alma, alıp ilk bindikten sonra satacaksın çünkü(daha önce motor sürmediğini düşünüyorum)

arabada ki 100 beygirle motorda ki 100 beygir arasında da dağlar kadar fark var, mesela kalkarken gaz verirken kaza ile debriyajı kaçırsan elinden motor altından kaçar :)

racingler masraflıdır, ikinci el ne almazsın diye sorarsan bana, racing almam abi derim.

dışardan bakarsın güzel ama bi fren diskini yamultsan, yada bi tarafa düşsen bi farını kırsan dünya masraf açar. lastikleri bile pahalıdır.

ha bilmeyenin en kullanmaması gereken motorda budur ayrıca . gazı fazla çekersin önü kalkar, viraj dönerken fazla çekersin düşürür, ön frene abansan kıçı kalkar, bunu kullanmak için çok bilgili çok temkinli olmak lazım diye düşünüyorum.

gelelim yakıt olayına 600 yada 1000 lik hiç basmassan, motor da ekonomikse nispeten ki, power commander yada mod selektörlü olsun, ekonomik racing görmedim bu arada

100 km de 6 litre yakar, basarsan 8 10 a kadar çıkanları gördüm.


ha 250lik aklıma gelmedi benim 600 ve üzeri geldi. ama onlarada ciddi eğitim şart motora, şart abi. isterse elektrikli olsun, 60 la koydun mu kafayı asfalta motor seçmez. hepsine aynı sonucu alırsın


bi dünya motor gördüm ben sahibindende, eskiden daha fazlaydı, adam karı kız ayağına gaza gelmiş 1000 lik, bi kere binmiş atmış kenara, gitmiş hayabusa almış 500 km de, bilmemne almış 300 km de. böyle motorlar doluydu bi ara. yani dışardan bakmakla içinde olmak arasında ciddi fark var.

ben senin yerinde olsam şu motosiklet kurslarına gider bi öğrenirim, denerim bakalım ne göstercek durumlar


ben motor sevgisini babamdan öğrendim, hayatım motor tepesinde geçti , uzun süre de kullandım, benim diyeceklerim bunlar.

yzf r25'ler bakabilirsin, üste kalan parayla da hem kıyafet hem de eğitim almış olursun. 600 ve üstüne kesinlikle bulaşma buraya son yazışın olabilir.

daha önce motor kullanmadıysan sakın racing alma. sebeplerini arkadaş güzelce özetlemiş zaten.

ilk kez 2 tekere bineceksen 125 ya da 250 cc , hafif bir motor al. Hatta scooter al, ilk sene scooter kullan. iki tekerde trafik adabına alış, sonra vitesli motora geç derim.

ilk motorun olacaksa racing alma. illa racing dersen de (bir zamanlar benim yaptığım gibi) en mantıklısı honda cbr125. yzf125 aman aman bulaşma ilk motor olarak. selesi çok yüksek, oturuş pozisyonu tam bi supersport, motor gücü diğerlerine göre fazla, sahip olamazsın, kaçar elinden. hondada alışıp ona geçebilirsin ama. kalite olarak her zaman yamaha üstün çünkü.

fiyata gelince, o kadar bütçen varsa sıfır 250lik bile alırsın. racing alacaksan sıfır bak. yok ben tecrübe kazanacağım, vurup kırarım dersen, cbr125in eski modellerini 6bin'e bulursun.

en önemli kısım ekipmanlar. sakın küçük motora biniyorum deyip ucuz bişeyler alma. hazır bütçen var, tam takım al ekipmanını, kalitesine de dikkat et.

eğer sormak istediğin başka bişey olursa yeşillendirebilirsin. severek yardımcı olurum.

sağlık muayenesinde askeri hastaneye sevk istesin orada anlatsın derdini.
spor yapmaya elverişsiz durumu yoksa bir şey çıkacağını sanmıyorum.

hocam koğuşlar battaniyeler, askerlyede banyo hariç her yer toz toprak. bildiğin bütün gün tozun toprağın içinde cebelleşiyorsun yani ben 15 ay yapmıştım, o zamandan bu zamana da hiç bişey değişmemiştir adım gibi eminim.

gitsin askerlik şubesine ya benim durumum böyle böyle, bak zamanında ben kaç kere hastanelik oldum bana bilgi verin desin, askeriye de ki memurlar sivildir ve tam olarak tüm açıklamayı kasmadan yaparlar.


eğer askere gitmeden elverişsiz raporu alabilecekse, askere gittiğinde bu raporu alması en az 7 hatta 8 ay sürer.

örnek bi adamın gözü görmüyo, sarası var sürekli krize giriyodu, tek göz kör yani.

askerlik şubesinde söyledim böyle böyle gidince ordan söylersin dediler sallamadılar dedi, bi ara krizleri çoğaldı, bizim bölük komutanı baktı olmıycak böyle, derhal hastaneye çıkardılar, çocuk 3 aylıkken hastaneye gidip gelmeye başladı , 10 ay sonra çürükraporu alabildi, ağladı ulan 2 ay kalmıoş 2 ay daha yapaydım da çürük demeselerdi ben nerden bileyim böyle olacağını deyip çok zoruna gittiydi.

Ozet geciyorum
Ya curuk alacak ya da cekecek, ucuncu alternatif yok maalesef..
Burasi turkiye ve insanin degeri sifir..

saglik muayenesinde durumu soylesin, sivil dr. raporu varsa onunda alsin yanina. askeri hastaneye yollarlar. orda netlesir mevzu. ama direkt muafiyet vermiyorlar uzunca bir sureci var.

Askerlikten muaf olma gibi bi dusuncesi yok,tek derdi o kogusta battaniye tozundan bogulmamak.sanirim orda ilac kullanmakta sikinti oluyormus,yani her zaman ilac bulamiyor veya vermiyorlarmis.bunun cozumunu ariyoruz.

Eger uzun donem cikar ve (sanirim yedek subay oluyor bu)o zaman belki ev tutma sansi olur.ama olmazsa kogusta kalmasi buyuk sikinti olucak.

sivilde düzenli kullandığı ilaçları varsa ordada kontrol altında kullanabilir, sabah akşam revire giderek(er için)

subay olursa zaten kullanabilir

sade koğuş battaniye tozu olarak düşünme, askerlik amelelik, yat kalk sürün koş, spor yap, tatbikata git vs vs herşeyinde toz toprak ve yüksek tempo var yani.

ben nazar değmesin de bünyesi en sağlam insanlardan birisiyim, bilmem daha sağlamı varmdır.

askerde acemi birliğine gitim hasta oldum, bademciklerim şişti 3 hafta kendime gelemedim, doktora gönderiyolar bişey yapmıyo gönderiyo, ikinciye gönderiyolar,kışla içinde ki doktordan bahsediyorum, bu sefer antibiyotik iğne veriyo, sabah oluyosun revirde, akşam 30 yataklı hastaneye gitmen lazım, kışlanın ucu bucağı yok, 2 km yürümen lazım, o kadar büyük biyer ki zaten gitmemişin kaybolmaman içten değil. ya oldu 3 hafta dilim şiş boğazım şiş nefes alamıyom 15 kilo vermişim haberim yok, ilgilenmiyolar, bi gün tepe taklak bi yığıldım, ambulansla hastaneye, 1 hafta yattım iyileşemedim, aradım evdekileri bak böyle böyle çok ciddi bi enfeksiyon geçiriyorum , zordayım bana amoklavin getirin diye, zar zor geldiler içeri sokmuyolar, hani yok anlatıyosun olmuyo, ısrarla tsk nın askerlimize verecek ilacı vardır, sikindirik sikindirik ilaçlar adını sanını duymadığın, en sonunda gizli saktı sokuldu o ilaç, kullandım hakkatan 1 hafta da iyileştim, durumumu şöyle anlatayım, yaklaşık 1.5 su bardağı iltahap çıktı bademciklerimden, dil balon gibi, nefes alamıyosun edemiyosun, öleceğime inandım.

aynen bizim bölükte olan abdulkadir diye bi arkadaşım vardı, sonra usta birliğine gittik beraber, onunla orda karşılaştım, astımı var, çocuk sigara içmez etmez, astım var , bi tıkandı bi gün oldu mosmor, onu muayene ederlerken bende orada yan tarafta muayene oluyodum 30 yataklı hastanede, çocuk ağlıyo, nefes alamıyom diyo, mosmor olmuş bilinç gidicek, oradakiler artık ne süzme şerefsizse, yok senin bişeyin yok senin bişeyin diyodu. kesin asteğmen falandır. böyle bi zihniyet böyle bi sistem düşünün.

abi 15 kilo ne demek ya 85 kilo adamın 3 haftada 70 e düşmesi, ben yine anlayamadım durumu, acemi birliği bitti, izne gititm, beni gören noolmuş olm saan diyo, ne olmuş diyom, erimişsin falan diyo, inanmadım tabi, sonra eskiden kalma fotoğrafıma baktım, hakakten geldiğim noktanın yakından uzaktan o fotoğrafla alakası yoktu.

ASkerdeki muayenede hic onemsemezler boyle seyleri.

Soylediginize gore yapcak bir sey yok.cunku suanda alerji ilaci alsada belki kullandirmicaklar orda.korkum iki katina cikti.

askerde kullanır ilaçlarını onda sorun olmaz. revirciye verir hergün belli saatlerde kullanır.
gitmeden evvel zorlayabildiği kadar zorlasın rapor işini. hatta gittiğinde de katılış-sağlık muayenesinde de iletsin durumunu.

kısa dönem filansa bölük komutanı masabaşı işi filan verir büyük ihtimal. hatta olabiiyorsa revirci olsun.

ayfon7

ayfn

Bence cevabı vermeden önce şu an kullandığın telefonu sormak lazım. ben hala s4 kullanıyorum, fanboy değilim, sadece menülerine ve arayüzüne alıştığım için telefonumun daha güzel görünen, daha hızlı, daha iyi fotoğraf çeken bir versiyonunu kullanmayı tercih ederim.

iphone 5 kullanan birisi de iphone 7 tercih eder muhtemelen.

s7 edge kullanıyorum.

artıları:
abansan bile şarjı 1 günde bitmiyor
ekran çoheyi
itunes yok
fotoğrafları cimcikleyerek sonsuza kadar zoom yapabiliyosun
hoparlörü hayvan gibi ses veriyo. handsfree konuşurken, yutupdan bişey izlerken dibine girmen gerekmiyo.

eksileri:
telefonu tutarken video izlerken falan elin kenarına değiyo
biraz ağır
bazen yavaşlıyo restart ediyoz
ayfon arayüzü gibi sade değil


ayfon versen onu da kullanırım ama o itunes yok mu...

samsung alacaksan note serisine yönel ama note5 hariç note4 yanda note7 al. s serisi çok kalitesiz oluyor note2 kullanıyorum şikayetim yok. android alacaksam tercihim yine note olurdu.

ayfon al.

samsung s3 kullanıcısı.

varsa superonline düşün ama uydunet de iyidir

uydunet taahhüt süresi içinde taşındınız ve yeni adreste uydunet altyapısı yoksa, ikamet belgenizle giderseniz ücret almıyor.

hocam beyle bi örnek vereyim sana

1 ev 1 tane uydunet sınırsız en düşüğü bikablo tv 57 lira ödüyodum.

sonra baktım teledünya var, şu an evimde 2 tane teledünya 1 tane internet var biri temel biri üst paket ve 2 tane cihaz ve kurulum parası da var taksitli olarak faturada taahütlü 63 tl. senelerce salaklık yapmışım.


edit: ben burada en çok süper fiber ve ttnet çilerin isyanlarını görüyorum kablonetde zaman zaman kopma sorunu dışında kronik bişey yok 99 dan beri kullanıyorum. istanbulda gittimi olduğum yerdede gidiyo yani çorlu da

25mb 150gb akk en dolu tv paketi 70 TL ödüyorum uydunet de. 24mb kesin alıyorum hız.

Bundan önce tivibu vardı torrent açınca televizyon donuyor. Steam den oyun indir yayın komple pert. 8mb e kadar 50gb akk. 3mb ile kullanıyorum her zaman. Tivibu da baya kanal açıktı eski abone diye çoğu hediye ama. 65 TL ödüyorduk kapattırdım.

uydunet en iyisi bence (hiç superonline kullanmadım) şimdiki evimde uydunet yok çok arıyorum.

özellikle bu sonradan çıkardıkları günlük kota alma, nitro paketler (1 günlüğüne 100mbps vs), gece 00-09 arası akk saymama paketleri gibi opsiyonlar süper.

AKK olarak da 250gb akk verebilen tek firma bildiğim kadarıyla.

taahhütü bozunca eğer indirim varsa (normalde aylık 79tl olanı 59tlye veriyorsa mesela)
(kullandığın aylar) x (aradaki 20tl farkı) da alırlar.

mantıklı değil tabi, artık servisler de bu sistem, kazık fiyat çekelim hem bize gelmesin uğraşmayalım, hemde yenisini almak zorunda kalsın sistem dönsün.

olay tamamen bundan ibaret.

denizsuyu girdiyse oksitlemiştir büyük ihtimalle.

hocam hakakten doğruysa servisten başkası anakart bulamaz, belki bozuk başka bir telefon bulunurda ondan sökülerek yapılır, hani ekranı kırıldı servis 500 çekti ben 200 e çin malı ekranla yaptırayım olayı olmaz ki?

ekranı kırılmış telefon bekleyip onu almaya bakacaksın. onun anakartı ona takacaksınız...

ben yaşadım, windows ile alakalı bir sorundu, mesela iki cihaz bğalanabiliyor

örnek 2 telefonu aynı anda bağladım oldu
1 android bi ios ipad bağladım oldu
bi telefona bi mac e bağladım oldu

yanlız windows bağlayabilmek için 40 takla atmam gerekti, her seferinde kulaklık üzerinden hardreset yapmadan beceremedim.

yani cihazı buluyor görüyor bağlan diyorsun bağlanmıyor defalarca deniyosun bağlanıp kopuyor bazen sürekli olarak çıt çıt çıt çıt diye

tek cihaz 2 cihaz dahil. windows 8.1 de denediydim.

windows 10'a bt speaker bağlarken benzer sorunu yaşadım. önce bluetooth ayarlarına girip cihazı kaldır dedim, tekrar bağlan dedim ama ses gelmedi.

Sonra cihazı kaldır dedim, aygıt yöneticisine girip bt'u devre dışı bıraktım, sonra tekrar etkinleştir dedim, bt speakerı tekrar ekledim ses gelmeye başladı.

Ayrıca ses ayarlarına girip varsayılan ses ve kayıt aygıtlarını seçmen lazım. Muhtemelen varsayılan ses olarak pc hoparlörü, varsayılan kayıt aygıtı olarak da dahili mikrofon görünüyordur.

17 Ağustos Marmara Depremi'ni yaşadım. Allah yaşatmasın diyorum. Yerin altından gürültü geliyor. Bitsin artık diyorsun. Bir kere de dışarıda yakalandım. Bir adım bile atamama ihtimalin var.

Edit: Bu arada İzmit'liyim. Depremin merkez üssü olan Gölcük karşımızda.

17 ağustosta edirnedeydik biz türkiyenin en az etkilenen yeri sanırım, kaldı ki edirnenin en sağlamkonutlarında oturuyorduk 3. kattı, öyle bi uğultu vibrasyon oldu ki ve uzun sürdü

yeter artık bitsin noolur dedim ben bile edirneden.

annem o zaman çorludaydı, gece sallantı başladı kalkıp 2 adım atamadım dedi.

yani aa bu insanlar niye kaçamamış kaçamıyolar mı deme 2 adım bile atamıyormuşsun.

depreme dair hatırladığım ilk şey gümm diye alttan vurması oldu.

ben istanbul'da küçük küçük hissedilenleri yaşadım. ranzanın alt katındaydım uyuyordum, baya bi sallandım filan. en son yataktan kalkıp bağırarak küfrettim "ne var la niye sallıyorsunuz" diye. koridordan bi çocuk seslendi deprem oluyor çık kaç filan diye. mal gibi uyuyordum sinirden kalkmasam.

salliyor xD

benim en korktuğum dikey bir titresimmis gibi olan. gürültü çıkarıyor bu. kısa ve ani. son yıllarda izmir' de hissettiklerim hep böyleydi. acayip korkarım.

ses çıkıyor gümbürtü gibi bi anlık, şiddetliyse öyle bir sallanıyorsun ki dakikalar geçmiş gibi geliyor, bitmiyor, bi bakmışsın sadece 45 saniye sürmüş. hafifledi artık gideyim diyorsun o zaman bile seni yere düşürüyor. öyle bi şey.

neredeyse her türlüsünü yaşadım. sağa sola sallayan da var, alttan vurup titreştiren de. hatta 12 kasım düzce depreminde yer ayağımın altında dalgalandı, resmen hissettim bunu.

17 ağustos'ta duyduğum sesi ömrüm boyunca bir daha duymak istemem.

17 ağustos depreminde 8 yaşındaydım sabaha karşı olduğu için pek hatırlamıyorum ama babam bizi kucaklayıp iki kat aşağı inebilmişti evimiz o zaman ahşaptı, çok fazla uğultu duymuştum. artçıları falan daha net hatırlıyorum, 5 küsürlük bi tanesine başkasının 6. kattaki evinde yakalanmıştık o dün gibi aklımda mesela koridorlarda sağa sola çarpa çarpa evin içinde koşturuyorduk, merdivenlerden inilmez falan demişlerdi. öyle kolay değil alttan da vuruyor sağa sola da savuruyor. bulunduğun zemin ve binaya göre değişiyor yani.

itanbul'da 17 ağustos tan bir kaç ay sonra 7.2 lik bir deprem olmuştu onu yaşamıştım. (bkz: şirinler izlerken depreme yakalanan efsane nesil)

beşik gibi sallanıyor koskoca apartman, "ha yıkıldı yıkılacak, hadi bitsin artık da öleceksek ölelim" gibi düşüncelere kapılmıştım o yaşta. kimse yaşamasın o korkuyu.

Hic büyük deprem yasamadim ve tabi ki umarim da ulkece yaşamayiz ama 4 civarı depremleri cok seviyorum hafif sallanıyoruz aksiyon falan oluyor.

2004'te sanırım izmirde pes pese 5 ile 6 arasi degisen depremler olmuştu okullar tatil falan olmuştu hatta acayip eglenmistim o hafta kendi halimde. Tabi dedigim gibi daha buyuk bi deprem olmasini istemem ve buyuk deprem yaşayıp korkusu olan kisilere saygim sonsuz yanlis anlamasinlar lütfen.

tüm britannica'lar yere ve üstüme düştüydü. yaşın tutuyosa nasıl bir sarsıntı anlarsın sanırım.

17 ağustostan önce bunun aynısını anneme babama söylemiştim evde. küçüğüz tabi o zamanlar, ama garip bir şekilde doğayla ilgili ne desem tutuyordu.

babam baya bi kızmıştı öyle şeyler deme diye ve 1 hafta içinde oldu.
ben uyuyordum baya bi ortalarında uyandım. gümbür gümbür tanklar geçiyor gibi oluyor.

17 Ağustos da dahil hepsini hissettim. Kısa sürenlerde değil de 5 saniyeyi geçenlerde hayatın, sevdiklerin gözünün içinden düşüyor valla (Evet 5 saniye deprem için çok uzun bir süre.).

Direkt acil durum moduna geçiyor beyin. Bitsin istiyorsun. Hep otururken yakalandım o yüzden fiziksel olarak pek hissedemedim. Ev ve evdeki eşyaların oynadığını gördüm ama.

Malum gölcük depreminde çocuk olduğum için tekrar sallansa da sallansam diyordum. Öküz gibi uyuduğumdan asıl sallanmayı hissetmedim bile.

Bazen yoldan bir kamyon geçer, temel sağlam değildir bina yerinden oynar ya öyle bir şey. Sallamalı da zıplatmalı da olabilir. Dalga tipleri var.

encrypted-tbn3.gstatic.com

Depremden korkmuyorum, deprem değil bina öldürür. Fay hattında yaşıyoruz. Eski evimizde 3 büyüklüğünde bile koltuk balkondan dışarı uçacak gibi oluyordu çünkü depremler yüzeye yakın oluyor. Şimdi 5 küsür oluyor hmm, yine mi deyip geçiyoruz.

sony z serisi dışında alınmaz. bizzat denedim, z den sonra c5ultra aldım, çok yavaş hantal geldi, gittim z5aldım, c5 ultrayı da sattım.

sony nin tek güzel serisi z yani onun dışındakilere hiç bakma alma da, iyi değil direkt söylüyorum.

sonyden de şu an alınabilecek z3+ ve z5 z5 premium var, öncesi yetersiz gelir artık.

x lere de bulaşma yeni çıktı, pil düşük mah

Lg alınmaz, sorunlu hep. Sonynin üst modelleri alınır sadece arkadaşın dediği gibi. Lenovo p1 falan düşünülebilir.

vestel 400 lira.

lenovo k4 yada k5

5s 2. el

Zenfone 2 32GB ikinci eli. 600TL'ye bile bulabilirsiniz. Belki kredi kartı kampanyası indirim vs. ile yenisini 1000TL civarına alabilirsiniz.

samsung j7 2016 1000 liraya alınabilecek en dolu telefon benim gözümde. gayet iyi bir işlemcisi var. samsung olmasın dersen lenovonun mtklı modelleri olur. k4 note gibi. malzeme kalitesi üst düzey olsun dersen Huawei P9 Lite olur.

Buzlu cam değil mi o?

kavun

şeffaf fleksiglas falan diye bi arat, sanırım aradığın mazlemenn adı bu, görüntüsü için ise kumlama deniyor, istersen film olarak alıp yapıştırıyorsun (cama falan) istersen de malzemeyi veriyorsun yapıyorlar.

google pleksidir o dedi, pleksiglas diye arat yani :)

plexiglass o şeffaf fakat üzeri kumlanmış,
kumlanmış dediğim bir şekilde kumlama yapılmış opaklandırılmış.

@irminti,

ya arada bikaç tane fire verebiliriz sıkıntı değil. normalde ben bunları perakendecilerden alıyorum, onlarda hiçbir sıkıntı yok. ama hep az adetli getiriyorlar, bana çok adet lazım bu sefer.

Kütük yaş ise o partinin hepsi yalan olur.Hatta işlenip gelse dahi üstüne zımpara boya işlemlerinden sonra bile yosunlanma olmaz ama boya çatlar. Kütüğün bazı yerlerinde açma yapar.

Yarın sitelere bir bakayım bunun için.

@gözü açık,

ya dediğim gibi perakendeden alıyorum bunları. zımparalı vs. oluyorlar genelde ve sıkıntı yapmıyor hiç. belki bir işlem görmesi gerekiyordur, o işlem dahil olsun bari teklife.

karagöz hacivat figürleri yapan arkadaşım ıhlamur kullanıyordu. deriye ve bıçağa zarar vermiyor diye, aklınızda bulunsun.

hocam sana en yakın yerdeki kereste toptancısı(varsa tabi) seçicen kütüğünü kestircen, kamyonetle atıcan ilgili yere, kurutman şart tabi. en ekonomik böyle

yoksa ağacı kesmek, nakliye, kurutmak, soymak moymak bunlar hep maliyete ek.

gebzede istemediğin kadar var, bunlar ağaçları alır keser fırınlar satarlar, sen odunu direk fırına verdireceksin yada gölgede kurumuş 6 ay/1 senelik odun bulacaksın ki çok zor (yinede bir konuş tabii), hazır oradayken de hızarı olanlara ince ince kestireceksin. kamyona yükleyip getireceksin. eğer acelen yoksa kesilmiş halde sevkiyat zamanı seninkini de paketleyip gönderirler ama sevkiyat ne zaman olur o belli olmaz.

bunlardan eminonunde satiyorlar. ben de almistim. oradaki adamlardan getirtmesini isteyebilirsiniz belki

@killerbee,

yok abi işte sorun o. istanbulu dolaştım bütün gün. hiçbir keresteci, kütükçü yapmıyor. yırttım götümü sonuç yok.

o normal

zaten dikkat et buzdolablarının duvar kısmının aşağısına gizli bi delik koyarlar, onuda buzdolabının arkasında ufak bi kabı vardır oraya dolar o su, ama çok eser miktar geldiği için kap dolmadan buharlaşa buharlaşa sürekli biter

kullanma kılavıuzunda da yazar muhakkak, burasını sürekli açık tutun diye, yoksa sebzeliğe iner orda ki sebzeler çürür.

tabi dediğim terleme içinde olur dışında değil.

note7 yi bekle düzelecek. elimde note2 var fiyatlar düzgün olursa seneye note8 çıkınca bi note 7 alabilirim. tahmini 1500 e bulurum gibi. yine de o zaman ki para durumuma bağlı note2 ile devam da edebilirim. ama note2 den sonra note3 4 5 hiç birini alasım gelmedi. tek özendiğim note7 oldu. ama elimdeki note 2 de hala canavar gibi. bakalım fiyata bakarım heralde çok uygun olursa note7 iyidir.

samsung sorunlu note 7 leri alıp yenisiyle değiştiriyormuş. radyo haberinde duymuştum.

motorolaya güvenmiyorum çünkü en son 2013 te çıkan motorolayı alanların hepsi rezil rüsva oldu, ne bi yazılım çıkardılar ne bişey, son zamanlar hiç bişeyler çalışmaz olmuştu.

o yüzden motorola artık eskisi gibi dehşet güzel bir marka değil benim için

sony tavsiye ederim z5 kullanıyorum büyük isterseniz z5premium, çok hızlı çok net bir telefon, kamera müzik olaylarıda inanılmaz güzel.

dışardayken aklına gelmiyor ama bi yerde yemekten sonra tatlının üzerine konunca gidiyor.

satılır.

Boğaz enfeksiyonunuz yoksa, abartmadan 365 gün yiyebilirsiniz...


.

Turkiye de zor.hepimiz dondurma yeme bogazlarin siser diye buyutulduk.yazin rekor kiran dondurmaciya az evvel girdim kimse yok.bir kilo diyince adamda sasirdi.

peki satmak için önerileriniz var mı? satamıyoruz da artık:)

satılır ya. benim canım çekiyo bazen. çok satmaz ama satar. yüksek gelir grubunun fazla olduğu yerde çok, az ise az satar. insanlar dondurmayı yiyince hemen hasta olcaz sanıyolar. sanki bakteri kürü yiyoruz anasını satiyim.

dondurma kızartması diye bişey var. merak edip deneyen çıkabilir. hem kızartma deyince karın doyurucu bi imaj veriyor.

dondurmayı nerede satmaya çalışıyorsunuz...süpermarket mi, pastahane mi önce bunu öğrenmek lazım...haliyle kimsenin aklına dondurma almak gelmez kışın ancak gözlerine sokman gerekir ne biliyim mesela mekana bütçe varsa güzel tasarımlı, bütçe yoksa word'ten hallice "biliyor musunuz?" yazıları yapardım...atıyorum satamadığım dondurma ile beraber 3-4 ürün belirler onlar hakkında yazılar asardım...veya çapraz promosyon...ne biliyim bin tane şey yapılır :)

@velasco

dondurmacı mısınız? o zaman az ortaya karışık yapıyorum.

1 top alana bir top bedava.
dondurmanın çocuklar için çok sağlıklı olduğu vurgusu.
yanına ufak oyuncak verebilirsiniz.

@kurnaz. evet dondurma satıyoruz. market, pastane. gördüğünüz her yerde.

Abi dogru duzgun gelato yapiyorsan bizim ev haftada 1 kilo tuketir ver adresi neredeysen cikar gelirim herkesede reklamini yaparim.italyadan turkiye ye dondurma tasiyan bir aileyiz biz.guzel sade marasada bayiliriz.

Ama genele bakarsan dondurma isi kisin zor boza,sahlep,profiterol yardir gitsin.

düzgün kaliteli dondurmayı iyi fiyata satarsan açılır. cezayirdeyim burada sadece dondurma satan dükkanlar var. adam başka hiç bi şey satmıyor. değişik külahlar filan var. çeşit çeşit dondurma var millet yemeğe pastaneye gider gibi ailesini alıp gidip masalara oturup dondurma yiyor.

ama dondurmalar kalteli.

abi anladığım kadarıyla bir markasınız ben bu işlerde en çok işe yarayan olayın coca cola kampanyaları olduğunu gördüm...eğer süpermarketlere girebiliyorsanız satın alma uzmanı ile konuşarak dondurma için kampanyaya özel bir kasa aktivite planlayın...işte atıyorum...27 eylül - 8 ekim tarihleri arasında 1 lt coca + 2 lt x marka dondurma birlikte sadece 3.95 gibi veya 10 tl ve katlarında alışveriş yapan müşterilere özel 2 lt x marka dondurma 5.95 yerine 3.95 gibi.....ayrıca bulunduğunuz süpermarketlerin iyi cirolu mağazalarına stand açabilirsiniz....oralardaki arkadaşlar kurnaz'ın dediklerini direk müşteriyle yapabilir...çocuklara dondurma ikram eder, oyuncak verir vs. bunlar süpermarket için ama pastane için çok daha farklı şeyler yapılabilir..

@gkht. aynen. nokta atışı yaptın.

Satilir. Mua kadar guzelseniz 4 mevsim satilir.

Satılır tabii ki. Çeşitli kafalarla, hurafelerle falan kış aylarında dondurmadan uzak kaldık. Soğukta gezerken insanın soğuk bir şey çekmiyor canı pek fakat evde bulunması lazım hep. Mis gibi. Dondurmanın mevsimi olmaz. Öldüren yaz sıcağında çay içen milletin, soğuk havada dondurma yememesi garip.

Kışın, soğukta dondurma yiyin. Harareti alır :D

kışın dondurmanın ustune sıcak sos yaparsınız, çikolata, karamel, frambuaz ne bileyim. ustunu de fındığa batırırsınız muhteşem olur.

Salepli dondurma? Kışın salep içilir ya...

belli dondurma puanı biriktirene pokemon karakteri hediye edin kapış kapış gider.

Kış meyveleri ya da kışı anımsatan baharatlarla yapılmış dondurmaları deneyebilirsiniz. Elma, tarçın, karanfil, portakal gibi.

o zaman kısın tatlı sat dondurmayı yanında sat

AVM'de falan olursa satılabilir, yine de yazın yaptığın cironun çeyreğini yapamazsın. Halkın genel görüşü kışın dondurma yenmez, bunu görüşü yıkmak çok zor. Ailemdeki çocuklar da dahil çoğu insanın kışın dondurma yemek aklına bile gelmez.

Bizim burada bir balıkçı var, kışın balık satıyor, yaz olunca da maraş dondurma satıyor.

sevisgen'in dediği gibi kışın da tatlı satarsın.

Bir tanıdığım o piyasayı canlandırmak istedi ama Türkiye'de istediğin seviyede yürümez. Uzun süre zararı göze alman gerekebilir.

kadını gösterren g. pardon donduymayı gösteren sosudur, çeşitli soslar, fındık fıstık sunum şart :)

bu arada ben bile çok sevsem ve en sevdiğim dondurma 1 çeşit ve dibimde sürekli gittiğim markette satılıyor olsada ben bile pek tercih etmiyorum, canım istemiyo kışın ama boza sahlep takılıyorum iyi oluyo.

Yani ilgi çekici, farklı bir şey olmalı. Yoksa satılmaz. İtalyan dondurması var azurro mı ne o satar belki, baklavanın künefenin, helvanın, en çok da wafflenin yanında satar. Yılbaşında kampanya yaparsanız satar.

duzenli aldigim yerler satmaya devam ediyor kisin da ama cesit cok azaliyor

yok, ben dik dik baktım mı onlarda bana bakarsa öyle ya öpesim geliyo(kız olursa) yada kafa atasım

ha bu tip göz içine bakan insanları delirtmek istiyorsan eğer, onlar gözüne baktıkça kaçır, kaçır kaçır çıldırıyolar.

ben insanların yüzüne bile zor bakıyorum genelde yüzünün bi karış sağına bakarak konuşuyorum, özel yüzüne bakmam gereken bi şey söylersem de bi yere odaklanmadan yüzüne genel bakıyorum. Normalde çok hızlı konuşan biriyimdir gözün içine bakarken çok yavaşlıyorum ve yavaş konuşmayı hiç sevmem

Dik dik değil de normal bir şekilde karşımdakinin gözlerine bakarım genelde, daha samimi geliyor.

Insanin gözüne bakarak konuşurum, gözünü ceken yüzüme bakmayanlardan rahatsiz oluyorum. Arkadaşlarimi da cokca uyardığım oldu. Yüzüme bak diye.

Öbür türlü sanki duvara anlatıyorum gibi. Insanin gözüne bakınca daha rahat konsantre oluyorum.

dik bakarsam karşıdaki insanın bakışlarını benden alma özgürlüğünü kısıtlıyormuşum gibi geliyor. ara veriyorum, başkasına bakıyorum. döndüğümde bana bakmıyosa bu kişi anlattığım ilgisini çekmiyor demektir. böylece herkesin ilgisini görmüş oluyorum, anlatacağımı kısa kesiyorum veya devam ediyorum.

anlatan kişiden gözlerimi ayırmamayı seviyorum. boşa anlattığını hissetmemesini sağlamaya çalışıyorum. arada başımla onaylarım falan. dik dik bakmam ama.

ay bunu ben de yapıyorum istemeden. çok rahatsız edici bence karşı taraf için.

Dik dik bakmam. Ama öyle bakan birine denk delirsem aynısını yaparım, ta ki bakışlarını kaçırana kadar.

Dik bakmanın özgüven kaynağı olduğunu düşünmüyorum.

göz teması kurmak özgüven ile birebir alakalıdır, fark etmezsiniz ama vücut dilinde göz temasını sürdüren taraf baskın olandır ve bilinçaltına bu mesajı gönderir.

Anaaam özgüven eksikliğim varmış ya la.:) Ben insanların gözlerinin içine uzun süre dik dik bakamam, personal space lerine girmiş gibi hisettirmek istemem çünkü.Yani uzun süre biri benim gözlerimin içine baksa rahatsız olurum o yüzden karşımdakine de bakammam o şekilde.

Ben mi tuhafım şimdi?

Pirinçe koyun sabaha kadar kalsın sabah şarja takın ve 5 dk sonra açın

Muhtemelen çalışır

Sabah falan yetmez ona 30 sn orada kaldıysa. İki gün falan duracak pirincin içinde.

hocam al 5kilo pirinç 2 3 4 gün boyunca ne kadar dayanabilirsen
sabah akşam pirinç değiştir

Kapandıysa büyük ihtimal iflah olmaz.

Geçmiş olsun.

Pirinçle falan olmaz o iş. Geçmiş olsun. Fotoğraf makinemin lensi dış çekim yaptıktan sonra eve bir anda girmemle buğulandı. Bir yıl geçti hala lens bulanık gözüküyor.

kendiliğinden düzelmeyecek. bence telefoncuya götürün. içini açıp konnektörleri temizlesin, tekrar toplasın. işte o zaman çalışmazsa yapacak bişey yok. arızalanan parçalarını aramaya başlamak gerek.

sökülüp toplanması zor bi telefon değil. eliniz yatkınsa kendiniz bile yaparsınız ama temizleme solüsyonu falan gerek ilaveten.

sıcak hava üfleyen, küçük vantilatör benzeri ısıtıcılar çok iyi performans sergiliyor.
ufolar gibi ışığının geldiği yeri ısıtıp, sonra da etkisini kaybetmiyor.
bir süre çalıştırıp kapattığınızda idare ediyor verdiği sıcaklık.

edit: bir de sırf salonun radyatörünü açık bırakmak seçeneği var hosein'in dediği gibi, ki daha mantıklı. ben kombi seçebeği olduğunu atlamışım okurken.

diğer odaları kapat kombiyi sadece ve sadece salon için aç.

diğer seçenek de giy kazağını, çek battaniyeni, bir de sıcak çikolata oldu mu oh misss :))

Yağlı radyatör kapatınca da sıcaklık kalıyor geçen senelerde kullandım ben akşamdan akşama olduğu için çok çılgın fatura gelmedi . benim kullandığım ürün ısınınca otomatik duruyordu oda soğumaya başlarsa tekrar kendi başlıyordu çalışmaya . saat ayarı falan da vardı . bütün gün evde değilsen sorun olmaz . tüplü katalitik soba da kullanabilirsin .

ya biraz üşengeçlik var aslında sanırım bende de düşünemedim sırf salonu açmayı :)
yine de pratik olması açısından şu üfleyenler ile yağlı radyatörlere bir bakayım. yağlılar da çok pahalı ya :/

en mantıklısı ve güvenlisi yağlı radyatör. sırtını ayağını dayayabiliyorsun en azından :)
diğerleriyle ısıtma hızı değişir belki ama masraf çok değişmez muhtemelen.
çalışma prensipleri benzer çünkü.

kombi bence uğraşma radyatörle falan ona yapacağın masrafı kombiye verirsin. diğer bütün petekleri kapat sadece salonu ısıtsın. ben olsam banyoyu da açardım.

ufo çok sıkıntılı "güneş gibi ısıtıyo güneş gibi ısıtıyo" lan güneş gören yerin ısınıyo, görmeyen yere kar yağıyo böyle bi ısınma şekli mi var? yağlı radyatörler pahalı evet, uzun süre 3 5 sene kullanmıycaksan hiç alma

uygun bi fanlı ısıtıcı bak.

kombinin tek oda için açık olması bence çokta ekonomik olmayacak, petekleri kapatsanda o sıcak su dönecek sürekli devrede, burdan bi gereksiz pompalama masrafı çıkar, ikincisi su boruları plastikte olsa, ne kadar ısı yalıtımlıda olsa, duvar içlerine ısı verecek bu yüzden suyun ısısı düşücek, buda etti sana 2

ama banyo falanda yapıyom ben sürekli benim kombim süper otomatik manyak bişi, ayarlarım saatini istediğim saatte çalışır ben işten gelmeden falan diyosan orası başka.

ikinci stratejik plan ise daha ufak bir odaya temel ihtiyaç maddeleri ile taşınmak, örnek tv çekyat, bilg, bilg masası gibi.

en en en önemli şey sigara içip içmiyor olman. en büyük tasarrufu sigara içmeyip dolayısıyla günde zibilyon kere cam pencere açmayarak kazanacaksın.

geçen kış duyurudanda araştırıp bunu almıştım. yaşadığım konfor ve rahatlığı size anlatamam. eve her gelen sarılıp götürmek istiyor o derece. faturayıda şişirmedi hiç.

vigotr.com

poweramp ve playerpro music player var. poweramp bir tık daha iyi. fiyatı da ultra uygun.

ben kendi player'ını kullanıyorum, görmediği hiç bi formatta olmadı bu güne kadar

poweramp ta var ama beğenmemekten öte, ihtiyaç duymadım yani, kendi programı son derece yeterli androidin.

hocam ev boya ise boya mantıklı, ev kağıt ise kağıt mantıklı

@killerbee

ev boya galiba ama badana gibi boya.

olsun o mühim değil ustası her şekilde yapar

kağıt yaparsanız oraya, gün gelir çıkarsa orasının komple zımparalanması gerekicek, hatta atlında ki boyanında sökülmesi ve işçililiğini geçtim zımpara tozu isyan ettirir insanı. o yüzden boya iyidir.

@killerbee

usta benim hocam bu arada. usta yok yani. alıp boyayacağım yani.

duvar şu an ne renk?

sen hangi renkte karar kıldın?

daha önce boya tecrüben varmı? evimi güzelleştireyim derken boyaya basıp falan tüm evin yerlerini berbat etmeyesin sonra?

@killerbee

hocam ya boya yapmadım da elim hamarat, yıllardır her şeyi halledebiliyorum.

boya mavi, yeşil ya da kırmızı olucak. yerleri zaten muşambayla kaplarım. dert olmaz. rulo fırçalara sürer sürer boyarım işte :D olmuyo mu öyle?

hemen tarif edeyim, şimdi eğer duvarın şu an koyu renk ise, ve sen açık bi renk boyayacaksan 3 4 katta ancak kapatır.

bunu geçtik

sana lazım olan linkleri ile vericem

1 tane uzun sap vidalı oluyo bunlar fırça için, bi tane kesme fırçası (yaklaşık 60 70 dereceli bi fırça düşün,) bi tane normal fırça köşeler ve alt taraflar için 1 tane de rulo ve uygun bir boya

boyanın ucuzuna kaçma 2 kat atacağına 5 kat atarsın işçiliğin artar, adi boya alırsaın yaş rengine bakarsın antep yeşili fıstık yeşilidir, duvara sürersin bi kurur türbe yeşili olur başıma geldi

boya seçimini de iç cephe sıva üzeri boyuycam dersen verirler, astara gerek yok duvar zaten boyalı dersin, plastik iç cephe boyası vericek sana

laylonu da temin edebilirsin nalburdan.


image.evidea.com bunu sapa takıp, tavan ile duvarın birleşim yerini boyayacaksın tavana bulaştırmadan, bi maharet isteyen bu var, tavana öteki duvarlara bulaştırmamak

rulo ile boya yaparken boyayı kova gibi rulonun girebileceği genişlikte bir kaba koy, ruloyu daldır boyayı emsin, sonra kenarlarına sürt damlamasın ve boyarken hızlı sürtme, hızı ne kadar arttırırsan g force artacağı için etrafa sıçrayacaktır.


ikinci olarak ilk önce süpürgeliğin üstünü 1 karış, tavandan alt tarafa bi karış genişlikte ve kenarlarıda 1 karış genişlikte boya,

sonra rulo ile devam, boyadın kuruyana kadar bekle tekrar at.

ha bide boyayı kafadan en az bi 5 dakka karıştırman lazım, su bazlı alırsaın ve çok koyu ise su ile inceltmen lazım.

Daha dün salonun bir duvarını koyu petrol mavisine boyadık, şahane oldu.

@physcos physcos

mümkünse bir foto alabilir miyim, özelden de olabilir :))

Duvar kağıdı. Estetik açısından.

Beyaz gömlek.

beyaz gömleği hiç sevmem, yok zaten, uçuk mavi var. başka?

kırmızı ya da mercan rengi bir bluz demeye gelmiştim ben de.

kahverengi tişört üstüne hardal rengi hırka olmaz mı ;_;

kahverengi ile laciverti pek yakıştıramadım kafamda. ikisi de koyu renk, insanı kapatır. ama hardal sarısı güzel olur bak.

shotgunwoman :) bence sen teklifimi tekrar gözeden geçir, bunlar seni maymun yapıcak gibi duruyo benden söylemesi :)O

Bence desensiz bir şey olmalı. Desen üstüne desen çok göz yorar. Düz beyaz tişört diyorum. Kırmızı kazak da olur.

Beyaz sifon, bol bi yakasi olan (boyle hani eski zmaanlardaki gibi, mesela yakasinda sal varmis gibi filan ya da onu drapeli mi deniyor -drape ne demek :/-) oyle bi bluz. Ama bol olmali biraz.

O kadar tarif edemedim ki googleda bile bulamadim. Bi ihtimal anlarsin belki :D

@kuehles blondes: degaje demek mi istedin?

ben de beyaz gömlek/bluz (kuehles'in dediği gibi olabilir) ya da kırmızı/mercandan yanayım.

hocam diş cerrahı ben devletin ağız ve diş sağlığı merkezlerinde görmedim, kendim zaten 1 kere onlar yüzünden cerrahlık oldum, daha da gitmedim fakat arkadaşlarım falanda sürekli özele gittiler ve diş cerrahisi ufak bi yerdeyseniz oldukça sıkıntı, çünkü çok azlar, çorluya bile haftada 1 gün geliyor mesela diş cerrahı.

bursa.adsh.saglik.gov.tr buradan da denediniz mi ? eğer buradan da alamıyorsanız cerraha, önce normsl doktora randevu alacaksınız, o sizi cerraha sevk edecek. istda da mhrs den uzman doktora rsndevu vermiyor ama diş sağlığı merkezinin kendi sitesinden alabiliyorsunuz uzmana

bisi olmaz göm

ağaç dibinden koparma :) kenar kıyı biyerde olmasın :)

çok çimen yedim ben tadı çok hoş.

killerbee asıjfhsajfkaslşf

dediğin gibi temiz bi yerden bul, güzelce yıka. göm gitsin. bi şey olmaz.

Ben çocukken toprak yiyormuşum. Hiçbir şey olmaz.

üç tane çimenden ne olur, yarım kilo yesen sindirme problemi falan derdim de, millet çimen suyu içiyor çimeni yesen ne olur...

prensessiniz galiba?
uc dal odun bile yenebilir gibi.

3 taneyi yıkamadan bile yiyebilirsin, vücudun anlamaz bile.

önce ortamı kokla ne olur olmaz

eskiden tavşanlarım yiyor diye ben de yonca yiyordum. yıkamadan hem de. 3 tanecik çimenden ne olur?

insan kendini bağlanmış hissediyor

hımm şunu yapsam gelirse olmaz, o zaman şunu yapayım olmaz ya orasıda uzak, şunu yapsam yok oda olmadı, en iyisi evde oturayım oluyor. kötü bir durum

film izleyebilirsin, izlemeyi çok istediğin bir film yerine haber geldiğinde rahatça yarım bırakıp çıkabileceğin

forum donanım , ekşisözlük , ekşiduyuru , touch tr investing , milliyet

kimisine şöyle bi ne var ne yok diye bakarım kimisinde saatler geçiririm ama bilgisayarı açtığım her gün muhakkak açılan siteler,

ekşisözlük
ekşiduyuru
facebook
reddit
hfboards
laola1.tv
tureng
canlıskor
liveuamap

bunun dışında keyfime göre reuters, independent, bbc falan bir ya da birden fazla haber sitesine de "bakim bugün neler olmuş" diye bakarım. o işi genelde reddit'te yapıyorum, oradan işte nereye yönlendirilirsem artık.

eksi duyuru, youtube

duyuru, sözlük, facebook, 2 tane manuel email adresi bu kadar.

imdb

Duyuru, twitter, quora, hackernews

reddit
hackernews
duyuru
imgur
quora
biraz sozluk
bazen dh forum

kuru kayısı
su
süt

mercimek kesin çözüm. ve lifli gıdalar

muz

lifli gidalar +1 ve bol su yaninda tabii. hatta mumkunse ilik bisiler ic.

az miktar zeytinyağı içmek işe yarayacaktır(zordaysanız.)

Şeker ve şekerli ürünler ile buğday ve buğday ürünlerinden uzak durun, düzelecektir (Karatay style)

duphalac

bol su, sebze yemekleri özellikle patlıcan, kuru kayısı.

günde 1-2 bardak kefir.

Lifli gıdalar yemek lazım ama çok oturuyorsan lifli gıdalar yemek yetmez. Bağırsakların çalışması için hareket lazım. Eğilip kalkmak, merdiven inip çıkmak.. Yerden bişey toplarmış gibi hareketler yap, misket oyna...

Kuru kayisi süt.
muzdan uzak dur.

Fasulye ve makarna yedim bir degisiklik yok :/

hocam mame emulator ile çalışan ücretsiz ve bu tarzda yüzbinlerce oyun var, aklına gelen ve gelebilecek her şey bir ihtimal buda vardır, mame romlarını incelediniz mi aradınız mı?

www.emuparadise.me

konuya vakif degilim hocam o yuzden bilemedim malesef. yani ben dosbox gibi mame emulator kurup bu oyunun dosyasini mi icine zerk edicem tipki dosbox gibi?

oyunu sürüklesen bile açılır. çok basit bir olay. emulatoru indir kur. sonra oyunları indir ve üzerine sürükle.

güncel mame yi indir osx yada windows hangisi ise, bulduğun oyunu da indir, mame yi kurduğun klasör içinde ki roms klasörüne at, sonra mame menülerinin birisinden audit all games de(bu ilk sefer için uzun sürecek) 10 15 dakka sonra mameden seçip oynayabilirsin.

ilk önce mame emulatörünü indireceksin

www.emuparadise.me

ardından kungfu master rom dosyasını indirip mame emulatörünün "roms" klasörüne atacaksın

bazen bios dosyası da indirmen gerekebiliyor, sen ne olur ne olmaz neogeo, capcom gibi sistemlerin bios romlarını da indir.

eğer çay toz ise evet yıkıyorum, bir kısmı (toz olan) akıp gidiyor rengi daha kırmızı ve berrak oluyor ama ben yaprak çay kullanıyorum çok daha lezzetli

türkiye de ki çaykur özelleştikten sonra çay işi iyice rezalete dönüştü, en iyi çay sayılan çaykur turist ve tiryaki çayı bile çamur gibi oluyor.

en iyi çay doğuş çaydır. ben yıkamıyorum.

ben de yıkamam

yıkamak değil de ılık su ile ıslayıp, nemlendirmiş oluyorum (suyla çalkalamıyorum tek bir noktadan suyu boşaltıyorum). Sonra çaydanlığın üzerine demliği koyup suyu kaynatıyorum. Bu şekilde buharla ısınan çayın acılığının gitmiş olduğuna dair bir inancım var. Su kaynadıktan sonra demliyorum, en az 20 dk çayın demlenmesini bekliyorum.

bence asıl olay bu değil. bazen yıkıyorum bazen yikamiyorum.
ama demlerken kaynar suyu biraz bekletmek ve cayi suyun üzerine eklemek önemli.

Hayır. Yıkayamam zaten, poşet çay kullanıyorum.

yıkamam

yıkamıyorum. yalnız demliğe önce çayı koyup, kaynamış suyu onun üstüne dökmek yerine, önce suyu doldurup, sonra çayı eklemenin daha doğru olduğunu söylerler. paketlerin üstündeki tarif de bu şekildedir. sanırım çayın bir anda yanmasını engelliyor bu yöntem. üstteki çay yığını, kendi hızında ıslanarak çöküyor gibi bu sayede. yine de tavsiyem kaçak çay. tamamını o şekilde içemiyorsanız bile karıştırın derim. geçen ay adana'da idim. tanıdıklarımız evleri olsun, sokaklar olsun nerde çay içtiysem hepsinden keyif aldım. uzun süre bu kadar keyifli çay içmemiştim.

poşet çaylar da her zaman iyi olmuyor. bir süre bergomatlı denedim iyiydi. geçenlerde lipton aldım normal 100'lük paket. hiç ama hiç tat vermiyor. laf olsun diye içiyorum.

ben epeydir hasyünün yün içliğini kullanıyorum. termal falan değil ama benimki.

www.kalendergiyim.com

Blackspade ürünleri iyi bence.

www.blackspade.com.tr

Uniqlo icligi kullaniyorum yun corap ve yun atlet giymedigim zamanlarda.

En iyisi yun atlet bence.

hocam thermoform aldım ben 2009 dan 2011 e ekadar giydim, sonra yine yıpranmıyor bel lastiği esniyo insanın belinden düşüyo, gene gittim aynısını aldım.

hakkaten terlediğin zaman gözenek gözenek böyle içliğin dışına atıyor, seni terli bırakmıyor tavsiye ederim. fiyatları da makuldur.

www.youtube.com
güne bunla başlarım

www.youtube.com

www.youtube.com

picosong.com

al bu şarkının da ismini pıtırcıx koyuyorum o zaman

@la rana, bayıldım!

alt bilgi geçeyim first 50 dates filminin soundtrackidir bu yuvarlanantencereninkapaği

www.youtube.com

www.youtube.com

daydream believer

youtu.be
youtu.be
youtu.be

youtu.be

Moduna gore aglayabilirsin de yalniz, uyandirayim.

www.youtube.com

www.youtube.com
Colin Vearncombe ölmeden evvel huzur veren şarkı tanımı buydu benim için, şimdi değişik duygular içerisindeyim.

www.youtube.com

ayreon - day seven: hope
masterplan - kisses from you
helloween - i want out

pıtırcık olmazsın ama umutlanırsın, neyse ki güneş her gün doğuyor / doğacak beee dersin, serin hissedersin;

Beirut - The Rip Tide

www.youtube.com

hocam sen bu sıcak tutmayla kafayı bozdun,

ya sen ortamı şartları durumunu bi detaylıca yaz bize güzelce, bak bütün duyuru olarak en uygun çözümü üretelim senin için

sajhjhfsa :(

kocaeli hocam. kışları sert geçiyor. ev de çok ısınmıyor kombiyi ne kadar fullersem fulliym.

hocam battaniyenin iyisi batmayandır yünden uzak dur derim.

Akrilik yüne en yakın olan malzeme. Pamuk akrilik karışımı olan battaniye daha sağlıklı ve daha iyi ısıtır.

Isınamıyorsan termal iç giysileri var onlardan alsan iyi olur. Ev çok ısınmıyormuş otururken de rahat edersin.

rajaz hemen gir dekathlona 19.99 a polar alt üst eşofmanlar var acayip rahat tanesi 19.99 ve manyak ısıtıyor.

gitmeli tabi ne olduğunu net olarak öğrenmen lazım, damla falan bişeyler vereceklerdir diye umuyorum

tüm organlarımız değerli olduğu gibi bence en mühimlerinden birisi de gözlerimiz abi.

Acil de değil mutlaka bir göz doktoruna görünmeli
Cok geçmiş olsun

Valla ben yıllardır bunu kullanıyorum memnunum. Çift telefon desteği mevcut: www.hepsiburada.com

sony sbh 70 kullanıyorum, blututlu boynunya takıyosun unutuyosun, çok hafif şarjı 10 saat gidiyor, müzik dinleme olayı zaten süper de, abi telefonda görüşürken ki ses kalitesi muhteşem, ama siz sanıyorum tekli olanlardan arıyorsunuz.

benimkinin de çift telefon desteği var ve suya karşı dirençli

www.sonymobile.com

ayrıca ios, osx windows ve androidde kullandım, android için uygulaması da var ne kadar standby süresi ne kadar müzik dinleme konuşma süresi kaldı diye.

Kaz tüyü alma demeye geldim canlı canlı yoluyorlarmış sonradan öğrenirsen benim gibi kahrolma.

English Home'un battaniyeleri ucuz ve sıcacık tutuyor. Yorganları da sıcak tutuyor, %50 indirim oluyorher hafta, 2 battaniye + 1 yorganı rahat 100 tl'ye alırsın.

Kaz tüyü olmayanlardan var bende, sıcak tutması bakımından gayet iyi. Kaz tüyüne filan gerek yok kesinlikle.

hocam yeteri kadar araştırma yapmadan lütfen alma, mesela markalı elyaf yorganlar 80 100 den başlarken, aynı kalitede ama markasız olanları 18 tlye alabiliyorsun.biz bizzat araştırdık gördük aldık, ayrıca kaz tüyü falan dersen, bir kesinlikle ıslatmaman lazım 2 çok zor kurur 3 tüyleri çıkıyor montlardaki gibi 4 hayvanlara eziyet.

silikon topukluk.

hocam maaşı ortopedik olanlara gömücen, gerekirse özel yaptırcan başka yolu zor yani. topuk dikeni falan olmadığına eminsen.

topuk dikeni varsa silikon daha da durumu kotulestirir.

Sek gom gitsin oiysss

baileys tekila güzel olacaktır 1 ölçüye 1 ölçü

az biraz süt ekleyebilirsin.

gold kahveyle severim. mis.

ben bol buzla sek içiyorum, üstüne biraz bitter çikolata rendeleyebilirsin.internetten "baileys kokleylleri" diye aratırsan 1500 tane abuk malzeme listesi çıkacak karşına.

buzla istersen biraz sütle

ben nescafe gold u buz yapyıorum. klasik buz kalıplarına su yerine nescafe döküyorum yani. donduktan sonra sek baileys in içine 2şer tane atıyorum. değişik oluyor.

18 yaşından küçüksen içme bak annen baban kızar sonra

kohlua ile yapılan nefis bir karışım biliyorum. ama kahlua'yı nerden bulacaksın.

Küf?

ya küf ama fosforlu küf nedir? pembeli mavili cafcaflı

www.google.com.tr

asilov sende yap, tuzun üstüne limon suyu sık dene gör, mercimek çorbası içerken hep başıma geliyor :)

yerine, vurgusuna göre değişiyor. günlük konuşmada kısayı tercih ediyorum genelde.

yaaaaarın değil de, yaarın diyorum ben. yarın demiyorum, o yarmak fiilinin emir hali gibi.

Yazıldığı gibi okunur. "Ortadan yarın bunu" der gibi. Yaaaarın diye okunacak olsaydı kelimenin yazılışı da "Yağrın" olurdu.

örnek istiklal marşı

belki yarın beki yaaaarın dan da yakın.

Benzer durum katil için de var, ikisi de kısa okunuyor.

Ama yanlış olarak yaaarın ya da kaaatil diyen de çok.

katil çok gıcık edici geliyo bana, hep kaatil diye duymuşum çünkü

katil (kısa): öldürme işi

katil (uzun): öldüren kişi

yanlış bilgi vermeyelim.

kat'l (katl) diye biliyorum öldürme eylemini.

Evet işte kısa okunanı öldürme işi, katl zanlısı denir biz de doğal olarak i ekleriz.

Katil başka kâtil başka. Katl falan değil yani.

Bu arada yarın doğru olanı. Yağrın diyenler yanlış telaffuz ediyor.

yarın. ek bir bilgi olarak da haaayır değil hayır. teşekkürler.

yarın. JAMİRYU

Kısası doğru. Ayrı şey tarak için de geçerli.

uzatıldığını duyunca çok saçma buldum. :) konuştuğunuz insanlar aptal falan mı ki böyle dert olmuş bu? karpuz yarmaktaki gibi yarmak fiilinin emir halini algılıyorlarsa bu onların sorunu.

killerbee+1
'Belki yarın belki yağrından da yakın' diyormuşum hep. İkinciyi hep öyle okuyormuşum ama doğrusu kısa olan.

Bi ara diksiyon kursuna gitmiştim.
orada yarın ( uzatmadan ) denildiğini öğrendim.

yaaaarın diyenlere ayarım yarın.
bi de lazım var. lağzım değil la notası gibi söylemek gerek

Kısa olanı.

Haber spikerliği dersinde öyle görmüştüm.

hocam 2011 eylül ayında topladığım masa üstü pc de bile son derece akıcı olarak gta V far cry ve türevlerini oynayabiliyorum.

amd phenom II 6 çekilder işlemci, anakart foxcon un en dandiği ekran kartı hd5570 1 gb 128 bit

ram 4


aslına bakarsan oynayamadığım hiç bişey yok, ssd yok ve fanlar ses yapıyor çok elektrik yakıyor diye kullanmıyorum.

killerbee'ye aldanma sen, 11'den kalan componentlerle akıcı oynuyorum diyorsa 10 fps'yi akıcı görecek kadar bozuk herhalde gözleri.

hem daha sonra satmak için hem de mimarisinin yararlarından faydalanmak için en güncel mimarideki kartları al. işlemci, anakart, ekran kartı. üst segment almana gerek yok, yeni mimarideki güncel ürünleri al da i3 olsun, gtx950 olsun vs.

şu andan itibaren alacağın ekran kartının amd rx ya da nvidia gtx 10 serisinden olması lazım, aksini asla düşünme. bu serilerden bütçene uyanı seç, orta-üst için en mantıklısı rx 470 gibi duruyor(800 lira, beklersen düşer). hem de bu kartla mevcut oyunları full hd çözünürlükte maksimumda 60fps'te bile oynarsın. bu saatten sonra eski nesil ekran kartı alınmaz, hele ki aralarında 200-250 lira fark varken.

4gb ram yetmez bundan sonraki oyunlara, almışken 8 al ram ucuz zaten. işlemciyi fx 8350 al derim, 150 lira çok fark dersen 8300 al; 6 serisine inme, 70 lira fark var aralarında.

anlamanin en iyi yolu farkli bir adres ve tlf nosundan o üründen bir tane daha istemek.

içine sinmediyse geri yolla, yorumlarda senden önce aynı ürünü almış insanlara mesaj at sor.durumu anlat.

ilk alıcısıyım o ürünün ama satıcı bilindik bir yer. iade ediyorum zaten de yalan söyleyerek ticari itibarını kurtarmaya mı çalıştı acaba satıcı diye düşünmüyorum değil.

arkadaş, paket içeriğinin eskik olması, ürünün anlatıldığı gibi olmaması, kusurlıu olması satıcının sorumluluğu altında ve onu ilgilrendiren şeyler. sen niye düşünüyorsun? bas eksiyi geç

%90 yalan.


.

şifre koymuşun giremiyom

ayni durum.

Bi iki güne gelir. Host edildiği ortam sizlere omur

Compu reis, hazir elin deymisken guncellesen bi de. Yapicam diyodun bi ara :')

Geçici: duyuru.pe.hu

b rh + :)
istanbul.


ekleme: şimdilik kan değerlerim üşük. kan verme durumum yok ama kendimi toparlamış olduğum zamanlar için burada kalsın yine de.

AB+

0(-)
Edit: 0+ hanım kızlarımız selam mesajı gönderebilirler. Neticede zıt kutuplar birbirini çeker diyorlar.

Edit: Oha şaka yaptım atmayın mesaj falan.

O +

A +

0+

Veritabanı yapıyorsak şehirlerinizi yazsanız iyi olur.
AB Rh(+) İzmir

0 Rh + (İzmir)

Yalnız 16 Ekim öncesi kan veremem kızılay'a verdiğim için :)

0 Rh -

0+ lakin benim kanım bana yetmiyor, başkasına hiç veremem.

0 rh+

0+

0 rh + oha bizden ne cok var.

istanbul, brh+

0+ izmit.
ama 22 yıldır bir kere bile kan veremedim, almıyorlar :/

b -

ama askerde baktırmıştım, ana-babayla uyuşmuyor. o yüzden yanlış da olabilir.

"belki lazım olur bulunsun burda:)"

emin ol kan ihtiyacı olan birisi kan aranıyor duyurusu açmak yerine,

eski duyurular arasında kan grubuyla ilgili başllıkları aratıp kim bilir ne zaman yazılmış başlıklardan yazar beğenip o yazara mesaj atıp sabırla cevap gelmesini bekleyecektir, kesin yani.

A - (ankara)

0 Rh +

a rh+ buenos aires

A rh (-)

İstanbul

0+ ankara

aynen yazın bunu favorilere atalım

sigaram yok içkim yok hastalığım yok.
mis gibi tertemizim çok şükür.

0 rh+ dediler en son.
istanbul

A +
istanbul

AB+

B- ist

hortlatalım da lazım olur

0 rh+

hortlamışken devam ettirelim bari...

0 rh +

ankara

store.donanimhaber.com

hyundai sonata : en sevdiğim arabadır

bende bayılıyorum kaputu uzun arabalara.

bu ford crown victoria

sonata hyundai nin yaptığı en sağlam arabadır,

ford taunus, granada

chevrolet nova

i20 tabiki

neden peki?

bir arkadaşımda i20 var. bir kaç kez kullandım. bende corsa var. ikiside 1.4 motor. ama i20 çok seriydi corsaya göre, kullanımı falan çok daha rahat geldi, konforluydu bana. kia rio kullandın mı desen kullanmadım ama bir nevi i20 vs corsa yaptım şuan :)

hyundai kia dan daha çok tutulur
hyundai nin yedek parçaları daha çok bulunur, hyundainin servis ağı daha geniştir
i20 çıkalı 2 3 sene oldu bayağı tutuldu ve bencede kia a göre oldukça güzel bir araba.

kimse satıcam diye araba almaz ama zaman ne gösterir bilinmez,çokrahat satabileceğiniz bir araç

hepsini bi yana bırakırsak eğer ben i20 yi çok daha fazla beğeniyorum

bazen randevuda değişiklik olduğu zaman geri arıyorlar bilginiz olsun başıma gelmişti.

edit: doktorun o gün gelmeyeceğini söylediler.

www.mhrs.gov.tr

edevlet şirfesiyle girip randevu durumunuza değişip değişmediğine bakın

ses kaydı bile olabilir, bazen randevuyu hatırlatmak, gidecekseniz 1'e gitmeyecekseniz 2'ye basın demek için arıyorlar.

kontrol edin. beni aramışlar ben cevap verememiştim. meğer doktor raporluymuş 2 gün boyunca onun için aramışlar. bi araştır ytani.

şubede ne kadar tanınır olduğunuza bağlı, genelde o kadar para tutmazlar tabii ki, ancak müşteri temsilcinizle aranız iyiyse sıkıntı olmaz.

evet gerekebilir, o gün o şubenin ne kadar para çıkarttığını yada çıkartacağını bilemezsin, beklemek istemeyeceğin içinde açacağın bir telefon, vaktinden tasarruf ettirecektir.

bankada senden önce birisinin gelipte ne kadar varsa verin demeyeceğini bilemezsin yani.

Şubeye gore, bankaya gore anlik 10-15 bine kadar aninda veriyorlar.
50 bin icin ertesi gun 10-11 gibi gelin diyolar genelde. Ama siz iki gun onceden haber verin yine de.

20-25 arası gidip çektim fakat 50 söz konusu olunca haber vermek mantıklı bir hareket olur sanırım. kimse beklemek istemez sonuçta.

çoğu şube aynı gün içinde 50 bin vermez.ertesi gün ödeme yaparlar muhtemelen.

Şubeye göre değişir, haber verip gün içinde 35-40 bin çekmişliğim var. Ama normal bir şubeyse, 2 gün önceden falan bi telefonla bilgi verin.

bölge önemli. beyazıtta, eminönünde 50 bin para değil.

çok ailenin yaşadığı yerde limit uygulanıyor.

bölgeye göre değişiyor. ancak ben böyle durumlarda önceden haber vermekten korkuyorum. istanbul'da bir çok defa toplu çekim yapan insanları takip edip paralarını gasp ettiler. bazı banka personelleri bilgi veriyor sanırım.

jet ro tal

Aynısını söylüyorum sanırım. İngilizi İtalyanı Türkü Kürdü Lazı Çerkesi Pomağı Süryanisi, hiçbirisi anlamıyor arkadaşlar :)

hippi değilse bilmez , yeniler zaten bilmez, eskiler bilir.

Çok bilmiyorlar o grubu, ilginç gelmişti bana da bilmemeleri. (bkz: )www.youtube.com

tr.forvo.com

40 yıllık 80 derece limon kolonyasının neresini beğenmiyorsun?

asetonu suyla karıştırıp kullanıyorum. ama klavyeyi silerken dikkat et.

Rossmanmda 6-7 liraya var dezenfektan. Cilde uygun bişi de var sabun reyonunda, o da 15 tl idi. Yakınınızda varsa rossmann iyidir.

actoderm gibi el dezenfektanları var ama klavyede falan rengini parlaklığını alıyor, bu ve türevleri klavye bilg parçaları için pek iyi olmuyor ama 10 numara dezenfektan

ben evde kumandalari ve klavyeyi neyim kolonyayla siliyorum. 80 derece boru degil

Migros'ta "Alkol Bazlı Dezenkfektan" satılıyor, Rossmann'dakinin daha kocaman daha ucuz olanı. Vücutta kullanılmıyor ama mutfakta ve banyoda kullanıyorum ben arada iyice ferah olsun diye.

prospektüsünü oku, başka ağrı kesici alma.

prospektüste de 12 saatte bir diyor. o zaman ağrıya dayanıcam yapacak bir şey yok demek :/

Farklı ağrı kesici alma, Apranax fortu ağrıya dayanamayınca 3-4 saat sonra tekrar aldığımı biliyorum. Bende sorun oluşturmuyordu ki bünyem zayıftır.

benimde bünyem aşırı sağlamdır, daha sağlamını da görmedim, 1 tane minoset içip tepe taklak kafa üstü çakıldığımı bilirim, hangi ilacın kimde ne etki yapacağı hiç belli olmuyor karıştırmamak lazım diyorum ben yinede.

bilinen hiç bişeyede alerjim yok

polis bişey yapmaz ki ne yapıcak, gelip baktı terso bi durum görmedi, gençler ne zaman bitirceniz bak geç oluyo dedi gitti

şikayet et cezası varmış

bir çözümü olduğunu sanmıyorum. bekliycen.......

degisik numaralardan polise cagri yapin, komsular vs. buralarda topluca bi rahatsizlik belirtilmedigi surece hatalar, pek hata gibi algilanamiyor maalesef

cenazemiz var diyin susarlar

Ay polis hiçbir şeye müdahale etmiyor artık, anca fetöcü filan dersen belki müdahale ederler belki :D

Gece 3'te alt katımdaki boş dairede fener ışığı gördüm, aha hırsız girdi diye polisi çağırdım, polis ''galiba taşınıyorlar, şurada bir araba var'' diyesiye kadar araba gitti zaten hırlı mı hırsız ne belli değil :D

Sallamıyorlar yani, mecbur bekleyecen + 1

Bekliyorum, bitmiyor :'( bitecek gibi de değil :'(
Kendim görünmek istemiyorum başıma bela olurlar, zaten cenazeye saygıları olacağına da inanmıyorum.

evet

var, kullanıyorum.

şu ana kadar sadece askerlik işleri ve gss için kullandım. başka fonksiyonlarından haberim yok.

yurtdışında yaşıyorsan işine yarıyor. ben de var.

vardı eskiden. sonra şifreyi kabul etmedi nedense. ben de gidip yeni şifre almadım. ara sıra banka sayfaları üzerinden giriyorum. eski şifreyi istemiyor :)

Yok bende hic almadim kullanmadim.

yok, gerekince internet bankacılığından hallediyorum girişi.

Evet

var bende kullanıyorum

Var, kullanıyorum.

evet?

Evet.

Kullanmadim, yurtdisinda yasiyorum. Ihtiyac da duymadim ama hic

Benim yok, çok sıkışırsam banka üzerinden girebiliyorum.

yok ama mahkeme için lazımmış sanırım, almam gerek şifre.

Evet. Kurcalamayi da seviyorum.

var da şu an kullanamıyorum, unuttum.

Evet çok pratik

Şifrem yok ama internet bankacılığı üzerinden giriş yapıyorum.

yurt dışında yaşıyorum. yok. hiç ihtiyacım olmadı.

ilk defa şifre alacaksan 2 lira. unuttuysan 5 lira.

evet , ben de vize için sigorta dökümü almak için bazen de sigortayı yatırıyolar mı diye kontrol etmek için kullanmıştım.
başka fonksiyonlarından benim de haberim yok.

kullanıyorum. şifremi de en az iki kere unutmuşumdur. boşuna gidip pttye para vermeyin. şifreyi unuttum kısmından basitçe çözülüyor. yakınından biririnin tc'sini falan istiyor.

Herkesin yok, alırsan oluyor. Postaneden alınıyordu şifreler. Unutursan yeni şifre almak zorundaydın. Şimdi unutunca ebenin tcsini falan verince yeni şifre alabiliyorsun AMA internet üzerinden SIFIRDAN şifre oluşturma imkanın var mı bilmiyorum.

El-cevab; benim var, kullanıyorum.