Giriş
(3)

başka ilden sabıka kaydı almak

imparatorolmayikolaymisandin
istanbul da oturuyor gözüküyorum izmir de bulunduğun yerdeki savcılıktan almam mümkün müdür?
istanbul da oturuyor gözüküyorum izmir de bulunduğun yerdeki savcılıktan almam mümkün müdür?
0
imparatorolmayikolaymisandin
(22.12.08)
mümkün.
0
axijazz
(22.12.08)
metroda stadyum duraginda inip alttaki adlye taksi dolmuslarina binersen cok optimum olur. bu arada cevabi kuvvetlendirmek icin. mumkundur. kolay gelsin
0
teolog35
(22.12.08)
karşıyaka adliyesinden de alabilirsin.
0
sui
(23.12.08)
(5)

eski yazarlara bir soru

atmosphere
son yazar alımından sonra sol frame acaip yavanlaştı. acaip tuhaf başlıklar var. daha önceki yazar alımlarında da böyle durumlar oldu mu?
son yazar alımından sonra sol frame acaip yavanlaştı. acaip tuhaf başlıklar var. daha önceki yazar alımlarında da böyle durumlar oldu mu?
0
atmosphere
(22.12.08)
Olurdu. Hem de daha beterleri olurdu. Bu yine iyi hali.
0
ataturkiye
(22.12.08)
4 kasım 2007 klonların saldırısı bundan hiç farklı değildi. herkes "bittik aman gittik aman" diye söylenmişti. sonra yavaş yavaş rayına oturdu ve hatta eskisinden daha iyi oldu. bunda da öyle olacaktır muhtemelen. doğal seleksiyon zaten kötü yazanları ayıracak bir süre sonra.
0
deckard
(22.12.08)
yavanlaşma olsa bir tek derdimiz. sözlük açılmıyor iki gündür. iki mesaja cevap vermek eziyet oldu. resmen soğudum sözlük ortamından
0
mea maxima culpa
(22.12.08)
Altıncı neslin gelişi daha korkunçtu. Ayrıyetten bana mı öyle geliyor bilemiyorum ama onlarda sözlük formatından bihaberlik orantısal olarak daha da fazlaydı. Ben o zaman çok sinirlenmiş, çok üzülmüş, Hülya Koçyiğit edasıyla koşarak kendimi yatağa atmış ağlamıştım. Beyhudeymiş, çünkü 2-3 ay içinde kötüler sourlinesdan uçuş kartlarını çoktan almış oluyorlar. O yüzden fazla takmamak lazım.
0
sui
(22.12.08)
pek okuyamıyorum ki yavaşlıktan, çok formata aykırılık yok belki ama kimse alınmasın, amma havalardasın demesin, çok yavanlık var. :(
yazılanlı okuyorum. hiç orjinal bir laf yok. boş laf salatası. bir de hani yazar olmuşuz biz de yazmış olalım hesabı yazılmış şeyler.
0
mea maxima culpa
(23.12.08)
(11)

bilinçaltı mesaj

deckard
ben bu duyumsal bilinçaltı mesajlarına inanmıyorum. hani izlediğimiz reklamlarda gizliden gizliye bilinçaltına mesajlar varmış falan. bunun gerçeği aslı astarı nedir? yani mesela görsel bilinçaltı mesajı mantıklı. fed-ex'in logosuna bakaren, silence of the lambs posterine bakarken istemeden olsa onu
ben bu duyumsal bilinçaltı mesajlarına inanmıyorum. hani izlediğimiz reklamlarda gizliden gizliye bilinçaltına mesajlar varmış falan. bunun gerçeği aslı astarı nedir? yani mesela görsel bilinçaltı mesajı mantıklı. fed-ex'in logosuna bakaren, silence of the lambs posterine bakarken istemeden olsa onu algılıyor ve fark edemiyor olabiliriz. fakat işte bazı şarkıların tersten çalınışındaki gizli mesajı benim algılayıp ona göre hareket ettiğimi düşünmüyorum (misal stairway to heaven nakaratı).

bir de 25. frame olayı var. hele bunun bilinçaltını zerre etkilediğini düşünmüyorum. ama millet o kadar kaptırmış ki kendini.. konu hakkında bilgisi olanlardan bilgi almak istiyorum.

emin olun google'dan ilgili makaleleri okudum.
0
deckard
(22.12.08)
freud
0
bryan fury
(22.12.08)
sui
(22.12.08)
@sui, iyi de subliminal message ve subliminal perception başlıklarını okudum hatta google'dan bakındım falan. bu olay nedir diye sormuyorum.

gayet açık: görsel bilinçaltı mesajlar bir nebze başarılı olabilir ama duyumsal bilinçaltı mesajların kesinlikle saçmalık olduğunu düşünüyorum. hakkaten duyumsal bilinçaltı mesaj bir saçmalıktan ibaret midir?
0
🌸deckard
(22.12.08)
Birkaç deneyde bilinçaltın tepkisini göre bilmek için ani resimler veriyorlardı yani kritize etmesinler diye. Bunlardan biri homoseksüllere bir sürü resim gösteriyorlar bu normal resimlerin aralarına erekte olmuş kadın ve erkek cinsel organlarının resimlerini koyuyorlardı(anlık). Amaç homolardaki vücut tepkisinin(beyin işleyişi, salya artışı falan...) normal insanlarla(evet homofobiğim) farkını ayırtetmek.

Sonra hayatimdegisti.com var bunuda incele.Birçok insan işe yaradı demiş ama belki buradaki insalar placebo etkisi ile iyi olmuşlar.Aslında deney yapmak lazım ama buradaki insanlar yanışır mı bilmem.Benim aklımda ne zamandır birkaç senaryo var. :)

Uzun lafın kısası valla kullanılıyor ama birebir 25. kare senin beynini miker diymem :)

Edit: duyumsal= işitsel olarak mı kullandın eğer öyle ise ilk ve son paragrafı kale alma :).Duyum dendiği zaman 5 duyu aklıma geliyor.
0
ilkdefa
(22.12.08)
"görsel bilinçaltı mesajlar bir nebze başarılı olabilir ama duyumsal bilinçaltı mesajların kesinlikle saçmalık olduğunu düşünüyorum." demiş. görmek de bir duyu olduğundan burada duyumsal derken duymaktan bahsetmiş. kulak ile duymak. işitmek.

cevabı ben de merak ediyorum, bilen biri açıklarsa +rep.
0
mevta
(22.12.08)
Duyumsaldan kasıt kulakla duymak mı burada?
0
sui
(22.12.08)
mantık gayet basit. ekranda görünen fakat algılanamayan cismin bilinçaltını meşgul etmesi. ayrıca yapılan tüm araştırmalar bu olayın kişinin davranışlarına yansımadığını açıklıyor.

25. kare, saniyenin binde biri. böyle janjanlı kelimelere gerek yok. birisi çıkartsa sana dalgayı gösterse, yirmi yıl aklını meşgul eder o senin, yalan mı?
0
cryin
(22.12.08)
(bkz: duyumsal)
(bkz: duyum)

yani evet, duyma olayı.
0
🌸deckard
(22.12.08)
stairway to heaven'da oyle bi olay yok uydurma o haberin olsun ;) bi deli kuyuya bi tas atmis hesabi :)
0
samfisher
(23.12.08)
insanin duygularini ve davranislarini etkileyebiliyor ama sana birseyi yaptirmasi kanitlanmis birsey degil. etkili olmasi icinse farketmeden algiyor olman gerekiyor.

surda da soylemis ve bir deneyden bahsetmis:
en.wikipedia.org
Audio
0
ermanen
(23.12.08)
@samfisher, jeffmilner.com
0
🌸deckard
(23.12.08)
(11)

İnsan canının değeri

redlinetheturk
İnsan canı neden çok değerlidir? Aşağılarda japonların intihar etmesiyle ilgili bir duyuruda gördüm de, bi an aklıma geldi. Bizim etimiz altın, sütümüz gümüş mü? nedir yani?
İnsan canı neden çok değerlidir? Aşağılarda japonların intihar etmesiyle ilgili bir duyuruda gördüm de, bi an aklıma geldi. Bizim etimiz altın, sütümüz gümüş mü? nedir yani?
0
redlinetheturk
(22.12.08)
herkesin kendisi için cevaplayabileceği bir soru bu. değersiz bulanlar ya da daha fazla değer verdikleri bir şeyleri olanlar vazgeçiyorlar canlarından
0
trocero
(22.12.08)
hayatında tekrardan elde edemeyeceği tek şey olması?
0
arwear
(22.12.08)
@arwear: can olmadığında hayat olmuyor zaten, bir şey elde etmenin veya kaybetmenin önemli olduğunu sanmıyorum öyle bir durumda.

ayrıca (bkz: 1 kisinin olumu trajedi 1 milyonunki istatistiktir)
0
nickini vermek istemeyen suser
(22.12.08)
Kiminin canı tatlıdır, canı candır bir diğeri ise belki kendisine göre patlıcandır. Japonların intiharı onuru ve kişiliği kurtarmak içindir. Bazıları sadece bu dünya için yaşar, bir tövbenin bir af dilemenin yeterli olduğunu düşünür ve dünyevi zevklerin türlüsünü tadar. Bazıları iki tarafı da düşünür, dünyevi şeyleri fazla abartmaz, gerekenleri yapar diğer tarafı oluruna bırakır. Sorunuzun cevabı özetle şudur; altınlık gümüşlük olmak değildir bahsedilen, haddinden fazla uçarı kaçarı olmak ayakları yerden kesiyor sanırım. Değerli olmak insanı insan yapan değerleri ne kadar değerli kıldığımıza bağlı belki...
0
tubytube
(22.12.08)
intihar diyince kendi canımı kastettim gibi oldu galiba. o değil; neden insan canı çok kutsaldır?
0
🌸redlinetheturk
(22.12.08)
Cunku insan, manevi degeri en yuksek canlidir. (istisnalar kaideyi bozmaz)
0
ermanen
(22.12.08)
insanoğlunun kendini beğenmişliği, din, ego, yaşama içgüdüsü...
0
nickini vermek istemeyen suser
(22.12.08)
@ermanen biraz daha açabilir misin?
@herkeşcikler: değerlerin merkezi nedir peki? var olan en yüksek değer insan canı mıdır? dünya'ya (gezegen olarak)olan saygı mıdır? hayvan sevgisi midir? ya dünyanın ileride bu kadar milyar insana yetemeyecek olması gerçeği ne olacak? o zaman da insan canı bu kadar değerli olacak mı?
büyük resme bakacak olursak insanların yokluğu diğer her türlü canlı için faydalı olmaz mı? (bildiğimiz kadarıyla) evrene en çok zarar veren, dengesinin amına koyan canlı türü olarak neden evrendeki en yüce yaratık insandır? (bu konuyu sorgularken din tamamen kapsam dışında bırakılmıştır, değinmeyiniz)
0
🌸redlinetheturk
(22.12.08)
"the day the earth still stood" filmini oneriyorum o zaman, belki de izledin ve ondan sonra soruyorsun...

madem sormussun biraz daha acayim:
insanin degeri sadece varligindan gelmiyor, insanin amaclari dogrultusunda yaptigi hersey ve akil olarak en ustun canli olmasi onu en degerli canli yapiyor zaten. ama insan kendi ozelligini kotuye de kullaniyor dedigin gibi ama kotuye kullanmadigin surece en mukemmel canli insan.
0
ermanen
(22.12.08)
İnsan canının çok değerli olmasının nedeni değerleri insanların belirlemesidir. Kaplanlar ya da pırasalar belirliyor olsaydı inan bu denli değerli olmayacaktı özetle.
0
sui
(22.12.08)
yalnızca insan canı değil can önemli. zaten başka canlara önem vermeyen, insan canına da önem vermiyor (ya da yalnızca sözde veriyor).
tanrıya, canın tanrı tarafından verildiğine inanmasan bile (ki inanıyorsan değeri daha da artıyor) bir otun, bakterinin, en küçük yaşam belirtisinin ortaya çıkışı bile bir emek, zahmet istiyor ve insanın yapamayacağı bir şey. insanüstü bir şey olduğu için değerli can. (çocuk doğurmak, laboratuvar ortamında canlı oluşturmak insan eliyle can vermek değil çünkü orada yalnızca uygun koşullar yeniden oluşturuluyor).
ve her canın yaşam hakkı var. ama ne yazık ki güçlüler zayıfların yaşam hakkını elinden alıyor çoğunlukla.
0
zen spider
(23.12.08)
(6)

kediler

durucan
kediler kaç yıl yaşar
kediler kaç yıl yaşar
0
durucan
(22.12.08)
12 - 15 yıl deniliyor

google süperdir bu arada
0
tai
(22.12.08)
bakımına göre değişir evcil bir kedi 14-15 yıl yaşayabilir

amcamgillerin kedisi 23 yıl falan yaşamış.

edit: o 23 yıllık kedi de rahatsızlığından dolayı "uyutulmuş" yoksa daha canı varmış yani..

ayrıca google bi tanesin
0
birberberbirberberebreberber
(22.12.08)
tanıdığım en yaşlı kedi 18 yaşında öldü. o da kendi ölmedi. yaşamasını engelleyecek kadar büyük bir rahatsızlığı yüzünden mecbur kalınıp uyutuldu.
0
kibritsuyu
(22.12.08)
google efendinin dediğine göre kayıtlara geçen en uzun ömürlü kedi 28 yaşındayken göç eylemiş

edit: bu arada google diyor ki dünyanın en yaşlı canlısı Ross Denizi’ndeki iki metre uzunluğundaki dev bir süngerdir. Bilimsel adı Rossellidae olan bu sünger tam 10.000 yaşında imiş.
0
goodbyecruelworld
(22.12.08)
başkası da demiş ama ben bir daha diyeceğim, başka türlü öğrenemiyor bazı insanlar.. soru sormadan önce google'a bakmayı deniyor musunuz? google'dan önce mi ekşi duyuru'yu öğrendiniz yoksa?
0
nihilanth
(22.12.08)
Sokak kedisiyse en fazla 2-3 yıl. Sokaktaki kedilere şevkat gösterin, yemek su verin.
0
sui
(22.12.08)
(7)

tugla gibi, surukleyici, ingilizce roman

layouter
uzun yolda okumak uzere basliktaki tarife uygun, hafif (yani bana oturup yasami sorgulatmayacak) bir roman aramaktayim. yani gidip raflarda bakinsam ille bir seyler bulurum da, sizin boyle "ya su var ya super, kesin oku" dediginiz bir seyler varsa o daha guzel olur diye dusundum. tesekkurler simdide
uzun yolda okumak uzere basliktaki tarife uygun, hafif (yani bana oturup yasami sorgulatmayacak) bir roman aramaktayim. yani gidip raflarda bakinsam ille bir seyler bulurum da, sizin boyle "ya su var ya super, kesin oku" dediginiz bir seyler varsa o daha guzel olur diye dusundum. tesekkurler simdiden :)
0
layouter
(22.12.08)
irvine welsh kitaplarını tavsiye edebilirim ben. porno tuğla gibi ayrıca.
0
black samourai
(22.12.08)
sürükleycilik açısından dan brown'un angels and deamons'ını kesinlikle tavsiye ederim. amma ve lakin, okumuş olma ihtimaline karşı da, dan brown'ın diğer okumadığın bir kitabının ingilizcesi de kesin iş görecektir kanaatindeyim. ;) ya da herhangi bir agatha christie de olabilir. they came to baghdad iyidi mesela.
0
duce mehmet
(22.12.08)
neil gaiman dan american gods denenmeli bence
0
demlikposet
(22.12.08)
roman değil de öykü istersen:

(bkz: roald dahl)
0
sui
(22.12.08)
harry potter serisi.
0
ozdek
(22.12.08)
inci gibi dişler/white teeth
yazarın dili çok güzel, akıcı, eğlenceli vs vs. öneririm kesinlikle.
0
girl in a coma
(22.12.08)
durgun akardı don. hem 4 cilt hem de dili çok akıcı.
0
hirondelle
(22.12.08)
(5)

izmirde oyuncakçı?

ajx
izmirde bildiğiniz büyük çok çeşit oyuncak satan yerler var mı? Özellikle böyle 6bb lik paintball tabancasıydı tüfekti gibi nerneleri de içerebilen biryer..ayrı olarak airsoft veya benzeri silah satan yerler varsa bildiğiniz onlarda işime yarayabilir..
izmirde bildiğiniz büyük çok çeşit oyuncak satan yerler var mı? Özellikle böyle 6bb lik paintball tabancasıydı tüfekti gibi nerneleri de içerebilen biryer..

ayrı olarak airsoft veya benzeri silah satan yerler varsa bildiğiniz onlarda işime yarayabilir..
0
ajx
(20.12.08)
egs de toyzz shop var?
0
the man who hears deepest inquisitions
(20.12.08)
güzelyalı'da "disney land" diye bir yer vardı. parkın karşısında. ismi farklı olsa da hala oralarda bir yerlerde olması lazım.
0
passenger
(20.12.08)
Balçova'da Agora ve Kipa'da iki büyük oyuncak mağazası var.
0
sui
(20.12.08)
peki böyle model silah satılan biryer bilen var mı?
0
🌸ajx
(20.12.08)
bahsettiginiz BB gun'lar falan av malzemesi satan yerlerde bulunur.

kizlaragasi'nda boyle bi dukkan var. hem de baya guzel cesitler var, vitrinine bakmistim yemek yerken. bi esnafa "ya bilader buralarda 3.5 liraya bi porsiyon istavrit yapan bi yer varmis" dersen, o balikcinin tam karsisinda bu silahci dukkani.
0
osuruklu
(20.12.08)
(3)

Kongre, Sempozyum, Konferans, Seminer

sleepy99
bunların farkı nedir?
bunların farkı nedir?
0
sleepy99
(20.12.08)
Kongreye temelde belli bir kuruluşun, derneğin üyeleri katılırlar. Yani yıllık bir toplantı gibidir mesela. Partilerin, spor kulüplerinin kongreleri olur o yüzden. Akademik kongrelerde de Hede Araştırmacıları Birliğinin üyeleri olmalıdır özü itibari ile, ama konferansla artık iyice karıştığı için bu kelime, üyelik olmasa da bu tip toplantılara kongre dendiğini görebilirsin.

Konferans, üyelik şartı olmadan bir konuda tartışmaya gelmiş insanların olayıdır. Genelde konferans teması dahilindeki bildiriler sunulur ve tartışılır buralarda.

Benim bildiğim seminer tartışma değil öğretme amaçlı bir toplantıdır. Bir ya da bir kaç kişi bir konu hakkında ders verirler bi nevi.

Sempozyumda ise galiba tek bir konu farklı uzmanlar tarafından değişik yönlerden ele alınıyor, siz de gidip dinliyorsunuz. Açık oturum gibi.
0
sui
(20.12.08)
sponsor farki vardir, finansal destegine gore seviyelendirilen organizasyon cesitleridir.

buyuklukleri su sekildedir manidar bir sekilde yazmak istedim hem sus olur;

konferans; sempozyumu dover, sempozyomun gucu ancak seminere yeter, kongre ise alayina pis bir bakis atar, digerleri "tamam abi, biz bilemedik sen buyuksun." derler.
0
lejant
(20.12.08)
kongre ve sempozyumlar bildiğim kadarıyla diğerlerine göre daha uzun sürmekte. birkaç gün sürenleri oldugu gibi 9-10 gün devam eden kongreler ve sempozyumlar mevcut oluyor.

kongreye örnek vereyim; lisanstayken "ulusal fizik öğrencileri kongresi" diye birşey vardı, her yıl farklı bir üniversitenin ev sahipliğinde gerçekleşen bir kongre bu. 4 gün boyunca herkes hazırlamış oldukları sunumları, posterleri sergiledi, anlattı. bu şekilde akşamları da organizasyonlar devam etmekteydi. genelde güçlü bir sponsor gerektirir.

aynı şekilde sempozyum için de genelde güçlü bir sponsor gerekli olur; buna bir örnek de atıyorum "uluslararası ibn arabi sempozyumu" vardı, bunda da 1 hafta boyunca yurtiçi-yurtdışından gelen araştırmacılar, akademisyenler ibn arabi'yi, eserlerini, ondan sonrasını, onun kimlerden etkilendiğini, vb. anlattılar.

seminer de konferanstan farklı olarak aynen sui'nin dediği gibi. mesela bir hoca gelir, string theory ile ilgili yaptıgı çalışmalardan bahseder, bilgi verme amaçlıdır. konferansta da bilgi verilir ama salt bilgi değil değişik bakış açıları devreye girebilir.
0
light beam
(20.12.08)
(9)

şöyle ailecek oynanabilecek bilgisayar oyunu

bir zamanlar cocuktum
soru sanırım başlıkde gayet açık ama genede açıklamak gerekirse, şöyle bir aile saadeti yaşayayım istedim var mıdır eski bir önceki jenerasyonunda severek oynayabileceği ve ailecek hot seat usulü tek bir pcden oynayabileceğimiz oyunlar?
soru sanırım başlıkde gayet açık ama genede açıklamak gerekirse, şöyle bir aile saadeti yaşayayım istedim var mıdır eski bir önceki jenerasyonunda severek oynayabileceği ve ailecek hot seat usulü tek bir pcden oynayabileceğimiz oyunlar?
0
bir zamanlar cocuktum
(19.12.08)
Worms!
0
joelskellington
(19.12.08)
evet benimde aklımdan geçen ilk oyun worms hatta indirmeyede başladım ama başka neler vardırki acaba diye düşünmeden duramıyorum tabiki.
0
🌸bir zamanlar cocuktum
(19.12.08)
en.wikipedia.org:Multiplayer_hotseat_games
0
ermanen
(19.12.08)
Volfied oynardık biz. Buna benzer Zuma falan oynayabilirsiniz. Yani Quake falan aile saadetine ters...
0
sheba and the albino girls
(20.12.08)
sims niye yazılmamış ki.

(bkz: sims)
0
naithan
(20.12.08)
Aman ha Zuma falan yukliyim demeyin pc ye oturmazsiniz birdaha sira bana gelsin diye beklersiniz.
0
gone with the sin
(20.12.08)
annemi zuma'ya alıştırdık. korkuyoruz.
0
gxix
(20.12.08)
madem ailece oyun oynama gibi bir şansınız var bırakın bilgisayarı falan yahu. ne bilgisayarmış be. sims neymiş worms neymiş kralını tanımayın. masaüstü oyun alın. aaa.

www.ereyon.com.tr
0
mevta
(20.12.08)
(16)

Reklamindan etkilenerek aldiginiz urun

ermanen
simdi reklamlar ne kadar etkili tartisilir tabi, daha once de tartisildi sanirim burda, simdiye kadar aldigim hicbir urunde reklamindan etkilenmedim sanirim, ya da sadece reklamina gore karar vermis olmadim. Sizin hic reklamindan etkilenerek aldiginiz urun oldu mu? Hangi urundu? Bir de hangi urunun
simdi reklamlar ne kadar etkili tartisilir tabi, daha once de tartisildi sanirim burda, simdiye kadar aldigim hicbir urunde reklamindan etkilenmedim sanirim, ya da sadece reklamina gore karar vermis olmadim. Sizin hic reklamindan etkilenerek aldiginiz urun oldu mu? Hangi urundu? Bir de hangi urunun reklami gorsel acidan degil de aldirmaya yonelik en etkili reklam sizce? (sanirim daha cok elektronik seyler)
0
ermanen
(19.12.08)
uçmalı muçmalı bi olin reklamı vardı taa yıllar önce, patates yiyen insanlar havalanıyordu filan.
6 yaşındayken etkilenip bi şişe almıştım ondan deftere yazdırarak, annem geri göndermişti.
0
ravioli
(19.12.08)
Axe deodorant + Duş jeli

Ürün de kaliteli ama benim almamı sağlayan reklamları olmuştur.Uzun süredir kullanıyorum.
0
ilkdefa
(19.12.08)
Buradaki durum genellikle sizin (ya da başkalarının) hiç bir ürünü reklamdan etkilenerek almadığınızı "zannetmenizdir". Tüketiciyi doğrudan almaya yönlendiren reklamlar, reklamların sadece bir bölümünü oluşturur ve bu tip reklamlara "ikna edici" reklamlar denir. Bunun dışında da hatırlatma veya bilgilendirme amacı olan reklamlar vardır ki , bunların etkisi biraz daha orta ve uzun vadelidir. Her halükarda, reklam, diğer pazarlama iletişim araçları gibi, tüketici satın alma karar sürecinin bir "girdisi"dir, dolayısıyla satın alma kararını etkiler.

Sanırım reklamlarla ilgili bir çalışma yapıyorsunuz bu ara, bir iki şey yazayım dedim. Soruya gelince, mesela reklamlardan etkilenmek suretiyle ciddi bir trial rakamına ulaşan Cola Turka örneği geliyor benim aklıma ki, o dönemde (2 ay içinde) Türkiyede'ki evlerin yaklaşık %75'ine en az bir kere girmişti.
0
sui
(19.12.08)
bioxcin mi ne halt vardı saç dökülmesine iyi geliyordu, öyle bir üründen bile haberim yoktu reklam sayesinde öğrendim aldım.

birde reklamın etkisi asla kesin bir sonuçla ölçülemiyor bildiğim kaadarıyla.

reklamların ters etki yapabilir,
reklam doğru kitelye hitap etmeyebilir falan fıstık
0
alchemistt
(19.12.08)
www.pentaxian.com

bu reklamdan sonra pentax alma isteği sardı dört bir yanımı ne yalan söyleyeyim. fazla reklam ve pazarlama yapanın daha az reklam yapandan daha az arge bütçesi ayırdığı fiyatlarının daha kazık olduğu fiyat performans oranının düşük olduğu gibi bir ön yargım var(ki çoğu zaman doğru bu ne yalan söyleyeyim) popüler olandan tiksinme cavurun underdog dediğini kucaklama isteği.
0
kyha
(19.12.08)
reklamı olan ürün alınmada tercihlidir, bunlara en büyük örnek olarak da nazo toz içeceği verilebilir, o beğenmediğimiz hatta ne biçim reklam lan bu dediğimiz reklam satışlarını 90 katlamıştı yanılmıyosam.
0
halogen
(19.12.08)
axe'in bir reklamı vardı, bir trende birbirine yabancı bir kadınla bir erkek gidiyorlardı, tren bir kaç saniyeliğine tünele giriyor, çıktıtan sonra ikisininde üstü başı dağılmış haldeydi. ben o reklamdan sonra parfümünü almıştım axe'in.
0
etna
(19.12.08)
Tek reklamdan daha ziyade firmayı yada ürünü kişileştiren, kullanana yeni dünyalar yaratan reklamlar benim almamada çok etkili oluyor
0
ilkdefa
(19.12.08)
yıllardır süregelen bir adidas saplantısı var bende. ne zaman bir ayakkabı alacak olsam, model vs farketmez, illa ki önce adidas'a bakarım. bu saplantımın nedenini hiç düşünmemiştim ama bu duyuruyu görünce "hmm?" dedim. adidas'ın reklamları (özellikle eski reklamlarından biri var ki, hani şu elektrik direğinin üstüne atılan bir ayakkabı vardı) çok etkili bence. hatta o kadar etkili ki, ayakkabı konusunda seçimini nike yönünde yapanlara karşı içten içe gıcık oluyorum, "adidas daha iyi nasıl bilmezler?" gibi bir moda giriyorum. biliyorum salakça ama hislerim bunlar.
0
gxix
(20.12.08)
seinfeld in bir bölümünde george çatal bıçakla snickers yiyordu. o bölümü izledikten sonra gidip bi snickers alıp yediğimi biliyorum.
henüz alacak kadar param yok ama seat leon almak istiyorum ki reklamında vuruldum kendisine.
axe denmiş mesela bende bi on-onbeş yıl önce sırf o meşhur reklamlardan ötürü kullanmıştım bir süre.
motorola kullanma nedenim de reklamlarla ilişkili diye düşünüyorum (tam olarak bir reklamını hatırlamıyorum gerçi)

cola turka da söylenmiş, o furya dönerken küçük bi anadolu kasabasındaydım ve ürünün gelmesini beklediğimi hatırlıyorum.

pepsi içmem üzerinde yıllar önce denk geldiğim birkaç viral kampanyanın etkili olduğunu düşünüyorum...
bu böyle uzar gider.
0
uz
(20.12.08)
hugo boss - baldessarini
0
rapper134
(20.12.08)
reklamlar genelde pekistirici oluyor benim icin. bir mali zaten seviyorsam, reklami da iyi yapiliyorsa o urunu daha cok seviyorum. sutas bunlardan biri. ama "EN saglikli, EN ekonomik, ENNN bilmem ne" diye ballandirilan urunlerden genelde kaciyorum nedense. bu tur laflarin cogunun gercek hayatta bile tersi cikmasi sebep olabilir.
0
bir varmis bir yokmus
(20.12.08)
henuz alamadim ama param olunca ilk isim bir adet sony bravia olmak olacak. san francisco sokaklarindan dokulen toplar sagolsun. marketing'de yeni bir trend bu; kullanici ile urun arasinda bag olusturmak. reklamlarda da bunu kullanmayi calisir firmalar genelde. icinizde bir duygu uyandirip kendnizi urunle ozdeslestirmenize ugrasirlar. san francisco ile ilgili cok guzel anilarim var mesela, ondan dolayi o televizyonu gorunce her zaman pozitif duygular olusuyor bende.
0
please dont die
(20.12.08)
sozlukte reklamı olan vicks first defense'i reklamdan gorerek aldim, valla ise yaramadi da diyemem, hasta olcakken duzeltti vallaha. reklamı olsa tanimazdim etmezdim.
ayrica mini marka araba da reklamlarıyla cok etkiliyor beni, araba konusunda baya takip eden bi insanim, ona ragmen mini reklamları baya sempati uyandiriyor oyle normalde olsa cok sevmeyecekken.
0
maersk
(20.12.08)
reklamın görselliği ya da albenisi önemli değil benim için. haber vermesi gerekiyor.

sadece metin içeren bir reklam ile süper görsel bir reklam arasında çok fark yok benim için.
0
co2s2
(20.12.08)
3200
(20.12.08)
(6)

olumsuz sloganlı reklamlar

oldtimer
aklınıza gelen yakın zamanda yayınlanmış reklamlardan olumsuz kelime içeren reklam sloganları neler? yerli yabancı fark etmez ancak yerli olursa daha iyi olur. örneğin; hayatını `erteleme`! sen de şöle şöle yap!gibi olumsuz cümleler içeren reklamları soruyorum. teşekkürler.
aklınıza gelen yakın zamanda yayınlanmış reklamlardan olumsuz kelime içeren reklam sloganları neler? yerli yabancı fark etmez ancak yerli olursa daha iyi olur.

örneğin; hayatını erteleme! sen de şöle şöle yap!

gibi olumsuz cümleler içeren reklamları soruyorum. teşekkürler.
0
oldtimer
(19.12.08)
harhur çarçur paraları saçma.

avivasa reklamı.
0
mea maxima culpa
(19.12.08)
vakko / bir ask yetmez.

saray sorf / gol yemem ama sorf tabii ki yerim

aroma / aromadan başkasını arama

artema / aç kapa aç kapa

eti wanted / baskasini dinleme kendin dene

goodyear / çünkü tüm lastikler ayni degildir

ipek sampuan / sampuaniniza servet ödemeyin

pimapen / başka penle karıştırmayın lütfen

pirelli / kontrolsüz güç, güç değildir

sabah / sabah olmadan sabah olmaz

ülker çikolata / kaliteyi uzaklarda aramayın

algida vienetta / bir dilim asla yetmez

alfa romeo / güzellik yetmez

digerlerini de burdan bulabilirsiniz:
(bkz: turkiye reklam sloganlari arsivi)
0
ermanen
(19.12.08)
ülker bravo/dondurma hayatı (biraz kelime oyunlu filan)
0
kahvegibi
(19.12.08)
Hem yüklemi hem kendisi olumsuz, ve bence oldukça da talihsiz bir slogan:

(bkz: şu hayatta tatmadığınız acı kalmasın)
0
sui
(19.12.08)
profilo'nun "lüzumu yok" reklamları vardı. yapma etme boşver onun yerine böyle böyle yap falan gibisinden gidiyordu, hem de komik...
0
co2s2
(19.12.08)
bahsedilen luzum yok reklamlari: www.youtube.com
0
disq
(20.12.08)
(17)

Long Distance Relationship İlk Görüşme

aliceinchains
5 aydır devam eden bir uzak mesafeli illişkim var, sonunda birbirimize kavusucaz yarın aksam, ilk defa. Ne kadar zor olduğunu biliyorsunuzdur. Kafamda binbir türlü düşünce var ya beni beğenmezse, ya sadece kafasındaki bana aşık olduysa, boşuna kuruntu yapıyorum büyük ihtimalle, ama düşünmeden de ede
5 aydır devam eden bir uzak mesafeli illişkim var, sonunda birbirimize kavusucaz yarın aksam, ilk defa. Ne kadar zor olduğunu biliyorsunuzdur. Kafamda binbir türlü düşünce var ya beni beğenmezse, ya sadece kafasındaki bana aşık olduysa, boşuna kuruntu yapıyorum büyük ihtimalle, ama düşünmeden de edemiyor insan. Ana dillerimiz bile farklı sonuçta, Benim yaş 22 hatun 18. Şimdi siz şu kardeşinize biraz tavsiye verin lütfen yarın için, davranıştan tutun da ne bilim aklınıza ne gelirse artık, çok memnun olurum. Dua da ederim.
0
aliceinchains
(19.12.08)
bi an once ayrıl
0
bryan fury
(19.12.08)
katılmadan edemedim sana bryan
0
trista
(19.12.08)
bir daha görüsmeyecekmissiniz gibi davran.
bu durum rahatlamana yardimci olur.

lakin, burnunda kil filan görürsen hemen kaç.
0
trimpot
(19.12.08)
yahu neden öyle diyorsunuz, aşıksa arkadaş bence yaşasın tadını çıkarsın. long distance elbette zordur ama herşeyin tadı başkadır. yine de her türlü acıya hazırlıklı ol derim. sabır dilerim

ha bi de bence kasma kendini derim, git görüş olduğun gibi davran zaten beğenmez çeker giderse de muhtemelen hayrına olur.
0
wish i could fly
(19.12.08)
relax
0
goodbyecruelworld
(19.12.08)
Beğenmezse beğenmesin. İlk 1 saat falan zaten yakınlaşma, ısınma, kaynaşma dönemidir. Klavye delikanlılığına benzemiyor.

"öptüm muck" yazmakla dudaklarına yapışabilmek apayrı şeyler. "Isırırım poponu" yazmak kolay mesela, uygulamak azıcık zor.

Fotoğraflarını görmüştür, webcam vs den de görmüştür seni herhalde. en fazla kokunu beğenmez, dert etme.
0
kimlanbu
(19.12.08)
daha önce hiç birbirinizi görmediniz sanırım.
bu durumda ilk iki yoruma banko oynarım ben de.
0
teritori
(19.12.08)
Anca fotodan webcamden. İstisnasız her akşam cam 2 cam beş aydır. İlk defa yüzyüze olucak.
0
🌸aliceinchains
(19.12.08)
beklentilerini azalt bu şekilde hayal kırıklığına uğrama ihtimalinde azalır. olası durum şudur; sen aşığım ölüyorum bitiyorum modunda kıza aşk dolu gözlerinle bakarsın oda sana kuru bir "hi" der senin zaten o noktada içine oturan oturur sonrada sen başlarsın uzaklaşmaya.
ben sana en kötü kurguyu yaptım sen buna hazırlan böylece olabilecek en ufak şey sana ekstra gelsin ve mutluluk versin ama sen yinede kızın karşısına cool olucam diye oklava yutmuş gibi çıkma.
birde biraz gerçekçi ol, evet aşkın bir büyüsü var ama olmayı bilmek lazım...

edit: şundan 10 sene öncesi için "avrupalı kızlar" diye özelleştiridim ama artık türk kızlarıda bu kıvama geldi (avrupalı türk kızları) "sana aşığım" kalıbını duymak için sabırsızlanmıyorlar emin ol. sakin ilerlemiş bir ilişkinin devamında eğer zmanı gelirse duymak istiyorlar. bencede zaten böyle olmalı gerçekçi olmalı insan. daha ilk buluşmada duygu toparcığı bir erkek benimde karşıma çıksa bende "acırdım".
0
Zaphod
(19.12.08)
ya sen onu beğenmezsen?
0
blackdog
(19.12.08)
öyle bir ihtimal yok blackdog.
0
🌸aliceinchains
(19.12.08)
merak etme. muhtemelen çok güzel geçecektir. hatta buluşmadan sonra, çok hoş anılar kalacaktır ikinize de. zaten seni görmeden, sana karşı bir sevgi beslemiş, ilk buluşmanın çekingenliği de devreye gireceğinden olumsuz geçmesi için bir neden göremiyorum.

lakin... her uzak mesafe ilişkisi, "sen onların dediklerine kanma aşkaam, bizim pembe panjurlu evimiz olacak, aşkımız tüm zorlukların üstesinden gelecek." felsefesiyle başlar. devamı için iki seçenek var... vega'nın bir şarkısında geçiyordu: "yalansan, yalanı severim.". ikiniz de bu kadar güçlüyseniz mutlu son için şimdiden sizi tebrik ederim. ama değilseniz...
0
tostumu yedim bekliyorum
(19.12.08)
ayrıl ayrıl ayrıl. biz 2 yıllık sevgilimle ayrı şehirlere düştük. 3 senedir de böyle gidiyor. totalde 5 yıl oldu. alıştık artık, böyle gidiyor. ama bu duruma öyle herkes için katlanılmıyor. çok özel biri olmalı. yüzünü bile görmediğin biri için ya beklentilerini düşük tutacaksın, ya "open relationship" tarzı bir ilişki yürüteceksin, ya da ayrılacaksın...(bence)
0
jangara
(19.12.08)
Sakin olun, hayatınızın enteresan deneyimlerinden birisini yaşayacaksınız sonuçta, sonu iyi de bitse kötü de bitse. Şimdi 22 yaşındasınız, 10 sene sonra bu olayı hatırlayıp gülebilirsiniz de, o kişiyle evli de olabilirsiniz. Herşey mümkün. Kendinize, ilişkiye ve içinde olduğunuz duruma bir 3. kişi gibi bakmaya çalışın, o zaman her şey çok daha netleşecektir.

Tadını çıkarın :)
0
sui
(19.12.08)
daha hiç görüşmemişseniz sevgili sayılmazsınız. sanki geçen hafta netten tanışmışcasına buluşun derim. en azından rahatlamış olursunuz.
0
tai
(19.12.08)
uzak mesafeli ilişkiler her iki taraftanda çok şey götürür. bence önce bunu düşün.
0
pamuk proton ve 7 elektron
(19.12.08)
Herhangi bi abukluk olmadığı sürece gayet keyifli geçebilir. Sevdiği şeyleri mutlaka biliyorsundur, onlardan konu aç başlarda,o analttıkça sen dinledikçe rahatlarsın böylelikle. Ha abuk şey ne olabilir dersen kendimden bir örnek vereyim. Aynı senin gibi aylarca net üzerinden görüştüğüm, telsim cep partner dolayısıyla nerdeyse 7/24 konuştuğum biri vardı. O zamanlar ayağı kırıktı kızın bi kaza mı ne geçirmiş. Neyse ilk görüşmede ben buluşma yerinde gördüm kızı birbirimize doğru yürümeye başladık, tam öpüşüp selamlaşma anında benim ayağım kaydı sendeledim ve kızın alçıdaki kırık ayağına bastım.
0
saldiray abi
(19.12.08)
(2)

kramp

hekimsel
İki yıldır gece uyurken sol bacağıma kramp giriyor,yaklaşık ayda bir oluyor bu.Dayanılmaz bir acıyla uykudan uyanıyorum.Neden olabileceğini bilen varmı
İki yıldır gece uyurken sol bacağıma kramp giriyor,yaklaşık ayda bir oluyor bu.Dayanılmaz bir acıyla uykudan uyanıyorum.Neden olabileceğini bilen varmı
0
hekimsel
(18.12.08)
wpi
(18.12.08)
(bkz: uyurken bacaga kramp girmesi)

çeşitli iyon özellikle de magnezyum eksikliklerinden kaynaklandığı söyleniyor.
0
sui
(18.12.08)
(9)

anket soru

ugursuz
seyahat edilerek, gezilerek yapılan işler nelerdir? yurtiçi yurtdışı ayrımı olmaksızın.
seyahat edilerek, gezilerek yapılan işler nelerdir? yurtiçi yurtdışı ayrımı olmaksızın.
0
ugursuz
(18.12.08)
pazarlamacılık
mümessilik
tv programı sunuculuğu
0
etna
(18.12.08)
çağatay yolda, acun firarda tarzı şeyler olabilir . mekan tanıtımı falan tv'lerde.
0
ymerdiveni
(18.12.08)
banka müfettişleri, bakanlık müfettişleri falan da şubeleri, birimleri denetlemek için şehir şehir gezerler, eğer gezmekten kastınız buysa.
0
kibritsuyu
(18.12.08)
gezmek kelimesinin tam karşılığını "turist rehberleri" verebilir...
0
kabablanka
(18.12.08)
danışmanlık
0
merope
(18.12.08)
cruise krupiyesi
0
ermanen
(18.12.08)
Pazarlamacılık değil satıcılık, satış elemanlığı o.

Pazarlama işi stratejiyle alakalıdır, pazarlamacılar şirkette otururlar. Pazarlama eşit değildir satıcılık ayrıca. Daral geliyor bazen.
0
sui
(18.12.08)
Naklen Yayın arabasında teknik yönetmenlik, kablo taşımacılık, kameramanlık.
Bunlar devamlı maçtan maça gezerler.

Hatta tanıdıgım bir ekip bütün kış lig tv nin anadolu maçlarını çekip yazın da euro 2008 in çekimine gitti.
0
cruseo
(19.12.08)
hırsızlık
0
cre
(19.12.08)
(4)

izmir-otel

safak efendisi
izmirde çift kişi gecelik 100e kadar otel bakıyorum. haftasonu gelecek neresi iyidir nerde kalınmalı. otel aramakla zaman kayetmek istemiyorum. bi de gezmek varken.
izmirde çift kişi gecelik 100e kadar otel bakıyorum. haftasonu gelecek neresi iyidir nerde kalınmalı. otel aramakla zaman kayetmek istemiyorum. bi de gezmek varken.
0
safak efendisi
(17.12.08)
burda buna benzer bi kaç soru sorulmuştu. çankaya-basmane tarafına hiç gitmeyin eheh.
0
ophelia
(17.12.08)
cumhuriyet bulvari üzerinden anba hotel (***) var. 65 YTL kisi basi fiyati. www.otelinfo.com

izmir otelleri listesi: www.izmir.bel.tr
0
trimpot
(17.12.08)
Pazarlık ederseniz Balçova Termalde öyle fiyatlar bulabilirsiniz. Termal termal havuzlar da var, oh.
0
sui
(17.12.08)
anba otel olmasın. eskiden iç-dış masaj gibi efsaneler vardı.
0
r12
(17.12.08)
(13)

Reklam yapmayan iyi markalar

ermanen
Hic reklam yapmayan/reklami olmayan ya da en azindan reklami televizyonda gosterilmeyen iyi markalar var mi, hangileri? Dunya'da veya Turkiye'de hic reklami yapilmiyor veya televizyonda reklami yapilmiyor ama billboard'larda yapiliyor diye farkli kategorilere de ayirabilirsiniz.
Hic reklam yapmayan/reklami olmayan ya da en azindan reklami televizyonda gosterilmeyen iyi markalar var mi, hangileri? Dunya'da veya Turkiye'de hic reklami yapilmiyor veya televizyonda reklami yapilmiyor ama billboard'larda yapiliyor diye farkli kategorilere de ayirabilirsiniz.
0
ermanen
(17.12.08)
Creative'nin internet reklamları var mesela.Onun dışında ben pek televizyon reklamını gömedim.Olaya sadece televizyon reklamı olarak baktıgımda : Creative geliyor benim aklıma ilk.(türkiye için konuşuyorum)
0
karabasmayan
(17.12.08)
fenerium..
sadece saracoglu stadında saha reklamı yapılıyor..
0
isott
(17.12.08)
(bkz: #14526561)
0
katafalk
(17.12.08)
C&A vardır kesinlikle.
0
fedaialkolik
(17.12.08)
starbucks. yurt dışını bilemiycem ama türkiye'de yapmıyor. word of mouth yöntemiyle işini hallediyor.
0
a7x
(17.12.08)
nec diyebilir miyiz ki?
0
sanal uyku
(17.12.08)
bu marka olmakla alakalı bişeydir. sadece belli sürelerde hatırlatmak amaçlı yapan markalar var mesela.

vakko tv reklamları yapmaz. yada bana denk gelmedi. sadece belli başlı dergi ve belli bölgelerde outdoor kullanır.
0
la grande
(17.12.08)
shi aila
(17.12.08)
network marketing ile satış yapan firmalar reklam yapmıyorlar ama bu genelleme Türkiye için doğru sanırım. Örnek olarak Rainbow, Oriflame olabilir Avon'da yapmıyordu eskiden şimdi strateji değiştirdi galiba.
0
thefin
(17.12.08)
Bebek Badem Ezmacisi, Hacıbekir, Vefa Bozacısı...
0
sui
(17.12.08)
bang olufsen
0
babatema
(17.12.08)
nikon,

fotoğraf dergileri dışında görmezsiniz reklamını. hatta orada var mı onu da bilmiyorum.
bu karşılık canon reklamları her yerdedir, dolmuşların üstünde bile vardır.

insanlar yine de nikon alınca iyi fotoğrafçı olunacağını düşündüklerinden gidip nikon alırlar hiçbir fikirleri olmasa da.

çok da ihtiyaçları yok yani reklama.
0
burfak
(18.12.08)
robinbook
(18.12.08)
(7)

Yabancı dile çevrilmiş türk yazını.

thelepermessiah
Merhabalar.Benim bir italyan arkadaşım var. kendisi tam anlamıyla bir türkiye hayranı, türk insanına, istanbula, anadoluya hayran oldu. türk kültürünü çok seviyor ve bu kültürü daha yakından tanımak istiyor. benden türk edebiyatına dair kitap önerisi istedi. şimdi ben bu arkadaşıma hangi kitapları ö
Merhabalar.

Benim bir italyan arkadaşım var. kendisi tam anlamıyla bir türkiye hayranı, türk insanına, istanbula, anadoluya hayran oldu. türk kültürünü çok seviyor ve bu kültürü daha yakından tanımak istiyor. benden türk edebiyatına dair kitap önerisi istedi. şimdi ben bu arkadaşıma hangi kitapları önermeliyim sizce? orhan pamuk okumuş zaten, yaşar kemal'de şimdilik ağır gelir diyorum. hem türk insanını, istanbulu, tarihi dokuyu anlatan hem de yazınsal/edebi manada okuyucu çezbedebilecek hemde ingilizceye veya italyancaya çevrilmiş kitaplar neler olmalıdır? şiir kitapları falan da olabilir. yeter ki çevirileri olsun.
0
thelepermessiah
(17.12.08)
Elif Şafak'ın kitapları.
0
sui
(17.12.08)
cahil periler'de bir nazim hikmet kitabi vardi, ingilizce miydi italyanca miydi bilmiyorum ama turkce degildi.
0
layouter
(17.12.08)
latife tekin ingilizce'ye cevrildi, bilge karasu da oyle ama onun kitaplarini bulmak biraz zor oluyor, yasar kemal agir gelmez bence ustelik, benim cek bir arkadasim turkiye'yi dogru duzgun tanimamasina ragmen orhan pamuk'tan sonra yasar kemal'e gecti ve cok begendi. bir de fransizca biliyorsa ihsan oktay anar cevrildi fransizca'ya, ama baska hangi dillere cevrildi onu bilmiyorum.
0
okuryazar
(17.12.08)
buket uzuner'in de ingilizceye çevrilmiş kitapları vardır.
0
tembel degilim useniyorum
(17.12.08)
arkadasim selam,
ben de almanya'da yasiyorum ve akademik bir ortamdayim. etrafimdakilere en büyük önerim murathan mungandir. cevremdekilere her firsatta, (dogumgünü, noel vb.) onun kitaplarini aliyorum. Bence onun türkiye'yi anlattigi gibi anlatan gelmedi, gelmesi de zor. okuduktan sonra da edebi yönünü öve öve bitiremiyorlar. bence hem siir kitaplarini hem hikayelerini hediye edebilirsin
0
l i w e x
(17.12.08)
ihsan oktay anar in da kitaplari cevrildi baska dillere.
0
atmacaged
(17.12.08)
şu sitede de boğaziçi üni. çeviribilim bölümünden hocaların yaptıkları çeşitli çevirileri bulabilirsiniz:

www.turkish-lit.boun.edu.tr
0
quasiromantic
(17.12.08)
(4)

Gebelik Kategorisi A olan oksuruk surubu var midir?

dilemma of subscribtionability
Evet, gebe bir insan cigerlerinden oksuruyorsa ne yapmalidir? Kategorisi B olanlari biliyorum ama A olan oksuruk surubu bulamadim ben, bilen varsa yazabilir mi?Bir de bitkisel cozum bilen varsa (ama cidden denenmis -mesela gebeler adacayi kullanmamali-) yazabilir...
Evet, gebe bir insan cigerlerinden oksuruyorsa ne yapmalidir? Kategorisi B olanlari biliyorum ama A olan oksuruk surubu bulamadim ben, bilen varsa yazabilir mi?

Bir de bitkisel cozum bilen varsa (ama cidden denenmis -mesela gebeler adacayi kullanmamali-) yazabilir...
0
dilemma of subscribtionability
(15.12.08)
A grubundan falan hic anlamam ama bitkisel bir cözüm söyle bisey önerebilirim. kesinlikle cok etkilidir öksürük icin. öyle miktara falan girmeye de gerek yok. simdi yiyebileceginiz kadar balın icine toz zencefili dökün, ama acıdır ve bogazınızı epey yakabilir, buna dayanmak icin de bir kac damla limon suyu sıkıp kasık kasık yiyin.direk bogazınızdan akıtın hatta. geceleri yatmadan yada gün icinde sıcak sütün icine toz zencefili boca edip dikin tepenize.
isin özü zencefil diyorum, cok faydasını gördüm ki bi müddet sonra balgam varsa söküyo onu da yutmaz her kosulda tükürmeyi denerseniz öksürügünüz gün gectikce azalabilir.
cok gecmis olsun.
0
avifa
(15.12.08)
Farmakolog doktor bir eş sahibiyim evde, ona sordum, "A grubu zor" dedi. Ama bulduklarının FDA kategorisine bakmak için www.safefetus.com a bakabilirmişsin.
0
sui
(15.12.08)
ben ikinci oğluma hamileyken felaket bir grip olmuştum. doktorumun tek onayladığı, tylenol ağrı kesici - ateş düşürücü, banyoyu buhar yapıp 5 dakika orada kalmak, 2 saat arayla (ama yakınında birisi olsun fenalaşırsan filan diye sıcaktan), burnuma sterimar, bol su, boğaz pastili (vicks chloreseptic markaydı). en iyisi doktora sormak.

@avifa - yüksek dozlarda zencefil bebeğe zarar verebilir der mayo clinic.
0
zkurmus
(16.12.08)
öksürük şurularının hiçbiri kullanılması elzem ilaçlar değiller.
başlıca expektoran (balgam sökücü) ve antitusif (öksürük kesici) olarak ikiye ayırabiliriz.
genelde öksürük kesici kullanılmaz hastalıklarda. (öksürüğün istenmediği durumlar var , onlar ayrı). ekspektoran olanlar kullanılır.ancak ekspektoran yerini alabilecek sıvı alımı denen hadise var. sıvı alın (aşırı değil) balgam yapın ve öksürün. ilaca gerek yok.. eğer yine öksürmekte zorlanıyorsanız soğuk buhar makinası alın akciğeriniz nemli hava görsün dışardan aldığı su damlacıkları ile koyu sekresyon seyrelir ve atıı kolaylaşır..
0
ceyrekakıl
(27.12.08)
(5)

font kullanımı hakkında araştırma

flame of feanor
serifli ve serifsiz fontlar nerede ve neden kullanılır?font kullanımı okunabilirliliği nasıl etkiler?çok süslü bir font okumayı kolaylaştırı mı zorlaştırı mı?gazete ile bilgisayarda okumak arasında ne fark vardır?zeminde kullanılan renkler okumayı nasıl etkiler?gibi soruların cevabı hakkında araştır
serifli ve serifsiz fontlar nerede ve neden kullanılır?
font kullanımı okunabilirliliği nasıl etkiler?
çok süslü bir font okumayı kolaylaştırı mı zorlaştırı mı?
gazete ile bilgisayarda okumak arasında ne fark vardır?
zeminde kullanılan renkler okumayı nasıl etkiler?

gibi soruların cevabı hakkında araştırma yapıyorum. yararlanabileceğim geniş bir kaynak var mıdır?
0
flame of feanor
(14.12.08)
chip kasım sayısında sayfalarca incelendi bu konu.
0
desdinova
(15.12.08)
@desdinova: dergi elinizde varsa tarayıp gönderebilir misiniz?

[email protected]
0
🌸flame of feanor
(15.12.08)
Serifli fontlar daha küçük yazılarda, uzun metinlerde kullanılır, harflerin tırnakları gözün takibini kolaylaştırır dolayısıyla okumayı daha kolay kılar.

Serifsiz fontlar daha büyük puntolu yazılarda, mesela başlıklarda, bir reklamın ana sloganında vb. kullanılır.

Logo gibi yerlerde kullanımlarında her bir font tipinin yarattığı algılar vardır. Mesela serifli fontlar daha maskülen, daha geleneksel, daha ağır, daha güven verici, daha eski, daha klasiktir. Serifsiz fontlar ise dinamizm, hareket, yenilikçilik vb. gibi anlamlar ifade ederler.

Bu minvalde de araştırırsan bol bol kaynak bulabilirsin bence. Tasarım kitaplarında olabilir mesela.
0
sui
(15.12.08)
tipografi veya typography diye googleda arattırın bişeyler mutlaka çıkar.
0
la grande
(15.12.08)
dergi elimde var, ancak tarayasım yok :/
0
desdinova
(16.12.08)
(9)

kitap adı

psyche
hep film adı soruyorlar ama benim aklıma bir kitap adı takıldı ki yaklaşık 1,5 senedir takılı durumda asılında bundan sonra bahsedicem.sartre'nin özgürlüğün yolları üçlemesini okumakta olanlar, bir kısmını okuyup bırakmış olanlar, gelecekte okumayı düşünenler filan bakmasa iyi olur. spoiler var çünk
hep film adı soruyorlar ama benim aklıma bir kitap adı takıldı ki yaklaşık 1,5 senedir takılı durumda asılında bundan sonra bahsedicem.

sartre'nin özgürlüğün yolları üçlemesini okumakta olanlar, bir kısmını okuyup bırakmış olanlar, gelecekte okumayı düşünenler filan bakmasa iyi olur. spoiler var çünkü soruda. yanıtlar filan da komple spoiler.

--spoiler----spoiler----spoiler--

aklımda olan bölümde, bir erkek ve bir kadın karakter var ve kadın bu erkekten hamile. evli değiller. bunlar kayıkla, sanırsam fransa'dan isviçre'ye geçmeye çalışıyorlar gece ve kaçak olarak. bu iki ülke arasındaki bir nehir üzerinden. kaçmadan önce de bir otelde kalıyorlardı sanırsam otel sahibi sağlıyordu bu kayığı. bundan sonrasından daha emin değilim şöyle ki, kaçmayı başarıp sonra yine evlenmiyorlardı sanki de çocuk doğuyordu, birlikte yaşıyorlardı filan.

büyük ihtimalle bir sartre kitabı. işte 1,5 sene kadar önce de aklıma geldi de sanki özgürlüğün yolları üçlemesinden bir kitapta geçiyordu diye düşünmüştüm. hatta bu karakterler mathieu, marcelle olabilir. ki büyük ihtimalle öyle. bu şüpheye düşünce bu üçlemeyi tekrar okumaya karar vermiştim. bu yaz okudum da. yeniden okumaya karar vermiştim ama niye böyle karar verdiğim hiç aklıma gelmemişti okurken. şimdi yeniden aklıma geldi ama sanki o kitaplarda geçmiyordu bu kaçış hikayesi.

hangi kitaptı bu kitap? biraz uzun oldu ama.
0
psyche
(13.12.08)
ben emin oldum gibi şimdi. yani marcelle'in hamilelik muhabbeti vardı. önce aldırmaya karar vermişlerdi de sonradan vazgeçmişlerdi diye hatırladım. bu o üçlemenin ilk kitabı çok büyük ihtimal. yine de bilen varsa onaylasın. ve o kaçış oluyor muydu? oluyorsa sonra ne oluyordu? bi de kaçışın sebebi neydi? ikinci dünya savaşı olayı desem, mathieu sonradan savaşa katılıyordu. yani kaçamamış olurlar. o zaman bu bebeğin doğması birlikte yaşamaları ne oluyor? acaba mathieu böyle bişeyler mi hayal etmişti desem, mathieu öyle bi adam değildi :) ben bu kaçış olayını acaba çok fena başka bi kitapla mı karıştırıyorum? o kadar da sevdiğim kitabı hatırlayamıyorum sinir oldum.
0
🌸psyche
(13.12.08)
ilk kitapta (akıl çağı) yoktu bir kaçış diye hatırlıyorum.. mathieu, ivich, boris falan vardı.. kayık mayık yoktu.. ikincisinde (yaşanmayan zaman) olabilir.. ona başlayıp yarım bırakmıştım.. okuduğum kısımda da yoktu ama devamında olabilir savaş falan var çünkü.. bi ara kuvvet alıp tekrar okumam lazım..

bu arada hayvani bir spoiler olmuş.. bari sonunu söylemeyin..
0
koparnick
(13.12.08)
evet ona hiç dikkta etmemiştim bi uyarı koyayım bari. hem belki evlenmişlerdir ben yanlış hatırlıyorumdur :)

bu arada bence en iyisi ilk kitaptı. ikincisi daldan atlıyor sürekli karışık biraz. 3. de keza uzunca ve biraz sıkabilir.
0
🌸psyche
(13.12.08)
duyurunun içinde de var spoiler:)
ilk kitap iyiydi evet.. ikincisi gerçekten çok karışıktı bi yerden sonra eeeeeh diyip kapattım kapağı.. ama okuyacam bakalım.. kayık mayık falan aksiyon heyecan var demek ki :)
0
koparnick
(13.12.08)
soruda da uyarmak istememiştim çünkü emin değilim tam o kitaplardan birinden olduğundan ama aklıma bişeyler geliyor sürekli sonraki kitaplarla alakalı olarak ve o üçlemeden olduğuna eminim nerdeyse. yani sen bi daha buraya bakmasan iyi olur aslında. başka yerlerden bağlantı kurmaya filan çalışıp sorabilirm tekrar.
0
🌸psyche
(13.12.08)
tamam ben kaparım gözlerimi..
0
koparnick
(13.12.08)
son noktayı koymak istiyorum. mathieu'nün oğlancı bi arkadaşı vardı. daniel'di yanlış hatırlamıyorsam ismi. marcelle'in de yakın arkadaşıydı. marcelle'in evine mathieu'den habersiz giderdi, konuşurlardı filan. sonra daniel'le marcelle evlendiler. daniel de savaşa gitmek istemediği için kaçtılar. buydu di mi olay? ve bu da ikinci kitaptaydı hatırladığım kadarıyla ve mathieu'nün bu gizli buluşmalarını, evleneceklerini öğrenmesi de. ilk kitapta olmadığına göre ve üçüncü kitapta da mathieu hiç yoktu herhalde zaten.
bu kadar sormuşken son bişey daha sorıyım kaçtıktan sonra mı evlendiler evlendikten sonra mı kaçtılar? :) büyük ihtimal önce evlendiler sonra kaçtılar ama.
0
🌸psyche
(13.12.08)
Silahlara veda gibi geliyor delicesine.

(bkz: a farewell to arms)
0
sui
(13.12.08)
akıl çağı'nda kaçış yoktu..
0
nesfit
(13.12.08)
(11)

Kontakt Lens

sesee
3-4 aydır Bausch & Lomb kullanıyorum ama gün içinde devamlı batma , kuruma olduğu ( devamlı gözlerimi kapatıp hafif ovuşturuyorum) ve zamanı da geldiği için değiştirmeyi düşündüm . Teşekkürler şimdiden.
3-4 aydır Bausch & Lomb kullanıyorum ama gün içinde devamlı batma , kuruma olduğu ( devamlı gözlerimi kapatıp hafif ovuşturuyorum) ve zamanı da geldiği için değiştirmeyi düşündüm .
Teşekkürler şimdiden.
0
sesee
(12.12.08)
Modeli ne, soflens 38, soflens 59? Belki oksijen geçirgenliği az geliyordur, ben soflens 38 kullanamıyorum mesela ama 59'la bir problemimiz yok.
0
sui
(12.12.08)
bende de ayni sorun vardi. acuvue'ye gecince biraz daha iyi olmustu.
0
papado
(12.12.08)
acuvue'yi tavsiye ederim bende. daha önce bausch and lomb ve zeiss kullnmışlığım vardır. her ikisinden de rahat.

gözlerinde alerjik bir rahatsızlık oluşmuşta olabilir. doktor değilim ama zaditen göz damlasını bir kaç gün kullanman işe yarayabilir.
0
flexin
(12.12.08)
j&j acuvue advance. kuruma, batma, yanma varsa 3 ay lens takma.
0
atmosphere
(12.12.08)
hocam yaklasik 8 senedir lens kullanan biri olarak (soflens 38), oftalmolog hocamin tavsiyesiyle acuvue advance e gectim, bu saate kadar ne halt etmeye iskence cektim lan diye bayaa bi küfrettim kendime.

solüsyon olarak da renu menu kötü, solo care aqua en iyisi...
0
the man who hears deepest inquisitions
(12.12.08)
acuvue candır.
0
deckard
(12.12.08)
@the man who hears deepest inquisitions
Lens olarak Solo Care Aqua ' yı kullanıyorum bir süredir.

Acuvue konusunda hemfikir sanırım herkes.
Peki bu zımbırtının advance mi yoksa oasys halini mi tercih etmeliyim?
Birde tahmini fiyat , Ankara'da nerede rahat bulabilirim falan...
0
🌸sesee
(12.12.08)
evet bütün ekşisözlük halkı gibi :
(bkz: acuvue) :)
0
natnan
(12.12.08)
oasys daha yumuşakmış. formu daha çabuk bozulabilir. bir de önemli bir bilgi vereyim. advance'in kullanım ömrü 15 gündür 1 ay değil. heryerde bulunabiliyor. 55ytl'den fazla satanlardan alma. altında bulursan bana da haber ver:)
0
atmosphere
(12.12.08)
55 ytl biraz fazla değil mi lens için.
Her neyse , Acuvue son kararım.
Tekrar teşekkürler cevaplar için.
0
🌸sesee
(13.12.08)
ankara'da kocatepe caminin karsisinda optimed var. oradan bulabilirsiniz. ucretsiz muayene de yapiyorlar. muayene olmak isteginizi belirtirseniz muayene de olabilirsiniz.
0
papado
(13.12.08)
(3)

ideefixe-kapıda ödeme

modo25
slm,şimdi efendim bendeniz ilk kez netten alış veriş yapacağım, bunun için de almam gerekne bi kitabı ideefixe den sipariş vermeyi düşünüorum, bunun kapıda ödeme seçeneği var mıdır? kargo parası ne kdrdır? dikkat etmem gereken bişeyler var mı? ucuz olan başka siteler bilior musunuz? (tek derdim kita
slm,
şimdi efendim bendeniz ilk kez netten alış veriş yapacağım, bunun için de almam gerekne bi kitabı ideefixe den sipariş vermeyi düşünüorum, bunun kapıda ödeme seçeneği var mıdır? kargo parası ne kdrdır? dikkat etmem gereken bişeyler var mı? ucuz olan başka siteler bilior musunuz? (tek derdim kitabı ucuza getirmek kitapçı da 24 milyon olan kitap web de 17500, neden nette ucuz? biz hep kazıklanıo muyuz, netten alış veriş daha mı karlı?)ve kapıda ödeme seçeneği olan siteler var mı öenerebileceğiniz? şimdiden teşekkürler.. :)
0
modo25
(12.12.08)
İdeefixe'de ödeme yaparken kargo parası çıkıyor, hatta iki kargo şirketi ihtimali vardı en son siz kendiniz seçiyordunuz. 5-6 YTL gibi tutuyor genelde.

İdeefixe iyidir, benim hiç canımı sıkmadılar bugüne dek.

Nette neden ucuz, çünkü onlar stok tutmuyorlar. Siz kitabı istediğiniz zaman üreticiden istettirip yolluyorlar. İşletme bilginiz var mı bilemiyorum ama stok tutmanın bir maliyeti vardır ve bu maliyet sektörüne göre ürünün %50 fiyatına erişebilir bazen (Depo kirası, elleçlemesi, depoda malın hasar görmesi, sigortası, hırsızlığı, fırsat maliyeti boku püsürü)

Tabii bir de brick-and-mortar vs. click-and-mortar olayı var.
0
sui
(12.12.08)
ideefixten gönül rahatlığıyla alışverişinizi yapun efendim.
yani kapıdan ödemeye gerek, kredi kartınızla da güven içinde yapabilirsiniz.
kargo masrafını, kitabınızı sipariş verdiğiniz ekranda gösteriyorlar. yalnız bence tek bir kitap yerine 2-3 tane alırsanız birim başına düşen kargo masrafı azalır, oradan az da olsa tasarruf edebilirsiniz.
0
etna
(12.12.08)
pahalı dükkan kiraları ve çok sayıda eleman maaşı ödemiyorlar. elemanlarının sayısı dükkanlarla karşılaştırıldığında olabildiğince az.
0
mea maxima culpa
(12.12.08)
(16)

Kıskançlık

kiskancolmakkotu
merhaba sevgili istanbullular,bir karşıcins birey var, konumum gereği hergün aynı mekanda oturuyorum. aynı işi yapıyorum. bu kişi birçok yönden üstün niteliklere sahip. çok başarılı, çok zeki, çok sempatik, güzel. böyle durduğu yerde bi çekim alanı oluşturur çevresinde. neyse. ben aşırı kıskanıyorum
merhaba sevgili istanbullular,

bir karşıcins birey var, konumum gereği hergün aynı mekanda oturuyorum. aynı işi yapıyorum. bu kişi birçok yönden üstün niteliklere sahip. çok başarılı, çok zeki, çok sempatik, güzel. böyle durduğu yerde bi çekim alanı oluşturur çevresinde. neyse. ben aşırı kıskanıyorum bu kişiyi. üstelik de karşı cins. rakibim bile sayılmaz yani. ama ben kıskançlıktan kıvranıyorum. geceleri rüyalarıma falan giriyor onunla ilgili güzel şeyler. karın ağrısıyla uyanıyorum. daha söylenecek çok şey var ama aklıma gelmiyor. mesela arkasından koşan birsürü kişi var. yani götü de kalkık ciddi ciddi. acaba sen bunu seviyor musun falan diye düşünmeyin ha.. asla yok öyle bir şey. ama ben bu kıskançlık krizlerimden kurtulmak istiyorum. yani sonuçta ben de kel fodul biri sayılmam onu da belirteyim. onun kadar uç olmasa da çok başarılıyım. bir de onun hiç dahil olmadığı kulvarlardaki başarılarım falan.. neyse işte böyle. nasıl kurtulabilirim bu kıskançlıktan??

not:günahımı da çıkarayım, evet ekşi sözlük yazarıyım ve bu tek kullanımlık bir hesap. ip numarasını falan da bulursanız helal olsun derim ne diyim..
0
kiskancolmakkotu
(12.12.08)
deckard
(12.12.08)
Bişi diyeyim mi, aşık olabilirsiniz (şu an aşıksınız demiyorum, yakın gelecekte olabilirsiniz diyorum-ahmet çakar mode on), kendinizi kollayın yani düşünmüyorsanız. Yoksa aynı kulvarda olmadığın insanı kıskanmak hayra alamet değil.
0
sui
(12.12.08)
başarısını kıskanıyorsanız hemcinsiniz olması gerekmez zaten. "rakibim sayılmaz" ne demek? çalış senin de olur demiş atalarımız.
0
leylak sarabi
(12.12.08)
bence körkütük aşıksın. yaz kurtul.

ayrıca o değil de, neden sadece istanbullulara sordun soruyu?
0
ben de bir gun yazar olurum belki
(12.12.08)
leylak sarabi, rakibim sayılmaz derken çekicilik, etkileyicilik gibi şeyleri kastettim. mesela bi arkadaşım var erkek, birlikte olduğu hatun gözler görmedik derecede, ama ben onu hiç kıskanmıyorum, hatta gıpta ediyorum. bu kızın sadece başarısını kıskanmıyorum, genel olarak şahsını kıskanıyorum. ne kıskançmışım arkadaş..

aşık olmasam iyi olur çünkü, bahsettiğim kişi peşinden sürükler, dönüp bakmaz. çeyrek ileri onaltı geri yapar. verem eder adamı. birlikte olabileceği erkek modeli de bellidir. ben o kalıba uymuyorum, uymak da istemiyorum. neyse. bir de kendini kollamak da zor oluyor. öyle bi aktif ki.. kafandan söküp atamıyorsun. yüzünü çeviriyorsun görmemek için, o ince kulak tırmalayan tiz sesiyle birşeyler saçmalıyor yine. şarteller yine atıyor.
0
🌸kiskancolmakkotu
(12.12.08)
ben de bir gun yazar olurum belki, herkes bir şehir yazıyor ya, aklıma o geldi işte. evet yalnış anlaşılmaya yol açıyormuş şimdi farkettim. bir de aşık olabilmem ile ilgili meseleyi yazdım ama, şu noktayı atlamışım, yakın bir arkadaşım bu kıza aşık. vazgeçmiyor da. o kız için tartıştığı erkek sayısı iki elin parmaklarını geçiyor. arkadaşa yamuk yapamam bir de o boyutu da var.
0
🌸kiskancolmakkotu
(12.12.08)
dikkat ettimde ben aşık diilimden çok, "aşık olmamalıyım"ı tercih ediyorsunuz sanki bana çoktan aşık olmuşsunuz ama kabullenmek istemiyormuşsunuz gibi geldi.
0
bir zamanlar cocuktum
(12.12.08)
3*5 sevissenız biseyın kalmaz.
0
bryan fury
(12.12.08)
aslına bakarsan senden cacık olmaz, madem bu kadar hoslasıyorsun hala boyle mıymıy seyler konusuyorsun. git bi selam ver adama korkma ısırmıyorlar. tam bir kezban yaklasımı.
0
bryan fury
(12.12.08)
@ brayn furry: dertli olan zati erkek tarafı brayn:)ters olmuş senin algı sanırsam.

kıskanç arkadaşım, sen bu kimseyle diyalog halinde misin? eğer deilsen git önce bi tanış, insani zaaflerını falan görürsün zamanla. ne bileyim yemek yerken ketçap sürülür üstüne başına, r harfini söyleyemiyodur, konuşurken tükürüyodur arasıra mesela. onları görünce geçer. yok hiç bi kusuru yoksa da arkadaşın olursa, olumlu şeylerini de görür zaten kıskanmayı bırakırsın.
ama uzaktan seyredp gözümüzde büyüttüklerimizle ne zaman tanışsak o kadar büyük olmadıklarını görürürüz. *
hadi bakalım. sonucu yaz ama ya. merakta koma bizi:)
0
bika
(13.12.08)
kezbanın erkegi disisi olmaz. o bi yasam sekli.
0
bryan fury
(13.12.08)
@bir zamanlar cocuktum: diğer cevapları da okuyunuz. zaten yakın bir arkadaşımın ona karşı birçok güçlü şeyler hissettiğini söyledim.

@bryan fury: hoş-lan-mı-yo-rum. gıcık oluyorum, kıskanıyorum, nefret ediyorum ama onu yapmıyorum. sevismek falan da istemiyorum. selam da verdim. 2 saat sohbet de ettim. kezban mıymıy falan dedin. kötü ettin bu arada.

@bika: genelledin ama doğruya doğru valla. aynen katılıyorum. simdi bu oyle bi insan ki, adami arkadasi olarak gormektense ona yukaridan bakmayi tercih eder. dediğim gibi, gotu kalkık. ufak kusurlarına da şahit oldum. büyük kusurlarına da şahit oldum. ulan en sonunda savaş çıkaracağım. o olacak. sonuç olarak, hah tamam şimdi içimdeki kıskançlık gitti demek zor. ama bu terapi gibi oldu; gerçekleri ortaya koymak. kıskançlığım soğukluğa dönüştü, içimdeki ateş biraz söndü. neyse. ben bir psikoloğa gideyim en iyisi.
0
🌸kiskancolmakkotu
(14.12.08)
@comptrol: seni sona bıraktım. evet işte sözün özü budur. şaka yapmıyorum, ironi ya da ayar değil, gerçekten katılıyorum.
0
🌸kiskancolmakkotu
(14.12.08)
ne oldu bakalım bu işin sonu? merak ediyoruz.
0
mccormick
(19.10.09)
yazmayacak mısınız?
0
mccormick
(02.04.12)
@ mccormick yıllar ayırdı, yollar ayırdı. ne ararım ne bilirim.
0
🌸kiskancolmakkotu
(10.04.12)
(9)

Peynir zeytine alternatif, kahvaltiya pisirmelikler

pyro clustic flow
malum kahvaltikliklar disinda, pisirilerek hazirlanan ve kahvaltida yenen yiyecekler yoreye gore de cok farkli, degisik ve ilginc seyler olabiliyor. arada kahvaltiya farkli bir soluk katmak istesek neler yapilabilir? onerinin yanina kisaca da tarifini yazarsak ne guzel olur. aklima gelenlerden:1.
malum kahvaltikliklar disinda, pisirilerek hazirlanan ve kahvaltida yenen yiyecekler yoreye gore de cok farkli, degisik ve ilginc seyler olabiliyor. arada kahvaltiya farkli bir soluk katmak istesek neler yapilabilir? onerinin yanina kisaca da tarifini yazarsak ne guzel olur.
aklima gelenlerden:

1. kuru domates kizartmasi: kurutulmus domatesleri tavaya koy, ustunu kaplayacak kadar su ekle. icine de azcik yag. su bitince yagda kizarirlar, kizarinca da istege bagli nane ekleyerek luplet.

2. patatesli yumurta: kup patataesi kizart, pisir, sonra yumurta ekle.
0
pyro clustic flow
(11.12.08)
yine peynir ama (bkz: hellim)
bu güne kadar hep yiyen tarafta olduğumdan tarif veremiycem. ama azıcık kızartılıyor sonra lüpletiyorsun gibi gelmişti bana.

patates tarifinde yumurtayı çıkartıp yerine bol kaşar koyarsan da olur
ayrıca kafana göre şekillendirebileceğin bir krep gerçeği de var.
0
tai
(11.12.08)
- domatesli biberli peynirli yemeğimsi: domates, zeytinyağı, sivribiber, beyaz peynir, yumurta bir kapta karıştırılır. bu karışım ekmek dilimlerinin üzerine yayılır. sonra fırına verilir, 15 dk. pişirilir. afiyetle yenilir.
- yumurtalı ekmek: bayat ekmekler ymurtaya bulanır ve kızartılır.
- leyla: tost ekmeğinin içine nutella ve muz konur. tost makinasında bastırılır.
0
miss antartika
(11.12.08)
(bkz: pişi)
(bkz: krep)
(bkz: pancake)

1. olarak söylediğiniz geliştirebilir ayrıca. sarımsak, sucuk, yumurta, biber eklenebilir.
0
dambil
(11.12.08)
0
sui
(11.12.08)
- fukara sucuğu: salça, ceviz, kimyon, zeytinyağı, sarımsak karıştırılır. ekmeğin üzerine sürülür.
- yumurtalı kısır: bilinen kısır yapılır fakat içine sebze namına bir şey koyulmaz. sade ıslak salçalı bulgur üzerine karıştırılarak pişirilen yumurta eklenir.
0
miss antartika
(11.12.08)
trabzon'da kahvaltıda kuymak yiyiyorlar misal, ohş
0
sharpenter
(11.12.08)
biz genelde rendelenmiş patatesleri çok az yağda pişiriyoruz. az yağ dediğim de gözleme yaparkenki kadar az. kırmızı bir görünüm almaya başladıklarında da rendelenmiş kaşarları atıyoruz üzerlerine ve kekik ve tuz...
enfes oluyor, hafif de.
0
sharon and hope
(11.12.08)
küçük ince kabuklu patatesleri haşlayın. sonra bikaç parçaya bölün. üstüne istediğiniz baharatları ekleyin. (ben pul biber, kekik, tuz, karabiber, kıyılmış taze fesleğen ve bazen biberiye koyuyorum)Zeytinyağı döküp iyice karıştırın. Fırına verip biraz üstlerini kızartın. Çıkınca aralarına bikaç tane haşlanmış, dörde gölünmüş katı yumurta koyun. Patateslerin üstü çıtır, içi yumuşak oluyo. Yumurtayla da güzel gidiyo bence. Ben kahvaltıya misafirim olduğunda yaparım genelde.
0
cereal killer
(12.12.08)
küp kızarmış patatese yumurta kırılıp üzerine nane-pulbiber

biber kızartılıp üzerine küp-rende domates üzeri yumurta (menemen)

ekmek üzerine tereyağ veya zeytinyağı sürülüp üzerine domates/salça, en son kaşar veya kaşar/pastırma-salam...
0
tedirginlik hucresi
(16.05.11)
(4)

Evde Boya Yapmak

ophelia
Evine boya yapmış arkadaşlara sorularım olacak. Kendim boya yapmak istiyorum. 1. ne marka duvar boyası olmalı? (tavsiyeleriniz?)2. astar veya sıva (ikisi aynı şey mi bilmiyorum) gerekip gerekmediğini nasıl anlarım? eskiden çivilerin olduğu yerler var ama pek umrumda değil açıkçası o delikler.3. ne g
Evine boya yapmış arkadaşlara sorularım olacak. Kendim boya yapmak istiyorum.
1. ne marka duvar boyası olmalı? (tavsiyeleriniz?)
2. astar veya sıva (ikisi aynı şey mi bilmiyorum) gerekip gerekmediğini nasıl anlarım? eskiden çivilerin olduğu yerler var ama pek umrumda değil açıkçası o delikler.
3. ne gibi aletlere ihtiyacım olacak?
4. boyanın bööle duvara sürülmesi haricinde bi komplikasyonu var mı? (sanki ben ufakken çok komplike bi işmiş gibi hatırlıyorum)

edit: trimpot uyardı, plastik boya ya da badana mı istiyorum söylersem daha iyi sonuç alırmışım. bilsem söylerdim zaten heralde heheh, ikisinin arasındaki farkı da bilmiyorum hangısı daha iyi olur?
0
ophelia
(09.12.08)
2. astarın amacı daha pürüzsüz duvar elde etmek ve boyanın duvara daha iyi tutunması içinmiş. ama yapılmadan önce ve sonra duvarın zımparalanması gerekiyomuş ki bu çok zahmetli bişiymiş kendi başınıza yapamazmışsınız.
4. sür boyayı bırak, plastik boya yazın 1 saatte kururmuş kışın 2 olsun.

yarı mat plastik boya önerilmekte buarada, daha bi ferah oluyomuş ışığı yansıtması açısından ama kuruduktan sonra ikinci katı atman gerekebilirmiş. son olarak çok kalın sürmeyecekmişsin yoksa dökülebilirmiş.

imza: iç mimar arkadaş.
0
dinomazu
(09.12.08)
1-marshall, dyo... su bazlı plastik boyalar gayet iyi sonuç veriyor...
2-astar veya sıvaya gerek yok. düz bir duvarsa problem yok. çivi boşlukları için alçı yeterli
3-boya, koşeler için küçük, ana duvarlar için büyük bir fırça lazım. boyanın konacağı bir leğen ya da kova. tavan için fırça sapı veya normal fırçanız saplı olabilir. ben saplı rulo fırçaları tavsiye ederim. yere veya mobilyalara damlama problemi için plastik muşamba veya gazete kağıdı gerekli.
4-boya sürüldükten sonra kuruması için havalandırma yapılmalı. o yüzden kışın boya işleri pek yapılmaz...
0
udi
(09.12.08)
1. Marshall kullandım memnun kaldım tek kat bile kapatıyor. Koçtaş2ta kampanyalı renk pınarları falan var, ama kendi rengini yaptıracaksan bile beyaz marshalla falan yaptır, kampanyalı boyaların yüzü astarından pahalı, çünkü kapatmıyorlar.
3. Rulo, rulo aleti, bir de böyle tırtıklı rulo sürme leğeni.
4. İyi boyayla bi numarası yok, ıslakken sana lekeli, yamalı gibi görünebilir ama kuruyunca kapanır onlar.
0
sui
(10.12.08)
silikon esaslı boyalar var, mesela filli boya markasının var bu tür boyaları, eminim başka markalarda da vardır. onlar hem daha canlı renklere, hem de daha kapatıcı özelliğe sahip. bu da daha kolay boya yapmanızı sağlıyor ve eğer duvar çok kırık dökük değilse astara falan gerek kalmıyor. ayrıca, boya silikon bazlı olduğu için ileride leke vb olan yerleri ıslak bezle silebiliyorsunuz. tavsiye ederim.
0
flyalone
(10.12.08)
(1)

Araştırma ve İstatistik Konularında yardımcı olabilecek

biglebowsky
ismi lazım değil bi üniversitede yüksek lisans yapmaktayım, geçen yıl aldığım araştırma yöntemleri dersini mal gibi sunum yaparak geçirdiğimiz için bu dönemki proje dersinde makul yerlerimi avuçlamaktayım işbilmemezlikten. matematik bilgimin sıfır olduğunu göz önüne aldığımda yapacağım araştırma pro
ismi lazım değil bi üniversitede yüksek lisans yapmaktayım, geçen yıl aldığım araştırma yöntemleri dersini mal gibi sunum yaparak geçirdiğimiz için bu dönemki proje dersinde makul yerlerimi avuçlamaktayım işbilmemezlikten. matematik bilgimin sıfır olduğunu göz önüne aldığımda yapacağım araştırma projelerinde istatistiksel bilgilerle ne yapacağımı kestiremiyorum gerçi bu ilerki adım şimdilik sormak istediklerim şunlar.

1.fakültede "çocuklara yabancı dil öğretimi" dersi görmüş olan yeni yabancı dil öğretmenlerinin çocuklara yabacı dil eğitimde ne tür problemlerle karşılaştıklarını belirleyeyim. anket kullanacam diyorum. burda doğrudan bir ilişkilendirmeye girmeyeyim; şu çok yaygın bir problemdir, öğretmenler şu noktada oldukça yeterliler diyerek verilen dersle alakalı genel bir eleştiri yazayım diyorum. mantıklı bir bilimsel çalışma mıdır? burda sanırım oldukça basit bir istatistiksel çalışma olacak. ankette 1. madde de belirtilen sorun % bilmem kaçtır, çok yaygındır v. gibi.

2. öğretmenlerin belli özellikleriyle onların bilgisayarlı eğitime karşı olan tutumlarını değerlendirecem. sanırım burda korelasyonel bir çalışma yapmam lazım. sorum şu ki, öğretmerle ilgili mesela 10 değişken belirliyorum ama bu değişkenlerin tümü tek bir soruyu cevaplandırmak için kullanılacak. yani a değişkeni öğretmenin tutumunu şu yönde etkiliyor gibi bir sonuç mantıklı mıdır? yoksa tüm değişkenlerle ilişkili tek bir sonuç mu çıkartacam? aslında burda sorarken kendim cevaplıyorum ama acemilik fikrinizi alayım dedim. burda korelasyon çıkartmak için SPSS programı kulllanılabilir mi?

bu kadar hayvani yazdim ama afedersiniz üç buçuk atıyorum yetersizlikten. saygılar
0
biglebowsky
(09.12.08)
İkinci sorunuz için, eğer o 10 sorunuz da toplamda tek bir değişkeni anlamak için kullanılacaksa, 10 sorunun toplu meanlerini almayı ve tek bir yeni index değişkeni altında toplamayı düşünebilirsiniz. SPSS işlemi şöyle yapılır: 10 sorunuzun v1, v2, v3.... v10 şeklinde spss'e girildiğini varsayalım.

Calculate menüsü altından mean (v1, v2, v3, v4,....v10) yapacaksınız, size bu 10 sorunun toplu meanlerini yeni bir v11 altında birleştirecek.

İkinci bir mesele, bu 10 değişkenin aslında diyelim ki 3 farklı tutumu ifade ettiğini tahmin ediyorsunuz ve hangileri hangi tutum için kullanılabilir diye merak ediyorsanız, bu yukarıdaki işlemden önce faktör analizi de deneyebilirsiniz ki, bu biraz advanced oluyor.
0
sui
(09.12.08)
(11)

Duymadık da Duyurmadı Demeyin

deliktas
Değerli abilerim, sevgili kardeşlerim ve pek güzel kız arkadaşlarım. Film sormak istiyorum sizlere. Valla ne yapsam bilemedim nereye gideceğimi şaşırdım. Son çare olarak kurtarıcım duyuruma geldim. Ocean's serisi gibi, italyan işi gibi hırsızlı soymalı kaçmalı kovalamalı filmler var mı bildiğiniz? M
Değerli abilerim, sevgili kardeşlerim ve pek güzel kız arkadaşlarım. Film sormak istiyorum sizlere. Valla ne yapsam bilemedim nereye gideceğimi şaşırdım. Son çare olarak kurtarıcım duyuruma geldim.

Ocean's serisi gibi, italyan işi gibi hırsızlı soymalı kaçmalı kovalamalı filmler var mı bildiğiniz? Mümkünse kadrosu da afilli olsun biraz. Charlize Theron falan oynasın :P
0
deliktas
(08.12.08)
(bkz: the bank job)
0
sui
(08.12.08)
kadro olarak tatmin ederler mi bilmiyorum ama ilk aklima gelenler:
(bkz: catch me if you can)
(bkz: the usual suspects)
(bkz: lock, stock and two smoking barrels)
(bkz: snatch)
(bkz: layer cake)
0
layouter
(08.12.08)
lucky number slevin
heist
0
bryan fury
(08.12.08)
trimpot
(08.12.08)
geleneksel bir hale geldi bu soru. aratma yaparsanız en az 4-5 tane böyle soru çıkar.
0
deckard
(08.12.08)
0
thinkbeforedoing
(08.12.08)
(bkz: running scared).konsept olarank soymalı, kaçmalı ve kovalamalı ve hırsızlı .i$ yapar.
0
Sir.Fitih
(08.12.08)
patricia teyze
(08.12.08)
bourne : identity
bourne : supremacy
bourne : ultimatom

serilerini izlemediysen kesinlikle tavsiye ederim. aksiyon boldur.

wanted da iyidir. morgan freeman, angelina jolie falan oynuyor.
0
safepassage
(08.12.08)
lucky number slevin
smokin aces

kadroları çok sağlamdır.
0
ashh
(08.12.08)
(bkz: inside man)
0
karamell
(09.12.08)
(9)

Internette problem ?

no christ requiress
Tam su siralar facebook, google v.s gibi sitelere girebilen var mi ? Cogu yabanci site acilmiyor, cok azi ise aciliyorMsn'de turkiyeden kimse online degil, kalmadi. Sorun sadece bende mi ? Yoksa gecen konustugumuz gibi fena problemler mi var genel olarak ?
Tam su siralar facebook, google v.s gibi sitelere girebilen var mi ? Cogu yabanci site acilmiyor, cok azi ise aciliyor

Msn'de turkiyeden kimse online degil, kalmadi. Sorun sadece bende mi ? Yoksa gecen konustugumuz gibi fena problemler mi var genel olarak ?
0
no christ requiress
(05.12.08)
msn google yahoo facebook açılmıyor sadece sözlük ve ekşi duyuru açılıyor bende. sanırım sözlük ahalisi başbaşa kaldık :D
0
sleep may be the enemy
(05.12.08)
yahoo, google aciliyo da facebook acilmiyomus, baktim da.
0
osuruklu
(05.12.08)
Bende hepsi açılıyor, yer izmir.
0
sui
(05.12.08)
benim hala düzelmedi
0
sleep may be the enemy
(05.12.08)
msn, facebook, google bende de açılmıyor.
0
rastgele bir gun
(05.12.08)
su an duzeldi
0
🌸no christ requiress
(05.12.08)
ben de facebook u açamadım google geldi sanki
0
yuto
(05.12.08)
msn ve yahoo açılmıyodu, şimdi düzeldi...

modemi kapatıp açtım diye düzeldi sanıyordum ben de :)
0
pispinti
(05.12.08)
Ankara da ki kopruleme islemlerinden kaynaklaniyor. guncel bir dns numarasi gecici de olsa isinizi gorebilir.
0
gone with the sin
(05.12.08)
(14)

Sinema Kültürü Edinmek

uz
Son 6 aydır sinemayı yeniden keşfetmiş bulunmaktayım ki bu sürede 60 dan fazla film izledim. Daha önce sinema benim için para vermeye değmeyecek denk gelirse yapılacak bir aktiviteydi. Artık uzman bir izleyici olmak istiyorum. 1.Filmleri yönetmenine göre izleyeyim diyorum. Tüm filmlerini indirip sır
Son 6 aydır sinemayı yeniden keşfetmiş bulunmaktayım ki bu sürede 60 dan fazla film izledim. Daha önce sinema benim için para vermeye değmeyecek denk gelirse yapılacak bir aktiviteydi. Artık uzman bir izleyici olmak istiyorum.

1.Filmleri yönetmenine göre izleyeyim diyorum. Tüm filmlerini indirip sırasına göre izliyorum. Hangi yönetmenleri tavsiye edersiniz? Favori diyebileceğim yönetmenim Tim Burton, Kubrick'in tüm filmlerini izledim. Şu sıralar Coen kardeşler üzerinde çalışıyorum. David Lynch'de sırada.

2. İzlediğim her filmi imdb'de oyluyorum, bunun dışında neler yapılabilir? Bir de filmler hakkında kritikler de yazmak istiyorum. nasıl yapmalı? (sadece kendim için, belki sözlüğe de yazarım)

3. İmdb listesini word'e kaydettim, izlediklerimi işaretliyorum. tv'de bile bin kez gösterilen bir çok klasik filmi izlememiştim onları bitirdikten sonra güncele yetişirim diyorum. İmdb'de pek olmayan uzakdoğu ve avrupa sinemasıyla ilgili böyle bir liste bulabilir miyim?

4. Bağımsız sinema nedir? ucundan kıyısından yakaladığım çok farklı filmler oluyor bazen, biraz araştırınca bağımsız sinemanın müthiş örneği filan diyor. Bu filmlere nasıl ulaşılır, sanırım hollywood ve türk sineması bittikten sonra bu filmlere yöneleceğim.

ben böyle madde madde yazdım ama sorulara cevap olmasa da her türlü öneriye açığım,
teşekkür ederim.
0
uz
(05.12.08)
büyük film şerketlerine bağlı olmayan, kendi yağıyla kavrulan yönetmen ve yapımcıların yaptığı sinemaya bağımsız sinema deniyor.

haliyle bütçeleri ve teknik imkanları kısıtlı oluyor. daha sonra tanıtım ve dağıtım imkanları da öyle.

ne farkı var dersen tahmin edeceğin üzere ticarete yönelik olmayan, çok fazla gişe kaygısı ile çekilmeyen, büyük şirketlerin politikalarına uymayan, özgün ve orjinal filmler oluyor bunlar. kaliteleri çoğunlukla yüksektir.

ilk zamanlarda bağımsız filmler pek önemsenmezken şimdilerde desteklenmeye çalışılıyor. örneğin amerika'dan robert redford bağımsız filmlerin katıldığı bir festival düzenlemeye başladı bir süredir. sundance film festivali. niye desteklemek gerekiyor? çünkü arkalarında stüdyolar yok. tanıtım ve dağıtım imkanları yok. o yüzden tanınmıyorlar ve para kazanamıyorlar.

kısaca ve acele bunları yazıyorum. gerisini biraz internette arayarak bulabilirsin.
0
mea maxima culpa
(05.12.08)
hollywood'tan bana göre en izlenmeye değer yönetmeni izlemişsin zaten: kubrick. gerçi o filmlerinin çoğunu ingiltere'deyken çekmiştir. ayrıca evet david lynch'i de izlemelisin bence, her ne kadar hakkında bişey anlaşılmıyo bilmem ne diyen düz adamlar olsa da bunlara kulak asmamak lazım. onlar 2001: a space odyssey gibi bi şahesere de aynı yakıştırmayı yapmışlardır. ama kişisel düşüncem lynch ne kadar iyi olsa da kubrick'in yanına bile yaklaşamaz. gerçi böyle karşılaştırma olur mu işte. yani ben kubrick'ten aldığım zevki alamam ondan. bana göre tabi dediğim gibi. neyse burası biraz soruyla alakasız oldu.

bence hollywood'u bitiriym avrupa'ya geçeyimden ziyade direk avrupa'ya geçsen daha iyi olur. avrupa'dan da ilk tavsiye edeceğim ingmar bergman. bayma potansiyeli olmakla beraber ilgini çekecek bir alansa çektiği tarzda filmler gayet zevk alacaksındır. avrupa'dan diğer tavsiye edebileceğim isimler: andrei tarkovsky, luis bunuel, jean pierre jeunet.
0
psyche
(05.12.08)
1. Tarkovski. Daha güncel istersen guillermo del toro falan olur.
2. Blog aç.
0
sui
(05.12.08)
bende sinema kulturunu yeni edinemeye basladim. sana tavsiyelerde bulunayim az da olsa.
1- filmleri yonetmenlerine gore izlemek mantikli, bende oyle yapiyorum suan. ben turk yonetmenlerden basladim fakat. mesela zeki demirkubuz, nuri bilge ceylan gibi. sonra tavsiye edebilecegim ferzan ozpetek, roman polanski var.

2- bence ilk once kulturunu biraz gelistirmelisin bu is icin.

3-

4- turk sinemasinda bagimsiz sinemaya en guzel ornekler nuri bilge ceylan ve zeki demirkubuzdur mesela.
0
sanio
(05.12.08)
- film festivallerine katil
- baska baska milletlerin filmlerini izle (uzakdogu yapimi, rusya yapimi gibi)
- sinema forumlarina katil, elestiri yaz
- son olarak da amator film cekmeyi ogren ve kendin bir film cek
0
ermanen
(05.12.08)
tarantino azıcık olsun hoşunuza gidiyorsa guy ritchie nin filmlerini izlemek lazım abukluk yerine daha ince espirilere sahip tarantinoya nazaran
(bkz: lock stock and two smoking barrels)
(bkz: snatch)
bir de revolver var gerçi ama ben izlemedim henüz bilemeyeceğim
0
yuto
(05.12.08)
psyche,sui: tarkovski'yi daha önce de önermişlerdi, kesinlikle izleyeceğim. direkt avrupa ya geçmeyi şimdilik düşünmüyorum, biraz daha abd filmlerine vakit ayıracağım :)

sanio: yeni nesil türk yönetmenleri avrupa sineması ile ele alıyım diyorum.

ermanen: film çekme kısmı haricinde varım.

yuto: aslında bütün bu sinema tutkusu tarantino ile başladı. aa bu film güzelmiş bakalım daha başka ne varmış derken..

bahsettiğin filmlerin üçünü de izledim, üçünü de çok beğendim, aynı elden çıktıklarını bilmiyordum, kesinlikle takip edeceğim o zaman.
0
🌸uz
(05.12.08)
sinema blogu & dergisi oku. criticker.com a üye ol. film oyla, karşılaştığın çok film izlemiş insanların izledikleri tavsiye ettikleri filmleri gör, bul ve izlemeye devam et.
0
nihilanth
(05.12.08)
"üçünü de izledim ama aynı elden çıktıklarını bilmiyordum" diyorsun. şayet bir sinema kültürü edinmek istiyorsan ilk ama ilk iş olarak izlediğin filmin yönetmeni kimmiş onu öğren.
0
coffee and cigarettes
(05.12.08)
hal hartley'in trust filmini izle. ekşiye bir film kritiği yaz. bilmem anlatabildim mi?
0
atmosphere
(05.12.08)
ayrica ben de o uc film hakkina bisi soyliyim, o uc filmi izledikten sonra (ki basrol oyunculari ve yonetmen ayni) ayni elden ciktigini anlamiyosan senin isin biraz zor. filmleri izlerken biraz daha dikkatli ol sadece izleme, yonetmenlerin tarzlarina da dikkat et. mesela snatch, revolver, bank job, lock stock and two smoking barrels gibi guy ritchie filmleri birbirine fazlaca benzer(iyi anlamda) yani baska bi guy ritchie filmini izlerken hemen anlarsin belirli isaretlerden...Yani kisaca biraz daha dikkatli izlemeye basla filmleri. sadece film adi ogrenip izlemekle sinema kulturu edinilmez.

edit: Bank job guy ritchie filmi degilmis ben de sicmisim orda..
0
blackworld
(05.12.08)
haklısınız, lock stock ve snatch ikiz filmler sanki ama oyuncu kadrosu aynı değildi sanırım bu ikisinde. bir de benim izlediğim film başka bir revolver'miş. o kadar da vahim değil durumum sanırım :)

bu tip konulara önceden hiç dikkat emiyordum tabi ama şimdi bakıyorum.

atmosphere: ben anlayamadım maalesef, gerçekten.
0
🌸uz
(06.12.08)
Holy shit!

Hayvan gibi yazdigim uzun mesaj gitti :( Gizle dedikten sonra tekrar cevapla diyince ucuyormus yazilanlar bugun bunu da ogrenmis oldum :(

Usengec bir insan oldugumdan daha kisasiyla tekrar yazacagim.

1) Yonetmen bazinda izleyerek kendinizi sinirlandirmayin. Once cesitliligi saglayin, sonra zaten film izledikce begendiginiz yonetmenlerin filmlerine ayri ilgi duymaya baslarsiniz.

2) ingilizceniz varsa imdbde oyrum yazin, eksi sozlukte yazin (cok geri donus beklemeyin), forumlarda yazin bir de cok istiyorsaniz blog acin.

3) diviks programlarini izlediginiz filmleri takip etme amacli olarak kullanabilirsiniz. Hem aklinizda kalan bazi seyleri oralara not alirsiniz, excelden daha kolaydir kullanimlari. IMDB de neredeyse yok yoktur, dogru arama kriterlerini girdikten sonra cogu film -hele ki festivallerde gosterildiyse- database'inde vardir. bunun disinda asya filmlerine ozgu listeler mevcut. asian movie database diye aratmaniz bile yeterli. avrupa icin zaten olmamasi gibi bir sey soz konusu degil.

4) bagimsiz sinemayi taki petmenin en iyi yolu divxtir. eger ingilizceniz varsa y.disindaki sitelerden dvd sini almaktir ama ingilizceniz yoksa altyaziya muhtac oldugunuzdan mecburi istikamet divxtir. bundan sonra festivaller gelir. istanbul veya diger buyuk sehirlerden birisinde yasiyorsaniz festival ve izleti gunlerini takip ediniz. ayrica hollywood bitmez.

bunlarin disinda;
- kendinize sinir koymayin.
- keskin hatlarla iyi kotu diye ayirmayin filmleri. iyisi olmadan kotusu, kotusu olmadna iyisi olmayacagini aklinizdan cikartmayin.
- ayrim yapmaksizin her tur filmi ilzeyin.
- yorumlari/elestirileri filmleri izlemeden okumak yerine, izledikten sonra okuyun.
- dp gibi sinema sitelerini takip edin. beyazperde gibi mal surulerinin cok oldugu yerlere aldiris etmeyin.
- yazili/online sinema dergilerini takip etmeye calisin. sinema dergisi bu bakimdan iyidir.
- eger bir janrdan hoslanmadiginiz hatta nefret ettiginiz bir film cikarsa o turden bir filmi hemen akabinde izlemeyin. biraz sure taniyin kendinize. yoksa o turden tamamen uzaklasabilirsiniz. bazen 2 tane ardarda kotu film cikmasi insanin sevkini feci sekilde kirabiliyor.
- cabuk pes etmeyin.
- etreafinizda sinemaya ilgi duyanlar varsa onlarla oturup filmler hakkinda konusun, tartisin.
- begenmediginiz bir seyi, koyun psikolojisine girmeden, begenmedim diyebilin. blade runner'dan nefret ediyorum diyebilin yani. bunun uzerine gelen yanitlari dinleyin, kendi kafanizdakileri iletin. belki gormediginiz veya anlamadiginiz seyleri bu sayede gorebilirsiniz.

daha cok sey yazmistim ama sabah erken kalkacagim, anca bu kadarini toparlayabildim.

iyi seyirler.
0
entrapmen
(06.12.08)
uzakdoğu sineması derseniz : kim-ki duk ve chan wook park 'la başlayabilirsiniz. enfesler.
0
brkylmz
(06.12.08)
(5)

illüzyondaki insan yüzü

samfisher
Arkadaslar burada bir insan yüzü varmis bi türlü bulamadim var mi cidden varsa nerede?
Arkadaslar burada bir insan yüzü varmis bi türlü bulamadim var mi cidden varsa nerede?
0
samfisher
(05.12.08)
En altta orta çizginin hafiften solunda.
0
sui
(05.12.08)
ortayı baz al, saat 7 yönü.
0
papaz efendi
(05.12.08)
samfisher, sanırım aynı yanılgıya düştün sen de benim gibi.
ben de bunu ilk gördüğümde, çekirdeklerin genelinin bir insan yüzü oluşturacağını düşünmüştüm. ama çekirdeklerden biri insan yüzü şeklinde. evet söylendiği gibi saat yedi yönünde...
0
kahvegibi
(05.12.08)
sagolun dostlar gördüm @kahvegibi dedigin sekilde düsünmüstüm. güzel degilmis o kadar idare eder yine de. :)
0
🌸samfisher
(05.12.08)
cok korkuncmus yalniz
0
twodimensionprism
(05.12.08)
(21)

Çantamdan ne çıkarayım?

sharon and hope
Çantam çok ağır, içinden bir şeyler çıkarmak istiyorum ama maalesef çıkaracak bir şey bulamıyorum. * cüzdan* bir adet not defteri* içinde kalem, uç ve silgi olan minik bir kalem kutu.* şemsiye* anahtar* makyaj çantam (içinde; eyeliner, dipliner, göz kalemi, rimel, lipstick, allık ve allık fırçası va
Çantam çok ağır, içinden bir şeyler çıkarmak istiyorum ama maalesef çıkaracak bir şey bulamıyorum.

* cüzdan
* bir adet not defteri
* içinde kalem, uç ve silgi olan minik bir kalem kutu.
* şemsiye
* anahtar
* makyaj çantam (içinde; eyeliner, dipliner, göz kalemi, rimel, lipstick, allık ve allık fırçası var)
* minik plastik bir dünya topu. sıkmalık (hafif)

hangisini çıkarsam?
0
sharon and hope
(05.12.08)
cep telefonu tasiyorsaniz notlarinizi kisa mesaj kismina yazip kaydedebilirsiniz. bu yuzden not defteri ve kalem kutusunu cikarin. ayrica dunya topu me ola ki? onu da cikarin.

makyaj cantasini cikarin diyemiyorum, anahtar, cuzdan ve semsiye lazim olan seyler.
0
dengesiz pamuk
(05.12.08)
1- Semsiye
2- Not defteri; bir yaprak yeterli olabilir.
3- Sadece kalem; digerleri disarda kalabilir.
4- Makyaj cantasi; tazeleme gibi bir durum yoksa gerek var mi ?
0
lejant
(05.12.08)
tek omza binen bir yükten bahsediyoruz, spor yapıyorum zaten; teşekkürler.
0
🌸sharon and hope
(05.12.08)
* Cüzdan: Bunu çıkaramazsınız, en lazım şey.

* Not defteri: Bence gereksiz kalabalık. Sürekli not mu alıyorsunuz? Almıyorsanız, kağıt lazım olduğunda eski bir fişin falan arkasına yazabilirsiniz gayet.

* Kalem kutusu vb: Tek bir tükenmez yeter.

* Şemsiye: Dünyanın en gereksiz aparatı. Kapalıyken ayrı, açıkken ayrı dert. Uçar, kaçar, ters döner, milletin gözüne girer falan. 30 yaşındayım, bugüne dek şemsiye kullanmadım diyebilirim. Hava yağacak gibiyse kapşonlu bir şeyler giymeyi düşünebilirsiniz.

* Anahtar: El mahkum duracak bu.

* Makyaj Çantası: Sz doğal halinizle daha güzelsiniz. Boyaya batmanın ne alemi var. Bak zaten hava da yağmurluymuş, akacak zaten. Gerek yok.

* Dünya topu: Çantada çok yer açıldı bence bu kalsın.

İşte benim çantam :)
0
sui
(05.12.08)
Simdiye kadarki cevaplar bayagi duzgun. Bence de semsiye, not defteri, kalem kutusu ve dunya topu cikmali.

Makyaj cantasini ne siklikta kullaniyorsunuz? Her an yaninizda tasimak cok mantikli gelmiyor, eger her gun gun icinde mutlaka ciddi manada makyaj yenilemiyorsaniz. Belki cantayi cikarip sadece sik kullandiginiz 1-2 parcasini yaninizda tasiyabilirsiniz. En iyisi bir-iki hafta hangilerini sik kullandiginizi objektif sekilde izlemeye calisip ona gore karar vermek.
0
wpi
(05.12.08)
- Cuzdan durur, cuzdan ayri sey canta ayri sey.
- not defteri gider, cep telefonu var nasil olsa not bolumu yoksa bile mesajlara girip yazabilirsiniz. en kotu ihtimal bir sayfayi cuzdana yerlestirin.
- tukenmez kalem yeterlidir. cantada oldugundan kolayca acilip, murekkep akitip cantayi heder etmeyecek olan tercih edilirse iyi olur.
- semsiyelerin kucucuk minicik ve hafif olanlari var. eger buyukse onlardan birisi tercih edilse daha iyi olur.
- anahtar?
- makyaj cantasi gereksiz bence. eger onemli bir mevzu varsa alinabilir ama onun disinda sadece lipstick olsa yeter cantada.
- dunya topu supermis, bence durmali.
0
entrapmen
(05.12.08)
bence çantayı ağır yapan şemsiyedir. onu çıkart. vazgeçemem lazım oluyor diyorsan (ki çantanda devamlı taşıdığına göre böyledir) nerdeyse avuç içi kadar küçük olanlar var. ben accesorize'dan aldım, marks and spencer'da filan da var, onlardan al.

cüzdanın eğer bu tuğla gibi olanlardansa (içinden binbir gereksiz şey olan, her tarafından kağıtlar taşan) bunu boşalt ve küçült) hatta bir ufak kredi kartlık ve küçük bir para çantası olarak böl. iyice ferahlar çanta.

not defteri ve kalem kutusu da çıkabilir. bi 0.5, bi tükenmez yeterlidir.

makyaj çantası kalsın. :))
0
mea maxima culpa
(05.12.08)
aslında gün içinde makyajımı tazeleyen biri değilim, ki zaten makyaj çantasının içinde 1 dipliner, 1 eyeliner bir de göz kalemi varmış. bence sadece eyeliner kalsın üçünden. eyeliner, rimel ve allık, lipstick (krem) de kalsın.
şemsiyeyi bir kaç defa çıkardım fakat o günler yağmur yağdı. saçlarımızı kurutamıyoruz, hasta olma riski var. şemsiyem ortaboy ama evet daha küçüğü alınabilir.
not defterini inceltiyorum, kalemi de iliştiriyorum üstüne. kalemkutudan kurtuluyorum.
cüzdanım büyük değil, anahtarlığım da satenden zaten(ağır değil) (2 anahtar var üstünde de) onlar kalsın.
topumu çıkarmam.
0
🌸sharon and hope
(05.12.08)
burda agirlik yapan tek sey semsiye sanki. onu da elinizde tasiyin artik
burdan ne ders cikardik?
0
ermanen
(05.12.08)
bence şemsiye çıkar küçük bir başlık al, hem kulakları daha iyi koruyor.
makyaj çantanı çıkar, günde 1 defa yeter hatta hiç yapılmasa daha çok yakışıyor bayanlara.
0
joepiscopo
(05.12.08)
çıkar:
* şemsiye (ıslan bişey olmaz, romantik olur)
* içinde kalem, uç ve silgi olan minik bir kalem kutu. (kalem yeterli)
* makyaj çantam (içinde; eyeliner, dipliner, göz kalemi, rimel, lipstick, allık ve allık fırçası var) (lipstickği çantaya at yeter)
* minik plastik bir dünya topu. sıkmalık (hafif)

çıkarma:
* cüzdan
* bir adet not defteri
* kalem
* anahtar
* lipstick
0
mevta
(05.12.08)
hatta sen çanta taşıma:
* cüzdan (götcebi)
* bir adet not defteri (cüzdanın arasına bir iki sayfa veya gömlek, ceket iç cebi)
* kalem (gömlek cebi, ceket iç cebi)
* anahtar (pantolon cebi)
0
mevta
(05.12.08)
erkek değilim gömlek cebinde ya da ceket cebinde taşıyayım her zaman.
0
🌸sharon and hope
(05.12.08)
tüh. telefona yazarsın o zaman.
0
mevta
(05.12.08)
Cuzdanini temizle, gereksiz kartlari, kartvizitleri cikar.. Farka sasiracaksin..
0
nooneatall
(05.12.08)
bu makyaj nasıl bozulur arkadaş ben anlamıyorum. benim eşim sabah evden çıkarken makyaj yapar, akşam eve gelince de temizler. eve geldiğinde de ne farı, ne rimeli, ne de kalemi bozulur. bir tek yediğinden içtiğinden ruju bozulur, o da çantasında bir tane ruj taşır. rimel, fark, allık, kalem malem ne lüzum var? pimpirik yapmayın, sabah bunları sürdüğünüzde yüzünüzü oraya buraya sürmüyorsanız bir şey olmaz makyaja.

çıkacaklar:

1. şemsiye. yağmur yağacak gibi bir hava varsa alınabilir.
2. dünya küresi. ağırlık yapmaz ama az da olsa hacim kaplar.
3. kalem kutusu. tek kalem yeter. yanlış olursa çiziverin, geçici not nasıl olsa.
4. not defteri. yerine dörde katlanmış bir a4 kağıt olabilir. her şeye yeter.
5. makyaj çantası. bir tane ruj akşama kadar yeter.
0
kibritsuyu
(05.12.08)
Kalemi, tükenmez/pilot kaleme terfi ettirin. Böylece uç ve silgi de kendiliğinden gider. Kalem kutusu da tabii.
Not defteri mümkün olduğunca küçük ve az yapraklı olsun.
Cüzdanın içindeki gereksiz şeyleri atın, hafifletin onu.
Makyaj çantasının içeriğinde de gün içinde kullanılmayacak birşeyler olduğuna eminim.
Şemsiye mi yazıyor orada? Ne şemsiyesi ya!?

Çantanın kapsamını belirlerken minimalist takılın kısacası. Yükte hafif, marjinal faydada ağır olsun muhteviyat.
0
shangrilla
(05.12.08)
anahtarlık, kız anahtarlığı mı? eğer öyleyse çok fazla anahtarlık vardır sanırım üstünde onu temizleyebilirsin. diğerlerini yazmışlar zaten.
0
teritori
(05.12.08)
cevap yazmış olan herkese teşekkürler.

* cüzdanım zaten küçük, aynen bırakıyorum
* not defterimi küçülttüm, her gün not almam gerekebiliyor o yüzden tek sayfaya düşüremiyorum. ama ince minik bir şey olacak.
* sadece kurşun kalem.(içine bir kaç uç atarım)
* şemsiyeyi çıkardım şimdilik. ama şöyle ufak minik ele avuca sığan bir şey olursa alabilirim.
* anahtarlığım saten ve sadece 2 tane anahtar var demiştim üstünde, onu da bırakıyorum.
* makyaj çantamı tümden çıkardım (çünkü o makyaj çantasını sadece lipstick için açtığımı farkettim), eyelinerımı aldım bir de lipstick (çantasız, küçük göze atıverdimç
* topu çıkarmadım, zaten bir 10 gram ancak vardır.

htf: dünya topunun özel bir anlamı yok.. seviyorum sadece.
0
🌸sharon and hope
(05.12.08)
defter hk: defteri inceltmek hafifletmek anlamina gelmeyebelir. kagidin sayfa gramajina da dikkat et. hafif yaprakli defterler oluyor, ince. onlar idealdir. alirken eline al defteri tart ve diger defterlerle kiyasla. kiyaslamazsan kucuk her defter sana hafifmis gibi gelebilir.
0
pyro clustic flow
(06.12.08)
"kimsede demiyo ki aga bu nedir ?":D
0
dr.ramiz
(08.12.08)
(3)

kara kalem fiyatları

turangue
amatör olarak çizim yapan bi arkadaşıma doğumgünü vesilesiyle kara kalem seti (değişik bi adı varsa bilmiyorum) almak istiyorum. nereden alınır bunlar? fiyat aralığı nedir? fiyat/performans diye bi oran var mıdır bunlarda? kısacası bu konudaki bilgilerinizi ve önerilerinizi istiyorum.
amatör olarak çizim yapan bi arkadaşıma doğumgünü vesilesiyle kara kalem seti (değişik bi adı varsa bilmiyorum) almak istiyorum. nereden alınır bunlar? fiyat aralığı nedir? fiyat/performans diye bi oran var mıdır bunlarda?

kısacası bu konudaki bilgilerinizi ve önerilerinizi istiyorum.
0
turangue
(04.12.08)
tualsan'a gidip buraya yazdiginizi aynen soylerseniz bizzat kazik yemeden bir tane edinirsiniz.
0
polifonik osuruk
(04.12.08)
(bkz: füzen)

bu tam kara kalem seti yerine geçmeyebilir ama fikriniz olsun dedim.
0
sui
(04.12.08)
ben soyle goz dolduran bi sey sordum gecenlerde. 65 mi 70 mi ne dedi adam. vazgectim sonra :D ben de hediye alcaktim.
0
osuruklu
(04.12.08)
(5)

OSS Matematik Sorusu

paddle steamer
(1/90+1/110+1/13)/(1/11-1/13-1/9)=?Bunun payda eşitlemeden kolayca yapılacak bir yolu var mı acaba?Cevap -1 miş
(1/90+1/110+1/13)/(1/11-1/13-1/9)=?

Bunun payda eşitlemeden kolayca yapılacak bir yolu var mı acaba?

Cevap -1 miş
0
paddle steamer
(04.12.08)
1/90 / -1/9= 1/90 x (-9/1)= -1/10
1/110 / 1/11= 1/110 x 11= 1/10
1/13/ -13/1= 1/13 x (-13/1)= -1

1/10-1/10-1= -1

ama ne kadar bilimsel bilemicem :)
0
coffee and cigarettes
(04.12.08)
1/90=x
1/110=y
1/13=z

(x+y+z)/(10y-z-10x)

Buradan çıkar herhalde verdiğiniz değerler doğruysa.
0
sui
(04.12.08)
payı 1/10 parantezine alalım.
1/10[(1/9+1/11+10/13)/(1/11-1/13-1/9)] burada sadece ilk iki terimin paydalarını eşitledik.

1/10[(20/99+10/13)/(-2/99-1/13)]=(1/10)*(-10)=-1
0
papaz efendi
(04.12.08)
Pay 1/10 parantezine alınabiliyorsa soruyu yanlış yazmışsınız demektir. İlk paragrafın içinde 1/13 yazmışsınız, o zaman 1/130 olmalıydı o?
0
sui
(04.12.08)
Ben bir yanlışlık göremedim. Payı 1/10 parantezine alınca 1/13 10/13 oluyor.
0
🌸paddle steamer
(04.12.08)
(1)

caddebostan mahallesi hakkında demografik istatistiki bilgiler arıyorum

thinkbeforedoing
bir üniversitesi projesi için lazım. google dan bulamadım. :(
bir üniversitesi projesi için lazım. google dan bulamadım. :(
0
thinkbeforedoing
(04.12.08)
Muhtarlıktan bulabilirsiniz bence. Bizde amerikanyada oldugu gibi zip code üzerinden pazarlama araştırması falan yaoılmadığından başka yerden bulmak zor.
0
sui
(04.12.08)
(9)

bu devirde kim böyle bir iyilik yapar?

rentts
şimdi olay şu: ben sahibinden.com dan bi laptop satıyorum. fiyatı 1800 ytl bugün elemanın biri mesaj atmış 12 taksitle verirsen alırım diye. acaba ben bu olayı nasıl çözerim? ben bu elemanla tanıdık bi dükkana gitsem bunun kartından 1800 ytl yi 12 ye böldürsek? dükkancı amca bana direk 1800 ytl yi p
şimdi olay şu: ben sahibinden.com dan bi laptop satıyorum. fiyatı 1800 ytl bugün elemanın biri mesaj atmış 12 taksitle verirsen alırım diye. acaba ben bu olayı nasıl çözerim? ben bu elemanla tanıdık bi dükkana gitsem bunun kartından 1800 ytl yi 12 ye böldürsek? dükkancı amca bana direk 1800 ytl yi peşin verir mi? bildiğim kadarıyla onlar kaç taksit yaparsa yapsın sonuçta bankadan peşin para alıyorlar.bir de böyle bişi yapabilecek bi tanıdığınız falan var mıdır varsa çok makbule geçer.
not:gittigidiyordan satmak istemyorum komisyonu çok fazla.
0
rentts
(04.12.08)
dükkancı amcaya bunun mali açıdan ekstra külfeti olacağı ve bu satışın vergisini de ödemek zorunda kalacağı için sıcak bakar mı bakmaz mı bilemem.. post makinesinden çekeceği için istese de istemese de senin satışın vergisini öder.
0
joehigashi
(04.12.08)
valla sıkıntılı bi konu bence.
tanıdık dükkana 12 taksit yaptırınca banka yine komisyon alacak ki gittigidiyor'un komisyonundan bile fazla olabilir. ayrıca taksit diyen kredi kartı demiş mi ki?
diğer türlü elemanın güvenilirliğini sorgulayamazsın.
peşin isteyip indirim yapmak komisyondan daha büyük bir zarar değilse öyle yapılabilir.
0
hayo
(04.12.08)
Bankadan peşin para almıyorlar, parayı hemen isterlerse belli bir miktar faiz ödüyorlar, yani eksik alıyorlar parayı. Bu oran nedir, mesela %3-5 falandır herhalde. Eğer parayı hemen değil de, bir ay sonra alayım dersen o zaman banka o sürenin sanında sana parayı tam veriyor.

Yani böyle bir iş yapacaksanız ve dükkancı amcadan parayı hemen isteyecekseniz biraz azına razı olmanız gerekebilir.
0
sui
(04.12.08)
bilen birisi varsa kredi kartından 1800 ytl lik bi alşverişin dükkancı amcaya olan külfetini yazarsa ben de dükkancı amcaya o külfeti artı bi miktar da komisyonu ödeyim diye bi teklifte bulunabilirim.
0
🌸rentts
(04.12.08)
konuya tam olarak hakim olmamakla beraber şunu söyleyebilirim ki eğer elinde stok olan bir dükkancı amcaya rast gelirsen hiçbir masraf almadan dahi bu satışı gerçekleştirebilir stoklarını eritmek için. çünkü öyle satıcılar var ki vergi çıkmasın diye bol bol alış faturası alıyorlar sonra da karşılığında satış olarak bunu çıkmadıkları için ellerinde kalan mal tekrar vergi olarak kendilerine geri dönüyor. Ha adamın gelir, gider, masraf dengesi düzgün durumdaysa ve sana yaptığı satışın alışını karşılayamıyorsa 1800 liralık bir satışın kdvsi 274,58 kdv hariç tutarı da 1525,42 ytl'dir.yanılma ihtimalimin olduğunu ve konuya 1. derecede vakıf olmadığımı da belirteyim. ilerleyen cevaplarda konuya daha vakıf olan arkadaşların cevaplarını da beklemekte fayda var
0
joehigashi
(04.12.08)
o zaman bu satış yatar gibi gözüküyor.
0
🌸rentts
(04.12.08)
ilanını taksitli satış yapılabilen başka bir satış sitesine koyabilrsin. biraz komisyon alıyorlar ama , karşılıklı anlaşırsınız alıcıyla ve fiyatı biraz yükseltebilirsin. bence dükkancı falan aramaktan çok daha iyi. hem sen paranı peşin alıyorsun bankadan , o taksitle ödemeye devam ediyor.

(bkz: hemalhemsat.com)
0
faideli bilgiler
(04.12.08)
faideli bilgiler'in söylemiş olduğu sitenin komisyon oranları iyidir. ben o site üzerinden cross motor satmıştım :D araştırdığım kadarıyla o zamanın en az komisyonunu kesiyordu.
0
jr
(04.12.08)
eğer parayı peşin almak istiyorsanız aşağıda öneriler var. yok her ay taksidi alayım ama kayıtlı kuyutlu olsun diyorsanız senet yapın. vergisi kdvsi olmaz.
0
trocero
(04.12.08)
(12)

Kurban etini verecek ihtiyaç sahibi insan bulmak??

hickiran karasinek ve uyuyan karinca
Kestiğimiz kurbanın etini gerçekten ihtiyaç sahibi olan insanlara dağıtmak istiyorum.Ne idüğü belirsiz derneklere bağışlamak falan makul gelmiyor bana..Evine seneden seneye et giren , gerçekten darda olan bir sürü insan var bu memlekette, ama nereden nasıl bulucam ben onları ??Etleri şuraya teslim e
Kestiğimiz kurbanın etini gerçekten ihtiyaç sahibi olan insanlara dağıtmak istiyorum.Ne idüğü belirsiz derneklere bağışlamak falan makul gelmiyor bana..

Evine seneden seneye et giren , gerçekten darda olan bir sürü insan var bu memlekette, ama nereden nasıl bulucam ben onları ??

Etleri şuraya teslim edersen onlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırır diyebileceğiniz bir yer var mı acaba ?? Ya da çevrenizde , duyduğunuz bildiğiniz insanlar ?? (İstanbul'dayız bu arada.)

( Kurban bayramının ve onca hayvanı katletmenin vahşiliğinden dem vurmayın lütfen , ağzına kırmızı et bile sürmeyen biri olarak kurban bayramları kabusum benim.Bana kalsa o paraya gider çocuk okuturum , birinin mutfağını donatırım ama aile geleneği , kesiyorlar ,ne yapayım yani. Bari yerini bulsun , et yiyemeyenlere ulaşsın diye uğraşıyorum şu an.)
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(04.12.08)
çok uzaklara bakmaya gerek yok aslında, emekli maaşı ile geçinen aileler var. yakınınızda da vardır. mahallenizin muhtarına giderek durumu iyi olmayan aileleri öğrenebilirsiniz
0
hacktobar
(04.12.08)
ne idüğü belirli dernekler :D

bence yakın çevrenizden başlayın. komşularınız, akrabalarınız, yakınlarınız.. onlar arasında ihtiyaç sahibi yoksa...
nerede oturuyorsunuz bilmiyorum, apartman ise size komşu dairelerin -yan, üst, alt-, müstakil ev ise yakın komşularınızın kapılarını çalın, "kurban etimizden size ikram etmek istiyoruz" dediğinizde geri çevirmeyeceklerini tahmin ediyorum. çevirmek isteseler bile ısrar edin.
bakın, komşuluk ilişkilerinizin seyri artı yönde ivme kazanacaktır ki kurban eti, fakire verildiğinden daha az işe yaramış da olmayacaktır.
yani bu bir ibadet ise, hayır için yapılıyorsa, maksat et yemek değil de ilişkileri geliştirmekse bence tam yerini bulur.
saygılar :)
0
hicazkar
(04.12.08)
kızım bu öyle büyük bi dert ki. formülünü bulursan bana da söyle.
en son biz zekat için birini bulduk muhtardan sorup ama gelen kadının boynunda altın zincir görünce tüm ümitlerim kırıldı. sanırım gercek fakirler saklanıyor dedikleri gibi cidden, ne acı ama öyle.

sabahları çöp toplayan çocuklar oluyor. onlar bir alternatif olabilir canım, bi dene bilmiyorum sizin orda var mıdır.
0
merope
(04.12.08)
çocuk esirgeme kurumunun yurtlarına falan götürsen? bir telefon etsen önceden kabul ederler belki. okmeydanı nda var benim bildiğim, kasımpaşa da var bir de.
0
ebizlanka
(04.12.08)
Çocuk esirgeme kurumunda da çalışanlar alıp evlerine götürüyorlarmış diye bir sürü şey duydum. Çalıştığınız yerde temizlik elemanları falan yok mu?
0
sui
(04.12.08)
darülaceze'ye götür.
0
mea maxima culpa
(04.12.08)
amerikada olsan şerife git derdim ama
türkiyede olduğumuz için en güzeli
mahalle muhtarı bence, çevreye çok hakim oluyorlar
fakiri ihtiyaç sahibini sahtekarı bilirler
0
demlikposet
(04.12.08)
türk hava kurumu aliyor galiba?
0
the man who hears deepest inquisitions
(04.12.08)
bayramda sokaklarda çalışan çocukları bulup ellerine birer torba tutuştur diyesim var ama, onların da çoğunun ailesi beş para etmez tipler oluyor. nereye gideceği belli olmaz etin. alt gelirlilerin yaşadığı herhangi bir semtin, evleri eski ve bakımsız, ne bileyim, çok fazla araba parkedilmemiş herhangi bir sokağina bile gidip dağitsanız kardır aslında.
darulaceze, çocuk esirgeme vb gibi kurumlar bayramda ihtiyacından fazla et bağişi alıyormuş diye duymuştum ben de..
0
flyalone
(04.12.08)
semtin camiilerindeki hocalar bu ihtiyaç sahiplerini biliyorlar. gidip konuşun. emin olun ihtiyacı olan kişilere ulaştıracaklardır sizi. esirgeme kurumundakilere, yıl içinde ve bayram zamanlarında tonla et geliyor. hepsi çalışanların evlerine gidiyor. ihtiyaçlarından fazlası onlara ulaşıyor hali hazırda zaten. camide cemaat vs ne deniyorsa artık onlar kendi aralarında kimin iht5iyacı varsa daha iyi biliyorlar.
0
girl in a coma
(04.12.08)
caminin imamı iyidir iyidir.
0
sallayancay
(04.12.08)
Türk Kızılayı
0
skplgl
(13.11.09)
(16)

Tarihi gecmis ama acilmamis yogurt

ermanen
Sayin yogurtseverler;Tarihi gecmis ama hic acilmamis yogurdu yer miydiniz? Son kullanma tarihi 28 kasim.
Sayin yogurtseverler;

Tarihi gecmis ama hic acilmamis yogurdu yer miydiniz? Son kullanma tarihi 28 kasim.
0
ermanen
(04.12.08)
gotur hicbisey olmaz. 4-5 gunden nolucak. ha 28 kasimda yemissin ha 3aralikta
0
jay kay
(04.12.08)
onu yemem işte
0
kurtulan adam
(04.12.08)
açınca belli eder. süt ürünler sinsi değildir, bozuksa feci kokar, kötü kokmuyorsa bozuk da değildir.
0
cashkopat
(04.12.08)
valla bence ayran yapılır ondan :)
0
hayo
(04.12.08)
kokmuyor, tadi da tatli

e niye son kullanma tarihi gectigi halde bu kadar guzel duruyor:) acmayinca birsey olmuyor mu yani birkac gun
0
🌸ermanen
(04.12.08)
yoğurtta rahat 15 gün falan aşabilirsin hiçbişey olmaz. tercübeyle sabit. hele açılmamışsa hiç düşünmez dalardım.
0
lhun
(04.12.08)
Bence yeme. Bırak bir iki gün sonrayı, bir iki gün öncesi bile yenmeyebiliyor. Tabii markadan markaya da değişir.
0
danimarkaprensi
(04.12.08)
bozulmadan önce ekşir diye biliyorum ki ekşiyken bile sevip yiyenler var.
0
kurukafa
(04.12.08)
pas kuf koku yoksa yenir ya niye yenmesin. cok super oluyor hem beklemis yogurt hem eksiyor biraz hem yogunlasiyor kaymak gibi. oh mis.
0
oshamahue
(04.12.08)
bu kadar yazılandan sonra ye gitsin, bir şey olursa vebali burda ye diyenlere :)
0
fedaialkolik
(04.12.08)
o son kullanma tarihleri sağlık bakanlığı zoruyla bir takım prosedürler ve standartlar ile basılıyor.. süt ve süt ürünlerinde (yoğurt peynir süt vs hepsi) eğer kötü kokmuyorsa ve ekşi değilse yiyin bir şey olmaz.. (babamın işi nedeniyle az çok aşinalığım var bu konulara)

sadece o değil, pek çok gıda son kullanma tarihi geldi veya yaklaştı diye mucizevi bir şekilde bozulmaz.. uygun şekilde muhafaza edilirse uzun süre tüketilebilir.. tabi ürünün hava alması, uygun sıcaklıkta saklanmaması vb sebepler de son kullanma tarihinden önce bozulmasına sebep olur..

yani son kullanma tarihleri size bir fikir verir ama aslıdna kesin bir tarih değildir.
0
p shadow
(04.12.08)
birazini yedim birsey olmadi.
0
🌸ermanen
(04.12.08)
Yoğurt denilen şey üstünde yazan son kullanma tarihinin 1-2 haftasına kadar aynen kalıyor anlamsızca. Sonra ekşimeye başlıyor. Doğal yazıyorlar ama içinde kesin bir şey var bu meretin.

Ben biraz geçince de yiyorum, henüz ölmedik, midemiz bozulmadı.
0
sui
(04.12.08)
ye gitsin usta. yoğurt zehirlenmesinden birşey olmaz. yaz aylarında olsak yeme derdim ama. bide üzerine bak böle küf gibi bir tabak var mı diye. yoksa götür.
0
selim alai
(04.12.08)
Tadı ekşimemişse yiyebilirsiniz, hiç bişey olmaz.
0
386 dx
(04.12.08)
@ermanen
"Birazını yedim bir şey olmadı" nedir ya? Bambaşkaymış. Afiyet olsun.
0
danimarkaprensi
(04.12.08)
(10)

with & w/

psyche
ben bazı yerlerde görüyorum bu with yerine w/ yazılmış. niye böyle bi kullanım var nerden çıkmış bu? yerden kazanç desem zaten with kısa bi kelime ne biliyim. nedense görünce ben sinirleniyorum gereksiz bi şekilde. nedir bu olay? gereksiz bi soru olabilir ama böyleyken böyle.
ben bazı yerlerde görüyorum bu with yerine w/ yazılmış. niye böyle bi kullanım var nerden çıkmış bu? yerden kazanç desem zaten with kısa bi kelime ne biliyim. nedense görünce ben sinirleniyorum gereksiz bi şekilde. nedir bu olay? gereksiz bi soru olabilir ama böyleyken böyle.
0
psyche
(02.12.08)
bildigin kisaltma iste slm nbr gibi. w/o da without demek. google a "abbreviation" falan yaz bulursun biseyler.
0
jay kay
(02.12.08)
e kısaltma işte.
"iyi" de kısa bir kelime ama msn'de orada burada "ii" yazılıyor, onun gibi bir şey. ya da ingilizce örneklerden gidersek cümle içinde "at" yerine @ de kullanıyorlar...
0
kobuzchu kiz
(02.12.08)
hatta al ben buldum bi site
www.astro.umd.edu
0
jay kay
(02.12.08)
lejant
(02.12.08)
cunki slash kisaltmalarda kullanilan bir noktalama isareti, literature gecmis gorevlerinden biri yani

mesela:
a/c --> account
w/o --> without

w/ ye gelirsek, aslinda sadece w yazilabilirdi ama sadece w baska anlamlara da gelebiliyor, o yuzden karisiklik olmasin diye sadece with'in kisaltmasi olarak w/ kullaniliyor.

yani slash, kucuk harflerin kisaltma oldugunu belirtmeye de yariyor.
0
ermanen
(02.12.08)
"bir" yazmak yerine "bi" yazmak gibi birşey.
tasarrufun uzunu kısası olmaz bence =)
0
punkertifo
(02.12.08)
Amerikalıların her şeyi kısaltma sevdasının bir yansımasıdır. b/w (between) gibi örnekleri de var, ya da mesela mng'ial (managerial) falan da kullanırlar, özellikle not alırken yapılır bunlar.
0
sui
(02.12.08)
biz nası "komutanlığı" kelimesini "k.lığı" gibi iğrenç bi şekilde kısaltıyorsak onlar da o şekilde kısaltıyor. yapcak bişe yok.
0
cruor
(02.12.08)
naber'i nbr diye kısaltmak filan bunlar resmi yerlerde kullanılmayan şeyler de w/'yi daha resmi bi yerde gördüğüm için ve kısaltmaların genelde "."'la kullanılmasına alışık olduğum için ve böyle bağlaç gibi ufak tefek şeylerin değil de uzunca kelimelerin kısaltılmasına alışık olduğm için with'in böyle kısaltılması garip gelmişti. değişik versiyonları da varmış. neyse. hayatım boyunca da kullanmayacağım şey olacaktır herhalde.
0
🌸psyche
(02.12.08)
o değil de shorthand'e bakınız verecektim sözlükte başlığı dahi yok.
0
cedilla
(03.12.08)
(3)

fanzinler/yeralti edebiyati kitaplari

armish
hani boyle kitaplar varmis ya, mesela yazari sadece birkac kopya bastirip (atiyorum) istiklalde elden sativeriyormus. ben boyle kitaplardan okumak istiyorum, nasil olduklarini gormek istiyorum; fakat cevremdekiler boyle seylerle ilgilenmedigi icin boyle kitaplara ulasacak imkanim yok. nedir olaylari
hani boyle kitaplar varmis ya, mesela yazari sadece birkac kopya bastirip (atiyorum) istiklalde elden sativeriyormus. ben boyle kitaplardan okumak istiyorum, nasil olduklarini gormek istiyorum; fakat cevremdekiler boyle seylerle ilgilenmedigi icin boyle kitaplara ulasacak imkanim yok. nedir olaylari, nasil bulabilirim ben boyle seyleri?

ya da bogazici'nde okuyup da bir ders arasinda bana fanzin bagislayacak olan var mi?
0
armish
(29.11.08)
www.sol-u-can.com buradan fanzin konusunda neredeyse istediğin herşeye ulaşabilirsin. Aşkın kendi kitabını bastıydı, tam senin istediğin ayarda yani :)
0
gereksiz insan
(29.11.08)
İstiklaldeki kitapçılarda fanzin satılır. Ben bile iki sayı fanzin çıkarmıştım gençken, satılmıştı oralarda.
0
sui
(29.11.08)
bu tip yayinlar suraya mutlaka birakilir. Pentimento, halep pasaji alt kati ( beyoglu sinemasi'nin girisi diger bir deyisle)
0
pyro clustic flow
(30.11.08)
(2)

Toshiba L10-102 (Öğretmen bilgisayarı) performansını arttırmak

short
Aşağıda özellikleri yazılı bilgisayarın performansını arttırmak için neler yapılabilir? Varolanlar dahilinde, ekstra bir şey alınmadan bu aleti düzgün kullanabilmek nasıl mümkün olabilir? İnternette gezinmek, office programlarını kullanmak ve film izlemek dışında hiçbir şey yapmıyorum ama yine de ya
Aşağıda özellikleri yazılı bilgisayarın performansını arttırmak için neler yapılabilir? Varolanlar dahilinde, ekstra bir şey alınmadan bu aleti düzgün kullanabilmek nasıl mümkün olabilir? İnternette gezinmek, office programlarını kullanmak ve film izlemek dışında hiçbir şey yapmıyorum ama yine de yavaş oğlu yavaş bu alet!

Hatta messenger ve firefox aynı anda açıkken zaman zaman firefox donuyor ve 1 dk'dan önce de kendine gelmiyor. Kullanan, "ben şöyle böyle yaptım şimdi eskiye nazaran çok daha iyi ve hızlı" diyen kimse yok mu?

Bir bilen varsa yardım edin, sinir stres sahibi oldum bu antika yüzünden.

ÖZELLİKLER

İşlemci: Intel® Centrino® 1.6 Ghz (Intel® Centrino® mobil teknolojili Intel® Pentium® M 725 1.6 Ghz işlemci, 400 MHz FSB, 2 MB 2nd level cache, Intel® PRO/Wireless 2200 BG ağ bağlantısı ve Intel® 855 GME Chipset)
Bellek: 512 MB DDR Ram (2 adet 256MB DDR RAM takılıdır. Max: 1024 MB'e artırılabilir)
Harddisk: 40 GB S.M.A.R.T.
Ekran: 15'' TFT Renkli Ekran
Grafik Kartı: Intel® 82852/82855 GM/GME (64 MB paylaşımlı bellek)
CD-ROM&Floppy: CD-RW/DVD-ROM sürücü, floppy disk sürücüsü yoktur.
Ara Birimler: 3 x USB 2.0, TV-Out ( s-video ), DC-in, harici mikrofon, kulaklık
Kablosuz İletişim: Kablosuz LAN ( entegre 802.11b/g çift band ağ desteği, Wi-Fi™ uyumlu)
Kablolu İletişim: Uluslararası V90 modem ( V92’ye hazır ), 10 / 100 Base-TX Ethernet LAN
Yüklü Yazılımlar: Windows® XP Home TR, Çevrimiçi kullanıcı ve Modem el kitabı, Toshiba ConfigFree™, Toshiba Yönetim Konsolu, Toshiba yardımcı program ve sürücüler
0
short
(29.11.08)
ff yi kaldır yerne opera kur
acrobat reader yerine foxit kur
msn yerine miranda kur amsn kur fln
mediaplayer yerine km player kur
norton yerine herangi bisey kur

baya topluyor bunları yapınca.
0
bryan fury
(29.11.08)
Benim eşimin var, 1 GB RAM ve 160 GB HD taktı (alet 120'sini görüyor gerçi), canavar gibi şimdi. Makinede öyle ağır grafik işleme yazılımları falan çalışıyor bu arada.

Gerçi var olanlar dahilinde demişsin ama fikir vermek açısından şey ettim.
0
sui
(29.11.08)
(5)

ingilizce muhasebe kitabı

amarat
Merhaba, hali hazırda muhasebeciyim, ingilzice öğrenmek istiyorum.Bunun için bizde genel muhasebe kitabının benzeri olan ingilizce muhasebe kitabı hangisidir, nereden satın alınır.Misal boğaziçinde muhasebe dersinde, genel muhasebe, hangi kitap okutuluyor.Odtülüler de cevap verebilir.
Merhaba, hali hazırda muhasebeciyim, ingilzice öğrenmek istiyorum.Bunun için bizde genel muhasebe kitabının benzeri olan ingilizce muhasebe kitabı hangisidir, nereden satın alınır.

Misal boğaziçinde muhasebe dersinde, genel muhasebe, hangi kitap okutuluyor.Odtülüler de cevap verebilir.
0
amarat
(28.11.08)
Ayrıntıları ve kitap isimlerini bilemeyeceğim ama Boğaziçi Üniversitesinin Kuzey Kampüsünde kütüphanenin karşısında düşen binada kitapçı vardır. Bu kitapçıda okulda okutulan kitapların çoğu bulunabilir. Buraya gidip sorabilirsiniz. Kütüphaneye girip ordaki kitaplardan yararlanamazsınız ama bu kitapçının olduğu yere gidebilirsiniz.
0
mea maxima culpa
(28.11.08)
www.amazon.com

şu an boğaziçinde bu kitap okutuluyor, anlatımı falan kolay.

bir de kieso ve kimmel'in financial accounting kitabı var, o da iyidir. basit basit temelden anlatırlar her şeyi.

bu arada pandorada fiyatı 50 ytl civarında, amazon fiyatına bakıp korkmayınız. hoş 50 de çok ya neyse:))
0
susannah
(28.11.08)
Boğaziçi'nde 10 sene önce kitap falan okunmuyordu, hocanın notlarından giriyorduk, kağıtlarda örnekler falan dağıtmaktaydı.
0
sui
(28.11.08)
ben de Odtülü olarak ekleyeyim orda diğer üniversitelerdeki gibi ayrıntılı muhasebe ve hukuk dersleri yoktur, veya çok azdır. misal iktisat bölümünde 2. sınıfta introduction to financial accounting isimli bir ders almıştık, o kadar. o da adından anlaşılacağı gibi giriş dersi.

işletme bölümünde birkaç ders daha veriliyorlardı sanırım.
0
mea maxima culpa
(28.11.08)
hepinize teşekkürler, mea nın deidgi gibi yapıp üniversitenin karşısına gidecegim.hali hazırda mali müşavirim zaten, sadece ingilizce açısından bana fayda sağlaacagını düşündügümden dolayı istiyorum.
0
🌸amarat
(30.11.08)
(3)

Kaleydoskop (Çiçek dürbünü)

cyberadige
İstanbul'da, Taksim civarında kaleydoskop (çiçek dürbünü) satın alabileceğim bir yer biliyor musunuz?
İstanbul'da, Taksim civarında kaleydoskop (çiçek dürbünü) satın alabileceğim bir yer biliyor musunuz?
0
cyberadige
(27.11.08)
gs lisesinin karşı sokağından girince sağda bir pasaj var, antika şeyler satıyorlar, bir bakabilirsin. bulamasan da gezmeye değer.
0
sarge
(27.11.08)
@sarge: avrupa pasajından bahsediyosun sanırsam.

atlas pasajındada olabilir bu arada orayada göz atın
0
la grande
(27.11.08)
Kendin de yapabilirsin, üç uzun ince ayna ve de kesilmiş kağıt ıvır zıvır lazım.
0
sui
(27.11.08)
(9)

Franchising Şeysi

thefalloftekin
selamlar..bi gazetede bu konuyla ilgili ufak çaplı bi haber okudum, ilgilendim..bir franchising mağazası için gerekli olanlar nelerdir?misal, bi starbucks ya da burger king için franchising başvurusu yapasım geldi..bi işletme diploması veya bi sertifika isterler mi, ne kadar bi anaparam olması gerek
selamlar..
bi gazetede bu konuyla ilgili ufak çaplı bi haber okudum, ilgilendim..

bir franchising mağazası için gerekli olanlar nelerdir?
misal, bi starbucks ya da burger king için franchising başvurusu yapasım geldi..
bi işletme diploması veya bi sertifika isterler mi, ne kadar bi anaparam olması gerekir, neyime bakarlar, kriterleri nelerdir?

şimdiden teşekkürler..
0
thefalloftekin
(27.11.08)
bu durum franchise alacağınız markaya göre değişir. kimi firmalar, hava parası+aylık kardan pay+bilmemne istiyorlar.
sertifikayı doğrudan istemezler belki ama bazı firmalar için, belirli bir eğitimi kendilerinden almak zorundasın.
0
kahvegibi
(27.11.08)
starbucks için franchise verilmiyor, türkiye'deki tüm starbuckslar shaya grup tarafından açılıp işletiliyormuş, burger king için ise gerekenler şurada
www.franchiseturk.com
0
patricia teyze
(27.11.08)
gerçekten de firmaya göre değişiyor fakat genel olarak bulunduğun şehrin merkezi bir noktasında yeterli metrekarede dükkan isterler, franchisingde verdiğin marka değeri parasının içine bu dekorasyon da dahil olur. Misal starbuck'ta franchising shaya kahve de ama roberts' coffee franchise veriyor.
bunun dışında sana belirli bir şirket eğitimi veriyolar. Aynızamanda çalışanlarına da veriyorlar tabii ki, gerektiğinde bir süre için işletmeci sağlayan franchiselar var. Eleman geliyor sen olayı kavrayana kadar sana yardımcı oluyor.
Tabii ki işletme sermayesi içinde belirli birparan olman lazım.
Bilindik markaların franchise'ını almak için 150.000 - 200.000 dolar arasında ortalama bir sermaye gereklidir. üst ve alt sınırlarda uçuk örnekler bulmak ta mümkün.
0
rapper134
(27.11.08)
peki genel olarak düşündüğümüzde, aylık cirodan yüzde kaç pay alırlar?
ya da direkt şöyle sorayım; kar edilir mi (:
0
🌸thefalloftekin
(27.11.08)
net 640bin dolar istiyorlar bi burger king açmak için 640 bin dolar oraya yatırım yapacağıma en risksiz olan faize yatırırsın paranı her ay 25 bin dolar civarında net gelirin olur o kadar parayı riske etmeğe değmez bedava hamburger yemek için
0
buffy de vampir sayilir
(27.11.08)
franchising ile bir işyeri açacağına o parayla iyi bir yolda benzinlik aç paranın a... koy!
0
etna
(27.11.08)
Ben bir Burger King'e sormuştum bi ara abi işler nasıl diye, nasıl oldu bu franchise falan, 500.000 dolar hava parası verdik demişlerdi. "E noldu parayı çıkarttınız mı?" dedim, "bi senede döndü ikinci sene kara geçmeye başladık" dedi adam. İstanbul'da bi Burger King tam yerini vermeyeyim.

Gloria Jeans da veriyo franchise, 50000 dolar diye duymuştum. Sonra Özsüt veriyo, bak o da iş yapar.
0
sui
(27.11.08)
bolulu hasan usta'da fena fikir değil mesela.
0
blackidom
(27.11.08)
şu anda da bir franchise için görüşmelerim sürüyor.220.000 dolar tutuyor baslangıç süreci.hesabını yaptım 14 ay içinde anapara geriye dönmüş oluyor minimum hesapla.kriter bu bütçeyi karşılayabilmen,işe uygun olup işyerinle düzenli ilgilenmen.2 aylık eğitim süresi var.

inandığın bir markaysa,tercih sebebiyse yeterli bütçen varsa kesinlikle çok mantıklı.sistem kurmakla uğraşmıyorsun reklamın bedava yapılıyor,tercih sebebisin,bütün malzemen ana firmadan geliyor ne kazandığını anında görebiliyorsun.
0
cizgilipijama
(27.11.08)
(2)

doktor

amarat
merhabavakıf üniversitelerinde falan doktorlar yüksek lisans derslerine giriyor. üniversitelerde akşam ders veren bu doktorlar ne kadar maaş alıyorlardır.Bir bilginiz var mı ?
merhaba

vakıf üniversitelerinde falan doktorlar yüksek lisans derslerine giriyor. üniversitelerde akşam ders veren bu doktorlar ne kadar maaş alıyorlardır.Bir bilginiz var mı ?
0
amarat
(26.11.08)
Üniversitesine göre değişir.
0
sui
(27.11.08)
örnek verseniz ?
0
🌸amarat
(30.11.08)
(2)

Matematikçiler

delikan76
Mazide bir kaynakta karşılaştığım, o zamanlar önüme alıp incelemediğim ama uzun yıllar sonra merak edip incelemek istediğim bir türev merkezli soru ve çözümü var.Şöyle:Bir kağıt, misal a4. Silindirik şekilde kıvrılıp, lastiklenerek taşınır. Korumak, buruşmaması açısından. İşte kağıdın bu silindik ka
Mazide bir kaynakta karşılaştığım, o zamanlar önüme alıp incelemediğim ama uzun yıllar sonra merak edip incelemek istediğim bir türev merkezli soru ve çözümü var.

Şöyle:

Bir kağıt, misal a4. Silindirik şekilde kıvrılıp, lastiklenerek taşınır. Korumak, buruşmaması açısından. İşte kağıdın bu silindik katlanmasının, dışarıdan gelen etkilerle buruşmasına en dirençli olduğu noktayı gösteren bir çözüm vardı. Yani şu klasik türevi sıfıra eşitlemece. Önce o silindirin sağlamlığını fonksiyona döküyorsun, sonra türev çekip sıfıra eşitleyip, çözüp, kağıdın en dirençli olacağı çapı(silindir haline getirileceği çap) buluyorsun.

Sonuç kağıdın boyutları x, y ise. pi,x,y içinden bir sabit çıkıyor. Sadece x veya y cinsinden de olabilir önemli değil.

Bu olayın çözümünü yıllardır ararım. Bulamıyorum. Bir bilen, link atacak falan iyilik yapmış olur. Hem ilim irfan.

Bu ne lan diye soracaklara son söz:

Yani her kağıt için, kağıdın boyutları ile oranlı, sabit, öyle bir silindir yaparak saklama şekli vardır ki, o kağıt en iyi o zaman korunur.

Bu sorunun çözümünü arıyorum.
0
delikan76
(26.11.08)
Böyle bir şey mi?

scitation.aip.org
0
sui
(26.11.08)
Su var bir de:
www.physics.udel.edu
0
ermanen
(26.11.08)
(2)

Marital Status

biglebowsky
Marital Statusbu tanım sadece evli, bekar, dul kavramları için mi kullanılır? kız erkek arkadaşı var mı gibisinden sorular soracaksam buna genel bir başlık olarak marital status yazabilir miyim?
Marital Status
bu tanım sadece evli, bekar, dul kavramları için mi kullanılır? kız erkek arkadaşı var mı gibisinden sorular soracaksam buna genel bir başlık olarak marital status yazabilir miyim?
0
biglebowsky
(26.11.08)
Marital Status, dulu da bir kenara koyun sadece evli (married) ve bekar (single) için kullanılır. Dul olma durumu da bekarlık kapsamına girer. Bunun nedeni bir CV'de işverenin sizin özel hayatınızla bu kadar ilgilenmemesi gerektiğidir.

Eğer bu soruyu bir işveren olarak soruyorsanız, bir insanın kız ya da erkek arkadaşının olması sizi ilgilendirmemelidir. Eğer ilgilendiriyorsa ve sorarsanız, karşınızdakinden tepki alabilirsiniz, özellikle de gelişmiş ülkelerde. Hatta benim bildiğim, bir kadına "bir sene içerisinde çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz" diye sormanız bile yasaktır, yasak değilse bile doğru ve etik bir davranış olarak algılanmaz.

Bir sonraki sorunuza bağlı edit: Sanki bunu bir ankette kullancakmışsınız gibi geldi, durum buysa marital status altına girmez yine de. Araştırmanız için size lazım olan bir bilgiyse normal bir soru gibi düşünün. Bu arada insanların bu soruya cevap vermeyebileceğini de bilin.
0
sui
(26.11.08)
Facebook'un yaptığı gibi "relationship status" diyebilirsiniz.
0
crown
(26.11.08)
(2)

Online Survey

biglebowsky
yuksek yuksek tepelerde lisans yapan ona da doyamayip dağlara cikan doktora ögrenci kardeslerim, siz halden anlarsiniz diye size yoneltiyorum. yapacagim bir arastirma icin güvenilir online survey sitesi ariyorum, biraz arastirdim ama birinin bi tarafı iyi digerinin öbür tarafı, ücretsiz olmasi tabik
yuksek yuksek tepelerde lisans yapan ona da doyamayip dağlara cikan doktora ögrenci kardeslerim, siz halden anlarsiniz diye size yoneltiyorum. yapacagim bir arastirma icin güvenilir online survey sitesi ariyorum, biraz arastirdim ama birinin bi tarafı iyi digerinin öbür tarafı, ücretsiz olmasi tabiki hos olur ama makul fiyatla ücretli siteleri de tercih edebilirim.

kullandiginiz,
adini duydugunuz,
tavsiye edebileceginiz varsa lutfen soyleyin
0
biglebowsky
(26.11.08)
Surveymonkey.com
0
sui
(26.11.08)
freesurveysonline.com
0
fdegir
(26.11.08)
(15)

yılbaşı'nda napsak?

ali87
yılbasşında kız arkadaşımı da yanıma alıp şehir içi olmayan bir yerde 3-4 gün konaklıyım diyorum. nereleri önerebilirsiniz?
yılbasşında kız arkadaşımı da yanıma alıp şehir içi olmayan bir yerde 3-4 gün konaklıyım diyorum. nereleri önerebilirsiniz?
0
ali87
(25.11.08)
karayipler
0
ermanen
(25.11.08)
türkiye içi.
0
🌸ali87
(25.11.08)
uludağ desem çok mu klasik ve pahalı olur?
0
cumingsoon
(25.11.08)
aklıma geldi de orası da çok kalabalık oluyor. daha az bilinen yerler arıyorum.
0
🌸ali87
(25.11.08)
çeşme
0
dodocan
(25.11.08)
abant
0
babatema
(25.11.08)
abant, sapanca, safranbolu
0
cruor
(25.11.08)
derectus
(25.11.08)
ilgaz
0
nazenin
(25.11.08)
galahad
(26.11.08)
(bkz: gölyaka)

yakındır hem
0
mortifera
(26.11.08)
masukiye, hem istanbula da yakin
0
hollandabocegiilesevismek
(26.11.08)
ayvalık.
0
sui
(26.11.08)
bağcılara git!
0
winsome
(26.11.08)
Kıbrıs, Karpaz
0
bulut yagmurcocuk
(26.11.08)
(3)

Astroloji Sistemleri

ermanen
Farkli astroloji sistemleri/cesitleri arasinda baglanti var mi? Mesela ben hepimizin bildigi western astoroloji de (dogruysa tabi, zodyak diyelim o zaman) Aslan'im, Cin astrolojisinde ise kaplanim. Bu iki farkli astrolojideki hayvanlar birbiriyle baglantili olabilir mi, ikisi arasinda iliski kurulup
Farkli astroloji sistemleri/cesitleri arasinda baglanti var mi? Mesela ben hepimizin bildigi western astoroloji de (dogruysa tabi, zodyak diyelim o zaman) Aslan'im, Cin astrolojisinde ise kaplanim. Bu iki farkli astrolojideki hayvanlar birbiriyle baglantili olabilir mi, ikisi arasinda iliski kurulup yorumlama yapilabilir mi?
0
ermanen
(25.11.08)
Kaplanın aslanı diye açıklamalar var (komik oldu kaplanın aslanı ama naapayım).
0
sui
(25.11.08)
sui nasil yani?
0
🌸ermanen
(25.11.08)
Yani mesela çin astrolojisinde At burcu var, batıda da Yengeç var, işte bunu olan kişi Atın Yengeçi oluyor, bunun nasıl bir kişilik yarattığını da yazan çizen insan evlatları var. Misal:

www.asiaflash.com
0
sui
(25.11.08)
(19)

orjinal evlenme teklifi

magic missile
uzun zamandır düşünüyorum fakat aklıma birşey gelmedi. ne yapsam da akılda kalabilecek bir teklif yapsam hatun kişiye? ne yapılır, ne edilir hiç bişeyden haberim yok. prosedürü var mıdır bu işin? yüzük almak lazım, bi onu biliyorum :) ama nasıl bir yüzük almak lazım onun hakında da bi fikrim yok.ayr
uzun zamandır düşünüyorum fakat aklıma birşey gelmedi. ne yapsam da akılda kalabilecek bir teklif yapsam hatun kişiye? ne yapılır, ne edilir hiç bişeyden haberim yok. prosedürü var mıdır bu işin? yüzük almak lazım, bi onu biliyorum :) ama nasıl bir yüzük almak lazım onun hakında da bi fikrim yok.

ayrıca istanbul içi (avrupa-anadolu farketmez) mekan önerilerinizi de bekliyorum.

bay ve bayan arkadaşlardan hayallerindeki evlenme teklifini, da kendi düşüncelerini veya tecrübelerini alabilirsem harika olur. her türlü fikre açığım. şimdiden teşekkürler.
0
magic missile
(25.11.08)
Karşındaki insana bakar. Ben tek taşa, pırlantaya, elmasa gıcık oluyorum misal, iğreniyorum teklifin değerinin taşın büyüklüğü ile ölçülmesi fikrinden.
0
sui
(25.11.08)
rakı balığa götür. ama rakı bardağının dibine atma yüzüğü, balığın içine koydurt ters köşe yap.
0
tai
(25.11.08)
yıldızların bol gözüktüğü bir yere gidin gecenin bir vakti. yıldızlardan konuyu açın ve ona bir tane yıldız seçmesini, o yıldızın ikinicin yıldızı olduğunu söyleyin. müstakbel eşiniz yıldızı seçtiğinde elinizle o yıldıza uzanın ve sanki onu yakalamış gibi yapın. bak yıldızı ayağına getirdim deyip avcunuzu açın ve yüzüğü gösterin.
0
deckard
(25.11.08)
bilmedigi bir dil ile cekilmis filmin altyazilarini degistir.senaryoyu oyle bir kurgula ki, filmin sonu sizin iliskinize ve evlenme teklifinize orjinalligi bozmadan baglanabilsin. mesela jeux d'enfants in sonunda cift sarilmadan onceki diyaloglari " evet o zaman X Y ile evlensin, evlenir mi ki?" gibi bir diyalog oldugunda, sen de yuzugu cikartip tak diye yengeye sunacaksin filan. biraz ucuk ama ise yarayabilir. he bu numarayi da burada ifsa ettik, artik eksi duyuru'dan hatun kaldirirsak kullanamayacagiz. ayrica sunlar var:

(bkz: en ucuk evlenme teklifi )
(bkz: evlenme teklif etme sekilleri)
0
comptrol
(25.11.08)
yemekteyiz programına katıl ve üzerinde "x benimle evlenir misin?" yazılı musakka yap mesela :)

şaka bi yana aklıma hep maliyetli romantik komedi fikirler geliyor:
billboard reklamı verebilirsin mesela. öyle bi noktaya vermeli ki birlikte gideceğiniz bi cafeden görünmeli falan mesela. veya sürekli okuduğu bi dergiye tam sayfa ilan verilebilir.
0
hayo
(25.11.08)
Eller havaya bir mekana gitmiştim. Yan masadaki eleman şampanya açtırdı, servisi yaparken sevgilisine yüzüklü kadeh verild, cümle aleme duyurdu. Böyle garipliklere ne gerek var yahu. onun yerine güzel bir ortamda gözlerinin içine bakarak ömrünü niye bu kadınla geçirmeye karar verdiğini içten bir şekilde anlatıp karşı tarafın gururunu okşa, hatta öyle konuş ki sevinçten ağlasın. O esnada da yüzüğü parmağına geçiriver. Evde kaldım ben, beni dinleme sen gene de...
0
kimlanbu
(25.11.08)
Bir de reddedilirsen ne yapabileceğini anlatayım. Kimdi tam hatırlamıyorum, bursada'da dere kenarında bir mekan var, eleman evlenme teklif etmek için kız arkadaşıyla bu mekana gidiyor ama o esnada kavga ediyorlar. Eleman yüzüğü çıkarıyor ve sana evlenme teklif edecektim diyor hatuna, hatun şokta. O esnada yüzüğü avcuna alıyor, kaşla göz arasında masadan kesme şekeri alıp elindeki yüzükle değiştiriyor ve. Artık seninle evlenmek istemiyorum diyip hatunun yüzük sandığı kesme şekeri dereye fırlatıyor. Hatun dereye atlayacakmış utanmasa. Bu da böyle bir anımdır.
0
kimlanbu
(25.11.08)
14 sene öncesinden bahsediyorum. felaket bir trafik. kornalar bangır bangır. acaip sıcak yapış yapış bir gün. ikimiz de uykusuzuz, ben bir dönem ödevi yetiştirmeye çalışıyorum, (üniv. 2. sınıf) sigara almak için sokağa çıkmışız. sokakta yürürken, şimdiki eşim, "evlenelim mi ya artık?" demişti. ben de "olmazsa boşanırız, tamam" demiştim. hala da çok çok aşık olduğum bir adam olduğu için, teklif türü farketmiyor, ne dersen de romantik ve unutulmaz olur diyorum.
0
zkurmus
(25.11.08)
@kimlanbu çok güzel yazmış. elim hemen şukela vermek için düğme aramaya başladı :)) sonra baktım duyurudayız. bu da böyle bir anım oldu.

evet. abartmaya sulandırmaya gerek yok. bence sessiz sakin ama kaliteli bir mekanda, böööle boğaz manzaralı filan da olabilir, samimi sözler eşliğinde teklif yap. onu ne kadar sevdiğini, beğendiğin özelliklerini filan anlat.

şimdi ben olsam böyle bişi isterim. ama kız arkadaşının karakterini bilemeyiz. o belki abartılı şeyleri filan sever.

önemli olan orda kendisini özel hissettirmen, sevildiğini hissettirmen, efendime söyleyeyim bir ömür boyu elele, omuz omuza herşeyi beraber göğüslemeyi istediğini hissettrmen. gerisi teferruat.

samimi ol yani. balonlar, bilbordlar senin bileceğin iş, ama baştan savma. iki dakikada geçiştirme. bilmem anlatabildim mi. yani böyle yapmış olmak için yapma.
0
mea maxima culpa
(25.11.08)
bi de bence bunu kalabalik icinde gerceklestirerek, millete govde gostesi yapmaya filan calisma. hatta hic kimse olmasin mumkunse.
0
comptrol
(25.11.08)
Gidin düşünün bişeyler. Buradan böyle okuduklarınızla ısmarlama teklif yapmayın. Çok samimiyetsiz.
0
386 dx
(25.11.08)
Kızın biri bana yapmıştı. Böyle masaya bir pasta koyuyor haytalar, bir de bıçak. Sonra "Benimle evlenir misin?" diyor. Ardından dünyanın en itici cümlesi: "Cevabın evetse pastayı kes, hayırsa beni kes." Sonuçta sadece ne yapacağını değil, ne yapmaması gerektiğini de bilmeli insan, ondan anlatıyorum.
P.S. Merak eden varsa, ben kızı kestim.
0
danimarkaprensi
(25.11.08)
Sorudan kopuyoruz ama ben evlilik teklifimi 8 sene kadar önce aldım, 5 senedir de evliyim, o dönemde bile çevremde öyle bir yüzük muhabbeti falan hatırlamıyorum. Tek taş meselesi son 3-4 senedir tavana vurdu, öyle ki taşın karatı kriter olmuş benim anladığım, "şu karatın altını kabul etmem" diyor kızlar. Ben de kendilerine oha diyorum.

Bence sakin sakin edin teklifinizi işte. Normal doğal böyle alengirli şeylere lüzum yok. Sizi seviyorsa her halukarda kabul eder, öyle hareket istiyorsa, yok efendim meselesi taşla metalleyse de etmezse etmesin. eah.
0
sui
(25.11.08)
evlenme teklif edecek kadar yakınsanız bu atraksiyonlara gerek yok ki. zaten farkındadır birşeylerin. güzelce söyleyin işte derdinizi olsun bitsin. yeni raconlar icat etmenin ne lüzumu var. bir de şu var ki sağlıklı ilişki zaten kendi kendine o noktaya gider. ben hangimizin teklif ettiğini bile hatırlamıyorum. yani diyeceğim o ki ilişkinizin doğal sonucu zaten evlilik gibi görünüyorsa mizansen hazırlamadan doğal bir şekilde söylemek yeter.
0
synick
(26.11.08)
şahsi fikrim: senaryolu evlilik teklifi hiç hoş değil. tamamen doğallıktan kopmuş, ölçülmüş biçilmiş, planlanmış bişey bana çok itici geliyor. ben şahsen asla öyle bir teklif almak istemem. hele başka insanları olaya dahil etmek, seyirci önünde böyle bir soru sormak kabus gibi. fakat şu var ki; kadınların büyük bir kısmı bu olaylara gerçekten bayılıyor. sevgilinizin de bu tip bir jesti beğeneceğini düşünüyorsanız yazın, oynayın ama her filmde gördüğümüz; restoranda yemek yerken bişeyin içinden yüzük çıkması olayını bence sakın yapmayın. bence önemli olan mekan veya diğer öğeler değil, kesinlikle kuracağınız cümlelerdir. güzelsözler.com dan alınmış gibi duran cümleler kurmayın, samimi olsun, içten ve size özgü olsun. evlilik teklifinde sürpriz faktörü bana biraz garip geliyor. konuyu açın, böyleyken böyle diyin, sorunuzu sorun. hiçbişeyin içinden de bişey fırlamasın, fişekler patlamasın, kanepenin altından ilkokul öğretmeniniz çıkmasın.
0
cereal killer
(26.11.08)
alaka gösterip cevap veren herkese çok teşekkür ederim. sizi yönlendirmeden sormaya dikkat etmiştim soruyu, düşünceleriniz bana doğru yolda olduğumu gösterdi. öyle reklam ederek yapılan bir teklif bana da çok ters açıkçası, kendi içimden gelecek olan cümleleri kullanmak kesinlikle en güzeli. hepinize teşekkür ederim.
0
🌸magic missile
(26.11.08)
Geçenlerde çok güzel bir evlenme teklifine şahit oldum, bunu sizlerle paylaşmak isterim.
Arkadaşım hediyeyarat sitesinden kişiye özel bir hediye şeçmiş bir AŞK FİLMİ yaptırmış.
Çok romantik bir evlilik teklifi sundu,yakın arkadaşları olarak hep beraber bizde canlı canlı bu evlilik teklifine şahit olmuş olduk.
Harikaydı bence evlenme teklifi etmek isteyenler böyle bir film yaptırabilirler. Kısaca özetlemek gerekirse film animasyon eşliğinde başlıyor,
fon müziğini kendileri belirlemiş.Taksim İstiklal cad.geçiyor. Sevdiğine söylemek istediklerini insanların dilinden söyletilmiş.
Bence EVET'ler havada uçuşsun...
0
as34
(11.05.12)
Geçenlerde çok güzel bir evlenme teklifine şahit oldum, bunu sizlerle paylaşmak isterim.
Arkadaşım hediyeyarat sitesinden kişiye özel bir hediye şeçmiş bir AŞK FİLMİ yaptırmış.
Çok romantik bir evlilik teklifi sundu,yakın arkadaşları olarak hep beraber bizde canlı canlı bu evlilik teklifine şahit olmuş olduk.
Harikaydı bence evlenme teklifi etmek isteyenler böyle bir film yaptırabilirler. Kısaca özetlemek gerekirse film animasyon eşliğinde başlıyor,
fon müziğini kendileri belirlemiş.Taksim İstiklal cad.geçiyor. Sevdiğine söylemek istediklerini insanların dilinden söyletilmiş.
Bence EVET'ler havada uçuşsun...
0
as34
(11.05.12)
Abooo, akşama eşimi boşuyoruz sayenizde. Biz "annemler çok gezmeyin laf söz oluyor diyor" sözüyle edilmiş gizil bir teklifti.

Ama şu yıldızlı teklif çok hoşuma gitti haa.
0
bitter cikolata
(11.05.12)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.