Giriş
(4)

ales'e nasıl hazırlanmak lazım?

lamneth
evet ales'e nasıl hazırlanmak gerekir? kütük gibi olan ales kitaplarından alıp test çözmek şart mıdır? eğer şartsa hangi yayınevi önerebilirsiniz?bu arada elektrik-eletronik mühendisliğinde son senem.
evet ales'e nasıl hazırlanmak gerekir? kütük gibi olan ales kitaplarından alıp test çözmek şart mıdır? eğer şartsa hangi yayınevi önerebilirsiniz?

bu arada elektrik-eletronik mühendisliğinde son senem.
0
lamneth
(16.01.10)
internette gecmiş yılların sorularını bulabileceğin siteler var.oradan testleri indirip çöz, kendini eksik hissettiğin konulara da herhangi bir öss kitabından calısırsın
0
keah
(16.01.10)
Evvela geçmiş yıllardan birkaç tane sınav çözüp eksik konuları ya da yavaş olunan kısımları belirleyip onlar üzerine farklı sorular çözebilirsin. Ardından da tüm çıkmış sınavları çözerek hız kazanabilirsin.
Şimdiden başarılar;)
0
Kukuman
(16.01.10)
Mühendislik öğrencisinin Alese hazırlanacak bir durumu yoktur, bir tek soru tiplerine bakın ve sınavda elinizden geldiğince hızlı olmaya çalışın.
0
sui
(16.01.10)
yukarıda arkadaşların yaptıklarından farklı birşey söylemeyeceğim aslında ama eğer türkçe paragraflarıyla problemli bir öğrenci ola gelmişsen mutlaka çıkmış son 2-3 alesi çöz, yoksa ortalama bir mühendislik öğrencisi anormal bir durum olmazsa min. 80-85 alır alesten..
0
mchslmdnc
(27.01.10)
(4)

Lojistik MYO

ronniett
aradaşlar lojistik myo dan mezun olunduktan sonra tam olarak ne gibi iş imkanı doğuyor bilenleriniz yardımcı olabilir mi? bu konuda cevap alamadım şimdiye kadar `: :/`yahut türkiye de lojistik'in 4 yıllığı var mıdır?
aradaşlar lojistik myo dan mezun olunduktan sonra tam olarak ne gibi iş imkanı doğuyor bilenleriniz yardımcı olabilir mi? bu konuda cevap alamadım şimdiye kadar *
yahut türkiye de lojistik'in 4 yıllığı var mıdır?
0
ronniett
(12.01.10)
iş fırsatlarını bilemiyorum ama istanbul üniversitesi avcılar kampüsünde 4 yıllık bölümü var.
0
oscar wilderness
(12.01.10)
İzmir Ekonomi Üniversitesinde Lojistik Yönetimi 4 yıllık var, ben kurdum diye demiyorum süper bölümdür.

Çıkınca 3. parti lojistik şirketlerinde çalışabileceğin gibi, herhangi bir şirketin lojistik departmanında da görev alabilirsin. Zaten araştırmışsındır, lojistik taşımacılık demek değil. Her türlü ürünün hammaddeden tüketiciye ulaşana kadar geçirdiği aşamaların yönetimi ki, bunun içine stok yönetimi, depolama, taşımacılık, sipariş işleme ve bilgi sistemleri vb. her bir halt giriyor.
0
sui
(12.01.10)
çok çok teşekkürler en azından kafamda şekillendi bu lojistik okuma meselesi :)
0
🌸ronniett
(12.01.10)
Selam, Lojistik okudum mezun olduktan sonra belli yerlere başvurularımı yaptım kendini bu alanda geliştirirsen çok güzel iş imkanları var, ben şuan halihazırda (git:www.tetalog.com) şirketinin bünyesinde çalışıyorum sizde bu şirkete ve bunun gibi şirketlere başvurunuzu cv yollayıp yapabilirsiniz.
0
spacenet
(09.09.22)
(4)

Dip not

alfred james
Dönem projelerinde, tezlerde, bilimsel makalelerde... yapılan alıntılarda dip not kullanılıyor veya paragrafın sonunda parantez içinde alıntı yapılan kaynağı belirtiyoruz. Bu ikisinin ayrımını neye göre yapıyoruz?
Dönem projelerinde, tezlerde, bilimsel makalelerde... yapılan alıntılarda dip not kullanılıyor veya paragrafın sonunda parantez içinde alıntı yapılan kaynağı belirtiyoruz. Bu ikisinin ayrımını neye göre yapıyoruz?
0
alfred james
(12.01.10)
ikisinden birini seçiyorsun, ya alıntı yaptıktan sonra parantez açar alıntı kaynaını yazarsın ya da alıntıdan sonra ufak bir rakam ile sayfanın aşağısına alıntıyı açıklarsın, biri abd metodu, biri eu metodu idi sanırım.
0
alchemistt
(12.01.10)
Footnote deniyor onlara.. Paragraf degil de kucuk font sayilar kullanilir genelde makalelerde. Word'de otomatik olarak yapabilirsiniz (Insert > References > footnote)
0
yilmazyildirim
(12.01.10)
artık genelde parantez içindeki versiyon kullanılıyor. hem yazan hem okuyan için kolaylık. eğer okul vs başka türlü belirtmediyse bunu kullanmanı tavsiye ederim.
0
no avalon
(12.01.10)
Üniversitenin tez yazım kılavuzu baz alınır böyle durumlarda. Orada hangisini önermişse ona göre yazarsınız.
0
sui
(12.01.10)
(6)

Bu Font Nedir?

godless frog
Yandaki resimde görmüş olacağınızı umduğum fontun adı nedir?nerden bulunur?
Yandaki resimde görmüş olacağınızı umduğum fontun adı nedir?
nerden bulunur?
0
godless frog
(09.01.10)
new.myfonts.com
muhtemelen o logoda bazi uzayan kisimlari kirpmislar (N'deki misal)
0
sourlemonade
(09.01.10)
sağolasın assert-h
ama benim bir de bu fontu bulmam lazım acil.
nereden bulabilirim?
0
🌸godless frog
(09.01.10)
dafont ?
0
bryan fury
(09.01.10)
dafont'da yok
paralı font.
0
🌸godless frog
(09.01.10)
www.uoregon.edu

ragtime.ttf var orada, o olsa gerek.
0
sui
(09.01.10)
o da değil.
logoyu yapan ajans ulaştırdı fontu bana sağolsun.
hallettim sorunumu.
teşekkür ettim size de.
0
🌸godless frog
(15.01.10)
(9)

Mayo? Bu Mevsimde? Çocuk İçin...

delikan76
Aşağıda bir hanımefendi bikini sormuş, oradan aklıma geldi, ya bizim evde kriz oldu bu. Mevsimi değil, bizim oğlana bu mevsimde nereden mayo buluruz? Yakında yüzme dersinden atacaklar... :)Bayağı bir outlet bilmemne, markalı markasız gezdik, hep tıs, hep tıs.
Aşağıda bir hanımefendi bikini sormuş, oradan aklıma geldi, ya bizim evde kriz oldu bu. Mevsimi değil, bizim oğlana bu mevsimde nereden mayo buluruz? Yakında yüzme dersinden atacaklar... :)

Bayağı bir outlet bilmemne, markalı markasız gezdik, hep tıs, hep tıs.
0
delikan76
(08.01.10)
"Arena" diye bi şey var yok mu bi bayiisi İstanbul'da
yani şehir ne bilmiyorum ama.
olmadı amazona bi sipariş..?

arenanın "kid"lerimize göre ürünleri yok sanırım
arenayı kınarım eğer öyleyse
kın!
0
yinyang
(08.01.10)
Ankara Ulkealan'da zibil... :P
0
ucan sincap
(08.01.10)
şehir istanbul olacak, gezdiğim yerlerde birkaç arena corner'ı hatırlar gibiyim yoktu.
0
🌸delikan76
(08.01.10)
Ben de kış mevsimi aynı dertten müzdariptim ki, dün çözüme ulaştım. Kadıköy'de Boğa'dan Rıhtım'a doğru inerken sol tarafta bir pasaj var. İçinde de vitrini cadde üstünden görülebilen bir mayocu. Orda biraz dandik de olsa mayo, bikini, mayokini...vs. bulmak mümkün.

(Çocuk mayosu var mıdır emin olamadım yalnız, içime bir kurt düşmedi değil.)

Kolay gele...
0
martha
(08.01.10)
ayyıldız! hem makul fiyatlı, hem de her mevsim mayo vardır.
0
zkurmus
(08.01.10)
Bence spor marketlerine bakın. Kadıköy'de Rekor Spor var mesela ama mayo var mı bilmiyorum.
0
clementine
(08.01.10)
Havuzu kışın açık olan otellerin içinde hep bir ufak mağaza oluyor, onlarda da vardır, ama biraz tuzlu olur sanırım.
0
sui
(08.01.10)
gecen sene subatta fellik fellik yuzucu mayosu aramis ve sonunda bulmus biri olarak:

1. martha'nin dedigi yer
2. eminonu'nde misir carsisinin arkasindaki sokaklardaki ic camasircilar, gorunurde mayo olmasa da sorun, alt katlarinda envai cesit olabiliyor.

cocuk mayosu oldugundan ben de emin olamadim gerci...
0
hapax
(08.01.10)
(6)

turnitin hakkında

concon denetci
program hakkında bilgi sahibi olanlara sorum şu, hazırladığım paperi ne olur ne olmaz diyerek bi kere sokup çıkarmak istiyorum bu programa ki atıf durumumu göreyim. fakat sorun şu ki siteden nasıl kullanacağıma dair bi bilgi yok. nasıl yapıcam? yapmalıyım? yapsam? yapabilirim? bu tür konuların usta
program hakkında bilgi sahibi olanlara sorum şu, hazırladığım paperi ne olur ne olmaz diyerek bi kere sokup çıkarmak istiyorum bu programa ki atıf durumumu göreyim. fakat sorun şu ki siteden nasıl kullanacağıma dair bi bilgi yok. nasıl yapıcam? yapmalıyım? yapsam? yapabilirim? bu tür konuların usta ismi "sui" başta olmak üzere sorum tüm eğitim aşıklarına..
0
concon denetci
(07.01.10)
Bildigim kadariyla, TurnItIn bireysel kullanimlara kapali. Bir kurumdaki es, dost vasitasiyla boyle bir sey yapmaniz mumkun. Simdi buraya "Kardes sen ne yazdigini bilmiyor musun?" temali mesajlar da gelecektir eminim; sizi anliyorum, cok uzun akademik eserde boyle arada bazen atifta bulundugunuz olup da not dusmemis olabiliyorsunuz (veya fikir akliniza oyle kaziniyor ki sanki sizinmis gibi oluor [oha!])... Eger boyle bir seyden supheleniyorsaniz (ki ben oyle anladim) iyisi mi konuyu hocaniza uygun bir dille aktarmaniz.
0
ucan sincap
(08.01.10)
esasında hocayla görüşmek için sormadım, kişisel yaptığım bi çalışma bu. o yönden bi sıkıntım yok dolayısıyla ama bi kez kontrol etmek istedim yine de. dediğin gibi oluyo gerçekten de, özellikle çok uzun zamandır bitemeyen bi çalışmaysa illa ki oluyo.

yardım için sağol.
0
🌸concon denetci
(08.01.10)
: ) abi eklersin eklemesine, okulun üyeliği varsa. ama sen sonradan götrüp hocaya o metni verirsen hoca da turnitin'e atarsa %100 çıkar, onu hocaya açıklaman gerekir ki senin önceden yüklediğin şey database'e ekleniyor ve onu "exclude" etmesi lazım rapora bakarken.
: ) ve yine, eğer bakmak istersen yükleyip bakabilirim, bu sefer şifre veremem üzgünüm :)
0
hayal bilgisi
(08.01.10)
Bizim okulun lisansı hala sürüyorsa (arada doğum iznine çıktım uzattılar mı ne yaptılar bilmiyorum), suicidia at cimeyıla bir at baktırayım.

Tabii bir de hayal bilgisinin dediği husus var. Ben baktırırsam, sonra hocan baktırdığında %100 alıntı çıkacak, çünkü daha önce attığımız database e işleniyor. Oh bebek süper işler bunlar :)
0
sui
(08.01.10)
@hayal bilgisi, abi nbr nasılsın, uzak kaldık gibi ama en kısa zaman yeni şifre taleplerimle geliyorum :))

@hayal bilgisi, sui; şimdi bu programı kullanınca diyosunuz ki 2. bi şansın olmaz. aslında şöyle bi durum var, bu çalışma benim kişisel çalışmam, hoca sadece görüş bildirecek, şöyle yap şurayı düzelt gibi.. onlara karşı bi sorumluluğum yok, onların açısından da herhangi bir yükümlülük yok bu çalışma için. ama yine izlenim açısından düzgün bi çalışma göstermek istiyorum. neyse, neticede tek hakkım varsa, onu gerekirse hocayla kullanmak daha mantıklı heralde. yardım için teşekkür ederim ikinize de, iyi de seeneler ayrıca 8 gün gecikmeli :))
0
🌸concon denetci
(08.01.10)
@concon iyiyim abi sağol, görüşelim :))

ya şimdi şöyle bir durum var, sen tabi kişisel çalışmaysa girip bakabilirsin, ama tek sorun o hocanın bakmasında, hocayla birlikte bakarsan sorun olmaz, bu benim eski yüklediğim hali der onu çıkarırsın rapor bölümünden.
ya da hangi accounttan bakarsan, o okulun account admin'i turnitin'e mail atıp, "şu numaralı metni veritabanından siler misiniz?" derse siliyorlarmış, dün biri daha sormuştu, turnitin'e mail atıp öğrendim :)
eğer okulun yoksa turnitin aboneliği, dediğim gibi yine girip bakabilirim, sayfayı tüm haliyle screenshot alabilirim sanırım firefox eklentisiyle falan. olmadı yine bir şekilde hallederiz, ben sana student accountu açarım orada :)
0
hayal bilgisi
(09.01.10)
(7)

Diyelim ki kitap yazmak istiyor kişi..

canimnicknameyazmakistemiyor
Hiç yayıncı tanıdığı yok, daha önce kitap yazmışlığı yok. Sadece yazdıklarının işe yarar olup olmadıklarını öğrenmek istiyor. Neler yapmalı? Yani yazılmakta olan kitabın özetini yayın yönetmenlerine emaille yollamak kadar saçma başka bir fikir olabilir mi?
Hiç yayıncı tanıdığı yok, daha önce kitap yazmışlığı yok. Sadece yazdıklarının işe yarar olup olmadıklarını öğrenmek istiyor. Neler yapmalı?
Yani yazılmakta olan kitabın özetini yayın yönetmenlerine emaille yollamak kadar saçma başka bir fikir olabilir mi?
0
canimnicknameyazmakistemiyor
(05.01.10)
bakarsin çok saglam bisey yazmissindir e-mail falan atmadan önce noter tasdigi. saçma bi fikir de olabilir , bilemiyorum.
0
samfisher
(05.01.10)
noterden tescilletir once veya postayla falan daha ucuza oluyo bu işler onu yaptırsın sonra göndersin istediğine.
0
rurouni
(05.01.10)
bir bolumunu orijinal bir baslik altinda sozluge yazsan?
oyle bir kisim secilmeli ki sonu boyle lost bolumleri gibi acikta kalmali. sonra gelecek mesajlari beklersin.
0
cench
(05.01.10)
cench: güzel fikir:) ama yazılan çocuklar için masallar
0
🌸canimnicknameyazmakistemiyor
(05.01.10)
masallar icin; nette biraz arastirma yapip daha cok cocuklarin ziyaret ettigi siteler/forumlar bulabilirsin belki. var midir yok mudur hic bilmiyorum valla.
0
cench
(05.01.10)
selamlar,
öncelikle yayınları arasında çocuk kitaplarına yer veren yayınevlerini bul.
önceden çıkarmış oldukları bu yayınları incele. (yayınevini de incele, haklarında bir fikir sahibi olman iyi olur.)
senin yazdıklarına yakın kitaplar çıkarmış yayınevlerinden başlayarak bi liste oluştur.
adamlara mail yoluyla ulaş ve elinde çeşitli öyküler olduğunu vs anlat.
yazdıklarını listene ve aldığın geri dönüşlere göre her bir yayınevine gönder.

email ile yazdıklarının özetini yollaman hiçbir işe yaramaz. genelde adrese hard copy olarak istiyorlar. yazdıklarının üzerine yatacaklar diye de korkma bence. adamların işi bu ve yapacakları en son şey. noter tasdiği falan pahalı ve gereksiz bana sorarsan.
yazdıklarının bir veya birkaç bölümünü ekşi sözlük ya da vs gibi yerlere yazarsan bu yayınevleri için kabul edilemez bir şeydir diye düşünüyorum. çünkü bir sözleşme imzalaman durumunda tüm haklarını onlara devretmiş oluyorsun. buna alıntı yapma da dahil. daha önce topluma açık alanda bir kısmı da olsa yayınlanmış bir şeyi kabul etmeyebilirler.
0
oldtimer
(05.01.10)
Valla kitabın içeriği ne bilemiyorum ama benim de eşimin de bir kitabı var, benimkini editöre noter moter hiç bir şey yapmadan yolladık, kabul ettiler, bastılar, telif sıkıntısı olmadı. Eşiminki gönderdiği ikinci yayınevinde kabul edildi, onda da bir dalavare dönmedi. Bence kitabevinin kurumsallığıyla da çok alakalı, ikisi de bilinen yayınevleriydi.
0
sui
(05.01.10)
(1)

çeviri

namiokay
Kind Attention,Based on our investigation of your payment file, we want to find out if you're stillalive or have you signed any deed of assignment with ( Brain White) toreceive your fund?This is because your winning fund payment has been approved to be remited to you,*Note we approved GBP500,000,00
Kind Attention,

Based on our investigation of your payment file, we want to find out if you're still
alive or have you signed any deed of assignment with ( Brain White) to
receive your fund?

This is because your winning fund payment has been approved to be remited to you,

*Note we approved GBP500,000,00 it has been approved in your favor.
For payment do provide the above informations to this office as soon as possible

arkadaşlar böyle bi spam mesajı geldi ne demek istediğini söyleyebilir misiniz
[email protected]
0
namiokay
(04.01.10)
(bkz: nigerian money scam)

Dolandırıcılık kısaca, silin gitsin.
0
sui
(04.01.10)
(15)

Yalan Söyleyen Çocuk

lego
Bir yarışma düzenliyorduk, çocuklardan bir tanesi başkasının yaptığı eseri ben yaptım diyerek yarışmaya gönderdi. Nasıl yaklaşmak gerekir bu çocuğa? Onu kırmadan yaptığının yanlış olduğunu nasıl anlatırım? Bu işi daha önce bir kere daha yapmış olduğunu saptadım :(
Bir yarışma düzenliyorduk, çocuklardan bir tanesi başkasının yaptığı eseri ben yaptım diyerek yarışmaya gönderdi. Nasıl yaklaşmak gerekir bu çocuğa? Onu kırmadan yaptığının yanlış olduğunu nasıl anlatırım? Bu işi daha önce bir kere daha yapmış olduğunu saptadım :(
0
lego
(04.01.10)
oyle kirmadan falan degil aksine agzini burnunu kiricaksin adam olucak daha yapmiycak. anlamiyorum su modern ayaklarini. cocuk dedigin korkacak biraz yanlis yapmaktan. her yanlis yaptiginda aman iyi yaklasalim aman kirilmasin derseniz o cocuk ilerde parazit olur yavsak olur. agac yasken egilir derler. hirpala biraz.
0
kakoy
(04.01.10)
Teşekkürler cevap için ama ben başkalarının çocuğunu hırpalayacak pozisyonda değilim, kendi çocuğuma da öyle davranmam. Beni böyle yetiştirdiler ve sonucun pek de fena olmadığını düşünüyorum. Modern/medeni/bilimsel türde bir cevap arıyorum dersem sanırım biraz daha açıklayıcı olurum.
0
🌸lego
(04.01.10)
yahu bizide dovmedi kimse. de her zaman olurdu o korku. modern yaklasicam derken robot yapiyorsunuz bebeleri... bebede hakli. lan diyor nasilsa yaptigim hersey yanima kaliyor gene yaparim ben bunu diyor. sen dinle beni korkut bi sekilde illa vurmak zorunda degilsin.
0
kakoy
(04.01.10)
psikolojiden anlamam..çocuğu yaratıcı işlere daha çok yönlendirmelisin.çocuğa güzel olsun yada olmasın çeşitli görevler ver,kendisinin emek vermesini sağla ve yapığı işlerin iyi yanlarını göster.çocuğa yapacağı işlerde daha çok cesaret ve bunlardan zevk almasını sağlamalısın.
0
yol yemek ssg
(04.01.10)
Bunun cevabını öğrenmiş olmanız gerekirdi diye düşündüm ben de.
0
july14
(04.01.10)
çocuğa, kendi yaptığı bir resmi başkası gönderseydi nasıl hissedeceğini sorabilirsin. hırsızlığın sadece para çalmak olmadığını, başkasının yaptığı bir şeyi kendi yapmış gibi göstermenin de bir çeşit hırsızlık olduğunu anlatmak gerek. muhtemelen kendini kanıtlama çabası içinde, bir şekilde bir alanda iyi olduğunu göstermek istiyor, böylelikle anne-baba ilgisi çekmeye çalışıyor olabilir, yada anne-baba sürekli onu eleştiriyorsa, beğenmiyorsa, o da bu şekillde "ben başarılıyım" izlenimi vermeye çalışıyor olabilir. bu alanda ufak bir araştırma yapıp, duruma göre çocuğun gerçekten iyi olduğu bir konuya yönlenmesi sağlanabilir. hatta gerekirse ebeveynlerle görüşmek de gerekebilir.
not: psikolog yada pedegog değilim.
0
halanne
(04.01.10)
Yarışma zaten Lego ile tasarım yarışması, olayın özü yaratıcı bir şeylere yönlendirmek. Çocuğa söyleyeceğim şey utanmasına ve üzülüp gitmesine neden olabilir. Lego ile ilgisini kesebilir. Onun için ne diyeceğimi bilemedim.

a) Bu eserin sahibi bana mesaj attı, niye resimlerini kullandığını soruyor. Göstediklerinin sana ait olduğuna emin misin?
b) Yarışmayı yanlış anlamışsın, kendi yaptığımız şeylerle katılmamız gerekiyordu, başkasının yaptıklarıyla değil. Kendin bir şey hazırlamıyor musun?
c) Bu yaptığın hiç hoş bir şey değil, başkasının eserini alıp buraya kendinin gibi koymuşsun. Yarışmaya katılamazsın.
d) Yumruk, uçan tekme, karate chop, saç çekmek, cimciklemek
e) Bir kenara çekip özel olarak konuşmak, topluluk içinde olayı hissettirmemek.
f) Herkesin ortasında söyleyip utandırmak, ders vermek.
g) ...

Gibi hani?
0
🌸lego
(04.01.10)
Bence c. Yanlış bir şey yaptığını ve bu davranışın onun istediği bir şeye ulaşmasını engellediğini fark ettirin. Ağzını burnunu kırmak kötü ama, canım cicim de çok iyi değil bence.

P.S. Çocuk sahibi bir insanım, çocuğa gerektiğinde kızılması gerektiğine inananlardanım.
0
sui
(04.01.10)
Ödül de var fakat bana övgü için gibi geliyor. Ödül olmayan bir konuda da böyle yaptığını gördüm.

Ama bunun altında hemen ilgisiz ebeveynler, mutsuz çocuk gibi şeyler aramak gerekli mi acaba? Her çocuk yapmaz mı böyle şeyler? Hatta tamamen sağlıklı bir birey var oldu mu şu dünyada :D
0
🌸lego
(04.01.10)
bence kesinlikle baş başa konuşulmalı, başkalarının yanında asla çocuğa bişey söylenmemeli. önce b şıkkı, gelecek cevaba göre "ben yaptım" diye ısrar ederse a olabilir, kimin haklı olduğunu anlamak için gel aynı şeyi bi daha yapalım dersin.
başkasının yaptığını kabul ederse de c ile devam edersin.
not: hala psikolog yada pedagog değilim.
0
halanne
(04.01.10)
Ben öğretmen olduğunuzu düşünerek verdim o cevabı. Çocuk da olsa yalanın yüzüne vurulması, hoş bir davranış değil. Hayli de incitici. Bir çocuğu eğitirken de, toplum içinde değil de özel olarak konuşmak en doğrusu. Bunu anne babalar da böyle yapmalılar aslında. Yanlış davranışlarını, daha sonra çocuğa açıklayarak anlatmalılar. Yalan konusunda ise, yalanın kötü bir şey olduğunu, çocuğun kendisinin bulmasını sağlayacak örnekler verilmeli. Endrekt yollarla ve örneklerle, yalanın kötü bir şey olduğu, çocuğun zihnine yerleştirilmeli.
0
july14
(04.01.10)
belki çocuğun yaptığının yanlış olduğunu anlamasını bekleyemeyiz.ben sorun aile kaynaklı kendine güven eksikliği derim.
övgü mü?..kendi yapacağı şeylere güvenemiyor.çalışmalarını öv.
çalışmayı yaparken kontrol et gerekirse sen yardım et.

aklından dayak geçiriyorsan ben bilmem tabii.
0
yol yemek ssg
(04.01.10)
kimse çok önemli bir ayrıntıyı sormamış ben sorayım.
bu çocuk kaç yaşında?
0
coolcatisi
(04.01.10)
kakoy, kusura bakma ama dedigin tamamen sacmalik. asil senin onerdigin yontem (hirpalamak korkutmak) robot yetistirmeye yariyor. cocuk yaptigi seyin neden yanlis olabilecegiyle ilgili bir dusunce surecinden gecmeden zarar gorecegi sebebiyle senden korksa ne olur korkmasa ne olur? dusunsene, cocuk yanlis yapiyor, neden yanlis yaptigini anlamiyor ama senden korktugu icin yapmiyor. bu mudur cozumun yani? kimsenin bri tarafinda degil ki yaptigi, dogrusunu nasil ogretiriz diye ugrasiyor insanlar, nasil korkuturuz da yapmaz bir daha diye degil. yaptigi seyin reel anlamda kimseye bir zarari yok.
0
kurukafa
(04.01.10)
ne yaparsan yap neden yaptıgını bılsın , yanı baskasının emegını calarak bır basarı elde edemeyecegını anlasın.
kalbı kırılacak dıye korkma , kırılsın .. sonucta yaptıgı sey baskalarının kalbını kırıyor zaten bunu hıssetsın..
0
kennym
(04.01.10)
(6)

lord of the rings hakkında bilgi sahibi arkadaşlar...

theselfish
arkadaşlaryüzüklerin efendisinin bilinen 3 kitabı vardı zaten. bugün desilmarillonroverandomhurin'in çocuklarıhobbittehlikeli diyardan öyküler5 kitabını daha aldım tolkien in. şimdi ilk sorum bu kitaplar arasında yüzüklerin efendisiyle tamamen alakasız olan kitap var mı?ikinci sorum ise, hangi sıray
arkadaşlar

yüzüklerin efendisinin bilinen 3 kitabı vardı zaten. bugün de

silmarillon
roverandom
hurin'in çocukları
hobbit
tehlikeli diyardan öyküler

5 kitabını daha aldım tolkien in. şimdi

ilk sorum bu kitaplar arasında yüzüklerin efendisiyle tamamen alakasız olan kitap var mı?

ikinci sorum ise, hangi sırayla okumam gerekiyor bu kitapları. malum 3lemeyi okudum ama onu da dahil ederek bi sıralama yaparsanız süper olur...

üçüncü sorum; yüzüklerin efendisi ile alakalı başka kitaplar da var mı?

içinizden kitaplar hakkında yorum yapmak isteyen varsa da dinleyebilirim.

teşekkürler.
0
theselfish
(31.12.09)
en alakasız ikisi roverandom ve tehlikeli diyardan öyküler bu iki kitabı tolkien'in yarattığı dünyanın taslağı gibi okumak lazım.

bence ilk olarak hobit'i okuyarak başlayabilirsin. yüzüğün bilbonun eline nasıl geçtiğini anlatır. burada yüzüklerin efendisindeki bazı karakterleri de görmek mümkün.

daha sonra silmarillion'u oku. arda ve orta dünya'nın oluşumu hakkında bilgi edinmiş olursun.

hurin'in çocukları ise silmarillion'daki bir hikayenin uzatılmış şeklidir. bu kitabı silmarillion'dan sonra okuman daha iyi olur.
0
tembel degilim useniyorum
(31.12.09)
hobbit yüzüklerin efendisinin hemen öncesini, bilbonun yüzüğe sahip olmasını anlatır, serinin en zevk alarak okuduğum kitabıdır diyebilirim
0
reeper redeemer
(31.12.09)
Hurin'in çocuklarının sonu çok fenaydı diye hatırlıyorum, okuyalı epey oldu ama
0
reeper redeemer
(31.12.09)
Aslında sıra Silmarillion-Hobbit-Yüzüklerin Efendisidir. Ama Silmarillion'u baştan okursan "hö noluyo lan?" demen oldukça mümkün olduğu için, H-YE-S sırası nispeten daha iyi olabilir. Daha doğrusu aslında Silmarillion'u okuduktan sonra Yüzüklerin Efendisi'ni bir daha okumak gerekebiliyor :)

Bu kitaplardan sadece Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi J.R.R.Tolkien'in kendisinin nokta koyduğu kitaplardır. Diğerleri -Silmarillion, Hurinin Çocukları, Bitmemiş Hikayeler, Orta Dünya tarihi (12 cilttir, ilk ikisi Türkçeye çevrildi) vb.- oğlunun Tolkien'in el yazmalarından derlediği kitaplardır.

Bir de, eğer İngilizcen yeterliyse, orijinalinden oku derim ben. Yüzüklerin Efendisinin çevirisi oldukça iyi, ama Silmarillion için aynı şeyi söyleyemem, ve sanırım Silmarillion hangi dile çevrilirse çevrilsin orijinalindeki o lezzeti veremez.
0
sui
(31.12.09)
teşekkürler hepinize.

sevgili sui, şimdi şöyle bi durum var: yüzüklerin efendisi dünyasına az biraz aşinayım, 3lemeyi okuduğum, filmini de izlediğim için, hö! katsayım fazla yüksek olmayacaktır. sıralama da silmarillion la başlıyosa, onu okurum ilk diye düşünüyodum ama tembel değilim üşeniyorum da aynı şeyi söylemiş. hobbitle başlıycam gibi duruyo.

demek bu yzdıklarımdan başka orta dünya tarihi diye kitaplar da var. başka var mı acaba?

ingilizcem de ortalamanın hayli üstündedir ama bir kitap okumak için yeterli olacağını düşünmüyorum anlasam da zevk alamam gibi duruyo. altyazısız dizi izlemeye benzemez galiba. =)
0
🌸theselfish
(31.12.09)
Yüzüklerin Efendisini okuduysan eğer saldır Silmarillion'a... İlk okuyuşunda sonuna gelecek, "Vay be..." diyeceksin ancak bir hafta sonra "Fingolfin hangisiydi? Finwe kimin babasıydı lan?" diyerek kitabın başından alacak ve tarih dersi çalışır gibi bütün soyağaçlarına ve haritalara çalışarak okuyacak ve ilkinden daha fazla zevk alacaksın.

Silmarillion'u okuyunca büyük ihtimalle Yüzüklerin Efendisini okumak isteyeceksin, onu bitirince de tekrar Silmarillion okuyacaksın. Artık taşlar yerine oturdu derken Kayıp Öyküler Kitabı'nı edinecek ve bitirdikten sonra "Benim bildiğim Arda böyle değildi." diyeceksin ve Silmarillion'u bir daha okuyacaksın. :)

Tabii bu süreç içerisinde Hobbit'i bir kaç kez okuyabilirsin. Diğer kitaplara oranla daha bağımsız olduğu için okumak rahat olacak.

Yüzüklerin Efendisi ile ilgili diğer kitaplar ise;
"Hurin'in Çocukları" Silmarillion içindeki Turambar Turin'in hikayesini anlatan kısmın uzun hali.

"Güç yüzükleri üzerine" kitabı aslında orijinal Silmarillion kitabının son kısmı ama Türkiye'de ayrı bir kitap olarak basıldı.

Bir de Silmarillion'un temelleri olan öykülerin eski hallerinin bulunduğu "Kayıp Öyküler Kitabı" var.

Zaman içinde bunları de edinerek okuyabilirsin.
0
erchamion
(01.01.10)
(12)

çok okumak ve çok konuşmak arasındaki ilişki

migelo
var mıdır böyle bir ilişki? çok kitap okuyan insanların malum, dağarcıkları ve kelime hazneleri daha geniş. bu direkt çok konuşma biçiminde mi gösterir etkisini? yoksa çenesi düşüklük farklı, genlerle ilgili bir şey mi? bir insan konuşkan değilse, isterse kütüphaneler kapatsın, gene de bir limitten
var mıdır böyle bir ilişki? çok kitap okuyan insanların malum, dağarcıkları ve kelime hazneleri daha geniş. bu direkt çok konuşma biçiminde mi gösterir etkisini? yoksa çenesi düşüklük farklı, genlerle ilgili bir şey mi? bir insan konuşkan değilse, isterse kütüphaneler kapatsın, gene de bir limitten öteye geçemez mi?
0
migelo
(31.12.09)
Yok, konuşurken kullandığı kelime sayısı değişir en fazla.
0
Dağlarca
(31.12.09)
bence pek alakası yok. gevezelik yapmaya daha yatkın bireyler için kitap okumak bir avantaj olabilir ama çok konuşmayan bir sürü insan var deli gibi kitap okuyan. bilhassa tanıdığım kitap okuyan insanların çoğu gayet "az ve öz" konuşan tiplerden oluşuyor. ama yeri geldiğinde bir tartışmada da mantık sınırlarında ağız payı verme konusunda ustalar.

kısaca şunu diyebiliriz; kitap okumak her insana gerekli altyapıyı sağlıyor ama yapıları itibariyle çok konuşmaya meyilli insanlarda görülüyor bu sadece.
0
exexex
(31.12.09)
konuşmakla kastiniz çenebazlıksa hani çok konuşup boş konuşmaksa bunun kitap okumakla hiçbir ilgisi yok.. Zira çevremde sittin sene kitap okumayıpta bır bır bır konuşan o kadar çok insan var ki.. Ama etkili konuşmayı kastediyorsanız bilimsel araştırmalar etkili konuşmanın %10'unun kelimelerden, %30 ses tonundan ve %60 beden dilinden kaynaklandığını gösteriyor.. Yani etkili konuşmak bile öyle kelimelerden, okunan kitaplardan öğrenen sözlerden falan kaynaklanmıyor.. Konuşmasından etkilendiğiniz bir insan varsa dikkat ediniz muhakkak beden dilini etkili şekilde kullanıyordur.. misal çıkayım ben ramiz dayının sözlerini ajdar modunda söyleyim kimse bişiy anlamaz..
0
joehigashi
(31.12.09)
Benim gördüğüm konuşkanların çoğu kitap okuyan tipler değil, az okuyorlar ve okudukları vasat şeyler. Konuşmak var, boş konuşmak var. Gündelik olayların uzun uzun, detaylarıyla anlatıldığı konuşmalar zaten kelime dağarcığı gerektirmiyor.

Ciddi ciddi çok okuyanlar ise, çok çok az sayıda muhatap bulabiliyorlar ve bulduklarında da çok konuşabiliyorlar. Ama buna konuşkanlık denemez. Sustuklarında da sağlam susarlar.
0
uyuklayankedi
(31.12.09)
ablam çok konuşur ama çok okumaz, annem gerçekten aşırı fazla okur, ama az konuşur. çevremden böyle örnek verebilirim.

hatta şöyle diyim; az okuyan kendisini daha fazla kelime ifade etmeye çalışır çünkü tam oalrak ifade edemez, ama çok okuyan daha az kelime ile ifade edebilir kendisini. yani böyle bir şey de var demiyorum ama neden olamsın :))
0
cedric
(31.12.09)
Şöyle bir ilişki var.aslında çok şey öğreniyoruz ve hızla unutuyoruz.ancak çok konuşanlar aynı zamanda sürekli tekrar yaptıkları için bildikleri şeyleri kolay kolay unutmuyorlar.hiç konuşmayan, veya az konuşan kişi bunları bir şekilde tekrar da etmedikleri için bilgilerini yavaş yavaş unutacaklardır.aklımda kadarı ile anlattım ve bu bir bilimsel görüş.
0
ground
(31.12.09)
Bence de alakası yok, çok okurum, hiç konuşmam misal. Konuşmaktan nefret ederim hatta, telefon falan çaldığı zaman duvara fırlatıp kırasım geliyor.
0
sui
(31.12.09)
Arkadaşlara katılıyorum. Çok-az konuşma meselesi kız-erkek, sosyal çevre, kişilik özelliklerine göre değişiklik gösteren bir durum. Hiç kitap okumayıp da susmayan bayan arkadaşlar çevremizde mevcut. Oldukça fazla okuduklarını düşündüğüm ve yeri gelince konuşanları da görüyorum çevremde.

Hatta ve hatta diyebilirim de çok okuyan insan boş konuşmayı sevmediğinden daha az konuşabilir.

Şöyle bir durum da var tabi. Diyelim belli bir konu üzerinde tartışılıyor. Çok okuyan insan burada bilgi dağarcığı ve kültürü ile farkını ortaya koyacaktır. Çok ve boş konuşan insana göre daha fazla konuşacaktır.
0
Lethe
(31.12.09)
çok okuduğum zaman çok konuşurum diye bir şey yok belki ama dolu dolu konuştuğumu fark ediyorum.
okumaya ara verdiğimde konuşmakta zorlandığımı da..
okuyup dağarcığı doldurduğumda onu birileriyle paylaşmak istemekliğimi de ekleyeyim.
0
hicazkar
(31.12.09)
çok okumayla çok konuşma arasında arkadaşlarında dedxiği gibi bir ilişki yok, ama çok okumayla güzel konuşma arasında ilişki çoktur.
örneğin ne kadar çok okursanız konuşurken o kadar az "ııı" dersiniz.
0
etna
(31.12.09)
çok bilen insan az konusur bence
0
posteriti
(31.12.09)
çok kamasutra okuyan iyi mi seks yapar?
0
yol yemek ssg
(04.01.10)
(5)

suç üzerine kısa öyküler

turkish tekila
bu konuda iyi olan, mümkünse yabancı (abd) yazarların (ve/veya öykülerin) isimlerini arıyorum. nette arıyorum crime, mystery, noir diye ama bulduklarımın iyi olup olmadığından emin olamıyorum.
bu konuda iyi olan, mümkünse yabancı (abd) yazarların (ve/veya öykülerin) isimlerini arıyorum. nette arıyorum crime, mystery, noir diye ama bulduklarımın iyi olup olmadığından emin olamıyorum.
0
turkish tekila
(29.12.09)
eöö.. direkt agatha christie ve arthur conan doyle diye girsem olaya, çok mu inceliksiz olur?
0
kobuzchu kiz
(29.12.09)
Görmüşsünüzdür muhtemelen ama www.short-stories.co.uk adresinden klasik öyküleri, onlar içinde kısa ve ilgili konuya dair olanları seçseniz fena olmaz gibi.
0
uyuklayankedi
(29.12.09)
oğlaktan çıkan bir antoloji var. (ki bu kitap bende de var.)

lawrence block derlemesi olan bu kitap

"ustaların seçtikleri - dünyanın en iyi 44 polisiye gerilim hikayesi" adındadır.

'Büyük Usta' Lawrence Block, önde gelen polisiyecilerin, 'en sevdikleri hikâyelerini' ve onları 'en çok etkileyen hikâyeleri' bu antolojide topladı.

ayrıca kendi koleksiyonum olan öykü antolojileri koleksiyonumda polisiye türünden olanlar da var. oradan bakabilirim.

son olarak size bir tavsiyem olsun:

www.cinairoman.com sitesine bir girin. orası bu tür polisiye konularında iyi bir referans olur size.
0
robinbook
(29.12.09)
www.turkcebilgi.com

bundan iyisi olmaz herhalde, hepsi de gerçek öyküler :)
tabii aranılan sadece kurguysa o başka.
0
ace_mi6
(29.12.09)
(bkz: roald dahl)
0
sui
(29.12.09)
(4)

olasılıkla ilgili bir soru

duygumsu
bir fare varmış ve içinde 3 yol bulunan bir labirente konulmuş.1. yol 1 dk lık bir gezintiden sonra fareyi başladığı yere geri getiriyormuş.2. yol da 2dk lık bir gezintiden sonra geri getiriyormuş.3 yol ise 3 dk sonra fareyi peynire ulaştırıyormuş.fare her defasında bu yolları eşit olasılıkla seçiyo
bir fare varmış ve içinde 3 yol bulunan bir labirente konulmuş.1. yol 1 dk lık bir gezintiden sonra fareyi başladığı yere geri getiriyormuş.2. yol da 2dk lık bir gezintiden sonra geri getiriyormuş.3 yol ise 3 dk sonra fareyi peynire ulaştırıyormuş.fare her defasında bu yolları eşit olasılıkla seçiyormuş.fare ortalama kaç dk sonra peynire ulaşır?bunun programını yazcakmışız.
canı sıkılan, bu problem benim için çocuk oyuncağı diyen acaba benim için yazabilir mi?
şimdiden sağolun.
0
duygumsu
(28.12.09)
(1/3*1)+(1/3*2)+(1/3*3) olmalı E(x), expeceted value, beklenen değer yani.

O da 6/3=2 dakika ediyor. İstatistikten pek anlamam ama böyle gibi geldi, daha uzman olanlar düzeltsin yamuluyorsam.
0
sui
(28.12.09)
sui'nin cevabi, eger butun yollar hedefe ulassaydi dogru olurdu. ama burada 1 ve 2 numarali yollar fareyi basa geri donduruyor.

duygumsu,
sanirim yapman gereken bir simulasyon. dogru mu? eger oyleyse simulasyonu cok kere yaparak ortalama bir degere ulasabilirsin. mesela soyle:

toplam_zaman = 0
simulasyon_sayisi = kullanici_girdisi
while (kullanici_girdisi > 0)
{
__yol = 0
__while (yol != 3)
__{
_____yol = random_yol_sec();
_____if yol == 1 toplam_zaman += 1;
_____if yol == 2 toplam_zaman += 2;
_____if yol == 3 toplam_zaman += 3;
___}
__kullanici_girdisi -= 1;
}
ortalama_zaman = toplam_zaman / simulasyon_sayisi;
0
wpi
(28.12.09)
n=0
t=0
10 n=n+1
if n=1000 go to 20
t=t+(1/3)*(2/3)^(n-1)*(3+((1+2)/2)*(n-1))
go to 10
20 end

sonucun tam 6 çıkması lazım.
0
o midas
(28.12.09)
çok çok sağolun arkadaşlar sağlığınıza duacıyım gripten 3 saattir uyuyan bana yardım ettiniz walla çok sevindirdiniz beni.
0
🌸duygumsu
(29.12.09)
(6)

Rain Man

nalmes
Rain Man'i hepimiz seyrettik ve beğendik değil mi?Soru bu değil tabi ki. Şöyle ki:Filme adını veren rain man nereden geliyordu?bu karakterin yağmurla nasıl bir ilgi alakası vardı?süreniz başlamıştır
Rain Man'i hepimiz seyrettik ve beğendik değil mi?
Soru bu değil tabi ki. Şöyle ki:
Filme adını veren rain man nereden geliyordu?
bu karakterin yağmurla nasıl bir ilgi alakası vardı?
süreniz başlamıştır
0
nalmes
(27.12.09)
(bkz: #11215983)
0
emraah
(27.12.09)
evet, teşekkür ederim.
ama şunu da merak ediyorum:
bu rain man mevzusu iki türlü bir gönderme sanki
yani yağmurla da bir ilgisi var, ama nasıl?
0
🌸nalmes
(27.12.09)
tom cruise'un abisinin adını (raymond) söyleyemeyip onun yerine rain man demesinden..
0
jeanne hebuterne
(27.12.09)
Belki de yağmur-zeka arasında bir analojidir, ikisinin de azı karar, çoğu zarar. Ne biliim öyle geldi aklıma şimdi.
0
sui
(27.12.09)
Raymond'a rainman der küçük tom cruise. Çünkü yağmurlu havalardan ve gökgürültüsünden korktunda onu başucunda bulur aynı zamanda.
0
Survivorman
(27.12.09)
kendi sorusuna cevap veren adam:
benim aklıma da snowman(kardan adam)-rainman(yağmur adam) ilişkisi olabileceği geldi...
kardan adam olur/yapılır ama yağmurdan adam yapılmaz/olmaz...
saçma-maçma geldi işte.
0
🌸nalmes
(27.12.09)
(4)

yildiz fali

traktor
Guvendiginiz, yorumlari cogunlukla dogru cikan, online yerli yabanci astroloji sitesi var midir?
Guvendiginiz, yorumlari cogunlukla dogru cikan, online yerli yabanci astroloji sitesi var midir?
0
traktor
(25.12.09)
Susan Miller
0
ucan sincap
(25.12.09)
www.astro.com
tek geçerim..kişiye özel, doğum saatine göre günlük ve uzun dönem tahminleri bulabilirsiniz.
0
canimnicknameyazmakistemiyor
(25.12.09)
Susan Miller'in burcu hakkında yazdıklarını bir arkadaşa okurken, arkadaşın şöyle bir tepki verdiği vakidir: "Özel hayat denen bir şey de kalmadı ya!"
0
sui
(25.12.09)
Filiz Özkol'u beğeniyorum ben..
0
magdalena
(26.12.09)
(5)

Bilimsel Makale

colg fusion
Tamamen kendi olanaklarımla bir makale çalışması yapmak istiyorum. Ona buna sormak dışında bu konuda kurallara, dikkat edilmesi gerekenlere, yapılması gerekenlere, bir makalenin ne kadar uzun-kısa olabileceğine, neleri ihtiva etmesi gerektiğine, alıntı şartlarına, nasıl alıntı yapılacağına vs. dair
Tamamen kendi olanaklarımla bir makale çalışması yapmak istiyorum. Ona buna sormak dışında bu konuda kurallara, dikkat edilmesi gerekenlere, yapılması gerekenlere, bir makalenin ne kadar uzun-kısa olabileceğine, neleri ihtiva etmesi gerektiğine, alıntı şartlarına, nasıl alıntı yapılacağına vs. dair bilgiye nereden ulaşabilirim?
0
colg fusion
(24.12.09)
Bu konuda otorite American Psychological Association (APA) benim bildiğim. Şöyle bir site buldum:

owl.english.purdue.edu

Umarım yardımcı olur.
0
pathetique
(24.12.09)
bir zamanlar cocuktum
(24.12.09)
Bu sorunuzun cevabı, hangi alanda makale yazdığınıza göre değişir aslında. Bizim gibi işletme alanındaki makaleler 30 sayfa falan olurken, tıp alanındaki makalelerin ortalaması 6-7 sayfa civarındadır. Neden? Çünkü bizde literatür taramasında ıncık cıncık herşey istenir falan filan. Alan belirtirseniz o konularda daha yardımcı olmaya çalışayım.

Makalenin genel gidişi şöyledir genelde:

Makalenin adı
Abstract
Introduction
Literature Review
Methodology (Fen bilimlerinde Materials and Methods denir genelde)
Findings
Discussion
Limitations and Recommendations
References
0
sui
(24.12.09)
Makaleni alaninla ilgili bir konferans icin falan hazirlarsan, ne sekilde yazman gerektigiyle iligli butun aciklamalar belirledikleri standartlarda bulunur, oldukca yardimci olur.
0
kurukafa
(24.12.09)
göndereceğiniz yere göre kurallar değişir. siz böyle şeylere kafanızı takmadan makalenizi yazın, düzenleme yapmak kolay.
0
sourlemonade
(24.12.09)
(2)

Global marka

naithan
Global marka ile ilgili bir sunum hazırlıyorum. Sınıfta çıkıp anlatacağım haliyle örnek bol olmalı. Yurtdışında yaşayan Türkiye'yi de ziyaret eden arkadaşlar daha iyi bilir bu tarz konuları. Markaların sunduğu ürünler hizmetler ülkeden ülkeye değişiyor. Ben bu değişikliklere örnek istiyorum. Mesela
Global marka ile ilgili bir sunum hazırlıyorum. Sınıfta çıkıp anlatacağım haliyle örnek bol olmalı. Yurtdışında yaşayan Türkiye'yi de ziyaret eden arkadaşlar daha iyi bilir bu tarz konuları. Markaların sunduğu ürünler hizmetler ülkeden ülkeye değişiyor. Ben bu değişikliklere örnek istiyorum. Mesela McDonald's Türkiye'de ayran da satıyor. Dominos pizza turkish pizza ve kumru pizza örneklerini sunuyor. Bunun gibi şeyler biliyorsanız yardımınız dokunur. Yalnızca Türkiye çıkış noktalı olmak zorunda değil. Mesela yine McDonald's Japonya'da da oranın yöresel bir içeceğini satıyor menülerin yanında.

Karışık oldu ama umarım anlamışsınızdır.

Şimdiden teşekkürler herkese :)

Not: Hangi markadan daha çok detay gelirse sunumda o markayı kullanıcam.
0
naithan
(23.12.09)
Stratejik Küresel Pazarlama diye bir kitap çıktı, küresel markalama ile ilgili bölümlerinden birini ben yazdım. Küresel markalama ile ilgili bir iki bölümü daha var, oralarda aradığın örnekleri bolca bulabilirsin.

Bunun haricinde senin aradığın mevzu "adaptation vs. standardization in international marketing"dir. Türkçesi ile uluslararası pazarlamada standardizasyon mu uyarlama mı hadisesi. Bu keywordlerle ararsan bolca kaynak da bulabilirsin sanırımç
0
sui
(23.12.09)
Buger King falan ramazan menüsü verir.
Starbuckslarda türk kahvesi var.
Coca Cola'nın bayram seyran kampanyaları var.
Mc Donalds Fransa'da şarap seçeneği sunar, Çin'de Çin Yeni Yılı'nı kutlar, Avustralya'da balıklı menülerinin sayısını artırır.
Japonya'da KFC'ler Tempura Chicken satarlar, Çin ve Kore'de bol baharat kullanırlar, Hindistan'da köri sosu ve soğanı bol tutarlar.
Google da güzel bir örnek, logosunu değiştirir yerel olaylarla ilgili olarak.

Ama bence siz daha çok yiyecek sektörüne odaklanın en bol örnek oradan çıkar.

key word olarak "global market local market" olabilir
0
endless dream
(23.12.09)
(3)

blog şablonu?

o da olabilir
yüklediğim fotoların boyutu çok küçük oluyor yahu.orijinal temalarını kullanıyorum vlogspotun ama çok küçük oluyorlar.http://idareeder.blogspot.com/ benimki bu.http://koyungitsin.blogspot.com/ ha böyle olsun istiyorum.ne yapmak lazım ey güzel duyuru insanları
yüklediğim fotoların boyutu çok küçük oluyor yahu.

orijinal temalarını kullanıyorum vlogspotun ama çok küçük oluyorlar.



idareeder.blogspot.com benimki bu.

koyungitsin.blogspot.com ha böyle olsun istiyorum.


ne yapmak lazım ey güzel duyuru insanları
0
o da olabilir
(22.12.09)
Fotoları post'a attıktan sonra köşelerinden imleçle tutup büyütmeyi dene. Internet Explorer ile yap.
0
jumpdafuckup
(22.12.09)
Postu yazdıktan sonra yukarıda küççük bi html düğmesi var (resim ekle, link ver vs.nin yanında), onu açınca resmin büyüklüğünü pixel cinsinden veren width height diye yerler göreceksin, onları orantılı bir şekilde elle arttır.
0
sui
(22.12.09)
foto yükleme sayfasında foto boyutunu büyük olarak seçiyor musun?
0
rectoa
(22.12.09)
(15)

Dolandırıcılıkla ilgili film tavsiyeleriniz...

bcdhms
selamlar, geçen gün `shooting fish` diye film izledim, çok hoşuma gitti, lost'tada sawyer'ı filan izlemesi çok zevkliydi, bildiğiniz başka filmler varsa böyle cevaplarınızı bekliyorum,lakin böyle oceans eleven gibi devasa kumarhane soygunları yerine günlük hayattaki sorunlarına bambaşka bir çözüm bu
selamlar, geçen gün shooting fish diye film izledim, çok hoşuma gitti, lost'tada sawyer'ı filan izlemesi çok zevkliydi, bildiğiniz başka filmler varsa böyle cevaplarınızı bekliyorum,

lakin böyle oceans eleven gibi devasa kumarhane soygunları yerine günlük hayattaki sorunlarına bambaşka bir çözüm bulan bi adamın veya hukuki bir boşluktan yararlanıp, çeşitli aktivitelerde bulunan insanların hikayeleri veya başka türlü şeyler olursa çok sevinirim,

öpüyorum
0
bcdhms
(21.12.09)
leverage var dizi? dolandırıcılar falan hoş bi şey?
0
vurursa gol olur
(21.12.09)
ucan sincap
(21.12.09)
(bkz: 21)
0
sui
(21.12.09)
(bkz: snatch)

(bkz: lock stock and two smoking barrels)

(bkz: maverick) sanırım bu da sayılır.
0
bullet-toothh
(21.12.09)
0
muhtaf efendi
(21.12.09)
bence the usual suspects'i seversiniz, eğer daha önce izlemediyseniz.
0
bellbane
(21.12.09)
Hustle diye bir dizi vardı, tnt yayınlıyordu bir ara, eğlencelik güzel birşey. Ayrıca:

(bkz: jaime murray)
0
johnmalkow
(21.12.09)
(bkz: nueve reinas)
0
partizan
(21.12.09)
bluff-antony quinn, adriano celentano
sözlükte başlığı açılmadığı için bakınız vermedim.
0
o midas
(21.12.09)
(bkz: following) olabilir.
0
dunyanin en gereksiz adami
(21.12.09)
rogue trader
işte bu aynen senin söylediğin gibi bir film.
barings bank'ın batışına sebep olan Nick isimli genç traderı anlatıyor. kitabı da var.
dolandırıcılık kısmı tartışmaya açık.
0
berrak sudaki kırmızı balık
(21.12.09)
(bkz: inside man)
(bkz: heist)
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(21.12.09)
alla alla kimse (bkz: revolver) dememiş bir numaradır halbuki.
www.imdb.com
0
tasa oturma soguk ceker
(22.12.09)
dizi olarak; hustle var bul izle. ben begendim.
heist ve nine queens i ayrıca tavsiye ederim.
0
bryan fury
(22.12.09)
"nine queens"
0
ekinoksah
(22.12.09)
(12)

copy-paste nasil anlasilir?

co2s2
su anda tez yazmakta olan bir arkadasim dedi ki,hocalar, tezlerin word dosyasinda yazilmis hallerini de istiyorlarmis. boylelikle copy-paste yapip yapmadiklarini anlayacaklarmis. teknik olarak ne kadar mumkun? word dosyasinin her hangi bir yerinde boyle bir sey yazmaz ki? ya da yazinin her hangi bir
su anda tez yazmakta olan bir arkadasim dedi ki,

hocalar, tezlerin word dosyasinda yazilmis hallerini de istiyorlarmis. boylelikle copy-paste yapip yapmadiklarini anlayacaklarmis. teknik olarak ne kadar mumkun? word dosyasinin her hangi bir yerinde boyle bir sey yazmaz ki? ya da yazinin her hangi bir yerine tikladiginizda bu gozukmez ki?

zaten oyle olsa bile, calinti oldugunu kanitlamaz ki bu? belki ben baska bir word dosyasindan copy-paste yaptim??


cok sacma
0
co2s2
(19.12.09)
nasıl olduğu konusunda bir fikrim yok ama copy-paste olan bir yazıyı sarı çizgilerle altı çizili olarak gösteren bir program olduğunu duymuştum.
0
vusvuslat
(19.12.09)
direk google da aratmak icin istiyorlardir. cikti halinde verilmis olan ödevde metni bir de bilgisayara yaz falan uzun iş.
0
atmacaged
(19.12.09)
şöyle olabilir, atıyorum tezin konusu X olsun.
sen de X, Q'dan gelmiş Z'ye giden ama arasıra V'ye benzeyen bir maddedir dedin. (tamamen atıyorum)
hoca'da google'da bu "X, Q'dan gelmiş Z'ye giden ama arasıra V'ye benzeyen bir maddedir" cümlesini arattığında senin tezin başka bir sitede (2009'da yazmissin ama buldugu site 2006/07) goruyorsa haliyle calinti oldugunu gorecektir. bu sadece tezle ilgili degil genelde nette sözlükte ya da anonim bir cümlenin bulunmasında da kullanılır. ben kullanıyorum yani..
0
efendy
(19.12.09)
google haricinde bir yontem ariyorum. internet olmayan bir bilgisayar oldugunu varsayalim. oyle bir yontem yoktur bence.
0
🌸co2s2
(19.12.09)
sence böyle bir yöntem olabilir mi ki zaten? nasıl belli olabilir ki? neyse soruyu şimdi anladım;

hayır, asla yapıştırılan metini bilmenin yolu yoktur, olamaz da.
0
efendy
(19.12.09)
Böyle bir şeyi teknik olarak anlamaya zaten gerek yoktur. Sınıf 400 kişi bile olsa tezi okuyan kişi kimin copy-paste yaptığını neyi bilerek yazdığını neyi bir yerden aynen aşırdığını gayet net anlar. Elbette ki belli bir noktaya kadar ( lisans teziyse) kimse bir şey demez. Ama bütün tezi oradan buradan copy-paste ile yapıyorsa o zaten seminer esnasında haşamat edilir.
Yazdığınız referansları metinden bilgisayara aktarmak zor oluyor.Zaten tüm üniversitelerde tezler artık dijital olarak da isteniyor. Hem üzerinde düzeltme yapması daha kolay hem de referansları kontrol etmesi daha kısa sürüyor. Ansiklopedik bilgi dışında bir bilgi yazıyorsanız ve eğer sonucu şahsen kendiniz elde etmediyseniz zaten referans yazmak zorundasınız. mesele E=m*c2 'ye referans verilmez ama bilmemne nin dalga boyu .... bulunmuştur diyorsan kimin bu şekilde bulduğunu yazman lazım. Sosyal bilimler içinde aynı şey geçerli.
Bu yüzden mümkün mertebe kendi araştırıp bulduğunuz bilgileri kendi cümlelerinizle yazın.
0
kleonis
(19.12.09)
turnitin diye bir program var. eger okul kullaniyorsa sorun olabilir.
0
dahicocuk
(19.12.09)
internet yoksa ve wordde kabak gibi baska bir formatting gozukmuyorsa offline bilgisayarda yolu yok tabii.

fakat bu is icin ozellesmis sistemler var dev veritabanlari falan, wordden kopyalar metnini oraya verir orasi literaturle karsilastirir ve sonucu verir.
0
kurukafa
(19.12.09)
tezini birden fazla word e yazıp tek bir word e toplarken de copy paste yöntemini kullanacağından( düzenleme sırasında ) bu tarz copy paste ile oluşturulmuştur bu tez diye laflar söyleyemezler. google da aratacaklardır.
0
ykyt
(19.12.09)
turnitin kullanılıyorsa herşeyi kabak gibi görebilirler, çünkü sistem dünyadaki bütün dergi yayınlarını ve internet sitelerini taradığı gibi, turnitin sisteminde yer alan okullarda daha önce sistemde taratılmış öğrenci ödevlerini vb. de veritabanında tutuyor. Yani başka bir okulda yapılmış ödevden kopipeyst yaparsanız onu da buluyor. Ayrıca sadece birebir kopyaları değil, aynı cümle içinde çok benzer kelimelerle yazılmış söz dizilerini de copy paste olarak buluyor. Oh bebek, evet.
0
sui
(19.12.09)
şöyle bir şey de mümkün ki, yani aklıma geldi şimdi salakça bi yöntem de olsa: word'de dosya istastistiklerinde "toplam düzenleme süresi" gibisinden bir süre var, 30 sayfalık rapor için 10 dakika diyosa hani ordan belki bişeler iddaa edebilirler.

tabi belgeyi 5 saat açık bıraktıktan sonra kaydetmek gibi mega basit bi çözümü var bunun. ama ben de direk kıllandıkları cümleleri google'lıyolar diye biliyorum..
0
celeron 300a
(19.12.09)
odtü ise, turnitin'e entegre kendi yazlimi var..
0
ucan sincap
(19.12.09)
(2)

Nakit Avans?

kamera motor
arkıadaşlar şimdi nakit avans faizi %2.5 yazıyor ancak bu tam olarak nasıl hesaplanıyor?Kredi kartındaki gibi ekstre gününden itibaren mi faiz biniyor?Parayı çektiğin andan itibaren mi faiz biniyor?Ve günlük %2.5/30 kadar mı faiz biniyor?
arkıadaşlar şimdi nakit avans faizi %2.5 yazıyor ancak bu tam olarak nasıl hesaplanıyor?

Kredi kartındaki gibi ekstre gününden itibaren mi faiz biniyor?
Parayı çektiğin andan itibaren mi faiz biniyor?
Ve günlük %2.5/30 kadar mı faiz biniyor?
0
kamera motor
(18.12.09)
nakit avans faizi günlük işler ve borcun tamamını yatırıncaya kadar devam eder faiz işlemeye. bir de ücret alırlar faizin yanınnda. 3 lira gibi sabit bir ücret. ayrıca bir bankanın kartıyla başka bankanın atm' sinden çekersen 5 lira olur o ücret. ama faiz aynı kalabilir bu durumda.
0
eskimo
(18.12.09)
Ayrıca nakit avans çektiğin gün kartının alışveriş kısmına da faiz işlemeye başlar, günü gelmemiş olsa bile. Ben bankacı iken öyleydi en azından.
0
sui
(18.12.09)
(2)

Garanti Bankası Boğaziçi Şubesi

restlesss
Bu şubenin BÜ öğrencilerine sağladığı bir avantaj var mı? Evime yakın bir şubeden açayım diyorum hesabı eğer bir olayı yoksa...
Bu şubenin BÜ öğrencilerine sağladığı bir avantaj var mı? Evime yakın bir şubeden açayım diyorum hesabı eğer bir olayı yoksa...
0
restlesss
(18.12.09)
Bildiğim kadarı ile yok. Mezun olunca zırt pırt arıyorlar ama kredi verelim şöyle yapalım böyle yapalım diye.
0
sui
(18.12.09)
3 senedir hiçbi faydasını görmedim valla..
0
kenarortay
(18.12.09)
(12)

film adı

evalayn
arkadaşlar izleyebileceğim daha çok duygusal tarzda film önerilerinizi bekliyorum.aslında izleyipte vay be ne güzel filmmiş iglinçmiş falan diye düşünebileceğim filmler olabilir.angelina jolie'nin oynadığı sahtekar,sihirbaz yada benjamin butto gibi film tarzları işte..önerileriniz için şimdiden teşe
arkadaşlar izleyebileceğim daha çok duygusal tarzda film önerilerinizi bekliyorum.aslında izleyipte vay be ne güzel filmmiş iglinçmiş falan diye düşünebileceğim filmler olabilir.angelina jolie'nin oynadığı sahtekar,sihirbaz yada benjamin butto gibi film tarzları işte..önerileriniz için şimdiden teşekkür ederim..
0
evalayn
(15.12.09)
çok taze bir film, "funny people". adam sandler.

ancak sözlüğü okumadan izleyin çünkü bazı dangalaklar hiç gülmedik ne biçim film yazmış ancak bu film bir dramdır aslında. güzeldi. izleyin.
0
elliot k.
(15.12.09)
enteresan ve pek bilinmedik bir film olarak kabluey'i önerebilirim..

king of california'da çok güzeldir

edit: kabluey biraz duygusal komedi tarzı bu arada
0
joehigashi
(15.12.09)
duygusal film derken aşk filmlerini de içine alıyorsan "The Notebook" derim.
0
qurabie
(15.12.09)
Çok büyük ihtimalle istediğiniz kategoriye girmiyor ama şiddetle (bkz: Green Street Hooligans) öneririm.

Ayrıca (bkz: My Sassy Girl), (bkz: vantage point) ile biraz eski ve bol oscarlı (bkz: English Patient), yeni ve bol oscarlı (bkz: Slumdog Millionaire) güzel filmlerdir.
0
44
(16.12.09)
(bkz: the reader)
0
knorbulyon
(16.12.09)
eternal sunshine of the spotless mind
notebook
0
iyilik yap pitbull
(16.12.09)
a moment to remember
oldboy
0
bryan fury
(16.12.09)
ve duygu yogun filmler olarak takashi miike, alısman zaman alır sabret.
0
bryan fury
(16.12.09)
the notebook'u izledimiştim zaten.ama teşekkür ederim yinede
0
🌸evalayn
(16.12.09)
(bkz: the straight story)

David Lynch ama çok straight hakkaten.
0
sui
(16.12.09)
The Fall
www.imdb.com
0
very pigmented melanosome
(16.12.09)
ben en son duygu yoğunluğunu the painted veil filminde yaşadım. tavsiye ederim. naomi watts ve edward norton döktürmüş.
0
bluepea
(16.12.09)
(5)

makale yazmak, yayınlamak?

tulkas
yayım yapmak istediğim konuyu üç aşağı beş yukarı belirledim ve yazacak bilgi donanımına sahibim diyelim, yurt dışında bilinen bir dergide yayınlatabilmek için ne gerekir? ünvanı olan bir hocanın isminin yer alması gerekir mi? bir de ne şekilde makaleyi yollayabilirim?genel olarak prosedürü bilen ve
yayım yapmak istediğim konuyu üç aşağı beş yukarı belirledim ve yazacak bilgi donanımına sahibim diyelim, yurt dışında bilinen bir dergide yayınlatabilmek için ne gerekir? ünvanı olan bir hocanın isminin yer alması gerekir mi? bir de ne şekilde makaleyi yollayabilirim?

genel olarak prosedürü bilen ve açıklayabilecek var mıdır? teşekkürler.
0
tulkas
(09.12.09)
alanı belirtmemişsiniz ama ben bildiğim alan - edebiyat - hakkında bilgi vereyim isterseniz. edebiyat makalelerini yayınlatmak için bir ünvanınızın - ya da bir ünvanı olan hocanın - olması gerekmez. olsa biraz daha sağlama alırsınız işi ama şart değil diyelim. bu iş iki şekilde yürütülebilir:

1. alanınızla (konunuzla) ilgili dergiyi bulursunuz, doğrudan gönderirsiniz. çok etkili bir yöntem mi bilemiyorum ama benim bir arkadaşım bu sayede bir makalesini yayınlattı.
2. (ve daha garantili olan) dergilerin duyurularını takip edersiniz.şu adres işinize yarayabilir: www.papersinvited.com buradaki duyurulardan istediğinize başvurursunuz. bu sitede konferans duyuruları da var direk dergiler için olan duyurular da. bu arada, konferanslara doğrudan katılmak şansınızı arttırabilir, şöyle ki konferans sonrası tüm sunumların toplandığı dergiler/kitaplar çıkar genelde. burayı baz alarak ilerleyebilirsiniz.

ancak alanınız tıp, biyoloji, fizik vs gibi bir alansa, ünvanı olan bir hoca gerekli olabilir. ama dediğim gibi, o kısmı tam bilmiyorum.
0
karınca
(09.12.09)
senin çok iyi bir makalenle hocanın kötü bir makalesi arasında seçim yaptığında genelde uluslararası dergiler dahi hocaları seçerler.
şimdi senin amacın nedir? makaleyi ne amaçlı yayınlayacaksın? hakemli dergilerde mi yayınlayacaksın yoksa herhangi bir yabancı dergi olsa yeterli mi?
benim önerim önce makaleni yaz.sonra yollamak istediğin dergilerin listesini çıkar.makaleni derginin kurallarının uygunluğuna göre değerlendir ve derginin editörüne yolla. her dergi ve editör farklı kurallar istemekle beraber genel olarak bazı temel kurallar aynıdır.
genel prosedür budur.
0
kirazsekeri
(09.12.09)
mühendislik öğrencisiyim ve şu an yüksek lisans yapıyorum. akademik devam etmek için doktoraya başlamadan önce yayınlanmış makale sahibi olmamın akademik kariyer için bana yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

zaten tonlarca makale okuduğumdan ve bitirme projem ile seminer konumun da ilgi çekici ve çok da araştırılmamış bir konu olmasından dolayı, bu konu üzerine bir makale çalışması içerisine girmeyi düşünüyorum. fikir yeni yeni oluşuyor olduğundan olayın sürecini öğrenmek istedim. ve tabii hakemli bir dergi olmasını istiyorum ki iileride işime yarasın.
0
🌸tulkas
(09.12.09)
Hocanın yer alıp almaması önemli değildir çünkü zaten isimleri yazdığınız yerde ünvanı yazmazsınız yabancı dergilerde. O mallık sadece Türk dergilerinde vardır.

Kaldı ki makalenizi dergiye gönderdikten sonra editörden geçerse blind reviewe gider, ve o blind review yapan adamlara isimleriniz bildirilmez.

Süreç kısaca şudur:

1. Makaleyi adam gibi yaz (bu oldukça kastırıcı bir iştir, iki tık tık üç şık şıkla olmuyor, yani yazdım oldu değil, çok iyi argümanlarınız olmalı, çok iyi justificationlar vermelisiniz. Akademik ingilizce süper olmalı vs vs)

2. Makaleyi gözüne kestirdiğin dergiye gönder.
3. Bu aşamada makaleniz editörden geri döner (olmadı yar) ya da dönmez. Dönmezse editör makalenizi 2-3 hakeme yollar.
4. Aradan geçen yaklaşık 2 ay sonunda hakemler raporlarını yazar ve editör kanalıyla size ulaştırırlar. Eğer genel eğilim red yönündeyse editör makalenizi red eder. Eğer eğilim düzeltilsin yönündeyse, editör size "Al bilader şu adamların dediklerini oku, düzelt de bi daha yolla" der.
5. İlk revizyon genelde major bir revizyondur, iki ayınızı alabilir. Düzeltir, sonra da düzeltmelerinizi açıklayan bir mektupla geri yollarsınız.
6. Hakemler düzeltmelerinize bakar ve "Olmuş bu, ama şunlar kalmış ufak tefek" diyebilirler. Bu minör revizyondur, üstteki süreç bir daha tekrarlanır. Düzeltip editöre gönderirsiniz ve genellikle bu aşamadan sonra makaleniz kabul edilir.
7. Bu aşamada gıcık ve etkili bir hakem çıkıp "ya buna ne yaparsan yap bu düzelmez" diyebilir, bütün yaptığınız revizyon boşa gider, makaleniz reddedilir.
8. Makaleniz kabul edilirse size gün sayı falan verirler, proofreading gelir falan filan (eğlenceli kısımlar)
9. Makaleniz reddedilirse aynı süreci başka bir dergi için tekrarlarsınız.

Dergiye nasıl göndereceğiniz derginin sitesinde yazar. Genelde e-mail ya da onların sizi yönlendireceği bir web sitesi üzerinden gönderirsiniz (misal manuscriptcentral). Bazı mal dergiler hala hard copy de istiyor olabilir.

Göndereceğiniz derginin sitesinde guideline vardır, makalenizi o guideline a göre yeniden formatlamanız gerekebilir.

Bir de ileride işime yarasın, hakemli olsun diyorsunuz ya, tezlerinizden yapılmış yayınlar doçentlikte puan getirmez.



Bu satırlar sosyal bilimler alanında çalışan, indeksli yayınlar sahibi ve indeksli dergilere hakemlik yapmış bir insan evladı tarafından yazılmıştır. Başka sorunuz varsa seve seve cevaplayayım.
0
sui
(09.12.09)
@karınca

verdiğiniz site için ben de sizi tiklemek istedim.
vatana hayırlı bi bilgi =)
0
nikdediginnedirki
(09.12.09)
(10)

izmir taksi parası tahmini

tepedeki psychedelic adam
sevinç pastanesi'nden karataş lisesi'ne ne kadar tutar tahminen taksi? bi de gece filan fark etmiyor di mi artık? fark ediyosa da gece ne kadar tutar?
sevinç pastanesi'nden karataş lisesi'ne ne kadar tutar tahminen taksi? bi de gece filan fark etmiyor di mi artık? fark ediyosa da gece ne kadar tutar?
0
tepedeki psychedelic adam
(04.12.09)
gece tarifesi kalktı, izmiri bilmem (:
0
xellent
(04.12.09)
gece tarifesi ilk önce izmir'de kalktı. istanbul onu aylar sonra takip etti.
ama ne kadar tutar bilemiycem.
0
vejeteryan vampir
(04.12.09)
13 civarı demek istiyorum ama çok pis sallamış olabilirim, emin olamadım şimdi.
0
damlanin
(04.12.09)
evet ben de aslinda o civarlarda sallama yapmistim kendi kendime. simdi 3'un 5'in hesabini yapiyorsun diye dusunulebilir ama bu yapilmak durumunda kalinabilir ne yazik ki. 13 yuvarlak bi sayi olmasa da evet sallandigi belli oluyor. ama iki kisi ayni miktari salliyorsa dogru olma ihtimali var demektir bence. evet.
0
🌸tepedeki psychedelic adam
(04.12.09)
15 civarı olur. büyük ihtimalle geçmez de biraz aşağı olabilir.
0
jaaaccckkk
(04.12.09)
deneyip görmeli öyleyse demek istedim ama şimdi 17 falan tutarsa hoş olmaz.
ve evet, tek sayı seviyorum ben.
0
damlanin
(04.12.09)
gece tarifesi ankarada neden kalkmadııı aaa şaşırdım şimdi
0
likeinme
(04.12.09)
Balçova-Konak 22 mi ne tuttuydu geçen sene. 20'den az 10'dan fazla tutar.
0
sui
(04.12.09)
izmirde taksiye binmeden önce şöförlerle fiyat konusunda anlaşmaktan çekinme. özellikle geceleri.
0
asbe
(04.12.09)
arkadaşlar uçmuş bu arada , çok gittim o güzergahtan en fazla 7-8 siksen 10 olur ki onun da mümkünatı yok.. ha 3-4 aydır uzaktayım zam gelmişse bilemem..
0
al andalus
(04.12.09)
(7)

Baklava siparişi - Ankara

harmonikhakaret
Merhabalar, Yemek sepetinde falan düzgün bulamadım. Baklavası güzel olan ve sipariş verebileceğim neresi var acaba? Teşekkürler
Merhabalar,

Yemek sepetinde falan düzgün bulamadım. Baklavası güzel olan ve sipariş verebileceğim neresi var acaba?

Teşekkürler
0
harmonikhakaret
(01.12.09)
Acil istemiyorsanız Gaziantep'te İmam Çağdaş var, kargoyla yolluyorlar, ertesi gün elinizde olur. Türkiye'nin en iyi baklavalarından.

www.imamcagdas.com
0
sui
(01.12.09)
evet, imam cagdas cidden cok cok iyi... urfa'da da gokcin var, o da iyidir...
0
thunder thunder thunder thundercats
(01.12.09)
internet falan istemem derseniz ankara'da baklavanın bir numarası hacıbaba'dır. sıhhiye necatibey caddesinde ve konya yolunda yerleri var.
0
kibritsuyu
(01.12.09)
sini isimli bir börekçi mevcut. börekleri çok güzel oluyor, baklavası için de aynı şeyleri söyleyenler mevcut. internetten sini börek diye aratınca çıkıyor.

ankara'da da istanbulda da var.
0
anestezik
(01.12.09)
imam çağdaş süper olabilir. telefonla mı sipariş veriyouruz?
0
🌸harmonikhakaret
(02.12.09)
Evet telefon ediyorsunuz, size bir hesap numarası veriyorlar (Belki kredi kartı da yapıyorlardır) İnternet şubesinden havaleyi geçiyorsunuz, verdiğiniz adrese kargoluyorlar. Ben geçen bayramlarda İzmir'e gönderttirdim, çikolatadan daha bile ucuza geldi eşe dosta hediye babında. Adamlar yurtdışına bile yolluyorlar öyle diyeyim.
0
sui
(02.12.09)
istanbul da yaşayan ve imam çağdaş hastası biri olarak, gurme market i tavsiye edebilirim. (git:www.gurmemarket.net)
0
cryptography
(05.09.14)
(4)

Çeviri

jacque
İngilizce 'bunu nerden çıkardın' nasıl denir? Bu fikre nasıl kapıldın anlamında, direk neden böyle düşündün de diyebiliriz.
İngilizce 'bunu nerden çıkardın' nasıl denir? Bu fikre nasıl kapıldın anlamında, direk neden böyle düşündün de diyebiliriz.
0
jacque
(30.11.09)
what makes you think like that?
0
tepedeki psychedelic adam
(30.11.09)
ve hatta "how the hell did you come up with that?"
0
cedilla
(30.11.09)
"How on earth did you think of that?" de olabilir bence.
0
sui
(30.11.09)
wtf bile denebilir.
0
quadropol
(30.11.09)
(3)

Word "Anket Hazırlama" Sorusu

concon denetci
selamlar,word de 5 li likert ölçeğine göre anket hazırlamak istiyorum. bunun için anketi cevaplayanların anketten bıkmamaması için de şöyle bir şeye ihtiyacım var, her seçenğin yanına bir yuvarlak şekil koymak istiyorum ve işaretleyip hemen diğer soruy geçsin isitoyurm. yani bir sorudaki 5 seçenekte
selamlar,

word de 5 li likert ölçeğine göre anket hazırlamak istiyorum. bunun için anketi cevaplayanların anketten bıkmamaması için de şöyle bir şeye ihtiyacım var, her seçenğin yanına bir yuvarlak şekil koymak istiyorum ve işaretleyip hemen diğer soruy geçsin isitoyurm. yani bir sorudaki 5 seçenekten sadece 1 seçeneği işaretleyebilcek, diğer başka bi seçenek işaretliceği zaman önceki işaretlediği silincek. sanırım anlatabildim:) worrde nasıl yaparım bunu? bi el atsak hacım?
0
concon denetci
(25.11.09)
(bkz: radio button)
0
ucan sincap
(25.11.09)
haklısın hata ben de, şöyle anlatayım baştan, onun radio buttonolduğunu biliyorum, lakin bilmediğim şu ki onu wordde nasıl aktif hale getircem? yoksa o menüden onu seçip sayfaya koymak değil amacım. sayfaya koyduktan sonra ekstra bir kaç pencere açılıyo ona çift tıklayınca, visual basic olsa gerek o olaylar, benim sorum o "radio button" u nasıl aktif hale getiririm ki insanlar maillerinde anketi alınca hemen worrde doldudurp bana maille dönsünler.. kapiş?
0
🌸concon denetci
(25.11.09)
Online anket siteleri var onla yap bence. Sen linki gönderirsin onlar tıklayıp oradan işaretlerler.
0
sui
(25.11.09)
(3)

ikizler

celeron 300a
(tek yumurta olmayan) ikizlerin farklı babalardan olması mümkün müdür ? cevaplarken abartı durumları da dahil etmekten çekinmeyiniz, teorik olarak böyle bişey mümkün mü onu merak ediyorum..mesela 1 yumurtlamada rahme 2 yumurta salınsa, anne adayımız da biraz ateşli olsa ve peş peşe 2 erkekle şaaapsa
(tek yumurta olmayan) ikizlerin farklı babalardan olması mümkün müdür ? cevaplarken abartı durumları da dahil etmekten çekinmeyiniz, teorik olarak böyle bişey mümkün mü onu merak ediyorum..

mesela 1 yumurtlamada rahme 2 yumurta salınsa, anne adayımız da biraz ateşli olsa ve peş peşe 2 erkekle şaaapsa, harbiden de şanslı olsa ve ilkinde bir yumurta, ikincisinde diğer yumurta döllense ? mümkün müdür ? var mıdır başka bir yolu falan ?
0
celeron 300a
(24.11.09)
bilimsel olarak mümkün, olmuş, oluyor. fraternal half twins denilir, bilimsel adı heteropaternal superfecundation. daha dna testleri olmadan bile bilinirmiş, hercules ve ikizi Iphicles'in babaları ayrıdır (biri zeus öbürü ölümlü insan).
0
zkurmus
(24.11.09)
gerçek bi olayda şöyle olmuş. esas kadınımız kocasıyla sevişmiş. ama işte o arada döllenme olmamış. sperm 5 gün beklebiliyor bi kere kanala girince (erkeklerin ömrü kadınları beklemekle geçiyo zaten de konumuz o değil). o yüzden hemen şaapmasına gerek kadının. 5 gün içinde başka bi herifle yatmış. yumurtalar kanala bırakılınca (normalde bir olması gerekirken iki tane salınmış tabi) her ikisi de döllenmiş. olmuş mu sana ana bir baba ayrı ikizler...

ne kadınlar var be...
0
gene mi gene
(24.11.09)
Bunun bir çocuğun beyaz, diğerinin siyah olduğu versiyonu bile var tıp literatürüne geçen.
0
sui
(24.11.09)
(1)

mastering the art of french cooking

mavi karanlik
bu kitabı istanbul'da nerden temin edebilirim? annem izlemiş beğenmiş Julie&Julia filmini, bu kitap ismini de elime tutuşturdu, almamı tembihi etti :) büyük kitapçılarda var mıdır İngilizcesi? Türkçe'si var mı bilmiyorum da gerek yok, orijinali olsunmuş..
bu kitabı istanbul'da nerden temin edebilirim? annem izlemiş beğenmiş Julie&Julia filmini, bu kitap ismini de elime tutuşturdu, almamı tembihi etti :)

büyük kitapçılarda var mıdır İngilizcesi? Türkçe'si var mı bilmiyorum da gerek yok, orijinali olsunmuş..
0
mavi karanlik
(22.11.09)
Valla ilk iş Pandoraya ve Robinson Cruseo'ya bakman lazım bence. Hatta telefon aç sor, yoksa da getirtebilirler.
0
sui
(22.11.09)
(4)

cok kolay word sorusu

budasorumube
sayfanin en sagina harfler yukardan assagiya sekilde "merhabalar" yazmak istiyorum ama harfler en sagda ortalansin yani. yani soyle sorayim yukardan assagiya nerden yazarim ve bu harfleri nasil ortalarim. soyle olsun yani. m e
sayfanin en sagina harfler yukardan assagiya sekilde "merhabalar" yazmak istiyorum ama harfler en sagda ortalansin yani. yani soyle sorayim yukardan assagiya nerden yazarim ve bu harfleri nasil ortalarim. soyle olsun yani.


m
e
r
h
a
b
a
0
budasorumube
(21.11.09)
En sağda ortalansın derken? Kitap cilt yanı gibi mi?
0
sui
(21.11.09)
evet
0
🌸budasorumube
(21.11.09)
bu işine yarayabilir...

www.easy-share.com
0
cruor
(21.11.09)
İnce uzun bir tablo yap (bire bir), ve içine merhaba yaz. Sonra cursor tablonun içindeyken sağ klikle, text directionu seç. Orada hangi yönde istersen düzeltebiliyorsun.
0
sui
(21.11.09)
(2)

Özel hastaneler

babatema
devlet tarafından sağlık güvencesi verilen hastalara "bedava" hizmet verdiklerini iddia eden özel hastaneler gerçekten tamamen bedava mı? yani devlet hastanesi ve özel hastanenin emekli sandığına dahil olan bir hasta için hiçbir farkı yok mu, ya da varsa ne farkı var? tahliller filan mı paralı, nedi
devlet tarafından sağlık güvencesi verilen hastalara "bedava" hizmet verdiklerini iddia eden özel hastaneler gerçekten tamamen bedava mı? yani devlet hastanesi ve özel hastanenin emekli sandığına dahil olan bir hasta için hiçbir farkı yok mu, ya da varsa ne farkı var? tahliller filan mı paralı, nedir olayı, bilen eden bi açıklasa bi şahane olur ki.
0
babatema
(19.11.09)
yüzde 20 sini ödüyorsun (yanlışım olabilir). yüzde yüz olmadıklarından eminim ama.
0
bore
(20.11.09)
Özel hastane diil ama özel poliklinik var ona gidiyorum burada, muayeneden 19 lira falan alıyorlar. Geçenlerde ultrason gerekti onu da bedava yaptılar. SSK üzerinden giriş yaptım.
0
sui
(20.11.09)
(4)

mutlaka dinlenilmesi gereken nick cave albümü?(aciliyeti var)

ray simenov
nedir?15 dk içerisinde gerekmekte yanıtı.
nedir?
15 dk içerisinde gerekmekte yanıtı.
0
ray simenov
(06.11.09)
nick cave'in tek sarkisini biliyorum, onun da mutlaka dinlenmesi gerekir, aksi takdirde zikerler: babe, i am on fire.
0
nawres
(06.11.09)
bana kalırsa albüm olarak "No More Shall We Part"
0
yalnux
(06.11.09)
albüm olarak çekicem internetten, seçici olmak istedim zira zaman dar...
0
🌸ray simenov
(06.11.09)
The Assassination Of Jesse James By The Coward Robert Ford soundtrack i bence.
0
sui
(06.11.09)
(8)

SPSS

concon denetci
sorum şu, elimizde bir veri seti var ve burdan bi çalışma yapmak istiyorum. hangi analizi kullancağımı nerden bilcem? anova mı? arch mı garch mı? regresyon mu? ki kare mi? en küçük kareler yöntemi mi? güven analizi de yapsam çalışmayı zengin gösterir mi? amacıma yönelik uygulamam gereken tekniği anl
sorum şu, elimizde bir veri seti var ve burdan bi çalışma yapmak istiyorum. hangi analizi kullancağımı nerden bilcem? anova mı? arch mı garch mı? regresyon mu? ki kare mi? en küçük kareler yöntemi mi? güven analizi de yapsam çalışmayı zengin gösterir mi?

amacıma yönelik uygulamam gereken tekniği anlatan bir kaynak buldurur ya da anlatır mısınız?
0
concon denetci
(05.11.09)
frekans tablosu çıkartman lazım önceden, onun dışında elindeki verinin türüne göre regresyon ve çapraz tablolar yapabilirsin.

elimde spps te neleri nasıl yapabileceğini anlatan bir pdf dosyası var, mail verirsen yollayayım.
0
togi
(05.11.09)
google dan bi spss pdf i indirdim 43-44 sayfa resimli anltıyo. bir de spss 15 i, istatistikle birlikte anlatan bi pdf indirdim ama bunlar kesmedi. bu ikisi dışındaysa sendeki kaynak; [email protected]. bu söylediklerim dışındaysa nasıl makbule geçcek anlatamam.
0
🌸concon denetci
(05.11.09)
İki soruya cevap vermen lazım:

Neye bakmak istiyorsun?
Verilerinin tipi ne?

Farklılık analizleri için (iki grup arasındaki farklılık, iki verinin ortalamaları arasındaki farklılık vb.) t-test, ki-kare, anova vb. kullanılır.

İlişki analizleri için (bir veri ile diğer veri arasında ilişki var mı, varsa ne düzyde) korelasyon, regresyon analizleri kullanılır.

Verilerin gruplanabilirliğine bakıyorsan faktör analizi ya da correspondance analizi kullanılır.

Bunlar amaçlarımızdı. Verinin tipi ise amaç belli olduktan sonra hangi yöntemin kullanılacağını gösterir. Parametrik olmayan vern varsa (yani nominal ya da ordinal ölçekle topladığın veri), fark için ki-kare, ilişki korelasyonun nonparametrik olanı, gruplandırma için correspondance.

Parametrik verin varsa (interval ya da ratio ölçek), o zaman diğer yöntemleri kullanırsın.

Uzun işler bunlar.
0
sui
(05.11.09)
sui çok sağol açıklama için. sana bir örnek vereyim o zaman onun üstünden konuşalım kısaca. çalışmasını yapmak istediğim konu şu;

1)a nın artışı ile x ve y nin hareketleri arasında bir ilişki var mı (x ve y yi etkiliyo mu?)

2)x ve y nin artışı/azalışı z yi etkiliyo mu?

tek çalışmada iki farklı çalışma yapmış gibi olcam galiba böyle ama bunu yapmam lazım. şimdi burda kullanacaklarım rakamsal veriler. yani hepsi nicel veri. evet hocam söz sen de? bu çalışma hayat bulur mu? hangi analizleri neden yapmam lazım.

son soru, bu rakamsal verilerin anlamlılığını ya da güvenilirliğini ölçmem lazım mı? neden? nasıl?

yardımını bekleyen concon denetçi.
0
🌸concon denetci
(05.11.09)
1. a ile x arasında korelasyon, a ile y arasında korelasyon bakabilirsin. Buradaki korelasyon katsayısı sana ilişki olup olmadığını söyler (ilişkinin ne kadar güçlü olduğunu söyler daha doğrusu, magnitüdünü vermez). İlişkinin nicel katsayıları için (yani x'in ne kadar artması a'yı ne denli etkiliyor gibi) x ve y yi birlikte regresyona sokabilirsin. Bu sana a= p+qx+wy gibi bir denklem verir (p, q, w katsayılar)

2. soru için de aynı şey geçerli, ama o zaman bağımlı değişkenin a değil, x ve y.
0
sui
(05.11.09)
Ha, güvenilirlik analizi genelde bir ölçeği oluşturan sorular için yapılır. Yani diyelim insanların belli bir konudaki fikirlerini öğrenmek istiyorsun, bu fikrin genelini analiz etmek için de 15 tane ifade kullandın. Bu 15 itemlı ölçek güvenilir bir ölçek mi diye bakılır.

Ama diyelim ki elinde yıllar ve ilgili yıllara ait satış rakamları var, bunlar arasında regresyon bakıyorsun, böyle bir şeye güvenilirlik analizi yapılmaz.
0
sui
(05.11.09)
peki bu resmi olarak ilan edilen verilerin anlamlılığını ya da güvenilirliğini analiz etmem gerekir mi ayrıca?
0
🌸concon denetci
(05.11.09)
cevap gelmiş zaten, f5 te gecikmişim pardon:) yarıdmların için çok sağol çok iyi geldi:)
0
🌸concon denetci
(05.11.09)
(7)

iş görüşmesinden sonra aramalı mı?

berrak sudaki kırmızı balık
Ben ekim başında bir iş görüşmesine gittim. Görüşme sonunda daha yeni görüşmelere başladıklarını olursa ikinci bir görüşme olacağını ve ekim sonuna kadar görüşmelerin devam edeceğini söylediler. Şimdi oldu kasım. Sizce ben arayıp sorayım mı? Hadi arayacağım diyelim benimle görüşen insan kaynaklarınd
Ben ekim başında bir iş görüşmesine gittim. Görüşme sonunda daha yeni görüşmelere başladıklarını olursa ikinci bir görüşme olacağını ve ekim sonuna kadar görüşmelerin devam edeceğini söylediler. Şimdi oldu kasım. Sizce ben arayıp sorayım mı? Hadi arayacağım diyelim benimle görüşen insan kaynaklarından teyzenin adını unuttum. Oldu mu bu şimdi. Bir türlü aklıma gelmiyor.tamamen unuttum. Arayıp kiminle görüşeceğim bir de o var.
0
berrak sudaki kırmızı balık
(04.11.09)
soyle birsey var,
eger cok ihtiyaclari olan bir pozisyon icin sizinle gorustuyseler ararlardi.
ancak ince eleyip sik dokuyorlarsa zamana birakin. arkadasim is gorusmesinden 2 ay sonra 2. mulakata gitmisti mesela.
mail atabilirsiniz ama aramamanizi oneririm.
0
buyerson
(04.11.09)
bence de aramayın. bekleyin. sizi seviyorsa zaten geri döner, dönmediyse de hiç sevmemiştirler :D
0
gercekleracidir
(04.11.09)
Aranır, kibarca sonuç hakkında bilgi istenir. Ayıp değildir, normaldir aramak. İnsan Kaynaklarından bir yetkili ile görüşmek isteyebilirsiniz.
0
sui
(04.11.09)
ülkemin özel sektöründe çalışma ahlakı olmadığı için olumsuz da olsa geri dönüş yapmazlar. aramak bir sonuç getirmeyebilir ama mail atmayı deneyin. başına da "hatırlatma" amaçlı gönderiyorum gibilerinden bir şeyler yazabilirsiniz. bence deneyin, bu hem sizin işe karşı istekli olduğunuzu hem de işini gücünü takip eden bir kişi olduğunuz fikrini uyandırır.
0
irenicus
(04.11.09)
bence arayip sorun...
sizi sevmislerse diye bi sey mi olur. not mu aliyolar x i sevdik diye....
seni coktan unutmuslardir. arayip hatirlatmanda fayda vaer...
0
ne nicki be
(04.11.09)
biz sizi arıycaz'ların sonu pek tatlı olmaz ama. isteyenin bir yüzü kara vermeyenin... arayın evet.
0
robin crusoe
(05.11.09)
www.duslersokagi.com
Şu karikatüre bakın. :D
0
pichoscosama2
(05.11.09)
(4)

psikolojik olarak; id ego süper ego biz vss.. bi bakar mısınız şu soruya,?

uykusuz
evet teşekkürler, umarım karıştırmadan anlatabilirim..1. ayşe; aslında romantik komedi filmlerine bayılır hergün olmasa da haftada 2 tane izler.. entellektüeldir de.. mürekkep yalamıştır, felsefecidir ama yine de sever o romantik komedileri işte kötü bişey değil ki bu. ama ortamlarda, insanların iç
evet teşekkürler, umarım karıştırmadan anlatabilirim..

1. ayşe; aslında romantik komedi filmlerine bayılır hergün olmasa da haftada 2 tane izler.. entellektüeldir de.. mürekkep yalamıştır, felsefecidir ama yine de sever o romantik komedileri işte kötü bişey değil ki bu. ama ortamlarda, insanların içinde burun kıvırır, "izlemem" der, alaycı güler romantik komedilere? böylece erkeklere "bakın ben diğerlerinden farklıyım" mesajı, kadınlara da "sizden farklıyım" mesajı verir. nedir bu, ne denir buna?

2. neşe; makjaj yapan , gayet şık ve bakımlı, stilettolu şunlu bunlu iddialı kadınları inceden küçümser, "saçları gerçek renk değil, yüzleri doğal değil, boylarını ayakkabı ile uzatıyorlar" diye.. (dısından söylemez asla bilir çünkü o zaman açık verdiğini, içinden geçirir, yüzünden okursanız ne ala)

ama o da bilir ortaya çıkan sonucun güzel olduğunu, hoş olduğunu bütüne bakıldığında.. yine de tepeden bakar öle kadınlara.

kendisi spor ayakkabıların jeanlerin esortmanların hastasıdır doğal renk saçlıdır asla makyaj yapmaz.. güzeldir çok da.. ama aslında bi yandan da özenmektedir o stiletto ayakkabıları giyip nefis bi elbise çekip üstüne gündüz ya da gece iş yerinde ya da sosyal ortamlarda dikkat çekici kadınlardan olmaya.. ama yapmaz, çekindiğinden ya da yapamayacağından da değil..

ama bi sabah uyanıp "tamam bundan sonra benden onlardan olacağım" ulan diyemez. 28 sene öle varolmuştur, kendine yakıştıramaz.

nedir bu?


3. en temelde bi de şunu sorayım;

"olmak istediğimiz" biz ile "olduğumuz" biz vardır hani.

olduğumuz şey; çekirdeği alıp tüm türk dizilerini çitırdata çıtırdata izlemek..

olmak istediğimiz; evinde tv si bile olmayan, başka meşgaleleri olan yaratıcı biri.

etrafa, eşe dosta, yabancılara yaydığımız hava; "evde tv var ama ben hiç izlemem."

gerçek; bal gibi de izliyorsun.


gecenlerde bi arkadasımdaydım kütüphanesinde opera tarihi kitabı vardı bende teyzemden dolayı anlarım bu işlerden epey.. sohbet açtım hani seviyor, ilgileniyor diye.. operayı ne cok sevdiğini, şan dersi bile aldığını, bunun ne yüce bi sanat olduğunu anlatmaya başladı

-en çok sevdiğin eser dedim; ses yok..
-seyrettiğin bi eser dedim; sısss..
-bildiğin? tıss..
-bi tane operacı adı söle.... sss verdi..

bi anda ortamda acaip bi hava oluştu, çalan kapı zili hepimizi kurtardı.

böle böle şeyler..

olan biz ile, olmasını istediğimiz biz.. dışarıya göstermeye çalıştığımız biz.. nedir derinlikleri?

sizce bi insan tamamen kendisini keşfedip her yerde her zaman olduğu gibi davranmayı başarabilir mi sosyal maskesiz? mümkün müdür? ermiş midir?

teşekkürler düşünenlere..

başlıkta id ego süper ego derken hani bunlar mıdır, bunlar bunlara örnek midir diye sordum..
0
uykusuz
(03.11.09)
eh, sosyal bir varlık olarak evde çekirdek çitleyip serdar ortaç'la coşmayı sevsek de entelektüel bir ortamda operadan bahsedebiliriz ama bu işler her zaman bu rutinde gitmez. örneğin siz massive attack dinliyorsunuzdur evde ama işyerindeki arkadaşlarınız fasıl da fasıl diye tutturursa o ortamda kös kös oturmamak için tsmden hoşlanır gibi yapar ama özünde o ortamdan hoşlanırsınız.

yani ille çekirdek çitlemeniz gerekmiyor evde, evde opera dinleyip dışarıda sibel can'a uyum sağlamaya da çalışabilirsiniz, oradaki sorun sonsuza kadar evde kalamayacağınız ve insanlarla konuşmaktan zevk aldığınız gerçeğidir. bu yüzden ben "evde massive attack dinleyip dışarıda da arkadaşlarla fasıla gitmekten hoşlanan bir insan" olabilirim, ne olduğumla ne istediğim çelişmez bile, burada illaki bir id-ego-süperego çatışması yoktur, hatta ortada bir tutarsızlık bile yoktur. psikolojiden ziyade sosyolojiyle ilgili bir durum bana kalırsa.
0
entry ca
(03.11.09)
Sorunuzun cevabı "self-image" ya da "self-concept" kavramlarında bol bol açıklanmış, üstüne makaleler yazılmıştır. Olayın tüketici teorisindeki boyutuna kaynaklık eden eser için aşağıdaki makaleye göz atınız:

Sirgy, J., 1982. Self-concept in consumer behaviour: A critical review. Journal of Consumer Research, 9(3), 287-300.
0
sui
(03.11.09)
Bir çok boyut var sizin sorduğunuz şeyde. Örnekler,
Ahmet, bir gün içinde ney enstrümanı kullanılan bir şarkı dinler ve çok hoşuna gider. Gider ney alır. Ney kursuna gider, bir kaç kitap alır. Belirli bir süre sonra odada ney asılı durur.Belki bir kur devam eder sonraki dönem yeni kur açılmaz gidemez, kurs kendisini arayacaktır yeni kur açıldığında.Ne kurs arar ne de ahmet bunu hatırlar. Gelen giden arkadaşları " üflede bir görelim" der ahmet ise daha başlanıç çalışıyoruz der güler. Kendi kendine kaldığında biraz neye üfler aslında çalışmak lazım der.O gün 4 saat ney çalışır. Yarın başlıyorum der. Yarın işleri çıkar ve çıkar ve çıkar. Yine ney kenara konur.

Benzer binlerce örnek bulabiliriz. Mesela tasavvuf ile ilgili bir konferans olsun belediyenin düzenlediği ve konusunda uzman insan(lar) getirilsin.(Sık sık farklı konularda böyle şeyler düzenleniyor). İçeri girdiğinizde elimizi sallasak böyle insana çarparız.Onlarca kitap almıştır. Hiç birini okumamıştır. Bu konu için dil öğrenmeyi aklına bile getirmez vs..... Sizin operacı kızınızda buna benzer birebir olarak. Diğer örnekleriniz kesişim kümesidir.

İnsan olarak çevredeki olaylaran etkilenmemizde, sanki gözleri bağlı kurşuna dizilmiş suçlular gibiyizdir.Bir şarkı türü dinleriz, içindeki enstrüman hoşumuza gider, türü hoşumuza gider. Bir tablo görürüz ve hoşumuza gider. Onu çizeni anlamak isteriz. Bir hikaye okuruz, yazanı merak ederiz. Bunları hissetmek insan olmak kadar doğal.

Sonra? Sonra bu duyguyu analiz etmemiz, işlememiz gerekmektedir. Yani duygunun oluşumundan sonra duyguyu analiz etmek ve bundan sonra yapacağımız eylemi planlamada irade kavramı ortaya çıkar. Benim de anlamaya çalıştığım kavram olan irade de yaşanan eksikler nedeniyle operacı kızlar, neyci ahmetler ortaya çıkmakta. İrade terbiyesi bizim noksan kaldığımız nokta olduğunu düşünmekteyim.(şimdilik)

( hayır daha schopenhauer 'ın kitabını okumadım, aslında bu konu ile ilgili başka sağlam kaynaklarıda okumadım.Mühendisim. Operacı kız gibi hissediyorum kendimi.:-) )

edit: typo
0
ilkdefa
(03.11.09)
evet mümkündür. ermiş olduklarını ve ulaşılmaz bir şey başardıklarını düşünmüyorum. sonuçta kimi otistik veya ruhsal hastalıklara sahip insanların da bu şekilde davrandığını biliyoruz.
ben bunu hepimizin hamurunda olan o 21 gram olarak değerlendiriyorum ve allahı bu şekilde tanımlıyorum.
allah demeyeyim de tengri diyeyim belki müslümanlar alınır.
0
kediebesi
(03.11.09)
(4)

barbunya nasıl yapılıyor?

perfection
eheh farkindayim burasi icin cok sikimsonik bir duyuru oldu lakin bir barbunya canavarı olarak, bir suredir tek basima yasiyor olmanin getirdigi bir yemek ozlemiyle bu aksam barbunya pisirmeye niyetlendim.simdi az cok salcaydı sogandı havuctu vs idi biliyorum elbet, cat pat yaparım bu yemegi, lakin
eheh farkindayim burasi icin cok sikimsonik bir duyuru oldu lakin bir barbunya canavarı olarak, bir suredir tek basima yasiyor olmanin getirdigi bir yemek ozlemiyle bu aksam barbunya pisirmeye niyetlendim.

simdi az cok salcaydı sogandı havuctu vs idi biliyorum elbet, cat pat yaparım bu yemegi, lakin bana afili bi tarif lazim.
soyle guzel bir barbunya tarifi verene hayır duasi edecegim.

not: pilaki degil.
0
perfection
(18.08.09)
tüm bakliyat ürünlerinde olduğu gibi, 1-2 kaşık sıvıyağı tencereye koy, soğanları pembeleşinceye kadar kavur, salçayı ilave et onları da 1-2 tur çevir, suyu doldur, barbunyasını, küp patetesini, havucunu, tuzunu koy kaynat olur o.

en basit bu şekilde, gariban işi, tiki versiyonu illa ki vardır.
0
sotw
(18.08.09)
havuc ve patates pilaki'ye konulur aslında. zeytinyağlı barbunya yapıcaksan bunları koyup koymamak senin damak tadına kalmış. bol domates koy, soğanlar iyi kavrulsun ve şekeri ihmal etme. bir de ilk başta soğanları kavurmak için az zeytinyağı koy, en son piştikten sonra üzerine sızma zeytinyağı gezdir. barbunya'ya şeker iyi gidiyor, 1 kg için yaklaşık 5-6 küp şeker atabilirsin. suyunu da kendine göre ayarla ama suyunu hemen çeker, haberin olsun. şimdiden afiyet olsun:)
0
think martini
(18.08.09)
havuç ve patates koyacaksan bunları pişmesine yakın koy, yoksa fasülye pişene kadar senin patatesler erir gider yemeğin içinde.
0
sui
(18.08.09)
cok tesekkurler tarifler icin, ikisinden de yardim aldim, aslinda kendi bildigim gibi yaptim en cok. ve hayatimda ilk kez pisirdigim barbunyam muhtesem oldu.
0
🌸perfection
(19.08.09)
(9)

parmağı yaktım offf :(((

christine
demin keyif için yemek yapıcam derken parmağımı yaktım, hemen buzlar sürüldü, yanık kremi sürdüm ama kızarmaya ve şişmeye devam ediyor, sızlıyor karıncalanıyor ve acıyor, parmağı bükemiyorum o derece şişti. ne yapılır?evet sakar biriyim ben offf.
demin keyif için yemek yapıcam derken parmağımı yaktım, hemen buzlar sürüldü, yanık kremi sürdüm ama kızarmaya ve şişmeye devam ediyor, sızlıyor karıncalanıyor ve acıyor, parmağı bükemiyorum o derece şişti. ne yapılır?

evet sakar biriyim ben offf.
0
christine
(25.06.09)
Buzlu suda tutmaya devam et uzunca bir süre.
0
sui
(25.06.09)
öncelikle geçmiş olsun. geçen yıl bir arkadaşımın eline kaynar su döküldüğü zaman yanık kremi yoktu mum vardı. bir kocakarı yöntemi. tavada biraz zeytinyağıyla yavaşça mumu eritip yavaşça eline dökmüştük. 5-10 dakika kadar sonra mum donunca soymaya başladık. bir süre sonra sonra acısı geçti, rahatladı. mum dökülürken acıyor evet. ama rahatlatıyor. bu arada iz kalmadığını da belirteyim.
ve önemli olan bir nokta da yanan yerle oksijen temasının kesilmesi. streç film üstüne sargı bezi olabilir. streç şeffaf olduğu için gördükçe sinirinizi bozar diye söylüyorum.
yoksa sargı bezi o kadar önemli değil.

buzu ise hiçbir şekilde tavsiye etmiyorum.
0
will
(25.06.09)
Öncelikle geçmiş olsun. Yanık dereceine bağlı olarak yapılacak işlemler değişir. 1. derece ve 2. derece yüzeyel yanık ne yazık ki sinir uçlarını açığa çıkardığı için çok ağrılıdır. Bu ağrı durumunu azaltmak için yanık sahasına anestezik madde sürmek, ağzıdan ağrı kesici ilaç almak ve yanan parmağı kalp seviyesinden yukarı tutmak gerekir. Çünkü yanıktan sonra damar geçirgenliği artar ve dışarı sıvı sızar. Bu sızma sonucu ödem ve ağrı artar. Eğer parmağınız sirkümferansiyel olarak yanmışsa ve yanık derecesi yüksek bu durumda muhakak bir plastik cerraha görünmeniz gerekir. Çünkü parmağı besleyen damarların sıkışması söz konusu olabilir. Eklemi ilgilendiren yanıklarda o eklemi anatomik pozisyonda tutan bir atel ayarlamak gerekir. Aksi takdirde iyileşme sonrası yanığa bağlı kontraktürler gelişebilir. Eğer yanık yeri su toplayıp kabarcık yapmışsa o kabarcığın soyulmadan boşaltılması ve üst dokunun yanık sahasına yapıştırılması iyi bir seçenektir. Yanık sahası iyileştikçe o doku atılacaktır. Son olarak yanık cildin bütünlüğünü bozduğu için tetanoz profilaksisi olmalısınız. Ayrıca parmağınıza pansuman harici birşey sarmayın. Yanık sahasına hem mikrop kaptırma hem de derinleştirme gibi talihsiz işlemler yapmış olursunuz. Tekrardan geçmiş olsun.
0
plastik turambar
(25.06.09)
cig et koy ustune acisini alacaktir.
0
cizgilipijama
(25.06.09)
advantan-m diye bir krem var. hem bir anda alıyor acıyı, hem de yanık izi kalmasını önlüyor.

bana veteriner verdi daha geçen gün. nasıl/niye diye sormayın :)
ya peki sorun, off - köpeğim veterinerde sıra beklerken ve bir yandan da coşarken, içtiğim kaynar çayı, omzuma (evet omzuma) dökmeyi başardı :)
0
cedilla
(25.06.09)
eğer çok ciddi bir yanık değilse diş macunu tavsiye ederim , yarına bişi kalmaz ;)
0
busuta
(25.06.09)
ben limon suyunda bekletin bir süre derim. kocakarı ilacı gibi geliyor ama benim halamın eli yandığında komşusunun ısrarıyla denedik bu yöntemi, sabaha bir şeyi kalmamıştı acı sızı uçup gitti :)
0
su nanesi
(25.06.09)
bal dökün. önce çok yanıyor. ama sonra ne sızı kalıyor, ne su toplaması ne de şiş.
0
mahnita
(26.06.09)
valla buz ve hametanı denedim. şu an görünüm olarak arı sokmuş gibi, biraz şiş ve hissiz ama buna da şükür, dünkü karıncalanma ve ağrıdan eser yok. ilaç çok güzelmiş. herkese teşekkür ederim, dikkat edin benim gibi sakar olmayın olur mu :)
0
🌸christine
(26.06.09)
(24)

yıllar sonra?

ne bok yedim ben
bir erkek yıllar önce ayrıldığı(6 sene)ve bu 6 senenin en az 5 senesinde yüzünü hiç görmediği eski sevgilisini bir şekilde bulup neden tekrar deneyelim der?
bir erkek yıllar önce ayrıldığı(6 sene)ve bu 6 senenin en az 5 senesinde yüzünü hiç görmediği eski sevgilisini bir şekilde bulup neden tekrar deneyelim der?
0
ne bok yedim ben
(16.06.09)
kaynakları tükenmiştir, listesini revize ediyordur.
0
lhun
(16.06.09)
Unutamamıştır. Seviyordur. Arada birlikte olduğu insanlarda aradığını bulamamıştır. Yaşlanmakta ya da yaşlandığını hissetmektedir.

(bkz: romantik mode on)
0
sui
(16.06.09)
aklına gelmiştir. eğer çok kötü ayrılınmadıysa ve o anki şartlar sebebiyle ayrılındıysa gayet olabilitesi var.
0
prodeq
(16.06.09)
gerçekten kötü ayrılınmış bir ilişki bu. bir de kızın bu olaydan sonra iki ciddi ilişkisi oldu ve birinde evlilikten dönüldü. erkeğin de ciddi ve ciddi olmayan bir sürü ilişkisi oldu. taraflar bunlardan bir şekilde haberdar ortak dostlar vs... ama 5 senedir hiç bir şekilde görüşmedikleri gibi, şeytan görsün yüzünü modundaydılar.
0
🌸ne bok yedim ben
(16.06.09)
erkek "denyo veya öküz" ise, kötü amaçlı olma ihtimali daha fazladır. yani, olta atmıştır.
"denyo veya öküz" olmayan bir erkeğin, daha iyi niyetlerle bunu demesi daha olağandır.

tekrar deneyelim sözünü nasıl söylediği, size ipucu olsun...
0
kabablanka
(16.06.09)
2 ihtimal var.

1- hala seviyordur. diğerlerinde aradığını bulamamıştır. daha doğrusu hep senin gibisini aramıştır. bulamayınca, seni geri istiyordur.
2- afedersin ama azmıştır. ama azgınlığını giderecek birini bulamamıştır. eski sevgilileri sırayla denemiştir, iş çıkmayınca sıra sana kadar gelmiştir.

hangisi olduğunu sen bulacaksın. o kadar tanıman lazım adamı yani.
0
el magico
(16.06.09)
muhtemelen seri katildir, eski sevgililerini öldürüyordur.

rahat ol, neden aramaya gerek yok, eleman özlemiş/yalnız kalmış/dertlenmiş/darlanmış vesaire,
ayrıca "şeytan görsün yüzünü" modunda ayrılanların tekrar birleşme oranı, "arkadaş kalalım" diyerek ayrılanların birleşme oranından yüzde 54,3 daha fazla olduğu, klinik deneylerle kanıtlanmış bir gerçek. valla bak.

source: temel ana britannica cilt 35, sayfa 42
0
arigold
(16.06.09)
iyi de, aradan geçen 6 sene içinde köprülerin altından çok sular aktı. büyüdük, başımızdan aşklar geçti, değiştik. yani ben azdı mı yoksa hala seviyor mu nerden anlıycam? 6 senedir bir saat bile görüşmüşlüğümüz yok. yani şans veriyim mi ööfff ooofff:(((
0
🌸ne bok yedim ben
(16.06.09)
sen onu hala seviyor musun?
yani bizim dememizle şans vereceksen, boşver verme. ama eğer hala seviyorsan ve istiyorsan, bi denemekte fayda var. zaten sana karşı davranışlarına bakarak anlarsın durumu(çok saf değilsen tabi).

ya da şöyle yapabilirsin. beraber olmadan önce, arkadaş gibi takılın biraz, gezin, tozun. büyük ihtimalle kısa bi zamanda niyeti belli olur. yani ben olsam belli ederdim en azından.
0
el magico
(16.06.09)
arada birkaç ilişkisi daha olduysa ve sizin ilişkiniz gerçekten o zamanlar ciddi güzel bir ilişkiyse sizi azdığında araması sizce de normal dışı değil mi? azmamıştır o.
0
prodeq
(16.06.09)
yahu git konus bakalım derdi neymıs, ciddi mi degil mi, ne manaya diyor. muneccim miyiz nerden bilelim adamın derdini. otur konus ısırmaz sen ısır demedikce, endiselenecek bisey yok.

salt azmıs mı degil mi diye de kontrol edeceksen sevisin bakalım bi, sonrasındaki tavırları ne oluyor ?
0
bryan fury
(16.06.09)
Bıkmıştır kısa süreli ilişkilerden, en son uzun süreli ilişkisi senle olduysa. "Onunla ne güzeldi, en azından gerçek bir ilişkiydi." diye düşünmüş olup, yeni birisiyle de zor olacağını düşünüp tekrar seninle bir ilişki yaşamak istiyor olabilir. Kısa süreli ilişkilerindeki kadınların çok boş olduğunu düşünüp "En iyisi oydu ya." diye düşünüyor da olabilir. Yani seviyor olabilir aşk boyutunda değildir belki ama illa ki sende sevdiği bir şey vardı ki aklına geldin. Kendi hayatımı anlattım sanki neyse.
Ha diğer yandan şeytan görsün yüzünü modu deyince insan şüphelenmiyor değil tabi, eğer ciddi ciddi nefret varsa seni kırmak için böyle bir şey yapmak istiyor olabilir. İçinde kalmış olabilir eğer sen onu terkettiysen veya kırıldıysa fazlasıyla. Ama böyle intikam falan için de 6 yıl sonra çok mantıklı gelmiyor yani bilemedim. Yani 6 yılda nefret falan kalmaz heralde.
0
loralynn
(16.06.09)
yani ben erkek mantığıyla düşünemiyorum. bir insan seviyorsa, 6 yıl sonra mı aklı başına gelir? intikamsa, neden 6 yıl sonra? bu çok uzun bir süre. yani 6 yıldır aslında beni seviyormuş masalına inanmak istemiyorum yelkenler suya inecek çünkü. ama inanasım da var.
0
🌸ne bok yedim ben
(16.06.09)
%99 abazan durumu had safhaya çıkmıştır.sadece sana değil diğer eski takıntılarınada zarf atıyordur kime tutturursa.
sonrasında şöyle bir cümleyle karşılaşman muhtemeldir biz 6 sene önceden bitmişiz hata yaptığımızı düşünüyorum adiyossss..
0
sirincem
(16.06.09)
frijitim sirincem,

abartmayın yahu,

çocukceğiz geçen 6 sene sonunda en güzel ilişkisinin(loralynn'in de dediği gibi) "ne bok yedim ben" ile olduğunu farketmiştir, psikolojik ve kimyasal pek çok etken var.

şurada iki dakikada nuri alço/yavşak taylan kıvamına getirdiniz elemanı.
0
arigold
(16.06.09)
6 yıldır seni seviyor değildir sadece en iyi ilişkisinin seninle olduğunu düşünüp tekrar denemek istiyordur.
0
loralynn
(16.06.09)
arigold sen haklısın ve hazırladığın lafları beğendim..
0
eleventh american esme has met
(16.06.09)
her iddasına varım ki amacı cinsel birliktelik.
eminim. yüzde yüz

cevap : bir erkek ayrıldığı bir sevgilisini hiç görmedikten bilmemkaç sene sonra arıyorsa amacı cinselliktir, başka bir şey değil.
0
point guard
(16.06.09)
bir şans ver.
0
enter saltman benim
(16.06.09)
şöyle düşün, 6 yıl sonra sen bile kararsızsın hala.
0
turkish tekila
(16.06.09)
Fenerbahçeliyim. Daum'u çok severdim. Gittiğine üzüldüm. Şimdi geri gelmesine daha çok üzülüyorum. Aynı duyguları Apiah ve Aurello için de düşünüyorum. Ben bir takımdan ayrılan oyuncu veya antrenörün aynı takıma geri dönmesine karşıyım.

Aynı şey aşk için de geçerli.
0
pichoscosama
(16.06.09)
bi kere 6 yıl sensiz yapmış. ben olsam ben de art niyet arardım.
yani sonuçta bir değil iki değil 6 yıl. ama yine de cinsellik içerdiğini düşünmüyorum. sonuçta sırf bunun için böle bişeye kasmaz gibi geliyor.
bi buluş görüş, bi kahve için bakalım sen ne hissedeceksin. öncelikli olan bu.
0
mahnita
(16.06.09)
sırf cinsellik için kimse 6 sene evvel ki ilişkisini hatırlamaz akıl var mantık var. mutlaka bişey arıyodur eskilerden o 6 sene ara nasıl oldu onu merak ediyorum aslında götü yememiştir aramaya güveni yeni yerine gelmiştir emin olmustur falan filan hemen cinsellige vurmayın olayı..
0
poke
(16.06.09)
seninle olduğu zamanlardaki kendini özlediği içindir.
0
JD
(16.06.09)
(3)

Nüfus Cüzdanı Kaç Günde Çıkar?

thefalloftekin
kimliğimdeki fotoğraf taa 5. sınıftan kalma, sorun çıkarmaya başladı..haftaya pazar da sınav var, riske edeyim istemiyorum.. yenileyeyim dedim..pazartesi tam teşekküllü olarak daireye gitsem kaç günde teslim ederler yenisini?yakın zamanda yenilemiş olanlara selam ola..
kimliğimdeki fotoğraf taa 5. sınıftan kalma, sorun çıkarmaya başladı..
haftaya pazar da sınav var, riske edeyim istemiyorum.. yenileyeyim dedim..
pazartesi tam teşekküllü olarak daireye gitsem kaç günde teslim ederler yenisini?
yakın zamanda yenilemiş olanlara selam ola..
0
thefalloftekin
(06.06.09)
Kalabalık değilse 1 saatten kısa sürede.
0
stephen dedalus
(06.06.09)
İşlemin kendisi 5-10 dakika sürüyor. Süreyi belirleyen sıra olur.
0
sui
(06.06.09)
bulunduğun şehre göre değişir. edirne de hiç sıra beklemeden 5dakikada hallettim işimi. din hanesini sildirme kan grubu yazdırma gibi fantezilerin yoksa bir resim ve üzerinde tc kimlik numarası yazılı olan nüfus cüzdanın +3lira gerekiyor.
tc kimlik numarası yoksa bulunduğun mahallenin muhtarlığından bir belge alman gerekiyor adını unuttuğum. muhtara amacını söyleyince anlayıp cüzi bir miktar karşılığında veriyor öğrenciyim etc. deyince birşeyler yapıyor, hiç almadı mesela benden.
0
cura ut valeas
(06.06.09)
(6)

müzik arşivine giriş - my music 101

sangria
şimdi arşivimde bolca diskografi var, lakin neresinden başlasam bilmiyorum, burada adını zikredeceğim sanatçılar için, şu şarkıları dinlemezsen olmaz diyerek, kendi şahsi top 5'inizi paylaşır mısınız lütfen?anathemabright eyesdave matthews bandin flamesmercury revsavatagedepeche mode
şimdi arşivimde bolca diskografi var, lakin neresinden başlasam bilmiyorum, burada adını zikredeceğim sanatçılar için, şu şarkıları dinlemezsen olmaz diyerek, kendi şahsi top 5'inizi paylaşır mısınız lütfen?

anathema
bright eyes
dave matthews band
in flames
mercury rev
savatage
depeche mode
0
sangria
(05.06.09)
dave matthews band - some devil dinlenir mesela
0
yurdum insani
(05.06.09)
in flames - leeches
man made god
cloud connected
0
madrigal
(05.06.09)
aman da aman, sangria'ya tavsiye verme şansı, hemen değerlendiriyim :)

dave matthews band:

crush
dreaming tree
spoon
stone
rapunzel

(hepsi de aynı albümde: before these crowded streets. bundan sonra da everyday albümüne geç. sonra hepsine geçersin zaten :) )

in flames:

square nothing!!! (ünlemleri ben koydum)
jotun
man made god
dialogue with the stars
filan falan

savatage:

when the crowds are gone
edge of thorns
chance
gutter ballet
christmas eve sarajevo 12 24
hall of the mountain king (in flames'teki eksiğime say)

diyorum ben
0
deinnorra
(05.06.09)
buarada, dave matthews band'in dışında "dave matthews" adıyla bir de solo proje var.
some devil de o albümün adı. ordan stay or leave'i dinle mutlaka.
0
deinnorra
(05.06.09)
last.fm açıp grupların en çok dinlenenlerine bakın bence. Ben bilmediğim gruplara o şekilde giriş yaparım hep.
0
hophophoba
(05.06.09)
in flames için konuşuyorum:

december flower
jotun
dead eternity
0
sui
(06.06.09)
(9)

HSBC inatla arıyor

thor odinsson
Merhaba Zimbabwe kabilesi,Şimdi yaklaşık olarak 2-3 haftadır, belki de 1 aydır ne bileyim işte bir süredir `4440111` numarasından `HSBC` arıyor, hem de inatla. Bazen günde 2-3 kez hem de. Kendilerinden herhangi bir karta sahip değilim, başvuru yapmadım kullanmadım da. Aramalarına da inatla cevap ver
Merhaba Zimbabwe kabilesi,

Şimdi yaklaşık olarak 2-3 haftadır, belki de 1 aydır ne bileyim işte bir süredir 4440111 numarasından HSBC arıyor, hem de inatla. Bazen günde 2-3 kez hem de. Kendilerinden herhangi bir karta sahip değilim, başvuru yapmadım kullanmadım da. Aramalarına da inatla cevap vermiyorum. Neden arıyor olabilirler? Teorileri bekliyorum.
0
thor odinsson
(05.06.09)
sadece bir fikir: telefonu açıp "neden arıyorsunuz?" desen?
0
november rain
(05.06.09)
Kart satmak istiyorlardır. Abuk sabuk bir kampanyaları vardır ona dahil etmek istiyorlardır. Beni de Finansbank arıyor.

Mesleğiniz nedir sakıncası yoksa?
0
sui
(05.06.09)
açıp sormak, ya da küfrederek klişe yapmak gelmedi değil. ama inatla bana mail yoluyla da ulaşmalarını bekliyorum.

@sui
öğrenciyim işin garibi. hani kredi falan verelim deseler tamamen garip.
0
🌸thor odinsson
(05.06.09)
SDün beni dse birisi arasdı, bi bayan. finansbanktan arıyorum konuşmalarımız sda kayıt altına alınıyor falan... neyse, bensd e bozuntuya vermedsim. ismimi sorsdum yalan söyledsim (lan hani başvurmuştum kresdiye insan ismimi bilmez mi?) neyse sdevam edselim kimlik bilgileri sdedsi ben sde aptala yatıp sdoğsduğum yer ve ilçeyi söyledism halbuki o kimlik numarası istemişti, neyse sonra tam adresi isteyince yeter dsedim. isminiz neydsi dedsim, suzan dsedsi, suzan hanım bakınm sdedim ben öyle bir başvuru yapmadım yanlışlık olacak, ama ne olacağını görmek için sdevam ettim dsedsim. kasdın eh uhm oldsu kapadsı iyi günler dsileyip.
0
Karluk
(05.06.09)
(aranan no cep tel. ise) bazen otomatik oluyor o aramalar. işte şöyle fırsatlarımız var, böyle hedelerimiz var.. ilgileniyorsanız şunu tuşlayın vs. cevap vermediğinde de sürekli aranıp duruyorsun. öteki türlü bir şey olsa iki-üç kere arayıp vazgeçerler.
0
thalamus
(05.06.09)
Acaba ben mi aradım :) Şaka bir yana açın efendim , arıyorsak önemli olabilir , sizin adınıza başka birisi başvuru(kredi , kredi kartı)yapmıştır yada başka bir özel durum olabilir. Hiç olmadı size kampanyalarımızdan bahsedecek de olabiliriz , o zaman ilgilenmiyorum deyip yüzümüze kapatabilirsiniz.
0
lngrad
(05.06.09)
@lngrad

ama ısrarla arıyorsunuz :P

peki arayıp konuşacağım. olmadı siz arayın rahat zamanda, muhabbet ederiz :)
0
🌸thor odinsson
(05.06.09)
beni de hsbc arıyıp duruyodu,boşluğuma gelmişti tatil zamanı sabahın köründe açtım ve yaklaşık 10 dk boyunca kesintisiz konuşan bayanın nefes alma arasında
"Hanımefendi ben öğrenciyim ve tek gelir kaynağım da babamların verdiği harçlık ki onunda da aylık gelirim 1 milyarın(o zamanlar sıfırlar atılmamıştı) altında.Okuldan bilgilerim alınıp yollanan kredi kartlarını da kapıya kadar geldiğinde kabul etmiyorum.Konuşmaya devam etmek istediğinizden emin misiniz?"
dedim.
ve hanımefendi direk iyi günler diyip kapadı.
Kurtulmak Çok zor değil esasında.
0
afush
(05.06.09)
e süper daha ne... kontör gelir devamlı.
0
berhan
(05.06.09)
(3)

Supply Chain Case (Tedarik Zinciri Vakasi)

maximus decimus meridius
Elimizde fabrikasi Bursa'da olan hayali bir bisiklet firmasi var. Bu firma ile ilgili bildigimiz tek sey diger 2 deposunun Ankara ve Istanbul'da oldugu. Karsimizda firmanin sahibi ve ayni zamanda dersin hocasi var. Kendisine oyle sorular sorup oyle cevaplar alacagiz ki sirketle ilgili bir takim cozu
Elimizde fabrikasi Bursa'da olan hayali bir bisiklet firmasi var. Bu firma ile ilgili bildigimiz tek sey diger 2 deposunun Ankara ve Istanbul'da oldugu. Karsimizda firmanin sahibi ve ayni zamanda dersin hocasi var. Kendisine oyle sorular sorup oyle cevaplar alacagiz ki sirketle ilgili bir takim cozumler bulacak, endustri muhendisligi ve tedarik zinciri ile alakali yorumlar, cikarimlar yapacagiz. Ne kadar yaratici ve ise yarar soru sorarsak vize notumuz o kadar yuksek olacak. Hocanin verdigi cevaplardan yola cikarak da buldugumuz cozum final notumuzu etkileyecek. Kafamda stok hacmi, uretim kapasitesi ve lojistik ile ilgili bir takim sorular olusturdum, bunlar disinda veya bunlara yakin ne tarz yaratici sorular sorabilirim sirket ile ilgili? Ise yarar bir veri elde etmek icin nasil sorular sorulabilir? Simdiden tesekkurler :)
0
maximus decimus meridius
(05.06.09)
Lojistiğin pazarlama ile olan ilişkisini unutmayın. Hedef müşterileri, bu müşterilerin lokasyonları ve firmanın genel ulaştırma politikaları, müşterilerinin beklentileri (mesela stokta olmayan bir ürünü ne kadar beklemeye tahammül edecekleri, bu ürün için zihinlerindeki ortalama fiyat marjı, sizin lojistik maliyetlerin bu fiyat algılaması ile olan ilişkileri vb. gibi), customization beklentileri vb.

Outsourcing ile ilgili sorular sorabilirsiniz ayrıca.
0
sui
(05.06.09)
Üretim: Fabrika kapasitesi, yıllık geçmişe vakıf üretimler, üretim takt zamanı, depo kapasiteleri, tedarikçilerin lokasyonları ve hangi tedarikçiden ne büyüklükte satın almalar yapıldığı, tedarikçiler ile yapılan kontratlar

Depolama: Depo kapasiteleri, depolar-fabrika, depolar-distributor arası mesafeler, ulaştırma süreleri, IT entegrasyonu...

edit:lojistik maliyetlerini uzaklık cinsinden düşündüm bu arada. uzaklık=maliyet gibisinden.

Lojistik(tedarikçiden): tedarikçi-fabrika arası uzaklıklar, ulaştırma zamanları, ulaştırma yolları, sipariş edildikten sonra ham maddenin fabrikaya ulaşma süresi.

Dağıtım kanalları: satış ağının yapısına bağlı olarak eğer distributorler ile çalışılıyorsa distributor lokasyonları, distributorler ile yapılmış anlaşmalar, yıllık hedefler, depolar-distributorler arası uzaklıklar, ulaştırma zamanları, distributor-retail arası mesafeler....

Satış: Demand planning için satıştan gelecek datalar (geçmişe vakıf/aylık/haftalık vs.)


özetle, supply chain için, teker teker, tedarikçi, üretim, depolama, satış kanalları olmak üzere 4 konunun detaylı incelenmesi gerekiyor.

tüm bunların üzerine ne bileyim işte şirket içi ERP var mı? senkronize bir şekilde sipariş alma, sipariş verme gibi süreçler yönetilebiliyor mu?

pazarlama, müşteri istekleri, ürün yönetimi gibi konular biraz irrelevant kalıyor o yüzden değinmedim, yoksa ona da değinirim.

şöyle bir chain varsaydım: tedarikçiler>>üretim>>lojistik to depolar>>depolama>>lojistik to distributorler>>distributorler>>retail>>consumer
0
arigold
(05.06.09)
depolardaki service fill rate'ler(başlığı ingilizce yazmışsınız terimleri ingilizce yazıyorum o yüzden) önemlidir, bununla ilgili bir konu da safety stock düzeyidir. yani siz de bilirsiniz, düşük service fill rate + yüksek stok bir yerde sorun olduğunu gösterir, mesela; talep okumada, forecast yapmada ya da zamanında ürün göndermede. bu sorular size spesifik bilgiler sağlar ve sorun varsa kolayca çözüm üretebilirsiniz.
0
jagielski
(05.06.09)
(18)

T-shirt internet sitesi

girisimci ruh
Sevgili Duyuru Sakinleri,http://www.ateliercreart.com sitemizde tasarımlarımızı t-shirte uyarlayıp satıyoruz. Sizlerin görüşlerine ihtiyacımız var.1)İnternet satış sitesi olarak yerleşim, işleyiş , sunumu beğendiniz mi?2)Sitedeki açıklamaları yeterli buluyor musunuz?3)Olumlu anlamda en çok dikkatini
Sevgili Duyuru Sakinleri,

www.ateliercreart.com sitemizde tasarımlarımızı t-shirte uyarlayıp satıyoruz. Sizlerin görüşlerine ihtiyacımız var.

1)İnternet satış sitesi olarak yerleşim, işleyiş , sunumu beğendiniz mi?
2)Sitedeki açıklamaları yeterli buluyor musunuz?
3)Olumlu anlamda en çok dikkatinizi çeken şey ne oldu?
4)"şu da olmalıydı" dediğiniz eksikler nelerdir?

Not: Ekşi sözlükte sık kullanılan jargon ile ilgili de t-shirtler yapmayı planlıyoruz. Bunlarla ilgili fikirlerinize danışmak için ayrı bir duyuru açacağım.

Şimdiden teşekkürler
0
girisimci ruh
(05.06.09)
ilk bakista gayet profesyonel bir izlenim birakti bende. tasarim goz yormuyor.

bence kendi tasarimlarimizi siparis edebilecegimiz bir duzenek olsa cok guzel olur. ben mesela mythbuster adam savage'in bolumlerde kullandigi replikleri bastirdigi t-shirtleri cok seviyorum. bir cumlelik tasarimlar. bunlari basitce uygulayabilecegim bir flash yazilim olsa cok guzel olurdu. yabanci siteler var boyle mutlaka ama simdi gavura para kazandirmayalim :)

sonuc olarak benim cok hosuma gitti acikcasi. tebrik ederim.
0
osuruklu
(05.06.09)
daha önce tesadüfen görmüştüm, çok hoşuma gitmişti. özellikle konseptler çok güzel. site tasarımı hoş ve kullanışlı. başarılarınızın devamını dilerim:)

yalnız ören yerleri konseptinde kültepe/kaniş'ten başka yer olmadığı dikkatimi çekti:) alacahöyük, hattuşa (boğazköy), ephesus (bugün bildiğimiz adıyla efes), nysa, aphrodisias, arykanda, assos, gordion, göbekli tepe (ki çok önemlidir), liman tepe, magnesia, pergamon, smyrna, troia, zeugma gibi önemli yerleri es geçmemenizi tavsiye ederim:)
0
selim pusat
(05.06.09)
her şey güzel. ben mi bulamadım bilmiyorum, bir de t-shirt'lerin kumaşlarının özellikleri yazsa negzel olurdu. bir de açıkça söylemem gerekirse bazı t-shirt'ler çok pahalı=) ayrıca ben merak ettim neden bir t-shirt 30 lira bir diğeri 15 lira..
0
dambil
(05.06.09)
göze batacak bir yere kocaman "t-shirt'e baskı yapıyoruz, satıyoruz" anlamına gelecek bir yazı yazın. sitenin ilk birkaç saniyede ne olduğunun anlaşılması önemli.

soldaki ürün yelpazeniz şu an sitede ilk okunan metin. onu biraz daha aşağı kaydırmayı ve popüler ürünlerinizi daha göze batar şekilde sergilemeyi düşünebilirsiniz.

ürünlerin sunumuna gelirsek, bedende sadece small, large yazması yetmez bence. bazı markalarda medium, bazılarında large giyiyorum hatta kesimine göre bile değişiyor. omuz genişliğidir bel genişliğidir allah ne verdiyse yazın bence. yoksa ben almak istesem sadece bu sebepten dolayı cesaret edemem.(aha gördüm şimdi, gözümden kaçmış çok güzel :) )

olanla ilgili gözüme çarpanlar bunlar. belki daha sonra yeni şeyler de yazarım çünkü aklıma bir sürü şey geliyor ama yorgun olduğum için cümleleri toplayamıyorum.
0
surtunme kuvveti
(05.06.09)
satın almayla üyelik aynı formda olsa bir de. önce üye olup sonra sepete eklemek yerine..
0
surtunme kuvveti
(05.06.09)
1) güzel, beğendim.
2) xxl bedenlere de yer vermeniz hoş. xxxl ve xxxxl gibi ekstreme bedenlere de 1-2 modelde yer verseniz ne hoş olur. hatta baskı yapıp gönderiyorsanız zor birşey değil bu. obezleri de düşünelim lütfen. bir de yakalı t-shirt (30 yaş ve üstü) tasarımlarınız yok mudur? bana lazım mesela.
3)fiyatlar uygun geldi. fakat t-shirt kumaş kalitesi nedir bunu netten bilemiyoruz. açıklayıcı birşeyler yazsa hoş olur.
4) kadın erkek ayrımı olmalı. çocuk ve bebek kategorisi de olmalı. bunun dışında kategoriye girdiğimde sonraki önceki tadında tüm modelleri listeleyip görebileceğim birşeyler olmalı gibi geldi bana. yine de tasarımda standart değil diye üstüne düşmüyorum. sonraki model önceki model gibi butonlar olabilir mesela. sonuçta t-shirt beğeneceğiz değil mi?
nOt: buradaki fikirlerimi kullanırsanız (pek sanmıyorum ya) 1 tshirt telif isterim ona göre. 1919 modelini beğendim.
0
ozdek
(05.06.09)
Bence site son derece profesyonel görünüyor. Tek meselem firmanın ve dolayısıyla site isminin çok zor hatırlanabilir olması, ama buna ne yapılabilir bilemiyorum. Yani ben buradan bir şey almak istesem yarın öbür gün çok zor hatırlarım buranın adresini adını.
0
sui
(05.06.09)
merhaba,

şu an sadece sayfaya baktım.

adres satırına saçma adres yazınca gelen sitelere benzeyen bir görünümü var sitenizin.
0
tabudeviren
(05.06.09)
dtg ile mi yapiyorsunuz bunlari?
0
terp
(05.06.09)
fazla sade bir site olmuş diyorum ben. biraz daha modern, web 2.0 kıvamı olabilirdi. çok fazla büyük harf kullanmışsınız. kırmızı-siyah-beyaz-gri bileşimi sıkıcı olmuş. yandaki menüler wordpress blogu hissi veriyor. alışveriş yapma hissi uyandırmıyor site.
0
blackdog
(05.06.09)
siteniz gayet sade ve hoş, çok iyi.

eleman ihtiyacınız var mı ?
(bkz: işsiz grafiker)

cellar_fk 84 [at]hotmail
0
cellar
(05.06.09)
tüm siteyi incelemeye vaktim yok şu anda ama bu adresi doğru olarak hatırlayana ücretsiz t-shirt yollayın bence.
0
sanal uyku
(05.06.09)
ana sayfaya girince buranın ne iş yaptığı belli olmuyor. 1-2 cümle ile, büyük yazılarla anlatsanız daha iyi olur sanki.

geleneksel motifler, bölge motifleri iyi güzel ama bu kadar satar mı bilmiyorum. aşağıdaki güncel-popüler ürünler sanki daha çok satar. onları en tepeye almak daha iyi olur.

bir de neden her kategorinin iki tane ismi var? güncel-popüler, geleneksel-kültürel, kentler-bölgeler gibi?!?? hepsinin birer tane olsa daha iyi bence..

"70 lira üzeri kargo bizden" bence flash içinde kaybolmuş. sayfanın sağ üstünde, üye girişi falan yazan yerde, ayrı bir kutu içinde falan yazılsa daha iyi olur.

sitenin rengi biraz soluk kalmış. tişörtler ise genelde cıvıl cıvıl tişörtler.. daha renkli bir site daha iyi olur.

bir de bazı tişörtler müşteriye satmak yerine, sanki promosyon ürünü olarak bazı kurumların dağıtması için hazırlanmış gibi duruyor. günlük giyime uygun değiller.

ama nick'ten de anlaşıldığı üzere, iyi bir girişim olmuş. alışveriş yapmayı düşünüyorum. sözlükçü indirimi yapın, hatta sözlükte reklam yapın, müşteri sayısı artar gibime geliyor.
0
co2s2
(05.06.09)
site gayet güzel ama adresin akılda kalıcılığı konusundaki eleştrilere ben de katılıyorum.

sloganvari bi adres alıp ordan yönlendirmenizi tavsiye ederim

edit: bir de yukarı afilli bi header şart
0
sijwocaq
(05.06.09)
yahu baktım insan sözlükte bir başlık bari açar!!!

başlığı açın, ben de altına güzel güzel entry gireyim.
0
co2s2
(05.06.09)
İşte olduğum için pek fazla bakamadım sitenize ama t-shirtlerin thumbnailleri çok küçük benim için ben bir bakışta t-shirt ün üzerindeki baskıyı görebilmeliyim, eğer beğenirsem ayrıntılı incelemek isterim...
0
selimse
(05.06.09)
Tişörtleri modeller üzerinde görmek her zaman iyidir.
0
dumur
(05.06.09)
Oncelikle bir reklamcılık öğrencisi olarak ilk yorumu mu yapayım.
1.Site ismi pek akılda kalıcı birşey değil.Bence değişmeli
2.Grafikler bence guzel ama en alttaki önerilenler,son gezdikleriniz vs. boyut olarak cok buyuk.Bence kucultulmeli (bkz: gittigidiyor )
3.Desenleri ayrıntılı incelemek için bir buyutec gibi birşey kullanılabilir.(bkz: markafoni )
Son olarak.Ben begendim hizmet guzel gorunuyo 80 liralık bir alışveriş yaptım ilk ziyaretimde.Sıftahı benden bereketi allahtan :)
0
bilgisizbilgili
(05.06.09)
(13)

bulaşığına pes oynadık sonuca varamadık

abtash
merhaba duyuru ailesi. yaklaşık 4 saat bulaşığına pes oynadık 3 arkadaş. bir türlü sonuncu çıkmadı, herkes birbirini yendi. yine uzatmaya götürmek için bir maç kazanmam gerekiyordu o maçı kazandım, sonra diğer arkadaşla yeni serinin ilk maçını yaptık, onu da kazandım. diğer iki arkadaş üst üste iki
merhaba duyuru ailesi. yaklaşık 4 saat bulaşığına pes oynadık 3 arkadaş. bir türlü sonuncu çıkmadı, herkes birbirini yendi. yine uzatmaya götürmek için bir maç kazanmam gerekiyordu o maçı kazandım, sonra diğer arkadaşla yeni serinin ilk maçını yaptık, onu da kazandım. diğer iki arkadaş üst üste iki maç kazandığımı görünce, benim yeni seride iki maç kazandığımı sandı ve yapacakları maçta kaybeden bulaşıkları yıkayacaktı, ben de sesimi çıkarmadım ehehe. neyse maç bitti, ben maçı kaybedenle bi maç yapmak istedim, tamam dedi, tekrar yendim onu, ve aslında şimdi kazandığımı söyledim, çamura yattım bi nevi. ceza olarak bulaşıkları bana yıkmaya çalışıyolar, ben de duyura yazalım, duyuru hakem olsun ona göre yıkarım dedim.

oylar gelsin efem.(aslında ben de kendimi suçlu görüyorum ama neyse, siz bunu okumadınız)
0
abtash
(05.06.09)
sen yıka. kılım evet.
0
cro magnon
(05.06.09)
Hepiniz birlikte yıkayın bence. O ne öyle ya okurken kendimden geçtim:S
0
eloy86
(05.06.09)
Bizde de benzer durumlar oluyordu. Benim düşüncem bulaşığı sen yıkamalısın. Çünkü ortada iddianın olmadığı maçta eleman kasmamıştır. Kastı desen de bunu kanıtlayamazsın.

Sonuç: Çamur, hile ve sportmence olmayan davranışlardan bulaşığa mahkum ediyorum. İnşallah bulaşıklar 3 haftalık falan değildir.
0
tekosin
(05.06.09)
ertesi güne kalır, çamura yatmanın dorukları yaşanır.
0
hikaye mesture
(05.06.09)
zar atın. kart çekin. taş makas kağıt yapın.
0
cruor
(05.06.09)
Bu bulaşığı yıkayan, takip eden 4 bulaşığı yıkamasın!
0
girisimci ruh
(05.06.09)
bi' dahakine amele gibi sonucu bulamayacağınıza lig yapın averaj da dahil olsun her şey belli olsun ;)
0
only alcoholica
(05.06.09)
@only alcoholica
ikili averaja bakıyoruz, onlarda da sadece galibiyetlere bakıyoruz. prensip eheh
0
🌸abtash
(05.06.09)
kim yıkadı bulaşığı?
0
ykyt
(05.06.09)
4 kibrit çöpü alın, üçünün altını kırın, onlar Messi olsun. Uzun olan Ronaldo olsun, Ronaldo'yu çeken bulaşıkları yıkasın.
0
sui
(05.06.09)
üç kişiyeniz önce iki kişi birbiriyle maç yapsın. yenilen kenarda dursun. yenen kişi diğer bekleyenle maç yapsın. bu sefer yenen ayrılsın (o birinci oldu, kurtuldu ma bize sonuncu lazım). ilk yenilenle son yenilen de maç yapsınlar, yine yenilen yıkasın.
0
kibritsuyu
(05.06.09)
@yky
sonuncu yıkadı hehe, yani tekrar yenip söylediğim arkadaş yıkadı. bu 4 saat içinde bi kez çamura yatmıştı o yüzden kabullendi.
0
🌸abtash
(05.06.09)
kısa çöpü çekmeliydiniz.
0
faideli bilgiler
(05.06.09)
(12)

gemilere she denilmesi olayı?

füt
literatürde gemiye neden she denir bilen var mı?örnek: she will arrive to port tomorrow.
literatürde gemiye neden she denir bilen var mı?

örnek: she will arrive to port tomorrow.
0
füt
(04.06.09)
Bir çok açıklaması var, kimisine göre eskiden gemiler bir tanrıçaya adanırmış, o yüzden de dişil olarak çağırılıyorlar. Başka yorumlara göre gemiciler gemiyi anneleri olarak kabul edip çok saygı gösterirlermiş falan filan.

Bir de geyik açıklamalar var, mesela güzel görünsün diye bir ton boyamak gerekir, o yüzden kadın soyundandır gibi.

Bu arada şehirlere ve bazı ülkelere de she denir. Aklıma geldi.
0
sui
(04.06.09)
gemilerin yapısının, gövdesinin kadın bedenine benzemesinden (narin ve güzel olmasından) kaynaklanıyor.
0
mahallenindelisi
(04.06.09)
tam kuralı var mıdır bilmiyorum ama bazı objelerden she diye bahsedilir ingilizcede sadece gemiler için geçerli değil bu.
0
serseri marti
(04.06.09)
uluslararası yazışmalar genelde fransızca yapılır. ordan geçen sözcüklerde aslında ingilizcede oldukça boldur. fransızcada da kelimeler masculine, feminen diye ayrılır. eğer fransızcadaki karşılığı feminen ise (la) inglizce de she denilmesi belki bu sebeptendir.
0
lesterdexter
(04.06.09)
nerde okuduğumu hatırlamasam da güvenilire yakın bir kaynaktan şunu öğrenmiştim. antik dönem denizcilerinin en nüyük uğursuzluk saydıkları şey gemiye bir kadının binmesi imiş. ancak nasıl olmuşsa olmuş, roma döneminden itibaren gemilerin pruva kısmına (en ön kısmına) şans tanrıçası fortuna nın tahtadan heykelciği konmaya başlanmış. belki bu yüzdendir.

kentlere she denmesinin sebebi ise, pek çok kentin koruyucu tanrıçaya sahip olması ile ilgiliymiş. athena'dan atina, afrodit'ten afrodisias isimlerinin türemesi gibi. ancak tanrı isimlerinden kent adları da var ama olucak o kadar..
0
kabablanka
(04.06.09)
efenim gemi her şeyden önce bi "container" dır. yani şeklini bi düşünün, bir şeyler taşır bu insan olur eşya olur vs. tıplı rahim gibi. şekil itibariyle gözden geçirecek olursanız da benzerliği görürsünüz eminim. bize okulda öğrettikleri bu yöndeydi. bi container olduğundan kelli, she'dir.
0
peki
(04.06.09)
Genelde Roman dillerinde kelimenin "feminine" olmasindan kaynaklaniyor ve arkadaslarin acikladigi efsanevi seyler yuzunden ingilizcede de "she" olarak dile gelmis. Ama artik "it" deniyormus.
0
ermanen
(04.06.09)
aslinda dogru cevabi peki vermis ama eglenceli bir cevap icin:

(bkz: gemiler neden kadına benzetilir )
0
demented
(05.06.09)
hayır efendim esas doğru cevabı kabablanka vermiştir :)
gemileri şans ve kader tanrıçası fortuna korurdu eski yunanda. bu nedenle gemiler feminendir. deniz tanrısı poseidon'na kurban kesilir öyle yola çıkılırdı (babam grek ordan biliyorum :P) ama fortunanın sağı solu belli olmadığı için (kör talih) onun da gönlü olsun diye ağaçtan oyma heykelini gemiye koyarlardı bla bla..
şehirleri de tanrıçalar korur, bu nedenle onlar da feminendir.
fransızca latince'nin bozmasıdır, ingilizce fransızca üzerinden değil latince ve eski yunanca üzerinden alır bu tür kıl tüy olaylarını.
ayrıca size okullarda hiç de doğru şeyler öğretmemişler, kınıyorum öyle hocayı :)
0
aithra
(05.06.09)
(gemi sektöründe çalışıyorum, bir kaç hafta önce danışmanımla beraber bir tersanede bir geminin yanındayız)

danışman: bak burada posta var. (posta, inşaatlarda sütün gibi bir şey)
co2s2: ee ben göremedim.
danışman: elle bak
co2s2: ee hala anlayamadım.
danışman: evladım öyle öküz gibi elleme, bir kadını okşar gibi okşa gemiyi.
0
co2s2
(05.06.09)
@aithr, gemicilik denizcilik okulunda öğrenmiyoruz bunları şekerim. tamamen edebi bir çözümlemeydi benimkisi. bu da böyle bir açıklama.
0
peki
(05.06.09)
"bize okulda öğrettikleri bu yöndeydi."
her ne okulundan bahsediyorsanız, o okuldan bahsettim.
bu açıklamanıza paralel olarak içine bir şey alabilen herhangi bir nesneye seslenirken "she" denmesi gerekir. ahah
0
aithra
(08.06.09)
(8)

bir yazar soruyorum

qwertyali
bundan iki yıl kadar önce tesadüfen bir entry sine enk geldiğim bir yazarın başlığını okurken görümüştüm. hakkında devamlı yazdığı entryleri siliyor halbuse süper yazıyor falan yazmışlardı. biraz hayal meyal hatırlıyorum ama 2. nesil bir yazardı sanırım. harbiden de güzel yazıyordu. mesela toplam da
bundan iki yıl kadar önce tesadüfen bir entry sine enk geldiğim bir yazarın başlığını okurken görümüştüm. hakkında devamlı yazdığı entryleri siliyor halbuse süper yazıyor falan yazmışlardı. biraz hayal meyal hatırlıyorum ama 2. nesil bir yazardı sanırım. harbiden de güzel yazıyordu.

mesela toplam da 120 entrysi falan görünüyordu. onlar da son birkaç ayda yazdıkları falandı. zaman geçtikçe eskilerini siliyordu durmadan.

öyle aklıma takıldı işte, kimdi ki o acaba?
0
qwertyali
(04.06.09)
hia
(04.06.09)
hayır trenchkot değil. entrylerini silme mevzusu şöyle: bi gün bişeye kızıp entrylerinin çoğunu silmiyordu. öyle bir silme şekli değil(yani öyle hatırlıyorum)
devamlı olarak yazıp siliyordu. en fazla bi iki ay falan duruyordu entryleri.
0
🌸qwertyali
(04.06.09)
istatistiklerde "en jiletciler" kısmına bakın belki orada bulabilirsiniz.
0
sen git ben geliyorum
(04.06.09)
yok en jiletçilerde. o kadar çok entry yazan birisi olduğunu sanmıyorum zaten sonucunda siliyor olsa bile. sonuçta tekrar denk gelirdi bir yerde. ayrıca ikinci nesilliği de muammadır. yanlış kalmış olabilir aklımda
0
🌸qwertyali
(04.06.09)
delikan76 24.000'e sabitleyip gitmişti ama?
0
sui
(04.06.09)
delikan 76 da değil. o kadar çok entry si yoktu. ve erkek olmadığını zannediyorum.
0
🌸qwertyali
(05.06.09)
rotting horse on deadly ground?
0
elephants in my head
(05.06.09)
rotting horse on deadly ground da değil.
sonuçta ben de onun nikini görür görmez tanıyamayacağım. o olmadığını nasıl anlıyorum derseniz: başlık altına bakıyorum ve 'devamlı yazdıklarını siliyor' a benzer entryler arıyorum. birden çok entry vardı buna benzer
0
🌸qwertyali
(05.06.09)
(15)

İzmirdeki kiraların düşüklüğü

deckard
evlerin kiraları niye bu kadar düşük İzmir'de? belli yerlerde ise çok yüksek. düşük olanların muhiti mi çok kötü, nedir? misal;http://tinyurl.com/phbpgehttp://tinyurl.com/pdbzerhttp://tinyurl.com/q4e6sudaha da örnek var bunlar gibi. şimdi bu fiyatlara istanbul'da bulabileceğim evler ile bu evleri ka
evlerin kiraları niye bu kadar düşük İzmir'de? belli yerlerde ise çok yüksek. düşük olanların muhiti mi çok kötü, nedir? misal;

tinyurl.com
tinyurl.com
tinyurl.com

daha da örnek var bunlar gibi. şimdi bu fiyatlara istanbul'da bulabileceğim evler ile bu evleri karşılaştırıyorum da, arada baya fark var. niye böyle?
0
deckard
(04.06.09)
izmirde fiyatları arttıran öğrenciler, ya da öğrencinin sırtına binen ev sahipleri. bu sebeple bornova ve buca gibi öğrenci mekanlarında kiralar pahalı.

bir de zengin muhitler var, mavi şehir bostanlı gibi, onlar da muhit sayesinde pahalı..

geri kalan yerler ise gecekondudan çok da farklı değil..
0
kabablanka
(04.06.09)
Muhit farkı.
0
sui
(04.06.09)
izmirde kiralar düşük çünkü maaşlarda düşük. ne ka para oka kira.
0
yazar kasa
(04.06.09)
genel olarak izmir diğer büyük şehirlerden ucuz. bunu da gözardı etmemek gerek. ev kiralarına da yansıyor tabi. ancak deniz görmesi ve muhit en önemli iki faktör fiyatlarda.
0
sen git ben geliyorum
(04.06.09)
verdiğim ilk linkteki ev gayet denizi görüyor, denize yakın. duyduğum kadarıyla konak da gayet iyi bir yer.
0
🌸deckard
(04.06.09)
aslında o ilk linkteki evin konak'la alakası yok. yani aslında var da bilinen merkezde değil. ama halil rıfat paşa'daymış ki oralar güzeldir, metroya da yaknmış. diğer ikisi bornova'da denizle alakası yok mesela ama işte öğrenci faktörü daha pahalı yapmış onları. bi son linkteki ev sitedeymiş o da arttırmış fiyatı. mesela alsancak, göztepe, mavişehir gibi yerlere baksan bu kadar ucuza bulunmaz ya da bulacakların ucube yerler olur.
0
tepedeki psychedelic adam
(04.06.09)
aslında yanlış yerlere bakmışsın. atatürk mahallesi mesela izmir de pek tercih edilen bir yer değildir. ama kiralar ucuzdur haklısın. yerleşmeyi düşünürsen haber ver, ev bakar buluruz güzelinden.
0
jaaaccckkk
(04.06.09)
ankaraya taşınmadan önce izmirde sahilde oturuyorduk 3+1 deniz görüyordu tam köprünün önündeyi ve kirası 750 tl ydi bundan yaklaşık 2 yıl önce. semtlede çok alakalı değil gibi geliyor o yüzden iyi araştırıldığında cidden güzel fiyatlar bulunuyor.
0
lesterdexter
(04.06.09)
ilk linkteki yer halil rıfat denen yerde ve denizi gören ev yokuşun tepesinde. inip çıkmaktan imanınızın gevremesi bir yana o ev nereden baksanız 30 yıllık. diğer iki ev ise bornova'nın ücra yerlerinde. özkanlar, manavkuyu, balçova, narlıdere gibi eli yüzü düzgün yerlerde kiralar 800 den başlayıp kat kat artıyor. şu an oturduğum ev bornova migros'un arkasında, pencereler tahta ve dökülüyor, merkezi ısıtma yok, alt kattaki soba yakınca bütün duman evde ve benim kiram 600 lira.
0
plastik turambar
(04.06.09)
şimdi ben pek bilmem hangi semtin muhiti iyidir kötüdür diye. kafamızdaki semtler bornova, konak, alsancak, balçova(?). buralarda nereler iyidir, oturulur falan zamanla öğrenirim artık.

karşıyaka, göztepe, buca gibi yerleri araştırmayı pek düşünmüyorum.
0
🌸deckard
(04.06.09)
@deckard

saydıkların içinden en iyisi alsancak sanırım. ama fiyatlar uçuk olabilir orada. bornova'da küçük park (ege öğrencileri için merkez noktası) civarı kiralar 800 civarı diye biliyorum. orası öğrenci sömüren ev sahipleriyle dolu.

konak iş merkezi gibi daha çok yani bilmiyorum ama ne zaman gitsem çok stresli ve hareketli geliyor bana. fakat istanbul'da yaşadığına göre sana öyle gelmez:)

balçova hakkında yazarsam sallamış olurum.
0
sen git ben geliyorum
(04.06.09)
deckard,
Yıllardır Karşıyakada oturuyorum. İzmir'in başka yerine değişmem. Ayrıca Bostanlı'da da çok oturduk biz şu anda da oradayız ama kiralar diğer büyük şehirlere kıyasla çok uygun.

İzmir'de oturmak için en iyi yerlerden birisi burası. Konak'ta Alsancak'ta falan aile olarak düşünüyorsanız oturamazsınız bence. Ben sevmem oraları, ha alsancak'ta ailenin de oturacağı yerler vardır ama kiralar çok yüksektir, cidden yüksek.

bornova öğrenci yuvası, hiç tavsiye etmem. bi de en işlek yerlerinde gerzek bar tipi mekan doludur. su kattıkları biraları öğrencilere yitelemek olan çakma esnaf doludur buralar.

balçavoyı iyi bilmiyorum, ama sanırım oturulabilinir de...uzak orası baya yani izmirin bambaşka bi tarafı gibi. ama vapurla falan bostanlıya geçebilmek güzel.

Dediğim gibi karşıyakanın gayet ezih yerlerinde 500-600'e güzel ev bulursun yine de tabii yerleşeğiniz semt çok önemli, iyi düşünün.
0
Karluk
(04.06.09)
uzun süredir bornovada oturan biri olarak benim sıralam su sekilde,

hareket arıyorsanız alsancak
sakinlik arıyorsanız karsıyaka
can sıkıntısı arıyorsanız bornova

diğer yerler klasman dışı...
0
kabablanka
(04.06.09)
maalesef izmir ile istanbul arasında uçurum var. şu anda istanbulda oturduğum kiraya izmirde çok lüks deniz gören evde otururdum heral. neyse.

Soylediğin semtler içinde alsancağı ya da balçovayı tavsiye ederim.

alternatif olarak da site olsun diye düşünürsen gaziemiri tavsiye ediyorum. ferah yer,binalar yeni, ama alsancağa konağa 40 dakka falan sürüyor otobüsle.araba varsa rahat. yani biraz uzak. kiralar 2 oda bir salon 450 civarı.
Konak merkezi yer ama yokuşundan ve semtinden dolayı kira düşük diye düşünüyorum. Konak oturmak için çok tutulan bir semt değildir. daha böyle dar sokaklar mahalle havasında.
0
berrak sudaki kırmızı balık
(04.06.09)
öncelikle izmirde uzaklık kavramı istanbula kıyasla daha farklı.şehrin iki ucu diyebileceğim karşıyaka-gaziemir arası 1 saat bile değil.o yüzden.yeni yapılan dış mahallelerdeki binaların kirası uzak diye aşırı ucuz değilken ; merkezi yerler de fiyatı pek abartamıyor.örneğin ben yeilyurtta 120 m2 evde (sıfır bina)480 tl ye oturuyorum.bu da çok makul bir rakam.
0
ground
(05.06.09)
(13)

cam yuttum sanırım, eşimde çiğnedi.

fatihdr
"kaynım da bana kaydı" ile devam etmemi düşünüyor olabilirsiniz. veya saadettin teksoyun yeni programına antreman yapan iki manyak eş olduğumuzu düşünebilirsiniz ama tamamen kaza eseri yaşanmış bir olay. "borcam" kapta yoğurt mayalayan eşim kapağı sertçe kapatıp borcam kapağının hafifçe kırılmasına
"kaynım da bana kaydı" ile devam etmemi düşünüyor olabilirsiniz. veya saadettin teksoyun yeni programına antreman yapan iki manyak eş olduğumuzu düşünebilirsiniz ama tamamen kaza eseri yaşanmış bir olay. "borcam" kapta yoğurt mayalayan eşim kapağı sertçe kapatıp borcam kapağının hafifçe kırılmasına neden olmuş. sanırım kırılan cam parçalarıda yoğurdun içine düşüvermiş. herneyse, efendim ben bu yoğurdu yerken asğzımdan bir fasulye büyüklüğünde cam parçası çıktı. hemen yoğurdu süzdüm yapbozun eksik parçalarını tamamlamaya çalıştım. ama sanırım birkaç parçayı çiğnemeden götürmüş olabilirim. eşimde sabah yoğurt yerken çatır çutur birşeyler yedim dedi. bir parçayıda o götürmüş muhtemelen. sonuç olarak doktora gidilmeli mi. gerçi camın röntgende görüneceğini sanmıyorum ama. ölür müyüz yani kısaca bunu merak ediyoruz teşekkürler.
0
fatihdr
(04.06.09)
çıkarken tehlikeli olabilir.

not: tamamen mantık yürütme
0
insantaklidiyapanmaymun
(04.06.09)
cam yiyenler falan vardı bence bir şey olmaz mide eritir ama tabi ben doktor değilim. buraya kesin anlayan biri yazacaktır.
0
desdinova
(04.06.09)
mide, bağırsak ve yemek borusuna birşey olmasında, afedersiniz ben g*tü başı kesmeyi göze aldım.
0
🌸fatihdr
(04.06.09)
cam parçaları çok büyük değilse hiçbir prolem olmaz. ki çiğnedim falan diyosunuz hiç dert değil.. rahat olun... tuvaleti bekleyin...
0
ceyrekakıl
(04.06.09)
çok büyükten kasıt nedir hocam?
0
🌸fatihdr
(04.06.09)
sonuçta midenin öğütebileceği bir şey olduğunu sanmıyorum. bağırsakları vs birazcık zedelese bile büyük sorun. 112 'Yi -tabi ki ücretsiz- arayıp sormanızı öneriyorum. cevap veriyorlar böyle şeylere.
0
sen git ben geliyorum
(04.06.09)
agzindan ve cikis takimlarindan kan gelmiyorsa ve kan tadi almiyorsan pek bi sorun olmamis demektir. kucuk siyriklarla atlatabilirsin. cam ne kadar buyukse o kadar tehlikeli. ama kesin birsey denemez de. ekmek yiyin derler boyle durumlarda.

not: cam x-ray'de gozukur. ama cok kucuk parcalar ne kadar belli olur bilmiyorum.
0
ermanen
(04.06.09)
Nette cam yutma durumu için pamuk yiyin diyorlar, lifleri cama dolanıp bağırsaklardan daha sorunsuz çıkmasını sağlıyormuş. Ben olsam denerdim, pamuk nihayetinde.
0
sui
(04.06.09)
küçük parçalar sindirim sisteminizden sorun çıkarmadan çıkacaktır. yerken ağzınızla hissetmediyseniz büyük ihtimalle yeterince küçüktür. bir şey olacağını şahsen sanmam.

derdiniz cam tozu soluma gibi bir şey olsaydı o zaman geçmiş olsun derdim ama =)

@sui: borcam kırılınca toz haline dönüşmez. söylediğin ne kadar işe yarar hiç bir fikrim yok (ve pamuğun midede eriyeceğini ve hiçbir yararı olmayacağını sanıyorum ama) bunu yapmalarına gerek de yok
0
mortifera
(04.06.09)
0
soujiro
(04.06.09)
birşey olmaz ya. tv lerde görüyoruz adam çatır çutur çay bardaklarını götürüyor. onlar da insan.
0
sarere
(05.06.09)
birsey oldu mu?
0
fdegir
(05.06.09)
ishal oldum ama bir ilgisi yok sanırım.
0
🌸fatihdr
(05.06.09)
(4)

sevgili ingilizce-türkçe çevirmenler, çevirgenler

supercalifragilisticexpialidocious
2 gündür yaptığım takriben 100k karakter psikoloji metni çevirisi esnasında kafama bi' şey takıldı atla deve değil (aslında kısmen at =p) ama;tartışmalar esnasında ilişkilerin sonlanmasına yol açabilen "four horsemen of the apocalypse"ten bahsediliyor ve ben bunu ısrarla "mahşerin dört atlısı" olara
2 gündür yaptığım takriben 100k karakter psikoloji metni çevirisi esnasında kafama bi' şey takıldı atla deve değil (aslında kısmen at =p) ama;

tartışmalar esnasında ilişkilerin sonlanmasına yol açabilen "four horsemen of the apocalypse"ten bahsediliyor ve ben bunu ısrarla "mahşerin dört atlısı" olarak çevirmeme rağmen, pek sevgili hoca(ları)m "kıyametin dört atlısı olacak o, biz öyle yaptık" demekte.

şimdi güzel, apocalypse kıyamet anlamına gelmekte, pek hoş. mesele yok, anlaştık. ama bu biraz daha yerleşik bi' deyimimsi değil midir? yani mahşerin olarak kullanılması, kıyametin olarak kullanmasından daha yerinde değil midir? yoksa yamuluyo muyum?

bu esnada, kendilerine katıldığım tek nokta, 'kıyamet'in bir 'son'u 'mahşer'den daha iyi ifade edebileceği.

bi diyiverin be..
0
supercalifragilisticexpialidocious
(04.06.09)
bence mahşer daha uygundur burada...çeviride önemli olan kelimenin değil anlamın çevrilmesidir...
0
opethianskies
(04.06.09)
kıyam arapcada yükselmek anlamındadır. mahşer ise kıyametin kurulacağı yer. yani kıyamet zamanının dört atlısı anlamında kullanılmıştır o sanki kıyamet etimi daha doğru gibi geliyor.
0
ozi buyudu
(04.06.09)
Türkçe'de yerleşik olan hali mahşerin dört atlısıdır, bence bu şekilde çevrilmeli.

Can Yücel'in dediği gibi, çeviri kadın gibidir, güzeli sadık olmaz, sadığı güzel olmaz.
0
sui
(04.06.09)
bu kadar yakın terimlerde galat-ı meşhur tercih edilmelidir.
mahşer yani.
0
cinematography
(06.06.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.