Giriş
(5)

Hangi doktorun ihtisasıdır ?

joehigashi
Sayın arkadaşlar göbek deliği iltihabı olan(omfalit) bir rahatsızlık hangi doktorun ihtisasına girer ? İnternetten biraz araştırdım kimi dahiliye demiş, kimi cildiye demiş kimi gelen cerrahi demiş vs. Özel bir hastaneye gideceğim hangi servise başvurmam doğru olur ? İlginiz için şimdiden teşekkür ed
Sayın arkadaşlar göbek deliği iltihabı olan(omfalit) bir rahatsızlık hangi doktorun ihtisasına girer ? İnternetten biraz araştırdım kimi dahiliye demiş, kimi cildiye demiş kimi gelen cerrahi demiş vs. Özel bir hastaneye gideceğim hangi servise başvurmam doğru olur ? İlginiz için şimdiden teşekkür ederim.
0
joehigashi
(11.06.08)
genel cerrahi.
0
nihilanth
(11.06.08)
onu nasıl becerdin?

duruma göre değişir, kronik bi hastalık komplikasyonuysa, şeker hastalığı gibi, dahiliye, apse varsa ölü doku varsa temizlenmesi için genel cerrahi.. mantar gibi bişeyse ve sadece ciltle alakalıysa cildiye, hiç kendin bişi denedin mi üzerinde? steroidli krem, furacin bepanten gibi?
0
kara kadife
(11.06.08)
Ben de muhtemelen genel cerrahiye giderdim ama, özel bir hastaneye gidecekseniz, yanlış yönlendirildiyseniz tekrar ücret ödemek zorunda kalmıyorsunuz. Ancak, başında durumu anlatıp "Ben şu bölüme gideceğim." demeyin. Onlara sorun. Yoksa sorumluluk sizde kalır. Geçmiş olsun. ;)
0
nuage
(11.06.08)
aynı sorun mu bilmiyorum ama bende de vardı öyle bir şey. cildiyeye gittim, bi krem verdiler geçti.
0
gene mi gene
(11.06.08)
Yok hiçbir krem kullanmadım ama özellikle yaz aylarında ortaya yaydığı pis kokuyla güvenimi acaip şekilde sarsmaya başladı. Sanırım tedavi olmanın vakti geldi.
0
🌸joehigashi
(11.06.08)
(7)

sevgiliye babalar günü

oceano
sevgiliye babalar günü hediyesi ne alınır? fiyatı çok abartmadan, tarzını süsünü çok abartmadan tabi :) bu arada hediye muhtemelen iş yerine alınacakek: giysi olmaz.
sevgiliye babalar günü hediyesi ne alınır? fiyatı çok abartmadan, tarzını süsünü çok abartmadan tabi :) bu arada hediye muhtemelen iş yerine alınacak
ek: giysi olmaz.
0
oceano
(11.06.08)
sevgiliye babalar günü derken sevgilinin babasına mı oluyor yoksa nedir anlamadım ben cidden. nasıl iş yerine alınacak ayrıca?
0
nihilanth
(11.06.08)
gayet açık. sevgiliye babalar günü hediyesi almak. işyerine uygun bişi almak istiyorum. yani pembe kalpli seni seviyorum çerçevesi filan olmaz. usturuplu akıllı uslu bişi.
0
🌸oceano
(11.06.08)
Üzerinde adı yazan maket yelkenli diye sıkıyorum işyerine koyar orda durur şekil olur,olur mu
0
mikelarteta
(11.06.08)
pardon da "vay anasını" diyecek ne var bunda anlamadım?!
0
🌸oceano
(11.06.08)
sevgilisini, anneler gününde kendisine hediye almadı diye terk eden bi kız tanımıştım. var böyle şeyler. bence de maket araba fikri güzel, bi de ofis içinse dolma kalem seti filan gibi şeyler de olabilü.
0
cereal killer
(11.06.08)
baba mı kendisi?
0
leylak sarabi
(11.06.08)
oyuncak araba olabilir aslında. ya da mozaik foto oluyor ya, bir sürü fotodan bir araya gelmiş kendi fotosu mesela. (kendi sorumu kendim cevapladım ya neyse, öneriler de gayet güzel)
bu arada hakikaten o mozaik foto nası yapılır?

evet, baba kendisi.
0
🌸oceano
(11.06.08)
(2)

Sevgiliye gidiş güzelliği

colg fusion
Uzun süre yurtdışına gidecek olan sevgiliye ne güzellik yapılabilir? Ne bileyim gidişle alakalı alakasız? Ya da yapmak gerekir mi ki gerekir tamam. Yalnız pek vakit kalmadı o yüzden zaman isteyen bir şey olmamalı.
Uzun süre yurtdışına gidecek olan sevgiliye ne güzellik yapılabilir? Ne bileyim gidişle alakalı alakasız? Ya da yapmak gerekir mi ki gerekir tamam. Yalnız pek vakit kalmadı o yüzden zaman isteyen bir şey olmamalı.
0
colg fusion
(11.06.08)
Bence dijital çerçevelerden alıp, eski yeni fotograflardan seçmeler yapmak da hoş olabilir. hem gittiği yerde hep sizi görür
(duygulandım vallahi)
0
kahvegibi
(11.06.08)
seni hatırlatacak bir şey olursa daha hoş olur, denildiği gibi ikinizin fotoğraf albümü. ya da çok sevdiğiniz şarkıları toplayıp dolduracağın bir mp3 çalar.

ama sen sürreel bir şey yapacağım diyorsan yeni aklıma geldi söyleyeyim. 2 tane walkie talkie alırsın. birini ona verirsin giderken. nostalji olur. arada bir hatırlayınca açıp cızırtı sesini duyarsınız, konuşmak mümkün olmayacak ama en azından insan heyecanlanır belki :)
0
nihilanth
(11.06.08)
(8)

bu adalar nerdeydi?

jay kay
ya boyle kucuk kucuk adalar var ve her adanin ustunde malikaneler var. 10larcasi ayni bolgede amerikada bi yerdi sanirim neresiydi orasi ev alicamda
ya boyle kucuk kucuk adalar var ve her adanin ustunde malikaneler var. 10larcasi ayni bolgede amerikada bi yerdi sanirim neresiydi orasi ev alicamda
0
jay kay
(08.06.08)
maldivler?
0
deckard
(08.06.08)
dubai diyeceğim. dünya haritası şeklinden dolayı adı da "the world island" palm island projesine benzer bir şekilde inşa ediliyormuş.

www.theworld.ae bu siteden takip edebilirsin doğruysa. ekim 2008'de bitirilmesi bekleniyormuş.

hatta şu da var:

realestate.theemiratesnetwork.com
0
SoLfej
(08.06.08)
new star soccerda bahamalar, filipinler veya kanarya adalarından özel ada satın alabiliyordun. belki onlardan biridir aradığın?
0
arwear
(08.06.08)
hayir bu amerikada sanki boyle eski malikaneler hepsi. adalar yapayda degil
0
🌸jay kay
(08.06.08)
Virgin Adaları?
0
ermanen
(08.06.08)
turtle island mı?
0
quadropol
(08.06.08)
hayir hicbiri degil sanirim o civarlarda degildi ya bide cok fazla ada var boyle kucuk kucuk birsuru. bi ingiliz havasi kraliyet havasi
0
🌸jay kay
(08.06.08)
Seyşel Adaları olabilir mi? amerika değil ama.
0
nihilanth
(09.06.08)
(4)

modlog kayıtları

tabudeviren
(modlog kayıtlarından görülebilecek) şikayet ile entry sildirten şirketler biliyor musunuz? örnek?
(modlog kayıtlarından görülebilecek) şikayet ile entry sildirten şirketler biliyor musunuz? örnek?
0
tabudeviren
(07.06.08)
evet abi, unutur muyum :) hey gidi günler...
0
🌸tabudeviren
(07.06.08)
benim geçen gün bir entry'm şirket şikayeti sebebiyle silindi. istersen yollarım özelden.

benimkini merak edenler için : bir şirket için müsteri sikme odaklı şirketlerdendir dediğimden oldu böyle.
0
colg fusion
(07.06.08)
muratbey peynirlerinin manyak bi peynir sloganına yazdıklarımı da şikayet edip sildirmişler "itibar zedeleyici" diye.
0
kibritsuyu
(08.06.08)
benim bir entryim de bir web sitesi şikayetiyle silinmişti. hem de göte girebilecek bir şey de sayılmaz pek. istersen yollarım.
0
nihilanth
(08.06.08)
(6)

haftanın en beğenilen entryleri ve yazarın en beğenilen entryleri

swallowed arsenic
geçen hafta haftanın en beğenilen entry'lerine 4 nümerodan giren entry, neden yazarın en beğenilen entry'lerinde gözükmemektedir?
geçen hafta haftanın en beğenilen entry'lerine 4 nümerodan giren entry, neden yazarın en beğenilen entry'lerinde gözükmemektedir?
0
swallowed arsenic
(05.06.08)
entry'nin 1 tane "cok kotu" almasi yazarin en begenilen entry'leri listesinden du$mesini sagliyor. tekrar cikabiliyor tabi de zor oluyor artik.
0
sourlemonade
(05.06.08)
benim tahminimce, yazarin infosundaki en begenilen entrylerindeki guzel entryler, zaman icerisinde cok fazla sukela almislardir, dolayisiyla gecen haftanin begenilenlerine giren entryden daha cok sukelasi vardir o entrylerin.

gecen haftanin en begenilen entrysi ise, o hafta cok oy almistir sadece.

bu demek degildir ki gelecek gunlerde o listeye girmesin bu..

bakalim dogru cikcak mi tahminim : )
0
la traviata
(05.06.08)
geçen haftanın en beğenilen entryleri, son 1 hafta içinde girilmiş entrylerdir(yani eski bir entry son bir haftada çok oylanmışsa o listeye girmez), yazarın en beğenilen ilk 10 entrysi ise haftaların, belki ayların, belki de yılların oylarını taşıyordur üzerinde, ve toplamda, son bir haftada oylanmış entryden daha fazla şukela almış olabilir, gayet normaldir.
0
kurukafa
(05.06.08)
günümüzde genelde geçen haftanın en beğenilenlerine giren entryler yazarın da en beğenilen entryleri arasına girmektedir (çok eski bir yazar değilse) sebebi popüler başlıkların çoğalması, popülasyonun artması.. ancak bir takım kişiler "bu mu lan en beğenilen geçen haftanın entrysi" gibi düşüncelerle o entryi çok kötü bombardımanına tutmakta ve entry'nin yolculuğu kimi zaman zamanının ötesindeye kadar varmaktadır. ben bir kere öyle olan entry görmüştüm galiba.
0
nihilanth
(06.06.08)
haftanin en begenilen entryleri sadece en cok sukela almis entrylerdir. eger sukela kadar cok kotu almissa o entry (yani normalde sukela entry olarak kabul gormez bu durumda o entry, bir entrynin "guzelinden olsun" aramasinda gorunmesi icin sukela ve cok kotu farkinin en az 2 olmasi gerek) yine haftanin en begenilenlerine girer cok sukela almis oldugu icin ama ayni adette cok kotu almis oldugundan senin en begenilenlerine girmez. ben bi kere en begenilenlere girdim, hemen ertesi gun karmami dusurdu len o entry. iki kisiden 10ar kere sukela almis ama 10 yazardan birer cok kotu almis bir entry, hala guzelinden olsunda gorunmesine ragmen (cok kotu sukela farki 2den fazla oldugu icin) begenmeyen yazar sayisi begenen yazar sayisindan fazla oldugundan karmaya eksi yonde etki eder.
0
jupiterianvibe
(06.06.08)
"iki kişiden 10'ar kere şukela almış" demişsiniz, sadece son verilen oy bir kere sayılıyor benim bildiğim.
0
lykos
(06.06.08)
(6)

bi kettle günde ne kadar elektrik harcar?

yersen
"1500 W" yazıyo altında. bu yazam aletin 1 saatte harcadığı elektrik midir nedir? öyleyse bi saatte ne kadar harcar? bunun ücreti nedir? nedir? nedir?
"1500 W" yazıyo altında. bu yazam aletin 1 saatte harcadığı elektrik midir nedir? öyleyse bi saatte ne kadar harcar? bunun ücreti nedir? nedir? nedir?
0
yersen
(05.06.08)
normal şartlarda tüm elektrikli aletlerde bir saatte harcanan elektriktir özellikle belirtilmemişse benim bildiğim.faturanızda yazar ben izmirdeki faturalandırmayı söyleyim hemen:
1kW: 0.12105ytl +vergiler


sonradan eklenen not:vergilerle 0,190ytl'ye kadar ulaşıyor hesaplarıma göre
0
prodeq
(05.06.08)
yarim litre suyu yaklasik 3 dakikada kaynatsa, sizin de gunde 10 kupa cay-kahve (250 ml herbiri) ictiginizi dusunursek (15 dakika devamli calisacak gibi de dusunursek ayni zamanda) bunun size gunluk maliyeti yaklasik olarak 0.2YTL/kW(saat)*1.5kW*0.25 saat= 0.075 YTL

bi sakiz parasindan az yani. eskinin 75000 lirasi. coz az lan. yanlis mi hesapladik yoksa? yoo.
0
osuruklu
(05.06.08)
kısaca şöyle diyeyim, daha önce hesaplamıştık, bir kettle ile su ısıtmak/kaynatmak tüple ısıtmaktan daha ucuza geliyor türkiye şartlarında..
0
nihilanth
(05.06.08)
elektrikçi bir arkadaşla konuşmuştuk bu konuyu. kettle çok verimli çalıştığı için para değilmiş yazdığı.
0
co2s2
(05.06.08)
kettle ve mikrodalga her zaman daha hesaplı aletlerdir aklınızda olsun.
0
darknum
(05.06.08)
elektrikli ısıtıcalrın verimi %100 dur, oyle kabul edilir her zaman.
0
bryan fury
(05.06.08)
(3)

[Ulaşım] Avcılar-Gebze

fadetoreality
Yarın 13.00'da Gebze'de Tübitak Uekae'de olmam gerekiyor ve Avcılar denen yerde yaşıyorum. Nasıl giderim? Ne kadar sürer?Gebze'ye ulaşınca Uekae'yi bulmak zor mu, çok zaman alır mı?
Yarın 13.00'da Gebze'de Tübitak Uekae'de olmam gerekiyor ve Avcılar denen yerde yaşıyorum. Nasıl giderim? Ne kadar sürer?

Gebze'ye ulaşınca Uekae'yi bulmak zor mu, çok zaman alır mı?
0
fadetoreality
(04.06.08)
1 ) Esenler'e gidip Gebze Koop midibüslerine binip Gebze'de inebilirsin (minibüs duraklarına gideceğini söyle) Oradan Gebze-Beşevler minibüslerini sor ve Tübitak'a gideceğini söyle. Tübitak'ın yanında seni indirirler ve orada Uekae'yi sorabilirsin.
Bu yol uzun sürebilir. Esenler'den Gebze'ye gelmek 1.5-2 saati bulabiliyor.

2 ) Karşıda H.Paşaya geçip Gebze'ye H.Paşa'dan trenle gelip Gebze istasyonundan bir taksi tutup Tübitak'a geçebilirsin. Daha rahat olur bu yol sanırım. Gebze H.Paşa Tren 1 saat 15 dakika sürer. İstasyondan taksiyle Tübitak'a geçmek 10 dakika falan sürer maksimum.
0
nihilanth
(04.06.08)
1)500t halk otobüsü
2) Harem-Gebze dolmuşları
3) Gebze-Beşevler minibüsü
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(04.06.08)
bir yol da şöyle. avcılar -> deniz otobisi bostancı veyahut pendik -> pendik veyahut bostancı tren-> gebze -> taksi -> tübitak

yalnız zaman koordinasyonu konusunda bi fikrim yok. avcılardan erken saatte deniz otobisi olmalı. bakılmalı
0
aquattro
(05.06.08)
(11)

araba yarışı tavsiyesi

x factor
arkadaşımla araba yarışı oynamak istiyorum karşılıklı.bunun için en iyi oyun hangisidir.bilgisayar için tabi.şöyle arabaya yön verince aptal aptal gitmeyecek, yola tutunacak, kaymayacak, oynanabilirliliği yüksek, mümkünse hızlı, zevkli bir yarış arıyorum?piyasadaki oyunlardan pek haberim yok.(ha bu
arkadaşımla araba yarışı oynamak istiyorum karşılıklı.bunun için en iyi oyun hangisidir.bilgisayar için tabi.
şöyle arabaya yön verince aptal aptal gitmeyecek, yola tutunacak, kaymayacak, oynanabilirliliği yüksek, mümkünse hızlı, zevkli bir yarış arıyorum?
piyasadaki oyunlardan pek haberim yok.

(ha bu arada karşılıklı dediysem şeyi kastettim. bilgisayara takılan kollarla karşılıklı oynamak istiyorum. farklı bilgisayarlar değil ?)
0
x factor
(04.06.08)
eskilerden need for speed porshce unleashed vardi. cok ki$i olunca feci zevkli oluyor kar$im.
edit: ha bi de bmw m3 challenge var. o da superdir. ozellikle mouse ile oynamasi cok zevkli ve gercekci oluyor.
0
sourlemonade
(04.06.08)
ben en son need for speed 2 yi oynamıştım çok zevkliydi. bu carbon, san andres falan tarzı değil di mi bu? öyle görev falan istemiyorum.yarış sadece..indireyim unleashed i?
0
🌸x factor
(04.06.08)
yok gorev morev kar$im. indir. sevinsin coluk cocuk.
0
sourlemonade
(04.06.08)
need for speed serileri işte senin aradığın. bildiğim bütün nfs'ler hızını hissettiren, yolu tutan, oynanabilirliği yüksek oyunlardır.
0
tom riddle
(04.06.08)
lotus 3
tek bilgisayarda oynayabilirsin.
1.4 MB
0
desdinova
(04.06.08)
(bkz: live for speed) aynı bilgisayardan oynanıyor muydu emin değilim ama muhtemelen olması lazım.
0
nihilanth
(04.06.08)
live for speed aynı bilgisayardan oynanmıyor
+
o oyun araba yarışı değildir, araba simülasyonudur.

arkadaş oynanabilirliği yüksek, hızlı, zevkli, tutunacak, kaymayacak falan demiş.
bu oyunda bunların hiçbiri yok ki.
0
desdinova
(04.06.08)
gran turismo
0
bryan fury
(04.06.08)
son zamanlarda pc için, eskisi kadar güzel h2h yarış oyunları yapılmadı.

bu bağlamda eskilere dönüş yapılabilir diye düşünüyorum. hele ki şöyle bir pentium 2 ve voodoo3 falan varsa, "işe yaramaz" gözüyle bakılan bilgisayarınız harikalar yaratabilir..

oyun olarak need for speed 3 high stakes, need for speed 2 se (+glide desteği), need for speed 4 oynanabilir. Porsche unleashed i lan üzerinden oynayabilirsiniz.
Playstationunuz varsa gidin Gran Turismo 4 alın, zenginseniz PS3 alıp Gran Turismo 5 alın..
0
pozzecco
(05.06.08)
gta2
0
winsome
(05.06.08)
desdinova, live for speed'in tanımını yapmayalım. "o oyun araba yarışı değildir simülasyondur" demişsin. "o araba yarışı oyun değildir" demen gerekirdi aslında ;) ezcümle, biliyorum simülasyon olduğunu.

ayrıca oyuna ekleyeceğin scriptlerle dilediğin şekle sokabilirsin, yola tutunur, kaymaz.. hızlı gider gitmez vs.

oyun öğrenildiği zaman zaten diğer araba yarışları gerçekçi gelmediği için bundan iyisi olmuyor. kısaca zevki sonuna kadar veriyor. araba yarışı oyunlarındaki gibi sıkmıyor..

ha, aynı bilgisayardan oynanmıyorsa zaten yine işe yaramayacak dediğin gibi.
0
nihilanth
(06.06.08)
(18)

alışveriş merkezi yorgunluğu

uz
şöyle oluyor; mesela hayvan gibi spor yapıp bünyeye yüklendiğimde dahi bu alışveriş merkezlerindeki iki üç saatlik gezintinin sonunda hissettiğim bitkinliği, taban ve bel ağrılarını hissetmiyorum. mesela karfur, işte kamyon, cevahir,kapitöl... nedir bu yerlerin kendinden menkul kerametleri?genelde i
şöyle oluyor; mesela hayvan gibi spor yapıp bünyeye yüklendiğimde dahi bu alışveriş merkezlerindeki iki üç saatlik gezintinin sonunda hissettiğim bitkinliği, taban ve bel ağrılarını hissetmiyorum. mesela karfur, işte kamyon, cevahir,kapitöl... nedir bu yerlerin kendinden menkul kerametleri?
genelde isteksiz gezdiğimi not düşebilirim.
0
uz
(26.05.08)
algılarının sürekli açık olması, karşı cins, yeni elbise, arabam otoparkta, akbilim bitti, ulan bir de yemek mi yesem, üst kat mı alt kat mı, uf hatuna bak.
0
thefirstfbli
(26.05.08)
evet, algıların sürekli açık olması, duyuların devamlı çalışması devamında da benzeri olmayan beden yorgunluğu.

aslında temel esas şudur; dikkat edilirse bu gibi mekanlarda(mağaza, alışveriş merkezi) "pencere" yoktur, etraf tamamen sizin algılamanız gereken ürünlerle bezelidir. sabahın köründe de girseniz, akşam vakti de olsa ışıklar deli gibi yanmakta, size zamanı hatırlabilecek etkenler(güneş ışığı, hava karartısı vs.) engellenir. zamanın nasıl geçtiği farkedilemez. dediğim gibi, temel esas müşteriyi içerde tutmak, algısını sürekli açık tutmaktır.

nihayetinde, zamanın nasıl geçtiğini farketmeyen algısı sürekli açık (potansiyel)müşteri bişey alsa da almasa da deli gibi gezer ve yorulur..
0
crayze horse
(26.05.08)
o tur binalarin yogun sekilde elektrik kablolandirilmalarindan kaynaklandigini saniyorum. hatun kismisi disinda bildigim herkeste goruluyor bu ve dogal.
0
sethi
(26.05.08)
bunu ben de cok dusundum. misal ayakkabi alcam. sadece o katta geziniyorum ve kafam cok karismiyor. hooop bakiyorum vitrine begenmiyorum, yurumeye devam vs.. simdi bu sekil 2 saat gecirince, istiklal'de 2 saat yurumem gibi olmuyor, cok daha yorucu. o sirada kiza, oglana da bakmiyorum, aklimda ayakkabi disinda baska bi sey yok. ama delicesine yorgunluk.. neyse duyguyu vermisizdir sanirim, ornegi cok uzattim.. iste dudun dusun neden vs derken suna kanaat getirdim. 2 ihtimal daha dogrusu:
1. temiz hava, oksiyen yok ortamda. yani ortamdaki hava klima, havalandirma gibi cihazlarla saglaniyor. tamam kulelerde de boyle ama ordaki insanlarda fiziksel atraksiyon yok, genelde masa basi.
2. alisveris turunda yurumek kadar sabit ayakta da cok dikiliyoruz. yurumeye oranla ayakta oylece dikilmek daha yorucudur derler.
bunlar benim sallamalarim, sizinkileri de merak etmekteyim.
neden?
0
pyro clustic flow
(26.05.08)
Temel sebep havanın temiz olmaması, yüksek karbondioksit oranı yorgunluk ve başağrısı yapıyor...
0
crown
(26.05.08)
isbu fikirlerin herhangi deneysel yapilandirilmasi bulunmamakta, tamamen sahsim uzerindeki gozlemlerime dayanmaktadir.

ben de cosmicstring'in fikrine benzer dusunuyorum. ornegin ben normalde oldukca hizli yuruyen biriyim, yurumeyi de cok severim. fakat alisveris merkezi turevi yerlerde insanin dikkatini ister istemez ceken bir cok etkenden oturu, bacak kaslarimizin alisilagelmis hareketlerden farkli ve duzensiz harekete maruz kalmasi sonucu bitap dusuyor olmasi kuvvetle muhtemel.
0
coldbound
(26.05.08)
akustik sorunununda büyük etkisi var. bu tarz yerler genelde bu gibi hesaplar devreye katılmıyo sanırsam.
0
la grande
(26.05.08)
ama bi kapalıçarşıda, bi külliyede, eski yapılmış müzede saatlerce gezilse böyle yorulmuyor. mimari olarak da birşeyler var sanki. hava akımları ferahlık da önemlidir.
0
efruz
(26.05.08)
sesten oluyor devamlı bi uğultu var, boşken git çok yorulmazsın.
0
sourlemonade
(26.05.08)
bi koşu gittim denedim, yorulmadım. bence psikolojik olabilir, 'yorulmam gerek...yoruldum...hmm sorun ne ola ki' gibi.
0
alchemistt
(26.05.08)
@alchemistt: :) ama bahsi gecen 20 dakkalik bi sure degil. gecirelen sure ve hissedilen yorgunluk oraninin diger ayni sureli aktivitelerde vuku bulmamasi ya da yorgunlugun daha cok olmasi.
0
pyro clustic flow
(26.05.08)
ben alışveriş merkezine girer girmez başlıyor bu yorgunluk. oradaki ışık kirliliğine bağlamıştım ben de. gündüz gittiğinizi varsaysanız bile etrafta gözünüzü kamaştıracak ve yoracak kadar fazla aydınlanmış nesne oluyor.
0
nihilanth
(26.05.08)
isteksizlik, tüm sayılan faktörleri 3 ile çarpıyor da ondan.

hep erkekler yoruluyor, niçün? hiçbir erkek 1 saatten fazla alışveriş merkezi gezmek istemez de ondan. bir tane hatun bulun "ay ben de çabuk yoruluyorum" diyen, torunlarımı keserim. keza hatun kişiyi alakası olmadıgı bir ayaklı şova götürün (autoshow vb). o da aynı fiziksel ve mental sonuçlarını dillendirecektir.
0
507
(26.05.08)
aynı mevzuyu her alışveriş merkezine gittiğimizde tartışırız.evet bir hatun kişiyim,alışverişin de hastasıyım lakin yok efendim en fazla 1 saate (misal ankamall denen ucubik yerde 1 katta) yoruluyorum. ayrıca yoğun bir göz ağrısı da yapıyor. elektronik mühendisi arkadaşa sorduk,hani bu alttan üstten kablo geçiyo ondandır,elektromanyetik alan sonuçta diye. kanıtlanmamış bir şeymiş bu da(yine de çok emin değilim tabi kendisinin görüşünden de :P ). yine en mantıklısı havalandırma sorunu ve ikide bir durmak olabilir bu ayak diz bel ağrısının.
0
kanuniye
(27.05.08)
alışveriş merkezi yerine, kalabalık bir yerde, mesela pazarda da deneseniz, aynı sonucu alırsınız, kalabalığı yarmadan, başkalarının temposunda hareket etmekle ilgili galiba, sürü içinde hareket eden davar gibi ayıptır benzetmesi, hele hele pazarlarda, üzerinize sürtünen muhtelif teyze organları da oluyor, göğüs olsun, kalça olsun, onlardan kaçacağım derken telef oluyor insan.
0
cedilla
(27.05.08)
benim de bi teorim var (çok mutluyum)

taban farkı, alış veriş merkezlerinin tabanları dümdüz ve kaygan, dışarıda böyle değil, ayaklarımız hep aynı şekilde yere basmaktan da etkileniyor olabilirler çünkü söz konusu yorgunluk benim hep ayak bileklerimde başlar bundan olduğunu düşünürüm... tabi yanlış düşünüyor da olabilirim...
0
huzursuz
(27.05.08)
işte çözüm: :D

www.coolest-gadgets.com

Bir de sevdiğin kişilerle, arkadaşlarınla gidince daha zevkli...
0
ermanen
(27.05.08)
renkler. parlak ve değişken renkler insanı felaket yoruyor. çok parlak ve sürekli değişen renkleri olan bir kısa filmin montajını yaptıktan sonra günlerce yorgun hissettiğimi hatırlıyorum.
0
s e ff a f
(27.05.08)
(17)

rusya neden geleceğin süper gücü?

demlikposet
çin ile birlikte yükselen değerlerden biri bildiğimiz üzre rusya,şimdi çinin nüfusu çok,hertür kaynağı bolbol var,putin geldiğiden beri rusya anormal bir çıkışta,rusya rusça rusyaya dair değerler giderek yükseliyor,neden peki?rusyanı avantajları neler şu durumda
çin ile birlikte yükselen değerlerden biri bildiğimiz üzre rusya,

şimdi çinin nüfusu çok,
hertür kaynağı bolbol var,

putin geldiğiden beri rusya anormal bir çıkışta,
rusya rusça rusyaya dair değerler giderek yükseliyor,

neden peki?
rusyanı avantajları neler şu durumda
0
demlikposet
(25.05.08)
super kiz=super guc.

zaten ayni nedenden turkiye gelismis ulkeler arasinda yer alamiyor.
0
egotm
(25.05.08)
doğalgaz.

edit: demin zombiler geldi, uzun yazamadım. orta doğu'nun petrol konusundaki ezici üstünlüğü doğalgaz konusunda sözkonusu değil. rusya tek başına dünya doğal gaz rezervlerinin yaklaşık üçte birine sahip. avrupa'da sadece norveç'te az biraz gaz çıkıyor. abd ile kanada anca keni yağıyla kavruluyor. doğal gazı taşımak petrol kadar kolay da değil, lng pahalı bir teknoloji. bu da evsel kullanım ve elektrik üretiminde nispeten daha temiz ve yüksek kalorifik değerli doğalgaza gitgide gitgide daha bağımlı hale gelen avrupa ülkelerini rusya'ya muhtaç kılıyor. avrupa ülkelerinden biri rusya'ya azıcık muhalif dursa putin "höt keserim doğalgazını" deyince hemen sus pus olup oturuveriyor yerine.

diğer muhtemel kaynaklardan türki cumhuriyetler zaten rusya'nın sözünden çıkamıyor, 2. büyük iran desen durumu belli. ırak'ta da ne olacağı belirsiz. dolayısıyla nabucco projesi de yalan oldu gibi.

dolayısıyla rusya'nın en önemli silahı doğalgazdır. maddi kaynak olmasa sırf iş gücüyle toprakla zor yoksa.
0
lykos
(25.05.08)
askeri gücü, toprak büyüklüğü, tarihi, her daim avrupa birliği ve amerika'ya kafa tutması.
0
baldur
(25.05.08)
öncelikle enerji kaynakları..

daha sonra da enerji ve ekonomik alanda diğer devletlerle yaptığı anlaşmalar.. hepsini duymuyoruz tabi ama iran , çin, rusya harıl harıl çalışıyorlar, nükleer araştırmalar konusunda ortaklıklar yapıyorlar.
0
nihilanth
(26.05.08)
sadece dogal gaz degil bol madenleri de var, petrolu de var. ayrıca petrol ureten diger sovyetler birligi ulkelerine de gayet baskı uygulayabiliyor. bunun yanında teknoloji olarka da gayet iyiler.
0
bryan fury
(26.05.08)
Kimsenin bilmediği bir küçük bilgi:

Sovyetlerin resmen çöktüğü gece, eski komunist yonetim, bir gecede bankalardaki halkın mevduatını sıfırlamıştır. Çoğunluğu eski partili, kgb bağlantılı elemanlar ve bürokratlar bir gecede dünyanın en zenginleri olmuştur.
Para buharlaşmaz. Bu adamlar bu paraları, kapitalist ilkeler doğrultusunda dünyanın her yerinde kullanıyorlar, kullandılar.
Büyük coğrafyada sınırsız petrol ve doğalgaz ile, işsiz ama eğitimli kitleler birleşince, eskiden kalan miras ve artan enerji fiyatları rusya'da sermaye birikimini akıl almaz boyutlara itiyor. Üstelik rusya, sosyalist sistem çökünce fakirleşen, ama şimdi yeniden kıpırdayan, yüksek nüfuslu orta sınıfı biraz daha zenginleşince iç talep motoru da muhtemelen Amerika boyutuna varacak ki, aman diyeyim.
0
delikan76
(26.05.08)
petrolü var tabii, ama petrol piyasasında çok söz sahibi değil. petrolde kuralları %65 rezerve sahip ortadoğu ülkeleri koyuyor. petrolde belli bir ülkeye bağımlılık da doğalgaz'a göre çok daha az. koy varile getir venezuela'dan. maden desen afrika'da da var. sadece doğalgazı olmasa, diğer tüm koşullar aynı olsaydı şu an rusya hala sürünüyor olurdu. gazprom sağolsun.

rusya'nın bu muhtemel büyüme ve talep artışını iyi değerlendirmemiz gerek tabii, yoksa "vayömüni nası büyüdü adamlar" diye bakakalır, adamlara ucuz işgücü sağlamanın ötesine geçemeyiz 20 yıl sonra.
0
lykos
(26.05.08)
yani adamların TEK avantajı doğalgaz mı?

sanki daha fazlası oluyor yahu?

bir de çin mi rusya mı?
0
🌸demlikposet
(26.05.08)
tek değil tabii ama bence en büyük :)
uzun vadede rusya derim, çin'in en büyük avantajı da ucuz iş gücü ve demokratikleşme, yaşam standartlarının yükselmesi vs nedenlerle pahalanacak eninde sonunda. akabinde çevresel kaygıların artmasıyla sanayi üretim maliyetleri de artacak. şu anki gibi pofur pofur kalitesiz linyit yakamayacaklar yani. o zamana kadar iyi büyürler tabii, ama kgb ekolünden kurt poliikacılarıyla rusya her zaman daha etkili olacaktır bence. ha 10 yıl içince ucuz hidrojen elde etme ve depolama konusunda devrim yaşanır ve enerji poltiikaları altüst olursa bilemem tabii :)
0
lykos
(26.05.08)
çinin her türlü kaynağı bol değil. özellikle enerji konusunda sıkıntılılar, nüfus yoğunlukları da gıda fiyatları arttığında başkarına bela olacak. rusya doğal kaynak konusunda daha bi zengin. iş enerjiye, petrole doğalgaza gelince sırtı yere gelmez ruslan.
0
thechosenone
(26.05.08)
Putin'in görevi bırakırken imzaladığı yeni yasa bundan ibaret ;
Rus liderin attığı bu imzayla bundan sonra Rusya’daki stratejik alanlara yabancı yatırımcıların girmesi yasaklanıyor.

İşte yabancılara kapanan Rus stratejik alanları:

-ENERJİ VE STRATEJİK SAYILAN DOĞAL GAZ KAYNAKLARINDA YABANCILARIN ARAŞTIRMA YAPMASI YASAKLANDI.

Rusya dünyanın en büyük doğalgaz rezervlerini ve geçiş yollarını elinde tutuyor.ABD, İngiliz, Alman ve Fransız firmaların gözü bu rezervlerdeydi.

-TELEKOMİNİKASYON (Ulusal telefon ve her türlü haberleşme) ÜZERİNDE YABANCILARIN HAK SAHİBİ OLMASI YASAKLANDI. YABANCILAR TELEKOMİNAKASYON YATIRIMLARINA GİREMEYECEK

-HAVACILIK UZAY VE SAVUNMA BAŞTA OLMAK ÜZERE AYRICA STRATEJİK OLARAK BELİRLENEN TOPLAM 42 SEKTÖRE YABANCILARIN GİRMESİ YATIRIM YAPMASI YASAKLANDI.

Yeni yasa, nisan ayında Rus Parlamentosu tarafından onaylanmıştı. Federasyon Konseyi'nden de onay alan yasa son olarak Putin'in önüne geldi. O da görevden ayrılmadan bir gün once yabancı yatırımcılar için şok anlamına gelecek son imzayı attı.
0
cozepo
(26.05.08)
BRIC ülkeleri diye bir konsept var, 2050de dünya hakimi olacakları düşünülüyor
Brezilya Rusya Hindistan Çin

Hatta T-BRIC yapıp biz de nasiplenmeye çalışmıştık bu konseptten.

Velhasıl BRIC diye gugıl amcaya sorarsan ülkeler hakkında yazılmış pek çok çalışma bulabilirsin.
0
duk leto
(26.05.08)
brezilyanın ne alakası var yahu,
uzaktan bakınca sürekli popop sallayan sikko bir ülke gibi gözüküyor ama büyük ülkelerden sonra(çin rusya amerika fransa jpn) uzayda uydusu bulunan tek ülke aynı zamanda...

amerikanın maşası mı acaba?
tek başına nasıl bu kadar güçlü olabilir kihele rusya hizasında

hadi hindistanda da nüfus var
0
🌸demlikposet
(26.05.08)
dünyanın en büyük nükleer gücü.
hatunlar güzel olunca süper güç olunsaydı ukrayna'nın daha büyük bir güç olması gerekirdi.
0
kofteburger
(26.05.08)
enerji kaynakları olmazsa olmaz tabi ama "putin effect"i de gözardı etmemek lazım.:) bizdekiler gibi yöneticileri olsa o kaynaklar bir işe yaramazdı sanırım. (?)
0
samanliktaki zuhtu
(26.05.08)
Bir de bir taraflarımdan atmıyorsam Rusya'nın Ortadoğu ve diğer coğrafyalardaki devletlerle olan "gizli" yakınlaşmaları var. Ha çıkar ilişkisidir bilmemnedir o ayrı ama bu da var sonuçta. Daha önce de milyon kere yaşandığı gibi, olası bi amerika Rusya geriliminde ya da diğer devlet(ler) amerika geriliminde Rusya'nın kimin safında olacağı falan da bu süper güçlülüğü tetikliyor sanırım. Kaldı ki daha önce de belirtildiği gibi eski sovyet ülkeleri falan var, bağlar var.
0
colonizer
(28.05.08)
Rusyadaki yeraltı kaynakları ile ilgili mta nın eski tarihli bir araştırması:

www.mta.gov.tr
0
gercektenmi
(07.06.08)
(6)

isaret alfabesi

muhibby
local bir dil midir yoksa uluslararasi ortak bir isaret alfabesi ya da dili her ne ise var midir? yani trt2 deki ozel haber bultenini rus bir işitme engelli de anlayabiliryor mu acaba?
local bir dil midir yoksa uluslararasi ortak bir isaret alfabesi ya da dili her ne ise var midir? yani trt2 deki ozel haber bultenini rus bir işitme engelli de anlayabiliryor mu acaba?
0
muhibby
(24.05.08)
bildigim kadarıyla bir kaç standard mevcut. uluslararasi kulanılan bir dil var ama bölgersel diller de mevcut diy biliyorum. ama net olarak bilmiyorum yalan olmasın.
0
esreverdaer
(24.05.08)
google'da sign language şeklinde arama yapınca
"english sign language", "türk işaret dili" vs. gibi sonuçlar geliyor.
başta pek mantıklı gelmiyor bu şekilde her dilin ayrı bi işaret dilinin olması ama biraz daha araştırınca www.signedlanguage.co.uk
adresinde bunu düşünen ve uluslararasında ortak bir işaret dili oluşturmaya çalışan birilerini görüyoruz.
bu arada adreste yazdığına göre gariptir ki amerika'da ve ingiltere'de farklı işaret dilleri kullanılıyormuş.
0
cyberpunk
(24.05.08)
en gözüme çarpan örneği "kader" tarzı bir kelime için yapılan işaret. işaret parmağı ile alınlarını çizer gibi yapıyorlar. "alın yazısı" demek istiyorlar. türkçe'de kader=alın yazısı olduğu için bunu işitme engelli bir türk anlıyor. ama ingilizcede kullanılan ve "kader" kelimesini karşılayan kelimeler (destiny, fortune, chance, vs) "alın" yani fiziksel anlamda kafanın ön tarafıyla ilgili bir çağrışım içermiyor. hani onlar da kaderlerinin alınlarına yazılmış olduğunu düşünseler tamam ama bu inanış türklere mahsus. yani ingiliz bir işitme engelli, türk işaret dilinde kullanılan "kader" işaretini "kader" olarak anlamaz bence.
0
kibritsuyu
(24.05.08)
valla bırakın rus işitme engelliyi trt2'nin özel haber bültenlerini denizli'de oturan bir engelli vatandaş anlamakta güçlük çekebiliyormuş. çünkü ülkeden ülkeye farklı olmasının yanı sıra bölgeden bölgeye de farklılıklar bulunuyormuş işaret dilinde, lehçeleri varmış onların da..
0
bulanti
(24.05.08)
sözlükteki "işaret dili" başlığında yazıyor.
0
nihilanth
(24.05.08)
dunyada en azindan temel iletisim standarti yakalamak icin projeler yapiliyor. yani iki insanin ayni ana dili konusmasi kadar oranda anlama saglanamiyor ve bunun icin ugrasan birileri vardi dunyayi gezerek.
0
pyro clustic flow
(24.05.08)
(7)

Üçüncü Katta Akrep Ne Gezer??

krasotkin
Az önce evin içinde kıskacıyla, kalkık kuyruğuyla dolanmakta olan böyle komple bir akrep öldürdük. yalnız anlamadığım üçüncü kata kadar nasıl geldiği. bunların diklemesine tırmanma özelliği var mı? ben yok diye biliyorum, en çok üzerinde durduğum ihtimal, geçen haftasonu burgazadada bi arkadaşımın y
Az önce evin içinde kıskacıyla, kalkık kuyruğuyla dolanmakta olan böyle komple bir akrep öldürdük. yalnız anlamadığım üçüncü kata kadar nasıl geldiği. bunların diklemesine tırmanma özelliği var mı? ben yok diye biliyorum, en çok üzerinde durduğum ihtimal, geçen haftasonu burgazadada bi arkadaşımın yazlığında kalmıştım. müstakil evlerinin bahçelerinde envai çeşit sürüngen vardı. acaba orada çantaya girmiş olup benimle buraya kadar gelmiş, bir hafta benimle aynı odada ikamet etmiş olabilir mi? ne olur çantayla gelmiştir anca diyin, üçüncü kata bi başına gelemez diyin
0
krasotkin
(23.05.08)
kat pek farketmiyor. muhit daha önemli özellikle bazı muhitlerde daha çok vuku bulan bir hadise

evde akrep çıkması
0
babatema
(23.05.08)
yedek ruh sormustu benzer bir seyi. canta, pazar, manav donusu gibi yorumlar yapilmisti.
0
pyro clustic flow
(23.05.08)
evim beşinci katta. geçen sene evdeki köpek kapı girişinde duran ayakkabımın altına patisini atıp duruyordu. napıyo lan bu diyerek gidip baktığımda ayakkabının altında siyah bir akrebin olduğunu gördüm. neyle vurduysam ölmedi hayvan.. aldım baktım inceledim, o kadarda iğrenç bir hayvan değilmiş. sonra pencereden aşağı attım gitti, herneyse;
ilk başlarda bizde anlamadık nerden geldiğini. iki ihtimal var.ilk olarak kömürlükten gelmiştir diye düşündük kapıcının taşıdığı eşyalardan. diğer bir ihtimalse o günlerde memleketten eve gelen 2 koli meyve. muhtemelen hayvan günlerce kutunun içinde seyahat edip ülkeyi boydan boya katetmiş. bu ihtimal daha mantıklı geliyor..

takmayın bence fazla. sırf o şüphe ile her gece yatağa girerken bile yorganı kontrol etmeye başlarsanız kafayı yemeye başlıyorsunuz.
0
exexex
(24.05.08)
Geçtiğimiz yaz, İstanbul'da arkadaşımın evinde (4. katta) akrep öldürmüşlüğüm vardır, banyoda görmüştük hatta. Valla nasıl oluyor da giriyorlar bilemiyorum ama bir şekilde geliyor namıssızlar, lokasyon tanımıyorlar..
0
flawless victory
(24.05.08)
valla ex bende öyle iğrenç bulmadım hayvanı. kıskacının kuyruğunun duruşuyla asil bir görüntü bile çizdi nazarımda. ama annem çok tırstı görünce. kadıncağızın içini rahatlatacam diye deminden beri kırk takla atıp duruyorum.bu arada babatema bahsettiğin muhitler nereler, benim ev fulyada. 1 senedir burdayım ve kimseden duymadım burada böyle bişey
0
🌸krasotkin
(24.05.08)
bi de fulyadayım diyorum akrep olayının üssüymüş bura buyur
0
🌸krasotkin
(24.05.08)
valla takmayın değil dikkat edin derim. kıyafetlere özellikle. benim annemin kolunu sokmuştu pardesünün içerisine girmiş.
0
nihilanth
(01.08.08)
(6)

5.1 creative ses sistemi durup dururken çalışmamaya başladı

nihilanth
evet.. sesi açıyorum fakat ses çıkmıyor, winamp'ta bakıyorum ekolayzır hareketli, şarkıyı çalıyor yani ses kartı problemi olmaması lazım..hiç bir şey de yapmadım. baktım kabloları da takılı. hiç ses gelmiyor. cızırtı bile.. bozuldu mu şimdi bu? :|
evet.. sesi açıyorum fakat ses çıkmıyor, winamp'ta bakıyorum ekolayzır hareketli, şarkıyı çalıyor yani ses kartı problemi olmaması lazım..

hiç bir şey de yapmadım. baktım kabloları da takılı. hiç ses gelmiyor. cızırtı bile.. bozuldu mu şimdi bu? :|
0
nihilanth
(23.05.08)
speakerin kablosunu on board ses kartına takıp denesen belki ses kartında sorun vardır.
0
murty
(23.05.08)
denedim olmadı.. tekrar eski yerine taktım. yalnız şu an şarkıyı soooooooon ses açtıgımda çok az ses duyuyorum hoporlörün derinliklerinden gelen.. hmmm.. acaba volümü artırma eklentisi mi bozuldu ki..

edit : evet sanırım o eklentide bir sorun var... çünkü şu an geri geldi ses. eskisi kadar değil ama son ses açınca normal şekilde duyuluyor. neyse idare edeceğim artık. sesi özlemişim yahu :)
0
🌸nihilanth
(23.05.08)
başka bi ses çıkaran program dene.
çalışıyorsa winampdir sorun.
0
godless frog
(23.05.08)
creativelerin ses kontrol cihazı bir süre sonra kafayı yiyor bende de var bir tane 5+1 onun da kumandası kafayı yedirtiyor bana kendi kendine sesi açıp kapıyor bazen
0
gaza gelen
(23.05.08)
kablolu kumandanın içini contact cleaner ile temizlemek gerekiyor.
0
cgcore
(23.05.08)
kablonun üstündeki kumandanın içine deodorant sıkıp potansı ileri geri hareket ettirin. sorun kumandadan kaynaklanıyorsa 1-2 ay için çözer sorunu.

bu arada winamp'te hareket eden gösterge eq değil, spectrum analyzer =) ilkel bir hali tabii.
0
actionary
(24.05.08)
(11)

bu öldüren keneler ne ayak?

ravioli
bildiğimiz kene mi bunlar yoksa ayrı bir tür mü? eskiden hatırlıyorum sağda solda görürdük kene mene ama böyle tehlikeli değildiler. ne oldu da ölümcül hale geldiler?
bildiğimiz kene mi bunlar yoksa ayrı bir tür mü? eskiden hatırlıyorum sağda solda görürdük kene mene ama böyle tehlikeli değildiler. ne oldu da ölümcül hale geldiler?
0
ravioli
(23.05.08)
bildigim kadariyla bunlarin oldurucu olanlari virus tasiyor. bu virus de bir sekilde ortaya cikan diger oldurucu virusler gibi ikinci dunya savasi sirasinda bir sekilde ortaya cikmis ve gunumuzde kadar yayilmis. bin cesit kene var, bunlarin yaklasik elli altmis tanesinde virus var. kirim kenesi var kongo kenesi var, iste bunlar yakaladi mi affetmiyor. bu yuzden herhangi bir kene yapisir yapismaz hastaneye gitmeli. orada yapilan testler sonucunda virus falan olup olmadigi anlasilip ona gore tedavi uygulaniyor.
0
petekdoku
(23.05.08)
benim de bir doktordan dinlediğim kadarıyla 600 küsür kene var ve bunlardan sadece 30'u ölümcül virüs taşıyor. bunlardan korunmak için parkta bahçede çorap pantolon giyilmeli ve hatta çorapların içine sokulmalı... keneleri neden çıkarmak sakıncalı sorusuna da eğer çıkartırsanız yada yapışmışken öldürürseniz kenenin içinde ki bir madde istemeden kana karışıyor ve bu da kanamalı ateş yapıyor. ama hastahane de bunlar daha risksiz çıkartılabiliyor. ve petekdokunun dediği gibi tedavisi de ona göre yapılıyor.
0
SoLfej
(23.05.08)
okumakta fayda var, buyrun:
www.kirim-kongo.saglik.gov.tr

surda da ek bilgiler var, artmasina dair vs..
www.ntvmsnbc.com
0
pyro clustic flow
(23.05.08)
abi bunlar hastalıgı inek den falan alıyolarmıs..elemanın teki zamanında demiş bakın arkadaslar gelin bu sorunu kökten cozelım hastalık kene de deıl inekte.yediginden dolayı ineklerde falan bu hastalık oluyo kene gidip ondan alıyo sonra taşıyo bunu demiş.turkiye geneli bi ilaclamaya gıdelım bitkilerdeki zararlı varlıkları yok edelim demiş..

tabi dedigi ile kalmıs..ben haberlerın yalancısıyım..
0
isott
(23.05.08)
bir ilaç firmasının, kenelere karşı sprey ürününü satması için ajanvari insanlara verip ormanlara, hava alanlarına, şehir merkezlerine, dağıttırdığı sonra salgın bir hastalık başlattığı söyleniyor. zaten keneler biraz farklı bazı keneler var yapışıyor emiyor, emiyor fark edersen bi şekilde çıkarıyosun önlem alıyosun..
bunlar öyle değil ısırdığı an öldürüyo var bu işte bişey..
0
cozepo
(23.05.08)
keneler daha çok kuşların göç yolları üzerinde ve hayvancılık yapılan yerlerde bulunuyor. yani kuşlar üzerinden seyehat ediyorlar çoğunlukla.

öldürme riski olan keneler "kkka" hastalıgına sebep olan virüsü taşıyan keneler. bunlar da daha çok kelkit vadisi (tokat-sivas civarında) görülüyor.

kkka virüsü taşıyan bir kene tarafından ısırılan kişinin ölme ihtimali %5 imiş.. ama ülkemizde 97 vakada 7 kişi ölmüş.

hmm allah korusun da ısırılırsanız aklınızda bulunsun özel değil devlet hastanesine gidiniz. devlet hastaneleri daha deneyimliymiş bu konuda sanırım.

bir de sizi hastahanede tutacaklar keneyi çıkardıktan sonra, belirtileri bekleyecekler. bir kaç gün içinde hiç bir belirti (kanama vs.) olmazsa bilin ki kurtuldunuz. tedaviye gerek kalmayacak yani.

bu virüse karşı ne bi aşı ne bir ilaç var. sadece mücadele için bağışıklık sisteminizi güçlendiriyorlar ve bulguları yok etmeye çalışıyolar.
0
nihilanth
(23.05.08)
bu keneler sizi ısırdığında kendiniz çıkarmaya kalkmayacamışsınız. siz çıkarırken bacakları sizin teninizde kalıyormuş, buda öldürücüymüş.
en son ölümle gerçekleşen bir vakkada, çoban bu yüzzden ölmüştü.
Bilginiz olsun.
0
2day2die
(23.05.08)
@2day2die: yukarda yazdigim saglik bakanligi'nin sitesinde kenenin nasil cikarilacagiyla ilgili bilgi ve video var ve orda kenenin vucuda mumkun oldugunca az temas etmesi gerektigi, fark edilir edilmez cikarilmasi gerektigi yaziyor. kafam karisti :s
not: dogru cikarilmazsa bacaklari ve kafanin bir kismi vucutta kaliyor. kopeklerde mesela bu sekilde kene parcalari kopegin govdesinde kalirsa zehirleyebiliyor hayvani.
0
pyro clustic flow
(23.05.08)
zehirsizde olsa keneyi tutup çekerek çıkartmaya çalışırsanız kenenin çenesi deride kalıyor ve iltihap oluyor oradan da bir çok mikrobik hastalık kapılabilir.
0
darknum
(23.05.08)
bu is icin asi bile var, hatta ben gecen ay oldum. fakat gelin görün ki bu olay memleketimiz de var mi bilemiyorum. aslinda asi ne kadar gereklidir? ben sürekli ormanlarda daglarda tepelerde gezindigim icin önlem amaci ile oldum. hic ormanla, kirlikla alakasi olmayan birine de kene kafayi gecirmis. yani bu is biraz sansa bagli. ama korunma yollari kismi olarak var.

ne sekilde olursa olsun kene´nin türünü ayirt etmeden vücuda asilmis bir keneyi asla cikarmamak gerekiyor. bunu uzman bir doktar ile cözümlemek her zaan icin en dogrusudur.


not: umarim bir mal cikip, siz söylentilere kulak asmayin keyifle yiyiniz aman cikariniz, sökünüz kopartiniz demez. ( bu aralar pek denk gelir oldum da)
0
aheste cek kurekleri millet uyanmasin
(23.05.08)
konu üzerinden epey zaman geçmiş, ancak ben yinede linki vereyim dedim.
kidshealth.org

burada geniş çaplı bilgi bulabilirsiniz.
0
2day2die
(26.05.08)
(4)

şu monitör (aoc) iyi midir?

nihilanth
http://tinyurl.com/5pu5sroradaki yorumlarda iyi oldugu soyleniyor ama bir de buraya sorayim dedim. bir de bu 19'' widescreen oyunlarda problem yapmaz değil mi?bu fiyata (ya da 350 ytl'ye kadar) bundan iyi marka / model öneriniz var mı?
tinyurl.com

oradaki yorumlarda iyi oldugu soyleniyor ama bir de buraya sorayim dedim. bir de bu 19'' widescreen oyunlarda problem yapmaz değil mi?

bu fiyata (ya da 350 ytl'ye kadar) bundan iyi marka / model öneriniz var mı?
0
nihilanth
(20.05.08)
ben tam 290 ytl ye inca 19 inch aldim. bu markayi bilmiyorum ama benden sonra cevremdeilerin aldigi samsung'larin kalitesini gordugumde kafami duvarlara vurdum. keske biraz daha para koyup samsung alsaydim dedim.
0
la traviata
(20.05.08)
www.indragandi.com bunu tavsiye ederim . fiyat oldukca uygun.
0
mandayuvasi
(20.05.08)
hmm... indra bugun monitör veriyor demek. bir düşüneyim o zaman.
çünkü samsung 226bw'yu gördüm fena oldum birden.
0
🌸nihilanth
(20.05.08)
indragandi'deki monitör dvi değil ama. çoook ağlarsınız sonra.
0
darknum
(20.05.08)
(5)

cmylmz

nukleermalkav
bu yeni çıkan nadide eserin dvdsi torrent veya rapid ortamlarına düşmüş müdür? bilen eden varsa ve yerini gösterirse mesut ve bahtiyar olacağım.hatta bir adet demonoid davetiyesi de hediyemdir efenim.
bu yeni çıkan nadide eserin dvdsi torrent veya rapid ortamlarına düşmüş müdür? bilen eden varsa ve yerini gösterirse mesut ve bahtiyar olacağım.hatta bir adet demonoid davetiyesi de hediyemdir efenim.
0
nukleermalkav
(19.05.08)
emule'ye düşmüş.
0
baldur
(19.05.08)
pm :)
0
im2shy
(19.05.08)
Hemen tüm Türk torrent sitelerinde var, pirateturk, torrent-arena vs...
0
crown
(19.05.08)
sharebus'ta da vardı.
0
nihilanth
(19.05.08)
bonus diskiyle birlikte torrent-arena da var. tek seferde izlemek yorabiliyor.
0
kimlanbu
(19.05.08)
(6)

ingilizce yardim

vampyria
teorik ve pratik acıgımı kısa sürede kapatabilirim nasıl denir?
teorik ve pratik acıgımı kısa sürede kapatabilirim nasıl denir?
0
vampyria
(19.05.08)
I can make up my theoretical and practical deficit in a little while
0
ermanen
(19.05.08)
ermanen, deficit yerine lack daha uygun olmaz mı? deficit genelde bütçe açığı için kullanılmıyor muydu?

"i can make up my lack of theoretical and practical experiences in a little while"

sanki daha dogru gibi.
0
nihilanth
(19.05.08)
İkisi de doğru aslında
0
ermanen
(19.05.08)
"in a little while" kalıbı yerine başka ne kullanılabilir peki? as soon as falan olabilir mi?
0
baldur
(19.05.08)
Konu lisan için ise:

"I'll make up for my lack of grammar and practice soon" derseniz, vaad de içerir. Hani, girişirsem kapatacağım değil de, az kaldı kapatacağım anlamı da gelir. Teori dediğiniz nasıl olsa gramer çünkü, hani karşıdakinin de kafasını karıştırmamak amacı ile.

Hatta cover letter'a falan yazıyorsanız, "açık"tan bahsetmemek daha iyi.

"Not only will I have a full grasp of the language, but I'll be quite fluent soon".

Konu lisan değilse de, başka birşeyse, "My performance in theory and practice will improve further" deyin. Further deyin ki, zaten iyi, daha iyi olacak anlamı da gelsin.
0
cedilla
(19.05.08)
konu doktora başvurusu, çalışma alanı daha önce tecrübedeki alandan biraz farklı ve mağdur açığım var ama kapatırım demek istiyor.

"My performance in theory and practice will improve further" güzelmiş, diğerlerini de not ettim.bi tanıdığım içindi, ileticem kendisine.teşekkürler arkadaşlar.
0
🌸vampyria
(20.05.08)
(2)

sıcak para hacmi

crimson king
son 10 yıllık dönem aylar itibariyle lazım. yani grafik olarak da olursa şahane olur ama rakama da razıyım. kriz dönemlerinde olan hacimle şu an ki durumu karşılaştırmam için lazım. 13 ekim 2007 de rekor 108 milyar dolara ulaşmıştı hani bulan olursa teyit için. ben bulamadım. şimdiden teşekkürler.
son 10 yıllık dönem aylar itibariyle lazım. yani grafik olarak da olursa şahane olur ama rakama da razıyım. kriz dönemlerinde olan hacimle şu an ki durumu karşılaştırmam için lazım. 13 ekim 2007 de rekor 108 milyar dolara ulaşmıştı hani bulan olursa teyit için. ben bulamadım. şimdiden teşekkürler.
0
crimson king
(15.05.08)
bugun türkiye ekonomisi dersinde hoca göstermişti. bulabilirsem grafiği verebilirim ama aylar halinde değil yıllık vardı orada. hoca da netten buldugunu soyledi gerçi.

2001'de 7-8 milyar dolar civarında toplam sıcak para. o andan itibaren uygulanan politikalarla birlikte(faiz artırımı) 2007 yılında 108 milyar dolara ulaşıyor.

2008 ocak ayında sıcak paranın bir kısmı(6 milyar dolar) izlanda'ya kaptırılıyor. onların faiz oranları %23 civarındaydı yanılmıyorsam. tabi bunda abd'deki resesyon söylentileri de etkili. sonra yeniden artıyor.

bir de türkler borcuna sadık oldugu için yurt dısındaki olumsuz havadan fazla etkilenmediğimizi söyledi hoca.
0
nihilanth
(16.05.08)
jack o lantern
(17.05.08)
(10)

Pasaport, Vize, Sakal.

theli
hem pasaporta hemde vizeye (ingiltere) ilk kez basvuruyorum. 2si de fotograf istiyor. bende de 4-5cm keci sakali var. simdi benim bunu kesmem gerekir mi?duyduguma gore bazi araci firmalar vize alamayan kro tiplere sac sakal taki kupe gibi aksesuarlarla tekrar vize gorusmesine gonderip vize almalari
hem pasaporta hemde vizeye (ingiltere) ilk kez basvuruyorum. 2si de fotograf istiyor. bende de 4-5cm keci sakali var. simdi benim bunu kesmem gerekir mi?

duyduguma gore bazi araci firmalar vize alamayan kro tiplere sac sakal taki kupe gibi aksesuarlarla tekrar vize gorusmesine gonderip vize almalarina yardimci oluyorlarmis. bu asamada kesmesem daha iyi gibi geldi. mi acaba?
0
theli
(15.05.08)
:) abicim o nasıl bir şey ya, kroluğa çözüm: hahah.

bence sakalsız daha mantıklı olur ama kimse o tür şeylere takmaz, bir avantajıda olmaz bence.
0
alchemistt
(15.05.08)
sakallı fotograf yasak diye biliyorum ben kimlikte pasaportta ehliyette.
0
bryan fury
(15.05.08)
4 5 santim dedigin hemen geri gelmiyor, kesme bence. ben kiyamamistim en azindan.

@bryan fury; oyle bir uygulama yok. pasaportum, ehliyetim ve hatta nufus cuzdanimdaki fotograflarim sakalli. sadece ehliyet alirken polis abla sakali pek begenmemis olacak ki fotografi keserken sakalin bir kismini da kirpip oyle yapistirmisti ehliyete.
0
diabolus79
(15.05.08)
photoshop ile sakalları temizletsen.iyi gözükürse tabi?..
0
aysiku
(15.05.08)
photoshoplanmis foto yasak bildigim kadariyla.
0
compumaster
(15.05.08)
compunun dedigi dogru. ayrıca fotograftaki haline de benzemen gerekiyor. yani kıllık isterlerse her şeye kıllık çıkartabilirler.
0
nihilanth
(15.05.08)
sakalsız foto daha iyi bence. nihilanth'ın söylediğini düşünürsen sakalsız fotoğrafa benzemediğini iddia ederlerse kesersin sakalını hallolur, ancak sakallı fotoğrafın olursa ve sakalını kesersen aynı hızla tekrar uzamayacağı için kıllık olabilir. nasıl mantık ama?
0
tom riddle
(15.05.08)
ingiltere hukumeti vize islerini zorlastirmaya karar verdi. ama senin vize'ni kapsar mi bu is bilemem. sonucta evrakin tamsa ve belirli bir ekonomik gucun varsa problem cikmaz.
0
kezzy homeros
(15.05.08)
pasaportum da vizelerim de ehliyetim de sakallı fotolarımla dolu. şimdiye kadar ingiltere vizesi dahil tüm vizelerime sakallı olarak ve sakallı fotoğraflarımla başvurdum. hiç sorun çıkmadı. bundan sonraki vize başvurumu ve pasaport fotoğrafımı da sakallı olarak yapmayı düşünüyorum:)

ama biliniz ki vize olayları bazen başvurduğun insanın insafına kalabiliyor,ondan dolayı hani olur da vizede problem çıkarsa sakala falan yormamak gerekir
0
october swimmer
(15.05.08)
Size benzemeyen fotoğrafı kabul etmezler. İngiltere vizesi başvurusunu yaparken bir fotoğrafınızı daha çekiyorlar. Keçi sakalından falan hiçbişey olmaz merak etmeyin.
0
386 dx
(17.05.08)
(5)

doğum günü hediyesi- 2 yaş

dodocan
dünyalar tatlısı bir kız cocuguna doğum gunu hediyesi olarak ne alınabilinir ? (hani şu gorüpte begendiğiniz , ne kadar ilginç , mutlaka olmalı dediğiniz seylerden ,neylerden ?:))))ilgili harika çok yakınım olup , fiyat çıtasının yüksek olduğunuda belirtmek isterim (:)saygı ve sevgilerle gözlerin
dünyalar tatlısı bir kız cocuguna doğum gunu hediyesi olarak ne alınabilinir ? (hani şu gorüpte begendiğiniz , ne kadar ilginç , mutlaka olmalı dediğiniz seylerden ,neylerden ?:))))
ilgili harika çok yakınım olup , fiyat çıtasının yüksek olduğunuda belirtmek isterim (:)
saygı ve sevgilerle gözlerinizden öperim.
0
dodocan
(14.05.08)
koca bir barbie evi.. hani şu catisi acilip da butun odalarinda butun esyalar olanlardan. var midir bilmem buralarda. (gerci 2 yas da baya kucuk : )
veya kocaaaaaaaaaaaaa bi panda (oyuncak olanindan)

en guzeli toys'r us a gidip dagitmak ortaligi.
0
la traviata
(14.05.08)
bisiklet...ebeveyn kontrollu bebek bisikleti diye geciyor. su linkten bakabilirsin
www.civcivbebe.com
0
mr moon
(14.05.08)
barbie hediyesi alma da ne alırsan al derim ben. hatta çocuklara o tip model bebeklerin ileriki yıllarda psikolojisi için tamamen zararlı olacagını dusunuyorum..
kim bilir, "neden sivilcelerim var, neden tenim böyle, neden boyum kısa, neden kiloluyum" vs. gibi bitmek bilmeyen problemlere de etkisi vardır belki bu cocukluktaki barbie bebeklerin.

0-3 yaş arası yaratıcılıgı gelistiren oyuncaklardan almanı tavsiye ederim.
cocuklar genelde hareketli seyleri sever o yaslarda. bir internet sitesinde karınca akvaryumu gibi bir sey gormustum. o tip garip oyuncakların satıldıgı bir site. google'dan aratırsan bulabilirsin sanırım. ya da balık, kuş da olabilir.

bu tür doğal oyuncaklar çocuğun duygusal zekasının gelişmesine yardımcı olur.
0
nihilanth
(14.05.08)
leonardini diye bir oyuncakçı var.
biraz pahalı olsa da, oyuncakları gerçekten güzel ve yaratıcıdır.
oraya bakabilirsin.
ben bir tane yazar kasa beğenmiştim. paradan anlayan çocuk, herşeyden anlar ;)
0
kahvegibi
(14.05.08)
ben de leonardini'yi çok begeniyorum. kanyon'daki imaginarium'da çok güzel oyuncaklar var ama iki gün snra kırılıyor/bozuluyorlar - gerçi hemen paranı iade ediyor veya değiştiriyolar ama iş işte. hazır yaz da geliyor, leonardini'den kürek tırmık seti alabilirsin, bi de çok güzel kukla setleri vardı orada ebeveynler üşenmezse süper bihediye olabilir (evet fiyat yüksek ama olur demişsin :).

2 yaşındaki çocuklar ses çıkaran şeylere bayılırlar, ama eve davul alırsan ailesiyle olan ilişkini bitirmen gerekir. Bi de daha yaşıtlarıyla tam olarak oyun oynayamadıkları için (paralel oyun oynuyolar, iki çocuk aynı oyunu, ama ayrı ayrı) de kendi kendilerine yetebilecekleri ve onları zorlamayacak oyuncaklar almak gerek.
0
zkurmus
(14.05.08)
(2)

Afişler

chak 666
Çok çok büyük boylarda afişleri internette nereden bulabilirim ? (google vb haric)
Çok çok büyük boylarda afişleri internette nereden bulabilirim ? (google vb haric)
0
chak 666
(14.05.08)
impawards.com işini görür mü bilmiyorum. baskı içinse yine de küçük gelebilir ama bir çok afişin büyük boyutları mevcut.
0
nihilanth
(14.05.08)
en az boyunun 2000 pixel olması lazım
0
🌸chak 666
(14.05.08)
(9)

kafeterya & restoran

nihilanth
sıcak soguk sandvic & burger farklı farklı yiyecek & içecekler vs. satacak "kafeteryalar zinciri"ne isim önerisi arıyorum.. tescil edilmemiş bir isim olması lazım bir de..
sıcak soguk sandvic & burger farklı farklı yiyecek & içecekler vs. satacak "kafeteryalar zinciri"ne isim önerisi arıyorum.. tescil edilmemiş bir isim olması lazım bir de..
0
nihilanth
(12.05.08)
tescıllımı bılemıyorum ama ''Gergedan'' farklı geldı bı an..
0
isott
(12.05.08)
-büfbüf
örn: "abi büfbüf'e gidelim süper sandviç yapıyolar"
-ka-bü-re
örn: "abi ka-bü-re kafe-büfe-restorantın kısaltması olmasın"
(bu şaka!)
0
cinematography
(12.05.08)
Orti's
0
sijwocaq
(12.05.08)
tescil'ini bilemiyorum ama "marmelade"
0
SoLfej
(12.05.08)
arkadaşlar bu isimler birazcık küçük ve kendi halinde yerler için olmuş. burda söz ettiğim "kafeteryalar zinciri" yani ne bileyim mcdonald's gibi bir sürü yer olacak nerdeyse.. o yüzden isimleri düşünürken bunu göz önünde bulundurursanız sevinirim. teşekkürler yine de.
0
🌸nihilanth
(12.05.08)
aklıma gelen fantastik isimler :

-forum restoran (hani zincir ya, kalabalıklar toplanıyor ya)
-adrestoran (kısaca adres de olur, olay sandviçse doğru adres hesabı)
-okyanus burger, okyanusya (bunlar da geldi öyle)
-atlantis (yok artık)
0
weeping guitar
(12.05.08)
Istanbul'da Barış büfe,Marmaris büfe,Bambi bunlar lezzetiyle zincir olmuşlar.Kırıntı çok basit,kıt mı yemek veriolar gibi düşündürebilior ama tikitoş mekanı oldu mesela.Akılda kolayca kalan isimler olmalı işte mesela "Enfes" ya "Nesif".Ama içinde bulunduğumuz toplumumuzu düşünürsen para kırmak için şöle muhafazakar isimler seçebilirsin:"türbüş" :D şaka şaka kendimi tutamadım. :D
"Çağdaş" bence iyi olur.Ikı tarafı da idare eder.
0
chaud
(13.05.08)
Tostingham =D

şaka bi yana "Tostçu" olabilir kısa ve öz olarak. ama büyük ihtimalle tescili vardır bunun.
dikkat ediyorum da, dükkanlarda öyle şaşalı isimler dönemi geride kalmış gibi. artık birçok işletme sahibi dükkanlarına kısa ve öz; özellikle de akılda kalıcı isimler seçiyor.
- Kantin
- YeDoy
- Açım =)
gibileri olabilir.
ya da çarpıltılmış yamuk ingilizce kelimeler de olabilir.
- Maxi
- Crazy's
- Cooker
vs vs..
0
punkertifo
(13.05.08)
fastburger
0
joepiscopo
(13.05.08)
(2)

proxy kullanınca google aramaz oldu

nihilanth
google hata veriyor proxy kullandıgımda bunun çözümü var mı?"Üzgünüz Ancak sorgunuz bir bilgisayar virüsü veya casus yazılım uygulamasına ait otomatik isteklere benziyor. Kullanıcılarımızı korumak için, talebinizi şu anda işleme koyamıyoruz.Erişiminizi elimizden geldiğinde hızlı bir şekilde yenileye
google hata veriyor proxy kullandıgımda bunun çözümü var mı?

"Üzgünüz Ancak sorgunuz bir bilgisayar virüsü veya casus yazılım uygulamasına ait otomatik isteklere benziyor. Kullanıcılarımızı korumak için, talebinizi şu anda işleme koyamıyoruz.

Erişiminizi elimizden geldiğinde hızlı bir şekilde yenileyeceğiz, bu nedenle kısa bir süre sonra tekrar deneyin. Bu arada bilgisayarınıza veya ağınıza virüs bulaştığından şüpheleniyorsanız, sisteminizde virüs ve diğer sahte yazılımların bulunmadığından emin olmak bir virüs denetimcisi veya casus yazılım kaldırıcısını çalıştırabilirsiniz.

Bu hatayı sürekli alıyorsanız, Google çerezinizi silerek ve Google'ı yeniden ziyaret ederek bu sorunu çözebilirsiniz. Tarayıcıya özel talimatlar için lütfen tarayıcınızın online destek merkezine başvurun.

Eğer tüm ağınız etkilenmişse, daha fazla bilgi için Google Web Araması Yardım Merkezine gidin. "

çerezleri temizlesem de düzelmedi.
0
nihilanth
(11.05.08)
bütün internet çıkışını proxy üzerinden almak kötü bir fikir, eğer sansürü delme amaçlı ise sadece youtube'a girince açın. çünkü, browser üzerinden yaptığınız bütün işlemler, başkasının sisteminden geçecektir(şifreler mifreler dahil), ve internet hızınız, proxy bilgisayarın/sistemin size ayırabileceği hız kadar olacaktır.
0
kurukafa
(12.05.08)
bu cevap daha fazla işime yaradı. sagol.
0
🌸nihilanth
(12.05.08)
(61)

kumar problemi ve uçup giden bir hayat..

osmanoglu
(sozluk yazarıyım fakat, malum, deşifre olmamak için öylesine bir kullanıcı adı alarak yazıyorum şu an)herşey bundan yaklaşık 3.5 sene önce başladı. bir internet cafede rastladığım ilkokul arkadaşımın internet üzerinden sanal kumar oynayarak ne kadar kolay para kazandığını görünce bunu benim de yapa
(sozluk yazarıyım fakat, malum, deşifre olmamak için öylesine bir kullanıcı adı alarak yazıyorum şu an)
herşey bundan yaklaşık 3.5 sene önce başladı. bir internet cafede rastladığım ilkokul arkadaşımın internet üzerinden sanal kumar oynayarak ne kadar kolay para kazandığını görünce bunu benim de yapabileceğimi düşünerek..neyse uzatmıyorum. kısa ve öz cümlelerle devam edeceğim konuya. 3.5 senedir internet üzerinden kumar oynuyorum. daha öncesinde çayına dahi okey ya da tavla oynamaktan sakınan mütedeyyin biri sayılabilecek olan ben nedense müptelası oldum bu olayın. ama sürekli kaybettim. şu ana kadar takriben 30 milyar para kaybettim. ve hala ödenmesi gereken 17 milyarlık kredi kartı ve banka kredisi borcum var. tamı tamına 4 defa çeşitli bankalardan kredi kartı borçlarımı ödemek için kredi çektim ve 1 ay içinde tekrar limitlerini doldurdum bu kartların, sadece sanal kumar oynayarak. geriye dönüp baktığım da bu süre zarfında gelirimin yarısını bu illete harcamışımcve daha da ödemeye devam ediyorum. birçok defa bu yüzden, gün geldi dolmuşa binecek param olmadı, gün geldi (ajitasyon yapmıyorum) yiyecek birşey almaya param olmadığından haftalarca haşlanmış yumurtaya talim ettim. 28 yaşındayım, herkesin gözdesi olan bir mesleğim var ve bu illetin yüzünden yerimde saydım işimde. ailemle, çevremle bağlarım koptu. doğru düzgün uyuyamıyorum bile. sağlık problemleri baş göstermeye başladı. hızlı bir şekilde yaşlanıyorum. defalarca yemin ettim bir daha olmayacak diye, ama sonra farkettim ki bu yeminler cebimde para kalmadığı zaman ettiğim yeminlerdi. param olduğunda bu yeminleri unutuyor,oyuna tekrar başlıyordum o lanet olası heyecanı hissetmek için. hani "gözü dönmüş" diye bir deyim vardır ya bu hırsı aynen ona benzetiyorum ben. normal hayatında pek fazla hırslı, afedersiniz götünü yerden kaldırmaya üşenen ben, banka kartlarımla ilgili problem olduğunda halletmek için defalarca müşteri hizmetlerini arıyor gerekirse şubeye üşenmeden gidiyordum problemi halletmek için. kartlarımı iptal ettiriyor fakat yine binbir meşakketle yeni kart çıkarıyordum. hiçbir şey yapamasam gidip iddaa oynuyordum. yaşıtlarım son model arabalarda gezip çoluk çocuğa karışırken ben bu illetin yüzünden evimden çıkmıyor, geceleri ağlıyodum. asosyal, dağınık, dalgın, karamsar biri oldum çıktım sonuçta. ahirete olan inancım olmasa belki çoktan gitmiştim bu dünyadan.

bugün yine yemin ettim belki 100. defa. ama işin kötüsü, bu yemini tutacağımdan yine emin değilim ben. yine kendimden nefret edecem, zaten kendine güvenin zerre kadarı kalmadı bende. yaşantımı bütünüyle etkiledi bu olay. hadi giden para gelir tekrar. şu ana kadar pek sorun olmadı ödemelerimde. birkaç sene daha dişimi sıkar hallederim. ama en çok neye üzülüyorum neye yanıyorum biliyor musunuz: hayatımın en verimli olabileceğim en güzel yıllarını ben bu illete verdim. bu yılların geri döndürülemez olduğunu düşündükçe daha da çıldırıyorum.

şu ana kadar en yakın arkadaşlarım dahil bunu kimseye anlatmadım. şimdi buraya yazarak hem biraz rahatlayayım, hem de varsa benim durumumda olan ya da bu işlere heves eden birileri, ibret alsın uzak dursun istedim.

şimdi soruyorum dostlar: ben ne yapayım? nedir bunun tedavisi? dayaksa dayak, terapiyse terapi. yardımcı olmanız dileğiyle.
0
osmanoglu
(08.05.08)
benimde çok yakın bir arkadaşımda bu durum var, yurtdışında, her yolu denedik, evet dövdük, aşağıladık, destek olduk, aç kaldı para verdik, yer verdik ama yok bize verdiği sözleri tutmadı. kartlarına el koyduk erkeklik taslamaya başladı, gene dövdük ama yok kumar bu.

gerçekten iller bir şey, şahsen o arkadaş sayesinde şu an iddia, loto, toto sayısal falan bişi oynamam.

bu arada, o arkadaş doktora da gitti ama sonra bıraktı gene.

sanırım tek yolu, ciddi bir şekilde gururun kırılması...
allah yardımcın olsun.
0
alchemistt
(08.05.08)
unutmuşum. bahsettiğim süre zarfında 2 sevgilim oldu. onlardan da ayrılmak zorunda kaldım bir süre sonra. yürümüyordu bu problem yüzünden. zaman dahi ayırmak istemiyordum.
0
🌸osmanoglu
(08.05.08)
kesinlikle birinden yardım al, tek başına halledilecek değil. kafanı kırsa ses çıkaramayacağın biri olsun. kartlarına el koysun, maaşını o çeksin sana versin ne bileyim hayatının kontrolünü bi süre başkasına devret. zaman en büyük dost, uzak kaldıkça etkisi azalacak azalacak, sonra unutabileceksin belki
0
efruz
(08.05.08)
efruz, verdiğim örnekte aynen dediklerini yaptık ama eroyin bağımlısı gibi davranılıyor ve bir şekil alıyorlar kartı, ki bıktırma, olay büyümesin demeler falan.
osmanoğlu, eğer bu yolu deneyeceksen, kesinlikle akraban ve büyüğün olsun ya da asla ama asla sesini yükseltemiyeceğin, kalbini kıramayacağın biri olsun, keza bağımlılığın bayağı ileri derece gibi, normal arkadaştan dayanamayıp alırsın geri.

bir de, harçlık sistemiyle çalış, minimum yetecek parayı al o kişiden.
0
alchemistt
(08.05.08)
Bence asosyalligin getirdigi bir sey bu. bakin ne guzel soz de vermissiniz; eger baktiniz ki tekrar oynamak uzeresiniz, buraya[eksi duyuruya] yazin ve eminim o an hem ne yapmak uzere oldugunuzu daha iyi gorecek, hem de buradan size verilecek moralle o illetten yavas yavas da olsa kurtulursunuz. ilk zamanlarda birakmanin keyfini hissedilmese de, ilerleyen zamanlarda kumari biraktiginizi gorunce kumardan aldiginiz zevkten kat be kat daha fazlasini alacaginiza eminim.

Ayrica, herkesin imrendigi bir ise sahibim demissiniz; bu durumda hesap kitap iceren bir meslekle ugrastiginizi dusunursek kumarda kazanmanin ne kadar dusuk bir ihtimal oldugunu kolaylikla gorebilirsiniz; kendi acinizdan bakmaktan ziyade buyuk resimi gorurseniz ne kadar ucuz bir numaranin etkisinde oldugunuzu haydi haydi goreceksinizdir.

Son olarak efruz'a katilmadan edemeyecegim. pek dogru soylemis.
0
egotm
(08.05.08)
haklısınız.ben hayatta sadece ailemden çekinirim. bugüne adar hiç açmadım aileme bu konuyu. çok düşündüm açayım mı diye ama yapamadım. zaten onlar benim para biriktirdiğimi düşünüyorlar. bana, "hiçbir şeyin yok parayı ne yapıyorsun?" diye sorduklarında "yedim içtim eğlendim, kalanını da biriktiriyorum" şeklinde yalan uydurdum yıllarca. bu yüzden gerçeği söylemem çok zor gibi ama yapmam lazım. er geç nasıl olsa açığa çıkacak. her telefonla aradıklarında korkuyla açıyorum telefonu acaba öğrendiler mi diye..
0
🌸osmanoglu
(08.05.08)
es geçilmemesi gereken bir konuda sanırım boşa geçen seneleriniz, aslında geçmişe bakmak her türlü sorun için körükleyici. beterin beteri vardır, bu gerçekten öyle, yani şükredin, bir şekil yaşadınız oldu bitti. hem 28 yaşı, yaşamak isteyip yapamadıklarınız/kaçırdıklarınız için geç değil, daha 30 olmamış en azından:)

şebnem kısaparmak'dan, keşke'li bir parça vardı onu dinle bikere:) (ben de bir kere dinledim, kötü ama olsun dinlenir bikere)
0
alchemistt
(08.05.08)
ben 26 yaşındayım ve senin problemine benzer olayları ben de yaşadım.
benimkinin temelinde maddi değil, manevi olumsuzluklar yatıyordu.
üni. hayatımın erken bir döneminde bulaştığım ciddi bir ilişki; taa bugüne kadarki olan hayatımın dengesini sikip atmaya yetti. kaldı ki ben o ilişkimi 4. sınıfta sonlandırmıştım.
ama etkilerinden daha yeni yeni kurtulmaya başladığımı hissediyorum.
arkadaşlarımdan koptum, gezip/tozmaktan koptum..
ulan insan üni.ye gidince sosyal olur, kendini geliştirir; ben daha bir monoton, daha bir içine kapanık oldum.
lisedeyken çok daha fazla hobilerim ve eğlence araçlarım olduğumu hatırlar, acı acı gülerim kendime.
çevremdeki hemen hemen herkes, büyümenin ve ayakları yere sağlam basan bir birey olmanın, ebeveynleri tarafından 4 bir yandan toparlanmadan yaşayabilmenin sırlarına ve güzelliklerine erşirken, ben moloz oldum, göt oldum ben.
yaşam sevincimin yarısından fazlasını üni.de bıraktım. işin en gıcık tarafı da, demin dediğim gibi, diğer insanların bunun tam tersini yapıyor olmasıydı.
derslerim de çöktü tabiki bu boka bağlı olarak. şu an 7. sınıfım ve hala uğraşıyorum derslerimle. yaşıtlarımın çocuğu olmaya başladı, neredeyse bütün arkadaşlarım askere gitti geldi, hepsinin güzel denebilecek bir işi var.
özendiğimden ya da çocuk yapmaya meraklı olduğumdan değil; sadece ben de artık hayata atılmak istiyorum ve tam bir "birey" olarak, maddi ve manevi özgürlüğüme kavuşmak istiyorum.
2 sene öncesine kadar, bitmiş durumdaydım yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü.
ama sonra durdum, baktım aynaya ve dedim ki kendime,
"ulan hıyarağası! nereye kadar bu heder olma? nereye kadar bu arabeskçi tavırları? dışarıda hayat ve olanca hızıyla akıyor, git ucundan tut ve sakın bırakma!"

böyleyken böyle..
2 yıl önce girdiğim revizyonun şu anda meyvelerini topluyorum yavaş yavaş. en azından okulu biraz yola sokabildim. 2 yıl önce alttan 47 adet dersim vardı ve bu sayı bir mühendislik bölümü için çok yüksek bir rakamdır. o zamanlar çevremde birçok kişi bana okulu bırakmamı, bu saatten sonra hiçbir şey elde edemeyeceğimi söylüyorlardı. yılmadım, çalıştım ve şu anda geleceğe daha çok umutla bakabiliyorum.

amma uzatım haa! biraz dağınık anlattım kusuruma bakma, ama senin bu tertemiz ve saf özeleştrini görünce dayanamadım ve ben de biraz rahatlayayım dedim. insiyatifine sığınıyorum =)

osmanoğlu kardeşim, yukarıda zırvaladığım onlarca kelimden anlatmak istediğim tek birşey var:
hayatta hiçbir şey için geç değil inan bana. eğer inanaırsan, herşeye yeniden başlayabilir ve bundan sonraki yaşantını çok harika bir şekilde idame ve kontrol edebilirsin. sadece inanman gerek. ve hiçbir zaman karamsarlığa düşme. pollyannacılık da oynama, hayatın gerçeklerini gör, ama hayatın seni yenmesine izin verme.
geçmişi de sil artık kafandan. tatsız deneyimlerinden kendine ders çıkar, tecrübe oluştur. ama geçmişte yaşama, geçmişi bir kenara bırak. onlar, tatlı ya da acı hatıralar olarak kalsın sadece beyninde. asla ama asla hayatına müdahale edemesin, izin verme buna.
unutma ki; insanlar, mücadele ettikleri sürece var olurlar. çünük, hayat başlı başına bir mücadeledir ve mücadele edemeyeni sindirir.
her sabah sokak kedileri, çöp kutusundaki bir lokma ekmek için nasıl mücadele ediyor, nasıl birbirlerinin gözünü, kulağını tırmıklıyorsa; sen de aynen hayatı o şekilde tırmıklamalısın. tırnaklarınla kazımalsın. hak etmelisin.

boşluğa ve karamsarlığa düştüğünün ilk anlarında; bir iyilik perisi gelecek, sihirli çubuğuyla dokunacak ve herşey eskisi gibi, toz pembe olacak şeklinde düşünüyorsun maalesef. bunu hepimiz yapıyoruz. bu, insanın evrensel acizliği.
ama gerçek yaşam bu şekilde ilerlemiyor. hayat mücadele istiyor.
şimdi kalk oturduğun yerden, silkelen ve kendine gel. bu hayatta herkes hak ettiğini alır kardeşim.
git ve hayatı hak et.


not: parasal problemin için patronuna da başvurabilirsin. tabi eğer bir patronun varsa, kendi işini yapmıyorsan. ona git ve problemini açık açık anlat adama. yardım iste. patronun olarak değil, bir büyüğün olarak ona geldiğini ve bir büyüğün olarak onun nasihatlarına ve yardımına ihtiyacın olduğunu söyle.
sana maaşını harcırah olarak versin. 3-5 günlük olarak. o ayarlasın artık.
sevdiklerini veya anne-babanı para meselelerin yüzünden incitmiş olabilirsin. ama patronunu bu yüzden üzmen biraz sıkar =)
kolay kolay ona karşı da gelemezsin. bu şekilde düzgün bir para harcama metodu da geliştirebilrisin.

son söz olarak da; acil şifalar diliyorum sana. umarım en kısa zamanda iyileşirsin ve hayata kaldığın yerden devam edip, ihtiyacın olan yaşam enerjisini yeniden kazanırsın.
0
punkertifo
(08.05.08)
Hocam , eger ailen senin bu durumunu olgunlukla karsilayip seni sahiplenemeyeceklerse ben acma derim. bu sorununu farkedebilecek ve bunun icin buradan yardim talebinde bulunabilecek denli kendinin farkindasin. sadece biraz kendine guvenin ve motivasyonun eksik. ufak ufak adimlarla hayatini degistirmeye basla

mesela diyelim ki her sabah dus almak istiyorsun ama almiyorsun ve bu nedenle kendinden nefret ediyorsun. iste en kisa zamanda dus almaya basla ve bunu surekli kil. boylelikle ufak da olsa kendi iradene soz gecirmis olacaksin. bu ufak adimlarla kendi ozguvenini kazanacaksin ve bu gozunde buyuttugun kumar aliskanligindan da kolaylikla kurtulabileceksin. Onemli nokta, bu nefret ettigin zamanlarina ait gunlerini tekrar etme; ufakta olsa bir degisiklik yap. aksi taktirde git gide catch 22 ya kisilacaksin.

Kisacasi, sorununun ne oldugunu biliyorsun, cozumu de aslinda cok basit. biraz kendine guven ve guvenini kaybettigini dusundugun noktalarda bir yakininla bunu paylasman[ eksi duyuru ahalisi olarak biz de yakin sayiliriz butun uyelerimize ;) ] gecmis olsun.
0
egotm
(08.05.08)
kumar bağımlılığında benim görebildiğim kadarıyla büyük miktarlar kaybedilmesi ile girilen depresyonda insan hemen 'bir daha oynamıycam' diyor. siz tekrar oynamaya neden başvurdunuz, sadece çok çabuk çok fazla para kazanma hevesi miydi, yoksa kumar eylemi miydi sizi kendine çeken?

sigara bağımlılığından farkları olsa da temelde her bağımlılık, yerine sizi sigaradan daha mutlu eden bir şey koyabilmenizdir. biraz düşünün, yaparken kumarın aklınıza gelmediği bir eylem var mı? eğer yoksa uzman desteği almanız gerekir.
0
tom riddle
(08.05.08)
Sendeki kolay para kazanma hırsı. Birincisi online oynadığın kumar sitelerine ne kadar güvenebileceğin, sözde bağımsız şirketler tarafından kontrol ediliyor diyorlar ama sittirsinler. Yanlış anlaşılamsın git gerçek kumarhanede oyna demiyorum.

İkincisi kumarda kazanan taraf olduğu gibi kaybeden taraf da var, profesyonel değilsen bu kadar açılman sana sadece zarar olarak geri döner. İstatistik dersi almanı ve paranı ne ihtimallerle riske attığını görmeni öneririrm.

Üçüncüsü kasa her zaman kazanır.

Kumardan pat diye vazgeçemezsin, misal arkadaşlarla poker oynuyorduk bütün gece. Alkolümüzü alıyorduk, herkes 5ytl para koyuyordu, tombala pullarından da pot yapıyorduk. Bunu ayda bir yapınca eğleniyorsun ve o kumarın yarattığı heyecanı da tadıyorsun. Ama her gün oynarsan bağımlılık yapıyor. Nette parasına oynamadım ama betsson sitesini açıp deli gibi poker oynuyordum, her bilgisayar başına oturduğumda ilk işim o siteyi açmaktı.

Zararın neresinden dönülse kardır, başkalarına daha fazla kolay para kazandırmadan vazgeçmen dileğiyle. Ailenden hem maddi hem de manevi olarak yardım alırsan ve gerçekten bırakmak istiyorsan yapabilirsin. Profesyonel desteği de es geçmezsen iyi olur.
0
kimlanbu
(08.05.08)
Ayrıca 'her şey için artık çok geç' havası sezdim yazdıklarınızdan. Hayatınızın en güzel dönemini kumarla geçirdiğinizi düşünüyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Hiçbir şey için geç değil sevgili osmanoglu. Sizden birkaç yaş büyüğüm ve hayatımın geri kalanı için çok farklı planlarım var; yani her şey sizin için de değişebilir demek istiyorum. 28 yaş bir şey değil yapmayın, hiçbir şey için geç değil.
Bırakabilirsiniz, hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz, bunu unutmayın.
0
inatci kahraman aga
(08.05.08)
Selamlar dostum,

öncelikle sorunun için üzüldüm gerçekten. Günümüzde var olan en büyük problemlerden biri bu. Uzun zamandır bu batağın içerisinde olduğun belli. Defalarca kendine söz vermişsin ancak sözünü yiyen yine kendin olmuşsun, olsun. Hiçbirşeyden umut kesilmemeli.

Senin yerinde olsaydım şayet;

İlk yapacağım şey, konuyu en yakınlarıma açmak olurdu. Aileme, öncelikle anneme.. Annen bir şekilde babana anlatır.. Ama sana bu hususta en büyük desteği annen verecektir. Annene konuyu bütün detayları ile anlatmalısın. Ne zaman başladığından ne kadar para kaybettiğine, kimin başlattığından ne kadar süredir bu illet ile uğraştığına kadar aklına gelebilecek her türlü detayı annen bilmeli.

Bugüne kadar kazandığın paraların kontrolü hep sende olmuş ki bu iradenin zayıflığı sebebiyle kurtulamamışsın bu lanetten.

Konuyu ailene açtıktan sonra kendi paranın kontrolünü direk başkasına devretmelisin. Parayı bankamatikten mi çekiyorsun ? Hemen bankamatiğini veriyorsun bir yakınına, senin için parayı o çekiyor. Sigara kullanıyormusun, sigara paranı, paranın kontrolü kimdeyse ondan alıyorsun. Ne ihtiyacın varsa paran kimdeyse onlardan alıyorsun. Bu işi en iyi yapacak olan da bana göre yine annendir. Annen veya baban ile diyaloğunu elbette bilmiyorum ancak annenin bu konuda yeterli olacağını tahmin ediyorum, öyledir umarım.

Paranın kontrölünü başka birine geçirmen iradeni zorladığın anlarda sana müthiş fayda sağlayacaktır. Bu sadece bu illet için değil para harcama sıkıntısı olan herkes için geçerli olmalı.

Sana bu konuda destek verebilecek herkese, her bireye bu konuyu açmalısın. Konu senin içinde sır olarak kalmamalı, herkes bilmeli ki toplum tarafından da bir baskı hissedebilesin. Aksi takdirde kendi içinde bildiğin bir sır olarak kalmaya devam ederse - ki şu anda öyle - içinde çıkamazsın. Aslında irade müthiş birşey. Herşey elinde ama bahsettiğim yönergeleri izlemen senin için daha iyi olur. Yoksa direk bırak derdik yani değil mi :)

Bugüne kadar harcadığın parayı kaba taslak bir hesap et. O paralar ile neler yapabileceğini bir düşün. Kağıda yaz. Kaç milyarsa neyse neler yapabilirdin o parayla onu düşün. Dediğim gibi yapabileceğin herşeyin bir listesini yap. O yaptığın listeyi iyi oku.

Sonrasında ise, bundan sonra bu illeti oynamaya devam edersen ne kadar para kaybedeceğini hesapla. Bugüne kadar kaybettiğin paranın çok büyük misli olduğunu göreceksin.

Bundan sonra oynamazsan, cebinde kalacak olan parayla neler yapacağını gör, defalarca oku. Aklından çıkarma. Bilmem kaç milyar borcum var, yok şu kadar içerideyim, ödeyeceğim milyarlarca para var falanda filanda... Bunları siktir et. Kimse seni borcundan ötürü öldürmez. Bu tür düşüncelerde problemini yok etmez.

Lütfen konuyu aile bireylerinden birine aç. Bunu kesinlikle yap herşeyden önce. Asla ihmal etme. Devamlı telefon gelecek, öğrendiler tarzı korkuyla yaşama.

Konuyu ailene açtıktan sonra tepki görebilirsin, gayet normal. Hiçbir aile kendi çocuğunun bu tip problemler yaşamasını istemez. Ama hiçbir ailede çocuğunun problemle yaşamasına izin vermez / vermemeli.

Bu problemi aşacağına inanıyorum. Buraya açtığın başlık gibi, "arkadaşlar kurtuldum" başlığını görmeyi umut ediyorum.

hangi ildesin bilmiyorum, ankaradaysan eğer çayımı içmeye de beklerim. insanlar ne problemleri aşıyor, bu ne ki ?

böyle düşün lütfen.

kal sağlıcakla.
0
ensar
(08.05.08)
Dostum benim önerilerim diğerlerinden farklı olacak. "Sanal kumar oyna ! " Mesela facebookta var bi poker oyunu.Arkadaşların arasında hırs yapıyorsun böylece çok da az olsa seni dinginleştiriyor.
İkinci önerim salaklığa vur.Git modemin üstüne su dök sonra bunu yanlışlıkla yaptım havasına inandır kendini.
Eğer buradaki hiçbir öneri işe yaramazsa şunu hiçbir zaman unutma ama son çare herşey tekrar başladığında :
"Kazandığın anda o masadan kaç !"
0
chaud
(08.05.08)
Bu arada yukarıdaki önerilerimle ben de bu illeti yendim. Yani hiçbiri havadan değil.Benimkisi seninki kadar ciddi değildi çünkü ailemden geçiniyordum ve aldığım para sınırlıydı.Önce modemi sabote ettim,ertesi aya kadar modem alacak param olmadığından 1 ay oynayamadım ve dinginleştim.Sonra da facebook poker yardımcım oldu.
0
chaud
(08.05.08)
selam, ailemden birinin başına geldi bu hadise. ilk etapta kazandığı paranın yönetimini ben devraldım, ama sonra gidip tefecilerden borç almaya başladı ve hem kendini hem bizi daha büyük zarara soktu.

hmmm... anne baba değil de... kardeşin var mı hiç? mesela abin? en kesin çözümü o sunar sana bu konuda, sağlam kişilikliyse.

profesyonel yardım almak "zorundasın". diğer konulardaki yardımlar hep kısa vadeli olacaktır ama bu konuda bu illetten tamamen kurtulmak istiyorsan profesyonel yardım almalısın.

bir de, gerçekten kumardan daha fazla zevk alacağın bir uğraşı bulmalısın. aklına kumar oynamayı getirmeyecek bişey. eskiden kendini adadığını hatırladığın bişeyler varsa mesela, düşün, bişeyler üret, kendini zamanını alacak başka şeylere yönelt.

ama n'olur, profesyonel yardım al.
0
karapolisnas
(08.05.08)
ben de olayin aile boyutuna deginmek istiyorum. boyle sikintilar ice atildikca hicbir sey cozulmez. boyle devam ettirmeye calisirsan allah gostermesin aileni ve sevdiklerini daha buyuk uzuntulere sokabilirsin. zararin neresinden donulse kardir.

benim de bir tanidigimin abisinin boyle bir derdi vardi. memur maasiyla iddaa'ya dadanip bankalara kredi borcu yapip, maasi bloke olup, es-dosttan daha da borclanip faizini bile odeyemez hale gelmis. nihayetinde para isteyecek kimse kalmayinca is mafyadan bos senete imza atmaya kadar gelmis, o noktada konuyu esine ve annesine babasina acmis. coluk cocuklu iken boyle birsey yapmak akil alacak birsey degil ama o ruh halini de anlamak zor degil. basta ufak tefek baslayan sey cig gibi buyuyor. derdini basta sizinkinin aynisi psikolojiyle kimseyle paylasamiyor. en bastan anlatsa belki ailesi sagdan soldan para toplayip o cig gibi olmayan borcu odeyebilecekken bir nevi pozitif geri-beslemeyle borc inanilmaz buyuyor. nihayi cozum ise maasinin senelerce bloke edilmesi, ebeveynlerinin evlerinin ipotek altina alinmasi, onlari senelerce banka kredi borcu altina girmeleri, benim arkadasin, maasinin yarisini senelerce abisine gondermesi. ama bunu da aileden baskasi yapmaz. aileyi aile yapan da budur. gururun kirilmasi, kardese bile mahcup olmak, kendi yaptiklarinin sonuclarindan dolayi en sevdigin insanlara cektirmek gibi sebeplerle bu illetten mecburen uzak duruyorsun. o gurur gelecekte yeniden olusur mu, mahcubiyet ortadan kalkar mi bilmem. ama arkadasimdan biliyorum, abisine kizginligi var tabi de, asil felaketin abisinin derdini paylasmadigi durumda ortaya cikacagini bildiginden gene de isin bu kadar ucuz atlatilmasindan memnun. o kucuk cocuklar ya babasiz, esi dul, ailesi ogulsuz kalsaydi. sonuc olarak, ailenizden korkmayin, kesinlikle destek olacaklardir. ama gene de uyarayim, olunun naasi bir kere kaldirilir, ayni hatayi tekrar ederseniz orda olmayabilirler.

baska bir tavsiyem de kendinizi bir yardim kurulusuna falan adamaniz olabilir. baskalarinin acisini icinizde gercekten hissedip onlara yardimci olmak iyi bir terapi yontemi olabilir.
0
sethi
(08.05.08)
geri döndürülemeyecek yıllar için üzülmeye değmez. benim de üniversiteli bir genç gibi yaşamam gereken en güzel beş yıl, gece çalışıp gündüz birkaç saat uyuyarak zombi geçti. şimdi üniversite mi okuyorum, işe mi gidiyorum belli değil.

kiminin otuz yılı hapiste geçiyor, sorsan, onların da en güzel yılları onlar. yaşamasını bilene hayatın her anı en güzel yılların bir parçası. yaşamasını bilene ama - bana değil mesela.

hiçbir şey için, hiçbir zaman geç değil!

kumar bağımlılığı psikolojik / psikiyatrik bir sorundur. derhal profesyonel yardım alırsanız kısa süre içinde kurtulursunuz.
0
actionary
(08.05.08)
yerinde olsam girdigin butun o kumar sitelerini bir arkadasa bilgisayarda sifreyle engellettiririm en azindan kendi bilgisayarindan bu sitelere giremezsin belki bir faydasi olabilir.. sadece bir oneri.. bir psikologla gorusmende fayda var zira profesyonel yardimin buyuk katkisi olur.. umarim zaman icinde hem maddi hem manevi olarak durumunu duzeltebilirsin..
0
orange coffee
(08.05.08)
@alchemistt
gururum çok kez kırıldı.haklısın aslında. ya ileriki yaşlarda evli barklı, daha da kötüsü çocuklarım varken başıma böyle birşey gelse, düşündüm de daha beteri olurdu. onların nafakasını böyle şeylere yatırmam felaket olurdu heralde. ayrıca bugün ne yaptım biliyor musun? gittim bireysel emekliliğe başvurdum. cüzi bir miktar da olsa her ay bir kenarda biriksin biraz para diye düşündüm. maaşımdan direk kesecekler ve bu şekilde o parayı başka işlerde kullanamayacağım. teşekkür ediyorum sana.

@efruz

ilk başlarda ben de böyle düşündüm. kafamı kırsa ses çıkaramayacağım birine paramı teslim etmeyi yani. aslında en mantıklı çözüm de buydu. ama ben onu çok kırdım bu meseleler yüzden. o da lanet olsun diyip çıktı hayatımdan. ailemden biri belki en iyi çözüm, onu da neden yapamadığımı aşağıda anlatacağım. teşekkür ediyorum.


@egotm

içinde bulunduğum durumu buraya yazarken, bir şekilde birilerinin bana yardımcı olmaya çalışacağından emindim. ki oldunuz da. hepiniz tek tek sağolun. bir gün yine nüksederse bu hastalığım, dediğin gibi buraya bakıp benim yazdıklarımı ve sizin tüm iyi niyetinizle bana nasıl bana yardımcı olmaya çalıştığınızı görünce utanırım belki. hesap kitap işine gelince, ben de hesaplayan adamlardan biriyim fakat işin içine hırs girince pek başarılı olamadım. her seferinde kaybettiğimin 2 katını ortaya koyarsam bir kere kazansam dahi kara geçeceğimi düşündüm. fakat olmadı. her zaman daha fazlasını istiyor nefis.

aileme bu meseleyi neden açamadığım konusuna gelinciye. kardeşlerimin de başından bu olayın aynısı geçti. tek farkı sanal değildi.(kalıtsal mı acaba bu diye düşünmüyor değilim bazen). 10 senede herşeylerini erittiler bu illetin yüzünden. bir zamanlar bizleri okuturken şimdi bizim gönderdiğimiz 3-5 kuruş paraya dahi muhtaç oldular. bu durumları şimdilerde biraz hafiflese de devam ediyor. annem babam çok yıprandı bu yüzden. çok üzüldüler, ve çok acı çektiler. evlatları ne de olsa! şimdi ikinci bir acıyı kaldırablirler mi emin değilim. hem de en son ihtimal verdikleri kişiden. (ne kadar dehşet verici değil mi?, yine de ders almamışım) teşekkür ediyorum sana da nasıl utanacağımı bana gösterdiğin için. söylediğin gibi, kendime güvenimi kazanmam anahtar burada. hemen bu yazıyı bitirir bitirmez evimi temizleyeceğim ve bir daha asla kirlenmesine izin vermeyeceğim.

@osmanoglu

seni şimdilik atlıyorum. seninle sonra hesaplaşacam.hele sen dur biraz şurda. yakında adam edeceğim seni.

@punkertifo

senin yaşadıklarının benzerini sebebi aynı olmasa da ben de yaşadım üniversitede okurken. 38 tane dersim vardı alttan(küsüratlı söyledim diye sanmayın salladığımı). okula 2-3 sene uğramadım. bitmez sanıyordum. ama evet iyi hatırlattın. silkinmiştim o zaman. 2 sene içinde makyavelist bir şekilde de olsa vermiştim o dersleri. bu 2 seneyi kaybolan yıllarım içerisinde saymamıştım yazımda. unutmuşum baksanıza. demek ki bir şekilde üstesinden gelince pek önemi kalmıyormuş çekilen sıkıntıların. sana da teşekkür ediyorum, farklı bir bakış açısına yönlendirdiğin için beni. bu arada patronumu şimdiye kadar hiç görmedim.

@tom riddle

sizler benim için birşeyler yazdıkça, bana sorular sordukça o günlere flashback yapıyorum birden. biliyor musun,ilk defa bir kredi kartına sahip olduğumda, paramı ilk bu sitelere vermiştim ben. ilk gün 100$ para kaybetmiştim ve "aman allahım!, ben ne yaptım, nasıl ödeyeceğim bu parayı şimdi" diye kendime kızmıştım. daha sonra hep o 100$ dolar zararı çıkarmak için oynadım sanırım.(klasik kumarda kaybeden tavırları işte).aslına bakarsan işin içindeki adrenalin de beni çekiyordu. akşam 5 olur olmaz bir internet cafe ye gidip saatlerce kaybediyordum yemeden içmeden. birçok kere zararımı çıkardım. yüksek miktarda bakiyelerim oldu. çekebilirdim o an. ama bu lanet olası siteler hiç bir zaman anında para çekmene izin vermiyorlardı. 2-3 gün beklemeliydin ve ben bekleydası yemiyordum. çekim emri veriyor fakat sonra kaybedince iptal ettirip tekrar kullanıyordum. bu güne kadar 1$ dahi hesabıma para yatırılmasına izin verdiğimi hatırlamıyorum. hep kaybettirakıp. beni çeken sanırım hem para kazanma hevesi hem de kumar eylemi. yerine birşeyler koyma meselesine gelince. bir ara yalnız kalmamaya çalışıyordum kendimle. işimi geceye bırakıp geç saatlere kadar işyerimde çalışıyordum birkaç arkadaşımla. gündüz de uyuyordum. baya faydası oldu. ama bir süre sonra vücut dengemi kaybettiğimden bıraktım. farklı bir hobi bunun yerine geçebilir. tavsiyen olursa memnun olurum. teşekkür ediyorum bunu bana sorgulattığın için.

@kimlanbu

evet, bu sitelere güvenmiyordum. hatta eften püften sebepler uydurmasından dolayı firmaların, parasını alamayanlarada şahit oldum. bir ara bıraktım her zaman oynadığım siteyi. ama sonra daha güvenilir olarak duyduğum başka bir yerde devam ettim. aah ahh dostum. istatistik demişsin. zaten beni mahveden de o istatistik kafam değil mi? yukarıda bir yerlerde bahsettiğim "yüklü girip bir kere kazansan dahi, kara geçersin" düşüncesi. ama herkes böyle düşünse kumarı oynatan nasıl para kazanacak bir de bu var değil mi?. olmuyor işte. hırs, nefis buna engel oluyor.hakim olamıyorsun kendine. gerçek hayatta elimde iskambil kağıdı dahi tutmayı bilmem. ciddiyim, bu yüzden arkadaşlarla kağıt oynadığımızda, espri konusu olur bu durumum. üniversite yıllarında arkadaşların eve iskambil kağıdı sokmasına izin vermeyen ben(hiç hazzetmezdim, ve anlamazdım da,ki hala anlamıyorum tahmin ettiğiniz gibi), sanal masalarda, 500$ potu olan oyunlarda kendimden geçiyordum. zaranın neresinden dönersen kardır demişsin. aslında ben bunu yıllar önce farketmiştim. bu sanal kumar olayına başlamadan 1 sene önce at yarışı oynamaya başlamıştım. (ki sanırım içimdeki hırs o zaman başladı). sadece 1 ay oynadım. bu bir ay içinde o "insanlar ne anlıyor lan bundan, karmakarışık" dediğim at yarışı bültenlerini yalayıp yutmuştum. ufak meblağlar yatırıp, yine ufak meblağlar kazanmıştım birkaç kere. tekten yatıp kıl payı büyük ikramiyeyi kaybettiğim bir günün ertesinde, altın vuruş yapma fikri zihnimde belirmişti. cebimde harç parası olarak ayırdığım 300 ytl vardı. bu paranın hepsini basacaktım. bu düşünceyle, sabaha kadar bir sonraki günün programını arkadaşla çalıştık. kesin kazanacağımızı düşünüyorduk. fakat yarışın başlamasına saatler kala içimdeki hisse güvenerek kupon yapmaktan vazgeçtim. iyi ki de vazgeçmiştim. çünkü oynasaydım en güvendiğimiz ayakta yatacakmışız. ben o gün arkadaşa "oynamadan da kazanabilirmişiz demek ki, baksana bugün at yarışından 300 ytl kazandım " dedim. O günden sonra da elimi sürmedim. güzel şeyleri hatırlattın bana. sana da teşekkür ediyorum.

@inatci kahraman aga

aslında "her şey için çok geç" demiyorum. sadece "daha da geç" olmadan yardım istedim sizlerden. bir şekilde içimi boşaltmalıydım. bu kadar yazacağımı ben bile tahmin etmiyordum. dikkat ettiyseniz hiç "keşke" kelimesi kullanmamışım. kabul ediyorum ben yaşadıklarımı. bazı şeylerin geri döndürülemez olduğunu da biliyorum. ama daha fazla uzun sürmesin istiyorum. bu müsabaka bitsin artık. hakemi ya da maçta gösterdiğim performansı tartışmak istemiyorum iş işten geçtikten sonra. tek isteğim bugünden ders alarak, önümüzdeki maçlara nasıl hazırlanabileceğim konusunda sizlerin fikrini almak. puan farkı açılıyor yoksa. geleceğe dair planlar konusunda haklısın. sizleri okudukça, ben de birşeyler yazdıkça zihnim açılıyor yavaş yavaş. uzun zamandan beri geleceğe dair bir plan yapmadığımı farkettim şimdi. herhangi bir hedef koymadım önüme. ya da bahsettiğim durum plan yapmama dahi izin vermedi. içinde bulunduğum günü düşündüm, yarının farkında bile değilmişim. teşekkür ediyorum.

@ensar

aileme bu meseleyi açma konusunu, @egotm paragrafında irdelemiştim. belki ailemden birine değil ama başka bir yakınıma bu meseleyi açacağım. bugüne kadar harcadığım para hep aklımda. aslında bundan sonra çok daha fazla çalışarak, işimde ilerleyerek, kariyer basamaklarını daha hızlı çıkmaya çalışarak bu açığımı kapatabilirim değil mi? bunu fırsata dahi çevirebilirim. inan bu yazıyı yazarken, aklımda hep o gün vardı. buraya "arkadaşlar kurtuldum" başlığını yazdığım gün. umarım o gün yakındır. hatta yakın değil, bugündür, su andır. insan böyle durumlara düşünce bazen tek problemi olan kendisiymiş gibi düşünebiliyor. benden kötüsü olamaz diyor çaresizlikten. eski kız arkadaşıma biraz açmıştım bu konuyu. o da bana aynen, senin gibi "başkalarının senden daha büyük problemleri var, ve aşabiliyorlar, bu ne ki!" demişti. zamanla aklımdan uçmuş gitmiş bu. daha felaket bir durum tahayyül ederek şükür edebilmeliyim. teşekkür ediyorum. umarım içmeye gelirim bir gün çayını.

@chaud

bahsettiğin şeyleri denedim bir ara. beni 4 ay uazaklaştırdı. gerçek hayattaki arkadaşlarımla betsson dan sanal parayla oynuyordum. ama bu öyle garip bir şey ki hiç ummadığın anda her şey çok güzel güzel giderken bir anda zihnine saplanıyor ve o sese uyup dedim ya gözün dönmüş gibi tekrar başlıyorsun. en iyisi sanal da olsa bulaşmamak diye düşünüyorum. çünkü iyi oynadığını düşünmeye başlıyorsun, neden gerçeğini oynayıp para kazanmayayım diyorsun sonra. betsson un "sorumlu oyun" adında güzel bir uygulaması var, istediğin zaman hesabını 6 aylığına kapattırabiliyorsun. 2 ay önce kapattırdım. geçtiğimiz günlerde ne yaptıysam ettiysem tekrar kabul etmediler beni. 6 ay dolmadan kesinlikle açamayız dediler.ne güzel bir uygulama. umarım tüm siteler bu uygulamaya geçerler. başka sitelerden de kapattırmıştım hesabımı ama tekrar açtılar hiç itiraz etmeden. sahip olduğum kredi kartlarımdan biri süresi dolunca iptal oldu ve bir daha da göndermediler. iyi ki de göndermediler. kaldı 2 kredi kartım. bunlardan da yüksek limitli olanı maaşı alır almaz biraz da borç alarak iptal ettireceğim. modem yakma meselesine gelince. 2 senedir oturduğum evlere internet bağlatmamıştım sırf bu yüzden. ama o zaman da internet cafeler konusunda yapabileceğim bir şey olmuyor. evden mümkün olduğunca uzak durmak ve kendimle başbaşa kalmamanın da faydası olduğunu düşünüyorum. teşekkür ediyorum sana da.

@karapolisnas

ailemin bu konuya çözüm bulması meselesinden yukarılarda bahsetmiştim. ağabey meselesine hiç girme, benden beter o:) güldüğüme bakma, içim kan ağlıyor. trajikomik.. profesyonel yardım cazip geliyor bana. internetten biraz araştırdım. sırf bu sanal kumarla ilgilenen psikiyatrlar varmış. sadece ben değilmişim yani. ülkenin kanayan bir yarası olmuş bu mesele. uğraş konusunda tavsiyelerini alabilirim. teşekkür ediyorum ilgin için.

@sethi

ben de buna şükrediyorum. çoluk çocukluyken böyle bir şey yapmadığıma. yukarılarda da bahsettim aynı şeyleri benim büyüklerim de yaşadı. ben ders alacağıma, belki de onlara daha fazla yardımcı olurum düşüncesiyle büyük paralar kazanmak amacıyla kumara başlamış ta olabilirim.(dehşetengiz bir düşünce, aldırmayın).bir kere daha kendim ve ailem dışından birilerinin yardımıyla bunu atlatmaya çalışacağım. olmazsa aileme açmayı düşünüyorum. aslında ailemin de bu yükün altından kalkacak durumları yok şimdilik. bizim her ay gönderdiğimiz parayla geçiniyorlar. şimdi ben bunu aileme açsam, ellerinden de bir şey gelmese daha da kahrolmazlar mı? biliyorum onlar da gidip tefeciden para bulup bu işi halletmeye çalışacaklar. girdap daha da büyür gibime geliyor. ben daha gencim ve ölmedim. söz veriyorum: 2 sene içinde borçsuz harçsız, isterse yine hiç bir şeyim olmasın ama huzurlu olacağım. hepiniz çok güzel şeyler yazıyorsunuz. şu ana kadar duyduğum en parlak fikirlerden biri bu: kendimi bir yardım kuruluşuna adamak. daha kötüsünü görüp belki kendi durumumla karşılaştırma yaparsam en azından karamsarlığımı yenebilirim. hissedip yardım etmenin huzuru belki temizler içimdeki kiri. çok sağol "sethi", çok sağol..

@actionary

daha kötüsü bu işte. bu işi sürdürüp, borçları ödeyemecek hale gelip hapse düşmek. bunu pek aklıma getirmemiştim ya da getirmek istememiş te olabilirim. işte o zaman gerçekten kaybedilmiş yıllar olur benim için. ama olmayacak bu kesinlikle. kalkacağım bu işin altından. ne güzel demişsin "yaşamasını bilene hayatın her anı en güzel yılların bir parçası. yaşamasını bilene ama" diye. belki de yaşamışımdır o yılları. ama bu illet üstüne bir sis perdesi gibi çöküp görünmez eylemiştir..profesyonel yardımı düşünüyorum. en kısa zamanda bağlantılarını kuracağım. teşekkürler..

@orange coffee

merak etme, bu gibi şeyler hiç çözüm olmadı. dedim ya bir şekilde üstesinden geliyorum o haldeyken. ne kötü bir ruh halidir o. yine de teşekkürler tavsiyen için. şifreyi önce zihnime koymalıyım. sigara gibi birşey bu. gerçekten kötü alışkanlık. bazen şunu düşünüp kendi kendime çok gülerim. hani birini övmek için derler ya" içkisi, kumarı, sigarası, karı kız ayağı yoktur". lan bende bunların hepsi kısmen de olsa var:)

o kadar kötü müyüm ben arkadaşlar, siz söyleyin?



şimdi,bu yazının tümünü baştan sona gözden geçirdim de, yazının başındaki karamsarlığın sonlara doğru yavaş yavaş kaybolduğunu farkettim. umarım bu iyiye işarettir. hepinizin yazdıkları üzerinde tek tek düşündüm ve cevap vermeye çalıştım arkadaşlar. iyi ki yazdım buraya. hepinize tekrardan tek tek teşekkür ediyorum. fırsat bulduğumda, hayatımdaki değişiklikleri ara ara yazacağım buraya..


şimdi sıra osmanoglu nda
0
🌸osmanoglu
(09.05.08)
Allah yardımcın olsun, kurtulman dileğiyle.

gelişmelerden haberdar et, ve öneri olarak mesela son maaşından kumara giden bölümü 'osmanoğlu las vegas'ı terk ediyor zirvesi' kapsamında çılgın atmamıza ayırabilirsin:)

not: şakaydı, kızmazsın umarım.
0
alchemistt
(09.05.08)
rica ederim. ufacık, tefecik bir yardımım dokunduysa ne mutlu bana.
en kısa zamanda güzel haberlerini bekliyoruz.
0
punkertifo
(09.05.08)
13 yaşında sigaraya başladım, 26 yaşımda bıraktım, bıraktığım zaman günde 3 paket camel içiyordum. artık gece yattığım zaman sırtım ağrıyordu, akciğerler iflas edecekti neredeyse. hiç bir şeye para harcamazdım, giyime kuşama filan, sigara için para biriktirirdim. nasıl bıraktım?

bir gün evde mangal partisi yaptı annemler, en yakın arkadaşlarım geldi. hepsinin huzurunda; bir daha içersem orospu evladının önde gideni olayım, benimde suratıma şerefsiz diye diye tükürün dedim. sürekli göz önünde o insanlar olduğu için içemedim, çünkü biliyorum ilk balgamı abim yapıştıracak, arkadaşlarım orospu çocuğu diyecek. bırakalı 5 yıl oluyor, keşke daha önce bunu söyleseydim dedim.

bence kimliğinizi açığa vurun, arkadaş ortamınızda, ailenizde, hatta sözlüte. ki sürekli göz altında olduğunuzu bilin. bu baskı bir süre sonra meyvesini verecektir. şu an ben osmanoğlu' na ulaşmak istemem ulaşamam, veya bu başlıkta yazan herhangi bir kişi, ama bir galahad veya alchemistt veya efruz' a ulaşılabilir. kendinizi denetim aldına aldırmanız gerekiyor.

umarım yakın zamanda bu illetten kurtulursunuz.
0
galahad
(09.05.08)
"hani birini övmek için derler ya" içkisi, kumarı, sigarası, karı kız ayağı yoktur". lan bende bunların hepsi kısmen de olsa var:)

o kadar kötü müyüm ben arkadaşlar, siz söyleyin?"

demişsin de bence bu laf zaten geyikten öte bir şey değil. alkolü normal aldığın sürece, hanfendilere takılmanın cılkını çıkarmadığın sürece, normal bir sigara içicisi olarak takıldığın sürece problem yok ama kumar oynarsan bunun gerisi hep geliyor ve batıyorsun. şimdi düşünsem bunların üçü olan ama kumarı olmayan 100 tane arkadaşımı sayabilirim. sen kendini kurtarabilecek bir durumdasın ama biraz daha buna devam edersen yazık olacak. ya abi diyorsun ki bu kadar yılımı kumara harcadım , e kardeşim sen kafadan 20 sene boyunca bir şey olabilmek için üniversiteyi bitirdin, okudun. bu 20 sene heba olmuyor mu? o 20 sene boyunca eğitimine geleceğine yapılan yatırım heba olmuyor mu?

benim aklıma bunun çözümüne yardımcı olmak için yazmak geldi. evet yaz arkadaşım aklına ne geliyorsa ellerin çürüyene kadar yaz. uğraşamam dersen internette bir blog aç oraya yaz. şu ekşi duyuru tayfası da gelir blog'a yazdıklarına yorum yapar. şuraya yazdığının en azından yarısı etkisini yapar içinden çıkar şeyler. hem sonradan belki kitap haline bile getirir bunu pozitif yöne çevirebilirsin. he ama yazdıkça kazandıklarımı hatırlar gene coşarım diyorsan salla gitsin yazmayıver.

madem bu illet yüzünden işinde ilerleyemedin ver kendini işine. kumara bağlı olacağına işine bağlı ol. hem bu şekilde biriken borçlarını da halledebilirsin.

ayrıca ben senin yerinde olsam evdeki bilgisayarı da birine verirdim bir süreliğine. hatta kendimi eve bile kitlettirirdim. ben eşşşek kadar adam oldum hala final zamanları anneme bilgisayarın kablosunu saklattırıyorum ders çalışayım diye hehe.

bir de şu var. hayatının sahibi kim ya da ne? şu anda sen değilsin maalesef. kendini, kendi kontrolünü ele geçirebileceğinden bahisle motive edebilirsin.

ha bu arada feysbukta texas poker'i bırakmamı sağladın teşekkür ederim: ) fark ettim ki yok arkadaş bunun sanalı bile tehlikeli.
0
colg fusion
(09.05.08)
sizi mıknatıs gibi çekip, tüm enerjinizi üzerine çekecek çok kuvvetli bir ilgi alanı lazım.
bu karşı cins olabilir mesela. birine deli gibi aşık olabilirsiniz ya da o size...
ya da bir sanat dalına falan kendinizi adayabilirsiniz.
öyle bir şey olsun ki, kumarın ne kadar gereksiz olduğunu görün.
hem bırakın, hem ders alın.

bedensel bir bağımlılık değil bu (eroin vb..), zihinsel bir şey..
bu yüzden ancak zihinde biter.
hayatınızı başka bir şeyle anlamlandırın.

şu da olabilir:
birkaç hafta mezarlığa gidin. cenaze yıkanan bölüme.
sevdiklerini kaybeden insanların acılarına şahit olun.
cenaze mezarında götürülürken eşlik edin. kalabalık ayrıldıktan sonra oradan ayrılmayın.

sonra kumar başında geçirdiğiniz zamanları düşünün.

böyle yaptıktan sonra kumara devam ederken aklınızda bu sahneler dalgalanır ve kumardan tiksinirsiniz.(diye düşünüyorum)
0
tabudeviren
(09.05.08)
herkes çok güzel şeyler yazmış. bu dayanışma ruhu beni çok mutlu etti. umarım sen de buna duyarsız kalmaz, iradeni demirden avuçlarının içine alırsın osmanoğlu. çünkü görüyorum ki çok güçlüsün. kendine söz geçirmekte bir problemin yok. çünkü sana kimse söz geçiremiyor kendinden başka. sen de bunun gayet farkındasın. eğer başkaları sana söz geçirebiliyor olsaydı abinlerin durumundan ders alırdın, çok sevdiğin o kişiyi kırmaz,dinler, hayatından çıkıp gitmesine izin vermezdin.bu nedenle çok güçlüsün işte. sadece çok iyi bir sebebe ve "aydınlanmaya" ihtiyacın var.

tahminim, uzun zamandır güzel bir tatil bile yapmadın. sırf bilgisayardan uzak olmamak için.
bu nedenle, bilgisayardan, telefondan, bakkaldan bile uzak bir yere tatile git mümkünse. 10 -15 gün kal. döndüğünde binalar üstüne üstüne gelecek, kendini sokağa atmak isteyeceksin, bilgisayarın sesini bile duymak istemeyeceksin.
bana öyle olmuştu.
0
felina
(09.05.08)
geçmiş olsun. ilacın şu abide olabilir: (bkz: kultegin ogel)
0
aligit
(09.05.08)
öncelikle feedback için teşekkür ederim. şimdi o soruları sorarken öncelikle size eziyet peşinde olmadığımı, sadece aradan bir şeyler yakalayıp yakalayamayacağımı görebilmek için sorduğumu belirtmek isterim. benim görebildiğim kadarıyla sizin için hızlı bir şekilde para kazanabilme hevesi daha ön planda. kumar eylemi yerine hızlı para kazandıran başka bir yolu bulsanız kafanız oraya da gider izlenimine vardım. kumarın farkı ise kendinizi bu konuda bilgili görmeniz.

hızlı para kazanabilme konusunda ise diyeceğim, haklısınız birçok kişi alelade meslekler ise düşük kar marjının olduğu işlerle uğraşırken bazı insanlar da kumar oynayarak hemen para kazanabiliyor. ama madalyonun öteki yüzü de var. bir kerede 350.000 dolar kaybeden profesyonelleri görmüşsünüzdür. daha fazlasını kaybeden insanlar da var bilmediğimiz. yani diyeceğim, kumarda her çıkışın bir inişi oluyor. ancak kendi işinizde çok aşırı bir durum olmadığı sürece kendi kariyerinizde böyle düşüşler yaşamazsınız.

peki ama hangi hobiyi kazanırım demişsiniz. bence kumar oynamak istediğinizde bilgisayar oyunu oynayabilirsiniz. emin olun fiziksel bağımlılıkları bile kesebiliyor bilgisayar oyunları. bırakması da nispeten daha kolay, sıkılınca bırakıyorsunuz. ama elbette gidip de poker fln oynamayın, mesela bilgisayarda football manager isimli oyunlarla vakit uçup gider, futbola da ilginiz varmış hem. ya da evinize alacağınız bir konsol ile arkadaşlarınızla beraber biralarınızı içerken futbol oyunlarından oynayabilirsiniz.
0
tom riddle
(09.05.08)
bahsettiginiz kadar agir olmasa da ilkokuldan universiteye kadar birlikte okudugum arkada$im da kumar oynardi. ya$adiklarinizin bir kismini o da ya$adi. dayak ve terapi demi$siniz. dayak pek i$e yaramadi, ciddi manada sinir stres oldugumuz bir anda tekme tokat daldik, i-ih olmadi. terapi gibi cozum onerilerini du$unmedi bile, zorladik ve cok dil doktuk ama istemedi. cozum olur diye ailesine haber verdik zira babasindan cekinen biriydi ama fayda etmedi. parasina, kredi kartina el koyduk ama bankayla goru$up tekrar kart cikartiyordu. hep bi yolunu buldu ve oynadi. parasi bitince ve bizden alamayinca ordan burdan borc aldi, ba$ini belaya sokacak dereceye kadar da geldi. en son care ailesi okudugumuz $ehire yerle$ip onu da yanlarina aldi. biraz toparlar gibi oldu, hayatinin ilk baba dayagini da bu surecte arkada$larinin yaninda yedi. sonrasinda oynamayi birakti. son olaylar onuruna dokundugundandir belki, bilemiyorum.

bence ailenize anlatin, bunun bir bagimlilik oldugunu anlayip size yardimci olmaya cali$acaklardir. ama oncesinde gercekten birakmak isteyin. sizi kumara cekecek $eylerden uzak durun. internette oynuyorsaniz ilk adimi atin, internet baglantinizi kapattirin. birakacaginiz konusunda kendinize inanin derim, gerisi yalan.
0
dengesiz pamuk
(09.05.08)
geçmiş olsun (çünkü bu bir hastalık bence) ve doktor değilim bir doktora başvurun diyerek başlıyorum.

doktor derken psikolog gibi.

kumar bagımlılığı bir davranış bozukluğudur. hem biyolojik, hem sosyal hem de davranışsal ayakları olan bir illettir. bunları da kendini kandırarak, arkadaşlarından destek bularak filan yenebileceğini sanmıyorum, başarırsan helal olsun, çok sevinirim tanımasam etmesem de...

hakkaten yardım al birilerinden, konusunda uzman olan birilerinden. benim internette bir aramayla bulabildiğim ahmet çelikkol isimli bir doktor. başkaları da vardır eminim. umarim kendi yolunu bulursun...
0
zkurmus
(10.05.08)
rica ederim.
insan değil miyiz, sıkıntılarımızın sebepleri farklı olsa da sonuçları birbirine benziyor hep.

bir de eklemede bulunmak isterim:

1. yalnız değilsin,
2. çaresiz değilsin,
3. kendine asla acımamalısın.

bu üçünü bildikten sonra, bir de profesyonel yardım, oooh! şahane bırakırsın o illeti.
0
actionary
(10.05.08)
herkesin cevabını okumadım, herkes elindne geldigince yardımcı olmustur muhakkak ama benim tavsiyem bu tutkunu başka bir tutkuya kanalize ederek yenmen. ben kötü bir alıskanlık kazandıgım zaman farklı bir tutku bularak onu yenebiliyorum. bilmiyorum belki herkes böyledir. herşeyden önce yazdıklarında bunun senin için bir "bağımlılık" yarattıgını ve heyecan verdigi için sürekli devam ettigini (paranın cok da önemli olmadıgını) sezdim. o zaman kendine yeni bir şey bul.. nedir bu? oyun.. bu dediğim şaka gibi gelmesin, bir oyuna bağımlılık kazanırsan başka hiç bir şeyle ilgilenemeyecek duruma gelebiliyorsun. bu da pek iyi bir şey değil ama en azından sana daha fazla zevk verecek, para kaybettirmeyecek ve canını sıkmayacak bir şey. internet üzerinden oynanan oyunları bul, yükle bilgisayarına, arkadaşlarınla ya da internetten tanışacağın kişilerle her akşam belli saatlerde o oyunu oyna. bu oyun bir strateji oyunu olabilir, rpg olabilir, web tabanlı başka herhangi bir şey de olabilir. ekşi duyuruda da oyun şeklinde aratırsan bir sürü başlığa ulaşabilirsin. satın al ya da indir hepsini dene, en beğendiğin oyunla devam et. umuyorumki sana kumardan daha fazla zevk verecek bir oyun bulabilirsin.

belki bu sorununu yakınlarından kimseye anlatmadan bu şekilde de yenebilirsin.
0
nihilanth
(10.05.08)
Sakın dalga geçtiğimi düşünme.Bir önerim daha var.Freud yöntemlerinden birisi. İyileşme sürecinde hipnoz belki yardım edebilir ama nerede nasıl yapılır en iyisi kimdir işe yarar mı fikrim yok.Demin belgesel kanallarından birinde izledim adamı hipnotize ederek zayıflatmışlar.
0
chaud
(11.05.08)
nasılsın osmanoğlu ?
0
chaud
(25.05.08)
sevgili arkadasimiz ( nasil hitap edecegimi bilemedim)
sanirim artik buraya bakmiyorsun ya da bakiyorsundur ve belki kayda deger bir gelisme yoktur bilemiyorum ama olsun belki okursun diye aklima gelen 2 seyi yazmak istedim.
1. bu mevzularda profosyonel bir yardim almak istersen, yasadigin sehri yazarsan sana iyi birini arayalim, hatta tanidik bulup ucrette indirim yollarini da kovalariz.
2. yazdigin ote taraf, allah inancindan yola cikarak bu satirlara curet edecegim. simdi subat tatilinde kibris'a gittim ve hayatimda ilk kez kumar oynadim. o zamana kadar insanlara hep soole derdim ' hic kumar oynamadim, oynarsam da o anlik heyecani yasamak icin servetimi harcayabilirim' bir kere bu duyguyu yasarsam - ki buna bayilacagimi biliyordum- bir daha birakamamaktan korktugum icin hic baslamadim. sonra iste kumarhaneye girince basladi guzide'nin kendisiyle imtihani ama o sirada bu kaygiyi tasimadan ilk kez sirke gitmis cocuk gibi girdim iceri. makinelerin gurultusu isiklar hakket bir sirk gibiydi ortam.. neyse uzatmayalim. sonra arkadasimiz rulet oynuyordu, canli masa degil de kompiterli donen rulet masasinda. koyduk 20 ytl yi yuttu makina verdi krediyi. biz manitimlen oynuyoruz ortak. bi o seciyo rakamlari bi ben. ufff uzattim hikayeyi yine, neyse 2 kez 2li secip tutturdum ve bitmek uzere olan 20 ytl miz 40 ytl oldu ve gozgoze geldik manitcigimlen ve masadan kalktik. koydugumuz 20 ytl mizi cebe atip kalan 20 ytl ile bi kase jeton aldik. ben bi avuc jeton alip kollu makinalara oturdum. baymistim prosedurden ve tam jetonlarimi bitirip kalkicakken koydugumun 5 kati kadar bi sey verdi. kalktim ama. iste sonra rulet masasindaki arkadasimizin yanina gittim o eksi 50 deydi o sirada. kollu makinalardaki hikaye yeniden tekrarlandi ve ben kazandikca kazandim jetonlardan. 2 saat falan gecirmistik ve artik gitmek istiyordum/k. sonra azimle kazandirmayan bi makina bulduk ve jetonlarin hepsini zorla bitirdik.
simdi bu gereksiz animi uzun uzun yazdim. suraya bagliycam. yillarca urkup sonrasinda da kazandigim halde kumarin bana neden heyecan vermedigini sorguladim ve cevabimi buldum. kumarhanenin parasini yememek, iste sihirli kavram buydu. kazanilmamis, ugruna ugrasmadigim, emek harcamadigim bi para bu ve senin durumunda nice insanin acisi var o jetonlarda. yiyemedik abi, yedigimiz tek sey aksam yemegi oldu orda. diyecegim su ki; madem allaha inaniyorsun ve o nedenle hala nefes aliyorsun, o zaman kumardan gelecek parayi nasil kabulleniyorsun? haa senin ondan istedigin parasi degil belki, su an hastasi oldugun sey sana verdigi heyecan. sayet tek cevabin verdigi heyecansa sen de baska adrenalin arttirma yollarini dene. bagimlilik yaratir bu hormon evet, o zaman sen de baska seylerle sagla o heyecani. ne bileyim bungee jumping falan gibi seyler. ( onerimde ciddiyim) son olarak sadece heyecanina vurgunsan, kumardaki para kavramina nasil yaklasiyorsun? kaybettiklerinin bedelini evet sen simdilik bedeli agir da olsa hala odeyebiliyorsun ama ya kazaninca aldiklarin? ben ona kisaca kul hakki diyip mesajimi bitirmek isterim.
anlatmak istediklerimi anlatabildim mi bilmiyorum, yorgunum biraz, umarim kendimi ifade edebilmisimdir.
cok kolay gelsin.
not: 1 no'lu cumlelerimdeki soruyu dikkate alman umidiyle.
pcf
0
pyro clustic flow
(26.05.08)
uzun bir aradan sonra herkese tekrar merhaba,
nerdeyse 3 aydır buraya birşey yazmadım.
daha doğrusu yazmaya yüzüm olmadı. çünkü yazdıktan sonraki 1 ay içerisinde aynı hatayı tekrar yaptım..

geçen ay, nasıl olsa kaybedeceğim birşey yok düşüncesiyle bir bankaya kredi için başvurdum (hali hazırda ödediğim 2 kredi borcu varken). neyse ki olumlu sonuç aldım.
kredi kartlarımın sayısını bire düşürdüm. ve oyun oynadığım sitelerde sağa sola bilerek küfredip, hile yapıyormuş gibi tavırlarda bulunarak ömür boyu yasak yedim.

şimdi gelirimin yarısı kadar kredi ödüyorum, bir sene daha kendimi sıkacam ama içimde bir huzur var. canımın istediği şeyi giyebiliyor, istediğim şeyi yiyebiliyorum çekinmeden. hatta geçenlerde tatile bile gittim. buna rağmen cebimde halen yetecek kadar paranın olması baya garip geldi bana. ya bu kalan para bereketli, ya da ben dünyaları vermişim oraya:)


her neyse, buraya birşeyler yazıp bana yardımcı olmaya çalışan, ya da yazmamış olsa dahi kalbinden benim için iyi şeyler dileyen herkese tekrar teşekkür ediyorum..o günleri tekrar yaşamayacağımdan eminim.

sağlıcakla kalın..
0
🌸osmanoglu
(26.07.08)
arasıra bakıp senden haber var mı diye kontrol ediyordum: ) inan sevindim bunları okuduğuma. böyle devam edersen hiçbir sorun yok. kolay gelsin osmanoğlu: )
0
colg fusion
(07.08.08)
helal olsun, tebrikler gerçekten, inşallah bu iraden devamlı olur.
0
marmara34
(10.08.08)
Su sayfanin ciktisini alip bahis oynamaya ozenen (ama oyle 2-3 liralik iddaa falan degil, buyuk bahislerden bahsediyorum) coluk cocuga okutmak lazim. Gercekten cok etkilendim. Umarim daha iyi haberlerinizi de okuruz bu basliktan.. Ara sira ben de takip edecegim.

Iyiye gidiyor olusunuz ayrica mutlu etti beni. Daha da iyi gunler gelecektir umarim. ;)
0
vita vinum est
(15.08.08)
walla o küçük bahisler de büyüklere yol açıyor.İddiaya her hafta 500er lira yatıran adam biliyorum.Kazanması ancak gelmiş geçmiş kayıplarının birazını kapatıyor.
0
chaud
(25.09.08)
şu konuşulanları aynen alıp bir film senaryosu yapabiliriz..
duyurunun altındaki her lafı tek tek film senaryosu okur gibi okudum. bir ara umutsuzluğa kapıldım yapamayacak mı diye..

ama mutlu sona doğru gidiyor olarak görünüyor o en son yazdığın şeyle.. sen en başta, kafanda bu illetten kurtulmak istediğine kendini inandırdığın için başarılı oldun. sonrasında toplum ve sosyal ortamındaki statün geldi... çevreni kaybetme korkusu...

kimisi riskli de olsa bu illetten kurtulmak için bir çok hamle yapmışsın...
ve başarılı olmuşsun kimi hamlen riskli olsa bile..

etkileyici bir geri dönüş yapıyorsunuz hayata.. tamamen dönene ve o şekilde devam ettirmeyi garanti ettirene kadar mücadeleye devam!
0
vital
(09.12.08)
@Osmanoğlu: Acaba son durumun nedir? Bir profesyonel olarak seni özellikle senle benzer sorunla tecrübesi olan başka birilerine yönlendirebilirim.
0
jesterdvine
(18.11.11)
Nedir son durum ben de merak ediyorum cunku aynı durum bende de mevcut inşallah kurulmuştur
0
Audi2010
(17.06.12)
5 yıl sonra merhaba. soranlar olmuş son durumlar nedir diye. maalesef sizlere iyi haberler veremiyorum. 5 sene önce yazdıklarıma bakıyorum da gülümsüyorum. iyi günlerimmiş benim o günler. 17000 TL borcum var demişim o zamanlar. keşke şimdi o kadar olsa. şimdi hesapladım şu geçen 5 sene içerisinde 90000TL odeme yapmışım. hala da 80000TL borcum var. anlayacağınız borcum 5 kat daha fazlalaşmış. devam ediyor mu? evet!. kaç kere yemin ettim bunun üzerine olmuyor. ilaç bile kullandım olmuyor. en fazla 2 ay dayanabildim.
bakalım sonu nereye varacak? yaş oldu 35 nerdeyse(görüntü 45). bu işlerden kendinizi ve tanıdıklarınızı uzak tutun. sen nasıl bir adammışsın demeyin, kınamayın. sevgiyle kalın.
0
🌸osmanoglu
(11.04.13)
keşke 2008'de söyleseymişiz bunu ama; keşke kumar yerine paraşütle atlama, bungee jumping vb. bir şeylere sarsaymışın. bu gibi heyecanlar kumar heyecanının ötesine geçseydi, kumarı unutabilirmişsin.

ya da yarışma gibi bir şeye, yarı profesyonel go-kart tarzı bir şey mesela.
0
kamera motor
(11.04.13)
bu sabah başladım başından sonuna okudum ama son yazı mutlu sonla bitmedi.
0
mega idea
(11.04.13)
bana yazar mısınız lütfen, çözüm önerilerim var. [email protected]
0
transferans
(21.05.13)
geçmiş olsun.
çözüm, bağımlılıkla çalışan terapist.
0
pinkket
(21.05.13)
hala mı?
0
bana jacob diyolar
(15.04.15)
yazıyı okudum kuponum yattı. bu bi işaret belki de. sıkıntılı bi durum osmanoğlu. geçmiş olsun.
0
oylum
(03.09.15)
hocam bence kesinlikle profesyonel yardim almalisin. artik hastaneye mi yatarsin naparsin bilmiyorum. ama gerekiyorsa oraya kadar yolu var yani.

profesyonel olmadigim halde soyle bir tavsiye verebilirim, (belki kotu bir tavsiyedir ama yine de yazayim) civi civiyi soker misali, yine pek faydasi olmayan, hatta belki zararli olsa da senin durumuna kiyasla daha az zararli olan baska bir ugras bul. benim aklima video oyunlar geliyor. xbox, playstation falan. sevdigin bir kac oyunla basla, vaktini bu kumarla harcayacagina, o oyunlarla harca, bu oyunlardan kumara vakit kalmasin hesabi yani. yasin video oyunlari icin hala musait nasil olsa.
0
efe
(03.09.15)
Allah yardımcın olsun. Sende zaten bahsetmişsin giden yıllar olmasa paranın önemi yok. Herkes hayatta hatalar yapabilir. Son durum ne bilmiyorum ama her zaman sana dua edecem kardeşim.bu yazıyı okuduğum zaman keşke param olsada bütün borçlarını ödesem dedim. Acaba sana yakın bir hayat yaşadığımdan mıdır, yoksa paramın olmayışından mı bilmiyorum. Her daim sana dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Allaha emanet.
0
gafillere nasihatler
(27.06.16)
Kumar bağımlılığı temel dinamikleri açısından diğer bağımlılıklardan örneğin bir kokain bağımlılığından farkı yoktur. Kumar bağımlılığı bir davranış bağımlılığıdır ve bütün bağımlılıklar gibi kumar bağımlılığı da bir beyin hastalığıdır. Arada sırada iddia loto gibi kumar oynayan birinin kumar oynama davranışı ile kumar bağımlılığı birbirinden farklı kavramlardır.
Kumar bağımlılığının ahlak yoksunluğu, kişisel zaaf ile bir ilgisi yoktur. Yukarıda da belirtiğim gibi kumar bağımlısı bireyin beyin kimyasal yapısında dengesiz oluşmuştur.
Kumar bağımlılığının Obsesif Kompulsif Bozukluk ile de ilgisi vardır. Kumar oyunu ile ilgili bilişsel çarpıtmalar ve sanrılar bağımlılığın gelişiminde ve sürdürülmesinde etkilidir.
Tedavisinde bütüncül yaklaşım esas alınmalıdır.
Yardım için bana yazabilirsiniz
[email protected]
0
transferans
(30.10.17)
Hocam bu konularda uzman birisi değilim, yanlış yönlendirmek istemem ama, bir kaç öneri yazayım:

* Siz de yanlışınızın farkındasınız. Bu güzel bir olay.

* Bu tarz alışkanlıkları (kumar, sigara vs.) bırakmak kolay değil. Ama 100 kere deneyip, başaramasanız 101. yi deneyeceksiniz. 101. de bırakacaksınız belki.

* Kumardan daha çok kumara giden yolları engelleyin. Kredi kartlarınızı iptal edin. Sitelerdeki üyeliklerinizi iptal edin. Gerekirse evdeki interneti, telefonunuzdaki interneti bile iptal edin. Kredi kartı almayı tekrar kafaya taktığınızda, birilerinin yanına gidin. Bu düşünceyi kafadan atın veya kendinizi spora verin. Yaşam sitilinizi değiştirmeden, bu işi aşmak zor.

* Başarısız olursanız, daha da hırslanıp yeniden deneyin. "Ben yanlış yapıyorum" dediğiniz müddetçe ümit var. Allah yardımcınız olsun.


.
0
kartallar yuksek ucar
(30.10.17)
ailene söyle, arkadaşlarına da anlat. hiçkimsenin bilmemesi bunu devam ettirmeni kolaylaştırıyo. ama yalan söylemeye meyilli biriysen o da sökmeyebilir.

nerdeyse daha bebeliğimizden beri beraber olduğumuz bir arkadaşım var. lise bitmesine yakın işe mişe girdi eli para görmeye başladığında sardı senin işlere. öğrendiğimde epey azarladım, çünkü öğrendiğimde ödenmesi zor bir meblağ olmamasına rağmen bayağı girmişti. neyse 1 sene falan sırf buna çalışıp ödedi, tam düze çıktı yine başlamış; ama konusunu açınca kıvırıyodu oynamıyorum; bir defasında dövmek sayılmaz ama patakladım hafif. yok yine, nabıyon diyom abi para lazım yine işte mevzuları biliyosun falan diyo. ana bacı karıştırmadan sövdüğüm oldu, yok. ilk başlarda sözüne inanıp birkaç bin lira para vermiştim, borcunu kapatsın da bir daha oynamasın diye, yok yine bir müddet geçti devam, benim parayı falan da unuttum zaten. ilişkimi kesmedim ama uğraşmıyorum baktım olmuyo, sadece laf sokarım arada o kadar. ama bu arkadaşımın zaten bir türlü beceremediği, bir yere bağlayamadığı bir hayatı var, kumardaki amacı köşeyi dönmek, ufak çaplı bir iş kurmak. bir de başında yaşıt olmamıza rağmen "abi"lik edebilcek kimse yok. annesi babası ayrıldıktan sonra evlendiler ve bu çocukla da ilgilenmediler. hani senin hayatın daha farklı ve kumarın/kendini engelleyememenin işlevi sende farklıdır diye diyorum.

velhasılıkelam, bu arkadaşı ümidini kırmak için anlatmadım. yalan söyleyip kıvırcaksan sözler verip tutmucaksan demin yazdığım "kimsenin bilmiyo olması bunu sürdürmeni kolaylaştırıyo" kısmı geçerli değil.
0
dafaisss
(30.10.17)
Kardeşim s.a.
10 Yılı aşkındır kumarın içindeyim geçtiğin süreçlerin içinden geçtim ve hala aynı durumdayım.Seninle konuşmak kumarı bırakma arefesinde bana iyi gelecektir.Umarım uzaklaşmışsındır ve deneyiminden yararlanırım uzaklaşmamışsan da bir şans da bu kardeşinle samimi bir dayanışmayla olsun.İnan ben de bu uzun yılların yıpranmışlığı sıkışmışlığı içerisindeyim gel bi muhabbet edelim.
[email protected]
0
gibigibi1985
(13.12.18)
Değerli dostlar kumardan uzaklaşmak için benzer sıkıntıları yaşayan insanlar olarak, kişisel deneyimlerimizi paylaşmak üzere bir facebook grubu kurdum.Fake hesaplarla da olsa buyrun gelin dertleşelim birbirimizi motive edelim.
www.facebook.com
kumardan kurtulmak için dayanışma isimli
0
gibigibi1985
(07.01.19)
Kardeşim s.a.
10 Yılı aşkındır kumarın içindeyim geçtiğin süreçlerin içinden geçtim ve hala aynı durumdayım.Seninle konuşmak kumarı bırakma arefesinde bana iyi gelecektir.Umarım uzaklaşmışsındır ve deneyiminden yararlanırım uzaklaşmamışsan da bir şans da bu kardeşinle samimi bir dayanışmayla olsun.İnan ben de bu uzun yılların yıpranmışlığı sıkışmışlığı içerisindeyim gel bi muhabbet edelim.
[email protected]

Not:Bu güne kadar mail adresime facebook grubuna yaklaşık 10 arkadaş mesaj attı.İçlerinde sadece bir tanesi gelip hikayesini paylaşıp ben artık kumarı bıraktım dedi ve birlikte sohbet ederek anı defteri gibi yazmaya devam ediyoruz.Kalan arkadaşların 1 kişi hariç tamamı mail adresine mesaj yazıp bir daha ne geri dönüş yapıyor ne de yazdığım mesajlara yanıt veriyor.Herşey bizde başlar bizde biter.Eğer samimiyetsizce bir hap gibi çözüm arayan varsa boşuna hiç kendini yormayıp kumara tam gaz devam etsin.Cebinde beş kuruş kalmayınca gelip bu forumu okumak,mastürbasyon yapmanın bir türü.Tüm patolojik kumarbazlarda şöyle bir fantazi var en büyük acılar kayıplar bende arkadaş gel, gel vatandaş.Samimiyetle benim yardıma ihtiyacım var bırakacağım kumarı,dertleşmek kendimi ifade etmek istiyorum diyen buyursun gelsin.Lütfen kendinizi kandırmayın.
0
gibigibi1985
(24.01.19)
kurmadankurtulmak.blogspot.com

Facebook gönderilerimizi daha rahat okumak için....
0
gibigibi1985
(19.11.19)
Sorununu çok iyi anlıyorum!
Şunu hiç bir zaman unutma hayat boşluklar ile doludur ve o boşluğunu bulduğu an seni affetmez.dalından kopmuş bir yaprak gibi rüzgar seni nereye savurur ise oraya sürüklenirsin.çok fazla yorumları okudum ve yazmak istedim.
Vücüdunun üzerinde taşıdıgın bir kafan var ve düşünebiliyorsun bu illet uyuşturucuda olabilir kumarda olabilir ikisi de aynı benim gözümd3 .hayatında bir şeyi en iyi şekilde anlamanın tek yolu yaşamaktır.sorun yok yaşamışsın bulaşmişsın Fakat şunu düsün buna başlamayı sen sectin nedeni ne olursa olsun .bundan vazgececek olanda sensin herkes herseyi konusur fakat uygulayacak olan sensin .kendine güvenini ve saygını kaybetmişsin.ve bunları yazarken yaşamış birisi olarak yazıyorum.20 yıl kumarın her türlüsünü oynadım yarım milyon liralar kazandım kaybettim.uyusturucuya 20 yaşında başladım 10 yıl esrr iciyirdum bir sigara gibi.fakat kimseden bir yardım almadan hepsini terk ettim .kendini fazla üzme aslan parçası ömur 30 milyar ile kaybedilmez ömür paha biçilmeyecek kadar değerli.kazanma duygusunu at kafandan bu yolda zengin olabilecegin dusuncesini at kafandan .şimdi benim yurt disinda kumarhanem var fakat oynamıyorum .sadece oynatıyorun.keşke hiç kimse oynamasa .kumar kaybettiğinde seni üzecek meblalar ile oynanmaz .keyif olarak başlar sonra hayatında vazgecilmezin olur .ama dedigim gbi kurtulmak senin elinde .ilerde insallah bir kumarhanen olur ve sen oynamıyor olursun işte o zaman kaybettiklerini ve kazandiklarini ozaman daha net anlarsın .omrune omur katacak o kadar aktivige varki kendini onlara yönlendir kaldır kafanı sokaga cık sana mum olacak hersey ile ilgilen .şimdi kendine iyi bak kal saglicakla
0
Soz
(08.06.22)
son cevaplananlarda görünce girdim ama son mesaj 2019?

neyse vakti olmayanlar için özet geçeyim.

arkadaşımız 2008 yılında başladığı kumarda 17.000 lira borç yapmış.

2013 yılında 5 sene içinde 90.000 ödedim ama hala 80.000 borcum var diye güncellemiş.

en son bilgi bu. düzlüğe çıkmıştır umarım.
0
onemoremile
(08.06.22)
(6)

Rapid'inden 3 gb kullandırabilecek olan?

karapolisnas
NBA 2k8 indiriyordum XBOX360 için, lakin 5 günde 25 gb kotamı doldurmuşum sabaha karşı, biliyorsunuz bu linkler de kolaylıkla geçerliliklerini kaybedebiliyorlar. Neyse, oyunun 30 adet linki inemeden dolunca kota, panik oldum sorayım dedim. Siz sözlük kullanıcılarından hayır sahibi biri bana bu 3gb'l
NBA 2k8 indiriyordum XBOX360 için, lakin 5 günde 25 gb kotamı doldurmuşum sabaha karşı, biliyorsunuz bu linkler de kolaylıkla geçerliliklerini kaybedebiliyorlar. Neyse, oyunun 30 adet linki inemeden dolunca kota, panik oldum sorayım dedim. Siz sözlük kullanıcılarından hayır sahibi biri bana bu 3gb'lık bölüm için yardımcı olabilir mi, rapid'ini şimdilik pek kullanmayan biri... Perşembe akşamüstünden itibaren diyetimi ödeyebilir hale gelicem :)
0
karapolisnas
(30.04.08)
tanidigin biri olmadikca kimsenin kalkipta sana rapid hesabini verecegini sanmiyorum. bu kredi karti numarasi istemek gibi bisey olsa gerek.

ayrica 5 gun icinde dosya silinmez merak etme. silinirse soyle bana, ben bulurum.

slm, bye.
0
trimpot
(30.04.08)
herhalde ekşi sözlük yazarı olarak, kendi başlığımın altında tüm komüniteye rezil edilme ihtimalini de göze alarak kimsenin rapid hesabını çalamayı düşünmem. sadece duyuru kullanıcısı olsam yine neyse.

5 gün de diil zaten, ikinci 25 gb hakkımın başlamasına 2 gün falan var ama oyun linklerinin paylaşılması yasak olduğundan tespit edildikleri anda silinebiliyorlar. O 30 dosyayı indiremediğime değil de indirdiğim 30 dosyanın yanmasına üzülürüm, yoksa hadise aynı oyunu başka şekilde tekrar bulabilmekte değil. Bulunur elbet oyun bir şekilde.

Neyse ben akşamüstüne kadar sabredeyim, yoksa riske girmeyip ikinci bir rapid hesabı satın alıcam. Teşekkürler.
0
🌸karapolisnas
(30.04.08)
şöyle olur, biri senin için indirir onları, bi dvdye yazıp sana gönderebilir, ya da elden alırsın. en azından böyle talep edebilirsin rapid bulamazsan

ya da free olarak indirmeye çalış, biraz zahmetli ama beklemekten iyidir
0
efruz
(30.04.08)
O da olur tabi, şöyle ekliyeyim o zaman, bana toplamda 3gb eden 30 adet dosyayı çekip bir dvdye kaydedip adıma ödemeli yollayabilecek yardımsever suserler arıyorum. Teraziye tıklamaktan çekinmeyeceğim.
0
🌸karapolisnas
(30.04.08)
aynı duruma ben de düşmüştüm kimse yardim etmemişti. ben veriyorum sana şimdi.
0
nihilanth
(30.04.08)
bir kullanıcı dileğimi gerçekleştirdi sağolsun, kendisine teşekkür ederim.
0
🌸karapolisnas
(30.04.08)
(5)

kronik caylaklik

katafalk
$imdi bana mi oyle geliyor bilmiyorum ama sozlukte takip ettigim bazi yazarlar var. denk geldiklerim sadece; adamlar caylak olmu$. ama oyle boyle degil arkada$. 1 ay, 5 ay, 8 ay, 1 yil... `kronik caylak` bildigin. neden bu kadar uzun sureli caylaklik cezasi veriliyor yazarlara? yeri geliyor 1 hafta
$imdi bana mi oyle geliyor bilmiyorum ama sozlukte takip ettigim bazi yazarlar var. denk geldiklerim sadece; adamlar caylak olmu$. ama oyle boyle degil arkada$. 1 ay, 5 ay, 8 ay, 1 yil... kronik caylak bildigin. neden bu kadar uzun sureli caylaklik cezasi veriliyor yazarlara? yeri geliyor 1 hafta bile cok uzun gelebilirken, hadi 1 ayi gectim. birkac ay caylaklik da ne ola ki? hele selami'nin caylakligindan bahsetmiyorum bile -ki o kendi tercihiydi sanirim, bilmiyorum- tamam gg de olabilir caylaklik sebebi ama bu kadar agirsa durumu ucurun madem? veya sadece entry'yi silin. normal surede caylaklik da olur. moderatorlerin i$ine kari$mak degil tabi de i$im bana biraz abes geldi. 10 entry girmedikleri icin mi caylakliktan cikamiyorlar diye du$undum ama birkac ki$i buldum oyle, alâkasi yok.

nedir yani? i$in asli astari ne? aydinlatin, i$ik tutun.

ps: bu caylakligin ilk caylaklik olmadigini soylememe gerek yok sanirim ama belirteyim istedim.
0
katafalk
(29.04.08)
"bu kadar agirsa durumu ucurun madem?"

uçunca da "uçuracağınıza 1 yıl falan çaylak edin" deniyor ama.. uçmaktan iyidir sonuçta. uzun süre sözlüğün kapalı olduğu dönemler olduğu düşünüldüğünde.. ayrıca ilk çaylaklık daha kısa sürer. ikinci üçüncü kez oluyorsa daha uzun oluyor genelde.
0
nihilanth
(29.04.08)
@nihilianth; abi benim bahsettigim ilk caylaklik, hani $u ilk 10 entry'yi girdigimiz caylaklik donemiydi.

@want2die; ben de onu diyodum. kusenler falan... kimisi de kuserken entryleri de siliyor. hayir zaten sozlugun "ya $u adam gitmesin, bunu kaybetmeyelim, $una bi$i olmasin." diye bir cabasi oldugunu zannetmiyorum da benim merak ettigim bu kadar uzun sureli caylakligin mantigi nedir. idamdan yirtip muebbet yemek gibi bi$i...
0
🌸katafalk
(29.04.08)
Bazı yazarlar var sözlüğe katkıları gerçekten büyük. Binlerce bilgi ve mantıklı yorum içeren entryleri var. E binlerce bilgi ve yorum içeren entry girip birileriyle papaz olmadan kalmak çok zor. Bu papazlığın ardından da gelsin polemikler, karşılıklı atışmalar vs. Haliyle de bu süreçte karşılıklı olarak format oldukça zorlanıyor. Bu yazar uçarsa, diğer yazarlara ait, kendi entry sayısından kat kat fazla entry anlamını yitirecek hale geliyor. Bunu engellemek, "Ya kardeşim bi akıllı ol, zorla uçurtma kendini" mesajı verilmek isteniyor olabilir. Bunlar hep tahmin tabi.
0
inatci kahraman aga
(29.04.08)
moderasyonun bu konuda uygalıdığı bir ceza sistemi var (diye düşünüyorum). yazarın hatası esaslıysa ama bu esaslı hatadan dolayı uçurulmaya da kıyılamıyorsa bir nevi ders hesabı uzun süre çaylak tutuluyor. ya da bir kere çaylak olduktan sonra tekrar çaylak olma - uçurulma arasında kalınırsa aynı prosedür uygulanıyor.
0
colg fusion
(29.04.08)
aylarca hatta 1 yıl süren çaylaklıklar, tahmin edilebileceği üzere, uçurulmak yerine verilen cezalar oluyor. yani adam aslında uçsa hiçbir moderator bir şey demeyecek de, hani uçmak yerine kendine çeki düzen verir mi acaba, bu son şansı iyi kullanır mı durumu. uzun süreli çaylak olan yazarlar şöyle düşünseler daha iyi bence: aslında uçuruldular, aylarca sözlüğe giremediler, sonra kendilerine son bir şans verildi, hadi 10 entry gir ama bunun son şansın olduğunu bil şeklinde. yani bunu, diğer çaylaklıklardan ayırmak lazım. söylendiği gibi, "keşke uçurulacağına uzun süreli çaylak edileseymiş" deniyor sonra. ediyoruz işte.

selami'nin durumuysa ayrı, adam entry girmiyor. 10 entrysini girse ve keşke çıksa çaylaklıktan diye umut eden bir kişiyim ben şahsen ama inatçı.
0
kimi raikkonen
(30.04.08)
(15)

Evden birini kovmak istediğinizde ne yaparsınız?

VivaLaMuerte
Şimdi sorum şudur:Evinize biri geliyor. Arkadaşınız, yeni tanışmışsınız çok samimi değilsiniz veya tanıyorsunuz ama müsait değilsiniz o an gitmesini istiyorsunuz. bir türlü de git diyemiyorsunuz şimdi ayıp filan olacak diye. bi taraftan adamın yaptığı daha da ayıp! Adam yayıldıkça yayılıyor, saatler
Şimdi sorum şudur:
Evinize biri geliyor. Arkadaşınız, yeni tanışmışsınız çok samimi değilsiniz veya tanıyorsunuz ama müsait değilsiniz o an gitmesini istiyorsunuz. bir türlü de git diyemiyorsunuz şimdi ayıp filan olacak diye. bi taraftan adamın yaptığı daha da ayıp! Adam yayıldıkça yayılıyor, saatler geçiyor, uyku gövdeye bastırıyor ama gideceği yok!

arkadaşlar, ne yaparsınız?? lütfen cevap verin, verin bu durum başıma bir-iki kez geldi, çok fena, içinden çıkmak için bi akıl-fikir lütfen!
0
VivaLaMuerte
(29.04.08)
Git denir. Baska turlu gitmez oyleleri. Bir sure daha birakirsaniz yeni bir ev arkadasiniz olmus olur.
0
entrapmen
(29.04.08)
evde olur olmaz gürültü yapın.

olmazsa dışarı çıkmak zorundayım deyin, telefon geldi falan. ayrı yöne gidin. izinizi kaybettirip 5 dakika sonra geri dönün.

anlamaz/yemez ise "yanlız telefon sevgilimdendi, beraber dönmek zorunda kalabiliriz de eve.." deyin. "kalabiliriz de"deki "de" çok önemli.

burdan sonrasında hâlâ anlamıyorsa başkası ne yapar bilmem ama ben döverek çıkartırım. o kadar basit.
0
lepidodendron
(29.04.08)
dogruca git demeyin, dolayli yoldan soyleyin ilk olarak.
mesela
"ohooo yahu haspam havada iyice karardi haaa" gibi. baktiniz bunu anlamadi zat
"yahu karanlik havalarda guvenli olmuyor, ben olsam daha fazla kararmadan evime giderdim" vs. vs.
hala da anlamiyorsa, "evine git artik" i saka yollu soyleyin derim.
"hadi neyse sohbetimize artik bir dahaki sefere kaldigimiz yerden devam ederiz. ahahaha, di mi yaa" gibi. hala anlamiyorsa, kuruyemisciye gonderin, apartmandan cikar cikmaz cebini arayip," ya ben vazgectim onlardan, neyse ben yatiyorum bir gorusmek uzere" dersiniz olur biter. bu durumda gelip kapiniza dayaniyorsa da polis cagirin derim :S
0
egotm
(29.04.08)
-işin çıkmış gibi yapıp,acele evden çıkmak ve otobüsten 2 durak sonra inmek.
-Ya da temizlik yapıcam yarın ananem,dedem vs ziyarete gelecek yok temizşiğe katılırsa süper olur
-En tutanı kız/erkek arkadaşım veya flörtüm gelecek anlarsın yha yürü koçum/shekerim, trip atmasın ayalarına yatmak.
-Benim bi kere yaptığım ise eğer çok sevmediğim biriyse evde (özellikle evde yani senin hakim olduğun mekanda ) boktan yere kavga çıkartmak hem sinirini atıosun,hem de barıştığınızda fazla gözükmüo.
-En mantıklısı ve işleyeni ,dışarda sohbet edip,kakara kikiri güldükten sonra samimi bi insan olduğunuzu söyleyip yalnızlıktan hoşlandığınızı sen de sık geliyorsun kendime zaman ayıramıyorum depresif oluyorum, biliosun git de diyemiyorum bundan sonra davetle gelsen demek
0
chaud
(29.04.08)
yok yok denedim.. adam geldi gitmek bilmedi. "yarına da çok işim var, biraz uyusam iyiydi" filan dedim, alınmadı. "eee.. bende yatıcam, sen napıcan" dedim, oha di mi? adam sen yat, "ben seni uyutur giderim" dedi. derhal uyudum, adam gitmek bilemdi. sonra uyandım, "arkadaş aradı hemen çıkmam lazım" dedim (zira sabah olmuştu) adam "bende geleyim" dedi!!! yaaaaaaa.. yangın var! diye bağıracaktım!
0
🌸VivaLaMuerte
(29.04.08)
-Dostum amerikalıların çok meşhur bir sözü vardır bilirmisin?
-Nedir abi?
-Fuck you...

denebilir herhalde..
0
halef
(29.04.08)
evden kovulacak kişide ya bir cinsel çıkar, ya bir korumacılık oyunu, ya da bir yoksunluk meselesi (gidecek yeri yoktur/yalnız kalmaktan korkuyordur/yolda peşine düşecek insanlar vardır) yoksa en ufak bir ima da bile aynı gün inatçılığından gitmese de bir daha ya hiç gelmez, ya da geldiğinde gitmek için sabırsızlanır.

ima demişken, onu evde yok sayman yeter. misal televizyonu açıp rastgele kanal değiştir. hatta onu biraz tanıyorsan, sevdiği programı bir-iki dakika izlemesine izin verip sevmediği bi programı açarak -sevmesende- ''bu programı çok severim'' gibi muhabbetler kurabilirsin.

altını çizmek istiyorum; cinsel çıkar dışındaki konular da elini vicdanına koyman daha iyi olur.

edit: nasıl unuturum! (bkz: #6974746)
0
insanimsi
(29.04.08)
Zorda, darda değilse "sevgilim gelecek sevişecez deli gibi, ufaktan yol al" demek işe yarar. En öküz adam bile bu duruma saygı gösterir.
0
kimlanbu
(29.04.08)
oturduğunuz yerde uyuklayın. kafanız falan düşsün. doğruya doğru. direkt "uykum geldi gitde yatayım" mesajı vermiş olursunuz. anlamayacak kadar hıyarsa bilemem.
0
kibritsuyu
(29.04.08)
bu kişiyle aynı cinsiyette misiniz?
0
alpinsamuray
(29.04.08)
bir bulaşıcı hastalık icat ediversenize...
çok kötü olmayan ama sinir bozan...
ya kurdeşen olmuşum deyip hatır hatır kaşınma...
ya da geçen gün köpek sevdiydim, kuduz mudur nedir, iğne mi yaptırsam, korkuyorum da..
ya da, aman tuvaleti dikkatli kullan, çok kötü idrar yolları enfeksiyonu kapmışım, kimden bilinmez, allah vere de daha kötüsü olmasa..
ya da, inşallah havluya yüzünü silmedin, çok kötü uçuk/arpacık/konjüktivit başlangıcım var..

gider de gider, "gachayım" der karşı taraf, siz de rahatça yayılırsınız.
0
cedilla
(29.04.08)
valla, siz fazla yüz vermişsiniz anlaşılan.. daha en baştan, insanlara yüz verirken dikkatli olun derim ben, yoksa tepenize çıkarlar böyle..
0
air guitarist
(29.04.08)
0
nihilanth
(29.04.08)
Çok soru var, derhal cevaplıyorum...
1. karşı cinsten.
2. çok samimiyet yok, daha önceden en fazla 1-2 kez görüşülmüş, tesadüf eseri olaylar rastgeldiği için eve gelmiş kişi...
3. ortak dostumuz var ama bana daha yakın.
yani sevgilim gelece işe yaramaz, ufff üzülsün, kalbi kırılsında istenmez...her şeyden önce ortak bir arkadaş grubu vardır ve bir kez daha bu kişiyle karşılaşmak kaçınılmazdır..
0
🌸VivaLaMuerte
(29.04.08)
bu arada :
@nihilnat
o entry tam buna karşılık gelmemekte, okudum ama bu biraz daha yüzsüz!
0
🌸VivaLaMuerte
(29.04.08)
(5)

işe başlamada deneme süresi

morella
işveren, işe aldığı kişiyi deneme süresi boyunca düşük ücretle çalıştırmak gibi bir hakka karşılıklı bilgilendirme olmadan, otomatik olarak, sahip midir?yani yeni işe giren eleman kendisine başka bir açıklama yapılmadan "ilk iki ayınız deneme süresidir" dendikten sonra bu iki ay süresince üzerinde a
işveren, işe aldığı kişiyi deneme süresi boyunca düşük ücretle çalıştırmak gibi bir hakka karşılıklı bilgilendirme olmadan, otomatik olarak, sahip midir?


yani yeni işe giren eleman kendisine başka bir açıklama yapılmadan "ilk iki ayınız deneme süresidir" dendikten sonra bu iki ay süresince üzerinde anlaşılan maaştan daha düşük ücrete çalıştırılabilir mi? maaş günü eline kuş gibi bir para geçse, "ama böyle konuşmamıştık" dese, "biz size deneme süresi demiştik, bu iş böyledir, bilmeniz gerekirdi" diye bir yanıt alabilir mi?

böyle bir durum varsa deneme süresi ücreti neye göre kime göre belirlenir?
0
morella
(27.04.08)
deneme süresi diye bir şey var. 2 ay maksimum zaten, iki tarafta anlaşırsa 4 aya kadar uzatılabiliyor. deneme süresi deyince keşke siz ne kadar ücret ödeneceğini sorsaydınız.

bir de şu var, deneme süresi boyunca sizin sigorta ödemeniz yapılmış mı? kanunen bunu yapmaları lazım. yapmamışlarsa oradan girebilirsin.
0
nihilanth
(27.04.08)
iş sözleşmesinde bunun yazıyor olması lazım.
0
pispinti
(27.04.08)
Taraflar en başta anlaşarak makul bir deneme süresi belirlerler. Ancak bu süre ... aydan fazla olamaz(bu süreyi unuttum ama iş kanununda yazar). Teammül, deneme süresinin en fazla iki ay olmasıdır.

Bu süre içinde ödenecek ücret de baştan konuşulmalıdır. Normal ücretten az olabilir ama asgari ücretten az olamaz. Teammül, normal ücretin ödenmesidir(özellikle de başta belirtilmediyse ücrette kesinti yapılmaz).

Deneme süresinde sigortanın ödenmemesi diye bir şey sözkonusu değildir. İşe başladığınız anda sigortanız yapılmış olması lazımdır(daha doğrusu mecburidir)

Not: Teammül dediğimiz şey iş kanununda yazmayan ama büyük çoğunluğun uyduğu bir nevi ticari geleneklerdir. Teammüle uymayan bir firmaya ceza yoktur ama pek de hoş karşılanmaz. Herhangi bir olay iş mahkemesine düşerse, hakim takdir hakkını teammüle uymayan firma aleyhine sonuna kadar kullanır(bu da bir teammüldür)burada bahsettiğim teammüller hemen hemen bütün ciddi firmalarca(küçük veya büyük firma olması farketmez) uygulanır. Bu teammüllere uymayan firmalar genellikle ya kötü niyetlidir ya da uyduruk firmalardır. Böyle yerlerde hiç çalışmamak genellikle daha iyidir
0
o midas
(28.04.08)
taraflar belirli bi ücret üzerinden iş akdi yaparlar. akdin ilk 2 ayı deneme süresidir. yani 2 ücret meblağı konuşulacak, ilki deneme süresi için, ikincisi deneme süresi sonrası gibi bişey olamaz. deneme süresinin amacı sadece memnuniyetsizlik durumunda hangi taraf olursa olsun anlaşmayı tazminatsız feshedebilmektir. firma deneme süresinin ilk gününden itibaren çalışanı sigorta yapmak mecburiyetindedir. normal iş kaununda geçen uygulama budur, ben pratikte de farklı olanını görmedim diyebilirim.
0
lucita
(28.04.08)
hepinize verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. sözleşmemde anlaştığımız ücret açıkça belirtilmiş durumda ve sigortam yapıldı. bu durumda sorun yok gibi görünüyor.

ilk kez kurumsal bir işte çalışacağımdan başka birçok şey gibi, deneme süresinin ücretle ilişkisi hakkında hiçbir fikrim yoktu ve bu yüzden bu konuda soru sormamıştım. sonradan internetten biraz bakınınca içime kurt düşmüştü, ama şimdi rahatladım.

ayrıca mesaj yoluyla yardımcı olan villeneuve ve kantelem'e de teşekkürler.

not: sigorta belasının süresinin dolmasına iki gün kala anlaşmalı, kağıt üstünde de değil gerçekten iş bulup son anda sıyırtmam da ayrı bir rekordur kanımca.. herkese kazasız belasız sigortalanma dileklerimle..
0
🌸morella
(28.04.08)
(7)

italyanca mı romence mi ne? romence sanırım ama ne?

nihilanth
"bagami-as poola in gura mea......ce fac turcii astia.......!!!! bravo baieti....ce fac cersetorii p acolo pe strada......fac astia smecheri(cica) la noi!!!!"burda ne demis ne demek istemiş arkadas bilen var mi?
"bagami-as poola in gura mea......ce fac turcii astia.......!!!! bravo baieti....ce fac cersetorii p acolo pe strada......fac astia smecheri(cica) la noi!!!!"

burda ne demis ne demek istemiş arkadas bilen var mi?
0
nihilanth
(26.04.08)
yardımcı olmayacak ama, en azından italyanca olmadığını bilmek bu konuda arastirmamanıza yardımcı olacak diyor ve google translate'e güvenerek italyanca değil diyorum.

cevab veremedi çünkü.
0
schimsonique chaiselongue
(26.04.08)
Bu yazı Romence. İtalyanca ile zaten birbirlerine çok yakın iki dil söz konusu. Kimi kelimeler ortak hatta. Bene(iyi) mesela. Noi(biz)nin de ortak olduğunu buradan öğrenmiş oluyoruz. Orada ne yazdığını anlayacak kadar da romencem yok maalesef :)
0
villeneuve
(26.04.08)
"mea" benim demektir, "ce fac" da yapıyor demek olabilir. turcii malum türkler, bravo da açık. strada italyanca'da yol demek. yok, pek bir şey anlayamadım bundan ben. :(
0
lykos
(26.04.08)
valla ben bi online translation sitesinde çevirttirdim ama şöyle bişey çıktı ortaya:

"bagami - aynı derecede havuz içinde gura mea.... ne fac turkuaz astia...!!!! Bravo küvet..... ne fac cersetorii p ţuradaki pe sokak..... fac astia smecheri cica ) vasıl biz!!!!"

hiçbir şey anlamadım! :-s
nerden buldun, neyle ilgiliydi ki bu yazı?
0
mortanius
(26.04.08)
romence oldugunu anlamistim biraz zaten arkadaslar tercumeyi soruyordum :) ozelden bir arkadas soylemis, "bravo turklere, bu isi cok begendim, bizde de aynisini yapiyorlar" gibi bisey demek istemis. youtube'a koydugum sokak calgicilari videosuna yapilan bir yorumdu bu.
0
🌸nihilanth
(26.04.08)
en başta Romanya'ya küfür var. daha sonra da"türklerin yaptıkları, tebrikler çocuklar, sizin dilencilerinizin yaptıklarını burda en baba adamlar yapıyor" demiş...
0
pispinti
(26.04.08)
hay sikeyim boyle isi.......napiyor bu turkler....!!! aferin cocuklar.... sokaklarda ne isi var bu dilencilerin...... resmen dalga geciyorlar bizimle!!!

gibisinden bir serzenis/isyan gibi geldi bana, tabi yaniliyor da olabilirim. yine de dursun burda.
0
sayisal loto
(18.08.15)
(11)

sinema sinema sinema

chak 666
bir terim soruyorum:hayranı olduğum bir şey var sinemada: uzun çekim diye adlandırdım(kendimce). bu şekilde aradım ama bulamadım. örnek vereyim. (son zamanlardan olsun) kefaret filminde, askerlerin sahilde gemileri beklediği bölümün başında uzun bir çekim var. bu tarz tek parça uzun çekimlerin özel
bir terim soruyorum:

hayranı olduğum bir şey var sinemada: uzun çekim diye adlandırdım(kendimce). bu şekilde aradım ama bulamadım. örnek vereyim. (son zamanlardan olsun) kefaret filminde, askerlerin sahilde gemileri beklediği bölümün başında uzun bir çekim var. bu tarz tek parça uzun çekimlerin özel bir adı, tanımı var mı? var mı böyle birşey?

ve verebileceğiniz sağlam örnekler var mı? "bu iş ilk burada başladı" denilen film nedir mesela?

oldboy da koridorda ki dövüş sahnesi de öyle idi.

yardım sinema dostları...
0
chak 666
(26.04.08)
dediğin şey kesintisiz plan. bilinen öncüsü alfred hitchcock. ama ondan önce muhakkak kesintisiz planlı filmler olmuştur şu an aklımda yok.rope filminden örnek vermek gerekirse 80 dakikalık film 8 dakikalık 10 makara ile çekiliyor. sahneler arasında kesinti yok denecek kadar az. bu sürükleyicilik katıyor. izle bi hoşuna gider zaten.
0
nihilanth
(26.04.08)
orson welles imiş.

"The long tracking shot (one continuous take) "

şeklinde aratınca onu buldum öncü olarak. filmimiz touch of evil. ama sinemada sayısız örneği olmuştur dediğim gibi.
0
nihilanth
(26.04.08)
aradıgınız duragan bir sekans değilse orson welles in touch of evil filminin açılı$ sahnesi çok ulvidir. hem izleyenler için hem de sinema tarihi için.
0
durum serserisi
(26.04.08)
öte yandan bi de "plan sekans" diye bi$i var. bu mu acaba bahsettiğiniz?
0
durum serserisi
(26.04.08)
(bkz: rope)
0
hulleci
(26.04.08)
aklıma geldi. feci haz alıyorum bunlardan diyosanız açın herhangi bi gus van sant filmi izleyin tatmin eder sizi. ama "yok hacii yeaa e$een mına su kaçırıyolar" derseniz orson welles candır.
0
durum serserisi
(26.04.08)
ha bi de neden ayrı ayrı yazdım ben bu cevapları?
0
durum serserisi
(26.04.08)
"Cabiria was the first popular film to use dolly shots, which in fact were originally called "Cabiria movements" by contemporary filmmakers influenced by the film; however, some smaller American and English films prior to 1914 had used the technique prior to Cabiria."
en.wikipedia.org
0
oxibrinth
(26.04.08)
boyle tek cekimlik/kesintisiz bir film bile vardi hatta yakin zamanda cekilen. dur ben bulayim onu...

(bkz: russkiy kovcheg )

ve digerleri:

en.wikipedia.org
0
egotm
(26.04.08)
sinemada bu iki şekilde ifade ediliyor: "film plan sekans / tek plan çekilmiş"...

plan sekans çekilen filmlerin amacı, genelde seyircinin karakterin yaşadıklarına an be an tanık olmasını ve o duyguyu kesintisiz yaşamasını sağlamaktır. filmlerinin tamımını tek plan çekmiyor ama, michael haneke filmlerine bakacak olursanız, belli başlı sahnelerin tek planda çekildiğini görülülebilir. bunu en iyi kullanan bence haneke'dir zaten.

bir de örnek vereyim. türk sineması'nda yakın zamanda -hatta çok yakın bir zamanda- çekilmiş, derviş zaim'in 'nokta' filmi var. filmin tamamını tek planda tuz gölü'nde çekmiş kendisi.

'nokta'yı izlemeni şiddetle tavsiye ediyorum, ama maalesef ben galasını film festivalinde izledim. emin de olamıyorum, türkiye'de vizyona girer mi diye... biraz deneysel sayılır ve bayağı kısa bir uzun metraj çünkü...

bir de şöyle bir anekdot belirteyim.

tamamı tek plan çekilmiş filmlerin tamamı, izlendiği gibi kesintisiz çekilmiyor. böyle bir şeyin imkanı da yok zaten. hem teknolojik olarak, hem de insanların biyolojik bünyeleri olarak.

teknolojik olarak niye mümkün değil, süresini tam hatırlayamadım ama, bu negatife çekilen filmlerin, yani sinemada izlememiz için filme basılmak üzere çekilen filmlerin her birinin belli bir süresi var. kutudan ne kadar film çıkarsa -tahminen en fazla 10 dakikalık- o kadar çekilebiliyor. yani bu süreyi aşmalarının imkanı yok.

film video çekilse bile, bu da demek oluyor ki bir kaset, en fazla 60-90 dakika, her şeyi filmdeki gibi kesintisiz çekmek gerçekten çok yorucu olurdu. zaten sinema bir düzenleme sanatı, tam tersi bir sanat çıkardı ortaya tahminen.

bu yüzden her plan geçişi arasında bazen göz yanılmasına sebep olacak bazı kamera hareketleri yapılır ki, bu seyirciye film kesintisizmiş gibi gelir. aslında böyle değildir bu :)
0
sirrikadem
(26.04.08)
@sirrikadem, yukarida belirttigim russkiy kovcheg tek seferde cekilmis.

"Russian Ark was recorded in uncompressed high definition video using a Sony HDW-F900. The information was not recorded compressed to tape as usual, but uncompressed onto a hard disk which could hold 100 minutes. Four attempts were made to complete the shot; the first three had to be interrupted due to technical faults, but the fourth attempt was completed successfully. "
en.wikipedia.org
0
egotm
(26.04.08)
(8)

sinema ile ilgili bir soru

weeping guitar
bir sinema filminin orijinal kamera kayıtlarının dijital ortamda tekabül ettiği çözünürlük nedir? blu-ray filmlerdeki çözünürlükle karşılaştırabilir misiniz?
bir sinema filminin orijinal kamera kayıtlarının dijital ortamda tekabül ettiği çözünürlük nedir? blu-ray filmlerdeki çözünürlükle karşılaştırabilir misiniz?
0
weeping guitar
(25.04.08)
hd nın 2 katı imis. bende sormustum. 35 mm diye aratınca bulursunuz.
0
bryan fury
(25.04.08)
evet, 35mm dijital olmadığından teknik olarak bir çözünürlükten bahsetmek mümkün değil denmiş, ama 4096x3072'lik bir çözünürlük (~12mp) 35mm'deki görüntüyü ayrıntı kaybı olmadan göstermek için yeterliymiş. (blu-ray, 1920x1080 çözünürlüğe sahip ve ~2mp'e tekabül ediyormuş)
0
🌸weeping guitar
(25.04.08)
sinema filimleri çokça yaygın olarak 35 mm ile çekilir. 35 mm filmin genişliğini ifade eder. 8mm, 16 mm gibi. bu filmler telesine adı verilen bir işlemden geçirilerek dijital ortama aktarılır. bu aktarım standart olarak 2k olur. 4k aktarsanız da sinema projektörleri 2k desteklediği için sinema kopyaları yine 2k olur ama kurgusunu postunu 4k üzerinden yapabilirsiniz. bildiğim kadarı ile bu teknik mesela yüzüklerin efendisinde kullanıldı. 4k telesine edilip, kurgulandı ama neticede türkiye de gösterilen film 2k çözünürlükteydi.

yani işin aslı şudur ki: bunun net bir rakamı yok. teknoloji halen ilerliyor. ama basite indirgenmiş olarak sorunuzun cevabı 35mm çözünürlük olarak 4k ya tekabul ediyor.

bir de 4:4:4 4:2:2 olayları var ki, onlara hiç girmiyim ben.
0
sijwocaq
(26.04.08)
konu dışına çıkacağım biraz ama, çözünürlük farkı değildir önemli olan tek mevzu, dijital kamera ve 35mm görüntüyü farklı aldığı için, en yüksek kaliteli dijital kameralar bile 35mm'in havasını yansıtamaz, üzerine bir sürü efekt, ayar çekmek gerekir.

ki dijital kamera ile kaydedilmiş bir görüntü özellikle ortam karanlık ise kendini hemen belli ediyor.
0
nihilanth
(26.04.08)
orijinal kamera kaydı (4k) : 4096x2160 = 8.84 megapiksel
bizim sinemada gördüğümüz (2k) : 2048x1080 = 2.2 megapiksel
blu-ray : 1920x1080 = 2.07 megapiksel
dvd : 720x576 = 0.41 megapiksel
divx : 640x352 = 0.22 megapiksel (tek cd'lik çoğu film)
vcd : 0.1 megapiksel

tabii bunlar genel kabul görmüş çözünürlükler. kamera kayıtları ise telesine sonrasında kullanılan çözünürlükler. ancak sanırım yavaş yavaş dijital kameralar kullanılmaya başlandı ve bazı sinema salonlarında 4k film izlenebiliyormuş.
0
co2s2
(26.04.08)
@nihilanth, aslında asıl merak ettiğim şey ilm (industrial light&magic) gibi şirketlerin özel efekt aşamasında nasıl bir çözünürlükte çalıştıkları idi.
0
🌸weeping guitar
(26.04.08)
özel efekt aşamasında 2k ile çalışılıyordu. final output 2k olduğu için. ama son zamanlarda bu konuda da gelişmeler oldu. daha önceki mesajımda da belirttiğim gibi yüzüklerinin efendisinin 4k kurgulanıp, postunda da 4k çalışıldığını biliyorum.
0
sijwocaq
(26.04.08)
peki acaba türkiye'de 4k gösterim yapan sinema salonu var mı? varsa hangileri?
0
🌸weeping guitar
(26.04.08)
(3)

ssorum olacak

submariner
http://www.youtube.com/watch?v=t5S1Zvv-c9A filmdeki küçük kız sinned them yoksa send them mi diyor kulaklarım ağır iştiği için anlamadım
www.youtube.com filmdeki küçük kız sinned them yoksa send them mi diyor kulaklarım ağır iştiği için anlamadım
0
submariner
(21.04.08)
bu hangi filmden böyle merak ettim. dediğini anlayamadım ben de maalesef.
0
nihilanth
(21.04.08)
cathy's curse bu kızın yıllar önce araba kazasında ölen halası tesadüfe bak aynı yaştalar kızın bedenine giriyor kızın babası hariç herkese kötü bir şeyler yapıyor

www.youtube.com bunu gibi
0
🌸submariner
(21.04.08)
dolaylı olarak çağrıştırdığı mevzu için, charles napier başlığına bakın sözlükte.

kelime oyunlarına meraklı iseniz, hoşuna gidebilir.
0
cedilla
(21.04.08)
(2)

bir demet gülü yarın akşama kadar nasıl korurum?

nihilanth
suda bekletirsem çok fazla açıp dökülür mü? buzdolabına mı koymalıyım yoksa öyle susuz bir şekilde dursun mu kenarda?
suda bekletirsem çok fazla açıp dökülür mü? buzdolabına mı koymalıyım yoksa öyle susuz bir şekilde dursun mu kenarda?
0
nihilanth
(18.04.08)
buz koy. hatta yok yok buzdolabina koy. cicekciler cicekleri buzdolabinda sakliyorlar zaten. soguk hava metabolizmayi yavaslatir. yarin aksama kadar olan sure kisa bir sure, iyi sonuc elde edersin.
0
safepassage
(18.04.08)
buz dolabı içine etti gülün arkadaşlar :(
0
🌸nihilanth
(26.04.08)
(6)

ESTETiK dersi sinavim var yarin. acil 2 sorum var.. felsefecileri boyle alalim

la traviata
bu iki soru, sinavda cikmasi olasi sorulardan. ozellikle estetik dersi almis veya o olmasa bile felsefe egitimi almis insanlardan yardim istiyorum. yarin(cuma) saat 1,5ta sinavim.1- Sanat eleştirileri aslinda zirva midir? (bu soru "form" kavrami cercevesinde de cevaplanabilir)2- bir sanat eserini ar
bu iki soru, sinavda cikmasi olasi sorulardan. ozellikle estetik dersi almis veya o olmasa bile felsefe egitimi almis insanlardan yardim istiyorum. yarin(cuma) saat 1,5ta sinavim.

1- Sanat eleştirileri aslinda zirva midir? (bu soru "form" kavrami cercevesinde de cevaplanabilir)

2- bir sanat eserini arkadasinizla inceliyorsunuz. siz cok begendiniz. ama arkadasiniz "bu ne be, hicbiseye benzemiyo, guzel degil" dedi. onu bu eserin guzel oldugu konusunda nasil ikna edebilirsiniz (not: guzellik gorecelidir diyerek sorudan kacmak yok. bir de, bu bir resim de olabilir, bir heykel de, bir senfoni de..)


geyige cok karsi olmamakla birlikte normalde, sadece bu soru icin cok ciddi cevaplar arzusundayim. 4 sinavim var yarin kafayi yicem zaten. tesekkurler

--------
-------------------EDIT-------------------------

tum cevaplar icin tesekkurler. lakin soyle fantastik bir sey oldu ki,
hoca geldi ve tek soru soruyorum arkadslar dedi

soru : "benim yerimde olsaydiniz hangi soruyu sorardiniz ve neden?"

: ))
0
la traviata
(17.04.08)
2. soru, geyik cevap: arkadaşım beğenmemesini eser hakkındaki bilgisizliğine yorarak, bıkmadan usanmadan eserin özelliklerinden bahsederim.
0
insanimsi
(17.04.08)
2. Bir kere çokyönlü olamıyorsa kendi kaybeder ama onun bu anlayışsız tarafını yüzüne vurursak daha da kötü olabilir, o yüzden hep iyi yönleriyle bir şekilde beğendiğim tarafları dikte etmeye çalışırım
0
ermanen
(18.04.08)
iki soruya karışık bir şekilde ben şu şekilde cevap verirdim. Bir sanat eserinin değeri bir bakışta ve tek bir örnekte anlaşılamaz. Bu her şey için geçerlidir. bir sanatçının tek bir resmine bakarak onun hakkında fikir sahibi olmamız mümkün değildir eğer başka eserleri de varsa.

Ayrıca eserin konusuyla birlikte yapılma zamanı, yapıldıgı yer de onun degeri için önemli unsurlardandır. Kısaca o eser hakkında bizim henüz keşfedemediğimiz ve anlamını bilmedigimiz şeyler olabilir. Bu da sanat eleştirilerini okuyarak ya da dönemin sanat anlayışına göz atarak öğrenilebilir. Sanat için sanat, toplum için sanat olayı. Sanat için ise yine o sanat dalını iyi bilmeden eserin güzelligini derecelendirmek bize düşmez derim.

Sanat eserine gelince, bunun tanımı da kişiden kişiye göre değişmekle birlikte, insan elinden çıkma ve ikinci, üçüncü kişilerin duygularını harekete geçiren, bir anlam ifade eden her şey sanat eseridir bana göre. Bir heykel düşünecek olursak, bir insan birebir boyutlarda oluşmuş heykellerden hoşlanıyordur, diğer insan devasa boyutlarda, diğeri de minyatür heykellerden. Biri çamurdan yapılmışını, diğeri metalden yapılmışını seyretmeyi seviyordur. Bu görecelik kavramından ziyade eserin vermek istedigi mana anlaşılmıyor ise o zaman "okumaya" ihtiyaç vardır derim.

İki soru da birbiriyle bağlantılı zaten, sanat eleştirilerinin gerekliligi üzerine.
0
nihilanth
(18.04.08)
mevzu biraz alengirli. aslında mevzuyu alengirli kılan dönemlere göre yapılan değerlendirmeler mi, yoksa genel geçer yargılar mı tartışılır. geçilen süreçlere göre değişen sanat anlayışı ve süregelen tartışmalarla birlikte bu mevzuda kesin bi yargı oluşturmak zor. bir eserin veya eser demiyelim, bi uğraşı sounucu ortaya çıkan bir şeyi sanat eseri olarak değerlendirmek kimsenin tekelinde değil. böyle bi kurum, kuruluş yok ki "evet evet, bu çok kral bi sanat eseridir" desin. kaldı ki bunu diyecekse, görece nedir? modern sanat anlayışına göre bi eserin maddi bi değeri olması gerekir, yani bi kapital oluşturması gerekir, modern sanat, modern topluma yani tüketim toplumuna(toplum mu sanat mı mevzusuna şimdi girmiyrm) hitap ediyor dolayısıyla bunlar çirkin, kötü vs. deniyor. tabi kimileri buna katılmasa da böyle bi tartışma var. bu anlamda sanat eleştirilerine "zırva" demek biraz güdük kalıyor. neye göre zırva, eserin para etmesine göre mi, yoksa bi hikayesi olduğuna mı? neyse bu mevzu alengirli dediğim gibi.

aslında @nihilanth'n dediği gibi 2. soru da birinciden çok da bağımsız değil. biri beğenmeyebilir bi eseri ve sen ona eserin güzelliği konusunda ikna etmek istiyorsun çok sağlam kozların olsa bile bu, anlayışa göre değişiyor işte. eserin anlattığı hikayeden, sorunlardan veya her ne haltsa bahsetmek güdük kalabiliyor. toplumcu gözle bakarsan ve sanatı o şekilde algılarsan, bi sorunu, evrensel bi problemi dillendiren bi eser sana çok güzel gelebilir.peki sanatçının dünya, evren, savaşlar vs. sikinde değilse ve hiç bunlara bi gönderme yapmıyosa onunki değersiz mi oluyor? yada değerden kasıt ne? kapital oluşturması mı? hayır, bu adamların(sanatçılar) bu işi çoğu zaman bi diğerinden üstün olmak, daha fazla beğeni kazanmak, takdir edilmek için yaptıkları da rivayetler arasında.

yine dediğim gibi, beğenilmeyen bi eseri, birine "güzel" olarak anlatmak zor. şu var tabi, özgün olması çok mühim.bi sanatçı ortaya bi eser çıkarıyor ve çok özgün, ayrıca bi hikayesi var, devrine göre çok ileride, avangard falan feşmekan, o zaman o eser için yüksek ölçüde bi sanat eseri denebiliyor.

önemli olan eseri döneme göre değerlendirmek ve eleştiriyi ordan getirmek, tabi modernleşmeyle birlikte sanat-kapitalizm ilişkisini de göz ardı etmemek lazım.
0
crayze horse
(18.04.08)
bir yapitin (heykel, tablo v.s) sanat eseri olup olmamasi, ona bakan kiside uyandirdigi duygulara baglidir. bir eseri begenmek demek, o eserde kendinden bir sey bulmak, onunla (ve dolayli olarak sanatçı ile,sanatçının duyguları ile) empati kurmak(einfuhlung) demektir. Demek istediğim, bir şey, insanlar o eseri beğendiği sürece sanat eseri olacaktir, kendiliğinde bir sanat eseri olma durumu yok. Yani bir yapıt kesinlikle sanat eseridir diye bir şey yok. Picasso'nun bir tablosu sana göre sanat eseridir, bana göre saçma sapan bir şeydir. Ben onu beğendiğim sürece bir sanat eseridir. Fare pisliği de bende gerekli duygulanmayi yaratabilirse, benim için sanat eseri kivamina gelebilir. (Tabi bu durumda nasil bir empati geliştirdiğimi, kendimde fare pisliğinden neler bulduğumu soracaklardir lakin felsefenin estetik dalı çerçevesinde konuşuyorsak bu böyle)

Bir de kişide estetik duygusu doğuştan gelmez, eğitimle geliştirilebilir bir duygudur bu. Bu nedenle değerli eserlere, ya da çoğunluk tarafından beğenilen büyük yapıtlara bu gibi bok atma durumlarının olması hoş olmayan bir şeydir, kişilere gerekli eğitim verilerek o kişilerdeki güzellik anlayışı geliştirilmelidir ki önemli yapıtlar hak ettiği değeri bulsun. Arkadaşına bir eseri beğendirmek istiyorsan, o eserde kendisinden bir şeyler bulmasını, empati kurmasını sağlamalısın. Bu da yukarıda bahsedildiği üzere, arkadaşının ilgisini çekecek hikayeler, kendisiyle ilgili bağlantılar anlatılarak mümkün olabilir.
0
no christ requiress
(18.04.08)
Sanat ve felsefe hakkında herhangi bir eğitimim olmadığını baştan belirteyim. Söyleyeceklerim 'sokaktaki sıradan insan'ın yorumları olacağından estetik dersinizin sorularına makul cevaplar olmayacaktır muhtemelen.

2. soru, 'neye göre kime göre' probleminin çözümü, zaten estetiğin tarifinde yatıyor fikrimce. Estetik olarak kabul ettiğimiz bir nesne veya bir eser, mutlaka başka bir şeye gönderme yapmakta, kısacası bir şeyleri temsil etmektedir. O halde, estetik ürünün bizde yarattığı duygunun sebebi, gerçek olarak addettiğimiz kavramlardaki bazı mantık ilişkilerini onun temsili (estetik ürün) üzerinden yakalayabilmekle alakalı olmalı.

O halde, bir şeyin estetik olup olmadığı hakkında tartışma varsa, estetik bulan taraf diğer tarafı ikna etmek için estetik nesnede gördüğü mantık ilişkilerini/benzeşimleri ortaya koymalıdır. Bu durumda karşı tarafın tepkisine göre iki ihtimal ortaya çıkıyor.
1. karşı taraf bu benzeşimleri yakalayamadığı için nesneyi estetik görmemiştir.
2. karşı tarafın estetik değerlendirmesine göre sizin estetik bulduğunuz şey aslında kitsch'tir. Yakaladığınız mantık ilişkileri, daha farklı bir noktadan bakıldığında aslında zayıf kalmaktadır. Bu durumda, roller değişir ve ikna etmesi gereken taraf, nesneyi kitsch olarak tanımlayan kişi olur.

şurada fikrimi daha açık ifade etmiştim:
(bkz: estetik/@vulpius)

umarım vaktinizi boş yere almamışımdır. sınavlarınızda kolaylıklar dilerim.
0
vulpius
(18.04.08)
(5)

şirket adı ve logo tescili?

sirrikadem
bir şirket adını ve hazırladığım logoyu tescilletmek istiyorum ki, daha sonra başkası kullanmasın. ne yapmam gerekiyor? pahalıya patlar mı?bir de mesela bir film şirketi için tescilledim diyelim bir ismi. atıyorum "kapıkolu" diye tescillettiysem, herhangi biri o adı bir market adında veya giyim mark
bir şirket adını ve hazırladığım logoyu tescilletmek istiyorum ki, daha sonra başkası kullanmasın. ne yapmam gerekiyor? pahalıya patlar mı?

bir de mesela bir film şirketi için tescilledim diyelim bir ismi. atıyorum "kapıkolu" diye tescillettiysem, herhangi biri o adı bir market adında veya giyim markası olarak kullanabiliyor, değil mi?
0
sirrikadem
(16.04.08)
www.tasdix.com bu siteye bir bak derim. Dedine ne kadar derman olur bilemem, ama bakmaya değer.

Ancak şirket adının tescili ticaret sicil kaydı ile mümkün gibi geliyor. Çünkü devlet kurulmuş olan bir şirketi "gerçek" kabul ediyor. İleride kurulacak olan ve ismi alınmış olanı değil. Çünkü şirket ismi sanat eseri değildir.

Lakin, Logo için yukarıdaki site belki işe yaraya bilir. Sonuçta logo bir sanat eseri olarak kabul edilebilir.
0
balikci filozof
(16.04.08)
2. sorun için evet. msn messenger giyim var mesela :) aynı şekilde windows dürüm evi yapabilirsin sen de.
0
nihilanth
(16.04.08)
www.turkpatent.gov.tr

budur...
yannız kralları karmaşıktır
markanı hangi alanlarda tescil edeceğine doğru karar vermek zorundasın
yoksam aynı ismi başkası da tescil edebilir senin tescil etmediğin bir alanda ve pişti olabilirsin...

ikinci sorunda ise...
eğer sen ikisini birden tescil edersen kimse kullanamaz o ismi senin sınırlandırmana bağlı... ama her eklenen madde ayrıca bir maliyet olur..

giyim markasının bile binbir tane sınıflandırması war,
dokuma kumaş a tescil edildi ise
başkası gidip triko bir ürün için ayrıca kendine tescil edebilir...
ilk alan kişinin akıllı olması gerek yani.. tabi bide maliyeti karşılayabilmesi...

ama hiç tescilsizliktense
ucuzundan bir tescil her zaman daha önemlidir haliyle

ama logonu buradan tescil ettireceksin
bu işi yapan aracı ajans firmalarda war ama onu bilgisi de bende yok...
0
brendon
(16.04.08)
anladığım kadarıyla(ki yanlış olabilir) süreç şöyle:

1- önce, ismin daha önce tescil edilip edilmediğine bakıyoruz.
online.tpe.gov.tr marka>araştırma

2- www.turkpatent.gov.tr adresindeki form dolduruluyor.

3- 6 adet 7x7 cm boyutlarında logo. (1 tanesi başvuru formuna yapıştırılacak)

4- marka sahibinin gerçek ya da tüzel kişi oluşuna göre, nüfus cüzdanı fotokopisi, vergi levhası fotokopisi, kuruluş gazetesi fotokopisi.

5- www.tpe.gov.tr adresinden anladığım kadarıyla 115 ytl başvuru ücretinin yatırıldığını gösteren dekont.

6- tüm bunlarla türk patent enstitüsüne başvuruluyor.

7- "Marka başvurusu yapıldıktan sonra, Türk Patent Enstitüsü tarafından başvuru evraklarının doğruluğu (şekli inceleme) ve markanın herhangi bir benzerinin olup olmadığı incelenir. Bu inceleme yaklaşık 6-8 ay sürmekte olup, sonucunda daha önce tescil için başvurusu yapılmış ve aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer herhangi bir markaya rastlanılmadığı takdirde Türk Patent Enstitüsü’nün yayınlamakta olduğu Resmi Markalar Bülteni’nde 3 ay süre ile 3. şahısların itirazına açık olmak üzere ilanına karar verilir.

3 Aylık ilan sürecinde herhangi bir itiraz gelmediği takdirde Türk Patent Enstitüsü markanızın tesciline karar vererek, 2 ay içerisinde Marka Tescil Belgesi Düzenleme Ücreti’nin yatırılmasını talep eder. Marka Tescil Belgesi Düzenleme Ücreti 10 yıllık koruma bedeli olup, her 10 yılda bir ücret yatırılarak tescilin yenilenmesi gerekmektedir.

Marka Tescil işlemleri, yaklaşık 10-12 ayda tamamlanmaktadır."

8- marka tescil edilirse marka tescil belgesi düzenleme ücreti 460 YTL yatırılıyor.

www.ankaramarka.com
www.ilkepatent.com
www.ankaramarka.com
0
midesiz
(16.04.08)
ben de yapıyorum. dilersen yardımcı olabilirim.
bi üstte yazanlar hemen hemen doğru ancak,
kişisel başvurularda hataların olabileceğini düşünerek tpe vekil firmalarla
çalışmayı öneriyor.
film şirketi için tescillersen bir sınıflı markada şu sektörlerde sadece siz kullanırsınız:
Eğitim ve öğretim hizmetleri.
Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.
Spor, kültür ve eğlence hizmetleri.
Dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama hizmetleri.
Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri.
Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri.
Fotoğrafçılık hizmetleri.
Tercüme hizmetleri.
0
vadidekikaktus
(17.04.08)
(16)

İzmir'de Otobus ve Cep Telefono İlişkisi

balikci filozof
İzmir'i bilmeyenlere kısa bilgi. Yaklaşık 4-5 senedir, "otomatik vites" tabir edilen ESOT otobüslerinde, elektronik aksamı özellikle de frenleri bozduğu gerekçesi ile, cep telefonu kullanımı otobüslerde yasaktır. Bir kaç ay öncesien kadar, "sorumlu" (ama çoğu kez gıcık) vatandaş olarak, cep telefonu
İzmir'i bilmeyenlere kısa bilgi. Yaklaşık 4-5 senedir, "otomatik vites" tabir edilen ESOT otobüslerinde, elektronik aksamı özellikle de frenleri bozduğu gerekçesi ile, cep telefonu kullanımı otobüslerde yasaktır.

Bir kaç ay öncesien kadar, "sorumlu" (ama çoğu kez gıcık) vatandaş olarak, cep telefonu açanlara kükrüyordum.

Lakin, cep telefonlarının bu tür otobüslerdeki kullanımı ile ilgili ESHOT'a mail atmıştım. Gelen cevapta, üretici firmanın cep telefonu ile elektronik akasamların bozulduğuna dair net bir bilgi vermediklerini, söylediler.

Şimdi gerek Ankara'da gerekse İstanbul'da otomatik vites otobüsler var ancak İzmir'deki gibi "kullanmayın" uyarısı yoktur.

u konuda bilgisi olan arkadaşlar, şu cep telefonu ve otomatik vites arasında iddia edilen "tehlikeli" ilişkiyi açıklara sevinirim.
0
balikci filozof
(16.04.08)
istanbul'da olmayan şeyi izmir'de uyguluyorlar. bence bırak isteyen istediği gibi konuşsun. hiç bir şey olmaz otobüse. ki zaten telefonunu kimse kapatmıyor da.
0
nihilanth
(16.04.08)
izmir halkı ve eshot şoförleri bu konuda niyeyse çok hassas.denk gelmişsinizdir otobüslerde bi ara gazete küpürleri bile asılıydı "açık cep telefonu kaza yaptırdı" fln diye.ayrıca frenler ve cep telefonu ilşikisinin tamamen bir şehir efsanesi olduğuna dair bir çok açıklama var..şahsen ben otobüste ciyak ciyak "aa kapasana kardişim telefonu,kaza yeptirceksinn" diye bağıranlara kafa atmak istiyorum.ayrıca sözlükte şöle bişey var (bkz: abs ve cep telefonu)
0
nerdeyim ben
(16.04.08)
valla bildiğim kadarıyla otobüslerdeki fren sistemlerinin cep telefonu sinyallerinden küçük de olsa etkilenme riski varmış. tabi koca otobüste bir kişi telefonla konuşsa bu mevzu o denli etkili olmuyormuş keza zaten bir kişinin sinyali de o sistemi ciddi anlamda etkileyecek ölçüde etkili değilmiş fakat tüm otobüs aynı anda cep telefonuyla konuşursa cihaz(otobüs)içinde oluşacak muhtemel sinyalin şiddeti fren sistemini bariz bi şekilde etkileyip kontrolden çıkmasına neden olabiliyormuş. tabi, şimdi çıkıp da "10 kişiden fazla kişinin konuşması yasaktır" diyemezsin. işbu sebepten tümden yasaklamışlar ne olur ne olmaz diye. kaldı ki şöyle bi durum da söz konusu; adamlar sıfır otobüsü satıyorlar sonrasını iplemiyorlar, elektronik aksamda bi arıza olduğunda onu bizim elekronik teknisyenleri kontrolsüzce, kendi yaklaşımlarıyla hallediyorlarmış. tabi bu müdahaleden sonra elektronik sistem, manyetik bi etkiye maruz kaldığında eskisine nazaran daha çabuk etkileniyorlamış. e şimdi adam bunu bildiği için(önceki tecrübelerinden) diyo ki sen yasakla kardeşim, ne olur ne olmaz.

haa, izmir'de (pek çok kişi aldırış etmese de) komple yasak. o da herhalde izmirlilerin kurallara az-çok riayet eden, örnek vatandaş modeline biraz daha yakın olduğundan mıdır nedir artık bilmiyorum, "biz yasaklayalım da n'olur ne olmaz" mevzusundan mı ileri gelir tartılışılır.
0
crayze horse
(16.04.08)
valla yıllardır açık tutarım telefonu otobüste bir şey olmadı bugüne kadar. bir sorun olacağını zannetmiyorum yalnız güne giden teyzelere dikkat etmek lazım çok laf sokuyorlar.
0
zeox
(16.04.08)
bununla ilgili anlatılan hikayelerden biri de şudur. mercedes e mail atılır. durum anlatılır. mercedes de bizim otobüslerimize bir şey olmaz böyle bir şeyin aslı astarı yoktur der. mail eshot a gönderilir. eshot şu şekilde cevap verir: yasak olmasının asıl sebebi yolcuların rahatsız olmaması.
0
sijwocaq
(16.04.08)
sadece klimalı otobüslerde telefona yasak koyuyorlar diye gördüm ben. yoksa bütün belediye otobüsleri zaten otomatik şanzuman, elektronikle alakası yok onun da
0
tom riddle
(16.04.08)
şehir dışı otobüslerdede ön koltuk haricinde cep telefonu kullanılıyor.fakat ne hikmetse adamlar açtırmıyor telefonları fln.hem o kadar hassas bişey olsa maavin ve şöfer de telefonlarını kapatırdı.lakin biliyosunuz artık çifter çifter kullanılıyo cep telefonları.
0
omer460
(16.04.08)
eger etkileniyor olsaydi otobusun yanindan gectigi telefonla konusan kisilerden yada baz istyasyonlardan da etkilenmesi gerekirdi.
0
jupiterianvibe
(16.04.08)
mercedes-benz fabrikasında çalışan bir arkadaş merak edip sormuştum konuyu otobüslerdeki uyarının sadece insanların konuşmadan rahatsız olmaması için konduğunu söylemişti yani herhangi bir abs etkilenme vs. durumu yok zaten türkiye dışına üretilen otobüslere de herhangi bir uyarı , sticker konmuyormuş.
0
delidir yakalayin
(16.04.08)
ben izmir' de yaşamıyorum, ancak ben kapatacağım zaman muavin ve şoförün de kapatmasını talep ediyorum, aksi durumda kapatamayacağımı savunuyorum. şöför ve muavininde cep telefonu açık ise, bu sefer yolcular şöför ve muavine kükrüyor ve gergin bir havada yolculuk sürüyor.

ha zararı var mı? yok.
0
galahad
(16.04.08)
ya arkadaşım,
sen toplu taşıma yapılan bir araçta türkiye gibi bir ülkede cep telefonuyla serbest konuşma yaptırırsan ne olur bilmiyor musun? otobüste 100 kişinin de aynı anda cep telefonuyla konuştuğunu bir düşün istersen. sürekli çalan cep telefonlarını saymıyorum bile ki melodileri lambada'dan tut "açsana kardeşim"den bebek ağlamasına(!) kadar değişen ve arabesk şarkılar bile konan bir ülkedeyiz. şahsen ben otobüste, minibüste, uçakta başkasının konuşmalarını zorla dinlemek istemiyorum. zaten ben de illa açmam gerekmiyorsa kapatıyorum ki özel hayatımı tanımadığım insanlara afişe etmeyeyim. ortalama telefon görüşmelerinin iş içinse 20 dakika falan sürdüğünü de hatırlarsanız olayın vehameti ortadadır. iyi ki yasaklar var.
0
ozdek
(16.04.08)
ya ayrıca istanbul'da uyarı olmadığını nerden biliyorsun? bütün yeşil otobüslerde eşek kadar cep telefonu simgesi ve üstünde bir çizgi mevcut. bunun anlamı nedir sence? ayrıca izmirli teyzelerin bir tersliği yok istanbulda amcalar da bağırıyor hatta kavga falan ediyorsun.
0
ozdek
(16.04.08)
otobüse binen yaşlı amcaların,teyzelerin kalp pilleri var bunlar etkilenmesin diye kapatıyoruz. istanbuldaki yasak afişlerinin altında türk kalp vakfı yazar.
0
sourlemonade
(16.04.08)
kapatmakta yarar vardir, uc dort sene kadar once karsiyaka-buca seferinin son otobusune binmistim ki otobus duraktan bir turlu kalkamayip stop etmeye basladi.sofor cep telefonlari kapatilmazsa bu otobus gitmez, bi daha stop ederse ben de gitmem deyince bir suru lavuk cep telefonlarini kapatmisti... sonra da pasa pasa gittik yolumuza. yine cep telefonundan kaynaklandigi rivayet edilir ki koruklulerinden bir otobus yanmisti ikicesmelikte...
0
ayi terbiyecisi
(16.04.08)
ben de bir kere denk geldim; mercedes marka olan otobüslerden biri durakta durduktan sonra kalkerken iki üç kere stop etti. sonra söför ikaz etti cep telefonlarınızı kapatın diye, sonra normal devam etmiştik. belki cep telefonuyla ilgisi yoktur ama ben ona bağlamıştım bilemiyorum. hem izmir de ki bazı otobüslerde yok o stickerlardan. konuşulabiliyor yani.
0
metox
(16.04.08)
kutsal bilgi kaynagindaki ba$likta bu konuyu tarti$mak daha saglikli:

(bkz: cep telefonuyla konusulan otobus kitlenir efsanesi)
0
arcano
(16.04.08)
(15)

Cep telefonu ve Uçak ilişkisi

merope
Pazar gecesi istanbul - izmir uçusunda hostesler panik içinde birinin cep telefonu açık lütfen herkes kontrol etsin kiminse, kapatsın seklinde 5 dk koşturduktan ve bizler altımıza işiyecek kıvama geldikten sonra sorma ihtiyacı hissettim.Cep telefonu yüzünden uçak düşer mi? Bu yüzde/binde/milyonda ka
Pazar gecesi istanbul - izmir uçusunda hostesler panik içinde birinin cep telefonu açık lütfen herkes kontrol etsin kiminse, kapatsın seklinde 5 dk koşturduktan ve bizler altımıza işiyecek kıvama geldikten sonra sorma ihtiyacı hissettim.
Cep telefonu yüzünden uçak düşer mi? Bu yüzde/binde/milyonda kaç olasılıktır? Daha önce yaşanmış örnegi var mıdır?

Cidden yolculuk ettigimiz insanların insafına/bilinçliliğine mi baglı hayatımız?

Lütfen kesin bilgi ile cevap verin şöyle biliyorum/ böyle duydum cevaplarını kabul etmem! böyle ciddi bir konmuda kaynak göstererek cevap verilmesi gerekir, herkes bişeyler duyuyor/biliyor. bilginin ispat edlmiş olması gerek,
tesekkur ederim.
0
merope
(15.04.08)
ornegin otobuslerdede cep telefonunu kapatın dıye uyarılar verılıyo..

bunun nedeni cep telefonun yaydıgı sinyallerin havalandırma sistemine vermiş oldugu zarardır.yok cep telefonu acık oldugu ıcın uçak falan dusmez..kaldıkı yakın gecmıste yasanan bı olay bıze bunu ıspatlamıstır..
ucak kacırma vakasında yolculardan bırısı cep telefonu ile haber bultenıne bıle baglanmıstı o derece..sanırım focus un ucagının kacırılması olayında..

herhangı resmı bı kaynak gostermeden yazdım bunları ancak ailemin otobus işletmecisi oldugu icin yasayarak ogrendıgım bır bılgıdır..
0
isott
(15.04.08)
milyondolarlık uçağın, yüzlerce hayatın, ve ardından verilecek yüzmilyonluk tazminatların akıbetinin bi cep telefonuna indirgeneceği saçma. illa ki önlemi alınmıştır. kimsenin insafına güveneceklerini sanmıyorum. bi efsane, bi temkindir belki de. hatta kroluktur.

ve dahi belli mesafeden yüksekte gsm çalışmıyor diye biliyorum.

hem zarar verilecek olsa güvenlik olarak içeri sokmazlardı
0
efruz
(15.04.08)
yahu hala havalandırma sistemi diyorsunuz amma...

cep telefonunuzu televizyona tuttuğunuzda nasıl görüntü garipleşiyorsa, aynı prensip ile uçağın navaid dediğimiz rotasını bulmada kullandığı çeşitli araçlar size olması gerekenden farklı bilgiler verecektir. airliners.net adresinde bir thy pilotunun başından geçenler çok güzel anlatılmıştı, başka bir duyuruda adresi var.
buyrun: www.airliners.net

kafanızdan uydurmayın. uçakta cep telefonunu kullanmak yanlış, zararlı ve hatta tehlikeli bir harekettir. otobüslerde anlatıldığı gibi havalandırma sistemine zarar vermez, ki bir otobüs bile normal şartlarda cep telefonu sinyallerine dayanabilecek ekipmana sahiptir.
0
tom riddle
(15.04.08)
gerçek: cep telefonu yüzünden "henüz" uçak düşmemiştir, ancak düşmeyeceği garantisi de verilemez.

gerçek: cep telefonundan yayılan dalgalara karşı işe yarayan bir önlem halihazırda mevcuttur; uçaklardaki gövde boyunca uzanan hassas iletim kabloları zaten bir yansıtıcı ile kaplanmışlardır, bu kaplama telefonlar düşünülerek değil, atmosferde karşılaşılabilecek manyetik diğer etkenler için yapılmıştır ama telefonlara karşı da işe yaradığı kanıtlanmıştır.

ancak bu kaplama sadece gövde boyunca ilerlyen iletim kablolarının güvenliğini sağlar, kabin bölgesindeki navigasyon sistemlerinin cep telefonu sinyallerinden ne şekilde etkilendiği kesin bilinmemektedir.

gerçek: cep telefonu uçak düşürür mü düşürmez mi kanıtlanmamıştır, bilimsel bir kesinlik yoktur iki durum için de.

bunların dışındaki her şey spekülasyondur. yani "kesin güvenli" veya "kesin güvensiz" değildir cep telefonu. ancak uçak şirketleri cep telefonu "kesin masum" olduğu kanıtlanıncaya kadar bunu yasaklayacaklardır ve bunda da haklıdırlar. cep telefonu sinyallerinin uçak navigasyon sistemlerine etkileri halen araştırılmaktadır ve cep telefonu firmalarına "yakın" gruplarca yapılan araştırmalar cep telefonlarınun uçaklarda kullanılmasının "güvenli" olduğunu işaret ederken, bağımsız araştırma grupları da "güvenilirliği kesin değil" demekteler.

bütün bunlar düşünüldüğünde, uçak şirketlerinin gerek yolcu can güvenliği, gerekse olası bir kazada olası ihmalkarlıklarından ötürü milyar dolarlar ödemek zorunda kalacağı bilgisi, cep telefonlarının "masumiyeti kanıtlanana kadar suçlu" sayılmalarını zorunlu kılmaktadır.
0
raj
(15.04.08)
peki uçakta o anda birinin cep telefonu kullanmakta olduğunu nasıl anlıyorlar?
0
kurukafa
(15.04.08)
@tom riddle senden rica ediyorum sehirlerarası yolculuk yaparken lutfen telefonunu ac ve konus..ondan sonra sıcaktan bunalma haline gir..
cep telefonunun tv ye verdigi goruntu bozuklugu yanına gelınce oluyo..sen kokpittemi ucuyosun? diye bi soru gelir insanın aklına..

kaldıkı ben kafamdan uyduruyorum yada boyle duydum demedım.yasadıgım seyı anlattım dedım..okumadan yazmayın bence..
0
isott
(15.04.08)
sallıyorlar ya tutarsa kesin tutar zaten.

bi ara bi haber okumuştum, pilotlar hava boşluğunda mı ne uçağı kontrolü becerememişler, baya bi sarsılmış, sonra hostoslere cep telefonu açık uçak kontrol edilmiyor diye söylemişler ve cep telefonlarını tek tek kontrol ettirmiş, türkiyede olmuştu daha geçenlerde.
0
efruz
(15.04.08)
konuyla ilgili olarak geçenlerde cep telefonuyla uçulabilecek diye bir haber vardı. orada da yazıyordu bir şeyler.
0
nihilanth
(15.04.08)
(git: 18161)
0
ermanen
(15.04.08)
@efruz, Evet uçakta cep telefonu çekmiyor, zaten kalkış ve inişte çekmeye başladıgı için o zaman ne olacaksa oluyor. anlattıgım bu olay da inerken oldu zaten.

Ayrıca bak söylediklerin hep varsayım, yani kimse b işey bilmiyor sanki bu konuda.

ben inanılmaz korktum o an yolcuların ve hosteslerden birinin panigi bana da bulastı.ciddi ciddi bi daha ucaga binmemeyi düşünüyorum ya. bu kadar kapattırdıklarına göre kesin bişey varmış gibi geliyo ve mal insanlar yüzünden tehlike yasamak istemiyorum

bi yandan da evet düşürme riski olsa, mesela ucaga binerken telefon kontrolu falan yapılır dimi, yani girişte bırakır çıkışta alırsın gibi, insan hayatı bu boru degil ki.
0
🌸merope
(15.04.08)
sevgili tom riddle verdigin linke basınca

Sorry, the post you are trying read does not exist (could have been deleted or you followed a faulty link). Click here to return to the forum

diye bi ibare görüyorum, tekrar gönderirmisin acaba
0
🌸merope
(15.04.08)
peki cevap gelmemiş madem deminki soruma ekleyeyim: uçakta cep telefonu kullanmak tehlikelidir, arabayla ters şeride girmek kadar büyük bir tehlike oluşturmasa da bir hata "ihtimalini" doğurur.

Fakat uçakta birinin cep telefonu kullandığını anlamanın bir yolu (benim bildiğim kdarıyla) yoktur, "biri telefon kullanıyor" diye koşturuyorsa birileri, muhtemelen saçmasapan bir talimat almışlardır.
0
kurukafa
(15.04.08)
Gectigimiz hafta icinde Avrupa Birligi 3000 feet üzerinde cep telefonlarının açılabilmesine olanak veren bir bildiri yayınlamış.
0
skipper
(15.04.08)
Avrupa Birliği'nden onay çıktı, evet. uçaklara baz istasyonu koyacaklarmış, konuşmaya izin veren sistemi de devre dışı bırakabileceklermiş.
iniş, kalkış ve türbülans anında gene yasak olacakmış.
0
supergirl
(15.04.08)
pilotlar uçakta açık cep telefonu varlığını nasıl biliyorlar? tecrübe. aynı uçaklarla yüzlerce ez uçan bu adamlar uçağın verdiği tepkilerin sebeplerini az çok öğreniyorlar haliyle. tom riddle'ın verdiği linkteki yazının sahibi pilot da zaten 10 yıllık TK trahinde MCP panelini etkileyen tek şeyin cep telefonu olduğunu yazmış.

evet bilimsel bir kanıt, doğrudan görülmüş bir bağ olmayabilir fakat uçuş ekibi tecrübeleri açık cep telefonlarının uçaktaki yüzlerce uçuş enstrumanını etkileyebildiğini gösteriyor.
0
carc
(16.04.08)
(2)

âzem nedir?

ben de bir gun yazar olurum belki
Bir arkadaşım soruyor. âzem nedir? insan ismi olarak yani.Sözlükte anlamı ile ilgili bişi yok. TDK da da isim olarak anlamı yok. bilenler bilmeyenlere anlatsın bunu. aydınlanalım.
Bir arkadaşım soruyor. âzem nedir? insan ismi olarak yani.
Sözlükte anlamı ile ilgili bişi yok. TDK da da isim olarak anlamı yok. bilenler bilmeyenlere anlatsın bunu. aydınlanalım.
0
ben de bir gun yazar olurum belki
(15.04.08)
aze : dişi ceylan yavrusu anlamındaymış, belki onunla bir ilgisi olabilir.

bir de avesta dilinde

azem ez(K,Z) ben (birinci şahıs, tekil)

anlamına geliyor.

onun dışında âzem'deki e harfi arapça "elif" olabilir. o zaman azem, azim'in farklı okunmuş bir versiyonu da olabilir.

son ihtimal daha kuvvetli gibi, zira

"1525. azem, 1526. azime, " azem en çok kullanılan 1525. isim, azime ise 1526.ymış.
0
nihilanth
(15.04.08)
www.bilgin.nu
avesta dilinde ben olarak görünüyor.

www.cicek18.com
burada da; ait-vazife diye.
ama ilkinin kürtçe ile bağını da gözetince, anlam daha yakın geldi. yılmaz güney'in "arkadaş" filmindeki adı da azem idi. bu çağrışımı gereği kullanmış olabilir. kürtçe konuşan arkadaşlardan birine sordum, hiç bir bilgim yok da dedi:)
0
yapacakbirseyyok
(15.04.08)
(8)

sigara, halsizlik, istahsizlik

petekdoku
Simdi ben ciddi bir saglik problemim olmadigi halde, ileride basima is acilmasin diye on alti yildir gunde ortalama iki paket ictigim sigarayi on uc gun once biraktim. Birakan tanidiklardan, okuduklarimdan ve duyduklarimdan biliyorum ki bu sigarayi birakan insan kendini dinc hisseder, istahi acilir,
Simdi ben ciddi bir saglik problemim olmadigi halde, ileride basima is acilmasin diye on alti yildir gunde ortalama iki paket ictigim sigarayi on uc gun once biraktim.

Birakan tanidiklardan, okuduklarimdan ve duyduklarimdan biliyorum ki bu sigarayi birakan insan kendini dinc hisseder, istahi acilir, super olur falan filan.

Ilginc bir sekilde ben de bunlarin tam tersi oldu. Sigarayi biraktigim andan beri istahim kesildi canim hic bir sey yemek istemiyor ve inanilmaz bir halsizlik durumu oldu. Onceden gunde maksimum alti saat uyuyan biri olarak, simdi gunde on iki on uc saat uyumama karsin, yataktan kalkmak bile istemiyorum. Surekli bir halsizlik, surekli bir uyuma istegi var. Bu arada canim da hic sigara istemiyor. Yani oyle bilinen kriz anlari, sinir, asabiyet falan da yok.

Internetten falan da bir bilgi bulamadigim, icin siz sevgili sozluk yazarlarina sormak isterim. Bu nedir boyle? Neden boyledir? Ne kadar surer? Yani bu boyle surecekse sigaraya baslayayim daha iyi, yemeyen icmeyen, hareket etmeyen acaip bir yaratiga dondum.
0
petekdoku
(12.04.08)
doktor değilim lakin anlattıkların başka bir hastalığın belirtisi gibi. belki sıgarayı bıraktığın zaman tesadüfen başka bir hastalığa yakalandın. bağlantısı olmayabilir yani. sen genede bir doktora görün derim.
0
insanimsi
(12.04.08)
beklediginiz belirtinin tam tersini gormeniz de tibbi acidan oldukca dogal. nikotin beyinde aktivator etki yapmaktayken aniden kesildiginde depresif etkiye yol acan yoksunluk sendromunda basrolde yer alir.

ortalama 1-2 ay icerisinde bulgulariniz tamamen duzelecektir, olur da duzelmezse psikolojik destek almaniz gerekiyor.
0
hlathguth
(12.04.08)
Bu kadar ağır bir tiryaki zınk diye bırakmamalı, doktorlar daha iyi bilir ama vücuda verdiğiniz nikotini azalta azalta sıfıra çekin. Nikotin bantları veya sakızından faydalanabilirsiniz.
0
kimlanbu
(12.04.08)
oncelikle azminizden dolayi sizi tebrik edip, gecmis oldun diyorum. ben de yasadiklarinizin psikolojik olabilecegini dusunuyorum. biyolojik yonden vucudun nikotini ozlemesi, bagimli olmasi, sigarayi yavas yavas birakmalisiniz vs. safsatalarina da inanmayin derim.

size tavsiyem, her ne kadar ilintili gibi gozukmese de, kime tavsiye ettiysem sigarayi biraktiran allen carr in kitabini okumaniz olacaktir. onceki duyurularda da deginilmis bu amcaya
www.eksiduyuru.com
bu kitabin hem turkcesini hem de ingilizcesini internette bulabilirsiniz(100 sayfa bisey zaten).

tekrardan gecmis olsun ve tebrikler
0
egotm
(12.04.08)
çok uzun süreli tiryakiliklerde benzer etkilerin görüldüğünü gözümle gördüm. dayımın oglu tekel ikibin içiyordu yıllardır. sigarayı direkt bıraktı. aynı senin dediğin gibi halsizlik, yorgunluk uyku problemi ve gözleri de sürekli kısık oluyordu. ama 1.5 ay sonra etkiler yavaş yavaş azalmaya başladı. tam iyileşmişken kendisi yeniden başladı.. sen sakın başlama bu kadar bırakabildiysen.

işte 1 ay sonra falan vücudun rahatlar ama bu seferde canın sigara çekmeye başlayabilir. çekirdekle, çayla, kahveyle idare etmeye çalış derim. spor yapmaya başlayıp daha kolay da kurtulabilirsin bu bitkinlikten.
0
nihilanth
(12.04.08)
detox dur o detox. madde bağımlıları ne olursa olsun kullandıkları hedeyi birden bırakmamalıdırlar. çeşitli yan etkiler olacaktır ve bu bedenin kendini temizleme sürecidir genelde. sıkıntılı ama geçer.
0
w fre
(12.04.08)
bildiğim kadarıyla nikotin bağımlılığı 3 gün falan sürüyor. muhtemelen vücudun adapte olmaya çalışması ya da psikolijiktir. ben de sigarayı bırakınca yemeyi azaltmıştım. çünkü sigara içerken midem kazınıyor habire, hani altlık derler ya, öyle bir şeyler atıştırmak istiyordum. sakın vazgeçmeyin
0
mermaid
(13.04.08)
tıbbi açıklamasını bilemem ama sigara bırakılınca çok uyuma kesinlikle oluyor. kendim de yaşadım, sigara bırakan başka bi arkadaşımda da gözlemledim. bi ay kadar sürebiliyo sanırım. normalde sürekli uykusuzluk çeken bi insanken, sigarayı bırakınca mışıl mışıl uyumuştum. iştah kesilmesi de olmuştu aynen, baya kilo verdim. ben de hiç krize girmemiştim, bıraktığım andan itibaren hiç canım da istememişti. yalnız bi gün çok kafam bozulduğunda, ihtiyaç hissetmememe rağmen, iyi gelir belki diye yaktım bi tane.. onu yapmamanızı tavsiye ederim. nasıl olsa rahat bıraktım, canım çekmiyo diyip gevşememek lazım. sonra toparlanamıyo olay bi daha.
0
cereal killer
(13.04.08)
(4)

dvdrip'lerde geçen "limited" ve "unrated" ifadeleri ne anlama geliyor?

baldur
release grubu olmadığı kesin. son günlerde bayağı bir görür oldum bu ifadeleri film dosyalarında. ne anlama geliyorlar acaba?
release grubu olmadığı kesin. son günlerde bayağı bir görür oldum bu ifadeleri film dosyalarında. ne anlama geliyorlar acaba?
0
baldur
(12.04.08)
(bkz: #4489314) numaralı entryde ozdek unrated'i aciklamis.. sanirim limited de tam tersi..
0
ayheytmayselfenvanttuday
(12.04.08)
limited, kırpılmış, dvd'deki versiyonu. (hmm bunu yanlış biliyormuşum)
unrated ise henüz sansüre uğramamış, tam versiyon demek.
0
nihilanth
(12.04.08)
"Limited sınırlı sayıda sinemada gösterimi yapılan filmlere denir. Sanırım 250'nin altında sinemada gösterime girdiyse limited ünvanı alıyordu. Limited filmler genelde sanatsal ve pek ilgi gösterilmeyen filmlerdir ama çok güzel olabilirler ve genelde büyük sinema ödülleri alırlar . Yani indirirken görüntü kalitesi açısından tereddüt etmenize gerek yok."

divxplanet forumu "mthan" nickli kullanıcından alıntı. iyi telaşa gerek yokmuş.
0
🌸baldur
(12.04.08)
"limited" ibaresinin filmin montajıyla, kesilmesiyle bir ilgisi yok. baldur'un yazdığını teyit edeyim, aman diyeyim.
0
hulleci
(12.04.08)
(19)

nasıl bir kafe?

eskimo
en mükemmel kafe nasıl bi yerdir ki? arayıp da bulamadığınız, bulup da kaybetmek istemediğiniz özellikleri var mı bu ortamların?
en mükemmel kafe nasıl bi yerdir ki? arayıp da bulamadığınız, bulup da kaybetmek istemediğiniz özellikleri var mı bu ortamların?
0
eskimo
(12.04.08)
ucuz ve rahat olmasi onemli bence.

ayrica garsonlar akilli insanlar olmali. servis onemli. hizi, kalitesi, yemek varsa lezzeti onemli. simdilik aklima gelenler bunlar.

ha bi de wireless
0
safepassage
(12.04.08)
müşteri çağırmadan garson gidip kafasına göre 'bir arzunuz var mı' gibi sorular sormamalı, yani adam bir kahve içerek 10 saat o masayı işgal edebilmeli ve kimse ses etmemeli ki son yıllarda gelen dünya cafe zincirleri bunu prensip edinmişlerdir.

ayrıca internet. ve türkiye gibi genç nüfusu falza olan ülkede, çalışma masası (beşiktaş starbaks ta var).

dizaynda çok önemli.
0
alchemistt
(12.04.08)
cesiti bol olsun ve en az 1 urunde uzman olsun.
mesela kahve de uzmansa butun dunya kahveleri bulunsun. çayda uzmansa yine ayni sekilde.
aman fal bakmasin, baktirmasin!!
0
theli
(12.04.08)
yaratilan atmosfer onemli. benimseyebileceginiz, rahat hissedebileceginiz bir ortam yaratilmis olmali.
0
chavezding
(12.04.08)
muzik olmali ama abarti degil, gayet dinlendirici muzikler. hafif jazz gibi olabilir, ne bileyim kafe muzikleri iste. arka tonda keyif verecek muzikler.
0
safepassage
(12.04.08)
yediğin içtiğin şeyin standardının olması çok önemli. bir gün yeyip ohannes negzel dediğin şey bir başka gün sipariş verdiğine pişman etmemeli. dahası mekanın aşçısı bir şeyi güzel yapıyorsa ve adamın bu meziyeti sayesinde mekana gelen giden oluyorsa adama emeğinin hakkını versinler bir de. çünkü türkiye kafe işletmeciliğinde gelenek gibi, bir süre sonra sevdiğin şeylerin vasatlaştığına şahit oluyorsun sebebi onu hakkıyla yapan şef orda durmuyor patron efendi paracıklarına kıyamıyor diye...
0
hulleci
(12.04.08)
rahat koltukları ve sandalyeleri olmalı. beleş wifi olmalı. fiyatları uygun olmalı mesela bir çay 5 ytl, bir kahve 7 ytl olmamalı. oluyorsa da çay ajda bardak x 3, kahve 300 ml olmalı.
0
ozdek
(12.04.08)
sagda solda, kenarda yanda "gardaaass naabiyim palmiye kafede takiliyok sen naabiyon" gibi konusan tipler olmasin da gerisi muhim degil
0
maresalx
(12.04.08)
kamera koymayin, cok rahatsiz edici. gerekirse kapiya bir eleman koyun, begenmedigini iceri almasin
0
safepassage
(12.04.08)
müzik çok önemli bir etken. benim çok sevdiğim müzik tarzını bir başkası hiç sevmez ve o mekanı sevmeyebilir. mükemmel kafe oldu sana mükemmel olmayan kafe. kişisel beğeniler değil de genel düşünürsek, kafeyi güzel yapan garsonlarıdır. ne müşteriyi ilgiye boğacak ne de ilgisizlikten çıldırtacak. ortadan gidecek.
0
deckard
(12.04.08)
burda yazılanlar uygulanacaksa ankara'da olsun bizim olsun!

bi de askıda kahve uygulaması olsun:)
0
luminous
(12.04.08)
fiyatlar ve tabakta gelen yemek miktarı arasında bir orantı olsun. mesela 20 ytl vericeksem bile en azından "oha çatlıcam birazdan, 3 gün bişi yemem" demeli insan.
garsonlar kararsız müşteriye tavsiye verebilicek kadar bilgili olsun menüyle ilgili.
menüde çok fazla seçenek olunca da insanın karar vermesi çok zor oluyo
ayrıca müzik çok yüksek olmasın
koltuk falan olcaksa deri olmasın, insan terliyo, koltuğa yapışıp kalıyo...
ortalıkta 80 tane garson olduğu halde bir şey isteyebileceğim bir garson bulamamak da çok gıcık oluyor. bazı kafelerde bir bakıyosun 3 tane garson var, ama her biri 10 masaya bakıyo ve çok da güzel yetişiyorlar.
ayrıca starbuckstaki gibi kendi aralarından espri yapıp eğlenen çalışanlar insanı güldürüyo, mutlu ediyo falan...
ayrıca mesela bazı kafelerde olduğu gibi "hayalinizdeki salata vs" uygulaması da güzel olabilir.
0
luin 41
(12.04.08)
Sevdiklerinle gidip, mutlu olduğun yerdir...
0
ermanen
(12.04.08)
kapidan girdiginiz anda apayri bir yerde oldugunuzu hissetmelisiniz. canalici nokta mesela varoslarin icinde bile olsa kapidan girdiginizde paris'te italya'da nisantasi'nda oldugunuzu hayal edebilmenizdir. (sehir ve semt temiz, nezih olmalari acisindan ornek secilmistir, yoksa onyargi kotu bisi) gerek dekorasyonu gerek muzigi gerek hizmeti ile insan rahat etmelidir. sokakta ne olup bittigi ile ilgilenmemelidir. o kafe kacis noktasi olmalidir. insanin kendini kendinde bulabilecegi bir yer olmalidir. nasil olacaksa artik, siz sordunuz valla..
0
terp
(12.04.08)
garsonlar guleryuzlu olmalidir ama bunu icraate dokmelidirler. misal gelen musteriye hal hatir sorulmalidir. mumkunse kisa gundelik ama pozitif sohbetler edilmelidir. ne olacak memleketin bu halinden ziyade kazaginiz hos durmus olabilir. yapmacik olmamalidir tabii bunlar. halk alisik degil bana sarkti manyak mi bu tarzi bakislar ve yorumlar duyulabilir.

yukarida yazilanlar bu tarz bir hizmet goruldugu icin aktarilmistir. hayal urunu degildir.
0
terp
(12.04.08)
İçki kesinlikle olmalı. Fakat hadi ver bi bira votka limon getir şeklinde içkiler değil daha çok kokteyller ve farklı tatlarda içkiler bulunmalı. Ortamın çok aydınlık olmasını tavsiye etmem loş ışıkta insanlar daha rahat oluyorlar.
Garsonlar rahatsız etmemeliler. fakat müşteri ilişkileri her zaman iyi olmalı. Özellikle kalabalık olan gruplara karşı sanki sürekli o mekanda takılıyormuş ve çok iyi birisiymiş gibi hal hatır sorup müşteriyi memnun etmeliler.
Duvar renkleri çok açık renkler olmamalı.
Marjinallik adına her cafe de bulunan resimler konulmamalı.
Mümkünse garsonlar tek tip kıyafet giymemeli spor olmalı rahat davranmalılar.
Patron herkesle kanka ayağında olmalı(oraya gelecek müşteriyi en azından 10 ile katlar)
kendin çal kendin eğlen tadında duvarda bir iki gitar bağlama türevi enstrümanlar olmalı bu tip şeyler samimiyeti arttırıcı unsurlardır ve cafenin daimi müşterileri oluşur.
Menü kesinlikle yemek ve içki menüsü olarak ayrılmalı
Çok ucuz olmamalı insanların aklına başka sorular gelecektir.
çiftler ve gruplar için özel 2 bölme olmalı
nargile olmamalı zira bütün o koku eğer önlenemezse hoş olmaktan çıkıyor
Wireless vazgeçilmezdir. Kesinlikle olmalıdır.

Malesef ki menülerde özenti bile olsa ing. çok yer vermelisiniz başka türlü ilgi çekemiyorsunuz.


vs vs vs..
0
alkolik imam
(12.04.08)
çalan hoş müzik, çalışan insanların müşteriye samimiyet/saygı arasındaki tutumları,siparişin geç gelmemesi, siparişin verilen paraya değmesi, müşteriyi memnun etmesi. ortamda televizyon vs. izlenmemesi, kafenin çatı katına sahip olması, rahat ve kasmayan ev ortamı havasındaki dekorasyon, farklı odaların olması vs.
0
nihilanth
(12.04.08)
dekorasyon önemli bişey. şu, duvar boyunca devam eden, sıra gibi koltuklar olmamalı. kimse tanımadığı bi insanla yan yana oturmak zorunda kalmamalı. bi de bence hafif kapalı mekanlar daha sıcak oluyor. cephesi tamamen cam olan yerler biraz rahatsız ediyor, sokakta gibi hissediyor insan kendini. bence içerde yumuşak ve sıcak renkler kullanılmalı, çok aydınlık ya da çok parlak, yanarlı dönerli olmamalı ortam. kesinlikle yüksek müzik olmamalı. bi de insanlar bi mekanın pahalı olup olmadığına genelde çay ve kahve gibi basit şeylerin fiyatını değerlendirerek karar verir. bu gibi temel şeyleri pahalı yapmayın derim.
0
cereal killer
(13.04.08)
bir kahve icmeye gelen insanla, butun gun orada kalmak isteyen insana farkli politika uygulamali. Insan elinde kitabiyla, dokumanlariyla, veya baska bir seyiyle en son ne zaman bir sey siparis verdigini dusunmemeli.
0
armish
(13.04.08)
(19)

kısa filme isim önerisi?

nihilanth
erken ve zorla evlendirilen bir kız çocuğu hakkında yazılmış sinopsise isim önerisi arıyorum.etiketler : evlilik, çocuk, intiharyarına kadar bişeyler bulmam gerek.
erken ve zorla evlendirilen bir kız çocuğu hakkında yazılmış sinopsise isim önerisi arıyorum.

etiketler : evlilik, çocuk, intihar

yarına kadar bişeyler bulmam gerek.
0
nihilanth
(11.04.08)
Unzile gelir aklima hep ama olmaz o.
0
entrapmen
(11.04.08)
(bkz: premature ) geldi aklıma ama saçma olur sanırım.
ama zaten, bana sorucak olursanız tek kelimeden oluşan bir isim seçmeyin, hatta;
(bkz: turk sinemasinda tek kelimelik filmler donemi )
0
gioberg
(11.04.08)
sadece erken ve zorla evlendiriliyor olmasi akla getirse getirse "tore", "kadinlarin talihi" gibi klise isimleri getirir. senaryodaki anahtar ogeler nelerdir. mesela citizen kane 'in adi rosebud olabilirdi; cunku film adeta onun uzerine kurulmus. siz de bu anahtar ogelerden dogru bir isime ulasabilirsiniz. hurmetler...
0
egotm
(11.04.08)
kaderin gozya$lari .. mesela
0
safepassage
(11.04.08)
zoraki hayatlar
0
insensitive
(11.04.08)
Giriş Gelişme Sonuç
0
inatci kahraman aga
(11.04.08)
evcilik
0
la traviata
(11.04.08)
size baba diyebilir miyim
0
sudjohnsen
(11.04.08)
çocuklar duymasın
0
baoks
(11.04.08)
bensiz hayat
0
thinkbeforedoing
(11.04.08)
gelincik
0
turkish tekila
(11.04.08)
kanatsız kelebek
0
elbar
(11.04.08)
Yazgı..
0
isott
(11.04.08)
Labirent ve Laborant
0
hlathguth
(11.04.08)
soruyla alakasiz olacak ama,
hlatguth kardesim, sen yazar mi oldun yoksa yine? e degilsen , nasil senin isminin yaninda "es" yaziyor? anlayamadim...
0
egotm
(11.04.08)
Sabun köpüğü
Kaygan Ömür
Lanetli Yamaç (Küçük İskender’den esinti)
Hangi Adalet
Ölüme Hesap Sorulur Mu
Celladı yok
İsyan Zanlısı
Kurban
Yapıbozum
Yalanı Yaşamak
Bir Gözyaşının Çığlığı
İsyan Biriktirmek


Eeeeee bir anda bu kadar geldi aklıma.
0
endless dream
(11.04.08)
@egotm: yazar olmadIm, sadece yazar nickimle buradayIm. geregi boyleydi.
0
hlathguth
(11.04.08)
erken
0
pyro clustic flow
(11.04.08)
oo burası dolmuş :) arkadaşlar dün gece entrapmen'in önerisi olan "büyüdük mü?" yü seçtim filme isim olarak ve bugün öğlen yollandı sinopsisi. tabi entrapmen'e sinopsisi de okuttugum için daha uygun isim bulmuş oldu sağolsun. sizin yazdıklarınızı yeni görüyorum. teşekkürler yardımlar için.
0
🌸nihilanth
(11.04.08)
(5)

kirami yuzde kac arttirayim?

pyro clustic flow
gelcek ay zam var da yuzde 10 arttirmayi dusunuyorum? Bu isin hakki nedir sizce? maasima yuzde 5 civari zam aldim ama kiram hep daha cok zam almistir.
gelcek ay zam var da yuzde 10 arttirmayi dusunuyorum? Bu isin hakki nedir sizce? maasima yuzde 5 civari zam aldim ama kiram hep daha cok zam almistir.
0
pyro clustic flow
(10.04.08)
Kaç yıldır aynı yerde oturduğunuza bağlı olarak değişir bu sorunun yanıtı.
0
inatci kahraman aga
(10.04.08)
kirada oturanlar genelde zamlara pek sıcak bakmıyor ama evde oturan kişinin maddi durumuna, sizin onla ilişkinize göre (yaptıgınız sozlesmeye göre) değişir. eğer böyle bir sözleşme söz konusu değilse olağan rayiç denilen piyasadaki benzer evlerin kira bedellerini aşmamak kaydıyla zam yapılabilir. enflasyon oranına göre de zam yapabilirsiniz. tam olarak işte budur denilecek yasal bir düzenleme yok ancak maksimum %20 zam normal karşılanıyor diye düşünüyorum. yıllık %10 zam yapabilir miyim diyorsan yapabilirsin diyebilirim.enflasyon rakamları ortada. ama bizim ev sahibi 2 senede bir zam yapıyor mesela.

sen burada kendi kiranı artırmayı düşünüyorsun sanırım tam olarak durumu anlamadım. eğer öyleyse enflasyon rakamına göre zam yapabilirsin. yani dediğin gibi %10 civarı. ama zam yapmazsan da birinin hakkını yemiş olmazsın çünkü yasal bir düzenleme yok :)
0
nihilanth
(10.04.08)
tefe/tufe fikir verebilir. Sanirim sozlesmelerin bazilarinda o rakamlar baz aliniyor.
0
armish
(10.04.08)
14 yildir bu evdeyim. cogu zaman ben kafama gore zam yapiyorum. enflasyon oraninda yapmam gerekirse, ki genelde oyle yapiyorum yuzde 10 iyi o zaman, anladigim kadariyla. ilk bir kac yil sozlesme yaptik, artik yapmiyoruz.
0
🌸pyro clustic flow
(11.04.08)
bir de şöyle birşey oluyor...
uzun yıllardır süregelen ve rayiç artışlarla devam eden kiralar, zamanla eriyip gidiyor ve bir "uyarlama" yapılıyor. eğer taraflardan uyarlama konusunda anlaşamazlarsa, dava yolu da mevcut.
0
kahvegibi
(11.04.08)
(5)

online alışveriş kazığı

geyik
kazık dediğim televizyon kumandası. şöyle:28 mart'ta elektrospot.com diye bi adresten 11 tl tutarında alışveriş yaptım. ödemeyi de ykb sitesine yönlendirilerek kredi kartıyla yaptım.3 gün sonra ürünün kargoya verildiği söylendi, 4 nisan cuma günü kargo paketini görevlinin yanında açarak paketin için
kazık dediğim televizyon kumandası. şöyle:

28 mart'ta elektrospot.com diye bi adresten 11 tl tutarında alışveriş yaptım. ödemeyi de ykb sitesine yönlendirilerek kredi kartıyla yaptım.
3 gün sonra ürünün kargoya verildiği söylendi, 4 nisan cuma günü kargo paketini görevlinin yanında açarak paketin içinden istediğim ürün ile alakasız olarak tv kumandası çıktığını gördüm, not düşülerek iade yapılacağı söylendi.(fakat elimde bunu kanıtlayan belge yok) (kargoya para vermedim, firmanın hatalı ürünü teslim alması için gidiş dönüş parasını vermesi gerekiyor)

o günden sonra elektrospot.com sitesi maillerime cevap vermedi, telefonu açan arkadaş da yetkili olmadığını söyleyip kapatıyor.
yasal prosedür karışıkmış. ne yapmalı da kazık çıkartılmalı?
0
geyik
(10.04.08)
sikayetvar.com sitesine de yazabilirsin şikayetini. ordaki yetkililer firma ile irtibata geçiyor ve sizi arattırıyorlar. haklarında şikayet olduğunu görünce ister istemez çözüm için uğraşacaklardır. onu bile kale almıyorlarsa tüketici derneklerine başvurup ne yapman gerektiğini öğrenebilirsin.

(bkz: tüketici mahkemesi)
0
nihilanth
(10.04.08)
kredi karti odemesini iptal edip edemeyecegini ogren. bankanla konus yani. satici cevap vermedigi zaman bu tip bir hakkin doguyor olabilir.
0
wpi
(10.04.08)
tam emin olmamakla beraber, benzer bir örnekle yardım etmeye çalışayım. bir arkadaş internetten printer almış ama ürün kendisine teslim edilmemiş. ama kredi kartından ücret çekilmiş. banka işlemleri hukuku dersinde hocamıza sormuştu, hoca da kredi kartı ile internetten yapılan alışverişlerde imza (geçen sene) şifre vs girilmediği için ödemenin iptal edilebileceğini, bunun için bankaya başvurmasını söylemişti. ben tam yetkin değilim bu konuda ama soruyu okuyunca aklıma geldi bu örnek.
0
kirmizi gul demet demet
(10.04.08)
eğer başka türlü sonuç alamazsan tüketici mahkemesine değil, tutar düşük olduğu için, tüketici hakem heyetine gitmen gerekir, tüketici hakem heyetinin kararı bağlayıcı olacaktır.
0
kahvegibi
(11.04.08)
Ayrıca bankalar satıcıya ücreti hemen göndermezler, parayı sizin hesabınızdan çekip 30-40 gün işletirler sonra satıcıya gönderirler. Bu yüzden 30-40 gün içindeki iptal istemini bankalar bir sorun olmadan anında karşılayabilir. Banka ile irtibata geçmek ve tüketici heyetine başvurmak en iyisi...
0
selimse
(11.04.08)
(6)

Kocaeli'deki Adalet Köprüsü

hikaye mesture
izmit'e yeni yapılan adalet köprüsünü mimari açıdan doğruluğunu, estetiğini veya büyüklüğünü inceleyebilecek kimse var mı? çünkü bana aşırı derecede çirkin ve yanlış yapılmış bir yapı gibi gözüküyor.
izmit'e yeni yapılan adalet köprüsünü mimari açıdan doğruluğunu, estetiğini veya büyüklüğünü inceleyebilecek kimse var mı? çünkü bana aşırı derecede çirkin ve yanlış yapılmış bir yapı gibi gözüküyor.
0
hikaye mesture
(10.04.08)
çok ilginç :) bridge on the river kwai deki muhabbet gibi. belediye yaptırdıysa gerekli testler yapılmadan öyle bir binanın yapılması mümkün değil eğer dediğin gibiyse. ne açıdan çirkin ve yanlış geldi? yani sadece çirkin duruyor diye sorgulanamaz ama konuyla ilgili yerel gazetelere,mimarlar odasına ve hatta bilgi edinme kapsamında devlete soru sorabilirsin.
0
nihilanth
(10.04.08)
gerekli testlerin hepsinin ya da çoğunluğunun yapıldığına eminim ama burasının nasıl bir ülke olduğu unutulmamalı. para yeme/yedirme işlemidir burda dert ama hakikaten de çok bayağı bir köprü ve estetikten oldukça uzak görünüyor. sorunlu bir yapı olsa (en azından görünüş itibariyle) bunun yerel haberler de fln çıkacağını düşünmek de hayalle denk olur. izmit'te yaşayan mimar veya yapı işlerinden anlayan sourtimes kullanıcıları için sormuştum.
0
🌸hikaye mesture
(10.04.08)
üzerindeki dönüşler acaip keskin, bir anda 90 dereceye yakın dönüşler yapmanız gerekiyor ve direkt yola atlıyorsunuz, çok sakat. ayrıca ortadaki benzinliği istimlak edemedikleri için şu anda alttaki e-5'le bağlantısı tam istenen şekilde değil.

sonuç olarak trafiği rahatlattığı kesin, ama hatalı bir durum var ortada.
0
darknum
(11.04.08)
Kendimi Bildim bileli İzmit'te yaşarım, Adalet köprüsünü ilk defa duydum. Meğersem hergün hayatımı riske atarak geçtiğim yermiş!! Allah düşman şehirlerinin bile başına vermesin.
Hele o Carrefour'dan alınan kısma yapılan bağlantı ayağı.. İstanbul yönünden köprüye gelirken girilen keskin virajımsı yer..
0
mabl
(11.04.08)
Oradaki yollar çok karışık gerçekten. Arabayla gitmek de yürümek de ayrı ayrı işkence..

Bence bu daha önceki yıllardan beri var olan projesizliğin ve düzensizliğin eseri. Ben çocukluğumdan beri oralardan geçerim ve her zaman izmit'e girdiğimizde trafik altüst olur.

zaten o yüzden adım başı trafik ışığı vardır orada.

izmit için benzer örnekler vermek gerekirse, çenesuyuna giden yolda bir çukur vardı. oraya onlarca araba düştü ve ondan sonra orası dolduruldu eskiler hatırlar. e5 karayolunda ise yayalar için çok büyük tehlike vardı. araçlar görünmüyordu birden çıkıyordu üstgeçit sonraları aklına geldi. dar yollar ve saçma sapan geçitleri de saymama gerek yok sanırım.
0
nihilanth
(11.04.08)
o ortada kalan petrol ofisi önümüzdeki ay içinde kalkıyor diye duydum. büyükşehir çalışıyor, çalışınca oluyor! (hazır çok kötü butonu yokken biraz propaganda yapayım dedim)

şaka bir yana, bağlantılarıyla yan yoluyla vesairesiyle çok saçmasapan bir hal aldı carrefour-adliye-pazar alanı üçgeni. bulvarın başındaki kontrolsüz göbek de çok sakat, sürekli bir kargaşa var. vilayet civarında ikamet edip her gün vinsan'a araba ile gidiyorum, giderken pek bir problem yok da, dönüşte her seferinde "ulan bu sefer evin yolunu bulabilecek miyim" heyecanı yaşıyorum, senelerdir izmit'te olmama rağmen. allah akıl fikir versin diyorum belediye'ye.
0
ref
(11.04.08)
(3)

youtube'dan banlanmış videoları arşivleyen bir site var mı?

nihilanth
böyle bi site var mıydı?
böyle bi site var mıydı?
0
nihilanth
(09.04.08)
www.liveleak.com bu site biraz haber içerikli ama videoyu yasaklama gibi bi olay yok. Şu ana kadar sadece fitne nin videosu yayından kaldırılmış duyduğum kadarı ile...
0
selimse
(10.04.08)
wpi
(10.04.08)
deletube işe yaramıyormuş sanırım. bildirgeçte öyle denmiş.
0
🌸nihilanth
(26.04.08)
(5)

Bir oyun soruyorum.

alkolik imam
Arkadaşlar merhabalar;Bundan yıllar evvel bir oyun oynuyordum. Bir hastane simülasyonu. Stratejimsi bir oyundu. Hastanede yeni yeni departmanlar açıyordun doktorlar koyup büyüyerek para kazanıyordun falan filan. Hatırlayan var mı bu oyunu?
Arkadaşlar merhabalar;
Bundan yıllar evvel bir oyun oynuyordum. Bir hastane simülasyonu. Stratejimsi bir oyundu. Hastanede yeni yeni departmanlar açıyordun doktorlar koyup büyüyerek para kazanıyordun falan filan. Hatırlayan var mı bu oyunu?
0
alkolik imam
(06.04.08)
theme hospital
0
nihilanth
(06.04.08)
theme hospital olabilir mi?
0
pispinti
(06.04.08)
kesinlikle theme hospital =) p2plerden indirebilirsin rahatlıkla. 25 mb bişeydi yanlış hatırlamıyosam. dos tabanlı olduğu için sorun çıkarabilir yalnız
0
krasotkin
(06.04.08)
bi de theme hospital gibi yeni çıkan
hospital tycoon var
0
shep
(07.04.08)
theme hospital da olabilir...
0
archetype
(07.04.08)
(3)

klasik müzik telif hakkı doğuruyor mu?

sirrikadem
herhangi bir yerde kullanmak amacıyla, klasik müzik kullanmak telif hakkı doğuruyor mu?aslında ben son yüzyılda kayda giren kompozitörleri soruyorum. yani yakın bir tarihte kaydedilmiş eski beste klasik müziği şu anda kullansak sorun oluyor mu yine de?umarım anlayanlar anlayabildi sorumu...
herhangi bir yerde kullanmak amacıyla, klasik müzik kullanmak telif hakkı doğuruyor mu?

aslında ben son yüzyılda kayda giren kompozitörleri soruyorum. yani yakın bir tarihte kaydedilmiş eski beste klasik müziği şu anda kullansak sorun oluyor mu yine de?
umarım anlayanlar anlayabildi sorumu...
0
sirrikadem
(06.04.08)
public domain music şeklinde aratırsanız public domain olmuş eserleri kullanabilirsiniz gönül rahatlığıyla. eski senfonilerin çoğu böyleydi.
0
nihilanth
(06.04.08)
1923 öncesi public domain. Ama klasik müzik telif hakkı içine sadece müziğin notası falan girmiyor bilginize. Yani 1800'de bestelenmiş ama geçen sene Londra filarmoni tarafından çalınmış bir eserde de orkestranın çalma telifi var. Ha notaları alıp siz çalacaksanız o ayrı.
0
sui
(06.04.08)
bestecisi oldukten 70 yil sonra islerin public domain e gectigini biliyorum pek cok ulkede. tabii onceden de soylendigi gibi bu sadece isin kendisi (yani beste) icin gecerli,bestenin copyright i alinmis bir kaydi icin degil.
cagdas muzik eserlerinin kullanilmasi bu anlamda muhtemelen pek de legal olmayabilir izin alinmadikca
0
gimbal
(06.04.08)
(5)

1971 tarihli 10 kuruş

colg fusion
Bundan bir tane buldum böyle arkasında buğday resmi falan var. Para eder mi ederse ne kadar eder? Konu hakkında bilgisi olan veya nereden bilgi alabileceğimi bilen var mı?
Bundan bir tane buldum böyle arkasında buğday resmi falan var. Para eder mi ederse ne kadar eder? Konu hakkında bilgisi olan veya nereden bilgi alabileceğimi bilen var mı?
0
colg fusion
(05.04.08)
bizde bi çanta dolusu var o eski paralardan. para etmez hatta o tür şeyleri satan kişilerden ucuza da bulunur.
0
nihilanth
(05.04.08)
Koleksiyonculara satabilirsin, gittigidiyor'da falan satan da var
0
ermanen
(05.04.08)
bence o parayı torununa hediye et. o 70 yaşındayken falan para edebilir belki.
0
hayo
(05.04.08)
3-4 sene evvel türk liralarını (ytl değil) ebaydan iyi fiyata sattılarını duymuş kendimde kontrol etmiştim adamlar harbiden satıyorlardı, koleksiyoncu mu alıyor nedir bilemedim, pekde üzerine düşmedim ama ebayda dene belki para eder vardır dünya parası koleksiyonu yapan,eski paralara kafayı takanlar.
0
alchemistt
(05.04.08)
eski paraların para edenleri piyasada az bulunanları ve çil olanları. yani kullanılmmamış kırışmamış yepisyeni olanları, onun da kağıt olanları sadece. bozuk paraları sallayn yok :D
0
sijwocaq
(06.04.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.