Giriş
(18)

Akademide kadin erkek arasindaki esitsizlik

polopan
Dün kendimi kadin erkek esitsizligi konusunda bir tartismanin icinde buldum.Konu akademideki kadin-erkek profesör sayisindaki dengesizlik üzerineydi. Gruptaki birkac insan bu esitsizligi gidermenin yolunun önümüzdeki 10-15 yil boyunca akademik pozisyonlarin sadece kadinlara acilmasindan, erkeklerin
Dün kendimi kadin erkek esitsizligi konusunda bir tartismanin icinde buldum.

Konu akademideki kadin-erkek profesör sayisindaki dengesizlik üzerineydi. Gruptaki birkac insan bu esitsizligi gidermenin yolunun önümüzdeki 10-15 yil boyunca akademik pozisyonlarin sadece kadinlara acilmasindan, erkeklerin basvurularinin degerlendirmeye alinmamasindan gectigini, baska bir cözümün olmadigini savundu. Cinsiyetten bagimsiz sadece liyakat temelli uygulamalarin sadece karinca hizinda ilerleme sagladigi ve yüzde 3 olan kadin oranini son 20 yil icinde sadece yüzde 5'e cikarmaya yaradigi ancak sorunu cözmek icin yeterli olmadigi söylendi. Haketmesine ragmen bu pozisyonlara basvuramayacak erkek adaylara ne olacagi soruldugunda, o adaylarin bu dönem boyunca mecburen dezavantaja ugrayacagi, fakat gectigimiz on yillar boyunca haksizliga ugrayan kadinlara kiyasla o erkeklerin sayisinin yine de az olacagi, erkek adaylari bu dönemde akademik kariyer yapmayi düsünmekten caydiracak bir takim politikalarla bu sekilde dezavantaja ugrayacak erkeklerin sayisinin düsük tutulabilecegi konusuldu.

Son derece sakincali buldum bu düsünceleri, yanlis düsündüklerini, bunun kötü bir ayrimcilik örnegi oldugunu söylememe ragmen sanki radikal düsünceleri olan kisi benmisim gibi bir muamele gördüm. Benim kacirdigim bir sey mi var?

Not: Ben erkegim. Akademideki esitsizligin bir an önce giderilmesi gerektigi konusunda hemfikirim. Söz konusu tartisma daha cok uluslararasi akademik platformalari ilgilendiriyor, Türkiye temelli degerlendirmeyin, Türkiye'de cok cok daha bir vahim durum oldugunu biliyorum.
0
polopan
(07.07.21)
ben de sakıncalı buluyorum. yüzde yüz liyakat odaklı olursa sorunlar hallolur. bence anahtar kelime liyakat burada. pozitif ayrımcılığa gerek yok, hatta bu durum (size muhalif olanların fikri) pozitif ayrımcılığın ötesinde bence.
0
mezarkabul
(07.07.21)
hah işte fenimizm tam olarak bu. erkeklerin haksızlığa uğramasını umursamayan bir düşünce yapısı.
her sene kadınlar gününde şirketlerinde çalışan kadın sayısının erkeklerden daha fazla olduğunu övünerek anlatan şirketler bile var. insanlar arasında ayrımcılık yapmak övünülecek ve savunulacak bir şey değil.
0
dafuq
(07.07.21)
Hocam bende aynı düşüncedeyim, sadece akademik camiada değil her camiada durum böyle. İşin ilginç tarafı bahsettiğiniz gibi bunu dile getirince hemen saldırıya geçiyorlar sanki biz cinsiyetçiymişisiz gibi.

Pozitif ayrımcılık olayı çok yanlış anlaşılıyor, kurumlarda tepki toplamamak için pozitif ayrımcılık diyip geçiyor, hesap sorduğunda da seni ifşalayıp ''aha bu cinsiyetçi yakın'' diyorlar.
0
paramolacak
(07.07.21)
hocam bence sen haklısın. bu saçma bir çözümdür, çözüm değildir hatta. gücü ele geçirenin zulmetme arayışı. adalet değil, tatmin arayışındalar.

geçmişte bir takım insanların suçları yüzünden; alakası olmayan, tek ''suçu'' doğuştan gelen cinsiyeti olan insanlar cezalandırılacaklar.
0
not sure if serious
(07.07.21)
yanlış, yanlışla giderilmez. +1
0
WithWorth
(07.07.21)
Sana katılıyorum, dediğin şekilde olmaz. Ancak sene boyunca başvurularda cinsiyet sayısı ve alınanların cinsiyeti oranlandığında bir tutarsızlık varsa önce onun çözümlenmesi lazım. Yani bir tarafı dengeleyelim diye diğer tarafı atmayalım, tam orta yolu bulalım diye düşünüyorum.

Tüm bunlarla birlikte esas sorun kadınların alınmaması mı kadınların içeride barındırılmaması mı ona da bakılmalı. Çünkü cinsiyete yönelik mobbingler olabilir (farazi konuşuyorum ama mümkün) Çalışma saatleri, çocuğu olan kadının dışarıya itilmesi vs. gibi durumlar söz konusu ise, koşulların güncellenmesi ve denetlenmesi gerekir.
0
lcha
(07.07.21)
yolu bu olmamalı.
ancak daha sağlıklı politikalarla evet, azaltılabilir bir süre.

öte yandan benim için şaşırtıcı gelen bir resmi çıkarım da; ağır sanayiye yönelik mühendislik alanlarında sektörel açıdan dezavantajlı kadın çalışanların akademiye yönelmesi. ben şaşırmıştım çünkü o alanların akademik taraflarında da kadın az gibi geliyordu.
neyse, olay çok komplike yani.
kadın akademisyenlere daha çok teşvik verilebilir. burs vs gibi. bir ara mühendislik yazan kız öğrencilere böyle burs veren vakıflar vardı.
ne bileyim, hocalar proje guruplarında öğrenci çalıştırırken kadınları seçebilir vs. bu da ayrımla değil de ölçüm kriteri olarak "çalışma gurubunuzda ciniyet eşitliğine dikkat ettiniz mi?" gibi belirlenebilir. hoca 7 erkek 1 kadın seçeceğine mecburen eşit seçer; kendi de dönem sonu değerlendirmesinden yüksek puan almak için vs vs
askerlik sonra. bununla ilgili bir düzenleme yapılabilir. sırf askerliği ötelemek için akademiye dadanan yüzlerce vizyonsuz var:D bu konuyla ilgili bir düzenleme yapılabilir.

herkes sadece eşit davransa zaten kadınlar alıp yürüyecek engel olmasalar yeter.

kaçırdığınız nokta: evet, bir düzenleme, erkek adayları caydıracak -en azından cezbetmeyecek- bir program yapılmasının gerekli olduğu.
haklı olduğunuz nokta: evet, sen sen sen gel sen gelme gibi direkt ve mesnetsiz bir düzenlemenin işe yaramayacağı.
0
rewlack
(07.07.21)
Şu sjwlerin herşeyi eşitleyeceğiz anlayışı cidden deli ediyor. Fırsat eşitliği ile sonuç eşitliği aynı kavramlar değildir. Kadını da erkeği de aynı şekilde sınava sokarsın, aynı imkanlarla eğitim almasına olanak verirsin yani fırsat eşitliğini sağlarsın ama eğitimleri sonucunda seçtikleri mesleklere karışmazsın. Sosyal mühendislik yaparak zoraki farklı mesleklerde kadın erkek oranlarını eşitlemeye çalışmanın topluma bir yararı olmaz. Bu mantıkla erkek hemşire, erkek ana okulu öğretmeni, kadın tesisatçı sayısını da arttırmamız ve dengeye getirmemiz gerekir.

Grupta bir akıllı sizmişsiniz. Bu konuyla ilgili psikolog Jordan Peterson'un şöyle bir videosu var olayları güzel anlattığı bakılabilir attığım noktadan : www.youtube.com
0
nehara
(07.07.21)
Yukarıda mesleki bilgi sorulursa eşitsizlik kalkar, liyakat sağlanır sorunun çözümünü değil üstünün örtülmesini sağlıyor

şöyle bir örnek ile açıklayabilirim, istanbul şişli'de doğmuş bir genç ile van'ın bir köyünde doğmuş biri aynı üniversite sınavına giriyor buradaki eşitsizliği imkanlar açısından rahatça görebiliyoruz, cinsiyet konusunda bu eşitsizlik muğlaklaşıyor kolayca farkedemiyoruz

Erkeklerin tamamen alınmaması gibi bir uygulama yerine kota uygulaması düşünülebilir
0
freebird5406_2
(07.07.21)
bir şey söyleyeyim, sosyal bilimlerde (sinema) yüksek yaparken de, doktorada da hocalarımın çoğu kadındı. Hatta yeterliliğime mesela 4 kadın 1 erkek hocam girdi Ha buna da "sektörde kadınlara iş vermiyorlar o yüzden bla bla" diyebilirler ama o da tam öyle değil.

Sizin olayda da, olayın özüne bakmıyorlar. Kadınlar sektörde çok mutlu olduğu için mi akademi seçmiyor yoksa cidden akademi sevip sevmemelerine göre mi hareket ediyorlar. Jüride kadınları spesifik olarak eleyen erkekler mi var yoksa? Buna göre çok değişir.

Ayrıca bak "erkek adayları akademik kariyer düşünmekten caydıracak politika..." demişler, şimdi erkek çalışanlar o alanda daha iyi işler bulup mutlu olsa bu sefer iş hayatında kadın sayısı azalacak :D her türlü dengesizlik. Bu tür şeylere çok karışmayıp serbest akışına bırakmak lazım bana kalırsa. Ha dediğim gibi jürilerde istenmeyen veya kayırılan kişiler/cinsiyetler oluyorsa o çözülmeli, o aşama eşitlenmeli.
0
nhk ni youkosu
(07.07.21)
Erkek profesörleri vurarak da sayı eşitliğini sağlamaya çalışabilirlerdi, yine insaflı feministe denk gelmişsiniz.
0
plutongezegendegilmi
(07.07.21)
Bu tartışma hangi ülkede geçiyor bilmiyorum ama Türkiye'de durum vahim filan değil. Hatta diğer sektörler ile karşılaştırırsak ortalamanın çok çok üstünde akademide kadın sayısı.

"Yükseköğretim Kurulu verilerine göre, Türkiye'deki 170 bin 561 akademisyenin yüzde 45'i kadınlardan oluşuyor." www.aa.com.tr

Umarım bu tartışma Türkiye'de geçmemiştir çünkü bulunduğu durumu ölçemeyen kişiler akademisyen olmuş demektir.

Cevaba gelirsek üsttekiler +1
0
austra
(07.07.21)
Bir diğer çözüm de bir kaç profesöre ya cinsiyet degistirme ya da kovulma teklifi sunulabilir.
Liyakat falan önemsiz önemli olan istatistik. O yüzde 50 kadin calisiyor yazisini billboardlara asmak önemli.

Misal saglik sektörü verilerine göre genelde kadin cokluktaymis. Orada da artik kadin almayalim mi diyelim ne kadar saçma düşünceler.

Bu kadar basit cevaplar olsa zaten çözülurdu su ana kadar ve kimsenin üstünde konusmasina gerek kalmazdı. Bu tavsiyeyi verenler iki adım ötesini hayal edemeyip planlayamayan kisiler gibi, stratejik ya da karar verici pozisyonlarda olmalari riskli.
0
logisticsmanager
(07.07.21)
Kadınım ve sizinle konuşanların aşırı saçmaladıklarını düşünüyorum.
Bir adım daha atayım ve diyeyim ki kadın-erkek sayı eşitliği yetmez, aslında 1/3 oranında da LGBT birey almalılar. Ne saçma değil mi? Akademiye katkıları ne olacak kriterine gelemeden bir dolu saçma sapan düşünce. Yapılacak şey aslında gayet belli, liyakat olduktan sonra ancak bu liyakati sağlayanlar arasında kadınlara sosyal anlamda benefitler sağlanarak akademik kariyer seçmelerinin desteklenmesi. Liyakatin ölçülürken de buna kadın-erkek önyargısı ile yaklaşılmamasını sağlayacak bir sistematik oturtulması. Eğer bilimsellikten başka seçim kriterlerimiz olursa eğitim sistemi çöker. Bunu söyleyen hangi milletten olursa olsun cahildir.
Bu arada TR'de akademide bu kadar keskin bir eşitsizlik olduğunu düşünmüyorum. Pek çok kadın arkadaşım akademisyen. Akademiyi seçmelerinin sebebi de (çoğunun) maalesef bilimsel temellere dayanmıyordu.
Erkeklerin bir kısmı askerlikten kaçmak için akademik kariyeri seçerken kadınların da bir kısmı kısıtlı çalışma saatleri ve kolay koca bulma amaçlı seçiyorlar. İki grubun da bir kısmı özel sektörde hayatta kalamayacak insanlardan oluşuyor. Maalesef, maalesef...
0
SiyamkedisiZorro
(07.07.21)
önerisi saçma.
eşitsizliğin olduğu gerçek.

yukarıda anadolu ajansı (!)nın haberini referansla konuyu çarpıtan arkadaşa ve herkese yönelik; akademide kadın çalışan az denmiyor. eşitsizlik yükselmede ve idari görev dağılımında. yüzlerce araştırma görevlisi olması hatta muhtemelen kariyere neredeyse eşit şekilde başlanması eşit şekilde devam ettiğini göstermiyor. konuyu saptırmayalım.
0
jimjim
(07.07.21)
aa nın haberi göz boyama yine sorunun üzerini örtme amaçlı, araştırma görevliliğinden yukarılara çıktıkça oran baskın olarak erkekler lehine artıyor, şurada 2020 yılına ait güncel oranlar var

Türkiye'de Akademide Cinsiyet Eşit(siz)liği Raporu: 2020 Gender (In)equality Report at the Academy in Turkey: 2020

www.researchgate.net'de_Akademide_Cinsiyet_Esitsizligi_Raporu_2020_Gender_Inequality_Report_at_the_Academy_in_Turkey_2020

bir yerden sonra kopuş başlıyor demek ki, bunun akademi içi dışı nedenlerini sorgulamak düşünmek tartışmak gerek, bu sadece akademinin sorunu da değil ve sadece türkiyeye has bir istatistik de değil
0
freebird5406_2
(07.07.21)
öneri doğru ama uygulama şekli saçma, kadınlar için kota koyarsın, o kotayı kadınlar kendi aralarında doldurur, kalan kontenjan da liyakata göre olur.
0
dogu karelyadaki dere agzi
(07.07.21)
Kadınım ve tartıştığınız sjw tayfaya güldüm. Bu hanımablaların tosuncuk gibi bir oğlu olsun o zaman omuzlardan inmesini istemezler paşalarının. O zaman aynı cümleleri ederler mi? Herkes işine geleni söylüyor. Hak hukuk gözettiğinden değil.

Bunun diğer örneği de dinci yobazların"kadınlar çalıştığı için işssizlik oranı yüksek, kadınlar yerine erkekler çalışsa işsizlik düşer" kafasıyla aynı.
0
Hallegadola
(07.07.21)
(8)

ispanyada maaşlar neden bu kadar düşük?

jimjim
ispanya dediğim de katalonya. biraz daha iyi olmalılar. tamam biliyorum, ekonomik krizdeler. yaşam standartları düşük vs ama aşağıdaki ilan özelinde bakarsak, uluslararası bir şirket,bildiğimiz bosch işte.. iyi kötü biraz deneyim de istemişler yani tamamen vasıfsız birini de aramıyorlar. 1400 euro n
ispanya dediğim de katalonya. biraz daha iyi olmalılar.

tamam biliyorum, ekonomik krizdeler. yaşam standartları düşük vs ama aşağıdaki ilan özelinde bakarsak, uluslararası bir şirket,bildiğimiz bosch işte.. iyi kötü biraz deneyim de istemişler yani tamamen vasıfsız birini de aramıyorlar. 1400 euro net yapıyor bu maaş aylık. neden böyle az cidden? ; (
barselona ucuz bir yer de değil, nasıl yaşıyor bu insanlar?


es.indeed.com
0
jimjim
(21.06.21)
Dusuk degil, normal. Customer service rolu iste.
0
neverletyougodown
(21.06.21)
benim tecrübeli mühendis arkadaşım bile net 1500 falan alıyo ispanyada, bu maaş normal bile değil, bu iş için baya iyi.
0
noluyo yaa
(21.06.21)
1 yıllık deneyimli ve mühendis vs özel bir istek olmayan ise kac para olacakti ki? Bildigimiz düz yeni mezun az deneyimli tarzi adam aranıyor.
Fransa'da da belki bir tik üstü verilirdi, Almanya'da da. Kimse bu ise 2500 euro vermez.
0
logisticsmanager
(21.06.21)
sorduğuma soracağıma pişman oldum :D

bu bir örnekti arkadaşlar yüksek olduğunu ispat etmek için başka ilanlar gösterin öyleyse..

maaş bu pozisyona uygun mudur diye sormuyorum. bence bosch gibi güzel bir şirkette tam da düz call center işi olmayan bir pozisyon için asgari ücretin (1000euro gibi) biraz üstü çok gelmedi pardon.

barselonayı da ispanyanın diğer şehirlerine göre pahalı buluyorum. kiralar vs.
0
🌸jimjim
(21.06.21)
Hocam belki Türkiye mantığı ile böyle düşünüyorsunuz da asgari ücret ahanda böyle isler için var Avrupa'da. Türkiye'de beyaz yaka denilen çoğu is Avrupa'da asgari ücret.

Bu arada Fransa'nın orta karar sehirlerinden birindeyim. Numbeo'ya göre barcelona yaşadığım 400 bin kisilik yere oranla daha ucuz. Verilen maas asgari ücretin baya üstü yani.

Bosch falan Türkiye'den size belki çok şey geliyor da Avrupa büyük kentlerinde yüzlerce büyük şirket var. Kimse "yabanci" sirket diye bakmıyor. Haliyle boschun özel bir durumu yok.
0
logisticsmanager
(21.06.21)
kari koca 3000 euro giren bir ev barcelonada gayet iyi sartlarda yasar, turist gozuyle bakarsaniz barcelona pahali,yerli halk la rambla da her gun hard rock cafeye gitmiyor.

neyse 1400 fena bir baslangic maasi degil zaten avrupanin genelinde oyle 5-6 bin net maaslar yok

lise mezunu garson 1500 kazaniyorsa 10 senelik muhendis 2100 net kazaniyor, o yuzden ozellikle avrupa nitelikli is gucu konusunda zor durumda

cok uzattim

cok para isteyen ortadoguya bakacak, ama ev kiralarini gorup bu ne lan demeyin:)
0
cairo
(21.06.21)
evet evet, tüm yorumlara katılıyorum katılmıyor değilim.
ancak benim kıstasım asgari ücretten-blue card sınırına kadarki barem.
almanyada kalifeye denen insana blue card sınırı aylık 2700 net gibiyken ispanyada bu 2500 net gibi. yani buraya kadar tutarlı. asgari ücret farkları da tutarlı ama ispanyada bu blue card ücretlerine veya bunun yanına yaklaşabilecek ücretlere rastlamak çok zor. ya da ben göremedim bilemiyorum.
buna şaşırdım yani..
bir ilan gördüm kurumsalda, SAP şirketinde yani baya SAP'de haftanın 6 günü çalışacak (hatta ayda bir pazar gününü de istiyordu sanırım) ücret de yine böyle gibiydi. kiralar da çok düşük sayılmaz bence 700e rastlamadım ama vardır genel olarak 800-900 stüdyo daireler..
neyse, öyle işte.. vasıflı da olunsa normal ücret (bence 2k ve biraz üzeri) çok zor gibi geldi.. ya da ben rastlamadım, o yüzden sordum.
0
🌸jimjim
(21.06.21)
İspanya'nın customer service isi icin yurtdışından adam getirmemeye calismasi cok mantikli. Zaten bu tarz durumlarda olay bluecardi en düşük maasa göre bulmak değil. Olay Avrupa'ya gelecek adamin cok kalifiye, sağlam adam olup yüksek maas almasi. Hollanda'dan biliyorum bir arkadasin abisi sirkete ortak ama kardesini sirkete alamiyor çünkü öküz gibi maas vermeleri lazim ve diğer ortaklar kabul etmiyor. Gross maas 5400 Euro. Fransa'da yıllık 53 bin euro. Almanya'da da 55 bin demis ama adam bulunamayan isler için düşürmüş.

Neyse yani blue card her yerde cok yüksek zaten.
0
logisticsmanager
(21.06.21)
(14)

aşı yoksa neden kapandık?

jimjim
tartışma veya polemik amaçlı sormuyorumkapanmanın mantığı bu değil mi? kapanma+aşılama sonra kontrollü açılma vsyani 18 gün neyee göre belirlendi? sırf nasılsa ramazan herkeste bi rehavet var, otrusunlar işte evde diye mi? 20 gün sonra ne değişecek?bu süreçte yayılım ivmesi(vaka sayısı demiyorum) dü
tartışma veya polemik amaçlı sormuyorum
kapanmanın mantığı bu değil mi? kapanma+aşılama sonra kontrollü açılma vs
yani 18 gün neyee göre belirlendi? sırf nasılsa ramazan herkeste bi rehavet var, otrusunlar işte evde diye mi? 20 gün sonra ne değişecek?

bu süreçte yayılım ivmesi(vaka sayısı demiyorum) düşer ama kapanma bitince yine eskiye döner bulaştırma hızı. eee?
0
jimjim
(29.04.21)
Bence virüs daha çok yayılacak. En çok istanbulda. Şimdi diğer şehirlerde devakalar artacak (bence)
0
indifferent
(29.04.21)
Yaza hazirlik. Turist gelsin. Ramazan zaten ekonominin en yavas oldugu donem bence guze secim(onlar acisinsan tabii bizim icin degil)
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(29.04.21)
Türkiye'de döviz sorunu var. En büyük döviz girdisi de turizm. Turizm için vaka sayılarının düşük olması elzem. Halkı bu kadar kandıracaklarına bari çıkıp açık açık durum budur, bütün aşıyı akdeniz bölgesine yapacağız deselerdi de milletin rahatını bozmasalardı.
0
biravekahve
(29.04.21)
aşı maşı sence umurlarında mı? bizimkilerin kapanmada tek mantığı var; para.

baktılar vaka sayıları sebebiyle rusya uçuşları engelleyecek hemen kapanıp vaka sayılarını azaltmaya çalışıyorlar. çünkü rusya engellerse bu da domino taşı gibi diğer turistleri de etkileyecek. bu da ülkeye dövizin girmemesi demek. hem ramazan ayı hem de mayıs ayında olacağından kapandılar. haziran, temmuz ve sonrası daha önemli çünkü turizm için. sağlık ile ilgili yaptıkları her açıklama yalan. çünkü umurlarında değil.
0
amandil
(29.04.21)
ya tamam para, truizm de onu söylüyorum zaten. vakalar böyle düşemezki?
0
🌸jimjim
(29.04.21)
vakalar boyle duser.
0
baldur2
(29.04.21)
iste... sozde kapandik.. zaten nerdeyse her evden bi kisi disarda calismak zorunda bu tam kapanmada. onlar gelip, yasak diye eve dolusan aile uyeleri, akraba vs'ye iyice yayacak. ne vaka ne olum sayisi azalacak. ama sozde kapandik..
0
e mice
(29.04.21)
neden kapandık soruna zaten yeterince cevap vermişler.

ama böyle vaka sayısı düşer. ister istemez düşecek. ne zamanki hafta sonunu serbest bıraktılar o zaman vaka sayıları uçtu. şu anki vaka sayısına bak bir de 17 gün sonrasına. net düşecek.
0
ilgeru
(29.04.21)
Erdoğan açık açık turizm amaçlı diye söyledi.

Sayılar düşmezse, düşürürler. Sayıları Manipüle etmekte ustalar.


.
0
kartallar yuksek ucar
(29.04.21)
sayılar düşecek yazın komple açılacağız (turizm) diyordum ben fakat herkes bir yerlere gitmeye çalışıyor, aşırı muafiyet var aslında kapanma bile değil gibi.

O yüzden gerçekte vakalar artacak ama test sayısını azaltarak düşürecekler diyorum ben. Yazık oldu kapanma bile işe yaramayacak. Tabii bolca aşıyla girseydik bu kapanmaya, bağışık da çıkabilirdik o hiç olmuyor ama.
0
nhk ni youkosu
(29.04.21)
Belki hastanelere yuklenilmesin diyedir
0
abuzer
(29.04.21)
@baldur2, her yer tıklım tıklım nasıl düşecek? Gerçekten 18 gün sonra nasıl düşecek merak ediyorum.
0
gelmeistemem
(29.04.21)
tam kapanma hiçbir işe yaramayacak. kapanma bitince vaka sayılarını düşük gösterecekler, ölü sayısı 20'lere falan düşürülecek. yaz böyle geçecek. en süper biziz, dünyaya posta koyduk falan. sonra ekimde tekrar başa dönecek her şey.
0
nothing in my way
(29.04.21)
dostlar alisveriste gorsun diye. yine koca kis hicbir sey yapmayip turizm sezonu geldiginde tutustu bir yerleri. onlarca ulke turkiye'yi kara listeye aldi. bakin biz de onlem aldik diyecekler akillari sira. -_-
0
in vino veritas
(29.04.21)
(6)

Giyim Kuşamdan Anlayanlar

yanqoue
Şu iki elbise arasından, hangisini ve hangi renkte olanı tercih ederdiniz? Tercihim siyah tonları dışında bir renk, çünkü çok sayıda siyah renk elbisem var. Ama çok diğerleri kötü derseniz siyahı düşünebilirim.1) https://www.zara.com/tr/tr/kareli%CC%87-dokuma-polo-t-shirt-p00526409.html?v1=106608339
Şu iki elbise arasından, hangisini ve hangi renkte olanı tercih ederdiniz? Tercihim siyah tonları dışında bir renk, çünkü çok sayıda siyah renk elbisem var. Ama çok diğerleri kötü derseniz siyahı düşünebilirim.

1) www.zara.com

2) www.massimodutti.com
0
yanqoue
(20.04.21)
Zara, lacivert.

Hakim yaka pek hoşuma gitmiyor.
0
buff
(20.04.21)
Ikinci secenegin yakasi cok uzucu.
O yuzden biri seciyorum. Gorseldekinin lacivert olsugunh iddia ediyor site lacivert diyorum ben de.
Lila ile ekru arasında da bi fark göremedim. Lilayi zaten hic anlamadim.

Ayrica elbise değil t-shirtmus,

Siyah polo elbise deyince yakali bi elbise filan cikacak herhalde diye beklemistim.
0
a perfect lie
(20.04.21)
Elbise demeyelim de t-shirt diyelim:) polo yaka iyidir.
0
suicides underground
(20.04.21)
Hakim yakanin o incecik kahverengi seritleri, tisortu birdenbire dede tisortune cevirmis malesef bence :(
0
invictae
(20.04.21)
lacivert daha derli toplu duruyor.
boyunsuzsanız veya yeterince uzun bir boyna sahip değilseniz beyaz riskli. üstüne bir de memeleriniz başına buyruk dünyadan habersizse beyaz hoş olmaz. yakası kötü, tam pamuklu kumaş, iç gösteren yapı, dirayetsiz duruş.. yoksa spor yapan janti adama yakışır bu tshirt.

bir de elbise değil. elbise tek parça kadın giysisidir.
0
rewlack
(20.04.21)
elbise derken? :/
0
jimjim
(20.04.21)
(15)

Erkan Oğur muhalif miydi?

roket adam
adamı paso linç ediyoruz da gerçekten muhalif miydi bu adam, pek öyle bir çıkışını hatırlamadığım için bir sormak istedim.
adamı paso linç ediyoruz da gerçekten muhalif miydi bu adam, pek öyle bir çıkışını hatırlamadığım için bir sormak istedim.
0
roket adam
(16.04.21)
İster muhalif ister muhafazakar olsun. Linç edilmeyi hak etmiyor. Linç edilecek bir şeyde yapmadı.
0
sonuncu nokta
(16.04.21)
sonunca nokta+1
ibrahim kalın'ın siyasi bir kimliği olabilir ama aynı zamanda müzisyen kimliği de var, ben yeni öğrendim. yaptığı şarkı da siyasi kimliğinden tamamen soyutlanarak yaptığı bir şey. erkan oğur'un şarkıda yer almasında ayıplanacak, linç edilecek hiçbir şey görmüyorum. bu siyasi kimlik/sanatçı kimli ayrımının yapılması gerektiğini düşünüyorum. bugün erkan oğur'a yapıyorsak herkese yapmamız gerekir. o zaman da sanatçı sayısında gerçekleşecek düşüşü hayal edemiyorum :)
0
black holes in the sky
(16.04.21)
Türkiye’de “muhalif” olduğunu iddia edenlerin en sevdiği ve en sık yaptığı şey

1. Muhalefeti eleştirmek
2. Muhalifleri eleştirmek

Keza 25 sene önce ankara ve istanbul da bu şekilde kaybedildi. Bu kafayla da daha çook kaybedilir
0
otopsicocugu
(16.04.21)
her şeye de linç der olduk. linç mi edildi erkan oğur?
dinleyici kitlesini tanıyor olması gerek. istediğini düşünmekte ve desteklemekte özgür. ancak kendi kitlesini hayal kırıklığına uğratacak bir vizyonsuzluk sergiledi dinleyiciler veya sevenleri de ayıpladı.

erkan oğur dinleyenlerle seda sayan dinleyenler aynı değil.
ayrıca hedeflenen ve ulaşılan kitle ayrı şeyler.
0
jimjim
(16.04.21)
-adam linc edilmiyor, elestiriliyor.(linc ediliyor algisi etliye sutluye bulasmadan isine bakmak isteyen; "kim ezilirse ezilsin bana bir sey olmasin da" diyen "profesyoneller" tarafindan olusturuluyor.)

-elestirilmesinin sebebi yillardir cizdigi imajin tam aksine davranarak dupeduz bir cikar iliskisine girmesi.

olay bu kadar basit oldugu halde:

niyeyse! erkan ogur "kutsal" oldu.
elestiri = linc oldu.

"yaptirtmam", "siz soyle durun", "siz kimsiniz?" gibi kraldan cok kiralcilar turedi.

bu tarz elestiriye kapali kralcilar yillardir alisik oldugumuz sekilde genelde iktidar kanadindan cikardi.

bu da ister istemez bu kisilerin samimiyetini ve vicdanlarini daha da sorgulatti.

olay epey basit: iktidarin yillar yili gecmisini bile bile, ulkede siyaseten/sosyal/ekonomik... her alanda gelinen noktayi gordugu halde; soyledigi turkuler vasitasiyla ve soylemleriyle "vicdan satan biri"nin, boyle vicdansiz bir davranis icine girmesini takipci kitlesi kendine yediremedi.

"ibrahim kalin'in siyasi bir kimligi olabilir, ama" demek malesef geldigimiz noktada naifligin artik dibi. bu naifligi gosterebilmek icin tabi konum da onemli.

ibrahim kalin akp'de simge isimlerden, en tepedekilerden biri. oyle siradan akp secmeni musteri gibi degil. (yani onu onemsiz biri gibi gostermek de buyuk safsata)

bu kadar insan, kendine derinden dokundugu icin hakli olarak tepki gosteriyorlar.

kaldi ki adam muhtac da degil, yoklukta degil... oyle olsaydi bile gerektiginde yardim gorebilecegi cevreler genis. "oraya mi kaldi bu adam?" diye dusunuldu.

erkan ogur'un bugune kadar "soyle muhalifim" "boyle muhalifim" dedigine ben de sahit olmadim. zira esas "derdi dunyalik degil" algisi yaratmayi basarmis biri; fakat calip soyledigi turkuler, hitap ettigi kesim, yaptigi modern isler... bunlar buyuk oranda muhalif kitlenin de hosuna giden islerdi.

"cok iyi muzisyen" olarak goruldugu icin bir kesimde nezdinde de kendisine sonsuz kredi verilmis. bu hani bir vidyo var: "rte anamin uzerinde yakalansa..." diyen birisinin. ona donustu bir kesimde bu olay. yani adam ak pak bir adam, cok naif...

benim perspektifimden bakinca: erkan ogur (soylenti oldugu kadariyla) "torpil'in karsiligi"ni "profesyonel hizmet" vererek odedi. ibrahim kalin da kendi bozuk imajini tazelerken erkan ogur'u firsattan istifade kullandi.

ibrahim kalin konumu geregi durumdan zarar edemez, ama erkan ogur bir kesim nezdinde kendi imajini kendi elleriyle zedelemis bulundu.
0
idexo
(16.04.21)
Kendi görüşü önemli değil, Erkan Oğur dinleyici kitlesini tanıyor olmalı.
dinleyici kitlesinin hoşuna gitmeyen bir şey yaptı.
üstelik bu hoşuna gitmeyen şeyi, yine dinleyici kitlesinin tasvip etmediği bir şey için (okulunun açılması için destek) yaptı.
İnsanlar da bunu eleştirdi.
Siz linç görmemişsiniz.
0
teritori
(16.04.21)
şahsi fikrim: bir "sanatçı" zaten muhalif olmalı. benim anlayışımda "sanat toplum içindir".

halkı ezenlerle herhangi bir biçimde iş birliği yapmamalıdır. eğer yaparsa ben de hem maddi, hem manevi olarak desteklemiş bir dinleyicisi olarak; hatta sadece halk olarak eleştiririm, tepki gösteririm.

bu linç değildir. "ezen" zümre ile iş birliğine girdiği için gördüğü haklı tepkidir.


kusura bakmasın kimse. bir yandan iktidar sahibine destek atıp bir yandan "ZAHİD BİZİ TAN EYLEME" diyemezsin.

Ya Hızır Paşa'ya başkaldıran Pir Sultan olursun, ya da Orhan Gencebay :)
0
lancelot du lac
(16.04.21)
Benim hatirladigim kadariyla pek karismaz, karismasi da zaten beklenmez, ama muhalif bolgelerde muhalif cenaha muhalif ikonlardan muhalif turkuler calan biri. Hem sarkilarinda hem sarki aralarinda duyarliligini belli eder aslinda ama bu sefer etrafinda olan bitene, kimin ne yaptigina duyarsiz kalarak yazik etmis.
halktv.com.tr
0
dunal
(16.04.21)
muhalif miydi hiç bilmiyorum ama bazı gereksizler tarafından fazla üstüne gidiliyor.
aynı şeyi murat belge için de düşünüyorum mesela.
bu kadar kolay olmamalı bu adamları ağza sakız etmek.
0
filteria
(16.04.21)
Linçlik bir durum yok ama İbrahim Kalın'ın albüm teklifini de nezaket çerçevesi içinde reddedebilecek bi görgüye sahip olduğunu tahmin ediyorum, etmemişse bu kendisi için eksi puandır ama yine de bir Yavuz Bingöl ya da Orhan Gencebay değildir.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(16.04.21)
Linç edilen Ali İsmail Korkmaz'dı. Linç edenlerle işbirliği yapan Erkan Oğur. Sanatına laf söyleyecek değilim ama ben artık ne konserine giderim ne açıp dinlerim. Kuzey Avrupa ülkesinde yaşamıyoruz, bu ülkede olanlardan haberi olmayan,olup da aman benim başım ağrımasın diyen kimseye saygım duymuyorum.

idexo + 128
0
asteriks
(16.04.21)
Siz hiç akp kesiminden “ya bize yıllardır muhalif birine neden yardımcı oldun” diye ibrahim kalın’ı eleştiren duydunuz mu?
0
otopsicocugu
(16.04.21)
oncelikle kendileri karsiliginda cikarlari olmayan bir kimseye yardim etmezler.

omurgasiz adamlar yoluna bakar. 'ona buna faydam dokunsun'la zaten vakit kaybetmezler.

onun disinda islerine gelirse "kendilerinden olani" elestirmekle kalmazlar(kalmadilar):
yalan soyleyemeyen muezzini hatirliyor musun?
twitter.com

"elestirmek" iktidarin kulturunde yok ki? "onlar konusur biz yapariz" ne demek anlasilmiyor mu?

"siz elestirin, biz nasilsa istedigimiz atariz, istedigimizi aliriz. elestirmekle ne isimiz var?"

baktigin zaman icerisinden elestiren kim varsa hepsini tepeleye tepeleye bu kadar kaldilar.

(bkz: kol kırılır yen içinde kalır)
0
idexo
(16.04.21)
idexo ve asterix guzel demis.

neyse, ben sanatcilari eylemlerinden bagimsiz degerlendiremiyorum. ahmet kayayi sevmiyorum, ama sarkilarini seviyorum diyenleri hic anlayamadim misal.

erkan ogur daha da dinlemem. canim o tonda bisi cekerse acar ahmet aslan dinlerim. hayirli isler erkan ogur.
0
camussar
(16.04.21)
(bkz: #122066400)

kullandi atti sayilir iste. aciklama yapmis kendi de.

ne guzel caliyorduk, herkes nasibine duseni aldi demis.
0
idexo
(17.04.21)
(2)

İkinci el eşga satışı

black mamba
İkinci el eşya satıcam. Fiyatlarını nasıl belirlemeliyim? Çok farklı fiyatlar var sahibindende. Ayakkabı, teknolojik ürünler vs. Hiçbiri kullanılmadı. Sıfır gibi. Sıfır fiyatına bakıp %30-40 düşsem yeter mi?
İkinci el eşya satıcam. Fiyatlarını nasıl belirlemeliyim? Çok farklı fiyatlar var sahibindende. Ayakkabı, teknolojik ürünler vs. Hiçbiri kullanılmadı. Sıfır gibi. Sıfır fiyatına bakıp %30-40 düşsem yeter mi?
0
black mamba
(10.04.21)
yetmez. sıfırında kampanya olursa o fiyata alınır.
büyük eşyalar için kullanılma payı, üstüne bir de taşıma maliyeti var.
letgoya koyun,
büyük olasılıkla satılmayacak.
satılana kadar indirim yaparsınız.

fişi, garantisi duruyorsa yani kutusunda sıfırsa başka.
- %40 iyidir.
0
jimjim
(10.04.21)
Yuzde 40 iyi, evet. Sahibinden ve Letgo. Ayrıca fiyat belirlerken muadillerinin satış fiyatına bakıp fiyat belirleyebilirsin.
0
prole
(10.04.21)
(14)

Annemin yemek yalanları

drya08
Vermem gereken bir 7-8 kilo var ve diyet yapıyorum. Diyet yapmasam da hazır gıda tüketmemeye sağlıklı beslenmeye çalışıyorum.Daha önce annem bi kere fırında patates yapmıştı. Aynı dondurulmuş gibi ama baharatlı, çok güzel olmuştu. Gerçek patatesten yaptığında ısrar etti ama sonra dondurucuda hazır e
Vermem gereken bir 7-8 kilo var ve diyet yapıyorum. Diyet yapmasam da hazır gıda tüketmemeye sağlıklı beslenmeye çalışıyorum.

Daha önce annem bi kere fırında patates yapmıştı. Aynı dondurulmuş gibi ama baharatlı, çok güzel olmuştu. Gerçek patatesten yaptığında ısrar etti ama sonra dondurucuda hazır elma dilim patates gördüm.

2-3 seferdir çok güzel bi şinitzel yapıyor. Tavuğu kasapta dilimlettirdiğini ve sosladığını söylüyor. Aynı gerçek şinitzel gibi hatta daha güzel. Dün de çöpte hazır şinitzel pakedi gördüm. Yani kendi falan yapmamış.

Şimdi açık açık söylesem bozulacak, kavga edeceğiz. Yemek yapmayı hiç sevmiyor, yemiyor da zaten. Ben istiyorum diye yapıyor ama böyle yalan söylemesinden nefret ediyorum. Ne gerek var yani?

Ne yapsam da annemi bu huyundan vazgeçirsem?

Edit: Yemeğini kendin yap cevabını tahmin ediyordum ama çalışıyorum eve zaten 8'de geliyorum. :(
0
drya08
(30.03.21)
Sorunuza yanıt değil ama dolaylı çözüm: Yemeğinizi kendiniz hazırlayın. Hem diyetiniz ve kendiniz için daha sağlıklı, hem de annenizi sevmediği bir şey yapmaktan ve yalan söylemekten alıkoymuş olursunuz. Açık açık söylemeseniz de bir ihtimal mesajı alır.
0
fotrsapka
(30.03.21)
yemeğinizi kendiniz yaparak bu huyundan vazgeçirebilirsiniz. ne diye kadına sevmediği bir şeyi göreviymiş gibi yaptırıyor ve üstüne kızıp kavga etmekten bahsediyorsunuz anlamıyorum.
0
uuth
(30.03.21)
kadın yemek yapmayı sevmiyormuş zaten.
ne diye hala yemek bekliyorsunuz? burayı anlamadım.

kendi yemeğinizi kendiniz yapın.
veya sipariş edin. sağlık diyet menüleri satan yerler var. hatta 3 öğün şeklinde hizmet verenler bile var.

son olarak şinitzelle ne diyeti zaten??
0
rewlack
(30.03.21)
tartismaya girme bence. bu baski yuzunden yalan soylemek zorunda hissediyor kadincagiz heralde. muhtemelen cok seviyorsundur onu ama anneye karsi biraz bilincaltinda dusmanlik var gibi. biraz daha torpule kendini.
0
buenosdias
(30.03.21)
Şinitzel ve patatesle ne diyeti? +1

Yemek yapmak annenizin sorumluluğu değil. Özel bir beslenme istiyorsanız yemeğinizi siz yapacaksınız. Abim, kardeşim ve ben aile evinde yaşarken üçümüz de spor yapar, beslenmemize dikkat ederdik. Annem bize uygun bir şey pişirmişse yerdik, yoksa günün menüsünden ayrı bir şey hazırlardık. Şimdi hepimiz tek başımıza yaşıyoruz. İyi ki kendi yemeklerimizi kendimiz yapmışız. Kendinize bir yatırım gibi düşünün bunu. Yemek yapma becerisi şu devirde olmazsa olmaz.


Edit’e edit: çorba, bakliyat veya sebze yemeği yapıp dolaba atarak üç gün yiyebilirsiniz.
0
ruhen hastayim ben
(30.03.21)
Sinitzel ve papates ile.diyet olmaz +1

Annen sana yemek yapmak zorunds degil kadini nasil sindirdiysen sana yalan soylemek zorunda kaliyor. Sekizdr gelip yemek yapamiyorsan bir onceki gunden yap. Eve en erken yedi bucukta geliyorum ve yemek duzenine alisamadigim bir ulkede tek yasiyorum seve seve yapiyorum o yemegi. Yapacak halim yoksa da ac oturuyorum tavsiye edilir.
0
kuzey li
(30.03.21)
tek yaşasaydınız 8'de geldim bugün yemek hazırlamayım demeyecektiniz ki. mecbur hazırlayacaktınız. kavga edilecek bir durum değil bu. yalan söyleyecek kadar çekinmiş zaten.

eski ev arkadaşım anneniz gibi yemek yapmayı sevmiyordu. her gün ben yapıyorum diye mahcup hissettiği için mesaiye kalıp 10'da geldiğim günler hazır çorba yapıyordu. hazır çorba yemediğim için konuşup yemekleri tamamen bana devredince ikimiz de rahatladık. sevmeyen birine zorlamak anlamsız.
0
juliette
(30.03.21)
Sinitzel ve patatesin en doğalı en tazesi en güzeli gene aynı kalori aşağı yukarı. Size tek sıkıntı hazir tüketimden ama kilo verme/almaniza etkisi sıfır dogal olsa bile.

Bence siz direkt böyle ürünler yemeyi bırakın. Ha ben zamanında anneme böyle şeylerin canimi cektirdigini bir süre yapmamasini soylemistim, bunu deneyebilirsiniz.
0
logisticsmanager
(30.03.21)
sabah 7.30 da çıkıyorum evden akşam eve girişim 8.30 buna rağmen hergün akşam geldiğimde yarın öğlen ve akşam yiyeceğim yemekleri yapıyorum. o yüzden çalışmak bahane değil, annen senin için yemek yapmak zorunda değil. alternatif olarak pazar gününden kendine 3-4 günlük yemek yap. akşam geldiğinde ısıtıp yersin.
0
wendyangelamoiradarling
(30.03.21)
valla ben yemeğini yemeyerek ve kötüleyerek çözüm bulmasam da bunu ona ileterek düzelme sağladım.
yıllardır yemek konusunda yalan söyler, bamya etsiz der içinden et çıkar. çorba et susuz der çorba kokar. yeni yaptım der en az 5 günlük. sürekli bir kaktırma var.
0
mikahakkinen
(30.03.21)
dostum yalnız annen değil hiçkimse sana bedavadan yemek yapmak zorunda değil.
yemek yapmaya bayılsa bile zorunda değil.
ütünüzü falan da mı anneniz yapıyor? onu nasıl kendin yapıyorsan yemeğe de vakit ayırabilirsin.
çalışıyor olman bahane değil. hepimiz çalışıyoruz aç kalmıyoruz ama çok şükür. madem çalışıyorsun bütçe ayır yemek sipariş et.
ya da eve temizliğe falan gelen bir yardımcı varsa, biraz daha para ver o yapsın 4-5 tencere yemek.
annen neden bu huyundan vazgeçsin bi de ya :D hahaha. nezaketinden ve yaptığın mobbingten zaten yalan söylemek zorunda kalmış koskoca kadın. bence siz bu needy tavrınızdan vazgeçin.
0
jimjim
(30.03.21)
Size orta yol çözümü;
Madem sağlıklı beslenmek istiyorsunuz haftada 3 kere çorba yapın birini pazardan siz yaparsınız ikisini anneniz yapar. İki gün içersiniz annenizle her bir çorbayı.
Ana yemek için de gündüz annenizden tavuk mu haşlar artık bakliyat mı haşlar öyle ön aşamaları rica edin. Akşam salatanızı kendiniz tamamlar yersiniz.
Çalışmak bahane değil maalesef hepsini de yapabilmeniz gerek esasen. akşam 8 de gelip hem kocaya hem çocuğa yemek yapan çocuk ödevine yardım eden cefakar çalışan anneden geçilmiyor memleket.
0
cilekli pasta
(30.03.21)
Haftasonu iki üç çeşit istediğiniz gibi yemek yapıp porsiyon porsiyon buzluğa atın. Evden çıkarken bir porsiyonu buzluktan çıkarır, gelince ısıtır yersiniz.
0
inheritance
(30.03.21)
Benim de annem bana uygun olmayan sağlıksız yemekler yapar hep. Haftada 3 gün et 4 gün sebze yiyorum. Eti aylık alıp soslayıp buzluğa atıyorum. Sebzede de iki çeşit yapıp ikişer gün yiyorum. Her gün tencere yemeği yapmaya gerek yok pratik, dondurucuya girebilecek tariflere bakın.
0
jazzabel
(30.03.21)
(24)

Kendi evinizde nerede ve nasıl yemek yiyorsunuz?

ms brownstone
Bu aralar ev dekorasyonuna sardığım için “Daire” kanalının daha önce izlemediğim birkaç videosunu izledim bugün ve hepsinde dikkatimi çeken bir şey oldu. Ev sahipleri hep evlerinde sofra kültürünün çok önemli olduğunu, masa dışında bir yerde bir sandviç bile yemediklerini, evdeki en önemli yerin yem
Bu aralar ev dekorasyonuna sardığım için “Daire” kanalının daha önce izlemediğim birkaç videosunu izledim bugün ve hepsinde dikkatimi çeken bir şey oldu. Ev sahipleri hep evlerinde sofra kültürünün çok önemli olduğunu, masa dışında bir yerde bir sandviç bile yemediklerini, evdeki en önemli yerin yemek odası ve oradaki muhabbetler olduğunu falan söylediler. Hepsinin yemek odaları ya da masalarının çevresi de inanılmaz özenliydi.

Biz de tam tersi tabak hazırlayıp koltuğa yayılarak elimizde ya da sehpa üzerinde dizi, youtube vs izlerken yemek yiyoruz evde. Hava güzel olursa terasta masada yemek yiyoruz bazen ama teras dışında hep kanepedeyiz. Zaten terastakinden başka doğru düzgün yemek masası bile yok evde.

Çoğunluk bizim gibi mi yoksa Daire’dekiler gibi mi merak ettim ben de. Siz evinizdeyken nerede yemek yiyorsunuz? Böyle masada oturma ve düzgün sofra kurma ihtiyacı hisseder misiniz hep yoksa koltukta, kanepede bir şeyler izleyerek mi yemek yersiniz?
0
ms brownstone
(22.03.21)
Daire programına çıkanlar aşırı kolpa geliyor bana. Bunu belirteyim.


Soruya cevap ise biz de sizin gibi TV karşısında, sehpada yiyoruz biseyler izlerken. Hatta sehpalar alçak kalıyor diye yüksek C sehpa aldık koltukta rahat yiyebilmek için :D En büyük zevkimiz bu. Çok çok nadiren mutfakta, balkonda ya da salondaki masada yeriz ki bunların toplamı otuz belki anca bir buçuk senede.
0
elorelia
(22.03.21)
Biz mutfakta karşılıklı oturarak masada yiyoruz her öğünümüzü mutlaka 4 yıldır çok nadirdir yayılarak yediğimiz, özellikle tv bile almadık eve sohbeti öldürmesin diye, hele ki en sohbet edilesi nokta yemek yerken onu da bir şeyler izleyerek tv odaklı geçirmek çok verimsiz geliyor bize
0
esinikaybetmiscorap.
(22.03.21)
Evdeki en önemli yerin yemek yenen kısım olduğuna inanıyorum. Masa benim de evimin merkezinde.
Ama yani tek başımayım pandemide zaten konuk ağırlama yalan oldu, tabak yapıp bilg karşısında koltukta veya o masada yine bilg karşısında tek başına yiyorum.
3 ve üzeri insan varsa masa donatırım, ister kahvaltı ister akşam yemeği masada uzun oturmalı, şenlikli ve bol çeşitli geçer. Seviyorum öyle. Ama zaten olaya tersinden bakarsak her gün tek yediğim için benim adıma önemli bişey insanların yemeğe gelmesi.
2 kişi kalırken de koltuk+ tabak takılıyoruz.
0
jimjim
(22.03.21)
tek başıma yaşıyorum. oturma odasında tv ve pc karşısında yemek yiyorum. sadece ramazanları sahuru mutfakta yapıyorum. ilk yalnız yaşamaya başladığımda hep mutfaktaydım. bu arada mutfakta masa falan yok. tezgah üzerine koyuyordum yemekleri.
0
sutlu nescafe
(22.03.21)
evimiz amerikan mutfak, dolayısıyla salon ile mutfak iç içe. biz de mutlaka masamızda yiyoruz. yani bi tabak bile olsa masaya oturuyoruz genelde. koltukta yemiyoruz çünkü kırıntı oluyor vs. rahat edemiyorum.

buna ek olarak daire kanalının inanılmaz yapay ve kasıntı insanlardan oluştuğunu da söylemem lazım, yani adam yer sofrası yapsa bile "bu bizim için ritüeldir mutlaka sushimi özel sushi masamda yeriz ve ailecek ekonomik konjonktürü tartışırız" diyen tipler var o kanalda, özel seçiliyor. ben iğrendiğim için izleyemiyorum artık.
0
roket adam
(22.03.21)
Daire kanalına çıkan istisnasız herkes numaracı yaa. Konuyla ilgili fikrim şu şekilde:eksisozluk.com
0
suicides underground
(22.03.21)
Bana böyle şeyler biraz balon geliyor. Bir şeyin kurallaşması/gelenekselleşmesi de beni rahatsız ediyor. Bizim evde herkes rahat. Yatakta, salonda, pc başında, mutfakta, balkonda her yerde yeriz.
0
jazzabel
(22.03.21)
onların evleri büyüktür. ayrı mutfağım yok. yemek masam yok. yemek masası koyacak yer yok.

orta sehpada ya da pc masasında film izleyerek yiyorum. tv de yok.

galiba fakirim ben. :D
0
batlegolas
(22.03.21)
pc masasinda biseyler izlerken yerim hep.
0
ghostinthemech
(22.03.21)
Salonda masada, amerikan servisle falan tam takım sofra kuruyoruz (misafir yoksa masa örtüsü kullanmıyoruz) ama televizyona doğru, dizi izleyerek yiyoruz. Acelemiz yoksa kahvaltı da aynı şekilde.

Minicik bir sehpamız var ve bence eğilerek tepside yemek yemek pek keyifli değil. Sadece hamburger, tantuni falan gibi kolay yenen şeyleri büyük tabaklarla alıp koltukta yiyoruz. Hemen işe oturacaksak kahvaltıyı da tek tabak hazırlayıp koltukta, ofis masasında falan yiyoruz.

Şu an evimizde mutfakta masa yok. Önceki evde ufak bir masa vardı ama çok nadir yemek yiyorduk orada da.
0
kobuzchu kiz
(22.03.21)
Tepside ya da eğik büğük yemek keyifli değil +1

yemek masada yenir diye büyüdüm, mutfak ya da salon ama illa masada yerdik. Yemeği içeri götürmektense laptopı mutfak masasına koymak daha pratik geliyor.

Yatarak ya da oturarak sadece pizza yiyorum, o da pratik olduğu için.
0
Jux
(22.03.21)
Masada yerim/yeriz. Koltukta çok nadir yeniyor. Bence hijyenik değil ve rahatsız. Ayrıca dairedeki tipler de kasıntı. Her öğün etrafa mumlar, çiçekler dizip masamı şaraplarla donatmıyorum.
0
ruhen hastayim ben
(22.03.21)
Yuzde 99 salonda yemek masasinda, evde teksem sehpada yedigim oluyor.
0
pofudukayi
(22.03.21)
Ailede hep masadaydı. Kahvaltı, akşam yemeği hep masada, yemek odasında ya da mutfak masasında. Böyle büyüdüm. Şimdi tek başıma masada yemek çok hüzünlü geliyor. Ama sporcu olduğumdan diyet çok sıkı. Mübarek asker disiplinine sahip bir beslenmem var. Öyle olunca yeme şekline de yansıyor. Yani önceden aileyle keyifli yemeklerde masaydı, şimdi öz-disiplin amaçlı masa ve başka bir şeyle ilgilenmeden yemek var. Yahu ben cips falan bile yiyemiyorum oturduğum yerde (._.) lanet gitsin. Iki çift muntazam but, popo sahibi olacağız diye çekilen çile.
0
velvetmorning
(22.03.21)
Yemeği hep masada yerim.
0
alfred
(22.03.21)
Tek başıma yaşıyorum. Daima masada ve servis tabağından peçetesine herşeyi hazır etmeden oturmam masaya.
Öyle de olması gerekiyor bence.
Misafir varsa da, en güzel sohbetler yemek masasında olur bence.
Bir masa da balkonumda var. Hava güzelse, aynı ortam balkonda oluşturulur. Özel zamanlarda ekstradan mum da konur. Diğer herşey vardır zaten.
0
Mirket
(22.03.21)
Genelde PC ya da salonda sehpada. Sokak lezzetleri tarzında şov yapmışsam daha bir kısmı pişerken ocağın başında.

Bazen de mutfakta masada yiyorum ama onlar salatasıydı mezesiydi falan birlikte olan high tier yemekler olunca ancak.
0
aguen
(22.03.21)
Her zaman masada yiyoruz. Normal öğünler kışın mutfak masasında, yazın balkonda. Evet, her şeyi tepsiyle balkona taşıyoruz:) Günlük masamızda da peçete, örtüler vs bulunur. Rutinde dört dörtlük olmasa da bardağından bıçağına yemek masası kurulur.
Misafir varsa ya da masaya sığmayacak kadar kişiyse salonda yemek masasında yenir.

Şu an ayrı evdeyim, mutfağa masa sığmadığı için salonda yemek masasında yiyorum. Masayı alana kadar kanepede/koltukta/yerde süründüm ve bir an evvel masa temin edip rahata erdim. Yaz için balkona da küçük bir masa yapma derdindeyim :)

Arada sırada, ev nasıl olsa dağılmış ve temizlenecekse tepsiyle yemişliğim vardır ama bu istisnaya girer. Sehpada/koltukta/tezgahta yiyenleri okudukça şoklara girmedim desem yalan olur.

Bu arada dairedekiler tabiki yapay, kamera motor denince gerçeklerden kopar herşey.
0
epitaf
(23.03.21)
ben küçüklüğümden beri odamda tek başıma ya yatakta ya da çalışma masamda yemek yerim. bu olay bence biraz ailede alınan kültüre göre değişiyor. küçükken nasıl gördüyseniz büyüyünce de ona devam ediyorsunuz. bana kalırsa mutfakta, yemek odasında ya da salonda yemek masasında ailecek her öğün yemek yemek isterdim. hatta sormamışsınız ama aynı saatlerde yemek de bana hoş geliyor, yani örneğin 20.00'da bütün ailenin o odada toplanıp yemek yemesinden bahsediyorum. bence en güzeli bu, ama ben de artık neresi olduğu fark etmeden, masa kullanmadan, düzensiz bir şekilde yiyorum yemeklerimi.
0
sivilceli ergen
(23.03.21)
nasil koltukta elde yemek yiyosunuz yawww
masa. sehpada yersem de yere otururum. karsima pc
0
ala09
(23.03.21)
%80 Sehpada yiyoruz. IKEA nın hasır minderlerinden var. Onu kullanıyorum. Bazen pazar kahvaltısı falan yapacaksak yemek masasında yiyoruz.
0
chavezding
(23.03.21)
Evliyim, ana öğünler salondaki yemek masasında yenir. 40 yılda 1 fiziksel veya mental olarak çok yorulduysak, pizza söylediysek kanepede TV karşısında yeriz. Ailemin evinde de her zaman hep birlikte yemek masasında yemek yenir.

Ben bu kadar kanepede yemek yiyen insan olmasına şaşırdım açıkçası, beklemiyordum. Dediğiniz programı bilmiyorum ama TV karşısında yemek yemeyi sağlıklı bulmuyorum, ne yediğinizin farkında olmuyorsunuz bence. Ergonomik de değil. Ayrıca bize de yemek masasındaki sohbetin çok tatlı geldiği oluyor, özellikle haftasonu kahvaltıdan sonra hemen kalkmayabiliyoruz, onun tadı ayrı hakikaten.
0
gmzo
(23.03.21)
tepsi, tabak ile koltukta, tv karsisinda. is gunleri kahvalti is bilgisayari basinda.

kokulu ya da tepsiye sigmayacak kadar cesitli yemek varsa mutfak masasinda.
0
lemmiwinks
(23.03.21)
şu anki mutfağım masa kullanmama elvermeyecek kadar dar.

kanepeye oturup, sehpada yiyorum. yerken youtube'de birand belgeselleri & flu tv & tenis, bisiklet, yüzme, f1 özetleri & salaş gezgin vloğu filan izler, bazen de izleyecek bir şey ararken yemeği bitiririm.
0
filteria
(23.03.21)
(6)

Ben bu online derslerden bişey anlamıyorum

infernalcadre
Ya zaten ben duolingo vs gibi sitelerden dil öğrenememiştim.Veya udemy kursları bana hiç bişey öğretmiyor.Şu an yüksek lisans dersindeyim, hiç bir fikrim yok ne olduğundan. Ben niye verimli olamıyorum acaba?Herkes ben gibi mi?Mesela udemy de bi kurs aldım şimdi mükemmel bir şekilde uygulayabiliyorum
Ya zaten ben duolingo vs gibi sitelerden dil öğrenememiştim.
Veya udemy kursları bana hiç bişey öğretmiyor.

Şu an yüksek lisans dersindeyim, hiç bir fikrim yok ne olduğundan.

Ben niye verimli olamıyorum acaba?
Herkes ben gibi mi?

Mesela udemy de bi kurs aldım şimdi mükemmel bir şekilde uygulayabiliyorum veya online ders aldım şimdi süper ispanyolca konuşabiliyorum diyen var mı?
0
infernalcadre
(22.03.21)
Bir bilgiye ne zaman gerçekten ihtiyacım olsa o zaman videolar işe yarıyor. Yoksa film izler gibi video izlemek bir süre sonra sıkıyor. En önemli motivasyon ihtiyaç. Ben Excel için kurs videoları izliyorum bazen. Müthiş özellikler anlatılıyor. Aklımda kalmıyor büyük oranda. Geçen bir Excel bilgisine ihtiyacım oldu. Videoyu izledikten sonra direkt aklımda kaldı bilgi. İhtiyaç olunca, ne aradığını bilince, öğrendiğin bilgiyi kullanınca daha iyi öğreniliyor.

Duolingo'yu merak edip denedim ama yeterli bulmadım. Günde 10 dakikanızı ayırın gibi şeylerle zaman kaybetmeden her gün 1, 2 saat çalışmayı daha mantıklı buluyorum.
0
dissendium
(22.03.21)
Ben diyebilirim sanırım. Online eğitimden çocukluğumdan beri yararlanıyorum. İspanyolca olmasa da İtalyanca ve pek çok tasarım programını bu yolla öğrendim. Hem zamanı daha efektif kullanabiliyorum hem de daha verimli çalışabiliyorum, üstelik maddi olarak da çoğu açıdan daha avantajlı. Öğrenme tiplerinin hepimiz için farklı olması, alışkanlıklarımız etkilidir diye düşünüyorum. Konvansiyonel eğitimden pandemi nedeniyle çok keskin bir çıkış yapıldı.
0
evanesco
(22.03.21)
Ben.
Özellikle dille ilgili kaynaklarda online’ın çok olumlu katkısını gördüm.
Bu biraz bilgiyi kullanmayı veya bilgiye ulaşmayı bilmemekten olabilir. Kötü veya verimsiz online derslerden de kaynaklanıyor olabilir.
Ama şunu sormak lazım; aynısı canlı olsaydı bi fark olacak mıydı? Ve neden?
0
jimjim
(22.03.21)
Valla duolingo bile işime yarıyor ama ben onu bile önemseyip defter alıp notlar tutan bir insanım youtubedaki videolarda bile notlar aldığım defterim var, izlenilen şey çok çabuk uçuyor kafadan, önemli gördüklerimi notlar alıyorum. İzlerken kolay geliyor not almak gereksiz gibi ama sonra hiç aklınızda kalmadığını görünce anlıyorsunuz
0
esinikaybetmiscorap.
(22.03.21)
Öğrenmeyi öğrenmek gerek. Dinlerken not alın. Sonra o notları farklı bir deftere geçirin. Arada tekrar yapın.
0
howfaristhesky
(23.03.21)
1. benim universite sirasinda yuzyuze derslerde de komple hic anlamadigim oluyordu. bence bu online veya orgun egitim olmasindan ziyade hoca ve anlatilan materyalle ilgili.
2. duolingo'nin dil ogretmek gibi bir iddiasi yok zaten, dil ogreniminin ufak bir parcasi olabilir en fazla. "online ders aldım şimdi süper ispanyolca konuşabiliyorum diyen var mı" - super ispanyolca konusmak senelerce cok yogun ve duzenli bir calisma gerektirir, oyle bir sey soylemek zaten imkansiz.
3. "udemy de bi kurs aldım şimdi mükemmel bir şekilde uygulayabiliyorum diyen var mı?" - ben excel ogrendim zamaninda mesleki anlamda her isimi gorecek kadar.

ozetle bence buradaki olay beklentiler. online derslerden gora'daki kasetten yükleme sahnesi gibi yaklasmamak lazim.
0
hot potato
(23.03.21)
(2)

vakıf üni ar. gör. maaşı

newsman
vakıf üni'lerindeki akademik kadrolarda bulunan kişilere, kamudaki denginden daha az maaş verilemeyecek diye bir yasa çıkmıştı diye hatırlıyorum. şu an eşitlendi mi?
vakıf üni'lerindeki akademik kadrolarda bulunan kişilere, kamudaki denginden daha az maaş verilemeyecek diye bir yasa çıkmıştı diye hatırlıyorum. şu an eşitlendi mi?
0
newsman
(19.03.21)
Pek çok yerde evet
Bası yerlerde 1k eksik bazı yerler kadro küçülttü ar gör kadrosu yerine lisansüstü bursiyer adıyla “öğrenci” çaloştırıyor. Dokayısıyla eski veya eskisinden de az maaş veriyorlar.
Akademik personel org mu ne öyle bi site bar takip edebilirsiniz . Okulları ifşalıyorlardı.
0
jimjim
(19.03.21)
hepsinde değil.
0
noxell
(19.03.21)
(2)

buz lazere giden var mı?

ShadowOfMoon
https://www.eksiduyuru.com/duyuru/1460793/alexander-lazerin-goremedigi-ince-killar-icin-napmali burada bahsetmiştim alexander yüzünden omuzum artış olduğunu. bacak göğüste işe yaradı. daha yoğun ve kalın diye belki.omuzda ise 2-3 tane kıl vardı. şu an sayısı arttı ve boyları uzadı alex yüzünden.bugü
www.eksiduyuru.com

burada bahsetmiştim alexander yüzünden omuzum artış olduğunu. bacak göğüste işe yaradı. daha yoğun ve kalın diye belki.

omuzda ise 2-3 tane kıl vardı. şu an sayısı arttı ve boyları uzadı alex yüzünden.

bugün buz lazere gittim denemek için. www.buzlazer.com burdakilerden birine. burda yazmayan buzlazer yapan yerler de var. onlar farklı makineymiş dediğine göre. bunlar sopranoymuş.

ütü gibi omuzumu ütüledi. resmen. fena bir acı. alexander ya da iğneli gibi değil.

omuzda bir yere birden fazla kez değdirdiği de oldu. alexander gibi anlaşılmıyor sanırım daha önce yapıp yapmadığı. alexte tek bir kez atıyor köke çünkü.

ayda bir gelin diyorlar bir de. 8 set satmaya çalışıyor. 8 ay sonrada %80 diyor azalır. alexte 1.5 - 2 ay sonra oluyordu sonraki seans ve kontrol olarak 10 gün sonra tekrar gidiyordum.

alexander gibi çoğaltmaz dedi de güvenemedim. sonuçta jiletlenecek her seferinde.

okuduğum her epilasyon merkezi hakkında da olumsuz yorum var. fotoğraf koyup çoğalttı diyen de var buz lazer için. alexander zaten çoğaltabiliyor.

ben beyaz ten siyah kıllıyım ama omuzdakiler siyah sayılmaz. bir seansta da nasıl anlayabilirim bilmiyorum.

siz hangi bölge için gittiniz ve işe yaradı mı? kaç seans gittiniz?
0
ShadowOfMoon
(11.02.21)
alexanderite'ın arttırması neredeyse imkansız. emin misiniz uygulamanın türünden?
ayrıca kaç seans gittiniz de böyle oldu? gerçekten imkan veremiyorum.
son olarak 2-3 kıl demişsiniz ama seyrek anlamında mı yoksa gerçekten 2-3 kıl mı? eğer öyleyse iğneli neden yapmadınız? veya şu anda 2-3 kıl maks 20-30 mu oldu?
başka kliniklere sordunuz mu? bana biraz tuhaf geldi.
0
jimjim
(11.02.21)
alexander neden arttırmasın. orda çalışan kişi de söyledi. tüm vücut gittiğim için omuzlar da gitsin istedim. 2-3 tane değil tabi. seyrekti. ve boyları kısaydı.
5 seans gittim. 6. seansta epidermin başka şubesine gittim ve ordakiler söyledi. omuza yapılmaz önceden yanlış olmuş diye. bacak ve göğüste işe yaradı.
0
🌸ShadowOfMoon
(11.02.21)
(4)

İstanbul'da Kütüphane

stronzo
Avrupa tarihi ile ilgili tez yazıyorum. Ankara'da yeterli kaynak bulamamam sebebiyle İstanbul'a gitmeyi düşünüyorum. İstanbul'da kütüphanelerin durumu nedir? Açıklar mı? Koç ve Sabancı Üniversitesi kütüphaneleri dışında hangi kütüphanelerde Avrupa tarihi ile alakalı İngilizce kaynak bulabilirim?
Avrupa tarihi ile ilgili tez yazıyorum. Ankara'da yeterli kaynak bulamamam sebebiyle İstanbul'a gitmeyi düşünüyorum. İstanbul'da kütüphanelerin durumu nedir? Açıklar mı? Koç ve Sabancı Üniversitesi kütüphaneleri dışında hangi kütüphanelerde Avrupa tarihi ile alakalı İngilizce kaynak bulabilirim?
0
stronzo
(14.01.21)
nadir eser aramıyorsanız gereksiz bişey olabilir hele ki bu dönemde.
avrupa tarihiyle ilgili nadir eser bile olsa ist.da pek olamayacağına göre bu da biraz tuhaf olur.

bir üniv.de öğrencisiniz, öncelikle okulun veri tabanlarına bakın. üye olduğu dergileri vs inceleyin. yetmezse, kitap talebinde bulunabiliyorsunuz. eğer okulunuz öğrenci talebi almıyorsa tez hocanızın hangi online kaynakları/veri tabanlarını kullandığını öğrenin. o da yetmezse tez hocanız kütüphaneden talepte bulunsun.

ez cümle sadece basılı kitapla tez yazılmaz. bu da olsa güzel olur tabii ancak sizin işiniz online halledilebilmeli.
ayrıca libgen'de falan da aratın bulamadığınız kaynakları.
0
jimjim
(14.01.21)
buraya sorabilirsin
www.istanbulkutuphaneci.org
0
ankara06
(14.01.21)
Libgen, jstor ve diğer online kaynaklara tabii ki bakıyorum. Danışmanımla da sürekli görüşme halindeyim. Okulumun e-kütüphanesini de kullanıyorum. Ama eğer İstanbul'da işime yarayacak basılı bir kitap bulursam, tek bir kitap için bile, üşenmeden gidebilirim. Şu dönemde yurt dışına çıkmak çok zor olduğu için şartlarımı zorluyorum. Cevaplarınız için teşekkür ederim.
0
🌸stronzo
(14.01.21)
(7)

30+ cilt bakımı

epistemic_regress
Nelere dikkat ediyorsunuz, onerdiginiz rutinler, ürünler var mıdır?Cinsiyet: kadın
Nelere dikkat ediyorsunuz, onerdiginiz rutinler, ürünler var mıdır?

Cinsiyet: kadın
0
epistemic_regress
(14.01.21)
Yaz kış, dışarı çıkarken sürekli güneş kremi. En önemlisi bu.

Bir gündüz kremi, bir gece kremi. Bunları alırken bin çeşit özelliği olmasına bakmıyorum, cildim kuru olduğu için güzel nemlendirsin yeter.
Bir göz altı nemlendiricisi, bunu da ortalama fiyatlı bir şey alıp geçiyorum.

Güneş lekeleri için hyaluronik asit ve c vitamini serumları aldım ama pek düzenli kullandığım söylenemez. Hyaluronik asidi çok öneriyorlar, çok seviyorlar.

Ama güneş kremi şart. :)

Edit: Temizlik için de cilt tipine uygun yumuşak bir temizleyici ve yüz yıkama fırçası, isterseniz yine cilt tipine uygun tonik. Fırçayla yıkamak çok daha iyi geliyor bana.
0
kobuzchu kiz
(14.01.21)
Cildim çok kuru ve hassas. Buna rağmen devamlı bir rutine sadık kalamasam da, bu hafta makyaj sonrası yüzümü yulaflı sabunla temizlemeye, toniklemeye ve jojoba yağı ile nemlendirmeye başladım. Sabahları da nemlendirici serum kullanıyorum.
Makyaj olarak da çok bir şey yaptığım söylenemez, her gün renkli güneş kremi kullanıyorum sadece.
0
amelie poulain
(14.01.21)
çok eskiden beri shiseido ürünlerini kullanıyorum. yaş grubu ve cilt tipine göre ürün çeşidi de değişiyor. o yüzden bir uzmana danışırım mutlaka dönem dönem. temizleyici tonik nemlendirici ve göz kremi, sabah akşam kullanıyorum. bir de haftada bir siyah noktalar için kil maskesi kullanıyorum. ayrıca güneş kremi +1.
0
pide
(14.01.21)
Ya hangi güneş kremi bana da söyleyin
Güneş kremi sürüp mü renkli (bb, fondöten vs) sürüyorsunuz üstüne? O zaman etkisi geçmiyor mu? Bir de Güneş kremi de ağır yağlı bişey değil mi? Fazla yağ (nem demiyorum) cilde napıyor:/

Son olarak marka falan da paylaşalım yaa okuyan nemalansın buradan :) hadi be canım ablalarım allah cildimize zeval vermesin .
0
jimjim
(14.01.21)
ben shiseido fan görl olduğumdan yüzüm için onun güneş kremini kullanıyordum. sonra yanaklarımda roza hastalığı peydah olunca solantenin rozaya iyi gelen bir güneş kremini kullanmaya başladım. fondöten vs kullanmadım hiç, o kısma bir cevabım yok. yine duyuruda gördüğüm şu hesap faydalı paylaşımlar yapıyor, ona bakabilirsiniz: www.instagram.com
0
pide
(14.01.21)
Sigara ve alkol varsa ağzınızla kuş tutsanız sonucu etkileyemiyorsunuz.

Ve güneş kremi şart ve en etkili güneş kremi bile azami 4 saat etkilidir.
0
Mirket
(14.01.21)
Güneş kremi solante pigmenta kullanıyorum ben, lekeye meyilli cildim. Ama ben de fondöten ya da cilt makyajı neredeyse hiç kullanmadığım için bir şey diyemiyorum.
0
kobuzchu kiz
(14.01.21)
(7)

Online tiyatro

kaputt
Dasdas bazi oyunlarini canli olarak online oynamaya baslamis. Bilet alip evinden izliyorsun canli oyunu. Cok hosuma gitti de, baska yapan bulamadim. Bu sekilde online oyun yayinlamaya baslayan baska tiyatrolar biliyor musunuz? Tesekkürler
Dasdas bazi oyunlarini canli olarak online oynamaya baslamis. Bilet alip evinden izliyorsun canli oyunu. Cok hosuma gitti de, baska yapan bulamadim. Bu sekilde online oyun yayinlamaya baslayan baska tiyatrolar biliyor musunuz? Tesekkürler
0
kaputt
(12.01.21)
moda sahnesi de sahneden naklen yayınlıyor oyunları. ona da bakabilirsiniz.
0
Çağa ayak uyduramayan
(12.01.21)
zorlu psm
festival sırasında düzenli olarak iksv de yaptı, sezon boyunca tek oyun için ara ara yine yapar.
0
jimjim
(12.01.21)
tatbikat sahnesi
0
melodi
(12.01.21)
Moda sahnesindeki bir oyunu böyle izledim. Uyuyakalmışım :d Oyun kötü olduğu için değil. Sadece tek perde 120 dk olduğu için. Bir de tek oyunculu bir oyundu. Sanırım birkaç kişili oyunlar daha güzel oluyor. Belki de oyun güzel değildi. Bilemiyorum artık.
0
bitchesaintshit
(12.01.21)
Uluslararası oyunlar ilginizi çekerse İngiltere'de National Theatre ve Almanya'da Berliner Ensemble de yaptı pandemi başında, National Theatre devam ediyor. Bayağı oyun izledim ama sonra paralıya döndüler sanırım, yine de kurcalamakta fayda var.
0
whoosie
(12.01.21)
Canlı değil fakat şöyle bir uygulama/site var, beğeneceğinizi düşünüyorum: tiyatronet.com
0
ultranil07
(12.01.21)
tiyatrolar.tv he-go tavsiye edilir.
0
nzessia
(12.01.21)
(7)

erasmus soruları

hknty
okulda erasmus başvuruları başlamış. bu dönemde erasmus nasıl oluyor? avrupa'da okullar açık mı? 500 euro hibe yeter mi? başka hiçbir gelir olmayacak. belki +100-150 euro olabilir. kısa bir süre yurtta kaldım türkiye'de ve çok sıkıntılıydı. rahatlık aramıyorum ama uyumak falan da çok güçtü. sırf bu
okulda erasmus başvuruları başlamış. bu dönemde erasmus nasıl oluyor? avrupa'da okullar açık mı?
500 euro hibe yeter mi? başka hiçbir gelir olmayacak. belki +100-150 euro olabilir.

kısa bir süre yurtta kaldım türkiye'de ve çok sıkıntılıydı. rahatlık aramıyorum ama uyumak falan da çok güçtü. sırf bu yüzden tamamen kafadan silebilirim. nasıl olur sizce?

çalışanlar için erasmus nasıl oluyor? akademisyenler için mi?
0
hknty
(11.01.21)
1- bolume ve ulkeye gore degisiyor okullar acik mi degil mi
2- 500€ dogu avrupada yeter, batida yetmez
3- cok igrenc bi yurt olmadigi surece avrupada oyle 6-7 kisinin bir arada kaldigi odalar olmuyor. Ona dikkat edebilirsiniz.
4- isinizden izin almaniz gerekir en az 6 aylik - yani isi birakmakla esdeger. Ya da baska bir sey mi sormak istediniz bu soruyla?
0
kuehles blondes
(11.01.21)
öğrenciler dışında da erasmus oluyor sanırım. akademisyenler mi gidiyor acaba? çalışan hareketliliği diye okudum.
0
🌸hknty
(11.01.21)
yurt konusunda içiniz rahat olsun, ben iki farklı yerde erasmus yaptım ikisinde de odalar tek kişilikti. personel hareketliliği evet üniversitedeki akademik ve idari personel için ve kısa süreli, 1 haftalık falan oluyor. başka kurumlarda çalışıp öğrenci olmayan kişiler ancak proje kapsamında gidebilir diye düşünüyorum.
0
mezzosprite
(11.01.21)
akademik veya idari personel için oluyor. erasmus plus adı.
1 haftalık hibe veriyorlar. normalde 1 hafta olarak tasarlanmış birşey ama maks 2 ay kadar (maks 1 hafta hibeyle) kalınabiliyor. bu arada çalışanlar için 1 haftalık hibe yaklaşık 500-600 euro oluyor.
akademik personeller ders veriyor. idari personeller (üniv.de görevli memurlar vb. ar.gör.ler de dahil) "eğitim(?)" alıyor.


ilk sorularınıza cevap batı avrupada öğrenci standartlarında rahatlık için 1000 euro falan gerekli. bu arada hibeler giderken tam ödenmiyor; birazını dönüşte alıyorsunuz genelde, onu da hesaba katın. başka geliriniz olmayacaksa yazın falan bir işe girip para biriktirin. burs murs bi şekilde toparlarsınız.
0
jimjim
(11.01.21)
bence giderseniz pişman olmazsınız ama gitmezseniz olabilirsiniz. değerlendirme firsatiniz varken paraya konfora takilmadan gitmelisiniz.
0
hazen
(11.01.21)
her ulke icin standart 500 euro olmuyor ki, kalacagin ulkeye gore degisir verilecek hibe. ama bati avrupa'da 500 euro yetmeyecektir. dogu avrupa icin muhtemelen 500'den az verirler ama harcamana gore ya yeterli olur ya da minimum tutarda bi takviye gerekebilir. tabii burada standart ogrenci harcamalari yapacagini, alkolun partilemenin dibine vurmayacagini varsayiyoruz :) yurt gidecegin okula bagli, benim okulda yurtlar 2 kisilikti mesela. basvuracagin okul ozelinde arastirmani tavsiye ederim.
0
in vino veritas
(11.01.21)
Bu dönemde erasmus zevksiz olur yurtta oturarak geçer. Kölnde yurda 320 euro ödemiştim. Herkesin ayrı odası vardı 5 kişiyle mutfak, 3 kişiyle banyo ortaktı. Paris'te yurda 420 euro ödedim, oda,mutfak ve banyo sadece bana aitti.
0
ashleybon
(11.01.21)
(14)

THY sizce sempatik miydi? Sempatisini kaybetti mi?

kırmızıayakkabılıgargamel
Turk Hava Yollari yakin bi zamana kadar herkesin sahiplendigi bir kurumdu da, sonra icindeki haksizliklar vs duyulunca sempatisini mi kaybetti? bende boyle oldu ama bendeki sempatisi hizmetleri ve reklamlariydi.Sizde THY neden degerli bir kurum? (eger oyleyse?)
Turk Hava Yollari yakin bi zamana kadar herkesin sahiplendigi bir kurumdu da, sonra icindeki haksizliklar vs duyulunca sempatisini mi kaybetti? bende boyle oldu ama bendeki sempatisi hizmetleri ve reklamlariydi.

Sizde THY neden degerli bir kurum? (eger oyleyse?)
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(10.01.21)
katılıyorum, gurur duyulabilecek bir markaydı. yazık oldu.
0
candide
(10.01.21)
THY avrupada birinci dunyada da ilk 10'da yer alan dunyanin en genis destinasyonuna sahip bir sirket. İlla begenmeyeni ve sevmeyenide olacaktir ama THY'nin dunya capinda basarilari ve kalitesi ortada.
0
acebi
(10.01.21)
thy maalesef cepten yiyen bir kurum yani devletten, maalesef kendi bütçesi ile dönemiyor ve iktidarın temel kalesi durumunda o sebeple sürekli besleniyor.

iktidar güç kaybettiğinde ilk thy'de sıkıntılar çıkacaktır diye düşünüyorum.

hisse değerlerini de check edebilirsiniz.
0
duyurukullanıcısı
(10.01.21)
Pilot alimlarinda iki arkadaşım sinavlari vs geçti ama mülakat için malum kisilerden tanıdık bulmak zorunda kaldi. Biri calisiyor digeri pandemi dönemi olmasa girecekti ama pandemi olunca is şimdilik yatti.

Onun dışında malum calisanlarinin nerelerden nasıl geldigini biliyoruz. Bir baksak üst yöneticilerin kim bilir hangi meşhur liselerden, kimin nesi tanıdık cikacak.

Duyurukullanicisi+1.
0
logisticsmanager
(10.01.21)
Altın yere düşmekle değer kaybetmez THY Türkiye'nin yüz akıdır. İnsan faktörü olan her yerde olumsuz durumlarda olabiliyor bunlar normal şeyler kaldı ki THY gibi global büyüklükte binlerce çalışanı olan bir şirkette çok normal. Neye nasıl baktığınızla alakalı. Dünya genelinde havayolu şirketleri kamu eliyle fonlanmaktadır sebebiyse havacılığın çok fazla karlı olmaması ve şirketleri ayakta tutmak, büyümek gibi nedenler yani hemen hemen hiç bir havayolu şirketi kendi bütçesiyle dönmez :)
0
berkan11
(10.01.21)
duyurukullanıcısı + 2

yönetimle ilgili. kalitesizlik ülkenin her yerinde ne yazıkki.
torpil/referasnla mahalle bakkalına çırak alır gibi eleman alamazsınız. eleman derken yani üst yönetimden söz ediyorum. sadece halkın değil herkesin gözünde prestij kaybeder.

öte yandan hizmet- yolcu açısından da hem pandemide ne kural ne bişey sallamasyon :D
şekilde takıldıkları için hem de genel olarak ikram kuralları (pandemiden öncesini diyorum) değiştiği için o taraftan da irtifa kaybetti.

2000-2012 arası falan en iyi zamanlarıydı bence.
0
jimjim
(10.01.21)
technic kısmındaki cübbeli sakallı tipler ve eski fetöcü tanıdıkların bir anda sürekli gezmeli tozmalı işlere girmiş olması nedeniyle eski sempatiyi duyamıyorum ne yazık ki.
0
marla is in my head
(10.01.21)
geçmişte sempatikti, karizmatikti. şimdi ilker aycı, elif can yetim vs.
0
soft
(10.01.21)
Servis kalitesi yüksek olan bir firmaydı gerçekten. Şimdi pandemi dolayısıyla patates olmuş durumda.
Tabii dış yüzü böyle klas olan bir firmanın iç yüzünde malum kişiler çalışıyor, o da tüm sempatiyi silip süpürüyor ayrı konu.
0
roket adam
(10.01.21)
uçarken yolcusuna yemek vermesi filan bir havayonunu itibarlı kılmaz. hiçbir zaman sempatik bir havayolu değildi thy. değerli de değil. 00-12 arasında da değersizdi rakiplerine kıyasla. a380'e sahip olmayan hiçbir havayolu muteber değildir gözümde.
0
in a world of magnets and miracles
(10.01.21)
türkiyede hiçbir kamu kurumuna sempati duymadım.
0
aslindasorunumpsikolojik
(11.01.21)
Sempatik demeyelim ama güven veren, iyi hizmet anlayışına sahip bir çizgisi vardı. 2000'li yılların öncesinde Türkiye'nin batıya bakan yüzüydü. ABD'ye ve Almanya'ya çok sık seyahat etmek zorundaydım bir süre. O zaman Delta, Lufthansa ve THY arasında hep THY seçtim. Türk markası diye değil, hakikaten aralarında kalite olarak dağlar kadar fark vardı.
0
SiyamkedisiZorro
(11.01.21)
değerli olmasının esprisi , kar amacı gütmeyen bir firma olduğu için masraf kısma ile ilgili yapılanlar makul bir seviyede. böylelikle sinir bozucu bazı şeylerle daha az karşılaşıyorsunuz.

dediği saatte kalkar, uçaklar temizdir vs vs vs
0
co2s2
(11.01.21)
(14)

kiradan çıkma

nickini degistiren yazar
alt kat çok gürültü yaptığı için ev sahibine evden çıkmak istediğimi söyledim. ama ev sahibi öyle çıkamazsın diyor. 1 yıl sonunda sen bir şey demediğin için sözleşme yenilendi diyor. biz eve yeni kiracı bulana kadarki kiraları, yakıt ve aidatı ödemen gerekiyor diyor. böyle bir şey var mı?yani evden
alt kat çok gürültü yaptığı için ev sahibine evden çıkmak istediğimi söyledim. ama ev sahibi öyle çıkamazsın diyor. 1 yıl sonunda sen bir şey demediğin için sözleşme yenilendi diyor. biz eve yeni kiracı bulana kadarki kiraları, yakıt ve aidatı ödemen gerekiyor diyor. böyle bir şey var mı?

yani evden çıkıp çıkmayacağımı yıllık bazda mı haber vermem gerekiyor? 1 yılı doldursam bile istediğim zaman çıkamıyor muyum?
0
nickini degistiren yazar
(10.01.21)
Çektir git diyebilirsiniz kendisine. Hatta bsg deyin. Son ay kirayı ödemeyin. Depozitoyu vermez bu
0
allah yazdiysa bozsun
(10.01.21)
@allah yazdiysa bozsun

zaten ödemeyecektim son ayki kirayı. depozitoyu ödemeyeceğini biliyordum. ama böyle bir hakkı var mı onu bilmiyorum. alt kata yeni kiracı geldi. çocukları evin içinde koşturup duruyor. ben nerden bilebilirim böyle olacağını.
0
🌸nickini degistiren yazar
(10.01.21)
Hiç birsey olmaz.
0
allah yazdiysa bozsun
(10.01.21)
Ev sahibinin açtığı davayı kazanıp alacağı tazminatı @allah yazdıysa bozsun ödeyecekse sıkıntı yok yarın boşaltın evi.

İmzaladığınız kağıdın adı sözleşme ve hukuki bağlayıcılığı var, tatlı bir ara yol bulup işinizi halleder iseniz ne ala , yoksa o ev sahibi o parayı alır.
0
synax
(10.01.21)
Ev sahibi haklı.
0
ZZ
(10.01.21)
Sözleşme her sene otomatik olarak yenilenir. Evi boşaltmak istiyorsanız sözleşme yenilenmeden önce haber vermeniz gerekir. Aynı şekilde sizi evden çıkarmak isterse de önceden haber vermesi gerekir ev sahibinin. 10 sene önce imzaladığınız kira sözleşmesi hala geçerli. Ta ki yenileme tarihinden önce resmi olarak evi boşaltacağını bildirene kadar. Kafana göre boşaltırsan eğer belli bir süre için(kaç ay olduğunu hatırlayamadım) kira ödemen gerekir.
0
Az Mercimek
(10.01.21)
@synax ve @zz +1

Yasal bildirim sürelerine uymak durumundasınız, kafama göre gidiyorum derseniz, hukuki sıkıntılarla karşılaşırsiniz.
0
o sopa bi gun elimize gecmez mi
(10.01.21)
Evin tekrar kiralanması için gereken makul süre boyunca kira ödemeniz gerekir. Bu makul süre de genellikle üç ay gibi hesaplaniyormus. Daha önce araştırmıştım, böyle yazıyor. Ha davayı açmakla ugrasir mi vs o ayrı mesele. Ama belli bir süre kira talep etme hakkı var, evet.
0
elorelia
(10.01.21)
Ev sahibi haklı. İstediğin zaman çıkamıyorsun. Kafana göre ben çıktım bye dersen bir dilekçeye bakıyor kalan aylar için ilgili borcu tahsil etmesi, davası bir iki sene sürüyor ama parayı faiziyle alıyorsun.
0
roket adam
(10.01.21)
arkadaşlar sözleşmeyi okudum. sözleşmenin hiçbir yerinde 1 yıl sonunda sözleşmenin otomatik yenileneceği yazmıyor. hatta hususi şartların 8'inci maddesinde "kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorundadır." yazıyor.
0
🌸nickini degistiren yazar
(10.01.21)
elorelia
(10.01.21)
süre belirtilmediği için yenileniyor zaten sözleşme.
süresiz sözleşmeler böyledir.
yukarıdaki yorumlar doğru, ev sahibi haklı.
ama 11. ayda haber verip sözleşmenin dolduğu ay çıkabilirsiniz.

ayrıca durduk yerde çıkacakken de ev sahibiniz gıcık bir tip değilse 2 ay kadar önce belirtmeniz halinde zaten okey verecektir. ama ben haftaya çıkıyorum hadi baybay diye çıkamazsınız.

ayrıca depozitoyu son kiraya saymak diye bişey yok. davalık olsanız yine ev sahibi haklı çıkar. depozito ayrı bir ücrettir, bağımsız olarak alıp vermelisiniz kaldı ki ev size depozitoyu tam ödemek zorunda değil.
0
jimjim
(10.01.21)
Haklilik payina bagli. Benim ust katimdaki kadin deliydi meger soylemediler bana gurultuden yasanmiyordu depozitomu geri aldim + yaptigim masraflar icin 2 ay kira vermiycem sonra cikip gidicem haberiniz olsun dedim bir sey diyemedi.

Senin durumunda buyuk ihtimalle ev sahibi tamamen olmasa da daha hakli
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.21)
arkadaşlar avukatla görüştüm. ev sahibini haklı buldu. teşekkür ederim cevap veren herkese.
0
🌸nickini degistiren yazar
(10.01.21)
(8)

toplumsal olarak neyden korkuyoruz?

duyurukullanıcısı
bir kesim dinbir kesim atatürkbir kesim türklükvar sanırım.mesela depremden falan korktuğumuzu düşünmüyorum veya aç kalmak, kuraklık gibi korkularımızda yok bence.yani toplumsal olarak. bireysel korkuları sormuyorum.
bir kesim din
bir kesim atatürk
bir kesim türklük

var sanırım.

mesela depremden falan korktuğumuzu düşünmüyorum veya aç kalmak, kuraklık gibi korkularımızda yok bence.

yani toplumsal olarak. bireysel korkuları sormuyorum.
0
duyurukullanıcısı
(08.01.21)
aç kalmak ve ölmekle ilgili diğerleri de.
eksisozluk.com
dinden korkuyorsa bundan korkuyor yani.

diğer kesim de kendilerine karşı diğer gurubu böyle bir açıdan tehdit görüyor.
depremden korkusu bina, binanın çürük olması denetimsizlik, idari kurumlara güvensizlik, bunun da ucu yine yönetimin görüşüne geliyor.
0
jimjim
(08.01.21)
Silivri'den de korkuluyor bence. En küçük bir eleştiride terörist ilan edilme riski var. Halkın korkuyla sindirildiğini düşünüyorum.
0
dissendium
(08.01.21)
hastalıktan korksak bugün koronadan bu kadar ölüm olmaz

bence hastalıktan da korkmuyoruz.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.01.21)
Para kaybetmekten. Bizim toplum para düşkünüdür. Parasına dokundun mu? ölmekten beter olurlar.
0
komando kani var bende
(08.01.21)
"Çok güldük ya başımıza bir şey gelir mi" den:/
0
kirmizipilotkalem
(08.01.21)
@j r r tolkien hayrani

din, atatürk derken o kavramları kaybetmekten,

mesela müslümanlık elden giyeahhh diye cami yaptıranları alkışlıyor millet
atatürkçülük elden gideyeahhh diye hiç alakası olmayan ama içinde atatürk geçen şeyleri alkışlıyor millet

yani atatürk'ten niye korksun insan? ben atatürk kavramını kaybetmekten korkuyor insanlar diye onu yazdım.

birde başlıkta bile toplumsal dedim, herkes yine ahmet dayıdan örnek veriyor.

bizim millet para kaybetmekten, fakirlikten de korkmaz. aza tama edelim falan der.

o da değil yani.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.01.21)
yani neyden korkuyorsan ona karşı bir şey geliştiriyorsun.

din - cami yapmak
atatürk - rakı içmek
türklük - osmanlıcılık oynamak gibi.

örnekleri biraz saçma verdim ki anlaşılsın.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.01.21)
Bence genel sorun toplum olmaktan korkmak. Sorsanız herkes aynı şeylerden şikayetçi fakat hiç kimse bunu değiştirebilmek için harekete geçme veya hareketi başlatma cesaretini bulamıyor.

Toplum o kadar ayrışmış durumda ki toplumu bir bütün olarak değerlendirmek artık imkansız. Aynı toprak sınırları içerisinde yaşıyor olmak ve geçim sıkıntısı dışında bir ortak payda göremiyorum. Bir kesim değişim peşinde, diğer kesim de sittin senedir kuru ekmeğe şükreder halde. Kafalarının dışındaki hayatların varlığı rahatsız ediyor insanları.

Çokça düşünmek, biraz biraz da dile getirmek gerekiyor. Toplum, bütün halinde hareket ederse korkularını aşabilir. Ütopik gözüküyor şu an için ama hiçbir şey imkansız değil. Tıpkı bugün olanlara geçmişte imkansız dendiği gibi...
0
desdenova34
(08.01.21)
(7)

haberleri nereden takip ediyorsunuz?

rm
soru başlıkta.
soru başlıkta.
0
rm
(07.01.21)
DW'den
0
aids rakun
(07.01.21)
ünsal ünlü (youtube)
ruşen çakır (youtube (medyascope değil, kendi kanalı))
nevşin mengü (youtube)
babıali.tv (youtube)

bbc türkçe (youtube, twitter)
dw türkçe (twitter)
sputnik türkiye (twitter)
anka haber ajansı (twitter)
dokuz8haber (twitter, telegram)
teyit.org (twitter)
malumatfuruş (twitter)
doğruluk payı (twitter)
reuters (twitter)
the guardian (twitter)
0
avianthem
(07.01.21)
Yüzde 95 www.bbc.com

Yüzde 5 edition.cnn.com

YouTube'da ABC News canlı yayını olunca izliyorum.

Türkçe haber sitesi hiç takip etmiyorum. Bir olay olunca Ekşi'den öğreniyorum. Önemli bir olay varsa televizyonda CNN Türk izliyorum.
0
dissendium
(07.01.21)
Sozcu.com.tr ye basladim genele de hitap ediyor asiri muhalif bir cizgi yok yani, kacirdigi goz ardi ettigi haber yok.
Odatv kimsede olmayan haberleri yakaliyor
Sonra tele1, halk tv, krt youtube kanallari
Nevsin Mengu, en apolitik kisi gunluk videosunu izlese gundemden kopmaz
sky news, bbc news youtube kanallari
0
neverletyougodown
(07.01.21)
60 Saniyede Bugün - Anadolu Ajansı
www.youtube.com
0
zagrebingözleri
(07.01.21)
dw
bbc
0
mikahakkinen
(07.01.21)
dw türkçe
ekşi

bbc türkçeyi seviyor(d)um ama yanlılığı fazla gelmeye başladı. yani her kaynak yanlı sonuçta da bbc türkçe fazla fazla dizayn edilmiş bi haberciliğe doğru gitti son zamanlarda.
0
jimjim
(07.01.21)
(5)

Bir konut tipi isimlendirme

denef
Şimdi bir yapı var bahçe üzerine kurulu,etrafı koru,3 bağımsız kattan oluşuyor,her katın girişi farklı kimse giriş çıkışta bir diğer katı görmüyor,zeminde olanın bahçesi var,sonraki iki katın ise geniş terasları var ve dışarıdan bakıldığında tipi villaya benziyor. Böyle bir konut tipi nasıl tasvir e
Şimdi bir yapı var bahçe üzerine kurulu,etrafı koru,3 bağımsız kattan oluşuyor,her katın girişi farklı kimse giriş çıkışta bir diğer katı görmüyor,zeminde olanın bahçesi var,sonraki iki katın ise geniş terasları var ve dışarıdan bakıldığında tipi villaya benziyor. Böyle bir konut tipi nasıl tasvir edilir,adına ne demek lazım sizce?
0
denef
(04.01.21)
Üçüz villa olabilir
0
Kahir ekseriyet
(04.01.21)
üzgünüm ama düz apartman bu? tek farkı dış kapılarının bağımsız olması.
villa, triple villa vs olması için en önemli kriter müstakillik yani alt/üst komşunuzun olmaması.
görmemem önemli değil, ısıtma/sıhhi tesisat ortak. gürültü durumu vs standart.

bağımsız girişli apartman diyorum ben.
0
jimjim
(04.01.21)
jimjim +1 bagimsiz girisli apartman
0
exlibris
(04.01.21)
aynen, bağımsız girişli apartman doğru cevap. son dönemde villa projelerinde çok ortaya çıkmaya başladı villa diye yutturuyorlar ama bildiğin apartman yani.
0
roket adam
(04.01.21)
Teşekkür ederim herkese,bu arada villa demedim arkadaşlar tipi benziyor dedim. Apartmandan da ayrılan özellikleri var ne villa ne apartman sınıfına girmiyor o nedenle. Böyle bir konut tipi yoktu gerçekten o yüzden ne denir bilemedim.
0
🌸denef
(05.01.21)
(5)

Yasaklar???

Arthur Dayne
Ocak ayında yasak var mı yok mu, 21 den sonra dışarıya çıkabilecek miyiz??? Ne saçma sapan işler yahu, açıklama da yapmıyorlar. Nedir durum?
Ocak ayında yasak var mı yok mu, 21 den sonra dışarıya çıkabilecek miyiz??? Ne saçma sapan işler yahu, açıklama da yapmıyorlar. Nedir durum?
0
Arthur Dayne
(04.01.21)
Yeni bir açıklama gelene kadar mevcut kısıtlamalar devam edecek dendi. O yüzden Aralık'ta neyse Ocak'ta da öyle devam edecek.
0
himmet dayi
(04.01.21)
ya çık deseler çıkacak mısınız? hastalık, ölüm kol geziyor.
ayrıca her yer kapalı zaten.

yeni karara kadar demişlerdi. büyük bir şey olmazsa mart-nisana kadar böyle gider.
0
jimjim
(04.01.21)
Mart Nisan kadar olmaz herhalde ya. Asilamadan sonra etki süresini gozlemleyip bence gevsetirler.
0
superfluid
(05.01.21)
Aşılama zaten Nisan'dan önce %60'a ulaşmaz. Bence Mart-Nisan iyimser bir yaklaşım.
0
himmet dayi
(05.01.21)
Bir kararın değişmesi için ya yeni kararlar alınır ya da ilk karar verilirken süre belirlenir ve belirtilir aksi durumlarda alınan karar geçerlidir.
0
zekicalik
(05.01.21)
(23)

Ingiltere vs Almanya

Kirmizibavul
Goc etmek icin sadece sizin seciminize kalsa hangisini tercih ederdiniz ve nedenleri nedir? Almanya icin aylik 3000€ net, Ingiltere icin de 3200£ net geliriniz olacağını, esinizin ev hanimi, 3 ve 6 yasinda 2 cocugunuz oldugunu dusunun.Edit: Ingilizce ve almancanizin her ikisinin de c1 seviyesinde ol
Goc etmek icin sadece sizin seciminize kalsa hangisini tercih ederdiniz ve nedenleri nedir?

Almanya icin aylik 3000€ net, Ingiltere icin de 3200£ net geliriniz olacağını, esinizin ev hanimi, 3 ve 6 yasinda 2 cocugunuz oldugunu dusunun.

Edit: Ingilizce ve almancanizin her ikisinin de c1 seviyesinde oldugunu kabul edin. Sehir olarak londra harici olacak sadece.
0
Kirmizibavul
(04.01.21)
Şehir?
0
lcha
(04.01.21)
@icha, editledim soruyu. Londra haric.
0
🌸Kirmizibavul
(04.01.21)
Turkiye'deki durum nedir? Cok mu kotu yani?
ingilizce, almancasi c1 olup, bu krizde bu ulkelerden bu tarz teklifler alabilen adam Turkiye'de kaymak tabakadir zaten. Turkiye'de buyuk bir sehirde yasiyorsa, evi, arabasi, mevkisi hepsi varsa bir anlami yok bence sifirdan sinif dusup tekrardan gocmenlik cekmenin. Bir cok ergen cikip yeter ki y.disi olsun garsonluk yaparim, araba bile yikarim diye gaz verecektir ama o is oyle degil.
0
neverletyougodown
(04.01.21)
@never, yemisim turkiyedeki durumu. Orayi karistirmayalim. Soyledigim seyler farzi muhal. Yani o sekilde dusunun. Teklif falan yok. Iki ulkeyi de bilenler icin soru acik ve net.
0
🌸Kirmizibavul
(04.01.21)
almanya'yi bilmiyorum ama ingiltere icin londra disinda 3200 net guzel para. 2 kisi de calisirsa tadindan yenmez.
0
icim urperiyor
(04.01.21)
Açıkçası Almanya çok bilmiyorum ama Fransa'yi biliyorum fransa'nin genelde yeme içme, araba, teknoloji vs olarak daha pahalı olduğunu biliyorum. Bu sekilde ben almanya derdim. Çünkü 3000€ iyi bir para(ben evli ve esi calismayan biri olarak ben 2580 aliyorum, ev, araba kredisi, hanimin egitim kredisi, benim Türkiye'deki egitim kredim spor cart curt her seyi cikarinca aylik 350€ kenara kaliyor. 300-400bin kisilik bir sehirdeyim. Bu 310€ araba, 50€ egitim, 80€ araba sigortasi gibi seyleri cikarinca ekstra 450€ gibi bir para cikar.). Iki cocuk olmasa cok rahat olursunuz derdim ama çocuk masrafi ne kadar oluyor bilmiyorum. Ama sonucta okula para odemeyeceksiniz vs sıkıntı olmaz.

Buna ek olarak ekonomik olarak düşünürsek de Almanya'da is olanaklari daha fazla, ekonomik olarak kriz vs olasiligi daha az.

Ben her türlü almanya derim, 3bin euro büyük şehir vs (berlin misal kira sikinti denilir hep, aynısı paris/lyon icin de gecetli) değilse çok güzel yeter.
0
logisticsmanager
(04.01.21)
@kirmizibavul, almanya daha istikrarlı ve geleceği parlak bir ülke bence şu aşamada, ingiltere’nin ab’den çıkışı, geleceğinin belirsizliği vs ne kadar çok güven verseler de bi almanya güveni vermiyorlar. onun haricinde avrupa’nın tam göbeğindesin, komşuların müthiş falan.

yine de kesin almanya diyemiyorum, ingiltere öyle bir ülke. sanırım ingiltere derdim.
0
garavel
(04.01.21)
Almanca olmasa İngiltere derdim, Almanca da varmış o zaman Almanya.
0
lcha
(04.01.21)
@Kirmizibavul o halde madem diller c1, Almanya kesinlikle. Ingiltere'de populistlerin ne yaptigini gorduk Brexit gelecek ucucaz diye propaganda yaptilar ve basarili oldular yani halk bunlari yedi. balikcilik uzerinden bile milliyetcilik kastilar, kiyilarimi koruyacagiz, ulkenin balikciligini kurtardik diye. Kimse de demiyor ki aga balikciligin ekonomideki payi %1 zaten kurtarsan ne olur balikciligi kurtarmasan ne olur :) Bizde nasil Osmanlici tipler varsa orda da imparatorlukcu tipler var, yasli, cahil zannediyor ki eskiden oldu gibi Ingiliz Imparatorlugu yonetiyor, somurgelerin abisiyiz falan, gercekte Iskocya'ya, Galler'e bile sozu gecmiyor adamlarin, adam senin daha ulke icinde Covid kisitlamana karsi cikiyor, uymuyor, kendi kuralini koyuyor. Senin artisligin kime, ada ulkesisin zaten, Brexit'te geldi hepten izole olacaksin, gucun, etkinligin azalacak dunyada. Maksimum Amerika'nin emir eri gibi bir gorevin olacak, sanki onceden cok farkliydi neyse. Alman halki gidip de populiste prim vermez, kolay gaza gelip manipule olmaz. Mesela Fransa'da ayni sey var, Macron somurge ziyaretleri yapip, milliyetcilik kasmaya calisiyor. Almanya'da bu tarz numaralar prim yapmaz. Almanya'da kural, sistem var. Ingiltere biraz daha kapitalist, gevsek, kurallar esnek, guclunun, zenginin lehine bir sistem uzerine kurulu. Ekonomiye gelirsek gene Ingiltere'de fabrika, uretim kisitli, her sey disardan aliniyor Almanya'daki is ortami yok kesinlikle. Turkiye ikili iliskilerde ihracat ithalatta arti veriyor Ingiltere'ye. Arti verdigimiz sayili ulke var, biri Ingiltere. Bir de Ingiltere'de cok fazla 3. dunya gocmeni var, Brexit de geldi ustune. bu ne demek, avrupali daha da azalacak, blm muhabbetinden zencisiz reklam cekemiyor adamlar, bu bir dramdir.
0
neverletyougodown
(04.01.21)
İngiltere'de yaşamadım ama almanya asgari şartlarda bile yüksek bir yaşam kalitesi sunan bir ülke. Yakınlığı, kültürün türklere aşina olması, yönetimin stabilliği (merkel vs boris yani), ekonomisi, markaları, iş kültürü, genel kültürü, türk yemeklerine erişim, vs vs her anlamda çok iyi bir ülke.
0
roket adam
(04.01.21)
Cevaplar icin tesekkurler. Efkar-i umumiye Almanya'dan yana. Yalniz kimse Almanya'daki insanin canina ot tikayan burokrasiye ve satilik/kiralik mesken bulamama sorununa deginmemis. Bu iki durum tartinin dengesini bozacak onemde olamaz mi?
0
🌸Kirmizibavul
(04.01.21)
@Kirmizibavul emlak sorunu inan Ingiltere'de daha fazladir. Ozellikle buyuk sehirlerde arz cok kisitli bu yuzden fiyatlar astronomik, 30+ kesim bile paylasimli evlerde yasiyor, evler desen 200 senelik kulustur Victorian evler. 18inden sonra gencler yeni eve tasiniyor muhabbeti bile azalmis, aile yaninda yasayan bir suru genc var bbc falan bunun belgesellerinde yapiyordu. Bir suru kural var, green belt diye atratabilirsiniz kafasina gore yerlesim yeri acamiyor adamlar. Yuksek katli apartman da diktirmiyorlar kolay kolay hadi Londra'daki kodamanlar diker onlara sozleri gecmiyor, baska bir yerde bir suru burokrasisis var, belediyede uyeler karsi cikiyor, community spiriti olduruyormus, yok kendi evlerinin degeri dusuyormus, koye santral dikeceklermiscesine karsi cikiyor adamlar.
Burokrasi her yerde yavas ya Almanya, Hollanda farketmez, kime sorsan devletteki memurundan dert yanar. O degil de aklima geldi simdi:) t24.com.tr Ulan 42 tane gayrimenkulun varmis, gez, ye ic hayatini yasa iste, ne ugrasiyon dilekceyle mahkemeyle
0
neverletyougodown
(04.01.21)
Almanca olmasa ingilitere derdim +1

Cevabım: Almanya. Sebebi: AB içi serbest dolaşım.
0
himmet dayi
(04.01.21)
Bürokrasi ve ev bulmak Avrupa'nın her yerinde problem. En azından memuru rüşvet peşinde koşmuyor.
0
bruce mclaren
(04.01.21)
ingiltere. insanlar iyi bir kere. almanya çok kuralcı, sıkıcı. özellikle sonradan oraya gidenler kendileri de çok sıkıcı değillerse yapamıyorlar. tamam yollar falan güzel medeniyet var ama ikisi arasında seçim yapsam kesinlikle ingiltere seçerim. süper ülke. londra hariç falan demişsin ama londra harika :)
0
anti-kahraman
(04.01.21)
@never bürokrasiyi kendi silahiyla vurma haberi bombaydi. Ilk defa gordum :))
0
🌸Kirmizibavul
(04.01.21)
londra'da iki kisi calisiyoruz gelirimiz 2700+3200 (net).
senin senaryonda olsam yani 1 kisi 3200 kazanacak ve 4 kisi o parayi yiyecek, gelmezdim.

bunun disinda karsilastirma yaparsam
hava durumu: almanya
cografik konum, schengen ve ulasim: almanya
kultur: fark yok, multikulturel
ekonomi: almanya
dil: ingiltere
guvenlik: almanya (hatta en buyuk tercih sebebi bu bile olabilir)
saglik sistemi: almanya

londra yerine ingiltere'nin X sehrine de gitsen fiyat olarak kira harici pek birsey fark etmeyecek. londra disinda yol parasi daha pahali, market fiyatlari heryerde ayni.
0
try again fail again fail better
(04.01.21)
kalıcı göç mü acaba? bir kaç seneye dönecek misiniz mesela? bir kaç sene sonra dönme olayı varsa ingiltere diyorum ben de. 3200 cidden londra harici güzel para ve fena olmayan birikimle dönebilirsiniz. kira+mutfak+fatura ingiltere'de bir çok şehirde 1200-1500 bandına kapanır. gerçi çocuk faktörü var ama kreş vs masrafları olarak onu bilmiyorum. havası suyu sizi bağlar ben mesela havasından dolayı ingiltere'ye bayılıyorum.

ama uzun vadeli kalınacaksa almanya daha mantıklı olabilir sosyal yardımlar vs de alma şansınız varsa çocuklar için vs işler pozitife döner. ayrıca ingiltere çok keyifli ülke. futbolundan tarihine, doğasından kültürüne bambaşka coğrafya. almanya bu konuda bana inanılmaz uzak geliyor. hele ingiliz arkadaşların olsun sohbetleri falan keyiflidir. ayrıca millet olarak samimi olduklarına da çok sempatik ve esprili oluyorlar genelde. zeki olmalarını saymıyorum.

ingiltere'de konut sorunu londra harici yok denilebilir ama evler cidden çok eski. kötü değil mesela, ısınma ve bakım sorunları yoktur nerdeyse ama eski işte ne bileyim. ben kesinlikle ingiltere seçerdim. çocukların da geleceğini düşünmek lazım bir de. ingiltere kaliteli eğitimi çok pahalıya sunar, almanya beleşe sunar ama ingiltere kadar çok fazla iyi seçenek sunmaz vs vs
0
avatar is back
(04.01.21)
elbette ingiltere. yani hem kültürel açıdan hem adaptasyon açısından. hem de bir "türk" olarak uk de almanyaya nazaran çok daha iyi bir sosyal statüde olursunuz.
ayrıca eşinizin dil durumu nasıl?

eşinizin çalışmaması eğer geçiciyse sorun olmaz. ama eşinizin çalışmaması almanya ingiltere ve türkiyede de zaten sorun.

bu durumda olsam tek başımayken ingiltere derdim. zira almancam C1 değil.
ama yakın gelecekte ben jimjim, gerçekte buna benzer bir ücret teklifi alamayacağım için ve 2 yılda shengen oturumu alırım diye düşündüğüm için almayayı tercih edeceğim.
0
jimjim
(04.01.21)
Almanya’nın güneyi derim. Hem kozmopolit hem de hava süper. Yazın buradan farklı değil. İngilterr’de yaz mevsimi gibi insanlığın başına gelmiş en harika şey yok.
Almanca da öğrenmesi çok zor zaten, o kadar öğrenmiş olsam başka yet düşünmezdim :)
Almanlar türklerden nefret ediyorlar bu da doğru, bunu takacak kafada hiç olmadığım için yine Almanya. Almanlar sıkıcı falan diyoruz ama 10 sene yaşasak biz de öyle oluruz sanki, adamlarda dert yok tasa yok; hayatın iniş çıkışları yok.
Bugün de Almanya övdüm çokşüküt:)
0
bfm
(04.01.21)
Ikisinde de türk olarak kredin sıfır değil eksi. 10 yıl ing de yaşamış italyan arkadaşım bu kadar grumphy bi millet tanımıyorum almanlar melek diyordu, işin komiği aynı serzenisi o esnada ben almanlar için ona yapıyordum. Varsın sen düşün gerisini...
0
wiekannich
(04.01.21)
@wiekannich, kralicenin kugularini kesip mangal yapan bir milletten daha grumpy kim olabilir? Yurt disindaki tanidiklardan dinledigim kadariyla turkler haybeye irkciliga maruz kalmiyorlar.
0
🌸Kirmizibavul
(05.01.21)
@Kirmizibavul tamam işte o mangal yapan adam sen olacaksın onların gözünde :)
0
wiekannich
(05.01.21)
(7)

böyle bir olay nasıl haber olmaz?

kibritsuyu
yılbaşından bir önceki gün, bir tanıdığımızın damadının, kızını kreşten aldıktan sonra trafik kazası geçirdiğini, tıra çarparak kendisinin de, kızının da vefat ettiğini öğrendim. ertesi gün ise, vefat eden adamın eşi, yani küçük kızın annesi, yani tanıdığımızın kızı olan kişinin bunun kaza değil, ci
yılbaşından bir önceki gün, bir tanıdığımızın damadının, kızını kreşten aldıktan sonra trafik kazası geçirdiğini, tıra çarparak kendisinin de, kızının da vefat ettiğini öğrendim. ertesi gün ise, vefat eden adamın eşi, yani küçük kızın annesi, yani tanıdığımızın kızı olan kişinin bunun kaza değil, cinayet olduğunu, adamın kendisi intihar ederken kızını da yanında götürdüğüne dair bir not bulduğunu içeren facebook postu gördüm.

sırf baba kızın arabayla tırın altına girerek vefat etmesi bile başlı başına bir haber iken, bunun aslında kaza değil, adamın intihar ederken kızını da yanına alması hadisesini hiçbir haber kaynağında bulamadım. en ufak trafik kazasını yayınlayan ankara trafik instagram sayfasında bile rastlamadım.

şehir ankara. siz böyle bir haber gördünüz mü?
0
kibritsuyu
(04.01.21)
Cinayeti işleyen de ölmüş sonuçta, üzerine gidilebilecek bir olay değil. İnfial yaratmaması için haber yapmamışlardır.
0
Tochinoshin
(04.01.21)
Polis haberci çağırmaz sanırım. Adamın eşi haberci çağrısa haberi yapılırdı diye düşünüyorum.
0
prole
(04.01.21)
Böyle konuların genelde haberi yapılmaz. Çünkü bazen kötülük de örnek teşkil ediyor. Ama vizyona sahip olmayan ufak tefek ajanslar yapabilir. Mesela köprüden atlama metronun önüne atlama gibi haberleri de es geçerler.
0
limonlu eksi
(04.01.21)
yalnız diyelim ki böyle konuların haberi yapılmıyor. kaza ilk olduğu anda kimse olayın aslında bir intihar olduğunu bilmiyordu ki. (kazanın oluş şeklinden dolayı belki tahmin etmişlerdir ama emin olamazlardı)
0
shadra
(04.01.21)
ankaranın göbeğinde holding patronu uzun namlulu silahlarla çapraz ateşe tutularak öldürüldü. ancak 51 gün sonra haberi yapılabildi. onun için buna çok şaşırmadım.

ve 3. sayfa muhabirleri ile cinayet büro zaten sürekli irtibatta. bazı olayların haber yapılması istenmiyor.
0
ada meltemi
(04.01.21)
medya yaşanan tüm büyük olayları haber yapmıyor. takvimde o günün veya daha genel olarak dönemin koşullarına göre seçiyorlar.
ayrıca bazı durumlarda yasal olarak izin çıkmıyor, üstü bilerek kapatılmak isteniyor vs.


başınız sağolsun.
0
jimjim
(04.01.21)
Farklı bir açıdan bakarak, olay İstanbul’da olmadığı için de olabilir diyorum
0
epitaf
(04.01.21)
(7)

yaşlı kadın hastaneye gidemiyor

melina
merhaba, 80 küsür yaşındaki ananem 4 gündür karın ağrısı ve sırtında belle kalça arasında bir bölgede ağrı olduğunu söylüyor. ciddi halsizliği var ve yüzünün rengi gitti. dışkısı siyah ve son durumda ishal olduğunu söyledi. mide kanaması olmasından şüpheleniyoruz. yattığı yerde bir tarafından öbür t
merhaba, 80 küsür yaşındaki ananem 4 gündür karın ağrısı ve sırtında belle kalça arasında bir bölgede ağrı olduğunu söylüyor. ciddi halsizliği var ve yüzünün rengi gitti. dışkısı siyah ve son durumda ishal olduğunu söyledi. mide kanaması olmasından şüpheleniyoruz. yattığı yerde bir tarafından öbür tarafına bile zor dönüyor. hastaneye götüremiyoruz covid var, eve doktor çağıracağız ama doktorlar da ellerini açıp bizi beklemiyorlar tabi. bir hastaneden randevu aldım yarın arayacaklar da bize uygun doktor bulup gönderecekler. her neyse bize hızlı çözüm gerekiyor şuan. hızlı çözüm için de aciltipambulans.com.tr diye bi site buldum. görüştük yarın için doktor gönderebiliriz diyorlar ama burası kimdir nedir kim gelecek internet üzerinde hiçbir yoruma denk gelmedim. bize doktor diye suriyeli itelemelerinden korkuyorum. siz olsanız ne yapardınız?
bir de ananemin nasıl bu duruma geldiğinden bahsedeyim biraz. kendisi dik kafalı ve yaşına rağmen yalnız yaşamakta çok ısrarcı. evi genel olarak soğuk ve kendisi duş almayı suyla ilgilenmeyi çok seviyor. hastalanmadan önceki gece mantar(kültür) ve pilav yemiş. fazla miktarda olduğu için kalmasın diye de kendini zorlamış. sonra da durum bu. hastalanınca yaka paça evimize getirdik. dünden beri de bizde yatak döşek yatıyor. bunca yazıyı okuyup görüş belirten dostlara selam olsun.

edit: pandemi nedeniyle eve doktor gelme dönemi başlamış. çoğu büyükşehirdeki özel hastanelerde bu var artık. doktor sizi aynı hastanedeki gibi muayene edip hemşire de gerekli tahlilleri evde yapabiliyor. tabi ki röntgen gibi durumlarda hastaneye davet ediyorlar. onun dışında siz doktora değil doktor size gelmiş oluyor. buraya yazmamın asıl amacı böyle bir hizmetten yararlanan birisinin çıkıp yol göstermesiydi ama sanırım buradaki kimse böyle bir şey kullanmamış. allah kimsenin başına vermesin deyip cevaplarınız için teşekkür ediyorum.
0
melina
(03.01.21)
Özel hastaneye goturemiyor musunuz?

Hastane : covid demek değil ki. Sonuçta ambulansla gelen doktor da personel de hasta olabilir. Önleminizi alır hastaneye gider gelirsiniz. Pandemi Hastanesi'ne gidip kapı kolu yalamadiginiz sürece hastalık bulaşmak ihtimali düşük eğer gerekli önlemleri alırsanız.
0
elorelia
(03.01.21)
Mide kanamasıysa zamanla yarışıyorsunuz. Bence 112'den ambulans çağırmalısınız
0
Take it away honey
(03.01.21)
yukarıdakiler +1
Hemen 112'yi arayıp ambulansla hastaneye gidin, o yaşta insan mide kanaması mı acaba diye dört gündür hastaysa evde beklemeyin, yazık.
0
kobuzchu kiz
(03.01.21)
ambulans abi
eve doktor bekleyecek hali mi kalmış
beklemeyin arayın hemen
0
jimjim
(03.01.21)
gecmis olsun

eve doktor gelse ekipmansiz ne yapacak ki?

bir an once en yakin hastanenin aaciline goturun
hastanelerde covid bolumleri ayri oluyor, maskelerinizi takin ve gidin

doktor beklemeyin
0
exlibris
(03.01.21)
Hastanedeki doktorlar hemşireler ne yapsın ya da diger çalışanlar. Dışarıda zombi salgını yok gerekli önlemlerinizi alın gidin. Su an Direkt acile gidin ya da 112 yi arayın. Bir şey yapın ama. Bu arada Eve gelen doktor tahlil yapmadan ne yapabilir Allah aşkına.
0
monkey
(03.01.21)
bence hastaneye goturmelisiniz.
0
sakli su
(03.01.21)
(16)

31 yaşından sonra almanyaya göçmek mümkün mü?

whatdreamsnevercome
üniversite diploması olan (deü işletme),ancak mühendislik diploması olmayan,8 sene tecrübeli (çok sayıda projede fullstack developer olarak çalıştım. gerçekten çok sayıda. koftiden değil yani),şuan tam 31 yaşında olan, başvurana görüşene kadar 31.5 yazşına gelecek olan evli biri için almanya mümkün
üniversite diploması olan (deü işletme),
ancak mühendislik diploması olmayan,
8 sene tecrübeli (çok sayıda projede fullstack developer olarak çalıştım. gerçekten çok sayıda. koftiden değil yani),

şuan tam 31 yaşında olan, başvurana görüşene kadar 31.5 yazşına gelecek olan evli biri için almanya mümkün mü?
yoksa "yav nabacaz bunu 22lik dimağlara yönelelim" derler mi?
0
whatdreamsnevercome
(03.01.21)
31 gayet normal ve genç bir yaş özellikle avrupa için. o kadar yıllık tecrübe de varsa zaten sizin büyük yararınıza, gerçekten karar verdiyseniz almanca öğrenip linkedin kasın derim.
0
garavel
(03.01.21)
goc gitsin. 31 ne ki. oralardaki is ilanlarinda 28 yasindan kucuk olmali gibi sacma sapan ayrimciliga da rastlamazsin.
0
baldur2
(03.01.21)
Benim tanıdıklarım hep 35ten sonra göçtü, gittikleri pozisyonlarda hep iyi. Benim de sene sonu gitme planım var. 34 ve evli spor.
0
mirty
(03.01.21)
bence de dil calisin gerisi sandiginiz gibi yas ile ilgili sorun olmaz
0
ala09
(03.01.21)
22'lik dimağlara eğer AB pasaportu varsa ve yeni mezun arıyorlarsa yönelirler.

Almanya'daki çok uluslu bir şirketten yıllık 51k brüt maaştan yüksek bir iş teklifi aldıysanız diploma ve dil şartı olmadan çalışabilirsiniz: www.auswaertiges-amt.de
0
bruce mclaren
(03.01.21)
aa ben :D
ben evsiz halimle yapacağım sizin yine iyi, vergilerden falan avantaj var bi de sıkılmazsınız negzel :D

cevap: demezler, bi senedir sürekli göç edenlerle görüşüyor, konuşuyor veya youtube'tan falan seyrediyorum. öyle bir algı yok orada.
kesinlikle deneyin.
zaten iş başvurusunda yaş olayı bi tek bizim gibi tarım kökenli toplumlarda var, o yaşta insanlar yeniden lisansa başlıyor falan.. :/
0
jimjim
(03.01.21)
öyle bir göçerki... tek sıkıntısı dil olur. onu da 6 ayda halleder.
0
false pretension
(03.01.21)
@sivrisinek,

türkiye'deki ekonomik durumumuz gayet yerinde. birikmiş paramız yok, ama maddi bir sıkıntı yaşamıyoruz.
sadece buranın gelecek kaygısı, siniri, stresi bıktırdı. başka bir şeyden gitmiyoruz yani. oraya daha zengin olmaya da gitmiyoruz.

yalnızca, yarın bir gün kanser olursam, bana destek sağlayacak bir devlet olduğunu bilmek istiyorum.
çocuk doğurduğumda, özel okul dışında alternatiflerim olsun istiyorum. veya eşim doğurduğunda yine özel hastanelere "eğilmek" yerine, doğru düzgün bir devletin yardımıyla olsun bu iş istiyorum.

her kararımdan önce 50 defa düşünmemek istiyorum kısaca.

katıksız bir orta direk olmak istiyorum. ne zenginlik beklentim, ne de fakirlik kaygım olsun istiyorum.
0
🌸whatdreamsnevercome
(03.01.21)
@sivrisinek hocam bu bahsettiğiniz ülke türkiye mi? ben başka ülkede yaşıyorum sanırım.
0
nothing in my way
(04.01.21)
Mümkün ama yaş ilerledikçe senin açından uyum sağlama zorluğu artar.
0
Andrew
(04.01.21)
rekabetin en az olduğu ülke türkiye mi? hocam ? aynı türkiye’yi mi yaşıyoruz ? @sivrisinek
0
garavel
(04.01.21)
@sivrisinek,

20-30k kazanmak sizce türkiye'de çok muhteşem bir şey?

benim işim için ortalama bir bilgisayarın fiyatı bu. ki 30k kazanmıyorum, rahatlıkla söyleyebilirim.

clio haricinde bir araç satın almak istesem cebinden 350-400bin tl çıkacak. (clio 280bin şuan)
bir çocuğum olsa, doğumuna 20bin liradan bir kuruş daha az para gitmeyecek. o büyüyüp bir okula gitse devlet okuluna mı yollayacağım? (ben devlet okulunda okudum. ama artık devlet okulları ışidçi yetiştiriyor) 5-6bin lira para gidiyor en dandik devlet okuluna.

yarın hastalansam,
yarın pandemi gibi bir şey çıksa türkiye cumhuriyeti devletinin tavrını gördük. herkese faizle kredi dağıttı, onu da sadece seçilmişlere dağıttı.

gelecek kaygısı budur kardeşim.
bugün 30bin lira kazanmanın, aslında geleceğine en ufak bir artısı olmamasıdır.

almanya'daki orta gelirli bir vatandaşla, türkiye'deki benim gibi iyi gelirli bir vatandaş arasında 50 yıl fark var yaşam kalitesi olarak. yaşam kalitesi denen şey sadece kazanılan parayla açıklanmıyor.

almanyada 3500-4000 euro kazanmak, şuanki halimden çok daha "rahat" ettirecek beni. işin özeti bu.
0
🌸whatdreamsnevercome
(04.01.21)
Türkiye'de Türkiye dışında geçerli bir mesleği olan birinin Avrupa'da aynı işi yaparak "olduğu konumun altına düşmesi" imkansız.

Böyle bir mesleğiniz varsa Avrupa'ya ancak evlilik yoluyla gidebilenlerin söylediklerine itibar etmemenizi tavsiye ederim.

Yoksa elmayla armudu karşılaştırmış oluyorsunuz.
0
bruce mclaren
(04.01.21)
bruce mclaren'e katılıyorum.

gelir seviyesi artarken veya azalırken sosyal seviye ve beklenti sabit kalmıyor arkadaşlar.
ben 20k'yı maaşla çalışarak alıyorsam yani kuruyemiş büfesinden veya otogalari işleterek almıyorsam (hoş orada çalışan insanın da vizyonu başka olabilir) 20klık işlerde çalışan biri olarak 3k'ya çalışan birine göre -genellikle- başka bir çevrem, hayattan beklentim, hassasiyetlerim oluyor. beni motive eden veya kötü etkileyen olayların türleri veya en azından öncelikleri değişiyor. maslow hiyerarşisi gibi yani..
sadece biraz gezeyim flanörlük olsun diyen veya ailesine para biriktirmek için yurt dışına giden kitleden farklı sebeplere sahip olabiliyor bazıları.

neyse, ben hayatımda şöyle bir örnek duymadım; "ya türkiyede işim gücüm mesleğim kariyerim vardı, bırakıp geldim. şimdi asla aynı konumda değilim, çok mutsuzum." en en en kötü senaryoda bir iki yıl keyifsiz geçer sonra olmanız gereken yere ulaşırsınız.
0
jimjim
(04.01.21)
tam tersi. 22'lik dimağlara yönelip onu geliştirmekle uğraşacaklarına yetişmiş ve tak diye çalışmaya başlayabilecek insanları isterler. tam da göçmelik yaş.
0
amandil
(04.01.21)
36 yaşındayım. 40 yaşında göçezeyim. yaşla alakası yok.
0
stewie
(04.01.21)
(3)

corona ve turkiye

baldur2
mayis-haziran-temmuz bandinda kac kisi asilanmis olur? vaka sayilari ne olur sizce tahminen? kisitlamalar olur mu hic? nedir tahmininiz?
mayis-haziran-temmuz bandinda kac kisi asilanmis olur? vaka sayilari ne olur sizce tahminen? kisitlamalar olur mu hic? nedir tahmininiz?
0
baldur2
(03.01.21)
Sağlık bakanının açıklamalarına bakarsak kaç kişinin aşılanacağını söylemek mümkün değil çünkü bir ajandaları yok gibi görünüyor. Bir aşı planı yapıldığını sanmıyorum: "Ocak, şubat, mart gibi, en geç nisan olmak üzere ilk iki hatta üçüncü aşamada olan kişileri aşılamayı hedefliyoruz," gibi bir açıklama var ki bu bir plan olmadığını gösteriyor.

Gerçekliğe bakacak olursak, geçen yaz muhtemelen günlük onbinlerce vakaya rağmen yazın güney illerinde maske yasağını bile kaldırıp halkı tatile teşvik ettiler. Aynısı olacaktır. 2021'in 2020'den farkı yok. Yine turizmi canlandırmak için kısıtlamalar gevşetilecektir diye düşünüyorum. Vaka sayıları da günlük 5-10 bin olur bence.
0
prole
(03.01.21)
eğer kontrol altına alınır, aşılama hızlıca yapılırsa
geçen yılki haziran temmuzdan sadece biraz kötü olur gibi düşünüyorum koşullar. kısıtlamalar (?) geçen yazdın olduğu gibi olur, vakalar artar.
ortamın sakinleşmesi bir ekim kasım 2021 en erken.

bir ajandaları yok +1 kafalarına göre gidiyor şu an süreç.
0
jimjim
(03.01.21)
nisan-mayıs'tan önce aşılama başlamaz diye düşünüyorum, henüz ortada hiç bir hazırlık yok. kısıtlamalar hafiflese de devam eder, vaka sayıları da geçen yılın temmuzuna göre çok daha yüksek olur (kasım-aralık civarıyla eşdeğer gider muhtemelen)
0
roket adam
(03.01.21)
(15)

Bildiğiniz İmam nikahı yaptırmayan müslüman evli çift var mi?

cay sigara
Şu istatistige katılanların %30 u evlilik icin imam nikahina gerek yok demis.Laik muslumanlar bile bu imam nikahini mutlaka yapar diye biliyorum. Sizin bildiginiz, imam nikahsiz muskuman cift var mi; yaygin mi bunlar, yoksa istisnai mi? Buradan sonuc cikartirsak, Bu abkete yanit veren, %30 dinsiz di
Şu istatistige katılanların %30 u evlilik icin imam nikahina gerek yok demis.

Laik muslumanlar bile bu imam nikahini mutlaka yapar diye biliyorum. Sizin bildiginiz, imam nikahsiz muskuman cift var mi; yaygin mi bunlar, yoksa istisnai mi?

Buradan sonuc cikartirsak, Bu abkete yanit veren, %30 dinsiz diyebilir miyiz?



twitter.com
0
cay sigara
(02.01.21)
çok yaygın değil, ama bir kişi biliyorum. arkadaşım müslümanım diyen seküler biriydi, yani ramazanda arada bir oruç tutan ama hayat tarzı olarak islamla çok alakası olmayan.. onlar dini nikah yaptırmadılar.

ayrıca diyanete göre resmi nikah yapıldıysa dini nikah elzem değil. cevap verenler bu bilgiye dayanarak da gerekli değil demiş olabilir.

bkz: kurul.diyanet.gov.tr
0
evanka
(02.01.21)
ben kendimi inanclı bir musluman olarak tanımlıyorum, dini nikah yaptırmadım. cunku nikah dinen= cevrenin senin birlikte oldugun kişiyi bilmesi ve eşin olarak tanıması. bitti. seramonisi falan yok
0
art vandaley
(02.01.21)
"Bu ankete yanit veren, %30 dinsiz diyebilir miyiz?"

Hayir, diyemeyiz. Sosyal bilimlerde pek cok konuyu "proxy" ile olcebilirsin, ama din konusunda, hele hele bu iki secenek arasinda (inancli veya tanritanimaz) proxy soru kullanamazsin. burada bireyin kendini nasil tanimladigi onemlidir/esastir.
0
lamartin
(02.01.21)
Dini nikah diye bir şeyin olup olmadığını araştırdınız mı hiç?
0
kisa
(02.01.21)
biz varız, annem&babam var çevremde de nerdeyse kimse yaptırmadı ki annemler 80li yıllarda yaptırmamışlar
0
melodi
(02.01.21)
Biz de yaptırmadık, arkadaş çevremde de var yaptırmayanlar. 80'li yıllarda annem babam yaptırmamış - ki annem ve ailesi bizlere göre çok daha inançlıdır-. Sonuçta nikah @art vandeley in de yazdığı gibi evlendiğin kişiyi topluma ilan etmek demek,dolayısıyla biz gerek duymadık.
0
aykaranlık
(02.01.21)
dini nikahi yapip, resmi nikahi yaptirmadiginizda nikahiniz gecerli sayilmiyor, fetva hatlarini arayip sorabiirsiniz. cunku resmi nikah olmadan devlet sizleri es ilan etmiyor ve serri kurallara gore devletin dedigine tabii olmalisiniz.

hatta bu yuzden Turkiye'de erkek diger sartlari saglasa bile, ikinci es alamiyor, cevaz verilmiyor. cunku ikinci esin sosyal haklarini koruyamazsin erkek es olarak vs.

bu yuzden imam nikahi biraz formalite gibi olabilir, yaptirmayanlar varsa gayet normal bi durum Muslumanlar icin.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(02.01.21)
Konuyla ilgili şu videoya bakabilirsiniz
youtu.be
0
karabasun
(02.01.21)
çevremde tek tük duydum. nadir yani.
bi de dini nikah biraz tuhaf geliyor bana yani inanan,müslüman biri için bile tuhaf geliyor. yani eğer her şeyi islam hukuku, kuralı ve koşullarına göre yaşamıyorsa. ne bileyim ofiste çalışıp, atıyorum okulda öğretmen olup dini nikah yaptırmayı bir zorunluluk gören biri garip geliyor. ritüel içinse ayrı tabi. yani bence şu anda yaptıranların da hepsi demiyorum ama büyük çoğunluğu ritüelden zaten, adettir diye yaptırıyor.
bir de sayıyı yükselten, 17-25 yaş arası inançlı gençlerin rahatça sevişme isteği.
yoksa sadece laik müslümanlar değil genel olarak normal evli çiftlerin sandığınız aksine illa yaptıralım dediklerini düşünmüyorum.
0
rewlack
(03.01.21)
yani neredeyse bildiğim yok :D

bu işler biraz adet meselesi. kına olayı 90larda neredeyse tamamen kalkmıştı, kırsalda yapılırdı. şimdi bir sektör olarak yeniden hortladı.
imam nikahı neden şart olsunki normal nikah yapılıyorsa? yani bu da biraz dönemsel eğilim gibi geliyor bana. benzer şekilde 90lar2000lerde falan azalmıştı yeniden çok önemsenir oldu sanki. %30 az bile geldi yani bana. bir 10 yıl önce daha yüksek çıkardı gerek yok diyenler.

yani demek istediğim şu an orta yaşı geçmiş evli çiftlere baksanız yeni evlenenlere göre daha azında imam nikahı görürsünüz.
0
jimjim
(03.01.21)
Biz yaptırmadık.
0
summatinyourteeth
(03.01.21)
2. Sorunuza cevap vereceğim nikah medeni bir akit, amaç evliliği topluma duyurmak. dini nikah daha çok kültür ile alakalı. Hayatımda 1 ilahiyat öğrencisi ile arkadaş olmuştum o da evlilik için dini nikaha gerek yok, resmî nikah yeterli derdi. Ben de öyle düşünüyorum ve müslümanım.
0
kestane gürgen palamut
(03.01.21)
Kayınvalidemle kayınpederim imam nikahı yaptırmamış, resmi nikah evliliğimizi kanıtlıyorken imam nikahına gerek duymadık demişti kv. 80 de evlenmişler valla bravo dedim. Biz eşimle yaptırdık aman milletle mi uğraşacağız diye.
İnanış olarak da, başı açık, Cuma günleri türkçesinden kuran okuyan, artık oruç tutamadığı için fitre veren vs bir kadın kendisi.
0
somethinginthewayshemoves
(03.01.21)
bizim de yok ama allahsiz degiliz :)

benim umrumda degildi ama hatun benden dindar, istedi ama yaptir(a)madik. Mevzu soyle gelisti: Turkiye'de evlendik ama zamansizliktan dini nikahi halledemedik. Yurtdisindayiz, burdaki camilerden birine gittim imami buldum, prosedur $150 nakit + 2 sahit ama sahitler erkek olacak dedi. Hayirdir ama neden illa erkek dedim, kadinlarin sahitligi sayilmaz dedi, peki dedim ciktim. Hatun arabadaydi, proseduru anlattim. Ayni soruyu o da sordu, sizin sahitliginiz sayimiyor bizim dinde musluman kardesim dedim, bana burada yazsam silinecek olan seyler soyledi. Mevzu da boylece kapandi :)

Bizim dinimiz insanlari dinden sogutmak ustune kurulu elhamdulillah..
0
cooperr
(03.01.21)
imam nikahi muhafazakarlar arasinda bile yaygin degil ki. sen nerede yasiyorsun aga?
0
baldur2
(03.01.21)
(12)

Psikolojinizi nasıl sağlam tutuyorsunuz ?

ismim ibrahim
aralık ayı içinde ailemden covid sebebiyle vefat edenler oldu. sevgilimle ayrıldık, sonra barışmak istedim reddedildim. pandemi başından beri iş gereği tüm gün evdeyim ve bomboşum. sadece maaş alıyorum ama çalışmıyorum. bugün kendimi "ulan aslında bugün deprem olsa da ölsem çok koymaz ya" derken bul
aralık ayı içinde ailemden covid sebebiyle vefat edenler oldu. sevgilimle ayrıldık, sonra barışmak istedim reddedildim. pandemi başından beri iş gereği tüm gün evdeyim ve bomboşum. sadece maaş alıyorum ama çalışmıyorum. bugün kendimi "ulan aslında bugün deprem olsa da ölsem çok koymaz ya" derken buldum. siz nasıl sağlam duruyorsunuz ?
0
ismim ibrahim
(01.01.21)
Benim psikolojim olumsuz şeylerden etkilenmeme gibi bir özelliğe sahip, kovid olup hastanede yattığımda bile fm falan oynayıp Messiye sayırıyodum gelmiyor takıma die. Yani özellikle bişey yapmıyorum, doğal olarak yüklenen bir yazılım heralde. Eskiden ''ulan bi insan hiç mi üzülmez bişeye be'' derdim ama şimdi süper bir özellik olduğunu düşünüyorum. Marttan bu yana ful evdeyim bahçe hariç sokağa adım atmadım, hatta bu durumun süper olduğunu düşünüyorum, millet vallahi ( e normal olarak) kafayı yicek sağa sola çıkamıyor , sosyalleşemiyor die. maşallah bende tık yok
0
paramolacak
(01.01.21)
ekstra bir çaba sarfetmiyorum, çünkü bir şey değişeceğini sanmıyorum. bombok gidiyor işte.
0
2021
(01.01.21)
terapi alıyorum, çok memnunum.
eve spor yapabileceğim bir alan kurdum.
yabancı dil öğrenmeye çalışıyorum.
sevdiğim yiyeceklerle kendimi şımartıyorum.
gezi planları falan yapıyorum.
0
jimjim
(01.01.21)
Kaçış edebiyatı... Fantastik, bilim kurgu ve bestseller aksiyon kitapları okuyorum sürekli
0
aslil
(01.01.21)
tutmuyorum :')
0
synesthesia
(01.01.21)
Hayatımda olumsuz tek bir şey olmasa bile kendini düşük, melankolik hisseden biriyim. Benim kötü hissetmem için kötü şeylerin olmasina gerek yok. Hatta öncesinde kendimi o kadar yoruyorum ki, başıma kötü bir şey geldiğinde üzülecek halim kalmıyor. Gayet metanetli hatta duygusuz karşılıyorum. Mutsuzluğumun nedenlerini aramakla geçiyor günlerim. Hatta geçen bir kitap aldım, 17. yüzyılın başında yazılmış, melankolinin çeşitleri, tedavi yöntemleri üzerine. Yaşadığım geçmez iç sıkıntına anlam vermeye uğraşarak bir gün tüm bunları arkamda bırakacağım umuduyla işime gücüme devam edebilir hale getiriyorum kendimi. Bir de spor yapıyorum.
0
epistemic_regress
(01.01.21)
Beni de çok etkiledi 2020, ağlıyorum arada, geçiyor :)

Gülüp geçeceksin, hayatı fazla ciddiye almamak gerektiğini öğretti 2020.

Kendini şımart. Canın ne istiyorsa onu yap. Tek başıma yaşıyorum ama büyük bir yıl başı ağacı süsledim, moralimi çok düzeltti, eve güzel eşyalar aldım, kıyafet aldım, arkadaşlarıma ve aileme hediyeler aldım.
0
stewie
(01.01.21)
Hayattayım. Hayatta olduğum sürece mücadeleye devam ediyorum, oturup depresif arabesk takılmanın kimseye faydası yok. Kendime yapacak şeyler meşgaleler bulup vakit geçiriyorum.
0
roket adam
(01.01.21)
bol bol meditasyon. yabanci hocalarin budist ve meditasyon uzerine online derslerine katiliyorum surekli. bir yandan almanca ogrenmeye calisiyorum.
0
JohnOakley
(01.01.21)
bi an duyuruyu ben yazdım sandım.

dediğiniz psikolojiyi 2019da yaşamıştım. o günlerden beri sağlam tutmuyorum psikolojimi, tutamıyorum.
0
oekuklu
(01.01.21)
Kabullenerek :)

Bir ara çok ağlıyodum :/

Şimdi artık elimden bir şey gelmiyorsa sorgulamayı bıraktım.
Yapabileceğim bir şeyler varsa onlara odaklanıyorum.
Yaşadığım üzücü tecrübeler için “keşke olmasaydı ama oldu bir kere” diye düşünüp kabullenmeye çalışıyorum.
İnsanız sonuçta, elimizden gelenler de sınırlı, kendime karşı artık daha şefkatli olmaya çalışıyorum.


O güzel şarkının da dediği gibi;

Hayat şarap gibidir, keder de var neşe de :)

Böyle düşününce biraz daha rahatlıyorum.
0
elma
(01.01.21)
Klasik psikanalizden bir örnek vermek istiyorum.
Üretmek, çalışmak ve sevmek.

Nesne/obje bağlamında üretmeyi örneğin hobilerinizle uğraşmayı, çalışmayı bir rutini kırmayı (örn. serbest yürüyüşler...), sevmeyi ise yine sevgi nesnesi oluşturarak ona anlamlar yükleyip ilgilenmek olarak düşünebiliriz.

Pandemi ile ilgili yapılan bir çalışmanın makalesini okuduğumda aslında şu detayı bilmek ve anlamak bir nebze radikal bir görüş geliştirmemize olanak sağlıyor: Bu bize/size has olan bir durum değil. Durumu kabullenerek (global bir işsizlik/eve kapanma vd.) mevcut duruma biraz daha kolay adapte olabiliriz.

Tabii her şeyin başında insan ilişkilerini iyi tutarak sosyalleşmek (uzaktan da olsa) gerçeklik algısını canlı tutmamız adına oldukça yararlı olacaktır.
0
Lir Psikoloji
(04.01.21)
(3)

ev terliği ses yapmasın diye ne yapılmalı?

mr.goodcat
evde giydiğim terliğin alt kısmı parkede ses yapıyor yürüdükçe. bunun altına ne yapabilirim ses yapmasın diye? bir şey sürmek veya bir şeyle kaplamak olur mu?
evde giydiğim terliğin alt kısmı parkede ses yapıyor yürüdükçe. bunun altına ne yapabilirim ses yapmasın diye? bir şey sürmek veya bir şeyle kaplamak olur mu?
0
mr.goodcat
(01.01.21)
silikon sürülebilir ya da ses yapmayan terliklerden alınabilir.
www.gittigidiyor.com
0
ankarakecisi
(01.01.21)
kauçuk veya kalın keçe yapıştırılabilir.
0
jimjim
(01.01.21)
15-20 liraya pazardan ev terliği alınır. uğraşmaya bile değmez.
0
anarsika
(01.01.21)
(16)

kuyrukta öne geçmeye çalışan güzel kızlar

buenosdias
dün markette kızın teki kuyruğa rağmen önüme geçip ödeme yapmaya yeltendi. ben de sıra var arkaya geç deyip bozdum. cevap falan verdi bir süre tartıştık, sonra arkama geçti.sorum şu. bu 3. kez başıma geliyor. sadece ben tepki veriyorum. kimse tepki vermiyor. hatta çoğunda hakkı olmamalarına rağmen a
dün markette kızın teki kuyruğa rağmen önüme geçip ödeme yapmaya yeltendi. ben de sıra var arkaya geç deyip bozdum. cevap falan verdi bir süre tartıştık, sonra arkama geçti.

sorum şu. bu 3. kez başıma geliyor. sadece ben tepki veriyorum. kimse tepki vermiyor. hatta çoğunda hakkı olmamalarına rağmen arkama geçiyorlar. arkadakiler de kuzu kuzu biat edip ses çıkarmıyorlar. bana inanılmaz anlamsız geliyor, acaba güzel kızlara sırada öncelik tanımak bir görgü kuralı mı? yoksa sevgili, baba yada abaza erkekler tarafından sosyal hayatta prenses gibi yetiştirilen kezbanların triplerine ses çıkarılmaması tamamen ezik kültürden mi geliyor?

siz nasıl tepki verirdiniz?
0
buenosdias
(01.01.21)
Tartismazdim muhtemelen. O anki ruh halime de bağlı tabi bu ama. Dediğiniz gibi bir durumla de hiç karşılaşmadım.
0
allah yazdiysa bozsun
(01.01.21)
Kim olduğundan bağımsız cevap veriyorum, çünkü fark etmiyor. Cahille tartışmaya girmekten kaçınırım. Kişi dış görünüşüyle az çok belli eder zaten kendini.

Bir keresinde markette kasanın diğer tarafından, yani çıkış kapısının ordan gelen bi adam sıra bende olmasına rağmen elindeki ürünleri kasanın oraya koydu. Zaten orası daracık bir alan. 4-5 ufak ürün koyunca dolan bir yer. Adama "pardon sırada ben varım." dedim. Adam sinirli sinirli "sıranı yemedik ya. elimde durmasın diye oraya koydum." falan demeye başladı. Agresif tavırlar sergilemeye başladı. Ben de karşılık versem kavga çıkacak. Bu tip adamlarla kavga etmek bana bir şey kazandırmaz. O yüzden çoğu zaman sesimi çıkarmıyorum. "Hakkın yeniyor" diye düşünebilirsin. Varsın market sırasında önüme geçsin. O kadar ciddi bir hak değil açıkçası.
0
himmet dayi
(01.01.21)
tabiiki değil.
ayrıca sizin önüne geçmeleri sizin izninize bağlı değil sadece; arkanızda birileri varsa onların da önüne geçmiş oluyor.
uygun ve nazik bir dille uyarmak lazım kadın erkek genç yaşlı fark etmez.

edit: cahille mücadeleye inanıyorum -elbette uygun koşullarda- hiçbir şey yapmamak hareketlerini onadığınız anlamına geliyor, sürekli yapıyorlar.
0
jimjim
(01.01.21)
Sırra var ama madem çok öne geçmek istiyorsunuz buyurun derdim
0
fempusay
(01.01.21)
Kurnazlık her zaman var ama tartışılacak bir konu değil.sende basit bir konudan hem dolmussun hemde hala atarlanır gibisin,dun olmus olayda hala kezbanlar,ezikler falan modundasın.bu marketten çıktığında kapanacak bir konu,bu ezik kültüre son verdiğin için alkışlanacak bir durum değil.

Ben cok takılmam,acelesi olanı anlarsam buyur gec derim.yuzsuzlukle yapana hele bşr dur,soluklan yaparım ama uzatmam.
0
duptıs
(01.01.21)
@jimjim

mücadele ettiğinde de yapmaya devam ediyorlar. bir şey değişmiyor. sadece o an sıranın arkasına geçebilir ama bu davranış onun sonsuza dek değiştiği anlamına gelmiyor. fırsatı varsa yine yapıyor. sen orada tartıştığın ve sinirlendiğinle kalıyorsun.
0
himmet dayi
(01.01.21)
yoo sinirlenmeden yap. :D
yani ben de şöyle düşünüp sinirleniyorum; şimdi bişey söylemediğim için kendini haklı, yaptığını doğru ve beni de keriz olarak düşündü.

yani evet, ruh sağlığımızı bozmadan devam etmek gerek.
0
jimjim
(01.01.21)
Otobüs durağında çok oluyor. Ama güzel kız değil genelde kilolu kapalı teyzeler çok yapıyor. Bir de ergen irisi tipler kulaklıkla duymuyorum ayağı yapıyor. Ben de fırsatını bulursam sıra var yapıyorum. Genelde uyarılsa da en sona gitmiyorlar. Doğrudur, kimse sallanıyor, hatta binsin nolacak tadında herkes. En arkadaki adam efendin sıra beklediği için ayakta kalacak. Bu kaynakçı otururken belki. Tane tane herkese anlatmak mümkün değil.
0
baal
(01.01.21)
Aslinda kimse tepki vermiyor sorusunun teyidini de almışsınız cevaplari okuyunca.
Ben tepki veririm. Çünkü bu ulkede susarsan hep hakkını yerler. Saygisiz bir milletiz. Şark kurnazi bir tipin kendiliginden bir şeyleri anlamasini beklemek boşa bir çaba. Gayet net bir ses tonuyla “sıra var” derim. Uzatmasam da onun huzursuz bir şekilde marketten ayrilmasi lazim, benim değil.
0
her giriste sifresini unutan adam
(01.01.21)
Ben uyaririm
0
nax
(01.01.21)
Ben sirayi bozan herkesi nerede olursa olsun uyaririm.
0
eylul
(01.01.21)
uyarırım, topluluk kuralları diye bir şey var, birbirimize saygılı olmak zorundayız yapılan yanlış, doğru insanlar çoğunlukta olduğu sürece bu sırtlanlar da duruma ayak uydurmak zorunda kalacaklar. Bunu market sırası özelinde yazmıyorum genel olarak düşünebilirsiniz, başkası tartışırken de haklı olandan yana konuşup bende destek veririm hatta.
0
firavunfaresi
(01.01.21)
kız güzelse öne geçmeye hakkı vardır. değilse sıra var diye bağırırım.
0
Sour
(01.01.21)
benzer sey otobuste basima geldi ama sira degil, benim biletimin numarasina oturmus kalkmiyor, insan gibi söyledim, kalkmadi. kalkmiyor bir de hic suclu gibi degil yani ben olsam utanirim yapamam. polis diye bagirdim, muavin gelince hanimefendi yerimi gasp ediyor diye olay cikardim. öyle saca böyle tarak yani bende az cingen degilim.
ezik kültürden ziyade bana da bizim duskun erkeklerden rica etmeye alismislar gibi geldi. bir de deliye bulasacagina caliyi dolas diye de düsünüyo olabilir insanlar.
0
wishmaythşngs
(01.01.21)
"ben güzelim bu bana ses çıkarmaz" böcek muamelesi yapar ezerim.

"Ben kurnazım araya kaynarım" yedirmem o sırayı.

"Telaşlı hareket edeyim acelem olduğunu düşünüp idare etsinler" idare ederim.
0
IncredibleMau
(01.01.21)
güzel kızlara ben önüme geçiririm. yakından izliyorum iyi oluyor.
0
diffarentiationation
(01.01.21)
(3)

Öğrenci kartıyla şu güzergah kaç TL yazar?

havadakarada
Avcılardan Mecidiyeköy'e metrobüsle. Mecidiyeköy'den de m7 metrosuyla mahmutbeye. Sonra aynı şekilde geri dönüş. Toplam kaç TL harcanmış olur bu 4 vesaitle?
Avcılardan Mecidiyeköy'e metrobüsle. Mecidiyeköy'den de m7 metrosuyla mahmutbeye. Sonra aynı şekilde geri dönüş. Toplam kaç TL harcanmış olur bu 4 vesaitle?
0
havadakarada
(01.01.21)
metrobüs 1,75 tl, metro aktarma 0,75 tl. geri dönüş de var, toplam 5 tl.
0
isveperver
(01.01.21)
dönüşü yanlış hesaplamış olabilirim :D
0
isveperver
(01.01.21)
dönüşte metro--metrobüs olacağı için aktarma kabul etmeyecek.
gidiş:1,75+0,75
dönüş:1,75+1,75

6 lira yapıyor.

ek bilgi: hiç durmadan ya da aktarma süresi geçmeden dönersen: dönüş metrosu da aktarmaya girebilir. bu durumda: 5 lira olur toplam.



ayrıca sürekli gidilecekse: aylık abonman?
0
jimjim
(01.01.21)
(8)

Mutlu olamadığın gerçeğiyle yüzleşmek

anladespina
Merhaba duyuru ailesi. Bugün bir anda, bir süredir mutlu olmadığımı fark ettim. Biraz daha düşününce, son birkaç yıldır bir kez bile (anlık küçük birkaç şey hariç) hiçbir şeyin beni mutlu etmemiş olduğunu fark ettim. Bu gerçekle yüzleştiğim andan beri çok kötü hissediyorum. Yaşamanın hiçbir anlamı k
Merhaba duyuru ailesi. Bugün bir anda, bir süredir mutlu olmadığımı fark ettim. Biraz daha düşününce, son birkaç yıldır bir kez bile (anlık küçük birkaç şey hariç) hiçbir şeyin beni mutlu etmemiş olduğunu fark ettim. Bu gerçekle yüzleştiğim andan beri çok kötü hissediyorum. Yaşamanın hiçbir anlamı kalmamış gibi hissediyorum. Neden mutlu olamıyorum sizce? Lütfen "yaşam böyledir, zordur, küçük şeylerle yetinmeyi öğrenmelisin" demeyiniz. Elbette ben de isterim, yoksa neden olmayayım?
0
anladespina
(31.12.20)
Doyumsuzluk, amaçsızlık vs. her şey olabilir.
Mesela Freud sevgi ve çalışma yoluyla mutluluk aramamız gerektiğini öneriyor.Ben mutlu olup olmadığıma odaklanmadan yaşıyorum ve iyi hissediyorum.
Herkes için geçerli bir mutluluk reçetesi yoktur ayrıca.Durumunuzu bilmeden yorum yapmak zor.
0
Fiyu
(31.12.20)
neden mutlu olamıyorsun? anam dünyanın en zor sorusu bu be. yapmaktan keyif aldığın şeylere odaklan diyim de bari bi cevap olsun.
0
antihero
(01.01.21)
schopenhauer hayatın atlatılması gereken bişey olduğunu söyler, okuduğumdan beri hiç unutmam bu sözü yıllardır :)
0
megacracker
(01.01.21)
değişiklik olmadığı için.
hayata farklı bir alışkanlık katınca onunla birlikte yeni hedefler planlar geliyor. bir kısmını gerçekleştirip mutlu oluyor veya gerçekleştirmeye çalışıp duruyorsunuz.
eğer stabil, rahat, konforlu, sınırlı bi hayat yaşıyorsanız mutluluk gelmez. sürekli bozmanız gerek, bozdukça yeniden (ve mümkünse daha iyisini) yaparak mutlu olacaksınız. bunu hayatınızdaki her detaya uygulayabilirsiniz. arkadaşlarınız, eviniz, hobileriniz, uyuduğunuz yastık, yediğiniz yemekler, fiziksel görüntünüz, okuduğunuz kitaplar vs vs.

cevabım: atalet. ve olduğunuz yerde durmayı tercih ettiğiniz için.
0
jimjim
(01.01.21)
geçen yıl 2 milyon insan sanki ortaçağdaymışız gibi gripvari bir hastalık yüzünden öldü.
bak ÖLDÜ diyorum ÖLDÜ. hayatta kaldığımıza neden şükretmeye gayret etmiyoruz?
bu zamanda kimse zaten adamakıllı mutlu olamaz. uzun bir süre olmayacak da.
0
birsürüsorumvarr
(01.01.21)
Maalesef bu durum bende de var. Asla kendimi mutlu hissetmiyorum yada yaptığım şeyler beni mutlu etmiyor. Sanki asla mutlu olamayacakmışım gibi düşünüyorum :) alıştım ya böyle gidiyor işte... Belki bir gün biri denk gelir hey dur bakalım artık mutlu olmalısın bunun için sana rehberlik edeceğim der o zaman mutlu olmak için adım atarım :D :D tabi bu bir şakaydı kimse senin mutluluğun için ekstra çaba sarf etmez :)
0
madurumdamadurum
(08.01.21)
Varoluşsal sıkıntılara hoşgeldin. Arada gelir, geçiyor merak etme.
0
antihero
(12.04.21)
günümüzde gerçekten mutlu olabilmek çok zor. ya mutsuzluğu kabullenip geçici hazlarla (beş duyusal hazlar, kısa vadeli hedefler) yetineceksiniz, ya da kendinize bir yaşama amacı bulacaksınız. hayatın bir anlamı yok, bu anlamı öznel olarak sizin, kendiniz için bulmanız gerekiyor.
0
isabella was a ginger
(12.04.21)
(4)

Almancamı tekrar nasıl canlandırabilirim?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Ben dil alanında Türkiye'nin en iyi eğitimini veren okullardan birinde Alman Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Öğrenciyken ve mezun olduğum dönemde Almancam çok iyiydi. Çatır çatır Almanca konuşuyordum, Alman hocalarla, gelen değişim öğrencileriyle falan iletişimim harikay
Merhaba arkadaşlar,

Ben dil alanında Türkiye'nin en iyi eğitimini veren okullardan birinde Alman Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Öğrenciyken ve mezun olduğum dönemde Almancam çok iyiydi. Çatır çatır Almanca konuşuyordum, Alman hocalarla, gelen değişim öğrencileriyle falan iletişimim harikaydı. Alman hocalar, diğer Türk hocalar falan beni seviyordu, çalışkan bir öğrenciydim. O dönemler Almanya'da yaşasaydım hiç zorluk çekmezdim, o derece kendime güveniyordum.

Sonra mezun oldum falan. Dil çıkışlı birinin öğretmenlikten başka yöneleceği kesin bir meslek olmadığı için iş bulmam zordu. Mezun olduktan sonra bölümümden epey uzaklaştım. Almanca'yı falan kullanmadığım için epey köreldi. Mülakatlarda falan İngilizce konusunda hep iyi bir sınav verdiğimi düşünürken Almanca konusunda hep rezil olma noktasına geldim. Çünkü o anlara kadar bu kadar paslandığımın farkına varamamıştım. O eski görkemli günlerimin eskide kaldığını anladım.

Geçen yıl serbest çevirmenliğe başladım. Büyük bir Almanca çeviri projesi aldım. O esnalarda Almancam biraz canlandı ama konuşma pratiğine katkısı olduğunu söyleyemem. Yazılı anlamda da epey zayıfladım ama çeviriyle falan biraz toparladım.

Bazen Almanca bildiğim için ayağıma o kadar güzel iş fırsatları geliyor ki paslandığım için değerlendiremiyorum. Az önce yine çok iyi bir yerden arandım ve paslandığımı söylediğim için olmadı. Üstelik başvuru yapmamışken. Bir insan kendini nasıl hayal kırıklığına uğratabilirin en iyi örneği galiba.

Başkalarına bakıyorum, yeni diller öğrenmeye çalışıyorlar. Ben elimdekini, 5 yıl emek verdiğim dili bile değerlendiremiyorum. Yazık cidden bana. Fakülteye eşek bağlasanız eşeğin daha başarılı olacağı tipler, ödevlerine falan yardım ettiğim, notlarımı verdiğim tipler öğretmen oldu, çocuklara Almanca öğretiyor. Benim geldiğim duruma bakın. Kendimi nasıl harcadım bilmiyorum, harcamaya da devam ediyorum.

Her neyse benim bu Almanca'daki en büyük problemim İngilizce gibi hayatımın bir parçası olmaması. İkisini de aktif olarak kullanayım istiyorum ama Almanca hep kenara atılmaktan kurtulamıyor. Ne yapsam, kendime ne hedef koysam da eski görkemli günlere dönebilsem? Biliyorum konuşma pratiği gidip Almanya'da yaşamadan veya biriyle konuşmadan pek ilerlemez ama hiç değilse ihmal etmem. Ne önerirsiniz? Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkür ederim
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(30.12.20)
peply'de nativelerden ders alın. en ucuzlaı seçersiniz nasılsa maksat pratik
expatlarla takılın biraz etrafınızda varsa
bir de çok önemli bişey; almanca güncel kitap, dergi okuyun.
tutup da faustu okumayın yani nebileyim zate okuduğunuz bişeylerin sapiens falan veya yüreğinin götürdüğü yere git :D tarzında migros romanı gibi kitapların almanca versiyonlarını okuyun..
yazı ve okuma dili zihinde başka türlü bir çalışma mekanizmasını harekete geçiriyor bence.
0
jimjim
(30.12.20)
abi bence sen kendine çok haksızlık ediyorsun ya. proje alıp da para karşılığı çeviri yapabilecek bir adamın paslansa bile iş yapamayacak kadar kötü olacağını hiç sanmıyorum. kaldı ki eskiden çok iyiydi diyorsun, tamam almanca zor dil ama o pas dediğin şey çabucak atlatılır bence, aktif kullanmadığın için o kadar da kolay unutacağını sanmıyorum. sonuçta sen 6-7 ay almanca çalışıp b1 seviyesine gelmiş, sonra bırakmış biri değilsin. dili zamanında çok iyi öğrenmiş, çatır çatır kullanmışsın. bence kendine güvenemediğin için fazla geri çekiyorsun kendini.

dil bölümü öğrencisi olarak hislerini çok iyi anlıyorum ve hatta tam olarak "yardım edip notlarımı verdiğim tipler öğretmen oldu" durumunu bizzat yaşadım. bizim onlardan tek farkımız ne biliyor musun, onlar bu kadar ince düşünmeden ve hassas davranmadan hareket ediyor. onların yerinde sen olsan yöneticin belki seni çok daha başarılı bulacak ama hamleyi yapan onlar olduğu için sen doğrudan devre dışı kalmış oluyorsun.

kolay değil biliyorum ama bence bu tip durumlarda biraz daha yırtık olmaya çalışıp "ne kaybederim ki" düşüncesiyle gir o projelere. hem özgüven kazandırır hem de bence tam olarak istediğin şeyi sağlayıp almancana katkı sağlar.

ben şimdi çok şey görüp geçirmiş birisi gibi konuşacak donanıma sahip değilim ama kendi hayatımda net olarak gördüğüm şudur ki İNİSİYATİF ALAN her zaman daha avantajlıdır. senin almancan en iyisi olabilir. kalkıp, "benim almancam iyi, çekilin kenara" demediğin veya en azından başkalarına almancanın iyi olduğunu anlama fırsatı vermediğin sürece maalesef kenarda kalırsın.

o ilk adımı atmak zor olacaktır muhakkak ama ondan sonrası bence çok daha kolay olur. eminim herkes etrafındaki bir sürü insan için "ya bu dangalak nasıl hayatta kalıyo bu zekayla, nasıl iş bulup para falan kazanabiliyo" demiştir. aynı şekilde bissürü insan da çok daha fazlasını yapabileceğini bizzat bildiği halde hep yetersiz ve eksik hisseder.

aradaki fark çok affedersin ama bence tamamen YÜRREK. başka bi şey yazardım da şimdi silerler, anlamışsındır.

o yüzden bence bi daha teklif geldiğinde "paslandım" falan deme ve yardır. en fazla "bilmiyomuş bu herif" derler. şimdikinden daha mı kötü olur? hamle yapmak, ön plana çıkmak lazım. yoksa kimse elimizden tutup da bi şey yapacak değil. sen yaptığı işe çok saygı duyan, iyi niyetli bir insansın bunun farkındayım ama bazı alanlarda bu işe yaramıyor maalesef, yamyam gibi bilip bilmediği her boka atlayan tipler senin performansının %30'unu gösterse bile sırf "orada" oldukları için daha iyi zannedilebiliyor.

aha bak kendin yazmışsın işte. sen o notlar verdiğin insanlardan daha iyisin. bunu kendin de biliyorsun. onlar nasıl öğretmen oldu? "iyi değilim", "paslandım" vs. demeyip yardırdıkları için. sen de bunu yap.
0
der meister
(30.12.20)
Hocam,bence en iyi öğrenme/canlandırma,öğretmekten geçiyor.Ben naçizane 1.5 yıldır almanca öğrenmeye çalışıyorum.Örgün eğitimde kursum çok verimliydi.Çünkü öğretmenden ziyade arkadaşlarla ; pauselerde birbirimize anlatıyoduk,en iyi o şekilde anlayabiliyodum.Online eğitime geçtik,çuvalladım.
Naçizane tavsiyem A1 seviyesi de olsa instagram,pinterest,facebook,twitter üzerinden Almanca öğretme amaçlı hesaplar açın ve düzenli paylaşımlarda bulunun..Malum Almanca "nitelikli iş gücü"yasasıyla son 1-2 yıldır eskiye göre daha popüler.Hatta sosyal medyadan iyi dönüşler alırsanız Udemy kursu,özel ders falan olaylarına girersiniz.Şu an inanın, bazı özel ders veren Almanca hocalarının boş saati dahi yok.Başarılar.
0
arenas
(30.12.20)
@ jimjim Maalesef etrafımda hiç Expat yok. Öyle ortamlardan fazlasıyla uzağım. Nativelerden ders almak mantıklı evet. Tüm önerileriniz için çok teşekkür ederim :)

@ der meister Başkan çok haklısın yazdıklarında. Maalesef pek yürekli değilim. Almancamın paslandığının henüz farkında olmadığım bir dönemde gittiğim iş görüşmesinde "Almanca biliyorum" balonu o kadar fena patladı ki yerin dibine girdim adeta. O zamandan beri Almanca konuşmanın çok önemli olduğu ne kadar çok iş fırsatı geldiyse hepsinde de o hissi hatırladım ve haliyle durumu belirttim. Başkası rezil olmayı göze alabilir ama ben yapamıyorum. O rezil olma hissini bir kez yaşayınca acısı kolay kolay geçmiyor. Tabi bunu bahane edip bir köşeye çekilmek de son derece yanlış dediğin gibi.

O örnek verdiğim kişiler gibi öğretmen olma hayalim yoktu zaten, bundan sonra da olmaz. Bana göre değil öğretmenlik. Dikkat çekmek istediğim nokta bahsettiğin gibi, yetersizliklerine bakmadan alıp yürümeleri. Yaşamışsın zaten örneğini de. Ama cidden merak ediyorum iki harfi bile yan yana getiremeyenler, okulu 7 senede bitirenler falan nasıl Almanca öğretecek seviyeye geldi? Ne öğretiyorlar öğrencilerine? 1.sınıfın kıçı kırık Grammar I dersini bile kaç sene verememiş insanlar bunlar bir de :D Ama haklısın yürek işi bunlar. O rezil olma hissi kolay geçmeyecek biliyorum ama zorlamak tek şansım. Verdiğin bu motivasyon için çok ama çok teşekkür ederim.

Bu arada haddime olmayabilir bunu söylemek ama dil-edebiyat öğrencisi olduğun için bu durumun seni de ilgilendirdiğini düşünüyorum. Zaten seni başlıklarından takip ediyorum ve Rusça'ya ne kadar aşık olduğunu biliyorum ama senin de çok iyi bildiğin gibi diller bir anlık gözardı etmeye bile gelmiyor. Öğrendiğin dilleri İngilizce gibi hayatının bir parçası yap. Ben ettim sen etme :D Uzun ve samimi cevabın için çok teşekkür ederim.

@ arenas Aslında çok iyi bir noktaya parmak basmışsınız. Bilgilerinizi karşı tarafa kusursuz olarak aktarmak için sizin de kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Haliyle bu durumda kendinizi aktif tutmuş oluyorsunuz. 3 yıl önce falan özel ders almak için iletişime geçenler olmuştu. Kendimi öğretmen olarak görmediğim için olumsuz cevap vermiştim. Aslında kabul etseymişim hem belki şu an bu durumda olmaz hem de kendime bayağı bir iş fırsatı yaratmış olurdum. Bazen büyük düşünmek gerekiyor. Tavsiyeniz için teşekkür ederim.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(30.12.20)
(9)

Cocugunu zengin Oktay gibi buyuten akraba

neverletyougodown
Bizim bir akraba var, sevdigimiz saydigimiz da bir abimiz aslinda. Asgari ucretle, kisa calisma odenegi bilmemne ile 10-12 saat fabrikada agir islerde vardiyali calisiyor gecesi gunduzu belli degil. Bunun 10 yaslarinda bir cocugu var. Cocugu bildigin zengin pci Oktay gibi bir sey yapacak (Kendi de c
Bizim bir akraba var, sevdigimiz saydigimiz da bir abimiz aslinda. Asgari ucretle, kisa calisma odenegi bilmemne ile 10-12 saat fabrikada agir islerde vardiyali calisiyor gecesi gunduzu belli degil. Bunun 10 yaslarinda bir cocugu var. Cocugu bildigin zengin pci Oktay gibi bir sey yapacak (Kendi de cocuklugunu pek yasamamis ogluna ne isterse aliyor iste.), simarik ne gorse aldiran bir cocuk zaten. En kral oyuncaklarla buyudu, telefonu, tableti var, kis geliyor dedik alma bos ver dedik en pahali bisikletlerden aldi. Dedi ozelliklerinden anlarsin bana akil ver laptop alayim. 10 yasindaki cocuga gore bir sey tavsiye ediyoruz almisken iyi bir sey olsun diyor 6-7 binlik makine aliyor falan. Simdi de gelmis yilbasi hediyesi alacakmis ogluna, beyzadenin tableti 3 yillik olmus eskimis tablet tavsiyesi istiyor benden anlarsin diye, tablet icin de 3000-3500 butce koymuslar, 1000 liralik tablet neyine yetmiyorsa. Annem her gun uzulup duruyor gecinemiyorlar falan esi geldiginde anneme dert yaniyormus surekli. Ne yaparsa yapsinlar size ne diye dusunebilirsiniz tabii de ne bileyim sevdigimiz temiz kalpli durust iyi insanlar uzuluyor insan. Yapabilecegimiz bir sey var midir Oktay gibi bir sey olacak cocuk cidden
0
neverletyougodown
(28.12.20)
Yapacağınız bir şey yok malesef. Yarın öbür gün icraya verildiklerinde maddi yardımda bulunabilirsiniz isterseniz.
0
Anthony McCarten
(28.12.20)
Tam ayranı yok içmeye hesabı. Sizin yapabileceğiniz bir şey yok. Filmde Oktay babasının başına epey dert açıyordu, bu arkadaş da öyle olursa belki o zaman anlar.
0
battal gemalmaz
(28.12.20)
Üslubumu bağışlayın size çatmak değil amacım.
Fakat size ne be? :D
Yani pardon ama sizinle ne ilgisi var konunun? Neden böyle bir sorumluluk üstleniyorsunuz?
Başkasının hayatı değil mi? Ailesi veya kendisi düşünsün.
0
jimjim
(28.12.20)
narsist çocuk yetiştiriyor şuan. yapılacak bir şey yok. çağımızda y kuşağı böyle çocuk yetiştiriyor çoğunlukla zaten. sınıftaki narsistlerden biri işte. ileride de özgüvensiz silik ama yine narsist bir tip olacak muhtemelen.

not: uzmanım. hocalarımdan da bunları duyuyorum hep.
0
westblack
(28.12.20)
@jimjim hayat iste oyle degil. yakinlik duydugun, sevdigin bir insan olunca insan yardim etmek istiyor, benzeri basiniza gelince anlarsiniz
@westblack aksine ozguven patlamasi var cocukta, arsiz bir sey, dogum gununde verdigin hediyeni begenmez, herkesin icinde sevgilini sorar falan:) O cocuk da ozguvensiz olacaksa bizim olmemiz lazimdi bu yasa kadar
0
🌸neverletyougodown
(28.12.20)
o işte özgüven değil :)) kof özgüven. tek başına dışarıdaki hareketlerini ve güvensizliği görürsünüz zaten. sizin yanınızda(özellikle ailesinin yanında) efe dışarıda kedi bile değil. içten içe çok özgüvensiz.
0
westblack
(29.12.20)
@jimjim o kadar yanlış düşünüyorsun ki. Bu şekilde yetişen insanlarla her gün iletişim kuruyoruz/kurmak zo-run-da kalıyoruz. İş, okul, ulaşım, market, internet ve daha fazlası. Dönüp dolaşıp bir şekilde karşına çıkıyorlar. Size daha denk gelmemiş demek ki.
@never soruna gelirsem ne yazık ki yapabileceğin bir şey yok. Bizde de var aynısı hatta daha kötüsü. Çocuk kirada oturduklarını bilmiyor kendini kötü hisseder diye. Annesi onunla alışverişe çıktığında a-101’e yerine daha başka marketlere gidiyor çünkü çocuk bu marketlerde kendini fakir hissediyormuş. Yıllarca istediği her oyuncak alındı, hani yazmışsın ya alınan hediyeleri beğenmiyor diye, bizimki bir daha çikolata aldığında 2 tane al diye sipariş veriyordu misafire. Geçen yıl bu konuyla ilgili bir soru sormuştum ve aldığım cevap haftaiçi niye evdesin ki gidip kendine iş bul olmuştu. Ben 11 yaşındaki erkek çocuğu annesiyle yatmaz(anne baba boşandı) çocuk ergenliğe girecek diye kendini yırttım onu bile dinlemediler. Çocuk babaya gittiğinde babasıyla ya da halasıyla, annesine gittiğinde annesiyle yatıyor her gece.
Her neyse yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Birkaç yıl içerisinde o istekler karşılanamayacak duruma gelecek. Bizdeki durum artık o noktaya geldi. Çocuk iphonenin en üst modelini istiyor. Ne annede ne babada telefona verecek 15 bin yok. Kaç gündür triplerdeler. Bir örnek mesela. Çocuk büyüyor. 10 yaşındaki çocuğun istekleri karşılanır ama elinin altında internet olan bir gencin istekleri artık orta hatta orta üst sınıf için imkansız.
İş bu noktaya geldikten sonra düzelecek. İstekler karşılanamaz duruma gelmeden sizin yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Gerçekten karışmayın derim. Çok yakından tecrübe ettiğim için kendimden emin konuşuyorum. Zamana bırakın.
0
pudra
(29.12.20)
yapacak bir şey yok. demek ki aslında sevilmesi sayılması gereken birisi değilmiş. kendi alanlarında takılsınlar. demek ki kendini bu şekilde huzurlu ve rahat hissediyor.

ibret alın siz yapmayın. tablet laptop ben anlamam diyin geçin gidin.

bizimde bir kuzen var oda iyidir güzeldir ama buda bunun gibi cengaver biraz. anlamadığı boyundan büyük şeyler yapmaya kalkar fln..
0
morcivert
(29.12.20)
b.k gibi bir çocuk daha yetişiyor işte. bir tane de değil gerçi, bunun gibiler çoook. senin yapabileceğin bir şey yok maalesef. bırak daha beter olsunlar. bir musibet bin nasihatten iyidir.

bu şöyle bir yere varıyor sonra. çocuk büyüyor, evlenene kadar asalak gibi ailesinin yanında yaşıyor, evleneceği zaman ev-eşya ve düğün için de ailesini borca sokuyor. çok dehşet verici bir şey ki aile bunu normal karşılıyor, babası diyor ki yapacağım tabi, o benim çocuğum. işte böyleleri daha beter olsun ya. (not: bir operatör abimiz emekli olduğu halde ağır işte çalışmaya devam ediyordu oğlunu evlendirecek diye. "adam olsun da kendi kazandığı parayla evlensin" dediğimde "olur mu ya, 25 yaşıan geldi diye benim çocuğum değil mi artık" demişti.)
0
pati
(29.12.20)
(11)

Kadikoydeki rezidanslar

ala09
konum olarak bana mantikli gibi ama orada oturan eden var mi butcemi biraz zorlarim tutarsam. pismanlik yasamamak adina hangi yapi daha guzel ve kullanim alanlari genis(havuz gibi) veya en uygun fiyatlisi gibi avantajli olan gozunuze carpan oldu mu?
konum olarak bana mantikli gibi ama orada oturan eden var mi butcemi biraz zorlarim tutarsam. pismanlik yasamamak adina hangi yapi daha guzel ve kullanim alanlari genis(havuz gibi) veya en uygun fiyatlisi gibi avantajli olan gozunuze carpan oldu mu?
0
ala09
(20.12.20)
ben sadece şunu söyliyim. o rezidansların kira ücreti bazen uygun olabiliyor ama aidattan çok geçiriyorlar. aylık aidatı mutlaka sorun.
0
elektr10
(20.12.20)
Fikirtepedekilerden bahsediyorsaniz eger aidati mutlaka ogrenin +1. Ayrica Yüklenici firmalar iskan almamislar, isinma duzgun calismadigi halde cok yuksek gelen faturalar, cogu daire bos oldugu icin yuksek gelen aidatlar, düzgün calismayan guvenlik gibi sorunlari oldugunu duymustum.
0
65 derece
(20.12.20)
uzak dur, keriz avlıyorlar orda
0
nahtoderfahrung
(20.12.20)
fikirtepe evet :)

insaati bitmemis o yuzden imkan yok daireden baska diye okumustum cocuk parki bile sikintili diye. su ana kadar degisen bir sey oldu mu yorumlar eskiydi
0
🌸ala09
(20.12.20)
Kesinlikle uzak dur.
0
sckxyss
(20.12.20)
Cok tesekkurler ben de evlenince oturmak icin arastiriyorum :) guzel oldu
0
🌸ala09
(20.12.20)
Uzak durmanızı tavsiye ederim.
0
suicides underground
(20.12.20)
Uzak dur diyenler neden uzak dur diyor bilmiyorum ama projesine gore duzgun yerler var. Kentplus gibi ses yalitimi, ısınma sorunları gibi kronik sorunları bulunan yerler de bulursunuz, Concord gibi lokasyonu ve bina sakini profili bozuk projeler de, Nuhoğlu gibi daha düzgün projeler de. Nasıl bir yer aradiginiza bağlı olarak mesela Nuhoglu'nun 3 binasi arasında bile farklar olabilir. Arabanızın olup olmaması bile etken.
0
pass
(20.12.20)
Kentplus Kadıköy'den kesinlikle uzak durun. Diğerleri için yorum yapamayacağım.

(bkz: https://eksisozluk.com/kentplus-kadikoy-rezaleti--5515977)
(bkz: https://eksisozluk.com/kentplus-kadikoy-yonetim-rezaleti--6732252)
twitter.com
0
rachel
(21.12.20)
Otomobilin varsa güzel bir bölge fikirtepe, ama araban yoksa gerçekten güvenlik riski var hala.
0
roket adam
(21.12.20)
kadıköyde rezidans yok (henüz)
fikirtepe'de görmüşsünüzdür.
0
jimjim
(21.12.20)
(4)

kendime doğum günümde ne hediye alayım?

Techsavvy
Evet kimse bir şey almıyor bana. Almak mesele değil, kutlamıyor bile. :(. Düşündüm ki, kendim alırım kimseye minnet etmem, aldıgım seyi de tepe tepe kullanırım.60 bin liraya kadar düşünüyorum (suzuki intruder ya da honda shadow da dahil ediyorum), motor seven, elektronik bağımlısı, bilgisayar kurdu,
Evet kimse bir şey almıyor bana. Almak mesele değil, kutlamıyor bile. :(. Düşündüm ki, kendim alırım kimseye minnet etmem, aldıgım seyi de tepe tepe kullanırım.

60 bin liraya kadar düşünüyorum (suzuki intruder ya da honda shadow da dahil ediyorum), motor seven, elektronik bağımlısı, bilgisayar kurdu, 3d yazıcı sevdalısı biriyim.

Farklı, işe yarayan, zamanımı mesgul edebilecek şeyler pesindeyim.



not: 36 yaş ben. ama değil şimdi doğum günü. sonra daha.

not 2: ortayaş krizi al diyen arkadaşı kınıyorum. Yeni aldım onu .
0
Techsavvy
(20.12.20)
yurt dışı tatili al ne alacaksın?
eylüle kadar falan salgın azalacak..

şöyle baliye, kanarya adalarına falan normalde pek kolay gitmeyeceğin yerlere bilet,konaklama falan al en az 10-15 gün.
0
jimjim
(20.12.20)
Kendinize iyilerinden olmak üzere bir Türkçe sözlük alabilirsiniz.

Mutlu yaşlar diliyorum.
0
data
(20.12.20)
@data

sözlüğü cebinize koyabilirsiniz, ihtiyacım yok.
0
🌸Techsavvy
(20.12.20)
ben olsam oyuncak değil de gelire çevirebileceğim bişeye yatırım yaparım.
0
sttc
(20.12.20)
(6)

Kendi kendine C vitamini almak

ahm1
Gerci sanirim bircok insan kafasina gore C vitamini aliyor ama ben yine de sorumu sorayim: evdeki ilac kutusunu karistirirken iki sise C vitamini buldum. SKT'si yaklasiyor. Ben bunlari kafama gore alip hepsini bitirsem bir sey olur mu? Gunde 1 tane mi alayim?
Gerci sanirim bircok insan kafasina gore C vitamini aliyor ama ben yine de sorumu sorayim: evdeki ilac kutusunu karistirirken iki sise C vitamini buldum. SKT'si yaklasiyor. Ben bunlari kafama gore alip hepsini bitirsem bir sey olur mu? Gunde 1 tane mi alayim?
0
ahm1
(20.12.20)
günde 1 iyi.
suyla alınan vitaminler vücutta tutulmuyor zaten, zararı yoka ama fazlası faydasız, çişle atılıyor.
gece değil gündüz almaya çalışın ki böbrekler falan yorulmasın.
0
jimjim
(20.12.20)
internetten prospektüsüne bak, fazlasının zararı olmaz idrarla atılır ama içinde başka kimyasallar varsa fazla doz dokunabilir.
0
killerbee
(20.12.20)
Youtube sinan canan vitaminler ise yarıyor mu? Kısa cevap, bi halta yaramıyorlar.
0
luluki
(20.12.20)
İçeriği sağlamsa günde 200 mg'a kadar kullanarak kutuları bitirmenizin sakıncası yok. Diyetinizde taze sebze/meyve fazla değilse "ek" faydası dahi olur.
0
qaram
(20.12.20)
Kaç mg? Siz kaç kilosunuz?
0
fever
(20.12.20)
@fever: 600/200 mg yaziyor kutuda. Ne demekse.

Kilom 68
0
🌸ahm1
(20.12.20)
(7)

Göçüp gidemiyor muyuz buralardan?

heartwork
Bir kaç senedir online çalışıyorum. İşlerim de çok şükür iyi gidiyor.Millet hani göçebe çalışıyor ya hani. Zırt pırt denk geliyorum sosyal medyada.Bu insanlar nasıl gidip kalıyor o ülkelerde?Biz de gitsek olmuyor mu? :/
Bir kaç senedir online çalışıyorum. İşlerim de çok şükür iyi gidiyor.

Millet hani göçebe çalışıyor ya hani. Zırt pırt denk geliyorum sosyal medyada.

Bu insanlar nasıl gidip kalıyor o ülkelerde?

Biz de gitsek olmuyor mu? :/
0
heartwork
(19.12.20)
kalanlar genelde gerçekten istemiyor veya hazır hissetmiyor.

özetle oluyor, ne yapmak nerede yaşamak istediğinize karar vererek başlayabilirsiniz.
0
jimjim
(19.12.20)
cevaplar için teşekkürler.

benim sorum tam olarak neresi veya ne yapmakla alakalı değil.

nasıl gidiyorlar bu arkadaşlar?

turist vizesi mi alıyorlar acaba?

ben atıyorum belarus'a gideyim 6 ay orada çalışayım istiyorum ama kafama göre gidemem değil mi? turist vizesiyle zaten kalamazsın o kadar uzun süre, çalışma vizesi de alamazsın. çünkü freelance çalışıyorsun. ee nabacağız o zaman?
0
🌸heartwork
(19.12.20)
Ben X ülkesine gidip 6 ay orda takılayım demek mantıksız zaten, ortamı sevecek misin, uyum sağlayabilecek misin belli değil. Önce turist vizesiyle gidilir, sonrasında eğer kalmak istiyorsan o ülkenin daha uzun süreli vize seçeneklerini araştırırsın, expat forumlarından ipuçları toplarsın, konaklama sigorta gibi maliyetleri nasıl düşürebileceğini, hangi şehrin neresinde yaşamak isteyeceğini vs keşfedersin. Birinci dünya ülkesi vatandaşları vize konusunda çok daha avantajlı tabi.
0
mikro patlama
(20.12.20)
belarusa neden vize alamıyorsun?
turist vizesi alır 6 ay kalabilirsin.
gittiğin ülkede çalışıyor görünmeyeceksen problem ne olabilir? herkes gibi -gelirini gösterip veya aileni falan sponsor gösterip turist vizesi alabilirsin- 6 ay dedim çünkü turist vizesi 2 yıllık da verilse kesintisiz maks 6 ay kalınabiliyor.

yurt dışında çalışabilmek, tr dışında bir yerde sigortalı olabilmek için
ankara antlaşması yapıp (artık uk dışında) eu ülkelerine başvurabilirsin.
çok paran varsa ev alıp makedonya, ispanya gibi ülkelerden direkt oturum alabilirsin.
düz beyaz yaka çalışanı olarak istediğin yere başvurabilirsin. her yerde şansın olmaz ama almanya, hollanda daha çabuk buyur gel diyebilir.
kanadaya göçmenlik başvurusu yapabilirsin.
gelecek sene itibariyle uk de kanada benzeri bi puanlamayla göçmen alacak buna bakabilirsin.
eu ülkelerine master, dil okulu benzeri vizelerle gidip sonrasında verilen ek iş arama vizesinden yararlanabilirsin.
vizesiz istersen surinam'a gidebilisjfşlsjgf :p

öyle bi sormuşsun ki
yurtdışı diye bi yer varmış neresi yurtdışı gibi :D

edit: bi de expatlık başka şey göçmenlik başka şey onu da bi netle.
0
jimjim
(20.12.20)
freelancer veya startup vizelerini arastirin, bir cok ulkenin boyle vizeleri var.
0
cairo
(20.12.20)
yani zaten avrupa birliginin olayi o. iscilerin serbest dolasimi falan. turkiye bunun parcasi degil. "Biz de gitsek olmuyor mu?"nun kisa cevabi hayir.

uzun cevabi, ulke bazinda arastirma yaparsan (mesela ankara antlasmasi falan) bir seyler cikabilir. bazi ulkeler master falan yapan ogrencilere mezuniyetten sonra gecici oturma izni sagliyor, bu belli sartlari karsilayan is bulunca kaliciya evriliyor falan... dedigim gibi her ulkenin sartlari farkli.

bir de tabii gitmek istedigin ulkede bir is ilanina basvurup kabul alamya calisabilirsin.

"İşlerim de çok şükür iyi gidiyor" kenara duzenli para at. cere cope harcama.
0
hot potato
(20.12.20)
freelance calisip her sene ulke degistiren arkadaslarim var.
Bunlarin tipik iki ozelligi var:
1 - hali hazirda zenginler, istedikleri ulkeden vize alabiliyorlar, aslinda calismalarina falan da gerek yok, amaclari gezinti.
2 - saglam bir ulkeden vatandasliklari var, vize problemleri yok.

bu iki gruba giremiyorsan o is zor yonca..
0
cooperr
(20.12.20)
(17)

götüren götürmemiş mi?

Pertev nail
merhaba, kafamı kurcalayan bir durumu sormak istiyorum.şu anda 40 yaş üzeri olan, geçmişte orta gelire sahip insanlar arsa, ev, araba falan alarak şu an maddi olarak çok iyi duruma geldiler. istanbul'da tüm arsalar doldu, herkesin arabası var, ev almak mümkün değil. son yıllarda işe başlamış, babada
merhaba, kafamı kurcalayan bir durumu sormak istiyorum.

şu anda 40 yaş üzeri olan, geçmişte orta gelire sahip insanlar arsa, ev, araba falan alarak şu an maddi olarak çok iyi duruma geldiler. istanbul'da tüm arsalar doldu, herkesin arabası var, ev almak mümkün değil. son yıllarda işe başlamış, babadan bir şey kalmayan gençler bitik durumda. bırakın evi düzgün bir araba dahi almaları en az 5 yıl yemeden içmeden çalışmakla mümkün.

velhasıl, alan almış, götüren götürmüş gibi geliyor bana. satın alma gücünün görece iyi olduğu zamanlar bir daha gelecek gibi durmuyor. reel ücretler yerlerde. ne yapsın bu gençler?
0
Pertev nail
(17.12.20)
valla yapacak bi şey yok.
aynen dediğiniz gibi.
yapacakları tek şey var aileboyu calısıp hayatları boyunca 1 ev sahibi olmak.
0
sizofren06
(17.12.20)
20 yıl öncede aynı muhabbet ediliyordu çok iyi hatırlıyorum. ama haklısın çok daha zorlaştı ve zorlaşyor.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(17.12.20)
onların çocuklarına kalacak. ailesinde mal mülk olmayan bir şeye sahip olamaz.
0
Andrew
(17.12.20)
İş hayatına 2000'lerin başında atılmış olan insanları gözlemliyorum çevremde, çoğunun kafası çalışmıyor. Canavar gibi gençler iş arıyor ama.

Bi tanesi ile sıklıkla muhatap oluyorum, kesinlikle beynini kullanmaması gereken bir işten ekmeğini kazanmalıymış. Galerici tipi var. Ortalarda geziyor bi halt yapıyormuş gibi, tek küpesine tükürdüğüm. Neyse. Onlardan çok daha nitelikli insanlar şimdi iş arıyor velhasıl. Yani, katılıyorum.

KPSS'de bile, 73'ler, 75'lerle 2006'da atanan mimar, mühendis tanıyorum. Şimdi girenlerin 95'i garantilemesi gerekiyor atanabilmek için yazık ki.
0
gayda
(17.12.20)
dünyada yeni nesil için bi şey kalmadı. şanslı %1-2'lik kesim youtuber, influencer falan olup oradan yürüdü. %5-10 kadarı da gece gündüz çalışır, 10 parmağında marifet olur, zaten işkoliktir vs. o şekilde devam eder.

şu an dünyada teknik lise veya üniversite öğrenimi görüp de haftada 40 saat mesaiden sonra "ben yokum eyvallah" diyebilecek lükse sahip, fazla kazandığında ek mesai ücreti alabilen, kazandığı parayla ev-araba alma şansına sahip olan insan sayısı çok az.

durum türkiye'de ekstra kötü diğer yerlerde de çok iyi değil. geçen hollanda için bir tablo görmüştüm reddit'te. maaşlar yıllardır yerinde sayıyor ama enflasyon da düşük zaten, eyvallah iyi güzel ama atıyorum 10 yılda gelir %20 artmışsa aynı dönemde ev fiyatı %200 artmış, bu tarz acayip bir fark vardı.

biz aç karnımızı doyuramıyoruz daha ama dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile artık gençler mal mülk sahibi olmakta zorlanmaya başladı. kanada desen hepsine çinliler çöktü mesela.

parayı sahip eden grup her geçen gün biraz daha güçleniyor, dünyanın her yerinde zenginler daha da zengin olurken insanlar kitleler halinde fakirleşiyor ama neyse biz jeff bezos övmeye, elon musk yalamaya, "çalış senin de olur" zihniyetiyle hiçbir şeyi sorgulamadan yaşamaya devam edelim. kesin tembel olduğumuz için fakirizdir hepimiz.
0
der meister
(17.12.20)
son yıllarda işe başlamış -görece genç- bir insanın hayali, amacı neden ev araba almak olsunki? bunu da bi düşünmek gerek.

ne yapsınlar? göç edebilirler.
0
jimjim
(17.12.20)
''Götüren götürmüştür'' demek çok iddialı hemde haksız bir itham. Bu muhabbet 20 yıl öncede vardı daha eskidende de vardı. Ülkemizde maddi durumu kötü olanlar olduğu gibi maddi durumu çok iyi olan bir çok insanda var. Mesela tacirler, iş adamları, doktor, mühendis, mimar, avukat gibi görece gelir seviyesi yüksek kesimler mevcut. 1980'lerden itibaren Türkiye'de hızla artan orta sınıf var. Bunun haricinde ev fiyatları arzın talebi karşılayamamasından kaynaklı olarak yükseliyor. Merkezi yerlerdeki ev fiyatları artık şehirleşme ve rant dolayısıyla normal insanların alabileceği noktada değil. İstanbul için konuşmak gerekirse İstanbul'da 3 farklı gelir grubu var zengin, orta, fakir ve her sınıfın yaşadıkları semt, o semtlerdeki ev fiyatları, kiraları, temel tüketim ürünleri ve erzak fiyatları farklı.
0
berkan11
(17.12.20)
Ben tam 30 yaşındayım, sakın gösteriş gibi algılanmasın ama benim de evim (kredili tabii ki) arabam (kredisi bitmek üzere) var. İkisinde de ailemin tek kuruş bir katkısı yok. Yani halen mümkün bu tarz şeyler. Her ay çok az da olsa bir birikim yapmak, birikimleri değerlendirmek, sürekli kazancı artırmaya odaklanmak, kazancın agresif bi şekilde artabildiği sektörlere yoğunlaşmak, sonra da devletin dağıttığı negatif reel faizli keriz kredilerini yakalamak şeklinde bir formülüm var, şu ana kadar tıkır tıkır işliyor. Burada kilit nokta şu, cazip olan sektörler çok değişti. Mesela 80'lerde bankacılar, 90'lar ve 2000'lerde inşaatçılar çok kazanıyorken, şu anda bilişimciler nispeten daha rahat bir hayat yaşıyor. Bu rüzgarı da yakalamak önemli.

Ancak yeni nesil müthiş bir negatif propaganda ve "yapamazsınnnn" ile büyüyor ki böyle bir kariyeri hayal bile edemiyorlar şu anda. Ama bu ülkede dediğim gibi kalburüstü bir beyaz yaka sınıfı var ve ciddi paralar kazanabiliyorlar. Hatta internet sayesinde global pazardan iş almanın kolaylaşması ve döviz - tl dengesinin alt üst olması dolayısıyla çok düşük döviz rakamının bile türkiyede iyi bir hayat yaşamaya yetmesi bunu daha da cazip hale getirdi. 90'ların çocuklarının hayal edemeyeceği fırsatlar var şu anda elinizde. Ancak bunu ne bileyim yazılımla uğraşmak yerine ekşide siyaset tartışmak için kullandığımızdan fark edemiyoruz.
0
roket adam
(17.12.20)
Okul okumayıp erken yaşta iş hayatına atılarak bütün fırsatları zorlarsan belki götürme şansın olabilir.

Üniversite okudun ve ilk yılında kazanıp kalmadan bitirdin. Şansın çok iyi gitti hemen iş buldun diyelim. Yaş oluyor 23. Çok özel bir yeteneğin yoksa başlangıçta alacağın en iyi özek sektör maaşı 6-7 bin. Ayda 2 bin kenarı atsan yılda 24 bin yapar. Maaşın arttı ve 50 bin kenarı attın diyelim yine değişen bir şey yok. Bir ev bir araba yemeden içmeden 20 sene sürer en az.

Çevremde 30'larındaki bir doktorun hiçbir şeyi yok. Mühendislerin de aynı şekilde. Ama okumamış ve hayata erken atılmış olanlardan iyi durumda olanlar var
0
kickboxer
(17.12.20)
Kafasi yatirima birikime calisan insan okusa da okumasa da bir seyler sahibi olabiliyor. Burada kilit nokta tuketime ne kadar mesafeli yaklastigin. Kendi adima ortalamanin epeyce uzerinde kazaniyor olmama ragmen birikimmis yatirimmis hic o kafalarda olamadim. Kazandigini gunubirlik harcayanlardandim ama belki bi son 5-6 aydir bir seyler kafama dank etti, olgunlastim sanirim :) 3-5 kenara atiyorum, belki bi krediye vb girerim.
Bu arada alan aldi satan satti fikrine katilmiyorum, yatirimlik arsa hala var, yatirim olanaklari kolay kolay bitmez ama ozellikle yeni nesilde de ogrenilmis bi caresizlik yok degil. İnanmiyor olacagina.
0
msb
(18.12.20)
mesela kickboxer'ın hesabından gidelim. yılda 24k kenara attın, dolara bastın örneğin oldu sana yılda 35k. İki senede 70 bin etti. İki sene sonunda 70 bin üstüne devlet vergi indirimi yaptı ya da düşük faizli keriz kredisi çıkardı, azıcık borçlanıp 100 binlik araba aldın. 2 sene içinde araba oldu mu 200 bin. noldu, 4 senede 200 bin tl servet yaptın.

bu fırsatları yakalayamayan arkadaş ayda 2 bin tl kenara atsam ne olacak dedi, atsa bile 24*4 anca 96 bin kenara koyabildi, onu da evlilikti, gezmesiydi oydu buydu yemediyse. fırsatları değerlendiren vatandaş tam iki katı servete ulaştı. yani bu iş biraz bununla ilgili. ilk aracımı alırken 88 bin tl kredi çekip 134 bin tl'lik bir araç almıştım, 3 sene krediliydi. herkes manyak mısın olum dedi, şu an o aracın kullanılmış ikinci el hali 300 bine gidiyor, hadi 270 olsun. evet ödemek kolay değildi ama kredi faizlerini düşsen bile çok ciddi bi para birikmiş oldu. yeni mezun arkadaşlar bu sistemi biraz anlamakta zorlanıyorlar genel gördüğüm. bir de instagram jenerasyonunun getirdiği acayip bi tüketim hırsı da var tabii. tüm bunları alt alta yazınca, okuyabilenler ve iyi kötü kazanabilenler için dünyanın çok az yerinde olan acayip fırsatlar var bu ülkede. garip boşluklar var yani enteresan bi şekilde.
0
roket adam
(18.12.20)
fakat şu var, mesela yaşıtlarım ev araba aldı belki ama ben deli paralara bilgisayar, kamera, lens yatırımı yaptım. Cidden bilgisayar + kamera + lens'in biraz üstüne 2015'te araba alabilirdim ve o araba şimdi 250 bin falan, elimdekilerin değeri öyle değil :D Elimdekilerle o kadar kazanacak iş de yapamadım. Ama işim gereği bulundurmam da gereken şeyler. E n'apayım şimdi?

Ek olarak gençlerde öğrenilmiş çaresizlik var doğru, fakat ben üniversite okurken iyi bir laptop 2000-3000 liraydı, şimdi en az 8000 hatta daha fazla. Fakat o zaman ilk işe giren biri nasıl oluyorsa 1500-2000 alabiliyordu, şimdi 4000 teklif ederlerse iyi. "Bir şeyler yapabilmek için elde etmen gereken ekipmanlara" bile daha geç ulaşabiliyorsun.

Şu an öğretim görevlisiyim, valla benim 2010'da aldığım ve artık beğenmediğim kamerayı çocuklar sorup "hocam iyi mi iş görür mü" diye getiriyorlar. Çok kötü.

Maaşla çalışan biri de üst yerlere gelse 15-20 bin mi kazanacak mesela? O parayla bile şu an 300 bin olan arabayı, seneye 350 bin olunca alabilecek misin?

Bence gençler temel eğitimi aldıktan sonra para kazanabilecekleri e-ticaret, yazılım, 3d tasarım (bu hep atlanır mesela, mimar arkadaşlarım mimarlık işi bulamadı ama çatır çatır kanadaya 3d model satıyorlar) öğrenmeliler.

Ben 30 yaşında bunlara yeni uyanıyorum.
0
nhk ni youkosu
(18.12.20)
Bu her zaman konuşulur, 10 yıl önce de 20 yıl önce de 30 yıl önce de aynı şeyler konuşuldu durdu. Karamsar olan hep karamsardı, iş bitirici olan hep iş bitirdi. Yakın tarih için Levent Kırca parodileri, uzak tarih için yeşilçam filmlerine bakabilirsiniz.

Benim gençlere nacizane tavsiyelerim;

Aldığını şeylerin fiyatına bakmayacak birikime erişene kadar gereksiz alışveriş ve harcama yapmayın.

Alkol, sigara, gece hayatından da bütçeniz güçlenene kadar uzak durun.

Sürekli para emen, ölü yatırım gerektiren hobiler değil de, para kazandırmasa bile koyduğunuzu geri alabileceğiniz hobiler ile ilgilenin.

Üniversite bittiğinde sizi istihdam etmek isteyenlerin çokça olacağı bir üniversite bölümüne gitmeyecekseniz okul ile zaman kaybetmeyin.

Okumayı sevmiyorsanız, işe yarar bir bölüm kazanmadıysanız, sırf aileden uzaklaşıp üniversite gençliği hayatı yaşamak için okula gitmeyin.

Mutlaka ticareti deneyin, ticaret bilen bir tanıdık/yakın yanında takılın bir süre. O havayı koklayın, küçük de olsa bir sermaye bulup ticareti deneyin.

Eliniz yatkın ise bir ustalık konusunda kendinizi geliştirmeye çalışın, hatta üniversite okumayacaksanız hiç zaman kaybetmeyin ve karar verdiğiniz bir sektörde bir ustanın yanına girip işi öğrenin.

Birikim yapmayı küçümsemeyin, ben inşaatcıyım, bugüne kadar onlarca daire üretip sattım. Hemen hemen hepsini asgari ücretle çalışan ya da biraz üstü maaş alan insanlara sattım.
0
John Bloor
(18.12.20)
Götüren götürmemiş. O zaman da böyleydi şimdi de böyle. Sana bileciğin köyünden tarla almak mantıksız geliyorsa, onlara da senin şimdi tüh dediğin yatırımlar mantıksız gelirdi. Her zaman bir mücadele var, bu mücadelenin bir kazananı bir kaybedeni var. Bu sürekli olacak. Tek değişken zaman. Geri her şey aynı.
0
Frederick Co
(23.12.20)
bu tespitte baya bir haklılık var, "20 sene öncede böyle diyorlardı" diye yazanlar yanılıyor.
bununla ilgili kerim rota'nın nefis bir yazısı vardı, hatta sözlüğe düşmüştü okumayanlar mutlaka okusun derim;
www.paraanaliz.com

ben ilk işe başladığım 2010-2011 yıllarında 10+ yıl tecrübeli uzmanlar 5bin dolar karşılığı tl maaş alıyordu 5bin!
şimdi ben tecrübe olarak o seviyelere geldim buraya aldığım maaşı yazmayayım ama çok komik bi rakam dolar olarak.
hem TL değere karşı müthiş değer kaybetti, hem de özel sektörde maaşlar reel olarak azalıyor sürekli.
yeni işe başlayanları hiç düşünemiyorum bu durumda.
0
nuisance
(23.12.20)
Bu olay tamamen zamanı yakalamakla ilgili. Mesela çok daha önceye gidelim 70 li yıllarda gurbete gidenler kazandıklarını yine köylerinde tarım arazisi alarak değerlendirdiler. Çünkü bildikleri tek yatırım aracı buydu. Daha sonraki nesil metropollere aktı, fırsatçılık ve acımasızlık ve orman kanunları geçerli idi. Bazıları kazandı çoğu arada kayboldu gitti. Şu anda 40 yaş üzeri olanlar o kuşağın devamı beyaz yaka tabirinin ilk temsilcileri hatta. Çoğu ikini bir dil öğrenemedi böyle bir ihtiyaç duymadı. Bilgi bu kadar ulaşılabilir değildi. Mesleki anlamda tercihler dar ve bu coğrafya ile sınırlı idi.

Günümüzde standart olanın kazanma şansı çok az. Babadan dededen kalma meslekler ve uzmanlıklarla yırtmak kolay değil. Bir çok meslek aslında ölmek üzere olan zanaatlar gibi. Araba diye bir şey bulunmuşken dünyanın en iyi semercisi olmak için uğraşmamak lazım. Topraksız tarım çıkmışken iki dönüm tarladan ne kazanırım şeklinde düşünmemek lazım. Babadan dededen şanslı olmayanlar için biraz vizyon ve cesaret gerekli. Artık ortalama donanımda bir insan için kazanmak daha zor ama fırsatlarda eskisinden çok daha fazla.
0
istege bagli sigortasiz
(23.12.20)
türkiye'nin bu konudaki tek sıkıntısı herkesin başarıyı büyük şehirlerde yakalamaya çalışması. istanbul gibi bir şehrin nüfusu 16 milyon arkadaşlar yazıyla "on altı milyon".

100'bine araba alıp 200bine 2 sene sonra satmanız servet kazanmak değildir 100'bin aldığınızda 100bin+2sene'ye satmak demektir. bir şey kazandığınız yok sadece banka hesabınızdaki sayılar büyümüş oldu. hatta amortisman hesabı ve enflasyonu kattığınızda muhtemelen para kaybetmiş olabilirsiniz.
0
nahtoderfahrung
(23.12.20)
(21)

Kadınlara bir soru: Size alınan hediyenin maddi boyutunu önemser misiniz?

Berck
Malum, yılbaşı yaklaşıyor... Söz konusu olan şey özel gün hediyesiyse(sevgiliden), gerçekten "önemli olan düşünülüp bir hediye alınmış olması" mıdır, yoksa düşük fiyatlı bir hediye verildiğinde "ne ucuzcu ya" diye içinizden bir memnuniyetsizlik yaşar mısınız?
Malum, yılbaşı yaklaşıyor...

Söz konusu olan şey özel gün hediyesiyse(sevgiliden), gerçekten "önemli olan düşünülüp bir hediye alınmış olması" mıdır, yoksa düşük fiyatlı bir hediye verildiğinde "ne ucuzcu ya" diye içinizden bir memnuniyetsizlik yaşar mısınız?
0
Berck
(16.12.20)
Memnuniyetsizlik yaşamam. Maddi değerinden ziyade üzerine düşünülmüş hediye daha kıymetli bence. Aksine pahalı bir hediye rahatsız eder. Aldığım hediyeler içinde en çok sevdiklerimden biri minik bir tahta taraktı misal.
0
Amaranta ursula
(16.12.20)
Gitsin postaneye yılbaşı kartı atsın mesela. Benden mutlusu olmaz. Maddi boyutunu önemsemem. İfade ettiği bir şey yok çünkü.
0
a perfect lie
(16.12.20)
maddi boyutunu önemsemem. ama geçerken öylesine standart bişey (benim için özel bi anlamı olmayan kupa, tshirt vs ) aldıysa da hiç almasa daha iyiydi derim. yoksa parayla satın alınmasına bile gerek yok, kendi yaptığı,yazdığı bişey bile olabilir.

öte yandan gayet pahalı bişey alınca da yine hediyesine göre "vay öküz, görgüsüzlük yapıp bu hediyeyi almış" yerine "canım, benim için etiketini önemsememiş" diyebilirim.

düşünülüp alınan hediye ne? burada o önemli.
0
jimjim
(16.12.20)
önemsemem, pahalı hediyenin altında ezilmek istemem.
0
siyah gece
(16.12.20)
pahalı hediye olması çoğunlukla artıdır.
ama ucuz hediye eksi değildir.

önemli olan elbette düşünmesi ama çoğunlukla düşünmeden alıyorlar bu da bir gerçek.
jimjim+1
0
rewlack
(16.12.20)
Pahalı hediyenin altında ezilmek de dert sonuçta ama milyoncudan mutlu yıllar yazan kupa ile gelince al senin olsun demişliğim var :)
0
cilekli pasta
(16.12.20)
Eski işyerimde yılbaşı hediyeleşme çekilişi yapılırken tüm kadınlar ortaya konuşup ehihihi 100 liradan ucuz olmasın ehhihih şaka şaka ihihih yapmışlardı.

Öylesine bir yazasım geldi.
0
heidi'nin dedesi
(16.12.20)
hediyede önemsenmiş olmak beni çok daha fazla mutlu ediyor. hediyeyi de değerli yapan şey benim için özel düşünülmüş olması. maddi değerini pek önemseyemiyorum.
0
kaptan maydanoz
(16.12.20)
Tek beklentim ucuz ya da pahalı beğendiğim bir şey alması. Sevgilimle artık bu zahmetlere girmek istemediğimiz için düz hediye çeki alıp geçiyoruz. Maddi ya da manevi anlam sevmiyorum işleve bakıyorum daha çok.
0
jazzabel
(16.12.20)
ucuz olmasi beni ilgilendirmez ama dandiklik ve dusuncesiz, gecistirilmis bir hediyeden hoslanmam. almak icin alinmasi kotu yani.

mesela gecen bir arkadasim baska bir arkadasima kolye aldi internetten. urunu alan kisi kendi adresine istedi o bakti gordu sonra diger arkadasa kargoladi. bence bu hediye cok guzel oldu :)
0
ala09
(17.12.20)
jimjim +1

bence burada maddi boyut, yol yordamla doğru orantılı olmalı.
bir de şöyle bir gerçek var: "düşünmesi yeter" diye bir şey yok bence.
hayır, düşünmesi yetmez, doğru düzgün bir hediye beklerim.
ama buradaki ölçü ne?

maddi durumu çok iyiyse, bana da eften püften bir şey aldıysa baştan savma bir hediye gibi görürüm ve kendimi değersiz hissederim.
maddi değeri yüksek olup hiç benle alakası olmayan bir şey alırsa da "düşünmemiş bile, parayı bastırıp almış" derim.
ikisi de beni mutlu etmez bu durumda.

yani bunun bir ortası olmalı.
bu doğum günümde sevgili değil de akraba konumunda biriyle buna benzer bir şey yaşadım mesela.
doğru zamanda, doğru tarzda, karşıdakine hem konum, hem yaş, hem ruh olarak hitap eden bir hediye almak önemli.
bu bazen el yapımı bir şey de olabilir, bir çanta ya da ayakkabı da.
çok değişken.

bir de yılbaşlarında daha eğlenceye yönelik, ıvır zıvır hediyeler alınabilir.
doğum günleri daha özel bence.
0
blatta hiberna
(17.12.20)
Hayır yaşamam. Hatta hayatımda beni en çok mutlu eden hediye elime hiç geçmemiş olan hediyeydi. Çünkü beklemediğim bir anda beklemediğim birisinden gelmişti, kabul edememiştim. Düşünülmek güzel şey.
0
ruhen hastayim ben
(17.12.20)
Kadınlar yerine erkekler yazın oraya ve düşünün , genellemenin nasıl bir canavar olduğunu görün.
0
docrivers
(17.12.20)
önemli olan sevmem.. sevdikten sonra parası önemli değil. özenini hissetmezsem üzülürüm.
0
lcha
(17.12.20)
eşime evlilik yıldönümünde iphone 11 aldım. ağladı ama üzüntüden "buna niye bu kadar para verdieeeaaaağğğn" çekti halbu ki hayaliydi. yani benimki maddiyata bakıyo ama harcama yönünden sdsfsd
0
KidLazer
(17.12.20)
Bu biraz kişilerin ekonomik durumuyla yaşıyla falan da ilgili. Özel bir gün olmadan öylesine içinden gelip alınan bir şeyin maddi boyutunu önemsemem. Ama karşımda işinde gücünde maddi problemi olmayan biri varsa doğum günü gibi özel bir günde doğru düzgün kaliteli bir şey beklerim.

Sırf benim beğeneceğimi, bana yakışacağını düşünerek fiyatına değer diyerek alınan bir hediye de düşünülmüş ve değer verildiğini gösteren hediyedir bana göre. Pahalıysa manevi değeri yoktur, düşünülmemiştir diye bir şey yok. Onun dışında akılda tutulmuş, o kişiye dair özel hediyeler de manevi anlamda önemlidir, pahalı olup olmadığına bakılmaz.

Yılbaşı özel bir gün değildir, kupa, kitap falan her şey alınabilir.
0
aquarium
(17.12.20)
Pahalı hediyenin altında ezilmek istemem +1

Daha ileri giderek, hiç hediye alınmamasını tercih ederim.
0
peki madem
(17.12.20)
Hediyenin benim düşünuldüğümu gösterme gibi bir işlevi yok bende. bu hediye işi beni okadar rahatsız ediyor ki 18-19 yaşı civarı hediye alıp vermeyi kestim yetişkinlerle. Hediyeleşme alışverişe dönüyor, üstelik sahiden zaman ve emek kaybı, her sene cetrefilleşen bir mesele, ugraşmaya değmez. Hayatı zorlaştıran bir şey çok. Coçuk tanıdık varsa alıyorum hala kücük seyler, onlar da resim falan yaparsa kabul ediyorum. Onlar dışında hediye konusunda katıyım.Şu olabilir, geziyorsunuzdur bir şeye bakıyordur, ihtiyaç ya da istediği o anda sen ödersin, kendiliğinden gelişen bir şey olur biter. Şimdiki sevgiliden de bir tek sneakers kabul ediyorum. O da diğerleri eskidiyse. Şöyle bir bakıyor, bunlar daha eskimemis diyor geçiyor, yıprandıysa ayakkabılar bir çift alıyor. Hep de aynı model bir sürprizi de yok ama ona seviniyorum çok (*-*)
ay soruya da cevap vermemis gibi oldum. Cevab veriyorym: Karşımdakini ucuzvu dneilecek ya da hava atacağı bir koşulu ortadan kaldirarak durumu çözüyorum
0
velvetmorning
(17.12.20)
asla. hediyedir. düşünülmek güzel. :)
0
naksidil
(17.12.20)
beni düşünerek seveceğim bir hediyeyi alması her zaman artıdır. misal yılbaşı hediyesi bana parfüm almış ama çok istediğim ve tek sevdiğim parfüm oydu, çok bilindik high end bir marka olmamasına rağmen kur farkından dolayı epey pahalı olan bir parfümdü. ben fiyatından dolayı alamıyordum. başka pahalı parfüm alsa hoşuma gitmezdi, özellikle onu almış olması beni çok mutlu etti. yani demek istediğim kişiye özel ve onun sevdiği bir şeyse maddi değerinin pek bir önemi olmuyor (fotoğraf baskılı yastık vb şeyler hariç).
0
harekatamiri
(17.12.20)
Önemsemem. Pahalı olmaması tercih sebebi hatta. İnce görsün yeter.
0
gayda
(17.12.20)
(4)

Anneye doğum günü hediyesi ne alınır?

habarbey
Annem 70 yaşına basıyor. Ne alayım? Bir şey bulamıyorum. Kendisi öğretmen emeklisi ve tek başına yaşıyor.
Annem 70 yaşına basıyor. Ne alayım? Bir şey bulamıyorum.

Kendisi öğretmen emeklisi ve tek başına yaşıyor.
0
habarbey
(15.12.20)
Kendisine sormak istemiyorum bu sefer, genelde öyle yapıyoruz ancak uzağız bu sene. Doğum günlerimiz ardışık günlerde, kolaylık sağlıyor idi bu, beraber alışverişe çıkıyorduk.
0
🌸habarbey
(15.12.20)
Pantolonyn üstüne giymelik bir tunik veya şöyle çok kaliteli bir kumaştan panço gibi şal gibi bişey alabilirsin.
0
1bir1bir1
(15.12.20)
öncelikle tebrikler : ) iyiki doğmuş.
evle ilgili veya ortak kullanıma yönelik (mutfak gereçleri vs) bir hediye almayın.

bir hobisi varsa ona yönelik setler alabilirsiniz. örneğin resim yapıyorsa artık yeni nesil öyle güzel setler oluyor ki hiç bilemeyene öğretir. ne bileyim biraz çiçek tohumu, saksı vs ev içi bitki yetiştirme kiti olabilir. bunlar gibi yani.

kitap, ciltli karikatür kitapları, eskiden ntv yayınlarıın bastığı biraz renkli, biraz ilginç içerikli, gündelik kitaplar olabilir. veya sevdiği yazarlardan yürüyebilirsiniz.

güzel parfüm (boynerde yılbaşı indirimi var)

zevkine göre güzel kazak (vejateryan değilse merino, yün vs mesela benetton'dan falan) havalı (kürk görünümlü) yelek, palto falan.. yaştan bağımsız kadınlar bayılır böyle şeylere.

çok rahat bir çift ayakkabı. skechers falan gibi ya da aşırı ortapedik ama aynı zamanda şık ayakkabılar.

ipek eşarplar, fularlar.

ev içi panduflar (tabanı beyaz olsun. siyah plastik yerlerde iz bırakıyor. anneler buna sinir olur)

not: sağlık sorunu yoksa hediye paketinin içine ayrıca kaliteli çikolata nebilim badem ezmesi falan veya şemsiye çikolata (nostalji olur) gibi küçük şeyler ekleyin.
0
jimjim
(15.12.20)
Genellikle ev eşyası önerilmez ama evi de uygunsa robot süpürge alın, hayatını kolaylaştırın. Ek olarak da yukarıdaki şal, eşarp, panço gibi önerilerden kişisel bir şey alırsınız, mis.
0
kobuzchu kiz
(15.12.20)
(3)

Lazer Epilasyon

pinkman1
Sakalüstü dediğimiz elmacık kemiği bölgesinde kanser gibi çıkan kıllara epilasyon yaptıran var mı? Tavsiye eder misiniz?Tüyleri tetiklediğini ve lazerden sonra daha çok kıllanma yaptığı ile ilgili şikayetler okudum ama ne kadar doğru emin olamıyorum.
Sakalüstü dediğimiz elmacık kemiği bölgesinde kanser gibi çıkan kıllara epilasyon yaptıran var mı?
Tavsiye eder misiniz?
Tüyleri tetiklediğini ve lazerden sonra daha çok kıllanma yaptığı ile ilgili şikayetler okudum ama ne kadar doğru emin olamıyorum.
0
pinkman1
(15.12.20)
valla ben 6-7 seans gittim. önce azaldı sonra eski haline döndü hep. yüz en zor bölge sanırsam
0
jelly bear
(15.12.20)
yazmaktan gına geldi ama yine yazacağım ; alexandrite lazerde ısrar edin, iğneli yaptırmayın sakın.
max 8 seansta kalıcı bir sonuç alırsınız.

ayrıca merdiven altı lazercilere yem olmayın.
0
jimjim
(15.12.20)
ben 2 senedir gidiyorum, lazersiz zamanlara göre çok azaldı ama yaptırmayınca eski haline geliyor yavaş yavaş.
0
Tochinoshin
(15.12.20)
(6)

Öğretim görevlileri okulda mı evde mi?

trgydl
Üniversitede öğrenciler gitmiyor ok ama öğretim görevlileri?
Üniversitede öğrenciler gitmiyor ok ama öğretim görevlileri?
0
trgydl
(15.12.20)
keyiflerine göre gidiyorlar. mesela danışman hocam evden çalışamadığı günler okula gittiğini söylemişti.
0
penceredengorunenmorbina
(15.12.20)
okulların keyfine göre.
bazı okullar dönüşümlü de olsa kampüse gitmeye mecbur bırakıyor, bazıları tamamen evde çalışma şeklinde.
ağır şekilde covid geçiren birini biliyorum okul: istanbul bilgi.
0
jimjim
(15.12.20)
Okulların keyfine göre.
Hocalarına "gelip online dersi burada odalarınızdan yapacaksınız" diyen üniversite bile var.
Kantinleri, otomatları, çay makinelerini, klimaları kapatıp "yani çok istiyorsanız gelin ama bizce gelmeyin" diyen üniversite de var.
0
kobuzchu kiz
(15.12.20)
Özelde çalışan doktora öğrencisi arkadaşım hiç gitmiyor, ancak gelmesini gerektiren bir şey olursa.
0
sanguine
(15.12.20)
Hem evden çalışıyorlar hem de okula gidiyorlar.
0
ruhen hastayim ben
(15.12.20)
Bizde nöbet sistemi var. Ay başında çizelgeyi istiyorlar. Haftada bir gün gidiyoruz. Diğer günler evden.
0
evrim halkasi
(15.12.20)
(5)

Nereden kitap isteğinde bulunulabilir?

anladespina
Öncelikle merhaba. Bir devlet üniversitesinde ikinci sınıfta okuyan bir öğrenciyim. Gelecekte, Türkiye'de henüz neredeyse oluşmamış bilimsel bir alanda çalışmalar yapmak istiyorum. Bunun için her gün akademik kitaplar okuyup notlar çıkarıyorum (kitapları .pdf ve .epub şeklinde buluyorum, bulamadığım
Öncelikle merhaba. Bir devlet üniversitesinde ikinci sınıfta okuyan bir öğrenciyim. Gelecekte, Türkiye'de henüz neredeyse oluşmamış bilimsel bir alanda çalışmalar yapmak istiyorum. Bunun için her gün akademik kitaplar okuyup notlar çıkarıyorum (kitapları .pdf ve .epub şeklinde buluyorum, bulamadığım birçok kitap oluyor). Kredi veya burs almıyorum. Dolayısıyla ihtiyacım olan yüzlerce kitaba erişemiyorum (kütüphanelerde de yok).

Maddi durumumu, gelecekte yapmak istediklerimi ve şimdiki halimi doğru bir şekilde anlattığım takdirde sizce kitap bağışlamak isteyen insan/kurumlar olacak mıdır? Bir tavsiyeniz var mı "şurada paylaş" şeklinde? Teşekkür ederim.
0
anladespina
(14.12.20)
Facebook'ta epub paylaşım grupları oluyor, aynen bu şekilde yazarsanız yardımcı olmaya çalışırlar.
0
msb
(14.12.20)
libgen
e-bok
sci-hub

Ingilizce için bu kaynaklarda bulunamayacak çok az kitap vardır.
0
but that was just a dream
(14.12.20)
libgen
tubitak kitap destek bursları oluyor.
okulunuz kadrolu hocalarının kütüphaneden online veya hard copy kitap talep etme hakları oluyor. hocalara durumu açıklayıp onlardan rica edin, sadece talepte bulunacaklar sonuçta seve seve yapmaları lazım.
ayrıca başka okulların kütüphanelerini, veri tabanlarını tarayıp oralarda erişim bulursanız o okulların hocalarına da yazabilirsiniz. pdf olarak falan paylaşırlar.
0
jimjim
(14.12.20)
Türkiye’nin Dijital Kütüphaneleri
www.dtarih.com
0
ankarakecisi
(14.12.20)
kütüphane uyarır muhtemelen ama aklınızda bulunsun, başka kütüphanelerden getirteceğiniz kitaplar için kargo ücretini sizden isteyebilirler. ücreti tam hatırlamamakla birlikte geliş gidiş toplamda 10 lira gibi bir şey ödemiştim.
0
curious mind
(14.12.20)
(2)

TÜBİTAK Sosyal bilimler yüksek lisans bursu

agnostikwasp
Sosyal bilimler bursunu yakın zamanda kazanan oldu mu? Sitede sınırlı bilgi var, kaç kişiye veriliyor, kaç puanla kapattı ve bölümlere göre ayrı ayrı verme durumu ilk dönem oldu mu? Bilgisi olanlardan cevap bekliyorum..
Sosyal bilimler bursunu yakın zamanda kazanan oldu mu? Sitede sınırlı bilgi var, kaç kişiye veriliyor, kaç puanla kapattı ve bölümlere göre ayrı ayrı verme durumu ilk dönem oldu mu? Bilgisi olanlardan cevap bekliyorum..
0
agnostikwasp
(14.12.20)
sosyal bilimler bursu nedir? "sosyal bilimlere geçiş" bursu mu?
yl. mı doktora mı?

bu bursların hiç bir zaman kaç puanla kapattığı veya güncel kontenjanı açıklanmıyor.
fikir versin diye söylüyorum 2019da 92-93 civarı bir ortalamayla aldım. genellikle duyduğum da 90 civarı puanlar. 80 duymadım mesela.
0
jimjim
(14.12.20)
Evet sosyal bilimlere geçiş bursundan bahsediyorum ve yüksek lisans için soruyorum. Sanırım yakın bir tarihte üniversiteye yerleşme puanı da eklenmiş bu yüzden puanlarda değişim olduğunu tahmin ediyorum.
0
🌸agnostikwasp
(14.12.20)
(5)

yurtdışındayken yeşil pasaport hakkı süresinin dolması?

avatar is back
24 yaşımdayım, pederden dolayı yeşil pasaport hakkım var. yurtdışına eğitim için gidiyorum. yeşilin hakkı 25 dolana kadar bildiğim kadarıyla, ben oradayken 25 yaşımı da doldurmuş olacam. mevcutta pasaportum yok, yeşil hakkımı kullansam mı, yoksa uğraşmaya değmez gidip bordo alıp kafan rahat ederek k
24 yaşımdayım, pederden dolayı yeşil pasaport hakkım var. yurtdışına eğitim için gidiyorum. yeşilin hakkı 25 dolana kadar bildiğim kadarıyla, ben oradayken 25 yaşımı da doldurmuş olacam.

mevcutta pasaportum yok, yeşil hakkımı kullansam mı, yoksa uğraşmaya değmez gidip bordo alıp kafan rahat ederek kullan mı dersiniz?

not : gideceğim ülke ingiltere. yeşili isteme sebebim, avrupa ülkelerine gezmeye gittiğimde vize vs uğraşmamak.
0
avatar is back
(14.12.20)
bence girişte bir problem yaşayabilirsiniz. 1 sene kalmış pasaportun bitmesine ve siz uzun süreli gideceğinizi söylüyorsunuz. gümrük memuru için baya kuşkulu bir durum.

normal pasaporta geçip, vizenizi alın bence kafanız rahat olsun.
0
elektr10
(14.12.20)
Zaten yeşil pasaportta 3 aylık vize var sadece. Bunu bilmeyen bir arkadaş erasmusa gidip 3 ay sonra türkiyeye dönüp vize almak zorunda kalmıştı.ben de yeşil pasaportum olmasına rağmen vize aldım 3 aydan daha uzun süre kalacağım için.
0
turkce konusan uzayli
(14.12.20)
orada kalacağınızı düşündüğünüz/belirttiğiniz süre kadar pasaportunuzun olması önemli. nasıl olsa eğitim için gidiyorsunuz, size her türlü vize verecekler, alın normal bir pasaport, alın vizenizi kurtulun.
0
co2s2
(14.12.20)
girişte problem yaşayacağını dusunmuyorum. ingiltereye zaten ayrıca vizeyle gidiyorsun. kalan pasaport suresi problem olacaksa bunu vize alırken belirtirler ve pasaportunu kabul etmezler.

yeşil pasaport ile vizesiz şekilde avrupa ülkelerinde geçirebileceğin süre 6 ay içinde 3 ay diye biliyorum. ingilterede oldugun sure bu sureden sayılmayacak. zaten 6 ayın 3 ayı gezemezsin. bence yeşille git. bittiginde konsolosluktan değiştirirsin.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(14.12.20)
yeşil pasaport turistik girişler içindir.
öğrenci olarak gideceğin için yeşil pasaportun da olsa vize alacaksın.
dolayısıyla zaten pasaport sürenden daha uzun vize veremeyeceklerine göre senden yeni pasaport getirmeni isteyecekler.
tercih sana kalmış olmayacak yani.
0
jimjim
(14.12.20)
(1)

Bilimsel Hazırlık Öğrencileri Eğitim Aflarından Yararlanabiliyor mu?

iddaaci
Merhaba, sözgelimi yüksek lisans bilimsel hazırlık öğrencisiyiz. Derste başarısız olduk ve bilimsel hazırlığı geçemedik. İlişiğimiz kesiliyor. Peki af gelince tekrar dönebiliyor muyuz? Yoksa hazırlık dışındaki öğrenciler için mi geçerli oluyor?
Merhaba, sözgelimi yüksek lisans bilimsel hazırlık öğrencisiyiz. Derste başarısız olduk ve bilimsel hazırlığı geçemedik. İlişiğimiz kesiliyor. Peki af gelince tekrar dönebiliyor muyuz? Yoksa hazırlık dışındaki öğrenciler için mi geçerli oluyor?
0
iddaaci
(13.12.20)
her okulun yönetmeliği farklıdır bu konuda.
açıp bakmak gerekiyor. tek bir genel kural olmayabilir.
0
jimjim
(13.12.20)
(14)

bir insanın şişman olması

Tochinoshin
bunun için "hastalığı olabilir durun hemen yargılamayın." deniyor da ne ki bu hastalık? harcadığın enerji, aldığından azsa kilo almaz mısın? hastalık nasıl etkiliyor termodinamiğin birinci yasasını?
bunun için "hastalığı olabilir durun hemen yargılamayın." deniyor da ne ki bu hastalık? harcadığın enerji, aldığından azsa kilo almaz mısın? hastalık nasıl etkiliyor termodinamiğin birinci yasasını?
0
Tochinoshin
(13.12.20)
insülin direnci
yeme bozukluğu (bağımlılığı)
0
deartheodosia
(13.12.20)
@dearth yazdıklarının tedavisi yok mu?
0
🌸Tochinoshin
(13.12.20)
Harcadığın enerji ihtiyacın olan enerji rölatif bir birimdir kesin doğruluğu yoktur, sen a b c değerlerine göre 3000 kalorilik bir diyet uygularsın ama tiroidlerin bozuksa bazal metabolizman yavaş çalışır sen 3000 kaloriye ihtiyaç duyduğunu zannedip ona göre beslenirken gerçekte 2000 kalorilik bir ihtiyacın olduğunu bilmezsen kilo alırsın. Temeli bu tip bazal metabolizma hızına etki eden sorunlar.
0
angelus
(13.12.20)
@angelus onu bir süre sonra anlayıp, yemeyi azaltıp kilo veremiyorlar mı? yazdıkların spor yapmaya da engel değil, spor neden yapmıyorlar da hastalığın arkasına sığınıp aynı kiloda kalıyorlar veya kilo almaya devam ediyorlar?
0
🌸Tochinoshin
(13.12.20)
Hormonal dengesizlikler ve genetik de etkili vücut tipinde. Bazı ilaçlar da iştah açıcı ya da ödem yapıcı etkide olabiliyor. Ayrıca geçmişte hem insülin direnci hem yeme bozukluğu olan bir insan olarak söylüyorum ikisinin de net tedavileri yok. Deneme yanılma yöntemiyle, çoğunlukla psikolojik tedavi gerektiren bir şey beslenme bozukluğundan iyileşmek. İnsülin direncim için tedavi bile önermedi kimse bana, sağlıklı beslen deyip gönderdiler. :D Sağlık sistemimiz ne konuda mükemmel ki şişmanlığa sebep olacak hastalıkları iyileştirmede mükemmel olsun?

Bir de ben "Hastalığı olabilir hemen yargılamayın." demeyi de yanlış buluyorum. Hastalığı olmayan, sadece yemek yemeyi sevdiği için şişman olan insanları yargılama hakkımız olduğu yanılgısı oluşturuyor. :) İsteyen istediği gibi görünür valla. Bir insan çıkıp yemek yemeyi zayıf görünmekten daha çok seviyorum derse bu konuda ne diyebiliriz ki?
0
love my way
(13.12.20)
Bunu aslında hayat siyah beyazmis gibi algilamamaniz için diyorlar.

Şişman diye neyini yargılayacaksiniz ki?
0
kisa
(13.12.20)
eklem hastalıkları harekete yani yeterli enerji harcamasına engel olabilir.
benzer biçimde iç organlarla ilgili rahatsızlıklar da metabolizma yavaşlığına, ve yeterli enerji harcamasına engel olabilir.
bağımlılıklar fizyolojik rahatsızlıklar kadar ciddi rahatsızlıklardır. bunlar da engel olabilir. "psikolojik, psikolojik.. kafaya takmiicaan"la olmuyor. mesela bi major depresyon hastasına veya okb'Liye veya konudan uzak olacak ama bi şizforene gidip, "psikolojik, geçer , tedavi ol kurtul" diyemiyorsak yeme bozukluğu olanlara da diyemiyoruz.
0
jimjim
(13.12.20)
Spor yaparak kilo veremezsin kilo alıp verme işi beslenme düzeniyle olan bir şey, spor yaparak kilo vermek temelde birbiriyle pek ilgisi olmayan bir konu. Ayrıca hipotiroidi rahatsızlığı olan birine nasıl spor yaptıracaksın o da ayrı bir konu. Onun dışında hormon üretme sistemin bozulmuşsa "ben şu kadar hormon salgılıyorum o yüzden şu kadar kalori alayım" diyemezsin onu belirleyen bir teknoloji henüz yok fakat bunları cidden anlayabilmek için insan metabolizmasının özellikle kimyasal işlerin nasıl çalıştığını çok iyi anlamak gerekir.
0
angelus
(13.12.20)
Bu arada şimdi aklıma geldi, ya depresyon? Beyin kimyası yataktan çıkıp duş alamayacak kadar bozulmuş insanlar spor yapıp sağlıklı da beslenemiyor haliyle.
0
love my way
(13.12.20)
Bir insan hiçbir bedensel sorunu olmasa da tamamen irade dışı bir şekilde şişman olabilir. Genlerindeki bir kodun çalışması buna sebep olabilir, epigenetik sebepler buna yol açmış olabilir, yaşanan bazı travmalar ona kilo aldırabilir. Her şey olabilir. Bir beden yağ depoluyorsa o bedenin sahibinün yaşadığı en az 1 sorun var demektir.

Doğuda kiloya "gam eti" derler. Gerçekten de gamdan kaynaklanan kilo vardır, çoktur. Tamamen iradi değildir yani bu kilo işi.
0
1bir1bir1
(13.12.20)
biyolojik rahatsızlıklar dışında direkt olarak yeme bozukluklarından birine sahip olabilir

örn: tıkınırcasına yeme bozukluğu
0
Coyote
(13.12.20)
Kortizon kullanıyorum şişman olmamak için delicesine çabalıyorum. Aylarca diyetisyene gittim bir gram veremedim.diyeceklerim bu kadar.
0
suicides underground
(14.12.20)
İrade ile kontrol edilebilse de bazı ilaçlar insanın iştahını ciddi derecede açıyor. Normalde 35-40 yaşına kadar hep zayıf olan insanlar dahi @suicides'ın dediği gibi kortizon gibi ilaçlar kullanmaya başlayınca inanılmaz kilo alabiliyorlar.
0
playing star again
(14.12.20)
Yeme bozuklukları hastalıktır, bu birincisi. Ve bunları düzeltmek oldukça zordur. Nüksetmesi oldukça kolaydır. Sizin "E neden o zaman spor yapıp diyet yapıp kilo vermiyolar ki çok saçma" deyip durduğunuz durumlarının çoğunu yeme bozuklukları oluşturuyor muhtemelen.

Bir başka şey mesela bağırsak florası olabilir. Bir insana kronik bir bağırsak hastalığı için başka birinden dışkı transferi yapıyorlar, o kişi bir süre sonra kilo almaya ve obeziteye doğru yol alıyor. Meğerse diğer kişi obezmiş. Bağırsak florasının olayı hala tam çözülebilmiş değil. Yemenin psikolojik altyapısı da. O yüzden bu işler öyle kalori altında kaldım, üstüne çıktım gibi basite indirgenebilecek şeyler değil.
0
inawen
(14.12.20)
(3)

Uzerinde harf olan kamp havlusu nerden bulurum

nefertarii
Evet ismin bas harflerinin oldugu 3 tane kamp havlusu lazim, yalniz nerden bulunur bilemedim.bilen var midir?
Evet ismin bas harflerinin oldugu 3 tane kamp havlusu lazim, yalniz nerden bulunur bilemedim.

bilen var midir?
0
nefertarii
(13.12.20)
mahalle arası nakış işi yapan bir yere gidersen 10 dakikada havluya isminin baş harflerini işlerler.
0
orpheus
(13.12.20)
Özdilekte havlu üstüne yazı yazılıyor.
“Canım eniştem hayri”
0
gatherer
(13.12.20)
kamp havlusu nedir bilmiyorum ama english home'da harfli havlular var. trendyolda gördüm.
0
jimjim
(13.12.20)
(2)

Schengen Vizesi almak hakkında

hitokiri kenshin
Merhaba arkadaşlar,Daha önce hiç yurt dışına çıkmadım ama aşılamalar ilerlediğinde ve ülkeler biraz daha açıldığında, mayıs-haziran aylarında Avrupa'da birkaç ülkeyi gezmek istiyorum. Oralarda bazı arkadaşlarım da var onlarla da görüşeceğim. Fakat Schengen vizesi almak tam olarak ne kadar zor?1- Evi
Merhaba arkadaşlar,

Daha önce hiç yurt dışına çıkmadım ama aşılamalar ilerlediğinde ve ülkeler biraz daha açıldığında, mayıs-haziran aylarında Avrupa'da birkaç ülkeyi gezmek istiyorum. Oralarda bazı arkadaşlarım da var onlarla da görüşeceğim. Fakat Schengen vizesi almak tam olarak ne kadar zor?

1- Evim ve arabam var. Sanırım Türkiye ile bağımı gösterdikleri için önemliymiş.
2- Bankada teminat olarak gösterebileceğim gayet iyi miktarda birikmiş bir param da var.

Ama yılın o dönemini seyahate ayırmak istediğim için işe girmek istemiyorum, dolayısıyla maaş bordrosu ekleyemeyeceğim. Maaş bordromun olmaması beni ne kadar etkileyecek? Turistik amaçlı Schengen vizesi alma ihtimalimi düşük mü görmeliyim? İlla gidip işe girip vizeyi alınca istifa mı edeyim? :D

Bir de hâlihazırda bir üniversitede öğrenciliğim de sürüyor. Ama ocak-şubat gibi mezun olabilirim. Mezun olmadan önce öğrenci olarak başvursam şansım daha mı yüksek olur?

Teşekkürler.
0
hitokiri kenshin
(12.12.20)
öğrencilik iyidir.
maaş yoksa sponsor gösterin.
bankadaki paranız başvurudan bir süre önce "vadesiz hesapta " durmalı.
kalacak yer için bookingten mantıklı bir rezervasyon (mesela maaşınız yok, ritz carlton saçma olur) ve gidiş dönüş uçak biletiniz olsun.

sizin durumunuzdan bağımsız olumsuz sonuçlanabilecek başvurulara örnek olarak yazıyorum fikir versin diye;
ilk vizede örneğin 20 yaşında bir işsiz veya öğrenciye gerekli şartları sunduktan sonra (sponsor vs işte yukarıda saydıklarım) daha uzun süre çıkabilecekken 35 yaşında ilk vizesine başvuran birine daha kısa süreli vize veya ret gelebilir. gençtir, dünyayı gezsin, zaten bu yaşta işi gücü olması şart değil; ama 35 yaşındaki hayırdır ne alaka zaten işsizmiş gelir de dönmez gibi düşünebilirler.
bazen başvuru yaptığınız ülkeye göre de değişebilir falan..
önemli olan tutarlı ve makul başvurular yapmak.
bir de ilk vizede, vizeyi aldığınız ülkeden giriş yapmanız sonraki vizeleriniz için önemli olacaktır.
0
jimjim
(12.12.20)
Öğrenci olarak başvurmak en temizi ancak bildiğim kadarıyla şu anda zaten turistik başvuru kabul etmedikleri gibi, turist vizesiyle schengen ülkelerinin çoğuna da gidemiyorsun. Ocak - şubat'ta başvurular açılır mı onu da bilemiyorum. Şimdilik yapılabilecek en iyi şey beklemek.
0
roket adam
(12.12.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.