Şimdi baktım çıkıyor bende hem 1 hem 2.

open.spotify.com

buldum :(

555 zamanlayıcı, darbe süresini ayarlayabilirsiniz ama çıkış akımı düşüktür. ne çalıştıracağınıza bağlı. ancak sisteme akım geldikten sonra akım kesilene kadar 555'ten akım çekmeyi anlamadım, biraz daha açabilir misiniz?

www.learningaboutelectronics.com

Aradığın bu tarz bir şey sanırım.

tetikleyeceksiniz ve tetik akımını keseceksiniz. ardından x süre kadar 555 çıkış verecek. doğru mu anladım?

mumkun de
cikistan sadece basit bir 1 - 0 sinyali alırsın oradan hic bir sey besleyemezsin led bile fazla gelebilir

10 sene oncesinden hatırladıklarım bunlar yanlıs degildir umarım

Olay büyümesin diye susarsın, niye susuyorsun diye çemkirir. Konuşarak çözüm aramayı denersin bu sefer o takmaz, böyle bir döngü içindeydik.

sergilenmesini istediğim davranış&söylem: evet haklısın sinirlenmekte, ama ben şu şu şu sebeplerden bu şekilde davrandım, senin kırılabileceğini düşünemedim, afedersin eşeklik ettim (çeşitli şaklabanlıklar sarılmalar)

gerçekte sergilenen davranış&söylem: ayakkabını sakladım gidemezsin ki HEHEHEHEH (kapının önünde durmak, hıyar gibi sırıtmak)
sonuç: beraber gülüp neye kızdığını unutmak.

duyuruya ek olarak büyütme bence, önemsiz bir şey için sidik yarıştırmanın lüzumu yok. sevgilin sana inat koymuyor o bardağı oraya muhtemelen, unutuyor. sen de benim dediğimin hiç önemi yok mu, niye benim dediğim olmuyor diye gereksiz yere kaprisleniyorsun. böyle.

Tamam dediğim bir şeyi tekrar etmem. Unutup ettiysem de sebebini açıklarım.

ben bi şeye tepki verdiğimde, o bu tepkime tepki verirse ifrit oluyorum.

beklediğim davranış: sakince bunun normal bir şey olduğunu, aklından çıktığını vs vs belirtmesi. o zaman ben de "aa hakikaten lan buna mı kızdım" diye düşünüyorum.

ama aynı şekilde karşılık görürsem olaylar büyüyor.
böyle bi manyağım, elimde değil, sorun olsun diye yapmıyorum.

neyse ki %99 oranında beklediğim gibi davranan olgun bir minnoşla beraberim.

'aklımdan çıkmış canım, bir dahakine daha dikkatli olurum' dese olay büyümeden kapanır ama erkekler alttan alıp olayı tatlıya bağlamak yerine savunma mekanizmalarını devreye sokup karşı atağa geçiyorlar.

partneriniz sizin düşmanınız değil, hayatınızdaki en değerli insan; üzerine tartıştığınız o konu da ikinizin birlikteliğinden daha önemli değil. kavga ederken bunları unutmayın.

Sinirlenmek derken öfkeli ve agresif durumdaysa kontrolünü kaybetmiş veya kaybedecek gibiyse susulup sakinleşmesini beklemek veya ilgiyi dağıtmak başka yöne yönlendirmek iyi olur. Durulacak gibi değilse evden çıkıp biraz dolaşıp gelmek iyi olabilir.
Sinirli ama sakin kalmayı başarabilmişse konuşmak iyi olabilir. En azından siniri geçirecek bir iki cümle fena olmaz. Özür dilemek gerekiyorsa özür dilemesini beklerim. Ama özür dileyip dileyip aynı şeyi yapmaya devam edeceğini biliyorsam o özür küfür etkisi yaratır.

Kadın tarafıyım.
not:
eşini rahatsız eden şeyleri elinden geldiğince yapmamaya çalış, yapmamak elinden gelmiyorsa da "tamam" deme, "haklısın ama benim bunu uygulamam mümkün olamıyor görüyorsun" de. ortak bi çözüm bulun.

Böyle zamanlarda yüzsüzlük yapılmadıkça ve üzerine tüy dikilmedikçe büyük sorun olmuyor bende pek. 10 yıl önce eski bir erkek arkadaşım aynı hareketi yapıp yapıp duruyordu. Aslında kızdığımda, onun üzüldüğünü ve istemeden yaptığını da biliyordum ama 'Neden yapıyorsun' deyince ortalık komikleşsin yumuşasın, espri olsun diye gevrek gevrek 'Allah da beni böyle yaratmış, ne yapalım' derdi. Bu laf bende 'Aynısını tekrar tekrar yapacağım, sen de kabul et artık' izlenimi yaratırdı. Bir yandan aslında onun üzüldüğünü ve suçlu olduğunu da kabul ettiğini bilecek kadar tanıyordum. Ben üzülünce ne yapacağını şaşırır ve büyük oranda saçmalardı ama yine de bu laftan sonra kafam çok karışıyordu. O an affedeceğim varsa bile o süreyi öteliyordu.

Özetle kızdıysam karşımdakinin ortayı yumuşatmak için espri yapması, gülmesi, beni gülerek yumuşatmaya çalışması, beni anlamadığını ve olaya aynı ciddiyetle yaklaşmadığını düşündürüyor bana. Bunun dışında, beni neden kızdığımı anladığını gösteren birkaç cümle ve özür yeterli, ama davranışın isteye isteye tekrarlanmaması şartıyla.

bir erkek olarak niteliğine ve dozuna göre davranırım.

haklı olduğunu düşünüyorsam neden böyle yaptığımı anlatır anlayış bekler, tekrar olmayacağını söyler en sonunda işi espriye vardırır konuyu kapatırım.eğer tekrar yaparsam ve de karşımdaki kadın yine tepki verirse ya çocuk numarası yapar ya da öküzlüğe vurur olayı sulandırırım.ama aklımın bir köşesine de tekrar yapmamam gerektiğini yazarım

eğer ben haklı isem biraz konuşur sonra o da sinirlenince işi yine espriye döker ortamı yumuşatırım.

hayatta çok daha önemli şeyler varken bardak çanak gibi şeylerin tartışması birbirini seven eşler için o anlık eğlence olur sadece. eğer bu ufak şeylerden büyük kavgalar çıkıyorsa sorun daha büyük demektir bu ve çözümü de o konuyla ilgili değildir muhtemelen.

Eşimle aramızdaki diyaloglardan örnekler.

Hayatım neden sürekli her yerden kahve bardağı çıkıyor. Banyodan,çalışma odasından,terastan sürekli bardak topluyorum.

E toplama o zaman.

Tiplamasam kim topluycak evde yardımcı yok.

Yaaa İki dakka dırdır yapma hayatım. Işim var görüyorsun.

Şimdi yapması gereken dırdır yapma diyeceğine, Tamam dikkat ederim canım kusura bakma demesi. Değil mi?

Kontrolünü kaybedip bağırmalı çağırmalı öfkeli kavgalı ilişkim olmadı, olursa ağzının payını verip yerine oturturum, sonra da terkederim.

Suç bastırıp Tayyip Erdoğan moduna girerim. Siz de bunu bunu yapmıştınız diye ad homini gırtlak dalarım. Hahahah

gün içinde biriken stres saçma sapan ses yükseltmelerine sebep oluyor, bunu bilince fazla takılmıyor insan. bir kez bile ikimizden kaynaklanan sebeplerden dolayı tartışmadık. oto kontrol güzel bir olay, ikimizde de fazlasıyla mevcut. ikimizden biri kesin olarak susuyor. sonra zaten tatlıya bağlanıyor. unutuluyor. susmak çok önemli bir olay. ha bir de tartışmayı seven insanlardan olmamak lazım. benim tartışmaya enerjim yok. 10 k koşayım ama tartışmayayım kimseyle.

eğer karlı taraf haklıysa suçumu kabul eder, ne duymak istiyorsa onları söylerim.

ama ben haklıysam, hele karşı taraf da bunu kabul etmiyorsa sabaha kadar dırdır ederim. zaten sinirlenince çeneme vuruyor benim. sinirlendikçe hem ses tonum yükseliyor hem kelimelerim sertleşiyor. ama allahtan bunun da çaresi var. çabuk yoruluyorum. hızlı ve yüksek sesle konuşunca 5dk sonra falan başım ağrımaya başlıyor ve susuyorum.

erkek tarafı.

Bir kadin olarak karsi taraftan oncelikle bir aciklama beklerim. Aciklama yaparken konunun benim icin onemli oldugunu anlamasi onemli. Hal ve tavirlardan belli olur bu zaten. Aciklamasi tatmin ederse ve bu konuyu onemsedigine inanirsam zaten tamam diyip konuyu kaparim. Bu ikisi gerceklesmezse karsimdaki kisinin en yapmamasini istedigim sey benimle inatlasip ben ne soylersem soyleyeyim dinlemeyip kendini hakli cikarmaya calismasi olur. Eger boyle sacma davranislar sergilemiyor ama aciklamasi da tatmin etmiyorsa bir daha olmayacagina dair soz verip ortami yumusatmasini tercih ederim.

@üğpoıuy şehir içinde kullanmayı düşünüyorum 1.2 motor yine de sıkıntı okur mu

deneyimlerime göre ufak hacim şehir içinde az yakıt tüketiyor ancak şehir dışında bir üst hacimli abilerine neredeyse yakın yakıyor. nedeni hacim dolayısıyla torkun az olması, sürati az bir şey bile artırmak istediğinizde yakıta abanması. o yüzden 1.4 ve altını hiç bir zaman tercih etmiyorum.

bu aracın o modelle o kilometrede olacağına inanmıyorum ben nedense.

Yok hayatta hız yapmam, zaten şehir de yokuşlu bir şehir değil dümdüz. O zaman ekspertize gösterip alıyorum

Valla normalde sorulan arabalara hep off bu araba da alınmaz ki ya derim ama seninki iyiymiş. Sadece renault konusunda uyarmak istediğim bi kaç husus var, kliması pek güçlü değil, antalya'da yaşıyorsun hani önemli bi şey o yüzden, onu bi test edebilirsin, boyun uzunsa bu donanımda o seçenek var mı bilmiyorum ama arkadaşımınkinde koltuk alçaltıp yükseltme yoktu, kafam tavana sürtüyordu binince. Kliması çok güçlü bi araç almak istersen ford veya opel tercih edebilirsin. Kuzenime corsa aldık örneğin çok memnun.

Ben sıcağa çok duyarlıyım da onun için uyarmak istedim, onun haricinde güzel araba hayırlı olsun.

Km inandirici degil. O isi olcecek bir yontem yok. Direksiyona, vitese, dugmelere falan bak. Eskimisse o araba 54 degil 254 olabilir.

Ayrica silindir kompresyon testi muhakkak yaptir. Bir de 35 cok para o arabaya ama piyasayi gereksiz yukselttiler.

Araca bakmaya giderken ve alım işlemleri sırasında, bu işleri az çok bilen birisiyle birlikte gitmek de fayda var.

merhaba,
kendi otoparkı var. yavuzfest sanırım açık sahnedeydi. açık sahneyi dolduracak kişiler otoparkı dolduramaz :D
ancak bazı etkinliklerde otopark için araçları vale alabiliyor, belli olmuyor.

Kendi otoparkı var. Bir kaç kere etkinliğe gittim hiç dolu olduğunu da görmedim.

Bence stopları led olduğundan kamerada öyle görünüyor.

www.youtube.com

LED'ler modülasyonla sürüldüğü için kameranın saniyede çektiği kare sayısına bağlı böyle görüntüler olabiliyor.

çakarlı fren lambası taktırmış dikkat ederseniz arkadaki araçta yanıp sönme yok

7.24'teki benzin istasyonunun ledleri de aynı şekilde gözüküyor. kameralarla alakalı bir durum galiba.

+1 Ben de koşu için arıyorum ama spotify'ın kendi listelerini sevemedim kullanıcı playlist önerilerine açığım.

Şöyle melankolik parçalardan oluşan bir liste var mesela:
open.spotify.com

ne tür dinliyorsunuz?

soyledigin seyi yapmak mumkun.
asagidaki adreste cok farkli seyler var esp8266 ile yapilmis.
tam olarak ne yapmak istedigini anlayamadim ancak projelerden esinlenip kendine uygun hale getirebilirsin.
www.instructables.com

ESP8266 ile sunucuya tcp bağlantısı kurup. Server'dan esp8266'ya veri gönderince seri porttan çıkış vermesi gerekiyor.

chrome.google.com

üstteki plug-in i ekle.

tüm sayfanın ekran görüntüsünü al.

sonra ver yazıcıya.

F12 ye basıp biraz kurcalarsan orjinal haline ulaşabilirsin.

akilliogretim.com

pre-allocation?

Pre-allocation zaten yapıyorum. Sonra for döngüsü başlıyor ve o vektörlerin, matrislerin içini dolduruyor. Demek istediğim pre-allocation'a ve for döngüsüne gerek duymadan kullanabileceğim, kolay komutların varlığını nasıl araştırabilirim.

En basit örneği şu olabilir. Bir vektördeki (vektörün adı a olsun) en büyük sayının indisini bulmak için

x=0;
for i=1:size(a,1)
if a(i)>x
x=a(i);
idx=i;
end
end

tarzı bir döngü kullanmak yerine,
idx=find(a==max(a))
gibi kolaylıklar.

Tabii, program karışık ama mutlaka kurtulmanın yolları vardır koskoca Matlab'de. stackoverflow, mathworks'te soruyorum ama üç milyon tane for döngüsünü arka arkaya nasıl soracağımı bilmiyorum. Bazen Google'dan derdimi aratıp ulaşabiliyorum kolay sonuçlara ama bazen de derdim aşırı spesifik oluyor. Bazen de 'Bu soru soruldu' diye tersliyorlar; ki haklı oluyorlar, sorulmuş ama çok genel bir adla sorulmuş. Benim aradığımın o genel ada uygun olduğunu daha önceden bilmiyordum.

Üzerinde çalıştığın konuyla ilgili matlab fonksiyonlarını araştırman lazım veya toolboxlar vardır, onlara bakabilirsin işine yarayan olabilir.

Toolbox pek yok. Ana algoritma zaten Toolbox'u olmayan bir algoritma. Ben de ana algoritmanın yerini tutacak yeni bir algoritma test ediyorum zaten, algoritma bizim önerimiz. Bir de zaten bu projenin çıktısı, bir Toolbox yaratmak olacak.

Önce a'dan b'ye rota oluşturup sonra hedef ekleye basıp c'yi eklemek gerekiyor.

Sen A'yı başlangıç E'yi bitiş olarak ayarla öncelikle. Maviyle boyanmış olarak rotayı oluşturacak. Sonra haritada A'ya yakın taraftaki mavi kısma gel ve tıklayıp B'ye sürükle. A'dan B'ye uğrayabileceğin şekilde rotayı modifiye edeceksin böylece.

reactionic'in söylediğini yap. Benim söylediğim manuel ve esnek olan yöntem.

23:00 yatış saatim 05:00 kalkış saatim

01'den aşağı pek yatmıyorum. Genelde bu saati de geçiyor. Sabahları da 8-9 arası uyanıyorum. Erken uyanmamın sebebi havuza gidip yüzmek ya da akademik olarak çalışmaya erkenden başlamak istemem. Geceleri de genellikle kitap okuyorum. Bu genellikle telefondan oluyor.

Çalışma sırasında çok değişiyor, daha çok "Boşluğu buldun, uyu. Bir dahaki ne zaman belli olmaz" şeklinde ama daha insani çalışma zamanlarında genelde 1:00-8:00 arası gibi. Esnek çalışma daati olduğubda da 3:00-11:00. Haftasonu ise 00:00-12:00/13:00 şeklinde. Bugün tatildeydim, 2:00-11:00 ve 13:00-16:00 arasını uyudum ama yol yorgunluğu vardı. Kimse dokunmasa 10-11 saat falan uyurum.

Kendi evimdeysem yatmadan önce yüzü yıkama-nemlendirme, vb bakım süreci oluyor ama bu tarz şeyler ortalıkta değilse, misafrlikte falan unutuyorum. Uyumadan önce bir dizi izlerim, hatta uykuya o şekilde daldığım da olur.

1,5 hafta önce köpek geldi eve. ondan önce tamamen rastgeleydi.
şimdi 8-10 arası uyuyorum yorgunluktan, sabah 6.30 ayaktayım köpek sağolsun. oyun moyun oynuyoruz, sonra işe gidiyorum.

22:58-08:58

yatarken günlüğe notlar ve 5-10dk sosyal medya

uyandıktan sonra yüz yıkama ve cici bebe yeme.

01.00-08.30 yaklasik saatler bunlar.

Rutinim yok ama gece uyumadan onceki yarim saatlik surecte yaklasik yarim litre su iciyorum, neden ben de bilmiyorum.

06:30'da kalkarım.
Yatış saatim çok değişken. Evdeysem, normal bir günde 12 gibi yatarım. Yorgunsam 10:30-11:00'de bile yattığım olur.
Dışarı çıktıysam eve dönüş 02:00'yi bulur en geç, bu saatte yatarım aşağı yukarı.

Yatış: Pazartesi - Çarşamba 11-11:30 / Pazar- Salı - Perşembe: 12-12:30
Kalkış: Pazartesi Çarşamba: 8 - Salı Perşembe: 6 / Cuma: 9

Hafta sonu serbest :)

Haftaiçi Salı-Perşembe spor.. Kalan günler rutinsiz.

2 den sonra uyuyorum genelde. sabah 7de uyanıp işe gidiyorum.

En geç 22.00 gibi kanepede sızma ve 23-24 civarı yatağa geçme, sabah 5te kalkış, ev toparlama ve yürüyüşe çıkma.

02:00-08:30

en erken 12 en geç 1 de uyurum. ne erken ne geç uyuyabiliyorum. enteresan bir durum.

her sabah da şaşmaz 6 da kalkarım iş günleri. haftasonu her daim değişkenlik gösteriyor.

gece yatarken instagramda deniz fotoğrafları okyanus falan gezinirim. çok hoşuma gidiyor.

sabahları bir şey hatırlamıyor oluyorum.

00.00 - 06.05

22:00-10:00

Yatış 23:20 -24:00 arası kalkış sabah 07:00 -07:31 arası. Takip ettiğim forumlara bakar ve biraz kitap okurum.

hafta içi tam 12 de yatağa girerim ama uyumam 30-45 dakikayı bulur, hayal kurarım bu süre içinde. sabah 6,50 uyanış evden çıkmadan 10 dakika gazeteler, sözlük vs. dünyada ne olmuş bitmiş, savaş çıkmış mı? her şey yolunda mı? kontrol ederim. hafta sonları ise uyumam gece 2-3, uyanış yazın 8-9 kışın 10-11.

Hayatimda hicbir seyin duzenliligi/rutini olmamasi bunu da etkiliyor ama genellersem depresif olmadigim zamanlarda 12-1 gibi yatip 9-10.30 arasi kalkiyorum. (Genelde 10 gibi aslinda)

Sabah kalkar kalkmaz ilacimi alirim, tek duzenli yaptigim sey bu. Bir de son 2 aydir filan kahvemi yapiyorum gorece duzenli olarak.

Aksam da disimi fircalarim, makyaj silmece-yuz yikamaca-lensleri cikartip gozluk takmaca. Bunlar fiks.
Yataga girince de son kez sosyal medya/duyuru takibi ve gozlerin kapanisi.

tatilde olduğum için hiç düzenli değil şu an, gece 3'te yattığım da oluyor akşam 9'da da, hatta abrartıp sabah 11'de, öğlen 2'de uyuduğum günler de var. uyanma da minimum 11 olacak şekilde akşam altıya kadar giden bir skalada

Hafta içi 12 - 1 civarı yatıp, 6'da kalkıyorum. Ama işyerinde çok yorulmuşsam gelir gelmez yemek yemeden 7'de yattığım da oluyor. tatil günleri öğlenden önce kalk(a)mıyorum.

gece yatağa girince instagram'a bakıyorum biraz. bazen e-book okuyorum.

Sabah 3-5 arasi bir saatte uyuyup 8-10 arasi bir saatte uyaniyorum normalde ama son zamanlarda daha duzgun saatlere cekmeye calisiyorum bunu. Gece yatmadan once son yaptigim seyle sabah uyaninca ilk yaptigim sey ayni: su icmek, tuvalete gitmek, dis fircalamak, yuzumu ve gozlerimi yikamak, yuzumu nemlendirmek ve son olarak ellerime nemlendirici surmek. Sabahlari uyurken gelen mesajlara bakarim bikac dakika, bi de bazen instagramda dolanirim. Gece uyumadan once cikip yuruyorum biraz. Bu rutine ek olarak gece uyumadan kitap okumayi eklemeye calisiyorum bir de.

Bu saatlerde uyuyor, 7:30'da kalkiyorum. Geberiyorum. Bazi cumartesileri gunduz uyudugum oluyor birikmis uykusuzluk oldugu icin.

Her halukarda pazar gunleri de en gec 09:00 - 10:00 arasi kalkarim, istesem de daha fazla yatamam. Zorlayip yatsam da zombi gibi olurum, yuzum iyice kararir, gozlerimin alti morarir ve tum gun basim agrir ayrica gun boyu uyku hali devam eder. Bu yuzden pazar gunleri ogleye kadar uyuma olayim yok. Cumartesi gece sabahladigimda bile en kotu pazar 11:00'a kadar yatabilirim.


Yatarken belli bir rutinim yok, canim ne istiyorsa onu yaparim. Genelde intertten bir seyler arastiriyor oluyorum yatmaya yakin.
Sabahlari da rutinim yok, kalkar ustumu giyinir vakt varsa saca hafif fon ceker ve cikarim. Genelde son dakika kalktigim icin fon cekmeye de vakit olmaz, ustumu giydigim gibi cikarim. Genelde daha uyanamadan ustumu giyinip cikiyorum, disari ciktiktiktan sonra yolda yavas yavas uyanip gozumu aciyorum. Kapidan ciktigimda daha gozum acilmamis oluyor:) Ayni gunun gecesi yine uykum gelmiyor, boyle devam ediyor.

24:00-5:00.

Gece 12de yatma, sabah 7:30 uyanış. Spor yapacaksam sabah 6:45 uyanış.
Yatmadan önce 5dk stretching yaparım, kaslarımı esnetirim. Alışkanlık oldu artık yapmadan uyuyamıyorum.

02.00-03.00 gibi yatıyorum. Sabah da 08.00-09.00 arası.

Hafta içi: 01:00/01:30 - 06:10
Hafta sonu çok değişken.

12-1 yatış 7-7.30 kalkış

kalktığım gibi kahvaltı yaparım.

İşe yaramaz, çünkü onun olayı fazla gelen akımı toprak hattına yönlendirmek.

Bulaşık mak. kettle ve elektrikli ocak bu 3 alet ısıtma durumunda çok akım çekerler. Bunlar aynı prize bağlı olacaksa aynı anda çalıştırmayın. Aynı prize bağlı olmasalar daha iyi olur.

bu akım korumalı prizler çoğu sadece şekil başka bir gerçek fonksiyonu yok. bu aletin de topraklama ile alakası yok.

korumalı priz ani voltaj dalgalanmalarında akımı keserek cihazı koruyor. bu prizde böyle bir özellik olduğunu düşünmüyorum.

işe yarayan birşey istiyorsan apc markalı bak.

Başka programlarda sıkıntı çıkmıyorsa bir de qBittorrent'i deneyin.

qBittorrent'i windows 10 çıktığından beri sorunsuz kullanıyorum

sağ tıkla, yönetici olarak çalıştır de. (run as administrator)

@she was my baby +1
ayrıca torrent derken, hangi programın hangi sürümünü kurmaya çalışıyorsunuz ve başka bir program kurulumunda sorun oldu mu?

@she was my baby, yok o olmuyor ilk denediğim şey oldu zaten.

@cursor, utorrent son sürüm.

qbittorrent oldu da baya bayaaa yavaş. 50 kb/s ile falan indiriyorum private trackerda(imkansız gibi bir şey).

Ne yaptın hocam sen bu işi?

Qbittorent kullanmaya başladım ya.

bugün, mutluyum. uzun zamandır inmeye çalıştığım bir kilo eşiğinin altına indim. hasta oldum, iştahımı inanılmaz kesti. mutluyum işte.

Birkaç his bir arada ama en baskını umut ve heyecan sanırım. İstediğim bir şey var ve nedense aşırı bir umut içindeyim.

dün bir kızla buluştum, istediğim gibi geçmedi.
zaten günün başından beri iyi hissetmiyordum, birlikte olduğumuz süre boyunca da tespih böceği gibi içime kapandım. eve döndüğümde çok bitik durumdaydım.

hala toplayamadım. geçmesini bekliyorum.

sıcak havadan nefret ettiğim kadar başka hiçbir şeyden nefret etmiyorum sanırım. sıkılıyorum, hava yüzünden hiçbir şey yapmak da gelmiyor içimden. oturup wimbledon izleyeyim diyorum ama oturduğum yerde maç izlerken bile bunalıyorum pü allah belasını versin böyle havanın. şimdi kahvaltı hazırlayacağım, umarım doyunca biraz daha iyi hissederim.

umutlu, güçlü hissediyorum şu sıralar biraz pişmanlıklar var geçmişe dair ama iyidir o da lazım..

en fazla hissettiğim şey ise tabii ki %100 olmasa da sağlıklı olmak.

şu hayatta kendimce en iyi yapabildiğim şeylerden biri istediğim zaman maraton kafa yapısına girip uzun süreli bir irade gösterip sonunda radikal şeyler başarabilme yetim. Tunnel vision da ilerliyorum...

afedersin b*k gibi.
seyahat dönüşü enerjim yok, ayağım sakat ve kısa vadede iyileşecek gibi durmuyor. üstelik on gündür sakat sakat koşturup evrak hazırladığım başvurunun deadline'ı kaçtı (kaçmadı da şrfszlik yapıyolar). neyse ki ofis serin, sakatım diye işleri yayabiliyorum ve dostlar var^^
o kadar da kötü değil miymişim ne o.O
yok lan kötüyüm :(

bıkmış.yaz bitsin ya skerim yazı.
kışın gözünü seveyim.

Sıkkın, bıkkın, bunalmış, güçsüz, ne yapacağınız bilemez bir halde; zor hayaller, boş beklentiler peşinde. Depresyondur dimi kesin böyle boktan olamaz =/

İyiyim. Enerjiyi yüksek tutalım.

Klima çarptı berbat durumdayım işten sıkıldım ancak arkamda Genel müdür çalıştığı için çalışıyor gibi yapmak zorundayım. :(

haftaya izne ayrılıyorum, onun öncesinde çalışmama isteği yoğun. birşekilde yuvar topar gidiyor.

işi gücü olmadan evde oturanlar bir de bunu yazanlar, size gıcığım...

Hem mutlu, hem panik, hem endişeli. Ne varsa hissediyorum.

Tatile geldim, mutluyum. Patron "Bizi iş ne oldu" demiş, uygun bir dille "Tatilde olduğumdan bir halt olmadı" deme yollarını arıyorum. Bir yandan da nasıl yetiştirsem diye düşünüyorum.

genel olarak bok gibi. beraber okula geldiğim arkadaşa sürekli sitem ettim mesela, bu arada araba kullanıyordum. ama kendi işlerim var onlarla kafa dağıtıyorum. sonra tekrar işsizlik, sevgilisizlik, herkes gezerken veya maaşını hak ederken, zevk aldığım boş işlerle uğraşacağım.

saçımı kestirdim kestireli bir türlü ne yapmam gerektiğine karar veremedim.
sağa atıyorum olmuyor, sola atıyorum durmuyor. topluyorum, o hiç değil.

evet, bu sıcak yaz gününde tek derdim bu sanırım.

saçma bir sebeple işten ayrıldım dün. çok matah bir iş değildi ama 3 yıldır çalıştığım, odemelerimi yapabildiğim bir yerdi sonuçta.

boşlukta... umutlu... gergin...

iyi değil...

Valla ben iyiyim. Kotu hissedenler kendini kapamasin, disariya acik dursun. Cunku iyi hislerin nereden nasil gelecegi belli olmaz. Engelleri hep kendimiz kendimize koyuyoruz. Hayatta engelleri kaldirmak gerek diye dusunuyorum.

Günler çok aktif geçiyor. Ondan süper.

Başıma bir bela aldım. Tedirgin hissediyorum. Normal hayat istiyorum.

bence lubuntu ya da puppy linux falan kurun buna.

Windows 7 ile ilgili değil de driverları eksik olabilir hoparlör için

512mb ram az. Microsoft en az 1gb demiş. Bulabilirseniz aynı marka model bir 512lik daha ekleyin tabi boş slot varsa. Sonra düzelir muhtemelen. Hoparlör için driverı kurulmamış olabilir varsa anakart CD si ordan yüklenir olmadı modeli bulunur internetten yüklenir.

@alperz

kendim yüklemeye çalışsam becerebilir miyim yüklemesi kolay mı?
yoksa bilgisayarcıya götürüp yükleteceğim çok anlamıyorum ne yazık ki bilgisayardan. puppy linux a baktım iyi şeyler yazmışlar hakkında. chrome falan çalıştırır değil mi?

@reactionic

ekleme durumu yok maalesef bu şekilde işini görür diye düşünüyorum zaten bende onu yapacak bilgi yok.

cd falan yok elimde, hoparlörü nasıl yükleyebilirim biraz kurcaladım ama beceremedim.

bilgisayarcıya format attıracağınıza 20-30 tl verip 512mb ya da 1gb ram eklettirin.

@oxit

onu nasıl yapabilirim?
bilgisayarcıya mı yaptırmam lazım?

(bilgisayar cahiliyim biraz.)

aynı işlemci benim eski bilgisayarımda da vardı. ram 2 gb yapmıştım. ona rağmen win7 starter kasıyordu. direk xp yükletmeni tavsiye ederim.

ram oranı düşük. Eski cihazlarda hdd test edilmeli. OS ile çok ilgili değildir.

45 76 65 74 20 f6 79 6c 65

68 65 72 6b 65 73 20 61 6e 6c 61 6d 61 7a 2c 20 61 6d 61 20 62 65 6e 20 64 69 79 65 79 69 6d 2c 20 62 61 c5 9f 6c c4 b1 6b 74 61 20 73 61 62 69 72 65 20 6d 65 6c 74 65 6d 20 62 61 6e 6b 6f 64 61 6e 20 62 61 68 73 65 64 69 6c 69 79 6f 72 2e

61 72 6b 61 64 61 c5 9f 6c 61 72 20 62 75 20 62 69 72 20 76 69 72 c3 bc 73 20 6f 6c 61 62 69 6c 69 72 20 6d 69 3f
edit: www.asciitohex.com
Hexadecimal kısmına yapıştırıp convert et.

hexadecimal to text diye aratın googleda. çevirici çıkar.

Bir sıkıntı yok siteye girebiliyorum. İnternet sizin değilse engellenmiş olmasın.

internet bizim fakat sadece dizipub değil neredeyse ekşi dışında bir siteye giremiyorum

servis sağlayıcısını ara.

Biraz sosyalleşmek için fırsat olarak gör. Zaten okula gidince onlar sana anlatmaya başlıyor, sen en son aklına bir şey gelirse sorarsın. Eğer çok rahatsız hissediyorsan bir arkadaşına beraber gitmeyi teklif et. Yanında tanıdık olması daha rahat hissettirir. Hatta vaktin olacaksa sırf okul otel arası gidip gelme, ayrıca gez biraz oraları.

aslında okul biraz da bahane. kendimi aşmak için gidiyorum. tek başıma bir şeyler denemek istiyorum. anlatıyorlar derken birebir öğrencilerle muhattap olmuyorlar değil mi? :D youtube'tan boğaziçi'nin tanıtımlarını izledim. bir salonda hocalar bölümleri tanıtıyorlar topluluğa. ondan gidesim geldi aslında.

odtü'ye falan yakın otel var mı önerebileceğiniz?

sosyal fobi diğer herkesi kendinden daha iyi görmekten kaynaklandığını düşünüyorum. örneğin topluluğun karşısında konuşma anksiyetesinin altında, herkesin önünde yanlış/saçma bir şey söylersem benimle dalga geçilir ya da onlara hitap edecek yeterlilikte değilim gibi endişelerin yattığına inanıyorum. bunlar benim gözlemim.

Tavsiye olarak, "hiç kimse senden daha iyi, daha üstün ırk, daha çok saygıyı hakeden biri değil" düşüncesini içselleştirebilmek.

Bu ülkede hiyerşik düzende en yukarıda olan kişilerde bile daha yumuşak g yi yazmayı bilemeyenler var.
Bunu düşün, kendine hakkettiğin değeri ver.

@betsy teşekkürler. aslında baya azaldı. bir ara terapiste gidicem. bilişsel davranışçı terapi diye bir şey varmış. bazı kitaplar okuyorum. eskiye göre çok az. ancak hayatım okul ve ev arasında geçti. bir ara markete bile gitmezdim. düşünce kısmını aştım da davranış ve deneyim konusunda eksikliklerim var. ondan benim için iyi bir deneyim olacak bu gezi.

kendini ufak ufak zorla. her kırdığın bariyer seni bir adım daha ileri taşır. deneyip gördükçe aslında ortada herhangi bir zorluk olmadığını kendin anlarsın.

baslik, icerik ve kullanici adi uyumu.

Yanina birini alarak asabilirsin bu sorunu.

gelecek biri yok benimle. biraz da tek gitmek istiyorum. diğer türlü kolay oluyor.

Seni ne uçaktakiler, ne oteldekiler ne de gezeceğin okuldaki kampüste gördüğün abilerin ablaların müstakbel hocaların hatırlayacak. Başka şehirden geliyorsun hem.. Görünmez adam gibisin düşünsene . Gidiceksin göreceksin soracaksın edeceksin kimse seni hatırlamayacak merak etme. "Aaaa şu geçen buraya gelip dolaşan freshman değil mi o.O " demeyecekler yani..

Rahat ol. Ayrıca bu işi tek başına yapınca emin ol bir şeyleri yapmış kabuğunu biraz çatlatmış kendini üniversiteye biraz daha hazırlamış olacaksın güzl olacaksın. Tek başına yap git gel.

evet farklı şehirin o açıdan rahatlığı var. ama bilinmez bir yer yine de. o da geriyor. aynen tek başıma yapmak istiyorum önemli bir aşama olacak çünkü.

evet okudum o kitabı. bir de hayatı yeniden keşfedin var. baya faydalı oldu. :)

%100 performanstaki okuma yazma hızları da önemli. 2 mb veri yazarken %100 gösteriyor ise ayrı, 60 mb veri yazarken %100 göstermesi ayrı. bundan emin olup tekrar yazar mısınız? performans sekmesinden diskin okuma yazma ortalamalarını göz kararı yazsanız yeterli olur.

Mesela şöyle ekran görüntüleri aldım

prnt.sc
prnt.sc

okuma yazma hızlarında inanılmaz dalgalanmalar var. Ne anlama geliyor bilmiyorum ama.

gecmis olsun, harddisk oluyor. maksimum 1mb okuyabiliyor, bu yuzden de kasiyor. kiymetlilerinizi yedekleyip yeni disk alin.

Yine her boka ssd alincilar gelmis. W10 genel sorunu o, cozemediler gitti ben de her seyi denedim, rahat ol takma kafaya :d

disk ölüyor... ortalama 1 mb/s hızla %100 gösteriyor. yanıt hızı süresi yükselmiş. diski değiştirmekten başka çözüm yok gibi.

Görev yöneticisinde diski en fazla kullanan hangi programlar. Eğer chrome gibi sonradan yüklenen bir program falansa en fazla kullanan diskte sorun vardır muhtemelen. Ama eğer windows hizmetleri, windows update vs windows ıvır zıvırı ise normal. Bende de win10 yüklü ara sıra hiçbir şey açık olmasa bile disk %100 oluyor win10 yüzünden. Bilgisayarı yeni açtığın zaman da bir süre diski meşgul ediyor.

windows defender ve 3. parti bir antivirüs yazılımı aynı anda açıksa windows defender'ı kapatın.

Standartlara uygun sertifikalı can yelekleri yüzmek için değil, su üzerinde baş yukarı doğru bakar halde durmak içindir. Can yeleği ile yüzmek için ekstra efor harcamak gerekiyor. Kullanım amacının insanı hafif sırt üstü tutması olan bir ürünle yüz üstü durmak mantıksız ve çok zor. Tavsiye etmiyorum.

Onunla şnorkel kullanamazsın. Yüz üstü yatmaya uygun değil çünkü. Ancak suda dik durmak için kullanırsın ama çok konforlu olacağını sanmıyorum.

Su üstünde durmana yardımcı olur ama hareketini kısıtlıyor insanın. Uzun süre giyince rahatsız ediyor kolunu boynunu acıtıyor, sağa sola kayıyor zamanla. Su üstünde kalabiliyor ama uzun süre kalmada sıkıntı yaşıyorsan deniz makarnasını deneyebilirsin.

kolluk ya da makarna al derim ben de. yelekle çabalamadan su üstünde kalmak hariç bir şey yapamazsın.

can yeleğiyle suda dik durursun. yatamazsın. dik durduğun için bir yere gitmek de zor olur. bu kadar para harcamana gerek yok, bir makarna hatta plastik top bile işini görürdü. karnının altına sıkıştırıp yüz üstü yatabilirdin.

Petrol Ofisinden memnundum ben. Bir kere Aygaz satan bir istasyondan almak zorunda kaldım. Enjektörler traktör gibi sesli çalışmaya başlamıştı.

shell tamamdir. gerisi tiras.

Satan yerin tipine de bakmak lazım çok köhne terk edilmiş durmuyorsa bp(geneli nasıl bilemem eve yakın iki tane var iyiker), opet, peteol ofisi, shell benim sıralamam. Diğerlerine girmem bile.

Yazdıklarını kaydeder de tez için gerekli olan diğer referans, sayfa numaralarandırma, paragraf, alıntı vb işler çok zor olur diye düşünüyorum.

Tablette taslak hazırlayıp sonra bilgisayarda düzenleyeceksen olur bence.

Tez için bir şablon varsa Google dökümanlar ile bayağı iş görür tablet ama en son bir bilgisayarda düzenlemek gerekir.

bitirme projesi için bu kadar dert yapmayın.

aç basit metin editörünü. yaz orada. sonra word'de şekillendirirsin. zaten yarısı atıf olacak...

Yazılır. Gayet de güzel yazılır. Zaten tabletten çıktısı alınmayacaksa, en son da bilgisayarda bir elden geçirilir, olur biter.

Ben de o amaçla tablet aldım ama word'ğn mobil versiyonu hiç stabil değil + özellikleri çok sınırlı. Düz yazı yazacaksan olur ama tablo, foto falan ekleyeceksen zor. Yine de taşınabilirliği bi çok eksiğini affettiriyor.

güzel bir bluetooth klavye ile neden olmasın.

1 hafta. Daha güzel bir kız görünce geçiyor.

ben hiç öyle uzun uzadıya platonik kalmadım. o yüzden de anlamam pek. ama mesela çok hayran olduğum bi hanım vardı. o ara baya istedim onu, kısa bi dönem. o dönemim için platonik diyebilirsek eğer, şöyle gelişti: bişeyler hissederken onunla bişey yaşama ihtimalini düşünmeksizin hissediyordum. sonra yaşama ihtimalini düşünmeye başladım ve imkansız göründü. onu gözümde çok büyüttüğüm için.. sonra işte dedim hayal kurmayı bırak. bu kız öyle ulaşılmayacak biri değil ama şu hayatını bir düzelt. hayali bırakıp kendimi düzeltmeye yani somut gerçeklerle bakmaya başlayınca da hiç kimseye deliler gibi odaklanmaya gerek olmadığını, gönlümü çalabilecek sayısız güzellikte prensesin var olduğunu tekrar anımsayıverdim.
rabbim tonla güzel kız yaratmış, birinin endamı, öbürünün neşvesi, diğerinin gamzesi. nasıl platonik kalacaksın?

Bi süre sonra eğer kişi takıntı yaptı ise, o an ona bu platoniklik hiç bitmeyecekmiş, hep acı çekecekmiş gibi gelmesi doğaldır. Geç diyince geçmiyor, geçmesini de beklemek saçma, zaman aktıkça geçiyor her şey sonra bir bakıyorsun eskiyi hatırlayınca gülesin geliyor emin ol.

Soruyu yanıtlarsam, en son lisede platonik durumum olmuştu. 1 sene boyunca bir kızı sevdim. O süre içerisinde ben kendi ağzıma daha çok kendim sıçmışım o arabesk ve melankoliyle beraber. Bir sene sonunda kıza karşı olan hislerim bayağı hafiflemişti ki birdenbire çıkmaya başlamıştık, nasıl oldu bilmiyorum, karmaşık biraz. Daha sonra üniversite sınavı falan derken ayrılmıştık ergenliğin verdiği boktan sebeplerle. Sonra unuttum gitti zamanla.

@ms brownstone

peki sen hayırdır, abayı yaktın herhal birine, yol tarifi istediğine göre? :)

@klar; artık biraz daha iyiyim de haddinden fazla uzadı gibi geldi sanki. Diğer insanlar da böyle mi diye merak ettim. :)

4 sene falan

Tamamen platonik değildi, karşı taraf durumu farkedip fare gibi oynadı hiç aşk meşk lafı etmeden, TAM 4 SENE!

12 sene. Hala daha aklımda. Ölene kadar gider artık bu.

3 sene. Muhabbetimiz falan da yoktu hani anca selamlaşma falan ama en son dayanamayıp açılıverdim. Bütün bir öğleden sonra oturup konuştuk ettik(rüya gibiydi <3) ve nazikçe reddedildim :(

Ortaokulda platonik aşık olup bu işin bana göre olmadığına karar verdim. Platonik aşık olmak bence dünyanın en saçma ve zavallı şeyi. Bunu düşünüp aşmalısın.

5 sene filan olmuştur ,arada unuttum diyorum ama yok görünce fotolara bakınca olmuyor yapamıyorum.

Lise boyunca, 3 yıla yakın. Aslında o çıkma teklifi etmişti birileri aracılığı ile ama tanımadığım için kabul etmemiştim. Sonradan pişman oldum. Baktım gelmiyor, bir tane erkek arkadaşım oldu o dönem ama yürümedi. Sonra zaten iyice unuttum. Unutmasına unutmuştum da, arada "Çok cici olabilirdik" demişliğim vardır. Facebook'a ilk üye olduğunda görmüştüm ve o görüş kurtuluşum oldu. O kadar farklı yönlere gitmişiz ve zevklerimiz o kadar evrilmiş ki profiline baktıkça "Abooov, piiii" dedim. Tek platoniğim bu.

orta-3'ten üniversite-3'e kadar.
sanırım 9-10 sene falan oluyor.

bu süre boyunca ben onu sürekli görmeye devam ettim. hep aynı okullar, bölümler vs. hatta okuduğum bölümü tercihlerime yazmamdaki etkenlerden biri de odur, onun da orayı istediğini biliyordum :) onu bu kadar sık görmesem çok daha çabuk geçerdi buna eminim. ama görmek de iyi geliyordu.

lise-3'teyken bir kere söyledim, böyle böyle ben sana uzun süredir çok aşığım diye. olmadı. üff ne ağlamıştım. böyle dönemlerde arkadaşlar iyi geliyor.

bir noktadan sonra dedim ki; benim kaderim buymuş. sevgili olamasak da ben onu her gün biraz göreyim, bir merhaba desin, o bile günümü güzelleştirmeye yeter. gerçi çok yakın arkadaş değildik ama az çok muhabbetimiz vardı. ve ben kendi içimde bu durumdan çok mutluydum. tabi bazen beni görüyor ama selam vermiyordu, bazen görmeden geçiyordu yanımdan, o günler depresyona giriyordum "hayat neden bu kadar acımasız!" diye :D yazarken bile gülesim geliyor :) sonra bazı dönemlerde sevgilisi oluyordu, "allam inşallah bu kız onu hiç üzmez, çünkü o üzülmeyi hiç hak etmiyor, o muhteşem biri" falan diyordum. onun adına mutlu bile oluyordum sevgilisi olduğunda. çünkü sanırım bende artık bir noktadan sonra onunla olamayacağımı kabullenmişlik vardı.

gene de içimden bir ses; "bir şeyi çok istersem olur, gelecekte bir gün mutlaka beraber olacağız" diyordu. (olamadılar)

sonra bilmiyorum, son zamanlarda biraz da alışkanlığa dönüşmeye başladı zaten, sonra da azalarak bitti. şu an o anlamda hiçbir şey hissetmiyorum onu görünce. gerçi kırk yılda bir karşılaşıyoruz ama instagramda falan denk geldiğimde sadece gülümsüyorum. o çocukluğuma, üzülmelerime, o zamanlarda hayatımı o kadar etkiliyor oluşuna falan. ne salakmışım. ama hiç pişman olmadım açıkçası, dünyaya bir daha gelsem gene o yaşlarımı ona aşık olarak geçirmeyi isterdim.

bir de sanırım şu günlerde onunla karşılıklı bir oturup eski günleri konuşabilmeyi isterdim.

aşamayan yokur diye düşünüyorum. kimisi 3 ay sürer kimisi 3 yıl, ama herkes bir şekilde atlatır ve atlattıktan sonra geri dönüp baktığında güzel bir anı biriktirdiğini görür bence.

17 sene ile rekor kırmaya geldim. ikimiz de görüşmenin benim açımdan üzücü olduğunu bildiğinden senede 1 kere falan görüşürüz. artık bu aşk mı yoksa takıntı mı ben bile emin değilim.

ilk aşkım hala aklımda,onun kadar özeli o kadar güzel hissettireni olmadı olamadı.evlendi gitti ama onun adına çok mutluyum çünkü mutlu görünüyordu.güzel hatıralar bırakanlar hep hatırlanır en azından ben hatırlıyorum

Unutamadigim hicbir sey yok:) Bir yerlerde kalma olayi yok.

Unutmuyorum ben ama icimde bir seyler kalacak kadar degil. Mesela konusmadigim eski sevgililerimden biri gelse su an konusmak istese konusurum, naptin nettin hayatinda benden sonra diye. Ama tekrar bi iliski veya sevme gibi bi durum yok.

arkasından ağladıklarımı unuttum da ağlamadıklarımın çok çok az da olsa kırıntıları var hala. beş para etmez olduğu aklıma geliyo. onları da süpürüyorum zaten.

mozart +1

iyi insanların hiç birini unutmadım. bunun dışında o dönemde çok bağlandığımı düşünsem de dengesiz olanları unuttum. hatırlamaya çalışınca sanki o olayları ben yaşamışım gibi değil de. bir film izlemişim ya da biri bana anlatmış da oradan hatırlıyor gibi hissediyorum.

Zamanla nasırlaşıyor duygular.

ağladığım kadın olmadı arkasından ama unutulmayacak şey değil. hatta bana kalırsa çok basit bir şey.

hayir unutmadim, evet icimde.

6 yıldır unutamadığım biri var benim. Her gün düşünmesem de aklıma gelir ara sıra. Özellikle ondan sonra takıldığım hemen hemen her kızda "terk edip gitmeseydi keşke, şimdi ne kadar saçma sapan insanlarla muhatap oluyorum" diye düşünüp küfrederim bol bol.

erkek misin onu da bilmiyorum hacı diyeceğim.

Hacı valla bu gece rüyamda gördüm. gittim onu bir de akrabamla tanıştırdım.

abla, bak bu sevdiğim kız x
x, bak bu da yyy ablam.

tabi abla, iptal. ne yapıyor lan bu diyerek bana bakıyordu. hahaha.

gerçekten gamsızlık var mı bilmiyorum ama ben gamsız değilim. ilki mantıklı sebepe dayansa da ikinci mantıklı bir sebebe dayanmayan bir terk ediliş yaşadım. hala sanki berabermiş gibi saygı duyuyorum kendisine.

uzun yıllar sonra arkadaşlarımla gezerken görmüştüm o da arkadaşlarıyla geziyordu. arkadaşlarım onun okulundan olmalarına rağmen onlar tanıyamamışlardı ben tanımıştım. sanki uzun yıllar önce aşık olduğum gibi içim kıpır kıpır olmuştu. ama bitmiş bir ilişkiydi sonuçta. biten bir ilişki kurtarılmaz.

unutmak denen olay bünyede yok.
ama değişen şu; önceleri akla gelince bir hüzün oluyor zamanla ya skmişim geçmişini diyorsun ve sonra sonra iyice duyarsızlaşıyorsun.

arkasindan en son agladigim kadin hala baya icimde. ama ondan onceki agladigim kadinlari hep unuttum, hicbirini unutmak bu kadar uzun surmedi.

sanirim, yeni guzel bir iliskim oldugunda da bunu unuturum.

gerçekten sevdiklerimin hepsi içimde ama adını hatırlamakta zorlandıklarım da var. Kimisinin ilk buluşmadaki kıyafetini, sevdigi parfümü, bakışını hala hatırlarım

unutmayacağım. unutamam zaten.

ama alışacakmışım. öyle diyorlar..inanayım mı?

unuttum hatta yüzlerini hatırlamıyorum. yarın öbür gün karşılaşırsam tanımam bile. ama yaşadıklarımı asla unutmadım. her kötü şeyin bir artısı oldu hatta.

unuttum. çok oldu hem de.

Kimsenin arkasından ağlamadım. Direkt unutuyorum zaten.

Agliyorum hâlâ, aklimda ve hep oyle olacak.
Aglama dediysem ziril ziril bir sey degil. Aklimda hep, seviyorum hâlâ ve cok ozel benim için.

Life for Speed olabilir.

3D Driving School

direksiyon pedal seti varsa city car driving simulator bu işin en üst noktası. ama bana kalsa test drive unlimited 1 veya 2 kurardım, hem gezip hem honululu veya ibiza manzarası izlemek için. veya daha da ileri gidip tırı süren her şeyi sürer diyerek Euro trcuk simulator 2. ama tır fiziğiyle, viraja girişiyle, parkıyla araba mantığı çok ters olduğu için bu topa girmemek gerek başlangıç için.

city car ve benzeri simülatörler çok yapay ve ruhsuz oluyor, tdu gibi büyük oyunlarsa işin bir de oyun zevki kısmına hitap ediyor. tdu'da 'hah, başlangıç aracımı buldum, mahalle arasında geziyim şunla' derken, kendini birden aynı mahalle arasında arkadan selektör yapan başka bir araçla kapışırken bulabilirsin. ordan da anlarsın işte, ileride sakin bir sürücü mü olacaksın yoksa çabuk gaza gelen bir hız tutkunu mu. kıssadan hissse.

Euro track simulator

driver san francisco'yu tavsiye ederim ben de. open world'ün efsane 2 oyunu test drive unlimited'lar yazılmış zaten. bu arada dirt rally de hassasiyet geliştirilebilir ani olaylara karşı.

voice notes yerine audio klasörüne baktın mı?

@reactionic baktım ama orada da yalnızca "sent" klasörü var ki o da boş zaten :(

İlginç. Şöyle deneyelim ses kaydının olduğu konuşmaya girip ses kaydını paylaş diyip kendine mail at. Hem dosya eline geçer hem de dosyanın adını öğrenir telefonda aratır yerini bulursun?

Es dosya yöneticisi indir. Whatsapp klasörüne gir. Herşey orada

@reactionic ses kaydının olduğu konuşmayı komple sildim. dolayısıyla buna ulaşma şansım yok. yoksa dediğin çok mantıklıymış. file commander diye bir nane var, bir de ona bakayım.

@bana her yer cehennem bunu deneyeyim, teşekkür ederim.

Kendinde yapabilirsin. Çok pahaliysa alma

www.youtube.com

Işık da çok önemli olacak çektiğin fotoğraflarda. Eğer doğru ışığı kurmazsan çadır pek bir fayda sağlamaz.

Hazır almaya gerek yok bence de. Videodaki gibi kendim yapmıştım, üstten tek ışık kaynağıyla bile güzel iş çıkartmıştı.

www.random.org

veya programlama dilleriyle basitçe yapılabilir.

En kolayı random.org verilmiş, alternatif olarak:

Excelde A kolonuna sayıları küçükten büyüğe yaz
B kolonunda her hücreye =rand() formülünü gir
B kolonuna kopyala - paste values yap
Sayıları B kolonuna göre sırala

çok teşekkür ederim cevaplarınız için

Önce bütçeyi belirlemek gerek.

@reactionic çok fazla para vermek istemiyorum açıkçası ne kadar minimumda halledersem o kadar iyi. Ama mesela gidip mağazaya atıyorum şu markanın en ucuzu hangisi bunu alıp geçeyim de demek istemedim bir sorunu vardır vs bilgim olmadığı için.

Dizüstü içinse Lenovo, Asus vs bilindik markaların ucuz modelleri sadece ofis ve film için yeterli gelecektir.

(git:www.vatanbilgisayar.com)

Depolama sorun değilse bu olabilir mesela.

Açıkçası ben 1500 tl verip maksimum 2 sene kullanilabilecek bir bilgisayar yerine 2.500 tl verip en az 6 yıl kullanılabilecek bir şey öneririm.

Bunun için de işlemcinin minimum i5 (yeni nesil), RAM minimum 8GB olsun derim. Diğer özellikler o kadar önemli değil. Zaten atıyorum 3 yıl sonra çok ufak bir bütçeyle güncelleme yaprsınız (Örn: 200 tl verip RAM'i 16'ya yükseltirsiniz). İlk günkü performansı almaya devam edersiniz.

Marka olarak reactionic'in sötlediklerine ek olarak Toshiba ve Dell önerebilirim. HP de fena değil ama şikayet edeni de çok.

5 ay önce aldım çok memnunum. Özellikleri de gayet yeterli.

www.hepsiburada.com

Dell-intel-nvidia
bu üçünden olan en ucuz laptopu al.

snapchat bee filter

sadece sen görmek istiyorsan önüne beyaz ışık koyuyorsun, yakından fotoğrafını çekiyorsun. (ortam karanlık olursa daha iyi sonuç alman muhtemel)

ışık yakın olsun.

buna rağmen görünmüyorsa yoktur.

boncuk göz iyidir.

Yandan kuvvetli bir ışıkla aynada görebilirsin hatta güneş ışığında daha iyi. En azından ben böyle görebiliyorum :D

fotoğrafta belli olması için ışık karşıdan değil yandan gelsin.

Büyüklük küçüklükle alakası yok konunun. Göz rengim koyu diyorum. Damla damlatınca da göz rengi açılmadığına göre işlevsiz bir fikir. Göz kapaklarım da düşük değil.

Soruyu mu anlamadınız acaba bir kısmınız :/

:) babam yıllar önce aynı soruyu soran öğrencisini limon damlat diyerek trollemişti. o aklıma geldi sorunu görünce.

İris implants diye aratınca çıkıyor bir şeyler. Ancak renk değiştirme ile mümkün olur bence

soruya soruyla yanıt veriyorum çünkü inanılmaz sivrizekayım hazır mısın, neden?

benim de gözbebeklerim hiç görünmüyor, kendimi bildim bileli ohaaa gözlerin siyah :s :s :S tepkilerini ustalıkla savuşturuyorum. erkek arkadaşım göz kapağımı parmağıyla tutup gözüme ışık tutup rahatlamıştı (kendisi siyah göze inanmıyor) sen de aynı yöntemi deneyebilirsin. başarılar.

Hep vardı, adblock kullan :)

Veya ublock origin

Proskit in ucuz bir modeli başlangıç için iyidir. Ama kırk yılda bir lazım oluyorsa herhangi biri de işini görecektir. Elektronik içinse 40watt'ı geçme.

@ reactionic

tam ben de araştırırken proskit markasını gördüm. şu iki modeli buldum. hangisini alayım?

urun.gittigidiyor.com

urun.gittigidiyor.com

30wattı tercih et bence 40watt bile kimi zaman fazla geliyor. Veya 40liraya falan 8PK-S112B bulursan onu al.

proskit 30w kullanıyorum. ısı kontrolü olmamasından dolayı rahatsızım. 15 dk üzerinde çalışacaksanız, ince bacaklı entegre vs. lehimleyecekseniz biraz daha bütçe ayırıp ısı ayarlı alın. 100 tl civarı ürünler var, fena değil.

Ben yazarak çalışıyorum. Planladığım şeyleri öğrenmeden çalışmayı bırakmıyorum.

Kendi notlarım, notlarına güvendiğim arkadaşlarımın notları ve varsa eğer fotokopilerden ders notlarını bulup onları bir güzel derlerdim ilk olarak.

Daha sonra kendi notlarımı baştan sona bir kez okuyup konunun ne olduğunu anlamaya çalışırdım. Ardından, bahsettiğim grup içerisinde en kalabalık olandan özet çıkarmaya başlardım. Akabinde, çıkardığım özete, diğer notlardan eklemeler yapardım.

Yazılı olarak işim bitince de elimdeki özeti, karşımda biri varmış gibi anlatırdım; yetmez ise, notu bir kenara bırakacak kadar tekrar yapıp anlatmayı denerdim.

Mesela çalışınca elde edeceğin başarı motivasyonun olsun. Odaklanma sorunu için nmcelikle bilgisayardan çalışıyorsan kitaba geç hatta telefondan dahi uzak dur. Plan yap, ufak hedefler koy kendine bugün şu konuyu bitirirsem / şu kadar soru çözersem, akşam dışarı çıkacam, oyun oynicam vs. Hem halledebilirsen bu sevdiğin eylemleri yaparken için de ferah olacak hem de biraz biraz alışkanlık edineceksin sonrasında saatin nasıl geçtiğini anlamazsın bile. Ama motivasyon önemli ilk önce onu çözmelisin.

pc ve telefon ders aracım, dersleri takip ediyorum.

farklı olarak ne yapabilirim?

benzerı basımıza geldi, yama yapılamadı, degişti.
biz şanslıydık, tamirciye tıngır mıngır gıdecek kadar yakındık.

her lastikçi yama yapmaz, her lastiğe de yama yapılmaz.
yedeği takıp gitseniz?
ya da her benzinlikçide hava basa basa en yakın lastikçiye gitme riskini almak zorunda kalacaksınız.

stepne lastiğin varsa değiştir.
çekici deli paralar isteyebiliyor.

Yanakta yama pek sağlıklı olmuyor balon yapabilir sonra.

Stepneyi tak,yoksa bir arkadasinin stepnesini al tak oyle git.

Yanak icin yama yapilabiliyor ama kendi adima konusursam o sekilde bir lastige guvenip yola cikmam.mihtemel bir kazaya davetiye olarak gorurum.birde yanaga yamayi en kotu 50 liraya yapacaklar,soktun taktin,balansi,yine tavsiye etmem ama o paraya normal bir lastigin ikinci elini alirsin.

tamirciye altta linkini vereceğim dalgayı lastiğe doldurup gidebilirsin. tabiki yakın bir yer olmasını tercih et.

urun.n11.com

gidince de kesin değiştirt.

incirli ömür plaza'nın arka tarafları. ulaşımı kolay denebilir, her şeyin durağına yakın otobüs metrobüs vs. gece çıkınca / geç gelince kötü gözle bakılmaz, bakan olursa da çağırırsın gelirim döveriz, ben de oralarda oturuyorum.

Çok teşekkür ediyorum, bulaşan olursa ilk sizi çağırıcam :)

incirli - bahçelievler metrobüs durağı tarafı güzeldir, soğanlı tarafına geçmemek şartıyla yayla ve basınsitesine de bakabilirsiniz ama kiralar uçuk epey, belki 1+1 ya da eski bina bulabilirsiniz.

rutubet yüksek giriş'te eğer bina rutubet yapıyorsa olur, yüksek giriş olduğundan değil bence.

oralarda 1000 tl kiraya ev bulunabiliyorsa iyi yerler tabii.

Yayla iyidir ama 1000 tl bulmakta zorlanabilirsin. Oralar çok değişken mekanlar. Binayı seçmeden önce iyice araştır apartmandakileri. Rahatsız etmeyecek insanları seç.

Ömürün çevresi ve Çalışlar caddesine bağlı sokaklara bakılabilir ama o bütçeyle zor ne yazık ki.

Elbette Ömür Arkası - Çalışlar civarı ancak Basın sitesi mevki / Migros kısımları da fiyat performans açısından faydalı olabilir. Gece gündüz konusunda kimsenin sıkıntı yaratacağı bir yer değildir, belki Soğanlı'nın alt kısımları hariç.

herkes belirtmis, o fiyatlara sanirim bahcelievlerin ici ve iyi olan yerleri zor.

ben yaylanin bahceli nizam evlerini cok severim. cocuklugum oralarda gecti. ömürün arkalarida oldukca güzel, 500. yil bulvari cok güzel hatta.

o degilde ne kadar bahcelievlerli varmis buralarda.

herkes incirli ömür plaza filan yazmış ama oralarda 1000 liraya ev bulmak imkansız. nispeten daha uygun ve ulaşımı güzel mahalle olarak siyavuşpaşayı tavsiye ederim. 2 sene yaşadım orda, bi sıkıntı olmamıştı.
rutubet olayı eve bağlı biraz. benim oturduğum ev 1. kattı ve öyle bi sıkıntısı yoktu misal.

O paraya ancak Siyavus Paşa veya soğanlı mahallelerinde bulabilirsin. Siyavus Paşa Mahallesi nde yayla Camii civarı belki bulabilirsin. Ama diğer türlü ömür, incirli, Bahçelievler bahçeli nizam imkansız.

Galiba geçinebilmek için gece taksiye çıkmam gerekecek. Teşekkür ediyorum herkese.

dikaktli biriyse fark eder. fotoda ışık acayip göz alıyor pek belli olmuyor ama pasta cilayla geçer gibi.

Çok basit bir şey bu hemen hallederler. Cüzi bir miktara eve götürmeden bile halledilir.

farkedilir
cok buyuk değil ama kucuk de değil
aracin markasina bagli olacak 100 tl ye kadar cikar.

vallaha arabaya kuş sıçsa farkediyorum.
baban da farkeder.

Sen çizik görmemişsin diyorum eğer çok dikkatli birisi değilse farketmez. Kalemler falan var bunları düzeltmek için...

Lastiklerin durumuna bakarsak çok ta araçla ilgilenmediğini düşünebiliriz. Farketmeyecektir muhtemelen.

çizikten öte göçük var gibi geliyor ama. ben mi yanlış gördüm?

Bu ne bilader görme testi mi yapıyorsun bize ? Mahvettin hepimizi. Ben göremiyorum belki baban da görmez. Hayırsız evlat.

çizik değil de ezik var gibi?

Beze az pasta sürüp elle silsen çıkar.

dostum daha öncesinden kalma değilse araçta göçük falan da var.

Eğer hızlanma anında sağa ya da sola atılıp, direksiyon manevrasıyla geri oturuyorsa düz çizgiye
(bkz: torque steering)

Yok araba komple yengeç gibi gidiyosa, sıkıntı büyük.

Motor güçlüyse kalkışlarda böyle yapması normal. Aynısı bende de oluyor hatta kadranda esp ışığı yanıp söner.

rot balans ?

önce başka şarj aletiyle deneyin. zarar gören telefonun girişi mi, şarj aletinin soketi mi emin olun. belki şarj aleti zarar görmüştür.

Başka kablo deneyin +1
Şarj kablosunun ucunda kablonun takılı kalmasını sağlayan tırnaklar olur muhtemelen onlar zarar görmüştür.

(bkz: microblading)
sizinki aldırarak böyle olmaz.
ya kaş farıyla doldurup, jelle şekil vereceksiniz ya da microblading.

ben hiç anlamam ama bence göz ve kaş yapın çok uyumlu öyle bir kaş hiç yakışmaz diyorum.

bence kaşların güzel. doğallığı bozmaya gerek yok

@interwiew ve muti, microbladingi ilk defa duydum bi araştırayım siz yaptırdınız mı?

@proletarier yakışmaz mı gerçekten bir de bundan korkuyorum tabi. Doğallık takıntım var çünkü garip durursa çok üzülürüm.

yaptırmadım ama bildiğim bir teknik.
pat diye yapmıyorlar zaten önce bi çiziliyor bakıyorsunuz yakışıyor mu
en yakışanı yapılıyor.

bence de kaşlar bu haliyle çok iyi, bozarsanız pişman olmayın.

kaşların çogzel. elleme pls.
bak bu kız kalıcı bi işlem yaptırmış, geri de çevrilemiyomuş, kaşların haline bak :/
www.youtube.com

Bence de gerek yok hiç.

Microblading ile o attığın fotoğraftaki kaşı senin kaşlara copy/paste yaparlar. aynı öyle yaptırabilirsin yani, yapay da durmuyor gerçek kaşın gibi oluyor. iyi araştırıp yaptır. bir de yaptırmak istediğinden emin ol, kötü durmuyor kaşların. yüz ifaden değişecektir kaşlarınla beraber.

yani ben detayını bilmem erkek olarak ama ilk bakışta şu anki hali çok daha iyi geldi bana.

Kaşlarımla ilgili hayatımda ilk defa iltifat duyuyorum çok şaşkınım. Nesi güzel çocuk kaşı gibi :(

resimde cok doğal bir güzellik var. bence hic bozmayin.

kaslarin gayet duzgun. sekli de, yogunlugu da iyi. o gonderdigin fotograftaki kaslar cok tuhaf ve yapay duruyor. neden moda oldugunu da anlayabilmis degilim. hic elleme bence.

keşke benim de kaşlarım seninki gibi olsa.

çok kaşım var, aşırı, öyle böyle değil. kalın ve gür kaşlıyım. 3 günde bir almam gerekiyor, şekil versin diye güvenip gittiğim kadın en son çarkına sıçtı şimdi kalın, gür ve şekilsizler. ben çok imrendim sana.

@111111 en yakın arkadaşım gibisin onun da çok kaşı var ben ona imreniyorum o bana :d

ben pek anlamam bu işlerden ama bence kaşlarınız gayet iyi. hiç girişmeyin bu işe derim. ayrıca kesin kötü olur yaptıkları. diyelim ki kötü de olmadı. bu kaş modası (eğer modaysa) bittiğinde geri dönüşü olmayan işlemler çok bunaltır bence.

Kaşların dogalligi güzel ama çok hafif şekil verilebilir bence. Fazla oval duruyor. boyle belirgin kaş istiyorum dediğin şeyi kaş kalemiyle ya da diger kalici yollarla falan yapabilirsin ama bu kez çok dogal durmaz. Hem dogallik takintim var hem de belirgin kaş istiyorum dersen pek olmayabilir yani.

Türk kadınlarının kaşları genelde ince olur zaten. O kalın kaş tamamen Ortadoğu etkisi. Genetik bir şey yani bu. Bunu son soruna cevap olarak yazdım. Ne yaparsan yap yapay duracak. İşin tekniğini bilmem. Erkeğim. Göz çevren gayet doğal. Uğraşma böyle şeylerle. :)

yukarıdaki arkadaşlarla aynı fikirdeyim, kaşlarınız çok güzel. hiç bir şey yapmanıza gerek yok.

Gönderdiğin örnek fotoğrafta kaş kalemi ile boyamışlar hocam, o kadar seyrek kaş böyle yoğun görünmez. eğer makyajla boyayla uğraşamam diyorsan; kolay olsun diye kalıcı işe de girme pişman olanı çok..
Aldırmamışsın derdin de öyle çok büyük değil, bırak dağınık kalsın.

Cevap veren herkese çok teşekkür ederim. Microblading bana göre değil onu gözüm yemedi. Moda olduğu için böyle kaşları beğeniyorum sanırım cevaplarla aydınlandım vazgeçtim bu sevdadan. Sanırım kuaför araştırıp biraz düzelttireceğim bu kadar değişiklik bana yeter :d

kaşlar süper. elletme veya elleme.

Bence kaşını hiç bozma, böyle iyi. Kaş insanı aşırı değiştiriyor ya.
Benim kaşlarımı bir kere bu kalın kaş modasına uyarak, ısrar edip boyadılar da, aynaya bakınca "bu kim la" tepkisi verdim resmen, hemen sildirdim. Güya bir de iyi bir yerdi, sertifikalı, ödüllü makyözler falan...

Böyle doğal iyidir..

kaşlara dokunma +9999

o örnekte imrenerek gösterdiğin kaşlar da seksen tane dolgunlaştırıcı vesaireleştirici kullanıp çevresine belirginleşsin diye pudrası fondöteni allığı pulluğu sürülüp yapılıyor.

doğalı bozma lütfen.

erkegim, kaslariniz cogzel <3

Ben de kaslarini begendim.

Cok istersen kas rengine uygun kas fari al. Ve dene doldurmayi, 1 dk bile surmuyor yani surmesi. Ugrasilmayacak sey degil.
Ama bu halini begendim ben. 25 yasina kadar aldirmadiysan dokunma zaten derim.

kaşlarını havaya mı kaldırdın fotoyu çekerken yoksa doğal duruşu böyle mi? övülecek bi yeri yok kaşlarının arkadaşlar abartmış biraz. değişiklik yapmak için hem kısa hem oval ondan demişlerdir. makyajını da beğenmedim. sevgiler.

kaşlarınıza olur olmaz işlemler yaptırmayın. gayet de güzel orijinal hali.

@hasmet kaşlarım yukarda kaldırmadım normali bu. Evet şekil vermeye imkan vermediği için yapcak çok bi şey yok zaten. Makyajımı ben bu şekilde seviyorum teşekkür ederim ama yorum için :)

bence yakışıp yakışmadığını test etmek için, mikroblading'e hiç girmeden, bir yerde denemelisin. ama nasıl yaparsın onu düşünüyorum. kalem, kaş farı vs iyi kullanan birinin yapması gerekli. microblading dedikleri şey kıl tekniği - yani gerçekmiş gibi kaşı doldurma.

bence kendi kaşların çok güzel. ancak diğeri kötü durur da diyemiyorum. bunu kendin deneyip görmelisin :) iyi bir kuaförde deneyebilirsin, ya da microblading yapan yerlerde deneme imkanı var mıdır bilmiyorum ama aslında en iyi onlar yapar diye düşünüyorum.

erkek kişi gözüyle, kaşlar çok güzel, yaptırma +1

çok güzel falan demişler özellikle açıp bi daha baktım norma kaşların var ekstra güzel değil. kalınlığını bozmadan, sadece toparlayarak azcık da kalem kaşı ile boyayarak güzel bir kaş sahibi olabilirsin.

kadın gozuyle; kaşlarınız çok güzel ve yeterli dolgunlukta. özellikle gece makyajlarında daha belirgin olsun isterseniz kas kalemi veya kas farı ile boyayın.
hic dokundurmayin ben de. kuaföre şekil vermek için kesiyorlar, sonra cali gibi uzuyor. pişman olursunuz, yapmayın.

Kaşın da gözün de gayet güzel. Hiç dokunma..

Bahsettiğin kaşlar çok feci, cetvelle çizilmiş gibi duruyor. Herkesin kaşı aynı şu son zamanlarda. İnsanların kendilerine has ifadeleri kalmadı.

Arkadaşlar kaşların çok güzel falan demiş ama bana normal kaş gibi geldi. Hatta biraz rötuşa ihtiyacı var kaşlarının. Şu anki haliyle kaşlarını (bilhassa kaşlarının burnuna yakın kısmı) bayağı havada duruyor. Sanki bir şeye şaşırmışsın da kaşlarını yukarı kaldırmışsın gibi. Ha dersen ki "bu benim doğal ifadem ^^" o zaman elleme, ancak ben olsam üst kısımlara biraz şekil veririm.

Şöyle yapabilirsin, koyu renk bir göz kalemiyle istediğin şekli kaşlarına çiz, geri kalanları al.

Kaşların süper/ çok güzel/ elleme/ dokunma vb. +1

Doğallık takıntım var demişsiniz, istediğiniz tarzdaki kaşlar çok yapay görünüyor. Çok güçlü ve yoğun kaşları olan nadir insanlara yakıştırıyorum sadece. Bence risk almayın, böyle gerçekten yakışıyor size.

maşallah bir tane kızı kaşı gözü gördü diye 38 kişi cevap yazmış. ne desem bilemedim.

cevap: kuaförler yapar istediğin şeyi.

kaşınızın bu doğal hali güzel. kaş çevresindeki çok göze batan kılları cımbızla temizleyip kullanabilirsiniz. benim kaşlarım da sizinkine benzer ve ben ömrümde sanırım iki kez kuaförde aldırdım, denemiş oldum ama devamını getirmedim. gerek yok. sizinki de çok doğal ve güzel görünüyor, bence bunu bozmayın.

Yazı tipiyle alakalı olabilir ben öyle çözmüştüm.

O şekilde açıkta kalır benim bildiğim. Ucunu büküp bırakabilirsin.

Dibinden kesip her ihtimale karşı elektrik bandıyla izole edebilirsin.

düzgünce izole edip bıraksam ortada bir sorun yok yani...

sorun var tabi olmaz olur mu, topraksız olur bağlantı. kaçak durumunda sıkıntı, korumasız olur. ama zaten topraksız bir hat ise, dedikleri gibi izole edip bırakmakta sakınca yok. ama toprak olduğundan emin olun, nötrü boşta bırakıp nötre toprak bağlamayın.

Eğer sadece topraksız fişe sahip cihazları kullanacaksanız sorun olmaz.

Örneğin telefon şarj cihazı veya aşağıdaki şekilde fişlere sahip olan cihazlar:
www.sarackablo.com.tr

güncel bir bilgi olmayabilir ama; ticari olanın her yıl şeye girmesi gerekiyordu hani bu tüvtürk yapıyor ya, hah muayeneye. ötekinin 2 yılda birdi.

hız sınırları da farklı.

ticariyi ticari olarak satabilirsin. 1. köprüden ve bazı başka yollardan geçemezsin.

trafik sigortası fiyatları da farklı diye biliyorum

gerekli izinlerin olmadan yük ve eşya taşıyamıyorsun. kendi eşyan olsa bile ceza kesiyorlar. yük ve eşya taşımacılığıyla alakalı yönetmeliği okumanda fayda var.

Ticariyi ötv ödemeden ya da az ödeyerek ticari olmayana göre ucuza alırsın.
Hız sınırı ticaride daha düşüktür.
Ticari 1. Köprüyü kullanamaz.
Ticari her yıl muayeneye girer.
Ticari kullanan kişinin alkol sınırı 1 dir.
Sürücü belgesi haricinde ayrıca evrak isterler.

şimdi soru yanlış, cevaplar da yanlış. ben şöyle açıklayayım. yine de yanılıyor olabilirim.

ruhsata bakın. orada bir "araç tipi" diye bir bölüm vardır, bir de "kullanım amacı" diye bir bölüm vardır.

araç tipi kısmında ne yazdığının bir önemi yok. yani orada açık kasa kamyonet yazabilir, kapalı kasa kamyonet yazabilir. orada "kamyonet" yazıyor olması, sizin aracınızın ticari olduğu anlamına gelmiyor.

aracınızın ticari sayılabilmesi için "kullanım amacı" kısmında "ticari" yazması gerekiyor. eğer "hususi" yazıyorsa karoser tipi ne olursa olsun, yan iaraç tipinde isterse "kamyonet" yazsın, normal binek araç statüsüne tabi olursunuz. muayenesi de binek gibi olur, kızılay trafiğine de girersiniz, istediğiniz köprüden de geçersiniz, herhangi bir belge de sorulmaz. ama "ticari" yazıyorsa her körüden geçemez, kızılay trafiğine giremezsiniz.

çift kabinli açık kasa volkswagen amarok ile hususi olarak istediğiniz yeri gezerken, arka koltukları ve penceresi olmayan ufacık opel corsa ile kızılay'dan geçemezsiniz mesela.

soru şu yüzden yanlış, ruhsatında kamyonet yazmakla birlikte o araç hususi amaçla kullanılıyorsa ticari olmayabilir. emin olmamakla birlikte istiyorsanız olabilir de. yani aracın ticari olup olmamasının belirteci kamyonet yazıp yazmaması değil, kullanım amacında hususi yazıp yazmamasıdır.

Vergisi farkli. Muayenesi 2 yilda bir degil de yilda bir yapiliyor ayrica.

Fark olmasa da bilgilendirme amaçlı 4x4 ise ruhsatta ticari olarak geçse dahi mtv'si hususi gibi yüksekten yatar.

@kibritsuyu : sizin mantığınıza göre hususi olarak kullanılan araçlar ticari olarak değerlendirilemez. o zaman neden web sayfalarında araçlar iki kategori olarak satılmakta. hususi ve ticari araç diye iki kategori var hepsinde.

mesela Caddy 2.0 TDI 102 PS Exclusive DSG bu araca bakalım. normal koşullarda 2.0 motorda vergi uçuk olur. bu aracın 150 binden aşağı olmaması gerek. (fiyatı 102.940 içindeki ötv ise sadece 11.000 tl) ancak ticari araç olduğu için ötv'si az bir miktarda oluyor.

benim bildiğim bir araç ticari araçsa hususi kullanım diye bir şey yok. yani hız sınırı daha az olur, her yıl muayene gerekir.

şöyle bir şey buldum:

"hususi yazması sizi kamyonet sınıfının hız limitinden, istanbul'da iseniz birinci köprü yasağından kurtarmaz. sadece k2 belgesi zorunluluğundan kurtarır. ama işinizle ilgili yük taşırken yakalanırsanız cezayı yerdiniz."

mini.donanimhaber.com

@burya:

şu hususi: ticariarac.vw.com.tr
şu ticari: ticariarac.vw.com.tr

ticariyi hususi olarak kullanma şansınız yok. hususiyi ticari olarak kullanmak isteyip ruhsata öyle yazdırabiliyor musunuz bilmiyorum.

benim mantığım değil, gümrük tarife istatistik pozisyon numaralarının yazılı olduğu bir tarife cetveli var. aracın hususi olup olmadığı, ötv oranının ne olduğu falan hep bu cetvele göre belirleniyor, kafadan değil.

işte o cetvel: www.gib.gov.tr

araç 87.03 pozisyonundaysa hususi. 87.04 ise ticari.

şu da okumak isterseniz: www.muhasebenet.net

@kibritsuyu : eyvallah ancak verdiğiniz iki linkte sizin de gördüğünüz gibi ticari araç kategorisi değil mi? bahsettiğiniz caddy hususi araç olsaydı herhalde ticari bölümünde olmazdı.

konumuz bu araçların max. hız limitleri ve her sene tüv'e girme zorunluğu olup olmadığı sonuçta. bu araçları kullananlar bence en doğru bilgiyi verecektir.

Çok yalnızım, yalnızlığım zorunlu tercih yüzünden. Bunu aşmak için hiçbir şey yapmıyorum.

Çok alıştım bu hale. Tek başıma karar almayı seviyorum. Şehir değiştirmek iş değiştirmek gezmek tozmak rahat geliyor. Aşmak için de bişi yapmıyorum. Pek yapasım da gelmiyo açıkçası. Bozuk muyum neyim acaba.

yalnizim. bunu degistirmek icin hicbir sey yapmiyorum.

yalnizliktan vazgecmeye deger biri karsima cikmiyor. ben de zaten aramiyorum :)

Çok yalnızım... hem de çok. Bunu aşmak için elimden gelenin fazlasını yapıyorum ama nafile. Sürekli duvarlara tosluyorum. İlkin bütün umutlarım ölüyor sonra yavaş yavaş acısı geçince başka umutlara sarılıyorum. Çünkü vazgeçemiyorum. Çünkü atamıyorum içimden. Ne hallere düştüm ya.

Dünyadaki insan sayısı-1 kadar. Çünkü öyle. Bir şey yapmıyorum, canım istemiyor, belki isteyeceği zamanlar da gelir.

çok yalnızım.

ailemden uzakta, tek başımayım istanbul'da. ikinci dereceden akrabalar ve bir dönem çok yakın olduklarımla birlikte, sonradan hayatıma giren arkadaşlar(!) var. ama aslında kimse yok...

akşama kadar ne geyikler çeviriyoruz iş yerinde. gel gör ki kan ağlar yürekler.

ne yapıyorum?

sözlükte, duyuruda takılıyorum.

ev-iş arkadaşlarıyla olabildiğince muhabbet/geyik...

hemen her gün ailemle görüşüyorum.

sözlüğün ve duyurunun birer zirvelerine katıldım.

"hayır" cenahından iki oluşuma takıldım birer kez. sarmadı çok.

sınıf farkı eski arkadaş dostlarla, çok sıkı da olsanız bir zamanlar, eski muhabbeti bitiriyor. bir de evlilik... aile kurmuşlar. çoluk çocuk.

biten bir sevgililik... sevgilimsi ilişkiler... saçmasapan, anlamsız, monoton bir hayat...

Çok yalnızım triplerine girmek istemiyorum ama birileriyle bir şeyler paylaşmak, güzel şeyler hissetmek ve hayatın güzelliklerini bu insanla beraber keşfetmek istiyorum. Bunları yaşayabilecekken yalnız geçen zamanıma üzülüyorum. Insan bazen birlikteliğe bazen yalnızlığa hasret oluyor. Bir süredir birlikteliğe hasretim. Ne yapıyorsun kısmına gelirsek özel bir çabam yok.

Sapyoseksüel olduğum içim yalnızım

İstediğim kadar yalnız kalamıyorum.

bugün, son 3 yıl içerisinde aynı kadın tarafından 3. kez terk edildim. on numara yalnızım bugün.

Çok. Okul bitti, sevgili terk etti. Çevre zaten pek yoktu şimdi hiç kalmadı. İş hayatından da bir halt olmuyor. Kurs murs baktım onların da saati uymuyor. Her şey daha güzel olacak derken daha kötü oldu. Asıl şimdi tam zamanıydı paylaşmanın ama radikal değişikliklere gidiceğim bir kaç ay sonra.

yakıt sorun değil ise. yılda max 10-15k km yapıyorsan olabilir.

Km gerçek değil, hasar kaydı belirtmemiş, experize sokun ama bit yeniği var.

km.sıkıntılı bence..

Motor yapilmis olabilir mi?

Km doğru olabilir ama döşemelere falan bakılarak anlaşılır. Bizde 9 yaşında 30bin km'de aracımızı satmıştık.

İlk yazdığın gibi. İkincisi gibi olması için 6/(2(2+1)) şeklinde olması gerekirdi.

9
çoklu işlemlerde soldan sağa doğru öncelik vardır.
İlk öncelik de parantez içinindir.

Benim hesap makinem (Casio, fx-82ES) 9 dedi. Bence de 9 olması gerek. Soldan sağa doğru gidiyorsun.

9. @reactionic+1

9

9

hangi site oldugunu belirtirseniz belki daha iyi yardimci olunabilir.
bir de nasil bir dokumandan bahsediyorsunuz ancak tez ya da makalede eksiduyuru gibi bir siteyi kaynak belirtemezsiniz. uluslararasi organizasyonlarin internette yayimlanan raporlari, gazetede yer alan kose yazilari vs. gibi belirtilebilir ancak eksi duyuru, eksi sozluk gibi bir siteyi zaten kaynak olarak alamamaniz lazim. bunun disinda internet sitesi ve erisim tarihi yazilir.

Bi örneği var elimde yardımcı olur belki:
i.hizliresim.com

Yazar Adı, Yayınlanma tarihi(varsa), Başlık, Alıntıladığın tarih, web adresi.

Böyleydi diye hatırlıyorum.

Tabiki ehliyet kursuna giderek? Ogrenirsiniz kolayca bol pratik lazim sadece

bir aile dostumuz hanımefendi 50 yaşından sonra öğrendi. sen de yaparsın. özel ders alırsan daha sağlam olur.

Özel ders al bence. Ehliyet kursları genelde sallamıyor. Sallayanını bulursan ona yazıl.

Ehliyet kursu ve sabırlı bir arkadaşla ehliyet kurslarının kullandığı rotalarda pratik yaparak.

Ehiliyet kursları ilgilense bile yeterli olmuyor. Özel ders tavsiye ederim. Bol pratik gerek.

Sakin ve kafası basan bir hoca bul, onunla çalış başlarda. 10-20 saat arası ders al bence. 20 saatte araba kullanmayı öğrenemeyeceksin yine tabi ki, o yüzden şu söylediğim 2 niteliğe uygun arkadaşların da olmalı. Parayla aldığın derslerden sonra bu arkadaşlarınla çık. Olabildiğince farklı durumlara gir, hocandan da arkadaşlarından da bunu iste.

Bir haftaligina kaskosu falan tam olarak bir arac kirala, bir de sabirli arkadas bul, en iyi cozum bu

ayarlardan-internet paylaşımı&ağlar-mobil şebekeler-ağ modu-gsm/wcdma yaparsanız 3g'ye dönmesi gerekir

Ayarlar>Veri Kullanımı burda mobil veriyi seçip bakın en çok hangi uygulamalar harcamış. Ona göre bir çözüm buluruz.

4,5g ile alakası pek yok? ha videoları açıp açıp kapatıyorsanız tam izlemeden odur sebep.

telefon güncellemelerini wi fi değilde mobilden yapmış olabilir. güncellemeleri wi fi bağlıyken yap seçeneğini tıkla. bilgisayara bağladıysan o da sıkıntı..

@gotic alakası yok.

4,5 g'de wifi ile mobil veriyi ortak kullanma ayarı var hız için. öyle bir şey açık kalmış olabilir. o zaman evdeyken bile mobilden yemiştir afiyetle.

fotoğrafı word'e attıktan sonra sağ tık > wrap text > behind text diyeceksiniz

Design-Watermark-Picture dener misin?

öneri için teşekkürler fakat watermark olduğu zaman renkler flulaşıyor ve basımda sorun yaşıyoruz.

yine fotoğrafı wrap text, behind text dediğimiz zaman metin revizyonu yaparken fare ile en küçük tıklamalarda resim yerinden oynuyor. resimi sabitleştiremiyoruz? burada resmi sabitleştirebilsek sorun çözülecek behind text ile.

sayfa rengi>dolgu efekti>resim

Böyle yapınca renkler soluklaşmıyor filigran gibi.

çok yaklaştım, fakat bu kez de resimin boyutunda kayma oluyor. dolgu efektini birebir aynı boyda nasıl yapabilirim sayfaya bire bir oturması gerekli.