[]

ESTETiK dersi sinavim var yarin. acil 2 sorum var.. felsefecileri boyle alalim

bu iki soru, sinavda cikmasi olasi sorulardan. ozellikle estetik dersi almis veya o olmasa bile felsefe egitimi almis insanlardan yardim istiyorum. yarin(cuma) saat 1,5ta sinavim.

1- Sanat eleştirileri aslinda zirva midir? (bu soru "form" kavrami cercevesinde de cevaplanabilir)

2- bir sanat eserini arkadasinizla inceliyorsunuz. siz cok begendiniz. ama arkadasiniz "bu ne be, hicbiseye benzemiyo, guzel degil" dedi. onu bu eserin guzel oldugu konusunda nasil ikna edebilirsiniz (not: guzellik gorecelidir diyerek sorudan kacmak yok. bir de, bu bir resim de olabilir, bir heykel de, bir senfoni de..)


geyige cok karsi olmamakla birlikte normalde, sadece bu soru icin cok ciddi cevaplar arzusundayim. 4 sinavim var yarin kafayi yicem zaten. tesekkurler

--------
-------------------EDIT-------------------------

tum cevaplar icin tesekkurler. lakin soyle fantastik bir sey oldu ki,
hoca geldi ve tek soru soruyorum arkadslar dedi

soru : "benim yerimde olsaydiniz hangi soruyu sorardiniz ve neden?"

: ))

 
2. soru, geyik cevap: arkadaşım beğenmemesini eser hakkındaki bilgisizliğine yorarak, bıkmadan usanmadan eserin özelliklerinden bahsederim.


  • insanimsi  (17.04.08 23:46:43) 
2. Bir kere çokyönlü olamıyorsa kendi kaybeder ama onun bu anlayışsız tarafını yüzüne vurursak daha da kötü olabilir, o yüzden hep iyi yönleriyle bir şekilde beğendiğim tarafları dikte etmeye çalışırım


  • ermanen  (18.04.08 00:13:24) 
iki soruya karışık bir şekilde ben şu şekilde cevap verirdim. Bir sanat eserinin değeri bir bakışta ve tek bir örnekte anlaşılamaz. Bu her şey için geçerlidir. bir sanatçının tek bir resmine bakarak onun hakkında fikir sahibi olmamız mümkün değildir eğer başka eserleri de varsa.

Ayrıca eserin konusuyla birlikte yapılma zamanı, yapıldıgı yer de onun degeri için önemli unsurlardandır. Kısaca o eser hakkında bizim henüz keşfedemediğimiz ve anlamını bilmedigimiz şeyler olabilir. Bu da sanat eleştirilerini okuyarak ya da dönemin sanat anlayışına göz atarak öğrenilebilir. Sanat için sanat, toplum için sanat olayı. Sanat için ise yine o sanat dalını iyi bilmeden eserin güzelligini derecelendirmek bize düşmez derim.

Sanat eserine gelince, bunun tanımı da kişiden kişiye göre değişmekle birlikte, insan elinden çıkma ve ikinci, üçüncü kişilerin duygularını harekete geçiren, bir anlam ifade eden her şey sanat eseridir bana göre. Bir heykel düşünecek olursak, bir insan birebir boyutlarda oluşmuş heykellerden hoşlanıyordur, diğer insan devasa boyutlarda, diğeri de minyatür heykellerden. Biri çamurdan yapılmışını, diğeri metalden yapılmışını seyretmeyi seviyordur. Bu görecelik kavramından ziyade eserin vermek istedigi mana anlaşılmıyor ise o zaman "okumaya" ihtiyaç vardır derim.

İki soru da birbiriyle bağlantılı zaten, sanat eleştirilerinin gerekliligi üzerine.
  • nihilanth  (18.04.08 00:43:51) 
mevzu biraz alengirli. aslında mevzuyu alengirli kılan dönemlere göre yapılan değerlendirmeler mi, yoksa genel geçer yargılar mı tartışılır. geçilen süreçlere göre değişen sanat anlayışı ve süregelen tartışmalarla birlikte bu mevzuda kesin bi yargı oluşturmak zor. bir eserin veya eser demiyelim, bi uğraşı sounucu ortaya çıkan bir şeyi sanat eseri olarak değerlendirmek kimsenin tekelinde değil. böyle bi kurum, kuruluş yok ki "evet evet, bu çok kral bi sanat eseridir" desin. kaldı ki bunu diyecekse, görece nedir? modern sanat anlayışına göre bi eserin maddi bi değeri olması gerekir, yani bi kapital oluşturması gerekir, modern sanat, modern topluma yani tüketim toplumuna(toplum mu sanat mı mevzusuna şimdi girmiyrm) hitap ediyor dolayısıyla bunlar çirkin, kötü vs. deniyor. tabi kimileri buna katılmasa da böyle bi tartışma var. bu anlamda sanat eleştirilerine "zırva" demek biraz güdük kalıyor. neye göre zırva, eserin para etmesine göre mi, yoksa bi hikayesi olduğuna mı? neyse bu mevzu alengirli dediğim gibi.

aslında @nihilanth'n dediği gibi 2. soru da birinciden çok da bağımsız değil. biri beğenmeyebilir bi eseri ve sen ona eserin güzelliği konusunda ikna etmek istiyorsun çok sağlam kozların olsa bile bu, anlayışa göre değişiyor işte. eserin anlattığı hikayeden, sorunlardan veya her ne haltsa bahsetmek güdük kalabiliyor. toplumcu gözle bakarsan ve sanatı o şekilde algılarsan, bi sorunu, evrensel bi problemi dillendiren bi eser sana çok güzel gelebilir.peki sanatçının dünya, evren, savaşlar vs. sikinde değilse ve hiç bunlara bi gönderme yapmıyosa onunki değersiz mi oluyor? yada değerden kasıt ne? kapital oluşturması mı? hayır, bu adamların(sanatçılar) bu işi çoğu zaman bi diğerinden üstün olmak, daha fazla beğeni kazanmak, takdir edilmek için yaptıkları da rivayetler arasında.

yine dediğim gibi, beğenilmeyen bi eseri, birine "güzel" olarak anlatmak zor. şu var tabi, özgün olması çok mühim.bi sanatçı ortaya bi eser çıkarıyor ve çok özgün, ayrıca bi hikayesi var, devrine göre çok ileride, avangard falan feşmekan, o zaman o eser için yüksek ölçüde bi sanat eseri denebiliyor.

önemli olan eseri döneme göre değerlendirmek ve eleştiriyi ordan getirmek, tabi modernleşmeyle birlikte sanat-kapitalizm ilişkisini de göz ardı etmemek lazım.
  • crayze horse  (18.04.08 02:16:30) 
bir yapitin (heykel, tablo v.s) sanat eseri olup olmamasi, ona bakan kiside uyandirdigi duygulara baglidir. bir eseri begenmek demek, o eserde kendinden bir sey bulmak, onunla (ve dolayli olarak sanatçı ile,sanatçının duyguları ile) empati kurmak(einfuhlung) demektir. Demek istediğim, bir şey, insanlar o eseri beğendiği sürece sanat eseri olacaktir, kendiliğinde bir sanat eseri olma durumu yok. Yani bir yapıt kesinlikle sanat eseridir diye bir şey yok. Picasso'nun bir tablosu sana göre sanat eseridir, bana göre saçma sapan bir şeydir. Ben onu beğendiğim sürece bir sanat eseridir. Fare pisliği de bende gerekli duygulanmayi yaratabilirse, benim için sanat eseri kivamina gelebilir. (Tabi bu durumda nasil bir empati geliştirdiğimi, kendimde fare pisliğinden neler bulduğumu soracaklardir lakin felsefenin estetik dalı çerçevesinde konuşuyorsak bu böyle)

Bir de kişide estetik duygusu doğuştan gelmez, eğitimle geliştirilebilir bir duygudur bu. Bu nedenle değerli eserlere, ya da çoğunluk tarafından beğenilen büyük yapıtlara bu gibi bok atma durumlarının olması hoş olmayan bir şeydir, kişilere gerekli eğitim verilerek o kişilerdeki güzellik anlayışı geliştirilmelidir ki önemli yapıtlar hak ettiği değeri bulsun. Arkadaşına bir eseri beğendirmek istiyorsan, o eserde kendisinden bir şeyler bulmasını, empati kurmasını sağlamalısın. Bu da yukarıda bahsedildiği üzere, arkadaşının ilgisini çekecek hikayeler, kendisiyle ilgili bağlantılar anlatılarak mümkün olabilir.
  • no christ requiress  (18.04.08 05:49:09) 
Sanat ve felsefe hakkında herhangi bir eğitimim olmadığını baştan belirteyim. Söyleyeceklerim 'sokaktaki sıradan insan'ın yorumları olacağından estetik dersinizin sorularına makul cevaplar olmayacaktır muhtemelen.

2. soru, 'neye göre kime göre' probleminin çözümü, zaten estetiğin tarifinde yatıyor fikrimce. Estetik olarak kabul ettiğimiz bir nesne veya bir eser, mutlaka başka bir şeye gönderme yapmakta, kısacası bir şeyleri temsil etmektedir. O halde, estetik ürünün bizde yarattığı duygunun sebebi, gerçek olarak addettiğimiz kavramlardaki bazı mantık ilişkilerini onun temsili (estetik ürün) üzerinden yakalayabilmekle alakalı olmalı.

O halde, bir şeyin estetik olup olmadığı hakkında tartışma varsa, estetik bulan taraf diğer tarafı ikna etmek için estetik nesnede gördüğü mantık ilişkilerini/benzeşimleri ortaya koymalıdır. Bu durumda karşı tarafın tepkisine göre iki ihtimal ortaya çıkıyor.
1. karşı taraf bu benzeşimleri yakalayamadığı için nesneyi estetik görmemiştir.
2. karşı tarafın estetik değerlendirmesine göre sizin estetik bulduğunuz şey aslında kitsch'tir. Yakaladığınız mantık ilişkileri, daha farklı bir noktadan bakıldığında aslında zayıf kalmaktadır. Bu durumda, roller değişir ve ikna etmesi gereken taraf, nesneyi kitsch olarak tanımlayan kişi olur.

şurada fikrimi daha açık ifade etmiştim:
(bkz: estetik/@vulpius)

umarım vaktinizi boş yere almamışımdır. sınavlarınızda kolaylıklar dilerim.
  • vulpius  (18.04.08 12:29:39) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.