evde filtre kahve, orta amerika kahvelerini severim, artık markadan ziyade ekonomik neresiyse oradan maalesef.
Dışarıda içiyorsam espresso bazlı şeyler içerim, americano vs.

filtre, bir de phin filtre diye bir şey aldım geçen gün. chemex mantığına benziyor, çok uğraşamam ama tadı daha fazla aldım gibi. sanalbaharattan alıyorum ben tadı çok anlamıyorum zaten ama bu ara üşendiğimden indirimde tchibo kapsül topluyorum.

5, melitta kahve makinesi, starbucks çekirdek kahve

evde;
1. aeropress (french press gibi)
2. türk kahvesi
aeropress pratik, frenchpress’ten bence daha iyi oluyor, kahve makinesi gibi yer kaplamıyor, çok sık içmiyorum. türk kahvesi alışkanlık.

dışarda;
1. filtre
2. espresso

fiyatlar malum. eve kronotrop ya da kahve fabrikasından alıyorum. dışarda içersem de kahvesi ve makineleri iyi olan takıldığım birkaç yer var, sadece oralarda içiyorum. zincir markalar ya da her köşede gördüğümüz kahveciler cok kötü, içmem daha iyi. instant kahve zaten kahve değil, çeşitli kimyasallar içiriyorlar millete. kapsül kahveleri de denediğim kadarıyla tatsız tuzsuz buldum, kahve taze tüketilmesi gereken bir içecek.

dışarda genelde türk kahvesi

evde espresso + chemex

french press'i sevemedim nedense

filtre kahve. jacobs vs gibi market kahveleri alıyorum genelde. ki bunlar bile 200tl/kg fiyatını aştı. diğer butik kahvecilere yaklaşamıyorum.

8-pour over çünkü tamamen manuel ve ancak bu sayede nitelikli kahvenin potansiyeli maksimize edilebiliyor. Ben v60 kullanıyorum ama kalita da yükselişte şu sıralar.
Bir markanın bir çeşidi ile devam edemiyorsun çünkü nitelikli kahve yılın belli dönemlerinde hasat edilip piyasaya sürülüyor ve bitiyor. Çok sevildiyse seneye aynısı gelebiliyor ama genelde kavurucular farklı çeşitler getirmeyi tercih ediyor. O yüzden bölge, işlenme ve fermente olma şekline göre tercih yapıyorum.
Kavuruculardan favorilerim coffee department, montag, boxx, kafein kültür. Bunlar belirli standartların üstünde çekirdek getirip kavuran, müşteri ilişkileri ve işin artizanal boyutunu gözardı etmeden hizmet veren işletmeler.

4. kapsül kahve. tchibo kapsüllerini tekrar kullanıyorum. genelde lavazza crema e gusto kullanıyorum.

Filtre kahve tüketiyorum. Ayda yaklaşık 1kg kadar tüketiyorum ortalama. Çekirdek olarak alıp demlemeden önce öğütüyorum.

Aroastinglab sitesinden alıyordum önceden. Fiyat performansı fena değildi. Yılbaşından sonra bir anda tüm kahveler iki-üç katına çıkıp vasat kahvelerin bile kilosu 300 TL bandına gelince kendisiyle vedalaştık. Şimdi coffeetropic deniyorum. Fiyatlar nispeten daha uygun ve kahveyi sipariş edince kavuruyorlar. Ivırı kıvırı aylık 300 TL kahve masrafım var. Eğer biraz daha artizan bir seçeneğe yönelsem bu rakam şak diye 500'ü görür. Şaka gibi ama hiç komik değil.

7 ve pour over.

Kahvenin cinsine ve o anki keyfime göre ikisi arasında gidip geliyorum.

Belli bir marka yok, deniyorum bol bol. En son yeldeğirmeni kurukahvecisinden aldığım Sumatra gayet güzeldi.

turk kahvesi
mehmet efendi. çok lezzetli olduğu için değil kolay ulaşılabilir olduğu için

filtre kahve - iyisini almadıkça hepsi aynı olduğundan tırcı gibi tchibo gold içiyorum

Türk kahvesi, keyifli olduğu icin evde veya işte
Kapsül kahve, espresso ya da Amerikano kolay olduğu için, tchibo
Dışarıda süslü kahvelerden alıyorum kremalı falan

türk kahvesi: türk kahvesi makinesinde,
filtre kahve: chemex ile,
espresso bazlı kahveler: moka pot ile

eskiden evde french press kullanıyordum ama mokapota geçtim, çok daha güzel içimi. hazırlaması da gayet hızlı.

kahveyi değiştiriyorum sık sık. kahhve. com'u kullanıyorum. bazen acil lazım olunca yakındaki tchiboya uğruyorum. bir de bazen yerel yakında kahvecilerden deniyorum bir türlü net bir kahvem olamadı:)

Evde french press ve mokapot, dışarıda espresso içiyorum. Kahve makinesinden çıkan kahve hep acı ve tatsız geliyor bana. Bu ara Kronotrop kullanıyorum çünkü Getir'de o var :) ve gayet iyi. Bunun haricinde Caribou, Tchibo(African Blue ve Guatemala) beğeniyorum. Değişik şeyler denemek isterseniz yine başarılı bulduğum kafeingo diye bir site var, küçük miktarlarda çeşitli çekirdeklerden sipariş verebiliyorsunuz.

Espresso makinesiyle hazırlıyorum,değişik espresso türlerini kolayca hazırlayabildiğim için.
Bu aralar coffeedepartment ‘ın yöresel kahvelerini tercih ediyorum.Hem taze,hem güzel paketlenmiş hem de aromaları hoşuma gidiyor.

ekseriyetle sessize aliyorum. cok yuzyuze geldigim biri degilse unfollow

Sessize alıyorum. Çomarsa ve çomar çomar paylaşım yapıyorsa direkt takipten çıkarım.

gerçek hayatta tanımadığım, arkadaşım olmayan kimseyi eklemiyorum zaten. sosyal hayatta tanışıp eklediysem uzun süre karşılıklı etkileşimimiz, iletişimimiz yoksa takipten çıkıyorum, takip edenlerden de çıkarıyorum.

neredeyse sessizde olmayan bir tanıdığım yok.

zaten az insan takip ediyordum. beni takip edenleri artık ayıp olmasın diye takip ediyorum. anasayfamda sevdiğim insanların bile abuk subuk fotoğraflarını görmek hoşuma gitmezken ilgimi çekmeyen insanları görmeye tahammül edemiyorum.

çok yakın değilsem, ayıp olmayacaksa takipten çıkıyorum.

Görüşmediğim biriyse takip etmem.
Görüştüğüm ama paylaşımlarından hoşlanmadığım biriyse sessize alırım.

Siyasal İslamcı ise takipten çoktan çıkmışımdır zaten. İlgimi çekmiyorsa takip de etmiyorum. Onun dışında çoktan takip ettiğim ya da takip ettiği için takip ettiğim kişiler var. Sessize alıyorum gidiyor. Çıkarıp da drama çekemem.

"Ya şimdi ayıp olur, üzülmesin" diye düşündüklerimi sessize alıyorum. "Amaan bana ne" diye düşündüklerimi unfollow.

Alaoga+1

Ben genelde cok yakinim olmayan tanidiklari bastan pek eklemiyoeum ama beni ekleyenleri ayip olmasjn diye eklemisligim vae. Gereksiz bos bos story atanlari sessize aliyorum. Cook eskiden eklediğim ve yillardir hic bi temasimiz olmayan insanlari da bi noktada sildim. Dusundum ben bu insanlarin hayatlarini zerre merak etmiyorum, sokakta karsilassam konusmayabilirim bile o zaman neden burdalar sahte bir gorusuyormus hissine gerek yok diyerek bu kitleyi de tirpanladim. Ayip olacağını da dusunmuyorum acikcasi.

Bir şekilde eklestiysek sessize alıyorum ben de. Takipten cikmis olmamayim diye.

Tanidim ama bir daha muhtemelen gorusmeyecegim insanlari siliyorum. Misal bir takim okul arkadaslari, zamaninda X isi yaparken eslestigimiz ama projenin sona ermesiyle iletisim kurmama gerek olmayan insanlar veya artik bir arkadasimin eski sevgilisi olmus kisiler falan... Digerleri sessiz.

www.cetad.org.tr

Bu sorunla ilgili Kadınlar Kulübünde topicler var, orada benzer durumdaki kadınlar tecrübelerini paylaşıyor ve birbirlerine doktor önerisi vb. yapıyor. Oradan bir üyelik alıp konu açarsanız yardımcı olurlar.

Geçmiş olsun.

Cinsel terapi almanız gerek kadın doğumdan ziyade. Bu iş icin 2 tane dernek var biri cised, biri cited galiba. Bir taraf Cem Keçe hoca, bir taraf Cebrail Kısa hoca tarafı. İkisi de alanında uzman.

Derneklerden bilgi alabilirsiniz. Yaşadığınız ildeki cinsel terapist ile ilgili.

Psikolog Esra Yatağan (Ankara'da)
Psikiyatrist Arzu Erkan Yüce (İzmir'de)
Online görüşme yapıyorlar diye biliyorum.

İki kadın doğum uzmanı biliyorum Ankara ve Ataşehir’de. Bana mesaj atabilirseniz instagram hesaplarını paylaşayım gitmeseniz bile paylaşımlardan yararlanırsınız.

Saçma gelebilir ama şöyle bir anı paylaşayım. Benden önce 3 ilişkisi olmuş ve vaginismus sorunu yaşamış biriyle birlikteliğim oldu. İlk bir ay biz de ilişki yaşayamadık. Öpüşürkem sevişirken relaks ve çok istekliydi ama o aşamada kendini sıkıyordu.
Çok yogun bir iş hayatı vardı ve yapısı gereği kendisi de işkolik biriydi. Sürekli işinin zorlugundan bahsediyordu. Gece 9-10 da işten çıkıyordu. Dans etmeyi çok seviyorduk geceleri genelde dans edebileceğimiz mekanlarda takılıp gece sevişip uyuyorduk. Ama sabah çok erken kalkıp işe gidiyordu. Antalya'da yaşıyorduk. İstanbul'a hiç gitmediğini ve çok merak ettiğini çok dile getiriyordu.

Bir gün patronundan ondan izinsiz izin aldım. Patronuyla ticari bir işbirliği kurma durumum vardı o yüzden nazım geçiyordu. Patronu İstanbul'da bir iş için onu yollayacagını söyledi uçak bileti vs alındı. Bir yandan İstanbul'u göreceğim diye mutlu oldu bir yandan gide gide iş için gidiyorum diye söyleniyordu bir yandan da 1 hafta ayrı kalıcaz diye mutsuzdu. Neyse ben de bir bahane bulup onu ugurlamaya gitmedim havaalanına. Ondan önce İstanbul'a gidip onu karşılamam gerekiyordu çünkü.

Neyse İstanbul'da sürpriz yapıp karşıladım ..küçük bir şokun ardından izah ettim sürprizi. Çok mutlu oldu. Önce gittik tatil moduna uygun kıyafet alışverişi yaptık. Sonra tekneyle bogaz turu. Gecesine çok sevdiği bir şarkıcının bar performansına gittik. Birlikte izleyip çok sevdiğimiz duvara karşı filminde kullanılan tarihi bir otelde yer ayırtmıştım. Orada kaldık. Her zamanki gibi sevişip uyuduk. Sonra deli gibi günlerce gezdik İstanbul'u. Yaşanacak ne varsa es geçmedik. S
Dönüş gününden bir gün önce önceden anlatmadıgım programı devreye soktum; sabah bir spaya gidip masaj ve sauna hizmeti aldık. Ardından Emirgan da güzel bir kahvaltı. Sonra eşe dosta dönüş için hediye baktık. Akşam sahilde sessiz bir yerde şarap içtik. Şarabı çok sevdiğini ama kolay sarhoş olduğunu söylemişti. Tatlı bir şaraptan zorlayarak biraz fazla içirdim. Bildiğin sarhoş oldu. Dönüşte odada o güne kadar ki en uzun ve şefkatli ön sevişmemizi yaptık ve o da ne. Hiç ama hiç zorlanmadan birlikte olduk. Sevinçten ağladı resmen. O günden sonra 2 buçuk yıl bir daha hiç sorun yaşamadık. O kadar kolay olmasını ikimiz de asla beklemiyorduk. Sonra bir sebepten ilişkimiz bitti. Tekrar sorun yaşadı mı bilmiyorum ama bazen ortam değişimi,ambians, günlerce deşarj olmak ve alkol bile o çin Seddi gibi aşılmaz görünen duvarı aşmanı sağlayabiliyor. Bence zaman sorunu olmayan telefonların kapalı oldugu bir tatil planlayın. Amacın bu oldugunu da çok dillendirmeyşn ki gerilmesin iki taraf da

instagram.com

Kendisi ankara'da ancak vajinismusta çok başarılı olduğunu duydum. İnsta'da bir hesabı daha var onu da ekleyip takip edin. Online terapi yapabilir, kendisiyle iletişim kurmanızı şiddetle tavsiye ederim. Ankara liv hospital'de çalışıyor.

butun dunya şakır şakır testlerini yaparken guzel ulkemde satisi / kullanimi yasak. o yuzden bildigim kadariyla legal olarak satan biri ve alabilecegin bir yer yok. korsan birinden buldun diyelim, gercek urun olacaginin garantisi yok. yurtdisina giden biri falan getirebilir.

eczanelerde bulunabiliyor bildiğim kadarıyla. baya boğazınızdan burnunuzdan örnek alıp koyuyorsunuz. arkadaşın diğerlerinden daha iyi diyerek aldığı novacheck ag diye bir marka, çok uyduruklar da varmış piyasada. bu arada prospektüsünde gerçekten ingilizce bile yoktu, bayağı kaçak geliyor olabilir ama eczaneden alındı.

eczaneler bir süre sattı bunları ancak artık ulaşmak daha zor. medikalcilere sorarsanız elden satışla bulabilirsiniz muhtemelen.

ekler, rulo pasta, acibadem kurabiyesi benim hususi sevdigim seyler. ozellikle ekler her yerde var ama hepsinin ic kremasi farkli geliyor. sirkulasyon cok taze oldugu garanti bir kere. neyi denediniz? profiterolu de seviliyor ama denemedim. kucuk acibademleri tavsiye ederim. hem ordan alin hem baska x yerden (: ha bir de uygun fiyatlari. iyi standartta bulmak biraz pahaliya mal olabiliyor o acidan da guzel.

Bana da süper gelmez ama iyidir ürünleri
Minik Acıbademler +1
Ama muzlu rulo için pasifik pastanesi:)

Sanırım eski olduğu için seviliyor, ben de yıllar önce denemiştim, yumurta kokusu gelmişti ürünlerinden, bir daha da cezbetmedi.

insanlar oranın özellikle alman pastasını ve muzlu rulo pastasını çok seviyorlar. ben tuzlularını seviyorum, bir tane karmakarışık poğaçaları var irice bir şey otlu cevizli falan onu çok severim. bir de kare kare dilimledikleri bir tuzlu kiş gibi bir şeyleri var, onu da çok severim. en çok bu ikisi için uğrarım yani. bir kere de dandik dilim pasta almıştım (böyle pembe kırpık kaplamalı, çilekli falan, çocukken limonata yanına verilen türden) onu da çok sevmiştim, nostaljik bi pastaydı tam :)

eski usül pastane işi çalıştıkları için hala o eskiden aldığımız tatların bulunabildiği bir yer. yeni pastanelerin tarzını sevenlere ya da daha hafif tatlar isteyenlere belki uymayabilir.

ya kadıköyde artık her zaman her yerde sıra var enteresan şekilde. inci de yılların pastanesi 25 sene önce filan da alışveriş yapardık özellikle alman pastası ve acıbadem kurabiyesi için, çok taze vs olurdu. geçenlerde yine aldım hala öyle ancak çok daha iyi alman pastaları var artık istanbulda. kuyruk olayı sanırım youtube yemek kanallarında çok övülmesi, bazı listelere girmesiyle geldi. biri listeye koyunca diğeri de koyuyor.
mesela şu aralar yılların şekerci cafer erolunun önü deli gibi sıra hiç anlamıyorum. bulunduğu bölgede yine çok meşhur ve başarılı beyaz fırın, baylan, hacıbekir pastaneleri var. ama bir tek buranın önü sıra. sanıyorum yaptıkları süslemelerin önünde çok fotoğraf çekilmesi sonucu instagram etkisi yarattı.

7 sene önce de sıra olmasa da meşhur, müşterisi çok olan bi yerdi her zaman. acıbadem'inden yemedim bi onu denerim ama özetle mükemmel bi ürünü yok ama eski pastane ve onun üzerinden yapılan pazarlama yani sebebi anladığım kadarıyla. şekerci cafer erol'un önünde bu sene saçma bi kalabalık vardı evet. geçen senelerde de aynı yılbaşı süslemesi oluyordu aslında.

Sosyal medya balonlarından. Muzlu rulo pastası iyi ama öyle aranacak bir tat değil.,sıraya girip beklemeye değmez. Diğer ürünlerini beğenmiyorum.

Kırk yıllık modalıyım bu kadar overrated bi yer görmedim.
Tek başarısı kötü yağ, glikoz şurubu vs kullanmaması. Bir de sanırım Kastamonulu bir usta yaşlı amca (kastamonudan bolulu aşçılar gibi iyi fırın ustaları çıkarmış) onun dışında tuzluları aşırı tuzlu, tatlıları fena değil. Moda migrosun çaprazındaki pasifik daha başarılı bence.
Bi de insanlarda beyoğlu inci pastaneyle ilgili bir bilinçaltı algıya sebep oluyor olabilir... halbuki ne alaka.

sizin baktığınız mevduat, döviz korumalı mevduat değil.
%14 merkez bankası'nın kısa vadeli fonlama faizi, döviz korumalı mevduat maksimum 300 bp daha fazla faiz verebilir. yani şu anda döviz korumalı mevduatlar max %17 faiz verebiliyor

17 de güzel de, asıl sorum o değil. Sözde faizler %14 ve enpara %21 veriyor. Bu hükümet harbiden alay ediyor bizle :)

bu arada sadece bir kerelik yapabiliyosunuz. 3 ay seçtiyseniz 3 ay 12 ay seçtiyseniz 12 ay. ikinciye korumadan faydalanamıyorsunuz

bahsettiğiniz gibi "sözde".

yani düşürülen şey merkez bankasının manşet faizi. bankalar mb'den bu oranla borç alıyorlar, ama işte piyasadan daha yükseğe de alabilir. mevduat toplayabilmek için piyasa şartlarına uyum sağlıyorlar.

zaten kredi faizleri de epey yüksek. bırakınız tüketici ya da ticari kredileri, tc hazinesi bile %22nin altında borçlanamıyor.

özetle, mb'nin manşet faizlerini değiştirmesinin piyasa üzerinde aslında çok bir etkisi yok. ancak işte lafta kahramanlık.

bazı ürünlerde fiyatlara daha doların 12 olması yansımamıştı. en fazla son 2 haftalık zamlar gerilenir. öyle hımm düşmüş demelik bişey olacağını sanmıyorum.

Dolar aşırı derecede düşmedi ki, daha 14-15'in zamlarını görmemiştik zaten. Hala da 12.54 seviyesinde dolar. Dolayısıyla akaryakıt dışında büyük bir indirim olacağını sanmıyorum. Ki ona da otv geliyormuş galiba.

akaryakıt da düşmeyecekmiş (üstünü ötv ile tamamlıyorlar :D)

diğer şeylerin de düşmesi zor gibi, örneğin bir kamera alacaktık aradık "biz daha 10tl'lerden aldığımız fiyatları tutuyorduk zaten, 16-18'lerin zammı gelmemişti o yüzden indirim olmaz" dediler. Çoğu şeyde durum böyle olabilir.

bi kere artmis bi sey bir daha dusmez turkiyede

Dolardan dolayı firmalar 2 ya da 3 kez zam geçtiler veya geçeceklerdi. Önce 13, Sonra 15 en son 18 TL oldu kur.

Yapılan zamlar geri çekilmedi ama dün/bugün gelecek olan zamları biraz ertelemişler. Önümüzdeki günlerde gelecek zamlarda şimdilik ertelendi. Sanıyorum herkes bir duruma bakacak, bu şekil stabil giderse, indirimler yapılabilir.


.

yansımaz çünkü bu bir güven ortamı oluşturmadı ki, yarın ne olacağı belli değil haliyle toptancılar bile şimdi dolar 14 oldu ama ben bu malı sana 20den versem bile zarardayım diye mal vermiyorlar :)

gördüğüm kadarıyla hiçbir şeye yansımadı.

bir şeyin düştüğü yok. aktroller algı yapıyor her zamanki gibi. dolar düşer düşmez yoğun mesaiye başladılar.

ford %10 civarı indirmiş

tam tersine baktığım evlere yine zam geldi

telefonlar dustu, 2 hafta onceye geldi orta sinif androidler

B2B çalışıyoruz, dövizle satıyoruz, doğal olarak tl fiyatlar düştü.

Yani bir de asgari ucretin yenilenmesine cok az kaldi pek bir seyin ciddi anlamda inecegini sanmiyorum ben de.

104 kişi var.
zaman kıymetli. sözlükte genellikle badilerim ve favladiklarini takip ediyorum. öyle bir başlıkta neler yazılmış diye okumam çok azdır. (ama eskiden bakardım)

engellediklerim mesajla satasanlar ve trolluk yapanlar, genel trolluk veya aktrolluk..

uygulama indirmeden bunları görebiliyor musunuz?

0

869. Bir yerden sonra bıkratım engellemeyi. Bitmiyor çünkü.

bin yıldır sözlük kullanıcısıyım kimseyi engellemişliğim yoktu sanırım 2 yıl öncesine kadar. ama şimdi baktım 44 kişi olmuş. sözlükte farklı fikirleri okumayı severdim, ama ücret alarak, iş olarak sözlüğün ağzına sıçan insanlara artık tahammül etmek istemiyorum. basıyorum engeli. aktroller ne kadar çok engellenirse o kadar az temsil bulurlar diye düşünüyorum.
2-3 kişiyi de mesajları nedeniyle engellemiş olabilirim. çok nadir olabilir ama bazen çok acayip insanlar damdan düşer gibi korkunç mesajlar atabiliyor.

0
aktrolleri bile engellemedim.

@liberal sağ üst köşedeki üç nokta-> takip/engellenmiş

667 kişiymiş. Bu kadar çok olduğunu bilmiyordum ama hesabımı açalı yaklaşık 17-18 sene oluyor. Her sene 30-40 kişi çok normal geldi bu açıdan bakınca.

4338 and counting.

@liberal: eksisozluk.com

861

0

sözlüğü o kadar ciddiye almıyorum.

6965 engellenmiş. Bir ara 5000 sınır vardı, yeni ekleme yapamıyorum diye sözlüğü bırakmıştım. 1-2 senedir 5000 sınırı kalkmış sanırım ama şimdi bir sınır var mı bilmiyorum.

Bu arada sözlüğün kalitesi bir 20 kat arttı benim için şu engellemelerden sonra. Ama ben biraz gramer nazi denen kişilerdenim. Hayatında hiç kitap okumadığını düşündüğüm kişileri direkt engelliyorum. Ve tabii troll ya da zekası düşük olanları da.

teşekkür ederim kimseyi engellememişim.

286.

sadece aktroll engelliyorum

116. aktrolleri nadir engellerim. genelde küfür edenleri engelliyorum. engellenenlerin çoğu uçurulmuş ya da çaylak oluyor.

göz kuruluğu yapar. ilaçla tedavi gerektirebilir arada. olsa bile çıkarıp yatın.

sakın yapma :)

bi kaç kez uyuyakaldım, göz çapaklanıyorsa hiç bi faydası yok, çıkarıp temizlemen lazım.

kız arkadaşım çoğu zaman çıkarmıyor. Başta ben de şaşırmıştım ama baya lenssiz gibi yaşıyor. Özel bir tür lens midir nedir tam bilmiyorum.

erkek arkadaşım 1 ay süresince çıkarmıyor. önerilen bir şey olmasa gerek ama yıllardır böyle kullanıyormuş. ayın sonuna doğru bulanıklaşınca hee değiştirme zamanı gelmiş lensin diyor kahsdjka

1-2 hafta cikarmadan lens takiyorum, sonrasinda 1-2 hafta gozluk takiyorum. biofinity kullaniyorum. bir sikintim olmadi ama aksamlari biraz kuruyor lensler tabi.

ben geçen hafta oldum. bende ikinci doz neredeyse hiç yan etki yapmamıştı. şimdi 2. den 6 ay sonra olduğum 3. doz ilki kadar yan etki yaptı. he yani bu da nedir 2-3 gün kol ağrısı, uyuşukluk, bir de bööle eklem ağrısı gibi bir şeydi, bacaklarımda hissettim o gece parol alıp uyudum ertesi gün bir şeyim yoktu yani hiçbiri korkulacak boyutta şeyler değildi. revizyonu bekleyeyim diye düşündüm ama 3 biontech omicrondan koruyor cümleleri de gelince her gün toplu taşımaya binen ve aşılardan önce covid olan biri olarak daha fazla risk almayayım dedim.

Ben de iki gün once oldum; enteresan bir şekilde kolum bile ağrımadi ki geçen sefer yatak döşek yatmıştım. Gayet rahat geçirdim. Red g gibi daha önceden covid geçirdim ve sürekli farklı farklı okullardayim; risk almak istemedim hiç.

Bir ayı geçti.
Birinci aşıda şiddetli kol ağrısı, ikinci aşıda hafif kol ağrısı oldu. Üçüncü aşıda hiçbir şey olmadı.

Ben henüz olmadım çıkar çıkmaz olacağım, reddit'te araştırmıştım genelde 2.kadar yan etki yapmıyormuş. Asıl söylemek istediğimse, geçen açıklama yapıldı yeni varyanta karşı aşı Mart'ta geliştirilmiş olacak diye ama 3 doz aşı da etkiliymiş zaten. Yanlışım varsa düzeltin tabii.

3 tane biontech oldum. kol ağrısı dışında yanetki göstermedi.

3. Doz hakkim ciktigi gun direkt oldum asiyi. 3 doz biontech. Kafam rahat. Almanin kopegiyim. Kusura bakmasin dunya. Almana guvenirim. Ustune mucidi de Türk. Mis gibi.

Hicbir olumsuz durum yasamadim.

3.aşı tanımlaması hangi algoritmayı göre oluyor bilginiz var mı?

@oligomer sanırım 2ç aşının üstüne 6 ay sonra açılıyor.

Gelir.

mobilya uretiminde kullanilan kereste, sunta-suntalam vb. urunlere surekli zam geliyor kurdan dolayi. bugun ihtiyaciniz olan mobilya icin aldiginiz fiyat ile 3-5 gun sonra alacaginiz fiyat bile farkli olacaktir.

gecen sene islak zeminleri ve dolaplarini yaptirmistik, ustalarimiz ile eskiden bu yana devam eden muhabbetimiz oldugu icin bu sene ayni seyleri yaptirmak istesek ne olurdu dedim, iki kati fiyat cikti.

zam gelmeyecek herhangi bir şey yok.

valla ikeaya kasım biter bitmez geldi. bi fasıl daha gelir diye düşünüyorum.

İkeada geçen haftada alacağım her şeye zam gelmiş, sen anla.

Bugün sehpa baktım. Vivense de 250 lira olan sehpa mağazalarda 1200, 1750 arası geziyor. Yeni de zam gelecek deniyor.

Asgari ücrete zam sonrası her şeye zam gelir.

algılamaz da bir tavsiyem olacak sizin yaptığınızın aynısını daha önce yapan başka tezler olabilir o zaman onlardan intihal olma ihtimaliniz var, bunu araştırın isterseniz.

İntihal olabilir başka tezlerde geçtiyse biraz çeviriyi fsrklı kelimelerle özü değişmeden yorumlayın

Referans tamamsa, cevirideki benzer kelimeler ciksa bile sorun olmamali. Bildigim kadariyla Turnit-in ile kontrolde cikan sonuca gore degisiklik istenebilir sizden(mantikli olan sey budur sanirim).

Ceviriyi yaptiysan yakalamaz. Yalniz @red in dedigi durum yasanabilir bu durumda, eger aldigin kaynaklar cok populer kaynaklarsa birileri de daha onceden dogrudan cevirip koymus olabilir. Bu sekilde de digerlerine benzerlik cikabilir o yuzden tavsiyem en onemli kisimlari bisekil direkt alip sonrasinda ise yorumunu katarak bahsetmek seklinde.

Yani X kisileri bir olayi cozmek icin Y metodunu Z seklinde kullanmislarsa, sen su sekilde soz edebilirsin. 'Bu konunun cozulmesi icin kullanilan bir diger yontem de Z yontemidir.' deyip alintini ver ve daha sonra da Y metodunu ve Z yontemini kendi anladigin bicimde anlat.

Bu arada referans tamamsa sorun olmamali diye bisey de yok. Referansi zaten vermek zorundasin ancak kendi yorumunu da katmalisin. Yani gidip tum referanslari verip %20 benzerlik cikarirsan sikinti olur. O yuzden olabildigince kendi yorumunu katman gerekir.

Çevirilerde direct quotation yapamazsınız, kendi kelimenizle yazdığınız için paraphrase olarak kabul edilir. Paragraf ya da cümle sonuna intext veriyorsunuz zorunluluk, endtext referansı verirken kendi çeviriniz olduğunu, farklı dilde bir metin olduğunu belirtmeniz gerekiyor köşeli parantezle, aldığınız kaynak türü vsye göre şekli değişebilir araştırırsanız çıkar.

Direkt çevirirseniz referans verseniz bile intihaldir. Alana hakim biri okuyunca anlar. Yorumlamanız gerekir.

2 şer 14 gün sonra test verip pozitif çıkan duydum ama 2 ay çok uzun bir süre. covid belirtileri sanırım virüs aktif olarak görülmeden de uzuyor. özellikle gece öksürüğü aylarca sürebiliyor. göğüs röntgeni sonrası bana nefes açıcı, öksürük ilacı vs şeyler verilmişti

İkametgah hangi ilçede ise ilgili Nüfus Müdürlüğünden online randevu alacaksın. Randevu oluşunca kimlik ve adına düzenli fatura, kira sözleşmesiyle gidip beş dakikada halledeceksin. Hepsi bu kadar.

genelde ne zaman taşındınız dediklerinde şööle bööle oldu derseniz tamam bu ay başı yazalım diyorlar, pek zorluk çıkarmıyorlar. son aya ait faturayla gidin isterseniz de yeni taşındım deyin onu sorgulamıyor kimse.

dün akşam 2.5tan aldım. yaklaşık 3 haftadır 2.5 istanbulda bir fırın.

dikkatimi çeken şey, koskocaman yazmışlardı fırının orasına burasına ekmek 2.5 diye o kağıtları sökmüşler.

2 liraydı 2,5 lira oldu Bir iki hafta önce.

Bazı fırınlar fiyat artırabilir, bizim mahalle fırını 1.75'ken 2den satıyordu, 3 ay önce 2.5 yaptı, genelde de 2.5 oldu. 3 olmasını bekliyorum, yapsalar kızmam, köy fırını, buğday fiyatını köylü kendisi görüyor nasıl arttığını.

kadıköy fırınlarında oldu.

dün ekmek aldığım fırın cuma'dan itibaren 4'ten satılacağını söyledi.

sağlık ocağına gidin, hastaneye gitmenize gerek yok bunun için.

sağlık ocakları artık d ve b12ye bakmıyormuş. dahiliyeye gidin isterseniz.

benim doktorum benzer istekle sağlık ocağına yönlendirdi beni. hemogram, vitamin ve tiroid'e baktır dedi. gidip kan verdim ben de. sağlık ocağındaki doktor da tamam dedi ama d vitamınine filan bakamıyorum ama haberin olsun dedi. sağlık ocağına gitmek istemezseniz dahiliye sanırım yönlendirir sizi.

Genel cerrahi

Espresso mu? Amerikano mu? Filtre kahve mi? Ne içiyorsunuz? Filtre kahve içiyorsanız moka potu ne yapacaksınız? Yok espresso ya da amerikano içiyorum derseniz filtre kahve makinesine ne gerek var?

Cevap: moka pot zorlamaz. Kaliteli olmasına da gerek yok. İtalya'da bi milyoncudan moka pot alıyorduk.

@prole; Filtre kahveyi french pressle yapıyorum işimi görüyor.
Şu anki arayışım espresso için.

Bi moka pot, bi tane de v60 al gec.

Çok sevenleri var ama moka pot bence güzel kahve çıkarmıyor, espresso olmayan ama espresso gibi bir şey yapıyor.

Sık kullanmayacaksanız v60 alın +1 pratik, temizlemesi kolay. Ama tabii o da espresso değil, filtre kahve yapıyor. Gerçi French press filtre kahve yapmıyor :)

Moka pot gayet okey. Yorucu da degil. Cok hizli oluyor kahve de. Ben yillarca almadigima uzuluyorum acikcasi, evde bi tik iyi kahve yapmanin en ucuz yolu gibi. (French pressim var filtre kahve makinem yok)

Kontrabas'ı sevmiştim ben.

moby dick güzele benziyor.

Oynarlarsa dunyada karsilasmis gibi'yi kesinlikle oneririm.

evarkadasi.com

evine arkadaş arıyorsan evarkadasi.com iş görür ama kalacak yer arıyorsan hayli zorlanırsın. kız düşürmeye çalışan gerzek barzo dolu. normalde 800-900'e gidecek daireye 300 çekip sadece kadınlara mesaj alımını açık bırakan adamlar var. bakacağın beş ilandan dördü böyle.

ben kendi evime arkadaş ararken evarkadasi.com'dan bulmuştum ama yanına çıkabileceğim birisini ararken evarkadasi.org işimi gördü. ilan sayısı çok daha az görünüyor ama fena site değildir.

onun dışında yaşadığınız şehirler için facebook gruplarına bakabilirsiniz. genellikle yabancı öğrencilere yönelik olduğundan fiyatlar şişkin olsa da erasmus grupları iş görebilir.

facebooktaki gruplar da işlevsel oluyor gibi. özellikle istediğiniz mahallelerin grupları varsa. bir flat sharing rooms istanbul vs diye aratırsanız öyle de gruplar var.

Evarkadasi.org bir ara kullandığım ve birkaç düzgün, birkaç da bozuk ev arkadaşı/adayı bulduğum site.
Uygun pansiyonlar da olabiliyor. Şu an durum nedir bilmiyorum ama. Malum, öğrenciler açıkta...

Valla burayi da kullanabilirsin sanirim, onun disinda @red in de dedigi gibi genelde bulundugun yerlerdeki facebook gruplari falan da is gorebilir.

kafayı yeme sebebi.
acilen bakırkoy civarında ev o olmazsa oda kirala

Halihazırda evin olduğu için ilk etapta gidip gelmeyi dene. Baktın olmuyor taşınırsın. Şu an kiralar çılgın yükseldiği için, bir de Tuzla sonrası Bakırköy gibi kiraları yüksek bir ilçeye geçersen yaşadığın evin standartlarını oldukça düşürmek durumunda kalacaksın.

İmza: Evi ve iş yeri arası 120 km olan biri.

valla bence o hesap biraz yanlış. yani evden çıktığınızda marmaraya adım atıp indiğinizde adliyeye girseniz okey olabilir 1saat 20 dakika. ama yürümesi indisi bindisi (ki adliye marmaray durağına çok yakın değil) 2 saate yaklaşır bence. yoksa tren çekilebilir bir şey. yine de istanbuldaki en rahat ulaşım aracı bineceğiniz duraklar da oturmakta sorun yaşatmaz ama dediğim gibi o yol 1 saat 20 dakika sürmez ve yavaş yavaş içiniz, ruhunuz ölür.

onlar sanırım sadece beyazlatmıyorlar gülüş estetiği gibi bir şey yapılıyor. iki türü var biri dişleri kesiyorlar (saçmalık yani sadece estetik görünsün diye sağlam dişi sakatlıyorlar) üzerine zirkonyumdu galiba ondan yapıştırıyorlar, bir de daha pahalı versiyonu var onu taktıklarında kesmiyorlar diye biliyorum ama 20 bin civarı paralar duydum. daha iyi bilenler yazar ama siz gülüş estetği diye ararsanız örnekleri çıkar.

beyazlatmanin otesinde veneer yaptiriyorlar genelde.

tren yoluna devam ediyor

İki tren var
Biri pendik-atakoy
Digeri gebze-halkali calisiyor. Sogutlucesmede vs transfer yok.

Söğütlüçeşme eskiden bazı hatlar için son duraktı ama 1 senedir uzattılar onu. Bir ara maltepe'ye kadar, şimdi ise Pendik'e kadar uzadı.

altında üstünde markası modeli yazıyordur. o şekilde bir araştırma yapmak lazım.
büyük ihtimalle normal uydu alıcı gibi çalışacaktır.

çalışır ya, humax'ın bir modeliydi onlar sanırım.

www.hepsiburada.com

Tesekkur ediyorum aratinca aynisi cikti.

Anlasildiklarini bilmek istiyorlar. Bir sey yapmanizi beklemiyorlar.

Ozellikle kadınlar buna ihtiysc duyuyor yapacak bir sey yok. Bu ihtiyaclarini karsilamak lazim. Böyle yuruyor isler. Sosyal hayatta daima mantik aramamak lazım. Mantıklı olan sey su ki bazi durumlarda mantik aramadan ortama uyum saglamak ve boylelikle sosyal hayattaki yerini ve insanlarla ilişkilerini korumak, makul bir seviyede tutmak. O yüzden bazi hicbir mantigi olmayan davranışlara devam etmek rasyonel oluyor. B.kunu da cikarmamak lazım tabii bu rituellerin.

Sadece tselli ettiğini görmek bile yeterli

yani konuşacak konu olsun maksat

geçenlerde a101’de öyle bir dosya gördüm. körüklü dosya sanırım aradığınız şey.

www.a101.com.tr

hayır, körüklü dosya değil maalesef.. defter gibi açılan bir şey düşünün, sayfalarında gözler(bölümler) var. o tarz bişey.

sanırım şöyle şeyler arıyorsunuz?

troyaderi.com

Hayır, maalesef bu da değil. acaba anlatamamdım mı ki :)) Görsel eklesem iyi olacak sanırım.. :)

www.fiyatgrafik.com

şunun iki taraflı olanını arıyorsunuz sanırım değil mi? bir tane daha bundan olacak gibi

hayır @veritaslibertas, ondan değil tam olarak. görsel çizmeye çalıştım, ona bakarsan onun tam aynısı aslında. ektradan sayfa sayfa olmasına erek yok.. :)

bu görseldeki bir çanta eşyaları tutmaz, her döndüğünde hepsi düşer.

images.app.goo.gl
Şu kapı arkası düzenleyicilerin küçük ve katlanıp kapanabilenini arıyorsunuz sanırım.

bizde bir dosya çantası vardı zamanında yurtdışından alınmış. böyle deri bir çanta içine mukavvadan dosyaları ayırıştıran gözlr yapılmıştı, çok güzeldi. ismi neydi bilmiyorum ama var böyle bir şey:)

o dediğinize benzer saat çantaları var ama tabii gözleri tam dediğiniz gibi değil galiba, saat koymalık şekilde. ben bir tane örnek buldum, konudan anlamadığım için ürün kalitesi vesairesi ile ilgili bir şey diyemem. sadece konsept bir yerden aklıma geldiği için "çoklu saat çantası" diye google'da aratıp buldum.

aradığınız belki bu olmasa bile, aradığınıza giden bir yol olabilir diye paylaşıyorum.

www.ciceksepeti.com

görselinizi kartvizit albümüne benzettim, belki işinize yarar:
www.bkmkitap.com

tüm özeller sağlık bakanlığı tarafından 250 liraya sabitlendi diye biliyorum.

Servisi araman lazım evet.

en küçük boylu olanlardan biriyse fişe tak çalıştır mantığıyla işler ve garanti dışı olmaz. ben yeni aldım sayılır, arayıp fişe taksam olmuyor mu diye sormuştum. en küçük boysa takıp çalıştırabilirsin demişlerdi. yine de iki dakika çağrı merkezini ara derim ama.

ama büyük bir şeyse, evet servisi beklemek lazım geliyor garanti kapsamından çıkmamak için.

Yalnjz eve ulastiktan sonra iki saat beklemeden takmayin. İcindeki gazlar yerine oturmazsa zarar verin. Bir de telefonla teyit alkn sonradan zorluk cikarmasjnlar.

Eğer değişmediyse;

Kullanıcı kendi kurarsa fatura tarihinden itibaren, servis kurarsa servis tarihinden itibaren garanti başlar.

Yani, ben 2020 Temmuzda bu dolabı alıp kurulum için servisi şimdi çağırırsam servis kutuyu açar ve garanti başlar.

Yok ben kendim kutuyu açarsam garanti 2020 Temmuz ayında başlamış kabul edilir.

Önemli bir nokta da kutu sağlam ve hasarsız, ama içindeki cihaz defolu olursa değişim hakkınız var servis açtığında.

Covid durumu olasılık dahilinde.

Annemin sadece hafif bir burun tıkanıklığı vardı, benim ısrarımla PCR yaptırdı, pozitif çıktı. Sizin de bir test yaptırmanızdan zarar gelmez diye düşünüyorum.

aynı şekilde klimalı tatil dönüşünde eşimde de aynı belirtiler oldu.
doktora gittik "bence gerek yok ama istersen bir test yaptır" dedi.
yaptırdık, negatif çıktı test.

bir test yaptırın yine de.

Demin acik radyoda bir doktoru dinliyordum..deltanin farkli olarak daha cok soguk.alginligi gibi nuksettigini,durumun klima, soguk su vsye yoruldugunu bu nedenle hastalarin daha az basvurdugu, doktorlarin asili olunca test yapma geregi duymayarak hastaligi kacirdigindan bahsetti.
O nedenle olabilir de olmayabilir de.

Pcr şart bence. Red g+1

PCR testleri ücretli mi yapılıyor. Ücretsiz yapan kurum var mı?

olduk bakalım testimizi

Ayni durumdayim, once bogaz sonra burun tikanikligi/ akintisi. Suruntu verdim, sonucu bekliyorum.

pcr sonucumu az önce öğrendim. sonuç negatif. kamuoyuna duyrulur :)

Soğan suyu önermişti doktorum bana ama ilacın yanında. Ek tedavi olarak içmiştim bir dönem. İltihabı atmaya yardımcı oluyormuş.

Aile hekiminizi arayin telefonda derdinizi anlatin, yazar ilac.

Bol su, piyeloseptil, sıcak suya oturmak

kasiyerleri ben de düşünüyorum ya. bütün para verince falan kusura bakma diyorum hatta. ama diğer şeylere üzülmek biraz fazla.

Hocam çok uzerler seni bu hayatta ya. Inşallah iyi insanlara denk gelirsin hep. Ben senin yarın kadar hassasım mahvettiler hayatımı :)

Valla bu hassaslık değil bence, bu başka bir seviye. Bunun hassaslık adı altinda nitelendirilmesi de durumu daha da kötüleştirir.

Benim tavsiyem bir an önce gidip uzman desteği alman şeklinde olur çünkü anlattıkların öyle çok sıradan şeyler değil. Bu olayın altında çok sağlam travmalar var gibi geliyor açıkçası.

gerçekte yoksunuz sanırım. keşke sizin gibi insanlar olsa çevremde.

herhangi bir şeyden kurtulmanın tek yolu onu seviye seviye bırakmaktır.

j r r tolkien hayrani +1

yanlış anlamayın, teşhis koymak gibi olmasın ama aşırı suçluluk duygusu gibi bir şey olabilir.
bilinen bir travma dışında, çocukken direkt bir şeye sebep olmaktan ya da olmuş olduğunu zannetmekten, tacize kadar birçok nedeni olabilir.
çocuklar çevrelerinde olan ve başlarına gelen, yaşadıkları neredeyse her şey için kendilerini suçlarlar.
sizinki var olmama, var olduğu için kendini koyacak yer bulamama, hayatı hak etmeme noktasına ulaşmış.

psikologlar birliği, derneği gibi bir şey vardı yanlış hatırlamıyorsam, muhakkak destek almaya çalışın.

Başka şeylere mi saygılısınız kendinize mi saygısızsınız bunu düşünmek gerekiyor bu noktada. Ben de böyle kimse alınmasın, üzülmesin diye çabalardım sonra dedim ki ben bu çabanın onda birini hak etmiyor muyum ya da diğer insanlar çok mu salak düşünemiyor? Bu iki sorunun da cevabı olumsuz, ben de belirli bir değeri hak ediyorum ve insanlar da bir şeyleri düşünebilir/empati yapabilir, herkesi her şeyi sırtlamayı bıraktım. Ben elimi çekince kimsenin hayatı mahvolmayacak dedim çoğu kez kendime ki öyle de. Kötülük etmek ayrı şey iyilik etmemek ayrı şey. Her şeyi bu derece yoğun düşünüyorken kendinizi unutmayın, bunları yaşayan biri size anlatsa ne derdiniz? Yazık etme kendini de düşün, yıpratma, kendine iyi bak demez miydiniz? <3 Herkesin/her şeyin yerine koymuşsunuz kendinizi birazda kendi yerinizden durun kendinize destek olun.

hayatı yeniden keşfedin diye bir kitap var. okumanı öneririm. burada sürekli onu öneriyorum. :d sendeki sanırım fedakarlık şeması. gerçi kitapta bu şemaya değinmiyor ama yine de tavsiye ederim. bu şemayı bir araştır istersen.

Aklıma geldi ben ilkokuldayken sınıf öğretmeni herkese doğduğu ayları sormuştu. Ben nisan doğumluyum. Sonra şubatta doğanlara şubat eksik ay diye dalga geçti. Annem şubat doğumlu. Hoca annemin doğduğu aya eksik ay dedi, dalga geçti diye çok üzülmüştüm uykularım kaçmıştı 1 hafta boyunca. sdfsdf büyüyünce saçma olduğunu anladım üzülmemin. Devam etse bu şekilde senin gibi olacakmışım demek.

Bir arkadaşım var, her şey için herkesten sürekli özür diliyor. Mesela beni aradı, takside olduğum için açmadım, yarım saat sonra ben onu arayıp "ya açamadım taksideydim" dediğimde "ay özür dilerim, takside olduğunu bilsem aramazdım ya kusura bakma, çok özür dilerim" dedi. (Bu olayı abartmadım bu arada, böyle oldu.)

Evlerimizin arası yürüyerek 10-12 dakika, "bu akşam bilmem nerede kalmam gerekti, akşam gidip benim kedilere mama verebilir misin" diyor mesela, sonra da bana zahmet verdiği için en az beş kere özür diliyor. "Yeter artık özür dileme" diye kaç kere isyan ettiğimi hatırlamıyorum, bir noktadan sonra karşısındaki insan kendini kötü hissetmeye başlıyor ve çok sinir bozucu oluyor.

Bana o arkadaşımı hatırlattınız ve @tolkien hayranı'nın dediği gibi, bu hassaslık değil, uzman desteği arasanız çok iyi olabilir bence de.

hassas değilmiş gibi davranın.

hassas olmazsınız bi süre sonra

Arkadaslarin bir cok soyledigine katilmakla birlikte İcinizde bi yerlerde muthis bir ofke, yakma, yikma, yok etme arzusu da vardir belki ve bu sizi cok korkutuyordur. O yuzden tavsiyem minimal de olsa siddeti aciga cikarabilecek eylemlere izin vermek. Ornegin sportif seyler olabilir, mobilya vs yapımı gibi kesme bicme gerektiren şeyler olabilir. Bunlar cesitlendirilebilir. Ya da derece derece gidilebilir en minimal seyden atiyorum karateye ya da tabak kirmaya bir yolculuk;))

nesnelerden özür dilemeyi bırakmaya çalış, kendini bu konuda kontrol etmeye çalış, gerisi düzelir.


gün içerisinde çok fazla özür dilemek (nesnelerden falan) öz güveni düşüren bir şey. özür ancak bir kabahat olduğunda söylenmesi gereken bir şey, sen gün içerisinde 10 defa özür dilersen kendine yetersiz, beeriksiz olduğunu söylemiş oluyorsun, beynin de bunu böyle alıyor. yapma.

hassas değilsin bence. bana kasıntı birisin gibi geldi. çevremden biri olsan tahammül edemezdim heralde.

napalım hümanistsin doğa dostusun diye övelim mi şimdi seni? kibirli bir tipsin, kasiyere davranışından bile kibir akıyor. fazla merhamet kibrin göstergesidir.

yakınlardaki bir nöbetçi eczaneye telefon edip sorun.
müdahale etmemeleri kötü olmuş.
bu gibi durumlarda reçetesiz ilaç vermek iyi değil ama o tansiyonla durması da iyi değil.
belki verebileceğiniz bir tansiyon ilacı falan vardır.
en azından bir kere bu seferlik verin, sonra da bir doktora gidip muayene olsun.
belki tansiyon hastasıdır.

geçmiş olsun.

not: hekim değilim, sadece sizin durumunuzda olsam yapacağım şeyi söyledim.

Bir de idrar sokturucu deneyebilirsiniz genelde tuvalete cikmak dusmeskni sagliyor.
Ancak yuksek tansiyondan sonra dusse bile ense agrisi, bulanti bir sure dev eder.

çok sağolun arkadaşlar :( sarımsaklı yoğurt yedirdim şimdi. bir süre daha kontrol edeceğim eğer devam ederse durumu eczane ile görüşürüm.

Ayaklarına ve kollarına dirsek ve dizden aşağıya 5-6 dakika soğuk su tutun.

Babamın yıllar boyu tansiyonu 11-8 çıkmıştır. Bir gün baş ve ense ağrısından duramaz hale geldi. Evde kıyıda köşede duran eski usul bir tansiyon aletimiz vardı. Bir ölçtüm 19-15. Bozuk heralde diye düşündüm. Bastık acile gittik. Orda 14-11 çıktı. Doktor şuan yapacak bir şeyimiz yok ama sizi üç gün sonra servise yönlendirelim dedi.

Üç gün boyunca sabah öğle akşam yemek öncesi ve yemek sonrası hep aynı saatte olmak üzere tansiyonunu ölçüp not ettik. O notlarla da kardiyolojiye gittik.

Babama o gün noldu bilmiyoruz ama o günden beri tansiyonu 14-11 çıkıyor. Arada 16ları görüyor da alıştı artık rutini bu oldu.

Siz de üç gün boyunca belli saatlerde tansiyonu ölçüp not edin ve bir doktora görünün.

2 tane riskli yorum var burada. sarımsak nötrofil yapar. bu evet tansiyon düşürür. fazlası histamin artışına bağlı anaflaksi yapmaya meyilli.. bir gün olmaz öbür gün olursa aman diyim..

ayaklara kollara soğuk su? siz buz gibi soğuk suyun altına girince nefesiniz kesilmiyor mu? kalbinize beyninize çok kan gider. zaten tansiyon 19. yetmez artırıyorum 22-23 zaten sonrası end organ hasarı.

@burty beyaz önlük sendromunun tersi

@hunharca ben 1 büyük diş yedirebildim sadece. uyarı için teşekkürler.

Öncelikle çok geçmiş olsun

10 yıldır babam tansiyon hastası.
Düzenli kullandığı hapı var her gün aldığı.
Bazı durumlarda tansiyonu çok yükseldiğinde ben bir tane limon sıkıyorum bir bardak suya, içiyorum. Düşüyor.
Sarımsak demiş arkadaşlar ama zararı yararından çok olabilir.
Nar da tansiyonu düşürüyor.

15 üzerine çıktığında da capril dil altı veriyoruz, eczaneden alıp evde bulundurabiilirsiniz.

Ve mutlaka düzenli ölçüm alıp bir kardiyologa gitmelisiniz.

Bölge araştırma hastanesi acilinde şikayetlerimi anlattım, ücretsiz yaptılar. Lokasyon izmir.

en yakin devlet ya da eah'ye gidin bir kac belirti soyleyince yaparlar ucretsiz ya da kendimden suphelendim dersiniz

Hastanede eğer belirtiniz yoksa test yapmıyorlar. Gidip şikayetiniz varmış gibi söyleyin. Halsizim, ağrım var, öksürüyorum, belim ağrıyor vs vs. Temaslı olduğunuzu da belirtin.

Temaslk oldugunuzu belirtin. En az bi tane de belirti sayin yoksa yapmazlar. Arkadasinizin tcsini de yaninkza alin.
Ozele giderseniz hic sorgusuz 250 liraya yapıyorlar.

(bkz: mıknatıslı cam silici)

Aa tesekkurler bunu denicem.

31 yaşındaki daire icin biraz lüks. durumunuz nasil bilmiyorum ama baska ilanlara bakardim.

O bina en az 40 yaşında. Bir de zemin kat. Zaten ömrünü bitirmiş daireye masraf yapmak bence gereksiz. Üstelik deprem riski var. Beni zincirle bağlasan durmam orada.

ilanın açıklama kısmında kentsel dönüşüme girmek üzere olduğu yazıyor.
kentsel dönüşüme girmek üzere olduğu için fiyatı 300 bin, haliyle ilgisi yok.
bu evi alırsanız ve içini en azından insan yaşayabilecek şekle sokarsanız, alacağınız kirayla masrafınızı karşılayamazsınız muhtemelen.

kentsel dönüşüme gitme detaylarını (kesin mi, değil mi, anlaşmışlar mı, ne olacak?) doğru şekilde öğrenirseniz, uzun vadeli yatırım yapmış olursunuz.
kentsel dönüşümden sonra değeri artar.

buraya yatıracağınız para, tadilat masrafı, alacağınız kiranın masrafı çıkartıp çıkartmayacak olması gibi hesaplar şu anda sizin için önemliyse, o zaman size uygun olmayabilir.
tabii binanın ne zaman yıkılacağı da önemli.
altı ay sonra yıkılacaksa alın, bu haliyle beklesin.
o zaman masraf yapıp kiracı bulmaya falan değmez, yeni binayı beklersiniz.

(bkz: kentsel dönüşüm)e girebilir o yaştaki binalar.

şöyle bir şeye 300 bin verip üstüne masraf yapıp kiralamaya çalışmak akıl karı değil.

Gündüz aydınlanmak için ışık yakılan bir evi kim alır, kim kiralar?

alıp hiç ellemeyip kentsel dönüşüme girmesini bekleyebilirsiniz ancak o zaman da daire 3 metrekare kalıyor olabilir, o ayrıntıları öğrenmek lazım. yoksa sahibi de salak değildir o muhitte kentselle adam edilecek bir daireyi 300bine bırakmazdı. sonuçta kadıköyde evlerin ölüsü bile 300bin olmaz

Bunu alan adam hiç ellemeyip kentsel dönüşüme girsin diye alır. Dönüşüme girince de sana 1+1 verirler bir tane, o şekilde takılırsın. Dönüşüm kaç sene sonra biter, ne zaman olur orasını kimse bilemez.

Oha parazit filmindeki klozet :)

Kentsele girebilse girerdi muhtemelen sorunlari vardir muteahhit almak istemiyordur.
Gidip sorman lazim, eger girecekse alinir ama kafadan 2 sene ev isine yaramaz. Muteahhit kirasi alirsin.

Depremde ilk yıkılacaklar listesinde birinci bir apartman. Kentsel dönüşüme girmezse içinde oturanlar için üzülürüm.

tapuda ki durumu önemli olan?buranın iskan da yeri olduğunu düşünmüyorum ortak alan olan bodrumu müteahit daire yapmış olabilir.
tapudaki size düşen metrekare ne önemli olan kısım bu ..
masraf yapmaya değmez 200 bin e bile zor çıkılır burdan.

Zsytinyaglilar + salatalar semizotu havuc enginar vs

Hemen hemen etsiz butun zeytinyaglilar.
Sarma, dolma, otlu seyler…
Patates salatasi
Humus (cesitli humuslar)

tahinli babagannuş, meze olarak aklıma bu geldi

mantar kullanarak da tarifler deneyebilirsiniz

@elma mantar deyince aklıma geldş, şu dümdüz kolay tarif, mantar sarımsak maydonoz fakat vegan olması için tereyağını tariften çıkarmalı

youtu.be

Pirasali borek
Sarmisakli yogurtlu havuc

@nax
yufka?? :(

Benim son zamanlardaki en büyük ana yemek favorim vegan lazanya. Barilla lazanya hem vegan hem lezzetli. İç malzemesini de 2 paket mantar ve ıspanakla yapıyorum. Beşamel sos için un, zeytinyağı ve bitkisel süt kullanıyorum. Bir de domates sosu hazırlayıp en üste azcık vegan peynir rendeliyorum ben ama peynir olmasa da olur. Tadı gerçekten çok iyi oluyor bu malzemelerle.

Bildiğimiz düz yufkayla börek yapıp en üstüne yumurta yerine zeytinyağı ve pekmez sürebilirsiniz. Yufka araları için de yine zeytinyağıyla bitkisel süt karıştırıp kullanıyorum ben. İçini de keyfinize göre yeşil mercimekli, patatesli, patlıcanlı vs hazırlayabilirsiniz.

Poğaça, mini pizzalar falan bu tür şeyler de güzel olur. Ben henüz denemedim hiç ama instagram ya da youtube’da güzel tarifler var. Hatta Basit Vegan diye bir kanal var, onun açma tarifini denemişti kardeşim ve bayağı iyi olmuştu. Pizzayı da yine güzel bir hamur hazırlayabilirseniz zeytin, mısır, vegan peynir, biber, domates vs ekleyerek yapabilirsiniz.

Yoğurtlular hariç mezelerin çoğu vegan zaten zeytinyağı kullanınca. Şu an tam da mevsimi olduğu için zeytinyağlı enginar güzel bir seçenek olabilir. Onun dışında fırında sebze, kısır, patates salatası, zeytinyağlı taze fasulye, zeytinyağlı bakla, humus, mantar sote, deniz börülcesi, barbunya pilaki, patlıcan salatası falan bir sürü seçenek var.

Aslında yoğurtlu mezeleri de veganlaştırabilirsiniz ama uğraşmak ister misiniz bilmem. Vegan Bakkal tarzı yerlerde hazır yoğurt satılıyor zaten ama İstanbul’da değilseniz de sadece 3-4 malzemeyle yapabilirsiniz evde. Kaju, limon suyu, su ve besin mayası falan kullanarak yoğurt yapabilirsiniz ama uğraşmak istemeyebilirsiniz ya da zaten gerek yok bence de.

Mobilde editleyemedim ama marketlerde falan satılan yufkaların içeriğine bakarsanız çoğu un, su ve tuzdan oluşuyor sadece. İçeriğine bakarak hayvansal ürün içermeyenlerden alabilirsiniz.

börülce, meksika fasülyesi, buğday, mercimek gibi kurubaklagillerin olduğu salatalar çok hoş oluyor. içine çiğ pancar rendelenebilir, kırmızı biber doğranabilir, çeşitli yeşilliklerle kombine edilebilir. avakado dip sos da çok şanae olur. bizim klasik zeytinyğalılarımız da gayet okey zaten.

kimse tatlı yazmamış, irmik helvası da olur

Pırasalı kek(tuzlu), mücver, kinoa salatası, tatlı olarak keten tohumlu incir uyutması.
Tariflerini verebilirim özelden sorarsanız.

vegan denilince karbonhidrat ağırlıklı atıştırmalık çokça var ama bence proteini de unutmayın. baklagillerle bir salata yapıyorsanız içine mutlaka çiğ kuruyemiş de koyun. mesela yeşil mercimekli salata yapıp içine ceviz koyabilirsiniz.

kenevir ya da keten tohumlu, chialı kraker yapabilirsiniz hem protein yönünden hem lifçe zengin olur.

yulaflı kuruyemişli kurabiye yapabilirsiniz.
vegan dondurmayla irmik helvası da çok güzel olur.

kiloyu kas olarak almışsındır. formda gözüküyorsan sıkıntı yok.

Tartidaki agirlik, sizin icin bir olcu olmasin. Onemli olan vucut kompozisyonu, yani kas ve yag oranlariniz. Dogrudan agirlik olcmek bunlari hesaba katmaz. Kilo alarak daha fit bir vucuda sahip olabilirsiniz, yagdan verip kastan almissiniz. Tebrikler :))

kas kazanımı kolay bişey değil özellikle testo hormonu az olan kadın bireylerde, kas yapmışsındır krdşm mevzuna inanmayın. sizin tempolu yürüyüşle kas kazanmanız imkansız. ya yağlandınız, ya vücut su tuttu ya tartı yanlış. ya da hepsinden azar azar. ölçülerinizi not alın takip edin. bel, basen x cm şeklinde 1 hafta sonra yine aynı şartlar altında yine ölçü alın. günlük tartılma saaatiniz de aynı şartlarda olsun. sabah uyandıktan sonra wc dönüşü tartılın ve ölçüm yapın. akşam yemeğinden sonra hele bi tartılayım demeyin. son günlerde karb ağırlıklı beslenmiş olabilirsiniz. 1 gr carb 2.7 gr su tutar vs. su tüketiminizi arttırın bu günlerde. bazı besinler kişiden kişiye göre farklı reaksiyon veriyor. kendinizi tanımaya çalışın. son günlerde yediğiniz gıdalardan sizi rahatsız eden şişkinlik yapan, çok susatan ürünlerden uzak durun. günlük aldığınız kalori hracadığınızdan az ise. zaten kilo alma gibi bir durum mümkün olamaz. çok büyük istisnalar dışında.

Kadınlarda kiloda dalgalanmalar olabilir ama 3-4 kilo biraz fazla. Muhtemelen tahmin ettiğinden fazla yiyorsun.

Sadece tempolu yürüyüş ve bacak basen bel hareketleri yapıyorsanız normal.
Bu hareketlerle kaslanmanız da çok olası değil.

Bir de sağlıklı beslenmeye çalışıyorum diyorsunuz ama insan kendini kandırmaya çok müsaittir. Çevremde kime sorsam sağlıklı beslenmeye çalışıyor:)

Yaşınıza, sağlığınıza ve kilonuza uygun olarak düzenli tüm vücudu çalıştıracak hareketler ve egzersiz programları yapmanız lazım. Kondüsyon, güç kazanma, esneklik kazanma gibi programları birlikte götürmeniz lazım.

Bunun için appler var, ya da bir personal trainer ile destek alabilirsiniz. Daha verimli olur.

regliniz geçtiktn sonra bir daka tartılın bende 3 kilo rfilan oynuyor reglin 1 hafta öncesiyle regl sonrası arası.

Kadınların o kadar kas koyma ihtimali yok bir erkek bile bir ayda en iyi ihtimalle 200-250 gram kas alıyor oradan hesap edin, su tutmuş olabilirsin kalori hesabı yapmıyorsan kalori açığı vermemiş olabilirsin. Ayrıca sporun kiloya etkisi pek yok, her şey kalori açığına bakıyor.

günlük kalori açığınızı hesapladınız mı? kilo verdikçe çünkü bunu düzenli olarak hesaplamanız gerekiyor. ben fitekran sitesinden hesaplıyorum. ayrıca egzersiz yapmanız tek başına yağ yakacağınız anlamına gelmez.
yani kalori açığı nedeniyle vücut önce kas ve suyu harcayıp en son yağ yakacağından egzersiz bu süreçte kas kütlenizi korumaya yardımcı olur. kas kütlenizin erimemesi ve daha sağlıklı yağ yakımı için mutlaka aldığınız protein miktarını arttırın.
ayrıca bazı dönemler diyette durgunluk olması normaldir moralinizi bozmayıın. belirtildiği gibi önemli olan kompozisyon yani kas ve yağ oranınız kilodan daha önemli olmalı.
tebrikler aynen devam edin bence =)

Ben gittim.

Olumsuzluklari

Sahile en yakin pansiyonlarda kaldik, buna ragmen denize kadar kumlardan yurumek bana cok zor geldi. Cunku kumlu alan cok fazlaydi. Colde yurur gibiydik.

Arabamiz yoktu ve evet heryer cok uzakti. Aksam biraz kafa dinlemelik yer oluyordu.

Otel tatiline alisik olana biraz sıkıcı olabilir.

Artilari

Okimposa her gun yuruyerek gidip geldik. Evet ciralidan olimposa her gun yuruduk. Denizin kenarindan yorulunca denize girip devam ettik.

Yanlis olmasin belki 3 km vardir.

Olimpos guzeldi . Serin tatli su yani deniz. Ama orasi da bana sıkıcı gelmisti.

Ayrica o aylarda oralara gitmemeye yemin ettim.

Kisacasi bana sarmadi. Ben atraksiyonlu bir elim yagda bir elim balda tatilcisiyim.

Araba olsaydi belki farkli olabilirdi.

ufak bir alanda kısa süre kalıp kafa dinlemek için bence güzel. yani eğlenilmez dinlenilir.

edit: tam alttaki yorumda yazanları eklemeye gelmiştim. sahil ve deniz pek güzel değil, tipler pek iç açıcı değil.

Çıralı benim en sevmediğim tatil yeri diyebilirim. Sahil falan güzel değil. Olimposa yürüyerek gidecek kadar yakın değil. Sahilinde takılan tipler şahinci falan tipler kafanı kaldırıp bi etrafa bakınca bu ne mq diyorsun. Tavsiye etmem.

bence çok güzel, yani son yıllarda değişmediyse hiçbir eğlence mekanı yok. safi deniz, doğa. o yüzden arkadaş grubu iyiyse gayet güzel olur. sessiz, güzel sahil vs. ve bisiklet kiralıyorlar onlarla bir yere kadar gidip bisikletleri bağlayıp sahilden olimposa gidip eğlence mekanlarına da gidilebiliyordu. bence ideal tatil. şimdi diğer yorumları gördüm de ben gittiğim zamanlar hiç öyle acayip tipler yoktu, karettaları görmeye gelen yabancı turistler ve minimum insan vardı. demek yıllar içinde değişmiş.

Gecen sene gittik biz. 2 kişiydik ama kalabalık değildik. Ekinoks diye bi yerde kaldık. Bungalow evler portakal bahçesi içerisinden baya da memnun kaldık. Çıralı Daha cok kafa dinleme yeri bana göre. Rakı meze balıklık birkaç mekan var merkezde, kokteyllik de 2 mekan fln var gece için. Tekne turu, olimpos, arabayla phaselis fln yapmıstık. Baya güzel tatil olmustu. Ek olarak 5gün boyunca gece simge kitchen bar daydık valla müzikler güzel çalısanlar kafaydı baya muhabbet etmiştik.

ss pislik deyince peker de "benim kızıma demeyecekler mi senin baban pislikmiş" diye isyan etti. hadi erkek çocuklar neyseymiş de kız çocuklarına buna nasıl yaparmış ss.

duyduğum en kofti yakarış. Ağır abi olduğu için üst perdeden bi ilke edinmiş kendine.

Ek : Hadi özışık kaydında "pislik" lafı üstünde çok durduğu için sadece buna yükseldi zannettim. Silah doğrultma olayını bilmiyorum.

silah doğrultmuşlar evini basınca.

Evi basılınca hiç kadın polis yokmuş. Haliyle yatak odasını erkek polisler aramak istemiş. Sonuçta o odanın içerisinde karısının özeli var(çamaşırları vs). Bu esnada kızının başına da silah doğrultmuşlar. Beni küçültmek istediler dediği nokta tamamen bu ikisi.

ya arkadaşların söyledikleri aynen de tabii ki o işin tribünlere oynaması yok kızına pisliğn kızı diyeceklermiş de vs. zaten bunlar olmasa profesörün kızı diyeceklerdi. psikopatlarda cezaevi görmüşler de böyle yalandan kodlar, moral ilkeler filan olur tamamen göstermelik. adamın asıl takıldığı şey buna sen git yurtdışında 2 yıl takıl, nisan gibi dosyaların kapansın dönersin demişler aracılar. aracılar mı yemiş yoksa gerçekten bu bilgi yukarıdan mı gelmiş net değil aslında, neyse bu da inanmış beklemiş. ancak ss o mesajı atınca dönüş bileti yanmış, piç gibi ortada bırakılmış ondan sonra helehelehele kaybedecek şeyi kalmamış adam haykırışları

Ama şöyle bir şey var mafya örgütü lideri denen adama sen hükümeti cephe alarak samimi sohbete giriyorsun. Video 3-4 ay önce çekilmiş olsa sorun yoktu o kesin. Ama şimdi akpliler için skandal.

2 video var birini izledin herhalde. Soylunun her şeyi halledeceğini söylediği fakat sözünden caydığını iddia eden sözleri özışık onaylıyor.

ben değil de kardeşim konuştu soyluyla diyor geri dönebilmenle ilgili.
sonra artık orası yalan gibi duruyor ama bu twitten sonra soyluya ne gerek vardı niye yaptın akpden kimse kendini ortaya atmmıyor dediğini söylüyor
son videodan jemen önce adamla gayet samimi yani ssye laflar söylenmiş çoktan, ben sana haksızsın yapma etme diyemem diyor. hatta son video yayınlanmadan kendisine yollanıyor tek söylediği adımı çıkart.
he bi de mehmet ağara aptal diyor o da bonus:))

bende de var aynısından, içeriklerine bakınca airdrop yazıyor. sanırım startuplardan hediye geliyor gt token tuttuğunuz için

referanslarin aldigi seylerden pay veriliyor evet.

diş sıkmasına sebep varsa önce o sebep ortadan kaldırılmalı. botoks sebep ile ilgili değil, sonuç ile ilgili bir işlem.

2-3 sene devamlı botoks yaptırmak gerekiyor kasları regüle etmek için. onun yerine belki de sebep basit şekilde ortadan kalkınca diş sıkmanız da geçecektir...

edit: literatürde geçen 4-6 aylık periyotlarla 4-6 kez yaptırma ile kasta kalıcılık olabileceği. araya çok zaman girmesi uzun dönem başarıda etkisiz.

uygulama fiyatları değişken. botoksun(dysport) flakonu 1000 tl oldu zaten. uygulaması hariç. çok ucuz yere gitmeyin, maliyetini kurtarmaz, kurtarıyorsa da başka iş vardır.

çok uzun zamandır sıkıyorum, herhangi bir yöntem değiştirmedi. en sakin dönemde bile sıkıyorum. o yüzden kas unutması için bir süre botox yaptırayım diyorum dediğiniz gibi bir kaç kere. flakon bir uygulama için yeterli mi yoksa birden fazla mı kullanılması gerekir?

yeterli olur diye düşünüyorum kendi tecrübelerimden. ben çeneme yaptırdım. aile dostumuzun kliniğine gidiyorum iki seferdir yaptırmak için. yapan doktor bir flakonun artacağını istersem yüzümde başka noktalara da uygulama yapılabileceğini söylemişti başlamadan. çeneye yapılan işlem bittiğinde alın çizgime, kaş ortasına ve sol kaşımda bir yere (çok çatıyordum) yaptı. daha artmış bile olabilir çünkü kaz ayağı bölgesine de yapalım dedi, ben istemedim.

ben gece plağı falan da denedim ama çözüm olmamıştı. sanırım 5-6 ay oldu ben yaptıralı, emin değilim, bayağı rahattım. şu an kötü bir dönemden geçiyorum tekrar sıkmaya başladığımı fark ettim özellikle uykumda. bu noktada ilk cevapta verilen öneri çok doğru. sebep ortadan kalkmadığı sürece bu diş sıkma geri dönüyor.
belki de daha sık yaptırmak gerekiyordur. ben ilkini 2019'da yaptırmıştım. arada bayağı zaman var.

dysport flakonda 150 ünite var. masseter başına 25-30 ünite yapılıyor. yani toplamda 50-60 ünite kullanılıyor. kalanı da maalesef 24 saat içinde tüketilmesi ya da çöpe atılması öneriliyor. o yüzden sürüm olan bir yerde görece ucuza mal edilebilir.

stres sıkmak için başlıca faktör ama ağız içinde erken değen diş varsa, tek taraflı çiğneme varsa vb. durumlar da bariz diş sıkma sebebi ve bu düzeltilmedikçe botoks sadece halının altına süpürmek.

bir arkadasim surekli yaptiriyor, inanilmaz sikip verdikleri plaklari bile kiriyordu geceleri. cok memnun, medikal sikma gibi bir sikinti varsa yaptirin derim.

normal merak etme aşı çalışıyor demek 1 2 güne geçer

Biontechin ozellikle ikinci dozdan sonra bu yan etkileri bekleniyor.
Prospektusu okursaniz orada da yaziyor. Gecmesini bekleyeceksinizn gecmis olsun

Biyontek 2.dozdan sonraki gun hemen herkes yan etki goruyor. 1 2 ve 3. gun azalarak bitiyor.

2. gun: %70
3. gun: %10
4. gun: %0

Gibi bir durum var, istatistik degil, izlenim.

İngiltere'de Biontech aşısı yapılan arkadaşıma doktorları aşıyı yapmadan peşinen söylemişler. 2. doz aşıda 2-3 gün sürecek ağrı-ateş halleri olabilir diye. Arkadaşımın ağrıları 2. günden sonra geçti.

esimde de ayni belirtiler oldu, merak etmeyin

Ne antikor üretiyor vücut şu anda, vay be.

parole devam, endişelenmeyin.

amazon'da prime bölgesindeysen bu saydıklarının ikisi de var. akşam da getiriyorlar, komşuya da bırakıyorlar.

Bu sorunu kapıma yazı asarak çözdüm.

Kargoyu kapıya bırakın, sorunuz olursa şu numarayı arayabilirsiniz şekilde.

kargolar cumartesi de açık, cumartesi gelecek şekilde sipariş vermeye çalışabilirsiniz tabii zor olabilir. onun dışında ben genelde eve yakın şubeleri tercih ediyorum, ev ADRESİ YERine şubeden teslimatı seçiyorum. yine cumartesi yürüyerek çıkıp alınabilir. bugün bana kargo getirildiği için cumartesi çalıştıklarını düşünüyorum, yanlışsa affola.

Benim adresimin sonunda

"dış kapı şifresi XXXXXX, evde yoksam lütfen iç kapı önüne bırakın" yazıyor.

Daha bırakılmadığını görmedim. Bazen arayıp kod sordukları oluyor ama sormadıkları da oluyor, kargo firmalarından memnunum.

Bir hukuk devletinde haklı bir davadır diye düşünüyorum. Ama Türkiye de sizin kim olduğunuza göre değişir davanın sonucu

Danışandan izin almadan bu işe girişmemiştir. Ha izin almadan da olsaydı ismi paylaşmadığı için resmi olarak gizliliği ihlal etmiş olmuyor. Tabi tanıdıkları, akrabaları anlayabilir. Ama hikaye değiştirilerek anlatılıyor, hukuki olarak ne olur merak ediyorum ben de. Mahkeme kanıt olarak görüşme raporlarını isteyebilir. Hikayeyle örtüşmesi o kişi olduğunun kanıtı sayılır mı bilemedim.

zaten hastadan/danışandan izin alınmadan bu tip şeyler ne kitap, ne dizi hâline getirilebilir.
yani bu kadın o kitapları yazarken hastalarından izin almamış olsa, zaten meslek etiğini göz göre göre çiğnediği için danışan dışında başka unsurlarla da uğraşması gerekirdi.
sonuçta doktor, yani bağlı olduğu başka kurumlara da hesap vermesi gerekir.

o izinler olmadan, bunlar zaten yapılamaz.

olur da kenarda köşede, ses getirmeyen ve ünlü olmayan bir doktor yaptı diyelim, elbette davacı olma hakkınız var.
hasta-doktor gizliliği var her şeyden önce.

Elbette izin alınıyordur.

Ancak danışan yine de travmatize olursa... Herhangi bir şikayet hakkı yok mu?

Belki de ben etik olarak bu vakaların diziye çevrilmesinden rahatsız oluyorum. Fazlaca empati yapıyor olabilirim.

izin verdikten sonra bir hakkınızın kalacağını sanmıyorum.

danışan travmatize oluyorsa, izlememe seçeneği mevcut.
aynı zamanda travmatize olacağını düşünüyorsa, izin vermeme hakkı da var zaten.
izin verirken bunları etraflıca düşünmek lazım.

ayrıca hikâyesini paylaşmak bazı insanlara iyi de gelebilir.
paylaşmanın dışında, birilerinin iç dünyasına dokunduğunu hissederse, birilerini düşündürür, benzer şeyler yaşayanlara bir fikir verirse, bu danışan için de iyi olabilir.
yani illa travmatize olmak zorunda değil.

oturulur konuşulur, sözleşmeler imzalanır konu kapanılır. travmatize falan yok öyle bir şey. bahsettiğin kişi kim bilmiyordum biraz baktım da dizi senaristiymiş ve sözde bazı gerçek hayat hikayelerini uyarlıyormuş. normalinin 4-5 katı hikayeleştirilip dramatize ediliyor. ayrıca kendi bir hikayemi anlatıp karşı tarafında onayını almış durumda olsaydım, ya ben yeteri olgunlukta ve seviyede biri olurdum ya da karşı taraf beni ciddiye almaz hikayemi değerlendirmezdi. vasat veya ortalama altı kişilerin vaka-hikayelerini ti'ye almıyorlardır muhtemelen. dediğiniz şey de olmuyordur.

başta ki "oturulur konuşulur, sözleşmeler imzalanır konu kapanılır" kısmının sonuna; hayır herhangi bir dava açma, bölümü yayından kaldırma vs gibi bir hakkın olmaz

kitap yazılırken büyük ihtimal izin alınmıştır. ama açıkçası dizilerde tekrardan izin alındı mı ben de çok merak ediyorum, çünkü ikisi bence bayağı farklı şeyler. kitaplar genelde insanlara faydalı olsun vs diye izin verilir gerçi kitaplarında da o fayda güdülmemiş pek. ilk görüp okduğumda bunu nasıl bir psikiyatrist yazmış, vaka değil de dedikodu anlatır gibi demiştim. her neyse misal kitap yazılacak diye izin verdiniz ama sonra artık kitabın telifi onda da diye geniş geniş dizi yaptıysa ve 80 milyonun izleyip üzerine beyanlarda bulunduğu bir iş haline geldiyse çok rahatsız edici olabilir bence. etki büyüklüğü çok farklı. tabii bu arada senaryoları gülseren hanım yazmıyor, dizilerin senaristleri var, öyküyü alıp senaryolaştırıyorlar, gülseren budayıcıoğlu ve sanırım ekibinden psikologlar danışmanlık veriyor. bu arada kitap yazılırken de kişileri tanıtıcı unsurlar, örneğin isimler, nereli olduğu atıyorum kardeş sayısı, mesleği gibi şeyler değiştiriliyor. ama diziye çekilirken iyice değişikliğe gidiliyor tabii senaristlerle beraber. örneğin bu işteki ilk çalışma sanırım istanbullu gelindi, onun kitapla hiç ilgisi yok neredeyse. ve oradaki psikoterapi sahneleri gayet iyiydi, kesin o sahneler için başka birinden destek aldılar, gülserenin tarzı değil zira, kırmızı odada görüyoruz tarzını ajkhdkajs

bildiğim kadarıyla "...x'den esinlenilmiştir ibaresi" yer alır böyle dizi ve filmlerde. örneğin kitapta masumlar apartmanının uyarlandığı bölümde kız kardeşler dindar insanlar, abdest almayla ilgili yerler var. sanırım en küçük kardeş memurdu ama dizide öğrenci. dizideki erkek karakter ve ona bağlı diğer karakterler yok. dolayısıyla danışan, "benim hikayem birebir anlatılıyor" tarzında bir itiraz yapamaz gibi.

Yok arkadaşlar benim hikayem kırmızı oda'ya çıkmadı :D Gülseren Hanım'ın seans ücretlerini ödeyebilecek kadar param yok. Sadece dizileri izlerken, sosyal medya yorumlarını okurken olayların gerçek kahramanlarıyla/gülseren hanım'ın danışanlarıyla ilgili düşünceye daldım. :D

Psikiyatri derneğine gerçek hikaye değil demiş.
psikiyatri.org.tr
İşine gelince gerçek bi hikaye, işine gelince yok yok gerçek değil diye açıklama yapıyor.
Muhtemelen hukuki süreçte de bir yolunu bulur, ekmeği ile oynatmaz.
Allah utandırmasın diyoruz.

öncelikle bir pastil kullansın ve bal-zencefil ve limon ile yapacağı çayı içsin en basiti bu. Ne kadar az öksürürse, tahriş olması da o kadar azalacağı için zamanla rahatlayacaktır.

Bir diğer nokta, aile hekimi ile konuşsun. Aynı durumda idim, covid ilaçlarım bitince, öksürüğümü azaltmak için aile hekimim öksürük şurubu yazmıştı ve o biraz daha iyi geldi.

her ne kadar covid olmasa da öksürük illeti çekmiştim birkaç sene önce. şurdakileri denemiştim geçmişti. www.eksiduyuru.com

Kekik çayı ve kekik (kekiğe dair her şey, hakiki olmak şartıyla) çok çok çok iyi gelir.

Zeytin yaprağından yapılan çay. Kekik çayı, elma sirkesi ile gargara.

Bizim komşuların en çok önerdiği şey bunlardı.

Boğaz kısmına ve sırt kısmına kekik yağı sürsün/sürdürsün, ardından oldukça sıcak bir tülbent ya da havlu ile bu alanları kapatsın öylece uyusun geceleyin.(terleme,kaşınma,yanma olabilir doğaldır)

valla doktora sorunca klasik öksürük şurubu vermişti. özellikle akşamları veya hızlı hareket ettiğimde (maskenin de etkisiyle) baya bi öksürük oluyordu hastalıktan sonraki haftalarda. şurup fena gelmedi bana, krevaldi benimki.

Quermax Plus Quercetin'e bakabilirsiniz. İlaç değil vitamin, bizim doktorlar önermişti.

birkaç yık önce geçmeyen bi öksürüğüm olduğunda şu 3 yöntem işe yaradı :

1. Siyah turpun üstü yuvarlak kesilip içine bal konur alta tabak konur ve delinir ordan bal akar, o balı yiyince baya iyi olmuştum.. yutupta videosu var.

2. eczaneden aldığım prospan adında bitkisel şurup da iyi gelmişti.

3. ısrarla kesilmeyen öksürüğüm için dr son olarak astım fısfısı vermişti. cidden ciğerlerimi resmen sakinleştiriyordu o fısfıs. çünkü gece öksürük atağıyla uyanıp nefes alamıyordum.

normal süt koyma sakın. veterinere gidip biberon ve süt tozu alırsan iyi olur. ılık suyla süt tozunu karıştırıp biberona koy. ağızlarının kenarından 3-4 saatte bir içir.

normal süt koyma sakın +1

Çok zorda kalırsanız normal sütü sulandırıp da verin. Ayrıca bu kadar küçük kediler tuvaletlerini kendileri yapamazlar. Popolarına masaj yaparak yaptırmanız gerekir. İnternette nasıl yapılacağı ile ilgili olarak mutlaka video vs vardır. Bu tuvalet konusu çok önemlidir, sakın atlamayın.

yavru kedi süt tozları var onlardan alın

bunlar çok çok küçük anneleri olmadan hayatta kalmaları güç olur, dokunduktan sonra bazen anneleri istemiyor ama siz annesini bekleyedurun ama her ihtimale karşı da süt anne arayın. çünkü sadece beslenme değil, sıcaklık, kalp atışı duymak, tuvaletlerini yaptırabilmek vs de gerekiyor bu kadar bebek olanları için. onların hepsinin de ikamesi var (sıcak su torbası, saat koyma, süt tozu biberon vs) ama anne çok önemli, umarım döner.

biberon aldım bir tane. yarıdan fazlasına su doldurdum. altımızda eczane var ona da danıştım pastorize sütle karıştır dedi. açıkçası kedileri bırakmaya korktum. veteriner yakında değil ve tekim evde. neyse tuvalet olayını söylemeniz iyi oldu. o aklımın ucunda dahi değildi. sütü petek üstünde ısınmaya bıraktım 1 saate vereyim mi? nedir açlık durumları acaba. ağlamıyorlarda kenetlenmiş şekilde uyuyolar.

Sıcak tutmaya gayret edin, bi battaniye veya sıcak su torbasını yakınlarına koyarak.

bi kedi geldi terasa camdan gösterdim yavrunun birisini kaçıp gitti. dışarı koydum iki dakika gelir alır diye, piyasada yok. geri aldım tekrar içeri. süt verdim istemediler.

tuvalet işine baktım yutuptan. pamuğu ıslatıp makatlarına sürdüm, işediler. doyurup gitmiş herhalde anneleri sütü içmediler yine.

Bunlar çok küçük ya, anneleri gelmezse gece dahil 2 saatte bir falan beslemeniz gerekir. Süt anne bulabilseniz çok iyi olur, belki sosyal medyadan duyurup bulabilirsiniz.

benim sosyal medya ile pek ilşkim yok. buradan bir arkadaş yardımcı olabilirse çok sevinirim. ben pendik'te ikamet ediyorum. yardımcı olabilecek biri bulunursa çok iyi olur. annenin geleceği yok ve ben beceremem gibi gözüküyor dediğiniz kadarıyla. 2 saatte bir süt veririm sorun yok ama yavrular istemiyorlar şu an.

çok iyisiniz şanslılarmış siz olduğunuz için. maalesef bazen anne kediler bırakıyor belki başına bir şey de gelmiş olabilir beklemekte fayda var.
vete daha önce sormuştum dokunmanız durumunda herhangi bir sıkıntı olmazmış. bir havluya sarabilirsiniz üşümesinler. genelde 45 günlükten itibaren yavrular annelerinden ayrılabilirmış bunlar sanırım daha küçük ben de pek anlamıyorum. bir de ılık suya eski diş fırçalarından batırıp popolarını göbeklerini silebilirsiniz annesi yalıyor sanıyorlarmış.
keçi sütü de verebilirsiniz sulandırıp normal süt ishal yapıyor maalesef =(

umarım anneleri gelir çok tatlılar

Sakıncası yoksa bana numaranızı yazarsanız size minik bir eğitim dökümanı yollamak isterim. Annesiz kedi bakımıyla ilgili.

yok ya yeri belli ve oda camından net görüyorum.

birini aldı annesi, diğerini içeride tutuyorum. onu da almaya gelirse buradan yazarım. ilgilenen herkese teşekkür ederim. iyi günler arkadaşlar.

Konum neresi? Bizim bahçede bir anne var. Uygunsa atlayın getirin. Özelden yazıyorum şimdi.

Uygun yer arıyordur, bulunca gelip diğerini de alır kesin(inşallah)
Son durum nedir?

iyi durumda. altına yaptı bayağı. biberonla veremedim sütü şırınga ile verdim biraz. 3 saatte bir vermeyi düşünüyorum.

2 ila 14 gün kuluçka olabiliyor deniyor. Aynı evde yaşayan ama negatif çıkan insanlar da var.. önleminizi alıp hayatınıza ve işinize devam edin. Eşiniz resmi olarak temaslıysa ve bildirilmişse devlete çıktığı an ceza yer. iş yeri nasıl bunu isteyebilir ki ?

@denizmaniaherif

yanlış anlattım.. eşim karantinada, şuan evde yani.. ancak ben çalışıyorum. çok saçma geliyor. eşime bulaştıysa hastalık. mutlaka bana da bulaşmıştır.. (temasımız var:)) ama aynı devlet sen temaslının temaslısısın sen gel diyor. ben halen çalışıyorum. kastım oydu. yanlış anlattım..

Of. çok sevimsiz durumlar. sempton göstermeden hastaysanız başkalarına da bulaşmış olabiliyor haklısınız. açıkcası siz insanlara karşı kendinizi korumanız lazım extra bunun dışında işyeriniz her şeyi göze alıp sizi de çağırdıysa zaten onların bileceği iş. en başta pozitif kişi eşinizi temaslı gösterirken sizi de ögsterseymiş bi ihtimal siz kendinizden insanları korumuş olurdunuz. :/ şirket bunu düşünemiyor ama biz çalışanlar olarak işin bu vicdani kısmını düşünüyoruz. :/ geçmiş olsun şimdiden umarım bir şey çıkmaz..

eşiniz çok erken evrede test yaptırmış belki de bulaşmıştır bilemeyiz ama size illa ki bulaşacak diye bir şey yok. aynı evde full temasla bulaşmamış o kadar çok insan var ki. siz şimdilik yine de teması kesin tabii işe gidiyorsanız, eşiniz de bir kaç gün sonra test yaptırır eğer o pozitif çıkarsa o zaman sizin karantinanız da başlar.

online converter sitelerinden birinde mp4 formatında 720p olarak dönüştürürsen boyutu epey küçülür. bir de ses önemli değilse ses kalitesini de düşük tutarsın.

panda video converter baya küçültüyordu.

handbrake en iyi çözüm gibi bu tür işlerde. ücretsiz olmasıda avantaj.

handbrake

yazılımların hepsinin yaptığı şey codec dönüştürmek. Boyutu belirleyen bitrate'tir.

h264'e çeviriyorsan fullhd için 7-10mbps (7000-10000 kbps) arası bir şey dene.

h265 varsa işlerken biraz daha zorlar ama aynı full hd videoyu 4-5mbps bitrate ile gözle görülür fark olmadan çıkarabilirsin.

bankanızı arayıp online alışveriş limitinizi arttırmanız gerekiyordur belki de

red g +1 bankanız limiti artırabilir.

Apple'da (internet alışverişinde) banka kartı geçmiyor. Kredi kartı lazım. Limit değil yani sorun.

sanal kart ile cekiyorum arkadaslar banka karti ile cekmez zaten. derdim kartin sanal kart kisminda parayi cekmemesi.

umarim degildir; ama korona'nin yaygin gorulen semptomlarindan biri

Sırt, eklem, kas ve vücut ağrıları

Bir haftaya yakindir var bu agri ama ve baska hicbir sey yok. Sadece azaliyor artiyordu gunler arasi. Bu sefer inanilmaz artti

böbreklerle ilgili bi sorun olabilir mi üşütünce böbrek ağrısı da yaygındır.

Ama egilince ya da oradaki kaslara yuk binince oluyor sadece ondan eminim