İçtiğin suyu, daha saf haliyle işeyebilirsin :)
-(ADH salınımının azalması)>> Diabetes İnsipitus

Diabetes İnsipitus hastalığında idrar sudan daha saf olmuyor ki. sadece daha sulu oluyor ve içinde glikoz olmuyor.

yani saf su işeyemeyiz sonuçta. ama idrar, içilebilir su haline getirilebilir.

Aslında cok yanlış başlık koymusum, ama yazımda da sormak istediğim, içtigimiz suya eşdeğer bir su mu çıkıyordu. Saf yazınca saf bildiğin h2o gibi olmuş. Göz kararı saf su demiyorum berrak derken, aşırı seyreltik olduğu için. Ama dediğim gibi asıl sormak istediğim içtigimiz suya benzer mi gibi biseydi

@ermanen, idrae içilebilir su haline getirilebilir derken, dışarıdan herhangi bir kimyasal , fiziksel etken haricinde sadece su ve insan ile birlikte mi getirilebilir ? . Bu arada ben tadına da baktım sıcak olması dışında pek fark yoktu sanki. Ama cok az denediğim için emin de değilim. Insanlar ureli ureli içiyor yahu sağlıklı olduğuna inanıp.

@utkucbkc

belli bir işlemden geçmesi gerekiyor. mesela "forward osmosis" yöntemi kullanılıyormuş. NASA, astronotların idrarını bu yöntemle içilebilir su haline getiren sistem geliştirmiş mesela.

kaynaklar:
www.smartplanet.com
en.wikipedia.org

edit: bu arada içtiğimiz su da saf değil tabii. ancak idrar da olduğu gibi içtiğimiz su olarak kesinlikle çıkmaz. sonuçta birşeyler karışacak ona.

o kadar çok su içmelisin ki ancak neredeyse tamamen su olabilsin ki buna gelmeden önce su zehirlenmesinden ölürüz sanırım.

bobregine yazik, git baska birseyle oyna. bobreklerini iflas ettirip devletin parasini carcur etme.

o kadar fazla su içersen böbreğe gelene kadar zaten bazı hücrelerin osmotik basınçtan dolayı içlerine çok su alarak patlamasına neden olup bundan dolayı ölebilirsin. literatürde vardı öyle bişi. çok su içip ölmüştü adamın biri.

@want2die merak ettim :D

yumurta riskli iş, bi tanesini kırıp kokusuna baksan, en azından tavaya kır

asla hiçbir şey olmaz ben 2-3 aylıkları yiyorum yıllardır

bir tavaya kır, sarısı dağılırsa, bozulmuştur.
bir de şunlar varmış.
www.dipcik.com

amma saçmalıyonuz ya ben aylarca bu sıcakta dışarda tutup yiyorum hiçbişey olduğu yok daha dün son kullanma tarihi haziran olan şeyi yedim

hiç bir şey olmaz. abicim. insanlar neler yiyor...

hiç bir şey olmaz. o yasal süre. 3 günde hiç bir şey olmaz. ama yine de iyi koruyamamış olduğunu varsayarak dedikleri gibi doğrudan tavaya kırma. bi dene öcne.

Yumurta buzdolabında ve yıkanmadan saklanmışsa yumurta testi sonucunda kullanabilirsiniz.
Yumurta testi şöyle yapılır:

Uzun bir bardağa yumurtayı koyun ve su doldurun. Eğer batıyorsa tazedir, suyun üzerinde yüzüyorsa ben yemem.

ben de su testini kullaniyorum hep.

Şampuan kullanıyorum zaten şu an ve pek problemim yok, benim derdim hastalığın sabun kullanmaya izin vermemesini önlemek ve saçları sabunla yıkamak.

benim de egzamam vardı saç diplerinde. ketoral kullandım kortizonlu sıvılar kullandım geçici çözüm oldu. biri bi gün sirkeyle yıka dedi,banyodayken bi şampuanla kirini akıttıktan sonra diplere sirke döküp masaj yapıyorum. bi 5-10 dakika bekliyor sonra durulayıp şampuana devam ediyorum. bu şekilde 2 -3 haftada tamamen kurtuldum. ara ara hala da yaparım. bu şekilde bi çözümünü deneyebilirsin.
yüzündeki egzama içinse dayımın alnındaki egzamasını geçirmesini sağlan ürünü söyleyebilirim, ozon yağı. saf zeytinyağının ozonlaştırılmışı sanırım tam detayı bilmiyorum ama bu egzama, sivilce hatta çilleri bile geçiriyor.
geçmiş olsun.

dayin ozon yaginda hangi marka kullandi hatirliyor musun diye olaya dahil olayim?

bazı dermokozmetiklerin atoderm serilerinde falan sabun içermeyen bar gibi şeyler var. kalıp sabun gibi ama sabun gibi hassas ciltlerin dengesini bozup kurutmuyor. belki onlardan deneyebilirsin.

yeni oyunlar genelde 3G ve sonrası için oluyor

angry birds, hd video oynatma gibi şeyler 2.nesilde olmaz mı? 150 tl ye garantisi devam eden buldum da.

mesela kamerası olmaz. update edilemez..

evet yapilabilir. yaptim.

fotoğraf albümü alın,bebeğin fotoğraflarını çekip çekip koyarlar.

altin?
cok mu klasik?

taze bir baba olarak ben önereyim.

birincisi kesinlikle sadece bir tane olması yetecek şeylerden almayın, zira onu zaten almışlardır, boşa gider. ne bileyim, bebek banyosu, ateş ölçer, telsiz, biberon, uyku seti, bebek battanyesi vs gibi şeyler fuzuli olur (evin her tarafı battaniye oldu, 6-7 tane battaniyeyi ben ne yapayım. iki tane de ateş ölçerimiz var, banyosunu da iade ettik hediye gelince, başka şey aldık yerine).

neye ihtiyaçları olduğunu bilmeden illa bir hediye almak istiyorsanız birden fazlası gerekecek şeyler alabilirsiniz. mesela bebek için 2-3 tane body alabilirsiniz. babanın tuttuğu takımın body'leri mesela pek sevimli olur. zira body ihtiyacı hiç bitmiyor. ama bunu da maksimum 1-2 ay kullanıp atacak.

ama bence bütçenize uygun olarak altın takın. 40-50 liraya 0,5 gram altınlar bile var. en azından kesinlikle boşa gitmeyeceğine emin olursunuz.

bezpastası falan geçiniz. ben paketi açılmış, 50 kişinin avuçlayıp pasta haline soktuğu şeyi bebeğimin poposuna bağlamam. illa bez alacaksanız migros'a gidip 1 numara prima premium care alın 2-3 paket.

e-satis.alokurabiye.com

ya da e-satis.alokurabiye.com

www.shopmavi.com(66002).aspx (1 yasa kadar olani)

www.threadless.com (one piece)

altın

paraya ihtiyaçları olacak. altın en kullanışlısı olacaktır. satar ihtiyaçlarını görürler. daha ucuz bişey lazımsa kesinlikle bezpastası

öncelikle sağlıkla analı babalı büyüsün. 3. kez anne baba olduklarına göre, eğer diğerleri ile arasında yaş farkı da yoksa pek çok şeyleri vardır zaten, kıyafet dahil. O yüzden alacağınız her şey fazlalık olabilir. Bence de 40-50 liralık bi altın bile alsanız daha makbule geçer.

www.bulabilirim.com

borcam.

gfdsg şaka şaka. güzel bir şarap veya hoş bir ev aksesuarı alabilirsiniz, gece lambası falan gibi ?

limitler nedir bilmiyorum ama, birisi bana su robot supurgelerden alsa cok hosuma giderdi. hani su kendi kendine evde dolanip duranlardan. hele evcil bir hayvanlari varsa sahane, ozellikle tuyleri alanlari var :)
edit: kendim, kendime aldim; seyretmesi bile eglenceli :)

eger hobi olarak play koleksiyonlari varsa, soyle birsey var.
www.amazon.com
birine hediye edildigine ve bu kisinin cok sevindigine sahidim.

Amerika'da kalış süresini genellikle 6 aylık verirler, senin 2 ayın kaldığı için o süre kısalabilir belki.

Dönüş biletin yanında olsun mutlaka, sorabilirler ülkeye giriş yaparken.

hayir degil, sadece vize icin gerekli. hic bir sorun olmaz.

www.immihelp.com

hangi il?

bulunduğunuz ilde veterinerlik fakültesi varsa çok daha uygun fiyata halledebilirsiniz.
belediye de veterinerlik hizmeti verebiliyor olabilir, onlara da bir danışın isterseniz?

450 çok çok çok fazla.
belediyeye güvenmiyorsanız başka veterinerlere danışabilirsiniz.
fiyatının 150 lira civarında olması gerekiyor.

normalde dişi kedi 250 lira falandır. birkaç gün yatar hasta bakımı ve ilaçları dahil.

250 lira gayet makul bir fiyat, keşke net bir adres olsaydı elimde.

Ankara'da belediye veterinerinde, tertemiz ortamda erkek kediler 65, dişiler 90 liraya kısırlaştırılıyor. 450 diyen hayvan düşmanına selam söyleyin. 150 liradan fazlası hem yazık, hem ayıp.

nasil ozel hastane de uzman ve ortam farkediyorsa, veterinerlik hizmetleri icin de cesit cesit kalitede yer var. nasil belediyenin kantiniyle highstreet kafenin kola fiyatlari farkliysa bu da farkli oluyor.
eger fiyat sizi rahatsiz ediyorsa daha devlet hastanesi muadili bir yere gidebilirsiniz, mesela belediyeye...

bir kere kısırlaştırılacak, paraya kıyın, derim. iyi yerde çok temiz iş çıkarıyorlar. gelgelelim, belediyenin işi her zaman iyi olmuyor. dişi kedinin ameliyatı daha zor ve kocaman açabiliyorlar: 7-8 dikişlik, mesela. bizim kızı iki dikişle, tertemiz ameliyat etmişlerdi.

belediyeyi bence de mecbur olmadıkça tercih etmeyin.
250 liraya iyi diyorsanız zaten sorun yok, ki o bile fazla.
birkaç yere sorun.
dişilerinki erkeklerinkine nazaran biraz daha pahalı olur bu arada.

450 lira mı çüş, gören de hayvan sakatlanmış sanacak.
belediye veterinerlerine güvenin derim, ha güvenmiyorsanız bile 450 lira vermeyeceğiniz bir vet bulun. internet bunun için var.

Bir de geçen hafta iki gün uyuyamadım. 1 saat falan uyuyup uyanıyordum. Sağ kolumun dirsekten aşağısı uyuşmuş bir şekilde uyandığım oldu. Aynı gün, sağ ve sol el serçe ve yüzük parmaklarında uyuşmalar da oldu. Zaten o günden beri çok nadiren parmak uçlarında (özellikle sağ el) falan uyuşma da oluyor. Çok pis küfür edicem edemiyorum. Hakkaten stresten bu kadar şey olur mu lan?

norolog degilim ama senin bu durumun norolojinin alanina giriyor. zaten bir seylerin var gibi, bulging basvermek gibi bir terim yani, fitik denilen durumun olustu olusmak uzere gibi bir izlenim oldu ben de, bir de sigara iciyor musun? sigara damarlari buzdugu icin vucudun periferini kansiz oksijensiz birakir. eger iciyorsan biraz ara ver en azindan bir gun, bakalim gece uyusmalarinda bir fark oluyor mu? cunku benim bir numarali sigarayi sebebim bu senin bahsettitgin uyusmalardi.

Cevap için teşekkür ediyorum. Sigara içmiyorum. Artık buradaki işlerimi falan en kısa sürede sonlandırıp bir anca Türkiye ye dönme planları yapıyorum.

ellerindeki uyusmalar, 5. ve 6. ile 6. ve 7. boyun omurlarin arasindaki disklerin fitiklasmasina bagli olabilir, bi ihtimal (might yani).

kasilmalar ve segirmeler, vitamin eksikligi ve yorgunluga bagli olabilir.

karacigerinin oldugu bolgedeki "iceriye gocme" hissi icin karin ultrasonografisi oneririm.

bu boyunla ASLA mekik yapMAmani, motorlu tasitla seyahat halinde emniyet kemeri takip, ense destekli koltukta oturmani, whiplash yaralanmaya karsi tedbirler almani, uzun oturur pozisyonda, cenen gogsune degecek gibi boynunu tam buken pozisyonlarda oturMAmani oneririm.

ellerindeki uyusmalar artar ve nitelik degistirirse, beyin ve sinir cerrahisi muayenesi oneririm.

bonus:

www.ehow.com

voices.yahoo.com

bir de bazen ani bir ürperme/üşüme hissi oluyor ama önemli midir bilmiyorum?

fiesta. ehe.

opeli alman malı oduğuçün tercih ederdim.

"temiz bulursanız" Corsa. Ben de kullandım, kardeşim de. Diğer ikisini toplasanız -bence- bir tane Corsa yapmaz.

corsa iyidir. kullanan yakınlarımın fikirleri doğrultusunda söylüyorum.

corsa iyi cidden getz'e hiç bulaşma clio'yu bilmiyorum.

corsam var, cok sevdigimden bir turlu satip da baska arabaya gecemiyorum. zamaninda mazda honda gibi japon seyler almak istemistim, kismet bu araba oldu o donemde. bana satan kisi su anda satin aldigimdan daha yuksek fiyata benden satin almak istiyor, her daim nakit para gibi bir avantaji da, hep bir alici var.

corsa'nın 2.eli çok iyi onu biliyorum ama az kilometnre yapmış corsa bulmakta baya zor, corsadaki sıkıntım o. az yaktığındanmı,çok kullanıldığından mı anlamadım :)

2004 ve üstü seat ibiza bakın.

ikisininde oyun çağları. merak etme öldürmez, ufak tefek yaralanmalar olabilir ama. zaten kedi kaçacağı zamanı iyi bilir.

oyun yav. bizim köpecik de elimi ısırır oyun olarak. acıtmıyor pek, çok acıttığını anlayınca gelip yalıyor. ısırmayı seviyorlar yani. zarar vermez.

oyun oynadıkları kesin ama daha şimdiden ipleri eline alsan iyi olur. oyunun sınırlarını sen koymalısın. oyun istemediğin bir tarzda sürdüğünde köpeği uyar, sakince oyun oynaması gerektiğini, senin koyduğun sınırlarda oyun oynayabileceğini daha şimdiden öğrenmeli. oyun hararetlendiğinde köpeği sesle, sese aldırış etmezse dürterek uyar. bıkarırsa öğreniyor demektir. senden kaçarsa oturana kadar onu takip et. yaptığının istenilmeyen bir davranış olduğunu göster. ismini kullanma, sevgi gösterme. yere oturur oturmaz geri çekil.

rahat olun kediler kendini korumasini bilirler.

Evlilik dediğin şey bir imza alt tarafı. Birini seviyorsan başka alternatifler aramazsın. Bu durumda ilişkini gözden geçirmelisin belki de. "Evli değilsin ki" çok saçma bir bahane. Evlenince daha mı çok seviyorsun da evlenene kadar her şey mübah diyorsun?

bence ayıp. diyelim ki daha iyi binopsiyon çıktı o kız... ee sonra? terk edeceksin yani öyle mi? işte burda etik değil... duygusal bir davranışmış seninki. arkadaşın biraz olaya araba alir gibi yaklaşmış. ne demek ”daha iyisini bulursun belki” :) ben anlam veremedim. araba alırken yaparım ben bunu. böyle şeylerde olmaz "bence" tabi...

sevgilin sana yapsa ve seni daha iyi birisi için terketse, bunun normal olduğunu düşündüğünü söylese senin tepkin ne olurdu?

çok enteresan ilişkiler çok enteresan kafa yapıları. filmlerden mi etkileniyorsunuz napıyorsunuz anlamıyorum ki...

@aspryn: Senin mantığına göre, bir aylık bir ilişkin varken, tam senin tarzın biri karşına çıksa bile, mevcut sevgilinle devam etmen gerekir. Halbuki ötekini tanısan belki de ruh ikizin çıkacak. Sonra git mevcut olanla evlen, kendine göre ortalama bir partnerle hayatını geçir; harcanmış bir hayat belki de.

@ali: Ayıp, evet, ama yine de sırf ayıp diye harcamış oluyorsun belki de hayatını bir anlamda. O zaman tipik amerikan filmlerindeki ayrılıklarda "You're not the one" gerekçesi geçerli değil mi?

@lilyb: Son birkaç cümlede bahsettim dediğinden.

@juninho: Az felsefe yapalım dedik.

belki daha iyisi çıkar gibisinden bir tüccar mantığındaysan zaten sen sevgilini pek sevmiyorsun. bence bir gözden geçir ilişkini. olmayacak gibiyse kıza da eziyet etmeden ayrıl.

not: tam okumamıştım duyuruyu uzun geldi. baktım da sen tam bu düşüncede değilsin sanırım. sözlerim biraz ağır olmuş olabilir, kişisel alma.

@esenbogan: Şu an sevgilim yok arkadaşım. İlk cümlede soruyu sorma niyetimi açık ettiğimi düşünmüştüm.

aspryn ne dediyse altına imzamı çakıyorum. ne düşündüğünü bilmiyorum ama o arkadaş gibiler evliliği bir "zorlayıcı güç" olarak algılıyor bu yüzden de ya aldatıyor ya da mutsuz oluyor. evliyken "daha iyi bir opsiyon" buldun diyelim. ne yapacaksın boşayıp ona mı geçeceksin ? pezevenklik yapmanın lüzumu yok seviyorsan en iyi opsiyon sevgilindir. "bi sevgili bulalım be abi" modunda takılıyorsan bi sikim olmaz zaten senden de o ilişkiden de.

sevgiliye "daha iyisini bulana kadar en iyisi bu." diye bakmak gibi bu sorduğun. doğrusu, sevgilin varken ya daha iyisi varsa da ben bulamadıysam psikolojisi iyi değil.

"Ama genel olarak sevgililik müessesesine fazla değer veriyoruz belki de"

aslında sen, evlilik müessesine fazla değer veriyorsun. Birine olan sevgini, attığın imza çoğaltmaz ya da azaltmaz. Dolayısı ile o kadını seviyorsan şimdi de seversin, evlenince de seversin.

Şimdi sen bir ilişki yaşıyorsun, sadık olduğunu onu sevdiğini söylüyorsun. Bütün bunların yanında, o kadına değer veriyorsan, ona saygı duyuyorsan, bazı sözleri sarfetmeden önce, bazı düşüncelerini fiilen gerçekleştirmeden önce onun bu konuda ne düşüneceğini, kalbinin kırılıp kırılmayacağını ve vereceği tepkileri düşünmelisin.
Zorunda değilsin ama yapmalısın. Etik olan bu.

Başka alternatifler daha cazip geliyorsa, başkalarını istiyorsan o ilişkiyi bitirmeli ve o kadının kalbini kırmadan, vaktini çalmadan, saygısızlık yapmadan yoluna gitmelisin. Onun haberi yok diye kendini rahat hissetme. Bu düpedüz saygısızlık. Onun hayatındaki yerine, sana olan duygularına, sana ayırdığı zamana ve sana duyduğu güvene saygısızlık.

Onu yok saymak çok yanlış.

sevgililik müessesesine bakış açına göre değişir. boş duracağıma iyi kötü anlaştığım biri olsun hiç değilse hayatımda diye düşünen insanlara göre normal. ama bir insanı seviyorken ve iyi anlaşıyorken arayışta olmak aklıma bile gelmeyen insanlara göre normal değil. tabi 2. gruptaki insanlar sevgilisi varken başkasını daha ilgi çekici bulup ayrılmak isteyebilir. ama bunu planlı programlı yapmak hoş değil bence.

bence bu da dahil her meselede karar verirken karşındakinin yerine koy kendini, bana yapılsa nasıl olurdu de, kendini yanıltmamış olursun.

yaptım. Büyük vicdan azabı çekiyor insan sonradan .

"Daha iyi"ler bitmez ki canım senin "iyi" nitelemene göre. Gözleri bakışları iyi olana gidince başka bi tarafı daha iyi olandan etkilenirsin. Öyyle uzar gider bu. Sevgilinin yeterince "iyi" olmadığına inanıyorsan onu bıraktıktan sonra daha iyileri keşfetmeye çalışırsın. Zaten sevgilin varken ne kadar yakından tanıyabilirsin ki başkasını.

aslinda iliskilerde dogru yanlis pek yok bu acidan onemli olan karsilikli bilgilendirme ve onam. yani sen kendin icin reva gordugun herseyi sevgilinin de yapmasini dogru buluyor ve destekliyorsan sorun yok.
davul dengi dengine caliyor yani. benzer hassasiyetleri olan insanlar birbirlerine durust olduklari surece yasayabilecekleri en duzgun iliskileri yasiyorlar. bakirenin bakirler evlenmesi de dogru, swinger ciftler de dogru. sapina kadar monogamist ciftler de dogru. herkes dogru insani bulunca iliski de dogru.
dolayisiyla bunun cevabini ancak sevgilin ve sen bilebilirsin cunku dogru sadece sizin kendi dogrunuzdur.

bence lastikler için lastik basıncınını ölçen kalemlerden al. kaç psi yapman gerektiğine de katalogtan bak. en olmadı benzinlikte ayarlayıp kendin şişir.
sele için ise daha büyük yaylı seleler var ama çok büyük sele bacak hareketlerini kısıtlayacaktır. netice olarak daha çok yorabilir.

bisikletciler icin ozel ici pedli taylar vardi, bence cok mantikli bir fikir, belki sizin icin cozum olabilir.

daha büyük bir seleye geçince de temas alanının artacağını hesaba katın. daha fazla temas alanı daha fazla acı. o yüzden pedli (hatta jelli) taytlar (şort biçiminde olanları da var) işe yaramazsa çözümü en büyük ve yumuşak selede aramayın.

kaç psi olması gerektiği katalogun yanında lastiklerin yanaklarında da yazıyor olabilir.

tayt alman lazım

bir arastirma oldugunu sanmiyorum o konuyla ilgili.

ben üsendigimden ve yurtdisinda oldugumdan sildirmedim, konsoloslukla ugrasmak istemiyorum.

herhangi bir sey yazdirmak diye bir sey yok, serabetanist ya da pastafaryan olmayi kabul etmiyor devlet.

böyle bi ülkede bunun mümkün olacağını hiç zannetmiyrum. ha herkes nasıl olsa müslüman kabul ediliyor diye belki yazılmasın ne gerek var demislerdir ama yok imkansız yani
ayrıca kimlikten sildirmek de sakat bir şey bence. devlet dairesinde bi işin olur bakarlar sırf orda dinin yazmıyo diye sana pustluk yaparlar her sey beklenir yani

sorun musluman olup olmamak ila alakali degil, dinsel secim cinsel secimden bile ozel bence, bunun butun turklerik heteroseksuel kabul eden anlayistan bir farki yok, mesele bu kadar ozel bir olayin herkesin elinde dolasabilir bir belgede ifsa edilmesi. donunu goster demekten daha az onur kirici degil ki. bireyselligi olan insan icin bundan rahatsiz olmamak mumkun degil.
bunu sildirmek bile bir davranis belki ben davranmamak istiyorum, devlet buna ne karisir? ideali bunun secenek olarak orada belirmemesi, devlet o kutucugu daha faydali seyler icin kullansin, inancimizdan elini ceksin.

@secilmis, zaten sildirdim ben. fakat sildirmek cozum degil ki. yine kendini ifsa ediyorsun. sildirdiysen musluman degilsindir algisi oluyor. cunku musl. olsaydin rahatsiz olmazdin, gibi.

fakat merak ediyorum, mavicorap.in dedikleri gibi, nicin resmi veya gayriresmi bircok islemde kullandigimiz kimlikte kisisel olan din hanesi olusturulmus? kaldi ki bu dogustan verilen bir sey. ne hakla? inanci asikar etme ihtiyaci neden?

cumhuriyet kuruldugu yillardan beri var mi kimliklerde bu?

yeni kimlik muhabbeti rafa mi kalkti?

sirkeli su ile ıslatılmı bezi koltuk altına ve alnına koyuyorsun birşeyin kalmıyor.

tylol, uyku, su, vitamin.

sağolun gençler düzeldim valla. hava sıcak diye birşey olmaz sanmayın oluyormuş

28 days later, silent hill, suspiria

rec, the exorcist

www.imdb.com

haute tension

vergiler çok yüksek.

ötv ve kdv

sadece vergiden kaynaklanmıyor. rekabeti sağlama konusunda gerekli mekanizma zayıf ve tüketiciler de yeterince bilinçli ve örgütlü değil.

volkswagenin sitesine gir mesela golf'e bak fiyat detayları var oradan bakarsan kdv ve ötv tutarına anlarsın.
mesela golf comfortline 1.4 tsi model fiyatı 26.000 ötv 10.000 kdv 6.5000 mtv plaka masrafları fln derken 25.000 lik araba 45.000 oluyor.

2.0 ve üzeri motorlarda araba fiyatı üzerinden %135 ötv+kadv alınıyor. 100.000 tl değerindeki araba 235.000 tl oluyor. gördüğün gibi üretici o 100.000den 20.000 kazanıyorsa devlet 135.000 kazanıyor. ayrıca ötv'nin de kdvsi alınıyor ki bu saçmalayığın daniskası.

vergiler yuksek kolay cevap. asil cevap su:
uretmiyoruz biz kardesim, turkiye hic bir ise yaramayan bir ulke, sadece tuketiyoruz, anca hizmet sektoru anca insaat. egitimli insanin hicbir kiymeti kiymeti yok, bilimin teknolojinin kiymeti yok, gelir dengesizligi had safhada. en ufak sey icin bile disariya muhtaciz. doayisiyla devamli disaridan yemek yemek yiyen aile gibiyiz, mutfak masrafi hep fazla cikiyor bize, yan tarafta ise haliylen evde pisiren ayni yemegi ucuza yiyor.

rekabet ortamı yok, tekelleşme var. ucuza araba üretmeye kalksan bırakmazlar, örnekleri var. devlet ve üreticiler bir sömürü düzeni kurmuş, böyle devam ediyor.

niye ucuz olsunki? milleti sikmek varken niye ucuzlasın? yarın bi kanun çıkar 40 binlik araba 50 bin lira olur, sonra o para bir kaç tane pezevengin cebine girer, millet yine sömürülmeye devam eder ve kimsenin sesi çıkmaz.

ucuzlarsa ithalat patlar kasa iflas eder mesela yerli uretim arabalar var ama onlar montaj parcalar disardan geliyor yine sadece konum olarak avantajliyiz o yuzden burda fabrikalar. ithalat patlamasin diye vergiler var.

bir de devlet zenginden vergi alamiyor milyon dolarlik futbolcu asgari ucret aliyor gorunuyormus duzeltecez filan diyorlardi hala. o yuzden bizde devlet her buldugu seyden vergi alir ekmek su telefon araba bilgisayar don vb. ne varsa koyar vergiyi cunku bunlarda kacirmak cok zordur ama sirketler zenginlerden bir turlu alamaz.

uretim yapmiyoruz ve arge harcamalarimiz resmen copluk gibi adam gibi projeye para yatirmiyor devlet bakiyorum tubitaktan 100 binlira fon alan akademisyenler var yaptiklari projeler dise bile dokunmuyor. elin amerikalisi 20 milyon dolara insan gibi yuruyen robot yapmis bizim tubitak pardus diye cakma birsistemi yapamadi sonunda kapatti.

calisan kalitesi iyi degil cok bosa para gidiyor biz de vergiyle oduyoruz. butceyi yoneten ben olsam yabanci arge kurumlarina yatirim yapar devlete para kazandirirdim cunku bu ulkeden ne arge cikar ne bisi sadece tesvikler 3 5 tane taklit sistemle cope gider

vallah almanyada VW golf 80 PS is 16.000 Euro ya alabilion sifir kilometreli www.volkswagen.de

üç kuşak kapıcı olan insanlar hayatından memnunken neden herhangi bişeye tepki oluşsunki

bizim bi arkadas kedi yakardi, öldü gecen de bi kedi gecerken yanimdan bana "pampa naber " dedi ibretlik...

kötü değil de iyi manada geldi. arkadaşla kızılay'da yaz sıcağında dolaşırken 1,5luk su almıştık, dibine gelince bi 250-300 ml kalınca kan gibi oldu. dedik atmayalım çöpe, suyu alamayan da var (bilmiyorum var mı ama öyle dedik biz) kenara gölgeye koyalım alır isteyen. ama cebimizde de bilet var sadece ego kartı, 5-10 kuruş bile yok biz de alamayız yani suyu. =) gittik tam 6-7 metre ötede arkadaşın omzuna kuş sıçtı. biz de dönüp o suyu aldık onla temizledik elbisesini. israf yapıp atsaydık cepte para da yok, arkadaş omzunda güvercin bokuyla gezecekti. ehe.

cünüptü kesin pezevenk orası ayrı.

hayır inanmıyorum.
bazen inanabilirim. ama sadece canım, canımı sıkmak istediğinde.

karma mi ilahi adalet mi bilmiyorum araftayim ama kesinlikle var

ne ekersen onu biçersin diye boşa dememiş atalar.

Geçenlerde haberlerde vardı;
Kadın küçük bir çocuğun hayatını kurtarıyor. Yıllar sonra aynı kadın restaurantda
boğulmak üzereyken genç bir adam hayatını kurtarıyor. Genç adam yıllar önce hayatını kurtardığı çocuk. Bu örnek olabilir bence.

ben suna inaniyorum kiytirik olaylar icin degil ama cidden kotuluk yapandan acisi bir yerden cikiyor, cunku bir insan dusunun bundan nefret eden bir kisi var, bunun hep nefreti ustunde, bir gunde degil ama bunun bir etkisi oluyor. ben kendi adima beni uzmus insanlarin devaminda mutlu olamadiklarini gordum, direkt beddua ettim diyemem, ama suna cok inaniyorum, bir terazi var, minik minik hareket ediyor kendince ve bir noktada agirlik diger tarafa dusuyor. iste o zaman diyorsun ki ben bunu olacagini biliyordum. fakat suna da inaniyorum bu kisinin size yaptigi kotulugu siz ona yapmamalisiniz. bu cezalandirmamak degil. mesela birisi size yalan mi soyledi, bunun sonuclarinin acisini ceksin ama siz ona yalan soylmeyin. bilmem kafamdaki dengeyi anlatabildim mi?

karmaya inanıyorum.
sözlükteki son maceramda ucurulmadan hemen önce karması çok düşük diye not düşülmüştü tarihçeme.. -500 müydü oyle bir seydi..

herkesin hayatında iyi ve kötü gelişmeler yaşanır.
herkes, hayatında iyi ve kötü işler yapmıştır.
başın gelen iyi şeyleri, yaptığın iyi işlere; başına gelen kötü şeyleri, yaptığın kötü işlere yorduğunda karma oluyor.

%80 iyi işler yapan bi insanın, bolca iyi şeyler yaşaması normaldir. iyi olduğu için sevilen biridir, insanlar da ona iyi davranır, işlerinin iyi gitmesi şaşırtıcı değildir.
%80 kötü işler yapan birinin de, başına kötü şeyler gelmesi neredeyse kaçınılmazdır. zarar vermiştir, sevilmez, düşmanları vardır, insanlar da ona kötülük yapar, köstek olur.
doğal.

artık inanıyorum aga, ilahi adalet midir zamanında aldığım ahlar mıdır bilmiyorum, çok insanı yüzüstü bıraktım galiba acısı çıkıyor lan :/

altina kirinti girmis olabilir mi, basmasina fiziksel olarak engel olusturuyordur

Ters çevir salla, ne var ne yok dökülür.

elektrikli süpürge ile çek

su alti icin case ler var, zaten makinesi varsa bunlardan almak daha mantikli gibi, hem makineyi degistirirse de kullanabilir.

ask ve nefret kardestir. cok sevdigin insanlar seni uzebilir nefret ettirebilir. bence sizi sevdiginin kaniti, ama tabi varolan sorunlari cozmemek icin de bahane degil. emek verirseniz elde zaten sevgi oldugu icin cok guzel bir iliski dinamigi yakalayabilrisiniz.

Ben de öyle bakardım, sonra bi gün bi baktım terk etmişim.
True story.

hayalkırıklığının şiddeti sevgiyle orantlıdır kardeş. başkası yapsa sklemezsin ama taptığın biri yaparsa şoka girebilirsin. tabi aranızdaki aşk böyle eşsiz ve kuvvetliyse normaldir. ama sıradan bir ilişkiyse elveda de.

öyle bakmasına neden olacak ne yaptığını bir düşün.
sorun onda değil, sende olmasın?

Bakmak konusunda bi yorum yapamicam ama bende kız arkadaşımla aynı sorunu yaşıyorum.Bibuçuk yıllık bir beraberliğimiz var ama ne zaman tartışsak tamamen bambaşka birine dönüşüyor,kin doluyor.Ama daha sonra barışıyoruz ve düzeliyor...

enişte ile anlaşabiliyorsan fena değil ama nerden baksan sıkıntı...

@lepetitprince şaka yapmıyorsan sen çok yanlış anlamışsın olayı=) @vive la vie eğer sempatin yoksa yapma.(inşallah ben yanlış anlamamışımdır).

yahu o senin karindasin, sikma bu kadar kendini, anan sizi birbirinize destek olun diye dogurdu. eger seni uzerse hemmen anneye bir telefon acarsin, onu biraz paylar olur biter. sen de biraz varligini kolaylastirirsin. bir numarali kural hicbirseyi degistirme. gorunmez olmaya calis. herseyi sorarak yap. ikincisi evliyse veya ev arkadasi falan gibi birileri varsa, onlarin iliskilerine karsi notr ol. yorum yapma. mumkum oldugu kadar hayalet gibi yasa.

abi siz çok yanlış anladınız olayı, neyse. bahsettiğim cemaat evleri.

ben anlamam cemaatten, abladan, abiden, camiden hocadan. yıkılsınlar. yanlış anladığıma sevindim. bye.

Bir iki sene sonra Anana Babana siz kafirsiniz deyip, deden yaşında bir erkekle evlenmek istiyorsan hiç durma hemen katıl ablalara!

mantıklı değil. dayatmalar var.

Koşarak uzaklaş.

hiç bulaşma, uzak dur. yurt vs. dene. 2.3. ol öğrenci evlerine. tek başına eve çıkman mümkün değilse, niye cemaat evlerine gidiyorsun ki? 2 veya 3 kişi kalmayı denemek çok mu zor?

Ablam ve yavrulariyla çok kaldım, harika bence. Anne yarısı gibi full koruma. Ev arkadaşından iyidir, tavsiye ederim ablan arıza degilse.
Not: neeee cemaat evi mi deli mısın sakın bulaşma yanarsın.

zaten namazini kilan bir insansan ekstra bi yuku olmaz.

valla zamaninda havas biletinin ucretinin odendigini gordum, zaten havasi odemeyen taksiyi hic odemez mantiken.

yakaları kaldırmana gerek yok güzel bence.

hiç güzel değil.

iyiymiş

çok güzel lan ben de alacam hatta

güzelmiş , al.

ten points

uzun boylu birine yakışır

hoş ceket ama zara indirimde zaten bence cevahrde çok daha güzellerini bulabilirsin

gömleği diktirirsen düzgün olmaz. shirt olarak diktirirsen düzgün olabilitesi var

ankara'da gomlekciler var, kisiye ozel gomlke dikiyorlar. fiyati da pahali olmuyordu cok fazla. yani sirf bunu yapan bazi adamlar var demek istedim. ama neredeydi hatirlayamadim simdi. kendi sehrinde de vardir belki?

Battlestar galactica mükemmeldir. Yaratıkli, bol heyecanlı, gerilimli, dramLi, entrikası.
House sıkıcı hemen sana tüm diziyi özetliyorum; 3-4 kere yanlış teşhis koyup son anda hastayı kurtarıyorlar. Karakteri seversen iyi dizi o da beni sarmadı cok abartılıyor.
Weeds ilginçtir bı dene sevme ihtimalin var, ama bsgyi kesin seversin.

(bkz: sons of anarchy). valla bak.

doctor who candir,
komedi istemem demisin ama coupling olmadan olmaz. 24 bolum zaten toplamda cerez gibi gider.

hımm peki bu Battlestar galactica'nın yaratıkları iğrenç iğrenç şeyler mi? yoksa katlanılabilir bir iğrençlik seviyesinde mi?

(şiddet sahnesi sayılabilecek şeyleri izleyemiyorum dediğim gibi)

@kun zamorano, valla hardcore motorcu da bünyeyim ama sons of anarchy sevemedim yahu. onu da 3. bölümde bıraktım. fazla maskülen geldi bana

doctor who ve coupling e bakayım, tenks :)

komedi olmasın mı? bence it crowd izle ve tekrar düşün, bu diziyi beğenmeyen adam görmedim ömrü hayatımda.

Yok robotlar iste cylonlar! Savaş sahneleri var ama uzayda geçiyor. Bende izleyemem cok kanlı seyleri ama bu uzay gemilerinde olduğu için bı sorun yok.

the killing izle polisiye-dram nasıl yapılırmış gör. bir daha behzat ç'nin yüzüne bakabilecek misin bakalım ondan sonra.

2 sezonda bitti zaten. her sezon 13 bölüm. mükemmel bir final yaptı.

bak hatta birisi sözlükte behzat ç'ye çok güzel laf sokarak the killing hakkında entry yazmış :) www.eksisozluk.com

dexter, fringe, breaking bad

the killing +1

sinema-televizyon bölümlerinde ders olarak okutulur.

buna artı olarak;

boss
boardwalk empire
breaking bad
mad men
misfits (uk)

breaking bad a başla bence.
once upon a time da çok iyi benim favorim

house iyidir, hugh laurie'ye son sezon bolum basi 700.000$ veriyorlardi, bosuna vermezler birine o parayi diyorum baska bisiy demiyorum.

bana gecen fringe'i önerdiler: (git: 450960)
basladim da. fakat bir bölüm o kadar uzun sürüyor ki, uzun sürdügünü fark ediyorum ve bu o kaadr iyi degil. biri sabirla izlemelisin demisti. önerebilirim. ilginc basladi.
battlestar galactica'Ya baslayacam. o da sarmazsa fringe'e geri dönecegim.

house izle bence mutlaka. dexterda süperdir ama kan olayları var onda biraz rahatsız olabilirsin. doğaüstü şeyleri seviyorsan fringe ya da supernatural e bakabilirsin. komedi tavsiyem ise modern family ya da big bang theory.. bu saydığım dizilerin hepsi bence 10 numara diziler.

kuzey-güney , leyla ile mecnun . Yabancı ; lie to me , modern family , boardwalk empire .

son dizisini izle kaliteli bir yapimdir turkler boyle dizi yapmaz dersin zaten ratingleri yerlerde surunuyordu bu da demektir ki dizi kaliteli

merlin, once upon a time, fringe, breaking bad

babam sagolsun bizde ciltli ciltli duruyor depomuzda. mizah dergileri koleksiyonumuz var. eski girgirlarimiz da yine ciltli olarak mevcut. bir de akbaba vardir.

ben bu diziyi izliyorum ve seviyorum ama icindeki milliyetci ogeler bazen beni rahatsiz ediyor tabi. fakat lezbiyenlik kismi hissettigim birsey degil, ve ayrica ikisinin de kesinlikle lezbiyen olmadigini dusunuyorum. aralarinda gayet saglikli bir arkadaslik var, bu arada ikiside tonla adamala beraber oldular dizi boyunca, oeh yani, lezbiyenligin kokten tanimina aykiri!

değiller ya bi bölümde hatta maura istemediği erkekten kurtulmak için jane'i zorluyordu lezbiyenlermiş numarası yapmaya. ikisi de istekli durmuyordu birbirine karşı yani o sahnede:) bence öyle bi mesaj yok.

hatta ilk bölümlerde de aynı adama aşık olmuşlardı sanki?

www.imdb.com izlemişsindir muhtemelen

izledim. ya aradığım tarz böyle nasıl desem Devil Wears Prada gibi ama mümkünse onun kadar feminen olmayan bir şey :S böyle bir film var mı artık ben de şüphe ediyom.

kesinlikle two days in new york. hatta bunun bir oncesi two days in paris var, bunu begenirsen onu da seyredersin.

Confessions of a Shopaholic

film demişsin ama dizi de olur dersen white collar eğlencelidir:
www.imdb.com

new york I love you diye bi film var, çok yönetmenli karma bi film. her köşesinden biraz gösteriyor.

hem feminem hem eski yapım ama yine de izlemeye değer www.imdb.com

Coyote Ugly (anısı var. lşsdfgksd)
Whatever Works en.wikipedia.org (ki çok eğlenceli bir film)

sicak eskisi kadar kasmadigindan ben almaktan vazgectim ama ufo nun veya alfin kisa kule vantilatorlerinden almama su kadarcik kalmisti.
tercih sebebi; fanlara gore daha sessiz olmasi, daha az yer kaplamasi, daha sik durmasi, kumandali ve zaman ayarli olmasi, tasinabilir olmasi vs.
interntten 100 lira civarina bulursun.

@mavicorap

tesekkurler, bir de iyonizerli ve su buharli modellerin bi ekstrasi oluyo mu? iyonizer cok yalan gibi duruyo da, su buharlilar da ev icinde olur mu?

oynar başlıklı (sarhoş modu) al.
bende fakir'inki var, kumandalı.

ben ankara'da olmama ragmen yani kuru yerde olmama ragmen dusunmedim cunku, cok buyuk bir artisinin oldugunu dusunmuyorum. hele nemli bir ortamda hic faydasi olmaz bence. bu kulelerde sarhos ozelligi de oluyor bu arada. en kiytirik kumandasiz hicbisiysiz bildigin fani 40-50 liraya satiyorlar zaten.

koluna

comic sansla kola ya da tam sırta ensenin altına

dovmeyi bilmem ama bence en igrenc fonttur comic sans, hatta bak soyle;
www.google.com.tr
gordugun gibi comic sans deyince nefret global olarak fiskiriyor.

comic sans zaten düşünmüyorum ama acil fikirlere açığım.

el yazısı kesinlikle

kalın küçük harf düz yazı ile kolunun iç tarafına yaptır hacı.

benim dovme konusunda kisiel gorusum cok gorunur yerlere yaptirmamaktan gecer, yani bir sort ve askili bile giysen kapanacak sekilde olmalidir, ama tabi mesleginizi ve gelecek planlarinizi bilmiyorum. turkiye'de su anda dovme cok moda ama elbet bu moda gececek, yani ilerideki pozisyonunuzu cok cok iyi dusunun derim, dolayisiyla sadece sizi yakindan taniyan insanlarin gorecegi yerlere yaptirmanizda fayda var. mesela gobek deligi cevresine sanki yuzuk gibi yazdirabilirsiniz. kadin erkek herkeste hos durur. olumlu tarafi da sizi hep formda olmaya tesvik eder. cunku fit olmayan vucutta dovme cok kotu duruyor. dovme yapan bir arkadasim var, kendisinin hic dovmesi yok, neden diye sordugumda, yaslaninca olan goruntusune dayanamadigini soyledi. bunlari iyi dusunun derim.

Ben de soruşturmaya kalmıştım, Tam 4 hafta sonra geldi vizem. Başka bir arkadaşınki 6 hafta birisinin de 2 ay'a yakın sürmüştü gelmesi. Ama 2 hafta içerisinde alan arkadaşlarım da oldu.

Yani genel olarak 4 haftadan önce gelmiyor o vize.

eger kayit deadline ina yetismeye calisiyorsan, konsoloslugu sikistiracagina, universitenin ogrenci islerini arayip durumunu anlat, yardimci olurlar. sonucta devlet her yerde devlet hizlandirmak zor. ama boyle basvuru tarihleri falan gibi seyler kisisel insiyatifler kullanilarak asilabiliyor. burada kritik nokta guzel ve sade bir konusma yapmak yani onceden ne diyecegini plnala oyle ara.

özellikle şunu belirt, durumunu konsolosluğa söylediğini ama oonların da yapabilecek birşeyleri olmadığını söylediklerini, bu yüzden tek çözümün üniversitenin inisiyatif uygulaması olduğunu belirt.

Konsolosluğa da çok yüklenme ama ben konuştum hızlandırmaya çalıştım, olmuyormuş ben de çaresizim falan fıstık

cevaplar için teşekkürler.

sıkıntı şurada, Amerika'da her şey kurallar üstünden işlediği için hiçbir officer böyle bir yardıma girişmek istemiyor çünkü formal bir yol yok. mesela bu konuda bilgisi ve muhtemel yetkisi olan US state department, "bu mesele" milli güvenlik meselesi biz karışmayız" cevabı vermiş. üniversitenin inisiyatifi olacak bir şey yok açıkçası.

okulunun internet sayfasinda suna benzer bir bilgi var mi?

www.columbia.edu

okuluna muracaat edip durumunu izah ettin mi?

www.happyschoolsblog.com

surada da 4 ile 8 hafta surer diyor:

How long will it take to get my visa?
This depends on many factors, among them, what type of visa, which U.S. consulate you are using, and whether your application will be subject to an additional security clearance check. In general, most U.S. visas are approved and issued within seven to ten business days, though some can take a little longer. If you are subjected to an additional background security check, such clearances tend to be approved within approximately four to eight weeks. Visit Travel.State.Gov on Visa Wait Times- for Interview Appointments and Processing.

www.dartmouth.edu

bak su soru ve cevabi senin durumuna isik tutuyor gibi:

What should be done if a scholar has been stuck outside the U.S. with no security clearance for over 30 days?

First, report the delay to the International Scholars Office (ISchO). The ISchO has been tracking these cases and reporting them to the MIT administration and government relations staff and to NAFSA: Association of International Educators. The National Academy of Sciences has been collecting and reporting similar information. These statistics are used to lobby government agencies for increased cooperation at improving and expediting security clearances. National attention has now been focused on this issue and the need for the agencies involved to improve their systems and procedures. Many steps have already been taken to streamline interagency communication.

If the applicant is still awaiting the security clearance and visa 90 days or more after making the application, please notify the ISchO again.

Unfortunately, congressional offices are unable to help expedite visa issuance. The Department of State considers this to be a matter of national security and will not circumvent the security advisory opinion process under any circumstances. However, a combination of efforts on the part of congressional representatives, institutions such as MIT, and higher education associations has resulted in high-level awareness of the problems and there are on-going efforts for improvement.

web.mit.edu

Teşekkür ederim cevaplar için.

@compadrito: aslında çok detaylı bir araştırma yaptım, zaman konusunda yapılan açıklamaları biliyorum, ama bilirsiniz siz de, resmi açıklama bir yana gerçek bir yanadır genelde. o yüzden sormuştum. bizim okulun sitesinde benzer bir bilgi yok fakat mail attıgım international office gönderdiğinize benzer bir bilgi verdi. yalnız bazı okullar bu konuda destek vermek için bazı prosedürlere sahipler(umich, northwestern vs.) ama bizim okul biraz ayak sürüyor ve yardım etmiyor. o okulların nereyle iletişime geçtiğini ve ne yaptığını hiç bilmiyorum. Bir fikriniz var mı?

@hibernating black bear: akademik olarak bir sıkıntı yok aslında, diğer dönem gelirsin diyorlar. yalnız 23 ağustostan sonra I-20 deki başlangıç tarihi geçmiş olduğu için üniversitenin yapabileceği bir şey kalmıyor maalesef. idari soruşturmaya takılan dosyalar ortalama %2'si başvuruların ve aslında çok fazla değil. üstelik f1 vizeleri için hızlandırmaya çalıştıklarını söyleyen bir bildiri de yayınladılar daha önceleri. benim durumumdaki ve benzer durumdaki insanların(belli bir tarihte giriş yapmak zorunda olanların) güvenlik soruşturması öne alınabilir diye düşünüyorum açıkçası. bunu yapabiliyor bazı okullar, ama benimki yapmıyor. o okulların ne yaptığını öğrenmeye çalışıyorum tam olarak

bu konu ulusal guvenlikle dogrudan ilgili oldugu icin, ulusal guvenlik de herseyden once geldigi icin, okullarin eli kolu bagli. yapabilecekleri bir sey oldugunu pek sanmiyorum. MIT'ye ait linki dikkatle okursan, kongre nezdinde girisimlerde bulunduklarini ve bu durumun kolaylastirilmasini "temenni ettikleri" gibi bir seyler yazdigini goreceksin. bu isin makul olani, okulun biraz anlayis gostermesi ama demek ki mevzuat buna musaade etmiyor. bu konu, bir universite ogretim uyesinin, universitenin kayit-kabul merkezinin, ogrenci islerine bakan dekan yardimcisinin filan inisiyatif kullanarak hizlandiramayacagi kadar hassas bir konu. bir sey bildigimden soylemiyorum bunlari, sadece akil yuruterek soyluyorum. hocalara filan e-mail atsan, durumu izah etsen olmaz mi acaba?

"her olmayan iste bir hayir vardir" diyerek, gecikiyor olmanin seni daha fazla strese sokmasini onlemeye calismaktan baska bir sey gelmiyor elimden maalesef.

Evet, galiba öyle sevgili compadrito. süreçte aktif rol oynayan bazı okullar var aslında da, MIT'nin bile gücü yetmiyorsa bizimki ne yapar emin değilim. ilginiz için teşekkürler tekrar.

Arkadaşlar, çözüm bulunursa veya mevzu bir şekilde hallolursa haber edeceğim buradan.

her gün karşıma çıkıyor o fotolardan da şimdi unuttum. şuna hayran kaldım ben yalnız. :D

edition.cnn.com

cok fazla örnekleri mevcut, mesela:
irinawerning.com

surda da güzel örnekler var:
www.yeeeeee.com

senin dedigin bu :)
dearphotograph.com
ben de bir ara foto yolluyacagim.

Kafka'nın "Amerika" romanını Amerika'ya gitmeden yazdığını düşünürsek...

Roman teknik içerir de bu kadar değil. Mars'ı anlatmak için Mars'a gitmenin lüzumsuzluğu gibi.

bence gerekli. obur turlu kalitesini bozmus olur. bir sey hakkinda tecrube sahibi olmadan fikir sahibi olmak her turlu meslek dalinda basitliktir. ha gitmeden roman yazmissin ha emlakciyken bir yandan turizm, insaat isine girmissin.

yanlış hatırlamıyorsam hakan günday da hikayenin berlin'de geçtiği bi kitabını berlin'e hiç gitmeden yazmış. atıyor da olabilirim, bilemedim:) özetle daldurdap +1

o sehre gitmek degil aslinda onemli olan ama senin okura saygin varsa, gitmis kadar ogrenmeden yani bir sehri deliler gibi arastirmadan romanda kullanmamalisin. ben sahsen bilgisizce yazilan butun eserleri kafadan siliyorum, cunku yazarlik da herhangi diger bir is gibi ciddiye alinmali, nasil garsona yemekle ilgili bir sey sordugunda kem kum eden, kafasindan atarak cevaplayan yer ile etinin peynirinin orijinini dogru anlatabilen yer ayni kalitede olmuyorsa bu da ayni sey benim gozumde. lutfen dunya gormus okura saygili olun ve odevinizi yapin.
bir de benim bildigim genelde insanlar yazarligin ilk asamasinda kendilerini gelistirme surecinde kendi hayatlarindan veya yakinlarinda tecrube ettiklerini bliebilecegi birinden esinlenerek roman yazarlar. boylece teknik ve lojistik detaylarda kaybolmadan sadece edebi detaylara konsantre olabilirsin.
bu arada kafka amerikaya gitmeden amerika hakkinda yazmis ben de neler neler yazarim diye dusunmek en iyimser deyimle naiflik olur, o yapmis ben de yaparim genelde cahil cesaretiyle iliskilendirilen bir durum. guzel bir deyimimiz vardir, amerikayi yeniden kesfetmeye gerek yok diye, herkes icin gecerli bir durum var yani, basarinin yolu cok calismaktan gecer. sizin icin de calismanin tanimi bol bol okumak.
bu okumalariniz neticesinde elde ettiginiz urunu kontrol ettirmek icin en son olarak, gitmediginiz bolgede kulturde yasamis ve orayi bieln bir insana okutmaniz yine hayirli olacaktir. belki basiniza gelmisitir, turkiye'de bir kismi gecen romanlar var, ama alakasiz bir turkiye portresi cizilmis, kizsaniz mi gulseniz mi bilemiyeceginiz bir durum icine giriyorsunuz okur olarak. siz bunu yapan bir yazaran saygi duyar misiniz?
varolan bir seyi deforme etmek yazarlik veya yaraticilik degil, domatese mor deneyin isinize geliyorsa more bir meyve yaratin, o zaman yartici olursunuz, ama domatese mor derseniz, yalanci olursunuz, bilmiyor olursunuz vs...

Hayır gerek yok. Dünya edebiyatı bir sürü örnekle dolu. (Yani zorunlu değil. Ama aksi örnekler de var.) Hakan Günday ve Kafka örnekleri verilmiş zaten - ki benim de aklıma ilk onlar gelmişti. Daha geçenlerde bir edebiyat programında tam da bu konudan bahesidilmiş. İşin ilginç yanı bahsedilen yazarlardan bazıları daha sonra yazdıkları şehirlere gidip yeniden o şehirde geçen bir şeyler yazdıklarında bu metinlerinin o kadar da beğenilmediğine değiniliyordu bu programda.

Bu arada bir romancının bir şehre gitmeden bir roman yazması demek o şehir hakkında hiçbir şey bilmediği anlamına gelmez. Hele bugün elimizin altında internet, kitaplar, sinema, televizyon vb. gibi başka kültürler, ülkeler ve şehirler hakkında bilgi edinmemizi sağlayacak bir sürü kaynak var. Kemal Tahir, New York'a gitmeden ama başka kaynaklardan yararlanarak Mike Hammer romanları yazıyordu.

Tecrübe sahibi olmadan fikir sahibi olmak, yok emlakçıyken inşaat sektörüne girmek (ne ilgisi var anlamadım ama...) bunlar gerçekten gülünç örnekler. Yazar dediğimiz adam zaten olmamış şeyleri, çoğu kere yaşamadığı durumları vb. anlatan kişidir.

emin olmamakla birlikte noterden aslı gibidir diye bir suret alsan belki işe yarayabilir ya da varsa ehliyet de işe yarayabilir. aç marmara üniversitesine sor böyle böyle diye.

esas ben salı günü dişçiye gideceğim adam kaplama yapacak ama elinde ölçü kalıp yok neye göre yapacak? merak konusu.

aslı gibidir suretini de alamam. çünki bugun evraklarımı arkadaşa vereceğim. gidecek şehir dışına. senin dişçi de gittiğinde alır yapar bence.

pasaportun varsa o da geçerli bir kimlik olabilir bir ihtimal

muhtardan nufus ornegi alsan bari, ne kadar gecerliligi var emin degilim. bir de muhtar tanidiksa daha hizli ve kolay olur.

Donanımhaber Konu Dışı'nı tavsiye ederim.

hayat kalitesi ile ilgili unisex siteler var ama genelde yabanci oluyor ozellikle turk erkegini hedefleyen bilmiyorum.
www.thesartorialist.com
bu ustteki gercekten cok tatli bir site, unisex sokak modasina yonelik.
daha turkiyeye ve diger ayrintilara yonelik FMH GQ falan gibi dergilerin internet sitelerine bakabilrisin.

Evet, yerli yabancı olabilir. Tavsiyeleri dinliyorum. Yalnız klasik 'erkek dergisi' olmasın. Gentlemen's Quartierly bile sıkmıştı birçok bölümünde.

gentlemeter.com

Orhan Gencebay Klasikleri 1

bence cd agir kacar, kendin en sevecegini dusunduklerini bir kac sarki karma cd yap. hani herkesin zevki farkli ya, sevecegi tonlarin ustunden gitmek daha mantikli olur.

1 c
2 bilmiyorum
3 a
4 b
5 c

emin değilim

bu sorular sanki bir paragrafla falan ilgili cunku konu olarak ortakliklar var fakat bir konu hakkinda bilgiye dayali, yani gramer sorusu degil.

sıkıntılı durumlar haricinde şart sanırım. çok net konuşamıyorum ama şöyle bir şey anlatayım arkadaşımın başına gelmişti. kız afs ie yurtdışına gidecekti, gidiş tarihi de kayıt tarihinden önceydi. yani mecburen gitmeliydi. o yüzden velisi onu kaydettirdi. sizin durumunuzda da okuldan bilgi almanızı tavsiye ederim. olabiliyor yani istisnai durumlar.

vekil yaparakta olabilir belki ama kayıt günü çok kalabalık oluyor.O esnada sorun çıkartabilirler.

kabul edilir fakat önermiyoruz.

çünkü bir sorun çıkmayacağının garantisi yok.

Bir zahmet ama noter onaylı vekil yaparsanız olması lazım.Çünkü noter onaylı belgeyi -yanlış bilmiyorsam- her kurum kabul etmek ve işlemi yapmak zorunda.

grgn+1
nasil devletten alinan rapor tibbi olarak resmi belgeyse noterden vekaletname de ayni sekilde resmi belge, nasil raporu insanlar kafasina gore kabu letmiyorum diyemiyorsa ayni sekilde vekalet de oyle keyfi uygulamalara tabi degil. sadece noterde vekalet hazirlanirken eksik ifade olmasin diye ogrenci islerini arayip vekalete ne yazilmasi gerektigini net olarak sorup ogrenin, bir de konustugunuz gorevlinin adini soyadini ogrenin ki yarin obur gun kimden bilgi alarak boyle vekalet yazisini yazdiginiz belli olsun.

grgn ve mavi corap aciklamis bunu , garanti olmasi acisindan o güne rapor alip vekaletname alirsan problemsizce olmasi lazim teoride. calisiyorsaniz ya da bu da bir neden o sekildede isten cikamadiginizdan dolayi vekaletname yapabilirsiniz.

ilerde hangisini yapmaktan mutlu olacaksa onu yapsın.
bi laf vardı ya tam hatırlayamadım. bi insan bi yıl mutlu olmak istiyosa şunu yapsın, ömür boyu mutlu olmak istiyosa seveceği işi yapsın.

odtü inşaat okursa farklı alanlarda da çalışabilir.Odtu etiketi her zaman avantajdır.Ayrıca bölümde çok iyi.İşsiz inşaat mühendisliği mezunu ben görmedim.

eczacılık okursa oturduğu yerden iyi para kazanır.İş bulma derdi olmaz.

Ben olsam hiç düşünmem eczacılık yazardım.

Edit : Eczacılığın kontenjanları diğer bölümlere göre çok daha az.Bu da az mezun demek.

Ben muhendisim ama su anki aklim olsa hic dusunmeden eczacilik yazardim maddi getirisi guzel mesai vs diye kavramlar yok sonucta kendine ve kisilse gelisimine vakot ayirabilir. Su an ecxaci birini bulsam evlenirim muhendisligi birakirim bunda ciddiyim.

eczaci olsun, digerlerine gore daha rahat ve kolay para kazanabilir.

bence hukuk biraz tutku isi gercekten basarili olmak istiyorsan, cok ama cok okuyorsun, insanla ugrasmak zor, bence kisilik cok onemli. eczacilarin meslek orgutleri basarili olduklari icin simdilik iyi durumdalar, ama turkiye'de insanlar saglik alanindakilere dusmandir, bunun kokeni egtimliye olan nefretten gelir, saglik alaninin da boyle bir zorlugu var. devamli degisiklikler olur. bence her zaman en ortalama is muhendislik, kokmaz bulasmaz bir meslek, su ana kadar bir hobisi ilgi alani olmamis insan icin ideal meslek dali, cunku sosyallesmene erek yok, hergun insanla ugrasmiyorsun, bu konudaki yetenegine ihtiyac duyulmuyor. ben bu kiz icin muhendislgin daha dogru oldugunu dusunuyorum, hukukta ezilebilir. saglik alanlari da turkiye'ye ozgu durumlardan dolayi kaypak zeminde duruyor, gelecekleri guvenilir degil.

eczacılık yazsın diyen arkaaşların yeni yasadan haberi yok belli. artık büyükşehirlerde özellikle istanbul,ankara,izmirde eczane açmak imkansız. bu demek oluyor ki doğuya gidip eczane açması lazım. o da tercih edilesi birşey değil. odtü inşaat ise iyi ama bir kız için kötü. işçiler hep erkek olduğu için şantiyede çalışabileceğini zannetmiyorum. bence hukuk en iyisi. sayısal çıkışlı olması hukuk okuyamaz anlamına gelmemeli. odtü elektrik-elektronik kazanmış birinin hukuk okuduğunu biliyorum. en kötü ihtimal avukat olur. iyi de para kazanır. hakim,savcı olursa ne ala..

eczacı olmasın sakın.

eczacılık veya diş hekimliği yazsın. eczane açılmasa da devir falan alır bir yolu olur. bence eczacılık düşünmeye bile gerek yok. inşaat ya da mühendislik yazarsa hayatının hatasını yapar.

bu tercihler arasında kesinlikle odtü inşaat derim ben. Odtü mezunu olması gelecekteki hayatında istediği işi yapması için yeterli, ister inşaat okusun, ister işletme okusun, ister odtünün başka alakasız bir bölümünü okusun. Diğer iki seçenekte "okuduğu mesleği yapmaya mecbur kalacak" %90 ihtimalle, sevse de sevmese de, piyasanın durumu uygun olsa da olmasa da... Geçmişler olsun olacak...

şantiyede elektrik mühendisiyim kesinlikle odtü inşaat diyorum. proje çiziminde görev alır, bide yapı denetime diplomasını kiralar oh mis.. ha devlete atanmaları da çok kolay. bizim şantiyeye geliyor bi hatun inşaat mühendisi. geliyor yemeğini yiyor, kahvesini içiyor, altına arabayı da şirket verdi bu arada. benzin de bedava. yani hatun yaşıyor resmen..

o yüzden kesinlikle inşaat öneririm.

inşaat mühendisliği kadınlar için dezavantaj değil. tüm inşaat mühleri şantiyelerde çalışmıyor. onlarca farklı çalışma alanı var.

dogru olmama ihtimali var, universite hastanesinde sadece muayenede kontrol ettirerek belki ikinci bir fikirle rahat edebilirsiniz.

benim doktorum da aynısını söylemişti. arkada kalan bir dişime sizin dolgudan, daha öne yakın olanaysa beyaz olandan yaptı öyle istedim diye ama beyaz olanlar pek sağlam değilmiş.

böyle bişey varsa benim dolguların neden 10 senedir ağzımda durduğunu açıklıyor.

Ben de 1 tane metalik var beyazlardan cooook sağlam çıktı.

Dis hekimi olarak soyluyorum boyle bis i duymadim isinli dolgu dedigimiz beyaz dolgular yani kompozitler renk skalasi icerir dogal olarak bu renk sikalasi saridan beyaza dogrudur soyle bir ayrim yapilabilir beyaz dolgularin renklere gore isinlama sureleri polimerizasyon denilen sertlesme olgusu icin degisebildir yani sari rengi daha fazla isinlarsiniz opasitesi daha az oldugu icin ama sertlik yada dayanim renge gore degismez diye biliyorum
Ayrica kompozitler estetik ozellik saglamasina ragmen sizdirmazlik dedigimiz ozelligi siyah amalgam metal ne derseniz o dolgulara oranla daha dusuktur. Yani amalgam hic sizdirmaz o yuzden dayaniklidir uzun omurludur. Birde sunu cok duyuyorum siyah dolgular zararli kulak asmayin boyle seylere amalgam dolgular rutinde kullanilir ve zararsizdir. Amalgam sertliktikden sonra yani 24saat sonra civa salimini durdurur o surede saldigi civa zaten minimaldir zarari olsa univ de cocuk hastalara cayir cayir amalgam dolgu basmazdik herhalde:))

zararlı çünkü şekeri ve karbondioksiti basıyorlar ondandır.

işte ondan bahsediyorum. içindeki şeker bile 0 gösteriliyor.

anlatamadım mı ben kendimi? tüm değerler 0 görünüyor, ancak bunların 0 olması olanaksız, 0'sa bile başka bir ibnelik vardır. bu ibnelik nedir.

tüm organik materyalleri arındırıyorlar içinden? kalanları ise metabolizma içerisinde enerji kaynağı olarak kullanılmıyor. niye imkansız olsun, peynir altı süt tozundan proteini saflastırıp, protein tozu olarak alıyoruz.

tatlandırı olarak aspartam değil asesulfam potasyum içerir.

Yiyeceklerin sadece kalorisi onemli degil ki. Yapılan bir arastirma var azcık arasan bulursun diet icecek tuketenlerin bel cevreleri 10 yıl icinde 10 cm daha kalın oluyor. İcindeki madde kalorisiz ama en az seker kadar zararlı. Sadece kalori onemli olsa atıyorum 2000 kalori ihtiyacın var, 2000 lik menuler olurdu yer ve kilo almazdın. Kalorinin yanında yedigin veya ictigin seyin niteligi onemli. Zaten o yuzden bazı zayıf insanlar veya normal kilolu insanlar tansiyon, kolesterol hastası oluyor bazı kilolular olmuyor.

(bkz: aspartam)

drip +1

vay be, gözlerim yaşardı. teşekkürler ekşi duyuru :)

tebrikler! bik bik konusuyoruz devamli ama onemli olan ne yaptigimiz, bilmiyordum ama valla utandim simdi, insallah bir dahakine....

ortaya ürün çıkmasının vesilesiyle yenilerini yaparız inşallah :)

merhaba, umarım bir sonrakine haberim olur, tebrikler emeği geçen herkese.

benim daha bugün şöyle bir şeyden haberim oldu belki bi kaç kişi daha görür bakın: www.eksiduyuru.com

tembellik

bu aralar bende aynı sorunu yaşıyorum. normalde 7-8 gibi alarm kurmadan kalkardım. şimdi kaçta yatarsam yatayım 11den önce kalkamıyorum ve uyudukça uyuyasım geliyor =( depresyonda mıyız acaba?

bunun tek çaresi uyumamak. Efor harcamaktır. uyku uykuyu getirir. Bu yüzden spora başla vucut dinamolarını aktifleştirsin. sonra sen mutlu lerzan mutlu

bir sekilde mesgale bulup kendine (ki bu en guzel seni yoracak fiziksel aktiviteyle olur) uyku saatini 6 saate cekmeye calis. bu sekilde bir hafta kadar dayanabilirsen uykuya yatkinlik problemin cozulebilecektir.

demir eksikliği...

sicak cok yoruyor.

bende de vardı iki ay öncesine kadar bahar yorgunluğu teşhisi koymuştum. depresyon da olabilir başka şikayet var mı?

depresyon veya büyük ihtimalle hipersomnia olabilir. psikiyatri uzmanına görünmeni tavsiye ederim. özellikle modiwake (modafinil) gündüz uykularını iptal eder. esnemek için kendimi kastığımı biliyorum, o derece.

Cogu gelismis ulkede kredi karti pek cok mekanda kabul edilmiyor bu arada, bilginiz olsun. Yani kredi karti degil de banka kartinizi kullanmaniz daha kolay olabilir.

seyahat ceki tavsiye ederim, ham aynen nakit gibi kullaniyorsunuz hem de guvenli oluyor. bankanizla bu opsiyonu bir konusun derim.

flexi alma haci. ayni senin durumdayim. param yoksa harcamam. taksite girmem. 2 ay once flexi icin aradilar. hadi alayim dedim. ihtiyac oldu 300 lira nakit avans cektim. 25 kusur lira faiz geldi. ayrica kartinda para varsa bile limitinden gidiyor. yani kartimda 100 lira gidip 80 liraya tisort aliyim dediginde. o 100 liradan cekmiyor. limitinden cekiyor. oylece hesap kitap kalmiyor. takil boyle

hacı banka kartı al. garanti'yi seçbilirsin internet şubesinden her türlü işin görülüyor. ama hesap kesim ücreti fazla. öğrenci falansan da almıyoruz dıyorlar ama yine de az bir şey kesiyorlar. banka akrtına bonus da verıyor peh peh peh. alayını salla aslında ama alıcam dedın madem.

banka kartı

bu kadar, bankası farketmez

semt pazarina gidin, mumkunse.

yani sadece sebze alisverisi degil boyle herseye bakmak istiyorum begendik ornegini o yuzden verdim. bir de bu sicakta acik havada olmak istemiyorum.

Migros'tan online siparis de verebilirsiniz.

gideceğiniz market ne kadar büyük olursa, işinize yaramayan o kadar çok şey alırsınız. küçük markette ise sadece ihtiyacınız olan şeyi alıp çıkarsınız. eğer bim gibi abidik gubidik markaların satıldığı biyer değilse arka sokaktakine gidin.

yok ben ozellikle gezmek istiyorum, yani onumde alisveris arabasi, geze geze biraz elektronik bakayim, biraz kedi kumu alayim, sebze seceyim, yogurt seceyim, mesela aoc nin urunleri olsun, ama mobilyada kiyafet de bakayim, fiyatlar uygun olsun, etrafta medeni insanlar olsun oyle bir sey ariyorum...

@halahne cimrinin allahiyim bir savas gormusler benim kadar tutumludur merak etmeyin :) asla ihtiyacim olmayan birsey almam, ama keyifli dolasmak istiyorum.

e niye soruyosun o zaman :)

bwnim sordugum sey farkli alisveris mekani onerileri, yani bunun ihtiyacim olmayan seyi almayacak olmamla ne alakasi var ki?! Secenekleri bol ve kaliteli bir yer olsun istiyorum.
yahu ankara'da milyon tane alisveris merkezi var, bunlarin hepsi ayni degil, mesela panora var gordion var, var oglu var, kisisel favori mekanlar ve sebeplerini merak ettim :)

metro'ya git, gezmesi çok zevkli. et reyonları morg havasında.
sanırım metro kartı olmayan insanlar da girişte tek kullanımlık kart çıkarttırıp alışveriş yapabiliyor.

bir tanidigimizin kopegi bahceli evleri de oldugu icin yari iceride yari disarida yasiyor, tasmali ama hep sokaklarda. dolayisiyla devamli bir kene istilasi sorunlari oluyor, ben bunlara niye kene tasmasi takmiyorsunuz dedigimde, bu kadar kene populasyonu olan kopekte tasmanin yetersiz kaldigini soylemislerdi, onlar bir sprey kullaniyorlar ve daha etkili oldugunu soyluyorlar. yalniz bir de soyle bir durum var o kopek yetiskindi, yanlis hatirlamiyorsam, yavru kopekte daha dikkatli kullanmak lazim. veterinere sprey e mi donsek diye telefon acabilirsiniz.

bizim köpeğe veteriner ense köküne bi damla damlatıyor. omurilik boyunc yayılıyormuş damla, nerelere girip çıkıyor ben de kene vardır onda yoktur.

ilk alındığında hayvan kahverengiydi keneden. 10 gün içinde kene falan kalmadı, meğerse bembeyazmış.

yani cevap: veterinere sorun. yavru hayvanda kafanıza göre ilaç kullanmayın..

damlayı üzerine döktükten sonra(boynunun üstüne) 2 gün su değmemesi gerekiyor.

eğer üzerinde kalan kenelerden bahsediyorsan, ilaç etkisiyle ölüp, orada kalmış olabilir, bunun dışında ilaç bir sebepten dolayı etkisiz de olmuş olabilir.

bazı durumlarda 20 30 tane kene söktüğümü bilirim köpek üstünden.

damlanın da çeşitleri var, frontline gibi fipronil içeren damlalar sadece pire içindir, keneyi etkilemez, kene için bayticol tavsiye ederim,kene için bire birdir ama o da pireyi etkilemez.

@dedi kalabaligin icinden bir ses
Fipronil etken maddesi kenelere etkilidir.
bayticol isimli ilaç da flumethrin etkin maddesine sahiptir ve o da kenelere etkilidir.
fipronil in kenelere etkili olmadığı yanlış bilgisi doğru dozda kullanmamaktan kaynaklanıyor. hayvanı tartın ve uygun dozda olan fipronil içeren ilacı kullanırsanız işe yaradığını görürsünüz.

yumurtaları (3-4) tane akşamdan kaynat, bir de içini kendin belirlediğin tostu yap, dolaba at. tostları günlük tüketirsin, yumurtaları da 3-4 gün içinde bitirirsin. yanına da meyva suyu falan?

2 dilim ekmek, 2 dilim kaşar ile bir tost. biraz zeytin ve çay veya kahve. bir çılgınlık yapıp yanına domates de dilimleyebilirsin.

yumurta kir 3 tane icine 2 3 dilim kasar ve biraz sucuk kat, arti cay. isim aceleyse ben boyle yapiyorum vaktim varsa yanina, zeytin peynir ve sogus domates ekliyorum,

corn flakes?

tost ekmegini ekmek kizartma makinesinin icine at, tam bugday ekmegi 3 te iyi oluyor, beyaz peynirin hazir cam kapakli kapta dilimlinmis hazir duruyor olsun onceden, yine hazir cam kaptan 1-2 zeytin atarsin, tek yapacagin is maydanoz demetinden bir iki dal maydanozu koparip ekmekler hazir olana kadar suyun altinda yikamak. yaninda domatesi de yika, ama kesmekle ugrasma sadece ikiye bol yeter, elma gibi isirarak yersin, peynir ekmek zeytinle beraber. cayini kahveni iste icersin zaten. eger o da olsun diyorsan, bir gece onceden dolaba soguk kahve veya cay hazirla koy, bu sicaklarda super oluyor.

Tost ekmeği veya etimek, üzerine ince dilim beyaz peynir(kaşar da olur), mikrodalga fırında 10-15 sn
Peynir hafif erir, ekmek hafif ısınır. Mikrodalga fırından çıkarınca peynirin üstüne azıcık nane, kekik gibi baharatlar da dökabilirsin.

Uyanır uyanmaz yumutayı suya koyuyorum ve ve ocağın altını yakıyorum. Üstümü giyince de haşlanmış yumurtayı sudan alıp, onu süt, salam ve biraz da ekmek ile yiyorum.

Krep hazırlıyorum ama sadece sıvısını. Sabah olunca tavaya döküyorum zaten 1 dakikada oluyor hemen. Peynirle, reçelle, sarelle ile her şeyle gidiyor. İçinde de süt var yumurta var un var çok bir şey de yok.

egg in the basket

tek tek tabi de, üçümüz bi sinema falan mı yapalım nasıl olacak bilmiyorum hiçbir şey.

şu zamana kadar hiç özel bir görüşme ayarlamadım bu durum için. sevgilin yanımdayken arkadaşlarından bir telefon gelir vs. gidersiniz beraber, tanışırlar.

öyle çokta sıkıntılı değil yani, rahat olun.

okey tabu güzel fikre benziyor evet değerlendireceğim. =) başka önerisi olan ?

Niye dert ettin ki? Bir grup insanla tanışacaksın sadece. Muhabbet et, kafadar insanlaras takılmaya devam edersin. Değillerse takılmazsın. Sevgiline de elemanları pek sevmediğini söylersin. Sonra kız da aslında ne kadar süper insanlar olduklarını sana anlatmak için didinir durur bir iki hafta. Eğlence çıkar işte sana da.

bence ilk basta topluca olan ama evde olan bir organizasyonda tanismak daha kolay, herkesin birbiriyle iliskisini de gozlemlemis olursun, sevgilin zaten ic dinamikleri anlatiyordur, daha hizli tanimis olursun. daha sonra tekrar birebir ayrica hepsiyle gorusursunuz. mesela ilk basta evde hep braber yemek + sinema superdir. hem az konusulur hem de buzlar kirilmis olur.

öteki duyurunu da okudum bu duyurunu da okudum. beni bi yere davet edip beni orada sik gibi bırakan insan için daha kötü şeylerim var benim. az bile yapmışsın.

kızın yaşını merak ettim kaç yaşında?

ayrıca haklı olmaya haklısın da ben olsam, ''hem beni davet edip hem benimle alakadar olmaman kadar saçma bi şey yok farkında mısın'' derdim. böyle garip garip davranışlar hiç normal değil. sorsana derdi neymiş ne yapmaya çalışıyormuş.

bence de yasi onemli, gencse egleniyordur, yani sizinle ciddi bir iliski dusundugunu zannetmiyorum, vol I'i okumadim bu arada, ama bu davranistan bu sonucu cikardim, eger siz de cok baski yapmadan cok afra tafra yapmadan beraber takilabiliyorsaniz takilin yoksa baska insanlarla ilgilenin, keske mekanda baska hosunuza giden biri var mi falan diye baksaydiniz, yani anladim sinirlenmissiniz ama en azindan yeni biriyle tanissaniz serden hayir oldu olurdu :)

gayet güzel beraber takılabiliyoruz. muhabbet iyi, arkadaş ortamı da güzel. ilk buluşmadan beri benim niyetimi de biliyor. ciddi bir ilişki var, soru geldi: ilgi şumarığı birisi değil. kendi halinde tatlı bir kızımız.

bu olaydan sonra tivitırdan -dayanamıyorum artık... yazmış.

yaşı 22