İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni mi arayıp öğrendiniz bunu? Yıllar önce haberi çıkmıştı. www.izmir.bel.tr

@teknikekip Evet, Belediyeyi aradım sordum ama bu bilgiyi verdiler.

Sonrasında da TayPark yetkilisi ile görüştüm. O da kayıt olması gerekiyor bize dedi ancak gömme konusunda herhangi bir bilgisi olmadığını iletti.

veteriner müdürlüğüyle görüşün bence. çünkü bildiğim kadarıyla ilaçlanıp gömülmesi gerekiyor. sonradan başka hayvanlar kazıp çıkarmasın diye. sebebi yanlış da biliyor olabilirim.

Kediniz için üzüldüm, sabırlar dilerim.
Yerinizde olsam mezarlığa gömmezdim. birisi görüp şikayet ederse cenin gömdüğünüz sanılarak başınıza iş açılabilir. mezarı da açarlar. bence bir tanıdığınızın bahçesine gömüp uygun bir mezar yapabilirsiniz.

veterinerlere sorun onlar illa biliyodur nereye gomulur. apartman bahcesi fln bulacaksiniz ya da ama derin olmasi lazim dendigi gibi kazip cikarmasinlar die

üzücü gelebilir fakat şu var, veterinerlere akşamları özel çöp arabaları geliyor gibi bir eşy. üzüntümden konuyu algılayamamıstım ögrendigim gün. yani veterinerde bırakırsanız onlar uygun bi sekilde ortadan kaldırıyorlar.

-Poşet, eldiven ters çevirip çöpe.
-İnternette bir dünya meteryal var hele ki youtube gibi bir kaynak varken hepsi zamanla oluyor.

-Golden ev için çok ideal daha ideali labrador olabilir. Küçük köpekler başka canlılar ile pek idare edemiyor o yüzden pug, pomerian gibi cinslerden bana göre uzak durun.
-Golden ve türevleri çiftleşme dönemlerinde biraz gürültücü olabiliyorlar.
-Golden zibil. Barınaklarda dahi binlerce var.
-Golden tarif etmeye devam ediyorsunuz.

Evet sizin aradığınız cins labrador golden türevi bir şey. Labradorlara hatta çocuk bakıcısı bile derler.

muhtemelen alıp/sahiplenip, bir süre sonra sokağa atacağınız için hiç bulaşmayın. bakımının ne kadar zor olduğuna inanamazsınız.

instagram.com/sohaykotr
instagram.com/partilere.acil.yuva

Dünya kadar cins hayvan var, kendi köpeğimi burdan sahiplendim. Sözleşmeli mikroçipli üstelik ücret almadan neredeyseniz şehir dışına bile getiriyor sohayko evinize kadar. Başka bi yer öneremiyorum
kakayı da poşeti ters çevirerek alıyorum, eve gelince patilerini ıslak bezle siliyorum

instagram.com/patilere.acil.yuva

olacak link*

dışkı toplamak için 100lü satılan muayene eldivenlerinden alıyorum ben bir de. bazen poşetle tek seferde alınamayabiliyor.

kedilere uyumlu ırk diye kendinizi sınırlamayın. hiç ummadık ırklar kedilerle anlaşabilir. tamamen karakter meselesi. bu yüzden madem böyle bi kriteriniz var, sahiplendirme ilanlarında bazı köpekler için kedilerle anlaşıp anlaşamaması bilgisi de oluyor. o tür ilanları takip edin. facebook.com/haysev adresinde de bol ilan mevcut.

terk edilen köpekler tekrar aynı şeyleri yaşamamak için daha uyumlu oluyorlar. bekçilik özelliği olmayan bi köpek sahiplenirseniz havlama ihtimali daha düşüktür.

yavru diye de kendinizi sınırlamayın, büyük hayvanlara da şans verin. hem cins hem yavru bulmanız zaten zor. çünkü genelde herkes cinsleri yavruyken alıp yetişkinken terk ediyor. iki köpeğimi de yetişkinken sahiplendim, uyum konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadım.

siz ona bir yürüseniz o size koşar, sevecen olmayan köpek mi olur yaaav.

sanal uyku +1

bu soruları buraya sorduğuna göre çevrende köpek besleyen kimse yok, bir iki gün onlarla takıl bi bak napıyolar sonra karar verirsin.

arkadaşlar iyi niyeti takdir ediyorum da zor deyip kestirip attıktan sonra neyin zor olduğunu açıklarsanız daha yardımcı olur.
sonuçta hayvanı yarın alıp eve getirmeyeceğim, araştırıyorum.
yavru veya büyük olmasının sanırım bazı avantaj ve dezavantajları var, cinsler için de öyle gibi. ben biraz daha bakınayım.
herkese teşekkürler.

şu sebeplerden zor. ortalama 15 sene yaşıyorlar ve ne olursa olsun bırakmamanız gerekiyor. apartmandakiler havlamasa bile sırf pisliğine takabilir. ev sahibi takabilir. defalarca ev değiştirdim. hatta ilk duyurumu da bırakayım karşılaşabileceğiniz manyaklığın boyutu açısından :) www.eksiduyuru.com en son müstakile geçtim rahat ettim. mesela köpeğiniz sizi koruma amaçlı evde havlasa, komşulara ya da ev sahibine haklarınızı savunabilecek misiniz? 24 saat havlamadıkça hukuken bir şey yapamazlar evet, ama sizle uğraşmalarına sabredebilecek misiniz?

yolda yürürken insanlara yol vermenize, dışkıları toplamanıza rağmen sürekli taciz edilebilirsiniz. belli bi süreden sonra çok yorucu oluyor.

günde en az iki kere tuvalete çıkarmanız, en az bir saat egzersiz yaptırmanız lazım. sabah sıcak yataktan normalden iki saat daha erken kalkıp bunları yapmak sonra işe/okula hazırlanmak da yorucu oluyor. tatillerde büyük şehirdeyseniz güvenebileceğiniz bir köpek pansiyonuna bırakmanız gerek, küçük şehirdeyseniz ya onu da alacaksınız ya kaybetmeyeceğinden emin olduğunuz birine bırakacaksınız.

bunun dışında hepsinin karakteri, huyu farklı. kimisi gündüz evde yalnız kaldı diye eve işiyor, kimisi oyuncak yerine mobilya parçalıyor. kimisi kokuyor, kimisi çok tüy döküyor. ilerde evlenme ya da biriyle yaşama durumunda partneriniz köpek istemiyorum dediğinde hangisini gözden çıkaracaksınız?

aklıma gelen zorluklar böyle. aklınıza takılan başka şeyler olursa sorun lütfen.

sizin veya bir yakınınızın küçük çocuğu var mı? işte o çocuğun büyümediğini ve 15 yıl boyunca istisnasız her gün bakmanız ve ilgilenmeniz gerektiğini düşünün. bunun üzerine bir de toplumda çocukların fazla sevilmediğini hayal edin.

15 yıl boyunca hasta da olsanız, ayağa kalkacak haliniz olmasa bile o köpeği günde en az 2 defa bazen 3-4 defa dışarı çıkarmak zorundasınız. bunun kışı var, yazı var.

işten çıktıktan sonra her gün ilk yapmanız gereken şey evinize gitmek olacak. bir gün bile "bugün de gideyim bir soğuk bira içeyim sonra eve geçerim" diyemeyeceksiniz. işten geç çıkma şansınız olmayacak, eğer olursa köpeğiniz mutsuz olacak veya evi batırmış olacak.

sık sık değişik değişik hastalıklar geçirecek ve veterinere taşımak zorunda kalacaksınız. gece veya gündüz, soğukta ya da sıcakta, hastalıkta sağlıkta. hastayken evde bakımı daha zor olacak, belki de ortalığı pisletecek, kusacak. gece 3'te sızlanarak yanınıza gelip dışarı çıkarmanızı isteyecek.

tatile gitmek isteyeceksiniz fakat bırakacak yeriniz olmayacak. olan yerlere güvenemeyeceksiniz çünkü hiç iyi bakmayacaklar. bırakın 1 hafta tatili, günübirlik gitmek bile problem olacak veya gidemeyeceksiniz.

apartmanda çoğu kişi rahatsız olmasa bile köpeğinizi görmemek için size veya ona iftira atacaklar. parkta 40 yaşında adamlar ortalığı savaş alanına çevirirken; siz kendi köpeğinizin yanında sokak köpeklerinin pisliklerini dahi temizliyor olsanız insanlar size laf atacaklar, bu sırada 40 yaşında insanlar ortalığı batırmaya devam edecekler. size ve köpeğinize bu süreçte hep mikrop yuvası gözüyle bakacaklar. kimse yurt dışında bebeklerin köpeklerle aynı beşikte uyuduğunu umursamayacak.

o kaka her zaman yerden mis gibi tek hamlede alınabilir halde çıkmayacak. köpeğinizin arkasından sallanıyor olacak. onu da güzelce almanız gerekecek.

her sabah evden çıkmadan en az 30-45 dakika önce kalkıp onu dışarı çıkarmanız gerekecek. halbuki siz dün gece çok içmiştiniz ve işe bile zar zor kalkıp gidecek durumdasınız. üstelik dışarıda hava -15 derece.

daha iki ay önce özene bezene aldığınız ev eşyalarınız bir gün eve geldiğinde yenilmiş olacak. üzerinde sayılamayacak kadar çok çizikler olacak. belki de sadece mobilyaları değil evin döşemelerini de afiyetle yiyecek.

havlaması veya ses çıkarması kanunen sorun teşkil etmese de komşularla sık sık tartışacaksınız. örnekleri yukarıda verilmiş zaten.

hayatınızda illa ki ama illa ki bir gün evlilik/birlikte yaşam konusu gündeme gelecek ve kız/erkek arkadaşınız köpek sevmiyor ya da en azından aynı evde bulunmak istemiyor olacak. bu durumda ya hayatınızın aşkından ya da yıllardır baktığınız köpekten vazgeçmek zorunda kalacaksınız.

köpeğiniz bir gün yaşlanıp kendini bile doğru düzgün taşıyamıyor olacak. bu durumda her gün birkaç defa kucağınızda merdivenden indirip dışarı çıkarmanız ve tekrar eve çıkarmanız gerekecek.

eviniz hiçbir zaman pırıl pırıl olmayacak, her zaman etrafta tüyler uçuşacak.

maddi konulara hiç girmedim ama aşı, mama, ameliyat, ilaç...vb. işleri de oldukça pahalı. gelirinize göre değerlendirilmesi gerekebilir.

kız arkadaşımın evinde 9 kedi ve 2 köpek var. bunların hepsi yaşadığı veya benim çevreden gözlemlediğim şeyler. emin olun 9 kediye bakmak 2 köpeğe bakmaktan daha kolay, bu nedenle zaten hayvan beslediğiniz güvenine kapılmayın.

umarım yardımcı olabilmişimdir, bir sorunuz olursa tekrar sorabilirsiniz.

Yani bence gidilmez çünkü sonuçta önünde sıra alacağın kişilerin gerçekten acil problemleri bulunabilir:( onun yerine evinde bir antihistaminik(aureus, zyxal gibi) varsa kullanabilirsin. Eğer problemlerin bayramdan sonra da devam ederse bir cildiye doktoruna görünmenizi tavsiye ederim:) egzama kaşıntısı öldürmez ama kalp krizi ne yazık ki öldürebilir :\

haklisin, tesekkurler cevap icin. antipsikotik ve antidepresan kullanimini biraktiktan sonra gelisti diye tahmin ediyorum. antihistaminik bir ilac bulamadim ne yazik ki. elimde travazol ve son kullanma tarihi 4 ay gecmis dermovate krem var. bunlardan biri ise yarayabilir mi sence?
-travazolu sabah kullanmistim fakat bir etkisi olmadi kasintinin artmasindan baska.

travazol mantar ilaci oldugundan egzamayi daha da azdirir. egzamayi mantar olarak teshis ettiklerinden bi sure mantar ilaci kullandim aman diyeyim.

sag ol cevap icin. aglamamak icin zor tutuyorum kendimi su an. bir umut bi' dunya kullandim o kremi. hatta dayanamayip bir daha surmustum cevap gelmeden. kendime hep zarar veriyorum boyle :/

ya ben bi sene boyunca kullandim. travazolden travagone kadar bi dolu. bi de hala kasiniyor diye sinur oluyordum :) yarin eczaneye gitme imkaniniz varsa gunu kurtarma ve deneme amacli elocort alabilirsiniz bana iyi geldi. bir de doktor kasinti olursa zyrtec kullan demisti. mantar ilacini keser kesmez kasinti gecmisti zaten. yine de doktora gitmeden once ilac denemek isterseniz diye yaziyorum. cok gecmis olsun.

alerjik bir şeyse antihistaminik iğne yapabilirler belki acilde. yıllar önce kolumu denizde bi şey ısırmıştı(ne olduğunu bilmiyorum) yaklaşık bir hafta kabuk falan bağladı, bir haftanın sonunda öyle fazla kaşındı ki o yer kaşımaktan kolum kabardı falan, en son üniversite hastanesi aciline gittik, iğne yaptılar 5 dakikada, eve gidene kadar kaşıntı geçti. siz de bi şansınızı deneyebilirsiniz. zaten acillerde doktorlar o anki diğer hastalara ve sizin durumunuza göre bir bildirimde bulunurlar. bence gidebilirsiniz yani

@pide, tesekkur ederim. umarim faydasi dokunacaktir. yarin edinmeye calisacagim ilk firsatta.

@nundu, boyle devam ederse son care olarak gidecegim. hastane ortamindan cok etkileniyorum. bir hafta atlatamadigim, yillar sonra bile aklima geldikce kotu oldugum seylere sahit oluyorum her gittigimde. acil anilarim cok daha travmatik oluyor. tavsiye ve yonlendirmen icin de tesekkur ederim. bayilmayi bekliyorum su an uyuyabilmek icin. daha kotu olursa mutlaka gidecegim.

bende egzema da var, bocek sokmasi da gecirdim. doktorlarin verdigi advantan kremdi:

www.m-medix.com

bir de goz cevresi gibi( icerisi degil) bolgeler icin cortimycine adli krem.

ikisinde de kortizon oldugu icin bir hafta- on gun kullanip birakmak gerekiyor. eger egzema cikarsa yediklerine dikkat edersin, acili yemeklerden uzak durursun. bebek sampuani ve sabunu kullanacaksin. gecmis olsun.

dermovate zaten egzama ilacıdır 2 gün kullanın söndürür.

yenibosnadan silivri otobusleriyle silivri otogarina kadar gidersiniz. ordan da kinalidan gecen minibuslere bineceksiniz. bunun disinda istanbul seyahatin tekirdag otobusu kinali sapagindan geciyor mesela. ama daha bugun sordum hic yer yok dedi o taraftaki otobuslerde.

Teşekkürler. İstanbul seyehatin tekirdağ otobüsleri nereden kalkıyor ? O da Yenibosna'dan mı ? Ben erken saatte gideceğim belki bulurum, şansımı denerim.

yok onlar esenler otogarindan kalkiyor. yine de telefonla teyit alin bence. cilgin kalabalik vardi bugun. yarin hele bayramin son gunu.

İnternet sitelerinden baktım şimdi, otobüsler boş yarın için yer var. Ama güzergah paylaşmamışlar tam emin olamadım geçer mi gideceğim yerden. Tamam teşekkürler.

su sekilde de yapabilirsiniz. istanbul seyahatle silivri'ye gelirsiniz. tem'den olacagi icin trafik e5e gore daha az olabilir (emin degilim). silivri otogardan da yine kinali minibusune binersiniz. ikisi de ayni yolu kullanacak nasilsa.

merhaba. 29 yaşındayım, kadınım.

1. çocukluğumdan beri isterdim, ailem daha sonra ikna oldu. ben 18 yaşındayken bir kedi aldık, evden taşındığımda dört tane vardı. şu an kendi oturduğum evde de iki tane var.

2. dışarıdan geldiğimizde kapıda karşılamaları, oturmuş kendi işimize bakarken gelip geçip komiklik yapmaları, her türlü hareketleriyle mutluluk kaynağı olmaları pozitif yönleri. tek negatif yönü ölecek olmaları.

3. pişman değilim, keşke imkanım olsa da daha fazlasını sahiplenebilsem. onun yaşam süresinin kısıtlı olduğunu bilme hissini o öldükten sonra bakıma muhtaç başka canlarla ilgileneceğimi düşünerek bastırmaya çalışıyorum.

HALLO! 32 E

1.Sokakta buldu hatun, ben de "al eve kalmasın o dışarıda" demiştim(değişik bir tekir kendisi, tüylü, sen biliyorsun zaten onu, gördün :) 3 yıldır bizimle birlikte şimdi.

2.Pozitif yönü varlığı, evin enerjisi o resmen, olmadığı vakitler bir şeyler eksik hep, negatif yönü de işte kumudur kakasıdır ^.^

3.Pişman değiliz çift olarak, o da bizim gibi evin bir ferdi, yaşam süresinin kısıtlı olması gözlerimi dolduruyor.

1. Ben karar vermedim. Çocukluğumdan beri hayvanlarım vardı. Her şey civcivlerle başladı. Akvaryum balıklarım oldu. Tavşan, serçe gibi geçici arkadaşlarla devam etti. Kuzu görünce kuzuya sarılıp eve götürelim diye ağlamıştım ama onu almadılar. Yemek için yılan balığı almışlardı ama ben onu da evcil hayvan yaptım. Sonra öldü tabi şartlar uygun değildi. Singapur kaplumbağalarından besledim uzun süre. Bizimle tatile bile gelirlerdi. Taşınırken babam iş yerine bırakmış. Çok üzülmüştüm. Hala özlüyorum. Şu an kedim var. 3 yaşında. Ellerinizden öper.

2. Ruh sağlığıma olumlu etkileri olduğunu düşünüyorum. Olmasa hayat çok sıkıcı olurdu. Arada kovalamaca oynuyoruz, iyi oluyor. Neşe kaynağı resmen. Yaramazlığı biraz dert. Sürekli bir şeyler kırıyor. Kablo kemiriyor. Tüy döküyor. Tuvalet işi kötü. Bazen saksılara da çiş yapıyor. Yine de değer, asla bırakmam.

3. Pişman değilim. İnşallah 20'lerini görür. Ölürse çok ağlarım. Imgur'sa görüyorum bazen, gözlerim doluyor.

1. universitede ev arkadasim eve kopek alalim, tatillerde ben eve gotururum dedi. 24 yasindaydim. eski sahibinin ilaniyla hala baktigim pideyi sahiplendim. sonra arkadasim vay benim astimim var diyince kopecik tamamen benim olmus oldu.

2. su an iki kopegim var, varliklari basli basina pozitif etki benim icin. inanilmaz baglandim. illa bi negatif yon bulacaksam kucuk serefsizin iseme huyunu soyleyebilirim. evde yalniz biraktiysak tepki olarak orta yere isiyor.

3. tabi ki pisman olmadim hicbir zaman. bir gun onlari kaybedecek olmak beni simdiden cok korkutuyor. hayvan sahibi olmanin en pis tarafi bu.

Merhaba, 30 K

1. Cocuklugumdan beri istiyordum, 28 yasimda sahiplendim. Olmek uzereydi, tedavi ettirip bir daha da sokaga birakmadim. Birakirsam olecekti cunku o yuzden sahiplenmeye karar verdim. Hatta surec cok zordu, burda duyuru bile actim. Bu arada tekir kediydi :)

2. Beni ve ailemi mutlu ediyor. Yuzune bakinca bile mutlu oluyoruz :) Evde bulunmasi acisindan negatif yonu yok. Kedi sahibi olmanin negatif yonunu soruyorsan hastaligi. Konusamadigi icin zor oluyor cozum bulmak bir sey oldugunda.

3. Pisman degilim. Ilk kedim oldu, evimde 1 hafta kalamadim anilar bitirdi beni. Ikinci kedime fip teshisi konuldu. Yakin bi zamanda olmesi bekleniyor. Arka bacaklar felc oldu, onler tam tutmuyor. Sokakta olsa daha kotu olurdu, belki de cok aci cekecekti, yuruyemedigi icin basina kim bilir neler gelecekti. Bunlari dusununce bile iyi ki diyorum. Asla pisman olmadim. Kalan zamanini en iyi sekilde gecirmesini saglayarak teselli ediyorum kendimi.

31K
1.Hayvanları çok severim. küçüklüğümde evde muhabbet kuşu beslemiştik. Bahçemizde hep kediler olurdu. biz de bulduğumuz annesiz kedileri getirip beslerdik. Benim 2 kaplumbağa 1 muhabbet kuşum var şu anda. Kaplumbağalarım 11 yaşında, birini cahillikten kendim satın almıştım. diğerini arkadaşımdan bakamayacağı için aldım. Kuşu da bakamayacak birinden sahiplendim.
2.Uzun süre tatile çıkamamak, kuşun fazla pislemesi. Onları çok seviyorum. Kaplumbağalar tam bir dinozor, hareketlerini izlemek çok zevkli. Kuş tam bir minnoş, hem biraz konuşuyor hem çok insancıl.
3.pişman değilim. Kaplumbağalarımın benden çok yaşayacağını biliyorum:) Kuşu ise kaliteli pellet yemle besliyorum, böylece daha uzun ömürlü olacağını düşünüyorum. O yuzden ölse bile en azından elimden geleni yaptım diyebileceğim.

merhaba

1- kaç yaşımda olduğumu hatırlamıyorum, dört ila altı yaş arasındaydım. ilk sahiplendiğim evcil hayvan bir muhabbet kuşuydu, daha sonra muhabbet kuşu kümesi sahibi oldum. zamanla azala azala 16 yaşıma kadar bana eşlik etti bu kuşlar. 11 yaşımdayken sokakta yaralı bir kedi bulup tuttum getirdim eve, ev oldu barınak.

2- herhangi bir evcil hayvanla iletişim kuramadığım bir ev düşünemiyorum, bir evi ev yapan şey bence insan dışında yaşayan bir canlı, mutluluk ve huzur benim için. negatif yönü ise her gün kaka kum temizlemek değil; sanırım benden önce ölecek olmaları.

3- asla pişman değilim. birkaç sene önce kedimi on altı yıl sonra kaybettim, hayatımda yaşadığım en travmatik ve üzücü olaydı. bir daha benzer duyguları yaşayacak olduğumu bilmek bazen beni çok üzüyor, ama elimden gelenin en iyisini yapıyorum ve güzel bir hayat paylaşıyorum dostlarımla. bu biraz üzüntümü hafifletiyor.

kesinlikle bodrum işini orada sürdürebileceksen.

Yazlık yerler sadece yazın güzel. Özellikle genç yaşlarda küçük yazlık yerlerde ömür geçmiyor emin olun.

kışın sıkılma durumu biraz da sizin yapınıza bağlı. ben de aynı şekilde istanbul'dan taşındım. kışın kimsenin olmadığı yazlık bi beldedeyim. insansız yaşamak bana huzur verdiği için hiç dert etmiyorum. hatta istanbul'a arada gittiğimde insanların ne kadar gerginleştiğini görüyorum. gereksiz bağırıyorlar üzülüyorum, nahifleştim burda :D huzur için ileriki yaşları beklemeyin bence; temiz hava, sessizlik yaşam kalitesini çok değiştiriyor.

Hayat tarzin nasil bilmiyorum ancak bodrumun beldesi yalikavakta bile starbucks ve iki macro center, 4 migros, 3 sok, 1 kipa var.
Cinemaximum sinemalari var, decathron var, metro grossmarket var, butun arabalarin yetkili servisleri var.

Bodrum dedigin bence en azindan magazacilik anlaminda cogu sehirden buyuk bir yer.

Ha bir bodrumlu olarak istanbullularin buraya yerlesmesinden pek hosnut degilim, sen oyle degilsindir, ama genelde buranin agzina siciyor istanbullular.

Ben olsam Bodrum'a taşınırdım ama İstanbul'u yaşamak için sevmeyenlerdenim sen orda doğup büyümüşsün sıkılabilirsin.

denizgonen +1

@pide kesinlikle. İşe giderken veya teslim etmeye, görüşmee giderken trafikte kalıp kornalwrın arasına sıkıltığım her dilim bana bunu düşündürtüyor. Diyorum şimdi sahilde olup deniz sesini dinlemek var. Baba oraya yerleşti kurulu bir düzen var orda, arsa marsa ile uğraşıyor bir de, gelin ömrünüz uzasın diyor.

@denizgonen valla şöyle:) iş, ev, spor. Pazar günü kısa bü yürüyüş tur. En fazlası çok fazla çevre olmayan arkadaşlar ile gezmek. Eve gelip ps falan vakit geçiren biriyim diye ilirim. Yazın işte bodrum yapıp geliyoruz bir de.haklısın, kafayı sıyıran oraya yerleşiyor, ben deorda takıntılı tip çok maalesef. Ben de sıyrmadan kaçıyım mi diye düşünenlerrenm :)

@pastorizesüt işte en buyuk sorun, çoğu marka vs orfa var ama burda kalabalıkta buyuduk yetiştik sonuçta, acaba boşlar mıyım diye kafama takılıyor sadece, ekstra bi halt yok aslında istanbul da.

bodrum'a kisin cok gittim, @denizgonen'e katiliyorum, bodrum cogu sehirden buyuk bir yer.

istanbul'da yasamama imkanin varsa ve istanbul'da yasamamak is anlaminda senden cok buyuk bir sey goturmeyecekse neden olmasin? ayrica isin boyle yer degistirmeye musaitse iki uc yil dene sonra tekrar bakarsin. belki izmir'i dusunursun ilerde vs. bir kere bodrum'a tasindin diye orada emekli olmak zorunda degilsin, 27 bunu dusunmek icin cok erken bir yas.
bir de bodrumun en sakin aylari kasim, aralik, ocak, subat bence. marttan sonra falan yavas yavas dolmaya basliyor yine ve o aylarda bile haftasonu ucaklari gayet dolu oluyor yani haftasonlari genelde canlaniyor.

Bu kisiye gore ciddi sekilde degisir, sana soylencek seyler asiri oznel olacak. Mavi araba mi alayim kirmizi mi diye sormak gibi.

Ben sahsen, Bodrum iyi guzel de asla yasayamam orada. Oraya birkac gunluk gezmeye tatile giderim ama oyle yerde yasamam bunalima girerim. 60 yasindan sonra bekli yasarim bilmiyorum ama simdi asla. Tr'de yasayacaksam IStanbul'dan baska yerde yasamam. Nedenlerini saymaya kalkarsam bir kamyon yazmak zorunda kalirim simdi.
En basititinden ben fazla sakinligi sevmem, insan olsun isterim yasadigim yerde. Her sey bundan ibaret degil tabii ki.

Senin yasam tarzin ne, hayattan beklentin ne bilmiyorum simdi. Her sey Istanbul'da oldugu icin ben kalkip da yazlik bolgeye yerlesmezdim. Yerlesirsem de bunalima girer terapi gormeye falan baslardim muhtemelen. Belki sen sakinligi seversin, sana kalkip da sakin Bodrum'a yerlesme diyemem o zaman.

Bir de bu arada Bodrum pahali bir yer, gunluk hayat, market alisverisi vs. pahali Bodrum merkezde. Kisin da zombieland gibi bir yer.

Not: Senin gibi Istanbul'da dogup buyudum. Tedirginliginden ve sorularindan anlasilana gore sen de Bodrum'da yapamazsin gibi gozukuyor.

sariyerde tip top pet hotel var. kopekleri birakiyorduk cok da memnunduk. kediler icin de ayri kisimlari var.

www.facebook.com

bagis yapmak istediginiz derneklerin hesap nolari illa ki yaziyordur. havale eft ucreti vermiyorsaniz o sekilde istediginiz miktari gonderebilirsiniz.

yok enpara kullanıyorum havale falan hepsi ücretsiz

Patifood mama kumbarasi var.
Orda kou hayvan dostlarini secip mama bagisi yapabilirsiniz 3 tlye bir kilo mama oluyor sanirim.
Baya da iyi oluyor. Oradaki ogrenci arkadaslar kampusteki kopekleri besliyor.

internet alışverişlerinde bkm kullanırsan ödeme sayfasında 1 tl şuraya buraya bağışlamak ister misiniz diye bi seçenek çıkıyor.

bkmexpress ile 1 kuruş bile bağışlayabilirsin ama belirli dernekler var

Biraz daha gayret edip bir tuğla da sen koysan?
www.losev.org.tr

herkes 1 lira vermiyor işte. o yüzden minimum 25 tl istiyorlar. hem bağış yapacak kadar düşünceli biriysen zaten 1-2 lira bağış atmazsın.
ha cimriyim çok diyorsan, mağaza ve migrosların kasa bölümünde lösev ve unicef gibi kurumlar için bağış kutusu oluyor, oraya atarsın.

www.1tl.org.tr

Şiddetle tavsiyem şudur,
Mahallendeki fırına git. "Ekmek teknesi" yahut bilinen adıyla "Askıda ekmek var mı" diye sor. Eğer yoksa diğer fırında vardır.
Özetle şu, bu güzel fırıncılara gidip ekmek alırken, diyorsun ki "Askıya da iki ekmek" o iki ekmeğin parasını veriyorsun, adam da askıdaki levhaya ekliyor. Durumu kötü olan biri de gelip askıdaki ekmeklerden ücretsiz alıyor.

Süper bir alışveriş. Kimseye günde bir ekmek parası daha vermek dkunmaz. Ama o ekmeği alan aile için önemli. Bu uygulamayı yapan fırını bulun ve bir liranız nereye gidiyor, bilin.

o tür sitelerde parçaları bulup fiyat alıp sonra bilgisayarcıya gidince inan yüzde 10- 15 daha ucuza toplatılıyor. ben toplattığımda adamlara fiyatları gösterince onlar da kendi fiyatlarını verdi. daha hesaplı olduğundan hem de muhatap bulma açısından site yerine onlara toplattım.

ebrar bilgisayar.

inventusta toplattim, monteli sekilde kargoladilar.

jr olarak almak icin sifirdan eleman degil basit de olsa bi seyler yapmis portfolyo gosterecek adam ararlar genelde. bence tutoriallarla bi seyler yapip oyle basvurun.

youtu.be

vallahi bridge on the river kwai'yi hatırlattı.

latin havasında bir şarkıydı. *** me on, *** me up gibi bir şeyler çağrıştırıyor. Bulamadım bir türlü. Ama şarkının müziği kulağımda hala. şarkıyı biliyorum adı aklıma gelmiyor.

2

2

2 iyi

2

Eğer sadece 2 aysa ve öncesinde bir spor geçmişin yoksa başlangıç bile değilsin henüz.

bu arada suyla igrenc oluyor sutle karistirin

sütle de sindirimi gecikiyor. whey içmenin bütün anlamını yok ediyorsun.

Tercihen 1 cup, protein alım miktarında açık varsa 2 cup ama 3 cup olmasın. Sen başlangıç-orta seviye yazdığına bakma, bu işte 5 seneyi geride bırakınca ancak orta seviye oluyorsun zaten.

Ne kadar eksiğin varsa o kadar. 3-4 ölçeklik eksiğin varsa berbat besleniyorsun demektir.

twitter.com kehkehkeh

Ben Beylikdüzü'nde yaşıyorum. Adnan Kahveci Mahallesinde. Açıkçası memnun olmadığım tek şey var; Beşiktaş tarafına giderken 1 buçuk saat falan sürmesi. Onun dışında seviyorum. Her aradığını bulabiliyorsun.

haramidere deyim.yol mesafesi dısında ozellıkle de cumhurıyet mah. tarafında gayet düzgün bi ortam var.insanın ne istedgiyle ilgili konular bunlar

valla ben memnunum. insanlar niye bu kadar kotuluyorlar bilmiyorum ama istanbul'un cogu yerinden daha rahat bir yasam alani bence. sonucta herkes besiktas'ta, kadikoy'de ya da bogazda oturmuyor. 2.5 yildir beylikduzu'ndeyiz. erkek arkadasimin isi cok yakin oldugu icin tercih etmistik, ben 1.5 sene boyunca ortakoy'e gidip geldim. tek sorunlu kismi oydu benim icin.

insanlarin yasam bicimleri cesitli tabii. biz daha cok 'doga'da yuruyelim, haftasonlari bisikletlerimizi surelim, cikip deniz havasi alalim, oturup kahvemizi/ biramizi icelim, eglenmek icin birkac yer olsun, insanlar medeni olsun' kafasinda oldugumuz icin bizim isteklerimizi karsiliyor. Evlerin cogu yeni, guvenlikli, yesili var. e sinemaya gidelim desek, var. tiyatroya gidelim desek, var. kurslar, kafeler, eglence yerleri vs her sey burda da var. zaten her haftasonu 'taksim'e kop kopa gidelim' diye dusunmedigimiz icin arkadaslarimizla bulusacagimiz zaman kalkip gidiyoruz.

ha su bir gercek, merkeze uzak. metrobuse binmekten nefret ediyorum ben ama cogu zaman mecburen kullaniyorum. trafigin yogun olmadigi saatlerde varsa araba ile gideceginiz yere gitmek en mantiklisi. mesela kadikoy'e gidelim dersek onceden planlamak gerekiyor. tek handikapi bu benim icin ki onda da sunu soyleyeyim; benim icin bahcesehir beylikduzu'nden daha guzeldir. tasinirken de oraya bol bol baktik fakat araba yoksa ulasim iskence oluyor. e gelenler icin de sorun. o yuzden beylikduzu bahcesehir'den daha bile iyi.


velhasil ilk tasindigimizda biraz mecburen tasindik ve tereddutluydum ama sonrasinda sevdim. bu arada esenyurt tarafindan bahsetmiyorum tabii, orasi barzo kayniyor. biz beykent tarafindayiz, gayet medeni insanlar.

Önemli sosyal merkezlere uzak olması dışında bir eksisi yok. Hele işiniz de buraya yakınsa böyle bir rahatlığı bırakmak istemiyorsunuz.

bence sıkıcı ve ruhsuz bir yer. 15 yıldır yaşıyorum. yakuplu tarafı çöp ama kiraları ucuz.

insanlar medeni demiş ama bilemiyorum medeni olduğu kadar barzosu da inanılmaz miktarda var. 50-50 durum. beşiktaş kadıköyde vb yaşamak için kolumu bacağımı verirdim.

moral bozmadanı farketmemişim. burasının engüzel tarafı yolları çok geniş. her türlü park bulabiliyorsun.

istanbulun diğer semtlerine göre yeşili inanılmaz bol

her yerde kolayca hastane bulabiliyorsun. kafadan 4 hastane sayardım buraya medilife avcular hospital medicana acıbadem vb

trafiği nispeten az merkeze uzak olmanın avantajı.

tüyapa yakın tüm kitap fuarlarına veya ilginç şeylere gidebiliyorsunuz.

beykent tarafında torkunun güzel bir resotranı var tavsiye ederim.

bahçeşehire yakın bahçeşehir kadar pahalı değil.

west marina diye bir yer var gidenler balıklarının güzel olduğunu söylüyor ben bilmiyorum. balıkçı kenanı tavsiye ediyorum. beyliciumun yanında.

inanılmaz sayıda avm var.

islamcıların ve normal insanların nispeten birlikte yaşayabildiği nadir semtlerden biri.

Mesele uzak olmasi zaten. IStanbul'a uzak. Yani her seye uzak.

6 yıl Beylikdüzü'nde yaşadım. İşim Beşiktaş'taydı ve sorun kısmı burasıydı ama işim o taraflarda olsa oradan çok çok memnundum ben. Moral bozmak için değil, gerçekten.

Daha öncesinde Maslak tarafında 5 yıl, Üsküdar'da 4 yıl kalmıştım. Oralarda kaldığımız ev eski ve küçüktü, üst komşu kavga etse gürültüsü bizdeydi. Bizde kavga olsa gürültüsü onlardaydı. Odalar bidicik bidicikti, çamaşır makinası banyoya sığmadığı için koridordaydı, vb. Sonradan 140 metrekare eve geçince nasıl ferah geldiğini anlatamam. Yan odadakinin telefonda ne konuştuğu bile duyulmuyordu. Bir de 8. kattaydık, manzara çok güzeldi. Bir de balkonumuz vardı iki tane. Ben İzmir'de büyüdüm ve balkon benim için 'Evde standart var olan şey, balkonsuz ev mi olur' cinsindendi. İstanbul'a gelince ilk o şoku yaşamıştım zaten. Beylikdüzü'ndeki evin balkonu vardı ve tüm yazı balkonda geçiriyorum ben. Evlerin arası da geniş olduğu için kimse kimseyi rahatsız edemiyor ve görmüyor bile. İçim açılmıştı o açıdan. E hayatın büyük kısmı da evde geçiyor; o yüzden ben de rahattım.

Bir de şehir merkezindeki arkadaşlarla buluşmak dışında Beylikdüzü'nden çok uzaklaşmam gerekmiyordu, her şey vardı. Bar desen Gepetto'yu çok seviyorum, daha da bol barı ve kafesi var. Tiyatro, sineması var. Kışın bol bol etkinlik geliyor Beylikdüzü Kültür Merkezi'ne ya da Büyükçekmece Atatürk Kültür Merkezi'nde. Tango gösterisine ve klasik müzik-tango füzyonlu bir konsere gitmiştim geçen sene. Üç tane oyuna gittim. Parkları bol, yeşil alan bol, ki bu benim için önemli. Çamlık Parkı'nda yürüyüş yapıp masa tenisi oynamışlığım çoktur. fraise'in dediği gibi 'Haftaonu bisikletlerimizi alıp sürelim, kamp yapalım' için çok güzel yakın yerler var. Mavisu Plajı yarım saat. Bunun dışında, spor salonları da İstanbul içindeki çoğu yere göre geniş ve daha az kalabalık, daha temiz.

En çok özlediğim şey de yazları orada olmak. Büyükçekmece Kordon Boyu'na 10 dakika ve ister inanın, ister inanmayın, ister gerizekalı deyin; 'Büyükçekmece Sahili, Büyükçekmece Sahili...' diye sayıklıyorum yurt dışında mal gibi. Ciddi ciddi, geçen gün ağlayasım geldi, nasıl özledim anlatamam. Türkiye'deki en sevdiğim yerlerden biri sanırım (birtakım tatil beldeleri hariç). Hatta, uzun süreli bir yurtdışı görevlendirmesinden aç aç dönmüştüm. Abim beni almaya geldi, 'Geçiş yumuşak olsun, Büyükçekmece'ye gidelim' demiştim. Haftasonu her gün orada yürüyüşe, bisiklete, dolaşmaya, vb. giderdim, hatta bir iki kere yüzdüm de ve kaçabilirsem hafta içi de giderdim. Zaten en sevdiğim kafe ve barlar da orada. Bir de denize karşı aşırı keyifli oluyor. Hazır oraya gitmişken, orayı bol bol değerlendirin.

Ben 1 yıl yaşadım. işime de yakındı. Gayet memnundum. Temiz ve refah bir ilçe. İstanbul' da daha ne istiyorsun. Marmarapark'a yakın bir yerde tut evini ama.

Bütün Tarantino filmleri.

Şindlerin listesi

se7en. İzlediğim açık ara en berbat filmdi. Çılgın gibi sevenler var.

Carnivale. İzlediğim açık ara en berbat diziydi. Çılgın gibi sevenler var.

Neon Genesis Evangelion. İzlediğim açık ara en berbat animeydi. Çılgın gibi sevenler var.

inception

tarantino filmleri +1

the game, pi, scarface

@ardacan benim için filmin en öne çıkan yanı javier bardem. kısmen katılıyorum sana. ama yine de senaryo ve kurgu açısından beklediğim hype alamadım.

Interstellar diyerek en tepki çekecek hareketi yapıyorum.

kült mü değil ama uzay filmleri açısından bence Gravity

carnivale'a kötü denmiş, yuh yuh. buradan çok fena kavga çıkar. carnivale en orjinal yapımlardan biri dizi kulvarında. gerçi duyuruda film denmiş. bence her kült filmi kült yapan etkenler vardır. boşuna kült olmamış o filmler. scarface falan denmiş, oturup ağlıyorum şu an :(

Yakın dönemden La la land ve Grand Budapest Hotel. Eskilerden Paths of glory, Alien ve The silence of the lambs.

Pulp Fiction

herhangi bir hint filmi. güzelleri var ama benim için kült olamayacaklar.

bu arada tarantino'nun tüm filmleri kült kategorisinde değil tabi, ama pulp fiction'a kült değil demeyin, rica ediyorum.

vallaha ben clockwork orange'ı bir türlü sevemedim ve çok saçma geldi her izleyişimde.
ortamlarda muazzam film filan demişliğim de olmuştu ama daha karakterimin oturmadığı dönemlerdi onlar lkjsdfşajsdşfja.

Fikir vermesi açısından, filmin içerisinden müziğini çıkarınca bir şey kalmayan filmlerdir.

Seven Samurai (Shichinin no samurai)

3 buçuk saatim boşa gitti resmen.

Pulp Fiction +1

The Dark Knight: Film iyi hoş da IMDb'de 4. sırada olmayı hak edecek kadar değil. Heath Ledger öldü diye sonradan abartıldığını düşünüyorum.

Goodfellas
Full Metal Jacket: İlk bölüm harika. İkinci bölüm çok vasat.

the shining.. stanley kubrick'i çok severim ama bu filmi bir türlü sevemedim.

eternal sunshine of the spotless mind
pulp fiction
one flew over the cuckoo's nest
interstellar

the usual suspects. soze'nin kim olduğu baştan belliydi.


bu kültleşti mi bilmiyorum ama interstellar +1. aslında memento hariç çoğu nolan filmi dahil buna.

leon için demiştim bunu. Çok film izleyen biri değilim, izleyince de buna değsin şstiyorum

Star Wars :(

İnterstellar çok sikko bir film, bunu söylediğimde her ortamda linç yedim.

The Green Mile
Pulp Fiction
Leon
Star wars serisi
Lord of the Rings serisi

@Devilred Ne tepkisi, tas sopayi aldim yola ciktim geliyorum:)

The Shawshank Redemption
Forrest Gump
İyi, Kötü, Çirkin

Linç edileceğimi bile bile yazıyorum:

Godfather serisi
A Clockwork Orange
English Patient
Full Metal Jacket
The Silence of the Lambs
Little Miss Sunshine
Into the Wild
Lost in Translation

Little miss sunshine +1

Little miss sunshine +47373727 nasil unutmusum

bir filmi izlerkenki ruh hali cok farkeder.
once sevmedim deyip ikinci izleyiste en sevdigim filmler arasina giren cok filmler olmustur.

Godfather
Forrets Gump
Green Mile

Tr için Selvi boylum al yazmalım

se7en +1
izlediğim en sıkıcı, dandik, abartılmış filmlerden biriydi.

interstellar +1 diyecektim ama kült olarak değerlendirildiğini bile sanmıyorum zaten. kısaca nolan'ın tüm filmleri diyeyim. hepsi aşırı abartılmış balon filmler bana göre.

No Country for Old Men + 1
Little Miss Sunshine + 1
Eternal Sunshine of the Spotless Mind

istenmiyor. zaten uygun ilik varsa bagisci oluyorsunuz. ilkin kan ornegi aliniyor, eslesme olmasi durumunda tekrar cagrilip ilik bagisini yapiyorsunuz.

onu biliyorum hocam. yani kan örneği işlemi için bir ücret alınmıyor öyle mi? bildiğimiz kan verme işlemi mi bu yoksa farklı bir süreç mi?

hayir alinmiyor. damardan normal kan alma islemi. uc kucuk tup kadar aliyorlar.

Hiçbir ücret alınmıyor. Kan örneği veriyorsunuz. Eşleştiğiniz birisi çıkarsa çağırıp ileri inceleme yapıyorlar. Sorun yoksa ilik alınıyor. O da ya makineyle toplanıyor ya da kemik iliğinden iğneyle giriliyor. Hiçbir aşamasında bağışçıdan para alınmıyor. Alıcının sigortası karşılıyor.

Para falan yok. Kızılay'a da gidebilirsin. Türk kök adına topluyorlar.

cevaplar için teşekkürler herkese

alakali mi bilmiyorum ama ergenken yuzumde kucuk bi sivilce cikmisti. yolmustum tabi ki. ve oluk oluk kan akti. sonra da baya bi sure belki bi sene ya da daha fazla kan oturmus sekilde, hicbir iyilesme emaresi gostermeden durdu oyle. daha sonra gecti. cahil yorumum oranin atardamar ustunden gectigi yonunde. bilenler agzimin payini verebilir birazdan.

Dahiliyeye gözüksen iyi olur. Kan değerlerin detaylı incelenir. Gerekirse Hematoloji de bakar.

hayvanlar barinaksiz kalacak diyorsunuz da e bunlar guvercin? ucar, kurtulur iste ne guzel.

sanayi kismi icin almanca cok isteniyor. ama daha farkli alanlara yonelecekseniz onu bilemem.

End. için almanca. derlerki mercedes almanca bilen eşşeği işe alıyormuş.

Man ve Mercedes türkiyede; iş bakımından önde gelen(imkanlarıyla) mühendislik hizmetleri veren firmalardan. Yani, ingilizce tamamen çözüldüyse endüstri ve makine(a) ve jeoloji için almanca , inşaat için fransızca öğrenmek iyidir.

tabi bu kişi erkekse; rusca da öğrense; hani yani demedi demeyin sonra. Hayat kurtarmaz belki ama, büyük hazları peşinden getirir.

Almanca.

ilk durum için genelde yapılan iptali ücretsiz olan sahte rezervasyon yapmak. vize başvurusundan sonra iptal edersiniz.

Ödemelisiniz. Kat mülkiyeti bunu gerektiriyor.

kiracinin odememesi lazim ama yanlissam duzeltin de.

Zorundasınız.

Çatı aksa onu da ödemek zorundasınız.

Bildiğim kadarıyla kiracı değil ev sahibi ödemesi gerekiyor.yanlissam duzeltin.

ödeyecen kardeş

ödeyeceksiniz elbette. apartman bir bütündür ve komşulara ortak dağılır bunlar.

komşuya çıkarken kullanmıyor musunuz? yoksa bizim komşumuz yok mu diyeceksin?

en güzeli bizim iş valla. aidatın içerisinde alıyoruz, kimse ses edemiyor.

Daha dur bu bir sey degil. Yakinda cati akitiyor diye para vereceginiz gunler gelecek

evet komsuya cıkarken de kullanmıyoruz. beş katlı apartmanda neden asansör kullanayım?

sırf sacma sapan bir seyler yazmıs olmak için cevap veriyorsunuz.

ev sahibi ödemek zorundadır.
çatı asansör vb apartman giderleri tüm daire sahiplerini bağlar.

daire sahibini neden bağlasın kiracıyı bağlar. aidatları kiracı vermek zorundadır. apartmana yapılan giderler mesela çatı aktı çatı değişecek derlerse ev sahibini bağlar. asansör aidatın içinde olduğundan ödemek zorundasınız.

lise mezuniyet notunuzu 100'lük sistemde hesaplayıp ordan bir şeyler yapıyorlar. ösym temsilciliğine bir uğramanız gerekecek büyük ihtimalle. girmeniz için teknik bir engel yok.

obp puan hesaplama diye internette aratırsanız yeni puan hesaplama yontemink bulursunuz. boyle mezuniyet ortalamasini 5 ile carpmali bir şeyler.

giremezsiniz diye bir sey yok. zorlanmak da size kalmis.

2004 mezunuyum ben de giriyorum bu sene. ilk basvuru icin (ygs) online olarak degil de basvuru alan okullardan birine gitmek gerekiyor. onun disinda dikkat etmelik bi sey yok.

ikincisi

www.quora.com

Ben de ikincisi diyordum ama birinci demişler, neden?

haydaaa. hic birinci sekilde kullanimina rastlamadim. bilirkisi bekleniyor.

He did it, not I is grammatically correct.

However, in normal conversation,

He did it, not me is acceptable.

yazmışlar.

Birincisi için gramer açısından doğru demişler.
İkincisi için normal bir konuşmada kabul edilebilir demişler.
Gramer olarak yanlış olabilir ama kullanılıyormuş.

he ozne cunku. I da ozne. ondan.

dil bilgisine göre birinci doğru ama kullanımı çok çok nadir. ikinciye alışıldığından birinci kullanım söylenince kulağa hoş gelmiyor. sonuç olarak ikinci ile devam ediyoruz, konuşuyoruz.

altıntepe-küçükyalı-idealtepe'den sonrasında bir şey bekleme.

e-5 üzeri ve e-5 altı olarak da fark var.

semtine göre değişiyor. altıntepe iyi mesela, e-5'in yukarı kısmında muhit çok iyi değil.

Apartman ve mahalle hayatını bilmiyorum ama maltepe sahili çok güzel yaptılar. deniz kenarı yeşillik.

Toplu taşıma saatlerini ve kaça kadar var bilmiyorum ama mesela gündüz olsa motorla kadıköye geçip ordan metroyla kolayca evine gidersin.

Bilmiyorum ama demişim iki kere.

maltepe var maltepe var aslında, e5 in üst kısımları sıkıntılı. idealtepeden sonrası bozuyor, eeb e katılıyorum. kültürel etkinlik olarak neyi baz alayım bilemedim ama türkan saylan kültür merkezinde bazı etkinlikler yapıyorlar, daha önce hiç katılmadım o ayrı. yürürsen ve üşenmeden inersen sahil var. sahilde cafeler var. önemli yerlere ulaşım sorunu yaşamazsın, en azından kartalda oturan arkadaşım sorun yaşamıyor.

bostancıya taksimden sabaha kadar dolmuş var. bostancıya dolmuş ile gelip eve taksi-minibüs ile gidebilirsin. başka soru olursa yardımcı olayım

kültürel etkinlik konusunda komşusu kadıköy'den kesinlikle geri kalır, ama idealtepe'den öteye geçmediyseniz zaten kadıköy de yakın olacaktır ki bence kadıköy sınırları içerisindeki sahil de maltepe sahilden daha iyi. (bostancı - fenerbahçe arasını kastediyorum.) yani türkan saylan'daki etkinlikler ckm'yle yarışamaz örneğin, ckm'deki etkinlikler kesinlikle daha zengin ve daha güzel.

altıntepe - küçükyalı - idealtepe hattı iyidir hep söylendiği gibi. dolmuşla bostancı bir seçenek olduğu gibi, kadıköy minibüsleri de çalışıyor geceleri. yani minibüs caddesine yakın olursanız eve kadar bile toplu ulaşımla ulaşabilirsiniz.

idealtepe'den sonrası tırts. çok kalabalık adeta kaos.

Yaramaz gitme.

Öykü kitapları okuyabilir. Bence şimdilik çeviri kitap okumasın. Okuma alışkanlığını yeni kazanmaya başlayan ve sıkıldıklarını fark ettiğim arkadaşlarıma bunu söylediğimde, hepsi bir süre sonra çok olumlu dönüş yapıyor.

Küçük Prens.

Mutlaka okunmalı

ortaokul müfredatında olan kitaplar okunulabilir belki.
Benim öğrencilerimden bazıları Çizgili Pijamalı Çocuk okuyorlar mesela Türkçe dersinde. Anne Frank'ın günlüğünü okuyorlar. Kardelenler okuyorlar vs.

Bu kişi bir yetişkin olduğundan ve anadilini okumayı yeni öğrendiğinden illa içeriği basit olacak, çocuk kitapları gibi şeyler okumasına gerek yok bence. Algısı açık, çok cahil vs biri değilse, ilgi alanı olan herhangi bir öykü-roman vs ile başlayabilir.

yetiskin kitabi olarak alper caniguz'un kitaplari olabilir. hem dili basit, hem de cok kalin degil.

montaigne, denemeler

Sabahattin ali omer seyfettin hikayeleri.

@sopiro evet çok haklısın; onu da belki belirtmeliydim. Bu kişinin anadili Türkçe değil aslında ama gündelik olarak Türkçe'yi çok rahat kullanıyor. İçerik olarak daha basit, sürükleyici vs. olmasını belirtmemin nedeni kendisinin diğer türlü kitapları takip edemeyecek olması.

Agatha Cristie serisi gibi sürükleyici kitaplar olabilir. Ortaokul seviyesinde ilgisini çekebilecek kitaplar, dünya klasiklerinin basitleştirilmiş basımları olabilir.

Yaşar kemal ince memed. Çok ince değil ama aşırı sürükleyici.

paris de termini (terminal) denilen yerin alt tarafinda (guneyinde) kalmayin full pakistanlilar dolu

roma icin tren istasyonunun karsisindaki muhit nispeten ucuz. sikintili bi yer ama. gotunuzu kesmezler belki ama sokaklar sidik kokuyor. insan gercekten hayret ediyor.

paris'te hotel abrial'de kalmıştım. champs elysees'ye 20-25 dakika falandı yürüme mesafesiyle. 3 yıldızlı otel, bir sorun yaşamamıştım. iyiydi. tavsiye edebilirim.

roma'da hotel des artistes'de çok memnun kaldık. termini tren istasyonuna 3 dk mesafede. uygun fiyatlı ve temiz bir yerdi.

paris'de de hostel de özel oda tuttuk woodstock hostel'i söyleyebilirim. anvers'de metro çok yakın, ulaşım sıkıntısı yaşamadık. rahat ve düzgün bir yer.

Roma'da i sette re diye bir otelde kalmıştık, uygundu fiyatı, öyle lüks beklentiniz yoksa öneririm. Merkeze yürüme mesafesinde. Kahvaltı da veriyorlardı (İtalyan işi kahvaltı).

roma için www.angelusbb.com

çıkmaz, annemlerin biletini hep ben alırım kendi kredi kartımla, kimse de sormadı şimdiye kadar.

cikmaz. kesin bilgi.

bişey olmaz. alabilirsin.

Çıkmaz diyenler neye güvenip bu garantiyi veriyorlar bilmiyorum. Rutin uygulamada kredi kartı kontrolü yapılmaz ama bu hakkı saklı tutarlar. Herhangi bir nedenle çalıntı kartla satın alma yapılmasından şüphe edilirse kartı göstermenizi isteyebilirler. Bu oldukça nadir olacak birşey ama olmayacak şey değil.

Anneme skyscanner dan aldim bilet. Yurtdisi havaalaninda kredi kartini gormek istediler. Yanimda degil dedi, benim kartimdi cunku, goruntusu olur dediler on arka foto cektim anneme attim gosterdi oyle bileti verdiler. Sikinti olabiliyor yani. En azindan fotolari olsu telefonda kartin.

çıkmaz diyenlere bakmayın. şans işi. arkadaşım başkasının kartıyla airberlinden bilet almıştı. çocuğu uçağa almadılar. farklı bir bilet almak zorunda kaldı 2 sene önce

işinizi sağlama alın. varsa 3d secure kullanın

cem karaca rap rap

Yok o değil, tek şarkılık bir grup olabilir. Ufuk Ercan Yeter de değil ama klibin konsepti benziyor.

www.youtube.com

bu olsun lütfen :(

oya bora - belli belli

grup merdiven - ara beni yar

geldi aklıma.

maalesef bu

www.youtube.com

Maalesef :( Altyapı olarak bunlar gibi değil, eşkıya nin film müziği Karanlığın İçinden gibi bir şeydi.

youtu.be

Ne olur bir buldurun ya :( yıllardır arıyorum, yemin ederim kimsenin hatırlamaması o kadar garip ki delirmek üzereyim.

Ben sizin babanızım da değil :( gerçekten protest bir şarkıydı, absurd ya da parody bir parça değildi. Sözlerini anlamadığım halde baya etkilenmiştim klibi ile birlikte dinlediğimde.

www.youtube.com

Fikret kızılok şarkısı Süleyman Hep Başbakan :/ Benim aradığım 1996-97-98 yapımı modern altyapıya sahip bir şarkı. Söyleyenler ünlü bir grup ya da şarkıcı değildi o zaman, sanırım çıkış parçaları falandı.

Neyse sanırım kimse bilmiyor.

biz makedonya'ya gitmiştik kışın. çok ucuz bi yer, bi haftasonu da yetmişti.

belgrad eğlenceli olabilir. vize de yok.

prag olabilir madem yeşil pasaport da varsa.

kışın gideceğiniz tarihe göre hava durumunu kontrol etmekte fayda var. avrupa gerçekten soğuk.

mekan olarak bosna olabilir, insanları sıcak ucuz tarih dolu bi yer. gerçi nereye gidersen git gerçekten tr den daha güvenli olacağı kesin.

www.youtube.com çalarken bunu çalışıyordum bi ara. tabi notaları yok şimdi.

kulaktan çıkarabileceklerin:)
drama köprüsü; örnek www.youtube.com
unutama beni; www.youtube.com extreme örnek (ilham almalık) www.youtube.com
ederlezi; örnek; www.youtube.com
gemi; www.youtube.com
Aklıma geldikçe yazarım buraya aynı yollardan ve şarkılardan geçtim:)

www.youtube.com

kemanda ilk 6 ay doğru dürüst nota bile çalınmaz, yay tekniğini öğrenmen için sürekli boş yay çekmen gerek.
şu hatasız çaldığın şarkıları vocaroo'dan dinlemek isterim.
şarkı çalışmak yerine entonasyon çalışmak daha faydalı olur. sesleri doğru basıyorsan eğer, çaldığın her şey kemana uyar.

metroyla taksim. taksimden 35c kocamustafapaşa otobüsü. alipaşa caddesi durağında inince karşıda kalıyor zaten.

Metroyla taksim, oradan kabataş veya karaköy; hangisini seçtiyseniz teamvay çapa-şehremini durağında iniş. 10 dk yürüyüş, hatta zaman barsa miço'ya gidip kebap gömüş. :)

10- 20 çok da sürekli kullandığım şeyleri stoklama huyu var biraz. ama maksimum 5'tir. özellikle indirimde bulursam alıp koyuyorum bir kenara.

hayır

tam olarak tersiyim. her şeyden az sayıda olmalı, bittikçe yenisini almalıyım. boşuna yer kapladıkça bana fenalık basıyor.

savaş çıkacakmış gibi stoklamak değil, ama evden çalıştığım için bazen hemen çıkıp almak zor olabildiğinden, elimin altında bulunsun isterim.

özellikle mutfak konusunda bereket meselesine inandığımdan, genelde tam teşekküllü sayılırım, her zaman kullanılan şeyleri mutlaka yedeklerim.
dolu mutfak severim.
her yemek yapmaya başladığımda, "ah bunu almam lazım, şunu unuttum" falan demekten nefret ederim.

gömücü değilim hayır.

artık ürünler çabuk bozuluyor ve tazeliğini yitiriyor, o yüzden hep haftalık ya da iki haftalık saklıyoruz..

evdeki nüfus sayısı fazla olsa kesin olurdum :)

eve malzeme alırken yedek almayı seviyorum, tabiki abartmadan.
örneğin çamaşır deterjanı hep 1 tane yedeklidir, diş macunu, diş fırçası vs.
gıda ürünlerinin son kullanma tarihi olayından dolayı kullanacağımdan fazlasını almıyorum genelde.

kıyafet konusunda da çorap ve boxer yedeğim vardır hep.

istifçiyim

Hayır değilim. Bir sonraki alışverişe yetecek kadar alırım. Heryerin Tıka basa eşya, malzeme dolu olmasından hoşlanmıyorum. Yiyecek için de geçerli, eşya için de geçerli.

istifçiyim, evim büyük olsun, bi kiler yapayım, bozulmayacak ürünleri ağzına kadar yığarım, tuvalet kağıdı, makarna, kahve, çay vs vs..
hatta iki de derin dondurucu olsun onu da doldurayım.

Biraz.
Alırken fazla almak değil de bitmeden alma huyum var.
Mesela tuvalet kağıdı pakette 3 taneyse bitmiş gibi hemen gider alırım.
Ya da 5 tane yumurta varsa bitmiş gibi davranıp bi kutu yumurta alırım.

ben değilim ama annem öyle. ne zaman markete gitsek yağ alıyoruz. yağ lobisiyle annemin arası çok iyi galiba.

Benim bildiğim istifçilik gereksiz eşyaları atamama, her şeyi biriktirme hastalığı oluyor.

İki şekilde de değilim. Sık kullandığım gıda ürünlerini fazlaca alırım, 10 kutu değilse bile 8 kutu ton balığı aldığım olmuştur. İndirimde gördüysem fazlaca alırım.

yemek yaparken elimi attigimda bulamayacagim seyler icin evet

market 3dk uzaklıkta. mutfağım ise 2 m2. o yüzden pek bişey yok evde.

Tam tersi. Her gün markete gidiyorum o günün yemeği için. Bazen annem geliyor, eve yığıp gidiyor ama bittiği gibi yine markete günlük gidiyorum.

Memleketten geldiği için bakliyat, pirinç, bulgur bol bulunur evde. Bunlar dışında hiçbir şeyi yedeklemem.

soru, stokçu musunuz? biçiminde olmalı +1
istifçi değilim, fenalık basar. ama evet, stokçuyum. ped, krem türleri, diş macunu, sıklıkla kullandığım makyaj malzemeleri falan 2-3 takım stokludur bende. bunun nedeni daha çok ürünleri indirimde kovalamamdan, fiyatı sabit olan şeyler için pek girmem stok işine. sonuçta o da bi kalabalık yaratıyor.

analarımızın yağ, deterjan stok merakı falan da darbe dönemleriyle bağlantılı. kıtlığı yaşayan bilir.

indirimde, kampanyada olan şeylerden alıp, nasılsa akmıyor kokmuyor derdim eskiden. karlı bir durumdayım gibi gelirdi her şeyi öyle alıyorum diye. sonra okuduğum bir kaç şeyden etkilenip ne biterse sadece onu al mantığına geçtim. artık her taraf süpermarket, bugün şu üründe kampanya varsa yarın öbür üründe kampanya var birinden birinde. illa birinin önünden geçiyorsun bir yerden bir yere giderken. totale baktığında aslında mutlaka hemen her şeyi kampanyalı denk getirebiliyorsun. hem de poşetler dolusu eşya taşımamış oluyorum. yine aynı şeyleri yiyorum, aynı şekilde mutfağımda hiç eksik yok. aylarca kullanmadığım ama alıp mutfak dolaplarına yığdığım malzemelerin parasını peşinen ödemiyorum artık böylece. aylık market harcamalarım yarı yarıya düştü.

hayır değilim. yedeğim en fazla 2'dir o da makarnada. yani şeker, kahve, çay gibi şeyleri asla yedeklemem. bitmek üzereyken alırım.

scaleofuniverse.com

htwins.net
flash yüklü değil açamadım da bu herhalde.

o seviyeye gelebilmiştim, en son papatya gibisin beyaz ve ince'yi çalışıyordum.

Samanyolu
Fikrimin İnce Gülü
Love Story
Aşkın Kanunu
Dalgalandım da Duruldum
Yalnız Benim için Bak Yeşil Yeşil
Bülbülüm Altın Kafeste
Lale Devri
Unutamadım

Bana da bunları çaldırmışlardı.

Sözlükte jeanluc'dan yardım alabilirsin.

ay simdi aklima geldi. bi de apocalyptica'nin sarkilarini calisiyodum ben. bi kismi metallica'nin zaten. onlari calmak da gaza getiriyordu baya.

en dusuk dozda kullandim ben. cipralex kullandim. surekli sebepsiz aglama durumum vardi. depresyondan dolayi. ikinci gunde aglama gecti. plasebodur bence. yan etkisi herkeste degisiyor tabi de, bende esneme ve mide bulantisi yapti.
normal dusunmemi sagladigini hissediyordum. sorunlar degnek degmis gibi gitmiyor hala kaliyor evet, ama baska acidan ya da daha olgun bi kafayla yaklasiyordum. her sey de yoluna girmeye basladi sonrasinda. bakis acim olaylari daha da boklastiriyormus demek ki diye dusunuyorum. 9 ay kullandim.

@pide +1

6 ay prozac kullandım. sürekli ağlama hali, baş dönmesi, bildiğimiz baş dönmesinden ayrı olarak (hala nasıl açıklayacağımı bilemediğim) garip bir "görüntü kayması" durumu, mide bulantısı vardı. o kadar hızlı ilerlemişti ki 1 hafta içinde evden çıkamaz hale gelmiştim.

ilacı kullanmaya başladıktan sonra 3 hafta içerisinde bunların hepsi kayboldu. insan başı dönmüyor, midesi bulanmıyor ve ağlamıyorken haliyle biraz daha mantıklı düşünebilir duruma geliyor. yan etki olarak sayılır mı bilemiyorum çünkü doktora sorduğumda prozac böyle bir etki yapmaz demişti ama ilk 10 gün falan gece çok zor uykuya daldım ve günde 3-5 saat anca uyuyordum. çok hafif bir hissizleşme durumu oldu, olaylara her zaman verdiğim tepkileri vermiyordum ama rahatsız etmemişti beni. benim hatam ilacı birden bırakmak oldu. stresli dönemlerde yine aynı belirtiler geri gelecek diye ödüm kopuyor.

genel manada beni iyi etti diyebiliyorum, 1,5 sene oldu kullanmadım bir daha.

Doktor yazdıysa zaten kullan. Yan etkileri çok çeşitli ama geçici. Bambaşka bir hayat sunmasa da, kısa vadede etkisini gösterir. Gerisi biraz da sana bağlı. 2-3 senedir düzenli kullanıyorum

ben cipralex kullanmıştım uzun süre önce. ne kadar ve kaç mg kullandığımı hatırlamıyorum ama sürekli gülüyordum yerli yersiz. sinir bozucu bir durumdu benim için.

bir sene kadar selectra kullandım, majör depresyon & sosyal fobi dediydi doktor. dozu hatırlamıyorum ama ilk ayın sonundaki görüşmemizde "iyiyim gayet, memnunum ilaçtan, bi sıkırtı yok" dediğimde daha yüksek doza geçirmişti, onu hatırlıyorum. yani internetten bakmıştım ben şu doz ne kadara denk geliyor gibisinden, yüksek olduğu yazıyordu. iki farklı dozda satılıyor zaten yanılmıyorsam, biri 25mg diğeri 50mg miydi neydi öyle bi şey. ben ikinci kutuyu alıyodum.

şu kadar söyleyeyim, selectra'yı yapan kişileri görsem boyunlarına sarılırım. benim kafamdaki gevşek tahtaları yerine sağlamca çaktığını hissediyorum. tek yan etkisi libidomu sıfırlamasıydı ama cinsel hayatım zaten yoktu, o açıdan problem olmadı. hatta iyi bile geldi, hiç garı gız derdi yoktu valla herkese "MERHABA BACI :))" diye yaklaşıyodum.

üzerinden üç sene geçti yaklaşık olarak. ondan sonra ne ilaç kullandım ne doktora gittim. bayağı zor zamanlar yaşadım, ara ara eski halime döner gibi oldum ama her seferinde tekrar çıkmayı başardım.

keşke bu kadar inat etmeyip çok daha erken gitseymişim diyorum doktora. kendi adıma çok memnun(d)um. bana iyi geldi. öyle gülme, çok mutlu olma hali falan yoktu. sadece yersiz takıntılarımdan, saçmalıklarımdan kurtulmuştum. uyanınca ayılmak ve yataktan çıkmak için 9 saate ihtiyacım olmuyordu mesela. düşüncelere dalarak ya da kontrol dahi edemediğim hormonal, zihinsel bunalımlarla uğraşarak kendime eziyet ediyordum. hepsi bitti gitti. şu gün en gergin, en boktan zamanımda bile o kadar kötü uyanmıyorum sabahları. daha iyiyim. selectra kullandığım dönemde sadece "normal" hissediyordum - ne eksik ne fazla. o zamana kadar yaşadığım zihinsel zorlukların ne kadar iğrenç olduğunu gördüm selectra sayesinde. daha güçlü oldum sanırım ondan sonra. düşünce kalkmayı öğrendim falan. valla iyiydi ya. ben <3 selectra

5 yıldan süredir fazla prozac kullanıyorum. hiçbir yan etkisini görmedim. yan etkiler kişiden kişiye değişiyo. misal bazıları kilo alırken bazıları verebiliyo. bunun gibi şeyler. açıkçası hayatımın ilacı. placebo etkisi falan değil. ilacı bazen 1 ay kesiyorum istemsiz. annem telefonda konuşurken yine mi ilaçlarını bıraktın diye sitem ediyo. çünkü kafaya bişeyi takarsam kolay atlatamıyorum. ilacı kullandığım süre içinde sorunum olsa dahi gereksiz dert etmiyorum kendime. mutsuz halim kısa sürüyo. normalde asabi bi yapım var. ilacla birlikte bu yol oldu mesela. daha pek çok şey.
prozactan önce doktor risperdal vermişti. ilaç resmen duygularımı öldürdü. kötü bişi olduğunda üzülemiyordum, iyi bişi olduğunda sevinemiyordum. 6 ay kullandım bıraktım. bu ilaç başkasına farklı bi şekilde etki de gösterebilir.

doktor kontrolünde kullanmaya başla. duruma göre ilacı değiştirir ya da bırakırsın yine doktor kontrolünde.

Antidepresan işlevseldir asıl sorunu bulana kadar size eşlik eden iyileştiren dost gibidir. 9 ay size profesyonel destek verir bu esnada tesavi süreci; sizden yaşamınızda istemediğiniz sorun kaynaklarını cesaretle kaldırmanız beklenir, bir terapist yol göstericiliğinde de olabilmektedir

aldigima cok memnunum ben. ki en alt modeli var bende. kindle touch. isiksiz. isikli modelleri cok daha iyiymis. aklima dezavantaj gelmedi su an. ama ozellikle sormak istediginiz bi sey varsa cevaplarim.

pdf atip okunabiliyor teknik olarak. ama biraz eziyetli oluyor okumasi.

Alma hocam. Ben çok heveslenip almıştım (2 tane. Evet 2 kere heveslendim farklı zamanlarda), yeni kitapların hiçbirisini bulamıyorum ekitap olarak. Sadece klasik kitaplar falan var. Bizde o kültür yok. Ara sıra sağdan soldan görüp de ciddi ciddi okuyacağımı düşündüğüm, arayarak bulduğum kaliteli 10-15 kitaplık bi ekitap kütüphanem vardı onu da elime tablet geçti, onunla okudum bitirdim. Yani genelde heveslenerek alanlar en fazla 20 tane kitabı okumak için alıyorlar.
Ha yok zaten kütüphanem var diyorsan ya da bulduğum her şeyi okurum, o kadar vaktim var diyorsan al ama ben tavsiye etmiyorum çok pahalı hem.

ben ingilizce okuyorum ve bütün kitapları amazon'dan alıyorum. hiçbir sıkıntı yaşamadım ve hayatımda para harcadığım en mantıklı şey olduğunu düşünüyorum. (kindle kullanıyorum.)

diğer e-okuyucular ve türkçe kitaplar nasıldır bilmiyorum, ama yukarıda dediğim gibi kullanacaksanız çok iyi.

Ben aldim, memnunum. Turkce e-kitap bulmak gayet mumkun. Tabletim de vardi, kesinlikle tabletle ayni sey degil. Dezavantaji pdf'i rahatca okuyamamak, o zaman elimden birakmazdim herhalde :)

Bence almamalısın.

Ben de bu yalnız bırakma olayı yuzunden alamıyorum:/ dogru duzgun ilgilenilmeyecekse hayvana bence de yazık

gunde en az bir saat disari cikarabilecek misiniz? olene kadar birakmam esyalarimi parcalasa da evi tuy icinde biraksa da diyorsaniz ve de sahiplenmeyi dusunuyorsaniz, barinakta omur boyu kafeste kalmasindansa sevgi dolu bi yuva cok daha iyidir onun icin.

Kedi sahiplenin bence. Gezdirmesi yok, köpek kadar ilgi istemiyor.

Almayıp sahiplenmelisiniz bence ama uzun süre yalniz birakmamalisiniz

@tahin pekmez yoğurt +1

Yavru alma, barinaklardan buyugunu al. Yavru kopek cekilir gibi degil, cisi kakasi ogretene kadar canin cikiyo. Bi de azgin bisey cikarsa felaket. Gidip yetiskin bi kopegi almak cok daha iyi oluyo(biz iki kere yaptik bunu!)

almayın. tuvaleti bile ayrı sorun olur sizin için. kesinlikle almayın

Bakamayacaksaniz almayin, cocuk gibi dusunun. Insanlarin bakamayacagi kadar cocuk yapmasi seni rahatsiz etmiyor mu? Kopek de bircok acidan cocuk gibi, ilgi gerekiyor. Bir de asiri hareketli hayvanlar, neredeyse her gun gezdirmen gerekecek.

Evde yalnız kalmayacak olsa, barınaktan ya da sokaktan alırsan sevaba girerdin. Pet shop işi her türlü falso.

onu her gun gelip alip gezdirecek birini bulmalisiniz, hatta mumkunse ekstradan evde onunla kalsin biraz oynasin. emanet edebilir misiniz baskasina bilmiyorum. tabi bir de butceniz onemli. ya da is yerine yakin bir eve tasinip, oglenleri eve gidebilirsiniz. bence evin buyuklugunun kopegin buyuklugu ile bir iliskisi yok, eger kangaldan bahsetmiyorsak.

ilk sezonu yarılamışsınız 2-3 bölüm daha deneyin bence.

Ben çok severek takip ediyorum. İlk bölümleri biraz daha yavaş ilerliyordu hatırladığım kadarıyla, zamanla daha çok sarıyor.

ilk 2 sezonu izleyip şimdilik bıraktım.

biraz ters bir görüş olacak ama bence imdb puanının dizisi değil. sopranos, the wire kalibresinde kesinlikle değil. sopranos gerçekten sembolizmin, gerçekçiliğin, sanatın, oyunculuğun dibi bir diziydi.

house of cards ise bana yapay geliyor. evet oyunculuklar güzel, kevin spacey tek başına bir faktör ama ne bileyim bir eksik var. frank -izlediğim kadarıyla- fazla gereksiz winner bir karakter, fazla zeki, fazla çakal, çok fazla a-b-c-d planları var. fazla kusursuz.

twin peaks izlemediysen izle. biraz paranormal tarafları var ama güzel bir dizi.

mad men 3. sezondayım, o da arada bir sopranos tadı çalıyor ağzıma. tavsiye ederim.

six feet under, drama seviyorsan kesinlikle izle.

ulaşabilirsen, italyan dizisi gomorra'yı da kesinlikle öneririm.

kevin spacey'e aşırı bi hayranlığım olmasa çoktan bırakmıştım ben de. politik konularda kayboluyorum @drystedb efficacious'un dediği gibi. artık "hee bu iyi tarafta demek ki, bu da kötü tarafta şimdi" filan diyerek takipten kopmamaya çalışıyorum.

bol keseden ekledim 30 buldum. jalapenonun fiyatından emin değilim, gugılda 5-10 lira arası değişiyor.

25-30 falan bence de

ekmek 1 tl
yoğurt 4 yazıyor- eklemiyorlarsa belki biraz ekliyordur
zeytin 5 lira tutar
turşu 5-10 imiş -hiç almam
yumurta olayına gelince bunun gzen tavuk olmayanı 5 lira bile değil ama gezen tavuk başka sanırım- gezen almıyorum ben. 8 filan aldım onu da organik tanesi 80 kuruş 1 lira gibi oluyor sanırım.
23-28 yaptı.

25-30 arası diyorum ben de. ne kadar tuttu ki?

37,5 tuttu da :D başta şaşırdım ama ürünlerin fiyatları yazmadığı için itiraz edecek matematiği kafamda yapamadım.

20-25 bandında hesapladım ben de kendimce.

Ekmek 1 tl, yoğurt 4 müş zaten, jalapeno turşusu da 5,5 tl. Bu kısım fixed olması lazım belirli şeyler çünkü, açık falan değil kilosu değişken olamaz. Belki bi turşu hadi olsun olsun 7 tl olsun. Naaptı? 12 tl diyelim.

Demek ki zeytinle yumurtaya 25,5 almış. Yumurtanın tanesine fazla fazla düşünüp 1,5 desek 15 tl. Geriye 10.5 tl kalıyor, bunu 200 gr. zeytine almış. Hepsine hadi neyyse desek bile zeytinin kilosu 40 tl olamaz. Mesafe koy araya.

gezen tavuk ayağına yumurtadan çakmış olabilir. aldığınız şeyin fiyatını sormaya niye çekiniyorsunuz arkadaş? yatmıyorsa aklınıza sorun.

7.5 tl geçirmiş.

ederi 35
yumurta zaten 15-16 lira, turşununda migros satış fiyatı 9 haliyle adam daha pahalıya satacak
sıkıntı yok, welcome to the bakkal

eve servis getirmişse ve eleman istemişse, işte o eleman aradan geçiniyor olabilir.

bakkal haklı bedava mı versin adam??

30 u geçmemeli bence. yumurtanın fiyatını sor derim.

ahahaha nasil da sallamis. yok oyle bir sey.

Türkçe okunduğu gibi yazılan bir dil diye öğretildi ama öyle değilmiş.

Mesela değil kelimesi diil diye okunuyormuş. Gİdeceğim diye gidecem vs gibi bir sürü şey vardı. Bnları yakın zamanda öğrendim.

O kelimede de öyle bir şey olabili.r O kurken öyle okusak da yazarken yine öyle yazılmaması gerekir ama bence.

www.dilforum.com

burda açıklaımış biraz ama araştırmadım ama bir edebiyatçıdan da duydum.

ona diploma veren üniversitenin kalıbına tüküreyim. yanlışından dönmek de yok ha, bi de açıklamış salak salak. bi kere google'da aratınca bile çıkıyor doğrusu.
www.google.com.tr

imla hastası biri olarak direkt soğurdum.

güzel sallamış ama cık.

"gidip de" yazıldığı gibi okunur.

kendimi zorladım ama bir türlü 'te'ye zaman anlamı katamadım. kadının ne demek istediğini bile anlamadım, anlayan var mı?

Ya evet işte esas fail o son mesaj. Yok diyor onu ben yazmadım başkasından aldım. Ama diyor türkçede bik bik bik var. Ama yanlis anlamaa, bne öyle kullandım demiyorum.

Bu ne lan? Delikanlı gibi de ki allaah bin belami versin diplomamı yirtcam şimdi falan de. Öyle dese bağrıma basardım ama yok yani...

ya özellikle zarf fiilli örnek vermiş ki "nasılsa bu kadar inciğini bilmiyodur, fazla teknik konuşayım da haklıymışım gibi gözüksün". çakal.

Hem Türkçe bilmiyor, hem de öğretmen olmuş.

Sıçıp sıvamasına diyecek birşey bulamıyorum.

Turkce ogretmeni oldugundan emin misiniz?

ürperdim. rezillik.

Gidip diye bir yer var mıymış?

Ah hayatım şimdi Paris'ten dönmemek vardı.

Hani kesme işareti? Hani ayrılma hal eki? Gidip'ten dönmemek vardı dese Afrika'da bir köy falan herhalde deriz. Kenyalı Asiye görse yüzüne tükürür.

@elbar

Atanamayan türkçe öğretmeni. Şu an da yüksek lisansını tamamlıyor. :(

bu kadına yazacağıma deftere yazarım. bu kadına yürüyeceğime idam tahtasına yürürüm.

yalnız sevgilimin sınıfındaki sınıf öğretmenliği adayları da aynen böyle. hiçbir halttan haberleri yok. korkun çocuklarınızı bunların eline vermekten. yemin ederim öğretmen demeye bin şahit ister.

ayrıca iki noktadan sonra büyük harfle başlanır. ayrıca orada iki nokta kullanımı da yanlış. bence ölsün en iyisi.

1960-1970'lerin kitaplarında de'nin ayrı yazılmadığı yerler var. Aynı dönemde 'gitmiyeceğini', 'kalmıyacağını' gibi yazımlar da var. Eğer diplomayı o zaman alıp sonradan hiç kitap okumadıysa tamam da, onun dışında çok komik olmuş.

allah'ım ya kim diploma veriyor bunlara :( türkçecilerle konuşurken en ufak imla hatasında tuhaf oluyorum şahsen. mobilden de olsa aceleyle de yazsalar yapmasınlar şunu. daha kötüsü bir de sıçıp sıvamış ya, olmaz olsun öyle öğretmen.

ahgsjhgkhskjhskjhsjkhsjkhs abla iyi sallamış doğaçlama sallamış! 10/10!

cursed chico da iyi sallamış.

şu an mevsimsel olarak çok döküyorlar. ne geçişse bitmedi hala. bunun dışında benimki de hep dökerdi. proplan light yiyordu o zaman. sonra arada çok fiyat farkı yok diye acana lighta geçtim. birdenbire tüy derdi bitti seneler sonra. mevsim geçişlerinde oluyor tabi maalesef. bi de son bi senedir bu dönemlerde bazı yerlerinde normalden daha fazla tüy döküyor ve o bölgede kepeklenme oluyordu. veteriner tüy dökümü için bunu tavsiye ediyorum siz de deneyin dedi. bizde işe yaradı. (işe yaradı derken kepeklenme geçti ve tüy dökümü biraz daha az.) siz de bi deneyin isterseniz. www.bakimstore.com

Duzenli olarak tuylerini kestirtiyoruz ve her hafta elektrik supurgesi yapiyoruz

eksiduyu.ru

biotin df diye bir vitamin hapi kullaniyorum. parlaklik ve dokulme konusunda cok ise yariyor.

Araç var mı ? toplu taşımayla mı gideceksin ?

toplu taşımayla gideceğim evet.

Ya çok çeşitli yollarla gidebilirsin. Kozyatağına kadar gidebilirsen misal ordan 19V kalkıyor. Bakkal durağında ineceksin. gerisi 10dk yürüme mesafesi. 14S de aynı yerden kalkıp aynı duraktan geçiyor sanırım. 2. bir yöntem olarak Kavacıktan da direk giden bir otobüs vardı. 522 bişeydi 522ST olabilir. Rings AVM ye yakın orayı da referans alabilirsin.

Tamam 522ST mecidiyeköyden kalkıyormuş. trafiği hesaba katarak ona bin işte.

profesyonel bi issizim ama her firmanin ayri ayri bakma sayisini goremiyorum. toplam sayi yaziyor. acaba siz basvurularim sayfasindaki 1 2lerden mi bahsediyorsunuz? eger oyleyse onlar firmanin size sordugu sorularin sayisi.

bazısı şöyle yapıyor diye biliyorum. atıyorum belli özellikleri filtreleyip arama yaıyor senin cv düşüyor önüne ona bakıyor 2 gün sonra br daha bakıyor mesela filtreleyip yine senin cv düşüyorönüne öyle olunca da birden fazla kez bakmış oluyor

ayy valla bilmiyomusum :D tesekkurler @asilov

bi tane dayak hikayesi anlatan vardi da bulmam imkansız, motordan inip dövüyolardı falan bunu mahalle arasında. efsane gülmüştüm.

Seni arkadaşıma göstericem diyerek bir cüceyi dolaba kitleyen biri vardı. Ona bayağı gülmüştüm. İlk beşe girer.

@dissendium

lsd tripleri başlığında bulunabilir

kıyafeti dökülen ama çok zengin olan biriyle ilgili bir entry vardı. adam telefonda konuştuğu kişiye "sertaççım" diyordu, bu bir zenginlik belirtisiydi vs.

ona bayağı gülmüştüm.

seyler.eksisozluk.com

ya çocuklarla girilen komik diyaloglar başlığına bayılıyorum ben. müthiş diyaloglar var. tezgaha çıkıp "baba bak ucuz atlatıcam!" diyen eleman favorim asyfhjasfka. bir tane de minibüs diyaloğu vardı, hangi başlıkta hatırlamıyorum, aşağı yukarı şöyle bi şeydi,

- yarın şeyler de tatil mi bu çocuklar falan gidiyo?
- okullar mı abi? evet tatil
- peki bu şey tayyip mayyip?
- devlet daireleri de tatil abi

açık ara:

eksisozluk.com

süfer bişi yha :D

eksisozluk.com

eksisozluk.com

@mezarkabul ahahahah sahaneymis :D

eksisozluk.com

depeyi'nin entryleri. for example eksisozluk.com

yaptiracagim zaman arastirmistim cemal arabaci icin iyi demislerdi. cok sanatsal bi sey yaptirmadim ama 7 sene gecti renkleri hala canli mesela memnunum o yuzden.

o saatte domates ya da salatalik disinda bi sey yemeyin.

kilo yapmaz statüsünde olmaz mı yav, badem ve muz? kalorilerini bi kontrol et istersen. elma ise uyku açar, diyete dair değil ama sırf bu nedenle yatmadan önce yapılmaz bence. cevap: su iç :/

akşam yemeğinden sonra mümkün olduğunca hiç yemek yemeyin.bu konuyla ilgili leptin hormonunu da bir araştırın derim.

düzenli olarak kaliteli bir elma sirkesi+su karışımı ile tüylerini silin. kenenin çözümü yok maalesef. kene kaptığını düşündüğünüz yerlerden uzak tutmaya çalışın.

Haftada bir ormana götürüyoruz. Dış parazit + kene-pire tasması kullanıyoruz. Kene derdimiz hiç olmadı. Kene tasması alın ama 15 liralık olanlardan değil.

kene olan bahçeye tavuk salın. keneler bitince tavuğu da kesin yiyin :)

kene damlasinin omru bir ay zaten. sehirde yasarken kene derdimiz yoktu hic en fazla pire oluyordu. simdi cayir cimenden cikmiyorlar o yuzden surekli kene ustlerinde. ama kene kan emmeye baslasa olecek cunku damlasini duzenli uyguluyorum. yani yesillik alanda keneden kacia yok maalesef.

dış parazit aşısı, kene köpeği ısırdığında ölmesine neden olur.
kenenin yaklaşmamasını sağlamaz.
kene-pire tasması takacaksınız dışarı çıkarırken.
dışarı çıkarırken taktığınız pire-kene tasmasının size bir zararı olmaz.

ayrıca her ay dış parazit aşısı yaptıramazsınız, aşırı dozu köpeği zehirleyen bir şeydir.
onun koruması normalde 3 aydır, çok keneli ortamda bulunulan yaz aylarında 2 aya indirebilirsiniz.

kenenin gelmesini tasma engeller, gelen ve ısıran kenenin ölmesini de aşı sağlar.
bir arada kullanmalısınız.
ve kaliteli bir tasma almanız gerekiyor.

veterinerinizi değiştirmenizi tavsiye ederim.

her ay damla damlatiyoruz hic problem olmuyo bizde. biraz pahalicana tabii ama yaz ve ilkbaharda sart, yapmak lazim.

olabilir

şöyle açıklayayım o pozitif yada negatif olayı bir genden kaylanıyor
yani genin Rr yada RR olması insanı pozitif yapıyor rr olması negatif yapıyor

Anne(+)baba(+) Rr+Rr olabilir ve çocukların gen ihtimali RR Rr Rr rr şeklinde oluyor(mendel kanunu)

yani%25 ihtimal negatif %75 pozitif oluyor çocukların kan grupları.

bizcesi sizcesi yok, olabilir.

lise biyoloji bilgimle konuşuyorum, rh + geni, rh -'ye baskındır, yani annede ve babada rh - çekinik olarak vardır, kızda iki çekinik gen bi araya gelmiştir.

Olabilir.
Konudan bağımsız olacak ama Anne ve baba rh- olsaydı, çocuklar rh+ olamazdı.

Olabilir.

tam trollemelik soruymuş.

cevap verilmiş zaten, olabilir.

niye trollük olsun ki arkadaşım. normal bir soru işte.

kardeş seni trollemelik soru. sana mı trollsün dedik? ne alıngan çıktın.

youtu.be

www.youtube.com
Dün buna kahkahalarla güldüm. Arkadaki müzik, dışarıya götürmek için gösterilen olağanüstü çaba, diğer Pikachu'ların hiçbir şey olmamış gibi devamı ve o gülen ifade. Anlayamazsınız.

Gençler bitti bunlar, yok mu başka?? :D

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

youtu.be

Bunlar da iyimiş bakın.

sebze, bakliyat, yeşillik, kuruyemiş, meyve bir sürü alternatif var.

youtube veya pintereste "easy vegan recipes" yazdığınızda güzel atıştırmalıklar çıkıyor aslında

granola yap evde kendin, atıştırmalık için. kuruyemiş, kuru meyve gibi şeyler de olur atıştırmaya. yulaf da güzel bir şey, badem sütü ile yapabilirsin. avokado ile yapılan bir sürü güzel şey var onları araştır vs vs.

şöyle bi tablo var: www.yesilist.com

yahu ben de veganım, ağzıma ekmek sürmem. soya da eti özleyen için geçiş süresinde falan kullanılabilir ama veganların ana besin kaynağı değildir, 1 yıl soyanın s'sini yemediğim oldu. son zamanlarda bi soya kıyması geçti elime, o bitince gidip tekrar da almam heralde.

yüz bin çeşit sebze var, bakliyatlar var, kuruyemiş var, meyve var, çikolatalı veya sütlü olmayan bisküviler var.

mercimek çorbası, kurufasulye + pilav, yanında soğan ve turşu, sonrasında irmik helvası ve karpuz. üstüne de türk kahvesi. al sana vegan akşam yemeği, ekmeksiz göm. şu menüyü görüp de "et yemeden olur mu yeaa" diyen gayfeleri de salla gitsin.

Şimdi işleri kolaylıştırmanın tam mevsimi. Çünkü otun,sebzenin, meyvenin tadı yerine gelmeye başladı. Çilekli, balsamik soslu semiz otu salatası falan yap.

Ekmeğe çok gerek. Çok seviyorsan, kendin siyah ekmek yap, alman ekmeği denilenden.

Yemekhanesinden değil vegan, vejetaryen yemek çıkmayan ve kampüsündeki tek vegan yemek seçeneği çiğköfte olan biri olarak gayet de fit yaşadım bir yıl Ankara'da. Olay hazırlıklı olman her akşam -ya da haftada 2,3 kere büyük porsiyonlarda- yemek yapıp, onları güzel termoslu yemek kaplarına koyman.

Her yemeğin yanına salata yaparak başlamalısın.
Dışarıdayken hiçbir şey yoksa yanında, bir simit, sonrasında çilek, şeftali, elma (doyana kadar ye.) kurtarıcı olabiliyor.

Çeşit çok önemli. Tabağını, masanı hep renkli tut. Şimdi başlayabilirsin yaz türlüleri yapmaya, yanına da az yağlı bulgur/milet pilavı.

Sağlığını hiçe falan saymıyorsun. Vejetaryenlikten veganlığa geçtiğimde, bunu söylemedim, ama her ay kontrolüne gittiğim doktorum fark etti iyileşmeyi, yüzüme gözüme renk geldi. Bu iyi değişimler, ekmek yemekle olmuyor. Sebze, meyve hep olmalı. Kendine arada vegan browniler vs. yapmaktan da çekinme. Olay abartmamakta.
Sonradan edit: İşte sana tıkınmalık, soyasız, göbek yapmayan atıştırmalık: Şundan alıyorsun:www.e-ekmek.com

Icınde 40 tane falan var, pahalı sayılmaz.

Bununla, sebzeli sommerrolls yapabilirsin. sonra soya sosuyla, tahin sosuyla, acı sosla vs. ye gitsin: www.heavenlynnhealthy.com

Öncelikle süt işini inek sütü olmuyosa soya veya türevlerinin sütleri var pahalı geliyorsa kendin yapabilirsin tadı fena olmuyor.
Sütlü yulaf ezmesi unu tatlandırmak için hurma bildiğimiz taze hurma biraz sıcak suda bekletki şişsin bu şekilde güzel bir protein ve liften zengin içeceğimiz oluyor.
Pelte tatlı olarak chia tohumunu suyla ksrıştırıp dolapta bekletip yiyoruz.
Börülce zeytinyağlı oldukça besleyici
Ayrıca diğer bakliyatlara da yüklen

Falafel yap çok lezzetli. Yanına da patlıcan salatası, limonlu tahin gibi şeyler yapabilirsin. Dikkat et parmaklarını yeme.

abi ekmeği de bırak diyorlar :
capsizm.com

:D bir tek su içicen kibrit kutusu kadar :D

atıştırmalık mı istiyorsun? tahin pekmez al. :D

ekmek arası ot ye cevabımı silmiş moderasyon, soruya cevap değilmiş aksjakakaka
siz adamı öldürürsünüz

Soya yüksek derecede bitkisel östrojen içeriyor. Yani veganı falan geçtim biraz iq sahibi olan kimse soya tüketmez, sen de tüketme. Tüm endokrin sistemini yerle bir ediyor; erkekte jinekomasti ve testosteronun östrojene dönüşmesi; kadında rahim ve meme kanseri gibi sıkıntılara neden olabiliyor. Onun dışında sebzeye meyveye bakliyata aban işte.

Akdeniz yemekleri dogal olarak vegan yiyecekler. Turlu turlu saglikli vegan yiyecek var. Ekmek yerine bulgur yiyebilirsin, makarna, pirinc, mercimek, humus fasulye. Ben de her gun baska bir cesidini yiyorum.

takviye hapları (b12, demir) aksatma da karnını doyuracak bir şeyler bulursun. sağlığından olma durduk yere.

cevaplayan bütün arkadaşlara çok teşekkür ediyorum biraz daha fikrim var artık ne yapabileceğim konusunda. çorba salata meyve en kolay erişilebilen yiyecekler gibi gözüküyor böyle deneyceğm.