pahalı olmasın? Avrupada millet manuel kullanıyor onun sıkıntı olduğunu sanmıyorum ama km'si ve manuel olması sebebiyle biraz daha ucuz olmalı belki de?

geçmişi yoksa o da sıkıntı gibi evet. İthal araç falan olmasın belki öyle bişeydir.

hibrit değil, km nispeten yüksek sayılır ve manuel vites. toyota'ların en büyük özelliği e-cvt şanzıman ve hibrit motor. bir de autohero ile ilgili güzel şeyler duymadım bugüne kadar. daha küçük autohaus'ların ilanlarına bakabilirsin.

onun dışında ben de almanya'dayım ve yaris sahibiyim :) kesinlikle alınır. almanya'nın en çok satan b segment japon arabası bu zaten. en sorunsuzu da bu. ama kesinlikle hibrit ve otomatik al. km'si de mümkünse 50k'yı geçmesin.

cok pahali cünkü. bu özelliklerde mazda sürüyorum, üstelik kazasiz, üstelik km'si bundan cok daha düsük. bir tek Erstzulassung benimkinde 2017 senesi. servis + araba bedeli 6100 euroya aldim. lol. 13 bin euro ne :D
bu arabaya 8 binden fazla vermem. kazali oldugu icin onu da vermem. kazali arac alinmaz.

Aşırı pahalı çünkü. Daha ucuza daha yeni ve otomatik makina alırsın

Unfallfrei(kazasız) olmadığı için satılmıyor.
Kaza yapmış ve tamir edilmiş araba için pahalı.Mesela ben 32binlik tiguanı, kaza yapmış ve yetkili serviste yapıldığı için 25bine aldım.
Satılabilmesi için ciddi fiyat indirimi olması lazım.

araba 2019 yılından ama alti yilda tam 4 kisi sahibi olmuş siz alirsaniz 5. olacaksınız. soru su insanlar neden neredeyse hemen hemen bir yil sonra arabayı elden cikarmis. servis tarihçesi yok yani bu alti yilda bakımları yapilmis mi belli degil. araba kazasız degil ama en önemli etken kazalı bir araba icin çok pahalı, arabanın ederi bu degil.

teşekkürler arkadaşlar ben araba cahiliyim ehliyetimi yeni aldım ilk arabam olacak ezikleyici cevap yazmaya gerek yoktu... varsa araba tavsiyeniz alırım 14k bütçem var, 8000e bulan arkadaş bulsun gidip alayım

Bu arabayi alan son sahibi olacak o yüzden.cok pahali ve manuel.

autohero da normalden daha pahali. ayrica faizler asiri yüksek autoheroda. onun yerine bayilerin garantlili 2. el satislarini oneririm. onlar autoherodan ucuz olacak, ve kredi cekersen daha insafli faiz verecekler.

ama tavsiyem bakim, parca, usta vs.. gibi nedenlerden almandan sasmamaniz. toyota alacaksaniz fiyati öldürerek almaniz lazim.

tavsiye icinde kac kisisin, ne lazim, ne kadar km yapacaksin, vs.. farkeder. örnegin bu araba ile sehirlerarasi yollar eziyet olur.

tek kişiyim ben, max bi arkadaşımı da alır bi yere giderim gezmeye, arada bir başka bir şehire 200km git gel yol yaparım en fazla, onun dışında hafta sonları gezmelik bir şey arıyorum, autoheroya bakmamın nedeni bana yakın yerde yeri var seçtiğin her arabayı getiriyorlar oraya seçenek fazla diye, yoksa mobile.de falan da bakıyorum. ufak araba olsun fazla masraf çıkarmasın manuel de olur ama otomatik olsa güzel olur

www.mydealz.de
verdigin para az degil. ornek olarak yukardakine bak. ici bos bile olsa sifir fabia 15,870€

yerinde olsam yetkili saticilari gezerdim, autohero yerine.

simdi model onermekten korktum, sonra sorun vs.. cikar, mesul olmayayim. üzülürüm. ama 14bin az bir para degil.

14k bütce inanilmaz bir bütce ilk araba icin. 8k'ya arkadas bulsun demissiniz, bakin 2 dk icinde önüme cikan: www.autoscout24.de
düz vites, 2015'den, 50k'da, kazasiz ve servisi tam, fiyati da 9k. pazarlikla 8'e de alirsiniz.
biraz arastirmaniz gerekiyor sadece.

bakacam ilandaki arabaya bana çok uzakta değilmiş, teşekkürler.

dhl de ürün reweight e giriyor, belki oradan yakalarsınız. TR den boş çıksa salt paket agırlığı 20-30 gr birşey olur, gözlükle biraz daha artar kutusu vs derken. çağrı merkezinden bu tespit edilebilir awb numarasıyla. bir de eğer paket açılmış yeniden paketlenmiş ise repack bantı vardır, sistemde de repack kodu girilir bunu da çaprı merkezi görebilir. o bant normal banttan farklıdır bu şekilde açılıp açılmadığı anlaşılır ancak pakette değişiklik yoksa buna rağmen içi boş diyorlarsa amazona şikayet edebilirsiniz.

DHL ile ilgisi yoktur satıcının serefsizligi. Hemen yaz Amazon’a çözerler. Ayrıca dhl sitesinden paketin ağırlığını görebiliyor olman lazım onu da belirt bos paket nasıl bu ağırlıkta olacak diye.

Acikcasi ben DHLi de cok tekin bulmuyorum :) Almanya ici lens siparis etmistim. Urun geldi, menun kalmadim iade talebi olusturdum. Musteri hizmetleri acilmis olan paketi de koyun dedi. OK dedim, DHL ile yolladim geri ama gonderi takibi icin ek para odemek istemedigimden gonderi takipli yollamadim ve gidis o gidis. Firmayi aradigimda paket ellerine ulasmadigini soylediler. DHLde kayip kargo formu doldurdum falan. Ses seda cikmadi 6 ay. Hala ne oldu bilmiyorum o pakete :)

Almanya icinde ben 1000 euronun ustunde urun iadesi bile yaptim. Sorunsuz bir sekilde param yatti.

hatta burada paketsiz iade var. o sekilde bir kac defa iade de yaptim. dhl hepsini ortak kutuya koyuyor sonrasinda. orada bile bir sey kaybolmadi.

ama tamaminda satici amazon.de idi.

twitter.com

Aktarma süresi çok mu kısa? yemek yenecek vakit yok mu? Yemek olmasa da kahve içmeye belki?

Almanyada bulamayacağı bir şey daha uygun olur. Ne seviyor nelerden hoşlanıyor onu düşünün.

iyisinden bir baklava diyecegim ya klasik olacak ama.

kurabiye de olur bu arada yolluk gibi yesin atistirsinlar. dusunceniz gayet guzel

kuru pasta orada da vardır. bir şey götürme. yanında olmak yeter.

Düşünceniz saçma değil. Kurabiye güzel fikir. Maksat jest olsun.

cenazesi oldugu icin bence hic bir sey. sonradan ev adresini biliyorsunuz. amazondan ya da bir yerden bir hediye gonderirsiniz.

kuru pasta meslek odası buluşması tatlısı
baklava götürün

şerit kesintisizse arkadaşınızı sollamak için karşı şeride geçemez. kesintisiz şeridin manası sollama yasağı zaten. o işi geçsin çarpan kişi.

takip mesafesi ihlali ve 20 metre lastik izine dayanarak söylersek hız sınır aşımı da var kuvvetle ihtimal.

arkadaşınız da kesintisiz çizgide sola dönüş alıp karşı şeride geçmemeliydi. yine de kusurun karşı tarafta bulunacağını düşünüyorum atladığım bir nokta yoksa.

kaza boyle olmus olabilir ; ama bana cok olasi gelmedi.

benim tahminim su sekilde : muhtemelen motorsikletin yavasladigini gorunce direkt diger serite yoneldi araba. motorsiklet diger serite gecip iyice yavasladi. o sirada arabadaki telefona radyoya bakti gormedi vurdu. ya da hizi durmaya yetmedi gormemesine ragmen.

Adamla daha fazla muhattap olmanıza gerek yok, direkt sigorta şirketine gerekli belgeleri ilet kaskodan yaptır geç. Suç %100 karşıdaysa kasko parasını tamamen karşıdan alacak zaten. Daha fazla polemiğe girme derim. Onun dışında haklılık olarak bakarsak evet arkadaşın haklı gibi görünüyor.

gereksiz polemiğe girme +1

sigorta ve kasko böyle durumlar için var. lastik izi ve çarpma detaylarını, resim video vb şeyleri de ekleyip raporu hazırlayın. kanaatimce suçun çoğu karşı tarafta.

öncelikle çok geçmiş olsun.

devamlı yol çizgisi boyunca hiç bir şekilde veya nedenle şerit değiştiremezsiniz, sola da dönemezsiniz, şeridinizden çıkamazsınız. o ihlal yapıyorsa motosiklet de yapıyor. yani devamlı yol çigisi olduğu için sola dönüşünüz de yasak.
muhtemelen kusur %50-50 verilecektir.

selamlar, kazayı yapan kişi olarak güncelleme yapmak istedim.

dün eksper firmadan aradılar ve hatanın %100 karşı tarafta olduğunu bildirdiler. açıkçası ben de %50 çıkar diye tahmin ediyordum ancak %100 kusursuz olduğum ortaya çıktı.:)

edit: artci sarsinti'nin cevabını okuduktan sonra %50 çıkacağını düşünmüştüm bu arada.

Hocam saati boş ver o kadar verme ama bende diesel ikinci el bir tane var sana ucuza veririm :)

linklere bakmadim cunku zevkler tartisilmaz.

Türkiye fiyatlari da bilgim dahilinde degil.

kayis dert degil, kayisi degistirirsin kafana gore.

1. önerim : anordain.com gibi microbrandlere bakabilirsin. cok guzel saatler var. ben bu markayi mesela begeniyorum, bekleme listeleri uzun ama biraz. boyle bir dolu cok iyi saat markasi var.

2- cok az para ama kalite icin seiko, citizen ve orient, mesela su.
www.amazon.de

3- moda markalari yerine casionun en ucuz saatini al tak. gerci casioyu bunlarla ayni cumlede kullanmak bile casioya hakaret.

iyi aksamlar.

images.app.goo.gl

Aynı modelin Powermatic 80 versiyonu da çıktı. Bütçeye uygun, harika saat. Tavsiye ederim.

white liste eklemeniz lazim hangi hesap uzerinden mail atiyorsaniz.

10 sene önce oyleydi en azindan. degismemistir.

Send-to-kindle email diye arat manage devices and content İçerisinde bulursun. Oraya domain'i ya da email eklemen gerekiyor.

mobi formatı kaldırıldı, epub göndermeyi deneyebilirsiniz.

kindle artık mobi desteklemiyor. sanırım ağustos sonunda bıraktılar mobi'yi. cihazdaki eski mobi kitaplarını okuyabilirsin ama yeni mobi gönderemezsin.

www.eksiduyuru.com

Rakıdan çok kârın olmaz ama kaliteli viskide olur. Veya iindirime giren bir viski varsa direk ondan alsın en kârlısı o olur.

geldigi yerden neden almiyor. duty free her zaman daha pahalidir. almanyada markette 10 euroya viskiler var.

shop.rewe.de

Almanyada viskiler duty freelerden daha ucuz. Duty freeler tr fiyatindan daha ucuz. Geldigi yerden alabiliyorda ordan alsin.

Geldiği yerden alsin.
Bu arada benim gördüğüm raki Türkiye'de daha ucuz.

Antalya üzerinden geliyorsa antalyada çok pahalı duty free.

antalya duty free herşey konusunda pahalı. sigara, alkol, ne dersen de.
istanbul duty free geçen sene ucuzdu fakat, şimdi bilemiyorum.

Raki almanin hic mantigi yok bence.

Istanbulda 21 Euro litrelik Yeni Raki. Su an hesaplayamayacagim ama disardaki fiyattan en fazla 50-60 TL daha ucuz heralde.

blue filter falan mi adi her ne ise.
gozluk camlarinin kaliteleri var ve dunyada paraya kiyman gereken 1. sey olabilir. cok yakin bir arkadasim sizin gibi pc basinda zaman geciriyor onceden arada lens takiyordu. en iyi ne ise oyle bi gozluk yaptirdi artik lens takamiyor lensli hali rahatsiz edici geliyor cunku camlari cok korumali hem ekrana hem gun isinda da keser.
ben dandirikten ekran gozlugu almistim cunku cok ekranliydi calistigim yer. cok kirleniyordu memnun degildim hele surekli takmam gereken bir sey olsa kesinlikle gozlukchnun onerileri dikkate alirdim.

forum.donanimhaber.com

600 liraya iyi bir sey alamazsiniz sanirim.ama fiyatlar hakkinda bilgim yok. yukaridaki linkte eski yazilari okuyun, eminim cok yardimci olacaktir. ilk sayfayi da mutlaka okuyun. en son sorularinizi da orada sorabilirsiniz.iyi gnuler.

Gözlük camları da çerçeveleri gibi markaya sahip.

En meşhurlarından biri sony kamera mercekleri ve göz ameliyat üniteleri üreten zeiss markası. Dolar 2-3 lira iken 1 çift camı ortalama 400-600 liraydı. Şimdi kim bilir ne kadardır. İsmini şu an hatırlamıyorum ama japon bir optik cam markası vardı. O da yakın fiyatlardı, bayağı övüyordu kullananlar. Özetle markasına göre kalitesi artıyor. Bu firmalar da filtre üretiyor ve takıyorlar haliyle. Fakat o filtreler de ekstra para ve pahalılar.

Daha önce sorulan bir soruyu not almıştım.

www.eksiduyuru.com

Ocak ayında sadece camlara 600 lira verdim.

Selcon blue balance mış markası. Kendi kendime placebo yapmış olabilirim ama bilgisayar başında bu gözlüğü takmadığım zaman gözlerim yanıyor gibi hissediyorum.

Hayır aynı davada iki tarafın da vekilliğini yapamaz.

(bkz: çıkar çatışması)

Avukatlık Kanunu
İşin reddi zorunluluğu:
Madde 38
Avukat;
...
b) Aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa,
...
Teklifi reddetmek zorunluğundadır.
Bu zorunluluk, avukatların ortaklarını ve yanlarında çalıştırdıkları avukatları da kapsar.

hemen cikaririz diyip yalan soyleyip davayi alip parasina bakmadigi icin neden karsi tarafin avukati olsun.

durustce yaptiginiz hatalari ve sonuclari söylemis.

Yalnız avukatın dediği doğru olabilir. İhtarın içeriği önemli. İhtarın işlevsiz olduğunu düşünmüşse neden en başından gelmediniz de işimizi uzattınız diye atar yapmış olabilir.

iki tarafın da resmi olarak avukatlığını yapamaz.

çok geçmiş olsun. sırf bu tür kan emicilere denk gelmemek için evimi kiraya vermiyorum. üst komşumuz ev aldı, kiraya verdi, kendisi de kirada oturuyor. aldığı eve taşınmak istiyor, kiraya verirken sözleşmeye 1 yıl sonra çıkacağını yazdırdığı halde kiracı çıkmıyor. adam güç bela bir tanıdık buldu da ikna etti.

bir sonraki kiracınızda tahliye taahhütnamesi yaptırıp (kira sözleşmesini imzalamadan evvel taahhütnameyi yapmayı unutmayın. noterden onay gelsin, 48 saat geçsin, kira sözleşmesi yapın)

ing. ayarladi iseniz sadece gece yarisi siz uyurken fransizca biraz gozukur. kafaya takilacak bir durum degil. güle güle kullanin.

bu arada ing-fr , ing-ar'a gore 2. elde bi tik daha pahalidir.

hangi dili ayarladıysanız o dilden devam ediyor. bir dili ayarlamak icin bir yöne diger dil icin de aksi yone cevirmeniz gerekiyor.

almanyada en basit işlem için bile posta ile başvurup cevabı günlerce posta ile bekliyorlar. sizin istediğiniz şeyin online olabileceğini hiç sanmıyorum.

ne kayiti ? calisma kayitlari mi? rentenversicherung'de bu bilgi kesinlikle vardir. ama bu bilgiyi torunu olarak sizin ekstra vekaletler + avukat yardimi olmadan almaniza imkan olmadigini dusunuyorum.

Bu arada online islemler var ama bu online sistemlerde islemleri yapabilmek icin manuel onaylar gerekiyor. ama email ile cevap gelmez. email ile sorulara telefon ya da posta ile cevap verirler.

ankara'da bu işleri yapan acenteler var bildiğim kadarıyla. sizin adınıza tüm işlemleri yönetiyorlar. emekli maaşı almaya başlayanlar var oradaki çalışmalarından dolayı. araştırın derim.

korkutma genelde ise yaramaz. daha da stres yaratir.

iyi seylerle ikna olmali. sigarayi birakirsam, sunlari yaparim. sigarayi birakirsam torunlarimi yazin yanima birakirlar gibi ?

birine bir şeyi bıraktıramazsınız.
kendisi zaten yaşayabileceği en kötü deneyimi yaşamış ve ona rağmen devam ediyor, bundan daha güçlü ne olabilir ki?

bu şekilde davranmanız aksine onun kişisel alanına müdahale olduğu için daha çok içmesine bile neden olur.

yapabileceğiniz bir şey yok maalesef, herkesin kendi seçimleri var.

burada mesele sigara değil zaten.
belli başka içsel meseleleri var.

bizim 65lik bi amcamız 2 kere kalp kriziyle hastaneye taşındı
stent takıldı
sonra efor testinden çıkar çıkmaz o ter ve kalp atışıyla üst üste 2 dal sigara püfürdetti :D
zor bi şey istiyorsunuz
geçmiş olsun

Zorla olmuyor kardeşim, gırtlak kanseri eniştem boğazı delik, öldü ölecek halde gizli gizli içmeye devam ediyordu, içmesin diye cebinde kuruş para tutmazlardı adamın, arkadaşlarından otlana otlana devam etmiş, öldüğünde öğrendik. Zorla olmuyor yani.

zorla olmaz +1. bu tarz insanlar maalesef bencil, kendi zevkleri dışında bir şey düşünmüyorlar. benim de bu tarz tanıdığım aile bireylerim var. öleceksin deseler keyfinden vazgeçmez.

youtu.be

Allen carr tekniği diye geçiyor. Çok insanda işe yaramış, bende de işe yaradığını soyleyebilirim.

Bir deneyin, belki sonuç alırsınız.

zorla olmaz bence de.

ancak yine de bilginiz olmasi acisindan, bu ise yarayan bazi ilaclar var, champix idi sanirim adi edmin degilim, baska da vardir belki. konuyu arastirabilirsiniz belki olasi yan etkileriyle birlikte.

bu konunun sadece sizin aranızda kalacağı açıkça konuşulmuş muydu? öyleyse bozulmakta haklı olabilirsiniz. ama iş hayatında bilmediğiniz konu hakkında destek almak kötü bir şey değil. eğer o konudaki bilgi seviyeniz hakkında yalan söylemediyseniz tabii ki. eğer yalan durumu yoksa çekinecek bir şey yok. varsa arkadaşınızdan daha büyük dertleriniz var zaten.

İş arkadaşın sana yanlış yapmış. Madem toplantıda x'ten bahsedecekti, bunu önceden sana söyleyebilirdi. Ama sana söylediğinden farklı hareket etmiş. Bence x'in cebine de 3-5 kuruş girmesi hususunda x ile anlaşmışlar ve bunu sana söylememiş. Öyle olsa bile bunu sana söyleyip, o da kazansın, sen de öğrenmiş olursun diye önceden belirtebilirdi.

@ghilleinthemist
Evet ikimiz arasındaydi yani açıkça denmese dahi bizim aramızda kalacağı konusu ikimizde de netti.

Belki de sen 1/5 bilgin ile bunu nasıl yaptın sorusuna X’den yardım aldım demek zorunda kaldı.

@archmage mahmut
Yok zaten toplantıda X'ten yardım aldığını söyledi.

Sizin ilk olarak, yöneticiniz ile bu konuyu paylaşmanız gerekiyordu bence. “Ben bu konuyu 2/5 kadar biliyorum, biri bana destek olabilir mi?” gibi.. şeffaflık güzeldir, güven yaratırsınız

yardim almak ve bunun bilinmesi neden kötü olsun. ben bunu anlamadim ?

is arkadasiniz x'e is paslamis. siz de yoneticinize "daha once arkadasimla bu konuyu gorusmus ve x'den unofficial olarak destek alabilecegimi konusmustuk. ben destek almaya acigim zaten" diye belirtin. is arkadasiniz is guzarlik yapmis sanki biraz. top sizden ciksin birakin. o kisiye de sonsuz guvenmeyin

İş arkadaşınız sizi ikna unsuru olarak kullanmış gibi anladım olayı. Anlaşılan dışarıdan destek alınmasında sakınca görülmeyen bir konu, ben yine de bu olaydan sonra yapabilirliklerim konusunda daha ketum olurdum bu arkadasa karşı.

Birkaç yıl daha sürecek gibi duruyor. Bu arada bizdeki birkaç yıllık sıkıntı daha batı pazarına yeni yansıdı gördüğüm kadarıyla, Kanada'da vs. araba almak isteyip bulamayan kişileri yeni duymaya başladım.

ek olarak, tek sıkıntı otomobil değil. Benim almayı düşündüğüm kamera bile çip krizi yüzünden az üretiliyormuş ilk parti az gelecekmiş. Her şeyi etkiliyor bu.

İngilterede de o kadar buyuk capli olmasa da benzer sorunlar var. 1-2 yil surecek gibi duruyor malesef :/ hele bir de çin tayvan'a girerse o zaman yandik

Avusturya icin- büyük sorun var. Hatta Viyana limani‘ndaki araba bölümünü kapatiiyorlar o kadar ki araba gelmiyor.

Almanyada gecen sirketten biri sifir araba icin 2023den önce gün veren bir marka yok diyordu. ne kadar dogru bilmiyorum.

Yurtdisinda kime sorsam 2023 sonuna kadar surer diyor. Dunya capinda bir sikinti var, sadece Turkiye'de degil.

Kanada ornegi verilmis, 9 ay sira bekleyen bir tanidigim var ve gelen arac siparis verdigi arac degildi. Renk farkli, bazi opsiyonlar yok. Almak zorunda degilsiniz, siz bilirsiniz zaten sira var dediler eleman almak zorunda kaldi. Marka Toyota.

Bulgaristandan bildiriyorum.peugeot ve vw grubunda bir yil sira var.sifir tir almak icin 7-8 ay beklememiz ya da liste ustunde fiyat odememiz gerekiyor.ticari minibuslerde ayni durumda.

corona aşısı yoktu firmalar bir araya geldi, bilim bir araya geldi, ve aşı çıkıp dagıtımına başlanmışken var olan çipler nasıl olup ta üretilemiyor?

Acaba nasılsa talep var ve fiyat yükseliyor diyerekten fabrikalar arzı bilerek mi azaltıyorlar, opec'in petrol için yaptıgını bu firmalar bilerek mi yapıyor?

Türkiyede krizin bir diğer sebebi düşük karlı bölge olmamız firmalar için, avrupadaki karlılıkla veremediği için fabrikalar yeterli sayıda araç gelmiyor. Aklında olan için sıraya yazıl şimdiden. Kıtlığın da pek biteceği yok gibi yakın zamanda, rfid çip üreticisi olarak biz de sıkıntı yaşıyoruz mesela.

Araç lojistiği (gemi) sektöründe birisi olarak şunu söyleyebilirim, covid sonrası inanılmaz bir geri toparlanma var. Gemiler full hatta eskiden sadece tahliye yaptığımız limanlardan yükleme bile yapmaya başladık. Gemi kiraları günlük 8k Usd’den 32k Usd’ye kadar çıktı. Bu nedenle taşıma maliyetleri çok arttı.

Ülkeye sürekli araç girişi oluyor ancak birçok firma döviz kaynaklı artışı öngöremediğinden kendi sahalarında stok tutmayı tercih ediyor. Bayilerin listesine düşen araçlar aslında aylar önce gelmiş araçlar. Bunları da zaten hemen ya galeriler yada listeye düşmeden filo firmaları kapatıyor. İşin diğer yönünde ise bu yoğun talebe karşı çip krizi nedeniyle çoğu fabrika üretimi arttırarak cevap veremiyor.

Toplu değil ama bizim bir koltuk var, onu da alır mısınız?

fırın ve ocak var istersen.
bosch marka.
ocak cam olan model.

Kastamonudaysa ben satiyorum

Atıyor

Pompa atması zaten pompanın ucundaki hava girişinin tıkanması ile oluyor. 100 liralık yakıt alınca tabanca atmaz. Depo dolunca, yani hava girişi yakıt ile kesilince pompa atar. Depoyu fulle deyince zaten limit koymuyor. 300 lira ile dolacak depoya 400 liralık demek ile fulle demek arasında teknik olarak fark yok.

Atar o fiziksel bir mekanizma yazılımsal değil

insanlara güvenip öyle bir işe girebilir mi sizce istasyonlar. :)

valla bende satacağım şu an. satmak almak kadar stresli.

bloke çek ile alın bence. ortalık dolandırıcı dolu.

Bmw ye ilk sahibi biner. Sonraki sahiplerine ise BMW biner.

t24.com.tr

normal sorun yok.

biontech pfizer resmi sitesinden de bakabilirsin.

3. Doz bende kol ağrısı bile yapmadı doğru düzgün (yurtdışında oldum bu arada). Dolayısıyla bu kişiden kişiye değişen bir durum bence. Herkeste aynı etkiyi yaratmıyor.

bugün haberleri gördüğümde alsancak devlet hastanesinde aşı sırasındaydım. son kullanma tarihini görmek istedim ve gösterdiler. 2026 idi.

Sorunuzu görmeden aynısını sordum. Çok ağır sallanan 2 kişi var çevremde. Tırstım ben de. Bi de 15 -22 aralık ile sınırlı benim aşı tarihlerim.
Kıllandım biraz tarih geçti iddiası doğru muymuş

Bilgilendirme yapayım.
Cuma aşıyı oldum. Tarihi geçmişti ve hemşire ile konuştuk sağlık bakanlığının üst yazısını verdi bana aşı skt'leri uzatıldı yazıyordu.

Cumartesi baya güzel salladı koronada yaşadığım halsizlik gibi oldum ama 2 gece uykusu geçince pazar gününe hiç bir şey kalmadı. Kolum bile ağrımadı neredeyse.

Amacınız şirketin sağlam olup olmadığını anlamaksa kar edip etmediklerini sormaktansa nasıl fonlandıklarını, gelecek planlarını vb. sormak daha mantıklı. Ne tür bir şirketten bahsediyorsunuz bilmiyorum ama mesela yazılım startupları kar konusunda hassas olabiliyorlar, çok büyük bir kısmı uzun yıllar kar etmediği için bu tür soruları da pek sevmiyorlar. Zaten bu anlamda karlılıktan çok ne kadar fon toplayabildikleri önemli oluyor.

Sormak saçma çünkü kar etmeyen bir işletme ayakta duramaz. Ekibe yeni birini katacak durumu varsa elbet kar ediyordur, aksi oldukça istisnadır.

Şirkete ortak olmuyorsan sorman abes kaçar. Kaldı ki bu gizli bir bilgidir, sorsan bile cevap vermek istemezler.

sormak saçma değil bence sorulabilir.

@Bruce , benim eski işyerim 7 yıldır full zarar yazıyordu ama kapanmadı, çok uluslu bir şirket, sürekli yurtdışında para alarak döndürüyorlardı, patronlar tr yi sevdikleri için ülkeden çıkmadılar.

+ peki 10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
- müdür olurum. firma olarak siz?

gibi bi etki bırakır :D

maaşları ödeyebilecek misiniz anlamında sormadım hiç.

ama onun haricinde özellikle startup ise sorarım, çünkü yaptığım işi baltalayacak şekilde nakit akışında patladık, şu projeyi yapacağız şeklinde bir şey gelsin istemiyorum.

hatta süre vs.. her şeyi konuşabiliyorsunuz.

tabii bu firmalar avrupa merkezliydi, Türkiye için farklı olabilir.

abi burada "hayır olmaz" diyeceklerin büyük bir bölümü, aynı zamanda "emeklilikte yaşa takılanlar" başlığında "40 yaşında emekli mi olunur aq?" diyenlerdir. o yüzden olmaz diyenlere takılma. 40 yaşından sonra profesyonel futbolcu da olursun ama süper lig'de oynayamazsın. böyle düşün. 5 sene adam akıllı çalışırsan ve olursun merak etme.

Mevcut eğitim durumunuza, mesleğinize, yaptığınız işlere bağlı. Eğer hiç yazılımla alakalı bir ortsk nokta yoksa çok zor kendi kendine kurslarla yoğun çalışmayla kendini geliştirmek ve bu işten kazanç sağlamak. Ben olsam üniversite sınavına girip, yazılım, bilgisayar mührndisliği ya da iki senelik yine yazılım ağırlıklı bölümlere kayıt olurdum. Açıköğretimden de kayıt olunabilir. Ama en azından öğrenci olarak öğrenmek ileride iş bulma açısından çok kolaylık sağlar. Kendi kendinize öğrenirken çok zorlanırsınız ve iş verenler için pek güvencesi olmaz. 2 senelik bile mezun olsanız, sizin diplomanız bir güvence olacak. 2 senelik okul mezunu arkadaşım şuan ayda 7-8 bin kazanıyor,emin değilim tam naptığından, galiba internet sitesi hazırlıyordu.

31 yaşındayım, beden eğitimi öğretmeniyim ve son 2 aydır yazılım öğrenme sürecindeyim. front-end uzmanlaşmak istiyorum ve evet öğrenilebilir. 2 ay da düzensiz çalışma ile html ve css kısmını hallettim sayılır. Daha sonra Javascript öğreneceğim.
benim kendime göre avantajım, kardeşim yazılımcı mentorluk yapıyor bana. bazı aşamaları daha hızlı geçmeme fayda sağlıyor.

burada bu işin uzmanı çok sayıda arkadaşımız illaki vardır ama bende sizin gibi başladığım için 2 aylık süreçte olabileceğini gördüm. bitmeyen bir süreç ingilizce bilmek çok büyük avantaj.

yine uzman arkadaşlar söyler 3-5 ayda bizler yazılımda uzman olamayız ama başlamak gerekli.

Valla bence '5 sene adam akilli calisirsan olursun' diyenlere de aldirma. 5 sene oturup adam akilli calisacak adam zaten olsun bi zahmet. Hangi sey olursa olsun gidip 5 sene calisirsan halledersin. O surede lisans+yuksek lisans bile bitirirsin neredeyse.

Neyse, direkt olur ya da olmaz demek mumkun degil. Olay kisinin karakterine ve ozgecmisine bagli.Bazi bolumlerden mezunsan ogrenme sureci daha hizli olabilir. Tabii olay sadece ogrenmek de degil, ogrendigin seyi pratige dokup ortaya urun cikarmakta. O urunun de ya ise yarar bisey olmasi ya da bildigini gercekten gosteren bisey olmasi avantaj saglar. Atiyorum gidip hesap makinesi yapsan bunu cv de gosteremezsin ancak gidip de netflix klonu yaparsan onu gosterebilrsin. Ornek biraz degisik oldu gibi ancak anladin sanirim. Yani sadece bilgin de pek is yapmaz.

Bunun disinda kendini ve bir miktar sektoru de bilmek gerekli. Misal @weezer direkt yazilimci olmak seklinde genis konusmayip bir alan secip o alana yonelik ilerlemeye baslamis. Senin de boyle yapman gerek ilk basta, once hangi alanda calismak istedigini bulmalisin. Ondan sonra da o alana yogunlasmalisin.

Tabii bir de su var, sektor her alanda oldukca talep goren ve mezunlarin bile issiz kalabildigi bir sektor oldugu icin rekabet fazla. Diger kisilerden siyrilmak icin ya digerlerinden daha iyi olman lazim, ya bir aginin olmasi lazim ya da bir miktar sansli olman lazim.

Kisaca 'oyle ogreneyim is bulurum' olayi pek kolay degil. Kendini cok iyi gelistirirsen bulursun ancak o da yukarda saydigim seylere bagli. Sure icin de direkt 'su kadar surede yapabilirsin' denecek bir olay yok. Kisine ve alanina bagli.

40 yaşında aöf de web tasarım ve kodlamaya kaydoldum,bitirdim.Şimdi yine aöf bilgisayar programcılığı okuyorum.Bu bölümler bir Udemy kursu kadar bile bişey katmıyor,inanın.Diplomasının da -hele hele yazılım gibi bi alanda- geçerli olabileceğine inanmıyorum.Öğrenebilliriz bu yaştan sonra belki ama direk uygulamalı/hedef odaklı eğitimler almak lazım.

Açılın yazilimciyim.

Öğrenilir hocam. Sağlam kaynaklar ve istikrarlı çalışmayla (cok degil! istikrarlı ve düzenli) 1 sene içinde sahada çalışacak seviyeye gelirsiniz.

Cok var 35ten sonra bu işlere girişen.

40 yas bir cv olustur sonra ona 1 senelik deneyimler ekle.
Yani 1 sene icinde ne yapacaksan ekle, gecmis deneyimini de yaz.

Sonra onla is bulmaya calis.
Yurt ici disi hepsinde dene.
Bunu 1 ay deneyip gelecek goruyorsan basla.

Herkes her meslege her yasta baslayabilir.
is bulma mevzusu baska olay.

turkiye'de is bulabilecegine inanmiyorum. cunku tum isverenler aralarinda anlasmis gibi yeni baslayan yuksek yasinda kimseyi almiyorlar. istersen yeni programlama dili yaz, ne bileyim dunya capinda oduller falan al hic fark etmez. turkiye hep eski kafaydi hep eski kafa kalacak. ama kendini yurtdisina atabiliyorsan bence oluru var. bu duzgun calismayi saglayabilmek icin bos zaman ve kenarda nakit gerek.

Sektöre yeni başlayan 30+ insanlara fırsat verilmiyor yorumuna katılmadım. Kısıtlı bir küme üzerinden gözlem olsa gerek.

Veriliyor. Çalıştığım şirket geçmişte defalarca bu profilde insanlar aldı. Memnun kaldık. Başla şirketlerde de tanıştım.

Eğer niyetiniz ciddiyse yas önemli değil.

30 yaşındayım, yazılımcıyım.

Olunur.

Yukarıdaki bir arkadaş bahsetmiş, ben de açayım biraz. İş aramaya başladığında "27 yaşını aşmamış" gibi ilanlara çok denk geleceksin, bu malesef bir gerçek.

Türkiye'de ve dünyada diploma geçerliliğini yitirmiş değil, eğer olabiliyorsa okulunu oku derim. Örneğin ben niş bir alanda uzmanım, maaşlar astronomik. Ama lise mezunuyum, bu alanda işe girebilmem mümkün değil. Başvuru yapsam ön filtreyi bile geçemez, direkt elerler. Yazılım olmasa da ucundan kıyısından ilgili bir alandan mezunsan bu yine yeterli olur. Üniversite mezunu olma şartı ilanların %99'undan kaldırılmış değil.

Ama bu demek değil ki iş bulamazsın, bulursun.

amc ne? kariyer yapmak mi, para kazanmak mi, yoksa takilmak mi?

kariyer, para problemin yoktur gider 60 yasinda da okursun. Ama sisteme girmeye calisiyorsan, para lazimsa, ustune bir de "sifir bilgiyle" diyorsan, yas da 40 olmus..Ya zaten sifir bilgi diyorsan konuya 40 yasina gelene kadar pek ilgi de duymamissin...

hadi gittin birseyler ogrendin diyelim tr'de zaten seni kolay kolay ise almazlar, 30'u gecene mal gibi yasli muamelesi cekiyorlar.

yurtdisinda yas problemi yok, zaten soran da yok..ama adaptasyon sureci var ve ozellikle o sektorde rakipler saglam. Karsina cinli, pakistanli abiler cikacak onlari gecmen lazim, herif 20 senedir kod yaziyor.

ben 40'a merdiveni dayamis biri olarak ben olsam bulasmam diyorum..

önemli olan geçmiş tecrübe ile birleştirmek. ayrıca yaşlandıkca öğrenmek oldukca zorlaşıyor. bunu da unutmayın.

örnek bir profil paylaşayım. linkedinden bakabilirsiniz. MY Security Analytics 'in kurucusu Mesut Bey. Emniyet mensubu iken yazılıma nasıl kaydığına bakabilirsiniz.

--

bu arada yazılımcı ilanlarına başvuranlar çok ama çoğu 0. 40 yaşında ben dolu dolu gelecem derseniz her yerde iş bulursunuz diye düşünüyorum. ülkede eğitim kalitesi inanılmaz kötüye gitmiş. 3 büyük ildeki devlet üniversitelerinden bile analitik düşüncesi yerlerde adaylar başvuruyor.

hele bir bilgisayar yüksek mühendisi vardı dandik bi özel üniversiteden mezun. hiç unutmam. gönderdiğimiz case'i açamadığını söylemişti. kız hayatında zipden dosya çıkarmamış sanırım...

1-sorar,özellikle kargo firmalarını takip ediyor maliye.kesilen fatura adeti kadar ürün faturası ararlar.bunu ibraz edemezsen işlem başına ceza yapıştırırlar.hobi olarak boş kargo gönderemeyeceğine göre bunun bir içeriği olması lazım.

2-danışmanlığı kargo yapamadığın için bunu dengeleyemezsin.

maliyeyi geçtim, biz bile sorarız "hayırdır ne yapıyorsun?" diye. çok dikkat çekici bir durum, dikkat etmek lazım.

kargo kodu mu satacaksın ? bence buradaki en büyük risk göndericinin hep sizin olmanız olacak.

tr.tradingview.com

bunu bloomberg terminalden yapıyorlar, çok yüksek ücret ödenen bir yazılım.

bloomberg terminal. çok para senelik 100000 $'di yanlış anımsamıyorsam.

Sakın. Aşı olsun. Ciddiyim.

selam, eşim emziriyordu. makalelerde genelde hamile + emziren birlikte değerlendiriliyordu. negatif hiç bir bulgu yoktu. içimiz rahat eşim aşı oldu.

tercih tamamen sizin.

eşim gebe 10 civarı doktora sorduk perinatolog, enfeksiyon vb.
bu doktorların bir aşı bulursan kaçırma hangisini olursan ol, gebeler kötü etkileniyor hastalıktan derken diğer 4’ü olacaksan eski tip sinovac ol dedi, 5i ise izine ayrılmışsan zaten sık dişini ne idüğü belli olmayan, elde verisi olmayan bu aşıları olma, risk sonuçta, kim ol diyorsa vebal alıyor minvalinde konuştu. biz olmadık, doğumdan sonra olacak eşim.

dolayısıyla herhangi bir çalışmanın yapılmadığı, bu hele ki uzun vadeli sonuçlarını kimsenin bilmediği bir bilinmeze sürüklenmek beni ürkütüyor.

hamilelikte 3 aya kadar önerilmiyor. ancak ben olmaktan yanayım. eşim emziriyor tereddüt ettim sinovac oldu.

Olmasin. Olsun diyen doktorla da bir daha gorusmeyin.

Diyarbakır doğunun Paris'idir. Ben birkaç kez gittim. Uyumlu insanlar olduğunuz sürece sorun yaşayacağınızı sanmam. Rahat, modern bir şehir. Ben de İstanbul'dayım 12 senedir. Git deseler giderim yani :D

Gidiniz.
Öyle karamsar düşünmeyin.
90 lı yıllardan beri basın yayın yoluyla doğu illeri öyle tanıtıldı ki batıdaki insanlarda artık ölüm o bölgeye has gibi bir algı oluştu maalasef.
Memur ve tayin hakkım olsa hakkari civarını bile isterdim.

Ben hala önyargılıyım. Gitmedim. Bence gidilmez. Yaşanmaz da. Sen insan ayırt etmez, hepimiz insanız dersin. Onlar demeyebilir. Düşünmeden küfürü basıp, kavgaya her zaman hazır insanların çok olduğu bir yer. Atatürk'e saygısızlık sizi rahatsız ederse, sineye çekmeniz gerekebilir. Doğudan gelen bir çok insanla sohbet muhabbet ediyorum. Bilemiyorum bir şeyler eksik. İstanbul'daki hayatını orada yaşayamayabilirsin.

Ben olsam kendimi riske atmam. Hele ki sevdiğim birinin canını asla riske atmam. Para için güvenlik sorunları olan bir yere gidilmemeli.

Doğunun Paris'i derler. Afganistan'ın Paris'i gibi. Uyumlu olursanız sorun yaşamazsınız. Yani insanların suyuna gideceksiniz.

Gidin hocam, dönmek istemezsiniz sonra harbi güzel yer.

bence gidin. memurum, böyle bi teklif gelse ben giderdim. arkadaş grubumuzla diyarbakırlı bi arkadaşımızla gezmiştik günübirlik. çok sevmiştim. sonrasında "kadın başıma" yalnız gittim gezdim. sıkıntı her yer de var. istanbul'un da ankara'nın da tekin olmayan mahalleleri var. tıpkı her memleketin iyisi kötüsü olacağı gibi. evinizi güzel bi semtten tutun. yemekleri, tarihi yerleri, civar şehirleri gezerek geçer 2.5 sene. temelli gidilecek deseydiniz hayır derdim ama kısa süreliğine bence gayet yaşanılır bi şehir. orda edindiğiniz arkadaşlıklarınızı, sosyal ortamınızı ayrıldıktan sonra çok arayacaksınız.

gidilir.

ilk iş için 1 günlüğüne gitmiştim, çok şaşırmış çok beğenmiştim. sonrasında da çok gittim.

genelde insanlar üzüle üzüle gidiyor, ayrılırken daha çok üzülüyorlar.

valla istanbul'da yasayan biri istanbul haricinde hic bir yerde guvenlik konusunda kaygilanmamali bence (biraz abartarak soyluyorum tabi) istanbul'da olan garipliklikler ulkedeki hicbir yerde olmuyor baktiginiz zaman.

sonucta 2 bucuk sene, ebediyen oraya tasinmiyorsunuz, o sure icinde cevre illerde gorecek o kadar guzel yerler var ki, ayrica istanbul'dan uzak kalmak omrunuzu uzatacaktir bence kesinlikle. isi, parasini vs detaylarini bilmiyorum ama bence gidilir ben 10 gun kaldim cevre illeri de gezdim ve cok begenmistim 2004 senesinde.

15 yıl diyarbakır'da yaşamış biri olarak cevap vereyim: eğer diyarbakır merkez bölgesine gidecekseniz bence gidin. 2.5 sene idareten yaşanmayacak bir yer değil. evinizin konumunu suriçi, ofis, bağlar gibi yerleden değil de daha sitevari yerlerde (75.yol ve hamravat sitesi civarları) seçerseniz ne güvenlik sorunu yaşarsınız ne bir şey.
şeker bayramında 3 günlük kültür turuyla bölgeye gitmiş insanları dikkate almayın, askeri görevle gitmiş insanları dikkate almayın. milyon insanın yaşadığı bir şehirden bahsediyoruz. kafanızdaki ön yargıları kırın ve hele de üstüne para biriktireceğinizi düşünürsek gözü kapalı gidin.

aynı öneriyi bu şehirlerin merkezleri için de yaparım: antep, urfa, mardin, van, bitlis. bunların yanında muş, bingöl, batman, siirt, şırnak ve hakkari için ise biraz çekimser kalırım ama kırsal ilçelerde kalmayacaksanız sorun yaratmaz.

Diyarbakir cok guzel bir sehir, kesinlikle reddetmeyin

kardeşim orada polis okulunda okudu. okuldan dışarıya çıkamıyorlardı. bir yerden bir yere helikopter ya da askeri konvoy ile gidiyorlardı. ondan duyduğum kadarıyla güvenlik sorunu hala devam ediyor.

bir de benim eski çalıştığım yerden 2 genç beyaz yaka arkadaşım motosikletle istanbul'dan ege koylarını geze geze güneydoğu'ya gitmişti. ikisini de bıçaklayıp motorunu çalmışlar çocukların. o zamandan beri tereddüt ederim.

diyabarkırlıyım. 14 yaşımdan beridir orada yaşamıyorum ama ailemden dolayı hala bir ayağım oradadır. 2000'lerin başında olsaydık gitmeyin derdim. o zamanlar terör yüzünden ciddi bir güvenlik sorunu vardı. bırakın dışardan geleni, yerli halkı için bile çok zor zamanlardı. fakat uzun zamandır şehir merkezi güvenli. kapkaç vs açısından tabii hala güvenli değil ama istanbul'da yaşıyorsunuz zaten :)

ben çocukken hiç sevmezdim diyarbakır'ı. şimdi ise her gidişimde inanılmaz bir keyif alıyorum. her ne kadar orada doğup büyüsem de kültürü bambaşka geliyor. ön yargılarınızla giderseniz mutlu olmazsınız belki ama gittiğiniz yerin bir kültürünün olduğunu bilerek giderseniz üzülmezsiniz. insanları genel olarak sıcaktır zaten. benim annem çok sosyaldir. herkesle konuşmak, muhabbet etmek ister. istanbul'u da izmir'i de sevmez bu yüzden. çünkü oraların aksine diyarbakır'da bireysel yaşam daha azdır. ailemin oturduğu sitede mesela herkes birbirini tanır, ihtiyacı olduğunda arar yardım ister/eder. ben 5 yıldır istanbul'da yaşıyorum ve komşularımı tanımıyorum bile :D yeni şehirleşen kesimleri güzeldir diyarbakır'ın. apartmanlar birbirine yakın değil ve park bahçe alanları cidden çok fazla. geçici süre için çok rahat yaşarsınız orada. kalıcı olarak olsa ben de gitmem çünkü ikliminden nefret ediyorum. aşırı aşırı sıcak ve kurak.

Bu tamamen hazır olmakla ilgili. Birkaç arkadaşım ve kuzenim evlendi, çocukları oldu benimle yaşıtlar. Ben daha evlenmedim, seneye yazın evleniriz diye düşünüyoruz sevgilimle. Temmuzda 27 olcam. 30umdan önce çocuk düşünmüyorum, belki 32'yi de bulur. Annem ve babam hemen evlen de çocuk yap diyorlar, amaç "torununu görmek bir an önce". Görünce ne oluyor anlamıyorum. Annem hastalık hastası zaten, torunumu göremeden ölcem derdinde. Ben bu dert biçimini algılayamıyorum. Gör ya da görme ne olacak. Bir şey mi artacak hayatında. Ölünce zaten pamuğu tıkıyorlar gidiyorsun, orada torunumu gördüm diye hava mı atacaksın olay nedir. Bir de ben bakacağım o çocuğa hazır hissetmeden, evliliğim oturmadan, kocama doyamadan, birlikte eğlenemeden hemen çocuk gelecek. Her zaman bir çocuğum olsun çok istiyorum ama kendim halen daha işten gelip üstünü değiştirip yatağa zıplayan ve gün boyu oyun oynayan, anneden yemek bekleyen, kardeşine sataşmaya odasına giden bir kızım.

Bence anneler ve babalar dünyanın değiştiğini ve çocuklarının hayatına karışmamayı öğrenmeli. Kendisi doğursun çok istiyorsa, ben anneme öyle diyorum. :)

Kayınvalidenle fazla konuşuyorsun demek ki. Bu kadar derinlemesine bir muhabbetiniz olmasına gerek yok. Teşekkür ederim bunu düşüneceğiz deyip geçmen gerekiyor. Bu karar sana kalmış, bunun ideal bir yaşı yok, olmak zorunda bile değilsin.

Bence bu oyunlara gelmeyin. Çocuk yaptıktan sonra çocuk ilkokula başlayana kadar hayatınız kilitlenecek. Bu da en az 6, 7 yıl demek. Önemli olan çocuk yapmak değil, o çocuğa bakmak. 25 yaşında çocuk yapsanız en güzel yaşlarınız çocuk peşinde geçecek. Bana göre ideal yaş 30, 35 arası olabilir.

çoook erken daha. benim anneme de kalsam şimdi çocuk yapmam lazım. dinleme bile.

35den sonra doğurganlık azalıyor onu da hesaba katın:)

30'dan önce yapma diyenlere katılıyorum. Fakat kayınvalidemle samimi değilim, çok konuşmuyorum kesinlikle. Sadece aynı mahallede oturuyoruz, bu yüzden kendisi arada gelip (yiyecek bir şeyler getirme bahanesiyle) biraz oturuyor. Eşim çalıştığı veya yorgun olduğu için çoğunlukla ben ilgilenmek zorunda kalıyorum. Genelde kendisi konuşup bir şeyler soruyor. Niye aynı mahallede ev tuttunuz diyecek olursanız; Ankara'da oturulabilecek en düzgün semt olduğunu düşündüğüm için burayı tercih ettim. Okulum bu sene bitiyor, ondan sonrasında İstanbul (kendi memleketim) veyahut yurtdışına gidebiliriz diye düşünüyoruz.

Çocuk için karar vermesi, kendini hazır hissetmesi gereken yalnız ve ancak karı kocadır. Hatta kadının daha fazla ağırlığı vardır.
Evlendiğimde 30'umu geçmiştim. Aslında hemen çocuk yapma yanlısıydım. Özellikle çocuk istediğim için değil aman yaşım geçmesin diye. Şükür ki eşim 3 sene beklemeye ikna etti beni. 3 yıllık ilişki ile 3 yıllık evlilik ilişkisi aynı şeyler değil. Bu 3 sene içerisinde oturtacaksınız evliliğinizi. Bu arada daha ufak stres testleri geçireceksiniz ki asıl büyük teste (çocuğa) hazır hale gelin.Annem ve ablam bana yardım ederken bile ben ilk çocuğum 7-8 aylıkken hamilelik bunalımına girdim ki Allah korusun. 25 evlilik için güzel bir yaş ilk çocuğunuzu 30 yaşında doğursanız, (ikinciyi isterseniz) ikinciye 35'e kadar da gayet güzel zamanınız var. Ben 40 yaşıma az kala doğurdum ikinciyi mesela. Gençlik aşısı gibi oluyor. Kimsenin lafına bakmayın.

Kayınvalideniz 1980'lerdeki yaşam biçimini 2020'lere taşımaya calismis. Bir de başkalarını ne kadar dinlerseniz hayatınız onlarınki gibi olur. Örneğin, ABD'ye gelip doktoraya başlamadan önce annemin arkadaşı kızlarının benimle evlenmesini istemiş, annemin de hoşuna gitmiş. Bir küçük ev kiralarmisiz, onun maaşıyla kira odermisiz, benim maaşımı da harcarmisiz...insanların en yakınınız da olsa sizin için uygun gördüğü hayat bu kadar basit olabiliyor. Dinlemeyin. 35'ten sonra çocuk yapın. Mutlu olmaya hakkıniz var, erkek olarak diyorum, kadinlarin tüm hayat amacı çocuk bakmak olmamalı. Gençliğinizde mutlu da olun.

erken yaparsaniz cocugu annelerinize/babalariniza kilitleme sansiniz daha fazla, hele zaten yaslilarsa (sizi gec yaptiklarina gore) bir yastan sonra torunla ugrasmak istemiyorlar ya da sikayet ediyorlar. yani gec yapmak erken yapmaktan daha zor, yardim edeniniz daha az oluyor.

Benim 34’te anne oldum, oğlum su an 2 yaşa yakın, dönüp baktığımda keşke eşimle daha erken tanışsaydık da 27-28 gibi çocuk yapsaydık diyorum. Çünkü enerjim yetmiyor, eski canlılığım yok, kilom o yaşımla aynı, tipim çok değişmedi vs ama bir şeyler oluyor ve yaşlandığını anlıyorsun işte...
sizin durumunuzda olsam 27-28 gibi ilk çocuğu, istiyorsanız 32-33 gibi de ikinciyi yapar bırakırdım asffshhs üçü düşünemedim bi an :)

Benim fikrim:

Bir tane olsun yeter kafasindaysan 34-35 (35'i gectikten sonra risk ozellikle ilk hamilelik ise risk yukseliyor)

2 cocuk kafasindaysan: Ilki 30, ikici max. 35 gibi .

3+ cocuk: 20li yaslarin ortasinda baslamak lazim.

çocuk yapmak istiyorsanız 30'ları geçirmeyin. çocukların enerjisine yetişemezsiniz. 30'dan sonra çocuk yapıp bakmak ciddi manada yıpratıcı.

Edmond honda+1 ne eksik ne fazla. Kayınvalide ile bu kadar içli dışlı olman iyi değil ve bu senin hayatın. Onu ilgilendirmiyor. Sizin cinsel hayatınız olmayabilirdi bile her evliliğin dinamiği farklı. Böyle küstah küstah insanların yatak odası ile ilgili yorum yapan aile bireylerine çok sinir oluyorum.

bence kayınvalideniz haddini aşmış bana da aynı şekilde baskı yapan oldu ama ben ve eşim çok sert konuştuk artık laf söylemiyorlar. sallamıyorum da zaten 8 yıldır evliyiz 35 yaşındayız hala çocuk istemiyoruz.

bana göre biz insanları hayvanlardan ayıran en güzel şey dürtülerimizle değil aklımız ve mantığımızla hareket ediyor oluşumuzdur. doğal olarak aklı mantığı olan insanın da "çocuk yapma hevesi" olmaz. doğru zamanda, geleceği için plan yapmış, korkularını az çok yenmiş, ebeveyn olmanın bilincinde iken çocuk sahibi olmalısınız. bugün modern tıbbın nimetlerinden biri de kadınların çok daha ileri yaşlarda sağlıklı hamilelik ve doğum şansıdır. bence türkiye'de hem hekimler hem de insanlar bazen çok geri kafalı oluyor. bu konuda size baskı uygulamalarına aldırmayın çünkü yanlış zamanda çocuğunuz olursa pişman olduğunuzda artık asla geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olursunuz ama ileride hiç çocuk yapmamışsanız yine pişman olsanız da en azından kimsenin hayatını mahvetmemiş olursunuz.
bu konuda yalnızca siz ve eşiniz karar vermeli. sadece maddi olarak değil mental olarak da her şeye hazır olmalısınız çünkü çocuğunuz engelli doğabilir ya da Allah korusun eşinizi kaydebelirsiniz bu durumda tek başınıza çocuk büyütecek geliriniz vs. planlarınız olmalı. içinizi karartmak istemem ama bunların hepsi çok yakınlarımın başına geldi ve maalesef bu ülkede tek ebeveynseniz her şey on kat daha zor oluyor.

dünyanın geldiği noktada daha geç evlenip daha geç çocuk sahibi oluyoruz; ama bedenimiz buna uyum sağlayamıyor. senenin 2021 olmasının bir önemi yok. çocuk aşırı emek ve enerji istiyor büyürken. ben zorlandığımızı hissediyorum. sabah mesai öncesi 1 saat parka götürüyorum bazen. yürümek istemiyor bazen, kucakta 1 saat taşıyınca kollarım ağrıyor. evde de bu cocuğun bir dolu ihtiyacı var.

bu arada genellemek gibi olmasin ama iş hayatında orta burda gördüğüm gec cocuk sahibi olan insanlar cocuklara enerjileri yetmediği için tablet telefon tv ile cocugu oyalıyor. erken cocugu olup 3-4 cocuk yapanlar için de durum benzer.

ideal yaş yoktur. kişiye ekonomiye ilişkiye vs... bir tane şeye bağlı.

Evliliğinizden emin olun, 2-3 sene geçsin bi hele. Çok gençsiniz ayrıca, acelesi yok.

Alıcısı olduktan sonra elbette her türlü paraya dönüştürülüyor.
Bir gün alıcısı kalmazsa dönüştürülemez.

"etherehum'unu usdt olarak tut " bu cumleyi kurandan kosarak uzaklas. ne dedigini bilmiyor. dedigi kisaca "altinini tl olarak tut" demek.

ethereum'u yada tum coinler baska bir para birimi/hisse/degerli maden gibi dusun.

coin borsalarında da türev piyasaları var. burada eth/usdt için kontrat var mı fikrim yok.

1 bitcoin alsan daha mantıklı :)

geçenlerde burada startup/küçük yazılım şirketi deneyimi olan plutongezegendegilmi isimli bir arkadaşın çok güzel bir yazısına denk gelmiştim, bir startup'un/fikrin nasıl başarılı olup olamayacağını test etmekle ilgiliydi.

fikirlerinin oldukça basit bir versiyonunu proje haline getirip talep olup olmadığını görebilirler. eğer gerçekten ihtiyaç varsa basit hali bile talep görür diyor yazısında. anlattığınıza göre bu arkadaşlarının ürününün bitmiş haline bile talep yoksa çok muhtemel ölü yatırım olacaktır.

fikrin başarılı olup olmayacağı ile ilgili yazısına şuradan bakabilirsiniz, cevaplarda yazmış:
www.eksiduyuru.com

yapma. buyuk risk.

Kenarda milyon dolariniz varsa ve bu işe yatırım yapıp bir gün tutma ihtimali sizi heyecanlandiriyorsa girin. Yoksa akıllı insanın yapacağı is değil. Yatırım fikre değil sisteme yapılır. Ben iki ay önce 160 bin TL ile bir işletmeye yüzde 33 ortak oldum. Daha ilk gün kazanmaya başladım. Ortak olduk çünkü sistem gözümün önünde tıkır tıkır işliyordu ve işleten arkadaş da işin her aşamasına hakimdi. Bir senelik hedefim 500 bin TL kazanmak kendi payıma ve ikinci şubeyi açmak beraber. Ortağımin vaadi daha aziydi ama şimdiden mümkün olduğunu kanıtladı.

Kaç atımlık kurşununuz olduğuna bağlı. Eğer çoksa girersiniz ve batarlarsa arkadaşlarlarınızı rakı içmeye götürürsünüz ve moral verirsiniz. Az ise onlarla papaz olursunuz. Tabii onları en iyi siz tanıyorsun. Tuvalete bile gidilmeyecek insanlar "arkadaş" olarak kalabiliyorlar.

Nasıl bir geri dönüş beklediğinize bağlı.

Her küçük yazılım şirketi startup olmuyor, ikisi farklı şeyler. Startup olsa 60k yatırır, 3-5 sene sonra 600k, 1M, 10M alıp çıkarsınız (veya çok daha büyük ihtimalle paranız kaybolur). Ama bahsettiğiniz şirket muhtemelen startup değil, o yüzden 60K yatırsanız bile en iyi ihtimalle yıllık 10K para alıp, 3-5 sene sonra kâra geçmeye başlarsınız.

Niye böyle? Yazılım şirketleri genelde tekel olma eğilimde oluyorlar işin doğası gereği. Bir problemi ilk olarak doğru şekilde çözebilen piyasanın %80-90'ına hakim oluyor, diğer şirketler kalan kısımda oynuyor. Piyasanın büyüklüğüne göre geri kalanlar da kâr ediyor olabilir, ama işte onlarda parayı yatırıp 10 katını kısa sürede alma şansınız yok. Yemeksepeti - diğerleri, Whatsapp - diğerleri, Instagram - diğerleri gibi düşünebilirsiniz.

Sizin şirketin niye startup olmayabileceğini düşünüyorum?

1- IK alanını bilmiyorum ama çok eski bir alan, SAP vs. alanı domine etmiş biri zaten yok mu?

2- "3 tane ürünleri" var demeniz büyük red flag. 100K $'a ihtiyacı olan bir şirketin aynı anda 3 ürünü çok iyi bir şekilde geliştirecek kapasitesi yoktur. Startup'ların elindeki en iyi koz tek bir problemi herkesten iyi çözerek o alanda tercih edilir olmaktır. Yoksa büyük şirketlerin her zaman sizden fazla kaynağı var, focus alanını yaymak iyi bir fikir değil.

3- Kolayik diye bi şirket var, sizinkilerle aynı alanda muhtemelen. Bu arkadaşları takip ediyorum. 20-30 tane çalışanları var, ama 2-3 tane kötü yazılımcıları var, gerisi full satışçı. Bu bana ortada "teknik" bir problem olmadığını söylüyor. Ortada teknik bir problem yoksa "startup büyümesi" yaşayamazsınız (yani her yıl 2-3 kat büyümez şirket). Belki bu arkadaşlar bir şeyi yanlış yapıyordur ama sanmıyorum, muhtemelen piyasada "daha iyi ürün"e talep yok, o yüzden böyle devam ediyorlar.

Tüm bunlardan dolayı benim tahminim arkadaşlarınızın startup olmadığı, o yüzden de en iyi ihtimalle 60K yatırıp yıllık 10K geri alacağınız. Bu da kötü bir yatırım değil, ama beklentilerinize uygun mu ona bakın.

Henüz hiç satış olmaması da kötü bir durum, ama bahsettiğim gibi alanda teknik bir sorun yoksa bu çok önemli değil. KolayIK'nın 1-2 yıl gerisinden geliyorlar ama ürünün kalitesi bir şey farketmeyeceği için bir şekilde yetişebilirler de.

Bence asıl sorun şu: adamların 100K'ya ihtiyaçları varken 60K teklif etmek iyi bir şey değil. İstedikleri parayı keyfine istemiyorlardır diye düşünüyorum, verdiğiniz para daha az, giderlere yetmeyecek. Adamlar da aç gezemeyeceğine göre işe odaklanacaklarına yine sermaye aramaya devam edecekler, e bu da ikiniz için de kötü bir haber. Arkadaşınızın dürüst bir insan olmadığını düşünüyorsanız farketmez ama normalde 100K ihtiyacım var diyorsa o kadar ihtiyacı vardır, 60 teklifini onların kabul etmemesi lazım.

bir çok değerlendirme yöntemi var. ama en önemlisi 60k dolar sizin için ne önemde bir para ?kaybetmeyi göze alamıyorsanız zaten şirket mükemmel bile olsa size göre değil.

çalışanları nasıl? kurumsallarda en salak adam bile çalışabilir, ama ufak yazılım firmalarında her çalışanın iyi olması önemli. Çalışanları tutabiliyorlar mı ?
şirketin en önemli hedefi ne ve şu an ne yapıyorlar ?
şirketteki farklı insanlara şirketin bu seneki en önemli hedefini sorunca aynı yanıtı mı alıyorsun. arkadaşlarınla ayrı ayrı konuştuğunda aynı yanıtları mı alıyorsun ?
rakip olması kötü değil. en azından talep olan bir ürün olduğunu anlıyorsunuz. satış yaparken iyi kötü olmak değil ama mesele. satış yapacağınız şirketlere ulaşabilecek misiniz ?
şu an satış yaptıkları yerlerde onların yerine geçebilmek için yeterli finansal güç var mı ? aşırı agresif şekilde sırf referans için mevcut ürünün bakım ücreti fiyatına ürün satabilirsin.
ve onun haricinde de ne kadar para yakabilecek gücünüz var ?

satış konusunda da o sektorde çalışmış bağlantıları olan iyi satıcı bulmanız lazım. konu ik olunca biraz sektor bağımsız oluyor. ik çok geniş, her şirketin ik'si var. sektor bağımsız satış için bağlantı bulmak hem kolay hem zor. belki sap hr kökenli biri iyi olabilir. fikrim yok.

çok dağınık yazdım :S soru olursa mesaj atabilirsin.

"Su ana kadar hiçbir satış yok"
"hiçbiri orjinal fikir değil"
"%10 hissesine karşılık 100bin Usd bedelle Ortaklık teklif ettiler."
"Ben de 60binUsd teklif ettim."

senin hic dusmana falan ihtiyacin yok, arkadaslarin yeter :)

tabii ki de dahil olmamalısın.

yaş(doğum tarihi), cinsiyet, medeni durum vb. bize normal gelen ama bakarak ayrımcılık yapabileceğin çoğu şey orada (Avrupa'da mesela) normal kabul edilmiyor. Şu an orada çalışanlar daha detaylı bilgi verir tabii.

Fotograf ve dogum tarihi olmuyor genelde. Benimkinde de yok

is ile alakali olmayan hicbir ozel bilginin CV'de olmamasi gerekiyor. medeni durum, yas, cinsiyet, askerlik durumu, fotograf, ehliyet bilgisi vs. bunlar ise alim kriteri olmadigi icin Cv'de olmamasi lazim. soforluk isi icin basvuruyorsundur, ehliyet bilgini yazarsin. yada modellik isi icinse fotograf vs olur.

Böyle bir deneysel çalışma vardı beyaz avrupalı/amerikan isimler göçmen/yabancı isimlerden daha çok ilgi görüyordu sonuç olarak yani fotoğrafı gizledin hasan'ı, hüseyin'i de gizlemen gerekecek, ya da mülakata gelince kavruk tenini...

www.asianfortunenews.com
okuduğum makale bu değildi ama yine buna benzer bir şeydi.

amerikada azınlıklarla yapılan iş görüşmelerinde oran belli bir rakamın üstü olumsuz olduğunda firmalar soruşturma geçirebiliyor. bu nedenle latin, siyahi, müslüman, slav, vs.. isimlerine sahip insanları çok emin olmadan çağırmak istemiyor bazı şirketler.

bunun haricinde ayrımcılık için yapanlar elbet vardır. hintliler özellikle hintli almaya çalışırlar.

Doktor dinlendirici gözlük gibi bir şey dediyse bence siz başka doktora görünün. Öyle bir gözlük yok.

dinlendirici gözlük nedir ? Küçük numara oldugu için mi dinlendirici diyorsun.

kurumsal yerden bir kere aldım, çok pişman oldum. güvenilir işi bilen bir "mahalle optikcisi" 'nden alıyorum ondan sonra. izmirdeyseniz bir yer önerebilirim, istanbulda bildiğim bir yer yok.

Cerceve onemsiz diyemem, burnunu ağrıtan, rahat olmayan bir gözlük bir süre sonra işkence olur. hafif rahat ve kendine uygun bir şey almanı tavsiye ederim.

Gözlükçüyüm.Yukarıda da arkadaşın dediği gibi Atasun mavi kaplama diye sattığı cam mavi ışınları kırmıyor.Her hafta her gün bu müşteriler bize dönüyor.Senin mahalle gözlükçüsüne gidip, blucut yani bilgisayar başında duranlar için özel üretiler ve uv ışınını %99 a kadar kesen camdan alman lazım.Zaten gözlükçü gidince sana gösteri orada camın test aleti var.Lazer tutuyorsun camın arkasına geçmiyor bu lazer ışığı... İlk defa gözlük alacaksın devletin 50 tlilik bir yardımı olacak. Bahsettiğim en kuvvetli camın fiyatı 200 tl civarı..Ve de aldığın gözlüğü sadece pc ile uğraşırken tak. bir de çok rahatsız olursan tv izlerken.Başka da takmana gerek yok çünkü numaran ilerler çok taktıkça.Daha fazla bilgi istersen yazabilirsin

@zoghurt
Ben öyle ifade ettim:) doktorun ifade değil.

@ay. gel. overlokçu
Teşekkür ederim. İhtiyaç halinde sizinle iletişime geçerim.
@safak efendisi
Teşekkür ederim. İzmitte yaşıyorum.

Atasundan ben de cam yaptırıyorum ama standart olan 50 tl lik. Millet atasunun camları için çok kalitesiz diyor ama çok bir bilgim yok. Böyle takıntılarınız ve paranız varsa marka camları tercih edebilirsiniz. Örneğin zeiss

(bkz: peynirci baba)

www.sodexoavantaj.com

mobil ödemeyi açman gerekiyor ama uygulamadan.

amazon.de üzerinden bakmak?

amazon.de 'den hiç alışveriş yapmadım.
sözlükte ptt kargoya verdiklerini duydum. ptt kargo demek ölüm demek.
benim eve ürün getirdikleri nadirdir.
ptt kargo elemanının beni apartman girişine çağırıp yukarı çıkamayacağını söylemişliği var. (3. kat yukarısıda)

PTT kapıdan giren her ürüne gümrük vergisi dışında da birtakım hava vergileri uyguladığı için vergilendirilmiş ürünleri bu parayı kaybetmemek adına paşa paşa getiriyorlar.

Salgın döneminde vaka çıkan dağıtım şubelerinin kapanma durumları oluyor ama geç de olsa geliyor.

vergi dahil fiyatı mı bunlar yoksa sürpriz vergili mi ?

fiyat performans ürünü pek bulamadım açıkçası. euro kuru malum, bide üzerine kargo + vergi gelince pek bir anlamı kalmıyor.

amazon.de'den farkı nedir bu sistemin onu anlamadım

benim için amazon.de 'den farkı ürünü amazon türkiyeen satın alıyor olmanız.
kargo sorunu yaşamamanız, muhatap bulmanız, ptt kargoya verilme ihtimalinin sıfır olması.

Arayüzde bir püf nokta yok maalesef,

Gördüğüm asıl avantajı kargo ücretinin uygun olması.
Yan avantaj Türkiye sitesine ödeme yaptığınızdan taksit imkanı oluşuyor ve destek de TR'den sağlanmış oluyor, destek kısmı çok önemli değil çünkü amazon almanya'nın desteği ile aynı temsilciler bakıyor diye biliyorum.

Bunun ingiltere-abd örneğinde iadeyi kendi ülkenize yapıyordunuz diye biliyordum bizde böyle değilmiş, asıl avantaj bu olurdu olsaydı.

O şekilde aylarca bekleyen domatesleri yiyoruz biz bişe olmuyor. Sosunuzun muhteviyatını bilmiyorum ama sağlam kalma şansı yüksek sanki.

annem sanki yağ koyuyordu kavanozları kapatmadan, yağ havayı kesip bozulmayı önlüyor ama her yiyeceğe olur mu bilmiyorum.

1- kapak ve kavanozlar kaynatılmalı önceden. steril olmalı.
2- ters çeviriyor bizimkilerde. ama ters çevirmemek lazım. cam sağlıktır diyoruz, sonra kapaktaki BPA yüksek derecede sosun içine geçiyor. gelecek yıllarda ters çevirmemenizi öneririm.
3- açarken hava sesinin çıkmasını duyunca gönül rahatlığı ile yiyebilirsiniz.
4- güneş almayan serin bir yerde bekletin.

iyi günler.

youtu.be

Şöyle de bir kapaklama tekniği varmış 8.25 de gösteriyor

Yeni kapak şart. Dikkat etmişsinizdir, değil mi?

gmail kullanıyorsan trash'e bakabilirsin. orada duruyordur oradan da silmediysen.

çöp kutusunda da yok sanırım değil mi?

Gönderilenler klasöründen de mi sildiniz ?

yolla işte onu.
hocam görüntüsü almıstım de. o da sayılır.

Allah kahretsin ki coptede yok. Ya bu sinava o kadar cok calistim ki gunlerdir anksiyete krizi geciriyorum nasil yanlis adrese mail attim diye. Atmam gereken adres [email protected] iken attigim adres [email protected]

Saat varmış o yetet işte onu atın direk. Tarih çok da önemli değil.

Gönderilmiş öğelerden sildin, bir de çöo kutusundan mı sildin? kasıtlı olarak yapmadıysan ya da silerken shift'e basılı tutmadıysan pek mümkün değil silinmiş olması. Gönderilmiş öğelere iyice bak. Bulursan forward yap.

ekran görüntüsü almışsın orada saat var + ekran görüntüsünün özellikler bölümüne girince hangi tarih + saatte kaydettiğin belli olur.

Ekran goruntusunu attim. 1dk gec ulasan maili de forwardladim artik hayirlisi arkadaslar

Selam, erkek bebekler genelde sling kanguru vs.. çok hoşlanmıyorlar. bizde 2 tane var, kullanamıyoruz.

oyun halıları yoksa o daha net iyi bir hediye olur. onda öneri vermek zor. fiyata göre seçersiniz. piyanolu fisher price var bizde, seviyor. 3-4 de piyano söküldüğü için atıl duruma düşmeyip oynamaya devam edebilir.

bir de fiyatları çok yüksek olan şu jellycat in kitapları yenidoğan bebekler için çok güzel . www.isabelabbey.com.tr

@safak efendisi jellycatleri hic gormemistim orijinal bir hediye olurmus cok tesekkurler

Ne güzel hediyeler düşünüyorsunuz:)
bizim bebek iki aylık oldu, anca zıbın takımı getirsinler:/

Yeni doğan bebekler için kanguru değil de esnek wrap sling denilen, tarzda daha uygun.

Kanguru veya wrap erkek çocuk kız çocuk ayırmaz.

Chicco model ergonomik güzel bir model muhtemelen yenidoğan destek yastığı da vardır ama inanın esnek wrap slingler ilk 3 ay için özellikle en iyi şey. Anne veya baba için hangisi kullanırsa kullansın bebekle ebeveyn bağını daha da güçlendirir ve bebek kendini çok daha güvende hisseder.

Jellycat kitapları at fava bekle hediye edecek biri bulunur elbet demek için aliexpressten alabilirsiniz. Ben oğluma tüm seti almıştım. Çok kaliteliydi.

bizimkiler kanguruyu hic kullanamadilar, ergobaby mi ne almistik en pahalilarindandi.

bebek bu belli olmuyor besikte de durmuyor.

piyanolu oyun halisi olabilir ya da konusan kopek vs olabilir. cocugu mesgul edecek bir seyler olsun derim.

buna inananlara şaşırmıyorum. ama sorgulayacak birinin gerçek olabilme ihtimalini sorgulaması şaşırtıcı.

az google desteği aldım listelere baktım. bayağı ölen yahudi var. %10 un üstünde. amerika nufüsünun %10u yahudi değil.

ölen siyahi ve latin oranı ise çok az, neden derseniz beyaz yakalı işlerde yoklar. o zaman zencilerle bir komplo mu yapmalı ?

www.takasbank.com.tr

Pirinc sadece kalan nemi alabilir.sarja asla takmayin ve fon makinesiyle cihazi cok isitmadan kurutun iyicene.pirinc bu kurutma isleminden sonra nemi alsin diye olabilir ama cok faydasi lan br islem degil minimum faydasi icin bile gunlerce kalmasi gerekir.

Acmaya zorlamayin,enerji vermeyin ,yarin tekrar. Deneyin.

fon makinesi çok riskli. yavaş yavaş kurumasını bekleyin. kış olsa petek üstünde 1 hafta kalsa çok iyiydi.

Icloud a back up aldiysaniz resimlerinize bir sey olmadan ulasirsiniz.ama icloud hacmi doluysa o zaman telefonun bellegine ihtiyaciniz var.

icloudda yedeklememiştim. .(

gitti güzelim fotolar. bu devirde buluta yedeklememeyi anlamıyorum..

öncelikle cevap vereyim, iphonu’dan her türlü bilgiyi kurtaran telefoncular var.........

konu dışı: allah aşkına nedir ya fotoğraf, nedir yani???????

acayip sinirlendim ya, nasıl bir toplumda yaşıyoruz??????,

düğün fotoğrafların gitse ne olur, videoların gitse ne olur..........

gerçekten yazık........ bu kadar mı önemli bu tarz şeyler??????????

Pirince atin ve en az 4 gun boyunca hic ellesmeyin.
Ben boyle kurtarmistim hala kullaniyorum telefonu

ankarada iphone'dan her türlü bilgiyi kurtarabilecek telefoncu önerebilecek olan var mı o halde? Yeni taşındım ve hiçbir yeri bilmiyorum

e devletten 11. aya bakabilirsin.

www.turkiye.gov.tr

önceki ayda fazla mesai, ikramiye vs, sgk primine tabi olan ek bir ödeme almışsınızdır, prime esas kazancınız fazla çıkmıştır. sonraki ay normal ücret alırsınız, veya daha düşük bir ek ödeme almışsınızdır, sonraki ay da daha düşük çıkmıştır. sgk da belki eksik yatırılıyordur diye sizi uyarma gereği duymuştur.

hizmet dökümünden anlayamazsınız. orada da göreceğiniz şey ekim aynıa göre kasım ayının daha düşük olduğu olacaktır.

bordrolarınıza bakıp karşılaştırmanız lazım.

Motorcu 8/8 haksız. Şerit ihlali yapıyor. Ayrıca büyük ihtimalle hız sınırının üstünde gidiyor.

Orada duraklama yapılamaz ayrı bir hata olsa bile kazaya neden olan duraklama değil.

Motorcuların çoğu kendilerini hep haklı sanıyorlar. Çok muhattap olmamak lazım. Aşırı bir cahil cesaretleri var ve serseri mayın gibiler.

Allah hepimizi onların şerrinden korusun.

kaldırımın kenarında durmus aracın sagından gecen sıgır hatalı.

Video'nun sonunda polis bakmazki diyerek motorunun mal olduğuna kanaat getirdim, kadından para koparmaya çalışıp Youtube video koymaya çalışan sefil motorcu takımı. Kendi şeritince gitmesi gerekirken aradan gitmiş kadın kapıyı açmış kadın keşke sakin bir şekilde polis gelsin derdini karakolda anlat deseymis karakolda bu gerizekalı ne diyecekti bakalım.

kamera takmış bir motorcu mallığı daha sadece. bir de para koparmaya çalışıyor. polis çağıralım denince de "polis buna bakmaz ki" diyor. yuh artık

kazuo ishiguro (favorim)
kenzaburo oe
tabii ki haruki murakami
yukio mishima

edit: @safak'a bu konuda katılamıyorum. çünkü kazuo, ingiltere'de yaşasa da japon kimliğini ve kültürünü özümseyen ve tüm eserlerini bu unsurlar üzerine inşa eden bir yazar. edebi kimliğini geliştirme amacıyla batıdan faydalansa da doğuyu yaşatmaya çalışan bir doğulu kendisi (elbette benim algıma göre).

İshiguro'yu ben İngiliz sayıyorum.

Haruki Murakami

Ryunosuke Akutagava
Ve
Hatta japon düşünme tarzını anlamak için lone Wolf and cub okunmalı.

www.idefix.com

kanae minato. özellikle İtiraflar kitabını şiddetle öneriyorum.

tabii ki natsume soseki.

Kapıcı sayesinde emlakçıyı aradan çıkartıp %3 yani 15bin masraftan kurtulduysanız, içinizden geldiği kadar bir meblağ verebilirsiniz bence.

Ödemelisin, sonuçta isteyen sensin. Ne kadar vereceğin sana kalmış. Emlakçıya verilecek kadar olmasa da gönlünü yapmak lazım.

bir aylık maaşını verin adama. emlakçıdan alsaydınız kat kat fazlasını verecektiniz.

bende verilmesinden yanayım tabi emlakçı aradan çıkacak ve beni arama derdinden kurtaracak sonuçta.

Miktar konusunda tam bi fikir yürütemedim sadece.

15 bin emlakçı komisyonundan kurtulduysan bence bir maaşı + çocukları varsa çocuklara da bir miktar hediye alırsan hoşluk olur. toplasan ne yapar en fazla. 12 bin nere hem çocuklar da sevinir.

yani ben olsam öyle yapardım. tavsiye.

2-3 bin verirdim ben olsam.

15 bin alicakti emlakci. Hadi bazilari insafli olur yüzde 2 alir. En az 10 bin alicakti. Bu durumda 3 bin civari kapiciya vermek uygun olur.Hic vermemek olmaz,kapicilar bu isleri para icin yaparlar. Bir zarfin icine koyarsiniz is bitince.

3 binden fazla vermezdim.
Emlakçı parasıyla karşılaştırmak doğru değil bence, emlakçının işi bu ve evi satmak için uğraşıyor vs. Ama kapıcı için havadan gelen bir para, arayıp haber vermek dışında verdiği bir emek yok.

Ayrıca işin şu boyutu var. O evde oturacaksanız o görevli orda olduğu müddetçe sizin çok işinize yarar. Size ekstradan bir ihtimam gösterir.
Bazen dar vakitlerde ufak tefek getir götür işleri olsun, tatildeyken filan işe yarayabiliyorlar.

korsan emlakçılık yapmış sonuçta. 5000 tl hakkıdır.

ben olsam 1500-3000 arası verirdim.

3000 iyidir.

evde oturacaksanız 3000-5000 arası verilebilir.
öteki türlü 2000-3500 arası verilmesi uygundur.

kapıcı ile arayı tutmak şahane oluyor. inanılmaz avantajlı olursunuz.

5000 veren var siz naptınız lan. bir zarfın içine 1000tl koy ver.

ödemek tabi doğru. çoluk çocukluysa bi 10 bin ateşlemek şık bir davranış olur. eğer yalnız bekar falansa 5 bin yeterli.

Evi kapıcının üstüne yap jsjsjs. İnsanlar klavyede olduğu kadar cömert olsaydı fakir kalmazmış onu gördük.

Ben 1000 verirdim.
Sen 2000 ver.

olmaz, endişelenme. yarım saat cevap gelmeyince endişe yapacaksan, bu adi beyaz yakalılar seni çok üzer.

Dünyanın en leş patron şirketi değilse olmaz.

olmaz.

heyecan var oldukça bu sebeple sanırım tedirginim. :)

@cakabo patron şirketi değil yabancı menşei kurumsal bir şirket.

darlama adamları da antipatik gözükme. rahat ol gelecektir.

toplantıdadır, öğleden sonra izinlidir fln. içinizi rahat tutun bir şey olmaz, hayırlı olsun

kurumsal dünyaya hoşgeldin :)
beklemeye devam...

çok teşekkürler arkadaşlar. :)

valla benim de başıma aynı şey geldi. orta düzey bi yerdi. maaş teklifi ok, evraklar ok. kapıdan çıktım aradılar. ya şimdilik hazırlamayın, bizim x beyin tanıdığı varmış o gelecekmiş dediler :)))))))))))))))

@matilda mail şimdi geldi bu cevabını mail gelmeden görseydim iyice derde girerdim. ::D:D:D

müşavir 3 sene için 400k kadar öderler demişti. benzer bir durum yaşadık, olay mahkemede şuan. nasıl hesaplanıyor bilmiyorum.

sen paranı al gec baskan
primin yüksekten yatmasının o kadar da esprisi yok.
milletin ekmegiyle oynama orası da bir firma insanlar maas alıyor.
emekli maasinda alacagin 30-40 tl lik değişiklik için insanlara zarar verme

ha bu haklı mı değil.
bastan diyecektin ben bu sarta calismam diye.

bir miktarın ne kadar olduğuna göre değişir.
4 yıl için:
( maaşın - 1000 )*0,35 * 48 ve üstü bir rakama kabul edilebilir.

onlar ne teklif ettiler yukardaki dediğime göre ?

bu kan emici patronlar kingcyrax gibiler yüzünden bu hırsızlığa devam ediyorlar.Acıma aç davayı.Bundan sonrası için aklı başına gelir belki

İdari para cezasi her ay icin 3555 tl imis. Yani 3555 x 48. 170.000 civari sadece ceza. Want2die'in dedigi gibi eklentileri de var. 230.000 tl civari patlayacak bunlara. Ne kadara anlasayim sizce? Bana 20.000 teklif ettiler.

sen al 20k yı
isine bak baskan
idari cezayı oderlerse sana hic bir faydasi yok
ve firma da boyle bir zarara karsı hic bir sey yapmadan durmayacaktır.

Sgk taksit beladır. Kafayı taktığı firmayı bir şekilde ceza yağmuruna tutabilir. Bence de şikayet etme. Sana bir faydası olmayacak emeklilik dışında. O da gerçekten çok yüksek bir fark olmayacak emin ol. Ama 20k yi yükseltmeye çalışabilirsiniz

Kendin yapabilirsin çok kolay. Tamirci ilçeye göre değişir

aletim yok ne yazık ki hiç. ne derler vanayı nasıl çevireceğim gövdeyi cıkartmak için. korktum su çıkar falan diye. tahmini ne kadardır

servisler arasında fiyat farkı olabiliyor. diğerlerini de arayıp sor. dizel mi benzinli mi?

bende de leon var 15bin bakımına götürdüm dün, 30bin bakımı ne kadar diye sordum, 860 gibi bir rakam söyledi. yetkili servisler arasında 50tl'den fazla oynamaz diye düşünüyorum.

@10032007 dizel

@bobinhoo hangi servis ?

ben anadolu yakasındakilere sordum. 900 küsürdü ikisinin de fiyatı. benzin otomatik için.

avek

15000 bakımı geçen sene martta 435 liraymış. kim bilir bu sene ne kadar.

alıntı : forum.donanimhaber.com

"Seat servisini bugün aradım ve 2.yıl yani 30.000 km bakımında neler değişiyor ve fiyatları ne kadar öğrenmek istiyorum dedim. Aldığım cevap ve fiyat aşağıda; (30.01.2017 tarihi ile)

Hava Filtresi 74.28 TL
Polen Filtresi (Karbonlu) 76.30 TL
Yağ Filtresi 30.90 TL
Buji 4 Adet (Bosch) 210.00 TL
Motor Yağı Castrol 4 LT ????? TL (Fiyat vermedi)
İşcilik dahil Toplam: 892.72 TL

Bunlara ek olarak gerekli görülürse;
Fren Hidroliği işçilik dahil : 140 TL
Ön Fren Balataları (TRW marka) : 350 TL (İşçilik dahilmi bilmiyorum, arka balatalar için bir şey söylenmedi, demek ki 30.000 de değişime çok ihtiyaç duyulmamış)
Silecek Antfrizi 1 LT : 10 TL (kış şartlarında zaten ihtiyaç)
Motor Antfrizi 1.5 LT : 50 TL (ölçümde -25 derece altı çıkarsa ekleniyormuş)
"

demiş arkadaş.

doğuş oto çankaya/ANK, 15bin bakımı 616 lira. 1.4 150hp dsg benim araç.

geçmiş olsun.

bunların çoğu şarlatan diyeceğim ama linç edileceğim diye korkuyorum.

istanbul'da mısın ? öyleyse 2 isim var önerebileceğim.

Var. Özelden yaz. Mobilim

Evet istanbuldayım.

Yazmamışım, burada yazarlardan psikiyatrist / psikolog varsa onlarla da konuşmak görüşmek isterim.

Belki sadece ilaç yüklenmesinden ziyade bir psikoterapiye ihtiyacın vardır. Psikoterapist alanında uzman biriyle görüşmen uzun vadede daha sağlıklı olacaktır. Çok geçmiş olsun, gerçekten herşeyin başı zihinsel sağlık ve huzur.

Balıklı Rum Hastanesi - Günay Çetin

Benim bipolarımı yatıştırmış, beni yeniden hayata bağlamış tapılası insan diyorum çekiliyorum.

LG G2 işiini gayet rahat görür.. Piyasadaki sıfır fiyatları ile bir kıyaslayıp gönül rahatlığı ile alabilirsin..
fiyatı bana makul geldi bu arada.. 21 ay garantisi olması da önemli...

hocam sıfır fiyatı hepsiburada'da 1095 tl'ymiş yeni gördüm. bunu da buraya ekleyeyim değerlendirme açısından.

800 ona vereceğine git 1000 liraya sıfır sony z1 al. daha iyi performans alırsın. daha sağlam bir telefon ile.

g2'yi al, sonra tadını çıkar.

bence senin için on numara bir seçenek olmuş. telefona bak, kurcala temizliği içine sinerse al. aynı cihaz kampanya falan 900 küsüre alınabiliyor internetten ama 21 ay garantisi olan cihaz da saçma değildir.

bence alma ama alcaksan da daha düşük fiyat için pazarlık yap, sıfırını 970'e sipariş verdim daha yeni kampanyaları birleştirip n11'den, lg türkiye garantili. kullanılmış mal 1 gün olsa bile değer kaybeder bayağı bi. ilk sahibi bile değilmiş adam, nasıl bileceksin öncekilerin nasıl kullandığını. belki bi sıkıntısı var ki satıyor aldığı gibi.

turkcellden aldıysa portlu falan da olabilir ona da dikkat et.

Sanirim en mantiklisi havatas servisleri olacaktir. Taksime kadar gelip oradan havatas ahl servislerine binebilirsin.

teşekkür ederim. Peki taksimden atatürke gitmek ne kadar sürer? Taksimde oyalanacak zamanım olur mu diye soruyorum

Normalde 1 saat surmez ama sen 1 saat gibi dusun.

saate bağlı. trafiğin olduğu bir saat değilse havaş önerisi doğru.
ama aksi durumda :
e10 ile kartal - metro - marmaray - metro

direk taksim ordan ahl ye geç havataşla, trafik yoğunluğuna hiç bakmadan. çünkü eğer zaten otobanda trafik yoğunluğu varsa muhtemelen e5te de vardır. e10 ile kartal - metro - marmaray - metro yapayım dersen; bir de yürümesiydi beklemesiydi derken aşağı yukarı aynı zamanı alır eğer havataş güzergahlarında trafik varsa. çanta vs. olacağından da hiç uğraşılmaz.

esenler otogarda gece 11 de indim, sabihaya vardigimda sabah 5 idi. istanbul trafigi belli olmaz. en kestirmesi havatas ile taksime sonra tekrar havatas ile sabihaya.

havataşla kadıköy'e in, oradan metro, marmaray ve yine metroyla havaalanına gidersin.

tek aracla gideyim diyorsan transfer hizmetleri de var: www.securedrive.com.tr

bu kadar kriter için kira bütçesini yükseltmen lazım.

yenikapı-hacıosman metro hattı üstündeki yerlere bak. osmanbey metro durağında inip yürürsün.

ayrıca çatı ve terası olan üst katlar genelde yazın çok sıcak kışın da çok soğuk olur diye tercih edilmez. çatı katında yaşamış biri olarak tavsiye etmem.

meşrutiyet mahallesine bak. nişantaşına yürüyerek gidersin. istanbulu bilen bir arkadaşın ile gez, aynı mahallede belli sokaklardan sonrası kötü olabiliyor. bende çok iyi bilmiyorum.

ama oralarda 1400'e yazdığın gibi bir yer bulabileceğini sanmıyorum. adamlar utanmasa otopark'a konteyner koyup 1000 liraya kiraya verecekler.

1400'e kadar yolu var değil, 1400'den başlıyoum demelisin.
beşiktaş senin için ideal mekan.
istenye ne alaka nişantaşı ne alaka?

o kadar yol gideceksen, sraıyer var daha ucuz.

mecidiyeköy var metroyla geçersin.

ama yaşanacak yer: beşiktaş,
karşıdan gelirim diyosan kadıköy.

kurtuluş a bak muhakkak. sana en uygun adresı orası. ofise de yürüme mesafesnde

kesinlikle kadıköy'e bak derim. kurtuluş falan sakat yerler. uzun vadede ''ne iyi etmişim'' diyeceğine eminim.

"dikilitaş" diyecektim de oralarda kiralar uçmuş.
1700lere cıkmak gerekiyor galiba orası için.
güzel yerdir,üniversitedeki eski mahallem:)

kurtuluş fln o taraflara girmeyin derimn.

bi de ilan var sahibinden.com'da ama emlakçı foto koymamış çok ama yeni bina,teraslı fln diyor.bi bakın derim.
www.sahibinden.com
konum kısmından binanın yerini görebilirsiniz.

Pangaltı'da ana caddeye yakın bu tarz evler bulabilirsiniz.

anadolu yakasına bakma, hiç gerek yok

kurtuluş son durak ya da dolapdere demedim kurtuluş dedim.

kurtuluş-pangaltı ya hangi mantıkla 'sakın' diyosunuz merak ettim. Kurtuluşu bilmediğiniz belli. İstanbul un en yaşanılası semtlerinden biri.

kadıköy den ulaşı rahat olmaz vvapur+otobüs gerekir. dikilitaş çok yokuş evin barborası yakın olması düşük ihtimal. Kurtluştan ise eğer metro ya yakın bi ev olması takdirde nşantaşı 10 dk sürmez yürüyerek.

ev bulabildin mi? ayni kosullarda levent'teki isime gidebilecegim (ozellikle metro ile) bir yer bakiniyorum. Bilgine..

Pangaltı- kurtuluş'ta yıllarca yasadım hatta barda garsonluk yaptıgım dönem gecenin bir yarısı taksimden yürürdüm hiç bir şeycikler de olmadı. ama mecidiyeköy bence çok daha güvensiz bir yer. istinye çok uzak kalır hiç düşünme osmanbey kurtuluş bence senin için gayet ideal
edit: kadınım

İlgilenirseniz, şişli'de yeni kiraladığım eve ev arkadaşı arıyorum. (kadınım)

Ortakoyde hazir eve ev arkadasi ariyoruz ilgilenirseniz guncel bir ilan var ilk sayfada

herkese ilgisi için teşekkür ederim. taşınma olayını bir süreliğine ertelemek zorunda kaldım. daha sonra lazım olur diye duyuruyu silmiyorum.