sunexpress in indirimlerini takip et bence...

otobüs için ulusoy diyebilirim en iyi, ama yaklaşık 20 saat sürüyor çekilir bir yol değil yani. ankaradan gitmek bile zorken izmirden hiç dayanılmaz.

pegasus yaz sezonu izmir-trabzon uçuşlarını kaldırmış. tek alternatif sunexpress kaldı. ne kadar erken alırsan o kadar ucuz. otobüs kesinlikle tavsiye etmem. :)
anadolujet de devreye giriyor yakında. belki yaza kadar izmir-trabzon hattı da olur orda...

ben ulusoy ile gitmiştim, 20 saati de geçmişti yolculuk. bir acayip olmuştum yol sonunda, uyuyamamıştımda otobüste.. yani hangi firma olursa olsun memnun kalmayacaksınız ama ulusoy en iyi seçenek yine de.. rahat otobüsler falan..

ulusoy ile gidin o da cok mecbur kalirsaniz. inanin bana daha ucuz diye otobusle giderseniz sonra ucakla gitmediginize cok pisman olacaksiniz. ben ankara'dan gitmistim bi kere olum gibiydi 13 saat git git bitmiyor

uçak bileti 200 ytl bile olsadeğer o yola. otobüsle izmirden trabzona gidilmez vesselam

ille otobüsle gideceksen varanı öneririm. yazın en son giresuna kadar gidiyordu. oradan aktarma yapabilirsin. 3 saat falan sürer trabzona. ama değer her şekilde. 20 saatlik yolda varanın kalitesine ihtiyaç duyuyor insan.

Şampuanla ilgili sorulmamış sanırım daha önce, ama kendi cevapladığım duyuruyu görünce utandım :D

yazık yav yıkamayın şampuanla:) çeşmeyi biraz açıp kuşcaazı suya yakın tutarsanız ya da bi bardağı su ile doldurup önüne koyarsanız çoğu yıkanıyor zaten kendi kendine böyle şıp şıp şıp..

yıkanamaz. denenmiş ve görülmüştür. ben değil amcamın iki haylaz oğlu amcamlar evde değilken şampuanla muhabbet kuşunu yıkamışlar ve kuş mefta oldu ama boğuldu mu yoksa şampuan mı sebep oldu bilmiyorum. siz riske atmayın caanım hayvanı. kendi kendine temizleniyor hem hayvancağızlar. bulanti'nın da dediği gibi su birikintisinde bile yıkanır, kapı gıcırtısında oynar bu hayvanlar.

ilik suda citileyin

kafesin giriş tarafına takılabilen dandikten aparatlar var. azıcık su koyun içine. (bi yerde bu şerefsizlerin çok kolay boğulduğunu okumuştum.) kendi canı istediği zaman dalıyor çıkıyor. şeffaf bi koruması olduğu için etraf da pislenmiyor.

ebay'de o tarz bişiy ben okuduğumu hatırlıyorum..örneği vardı kurcalarsan bulursun.mesela 100 dolar yerine 1000 yazdınız o durumda tırsmayın hatalı giriş olduğu için satın almak zorunda değilsiniz diyodu.
ki ona gerek kalmadan satan adam da anlayış gösterir merak etme, baktın lolo yapıyor o zaman yine burdan haber et dediğim maddeyi bulmaya çalışayım ebayden.

Bid retraction form olarak geçiyor. Linkide burda. Formda wrong amount olduğunu belirtip ürün numarası ile submit ettiğinizde eğer müzayede bitmediyse uçuruyor teklifinizi.
offer.ebay.co.uk

hocam, o max bid olarak sey edilir zaten. urunun ederi 3-5 dolarsa 32'ye kadar bidlemeye devam edecek bi manyak cikarsa o da senin sanssizligin olur zaten. bence fazla endiselenmene gerek yok.

ned flanders sen bitanesin yaa!! helal

türk insanı her şekilde yolunu bulur yahu
canlarım benim(:

bauhaus, praktiker'de cadirlar ucuz. ankara ulus'ta cadircilar var sonra. konaklamaya gelince o olay cok komplike yuzyuze anlatsam bir saati gecer

www.albashop.com.tr burada uygun fiyata bişeyler bulabilirsin sanırım. bide fazlasını istersen www.kutupayisi.com var ki 2.500 ytl'ye çadır gördüm.(oha)

Hangi şehir? 4 ve 5 mevsimlik çadırlar ve uyku tulumları hipermarketlerde satılmaz. Ama bu tip bir çadır ve uyku tulumu ile yazın olimpos da sauna gibi pişersiniz. Ayrıca bildiğim kadarı ile jandarma yazın orada çadır kurulumuna izin vermiyordu, en azından bizim arkadaşlara çok kıllık yapmışlar direk açık arazide çadır kurulumuna. Tabii pansyonlarda çalışanlar direk çadırlarda yatıyor ama orası kendi arazileri olduğu için karışmıyorlar sanırım...

(bkz: saros körfezi)

ahahah elbette ki guvenme!
sakin oyle bir sey yapma, paypal in buyer protection olayi var ama sadece ebay uzerinden. bir de hong konglulara genel olarak guvenme diyecegim ama sozlukteki hong konglulardan sopa yemek istemiyorum.
2 hafta shippingi olan bir urun aldim, parayi odeyince adam "5 hafta sonra elinde" dedi. simdi adamin accountunu suspend ettiler. adam da bana "everything is ok your item shipping very thanks for buys" diye mailler atiyor

aradan ebay'i cıkardıktan sonra tabi ki elin hong kong'lusuna guvenmeniz lazım,paypal'ın bu alısveristeki rolu sadece para transferini saglaması,sonucta size sadece parayı gonderdiginiz kisiye ulastıracagı guvencesini veriyor,mal kargolanmıs,kargolanmamıs ilgilenmez onlarla ama eger islemi ebay uzerinden yaparsanız ve satıcı urunu kargolamazsa ebay sayesinde alırsınız paranızı

ben bi kere yaptim boyle bir sey. ebay de satici faturayi yanlis gondermisti mesaj attim oha haci sen 24 dolar fazla fatura gondermissin ne is dedim ? ozur dilerim keke, sen bana paypal dan direk yolla parayi dedi ben adama pek guvenmemistim acikcasi ama napim tr de bulamiyoruz el mahkum paypal dan adamin mail adresine parayi yolladim. sunu belirtmek isterim ki siz birisine para transferi yaptiginiz zamanda dispute ve claim hakkiniz oluyor adamin yolladigi paket bana 8 gun sonra geldi meger herif cok durust bi saticiymis. ha yollamasaydi ebay item numarasini kullanarak olayi resolution center'a tasiyabilirdim ya da soguk su icebilirdim

ben paypaldan büyük meblabı sadece kullanıcı adına para gönderip alışveriş yapmıştım fakat karşı taraftaki firma çok büyük bir süperstore du o zaman bile korkmuştum biraz.

arada ebay olsun olmasin dispute hakkiniz oluyor. ayrica ebay'deki feedbacklere dayanarak adamin ückagitci olup olmadigini anlayabiliyosunuz. ben genelde toplu bir alisveris yapacaksam beni hic ugrastirma paypal accountuma fatura olarak yolla parasini diyorum. yolluyor ödüyorum. hicbir aksilik de cikmadi simdiye kadar. hatta ebay'den üyeligi silinen 2 saticiya toplam 350 dolar ödemisligim bile var. hicbir sey olmadi.
aksine gecenlerde limited account oldugu zaman ödedigim 5 kisiye dispute acti paypal otomatik olarak. benim accountu 3 gün sonra acti, 5 kisiden 3üne ödedigim parayi da geri iade etti. yolladiklari mal da geldi üstelik. sonra gene ödedik.
tabi sorarsan paypal süper bir sey mi diye, paypal hayatimda tattigim en igrenc duygu. öyle ki master ya da visayla ödeme secenekleri bulunan saticilardan alis veris yapmaya dikkat ediyorum cogu zaman.

bildiğim kadarıyla yok. garanti bankası, sanırım 1 adet otomatik ödemeye istediğinizi yapıyor. yine de bir araştırın..

öğrenci değilsen ödicen hacı.. yok öyle bi banka. ben eminim yok. hesap işletim ücreti almayan banka yok ama hesap işletim ücreti ödemekten kurtulma yöntemi var. her banka yer mi bilmem. şöyle ki benim ismilazımsız bankada hesabım var. ve sistem her ayın son gününde mesai saati bittikten sonra -bu zamanlama bankaya göre değişebilir emin değilim- bütün hesapları tarayıp gerekli kişilerden bu ücreti düşüyor. ben de her ayın son günü hesabımdaki bütün parayı farklı bir hesaba aktarıp diğer gün tekrar yatırıyorum. 6 aydır da kuruş düşmediler.

pi-es: kimsin lan sen çakal ben de banka mensubuyum diyen çakal çıkarsa peşinpeşin söyliyim. müdürün kardeşiyim. ve evet müdürden de kesiliyo o para

otomatik odeme falan varsa alinmiyor biliyorum bu para.

her ay min. 150 ytl yatırıp, istediğiniz zaman anaparanızı ve faizini kesintisiz çekebileceğiniz ve hesap ücreti olmayan bir hesap var. finansbank'ın biriktiren hesabı. hatta ankara'da iseniz ben açabilirim:)

bankada işe gir. hem hesabın otomatik açılır, hemde personele işletim ücreti, havale, eft vs. beleştir:)

Bankasya hesap işletim ücreti almıyorum diye reklam yapıyordu sanki geçenlerde.

bankalar, onlardan kullandigin hizmetin senelik karsiligi adi altinda(atm, vezne, pos vb.) "yillik islem masrafi" adi altinda para keserler. bu parayi eger ogrenciysen ogrenci kimligin veya ogrenci islerinden alinan "hala burada okuyo bu adam" yazili kagidi goturunce senden cekilen tutarin buyuk bir kismini geri alabiliyorsun ama asla tamamini odemiyorlar 30 cektilerse 22.5-25 veriyorlar. bunun bir yolu yok ben her sene kimlik fotokopsini veriyorum ipe ipe butun bankalar kesiyorlarmis. hani para biriktirme yerine b tipi fon felan alsan boylece vadesiz ytl hesabinda para olmaz hem paran para kazanir hem de senden habersiz parani cortlatamazlar

sanırım en mantıklısı b tipi likit fon görünüyor..
teşekkür ederim cevaplayan arkadaşlara..

bence vadeliye koy, vadesini de 1 aylık yap, hem fondan daha çok getirir biriktirdiğine değer hem de ücret kesilmez.. 1 ayın sonunda paranı ister çekersin ister bırakırsın işlemeye devam eder.. onun dışında hem vadesiz hesap olucak hem de işletim ücreti kesilmeyecek malesef yok, ben de çok cebelleşmiştim, sonunda 2 otomatik fatura bağlayarak sıyrıldım..

Güç yönetiminden bir şekilde "monitörü 1 dakika sonra kapat" seçilmiş olabilir mi? Bi kontrol edin isterseniz eğer etmediyseniz.

simdi kontrol ettim hepsi never modunda. kasadan irtifa kaybeden bir ucak sesi geliyor :s

elektrik sorunu. daha dogrusu (ulan adini unuttum) kasaya elektirigi donusturen zimbirti i$te o benim te$hisim...

aynı şey bana da oluyordu. sebebinin k-lite codec pack olduğunu keşfettim. sildim yeni sürümünü bekledim, indirdim ve şu an sorun yok.
aynı şeyi deneyebilirsin.

bilinen bir sorundur. videolardan birini okuyamiyor xp, bu yuzden thumbnailíni yapacam derken dosyayi okuyamadigindan (codec olabilir sorun yada dosya bozuktur hakkaten) cokuyor. vardi bi cozum yontemi, daha onceki duyurularda yazilmisti bir arastir istersen.

problem surdan kaynaklanmakta. siz icinde video olan bir klasore girince xp sol altta bunun bir preview goruntusunu ayni zamanda thumbnail gosterim istemisseniz dosyalari siralaken thumb gosterim icinde bir preview acmaya gerek duyar. yani videonun 1. saniyelerini gostermeye calisir.
problemin cozumu cok basit. muhtemelen bilgisayariniz codec coplugune donmustur. butun codecleri silin. k-lite codec pack yuklemeyin onermem. kizamik olan bir hastaya icinde grip, sarilk, hepatit, kuduz viruslerini tumden vuralim nasi olsa iyilesir dusuncesiyle bakmayin.
butun codecleri temizledikten sonra sirasiyla divx sonra xvid yukleyin yine ayni problem devam ediyorsa gspot programini indirip o klasorde olabilecegk dosyalarin codecleri aslinda neymis bunu ogrenmeye calisin. dosyayi surukleyip gspot icine atiyorsunuz o size soyluyor aslinda su su su codecler gerekli diye. bu cakismaya son vermeye calisin iste. kolay gelsin mck pls bye slm asl

sadece o ram slot'u iptal olmus olabilir, slot yanarken anakarti da beraberinde goturmus olabilir.. buradan bir sey soylemek zor.

bir sorun yaşıyor musun? bilgisayardan alev bile çıkarttığım oldu ama bazen bir sorun olmuyor.
(bkz: mermer yediğim günler oldu)

yanık kokusu almak tabii ki iyiye işaret değil ama illa ki bir şeylerin yandığı anlamına da gelmiyor. özellikle uzun süre çalışmayan veya yeni alınmış bir parça takıldığında ilk etapta biraz yanık kokusu almak olağandır. ancak yanlış takarak bir şeyleri yaktığından eminsin ilk etapta ram yanmış olabilir. ram slotu yanmış olabilir. anakart yanmış olabilir. arkladaşların da dediği gibi burdan bir şey söylemek zor. rami doğru şekilde takıp tekrar çalıştırmayı deneyin korkmadan. açılmıyorsa sağlam bi ramle tekrar açmayı deneyin. yanlız anakartta hasar oluşmuşsa taktığınız sağlam ram e de zarar verebilir. uyarmış olayım.

muhtemelen hatali taktigin ram slotu murtaza olmustur

aynı seyi ben yapmistim, hem ram hem board iskartaya cikmisti (board'dan emin degilim, sonradan test etmeye usendim). ram'in pinlerine bak, 1-2 tanesi kararmissa isi bitmistir herhalde.

armada akkopru arcadium gibi yerlere gidersen kaziklanirsin. izmir caddesinin orda ulkealan pasaji vardir en uygun fiyata oradan bulabilirsin. (bkz: ulkealan pasaji)

yok canım, bir erkeğin pantolon paçalarını ayakkabı arasına soktuğunu düşünemem bile zaten. ankuva'da ve yeşil'de yoktu, bugün outlet'lere uğrucam.

outlet'lerde de bulamadım, ülkealan pasajı'na gidicez artıkın.

ne münasebet, bulursam elbette alıcam.

serumun hortumundan bahsediyorsan bana cok acil lazim. arabam su fiskirtmiyor hortumu curumus seruma baglanan hortumdan yeni hat cekecegim bulursan bende merak ediyorum eczanelere sordum yok. nerden bulabilecegimizin fikri olan varsa paylasirsa sevinirim

sorduğunuz şey kan verirken falan kola sarılan sarı lastik olabilirmi acaba? yani sapan lastiği
?

medikallerde "infüzyon seti" diye satılır. direk "serum seti" derseniz de verirler. hortum bölümüne tüp denir. uzunluğu yaklaşık 150 cm'dir. genelde inkar edilse de "latex"ten üretilir.

omer460'ın dediği esnek lastik ise "turnike" diye geçer. yine medikallerde bulabilirsiniz.

kan verirken kola sarılan sarı lastikten bahsediyorum evet. demek turnike diyorlar buna.

başka bir iş için turnike imal ettirmek istiyorum. yapan firma biliyor musunuz, veya nerden bulabilirim?

sarı değil de şeffaf arıyorsanız akvaryumcularda var.

ayıptır söylemesi eğer önünüzde domalıp gözünüzün içine bakarak miyavlıyorsa azmıştır o. kediler genellikle ilk azgınlıklarını 8.-9. ayda geçiriyorlar zaten, eh ay da mart olunca:)

aynen benim disi kedim de 11 aylik felaket azdi. 3-5 gun sonra kisirilastiracagim. uzmanlar annelik icgudusunu tatmadan kisirlastirmayi oneriyor tabi bazi veteriner hekimlerde tam tersini savunuyor. isler karisik

neutral yap şimdilik ve daha ürünün eline geçmediğini söyle.. sonra yapabiliyorsan editlersin

dur dur.
feedback vermek zorunda falan değilsin.
bir şeylerin otomatik olduğu da yok. sen vermedikçe bir şey olmaz. onlar tabii ki bir an önce feedback bırakmanı isteyeceklerdir. malın eline geçtiğini tahmin etmişlerdir o yüzden öyle demişlerdir.
hatta feedback bırakmayanlara giden otomatik bir mail de olabilir.
bekle ürün gelsin sonra verirsin feedback'ini.

bu arada feedback editleme benim bildiğm kadarıyla yok. negatif falan verildiğinde sonra her iki taraf biz anlaştık kaldırıyoruz der ama satıcı için çok boktan bir şey oluyor çünkü o da positife dönüşmüyor. neutral olarak kalıp positif yüzdesini düşünüyor.
gümrüğe takılırsa da evine onunla ilgili kağıtlar gelmesi lazım. yani seni haberdar ederler gümrükten.

feedback vermeyin cunku feedback sizin son merminiz! aldiginiz sey elinize ulasmadiysa 45 gunu gecirmeden paypal daki resolution center dan "dispute" edin 2 gun felan bekleyin sonra tabi oraya mesaj kutusu cikinca yazacaksiniz aldigim sey elime ulasmadi diye. 2 gunun sonunda saticidan ses cikmazsa claim e cevirin turkiye paypal adreslerinde verify olmadigi icin otomatikman hakli olan siz oluyorsunuz paypal ya parayi saticidan cekiyor ya da kendi kasasindan size oduyor.
unutmayin feedback verince degistirme sansiniz yok! elinize gelmeyen bir urun icin feedback vermeyin son ana kadar bekleyin

bir de buraya sunlari yazin
1- ne zaman satin aldiniz ?
2- odemeyi aldiktan ne kadar sonra yaptiniz ?
3- shipping(tasima&kargo) secenegi olarak neyi sectiniz ?
4- saticiya mail atip hangi tur shipping ile yollamis onu ogrendiniz mi ?

standart flat rate veya first class usps ise yandiniz ne takip no var ne de kesin ne zaman gelecegi 11 gunde de gelen var 1.5-2 ayda da..

enya
parça ismini tam bilmiyorum fakat
bu bir şeylerin soundtrackinde de vardı ama hatırladım

enya - only time

yani buzuklerin efendisi soundtrack

enya cevabina sozlerden anladigim kelimeleri ekleyip aratinca google "fallen embers"i buldu.
www.kolayca.net

evet çalan şarkı fallen embers.

ayrıca şarkının nereden çaldığını merak ettim baktım, kaynakları www.tablocu.com ve www.tablocu.com'mış.

limewireden her ikisi de indirildiğinde anlaşıldı ki: only time imiş.

emeği geçen herkese teşekkürler.

tabudeviren arkadasım..

www.youtube.com

only time bu şarkı..yanlış yazdın sanırım..

ben de öyle yazdım zaten?

yanlışınız var. sorunuzun cevabı "fallen embers". only time başka bir şarkı.

gittigidiyor'daki: www.youtube.com
only time: www.youtube.com

limewire'da oluyor öyle karışıklıklar. earth angel'ı yıllarca paul anka söylüyor zannetmiştim sırf bu yanlış isimlendirme yüzünden.

notere gidip notaları onaylatan bi arkadaşım vardı ama ücret konusunda ne söylesem yalan olur.

5 Ytl gibi bir ücreti var.

Edit: 20 Ytl imiş.

Edit 2: Beste değil sözlermiş bu.

Farzı-ı misal, arak bir şiir yazdım ya da derledim, daha ileri gidelim bir arkadaşımın şiirini çaldım. Notere gidip benim bu diye onaylattım. Matbu değilse ( kitap halinde olanlarda, noter tasdiğine rağmen yayımlanmış olması tasdik anlamında yeterlidir gibime geldi) bir şiir, kim onaylatırsa onun mu olur? Noter her önüne gelen talebe evet mi der? Gerçi araştıracak halleri yok ama bunu yapmaları da bir tuhaf geldi.

istanbul da bunu yapan bir kurum var ama dilimin ucunda bir turlu adini hatirlayamiyorum. ozellikle amator muzisyenlerin basvurdugu bi yer turkrock'ta ne kadar artist basci varsa burda bestelerini tescilletiyordu once sonra rapidshare e yukluyordu felan. uzgunum adini hatirlayamadim

www.tasdix.com

noterin hukuki geçerliliği vardır. eserin notalarını yazıyorsunuz . eğer şarkı sözleri varsa onları da şan notalarının altına yazıyorsunuz. her sayfa için ayrı para alıyorlar. o yüzden arkalı önlü yazmanız paradan tasarruf sağlar..

Bir eser(şiir, müzik,senaryo vb.), zihinden çıkan bir şeydir. Bunu nereden çaldığınızı ya da hangi fikirden ilham aldığınızı, aldıysanız ne kadar aldığınızı kimse bilemez. Suçluluğu ispatlanamıyorsa herkes masumdur mantığıyla, "bunu ben yarattım" dediğinizde noter de yayınevi de plak şirketi de size "peki, tamam" der. Eğer eseriniz çalıntıysa, gerçek eser sahibi ya da onun haklarını koruyan kuruluş size itiraz eder ve herkes eser sahibi olduğuna dair belgelerini ortaya koyar.Bu noktada eser sahipliğinizi kanıtlayabiliyor olmanız önemlidir.Bir eserin telif hakları otomatik olarak eseri yaratan kişiye aittir; sonrasında süreli ya da süresiz olarak plak şirketine, icracıya, şuna buna devredilebilir. Bu nedenle eseriniz yaratın ve hemen hangi tarihte yarattığınızı kayıt altına alın. İster notere götürün, ister kendiniz damgalayın (www.tasdix.com, eserinizi yasalara uygun biçimde zaman damgasıyla damgalayarak ne zaman yarattığınızı belgelemeye yarar). Noter eserinizi kağıt ortamında ister (nota vb.), Tasdix'te her türlü bilgisayar dosyası (mp3, jpeg, word, pdf, zip vb) tasdixlenebilir. Noterde sayfa başına ücret ödersiniz, Tasdix'te dosya başına 5 YTL'lik kontör harcarsınız, dosya büyüklüğü önemli değildir. Ayrıntılı bilgi için www.tasdix.com

eger soz konusu anakart P5PE-VM ise olur. 2 gb'a kadar DDR400/333/266 destegi bulunuyormus.

edit: ankara'da mavi bilgisayarda var sanirim. stoklarda var gorunuyor. www.mavibilgisayar.com

ayrıca pc3200 ram zaten 400mhz hızında çalışır.

400mhz geçer ama 200 ile çalışır, nedenini ben de bilmiyorum, sormuştum o öyledir dediler...

yani bu arkadasin aldigi 400 luk 1 gb ramden iki tane alirsam sorun olmaz diyorsunuz. tamam bende onu merak ediyordum iste

banka personeli olmak :)

herhangi bir bankanın internet şubesinden ücretsiz olmasa da 1-2ytl gibi bir ücrete havale,eft yapabilirsiniz.

Yapı Kredi havale ücreti almıyormuş, eStore'da öyle yazıyordu en azından.

hsbc, isbank, akbank havale ucreti almiyor (bunlar benim bildiklerim. digerlerinin de aldigini sanmam)

amaaa... eft diyorsan orada dur. hsbc ve oyak almiyor, isbank 1, akbank 2 lira aliyor. digerlerini bilmiyorum.

is bankasi kullaniyorum 6 yildir

vezneden 10
atm den 3
internet subesinden 0

ucretler bu sekilde. gayet kolay ve guzel bir ara yuzu var. tavsiye ederim

hsbc, artık eft'den ücret alıyor. hem de 1.95 ytl.

Öncelikle afiyet bal şeker olsun yediğiniz balıklar bol bol protein olsun dedikten sonra.... buyurun burdan diyorum :)

www.balikavi.net

un ile ya da firinda bugulama yaparak. uyyy agzimin suyu akti

yağlı balıklar ızgarada daha güzel olur. ama yağlı olmayan balıkları ızgara yaparsanız kurur. onları da una bulayıp yağda kızartabilirsiniz.

Yağlı olanlar,fırında pişirme kağıdı üzerinde pişirilince güzel oluyor.

büyük balıkları fırında bir miktar pişirdikten sonra tavuk gibi küçük parçalara ayrırarak (didikleyerek) damak tadınıza uygun şekilde salataya dönüştürebilirsiniz.

"en iyi" si kişisel olsa gerek ama ben "mangalda sardalye"nin üstüne balık yemedim.. sardalye zaten tutmasından ayıklamasına, pişirmesinden yemesine görsel şölen =)

ufak balıkları (hamsi, istavrit, çinekop vb...) temizleyip yıkadıktan sonra suyunu emmesi için bolca unlanıp yağda tavada kızartılması,

orta ve büyük boy balıkları (uskumru, palamut, çipura vb...) patates limon kabuğu bir iki diş sarımsak ve varsa, bulabilirsen defne yaprağı ile altına ve üzerine yağ döktükten sonra -isteğe göre salça ile yumurabilinir- önceden ısıtılmış fırında 25 - 30 dakikada pişirilmesi,

özellikle çipura ve somon için ısrar ve tavsiye ettiğimiz şekliyle, kömür ızgara'da -mangalda- altlı üstlü kızartılması,

hamsi için ise kemiklerini de soyabilecek kadar profeyonel isen aralarına un ve ceviz koyduktan sonra yağda kızartması -hamsi köftesi-,

yine mangalda ufak balık kızartılacaksa bunların aleminyum folyo'ya sarılıp kıartılması,

pek bir güzel olur. al sana hepsini verdim, afiyet şeker olsun, ama yanına taze soğan ve roka yemiyorsan sen bilirsin deyim deyim, ne deyim...

godless commie'nin bir hamsi kuşu vardır, normal un ve mısır unlu rakılı bulamaçla iki hamsiyi yapıştırıp kızarttığı. of.

ben ki balık sevmem..

100-200 dolarlik bir aleti yurtdisindan almak bence gereksiz birsey zaten. hic olmadi orada birini bulursunuz, turkiye'ye gelirken alip getirebilir. boylesi daha ucuza gelecektir.

aldiginiz sey 100 euro yu gecmedikce takilmaz. tabi 250 dolarlik seyi de sokanlar var su sekilde. gift olarak yollatiyorsunuz. 1-2 dolar ek bir ucreti var fakat bunu saticilarin buyuk bir kismi kabul etmiyor. aldiginiz bir sey gumruge takilirsa yandiniz. sanayi ve ticaret bakanligindan raporlar formlar, urunun neredeyd iki kat bedel odemeler git gel.

ups ile gönderilirse gelir.
gümrük falan da ödemezsiniz.
ben dslr makine getirdim.
gümrüğe bile girmedi.
kanadadan yola çıktıktan 40 saat sonra izmirdeki işyerimdeydi.

eğer usps ile gelirse o zaman gümrük te çıkartırlar ardiye vs masrafıda.

cinsiyet, yaş, tarz gibi özelliklerini ve bir de fiyat aralığını belirtirseniz, yerinde öneriler yapabiliriz.

gramafonu düşündüm fakat eminönü'nden başka bir yerde bulabilir miyim ki? o kadar vaktim yok ne yazık ki..

opera seven klasik sever diyerek:
www.biletix.com

Herkese uymaz ama soyle bir sey yapabilirsin: gelmesi gereken hediyenin fotosunu basip gec kaldigini anlatan bir kartla onu verirsin.

büyük ihtimalle kendisinde olabilir ama direkt merkezden dalıp olaya the phantom of the opera (operadaki hayalet) dvd'si ile girebilirsin. ses sistemi falan da varsa 5.1 dts de uçurur ve kesinlikle unutulmaz bir hediye olur bence.

kırmızı şarap çiçek.
operacı bayanlar genelde seviyor :)
en azından benim hocam bayılıyodu

oyuncakcidan bir tane plastik kamyon alin kuregi ile birlikte. cok sirin

gec kaldim biliyorum ama,
ben kendi duvarim icin 1000 parcalik puzzle aldim ve yaptim.
puzzle'da giuseppe verdinin resmi ve el yazmasi la traviata'sindan bir sayfa var. muhtesem bisi. onu bulabilirseniz alin, daha sonra da alabilirsiniz

nuova arti graphice verdi diye aratirsaniz nette bulursunuz puzzle i..

--

@candanag

phantom, opera degil muzikaldir. opera dunyasinda olup da phantom sevmeyen cok sayida insan var. karismasin..

la traviata cevaben: küçük bir yanlış düşünmenin büyük sonucu. evet haklısın müzikal benimde kafa gitti bir an. o zaman türkiye'de dvd'si çıktımı bilmiyorum ama "die entfuhrung aus dem serail" güzel gidebilir. son olarak opera dünyasında olmakla kastın edimsel katılımsa, phantom müzikal açıdan değerlendirilirse es geçmeyeceklerini düşündüğüm bir eserdir. severler sevmezler o beni ilgilendirmez.

teşekkürler arkadaşlar. operayla ilgili bir şey bulamadım, ben de ikinci aşkı jazz ile ilgili bir solist figürü buldum, onu aldım.

gerçek kartın limiti dolmuş olabilir mi?

internet şubesinde hesaptan sanal karta para aktarmayı deneseniz?

döviz hesabına bağlı değil galiba sanal kartın. ondan olabilir mi peki?

bankacilik islemlerinden anlamiyorum ki, annem sehir disinda o su an imkansiz yani telefon etsem girip bakamaz. gercek kartin limiti dolmus olamaz onu da gecen hafta 21 lira borcu vardi onu da odedim. sanal kartin borcu kapaitilnca limit tekrar sifirlanmis olmuyor mu ? sadece mantik yurutuyorum tabi olmuyorsa saglik olsun

hayir paypal a verified uyeyim o adimlari atmadim hatta paypal parayi bana geri iade etti bile. ya herife 15 dolar gonderecegim rezil oldum yemin ediyorum. borcum harcim yok odeme yapamiyorum

aglattin beni garanti, telefonu kirdim o oldu

Sanal kartin borcunu ayri olarak odeyemiyorsunuz. Ordaki borclar normal kredi kartiniza ekleniyor. Belki sanal kart ile senkronizasyon ayda bir kere falan saglaniyordur. ama en temiz yolu yapabiliyorsaniz sanal kartin limitini 150den 200e falan cikarin. Internet subesinden yapilabiliniyor bu.

Sanal kartın limitini siz belirliyorsunuz.
"Kart işlemleri"nden "sanal kartlarım"a giriyorsunuz. Sonra "limit değişikliği"ne tıklıyorsunuz. Cep telefonunuzun yazılı olduğu sayfa çıkıyor, "devam" diyorsunuz ve cebinize bir mesaj geliyor. Gelen mesajda yazılı olan şifreyi 3 dk (geri sayan bir sayaç var çok gerilimli...) içersinde istenilen sayfada girmeniz gerekiyor. Sonra açılan sayfada ihtiyacınız olan limiti giriyorsunuz. Mesela 15 dolar karşılığı ytl giriyorsunuz (bu arada tavsiyem 5 ytl fazla girmenizdir her ihtimale karşı) ve limitiniz belirlenmiş oluyor.

Ancak şunu unutmayın ki sanal kart limitiniz asıl kart limitinize bağlı. Yani 150 YTL limitiniz kaldıysa, sanal kart limitinizi de en fazla 150 YTL yapabilirsiniz.

Umarım işinize yarar bu bilgiler...

Kolay gelsin...

iyide abiler, neden limiti artirayim ki ben catir catir oduyordum kullandigim limitin borcunu bir sonraki hesap kesim tarihi 21 mart ben adamlara nasil bunu izah edecegim. mantiken parayi odedikce limitin balansa donusmesi lazim. limiti artirmam icin annemle gorusmem lazim kart onun adina o da su an ankara disinda gorevde.

asıl kardın değil, sanal kartın limitini artırman gerekiyor. o da anneni bağlayan bir işlem değil. internet şubesi üzerinden yapman gerekiyor her alışverişten önce.

yani şöyle:
mesela asıl kartının limiti 2000 YTL. sanal kartın limiti her zaman 0 YTL. sen sanal kart kullanacağın zaman sanal kartın limitini yine sanal olarak değiştiriyorsun, kullanacağın kadar(en fazla asıl kart limitin kadar). alışverişini yapıyorsun ve sanal kartın limiti de bitiyor. bir daha kullanıcaksan limiti tekrar değiştiriyorsun. sanal kartı güvenli yapan da zaten budur. limitinin olmaması.

-- bu arada önceki cevabımda yazdıklarımı adım adım uygula. olacak göreceksin. ama güvenlik şifresi annenin telefonuna gelebilir. onu da arayıp istersin artık.--

kolay gelsin.

garanti bankasi yaptigim iki odemeyi de beceriksizligi sayesinde sanal karta degil annemin hesabina yatirmis bugun gititigmde de "alalal nasil olur hayret ??" diye tepki verdiler

sonuc itibariyle garanti bankasi borcum limite geldiginde odeme yaptigimda kabul etmiyor. git 2 hafta sonra ekstre gelince gel ode diyor. ben de ebay deki adama bizim banka sistemimiz boyle ozurlu kusra bakma baska bir kredi kartiyla paypal dan parani yollayacagim dedim. olaydan hemen sonra karsida is bankasi vardi ve onlara durumu anlattigimda kahkaha ile gulduler. evet aynen boyle oldu "hic olur mu oyle sey efendim durun bir cay icin biz form getirelim" dediler formu doldurdum "iste universiteli" diye limitini kendim ayarlayabilecegim bir kart verdiler ve harcama yaptikca istedigim kadar, istedigim zaman odeyebilecegim. derin bir oh cekip eve geldim. garanti bankasinin bu anlamsiz tutumu ve sacma kurallari ile resmen elim kolum baglandi. 444 0 333 lu hatti arayip durumu anlattigimda da lafimi kesip beni azarladilar. siz mi ben mi bu isi bilyoruz bi susun beni dinleyin dedi gorevli. ben sadece bu limiti gunu gelmeden odeyebilir miyim demistim. ayrica ashortman canim benim, ben neden limiti artirayim amacim zaten limiti artirmadan borcumu odeyip alisverise devam etmek. limitin amaci hem kullanciiyi hem de yabancilari frenlemek degil mi ? limit artirmak cozum degil ekstra yuk getirir kanaatindeyim. bir daha asla onunden bile gecmem garantinin.

"garanti bankasının adamı mısın ...!" diyedeksin beki ama... ben bu sanal kart olayını haddinden fazla kullanıp hiç bir arıza yaşamadığımdan bu kadar konuştum...

bu arada bahsettiğim şey limit artırmak değil; zaten sanal olan sanal kartın kendisi gibi sanal olan limitini "belirlemek" idi... kullandıktan sonra tekrar tekrar belirlenen, limiti asıl karttan yiyen bir durum bu...

neyse artık geçmiş olsun.. iş bankasıyla mutluluklar diliyorum sana.. umarım sorusuz bir birlikteliğiniz olur :) ki iş bankasının hastasıyımdır, internet şubesi çekilişten laptop kazandırdı bana :D
(bkz: gereksiz ayrıntı)

kedimiz bok makinesi sipsi'ye (15 günde 1 kum değiştirmek gerekiyor) daha geçen gün weblebi.com dan sipariş verdik. 3 adet silica kum 12ytldi sanıyorum. 3 adet aldık yani 9 adet 46 ytl kadar bir fiyat verdik bilginiz olsun. sanıyorum aynı paraya denk gelmiş.

"1980" adlı yazara sor o silikalı bilmemneli kumları çok araştırmıştı. hatta bana özel mesaj at kendisinin e-mailini vereyim.

migroslarda "carli" diye bir marka var ayrica "miril" var. 7.5 kilo olani cok ekonomik aylardir aliyorum tavsiye ederim.

öncelikle herkes gibi ben de silica kumu tavsiye ediyorum diğer kumlara göre daha iyi olduğu kanaatindeyim. Online nerden alabileceğini yazmışlar ama bunun dışında hemen hemen bütün büyük marketlerde (migros tansaş) bulabilirsin.

www.zureyfa.com Yıllardır alışverişimi burdan yapıyorum. Belli bir meblağ üstü kargo ücretsiz.

ebay'de eski kasa F16 satiyolar ama kastettigin bu degil sanirim.

turk hava kurumu ? zilyon tane urunleri var cok cok ucuza 25 liraya ufo satiyodu adamlar 6 piller alip ucuruyosun yarim saat gidiyo. sarj aleti de icinde hem de ama aradigin bu olmayabilir tabi

www.pilotpazar.com var. hiç alışveriş yapmadım ama iyiye benziyor..

Emule'dan kolayca indirebilirsin recover my files'ı. böyle açıktan crack linki vermek hoş olmuyo sanki? paylaşım forumu gibi.

r studio programını denemenizi tavsiye ederim.

r studio kurtarir %100 ben de onu tavsiye ederim.

önce güzelce kuru bir bezle tozlarını al. gerekirse elektrikli süpürge ile tozlarını al. Sonra hafifçe ıslak bir mendille sil ve kurumasını bekle. Kuruduktan sonra pas sökücü sık ve üzerindeki pas ve kir olduğu gibi akacaktır. Dilediğin gibi kurula. Sonrasında bir güzel metal parlatıcı tertemiz olacaktır:)

ilgileniyorsan bende tren kapısı kolu var bi tane
kapıyı açarken elimde kalmıştı acelem vardı çantama attıydım kaldı oyle

(bkz: wd40) her derde deva

elimde toyota'nin urettigi wd40'dan daha saglam bir pas cozucu var benim anlamadigim bunu nereye uygulayacagim aletin %90 i plastik :) pislikleri capaklari cikartir mi pas cozucu ? (plastik ustundeki)

plastikse bulasık deterjanı en kısa yol. cif gibi puturlu temizliyicilerden kaçın.

filtreleri ve benzin pompasını kontrol ettirin. yakıtı hep aynı yerden alıyorsanız başka bir yerden almayı deneyin bir süre. hava akış metreyi de kontrol ettirmekte fayda var.

gaz yemedigine gore karburator sokulecek ve isin ehli bir usta elinde guzelce temizlenip ayarlanacak. haa daha kotu bir cekisten dusme varsa titreterek bujileri degistirin bunu siz de yapabilirsiniz. 9 lira 4 adet buji. en son aklima gelen korkutan sey ise baskinizin sicmis olabilecegi. motor inip balatadan ayrilip baskiyi degistirebilirler ama siz once bujileri degistirmekten baslayin ise sonra sorun devam ederse ""isin ehli"" bir ustaya karburatoru temizletin (samandira ayari, conta yenileme gibi islemlere gidecek usta) kolay gelsin

Filtreler ve benzin pompasından şüphelenirdim ben de olsam. Bazen o pompaya bir şeyler oluyor, yakıtı yokuş yukarı itecek kadar güç bulamıyor kendisinde.

maresalx:
aman efendim, '98 model Opel'de karbüratör mü olurmuş?

şu dallamalığı yapan hala var mıdır bilmiyorum ama yakıt filtresine güvenmeyip enjeksiyonun yakıt girişine tülden (bildiğin perde tülü) ayrı bir filtre takan dallamalar vardı bi ara. hiç bakılacak, şüphelenilecek bir yer olmadığından da o filtre tıkandı mı aynen dediklerin olurdu. eski sahibi öyle bir şey takmış bırakmış da olabilir. enjeksiyonun yakıt girişine bir baksınlar.

actionary:
eger bu 98 model opel benzinli ise karburatoru olmasi gerek, hava filtresinin baglandigi borunun ordadir hatta. dizel ise bilemeyecegim

çıkmazsın öyle bişey olsa topçu subaylar nasıl çalışacak. bizim milli guvenlikçi hiç birşey duymazdı.

malesef bu olayı yemiyor askeriye. sol kulağında %60 sağ kulağında %68 duyma kaybı olan çok yakın bir akrabam şu anda askerliğinin 3 ayında.

dalağınızın yarısını aldırırsanız askerden yırtabilirsiniz. kulaktan dolma bir bilgidir, sisteminizin karşılaşacağı problemler konusunda mesuliyet kabul etmem.

2 parmagi olmayan asker gordum

Tek böbreği olan bir arkaşım çürüğe ayrıldı.Tek kulak olayında kıyas yapabilir miyiz bilmiyorum.

Tek kulağı hiç duymayan bir arkadaşım, askerliğin 3. ayında çürüğe ayrılabildi.

tek kulağı duymayan bir arkadaşım hiç gitmeden çürük almış. hatta hiç duymuyor da değildi, yüksek bir oranda duymuyordu ama.

her iki kulağımda da kulak zarı erimesi ve işitme kaybı var. tıp dili ile söylersek rahatsızlığım bilateral kronik otitis media. gündelik hayatımı çok etkilemiyecek bir işitme kaybım var. sol kulağımda kayip daha fazla. 2003 yılında askerlik icin basvuru yaptigimda bu rahatsızlıgımı askeri hastanedeki kbb doktoruna soyledim. bulundugum ilçeden izmirdeki kara kuvvetleri hastanesine sevk ettiler. ordan da ankara gataya. gatadan tekrar ilçeye ilçeden tekrar izmire... aradaki yılbasi ve hafta tatillerinide sayarsak 1 ayı geçkin bir süre dolaştım durdum. rapor alacağımı hiç ummuyordum ancak 2003 ocak ayında askerliğe elverişli değildir diye rapor verdiler. duyduğuma göre bu kadar çok dolaşmamın ve uzun sürmesinin nedeni çürük raporu denen askerliğe elverişli olmadıgını gösteren raporların çok hassas konu oldugu ve doktorlarında basını agrıttıgı. herkes topu birbirine attı benim olayımda. anladigim kadariyla çürük almak istiyorsun ama biraz zor olabilir çok ümit baglama derim ben.. umarım verdiğim bilgiler işine yarar.. askerlik muayenesi için askeri hastaneye gittiğinde bu rahatsızlıgını söyle en azından şansını denemiş olursun. bol şans :)

benim de ortopedik bir sıkıntı yüzünden cürük raporu alma hayallerim vardi. askeri hastanede tanidik bir doktora denk geldim. cürük raporu verme netameli bir iş önce alırız birligine gidince oradaki doktor uygun görürse o versin cürük raporunu demisti. bir fikir verir belki.

valla ben de vakti zamaninda (askere gitmeden 10 sene once) tuberkuloz gecirmistim. askere gidene kadar butun askeri muayenelerde, subede falan soyledim kimse birsey demedi. sonra birlige gittim, ordaki giris muayenesinde soyleyince askeri hasteneye sevk ettiler, ordaki askeri doktor hastaligi gecirdigim doneme ait rapor, rontgen ve kan tahlillerini istedi, verdim, 12 gun askerlikten sonra curuk raporunu alip ciktim. yani atmacaged'in dedigi raporu askere gittikten sorna verme yanlisi bu adamlar, bi gitsin gorsun diyolar herhalde. subede falan biraz bastirirsan yada netteki resmi askerlik mevzuatlarini karistirirsan kesin bir bilgi edinebilirsin.

cevaplayan herkese çok teşekkürler. palyacopapi eğer bunu okursan bana mail adresimden ulaşır mısın? burada forum havası olmaması için bir iki soru sormak istiyordum da...

[email protected]

kasayi acip islemciye elektrik supurgesi tutun iyice havalandirin. ayni problemi ben de yasamistim. anakart ve islemciyi degistirince sorun duzeldi. buyuk olasilikla islemciniz murtaza olmustur. toz delikleri kapattiysa sicaktan bayiliyordur o yuzden reset atiyordur ya da anakartiniz.

sadece işlemci değil ekran kartınızın aşırı ısınması da sebep veriyor olabilir. veya windows başlarken bir overclock programı startup da açılıp hemen aşırı yüksek değerde bir overclok yapıyor da sistem bundan ötürü resetleniyor da olabilir.

açıklamam rastgele olarak kendi kendine nasıl açıldığı sorusuna cevap verememektedir ancak ısınmaya bağlı ekran kartıyla ilibtili bir sorunun olası varlığına işaret etmektedir. (bkmynz: akademik yazı yazmanın zararları)

şu kasa açma olayını bir deneyeceğim.

bir de startup'ta çok program var, o da olabilir evet. mübarek hangi programı yüklediysem windows açılırken internete bağlanmaya çalışıyor. nasıl kapatacağımı da bilmiyorum.

bakalım ikisini de deneyeyim.

bir de şey farkettim. bilgisayar kendini resetlemişken, ben de reset tuşuna basarasam sorunsuz açılıyor. bir daha resetlemiyor. sadece iki kere denedim gerçi ama.

start - run "msconfig" hemen akabinde sag ustte Startup goreceksin oraya girince sag alttan "disable all" yap sonra bir restart cek bak bakalim bir degisiklik olacak mi :) ayrica dedigim supurge olayini mutlaka denemelisin. toz, delikleri kapatmissa mutlaka isinip bayilacaktir kartlarin ya da islemcin

power supply oluyor olabilir. temessizlik falan yapiyordur, cok tozlanmistir kisa devre yapiyordur. aleti komple bir ac temizle islemci, ekran karti, power supply, buyuk ihtimal gecer. gecmezse formatla, yine gecmezse power supply'i degistir.

@stack

sorduğun şeyler hakkında en ufak bir fikrim yok.

ne yazık ki, hiç sorma...

ama neden?

kediler adet bile oluyor

oyle programlanmıslar.

neden sorusuna nasil bir cevap bekliyorsun onu anlayamadim ben.. bugune kadar bu tur ahlaki bir icguduye sahip olduklarini dusunuyordun da hayal kirikligina mi ugradin?

ahaha ben sordum "boyle iyi be abi alısmısız" dedi :)

bir belgeselde gormustum cocukken heralde. tam hatirlamiyorum simdi. leoparlarin aile icinde ciftlesemediginden, bunun agir kalitsal hastaliklar getirdiginden soz ediyordu. "hatta bu kedigillerde olur" tipi bisey duydugumu animsiyorum. ne kadar dogrudur bilemem.

değil abi-abla, kendi yavrusu, hatta torununun torunuyla bile çiftleşiyorlarmış. azmış ve çiftleşecek partner bulamayan bir kedi ile (tercihen dişi) aynı evde bulunan, onların "hişt, kızım" denilip seslenildiği anda bile hemen popolarını havaya kaldırıp yere yapışmalarına, mırıldanmalarına şahit olan biri zaten tahmin edebiliyor bu tür bi kaygılarının olmadığını.

efenim kedi dediğimiz heyvan ki bir adet bende de bulunmakta kedi olan her heyvanla ciftleşebilir... akrabasi olsun olmasin yeter ki begensin ve kızgınlık doneminde olsun... napalim yaradan bole yaratmis diip sebebini yukari havale ediyorum ben :)) ayrica ilginc bir not daha... bu kedi heyvanının bir batinda dogurdugu yavrularin babalari farklı farklı kedilerde olabiliyor(muş). o derece yani :) ben benimkini gecen ay 5 erkek kedi ile yakalamistim bahcede... ne feci bir duygu :)

tuttuğunu ziker afedersin

bryan fury==> bu bir bug değil mi?

zakk==> "gurbanolduğum allah" ile başlayan bir soru olurdu ahlaki değerleri düşünerek yazsaydım.

kabizcik==> gen çeşitliliğin azalması nedeniyle kalıtsal hastalıkların oluşabileceği benimde aklıma geldi. belki kedilerin doğuştan şeker hastası olmasının nedenlerinden biri bu olabilir. belki...

neden bug olsun ki ? kalıtsal hastalıga sebep olmasa bugun insanlar arasında da normal olurdu muhtemelen.

en iyisi "prince" fakat piyasada bulmak zor. orjinal italyan malı olanından bulursanız brc de iyidir. arabanızın marka ve modeline göre araştırma yapın. bir marka, bir arabada çok iyiyken, başka bir arabada kötü olabilir. markadan daha da önemlisi, montajı yapan yer...

bence atiker, pahali ve kaliteli. kac motor hangi model bunlari da yazarsaniz tam yakacagi tutari verebilirim. agirlik, tork ve model bu kriterlerde onemli cunku

brc iyi ama cok kopyasi var piyasada. biz orjinalini takiyoruz deseler de pek güvenme derim. yerliler icinde ise aldesa iyi gibi. genelde taksiciler falan seciyor. fiat da fabrika cikisi lpgyi aldesa takiyormus .

saglik ocagina felan gidip asi ol hemen 30 gunluk gobekten vurulan bi igne var o olmaz isaallah. bir de bol sabunlu suyla 2-3 kere yika

www.revir.com

kuduz kedinin salyasında barınır var ise çırmalayıp yaraya salyasını akıtmadığı sürece ya da ısırmadığı sürece kuduzdan korkmayınız diğerleri için bir görünmekte fayda var

sizi çırmalayan kediye ulaşma imkanınız varsa direk onu götürün hastaneye, sağlık ocağına, dispansere veya veterinere, o şekilde çabucak anlaşılabilir. ama nerden bulayım ben o kediyi filan diyorsanız korkmayınız, hastaneler derdinize deva olur, hemen psikolojiniz bozulmasın.

aynı sorunu ben de yaşamıştım (hatta yaşarım diyim) doktora kuduz aşısı olmaya gittiğimde doktor bana "tırmalayan kediden değil ısıran kediden kork" demişti. çünkü kedi kudurduğu için değil muhtemelen kendini korumak için tırmalar, bir kuduz alameti değildir. ama tabii ki mutlaka tetanoz ve kduz aşılarınızı yaptırın. zaten kuduz aşıları artık çok şeker öyle göbekten 30 günlük aşılar 20 yıl öncesinde kaldı, öyle pembe-mor renkli aşı sıvısını minicik bir enjektörle koldan enjekte ediveriyorlar,toplam 6 aşı olmanız gerekiyor ama son iğnelere gerek bile kalmıyor genelde (tabi bu sizi tırmalayan kediyi 10 gün gözaltında tutmanız ve kedinin bu 10 gün sonrasında hala sağlıklı olduğunu görmeniz durumunda geçerli)..

Esas sorun kuduz değil, tetanoz. Tetanoz aşısı zaten her 5-10 yılda bir yapılmalı. Aşınız yoksa vesile olur. Bu nedenle bir doktora görünmekte fayda var.
Kuduz konusuna gelince iki sene önce bir kedi tarafından ısırıldığımda hastanedeki doktor bana Türkiye'de son 70 sene içinde kediden bulaşan kuduz vakasına raslanmadığını söylemişti. Ama genede en iyisini doktor bilir. Zaten tetanoz için sağlık ocağına gideceğinize göre kuduzu da bir sorun.
Ha bir de kedi hastalığı var. Evet varmış böyle bir hastalık ve ben yakalandım. Bildiğim kadarıyla sadece ısırınca oluyor. Ölümcül değil ama pek hoş bir hastalık da sayılmaz.

evet kudurabilirsin, düşük bir ihtimal olsa da, aşının sana zarar verme olasılığı daha düşük olduğu için aşını da olmalısın.

eğer okul çağı aşılarını tam olduysan ve üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmediyse tetanozu da olacaksın.

kediye ulaşma imkanın varsa kedi 10 gün gözlenecek ve ölmememesine dikkat edilecek:)) kedi bu süre zarfında ölmezse, aşı takvimini yarıda bırakabilirsin.

göbekten kuduz aşısı diye bir şey artık ne şanslıyız ki yok. koldan yapılan allerji-yan etki olasılığı çok düşük olan gayet ince bir iğneyle yapılan yakmayan bir aşı kullanılıyor. haydarpaşa numune anadolu yakası kuduz merkezidir. ilk aşı için 1 saatini, sonrakiler için 30 dk harcayarak kudurmayacağından emin olabilirsin:)

beni çok tırmalıyolar bugune dek kudurmadım :))
veterinere sormuştum kedilerle çok elleşiyorum kuduz bulaşır mı diye, o da kuduza gerek yok tetanoz yaptır yeter dedi. Özel bir dispanserde 10ytl ye yaptılar, hem de 3-4 sene etkisi oluyomus.
isterseniz cevredeki veterinerlerden birine bi danısın. sonucta kuduz vakası varsa onların haberi vardır ama sanmam oldugunu

kadikoy belediyesi'nin bu yonde bir hizmeti var, daha once buraya gidip kedisini kisirlastiran arkadasim oldu. herhangi bir sikayeti olmadi, hijyen vb. konularda.

yeni.kadikoy.bel.tr

ikamet ettiginiz yerin belediyeside belki bu yonde hizmet veriyordur.

önce bir kere doğum yapmasını, ondan sonra kısırlaştırmanızı öneririm. hormonları açısından.

ben de dogum yapmadan direk kisirlastirmanizi oneririm. cunku bir kere dogurur ve bu yondeki hormonlarini oldurecek olursaniz (yani dogum sonrasi kisirlastirma) hayvan ambale olup uzulecektir. o duyguyu hic tatmadan pipisini kestirmenizi oneririm. ameliyat sonrasi kan bir sure daha hormonlari besler hemen normale donmesini beklemeyin en temiz 2 hafta sonra cillop gibi olacaktir kedicik haa bu arada kisirlastirdiktan sonra mamasini dusuk oranda verin hayvan cunku okuz gibi yemeye basliyor sonra dombalak bir kediniz olur bu seferde kedi nasil zayiflar diye kara kara dusunmeye baslarsiniz.

eheh ben yumurtalıklarını bıraktırmayı planlıyorum, bir de yanına erkek kedi alacağım, özgür seks denizlerine yelken açsınlar diye düşündüm.zaten evde kimse olmuyor bazen 1-2 gün boyunca, birbirlerine yarenlik etsinler.

crown geldi meselayi cart diye halletti bu problemin cozum yolu soyle oluyor;

baglanti ayarlarina geliyoruz sag tikla ozellikler tcp/ip ayarlarinda baglantiyi ototmatik algila diyoruz boylece sorun ortadan kalkiyor. saygilar sevgiler

mck tsk pls bye ltf asl slm

Bataryalar

Mobil telefon üreticileri üretmiş oldukları her bir model telefon için değişik özellikler taşıyan bataryalar piyasaya sürmektedir. Kullanılan bataryalar şarj edilme gerilimleri, akımları, dayanabilecekleri ısı değerleri ve şarj edilme süreleri gibi, pek çok kritik değerlere sahiptirler. Bu değerler batarya üreticileri tarafından uzun süreli test ve hesaplamalar sonucunda ortaya çıkarılmaktadır. Tüm telefon üreticileri piyasaya sürdükleri bataryaları şarj kontrol yazılımına uygun, orijinal bataryaların özelliklerine göre geliştirilmiş olarak ve tüm limitleri göz önüne alarak piyasaya sunarlar.
Bunların yanı sıra seçilmiş olan orijinal bataryaların içinde bulunan, bataryayı aşırı akımdan koruyan sigorta, aşırı ısınmadan koruyan termik röle ile özellikle lityum-iyon bataryalar içerisinde ekstradan bulunan bir aşırı akım ve gerilim koruma devresi, kullanıcı için mükemmel bir güvenlik sağlamaktadır.
Özellikle iç kimyasal yapısı jel kıvamında olan diğer şarj edilebilir pillere oranla da tehlikeli olan lityum-iyon bataryalar, kullanıcılara sunulmadan önce, uzun süreli laboratuar çalışmalarına tabi tutulmakta olup, batarya içinde bulunan ekstra akım ve gerilim normal seviyelere düşürülerek, içerisinde bir koruma devresi bulunması şartı ile piyasalara sunulmaktadır. Kullanıcıların güvenliğini ve memnuniyetini hedefleyen üreticiler, orijinal yedek parçalarında ve aksesuarlarında gereken tüm güvenlik önlemlerini almaktadırlar



Yetkisiz servisler ve orijinal olmayan parçalar

Mobil telefon kullanıcılarının dikkatine ve bilgisine sunmak istediğimiz önemli nokta benzer durumların, telefonların yetkisiz kişiler ya da tamirciler tarafından onarılmaya çalışılması sonucunda daha yüksek ihtimalle meydana gelebileceğidir. Telefonların elektronik aksamında meydana gelen aksaklıklar, büyük ihtimalle yönleri ters takılmış parçalar veya sökülen parça yerine orijinal olmayan parçalar takılması sonucunda oluşmaktadır. Bunların yanı sıra, orijinal olmayan bataryalar (piller) ve şarj cihazları da, bu tür yanmalara, ciddi hasar veya patlama olaylarına neden olmaktadır.



Bir telefonun bataryası niye patlar?

Telefonların orijinal batarya ve şarj cihazları dışında kullanılan, orijinal olmayan yan sanayi (fason) ürünler, yukarıda bahsedilen koruma devrelerini içermeyebilir veya telefonun koruma devresi özelliklerine uymayabilir. En önemlisi telefonda daha önceden var olan güvenlik önlemleri, kullanılan batarya ve şarj cihazı orijinal olsa bile, ilgili cihaz üzerinde yetkisiz ve bilgisiz kişiler tarafından yapılmak istenen onarım sonucunda bilinçsizce iptal edilmiş olabilir. Çok basit örneklerle açıklamak gerekirse batarya içinde atmış olan bir sigortanın lehimlenmesi aşırı ısı, akım ve gerilim koruma devrelerinin iptali veya telefonun şarj kontrol devresi üzerinde yapılacak olan herhangi bir bilinçsiz müdahale, o an için telefonu çalışıyor olarak gösterse bile, aşırı şarj olan batarya veya bunun tam tersi olarak kısa devre durumlarında koruması iptal edilmiş bir batarya, telefonda meydana gelebilecek herhangi bir aksaklık karşısında kendisini koruyamayıp, istenmeyen sonuçlar verebilir. Batarya çok aşırı akımları kendi içinde üretebilir ve bu aşırı akım batarya içinde bulunan kimyasal madde üzerinde aşırı ısı ve basınç tepkilerine yol açabilir.
Bütün bu olaylardan haberi olmayan ve arızalı telefonunu yetkisiz bir tamirciye bırakan telefon kullanıcısı ciddi bazı tehlikeler ile karşı karşıya kalabilmektedir. Yanlış müdahalenin ya da orijinal olmayan aksamın kullanımının bir sonucu olarak, şarj olmaya başladıktan kısa bir süre sonra bataryanın patlaması ya da direk bir patlama olmasa bile, aşırı şarj sonrasında, batarya içindeki toksik kimyasal maddenin dışarıya sızıp ele bulaşması gibi tehlikeler kaçınılmaz olmaktadır.

Eğer telefonunuzu herhangi bir arızadan dolayı yetkili olmayan bir tamirciye teslim ediyorsanız ya da orijinal olmayan yan sanayi (fason) ürünleri kullanıyorsanız (batarya, şarj cihazı… gibi) bütün bu olabilecekleri göze almış sayılırsınız.
Yetkili servislere teslim ettiğiniz bir telefonda, batarya ve şarj devresi ile ilgili yapılacak hassas onarımlar sonrasında, telefonun fabrika çıkışında kalibre edilmiş olan ısı, şarj voltajı ve akım değerleri bilgisayar ortamında gerekli özel programlar ve çok hassas test cihazları kullanılarak test edilip, en ufak bir farklılık hemen tespit edilebilmektedir. Arızalı telefonunun onarımını yetkili servislerde yaptıran tüm mobil telefon kullanıcıları cihazlarını güvenle kullanabilmektedirler.

-kaynak : milliyet-

sulfirik asit

fiziksel hasarın yanısıra özellikle kulak içi kulaklıkla sürekli müzik dinlemenin müzik kulağına zarar verdiğini çok sağlam kaynaklardan duymuştum.

kesinlikle zararli. az zarar oldugunu iddaa eden anca telefon ureticileri felan olabilir

ben iki üç saat kulak içi kulalıkla müzik dinlediğimde kulaklığı çıkartınca çok fena canım acıyo?sizdede oluyomu bu tarz bişey?

evet abi, zararlı olduğu kesin. kulak dışı tavsiye ediyorlar diye okumuştum biryerde.
o kulak acısı bende de olur hep..

acıyo evet malesef.uzun süreli kullanımda zararlı diye biliyorum ben de.

ilerde kulak lazım olacaksa bundan kullanmamak iyi olur.

doğrudan kulaklıkla ilgili değil gibi gozukse de bazı ülkelerde kanunen mp3 çalarlar belli bir volüm limitiyle satılabiliyor diye biliyorum.

bir yerde okumuştum, şimdi tam olarak hatırlayamıyorum - sayılar yanlış olabilir ama; kulaklıkla 1 saat müzik dinlediğimizde kulağımızın içindeki bakteri(?) sayısı %700 artıyormuş.. benimkini düşünmek istemiyorum 8-s

peki kulağa zarar verecek şey yükses ses değil midir? gümbür gümbür dinlemesek de zararlı mı yani bu meret?

Kulaklığın vereceği en büyük zarar yüksek volüm sebebiyle olur. Eğer çevrenizdekileri rahat duyamacağınız bir seviyede müzik dinliyorsanız(kulaklıklı veya kulaklıksız) kulağınıza belirli bir süreyi aştıktan sonra(ki bunun db/saat şeklinde grafiği vardır) kulağınıza KALICI zarar veriyorsunuz demektir. Bu yüzden burada sorun teşkil eden asıl şey sesin şiddetidir, ve tabii aşırı yalıtma buna ek şiddet olarak size dönecektir.

Ancak eğer profesyonel müzisyen ve özellikle ses mühendisi değilseniz, bu duyum kaybı kulaklarınızı aşırı hoyrat kullanmadığınız sürece ergenlikten 40-50 yaşlarına doğru yavaş yavaş olacaktır ve siz muhtemelen hiç bir fark hissetmeyeceksiniz. Bu yolla duyum araşığının %30-40'ı kaybedilebilir. Mesela dinleme sonrası kulağınız çınlıyorsa, zarar veriyorsunuz demektir. Kulaklıkla olsun veya olmasın. Bildiğim kadarıyla çınlama durumlarında tez elden uyku zararı minimize ediyor.

Kulaklığın ekstra olarak kulağın hava alan doğal ortamını bozması meselesi var ama bu da ekstrem süreler olmadığı sürece pek kayda değer bir etki değil diye biliyorum.

Ancak dediğim gibi kulaklarınızı mission critical işlerde kullanıyorsanız, yüksek sesle kulaklıkla müzik dinleme, bar ortamında birinin anca kulağına eğilerek sesini duyurabileceğin şiddette ses yayını olan yerlerde ve benzeri konserlerde kulaklarını korumadan(evet tıpa) takılma gibi lüksleriniz(?) olamaz, yapılan çılgınlık olur. 15kHz den yukarısını duymayan kimseye kız vermezler zira o ortamda. :)

Neyse, sonuç olarak ses seviyesi itibariyle çevreyi duyamayacağınız seviyede dinlenen her türlü müzik duyumunuzu yavaaaş yavaaş tıraşlar. İster kulağın içine girsin, ister dışında olsun fark etmez. Kulak içi kulaklıkların ekstra olarak hava akışını engelleme sorunu var, o da ekstrem sürelerde olmadığı sürece sorun olmaz.
İyi dinlemeler. :)

www.archive.org

cok tesekkur ettim terazinize tikladim asl pls mck bye ltf slm

(git: 19853)

İstanbul ve ankara plakalarda harf ve rakam toplamı 6 olabiliyor. Küçük illerde de 5. Rakam sayısı en fazla 4.

Yani şunlar hep geçerli:
06 AB 1234
06 ABC 123
42 A 1234
42 AB 123
42 ABC 12

slm mrb nbr ltf pls tsk gnc trk cll.

senin durumla alakasız olsa da eklemeliyim ki, bazı ticari araçların (örn. bazı okul taşıtları) 5 tane numaraya sahip olabiliyor.

peki 06 vv 1963 alabiliyor muyum ben yani mesela ??

01 x 0001 - 01 x 9999
01 xx 001 - 01 xx 999
01 xxx 01 - 01 xx 999
kalabalık şehirlerde
01 xxx 001 - 01 xxx 999
01 xxx 0001 - 01 xxx 9999 alabilirsin. (tabi a asayiş oluyor sanıyorum aa falan özel diyebiliyorum bir de göt piç vs gibi şeyler hariç 06 vv 963 alabilirsin sanıyorum.... yoksa tabi

yazmayı unutmuşum bu arada hayırlı olsun kazasız belasız kullan ben de üstü açılmış bir adet almayı planlıyorum ilerki senelerde =)

emniyet'in sitesinde boşta olan plakalar var. daha fazla boş olan var mı bilmiyorum, olabilir.

www.ankara.pol.tr

ankara'da tahsis edilebilir durumdaki plakalar buradan bulunabilir.
afiyet olsun

bir cok media playerda var bu ozellik..
misal: www.gomplayer.com

bs player

videoyu windows movie maker icine atarsan sag alttan alirsin screenshot

power dvd

bu konudan anlamasam da forumlari gezdim google'dan arastirip. bilir kisiler diyor ki, bu aracin modeline, markasina, jantina, yaz kis standartlarina gore degisirmis.

satici firmadan ya da kitapciklardan bu konuda bilgi alinabilirmis.
bazi arabalarda, sol on kapida lastik basinclari yazarmis.

tamam te$ekkurler fakat burda iki gruptan hangisine katiliyorsunuz ve neden onuda ogrenebilir miyim ? bana one fazla basmak mantiksiz geldi mesela..

İki markadan genelleme yapılır mı bilmiyorum ama sürdüğüm Hyundai'de önler 28 arkalar 30, Mercedes'de önler 30 arkalar 32 yazıyor kitapçıklarında. Arabanın ağırlığı ve gücüne göre değişse de genelde önlere daha az basılıyor gördüğüm kadarıyla...

sonradan gelen edit: araçların biri önden diğeri arkadan çekişli...

bence de öne az basmak daha mantıklı. yol tutuşu direksiyon çevirmekten daha önemli sonuçta. öbür türlü şarampole uçup daha sonra gazetecilere "direksiyonu bi kırdım aabii!" demekten iyidir. :)

genelde arabanın yanında söyledikleri değerler işe yarıyor. özellikle kışın yol tutuşu açısından çok basmamakta fayda var.

Yanlış hatırlamıyorsam arabanın nerden tahrikli olduğu da önemliydi.

tümüne eşit bassanız aslında bu sorunsal ortadan kalkar. rot balans ayarından sonra "usta hangi lastiğe ne kadar hava basayım" diye sorduğumda "30 bas hepsine" dedi. ilginçtir lastikleri yeni aldığımda takan adam da aynısını dedi. arabanın kullanım kılavuzunda önler 31, arkalar 28 yazıyor (2001 model clio hb 1.4 16V lastik ölçüsü 175 65 14). ona rağmen hepsine 30 bas dediler.

önce gidin bir lastik ustasına (eğer üzerinde yazmıyorsa) lastiğinizin boyutlarını öğrenin. genel olarak lastik hava istasyonlarında ebat-basınç cetveli olur onlara bakabilirsiniz. ya da ustaya sorabilirsiniz. rot balans performansı aracın lastikleri düzgün havada değilse yamuk olur. rot balans yaptıracakken havanızın düzgün olduğundan emin olun.

kış aylarında çoğunlukla karlı bir bölgedeyseniz lastik havalarınızın normalden daha düşük olmasının faydasını görürsünüz. kar ve buz üzerindeki tutunma alanınız genişlediği için kontrolünüz artar. ama inik lastik havası asfalt veya başka yol üzerinde direkt olarak lastiğinizin ömrünü kısaltır. o yüzden yolunuz sanayiye düşünce bir lastik ustasına göstermenizde fayda var. çat diye söyleyecektir.

paraya kıyın, termal içlik alın, adidas filan kalitelilerinden.

ben egirdir liyim komando okulu nda egitimler cok can sikici yorucu adami geberticidir. onumuzdeki yaz sakin gole girmeye kalkma sadece onu soyliyim cok buyuk cezasi vardi.

öncelikle geçmiş olsun denir. eğer gözde problem varsa yani numaralı gözlük kullanıyorsanız soluğu tuzlada alabilirsin. eğer kalırsan başına geleceklere geçeyim. ilk 18 gün pek zorlamayacaklar. yemin töreninden sonra traverslere çıkmaya başlayacaksınız ki cuma akşam yola çıkıp geceyi dışarıda geçirip cumartesi sabah geri dönmek oluyor karda kışata kıyamette dinlemezler. öncelikle ayak bakımı için krem falan mutlaka götürün sonra orkid bile alacaksınız ayağın terini almak için. en az 10 kilo verirsin kura çekene kadar. notlarını iyi tutarsan izmir ve ktkb komando alayında yapabilirsin askerliğini ama dereceye giremezsen artık kayseri bolu(bunlar yerlerinde durmaz)siirt tunceli veya hakkari de alırsın soluğu. şimdilik bu kadar. ben orda bulunmadım ama askerliğim sırasında orda bulunana devre arkadaşlarımdan günlerce bunları dinledim.

numaralı gözlük kullananların komando olmama gibi bir şansı var mı?

numaralı gözlük kullananların komando olma gibi bir şansı yok.

hmm iyiymiş. teşekkürler.

bilimsel veri değil, tecrübeme dayanarak söylüyorum, kişinin yüzüne tutmazsınız ve orta kalınlıkta bir elbisesi varsa 1 metre bile güvenli. yüzüne tutarsanız 2-3 metre diyorlar normalde ama ben 4-5 metreden de gözüne zarar verenler biliyorum, kalıcı bir şey olmadı çok şükür.

patlama ile birlikte namludan sıcak ve şiddetli bir gaz çıkışı olacaktır. mermi çekirdeği olsaydı, mermi çekirdeğini büyük bir hızda itecek kadar kuvvetli ve yeni yanmış olduğundan sıcak bir gaz çıkışı. zarar verecek olan şey budur. sanırım güvenli mesafe merminin içindeki barut miktarına göre değişir.

gaz çıkışı ve sıcak namlu olayı var. sakat baya. tabancayı gerçek kullanıp ateşlemek yerine ses efekti falan vermek daha doğru olur belki.

net olarak söyleyeyim tiyatroda falan kullanılmaz. saçılan baruttan ciddi tehlike ve gereğinden fazla ses çıkar. olmaz olamaz.

ben de net olarak söyleyeyim, gittiğim nice tiyatro oyununda kullanıldı. hem de bir değil, iki değil, bir çok kere... ses efekti falan da değildi, en ön sıradan oyun izleyen şahsım da çıkan dumanı gördü, barut kokusunu teneffüs etti. ama kullananlar profesyonel devlet tiyatrosu oyuncusu idi.

net olarak soyleyeyim sava$ ve bari$ ta kullanilan mermiler kuru sikiydi haa nerden mi bilyorum amcam $ehir tiyatrolarinda kadrolu oyuncu provalarda da uzun mesafeden ate$ ediliyordu hatta seyirciye dogru cevriliyor namlu yukari tavana bakarak. ama ben olsaydim mantar tabanca kullanirdim kuru siki yani, ne bilim tehlikeli.

kullanacağınız fişeğe göre değişmekle beraber riski sıfıra indirmek için yüze doğru hiç bir şekilde tutmamalısınız. kuru sıkı fişeklerinde çekirdek olmadığından biraz daha fazla barut bulunduğunu ve fişeğin önünü kapatan plastik parçaların yanarak yüksek hızda namludan çıkabildiğini de unutmayınız aynı tip mermiyle 2mden yakın olmamak kaydıyla büyük beyaz bi kağıt (a0) falan gibi yanık olursa net görebileceğiniz bi malzeme gerip deneyerek bulabilirsiniz.

herkese yorumlari icin tesekkurler... son olarak ben de edindigim tecrubeyi yazayim bari :)
ilk oyun icin bir kurusiki tabanca satin aldik, sahnede kullanmayi denedik once, bir metre kadar mesafeden kagida ates etmekte bir zarar olmadi. ama o kadar cok ses cikti ki, sahnede kullanmamaya karar verdik :) onun yerine, sahnede baska bir silah kullanip, atesleme aninda kulisten gercek kurusikiyi atesleyerek sesi vermeyi tercih ettik. boyle daha iyi oldu... neticede her ne kadar kurusiki olsa da, insanin uzerine "dolu" bir silah tutulmasi tedirgin edici oluyor :)
(bkz: brandon lee)...

e birliği falan söylesen? adana'ya gidip oradan otobüsle falan iskenderun'a ulaşabilirsiniz. iskenderun pac meydanı falan civarından da birliklere minibüsler mevcut. ama hatayda bir dzkk yok 12-13 tane olması lazım. alay ise en kolayı herkes bilir zaten.
ben uçakla adana (ya da hatay yeni açıldı ona bir bakın) ve adana-iskenderun otobüs öneririm. en az çilelisi odur. otobüs yolculuğu çekilmez şimdi kaç saat yorgunluk.

adana ve artık antakya ya uçak var evet. antakyaya sadece pazartesi perşembe ve cumartesi günleri tek sefer mevcut istanbuldan sabahları. daha dün açıldı ve ilk sefer bugun yer var mıdır bilemiyorum. onun dışında otobüs ile gidebileceğin en iyi firma has turizm. ulusoy ve varan aynı şekilde gidiyorlar iskenderun'a. bunun dışında otobüs fiması jet, günsas, pan ve hidayet vs. mevcut. iskenderun güzeldir, zaten nüfusun az olmayan bir kısmını asker ve demirçelik işçileri oluşturuyor. havalar dersen kış yaşamayacaksın. tabi ki istanbul değil ama sosyal hayat bir çok anadolu şehrine göre kat kat iyi ve kesinlikle tutucu bir şehir değildir.

düştüğün birlik ya da her neyse adı bayaa büyük bu arada.

bu arada, aynı yere gidecek olan;
kint, jester in flames, birincitekilsahis ve stig
ile iletisim kurabilmeyi isterim (yazar degilim de). ve sözlükçülere yardim edebilecegini sözlükte belirten 7c'nin yazar olmayan sözlükçülere de vardır umarım yardımı..:)

1. panik yapma 28 günlük eğitime gidiyorsun. acemilik için güzel yerdir kocamandır. rüzgarlıdır biraz kışın çok ılıman olmaz adamı dondurur. ama iskenderun genelde sıcaktır.
2. sosyal hayatı şu an takma 28 gün kilite gidiyorsun.28 günden sonra zaten öğrenirsin incelikleri. şimdi bol bol yanaşık düzen yürüyüş ve törene hazırlık yaparsın.
3. dağıtım görüp tüm türkiyeye dağılacaksınız o yüzden orda kalma planları yapma.
4. uzun dönem askerler de olacak orada o yüzden dikkatli olmakta yarar var. karargahtan ve hizmet bölüğünden uzak dur mümkünse.
5.şimdiden hayırlı tezkereler. acemilik için en güzel yerlerden birine gidiyorsun.
unutmadan dz kk da acemilik bitince çavuş olma olayı yoktur ve dağıtım vardır. önce onbaşı sınavına girip onbaşı sonra da çavuş sınavında çavuş olman beklenir. aklın varsa çavuş olmazsın tabi ama gideceğin birliğe bağlı bu işler.

hatay deniz kuvvetleri ne abi yaa! hatay da boyle bi kuvvet varsa corum da Corum Hava Kuvvetleri vardir.
(bkz: askere gideceklere ogutler)

hesap ekstresi alacaksın. hepsini tek tek inceleyeceksin 0 ile 5 ytl arası bütün rakamları incelersen google ın yatırdığı rakamı yakalarsın. yoksa öyle toplam hesaba bakıp nasıl anlayacaksın.

pazartesiyi bekliycez citibank ta telefonla esktre sorabiliyorum ama i$ bankasi yapmiyormu$. pfff

internet şubesi? 7/24 ?

gelen para direkt hesaba geciyor zaten.
ben de hesap hareketlerine bakarak bulmu$tum.

bulmanızda kolaylık olması açısından, test ödemesi yaparken adsense size sormuştur ödeme adı ne olsun diye.. o adı hatırlıyorsanız, ekstrede ödeme o adda görünür bulmakta zorlanmazsınız.

ben bu filmi bulup youtube a koydum 1 ayda 45.000 kusur izlenme rekoru kirdi. fakat yorumlarda surekli bana kufurler oldugu icin tepem atti sildim. almanya dan holllanda dan mailler aliyordum kargo posta masraflari dahil 30€ gibi fiyat teklif edenler vardi yollamam icin. neyse konudan sapmadan $unu soyleyim oyle bir sahne yok ama benzer sahneler var. misal emrahla bekar evinde kaldgigi delikanlilar keraneye gidiyorlar (keraneye yeni hatunlar gelmi$ diye) orda herkes bi hatun begeniyo emrah a gelince ben bula$mam bu i$lere diyip bi kenarda bekliyo o sirada merdivenlerden annesinin indigini goruyo ehhe. bu ve benzeri sahnelerin oldugu 6 film var bende tek dvd de istersen sana yollayabilirim. ama bahsedilen emrah ko$ ... boyle bi$i yok

sağol ben emrah koş istiyordum. o değil de hayalim yıkıldı bir şehir efsanesi söndü silsem mi ne bu duyuruyu.

emrah koş enstantanesi filmlerde yok, sanırım bir bahadır boysal karikatürü ile gündeme geldi oradaki emrah küçük emrah değil anarşist punk bir tipti.

hımm,peki bu filmleri nasıl bulabiliriz,yardımcı olabilecek birileri var mıdır? bulsak da zirvesini yapsak gibi...

Residence bildiğim kadarıyla o bölüm. Ofisler ve evler olsa gerek. Akmerkez'de falan da var o tarz yapılar. Hatta artık neredeyse bütün alışveriş merkezlerinin yanına çakıyorlar bir residence. Vuuuu çok havalı :)

madem residense neden bu kadar hayvani bir koruma var ? melih gokcek in orda bir dairesi oldugunu okumu$tum bir zamanlar ondan olabilir mi. kopeklerle felan da arama yapiliyor.

ofis oldugu dogru da residence yok. hatta regus orada iki uc katta hizmet veriyor

biraz daha beklersen önünde, bir cip dolusu korumanın arkasından high security 760il ya da s-600 guard gibi araçlarla gelip oraya giren amcalar görürsün onlar hoşlaşıyorlar böyle şeylerden yalan dolan güvenlik önlemlerinden falan...
ulan madem çok korunacan ne işin var bütün ankaranın girip çıktığı bi yerin dibinde manyak mısın dememişler zamanında adamcağıza...

islemciniz nedir? parasal olarak ne kadar bir sinir belirlemis durumdasiniz?
genel bir bilgisayariniz hakkinda bilgi verirseniz bir seyler onerebiliriz ama su haliyle sirf anakart ve ekran karti bilgileriyle size uygun bir sey soylemek ezbercilik olur.

fanla ilgili olarak, o kartin fani muhtemelen artik is yapmaz hale gelmistir. en asagi 4 senelik vardir herhalde o ekran karti. bu haliyle fani temizleyip, yaglamak cozum olabilir -belki dusuk ihtimal-. olmazsa fani degistirin diyecegim ama ona uygun bir fan bulmak, iste o biraz zor. fanini elinize alip 2. el urun satan ve/veya tamir yapan yerlere bir ugrayin illa fani degistiricem derseniz.

benimde ayni sorun vardi. hem gobegi gev$emi$ hem de 8 kanatli felan o pervanesi onlardan birisi kirilmi$. bilgisayarcilarda samuray die bi marka fan var uzerindeki metal duzenekle beraber satiliyor. dun 5-6 bilgisayarci gezdim bu ekran karti fani heryerde fix. ba$ka marka yok olsada tam sincan i$i, acaip egzantrik $eyler. bu fanin fiyati en ucuz 6 ytl - en pahali 7.5 ytl fiyat veren oldu. ha diyelim metal duzenegin adi ne bilmiyorum o uyum saglamiyo o zaman penseyle tirnaklari acip aynen kendi ekran kartina takiyosun delikler ve tum yuvalar standart. yani abi sozun ozu 6 liraya bu sorunun sozumu mumkun.

yağladım süper oldu şimdilik, ama uzun vadede böyle kalır mı bilmiyorum.. o zaman da maresalx'in çözüm yöntemine başvururum. cevaplar için teşekkürler, yine de (git: 16459) geçerlidir ayrıca..

radeon 9600 var kasamda(oyhş!) 8-9 ay önce maresalx'in aynısı başıma geldi.yağladım,suladım zaman geçince fayda etmedi.delirdim bi gece bi izmarit sıkıştırdım.sonra da unuttum ta geçen hafta hatırladım da baktım aynen duruyo babalar gibi.bu arada gta'lar, nfs'ler, cod'lar oynadım. tık demedi.
tek önemli nokta kasa'nın yan kapak açık, ordan püfürdüyo sanırsam.

baska turlu oturmaz zaten, kenari bos olacak sekilde takmaniz gerekiyor eger anakarta elektrik geliyor da calismiyorsa power kablosunun duzgun takili olduguna emin olun. buna ragmen calismiyorsa aldiginiz yere goturup yenisiyle degistirin.

oturmakla ilgisi yok ki oturuyor her$ey yerine sadece o metal anakarta giren igren gibi zimbirtilardan birisi eksik (sondan 3. siradaki bir metal ignecik mi herneyse onun adi o yok)

yeni power supp'larda kablo uçları farklı falan lafları duymuştum bir ara.. farklı anakartlar farklı uçlar gibi bir şey olabilir (mi acaba?)

ama hacicim bu aletin kutusunda kocaman $oyle yaziyor;
Supports Pentium 4 & amd athlon

yani desteklemesi lazim benim sistemi. bu power da bana gore tek fark bu sata gibi bi kablonun olmasi onun di$inda siradan bi pwer gibi ha bide pervanesi e$$ek kadar kocaman :)

Bana da keysmart pek iyi değil demişlerdi, paşa paşa çalışıyor şimdi
Belki de keysmart'ı denemen gerekiyor, ama kefil olmayim :)

hocam bir de power dan çıkıp anakarta takılacak olan ekran kartına güç desteği sağlayan 4 lü bir jack var ona bak istersen dar bişey böyle iki uç üstte iki uç altta anakartta da zaten onun kendi yeri var.

hertürlü doğru bağladığın halde yine çalışmıyorsa anakart yanmıştır. geçen benimde başıam geldi. sürekli elektrik kesilmesi sonucu pc açılmadı. önce çıplak ayak dışarı çiktim toprağa filan bastım makineyide toprağa koydum yeni bi power supp aldım taktım yine yok meğer anakart gitmiş.

problem cozuldu. adamlarin verdigi sirif fsp power murtaza olmu$. goturup yenisiyle degi$tirdim, onlarda orada cali$tiramadilar yeni bir power supply verdiler $u an cillop gibi cali$iyor. ilgi ve alakanizdan oturu herkese te$ekkurler.

everest? sistem özelliklerini yazsaydın yetip yetmeyeceğine bakardık.

diğer olasıklarlar:
*kasa havalandırması yetersiz. kapak açık olarak deneyin. düzelirse kasaya fan takın.

*cpu üzerindeki fan yerinden oynamış. termal pastayı temizleyin,yenisini sürün, fanı temizleyin, yeniden monte edin.

diye gider bu.

kasam zaten hep acik halde duruyor tek kapagi kapali sadece o da anakartin arka tarafina denk geliyo fanin cpu ramlevs.. oldugu kapak daima acik.

power in ustunde aynen $oyle yaziyor; everest switching power supply - model: atx-450 w

board: asus p5pe-vm
islemci: p4 3.2
ramler: 2x512 ddr
ek bilgi: gecen gun ekran kartinin fanini cikartmi$tim cok ses yapiyor diye. o sebep olmu$ta olabilir. fansiz kullaniyorum bi suredir.

bu ne demek $imdi ? power supply, kamil power ise onu kalitelisiyle degi$tirmem yeterli olacak mi ?

yanlıs bilmiyorsam kapagı acık kullanmak o kada iyi birşey değil. ee bide fansız ekran kartı mı calıstırılır yav :) adamlar boşuna mı takmış

ekran kartinin fan pervanesinin 8 tane kolu var bunlardan biri kirilmi$. donerken yalpaliyor ve igrenc bi ses cikariyor. yrn inip yeni fan alicaktim zaten :) ama hazir el atmi$ken power supply de almalimiyim ? sizce asil sorun ne olabilir.

power supply'a her zaman için ihtiyacın var. sorun ortadan kalkarsa erteleyebilirsin ama 80 dolar falan para artırdığında şöyle 600w falan al bir tane hayat boyu kullan. derdinin p.supply'dan olmadığını bil sonraki sorunlarda.
--
ekran kartı fanını sökmek de buna benzer sorunlar çıkarabilir. aslında reset olmamalı ama siyah ekrana düşmeliydi sanki. ek. kartı fanını takmayı dene bence bir.

everest pek kaliteli olmayan power supply'ları ile bilinen bir marka. üzerinde yazan değer gerçek değerin altında olabilir (büyük olasılık) bu da sistemin ihtiyacını karşılamzsa gene reset olabilir.

yeni powerdan önce ekran kartı fanını tak. cpu termal pastayı yenile. termal pastayı bir kere kullanacaksın, tanıdık birinden bul. en son olarak kasa havalandırman kötü. fireball com ya da net diye bir adres var overclock malzemeleri satan oradan 10 dolarlık performanslı bir kasa fanı al.

zaten gerekli acıklamalar yapımlıs ama bir iki şey de soylemek istedim.

reset atma problemleri daha cok power dan kaynaklanır ankca fansız ekran kartı kullanmaı pek tavsiye etmem.eger ki fanların yeterli ise kapakları acman bi şey ifade etmez sıcak yaz gunleri acayım da kullanayım dedigimde buyuk bir performans dusuklugu yaşamıştım bir seferinde. fanlar yetersiz ise idareten gecerli bir uygulama olabilir. öyle işte:)

ben 1 seneyi askin suredir kasanin yan kapagi acik sekilde kullaniyorum :) performans namina bir dusukluk yasamadim sadece okuz gibi ses yapiyor, ama kasayi da kapatamiyorum kapattigimda icerisi cehenneme donuyor zira kasa fanlari falan allahlik durumda.

---
beni gecelim sizin sorununuza gelince;
buyuk ihtimal ekran karti bir sure sonra sicakliktan oturu yamuluyordur. fani varsa fansiz calistirilan ekran karti olmeye mahkumdur. eger fani taktiginiz halde duzelmezse kesinlikle p.suppdandir. alirken fsp gibi kaliteli bir sey alin. gercek 400-450 W sizin bilgisayariniza yetecektir. 600 lukler cok pahali zira.

kasa kapağım yok. bir kaç sene önce kayboldu(!?) yani bilgisayarın buf olmaz bu yüzden. ama ses problem tabi.

ekran kartinin ne oldugunu yazmamissin ama 450 wattlik bir power supply 7 serisi nvidialar ve esleniklerine yeter yazdigin konfigde. ekran kartini fansiz kullaniyosun da oyun oynarken falan fazla isinmadan dolayi yavaslama yapmiyo mu nasi ismis o oyle? bence reset sorunu ekran karti isinmasina da bagli olabilir, sen once bi ekran kartina fan tak, olmazsa power supply' i degistir. islemci isiniyo dicem ama kapak acikmis ona pek ihtimal yok bence.

$imdi gidip bir ekran karti icin fan iki tanede kasa fani alicam + fsp ya da aopen power supply alicam. dediginiz gibi sirayla denedikten sonra sonucu yazarim buraya. once ekran kartinin fanini takiyorum. bu arada ekran karti "palit gf fx5500 256mb"

codecler caki$mi$tir. xvid ile divx birlikte yuklenince bazen yapiyor. o da degilse explorer murtaza olmu$tur, format yegane cozum

kilitlenen nedir? explorer exe ise görev yöneticisinden kapatın. pc'yi kapa aç yapmanıza gerek yok.
ctrl+alt+del =>
uygulamalar =>
yeni görev =>

buraya explorer.exe yazın => enter layın ok.
pc'yi yeniden başlatmadan kullanabilirsiniz.
o sırada internete bağlıysanız oluşabilecek güvenlik sorunları hesaba katılmamıştır.

teşekkürler.en güncel sürümü yükleyince düzeldi.

arcelikten $a$ma ben bir su isitici bir de muzik seti aldim cok memunum muzik seti 2 hafta sonra cd calarinda bi sorun cikarmi$ti adamlar evimden gelip aldilar 3 gun sonra servisten alip geri getirdiler tek kuru$ odemedim. yaygin servis sati$ agi var arcelik in ve fiyatlari da cok uygun

mikrodalga fırın en az sorun çıkaran araçlardan biridir. aşırı hassasiyet göstermeye gerek yok. tanınmış herhangi bir markanın ürününü güvenle kullanabilirsiniz.
asıl olay seçim sırasında kızartma özelliği isteyip istemediğinizdir. kızartma yapmayanlarda türk mutfağı yemeklerini pişiremezsiniz. benimkinde kızartma yok ama ben zaten yemek yapmak için değil ısıtmak için kullanıyorum ki hayat kurtarıcı bir özellik bu. 15 dakikalık iş 40-50 saniyede hallediliyor.

mikrodalga fırın üreticisi firma zaten dünyada birkaç tanedir, yani bahsettiğiniz firmaların hemen hemen hepsi, mikrodalga fırınları aynı firmalardan ithal etmektedir (Türkiye'de bildiğim kadarıyla mikrodalga fırın üretimi yok), kapasite etiketlerinden hangi firma tarafından ve hangi ülkede üretildiklerini görebilirsiniz, dolayısıyla markaya istinaden güvensizliğiniz yerinde değil, CE işareti taşıyan, pişirme anlamında isteğinizi gerçekleştirecek özelliklere sahip en ucuz mikrodalga fırını, markasına bakmadan alabilirsiniz.

dünyanın en büyük mikrodaga fırın üreticisi samsung'dur. bu markanın ürünülerini güvenerek alabilrisin.

Alma derim, başka bir şey dedem...
Hatta sözlükte mikrodalga fırın başlığında epey korunmuş, kollanmış olmasına karşın bana güven vermiyor.
Biri mikrodalgayı, güneş ışığına benzetmiş olayı o şekilde ele almış ve yine bahsettiği gibi bu ışınlar kanserojendir. "E o zaman güneş de mi kanserojen?" evet ne sandıydın...

ya çok özeniyorum size... nasıl biliyorsunuz a.k bunları. Beni hayat mikrodalga fırın bilgisiyle neden buluşturmadı. Harvey'in şehirleşme teorilerinden, Botswana'nın Güney Afrika'ya su satma projesine kadar bi' ton gereksiz bilgiye sahibim, şöyle hayatı kolaylaştıracak pratik bilgilerden mahrumum. Uçuk çıktı, 10 gündür geçmiyor, herkes zovirax diyor, ne zaman ne kadar sürüleceğini biliyor, ben yeni öğrendim. offff offf