kullanımdan sonra başlığı yıkayıp, kurulayıp tekrar olduğu yere takıyorum. ortalama 2-3 ayda değiştiriyorum.

Bir yere kaldirmiyorum basligi, duruyo makinenin kendisinde takili halde.


3 ayda bir yeni baslik takiyorum.

fırça başlığı kutusu var bende, eşimle birlikte aynı makineyi kullandığımız için işimiz bitince başlıkları çıkarıp sudan geçirip kutusuna kaldırıyoruz, kutu eğimli biraz, içinde kalan su süzülüyor zamanla. o yüzden kutuyu da birkaç günde bir bulaşık makinesinde yıkıyoruz, başlıkları da 2-3 ayda bir değiştiriyoruz. fırçanın kendisi su geçirmez zaten, durulayıp lavabonun kenarında bırakıyoruz.

Kutusuna koyuyorum, kutusunu da birkac haftada bir temizliyorum.

2-2.5 ayda bir yeni fircaya geciyorum. 3 ayi bulmuyor genelde.

Banyo dolabının içinde, takılı halde duruyor öyle. 5 ayda değiştirdik sanırım ama uzmanlar ne öneriyor bilmiyorum.

VPN olarak L2TP, PPTP veya IKEv2 protokollerini kullanırsan Windows bunları native olarak desteklediği için aşağıdan sağ tıklayıp çat diye girebilirsin dediğin gibi. Kullandığın firewall ne bilmiyorum ama çoğunda zaten L2TP desteği olur mesela, onu aktif hale getirip dediğin gibi bağlanabilirsin.

docs.microsoft.com

Bunların güvenilir olup olmaması tamamen konfigürasyonuna bağlı: www.howtogeek.com

Bir güvenlik firmasına danışmanızı ısrarla öneririm, zira yanlış bir konfigde içeri girip tüm dosyalarınızı şifreleyebilirler.

Bir sunucuyu doğrudan internete açmak risk barındırır. Birebir açmasanız bile IPSec protokolü için belirli bir aralığı açmanız gerekir. Burada risk protokollerde çıkabilecek zafiyetleri ne sıklıkla takip edip haberdar olacağınızdır.

uygulama katmanında oluşacak bir zafiyette, internete doğrudan açık kapısı bulunan internal bir sunucu büyük risk içerir. özellikle bunun domain ortamına entegrasyonu da var ise tüm domain ortamınızı bu zafiyetin yüzeyi haline getirirsiniz.

firewall üreticilerinde de, vpn servisleri için son 6 ay içerisinde ciddi zafiyetler tespit edildi ama bunların etki alanı daha düşük oluyor ve üretici kısa sürede yama paylaşıyor. neticede içeride hiç yoksa bir segmentasyona tabi oluyorlar. ayrıca ilgili firewall'ların clientlarında session kaydedebilir, sadece password yazarak bağlanabilirsiniz.

uzak bağlantı yapacak kullanıcı sayısı fazla değil ise remote admin tool'ları da iş görebilir.

Her ikinize de tesekkur ederim arkadaslar. Soylediklerinizi detayli inceleyecem. sevgiler saygilar.

Değişmedi ama ekstra bir durum yoksa uygulanmıyor.

Ne kadar çok entry o kadar tıklanma reklam geliri kuralı gelmiş olabilir. Zira açıkça kurallara aykırı entry ler şikâyete rağmen silinmiyor bile.

o kural gevşetildi artık. 2-3 senedir böyle.

o bahsettiğiniz kurallar kalkalı epey oluyor... böyle saçma saçma yazıların peşinden gelen mutlu musun kanzuk bakınızı hep bu yüzden;)

not: eski hâli daha iyiydi demiyorum, çünkü o zamanlar net şekilde kayırma/ayrımcılık vardı. şimdi herkes eşitlenmiş gibi oldu... oldu da iyi mi oldu? karar mercii ben değilim.

Moderatörler gittiginden beri herşey mübah.

sözlük artık butik bir yer değil. eski halinden eser yok. gönüllülük esasına dayanan moderasyon ekibi gittikten sonra zaten hızlıca şirketleşen ve kurumsallaşan yapıları görmüşsünüzdür. ekstra para getirmeyen sub-etha'nın hali ortada.

eski kimliği sadece isminde mevcut. artık içerik olabilecek her şey yazılabiliyor. öyle bir yığın. gerçekten okunacak şey az.

insanların arzuları, sinir krizleri, birbiriyle atışmaları, forum tavrı. hepsi iç içe geçmiş, akıl almaz bir halde.

kortizon içermediğinden emin değilim ama ben locoderm kullanırım yıllardır

Hocam ben babama alıyorum ama yurtdisindan (yani ben ya Türkiye'ye gelirken getiriyorum ya onlar geldiginde)
Malesef Türkiye fiyatları ciddi pahalı ama.(ilkinin Fransa'da 400mlsi 17 euro, turkiyede 200ml 147 lira)
Losyon olarak; Noreva Psoriane Lait Apaisant
El için ek; Eucerin Crème Mains Réparatrice
Ikisinden de cok memnundu, kortizon yok. En son sadece vücut noreva, yüz icin norevanin özel yüz losyonu kullaniyor.

excipial lipo

kızımda var çok doktor gezdik. egzama kendisi aktif bir haldeyken kortizonlu kremler veriliyor. advantan gibi. bu aşamada bakım kremi sürmek yumuşatıp kötü yapıyor.

sonrasında önünü almak için sabah akşam bioderma intensive baume. eli sabunla yıkamak yok. bioderma nın ürünleri var yine vucut için el yıkamada kullanılabilir. çok suda tutmak yok.

çocuğumuzda vardı. kortizonsuz kremlerle (fucidin, bepanthol vb.) geçmedi. Advantan veya hipokort kullandık. Cilt tipine göre her gün yıkandı ve nemlendirici kullanıldı. İlk başta her gün kortizonlu krem kullanırken bir zamandan sonra göre gün aşırı ve haftalık kullanıma geçildi. Şimdi gerek duymuyoruz.
Önemli olan kısmı bence deri üzerinde geçmesine rağmen aslında krem kullanımının bırakılmaması yerlerini bilinip doktorun belirteceği süreler dahilinde devam edilmesi.
Ayrıca kullanım miktarının ayarlanması çok önemli.

kortizonsuz için ben pirdolin krem önerebilirim.

Tansu Çiller ve Deniz Baykal'la birlikte bugünkü siyasal İslam yönetiminin güçlenmesine neden olan üçlüden biriydi, onun dışında, yaşı yetenler bilir, doksanlı yılların karanlık ve faili meçhul günleri aklıma geldikçe bugünlere şükredecekmiş gibi oluyorum bu arkadaşların sayesinde.

Mesut Yılmaz annemle aynı yaşta. O yüzden biraz korkuttu beni.

kendisini pek sevmezdim, dick cheney gibi bir adamdır ama ölen birinin arkasından kötü konuşmam. umarım ruhu her neredeyse, huzur bulur.

Bulgaristan'da kumar oynarken yumruklanıp burnunun kırılması olayı geliyor aklıma, bir de sürekli "eeeee" diye konuşması.

Allah rahmet eylesin.

Benim icin karanlik bir donemin siyasi figurlerinden. Simdi internet var da kimin ne bok oldugu ayan beyan ortada.

Niyeyse pek ulkesini dusunen bir adammis gibi gelmezdi bana.

@angelus’un söylediklerine benzer şeyler söyleyecektim. Ülkeye hep zarar veren insanlardan biri

malum kesim arkasından 'namaza gidenleri sevmezdi' diye kusmuk saçmaya başladı bile. varın gerisini siz düşünün.

sevenlerinin başı sağolsun.

rizeli olması nedeniyle tanışıklığı olan bir arkadaşın babasının onun yardımıyla bir yerlere geldiğini biliyorum. çocuğu mesut amca geldi mesut amca gitti muhabbeti yapıyordu. çok görgüsüz tiplerdi parayla hava atacak cinsten.

geçenlerde başka bir arkadaşım çocuğun motorla dağıtıma çıktığını gördüğünü söyledi. işler mesut beyli zamanlardaki gibi iyi değil demek ki.

Kimse kusura bakmasin Binali bile bunun yaninda hatip gibi kalirdi. Bir cumleyi 5 dakikada kurardi. Siyaset gibi bir alanda nasil yukseldi, nasil oy aldi gercekten sasilacak sey. Gozluk, akilli, yetkili bir abiye benzeyen bir tipi var ordan yurudu herhalde. Kaygisizlar'da esprisi cok yapilirdi Mesut Yilmaz gibi konusma da anlat su olanlari dogru duzgun falan diye:)

@angelus +1 kendisi bence türk sağının elitist kesimindendi bence. zeki bir insan olduğunu düşünüyorum. eğer derin devlet varsa tansu çillerle mesut yılmaz bu grup tarafından kullanıldı.

Ölünün arkasından konuşulur, hatta cenazede sorarlar "nasıl bilirdiniz?" diye. Bu hakaret etme manasında değil tabii ama yanlış yaptıysa da söylemek lazım.

Ben kötü bilirdim...


.

akp'nin yıllardır ekmeğini yediği mağduriyetin sebeplerinden biriydi. 28 şubat sürecindeki kararlar, imam hatiplerin ortaokul kısmının kapatılması, katsayı uygulaması aydın doğan karşısındaki durumu vs.. karadenizli siyasetçileri sevmediğim ve başbakan olmasına rağmen galatasaraylı olmasını göze sokarcasına hissettirmesinden dolayı pek iyi hatırladığımı söyleyemem.

(bkz: kör ölür badem gözlü olur)

memlekete gündem lazım, tvlere içerik çıktı, başka bir esprisi yok. negatif yönlerini yazan, 90'larda çocukluk yaşamış herkes az çok bilir.

Karanlık dönemin karanlık prensi.
Anasol, d-anasol, anasol-m vs gibi ismini sayamayacağım garip garip toplama koalisyonlarda bulunmuş ancak halkın oy verip birinci yaptığı partiye kapısını kapatmış ve ülkenin kaosa sürüklenmesine sebebiyet verenlerden biri.

28 şubatın destekçisi, imam hatiplerin kapatılmasının sağlayıcısı ve kendisini protesto edip hakkını aramak isteyen halka “yarasa” demiş, o dönemki ekonominin çökmedinde payı olanlardan biri, say say bir çok falsosu olan biri.

İki de anektod geldi aklıma, biri kendimle ilgili, canlı olarak yakınen gördüğüm ilk ünlü olması. O zamanlar daha çiçeği burnunda genç bir bakandı, Özal başbakandı. Kabinede popülerdi, belki de bu yüzden çocuk halimle arabada tanıdığım tek siyasetçi olmuştu :)

İkincisi ise hem güldüğüm hem trajik bulduğum bir şey. Refahyol döneminde memur maaşları konusu gündemdeyken, muhalefet olarak hükümete yüklenip “en az yüzde 40 zam yapılmalı, bundan azını zam kabul etmeyiz, hükümet memura sahip çıkmıyor, zam isteriz de isteriz” minvali bastırırken; Erbakan, meşhur basın toplantısında yüzde 50 zam açıkladığında, bu sefer de hükümet devletin parasını çarçur ediyor, israf ediyor, fazla harcıyor vs diye çemkirmişti.

Bu arada yüzde elli zam da zammış hani, 4bin alıyorsun hopp altı bin oluyor. Bugun bile memurlar Mesut Yılmaz’ın itiraz edip eleştirdiği o zammın meyvesini yiyor.

sarozda bizim arsanın yanındaki arsayı yandaşlarına imara 1 saatliğine açıp işlemlerini halledip tekrar imara kapatması geldi aklıma...

kaş merkezden limanağzına kayıkla gidebiliyorsunuz 15-20 tl gibi bişeydi snaırım.
ben en çok limanağzını severdim. tertemizdi. dümdüzdü. hem carettalarla yüzüyorduk, hem kano palet vs. bedavaydı. çok güzeldi umarım hala öyledir.

tabii ki kaputaş, büyükçakıl, küçükçakıl gibi yerler de güzeldir.


yemegi gurme arkadaslar cevaplar. (zeytin diye tatlı bir restoran hatırlıyorum bir tek)

eksisozluk.com

Yalnız iki koyda da şu çok sığ diyemeyiz. Hemen derinlesmiyor ama öyle metrelerce sığ da değil.

Tekne turuna katılmadık maalesef.

Kekova tekne turuna kesin git. 2 kere gittim bu sene yine giderim. Yüzemem diyorsan da simitle gir yine git :)

Nuri nin yerine git ve tekne turuna çık. Çok sakin koylar, zorlamaz seni.

hidayet'in koyu'nu da öneririm. pek sığ değil ama denizi ve tesis güzeldir.

limanağzı bilal'in yeri.

bi yere çarpmışsınız da iyileşmiş gibi. yakın zamanda ya da uyurken darbe almış olabilir. ağrı sızı da varsa travmaya bağlıdır sanki.

hiçbir ağrı hissetmiyorum ama bilemedim önemli birsey olabilir mi

Mantarlı domatesli yulaf lapası, kahvaltı.

kahvaltı: yulaf lapası ve meyve karışımı
öğle yemeği vegan olmayabiliyor. sonra da yemiyorum zaten.

Günde 2 öğün yiyorum. Evdeysem kahvaltıda bazen donmuş meyveler ve genellikle badem sütüyle smoothie yapıyorum ama genelde smoothie beni doyurmadığı için yanında bir şeyler de yiyorum. :D Önceki günden kalan yemek ya da yumurtasız menemen ya da meyve, tahin pekmez, tost, avokado ezme, zeytin gibi şeyler. Bazen yulaf lapası hazırlıyorum. Kahvaltıda öyle çok özenip dikkat etmiyorum açıkçası.

Akşam yemeğini evde yiyorsam aynı anda baklagil ve sebze yemeye çalışıyorum. Mesela dünden önceki gün yeşil mercimekli karnıyarık, şehriye pilavı ve salata hazırladım. Dün vegan mac n cheese ve nohutlu patates salatası yaptım. Bugün enginar yanına maş fasulyeli nohutlu bir salata hazırlamayı düşünüyorum. Pizza, hamburger falan böyle şeyleri de çok sevip tüketiyorum aslında ama evdeysem yanlarına salata arıyorum yine ve yapıyorum üşenmezsem.

Vegan olmayı yeni mi düşünüyorsunuz ya da yeni mi geçtiniz vegan beslenmeye bilmiyorum ama kesinlikle insanların düşündüğü gibi zor ve maliyetli bir şey değil. Çok çeşitli ve renkli öğünler hazırlamak çok kolay. Tofu, soya kıyması, bezelye proteini falan bu tür ürünleri evime hiç almadım mesela henüz. Alınmasına karşı değilim ama benim aradığım şeyler değiller zaten. Yani demek istediğim böyle her evde olmayan ve belki ulaşılması çok kolay olmayan şeyler aslında hiç olmasalar da zaten yeterli ve dengeli beslenmek mümkün vegan beslenirken meyve, sebze, bakliyat, tahıl ve kuruyemişlerle.

ben kahvalti icin bir sure bunu uyguladim:
www.instagram.com

ama daha sonra paket olarak satilan, badem sutu, soya sutu gibi cok fazla gida katkisi iceren sutleri almayi biraktigim icin, evde kendim yapana kadar ara verdim. bu tarif gayet besleyici oluyor.

sabahlari: bol yesillik, bazen patates salatasi veya tost makinasinda gozleme cesidi bisiyler (patatesli ve soganli) , mercimek corbasi (suzme degil)

aksamlari: bilimum sebze yemegi...

her ogunde muhtemelen rengarenk bir salata tabagi oluyor, buna kesinlikle dikkat edin derim.

haftanin belirli gunlerinde de eksik olmayacak sekilde, mevsim sebzeleri.. baklagil(kuru fasulye, nohut, barbunya) bulgur pilavi.. arada simariklik olsun diye makarna.

Örneğin bugün:

2 öğün.

1. Porridge (kuru yemiş chia meyve vs.) + filtre Kahve + B12

2. Nohut Dürüm + Şalgam

gömülü 20'lik dişiniz var mı, çıkmamış ama çıkmaya niyetli? damakta gömülü dişler buna sebep olabilir, en azından ben de öyle olmuştu.

Diştaşı da dişetinde kaşıntıya sebep olur.

Diş hekimine gidip diş taşı ve plak temizliği(detertraj) yaptırmanız gerekiyor. Muhtemelen plağa bağlı gingivitisiniz var. Plağı kaldıramadığınız sürece kanamaya, kaşınmaya devam edecek. Hekime gözükmeden kendiniz derinlemesine temizlemeniz zor

bende de var, son update'den sonra iyice saçmaladı. anlamadım, çok da zor etmedim. ama büyük bir sorun aslında.

Yani manuel kullanıyorum aleti aldığımdan beri, telefondan harita filan da yok :/ bence de çok büyük sorun, ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yok :(

yapılmamış bir güncelleme var mı yazılımda? onu deneyebilirsiniz.

benim anladığım bazı wifi'larla sorun olduğu, artık kullanılan wifi kanalını mı beğenmiyor nedir. bunları değiştirerek deneyebilirsiniz.

yazılımsal bir problem gibi.

Ne bileyim iki farklı evde denedik ikisinde de aynı hata :/ uygulamayı telefona tekrar indirdik eğer bunu kastediyorsanız? Hiçbir şey de bulamadık internette bu soruna dair :/

buraya yazdıktan sonra, bluetooth etkinleştirip yazılımını son sürüme güncelledim. farklı bir isimle cihazı tekrar ekledim. bu sefer oldu ve wifi baglandı.

şuan bir sorun yok, eklerken 2 Extensions Activated dedi ama neler olduğunu söylemedi. Bir deneyin isterseniz.

edit: robotunda üzerinde bir yazılım var ve buna da güncelleme çıkıyor, burada bir güncelleme varsa onu da kontrol edebilirsiniz. Profil -> Ayarlar -> Üretici yazılım güncellemelerini denetle

Valla sizin dediklerinizi ekran görüntüsü alıp attım erkek arkadaşıma, kurcalamış bir şeyler yapmış çözmüş :d şarj da yüzde yüz doluymuş. Çok teşekkür ederizz

tanecik boyutundan dolayı öyle demiştir. filtre makinesi için çekilmiş kahveler daha küçük taneciklidir. french press'in filtre kısmından geçerek kahve içinde tortu kalmasına neden olur. o yüzden french press'de kahve yapacaksanız kahvenizi daha büyük boyutlu çektirmeniz gerekir.

Filtre için çekilmişse evet, uygun olmaz. Neticede demlenir mi demlenir tabii de, daha ince çekildiği için telveli olur kahve. Bi de daha acı olur.

Olmaz. French press ile filtre kahve değil çay demlersiniz ancak. Basit bir şey arıyorsanız ikea da çelik filtre satılıyor işinizi görür

demlenir ya. bunda bu kadar takılacak bir şey yok. en fazla bardağınızın dibinde kahve tancikleri birikir. bir kahve faşizmi tutturmuşlar gidiyor. öyle olmaz böyle olur diye. denersin beğenmezsen bir daha yapmazsın. ama ben 10 yıldır yapıyorum dibinde ince tanecikler kalıyor kahveyi ince çekince. tadı da on numara oluyor. bi ara da rakı faşizmi vardı yok öyle içilmez böyle içilmez. geçin ya.

tukenmez adam +1 diyorum.

tek handikapi ince olarak cekilen taneler, sicaga daha fazla duyarlidir. kahvenin tadi acilasabilir. 100 dereceden daha dusuk bir derece ortalama 80/90 arasi yapmak uygun olur...

dene bi +1

hemen hemen hepsi benzer veritabanları kullanır. (avira, avg, bitdefender vb.) temelde size çok büyük fayda sağlamaz ama ortada dolanan bilinen zararlılara karşı en azından çöplük olmasını engeller. bunun yanında ücretsiz tüm a.v yazılımları sizin kişisel verileriniz ile ilgili bilgi toplar. yüklemeden önce kullanım şartlarını iyi okuyun.

emin olmadığınız bağlantılara tıklamayın, şüpheli gördüğünüz dosyaları açmadan virustotal'e yükleyin.

tehlikeli sularda yüzmüyorsanız, av'lere çok gerek yok.

bitdefender free kullanıyorum tavsiye ederim.

Derdine derman olmaya geldim.
www.suprgood.com

Ben bunu kullanıyorum, kickstarter kampanyası olarak başlamıştı sanırım. Gayet başarılı bir ürün. Kapasitesinden fazla kart koymadıkça bollaşma da yapmıyor. Fakat 2-3 kart koyunca gevşek durabiliyor. Maksimum kapasitede kullanmak lazım.

@orient blue;
Sen bu siteden mi aldın, Türkiye'de satışı var mı başka yerde.
Sitenin Türkiye gönderimi var mı

www.samsonite.com.tr

i-clip.co.uk

www.peevv.com.tr

ben bunu kullaniyorum, cok memnunum.

diş etlerim çekildi. kesin bilgi.

öncesinde günde 2 kere fırçalar mıydın?

yıllardır kullanıyorum, oral-b vitality ile başladım. şimdi pro serisine geçtim. hiç bir yer çekilmedi ağzımda.

gece yatarken fırçalarım.
o dönem sigarayı bıraktım.
o da yapıyormuş. bence diş fırçası yaptı.
herkeste yapacak diye bir şey yok tabi.

- isterse görür. internet trafiğini izleyerek değil. isterse bilgisayarında yaptığın her şeyi görebilir.

- yine görebilir. şirketin sana verdiği bilgisayarda ne yaptığını, klavyede ne tuşlara bastığını görebilecek kadar etiklikle alakası olmayan seviyelere çıkabilir, ama o kadarını yapacaklarını sanmıyorum. en azından sürekli takip etmezler. şüphe uyandıran bir şey olursa ve bu bilgileri de topluyorlarsa açıp kontrol ederler.

- girdiğin sitelere ait IP adresleri, dolayısıyla da hangi siteye girdiğin kabak gibi belli olur. hele de şirketin wi-fi'a bağlandığında senden giriş yapmanı da istiyorsa direkt ne yaptığın hakkında yüzde yüz olmasa da yeterli seviyede bilgi sahibi olabilir. misal telefonunla aylık x saat youtube'da takılmışsın, youtube'dan 10 gb video izlemişsin vs gibi. duyuruya ne yazdığını göremez.

- skype for businees'ın serverı bildiğim kadarıyla şirketin outlook serverıyla bütünleşik ve sadece şirket içine açık. konuşmalar şifreli gidip gelse bile server'da text halinde kabak gibi tutuluyordur.

ilk üç maddede söylediğim bazı şeyler için daha gelişmiş cihazlara ihtiyaç duyulabilir ama hepsi gayet olası. yani özetle bilgisayarında duyuruya girmeden sıkıntı çıkarabilirlerse ve sen ekranımı kimse görmüyor nasılsa diye düşünüyorsan yanılıyorsun.

kendini garantiye almak istiyorsan bu tip işlerini "kişisel" telefonundan hücresel ağ ile yap. telefonu erişim noktasına çevirip şirket bilgisayarına internet sağlasan bile yine ne yaptığın hakkında bilgi sahibi olabilirler.

-her şeyi görebilir bu duyuruya yazdıklarınız dahil.
-şifreleri de görebilir
- skype for business yazışmalarını da görür. Onun server üzerinde capture yapan bir yazılımı var. Log topluyor.

bir gün bi sitede takılırken birden kontrolu alıp sayfayı kapattı ve benim bilgisayarımdan bir şeyler yapmaya başladı biri şok olmuştum. yani her şeyi yapabiliyor bunlar

Tüm iletişimi (bkz: everything) görebilirler. Sadece kriptolanmış içeriği okuyamazlar.

Soruyu okumaya bile gerek yok.

Bastigin her tusu, her mouse tikini.

gozunun gordugu monitordeki her seyi gorebilirler.
Bankacilik siteleri de dahil buna.

ek bir bilgi, eger kurumsal olarak bilgisayarlariniza sirket sertifika otoritesinin imzaladigi bir sertifika veriliyorsa, her ne kadar secure baglanti da kursaniz, ssl trafiginizi de izliyorlardir.(gmail,fb,sozluk)

skype for business loglari arkadaslarin soyledigi gibi, exchange ile bir butun. history'ler orada tutulur, lokalinizde de.

bilgisayarinizin tum trafigini ve yazip cizdiginiz her seyi gormeleri icin, iyi yatirim yapmis olmalari gerekir.

bu yatirimlarin yapilmadigini varsayarsak, genel gecer seyler olarak tum internet trafiginizi (log olarak) gorebilirler.

sifreleri gormesi yasa geregi suctur. sirkete ait bilgilere ulasabilirler, yine sirket sistemlerinde kullandigini sifreleri gorebilirler(bunlar sirketin mali cunku) ama sizin kisisel verilerinizi isleyemez ve okuyamazlar(teknik olarak mumkun)

her mouse tikini gorebilmeleri icin, ciddi yatirim yapmalari gerekir. eger karlilik anlaminda bu sirkete bir getiri sagliyorlarsa yaparlar (observeit vb yazilimlarla) ama bu ne kadar mantikli? sirket senin nereye tikladigini n'apsin? bir de o verileri store etmekle mi ugrassin? (delilik.)

velhasil, regulatif olarak zorunlu oldugu seyler vardir. bunlari yapar, gerisi de kurumsal olarak sikinti cikmasin diye yapilan seylerdir. ornegin, mutsuz calisanin sirket ve/veya sirkete ait verileri almasi, disari cikarmasi ve satmasi gibi. bunun icin sirketler (teknik detaya inmeyecegim) dlp altyapilarini kurarlar, bunun onune gecebilmek icin. bir cok enterprise sirkette bu yapi mevcuttur.

sirket bilgisayari sizin kisisel kullaniminiz icin degildir. oyle dusunun.

Kriptolanmış içerik de dahil olmak üzere şirket bilgisayarı veya şirket kaynakları (wifi'ı mesela) üzerinden gerçekleştirilen kısaca her şeyi takip edebilirler.

Bu arada evet bunlara bakmalari suc ama bakiyorlar.
Bi kere her sirket artik sertifika koyuyor bilgisayariniza. Bu ne demek, girdiginiz butun sifreli sayfalar kucaklarinda.

En kritik yere de girseniz goruyorlar.

Uyku yapar. Alışkanlığınız yoksa bayağı yapabilir.

İlk defa kullanacagim, kimileri yarim al diyorlar. Su an calisiyorum, uyku yaparsa cok zor durumda kalacagim. Ucak sabah 8.30 da, ucaga binmeden ne kadar onceden almak lazim?

şimdi alırsan uyku yapar ama uykudan ölmezsin hani.
bence akşam deneme amaçlı al. etkilerini gör. içince gevşeyip uykun gelir. kafanda dolaşan tilkiler yok olup gider. mucizevi bir ilaç xanax namıssızı.

Ooo tam benlik soru. 350 yıldır uçağa binerim, herseferinde ölürüm. Abi sabaha kadar uyuma, valizini teslim et, 2 tane xanaxı hüplet. Uçağının amına koyayım f16 verseler altına korkmazsın, uyur kalırsın zaten.

@diye yazdim ama

Sabaha kadar uyumazsam gittigimizde gun olur millet gezerken ben uyurum o kadar da abartmasam?

2 tane xanax fazla gelmez mi? Bir de ucaga binmeden kac saat oncesinde alsam?

Uyku degil de endise giderici ozelligi on plana cikartsa bu xanax? O ucak korkusu stresiyle deli gibi uykum olsun uyuyabilecegimi hic sanmiyorum ucakta :/

xanax almayacaksaniz, stres ve kaygi icin ucaga binmeden biraz alkol alin daha iyi.

yurt disi ise duty free lerde 5cl'lik ickiler var, hupletin gitsin.

xanax alacaksaniz, alkol kesinlikle almayiniz.

2 xanax tabi ki fazla. Doktorun ne kadar alacağını söylemiştir, yarımdır büyük ihtimalle.
ilaç stresi ve korkuyu bastıracağı için sıkıntı yaşamazsın. 3-4 saat uçuşun varsa uyursun bile.

edit : doktor bana yarım saat önce yarım al demişti. yani uçakta koltuğa oturmadan yarım saat önce.

fun run iyidir o zaman.

valla şahsi tecrübemden şunu söyliyeyim sana, o tür montları kullandım ben geçmişte.

hatta cordura 4 mevsim motorcu elbisilerini de kullandım.(ixs markası)

konforu ise kaz tüyü nike montta buldum 2009da aldım hala üstümde.

evet şişme ve kötü duruyor ama rahatlık konusunda çok iyi, acayip hafif ve koca montu tıkıştırınca ufacık bir çantaya sığabiliyor.

dağcı montları ve o tür şeyler genelde hareket ettikçe ısınmaya yöneliktir.

dediğin ürünü bilmiyorum tabi.

valla ben geçen sene aldım 1 tane omni heat montlardan ama iç içe 2 mont var benimkinde. ayrı ayrı da kullanabiliyorum haliyle ancak ikisini üst üste giydiğimde sabah evden çıktığımda mesela -3dereceydi hava ama içimde tişört olmasına rağmen hiç üşümedim.

genel olarak hiç üşümüyorum. yani içeri soğuk hava kaçarsa yine üşüyor insan ama onun dışında kapalı olduğu sürece hiç sıkıntı yaşatmıyor.

Omni heat işini görür ama montun dolgusu nedir? M2ye kac gr malzeme kullanılmış? Kaz tüyü ise dolgu dağılım orani ve dolgu yoğunluğu(fill power) nedir? Bunlara gore karar verirsin.

Bende columbia thermal coil montu var ve hiç üşüdüğümü hatırlamıyorum. hatta kartepeye çıktığımda bile üşütmemişti. genelde sadece gömlek giyip montu alıp çıkıyorum. kazak vs terletiyor.

omni heat beni cok sicak tutmuyor. daha cok hareket halindeyken vucut isinizi disari vermeme ozelligine sahip dediler. baharda kullaniyorum bu yuzden ve cok rahat ediyorum. ama ben belki iyi bir ornek olamayabilirim cunku cok usuyen bir insanim.
esim isvicre rakisi'ninkinden kullaniyor cok cok memnun. hic usumuyor. ruzgarli ve yagmurlu havalarda ust kismini da yiyiyor (o ruzgar gecirmeyen ozellikte)
yeni cikan yelegini aldim kendime gecen gun, dikissiz olanindan ruya gibi. 650'lik kaz tuyu orani ve ruya gibi.

ben uzun bir sure omni heat modelini kullandim. cok begenerek ve buyuk beklentilerle almistim.(sicak tutmasi ve su gecirmemesi) bu yuzden goretex olani aldim ozellikle.

omni heat'in ise yaramasi icin, moduler giyinmeniz yani orta katmaninda saglam olmasi gerekiyor. bu durumda sicak tutuyor. ama urun su geciriyor. yagmuru birak kaydirmayi, iceri hapsediyor. garantiye gonderdigimde de 'sorun yok' diye geri geldi. Gorece kalin bir mont, kayak montu olarak geciyor. cirt cirtlari sokuldu, kolundaki kumas pamuklandi vs vs...

bu paraya columbia yerine baska marka tercih edilebilir. tr'de ki musteri hizmetleri inanilmaz kotu. artik almam sanirim.

Nike +1

Araba kiralamayın derim, Barcelona arabasız kolaylıkla gezilecek bir şehir.

İlk tavsiyem Barcelona’nın hırsızlığın yoğun yaşandığı yerlerden biri olduğu hatırlatmak.

Giden bir çok arkadaşım, pasaport, cüzdan, telefon vs çaldırdılar.
Gözünüzü korkutmak olmasın ama ekstra dikkatli olun. Telefonu, cüzdanı oturduğunuz yerde masanın üzerinde bırakmayın.

Elinde haritayla bir şey soracakmış gibi masaya yaklaşıp çaktırmadan telefonu almaya çalışanlar oldu gözümün önünde.
Sırt çantasını açık bırakmayın, mümkünse çapraz veya önde taşıyın.
Kalabalık yerde, metroda cüzdanınıza dikkat edin. Pasaportu otelde kasada veya kilitli bavulda bırakın.

Ulaşım : Havaalanından şehir merkezine en kolay ulaşım şekli AeroBus. Plaça Catalunya’ya kadar gidiyor ki burası Barcelona’nın Taksim meydanı denilebilir. Yol üzerinde bir kaç durağı daha var, kalacağınız yere göre uygun durakta inilebilir / oradan binilebilir. Bileti gidiş dönüş almak daha mantıklı. Şehir içi ulaşım konusunda metro ve yürüyüşü tavsiye ederim. Görülecek yerler zaten belli başlı yürüyüş noktalarında, uzakta olan yerlere de metro ile git-gel yapılabilir. Zaten 250-300 metrede bir metro durağı vardır sokaklarda, yaygın bir ağ var.

İstasyonlarda bilet makineleri var, 10luk bilet almak daha cazip oluyor. T-10 diye geçiyor, genellikle şehir merkezi civarında olacağınız varsayımıyla 1 zone size yetecektir. Fiyatı 10 euro civarı, kredi kartıyla almak mümkün. Bir kartı birden fazla kişi kullanabiliyor. Aynı kart otobüslerde de kullanılabiliyor ama rotayı bulmak biraz daha sıkıntı olabilir. Tavsiyem kalacağınız yer civarındaki en yakın metroyu belirleyip ona göre hareket etmek.

Gezme – Görme : Gezip görecek yerler biraz ilgi alanıyla alakalı ama ben olsam şunları görmeden gelmezdim.

Sagrada Familia : Gaudi’nin meşhur bitmeyen kilisesi. İçeri giriş ücretli ve sırası uzun olabiliyor, girmek şart mı dersen değil bence. Dışarıdan daha ihtişamlı kesinlikle. Dört yanını yürüyüp her tarafını inceleyin derim. İçeri girecekseniz bileti önceden almak bilet kuyruğunu atlamak adına faydalı oluyor.

Camp Nou : Barcelona’nın stadı ve müzesi. Futbolla alakalı olmasan bile ihtişamı insanı büyülüyor.

Poble Espanyol : İspanya’nın dört köşesinden evlerin mimari örneklerini bir arada görmek adına güzel ve değişik bir açık hava alanı. Hava güzelse gidilir, yoksa değmez.

Parc Güell : Gaudİ’nin eserlerinden, şehrin kuzeyinde güzel bir manzaraya sahip park. Metrodan inince biraz yürütüyor ama kesinlikle değer. Park içinde girişi ücretli bir alan var, bütün esprisi orası zaten o yüzden bilet alıp girmenizi tavsiye ederim.

La Rambla : Barcelona’nın en keyifli caddesi. Plaça Catalunya’dan başlayıp denize kadar inen, her daim cıvıl cıvıl sokak sanatçıları barındıran bir cadde.

Colomb Heykeli & Maremagnum : La Rambla’nın denize ulaştığı yerde, deniz kenarında yer alan büyük alışveriş merkezi. Sahil ve marina tarafında yürümek keyifli oluyor. Colomb heykeli de La Rambla’nın bittiği yolun sonundaki kavşakta.

Casa Mila & Casa Battlo & Casa Lleo i Morera : Gaudi’nin şehir merkezindeki garip mimariye sahip evleri. Mila en meşhur olanı, içini gezmek şart değil. Ama dışarıdan mutlaka görün, üçü de birbirine yakın.

Andorra : Vergisiz alışveriş için günübirlik Andorra gezisi yapabilirsiniz. Kozmetik, alkol ve bazı elektronik çok ucuz, alkolü İspanya içinde süpermarketlerde de free shop’tan daha ucuza bulabilirsiniz.

Müzeler ilgi alanına göre değiştiği için ona girmiyorum ama modern sanat müzesi iyidir.

Yeme – İçme : Yazdığım tüm restoranlar Google ile adres bilgisi veriyor. O gün ziyaret edeceğiniz yere göre civardaki restorana gidebilirsiniz.

Mercado La Boqueria : Tapas kültürünün can damarı, ayak üstü atıştırmanın canlı kanlı uygulandığı halk pazarı denebilir. Küçük dükkanlar, önlerinde birkaç tabure, atıştırmalık yemekler, canın o an ne çekerse.

La Bombeta : Barceloneta civarında küçük sayılacak bir restoran. Kızarmış deniz ürünleri genellikle başarılı. La bomba (fırında acılı patates) çok lezzetli. Öğleden sonra atıştırması için uygun mekan.

Rodizio Grill : Brezilya usulü açık büfe et lokantası. Öğle yemeği için tavsiye ederim, zira akşam çok ağır gelebiliyor yemek J Mutfakta pişen çeşitli etler 4-5 dk’da bir garson tarafından getiriliyor. İstersen bir dilim kesip bırakıyor. Salata ve diğer aperatifler de açık büfe. Et seven birinin bayılacağı bir konsept, yoksa esprisi kalmaz.

Espit Chupitos : Şehirde birkaç tane şubesi bulunan shot bar mekanı. Duvarda 100 kadar shot adı var ve hemen hepsi bir şov eşliğinde hazırlanıyor. Shotlar güzel, içkiler de uygun fiyatlı. Gece takılmak için gidilebilir.

Can Culeretes : Tipik bir tapas mekanı. Birkaç değişik yemek söyleyip birayla beraber yemek keyifli oluyor.

Irati Taverna Basca : Bask yemeklerini güzel sunan bir mekan, yine tapas mantığı burada da var. Bardan seçip alabileceğin gibi menüden söylemek de mümkün. Kalabalık olabilir, biraz erken veya geç gitmekte fayda var.

Araba kiralamayın +1
Park sorunu da olabiliyor, özellikle gideceğiniz turistik noktalarda. Metroyla ve yürüyerek her yeri gezersiniz.
Barselona en sevdiğim şehirlerden biri, haldır huldur aceleyle gezme taraftarı değilim. Az ve öz gezmek lazım.

Sagrada Familia ve Park Guell'e gitmeyeni dövüyorlar zaten (park güell için bileti mutlaka önceden online olarak alın, oradaki gişede çok zor, genelde bitmiş oluyor hele bu sezonda). Tibidabo'ya çıkın, orada katedralin tepesine çıkın veya dönme dolaba binin, La Rambla'da, Barri Gotic'de tur atın, akşamüstü de plaja gidip kumlarda takılabilirsiniz. Vaktiniz olursa denize de girersiniz ama tabii büyük şehir denizi sonuçta çok şey beklemeyin, yine de zevkli oluyor bence:)

Bir de evet hırsızlık olayı çokmuş, benim başıma gelmedi şimdiye kadar, şahit de olmadım ama oradaki arkadaşlar uyarıyorlar hep.

araba kiralamayın eziyet olur +1
diğer yerleri cakabo kardeşim güzel açıklamış
ha mutlaka offline harita indirip öyle gidin. önerim maps.me

Shoko gece kulübü
Parc del labent d’Horta

Araba kiralamak zorundayız çünkü eşim benden sonra orda kalacak ve arabayla işe gidip gelecek. Otelde de park yeri varmış.

Arabayla gezmek daha zor. Arabayi sallayin.
Montjuic kalesine teleferikle vik.

Yazılmayanlardan Ciutadella Parkı geldi benim de aklıma. Bir akşamüstü yürüyüşünü de orda yapın bence.

harlem jazz club'a kesinlikle ugrayin eger jazz/lokal muzik seviyorsaniz.
gothic street +1

kahvalti icin, bennedict veya milk oneririm. zaten en meshur yerlerdendir.

gece klubu ise ben opium'a gitmis ve memnun kalmistim.(tipler iidi)

Bu site üzerinden gitmek istediğiniz gece kulüplerine isminizi yazdırın muhakkak;

www.youbarcelona.com

Casino Barcelona'da vakit geçirin.

La Malandrina'da rezervasyon yaptırıp antrikotlarınızı afiyetle yiyin.

araba kiralama

kablonet kullanın.

superonline derim ama sizin bölgenizde hangi firmanın iyi olduğunu bilemeyiz.

ben vodafone fiber kullanıyorum. aşırı memnunum. kaymak gibi.

ne olursa olsun yeni bir iş bulmadan mevcut işini bırakma. iki ay demişsin, iki ayda yenisini bulmaya bak ve dediğim gibi altın kuralı unutma. yenisini bulmadan eskisini bırakma.

washe+1. baska yerden teklif al sonra uza.

bi hoca eskiden " akıllı bir maymun, bir dalı tutmadan diğerini bırakmaz " diye buyurmuştu bu tarz durumlar için.

linkedinden falan aranmaya başla.

washe, cooperr, kobretti +1

hocam aman diyim iş bulmadan ayrılma.
bütün firmalar deli gibi personel çıkarıyor işten.
bunun yerine bu kaprisli müşteri özelinde bütün çalışanlar patronla konuşun, toplantı isteyin. bu arada iş de bakarsın.

zaman gemileri yakma zamanı değil ne yazık ki. ne kadar bunaldığını tahmin ediyorum ama bazen rasyonel olmak gerekiyor ne yazık ki.

bana yapıldı, iyi mi kötü mü oldu bilmiyorum. sinüslere kadar damağı yarıp enfeksiyonu çıkardılar, diş köküyle birlikte. sonra oraya greft yapılıp dikiş atıldı ve kapatıldı.

bence direkt gidin. çene/diş röntgeni çekilsin(ne oldugu belli olur). hiç ötelemeyin. bir şey hissetmeyeceksiniz zaten. (benim de gitmem lazım)

gratisteki soft and gentle olanını almada sadece bunu soyleyebilirim. crystal diye bir marka daha var temiz içerikli adı altında ama işe yararlığı konusunu bilmiyorum.

alum yazanların hepsi aslında aluminyum. sadece bilesenleri farklı ve bazılarının vucut tarafından emilemeyecek molekuler buyuklugu oldugu iddia ediliyor. ama riske atılabilecek birsey degil diyorsanız kendiniz yapmanız en mantıklısı. hindistancevizi yagı ve karbonatlı birsuru tarif var.

nivea alıyorum, memnunum.

www.sanalmarket.com.tr
www.sanalmarket.com.tr
www.sanalmarket.com.tr

www.kermitalemlerde.com

sebamed.

biraz pahalı ama bu dedikleriniz yok içerisinde. indirim vakti yakalanıp alınabilir.

facebook'ta simyaevi diye bir sayfa var, cilt, sac vs. icin yag karisimi urunleri var. tamamen dogal ve zararsiz urunler. koltuk alti icin de bir urunleri var. roll on seklinde degil puturlu bir krem gibi, banyodan sonra koltuk altina suruyorsunuz. karbonat, hindistan cevizi ve bir iki yag karisimi. kesinlikle sifir koku. terlemeyi engellemiyor ama bakteri uretmedigi icin hic koku olmuyor. benzerini kendiniz de yapabilirsiniz. hic ugrastiran bir sey degil. instagramda pinoeatshealthy diye bir sayfa var. orda da bu roll onlar, alum konusundan fln bahsedilmisti. karbonatli tarif orda da var.

Kendiniz yapsanız daha güzel bence 5 dakikada hemen yapılıyor. Hindistan cevizi yağını kaşıkla ocağa doğru uzaktan tutunca bile hemen eriyor zaten minicik bir kaba yağı koyup karbonatı dökünce hemen katılaşıyor hepsi bu kadar. Ben bir de birkaç damla lavanta yağı koyuyorum siz kendi zevkinize göre damlatabilirsiniz ve çok etkili, sıfır koku. Karbonata iyice doyurup katılaşınca oda ısısında bile durabiliyor kapaklı minicik krem kaplarına hazırlayabilirsiniz.

Rossmann'da Alterra'nın roll on'ları.

Almanyanın vergisini niye fransa ödesin ki? Alman Gümrük Polisinin(Zoll) onaylaması lazım o belgeyi.

global blue ise tr ofisi ödüyor burada

@kobretti baya bilmeden sallamis:)

ABden cikis yaptiginiz son ulkeden alabilirsiniz.
Almanya ve fransa tek bir gümrük AB sayesinde.


Do I have to leave the EU straight away from the country where I purchased goods?
No. You can buy VAT-free goods even if you are going to be visiting other EU countries before you finally return home, as long as you actually leave the EU with the goods within the time limit. You have to get your documents stamped by a customs officer at the point of exit of the EU – not necessary in the same EU country where you bought it.

İnternete bağlandığınız şirketin, bağlı olduğunuz pop noktası Zonguldak'ta kayıtlıdır.
Normalde ip adresleri bittiği için şirketler bir ip yi birden çok kişiye paylaştırır. Bu paylaşımı yapan cihaz Zonguldak ta diyebiliriz

size ip'nin lokasyonunu gösteren veritabanı henüz güncellenmemiştir. Şirket yeni bir IP bloğu satın almıştır. Önceden zonguldak kayıtlıdır bu yüzden öyle çıkıyordur

bkz. carrier grade nat

CGNAT'la alakası olduğunu sanmıyorum. IP adresi hiçbir zaman lokasyon için kesin sonuç veren bir şey olmadı, olamaz da zaten. detayları düşünmeye gerek yok, kafaya takacak bir şey de yok.

Oncelikle vize almak hic bir ulkeye girisi garanti etmiyor. Size neden Isvicre'den vize aldiginizi sorabilirler, sizin vatandasliginizi gorup sormayabilirler de.
Kural olarak zamaninizi gecireceginiz yerden almaniz daha mantikli. Ancak sizin durumunuzda gumruk polisi sorarsa bunu aciklamak daha kolay olacaktir. Vatandas olmanizin bu durumda kolaylik saglayacagini dusunsem de, hic belli olmuyor, tamamen gumruk polisine bagli.

Aynı şekilde yaptım, hiç sorun yaşamadım. İspanya(Barcelona) da suratıma bile bakmadılar. İsviçre'nin vizesiyle isviçreye girmeden bir çok yere girdim hiç sorun yaşamadım.

Vizeniz devam ederken İsviçre'ye girmeyi unutmayın da, vize rejimini ihlal etmiş gibi bir bahaneyle kısmasınlar sonraki başvuruları.

vize giriş garantisi vermiyor ancak normal ispanya vizesi almış bir kişiden %5 daha fazla sorun yaşama riskiniz var en fazla. sizi biraz uğraştıracak ama eğer ispanya tatilinizin sonuna ispanyada kalacağınız günden daha uzun bir süre için isviçreye uçak rezervasyonu ve otel rezervasyonu (iptal seçeneği olan) yaparsanız avantaj sağlayacaktır. vizeden sonra ücretsiz iptal seçeneği ile tüm rezervasyonlarınızı iptal edebilirsiniz ya da ispanyaya girdikten sonra :) avantajlar;
- çoklu girişli uzun vize ihtimalini yükseltir.
- vize alırken ya uzun kalacağınız ülkeden ya da süreler eşit ise ilk gireceğiniz ülkeden almak mantıklıdır.

Teorik olarak hayir sorun cikmamali. Kaynak: europa.eu

Ozgur dolasim hakki nedeniyle aslinda vizesiz olsa dahi esinizle seyahat edebilirsiniz bir Isvicre vatandasi olarak Schengen Bölgesi´nde. Evli oldugunuzu kanitlayan belgeleri yine de yaninizda bulundurun. Sanirim Irlanda birkac kez dava edildi bu konuda ve davalar kazanildi.

2 kere yaptım bunu. vize aldığım ülkeye hiç girmeden farklı bir avrupa ülkesine gittim. ikisinde de sorun yaşamadım ama 3.yü yapmaya cesaret edemem :)

Cevaplar için teşekkürler.

@buf-e kür, bu linki inceledim, fakat anladığım kadarıyla dediğiniz durum ikamet ile de alakalı. şöyle bir şey var çünkü: "Wenn Sie außerhalb der EU wohnen und Ihre Familienangehörigen aus Nicht-EU-Ländern Sie begleiten oder in das EU-Land reisen, dessen Staatsangehörigkeit Sie besitzen, gelten die grenzübergreifenden EU-Vorschriften nicht zwangsläufig, und es könnten Visumgebühren anfallen." Ben Türkiye'de yaşıyorum..

Ya az uğraşıp daha fazla risk alacağız, ya da fazla uğraşıp kafamız bir nebze daha rahat olacak anlaşılan.

Florür iyi değil sanılanın aksine.
Gratis’te organikler var tam adını hatırlamıyorum ama adımda herbal geçiyordu sanki.

lmgtfy.com

Florürlü kullanıyorum.


Florür kötü, kaynak blogger. Florür kötü, kaynak bence.

Var. Birkaç tane florürsüz kullandım bu ne böyle la hiç temizlemiyor sanki dedim bıraktım. Şimdi, eskiden olduğu gibi, florürlü kullanıyorum.

splat markasının genellikle çoğu ürününde yoktur. aktif maddeler diye üzerinde yazar.

tavsiye ederim.

yalniz siyah olaninda paraben var.

Splat var.


Florid için direkt zararlı diyemeyiz. Dozu önemli. Fazla tuz, fazla şeker, fazla alkol zararlı. Dozunda olursa sorun olmuyor. Floridi de diş macununa gerektiği kadar koyuyorlardır. Bazı hastalıklarda özellikle hekimler floridli diş macunu kullanın diyorlar. Mesela tiroid.

Gün içinde tükettiğiniz gıdalardaki flor, günlük miktardan çok ise diş macunundakiler ekstra olur. Diş sarartır fazlası. Dozunda kullanım ise beyazlığa ve diş yapısını güçlendirmeye destek olur. Komple zararlı değildir hiçbir şey.

Paradontax florürsüzdür.

farmasi'nin çay ağacı yağlı diş macununu kullanıyorum, florürsüz. denemek için almıştım, ilk başta temizlemiyor gibi geldi ama sonra alıştım, memnunum.

Bir süredir Jason kullanıyorum, memnunum.

florürlü kullanıyorum. yukarda da dendiği gibi doğru miktardaki florür dişler için gayet faydalıdır, neye göre iyi değil deniyor anlamadım. bir oturuşta 5-10 gramlık saf florür tüketmiyoruz ya da tüm diş macunu tübünü dişimize sürmüyoruz. alt tarafı her fırçalayışta yaklaşık 1 mg'lık florür tüketiyoruz. florüre karşı özellikle bir hassasiyetin varsa tabii ki florürsüz diş macununa geçebilirsin, ancak onun dışında etrafta yazılıyor çiziliyor diye florürsüze geçmenin biraz cahilce olduğunu düşünüyorum.

Florürsüz kullanım bir tercih, nasıl canım kırmızı tshirt almak isterken gidip mavi almıyorsam dişmacunu tercihinde de yasal bir engel yok :) Cahilceymiş, evet eczaneye giderken MS derecemizi yanımızda taşıyoruz her zaman :)

Bu konuda literatürü biraz tarayabilirsiniz, özellikle florürsüz dişmacunu öneren doktorlar da var. Tercih kişiye bağlı, başlıkta zaten "Var mı, hangisini kullanıyorsunuz?" diye sorulmuş soru. Sizce yeterince eğitimliler mi değil, yabancısı olduğunuz konularda başkalarıyla ilgili yargılarınızı kendinize saklayın :)

marvis güzel, ağızda keskin tat bırakmıyor.

hana bi, sakin, florürsüz diş macunu kullananlar eğitimsizdir gibi bir şey demiyorum. sırf facebook'ta, bazı bloglarda florürlü diş macunlarının zararlı olduğunu okuyup dişlerine daha iyi geleceğini düşünerek florürsüze geçmenin cahilce bir hareket olduğunu söylüyorum. yanlış mı söylüyorum? kaldı ki biz insanlar olarak belli konularda cahilce davranabiliriz, çok da doğaldır. eğitimle alakası yok bu dediğimin.

ayrıca bu konuda uzmanların ezici bir çoğunluğu florürlü diş macunu tavsiye eder. yetişkin bir kişinin özellikle bir hassasiyeti ya da içtiği suda aşırı florür olmadığı sürece florürsüz diş macunu öneren doktor epey azdır tahminimce.

/etc/httpd/conf/httpd.conf icine “listen 81” ekle sonra da killall -HUP httpd" ya da “service httpd restart" ile apacheyi yeniden başlatın

sunucu kendi 81'ine soket açabiliyor mu?

telnet 127.0.0.1 81 veya ncat ile soket açabiliyor musunuz bir bakın derim.

öncelikle 81'i dinleyen kimse var mı? dinlemek isteyip dinleyemediğini söylüyor mu, ne diyor ona bakmak lazım. oradan alacağınız bir hata mesajıyla muhtemelen çözersiniz.

olması gereken:

telnet blabla.ddns.net 81
Trying bla.bla.67.bla...
Connected to blabla.ddns.net.
Escape character is '^]'.
Connection closed by foreign host.

81 porttan çıkış yapamadığım server:

telnet blabla.ddns.net 81
Trying bla.bla.bla.bla...
telnet: Unable to connect to remote host: Connection timed out

@kobretti

server başka bir serverdaki web serverdaki dosyayı almalı o webserver 81 portta çalışıyor. işte bu makine 81 apachede çalışan web servere bağlanamıyor

iptables loglarında drop olan trafik görüyor musunuz TCP81'in dinlendiği sunucuda? /var/log/iptables.log dosyasına bakabilir misiniz?

bir yerde takiliyor, network yapisini bilemedigim icin net bir sey soyleyemiyorum.

log dosyası yokmuş

the plaza hotel olmasi lazim.

ben yıllardır kullanıyorum çok memnunum. alerjik bünyem var ama cildim hiçbir reaksiyon göstermedi. bence gayet iyiler. edt'lerin kalıcılığı tartışılır ama edp'ler ortalamanın üzerinde bence.

zara'nın kozmetik ürünlerini hayvanlar üzerinde denediği ile ilgili fema'nın bir açıklaması ve çalışması vardı.

dipnot ekleyeyim dedim.

apple isimli parfümünü beğeniyorum ben de. çok kalıcı değil ama güzel işte.

Hayvanlar üzerinde denediyse insanlara zarar vermeyecektir muhtemelen bence alınır.

Doldurma parfümler boğazımı mahvediyor normalde, zara fiyatına göre gayet güzel 3-4 senedir kullanırım, silver tavsiye ederim.

doktor :( melatonin kullanmadan da düzenleyebilirsiniz belki. gereksiz yere melatonin kullanmak yerine, bir doktora danışmakta fayda var. belki 5-htp veya passiflora gibi preparatlar ile düzenlenir. bunları doktora bırakmak en iyisi.

ya da organik olarak düzenlemeye çalışın. efor sarfedin, düzgün beslenin. yatağa gitmeden 2-3 saat önce çay, kahve veya uyku kaçıracak besinlerden uzak durun. bol bol su için, ışıksız ve mümkünse manyetik alanın az olduğu(elektroniklerin kapali) bir ortamda mışıl mışıl uyuyun.

Yaramiyor. Geçici cozum. Denendi.

mekanlar kapalı olur. ekim gibi nispeten yaza yakın sayılabilecek bir ayda bile o balıkçılar sokağında 1 mekan falan kalmış oluyor. shuttle lar da çalışmaz yani araba lazım mutlaka.

ne aradığına bağlı yani.

güzel oluyor, ben seviyorum. deniz suyu soğuktur orası ayrı tabi.

size düşündüren nedir? semptomların benzerliği mi?

google dan hastalık belirtilerini kendinizle örtüştürürseniz, o belirtileri de görmeye devam edersiniz. testleri yapılmış, hikayeniz alınmış ise ve destekleyen bir bulgu yoksa doktorların elinde, sizde de hastalık olmayabilir.

bu açıdan düşündünüz mü?

binlerce dolarlık bir ürün değilse gümrükte takılmaz. teslime gelir ama ücret uygulandıysa onu tahsil eder kargo görevlisi. yasak bir ürünse ya da kontrole tabiiyse tebligat gönderiyor gümrük, gelin alın diye.

paket takip numarasından, paketin hareketlerini kontrol ettiğinizde istanbul pim'e girmiş bir paket eğer outbound a gidip tekrar "gönderi yurt dışına sevk edildi" ibaresi beliriyor ise geri dönüş yolunda demek oluyor. Bundan bir adım önce "Zimmet Alındı" diyorsa da geri gidecek demektir.

sagliksal bir problem de olabilir.

ortopediste giderek tespit edebilirsin.

Dizlik veya elastik bandaj kullan, sıcak tut, koşu sonrası kas gevşetici pomat uygula. Zaman içinde ağrıda azalma var ise sorun yok. Ağrı şiddeti stabil veya artıyorsa bir ortopedi hekimini görmen uygun olur.

tendinozise bağlı sinyal artışı olabilir.

(bkz: patellar kondomalazi)

dizinizi büküp zorlamayın, zorlamadan sonra şişme oluyorsa buz ile 15 dk uygulama yapın.

daha sonra da eğer periyodik olarak bu şekilde devam ediyorsa bir ortopedi doktoruna görünün, şikayetinizi iletin. kesin tanı için her koşulda mr istenir.

Hem diziniz hem kasığınız ağrıyorsa postür bozukluğunuz olabilir.

Koşarken dize çok yük biniyor, oradaki kaslarınızın kuvvetlenmeye ihtiyacı olabilir. Bu işler sadece koşuyla olmaz özel antrenman programı hazırlanmalı kuvvetin yanında esneklik bile çalışmalısınız.

Bir doktora gidin. O zamana kadar da spor yapmayın daha kötü olabilirsiniz dönüşü olmayabilir.

air yok ama cm/fm calistirir her turlu :)
arkadasim aoe2 de oynuyor. (bootcamp ile (veya vm) windows kurmak gereliyor)

diablo 2 :')

playonlinux veya crossover uygulamalarıyla donanımınızın desteklediği oyunları oynayabilirsiniz.

tabii crossover ücretli bir yazılım, playonlinux değil.

bir de port eden başka bir uygulama vardı ama adı aklıma gelmedi.

çok alırsın ya. baya fazla alırsın

zam ve prim hak getire. maaşlar da belirsiz. kıdemli uzman statüsünde iseniz brüt 10000 - 11000x12 bandında alırsınız.

tabii pozisyonun direktörlüğüne göre de değişir.

Kontuarda gostermeyin sorun olmaz.

çıkarırlar büyük ihtimalle

bence rahat geçersiniz. hatta garanti olsun diye uçağa binerken yanınzıdakilerin eline verin kahve makinesini.

easyjet olsa kesin almazlardı. uçak kapısında ajan gibi görevliler milletin çantalarını gözlüyorlar çünkü.

@japon abi yalnızım ya verebilecek kimse yok.

online çekin yapıp kontuarı pas geçicem, kapıda patlarsak büyük sıkıntı.

Çok büyük bir kahve Makinesi değilse sorun olmaz herhalde

@pasakli
Diger yolculari kastetim kardes. Rica edersin yardımcı olurlar. Ben bi kez Almanya donusu gurbetci bi kardeşimizin valizinin yarisini kendi cantama almistim kiloya takilmasin diye. Thy olduğu icin zaten hep Türk'tür yardimci olurlar.

sorun olmaz ama havalimanında o kutuyu bırakacaksınız. kutuyla almazlar, alsalar bile x-rayde kutu çıkacak. onun haricinde thy'nin pek sallayacağını sanmıyorum.

Enuygun sitesinden yaptırmıştım orayı bulmuştum en ucuz olarak

kaç günlük olacak, hangi ülkeler için geçerli olacak falan bir sürü değişken var. maaş hesabımın olduğu banka şubesinden yaptırmıştım ben.

ben japonyaya giderken sampo japon diye bi yerden 10 günlüğüne 60 tl ye mi ne yaptırmıştım. internetten yapıldığını bilmiyordum. sigortacı bana dokümanlar verdi orada hastaneye gitmen gerekirse bunları gösterirsin diye. bi de o dönem araştırma yaparken buradan biri sgk nın da bazı ülkelerde sigorta desteği verdiğini söylemişti. araştırınca genelde balkanlarda yer alan ülkelerde olduğunu görmüştüm durum değişmediyse.

internet şubesinden yaptır, banka şubelerinde çooook daha pahalı oluyor

iş bankası anadolu sigortadan yaptırıyordum ben. diğer büyük firmalara göre daha uygundu diye hatırlıyorum.

işbank mobil hesabımdan girip seyahat sigortası seçeneğini seçiyorum ülkeyi seçiyorum günleri seçiyorum çıktısını alıyorum. hayırlı olsun.

Ben de işbankasından yaptırmıştım. Kayak yapıp yapmayacağınızı soracaklar :)

en uygunları genelde bankaların şubelerinde.

swordfish

Sanal Korsan filmini tavsiye ederim. İlk bilgisayar korsanlarından olan kevın mitnick'in hayatını ele alan bi film.

who am i vardı sanırım baya bi' tutmuştu.

zero days +1

snowden.

en büyük suç şebekesinin nasıl olduğunu görün. :)

film değil de dizi var mr robot.

özel lab'lar biraz pahali olsa da tip konusunda en hizli sonuc o dur.

forum da lost aci soyler gibi bir nicki olan arkadas vardi. bi danisin isterseniz yardimci oluyordu. tip icin hpv dna testi yaptirmalisiniz.

ha bu arada hpv forumda ve ulkemizde ozellikle cok abartiliyor, caninizi sikmayin.

gecmis olsun.

kendisi gercek dunya'nin jet fadil'idir.

Bana gore Tony Stark da degil Jet Fadil da degil.

Tony Stark sadece silah teknolojileri uretip satan bir is adami. En buyuk musterisi de ABD ordusu zaten. Orduya vermedigi silahi da kendi zirhi. Herhangi bir sekilde toplumun geneline satacagi bir teknoloji uretmiyor yani.

Jet Fadil ise herhangi bir urunu tamamlanip satisa cikmayan bir dolandirici. Mesela Imza diye araba yapacagim dedi, su an sokaklada bir tane bile Imza markali araba yok.

Harry Osborn'u da olabilir (:

Bence iyi pazarlamacı
Uzayda yaşam olmayacağının biliyor hayal satıyor

protonu fadıl yapmadı. proton yamulmuyorsam ya pakistan ya da malezya malı idi.

jet fadıl türkiyeye getirdi protonu sadece.

Yapilan benzetmelete birebir uymuyor ama esofmanli sevket hoca gibi, biraz ondan biraz bundan.

Asil hikaye ise, tarihin geriye sarmasi. Ronesans, reform; Ozgurluk, esitlik, adalet... dunyada ve tr'de agalik/derebeylik donemlerine dönüyoruz. Post koyalim basina da artistik dursun.

Devletin; yani senin, benim, bizim olan etibank, sumerbank vs yerine filan holding falan is adaminin yuceltildigi donemler. Tabii bunu ucak fabrikalarimizin kapatilisina kadar da goturebiliriz.

Abd tabi daha farkli. Hep ozel girisimin onde tutuldugu ve onde oldugu bir ulke.

Ama yine de kisilerin ve ozel girisimlerin gereginden fazla yuceltilmesini cok yanlis ve kotu buluyorum.

Free shop. Ya da Free Shop işte her neyse. Duty free ya da. Vergisiz alisveriş yapılan mağazalara ne diyonuz siz?

Tekli paketi 2,5 euroydu gecen ay. Coklu kutusunu hatirlamiyorum.

gecen hafta sabiha duty free de paketi 2euro idi.

Ben de böyleydim bir zamanlar. Benim yöntemim karşımdaki herkesin gerizekalı olduğunu düşünmekti ve evet gerizekalılardı zaten.

dideral dicem ama hekimler beni topa tutacak. anksiyete veya paniksel bir durum var ise yarım dideral'i bir kereye mahsus alabilirsiniz.

normalde böyle şekerlemeymiş gibi yazmazdım ancak, önemli bir durum ise ve heyecanı da engelleyemiyorsanız bir şans verebilirsiniz.

benim bir korkum da birilerinin "soru" kisvesi altında kendi abuk subuk argümanlarını ittirmeye çalışması, bir de alakasız bir şey çıkarsa ve fikrim olmazsa ortalık karışır diye tırsıyorum :)

önceden sesli ve konferans süresinde olacak sekilde bir kac kez kendi kendinize yahut varsa dinleyecek arkadas/arkadaşlariniza sunumlar yapin. heyecaninizin en az yarisi azalacaktir saniyorum. istisnalar haric kimse sizin bilgisel konumunuzu bile bile orada küçük düşürmeye calismayacaktir -ukalalik veya fahis hata yapmadiginiz surece-. rahat olun, ilk bi kac dakikadan sonra orada oldugunuzu bile unutup devam edeceksiniz. unutmayin, o salonda elinizdeki konuyu sizden cok calismis biri muhtemelen olmayacak. kolayliklar

İlk şu kadar dakika soru almayacağım dersen sorun kalmaz.

Dinlemeyip sonra içerikle ilgili soru soran olursa da pasif agresif takınarak soru için teşekkürler konuşmamın burasında şurada şöyle anlattığım gibi böyle böyle diye yapıştır gitsin.

Konu bitmeden soru sorarlar bizde adettendir bu öküzlük, önünü almak zorundasın yoksa dayak yersin. Her zaman bir tane kendini smartass sanan tip vardır.

Toplantıdan önce gevşeme egzeraizi yapın, nefes çalışın. Düşünce olarak da konuklar arasında bu konuya sizin kadar hazırlanmış kimse olmadığını unutmayın. Ayrıca her soruyu eksiksiz cevaplamanız ya da başkalarının fikirleriyle mücadele etmeniz gerekmiyor. Bakış açınız için teşekkür ederim diyerel kendi istediğiniz yöne dönebilirsiniz yine. Benim denl geldiğim iyi uzmanlar böyle yapıyor. Dirençle uğraşmak vakit kaybı ve konuşmacıyı iyi göstermiyor.

bol prova. boldan kastım 10 defa, 15 defa, boş bulduğunuz her an. aklınızdakileri belirli bir sıraya göre, doğru kelimeleri kullanarak ve en ekonomik şekilde ifade etmek prova ile mümkün oluyor. ne söyleyeceğinizi ne zaman söyleyeeğinizi iyi bildiğiniz zaman heyecan da kalmayacaktır.

gelen yorumlara istinaden: soru sorulmasından korkmayın. bilakis soru sorulması insanların dikkatini çektiğinizin bir göstergesi. bilmediğiniz konular olursa da hakkında bilgim yok, bu konuda bir çalışmam olmadı, önerilerinizi değerlendireceğim, diyebilin. bunda ayıp bir şey yok.

yani, benim muhattabım çoğunlukla öğrenciler olacak ama alanında iyi hocalar vs. de gelecek gibi. heyecan yapıp da batırmaktan korktuğum kadar kısır bir noktaya sürüklenmekten de korkuyorum.

hayırlısı :)

sunum sonuna kadar soru almayacağım falan deme zaten dedirtmezler, yani konferansın belli bir kuralı vardır ama dersen de tipik bir şey bilmeyen konuşmacılardan olduğunuzu düşündürür.
açıkçası heyecanlanacaksın doğal bir şey bu, yavaş yavaş alışıyor insan bu şeylere, kimse senden yılların konuşmacısı gibi bir şey beklemez zaten rahat ol en azından olmaya çalış. hakimsen konuna bunu düşün, iyiyim ben bu landa diye telkin et kendini, sunumdan önce pratik yap, kendi kendine sun, arkadaşların falan varsa onlara sun sana soru sorsunlar hatta. bide sunum öncesi alkoldür ilaçtır bir şey alma ama belki rahatlatıcı çaylardan içebilirsin.

zamanında sunum yapmaktan kaçan biri olarak şunları önerebilirim;

-sunucağınız konu büyük ihtimalle uzun uzun çalıştığınız, ve karşınızdakilerin fikrinin olduğu ama sizin kadar güncel bilgiye sahip olmadığının farkında olun. hem hata yapsanız nolur ki?

-ben de acayip yavaşlıyorum heyecanlanınca, zamanla düzelir ya diyorum, düzelmese de napıyım...

-gelen sorulara yanıt veremezseniz, sorun değil. bilmediğinizi söyleyin, onu araştırmadım ama bakarım diyin. konunuzla tamamen ilgili bir şeyse ve cevap veremiyorsanız, "ileriki slaytlarda bundan bahsedicem" diyin -kim bilcek yalan ya da gerçek olduğunu-. zaman kazanırsınız, şanslıyssanız soru bile kaynar arada.

-heyecanlanmak kadar doğal bir şey yok, ders anlatamayan prof hocalar bile var, siz daha yolun başındasınız. o kadar yıl tecrübeyle yine zorlanırken, sizin heyecanlanmanız normal değil mi?


bitte. kolay gelsin. :)

Pratik, prova, özet herkes anlatmış.

Ben de bir kongrede tam olarak bu dediğinizi yaşadım.

Çok heyecanlannıştım günün son konuşmasıydı ve anlatacağım hatta referans vereceğim bir hoca her şeyi anlatmıştı bile.

Şöyle bir şey düşündüm, şuan salondaki 500 kişi dışında kimse bu konuşmayı bilmeyecek, ee en az 200ü öğrenci olsa, 200ü de asistan vs ve dersi benimle aynı insanlar, e hocaların yarısı zaten umursamıyor, 50 kişiye konuştum bu hesapla o gün, kötü de olsa kim bilecek ben kongrede sunumumu yaptım diyerek.

Bi de ne olacak hızlı olsa biraz telaşlansak, canımızı mı alacaklar :)

merak eden varsa iyiydi :)

neden multi vitamin kullanmak istiyorsunuz? belirli bir eksiklik mi var? yoksa ciddi bir hastalık mı geçirdiniz? veya ameliyat sonrası nekahat dönemi mi?

multi vitamin kullanmayın, düzenli ve klasik türk mutfağı beslenin. ne gereği var.

Yorgunluk ve halsizlik başladı.

soruya cevap degil ama gidip bi kan testi yaptirmanizi öneririm.

multivitaminlerin vücuda hiç bir yararı olmadığını kulaklarımlada duydum izledim de ama placebo etkisi önemli.

yorgunluk ve halsizliğin bir çok sebebi olabilir.

hareketsiz yaşam, düzensiz uyku/beslenme, sinir, kaygı veya vücudun herhangi bir yerinde inflamasyon.

bir dahiliye doktoruna gidip şikayetlerinizi söylerseniz yardımcı olurlar. bence multivitaminlerden çok buna şans tanıyın.

@kobretti doğru söylüyor. Türk mutfağından besleniyorum ama her zaman yemek hazırlayacak halim olmuyor. Ben en iyisi kuru üzüm, kayısı ceviz takviyesi alayım.

yeşil yapraklılardan zengin salatayı, sofranızdan eksik etmeyin.

vücuttaki oksidasyon çok önemli. detoks ise ancak bu yeşil yapraklılarla bir güzel olur.

geçmiş olsun.

zemana antimalware kurun, ücretsiz deneme sürümü ile temizleyin.

Ben Frankfurt'tan Amsterdam'a otobüsle (Eurolines olması lazım) gitmeyi tercih etmiştim. Trenler daha pahalıydı.

Şimdi senin için örnek olarak 20 şubat tarihine baktım,
Eurolines otobüse 30 euro diyor (ama her ne hikmetse 12 saat gibi bir süreden bahsediyor. ben 6-7 saatte gitmiştim ki Köln daha yakın. sanırım arada uzun bir aktarma süresi var ama bulamadım şu an)
Deutsche bahn trene 30-40-50-70 euro diyor (ve 4 saatten bahsediyor)

Bu durumda, kısa süre kalacaksan, 10-20 euro senin için önemli de değilse tren daha mantıklı görünüyor.

Son sorduğun sorudan başlayayım; Köln'den Amsterdam'a geçişinde herhangi bir sıkıntı yaşamazsın. Ki herhangi bir kontrol ile karşılaşmayacaksın karayolu ile giderken.

Eğer senin için önemli olan zamansa tren kullan fakat otobüsle arasında ciddi fiyat farkı var. İki katından fazla ücret ödeyebilirsin.

Flixbus'un saat başı seferleri var. 25 Euro gibi bir ücreti vardı sanırım. Ortalama 3buçuk-4 saat sürüyor. Ama her sefer süresi aynı değil. İnternetten kontrol edersin bileti alırken. Gece seferleri çok daha kısa sürüyor.

kesinlikle tavsiyem tren. hem konforlu hem kısa süre.

otobüs 4 saat ve 20 euro civarı. o paraya dbahn bileti bulamazsın. hollanda trenyolunu bilmiyorum ama almanya içinde ve etrafında en mantıklı ulaşım aracı otobüs her zaman.

Avrupa'da otobüs ne ya diyenlere bakma sen en ucuzudur. Otobsülerde şarj etme imkanın var ve wifi de oluyor. Bir iki aydır Deutsche Bahn da yeniliyor trenleri ve priz ve 1 saatlik wifi veriyor ama dediğim gibi önemli olan senin bütçen. Avrupa'da tren pahalıdır bunu bil.

zaman kıymetliyse otobüs vakit alır. uygun uçuş bulup 20-50 eu arasi bilet yakalayabilirsin. tabi valiz varsa sorun yaşatabilir.

amsterdamdan bahsetmeniz mühim değil, schengen sınırlarında herhangi bir kontrol olmuyor.


eğer zaman sizin için önemliyse, uçak veya tren.

katlanırım diyorsanız otobüsleri çok konforsuz değildir 20-25 eu bandında hatta biraz önceden alırsanız 15 eu ya bile otobüs bileti bulursunuz.

çaktım gidiş dönüş tren biletini. € 40 verdim tabi hoş olmadı.

Gidiş dönüş 40 euro tren, gayet iyi bence.

"Avrupayı Avrupalı gibi yaşama" şansın da olur hem =))

Karbonatli suda iciyor musun,alkalide onemli bak.abi her duydugun seye dadanmis gibisin.benim duzenli almam gereken kalp ilaclarim var doktor onlari bile 6 ayda bir degistiriyor.vucudunun bu kadar fazla corek otuna ihtiyaci oldugunu sanmiyorum,senden geriye kalan asirlar boyunca insanlar pogacanin uzerindekilerle yetinmisti.

Fazlası zaten kullanılmayıp vücuttan atılıyor. Kan değerlerin için test yaptırısan fazla mı görmüş olursun gereksiz yere alıyorsan vücudu yorarsın gerek yok

spesifik bir eksiklik yoksa böyle bocalama takviyenin anlamı yok, hatta zararı var.

fazlası growth faktör gibi davranıp tümöral oluşumları destekliyor şeklinde tartışmalar var. net bir şey yok ortada ama ihtiyacın yoksa fazlası lüzumsuz diye düşünüyorum.

ailede alzheimer çok, b vitamini ve omega'yı tavsiye ediyorlar.
konsantrasyon ve düzen eksikliği için rhodiola ve magnesium calcium zinc iyimiş, kanıtlanmış.
çörekotu yağı genel bağışıklık.
q10 ise bunların emilimini hızlanırma amaçlı.

evet biraz sapıttık galiba. :/

O bunun icin bu sunun icin iyiymis peki hepsi birden sizin icin iyi mi? Bunu kan degerlerinizi de alip doktora gostererek anlatin. Burada verilen tavsiyelerde kimse sorumluluk almaz. Doktor bir sey der ise, onun sorumlulugunu da alir.

Bence önce dahiliye ardından da psikolog iyi gelecektir.

Adı üstüne "takviye" suyunu çıkarmamak lazım. Aç gezmiyorsun ki sonuçta.

bunlar bir kere "doğal" takviye değil
söylediğin markalar tarım bakanlığı onaylı gıda takviyesi, sağlık bakanlığı değil. genelde yem kalitesinde oluyor bu markaların ürünleri

en azından coenzim q10 ve rhodiola gereksiz görünüyor. her birini bir uzmana danışarak kullanınız.

evinde yap kefirini, iç kombu çayını. devam et.

düzenli ev yemeği yani, klasik türk mutfağı ile beslenirsen zaten bunları kullanmana gerek kalmaz.

baklagilden zengin, zeytinyağlı, haftada 1-2 balık da götürdüğün kırmızı etli bir menü ile beslenirsen multi vitamin desteği vb almana gerek kalmayacaktır.

vücudun bu kadarıyla baş edebiliyorsa pes. saydıklarından iki tanesini farklı zaman dilimlerinde kullandım. lakin yan etkileriyle baş edemedim. örneğin çörek otu yağı çok ciddi biçimde kabız yapıyordu. üstelik çok minimal tüketmeme rağmen. mcz ise özellikle akşam saatlerinde çok ciddi gaz yapıyordu. sürekli sık sık gaz çıkarma ihtiyacı insanı kendisinden nefret ettiriyor.

hiçbir yan etki yaşamıyorsan şanslısın tabii.

muhtemelen kartınızı kullandığınız bir atm de, kart kopyalandığı tespit edilmiş. Kartınızın fiziksel kullanımı engellenmiş görünüyor.

Orbitz'ten bak bir de.

Orbitz daha pahalı çıktı.

momondo ?

Gizli pencereden bakmiyosan artar o. Cookieleri filan temizleyip gizli pencereden tekrar bak bakalim.

Vallaha Tor'la bile denedim, Nuh diyor peygamber demiyor. :) Expedia fiyat düşürebiliyor mu onu merak ediyorum. Yoksa alacağım direkt daha fazla artmadan.