Kolay bir algoritma, eğer bunu da yapamıyorsan dersi geçme zaten. Bu iş kendin kendine uğraşmadıkça olmuyor. Ben lise zamanlarımda günde 11 saat kod yazarak geliştirdim kendimi.

Yeni öğreniyorsan bir şeyler yazmaya başla, takıldığın yerlerde gel burada sor. Eminim C++ bilen bir çok kişi vardır burada ama hiçbirisi(ben de dahil) senin ödevini senin için yazmaz. Bu hem sana hem de sana yardım eden kişiye bir şey kazandırmaz.

açıkcası programda kendimi geliştirmek gibi bir niyetim yok, daha doğrusu ilgim yok. sırf kredi doldurmak adına aldığım bir ders.biraz kolaycılık oldu farkındayım. önerileriniz için teşekkür ederim.

yahu herkes zaten aşırı uzman yazılım mühendisi, herkes microsoft, facebook vb.. yerlerde çalışıyor gibi akıllar verilmiş, tavsiyelerde bulunmuş. gece gece ne sinir oldum.
adam durumunu izah etmiş, yapabiliyorsanız yapın işine baksın çocuk, yapamıyorsanız da dışardan akıl vereceğinize aklınızı kendinize saklayın. yazacağınız toplamda 20-30 satır kod, elinize yapışmaz.

al dostum istediğin gibi düzenlenmiş ve yapılmış bir program. madem sadece kredi doldurmak için aldığın bir ders, kafanı da yormana gerek yok. yine ödev olsun yine yaz, yine yaparız hiç sorun değil.
(git: yadi.sk)

not : // işaretleri ile başlayan satırlar açıklama satırlarıdır, derleyici onları görmez sadece hocana verirken eğer hoca istemem derse silersin yoksa açıklamalı olarak teslim edersin.

çok teşekkür ederim

Dalgaya vurulma sebebi bu teknolojinin birkaç sene içerisinde gelme olasılığının olmaması. Bu teknolojiyi geliştiren, geliştirme testlerini yapan ülkeler bile birkaç sene içerisinde tam anlamıyla bu teknolojiye geçmeyecek. Testlerinin bile 2018'de yapılması bekleniyor. 3g teknolojisinin bile dünyada yaygınlaştıktan kaç sene sonra bize geldiği, 4g'nin senelerdir dünyada kullanıldığı halde bize gelemediği düşünüldüğünde komik ve mantıksız geliyor işte.

Teknolojide, özellikle bu tip teknolojilerde yıllarca geri kalmak veya beklemek ciddi bir sorun.

(bkz: #50744301)
yaygınlaşması 2025 diyor.

wiki 2020 demis. 2023 de geceriz biz de cb'ye kalirsa.
en.wikipedia.org

Benim o konusmadan anladigim, millet 4g'ye gecip 5g'yi arastirmaya basladi, biz hala 4g ile ugrasiyoruz oldu.

Iki yil bekleyelim, 5g'ye gecelim konusmanin icinden cimbizlanmis gibi. Genel icerik pek o yonde degil.

Baz istasyonlarının uyum sağlaması, hatların yaygınlaştırılması gib işlemlerin de yapılması gerekiyormuş 5G'ye geçişte, bu 4G'yi de kapsıyor tabii. Yani onu atlayalım da 5G'ye olamıyor.

Konuyla ilgili uzman görüşü: www.bianet.org

Evet 4g ile uğraşıyoruz fakat sanki kendisi uğraşıyor, bunun kararını özel firma olan operatörler verir ama biliyorsunuz avea tt devlet çok içli dışlı ki bir şeyler dönüyor bana göre. Sonuçta yatırımı yapan operatörler ihalede parayı da ödeyenler operatörler. Tayyip haklı olacak olsaydı bile turkcell ve vodafone'un neredeyse yatırımlarını tamamladığı dönemde böyle bir şey istenemez.

şahsen ben lastiği söktürür, iç lastikten baktırırdım.
altımda bir bombayla yolculuk etmek gayet riskli bir durum.

Onun tamiri çok basit, yaptır kafan takılmasın. Bunun için yeni lastik falan alanlar var o kadar pimpirikli olma tabi de çiviyle de gezme bence.

tamir ettir. basit bir iş risk alma.

tamamdır. tesekkur ederım herkese..

ilerde sıkıntı olmaz derken neye dayanıyor acaba? insanı deli eder bunlar. arkadaşlar söylemiş zaten, çıkarttırın çiviyi, 10-20 liraya yama yaparlar, kafanız rahat olur.

aynısı bana olmuştu, çivi girmiş. 10 liraya yama yaptılar. 2 yıldır aynı lastikle devam ediyorum.

10 TL ye yama yaptırın.ama lastiği söktüğünüz Dişli sırasına göre takın yoksa balans yaptırmak zorunda kalırsınız.

lastiği sökmeden öyle kerpetenle sökmeye çalışırsa kırılır tabi. üşengeçlik yapmış. lastiği söküp oraya yama yapması 10 dakikalık bir iş alt tarafı.
Sakın ihmal etmeyin. Araba dediğimiz şey çok komplike bir şey ama en nihayetinde yere tutunan kısımları 4 tane lastik ve o lastiklere iyi bakmamız lazım.

www.eksiduyuru.com

linkteki duyuruda okuduğum ilk cevapta üzüldüm, ikincisinde sevindim :) teşekkürler!

yurtiçi kargo yarım gün çalışacak yarın.

Eğer yarım günse, yurtiçi hayatta dağıtıma çıkmaz. Sadece öğlene kadar gidip kargonuzu alırsınız veya kargo gönderecekseniz gidip gönderebilirsiniz. Dağıtım beklemeyin yani.

aras kargo yarım gün çalışacakmış.

Hola eklentisini dene. Türkiye ve bir sürü ülke var.

Hideman'in haftalık 7 saat ücretsiz hizmeti var, Türkiye de var. 7 saat üstü ücretli.

2006 model 64.000km başka ne diyeyim çok pis yalan var işin içinde.

ozellikle sordum, km. orjinal dedi.

O kilometresi hiç inandırıcı değil birincisi. İkincisi bence bu marka/model bir araba için o para çok. Lpg takmadan da işin zor. Kullanan arkadaşlar daha detaylı bilgi verir.

o araba etmez o kadar yahu etme eyleme

agalar piyasa artmis, sahibinden de millet birbirine bakip ucuyor. emsallerine bakinca fiyati normal, km ve temizligi dedigi gibiyse tabi. araba 18 gundur ilanda gerci. ben kendi arabami 2. gununde satmistim. alternatif onerilerine de acigim. hatchback olabilir. de cok dar ve gucsuz araba istemiyorum.hem fakirim hem seyim buyuk :)

Abi i araba 24 bin eder mi manyak misin

o paraya 100.000'den aşağı 2007-2008 dizel linea alınır.

o para o arabaya verilmez. araba cillop gibi olsa bile verilmez yahu. piyasa yükselmiş olabilir ama elzem değilse, istediğiniz gibi araç bulamıyoranız almayın bence. paranız dursun. ya da ille alacaksanız, markaların kendine ait forumlar var. o forumlarda uzun zamandır yazan, tanınan, nispeten güvenilir insanlardan araç almaya çalışın. forumlarda insanlar birbirini kollar.

aracı dinle. devir ne kadar düşerse yakıt o kadar azalır.

bayır konusunda bilgili arkadaslar gelirler birazdan.

Ekran diyorsa dogrudur,ben ekrana uymadim cok fazla yakiyor araba...

1. vitesle çıkmanın bir zararı yok. Zamanla aracına alışınca nerede hangi vitese takacağın refleks olur zaten. Biraz hızlı girdiğin bir yokuşu 2. vitesle kaptırarak çıkarsın belki ama ertesi gün yokuşa giriş hızın daha düşüktür, aracın yükü daha ağırdır vesaire, değişir yani.

eğer araç 2. vireste bayılıyorsa mecbur 1. vitesle çıkacaksın. ben bazen 1le giriyorum bayıra çok bağırırsa 2'ye atıyorum ama baktım 2'de devir acaip düşüyor yine 1'e atıyorum hemen.
devir konusunda da ne kadar düşük devirli olursa o kadar az yakıt+1

Babam yokuşta yüksek devirde çıkmak gerek derdi. 4000i geçmesi normal mi bilemem ama

1 kalkış vitesidir, bir arac 2. viteste rampa tırmanamıyorsa o araç bence hurdadır.

ne alakasi var ya, bazi yokuslar 1'le cikilir yani, 2yle mumkunati yok.

4000 de surekli fazla gibi biraz sanki. azcik gazdan cek ya da,ikiye al bence.

2 ile hız alıp yokuşa girince çıkıyor olmalı. çok dik olmamasına rağmen yavaşlıyorsa sıkıntı. cihazı belki bir dinamometreye takıp güç ölçülebiir.

düşük devirde az yakmaz, uygun viteste az yakar. uygun vites: gaza en az basman gereken vites. makine ne diyorsa onu yapmak lazım. birkaç parametreye göre (eğim, gaz pedalının açısı=ne kadar basılıyor) hesaplama yaparak uygun vitesi belirliyor.

cok dik bir yokusu birinci viteste cikman dogal, aracin 1.4 85 bg ve torku dusuk bir arac, ikinci viteste cikacaksin diye bir sart yok. yokuslar icin ciktigin viteste in, indigin viteste cik gibi bir tavsiye vardir guvenlik icin.

13 yillik ehliyetim, 200.000 km arac surmuslugum ve ileri surus teknikleri egitimim var.

cop diyenlere de aldirma, arabanin kadranina bakip kac yapiyo abi bu diyenden farki yok.

Çok dik bir yokuşta 1.4 aracın 2. viteste boğulması normaldir. 1. viteste ya çok basmadan (3500 devire kadar) sabit hızla çıkacaksın ya da araba hızını ve devrini aldıysa 2. vitese atacaksın, devir 1300'ün altında düştüğünde tekrar 1'e düşeceksin. seçim sana kalmış. Araç yokuş çıkarken bağırmalı. 2000'in altında yokuş çıkmak arabaya zarar verebilir.

65'te giderken de 5. vitese at diyorsa araba at bence de. Otomatik vitesli arabalarda sabit 70'le falan giderken kendisi 7'ye kadar çıkıyor. Yakıt ekonomisi için iyi oluyor.

"çok dik yokuş ve yokuş öyle böyle dik değil ama" yazılmış

eğim gerçekten çok fazla ve hızınız kalkış hızına eş değer ise 1. vites olağandır.
ama araç "yokuş öyle böyle dik değil ama" denen bir yokuşu, 2. vites torkunda sürdüremiyorsa motor gerçekten çok zayıf ya da sorunludur. bu tip motorlar yokuşu ekarte etmek için düşük vites yüksek devirde çalışacak bu da extra yakıt tüketimine sebebiyet verecektir. yüksek hacimli motorlar alt devirlerde nispeten yüksek güç üreterek sizi böyle sıkıntılara sokmaz, ve sanıldığı gibi böyle durumlarda extra yakıt tüketimine sebebiyet vermez.

çok dik ise azıcık bağırtın çıkarken.düşük devirde zararlıdır.azıcık yaksın aracınız bişey olmaz.düşük devirde bütün yük motora ve diferansiyele biner.aracınız benzinli sanırım muhtemelen volkswagen grubu polo ya da seat ibiza.zaten saatlerce gitmiyorsunuz 3000-4000 devir arasında rahat rahat çıkın bayırı.

2. viteste çıkarken arada debiraj ver araba kaldırır gibi, devir yükselsin azcık o şekil çık.

Ya 2. vitesle hızlı gir yokuşa ya da 1. vitesle girdikten sonra biraz hızlanınca 2. vitesi test et, yine boğulursa tekrar 1.

lojmanda kalırsın dediler 10dk uzaklıktaymış, yemek de otelden olacakmış. ne bileyim tecrübe yok, para biriktirmek için iyi olmaz mı bilemedim.

Tecrüben yoksa normal. İş hayatının ilk yıllarını gerçek eğitim olarak görüp 3'ün 5'in hesabını yapmayacaksın. İşi işte öğrenip ondan sonra hak ettiğin paraları alırsın.

hangi alanda bir kariyer belirlediğine göre değişir durum. eğer sistemci olacaksan deneyim kazanana kadar idare edebilirsin. ama yazılım yönünde geliştirmek istiyorsan kendini tavsiye etmem. bir otelin bilgi işlemi yazılım konusunda sana pek bir şey katmaz. onun yerine herhangi bir yazılım firmasına başvurabilirsin belki daha yüksek maaşa iş bulabilirsin.

tecrüben yoksa normal evet. yazılımla alakan yok zaten belli ki. sistemci olursun, network kasarsın vesaire.

Son ödeme tarihinden sonra 5 iş günü daha bekliyorlar, sonra kesiyorlar diye biliyorum. Sonra bir de açtırma parası vardı eskiden, şimdi durum nedir bilmiyorum.

açtırma parası kalktı. bugün yarın keserler.

Önümüzdeki ayın faturasıyla ihbarname gelir o zamana kadar ödemezsiniz. 1 ay ödemeyince kesilmiyor.

Galiba en fazla bu sene şubat ve mart aylarında kullandım yemeksepetini.
gittim hesapladım, 25 günde tam 86 liralık harcama yapmışız ev arkadaşımla birlikte.

226,75TL. 1 nisan ile bugün arası.

200'ü geçtiğini hissediyorum, çok da bakmak istemiyorum açıkçası haha

Online kredi kartı ödemesi olduğundan beri ayarı kaçtı.

0

yemeksepetinde bu toplam tutarı gösteren bi yer var mı?

bu ayki 98,85

@try again

hayır ya göz kararı sipariş geçmişinden bakıyorsun işte. ya da teker teker hesaplıyorsun.

@osurdum

haha abi benimde tam 226 çıktı 1 nisan ve bugün arası, şaka gibi.

demek ki ben kontrolü kaybetmişim 100'ü geçen sadece 2 kişi var 6 üzerinden.

son 27 gün 230.

online kredi kartı +1

Ben tek tek hesapladım valla ahaha. Benimki kontrolü kaybetmek olmuş evet, 3-4 gündür siparişi kestim. Sonu gelmiyor, üşengeçliği bırakmak lazım.

28 tl

ingilizce olarak cnet'e mail atın, maynet cnet'e ait bir site. yukarıdan bilgi gelince belki hakrekete geçerler.

Ücretsiz dns hosting veren birsürü yer var, çoğu da sorunsuz çalışır. Alan adını Mynet'ten kurtaramıyorsanız bile nameserverları başka bir yere alın. En kısa zamanda da alan adını transfer edin. Zaten transfer ücreti de 1 yıllık alan adı ücreti kadar, firmalar transferle birlikte 1 yıl da uzatıyor. Kısacası bedava.

arkadaşların da yazmış olduğu gibi nameserverlarınızı değiştireceksiniz ve olay bitecek.

Greenify kullanıyor musun? Rootsuz telefonlarda Greenify ekranı açıp uygulamaları falan sonlandırıp tekrar kapatır ekranı da, o geldi aklıma ilk.

yok valla, kullanmıyorum greenify. ama güzel programmış :)

Zamanlamış görevlerde bir şey olmasın.

@bigbadabum, yohtır. son 2 günde yeni bi app yüklediğimi de hatırlaıyorum.

emniyetin sitesinden hatalı oldugunu gosteren fotograf ya da video ile ceza almasını saglayabilirsiniz

foto çekmekle çok iyi yapmışsın dostum
istersen beyaz masaya şikayet edebilirsin,onlar zaten sana geri dönüyorlar geri döndüklerinde fotoyu da paylaşabilirsin.
yada emniyet in sitesinden fotoğrafı ekleyerek ihbarda bulunabilirsin
son olarak taksiciler odasını arayabilirsin,üçüde etkili sonuç verir.

hiçbirinden sonuç alamazsan ayı nın fotosunun çıktısını al,taksim ve çevresinde ki ağaçlara direklere yapıştır

www.egm.gov.tr

Buradan yaptığın ihbarları değerlendirir, konuyla ilgili cevap da verirler.

@muratkazanasmaz'a gönder. büyük ihtimalle retweetler.

twitter.com

Ben diyeyim, oradaki taksicilere bulaşmayın.

2 sene elmadağ'da çalışan birisi olarak diyeyim oradaki taksicilere bulaşabilirsiniz. bir bok olmaz.

ikinci olarak malesef emniyet o konuda pek umursamaz bir tavır sergiliyor. bahsettiğiniz yaya geçidi sanırım hilton'un önü veya garanti bankasının oradaki ışıklardır. emniyet orada cayır cayır araba çekerken bu taksicilere hiçbir şey yapmıyor.

sen yine de şikayet et, belki ibnetor ceza yer en azından.

Konak Oteli'nin önündeki ışıktan bahsediyorum. Yani aynen, Garanti'nin orası.

Burada tüketicininki tam uyanıklık olmuş. Satıcı yapması gerekeni yapmış, parayı iade etmiş işte. Sanki altın alıyoruz da güncel kurdan iade ediyoruz gibi bir durum olmuş, abartmamak gerek.

satıcı haklı.

Haklı haksız kısmına çok girmeyeyim ancak herkes gelip tüketiciyi uyanık diye damgalamış, şirket politikalarının bilincinde olmadan. Örnek vermek gerekirse arçelik de bir arızadan dolayı teknik servise gönderip değişim istenildiğinde eğer o televizyon yoksa bir üst modeli verilir karşılıksız bir şekilde. Bence tüketici haklı.

Eğer büyük bir firma ile ilişkili ise tüketici doğrudan şirketle görüşmeye geçsin derim.

Zincirleme herkesin bir üst modele geçmesi lazım o zaman. Fiyat arttı tamam da bu adamı ilgilendiren bir şey değil. Parayı biz ölçü olsun diye kullanıyoruz zevkine değil. 2000 lira karşılığı alındı o ürün, 2000 lira karşılığında iade edilir. Gayet net.

Şurdan biliyorum, 3-4 sene önce kaliteli bir gamer klavyesi almıştım. 400 liradan fazla para vermiştim. Sorun çıktı tuşun tekinde, tamire yolladım. Servis süresini geçtiği için de yeni ürün istedim, yenisi yok para iadesi yapalım diyip fatura fiyatını aynen geri verdiler. Ama klavye içerde 250 liraya falan düşmüştü.

Ürünün fiyatı düşseydi size düşük fiyattan iade yapmaları durumunda ne düşünürdünüz? fiyatı arttığı için yüksek fiyattan iade ya da üst model talebi haksızdır. üst model verme inisiyatifi satıcıdadır. yazdığınız kanun maddesinde de bu öngörülmüştür. kanun ne diyor:

- bedel iadesi,
- malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi (aynı ürünün sağlam olanı),
- ayıp oranında bedel indirimi (tamiri 300 lira tutacak bir problemse 300 lira iade edebilir mesela),
- ücretsiz onarım.

ben üstü model ya da güncel fiyattan iade gibi bir argüman göremedim.

satıcı haklı.

"lan" demesi terbiyesizlik olmakla birlikte satıcı haklı. ha müşteri memnuniyeti için üst modeli verebilir, kendi bileceği iş. ama fiyatı düşseydi alt modeli kabul etmeyecektiniz. zaten yasada da değişim, onarım veya ücret iadesi demiş.

İtiraz sonucunda Ocak ayından itibaren mi zammın güncellendi yoksa itiraz ettiğin için Nisan ayından itibaren sana bir kıyak mı yaptılar. Yani duruma göre değişir gibi ama iş verenlerin bizden yana olmadığını düşünürsek senden ses çıkmadığı sürece Nisan ayından itibaren yapmış gibi gösterebilirler. Şimdi ona da itiraz edersen ne olur bilemem tabi :D.

arkadaşlar bizde ücretler yıllık brüt maaş üzerinden belirleniyor.
yıllık brüt ücret güncellendi.

O zaman Ocak'tan itibaren farkını alırsın. Sonuçta yıllık brüt maaşın yeni orana göre güncellenmiş.

Kurumsal bir firma ve edit sonrası yazıya dayanarak Ocak'tan itibaren deyip toplu para alman lazım. Olmazsa ona da itiraz et.

yaklaşık 30 tl

sistemdeki tutarlar güncel mi bilmiyorum ama:
taksiyle.com

site çalışmıyor hocam bende. chrome kullanıyorum, güncel.

25-30 arası tutar.

Ayrıca Aşti'den Ankaray ile Kızılay'a, oradan da aktarma ile metroya binip Macunköy'e gidebilirsin.

35 tl civarında tutar.

Ankara'ya geliş biletine yakın tutar.
Metro kullansana?

Ev arkadaşım için sormuştum da kızın çok fazla çantası var, metro kullanamaz. Çok da uygunsuz bir saat zaten sabahın körü olacak.

tabi ki zararı var. doktora gidin.
1 gün deseydiniz üzerine yatmışsınızdır diyecektim ama karpal tünel sendromu falan olabilir bence bir ortopediste sormanızda yarar var.

sonucu buraya bildirirsiniz.

ahkjasfjkal abi/abla ne yaptın? hiç vakit kaybetme, doğru doktora. önce bir ortopediste git bakalım. oradan bir şey çıkmazsa nörolojiye yönlendirirler diye tahmin ediyorum. ya da belki direkt nöroloğa gitmek de faydalı olabilir bilemedim. bir haftadır hissetmiyorsan pek ortopedik gibi durmuyor.

dirsegini kivirarak cok is yapiyorsan, duz tutmaya calis. Duzeliyor mu

bisiklet sürüyor musun?

Sadece parmak mı yoksa o parmağın gerisindeki elinin dış bölümü de mi böyle?

www.serefaktas.com

Şunun gibi bir şey olmasın? Bence bir doktora görün hemen.

ya burayı kullanmayı pek bilmiyorum kusura bakmayın. okumayi sevmeyen oku bisiklet sürmüyorum. osurdum hayır sadece serçe parmağımda hissizlik var. biraz daha bekliycem geçmezse sanırım doktora gidicem. teşekkür ederim.

belli zaten kullanmayı bilmediğin önce tik verip sonra kaldırdın falan :) tik elimden ilk kez geri alındı, geçmiş olsun ayrıca.

ekstre gece yarısı kesilir. bugün alışveriş yaparsan bu gece kesilecek ekstreye girer. acelesi yoksa yarını bekle.

Çok değişken oluyor onun zamanı. Kimi bankalar gün sonuna kadar (23.59) kimisi de mesai saatleri içerisinde kesiyor. Ayrıca bugün yaptığın alışverişin ne zamana yansıyacağı da pos cihazına bağlı. Garanti'nin pos cihazı parayı anında çeker, hesap kesilmediyse bu döneme gelir. Ama başka bir bankanın pos cihazıyla yapılan alışveriş büyük ihtimalle ertesi güne kalır, yeni döneme işler. Tam kesin bir şey söylemek zor yani.

yarın al, garanti olsun. bugün alırsan %99 ilk ekstreye yansıyacak borç.

C class hosting derken size C class bir IP bloğu atayabilecek bir hosting firması mı arıyorsunuz?

Merhaba kobretti,
Evet, aynen bunu istiyorum.
Ip aralıklarına göre hostingler a,b veya c diye değişiyor okuduklarıma göre. A'lar pahalı oldugu için görece ucuz olan C ile yola çıkmak istiyorum.

Bir kavram karmaşası var sanırım. Tam olarak ne istediğini söylemiyorsun, ip aralıklarına göre hostingler öyle bir ayrıma girmiyor. Sen seo hosting hizmeti mi istiyorsun? Farklı bloklardan ip adreslerine mi ihtiyacın var? Yoksa normal bir hosting hesabına mı ihtiyacın var? Detaylandırırsan öneriler gelir.

Öncelikle ilginiz için teşekkürler. Seom kötü diyen hosting yoktur sanki. Bu yüzden a klas ipler falan daha iyi diye okumuştum, duymuştum. Bu yüzden C klas ip'ye sahip hosting istiyorum.

seohosting.com.tr

Yukarıdaki sitede var misal. Bunun gibi önereceğiniz yerler var mı?

Bir de gerçekten çok etkisi oluyor mu?

esasında Godady'de

tr.godaddy.com adresinde temel ile başlayıp hit geldikçe arttırmak mı daha mantıklı?

Godaddy'nin panelinde başka bir ftp hesabından veri transferi sağlayan bir özellik olabilir. Yani eski hosting sunucusundan yenisine transfer edebilirsin.

ssh yetkiniz varsa anca öyle yoksa kolay gele.

Çocuksuzsa umurumda olmazdı. Çocukluysa da velayetin kimse olduğuna, çocukla anlaşıp anlaşamama göre değişir.
Sorun o değil; sorun şu ki boşanmış kişi tutup da benimle evlenir miydi? Gerçi her türlü çok da fark etmezdi, seviyorsam çok da takılmazdım herhalde.

gönül bu belli mi olur, kesin konuşursun sonra gider hem iki defa boşanmış hemde çocuklu olanına tutulursun.

Burada boşanıp boşanmaması değil de biraz psikolojisi önemli bence. Boşanmasına rağmen atlatamadığı bazı şeyler varsa, bunu ister istemez bana hissettiriyorsa, psikolojisi bozuk ve düzelme ihtimali yoksa, bu gücü onda göremiyorsam evlenmem.

Ama bu dediklerim boşanmış bir kadın için değil herkes için geçerli aslında, ciddi bir ilişkiden çıkmış birisi de boşanmış birisi kadar travma yaşayabiliyor.

Çocuklu olması ise belki sorun olabilir; çocukla iletişim kısmı sıkıntılı, orada belki biraz düşünebilirim ama sevdiğim insan için o aradaki engeli aşmak için uğraşabilirim. Bu tamamen içimden gelmesine bağlı.

evlenmeyi düşünmüyorum. ama eğer evlenmeyi düşünseydim evlenirdim. daha önce birisine aşık olmuş ve evlenmiştir sonra anlaşamamıştır boşanmıştır. sırf bu yüzden aşık olduğum insandan vazgeçmezdim.

evlenirdim çünkü ben de boşandım, zuhahuah.

not; ikinciye evlenirsem çocuklu hatun daha cazip geliyor. +5 yaş çocuğu falan varsa bilhassa. bebek mebek hiç uğraşasım yok. hazır yapılmışı daha cazip.

çocukluyla evlenmem, ölene kadar çocuklardan uzak durmayı planlayan biri olarak.

evlenirdim elbette. çocuğu varsa da anlaşıp anlaşmama durumumuza göre karar verirdim. ailemin ise kararıma saygı duymasını beklerdim.

40 yas uzerindeysem cocugu olan biriyle evlenirdim, ya da benim de cocugum varsa.

Degilse cocuksuz biri olmasi daha iyi olur.

Ama ben toptan evlilige karsiyim:)

Ama daha bu isler bana cok uzak, buyuk konusmamak gerek.
K23

çocuksuzsa evlenirdim, hiç sorun değil nikah mikah işleri.

çocuk varsa evlenmezdim heralde.

1) Evet
2) Evet

Sevmeden evlenmeyi hiç düşünmezdim. O kişiyi olduğu gibi sevmişim, o kişiyi "o kişi" yapanlara çocukları ve geçmişteki evlilikleri de dahil olduğuna göre bunları sorun etmezdim. Tabi diyelim ki çocukları veya eski eşleri sorun çıkaran insanlar, o zaman evlenmeyebilirdim. Sonuçta onlar da hayata dahil oluyor.

Çocuklar ve eski eşler zorlaştırıyor durumu tabi ki, ama zaten bu zorluklara katlanmaya değmiyorsa o kişi aslında sevilmiyordur, evlenilmese daha iyi. Ama belki çocuklar da eski eşler de çok tatlı insanlardır, sevgi bitti saygı da bitmesin diye iki tarafın da isteğiyle kavgasız gürültüsüz boşanılmıştır, arkadaşlık devam etmiştir. Bu durumda hiç düşünmeden evlenirdim.

Annesi 2-3 yaşında çocukla boşandıktan sonra yeniden evlenmemiş, evlenmemeyi fedakarlık olarak görmüş ve bu yüzden yalnızlığını kabullenemeyip kızına sarmış, kendisine bağımlı yetiştirmeye çalışmış; babası ise boşandıktan kısa süre sonra tekrar (boşanmış ve çocuklu biriyle) evlilik yapmış ve halen o kişiyle evli olan biri olarak bildirdim.

her şey olabilir, evlenmemem için sebep değil. neden ayrıldıklarını bilmek isterdim tüm açıklığıyla.

çünkü babamın da ikinci eşi annem :D üvey kardeşimiz yok ama olsaydı da yapcak bişi yoktu :D insanlar anlaşamayabiliyor.

çocukluyla olmaz da demem. ne rahat insanmışım :D sonuçta benim anam babamın eski karısıyla tanışmış (babanem vefat ettiğinde taziye için gelmişti) bir kadın, kime çektiğim belli :D

Ailemin ne dediği pek umrumda değil. Çocuğu olması biraz soru işareti ama evlenip ayrılmış olması evlenmeme engel değil.

evlenmem.

evlenecegim kisinin daha once evlenip evlenmedigi, cocugu olup olmadigi benim icin onemli degil. sevmissem her seye katlanirim. guzel esigim ziyadesiyle yuksek. esikten iceri girdigi surece gecmisi beni ilgilendirmiyor.

ailemin ne dusundugu cokta onemli degil. o cocukken onemliydi.

benim daha once evlenip evlenmedigim de onemli degil.

Çocuğu olan biriyle evlenmem. Evlendiğimde kendim de çocuk istemiyorum zaten. Çocukları çok sevmeme rağmen çocuk sorumluluğu varsa yengeç yürüyüşüne başlarım. Hayat çok kısa. Gezmek lazım.

Kac defa bosanmis umrumda olmaz ama cocukluysa asla.

Çocukları sevdiği, çocuk istediği halde çocukluysa evlenmem diyenleri merak ettim. Niye evlenmezler çocuk var diye?

Ailesini görmezden gelebilecek ne çok insan varmış. Ben şahsen bu kadar çok olabileceğini sanmıyordum. Çünkü evlilik, iç işlerinde bağımsız olduğu kadar dış işlerinde sürekli aile ile iç içe olan bir müessese. Dolayısıyla ailenin rızası olması bence çok önemli. İş kopma noktasına geleceği durumda, 'Ya o ya biz', 'Benim senin gibi oğlum/kızım yok' noktasında hala ailemi dinlemem, kendi hayatımı yaşarım diyebilecek birileri de var ise aramızda, şaşırırım.
Çocuklu ise evlenmezdim diyen de çok.
Peki siz çocuklu ve boşanmış biri olsanız, biri de size 'çocukların olmasaydı seninle evlenirdim' dese, ne kadar doğru olur ki? :)
Sonunda saçmaladım ama demek istediğimi anlatabildiğimi düşünüyorum.

arkadaş benden önce 2 sevgilisi olmuş adamın 1.5 yıldır burnundan getirdim, evlenmiş boşanmış olsa gör o zaman curcunayı. 'sen onunla da yaptın bunu, artık heyecanın kalmadı di mi? zaten sana boşanmak kolay' gibi türlü argümanla savaşmaktan yorulup evlenemeden ayrılırdık ^_^

boşanmış insanları kadın ve erkek diye ikiye ayırmak lazım. kadınların genelinin kafası karışık oluyor hatta kimisi bu travmadan kurtulamıyor. adamların da boşvermişliği zirveye ulaşıyor. şöyle düşün, ikinci el araçta tatmin eder ama hiçbir ikinci el araç sıfır araç tadında olmuyor bunu da bilesin.

''Ailesini görmezden gelebilecek ne çok insan varmış. Ben şahsen bu kadar çok olabileceğini sanmıyordum. ''

buranın sanal bir ortam oldugunu hatırlatarak, çoğu kişinin samimi cevaplar vermediğini, gerçek hayatta başına gelse burada söylediğinin tam tersini yapacağına emin olabilirsin. cevapların taş çatlasa yüzde 10-20'si samimidir ve gerçekçidir.

evlenirdim. hatta çocuğu varsa daha da iyi. çünkü benim de çocuğum var. baba olması benim için bi artı. genelde başından evlilik geçmemişler cevap vermiş. çocuklu bekar birinin de görüşü olsun dedim. saygılar.

secimharitasi.com

Burada aşağı yukarı tahmin veriyor.

Tüm sisteme hakim olan biri bile şu anda buna net cevap veremez. Oy oranları değil koltuk sayısı önemli bildiğiniz üzere.

Sizin örnekte muhtemelen, dediğiniz gibi, "bölge" vekaletlerinin büyük çoğunluğunu AKP götürür ve CHP+MHP koltuk sayısını geçebilir.

hocam şöyle bir şey söyleyeyim; bir il düşün, 2 tane mv seçiliyor o ilden. akp %60 gibi bir oy oranıyla 2 mv çıkardı diyelim. chp + mhp oyları da toplam %35 olsun. böyle bir dağılımda gene tabloya oranlar 60-35 olarak yansısa bile mv oranlarında chp+mhp direkt 0 olarak yansıyacağından %43 - %43 gibi bir dağılımda mv sayıları eşit olmaz. akp > chp + mhp olur.

ekleme: ayrıca şöyle bir şey var. barajı geçemeyen parti %90, akp %10 alsa böyle bir ilden, akp yine 2 mv çıkaracak.

eyyy brad pitt :) bosver ne odeyeceksin. hizmet almadigin seyin ucreti neden odenir? yani bir amaca da hizmet etmiyor, dese ki gss ayni zamanda bes'tir (bireysel emeklilik sistemi). odediginiz zaman atiyorum 20 sene sonra emekli olacaksiniz tamam ama her ay geliri olmayan birinden 144 tl neden istenir?

basimdan gecen bir olay ile taclandirayim da anlayin.

2012 den 2014'un sonuna kadar en ustten borc yazmislar. (2014'te sgk ya gectim artik dayanamadim vs baska sebepler) 2014'un eylul ayinda kan testi yaptirdik (dvt diyelim), sgk felan yok. (marmara egitim arastirmada geciyor bu olay) kimlik numarasi ile giris yaptilar ama borc cikartmadilar. sevindik (enayiyim evet.) gel zaman git zaman 2014'un sonlarina dogru gida zehirlenmesi ile ayni hastanenin yolunu tuttuk, gece 01.00 sulari. giris yapan eleman ne dese begenirsiniz? hastaneye 1000 tl borcum varmis. bu yapilan kan testlerinin ucretiymis. ve bu borc pesimi birakmazmis (hani gss li idik ... evlatlari ) neyse odedik tabiki.

o yuzden gss felan hikaye. hala 5000 tl borcum duruyor. hepinizin dusundugu cumleyi bende soyluyorum icimden. (odeyeni .. )

dipnot: (ayni testler icin ayni parayi ozel bir kurumda (ve ozel kan testleri dahil - marmarada yaptirmadiklarim da var) ayni ucreti odedim ve devlet-ozel arasinda lira fark oynamiyor)

bu borçlar çalışmadığınız ayların borçları mı? o zaman şimdi işe girip girmemeniz bir şey değiştirmez.

Part time sigortalı olmak genel sağlık sigortasından kurtulmaya yetmiyor.

Detaylı bilgi: www.resulkurt.com

Ayrıca bu geçmiş dönem borcu, sen işe daha girmedin ki? İşe girince geçmiş dönem borcun silinmiyor.

çalışmadığı günleri puantaj seçerse 30 güne tamamlamak zorunda kalmaz. gss de ödemez.

teşekkür ederim arkadaşlar.

tahminim şişli civarı

Böyle durumlarda benzer numaraları Google'da arat, firma siteleri falan çıkıyor, sitelerinde de adresleri yazıyor, aşağı yukarı bölgeyi çözersin.

Mesela: www.elips.com

İşte bu yüzden kopyala yapıştır sonra "eğer kopyalandıysa" eskisini sil yapıyoruz dostum :D. Kes yapıştırın mantığı böyle. Dosyanın türüne, disk yapına/doluluğuna göre o kurduğun programlara benzer programlar bulabilir. Genelde bu programların birinin bulduğunu ötekinin bulamama gibi gerzek durumları var, bulabildiğin bütün programlarla tarat bakalım. Program önerim de R-studio.

kopyala/yapıştır/ sil yapsan da dosya kaybolabilir. bunun bilgisayarla değil hdd ile ilgisi var. hdd'nin elektriğini kesmeden direkt çıkartırsanız son yapılan işlem kurbapa olabilir. tecrübe ile sabitti. bu yüzden saatin yanından aygıtı güvenli çıkar deyip öyle çıkartıyoruz. ayrıca sistem geri yükleme silinen kişisel dosyaları geri getirmez.

Serebro.

serebro
www.youtube.com

Bırak kullansın, @want2die'nin söylediği gibi ne kadar bol bulursa o kadar çok kullanır, böylece bir çok işlem hızlı yapılır.
Yok diyorsanki tam 6 gb isteyen programı çalıştıramıyorum o zaman bir sorun vardır ama normalde 6 gb ihtiyaç duyulduğunda windows gereksiz şeyleri ramlarden kaldırır.

Bilgisayarda bir şey çalışmıyorsa o kullanım gözünü korkutmasın. Burada kullanılan miktardan çok kullanılan yüzde önemli. İşletim sistemi rahat çalışabilmek için gayet geniş bir alan görmüş, bunu da kendine göre kullanıyor. Çift kişilik yatakta tek kişinin rahatça uyuması gibi düşün. Öyle yayılırsın ki yatağın çoğu alanını kaplarsın. Ama hazır çift kişilik yatak varken, hem de yalnızken neden yayılmayasın ki? Ama yanına birisi gelince mecburen toparlanırsın, kendi alanına çekilirsin.

Peki arkadaşlar teşekkür ediyorum.

5,5 gb ram boşta. bir şey yapmana gerek yok. yavaşladı diyorsan işlemciden dolayıdır. gereksiz uygulamaları silip kaldırabilirsin ama ram'den dolayı bir şey kazanmazsın.

Ya asıl sıkıntı şu; kaldırması gereken bir oyunda ram kullanımı yüzde 90'lara çıkıyor orta seviye ayarlarda bunun nedenini bulmaya çalışıyorum.

%90 lara çıkmaları sorun değil, yeter ki, yavaşlamaya neden olmasın veya kilitlenmesin. Oyun gibi programlarda hızı koruyabilmek için mümkün olduğu kadar çok bilginin ram'de tutulması tercih edilebilir. Ayrıca, ayarların artışı detay artışı ile RAM'i daha fazla kullanır ama daha çok GPU ram'ini zorlar, onun da GPU hızı yeterli ise, çok fazla harcama yapmaz.

Bu arada bilgisayarın notebook mu ve paylaşımlı bellek olabilir mi?

Bilgisayarım toshiba özellikleri intel core i7-3610qm cpu 2.3 ghz 8gb ram ekran kartıda amd radeon hd7670m paylaşımlı mı bilmiyorum.Virüs olmasından şüphe ettim tarattığımda herhangi bir şey çıkmadı sabahtan beri kurcalamadığım yer kalmadı.Acaba sıkıntı ekran kartından mı

erken ödemenin cezaSI VAR ^_^
BANKERLERİ KAZIKLAYAMAZSIN.

krediyi erken ödeyip kapatmayı istersen cezası oluyordu. emin değilim ama 150 değil de 120-130 isteyebilirler.

toptan ödersen ya faiz ödemezsin, ya da çok ufak bir meblağ ödersin. 150.000 tl ödemezsin diye biliyorum. Şubeye gidip sormanda yarar var.

%2 cezalı ödersin geriye

bu cezalı ödeme olayı sanki kalktı böyle şey olmaz diye.

bireysel krediyi istediğin an kapatırsın, ceza falan ödemezsin. diyelim ki 3 ay sonra kapatacaksın, şu yol izlenir; ilk 3 ay boyunca ödediğin taksitlerin içindeki anapara tutarı, toplam anaparadan düşülür, kalan anaparayı + son ödediğin taksit tarihinden krediyi toptan kapatacağın tarihe kadar geçen sürede hesaplanan faizi (az bir şey olur haliyle) ödersin. Elindeki ödeme planından o ana kadar ne kadar anapara ödemişsin, ne kadar anapara borcun kalmış görebilirsin.

@orient blue, nette sadece konut kredisi ile ilgili kalktığı bilgisi var. bireysel ihtiyac kredileri de dahil mi buna?

Bildiğim kadarıyla zaten sadece konutta vardı bu ceza. O da kalktıysa tamamdır.

Bir de ödeme planında ilk aylar ödemelerin çoğu faiz oluyor. Mesela 2000 lira aylık ödemesi varsa 1900 lirası faiz, 100 lirası ana para oluyor. Böyle böyle ilk başlarda faizleri alıyor, yavaş yavaş ana parayı artırıyor. Yani cezasız falan da olsa belki tüm faizi ödemezsin ama yine de ciddi kısmını ilk yıllardaki ödemelerle alır.

Çekilin 2bin kapama cezası ödeyen hıyar geldi.
Sana ödeme planı veriliyor. Her ay kaç para anapara kaç para faiz ödeyeceğin belirtiliyor. 100bin çektin 1 yıl ödedin anapara 90bin kaldı. 91800 ödüyorsun. Yeni banka ile ilgili yasada bu cezayı kaldırmayı planlıyorlardı

herhangi bir ceza yok arkadaşlar. konut kredilerinde ise %2 maks. ceza var. bu cezayı uygulamak ise bankanın insiyatifinde. ama tüketici kredilerinde hiçbir şekilde ceza meza yok. istediğiniz an kalan anaparayı (ve son ödeme yaptığınız tarihten bugüne kadarki süre boyunca işleyen ufak bir faiz) ödeyerek krediyi kapatabilirsiniz.

ödeme planına bakarak kendiniz de hesaplarsınız. bileşik faiz hesaplamayı biliyorsanız %100 doğrulukla hesap edebilir ya da basitçe bankayı arayıp "bugün kapatıcam, ne kadar öderim" diyebilirsiniz :)

Evet amaç o işte. Hava ile temas etmeyen yiyecek geç bozuluyor.

Hem daha uzun dayanmasini sagliyor urunun hem de daha az yer kaplamasini.

en.wikipedia.org

tabii ki hafta sonu tatilini. hafta sonu çalışmak köleliktir çok üzülüyorum avmlerde falan çalışanlara. mecbur olmasalar eminim çalışmazlar.

memur tipi mesai. zaten öyle çalışıyorum.


editten sonraki edit: 1000 tl eğer ihtiyacın varsa değebilecek bir fark.

Edit:unutmuşum vardiya maaşı 1000 tl fazla

8-17 tabi ki. öyle de çalışıyorum. 6-7 saat, 5 gün olsa vardiyalı olabilir ama bu şekilde olmaz.

edit: 1000tl için değmez.

Bin tl az bir fark değil. Aynı şartlarda tabiki memur tipi mesai seçilir ama bin tl fark için bence vardiyalı tercih etmek daha mantıklı. Bu arada maaşın bu bin tl'ye oranı da önemli. 10 bin alacak birisi için ufak bir farktır ama 2-3 bin maaşı olan birisi için bin lira ciddi bir rakam.

her ikisini denemiş biri olarak vardiya derim.

1000 tl fark varsa net vardiya.

Ben 24 saat üzerinden vardiyalı olarakta çalıştım bir dönem (7-15/15-23/23-7) evli değilsen ve paraya ihtiyacın varsa +1000 TL olanı seçmen daha iyi olur..

şimdiye kadar 2 işte çalıştım,
2si de vardiyalı bir işti.

izin günün belli değil, her hafta değişiyor,
işlerini ona göre ayarlaman gerekiyor,
bir arkadaşla çıkmak istesen uymuyor, çünkü genelde vardiyalı işlerde haftasonu izin vermezler.

daha çokça nedenden dolayı mesai tipi olsun da ne olursa olsun.

vardiyalı tabiki. hem erken çıkma avantajı var 1 hafta da olsa hemde 1000tl fazla para.

O ne güzel işmiş 1000 farkla vardiya falan.
Vardiya diyorum baba 1000 lira iyi para.

1+1'ler Eryaman ve Çankaya tarafında daha çok. Çankaya'dakiler baya tuzlu, Eryaman'da uygun bulabilirsin. Bakanlığa yakın değil ama servis falan varsa çok sorun olmaz diye düşünüyorum. Çünkü bahsettiğin semtlerde evler pahalı.

Eryaman'da bulursun aradığın evi, tabii Eryaman'da yaşanır mı ? Asla, bence Eryaman'ı aklından bile geçirme.

çok yakın bir arkadaşım işe başlayacak önümüzdeki ay. eryamanda güvenlik açısından muhit nasıldır?

Ben senelerdir Eryaman'da oturuyorum, öyle oturulmayacak bir yer olduğunu da düşünmüyorum. Nezih bir yerdir, yeni evler/siteler de var, güvenlikle ilgili sorun da duymadım. Fiyatlar da uygundur.

Ama tekrar ediyorum, Eryaman bakanlığa ve merkeze uzak bir semt(uygun olma sebebi bu). Servis imkanı varsa tercih edilebilir, onun dışında uzak kalabilir.

tüm cevaplar için çok teşekkürler. şimdi servis olayını araştıracağız, eryaman fikri fena gelmedi eğer ulaşımı da rahat olursa düşünülebilir. duruma göre eryamanlılarla tekrardan iletişime geçebilirim :)

Orjinal batarya bulabilirsen 1 günü çıkarmalı ama orjinal batarya bulmak bir zorca.

edit: simex'in varsa onlar da iyi oluyor.

İlk günlerdeki gibi olur işte. Orjinal 3000mah batarya da var ben onu kullanıyorum, baya uzun gidiyor. Ama telefon kalınlaşıyor.

UTC-4'ü seçeceksin işte?

Ama 7 hours behind Istanbul diyor?

Istanbul şu anda UTC+3, 7 hours behind Istanbul da UTC-4 oluyor.

www.timeanddate.com

www.timeanddate.com

Peki bu durumda herhangi birini seçmemiz yeterli olacak mı? tinypic.com

Washington DC geçmiyor çünkü?

Yeterli evet. Orada ismi geçen yerleri verdiğim siteden kontrol edebilirsin; Washington DC ile aynı olduğunu görürsün. Hem de sağlama yapmış olursun. Saatleri ileri geri alan yerlere dikkat et ama. Bizde de Istanbul'un GMT+2 ve 3 olmasının sebebi ileri geri olayı.

Peki, hazır yakalamışken bir şey daha sormak istiyorum.

Gönderdiğim listede hepsi -4 iken, sizin dediğin şekilde kontrol ettiğimde +/- 1 olan yerler vardı. Burada sadece Asuncion, Canada ve Cuiabá Washington DC ile aynı. Diğerlerindeki fark saatleri ileri/geri almış olmalarından mı kaynaklı? Eğer öyle ise, bu çok büyük problemler yaratmaz mı? Yani ben kontrol etmemiş olsaydım atıyorum -4 göstermesine rağmen Santiago seçmiş olacaktım ama saat 7 demek istememize rağmen ve timezone aralığı öyle göstermiş olmasına rağmen aslında toplantı saatini 8 olarak set etmiş olacaktık. Dimi?

Outlook kullanmayalı baya oldu ama bunu otomatik olarak düzeltiyor olması lazım.

Diğerlerindeki fark bundan kaynaklı. Bunu da verdiğim sitede yeşil bölümden görebilirsin. DST started diye bir bölüm var, DST = Daylight Saving Time.

Bir de güney yarım kürede bu olayı kullananlar saatleri biz ileri alırken geri alıyor, onu da hesaba kat.

Ubuntu + Windows. Richard Stallman değilseniz, öyle özgür yazılım kasıntınız yoksa windows'u çöpe atmanın anlamı yok. Bir şekilde işe yarıyor. Hem oyun falan oynamak istiyor insanın canı arada sırada.

Sevgiler.

Oyunla falan işin yoksa sanal kurarsın Windows'u. İşin düşünce işini görür.

Yillardir birlikte kullanirim. Yaklasik olarak senede uc bes kere, musterek calisma gereksinimi sebebiyle office programlari kullanmak uzere windowsu acarim. Artik online Google docs'tan filan yapilabiliyor boyle seyler aslinda ama illa arada office'i birak gel sunu kullanalim diyemeyecegin insanlar cikiyor. Onun disinda bir hayrini gormus degilim.
Photoshop vb adobe urunlerinin duzgun kullanilabileceginden emin degilim.

En son sims2000 oynadım sanırım. O derece oyun oynamıyorum. :ı
Bana gereken uzak masaüstü bağlantısı, notpad++ ve adobe programları genel olarak. Uzak masaüstünü hallettim adobe programlarına daha girişmedim ama işte şu an ön göremediğim bi' problem çıkar mı diye sorayım dedim.
Gerçi haklısınız fazla işletim sistemi göz çıkarmaz. Kurayım win8 de dursun kenarda. Evet.

yaklaşık 7 senedir çeşitli linux dağıtımları kullanan bir grafiker olarak diyorum ki, windows. her zaman o windows gerek malesef. iş için hep açık. adobe programlarını kullanmak kolay değil, kullansa da sorun çıkabiliyor. ya en basitinden excel'de falan bile sıkıntı olabiliyor yer yer. windows partition malesef şart.

Ana bootloader grub olunca dual-boot kurulumu ve genel kullanim daha kolay oluyordu eskiden. (Yani sira olarak once windows, sonra uzerine ubuntu kurmak daha kolay) Herhalde degismemistir.
Windows kurmamak icin alternatif vm olabilir. Yeni vm'ler de cogzel.

ben de sadece windows diyorum 2 yıl boyunca çeşitli linux dağıtımları kullandım ama eziyet çekmeye gerek yok. windows daha kullanışlı adobe uygulamalarını ubuntu'ya wine'la yüklersiniz o kadar iyi olmaz.

www.tubeoffline.com

ben sitelerle hiç uğraşmadan torrentle indiriyorum.

Site yerine uygulamayla indirmeyi dene, uygulama sonuçta senin internetini kullanarak indirecek, izlerken hangi hızla izleyebiliyorsan indirirken de o hızla indirecek. Site aracılığıyla indirince hız ister istemez o sitenin sunucularının hızına göre değişiyordur.

Ben Freemake video downloader kullanıyorum, gayet kullanışlıdır. Mail.ru desteğini bilmiyorum ama olduğunu söylemişler, dene bakalım.

free make'de destek yok diye biliyorum bende

Şimdi denedim, indiriyor mail.ru üzerinden. Sadece tarayıcıda playe bastıktan sonra algıladığını, tarayıcı ile videoyu başlattıktan sonra indirmeye çalışmanı söylüyor, indiriyor sonra. Sadece başlat, sonra indirmeyi çalıştır, indirmeye başladıktan sonra tarayıcıyı kapatabilirsin.

istanbul'da yaşamanın stresi falan ömür boyu çekilecek dert değil. küçük şehirde yaşamak daha iyi bence. aynı paraya istediğim küçük bir şehirde istediğim gibi bir iş yapabilecek olsam giderim. iş dışındaki hayatım da bana kalır.

ben olsam gitmem kalırım.

Özel sektörde mühendislik çok değişken. Ama özel sektör stresi, aileye ve kendine vakit ayıramamak gibi problemleri göze almak için bunun karşılığını da almak gerekiyor. Maddi olarak bir fark yoksa, kendini geliştirip daha iyi yerlere gelme imkanı da yoksa bence mantıklı değil. Yukarıdaki arkadaşın dediği gibi hem mesleki hem de maddi bir katkısı olmadıktan sonra iş değiştirmek mesleğin ne olursa olsun, mesleğinde ne kadar başarılı olursan ol bence mantıksız.

Bir de İstanbul'da aynı paraya aynı hayatı yaşayamazsın.

memleketiniz neresi bilmiyorum, ama hiçbir koşul beni plaza baskısı altında çalıştıramaz. sosyal hayatınız olacak, para aynı. ama aile uzak, mesai baskı altında geçiyor ve herkes sus pus. bir süre sonra kötü hissedeceksiniz.
bu teklif gelene kadar mevcut durumunuzdan memnunmuşsunuz aşağı yukarı. yaş 22-23 olsa gidin derdim. tavsiyelerle beraber siz de çok katı şekilde düşünmelisiniz. önceliğiniz ne istediğinizi bilmek olsun.

büyük bir şirkette raporlama ve analiz uzmanı olarak çalışıyorum, maaşım iyi. ama 1 ay sonra istanbul'u terk ediyorum. daha az maaşlı bir iş buldum başka bir şehirde. ve inanın öyle huzurluyum ki istanbul'u terk edeceğim için. 29 yaşımdayım. artık para değil huzur istiyorum.

İkilemin aşırı tanıdık :)

Ben 2008'den beri aktif iş hayatında olan, mesleğini de 19 yaşında seçmiş ve buna göre kendini eğitmiş, işinden gücünden memnun bir insanım. Şu an 29 yaşındayım ve hayatım boyunca farklı firmalarla toplam 76 iş görüşmesi yaptım. Buna rağmen devlette çalışmayı aklımdan bile geçirmedim. Dış ticaretle ilgileniyorum ve işe olan tutku, ülkeye döviz girmesi gibi motivasyon kaynaklarım olmasaydı bu işi yapamazdım muhtemelen. Ortalamanın üzerinde eğitimim, 7 yıllık deneyimim, gayet iyi yabancı dil seviyem ve işe bağlı kişiliğim sayesinde gelebildiğim nokta hala piyasanın 40% altında. Özel sektörde bu durumlar tamamen şans. bahsettiğim 76 iş görüşmesinden de 5'i olumlu sonuçlandı. Şu an akıbeti belli olmayan, finansmanı güçlü bir firmada aynı mesleğe devam ediyorum. Dünyayı gezmek için dayanılmaz bir arzu duyuyor ve düzenli olarak para-izin hesabı yapıyorum. İstanbul'da yaşıyorum. Burada doğdum, büyüdüm. Ortalamanın üzerinde bir sosyal hayatım, ayda bir konser, her hafta da en az bir gün dışarıda yeme lüksüm var. Bence fena değilim.

Kafa olarak geldiğim nokta ise beni mutlu eden işi seçtiğim için kendimle gurur duymam ile "Ama hak ettiğim hala bu değil!" arasında gidip gelmek. Bana bunu devlet sağlayabilir miydi? Sanmıyorum. Hiçbir kurumundan hayır görmediğim devlet, beni de kendi kısır sisteminin bir parçası yapamaz mıydı? Yapabilirdi. Sınav sisteminin, atamaların hali ortadayken senin hakkınla geldiğin nokta takdir edilesi.

Bence senin soruna yanıt yapmak istediklerinle ilgili olacak. Ben, kendi kişiliğimin avantajıyla sıkışıp kalmış hissetmiyorum. İnsan olarak gücümün ve yapabileceklerimin farkındayım. Hayatın da seçimlerden ibaret olduğunu düşünüyorum, benim gibiler için en azından. Anladığım kadarıyla devletten teklif alabilecek kapasitede, az buçuk da deneyimini sağlamlaştırmış birisin. Yaşın da 28. Ben yerinde olsam olduğum yerde biraz daha para biriktirir, sonra da hayattaki idealim her neyse en az 1 yıl ona odaklanırdım. Bir şey öğrenmek olur, bir yerlere gitmek olur, ufak bir iş kurmak olur. Kenarda birikim yaptıktan sonra güç sende olacak. Emin ol para her şey demek. Ama İstanbul'da aynı şartlarda o parayı biriktirmen mümkün değil. Kendini maddi olarak sağlama aldığında özel sektörde, İstanbul'da iş bulabileceğini düşünüyorum. Yoksa sistem seni yutacak. Geri bırakmamacasına...

iyice tartman lazım. özel sektör kamudan daha fazla kazandırır ama en ufak hatanda kamuda uyarı cezası bile almazken özel sektörde kendini kapı önünde bulursun. iş güvencesi ve arada sırada gevşemeye ihtiyacın olan bir iş yapıyorsun iş değiştirme derim. ama para kazanma hırsın varsaözel sektör tek seçenek.

hem daha az/aynı kazanacaksın hemde gelen teklife göre ne olacağı belli değil deneme vs. yok sevmedim bu işi gitmem kalırdım.
edit: İstanbulun çilesi vs ayrı dert, özel sektör çilesi ayrı dert.

sadece istanbulda yapabildiğiniz ve şu an bulunduğunuz yerde yapamadığınız sosyal aktiviteleri bir sıralayın kağıda, ardından da sadece orada yapabildiğiniz şeyleri sıralayın sonra karar verin derim ben.

o sıralama içinde arkadaşlarla bara gidip kız düşürmek gibi şeyler olmasın ama, arkadaşlarınızı ayrı tutun.

yakında inşaat mühendisliğini bitireceğim,maaş olayını teorik olarak biliyordum ama bu kadar fazla tecrübeni görünce yazmadan duramadım.söylediğin bu yerlerdeki maaşlar konusunda özelden biraz bilgi verir misin ?

kamuda ceza alınmadığını kim söyledi. kamudaki cezalar çok ağırdır. maaş kesintisi, sürgün ağır cezada yargılanmak vb.

istanbul'da yaşamanın stresi çekilmiyor da şimdi yaşamazsan ne zaman yaşayacaksın anasını satayım? harcayamadıktan, keyfini çıkaramadıktan sonra trilyoner olsan ne olur? eğer amaç huzursa emekli hayatıysa az para biriktir, gücünün yettiği yerde ufak 2 ev al birine otur ötekinin kirasını ye ölümü bekle

bence kabul et, ennnn kötü ihtimalle hafta içi 8-5 mutsuz olursun, mesai sonrası ve tatillerde ise ücra memleketlerde yapamayacağın şeyleri yapar daha çok mutlu olursun hayatın içinde kalırsın daha çok insan tanır ve belki de bu sayede daha güzel bir yerde daha iyi şartlarla iş bulursun.

Paypal bakiyesiyle Türkiye içinde alışveriş yapabiliyordun en son. Yurtdışı alışverişlerinde o bakiyeyi kullandırmıyor(du en son, birkaç aydır denemedim).

Kredi kartına göndermeyi de bilmiyorum fakat banka hesabına gönderme seçeneği vardı. Ama kesintiye uğrar ve birkaç gün sürer. Detaylarına Paypal'in yardım sayfasından bakabilirsin.

bir kaç gün içinde kartına geçmesi lazım otomatik olarak. ben de hep öyle oldu.

para cekme butonuna tıklayıp kredi kartını yazıyosun bu kadar, orada ne kadar komisyon alacağını yazıyor. eğer direkt banka hesabına gönderirsen komisyon falan yok ama bir haftaya kadar anca geliyor para.

dediğim yere tıkla süre ve komisyonları göreceksin.

Cevaplar için teşekkürler. Yalnız hesapta böyle bir para olmadığı için para çekme işlemini yapamıyorum. İnheritance'ın dediği gibi kartıma iade olacak sanırım.

vpn, zenmate vs de mi çalışmıyor?

hiç bir şey denemedim aslında. bir bilgim de yok aslında.

Tabletin uygulama indirdiğin bölümünden ücretsiz bir vpn uygulaması indirip dizi izleyeceğin zamanlarda çalıştır. Ama hızında düşme olacaktır, ücretsiz vpnler genelde yavaştır.

Bak şurada ücretsiz vpnleri incelemişler:

www.pcworld.com.tr

tabi ki abes. buna karşı farkındalık oluşturmak için bir şeyler düşünülmeli.

Muz Cumhuriyeti Oktar Babuna Üniversitesiyse bahsi geçen üniversite normal, onun dışında normal değil.

niye bulunması kütüphanede kitap bulunur kimin yazdığı önemli değil. problem olan diğer türlere ait kitap bulunmaması. o kütüphaneyi sen de kullanacaksın dinciler de kullanacak.

Alala, dincilerin kullandığı kaynaklar; ateistlerin kullandığı kaynaklar diye bir kategori ayrımı mı var?

Kütüphane ve adnan oktar sözcükleri abes durmuyor. Ama bilim kelimesiyle adnan oktar sözcükleri elbette abes(bana göre). Kütüphanelerde her türlü kitap bulunsun bence. Ama senin dediğin gibi birçok türde kitap bulunmayıp bu kitapların bulunmasının sebebi bu kitabı yazan şahsın kitaplarını ücretsiz olarak kütüphanelere göndermesi.

ayrım yoksa neden adnan oktar'ın kitabının kütüphanede bulunması abes oluyor ki abicim? gayet onu da seven, zevkle okuyan veya görüşlerini merak eden olabilir. enerjiyi adnan oktar kitabı kaldırtmaya değil daha yararlı olacağını düşündüğünüz kitapları da ekletmeye harcamak lazım.

"edebiyat, sanat, tiyatro gibi türlere ait kkitapları bulamadığımız okulumuz kütüphanesinde, adnan oktar'ın tüm kitaplarının olduğunu gördüm."

Benim sana sorduğum sorunun abeslik konusuyla yakından uzaktan alakası yok yalnız. Ayrıca ben abes de demedim. Bu durum, yani yukarıdaki durum "normal değil" dedim. Ki değil. Ayrıca Üniversite kütüphanesi ilk önce kaynak kitaplarla dolu bir yer olmalıdır benim görüşüm ondan sonra zevkle okunacak, sevilecek gülerken okutturacak okurken kahkahalara boğacak şeyler olsun yine. Eğer Adnan Oktar'ın yazdığı kitapların bilimsel kaynak olarak orda durmasına dinciler bundan faydalanıyorlar olmalı dersen o zaman gülerim. Adamın kitaplarına bilimsel kaynak dersen çok pis tartışırım kusura bakma.

Dediğin şeye de katılıyorum tabi ki, Diğer türlerde kitapların olmaması kütüphanede asıl eksiklik, asıl sorun, asıl abes olan.

Edebiyat, sanat, tiyatro kitaplarinin olmamasi universitenin ayibidir, adnan oktar kitaplarinin bulunmasi degil.
Abes durmuyor.

Bunun sevmemekle alakası yok, hayat görüşüyle ne alakası var bu durum onu da anlayamadım. Ayrıca kimsenin hayat görüşü hakkında yorum yapacak kadar bir şey konuşulmamışken sana bu yorumu yapma hakkını ne tanıyor onu bana bir söyler misin?

Önce sen, abicim'li mabicim'li konuşan ağzını düzelteceksin. Ondan sonra başkalarının hayat görüşüyle ilgili yorum yapacaksın.

tartışmaya değer görmediğimden uzatmamak için siz daha cevabı yazmadan önce sildim mesajımı ben. doğru da yapmışım. tekrar selamlar.

Kendini komple sil. Daha iyi olur.

Senin işine etki etmediği sürece umursamamalısın. Ama senin çalışma sürecine etki ediyorsa bu konuda da gerekli uyarılarını yaparsın, anlamıyorlarsa da senden memnun olan müdürüne uygun bir dille iletirsin, gerisi yönetici kesimine kalmış.

İş hayatı özel hayat gibi değil. Özel hayatında istediğin insanları hayatına sokup çıkarmak senin keyfine kalmış. İş hayatında böyle bir şey mümkün değil.

bende de oldu. fakat önemsememek lazım, arkadaşlık etmezsin. selam verir geçersin.

hazırda param var ama daha da biriktirmem lazım.

selam ver geç, içinden bol bol küfür et.

kendini onlardan daha dusuk statude goruyosun gibi geldi bana. esit ya da ustun oldugunu dusunsen koymazdi, bunlar da kim aq der gecerdin. ozsaygi ozguven konularina yogunlasabilirsin

bu insanlar senin gibi düşünmeyebilir, yaşam tarzınız farklı olabilir, söyledikleri şeyler sana çok manasız gelebilir ama bunlar da hayata dair şeyler, tecrübe senin için. mesela entellektüel bir ortamdan çıkmışsın, böyle insanların olduğu bir ortama girmişsin dram yani resmen. ama katlanacaksın zor durumdaysan.

bende aynı durumdayım. ama gel gör ki benim dışımdaki etkenler beni engelliyor (ev kredisi, aile, mali müşavirlik stajı)

@joelskeligto tam tersi

iş değilştirmek ancak insan kaynağı nispeten daha kaliteli olan bir firmaya geçerek mümkün olabiliyor, bu tarz yerlerde de rekabet çok bildiğiniz üzere. salaklık artı iyi niyet mi, salaklık artı kötü niyet mi, zeka ve kötü niyet mi hangisi sizin için daha katlanılır olabilir ona karar verin derim. zeka ve iyiniyetin birarada bulunduğu ütopik düzlemlere rastgelme olasılığı genelde çok düşük. ek olarak kulaklık kullanmanız mümkünse hayatınızı kurtarabilir :)

Müdürün senden memnun, bu kafa ve etkileşim olarak taktığın şahıslar senden üstün konumda değil ve sen bu sebeple işten ayrılmak istiyorsun?
Bence yanlış yaparsın.
Şunu denemelisin:
Bu kişilerle sadece iş gereği muhatap olacaksın, çok fazla özele/detaya girmeyeceksin, işin gerekliliklerini herkesin yapması gerektiğine hem sen, hem de onları inandıracaksın (davranışlarınla) ve yeri geldiği zaman da iki çift ters laf etmeyi bileceksin. Gediğine koymayı bileceksin.

müdür de aksine sürekli ekip olalım, geyik çevirelim derdinde. en sonunda ortamın huzurunu kaçıran ben olmak istemiyorum ama gerçekten tahammül edemiyorum. yine de en iyisi muhattap olmamak sanırım.

kardeş yaratıcı yazarlık, içerik yönetimi, dijital pazarlama gibi mesleklerde çok da güzel öne taşır. (buraya thug life gelecek)

Yakalayabildiğim tek soru :"CV'ye yazmak nedir?" Buna cevap veriyorum.
Belki nickini yazıp nasıl biri olduğuna dair fikir vermek istemiştir.
Belki de ciddi ciddi katkıda bulunuyor, uğraşıyordur içerik oluşturmak için o yüzden yazmıştır. immanuel tolstoyevski cvsine ekşi yazsa şaşırmazdım mesela.
Ya da dediğin gibi maldır ve bununla övünüyordur.

Birinci nesil olup da sözlüğe önem vermediği için bu aykırı arkadaşı kutlayalim ve hemen kendisine bir mayış ikramiye verelim arkadaşlar..evet.

evet abi.

abi sözlük sikindirik degildi, sikindirik oldu. 6-7 sene öncesine kadar, gayet güzel ve kolay erişilemeyecek bilgilerin bulundugu bir platformdu. ki ben o zamanlar yazar degildim, birinin yazar oldugunu duysam beni etkilerdi.

Senin bu durumu dalga konusu etmen bence daha komik. Umursamaz tavırlar falan aslında tam klasik ekşisözlük yazarı tipi varmış sende.

Cvye de insanlar sadece övündükleri şeyleri yazmıyor. Örneğin o başlıkta bowling oynamayla ilgili bir soru vardı yanlış hatırlamıyorsam. Bowling oynamak da övünülecek bir şey değil ama kişinin ilgi alanları hakkında bilgi veriyor.

Gerçekten umrunda olmayan konulara kafanı takma bu kadar.

kişi ekşi sözlük'e giriyorsa, okuyorsa, yazıyorsa, kısacası ilgileniyorsa ve cv'sinde de ilgi alanları başlığı varsa gayet de yazabilir. klasik "kitap, sinema, müzik" gibi saçma sapan kalıpları yazacağına ekşi sözlük yazsın, çok daha iyi bence.

ayrıca ekşi sözlük'ü ve yazarlığını bu kadar önemsemeyen insan iki laf arasında 1.nesil olduğunu da belirtmez.

saygılarımla.

elorelia +1
osurdum +1

'ben de sözlük yazarıyom ama skimde değil hııaaaa' goygoyu da bir o kadar enteresan bence. bize ne mk.

Tamam.

Bunlari o cvye yazan adama sorsana delikanlı :) bize ne bundan :) bu arada büyük kroluk yapmış. Ama "siz nasıl kafadasınız" dersen bunu üzerime alınırım.

(bkz: nanowar of steel)

tool ve a perfect circle dinle. hem çok güzeller hem de dinleyicisine en azından ben saygıyla bakarım.

türk bir metal grubu. 2005 yılında daha metal ne bilmezken gitaristleri verdiydi albümlerini bana. o zamandan beri de hala dinlerim.

www.youtube.com

(bkz: destruction)

(bkz: tankard)

Playlistinden bir kaç şarkı söylesen güzel olur. Bunu nerden biliyorsun biraz iddialı çünkü yönelimini bilmeden.

Yani sana, Death diyeceğim, Coroner diyeceğim, adam Senfonik Metal dinleyicisi çıkacak yazık olacak adama. Üzülecek.

@greyfurt tool ile apc metal değiller evet ama kimse de sana bunlar metal değil demez. diyen varsa zaten ergendir ki bence öyle bir ortamda bulunmak bile hata. şekil yapacaksan da ki bence yapma en iyisi yine tooldur.

gothic sex diyelim o zaman. saturnus diyelim, disgorge diyelim, opeth diyelim, anathema diyelim. hatta macabre diyelim.

Bence onları şaşırtmak istiyorsan grunge dinlemelisin. nirvana, pearljam, alice in chains, soundgarden falan. bi tane de hırka al, hem ben sizden farklıyım triplerine girersin hem de bol bol grunge mı metal mi? grunge'da 2 akorla şarkı yapıyolar, metaldeyse fililülilülülü sololar var olm tartışmalarına girersin. Yok ben bildiğim yoldan şaşmam diyorsan evenescence, linkin park, guns'n roses gibi az kişinin bildiği süper gruplarla işe başlamanı öneririm. Sevgilin çok memnun kalacak.

10 yıldır pin kodum bu şarkı.

biraz ağır gelebilir ama tatlıdır.

www.youtube.com

harikasınız bu kadar cevap beklemiyordum.
ne dinlediğini tam olarak bilmiyorum, bunca zamandır hepsi aynı gibi geliyordu. kızmayın, gerçekten hiç ilgim olmadı şimdiye kadar.
Deströyer 666 aklıma gelen ilk isim.

spotify'da/grooveshark'ta şu grupların populer parçalarını filtrele, dinle.

ac/dc
motörhead
testament
megadeth
iron maiden
slayer
soad
tool
a perfect circle
haggard
in flames
pentagram

naçizane arşivim. seç beğen al: i.hizliresim.com

senfoniğe bulaşma, ılık gösterir sadkfjsdkjf.

www.youtube.com al bak bu var, allam, gençliğime götürdünüz beni çocuklar :(

ahaha insanları şaşırtmak istiyorsan bundan daha etkilisi çok az bulunur.

www.youtube.com

aman tanrım lütfen klibiyle birlikte kullanın.

biriniz de blind guardian dememişiniz :/

solfej haklı bence, dimmu borgir'le anathema arasında baya fark var birini seven öbürünü sevmeyebilir. tarzını bilsek daha sağlıklı cevaplar alabilirdin :) dimmu borgir, dark tranquility, dream theather, lamb of god dinlersen şaşırabilir, fakat metallica, pentagram vb dinlersen hoşuna gider ama şaşırmaz. fiks gruplar çünkü (kötü diye demiyorum, aksine çook severim). he, söylediğim grupları sever misin o ayrı :D

theory in practice, meshuggah. bunlari soyle sasirtmis olursun. hele theory in practice metal muzik adina bir uktedir. 12-13 yildir gruptan haber yok.

Myrath var bizim gibi ortadoğu ezgileri hoşuna giden insanlar için güzel bir grup.

Bu da örnek:
www.youtube.com

metal ile tanışman slayer ile olmasın. önce akustik metal, doom metal vs yumuşak parçaları dinlemeyi dene.

dream theater-hollow years, another day, wither, forsaken
anathema-flying, one last goodbye, a natural disaster, emotional winter, forgotten hopes
testament-return to serenity, trail of tears, the legacy
megadeth-promises

yazmazsam olmazdı; d.r.i diyorum önce. sonra da anthrax, overkill, exodus, annihilator.

o kadar grubun arasında baktım biriniz bile rotting christ dememiş, yazıklar olsun...

www.youtube.com

e a p gelmeden sci-fi şeyleri yazayım hemen :v

vektor-www.youtube.com
dead brain cells-www.youtube.com
obliveon-www.youtube.com
voivod-www.youtube.com

Yukarida olmayanlardan bir de Ihsahn var :) www.youtube.com

(bkz: dark tranquillity)

lethe şarkısıyla az kız düşürmedik.

(bkz: children of bodom)

neden cob ve dt? melodeath sevdiğini bir öğrenirse var ya, nikahı basar. sonra tek bed of razorsda kocarsınız. dinle bed of razors'u.

(bkz: nightwish)

while your lips are still red'i dinlediğini söyle, zaten tekrar aşık olur sana.

www.youtube.com

www.youtube.com

Oha Black/Thrash dinliyormuş, çok ağır. Senin için söylüyorum; kolay gelsin. Olabildiğince kendi sevdiğin şeyler olsun metal bile dinleyecek olsan. Onun sevdiğini düşündüğün şeylerin hepsine sevdim diyip göze batma kaş yapacağım diye göz çıkartırsın.

Dinlemeni önerdiğim gruplar ise;

Bathory ; www.youtube.com

Sabbath ; www.youtube.com

Aura Noir ; www.youtube.com

Nifelheim ; www.youtube.com

Hadi yolun açık olsun.

dream theater - home dinlemeyen türk metalcisi olamaz bir kere kanunen =) onu da dinleyeceksin =P onun dışında ben teknik ve progresif seven biriyim. cynic, opeth, atheist, porcupine tree (tamam bu metal değil ama olsun), aghora, control denied, soen falan dinlerim güzeldirler tavsiye ederim =P bir de pelican var post rock ama metal sounda sahip diyebiliriz onlar da çok güzel.

çok pis metalciliğimden kalma dimmu borgir, crytopsy, sadus, testament falan da var. çok dinlemesem de arada açıp dinliyorum yine gaz zamanlarda.

electric wizard.

eksisozluk.com

ıste

Özel araba da senin kendi imkanın olduğuna göre, bu özel imkanları da şirket karşıladığına göre, ne kadarını karşılıyorlarsa alacaksın tabi.

anladım. ben etik olmaz diye düşündüm. şirket ''sen araba ile geliyorsun yok sana para'' demiyor ama işte vicdan olayı.

zaten benzin harcamam en fazla 50-60 eder. evim git gel 10km. eğer servisi kullanırsam 40 km. bu yüzden de servisi kullanmak istemiyorum.

son derece etik

Ankara'da yazılım firması boldur, İstanbul kadar olmasa da. Belki biraz daha düşük ücretlerle çalışabilirsin ama Ankara'da yaşamak İstanbul'a göre daha ucuz.

dediğiniz işleri her ilde yapanlar var, masaüstü programlama deseniz neyse. ağrıdaki adam bile websitesi yaparım abi diye iş alıyor freelancer

@masa penisi,

ben ortalama altı bir front end'çi değilim. ortalama altı bir backendçi de değilim. kendimi "website yaparım abi" kategorisine koymuyorum.

Ankara'da iş bulmanın zor olacağını sanmıyorum, bu sektörde çalışan tonla lise arkadaşım/tanıdıgım var burada genç mezun. istedikten sonra bulursun iş, işsizlik falan yalan, gözün korkmasın. istanbul dışında da bolca var iş.

Ben Denizli'de 3 aydır söylediğiniz niteliklerde çalışacak bir kişi arıyorum ve bulamıyorum.

migros light, 2x160 gram 6.25TL.

Dardanel'in süzülmüş paketlerinden zeytinyağlı olan güzel bence. Ayrıca Bim'de satılan ucuz ton balığını da seviyorum ben.

dardanel zeytinyagli +1

not: ben bu paketlerden soz ediyorum, www.mirafood.nl bu yoksa su da olur; images.hepsiburada.net

a101'de wawa marka ton balığı var. dardanel üretiyor. arkasına bakarsanız üretici kısmında yazar. hem ucuz, hem büyük parçalı.

konserve kutusunda olmayanları tercih edin, paket olarak bir tek dardanelin var sanırım.
konserve gıdalarda kansorejen bileşik var maalesef.

migros'unkini de dardanel üretiyor. inheritance'in da dediği gibi 2 tane 160 gr'lığı 6.25 tl üstelik money card gibi zırvalıkların da alakası yok bu fiyatta, normal fiyatı bu yani.. :)

migros light+1

Dardanel Light alın. O yoksa Dardanel Zeytinyağlı alın. O yoksa Migros Light alın. Ayçiçek yağlı olanlar ve diğer markalar en son tercihiniz olsun.

Dardanel tüketiyorum

Kurulum diskini takıp başlangıç onarma yapabilirsin.

başlangıç diskini tak,
bilgisayarı onar seçeneğini seç,
komut satırını aç,
bootsect.exe /nt60 SYS /force yaz,
ve bilgisayarı yeniden başlat.

support.google.com

şöyle anlatalım.
örneğin fasulyek.wordpress.com diye bir blog var ancak ben bunu blog.fasulyek.com adresinde yayınlamak istiyorum.

Registrar (alan adının kaydını yapan firma, godaddy vs.) veya hosting firmasının DNS kayıtlarına erişebilmek gerekiyor. Burada yeni bir CNAME kaydı açacaksınız ve şu şekilde olacak:

blog <alias of> fasulyek.wordpress.com.

eğer text olarak ekleme şansı veriyorsa

blog.fasulyek.com IN CNAME fasulyek.wordpress.com

şeklinde bir satır eklenebilir domain dosyasına.

Canonical Name. Kabaca bir hosta başka isim tanımlamak.

Örneğin senin domainin fasulyek.com. Blog adresin fasulyek.blogspot.com. Cname kaydında fasulyek.com adresine cname kaydı oluşturarak fasulyek.blogspot.com adresini tanımlayacaksın, fasulyek.com olarak kullanmaya devam edebileceksin.

Bu işlemi alan adının nameserverları neredeyse oradan yapacaksın. Alan adını aldığın yer sana dns hizmeti veriyorsa, panelde dns bölümü vardır, oradan cname kaydı oluşturabilirsin.

Yapamazsan alan adını özelden gönder, nereden yapacağını söylerim.

teşekkür ederim gençler.

blogger

60 cent

yoo 60 cent direkt.

euro lan dolar değil

"Euro cent" yazıyor paranın üzerinde, sen de öyle kullan işte.

euro nun da alt birimi cent.

six tenth?

Euro cent

sayın hacım yurtdışı banka talimatlarında cent yazıyoruz haberin olsun.
doğrusu cent yani

atmış sent

altmış cent

Var hepsinde. Kasalarda görünmüyor mu?

a101 indirim bile yapmıs bu hafta.

Ben bim'de bile gördüm

diyanet yasakladı. 3 cocuk hesabı.

cehape zihniyetidir, bi de akapeli değilim.
kasanın yanındaki raflarda oluyor hacım.

Yok öyle bir şey. Aradığın özel bir model miydi ?

hep migros'tan alıyordum. o da girişte, kasanın yanında filan oluyodu. yerini değiştirmişler tıraş köpüklerinin altına filan koymuşlar. ikisine baktım ikisinde de aynı şekilde yapmışlar. bu akşam aldım.

eczaneyi açık bulma fırsatım pek olmuyor. sabah işe gidip akşam dönüyorum, haftasonu da kapalı vs. marketten daha kolay oluyor.

Diyelim ki oyle ne onemi var.

Kendini bu sekilde mutlu hissettikten sonra gelen elestirilere kulak asma.

:(

arkadaşın saçmalamış. net.

Giyiminiz karakteriniz degil. Isiniz de buna imkan veriyorsa, kendinizi nasil rahat hissediyorsaniz oyle giyinin. Kalem etek giyince olgunluga erismiyorsunuz.

Nasıl istiyorsanız, neyi beğeniyorsanız öyle giyinin. Aynaya baktığınızda mutlu oluyorsanız siktir edin geri kalan insan nüfusunu.

ortalama 70 sene yaşayacağın dünyada kendini nasıl iyi hissediyorsan öyle yaşa.

Arkadaşınız çok konuşmasın yahu sinir oluyorum her şeyi böyle eleştiren insanlara..

Rahat olun, nasıl iyi hissediyorsanız öyle giyinin..

her beyaz yakalının içine düştüğü durum, meslek hastalığı

hahaha ya sinirim bozuldu afedersin de,

döpiyes/takım elbise giyince sihirli bi şekilde kişiliğimiz de mi değişiyormuş?

ben kurumsal yerde çalışmama rağmen spor giyiniyorum, baskılı tişörtler üstüne kazak, kot falan giyiyorum. Kimse de bir şey diyemez yani. Arkadaşınız (!) ağır saçmalamış.

bence bu güzel bir şey. ancak bazı tarzlar var ki çok sırıtıyor insan üzerinde. kıyafetten bahsetmiyorum, daha çok konuşma tarzı.

örneğin son zamanlarda " yenilir ki bu" gibi ki eklenen cümlelerden nefret ediyorum.bir de "tabisi de" diye bir şey kullanıyorlar genelde kadınlar ki böyle tüylerim diken diken oluyor.

neyse konu dağılmasın, bence içinizden geldiğin gibi davranın. yaş denen şey saçmalık.

kendisi öyle bir özgürlüğe sahip olamadığından "aslında doğrusu ve iyisi benim yaptığım, herkes böyle yapmalı, aksi düşünülemez" diyerek ilk gördüğü hedefe saldırmış.

renkli kısa çoraplar giymemek ve köpek desenli çanta takmamakla birlikte bana da üniversiteli gibi giyiniyorsun/duruyorsun diyorlar -31 yaşındayım, freelance çalışıyorum, ilişkim yok baya aynıyız bu arada :) üstüne döpiyesi geçtim zaten makyajsızsan ve fönlü sarı saçların yoksa doğrudan üniversitelisin, napacaz biz bilmiyorum :/
şaka bi yana motorsikletle olgunluğun bir alakası olmadığını düşünüyorum, renkli giyinmekle de. olgunlaşmmış yönlerin olabilir, o bambaşka bir konu. kıyafete göre olgun değilsin diyen aynı kişi karaktere göre fazlasıyla olgun buluyor beni, birbiriyle doğrudan bağlantılı olmasa gerek hiç çocuksu/ergen filan değilim.

31 yaşında ve bekar bi kadınsan herkesin bi teorisi var, bu konuyu çok önemsemiyorsan, bence pek kaale alma.

Teori genel olarak saçma fakat erkeklerde de ilk görüşte giyime göre bir önyargı vardır elbet. Ama düzgün bir ilişki veya evlilik denilen şeyler ilk görüşe göre değil insanların birbirini tanımasıyla olduğuna göre, sen giyim dışında kişilik olarak yeterince olgunsan sorun yok.

Benim de senin yaşlarında bir sevgilim çiçekli böcekli kıyafetlerden inanılmaz keyif alırdı. Mickey mouse'lu kot pantolon falan giyiyordu, deli dolu da bir kadındı. Ama yaşına göre çok olgun ve karakterli bir insandı. Kulakları çınlasın.

30 yaşında birinin 20 Li yaşlar gibi giyinmeyi değil de el kadar bebeklerin 30 yaşında gibi giydirilmesi daha büyük sorun bence.

Çocuğü olursa böyle tipler leopar frapan kıyafetler giydirin aynalı rayban taktıRıp koluna da Louis Vuitton çanta verir dolaştırır

Ne alakası varmış canım, bariz saçmalamış arkadaşın. Ben senden yaşca epeyce büyüğüm ve bazen sevimli çocuk işi şeyler giyiyoyorum, minik karpuz kollar, fiyonklu taçlar ve tokalar takıyorum. Koskoca kadınım yani :) Bazen de tam tersi femme fatale şeyler giyiyorum, dantel eldivenler, pin-up makyaj yapıyorum. Tamamen içinden ne geliyorsa, canım neyi istiyorsa giyiyorum.

Sen de canının istediğini yap gitsin. Kulaklarını tıka bu tür yorumlara.

Bence istediğin gibi giyin de şu duyuruyu erkek arkadaşım böyle giyiniyor deseydin, burada kişi "istediği gibi giyinmeli" cevapları yerine eleştirip, erkeklerin geç olgunlaştıklarını, hep çocuk kaldıklarını vs. anlatan cevaplar olacaktı.

Bu da böyle çifte standart ya da iki yüzlülüktür işte.

@indescribable hay ağzın bal yesin.


Bence arkadaşın sacmalamis. Nasıl mutlu oluyosun öyle giyinmelisin. İstemediğini ve gerekmediği halde tayyor giyince sana bi faydası değil zararı dokunacak. Ayrica o şekilde giyinince de bi anda kendini 31/yasında gibi hissetmiyceksin. Salla gitsin arkadaşının dediklerini.

-arkadaşlar birbirlerini oldukları gibi severler ve böyle aptalca yargılayıcı konuşmalar yapmazlar.
-sorsan senin iyiliğin için bunları söylüyorum diyecek tipte kendini bir halt zanneden birisi,
-kafasında belli kalıplar olan ve ona göre yaşayan, herkesin de öyle yaşaması gerektiğini zanneden birisi,
- 'düzgün ilişki', 'kariyer' ve 'mutluluk'tan anladıklarınız çok farklı.

1. arkadaşınız iyi niyetli değil. olduğunuz gibi kabullenmeli sizi.

2. @nawar maalesef katılıyorum.

azıcık doğru.

ulkenin en buyuk sorunlarindan biri aq. o sunu giydi boyle oldu. su bunu giydi o zaman ergen, baskasinin isine burnumuzu sokmayi, kaliplar icerisinde yasamayi, bize dayatilan hayatlari yasamayi ne kadar seviyoruz aq ya.

31 yaşında bir erkek olarak:

ahahah o takımlar içindeki plaza hanımefendisi artık senin kadar rahat edemediği için ona batıyorsun bana kalırsa. kendini kocaya dayamış, ona öğretildiği gibi yaşayan ve kendine ait fikirleri ya olmayan ya da bunları hayata geçiremeyen birinin saçmalıkları sadece. bırak çocuğuyla, kocasıyla büyük ekran televizyonlarında hayatlarını çürütsünler.

sen kendi güzel yaşamına bak. nasıl giyindiğin, güldüğün, yürüdüğün ve çalıştığın senin bileceğin iş.

bence her insanın bir sevdiği için giydiği giyim tarzı( bu üniversiteli tipinden frapana, pin up tan, eşofmana, kalem etekten topuklu ayakkabıya) vardır, günlük hayatında giydiği, bir de mesleği nedeniyle giydiği kıyafetler vardır, iş yeri onu gerektirdiği için.
sizin işinizin bir dress code u yok, her zaman sevdiğiniz için giydiklerinizi giyiyorsunuz, karakterle alakası yok bunun. atıyorum günlük hayatında stiletto, kalem etek, dekolte giymeyi seven bir mühendis kadın, işyerinde, düz taban ayakkabı, kargo pantalon hatta iş tulumu giymk durumunda kalabilir, aynı üniversiteli gibi giyinen avukat kadının işyerinde stiletto kalem etek giymek zorunda olması gibi. karakteriyle alakası yok.

senin arkadaş, ben bu kıyafetleri seviyorum ve rastlantısal olarak işime de uygun demek yerine, saçma sapan seni eleştirip kendini yüceltmiş.

30 yaşıma az buçuk kaldı. 20'li yaşların sonundayım. kimi zaman fötr şapkayla çıkıyorum, ultra klasik, tam bir mad man... kimi zaman ultra skinny kot giyer üstüne tshirt giyip çıkarım. o anki halet-i ruhiye ile alakalı bir durum.

arkadaşın iyi niyetli olarak kendince sana tavsiyede bulunmuş ona bu kadar yüklenmeyelim. sen kendini nasıl rahat ve mutlu hissediyorsan öyle giyin. ama bazen yerine göre giyinmek gerekiyor o zamanda işin doğrusu ne rahatlık ne mutluluk aranmıyor. bende şortla gezmeyi seviyorum ama yönetim kuruluna bütçe raporunun sunulacağı bir toplantıya şortla veya kot pantul üstüne baskılı tişörtle gidemiyorum. öyle babayiğidi de görmedim. bazı konularda sektörde önemlidir. örneğin reklam veya tv sektöründe daha rahat olabilirsin ama bankacılık/finans gibi modern kölelik sisteminde o sikindirik kalıplara uymak zorunda kalıyor insan. herkes ne kadar güzel yazmış bu arada.