Aralik'a kaldi iki, ocak'a üc maas.
330 bin lira geliriniz olacak Ocak basina kadar.
+240 bin nakit. Yani bütceniz 570 bin lira.

Borç toplami:
170 + 270 + (37 x 3) = 551 bin lira.
KK da +75 bin lira.
+Kendi giderleriniz.
Su asamada baya eksidesiniz.
Esiniz is bulsun.

Kredi ve kredi kartlarinizi 1 veya 2 ay gecikmeli odeyin. Biraz zaman kazanirsiniz. Kredi skorunuz etkilenir, bankalar taciz eder ve faiz odersiniz ama 3. ayda basiniz daha cok ciddi belaya giriyor bankalarla.
Dert etmeyin, borc illa ki odenir.

* Kasim ayinda elinizde kalan ne varsa (maasinizdan ve hazir paradan) hepsini dolara cevirin. hem harcayamazsiniz hem de kuculmez odeme gunune kadar.

* onumuzdeki uc ay kredi kartinin asgarisini odeyin. %40 olsa 10b odemeniz gerekecek sadece. asgari odeyerek kredi skorunuz da tehlikeye girmez ama dikkat, bagimlilik yapar. odeyebildiginiz ilk seferde hepsini odemeye baslamaya calisin.

eger maasinizdan kalan parayi tutablirseniz ocak ayina -10b gibi bir seyle giriyorsunuz aralik ve ocak borclarini odeyerek.

110bin dolar borcu hic hesaba katmadim yalniz. ama bu sistemde subat hatta mart'a kadar odemeyi unutun bence.

dert etmeyin +1. geliriniz oldugu surece odenmeyecek borclar degil.

borç almayı alışkanlık yapmışsınız. öncelikle yeni borç almayın.

eğer aldığınız parayı yatırıma çevirip kısa sürede çok daha fazla kazanmıyorsanız hiç bir anlamı yok.

ödeme için de sabit giderleri olabildiğince azaltmanız lazım. 25 sabit gider varsa 15 veya 20 ye çekmelisiniz. gerçekten bu pahalılıkta zor ama gideri düşürmezseniz yapılabilecek bir şey yok.

ikincisi geliri artırmanız lazım. 110 bin, ne zaman artacak, ocakta zam var mı örneğin?

toplam borç yükünüz, yaklaşık 900 bin tl. bugünkü kurla, elinizde 240 bin tl var.

aylık ödeme 37 bin, aylık gider 25 bin, yani aylık 62 bin tl sabit gideriniz var. kalan para 58 bin tl.

aralıkta 270, ocakta 170 bin tl gideriniz olacak.

aralığa kadar geliriniz ekim maaşını almadıysanız 220 bin tl, aldıysanız 110 bin tl.

bu da maaştan kalan 58 buraya gitse (bu ay maal almadıysanız henüz 116), eldekini 240'dan 270-58=212 bin tl buraya gideceğini gösteriyor. eldekini para piyasası fonuna koyarsanız 2 ayda kabaca %7 getirir, o da 240*0,07=16 bin falan eder. o da parada kar olarak kalır. yani elde 240-212+16 = 44 bin tl kalır.

gelelim ocak ayına.

ocakta da 170 bin tl gider var.

elinizde 44 bin tl kaldı, o da para piyasası fonu ile %3 desek 1,2 bin tl bırakır. 45 bin tl birikim, 110-25-37=58 bin tl paranız var.

bu da totalde elinizde 45+58 = 103 bin tl paranız olduğunu gösterir.

yanı bu borçta sıçtınız. ödeyemiyorsunuz.

ne yapmak lazım. sadece aradaki fark + dolar borcu için tl kredi çekeceksiniz. buradaki nüans şu, zaten geliriniz düşük. ve sabit giderleriniz var, fazlası için değil, sadece giderleri kapatmak için para lazım.

11 bin dolar, şu an 41.83, ocak ayında her ay %3-3,5 değer artışı ile 4 ay sonra %13 civarı yukarıda olacak, yani 47 lira civarı. 11 bin dolar eder size 500 bin. kalan fark neydi, 67 bin tl. yani 600 bin civarı krediye ihtiyacınız var.

bu da 12 ayda ödeseniz aylık 65 bin gibi bir ödemeye denk gelir.

yani 65+37 =112 bin tl gibi bir gideriniz oluyor.

yani cevap, hayır siz bu yeni borcu 12 ayda kapatamayacaksınız. 18 ay diyelim vadeye...

neyse, çok uzadı.

yapmanız gereken bu.

ve bir daha borç almamak.

insanları kredi kartı faizi az bilmem ne diye gazladılar, şimdi ödemesi böyle oluyor.

geçmiş olsun.

* kredi kartı asgari ödeyin, ve olabildiğince az harcama yapın. sadece asgari ödendiğinde, yapılan her yeni harcama sanki zamanında ödenmemiş gibi faiz yazıyor. bunu çok kişi bilmez, asgari ödemenin en kötü yanı budur.

* 110bin geliriniz var, 25civarı kredi kartları ödemesi. fatura/kira/mutfak gibi diğer şeylerle beraber toplam 30 ve geriye 80 kalıyor diyebilir miyiz? kredi kartının tümünü ödemezseniz elinizde kalan para biraz daha yüksek olabilir.

* 170 ve 270'lerin tamamı mı ödemek zorundasınız? 200 ve 100 gibi ödeyip kalanlarını sonraki aylara sarkıtabilir misiniz?

* tamamı ödenecekse bile, kasımı elinizdeki 240 ve maaştan kalanla ödeyebiliyorsunuz. kredi ödemeniz (37) ve kredi kart borcunun bir kısmıyla birlikte 50 bin daha gidecek maaştan. 110 - 37 - 13 (düz olsun diye kredi kartı) 60 kaldı, kasım ayının tümünü öderseniz elinizde 30 kalır.

* sonraki maaştan da 60 arttırabilirsiniz, eder 90. ocak ayında 80bin kadar açıktasınız. ama ocak maaşından da aynı yöntemle 60 gelirse, açık azalır.

* elinizdeki kredinin vadesini uzatabilir ve en azından bir tanesini atlayabilirseniz ocak borcunu kapatabilirsiniz.

* kira/fatura/ıvır zıvır için 30bin gider yazdık. eğer daha fazlaysa hesap tutmayabilir.
* bu üç ay gerekirse sadece makarna yemek lazım, sonraki altı ay da sıkışmaya devam edersiniz ama tahammül edilebilir ve ödenir bir borcunuz kalır.
* ekstra bir şey çıkmadığı sürece 6 ay sonra nefes alabilirsiniz.

* ocak borcunu da ödedikten sonra 11bin dolar dışında kredi kartı ve kredi borcunuz kalıyor. kredi kartları asgari ödendiği için ve orası da epey arttı. şubat maaşıyla kredi + kredi kartı borcunu ödemeniz lazım. muhtemelen kart borcu 60 belki 70e ulaşmış olacak. mart gibi kredi kartı yangınını da söndürürsünüz, kontrol edilebilir olur.

* marttan sonra dolar borcuna bakarsınız. çok yoksunluk çekmeden bir senede, yoksunluk çekerek 8 ay gibi bir sürede ödeyebilirsiniz. acil bir şey olmadığı sürece, bir kısmını ödedikçe bu kişiye karşı biraz daha esnek davranmaya başlayabilirsiniz.

* kazancınız artabilir ama giderler de benzer oranda artacağı için onu saymadım.

Abi senin evin vardı, ve yeni de sıfır araba almıştın bu sene.
Bu kadar borca battiysan arabayi satip daha düşük modele geçip borçları kapatabilirsin.

Arabanın borcunu kapattım.
Bu borçta esasında kötü bir borç değil.
Yatirim amacıyla iyi bir yerden arsa aldım ve inşaat başladı oradan daire gelecek onun borcu.

Arabayı inan satmak istemiyorum. Artık işin içinden çıkamazsan son çare olarak satacağım.

Bu ara epey dinledigim icin ondan ornek vermek istedim; Dave Ramsey orta sinif birinin hep orta sinif kalacagini evlerinin onundeki yeni ve sifir arabalardan anlarsiniz diyor. Hatta en temel kurallarindan biri tum borclarini kapatana kadar ve net degerin 1mio usd ulasana kadar (borcu tamamen kapanmis ev de dahil) motorlu hicbir tasita yatirim yapmamak ve yeni ve sifir araba almamak. Dolayisiyla size ogut verecek olsaydi ilk soyleyecegi sey arabanizi satip borclarinizi kapatip ikinci el araba aldirmak olurdu. Ayrica borc odeme sirasi olarak en dusuk borctan baslayip yemeyip icmeyip tum borclari kucukten buyuge dogru kapattiriyor. Stratejisi mumkun olan en kisa surede borcsuz bir yasama gecip (kredi karti da dahil), borc ve kredi notu sisteminden cikip parayi biriktirme ve daha akilli yatirimlarla buyutme uzerine kurulu.

eğer yatırım kaynaklı bir borçsa,
1- harcamaları düşürüp
2- kartı minimumda ödemek makul olabilir.

şubata kadar 4 ay var. 25 masraf 22- 20 ye çekilebilse, minimumu da 8 falan olur. 8*4 32 bin. 25*4 100 - 32 = 68 bin bankaya borca dönüşebilir.

kolaylıklar.

300mb limiti olmasi lazim eger ucretsiz kullaniyorsaniz veya eklenti vb. kurmadiysaniz. Bu limite takiliyor olabilir misiniz?

Bir de bazen manuel olarak simdi senkronize et butonuna basmak veya kapatip acmak gerekiyor ayar degisikligi sonrasi.

Ek hesaptan tl çekme+ pazartesi döviz bürosundan bozdurma

ne kadar bozduracaksınız? yani yanımda 1000-2000 tl nakit olsun deyip 30-40 euro bozduracaksanız zaten hiç fark etmez, 47 yerine 42'den bile alsa 150-200 tl farktan bahsediyoruz. tutar böyle bir şeyse almanya'dan da alabilirsiniz tl, havalimanında uğraşmamak için.

daha ciddi bir meblağ ise küçük kısmı üstteki gibi, büyük kısmı pazartesi döviz bürosu +1

Wise vb. ile enparadaki tl hesabina gonderip inince de direk atm'den tl cekseniz olur gibi sanki. nerdeyse anlik gonderiliyor ve kur oranlari vs. de belli ve kotu degil oyle. Kafaniz yorulmaz boylece, hem de doviziniz yaninizda yedekte zaten, illa gerekirse gene bozdurursunuz bi yerden.

en.mopla.solutions

Bu bilet türü mü kredi kartına kapalı yoksa kartınızı mı tanımıyor?
Tek yön biletimi aynı uygulamadan kredi kartını değiştirince alabildim.

kiosktan vermediler almanya vatandaşı olmanız lazım dediler. uygulamada da adres vb istiyor. freenow uygulamasından aldım.

Kas gevşetici hap (mide sorunun yoksa) , kas gevşetici krem, Ağrı olan yere 15'er dakikayı aşmayan buz kompres, ortopedik yastık

ve ilk fırsatta hekim kontrolü,
işe yarar diye düşündüm.

Geçmiş Olsun.

Geçmiş olsun öncelikle.

Hemen dönüşte doktora dediğiniz gibi. Doktor değilim sadece hastayım, ona göre dikkate alın lütfen.

Anlattıklarınız direk boyun düzleşmesi ve boyun fıtığı gibi problemleri çağrıştırdı. Doktora gidene kadar idare etmek için uygulanabilecek şeyler çoğunlukla boyun kaslarınızı gevşetmek için olacaktır. Uzun vadede onları güçlendirmeniz, çalışma ergonominizi düzeltmeniz, sağlıklı bir postüre sahip olmaya dönük spor yapmanız ve stresten uzak kalmanız gerekir gibi şeyleri hemen sıralıyorlar bu mesele için de.

Boyun kaslarınızı gevşetmek için bence soğuktan uzak durun. Zorlancak hareketlerde bulunmayın. Şu an spazmik olduğu için esnetmeye falan da uğraşmayın. Denildiği gibi kas gevşetici hap/kreme erişiminiz varsa edinebilirsiniz. Sıcak su torbasıyla yatarak gene sıcak bir gevşetme yapabilirsiniz. Veya eczane, market gibi yerlerde satılabilen sıcak kompres bantları (türkiye'deki yakı benzeri) sizi bir miktar rahatlatabilir. Bir örneği aşağıda. Tekrar geçmiş olsun ve lütfen geçse bile ihmal etmeyin. Bir sonraki hatıtlatması daha ciddi/kötü olacaktır

www.dm.de

Teşekkür ederim cevaplar için

Kısa süreli soğuk kompres, ödem dağıtmak için,
Sürekli sıcak tutmak, kasları gevşetip ağrıyı azaltmak için.
İkisi de var yani
Yanlış ifadeler değil.

5 saatlik rötarda tazminat hakkın olması gerekiyor. Uçuştan sonra kendi sitelerinden şikayet kaydı açmalısın. Olumsuz yanıt gelmesi durumunda olumsuz dönüş aldığın dosya numarası ve diğer kanıtlarınla birlikte SHGM'nin web sitesinden başvuru yapmalısın.

İnstagramda 20-30 kere denk gilmişimdir '3 saatten fazla rötar varsa tezminat hakkın var' diye.
Yarım saat reels kaydır, kesin denk gelirsin

Sunlarla veya bir benzer servisle almaniz lazim (tazminattan komisyon aliyorlar sadece). Avrupa cikisli ucus oldugu icin haklariniz duzgun korunuyor. Pesini birakmayin

www.airhelp.com

biletleri birlikte mi aldınız yani tek pnr mı var? eğer öyle ise yan yana verir. yok ayrı ayrı aldıysanız tabi ki yan yana vermez. biri otomatik atanan koltuğu aldıktan sonra diğeri onun yanına ücretsiz check in yapabilir ya da kontuarda görevliden rica ederseniz yan yana verir.

Biletleri aynı anda tek pnr ile aldıysanız yan yana veriyor koltukları. Ben şimdiye kadar onlarca kez böyle deneyimledim yani.

Ben de arkadaşın sorusuna kaynak yapım. İki ayrı pnr var. Neden ayrı ayrı aldın derseniz, bagaj ücreti ödemek istemedim. 20 kg bize yetiyordu ikinci bileti o yüzden bagajsiz almak için ayrı ayrı almak zorunda kaldım ve pnr ler farklı. Şimdi ben yanyana oturmak için o zaman online check in yapmayım havalimaninda rica edeyim doğru mu? Veya nasıl bir yol izleyim.

rica edin ama vermeyebilirler çok önemli ise sizin için satın alın

Checkin yapmayacaksanız bayaaaaa erken gidin. Biz bir kere thy ile 4 saat önce hava alanında olarak overbooking e denk geldik, şansımıza bi sonraki uçağa binebildik ama öbür güne kalma olasılığı da vardı. O günden sonra ya paramla satın alıyorum ya da random başka koltuklar da çıksa checkin yapıyorum.

Peki bunu müşteri temsilcisini arayarak yaptıramaz miyiz. Zira Checkinlar uçuşa 7 gün kala açılıyor.

Sansiniza guveniyorsaniz farkli pnr'li 2 kisi icin eszamanli online checkin yapmayi deneyin. Sirayla atiyor koltuklari genelde, ozellikle koltuklar henuz bossa. Bi denemis olursunuz ama yanyana dusseniz bile mesela son anda ucaga giriste az da olsa koltugunuzun degisme ihtimali var. Yeni bir koltuk numarasi cat diye atayabilirler. Gicikligina degil de bir sekilde sistem otuyor ve yeni koltuk numaraniz su buyrun diyip gonderiyorlar. Kisacasi en garantisi 2kisi icin de koltuk satin almak. Bunun alternatiflerinde yanyana oturamama riski cesitli oranlarda artiyor. Iyi ucuslar :)

Peki, uçakta koltuk değiştirmede Bi yasak var mı? Gardas rica etsem eşimle yer değişir misiniz diye, yolcu tamam derse sorun oluyor mu?

Geçen hafta aynı anda yaparak yan yana oturabilmiştik. Ama biri bi ön veya yan sırada verir. Türkse koltuktaki ricanızı kırmayabilir, ama yabancı kişiye daha önde ve cam kenarı teklif ettik kabul etmemişti gidişte

Besiktasa gecip oradan gayrettepeye cikmak da bir secenek. Havaalani metrosu artik gayrettepeye kadar geliyor.

teşekkür ederim, gayrettepe'yi öğrendiğim iyi oldu. valizim olduğu için vapur olayını tercih etymiyorum. peki havalimanı metrosuna hangi duraktan aktarma yapmak daha iyi? gayrettepe mi yoksa şişli-mecidiyeköy mü?

Havaalanı metrosuna Şişli-Mecidiyeköy'den aktarma yapılırsa burada yazıldığı gibi ekstradan bir aktarma daha giriyor, Gayrettepe ise direkt aynı istasyondan. Ek bir metro ücreti ödenmiyor. Gerçi Gayrettepe Metro istasyonundan havaalanı metrosu istasyonuna geçmek için baya bir yürünüyor ve istasyon da hayatımda gördüğüm en derin istasyon, bir kat daha inilse lava rastlanabilir.

bir seyler icerim vs dersen armada caribou ya da caffelab olabilir. metro geciyor onunden. kentpark'ta da caffe nero yapabilirsin. haftaici gunduz genelde sakin olur bu mekanlar.

armada caribou üst kat +1
çayyolu coffee lab üst kat
kızılay hypatia kütüphane kafe

Daha cok sinavlara hazirlanan gencler(tus vb dahil) ve arkadas gruplari oluyor ama uyanik kutuphane de isinizi gorebilir. Farkli subeleri vardi.

Ayrica Cankaya Belediyesi'nin mahalle evlerinde de genelde kutuphane/calisma salonu oluyor. Onlarda yeme icme olanagi bulamazsiniz. Gerci metroya yakin olani da yok sanirim.

Gene metroya yakin olmasa da otobus vs. ile gidilebilecek coworking/ calisma salonu mekanlari olabilir. Cukurambar'da, yildiz'da, eryaman'da faal durumda olanlari vardi. Haritalarda calisma saloni coworking diye ararsaniz gelecektir. Ortamlari ve gelen kitle size ne derece uyar bilemem tabi ama bu mekanlar gunluk giris yapip tum gun orada calisma yapabilme, basit yeme icme hizmeti alabilme temasiyla calistigi icin is gordugu oluyor. Ha bi de direk metronun dibinde Cozone var ama oraya aylik uyelik vs. yapmak daha makul olabilir.

Kolayliklar

Sevgilim yok mesela, iyi ki de yok , ankarada yapcak bi sey yok cidden

Var. Eskiden çok geniş bi çevrem ve çok arkadaşım vardı. Ekonomim de çok iyiydi o zamanlar. Ekonomik olarak çöktükten sonra kimse kalmadı. Bazen başımı alıp tek başıma kampa gidiyorum. Zevkli de oluyor. İşin kötü yanı yalnızlığa alıştıktan sonra hayatına bir sevgil, arkadaş falan girmesine de istemeden müsade edemediğini kimseyi çekemediğini, en iyi arkadaş ve sevgilinin kendin olduğunu anlıyorsun. Gel gelelim insan sosyal bir hayvandır. Bu durum ilerde nasıl verilir zaman gösterecek.

Varken mi yok yokken mi yok?

Yokken yoksa o kolay, yani belki sartlar kotudur istediginiz gibi olmaz, istediginiz zamanda olmaz ama bir sekilde oluru var en azindan.

Varken yoksa o zaman durum tabi farkli. Tavsiye vermek kolay degil, verebilecek olan varsa gelse verse burada hatta.

Gene de insan kendini bazen veya belki genelde de olduğundan daha beter durumda saniyor. Daha pozitif moda sevk edebilecek cevresel kosullar iyi gelebilir.

Açıkçası sevgilisi olup yine de konuşmaya uygun biri olmamasından yada seni anlamıyor olmasından daha iyi yalnız olmak en azından boş kalabalık yok hayatında.

yanılmıyorsam metrobüs 24 saat aralıksız çalışıyor, bir şekilde metrobüs hattına ulaşırsan son durağı kadıköy hasanpaşa. oradan merkeze yürümek 5-10 dakika.

taksiyle gayrettepe oradan metrobüs, yani ben öyle yapardım, yürümüşlüğüm de var beşiktaştan metrobüse

6:45 ilk vapur saati tam 20 dakika sonra kadıköyde oluyorsun

taksim-kadıkoy dolmus gorunuyor beşiktaştan da geçiyor görünüyor ama hiç kullanmadım ben kullanan teyit ederse iyi olur.

moovitapp.com

cuma veya cumartesi gecesiyse gece vapurları işi çözer gibi

www.sehirhatlari.istanbul

Tansiyon kaynakli olabilir.

Kesinlikle hayat kalitesini cok dusuruyordur, bi cozume kavusturmanizi dilerim.

Akla gelmemis olabilir ama boyun fitigi da yapar bas agrisi, hatta duzlesme bile. Tum gun tekrarlayarak yaptigi seyler(masabasi is, orgu, kitap vs.) kaynakli da olabilir sebebi mesela. Bi degerlendirin derim.

Psikolojik de olabilir fiziksel de. venografi de çekildi mi? ve mr ile tomografi ilaçlı mı çekildi?
(Tansiyonu değerlendirildi mi?)

tansiyonu normal. işi masabaşı ama öğle arasında çıkıp gezer hep, genel olarak da hareketli biridir. boyun fıtığına sanırım bakılmadı, bildiğim kadarıyla venografi de yok.

sinüslerle ilgili olabilir. arveles içince geçiyor mu?

@adivar, hayır :/ ki kendisi ağrı kesicileri şeker gibi yutan birisi değildir, özellikle dikkat eder, cidden zorda kalmadığı sürece almaz ama genelde hiçbir ağrı kesici işe yaramıyor.

Belli ağrayan bir kısmı var mı? Şöyle, diş sıkma da olabilir, bu boyun kaslarını da etkiler, kafadaki terik noktalarını da etkileyebilir. Ben yıllarca salak gibi migren ilacı içtim, dişçi şansa farketti. allah razı olsun ondan. meğer bilinçsizce dişlerimi ve boyun kaslarımı sıkıyormuşum. Başım aprımadığı zamanlarda bile keyifsiz oluyordum. Masseter botoksu hayat kalitemi yükseltti, üstüne bir de migren botoksu yaptırdım. kuş gibi hafifledim. bunu ve boyun fıtığını da değerlendiriniz.

sadece relpax kesiyordu aprımı, ayda 3'ten fazla içilmemesi gereken ağır bir ilaç.

zamanında başımdan şöyle bir şey geçmişti. Eğer pc göz hizasında değil de sürekli aşağı bakarak çalışıyorsa ense gerilip baş ağrısı yapıyor, bir ihtimal bundan olabilir.

eksisozluk1923.com

Masabaşı çalışıyorsa ama yoğun olarak pc kullanımı yoksa boyun kaynaklı olmayabilir. Duruşuna dikkat etsin yine de.
Diş sıkma olabilir. İnsanı huzursuz eden baş ağrısı yapıyor. Böyle ne tam ağrın geçiyor ne de geçmiyor.

Yürüyüş yaparken nefes alışlarına dikkat etsin. Çenesini rahat bıraksın.

D vitamini bakılabilir. Benimde annemde 50 yaşlarının başında baş ağrısı peydahlandı. Her şeye bakıldı ama bulunamamıştı. Özel ağrı kesicilerle evde yatıyordu.

D vitamini kullanmaya başladığından beri yaşamıyor artık. Bence bir doktora gidip olabilecek tüm vitamin minerallere bakılmalı.
Baş ağrısı için gittiği doktorlar d vitaminine hiç bakmamıştı, çok alakasız bi anda çıktı ortaya d vitamini eksikliği olduğu.

oncelikle gecmis olsun. bas agrisi o kadar generic bir rahatsizlik ki herseyden olabilir. soylendigi gibi psikolojik olabilir, tansiyon olabilir. bunun disinda genelde pek alaka kurulamayan

- dis curugu
- goz bozuklugu
- vitamin(B2, B6, D,) eksikligi
- mineral eksikligi(magnezyum, demir, potasyum, kalsiyum)
- gun icinde yeterli su tuketmeme
- gun icinde kan sekerinin cok oynamasi

bunlarin herbiri ayri ayri bas agrisi yapma potansiyeline sahip

Hakkinizda bu sebepten acilmis dava ve hatta sanirim daha dogrusu mahkeme sonucu kesinlesmis ceza, yurtdisina cikis yasagi vs. olmadikca yurtdisina cikmanizda bir engel yok.

Olup olacagi gbt yaptiklarinda(pasaport kontrolunde buna bakilmiyordu gibi sanki) size tutanak tutar, imza attirir ve birakirlar.

Bu tutanak sonrasi veya kendiliginden eger askerlik subeniz savciliga bildirir sonra da savci sorusturma acarsa o asamada basiniz agrimaya baslayabilir ama bu durumda birkac yuzbin insan var sanirim. Pek uzerine gidilen bi mevzu degil.

Ha ama idari para cezasini yapistirirlar. Bir sonraki afta silinir veya odersiniz veya askere artik. Tipik dongu bu sekilde.

Böyle bir durumda olanlar için güncelleme:
Yoklamamı yaptırdım 31 Aralık tarihine kadar yoklama içerisindeyim. O döneme kadar yurtdışına gideceğim için konsolosluktan erteleteceğim.

iptal edebilirsin iaden tam yatar

www.airhelp.com

Avrupa'dan kalkisli ucusta haklarinizi almaniz cok daha olasi, eger sartlari sagliyorsaniz tabi. Yolcu haklarini koruyan bir yapi var orada sonucta.

Ustteki site araciligi ile yasal mevzuattaki tazminati almistim yillar once. Dava falan actilar havayoluna, hic bir seye bulasmam gerekmemisti. En son kazanilan meblag uzerinden kesinti yapiyorlar kendilerine kar payi olarak, yuzde 25ti o zaman. Benzerleri de vardir mutlaka. Bi bakin isterseniz.

konaklama + 400 euro (600 de olabilir unuttum) civarı tazminat alıyorsunuz ama şartları var. mücbir sebep olmaması (doğal afet, hava muhalefeti vs) gerekiyor. 24 saatten önce haber vermeleri gerekiyor vs vs. yurtiçi uçuşlarda 100 euroya düşüyor.

önce pegasusa başvuracaksınız tazminat talebiniz için. dönüş yapmazlarsa shgm'ye gidiyorsunuz onlar öttürüyor.

evet böyle bir eşik var, herkesin bu eşiği geçmesi için gerekli miktar farklı

bu eşiğin bazı durumlar için bahane olarak kullanılması da yaygın bir kılıf

açılın evde iki alkoliği olan uzman geldi.
kişiden kişiye değişiyor. alkolik baba sarhoşken yaptıklarını kesinlikle hatırlamıyor (işine gelmiyor değil, hatırlamıyor), cinsini sevdiğim cinsine çekmiş alkolik oğlu ise a'dan z'ye hatırlıyor. miktardan bağımsız ikisi de, 1 biradan tutun 10 bira+1 viski+2 şişe köpek öldürene kadar her miktardaki alkol ve sarhoşluk durumu ile vukuat gözlemim var.

Eğer zoom olacak kadar içtiysem zatwn dışarıdan anlarsın, mantıklı konuşamam, sağa sola yıkılıyo olurum. O zaman hatırlamayabiliyorum.
Ama eğer seninle mantık çerçevesi içinde konuşabiliyorsam sarhoş olsam bile o zaman hatırlarım. En azından sen hatırlatınca hatırlarım biraz.
Tamamen unutmak bence biraz abartı. Yani tamamen unutacak kadar içtiysem zaten benimle konuşulmaz.

Eşik aşılırsa mümkün. Diyelim normalde 35 cc içiyorsanız 70 cc içerseniz 35 cc değilde 50 cc den sonrasını hatırlamayabilirsiniz. Normal bir durum ama utanılacak şeyler yapmama kaydı ile.

Hicbir sey hatirlamama degil de kopukluklar oluyor. Ama mesela filmlerde seks yapip hatirlamama geyigi de sacma, o kadar buyuk bir olayi hatirlarsin, ha diyelim ki o kadar ictin ki beyin gitti komple o durumda da seks yapamazsin.

Alkol gunun sonunda bir zehir oyle bakmak lazim

cok fazla alkol tukettigim donemler oldu. hicbir zaman bu durumu yasamadim.

kisinin alkol esigiyle alakali bir mevzu. ama alkolden kustugumda bile hatirliyordum her seyi. benim basima gelmedi yani.

Ben de hatirliyorum.

sarhoşken olanları unutmak gerçekten ekstrem bir durum. içen insanların çoğu bunu yaşamaz. 10-12 yıldır aralıklı; son 3-4 aydır öküz gibi içiyorum, hayatım boyunca önceki güne dair hiçbir şey hatırlamadığım sadece BİR gece oldu. tam aksine, çok sarhoş olunca duygular yoğun yaşandığı için insan mental olarak yorulur; çok sarhoş olduğun geceyi bazen aylar sonra bile hatırlarsın.

ben misal dozu ayarlayamayıp evde duvarlara çarpa çarpa tuvalete gittiğim dönemleri çok net hatırlıyorum. sarhoşluk öyle insanın aklını alıp götüren bir şey değil. onun olması için komalık filan olman lazım.

çok içen biri saçma davranabilir, normalde hiç yapmayacağı şeyleri yapabilir, iş "sarhoşken söylenenler aslında gerçekte hissedilenlerdir" boyutunu geçebilir ama ertesi günü hatırlamamak, ne yaptığını hiç bilmemek vs. ne bileyim bunlar bana çok ekstrem geliyor.

bunu ne yazık ki alkol tüketimi miktarıyla rusları korkutmuş bir insan olarak söylüyorum. hatırlamayacak kadar içen adam zaten ikinci üçüncü denemesinde ölür muhtemelen. bazı detayları hatırlamazsın filan ama öyle "aaa tamamen gitmişim yok hiçbi şey" durumu bence pek mümkün değil. onun için düşüp uyuyakalman lazım yani, ben saatlerce şunu bunu yapayım sarhoşken, ertesi gün hatırlamayayım yok. alkol uyuşturucu ama o kadar ağır bir uyuşturucu değil, tribe sokacak bir şey değil.

Sarhoşluk ile ilgili ‘dakika başına düşen fotoğraf karesinin azalması’ diye bir tabir var. Bence Kesinlikle nokta atışı. Mesala ayıkken dakikada 10 bin fotoğraf çeken video gibi hatırlarsın her şeyi ama kandaki alkol oranı arttıkça dakika da 5-10 a düşer, parça pincik hatırlarsın yani. Sonrasını hatırlamıyorsan ya sızmışsındır ya da bayılmış

Alkolik olma sarti saglanmadan da bu yasanabiliyor. 1 kez tam yasayinca, yasanabilecegine ikna oluyorsun. En fazla birkac kez oldu. Kendimi rahat ve guvende hissettigim ortamlardaykendi. Zaten tekinsiz bir his oldugu icin tekrar o esige cikmamak icin dikkat ediyorsun.

Tumuyle perde kapaniyor ama yaptiklarina devam edebiliyorsun(musum). Disardan bakinca, kayisin o siralarda koptuguna dair hicbir isaret yokmus.

Bir yerden sonra sizma ve belki kusma vs. eslik ediyor. Nerdeyim ben, nasil buraya geldim vs. dusunceleriyle uyanmak ayirt edici oluyor. Cok fazla icince oluyor evet ama bence kilit nokta hizlica yuksek alkol yuklemesi.

Hayatımda sadece iki kere kör kütük sarhoş oldum. Birisi 5-6 ay önceydi. 7 kadeh rakı içtim. Onda bile topuklularla yürüyüp hesabı ödeyip taksi çağırıp evime dönebildim ki tek eksisi utanıyorım taksiye kusmam oldu, onda da adam çok salladı arabayı. Hatta temizlik parası falan teklif edecek kadar da kendimdeydim. Bence ergen gibi kusmak dışında bahsi geçen hatırlamama durumu bir şehir efsanesi. Ki ben sık alkol tüketen hatta alkolü seven bir insan da değilim, bağışıklığım da yok.

aşırı para ihtiyacım yoksa ben de eşe dosta arkadaşa satıyorum böyle şeyleri. 160 küsürlük aracı arkadaşıma 130'a bırakmıştım mesela bir kaç sene evvel, hem onun işini görmüştü hem ben sorunsuz dertsiz satmıştım.

yakın arkadaşımsa elbette herkese verdiğim fiyata vermem.

bir şey satarken ve alırken arkadaşlar arasında zaten daha uyguna fiyat söylenir benim çevremde. sana şu fiyata olur gibisinden. gayet normal bir durum yani.

Iyi yapmissiniz. Her sey para degil.

Usul budur.

Benim arkadaş çevremde de bu şekilde ilerletiyoruz süreçleri.

Onu şu fiyattan satıp üstüne şu parayı ekleyip bunu alayım gibi bir planım varsa ya da gelen parayı planlı başka bir amaçla kullanacaksam satmam.

Eğer öyle bir planım yoksa satarım.

Ben indirim yapmak zorunda olduğum için ve olası bir arıza durumunda arkadaşımla aramda bir tatsızlık olması ihtimali olduğu için böyle ticaretlerden mümkün olduğunca uzak duruyorum. ama 13 binlik şeyi de 8500e vermezdim açıkçası.

Yaygın bir davranış, pek çok insan yapıyor ama ben yapmam, yapmamaya çalışırım.

Öncelikle eğer telefon gerçekten 11 bin liraya satılabiliyorsa, 8500'e sattıysanız aradaki 2500 lirayı neden sokağa attınız ki? İhtiyacınız yoksa bile bir kuruma bağışlar, bir ihtiyaç sahibine verebilirdiniz.

Ayrıca belli olmaz, telefon bir süre sonra bozulursa bu sefer arkadaşınız "bana 2500 liralık kıyak yaptı" şeklinde değil "bana 8500 liralık kazık attı" şeklinde düşünecek. Arkadaşınızın suçu da değil bu, insan psikolojisi.

Bu iki sebeple ben arkadaşa/tanıdığa satmamaya çalışırım.
Durup dururken arkadaşınıza 2500 lira nakit verseydiniz dünyanın en iyi arkadaşı olurdunuz, şimdi telefon bozulursa dünyanın en kötü arkadaşı olacaksınız.

yokuş yok denecek kadar az ve yalnızca 15-20 dakikada yürüyebilirsiniz kızılay'dan.

Ankara toplu ulasim sacmaliklarina giris saydirmami yapayip hizli cevap vereyim.

Bestekarin neresine gideceginiz biraz belirleyici olur. Esata giden otobuslere, 317 gibi, binebilirsiniz. Sizi esat dortyol duraginda indiriler oradan asagi salarsiniz.

Eger daha kizilay tarafina yakin olacaksa akay caddesi duragindan gecen 114,408,413,427 gibi otobuslere binebilirsiniz. Daha kugulu park yakinlari ise gene ayni otobuslerle kugulu parka kadar gidip asagi salabilirsiniz

Nabiz yoklama sansiniz varsa, guzel ve şık bi baharat seckisi olabilir. Alicisi olabiliyor. Ailesinden bir seyler sezemeyecekseniz onden, riskli fikir tabi.

baharat -1 kesin bilgi.

baklava amaaaa olay baklavalardan. mesela hafiz mustafanin tatlilarini tokluktan geberirken bile tuketirim. bi yiyecek bi de kalici bisi icin magnet, anahtarlik galata kulesi cart curt bisi bellki ama en cok bakir kupa/bardak, turk kahvesi fincani icime sinebilirdi. fincan dusunursen espressoyla hemen hemen ayni ölcude olabilecek bi bardagi kullanirlar diye dusunuyorum.

su nasil sirketin verdigi esantiyonlar gibi ty.gl

Kuruyemiş. Sarı leblebi özellikle seviyorlar. Kuru hurma incir vs öyle şeyler de gidiyor.

Bir arkadaşım geldiğinde tahinli çöreğe bayılmıştı. Sorup sorup durdu, o olabilir. Benzer pastry ürünler olabilir, çok abartmaya gerek yok.

Baklava genelde sevmiyorlar çok tatlı geliyor, baklava götürecekseniz kuru baklava götürün. Sevmiyorlar da değil de bu gözler bir parça kuru baklavanın 4 kişi tarafından paylaşıldığını gördü. Rakı da olmaz, sevmiyorlar çöpe gider.

Benzer şekilde lokum da çok gitmiyor, az götürebilirsiniz. Pişmaniye beğendiler ama.

Küçük böyle geleneksel desenli çinili bardak altlığı, kase gibi şeyler olabilir.

Baharat +1 Ama yanına yemek kitabı da olabilir :)

mira'ya katılmıyorum,

benim italyan arkadaşlarımın ki arasında 50+ da var favorileri

rakı, lokum ve baklava

ama baklava çok zor götürmesi o sebeple mutlaka rakı+baklava olsun. rakının nasıl içilmesi gerektiği çok güzel bir muhabbet konusu mesela. süper bir konuşma açıcı.

Benim bu tarz uzun seyahatli ziyaretlerimdeki default hediyem muska tatlısı. hem taşıması kolay, bozulmuyor etmiyor hem de yiyen aklını kaybediyor.

en risksiz olanı lokum. her gittiğimde götürüyorum bayılıyorlar yolumu gözler oldular :)

ben koreye türk lokumu götürmüştüm.

hacı bekir'de çok tatlış kutulular var.

Nazar boncuklu ev hediyesi...

sıfır olsun dersen samsung tab s6 lite ikinci nesil 4.5k civarındaydı.

Matepad 11 guzel alet. Google servisleri olmadan tablette cok zorluk cekmeden idare edebilirseniz tabi. Gmail, google drive, gdocs vs. kesin lazimsa hic bulasmayin.

Fiyatini 6000 kusurlerde yakalarsaniz bence iyi bi secenek

Denk gelmediyseniz belki aşağıdakilerin bir faydası olur.

www.youtube.com
www.youtube.com

gördüm gördüm hatta köpek kolejinin tüm videolarını izliyorum.

ama demek bir noktada mizacım kaynaklı vs doğru eğitemiyorum bu konuda. ya yeterince vakit ayıramıyorum ya çok sabırlı davranamıyorum ya da acıyorum bi noktadan sonra ve zorlamak sitemiyorum.

Egitimi sizin almaniz lazim. Bir yere verip güya egitme olayi inanilmaz sacma. Ben görmedim duymadim bu tip egitimi. 4,5 senedir kopegim var, yine bir programa yazildim evde yalniz birakma ile ilgili. Ben yazildim, kopegim degil.

Kopeginizin hayati boyunca eslik etmesi gereken ve eslik edecegi kisi sizsiniz, dolayisiyla sizinle ogrenmesi ve sizin de onunla uyumlu sekilde yasamayi ogrenmeniz sart. Iyi bir trainer bulun. Bunlar zaten sizin yogun sekilde calismadan ogretebileceginiz seyler degillerdi, moralleri bozmak yok. Daha cok genc, ergen oldugu icin biraz zorlayabilir bu donemde ekstra olarak.

Köped'e bir mesaj atarsanız sizi yönlendireceklerini belirttiler. Instagram sayfaları: kopedturkiye

Egitimi sizin almaniz lazim, köpeğin değil. Bu sebepten boardine yollamaniz mantıklı olmaz.
Buna ek olarak köpek 9 aylik, tam böyle şeylerin zamani.

Dışarıdaki davranislarinda sorun nedir?

Günlük ne kadar egzersiz alıyor (kosma, oynama)?

Misal nothing in life is free falan yapabilirsiniz ama en mantıklısı sizi de egitecek bir egitmen.

Bende de labrador var ama sizinkinden çok daha zorlu benimkisi tabi :)

Benim rott gibi muhtemelen. Disarida benim disinda kimsenin yurutmesi mumkun degil. 11 aylik. Benden her konuda cok cekiniyor, sozumu dinliyor. Ama tasma ile yururken cok guc veriyor. Bogulacak saniyor insanlar cikardigi sesten dolayi

Çiftlik eğitimlerinin işe yaramadığını, kısa süre sonra yok olduğunu defalarca duymuştum ama pek de inanmamıştım.

Yaklaşık aynı zamanlarda arkadaşım köpeğini çiftliğe eğitime gönderdi, bense haftada bir bize gelip eğitim veren bir eğitmenle çalıştım.
Arkadaşımın köpeği çiftlikten çıktıktan sonra ilk haftalar muazzam disiplinli, düzgün, eğitimliydi. Benimkiyse çok yavaş ilerlemeler gösteriyordu.

Aradan birkaç ay geçtikten sonra çiftlikte eğitilen köpek neredeyse tamamen eğitimden önceki haline döndü. Bizimkiyse ilerlediğimiz kadarıyla duruyor.

Arkadaşlarınızın eğitime verdiği köpeğin sonradan ne duruma geleceğine bakın, bence siz de o eğitimin uçup gittiğini göreceksiniz. Çiftlik eğitimi aldıran arkadaşım birkaç hafta önce ani bir şekilde köpeğin çekmesi sonucu düştü, omzundan ameliyat oldu.

Eğitmenlerin ücretleri de çok ilginç İstanbul'da. En ucuzuyla en pahalısı arasında 7-8 kat fark var. Herkesin kafasına göre fiyat verdiği ilginç bir sektör sanırım.

Umarım mutlu olacağınız bir eğitmenle karşılaşırsınız. Bu arada hiçbir eğitmende de sihirli değnek olmadığını bilmek gerek. Her eğitim zaman, sabır, kararlılık gerektiriyor.

Splat kullanıyorum ben memnunum

macundan ziyade diş fırcasına dikkat edin. curaprox gibi cok yumuşak diş fırcaları var.

Eger dis hekimine gostermediyseniz once bir kontrole gitmek iyi olabillir. Hassasiyet disinda baska bir problem de mumkun olabilir diye yani.

Bana dis etleri icin parodontax onermisti doktor, kullaniyorum, memnunum.

@jnlbnnn muayene olmuştum ve hassasiyetin var demişti

Hayırlı olsun hocam. Teknokent'in servisleri vardı eskiden, fiyatları da fena değildi (ve şirketler çoğunlukla karşılıyordu). Artık yok mu onlar?

Bi diğer alternatif de aynı bölgeden giden birisiyle araba paylaşmak olabilir.

Ama odtü teknokent böyle bi yer maalesef. Dünyayı değiştiriyoruz bıdı bıdı diye bi araba kafa ütülerler, ama daha ulaşım veya köpek sorununu çözmekten acizler :/

@plutongezegendegilmi Teşekkür ederim. :) Maalesef artık servis olayı yok gibi görünüyor, ya da bir şekilde ben bulamadım. Şehirde de yeni olunca giden gelen birini bilmiyorum belki buradan ilgilenen biri çıkar dedim bir ihtimal. Köpeklerin de köpekliğinden şüpheliyim, at olma ihtimalleri çok yüksek bence.

Biz kampüse otobüsle gelip, kimlik gösterip içeri girdikten sonra minibüs bekleyip, minibüse 1 tl (çoooook yıllar önce) verip ya da ücretsiz öğrenci servisine binip, yokuş bitince, ya da minibüsler dönecekse teknokente yakın bir yerde inip yürüyorduk. Arabası olmayan insan için işkence ama katlandık. Köpekler saldırgan olabiliyor, özellikle baharda üredikleri zaman (kısırlaştırılmamışlardı o dönem) yavrularını korumak için (o yollar da ıssız oluyor hep). Bence minibüsle idare edip araba almaya odaklanın illa orada çalışacaksanız. Tahmin ederim ki durum hala aynıdır, hiç şaşırmam.

kurbanlık +1 demeye geldim :)

Hayırlı olsun bu arada.

Toplu ulasim Ankara'da deneyimlediginiz uzere oldukca kotu durumda. Herkes lanet gelsin otobusune de dolmusuna da belediyesine de diyerek imkani varsa araba alip trafige cikiyor, isler herkes icin daha da kotuye gidiyor. Sizin icin de, eger kisa vadede Ankara'yi veya Yasamkent'i terk etmeyi dusunmuyorsaniz, araba muhtemelen tek kalici cozum olacaktir.

Odtu ici ulasim icin saatleri uyar mi bilemem ama kampus ringlerine bi goz atabilirsiniz.

tim.metu.edu.tr

yukarıdaki cevaplarda neden ODTÜ içi ulaşımdan bahsetmişler anlamadım. Neyse ki ben işletme yemekhanesinde çadır kebap'tan bahsetmeyeceğim.(bakalım)
Odtü'nün metrosu var. Daha iyi bir ulaşım dünya üzerinde yok. Koru'ya kadar da otobüsle gitmek durumundasınız. Gerçi o istikamette neye binseniz Koru metrosundan geçer.
Ya teknokent tarafında inip yürüyeceksiniz -Silikon, galyum ya da Türk Telekom binasına rahat yürünür- ya da A1'de inip dolmuşa bineceksiniz. Otostop da çekebilirsiniz. Parmağınızı yukarı kaldırırsanız teknokent aşağı indirirseniz merkeze gitmek istediğinizi (öğrenci) belirtiyor oluyorsunuz. O saatlerde kapıdan girip teknokente gidecek olan olabilir.
Yolculuk toplamda bir saatinizi alır gibi fakat yapacak da bir şey yok. Bu arada araba alırsanız sadece teknokent kapısından girebilirsiniz ve sanıyorum ki otopark hala problemdir. Ama aracın artık bir avantajı var. Eskişehir yoluna çıkmadan arka yoldan yaldır yaldır gelebilirsiniz.
On yıl öncesinin bilgilerini yazdım o yüzden hata varsa kusura bakmayın ve hayırlı olsun.

Son olarak çadır kebap'ın efsane bir aşçısı vardı. Öğlenleri özel tabaklar hazırlıyordu. Gelen insanları hatırlayıp "dün mantar soslu tavşanı beğenmiş miydiniz, bugün cevizli börülceyi denemenizi çok isterim" kıvamında yemek imkanı sunuyordu. Hala var mıdır bilmem ama deneyimlemenizi tavsiye ederim.

evet açığa alabilirsin ama sonra kullanacaksan o parayı

2 secenek vardi. Iade etmek isterseniz odeme yaptiginiz kart uzerinden kesinti yapilarak ucret iadesi imkani var.

Bir de aciga alma islemi yapmak mumkun. O zaman odediginiz ucret kesinti olmaksizin acik bilet olarak tcdd'de beklemede kaliyor. Acik biletinizi 6 ay icerisinde kullanmak mumkun ama dikkat edin sadece tek bir kez acik biletinizle islem yapabilirsiniz. Ayrica acik bilet bedelinizden(ornegin 100tl) daha ucuz bir yeni bilet(80tl) almak isterseniz aradaki fark(20tl) tcdd'ye kaliyor.

yanlış anlamadıysam ispanya'ya gideceksiniz o yüzden ispanya'ya başvurmuşsunuz. ama sofia üzerinden avrupa'ya adım atacaksınız. Bu yüzden sıkıntı çıkabilir. Hangi ülkeden giriş yapılacaksa o ülkeden vize başvurusu yapılmalı.

Bulgar sınırında size niye bulgaristan'dan vize almadınız diye sorulabilir. Seyahat evraklarınızı mutlaka yanınızda bulundurun gidiş dönüş biletleri vs.

1) Böyle bir şey pek duymadım.
2) ryan air genelde hiç para geri vermemek ve söylediğiniz seçenekleri sunmamakla ünlüdür. En azından ucuza sattığı biletleri için durum öyle. Bi kontrol edin bilet tipinizi ama muhtemelen boşa gider paranız eğer uçuşa binmeyecekseniz.

1) Çalışmıyorlar
2) Ryanair genellikle para iadesi yapmıyor, yine de biletinize bir bakın orada iade ihtimali yazar
3) Bunu bilmiyorum

9'una yetişmesi çok zor zaten bls'den kargosu 1 günde çıkıyor.

Konsolosluk çalışmıyor.
Ryanair degisiklok yapamazsınız.

Kullanıp sorun yaşamayan, bilakis çok memnun olan yazıyor:

i.ibb.co

Gördüğünüz gibi şu an size bu kelimeleri yazdığım cihaz 10 yaşına girmek üzere. Çok memnun olduğumuzdan geçen yıl aynı markanın günlük kullanım için giriş seviye modelini de eşime aldık. Ailece Lenovo'cuyuz yani, size de tavsiye ederiz.

Lenovo'ların parçaları ucuz ve parça bulması kolay. Bu yüzden çok tercih ediliyor. Bazı modellerinde kronik sorunlar oluyor. Alacağınız modeli araştırın.

Lenovo Legion serisi kullanıyorum, Ryzen işlemci 64GB RAM. Sanırım 3-4 yıl olmuştur.
Çok memnunum, hem güncellemeler hem de ayarları şimdiye kadar tek sorun çıkartmadı. Alternatif olarak Dell düşünüyordum, ancak Dell'in klavyesi biraz kullanışsızdır. Lenovo Legion oyun serisi olarak gösteriliyor, ancak iş ortamına uygun estetik ve performans özellikleri var ve fiyat/performans iyidir. Diğer Lenovo serilerini bilemiyorum.

Ben de lenovo ideapad kullanıyorum. 8 sene falan olacak gerçekten kaliteli olduğunu düşünüyorum. Lenovoya karşı sempatim var.

2017de bir adet yoga serisinden almistim. Sanirim o modele ozgu olsa da garanti suresinden sonra ekraninda ariza cikti ve oldukca pahaliya degistirmek disinda bir cozum cikmadi. Yetkili servis ve disardan tamircileri dolastim, sonuc kotuydu. Ayrica islemcisini verimli sekilde kullanmak da mumkun degildi. Cok agir olmayan islerde bile, kisa bir sureden sonra alet kendisini 1.6 Ghz'de calismaya sabitliyordu(bios'da oyle bi ayar mi yapmis lenovo neymis, oyle biseymis). Kagit ustundeki islemci frekansi 3 kusur bisi olsa da hep baz frekansta calistirmak zorunda kaldigimi soyleyebilirim. Gunluk/hafif islerde bir sorun degil ama fark ettiginiz andan itibaren ifrit oluyorsunuz. Ek olarak da kasasi plastikti ve son zamanlarda orasi burasi catlamaya, kirilmaya falan baslamisti.

Ayrica bi de faresini almistim, kompakt bi modeldi. Ondan da verim alamadim. Bi iki yil sonra tumden bozuldu. Benim fikrim olumsuz haliyle.

Almak istiyorsaniz urun bazinda arastirma yapip, rustunu ispatlamis bir modeli degerlendirmenizi oneririm. Ozellikle ekonomik segmentteki modellerin uzme ihtimali yuksek bence

2 laptopum var Lenovo.
Biri 2013 model G580 hala canavar gibi çalışıyor. Üzerine sadece 2014 yılında kahve döküldü onun dışında fiziksel hasar almadı. En ufak tamir görmedi.
Diğeri 2021 model Flex 5. Şimdilik canavar gibi çalışıyor.
Özetle 10 yıldır Lenovo kullanan biri olarak Lenovo servisi nasıldır hiçbir fikrim yok çünkü hiç işim düşmedi.

samsung level u kullaniyorum 2018den beri, cok memnunum.

Bluetooth surumu 5 uzeri bisi daha kararli baglanti saglayabilir. Kullanacaginiz telefon icin de gecerli bu tabi.


www.epey.com

Aynen oyle oluyor. Baska bir devlet universitesindeki lisansustu enstitusu de bu sekilde yuruttu islemi. Kaydi yapiyorlar,senin icin askerlik tecili vs. bizlik bir is degil artik diyorlar.

Yasa geregi bakaya kaldiktan sonra universiteye kayit olunursa herhangi bir sekilde tecil hakki da olmuyor zaten. Bakaya olarak kayit yaptirip egitime devam etmeniz mumkun kisacasi.

sadece tutma kısmı dışarıda kalan bastonla(bir bez çantanın içindeydi) girdim thy'de.

Baton teleskobik olanlardan mi ki acaba? Eger oleyse dondure dondure parcalarina ayirip(sokunce 3 ayri biraz daha kisa parca elde edip) belki normal bagaja sigdirabilirsiniz.

Onboard ekran kartlı bir model işini görür gibi görünüyor ama en azından bütçe belirtirsen daha mantıklı bir sonuca ulaşabilirsin. 4 gb ramli laptop da iş görür ama bütçe el verirse 8 almanı öneririm.

@robin, en fazla 7.5 bin gibi duruyor bütçe.

huawei bilgisayarlar makul geliyor bana. tabi çok pahalı her şey artık ama dediğiniz bütçeye ve isteklere göre bi bakın isterseniz

shop.huawei.com

kupon falan bişiler de oluyor genelde

www.amazon.com.tr

ben bundan aldım çok memnunum.

Hayır çıkmıyor. Ne anneme ne de babama çıkmadı.

bizimkilere de çıkmadı henüz

İki doz Sinovac ardından iki doz BioNTech aşısı (toplam 4 doz aşı) olanların hatırlatma dozunu 6 aydan önce olmalarına şimdiki bilgilere göre gerek yoktur. Altıncı ayda yeni veriler ışığında değerlendirilmelidir.
Bir kılavuz bilgisi.
Bu durumda olanlar için aşı açılmadı.

2 sinovac + 1 biontechlilere daha yeni 2. biontech cikti zaten. Bence herkes asilandiktan sonra acarlarsa 3. biontech'i acarlar yurt disina gidecek diye asi olmus olanlara.

Bence en az 2. biontech'ten 6 ay sonra acarlar 3. dozu.

Zaten belirtilmiş bir kılavuz bilgisi diye, ben de linki bırakayım. Başkaları için de faydası olur bi ihtimal. Buyrun:

www.klimik.org.tr

Cevap veren herkese teşekkürler. Benim de bildiğim şu an 5. Dozun açılmadığıydı. "Twitter'da bikaç yorum gördüm, bu şekilde 5. Dozu olduk/randevu aldık diyen yumurta kafalı hesaplar var." Şunu okuyunca bir şey kaçırdım sandım. Uydurmuşlar demek ki...

yarın için randevu aldık bizimkilere açıldı randevular

sinovac omicron veya deltaya karşı koruyuculuğu düşük
biontech olun bu ay içerisinde ailecek. sonra da 3-6 içinde 3. doz biontech olun.

instagramda virusfamtom var ordan makalelere ulaşırsınız.

Sorulariniza cevap:

www.klimik.org.tr

Geciktirmeden olmayi oneriyorlar her yerde.

Bayer’in K-hotrin diye bi ilacı var. Üç ay etkili. Öldürmez uzaklaştırır

Hocam önceki cevaben:
K- Othrin onun adı ve bildiğin öldürücü, yuvalarında da yok edici falan yani
www.defansmarket.com
bu da msds i kendiniz karar verin:
www.environmentalscience.bayer.com.tr

Kesin çözüm olabilir, doğrudur ama öldürmeyelim sorunuzun cevabı o değil, ha cevabı ne derseniz onu ben de bilemiyorum ve arıyorum.

Evet öldürüyor sanırım bu ilaç. Hala kıyamıyorum, ne yapsak bilemedim.

Keskin kokulu yağlar (kekik yağı, çin yağı vs) işe yarıyor. Öncelikle karıncaların eve giriş yollarını bulun. Küçük pamuk parçalarını biraz nemlendirip üzerlerine birkaç damla yağ damlatın. Giriş yollarını silin. Karıncaları sık gördüğünüz yerlere kokulu pamuklardan bırakın. Koku azaldıkça yenileyin.

Biz bütün gezdiği yerleri sirkeyle sildik geçti. Ama 3 gün boyunca her gün 15dkda bir sildik. Tekrar gelmesine izin vermedik o şekilde bittiler. Evde bir yere şeker ya da bal dökülmüş olabilir bir de onu kontrol edin.

tuhaf bir şekilde bebek pudrasının uzaklaştırmada, en azından rotalarını zorlaştırmada işe yarama ihtimali var

Biz bi köşeye fındık koyuyoruz sadece o fındığa gidiyolar. Hatta kamera kurup fındığı tüketmelerini çekmiştik hızlı çekime alınca eğlenceli oldu:)

Daha önce cevap verdiğim bu soruya kimyasal ve zararlı olmayan bulduğum çözümü yazyım
China Oel Çin yağı (daha önce yazılmış denememiştim)
Damlatınca o bölgeye asla uğramıyorlar çok etkili. Biraz pahalı birşey ama en azından zararsız. Çok boca etmeyin epey ağır bir nane kokusu oluyor evde geçmiyor.

Dediğin hastalıklarla aşının etkileşimini yalnızca alanında uzman bir doktora danışmalısın.

Tek doz aşı nerdeyse hiç bir işe yaramıyor. Bu aklınızda olsun sadece. Doktorlar komplikasyon oluşmaz aşı ile teyzenize derse 2’yi düşünün hocam

Soruya cevap verecek ilgili bolumlerden Dr. burada denk gelir mi bilemedim. Teoride eger asi yapilamaz kategorisinde degilse teyzeniz, herhangi bir doz asinin (kabul edilemez) risk olusturmadigini varsaymamiz gerekiyor. Tabi insan yakinlari icin hemen boyle kestirip atamiyor kafasinda.

Herkes sevdikleri icin dogal olarak endiselenip her sese kulak vermek istiyor ama lutfen kendi cevresinden, akrabalarindan referans vererek sizi yonlendirecek yurdum insanlarindan uzak durun, gercek uzmanlardan gorus alin.

Teşekkür edrerim arkadaşlar bi doktorunun görmesi daha iyi okur tabii ona göre hareket edeceğiz.

Covidi ne zaman geçirdi? Covid geçirdikten sonra 3 ay içinde aşı olduysa tek doz yeter diyen çalışmalar vardı ama bence en iyisi iki dozu da olması. Saydığınız hastalıklarla aşının yapabileceği olası bi yan etki, hastalığın yapabileceğinin yanında devede kulak muhtemelen. Hele astımı da varsa olabildiğince korunması onun faydasına diye düşünüyorum

Ocak ayında covid oldu ilk doz aşıyı da geçen ay oldu. Çok fazla kronik hastalığı olduğu için biraz çekindik bu arada yoksa aşı karşıtı değiliz. :)

Vefat edenlerin asilanma durumunu bilmiyoruz. Virus bir sene oncesine gore daha bulasici durumda. Yani yanlis degerlendiriyorsunuz. Ek olarak asilanmanin yuksek oldugu ulkelere bakarsaniz vefat edenlerin ve hastanede olanlarin cogunlugu asi olmayan insanlar.

türkiye istatistiklerini ciddiye almayın lütfen. vefat sayısı asla doğru değildi. belki daha yeni doğrusunu yayınlamaya başladılar. vaka sayısı aynı şekilde. tamamen güvenilmez durumda bu konuda. çin rusya türkiye gibi ülkelerin istatistikleri ciddiye alınmamalı. avrupaya bakın orayla karşılaştırın derim.

ben istatistikleri takip etmiyorum, o sebeple net bşr cevabım yok ancak sorularım var.

bu sene vefat edenlerin aşılı olup olmadığını biliyor muyuz? ve aralık 2020'ye göre insanların tedbir anlamında daha rahat olduğunu söyleyebilir miyiz?

Ustteki arkadasin dedigi gibi dogru duzgun veri aciklamiyorlar. Vefatlarin, yogun bakimdakilerin, asi durumlarini vs. bilmiyoruz, bilsek de guvenemiyoruz. Bilgi saklayarak, verilerle oynayarak salgin yonetmeye calisiyorlar, haliyle normalde saglik otoritelerine inanacak guvenecek insanlar bile supheye dusuyor.

Asi karsitlariyla mucadele etmek icin de yapilabilecek en berbat seyi yapiyorlar tabi bu arada.

Geçen yıl bu zamanlarda kapanmalar vardı diye hatırlıyorum, kapanma yok herkes iç içe ve sayılar geçen yılla benzer. Aşı işe yarıyor gibi.

sayılar hiçbir zaman doğru değil. geçen sene de doğru değildi bu sene de. azalırken de yanlış artarken de.

Evet bunu ben de farkettim. Hatta daha ilginci geçen sene Ağustos'ta ölüm sayısının 20-30 civarıyken şu an 200 olması.

Yani geçen sene Ağustos'ta da kapanma yoktu, bugün de yok. Kapanmanın bir işe yarayıp yaramadığı zaten belli değil de, işe yarıyor olsa bile şu anki artışı açıklayamıyor.

Dolayısıyla iki ihtimal var, ya artık millet bıktığı, yeni kapanmaya kolay kolay ikna edemeyecekleri için yüksekten rakam sallıyorlar, ya da aşı bir işe yaramıyor.

Şu an "vefat edenlerin aşılı olup olamaması" alakalı bir konu değil, çünkü geçen sene kimse aşılı değildi, ona rağmen ölüm daha azdı.

bu işler global değil mi ya.

tamam bizim ülke açıklamıyor da diğer ülkeler bu verileri paylaşıyor mu? bilen varsa söylesin.

ilk zamanlarda her ülke biz iyiyiz imajı vermek için rakamlarla oynamıyor muydu?

geçen seneye kıyasla virüsün varyantlarının çıkması, etkisinin artması gibi faktörler de var.

(bkz: mendeley)

Zotero var. Acik kaynak hem.

endnote da ücretsiz değil mi yahu?

Zotero +1

Personel servisi öğrenci kullanımına açılmaz. Eskiden Batıkent metrodan ring kalkıyordu öğrenciler için ama hala devam ediyor mu hiçbir fikrim yok. En temizi Batıkent'ten arabayla giden birini bulup yakıta ortak olmak olur muhtemelen, onun haricinde hızlanmadıysa metro + a1'de otostop 1-1,5 saat filan sürüyor.

Anadolu bulvarina otobus koymayi 25 yil yapmadi belediye. 1 yildir da yeni yonetim gormezden geliyor ayni problemi. Artik ne kadar imkansizsa bir cozum uretmek!

Laf olsun diye gunde birkac sefer su asagida gozuken 233 nolu hat calisiyor o guzergahta(cayyoluna da 236). Bunu da eskiden Batikent metrodan kalkip, kampusun icine kadar giren belediye otobusunu(ego semt servisi) dinazorlu baskan kaldirdiktan sonra koymuslardi. 233 de sadece yogun trafik saatlerinde calistigi icin metro suresinde ancak gidebiliyordu en son

m.ego.gov.tr

Eger arabayla ulasim cozumu olmazsa, nacizane onerim hem odtu hem de batikent icin bisiklet/e-scooter cozumune gitmesi. Batikentte metroya, kampuste de kapilara ulasim problem olabiliyor cunku. Batikent'ten yaklasik 40 dk metro ve 10ar dk mikro transferler dersek gunluk 2 saat ulasim keyfini goze alsin.

Personel servisine de izin verilmez, kacak gocek birkac kez kullanir en fazla.

100.yıl sakinleri facebook grubuna yazıp programı uyan birinin yakıtına ortak olsun bence. Sabah dersine 2 saat toplu taşımayla gelinmez

ip degerli:) cok ciddi bir faaliyette degilsen ucunu sabit olarak baglamak yerine ipi emniyetnoktandan gecirirsin. yani 50 mt. lik ipi 25mt yapar, 25 lik inisin bitince tek taraftan cekersin.

Ohh cevabını yıllardır merak ettiğim soru.

Peki tırmanırken adam kendini ipe bağlıyor. Ya ipe tutunarak çıkıyor, ya ip, düşmeye karşı emniyet olsun diye duruyor.

Peki o ipi tepeye kim bağladı?

Sallayıp sallayıp fırlatıp attın yukarı, ucundaki kanca bir yere takıldı mesela aklıma başka yol gelmiyor. E sağlam bir yere takıldığında nasıl emin olacaksın ki? Belki iki asılıp 10 metre tırmanınca kurtulacak ve düşeceksin?

yok kanca atilmiyor:) eger antrenman yapilacaksa genelde sinsi gibi:) arka taraftan yurur, duvarin ustune yuruyerek gelir, emniyetini kurarsin. istasyonu kurarsin, asagidan tirmanici tirmanmaya baslar, ipin diger ucu gene asagidaki emniyetcidedir. tirmanici yukseldikce ipinboslugunu alir.

veya nornal bir tirmanista lider tirmanmaya baslar, 3-4 metro ilk emniyet noktasini kurar. tirmanilan bolgenin ozelligine-zorluguna gore belli araliklarda yeni emniyet noktalari kurar. ipin ucu gene asagida emniyetcide bu arada, duserse en son emniyet noktasinda kalir.
bir de solo tirmanis var. asagiya sabitlersin ipi,devam eder emniyet noktalari kurar sonra yukarida son istasyonunu kurup asagi iner ilk emniyeti cozer tirmanirsin

@kibritsuyu, aslında bilinen ve düzenli kullanılan bir tırmanış rotası değilse ipi yanında götürüyorsun, örneğin 5 metre ipsiz tırmanıp oraya bir emniyet noktası kuruyorsun. sonra 4 metre daha tırmanıp oraya kuruyorsun, sonra bir daha, sonra bir daha. yani en en kötü olasılıkla düşsen bile en fazla 3-4 metre aşağıda duruyorsun, yere çakılmıyorsun.

ilk emniyeti kurana kadar allaha emanet çıkıyorsun yani. hadi sonrakilerde düşsen 5 metredekine asılı kalıyorsun da o ilk 5 metrede düşersen 5 metreden çakılıyorsun öyle mi?

vay be riskli işmiş gerçekten.

O ipi aşağıya inince geri almayı sağlayan bir bağlama yöntemi var evet, kelebek düğümü atılır..
Sallayıp yukarı kanca fırlatmakdiye birşey yok. İpe tutunarak tırmanmak diye de birşey yok. İp tepe noktasına başka bir yerden ulaşılarak istasyon kurulabilir. Ama genellikle lider tırmanıcı tepe noktasına istasyon kurar. İpin bir ucu tırmanıcının kemerine bağlıdır, diğer ucu back up dediğimiz yerde yardımcı olacak kişinin kemerine bağlıdır. Eğer daha önceden oluşturulmuş bir rota tırmanılıyorsa rotada zaten emineyet noktaları vardır. Tırmanan kişi emniyet noktası hizasına geldiğinde belindeki kemerinden karabinasını çıkarır emniyet noktasına takar. İki karabina birbirine arada bir iple bağlıdır. Bir karabina eöniyet noktasına takılır diğer karabinanın içinden tırmanma ipini geçiririz. Düşme gerçekleşirse aşağıdaki back up alan kişi seni taşır. İpinin geçili oldugu karabina senin ağırlığını keser. Bu şekilde anlatmak biraz zor oldu açıkcası. En iyisi üniversitesilerin dağcılık klüplerinden bilgi almak ya da baska bir dagcılık klubunden. Eğer yakınınızda akut ofisleri varsa oradan da bilgi alabilirsiniz. Düşündüğünüz kadar tehlikeli değil, teknikleri öğrenip mantığı kavramanız gerekir. 5mt olayı da biraz abartılmış.

O yuzden 5 metreden once uygun yerler varsa oraya kurarlar emniyeti. 5 metre de kafi cunku ciddi bir yaralanma icin. Kuracagin emniyet noktasinin da guvenli oldugunu varsayiyoruz bu arada. Yine de evet riski var tabi geleneksel lider tirmanisin.

Soyle bir video daha net aciklar sanirim.

youtu.be

bahsettiğim 5 metre rotaya ya da eldeki malzemeye göre değişir tabii ki.
Gidip 5 metre mesafede bir nokta kurmayın sorumluluk kabul etmiyorum :)

inişi atc dediğimiz aletlerle yapıyoruz örnek model petzl reverso:

www.petzl.com

gördüğün gibi ip geçirilecek iki yer var. ip iniş istasyonundan (spor rota ise halka vardır değilse sikke çakılır veya kum saati şeklinde arkası boş kaya yapısı varsa o kullanılır, kalın buz varsa da abalakov yapılıp buzun içinden başka bir ip dolaştırılır seçenek bol yani) ip geçirilir ortasına denk getirilir ve katlanmış ip atcye sokulup karabina ile dağcıya sabitlenir. sonra da bunun yarattığı sürtünme kuvveti ile hız ayarlanarak aşağı inilir. ayak yere değene kadar istasyondan istasyona iniyoruz böyle =). dağın arkasından yürüme ihtimalin varsa o da iş görüyor. 2 kişi ardarda inerken üstüne taş düşürme ihtimalin var çünkü.

çıkarken de eğer spor rota ise rotada bolt dediğimiz sabit ara emniyet noktaları oluyor. bunlara quickdrawlarını takarak ve ondan ipini geçirerek çıkıyorsun. spor rotalarda bolt araları yükseldikçe artar. ilk iki bolt arası 1.5m iken son bolt arası 5m olabilir. mantık bir sonraki bolta ulaşana kadar yere çarpma ihtimalinin ortadan kalkması. bolt yoksa da yine bu aralıklarla çeşitli emniyet malzemelerini sen yerleştriyorsun. oyuk çatlak ne bulursan artık.

fotoğraf video vs bulmaya üşendim ama başka merak ettğiniz bir konu varsa uygun vakitte videolarla açıklarım.

ergonomi onemliyse kesinlikle 1 ve 2 degil. avucun ici dolmadigi icin elimi agritan bir mouse'um vardi boyle.

benim icin baska etkenler var sahsen, tiklama sesi onemli, scroll'un tiklanma kolayligi onemli, isiksiz olmasi onemli. en guzeli gidip gormek ama mouselar da maalesef hep kapali kutu oluyor.

1 ve 2 hiç ergonomik görünmüyor. 3 işini görür.

1 ve 2'deki mouse tarzı benim elimi ağrıtıyor. 3 diyorum.

dikey farelere bir bakabilirsiniz. burdaki farelerine aksine, koldaki/bilekteki rotasyona sebep olmadigi icin daha koruyucu oldugu soyleniyor.

dikey mouse güzel bu arada. Çok rahat geliyor bana, fakat bir süre mask yaparken normal mouse'a döndüm :) sonra alıştım. siz de çizim için kullanacaksanız garip gelebilir. Ama normal kullanımda gayet iyi.

www.amazon.com.tr
şu var bende ama yıllar önce Amazon Abd'den 20 dolara almıştım. Bu kadar para vermeyin.

Normal ve ergonomik olarak, eli dolduran oyuncu mouse'ları var, ama pahalı oluyorlar tabii.

3 numarada da avcunun içi değmeyecek ki. zaten değmesine de gerek yok. üsttekilerden hiç kullanmadım ama belki vardır bir numarası.

bunlar "ergonomi ve tutuş" faresi değil, bunlar dizüstü çantana atıp gittiğin yerde çalışmak için kullanılan ufak fareler. hele 1 ve 2 neden burada anlamış değilim. "ergonomi ve tutuş" için büyük fare alman gerek, onlar da bu fiyatlara bulunmuyor.

www.mediamarkt.com.tr
bu giriş model denilebilir.

Parola yöneticisi platformlar kısmen dertlerinizi çözebilir. Mesela Bitwarden'i tarayıcı eklentisi olarak kullanırsanız sitelere giriş işini sizin için halledebilir.

bitwarden.com

Ek olarak güvenli notlar da saklayabiliyorsunuz. Mobil uygulamaları da var vs.

İlk adres için google maps'ten baktığımda Beşevler'de gözüküyordu. Eğer öle ise Aşti'den Ankaray'a binip Beşevler durağında inebilirsiniz. Gerisi yürüyüş.

Çankaya adresi içinse Beşevler'den tekrar Ankaray'a binip Kızılay'a geçip oradan otobüse binebilirsiniz. 114 numaralı halk otobüsü sanırım işinizi görür. Başka otobüsler de var o mahalleye tabi. O civarda yaygın olarak bilinen Papazın bağı var, onla tarif isterseniz yardımı dokunabilir.

ankaray olmadan nasıl gidebilirim?

aşağı yukarı 20 dakika sürüyor. Yetişmeniz mümkün değil.

Tren saatleri bir iki dakika haricinde sabitler. 6buçuk trenini göz önünde bulundurarak bu saatleri ayarladıklarını düşünüyorum. Yoksa ilk trene herkes kendi imkanıyla mı gidiyor?

sizin dediğiniz kalkış saati muhtemelen ankara gardan kalkış saati. ancak seferler eryaman yht den yapıldığı için eryaman yht kalkış saatini baz almanız lazım.
ayrıca ankara gar dan belediye otobüsleri yolcuları eryaman yht ye ücretsiz taşıyor.

20-25 dakika sürüyor. sen bi sor sefer saatlerini. 6.15'ten erkene çekmişlerdir.

6.28 Eryaman yht saati çünkü bileti Eryaman seçerek veriyor Ankara gar seçtirmiyor.
Bileti alınca mesaj gönderiyorlar. Başkent ray 6.15 - 19.45 arası ücretsiz sağlanıyor şeklinde. Yani güncel saatler.

Başkentray yoksa(sacmalık resmen) toplu taşımayla şu linkteki gece otobüslerinden 523-6 olan Eryaman Gar'a gidiyormuş:

tr.sputniknews.com

Saat 4tekiyle gitmeniz gerek sanırım, 5teki ters yönden dönüş saati. Ego'nun sitesinden/uygulamasından saatleri güzergahları kontrol etmekte fayda var.

merkez gar'dan otobüs kaldırıyorlar. saatlerini sorabilirsiniz. servisle gidersiniz.

onkoloji eah google'dan baktığım kadaarıyla dr. abdurrahman yurtaslan ankara onkoloji hastanesi ise aşti'de in. alt geçitten karşıya geç, ankaray'a bin. kızılay'da in, aktarma yap, metroya bin. hastane durağında in. yürüyerek 5 dakika diyor.

Daha pratik bir ulaşım yöntemi yok mu acaba? Taksi takribi ne kadar tutar acaba hiç uğraşmasam diye de düşünüyorum.

tahmini 35 tl tutar herhalde.

11km diyor 1 saat mi sürer taksiyle?

indi bindi ugrasma bin taksiye git. mesafe o kadar uzun degil on bes dakika surmez bile. Hem sarayımızı da gorursun. Trafik senin gidis yönünde olmaz kardes merak etme.

Hocam sabah o saatte, helede aşti taksicisiyle o hastaneye gidilmez. Yapacağın çok basit. Aştide in, ankaray aştinin içinde zaten, ankaray ile 15 temmuz kızılay durağında in, bir alt katta metroya in, batıkent yönüne giden metroya bin, hastane durağında in. 5 dk yürü hastanedesin. Yani.. hayley williams ile evlenecek genç +1 ama 35 ten fazla tutar.

Pek yaygın olarak kullanılmaz ama Aşti'den semtlere giden ücretsiz servisler var. Gelen yolcu katından otoparka çıkınca hemen görürsünüz veya gösterirler. Onlardan Batıkent tarafına gidene binersiniz bu bahsedilen Hastane metro durağına kadar gidersiniz. Dolmuşçu zihniyetiyle çalışıyorlar, biraz dolaştırmalı bi güzergahı var ve trafik durumu aleyhinize olur ama neticesinde götürür.1 saati aşmaz sanırım.

Alternatif olarak, Aşti'den alt geçidi kullanarak karşı çıkışa ulaşıp(Emek tarafı) Akköprü'ye giden dolmuşlara binebilirsiniz. Akköprü'ye veya Ankamall'e gideceğim derseniz herkes gösterir. 1 dk beklemeden dolmuşa biner, Konya yolunun yoğunluk durumuna göre Akköprü'ye 10-15-20 dk'da ulaşabilirsiniz. Oradan yine bu metroya(Kızılay-Batıkent) binip 4 durak sonra hastane durağına varırsınız. Karmaşık gibi gelebilir ama pratik bir çözüm esasen bu.

Son olarak da en garanti ve öngörülebilir olan, arkadaşların da söylediği gibi tümüyle raylı sistemle ulaşmak. Aşti'den Ankarayla(A1 hattı) Kızılay'a, oradan Batıkent tarafına aktarıp(M1 hattı) Hastane istasyonuna varış. İnmesi binmesi vs. 45 dk'yı aşabilir ama 1 saati aşmaması lazım normal şartlarda.

İstanbul'un her yeri aynı. Sene olmuş kaç binlerce kişinin yaşadığı mahallede umrumda olmayan birinin ölümünün minareden duyurulması gibi çağdışı bir uygulama ne zaman sona erecek merak ediyorum.

ikinci kez okunuyor şimdi.

15 temmuzdan sonra mı dikkatinizi çekti sela okunması? Sela bayram namazı, cuma namazı, cenaze namazına çağrıdır. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz sizin için olmasa bile ölen kişinin yakınları için anlamı var sela okunmasının. Çağdışı diyorsunuz ama küçük biyerde yaşarken ilçe olarak kimin öldüğünü seladan ve sonrasında yapılan anonslardan öğrenirdik.

Ses yüksekliğini arttirdiklari icin artık daha çok dikkat çekiyor.

Müslüman olduğunu sürekli hatırlayacaksın, değilsen de sesini çıkartmayacaksın, sana dinletilene her koşulda rıza göstereceksin. Kabaca bu bence.

Laik bir ülke ama diyaneti var, o da sadece camilerle ilgileniyor. Aynı hesap işte.

dediğin gibi uzak ama ulaşım sorun değil.

Merak ettiğim, 2.gün Ankara’da gezecek nereyi bulacaksın?

@giovanne aslında şöyle. Ankara'da arkadaşlarım var onlarla Tunalı'da vs. oturup bir şeyler içmek İstanbul'da bir şeyler yapmaya göre çok daha nostaljik ve keyifli geliyor. Gop tarafına gidip Karum'un oralarda kulaklığı takıp gezerken bile büyük zevk alıyorum. Bir İstanbul'lu olarak epey severim Ankara'yı.

Peki Kızılay'dan metroyla Eryaman aşağı yukarı ne kadar sürmekte?

12 den önce dönersen metro var sonra dönersen uzak.

kızılaydan otobüs de var metro da var. ama dedikleri gibi 12den önce binmen lazım.

kızılay eryaman arası metro ile 40 dakika civarı sürer

Dinazorcu başkan gittikten sonra gece ulaşımına dair bir takım iyileştirmeler yapıldı Ankara'da. Bundan Eryaman da nasiplendi tabi ki. En azından seçime kadar bu hali korunur diye varsayalım.

Metronun (Kızılay-Sincan/Törekent) son seferleri gece 1.00'de kalkıyor artık Kızılay'dan. Eryaman'ın göbeğinden geçen bir hat bu, sanırım işinizi görür. Süre olaraksa eski işletilme performanı devam etseydi 30dk isabetli bir tahmindi ama şimdilerde daha kötü işletiliyor. Eryaman'daki durağın hangisi olduğuna göre 40 hatta 45 dk sürebilir.

www.ankarametrosu.com.tr

Metro seferleri bittikten sonra da gece otobüsleri var. Onların da haberi ve Eryaman'dan geçen 540-6 nolu gece hattının bilgileri(Sıhhiye kalkışlı) aşağıdaki linklerde. Egocepte uygulamasından kontrol etmenizi öneririm. Bunlar dışında Eskişehir yolu tarafından giden metronun Ümitköy aktarması ile ve İstanbul Yolu'ndan giden Kızılay-Eryaman otobüsleriyle de erişim var ama daha da uzatmayayım.

tr.sputniknews.com
map.ego.gov.tr
moovitapp.com

gece otobüsleri var artık. gece 12'den itibaren gece 4'e kadar her saat başı var.

tr.sputniknews.com

95 yaşındaki adama 100m'yi 10 saniye altında koşturamacağın gibi ömrü bitmiş bataryaya da bir şey yapamazsın. powerbank taşı.

Kalibre edebilirsin. Pil kalibrasyonu diye araştır.

Dejicilik bir çözüm olabilir.

www.deji.com.tr

Kısmi taşındı diye açıklanıyor. Sadece Thy'nin belli noktalara uçuşu var.

yarın ahl'ye ineceğim.

Tasinmadi, ahl dibimde. tepemden her dakika ucak geciyor.

değildir hatta taşınma tarihi bile belli değil henüz. yenisinden sadece sembolik olarak günde 7 (bazen daha da az) sefer yapılıyor.

oradı daha inşaat havalimanı falan değil. belki daha yıllar sürer bitmesi. sırf malum zat şov yapsın diye uyduruk bi açılış yaptılar. an ordinary day in great çomarland...

1- Eğer ürün Türkiye'ye gönderiliyorsa, Amazon ödeme esnasında sizden vergisini alıyor. Gümrükte takılmaz.
2- Bazı bankalar ödeme konusunda sıkıntı çıkarabiliyor, ödeme esnasında bir hata alırsanız bankanızla görüşmeniz daha sağlıklı olur.

2- Döviz ekstreli bir kredi kartiniz varsa, onla alım yapmanız lehinize olur. Amazon size son aşamada dolar veya tl seçenekleri sunacak. Kredi kartınız döviz ekstreli olur ve son aşamada dolar seçerseniz, doğrudan dolar karşılığını ekstrenizde ödersiniz. Aksi halde kur çevriminden kaybınız olur. Gerçi ufak bir meblağ olabilir ama yine de fuzuli kayıp.

Bu arada kredi kartınızın döviz ekstresi yoksa(veya enkartsa sizdeki gibi) yine dolar seçebilirsiniz, amazonun kendi tl kuru en kötü tercih olacaktır.

Zeki Kayahan Coşkun Matrax podcast'lerini dinliyorum,
Fatih Yıldırım var Alem fm'de 18-20 arası, Serdar Gökalp 22-24 arası.
Fatih Yıldırım'ın Umut Bezgin'le sabah programını dinliyorum podcast'ten (alem fm)

Zeki Kayahan Coşkun, Nihat Sırdar filan da var ama şu anda yayın yapmıyorlar.

www.onbironsekiz.com

site üzerinden de dinlenebiliyor telefondaki podcast uygulamalarından aratınca da çıkıyor

yakın zamanda dinlediklerimden evren barış yavuz la olan sohbet güzeldi

mesut süre / rabarba

geekyapar'ın değişik video serilerini ve teknoseyir gündem videolarını da takip ediyorum.

yabancı bir iki kanal var da onların videoları kısa oluyor genelde. arkada açıp izlemek değil.

Gözüm kulağım sinema. Trt olmasına bakmayın, keyifle dinlemelik:

radyo.trt.net.tr

radyo karavan ayça şen toni drosa (bunu uzun kahvaltılarda açıyorum çok keyifli)
yalansavar (daha çok bilimsel konular var ama şöyle mesela aşı yaptırmalı mı yaptırmamalı mı konusunu masaya yatırıyorlar, ya da astroloji nin bilimsel bi tarafı var mı gibi)
modern sabahlar vardı şu sıralar ara verdiler ne yazık ki
onun dışında mesut süre nin ilişki testi programı var aşşırı komik youtube da onu da tavsiye ederim. (Bu podcast değil video serisi)

bağlı bulunduğunuz nüfus müdürlüğüne

Bulamazlarsa sanırım 1 kez daha daha dağıtıma çıkartıyorlar.
Yine olmazsa yakınınızdaki ptt şubesine teslim almanız için birkaç günlüğüne bırakıyorlar. Benim öyle olmuştu en azından. Takip numarası elinizdeyse, oradan takip işi kolaylaştırabilir.

hır gür çıkarma ama anlamsız isteklerini de inadına yapmamaya devam derim. Zaten bir süre sonra sessiz tavrı görüp ya vazgeçecek ya da el yükseltecektir. Vazgeçerse mesele yok, el yükseltirse de konuşmaya veya tartışmaya kalkar. O gün için laflarını hazırla :)

dialogla cozmeye calis. cek kenara, bakin rahatsiz oluyorum bu uslubunuzdan diye belirt. kadin zaten sikinti bi tip bi de kamudaki kokusmus duzeni gozonune alinca tepki vermek sana zarar verebilir.

Ondan daha dominant ol. Tek çare bu. Bazı şeyleri konuşarak çözemezsin