Ekran ogrencinin adi ve notlari girilsin. Vize notlari ile final notlarinin agirligi farkli olsun.

Sonra program her ogrencinin sayisal notunu hesaplasin vize ve final notlarini goz onune alip.

Ardindan tum ogrencilerin notlarinin ortalamasini alip bir can egrisi sistemi olustursun.

Ortalamanin %5 etrafindekiler C, %5-10 ustu C+ vb her ogrencinin harf notunu ekrana bassin.

code.google.com

google code jam yarışmasının örnek soruları çözmeyi dene, gerçekten çok güzel soruları var.

dc motor mosfet driver diye aratırsan bir sürü çıkar sonuç

her birine tek tek sikayet etmek zorunda kalabilirsin.

İllegal site bunlar neyini şikayet edeceksin ki. Android kullaniyorsan clean inbox varsayilan kur sms programi yap.

ben günlük hayatta kullanmadığım belli başlı anahtar kelimeleri spam olarak işaretlerim öyle kurtuldum. casino, bet, oranlarla vs gibi. bir de firmaların kendi isimlerini eklerseniz spama baya azalır mesajlar.

iphone'da var mıdır bu özellikler peki?

aynı dert bende de var maalesef toptan bir çözüm bulamadım ama optinno clean sms uygulaması spam sms'leri çok güzel engelliyor onu kullanıyorum

bende de aynı sıkıntı var, android kullanıyorum sms filtresinde "bet, betting, bahis, bonusu, casino, jasminbet, plus90bet,artemisbet"

şeklinde ekledim. bir çoğu filtreden geçemiyor, geçenlerin adını özel olarak ekliyorum, ikinci kez gönderemiyorlar spame düşüyor.

Her gelen numarayı engelliyorum sms üzerinden ama yenisi geliyor. Engelleye engelleye kurtulacam bi gün hissediyorum :D

iphone kullaniyorum ve engellemekten biktim artik, ona harcadigim zamana yazik.

numarami degistiriyorum cozum olarak.

ben de her sms gelen firmanın sitesine tek tek girip müşteri hizmetleri chat'inden numaramı sildiriyorum. bakalım nereye kadar.

mordoğan,karaburun çok güzel,sessiz sakin dediğin gibi.
fiyatlar da kış olduğu için düşüktür fakat dolmuşlar belli saatlerde gelir gider.

Sığacıkta, marinanın tam karşısında çok şirin bi otel var. Çok güleryüzlü bi aile kendisi işletiyor. Fiyatı da çok hesaplıdır. Şimdi çok sessiz sakindir orası.

Foça, şirince

Yandexe ben de o konuda kirginim. Henuz cozemedim kime gore neye gore cikislar

sağdan sayarak girebileceğim ilk yol, ikinci yol diye sayıyorum ben. tutuyor hep de

"hafifçe sağdan devam edin" ne demek allah aşkına birisi de onu tarif etsin, istanbula gittik, yol 5'e ayrılıyor, hangi sağ ?

Google maps'de de birinci çıkış ikinci çıkış diyor. Kavşaklarda çok şaşırtıyor, düz git yerine birinci çıkış diyor, arada gözle rotayı takip etmek gerekiyor.

Kavşağa girdin.
Her yol bir çıkış
Kaçıncı çıkış olduğunu say işte.
Neyini anlamadın bunun

her zaman derim yazılımcı, bilgisayar işiyle uğraşan arkadaşlar kusura bakmasın ama ciddi derecede zeka sorunu mu desem anlatım bozukluğu mu desem var oğlu var sizlerde. Arkadaş yazılımı, programı vs ne haltsa yaparken mutlaka yanınıza sözelci 1-2 arkadaş alın da menüleri vs onlara sorup yapın. En basitinden cep telefonları menüleri bile saçma sapan ve zor şekilde tasarlanmış. ayfondan samsunga ya da tersine geçince afallıyoruz ana babalar ne yapsın, bi de dalga geçilir onlarla. Topunuzun bilgisayarına virüs girsin e mi yazılımcılar sizi. Bak yine sinirlendim aq.

"hafifçe sağdan devam edin" demek yol çatallandı, sağa dönmeyin ama düz devam edin demek.

1. çıkış, 2. çıkış vs. ise sağdan sayılır ve her zaman ilk dönülebilecek yol 1. çıkıştır. 4 yolda, tam karşıya geçilecek ise genelde "kavşağa girin, 2. çıkıştan çıkın" der.

@yaylada cimene uzanip goge bakan savasci; yazılımcılara zeka sorunu var demiş :D he paşam, senin kullanamadığın uygulamayı onlar yazıyor. her uygulamayı next next next diye kuranların hüsnü kuruntusu bu işte. biraz teknik düşünmek gerek.

yazılım : evet notluyum.

panpa, yazımın tümünü okursan ironi yaptığımı anlarsın. zeka sorunundan kastımı da açıkladım. yani süper bir zeka+bilgiyle muhteşem bir program, yazılım, app vs yapabilirsin ama sonuçta onu son kullanıcı olan sıradan vatandaş olan ben, ahmet amca, nuri bey, ceylan hanım vs kullanacak. yani bizim en kısa ve basit yoldan anlayacağımız şekilde yapmadıktan sonra ne anlamı var ki? Bak facebook'a? Tuşlar neler? Beğen, Şikayet et, Arkadaşlık Teklifi gönder, ARkadaşlıktan çıkar, Şikayet et, Resim paylaş, Etiketle. Yani onun için tüm ana babalar, dayılar teyzeler bunu kullanıyor. Ne kadar basit ve kullanması kolay uygulama.

En basitinden geçen bi arkadaşımı tel. rehberime ekledim. Sonra whatsappa girdim. Whatsap dan mesaj göndericem herif whatsap kişilerde çıkmıyor. Ne yaptım ne ettim bulamadım. Halbuki ben telefonda ilk kurduğumda tüm rehberdeki kişiler otomatik gelmişti whatsap ekranına. NEyse konu dağıldı.

Dönel kavşaklı dört yola gelip de hiçbir yere sapmadan düz gitmem gerekiyorsa ve yandex bana "sağdan hafifçe ilerle ve 2. sapaktan git" diyorsa kusura bakmayın ama bunu yazan yazılımcı ağır gerizekalıdır. Olm desene "kavşaktan sapmadan düz git" diye. Davay davay.

bir yere girip çıkamazsa evi yıkar bağırırken. aradan sıvışmıştır. Evde aranmadık delik bırakmayın. Daha sonra da oturduğunuz çevreyi, apartman girişleri, varsa kazan dairelerini, kuytu köşe saklanacak yerleri arayın.

Benim kedim kaçtı 3 gün her yeri aradık bulamadık, sonra apartmanın bodrum katında merdiven altına saklanmış orda bulduk.

dolapların içi, ayakkabılık içi, yatak/koltuk altlarına da bakın.

Bir daha iniyorum aşağılara. Garaj var, merdiven altı vs..
Yani daha önce evde bir süre kalan sokak kedisi bile kaçtığında iki üç gün apartmandan çıkmadı-çıkamadı. Bizi de yaklaştırmıyordu. Binada her yer birbirine benziyor, yüksek... Bu bebenin dışarıya tecrübesi olmadığı gibi ilgisi de yoktu. Nasıl oldu anlamıyorum. Diğer kedi meraktan çıktığında en fazla bir üst kata gider orada bekler.

belirttiğiniz dar yerler için bir plastik çubuk kullanmayı düşünebilirisiniz. herhangi bir hırdavat dükkanından benzer bişey temin edebilirsiniz. Ama 2 kedi babası biri olarak bence kediniz kaşla göz arasında evden kaçtı.

sadece alt katlara değil üst katlara da bakın. yangın merdiveni varsa çatıya çıkan mutlaka kontrol edin. çatı arasında, terasta, yan apartmanın çatısında vs de olabilir. garajdaki arabaları da kontrol edin. aramaya çıkarken bir kutu yaş mama da yanınızda olsun. sizi tanısa bile korkudan çıkamayabiliyor. apartmandakilere haber verin. biri görürse size iletir en azından. kapınızın önüne mama kabı koyabilirsiniz. apartmandan çıkma ihtimali düşükse mamanın kokusuna gelebilir.

kedi evde degil. disariyi bilmiyorsa bir yere pusup kalmistir. insanlara da sorun...

12 katlı binada her kat birbirinin aynı. ara sıra keşfe çıkan diğer kedimiz benim gözetimimde birkaç kat çıkar, birkaç kat iner, korkacağı bişey olsa bizim kapının hizasındaki kapıya koşar, asansör sesinden tedirgin olur, köşeye saklanır...

Bu yavrucak en alt bodruma kadar inse, üç bloğun tamamının altı olan çok büyük garajdan dışarı çıkamaz, korkar diye düşünüyorum. Bodruma kadar inmeyip girişteki sensörlü kapıdan dışarı çıksa binanın önünde çok büyük bir alan, çocuk parkı vs. var. Oralara bakıyorum ama bence çıkmamıştır. Çünkü orası da korkutucu.

Tek seçenek var bizim aklımızda, cuma gecesi geç saatte dönen komşulardan biri eve aldı. Bu seçenek oldukça rahatlatıcı aslında. Kimseyi tanımıyoruz binada ama asansöre, kapılara ilan asıcaz inşallah.

@buhurumeryem garaja birkaç noktaya mama bırakın. sabah kontrol edin eğer garajda ise açlıktan kimsenin olmadığı bir saatte gelip mamayı yer. en azında arayacağınız yer sınırlanmış olur.

bulunmadi mi?

Arkadaşlar kediş hala apartmanın içinde!
En alt katta bi köşeye koyduğumuz mamayı yemiş, garajdakiler duruyor. Dmek ki garaja gitmedi. Acil garajdaki mamaları toplamam lazım, oradı tehlikeli.
Peki nasıl oluyor da bulamıyoruz?

Çok şükür, buldum. En alt katta daha önce defalarca baktığımız merdiven altındaymış.
Demek ki ayak sesi duyunca başka yere saklanıyordu.
Hepinize çok teşekkür ederim. @madarch, mama fikri için çok çok teşekkür ederim... Hiç ihtimal vermiyorduk apartmanın içinde olmasına. Garaja koyduktan sonra artan son parça mamayı gelişigüzel aşağı bırakmıştık.

rica ederim. çok sevindim kavuşmanıza.

Hocam ben bi kac defa 120 ustu faturayla karsilastim paket asimindan ama sen 3.9 gb asdiysan durum vahim

Güncel faturanı girip öğrenemiyor musun?

Mobil hattinizda faturalanmamis yaklasik kullaniminiz KDV, OIV dahil 90.86 TLdir. Sabit ucret,paket ucretleri, tum vergiler ve indirimleriniz dahildir. Son 12 saat harictir.

Dediler.

Hmm sakat o zaman. Turkcell'de anlık veriyor bu bilgileri. MH arayıp soracaksınız ne yazık ki.

3.91 * 1024 * 1024 * 0.00560634

yaklaşık 23bin tl ediyor. Gecikmeden müşteri temsilcisine ulaş. Arkadaşım tablette kotasını aştığı için 1500tl fatura geldi, senin gibi hemen fark edemedi, fatura gelince ödemek zorunda kaldı ama senin durum çok extreme.

daha önce sms için benzer bir durum yaşadı annem. müşteri hizmetlerini arayıp kavga gürültüyle sms paketi alması ve daha önce atılmış bu sms'lerin paketten düşülmesi karşılığında çözdü olayı. bizimki 30-40 liralık bir olaydı, senin zararın çok çok daha fazla. hiç vakit kaybetmeden müşteri hizmetleri ile bir görüş..

23bin tl falan gelmez. her seferinde 250 mblik falan paket veriyolar 5 tlye otomatik ekleniyo hattina. + 80 olur max. turkcell ise.

Eskiden belli bir kullanimin üzerinde tarife otomatikman yükseltiliyor / degisiyordu. Öyle bir durum var mi hattina dair, bir baksana. Ama her türlü ara. Indirdigin icerigin legal olmadigini kanitlayabiliyorlar mi bilmiyorum ama sözlesmemde bunu kabul ettigime dair bir sey var benim. Torrent kurmussun evlat, sikiyorsa itiraz et durumuna dönmemesi icin alttan alip nazik nazik konus. Torrent diye söylenmedigi sürece senin söylemende yarar görmüyorum acikcasi. Bilmiyorum de, youtube autoplayde kalmis olabilir, spotify sifirdan indirme yapmis olabilir, bilmiyorum de. Net konusma.

Merakla beklemedeyiz bu arada, bizi de bilgilendirir misin?

arkadaslar henuz aramadim. hat benim uzerime degil. yukarida yazdigim 90 tl zaten o download'in dahil edilmis hali cunku ayda her sey dahil 35 tl oduyorum. birazdan yine mesaj gonderecegim ve guncel faturayi ogrenecegim. son 12 saat dahil dedigi icin biraz korkutuyor o kadar. eger birazdan atacagim mesaj da ayni ucret gelirse belki musteri hizmetlerini aramam bile. sonucta download biteli 12 saat olmus olacak ve bu adamlarla ugrasmayi hic istemiyorum.

arkadaslar su an 91.85 gozukuyor. turk telekom'un uygulamasini indirdim. oradan gorebiliyormusuz. sanirsam ugrasmayacagim.

bekle daha bişe olmamış 2 yıla kadar bekle

bekleme hep boyle yapiyolar.
-protection I uzattiysa tekrar acabilirsin.

ben aliexpress'ten bir şey aldığım zaman unutuyorum direkt. peşinden de koşmuyorum. 1 ile 3 ay arasında geliyor genelde ürün. sürpriz gibi oluyor.

Ben dispute açmadan ürün gelmedi, kargo takip kodu da çalışmıyor dedim, adam ürün kaybolmuştur, para iadesi yaparız dedi. kıyamadım, protection time'ı uzat 1 hafta bekleyelim dedim 10 gün uzattı.

aliexpreste olmadı ama, ebay'de para iadesi geldikten sonra ürün geldiği oldu, hepsinde @want2die gibi paypal'dan gönderdim paralarını

yani şimdi dispute'u kapatsam 1 hafta sonra yeniden açabiliyorum dimi? kesin bilgi?

not: 11.11'den almıştım. gelenler geldi, bi bu kaldı

baz istasyonu

edit : bir benzeri

www.zaman.com.tr

mahallenize 4.5G hayırlı olsun

baz istasyonu gibi geldi bana sanki.

4.5 g hayırlı olsun, kahretsin ki kanserden öleceksiniz .

Baz istasyonu olabilir.

Kanser olacağını iddia eden arkadaşlar baz istasyonunun kanser yaptığına dair bilimsel kanıt verebilir misiniz?

baz istasyonu

yeni çıkan modellerinden gibi

baz istasyonu. Mahallecek radyosyona hoş geldin deyin. Esatta ev fiyatları düşer artık :D

evet herkesin bahsettiği gibi baz istasyonu bu cisim.

yeni çıkan model, 4.5g falan filan gibi düşünmeyin. herhangi bir teknoloji olabilir. burdan bakarak anlayamazsınız. 2g-3g de olabilir. hepsi birden de olabilir.

sizi kanser yapar veya yapmaz şeklinde yorum yapmak doğru değil, bunun araştırmasını yapmadım. burdan da kimsenin yaptığını zannetmiyorum.
dikkat çekmek istediğim nokta şu, eğer bu tip şeyler "kanser" yapacaksa, baz istasyonundan çok daha fazla etkiye sahip olan kıçınızda taşıdığınız cep telefonundan daha fazla korkun bence.

neden daha fazla etki dedim? basit bir fizik denkleminden dolayı. kütle çekiminde olduğu gibi bu aletlerin çıkış güçlerinin etkisi de mesafenin karesiyle ters orantılıdır. yani beyninize 10 santim mesafede tuttuğunuz telefon ile 1 kilometre ötedeki baz istasyonunun etkisi aynı değil. telefonun çıkış gücü baz istasyonuna göre çok çok çok düşük olmasına rağmen telefonun etkisi size daha fazla olacaktır. hele telefonunuzun ekranında üst tarafta çekim gücünü gösteren çubuklar var ya, eğer o çubuklar minimuma yakınsa işte o daha kötü, telefonunuz şebekeyle iletişim kurmak için çok daha fazla güçte radyasyon yayacak demektir.


özet olarak, mahallenize yeni bir baz istasyonu kurulmuş. hani telefon niye çekmiyor şöyle olsun böyle olsun diye ağlıyor ya müşteriler, hah sonra gelip böyle kıçınızın dibine istasyonu koyarlar.

"telefonum çekmiyor" dedikten sonra "ayy evimin karşısına istasyon koydular" diye sızlananları eğitelim.

bu baz istasyonlarının sağlığa zararı olmadığı konusunda yapılmış bazı çalışmalar var.

ancak günümüzde artık bilime de güven olmuyor, malum, büyük firmalar neyse parası verip bilimi satın alıyorlar, işlerine geldiği gibi bilimsel çalışmalar yaptırabiliyorlar, sonuçları istedikleri yere çektiriyorlar vs.

tr.wikipedia.org
işte şurada anlatılmış biraz, artık ne kadar doğruysa. altta da yargıtay'ın verdiği emsal kararlar var; sağlığa zararlı olduğuna ve kaldırılmasına dair. yargıtay böyle bir karar verebildiyse gsm şirketleri aksini kanıtlayamamış demektir. işte bunlar hep kafa karıştırıyor.

gsm dalgası basitinde bir radyo dalgasıdır. (2.5 - 5 ghz)

Mikro dalga fırınlar da radyo dalgalarının baska bir spektrumunu kullanırlar.

Mikrodalgaya kafanızı sokmazsınız değil mi? Radyasyon vardır sonucta.

O yüzden baz istasyonları kanser yapar.

i rest my case. (not: burası bilim kurulu değil, bilimsel kanıt vermek zorunda değilim)

Cevaplar için teşekkürler. Kanser konusunda alporler e ben de katılıyorum. Aslında çekmeyen bir telefon çok güç harcar ve o pilin yaydığı dalgalar bizler için çok daha zararlı. Gazi den bir Prof hocamız aynen bu şekilde söylemişti. Bırakın heryere anten taksınlar ki telefonlar düzgün çeksin.

ben de araya girip ufak bir bilgi verip kaçayım.

baz istasyon, mikrodalga gibi cihazların yaydığı radyasyon elektromanyetiktir, radyoaktif değildir. yani elinizde uranyum tutmakla baz istasyonlarının olduğu bir yerde yaşamayı bir tutmayın.

kanser yapar mı yapmaz mı bilmiyorum ama zibilyon tane araştırma yapılmış, kesinlikle yapar denmiyor diye biliyorum. tüm dünyada da uzun yıllardır kullanılan bir teknoloji sonuçta. mikrodalganın insan vücudunda yaratacağı etki en fazla su moleküllerini titreştirip ısınmalarına yol açmak olur herhalde. fakat bunu da mikrodalga fırının çalışma frekansında en iyi şekilde yapıyor. cep telefonlarının frekansı farklı. dolayısıyla "ısınmamıza" yol açmıyorlar sanırım.

@ananymice mikrodalgaya kafamızı sokmamamızın nedeni mikrodalga fırınların su moleküllerini rezonansa sokacak frekansta titreştirmesini ve bu şekilde ısınmasını sağlaması. Yani kafamızı sokarsak o frekanstan dolayı kafamızdaki su yani kafamızın yüzde 70i pişer. Bunun kanser yapmasıyla alakası yok. Mikrodalganın kanser yaptığı iddiası da ayrı bir safsatadır.

yeşil reçeteli ilaçlar

internetten doğal ilaçları araştırıp götürün amcaya hediye olarak. ne diyelim. çaresi yok. sıcak tutsun o en önemli şey.

edit: şöyle bir şey var www.youtube.com

sıcak tutmasın. iltihaplı bir durum varsa buz uygulama yapmak lazım. sıcak tutarsa ağrılar artar.
bitkilerin de bir faydası olduğunu düşünmüyorum. kullandım çünkü.

çaresi bulunsa çoook büyük bir hasta grubu rahatlar zaten.

%100 şarj döngüsünü birkaç günde tamamlayacak şekilde şarja takmak gerekiyor. İlk gün pil %70'e düşünce şarja taktınız, %100 oldu ve devam ettiniz diyelim; ikinci gün %50'de üçüncü gün %80'de takıp 3 günde %100 şarj döngüsünü tamamlamış oluyorsunuz mesela.

özet ve kötü anlattım ama aşağıdaki linkte oldukça ayrıntılı anlatıyor.

www.enpedi.com

ek olarak gerek bilgisayarları gerekse cep telefonlarını şarjı tamamen bitmeden (mümkünse düşük pil uyarısı vermeye başladığında) şarja takmak gerek.

Yeni laptopların pil takılı olduğunda %95 veya %90'a inene kadar sürekli sarj etmeme modu var. Yani eskiden pil için sıkıntı oluşturan en ufak bir elekrik sıkıntısında pile geçmesi, pilin sürekli sarj olması sıkıntısı yok.

Pili üzerine takılı biçimde kullanın. Pil ile kullanmaya ihtiyaç duymuyorsanız haftada 1 kere pil ile kullanıp tekrar sarj edin.

lenevoda pil koruma modu var, %60 civarında dolu tutuyor pili.

lityum iyon pili sonuna dek sömürmeyecen. en genel kural bu.

amcama da böyle olmuştu bağırsakları yırtıldı.

bence olmaz küçücük parçadan nolacak

(bkz: çok mu tatlı)

yuttuğun parçalar hiç de ufağa benzemiyor, bence bir doktora görün ve çıkana kadar kontrol altında tut.

Parçalar sivri ya barsaklarda sıkıntı yaratabilir. Kusabiliyosan kus, ayrıca doktora git. ACİLE hatta.

ben yuttum aynı böyle.doktora falan gittim sadece beklicez falan dedi.röntgen falan çekti ama bir şey çıkmadı.hala sorun yok üstünde 7 yıl geçti.ama sen yine git doktora.

tek bi uc yutmustum. ve fotograftakinden daha kisaydi yuttugum kisim. birsey olmadi.

beklenecek evet. kusmaca falan yok. cignemissiniz zaten muhtemelen dagilmis gitmistir ama belli de olmaz olmaz, sivri bir yeri gelir, bagirsagi deler. simdiden bir sey soylemek pek mumkun degil, bagirsagi delmeden once alinabilecek bir onlem de ben bilmiyorum valla. bi acile gidin rontgen cekilir en azindan. rontgende Plastik cikar mi onu da bilmiyorum gerci.

acil'e gittim, doktor karın ağrısı, kusma ya da bulantı olursa gel, yoksa bunların %99'u zaten kendiliğinden çıkar dedi.

aşkla yemek yemeğe yeni bir boyut getirdin gözümde.

Dersin hocası ve bölüm başkanı izin verirse yapabilirsin. diğer okuldan gidip ders içeriğini gösterir imzalı mühürlü belge alman gerekebilir.

harbiden çok ince duruyo lan. ama valla hocam bu güne kadar ikea ürünleriyle ilgili "çat diye kırıldı, elimde kaldı" gibi yorumlar okumadım görmedim. hatta ikeada çalışan kuzenim vardı vakti zamanında. işten çıktıktan sonra teşhir ürünlerini baya ucuza aldı evine eski çalışan olduğu için. sapasağlam hepsi hala 4-5 yıldır. bu bahsettiğim yemek masası, sehpa vs.. tabi.

@rajaz, ikea'nın bizde iki ufak sehpası var ama çok hafifler, eğer bunun malzemesi de öyleyse dayanıksız olabilirler diye düşündüm. iki kişi yatacak sonuçta. gidip koca mağazada bunu bulmaya da vaktim yok şu an :/

@hkt, o zaman işinizi garantiye alıp daha bilinir bi markadan satın alın derim (ider, kelebek, yataş vs..) yatakmış, beyaz eşyaymış pek internetten alma yanlısı değilim. varsa yakınınızda yatak satış mağazaları bi gidin görün öyle alın.

ikea ürünlerinin ucuzuna kaçarsan elinde kalıor. bu bir gerçek. gerçi abime üst fiyatlardan bir tane karyola almıştık. param parça oldu. düzgün kullansan bir şey olmaz ama ben yatğa kendimi bırakmıştım. zıplamadım, hoplamadım. bıraktım kendimi sadece. ortasındaki tahtaları falan çöktü falan. tavsiye etmem kısaca.

gidip yerinde gör bence. ikea'dan birçok şey aldım. kullanıyorum. genelde ufak tefek şeyler için bir şey diyemem ama koltuk, karyola vs. sağlam oluyor. yine de görmeden alma tabi.

eğer cinsel hayatınız varsa karyola tavsiye etmem. gırç gırç çok ses yapıyor. en iyisi bazalı yatak

ikeade her cins ürün var.

mdfler mesela, tekrar sökmeye kalkarsan dahi elinde kaliyor. yatak vs gibi seyler zaten sikintili, seni tasiyacak, hareketlerine dayanacak.

görmeden yorum yapmak hos degil ama, benim eski yataklarimda cerceve ile yatak ayri idi. cerceve dandikti, ama asil agirligi tasiyan metal iskelet vardi icinde. öyle olabilir. bakmak incelemek, test vs icin monte ettilerse bir cikip abanmak lazim, dayaniyor mu diye.

mesela dandik bir kitaplik aldim, tasimasi gerekenin en az 5 kati agirliklar yükledim, 2 yildir bükülmedi esnemedi bozulmadi kirilmadi. belli olmaz, görüntüye aldanmamak da lazim son olarak.

Ben bundan önceki yatağımı almıştım ikea dan, fotoğraftaki yatağa göre çok daha sağlam görünen bir yataktı. Kullanmaya başladıktan bir süre sonra o ayakları montelediğim yerden çıkmaya, gevşemeye başladı. Her uyandığımda yatağın köşelerine vurarak çıkmış yerleri yerine yerleştiriyordum.

110 kilo olan arkadaşım bir gün gelip yatağıma uzanana kadar o şekilde idare ettim, o yattıktan sonra yatağın ortasına dizilen tahtalar çöktü, kırılmadı, baya esneyerek aşağı çökmüştü. En son yatağı bu işlerden anlayan birine gösterdik, adam geldi o köşelere falan çivi çaktı. Şu an misafir yatağı olarak kullanıyoruz (bir nevi kullanmıyoruz).

Görsel olarak çok güzel tasarımlara sahipler, şu an kullandığım çalışma masam ve bilgisayar masam da ikea dan, gayet memnunum. Ama yatak çok önemli bir şey, şu sıralar yataş ın 40. yılına özel %40 indirimi var, şubat ya da mart sonuna kadardı galiba.

Ortalama insan ömrünün neredeyse 3 de 1 i yatakta geçiyor, yerinizde olsam gidip yataş dan, işbir yataktan falan bir yatak bakardım.

Bunu deneyebilirsiniz mesela, ben gayet memnun kalmıştım.

yatasgrup.com.tr

sehpadir, sandalyedir, calisma masasidir ivir zivirlar icin ikea iyi bi secenek ama yatak gibi sikca kullanilan urunlerde pek mantikli degil sanki. bazali bi modele yonelebilirsiniz.

aynısını aldım 3-4 ay önce.

öyle çok aşırı sağlam değil ama çok dandik de değil. bence fiyatına göre iyi.

cinsel etkileşim içindeyken biraz ses çıktığı da doğru ama öyle çok abartılacak cinsten değil.

kurarken de uğraştırdı biraz 3 kişi olmak lazım en az.

o ünlü ikea sehpası nasıl yapılıyor gördükten sonra ucuz ikea ürünlerine bakmam.

9gag.com

Geçenlerde bi seminere gittim, bu teşviklerle ilgili bi seminerdi. İlk slaytta "Desteğin birinci aşaması şirketleşme desteğidir" yazıyordu. Şirket şart diye anladım ben.

Hangi destek olduguna gore degisiyor. sitesini karistirin biraz. cesit cesit destek oldugunu goreceksiniz. sahis olarak faydalanip sirket kurduran da var, sirketin basvurdugu da var. hepsinin farkli farkli sartlari var. hangisini karailiyorsaniz ona basvurmalisiniz.

Çalıştığım şirket bu konuda hizmet veriyor, ilgilenirsen gsm mesaj atıyorum.

Şirket olman şart, ayrıca bize fuar desteğini 8-9 ay sonra yatırdılar. Oradan gelecek paraya güvenip iş yapma.

Bi yerden sonra inanman lazım.

O yüzden ulan bu işleri kendim de deneyeyim ve gozleyeyim diyip bilim adamı olmamız veya bu bilim milim işleri hep aynı ekolün elinde olmasın diyerek pozitif bilime ve bilim insanlarına destek olmamız gerekiyor.

Bir de havadis değil ki anasını satayım bilimin yanlislanabilir olma ilkesi var yinelenebilir olma ilkesi var. Bunca yıl okudum elli yaşıma geldim adım joshua aha bu da teoremim kabul edin köpekler deyince literatüre geçmiyor bilgi yav.

Oha artık.

haci atomu bilemem ama sana gosterilen uzay gercek yani en azindan bir kac tanesine teleskopla iyice baktim yalan yok orda. Ha sunu diim niye yani niye adam saklasin senden bunu.

Kardeş truman show mu izledin naptın? İstersen dünyanın düz olduğuna da inanabilirsin, nasıl olsa dünya turu yapamayacaksın. Atom altı parçalarklari tanımlıyor bilim adamları, sen atom var mı diyorsun. Bilimin nasıl işlediği üzerine daha fazla düşün bence.

abi curuttun de hayir bizimki dogru mu dediler? 7 milyar insan var, bilimin kendi kurallari dahilinde kim curuturse onun dedigi gecerli olur.

sanki bilim kurumu diye dunyada tek bir kurum varmis gibi dusunmek yanlis.

al incele, farkli bi sey bulursan kanitla. bu oyle degil boyle de. kim engelliyor ki? biz de "lan milyonlarca bilim adami var, elbette incelemistir" diyerek inaniyoruz iste. the truman show gibi bir sey olmasi lazim ancak.

ote yandan, pozitif bilimlere ait bir bolumden mezun olmus biri olarak diyebilirim ki mantiksiz olan bir sey yok gibi. her sey uydurma, tum bilim adamlari bizi kandirmak icin ugrasiyor bile olsa iyi bir temele oturtmuslar.

abi bu bilim dediğimiz şey dışarıya kapalı bi zümrenin biz eğitimsiz cahil insanlara kısmen sunduğu birşey değil ki. akademik makaleler ortada üniversitelerin kapısı herkese açık, emek veren gidip akademisyen oluyor.

yani neden böyle bişey olsun ki?

adam m.ö. atomu tanımlıyor, uzak yıldızlar hakkında teori üretiyor, benim vatandaşım 2016'da atomun varlığını sorguluyor. :/

1. Atomlar fotoğraflanabiliyor. Hatta atomlarla yazı bile yazılabiliniyor.
www.google.com.tr

2. Cern'de elektronu filme aldılar: www.youtube.com
Elektronun keşfi: www.youtube.com

Atom çekirdeğinin keşfi: www.youtube.com

Göremediğin bir şeye yok demek doğru değil. Bir şeyin olmadığını kanıtlamak imkansız.

ortalama bir teleskop alıp şehir ışıklarından uzak açık bir gecede gökyüzüne bakarsan "aa harbiden uzay internette gördüğümüz gibiymiş" diyeceksin.

Türkçe konuşmayı bilmeyen, pozitif bilimi anlamayıp bunu bir, "sorguluyorum ya bu da bir bilim ilkesidir." gibi cahilce kalıplara sokan bir kişinin özel mesaj yoluyla bana hakaret etmesi doğru yolda olduğumu gösterir. :)

Elbette yalan. Universite'de akademisyen adaylarina ilk soylenen "biz bu insanlari kekliyoruz, sakin disari sizdirmayin."

Saka bir yana skeptizm okuyanlar icin guzeldir, ama dikkat! Birinci kosul okumak. Eger dedigin gibi olsaydi, laboratuvarda yaptigimiz hicbir seyden sonuc alamazdik.

Adam haklı mesela ben de dünyanın yuvarlak olduğuna inanmıyorum halen.
Koskoca dünyanın top olacak hali yok ya. Hem yuvarlak olsa seke seke giderdi ve çok sallanırdı, ayrıca burdan bakınca dümdüz görünüyor.

trolleme bir yana da atomlar filan rahatça gözlemlenebilir. atom altı hatta proton bileşenleri de teorik olarak hesaplanır sonra uygulamalı olarak dolaylı yoldan ispatlanır.

@tezek de demiş. al bi teleskop geceleri takıl, jüpiter senin venüs benim ordan da uranüse selam çakarsın sonra da ver elini samanyolunun derinliklerine. (o kadar göremezsin)

kesinlikle haklısın, bunları sorguamak lazım, belkide matrix'de yaşıyoruz ama bunu asla bilemeyeceğiz...

bu da benım teorim klasmanına bile yaklasamıyor :/

teorik anlamda kabul edildiği şekliyle atom diye birşey yok. m.ö.sinde atom olarak tanımlanan şeyle bugünkü atom farklı şeyler. atom etimolojik olarak yunanca "atoma"dan gelir, yani bölünemez demektir. bölünebilen ve parçacıkları olan şey atom olmuyor yani, atomaltı parçacık filan derken "atom"altı demiş oluyoruz. asla bölünemeyen atom bulunursa bu bir devrim olur herhalde ya da tanrıyı bulmakla eşdeğer birşey olur. belki de gerçekten atom diye birşey yok ya da bütün evreni içine alan tek bir atom var.. veya bütün evreni saliseler içinde dolaşabilen bir parçacık.

@gloomy, terimler ve kavramlar zaman içinde anlam değişikliğine uğrayabilirler.
günümüzde atom terimi "bölünemeyen" anlamında kullanılmıyor.

Gördüklerimiz konusunda haklısın. Bir insana kendi gözümüzle baktığımızda gördüğümüz farklı, gece görüş kamerasıyla baktığımızda farklı, termal kamera ile baktığımızda farklı görünür. İnsan gözünün algıladığı dalga boyu kısıtlı, bu yüzden gördüklerin de sadece gerçekte olanın belli bir kısmı.

panzerkampfwagen +1.

atomlar görülebiliyor. bunu gören aletin adı da elektron mikroskobu.

diğeri için de teleskop diye bişey var, şahane.

zaten halihazırda kullanmakta olduğun windows'un keyini bir yere not edersin. daha sonra yeni ssd'nin içerisine windows kurarken de bu key'i girersin oldu bitti. yani ne bu şiddet bu celal. artık cd-rom kullanımı azaldığı için cd vermiyorlar. cd parasına kıyamadıkları için değil.

çok teşekkürler. şimdi böyle söyleyince benim de uzun zamandır optik medya kullanmadığım aklıma geldi ve ürperdim. güzel bir çözümmüş. microsoftu ilk kez takdir ettim.

2010 yılında aldığım notebook bilgisayarın içinde 64 bit yüklü idi, yanında da 32 bit cd'leri geldi. yeniden 64 bit kurmak için cd'den değil, bilgisayardan recovery yapmak gerekiyordu. ama harddisk değiştirme gibi durumlar için şunu düşünmüşler, toshiba'nın kendi uygulamalarından biri, bilgisayardaki recovery'den optik medya oluşturuyor. yani recovery cdsi oluşturma diye bir yere giriyorsun, o harddisk'teki recovery'leri cd'ye yazıp veriyor.

muhtemelen öyle bir uygulama yüklüdür. zira oem de olsa, bilgisayar değiştirmiyorsanız bile harddisk değiştirmek hakkınız. harddisk değişti diye yeni işletim sistemi satın almak gibi bir durum sözkonusu olmamalı.

lisanslı alırsan key zaten laptop altında etikette yazar. kurarken de internetten iso bulursun kurulumda o keyi kullanırsın.

@kibritsuyu recovery cd'sini zaten her laptop oluşturuyor sanırım ama hdd partition gibi durumlarda ne yapacağı önemli

@ebonni anladığım kadarıyla microsoftun sitesinden windows iso'sunu indirip cd veya usb'ye yazarak windows yükleyebiliyoruz. ben de birkaç yerde bios'la eşleştiğini okudum. bu durumda bir sorun yok aslında. en azından anakartı değiştirmemiz gerekmediği sürece

amaç harici disk olarak kullanmak mı ? Ne yapmak istediğini tam anlamadım. Bunlar 2.5" lik laptop harddiskleri. kendi bilgisayarına takmak istiyorsan bir kaç dolara cd rom aparatları var, cd rom yuvasından takıyorsun.

kablo da pahalı değil, ben yurtdışından ide, sata için olan seti aldım, güç kaynağıyla birlikte 30tl civarı bir şey verdim.

Evet laptop'a takılacak. işletim sistemi buna kurulacak.

1- 5 senedir kullanıyorum ssd. bu 5 senede hayatıma en az 6 aylık süre kazandırmıştır. iş laptobuma bile eski ssd mi taktım. arkadaşların windows açılma süresi 6-7 dk (lazım programlarla beraber) benim 1.5 dk. özetle kesinlikle yükseltti. bundan sonra ssd siz bir bilgisayara para vermem.

2. ssd plus götten uydurma bir şey muhtemelen. linklerden en mantıklısı dediğin gibi ultra ii. samsung un eski modellerinden ordaki salla onu.

3. sat usb kablosuna ihtiyacın yok. eski hdd yi usb den kullanmak için diyorsan dandirik bi hdd kutusu alabilirsin. onun dışında laptoptaki eski hdd nin yerine ssd yi ek aparat gerekmeden takabilirsin. ya da kimlanbu nun dediği gibi, laptoptaki cd rom yerine aparatlarla takabilirsin.

Cok buyuk bir grafik islem gerceklestirmiyorsan bence cok da gerekli degil. Ama tabiki de bilgisayarin performansini gozle gorulur oranda iyilestirir. Paraniz varsa alin tabi bos bi aparat degil. Ama basta dedigim gibi office kullanmak icin ya da cok agir islemler yoksa paranizi harcamayin. Ssd cok onemli bi teknoloji ancak sizin icin gereksiz geldi.

Karşıyaka çarşının sonunda inebilirsiniz. Izban durağının olduğu yer aynı zamanda bornova-karşıyaka dolmuşlarının son durağıdır. Oradan aşağıya doğru inerek çarşıyı gezebilirsiniz.

evet karşıyaka izban durağındaki dolmuş duraklarında indiriyor. çarşının ucuna kadar götürüyor (sahil tarafındaki ucu değil)

balatalar olmasın hocam?

Balata neden yanar peki?

silecek motorun yanmış büyük ihtimal

aracın elektik aksamında bir şeyler yanmış olabilir. sigortalara baktırın.

sigorta kutusuna bak, bir kaç sigorta yanmıştır.

Sigortalar şase yapmıştır. Elektrik aksamını kontrol ettir. Bende 97 model arabayla parke taşların olduğu bir yolda yavaş yavaş gidince fazla sarsıntıdan elektrik sigortalarında sıkıntı olmuştu, yanık kokusu gelmişti, sinyal lambaları farlar falan kafayı yemişti :)

Silecek motorunu yaktım sanırım. Sonra silecekleri çalıştırma şeysinde en ufak bi çalışma göstergesi olmadı zira. Ses mes zorlama falan. Teşekkürler cevaplar için.
Bir de allahını seven hocam diye hitap etmesin ya. Valla kafam atıyo.

dakika başına ücret alıyorlar. 118 80'nin dk ücreti 1.86 tl. bir de telefonda seni tuttukça tutuyorlar. oradan da rakamı güzelce şişiriyorlar.

bu yavşaklara acil işim düştüğü için dava dosyası sorgulattım 26TL tuttu

edit : "bir dk efendim sistemi bekliyorum, bi sn efendim sorgulama yapıyor" diye diye geçiriyorlar.

Bezier curve çizerek yapsan ?

www.youtube.com

www.youtube.com

pen toolları kullanarak.

onu beceremedim.

sorunuza cevap değil ama, illustrator kullanın. corel devri bitti.

:) Corel bitmiş illustratör kullanacakmışsın.
Coreli süper program olarak görmüyorum ama şöyle bir gerçek var türkiye'de reklam, matbaa sektöründe en çok kullanılan programa bitti demek saçma. Freehand bitti asıl bak üretilmiyor. Ama corel adamlar kendini geliştiriyorlar ve milyonlara hitap ediyor. E tabiki adobe farklı kesinlikle öncü adobe bunu söyleme gerek yok.

Neyse.
Şöyle diyim beizer toolu al onunla bir noktadan bir noktaya tıklarsan direk olur, ama bükmek ovallik vs vermek istiyorsan ikinci noktayı verirken uzatacaksın ve istediğin yöne doğru yamulacak. eğer o eğimden sonra tekrar düz yapmak istiyorsan tekrar o noktayı çift tıkla. Karışık gibi durdu ama youtubeda görürsün basit aslında.

ayrıca pathfinder denilen olay var, hani şunu şundan çıkar şeyi. öyle yaparakta olur. iki nesneyi seçip bunun ortak noktasını kes, bileşenini kes vs yani. örneğin kare çizdin üst kısmı oval olacak bir tanede yuvarlak çiz onu ondan çıkardın mı üst kısmı oval olmuş olur. Ama tabiki en sağlıklısı pen toollarla yapmak.

9.5

2

7

yaptığım işi 8 civarında seviyorum. ama iş ortamından genel memnuniyetim 5 belki de 4 sadece. çift faktör teoremi devreye giriyor burda sanırım, motivasyonumu kendim sağlayamayacak bir yerdeyim ve şirket de pek sallamıyor galiba benim motive olup olmamamı (olay sadece bana karşı olan bişey değil, şirketin genel tutumu).

işimi 8 ortamımı 1

9,5-10.

iş ortamı 3-4.

işim 7, ortam 8

3

7,5'tan 8.

işim 9, insanlar yani iş ortamı 2

ömer üründül tonunda: çooook. tabii.

10 üzerinden 9,5 diyebilirim. bulabildiğim herhangi bir eksisi yok açıkçası, maaşı düşük ama saat/maaş olarak değerlendirirsek türkiye'nin %99'undan daha çok kazanıyorumdur. yani ne kadar ekmek o kadar köfte durumu söz konusu, o yüzden bunu da dezavantaj saymıyorum. 0,5 puanı da ibnelik olsun diye kırdım öyle.

iş 6.5 ortam 2

meslek 9 iş 6 ortam 3

Mesleğimi 9/10,
İşimi 6/10.

İş 9.75 ortam 10

mesleğim 10
işim 3

mesleğim 5
şu an yaptığım 9,5 (yarım puan nazar point)

10

1 puan. gerçekten 1 . hayatımdaki tüm mutsuzlujklarımı çalışma koşullarım tetikliyor.

işim 8, ortam 2 :(

iş 10
ortam ev. çalışma açısından 10, zaman içinde üşengeçliğe ve asosyalliğe zorlaması açısından 1.

kendime de genel olarak 3 puan veriyorum.

Is: 10 uzerinden 15

Is ortami 10 uzerinden 10

İşim 7
Ortam 2

9.9

işimi seviyorum da muhasebe departmanına gıcığım işime çok karışıyorlar

Is ortami 8
Is 10

2

annemle ortak calisiyorum.

isimi 6/10
ortami 9/10 seviyorum. ortalama 7.5/10

7 çok şükür.

İş 9, ortam 8.

gece vardiyasında çalışırsam 7-8/10. gündüz/akşam vardiyasında orospu çocuğu sayısındaki yüksek rakam nedeniyle 1/10.

9. saatleri düzenli olsa ve zaman zaman stresli olmasa 10 da derdim.

İş 8

Ortam 5 belki 4

Ortam 10
is 9

Her ay sonu maaşın düzenli yatmasinin hatrina puanim 2.

Hislerimin ozeti:
www.buzzfeed.com

ortam: 9,5/10
is: 8,5/10

mesleğimi: 8/10
yaptığım işi 6/10
iş ortamı 7/10

ortalaması da 7 ediyor..eh idare ediyoruz..

isim 8/10
ortam calisma arkadaslari vs 7/10
yoneticim 2/10

İş 1-2.
Ortam 3-4.

benim de başıma geldi, siyahlı kırmızılı 8gb lık bir model. içindeki verilere ulaşabiliyorduk ama ne dosyaları değiştirebiliyorduk ne de yeni dosya atabiliyorduk içine. harici format yazılımları denedim bana mısın demedi, çöp olarak duruyor.

antipsikotikler şizofren olmayanlara da verilebilir. ağır depresyonlarda, bipolar bozuklukta, madde bağımlılığı tedavisinde filan mesela

veriliyor, panik atak, bipolar bozukluk hastaları kullanıyor.

şizofreni için verilme ihtimali bir başka tanı için verilme ihtimalinden düşüktür.

şizofreni diye bir hastalık yok.

şizofreni bir spektrumdur, gokkusagı gibi.

kiminde kimi semptomlar olur kiminde olmaz.

o açıdan bu spektrumda olmayanlara da verilmesi caizdir.

uyku bozukluklarında reçete edildiğini görmüştüm

lan olm cedrina nın şizofren ilacı olduğunu nerden çıkardın? psikiyatri ilaçlarından sual olunmaz, uykusuzluk çeken biri için bile doktor bu ilacı yazabilir.bu birazda doktorun mesleki insiyatifi. bu ilaç şizofrenide de kullanılabiliyor diye şizofreni ilacı değil. arkadaşında çok muhtemel şizofren değil.sakin ol.

verilir,problem yapmayin yani endiselenmeyin.soyle bir sey dusun.agri kesiciler nasil bir cok alanda kullaniliyorsa o ilaclarda oyle.

Her zaman olmaz, her filmde olmaz. misal şu an torrentte vizyona girmemiş filmlerin dvd screener versiyonları dolanıyor.

2005'te star wars episode III vizyona girmeden 1 hafta önce master kopyalardan birini patlatıp internete koymuşlardı.

neden zeytin? kilo vermekse amaç, eksi kalori denilen yiyeceklere bak. yeşil sebzeler falan. vücudun sindirmek için harcadığı enerji, o yiyeceğin enerjisinden daha fazla mesela. lavman da saçma bence, zira bağırsakların yavaş çalışıyorsa sıçırtan çaylardan içersin olur biter.

toksinlerinizden arının zırvasıysa, icat edene o lavman borusunu komple sokmak lazım.

lavman zararı bir şey. bağırsak florasını bozarsın.

(Bkz: kas atrofisi)

(bkz: çilehane)

"ÇİLE: Farsça, kırk anlamına gelen çihil'den düzenlenmiş bir terim. Bir şeyh nezaretinde derviş, karanlık bir hücrede yalnız başına kırk gün süre ile az uyumak, az yemek, az içmek ve mümkün mertebe sürekli ibadetle meşgul olur ki bu olaya, çile denir. Bu, nefsi eğitmek için belirli bir süre halktan uzak kalıp olgunlaşmayı elde etmek için yapılır. Tasavvuftaki çile, ömür boyu değildir, sadece kırk gündür. Zira tasavvufta esas olan, "el kârda, gönül yârda" yani "el günlük maişet teminiyle meşgul iken, kalb Allah ile beraber olmaktır". Nitekim, Nur Suresinin 37'nci âyetinde bu husus, şöyle desteklenir: "Ticaret ve alışverişin Allah (c.c)'ı zikirden alıkoymadığı erkekler..."
Çileye, Arapça olarak erbain de denir. Hemen hemen her tekkede, eskiden bu iş için bir veya birkaç hücre bulunurdu. Çile olayı şöyle cerayan ederdi: Şeyh, dervişi çile odasına güsul abdestli olarak dua ile sokar, Fatiha çeker, kapıyı kapayıp giderdi. Odada bir post, yahut seccade, bir mütteka (bkz. müttekâ) ve hücrenin rafında bir Kur'an-ı Kerim bulunurdu. Derviş, bu hücreden, sadece gerekli olduğu zaman çıkardı: Tuvalet, abdest, cuma namazı vs. gibi. Çıktığında kimseye bakmaz, kimseyle konuşmazdı. Yiyeceğini, içeceğini, belirli vakitte bir derviş getirip hücreye bırakıp, selamdan başka bir söz konuşmazdı. Geleneklere göre, çileye girene ilk gün kırk zeytin verilir, her gün bir eksilterek (39, 38, 37, 36, 15 ila...) kırkıncı gün sadece bir zeytin verilirdi. Yiyeceğin zeytin olması, Nur suresi'nin 35. ayetinde de ifade edildiği gibi (min şeceretin mübâreketin zeytûnetin), onun mübarekliğinden kaynaklanmaktadır. Derviş çileden çıkınca, kırk gün içindeki tefekkür ve rüyalarını şeyhine anlatırdı. Şayet Şeyh, gerek görürse onu hemen ikinci bir çileye sokardı. Birbiri ardınca üç çile çıkaran olurdu. Derviş çileyi bitirip hücreden çıkınca, şükür kurbanı kesilir, kesilen kurbanın et suyuyla hazırlanan tirid yemeği ona sunulur, diğer ihvanı da onu tebrik ederdi. Günümüz Türkiye'sinde, bu uygulama hemen hemen kalkmış gibidir. Bunun sebebini sorduğumuz mürşid-i kamiller, "devrimizde helal rızık kalmamıştır. Çileye giren, hem az, hem de şüpheli yiyecekle bu uygulamaya tâbi tutulursa, görme, işitme, konuşma gibi bazı özelliklerini kaybedebilir. Devrimiz zâten çile devri değildir, dış âlemde gezip nefsini zaptetmek de yeterlidir" cevabını verdiler. Mevlevîlerin çilesinin mutfakta 1001 günlük hizmet ile olduğu kaydedilir."

üzerinde 110-220V 50-60Hz yazsaydı basit bir aparatla kullanabilirdin ama işin şimdi çok masraflı hale geldi

edit : yukardaki fişleri kullanırsan yakarsın cihazı.

220yi 120ye çevirecek bişey lazım. sadece dönüğştürücü kullanırsan cihaz yanabilir.

Sadece dönüştürücü ile olmayacak farkındayım. Şunu buldum;

urun.gittigidiyor.com

Fiyatı da uygun. Ama 30 watt mevzusu kafamı karıştırdı. Bendeki cihazda bir watt bilgisi yok çünkü. 1.7 A diyor sadece.

en az 204W'lık bir ürün alman gerekiyor, emniyet payını da koyarsan 250W

siyahtan griye ve beyaza gecen sekilde yazabilirsin yazilari. yazi rengini degistirebilirsin kisaca.

Belgeyi photoshopta hazirlayip jpeg olarak kaydedip printera gonderebilirsi. Az da olsa photoshop bilen birine anlatirsan sana yardimci olabilir.

fotoşopta gradient geçişle maskeleyebilirsin

lenovo'nun farklı mağazalara farklı kod ile yolladığını okumuştum bir yerlerde. belki öyle bir şeydir.

işlemci kodları farklı

birisi 4710HQ diğeri 4720HQ

www.vatanbilgisayar.com

www.bimeks.com.tr

edit :

karşılaştırması
cpuboss.com

evet çok canım sıkılıyor.

farklı zincir mağazalara farklı koddaki ürünler, yada zincir mağazalar-kanal(perakende satış yapan esnaf yada mağaza) arasında farklı kodlu ürünler dağıtılıyor aynı ürünler satılmasın diye. o olabilir.

y50-70'in ekran kartı gtx860 ve gtx960 olan modelleri var. ondan olabilir.

www.google.com.tr

adresinde bağlantı şemasını gösteriyor.
Akım ölçmek için normalde akım trafosu kullanmak zorundasın, fakat cihazın ayarlarında akım çarpanı olarak "1" seçebiliyor muyuz bilmiyorum. Seçebilsen bile direk bağlantıda dış ünite ilk kalkışta çekeceği drenaj akımıyla bile cihaz yanabilir.

valla anladım bi yerde 600V a kadar bağlayabilirsiniz demiş. ( sayfa 22)
sayfa 25'de akım trafosu kullanın demiş kafam karıştı.
ölçecğimiz klima dış ünitesi üzerinde trifaze priz var
bu cihazın ne kadar akım çektiğini bilmemiz lazım analizörüm yanar mı yanmaz mı diye?

akım trafosu kullanmalısınız

yanlış okumadıysam nominal akım sınırı 5A (sayfa 9)

yapman gereken bağlantı ise 3PH3W - 3CT (3 current transformer)

cihazı tanımak için 2-3 tane ampülü seri bağlayıp test etmek istiyoruz.
bu durumda bağlantı nasıl olmalı

user guide burada:

www2.schneider-electric.com

phyton değil, python.

haklısınız düzeltiyorum.

python acemisiyim ama sadece dizi uzunluğu bulmak için olan satırlar bile komple hatalı.

vezirArray.length yerine len(vezirArray)

Console.Write(" V ") yerine print(" V ")

çeviri komple "fail"

Bi yerden sonra alışkanlık oluyor tek işle uğraşınca boşta hissediyor insan.

bende de öyle. sekme sayısına bilgisayar dayanmıyor.
Tek bişeyle uğraşınca sıkılıyorum. Ve yapamıyorum. Aynı anda çok şey yapınca, hepsini az az yapınca, yapabiliyorum.
Hastalık değil de, çeşit diyelim.

bazen o kadar sekme açık oluyor ki başlıklardan tek harf bile okunmuyor.

Ben de oyleyim. Tek bir seye odaklanamiyorum. Konusurken bile konudan konuya atlarim hep.

"Şuan 12 tane sekme açık. Ara ara onlara bakıyorum. Alttan telefonla uğraşıyorum. Yada dizi film açıyorum onu tek izlerken yine telefondan satranç gibi oyunlar açıp onlarla oynuyorum." konsantrasyon sorununuz olabilir mi?

tek bir işle uğraşırken ben çok çabuk sıkılıyorum. bir kaç dk farklı işlere geçiş yapmak faydalı olabilir.

hangi ildesiniz hocam. ankara ise yardımcı olunur.

merak etme, menteşe set halinde satılıyor, 20-30tl civarı. ekran çerçevesi ise modele göre arka kapakla birlikte 80-90tl civarında.

zaten menteşe değiştirmek için laptopu son vidasına kadar sökmeniz gerekiyor, bu esnada ekran çerçevesi de kolayca değiştirilir.

elin yatkınsa kendinde kolayca yapabilirsin, bulman gereken tek şey g550 "teknik servis kitapçığı" burda vidaları hangi sırayla sökmen gerektiği ve nerden hangi ebatta vida söküldüğü yazar, sökmesi de toplaması da kolay olur bu sayede.

Eğer kafana göre sökmeye başlarsan gözden kaçabilecek yerlerde vidalar oluyor, kafayı yersin.

@tolgan; hocam eskişehirdeyim ne yazık ki.

@kimlanbu; teşekkür ederim hocam bilgiler için . dediğiniz gibi o malzemeleri internetten sağlayıp, kendim halletmeye çalışayım. teşekkürler.

www.laptopinventory.com

modeliniz aynı veya benzerdir muhtemelen videodakine göre sökebilirsiniz. Gidip tonla para vermeye gerek yok.

Turk insaninda vinc ve insaat makinesi izleme tutkusu vardir ya, ona gonderme.

ahahahahahahah bayağı komikmiş hem de ahahahahha.

boş vaktinde gidip inşaat izleyen insanlar var bu ülkede.

türk halkının iş makinesi izlemeyi sevmesi ile ilgili bolca espri yapılıyor.
iş makinesi çalışmalarını film, iş makinelerini de başrol oyuncusu olarak nitelendiriyorlar.
evimin önünde dere ıslah çalışmaları var. balkona sandalye atıp akşama kadar izliyorum. gerçekten çok keyifli.

pbs.twimg.com

şirket sitesinde umbraco var, çok da başarılı değil, patrona galeri oluşturmayı, içerik girmeyi 100 kez gösterdiysem hepsinde unuttu. ben de kullanacağımda devamlı nasıl yapıyoduk lan diye kurcalamak zorunda kalıyorum.

2. sanayi sitesinde bankaların olduğu bir işhanı var, sanayi metronun olduğu yerden 300m içerde.

Ordaki ganyan bayisi arka taraftaki çıkma oto parçalarına da bakıyor, şu an açık mı emin değişim ama geç saatlere kadar duruyorlar genelde. ordan çıkma parça bulmayı deneyebilirsin.

aynı şekilde stadyum metroya bir paralel ufak bir ara sokakta da aradığın her şeyi bulacağın bir çıkma parçacı var, ordan da uygun fiyata bulabilirsin. renk konusunda umarım şansın yaver gider, geçmiş olsun.

izmir için konuşursak havaalanından izban oradan hilal aktarma ile ortalama1 saatte evka3 metroda olursun oradan kısa bır taksı yolculugu ıle de ıstedıgın yere ulasırsın. aynı sey donus ıcınde gecerlı ayrıca izmir de hava guzel :)

204 ile git havaalanı Bornova arasını. 16.40 arabasına yetiş. Bornova metrodan kalkıyor. Gidişte de öyle yap diyeceğim ama 12.40 arabasına yetişemezsin muhtemelen. Bornova'dan sanayi de 3 durak metroyla.

gaspetizm'in anlattığı rota en temizi, kazara otobüse bindim, gece olmasına rağmen dünyalar sürdü yol.

Havaalanından izban'a bin, hilal durağında in (45dk), oradan izmir metro'ya aktarma yap. Metro'da evka 3 durağında in(15dk). 4. sanayi yaklaşık 2-3km kadar mesafede, ordan da taksiye binersen metro bekleme vs dahil en geç 1.5 saate varırsın.

2'de varsan istediğin yere, 2 saat sonra 4.

1.5 saate anca döneceksin, 17:30. işini 1 saatte halletmen lazım yoksa imkanı yok.

İzban ile Hilal aktarma
Oradan Metro ile Evka-3 son durakta inersin.
67 numaralı otobüs ile "Dördüncü Sanayi" durağında inersin.

Dönüş yine aynı şekilde.

12.45'te uçaktan inip İzban'a binsen, sanayiye 1 saat içinde varman gerekir. Bu da eder 13.45-14.00

1-2 saat orada oyalansan. 16'da Evka-3'ten metroya binsen. 17.00'de havaalanında olursun.

havaalanından sanayiye giderken de, sanayiden havaalanına dönerken de hilal'de aktardığın sürece, ve ucu ucuna izban falan kaçırmazsan, sorun olacağını düşünmüyorum. halkapınar'da aktarırsan araya alsancak, yani en iyi ihtimalle 10 dakika giriyor.

garip bir detay olarak görünebilir ama dönüşün iş çıkış saatlerine denk geleceği için metronun kalabalık olma ihtimali var, o yüzden metroya bindiğinde doğru kapı tarafında olduğundan emin ol. hilal'de ineceksen, metronun gidiş yönüne doğru baktığında sağ tarafta olman gerekiyor. sefer sıklığını artırdıkları için setlerin uzunluğunu azalttılar, özellikle saat akşam 5 civarı ineceğin durağı kaçırtacak derecede bir kalabalık oluyor.

N'yaptın?

ucak ile gittim, hava baya serin ama gunluk guneslikti izmirde. istanbulda ise yeni basliyordu kar. 1 saatte gittim hemen. aksama dogru izmir de felaket sogudu.

donuste otobus ile geldim. normal sartlarda zkseniz bir daha otobus kullanmam. 1 saatcik yol 9 saat suruyor. ustune bir de tekli koltukta oturmama ragmen (anadolu turizm) koltuklarin icine sicmislar. tekli koltuk arasi ciftli koltuklardan daha dardi. neyse aksam 2230 da bindim, sabah 8 de indim, feribot sonrasi daricada 30 dk beklemek zorunda kaldik, cikamadi baya araba yokusu. iyi ki otobus bileti almisim cunku butun ucak seferleri iptal olmus. dogru bir tercih yapmisim kazara.

izmir ici ulasim hic sikintili degildi. her sey acik zaten, gitmeden evvel de eshot numaralarina bakmistim. insanlar da yardimci oluyor zaten. adnan menderes'ten izban'la bornova yaptim, biseyler yiyip, evka3'e gectim, ordan otobusle 4.sanayi. donuste de otobusle evka3 metro ve bornova yaptim. forum bornovaya gidip 2 seans sinema izledim, sonra taksiyle otogara gectim ve izmir bitti. disarida gezmelik hava yoktu, felaket soguktu hava. bu arada isim de hemen bitti, normalde ucaga yetisebilirdim.

ozet: hava guzelse otobus asla cekilmez. ucakla super, 1 saatte gidiliyor. ama kar yagisi nedeniyle istanbul seferlerinin tamami iptal oldugundan otobus secmekle sansa iyi bir tercih yapmisim.

çok aradım bulamadım, ben de hala alışamadım.

edit : sövdüğüm entry

eksisozluk.com

valla bence yetenek, eğitimle bir yere kadar oluyor.

bir de bu "hayvanata" bak :

www.instagram.com

bu hayvanat bilgisayar efekti ile yapmıs sanırım.

13. ay diyor, daha geçmemiş lskjdfg

edit: 23.12.2015

Kotu olursaniz gidersiniz, simdi gitmeye gerek yok ki.

Hiç bir şey olmaz. Tadında çok bariz bozukluk yoksa sorun değil.

Yoğurt ye bişey olmaz

Bi şey olmadı. :) Teşekkürler.

ürünler son kullanma tarihi geçtiği dakika bozulmazlar. Bu tarih tüketilmesi için en uygun tarihtir.
alırken ve tüketirken dikkat edin ama bir kaç gün geçmiş diye de çok endişelenmeye gerek yok.

Fiyatını düşük tutarsan olur. İnsanlar sonuçta yenisini almak istemediği için tamir yoluna gider. Benim çok secdiğim bi kulaklığım var bozuldu, kendim yapmaya çalışıcam ama fırsatım olmadı hiç şimdi biraz uğraşayım bari. Yenisini piyasada bulamadım, internetten baktım fiyatı da az değil.

peki fiyat ne kadaar olmali mesela?

bobini yanmış, nerden koptuğu belli olmayan, diyaframı yırtık bir kulaklığı nasıl tamir etmeyi düşünüyorsun ?

kablo kırıklarını kopuklarını herhangi bir elektronikçi hallediyor, 20-30tl lik bir kulaklıksa tamire bile değmez zaten.

yok sadece jack girisi hasarliysa tamir edebiliyorum simdilik :) kablo kirik kopuklarini da her elektronikci halletmiyor ve halledeni de cok sacma fiyatlar isteyebiliyor. benden 2 sene once 30 tl istemisti bir elektronikci.

fiyatı kulaklığın marka/modeli ve arıza belirleyecek.
aç gözlü olmadığın sürece müşteriler çoğalarak gelir.
Hatta ilk müşterin olabilirim. İnternet kafede, haftada bir kulaklık çöpe atıyoruz. Ayda bir getiririm.

Olabilir, high-end kulaklıklarda daha bile güzel olabilir. Techno-fi yi bi yokla bakalım hocam özellikle diy ve sorun bölümlerini falan böyle tamir etmeye çalışan ya da tamirci arayan var mıymış durum nedir hesabı. Ben üst seviye kulaklıklarda daha çok müşterin olur düşüncesindeyim. Al bir sürü ucuz kulaklık üstünde denemeler yap falan. Bir çok kulaklığın bir çok parçası da artık ebayde aliexpressde bulunabiliyor. O da sıkıntı değil yani.
Ben de kulaklık yapma işine girmeyi düşünüyorum bu custom iem dedikleri. Ona talep olur mu bilemiyorum ama bir ara da ben mi açsam böyle bir duyuru ne yapsam?

ben korkardım valla çok korkunç. geldiği gibi gitmesini beklerdim bir şey yapmadan.

geçen kış dana kadar keklik konmuş. karşıdaki kahveci abiler soyledi, falanca amcanın kuşuymuş. perdenin arkasından silüetini görmem ürpermeme yetti. havluyla yakalayacakmişim! o amca kendi alsin dedim. amca da aslında dedeymiş, hareketleri filan yavaşti, kaçırdı hayvanı.

yalnız cinsinden kaynaklı büyükmüş, o dev cüsse balkonumdan adeta bir anka kuşu, bir toruk makto gibi bilinmezlige uçtu. keske korkmasaydim da ben tutsaydim. canim dede çok üzüldü

arkadaşın balkonuna şahin yuva yaptı, yavrular büyüyene kadar balkonu kullanmadı, klimayı çalıştırmadı.

edit : benim balkonda da klima arkasına güvercinler yuva yapıyordu kaç senedir, klima ünitesini duvar dibinden taşımak zorunda kaldık, evde 2 kedi var, kazaya kurban gitmemeleri için strese giriyorduk.

Korkarim ama izlerim kacirmadan ne degisik hayvan.

önce fotoğrafını çekerdim sonra google amcaya kuşun cinsini cibiliyetini sorardım.
doğal yaşam parkına ve kuş cennetine yakın mesafede oturuyorum. doğal yaşam parkından geldiyse diye yetkilileri bilgilendirmek üzere internet sitelerinden orada bu tür cins kuş olup olmadığına bakardım. varsa yetkilileri bilgilendirirdim.

arada onu ürkütmeden hala orada mı diye kontrol ederdim. ben bunları yapıp bitirene kadar muhtemelen o uçup giderdi.

Buyur bi çay iç gadasını aldığım derdim. Karşılıklı oturup çay içerdik. Uzun yol hikayesi çoktur bunda.

ben güvercinden bile ürperiyorum bi kere güvercin ölmüştü şöyle hisler yaşamıştım

www.uludagsozluk.com

iki kere kondu, ikisinde de aldım yetiştirdim, vatana millete hayırlı evlatlar haline getirdim.

obarey o.o
olurdu.

Yemini suyunu verir salondaki antik heykellerin yanında yer ayarlar eşe dosta 2. abdulhamit döneminden kalma tarihi eser diye tanıtırdım.

beslemeye çalışırım. kedi maması falan atarım önüne, balık falan yiyodur zaten bu büyük ihtimal o gıdıyla. selfie yapayı da ihmal etmem.

ansızın post apokaliptik bir evrene geçiş yaptığımı düşünürüm.

adana hariç genelde suç sanırsam.

bunu işid'e sorsana delikanlı :)

Adana'da suç değil demeye geldim ben de :D

Hukuki kurallarda Allah'a hakaret diye özel bir ceza yok bildiğim kadarıyla. Ona en yakın ceza olan "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan yürünüyor olabilir.

bazı ülkelerde idam sebebi.

metafizik kapsamında olduğu için suç değil diye biliyorum. mesela "senin uçan spagetti canavarını skim"

tck 216/3'e girebilir ancak girerse.

"Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

somut olaya göre değişir ama allaha küfrü bu madde kapsamına sokmak biraz zorlama olur.

Hakaret sinifina girer her turlu.

Türkiye açısından soruyorsan, çok rahat bir şekilde yasaları eğip bükerek suç haline getirebilirler. Ama mesela Yahudi'lerin tanrısına küfretsen suç olmaz. Ya da bir başka tanrıya.

kaç amper ölçeceksiniz ? pens amper metre yüksek akımları ölçmek için kullanılıyor. misal 3 fazlı motorda faz akımlarını ölçmek için.

4a diyelim mesela.. işte bunu %2 hata ile 4.8a ölçme durumu var değil mi? bunu nasıl engelleriz? yeni bir cihaz veya metod arıyorum.

edit : pardon 4.08a

osiloskop + akım probu

Dc'yi pens ampermetreyle ölçmeni pek tavsiye etmem hata payı düşük olsun istiyorsan. 4 Amper bişey değil seri giremiyor musun devreye ?

girmek istemiyorum işte..

O zaman Fluke'un en ucuz modelini al

en kötü ne olur amk sal gitsin diyerek.

"Eninde sonunda ölücez ya zaten, her şey yalan, en kötü ne olacak ameka" diyerek.

elimden gelenin en iyisini yapıyorum, daha ne yapayım amk diyorum ben.

Fişin takılı olduğuna emin misiniz? Bir kapatıp açmayı denediniz mi?

Olmuyorsa "eeh uğraşamayacağım. ne olursa olsun. en kötü ne olabilir ki amk?" demeyi deneyin. Diğer örneklerde de görüldüğü gibi anahtar nokta "amk" diyebilmek.

Ek-I www.instagram.com

Tum tarihi ve evreni dusundugumde kum tanesi kadar bile degilim. Sal gitsin. Tarihe adi kazinmis insanlar bile hatırlanmayacak gun gelip.

Kopyala yapıştır

zamanın sadrazamı neyzen tevfik'e devlet dairesinde katiplik teklif etmiş. neyzen, "sonra ne olacak?" demiş. sadrazam katiplikten sonra gelebileceği makamı soylemiş, neyzen her defasında sonra, sonra, sonra? diye sormuş, sonunda makamlar sadrazamlığa gelmiş dayanmış. neyzen, "ya sonra" demiş. sadrazam, padişah olursun diyemeyeceği için "hiç" demiş. neyzen, "ben zaten şimdi de hiçim ne gerek var bu kadar zahmete?" deyip kabul etmemiş

blazepress.com

"herşey olacağına varır" ya da "birşey oluyorsa (ya da olmuyorsa) bir nedeni vardır illa ki" gibi yaklaşımlar. tabi elinizden ve aklınızdan gelenin en iyisini yapmış olmanız da lazım.

www.dr.com.tr

Bunu oku

İşine gücüne bakıyorsun.

iş başı eğitim programı fln var işkur'un. o sisteme kayıt olabilirsin sanırım. en fazla 6 ay sürüyor ama olsun. tecrübe açısından faydalı olabilir.

İşkur'dan arada işçi ihtiyacı için yardım alıyoruz. Merkezlerinde toplantı düzenliyorlar, biz gidip yapacağımız işi anlatıyoruz, daha sonra da işkur'un bir formu var, özet cv gibi, gelenlerden bunu doldurmasını istiyoruz.

Daha sonra formları toplayıp kısa görüşmeler yapıp olumlu geçenleri işkura bildirip başvuranlara geri dönüyoruz.

Siz'de telefon numaranızı işkur'a kaydettirirseniz bu toplantı mesajları telefonunuza gelir, uygun bir iş olursa da gidip başvurursunuz.

www.elektrovadi.com
www.kartalotomasyon.com.tr
www.protel-elektronik.com

alttaki cepleri çok kaba.

998 lira etmez. bir gariplik var sanki de çözemedim.

kötü duruyor.

bana da bi garip gelmişti zaten. Ama çizgisi hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim.

Kalıbı kötü o paraya değmez

zik gibi

idare eder ama o kadar para etmez.

bilhassa çizgisi kötü zaten.

Cidden çok kötü.
Nasıl bu kadar kötü tasarlıyorlar yaw.
Tek olsun diye mi

beğenmedim.

manken üstünde emanet gibi duruyorsa üçgen olmayan adamda nasıl durur hayal et.

kaba yaw. bin tlde cok

Bunun sıradan bir insan vücudunda daha da iğrenç duracağına eminim. Gidip deneyip aynada bakıp bilgi ver bize. O paraya da yazık ayrıca.

cepler berbat

modeli güzel ama o ceplerle rahat edemezsin.
insan elini cebe sokmak istiyor soğuk havalarda.

hangi plc için yazacaksın programı ?

general electric rx3i