arkadaşlar,

hepimizin bildiği filmlerin, bildiğimiz sahnelerini arıyorum. böyle vurucu, unutmayacağımız, hatırladığımızda aaa evet öyleydi dediğimiz sahneler.

mesela selvi boylum al yazmalım filmi'ndeki o seçim yapma sahnesi.

aklınıza gelen örnekler var mı?

linkteki gibi bir sütunu evin içinde aksesuar olarak kullanmak istiyorum.

www.amazon.ca

alçıdan yapılmış taşınabilir, devasa olmayan ama oyuncak gibi de olmayan, çok pahalı olmayan sütun nereden bulunur?

selam, ailecek kullandığımız araba için alacağım, ama hiç anlamıyorum. birkaç video baktım, genelde youtuberlar kim hediye gönderdiyse övüyor gibi geldi. 70mai'den bahsedilmiş, xiaomi'den marka olarak memnunum, o yüzden aklıma takıldı. isteklerim ve sorularım şu şekilde. teknik bir şeyler yazarsanız anlamam. cevap verecek vicdanlı ekşiciler için söylüyorum, en basit terim kullandığınızda beyaz ekran oluşacak bende :)

1-bir videoda izledim de, kameranın kablolarını döşemenin altına cam boyunca yerleştirmiş de bilmemen, ben böyle bir şey yapamam. muhakkak kablo var mı?

2-birinci soruyla bağlantılı sanırım, araç çalıştığında kaydın otomatik başlaması için arabanın motoruna/bi yerine bağlanması mı gerekiyor kablonun? eğer böyleyse araba tamircisine götürcem direkt, o bağlasın.

3-pil kullanımından olumsuz bahsedilmiş, yerine bir kelime kullanılıyor, sıcak epey olacak, gündüz şehirlerarası kullanacağız arabayı, bu yüzden pilli olmasın, değil mi?

4-araba çalışmıyorken, gece de kayıt alma durumu yok, değil mi? eğer varsa, bir hırsız alıp gitse kamerayı görüntüye ulaşamıyoruz sanırım? kayıt yaptığı şey de içinde çünkü :/

5-elbette marka ve model önerilerinize açığım. arka kamerası şart değil, hatta hırsızların fazla dikkatini çekmesin diye arka kamerası olmayabilir de. fiyat sorun değil.

teşekkürler, sevgiler, saygılar, hatta geçmiş de olsa iyi bayramlar..

Mersin'den geçerken nerede tantuni yiyelim? Fiyatları gereksiz yüksek olmayan, popüler olduğu için kalabalık mekânlardan ziyade yerel halkın tercih ettiği bir yer olursa memnun olurum? Teşekkürler.

Merhabalar. 6 Şubat depreminde Gaziantep'te bulunan evim zarar gördü.Duvarlarda büyük çatlaklar olmasına rağmen Az Hasarlı raporu verildi. Dask üzerinden gerekli başvuruyu yaptım, evrakları 10.02.2023 tarihinde gönderdim. Yaklaşık 15 gün sonra da Nakit Ödeme için başvuru yaptım. Güya policenin yüzde 15ine denk gelen parayı 72 saat içerisinde odeyeceklerdi. Ancak aradan geçen 4,5 aylık süreçte hala bir ödeme vs yapılmadı. Geçenlerde Alo125 dask hattını aradım, "eğer süreç daha da uzayacaksa ben evin tadilatını yaptırayım, her gün o çatlaklarla yaşamak eşinin ve çocukların psikolojisini olumsuz etkiliyor, hem de vereceğiniz para değer kaybettiği için boya ve tadilat masrafını karsilamayacak " dedim. Ancak müşteri temsilcisi eğer ki evimi onların bana ulaşmadan, kendim yaptırmam durumunda herhangi bir ödeme yapılmayacağını söyledi. İki arada bir derede kaldım. Sizce ne yapmalıyım? Verecekleri para poliçenin yizde 15'i. Bu da aşağı yukarı 18-20 bin TL ye denk geliyor. Bu meblagi şimdi verseler de bir yıl sonra verseler de ücret artmayacak, değişmeyecek.

Cimer'e yazdım durumu ama bir sonuç alamadım hâliyle. Her öneriye, fikre açığım. Teşekkür ediyorum şimdiden.

bildiğim kadarıyla inşaat halinde kat irtifaklı oluyor sonra kat mülkiyetine çeviriyorsun ama satılık ilanlara baktığımda yapılalı 10 sene olmuş binalarda bile kat irtifakı var, bu nasıl oluyor? böyle binalar alınabilir mi?

5 senelik bir ilişki içindeyim. Son 2 yıldır da birlikte yaşıyoruz. Evimizi, hayatımızı ikimiz de ailelerden destek almadan birlikte kurduk, okullarımızdan birlikte mezun olduk, iş aradık değiştirdik, birbirimizin tam anlamıyla iyi ve kötü gününde hep yanındaydık.

Sevgilim mezun olup kıdemli bir mimarla ortak olup bir mimarlık ofisinde çalışmaya başladı.
1-2 ayda bir müşterileri ile birlikte içkili akşam yemeğine çıkıyorlar. Bu akşamlarda eve gelme saati belli olmuyor. Birkaç kez gece 2-3 gibi, sabaha karşı geldiği bile oldu. Baskıcı, maço bir tip değilim ancak bu beni çok rahatsız ediyor. Hem benimle geçirebileceği zamanı bu şekilde dışarıda geçirmesi, hem bir dönüş saati olmaması, hem de yemekteki herkesin karşı cins olması, bundan mutsuz olduğumu belirtmeme rağmen çözülmemesi bende travma oldu. Defalarca kez kavga ettik, özür diledi vs. vs. Pek bir şey değişmedi.
Önceden haber ver gecikeceksen diyorum, bildirdiği tek şey "gecikeceği" ve bunun ona istediği saatte eve dönme hakkı verdiğini düşünüyor.

Bu da yetmezmiş gibi bir de iş günleri, saatleri dışında da birlikte çalıştığı mimarla yazışıyor whatsapp'tan.

Geldiğimiz noktada, "ben böyle mutluyum, o yemeklerde mutluyum çünkü saygın biriyim, mimar X hanımım" diyor. "Onlarla A, B, C gibi senin ilgilenmediğin konuları konuşup paylaşabiliyorum." diyor.
Ben onun ilgi alanlarını paylaşmıyormuşum, benim mutlu hatırladığım eski anılarımızda bile onun çok mutsuz olduğu zamanlar varmış (eski yazışmalardan, mektuplardan örnekler gösteriyor), sen bana şunu demiştin, bana bunu yapmıştın, vs. vs.
Onu boğuyormuşum, sıkıyormuşum, benim yüzümden eve gelmek dahi istemiyormuş, onunla onun ilgi alanlarını, müzik zevkini paylaşmıyormuşum, vs. vs.

Geçmişte tabii ki de hatalarım oldu ancak onları kabul edip düzeltmek için elimden geleni yaptım.

Tüm bunlara rağmen yakın zamanda dahi hem iyi günde mutluluğu hem de kötü günde üzüntülerimi paylaşmıştı.
Kafamı karıştıran nokta da bu.
Artıları eksileri tartmaya çalışıyorum.

Kağıt üstünde evli olmasak da, biz her şeyde birbirimizin diğer yarısıydık, ve geldiğimiz nokta bu.
Siz ne düşünürsünüz?

hangilerini biliyorsunuz? benim bildiklerim:

- rönesans rezidans
- ebrar sitesi
- isias otel
- rende sitesi

Merhaba,

Sabiha Gökçen'de bir ton otobüs oluyor; ama internetten baktığımda hep Bursa görüyorum. Bu otobüslerden Bandırma'ya giden yok mu? Bandırma olmadı yakınlardaki yerler de olur, Karacabey/Susurluk gibi.

En en kötü ihtimal taksiyi bile düşünebilirim, bir bilginiz varsa öğrenmek isterim, Sabiha - Bandırma ne kadar tutar.

Acil bir şekilde Sabiha'dan Bandırma'ya ulaşmam gerekecek, bu yüzden soruyorum.

Teşekkürler.

Oncelikle sunu soyleyeyim, yuksek kattaysan zaten yapacak bir sey yok mantikli olsa da olmasa da çıkamazsin disari onu ayri tutuyorum.


Ama eger cikma ihtimali varsa cikisa nispeten yakinsan bana cok-kapan yasam alani oluştur vs evin icinde kalip iceride onlem alma isi bana hicbir surette hiçbir şekilde asla mantikli gelmiyor.
Hep böyle düşünüyordum ve bu depremden sonra daha guclendi bu fikrim.

1- Simdi düşünüyorum, coken koca bir binanin icindesin bir sefer. Bir bina sonsuz farkli sekilde cokebilir. Hicbir bina tam olarak birbirinin ayni sekilde cokmuyor nihayetinde. Dolasiyla nereye ne dusecek, tavan ne kadar kasagi inecek, nerede bosluk kalacak asla bilemezsin, kumar.
Televizyonlarda enkazsan sag cikarilan sansli insanlari görüyoruz hep, binlerce kisi ezilerek parcalanarak oldu, bir yasam ucgeni icerisinde falan kalmadi ve korkunc şekilde öldüler, ama haliyle Tv'de bu parcalanmis cesetleri gormuyoruz, sansli olanları goruyoruz. Su ana dek 24.671 kisi oldu en son okudugum rakam. Bunlari sadece rakam olarak görüyoruz ama kurtulanlari kanli canli görüyoruz Tv'de. O mucizeci kurtuluş yaşayanlar kadar şanslı olacak miyiz bakalim?
Bazi binalar var ozellikle alt katlar bildiğin yok, sifir. Yok yatagin yanina cok, yok kolon kirisin yanına cok flaan hikaye, kat bildiğin yok! Nereye siginacaksin o katin içerisinde?


2- Oldu da bina oyle bir şekilde coktu ki sen cokup kapandığın kısımda boslukta kaldın diyelim. Kafana gozune bir parca falan da dusmemesi lazim, o boslukta sana bir blok parçası bir tugla falan kafana dusmemesi seni tamamen korunakli bir alanda birakmasi lazım, kafaya 30*30cm bir parça çarpsa zatrn oldun.

3- buraya kadar saydigim tum iyi ihtimaller gerçeklesti,bolsukta yasam ucgeninde kaldin, kafaya goze sirtina falan bir yerine parca da dusmedi sag salim boşlukta kaldin sag durundasin diyelim. Yikici bir deprem oldu ve sen enkaz altindasin, sana yardim ne zaman gelecek? Binlerce binanın yikildigi bir ortamda senin altında kaldığın binaya yardim gelecek ve seni kurtaracaklar. Sen de o yardım gelene kadar ac susuz kalip olmeyeckesin hayatta kalacaksın. Bir de kis mevsimi ise donmadan kalman gerekecek bir de.
Bunun İstanbul'da oldugunu dusunsenize. İstanbulda semtlerin uydu goruntulerine bir bakın, binalar ic ice dip dibe. Oyle bir yerde size siz hayattayken bir yardim ulasabilecegini düşünüyor musunuz mesela, ben hic sanmıyorum.
Kotumser oldugumu düşünebilirsiniz ama bana sorsarsaniz istnabulda size yardımın zamaninda ulasmasi imkansiz, sahsi fikrim bu yonde.
He yukarisa saydigim tum iyi ihitmaller gerceklesecek hayatta kalacaksınız, yardim da bir sekilde siz hayattayken bolgeye ulasacak ama grlip sesinizi de duymalari lazim bir de o var. Enkazin icinde nerdeysesiniz artik o noktadan sesinizi birileri duyacak. Veya tam techizatli termal kameralı veya kalp atisi dedektorlu ekip falan gelecek.
Tv'de sadece kurtarılanlari görüyoruz ve dolasiyla kurtarılma umidi besliyoruz böyle bir senaryoda. Ama kac kisinin deprem sonrasinda enkazda sag kalip da takip eden surecte yardim gelene kadar iceride oldugunden haberimiz yok, tv hiçbirini gosteremiyor. Birkaç gun sonra kurtarilan 3-5 kisi asiri istisnai ve mucizevi olaylar. Buzdağının alti gorunmuyor. Binlerce kişi öldü nihayetinde.

Simdi yukarıda siraladigim sizi kurtarabilecek iyi ihitmalleri gayet de olagan ihitmaller olarak düşünebilirsiniz (ki ben oyle düşünmüyorum ama neyse) ama bu ihtimllarin hepsini carpinca cikan olasiligi dusunmek lazim. Yani bu ihtimallerin hepsi birden gerceklesmesi lazım evin icinde kalip da kurtulmamiz icin. Yani isvec peyniri olayi, butun deliklerin denk gelmesi lazım. Ama olumsuz ihitmallerin bir tanesi olmeye yetiyor.

Disari cikmaya calismanin da bir suru kotu ihtimali var evet, cikmaya calisirken bina ustune cokebilir en basitinden, cunku zamam hariciyoesun. Vrya çıktığında bina ustune dusebilir sokakta caddede neredeysen. Ama simdi yukarıda saydıklarımla karşılastirinca bana disariya cikmsya calismak (eger cikisa yakin yerdeysen, 5-6katta zaten sans yok onu soykedim yukarida) cok dsha mantikli ve kurtulma sansi cok daha yuksek bir senaryo geliyor. Yani sen disari cik da bina ustune dusese zaten yapacak bir sey yok, iceride kalsan zaten oldugu gibi ustune cokuyor o kesin. Kaldi ki gordugum kadarıyla cogu bina oldugu yere çöküyor istif gibi katlariyla. Yola ya da saga sola yatanlarin sayisi daha az gibi.
İceride sag kalsan bile kurtulusun halen zor ama dışarıya kendini atabilir kurtardiysan en azından isinma, yiyecek icecek bulma sansin var.


Ozet olarak bana iceride kalmak olum fermanını imzalamak geliyor neresen bakarsam bakayim. Deprem aninda planim kesinlikle olabildigince hizli bir sekilde disariya kacmak, hiçbir surete hiçbir sekilde iceride kalma yoluna gitmemek. Bina coktuyse öldün diye bakıyorum ben olaya.
Sizde durum nasıl?

Hızlıca dışarı mı kaçmalıyız yoksa çök kapan mı uygulamalıyız??

Kaçayım desem merdivenler binanın en sakat kısmı. Belki de ilk göçecek kısım.
Kalayım desem hayat üçgeni her durumda işe yaramıyor…

Bilim ne diyor?

Neden The var?

Merhaba,
Bir yakın tanıdığım kardeşine para göndermiş. Aynı gün akşamında eşi "sen kardeşine şu kadar para göndermişsin, hayırdır? " şeklinde bazı söylemlerde bulunmuş.

Birincisi hesap ilgili kişinin adına, eşinin erişimi mümkün değil. Ayrıca mail hesabı vs kendisine ait şifreleri eşinde yok.

Merak ettiğimiz konu eşinin nasıl haberi olduğu? Bu nasıl mümkün olabilir?

Teşekkürler.

Merhabalar

Önümüzdeki ay buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası, Fırın set üstü + davlumbaz alacağım. Tabi her ay maaşıyla bi tanesini veya ikisini alabileceğim.

Ama bunlardan alırken "X özelliği kesin olsun" dediğiniz şeyler var mı?

Kendi evime alacağım için bütçemi biraz zorlayabilirim daha uzun ömürlü olmaları için.

Veya inceleme için "şu modeli al" şeklinde de tavsiyeniz olursa inceleyebilirim.

Teşekkürler.

www.hizliresim.com

merhaba arkadaşlar;
Bundan önceki aracım otomatik vitesti. şimdi tekrar araç bakıyorum ancak manuel ve otomatik vites farkının çok olmasından dolayı manuel araç almayı düşünüyorum.
otomatik vites araçtan manuel vites araca geçen varsa kolay adapte olunabiliyor mu?

İnşallah olmaz da evde eşiniz/sevgiliniz/anneniz/babanız/kardeşiniz rahatsızlandı diyelim. Ambulans çağırdınız. O an kendisi bilinç kaybı yaşıyor olabilir, kalp krizi vs. geçiriyor olabilir.

Bu tip durumlarda ambulans gelene kadar ne tür şeyler yapılabilir?

Redmond'in elinin havada kalmasina uzulurken sonraki Aboubakarla el sikisan yesilli yalniz yemek yiyen oyuncu daha cok icimi burktu. O oyuncu kim? youtu.be

İki hafta önce yaklaşık olarak başladı. Hapşırık, öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı. Doktor antibiyotik verdi, normalde hep ilaçsız atlatırım ama kullanayım dedim. Üç günde iyileştim ama ilacı da bitirdim. Sonra Sonra bir yere falan da çıkmadım evdeydim hep. Neyse iyileştim demiştim bugün yine aynen geri döndü. Bu sene herkesin geçmiyor dediği enfeksiyona mı benziyor nedir?

Angelus için duyuru açınca hüzünlendim. Neredeyse 10 yıldır duyuruyu takip ediyorum. O zamanlardan hatırladığınız kimler var?

Bir çoğu herhalde artık yazmıyor. Ben farklı zamanlarda birkaç nick değiştirdim. Yoksa siz de mi öyle yaptınız? :D Der Meister vardı onu hatırlıyorum. Aktif kullanan birini ona benzetiyorum ama belki değildir. Kaptan bi abi vardı nickini hatırlayamadım. vlog falan çekiyordu. Arnold reis vardı. Elo da bırakmış herhelde. Yine @senialanağlasıns*kiniçalıyabağlasın vardı gs ünili. Ne gülerdik nickine. Şaka maka buranın dinozoru da benmişim. Hey gidi günler.. :)

Çalışmasında bir sorun yok ama dökülen yerdeki tuşların basması bir garip, saf su ile yıkasam mı, içini açıp içini mi temizlemek gerek, var mı bu durumu düzeltecek bir yöntem?

Şu an orada değilim ama bir amca gelmiş az önce. Kızını motorlu birisi darp mı etmiş ne olmuş bir iki gün önce.

Hanım da beni aradı bu görüntüleri biz görebiliyor muyuz yoksa polis mi görüyor diye.

Ben de uygulama üzerinden şuradan şuradan bakılabilir ama verme kısmını bilmiyorum sanırım orası bizim insiyatifimizde, onu sormamız lazım dedim ve telefonu kapattım.

Sonra bunlar tarif ettiğim gibi uygulamadan bakmışlar görüntüleri de vermişler.

Tamam bulup verdik diye mesaj atıyorlar bana.

Dedim ki yahu bir bakın o açıya giriyor mu gerçekten görüntüler bizde var mı, varsa savcılıktan mı izin çıkıyor polisten mi neyse gelsinler alsınlar. Şimdi ya suçlu kişi bizi şikayet ederse izin olmadan benim görüntülerimi verdilerse vs. diye ne olacak? Dedim.

Bu sefer de bana kızıyor o zaman niye anlatıyorsun ben bakmayı bile bilmiyordum ki diye :D

Durduk yere başımız yanar mı yanmaz mı şimdi?

Fiyatlar uçmuş 20 25 diyen var..

En son gecenlerde armuttan bir teklif aldım.

İzmir firması. Belli günlerde egeden doğuya tır çıkartıyoruz diyor.

Tırları yandan açılıyormuş oradan yukleyip indiriyorlarmis araya paravan koyuyorlarmis karismiyormus.

3 4 evi tek seferde götürüyorlarmış.

Fiyat olarak uygun geldi 12k ya anlastik.

Yapmam gereken bir sey var mi evi paketlemeden once videoya cekmek, açarken tekrar çekmek.. gibi.

Veya istemem gereken bir belge var mi firmalarini internette arattim bir sey cikmadi çünkü. Yani siteleri var ama olumlu olumsuz yorum bulamadim.

izmirasansorluevtasima.com

70 inc tv var kutusunu attık. Zarar verirlerse minnoslugumu bozabilirim.

Sigorta falan var mi bilmiyorum onu sormayi unuttum. Kendimi nasil guvene alabilirim?

Yoksa ucuz olsun istiyorsan şansa artık... mı dersiniz

taaa kreş zamanında satranç öğrendim ben. milattan önceye denk geliyor.

öğrendim dediğim işte çocukken ne olcak tüm taşların hareketleri, temel kurallar falan öğretmişlerdi hatta temel bazı açılışlar falan da öğretmişlerdi de onları sonra tabi unuttum.

o yaştan bu yaşa toplasanız 50 sefer ya oynamışımdır ya oynamamışımdır.

zaten yeteneksiz de olduğumu düşünüyorum. çünkü ta çocukken yetenekli olan çocuklar vardı gerçekten.

ama meraklandım yine bu sıralar.

şimdi sadece temel kuralları bilen bir noob olarak ne yönde nasıl bir yol izlemeliyim ki hobi olarak en azından keyif alarak satranç ile vakit geçirebileyim ?


nasıl çalışayım? ne öğreneyim? neye dikkat edeyim?


açıklamalı oynanışları izliyorum mesela zevkli oluyor.

hadi ben düz çalışanım, hesabımdaki birikimim dışında kendi üzerime bir varlık yok bana ondan vermiyorlar.
yahu emekli olan yakınım üzerine kayıtlı evler olmasına rağmen 300k ihtiyaç kredisi talep etmiş alamamış. geçmişte kredilerini günü gününe ödemiş iyi bir sicili var üstelik. niye vermiyorlar? 300k için yüksek meblağ demiş üstelik banka. yani nakit parayı kullanmamak için kredi kullanmak istedik ama kredi vermiyorlar. başka şube veya bankaları denemek işe yarayabilir mi? öyle uzun vadeli de değil maksimum 1 yıl içinde ödeyeceğiz krediyi buna rağmen olumsuz demişler.
*devlet bankası değil. özel bir banka ile görüşüldü. emekli maaş müşterisi

Emre adında bir kızla tanışmıştım zamanında, çok da güzel bir kızdı. Şaşırmıştım, Emre adına sahip başka bir kadına bir daha da hiç denk gelmedim.

"Bu isimde erkek/kadın mı varmış ya" dedirten isimler hiç oldu mu sizde de?

Sadece benim başıma mı geliyor? Keşfetime alakasız hiçbir şey düşmesin diye neredeyse sadece Fenerbahçe postu beğeniyorum ısrarla ama ısrarla çıplak ve giyinen kadınlar, memesini, poposunu sallayan kadınlar, spor yapan seksi kadınlar pushlayıp duruyor. Benim aramalarımla ya da beğenilerimle bi alakası da yok. TikTok'la mı yarışmaya çalışıyor nedir? "İlgilenmiyorum" seçeneğiyle onlarca post'la boğuşuyorum ama dönüyor dolaşıyor yine aynı. Herkeste aynı sorun var mı? Kurtulmanın bir yolu var mı?

Samsung Galaxy A71. Durduk yerde uçak moduna geçiyor, sessize geçiyor sık sık. Ne yapılabileceğim konusunda bir fikri olan var mı?

Selam

Aradım taradım ama çok karışık. Cep telefonu ve laptop sigortalayan sigorta var mı? Hırsızlık vs.

yüz yıllardır birlikte yaşadığımız bu kadim coğrafyada birlikte yaşadığımız insanların dilini bile bilmediğim aydınlanması yaşadım az önce. bence bu cok ayıp bir şey. nereden kürtçe öğrenebilirim? kursu, atölyesi var mıdır bu işin?

kendi kendime kulak aşinalığı olsun diye trt kurdish izliyorum ama bir şey anlamıyorum tabii. en azından aşağıda paylaştığım linkteki sporcu gibi derdimi anlatacak kadar (fazla derdim yok) öğrenmek istiyorum.

twitter.com

Merhaba,
Son günlerde Instagram keşfette yarı çıplak hatunlar çıkmaya başladı kısa videolar olarak fln. Bu tarz bi' posta baktıgımı, arattıgımı hatırlamıyorum da neyse bu keşfet eski halina nasıl döner :)

çocuğa ilaç vereceğiz. İlacın hazırlanması için şişeye kaynatılmış soğutulmuş koyun diyor. Bunun yerine damacanadan su koysak olur mu? Kaynayan suyun soğumasını beklersek zaman alacak.

Epson marka yazıcı aldım hb den, bozdan teknoloji diye bir satıcıdan. Kağıdın köşesinde leke bırakıyor. İade ettim, satıcı bizde sorun çıkmadı, siz mi mürekkep bulaştırdınız diye soruyor bana kafayı yedim. Bir de bunlar kullanılmış olduğu için iade alamıyoruz dedi. Var mı böyle bir şey, ben beğenmedim diye bile yazıcıyı iade edebilmeli değil miyim?

Gavurlar buna spatial intelligence gibi bişey diyorlar sanırım. Bende hiç yok. Sıfır.

Bugün arabanın sileceklerini değiştiricem, yarım saat uğraştım yerine denk getirip de takamadım. En son bütün olası kombinasyonları hesaplayıp sıradan brute force yöntemi ile denerken 20. denemede falan denk getirebildim, ancak öyle oldu.

Bi keresinde odada koltuk vardı, başka odaya koyucam, çıkartamıyorum bi türlü kapıdan. Yani o koltuk odaya girdiyse bi şekilde çıkabilmesi de lazım. Ama döndürüyorum, çeviriyorum yok, kapıdan sığmıyo. Sonra kız arkadaşım geldi tek seferde çıkardı.

Bi keresinde de buzdolabını merdivenlerden indiremediğim için camdan aşağı iple sarkıtmıştım. Halbuki yine aynı merdivenden çıkıp geldiğine göre aynı şekilde inebilmesi lazımdı, ama olmadı.

3 boyutlu bi objeyi hangi yöne çevirince ne şekil alacağını canlandıramıyorum kafamda. Yani günlük hayatta bi şekilde idare edebiliyor olsam da ara sıra canımı sıkıyo bu iş.

Küçükken aslında şu uygun deliğe uygun objeyi atmalı oyuncaklarla da çok oynadım ama niye böyle oldu bilemiyorum cidden.

Var mıdır bunu bu yaştan (30) sonra geliştirmek için yapabileceğim bişey?

Yağmurda vs rezil etmeyecek, fena olmayan bir şemsiye arıyorum. Önerilerinizi beklerim.

İlk defa hiç bir fikrim olmayan bir konu açtım :)

tanıdığa 100bin fiyat vermişler sonra pazarlık falan 75 olur demişler.

1- 25bin liralık pazarlık olur mu? ederi zaten 100 değildir.
2- 75 bile normal midir? 45bini işçilik miymiş neymiş

Az evvel bir a101 şubesinde aldığım bardağı alışveriş arabasında ters bir hareket yapmam sonucu çatlattım. Kasiyer arkadaşa bu tarz durumlarda iade mi oluyor yoksa biz mi ödüyoruz diye sorduğumda size ait dedi pazarlığını yapmadan parasını ödedim.

Bir kaç sene önce yine tamamen benim hatam sonucu 6'lı sodaları kırmıştım migrosta. Parasını ödemek için sodaları alışveriş arabasına koyduğumda reyon görevlisi arkadaş "hiç sorun değil beyefendi böyle durumlarda biz iade kabul ediyoruz" dedi ve parasını almadılar.

Bu işin standartı nedir acaba bu tarz durumlarda prosedür marketten markete değişiyor mu ?

-45’i 13’e böldüğümüzde nasıl 7 kalıyor? Bölüm -3 olup kalanın -6 olması gerekmiyor mu?

günde kaç ekmek / kaç gram tüketiyorsunuz?

hangi ekmek tüketiyorsunuz? beyaz fırın ekmeği, halk ekmek, kepekli ekmek, tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği, vs?

Müteahhit iskan almamakta diretiyor (yalan söylüyor, kalan birkaç işi yapmıyor). Biz de daire sakinleri olarak faturaları ödemiyoruz. Sağlam borç birikti ve hepsi müteahhitin üzerine. Bize "350'şer tl verip saatleri üzerinize alın ve elektrik faturasını inşaat elektriği ödemekten kurtulun" diyor. Faturaları üzerimize alırsak bu adamın iskan almadan kaçacağını düşünüyoruz.

Bu düşünce doğru mudur? Faturayı üzerimize almak, müteahhiti iskan alma derdinden kurtarır mı?

Bunun çıkış tarihini, sürecini nedenlerini hatırlamıyorum ben. Sadece birden bunun bir sorun olarak konuşulmaya başlandığını hatırlıyorum.

Hali hazırdaki öğretmenlerin ataması neden yapılmıyor ki? İnsan kaynağı var sonuçta.

Mantıken aklıma zorunlu hizmet bölgelerinde boş kalan kontenjanlar olduğu için gibi nedenler geliyor ama ücretli öğretmenlik baya da yaygın bir şey oldu sanırım, sadece öyle ücra yerlerde var gibi bir şey kalmadı diye biliyorum.