Giriş
(3)

çeviri-basılma

tiytiytoy
Selamlar,çok begendıgım bır ıngılız yazarın bır kıtabını Turkceye cevırdım bır mıktar.Basarılı da oldu .Sızce bır yayın evıne yollasam bır degerlendırme yaparlar mı?Yanı basmak gıbı bır gırısımlerı olabılır mı?sansımı denıyeyım mı yanı?
Selamlar,
çok begendıgım bır ıngılız yazarın bır kıtabını Turkceye cevırdım bır mıktar.Basarılı da oldu .Sızce bır yayın evıne yollasam bır degerlendırme yaparlar mı?Yanı basmak gıbı bır gırısımlerı olabılır mı?sansımı denıyeyım mı yanı?
0
tiytiytoy
(11.03.09)
Bir kısmını gönderip fikirlerini alın. Kaliteli saygın bir yayınevi olursa yamuk yapma ihtimallerinin de düşeceğini düşünüyorum.
0
sui
(11.03.09)
popüler bir yazar mı? türkçede yayımlanmış çevirisi var mı? bunlar telif açısından önemli kriterler.

*telifi çok yüksek bir yazar/yayınevi ise türkiye'de ancak bir-iki banka yayınevinin altına girmek isteyebileceği bir iş olur. çeviriniz çok iyi değilse de sizin çevirinizi basmak için ilgi göstermeyebilirler.

*telifi zaten asli yayınevinden toplu olarak alınmış, sırası geldikçe çevirtilip basılıyor olabilir.

belki orijinal basımın yayınevine mail atarak türkiye'de sözkonusu kitabın anlaşmasının yapılıp yapılmadığını sormak ve sonra da yukarıdaki kriterleri dikkate alarak hareket etmek faydalı olabilir.
0
dehri
(11.03.09)
Teşekkür ederim.
0
🌸tiytiytoy
(11.03.09)
(11)

Şimdi biz sözlükteyiz ya, gerçekten ruh sağlığımız yerinde mi sizce?

diaspora
Arkadaşlar merhaba, Şimdi aslında bu konuya nasıl girilir? nereden girizgah yapayım diye çok düşündüm. Ama ben içimden gelenleri anlatacağım sadece ama sadece beni ilgilendiren kimseye yönelik bir kinim, nefretim olmadan hatta bu sözlük ortamını seven biri olarak dillendiriyorum. Bu sözlük macera
Arkadaşlar merhaba,
Şimdi aslında bu konuya nasıl girilir? nereden girizgah yapayım diye çok düşündüm. Ama ben içimden gelenleri anlatacağım sadece ama sadece beni ilgilendiren kimseye yönelik bir kinim, nefretim olmadan hatta bu sözlük ortamını seven biri olarak dillendiriyorum.

Bu sözlük maceram öyle yıllara dayalı bir durum değil. Yani sizler gibi bilmem kaç zamandır bu ortamların adamı değilim. çok kısa da değil aslında. her neyse..

Ekşi sözlükte dahil bir çok sözlükte bulundum. Sözlükteyken hikayesi olan her insanı dinledim. Gözlemledim. Bütün sonuçlar o kadar birbirine yakındı ki yani üzerinize alınıp sinirlenirsiniz diye hafiften çekiniyorum ama gerçek olan şu ki; hepsinde bir olmamışlık bir eksiklik hissettim, gördüm, dinledim.

Hayatımda antidepresan ilaçlar ile ilgili hayatımda ilk defa bu kadar bilgi sahibi bir grup gördüm. Hayatımda ilk defa "zirve" denilen hayatında yanından bile geçmemiş insanlarla tanışmak adına bir şehirden diğer bir şehire koşan insanları gördüm. O insanların buna duydukları nedenleri düşünmeye başladım. Dedim ya hep gözlemledim. Yılların vermiş olduğu rehaveti ve yaşamın içinde bağıra bağıra söyleyemedikleri durumları, halleri, düşünceleri, ifadeleri sözlüğe harıl harıl yazanları, sözlüğün içerisinde gülmeyi, eğlenmeyi, duygusallaşmayı, hüzünlenmeyi, sinirlenmeyi, siktir çekmeyi, kendi inancının ve ya düşüncesinin dışında olana bilinç dışı bir baskı uygulayanları, bir başka insanı küçük düşürmek ya da alay etmek adına adına "ayar vermek" denilen durumdan inanılmaz zevk alanları, ikili ilişkilerde karşı cinsle rahat bir iletişim kurulduğu için bunun için çabalayanları, hayatına giren iyi şeylerden daha fazla beğenmediği, sevmediği şeyleri yazma gereksinimi duyan insanları izledim.

En ufak bir menfi geliri olmamasına rağmen binlerce insanın emek verdiği, didindiği, imla hatalarına kadar dikkat ederek araştırmalarını, gözlemlerini yazdığı buna rağmen bu insanların emeğinden para kazananların, şaşırtıcı ve mantığa inanılmaz ters olarak bir hüküm sürdükleri ve emek verenlerin buradan atılmaktan(uçurulmaktan) inanılmaz korktuğu bir yer halini almış olmasıydı.


Sabahlara kadar sözlükte zamanını tüketenler, bu can sıkıntısı mastürbasyonunu burada harcayanlar, ekşi sözlükte yazar olmanın kendisini bir ayrıcalık durumuna soktuğunu düşünenler, zirvelerde boy gösterenler, çok eğlenceli bir gece geçirseler dahi gecenin köründe evlerine geldiklerinde yinede interneti ya da sözlüğü açanlar, kısacası sözlüğün hayatının damarlarından birisi haline gelenler...

Bazen, burayı seviyorum. 27 yaşıma kadar doğru olduğunu zannettiğim bazı şeylerin aslında yanlış bilgi olduğunu görmek, salt bir bilgiye binlerce insanın bakış açından görünenleri gözlemlemek çok güzel. Anlatmaya çalıştığım zaten sözlüğün bu güzellikleri değil. Sözlüğü sözlük yapan insanların iç yaşamlarındaki olmamışlıklar. Ruh sağlığının yerinde olmayan binlerce insanın bu platformu yaratması. Örneğin, burada bir parça soruyorum. Çevremdeki herkese dinletsemde bilemeyecekleri bir melodi ama burada dakikalar içerisinde bilen birileri çıkıyor. Kültür seviyesi harika! ama bu kültüre sahip insanlar mutlu mu değiller? Böyle mi oluyor yani? Hayattan soyutlanmak mıdır bu? Ya da hayattan soyutlananların hayatın anlamını dışarıda değilde içeride yaşamaları mı? tüm samimiyetimle soruyorum. Gerçekten ruh sağlımız yerinde mi sizce?
0
diaspora
(11.03.09)
insanı hiçbir şey hasta edemese de bir şeyin hastalıklı olduğu düşüncesi hasta eder. dünyada bu işten parayı kazanmak uğruna bir şeye biraz fazla ilgi duymanın hastalık olduğunu iddia edebilecek bir sürü psikiyatr varken sizin gibi insanların bu düşünce içerisine düşmesi şaşırtıcı değil. öyle ki bu sektör öyle bir hale gelmiş ki ot gibi yaşayan belli bir yaşam formatına sahip olmuş insanlar normal gösteriliyor bunun dışındakiler hasta. ben de tutup diyeyim ki hergün sabah 7.30 da kalkıp işe giden insanlar ruh hastasıdır. bunu 40 yıl boyunca 50 yıl boyunca yapanlar var? ama bu işler böyle olmaz, olmaması lazım.

bu tanımlamanız da kabül edilemeyen bir şey zaten. insanları direkt ruh hastası olarak fişlemişsiniz. hayatını sabahatan akşama kadar tv programı izleyerek ,hande yener dinleyerek, 3 kuruşluk eğlence anlayışına sahip olarak geçiren insanlar normal kabül edilecek, ama şu platformda bazı düşünleri ortaya koymaya, gerekirse hiçbir araştırmaya girişmeye çekinmeyecek insanlar diğer yaşam formlarından ayrılıp ruh hastası kabül edilecek. bence asıl ruh hastalığı bu kusura bakmayın. herkes halinden memnun bence.
0
muhammed eminoglu
(11.03.09)
hatalarımız var, yanlışlarımız var evet ama biz hatalarımız ve yanlışlarımızız zaten. biz hepimiz eksiğiz aslında. bir yerlerimiz hep yarım. sözlük bunu görmemizi sağlıyor sadece. o yüzden sanki sözlük yazarları hep eksiklermiş gibi görünüyor.
dışarıdaki dünyada hiç yanlışı olan bir müdür göremezsin. çünkü işi müdürlerin yanlışlarını görmek olan kimse yok. ama sözlükte bir moderatörün yanlışı göz önüne çıkartılabilir. hatta bir moderatör yanlış yaparsa daha arkasını dönmeden ayarı alır.
yanlış yazdığın bir entry'i düşün, daha "formata aykırı olmuş" diye biri sana mesaj yazmadan veya sen gönderdiğin entry'nin yanlış olduğunu anlamadan entry uçmuş oluyor. çünkü burda hatalarımızı sakla(ya)mıyoruz.

kimse mükemmel değildir ama nedense dışarda herkes mükemmelmiş gibi görünüyor.
0
buzkran
(11.03.09)
o kadar genis bir kitleyi genellemissinki yani nereden baslayip nereye uzanacagimi sasirdim. ruh sagligimin gayet yerinde olduguna inaniyorum, her insan gibi dalgalanmalar yasasakta o dalgalanmalar gayet olagan seyler. acikcasi en pasif sozluk yazarini bile gectim, sadece siteyi ziyaret eden icerigin ne oldugunu bilmeyen google aramasiyla karsilasmis insanlarin bile sozlugu sozluk yapma olgusuna katki sagladigini dusunuyorum.

sozlukte vardir muhakkak ruhsal sorunlar yasayan arkadaslarda bu gayet olasi bir durum, belki o bahsettigin arkadaslarin yaptigi paylasimlar daha cok dikkat cekiyordur ama onlardan bagimsiz bir suru farkliliklarda var. eminim sen de biliyorsundur bu farkliliklarin varligini tek bir yere kanalize olma bence, cok genis bir alandayiz.
not: yazdigina karsi herhangi bir kizginlik icerisinde filan degilim.
0
lejant
(11.03.09)
klasik tabirle ruh hastalığından bahsediyorsan, evet bence de buradaki çoğu insan hafif sıyırmış vaziyette ama muhammed eminoglu' nun dediği açıdan bakarsak, gerçek yaşantıda kim mükemmel bir ruh sağlığına sahip ki? 50 yıl boyunca aynı kadınla evli kalıp, aynı işte çalışıp, aynı arkadaşlarla takılıp, aynı hayatı her gün defalarca yaşayan insanlar mı?

sözlük, yazarların yapısı itibariyle, zaten derdi olan insanların toplandığı bir platform neticede. söyleyecek şeyi olmayan insan neden yazma ihtiyacı hissetsin ki?

bu anlattığın hastalıklı ruh durumunu zaman zaman kendimde tartmaya çalışırım. hayatım boyunca hiç psikiyatra ya da psikolog a gitmedim, hiç anti depresan ilaç kullanmadım ama klasik anlamıyla çok normal ve sağlıklı olmadığımı düşünüyorum ama çoğu insanın da bu durumda olduğunu düşünüyorum. yoldan 10 tane adam çevirip psikiyatr koltuğuna oturtsak eminim en az 8 i ilaç kullanması gerekecek seviyede hasta çıkar. bu yüzden sözlükte entry okurken yazarın ruh halini değerlendirmek yerine sadece yazdıklarını değerlendirmek daha doğru geliyor bana.

acaba yazarların hepsini toplayıp doktora götürsek kaçı potansiyel seri katil çıkar? bunun ne önemi var işte, güzel yazıyor mu benim için tek önemli olan bu.
0
hevipeyra
(11.03.09)
Teziniz, sözlükte yazmayan, "diğer" insanların tamamının şahane hayatları, mükemmel durumda akıl sağlıkları olduğunu işaret ediyor. Bir de bu yönden bakın. En azından "biz" sorunlarımızı, dertlerimizi, sıkıntılarımızı, garipliklerimizi aktarıp, paylaşıp "aa aslında ne kadar da aynıymışız" diyebiliyoruz. "diğerleri" bunu bile yapamıyor, asıl burada bir sorun var gibi. Dikkatinizi çekerim.
0
inshroud
(11.03.09)
(bkz: sağlıklı bir genelleme icin gerekli denek sayısı)

Ek yapayım bir de: Sözlükte yazan insanlarda var olduğunu iddia ettiğimiz kişilik bozukluklarının reel hayatta çevremizde olan insanlarda olmadığını düşünmek o kaddar yanlış ki o kadar olur. Normal hayatta da elini sallasan psikopata çarpıyor sonuçta.
0
sui
(11.03.09)
İlk yazar olduğumda iyi insanlar bulup arkadaş olabileceğimi düşünmüştüm. Ama ne yazık ki pek çoğunun ego şişirme, kendini ispat etme, kendi gibi düşünmeyen insanları aşağılama eğilimli olduğunu görmem beni pek çok şeyden soğuttu. Elbette herkes benim gibi düşünmeyebilir, elbette sözlükte iyi insanlar olabilir ama çoğunluk gerçekten ağır basıyor. Bazı yazarlar gerçekten konuşmayı bilmiyor; bir bakıyorsun 20 yıllık dostunmuş gibi sana özel mesaj atıyor, acayip laubali tavırlar, neden? çünkü onlar gibi düşünmüyorsun ve onlar bu hakkı kendinde bulabiliyor. Ha evet, tanıdığım mükemmel insanlar da var sözlükten. Ama gördüğüm kadarıyla pek çok yazar bu sözlük yazarlığını fazla ciddiye almış durumda. Bugun "kendimce" kime ayar versem, kime laf soksam, nasıl popüler olsam gibi kaygılar taşıdığından eminim pek çok kimsenin. Nesil fark etmeksizin.

Olabilir, kimse mükemmel değil (ben de dahil), herkesin hataları olur, herkesin zayıf noktaları vs farklıdır ama bir noktadan sonra bu kişiliksizliğe dönüşüyor diye düşünüyorum.
0
trista
(11.03.09)
"En ufak bir menfi geliri olmamasına rağmen binlerce insanın emek verdiği, didindiği, imla hatalarına kadar dikkat ederek araştırmalarını, gözlemlerini yazdığı buna rağmen bu insanların emeğinden para kazananların, şaşırtıcı ve mantığa inanılmaz ters olarak bir hüküm sürdükleri ve emek verenlerin buradan atılmaktan(uçurulmaktan) inanılmaz korktuğu bir yer"
kimse bize lutfen gelin ugrasin didinin ve buraya bir seyler yazin, ki site cok okunsun biz de cok reklam alip para kazanalim nihahaha!! sizi gidi koleler!!! demedi. yaziyoruz, cunku: (bkz: #7526353) (bence en net boyle aciklanirdi)
bence siz yanlis anlamissiniz, mutlu olmak icin yaziyoruz mutlu etmek icin degil. sozluge yazmamak caba gerektiriyor, yazmak degil. yaziyoruz cunku normal sartlarda ayni masaya bile oturamayacagimiz bir suru insanla bir seyler paylasabildigimiz, dusuncelerine birinci agizdan ulasabildigimiz ve aynen belirttiginiz gibi hicbir cikarimiz olmadan, sadece fikrimizi soylemek icin soyledigimiz bi yer burasi.
kultur seviyesinin genel olarak belli bir duzeyin(o da muamma) ustunde olmasina sasirmanizi tam anlayamadim, kulturlu iinsanlar "evet ben oldum artik, kimseyle bir sey paylasmayayim evimde oturayim" diyerek ulasilmazliga mi oynamalilar. (ayrica "kulturlu" derken zaten cok bulanik bir ifade. egitimli diyelim?)
bence bu insanlar gayet mutlular, cunku kendilerini ifade edebilecekleri gorece ozgur bir ortama sahipler. gecenin korunde gelip sozluge bi iki satir bir seyler yazmak, butun gun hirgur icinde suruklendiken, butun yasadiklarin icinde patladiktan sonra, eve gelip yeter artik uyuyim de bitsin diye yataga girmekten cok daha saglikli oldugunuzu gosterir bence.
yalniz olabilirsiniz, mutsuz olabilirsiniz, asosyal olabilirsiniz ama sozlugu kesfettiyseniz en azindan biraz nefes alabilecginiz bi yer bulmayi basardiniz demektir. bu soylediginiz gibi bir "ic yasamdaki olmamislik" degil, tam tersine iyilesmedir (ayrica buradaki mutsuz insanlar gorebildigim kadariyla gercek hayattakinden cok cok daha az yogunlukta)
burada yazmaniza "ragmen" gunluk hayatinizda gayet mutlu da olabilirsiniz, ama belki gunde bes tane entry girmeden uyumazsiniz cunku soyleyecekleriniz vardir. ve dusuncelerinizi bu kadar cok insana bu kadar rahat sekilde ulastirabileceginiz baska bir yer yok.
sozluge karsi duyulan sey resmettiginiz gibi bir bagimlilik degil bence. olsa olsa bu bir baglilik. ha istisnalar her yerde olabilir tabii, durumu uc boyutlara tasiyanlar. manyak her yerde, burada da var.
birileriyle tanismak icin inanilmaz cabalar sarf eden insanlar ya da birilerini kucuk dusurmekten zevk alanlari, herhangi bir seye ait olmanin acayip bir ayricalik oldugunu dusunenleri sozluk disinda cok daha fazla goruyoruz, bence bu, bu konu icinde tartisilacak sey degil, disarda bu kadar varsa sozlukte neden olmasin.
bir de hayati boyle sanal-reel diye ikiye ayirma devri yavas yavas bitiyor bana kalirsa, internet artik hayatimizin bayagi bi icinde, ondan bagimsiz dusunulmuyor. bu baglamda sozlukte birkac saat gecirerek hayattan soyutlandigimizi dusunmuyorum, hayatin bir parcasi burasi. burada oluyor muyuz ki yani, hayat nedir? : )
0
cisterna
(11.03.09)
bircok insanin her aklina geleni yazdigi bir yer olunca boyle dusunesin gelmis ama genellemenin dozunu kacirmissin biraz. eh ruhumuzla dalga geciyoruz bazen ama sozluge yazmayan disarda bir suru bozuk insan var, burda sadece yazilar var ki sadece yazmak bir insanin tam olarak ne oldugunu ve butun dusuncelerini gostermez bence. zaten her yazdigi dalga veya her yazdigi hayatin ayrintili bilgileri olan objektif insanlar da var. neyse sonucta bunun uzerine de uzun uzun yazarsin ama bir sonuc olmaz, hayatin anlamsizligi anlamak gibi birsey, bak bu da sozluktendi:)
0
ermanen
(11.03.09)
var abiciğim böyle anomaliler. bana göre sözlükte çok garip insan var. mesela bu anket başlığı açıp dolduranlar. bana hakikaten çok garip geliyor .adam başlık açmış 'anneyle diyaloglar', 'babayla diyaloglar' hatta abartmış 'aile içi komik sms mesajları' evinde anne, babası, sms mesajlarını filan buraya yazma gereksinimi duymuş. niye? .tabi ki bunların okuyanıda vardır .ama kardeşim niye. çok mu canın sıkılıyor! ' heheee bak bugün annemle neler konuştum' diyip bunları sözlüğe taşıma ihtiyacı bence anomalidir. kimse senin 'aile içi komik sms ' mesajlarını okumak için can atmıyor. niye yazıyorsun bende anlamadım. ya 'en sevdiğim şarkılar' diyip başlamış en sevdiği şarkıları sıralamaya. niye buna ihtiyaç duyuyorsa. sonra sozluk yazarlarının her fırsatta televizyona çıkma ,roportaj verme güdüsü. bir başka anomali . televizyona çıkıyor,roportaj veriyor ; 'ben sozluk yazarıyım' ezikliğin son noktası. yok mu abicim senin sözlük yazarlığından daha önemli bir unvanın .sözlük yazarıyım diye çıkıyorsun televizyona. yani ne olmuş sözlük yazarısan. bende yazarım. bir s..k olmuyor valla. yani bazı kişiler gerçekten sözlük yazarlığının önemli bir mevki olduğunu sanıyor. sonra televizyona çıkıp hiçbirimizin yapmaycağı ajdar anık'la polemiğe girme gibi bir abukluk yapılıyor kimsede 'arkadaşım g..tüme benzemissin ' demiyor o yazara . yani sözlüğün değer yargıları, yazarları filan arkadaşın haklı olduğu noktalar var.
0
camasir suyu
(11.03.09)
"En ufak bir menfi geliri olmamasına rağmen binlerce insanın emek verdiği, didindiği, imla hatalarına kadar dikkat ederek araştırmalarını, gözlemlerini yazdığı buna rağmen bu insanların emeğinden para kazananların, şaşırtıcı ve mantığa inanılmaz ters olarak bir hüküm sürdükleri ve emek verenlerin buradan atılmaktan(uçurulmaktan) inanılmaz korktuğu bir yer"

yanlış düşünüyorsunuz. menfi geliri söyleyeyim; anlaşılmak ya da en azından bir süreliğine bile olsa anlaşıldığını hissetmek. insanlar kendilerini anlatmak, "ben de varım" diyebilmek için bir ömür harcarken, türkiye'de de oluşan sistemin çarpık ve tek tip insan yaratıp içe kapanmayı gerçekleştirmek amacında oluşunun yarattığı sistem kenarı insanları bu kadar çok iken insanların ekşi sözlük gibi bir mecradan başka düşüncelerini daha iyi ifade edebilecekleri pek bir yer yok. evet reel bir toplulukta da insan kendini dışa vurabilir ama eğer bunu kabullenmeyenler çoğunluktaysa ve bu çoğunluğun diktatörlüğündeki genel kanılarla damgalanıyorsa insan; kendi topluluğunu oluşturur. cemaatlerin ortaya çıkış nedeni de budur aslında. işte ekşi sözlüğün bize yarattığı bu fırsat buraya "aitlik" duygusuyla yazmamızı sağlıyor biraz.

21. yüzyılı'da düşünürsek insanların internet ortamında fazlaca bulunmaları ve bu nitelikleri taşıyan ekşi sözlüğün (anlaşılma dürtüsüyle yazılan ekşi sözlüğün) bu ortamda kolay ulaşılabilir olması buraya rağbeti arttırıyor. mesela vaktini çoğunlukla televizyon başında geçiren bir kişinin kendini izlediği programlarda ifade etmesi gibi. ya da izlediği programlarla ifade edilmesi... he sözlük bu işe de yarıyor bakınız; sosyal ortamdaki çoğu arkadaşlarımızın hep bir yanı bizi anlatır, burada okuduğumuz yazılarda da bazen kendimizi bulabiliyoruz.

ne kadar yazarsam yazayım geleceğim son nokta çarpık demokrasi; bunu tamamı ile siyaset açısından anlamayın. zamanla insanların buraya karşı da böyle kuşkular içine girmesi ortalamalaşan sözlükten dolayıdır. yine kaçan biz mi oluruz yoksa bu sefer onlar mı olur bilemem ama böyle çekinceler içine girmenin pek bir faydası olmaz.
0
garip biseyler
(11.03.09)
(5)

Sosyal Bilimlerde İnsan Mallığı

kayip ruh
ash deneyinde ifşa edilen mekanizmadan farklı olarak, grupların, daha doğrusu kendilerini bir grupta konumlandıranların olaylara objektif olarak bakamamaları nasıl açıklanabilir? örneğin siyasetteki kutuplaşmaları ele alalım ya da mesleki bir örnek; örneğin uçak kazasında pilotlar derneğinin pilotaj
ash deneyinde ifşa edilen mekanizmadan farklı olarak, grupların, daha doğrusu kendilerini bir grupta konumlandıranların olaylara objektif olarak bakamamaları nasıl açıklanabilir?

örneğin siyasetteki kutuplaşmaları ele alalım ya da mesleki bir örnek; örneğin uçak kazasında pilotlar derneğinin pilotaj hatasını tamamen olasılık dışı tutup cansiparene diğer olasılıkları gündeme getirmesi ya da birinin çalıştığı holding konu olunca cengaverleşmesi, ha siyaseten de şöyle mesela bir yasa tasarısı gündeme geliyor, diğer grup "kesin altında bir hinlik vardır, bunlar bizi sikecek, zaten bunlardan iyi bir şey gelmez" diye yaklaşıyor konuya. yine ergenekon'da da var benzer hadiseler, "koskoca paşa içeri atılmaz, atıldıysa atan şerefsizdir, paşa pirupaktır, yalarım, paşam sen çık da ben yatam" gibi, "mına kodumun komünistleri hep böyle yapar zaten" gibi ya da din ve inanç grupları, milliyetçilik, millet, etnisite gibi kimliksel dalgaların yan etkileri gibi gibi. tabii en tehlikelisi din ve milliyetçilik ekseninde olanlar.

sosyal bilimlerde bunun bir karşılığı var mıdır kısacası? bir gruba ait olmak, dahil olmak zorunda hissetmek, akabinde dogmatik bir teslimiyet, hiç şüphe duymadan bir yönde katılaşmak, aksi yaklaşımlara sert tepkiler vermek, muhatabın insanlığından şüphe etmek, ona türlü olumsuz sıfatlar yakıştırmak, yalan söylediğini, kandırıldığını düşünmek, şiddet, nefret, kan, ölüm. grubun kişiliği, aklı, mantığı teslim alması. bir olaya aynı tepkileri verme, aynı şeyleri söyleme, belki düşünme zorunluluğu hissetme. bilimsellikle de bunun tedavi olması beklenirken olamıyor mesela. bildiğin denyo proflar da var, sadece olaylara yaklaşma, ele alma yolu, düşünme, sorgulama yöntemi olarak diyorum.

vesselam bu insanlığın sıçtığı nokta mıdır acaba? ne ki bunun adı, nedeni, varsa çözümü? 1000 yıl sonra insanlık bu açıdan değişir mi?
0
kayip ruh
(11.03.09)
conformity (uydumculuk)

ayni cevabi baska duyuru'da da vermistim, yalniz sen bundan farkli olarak mi soruyorsun?
0
ermanen
(11.03.09)
cevabın bir kısmı bu, bir de ötekileştirilene, aynı fikirde olunmayana yaklaşımın açıklamasını soruyorum.
0
🌸kayip ruh
(11.03.09)
o da "peer pressure" oluyor sanirim.
0
ermanen
(11.03.09)
ermanen'in söylediği önemli bir çalışma alanı, social conformity diye de geçer. Bununla iligli olarak groupthink gibi şeylere de bakabilirsin.
0
sui
(11.03.09)
enemy image diye de bir şey var. insan belli bir grubu düşman belleyince zamanla o düşmanı gözünde büyütüp abartıyor. Düşmanın tüm eylemleri son satırına kadar planlanmış, sadece ve sadece kötülük içeren eylemlermiş gibi geliyor vs. vs. Berlin duvarının yıkılmasından bir yıl önce ABD'de yazılan süper prestijli strateji makalelerde Sovyetlerin daha en az elli yıl dağ gibi dayanacağı öngörüleri yapılması, Türkiye'deki Batı - Yunan - Ermeni algısı falan hep örnek, bisürü.
0
joelskellington
(11.03.09)
(8)

Neden?

fundamental
yazar olduğum günden beri uçurulmasına ya da çaylak edilmesine neden olacak bir entry giren yazarları uyarmama rağmen hiçbi tepki vermiyorlar. ne entrylerini düzeltiyorlar ne de yav kardeşim bu illegal değil merak etme gibi cevap mesajı gönderiyorlar. sonra da haliyle uçuyor ya da çaylak oluyorlar.
yazar olduğum günden beri uçurulmasına ya da çaylak edilmesine neden olacak bir entry giren yazarları uyarmama rağmen hiçbi tepki vermiyorlar. ne entrylerini düzeltiyorlar ne de yav kardeşim bu illegal değil merak etme gibi cevap mesajı gönderiyorlar. sonra da haliyle uçuyor ya da çaylak oluyorlar. neden böyle oluyor? kendilerine çok mu güveniyorlar?
0
fundamental
(11.03.09)
gurur yapıyorlardır.
0
tembel degilim useniyorum
(11.03.09)
kim olduğunu hatırlamıyorum ama bir keresinde benim de iyi niyetle yolladığım mesajıma 'salla ya isterlerse silsinler, isterlerse atsınlar nasıl olsa öteki hesabım var onu da silerlerse yine kayıtlı okur olup yine yazar olurum.' cevabı gelmişti. öyle herkes kalıcı olmayı, yazmayı veya çaylak olmayı, uçmayı ciddiye almıyor yani.
0
irbat
(11.03.09)
ben de genelde gammazlamadan önce uyarı mesajı atarım.bi de uyarıyı dikkate alıp entry'i değiştiren-silen yazarlar var ama bi teşekkür mesajı atmazlar.

o günden beri kimseye mesaj atmıyorum gammazlıyorum.öyle başa böyle tarak !
0
szqnn
(11.03.09)
Merhaba,
Bugüne kadar sürüyle yazarı uyarmışımdır. Bir tane bile "Teşekkürler." duymadım. İnsanlar gerçekten çok kötüler ve habis düşüncelere sahipler. Üzülüyorum. Bir teşekkürler çok bir şey değil oysaki. O günden beridir ispiyonluyorum. Herkesin iyiliğini ben düşünecek değilim. Yine bâzen insanlığım tutuyor. Uyarıyorum. Yine uyardığımla kalıyorum. Bir kere bir yazar bana âlenen hakaret bile etmişti uyardım diye. İnsanlar çok kötüler. Gerçekten.
İnsanlar kötü. Zaman kötü....
Kolay gelsin.
0
nuage
(11.03.09)
@nuage

ben teşekkür etsinler, abim canım abim desinler falan istemiyorum. hiç tepki göstermiyorlar o ilginç geliyor. ben de bıraktım artık uyarmayı. alemin enayisi ben miyim ko götüne.
0
🌸fundamental
(11.03.09)
Bu nezaket göstergesidir. Bir şeyi insanlar teşekkür etsin diye yapmazsın ama, aldığın terbiye, gösterdiğin iyi niyet buna alıştıysa karşılaşmayınca afallıyorsun.
İnsanlara iyilik yaramıyor kısacası. Yoksa teşekkür etmişler etmemişler bir şey ifade etmez ama, insan insan olmayınca insanı yaralıyor işte.
0
nuage
(11.03.09)
tepki vermeyenler genelde o esnada sözlükte olmuyorlar ve sözlüğe girince de uçtuklarını filan görüyorlar.

teşekkür konusu da bence o kadar da önemli değil. yani ben uyarırım dileyen eder, dilemeyen etmez. kendi bileceği iştir. kimseden medet ummaya gerek yok. ben yine uyarırım ispitlemeden önce.
0
teritori
(11.03.09)
(bkz: generation y)
0
sui
(11.03.09)
(4)

jvc çin de ürün üretir mi yada orijinal jvc de china kabartması olur mu

girl in a coma
kulaklık aldım orijinal olduğunu düşünerek. china kabartması var bi yerinde. jvc japon marka olduğu için şüphelendim. jvc, çinde mal üretip üstüne de china yazdırır mı acabayada jvc kulaklığı olanlar, china, japan, jvc vs bir kabartma var mı acaba kulaklığınızda. bendeki kulaklıktaki tek kabartma ku
kulaklık aldım orijinal olduğunu düşünerek. china kabartması var bi yerinde. jvc japon marka olduğu için şüphelendim. jvc, çinde mal üretip üstüne de china yazdırır mı acaba
yada jvc kulaklığı olanlar, china, japan, jvc vs bir kabartma var mı acaba kulaklığınızda. bendeki kulaklıktaki tek kabartma kuytu bi köşesindeki china yazısı :(
ühühü nolur replika olduğunu söylemeyin :(
0
girl in a coma
(10.03.09)
jvc bilemem de, canon da japon markası ama ürünlerinin yarısı çin'de üretiliyor.
0
kobuzchu kiz
(10.03.09)
Markanın orijin ülkesi ayrı bir şey, ürünün üretildiği yer ayrı bir şey. İKEA da isveç markası ama bardaklar Rusya'da, el bezleri Türkiye'de, masaları Bulgaristan'da üretiliyor. Sonuçta siz markaya güveniyorsunuz, ürünün nerede üretildiği mesele olmamalı.
0
sui
(10.03.09)
theconqueror'un dediği gibi tanınmış büyük firmalar bile işgücünün ucuz olması nedeniyle çin'de fabrika kuruyor. çin'de üretilen her mal kötü değildir, hatta hayatımızın her yanında çin malı olduğunu bilmediğimiz ürünler var.
hatta şu an masamdaki laptopun bataryasında bile "battery cell made in japan - assembled in china" yazıyor.
bir de artık "made in china" yerine "made in PRC" yazıyorlar:)
(bkz: prc)
0
ikinoktayedi
(11.03.09)
erkayalar garantili (ki yasal distribütörüdür erkayalar) canon fotoğraf makinem çin malı. ben de şüphelendim. teknosa, bimeks gibi teşhirde fotoğraf makinesi sergileren mağazalara gidip tek tek altlarına baktım. hepsi çin malı. japon canon yok memlekette.

jvc de öyledir.
0
kibritsuyu
(11.03.09)
(8)

cafe katalog cekimi

lady laura
simdi borek corek satan bi dukkana katalog yapılacak, iste menusunde fotograflari yanında fiyatlarive evlere dagitilmak icin brosur.. bu borekleri corekleri cekerken , nasil cekilmesi daha cekici kilar o yemegiustten - yandann , bilemedim tam tabak icindemi iyi - yoksa tepsiden miibu tip fikirlerini
simdi borek corek satan bi dukkana katalog yapılacak, iste menusunde fotograflari yanında fiyatlari
ve evlere dagitilmak icin brosur..
bu borekleri corekleri cekerken , nasil cekilmesi daha cekici kilar o yemegi

ustten - yandann , bilemedim tam tabak icindemi iyi - yoksa tepsiden mii
bu tip fikirlerinizi soylerseniz cok sevinirim
0
lady laura
(10.03.09)
Tabak içinde 45 derece/30 cm açıdan güzel olabilir.. biraz detay da cekmelisin bence.. kat kat yufka hamur içindeki peyniri falan...
0
maxpainn
(10.03.09)
Katalog tasarımını kim yapacaksa onunla konuşman daha mantıklı olur (;
0
underdose
(10.03.09)
sonradan yenmeyecekse, uzerine parlatici krem/yag surulebilir. yagli yiyecek algisi insanda doyurucu oldugu izelnimi birakir.

ayrica
www.hurriyet.com.tr

herhalde burda size hitap edecek kesin bir sey vardir.
0
yirtik foto
(10.03.09)
yemekler net görünsün açı önemli değil. sonra bas kontrastı. giydir gitsin. :)
0
onrckrcyr
(10.03.09)
lightbox'da çekseniz en güzel öyle olur. çektik oradan biliyorum.
0
darknum
(10.03.09)
bir belgeselde böreğin içini özel olarak dolduruyorlardı. örneğin 100 gr. kıyma yerine 200 gr. kıyma
0
enter saltman benim
(10.03.09)
işe internette still life fotoğraflarını inceleyerek başlayabilirsiniz. bir sürü ayrıntıya dikkat etmek gerekiyor çekim sırasında, bir de ışıklandırma mevzusu var ki dipsiz kuyu. istanbuldaki profesyonel stüdyolarda 40bin euroluk orta format kameralarla çekiliyor bu fotoğraflar =)
0
deahy
(10.03.09)
Beyaz ya da açık renk zeminde çekin, zemin çok kalabalık olmasın.
0
sui
(10.03.09)
(7)

Merdivenden yuvarlanan bilgisayar

sui
İki gün önce cpu fanını "nasıl yapsam da temizlesem" diye sorduğum bilgisayarı "arkadaşla birlikte temizleyelim" mantığıyla götürmeye niyetlenrken, torbanın sapları koptu ve bilgisayar (kasa yani) merdivenlerden yuvarlandı. Bir nevi dimyat mardin pirinç üçlemesiyle karşı karşıyayım, çok sinirlendim
İki gün önce cpu fanını "nasıl yapsam da temizlesem" diye sorduğum bilgisayarı "arkadaşla birlikte temizleyelim" mantığıyla götürmeye niyetlenrken, torbanın sapları koptu ve bilgisayar (kasa yani) merdivenlerden yuvarlandı. Bir nevi dimyat mardin pirinç üçlemesiyle karşı karşıyayım, çok sinirlendim vb., ama konumuz bu değil.

Neyse soru şu:

1. Başına böyle bir şey gelip de bilgisayarına hiç bir şey olmayan nurlu bir insan evladı var mı?

2. Bu trajikomik hadise bilgisayarın en çok nerelerine zarar verme eğilimdedir, oraları bir check edelim?

3. Aleti denediğimde karşılaşabileceğim en kötü sonuç nedir?
0
sui
(10.03.09)
1. Dell İnspiron bişi(buraya numara gelecek) düşürdüm merdivenden. En ufak bir şey olmadı. Sonra şarap döktüm göçtü.
0
endless dream
(10.03.09)
Merdivenlerden yuvarlanmak kadar extreme bir deneyim yaşamadıysam da 1-2 defa yaklaşık 1 metreden yere düşürmüşlüğüm var. Bilgisayardan bilgisayara değişebileceği gibi, sizin şansınıza da kalmış. Muhtemelen en çabuk etkilenecek yer hard disk olur. Eğer şanslıylanız S.M.A.R.T değerlerinde "reallocated sector count" miktarı biraz artmış bir biçimde normal çalışmaya devam edebilir, eğer bilgisayar açılıyorsa ilk burayı kontrol edin. Yani, oturum açabilecek kadar iyi durumdaysa muhtemelen biraz gürültülü çalışan fan, bad sector ihtimali yüksek hard disk gibi telafisi zor olmayan sorunlarla kurtarabilirsiniz.
0
twang
(10.03.09)
harddisk göçmüştür, anakart çatlamıştır cd-rom belki zarar görmüştür. başka birşey aklıma gelmiyor.
0
enter saltman benim
(10.03.09)
açın artık şu bilgisayarı, zarar gördüyse hdd zarar görmüştür, diğerlerine pek bir şey olacağını sanmıyorum ben de düşürdüm birkaç kere hdd'de zarar görmemişti, sizinki daha yüksek ve şiddetliyse belki hdd zarar görmüştür. çok yüksek ve şiddetliyse bilemem tabi, ama açın artık.
0
abtash
(10.03.09)
Şehirler arası yolculukta masaüstünün kasasını bagaja bırakmıştım. Almak için bagajın kapağı açılmasıyla üstüste istiflenmiş valizlerin arasından büyük bir gürültüyle düştü. Kesin gitti dedim ama hiçbişey olmamıştı.
0
iustitia omnibus
(10.03.09)
Tamam bir bakayım oralara.

@abtash, açma fırsatım olmadı çünkü üniversiteye getirip bıraktım, sonra dersten işten güçten gidip bir daha bakma fırsatım olmadı. İnşallah olacak bugün yarın da kendimi hazırlıyorum bu süre içerisinde.
0
🌸sui
(10.03.09)
3/5 basamaksa birsey olmaz ama komple kat indiyse bad sector kesin, anakart problemi yuksek ihtimal.
0
fdegir
(10.03.09)
(4)

birden çok metin dosyasında arama

abtash
şöyle bir sorunum var, aradığım şey yaklaşık 200 adet metin dosyasının herhangi bir yerinde. tek tek hepsinde arama yapmak istemiyorum. google desktop search vb. program yükleyip cache yapamayacak kadar yoğun bilgisayar. daha kolay bir çözümü var mı?
şöyle bir sorunum var, aradığım şey yaklaşık 200 adet metin dosyasının herhangi bir yerinde. tek tek hepsinde arama yapmak istemiyorum. google desktop search vb. program yükleyip cache yapamayacak kadar yoğun bilgisayar. daha kolay bir çözümü var mı?
0
abtash
(09.03.09)
yirtik foto
(09.03.09)
notepad++ 'da bu işi çok güzel yapıyo. klasörde ara diyosunuz metin dosyası php bilmem ne farketmeksizin darmadağın ediyo resmen :)
0
iterator
(09.03.09)
Bilgisayarın normal arama fonksiyonunu açın (Başlat> Ara> Dosya ya da Klasör), Neyi aramak istiyorsunuz sorulara Tüm dosya ya da klasörler deyip, solda açılan opsiyon kutucuklarında "Dosyadaki sözcük ya da deyim" kısmından aramanızı yapın, yani dosya adıyla değil de, dosya içindeki kelime araması. Zaten dosyayı bulunca, içinden normal alamayla bulursunuz aradığınız şeyi.
0
sui
(09.03.09)
(git: 62349) (verdigim yanit isine yarayacaktir)
0
trimpot
(09.03.09)
(3)

ingce bir okula gitmek..

the bourgeois
mesela x okulunun y bölümüne gidiyorum, nası derim.yalnız ciddi bi olay emin değilseniz lütfen bir şey yazmayın, biraz önemli de.
mesela x okulunun y bölümüne gidiyorum, nası derim.

yalnız ciddi bi olay emin değilseniz lütfen bir şey yazmayın, biraz önemli de.
0
the bourgeois
(08.03.09)
"i'm studying sidewalk engineering"
0
deckard
(08.03.09)
i am majoring in ..bölüm.... at ..universite....... bu da olabilir.

yani i am majoring in political science at harvard örnek vermek gerekirse
0
alkolikfedai
(08.03.09)
I am pursuing a(n) [undergraduate / graduate / PhD] degree in [chemistry / mathematics / business vb. vb.] at [Okul adı]
0
sui
(09.03.09)
(3)

ders calismak zorundayim ama calisamiyorum ekside gezip duruyorum

garip anam gusel anam cilekes anam
yaklasan midtermlerle panik icinde bir ruh haline sahibim, ancak ders calismak icin her oturusumda, aynen kalkiyor sozlugun basina geciyorum. ne yapmaliyim?
yaklasan midtermlerle panik icinde bir ruh haline sahibim, ancak ders calismak icin her oturusumda, aynen kalkiyor sozlugun basina geciyorum. ne yapmaliyim?
0
garip anam gusel anam cilekes anam
(07.03.09)
bilgisayara erişemeyeceğin ortamlarda ders çalışıyorsun, misal akşam 9 a kadar kütüphaneye kapatıyosun kendini, sonra eve gelince gönül rahatlığıyla sözlükte geziyosun. tabi bu dediğim benim gibi iradesiz insanlar için. yoksa aklı başında insan kapatır bilgisayarı toptan çalışıp bitirene kadar açmaz.
0
kanuniye
(08.03.09)
hesabını kilitle.
0
rectoa
(08.03.09)
Senin durumundakilerle temasa geçebilirsin:

(bkz: procrastination)
0
sui
(08.03.09)
(1)

spss data file

domine deyus
excelde açınca yarım yamalak görüntülenen bir dosyam var. açınca SPSS data file yazıyor başında. sanırım tablolar falan var devamında.neyle açılır bu SPSS data file?uzantısı da sav bu arada
excelde açınca yarım yamalak görüntülenen bir dosyam var. açınca SPSS data file yazıyor başında. sanırım tablolar falan var devamında.

neyle açılır bu SPSS data file?
uzantısı da sav bu arada
0
domine deyus
(07.03.09)
spss ile açılır.

(bkz: spss)
0
sui
(07.03.09)
(3)

mal mülk edinme ve tapu

kafa radyo
sorum şu; ev alımı sırasında tapu işelmlerine yaklaşık olarak ne akdar para gitmekte. harç, damga pulu felan filan.ayrıca ev banka kredisi ile alınacak. bu durumda kredi miktarı veya belediyenin rayiç bedeli üzerinden mi bu oranlar belirlenir?
sorum şu; ev alımı sırasında tapu işelmlerine yaklaşık olarak ne akdar para gitmekte. harç, damga pulu felan filan.

ayrıca ev banka kredisi ile alınacak. bu durumda kredi miktarı veya belediyenin rayiç bedeli üzerinden mi bu oranlar belirlenir?
0
kafa radyo
(06.03.09)
Belediyeden aldığın rayiç bedeli üzerinden belirlenir bu paralar.
0
teritori
(06.03.09)
binde 2 biliyordum oranı. emin olmadığım için yazmadım. ama şöyle bir şey var;
www.uzmantv.com
0
teritori
(06.03.09)
Normalde belediyenin rayiç bedeli ya da hafif üstü alınıyor, ama bu miktar evi satın aldığınız bedelin çok altında kalıyor çoğunlukla (Neredeyse %25-30'u). Parayı nakit veriyorsanız problem çıkmayabilir, ama kredi alıyorsanız, yarın öbürgün birisi size "Bilader evi tapuda 40,000 liraya aldım diye harç ödemişsin ama 100,000 lira konut kredisi almışsın, ne iş?" diyebilir. O birisinin maliye olması can sıkar o açıdan diyorum.
0
sui
(06.03.09)
(2)

departman değişikliği

latoneus
malum kriz sebebiyle çalıştığım bilişim firmasında birçok kişi işten çıkarıldı. ben içinde bulunduğum pazarlama departmanı kapatılmış olmasına rağmen kalanlar arasındayım, junior seviyede olduğum için artık benden donanım satışlarına destek vermemi bekliyorlar. şimdi şöyle sorularım var:1- donanımın
malum kriz sebebiyle çalıştığım bilişim firmasında birçok kişi işten çıkarıldı. ben içinde bulunduğum pazarlama departmanı kapatılmış olmasına rağmen kalanlar arasındayım, junior seviyede olduğum için artık benden donanım satışlarına destek vermemi bekliyorlar. şimdi şöyle sorularım var:
1- donanımın d sinden haberi olmayan bir insanım. tabi bilişim firmasında çalıştığım için yoldan geçen adamdan bir parça daha fazla şey biliyorumdur belki ama satışını yapacağım ürünlere dair bir temelim yok. üstlerim de bunu biliyor. cpu nedir, ethernet kartı ne işe yarar hiçbir fikrim yok. bu işe ilişkin temel bilgileri öğrenebileceğim bi site var mıdır? bu işi bilen birileri birşeyler önerirlerse çok sevinirim. ben böyle aklıma geldikçe bakıyorum ancak bir sürü şey var ve hepsini devamlı sormak istemiyorum. bilmemek eksiklikmiş gibi geliyor (üniversitede mezun olduğum bölümler uluslararası ilişkiler ve çapla iktisat olduğu için bunları bilmemem doğal olduğu halde) beni eğitimlere göndereceklerini söylediler ama iki üç saat eğitimle olabilecek bir iş mi?
2- hadi ben bu işi satışa pek de uygun olmayan ve pazarlamayı çok seven karakterime rağmen iyi kötü yürütüyorum,ki işimi kaybetmemek için bunu yapmak zorundayım, eğer seversem pazarlamadan vazgeçip bu işe yöneldiğimde mezun olduğum bölümler dolayısıyla şansım azalmaz mı? sonuçta adamlar 4 sene bilgisayar mühendisliği gibi bölümleri boşuna okumuyorlar. iki cv görseler biri benimki diğeri bir bilgisayar mühendisininki, direkt onu alırlar. demem o ki, bu işi yapmak, öğrenmeye çalışmak benim için vakit kaybı olmaz mı? birlikte çalışacağım insanlar bunun benim için bir şans olduğunu, üstelik satışta pazarlamadan daha fazla iş imkanı olduğunu söylüyorlar ama beni gaza getirmek için mi yapıyorlar bilemiyorum, yoksa ben mi çok karamsarım?:(
0
latoneus
(05.03.09)
2- Pazarlama aşığı biriyim ve şu anda bir danışmanlık şirketinde çalışıyorum. Pazarlama bu ara kriz dolayısıyla kimsenin umrunda değil (çok yanılıyorlar esas şimdi tam zamanı önem vermenin...ama elden ne gelir). Ben de rekabet hukukundan finans kredisine kadar geniş bir yelpazede ve pazarlamayla hiç ama hiç alakası olmayan işlerle uğraşmak zorunda kalıyorum. Şöyle düşünüyorum: Bir kere pazarlama hayatın içinde, yani uğraştığım şeyler bile bana bir şey katabilir. Ne bileyim rekabet hukukunu bildiğim için hukuka uygun pazarlama konusunda iyi olabilirim, finansal kaynak bilince pazarlama için kaynak bulmam gerekse kullanabilirim...
Yani bu aralar biraz pollyanna olabilmek gerekiyor. Satışta staj yapmıştım zamanında. İnanın ki pazarlamayı iyi bilmek için önce satışa hakim olmak gerekiyor. Kime neyi nasıl sattığını bileceksin ki ona göre ürünü konumlandırabilesin değil mi? Bu nedenle aklı başında bir insan satışta çalıştı diye bir pazarlamacıyı geri çevirmez. Çevirirse zaten pazarlamanın apartman kapılarına "dilenci ve pazarlamacılar giremez" yazan tipler gibi algıladığı ortaya çıkar ki bu da bence bir pazarlamacının başına gelebilecek en kötü işveren portresi...
0
endless dream
(05.03.09)
Bir pazarlama akademisyeni olarak ben de bir şeyler ekleyeyim, satışta çalışmanız bence de size katkıda bulunur, nihayetinde satış pazarlamanın bir parçası. Buradaki en temel problem, bir satışçının sahip olması gerek kişilik özelliklerinin bir pazarlamacının sahip olması gerekenlrden biraz daha farklı olması. Dolayısıyla siz pazarlama işini çok severken, satıştan nefret edebilirsiniz. Ama bu ortamda elinizden geleni yapın bence, nihayetinde istifayı bile bassanız ve hatta memlekette kriz olmasa bile, Türkiye'de pazarlamanın gerçekten ne anlama geldiğni bilen kişi sayısı o kadar az ki.
0
sui
(05.03.09)
(11)

Şimdi kızılaya tezgah açsak en çok ne satılır?

genc irisi
Selam dostlar ve özellikle de ticari zekası parlak romalılar selam olsun sizeBenim kuzen kızılaydaki köprülerden birinin içinde stand/tezgah gibi bişey kiraladı. yakın zamanda da devralıcak bende yancı olarak sineklik yapıcam tabi :). Daha önce burda orjinal,2.el kitap satılıyordu. daha sonra incik
Selam dostlar ve özellikle de ticari zekası parlak romalılar selam olsun size

Benim kuzen kızılaydaki köprülerden birinin içinde stand/tezgah gibi bişey kiraladı. yakın zamanda da devralıcak bende yancı olarak sineklik yapıcam tabi :). Daha önce burda orjinal,2.el kitap satılıyordu. daha sonra incik boncuk işine döndü olay. kitap işi yaparken kuzen orda çalışıyordu gene ve mekanın kalabalığından dolayıda epey iş yapıyodu. tam karşısında da bere, eldiven felan sata bi yer var oranında iyi satış yaptığını biliyoruz.

Şimdi dostlar varmıdır şöyle güzel fikriniz hacı şunu satsan acayip iş yapar, yada şöle yeni zımbırtı var pek bilinmiyo ama tezgahı açsan iş yapar dediğiniz.

not: fikirleri tutan arkadaşlara tekif ücretleri çay,kahve,incik,boncuk olarak ödenecektir :)
0
genc irisi
(05.03.09)
toka diyebilirim ama her yerde olmayan çok çeşitli orjinal tokalar çok tutuyor. ayrıca film afişi, küçük duvara asılan resimler, animasyon karakterlerinin üzerinde olduğu saatler de baya iyi gidiyo.(bu arada evet hepsinden aldım ordan biliyorum=)
0
rentts1
(05.03.09)
@rentts, @want2die
hakkat poster güzel olabilir. yer dar biraz ama olsun. düşünmek lazım bunu evet.
0
🌸genc irisi
(05.03.09)
olm bak fikri ben verdim gelir beleş poster alırım=)
0
rentts1
(05.03.09)
poster iş yapmaz bence. var kızılayda bir sürü poster satan yer. 3 tanesi 5 liraya terlik gordum ben gecen mesela hemen aldım. onun dısında çorap olabilir ama ucuz olcak. işte yine 3 tanesi 5, 5 tanesi 5 gibi. kitap da olabilir. yani boyle elzem ihtiyaçlar herkesin alabileceği şeyler satın bence. terlikler mesela çok adi şeyler ama nolcak bi misafire verirsin makineye atarsın parçalanırsa için acımaz en azından :P pijama da olabilir bak yine ucuzundan.
0
likeinme
(05.03.09)
yalnız posterci baya var kızılayda ya. gimanın arkası olsun sakarya taraflarında olsun. bence daha güzel bir fikir bulun. ya da insanların getirdiği resimlerin de posterlerini basın. yoksa beklediğiniz kadar karlı iş olmaz.
0
ayiadam
(05.03.09)
Melih Gökçek oyuncağı satın bence. Melih Gökçek projelerinin küçük minyatürleri de olabilir, dev hoca heykeli falan.
0
sui
(05.03.09)
sadece dergi işine yönelsen ve genelde zor bulunan dergileri temin edebilsen bence gayet başarılı olabilirsin.
0
teritori
(05.03.09)
her fırsatta böyle yerlere göz gezdiren bir olarak, 2. el kitapları hiç bir zaman işportadan almıyorum adil han pasajı gibi yerler varken, çünkü senelerdir standlarda/işportada ne değişik ne de ucuz kitaplar görebiliyorum. poster dersen, o da her yerde var artık, evine almayan kalmış mıdır bilemeyeceğim. toka, fular gibi şeyler tabi iş görür ama kızılayın her tarafı pasaj dolu baya bi değişik şey olmadıkça o kadar da popüler olmaz. çoraba bende katılıyorum koray'da 6-7 milyona gördüğüm çorapları buralarda 1.5 milyona bulup almak çok mantıklı, sanırım çoğu kişi de benim gibi düşünüyor çünkü satanların tezgahlarında saat 6 7 gibi baya bi azalmış oluyor.
0
irbat
(05.03.09)
insanların bi eksiklğini hissetmediği ama görünce de meraklanıp aldıkları şeyler satabilirsin. Aklıma gelen bazı şeyler; uyku gözlüğü ve tıkacı, kitap okuma lambası (kulak arkasına takılır ve pilot okuma lambası diye geçer), cncbc-e de yayınlanan çizgi filmlerin karakterlerinin peluş oyuncakları, bi de lucky strike satarsanız ben alırım:D
0
khan shabbir
(05.03.09)
orayı incik boncuğa boğun evet.( yapiyım gönderiyim satın para kazanalım hatta)
0
charlesbukowskiineksi
(05.03.09)
bilgi içermez
-bir tezgah açmak en büyük hayalimdir. çoğu zaman sınıfta ticaret yaparım zaten.-
cevaplar
-5 YTL ye kol saati
-5 YTL ye telefon kapağı(evet nokia)
-30-35 YTL ye conversenin birebir kopyası lise öğrencileri bu dördüne resmen saldırıyor.
0
enter saltman benim
(06.03.09)
(1)

powerpoint sunum template'leri bulabileceğim bir kaynak var mı?

gijilti
Teşekkürler.
Teşekkürler.
0
gijilti
(05.03.09)
sui
(05.03.09)
(10)

Kaça çıkarım?

calendil
Bir adet daireyi düzenleyerek oturmak istiyorum. Daire 120 metrekare olup iki oda bir salon, bir banyo bir mutfak ve bir de küçük tuvaletten müteşekkildir. Bina 19 yıllıktır.Yapılması gerekenler:1. Duvarlar boyanacak. Su bazlı boya.2. Sistre (yerler parke)3. Banyo (büyük ölçüde baştan yapılacak)4. K
Bir adet daireyi düzenleyerek oturmak istiyorum. Daire 120 metrekare olup iki oda bir salon, bir banyo bir mutfak ve bir de küçük tuvaletten müteşekkildir. Bina 19 yıllıktır.

Yapılması gerekenler:

1. Duvarlar boyanacak. Su bazlı boya.
2. Sistre (yerler parke)
3. Banyo (büyük ölçüde baştan yapılacak)
4. Küçük tuvalet iptal edilerek ütü odası haline getirilecek.

Bu işe ne kadarlık bir bütçe ayırmam doğru olur? Genelde kaliteli olsun gerekirse pahalı olsun mantığından hareket ediyorum, ama sınırsız param yok. alt üst sınırlar arasında bir tahminde bulunursanız ortalamasını alacağım.

Not: Yeni eşya almam gerekecek tabii ama onun miktarını ve masrafını hariç tutuyorum.

Ek soru: Büyük ve manzaralı bir salon var, yatak odası da iyi ışık alıyor. Ne gibi renkleri önerirsiniz? Bööle bir duvarı vişne kurusu yap gibi atraksiyonlara açığım toptan.
0
calendil
(05.03.09)
verdiginiz bilgilerden hareketle sadece sistre fiyati hesaplanabilir. metrekaresi 6-10 lira arasinda degisiyor. 8 diyelim ortalama. 8 x 120= 960 lira sistre icin.
eve bi badanaci cagirip boya fiyatini alabilirsiniz, 5 dakika icinde soylerler pazarlik bolumu dahil.
kucuk tuvalet ve banyo icin herhangi bir sey soyleyebilmek mumkun degil.

--
banyo ve mutfagi cikarmak lazim tabii bu metrekare hesabindan. 960 tan az tutacak.
0
cisterna
(05.03.09)
1. Bulduğun ustaya göre fiyatlar çok değişir, yaklaşık 800 ile 1500 TL arası olur diye tahmin ediyorum(boya dahil).

Odan çok ışık alsa da bir de işin akşam aydınması var.Yani oda içi aydınlatmasının da çok iyi olması lazım yoksa akşam lambaları açtığında odan loş olabilir.Ek olarak banyonun tavanı kesinlikle badana olsun, yoksa bir iki hafta sonra çok ciddi rutubet yapar, mahveder ortalığı.(bkz: tecrübe)

2. Çok pis ve gürültülü bir olacaktır, banyodaki kırıp dökme işleriyle beraber başlat, bunlar bitince boyaya falan geçersin.
0
frown
(05.03.09)
Sistrenin boyadan sonra olması gerekiyor.

Onun dışında banyo vb. konularda atış serbest, rahat olun. Küvet klozet fayans su borusu lavabo. Budur. Vitra da olur icabında IKEA da olur. Geniş marjlara açığım anlayacağınız. Önerilere de...
0
🌸calendil
(05.03.09)
duvarları çok koyu boyatmamanızı tavsiye ederim.Ne kadar geniş ve ferah olsa da koyu renkler bir süre sonra bunaltır insanı.
0
karamell
(05.03.09)
2000 lirayı gözden çıkartacaksın gibi gözüküyor. ama tek usta ile konuşma. tuvalet tesisatı için 700 diyen ustaya inanmayıp başka bir ustaya 200'e yaptıran arkadaşım var mesela.

duvarları de beyaza boyatın. bir arkadaşınız gelip "bu ne ya hastane gibi" dediği anda ense köküne yumruk atın. bayılacaktır. beyaz güzeldir.
0
hakkibulut
(05.03.09)
duvarlar beyaz zaten :) ense köküne yumruğu ben yiyecem anlaşılan...
0
🌸calendil
(05.03.09)
Banyoyu yeni yaptırdığımız için banyo yıkılması ile ilgili konuşayım. Burada bulduğunuz ustaların istediği fiyatlar miktarı önemli ölçüde belirleyecektir. Fiyatlar İzmir fiyatlarıdır.

1- Banyonun sökülmesi: Yaklaşık 1 gün alır, iki kişi gelip yıksa günlük yevmiyeleri 50-60 civarında olur. Molozları taşırlarsa süper olur ama taşımayabilirler. Bir de molozların atılması meselesi var ki, belediyeler artık bunun içinözel yerler ayırmış durumdalar ve bunun için de para alıyorlar. Kırılma konusunda bunları hesaba katmanız lazım.

2- Banyonun su ve elektrik tesisatının elden geçmesi: İşin büyüklüğüne göre (mesela batarya bir yerden başka yere taşınacaksa vb.) fiyat biçebilirler. Bu ikisinin fiyatı 300 civarında olabilir. İkinci gününüz muhtemelen buna gidecektir.

Bu esnada su ve elektrik tesisatı için aparat, yeni batarya masrafınız olabilir, yaklaşık 200 lirayı bulabilir bunlar. Tabii bu esnada Franke'nin 750 liraya batarya sattığını da bir kenara yazayım. Yani aldığınız malla çok alakalı bu fiyat.

3- Seramik & Fayans ustası: Bizimkinin m2 başına aldığı miktar 7 YTL gibiydi, çok iyi bir ustaydı. Banyonun toplam seramik & fayans alanı yaklaşık 40 m2 idi, bunun üzerinden hesap çıkacaktır. Usta bu işi m2si 5 liraya yapanlar da olduğunu, ama bok gibi yaptıklarını da ekledi. Çok muzdaripti durumdan.

Tabii burada ustanın haricinde bir de malzeme parası var. Bu da seçeceğiniz seramik & fayansa göre değişecek. Eğer siz gidip yerinden alırsanız hem seçeneğiniz fazla olur, hem de daha kaliteli malı daha ucuza alırsınız. Seramiklerin m2si 7 liradan başlayıp 20 ve ötesine kadar gidebilir. Aynı şey fayanslar için de geçerli. Paketi yaklaşık 10 liradan kalekim alacaksınız ki bize 10 paket lazım oldu. Bir de derz meselesi var, onun da markasına & rengine göre fiyatlar değişiyor. Bir 20 kiloluk beyaz paket işinizi görüyorsa 15-20 lira da ona koyun. Bu iş 3 gün kadar sürebilir.

4- Duş & Duşakabin: Duş teknesini satın alabilirsiniz, yaklaşık 400 TL'den başlayan ve 10,000 liraya giden bir fiyat aralığı var burada. Ya da yeni moda, eğer evin zemini müsaitse yerden 3-5 cm aşağıda bir duş yapmalarını isteyebilirsiniz ustalardan. O zaman yeri döşedikleri seramikle döşüyorlar, gayet de şık oluyor. Bu seçenekte kenar setinin üzerine genelde mermer geliyor, o da yaklaşık 60-100 TL arasında olur.

Duşakabin fiyatları ise yine değişken, plastikten de yaptırabilirsiniz, 250 TL'den başlar fiyat. Cam olsun, krom profil olsun, camı 6 mm. olsun derseniz 1000+ duşakabine gider (+ meselesi camda kumlama olacak mı, duşun büyüklüğü, marka vb.)

5- Banyo Dolabı: Ne kadar dolap konulacak bilemiyorum tabii ama bir hilton dolap, işte bataryası, mermeri vb. herhalde 500-1000 arasında değişir.

6- Klozet: Bu arkadaş atılacaksa, yenisi 200-300 civarından başlıyor.

Yani neymiş: Malzemeyi ne aldığınız çok önemli. Bu durumda banyo masrafınız 4000-4500'tan başlar, dilerseniz 20000 TL'ye kadar gider.

Bu işlemler sonucunda yıkılan, yeniden yapılan, bozulan duvarları biz eşimle kendim boyadık. Zaten eve girerken de evi ben boyamıştım. Eğer öyle astar çekmek, alçı yapmak gibi bir durum yoksa düşünebilirsiniz, çünkü iyi bir boya alırsanız (Marshall falan) gayet kolay artık boya yapmak. Eskisi gibi harelenme vb. gibi sorunlar yok, ruloyu vuruyorsun, bir hadi bilemedin iki vuruşta kapanıyor. Bu sayede istediğiniz duvarı istediğiniz renge boyama şansınız da var.

Ha bir de aksan duvar yapacaksanız (farklı renk gibi), mürdüme çalan kahve hakikaten güzel duruyor. Koçtaş, Bauhaus gibi yerlerde katalogtan istediğiniz rengi yaptırabiliyorsunuz. Aksan duvar genelde düz, tek parça, kolunu vb. olmayan duvarlarda tercih edilir.
0
sui
(05.03.09)
tamamen kullanacağın ürünlere bağlı.
banyoda kullanacağın ürünler için hangi firmayı düşünüyorsun?
sonra ürünlerin özellikleri?gider böyle.
ürün seçiminde yardımcı olabilirim.
0
skplgl
(05.03.09)
soz konusu salon oturma odasi falan olsaydi boyayin kirmiziya siyaha kopkoyu olsun gotik olsun madem degisiklik istiyorsunuz derdim ama bilimsel yaklasirsak yatak odasinin koyu renk olmasi dogru bir sey degil pek. yatak odasi gun isigini ve karanligi dogru sekilde hissedebileceginiz bi yer olmali, gunes dogdugunda hahh sabah oldu, batinca aa aksam oldu diyebilmelisiniz her seyinizle. obur turlu nerden kaynaklandigini cok hissetmeseniz ve belki hayatinizi cok fazla etkilemese bile bi rahatsizlik oluyor, isigi gormek lazim acik acik. illa renk istiyorum diyorsaniz, perdeyle, haliyla, mobilyayla, yatak ortusuyle, bir ton aksesuarla kirabilirsiniz monotonlugu.
ki illa beyaz sart degil ama acik tonlar secin, mesela sampanya cok modaydi bi ara.
duvar rengi yatak odasina koyacaginiz mobilyalarin tarzina rengine gore de degisir tabii (ornegin bence ahsapla sampanya birlikte cok guzel duruyor)e bi de zevkinize gore degisir. bi dekorasyon dergisi alin, ikea katalogu alin, bakin odalara, duvar renklerine falan. esinlenin.
0
cisterna
(05.03.09)
Aslında harika tavsiyeler yazılmış ama bu işleri yeni bitirmiş biri olarak bende mevzuya dalmak istedim.

1. Ufak tefek tamir işleri de olacaktır haliyle. Elektrik priz ve anahtarlarının değişimi gibi. Eğer oda kapıları ve pencereler ahşap ve yağlıboya olacaksa 2.000 yok sadece duvarlar, tavan ve kartonpiyer ise 1.500 TL tutuyor kaliteli işçilik yapan ustalarda.

2. 2 oda + büyük salon minimum 2.000 TL tutar. Eğer parkeler arasında yıpranmış parçalar varsa ve değişecekse, ayrıca parkenin rengi değiştirilecekse 3.500'e kadar çıkar sistre bedeli.

3. Büyük ölçü nedir bilemedim. Dört duvar kalacak sonra yeniden banyo olacak diyorsanız (zevke bakar tabii ama) temiz bir 10.000 TL gider kaliteli banyoya. çoğu var tabii de azı standartlardan feragat ister. Bunu yaparken evin pis su ve temiz su borularını da değiştirin bence.

4. Taşı çıkarıp üzerine antre ile aynı seramikten kaplanırsa dolaplar hariç en fazla 200 Tl tutar. Ama antredeki seramik de fi tarihinde yapıldığından iş büyüyebilir.

Pis ve temiz su borularını bir kez daha hatırlatmak isterim. Mümkünse sayaçtan itibaren. ( Eğer 19 yıllıksa tabi)

Kaliteli ve yüksekçe bir malzeme ve işçilik standardı ile 10.000 minimum 15.000 maksimum'a çıkar bu iş.

Renk olarak favorim marshall'ın şeftali çiçeği rengi. koyu renk sevmem. bir de bauhaus'ta falan tuğla duvar görünümlü duvar kağıtları var. çeşit çeşit. salonun kolonlarına onlardan koymayı düşünün. çok farklı hava veriyorlar odaya. boyacı o işi de yapar.
0
trocero
(05.03.09)
(7)

Berries ne lan?

dengesiz pamuk
efendim malumunuz ingilizcede berries deyu bi kelime var. cilektir, kirazdir, ahududu, dut falan bu gruba giriyor. peki turkce de bunun tam kar$iligi nedir yani? yemi$ falan mi demek lazim? bi blogda yayinlanacak bi yazida ingilizce bir paragraf alinti yapilacak ve turkce meali de beraberinde olacak
efendim malumunuz ingilizcede berries deyu bi kelime var. cilektir, kirazdir, ahududu, dut falan bu gruba giriyor. peki turkce de bunun tam kar$iligi nedir yani? yemi$ falan mi demek lazim? bi blogda yayinlanacak bi yazida ingilizce bir paragraf alinti yapilacak ve turkce meali de beraberinde olacak. lakin $u berries icin dogru duzgun bi turkce kelime bulamadim.
0
dengesiz pamuk
(04.03.09)
danone bunu "orman meyvesi" diye çevirmişti
0
lancelot du lac
(04.03.09)
bogurtlengiller diyebilirsin sanirim.

bizde tam karsiligi yok aslinda, ingilizce de bile farkli tanimlar var:
"true berry", "false berry" ve sadece "berry" olarak...
0
ermanen
(04.03.09)
orman meyvesi iyiymi$ ya. kullanirim ki ben bunu. eyvallah :)
0
🌸dengesiz pamuk
(04.03.09)
yemiş diyen de var :)
0
jesters cap
(05.03.09)
italyanca'da da frutti di bosco derler, orman meyveleri. bizde de dense fena olmaz.
0
nochristrequiress
(05.03.09)
Orman meyvesi dogru olsa da acikcasi benim aklima cilek vs'yi getirmiyor. Yanlis gibi gozuken cilekgiller ve bogurtlengiller daha aciklayici.

Berry sozcugundeki sorun nut sozcugunde de var. Ona da care bulalim hazir konu acilmisken.
0
wpi
(05.03.09)
Tom Bombadil'in eşi Goldberry Altınyemiş diye çevrilmişti, bence fena değildir. Sonu berry ile biten envai çeşit meyvenin Türkçelerini yaban mersini, frenk üzümü, şirin çileği şeklinde de görebilirsiniz tabii.
0
sui
(05.03.09)
(9)

uygunmu acaba

keremını
meraba arkadaşlar yataştan 2 adet bazalı yatak aldım ikiside bana 1.350 tl ye mal oldu sizce uygun almışmıyım ? aslında içimde kazıklanmış gibi bir his var :((
meraba arkadaşlar yataştan 2 adet bazalı yatak aldım ikiside bana 1.350 tl ye mal oldu sizce uygun almışmıyım ? aslında içimde kazıklanmış gibi bir his var :((
0
keremını
(02.03.09)
çok sağlam kazıklanmışsınız. selamlar.

derdim ama.. bu tip olaylarda işlevsellikten öte moda falan fiyatta belirleyici olabilir.
bazaların üstünde ortopedik yatak falan varsa belki normal de olabilir.

o parayı verirmiyim? asla.

şu özellikler varsa olur ama.
şu hastane yataklarındaki gibi baş ve ayak tarafları bir kumanda ile yükseltilebilenler var. onlar için verebilirim :)
0
can see
(02.03.09)
yaa yapma bee dostum zatan kararsızım ayrıca iki yatakta full ortopedik
0
🌸keremını
(02.03.09)
içindeki his dogru söylüyor.. :)
0
scp
(02.03.09)
arkadaşlar öyle diyorsunuz ama iki yatakta yataşın ve ikiside full ortopedik tabi bilrsiniz bunlarda başlığı yorganı yastığı yatağı ayrı olur. ve fiyat öle çıkartılır. ayrıca sözleşmeyi iptal etme şansım varmı daha parayı vermemişim.
0
🌸keremını
(02.03.09)
bence sen de farkındasın kazıklandığının da milletin seni avutmasını istiyorsun.
0
deckard
(02.03.09)
Bence kazıklanmışsın, piyasada bazalı yataklar 200 lira civarında. Hadi ekstrasını, ortopediğini falan koy ama yine de o kadar etmez.
0
sui
(02.03.09)
bu yatakları birleştirerek çift kişilik kullanmayı düşünmüyorsundur umarım. öyleyse derhal normal çift kişiliğe çevir. bu kadar para verip eziyet çekme. çok kullnışsız oluyor öyle.

ortopedik yataklarda fiyat artar ama 1350 tl 'de bana göre yatak için yüksek.
umarım çook rahattırlar. eğer öyleyseler keyfini çıkar.
0
can see
(02.03.09)
o paraya okuz aliriz, kurbanda keseriz hayirli yere harcamis oluruz parayi, postuna da yatariz.
0
fdegir
(02.03.09)
Altı ay önce bellonadan çift kişilik full ortopedik yatak + bazayı 850 TL 'ye 9 taksitli aldım. Eğer iki adet yatağa 1.350 TL vermişsen normal, tane fiyatı bu ise bir miktar fazla geldi bana. Markadan markaya hatta modelden modele fiyat farkı mutlaka olur. Takdir senin.
0
gregor sarmisaa
(03.03.09)
(6)

avea her yöne sınırsız kampanyası kalite sorgu

peaceful easy
hanımlar beyler...yıllardır kullandığım turkcell hattımı bu kampanyayı deneme ve kullanma uğruna terk etmeyi planlamaktayım.. ama değip değmeyeceği konusunda şüphelerim mevcut..bu kampanyayı şu an itibariyle kullanan insanlardan kalitesine yönelik (konuşurken kesilme, ulaşım ve çekmeme problemleri v
hanımlar beyler...

yıllardır kullandığım turkcell hattımı bu kampanyayı deneme ve kullanma uğruna terk etmeyi planlamaktayım.. ama değip değmeyeceği konusunda şüphelerim mevcut..

bu kampanyayı şu an itibariyle kullanan insanlardan kalitesine yönelik (konuşurken kesilme, ulaşım ve çekmeme problemleri vs) görüşler beklemekteyim.. şimdiden paylaşım için teşekkürler...

kib.. öptüm.. bye..
0
peaceful easy
(26.02.09)
3 sene önce turkcell hattımı kapattım avea kullanıyorum. bana çıkardığı sorun 2'dir 3'dür. ben memnunum. diğer arkadaşları bilemicem. (izmir-istanbul-ankara-izmir çevre iller)
0
atrin
(26.02.09)
Avea'dan bir mobil internet paketi almıştık, başımıza gelmeyen kalmadı. Kampanyayı sistemlerine tanıtmayı beceremedikleri için çektiklerimizi bir biz, bir tüketici hakem heyetleri, bir de noterler biliyor. Böyle kampanyalarında sistem belki daha oturmuştur ama bir kez sorun yaşamayagörün kesinlikle çözemiyorlar. Bir daha Avea'nın yanından geçmem ben şahsen, üstüne para verseler kullanmam.
0
sui
(26.02.09)
hem avea'm hem turkcell'im var,tamamen aynı bok, çöktü mü beraber çöküyorlar..
turkcell bi de konuşmasan da 50 lira faturayı dayıyor, avea daha insani..
0
erostrada
(27.02.09)
5 yıldır falan avea kullanıyordum, çok kalitesiz bir operatör olmasının üzerine her ay tonla paramı da aldıklarından dolayı bunu haketmediklerini düşünerek 2 ay önce turkcell'e geçtim. pişman değilim. hatta "bu çileyi niye bunca senedir çekiyormuşum?" diye hayıflanıyorum. ses kalitesi gerçekten rezalet (avea'yla yapılan görüşmelerde "şimdi duyuyor musun?" cümlesinin diyalogda kullanılması bir rutin). bir de sık sık kesilmeler yaşanıyordu dandik ses kalitesinin yanı sıra, ondan da kurtulmuş oldum. gene de tcell ultra-mega bir operatordur demiyorum tabii. hatta ses kalitesi açısından vodafone > tcell >>> avea sıralaması yapmam mümkün. ama çevremdeki tcell kullanıcısı yoğunluğu bu kararı almamda etken oldu.

evet.
0
boshi
(27.02.09)
1.5 yıldır kullanıyorum, daha önce vodafone ondan önce de türkcell kullanıyordum, avea'nın pek bir gıcıklığını görmedim. vodafone'un sıçtığı türkcell'İn zorlandığı eski yurdumda rahatça konuşulabiliyordu. pardon bir gıcıklığı var, zamamanında bazı avantajlar için patlican'a üye olduk, ha bire mesaj atıyorlar, şimdi çıksak bazı avantajlar gidecek. öyle işte. bundan yıllar yıllar önce de kullanmıştım o zaman berbattı, baya yol almışlar.
0
abtash
(27.02.09)
(bkz: #14797529)
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(27.02.09)
(3)

TEB internet şubesinden Ayedaş faturası yatırma?

lhun
Faturanın arkasından internetten yatırılabileceğini söylüyor TEB için, ama TEBin bireysel internet şubesinde bulamadım? Elektrik diyince iki seçenek çıkıyor biri ostim biri tedaş.Neyi yanlış yapıyorum?
Faturanın arkasından internetten yatırılabileceğini söylüyor TEB için, ama TEBin bireysel internet şubesinde bulamadım? Elektrik diyince iki seçenek çıkıyor biri ostim biri tedaş.

Neyi yanlış yapıyorum?
0
lhun
(26.02.09)
tedaş ayedaş oldu. bankalar siteleri güncellemediler. tedaş deyip, abone numarasıyla(ya da tesisat no muydu?) yatırmaya çalışın, olması lazım.
(bkz: #6307293)
0
yazar k
(26.02.09)
Garanti için konuşuyorum, eskiden sistemde hem Ayedaş hem Tedaş vardı, artık sadece Tedaş var.
0
sui
(26.02.09)
sui'ye ek: hatta garanti'de "ayedaş faturası için tedaş seçerek yatırın" diye de not var yukarıda.
0
kibritsuyu
(27.02.09)
(5)

PayPal ve Garanti Sanal Kart ilişkisi

maxpainn
Garanti de hesabım var ancak kredi kartım yok. Sadece paracard ım var. Yurtdısına satış yapmak istiyorum ve bunun için PayPal de premier hesabı açtım. Bunun için Garanti hesap bilgilerimi kullandım. Kredi kartıyla ilişkilendirin gibi birşey istedi. Ben de Garanti int. bankacılığı ile bir sanalkart a
Garanti de hesabım var ancak kredi kartım yok. Sadece paracard ım var. Yurtdısına satış yapmak istiyorum ve bunun için PayPal de premier hesabı açtım. Bunun için Garanti hesap bilgilerimi kullandım. Kredi kartıyla ilişkilendirin gibi birşey istedi. Ben de Garanti int. bankacılığı ile bir sanalkart açtım. Mastercard olarak görünüyor. Velhasıl ben bu mastercard ı bir türlü PayPal deki hesabımla ilişkilendiremedim. Mastercard ı ekledim ancak hala onaysız durumda hesabım... Forumları araştırdım eklenildiğini yazmış herkes..

Y.dısına satış yapıp ödemesini Sanal kartımla almam mümkün değil mi acaba? neden olmuyor ki?
0
maxpainn
(26.02.09)
Visa electron olması farkeder mi? çünkü ilk önce hesabıma ait paracard ı ekledigimde ödeme alma-verme olayını gerçekleştirdi ama paypal hesabımda hala Durum: Onaysız yazıyordu...

not: ayrıca garanti müşteri hizmetleri bu konuda bilgili midir acaba? arasam ögrensem..
0
🌸maxpainn
(26.02.09)
visa electron kredi kartı değildir.
0
sanal uyku
(26.02.09)
Visa electron, visa'nın ATM kartı markasıdır (debit card). Mastercard'ın debit card markası da Maestro'dur, debit cardlar bildiğim kadarıyla Paypal'de kullanılamazlar.
0
sui
(26.02.09)
paypal a zaten türkiye banka hesaplarını ekleme opsiyonu eklenmiş. sanırım bugün oldu bu gelişme forumlarda dönüyor..
0
🌸maxpainn
(26.02.09)
hallettim sonunda.. merak eden arkadaşlar olursa Garanti sanal kart ile paypal da onaylı duruma gelip Garanti bankasındaki hesabınıza para aktarabilirsiniz.. Diğer bankalar için de geçerli tabii..
0
🌸maxpainn
(27.02.09)
(3)

Bloga her girişte değişecek cümle

rectoa
Atıyorum "günün sözü" diye bi bölüm var blogda(hayatta yapmam), sağ tarafa kondurmuşum ben bunu. Kullanıcı siteye her girdiğinde ya da sayfayı her yenilediğinde ordaki söz değişecek. Var mıdır böyle bir kod?Blogger'ın html/javascript ekle bölümünden yapabiliriz bir de bunu değil mi?
Atıyorum "günün sözü" diye bi bölüm var blogda(hayatta yapmam), sağ tarafa kondurmuşum ben bunu. Kullanıcı siteye her girdiğinde ya da sayfayı her yenilediğinde ordaki söz değişecek. Var mıdır böyle bir kod?

Blogger'ın html/javascript ekle bölümünden yapabiliriz bir de bunu değil mi?
0
rectoa
(25.02.09)
sui
(25.02.09)
function gununSozu() {
var sozler=new Array("naber","hehe","meh","boyle gider bu");
var random=Math.round((sozler.length-1)*Math.random());
return sozler[random];
}

kullanacagin fonksiyon bu. array icine istedigin seyleri yaz tirnak icinde olacak sekilde teker teker.

<q id="gununSozu"></q> gibi bir elementin olsun, ister sayfa icinde script cagir, istersen <body> tag'inin onload'una yaz. soyle:

<body onload="document.getElementById('gununSozu').innerHTML = gununSozu();">

ya da

<script>
document.getElementById('gununSozu').innerHTML = gununSozu();
</script>

seklinde.

bu kadar.
0
sourlemonade
(25.02.09)
google'da "günün sözü javascript" diye aratıldığında her sitede aynı olan bir kod var, sanırım o her sayfa yenilemede değişiyormuş.
0
sanal uyku
(25.02.09)
(9)

Kepek Problemi

eftalit
Uzatmıyorum; Prozinc-Sebamed maçını kim alır? Yoksa kafamı toptan kesip kurtulsam mı?
Uzatmıyorum; Prozinc-Sebamed maçını kim alır? Yoksa kafamı toptan kesip kurtulsam mı?
0
eftalit
(25.02.09)
tamamen kişiden kişiye değiştiğini düşünüyorum.
birine yarayan başka birine yaramıyor.
denemediğim şampuan kalmamıştı. sonunda kendi kendine geçti.
head and sholuders'ı bir denemeni tavsiye ederim.
0
can see
(25.02.09)
O maçı Ketoral çoktan aldı.
0
sui
(25.02.09)
sebamed denemedim ama prozinc'ten memnunum.
0
karapolisnas
(25.02.09)
o maçı ketoral alamadı.

denedim derken gerçekten hepsini denedim. tek bir olasılık, ürün, madde atlamadım. tamamını sırayla denedim.

sonuç kişiden kişiye değişir. (niyeyse)
kendine uyumlu olanı bulacaksın.
0
can see
(25.02.09)
doktorum (ki kendisi turkiyenin en iyi cilt doktoru)

ducray - selegel verdi. 2 hafta civarında 6-7 kere yikadigimda gecti.
0
jeanne hebuterne
(25.02.09)
Şimdi; kepek bir hastalık değil bir neticedir. Yani kepeğin farklı sebepleri olabilir, bu yüzden bir sebebi tedavi eden ilaç/şampuan diğerini edemeyebilir. Bu yüzden kişiden kişiye/hastalıktan hastalığa tedavi değişiyor. Mesela ben ketoral'den tutun eczande satılan tüm şampuanları + özel yapım ilaçları yıllarca denedim (babam eczacı, teyzem doçent dermatolog) ancak kepek geçmedi. Ama Head&Shoulders denen şampuan işe yaradı. Bu demek değildir ki bende işe yarayan şampuan sizde işe yarayacak, ama demek istediğim bu iş gördüğüm kadarıyla deneme yanılmaya bakıyor...
0
crown
(25.02.09)
bende de dove kepek önleyici şampuan işe yaradı tamamen kişiden kişiye değişir tavsiyeler üzerine hepsini deneyip hangisinin sonuç verdiğini kendiniz bulmanız lazım ilaçlarada fazla bulaşmayın kepeği yok edicem diye kepek yapacak saçınız kalmayabilir bu tip ilaçlar saç dökülmesini arttırıyor siz şampuanlardan sırayla başlayın
0
buffy de vampir sayilir
(25.02.09)
Bu kepek sorunundan ben de çok mustariptim.

Head & Shoulders kesinlikle işe yarıyor. Ricoys, panten vb. hiçbir şampuan derdime derman olamamıştı.

Bir de tavsiyem olacak, saçlarınız kısaysa (yani maksimum 2-3 cm falansa), şampuan sürdükten sonra önce elinizle, sonra da sert bir saç fırçasıyla saç köklerinizi "kazıyın". Özellikle sert bir fırçayla kafanızı kaşıdıktan, pardon kazıdıktan sonra farkı göreceksiniz. Ölü saç derisini tamamen tasfiye ediyorsunuz, cillop gibi oluyorsunuz.
0
vita vinum est
(25.02.09)
ben de bircok sey denedikten sonra (ketoral, decroy-senegal, sebamed, kepege karsi onleyiciler falan) en son head&shoulders denedim, belli bir sureden sonra gecti, inanamadim. yani ilacli sampuanlar kisa bir sure etki ediyor ama senin sac ve deri tipine uygun olmuyor cogu, ters tepmeye basliyor bir sure sonra sanirim. belki bir tanesi senin icin uygun olur onu da bulmak cok zor, bulsan bile sonradan ise yaramamaya basliyor, sac kimyasini mi degistiriyorlar napiyorlar anlamadim ki. burda da sormustum hatta bu soruyu. cilt doktoruna da gidebilirsin istersen.
0
ermanen
(25.02.09)
(15)

Kontakt Lensin tersi yüzü olur mu? (yüzeysel olarak)

kucukkiz
şimdi ben yeni bi kontakt lens aldım. ilk defa lens takıyorum. özellikler şöyle;-miyopum.-iki lensin de numarası aynı.-sert değil yumuşak lenslerden.-bunun ortasından kenarlarına kadar hafif mavi bi bölümü var.şu an taktım ve görüyorum açıkçası.ters taktığımı falan nasıl anlayabilirim? düzünü nasıl
şimdi ben yeni bi kontakt lens aldım. ilk defa lens takıyorum. özellikler şöyle;
-miyopum.
-iki lensin de numarası aynı.
-sert değil yumuşak lenslerden.
-bunun ortasından kenarlarına kadar hafif mavi bi bölümü var.

şu an taktım ve görüyorum açıkçası.ters taktığımı falan nasıl anlayabilirim? düzünü nasıl anlarım da takarım, cevaplarınızı bekliyorum.
0
kucukkiz
(24.02.09)
olur. hem de bu gerçeği uygulama esnasında acı içinde öğrenirsiniz.
0
deckard
(24.02.09)
parmagın ucundayken hafifce baskı yapıldıgında kolayca terse dönerse düzelmiş olur.. yok dönmüyosa zaten düzdür..
0
maxpainn
(24.02.09)
ters yaksanız zaten gözünüzde durmaz. kontakt lens yandan bakarsanız şu biçimdedir:

|)

yani göze temas edecek kısmı | olan tarafı, ) da dışarı bakıyor.
0
raj
(24.02.09)
lensin kenarında ışığa tuttuğunda görebilceğin küçük harfler olur, ona göre anlayabilirsin tersini düzünü. misal "s" harfi, "b&l" gibi. bunları ters biçimde görüyorsan lensin terstir, diğer yüzünü çevir tak. normal "s" ise sorun yok. ilk bakışta harfleri göremeyebilirsin, lenin ortasında değil de çanak kenarlarında diyeyim, orada olur harfler.
0
gevrek boyoz klorak
(24.02.09)
olur. bazı lensleri ışığa tuttuğunuzda belli belirsiz 123 yazılmış olarak görürsünüz. o şekilde görüyorsanız lens düz demektir.
0
latoneus
(24.02.09)
gozunde efendi efendi duruyorsa duz takmissindir, katlaniyorsa ya da cikarin beni burdan modundaysa ters
0
cisterna
(24.02.09)
ya ben byaa elimde ters döndükten sonra düzeltmeden takarım hiç de bir şey olmaz. ben de mi problem lenste mi? yeri gelmişken.

(bkz: şaşkınlıkla izliyorum)
0
onrckrcyr
(24.02.09)
lensin markasına göre de değişir. bazı lenslerde ters düz olmaz bildiğim kadarıyla.
0
tahsin sutcuoglu
(24.02.09)
Parmagindayken duz oldugunda kenarlari yukari isaret eden bir kase gibi olmali sekli. Ters oldugunda ise kenarlari yanlara isaret eder. Resimde de gostermeye calistim.

Kendi lensini bir iki kere ters-duz et. Aradaki farki gormene yardimci olur.

img528.imageshack.us
0
wpi
(24.02.09)
rahatsız eder, ama takabiliyosanız görmenizde sorun olmaz. tersi düzü anlamak için şöyle bir gözünüzün hizasına kaldırın fazla yayıksa ters dönmüştür.
0
jesters cap
(24.02.09)
Avcunuza azcık solüsyon dökün lensi koyun, pıt pıt vurun. o düzünü bulur kendiliğinden.
0
endless dream
(24.02.09)
Ters takılmış lesne yakından bakarsanız gözbebeğinizin üstünde büyüyüp küçüldüğünü görebilirsiniz, düz lenste böyle bir şey olmaz. wpi'nın anlattığı olayla alakalı olableceğini düşünüyorum.
0
sui
(24.02.09)
herkese özellikle wpi'ye teşekkürler.. :) resmen deneme yanılma yoluyla buldum düzünü;
taktım baktım acıtıyomu, batıyomu evet, hoop değiştirdim. tabii hoop bölümü o kadar da çabuk olmadı nede olsa daha yeniyim bu işlerde :) şimdi tek sorunum lensi daha bana yabancı olması. ona da alışırım heralde :)
0
🌸kucukkiz
(24.02.09)
güzelcene masada oturun, masa lambasını çekin. masa lambasının bol ışığı altında lensi güzelcene solüsyonla yıkayın. sonra lensi ışığa yaklaştırarak tersini düzünü anlayabilirsiniz.

biraz gözünüz alıştığında lenslerin ters ve yüzleri olduğunu göreceksiniz. kesim şekilleri vardır. kenarlarından belli olur.

ayrıca bazı markalarda üzerinde yazılar da vardır. burdan da ayırt edebilirsiniz.

ilerde çok feci alışacaksınız buna. olur orda burda düşerse gözünüz kapalı tersiymiş düzüymüş tereddüt etmeden saniyesinde yerine takacaksınız.
0
mea maxima culpa
(25.02.09)
ters takarsan atar o kendini. FOCUS marka kullanıyordum. gözlüğe geri döndüm ben.
0
systemteres
(25.02.09)
(3)

açılmış rakı

yalniz bir opera
ne kadar sürede bozulur? çok içesim var ama sanırım bir ay önce alınan yarısı duran bir rakı var. dolapta da değil. çok sıcak bir yerde durmuyor ama. gerçi ölesim de var ama rakıyla değil. içersem nolur? içeyim di mi, bişi olmaz?
ne kadar sürede bozulur? çok içesim var ama sanırım bir ay önce alınan yarısı duran bir rakı var. dolapta da değil. çok sıcak bir yerde durmuyor ama. gerçi ölesim de var ama rakıyla değil. içersem nolur? içeyim di mi, bişi olmaz?
0
yalniz bir opera
(21.02.09)
Senelerce durabilir.
0
sui
(21.02.09)
wpi
(21.02.09)
nimet bozulmaz.
0
darknum
(22.02.09)
(8)

Hangi marka lens?

think martini
Lens almaya karar verdim (saydam lens) ancak etrafımdaki herkes farklı bir lens markası kullanıyor. Bır arkadasım Johnson&Johnson'dan cok memnun oldugunu soyledı. Siz hangi markayı, neden tercih ediyorsunuz? Hangi markayı denediniz de memnun kalmadınız? Kaca aldınız? Oksijen geçiren fılan dıyorlar,
Lens almaya karar verdim (saydam lens) ancak etrafımdaki herkes farklı bir lens markası kullanıyor. Bır arkadasım Johnson&Johnson'dan cok memnun oldugunu soyledı.
Siz hangi markayı, neden tercih ediyorsunuz? Hangi markayı denediniz de memnun kalmadınız? Kaca aldınız? Oksijen geçiren fılan dıyorlar, hangı markalar bunlar? Bır de kac aylık almayı tercıh edıyorsunuz? 6 aylık almayı dusunuyorum, mantıklı mı?
Lens alırken denemenız ıcın sıze bır cıft lens verıyorlar sanırım ama sonucta her markayı denemem mumkun degıl, o yuzden sızlerın de fıkrınızı almak ıstedım. Gozlerım de cok hassas, o yuzden ıyıce arastırmadan almak ıstemıyorum, satıcılar da bana cok guven vermıyor, "elımızde bu var, her marka aynı zaten" dıyorlar, dogru mudur?)
0
think martini
(21.02.09)
o2 bir şey bir şey... "nefes alabilen lens" diye geçiyor. bir adı da vardı o sınıfın ama... oksijen geçirgenliği yüksek lensler bunlar. çok rahat. ama renu dışında bir lens solüsyonuyla kullanılmalı. kendi kullandığım solüsyon markasını da unuttum. =\
alcon muydu?
0
actionary
(21.02.09)
bence bunu doktorunuza danışın öncelikle.

ama tavsiye isterseniz de , ben bousch&lomb Purevision kullanıyorum. memnunum. oksijen geçirgenliği yüksek, gece gözünüzde kalabilir diyorlar ama ben çıkarıyorum hep yatarken.

softlens 66 , softlens 59 ve softlens 38 var, sayılar yüzde olarak içersindeki su oranları, %38 lik olanı hassas gözlere tavsiye ediyorlar ama yine de bilemem.

bir de günlük lensler var , tak çıkar at, arkadaşım kullanıyor ve ona göre en sağlıklısı bu. ben de ilerde deneyebilirim.
bu arada umarım saydam numaralı lensten bahsediyorsunuzdur, ben de boşa yazmamışımdır bunları. ha renkli lens ise o zaman da tavsiyem solotica denen lensler olacak. bunu da kullanmadım ve türkiyede var mı bilmiyorum. üstelik biraz da pahalı, yani çifti 300-500 falan gibi ama gördüm, çok doğal duruyor.
0
pinking of you
(21.02.09)
Ben 13 senedir Bousch&Lomb kullanıyorum. Soflens66 ile başladım yaklaşık 11 sene onu kullandım, sonra bu piyasadan kalktı. Yerine SofLens38 deneyeyim dedim, gözlerimi zikti. Soflens59 denedim ardından onunla mutluyuz şimdilik. Bu yanındaki rakam oksijen geçirgenliği galiba ve az geçirgenliği olan 38 benim gözlerimi rezil etti, nasıl oluyor da hassas gözlere öneriliyor anlamış değilim.

Neyse özetle ben B&L severim yani.
0
sui
(21.02.09)
Ben de Bousch&Lomb kullanıyorum, üstteki arkadaşla benzer şekilde soflens66 kullandım öncelikle 6 ay kadar, daha sonra bulamadığım için soflens59'a geçtim. 6 aydır da onu kullanıyorum. Memnunum hiç bi sorunum yok.
0
nesenbilneben
(21.02.09)
ben önce biomedics miydi ne, onunla başladım, sonra da Bousch&Lomb'un birkaç modelini denedim yüksek oksijen geçirgenlikli olanlardan, ama bunların hepsinde de ara ara kuruma ve rahatsızlık hissi oldu. en son doktor Johnson & Johnson'u önerdi, diğerlerine kıyasla çok yumuşak, çok rahat.. hala onu kullanıyorum..
0
oyle birsey yok
(21.02.09)
@sui; softlens 38 in hassas gözlere önerilmesinin nedeni , su oranı az olduğundan; lens üstünde depozit denen, protein, kir vs gibi birikintilerin de az oluşması diye söylemişti doktorum. bilginize.
0
pinking of you
(22.02.09)
çok marka denedim, johnson&johnson tavsiye ederim. acuvue2 veya oasys.
0
coolspot
(22.02.09)
(bkz: focus night and day)
(bkz: biofinity)

purevision, softlens 66 vs bunlarla hic isiniz olmasin..bir cok doktor size purevision onerecektir onlarla anlasmasi oldugu icin.acuvue2 icin de cok iyi seyler soyleniyor ama bildigim kadariyla olculeri diger lenslerden farkli denemeden almamak lazim..
0
2pac
(22.02.09)
(8)

Eski kitap ederi?

betty puf puf
Sevgili arkadaşlar,Elimde yaklaşık 6/7 adet epeyce eski kitap var. Çeşitli sebeplerden dolayı iş bu harika kitapları elimden çıkarmak zorundayım. Bu kitaplardan iki adeti bildiğim kadarıyla ilgilenenler için çok değerli. Benim sorunum şu ki, bu kitapları nette ya da sahaf benzeri yerde satmaya çalış
Sevgili arkadaşlar,
Elimde yaklaşık 6/7 adet epeyce eski kitap var. Çeşitli sebeplerden dolayı iş bu harika kitapları elimden çıkarmak zorundayım.
Bu kitaplardan iki adeti bildiğim kadarıyla ilgilenenler için çok değerli. Benim sorunum şu ki, bu kitapları nette ya da sahaf benzeri yerde satmaya çalışırsam yaklaşık değerini kestiremiyorum. Satıcı çakallık yapıp sudan ucuza almasın yani. Muhakkak aramızda kolleksiyoner ya da bu konuda bilgili arkadaşlar vardır.
Kitaplar şöyle:

- Refik Halid Karay - Nilgün'ün sonu [Birinci basım ]
- Balzac - Vadideki Zambak [İkinci basım ]
- Madam Bovary - Gustave Flaubert [1942 ]
- Türkiye Himaye i Etfal Cemiyeti / Çocuk Neşriyatı - Öz Cesaret [1929 ]
- M.Cervantes - Don Kişot [1933]
- Edmond Rostand - Cyrano de Bergerac [1946 ]
- Byron - Sardanapal [1934 ]

Yaklaşık bir eder verebilirseniz ne mutlu bana.
Ayrıca sahaf ve gittigidiyor dışında bunları nerede satabilirim bir fikriniz varsa süper olur.
Ayrıca ayrıca sözlükten ya da duyuru'dan almak isteyen olursa mail adresim bettypufpuf et gmail.com
Çok teşekkürler.
0
betty puf puf
(20.02.09)
para eder mi ki yav. ben anna karenina'nın 70'lerdeki bir baskısını hem de böyle ansiklopedi cildi gibi olan kendinden ip ayraçlı falan olanını akmar'dan 10 milyona almıştım. yensinin yarı fiyatına yani :)
0
coffee and cigarettes
(20.02.09)
Öncelikle birinci basım koleksiyonerler için çok değerli diye biliyorum, ikincisi ise 1970 ile 1930 arasında hayli fark var :) Gayet tabii milyonlar milyarlar beklemiyorum ama bir ederi varsa aşağıya gitmesine üzülürüm.
0
🌸betty puf puf
(20.02.09)
Birinci basım hadisesini bilemem ama 1940 basımı Karamozof'u 2.5 liraya almıştım. Kütüphanemin en değerli parçasıdır da üstelik :)
0
sui
(20.02.09)
ne yaparsanız yapın ama acele etmeyin. direkt istanbul üzerinden konuşuyorum ama diğerleri gibi bu piyasanın da en yoğun istanbul'da oldugunu sanıyorum. istanbul'daki en bilinen sahaflar da malum aslıhan pasajı'nda, bir de simurg var beyoglu'nda yıne.

kadıkoy'dekılerın zengınlıgı son derece tartısılır.

aslıhan'dakı kıtapcıların cogu cidden kitapçı. yanı domates alır gibi alıp domates satar gibi satıyorlar kitapları. bir iki tanesi sadece gerçekten sahaf. yani işi biliyor. demem o ki, bir şey etmez onlar, gibisinden lafları boşverin; fazla da acele etmeyin; aslıhan'daki amcalara tek tek sorun.
0
esas itibariyle
(20.02.09)
balzac - vadideki zambak, orijinal fransızcasının ikinci basımı ise, onu detaylı araştırın, değerlidir büyük ihtimalle. Türkçe yayımlanmış halinin ikinci basımıysa, pek para edeceğini sanmam.
0
heavysmoker
(20.02.09)
gittigidiyora bir bakarsan 1920 basimi kitaplarin 10-20 liradan gittigini goreceksin.
0
nochristrequiress
(20.02.09)
en fazla 8-10 liraya satabilirsiniz,ya da internetten 15-20 ye. ama değmez hani,dursun sizde daha da değerlensin.
0
radikalherif
(20.02.09)
Sahaflarda hepsine 20 lira veren olursa + 10 lira ya da biranız da benden olsun.

bu kadar eminim.

1850 li yıllardan İngiltere basımı incil var, yüzüne bakan yok.

daha garip bir $ey yazayım dudağınız uçuklamasın aman:

1750'li yıllardan Müteferrika matbaasında basılmı$ bir kitap ( ki kendisi osmanlı'ya matbaanın ilk geldiği yılarda basılan kitaplardandır.)için 1.000 lira teklif edildi. Bu rakam da sahibi tarafından komik bulunduğu için kitap iade edildi. Sanırım sahibi daire parası falan ümit ediyordu ama sahaf kitlesi 300 lirayı teklif edene kadar bir sürü ağladı neredeyse.

size bir karde$ tavsiyesi: sahaflara satmayı denemek yerine okuyacağınız iki tane kitap beğenin ve kar$ılığında sizdeki kitAPLARI TEKLİF edin. Belki insaflı birine denk gelirseniz istediğiniz kitapları verebilir.

kolay gelsin.
0
robinbook
(21.02.09)
(4)

Bankadan Yatırılan MTV

delikan76
Yatırdığıma emin olduğum (umarım), banka gişesinden yatırılan 2008/2 vergimin(motorlu taşıtlar vergisi) ilgili devlet sitesinde yatırılmamış olduğunu görüyorum.en altta bir not var, yatırdınız ama göremiyorsanız, banka bilgileri ile sistemimiz bilgileri arasında uyuşmazlık vardır, makbuzunuz ile ber
Yatırdığıma emin olduğum (umarım), banka gişesinden yatırılan 2008/2 vergimin(motorlu taşıtlar vergisi) ilgili devlet sitesinde yatırılmamış olduğunu görüyorum.

en altta bir not var, yatırdınız ama göremiyorsanız, banka bilgileri ile sistemimiz bilgileri arasında uyuşmazlık vardır, makbuzunuz ile beraber vergi dairesine gidin diyor.

ama korkarım makbuzu kaybetmişim. bankadan da(yatırdığım şube), gişeden yatırma olduğu için yardımcı olamadılar, çünkü bir id, kesin tarih falan veremiyorum. isimden, bilmemneden search etme imkanı yok. banka iş bankası.

şimdi eğer makbuzu bulamazsam soğuk su içip, gecikme cezası ile beraber yeniden yatırmak zorunda kalmış gibiyim.

var mı bu durumda ne yapılabileceğini bilenler, mantıklı fikir yürütebilecekler?
0
delikan76
(20.02.09)
plakanızı bankaya sorgulatabiliyor musunuz?
yatırdığınız herhangi bir hesap numarası var mı
0
buffy de vampir sayilir
(20.02.09)
şimdi bu vergiyi erken yatırırım, bu işler önemlidir takip etmek gerekir diyen biri olsaydınız o makbuz kaybolmazdı.

demek ki 29-31 temmuz tarihleri arasında yatırıldı bu vergi. bu tarihlere sıkıştırırsanız aramayı belki banka yardımcı olur.

banka iş bankası ise interaktif talimatınız a varsa plaka numarasından arayın derim. ( ama aşağıdaki konu hariç tabi)

bence sorun şu. siz parayı gişeden yatırırken plaka nosunun bir karakteri yanlış yazıldı. o yüzden vergi dairesinde eşleşmiyor. o makbuzu fiziken gördüğünüzü hatırlıyor musunuz ? böyle bir sorun var mıydı ?
0
trocero
(20.02.09)
İnternet vergi dairesi değişmiş ve nedense yenisine giremedim ama eskisinde bçr bölüm vardı. Orada araç için yatırılmış ve bir nedenle araçla eşleştirilememiş vergi vb.ler görüntüleniyordu. Hala varsa, o bölümden bir kere paranın sizin plakaya yatıp yatmadığına bakabilirsiniz. Benim başıma gelen versiyonda plaka doğru ancak vergi numarası yanlıştı o nedenle eşleştirilemiyordu.

Ha bu ne işe yarayacak, hatanın nerede olduğunu bulmanızı sağlayabilir. İş Bankasına gelince aslında kayıtları adam gibi arasalar bulurlar ama uğraşmak istemiyorlardır. Belki bankadaki bir tanıdık meseleyi çözmeye çalışabilir.
0
sui
(20.02.09)
plaka, isim vb. hiçbir şeyden sorgu yapamıyor önlerindeki sistem. sorunun özü de o zaten. ben sanıyordum ki gidecem bankaya, kimlik no, vergi no, plaka falan bişey verecem zart diye bulacaklar. ama olmuyor, hiçbir kıstasa göre sorguları yok, sadece x günü için (ki belli değil ama temmuzdur) mtv yatan ekrandan tek tek bakabiliyorlar o kadar.
0
🌸delikan76
(20.02.09)
(7)

cicitürk

Merwish
Tv seyreden arkadaşlardan digitürk ü olanlar,şu anda yayında bir vibrasyon var mı? yoksa ben mii böyle görüyorum :S
Tv seyreden arkadaşlardan digitürk ü olanlar,şu anda yayında bir vibrasyon var mı? yoksa ben mii böyle görüyorum :S
0
Merwish
(19.02.09)
17:35 itibari ile yok. Şehir İzmir.
0
sui
(19.02.09)
17.57, Fulya/İstanbul, temiz.
0
vital
(19.02.09)
18.08 Adana cam gibi.
0
madrigal
(19.02.09)
18.42 istanbul
her daim felaket. (titresim degil, genel digiturk kalitesi ve sinyal seviyesi)
0
la traviata
(19.02.09)
18:48, İskenderun, yağmur geçişleri var.

pardon, temiz.
0
rectoa
(19.02.09)
19:49, Istanbul, yayında bir vibrasyon gözlemlendi
0
oldu görüşürüz
(19.02.09)
Herkese teşekkürler,vahi indi kendisine,düzeldi
0
🌸Merwish
(20.02.09)
(15)

sinema ve yemeksinema

anki06
sinema ve yemek ağırlıklı filmleri hatırlatabilirseniz(özelikle türk filmleri ve çorbalı olanları :-) sevinirim ...
sinema ve yemek ağırlıklı filmleri hatırlatabilirseniz(özelikle türk filmleri ve çorbalı olanları :-) sevinirim ...
0
anki06
(19.02.09)
köylü kisiyi modern hayata alistirma cercevesinde basta tavuk olmak üzere yeme adabini ögretme icerikli türk filmlerine bir kac örnek sayabilirim istersen.
0
shi aila
(19.02.09)
yemekle ilgili butun filmler siralanmis:
www.lib.berkeley.edu

ferzan ozpetek'in "hamam" adli filmi de var listede.
0
ermanen
(19.02.09)
şener şen in sanırım aşçı olarak başrolde olduğu ve tamamı mutfakta geçen bir filmi vardı. adı aklıma gelmedi ama.
0
hevipeyra
(19.02.09)
şener şen'in filmi için (bkz: zengin mutfagı)
0
patricia teyze
(19.02.09)
zengin mutfagi var ama onda corba var miydi hatirlayamadim.
0
atmacaged
(19.02.09)
despero'yu izleyince canım feci çorba çekmişti.
0
mabl
(19.02.09)
Yabancı için Delicatessen, Ratatouille, No Reservations geliyor aklıma.
0
sui
(19.02.09)
aklıma tampopo geliyor. yumurta sahnesini hep yapmak istemişimdir:)
0
atmosphere
(19.02.09)
fatih akın'ın bir filmi vardı aile restoran işletiyordu. adını hatırlayamadım şimdi.
0
ezeriko
(19.02.09)
la grande bouffe. izlemek yürek ister .)
0
nihilanth
(19.02.09)
iğrenç olacak ama ıssız adam demeden duramayacağım.
0
robinbook
(19.02.09)
robinbook
(19.02.09)
başrolünde Rüştü Asyalının oynadığı bir keloğlan filmi varıdı. kralın kızı hasta idi. kimse iyileştiremiyor idi. keloğlanda kıza tarhana çorbası yapıyor idi. kız iyileşiyor ve keloğlan ile evleniyorudu.
0
ground
(19.02.09)
bir de şu varmis

www.ake.ege.edu.tr
0
atmacaged
(19.02.09)
(bkz: politiki kouzina)

yemek kültürüyle türk yunan nüfus mübadelesini harmanıyor. yemek üzerinden bir (aslında 2) kültürü anlatıyor.
0
hia
(20.02.09)
(5)

nikah hediyesi

shi aila
haftaya bir arkadasim evleniyor. dügün olmayacak, önce belediyede nikah kiyilacak, daha sonra hep beraber yemege cikilacak. taki merasimi olacak mi bilmiyorum.kendisi daha önce de müstakbel damat ile ayni evi paylasiyordu ve gözlemleyebildigim kadariyla eksik ev esyalari da yok. bu durumda ne hediye
haftaya bir arkadasim evleniyor. dügün olmayacak, önce belediyede nikah kiyilacak, daha sonra hep beraber yemege cikilacak. taki merasimi olacak mi bilmiyorum.
kendisi daha önce de müstakbel damat ile ayni evi paylasiyordu ve gözlemleyebildigim kadariyla eksik ev esyalari da yok.
bu durumda ne hediye edilir hic bilmiyorum. daha önceden de nikah tecrübem yok. cicek mi, altin mi.. fikirlerinizi bekliyorum.
tesekkürler.
0
shi aila
(18.02.09)
nikahta imza işleminden sonra salona geçip para, altın takılır. eve hediye alsanız ihtiyaçlarından emin olamazsınız. sorunca da bir şey lazım değil diyolar genelde. altın ya da para takın bence, borç, taksit varsa makbule geçer.
0
pyro clustic flow
(18.02.09)
altın alırsın. bozdurup istediklerini alırlar.
takı töreni gibi bi durum olmazsa evlerine giderken götürürsün.
onların da en çok hoşuna gidecek şey olur diye düşünüyorum
0
d e j i n
(18.02.09)
victorias secret ?
0
bryan fury
(18.02.09)
Bence de altın, yakınlığınızın derecesine göre çeyrek ya da yarım olabilir. O kalabalıkta sizin de bir hediye verdiğinizden emin olmalarını istiyorsanız kutusunun içine adınızı yazarak gelinin torbasına falan atabilrsiniz. Biraz hödükçe geliyor ama son zamanlarda sıkça uygulanıyor bu yöntem.
0
sui
(18.02.09)
takı merasimi olmazsa olmazdır ama nikahta dugunde oldugu gibi gelinligin uzerine raptiyelenmis para ve altın yıgını olmuo. gelin torbası dıye bı sey var icin bırakıveriosun hemen anlık akıntıya kapılaraktan :D kutu ıcıne ısmı yazma kısmını en ıcten mutluluk dıleklerımle xx seklınde bır klişe ile gerceklestırırsen ısın hodukluk kısmını da bertaraf etmıs olursun hıc sıkıntı olmaz. umarım kendı nıkahında da gelecek ve de para/altın getırecek olanın bol olur :)
0
schenardi
(18.02.09)
(8)

Mide Bulantısı/Hamilelik

abtash
hamilelik döneminde sürekli mide bulantısı oluyor. normal damacana suyu bile bulandırıyor. reklam gibi olmasın erikli bulandırmıyor bir tek. ne yapmak lazım?(bkz: kendim icin degil bi arkadasa lazimdi)
hamilelik döneminde sürekli mide bulantısı oluyor. normal damacana suyu bile bulandırıyor. reklam gibi olmasın erikli bulandırmıyor bir tek. ne yapmak lazım?
(bkz: kendim icin degil bi arkadasa lazimdi)
0
abtash
(17.02.09)
Hormonlardan, yapacak bir şey yok fazla. Az az yiyecek, yağlı yemeyecek, hamur işi vb. yemeyecek, kokusuna hassaslaştığı şeylerden uzak duracak ve bekleyecek. 12. haftadan sonra azalması gerekir normalde.
0
sui
(17.02.09)
tavsiyem nefes kontrolü. midesi bulandığında derin derin ve burnundan nefes almayı denesin (ki zaten hamilelikle alakası yok bunun). ayrıca belirtmek isterim ki bu soruna bulunacak net bir çözüm, yanında nobel tıp ödülünü getirir.
0
gxix
(17.02.09)
öncelikle sağlıklı bir yavru dilerim. bulantı refleksini bastırabilen şeylerden biri de acı nanedir. mesela polo şekerlerini çiğneyerek acı nane dediğim esansa ulaşabilirsiniz. yok birşey yemeyeyim diyorsa, mouthwash denen ürünleri koklamayı deneyebilir (bu ikincisinin işe yararlığı tecrübeyle sabittir [hamilelik olarak değil tabi ki :) ] )
özellikle içinde alkol olanlar, haliyle daha etkili oluyor (parfümdeki alkolü düşünün). benimkinin markası colgate di sanırım, mavi bir sıvı kendisi, ufak bir şişesini yanında taşıyabilir, ister bir damla ağzını çalkalar ağzına acı nane tadını çalar, isterse de direk burnunun önünde tutar 1 dakika falan onun kokusundan nasiplenir, bulantı falan kalmaz.
0
lhun
(17.02.09)
sabahları, yataktan birdenbire ayağa kalkmadan önce, daha oturuyorken üç-beş beyaz leblebi.
0
cedilla
(17.02.09)
kaçıncı haftada?

aç kalmaması gerekiyor kendisinin kısaca... az ve sık sık yemeli. midesi bulanınca limon yalasın bi de.
0
mentirosa
(17.02.09)
4. hafta falan olması lazım ne yese bulanıyor midesi. daha geçen gün serum takmak zorunda kaldık.


hepinize teşekkürler birkaç güzel şey öğrendim.
0
🌸abtash
(18.02.09)
bu arada annesi hamileliğini nasıl geçirmiş ona sorsun... çoğunlukla aynı oluyor... genelde 3 buçuk ayda geçer.. biraz daha sabretmesi lazım...
0
mentirosa
(18.02.09)
ablam olur kendileri. bu ikinci çocuk olacak inş. ilkinde bu kadar olmamıştı.
0
🌸abtash
(20.02.09)
(5)

Erasmus'ta Hangi Okulun Hangi Okulla Anlaşması Var?

thefalloftekin
erasmus programına dahil olan türkiye üniversitelerinin hangi avrupa okuluyla, hangi bölüm ile anlaşması var nereden-nasıl öğrenebiliriz? üniversiteyi arayıp sormadan, internet üzerinden bakabileceğimiz bir yer var mıdır?biraz daha iyimser olup soruyu daraltırsam; uluslararası ilişkiler bölümünün me
erasmus programına dahil olan türkiye üniversitelerinin hangi avrupa okuluyla, hangi bölüm ile anlaşması var nereden-nasıl öğrenebiliriz? üniversiteyi arayıp sormadan, internet üzerinden bakabileceğimiz bir yer var mıdır?

biraz daha iyimser olup soruyu daraltırsam; uluslararası ilişkiler bölümünün mevcut olduğu okulların, bu bölüm için anlaşmalı olduğu avrupa ülkeleri/üniversiteleri nelerdir?

varolun, sağolun..
0
thefalloftekin
(17.02.09)
her üniversitenin ve üniversite içinde her bölümün farklı ülkelerin farklı okullarının farklı bölümleriyle anlaşması var.
çoğu üniversitemizin doğru düzgün bilgi veren web siteleri olmadığını farz edersek; sağlıklı bilgi için yapılacak tek şey ilgili bölümün öğrenci işleri ile ilgili üniversitenin erasmus koordinatörlerinin kapılarını aşındırmak.
0
kobuzchu kiz
(17.02.09)
okulların sitelerinde erasmus ofislerinin linkleri var oradan bakıp ogrenebilirsin ama tum listelerin beraber bulungu bir link var mıdır bilemedim açıkcası. mesela kocaeli universitesi'nin erasmus ofisine şuradan ulaşabilirsin

int.kocaeli.edu.tr

her okulun tarihleri aynı mıdır bilemem ama kocaeli'nin başvuruları geçen cuma bitti.
0
patricia teyze
(17.02.09)
Üniversite bazında bakman gerek, her üniversite kendisi anlaşma yapıyor. Misal İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin Uluslararası İlişkiler de dahil anlaşmaları:

oia.ieu.edu.tr
0
sui
(17.02.09)
her okul için,o okulun ilgili sitesinde yazıyordur.
mesela iü uluslararası ilişkiler için;
almanya (3 farklı şehir, köln-hamburg-tübingen)
italya (siena)
polonsa, slovakya, slovenya
gibi seçenkler vardı, değişmediyse.
0
gioberg
(17.02.09)
word dosyasında olduğu için tam link veremedim ama Boğaziçi Üniversitesi için burdan bakabilirsin. belki başka sayfalarda daha açık bir şekilde vardır ama ben ancak bunları bulabildim.
www.googlesyndicatedsearch.com
0
daysleeper
(17.02.09)
(9)

vektörel?

karacoğlan der ki
arkadaşlar şu tür resimlere vektörel deniyor sanırım..neyle yapılır ? nasıl yapılır ? hangi programlar gerekir ? mesela şöyle ;http://ceatherton.deviantart.com/art/I-mean-business-113087149http://wallpaperstock.net/break-free_wallpapers_12558_1024x768_1.htmlhttp://reginax.deviantart.com/art/flourish
arkadaşlar şu tür resimlere vektörel deniyor sanırım..

neyle yapılır ? nasıl yapılır ? hangi programlar gerekir ?


mesela şöyle ;

ceatherton.deviantart.com

wallpaperstock.net

reginax.deviantart.com

misal ;

wallpaperstock.net

tamambocegi.deviantart.com
0
karacoğlan der ki
(16.02.09)
Corel Draw, Freehand, İllustrator
0
ignesiz bal bocegi
(16.02.09)
adobe illustrator
freehand

Edit: banane yaa silmicem :S
0
axijazz
(16.02.09)
onları kurmakla bitmiyor sanırım. bi ton bıraş mıraş gerekiyo ? he mi ?
0
🌸karacoğlan der ki
(16.02.09)
Alakası yok brushla ellen çiziyon bildiğin, kullanabilirsen daire, kare vb. gibi standard şekillerden de yola çıkabiliyosun. Bir iki filtresi var, kendinde de bazı aparatları var ama Photoshopta lens flare atmak gibi kolay değil yalnız söyleyeyim.
0
sui
(16.02.09)
bedavası için inkscape
0
ency
(16.02.09)
nası elle ya? :D

gmpzgimpz.deviantart.com

elle çiz hadi nası çiziyosan :D
0
🌸karacoğlan der ki
(16.02.09)
Ana resmi bildiğin elle çiziyorsun işte, resmin orijinali varsa trace edebilirsin, çoğunlukla o da elle yapılır. Illustrator CS 2 den itibaren otomatik trace eden bir aparat var ama ben çok efektif bulmadım açıkçası. Ardından belli yerlerdeki çizgilerinin stroke yapılarını değiştireblirsin o efekti sağlamak için. Ama dediğim gibi vektörel çizim fotoşap gibi değil, resmi koyayım da üstüne efekt atayım değil hadise.

Elle çizim olayı özellikle senin verdiğin bazı örnekler için çok çok çok geçerli.

Ayrıca çizerim, çok çizdim çünkü.
0
sui
(16.02.09)
i39.tinypic.com bu çalışmayı sadece photoshop kullanarak yaptım.pen tool aracı en büyük yardımcım oldu.
0
bagcivan
(16.02.09)
Hehe umutko aklını alacaksın çocuğun. Site de güzelmiş, bak bu da elle, filtre yok diyor adam: www.illustratorworld.com

Karacaoğlan bir de bunun en güzel tarafı şimdi bu Jessica Alba resmini alıp bir gökdelenin yan duvarına büyütebilirsin, çözünürlük kaybı olmaz.

Bi de böyle manyaklar var:
www.khulsey.com
0
sui
(16.02.09)
(5)

Beyaz esya ve Mobilya

machapichu
istanbul'da bildiğiniz beyaz eşya ve kaliteli mobilya mağazalarını önerirseniz sevinirim asya-avrupa yakası önemli değil. fiyatıda uygun olursa hani tadından yenmez. yardımlarınızı bekliyorum.
istanbul'da bildiğiniz beyaz eşya ve kaliteli mobilya mağazalarını önerirseniz sevinirim asya-avrupa yakası önemli değil. fiyatıda uygun olursa hani tadından yenmez. yardımlarınızı bekliyorum.
0
machapichu
(16.02.09)
mobilya için avrupa yakasında masko ya, anadolu yakasında modoko ya bakabilirsiniz. beyaz eşya için tüm markaların tüm bayileri aynı fiyatları vereceği için nereden baktığınız pek önemli değil. belki darty ya da mediamarkt gibi büyük marketlerde farklı fiyatlar bulabilirsiniz.
0
hevipeyra
(16.02.09)
Genelde bu memleketin markalarıyla tanınan mobilyacılarının bok gibi tasarımları olmakla birlikte, Doğtaş'ın hakkaten iyi bir koleksiyonu var, ona da bakabilirsiniz.
0
sui
(16.02.09)
yardımlarınız için teşekkürü borç biliyorum. daha fazla öneri alabilirim, malum düğün dernek işleri yazdıklarınızı ince eleyip sık sokuyacağım o yüzden yazmaktan çekinmezseniz çok sevinirim. sonuçta tamamen duygusal.
0
🌸machapichu
(16.02.09)
beyaz eşyada marka istersen ortalama bir bütçeye göre en iyisi bosch dur bence. mobilyada ise alfemo nun ve yataş ın güzel modelleri var.
0
hevipeyra
(16.02.09)
beyaz eşya için bayilerden ziyade spotçulara bakmanızı tavsiye ederim. aynı ürünler, aynı garanti imkanlarıyla spotçularda çok daha ucuza bulunuyor. belirtilmiş ama yine de söyleyeyim; electroworld, darty gibi mağazalarda da dönem dönem çok uygun fiyatlı ürünler olabilmekte. mobilya konusunda masko'yu tercih ederseniz fiyatlar düşük değil (adamakıllı, güzel ürünlerden bahsediyorum). Kesinlikle pazarlık yapın. İşe yarayacaktır. Çeşit olarak istikbal ve türevleriyle karşılaştırılamayacak güzellikte ürünler bulmanız olası.
0
aklimdan zorum var
(17.02.09)
(13)

lcd tv alacagiz, gundemi takip edenlere sorum

terp
2500 tl butcemiz var. ben buna ses sistemi dahil etmeyi planliyorum. 42" lcd tv yeterli diye dusunuyorum. son bi haftadir biraz arastirdim, fiyatlar dusmus gozukuyor. bu isleri sik takip edenlere soruyorum: hangisini alalim bre?tesekkurler..not: onceki lcd tv duyurularini okudum ama su an yururlukte
2500 tl butcemiz var. ben buna ses sistemi dahil etmeyi planliyorum. 42" lcd tv yeterli diye dusunuyorum. son bi haftadir biraz arastirdim, fiyatlar dusmus gozukuyor. bu isleri sik takip edenlere soruyorum: hangisini alalim bre?
tesekkurler..

not: onceki lcd tv duyurularini okudum ama su an yururlukte olan kampanyalardan haberdar olabilmek icin ayrica sormak istedim.
0
terp
(16.02.09)
istanbul'daysan istanbul bilişim'e bak mutlaka fiyatlar çok uygun..
0
wolkymus
(16.02.09)
sözlükteki ilgili başlıklara bakmanı tavsiye edeceğim zira oldukça ayrıntı içeren bir alışveriş yapmak üzeresin.
0
piirsikli
(16.02.09)
şurayı takip etmeni tavsiye ederim. her türlü elektronik ürün için uygun fiyatlar var. forum.donanimhaber.com
0
80 e 4
(16.02.09)
istanbul bilişim'in yeşil sermaye olduğunu söylemem gerekir. oradan alacaksan haberin olsun isterim. ayrıca sözlükte istanbul bilişim başlığına bakarsan garanti konusunda insanları ne kadar zorladıkları ve kötü olduklarını göreceksin.

lcd olayına gelince, biz geçen hafta aldık eve darty'den. en iyi fiyat garantisi veriyorlar zaten. samsung - lg - philips lcd tv'lerin hepsi indirime girmişti. 1-2 ay önceki fiyatı 2200tl civarı olan bir lg tv'yi 1850'ye aldık. 42 inch 1080p 100hz 40000:1 contrast 550birim parlaklık vs... tam özelliklerini hatırlıyamıyorum şu an. 1850 + 500tl'lik ses sistemiyle (yanına da bir dvd recorder çaktın mı tamamdır) müthiş bir salona sahip olabilirsin.

alacağın tv'nin son teknoloji olmasını istiyorsan 1080p (i değil p) ve hdmi ve dvi destekli (pc bağlanabilir) olmasına dikkat et. 200hz tv'ler de var ayrıca piyasada. teknosa'nın sitesinden fikir vermesi açısından karşılaştırabilirsin tv'leri. çok güzel bir sitesi var.

son bir not: philips, lg'nin ürettiği panelleri kullanıyor, samsung ise kendi panelini üretiyor. bunlar bir sorun yaratacağından değil ama bilgin olsun diye söylüyorum.
0
andy kaufman 2
(16.02.09)
istanbul bilişim yeşil sermaye olduğu için aynı ürünü başka bir yerden 1 milyar daha pahalıya alman daha mantıklı olacaktır.

ayrıca darty'den ya da başka bir yerden, en düşük fiyat garantisi ile ürün alırsan istanbul bilişim fiyatlarını hesaba katmadıklarını da unutmamak lazım. ben 1-2 senedir lcd tv'lerin fiyatlarını takip ediyorum. istanbul bilişim'in fiyatlarına yaklaşabilen göremedim.

marka model olarak doğrudan bir şey söyleyemem şu anda ancak şunu diyebilirim.

samsung, philips, lg falan.. bunlar hep güzel markalar ancak sony değil hiç biri..

ha bir de, lcd tv alanlara şiddetle digiturk plus almalarını tavsiye ediyorum.

hakkını verin cihazın.
0
co2s2
(16.02.09)
1.istanbul'dayim evet.
2.en muhtesem tv olsun gibi bir istegim yok. olsa iyi olur o ayri :)
3.samsung'un en iyi lcd tvleri urettigini duymustum. ama bakinca ayni fiyatlarda sony'ler gordum. ve acikcasi sony markasina gucenim tam. bu konuda ne dusunuyorsunuz?
0
🌸terp
(16.02.09)
tv-monitör tarzı ürünlerde samsung'a sonuna kadar güven zira adamlar bu işlerin teknolojisini geliştiren, diğer firmalara panel filan satan bir firma. t240 monitör - 1-1,5 sene önce hd ready bir tv, bir kaç ay evvel full hd tv alan tanıdıklarım var. Muhteşemler hepsi.
0
darknum
(16.02.09)
tavsiyem öncelikle tv ve ses sistemi için bütçelerini ayırman. sonrasında ayrı ayrı marka model önerebilirim.

Samsung'un görüntü ürünleri genel olarak iyi. Ancak alacağın ürüne göre de değişiyorç örneğin ssamsung'un 6000 liraya sattığı LE52F96BD LEd smartlight kullanan bir model ve şu anda fiyat aralığında eşsiz. (bu arada garip fiyatlara görebilirsin bunu, hepsi burada 16.000 lira yazmışmesela)

Ancak şunu söylemem gerekir ki 1000 lira altına iyi bir ses sistemine sahip olmak çok mümkün değil. 2500 lirayı sadece televizyona ayırıp ses sistemini sonraya bırakabilirsin.

42 inch'de eğer indirimli bulabilirsen PHILIPS 42PFL9732D/10, bulamazsan da PHILIPS 42PFL7403D/10 (3ms, 1920-1080, 500cd, 30000:1, yeterince girş çıkış) yada SAMSUNG LE40A656 (40 inch bu) bakabilirsin bence.
0
rygard
(16.02.09)
Biz LCD alırken Samsung ile Sony arasında kaldık, Samsung kağıt üzerinde çok daha iyi bir modele süper de indirim yaptı (yani arada 400-500 oynuyordu), ancak gidip ikisini yan yana izledik. I-ıh yani kıl farkı ile olsa da Sony Bravia diyorum başka da bir şey diyemiyorum.
0
sui
(16.02.09)
sony bravia var bizde 40'' oldukça memnunuz.
0
szqnn
(16.02.09)
bilisim'den alacagina git Dogubank'tan spot al; ayni sey. o daha da ucuz olur. distributor garantili urunlerle bilisimin fason sozde garantisini ayni sey sanmayin.
0
507
(16.02.09)
istanbul bilişim grey markettir, kendileri ithal eder. garantisi kendisidir. başka yerden sony alırsan 5 sene garantisi olur, ama kampanya bitmek üzere haberin olsun. 2500ytl ye aldığın ses sistemi ve tv den bi tanesi malesef kötü olacak, ne 2000 tl ye iyi tv var ne de 500 tl iyi iyi ses sistemi. çok kötü bir rakam o. bi de sehpa alınacak veya duvar askı aparatı haberin olsun, bunlar da ucuz değil. askı neyse ama sehpalar 200 den başlar.
0
berhan
(16.02.09)
duvar askısı 50 ytl dediler. 20 ytl indirim yaptılar bize, 30'a geldi. 20 ytl'ye istanbul'dan tekirdağ'a eve teslim kargo oldu ayrıca.
0
andy kaufman 2
(16.02.09)
(2)

12 saatte bir içilmesi gereken(ama içilemeyen)ilaç

szqnn
12 saatte bir içilmesi gereken ilacım var ama şimdiye kadar hiç ayarlayamadım hep 10-14 9-15 falan oldu karışıyo hep.bunun bi zararı olmaz heralde ? not:antibiyotik değil.6 aylık tedavi 3 ayı bitti 3 ay kaldı.
12 saatte bir içilmesi gereken ilacım var ama şimdiye kadar hiç ayarlayamadım hep 10-14 9-15 falan oldu karışıyo hep.bunun bi zararı olmaz heralde ?

not:antibiyotik değil.6 aylık tedavi 3 ayı bitti 3 ay kaldı.
0
szqnn
(14.02.09)
ilacin ne oldugunu yazarsan belki bir fikir olusabilir?
0
jeanne hebuterne
(14.02.09)
Zararı değil de etkinliği az olur o şekilde kullanmanızın.
0
sui
(14.02.09)
(9)

Amelie Filmini Anlamsız Bulmak

tubytube
Bu filmi seyredip "Hiçbir şey anlamadım" diyen bir insana ne denilir? Ne denilebilir? Geçen gün bir forumda rastladım ve nutkum tutuldu. Sizce haklı mı?
Bu filmi seyredip "Hiçbir şey anlamadım" diyen bir insana ne denilir? Ne denilebilir? Geçen gün bir forumda rastladım ve nutkum tutuldu. Sizce haklı mı?
0
tubytube
(13.02.09)
bildiğin anlamamış mı filmi yoksa sadece beğenmemiş,anlam verememiş mi?

şahsen ben çok beğenmedim ve "amelie iyi kız ya" bence de.
0
natnan
(13.02.09)
@natnan Hem anlamamış hem de beğenmemişti. Filmin müzikleri bile bütün duygusallığıyla içimize işlerken filmin tamamen anlamsız olarak değerlendirilmesi çok kötü bence.
0
🌸tubytube
(13.02.09)
Ben el laberinto del fauno için "Çok komik filmdi" diyen insan gördüm. Münasebetimi minimize ettim kendisiyle öyle diyeyim.
0
sui
(13.02.09)
zevk ve renk meselesi sonuçta.

zira:
sozluk.sourtimes.org
0
ugandareisicumburu
(13.02.09)
müzikleri karıştırmayalım tabi,
o müzikleri yıllardır dinliyorum :)
@sui Pan's labyrinth de öyle bir film.Beğenen çok beğeniyor(ben),sevmeyen çok saçma/komik diyor.
Bazı filmler böyle.
0
natnan
(13.02.09)
Bir şey demek mi gerekiyor? Peki denir.Sanki uzaylı gördüm diyen birini nasıl telkin edileceğini soruyormuşsunuz gibi olmuş. Beğenmek ve anlamak zorunda mı herkes?
0
endless dream
(13.02.09)
ben de begenmedım o fılmı. muzıklerı de her yerde cala cala bana fenalık getırdı. enteresan bır soru olmus ama, sonucta bu zevk meselesi, haklısı-haksızı olmaz kı.
0
think martini
(13.02.09)
Kendi haline bırakın efendim :) Bugün bir arkadaşım oldboy'dan nefret ettiğini söyledi, delirdim.
0
edge_nabby
(14.02.09)
think martini muzikleri atv her boktan haberinde çalıyor yoksa güzel müzikler valla
0
alokozay
(20.05.09)
(10)

ceza kanunları hakkında bilgi

zipirinsan
şimdi, biri var diyelim. biz onu evire çevire dövdük. döverken öldürdük. her bir eylemimiz de bilinçli. kaç yıl yeriz? dövmeyip çekip vursak daha mı az yeriz? nedir bunun oluru?
şimdi, biri var diyelim. biz onu evire çevire dövdük. döverken öldürdük. her bir eylemimiz de bilinçli. kaç yıl yeriz? dövmeyip çekip vursak daha mı az yeriz? nedir bunun oluru?
0
zipirinsan
(13.02.09)
ya yakalanırsam? hani önce döveceğim için, ses çıkar mecbur. dna falan bırakırız. illa yakalanırım.
0
🌸zipirinsan
(13.02.09)
sui
(13.02.09)
Döverek öldürürsen ağırlaştırılmış müebbet. Tabii hafifletici sebepler eklenmeli dosyaya.

Direkt öldürürsen sadece müebbet yersin.
0
ataturkiye
(13.02.09)
ben sordum. komalık olana kadar döversem, 2 yıl yermişim. doğru mu?
0
🌸zipirinsan
(13.02.09)
Komalık edene kadar döverken mutlaka dudağı/kaşı patlayacaktır. Bu durumda yaralamaya da girer. Bu da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis gerektirir. Komalık olan kişinin hayati tehlikesi olduğu için ceza 1 yıl daha arttırılır. Toplamda 4 sene. Geçmiş olsun.
0
ataturkiye
(13.02.09)
azmış:) döveceğim:) budaklı meşe odunu olan?
0
🌸zipirinsan
(13.02.09)
Yün çırpmak için kızılcık sopası vardı, arabada da işlemeli bir sopa olacak ama du bakalım.
0
ataturkiye
(13.02.09)
ceza hukuku hocasından yanıt geliyor (evet ben)

döverken öldürmeyi kafana koymuşsan, aslında dövme eylemi yaralama suçu olmaz, kasten öldürme suçunun bir aracı olur. buna biz "geçit suçu" deriz. o zaman kişi sadece kasten öldürme suçunu işlemiş olur. bu durumda ceza kural olarak "müebbet hapis"tir. ancak olayda kişiye acı çektirerek öldürmüş olacağınız için büyük olasılıkla "acı çektirerek ve canavarca his saiki ile öldürme" ağırlatıcı nedeni uygulanır ve ağırlaştırılmış müebbet verilir.

doğrudan çekip vurursan kasten öldürme olur, ama önceden planlanmış olursa bu kez de "tasarlama" ağırlatıcı nedeni yüzünden yine ağırlaştırılmış müebbet alınır.

döverken öldürmeye çalışılmıyor ise, ama "ölürse de ölsün" diye yaradana sığınılıp vuruluyorsa, öldürme sonucu olası kastla gerçekleşmiş olacaktır. bu kez, ceza 20 yıldan 25 yıla kadar hapis olur.

adamın ölebileceği aklınıza gelmiş olup, "aman ölmesin diye kafasına vurmayalım da karnına çalışalım" deyip dalağını yırttıysanız bilinçli taksir, ölebileceği hiç aklınıza gelmemiş ise taksirle öldürme olur, kasten yaralama sonucunda ölüme neden olma suçundan yerine göre 8-16 yıl hapis cezası verilir.
0
calendil
(13.02.09)
tamam. kızılcık sopası, cop, odun vs ne bulursanız yollayın. ıslak battaniyeye sarınca iz kalmıyormuş hem
0
🌸zipirinsan
(13.02.09)
artık bu duyurudan sonra ne yaparsanız yapın o "tasarlayarak adam öldürmek/yaralamak" maddesine girer. geçmiş olsun.
0
coffee and cigarettes
(14.02.09)
(5)

faiz

sanal uyku
bunlar ne? muhtemelen faiz oranları ama aylık mı oluyor nasıl oluyor? örnek olarak 1000 lirayı 95 gün koysam da 800 gün koysam da aylık %13.5 faiz mi getirecek? eğer öyleyse niye 800 gün yatırayım ki?bir de bunu bozdururken vergisi mergisi oluyor mu?
bunlar ne? muhtemelen faiz oranları ama aylık mı oluyor nasıl oluyor? örnek olarak 1000 lirayı 95 gün koysam da 800 gün koysam da aylık %13.5 faiz mi getirecek? eğer öyleyse niye 800 gün yatırayım ki?
bir de bunu bozdururken vergisi mergisi oluyor mu?
0
sanal uyku
(12.02.09)
O faiz oranları yıllık. Yani 30 gün yatırırsanız yıllık %13.5 getireceğinin onikide biri gibi hesaplayacaksınız.

Stopajı olması lazım bir de yamulmuyorsam (vergi şeysi yani)
0
sui
(12.02.09)
hakkaten aylık sormam da saçma olmuş.
e bu durumda 364 gün yerine 91x4 gün yatırmak daha karlı eğer vergide bir problem olmuyorsa?
0
🌸sanal uyku
(12.02.09)
Öyle yaparsan avantajın arada paraya ihtiyacın olursa 3 ayda bir oluşan faizi ya da paranın bir kısmını yiyebilirsin. 364 günlük yatırırsan arada bozamazsın, bozarsan o güne kadar işlemiş faiz komple gider.

Öbürünün avantajı, faizler düşerse, misal ikinci 90 günlük dönemde artık %13.5'den değil de %12'den yatırmak durumunda kalabilirsin. Risk hesabı işte.
0
sui
(12.02.09)
he o mesele, bu vergisi nasıl oluyor ki acaba?
bir de ben bunu 12 aylık versem de 6. ayda çekmeye kalksam verirler mi? karım zararım ne olur?
0
🌸sanal uyku
(12.02.09)
12 aylık yatırdığın şeyi 6. ayda çekmek istersen ana paranı alırsın faiz yanar.

(bkz: stopaj/#13464574)ta belirtilen hala geçerliyse kazandığın faiz üzerinden %15 stopaj ödeniyor, bir de bunun çok daha ufak miktarda ıvır zıvır bir iki vergisi daha vardı. Yani 1000 lira yatırıp bir yıl tutarsan 135 lira faiz gelirin olcak, bunun da yaklaşık 20 lirasını vergiye verecen.
0
sui
(12.02.09)
(7)

En genç profesör

hikaye mesture
Türkiye'de verilen profesörlük ünvanını en erken yaşında alan kimdir?Oktay Sinanoğlu'nun Yale'den 26'sında aldığını biliyorum ama sonuçta Türkiye'de almamış.
Türkiye'de verilen profesörlük ünvanını en erken yaşında alan kimdir?

Oktay Sinanoğlu'nun Yale'den 26'sında aldığını biliyorum ama sonuçta Türkiye'de almamış.
0
hikaye mesture
(12.02.09)
Tam bir isim veremeyeceğim ama 60'lı yılarda doktorası olmadığı halde o dönemde açılan bölümlerdeki öğretim üyesi açığını kapatmak için profesör unvanı verilen bir çok isim var. Onlardan biri olabilir.

İlişkili olarak yakın zamanda en genç doçentlik alanlara bakabilirsiniz. Mesela İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde Serkan Eryılmaz var, 26 yaşında doçent oldu, bu sene gibi de profesörlüğünü alır herhalde (31 yaşında).
0
sui
(12.02.09)
(bkz: Ekmel Özbay) olabilir: en.wikipedia.org
0
crown
(12.02.09)
prof. dr. hasan gürbüz vefat ettiği sıralarda onun için böyle bir şey söyleniyordu. kendisi 96'da vefat etmişti, yanlış hatırlamıyorsam 36 yaşında prof. olmuştu. küçük bi googling yaptım ama cv falan bişey çıkmadı. 13 yıl geçmiş tabi üzerinden arada başkaları da çıkmış olabilir.
0
light beam
(12.02.09)
@crown; phd sini o da stanford'dan almış, Türkiye'deki bir üni.den en erken yaşında alan kim diye soruluyor anladıgım kadarıyla.

edit: gerçi tamamına bakmamışım sayfanın, sanırım 95te bilkente prof. olarak başlamış. eğer bu seferde yanlış bakmadıysam 29 yaşında prof olmuş, evet o olabilir.
0
light beam
(12.02.09)
emre alkin olabilir
0
alkolikfedai
(12.02.09)
benim aklımda necmettin erbakan diye kalmış ama bilemiyorum.39 yaşında profesör ünvanı almıştır kendisi bildiğim kadarıyla.
0
vampyria
(12.02.09)
ibrahim akduman var itü elektrik elektronik fakültesinde 35 yaşında profç olmuş.
0
barfilozofu
(12.02.09)
(6)

ilim-bilim farkı gibi ama değil

light beam
ingilizce'de bunlar nasıl kullanılıyor. sözlükte tsan chan 2sinin aynı şey oldugunu söylemiş ama, mesela bilim adamı için scientist diyoruz tamam ama soyal bilimci için de geçerli mi aynı şey, bence değil gibi ama bilemedim. gerçi burada kendimle çelişmişim sosyal bilimci dediğime göre tsan chan'ın
ingilizce'de bunlar nasıl kullanılıyor. sözlükte tsan chan 2sinin aynı şey oldugunu söylemiş ama, mesela bilim adamı için scientist diyoruz tamam ama soyal bilimci için de geçerli mi aynı şey, bence değil gibi ama bilemedim. gerçi burada kendimle çelişmişim sosyal bilimci dediğime göre tsan chan'ın dediği şeye geliyorum.

bir de ilim adamı'nı ingilizceye nasıl çeviririz? "man of letter" demiş netteki sözlüklerden biri bunun için ama ondan da emin olamadım.

bir de bilim için yine "science" derken, ilim için "knowledge", veya "theoretical knowledge" dememiz yanlış mı olur?
0
light beam
(12.02.09)
benim bildiğim ilim adamı diye bir kullanım yok. bilimle ilim birbirini tam olarak karşılıyor. muhtemelen "ilim" kelimesini biraz daha sözel/fikirsel alanda görmenizin sebebi ilmiye kelimesidir. fikrimi belirmiş olayım, kesin bir bilgiden bahsetmiyorum.
0
surtunme kuvveti
(12.02.09)
Sosyal bilimciler için de scientist kullanılır tabii, niye kullanılmasın? Social sciences diye geçiyor zaten. Öbürüne de natural sciences denir genelde. Gerçi biz makale falan yazarken scientist kelimesi yerine researcher'ı tercih ederiz ama fen bilimleri için de böyle zaten bu.
0
sui
(12.02.09)
ilim adamından kastedilen âlim aslında. ve scientist demek uygun olmayacak gibi kullanacağım yerde, onun için sordum. social sciences vb. kullanımları biliyorum ama dediğim gibi sanki bir kelime olmalı ve "hah bu kelime" diyecekmişim gibi geliyor.
0
🌸light beam
(12.02.09)
scientist için thesaurus sonuçları:

analyst, chemist, examiner, expert, lab technician, physicist, prober, tester, inquisitor, investigator, querier, quester, questioner, researcher
0
sui
(12.02.09)
scholar ilim adamini karsiliyor gibi sanki. man of science, man of letters kullanimlari var ama onlar daha edebi anlatimlar icin uygun.

bana ilim bir konudaki uzmanlik gibi geldi, bilim olmayanlar ilimler mümkün gibi sanki, gizli ilimler diyoruz, simya ilimi diyoruz ama bunlar icin bilim kullanmiyoruz. bilim daha kurumsal ve metodolojik bir anlama sahip. bu sebeple ilim icin theoretical knowledge demek dogru olmayabilir.
0
atmacaged
(12.02.09)
ben çıkmadan yazdım zannediyordum, ki yazmıştım da demek ki gönder'e basmamışım, öncelikle cevap verenlere çok teşekkür ederim, scholar'da karar kılmıştım ben de, sözelci bir arkadasa da sordum o da makalelerde scholar şeklinde geçiyor dedi (yani dediğim gibi atıyorum 7. yyda yaşayan bir âlim için), atmacaged de aynı şeyi söylemiş. ilim için knowledge bence de karşılamaz, o an için olabilir mi demiştim de düşününce olmuyor cık.
0
🌸light beam
(12.02.09)
(8)

İzmir - İstanbul arasında (tam arada)

karapolisnas
Kız arkadaşım istanbulda, ben de izmirdeyim bir süre için.Romantiklik yapıp arada buluşasımız geldi, maksat 8 saat yol gitmesin biri, biraz da zamandan kazanalım.biri 3.5 saat diğeri de 3.5 saat gelsin ortada buluşalım dedik mesela.Susurluk'a denk geliyor sanırım ama orada da otobüsten inip nerde ka
Kız arkadaşım istanbulda, ben de izmirdeyim bir süre için.

Romantiklik yapıp arada buluşasımız geldi, maksat 8 saat yol gitmesin biri, biraz da zamandan kazanalım.

biri 3.5 saat diğeri de 3.5 saat gelsin ortada buluşalım dedik mesela.

Susurluk'a denk geliyor sanırım ama orada da otobüsten inip nerde kalcaz ki bi gece bile olsa. Mesela şu ulusoy'un veya varan'ın veya kamil koç'un tesislerinde otel var mı?

Hı?
0
karapolisnas
(12.02.09)
3.5 saat için yapacağınız masraf mantıksız gözüktü bana daha fazla yol parası daha fazla konaklama masrafı.. vardır mutlaka ama bana saçma gözüktü.

www.balikesirrehber.org
0
atrin
(12.02.09)
Susurluk taraflarinda degil de; Ayvalik, Edremit taraflarinda bulusmaniz bana daha mantikli gibi geldi. Hem kis sezonunda kalinacak otel ya da pansiyonlarin fiyatlari daha uygun olabilir.
0
trimpot
(12.02.09)
Zaten izmirden 2.5 istanbuldan 5.5 saat sürüyormuş, evet çok mantıklı değil.

başka öneriler?
0
🌸karapolisnas
(12.02.09)
@trimpot, istanbul - ayvalık zaten 7-8 saat yol. orası ters bence.
0
cevaps
(12.02.09)
Bursa civarında buluşun bence. Gerçi oralarda (tabii buna Balıkesir de dahil), evlilik cüzdanı arızası çıkarmayacak uygun fiyatlı yer nasıl bulursunuz bilemem.
0
sui
(12.02.09)
sorunuzu cevabı değil ama biraz erken gidiş dönüş uçak bileti alıp biriniz diğerinizin yanına gitseniz hem daha karlı hem daha rahat olur.
0
geldiler
(12.02.09)
atlas jetle uğraşana kadar, pegasus diye bir nimet var yurdum topraklarında. istanbul -izmir 45 lira idi. şimdi kampanyalarla filan daha da düştü.pegasus yurtiçinde anormal ucuz zaten. atrincan doğru söylemiş valla, buluşup edip, otel bulup kalıp, bin türlü teraneyle uğraşana kadar atlar gideirm uçakla. 1 saatte ordasın.
0
3200
(12.02.09)
canakkale de bulusabilirsiniz. tam ortasi sayilir yine, romantik ortam icin daha cok secenek ve daha cok otel var.
0
atmacaged
(12.02.09)
(5)

su satan çocuk temalı garanti reklamı

babil baligi
selamlar.yıllar yıllar önce "su soğuk su" diye bağırıp duran bir çocuk vardı garanti reklamında. yavaş yavaş işi büyütüp, gidip paralarını garantiye yatırıyordu, bişeyler yapıyordu. müziği neydi ki o reklamın, hatırlayan var mı?
selamlar.

yıllar yıllar önce "su soğuk su" diye bağırıp duran bir çocuk vardı garanti reklamında. yavaş yavaş işi büyütüp, gidip paralarını garantiye yatırıyordu, bişeyler yapıyordu. müziği neydi ki o reklamın, hatırlayan var mı?
0
babil baligi
(11.02.09)
müziği melih kibar'a aitti diye hatırlıyorum.
0
coolcatisi
(11.02.09)
melih kibar'ın ama, adı neydi müziğin....

edit (bkz: sucu çocuk)

edit2: www.youtube.com şurda temiz bi versiyonu var 4 dakikalık.
0
kobuzchu kiz
(11.02.09)
adı sucu çocuk diye geçer genelde ben de hep öyle bilirim adını.
0
tepedeki psychedelic adam
(11.02.09)
artikbenimdebirvolvomvar
(12.02.09)
(9)

kutu süt

papado
kutu süt almıştım 2 hafta önce. hiç açılmadan mutfakta kaloriferin yakınında kalmış. 27-28 derecede 2 hafta bekleyen kutu süt bozulmuş mudur?bazı marketler bunları dolapta bazıları ulu orta sergiliyor? hangisi doğru? oda sıcaklığında filan bozulur mu bunlar?
kutu süt almıştım 2 hafta önce. hiç açılmadan mutfakta kaloriferin yakınında kalmış. 27-28 derecede 2 hafta bekleyen kutu süt bozulmuş mudur?
bazı marketler bunları dolapta bazıları ulu orta sergiliyor? hangisi doğru? oda sıcaklığında filan bozulur mu bunlar?
0
papado
(11.02.09)
son kullanma tarihi ne diyor bu konuda. ayrıca bir kutu süt için ölmeye değmez bence.
0
generic
(11.02.09)
uzun ömürlü pastorize sütse bir şey olmamştır.
0
henry gale
(11.02.09)
son kullanma tarihi gecmemisse bisey olmaz acilmadigi icin
0
orange coffee
(11.02.09)
sütü açıp tadına bakın en kısa yolu. bence de bozulmamıştır.
0
nesenbilneben
(11.02.09)
Açılmadıysa bozulmaması lazım. Yoksa yazın bütün kutu sütlerin bozulması lazım gelir, bu memleketin İzmir'i var, Adana'sı var, 45 derece oluyo yazın hava.
0
sui
(11.02.09)
açıp bakarsanız kesildiğini göreceksiniz.
0
elbar
(11.02.09)
sütü kaynatıp bakabilirsin. cezveye bir miktar süt koy ocağa at. eğer sorunsuz kaynıyorsa bişey olmamıştır. bozulduysa zaten kesilir süt. lor peyniri gibi olur. bu şekilde son kullanma tarihi geçmiş süt tüketmişliğim var.
0
Omayra
(11.02.09)
kafadan bozulmuştur. aslında çok daha fazla dayanır ama kalorifer üzerinde değil...
aç, tadına bakmadan kokla ki, kusma.

not: kaorifer yakını demişsin, o kadar da yakın değilse, oda sıcaklığında bir şey olmaz.

uzatmayalım, benim diyeceğimin özü, kokla, kokla, kokla.
0
delikan76
(12.02.09)
o şimdiye 27- 28 kere kesilmiştir. at çöpe gitsin.
0
fundamental
(12.02.09)
(12)

otomatik 206 alsam..

sezaryan
kelepir bi peugot 206 dustu 2004 model otomatik vites..nasil bir arabadir otomatik oldugu icin cok yakar mi? genelde peugot alinmaz deniyor sizce alinir mi? fiyat 13 bin
kelepir bi peugot 206 dustu 2004 model otomatik vites..nasil bir arabadir otomatik oldugu icin cok yakar mi? genelde peugot alinmaz deniyor sizce alinir mi? fiyat 13 bin
0
sezaryan
(11.02.09)
4 yıl kullandım otomatik vites peo 206. Rahatlıkla benzin içtiğini, hatta genelde fondiplediğini söyleyebilirim. Ayrıca pek de tekin bir araba değildi...
0
endless dream
(11.02.09)
otomatik araba alınır, peugeot alınmaz.

ayrıca otomatik arabaya kadın arabası diyen insanlara ögggk!
0
atrin
(11.02.09)
Manuel vites 206mız var 2001 model, 1.4. 6 lt falan yakıyor yanlış hatırlamıyorsam, içmese de tüketim konusunda daha ekonomik arabalar var tabii piyasada. Çok güvenilir değildir, 180 basmaya kalkmayın yani. Çeşme otobanında 150-160'ı gördüğünüzde elinizden her an kaçıverecek hissi verir, ama 150 de yapmayın zaten hiç bir arabayla manyak değilseniz. Şehir arabasıdır, her yere giriverir, çıkıverir, o açıdan çok rahattır. Bence şık bir arabadır. Bir de gıcırdar bu araba, Fransız işte. Her yeri gıcırdayabilir, mümkündür.
0
sui
(11.02.09)
şehir içi ise otomatik araba daha tercih edilir. hatta abd'de manual araba bile bulamazsınız.
ama peugeot bana pek güven vermiyor o ayrı.
0
papado
(11.02.09)
206 çok kullanışlı bir araba değildir.Çok dar olmakla beraber iç dizaynda kullanılan bakalitler çok sert ve ses yapıyor.Saçma sapan sorunlar çıkartabiliyor. Otomatik vitese gelince hem çok yakar hem bakımı çok pahalı olur. Eğer uzun yol için kullanılıcaksada devir problemi yaratabilir,(sollama ve rampalarda). araba alırken kaç km olduğu, bakımının ne zaman yapıldığına dikkat edin. yukarda dediğim gibi otomatik vites arabanın bakımı pahalıdır çok fazla bakım masrafı çıkarabilir. tanıdık bir yere veya teknik servis ücreti verip bir peugeot bayisine gösterin.
0
sforza
(11.02.09)
206 hdi alırsanız bir depoyla dünya turuna çıkarsın fakat otomatiğini bilmiyorum. Araba kağıttan bir araba olduğundan eğer şehiriçi kullanıyorsanız uygun yoksa arkadaşların da belirttiği gibi biraz sorunlu bir araç ve kesinlikle güvensiz. Bu arada 13000 vereceğinize 15000-17000 arasında 2006 model 206 hdi bulabilirsiniz. Bizim temiz arabamızı 16500 e güç bela sattık 50000 kmdeydi.
0
elishafanz
(11.02.09)
3 bin daha eklesen 2004 hatta belki 2005 model corsa dizel easytronic alırsın. ben geçen yaz aldım, gayette memnunum. fransız' a girme pek, alman' dan şaşma derim.
0
hevipeyra
(11.02.09)
@hevipeyra haklı bence de. 2-3 bin tl daha koyup corsa alamaya bak derim bende.
0
barfilozofu
(11.02.09)
Şu benzin olayını daha açık yazayım. Her gün 29 km yol geliş gidiş(yani günde 58 km). 2 haftada benzin bitiyordu. Başka hiçbir yere gitmeyerek denedim bunu.Her depo 120 milyona doluyordu(o zamanlar milyon vardı). Şimdiki arabamla(yaris,otomatik,dizel) aynı mesafe gidip gelerek ayda 1 benzin alıyorum. Ve depo 90 milyona doluyor. Artık siz karar verin.

Ha ayrıca Alman veya Japondan şaşmayın derim ben. Güvenlik ciddi anlamda önemli. Mesela pejo biraz şiddetli rüzgar çıktığında ciddi anlamda sarsılır, gemide gider gibi olursunuz. Kavrayışı çok kötüdür, 70'le viraj hayaldir. Yedek parçalarda sıkıntı yaşanır. 1-2 ay parça beklediğimi hatırlıyorum (sağ ön kapı). Ford Fiesta'ları düşünün, Yaris düşünün veya arkadaşlar Corsa demiş... Pejo'dan vazgeçin bence.
0
endless dream
(11.02.09)
ben de 2004 dizel corsa nın yakışını söyleyeyim. bir depo, ikaz ışığı yanınca 110 liraya falan doluyor ve şehir içinde 750 km falan yapılıyor. yani yaklaşık 0.145 ytl/km yakıyor benimki şu an.
0
hevipeyra
(11.02.09)
Bende de otomastik vites peugeot 206 var. Evet gerçekten çok benzin yakıyor, kitapçığında bile şehir içi yakıt harcaması 9.5lt/100km olarak gözüküyor ama sırf otomatik vitesi için alınır çünkü klasmanında sadece peugeotlar porsche nin tasarımı olan tiptronic vites kullanır. Bu vites tam otomatiktir diğer markalar easytronic, ASM, quickshift filan gibi adlara sahip yarı-otomatik vites kullanır. Ne fark var demeyin yarı otomatik vitesler hem çok sorunludur hep arıza çıkarır hem de otomatik vitesin rahatlığını veremez!
0
selimse
(12.02.09)
"piyasadaki aynı sınıftaki tüm otomatik denilenler aslen yarı otomatiktir" gibi bir şey denmiş, buna açıklık getireyim. aynı sınıftaki, hatta daha üst sınıflardaki dizel araçların çoğunluğu yarı otomatik dediğimiz şanzımana sahiptir evet. aynı sınıftaki benzinli otomatiklerin ise hepsi bildiğimiz tam otomatik şanzımandır. yarı otomatik (asm, easytronic, d4d v.b.) denilen şanzımanlar aslen bildiğimiz düz arabalardaki debriyaj baskı balata sistemine sahiptir. servisin ve ustaların deyimiyle bir beyin vasıtası ile bu şanzıman sistemini otomatik gibi kullandırırlar. araçta aynen tam otomatik araçlar gibi debriyaj yoktur, vites geçişleri tam otomatiğe göre biraz daha serttir ve rampalarda vitesteyken hafif geri kaydırmaları dışında tam otomatikten kullanım olarak farkı yoktur. yakıt olarak tam otomatik araçlar düz vitesli araçlara göre daha fazla tüketirken, yarı otomatiklerde şanzıman aynı olduğu için tüketimde fark olmaz.

sorun olayına gelirsek, piyasada bu şanzımanı kullanan araçlardan sorunlu diyebileceğim tek model ford fiesta dır. bu araçta ford ne hikmetse dikiş tutturamamış ve en sonunda fiesta lardan asm dedikleri yarı otomatik şanzımanı kaldırmıştır. diğer marka ve model hiç bir araçta bilinen kronik bir yarı otomatik şanzıman problemi yoktur. oluşan sorunlardaki olası masraflar ise tam otomatik şanzımana göre hemen hemen aynı ya da modeline göre daha azdır.

yarı otomatik şanzımanlı olarak fiesta, corsa c, yeni kasa ve eski kasa toyota corolla kullandım ve fiesta hariç hepsi de oldukça keyifliydi. gönül rahatlığıyla tavsiye ederim efendim. eğer corsa almak ile ilgili kafanızda bir fikir gelişirse daha detaylı bilgiyi aşağıdaki linkte bulabilirsiniz. forumdaki insanlar oldukça hoş sohbet ve ayrıca oldukça yardımcı insanlar. ben aracımı alırken ciddi derecede faydaları ve etkileri olmuştur.

neyse çok uzattım, umarım istediğiniz gibi bir araca sahip olursunuz...

forum.donanimhaber.com
0
hevipeyra
(12.02.09)
(7)

Üniversite ders seçmeleri

zaugnakhaldun
Selamlar,Bir problemim var; ama kısaca "background" u anlatayım:İnternet üzerinden kafamıza göre ders seçimi yapabildiğimiz bir sistemimiz var. Benim de bölümden zorunlu olarak 4 tane ders almam gerekiyor. Bu dersleri de aynı "section" dan almam gerekiyor geçerli bir mazeretim olmadıkça. Geçerli seb
Selamlar,

Bir problemim var; ama kısaca "background" u anlatayım:


İnternet üzerinden kafamıza göre ders seçimi yapabildiğimiz bir sistemimiz var. Benim de bölümden zorunlu olarak 4 tane ders almam gerekiyor. Bu dersleri de aynı "section" dan almam gerekiyor geçerli bir mazeretim olmadıkça. Geçerli sebepler sunulduğu zaman (bu sebeplerden en önemlisi derslerin çakışması olur genelde) farklı sectionlardan ders alınmasına izin veriyor bölüm. Böyle bir şey yoksa reddediyorlar programı.

Ben de 3 dersimi aynı sectiondan, 1 dersimi farklı sectiondan almak istiyorum (hatta aldım ve onaya da gönderdim). Farklı sectiondan alma sebebim hocayla yıldızımızın barışmaması, dolayısıyla çakışma gibi bir şey bulunmuyor. Bugün de bölüme gidip konuşacağım, "ben bu dersi bu sectiondan alabilir miyim?" diye; ama elimde geçerli bir sebep olması lazım.

Ne dersiniz, nasıl bir sebep sunabilirim ki kabul edilir isteğim?


edit: Bu arada belirtmeyi unuttum.


Aynı dersin farklı sectionlarından bahsediyoruz.

Toplamda 3 saatlik bir ders, ilk iki saati iki sectionda da aynı gün/aynı saat. Diğer saati farklı gün/saatte ama çakışma falan yaratmıyor.
0
zaugnakhaldun
(11.02.09)
"O gün o saatte ornitorenk besleme kursumun dersleri var" gibi bir şey olabilir. Tabi bir kurstan "evet bu kişi bizim öğrencimizdir, şu günlerde bu saatlerde dersi vardır" gibi bir belge de inandırıcılığı arttırır. Onun dışında çakışma sağlayacak bir ders al, daha sonra programın onaylanınca o sırf çakışma oluşsun diye aldığın dersi drop et :)
0
crown
(11.02.09)
Son dakikada git, ya da bugün değil de yarın öbür gün git (hani illa bugün gitmen gerekmiyorsa) öbür sectionda kota dolu yer kalmadı de.

Ya da hocaya gitmen gerektiği zaman diliminde kota falan dolu değilse ve hoca bunu izleyebiliyorsa, ben dersi alırken kota doluydu valla hocam de. Online sistem değil mi ya her an kotalar dolup boşalabilir nihayetinde. Şimdi de değişmiyor falan de.
0
sui
(11.02.09)
@crown

bir şey kursu ya da çalışma gibi başka bir program çıkartmaya çalışacağım bu gidişle. diğer derslere de baktım ama başka saatlerle çakışmayıp sadece bu dersle çakışan hiçbir ders yok:)

@sui

kota dolu falan diyemiyorum ne yazık ki, çünkü almak istemediğim sectiondaki hocadan kimse ders almak istemiyor şu anda, bizim section 24/24 iken diğer section 20/24 :)
0
🌸zaugnakhaldun
(11.02.09)
Hoca kim, danışman kim? Boun sanıyorum ki bahsettiğimiz okul.

Bir de alttan dersin var mı, ya da DD/DC'n?
0
sui
(11.02.09)
boun'sa okul, kredisiz tenis falan alabilirsiniz. ilk aklıma tenis geldi de buna benzer bi sürü ders vardı, yogasından fitnessina kadar. veya crown'un da dediği gibi çakışma sağlayacak herhangi bir ders alıp add-drop haftasında bırakmak da bir çözüm tabi. tabii buradaki en önemli şey add-drop'ta drop etmeyi unutmamak.*
0
light beam
(11.02.09)
@lightbeam

Ahaha seninki de süpermiş:)


İyice bakındım ama başka bir ders yok ne yazık ki.

Bölüme Fransızca zorunlu olduğu için, "Fransızca kursuna gidiyorum fransızcam kötü olduğu için ve kurs ders saatiyle çakışıyor" gibi bir şey söylemeye karar verdim.
0
🌸zaugnakhaldun
(11.02.09)
almak istemediğin sectionla çakışan bir ders ekle. böylece zorunlu olarak istediğin sectiona kayıt yaptırırsın. sonra add/dropta eklediğin dummy dersi bırak.
0
gethsemane
(11.02.09)
(2)

üds - "fen bilimleri" mi "sosyal bilimler" mi?

kehanet
üds hakkında çeşitli başlıklar açılmış, lakin benim derdime derman orada bulamadım. başvurunun bitmesine sayılı saatler kalmışken, sizlere sormak istiyorum sevgili sozluk sakinleri...böyle kpdsds, uds gibi sınavlarla hiç işim olmadı. bugün de tesadüfen öğrendim; yüksek lisans için de işe yarar bir s
üds hakkında çeşitli başlıklar açılmış, lakin benim derdime derman orada bulamadım. başvurunun bitmesine sayılı saatler kalmışken, sizlere sormak istiyorum sevgili sozluk sakinleri...

böyle kpdsds, uds gibi sınavlarla hiç işim olmadı. bugün de tesadüfen öğrendim; yüksek lisans için de işe yarar bir sınavmış, toefl'a yedek olsun, hadi gireyim dedim.
yarın ücreti yatırıp başvuru yapacağım, ama sorunum şudur ki: sınav test alanı kısmını neye göre işaretleyeceğimi bilemedim. ben mühendislik mezunuyum, diğer binlerce meslektaşım gibi mühendislik yapmıyorum. ve yükseklisansımı da çalıştığım sektöre uygun olarak sosyal alanda yapacağım.

başvurken sınav alanını mezun olduğum bölüme göre mi, yoksa yükseklisans yapacağım alana göre mi işaretleyeceğim, bilemedim. geçen seneden biraz örneklere baktım, iki bölüm de zor değil. ama işte "fen bilimleri" veya "sosyal bilimler" hangisini seçmem lazım ki acaba?? basvuru rehberinde de bunu aciklamamislar :(

yarına kadar vereceğiniz tüm cevapların, akademik hayatım için çok önemli katkıları olacak:)
teşekkürler :)
0
kehanet
(11.02.09)
selam
yuksek ogreniminize hangi alandan devam edecekseniz o alandan gireceksiniz ve muhendislik ile ilgili bir bolum dusunmediginiz icin siz sosyal bilimler alanindan girmelisiniz, mantik su, basvuracaginiz alan hangi kisma giriyorsa siz o kisimdan sorumlusunuz.
0
lejant
(11.02.09)
ÜDS sınav sonuç belgesinde sınava hangi alandan girdiğinizi de yazıyorlar. Bu konuda kitapçıkta bir şey yazıp yazmadığını bilemiyorum (yani yüksek lisansta hangi alan istiyorsanız o alandan girmelisiniz gibi kesin bir şey var mı bilemiyorum, o yüzden bu konuda kafadan bir şey atmayayım), ancak şunu söyleyebilirim mesela sosyal bilimlerden girerseniz paragraf soruları falan sosyal bilimlerle ilgili metinlerden geliyor ve lisansı da mesela sosyal bilimlerde yaptıysanız anlamak ve yorumlamak daha kolay oluyor.

Ben bugüne kadar bu alan seçmenin hep dili bugüne kadar kullandığımız alana yakın olması ile ilişkilendirmiştim açıkçası.
0
sui
(11.02.09)
(12)

Ne yapim de ev kirlenmesin

ermanen
Simdi eve ayakkabilariyla insanlar giriyor, e kalabalik da geldikleri icin tek tek cikar diyemiyorum, sonucta herkes birbirinin evine gidince boyle yapiyor, etrafimdakileri oyle gorunce ben de mecbur ayakkabimla giriyorum baskasinin evine, genelde parti durumlarinda tabi boyle, ama normal durumlarda
Simdi eve ayakkabilariyla insanlar giriyor, e kalabalik da geldikleri icin tek tek cikar diyemiyorum, sonucta herkes birbirinin evine gidince boyle yapiyor, etrafimdakileri oyle gorunce ben de mecbur ayakkabimla giriyorum baskasinin evine, genelde parti durumlarinda tabi boyle, ama normal durumlarda da boyle yapan cok.. simdi tek tek galos da giy diyemem insanlara, komik kacar, ayakkabilarla girmelerini engelleyemem yani kisaca, oyle bir yontem soyleyin ki ev kirlenmesin ya da en az kirlensin, zor bir denklem sanirim ama vardir belki degisik bir cozum, yere gecici olarak serilen, yere dosenebilen jelatin gibi seyler var mi mesela, garip seyler geliyor aklima artik, ne bilim boyle satarlar ya televizyon marketlerinde abudik gubidik seyler :P ayrica kapiya yazi assam komik mi olur sizce

bir de o ayakkabilarla bilimum pis yere basiliyor sonra eve giriliyor, evi temizlik malzemesiyle silince tam bir temizlik saglamis oluyor muyuz?

not: yazdiklarimdan temizlik delisi sanmayin, evde cop birikmis durumda su anda :) ama bu ayakkabi olayi kafami yordu valla...

edit: turkiye'de degilim, ev parke
0
ermanen
(11.02.09)
Kapinin onunde paspas var mi? Genelde insanlar cok misafir gelecegi zaman onun ustunde islak bir bez sererler. Kapidan giren oraya ayaklarini silip girince epey farkediyor.
0
wpi
(11.02.09)
kapı girişinde "çıkar şunları arkadaşım" demelisiniz. ev kiminse onun kuralı geçerlidir. "çok avrupai olduğumuz için eve çorapla girmek olur mu" diyenler olursa onlara da "siz hele bi sokağa tükürmeyi, sakızınızı yere atmayı, sigaranızın külünü camdan dökmeyi bırakın, o zaman eve isterseniz donsuz bile girebilirsiniz" deyin.

senin gittiğin evin ev sahibi ayakkabılarını çıkarmanı istese bozulur musun? bozulmazsan eğer çıkarılmasını istemen hakkındır.

edit: "siz" den "sen" e geçmem 1 paragraf sürmüş sadece, ne çabuk kaynaşıyorum değil mi? :)
0
hevipeyra
(11.02.09)
ılle de ayakkabıyla oturmak ısteyen ya galos gıysın ya da yanında yedek ayakkabı getırsın. gercı erkeklere gore dııl pek bu son soyledıgım. bence tek carenız her gelenın elıne daha gırıste bı cıft galos vermenız. hem ayakkabıyla eve gıren o pıslık sıradan bı temızleyecıyle de temızlenmez yanı ev dezenfekte olmaz. bence galosa alısın, alıstırın. ya da olmadı kapıya bır bez serın, ayakkabılarını sılsınler en azından.
0
think martini
(11.02.09)
galoş çok basit bi çözüm bencede
0
Merwish
(11.02.09)
evde halı mı var yoksa parke mi?

bence kapının önünde yeterince terlik, patik tarzı şeyler bulundursan ve mesela ne bilyim halı varsa halıyı yıkat et temiz olsun ya da parke varsa halı bul filan. değişiklik yaratip "bundan sonra boyle" moduna sokarsan yaparlar yahu misafir sonuçta. galoş muaynehane ortamina cevirir mantıklı değil. ama bizim de arkadaş durup dururken artik ayakkabısız girin abi dedi de üc senedir aynı eve ayakkabiyla giriyoruz insan alışmış vazgeçemiyor.
0
maersk
(11.02.09)
@hevipeyra'nın yorumu ve çözümü harikulade bence.

arkadaşlar belirtmiş ama ben de söyliyim. illa ayakkabılı takılıcaz diyorsanız, ya paspas olması gerek yada otomatik galoş geçiren aletler var. galoşmatik diyorlar. na şöle bişi;

www.tarkoilaclama.com.tr
0
crayze horse
(11.02.09)
benim anlamadigim ne zaman bu kadar avrupai olduk da insanlara ayakkabilarini cikartmalarini soylemekten utaniyoruz? dahasi, ne zaman ayakkabi ile eve girmek default oldu?

cok baska diyarlarda kaldim sanirim :/
0
nochristrequiress
(11.02.09)
türkiyede değilsen yapacak bir şey yok. ben eskiden sadece filmlerde olur sanırdım o eve ayakkabıyla girme olayını, ama değilmiş. ev hiç bir şekilde temizlenmiyor. kendi odamda bilumum temizlik malzemeleriyle denedim ancak bir sonuç yok. üzgünüm bu cevap için :P
bir de konusu açılınca bir türkiyede evde ayakkabı giymiyoruz dediğim zaman aaa neden demeleri var ki anlatamam..bize mi neden size mi neden diyesi gelliyor insanın..pisler bunlar.
0
neverending nightmare
(11.02.09)
kapiya yazi asmak hic komik degil, bir suru insan parti verdiginde falan kapisina yaziyor. yazin siz de shoes off please diye. alissinlar. hatta suraya bir bakin: shoesoffatthedoorplease.blogspot.com

bir de, eviniz parkeyse, soyle cok dandik halilar var, cevresi overloklu halifleks gibi bisey, cok da ucuz. insanlar gelince ortaya onlardan serebilirsiniz, kirlenecek alani minimuma indirir, parkeyi de korur. ama yerlerde hali yoksa, saglam bir temizlikle (boyle camasir sulu bir temizlik) zaten ev temiz olur bence.
0
nazenin
(11.02.09)
Prof. Dr. Erkan Topuz'a göre eve ayakkabı ile girmek evin içerisine pestisitlerin girmesine yol açan ve kansere zemin hazırlayan en önemli faktörlerden biriymiş. Ben sokmam özetle.
0
sui
(11.02.09)
kapıya terlikleri dizin. eşek değiller herhalde.
0
trocero
(11.02.09)
4-5 kisi geldiklerinde terlikleri dizeledigim icin gorup giyiyorlar az kisi olunca daha saygili oluyorlar ama 15-20 kisi gelince hayatta da kimse ayakkabi cikarmaya yanasmiyor sormadan daliyorlar, hatta baslarinda duruyordum normalde cikartsinlar diye sonra bir bakiyorum arada kaynayanlar olmus cikartmadan kacivermisler iceri, ayaklari kokuyor olabilir, coraplari pokemonlu, cirkin yirtik vb olabilir, yada useniyorlardir :) ben de farkettim ki bazen baskasinin evine gittigimde iki saat uzun cizmemi cikartmaya falan useniyorum. cikartma dediklerinde memnun oluyorum :)
bir de benim evim eskiden halifleksti, esas o cok bakteri yuvasiydi soktuk attik laminat yaptik, evde hic hali yok su an surekli ev ayakkabisiyla terlikle takiliyoruz ama mutluyuz, en azindan kolay temizleniyor.
kapinin onune islak bez+kuru bez. galos bence hic hos bi cozum degil otellerde olan tek giyimlik terlik tarzi seyler daha mantikli. partiden once hali varsa evde onlari kaldirin. partiden sonra camasir suyu vs gibi dezenfekte maddesi atin silme suyuna (her zaman atmayin parke mahvolur) gayet guzel olur pestisitler de ölür ölmezlerse de beraber yasamayi ogrenirsiniz copteki bilimum küf mantari bakteri vb yle yasamayi ogrendiginiz gibi :)
0
eick
(11.02.09)
(5)

Üds Hangi Bankaya Yatırılacak?

sharon and hope
Akbanka gittim almadılar, akbanktı diye hatırlıyordum oysa. Bir de yarın son gün. Şimdi benim para yatırma filan yarına kaldı, nolur?
Akbanka gittim almadılar, akbanktı diye hatırlıyordum oysa. Bir de yarın son gün. Şimdi benim para yatırma filan yarına kaldı, nolur?
0
sharon and hope
(10.02.09)
ziraat
halk
vakıf

bu üçünü kullanarak şube veya internet bankacılığıyla yapabilirsin.

garanti'nin sadece internet bankacılığını kullanabilirsin.
0
abtash
(10.02.09)
Ziraat her zaman alır böyle şeyleri.
0
sui
(10.02.09)
benim bildiğim kadarıyla parayı 1 gün önceden yatırman gerekiyor. bir araştır bence.
0
111
(10.02.09)
parayı 1 gün önce falan yatırman gerekmiyor. yatırdığın an işlem yapabilirsin. eskiden sabah yatırınca öğle'den sonra gel diyorlardı artık o da yok. daha bugün kayıt yaptım.


parayı yatırdıktan sonra da
www.osym.gov.tr

şuradan aday bilgi formunu doldurup öyle git temsilciliğe, yoksa kapıdan dönersin.
0
abtash
(10.02.09)
ziraate yatırdım geldim, teşekkürler.

çok sağol, o formu da doldurayım.
0
🌸sharon and hope
(10.02.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.