@dissendium, meramımı çok güzel ifade etmişsiniz. acayip rahatladım okuyunca, teşekkür ederim.
maalesef kredili sistem denilen o karanlık dönemin ilk uygulandığı dönemlerde meslek lisesinde okudum. meslek dersleri kredileri dolduruyor, bu ön görülememiş diye kağıt üstünde beşeri ders görünen derslerin bile çoğunda meslek dersleri gösterildi. ben 8. sınıfa kadar almanya'da öğrendiğim altyapıyla bir şekilde lisede survive ettim. üniversite sınavında da o dönem ilk 20-25 soru tam olarak sizin dediğiniz 1. ve 2. aşamadaki konulardı, sadece onları çalışıp, o sorularda full çıkardım ve türkçe-matematikle bir bölüm kazandım. istatistik derslerini de zorlansam da hallettim.
şu an son derece iyi bir pozisyondayım, bütçeler, ihaleler, grafikler, istatistikler, durum değerlendirmeleri vesaire her şey bende. gayet de başarılı bulunuyorum işimde.
ama o lanet olası ben matematikte çok zayıfım galiba duygusu şu anki kariyerime rağmen yakamı bırakmıyor. birkaç ay önce bambaşka bir konu konuşurken bu duygunun almanya'dan ilk döndüğümüzde bölme işlemini ÷ işaretiyle yaptığım için burası almanya değil diye cetvelle ellerimi morartan öğretmende dondurduğum halden kaynaklandığını fark ettim. bu anı hatırlamıyordum bile. koskoca yetişkinim, sayısız travma atlattım ama bu sahneyi hatırladığımdan bu yana o donmuşluk hissiyatı bastıkça bastı. çıkmak istiyorum ordan :). dünya için minicik ama benim için büyük bir hareket olacak çünkü bununla ilintili devam eden başka konular var.
0