binaen, çocuk yetiştirme tarzına da söylenecek bir iki sözüm var ama benim de çocuğum yok. Belli ki çocuk sahibi olmayanın yorumlarını takmıyorsun :)
Bari en azından çocuğu bir doktora göster..
%90-%10 olayına katılıyorum. hatta %5 desen de içim acımaz.
Çocuğun evde gürültü yapıyor. Bu ağlamak, öksürmek vs. gibi çocuk doğasıyla ilgili bir gürültü de değil. Adam gelip "sustur şu çocuğunu, ağlamasından kafam şişti" derse, sağlam şerefsizdir. Geberesidir. Ama çocuk kapıları çarpıyorsa, sen de buna mani olmuyor yahut olamıyorsan, durum da senin tarzından kaynaklanıyorsa; adam, senin çocuk yetiştirme metodlarının sebep olduğu gürültüyü dinlemek zorunda değil. Yılda 1 veya 2. Bu doğal bir şey. "Huysuz bunak" olmasına gerek yok adamın. MESELA, çocuğun kapıyı çarpmasına mani olamıyorsan, kapının arasına bir şey sıkıştırır yahut kapının çarpacağı yere kağıt havlu rulosu, kırlent vs. darbeyi emecek, gürültüyü engelleyecek bir şeyler yapıştır, bantla, as falan.. Çocuğuna nasıl eğitim vereceğine, çocuğa zarar vermedikçe, kimse karışamaz fakat gürültünün sorumluluğunu reddedemezsin. "Çocuğu ikna edemiyorum, yapıyor işte" demek saçma olur bu durumda. Zira adı üstünde, o çocuk. Sorumluluğu sana ait. Yok illa ki "çocuk ikna olmuyor" diyeceksen, çocuğu evsahibinin karşısına koy, aralarında çözsünler istiyorsan :)
Öte yandan, adam gürültüden rahatsız olmuş kapına gelmiş, bu gayet normal bir şey. Apartmanda yaşıyorsunuz. Mektup mu yazmalıydı? Yukarda biri yazmıştı, saatin kapıya gelmek için geç olduğunu düşünüyorsan, adamı rahatsız etmek için de geç bir saattir. (Hoş gürültünün erkeni geçi fark etmez ama gündüz dışardan gelen sesler daha yüksek olduğundan apartman içinden gelecek sesler daha az gelir, onu kast ettim.)
-> Kapıya gelmesini taciz olarak yorumlamışsın, çocuğun yarattığı gürültüye mani olmayarak, ebeveynler olarak esas siz evsahibini taciz ediyorsunuz bu durumda.
Alt kattakilerin şikayetçi olmaması bir şey değiştirmez. Belki pısırıktırlar, sorunca utanmışlardır, belki kendi çocukları da çok gürültücüdür, "halden" anlıyorlardır, belki de "çocukları var neyse boşver" demişlerdir. Bu, evsahibine de gürültünüze katlanmak zorunluluğu getirmez.
Telefonu yüzüne kapatmak, kapıyı suratına çarpmak, posta koymak vs. de nasıl bir insan nasıl bir komşu olduğunuzu gösteriyor ki hakikaten subseven'ın dediği doğru..("yazık adama.. senin gibi çirkef bir kiracıya denk gelmiş. tamamen haksızsın.")
Şudur budur, öfke kontrolünün olmadığını söylemişsin. Çocuk bu asabiyeti, söz dinlememeyi, durmamayı senden almış olabilir mi bu arada? :)
Ayrıca, çocuklarının gelmesi gitmesi görmesi görmemesinin seninle bir ilgisi yok. Bir de kirayı bankaya yatırmayı teklif ettin de kesin olarak reddedip, mutlaka elden vermen gerektiğini söylemediyse, sen de ortaksın bu konuya. Başka bir mevzu yüzünden, adamı bu yoldan şikayet etmen, iyi niyet gösterecek bir hareket olmaz. Hukuki olabilir ama ahlaki değil..
Not: "Evsahibi" diye belirttiğin için "evsahibi" ifadesini kullandım ben de. Yoksa herhangi bir komşu olabilir bu. Bir şeyi değiştirmez.
-> -> Ki ayrıca adam evsahibi olduğundan "kapılarımı mahvettiniz, evimi mahvettiniz" falan diye de çıngar çıkarabilirdi. Haksız bir endişe de olmazdı bu. Bu bile başlı başına adamın iyi niyetli olduğunu gösteriyor. Tamamen senin ihmalkarlığın/tedbirsizliğin..
Sözlük ve duyurunun atmosferine binaen, çocuk yetiştirme tarzına da söylenecek bir iki sözüm var ama benim de çocuğum yok. Belli ki çocuk sahibi olmayanın yorumlarını takmıyorsun :)
Bari en azından çocuğu bir doktora göster..
0
@monkey sen de o yaşa geldiğinde sen de "yok edilesi" olursun dostum. sürekli çocuk bu çocuk bu deyip duruyoruz da bu da yaşlı bir adam anladığım kadarıyla. tölerans gösterilmeli, çok da tepemize çıkarmadan tabii. oğlunun gelmesi, kızının gitmesi bizi ilgilendirmez, bu biraz dedikoduya giriyor. tıpkı sizin çocuğunuzu nasıl yetiştirdiğinizin onu ilgilendirmemesi gibi.
bizim üst katımızda çocuklu bir aile oturuyordu, kendi yaptıkları gürültü yetmezmiş gibi (yüksek sesle konuşmalar, televizyonun sesini sonuna kadar açmalar, gece vakti paldır küldür merdiven çıkmalar) çocuklarının koşturması etmesi de cabasıydı. bir şey dediğimizde de efendim "çocuk bu napalım..." gibi şeyler söylüyorlardı. kendi yaptıkları gürültüyü de çocuk bahanesiyle örtbas ediyorlardı ya da belki kendi yaptıkları gürültünün farkında bile değillerdi bilmiyorum. neyse işte çocuklu komşuya tövbe ettik o gün bu gündür. umarım sizde de böyle farkında olmadığınız bir durum yoktur.
bizim üst katımızda çocuklu bir aile oturuyordu, kendi yaptıkları gürültü yetmezmiş gibi (yüksek sesle konuşmalar, televizyonun sesini sonuna kadar açmalar, gece vakti paldır küldür merdiven çıkmalar) çocuklarının koşturması etmesi de cabasıydı. bir şey dediğimizde de efendim "çocuk bu napalım..." gibi şeyler söylüyorlardı. kendi yaptıkları gürültüyü de çocuk bahanesiyle örtbas ediyorlardı ya da belki kendi yaptıkları gürültünün farkında bile değillerdi bilmiyorum. neyse işte çocuklu komşuya tövbe ettik o gün bu gündür. umarım sizde de böyle farkında olmadığınız bir durum yoktur.
0
@monkey: onu yapabilir miyim bilmiyorum. öfke anında olması lazım. bir de ben çok dikkatliyimdir. bir sürü puzzle'ımız var bir tanesini bile asmadım, çivi çakmayayım diye. onca duvarda sadece mantar panom asılı, oda 3m marifetiyle hazırlanmış, şu boyaya zarar vermeyen zamazingolardan. zaten hayvani dikkat ediyorum. içeride ben oturuyorum diye yaptığım büyük tadilatları bile kiradan düşmek gibi bir taleple ev sahibinin kapısına uğrayan bir insan değilim. eşim kızıyor bu yönüme. aslında damarıma basılmazsa şeker gibi kiracıyım. bankadan alsa kirayı otomatik eft talimatıyla hallederim. şimdi şehir dışında filan olursam bir kaç gün geç getiriyorum. sempozyum için şehir dışındaydım, o yüzden geç getirdim ve bu yüzden tüm öfkeme rağmen gayet ezik gitmiştim adamın kapısına. ama üsteliyor işte. bırak beni kendi halime. yok. illa damarıma basacak.
0
@lazor: çocuk kapıyı çarpmaya başladığında, evet öncelikle panikledik ve nasıl bir strateji geliştireceğimizi düşündük. kapı çarpma hadisesi birkaç kez gerçekleştikten sonra ikna ve dikkat dağıtma metoduyla onu uzaklaştırdık. ancak yeterli olmayınca, söylediğin gibi kapılara havlu sıkıştırarak gürültü çıkmasını engelledik. o da oyunu bittiği için vazgeçti. ki zaten kaka yapmıştı. biz yıkamak için banyoya giderken telefon çaldı. yani son kapı çarpılmasının üzerinden beş-on dakika geçmişti.
"çocuğu ikna edemiyorum, yapıyor işte" demek hiç de saçma olmaz. çocuğu olmayanları gerçekten takmıyorum, hatta çocuğu olmayan padagogları da takmıyorum. o konuda haklısın. bu jokey at meselesi değil. gerçekten de sahaya çıkmış olman gerekiyor. ayrıca çocuktan çocuğa da fark var. hatta aynı ebeveynin farklı çocukları arasında bile fark var. bunu bile fark edemeyenlere ne desem az.
defaaten söylüyorum. sürekli tekrarlayan bir durum için kapıya gelmekte bir beis görmüyorum. ancak tekil olaylar için kapıma dayanan insanı affetmem, kovarım. orası benim kapım, onun değil.
çocuğun susturmakta başarılı olmanın çeşitli yolları var. ben kendi yöntemimi tercih ediyorum. çünkü kalıcı etkii yaratan bu. çocuk ikna edilmezse, havlu sıkıştırmak gibi yöntemlerle, sadece eylemin etkisi ortadan kaldırılıyor. eylemin hoş olmamasına dair mesaj verilemiyor.
alt kattakilerin şikayetçi olmaması elbette bir şeyi değiştirir. çünkü üst kattaki kendine yancı arıyor.
çocuk bu, asabiyeti de, söz dinlememeyi de benden öğrenmiştir. genetikten de almıştır, model de almıştır. eee, bununla neyi ispatlamaya çalışıyorsun.
kirayı bankaya yatırmayı kesin bir dille, ve tam üç kez teklif ettim. hepsinde de olumsuz cevap aldım. sonrak aylarda üstelemeyi bıraktım. normalde parayı eline almayıp, büyük oranda banka üzerinden kullanan bir insanım.
"kapılarımı mahvettiniz" diye de çemkiremez. çıkarken evdeki arızayı gösterir, ben girdiğimde yoksa parasını alır.
çocuk yapma. hayal kırıklığına uğrarsın.
"çocuğu ikna edemiyorum, yapıyor işte" demek hiç de saçma olmaz. çocuğu olmayanları gerçekten takmıyorum, hatta çocuğu olmayan padagogları da takmıyorum. o konuda haklısın. bu jokey at meselesi değil. gerçekten de sahaya çıkmış olman gerekiyor. ayrıca çocuktan çocuğa da fark var. hatta aynı ebeveynin farklı çocukları arasında bile fark var. bunu bile fark edemeyenlere ne desem az.
defaaten söylüyorum. sürekli tekrarlayan bir durum için kapıya gelmekte bir beis görmüyorum. ancak tekil olaylar için kapıma dayanan insanı affetmem, kovarım. orası benim kapım, onun değil.
çocuğun susturmakta başarılı olmanın çeşitli yolları var. ben kendi yöntemimi tercih ediyorum. çünkü kalıcı etkii yaratan bu. çocuk ikna edilmezse, havlu sıkıştırmak gibi yöntemlerle, sadece eylemin etkisi ortadan kaldırılıyor. eylemin hoş olmamasına dair mesaj verilemiyor.
alt kattakilerin şikayetçi olmaması elbette bir şeyi değiştirir. çünkü üst kattaki kendine yancı arıyor.
çocuk bu, asabiyeti de, söz dinlememeyi de benden öğrenmiştir. genetikten de almıştır, model de almıştır. eee, bununla neyi ispatlamaya çalışıyorsun.
kirayı bankaya yatırmayı kesin bir dille, ve tam üç kez teklif ettim. hepsinde de olumsuz cevap aldım. sonrak aylarda üstelemeyi bıraktım. normalde parayı eline almayıp, büyük oranda banka üzerinden kullanan bir insanım.
"kapılarımı mahvettiniz" diye de çemkiremez. çıkarken evdeki arızayı gösterir, ben girdiğimde yoksa parasını alır.
çocuk yapma. hayal kırıklığına uğrarsın.
0
hala şu adamı haklı göstermeyin ya. adam resmen kıl bir ev sahibi. biz de bir sürü kiracıyla muhattap oluyoruz bu durumu anlayabiliyorum. bizim kiracılar ne kadar memnunlar bizden aklın yolu aynı yere çıkıyor bu şekilde hareket ediyoruz çünkü. kimseyi sıkıştırmıyoruz laf söylemiyoruz kendi evleri gibi görüyor tüm kıracılar da. hep eski ev sahiplerini anlatıyorlar bize. bu ve benzeri durumları anlatıyorlar.
bu adamın malı kıymetli.
şu ne biçim laftır şu saatten şu saate kadar ses oldu. bunu söyleyen biri takıntılıdır kağıda bile yazmıştır. iyi niyetli konuşcak biri ne der? oğlum evladım dün gece biraz ses oldu biz yaşlı insanlarız kaldıramıyoruz biraz daha dikkatli olun olur mu der.
ama nerdee..
ayağımı çekip oturdum yani sana katlandım katlanabildiğim kadar.merdivenlerden geçenleri çevirmek ne ya adam önceden kulis yapıyor çünkü kendine güvensiz ezik. eğer ki senin bir sıkıntın varsa ona buna sormazsın gider kendin söylersin. gidin söyleyin diyor başkalarına. çocukla baş edemiyorsun ne demek? seni beceriksiz işe yaramaz göstermeye çalışıyor. adam ezik rızkı dar malı kıymetli bir tip. uzak durulası bir insan adamı sinir hastası eder böyle tipler. adamın kapım çiziliyor diye ne kadar içi gitmiştir kimbilir:).dünya malı dünyada kalır arkadaşlar siz de böyle yapmayın önemli olan gönül kırmamak.
bu adamın malı kıymetli.
şu ne biçim laftır şu saatten şu saate kadar ses oldu. bunu söyleyen biri takıntılıdır kağıda bile yazmıştır. iyi niyetli konuşcak biri ne der? oğlum evladım dün gece biraz ses oldu biz yaşlı insanlarız kaldıramıyoruz biraz daha dikkatli olun olur mu der.
ama nerdee..
ayağımı çekip oturdum yani sana katlandım katlanabildiğim kadar.merdivenlerden geçenleri çevirmek ne ya adam önceden kulis yapıyor çünkü kendine güvensiz ezik. eğer ki senin bir sıkıntın varsa ona buna sormazsın gider kendin söylersin. gidin söyleyin diyor başkalarına. çocukla baş edemiyorsun ne demek? seni beceriksiz işe yaramaz göstermeye çalışıyor. adam ezik rızkı dar malı kıymetli bir tip. uzak durulası bir insan adamı sinir hastası eder böyle tipler. adamın kapım çiziliyor diye ne kadar içi gitmiştir kimbilir:).dünya malı dünyada kalır arkadaşlar siz de böyle yapmayın önemli olan gönül kırmamak.
0
@demet: monkey'i bilmem ama ben o yaşa geldiğimde böylesi bulaşık dingilin teki olursam, direkt yok olayım.
apartman hayatında komşular mutlaka birbirlerinin seslerini duyarlar ve tolere edilmesi gereken budur. çirkeflik yapıp çemkiren insanlar değil. yılın 365 günü tepende bangır bangır müzik dinleyen insanla, ayda yılda bir evde toplantı yapıp arkadaşlarıyla usturuplu eğlenen insan bir değil. ikincinin kapısına dayanırsan çirkef olursun. komşuların birbirinin sesini duyması kadar normal bir şey yok. ben mesela kendilerinin topuklu ayakkabıyla laminatlar üzerinde adımlarını sayabilirim. ama gidip de bu konuda uyarmak aklımdan geçmez. bu kadar hassas insanların paraya kıyıp müstakil evde oturmaları taraftarıyım.
apartman hayatında komşular mutlaka birbirlerinin seslerini duyarlar ve tolere edilmesi gereken budur. çirkeflik yapıp çemkiren insanlar değil. yılın 365 günü tepende bangır bangır müzik dinleyen insanla, ayda yılda bir evde toplantı yapıp arkadaşlarıyla usturuplu eğlenen insan bir değil. ikincinin kapısına dayanırsan çirkef olursun. komşuların birbirinin sesini duyması kadar normal bir şey yok. ben mesela kendilerinin topuklu ayakkabıyla laminatlar üzerinde adımlarını sayabilirim. ama gidip de bu konuda uyarmak aklımdan geçmez. bu kadar hassas insanların paraya kıyıp müstakil evde oturmaları taraftarıyım.
0
@demet benim dedem de böyle bir insan değil babam da değil ben de öyle olmam onlardan ne gördüysem onu yaparım. benim dedem de yaşlı bir insan kanser hastası hatta ama kapımızı hep açarız tüm mahalle içeri girer yer içer gider yazlıkta bahçede oynarlar dedemin de hasta hasta onlarla oynadığını bilirim. aynı şekilde babam da öyle emin ol yok edilesi olacak son insan ben olurum.
demet sizin o komşularınızla buradaki durum çok farklı.
demet sizin o komşularınızla buradaki durum çok farklı.
0
ekstradan şunu da anlatayım. alt komşuyla konuşmamızdan. biz daha burada oturmazken ve bizim ev boşken. alt komşunun misafirleri geliyor. yatılı kalıyorlar ve yakın akrabaları. misafirin 7-8 yaşlarındaki kız çocuğu kapıyı sertçe çarpıyor. neden çarptığını bilmiyorum. sizin çok sevgili, yaşlı, tonton, tapılası ev sahibi iniyor. kendisi emekli polis, alt komşu da halen görevde polis olduğu için büyük ihtimalle ona karşı kendini daha dominant hissediyor ve misafirinin önünde basıyor azarı. adamcağız aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. ha ben adamın yüzüne kapıyı çarparken bu olayı bilmiyordum ve bu benim hareketimi haklı çıkarmaz ama adamın nasıl bir yapıda olduğunu açıkça su yüzüne çıkarır.
0
Yazdığınız ''ekstra''yı okuyunca gülümsedim. Bu neye benzer biliyormusunuz, anne ben tencereyi devirdim ama zaten sen yemekleri de kötü yapıyorsun. Benim çocuğum kapıyı çarptı ama bak adam daha önce başkasına da çemkirmiş. Bu adam çok re re rö... Aynı mantık.
0
@buzbebek: çocuğum kapıyı çarpmadı demedim hiç. iki yaşında çocuk kapı çarpmasını çemkirilecek bir olay olarak gören insanları iki yaşında bir çocuktan daha irrasyonel buluyorum. mantıksızlığa da tahammülüm yok.
0
buradakilerin çoğu evsahipleri öl dese ölecek insanlarmış, gerçekten çok etkilendim.
0
burda siz haklısınız ya da haksızsınız demeyeceğim ama öfkenizi biraz daha kontrol edemezseniz haksız duruma düşeceksiniz.
bu çocuk gürültüsü konusunda benim baktığım bir nokta vardır, ister komşu olsun, otobüste, uçakta, ne bileyim cafede.
çocuk etrafa rahatsızlık verecek şeyler yaptığında gürültü olur, ayak altında dolaşması olur, elindeki oyuncağı gelip kafana atması olur:
ailesinin tepkisi nedir
çocuk rahatsızlık verirken ailesi cidden bunu engellemek için müdahale ediyor mu yoksa hiç sallamıyor mu?
bizim de üst katımızda var bir ufaklık, yeri geldi mi keşke matkap filan tadilat olsa da şu ses gelmese durumuna gelsem de annesi ya da babasıyla her karşılaşmamda insanlar "kusura bakmayın zaptedemiyoruz bizimkini" diyorlar.
bunun üzerine kimseye laf söylenmez.
bu çocuk gürültüsü konusunda benim baktığım bir nokta vardır, ister komşu olsun, otobüste, uçakta, ne bileyim cafede.
çocuk etrafa rahatsızlık verecek şeyler yaptığında gürültü olur, ayak altında dolaşması olur, elindeki oyuncağı gelip kafana atması olur:
ailesinin tepkisi nedir
çocuk rahatsızlık verirken ailesi cidden bunu engellemek için müdahale ediyor mu yoksa hiç sallamıyor mu?
bizim de üst katımızda var bir ufaklık, yeri geldi mi keşke matkap filan tadilat olsa da şu ses gelmese durumuna gelsem de annesi ya da babasıyla her karşılaşmamda insanlar "kusura bakmayın zaptedemiyoruz bizimkini" diyorlar.
bunun üzerine kimseye laf söylenmez.
0
kesinlikle haklısınız, fakat öfkenizi kontrol altında tutmalısınız ev sahibiniz gibi insanlar çok fazla etrafta. bence en kısa zamanda yeni bir ev bulup kurtulun ev sahibinizede yasal olarak mecburiyetiniz olduğu için kirayı artık bankadan ödeyeceğinizi bildirin, işten kira yardımı almaya başladım zorunluyum deyin mesela ödesin vergisini
0
Davranışlarınızla haklıyken haksız duruma düşmüşsünüz. Çocuğu kapı çarpması vs. olabilecek şeyler, sizi taciz etmesini gerektirmez. Sakin kalabilseydiniz (suratına kapıyı kapatma) herkes size hak verecekti. Öfke level 2'den sonrası sadece sizi zıvanadan çıkarmak için söylenmiş laflar ki, bunu her yaşlı yapar; el-cevap: "sizin yetiştirdikleriniz belli, ayda yılda bir soruyorlar sizi, sizden çocuk yetiştirma konusunda alacağım ders olmaz. Bu konuya buradan devam ettirmek sizi de kıracaktır. Keselim." der kalkar giderim.
0
hocam sonuna kadar sen haklısın, iyi ki de kapıyı amcanın suratına çarpmışsın. burda sana haksızsın diye cevap yazanlar çocuğu olmayan liseli-üniversiteli ergenlerdir bakma onlara.
2 aylık kolik bir kızım var, akşamları ve geceleri çok ağladığı zamanlar oluyor, fön makinası açık, aspirator açık oluyor, hiçbir komşumuz da çıkıp rahatsız oluyoruz falan demedi, yeğenim de 3-4 yaşlarındayken sabah 6'da kalkar dan dun oynardı ablamın alt komşusu hiçbişey demezdi, anlayışla karşılardı, kaldı ki senin alt komşun sesi duymasına rağmen rahatsızlık duymamış, amca artniyetli, kapılara zarar gelir diye korkuyor cimri. ev bulur bulmaz çık bence, öfkene yenik düşme.
2 aylık kolik bir kızım var, akşamları ve geceleri çok ağladığı zamanlar oluyor, fön makinası açık, aspirator açık oluyor, hiçbir komşumuz da çıkıp rahatsız oluyoruz falan demedi, yeğenim de 3-4 yaşlarındayken sabah 6'da kalkar dan dun oynardı ablamın alt komşusu hiçbişey demezdi, anlayışla karşılardı, kaldı ki senin alt komşun sesi duymasına rağmen rahatsızlık duymamış, amca artniyetli, kapılara zarar gelir diye korkuyor cimri. ev bulur bulmaz çık bence, öfkene yenik düşme.
0
@sli: şu anda daha sakin düşünüyorum. emin ol, ben zaten insanları rahatsız edeceğim diye endişe yaşayan bir insanım. çok fazla sosyal ilişkim de olmuyor. iş gereği zaten günde dört beş saat uyuyabiliyorum. dün gece ev sahibine kirayı öderken saat 20:30'du ve ben saat sekizde gittiğim işten daha yeni çıkmış, eve bile uğramadan kirayı vermeye çıkmıştım. bunu da kendisine belirttim. 12,5 saattir işteydim yahu. dahası bu olay yaşanmasaydı, oturup yine çalışacaktım oğlum uyuduktan sonra. sosyal ilişki diyordum. bu adamlar biz ilk taşındığımızda, hep beraber size geleceğiz dediler. dört aileyiz apartmanda. eşimle bir garip olduk. o da çalışıyor. çocuğun tüm yemeklerini de o yapıp bırakıyor ki bakıcı sürekli oğlumuzla ilgilenebilsin. gözünü üzerinden ayıracak ekstra bir işi olmasın. her neyse, bu insanları evimizde ağırladık. onların evine gittik. hayatımda ilk defa ev oturmasına gittim yahu. sırf bizi burnundan kıl aldırmayan insanlar olarak görmesinler diye. oysa bu tempo içerisinde eşimle ben iki satır sohbet edebilmek için uykumuzdan feragat ediyoruz. ve bu toplantılarda peşin peşin ve defaaten özürler diledik. kendileri de gördüler, ne kadar meraklı bir çocuk olduğunu. oğlumdan şikayet etmek için gelen adamın elinden tutup evi gezdirdi oğlum. böyle bir ilişkiye girdikten sonra gelip şikayetçi olmak. dahası alt komşumuz polis. adam nöbetten geliyor saat üç gibi, ben uyanık olduğumdan duyuyorum. yarım saat sonra gaz sancısı, ot-bok-püsür bir şeyden dolayı oğlum uyanıyor ve başlıyor ağlamaya (susturamayacaksan çocuk yapmayacaktın abicim modeuna girenler çıksın). ertesi günlerde karşılaştığımızda mutlaka özür diliyorum. her seferinde, kendisinin küçük oğlunun duyma problemi olduğunu, tıbbi müdahaleler filan derken 6 yaşında sesini duyabildiklerini, bu yüzden çocuk sesini çok sevdiğini söylüyor. belki rahatsız oluyor ama sosyal nezaket gereği benim içimi rahatlatıyor. bunu yapmasa ben oğluma düşman olacağım, beni bu pozisyona düşürdüğü için. yani düşman olmuyorsun da diken üstünde ve gergin bekliyorsun, ha kaşık attı, ha kolu bardağa çarptı yere düşürdü filan falan.
@sirena: ev aramaya başladım zaten. bir an önce kurtulacağım.
@siyamkedisi: öfkenin bana neler kaybettirdiğini biliyorum. olayların üzerinden zaman geçtikten sonra şöyle afili bir konuşmayla çok güzel hallederdim, benim yerime karşı taraf çıldırırdı diyorum. ama alkol gibi öfke. bünyeme nüfuz edince delleniyorum. bir başka insana dönüşüyorum. kesinlikle yardım almalıyım. ancak küçük bir şehirdeyim ve düzgün bir uzman bulamıyorum.
@this is heavy: teşekkür ederim. bir şey söylemek istiyorum. ukalalık gibi algılama. biz de oğlumuzun o dönemlerde kolik olduğundan şüphelenmiştik. bazı çocuk doktorları, "nasıl ki bir çok doktor, yetişkinlerde sebep bulamadıkları zaman stres deyip işin içinden çıkıyorlarsa, çocuklar için de kolik deyip işin içinden çıkmak son zamanların modası" gibi şeyler söylemişlerdi. belki kızını rahatsız eden başka bir sebep vardır. mesela gaz problemi kolik gibi belirti gösterebiliyor. bizim durumumuzda böyleydi. seninkinde de başka bir sorun olabilir. sonuç olarak kolik biraz dış dünyaya adaptasyon sorunu gibi bir şey. araba, elektrik süpürgesi, aspiratör, fön makinesi gibi süreğen uğultu bebeğin ana karnında duyduğu sesleri simule ediyor sanırım. bu farklı sorunda da çocuğu rahatlatabiliyor. allah kızına ve sana sağlıklı, mutlu, uzun ömürler versin.
@sirena: ev aramaya başladım zaten. bir an önce kurtulacağım.
@siyamkedisi: öfkenin bana neler kaybettirdiğini biliyorum. olayların üzerinden zaman geçtikten sonra şöyle afili bir konuşmayla çok güzel hallederdim, benim yerime karşı taraf çıldırırdı diyorum. ama alkol gibi öfke. bünyeme nüfuz edince delleniyorum. bir başka insana dönüşüyorum. kesinlikle yardım almalıyım. ancak küçük bir şehirdeyim ve düzgün bir uzman bulamıyorum.
@this is heavy: teşekkür ederim. bir şey söylemek istiyorum. ukalalık gibi algılama. biz de oğlumuzun o dönemlerde kolik olduğundan şüphelenmiştik. bazı çocuk doktorları, "nasıl ki bir çok doktor, yetişkinlerde sebep bulamadıkları zaman stres deyip işin içinden çıkıyorlarsa, çocuklar için de kolik deyip işin içinden çıkmak son zamanların modası" gibi şeyler söylemişlerdi. belki kızını rahatsız eden başka bir sebep vardır. mesela gaz problemi kolik gibi belirti gösterebiliyor. bizim durumumuzda böyleydi. seninkinde de başka bir sorun olabilir. sonuç olarak kolik biraz dış dünyaya adaptasyon sorunu gibi bir şey. araba, elektrik süpürgesi, aspiratör, fön makinesi gibi süreğen uğultu bebeğin ana karnında duyduğu sesleri simule ediyor sanırım. bu farklı sorunda da çocuğu rahatlatabiliyor. allah kızına ve sana sağlıklı, mutlu, uzun ömürler versin.
0
brainstorming
Arkadaşlar etrafımda çok sık duyduğum bir şey var. İnsanlar film izlemeden önce fragmanı, filmin konusunu, ne bileyim filmle ilgili eleştirileri falan okuyorlar. Ben daha karakterin adını bile öğrenmek istemiyorum. Mesela hadi spoiler vereceğim zararsız ama, Adaptation'da Nicholas Cage'in 2 karakter
Arkadaşlar etrafımda çok sık duyduğum bir şey var. İnsanlar film izlemeden önce fragmanı, filmin konusunu, ne bileyim filmle ilgili eleştirileri falan okuyorlar.
Ben daha karakterin adını bile öğrenmek istemiyorum. Mesela hadi spoiler vereceğim zararsız ama, Adaptation'da Nicholas Cage'in 2 karakter canlandırdığını o anda öğrenmek çok hoşuma gidiyor ama eğer baksaydım bu sürprizi kaçıracaktım.
1- Bu tarz şeyler konusunda rahatsız olan var mı? Mesela sinema dergilerini insanlar filmi izlemeden önce mi okuyor? Eğer sadece izledikleri filmleri okuyorlarsa, dergide de genelde yeni filmler olduğuna göre derginin çoğunu okumamış olmuyorlar mı? Ya da daha filmin sadece galası yapıldıktan sonra filmle ilgili herhangi bir köşe yazısını okuyor musunuz?
Ekleme:
Bu, her türe aynı derecede ilgim olmasından kaynaklanıyor olabilir. IMDB puanı 7'nin üstündeyse(10.000'in üzerinde oy ile) yüzde 97 benim zevkime göre oluyor film. O puanın altındakilerde ise 6'ya kadar düşerim(romantik komedide zaten daha bile düşersin), eğer çok fazla olumlu yorum görmüşsem izlerim.
Olumlu yorum dediğim de şu, "film güzel", "çok beğendim", "mutlaka izleyin", daha ötesine hiç gerek yok benim için. Bu lafları zevkiyle uyuştuğum insanlardan duyduysam, IMDB puanı da dediğim gibiyse izliyorum.
Ben daha karakterin adını bile öğrenmek istemiyorum. Mesela hadi spoiler vereceğim zararsız ama, Adaptation'da Nicholas Cage'in 2 karakter canlandırdığını o anda öğrenmek çok hoşuma gidiyor ama eğer baksaydım bu sürprizi kaçıracaktım.
1- Bu tarz şeyler konusunda rahatsız olan var mı? Mesela sinema dergilerini insanlar filmi izlemeden önce mi okuyor? Eğer sadece izledikleri filmleri okuyorlarsa, dergide de genelde yeni filmler olduğuna göre derginin çoğunu okumamış olmuyorlar mı? Ya da daha filmin sadece galası yapıldıktan sonra filmle ilgili herhangi bir köşe yazısını okuyor musunuz?
Ekleme:
Bu, her türe aynı derecede ilgim olmasından kaynaklanıyor olabilir. IMDB puanı 7'nin üstündeyse(10.000'in üzerinde oy ile) yüzde 97 benim zevkime göre oluyor film. O puanın altındakilerde ise 6'ya kadar düşerim(romantik komedide zaten daha bile düşersin), eğer çok fazla olumlu yorum görmüşsem izlerim.
Olumlu yorum dediğim de şu, "film güzel", "çok beğendim", "mutlaka izleyin", daha ötesine hiç gerek yok benim için. Bu lafları zevkiyle uyuştuğum insanlardan duyduysam, IMDB puanı da dediğim gibiyse izliyorum.
0
ben de aynı şekilde. beğendiğim bir filmi izledikten sonra, üzerine okuyup tekrar izlediğim de oluyor. kaçırdığım şeyler var mı acaba diye.
0
Şahsen; önce türüne bakarım. Sonra ismine -ne kadar abartıysa o kadar tırt olur genelde- sonra kısa tanıtım konusuna bakarım. İlgimi çekerse izlerim. Bitti.
Ama nette her şey elinizin altında olunca yok fragmanıydı, ayın eleştrisiydi,yok izleyici yorumlarıydı insanı izlemekten vazgeçirebiliyor. Hep aynı mantıkla izlememek gerek aslında. Mesela ben bu ara sevdiğim oyunculara göre izliyorum filmleri. 2-3 ay önce de yıllara takmıştım kafayı. 2000-2005 arasındakileri izliyodum falan. Tavsiye ederim.
Ama nette her şey elinizin altında olunca yok fragmanıydı, ayın eleştrisiydi,yok izleyici yorumlarıydı insanı izlemekten vazgeçirebiliyor. Hep aynı mantıkla izlememek gerek aslında. Mesela ben bu ara sevdiğim oyunculara göre izliyorum filmleri. 2-3 ay önce de yıllara takmıştım kafayı. 2000-2005 arasındakileri izliyodum falan. Tavsiye ederim.
0
sadece oyunculara bakıyorum .Fragmanı ya da filmle ilgili eleştirilere baktıktan sonra pekte bi anlamı kalmaz gibi. Filmle ilgili yorumları filmi izledikten sonra okumak , farkedilemeyen ayrıntıları görmek açısından güzel oluyor .Kısaca pek fazla irdelemeden izlemek daha heycanlı olsa gerek , ha filmi izledikten sonra napıyosan yap tabi ki :)
0
eğer filmin nasıl birşey olduğunu o anki moduma uygun olu olmadığını bilmiyorsam, sözlüğe "hızlıca" göz atıyorum. hızlıca bak. girileri tam okumuyorum çünkü spoiler veren çok. bu durumda film hakkında çok ufak bi fikir sahibi oluyorum.
ama artık bunu yapmıyorum, bahsettiğin gibi filmin tadını kaçırıyor. en sevdiğim filmler hakkında birşey bilmeden izlemeye koyulduğum filmler bu arada. ayrıca ben de izledikten sonra hakkında yazılanları okuyorum genelde.
ama artık bunu yapmıyorum, bahsettiğin gibi filmin tadını kaçırıyor. en sevdiğim filmler hakkında birşey bilmeden izlemeye koyulduğum filmler bu arada. ayrıca ben de izledikten sonra hakkında yazılanları okuyorum genelde.
0
genelde imdb puanına ve kısa açıklamasına.
bazen türüne, yönetmene, oyunculara.
tavsiyelere ve fragmanlara da bakıyorum bazen. çoğu filmi izledim zaten, o yüzden araştırmak durumunda kalıyorum tabii.
bazen türüne, yönetmene, oyunculara.
tavsiyelere ve fragmanlara da bakıyorum bazen. çoğu filmi izledim zaten, o yüzden araştırmak durumunda kalıyorum tabii.
0
aynen beni anlatmışsın. fragramları hayatta izlemem. hatta geçenlerde abartıp game of thrones reklamlarını bile izlememeye başlamıştım. imdb ve arkadaş önerisi yeterlidir. film hakkında bir şey okuyacaksam bu filmi izledikten sonra olur.
0
değişiyor benim, genellikle önce tür seçiyorum ne izlemek istiyorsam, sonra imdb puanına, konusuna bakıyorum, yüksekse veya çok düşükse merak edip izliyorum, afiş çok belirleyici ama :) afişte gözüküyorlarsa tabi öğrenmiş oluyorum önceden ama oyunculara falan bakmıyorum özellikle, filmi izlerken başka filmlerde görmüşlüğüm varsa hangi filmdi diye bulmaya çalışmak eğlenceli oluyor. fragmanlara ise hiç bakmıyorum, hele ki film çok güzel, mutlaka izleyin yorumlarını zerre dikkate almam, milletin ne kadar saçma salak filmleri beğendiğini gördüğümden. film çok güzelse ekşi ve imdb forumlarına bakarım, bir şeyleri kaçırmişssam ve insanlar yazmışsa mutlu olurum.
tematik takıldığım zamanlarda ise, mesela marilyn monroe haftası yapmıştım geçenlerde kendi kendime, kadının hayatıyla ilgili bulabildiğim çoğu şeyi okudum, bir kaç tane belgeselini seyrettim, az çok bütün filmleri hakkında bilgi sahibi olup oturup izledim tamamına yakınını, çok süper oldu.
tematik takıldığım zamanlarda ise, mesela marilyn monroe haftası yapmıştım geçenlerde kendi kendime, kadının hayatıyla ilgili bulabildiğim çoğu şeyi okudum, bir kaç tane belgeselini seyrettim, az çok bütün filmleri hakkında bilgi sahibi olup oturup izledim tamamına yakınını, çok süper oldu.
0
akal
arkadaşlar dersanede yalnız takılıyorum özellikle tenefüslerde herkes sigara içiyor ben de tek kalıyorum kimse de çağırmıyor beni. birşey yapacaklarında bile. bu durumda da tenefüslerde çok sıkılıyorum ders vakti de bu durumu kafaya taktığım için kpss ye odaklanamıyorum hazırlanamıyorum. öğretenlik
arkadaşlar dersanede yalnız takılıyorum özellikle tenefüslerde herkes sigara içiyor ben de tek kalıyorum kimse de çağırmıyor beni. birşey yapacaklarında bile. bu durumda da tenefüslerde çok sıkılıyorum ders vakti de bu durumu kafaya taktığım için kpss ye odaklanamıyorum hazırlanamıyorum. öğretenlik için giricem sınava. uzun zamandır yalnız takıldığım için de asosyal olmuşum millet gırgır şamata bense içime kapanık haldeyim. eve gelince de bu durumu üzerimden atamıyorum ve haliyle dders çalışamıyorum. 2 buçuk ay kaldı sınava ne yapmam lazım dersaneye mi gitmesem.
0
haydaaaaa.Dostum içmesende bu arkadaşlık kurmana engel mi ? Millet içmediğin için seni dışlamaz merak etme.Ha bunun lafını yapanda krodur maldır.Ben içen biri olarak içmeyen bir arkadaşımı hiçbir şekilde küçümsemedim ve özendirmedim.
0
hocam ondan değil sigaradan değil de işte sigara odasına çıkmayınca muhabbet de döndürmüyorum belki ondandır. yaa da malın tekiyim ondan kimse benle konuşmuyor
0
acı ama gerçek birşeyi söyleyerek başlıyorum.sigara ortam yapmak için birebir...
asıl soruna gelirsek hayatına yön vereceğin bu kritik süreçte 2.5 ay dişini sıkacaksın ve şu sınavdan kendin için iyi bir derece alacaksın hocam.dershaneye gitmeyip ne yapacaksın anlayamadım?kendin kaybedersin sonuçta.tabiki muhabbet filan olsa zaman daha güzel geçer ama dershaneye asıl gitme sebebini unutmamalısın bence
şu an büyük ihtimalle maddi yönden kendi ayakların üstünde duramıyorsun,sınav yaklaştığı için stres de senin böyle bir ruh haline bürünmene sebep oluyordur belki de.bunu sen daha iyi bilirsin ama sınavdan iyi bir derece alıp,meslek sahibi olunca özgüvenin yerine gelir,içine kapanıklık diye birşey kalmaz,ortamını da yaparsın...
asıl soruna gelirsek hayatına yön vereceğin bu kritik süreçte 2.5 ay dişini sıkacaksın ve şu sınavdan kendin için iyi bir derece alacaksın hocam.dershaneye gitmeyip ne yapacaksın anlayamadım?kendin kaybedersin sonuçta.tabiki muhabbet filan olsa zaman daha güzel geçer ama dershaneye asıl gitme sebebini unutmamalısın bence
şu an büyük ihtimalle maddi yönden kendi ayakların üstünde duramıyorsun,sınav yaklaştığı için stres de senin böyle bir ruh haline bürünmene sebep oluyordur belki de.bunu sen daha iyi bilirsin ama sınavdan iyi bir derece alıp,meslek sahibi olunca özgüvenin yerine gelir,içine kapanıklık diye birşey kalmaz,ortamını da yaparsın...
0
bende dershanede en sevdiğim arkadaşımla sigara içmeye giderken arkadaş oldum kendisi içmiyordu ancak yanımızda bulunuyordu. bir kere bişeyler sor sonra onlar sigara içmeye giderken takıl peşlerine kurarsın muhabbet. kaç yaşına gelmiş insanlar sonuçta artık böyle dışlama falan çocukmuyuz. her halükarda kurarsın dershaneden çıkmakda neymişş
0
iflah olmaz bir tiryaki, üstelik de severek içen biri olarak söylüyorum. sigara içme, içilen ortama gireceğim diye de kasma. bi bok muhabbet filan dönmüyor. zaten dünya da muhabbetle dönmüyor. hatta o yaşlarda yaptığın muhabbetin yarısı yalan oluyor. asosyal karizması her zaman iyidir. ama hem asosyal olup hem çalışmamak asosyalliğin en belki de tek avantajını ıskalamak demek. çalış abicim. sadece çalış. bir insan bir konuda iyi olduğunda, o konunun ilgililerinden oluşan bir çevre kendiliğinden oluşur. sen bir şeyde iyi ol.
0
bonjurkes
korkmayın evlenmeyecem, neyse kafama takıldı, aramızda mutlaka evlenen, ya da bu tip konularda bilgisi olan vardır.Evliliğe uzak bir insanım ama, insanların şu evlilik konvoyunda hayvan gibi korna çalmasının sebebi nedir? Benim bildiğim bundaki olay, duyun cümle alem biz evleniyoruzdur, bu bariz gör
korkmayın evlenmeyecem, neyse kafama takıldı, aramızda mutlaka evlenen, ya da bu tip konularda bilgisi olan vardır.
Evliliğe uzak bir insanım ama, insanların şu evlilik konvoyunda hayvan gibi korna çalmasının sebebi nedir? Benim bildiğim bundaki olay, duyun cümle alem biz evleniyoruzdur, bu bariz görmemişliktir, köyde kasabada olur ama istanbul gibi bir memlekette böyle birşey garip kaçar bence.
Ek olarak, abi adet falan ama, o kadar insan evladının aklına gelmiyor mu, bunu yaparsak millet A dan Z'ye tüm sülalemize söver, biz insan gibi evlenelim diye?
Evliliğe uzak bir insanım ama, insanların şu evlilik konvoyunda hayvan gibi korna çalmasının sebebi nedir? Benim bildiğim bundaki olay, duyun cümle alem biz evleniyoruzdur, bu bariz görmemişliktir, köyde kasabada olur ama istanbul gibi bir memlekette böyle birşey garip kaçar bence.
Ek olarak, abi adet falan ama, o kadar insan evladının aklına gelmiyor mu, bunu yaparsak millet A dan Z'ye tüm sülalemize söver, biz insan gibi evlenelim diye?
0
bazı şeyleri sorgulamıcan, adet yani kimse düşünüp mantığını bilip yapmıyordur zaten, dolayısıyla yaparsa oluşacak olumsuz durumları da çok düşünmüyordur. çok bilinç yükleme olaya yani.
0
takımınız maç kazanınca dandandan diye tüm yolları kornalarla inletiyorsunuz ama düğün olunca mı insan gibi olmuyo? bunda sövcek bişe yok bence.
0
genelleme kötü birşeydir, futbolla aram olmadığı için bilemeyecem o konuyu ama aynı şekilde, futbol, asker uğurlaması gibi örneklerle de konu çeşitlendirilebilir
0
siz evlendiğinizde 5 milyon kişi sevinmeyebilir ama takım maç kazanınca öyle oluyor genelde. ki bonjurkes "maç kazanılınca korna çalınması çok normal, evlenince korna çalanlar ipne" dememiş.
0
örnek vererek durumu anlatmakta bişe yok. ben ikisi içinde normal olduğunu söyledim zaten öyle olunca ayrı mı oluyor diye?
@der meister o dediğinizi den de demedim zaten.
@der meister o dediğinizi den de demedim zaten.
0
bu olayı damadın arkadaşları yapıyor. duyduk duymadık demeyin bizim panpa akşam mala vuracak, şeklinde bir alt metni var.
0
ermanen
kucağında yavru labrador cinsi ve krem rengi bir enik vardı. kız, yüzü güzel, balık etli ve tam olmamış erik kıvamında genç alımlı biriydi. yavru köpek bana doğru uzandı ve elimi yaladı. sevdim keratayı biraz da. kız bana baktı ve gülümsedi o an. kıza adını sordum, bana "köpeğin var mı" diye sordu.
kucağında yavru labrador cinsi ve krem rengi bir enik vardı. kız, yüzü güzel, balık etli ve tam olmamış erik kıvamında genç alımlı biriydi. yavru köpek bana doğru uzandı ve elimi yaladı. sevdim keratayı biraz da. kız bana baktı ve gülümsedi o an. kıza adını sordum, bana "köpeğin var mı" diye sordu. "yok" dedim. tekrar bana bakıp gülümsedi ve indi otobüsten.
sonra düşündüm acaba bi anlamı var mı bu olayın diye, bulamadım (ki yoktur belki) ama size de sorayim dedim. ne anlama geliyor olabilir bu?
sonra düşündüm acaba bi anlamı var mı bu olayın diye, bulamadım (ki yoktur belki) ama size de sorayim dedim. ne anlama geliyor olabilir bu?
0
kız köpeğin olup olmadığını sormuş pampa, anlammı bu.
dipnot : karşınızdakinden nefret etmiyorsanız, "yok" diye kısa öz ve odun bir cevap vermeyin. En basiti, köpekleri sevdiğinizi, ama cinsler konusunda pek bilginiz olmadığını söyleyin. Hatta işi büyütüp bir iki köpekle ilgili konudan bahsedip (işte şöylelerdir şusunu severim vs.) muhabbeti devam ettirmeniz gerekir.
Nasıl birisi size nasılsın dediğinde iyi diyip kesip atmıyorsanız, aynı şekilde bu tip şeyleri de kesip atmayın
dipnot : karşınızdakinden nefret etmiyorsanız, "yok" diye kısa öz ve odun bir cevap vermeyin. En basiti, köpekleri sevdiğinizi, ama cinsler konusunda pek bilginiz olmadığını söyleyin. Hatta işi büyütüp bir iki köpekle ilgili konudan bahsedip (işte şöylelerdir şusunu severim vs.) muhabbeti devam ettirmeniz gerekir.
Nasıl birisi size nasılsın dediğinde iyi diyip kesip atmıyorsanız, aynı şekilde bu tip şeyleri de kesip atmayın
0
köpegim vardi ama yakin zamanda kaybettik kendisini, cok özlüyorum onu deseydin simdi cok yol almis olacaktin güzel kardesim. insan hayati işte böyle ufak ayrintilarla örülüyor, insanin karşisina her gün erik gibi kütür kütür bir hatun cikmiyor malum.
0
kıza adını sormanı, gereksiz bulup köpekten bahsederek konuyu değiştirmiş. zaten inceği için de evet demen ya da hayır demen bi muhabbeti de açmıcaktı.
0
işiniz var mı diye sormalıydınız. o kollardan hart hart ısırma şansını kaçırmışsın.
0
utanmistir, soruyu degistirmistir genc bir kiz ise.
diger turlu seni de nazik bir bay olarak gormus kirmak istememis eger adini bahsetmediyse.
diger turlu seni de nazik bir bay olarak gormus kirmak istememis eger adini bahsetmediyse.
0
kıza adını tam olarak nasıl sordun hacı?
sormak var sormak var..
**bu arada, jackofalltrades +1
sormak var sormak var..
**bu arada, jackofalltrades +1
0
yok ya. hayvana böyle yakın davranınca, köpeğin olduğunu, alışkın olduğunu düşünmüştür. başka bir anlamı yok. yani hayır yok ama istiyorum ya da şöyle böyle gibi uzatsan da orada kalırdı muhabbet. kız iner giderdi.
0
(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)
bunu biri yapacaktı :))
şaka bi yana anlamı olsa artık ne faydası var ki? inmiş gitmiş. bulabilirsen amenna
bunu biri yapacaktı :))
şaka bi yana anlamı olsa artık ne faydası var ki? inmiş gitmiş. bulabilirsen amenna
0
benim köpeğim sana neden yakınlık gösterdi, acaba senin de köpeğin var ve kokusu üzerine sindiği için mi? diye düşünmüştür.
0
sen de benim gibi sorulan sorulara net ve kısa yanıt verenlerdensin herhalde.
konuyu devam ettirmek ve yol almak için "yok ama.." ile devam etmen gerekirdi..
konuyu devam ettirmek ve yol almak için "yok ama.." ile devam etmen gerekirdi..
0
hatayı en başta yapmışsın sen. kızın adını değil köpeğin adını sormalıydın önce.
0
var desen, "tokuşturalım mı? büyüyünce satarız parayı kırışırız" derdi.
şansına küs.
şansına küs.
0
köpegim var deseydin belki de ciftlestirmek icin bir köpek arıyodu keske bi köpeen olsaymıs ordan isi baglardın:)
0
kopekleri ciftlestirmek sembolunde, ciftlesmek istiyodu belki de, bak simdi bu sansi kacirdin.
0
o değil de sen o kızla birbirinize yazılsanız bence otobüs şoförü ikinizi de döverdi.
kız hem otobüse elinde köpekle binmiş, üstüne bide karşı cinsle yakınlaşma girişiminde bulunmuş. kaptan orta kapı'nın gözünden kaçmasa kötü olurdu.
kız hem otobüse elinde köpekle binmiş, üstüne bide karşı cinsle yakınlaşma girişiminde bulunmuş. kaptan orta kapı'nın gözünden kaçmasa kötü olurdu.
0
yigit abi
Ufacık çocukken tv de böyle bişey dinlemiştim çok merak ettim..sen altta ben üstte,alt alta, üst üstesen bir motor, ben biniciiç içe, iç içe.böyle sözleri vardı :) hayal değilse bu adını verin de bulayım, google da yok.
Ufacık çocukken tv de böyle bişey dinlemiştim çok merak ettim..
sen altta ben üstte,
alt alta, üst üste
sen bir motor, ben binici
iç içe, iç içe.
böyle sözleri vardı :)
hayal değilse bu adını verin de bulayım, google da yok.
sen altta ben üstte,
alt alta, üst üste
sen bir motor, ben binici
iç içe, iç içe.
böyle sözleri vardı :)
hayal değilse bu adını verin de bulayım, google da yok.
0
abi benim bildiğim rein raus var, onda da ich bin der reiter du bist das ross diyo.
0
benim küçüklüğümde pek kanal yoktu, malum 1982 liyim :S
alpacino adıyla ( al paçino değil ) söylüyordu sanki bu şarkıyı her kimse o.
çocukluk sanrısı olamaz demi? resmen hatırlıyorum böyle bir şey vardı.
alpacino adıyla ( al paçino değil ) söylüyordu sanki bu şarkıyı her kimse o.
çocukluk sanrısı olamaz demi? resmen hatırlıyorum böyle bir şey vardı.
0
limonlufiruze
özellikle iphone 4 kiralayabileceğim her hangi bir yer var mı bildiğiniz??
özellikle iphone 4 kiralayabileceğim her hangi bir yer var mı bildiğiniz??
0
niye saçma olsun bi barkod uygulaması için 10 tane iphone lazım 1 günlük okadar
0
anuk kokulu sair
Viyana kuşatmalarında klasik müzik dinleyip şen olan tarihçiler, Osmanlılarda günlük hayatı, saray hayatını, sıradan insanları, o günün mesleklerini, toplumsal hayatı anlatan kitaplar okumak istiyorum. Basılı makale de olabilir. İngilizce de okuyabilirim. Bu konuda yazılmış İngilizce kitaplar varsa
Viyana kuşatmalarında klasik müzik dinleyip şen olan tarihçiler,
Osmanlılarda günlük hayatı, saray hayatını, sıradan insanları, o günün mesleklerini, toplumsal hayatı anlatan kitaplar okumak istiyorum. Basılı makale de olabilir. İngilizce de okuyabilirim. Bu konuda yazılmış İngilizce kitaplar varsa şahane olur.
Abdulaziz Bey'in "Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri"ni okudum.
Osmanlılarda günlük hayatı, saray hayatını, sıradan insanları, o günün mesleklerini, toplumsal hayatı anlatan kitaplar okumak istiyorum. Basılı makale de olabilir. İngilizce de okuyabilirim. Bu konuda yazılmış İngilizce kitaplar varsa şahane olur.
Abdulaziz Bey'in "Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri"ni okudum.
0
tarih vakfı yayınlarının güzel kitapları var.. işin içine biraz siyaset girsin dersen de feroz ahmad'ı tavsiye ederim, objektif bir yazardır..
edit: suraiya faroqhi +1
edit: suraiya faroqhi +1
0
işin içine işi savsaklayıp siyasi propaganda bayatlığı yapacak yazarlar girmesin. yani o kitabı siyasi amaç uğruna yazmış olanlar.
0
Halil İnalcık'ı anmadan olmaz:
Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi
- Cilt 1: www.idefix.com
- Cilt 2: www.idefix.com
Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi
- Cilt 1: www.idefix.com
- Cilt 2: www.idefix.com
0
Osmanlı'da köylüyü ve son dönemlere doğru oluşmaya başlayan işçi sınıfını anlamak için:
www.pandora.com.tr
Toplumsal cinsiyet, cinsellik ve harem gibi konular için:
www.pandora.com.tr
www.pandora.com.tr
www.pandora.com.tr
Toplumsal cinsiyet, cinsellik ve harem gibi konular için:
www.pandora.com.tr
www.pandora.com.tr
0
rahat bir başlangıç olması bakımından murat belge'nin bilgi ünv. yayınlarından çıkan: osmanlı'da kurumlar ve kültür isimli esere bakabilirsin. mutfak kültürün önemli bir parçasıdır, dolayısıyla christoph k. neumann editörlüğü'nde kitap yayınları'nda çıkan soframız nur hanemiz mamur isimli bildiri kitabı da hoş olacaktır. internette pdf versiyonlarını bulabileceğin reşat ekrem koçu'nun istanbul ansiklopedisi'ndeki çeşitli maddeler yine ihtiyaçlarına cevap verecektir. albertus bobovius ya da santuri ali ufki bey'in anıları: topkapı sarayı'nda yaşam isimli eser de kitap yayınları külliyatındadır ve lezizdir. en dikkat çekici detayları ecnebi seyyahların seyahatnamelerinde bulabilirsin. bunun için bir bibliyografya vermek istemiyorum. dibini deştikçe çıkar. evliya çelebi seyahatnamesi de hem okuması eğlenceli hem de doyurucudur. çok çeşitli varyantları vardır. sadeleştirilmiş metinler okunabilir. benim çok beğendiğim iki kitap da tarih vakfı'ndan çıkmıştır ve her ikisinin yazarı da suraiya faroqhi'dir: osmanlı'da kentler ve kentliler ile osmanlı kültürü ve gündelik yaşam. daha da devam eder liste...
not: seyahatnameler için google books'ta arama yaparsan pek çok ingilizce kitabın indirilebilir versiyonlarına rahatlıkla ulaşabilirsin.
not: seyahatnameler için google books'ta arama yaparsan pek çok ingilizce kitabın indirilebilir versiyonlarına rahatlıkla ulaşabilirsin.
0
sttc
görüyorum, düzenlenen entrylerin altına düzenleme sebebi giriliyor. sebebi nedir? zorunlu mudur? aksi durumu uygunsuz mudur?eski entrylerimle karşılaşıyorum bazen, saçma cümleler, gereksiz şeyler yazmışım. siliyorum düzenliyorum ara ara. o yüzden sordum.
görüyorum, düzenlenen entrylerin altına düzenleme sebebi giriliyor.
sebebi nedir? zorunlu mudur? aksi durumu uygunsuz mudur?
eski entrylerimle karşılaşıyorum bazen, saçma cümleler, gereksiz şeyler yazmışım. siliyorum düzenliyorum ara ara. o yüzden sordum.
sebebi nedir? zorunlu mudur? aksi durumu uygunsuz mudur?
eski entrylerimle karşılaşıyorum bazen, saçma cümleler, gereksiz şeyler yazmışım. siliyorum düzenliyorum ara ara. o yüzden sordum.
0
yok hacı mecbur filan değil. uyuz oluyorum basıyorum çok kötüye böyle bir şey gördüğüm zaman.
0
"edit: imla" gördüm mü entry içeriği ne olursa olsun okumadan abanıyorum eksiye. hatta emin olmak için iki kere eksiliyorum.
0
entry'nin orjinal haline estetik değil de fikri müdahalede bulunuyorsan, yahu arkadaş ben böyle düşünüyordum, malmışım, aydınlandım gibi bir şeyler dene bilir.
edit: imla.
edit: imla.
0
eger entrynizden sonra durum guncellemesi yapmaniz gerekiyorsa ve yine de olayla ilgili ilk durumu insanlar gorsun istiyorsaniz, veya entrynize bir baska yazardan bir ekleme geldiyse (ek bilgi, gorus) edit yazip edit notunda bunu belirtmeniz iyi olur. ancak bunun disinda herhangi bir duzeltme yaptiktan sonra belirtmek zorunda degilsiniz, orayi okuyanlar yazdiginiz seyin son haliyle ilgileniyorlar zaten, arada kac noktalama isareti cikardiginiz veya neyi yanlis yazdiginizla ilgilenen yoktur...
0
eğer başlık altında bir tartışma varsa orjinal entry'deki düşünceyi değiştirip ardından değiştirmeden önce söylenenleri inkar etmek tabi ki uygunsuzdur. buna benzer durumlarda edit gerekçesini yazmak gerekir. bunun tersi olduğunda, yani düşüncede bir değişiklik yapılmayıp imla ya da anlatım hatası nedeniyle bir edit yapıldığında da düşüncenin değiştirilmediğini belirtmek tercih edilebilir. en azından ben tercih edebiliyorum.
0
zunuduko relkirbet
merhabahotmail uzantılı email adresim var. bu hesabı gmail'e aktarmak istiyorum yani aynı email adresimi gmail.com üzerinden kullanmak istiyorum. var mıdır bi çaresi?
merhaba
hotmail uzantılı email adresim var. bu hesabı gmail'e aktarmak istiyorum yani aynı email adresimi gmail.com üzerinden kullanmak istiyorum. var mıdır bi çaresi?
hotmail uzantılı email adresim var. bu hesabı gmail'e aktarmak istiyorum yani aynı email adresimi gmail.com üzerinden kullanmak istiyorum. var mıdır bi çaresi?
0
sanmıyorum, hotmaile gelen maillerinin kopyasını gmaile yönlendirebilirsin ama sanırım, onu bi araştır işini görecekse
0
var, ayarlardan hesaplar sekmesine gireceksiniz. orada hem pop3 üzerinden mail kontrol etme hem de maili o hesaptan gönderme için iki bölüm var, oradakileri sırayla uygulayacaksınız. Maili o hesaptan gönderme bölümünde hotmail serveri üzerinden göndermeyi seçiyorsunuz sanırım. Doğru yaptıysanız mesaj yazarken yukarıda istediğiniz mail adresini gönderici olarak seçmenizi sağlayan bir dropdown menü çıkacak.
0
Gmailde google mail ayarları var en sağ üst köşede. Orada hesaplar ve içe aktarma işlemleri var. Aynı şekilde hotmail ayarlarından da varsa böyle bir seçenek yönlendirilebilir. Şu anda gmailden 6-7 mail adresi yönetiyorum ve mümkündür.
0
serafina pekkala
merhaba ciddi bir makale başlığıymış gibi konu açtım biliyorum ama benim için önemli bir konu.üniversitede okuyordum, iyi bir bölüm(uluslararası ilişkiler). babamın seçtiği bir bölümde. durumum çok kötüydü. derslerim de kötü, kendim de kötü olmuştum. derse çalışıyordum ama bir türlü geçemiyordum. hi
merhaba ciddi bir makale başlığıymış gibi konu açtım biliyorum ama benim için önemli bir konu.
üniversitede okuyordum, iyi bir bölüm(uluslararası ilişkiler). babamın seçtiği bir bölümde. durumum çok kötüydü. derslerim de kötü, kendim de kötü olmuştum. derse çalışıyordum ama bir türlü geçemiyordum. hiç arkadaşım yoktu. hayattan kopma noktasıne gelmiştim. o kadar mutsuzdum ki kendimi iyice değersiz, beceriksiz olarak görüyordum. özgüvenim taban yapmıştı.
sonra sırf öylesine psikiyatriste gitmeye başladım. iyileşmeyeceğimi biliyordum ama gene de boş boş duvarlara bakmaktan daha iyiydi. anlattım anlattım ve sonunda beni asıl mutsuz eden şeyin okul olduğuna karar verdim. ve 4 sene sonra okulu bıraktım. inanır mısınız o günden sonra çok şey değişti. hem ailem, hem ben. bakış açım değişmişti. tekrar nefes aldığımı hissettim. ama ailem asla kabullenmedi. özellikle babam. kendisi son derce diktatördür. ama bu kadar olduğunu bilmiyorudm.
neyse ama üniversiteye gitmek istiyordum. sınavlara çalıştım ve onca yıl aradan sonra girmeme rağmen gazetecilik'i kazandım. istediğim bir bölümdü, haliyle çok mutlu oldum. arkadaşlarımla aramda gayet iyi artık.
fakaaat babam hala nefret kusmaya devam ediyor. benim eski okuluma takılmış durumda. benim de bir hatam oldu tabii onlar bir sene filan okulu uzatacağımı düşünüyorlardı. bense 4 yıl okumama rağmen 2 ve 3. sınıf arasında bocaşlıyordum. bu konuda yalan söylemiştim. bir kaç dersim kaldı demiştim. hatamı kabul ettim aileme karşı. babama da sen çok sert olduğun için daha önce söyleyecek cesareti bulamadım dedim. ama bir şey değişmedi.
şimdi nerdeyse her akşam benim ne kadar aptal ve gerizekalı olduğuma dair konuşma yapıyor. dayanamıyorum artık. sinirle değil. gayet sakin bir şekilde gözümün içine baka baka ''kızım sen gerizekalısın. napim benim de kaderim böyleymiş, aptalmışsın allah seni böyle yaratmış'' şeklinde konuşuyor. o kadar ağrıma gidiyor ki anlatamam. hani çocuk da değilim artık 22 yaşındayım. ben aptal değilim ki. bunu söylüyorum. o zman o dersleri geçerdin, o okulu bırakmazdın diyor. yemediğim hakaret kalmadı. dövseydi daha iyi olurdu diyorum bazen. takma diyeceksiniz ama artık yeni okulu kazandım, ona gidicem hala bana 'şu şu dersleri geçememişsin, tam bir gerizekalıymışsın' diyor.
doktor ve ilaç tedavisiyle kendime güvenim gelmişti, mutluydum. ama bu olaylardan sonra sinirlerim bozuluyor. evimizde cenaze var gibi, sanki kazanmamışım da ölmüşüm. iyi bir dereceyle kazandım ama nafile. babam beni neden hiç kabul etmiyor? ben onun hayattaki en büyük hayalkırıklığıymışım, neden ya neden?
üniversitede okuyordum, iyi bir bölüm(uluslararası ilişkiler). babamın seçtiği bir bölümde. durumum çok kötüydü. derslerim de kötü, kendim de kötü olmuştum. derse çalışıyordum ama bir türlü geçemiyordum. hiç arkadaşım yoktu. hayattan kopma noktasıne gelmiştim. o kadar mutsuzdum ki kendimi iyice değersiz, beceriksiz olarak görüyordum. özgüvenim taban yapmıştı.
sonra sırf öylesine psikiyatriste gitmeye başladım. iyileşmeyeceğimi biliyordum ama gene de boş boş duvarlara bakmaktan daha iyiydi. anlattım anlattım ve sonunda beni asıl mutsuz eden şeyin okul olduğuna karar verdim. ve 4 sene sonra okulu bıraktım. inanır mısınız o günden sonra çok şey değişti. hem ailem, hem ben. bakış açım değişmişti. tekrar nefes aldığımı hissettim. ama ailem asla kabullenmedi. özellikle babam. kendisi son derce diktatördür. ama bu kadar olduğunu bilmiyorudm.
neyse ama üniversiteye gitmek istiyordum. sınavlara çalıştım ve onca yıl aradan sonra girmeme rağmen gazetecilik'i kazandım. istediğim bir bölümdü, haliyle çok mutlu oldum. arkadaşlarımla aramda gayet iyi artık.
fakaaat babam hala nefret kusmaya devam ediyor. benim eski okuluma takılmış durumda. benim de bir hatam oldu tabii onlar bir sene filan okulu uzatacağımı düşünüyorlardı. bense 4 yıl okumama rağmen 2 ve 3. sınıf arasında bocaşlıyordum. bu konuda yalan söylemiştim. bir kaç dersim kaldı demiştim. hatamı kabul ettim aileme karşı. babama da sen çok sert olduğun için daha önce söyleyecek cesareti bulamadım dedim. ama bir şey değişmedi.
şimdi nerdeyse her akşam benim ne kadar aptal ve gerizekalı olduğuma dair konuşma yapıyor. dayanamıyorum artık. sinirle değil. gayet sakin bir şekilde gözümün içine baka baka ''kızım sen gerizekalısın. napim benim de kaderim böyleymiş, aptalmışsın allah seni böyle yaratmış'' şeklinde konuşuyor. o kadar ağrıma gidiyor ki anlatamam. hani çocuk da değilim artık 22 yaşındayım. ben aptal değilim ki. bunu söylüyorum. o zman o dersleri geçerdin, o okulu bırakmazdın diyor. yemediğim hakaret kalmadı. dövseydi daha iyi olurdu diyorum bazen. takma diyeceksiniz ama artık yeni okulu kazandım, ona gidicem hala bana 'şu şu dersleri geçememişsin, tam bir gerizekalıymışsın' diyor.
doktor ve ilaç tedavisiyle kendime güvenim gelmişti, mutluydum. ama bu olaylardan sonra sinirlerim bozuluyor. evimizde cenaze var gibi, sanki kazanmamışım da ölmüşüm. iyi bir dereceyle kazandım ama nafile. babam beni neden hiç kabul etmiyor? ben onun hayattaki en büyük hayalkırıklığıymışım, neden ya neden?
0
belki psikolojik desteğe ihtiyacı olan kişi babanızdır. bunu ona anlatmanın, doktora yollamanın bir yolu var mıdır acep?
0
@the kene: sorunları olduğunu kendisi de söylüyor, ama psikolojiye veya ruh hastalıkları gibi şeylere inanmıyormuş. ısrar ettik ama gitmedi. güya bir de ünv. mezunu bir insan.
0
merhaba. babanız siz üniversitenizi bitirdikten sonra bile böyle davranmaya devam edecek sanırım. bana kalırsa yapabileceğiniz en güzel şey, olabildiğince evden kaçmak, uzak durmak. bilmiyorum sizi bu konuda rahat bırakıyor mu?
0
ya sen deli misin?
bırak gerizekalılığı, hem onca yıldan sonra istediğin bölümü kazanabildiğin için gayet zeki hem de bu kadar baskı altında hayatına dair bu kadar önemli bir değişikliği yapabildiğin için acaip cesursun. resmen imrendim sana.
bir an önce ekonomik özgürlüğünü kazan, babanın boyunduruğu altından kurtul ve ne derse de umursama bence. kendi gerçekleşememiş ideallerini senin üzerinden tatmin etmeye çalışmasının ve başaramamasının hıncını senden çıkarmaya çalışıyor. u-mur-sa-ma!
bırak gerizekalılığı, hem onca yıldan sonra istediğin bölümü kazanabildiğin için gayet zeki hem de bu kadar baskı altında hayatına dair bu kadar önemli bir değişikliği yapabildiğin için acaip cesursun. resmen imrendim sana.
bir an önce ekonomik özgürlüğünü kazan, babanın boyunduruğu altından kurtul ve ne derse de umursama bence. kendi gerçekleşememiş ideallerini senin üzerinden tatmin etmeye çalışmasının ve başaramamasının hıncını senden çıkarmaya çalışıyor. u-mur-sa-ma!
0
@lagoon: eğer illa gazetecilik okumaya gideceksen bana baba deme artık dedi. sana hiçbir maddi yardımda da bulunmam dedi. bunları göze alıyorsan git istediğin yerde oku dedi. kendisine artık baba gözüyle bakamadığım için ilk şartı çok koymadı. maddi durum konusunda da annem okutacak, olduğu kadar.
0
belki zor olur ama olur, umutsuz olma.
çalışırsın hem. ben hem okudum hem de çalıştım. zor oldu ama bitti. vazgeçme sakın.
çalışırsın hem. ben hem okudum hem de çalıştım. zor oldu ama bitti. vazgeçme sakın.
0
sensin gerizekalı, yeni bölümüm eski bölümümden kat kat iyi, de. provoke et.
0
Babana ''iyi de neden baba?'' diye sordun mu? Sordun.
Cevap aldın mı? Aldın.
O cevap burada niye yok o halde? Psikiyatrda o kadar seans yapıp da dert anlatmayı becerememek neyin nesi yahu? Yoksa sen buraya yardım değil aferin almaya mı geldin?
Aferin öyleyse. Bence akıllısın. Hiç değilse istediğin işi yapacaksın ileride. Bunu yapamayan yüzbinlerce harbi salak var. Onun iki katı kadar da salak ebeveyn var.
Cevap aldın mı? Aldın.
O cevap burada niye yok o halde? Psikiyatrda o kadar seans yapıp da dert anlatmayı becerememek neyin nesi yahu? Yoksa sen buraya yardım değil aferin almaya mı geldin?
Aferin öyleyse. Bence akıllısın. Hiç değilse istediğin işi yapacaksın ileride. Bunu yapamayan yüzbinlerce harbi salak var. Onun iki katı kadar da salak ebeveyn var.
0
neslish'in yazdığı her harfe katılıyorum.
sırf iş/üniversite olsun diye üniversiteye/işe başlamış ve sonrasında bu işten/üniversiteden nefret ettiği için acısını gücünün yettiği diğer insanlardan çıkaran o kadar çok insan var ki... polis, doktor, memur bu durumun en çok karşılaşıldığı meslekler maalesef...
cesur davranmışsınız kız. başınıza (!) baba otoritesine karşı gelmişsiniz (ki anladığım kadarıyla babanıza olan saygınızı da kaybetmeden kendinizi açıklamışsınız; insanlara saygı duyarak, kendini net ifade eden gazetecilere ihtiyaç olduğu düşünülürse de -bence- doğru bölümdesiniz). böyle bir tercih yaptıktan sonra bu kadar baskının altından kalkarsanız (yapabileceğinize inanıyorum) gün gelip babanız dediklerini gözden geçirecektir...
sırf iş/üniversite olsun diye üniversiteye/işe başlamış ve sonrasında bu işten/üniversiteden nefret ettiği için acısını gücünün yettiği diğer insanlardan çıkaran o kadar çok insan var ki... polis, doktor, memur bu durumun en çok karşılaşıldığı meslekler maalesef...
cesur davranmışsınız kız. başınıza (!) baba otoritesine karşı gelmişsiniz (ki anladığım kadarıyla babanıza olan saygınızı da kaybetmeden kendinizi açıklamışsınız; insanlara saygı duyarak, kendini net ifade eden gazetecilere ihtiyaç olduğu düşünülürse de -bence- doğru bölümdesiniz). böyle bir tercih yaptıktan sonra bu kadar baskının altından kalkarsanız (yapabileceğinize inanıyorum) gün gelip babanız dediklerini gözden geçirecektir...
0
2 kat aha fazla çalış evini yolunu ayır taşın sonra uygun bir eş bul evlen başka kurtuluşun yok evlen yani.
0
babanın bu tavırları gerçekten sorunlu. onu anlamaya çalışıp bu nefret niye bulmak lazım öncelikle. babanın seçtiği bölümü bitiremeyip üstüne yalanla onu oyalamışsın. diktatöre ihanet bu. kızı büyüyor ve kendi istediklerini yapmak istiyor. o da kızını aptal görerek değersizleştirmeye çalışıyor. aptal olmadığını kanıtlaman için de senden emrettiğini yerine getirmesini şart koşuyor. yani senin kendine ait bir hayatının olmasını kabullenemiyor. ya onun emrinde yaşarsın ya da onun kızı değilsin artık.
olabildiğince çabuk kurtul babanın boyunduruğundan. kendi ayaklarının üstünde durduktan sonra babanın durumunu tekrar değerlendirirsin.
olabildiğince çabuk kurtul babanın boyunduruğundan. kendi ayaklarının üstünde durduktan sonra babanın durumunu tekrar değerlendirirsin.
0
necmim
Dostlar hürriyet.com'da benim hazırlamış olduğum bir video vardı. bir filmden kesinti ile yazı filan eklemiş o zamanın gündemiyle ilgili içerik vardı. video başlarken de adımı hotmail adresimi filan yazmıştım.Bunlar o videonun başını kesip yani ismimin geçtiği yeri filan kesmişler koymuşlar siteye.
Dostlar hürriyet.com'da benim hazırlamış olduğum bir video vardı. bir filmden kesinti ile yazı filan eklemiş o zamanın gündemiyle ilgili içerik vardı. video başlarken de adımı hotmail adresimi filan yazmıştım.
Bunlar o videonun başını kesip yani ismimin geçtiği yeri filan kesmişler koymuşlar siteye.
şimdi agalar ben bi hak talep edemez miyim.
Bunlar o videonun başını kesip yani ismimin geçtiği yeri filan kesmişler koymuşlar siteye.
şimdi agalar ben bi hak talep edemez miyim.
0
paylaştığın yere göre değişir. youtube vb. gibi paylaşım hakları açık bi yerde paylaştıysan bi hakkın yok.
0
mesela resmi web sitemde paylaştım elin adamı onu alıp facebook' veya youtube ye koyarsa, hürriyetin elemanları da ordan alırsa ben yine hak talep edemem.
yani hiç bi şekilde hak talep edemem. öyle mi?
yani hiç bi şekilde hak talep edemem. öyle mi?
0
kanıtlayamam. çünkü başındaki yazımı kesip atmışlar. yani adam bana şunu diye bilir: "senin bu gösterdiğin kanıtı bilgisayardan anlayan 5 yaşındaki velet de yapar" diyebilir.
0
hayır resmi web sitende paylaşıp koruma hakkı satın alır ya da bu işi ücretsiz yapabileceğin yerleri kullanırsan hakları sana ait olur. bunun dışında kendi kişisel web sitende paylaştığın bi çalışman senden izinsiz ve çalıntı olarak kullanıldığında belirli hukuki hakların doğuyor.
p.s: dediğim gibi youtube, vimeo filan bunlar hep daha siz üye olurken sözleşmelerinde paylaşıma açık olduğunu belirtiyor paylaştığınız öğenin. deviantart'a yükleyebilirsin mesela? orada copyright seçenekleri var.
p.s: dediğim gibi youtube, vimeo filan bunlar hep daha siz üye olurken sözleşmelerinde paylaşıma açık olduğunu belirtiyor paylaştığınız öğenin. deviantart'a yükleyebilirsin mesela? orada copyright seçenekleri var.
0
1) bir videoyu youtube'a koymanız haklarınızın herkese açıldığı anlamına gelmez. sadece youtube üzerinden herkesin izlemesine izin verdiğinizi gösterir. hürriyet eğer youtube embed kodlarını kullandıysa yanlış bir şey yapmamış demektir. yok eğer videoyu indirip kendi sitesinden yayınlıyorsa bu hırsızlıktır. ister sahibini belirtsin ister belirtmesin. izin almalı bunun için.
2) orijinal bir video yarattığınız anda otomatikman tüm haklarına sahipsinizdir. herhangi bir yere başvurmanıza gerek yok ama yaratıcısı olduğunuza dair kanıtlarınız da olmalı. yoksa herkes ben yaptım diyebilir.
3) videoya isminizi koymasanız bile bu hürriyet'e kullanma hakkını doğurmaz. kimin yaptığı belli olmayan tüm işler orphan works olarak geçer ve bunlar kullanılsa bile sahipleri her zaman çıkıp hak iddia edebilir. sahipsiz eserler public domain'de değildirler.
4)kesinti yapma meselesi videoda ne kadarlık oranda kullanıldığına bakar. burada kesin sınırlar yok. ürettiğin esere, alıntıladığın eserin oranına, üzerinde ne gibi çalışma yaptığına bağlı. ortaya yeni bir eser çıkıyorsa sorun yok ama eskiyi kopyala yapıştırıp üzerine hiçbir şey koymadıysan olmaz.
2) orijinal bir video yarattığınız anda otomatikman tüm haklarına sahipsinizdir. herhangi bir yere başvurmanıza gerek yok ama yaratıcısı olduğunuza dair kanıtlarınız da olmalı. yoksa herkes ben yaptım diyebilir.
3) videoya isminizi koymasanız bile bu hürriyet'e kullanma hakkını doğurmaz. kimin yaptığı belli olmayan tüm işler orphan works olarak geçer ve bunlar kullanılsa bile sahipleri her zaman çıkıp hak iddia edebilir. sahipsiz eserler public domain'de değildirler.
4)kesinti yapma meselesi videoda ne kadarlık oranda kullanıldığına bakar. burada kesin sınırlar yok. ürettiğin esere, alıntıladığın eserin oranına, üzerinde ne gibi çalışma yaptığına bağlı. ortaya yeni bir eser çıkıyorsa sorun yok ama eskiyi kopyala yapıştırıp üzerine hiçbir şey koymadıysan olmaz.
0
youtube partnerleri dışında size hiçbir koruma sağlamaz, lisans vermez. kısaca eğer youtube partneri değilseniz videonuz youtube'un koruması altında değildir. ancak ve ancak videonun orijinal olması halinde, bahsi geçen videonun sahibi olduğunuzu kanıtlayabilirseniz haklarınız doğar.
0
tolga asp
başrol oyuncusunu sanki çok uzun yıllar dondurmuşlarda çözüldükten sonra herşey değişmiş, teknoloji gelişmiş ve adamda o yeni çağa ayak uydurmaya çalışıyor. filmde o adamın hayatını anlatıyor, he?veya şöylede olabilir, atıyorum adam 50 yıldır cezaevindedir ve çıktıktan sonra herşey değişmiştir. dışa
başrol oyuncusunu sanki çok uzun yıllar dondurmuşlarda çözüldükten sonra herşey değişmiş, teknoloji gelişmiş ve adamda o yeni çağa ayak uydurmaya çalışıyor. filmde o adamın hayatını anlatıyor, he?
veya şöylede olabilir, atıyorum adam 50 yıldır cezaevindedir ve çıktıktan sonra herşey değişmiştir. dışarıdaki hayatı görünce çok şaşırır ve uyum sağlamaya çalışır.
veyahutta adam 40 senedir ıssız bir adada yaşamıştır, kurtarıldıktan sonra karaya döner ve herşey çok değişmiştir, değişen teknolojiyi, yükselen binaları görünce şaşırır, alışmaya çalışır.
hatta adam eski çağlarda yaşayan biri bir şekilde yüzyıllar sonrasında buluyor kendini. bu garip dünyaya alışmaya çalışıyor.
herhalde anlatabildim, anlattıklarıma benzer konusu olan bir film biliyormusunuz?
(bkz: kendimi ifade edemeyen beynime zıçayım)
veya şöylede olabilir, atıyorum adam 50 yıldır cezaevindedir ve çıktıktan sonra herşey değişmiştir. dışarıdaki hayatı görünce çok şaşırır ve uyum sağlamaya çalışır.
veyahutta adam 40 senedir ıssız bir adada yaşamıştır, kurtarıldıktan sonra karaya döner ve herşey çok değişmiştir, değişen teknolojiyi, yükselen binaları görünce şaşırır, alışmaya çalışır.
hatta adam eski çağlarda yaşayan biri bir şekilde yüzyıllar sonrasında buluyor kendini. bu garip dünyaya alışmaya çalışıyor.
herhalde anlatabildim, anlattıklarıma benzer konusu olan bir film biliyormusunuz?
(bkz: kendimi ifade edemeyen beynime zıçayım)
0
aklıma gelen sylvester stallone ve wesley snipes filmi.
birazcık (bkz: sonbahar)
birazcık (bkz: sonbahar)
0
kate&leopold var, eski çağlarda yaşayıp da bi şekilde kendisini yüzyıllar sonra bulan gruba griyor (:
www.imdb.com
www.imdb.com
0
tam olmasa da, yani bişeyler çok değişmiyo ama ıssız adada yaşam için;
Cast Away .
Cast Away .
0
0
zaman yolculuğu temalı fimlerde de var bundan biraz. back to the future mesela.
onun dışında şunlar da var:
blast from the past
idiocracy
artificial intelligence: ai
encino man
sleeper
onun dışında şunlar da var:
blast from the past
idiocracy
artificial intelligence: ai
encino man
sleeper
0
tastamam bununla ilgili sylvester stallone, speed'teki hatunun adı neydi? ve wesley snipes'ın bi filmi vardı. filmin adını da hatırlayamadım şimdi. donduruyorlardı suçluları, sonra dünya değişiyordu, azılı bir suçlu (snipes) buz hapishaneden kaçınca, onun yöntemlerini bilen ve yine dondurulmuş bir suçlu olan stallone çözdürülüyordu. gerisini seyretmedim valla.
0
luthier
Selamlar,Kız arkadaşımın bilgisayarı aynı konumdan her zaman bağlandığı bir ağa bağlanamıyor. Girdiği şifre kesinlikle doğru ve daha 2 gün önce başka bir ağa bağlanabildi. Ayrıca şu anda bağlanmayı denediği ağa hali hazırda bağlanabilen bir laptop daha mevcut. Bilgisayar klasik "sınırlı bağlantı" ha
Selamlar,
Kız arkadaşımın bilgisayarı aynı konumdan her zaman bağlandığı bir ağa bağlanamıyor. Girdiği şifre kesinlikle doğru ve daha 2 gün önce başka bir ağa bağlanabildi. Ayrıca şu anda bağlanmayı denediği ağa hali hazırda bağlanabilen bir laptop daha mevcut. Bilgisayar klasik "sınırlı bağlantı" hatası veriyor ve dns sunucusuna bağlanamıyor. Sebebi ve çözümü hakkında önerisi olan var mıdır acaba?
Kız arkadaşımın bilgisayarı aynı konumdan her zaman bağlandığı bir ağa bağlanamıyor. Girdiği şifre kesinlikle doğru ve daha 2 gün önce başka bir ağa bağlanabildi. Ayrıca şu anda bağlanmayı denediği ağa hali hazırda bağlanabilen bir laptop daha mevcut. Bilgisayar klasik "sınırlı bağlantı" hatası veriyor ve dns sunucusuna bağlanamıyor. Sebebi ve çözümü hakkında önerisi olan var mıdır acaba?
0
Şu anda hali hazırda internete girebiliyor arkadaşının laptop'u ama kız arkadaşımınki giremiyor. Teşekkürler yine de.
0
wifi sürücüsünün ayarlarıyla oynamayı deneyin bence. mesafe sorunları olabilir. daha önce başıma gelmişti, ağı görebiliyor, güya bağlanabiliyor ama internete çıkamıyordum. wifi sürücü ayarlarıyla oynayınca bir iyileşme olmuştu. wifi kaynağına daha yakın olmak fayda sağlayabilir.
0
aspo
http://www.bombastik.com/istanbulavrupa/bugslock-sinek-kovar-bilezik1-bu yazı sivrisinek peşinde koşarak geçirmiş kardeşinizin derdine derman olur mu bu alet?2- kovuyorsa nasıl kovuyor sineği, koku mu yapıyor?
www.bombastik.com
1-bu yazı sivrisinek peşinde koşarak geçirmiş kardeşinizin derdine derman olur mu bu alet?
2- kovuyorsa nasıl kovuyor sineği, koku mu yapıyor?
1-bu yazı sivrisinek peşinde koşarak geçirmiş kardeşinizin derdine derman olur mu bu alet?
2- kovuyorsa nasıl kovuyor sineği, koku mu yapıyor?
0
onu bilmiyorum da detan'ın portatif bir makinesi var, benim derdimde o derman oldu: www.detan.com.tr
0
(bkz: detan elektrolikit) koku yapıp sivrisinekleri kaçırıyor. şiddetle tavsiye ederim.
0
gominist redar
Var mı böyle bir site?blog adreslerini listeleyip küçük bir önizlemeyle gösteren?blogun reklamını yapan ve takipçisi çok olan?
Var mı böyle bir site?
blog adreslerini listeleyip küçük bir önizlemeyle gösteren?
blogun reklamını yapan ve takipçisi çok olan?
blog adreslerini listeleyip küçük bir önizlemeyle gösteren?
blogun reklamını yapan ve takipçisi çok olan?
0
attention
Merhaba sorumalarıma araba müdavimlerinin yanıt vereceği düşüncesindeyim. Ehliyetim olmasına rağmen pek araç kullanan birisi değilim, hatta bu pekten de fazla ailemin isteği üzerine arabayı yenileyeceğim babam inatla bu çin arabalarından almaktan yana bunlardan birisi gelly emgrand modeli gazetede i
Merhaba sorumalarıma araba müdavimlerinin yanıt vereceği düşüncesindeyim. Ehliyetim olmasına rağmen pek araç kullanan birisi değilim, hatta bu pekten de fazla ailemin isteği üzerine arabayı yenileyeceğim babam inatla bu çin arabalarından almaktan yana bunlardan birisi gelly emgrand modeli gazetede ilanı varmış hatchback in fakat internette ele, avuca gelir bir fotoğraf görmedim resmi sitesinde de yok bir de chery chance modeli mevcut bu arabalar hakkındaki bilgi ve paylaşımlarınızı sunarsanız memnun olacağım bir hata yapmak istemiyorum sizce almalımıyım yoksa hiç bulaşmıyayım mı.
0
avrupada satışları ncap testlerini geçemedikleri için yasak. sanırım bu almamak için yeterli bir sebep
0
babam arabayı değiştirmek ve bunlardan almak istiyordu. cheery modeli üzerinde düşünüyordu. youtube.da kaza testlerine baktım. değil o araçlardan satın almak, bir kez binmek dahi istemem.
0
sigigci
Arkadaşlar gayet açık herhalde. Fizikle ilgili film arıyorum, ünlü fizikçilerin hayatlarını anlatması falan da olabilir. Dizi önerileriniz falan olursa da olur.
Arkadaşlar gayet açık herhalde. Fizikle ilgili film arıyorum, ünlü fizikçilerin hayatlarını anlatması falan da olabilir. Dizi önerileriniz falan olursa da olur.
0
I.Q diye bir film vardı, Meg Ryan Einstein'ın yeğeni rolünü oynuyordu, Tim Robbins de ona kendini beğendirmeye çalışan bir araba tamircisi idi, fizikçi gibi davranıyor, Einstein ve üç ünlü fizikçi arkadaşı da ona yardımcı oluyordu. Çok hoştu...
www.imdb.com
www.imdb.com
0
megadalek
hacılar, romalılar; bunun ne olduğunu biliyorum evet bu bir tv box. ama bunlarla ilgili bir yazı hazırlayacağım için bu şeylerin resmi adlarını daha doğrusu türkçe adlarını öğrenmek istiyorum. nedir?
hacılar, romalılar;
bunun ne olduğunu biliyorum evet bu bir tv box. ama bunlarla ilgili bir yazı hazırlayacağım için bu şeylerin resmi adlarını daha doğrusu türkçe adlarını öğrenmek istiyorum. nedir?
bunun ne olduğunu biliyorum evet bu bir tv box. ama bunlarla ilgili bir yazı hazırlayacağım için bu şeylerin resmi adlarını daha doğrusu türkçe adlarını öğrenmek istiyorum. nedir?
0
media player o, tv box değil de media player olarak geçiyor. siz de medya oynatıcı diyebilirsiniz sanırım
0
yazıyı tamamlayınca, karşılaştırma filan da yapacaksan eğer bana yollayabilir misin?
0
qerest
hesabımda kendi kendine elma likit fon alıyor, bozduruyor filan, takip ettim biraz bunlar arada değerleniyor, arada değer kaybediyor ama ne iş anlamadım. arada stopaj tutarı diye 3-5 kuruş kesiyorlar bide.sizce napayım bunu, iptal mı edeyim, bırakayım kalsın mı?
hesabımda kendi kendine elma likit fon alıyor, bozduruyor filan, takip ettim biraz bunlar arada değerleniyor, arada değer kaybediyor ama ne iş anlamadım. arada stopaj tutarı diye 3-5 kuruş kesiyorlar bide.
sizce napayım bunu, iptal mı edeyim, bırakayım kalsın mı?
sizce napayım bunu, iptal mı edeyim, bırakayım kalsın mı?
0
zarar etmen mümkün değil totalde, b tipi likit fon alıyor o hesap ve onun değer kaybı söz konusu değil. artışıda çok az olur. paranla başka bişey yapmayacaksan bırak dursun ayda bir paket sigara parası gelir belki ordan :)
0
hesabında belli bir meblağın üzerinde para olunca o paranın belli bir bölümünü b tipi likit fon almak için kullanıyor. iptal ettirebilirsin ya da internet üzerinden şu kadar paranın üzerinde para olursa gibi bir ayarla paranı kullanmasının önüne geçebilirsin. ben dört beş ay izledim öyle, stopajdı filan falan getirisinden çok götürüsü oluyor.
0
sokakta birisi sana geliyor diyor ki;
''aaa cebinde 10 lira var; ver bana sen bunu, ben ay sonunda bunu 13 lira yapayım. 2.8 lirası benim, 0.2 lirası senin.... nasıl?''
bunu diyen de garanti bankası.. istersen onlara para kazandırmaya devam et. onlar için bir sakıncası yok.
capish? ;)
''aaa cebinde 10 lira var; ver bana sen bunu, ben ay sonunda bunu 13 lira yapayım. 2.8 lirası benim, 0.2 lirası senin.... nasıl?''
bunu diyen de garanti bankası.. istersen onlara para kazandırmaya devam et. onlar için bir sakıncası yok.
capish? ;)
0
yarım yamalak bilgisiyle herşeyi yalamış yutmuş gibi konuşan insanlara bayılıyorum gerçekten..
(1) Elma hesabı getirisi düşük olsa da kesinlikle zarar etmez. Kar etme garantilidir yani. Paranız boşta duruyorsa hiç yoktan değerlenmiş olur.
(2) "Kullanmayayım da banka para kazanmasın" düşüncesinde hiç bir zeka parıltısı yoktur; çünkü siz o paraya dokunmaz vadesizde bırakırsanız banka zaten daha çok kazanmış olur.
(3) Elma hesabı "ay sonu" mantığıyla çalışmaz. Yani paranızı 1 ay bloke etmek zorunda kalmazsınız, hatta paranız hiç bloke olmaz.
(3) Stopaj kesintisi devlet tarafından kar edilen tutar üzerinden yapılır. Bu demek oluyor ki; stopaj denilen şey bankaya değil devlete gidiyor VE elma hesabı sayesinde kar edilmiş. ( 3 kuruş stopaj kesilmesi demek 30 kuruş civarında kar edilmiş olduğu anlamına geliyor bu arada)
Ben de bayılmıyorum Garanti Bankası'na ama bok atılacaksa da mantıklı bir savla bok atılması taraftarıyım.
(1) Elma hesabı getirisi düşük olsa da kesinlikle zarar etmez. Kar etme garantilidir yani. Paranız boşta duruyorsa hiç yoktan değerlenmiş olur.
(2) "Kullanmayayım da banka para kazanmasın" düşüncesinde hiç bir zeka parıltısı yoktur; çünkü siz o paraya dokunmaz vadesizde bırakırsanız banka zaten daha çok kazanmış olur.
(3) Elma hesabı "ay sonu" mantığıyla çalışmaz. Yani paranızı 1 ay bloke etmek zorunda kalmazsınız, hatta paranız hiç bloke olmaz.
(3) Stopaj kesintisi devlet tarafından kar edilen tutar üzerinden yapılır. Bu demek oluyor ki; stopaj denilen şey bankaya değil devlete gidiyor VE elma hesabı sayesinde kar edilmiş. ( 3 kuruş stopaj kesilmesi demek 30 kuruş civarında kar edilmiş olduğu anlamına geliyor bu arada)
Ben de bayılmıyorum Garanti Bankası'na ama bok atılacaksa da mantıklı bir savla bok atılması taraftarıyım.
0
@reeper redeemer: şimdi açıp sana elma hesabındaki hareketleri ve bunların getiri götürüsünü mü sergileyeyim. arkadaşım, ben diyorum ki dört beş ay elma hesabına param çekildi, para bloke olmadı, diledğimce kullanabildim, fakat kar mar almadım. daha da ötesi zarar ettim. şimdi sen bir sistem anlatıyorsun, böyle böyle olunca böyle oluyor falan filan. teori... ben de diyorum ki bu hesap bana para kazandırmadı ve dahası kaybettirdi. ne yapacağız şimdi? senin teorine karşılık benim pratiğim. yalan mı söylüyorum! adamı dellendirme akşam akşam.
0
@tannhauser öncelikle size yazmamıştım yazdıklarımı, dellenmenin lüzumu yok.
ikincisi; üzgünüm ama yanılıyorsunuz; çıkarın tüm o hareketleri bakın, göreceksiniz kayıp falan yok.
bundan adım gibi eminim, çünkü banka çalışanıyım. tüm ürün işleyişlerine (ve hatta neredeyse yazılımsal algoritmalarına) hakim; tüm müşteri verilerine ulaşabileceğim bir görevde ve pozisyondayım. elma hesabının nasıl çalıştığını adım gibi biliyorum.
ama neyse, ben ne desem de kemikleşmiş yanlış bazı düşünceleri değiştirmek mümkün değildir belki de, susayım en iyisi..
(haaa bu arada "bak işte banka çalışanıymış, bankaları savunuyor" diye aklınızdan bile geçirmeyin.. bankaları savunacak en son kişiyimdir belki de; ama dediğim gibi - bok atacaksak da mantıklı bir sebepten bok atalım)
ikincisi; üzgünüm ama yanılıyorsunuz; çıkarın tüm o hareketleri bakın, göreceksiniz kayıp falan yok.
bundan adım gibi eminim, çünkü banka çalışanıyım. tüm ürün işleyişlerine (ve hatta neredeyse yazılımsal algoritmalarına) hakim; tüm müşteri verilerine ulaşabileceğim bir görevde ve pozisyondayım. elma hesabının nasıl çalıştığını adım gibi biliyorum.
ama neyse, ben ne desem de kemikleşmiş yanlış bazı düşünceleri değiştirmek mümkün değildir belki de, susayım en iyisi..
(haaa bu arada "bak işte banka çalışanıymış, bankaları savunuyor" diye aklınızdan bile geçirmeyin.. bankaları savunacak en son kişiyimdir belki de; ama dediğim gibi - bok atacaksak da mantıklı bir sebepten bok atalım)
0
@tannhauser reeper redeemer'inde dediği gibi zarar etmen mümkün değil.hesaplarını tam anlamıyla inceleyemiyor olabilirsin. git bankana, deki müşteri hizmetleri yetkilisine kardeşim bana elma hesabı yapmışınız hesaplarımı dök, ben ne kadar kar ettim isptla de. çok basit birşey bu, bunu yapmam diyorsan elma hesabına başladığın tarihteki likit fon değerini bul bugünki fiyatına bak, stopajı çıkar o değerde sana fikir verir :)
öptüm kib :)
not: bankacıyım
not2:ne yazık ki !!
öptüm kib :)
not: bankacıyım
not2:ne yazık ki !!
0
tannhauser
bilgisayar ekranı dik duruyorsa ve bir şekilde fark etmeden yarım saat filan çalışmışsam boynumun omuzla birleşen kasında felaket bir sertleşme ve ağrı oluyor. sizde de böyle bir sorun var mı yoksa ben mi hassasım?
bilgisayar ekranı dik duruyorsa ve bir şekilde fark etmeden yarım saat filan çalışmışsam boynumun omuzla birleşen kasında felaket bir sertleşme ve ağrı oluyor. sizde de böyle bir sorun var mı yoksa ben mi hassasım?
0
pozisyondan da olabilir. koltuğa koyduğun minder, kolunu koyduğun masa vs..boynunu rahatsız açıda bırakmana vesile olabilir. başta farketmezsin ama zamanla ağrıtır.
0
yok, koltukla ilgili olmadığına eminim. zira ekran konumunu değiştirdiğimde bile rahatlama ve yumuşama hissi beliriyor. belki de saplantılıyımdır bilemiyorum.
0
vespa
kızımın kullandığı netbook hakkın rahmetine kavuşmak üzere. bu alete nasıl format atılır. cd girişi olmadığından bu işin yapılabilecek başka bir yolu var mıdır.saygılar.
kızımın kullandığı netbook hakkın rahmetine kavuşmak üzere. bu alete nasıl format atılır. cd girişi olmadığından bu işin yapılabilecek başka bir yolu var mıdır.
saygılar.
saygılar.
0
recover yaparken de hata veriyor.
bu hatayı veriyor: Restore Failed Reason:0xf0000006
bu hatayı veriyor: Restore Failed Reason:0xf0000006
0
flash bellek yardımıyla yapabilirsiniz. google'da flash bellek'le w7 ya da xp kurmak şeklinde aratınca gerekli dokümanlara ulaşabilirsiniz.
0
flash belleği de tanımıyor.bilgisayar açılmıyor ve mod ekranına düşüyor. güvenlik moduyla dahi çalışmıyor.
0
bir flash diski bootable yapacaksınız ve kurulumu oradan başlatacaksınız.
ben geçenlerde şu program aracılığı ile şfiresini sıfırlamıştım.
www.pendrivelinux.com
ben geçenlerde şu program aracılığı ile şfiresini sıfırlamıştım.
www.pendrivelinux.com
0
sanırım o program açılmayan bilgisayar da çalışmıyor. pc yi açtığım zaman şu yazıyor:
NTLDR is missing
NTLDR is missing
0
ntldr missing diyorsa yine usb den boot edip bir disk aracı ile tarattırmanız yeterli olacaktır.
chkdsk /f çözer bence bu işi.
chkdsk /f çözer bence bu işi.
0
bios ayarlarında flash drive'la boot seçeneği var mı? onu priority yapmak lazım. bir de işletim sistemini flash'a doğrudan iso içinden atmıyoruz. daha önce de dendiği gibi flash'ı bootable yapmak lazım.
0
hiçbiri işlemezse magiciso ya da muadili bir program kurup, hdd'nin diğer bölümüne işletim sistemini kurun. sonra yeni kurduğunuz işletim sistemiyle boot alıp önceki işletim sisteminin olduğu bölüme format atın bir program yardımıyla. eğer hdd tek bölümse, ikiye bölen bir sürü program var, şu anda hiçbirinin adını hatırlayamasam da.
0
çok basit. eğer orjinal windows w7 dvdin varsa imajını (iso) çıkar. eğer orjinal değilse ve dvd ye yazıldıysa yine imajını alabilirsin.
eğer dvd falan yoksa netten imajını indir iso olarak.
imajı flash belleklere boot ettiren programlar var. onu indir ve imajı usb ye yazdır.
emin değilim ama netbookun bios ayarlarından boot edilmesi için usb yi seç ve format at.
eğer boot edilebilen usb nasıl yapılır diye soruyorsan youtube a "How to make a Bootable usb" yazman yeterli.
eğer dvd falan yoksa netten imajını indir iso olarak.
imajı flash belleklere boot ettiren programlar var. onu indir ve imajı usb ye yazdır.
emin değilim ama netbookun bios ayarlarından boot edilmesi için usb yi seç ve format at.
eğer boot edilebilen usb nasıl yapılır diye soruyorsan youtube a "How to make a Bootable usb" yazman yeterli.
0
cotillard
ilk önce pc xp, 512mb ram, 1.7ghz, 256 ekran kartı.normal divx filmleri oynatırken, bildiğimiz normal 700 mb avi'leri oynatırken, 3 sanyiede bir hafifce donuyor. yani kesik kesik ilerliyor.diğer player'larda bu sorun yok :/ gom player'ı da seviyorum, altyazımı faşan değiştiriyorum, tüm kısayollarımı
ilk önce pc xp, 512mb ram, 1.7ghz, 256 ekran kartı.
normal divx filmleri oynatırken, bildiğimiz normal 700 mb avi'leri oynatırken, 3 sanyiede bir hafifce donuyor. yani kesik kesik ilerliyor.
diğer player'larda bu sorun yok :/
gom player'ı da seviyorum, altyazımı faşan değiştiriyorum, tüm kısayollarımı biliyorum. çok rahat. vazgeçilmez benim için yani.
normal divx filmleri oynatırken, bildiğimiz normal 700 mb avi'leri oynatırken, 3 sanyiede bir hafifce donuyor. yani kesik kesik ilerliyor.
diğer player'larda bu sorun yok :/
gom player'ı da seviyorum, altyazımı faşan değiştiriyorum, tüm kısayollarımı biliyorum. çok rahat. vazgeçilmez benim için yani.
0
daum potplayer'i deneseniz? sanirim gom ile ayni kisayollari kullaniyor. performans acisindan da baya iyi. 720p lerde takilirdi benim pc, 1080p aciyor tik demiyor.
0
F5 > playback'te task priority var. oraya bakın. above normal yapın. high'da deneyin. ama real time denemeyin. genelde kilitlenir.
0
son zamanlarda gom'a bir eklenti falan eklediyseniz ondan olabilir belki. silin tekrar yükleyin bi.
0
use internal codec only seçeneğini bulup işaretleyin. zaten işaretliyse işler zor.
0
mega pack ve 1080p için codec packler war bunları yukleyince benimkide takılması biraz düzeldi ama hala ara sıra yapıyor
0
potplayer'ı yeni duydum inanır mısınız. onlarcasını indirip kaldırdım. ve sorun halloldu tabi ki. sistemi de az yoruyor. şimdilik iyi, kullanıcam bunu.
2. olarak; dediğiniz ayarları denedim. avilerde sorun çözüldü, bu seferde mkv uzantılarda sorun basladı. kafayı yedirtcek bana bu gom.
2. olarak; dediğiniz ayarları denedim. avilerde sorun çözüldü, bu seferde mkv uzantılarda sorun basladı. kafayı yedirtcek bana bu gom.
0
0
ooo bebeğim.. bir de gom player skin'i varmış. skin de değil tam olarak. bildiğin gom player oluyormuş bu yahu. yaptım oldu. herkese tavsiye edicem valla.
0
ehehe ben de burdan bi duyurudan gorup baslamistim kullanmaya. cok sevindim. iyi seyirler ^^.
0
ayna gibi izliyorum şerefsizim.
qwertyuıop tuşlarındaki renk görüntü kısayolları aynı. asdfghjklş tuşlarındaki aynı. altyazıyı gom ayarlarından bakıp buna naklettim, aynı altyazım oldu. (farklı bi fontta, koyu sarı renkte izliyorum altyazıları)
ilk çıktığı günlerden beri baska player a el sürmediğim GOM player'ımı geçmeyi başardı.
qwertyuıop tuşlarındaki renk görüntü kısayolları aynı. asdfghjklş tuşlarındaki aynı. altyazıyı gom ayarlarından bakıp buna naklettim, aynı altyazım oldu. (farklı bi fontta, koyu sarı renkte izliyorum altyazıları)
ilk çıktığı günlerden beri baska player a el sürmediğim GOM player'ımı geçmeyi başardı.
0
deeperdown
istiyorum panpalar.elimde 2000 sayfa falan var ve bunlar ortalama 15 farklı kitap olacaklar.şimdiye kadar spiral yaptırdığım kitaplar 8/10 gün elimde dolaşınca, tabiri caizse .mına kondu kitapların. ziyan oldular hep.cilt yaptırınca da ortası açılmıyor, kasıyor kitap.ne yapabilirim? :(not: test kita
istiyorum panpalar.
elimde 2000 sayfa falan var ve bunlar ortalama 15 farklı kitap olacaklar.
şimdiye kadar spiral yaptırdığım kitaplar 8/10 gün elimde dolaşınca, tabiri caizse .mına kondu kitapların. ziyan oldular hep.
cilt yaptırınca da ortası açılmıyor, kasıyor kitap.
ne yapabilirim? :(
not: test kitabı bunlar, üzeri falan karalanacak. okunup bırakılacak olsa düşünmeden yaptırıcam spirali.
elimde 2000 sayfa falan var ve bunlar ortalama 15 farklı kitap olacaklar.
şimdiye kadar spiral yaptırdığım kitaplar 8/10 gün elimde dolaşınca, tabiri caizse .mına kondu kitapların. ziyan oldular hep.
cilt yaptırınca da ortası açılmıyor, kasıyor kitap.
ne yapabilirim? :(
not: test kitabı bunlar, üzeri falan karalanacak. okunup bırakılacak olsa düşünmeden yaptırıcam spirali.
0
telli spiral yaptırın. ilk ve son kısımlarında da kalın kapak koysunlar. normal spiralden biraz daha pahalıya gelir ama en azından dağılmazlar ve kapaklar sayesinde de deformasyon azalır.
0
copadam
yaptığım araştırmalar sonucu en çok bu iki dizi tavsiye ediliyor. hangisini izleyim karar veremedim. ikisini de izleyenler yorum yapar ve bir tavsiye de bulunursa sevinirim.not: ikisinin de konusunu, türünü tam çözemedim, bu şu yönden iyidir öbürü şu yönden diye açıklarsanız sevinirim. bir de ikisin
yaptığım araştırmalar sonucu en çok bu iki dizi tavsiye ediliyor. hangisini izleyim karar veremedim. ikisini de izleyenler yorum yapar ve bir tavsiye de bulunursa sevinirim.
not: ikisinin de konusunu, türünü tam çözemedim, bu şu yönden iyidir öbürü şu yönden diye açıklarsanız sevinirim. bir de ikisini de izlediğinizi belirtirseniz..
not: ikisinin de konusunu, türünü tam çözemedim, bu şu yönden iyidir öbürü şu yönden diye açıklarsanız sevinirim. bir de ikisini de izlediğinizi belirtirseniz..
0
ikisini de izliyorum ve Dexter diyorum, şimdi buradan yorum yaparsam spoiler inzibatlari mesaj atiyorlar.
0
cok zor soru.
sanirim burun farkiyla breaking bad ama boyle milim bile fark olmadan.
dexter'in da 1. ve 5. sezonu iyi, 4. su cok iyidir.
ben olsam ikisini de birlikte izlerdim (izliyorum zaten)
sanirim burun farkiyla breaking bad ama boyle milim bile fark olmadan.
dexter'in da 1. ve 5. sezonu iyi, 4. su cok iyidir.
ben olsam ikisini de birlikte izlerdim (izliyorum zaten)
0
dexter'ın her sezonu 12 bölümdür, sezon finalinde olaylar çözülür, heyecanlıdır yani.
breaking bad'in ilk altı bölümünü izledim, sarmadı.
breaking bad'in ilk altı bölümünü izledim, sarmadı.
0
dexter kesinlikler, breaking bad de bi nane olduğu yok, adam işte kafayı kırıyo bilmem ne, acıdım birkaç bölüm izlediğim zamanıma...
0
breaking bad'de dram unsuru dexter'a göre daha ön plandadır. ilk sezonlar dexter'a göre daha yavaş ilerler. bu sayede dizideki karakter ve konu derinliği artıyor. bi kaç bölüm izlemekle dizinin değerini anlamazsın ilk sezonu bitie derim, ilk sezondan sonra da zaten kaptırıyorsun. dexter breaking bad'a göre daha çerezdir. ekşını daha boldur. şimdi spoiler olacak diye tam bi şey de yazamıyorum.. benim tavsiyem mümkünse ikisini de izlemen, ben öyle yapıyorum. bi şey kaybetmezsin..
0
İkisi de en sevdiğim dizilerin başında gelir.
Breaking Bad psikolojik yönü daha ağır basan bir yapım. Olaylar oldukça yavaş gelişir. Aksiyondan ziyade karakterlerin ruh halleri daha ön plandadır. Ama bütün olarak ele alırsak harika bir dizi.
Dexter ise daha kolay sindirilen bir dizi. Olaylar daha hızlı gelişir ve sezon finalinde çözülür. Heyecan dozu yüksek sahneleri daha çoktur. Dexter, Breaking Bad'e göre daha geniş kitleye hitap eden bir dizi. Sokaktan adam çevirsen Dexter'ı severek izler ama Breaking Bad'i sıkıcı bulabilir.
Sonuç olarak iki diziyi de izlemeni öneririm. Ama illa birisi dersen Dexter derim.
Breaking Bad psikolojik yönü daha ağır basan bir yapım. Olaylar oldukça yavaş gelişir. Aksiyondan ziyade karakterlerin ruh halleri daha ön plandadır. Ama bütün olarak ele alırsak harika bir dizi.
Dexter ise daha kolay sindirilen bir dizi. Olaylar daha hızlı gelişir ve sezon finalinde çözülür. Heyecan dozu yüksek sahneleri daha çoktur. Dexter, Breaking Bad'e göre daha geniş kitleye hitap eden bir dizi. Sokaktan adam çevirsen Dexter'ı severek izler ama Breaking Bad'i sıkıcı bulabilir.
Sonuç olarak iki diziyi de izlemeni öneririm. Ama illa birisi dersen Dexter derim.
0
breaking bad:www.imdb.com
dexter:www.imdb.com
imdbde burun farkıyla breaking bad önde,dexterin ilk sezonunu izledim fena değil ama abartıldığı kadar iyi bulmadım.yani izlenir ama başrol çok uçuk bir karakter olduğu için kendimi karakterle özdeşleştiremedim yada pek yakın hissedemedim doğrusu.tabi zevkler ve renkler.
dexter:www.imdb.com
imdbde burun farkıyla breaking bad önde,dexterin ilk sezonunu izledim fena değil ama abartıldığı kadar iyi bulmadım.yani izlenir ama başrol çok uçuk bir karakter olduğu için kendimi karakterle özdeşleştiremedim yada pek yakın hissedemedim doğrusu.tabi zevkler ve renkler.
0
dexter izlemedim.breaking bad ise izlediğim en kaliteli dizilerden birisi.aksiyon seviyorsan bb yi izleme.indirmeye başladıysan "stop"'a bas.dizi yavaş ilerliyor ama sarıyor be abi.
0
Bu soru ufak çocuğa "anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı" gibi bir şey.
Dexter ile başlardım ben olsam, nasıl olsa iki diziyi de bir çırpıda bitireceksin.
Breaking Bad'de izlenmesi gereken sağlam yapımlardan, hiç izlememiş veya bir kaç bölüm izlemiş olanların yorum yapanları dikkate alma.
Dexter ile başlardım ben olsam, nasıl olsa iki diziyi de bir çırpıda bitireceksin.
Breaking Bad'de izlenmesi gereken sağlam yapımlardan, hiç izlememiş veya bir kaç bölüm izlemiş olanların yorum yapanları dikkate alma.
0
Ben ikisini de izledim.
Önce BB'yi izleyip ilk 3. sezonunu bitirmiştim. Sonra Dexter'ın ilk sezonunu izledim. ''Aman bu neymiş be BB dururken'' diye sıkılıp bıraktım.
Zevk meselesi tabii bir yerde. Ben polisiye çok severim, çok okumuşluğum ve izlemişliğim vardır. Dexter belki o yüzden basit geldi bana. Millet bildiğin tapıyor.
Sen ikisine de bir başla yahu. Sanki çok mu kaliteli dizi var izlenecek?
Önce BB'yi izleyip ilk 3. sezonunu bitirmiştim. Sonra Dexter'ın ilk sezonunu izledim. ''Aman bu neymiş be BB dururken'' diye sıkılıp bıraktım.
Zevk meselesi tabii bir yerde. Ben polisiye çok severim, çok okumuşluğum ve izlemişliğim vardır. Dexter belki o yüzden basit geldi bana. Millet bildiğin tapıyor.
Sen ikisine de bir başla yahu. Sanki çok mu kaliteli dizi var izlenecek?
0
dexter iyi dizi. breaking bad bir sanat eseri. kıyaslamak bile saçma bence. o kadar net söylüyorum.
0
yigitkaraca
bugün annem izmit'te tünelde 80 km hızla giderken bir otobüs arabaya arkadan çarpmış. neyse ki can kaybı veya yaralı yok. maddi hasar var tabiki. arabanın arkası gitmiş. araba 1 aylıktı, sıfırdı yani. servise götürmüşler 1-1,5 ay sürer demişler. araba kaskoluydu tabiki. yani biz herhangi bir para öd
bugün annem izmit'te tünelde 80 km hızla giderken bir otobüs arabaya arkadan çarpmış. neyse ki can kaybı veya yaralı yok. maddi hasar var tabiki. arabanın arkası gitmiş. araba 1 aylıktı, sıfırdı yani.
servise götürmüşler 1-1,5 ay sürer demişler. araba kaskoluydu tabiki. yani biz herhangi bir para ödemeyeceğiz.
fakat sorun şu: biz 1,5 ay arabasız kalacağız. ayrıca daha çizik bile olmayan araba kazalı araç olduğu için satmak istesek değeri çok düşecek. kaskoda da hasarsızlık indiriminden yararlanamayacağız, hatta -bu konuda tam bir bilgim yok ama- sanırım ödememiz gereken miktar da artacak. üstüne bir de moral bozukluğu cabası.
bu tarz bir hasarın karşılanması adına ne yapabiliriz? arkadan çarpan adam büyük ihtimalle %100 hatalı. yani araba yapılır problem değil fakat maddi açıdan kaybımızı arabaya çarpan kişinin ödemesi gerekir mi?
servise götürmüşler 1-1,5 ay sürer demişler. araba kaskoluydu tabiki. yani biz herhangi bir para ödemeyeceğiz.
fakat sorun şu: biz 1,5 ay arabasız kalacağız. ayrıca daha çizik bile olmayan araba kazalı araç olduğu için satmak istesek değeri çok düşecek. kaskoda da hasarsızlık indiriminden yararlanamayacağız, hatta -bu konuda tam bir bilgim yok ama- sanırım ödememiz gereken miktar da artacak. üstüne bir de moral bozukluğu cabası.
bu tarz bir hasarın karşılanması adına ne yapabiliriz? arkadan çarpan adam büyük ihtimalle %100 hatalı. yani araba yapılır problem değil fakat maddi açıdan kaybımızı arabaya çarpan kişinin ödemesi gerekir mi?
0
zaten hasar onun poliçesinden ödenecek. sizin kasko yaptırdığınız şirket aracınızı yaptırdıktan sonra karşı şirkete faturasını yollayacak. kaskonun hasarsızlığını bilmiyorum ve kaskonun içeriğine göre (bu değişebilir) size sigorta şirketinin araç sağlaması lazım. birkaç şirket bunu şu an yapıyor.
0
bizim bir arkadaşda vardı aynı durumda olan nasıl yaptı etti bilmiyorum ama yeni fabrika çıkışı bir arabayla değiştirdiler hala gelmesini bekliyoruz gerçi.
0
kasko aracınıza sizin verdiğiniz hasar için geçerlidir. Kaza sonrası tutanak ile birlikte yetkili servis/tamirciye götürdüğünüzde eğer hatalı siz değilseniz ödemeyi kusurlu tarafın zorunlu trafik sigortası karşılar. Hatalı taraf sizseniz kasko dahilinde işlem görürsünüz. (Yamuluyorsam lütfen düzeltin)
0
tamırdeki sure boyunca kiralık arac isteyip hatalı tarafa yazdıraibirsiniz oyle bı ımkan var.
deger kaybı konusunda bılgım yok, olmaması lazım ama cakallıkları vardır bı sekil.
hasarsızlık ılk yıl ıcın yok zaten. fazladan 1-2 ay odemıs olacaksınız(glaiba son 12 aya bakılıyor prim hesaplamasında) onun telafisi yok.
deger kaybı konusunda bılgım yok, olmaması lazım ama cakallıkları vardır bı sekil.
hasarsızlık ılk yıl ıcın yok zaten. fazladan 1-2 ay odemıs olacaksınız(glaiba son 12 aya bakılıyor prim hesaplamasında) onun telafisi yok.
0
kasko sirketi size tamirat boyunca bir arac saglamakla yükümlü. isteyince de veriyorlar zaten. ama sıfır aracınızın kaza sebebi ile deger kaybettigini ve zarara ugradiginizi söyleyerek dava acabiliyorsunuz, kazaya sebebiyet veren kisiden tahsil ediliyor o aradaki fark. bir avukata danisin, dava acin, kazaniyorsunuz.
0
1- hatalı taraf trafik sigortasından çarptığı tarafın hasarını öder. bu yüzden çarpılan (siz) kaskoyu bozmak durumunda kalmaz hatta hiç kaskoyla alakası olmaz.
2- evet arabanın değeri düşecek ve moralinizi siniriniz bozulacak ama tramer'de karşı tarafın yaptığı ödemeler çıkıyor mu bilmiyorum, ama çıkmazsa; orjinal parçalarla garantili serviste değişim yapacağınızı varsayarak söylüyorum satışta kimse anlamaz hasarlı olduğunu.
3- sigortalar genelde 1 hafta kadar araba verirler. poliçenizde detaylı bir şekilde yazar bu durum.
4- sigortacı filan tanıdıksa ayarlayın arabayı pert gösterin. piyasa değerinin 2/3 'ü gibi bir hasarda pert olmuş sayılır araba. ayarlanabilir. bu durumda arabanın parasını geri alırsınız (yani yeni araba alırsınız kısaca)
5- bu gün başka bir duyuru için bakarken gördüm 1-1,5 ay sürme konusunda şansınıza aklımda kalmış :
www.radikal.com.tr
2- evet arabanın değeri düşecek ve moralinizi siniriniz bozulacak ama tramer'de karşı tarafın yaptığı ödemeler çıkıyor mu bilmiyorum, ama çıkmazsa; orjinal parçalarla garantili serviste değişim yapacağınızı varsayarak söylüyorum satışta kimse anlamaz hasarlı olduğunu.
3- sigortalar genelde 1 hafta kadar araba verirler. poliçenizde detaylı bir şekilde yazar bu durum.
4- sigortacı filan tanıdıksa ayarlayın arabayı pert gösterin. piyasa değerinin 2/3 'ü gibi bir hasarda pert olmuş sayılır araba. ayarlanabilir. bu durumda arabanın parasını geri alırsınız (yani yeni araba alırsınız kısaca)
5- bu gün başka bir duyuru için bakarken gördüm 1-1,5 ay sürme konusunda şansınıza aklımda kalmış :
www.radikal.com.tr
0
ek olarak; tünelde 80'le giderken ve bir de arkadan çarptıysa kaçarı yok 8/8 suçlu karşı taraf çıkacak. sizin şu andaki tüm işlemleriniz kaskonuz tarafından ödenerek, karşı tarafın trafik sigortasından, yetmezse kaskosundan karşılanacak. hasarsızlığınıza halel gelmeyecek. bir sonraki kaskonuzu %35 indirimle yaptırabileceksiniz. araç tahsis etme konusunda fazla hayalci olmayın. en fazla 8 gün filan araç alabilirsiniz maalesef. parçalar sıfırıyla değişse bile ekspertizde değişim anlaşılabilir. parçanın yeniliği eskiliği değil, boyanın kullanım ömrüne bakıyorlar çünkü. iki yol takip edebilirsiniz. ya daha önce söylendiği gibi arabayı perte çıkarmaya çalışırsınız ya da arabanın yürüyen aksamında bir sorun olmadığını kanıtlayan sağlam belgeleri elinizde tutar, satış esnasında pazarlığınızı bunun üzerinden yaparsınız. yine de fiyat aşağı doğru oynayacaktır. geçmiş olsun.
0
cevapların tamamını okumadım belki söylenmiştir. evet maddi hasarınız arabaya çarpan kişiden tahsil edilecek, onun da sigortası varsa ki vardır, mecburidir bu sigorta, 3. kişilere verilecek hasarı teminat altına alır, kaza başına yanılmıyorsam 17.500 lira fln dı en son. o sigortadan karşılanacak. sigorta poliçeleri çalıştıktan sonra rücu prensibiyle hatalı olana maddi açıdan giydirilecektir.
0
rondo alla turca
dostlar,frostwire'ın patlamasının ardından duyuruda sıkça sözedilen soulseek'i kurmaya niyetlendim ama sözlükte olumsuz yorumlar da var...önerir misiniz, önermezseniz alternatif ne olabilir?
dostlar,
frostwire'ın patlamasının ardından duyuruda sıkça sözedilen soulseek'i kurmaya niyetlendim ama sözlükte olumsuz yorumlar da var...
önerir misiniz, önermezseniz alternatif ne olabilir?
frostwire'ın patlamasının ardından duyuruda sıkça sözedilen soulseek'i kurmaya niyetlendim ama sözlükte olumsuz yorumlar da var...
önerir misiniz, önermezseniz alternatif ne olabilir?
0
yani kaliteli ripi ayıklamak biraz senin yeteneğine kalıyor soulseek'te. ama ben öneririm kesinlikle.
0
aradığının ne olduğuna bağlı olarak değişir. artıları: neredeyse her şeyi bulabilirsin, hayvani kalitede insanlarla tanışabilirsin vs. eksileri: arama biraz kastırabilir (wishlist gibi bir güzelliği olsa da), download yavaş gelebilir vs.
0
diskbudur
neden arşivi kapattılar? sadece ntv ve ntvspor'da arşiv görüyorum diğerlerinde yok. ee böyle ne anlamı kaldı ki yildiz.tv'nin?keza, show tv'nin linkinde de kaç zamandır sky var. birileri mi saldırıyor bu siteye? yoksa teknik problem mi var?buraya kadar falan demediler umarım.
neden arşivi kapattılar? sadece ntv ve ntvspor'da arşiv görüyorum diğerlerinde yok. ee böyle ne anlamı kaldı ki yildiz.tv'nin?
keza, show tv'nin linkinde de kaç zamandır sky var. birileri mi saldırıyor bu siteye? yoksa teknik problem mi var?
buraya kadar falan demediler umarım.
keza, show tv'nin linkinde de kaç zamandır sky var. birileri mi saldırıyor bu siteye? yoksa teknik problem mi var?
buraya kadar falan demediler umarım.
0
hatlar karışmış. yildiz.tv 'den bahsediyor duyuru sahibi.
ben de farkettim değişikliği..
bu kadar mantıklı bir oluşuma bizim medyamızın kayıtsız kalması mümkün olamazdı zaten. belli ki rahatsız olmuşlar insanların istediği zaman girip istediği şeyi izleyebilmesinden. ntv ve ntvspor yetiyordu zaten.. anaakım medyanın sulu zırtlak dizilerini de izlemeyiverelim.
ben de farkettim değişikliği..
bu kadar mantıklı bir oluşuma bizim medyamızın kayıtsız kalması mümkün olamazdı zaten. belli ki rahatsız olmuşlar insanların istediği zaman girip istediği şeyi izleyebilmesinden. ntv ve ntvspor yetiyordu zaten.. anaakım medyanın sulu zırtlak dizilerini de izlemeyiverelim.
0
safseven
hayatımda ilk defa sakal bırakmaya karar verdim. sanırım 2-3 haftasındayım ve şu nalet olası kaşıntı bitirecek beni. siz çiçek çocukları saç sakal konusunda tecrübelisinizdir. ne yapmalı yav?not: yaş 45 ve sakallar da gayet gür sayılır.
hayatımda ilk defa sakal bırakmaya karar verdim. sanırım 2-3 haftasındayım ve şu nalet olası kaşıntı bitirecek beni.
siz çiçek çocukları saç sakal konusunda tecrübelisinizdir. ne yapmalı yav?
not: yaş 45 ve sakallar da gayet gür sayılır.
siz çiçek çocukları saç sakal konusunda tecrübelisinizdir. ne yapmalı yav?
not: yaş 45 ve sakallar da gayet gür sayılır.
0
sakallar çıkarken kaşıntı illa var ama bir yerden sonra pamuk dolu bir bahçedeki krema dolu kavuza atlar gibi oluyor :) sanırım bepanten veya benzer bi krem iyi gelecektir.
0
abi kışın dene sen onu bence. kaşınması normal.
gerçi iş gereği uzatamıyosan bilemiyorum.
gerçi iş gereği uzatamıyosan bilemiyorum.
0
sal abicim sakalı, hiç kesmeden devam et.
sakalına saç gibi davran, şampuanla yıka, kaşıntıdan kurtulursun direkt.
sakalına saç gibi davran, şampuanla yıka, kaşıntıdan kurtulursun direkt.
0
innmania
Arkadaşlar, 1Tb lık harici bellek almak istiyorum önerdiğiniz markalar? teşekkürler.Not: Adaptörsüz almaktan yanayım. ama adaptörlü olanlarla olmayanlar arasında ne gibi farklar var? teşekkürler.
Arkadaşlar, 1Tb lık harici bellek almak istiyorum önerdiğiniz markalar? teşekkürler.
Not: Adaptörsüz almaktan yanayım. ama adaptörlü olanlarla olmayanlar arasında ne gibi farklar var? teşekkürler.
Not: Adaptörsüz almaktan yanayım. ama adaptörlü olanlarla olmayanlar arasında ne gibi farklar var? teşekkürler.
0
seagate kullandım 2 kez tavsiye etmiyorum, sarsıntıda dahi bozuluyor bırak düşmeyi. sanırım nettede en çok seagate sorunu görürsün westernden çok
0
adaptörlü olanlar 3,5 hdd kullanır. masaüstü'nün içindekilerden. diğerleri 2,5'tur, dizüstü bilgisayardakilerden. sabit duracaksa 3,5 al, daha performanslı olur. ama yanında taşıyacaksan kesinlikle 2,5. 3,5 alacaksan da ethernet çıkışı olan bir cihaz alman da fayda var. bağlarsın modeme, tüm cihazlar görür evdeki.
0
hepsini kullanan biri olarak, seagate sakın alma, wd candır kraldır kingdir, xs smart diye bi marka var 1.5 tb lık ondan aldım kullanıyorum memnunum ilk aldığım 500gb da ondandı herhangi bir sorun olmadı hatta aldığım fiyatın fazlasına satmışlığım var başkasına.
0
eğer ssd diyorsan bir tb lık piyasada bildiğim kadarıyla yok. eğer harici hdd ise mutlaka 2,5 inçlik al. adaptörlü olanlar 3,5 inç tir. daha ucuzudur ama bir laptop ile kullanman çok zordur. çünkü kullanacağın zaman hdd için bir priz bulman gerekir. 2,5 içnliklerde bu problemi yaşamazsın.
marka olarak ben samsung derim. wd den de dinleip dinlenip kaçmak gerekir (alınan 3 adet western digitall in üçününde sonu yetkili serviste geldi. hatta bir tanesi master tezimi yiyerek gitti.)
marka olarak ben samsung derim. wd den de dinleip dinlenip kaçmak gerekir (alınan 3 adet western digitall in üçününde sonu yetkili serviste geldi. hatta bir tanesi master tezimi yiyerek gitti.)
0
chaud
Mükemmel bir iş var ve tarif edilen özellikler ben ben benSanırım ömrümün sonuna kadar o işte de çalışabilirimAma...Kesinlikle sigara içmeyen eleman arıyorlar..Sevgilimden ayrıldığımda , finallerde çaktığımda , diplomamı aldığımda , en mutlu günlerimde hep o vardı.Hep o elimde biz ayrılmaz bir ikil
Mükemmel bir iş var ve tarif edilen özellikler ben ben ben
Sanırım ömrümün sonuna kadar o işte de çalışabilirim
Ama...
Kesinlikle sigara içmeyen eleman arıyorlar..
Sevgilimden ayrıldığımda , finallerde çaktığımda , diplomamı aldığımda , en mutlu günlerimde hep o vardı.Hep o elimde biz ayrılmaz bir ikiliyiz.
Yapamam, hayatta olmaz bu şekilde ayrılamayız.
Değil mi?
Sanırım ömrümün sonuna kadar o işte de çalışabilirim
Ama...
Kesinlikle sigara içmeyen eleman arıyorlar..
Sevgilimden ayrıldığımda , finallerde çaktığımda , diplomamı aldığımda , en mutlu günlerimde hep o vardı.Hep o elimde biz ayrılmaz bir ikiliyiz.
Yapamam, hayatta olmaz bu şekilde ayrılamayız.
Değil mi?
0
pek de mutlu gün dostu değil, dert ortağıymış :) o zaman işe girince, rahata erince bırakabilirsiniz. iş de bahane olur işte :)
sakın sakın sakınnn sigara gibi bi meret yüzünden, geleceğinizi, hayatınızın fırsatını tepmeyin
sakın sakın sakınnn sigara gibi bi meret yüzünden, geleceğinizi, hayatınızın fırsatını tepmeyin
0
ilk 1 ay falan işyerinde içme bence, sonra bi şekilde uydurursun kılıfına.
toplantı sonrası sigarası diye bi kavram var hocam, kendini kandırma.
toplantı sonrası sigarası diye bi kavram var hocam, kendini kandırma.
0
Sabah işe gitmeden önce iç, öğlen yemek arasında iç, akşam işten çıktıktan sonra sabaha kadar iç. Böyle güzel bir fırsat yakalamışsın kaçırma.
0
sigara yüzünden işi kaybedersen zaten nefret edersin sonra. ya da daha çok içmeye başlarsın kederden bilemedim şimdi. bırak ama ya da bırakmaya çalış.
0
Birakma zamani gelmis iste.
Zaten sen birakmazsan o seni enkaz halinde birakacak ilerleyen yaslarda.
Zaten sen birakmazsan o seni enkaz halinde birakacak ilerleyen yaslarda.
0
sanırım başvurucam
Eğer görüşme olumlu gidiyorsa nabza göre ben içiciyim ama esiri değilim diyip dürüstlük oyununu oynayacağım.Olumsuzsa @alfred james yöntemi
Eğer görüşme olumlu gidiyorsa nabza göre ben içiciyim ama esiri değilim diyip dürüstlük oyununu oynayacağım.Olumsuzsa @alfred james yöntemi
0
iste sigara arasi verilmiyor mu? kapinin onunde, ogle arasi vs yine icersiniz, sadece azaltmis olursunuz, az gorusursunuz, insan ise girince ailesi ile de az gorusmeyi goze aliyor. ikileminiz yeterince challenging degilmis:P
0
invincible
Ben bi soğutucu aldım çift usb girişi var tek kablo verdiler yanında bu çift usb girişi ne gibi bi fayda sağlıyo ki iki usb ile bağlayınca daha mı hızlı soğutuyo olay nedir tam olarak ?
Ben bi soğutucu aldım çift usb girişi var tek kablo verdiler yanında bu çift usb girişi ne gibi bi fayda sağlıyo ki iki usb ile bağlayınca daha mı hızlı soğutuyo olay nedir tam olarak ?
0
bir tanesi soğutucunun kendisi için, diğeri de usb hub görevi görür. harcadığı usb portunun telafi ediyor yani.
0
tombalabala
Hali hazırda Avea kullanıcısıyım ama aldığım hizmet karşısında ütüldüğümü düşünüyorum. Şimdi bana lazım olan aylık 300-400dk konuşma, 10-20 sms, 200-300mb internet. Bu üçünü en ucuza alabileceğim operatör ve paketi konusunda yardımlarınıza ihtiyacım var pargalılar..
Hali hazırda Avea kullanıcısıyım ama aldığım hizmet karşısında ütüldüğümü düşünüyorum.
Şimdi bana lazım olan aylık 300-400dk konuşma, 10-20 sms, 200-300mb internet. Bu üçünü en ucuza alabileceğim operatör ve paketi konusunda yardımlarınıza ihtiyacım var pargalılar..
Şimdi bana lazım olan aylık 300-400dk konuşma, 10-20 sms, 200-300mb internet. Bu üçünü en ucuza alabileceğim operatör ve paketi konusunda yardımlarınıza ihtiyacım var pargalılar..
0
Vodafone. Ben genç avantaj kullanıyorum, aylık 500dk+5000 sms bir de internet paketi aldım 100 mb (8tl) =33 tl ödüyorum. 100 mbtan sonra kota aşımı yok internet hızı düşüyor sadece ekstra bi ödeme yapmıyorsunuz. Gayet de memnunum.
0
0
strateji
Eğlenceli, sıkmayan, komedi dozu ön planda olan hangi filmini/filmlerini tavsiye edersiniz? son dönem olanları izledim; anything else, melinda and melinda, match point, scoop, cassandra, vicky, whatever. Öncekilerden öneriler?
Eğlenceli, sıkmayan, komedi dozu ön planda olan hangi filmini/filmlerini tavsiye edersiniz? son dönem olanları izledim; anything else, melinda and melinda, match point, scoop, cassandra, vicky, whatever. Öncekilerden öneriler?
0
eskilerden annie hall ve manhattan dışında hemen hemen hepsi aynı ayarda eğlenceli seyirlik filmler. bu iki tanesi ise woody allen ın en iyileri.
0
deconstructing harry (bence mutlaka izle)
small time crooks (böyle eğlencelik, sabun köpüğü, zamanın nasıl geçtiğini bilmezsin, altyazısını da ben çevirmiştim)
curse of jade scorpion (iyidir)
small time crooks (böyle eğlencelik, sabun köpüğü, zamanın nasıl geçtiğini bilmezsin, altyazısını da ben çevirmiştim)
curse of jade scorpion (iyidir)
0
ocanal
hiç ihtiyacım olmadı şimdiye kadar ama merak ettim, çilingir çağıracağımız zaman polise mi haber veriyoruz, çilingir mi polise haber veriyor veya illa polise haber vermesi mi gerekiyor, bu işin raconu nedir?
hiç ihtiyacım olmadı şimdiye kadar ama merak ettim, çilingir çağıracağımız zaman polise mi haber veriyoruz, çilingir mi polise haber veriyor veya illa polise haber vermesi mi gerekiyor, bu işin raconu nedir?
0
öyle bir şey mi varmış ya, haberim yoktu. bizim anahtar falan 2-3 kere içeride kaldı, çağırdık geldi açtı gitti.
0
çilingiri çağırıyosun, eve gidiyorsun, "abi gerçekten ev senin mi?" diye soruyor, "evet" diyorsun ve 10 saniye içinde kapıyı açıyor, parasını alıp içeri bile bakmadan gidiyor.
Polis mi? hmm.. o konuda bi bilgim yok?!
Polis mi? hmm.. o konuda bi bilgim yok?!
0
çilingir tipinden anlıyor zaten. bir de gecenin üçünde çilingir çağırırsan adam şüphelenir. gerçi hırsızlar çilingir kadar ustadır. onların çağırmalarına pek gerek olmaz...
0
@divit yok yahu bir şey izlemedim, duymuştum birkaç kez, harbi yok mu lan böyle bir şey?
0
şimdiye kadar hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım, karşılaşan duymadım. gelip açıyor, saatine göre de parasını cukkalayıp gidiyor. şöyle de bir mantık kurabilirsin, hırsız olsan çilingir mi çağırırsın?
0
livaneli kadir
Şarkının içinde kız baya baya inliyor :) nedir bu şarkı yav?Edit: aa... a... aa... aa... Nakaratta tam böyle inliyor. Edit: macera filmlerinde gece klüplerinde çalan şarkılara benziyor. Boğuk bir ses ve müzik. Edit: içindeki bir sözü anlasam zaten kendim bulurum.
Şarkının içinde kız baya baya inliyor :)
nedir bu şarkı yav?
Edit: aa... a... aa... aa...
Nakaratta tam böyle inliyor.
Edit: macera filmlerinde gece klüplerinde çalan şarkılara benziyor. Boğuk bir ses ve müzik.
Edit: içindeki bir sözü anlasam zaten kendim bulurum.
nedir bu şarkı yav?
Edit: aa... a... aa... aa...
Nakaratta tam böyle inliyor.
Edit: macera filmlerinde gece klüplerinde çalan şarkılara benziyor. Boğuk bir ses ve müzik.
Edit: içindeki bir sözü anlasam zaten kendim bulurum.
0
şaka olsun diye the cranberries - zombie diyecem de, beni topla tüfekle kovacaklar buradan.
0
şarkıyı söyleyen de kadın mı, yoksa sadece nakaratlarda inlesin diye mi koymuşlar?
0
yahu hatırladım bu şarkıyı son 6-7 yıl içinde çıkmış bi şarkı, aaah ahhhh ahhh diye inlemeler vardı şarkıda. sdgöçsdgmç ama adını çıkaramadım lan.
0
@altini ser incisi ker galiba sen bulacaksın...
Şarkıyı erkek söylüyor sanırım. Boğuk bir ses var.
Şarkıyı erkek söylüyor sanırım. Boğuk bir ses var.
0
şarkı rock tarzındaysa bu olabilir , olmadı burda da inleme var idare et artık.
Rob Zombie - Foxy, Foxy --- www.youtube.com
Rob Zombie - Foxy, Foxy --- www.youtube.com
0
deeperdown
nasıl oluyor? eksik kalan parçanın fotoğrafını falan mı çekip gerekli firmaya gönderiyoruz? bilenler bi etraflıca anlatsa ya şu olayı?
nasıl oluyor? eksik kalan parçanın fotoğrafını falan mı çekip gerekli firmaya gönderiyoruz? bilenler bi etraflıca anlatsa ya şu olayı?
0
soldan sağa ve yukarıdan aşağı sayıp koordinat belirliyorsun, resmin koduyla beraber yolluyorsun.
0
her firmanın / markanın eksik parça desteği yok.
sitesinden bakabilirsiniz eksik parça desteği olup olmadığına...
sitesinden bakabilirsiniz eksik parça desteği olup olmadığına...
0
educanın puzzle'ını yaptım ve bi parça eksik kaldı kutunun içinden eksik parça formu çıkıyor doldurdum postaladım ve parça geldi ama baya bi geç geldi parçanın kodunu yukardan x sağdan y fln diye sayman lazım nasıl yazacağını da formda söylüyor
0
educa'nın web sitesinden yapabiliyorsunuz eğer yaptığınız puzzle educa'ysa. bana yaklaşık 1 ayda geldi. parçayı nasıl belirleyeceğiniz de kutunun üstündeki "kayıp parça desteği" bölümünde yazıyor. denildiği gibi, amiral battı oyunu misali soldan sağa, yukarıdan aşağıya sayıp 15-5 gibi bir rakam belirleyip istiyorsunuz parçayı.
0
zaugnakhaldun
Romalılar merhaba,Bütçeme uygun bir araba almayı düşünüyorum ama kafamda pek çok soru var açıkçası.1-) 15 - 16.000'i geçmeyecek şekilde yakıt tüketimi az olan, kullanmaya değer hangi modelleri araştırmalı? Clio falan bakıyoruz ama emin olamadık.2-) Benzin mi dizel mi? Hafta içinde şehiriçi tek tük k
Romalılar merhaba,
Bütçeme uygun bir araba almayı düşünüyorum ama kafamda pek çok soru var açıkçası.
1-) 15 - 16.000'i geçmeyecek şekilde yakıt tüketimi az olan, kullanmaya değer hangi modelleri araştırmalı? Clio falan bakıyoruz ama emin olamadık.
2-) Benzin mi dizel mi? Hafta içinde şehiriçi tek tük kullanılacak, haftasonunda İstanbul'a yakın yerlere götürecek bir araba var kafamızda; dolayısıyla az yakıt tüketimi olan bir benzinli mi bakmalı yoksa dizele mi odaklanmalı? Kendilerince avantajları dezavantajları nedir bunların?
3-) 2. el araba geriye dönük maksimum hangi sene ve maksimum kaç km araç bakmalı?
Daha sorular da çıkabilir,
teşekkürler şimdiden yardımlarınız için
Bütçeme uygun bir araba almayı düşünüyorum ama kafamda pek çok soru var açıkçası.
1-) 15 - 16.000'i geçmeyecek şekilde yakıt tüketimi az olan, kullanmaya değer hangi modelleri araştırmalı? Clio falan bakıyoruz ama emin olamadık.
2-) Benzin mi dizel mi? Hafta içinde şehiriçi tek tük kullanılacak, haftasonunda İstanbul'a yakın yerlere götürecek bir araba var kafamızda; dolayısıyla az yakıt tüketimi olan bir benzinli mi bakmalı yoksa dizele mi odaklanmalı? Kendilerince avantajları dezavantajları nedir bunların?
3-) 2. el araba geriye dönük maksimum hangi sene ve maksimum kaç km araç bakmalı?
Daha sorular da çıkabilir,
teşekkürler şimdiden yardımlarınız için
0
merhabalar,
1) araba modeli konusunda fikrinizi oluşturup, seçenekler arasındaki farkları sorarsanız daha tatminkar yanıtlar alabilirsiniz.
2) kullanım seçeneklerine göre benzinli ve az yakan bir araç size daha uygun görünüyor. hem alım hem de bakım maliyeti yakıt masrafını tolere edecektir. zaten motorin fiyatları da aldı başını gitti.
3) bence senenin büyük önemi yok. 60-90.000 arası ideal sayılabilir. daha aşağısına yüksek fiyat vereceklerdir zaten. tabi arabanın nasıl kullanıldığı da önemli bir etken. kazasından belasından bahsetmiyorum. o konuda zaten dikkatli olunmalı. işte 80.000 km'yi şehir içinde yapan arabayla şehir dışında yapan arabanın motorunda fark olacaktır mutlaka.
son olarak, arabayı garantili bir galeriden ya da bir miktar ekspertiz ücretini gözden çıkararak iyice baktırarak almanızda fayda var.
şimdiden hayırlı olsun.
1) araba modeli konusunda fikrinizi oluşturup, seçenekler arasındaki farkları sorarsanız daha tatminkar yanıtlar alabilirsiniz.
2) kullanım seçeneklerine göre benzinli ve az yakan bir araç size daha uygun görünüyor. hem alım hem de bakım maliyeti yakıt masrafını tolere edecektir. zaten motorin fiyatları da aldı başını gitti.
3) bence senenin büyük önemi yok. 60-90.000 arası ideal sayılabilir. daha aşağısına yüksek fiyat vereceklerdir zaten. tabi arabanın nasıl kullanıldığı da önemli bir etken. kazasından belasından bahsetmiyorum. o konuda zaten dikkatli olunmalı. işte 80.000 km'yi şehir içinde yapan arabayla şehir dışında yapan arabanın motorunda fark olacaktır mutlaka.
son olarak, arabayı garantili bir galeriden ya da bir miktar ekspertiz ücretini gözden çıkararak iyice baktırarak almanızda fayda var.
şimdiden hayırlı olsun.
0
toshiro
selamlar ahali.. anar'ın puslu kıtalar atlasını okumuştum, hoşuma gitmişti.. diğer kitapları alamdım daha. geçenlerde elime amat ile suskunlar geçti. kitaplar arasında bir hikaye bütünlüğü var mı? önce elimde olduğu için bu ikisini okusam diğerlerine sonra mı başlasam yoksa yayın sırasına göre mi de
selamlar ahali.. anar'ın puslu kıtalar atlasını okumuştum, hoşuma gitmişti.. diğer kitapları alamdım daha. geçenlerde elime amat ile suskunlar geçti. kitaplar arasında bir hikaye bütünlüğü var mı? önce elimde olduğu için bu ikisini okusam diğerlerine sonra mı başlasam yoksa yayın sırasına göre mi devam etsem okumaya ?
0
yine de bu tür durumlarda kronolojik gitmekte fayda var yazardaki ilerlemeyi görmek adına.
0
elinizde hangisi varsa onu okuyun. içinizden hangisini okumak geliyorsa.
kendisi hocam olur. o da böyle söylerdi.
kendisi hocam olur. o da böyle söylerdi.
0
