3 ile 4 zaten tırt filmler. 1 ile 2 seriyi efsane yapan filmler, özellikle 2. film efsanedir. 2. filmi izle, ondan sonra yenisini izlersin. 3 ile 4'ü direk pas geç.

/

Sonra gördüm sinemaya gidecekmişsin, döndükten sonra 2'yi izlersin, hikaye falan çok kafanı takma, aksiyonuna bak.

1 ve 2 yi izle. sonra bunu bi daha izle netten.

2.film cok iyidir. İyi goruntu ve sesle izlemnmesi tavsiye.

Edebiyat hocalarına göre başlanmaz. Edebiyatçılara bakarsan, başlanabilir.

Dolayısıyla tez ya da iş maili yazıyorsan başlamamalısın. Ve fakat edebiyatsa derdin, takıl kafana göre derim :)

Cümleye bağlaç ile başlanabilir, ama belli bağlaçlar ile. Ve bağlacı ise cümle başlangıcında kullanılabilen bağlaçlar arasında değil.

www.tdk.gov.tr

kullanılıyor. ama cümleyi iyi kurmak lazım, genellikle sırıtıyor.

kesin bi kural yok anladıgım kadari ile.

cümleye bağlaç ile başlanabilir. "Ve" bağlacı da bunlara dahildir.

bak başladım, oldu?

edit: bu arada benimki şakalı komikli örnekti ha, doğru değil. zira kurulan cümlede "ve" bağlaç olarak değil "isim" olarak arz-ı endam etmekte^^

Kesin kuralı bu işte :D. Tdk'ye göre "hata" olarak kabul ediliyor. Ama sadece bu değil bir çok hata olarak kabul edilen durumu edebi eserlerde görebilirsin. Bazı yazarlar doğruyu bildikleri halde kafalarına göre takılır.

"ve fakat" diye başlar ferhan şensoy cümlelerine.

Edebi bir metin, deneyimsel bir yazı yazıyorsan olabilir.

"Kimseye darılmamıştım. Gitmekte haksız olduğumu düşünenlere inat, gidebildiğim en uzak yere gittim. İnsanlar yerine dağlarla konuştum. İnsanlığa küstüm sonunda.

Ve insanlık da bana küstü."

gibi.

"Hay senin duyarını..." diye giriş yapacaktım, yazının tamamını okuyunca söylediklerin mantıklı geldi. Haklısın.

Veteriner yerine veteriner ya da veteriner hekim yerine sadece hekim diyenler var bi de. Haklisin

ben hiç rahatsız olmuyorum. rahatsız olunmasını da anlamıyorum.

bana da insan ve hayvan ayrımı yapmacık geliyor, niye kendimizi bu kadar fazla ayırıyoruz diğer canlılardan?

buraya veya başka bir yere soru soracaksam 'kedim' derim. ama mesela soru bir hayvansever grubunda soruluyorsa oradaki oğlum veya kızım sözcüklerinin insan hakkında olmadığı da barizdir ve kullanılmasında sakınca veya yapmacıklık yok. o insanlar evde de kedi / köpeklerine kızım, oğlum dedikleri için soruyu da o şekilde soruyorlar işte. dert edilecek bir durum değil.

bana da çok saçma geliyor. ya ben akraba ilişkileri gibi halam teyzem dayım amcam diyeni gördüm, akıl sağlıklarının yerinde olduğunu düşünmüyorum

bana da çok saçma ya da saçma demeyeyim de gereksiz geliyor. hatta bana isim koyup o isimle seslenmek bile çok gereksiz geliyor. ha sen değil miydin kedine isim koyan diye soran olacaktır, özellikle bi üstteki minik donut arkadaştan bekliyorum bu soruyu asdf ama ona da mecbur kaldım lan, veteriner ille nüfus kağıdı çıkarmalıyız ve isim yazmalısın dedi, ben de mecburiyetten yuki yazdım. koymadım ama yazdım sadece. evde pisi pisi diyodum, lan'lı lun'lu hitap ediyodum falan. sanki yuki deyince, buyrun diyecek..

bana saçma gelmiyor. evde oğlum, kızım diyorum. çocuğun gibi oluyor, o kadar bağlanıyorsun ki. tabi herkes aynı derecede bağlanacak diye bir şey olmadığından saçma bulunmasını da anlayabiliyorum. sağda solda yazarken isimleriyle yazıyorum (tintin, mırmır, sherlock diye) oğlum/kızım yazmıyorum ama yazabilirim de, yani yazsam beni tanıyanlarca tuhaf karşılanmaz, oğlum/kızım yazıyorum diye ben de tuhaf karşılanmam. edit: şimdi hatırladım, "koca kafalı oğlum" diye yazdığım zamanlar oldu.

bir de verilen örneklerde hep bir ihmalkarlık, kusur üzerinden gidilmiş. oğlum/kızım diyecek insanın da hayvanı odadayken pencereyi açık bırakmamasını, tanımadığı hayvanla kendi hayvanını baş başa bırakmamasını, çıkan yaraları patlatmamasını / yaralar görüldüğünde veterinere danışmasını kafasına göre patlatmamasını beklerim. böyle durumlar söz konusu olduğunda oğlum/kızım diye bahsedildiği zaman ben de bir sinir oluyorum. evlat gibi görse böyle mi olurdu diyorum.

ek: @reso aga: isimleriyle çağırınca başka odadayken koşa koşa geliyorlar bizim kediler hemencecik.

yapmacık değil. Ben de senin düşüncene kızıyorum. Ben onu kalbimde öyle konumlandırdım demek ki. 8 aylık bir oğlum var benim de. illa kendim doğurmam şart değil

@whimsical - pisi pisi diye seslenerek dene bi de?

Severken kızım/oğlum kullanıyorum ancak başkasına anlatırken kedimi/kuşumu diyorum. Direk oğlum şöyle böyle diye anlatınca garip durabiliyor çünkü.

var. ben de oluyorum. hatta çoğu insanın hayvanseverlikten çok, 'hayvanatapara' evrildiğine de gözlerimle şahit oluyorum. bilhassa facebook'ta... neyse ki engel diye bir şey var.

sıkılıyorum artık. çok sakil duruyor. hele ki bu coğrafyada.

@agam
pisi pisi deyince bakmıyorlar bile. sokaktakiler isimlerini pisi pisi sandıklarından bakıyorlar. herkes pisi pisi diye çağırdığı için onu öğreniyorlar. yoksa bir kedi doğuştan "pisi pisi"ye tepki veriyor değil. :)

senin evdeki kedi de muhtemelen adını pisi pisi diye öğrenmiş.

onlarda mantık şöyle işliyor; "pisi pisi" dediler gidelim başımız okşanacak, karnımız doyacak, öpüleceğiz vb.

"pisi pisi" yerine "mücver" koyunca ismi o oluyor işte.

banada saçma geliyor.

Bence bu durumu itici yapanlar yine insanlar. Mesela kedisini severken oğlum/kızım diye seven bir kişi itici değil. Ama kedisiyle ilgili bir şeyi anlatırken böyle kullanması itici. Bana yapmacık geliyor.

@whimsical- gerçekten duyduğum en güzel tespit^^

5 yaşında kedim var ismi yok, kızım diyoruz. kızım gel deyince geliyor şapşik:)

ama bu tarz ondan bahseden bir yazı vs yazarken bizim kedi filan diyorum. kızım desem saçma olur bilmeyen için.

kendisine kızım diye hitap ediyoruz sadece:)

keramet pisi pisi kelimelerinde ya da isimde değil, onların dikkatini çekebilecek tınıda, vurguda ses çıkarmak ("p" ve "s" harfleri gibi) ve gözlerinin radarına girebilecek herhangi küçük bir hareket (parmak oynatma vs) ya da su, mama, oyuncak gibi menfaatçi bi durum ile söz konusu.

yoksa hiç bişey yapmadan antonio diye seslensen gelmez, net. ama durduk yere paralimpik ya da solarium falan de yine bakar.

@reso
tam olarak öyle de değil. koşullanmayla ilgili. seçeceğin ismin tınısı çok önemli kesinlikle. basit, tek ya da 2 heceli, dikkat çekici tınısı olan bir isim olması lazım. an-ton-yoğ deyince bence de gelmez. :) tesadüfen kafasını çevirmesinden filan bahsetmiyorum yani.

kedilerin eğitimine dair 3 tane kadar kitap okudum. bu isim konusu hepsinde benzer şekilde açıklanıyor ve tabi ki araştırmalar sonucu ulaştıkları tespitleri yazıyorlar. diyorlar ki mesela, kedinize kızarken adını söylemeyin çünkü adını olumsuz bir şeyle bağdaştırmamsı lazım. olumsuz bir şeyle bağdaştırırsa bakmaz, gelmez adını duyduğunda. severken "tatlı pisi pisi", "uslu pisi pisi" gibisinden hep olumlu güzel sıfatların yanına adını ekleyin diyorlar. farklı kelimelerle bir arada işitsin o adı diye. kedi "tatlı, uslu" kelimelerinin anlamını bilmiyor tabi de o kelimeleri de farkında olmadan kullandığımız için adının yanına eklemek önemli.

mamasını verirken de "pisi pisi gel" diyorsun. "pisi pisi" kelimesi söylendi bana yemek verilecek, kafam okşanacak diye kendini şartlıyor. öğreniyor ismini.

zaten insan da adını bu şekilde öğreniyor. çocukların da benzer bir öğrenme süreci var. "şöyle olursa böyle olur" diye koşullandırıyoruz kendimizi.

kediye "hayır" kelimesini öğretirken el çırpma, anahtar şıngırtmanın temlinde de bu var. o kelimeyi olumsuz bir sesle bağdaştırıyor. "hayır" kelimesi söylendi bana şimdi o sinirimi bozan ses çıkacak, o ses çıkmadan ben koltuğu tırmalamayı bırakayım diyor.

pekala, o zaman bir gün mamasını koy ve "pisi pisi(buraya kedinin ismini koy) sakın buraya gelme" diye bi seslen bakalım, seni dinleyecek mi?

ya baba takılma buna. insanların canı o sırada yanıyor ki kurduğu cümleyi düşünmüyor o sırada.

mamasını koyarken ismi söylemiyorsun ki senelerce, ismini öğretirken söylüyorsun sadece. öğretme sürecinde mama koyarken adını söylemenin sebebi zaten mamaya kendiliğinden geliyor olması. duyduğu kelimeyle o davranışı bağdaştırıyor işte, anlamamakta inat ediyorsun. :)

ismini öğrendikten sonra çağır (mama vermek için filan değil, sırf gelsin yanında dursun diye) koşa koşa geliyor çünkü o kelime söylendiğinde güzel şeyler oluyor. sen pisi pisi deyince odadan koşarak geliyordur. başka bir şey desen, antonio desen mesela, gelmez.

ha ayrıca içeride kıçını devirmiş uyuyor oluyor ben bazen mamasını koyarken (evden çıkarken koyduğumda mesela). o zaman ben adını söyleyinceye kadar kalkıp da gelmiyor mamaya.

whimsical haklı valla.ben de benimkilere oğlum kızım diye seslenince geliyor.hatta sadece gel deyince bile geliyor.dur şunları iki seveyim geleyim

benimkine de isim vermeyi çok denedik fakat "oğlum" haricinde herhangi birine tepki vermedi. benden önce büyütenlerden kaynaklanıyor olabilir. oğlum denilince kendinden bahsedildiğini biliyor.adını kendi seçmiş oldu.
ayrıca rock n roll+1. kalbimde, zihnimde öyle bir yer edindi ki çocuğum olarak görüyorum. insan evladım olunca belki fark eder, bilemiyorum. ayrıca pek çok insanın çocuğuna verdiği değerden daha fazlasını verdiğimi düşünüyorum. örneğin kendi ihtiyaçlarım onunkilerden sonra geliyor, şimdiye kadar fiske dahi yemedi.
anne olmak için illa doğurmak gerekmiyor.

Ben de instagramda ya da facebookta sürekli bebeklerini ya da yeğenlerini paylaşanları gereksiz bulurdum. Ta ki bir yeğenim olana kadar.
O kadar yakın hissedince kızımı oğlumu da kullanırsın.

evet gereksiz buluyorum. hatta rahatsız edici. benim de 9 yaşında köpeğim var. severken oğlum, babacığım diye severimm ama birisine onunla ilgili bir şey anlatıyorsam köpeğim derim. Tam bahsettiğin şeye geçen hafta duyuruda denk geldim. "8 aylık kızımın genital bölgesinden kan gelmeye başladı" diye girmiş cümleye. Dehşet içinde okuyordum ki kedi olduğunu son cümlede öğrendim. aptalca bir durum yani.

rahatsız olmak değil de saçma buluyorum, komik geliyor.

"insanlarla hayvanların farklılaştırılmasını anlamıyorum" denmiş. bence ortayı bulmak lazım. tüm kainat bizim için yaratılmış gibi davranan bir kitle var. insanı "üstün varlık" görüp her şeyi kendine mübah sayan. bir de böyle "neden kendimizi ayırıyoruz" diyenler var. bence ikisi de aynı oranda sağlıksız ve saçma.

hayvanlar bizim dostumuzdur, kamkimizdir; kendi yaşam alanları olan, bizim gibi canlı varlıklardır eyvallah da kusura bakmayın ben kendi oğlumu kediden ayırırım ya. elbette eğer kedim varsa ona en iyi şekilde bakmaya gayret ederim. sağlığıyla, mutluluğuyla, derdiyle sıkıntısıyla iyileşirim. o da bir anlamda benim evladım sayılır sonuçta. ama gidip de onu eşimle ortak üretimimiz olan bir canlıyla bir tutmam. bunda bir gariplik veya yanlışlık görmüyorum.

böyle deyince şey gibi anlaşılıyor bi' de, sanki evdeki kediyi yeni doğan oğul için kurban ediyoruz. ben kediye de kendi oğluma da bakabilir, ikisini de memnun edebilirim. sadece şunu söylüyorum: birisi kedi amk, diğeri insan. bu "kedi daha değersizdir çünkü o kedidir" anlamına gelmiyor. kedi yani hayvan.

Ben de saçma buluyorum. Ama rahatsız olmuyorum.

@der meister

kendimizi neden 'bu kadar fazla' ayırıyoruz dedim ben de zaten. tabii ki mesela bebeğim olsa bebeğimle kedim eşit derecede önemlidir diyemem, ikisinin yeri ayrı olmakla beraber bebeğim ve onun sağlığı her şeyden, benden bile önce gelir.

benim eleştirdiğim 'insan' ve 'hayvan' ayrımının çok keskin iki aşırı uçmuş gibi görülmesi, yaşayan bütün canlılarla yüzde 90 üzeri aynı yapıtaşlarını paylaşırken bu neyin ayrımı diyorum. ne hayvanları üstün tutuyorum ne insanları, önceliklerin de farkındayım, sadece kendimizi çok fazla yüceltmeyi anlamsız buluyorum.

yani bir insanın çok sevdiği, kimi zaman yemeğini kimi zaman yatağını paylaştığı bir canlıya sevgi ifadesi olarak kızım oğlum demesi bile insanları rahatsız etmemeli, anlamsız böyle hassasiyetler. hiç sağlıksız bir düşünce tarzım olduğunu sanmıyorum, hemen panter emel yaftası yapıştırmayın insanlara.

Bunlar çok düşünmeyin, kafayı yersiniz. Bırakın isteyen "oğlum, kızım" diye sevsin, isteyen adıyla sevsin. Yeter ki sevsin, eziyet etmesin. Bence bir sakıncası yok.

/thread

Dizi tarihinin en orospu karakteri değil belki ama bu onun öyle olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Gerçi Walter'ı da dizinin başından beri süper bir adam olarak görmek, çoluğu çocuğu için neler yaptı tarzında savunmak da saçma bence. Finalde de kendisi itiraf ediyor ki bence gerçek de böyle, bunları önce kendisi için yapıyor. Ömrü hayatı boyunca ezik bir insan olmanın patlamasıyla böyle bir hayat çok hoşuna gidiyor. Tabi çoluğu çocuğu için para kazanmak istiyor ve onları da çok düşünüyor.

Skyler sadece Ted ile yatmasından dolayı değil; tavırlarıyla, parayı görünce değişmesiyle, kısacası karakteriyle böyle görülüyor. Oyuncu da gayet iyi oynadı şimdi hakkını yemeyelim.

Katılıyorum cokponcik.

Skyler kendi halinde bir kadındı. Kocası değişince o da ister istemez / kaçınılmaz olarak bundan etkilenip değişti. Tabi Ted'e Marilyn Monroe edasıyla doğum günü şarkısı söylemesi filan tiksinti veriyor.

haksızlık edilmiyor ama ona tepki vermek popülarize oldu, bir nevi bokunu çıkardılar.

Biatch

katılıyorum.
Kadın kocasının hastalığında ona sonuna kadar (yani adam sapıtana kadar) destek oldu.
Adam sapıttıktan sonra kadının da o durumda psikolojisinin normal kalması beklenemezdi. Kocası uyuşturucu üreticisi oldu, masum insanları öldürdü vs vs..
Ayrıca adam eve çuvalla para getirince bile o paralarla birşey yapmak istemedi. sadece sevgilisinin borcunu ödedi, ucu kendisine dokunacak diye (muhasebeci o olduğu için)

orospu skyler

i.qkme.me
thespinoff.co.nz
jacquelinemoran.files.wordpress.com

-Spoiler-

Ailesi için para kazanmaya çalışan kanser kocasını aldatan kadın gözüyle bakıyorlar, ondan saldırılıyor. Ama başlarda Skyler bunu bilmiyordu sonuçta, tavırları gayet makuldu.

upload kotayı etkilemez.

Upload kotayı etkiler. Mobil internet kotası download+upload olarak hesaplanıyor.

www.avea.com.tr

o ne amk, hayatımda ilk defa duydum lan resmen ayakta sikmek terimi böyle bişey.

mobil hatlarda upload da kotadan gidiyor.

gsm'de ve superonline fiberde upload kotadan düşer (maalesef).

malesef yapıcağı hiç bişey yok. en azından 4 yıllık açıköğretim olsa bişeyler olurdu ama o bile yaşdan dolayı zorlanırdı iş ararken. belge olsa zaten o maaşın 2-3 katını kazanıyo olurdu. çok acı bi durum ama en güzeli patronlarla konuşup durumu iyileştirmeye çalışması

Yapacağı bir şey yok, zaten dediğin gibi mecburiyetten devam ediyordur. Bir de böyle durumlarda yardım edeceğim derken olayı daha kötü hale getirme riski de var, onun için onun yerine sen bir şeyler için çabalama. Mesela patronla onun için konuşmak bence yanlış bir şey olur. Bir şey yapacaksan da onun bilgisi dışında yapma sakın.

Patronlar eğer rütbeleri olmasa saygı duyulacak insan değiller hoş ben hala saygı duymuyorum, birisi 2 üniversite bitirmiş ama 2 gün konuşsanız anlayamazsınız.
Ben şuan idarelik çalışıyorum, aslında bu abi olmasa 1 dakika bile durmam saolsun destek çıkıyor. 4 ay işsiz kalınca denize düşen yılana sarılır misali atladım sazan gibi, direk ön yargısız başladım işe.

Evet aklıma geldi böyle bir olay, umarım öyle bir faydam olur.

minimum 10 yıllık tecrübe bütün diplomaların eline verir.

11 yıl yönetici asistanlığı yapan lise mezunu arkadaşım 2000 lira farkla başka işe geçti. çok karamsar olmayın. sektördeki firmalarla irtibat kurun abinin arayışı ile ilgili bilgilendirici bir mail mi olur telefon görüşmesi mi olur bilemem de bu adam ne aç ne açıkta kalır. bu maaşın da çok üzerine çalışabilir, sektöre bağlı olarak.

Kargolar yatak almıyor. Nakliye ile de sadece yatağı göndermek yatağın sıfır fiyatından pahalıya gelir.

alırlar kralını bile.
ptt biraz daha uyguna gider.
pttcelli biri varsa %20 indirim kodu alabiliyor. o çok işine yarar.
tabii git diğer firmalarada sor.
yazık günah parana
ayrıca yatağın kılıfı varsa dandikte olsa işine yarar. yere sürtecektir. emekler boşa gitmesin. dandik bi kılıf ve sanayi streci işini görür.

tek parça 100 ds/kg'yi geçtiği için almazlar. alsalar bile yatağın ederinden daha fazla para alacaklardır. kargoyla göndermenizi tavsiye etmem. parasını gönderseniz daha iyi.

Eger yatak pahali bi sey (tempur) degilse cok mantikli degil gibi gondermek. Ama yine de gonderecegim derseniz ambar nakliyat tipi firmalardan fiyat alabilirsin. En ucuzu o olur.
Ornek:www.istanbulambarnakliyattasimacilik.com

Kısa dönem askersen korkacak bir şey yok. Kısa dönem askerleri o dandik eğitimle değil Suriye, nizamiyeden dışarıya bile çıkartmazlar (zorunlu durumlar hariç tabi). Böyle durumlarda olan gariban askere olur, kısa dönemlerin şehit veya gazi olması askeriyenin başına bela düşüncesi var çünkü.

o askerlerin çoğu muvazzaf asker. yani görevi askerlik olan askerler. doğuda sürekli konuşlanmış olarak operasyon birlikleri. seni oraya göndermezler ama onlardan boşalan yerleri doldurmak için doğuya asker sevkiyatı yapılacaktır mutlaka.

emin olmamakla beraber genellikle profesyonel birlikler katılacaktır operasyonlara diye düşünüyorum. uzman çavuş timleri vs.

ama ben bunu anlamıyorum -> "Kısa dönem askerleri o dandik eğitimle değil Suriye, nizamiyeden dışarıya bile çıkartmazlar"

uzun dönem askerler nasıl bir eğitim alıyor ki? sadece bu insanlar hayatını kaybettikten sonra ailelerinin "vatan sağolsun" deme ihtimalleri daha yüksek diye mi kurban ediliyor?

bu arada @osurdum senin söylediklerini anlıyorum katılıyorum. ama bu zihniyetin hepimiz farkındayken, hala nasıl olmaya devam ediyor ve birisi hayatını kaybedince unutulacak gidecek, bunu anlayamıyorum.

Jazz olabilir. Az yakan, ufak, minimum sorunlu araçlar.

Nissan micra

Jazz'ı çok araştırmış ama bana nasip olmamış biri olarak Jazz al derim. Az yakar, küçüktür ama ferahtır. Fakat Jazz alırken dikkat edilecek bir husus var ishift şanzımanlılarından sakın alma. bu ishiftler belli bir tarih aralığında çıkan jazzlarda mevcuttu ama unuttum o aralığı.

ishift olmayanların şanzımanları normal otomatik şanzımandan farklı. Bu nedenle kullanılan şanzıman yağının da farklı olduğunu okumuştum zamanında, eğer alırsan o konuları iyi bir incele, kendine iyi bir servis bul, arabayı heder etmesin.

jazz iyidir cvt vites olanından. içi muazzam geniştir, koltukları yatarvs. yarisin bagajı jazza göre inanılmaz dardır.

Jazz'larda 2002-2008 arası CVT şanzımanla üretildi. 2009-2011 arası i-Shift, 2009 sonrası tekrar CVT'ye döndü.
Jazz alacaksanız CVT şanzımanlı öneririm.

toyota yaris'i neden tutmadınız ?

jazz daha mı iyidir ?

sanki bana toyota hep bir adım önde gibi geliyor.

tutmadınız değil yaris de jazz kadar güzel araba. jazz biraz daha geniştir yaristen.
yalnız ilk arabanız olucaksa ben fazla pahalı arabaya girmenizi önermem. o arabayı illaki biryerlere vurup sürteceksiniz çünkü. daha ucuz birşeylerde kendinizi geliştirip, trafiği çözüp sonra istediğiniz arabayı almak daha mantıklı bence.

yani yaris 20-25 bin cvarı alsam ; çok mu pahalı ?

daha ucuza otomatik vites yoktur sanırım.

Hyundai Getz ve Nissan Micra kiralık olarak kullandım. İkisinden hangisini seçersin diye sorarsan Hyundai derim.

İlk arabam Honda otomatik vitesliydi. Benzini su gibi içerdi kerata.

İlk arabanın farklı bir yeri olacağı için ve kendini güvende hissetmen önemli olduğundan Toyota Yaris derim. Fakat km 100 bini geçmiş olmasın.

olur.

olmaz.

Beyaz kısmı bence itici, siyah takımın altında sırıtabilir.

tabanı siyah olanı varsa olur ama beyaz taban takımın ağırlığını bozar

tabanındaki beyaz bölüm biraz daha ince olaymış eiymiş.

klasik değil ve aynı zamanda slim fit ise olabilir.

kravatlı ve çok resmi bir takım elbise ile olmaz. daha spor kesim, kravat kullanmadığınız bir takım ile ya da spor gömlek üzerine spor ceket ile daha uygun olur.

ben sahsen giymezdim...

md5 bir hashing algoritmasıdır. herhangi bir şeyi kriptolamaz.

yani tek yonludur, bir veriyi md5 ile hashlersen, hash'ini alip geri o veriyi elde edemezsin.

tekrar o veriyi bulursan anca md5 hash'i ile eslestirebilirsin.

demek istediğim, ''bilgisayar'' yazıp bunu md5 algoritmasına çevirmek.

www.md5.net

Md5 geri çevrilmez. Sadece daha önce oluşturulmuş hashlerin tutulduğu veriler üzerinde arama yapar böyle siteler. Örneğin 123456 için defalarca oluşturulmuş bir hash olduğu için sonuç döndürür, ama çok karmaşık bir stringin hash'ine cevap vermez. Rainbow tables olaylarına falan girmiyorum, konu uzun.

/

Üstte bir mesaj vardı ona yazdım, silmiş arkadaş.

İkisi dövüşmedi ki? Zaten aynı dönemin boksörleri değiller, Muhammed Ali 81'de son maçına çıktı, Tyson 85'de başlamıştı sanırım.

ama tanıdığım birisi 2si dövüştüğünde muhammed ali kariyerinin sonunda olduğu için kaybettiğini söylemişti aslında maç youtubede varda yorum şeklinde 10 saniye maçı gösteriyo 20 saniye yorumcu yorum yapiyo falan bana tamamı lazım

Öyle bir maç yok. Youtube'daki videolar da böyle bir maç olsaydı ne olurdu tarzında videolar.

Muhammed Ali hastalığı başladığı için, kariyerinin sonu olduğu için, artık dövüşemediği için son iki maçını kaybetmişti. Bunlar da 1980 ve 1981 yıllarındaki maçlar. Sonra zaten tamamen hastalandı. Daha Tyson ortalarda yoktu o yıllarda. Zaten Tyson 1966 doğumlu, Muhammed Ali'nin son maçını yaptığı yılda 15 yaşındaydı.

answers.yahoo.com

hayır dövüşmediler

hmm doğrudur o zaman saolun bilgiler için

sen hayırdır ya? bu ikisi nasıl dövüşsün abi zamanları farklı.

ha prime'larında hangisi alırdı dersen ben Ali derim. Tyson'dan daha dayanıklı ve daha hızlıydı. Yine de enfes bir maç olurdu.

ARGE teşviği falan olabilir. Yazılım işi yapıyorsan kesin ondandır.

Eğer sizin şirketiniz de yararlanabiliyorsa Teknokent'lere destek ve teşvik veriliyor, sizin sigorta priminizin bir kısmını (hatta bazı personeller için hepsini) devlet karşılıyor. Çeşitli teşvikler var, şurada yazılmış:

hacettepeteknokent.com.tr

Aynen, teknokent bünyesindeki bir yazılım firması bu,

peki eksik gördüğüm tutarı devlet sonradan mı yatıracak yoksa sadece devlet kayıtlarında mı bulunacak bu miktar?

fark etmez, teşvikse teşviği verir zaten devlet iade olarak.
adamın primi düşük yatmış görünüyor şu haliylen.

net üzerinden anlaştıysan ve gelir vergisi muafiyetine girdiysen brüte çevirirken daha düşük tutardan çevrilmiştir.

Çamaşır makinelerinin artık hepsi o dediklerini yapabiliyor. Servis ağı iyi olan bir markanın ucuz bir modelini al gitsin. Arçelik/Beko'nun düşük modelleri işini görür bence.

Her gün çalışmayacaksa enerji sınıfı çok önemli değil. Tek kişi için kapasitesinin de bir önemi yok; en ufakları 5 kilo zaten, o da fazlasıyla yeter.

tek kişilik diyorsan 5 kiloluk dışına çıkma sakın, ucuz yollu birşeyler bakabilirsin işte.

Mutlaka kisa yikama prog.olsun.

yıkama hacmi olarak kg değil de tambur hacmine bakacaksın. bazı makineler 7kg diyor mesela ama tambur hacmi 5kg lık makineler kadar. internette biraz araştır almadan önce.

uygun fiyatlı diye altus almayın, inanılmaz buruşturuyor kıyafetleri.

www.mediamarkt.com.tr

bu nasıl?

İşini görür. Ama Indesit'in servis ağı nasıldır bilemem. Arçelik/Beko bu konuda iyi, eve gelip halledip gidiyorlar aynı gün.

f/p olarak baya iyi görünüyor, servis imkanlarını bilemem tabii. bide mediamarkt'ta bu kadar ucuz dışarıda 800 tl civarında fiyatı. 600-700 civarında beko ve arçelikler genelde 600 devir oluyor, çok farkeder mi bilmiyorum?

Devir olayı sıkma için önemli, 800 devir falan her türlü yetiyor. Zaten fazlası baya hırpalıyor çamaşırı. Ama çok sıkılması gereken çamaşırlarda iyi tabi. 600 devir pek kalmadı, baya eski modellerdir onlar. O zaman senin verdiğin linkteki daha mantıklı bence de.

4 sene mi? kıçının yarısını alacaklar, bence ona hayıflanmalısın.

''Bıçak kemiğe dayandı'' dedikleri bu işte tam anlamıyla, kıl dönmesi ta sakrumuna kadar yayılmıştır 4 senede, ondan oturamıyorsun.

4 sene önce ne hissediyosam onu hissediyorum ben. aynı yer? aynı nokta daha doğrusu. neyse yarın gidelim bakalım genel cerrahiye. anasını avradını şansa bak ya.

Soruna cevap değil de askerlikten 15 gün değil 30 ila 45 gün arası yırtabilirsin. Askerliğin son 2 ayına girince muayene olmaya git, doktora durumu anlat, hava değişimiyle tam terhis gününe denk getirecek şekilde ameliyatını olursun.

Tabi kafanı karıştırmak gibi olmasın, belki ciddidir askerlikten yırtmak için beklenmez :).

ameliyat olma sakın, ameliyatsız yöntemler var hem çok basit hemde nüksetme şansı yok. maddi durumun yerindeyse nihat bengisu, değilse ortalama bir doktora gitmeni öneririm. ameliyatsız kıl dönmesi yazınca birkaç doktor çıkıyor zaten, onlar işin ehlidir. genelde kendi kliniklerinde yaparlar.

hacı askerlik işi sakat, önce sevk alıcaksın vs. pis bir yere düşersen öyle bitirebilirsin askerliği bak.

ben şimdi yarın randevu aldım hastaneden. ne dim doktora?

ben askerliğe ayarlamıştım onu ya. son 15 gün, son 1 ayda gider hastaneye ameliyatı olur eve dönerdim diye düşünüyodum.

4 sene önceki doktorumun yaptığı gibi temizleme vs bir sey yapıp geçistiremez mi bi süre.

yarınki doktor iltihabı akıtabilir. geçici bir çözüm olur tabi.

askere kadar geçirsin çözümüyle abi, eyvallah.

(bkz: mevlüt topbaş)

nam-ı diğer egzozcu mevlüt. konu götse bu doktora gitcen. basur ve kıl dönmesi konusunda adamı methediyorlar.

ağustosa kadar seni fabrika ayarlarına çevirir.

Böyle şeyler çok değişken olur. Kız arkadaşın nasıl giyinir, ne renklerden hoşlanır, ne tür takı/saat takabilecek birisidir bilemeyiz yani. Sen bence modellerden ine ine 3-5 modele kadar in, sonra buradan fikir al. En çok beğenileni alırsın :).

Bana gelen hediye saat sade ama çok şık ve çok pahalı da değil;

www.saatciyim.com

www.saatciyim.com

bilekte daha hoş duruyor bence , rengi ilk fotodaki gibi.

saat, takı gibi şeyler çok zevke bağlı. bence alma. zaten kız arkadaşın için 300 tl lik bir hediye de çok. mahçup edebilirsin.

300 tl'lik hediye çeki, bileklik ve saat satan bir yerden.
olur mu ?

yarım altın al, daha hora geçer.

Çünkü sadece isimlerini yazmışsın. Hepsinin fotoğrafını çek, nerede olduğunu ve nasıl ulaştırabileceğini söyle, çıkar mutlaka.

Abi 27 parca seyin fotosunu nasil koyayim buraya. Yani fotolar var da. İsmim gozukmeden yayinlayabilecegim bir sey var mi, sadece fotolari.

O varsa, muhit ve dediklerini de yazim oyle yayinlim o zaman.

Sagol.

30-40 liraya sattığın ürünün satılması dert değil, adama göndermesi dert. Kargo fiyatı falan da var, ondan dedim bunları da yaz diye. Aynı şehirde elden vereceğin durumlar olabilir. Fotoğrafları da imgur'a yükle isimlerinin altına linklerini ver, en azından ilgilenen şöyle bir bakar fotoğrafa, bakar ki aynı şehirdesiniz, hacı şuraya yakınsan buluşalım 2 ürünü elden alayım der. Bu işler böyle :D.

Fake instagram da olabilir fotograf icin. Satilmama sebebi de biraz pahali Olabilir. Bakmadim bilmiyorum ama 'su kadar fazla diyeyim, pazarlikla su kadara inerim' diye dusunup koyduysan da musteri kaciyor olabilir. Madem gozden cikardin, uygun fiyattan vermen lazim ikinci el oldugu icin.

@icim urperiyor

hocam şimdi bunları fiyatlandırmak da sorundu. pahalı mı ucuz mu, piyasalarını ve alınış fiyatlarını bilmediğim için sıkıntı oldu. alınış fiyatını bildiğim mesela polypad tablet var. geçen sene 300'e aldık. 150'ye koydum.

Aldığın fiyata bakma, şu anda sıfırı internette en ucuz ne kadar?

Mesela senin tablet:

www.akakce.com

Teknosa'da 230 lira. İkinci eline 150 verir miydin sen? Kargo ücretini de ekleyip düşün.

ilanini girmustum pahali fiyatlar

kac yazayım bilmiyorum ki, talip olana indirim yaparım baya yani.

diploma ya da gecici mezuniyet belgesi.

tsk'nın sana ihtiyacı var bu arada. sen yoksan bi kisi eksik.
elinde sonunda gidicen

1- Diplomanın aslı veya geçici mezuniyet belgesinin aslı ve fotokopisi. Fotokopisine aslı gibidir'i basıp onlar alıyor. En az 2 fotokopi götür.

2- Fotoğraf. Kimisi 6 diyor kimisi 4, belli bir sayısı yok bunun sanırım, sen yanında yeterli sayıda götür mutlaka.

3- Nüfus cüzdanının aslı ve yine fotokopisi. Fotokopiyi de 3 tane götür en az.

İşlemler için form falan dolduracaksın, onu da orada verecekler. Daha önce muayene olmadıysan sağlık raporu alman gerekiyor, bunu da aile hekimin yapıyor. Yani şubeye gidip işlemlere başladıktan sonra aile hekimine gidip muayene, sonra işlemlere devam şeklinde bir işlem süreci olacak. 2. güne sarkabilir.

Tecil süren de mezuniyet tarihinden itibaren 2 yıl. Şubeye geç veya erken gitmen bir şey değiştirmiyor. Mezun olduktan sonra da 2 ay içerisinde gidip işlemi yaptırmanda fayda var.

askere gideni siksinler efenim.. ben olmayayım.

3 diploma fotokopisi ayarladım.
Nüfus cüzdanım yanımda yok. Ehliyet de aynı işi görür değil mi?

Ehliyet olur sorun olmaz. Onun da fotokopisini unutma.

aynısı var bende bitenekadardan aldım şahsen çok iyi soğutucusu falan var, tek kötü yanı plastik olduğu için çok sağlam değil, çok zorlamayacaksın.

Bunlar pek kullanışlı olmuyor çünkü yataktaki hareketlerle birlikte baya oynak bir hal alıyor, sinir ediyor.

Bunun yerine ayakları yatakta değil de yerde olan masaları tercih edebilirsin. Hastanelerdeki hasta yemek masaları gibi:

www.medikalblog.net

Yatağın alt kısmına girebiliyorsa bence daha kullanışlı.

Bu arada bu masalardaki soğutucu meselesi de bir halta yaramıyor. Plastik soğutucuların bir numarası yok.

@osurdum o ayakların seviyeleri var en yüksekte açınca evet dengesiz oluyor ama en alt seviyede gayet düzgün tabiki c sehpa daha iyi kullanım kolaylığı olarak ama daha pahalı diye biliyorum ben.

@osurdum ben de öyle birşey istiyorum ancak nerelerde satılıyor bilmiyorum. o yüzden ben de @asilsiz suclama nın fotoğrafındakinden aldım evmanyadan, henüz gelmedi ama gelirse umarım idare edebileceğimi düşünüyorum. aklımdakine en yakın bu vardı çünkü, baktığım hiç bir yerde ayaklısı yok.

@fabr

www.hepsiburada.com

@teknikekip teşekkür ederim, bunların yan olanlarından yok galiba ama en azından nasıl araştıracağımı öğrenmiş oldum.

ayrıca evmanyadan alarak kazıklandığımı da öğrenmiş oldum. sakın evmanyadan almayın. n11.com da yarı fiyatına hem de kargo ücreti olmadan satılanları mevcut ilandaki görselin. ben ettim siz etmeyin...

Tercihleri yaptıktan sonra yatıracaksın. Ösym'nin aday işlem sayfasında tercihlerini yaptıktan sonra ana sayfada paranı yatır diye seni uyaracak zaten. Kredi kartınla online ödeyebilirsin veya diğer ödeme kanallarını yazmışlar, bazı bankaların internet şubelerinden de yatırabilirsin. Son gün 2 veya 3 Temmuz olması lazım.

İngilizceniz varsa şurada güzel bir şekilde anlatmış:

ic.galegroup.com

Özetle insanlar hijyenlerine daha dikkat etmeye başlayıp, hasta olanlar karantinaya alınmış, vebadan kaçmak için göçler başlamış, bir nevi toplum bilinci ile aşılmış aslında.

Bir de veba virüsünün çok güçlü hale geldiği, bulaşan kişiyi kısa sürede öldürdüğü, böylelikle yayılmasının azalarak bittiği de söyleniyor. Cesetler kireç kuyularına atılmış falan.

@osurdum o konuda yanlış olmasın veba bakteri kaynaklı virüs değil :3

virüs olsa o hijyensiz ve ilaçsız dönemden bugüne kadar tüm insanlık tükenirdi herhalde.

tr.wikipedia.org

Virüs mikrop bakteri, çok kavramlara hakim değilim :D. Kabaca bu hastalığa sahip kişilerin çok yaşayamamasının yayılmasını önlediğini okumuştum. Sözlükte okumuştum hatta sanırım.

Heh sözlükte okuduğum yeri buldum:

eksisozluk.com

1. yok
2. yok
3. yok sana komando olmak istiyon mu diyolar uzun dönem mi kısa dönem mi diyolar ama verdiğin cevaoların bi önemi yok yine bildiklerini okuyolar.
4. yerine göre değişir. biraz akıllı davranmak lazım yerine göre yani.
5. ben kasımda gittim (aralık) memnun kaldım.

İlk üçüne arkadaşın yazdıklarına eklenecek bir şey yok.

4. sü ise tamamen piyango. Askerde göze batmamak gerekiyor. Mümkün olduğunca araya karışmaya bak. En önde, en arkada, en sağda, en solda görünen askere iş kilitlenir. Kimse ortadan 2 kişi gelsin demedi benim askerliğim boyunca :D. Özelliklerini belirtme konusu da sana kalmış, çok ağır şartlarda eğitim varsa bu özelliklerinle biraz yırtabilirsin. Ama genelde yatış bir askerliğin varken durup dururken başına bela da almaya gerek yok.

Yazıcılar süper yapar, bilgisayarcılar şöyle yapar, santralciler nöbet tutmaz gibi sözler söyleyenlerin hiçbirisini dinleme. Bunların hepsi gittiğin yere göre inanamayacağın derecede değişken şeyler.

Kısa dönem için de Kasım iyidir, kışın askerlik iyidir. Üşürsün falan ama sıcaktan bin kat iyidir. Ayrıca kışın eğitimler daha az olur, sporu az olur vesaire. Kısa dönemlerde öyle insanın suyunu çıkaran eğitimler yok zaten (istisnalar vardır). "Bizi 50 km koşturuyorlardı hacı" diyen tiplere inanma, bir şey olduğu yok. Kısa dönemlerin çoğu zaten götü göbeği salmış, 100 metre bile koşamayan adamlar. 3 tane şınav çekemeyen adamlara rambo eğitimi yaptıracak değiller.

ben mi gideyim bu şafaktan sonra...


1-general olarak yapabilirsin. 6 ay sonra hürgenerallik en büyük rütbedir.
2- kısa dönem barış gücü askeri alınabilir. ama yerleştirme esnasında belli olur barış gücü diye yazar
3-sormuyorlar. benim zamanımda sınav vardı. yalandan üç arkadaş bilerek ve isteyerek yanlış şıkları işaretledik kağıtlarımız aynı. üçümüzde jandarma olduk. kars-ankara ve kilis çıktı
4-bütün gün çalışıp pc başında kafa yakmak istiyorsan söylersin. yazıcı olursun ama olma çok sıkıcıdır. komutanların ağız kokusu vs. askerde bi sik bilmiyorum bi sikten anlamıyorum olayı iyidir.
5-senin karakterine kalmış yazı mı seversin kışı mı? ben kışın uğraşamam diye yazın gittim. sıcak fenaydı ama üşümekten iyidir.
gideceğin yer belli olunca detaylı bilgi veririm. şimdi afaki ne denilse boş.

sen askerlik şubesine git, başka da bir şey yapmana gerek yok..senin yerine her şeyi yapıyorlar.

istiyorsan profösör ol, o mıntıkayı yapacaksın :)

kasım eylül aralık her neyse, kısmet işi bunlar.

www.youtube.com

acdc ,iron maiden, ccr yeterli.

Helldorado - Bones In The Closet
Helldorado - The Ballad of Nora Lee
Steve Hackett - Wolflight
Camel - Mirage

kisiye gore farklidir, mesela;

Agir Roman - Masum Gunahlar
Ali Osman Erbasi - Aziz Dostum
Ali Osman Erbasi - Beyoglu
Ali Osman Erbasi - Rakkase
Ali Osman Erbasi - Sarayburnu
Ali Osman Erbasi - Tarabya
Alihan Samedov - Trajedi
Barbaros Erkose - Dream - Ruya
Bestelerle Urfa - 01 - Felek Sen Ne Feleksen
Cem Yilmaz - Hayde
Colors And Sounds - Dilenci
Colors And Sounds - Huzzam Ud Taksimi
Colors And Sounds - Siire Gazele
Dilber_Ay-Aksama_Gelecegim_duet_Kahtali_Mici_(Tavuklari_Pisirmisem)
Dj Funky C - Chakkidi
Erkan Ogur - Divane Asik Gibi
Erkan Ogur - Pencere Onu Cicegi
Erkan Ogur - Pencereden Kar Geliyor
Erkan Ogur - Zeynep
Eyvah Eyvah - Ucun Kuslar Izmir'e Dogru
Fatih Ahiskali - Anadolu
Fatih Ahiskali - Taksim
Fuat Saka - Rapatma
Gokhan Kirdar - Canakkale Turkusu
Gokhan Kirdar - Go On My Heart - Duduk RMX
Gokhan Kirdar - Go On My Heart - Ud RMX
Gokhan Kirdar - Go On My Heart - Violin RMX
Hirsiz Polis - Olume Aglama Yakisir
Husnu Senlendirici - Dert Bende
Husnu Senlendirici - Garip - Hicaz Saz Semaisi
Husnu Senlendirici - Leylim Ley
Ilyas Yalcintas - Incir
irfan Seyhan - Diz Dize
Jose Larralde - Quimey Neuquen (Chancha Via Circuito remix)
J'y Suis Jamais Alle - (Amelie)
Kapilar & Kopruler - Aziz Dostum
Kapilar & Kopruler -Siire Gazele
kardes turkuler - Al-eyn Mulayyati - Ya Hawa
kardes turkuler - Anako - Gel Bize Keriz Edelim
kardes turkuler - Medet
kardes turkuler - Yaniyorum
Karmate - Ayna Ayna
Karmate - Basundaki Çemberun
Karmate - Dereler Akar Akar
Karmate - Kara Duman
Karmate - Nayino
Kirpi - Clarinet and piano , Klarnet&Piyano
Kirpi - First night of longing
Kirpi - Hicaz improvisations
Kirpi - My name is kirpi
Kirpi - Never ending longing
Kirpi - One last time
Kirpi - The song of angels
Kirpi - The Song
Marin Marais - Passacaille
mercan dede - 800
mercan dede - bilinmezin elcileri
mercan dede - huo
mercan dede - huxi
mercan dede - napas
mercan dede - Nar-i Ney
mercan dede - tutsak
Mercandede - Mysterious
Mesto - Aziza
Murat Basaran ft. Engin Arslan - Dertli Dolap (feat. Cengiz Ozkan)
Murat Cem Orhan & Ege Semercioglu - Habanera
Murat Sakaryali - Enduluste Hicaz Akustik
Neset Ertas - Yalan Dünya
Nicos - Secret Love
Omar Faruk Tekbilek - i love you
Omar Faruk Tekbilek - Roman
Omar Faruk Tekbilek - Shashkin
ozgur Babacan - irfan Seyhan - Diz Dize
Peter Gabriel - The Feeling Begins
Rachid Taha - Ya Rayah (Algeria)
Sabahat Akkiraz - Haydar Haydar
Sinan Cem Eroglu - Mia Pista Apo Fosforo
taksim trio - baglama solo
Taksim Trio - Bicare
taksim trio - derdin ne - ens
Taksim Trio - Derdin Ne - sozlu
Taksim Trio - Elfa Laila - Anonim
taksim trio - gitti de gitti
Taksim Trio - Gozum Kulagim
Taksim Trio - Gözüm
taksim trio - gule yel degdi
Taksim Trio - ic benim icin - Orhan Gencebay
taksim trio - klarnet solo
Taksim Trio - Yalan Dunya - Neset Ertas
Tan Tuncag - Way of Love
The Secret Trio - Erkan Ogur - Picture
The Secret Trio - Homecoming
Turan Dinleyen - Ussak Taksim
Turkan Kandirali - Adana Agiti (Adanayi Voghperke)
Turkan Kandirali - Haydar Haydar (Ben Melanet Hirkasini)

Bang La Decks - Aide (Original Mix)
Dillon Francis & DJ Snake - Get Low
Feder - Goodbye feat. Lyse
Flo Rida - GDFR (feat. Sage the Gemini & Lookas)
Hozier - Take Me To Church
Imany - The Good, The Bad and The Crazy (Filatov, Karas Remix)
Jason Derulo Ft. Snoop Dogg - Wiggle (Feat. Snoop Dogg)
Kadebostany - Castle In The Snow (hector_Extended_Remix)
Lariss - Dale Papi
Little Simz - Devour
Rune RK - Calabria (Firebeatz Remix)
Taylor Swift - Blank Space

awesome mix vol. 1,
queen - don't stop me now,*
3 doors down - kryptonite *

*gaza gelip gaza basma.

ajda pekkan - düşünme hiç
tam yol şarkısıdır

100 lira daha ekleyip yurtdışı garantili lg g2 kesinlikle

daha dün anneme samsung galaxy grand prime aldık. gerçekten çok güzel telefon, f/p olarak oldukça başarılı. turkcelle özel üretilmiş sanırım ama diğer hatlarla da kullanılıyormuş.

Boyut sıkıntı çıkartmayacaksa şu anda o fiyata en iyi telefon hala Zenfone 6. Samsung'dan uzak dur.

Linux de kurabilirsin. Ubuntu, Mint gibi dağıtımların artık kurulumları da kullanımı da Windows kadar kolay. Ayrıca sıkıntı yaşadığın konulara da çözüm olur. Bilgisayarı kullanım amacına da hizmet eder. Yeni bir bilgisayar almadan önce bunu dene bence.

W8.1 kur. i5 650 işlemcili 4 gb ramlı 5 senelik emektarı coşturdu.

Senelerdir özellikle laptoplarda recovery bölümü bulunuyor, bunun sayesinde bir kaç tıklama ile bilgisayarınızı ilk aldığınız günki haline çevirbiliyordunuz, bunun için cihazların kullanma kılavuzlarını okuyun.

Tabi şimdi harddiskin değişimi ile bu imkan gitti, bilgisayarınızın altında windowsun hangi sürümünü kullandığınızın ve ürün anahtarınız yazar, ona göre iso dosyasını indirir dvd'ye yazıp oradan formatlarsınız, ardından dell'in sitesinden sürücüleri çekersiniz.
Windows defender yeterli bir koruma sağlamakta ama açık olduğuna emin olunması lazım, otomatik güncellemeler açık olmalı.
İndirilen programlar programın resmi sitesinden indirilmeli ve kurulurken ne kurulduğuna dikkat edilmeli, o anasayfa virüsleri kendi kendilerine açılamaz, hayır evet onayında evet demişsiniz.

Eğer maddi olarak zorlamayacaksa Macbook tavsiye ederim. Ben de benzer nedenlerle Mac'e geçtim. 3 senedir kafam rahat. Telefona uygulama kurar gibi işletim sistemini güncelliyorum. Yalnız ilk başlarda biraz zorlandığımı itiraf etmeliyim. Yıllardır alıştığın şeyi bırakıp yeni bir sisteme alışmak başlangıçta biraz zorluyor.

Acity İstanbul yolunda, Kızılay merkezden İstanbul yoluna giden bir otobüs/dolmuş yok bildiğim kadarıyla. Sıhhiye'den Etimesgut, Eryaman, Sincan tarafına giden otobüs/dolmuşlardan İstanbul yolu üzerinden gidenlerin hepsi geçer. Zaten dolmuşlarda da Acity yazar.

Kızılay'dan çift araba yapman lazım. Sıhhıye'den direkt gidersin dolmuşla.

Ankaray'a bin, bahçelievler durağında in, 5 dakika yürü. Toplamda 15 dakika sürmez.

osurdum +1

altgeçitten karşıya geç, üzerinde "ulus" yazan herhangi bir dolmuşa bin, önünde in.

@kibritsuyu - alt geçit derken yabancısıyım Ankara'nın birazda. Birde Ankaray'a metroya binerken ne kullanacağız öğrenci kartları felan var mı ? ne kadar para öderiz ulaşıma ?

Tek kullanımlık kart olması lazım ya, tam hatırlamıyorum. Kibritsuyu'nun dediği alt geçit Ankaray'ın içinde zaten.

Tek kullanımlık kartlar 3 lira. Aşti içerisinden alıp, yine Aşti içerisinden Ankaray'a binebilirsin.

Dolmuş ise kısa mesafe için 2 lira ile 2.5 lira arasında bir rakam alır, tam güncel rakamı hatırlamıyorum. Dolmuşa binmek için de karşıya geçeceğin alt geçit yine Aşti içerisinde. Sora sora bulursun, çok karışık bir yer değil.

Dolmuş 2.25 tele.

sonrasında Anıtkabir e gitmeyi düşünüyorum, yürüme mesafesinde mi anıtkabir de ? haritadan pek uzak görünmüyor da.

15 dakika yürürsün (Gazi'den).

mal bir yana para bir yana verme..

bir handikapı söyleyeyim;
parayı verdi, arabayla gitti kaza yaptı, soygun yaptı. kime anlatacaksınız derdinizi?

manyak mısın tabii ki verme

eft yapar geri çeker, alır kaçırır esrar nakliye eder arabayı koyup kaçar kaybolur. madem lazımsa gitsin kiralasın.

Başını ağrıtma hiç bence.

yok öyle dava, verme.

bu 2. el araç olaylarında akla gelmeyecek türlü türlü hile hurda dönüyor. aman diyeyim

amcamın basına geldi aynısı. kendi yapmadıgı bir kaza yuzunden sadece ruhsat onun üzerine oldugu için su an yaklaşık 200 milyar ceza çıktı mahkemeden.

adam iyi birisi de olabilir iyi niyetli de olabilir ama gerek yok böyle şeylere, girer radara yakalanır farkına varmaz 2 ay sonra size tebligat yapılır. hoş değil. tam da bu haftasonu mu araba elzem oldu sen olmasan nasıl halledecekse şimdi de öyle halletsin artık

bak bir de şöyle birşey var, arabayı almak için buluşmayacak mısınız? mesai saatleri içinde noterde 5 dk da halledilen bir olay bu.

o kadar acil olsaydı bir şekilde ayarlardı.

kodumunun dünyasında babana bile güvenmicen;)

kesinlikle hayır. verme.

dostum hiç birşey olmasa trafik cezası olsa sen sorumlusun. 2014 ocaktan ceza geldi, aylar sonra sana ceza tahakuk ederse ne yapıcaksın?
o yüzden yapma

Çok klasik gazete haberi konusu olacak durumlar bunlar.

Doğru düzgün görünüyordu, bir anda aklım gitti, gayet iyi niyetliydi falan diye açıklamalar yapan akıllı ama anlık saflık yapan, şoku atlatamamış tiplere dönersin :).

Dershane öğretmenliği ve sınavlar için özel ders maalesef.

Dershaneler eylül'de kapanacak sanırım, olanlar özel lise olacak, dershane öğretmenleri de o liselere geçecek sanırım. Bu yüzden yeni mazunun oralarda işi zor gibi. Başka ne olabilir?

Akademik kariyer,

Devlet memurluğu (tarih bölümünden alım vardı en son, yine tarihçi olarak ve arşiv memuru gibi kadrolarla),

Yabancı dili iyiyse uluslararası araştırma merkezleri var, yüksek lisansının alanına göre bu merkezlerde çalışabilir,

Son olarak da bu tür bölümlerden mezun olanların çoğunluğu maalesef mesleklerini yapmıyor/yapamıyor. Benim tanıdığım 2 tarih mezunundan birisi polis oldu diğeri de birkaç senedir hala iş arıyor. İkisi de yüksek lisanslı.

ücretli öğretmenlik.
karın tokluğuna bile değil ama.

kültür bakanlığının turizm rehberliği kursları vardı. onlara katılıp rehber olabilir ve freelance ya da bir acenteye bağlı çalışabilir.

arastırmacı olarak çalısabiliyorlar. kütüphanelerde osmanlı türkçesi eserlerin olduğu bölümüne bakan tanıdıgım vardı. çok farklı opsiyonlar mevcut o yeğeninize bağlı. onun zaten biliyor olması gerekir.

Tezi Osmanlıca ile ilgiliydi. Osmanlıca kayıtları falan incelemişti. Kütüphanelere girmek o kadar kolay mı?

Vaay çok ucuzmuş

daha ucuzlarını görmüştüm.

Uygun bence. Aynı ürün daha uygun başka yerde görünmüyor. Ama süper/über bir fiyat da değil :D.

500 gb için bu kadar para vermek yerine gider 1 tb alırım.

www.vatanbilgisayar.com

Marka iyi ama o kadar büyük ucuzluk değil.

@teknikekip kullanmadıktan sonra 1 tb olmasının anlamı yok benim için.
500 gb bile çok, ama ne olur ne olmaz.

@want2die depolayacaklarım 300 gb kadar 320 gb almayı düşündüm ama ne olur ne olmaz diye 500 gb alacağım. Yanımda taşıyacağım bir şey değil, içine atıp yedekleyeceğim.
O usblerden de almayı düşünüyorum filmler için.

tefe-tüfe'ye göre hesaplarsanız bu şekilde de aynı artış oranına geliyor. siz rahatsızsanız her yıl düzenli olarak tefe-tüfe'ye göre artmasını talep edebilirsiniz.

875 liraya 125 lira zam çokmuş. Arada 1 yıl zam yapmaması sebebiyle fazla zam yapmak istiyor sanırım ama %20 de çok. Geçen sene oranları hatırlamıyorum ama %8 olsa, 80 lira zam yapmanız gerekirdi. Yeni kiraya da %7 zam yaparsanız 75 lira civarında da bu senenin zammı olur, toplamda 150 lira falan normal oluyor 2 senelik zam. Sizin ev sahibi bu mantıkla düşünmüşse bile fazla söylemiş. Tabi bu adam geçen sene zam yapmadığı için o seneki zam farkını da çıkarmak istiyor sanırım. Tabi iki senelik zammı toptan yapması pek doğru değil. Geçen sene neden zam yapmadığınızı bilemediğimiz için bir şey söylemek zor.

bence iyi niyet esasını bozmamaya gayret edin. fiyatı her şeyden önce arz talep belirler. sahibinden'den civarınızdaki benzer evleri bir inceleyin, belki de rayici çok yükselmiştir. hayır 50 lira için kötü olursunuz, ileride çıkmak zorunda kalırsanız üzülebilirsiniz.

oha. fazla bu zam. zamlar yıllık tefe tüfeye göre değil aylık tefe tüfeye göre yapılıyor.
benimki %3 mü ne yaptı. bu senenin nisanından geçen senenin nisan ayına ne kadar artış olmuş, buna göre yaptı.

siz bence 75e çekelim mi falan deyin... en son 90-100e bağlarsınız

Kira zammı bir önceki senenin aynı ayına oranla çıkan üfe'ye göre hesaplanır.
2015 MAYIS üfe :6,52
2014 MAYIS üfe : 11,28
www.tesk.org.tr

Kümülatif olarak hesaplarsak %18,5 zam yapabilir size. Kaldıki geçen sene artış almadan oturmuşsunuz. Bence yapılan zam normal.

kusura bakmayın yanlış hatırlamışım. geçen sene 1.000 tl yapıldı kira. yani her sene kira zammı yapıldı aynen şu şekilde. 800 tl ile girdik bir sene sonra 875 oldu. bu normal. ertesi sene 875 ten 1000 e yükseldi. ses çıkarmadık eyvallah dedik çünkü civarda fiyatlar hep böyleydi orana göre fazla olsa bile. bu sene 200 tl artırarak 1.200 yaptı. en son olarak yüzde üzerinden konuşcam ve 75-80 e anlaşmaya çalışcam. olmadı en kötü 100 tl de bırakıcam. daha fazla zorlarsa bence çıkmam daha mantıklı.

Kira zammında çevre diye bir etken yok. Çevredeki evler zamlanabilir, o zaman size ihtar çekecek, evden çık veya eğer istiyorsanız yeni sözleşme ile devam edelim diye. Seni hem evden çıkarmayıp, aynı kontrat ile devam ediyorsa da yasal zammını yapacak, fazlası zaten yasal değil. Konuyla ilgili yasa en fazla bu kadar yapılabilir diyor.

Yaptığı iki zam da fazla(ilkinde oranı hatırlamıyorum gerçi, normal olabilir), ikisine de eyvallah demişsiniz. 3. ye eyvallah demeyin, hakkınızı arayın.

Böyle yaptıkça astarını istiyor ev sahipleri. Kiracı bulmak, kiracıyla uğraşmak zordur. Onun için bilinçli ev sahipleri sorun çıkartmayan, kirasını ödeyip eve iyi bakan kiracılarını el üstünde tutarlar. Çünkü böyle kiracı bulmak çok zor.

ben anlamıyorum cidden kirayı hep zamanında yatırırız, yatırınca arayıp haber veririz mutlaka. gayet temiz güzel bakıyoruz evine. şikayetçi olabileceği hiç bir durum yok. orana göre zam yapsa eyvallah ama bu şekilde bizi sömürmesi artık cidden can sıkıyor u defa susamam zaten çok yüksek dediği zam.

e zaman sadece %6,52 zam yapabilir. yani 70TL felan. hadi siz gönlü olsun 1100TL yapın. daha fazlasına ayak diretin. yasal olarak 65,2TL den bir kuruş fazla zam isteyemez.

yasal olarak en fazla enflasyon kadar zam yapabilir.

çıkmanızı isterse de çıkmak zorunda değilsiniz. geçerli bir nedeni olmadığı için mahkeme çıkma kararı vermez. diyelim ki kılıfına uydurdu karardan 6 ay sonra boşaltıyorsunuz. bu arada enflasyon zammıyla devam eder.

evin rayiç bedeli falan bunlar tamamen yalan. mahkeme tüik verilerine bakarak karar verir. emlakçıların götünden şişirdiği rakamlara bakmaz.

Resmi kurumsa normalde şöyle olması gerekiyor:

1- Örneğin 15 Ağustos 2014'de işe girdiysen, 15 Agustos 2015 itibariyle izin hakkını kazanırsın, o günden sonra da kullanabilirsin.

2- 10 yıla kadar 20 gün, 10 yıldan sonra da 30 gün izin var memurlara. Bunda da haftasonları sayılır, yani takvim günü olarak hesaplayacaksın.

Ama her kurumun, her kadronun kendine özel durumları var. Örneğin polisler de memur ama izin yapıları farklı. Kısacası sen bağlı olduğun şubenin idari bürosuna bu konuyu danış, en net cevabı onlar verir.

2-) 1 hafta izin mi olur hocam :) 14 gün olması lazım minimum. 2 veya 3 hafta olur şirket politikasına göre cumartesiler eklenebilir.

Bir seneyi doldurduğunuz günün ertesi günü izin hakkınız başlar. Kanuna göre minimum 14 iş günü yıllık izniniz vardır. Cumartesi günü işgünü sayılacağı için pratikte 2 hafta + 2 gün olarak izin kullanabilirsiniz.

arkadaşlar 4857 sayılı iş kanunu inceledim ve

"Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden"



dediğiniz gibi 14 günmüş izin hakkım. teşekkürler :)

İZin hakkını kullanmadan ayrılırsan karşılığını para olarak talep edebilirsin

kontratın arkasında bölüm var, orayı imzalatabilirsiniz.

tamamen karşındakinin niyetine bağlı olarak başını ağrıtabilir elden vermek. benim prensibim bu diyerek bankadan gönder derim. kafan rahat olur.

Kontratta belirterek verebilirsin. Kontratta zaten ilk ayın kirasının ve depozitonun elden alındığı belirtilir, oraya doğru rakamı girin, hayırlı olsun.

@osurdum belirtiliyorsa sıkıntı yok o zaman, teşekkürler.

@acemi internette öyle yazıyor ama ilk kira için de geçerli mi acaba ?

ilk kiranın ikinci üçüncü veya son kiradan ne farkı var ki? şirkete girdiğinizde ilk maaşı elden mi alıyorsunuz?

bankadan açıklamasıyla birlikte yatırın. prensibim böyle dersiniz, yarın öbür gün bir problem olduğunda canınız sıkılmasın

Sözleşmeyi imzalatmak için geliyorlar, imzalamadan bir şey açamazlar. Telefonu açıp vazgeçtiğini söyleyebilir ayrıca, adamlar zorla boğazına yapışacak değiller.

öğrencisin limitin fazla olmaz..

Öğrenci kartları 750-1000 civarında başlıyor, sonra birkaç sene geçince artırıyorlar. Ama ilk etapta 3000 vermezler sanırım.

Taksitli alışverişlerde de 3000 liralık alışveriş için 3000 lira limitin olması gerekiyor.

maalesef alamazsın

Turkiyede tonla daha iyi hosting varken, bu iste en cok negatif yorumu alan firmalardan biri olan godaddy'i kullanma derim.

aynen, godaddy'den kaçın. tr'de aysima'yı tavsiye ederim mesela.

10 yıldır Godaddy'nin dedicated, vps, hosting vs türevi bir çok ürününü kullandım, Türkiye'deki bir çok firmayla da çalıştım ve her seferinde pişman oldum. Godaddy hiçbir zaman pişman etmedi.

En son bütün hosting paketleri Amerika lokasyondu yanlış hatırlamıyorsam. Ziyaretçilerin Türkiye'de olacağı bir site için Amerika lokayon hala yavaş. Avrupa veya Türkiye lokasyon tercih edebilirsin.

Ayrıca Godaddy daha çok domain konusunda ünlüdür, hosting olayında pek bir numaraları yok. Genelde de olumsuz yorumu çoktur.

Ayrıca Türk hosting firmalarıyla da çalışmanı önermiyorum. Hala bu konularda birkaç firma dışında çok amatörüz.

sex drugs and rock'n'roll

Cepteteb hesabı açtır, Yemeksepeti'nde iyi indirim kazanırsın 1 ayda.

özellikle evden çıkarken dikkat et, kapının arkasında anahtar bırakma.
güvendiğin bir arkadaşına ya da iş yerindeki çekmece veya dolabına yedek anahtar bırak.
yemek yapmayı öğren, sürekli dışarıdan yeme. dışarıdan yemeye ne cüzdan dayanır, ne göbek.

Eve ps yada xbox al insanları kandır evine götür zorla arkadaşlık ettir

bizi rakıya çağır gelelim

-haftasonları arkadaşlarına içki alın bana gelin de, içkiye para vermemiş olursun.
-domatesi peyniri salamı vs. az al.
-yemek yap +1
-kendi kendine yüksek sesle konuşmaya başladığını fark edersen fazla yalnız kalmamaya çalış.
-yatmadan önce kapını pencereni kontrol et.

temizliğe ve derli topluluğa önem ver, kızlar seviyor öyle şeyleri,
evde çok vakit geçirme gerek yok öyle bişiye, 50+ olunca nasılsa evden çıkmayacaksın
yemek yapmayı öğren birde güzel yemek yap
çok canın sıkılırsa kitap oku, kitap iyidir.
etrafla ilgilenirsen etrafta seninle ilgilenir komşularınla ilgilen.
yediğine içtiğine dikkat et, spor yap mutlaka.
araba kullanmayı bilmiyorsan öğren, arabam yok diye düşünme. (motorda olur)
insanları ara sıra ara, bayramda falan tüm telefon defterindekileri ara.
ciddili bir hobin mutlaka olsun.

şimdilik bu kadar.

güzergahın uygunsa bisiklet kullan. ulaşım pahalı.

apartmanda göründüğünden daha sevimli bir profil çizmek için ara sıra tatlı yapıp komşularına dağıt. iyi niyet, güleryüz ve yemeksel içerikle geri dönüşü olacak.

Fırında yapılan yemekleri öğren ve pişmeleri için sabırlı ol. Sıkılırsan küveti ovala. Düşüncelerinin dağılmasına izin verme ve spor yap.
Borcamın yoksa bir tane edin.

Tv'den uzak dur ve dizi filmlere sarma.
Canın sıkıldığında gündemini değiştir, her zaman yapmadığın bir şey yap. Kitap oku ama canın sıkılınca ya da boş vaktinde değil. Yaşamak için..

Herhangi bir konu hakkında uzmanlaş ancak bu konu hakkında hiçkimseye bilgiçlik yapma. (Bu sonuncusu zihnini kontrol etmeni, bazı şeylerin önem sıralamasını kendince değiştirmeni ve sükuneti getirecek.)

Her zaman iyi müzik eşlik etsin sana.

bulaşıkları biriktirme
çamaşırları makinede bırakma
çamaşırları askıda da fazla bırakma
domestos al
çöpünü günlük at
mutfakta zeytinyağı, salça, tuz, makarna, bulgur eksik olmasın
faturalarını her zaman otomatik ödeme talimatıyla öde

-yemek yapmayı öğren her gün hergün dışardan hazır yemek yiyeceğine hem sağlıklı beslenir hem iyi tasarruf edersin.
-iç çamaşırlarını ve çoraplarını kendin yıkamaya alış.
-ütüyü fişte unutma
-temizlik malzemelerini yokla bitti mi kaldı mı diye.
-evi sık sık havalandır

-oda kokusu bulundur - mecburi durumlarda kullanmak üzere

mümkün diyıl de.

olmaz cnm de. o da şimdi arttıracak değil de belki saf çıkarsınız diye şansını denemiş :)

o muhitte kiralar düşseydi hadi gelin sizin kiranızı biraz azaltalım demeyecekti. o yüzden pirim vermeyin.

İndirimde anlaşmada bir şey yok, böyle şeylerde indirim yapması normal. 1 yıl dolmadan zam istemesi saçma, beklesin normal zamanında yasal zammını yapsın.

Zaten senden önceki kiracısıyla uğraşmış durmuş, ne güzel kirasını zamanında ödeyen kiracı bulmuş, astarını istemesin.

Zamanı geldiğinde "yasal" zammınızı yapın, fazlasına hayır deyin. İlla diretiyorsa da sözleşmenin bittiği tarihte çıkın evden. Kirasını zamanında ödeyen kiracıyı arasın bulsun ondan sonra, yasal olmayan 50 liranın muhabbetini yapmayı görür.

Ben Pharmaton ve Supradyn All Day kullandım bir süre, bir de Solgar'ın bir ürününü kullandım ama tam ismini hatırlamıyorum. Hiçbirisi anında etki etmedi, hatta Pharmaton dışında gözle görülür bir fark hissetmedim.

Pharmaton ise 1 aydan sonra öğleden sonraki uyuklamalarımı azalttı, dikkatimi arttırdı. Sadece ginseng bunu yaptı diye düşünüp ginseng takviyesi kullandım, bir halta yaramadı. Kısacası içindeki maddelerden çok bu maddelerin uygun birleşimi de önemli sanırım.

Balık yağını hiç denemedim.

Pharmaton etki ediyor ama mucize beklememek lazım.

Sağlık problemi olanlara iyidir, olmayan için gereksizdir, hatta zararlı bile olabilir bazı şartlarda. Öyle kafana göre vitamin alınmaz. Önce kan tahlili yaptırırsın, eksik olan bir değer varsa doktor ona göre vitamin, balık yağı..vs yazar.

İhtiyaç yokken alınan vitamin, balık yağı, vücuttan atılır. Boşuna para harcamış ve yutmuş olursun. edition.cnn.com

Oha yahu.maliyet olsa anlarım ama bu bildiğin çakallık.

@telet abi haksız kazanç bildiğin.

kafalarini duvarlara vuruyordur amina kodum ackopekleri nasil daha once dusunmedik diye. yerlesen de ekstra 15 lira daha alsinlar bari.

Bu çakallık en başında belliydi; 2014 sınavına başvuru sırasında belirtmişlerdi. Bir şeyler o zaman da yapılmadı. Sınava başvuru kitapçığında ilk tercihin normal, diğer tercihlerin ücret karşılığı yapılacağı yazıyordu. Ama bu ücretin 10 lira olacağı yazarken şimdi 15 lira yapmışlar bir de.

ösym içinde de parayı nereye harcayacaklarını bilemiyorlar ve mevzuat gereği her sene ösym'nin elinde kalan para maliye bakanlığına devrediliyor. dev saçmalık.

"Adaylar tercihlerini yaptıktan sonra yerleştirme ücretini (15,00 TL) yatıracaklardır."

İlk tercih ve sonrası diye ayırmamışlar adamlar tercih yapıyorsan ödeyeceksin diyor. (Ben öğle anlıyorum) Milleti söğüşlemenin yeni yolları. Ama yaratıcılar allah için. Haram zehir zıkkım olsun.

@poseidon1 aşağıdaki linkte en sonda "Sınavdan sonra yapılan ilk yerleştirmede adaydan yerleştirme ücreti alınmaz. Ancak, bu sınav sonucuna
bağlı daha sonra yapılacak tüm yerleştirme işlemlerinde adaydan yerleştirme ücreti (15,00 TL) alınır." diye bir ibare var.

dokuman.osym.gov.tr

yanlis yapiyorsun vitesi kucultmen lazim.

hacım arabanın deviri değil
motor deviri :)

Çok büyük hata değil ama sürekli ve özellikle uzun mesafede debriyaj+fren yaparsan, yük sadece disk&balataya binmiş olur. Hem fren mesafesi uzar, hem de balataları erken bitirirsin.

arabaların silahtan farkı yok. önceliğin nasıl kolayına geliyorsa öyle kullanmak. yok debriyam uzun gitsin balatam az ısınsın derken elin ayağına dolaşırsa kendini, araçtakileri ve dışarda hiç suçu olmayan insanların hayatını tehlikeye atarsın. hülasa, nasıl kolayına geliyorsa öyle kullanmanı tavsiye ederim.

viraji ilerde gördün, durman gerekecek ise gazdan ayagini cek o hizla gider, yaklastigin zaman frene bas, durmaya yakin (10km/h nin altinda) debriyaja da bas. durduktan sonra 1. vitese atip devam et.

yada ilerde viraji gördün, durman gerekmeyecek tehlikesiz bir viraj, gazdan cek, uygun hiza kadar yavasladiginda ve viraja girmeden önce debriyaja basip 2. vitese at sonra cek debriyajdan ayagini, 2. viteste viraja gir.

Burada dikkate edilecek önemli noktalar sunlar. Debriyaj sadece vites degistirirken ya da durmaya cok yakinken istop etmesin diye basilir. Virajda durulmayacaksa mümkün oldugu kadar vites degistirilmez, uygun vites viraj öncesinde secilir.

Olayın doğrusu aracı mümkün olduğunca viteste kullanmak. Boştaki araba özellikle kötü hava koşullarında pimi çekilmiş bomba gibi olur, yeni teknolojiye güvenme. Aracın vitesini hızına/devirine göre küçülteceksin, eğer tam duracaksan duracakken boşa alırsın.

Öğrenci belgesiyle herhangi bir hesabından kesilen işletim ücretini geri alırsın. Ama bir sonraki işletim ücreti kesilecek dönemde yine keserler. İade ettiği gün yine kesen bankalar bile var. Uğraştırıp duruyorlar, bu bankalar bir acayip anlayacağın. Mümkünse diğer işlemlerin için hesap işletim ücreti kesmeyen bir banka kullan.

kredi kartı için alabiliyormuşsun ama banka kartı için alamıyormuşsun. öyle demişlerdi bana.

En son 2013te para yatırılan bir hesaba annem dün para yatırmak zorunda kaldı. Adamlar saniyesinde 60 lira kesmisler. Gidip sorduğumda da geri verilmiyor dediler. Ya yerse mi yapıyorlar acaba? Uğraşmaya, söylenip durmaya değer mi?

İkisi aynı model görünüyor, model isimleri aynı. Ama arayıp sor tam modellerini, yanlış yazılabiliyor bazı özellikleri. Ufak bir model farkı olduğu halde aynı resimleri, özellikleri falan yazabiliyorlar.

Aslında tablette ilk bakacağın şey ram olsun, artık 1Gb ramli modelleri maddi olarak zorda kalmadıkça tercih etme. Samsung sanırım 1.5GB ramli, 400 lira sorun değilse bence daha mantıklı. Teknosa'da pahalı gibi sanki, daha uygun fiyata satan yerler var. Akakce'den falan incele güvenilir bir yerden ver siparişini.

Samsung olani aldik. Tesekkur ederim :)

Dün de yazmıştım, o yazdığı yasal olarak geçerli olmaz. Kira sözleşmesinde zam konusunda isteyen istediği gibi madde ekleyemez. Arayıp bunu uygun bir dille belirt, tüfe-üfe değişim oranlarının senelerdir %10 olmadığını, bu maddenin anlamsız olduğunu söyle.

Tekrar söylüyorum, isterse oraya "her sene %50 zam yapılır" yazsın, konuyla ilgili yasanın ne dediği önemli. Yasal olarak da 1 senelik tüfe-üfe değişiminden fazla zam "YAPAMAZ". Yaptım derse bile sen bu orandan kiranı yatırırsın, konuyla ilgili dava açarsa sen haklısın, çünkü yasal zammını yapmışsın.

Ama evi tutmadan önce böyle saçmalıkları arayıp çözebilirsin, konuşmaktan zarar gelmez.

üçün beşin hesabını yapma. yüzde on zam yaparsın. ne bileyim düz olsun dersin 789 tl yerine 750 tl olsun dersin tefe-tüfe %8,8. bizim kiracının zammı 88 tl idi 50 tl yap yeter dedik.

-----
TÜİK; 12 Aylık Ortalamalara göre değişim oranı. MAYIS 2015 için % 6.98 dir.

Dolayısı ile geçmişte HAZİRAN Ayı içerisinde başlamış olan,

2015 Yılı için, Konut Kira Kontratları artışı % 6.98 olacaktır.
-----

Bu ay zam yapmış olanlar %7 zam yaptılar. Kiranın miktarına göre %3 az bir para olmayabilir.

Kendisiyle telefonda görüştüm.
Her kontrata bu %10 ibaresini koyduğunu ama hiçbir zaman hakkaniyete aykırı davranmadıklarını belirtti. Mutlaka tefe-tufe'ye göre zam yaptıklarını hatta gerekirse emlakçımızla görüşüp bilgi alabileceğnizi söyledi. Evimize iyi bakın bizim için gerisi hiç önemli değil dedi.. Neyse, söze inanıcaz yapacak birşey yok.

Bu arada, @mr fusion, başlayacağımız kira 2.000 TL olduğundan bu oranlar bizi çok etkiliyor. Minimum %10 diyen adam kafasına göre %15 yap derse sçarız bundan korkum..

Gerçi @osurdum açıkladı sağolsun, bir sene sonra böyle saçma birşey olursa gönül rahatlığıyla tefe-tufe'ye göre yatırırım..

"E. Kira bedeli
I. Genel olarak
MADDE 343- Kira sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenmesi dışında, kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz.
II. Belirlenmesi
MADDE 344 - Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır.

Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir.

Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir.

Sözleşmede kira bedeli yabancı para olarak kararlaştırılmışsa, beş yıl geçmedikçe kira bedelinde değişiklik yapılamaz. Ancak, bu Kanunun, “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı 138 inci maddesi hükmü saklıdır. Beş yıl geçtikten sonra kira bedelinin belirlenmesinde, yabancı paranın değerindeki değişiklikler de göz önünde tutularak üçüncü fıkra hükmü uygulanır."

emlakkulisi.com

fazla olamaz yerine az olamaz yazmıştır bence. diğer türlüsü çok fena şekilde kötü niyete girmekte çünkü. bir de şu linki verelim:

www.emlaxell.com

@devilred: Aynen zaten %10'dan az olamaz diyor sözleşmede..
Pek anlamadım ne demek istediğini senin :)

Bence o cümlenin anlamı kafasına göre oran belirtmek değil, bu oran %10'un üzerindeyse zaten adam için sorun yok, o orandan zam yapar. %10'un altındaysa da bunu %10 olarak kabul ederiz gibi bir şey demek istemiş.

Neyse adamın sözüne güven, çirkeflik yaparsa da yasal olarak boş olmadığını belirtirsin, zaten avukat adam boşa kürek çekmez. Hayırlı olsun.

Sağolsun telefonda zaten güven verir şekilde konuştu.
Bir sene sonra dert yaratacağını hiç sanmıyorum..
Ne demiş atalarımız, insanlar konuşa konuşa..

hayaller => "bu oran yüzde 10'dan fazla olamaz."

gerçekler => "bu oran yüzde 10'dan az olamaz."

tefe tufe iyidir. kontrat standart zaten fazla elleşme. bazi ev sahipleri demirbaşlari da yaziyo.

Kontratta ne yazdığının bir önemi yok. Oraya yüzde de koysa, şu madde geçerli:

-
Aylık kira bedelleri, birinci kira yılı sonundan başlamak üzere, kira süresince, her kiralama yılının sonunda; Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) Ortalamaları Oranında artırılacaktır.

TÜFE ve ÜFE için Oniki Aylık Ortalamalara Göre Değişim Oranları 'esas' alınacaktır. Bu şekilde bir sonraki yılın zamlı kira bedelleri hesap edilerek ödenecektir.
-

Buradaki değer maksimum değer, ev sahibiyle anlaşıp yeni kontrat yaparak daha az zam yapılabilir. Ama daha fazla yapılamaz(aynı kontrat ile). Ancak sen kabul edersen yeni bir kontrat yaparak daha fazla zamlı oturabilirsin. Aynı şey daha az zam için de geçerli, ev sahibin de daha az zam yapmak zorunda değil.

Özet olarak senin kontratında yazan normal.

yola bağlı yani ne kadar taşlı yokuşlu? arabada hiç ağırlık yoksa şansın var ama zorlanırsın çıkarken.

ne kadar yokuş? ne kadar uzun? ne kadar yük?

1. viteste her yere çıkarsın isterse 0.5 olsun. ama devir yükselir, hararet artar, yakıt artar vesaire..

Araç gider de sen sürekli arazide gezeceksen "1.0 az yakacak ve daha uygun" mantığından pek kar edemezsin. Ama şehir içinde arada bir girilen taşlı/yokuşlu yollarda sıkıntı olmaz.

heralde geri vereceksin.

Arkadaş sen de çirkef çıkmışsın :D. Tamam adamlar çirkeflik yapmış da telefonun parasını alacaksın, telefonu geri vereceksin. Hem telefon hem para, adamları cezalandırmaya mı çalışıyorsun :).

Icraya verdin de icra kesinleştiyse verme hocam, gelin alın de, öyle bir zorunluluğun yok, parayı da vermezlerse hacze kadar devam et.

icra kararo kesinleştiyse vermen gerekmeyebilir. avukata danışmak lazım

mümkünse verme adam olsunlar. bir daha başkalarını mağdur etmezler

Depozito değil, eve yeni kiracı bulunana kadar kirayı ödemeniz gerekiyor. Hiç kiracı bulunamıyorsa da 1 yılın sonuna kadarki kirayı ödemeniz gerekiyor. Yani işin yasal boyutu böyle. Genelde karşılıklı anlaşılır böyle konularda, anlaşılmıyorsa dava açılır, uzar durur. Evin yanında inşaat başlaması da sözleşmeye aykırı bir durum değil.

Evsahibiyle güzellikle konuşun, suyuna gidin anlatın derdinizi, karşılıklı anlaşarak çıkarsın. Yoksa mahkemeye verir o kiraya verene kadar kalan kiraları ödemek zorunda kalırsın.

Bence de inşaaatın başlaması sözleşmeye aykırı bir durum değil.

bu arada bu inşaatların çalışma saatleri oluyor sanırım belediyeyle iletişime geçerek belki en azından pazar sabahları erken başlamasına mani olabilirsiniz

sağlık raporu alabilmek için doktora (sağlık ocağı vs) gitmen şart.

E-ikametgah alabilirsin. Savcılık belgesi dediğin de adli sicil kaydı ise onu da alabilirsin. Sağlık raporu ise muayene ile verilen bir şey, senin sağlıklı olduğunu internet üzerinden çözebilen teknolojimiz yok henüz :D.

sağlık raporunu hastaneden alabilirsiniz sadece, ikametgah içinse elektronik imza veya mobil imza lazım bunlardan birine sahip değilseniz en yakın nüfus müdrülüğünden de temin edebilirsiniz ilgili belgeyi. savcılık belgesi dediğiniz adli sicil kaydı olsa gerek onu alabiliyorsunuz e devlet şifreniz varsa: www.turkiye.gov.tr

teşekkürler herkese.Sağlık raporunu internetten alabilirsin diyen adama kan vermem gerekmez mi diye sordum ama yoo gerekmez dedi.O yüzden sordum yoksa bence de saçma :)

Savcılığa gidip imei siyle birlikte çalıntı telefon tutanağı tutturuyorsun. Sonra telefonu kullanamıyorlar, yerini tespit ediyorlar bir türlü bulunup geri gelme ihtimali büyük. İmei klonlayıp kullanırlarsa vs. biraz karışır ama ilk yapman gereken savcılık.

peki farklı bir şehirdeki savcılığa gidebiliyor muyum?

yok mu cevap?

Sana en yakın savcılığa gidebilirsin, aynı ilde olmak zorunda değil.