Domuz
Tesekkurler.
Tesekkurler.
0
E sanki bazı işlemler ütülenerek yapılıyordu? Baskı devreyi çıkarmak için ütü kullandığımı hatırlıyorum.
Elinizdeki aydınger kırıştığı için mi ütülemek istiyorsunuz?
Elinizdeki aydınger kırıştığı için mi ütülemek istiyorsunuz?
0
Edit: tdk ya baktım aydınger diyor, üniversitede aydıngel diye öğretmişlerdi ısrarla. Yine bana hüsrannn...
0
sıcaklığa dikkat ederek ütülenir ama aydınger üzerinde kırışıklık kaynaklı lekeler oluşmuşsa ona yapacak bir şey yok.
0
jonestown
gidilir mi sizce var mı izleyen?
gidilir mi sizce var mı izleyen?
0
kesinlikle git. gülmekten karnım ağrıdı. harikaydı.
ilk fırsatta ikinci kez gideceğim.
ilk fırsatta ikinci kez gideceğim.
0
Yerli film standartlarının üzerindeydi. Bence gidilir. Demet Evgar ve Burhan abi (adını unuttum) çok iyiler.
0
Sen elo nun arkadaşı güzel kızdın demi. Git git şahane film çok sıcak ve komik.
0
Çok büyük beklentiyle gitme ben öyle yaptım ve eğlendim.
Gayet iyi bir film kadro da çok iyi.
Pişman olacağını düşünmüyorum.
Gayet iyi bir film kadro da çok iyi.
Pişman olacağını düşünmüyorum.
0
sinema için çok pahalı bence. ama evde satın alıp izleyebilirsin. gerçi ucuz sinemalar da mevcut. güzel film ama yüksek fiyatlı bilet için değmez diyeyim.
0
chitosan
Ev arkadasim bana Christmas hediyesi almis. Ben de karsiliginda Türkiye hakkinda olumlu bir fikir edinmesini saglayacak birsey hediye etmek istiyorum. Bizim yazarlarimizdan Almanca'ya cevirildigini bildiginiz (mümkünse Almanca ceviri ismiyle beraber) güzel kitap önerisinde bulunabilir misiniz?Ben Ay
Ev arkadasim bana Christmas hediyesi almis.
Ben de karsiliginda Türkiye hakkinda olumlu bir fikir edinmesini saglayacak birsey hediye etmek istiyorum. Bizim yazarlarimizdan Almanca'ya cevirildigini bildiginiz (mümkünse Almanca ceviri ismiyle beraber) güzel kitap önerisinde bulunabilir misiniz?
Ben Ayse Kulin'in "Adi: Aylin" kitabinin cevirisi varsa onu almayi düsündüm. Yurtdisinda hala Türk kadini hakkinda burka giyiyor, sosyal hayata karismiyor gibi sacmasapan düsünceleri var insanlarin. Bir nebze önyargi kirmak maksadim.
Ben de karsiliginda Türkiye hakkinda olumlu bir fikir edinmesini saglayacak birsey hediye etmek istiyorum. Bizim yazarlarimizdan Almanca'ya cevirildigini bildiginiz (mümkünse Almanca ceviri ismiyle beraber) güzel kitap önerisinde bulunabilir misiniz?
Ben Ayse Kulin'in "Adi: Aylin" kitabinin cevirisi varsa onu almayi düsündüm. Yurtdisinda hala Türk kadini hakkinda burka giyiyor, sosyal hayata karismiyor gibi sacmasapan düsünceleri var insanlarin. Bir nebze önyargi kirmak maksadim.
0
kürk mantolu madonna'nin almancasi var, hem almanya'da geciyor ilginc olur. madonna im pelzmantel almancasi. tutunamayanlar'in da cevirisi vardi ama bulmasi zor baya. ay türk kadini burka giyiyor vs diye düsünenlerin kendi malligi, öyle olmadigini bilen bi sürü oyropali var.
0
Bizim otobanların köprülerin fotoğraflarını çerçevelettir, hediye et. Kıskançlığından çatlasın :)
Ahmet Ümit i de tavsiye ederim, Almancaya çevrilmiş güzel kitapları var.
Ahmet Ümit i de tavsiye ederim, Almancaya çevrilmiş güzel kitapları var.
0
rusyalı kozmonot
Ve hala konser veren tabii. Sizce kim?
Ve hala konser veren tabii. Sizce kim?
0
Robert Plant
Patti Smith
Ozzy Osbourne hatta grubun final turnesi yapılmış olsa da Black Sabbath üyelerinin her biri
Brian May
Judas Priest
Aerosmith
The Rolling Stones...
Daha yazmaya üşendiğim onlarca grup ve isim var sanırım. Keşke Türkiye'de yaşamasaydık diyorum bu konuyu her düşündüğümde. :(
Patti Smith
Ozzy Osbourne hatta grubun final turnesi yapılmış olsa da Black Sabbath üyelerinin her biri
Brian May
Judas Priest
Aerosmith
The Rolling Stones...
Daha yazmaya üşendiğim onlarca grup ve isim var sanırım. Keşke Türkiye'de yaşamasaydık diyorum bu konuyu her düşündüğümde. :(
0
Pearl jam isterdim dünya gözüyle, bi gözü toprağa bakanlardan dünyada fazla zamanı kalmayanlardan da Neil Young (geldi ama gidemedik)
Mark knopfler da isterim, dire straits döneminden bol çaldığı konseri varsa, solo albümleri bayıyor
Mark knopfler da isterim, dire straits döneminden bol çaldığı konseri varsa, solo albümleri bayıyor
0
foo fighters, roger waters geliyor aklıma ilk. aslında tüm efsane rock grupları-insanları canlı dinlenmeli; efsane kategorisinde olup da canlı performansı "kötü" olan kimseyi hatırlamıyorum. yeni nesil rock biraz daha yumuşadığı ve içine stüdyo etkisi girdiği için kayıt ile canlı farklı olabilir ama ms brownstone'un saydığı babalar ve nesildaşları çatır çatır çalıyor canlı; hepsini izlemek lazım.
0
dünya gözüyle bu ülkede gittiğime en sevindiğim konser (bkz: 4 ağustos 2013 roger waters istanbul konseri)
aynı şekilde sevineceğim bir diğer konser Pearl Jam konseri olurdu benim için de. freebird +1
ondan sonra da Tom Waits olurdu.
aynı şekilde sevineceğim bir diğer konser Pearl Jam konseri olurdu benim için de. freebird +1
ondan sonra da Tom Waits olurdu.
0
Linet
Bir provasında boş stüdyoda kendi kendine prova yaparken dinledim çıplak sesle. Mikrofon falan yoktu. Bu şarkıcıysa diğerleri ne dedim. Yok böyle bir ses.
Bir provasında boş stüdyoda kendi kendine prova yaparken dinledim çıplak sesle. Mikrofon falan yoktu. Bu şarkıcıysa diğerleri ne dedim. Yok böyle bir ses.
0
Feryal Turkoglu
Rammsstein
Aslinda isimden ziyade senfoni orkestrasi canli dinlenmeli. Arada fark yok, canli ile kayittan dinleme arasindaki sey farktan ote bir sey. Diger muzik turlerinde ozellikle canli dinlenmeli diyemem bana sorarsan aslinda.
Bu arada Judas priest birakti diye biliyorum. En son tr ye geldiklerinde son turneleriydi.
Rammsstein
Aslinda isimden ziyade senfoni orkestrasi canli dinlenmeli. Arada fark yok, canli ile kayittan dinleme arasindaki sey farktan ote bir sey. Diger muzik turlerinde ozellikle canli dinlenmeli diyemem bana sorarsan aslinda.
Bu arada Judas priest birakti diye biliyorum. En son tr ye geldiklerinde son turneleriydi.
0
hede hodo
acaip canım çekti niyeyse.steam de 10 dolar diyor. torrenti kullanmayalı yıllar oldu.nereden indireyim?
acaip canım çekti niyeyse.
steam de 10 dolar diyor.
torrenti kullanmayalı yıllar oldu.
nereden indireyim?
steam de 10 dolar diyor.
torrenti kullanmayalı yıllar oldu.
nereden indireyim?
0
Bir kaç gün daha sabredin yılbaşı indirimi gelir. Daha uyguna gelir. Belki dlc li paket falan denk gelir. Yeni dlcler çok güzel bu arada.
youtu.be
youtu.be
0
@tayfun27
cidden efsanevi duruyor:) daha iştahlandım eheh
yılbaşında genelde indirim mi olur ki burda?
cidden efsanevi duruyor:) daha iştahlandım eheh
yılbaşında genelde indirim mi olur ki burda?
0
@hede hodo güzel indirimler oluyor tarihlere baktım şimdi 21 aralık 4 ocak tarihleri arasında diyo. Yarın alırsınız artık.
0
Yilbaşinda 7 liraya falan düşüyor genelde, dlc'lerin olduğu hali daha pahali olur tabi ama yarin alirsiniz yani ucuza bi gun daha bekleyin bence
0
yılbaşı indiriminde paraya kıyıp dlcleriyle beraber al. gerçekten efsane bir hal aldı. ets2. iskandinavya ve son gelen italya dlcsi çok iyi. parasının hakkını kesinlikle veriyor.
0
orjinal oynanacak bir oyun. hem adamlar sonuna kadar hakediyor. hem de korsan versiyonu yerli yersiz oyundan falan atiyordu seneler evvel.
0
Nerden alacaz bunu. Heveslendim ben de. Ama hiçbirşey bilmiyorum oyun hakkında. Böle tır sürüyon onu biliyom tek. Macbookprom var. Yeter sanki
0
@insomnia
Steam'den. umarım iner fiyatı da aksam ındırırız eheh. o değil de benim pc çalıştırır mı vs hiç düşünmedim, bakalım bakalım..
Steam'den. umarım iner fiyatı da aksam ındırırız eheh. o değil de benim pc çalıştırır mı vs hiç düşünmedim, bakalım bakalım..
0
çok güzel oyun. kendi soyadıma ait nakliye şirketim var. xxler nakliyat diye :) oyunu almak için tek adres: Steam
0
torrent ile de indirirsin rahatca pek cok yerden ama siktir et, steam'den al ki online de oynayabil.
0
icim urperiyor
boyle avm'nin ortasinda, once ikiye katlanmis sonra %50 indirim yapilan gostermelik outlet degil de, ciddi anlamda depo mantiginda outlet ariyorum. istanbul'a yabanciyim, istanbul'un her yerinde olabilir bir sekilde giderim. tesekkurler
boyle avm'nin ortasinda, once ikiye katlanmis sonra %50 indirim yapilan gostermelik outlet degil de, ciddi anlamda depo mantiginda outlet ariyorum. istanbul'a yabanciyim, istanbul'un her yerinde olabilir bir sekilde giderim.
tesekkurler
tesekkurler
0
12 nereden buldun
sulanma kelimesiniSakın sulanma ona sevgilisi varYa daO işe sulanma seni almazlarGibi anlamlarda kullanıyoruz bazen.Buradaki sulanmak kelimesinin temelinde ıslanmak ile alakali bir bağlantı olabilir mi? En sık kullanıldığı yer karşı cinse istek duymak gibi.
sulanma kelimesini
Sakın sulanma ona sevgilisi var
Ya da
O işe sulanma seni almazlar
Gibi anlamlarda kullanıyoruz bazen.
Buradaki sulanmak kelimesinin temelinde ıslanmak ile alakali bir bağlantı olabilir mi? En sık kullanıldığı yer karşı cinse istek duymak gibi.
Sakın sulanma ona sevgilisi var
Ya da
O işe sulanma seni almazlar
Gibi anlamlarda kullanıyoruz bazen.
Buradaki sulanmak kelimesinin temelinde ıslanmak ile alakali bir bağlantı olabilir mi? En sık kullanıldığı yer karşı cinse istek duymak gibi.
0
mojiziku
Ben çıkamıyorum da. Yaklaşık 10 günün 4 5 günüm baş ağrısı ile geçti. Ilac içmeyeyim dedim ama dayanılmaz hâl alıyor diye içtim öyle geçti. Ama bugün ilaca rağmen geçmedi, sanki sağ şakağımı oyuyorlar bir matkapla gibi geliyor. Arveles içtim. Sizlerin bir önerisi var mı?
Ben çıkamıyorum da. Yaklaşık 10 günün 4 5 günüm baş ağrısı ile geçti. Ilac içmeyeyim dedim ama dayanılmaz hâl alıyor diye içtim öyle geçti. Ama bugün ilaca rağmen geçmedi, sanki sağ şakağımı oyuyorlar bir matkapla gibi geliyor. Arveles içtim.
Sizlerin bir önerisi var mı?
Sizlerin bir önerisi var mı?
0
Geçmiş olsun.
Bende de hiç geçmeyen bir ağrı var bazı günler baş ağrım olmuyor o kadar farklı ki alışmışım ağrıya yokluğu garip geliyor.
Ben bir krem kullanıyorum onunla masaj yapıldığında geçiyor.
İmkan yoksa hap olarak apranax fort kullanıyorum.
Ama çok mecbur kalmadıkça hap içme taraftarı değilim sürekli olan bir ağrı çünkü her gün içmem gerekir öyle olursa diye.
Doktora gitmeni öneririm ilk olarak ben gittim bir sürü test yaptı bir şey çıkmadı.
Benimki strestenmiş.
Bende de hiç geçmeyen bir ağrı var bazı günler baş ağrım olmuyor o kadar farklı ki alışmışım ağrıya yokluğu garip geliyor.
Ben bir krem kullanıyorum onunla masaj yapıldığında geçiyor.
İmkan yoksa hap olarak apranax fort kullanıyorum.
Ama çok mecbur kalmadıkça hap içme taraftarı değilim sürekli olan bir ağrı çünkü her gün içmem gerekir öyle olursa diye.
Doktora gitmeni öneririm ilk olarak ben gittim bir sürü test yaptı bir şey çıkmadı.
Benimki strestenmiş.
0
geçmiş olsun,
kocakarı ilacı olarak önerebileceğim karabiber var,
ağrıyan bölgeye sürüp sımsıkı sarıyorsunuz.
ama bayağa bir yakıyor peşinen uyarayım.
kocakarı ilacı olarak önerebileceğim karabiber var,
ağrıyan bölgeye sürüp sımsıkı sarıyorsunuz.
ama bayağa bir yakıyor peşinen uyarayım.
0
Migren olup olmadığını lütfen araştırın. Şayet migrense, migren ilacı kullanmanız lazım ağrıyı kesebilmek için. Boşuna diğer ilaçlarla yormayın bünyenizi.
0
Yuksek tansiyon ya da migren hastasi olabileceginizi dusundunuz mu? 10 gunde 5 gun agri normal degil.dinlenik vaziyette bir hafta boyunca gunde bir defa tansiyonunuzu olcturun.tansiyon normalse bir norolaga gorunun.
0
Migrense çözümü yok. Diğer ağrılara sıcak su torbası yapıp başıma koyuyorum.
0
karanlık ya da ışığın en az olduğu ortamda uzanın, yatarken yastığı dikleştirmeye çalışın öyle yatmayı deneyin.
0
details are everything
Uzun zamandur filtre kahve makinesi bakınıyorum tek yaşadığım için french press al diyor insanlar genelde ama iyi bir french press 30-40 lira zaten. 60 liraya hayatımda ilk kez duyduğum marka olan mr knife ın makinesi geliyormuş bime cuma günü. Bimdeki ne idüğü belirsiz markalara ait deterjan, yiyr
Uzun zamandur filtre kahve makinesi bakınıyorum tek yaşadığım için french press al diyor insanlar genelde ama iyi bir french press 30-40 lira zaten. 60 liraya hayatımda ilk kez duyduğum marka olan mr knife ın makinesi geliyormuş bime cuma günü. Bimdeki ne idüğü belirsiz markalara ait deterjan, yiyrcek içecek vs iyi oluyor genelde ama hiç elektronik ürün almadım. Nasıl sizce filtre kahve makinesi ya da başka bir ekektronik ürün alan oldu mu bime özel garip markalardan ve memnuniyetiniz nedir acaba?
0
a101 den kiwi marka filtrre kahve makinası aldım aynı bu fiyatlara. gayet memnunum. kağıt filtre ile yapınca gayet yeterli sonuç veriyor.
0
hiç french press’te kahve içtin mi? ben de biraz önyargılıydım ama şimdi makina kahvesinden daha çok seviyorum fench press’i. iyi ki makina almamışım. belki sen de sevebilirsin diye dedim.
ikeada 20 liraya satılan french press ile harika kahveler yapıyorum. bir artısı da makina kahvesinin hiçbir aşamasına karışamıyorsun ama french press’te sevmediğin bir şeyi değiştirerek kahveyi kendine göre özelleştirebiliyorsun.
ikeada 20 liraya satılan french press ile harika kahveler yapıyorum. bir artısı da makina kahvesinin hiçbir aşamasına karışamıyorsun ama french press’te sevmediğin bir şeyi değiştirerek kahveyi kendine göre özelleştirebiliyorsun.
0
kahve makinesi pişmanlıktır. termoslu french press candır. pressten öte filtre kahve tanımıyorum.
0
Babam Migros’tan almıştı buna benzer bişey, 3. Kullanımda bozuldu. Metroda kampanya vardı, iki gün önce delongi filtre kahve makinasını 130 civarına aldım. Aroma özelliği var.
0
bütçe kısıtlıysa derin bir huni içine kağıt filtreyi koy, kahveyi süz. dripper diye 200 liraya satıyorlar.
0
bellı bır fıyatın altındakı fıltre kahve makınaları, kahveyı soguk tutuyor, yenı yapıldıgında bıle kaynar kaynar bır kahve ıcmek mumkun degıl, metal aksamlı guclu bır cıhaz olursa daha sıcak ve detaylı tuslarla kahveyı kendı ıstegıne gore yapmak mumkun.
french press de cok sıcak olmaz ama basıt ve hızlı bır sekılde kahveyı elde edersın.
cımbali gıbı profesyonel bır makına olmadıktan sonra evde kahve keyfı beklentısı yuksek olmamalı.
benım favorım mocca pot. bıalettı klasık. cekırdek kahve al, taze oguttur ve mıs gıbı aromayı sıcak bır sekılde ıcebılırsın.
french press de cok sıcak olmaz ama basıt ve hızlı bır sekılde kahveyı elde edersın.
cımbali gıbı profesyonel bır makına olmadıktan sonra evde kahve keyfı beklentısı yuksek olmamalı.
benım favorım mocca pot. bıalettı klasık. cekırdek kahve al, taze oguttur ve mıs gıbı aromayı sıcak bır sekılde ıcebılırsın.
0
Sandman
Yaşlı bir adam yanınıza gelip kızımdan çocuk yap ve o çocuk Dünya'nın hakimi olsun derse ne yapardınız
Yaşlı bir adam yanınıza gelip kızımdan çocuk yap ve o çocuk Dünya'nın hakimi olsun derse ne yapardınız
0
dayı gel seninle bir tavla atalım derim. belli ki alzehmer sınırı aşılmış, hoşgörmek lazım.
0
Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsini siktiğim cinsine çeker hacıamca derdim herhalde. Bi ihtimal he der makul bi süre sonra topuklardım. Ya hakkaten işsizmişsin galiba..
0
bunun bir benzerini got da gördüğümüz için pek yanaşmam. filmin sonunda adam ölüyor çünkü. ama ejderhası varsa düşünebilirim. ejderhaları seviyorum.
0
Kimsenin dünyanın hakimi falan olmasını istemiyorum. Çocuk mu? Evlatlık edinip koleje göndereceğim, babalık yapacak sabrım yok.
0
garip adamın bilinçaltında eşcinsel duyguları var bence.
koşarak uzaklaşmakta fayda var.
koşarak uzaklaşmakta fayda var.
0
dedi ayca
Bizde chritsmas yok diye üzülüyor musunuz? Lütfen dini tartışma ortamına çevirmeden cevap verin masumane soruma.Sizi bilmem ama senelerce göre izleye imrenmeye başladım (başladım dediğim 5-6 senedir fiili olarak üzülüyorum) :( Ne olurdu hot coco'muzu yapıp 1 hafta evimizde yünlü kırmızı çoraplarla o
Bizde chritsmas yok diye üzülüyor musunuz? Lütfen dini tartışma ortamına çevirmeden cevap verin masumane soruma.
Sizi bilmem ama senelerce göre izleye imrenmeye başladım (başladım dediğim 5-6 senedir fiili olarak üzülüyorum) :( Ne olurdu hot coco'muzu yapıp 1 hafta evimizde yünlü kırmızı çoraplarla otursak, sevgilimizle, ailemizle yemekler yapsak, güzel Christmas şarkıları dinlesek?
Hayatımda her şey tamam bir Christmas eksik gibi konuşuyorum ama olsun güzel olabilirdi. Belki bir gün doya doya Christmas'layabileceğim bir yerde yaşarım :(
Sizi bilmem ama senelerce göre izleye imrenmeye başladım (başladım dediğim 5-6 senedir fiili olarak üzülüyorum) :( Ne olurdu hot coco'muzu yapıp 1 hafta evimizde yünlü kırmızı çoraplarla otursak, sevgilimizle, ailemizle yemekler yapsak, güzel Christmas şarkıları dinlesek?
Hayatımda her şey tamam bir Christmas eksik gibi konuşuyorum ama olsun güzel olabilirdi. Belki bir gün doya doya Christmas'layabileceğim bir yerde yaşarım :(
0
hiç üzülmüyorum ya ne yalan söyliyim, aşırı önemli bişiy değil. ama olsa sevinirdim çünkü sonu güzel bi yemekle biten anlamsız şaklabanlıkları çok severim.
0
Üzülmüyorum ama imreniyorum. O sıcak ortamın ki, hele bir de dışarıda lapa lapa kar yağıyorsa, güzel şarkılar eşliğinde zevkini çıkarmak istiyorum ben de.
0
üzülmüyorum ama avrupa'da kasım sonundan aralık sonuna kadar süren şenlik havasına imreniyorum. daha geçen arkadaşla bunun konuşmasını yaptık. adamlar eğlenmeyi biliyor. biz bayramlarımızı bile neşeli bir ortamda geçiremiyoruz. hep stres karmaşa. Weihnachtsmarkt kültürü bence muhteşem bir şey.
0
eh ramazan ya da kurbanda atlayıp tatile giden zihniyet x-mas'ta da biryerlere tatile giderdi diye düşünüyorum.
imrenmek yerine elindekileri değerlendirebilirsin.
not olarak da ateistim ancak bayramlar aileyle/sevdiklerinle değerlendirilmeli diye düşünüyorum.
imrenmek yerine elindekileri değerlendirebilirsin.
not olarak da ateistim ancak bayramlar aileyle/sevdiklerinle değerlendirilmeli diye düşünüyorum.
0
Üçaylar var bizde. Daha uzun :)
Şaka la şaka... gülmenin mutlu olmanın uğursuzluk getirdiğine, günah olduğuna inanan toplumdan ne bekliyon.
Şaka la şaka... gülmenin mutlu olmanın uğursuzluk getirdiğine, günah olduğuna inanan toplumdan ne bekliyon.
0
Valla benim çok daha büyük ve önemli dertlerim var şimdi kırmızı don dert edemicem.
0
Yoo üzülmüyorum. Yılbaşı, bayram vs de sevmiyorum zaten. Grinch gibi, moodkiller gibi takılırdım christmas olsa.
0
Bizim kültürümüzde eğlenme yok. Dini kökeni ne olursa olsun adamlar her bayramı insanı hale getirip günümüz dünyasına adapte etmiş. Misal kurban bayramı hala bin yıl önceki gibi kutlanıyor, deforme edip herkesin inek kılığına girdiği Halloween tadında bir şey olması lazımdı. Biz hala köylü gibi sokakta inek devirmeye falan çalışıyoruz.
Evet üzülüyorum.
Evet üzülüyorum.
0
Türkiye’deki yabancılarla bir kere tam olarak yaşadım christmas’ı ve ondan sonra hep diyorum keşke bizde de olsa diye.
0
ortadoğu coğrafyası oldukça neşesiz bir bölge. Bunun sebepleri de yok değil, savaş burada hiç bitmedi. Geçim sıkıntısı (toplumun büyük kesiminde) hiç bitmedi. bunun yanında eğlenmek ekonomik olduğu kadar biraz da kültür işi. İnsan parasız eğlenemez demiyorum ama; insanın neşesini, eğlenme isteğini baltalayan sıkıntıları varken, eğlenmek zor oluyor.
x-mas istemez miydim? çok isterdim.
x-mas istemez miydim? çok isterdim.
0
ben üzülüyorum. normalde kronolojik olayları sevmem ama etkinlik olarak hoşuma gidiyor. keşke bizde de olsa.
0
İsveç'in %80'i agnostik ateist falan. Kısaca adamların zerre alakası yok hristiyanlıkla. Ama burda noel neredeyse bir ay boyunca kutlanıyor çünkü o kara kış başka türlü geçmiyor. E ben de kutluyorum, çam ağacı aldım süsledim. Christmas birası, christmas kolası, Christmas keki şarabı vs götürüyorum evde. Olayın dini hiçbir boyutu yok, kültür olarak gelenek olarak bakılıyor ve Christmas şarkıları, filmleri falan gayet güzel.
Bizim bayramlarla karşılaştırmak istemiyorum çünkü bizim insanımız bilmiyor eğlenmeyi, iyi vakit geçirmeyi malesef.
Bizim bayramlarla karşılaştırmak istemiyorum çünkü bizim insanımız bilmiyor eğlenmeyi, iyi vakit geçirmeyi malesef.
0
İçerik ve eğlence olarak cadılar bayramı ya da meksikalıların ölüler günü daha eğlenceli görünüyor, bunlara benzer karadenizde rumlardan kalma kalandar geceleri/kutlamaları var bu da içerik olarak zayıf kalıyor.
Yani isterdim böyle eğlenceli şeyler olsun
Yani isterdim böyle eğlenceli şeyler olsun
0
olayı biz eğlenmeyi bilmiyoruz noktasında ele alırsak bizim eğlenmekten önce farklı ihtiyaçlarımız olduğu için böyle görünüyor. toplum olarak refah seviyesine ulaşamadığımız için bizim bayramlarımız karın doyurmak odaklı geçiyor, geçim derdim olan insanın kafasına kukuleta taktırıp o pırt pırtlardan üfletmek çok zor. kurban kesip et yiyor, baklava yapıp tatlı yiyoruz. aşure de böyle, kandil simidi de böyle. aç insanların eğlenmekten başka dertleri oluyor yani.
soruya cevap vermek gerekirse;
@kobuzchu kiz +1
soruya cevap vermek gerekirse;
@kobuzchu kiz +1
0
Olaydı iyiydi tabii, tüm dünya ile aynı anda tatlı bir telaşa girerdik falan, ama yok diye de üzülmüyorum pek. Zaten artık resmi olmasa da Christmas tadında geçiyor Aralık ayı.
0
ben üzülmüyorum. bizde kavurmamızı yapıp sıcak pilavın yanında mutlu huzurlu ailemizle oturabiliriz. yani ne yönden baktığına bağlı. sırf yurtdışında yapılıyor diye özenilen şeyler bence christmas ruhu falan hikaye. anamın koynunda baklava yemek şahane !!!
böyle böyle bizim bayramlarımızı küçümsediğimiz önemsiz bulduğumuz için içi boşaldı resmen kimsenin kimseyi aramadığı herkesin tatile gittiği değişik bişeye dönüşmeye başladı.
böyle böyle bizim bayramlarımızı küçümsediğimiz önemsiz bulduğumuz için içi boşaldı resmen kimsenin kimseyi aramadığı herkesin tatile gittiği değişik bişeye dönüşmeye başladı.
0
Kutluyor olsak bile ulkede kriskis spirit kalmamis olurdu ama guzel bi krismis spiritle tabii isterdim. Sirf adet gelenek olarak tabii dini boyutu sebebiyle deyil
0
Evde tek başına izlediğimiz için imreniyoruz evet. Christmas o film çünkü. Karlı yemekli aileli falan.
0
İmrenmek yerine elindekileri değerlendirebilirsin+1
Valla çalıştığım şirket yurtdışı kökenli, zaten tatilimsi oluyor o dönemler. Kış zamanını evdeysek tchibo görünümünde geçirmeyi seviyorum. Chistmas ile ilgisi yok. Şeker ve Kurban bayramında da normalde kek pişmeyen evde kekler, kurabiyeler ev gezmeleri oluyor. Yaz zamanı biraz daha zor oluyordu, mevsim normalleştikçe kutlamalar güzelleşiyor.
Valla çalıştığım şirket yurtdışı kökenli, zaten tatilimsi oluyor o dönemler. Kış zamanını evdeysek tchibo görünümünde geçirmeyi seviyorum. Chistmas ile ilgisi yok. Şeker ve Kurban bayramında da normalde kek pişmeyen evde kekler, kurabiyeler ev gezmeleri oluyor. Yaz zamanı biraz daha zor oluyordu, mevsim normalleştikçe kutlamalar güzelleşiyor.
0
Üzülmüyorum.
Bu tarz günlerden genel olarak hoşlanmam.
Belli başlı şeyler var o özel zamanlara ait onları severim.
Mesela Ramazan'ın en sevdiğim yanı pidedir. Ramazan pidesine bayılırım.
Kandillerdi kutlamam ama kandil simidini çok severim.
Mevlüt menüsüne aşığım mesela yeri gelmişken onu da söyleyeyim (tavuk pilav + ayran+ baklava).
Chritsmas umurumda bile değil ama ağaç süslemek en büyük hobilerimden biri.
Neyse çok uzattım kobuzchu kiz +1 diyorum kısaca.
Bu tarz günlerden genel olarak hoşlanmam.
Belli başlı şeyler var o özel zamanlara ait onları severim.
Mesela Ramazan'ın en sevdiğim yanı pidedir. Ramazan pidesine bayılırım.
Kandillerdi kutlamam ama kandil simidini çok severim.
Mevlüt menüsüne aşığım mesela yeri gelmişken onu da söyleyeyim (tavuk pilav + ayran+ baklava).
Chritsmas umurumda bile değil ama ağaç süslemek en büyük hobilerimden biri.
Neyse çok uzattım kobuzchu kiz +1 diyorum kısaca.
0
ya sen bayramlıklarını giyip evde kös kös oturmadın mı? aynısı işte.
0
Noel yok diye üzülmüyorum fakat bir Noel çarşısının dahi kurulamıyor olmasına üzülüyorum. Yabancı bir arkadaş sormuştu (agnostikti) İstanbul'da Hristiyan eşraf nereye kuruyor Noel çarşısını gideyim bir gezeyim diye, cevap verememiştim. O zamana kadar da düşünmemiştim. Yani bu şehir Ayasofya'ya, en meşhur kiliselerden birine (yapılış amacı ile) ev sahipliği yapıyor ve 20. yüzyıla kadar Hristiyan nüfusu hep daha fazla olmuş bir şehir nihayetinde. Beni üzen şey, geriye kalan Hristiyan nüfusun bir çarşı dahi kuramaması, hadi diyelim ki kurdular pinhan şekilde, düzenli ve duyurarak yapamamaları. (Otellerde yapılanlar sayılmaz, bu iş sokakta oluyor.)
0
Yok, üzülmüyorum. İnançsızım.
Biz eğlenmeyi bilmiyoruz diyen arkadaşlara katılıyorum. Batılılar müslüman, biz hristiyan olsaydık, onlar yine dini bayramları, özel günleri bir şekilde festivale, görsel şölene, eğlenceye cevirirlerdi. Biz de bu sefer müslümanlar ramazanı 1 ay boyunca çok güzel yaşıyorlar, festivaller müthiş oluyor der, biz de olmamasına üzülüyor musunuz diye sorardık kendi aramızda.
Biz eğlenmeyi bilmiyoruz diyen arkadaşlara katılıyorum. Batılılar müslüman, biz hristiyan olsaydık, onlar yine dini bayramları, özel günleri bir şekilde festivale, görsel şölene, eğlenceye cevirirlerdi. Biz de bu sefer müslümanlar ramazanı 1 ay boyunca çok güzel yaşıyorlar, festivaller müthiş oluyor der, biz de olmamasına üzülüyor musunuz diye sorardık kendi aramızda.
0
Hayır ama Hristiyanların da kutlayabilmesini isterdim. Gerçi alışveriş merkezleri, reklamlar vs hep Noel temasında hazırlanıyor da yeterli değil sanırım.
@Hosein +1 diyorum ama daha da genişletmek isterim. Bizim bayramlarda yurt dışına/şehir dışına gidip tatil yapanlar bunun nesine özlem duyuyorlar acaba, çok merak ediyorum. Belki İslam ile ilgisi olduğu içindir. Bir de kendi kültürümüzü unutuyoruz. Mesela annemler anlatıyordu, Hidrellez zamanında yumurtaları boyuyorlarmış soğan kabukları ile. Ben çok isterdim bu kültür devam etsin. Nevruz da kıymeti bilinmeyen değerlerden. Ama olsun Noel daha güzel, tıpkı Halloween gibi, baby shower gibi. Çünkü Orta Doğu ürünü değil bunlar. Hz İsa da İngiliz idi bu arada.
@Hosein +1 diyorum ama daha da genişletmek isterim. Bizim bayramlarda yurt dışına/şehir dışına gidip tatil yapanlar bunun nesine özlem duyuyorlar acaba, çok merak ediyorum. Belki İslam ile ilgisi olduğu içindir. Bir de kendi kültürümüzü unutuyoruz. Mesela annemler anlatıyordu, Hidrellez zamanında yumurtaları boyuyorlarmış soğan kabukları ile. Ben çok isterdim bu kültür devam etsin. Nevruz da kıymeti bilinmeyen değerlerden. Ama olsun Noel daha güzel, tıpkı Halloween gibi, baby shower gibi. Çünkü Orta Doğu ürünü değil bunlar. Hz İsa da İngiliz idi bu arada.
0
Bayramlarda tatile gidenlerin noele imrenmesini ikiyuzluluk olarak goruyorum. Adamlar baska ulkede de olsalar, asiri sosyal, asiri asi, asiri seyahat eden insanlar da olsalar noelde evlerine gidiyorlar. Aileleriyle bir araya gelip evde yemek yiyorlar, hediyelesiyorlar. Bu kadar aslinda.
Noel pazariysa her yerde yok zaten, genel olarak orta avrupa'da var. diger taraflarda olanlar turizm pastasindan pay alinabilmek icin acilmis olanlar.
Bu arada noel tatili bir hafta degil, 3-4 gun filan. Bir de tabi ki her yerde kar yagmiyor ahsjsj mesela avustralya'da da noel kutlaniyor ama orada yaz. Ya da arjantin vs.
Noel pazariysa her yerde yok zaten, genel olarak orta avrupa'da var. diger taraflarda olanlar turizm pastasindan pay alinabilmek icin acilmis olanlar.
Bu arada noel tatili bir hafta degil, 3-4 gun filan. Bir de tabi ki her yerde kar yagmiyor ahsjsj mesela avustralya'da da noel kutlaniyor ama orada yaz. Ya da arjantin vs.
0
denizaya
Bu akşam saatlerinde iş yerindeki abilerin bi muhabbeti aklıma takıldı;Abilerden biri diyor ki; eğer elektrik bedava olsaydı bile elektiğin ısıtma kalitesi doğalgazın ısıtma kalitesini vermezdi. Doğalgaz ile bütün evin odaları ısınırken, elektrik ile sadece belli bir bölgeyi ısıtırdı, daha elektrikl
Bu akşam saatlerinde iş yerindeki abilerin bi muhabbeti aklıma takıldı;
Abilerden biri diyor ki; eğer elektrik bedava olsaydı bile elektiğin ısıtma kalitesi doğalgazın ısıtma kalitesini vermezdi. Doğalgaz ile bütün evin odaları ısınırken, elektrik ile sadece belli bir bölgeyi ısıtırdı, daha elektrikle her yerin ısınacağı bir teknoloji yapılamadı, o zamanda yapılamazdı. elektrik bedava olsaydı bile millet elektrik ile ısınmazdı yine pahalı doğalgazı seçerdi dedi..
Bu adam birde Telekom satınalma müdürü...söylediklerinde haklılık payı var mı, bana biraz saçma geldi açıkcası.
Abilerden biri diyor ki; eğer elektrik bedava olsaydı bile elektiğin ısıtma kalitesi doğalgazın ısıtma kalitesini vermezdi. Doğalgaz ile bütün evin odaları ısınırken, elektrik ile sadece belli bir bölgeyi ısıtırdı, daha elektrikle her yerin ısınacağı bir teknoloji yapılamadı, o zamanda yapılamazdı. elektrik bedava olsaydı bile millet elektrik ile ısınmazdı yine pahalı doğalgazı seçerdi dedi..
Bu adam birde Telekom satınalma müdürü...söylediklerinde haklılık payı var mı, bana biraz saçma geldi açıkcası.
0
doğuda adamlar kaçak elektrikle seralara ısıtıcıları döşeyip sera ısıtıyor kışın.demekki oluyor.sizin müdür kız filan tavlmaya çalışıyor heralde.
www.milliyet.com.tr
www.milliyet.com.tr
0
Elektrikli isiticlarin hepsini Ufo gibi saniyor herhalde.
Benim evdeki tum radyatorler elektrikli, gayet de guzel isiniyor tum ev.
Benim evdeki tum radyatorler elektrikli, gayet de guzel isiniyor tum ev.
0
Birisi anlatmıştı ama kim olduğunu hatırlamıyorum. 2000lerin başlarında diyarbakırda bir eve misafirliğe gitmişler. Yatakların altına koyulan metal somyayı adamlar tellerle tavana bağlayıp üzerinden elektrik geçiriyorlarmış. 220 V yiyen somya tavandan bütün evi ısıtıyormuş. Kaçak elektrik kullanan evin tamamı hamam gibi ısınıyormuş.
0
Sadece elektrikle çalışan kalorifer kazanları var. İnternete bakmak çok zor olmasa gerek
0
'Birisi anlatmıştı ama kim olduğunu hatırlamıyorum. 2000lerin başlarında diyarbakırda bir eve misafirliğe gitmişler. Yatakların altına koyulan metal somyayı adamlar tellerle tavana bağlayıp üzerinden elektrik geçiriyorlarmış. 220 V yiyen somya tavandan bütün evi ısıtıyormuş. Kaçak elektrik kullanan evin tamamı hamam gibi ısınıyormuş.'
böyle bir levent kırca skeci vardı, geçenlerde aradım, bir türlü bulamadım.
karakterin şivesiyle 'kapıyı pencereyi açıyorum börtü böcek ısınıyor' dediği aklımda kalmış.
böyle bir levent kırca skeci vardı, geçenlerde aradım, bir türlü bulamadım.
karakterin şivesiyle 'kapıyı pencereyi açıyorum börtü böcek ısınıyor' dediği aklımda kalmış.
0
Elektrikli sobalar havayı kurutuyor, baş ağrısı ağızda kuruluk vs yapıyor. Zaten elektrikli sobalar anlık ve kısa süreli küçük yerlerin geçici ısıtmsı için mantıklı, sürekli bir ısı kaynağı olarak kullanmak mantıklı değil.
Elektrkli yağlı radyatörler, ya da elektrikli kombiler ile ev ısınması çok sağlıklı bir şekilde olur. Sıcak su için ise zaten uzun yıllardır termosifonlar kullanılıyor.
Elektrkli yağlı radyatörler, ya da elektrikli kombiler ile ev ısınması çok sağlıklı bir şekilde olur. Sıcak su için ise zaten uzun yıllardır termosifonlar kullanılıyor.
0
tchuck
sigaraya yeni başlayacak biri hangi sigarayı içerse tadı hoşuna gider ve zorlanmadan başlayabilir.cevaplar için teşekkür
sigaraya yeni başlayacak biri hangi sigarayı içerse tadı hoşuna gider ve zorlanmadan başlayabilir.
cevaplar için teşekkür
cevaplar için teşekkür
0
çok ilginç bir soru olmuş gerçekten.
sigaraya golden virginia ile başladım. malbora ile devam ettim. winston ile uzun dönem ilişkim oldu. şu an kareliasla takılıyorum.
özet;
-malbora touch blue
sigaraya golden virginia ile başladım. malbora ile devam ettim. winston ile uzun dönem ilişkim oldu. şu an kareliasla takılıyorum.
özet;
-malbora touch blue
0
Sigaraya başlama.
Fakat illa bir şeyler içmek istiyorsan günde bir tane Backwoods benzeri ıslak purolardan iç. İçine çekmeden duman tadı alıyorsun falan.
Fakat illa bir şeyler içmek istiyorsan günde bir tane Backwoods benzeri ıslak purolardan iç. İçine çekmeden duman tadı alıyorsun falan.
0
aynı markanın farklı harmanlarının (camel box, camel soft, camel black, camel brown) tatları farklı olduğu kadar, aynı ürünün de tadı günden güne değişebiliyor. standartlaşması olmadığı için buna cevap vermek zor olacaktır. bence akla ilk gelenden başla. beğenmezsen farklı markaya geçersin. şahsen west gray ilk pakedinden sonra camel box içtim. bir süre marlboro touch kullandım ancak uzun zamandır tercihim camel box mesela.
0
Sigaraya ilk başlayacak biri, hangi sigaraya başlarsa başlasın zorlanır. Sonuçta hiç böyle bir bunalım yaşamamış bir ciğer, o pis dumanla karşılaşacak! Sigaranın tadı da güzel değil ayrıca. 10 sene sigara içmiş biri olarak söylüyorum bunu. Verdiği his çok güzel, ona lafım yok. Ama tadı güzel değil. Arada fark var.
0
hiçbir boka benzetemedim. ciğere kadar doldurmak gerekiyor demi, öbür türlü zaten hiçbişe anlaşılmıyor. ciğere gelince de yanık hissi yapıyor
0
dayanamadim, cevap vermem lazim bir insanlik gorevi olarak,
baslamadiysaniz birakin, arada icip tadi hosunuza gitmiyorsa yine birakin, bu zamana kadar baslamadiysaniz tebrikler yine de birakin. birakin oglu birakin. bitcoin den daha karli bir yatirim tavsiyesi olarak birakin. kahve ile alkol ile dayanamiyorum abi yea diyorsaniz da birakin, arada iste paket almiyorum ki diyorsaniz da birakin, biraktiysaniz yine birakin.
allah belami versin ki baslamayin, sigara bir cool olma araci degildir. elimize aldigim gune lanet olsun ki baslamayin.
baslamadiysaniz birakin, arada icip tadi hosunuza gitmiyorsa yine birakin, bu zamana kadar baslamadiysaniz tebrikler yine de birakin. birakin oglu birakin. bitcoin den daha karli bir yatirim tavsiyesi olarak birakin. kahve ile alkol ile dayanamiyorum abi yea diyorsaniz da birakin, arada iste paket almiyorum ki diyorsaniz da birakin, biraktiysaniz yine birakin.
allah belami versin ki baslamayin, sigara bir cool olma araci degildir. elimize aldigim gune lanet olsun ki baslamayin.
0
oddyseus
babam ben 7 yaşındayken vefat etti. olaydan 3 hafta sonra kardeşi senetle kapıyo geldi rahmetlinin bana borcu vardı diye. paramız falan yoktu zor durumdaydık zaten başkasına olan borçlardan dolayı. annem ödeyemeyeceğimizi söyleyince mahkemeye verdiler. uzaktan olan birisi de değil. sürekli gidip gel
babam ben 7 yaşındayken vefat etti. olaydan 3 hafta sonra kardeşi senetle kapıyo geldi rahmetlinin bana borcu vardı diye. paramız falan yoktu zor durumdaydık zaten başkasına olan borçlardan dolayı. annem ödeyemeyeceğimizi söyleyince mahkemeye verdiler. uzaktan olan birisi de değil. sürekli gidip geldiğimmiz akrabalar bunlar. daha sonra parayı ödeyebilmek için annem beni sünnet ettirdi oradan gelen altınlarla borcu kapattılar.
hadi neyse o borçtu. alması elbet haklıydı ama ölünün üstünden 3 hafta ynei geçmiş para sıkıntısı varken yapılmazdı ama yine de kabullendi annem. ama daha sonra babamın diğer küçük olan kardeşi evlenecekti ama parasal sorunu vardı. babamın çok sevdiği bi kardeşiydi annemle de iyi anlaşırdlardı. kredi çekmek istedi ama kefil gerekiyodu. annemi kefil olarak kullandı dul maaşı aldığı için. bu krediyi çektikten sonra şehri terketti kaçtı. kefil olduğu için borç anneme kaldı. aldığımız 3 kuruşluk dul yetim maaşı da ona kesildi. 3 kardeşiz bir de. en son uydum hala şehirden şehre dolaşıyomuş birilerini dolandırıyomuş.
uzun süre bu olaylar aklıma gelmemişti hiç şimdi aklıma gelince sinirden elim ayağım titriyor. 15 sene geçti şimdi kendi işim / startupım var. paraya falan ihtiyacım yok. ama bu orosbu çocuklarını bulup döve döve öldürmek istiyorum. bu nasıl kardeşlik böyle? sevdiğim bir abim istersem o küçük olan amcamı buldurabileceğini söyledi ben olayı anlattıktan sonra. karşısına çıkıp döve döve ağızlarını burununlarını kırmamam için bir sebep var mı?
bu olayları neden unuttuğumu hatırlamıyorum bile. kuduruyorum şu an resmen oturduğum yerden.
hadi neyse o borçtu. alması elbet haklıydı ama ölünün üstünden 3 hafta ynei geçmiş para sıkıntısı varken yapılmazdı ama yine de kabullendi annem. ama daha sonra babamın diğer küçük olan kardeşi evlenecekti ama parasal sorunu vardı. babamın çok sevdiği bi kardeşiydi annemle de iyi anlaşırdlardı. kredi çekmek istedi ama kefil gerekiyodu. annemi kefil olarak kullandı dul maaşı aldığı için. bu krediyi çektikten sonra şehri terketti kaçtı. kefil olduğu için borç anneme kaldı. aldığımız 3 kuruşluk dul yetim maaşı da ona kesildi. 3 kardeşiz bir de. en son uydum hala şehirden şehre dolaşıyomuş birilerini dolandırıyomuş.
uzun süre bu olaylar aklıma gelmemişti hiç şimdi aklıma gelince sinirden elim ayağım titriyor. 15 sene geçti şimdi kendi işim / startupım var. paraya falan ihtiyacım yok. ama bu orosbu çocuklarını bulup döve döve öldürmek istiyorum. bu nasıl kardeşlik böyle? sevdiğim bir abim istersem o küçük olan amcamı buldurabileceğini söyledi ben olayı anlattıktan sonra. karşısına çıkıp döve döve ağızlarını burununlarını kırmamam için bir sebep var mı?
bu olayları neden unuttuğumu hatırlamıyorum bile. kuduruyorum şu an resmen oturduğum yerden.
0
Şöyle beterinden geçtim iki sene evvel.
Defnettik haftası dolmadı, ev sahibi babanın bize kira borcu var diye kapıya dayandı. Elden aldığı ve Borcu olmadığını bildiğimiz halde. Bir sene sonra, kirayı arttırdı, bize de fazla geldiği için çıktık, kirayı da hesaba eft yaptığım için kayıt altında buna rağmen karakola şikayet etmiş kira borcu var diye.
Mezarlıkta, bizi ailesi yerine koymadılar akrabaların hepsi kendi aralarında taziyede bulundular.
En ufak kardeşi defnedilirken gülüyordu -sansürlü sıfat- insan evladı!
Abilerinden biri gasilhane de tüm harcamaları yaptı beni bulaştırmadı amcayım ben dedi. Defnedildikten sonra ada parseli, fatura fişinin arkasına yazarak verdi.
Bizim eve baba tarafı gelmedi bile cenaze evi bizim olmasına rağmen anası olacak ölemeyesice, kendi evinde yapmış her şeyi. Tabi biz de kendi evimizde yaptık. Tamam bi yerde ikişer kere okundu herşey ama. Olsun yapılan insanlığa sığmaz.
Ben baba tarafına bilendim açtım ağzımı yumdum gözümü çıkarcı köpekler.
Yalnız değilsin.
Git vur. Döv parçala
Defnettik haftası dolmadı, ev sahibi babanın bize kira borcu var diye kapıya dayandı. Elden aldığı ve Borcu olmadığını bildiğimiz halde. Bir sene sonra, kirayı arttırdı, bize de fazla geldiği için çıktık, kirayı da hesaba eft yaptığım için kayıt altında buna rağmen karakola şikayet etmiş kira borcu var diye.
Mezarlıkta, bizi ailesi yerine koymadılar akrabaların hepsi kendi aralarında taziyede bulundular.
En ufak kardeşi defnedilirken gülüyordu -sansürlü sıfat- insan evladı!
Abilerinden biri gasilhane de tüm harcamaları yaptı beni bulaştırmadı amcayım ben dedi. Defnedildikten sonra ada parseli, fatura fişinin arkasına yazarak verdi.
Bizim eve baba tarafı gelmedi bile cenaze evi bizim olmasına rağmen anası olacak ölemeyesice, kendi evinde yapmış her şeyi. Tabi biz de kendi evimizde yaptık. Tamam bi yerde ikişer kere okundu herşey ama. Olsun yapılan insanlığa sığmaz.
Ben baba tarafına bilendim açtım ağzımı yumdum gözümü çıkarcı köpekler.
Yalnız değilsin.
Git vur. Döv parçala
0
amcan diye, kan bağın var diye saygı duy demek istemiyorum. kan bağı varmış falan hiç umrumda olmaz benim böyle pislik insanlar karşısında. madem düzgün bir işin, hayatın var, başını belaya sokma. hiç değmez. kendi pisliğinde boğulsun de, zaten böyle işlerle uğraşıyorsa bela onu er geç bulur diye düşünüyorum. boş ver.
illa o kişiye karşı bir şeyler yapmak istiyorsan bunu şiddetle çözme. madem pis işler yapıyor git şikayet et ne bileyim. ama şiddet kullanmayın.
illa o kişiye karşı bir şeyler yapmak istiyorsan bunu şiddetle çözme. madem pis işler yapıyor git şikayet et ne bileyim. ama şiddet kullanmayın.
0
Başkasının bilmem kaç yaşına gelmiş çocuklarını siz niye terbiye edeceksiniz? Anneniz yaşıyorsa ona ekonomik olarak destek olun yeter. Birini dövmek size hiçbir şey kazandırmaz. Sadece içinizdeki öfkeyi açığa çıkarmış olursunuz. Bu yazıyla birlikte içinizdeki öfke zaten açığa çıkmış. Dövünce bir de bunun yanına suç ve pişmanlık eklenecek.
0
tamamen farklı şehirlerde yaşıyor ailem artık tırnakları bile dokunamaz onlara. o zaman ne kadar zor durumda kaldığımızı düşündükçe çıldırıyorum. şimdi hayatlarını zindan edebilecek durumdayım ama kendimi durduramam diye korkuyorum.
0
Büyük konuşmak istemiyorum ama ben de hep öylelerini tuhaf bulmuşumdur. İnsan yeri geliyor, hiç kan bağının olmadığı insanlarla kardeşten öte oluyor ama gerçekten kardeş olanlardan ise kazık üstüne kazık yiyor bir yandan. Yaşanılanlar elbette çok kötü ve kıyaslamak istemem ama benim de iki amcam var böyle. Babamın tam belinin doğrulduğu noktalarda çelme takmaktan başka bir bok yapmamışlar neredeyse. Babam küs artık. O bahsettiğim kişiler de tek başına, arayan veya soranları hiç yok. Arayanlar da borçlarını ödemesi için arıyorlar. Kısacası, kardeşlik bile insanların zalim olmalarına hiç engel olmuyor. Bu örnekler de bunun acı kanıtları işte.
O kazıkçıları da dövdürerek, onlara zarar vererek dertsiz başına dert açmak bence iyi bir şey değil. Bu tipler zaten en büyük cezayı sevgisizlik olarak yaşayacaklar. Şimdi olmasa dahi kafalarına dank edecek. Yedikleri hak, bir şekilde kendilerini vuracak.
O kazıkçıları da dövdürerek, onlara zarar vererek dertsiz başına dert açmak bence iyi bir şey değil. Bu tipler zaten en büyük cezayı sevgisizlik olarak yaşayacaklar. Şimdi olmasa dahi kafalarına dank edecek. Yedikleri hak, bir şekilde kendilerini vuracak.
0
@dissendium, bahsettiklerimden büyük olanı kanser zaten şu an. küçük olanı da 40lı yaşlarda. borcunu alanın tek yanlış ypatığı nokta zamanlamaydı ama dolandıran orosbu çocuğuna karşı içimde çok büyük bir kin var.
0
"forgive others not because they deserve forgiveness, but because you deserve peace"
0
pinkpeony, hakeden birini dövünce öyle olmuyor. burunlarıdan soludukları kanı yumruğunuzda hissedince buluyosunuz gerçek huzuru, önünüzde hareketsiz yatarken.
0
Zor zamanlar büyük adamları yetiştirir. O adi herifler de sizin yetişmenize vesile olmuş. Bu saatten sonra bulaşmayın. Allah'ından bulsunlar.
0
bulaşma gerçekten. bu zayıflık ya da korkaklık değil, o seviyeye düşürme kendini. herkes ettiğini bulur, onlar da su yolunda birer testi, kırılacaklar.
0
Bi yerde görürsen dediklerini yap ama şikayetçi olursa senin için sıkıntı olur, aileni bir de bu yüzden üzersin. Özellikle arayıp bulmana gerek yok.
0
Herkesi dolandırdıysa yerini öğren polise bildir. Dolandırdığı insanlara da yerini söyle. Nefesini ensesinde hissetsin. Sen kendini riske atma.
0
insomnia +1
sana yardım etmek isteyen abine rica et, o lavuğun yerini bulsun. daha sonra eğer dolandırdıklarına ulaşma şansın varsa ulaş ve yerini bildir g.t amcanın. sen uzaktan izleyip keyif al. risk aldığına değmez.
sana yardım etmek isteyen abine rica et, o lavuğun yerini bulsun. daha sonra eğer dolandırdıklarına ulaşma şansın varsa ulaş ve yerini bildir g.t amcanın. sen uzaktan izleyip keyif al. risk aldığına değmez.
0
olanlar kötü. ama geçmiş geçmişte kalmıştır. geçmişi düşünerek ve sinirlenerek sadece kendine zarar verirsin.
şimdi elinde olan imkanlara bak ve hangi noktadan hangi noktaya dişinle tırnağınla kazıyarak geldiğini gör, kendinle gurur duy. amcaları sal, geçmiş gitmişler işte. ben olsam bana dokunmadıkları sürece ne halleri varsa görsünler derim, elin dolandırıcısı ve elin yavşağı için hiç de huzurumu kaçıramam.
şimdi elinde olan imkanlara bak ve hangi noktadan hangi noktaya dişinle tırnağınla kazıyarak geldiğini gör, kendinle gurur duy. amcaları sal, geçmiş gitmişler işte. ben olsam bana dokunmadıkları sürece ne halleri varsa görsünler derim, elin dolandırıcısı ve elin yavşağı için hiç de huzurumu kaçıramam.
0
aradaki uzaklik
Gençler merhaba.İzmir'den hayatı boyunca neredeyse hiç çıkmamış biri olarak inanılmaz merak ediyorum. Anadolu'da kızlı erkekli 4-5 gencin buluşup hiç rahatsızlık yaşamadan içmeye (bira da olabilir, rakı da) gidebileceği şehirler hangileri?Mesela1) Adana'da bu yapılabilir mi?2) Gaziantep'te bu yapıla
Gençler merhaba.
İzmir'den hayatı boyunca neredeyse hiç çıkmamış biri olarak inanılmaz merak ediyorum. Anadolu'da kızlı erkekli 4-5 gencin buluşup hiç rahatsızlık yaşamadan içmeye (bira da olabilir, rakı da) gidebileceği şehirler hangileri?
Mesela
1) Adana'da bu yapılabilir mi?
2) Gaziantep'te bu yapılabilir mi?
3) Bursa'da bu yapılabilir mi?
4) Mersin'de bu yapılabilir mi?
5) Sivas'ta bu yapılabilir mi?
6) Konya'da bu yapılabilir mi?
7) Hangi şehirlerde yapılabilir?
Merakla bekliyorum cevaplarınızı. Teşekkür ederim.
İzmir'den hayatı boyunca neredeyse hiç çıkmamış biri olarak inanılmaz merak ediyorum. Anadolu'da kızlı erkekli 4-5 gencin buluşup hiç rahatsızlık yaşamadan içmeye (bira da olabilir, rakı da) gidebileceği şehirler hangileri?
Mesela
1) Adana'da bu yapılabilir mi?
2) Gaziantep'te bu yapılabilir mi?
3) Bursa'da bu yapılabilir mi?
4) Mersin'de bu yapılabilir mi?
5) Sivas'ta bu yapılabilir mi?
6) Konya'da bu yapılabilir mi?
7) Hangi şehirlerde yapılabilir?
Merakla bekliyorum cevaplarınızı. Teşekkür ederim.
0
Semtine göre değişir. Mesela Malatya'da Paşaköşkü'nde yapılır.
0
Adana rahatlıkta ülkedeki ilk 10 şehirden biridir. %90 Hiçbir sıkıntı çıkmaz. sadece 5-6 erkek bile gitmemen gereken yerler vardır. oralara da denk gelmezsin olur biter.
0
Yok öyle bir şey çoğunda cafeden bozma üst katlar veya bodrum katlarında görüşülebilir. Genellikle öğrenci-bekar evlerinde takınılır. Büyük şehirlere göçün en önemli sebeplerinden biri bence bu söyledikleriniz.
0
denizli ve aydında oturabilirsin ancak kalburüstü mekanlarda. mesela izmirde kordonda veya ksk sahilde elinde birayla dolaş kimse bişe demez ancak anadoluda bunları yapamazsın.
0
Adana eğlence yönünden izmir ve Eskişehir’le yarışır. İstediğin gibi Hatta kızkıza bile eğlenmeye gidebilirsin.
0
yani yaparsın da bir iki yer vardır çoğu anadolu ilinde, tabii ilden ile de değişir bence. arkadaşlarım sivas'ta üniversite okudular rahattılar, ama kayseri'de 7-8'den sonra açık bakkal bile bulmak mümkün değil neredeyse.
0
herkese anlatırım. 31 aralık 2014'ten 1 ocak 2015'e van sokaklarında bir arkadaşımla bira içerek girdim. kimse de karışmadı. değişik bir tecrübeydi.
0
bu arada görsel fikir vermesi açısından adana. Geçen cumartesi gerçekleşen rakı, şalgam & kebap festivali.
www.youtube.com
www.youtube.com
0
runagain
spor olur, yürüyüş ayakkabısı olur. günde 10 saat ayakta çalışan birisi için. rahat olması ön planda. fiyat çok uçuk olmasa iyi olur, en fazla 300'e kadar çıkabilirim. ama mümkünse daha ekonomik olsun.
spor olur, yürüyüş ayakkabısı olur. günde 10 saat ayakta çalışan birisi için. rahat olması ön planda. fiyat çok uçuk olmasa iyi olur, en fazla 300'e kadar çıkabilirim. ama mümkünse daha ekonomik olsun.
0
skechers'a iyi diyorlar. kılıçdaroğlu adalet yürüyüşünde hep skecher kullandıydı
0
@tanrinin kudret eli, o bana bayağı tuzlu gelir. üst sınırım 300 tl, o da zaten beni zorlayacak bir rakam.
0
amazon.de'den skechersları türkiye'ye göre ucuza alabilirsin. 300'ün altında güzel modelleri var.
ben skechers kullanıyorum, memnunum, ama sürekli oturuyorum. pek dayanıklı değil skecherslar, o yüzden sana uymayabilir.
ben skechers kullanıyorum, memnunum, ama sürekli oturuyorum. pek dayanıklı değil skecherslar, o yüzden sana uymayabilir.
0
Skecherslar 10 saat ayakta durmaya dayanamaz. Nike air maxlere bak. Outlet vs indirimli denk dusurebilirsin.
0
bende çok araştırdım. rahat ayakkabılar genelde koşu ayakkabılar oluyor.
nike da pegasus
adidasda cloudfoamlar iyi
puma da güzel modeller var ben şunu aldım. (git:tr.puma.com )
nike da pegasus
adidasda cloudfoamlar iyi
puma da güzel modeller var ben şunu aldım. (git:tr.puma.com )
0
Decathlon da 45 civarı satılan bir spor ayakkabı var. Ben hayatımda bu kadar hafif ve rahat ayakkabı gitmedim. Ayağında yok resmen. 100 gr falan
0
Ayağımdan operasyon geçirdiğim dönemde Skechers koşu ayakkabısı aldım. Hayatımda daha rahat bir ayakkabı görmedim. İstanbul'daysanız Optimum'da 200 küsura alabilirsiniz.
0
Skechers dunyanın en rahat ayakkabısı, ozellikle o kadar uzun sure ayakta durulacaksa. Fiyatları da 300 civarı zaten.
0
Markalarin hepsini salla. Gir ayakkabiciya ucuz ayakkabilara yonel boyle disi yumusak kolay esner materyalden olan sonra git bir de rahat taban al. Oldu sana skechers rahatligi 150 tlye. Ama taban koyacaksan ayakkabi yarim veya 1 numara buyuk olmali onu arastirirsin zaten niyetlenirsen.
0
Reebok markanın klasik modelini kullanıyorum ben. 6 ay oldu alalı kısa bir zaman ama şimdilik bir sıkıntı çıkarmadı. Rahat bir ayakkabı tavsiye ederim
0
zseak
benzinli aracımın radyatörü su eksiltiyor. deepfreeze koysam delikleri daha da genişletir mi yoksa hiç koymasam mı?ne dersiniz?
benzinli aracımın radyatörü su eksiltiyor. deepfreeze koysam delikleri daha da genişletir mi yoksa hiç koymasam mı?
ne dersiniz?
ne dersiniz?
0
Hiç antifriz yoksa antifriz koyduğunda delikler büyür ve yeni delikler de oluşabilir. Paslı kısımları söküp attığından dolayı deformasyon yapar. Sıvı kaybının hortumdan mı başka yerden mi olduğunu bulman lazım önce. Paslıysa ve birşekilde deliği Lehimle kapattırsan bile birkaç gün sonra yine sızdırır oradan.
0
mikahakkinen
Gençler haftaya 2 gün izmire gidicem araca ihtiyacım var. kiralarken bir sürü seçenek çıkıyor mini hasar ek sigorta vs hangileri olmazsa olmaz?birde en rahat firma hangisi? garenta, enterprise, avis, hertz,budget?
Gençler haftaya 2 gün izmire gidicem araca ihtiyacım var. kiralarken bir sürü seçenek çıkıyor mini hasar ek sigorta vs hangileri olmazsa olmaz?
birde en rahat firma hangisi? garenta, enterprise, avis, hertz,budget?
birde en rahat firma hangisi? garenta, enterprise, avis, hertz,budget?
0
Kendine güvenemiyorsan (şansına da güvenemiyorsan) mini hasar veya daha kapsamlı bir sigorta pakedi alman yararına. Tamponu/aynayı sürttün, öndekine hafifçe bindirdin hiç tutanakla vs. uğraşmadan hallediyorsun o şekilde.
Aracı alırken elemanla birlikte her tarafına bak ve onun görmediği veya bilerek atladığı (önceki müşterinin yediği boku bildiği halde dönüşte sana kilitlemek için o kusuru yokmuş gibi sayabiliyorlar) şeyleri kiralama belgesine not tuttur.
Bunların dışında saydıklarının hepsi kurumsal tabir ettiğimiz ve çoğunluğun mutlu olduğu firmalar. He şubeden şubeye bile fark ediyor kendi aralarında bile. Ben Enterprise'la kiralıyorum sürekli, şu ana kadar büyük bi yanlışları olmadı, olur gibi olduğunda da memnun etmek için uğraştılar, ilgilendiler en azından.
Aracı alırken elemanla birlikte her tarafına bak ve onun görmediği veya bilerek atladığı (önceki müşterinin yediği boku bildiği halde dönüşte sana kilitlemek için o kusuru yokmuş gibi sayabiliyorlar) şeyleri kiralama belgesine not tuttur.
Bunların dışında saydıklarının hepsi kurumsal tabir ettiğimiz ve çoğunluğun mutlu olduğu firmalar. He şubeden şubeye bile fark ediyor kendi aralarında bile. Ben Enterprise'la kiralıyorum sürekli, şu ana kadar büyük bi yanlışları olmadı, olur gibi olduğunda da memnun etmek için uğraştılar, ilgilendiler en azından.
0
Mahalle arası çomarlardan kiralama
Full kasko yaptır en fazla 20-30 fark verirsin
En küçük çiziği bile teslim formuna yazdır
Her taraftan onlarca fotoğraf çek
Yağına suyuna lastiklerine bak
Başkasına verme
Full kasko yaptır en fazla 20-30 fark verirsin
En küçük çiziği bile teslim formuna yazdır
Her taraftan onlarca fotoğraf çek
Yağına suyuna lastiklerine bak
Başkasına verme
0
kiralamanın en başında sorun yaşamıyorsan eğer findeks sorgulaması yapmayan bir firma gerek sana. hertz, garenta ve sixt istiyorlar. enterprise istemiyor. en son ankara'da enterprise'tan araba kiralamıştım. eleman aracın minik hasarlarını kontrol etti (jant kapağı yoktu mesela bir tane). fakat aracın lastik basınç sensörünün arızalı olduğunu söylememişti. bir telaşlandık ilk önce de bize gelişi böyleymiş. arabayı teslim ederken hatırlattım. sorunsuzca depozitoyu ödedim.
dizel renault + manuel vites + ortalama bir şöför isen epey de ekonomik seyahat ediyorsun.
bu arada çoğu firma depoyu dolu istiyor. deponun nereden doldurulduğu da önemli değil. adnan menderes havaalanı'ndan arabayı kiralayacaksan hava teknik okulları lojmanları ve metro gross market'e gelmeden mercanlar'ın shell'i var.
enterprise'tan memnun kalmıştım ankara'da tekrar belirteyim.
dizel renault + manuel vites + ortalama bir şöför isen epey de ekonomik seyahat ediyorsun.
bu arada çoğu firma depoyu dolu istiyor. deponun nereden doldurulduğu da önemli değil. adnan menderes havaalanı'ndan arabayı kiralayacaksan hava teknik okulları lojmanları ve metro gross market'e gelmeden mercanlar'ın shell'i var.
enterprise'tan memnun kalmıştım ankara'da tekrar belirteyim.
0
Ben hep Garenta'dan kiralıyorum Ankara'da, hiç sorun yaşamadım. Ekstra herhangi bir şey satın almadım ama sürüşünüze çok güvenmiyorsanız full kasko gibi bir şey vardı, o alınabilir.
Araç olarak dizel otomatik Seat Leon tercih ediyorum. Garenta'dakiler epey donanımlı ve yakıt olarak çok iyi bir araç.
Edit: Bu arada Vodafone Red'e Budget'ta bazı araçlarda %50 indirim var diyor. Turkcell'in de Garenta ile anlaşması vardı yanlış hatırlamıyorsam. Onları da değerlendirip daha ucuza kiralayabilirsiniz belki.
Araç olarak dizel otomatik Seat Leon tercih ediyorum. Garenta'dakiler epey donanımlı ve yakıt olarak çok iyi bir araç.
Edit: Bu arada Vodafone Red'e Budget'ta bazı araçlarda %50 indirim var diyor. Turkcell'in de Garenta ile anlaşması vardı yanlış hatırlamıyorsam. Onları da değerlendirip daha ucuza kiralayabilirsiniz belki.
0
sorunvar
http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/359000/adanada-otobuse-sican-cono-ablabunlar nasıl bir protest olarak olaya yaklaşiyor ?
0
Çok enteresan bir olay ya.
Acaba hayvanlardaki gibi alan sahiplenme çabası mı var?
Acaba hayvanlardaki gibi alan sahiplenme çabası mı var?
0
Daha önce de duymuştum, az önce Sözlük'ten yine okudum. Birileri bir cono kadını kaçırmış, tecavüz etmek istemişler. İyice bir boğuşmadan sonra kadın bakmış yoruluyor ve karşıdakiler pes etmiyor; eline sıçıp kendi üstüne başına sürmüş, 'Şimdi tecavüz edin yiyorsa' diye. Oda arkadaşım Adana'lıydı, ne kadar doğrudur dediği bilmem ama kamusal alan gibi kavramların conolar için pek bir anlamı olmadığını ve birçoğunun çadırda kaldığını, zaten tuvalet için açık alanı kullandıklarını söylemişti. Doğruluğunu veya nasıl bir orana genellenebildiğini bilmiyorum.
0
benim aklıma takılan detay şu: bunlar nasıl istedikleri anda sıçabiliyor? mesela benim sıçasım yoksa spontane bir şekilde sıçmam imkansıza yakın? bence evrimsel bi mevzu.. kendi bölgelerini, hakimiyet kurmak istedikleri alanları işaretlemek için kullanıyor olabilirler??
0
Zarar vermek, sinir etmek, karşısındakine kendini kötü hissettirmek, saygısızlığını, tınlamamamazlığını göstermek, pisliğini tartıştığı kişilere temizletip kendince öc almak için.
0
Bunlar Maraş’tan Adana’ya sürülen Adana’dan Mersin’e sonra tekrar Adana’ya gelen 300-400 kişilik bir aşiret. Gasp hırsızlık vs herbiri var. Adam pislik çıktı rıza babadaki pislik bunlar işte. Bazı bazı grup ve örgütlere karşı istihbarat sağlıyorlar diye polis dokanmıyor bunlara diyorlar.
0
gezegen olan pluton
Toplasan haftada 1-2 gün işe giderken kullanıyorum arabayı, karlı zamanlar elbette kullanmayı düşünmüyorum ama geri kalan kışta çokça eksili derece ayazı olan Ankara'dayım, çok sorun olur mu bu lastik işi?
Toplasan haftada 1-2 gün işe giderken kullanıyorum arabayı, karlı zamanlar elbette kullanmayı düşünmüyorum ama geri kalan kışta çokça eksili derece ayazı olan Ankara'dayım, çok sorun olur mu bu lastik işi?
0
Ankara'da risk.Gizli buzlanma çok oluyor ne zaman ne olacağı belli olmaz yani.
0
Ben kışın en sert zamanında bile kullanmadım Ankara'da. Ankara'da ana yolları kullanan birisinin hiç ihtiyacı yok. Ama altındaki lastik çok çok kötü olmaması lazım.
0
ankarada risk olur illaki kar yağacak 4 mevsim lastiklerin yeniyse sıkıntı yapmaz ama güvenli gidemezsin.
0
U dönüşü yaparken kaldırıma toslamış biri olarak, kesinlikle almanızı öneririm. (Mercedes A sınıfı) Çok basit gibi duruyor ama riske almaya değmez.
0
Soğuk havalarda yazlık lastiklerin yol tutuşu ciddi anlamda azalıyor. Hele ki yağışlı havalarda daha da bariz. Fren mesafeleri çok uzuyor. Yazlık lastiğin kralını getirsen de bu böyle.
Önünüzdeki bir araç ani fren yapar duramayıp çarpıverirsiniz. Ya da tam siz trafikteyken bir kar yağmur bastırır kaza yaparsınız. Risk almaya değer mi, onun kararını kendiniz verin.
Önünüzdeki bir araç ani fren yapar duramayıp çarpıverirsiniz. Ya da tam siz trafikteyken bir kar yağmur bastırır kaza yaparsınız. Risk almaya değer mi, onun kararını kendiniz verin.
0
Sabah saatlerinde ani fren yapan öndeki araca toslama ihtimalin oldukça yüksek. Yerde kar buz olması da gerekmiyor.
0
Bence alınmaması gereken bir risk. daha geçen gün Malazgirt bulvarı-Eskşehir yolu düönüşü altgeçidinde gizli buzlanma olmuş hanım arabayı duvara sokuyordu da kış lastiği olduğu için son anda toparlayabildi de sadece sürterek kurtardık. Yarın bir gün başınıza bir şey gelir 500-600 lira için bu riski almaya değmez.
0
dafaisss
var mı? varsa nasıl? herhangi bir dil olabilir.birebir olup olmadığını merak ediyorum.
var mı? varsa nasıl?
herhangi bir dil olabilir.
birebir olup olmadığını merak ediyorum.
herhangi bir dil olabilir.
birebir olup olmadığını merak ediyorum.
0
rectoa'nınkinden iyisi gelmiyor aklıma. tam böyle zıçtık diyen ve sanki zıçtığını, tam zıçışının dank ettiği an söylemeye yarauan bir şey bulamadım.
I'm done for veya done, we're (so) dead
in for a rough ride, in for some nasty shit artık nasıl dersen
in deep trouble/shit
up shit creek without a paddle
doomed, wrecked, fucked, ruined
aslında REM'in lotus diye bir parçası var. the odyssey'i okuduysan lotus'lı bir chapter geçer. odyssey gözleri açık kalsın, lotus uyutmasın diye kibrit çöpü gibi bir şey sokar ya, ne olduğunu hatırlamıyorum.
işte REM lotus'ta "so happy to show us, I ate the lotus," der.
buna eski bir arkadaşım dikkatimi çekmişti. hakikaten hapı yuttuk demiş oluyor, iş işten geçti. parça muhtemelen HIV kapmış olmak hakkında (ya bu, ya da bir tür bağımlılık.), kriptik sözler yazar Stipe ve ben bu sonuca varmıştım.
ama ingilizcede böyle bir deyim yok işte. metafor olarak kalıyor. olsaydı cuk otururmuş, değil mi :)
I'm done for veya done, we're (so) dead
in for a rough ride, in for some nasty shit artık nasıl dersen
in deep trouble/shit
up shit creek without a paddle
doomed, wrecked, fucked, ruined
aslında REM'in lotus diye bir parçası var. the odyssey'i okuduysan lotus'lı bir chapter geçer. odyssey gözleri açık kalsın, lotus uyutmasın diye kibrit çöpü gibi bir şey sokar ya, ne olduğunu hatırlamıyorum.
işte REM lotus'ta "so happy to show us, I ate the lotus," der.
buna eski bir arkadaşım dikkatimi çekmişti. hakikaten hapı yuttuk demiş oluyor, iş işten geçti. parça muhtemelen HIV kapmış olmak hakkında (ya bu, ya da bir tür bağımlılık.), kriptik sözler yazar Stipe ve ben bu sonuca varmıştım.
ama ingilizcede böyle bir deyim yok işte. metafor olarak kalıyor. olsaydı cuk otururmuş, değil mi :)
0
Oouuuvvv shit! (Bir de sağ elinin tersiyle sol elinin avuç içine vurdu mu tamamdır )
0
karlmarx
merhababugün caminin önünden geçerken aklıma geldi. deneysel bir sorudur.diyelimki bir ülkede yaşayan insanların tamamı camilere gidip vakit namazlarını kılmak istiyor. ama yeterince cami yok. olan camilerin kapasiteleri yetmiyor. ve insanlar arasında vakitlere göre paylaşım yapılması lazım. giriş ç
merhaba
bugün caminin önünden geçerken aklıma geldi. deneysel bir sorudur.
diyelimki bir ülkede yaşayan insanların tamamı camilere gidip vakit namazlarını kılmak istiyor. ama yeterince cami yok. olan camilerin kapasiteleri yetmiyor. ve insanlar arasında vakitlere göre paylaşım yapılması lazım.
giriş çıkışlar nasıl düzenlenir. hangi vakitler hangi yaş grubuna verilir.
ek cami yapmak için yer yok. cami sayısı sabit.
hayal gücümüzle yanıtlayabileceğimiz bir soru.
camiyi bilinen tüm ibadethanelerle değiştirebilirsiniz.
teşekkürler
bugün caminin önünden geçerken aklıma geldi. deneysel bir sorudur.
diyelimki bir ülkede yaşayan insanların tamamı camilere gidip vakit namazlarını kılmak istiyor. ama yeterince cami yok. olan camilerin kapasiteleri yetmiyor. ve insanlar arasında vakitlere göre paylaşım yapılması lazım.
giriş çıkışlar nasıl düzenlenir. hangi vakitler hangi yaş grubuna verilir.
ek cami yapmak için yer yok. cami sayısı sabit.
hayal gücümüzle yanıtlayabileceğimiz bir soru.
camiyi bilinen tüm ibadethanelerle değiştirebilirsiniz.
teşekkürler
0
İbadet özelinde bakacaksak illa camiye/ibadethaneye özel olmadığından dolayı yani temiz olan her yerde ibadet edilebildiğinden dolayı zaten böyle bir problem oluşmaz.
Geçersiz soru.
Ha sorun sabit sayıdaki binaya herkesin girmesi gerektiği problemiyse sorunu ayrıca o şekilde açabilirsin. Soru o şekilde geldiğinde tartışırız.
Geçersiz soru.
Ha sorun sabit sayıdaki binaya herkesin girmesi gerektiği problemiyse sorunu ayrıca o şekilde açabilirsin. Soru o şekilde geldiğinde tartışırız.
0
birinden hiç "abi cami çok kalabalıktı geri döndüm" gibi bişey duymadım ^^
yeryüzü allahın mescididir der işin içinden çıkardım ben ^^
yeryüzü allahın mescididir der işin içinden çıkardım ben ^^
0
insanlar illaki minaresi olan yerde kılmak istiyor. temiz de olsa pak da olsa başka yerde kılmayacağız diyor. camiler bizimdir diyor. camileri nasıl paylaştıracağız. bina girişiyle ilgili değil sorum.
0
bir binaya en fazla sayida insani nasil sokariz gibi bir deneysel soru olmus. birbirlerini yerler, yapacak bir sey yok baska, illa gireceklerse.
0
yeryüzü mescid zaten. camiye, minbere, mihraba, minareye gerek de yok. öyle cafcaflı süslemelere, ahşap/çelik işlemeli kapılara, mermerden falan filanlara...
dediğin gibi bir durum tarih boyunca olmadı, olacağını da sanmıyorum. bayram ve cuma namazları haricinde ve kandil akşamları haricinde genelde boş zaten camiler. o kadar halı, ısıtma tertibatı, klima...
memlekette, mahallemizdeki caminin bir sürü borcu varken (oraya taşındğımızda daha temeli bile yoktu, inşaatına yardım da ettik, çalıştık da), üç beş kişi oturup doğalgaza geçme kararı alıyor ve "hadi cemaat para...". bir de cemaat hep şikayetçi ısınamamaktan. 60 bin civarı gibi bir rakama mal olmuştu. filanın dediği gibi, "bana mı sordunuz doğalgaza geçerken?"
geceleri ışıklarının yanması, her yıl bir yerlerinin yıkılıp yeniden yapılması...
en son rakam bildiğim kadarıyla 81 bin. türkiye'de Allah'ın 81 bin evi olup da, sokakta bir (1) tane evsiz olması benim kanıma dokunuyor, vicdanımı rahatsız ediyor.
iki yıldır falan ne bayram ne cuma namazına gitmiyordum. bir on-on beş kez sabah namazına gitmişimdir. o vakti seviyorum. berkinime laf edince cemaat; camiden de, cemaatten de... soğudum. bir buçuk ay kadar önce bir cuma namazına gittim sadece, abdestim duruyorken sabahtan.
din de sadece din değil maalesef. bak cahil cuhela yakıp yıkar demiyor, "black friday"e özel hutbe yazıyor diyanet. o kadar zulüm varken memlekette; rüşvet, yolsuzluk, rant falan filan... işleri güçleri köylü kafasıyla ayar vermekte.
şimdi hani, o cihadistlerin "din yalnızca Allah'ın oluncaya kadar, onlarla savaş" ayetini kan dökme olarak algıladığı gibi; ben de bu gerici, yobaz zihniyetle mücadele olarak algılasam, çok doğru yapmış olurum ama kanla, kılıçla değil. lafla, sözle... sözün de hükmü yok bu devirde. Allah'a değil adamına tapıyor; paraya, güce tapıyor insanlar.
hangi birini diyelim ki... herkesin gördüğü bildiği gibi, maşallah(!)... pek bir geniş mideler, vicdan sıfırın altında.
artık susuyorum daha çok. deli gibi sağa sola yazar çizer, her yerde konuşurdum. bir halt ettiğimi sanırdım, meğer boşa çaba... kendimi yorduğumla kaldım.
dediğinle ilgili de bir şeyler demiş olayım. caminin cemaati kaldırmamasından değil de, sözde güvenlik sebebiyle israil yapıyor bunu. mescidi aksa'ya -sanırım- 60 yaşın üstündekiler alınıyor sadece.
güldü, konuştu, oyun oynadı diye bir çocuğun; elini farklı/yanlış bağladı vs kalbi kırılacaksa, dinle/camiyle arasına mesafe girecekse o cami de, o cemaat de olmasın zaten. o namaz da namaz değil.
hep şekil, hep şekil... eski camilerde bir huzur var, yenileri beton ve süslü yapılar sadece. çoğunda o manevi huzur hissedilmiyor.
gittim mi, gittim diye de camiye gidilmez ki...
beraber oturup içtiğin adam bile; kendi çapında hırsızından, büyük götürene kadar din polisi oluyor birden, bu meseleleri konuştuğunda. hemen aforoz, hemen "atayist, komonist" bilmem ne yaftaları...
çok sevmiyorum bu din/cami muhabbetlerini. iki yüzümüz de sırıtıyor görebilene, kabak gibi.
dediğin gibi bir durum tarih boyunca olmadı, olacağını da sanmıyorum. bayram ve cuma namazları haricinde ve kandil akşamları haricinde genelde boş zaten camiler. o kadar halı, ısıtma tertibatı, klima...
memlekette, mahallemizdeki caminin bir sürü borcu varken (oraya taşındğımızda daha temeli bile yoktu, inşaatına yardım da ettik, çalıştık da), üç beş kişi oturup doğalgaza geçme kararı alıyor ve "hadi cemaat para...". bir de cemaat hep şikayetçi ısınamamaktan. 60 bin civarı gibi bir rakama mal olmuştu. filanın dediği gibi, "bana mı sordunuz doğalgaza geçerken?"
geceleri ışıklarının yanması, her yıl bir yerlerinin yıkılıp yeniden yapılması...
en son rakam bildiğim kadarıyla 81 bin. türkiye'de Allah'ın 81 bin evi olup da, sokakta bir (1) tane evsiz olması benim kanıma dokunuyor, vicdanımı rahatsız ediyor.
iki yıldır falan ne bayram ne cuma namazına gitmiyordum. bir on-on beş kez sabah namazına gitmişimdir. o vakti seviyorum. berkinime laf edince cemaat; camiden de, cemaatten de... soğudum. bir buçuk ay kadar önce bir cuma namazına gittim sadece, abdestim duruyorken sabahtan.
din de sadece din değil maalesef. bak cahil cuhela yakıp yıkar demiyor, "black friday"e özel hutbe yazıyor diyanet. o kadar zulüm varken memlekette; rüşvet, yolsuzluk, rant falan filan... işleri güçleri köylü kafasıyla ayar vermekte.
şimdi hani, o cihadistlerin "din yalnızca Allah'ın oluncaya kadar, onlarla savaş" ayetini kan dökme olarak algıladığı gibi; ben de bu gerici, yobaz zihniyetle mücadele olarak algılasam, çok doğru yapmış olurum ama kanla, kılıçla değil. lafla, sözle... sözün de hükmü yok bu devirde. Allah'a değil adamına tapıyor; paraya, güce tapıyor insanlar.
hangi birini diyelim ki... herkesin gördüğü bildiği gibi, maşallah(!)... pek bir geniş mideler, vicdan sıfırın altında.
artık susuyorum daha çok. deli gibi sağa sola yazar çizer, her yerde konuşurdum. bir halt ettiğimi sanırdım, meğer boşa çaba... kendimi yorduğumla kaldım.
dediğinle ilgili de bir şeyler demiş olayım. caminin cemaati kaldırmamasından değil de, sözde güvenlik sebebiyle israil yapıyor bunu. mescidi aksa'ya -sanırım- 60 yaşın üstündekiler alınıyor sadece.
güldü, konuştu, oyun oynadı diye bir çocuğun; elini farklı/yanlış bağladı vs kalbi kırılacaksa, dinle/camiyle arasına mesafe girecekse o cami de, o cemaat de olmasın zaten. o namaz da namaz değil.
hep şekil, hep şekil... eski camilerde bir huzur var, yenileri beton ve süslü yapılar sadece. çoğunda o manevi huzur hissedilmiyor.
gittim mi, gittim diye de camiye gidilmez ki...
beraber oturup içtiğin adam bile; kendi çapında hırsızından, büyük götürene kadar din polisi oluyor birden, bu meseleleri konuştuğunda. hemen aforoz, hemen "atayist, komonist" bilmem ne yaftaları...
çok sevmiyorum bu din/cami muhabbetlerini. iki yüzümüz de sırıtıyor görebilene, kabak gibi.
0
first in first out sistemi uygulanır. camiiye giren her zaman mümkün olan en ön safta namaz kılmak zorunda olur. arka kapıdan girilip önlere geçilerek, namaz bitince ön kapıdan çıkılır. böylelikle 2 vakit arasında günün her dakikası, giriş kapısında yığılma olmadan bir sirkülasyon sağlanır.
0
Ben yaş grubuna değil sadakate göre bir ayarlama yapardım. Ezandan sonraki ilk 20 dakika sadakati en yüksek gruba (camiye en sık gidenler), sonraki 20 dakika sadakati daha az gruba.
Ama Cuma ve bayram namazlarında tıkanırsın her türlü, yaş mevzuu da kurtarmaz.
Ama Cuma ve bayram namazlarında tıkanırsın her türlü, yaş mevzuu da kurtarmaz.
0
Zaten her vakit arası en az 2 saat olduğunu düşünürsek, 20 dk'da yeni bir cemaat ile namaz kılınabilir.Bu hesaba göre kafadan 6 seans da bir vakit kılınabilir.O bile yetmiyorsa müsait olan her yerde kılınabilir. (spor salonu -stadyum - okul - yol - kahvehane ....)
0
'' yani temiz olan her yerde ibadet edilebildiğinden dolayı zaten böyle bir problem oluşmaz. ''
yav camilerin kendisi pis değil mi zaten :/ , ayak kokusu, ayakkabılıkların ordan gelen koku, insanların kokusu
yav camilerin kendisi pis değil mi zaten :/ , ayak kokusu, ayakkabılıkların ordan gelen koku, insanların kokusu
0
Caminin kapasitesinin yetmemesi cemaatle namaz kılmaya engel değildir. Kaldı ki cemaatle namaz kılmak tek başına namaz kılmaya göre 27 kat daha faziletlidir. Bunu bilen bir müslüman zaten vakti de geçirmemek adına her zaman cemaatle namaz kılmaya önem verir. O nedenle cemaatin yer darlığı nedeniyle bölünmesinin söz konusu olacağını sanmıyorum.
(Eshab-ı kiram zamanında o kadar sık saf tutulurdu ki elbiselerinin omuz kısımları estirdi.)
(Eshab-ı kiram zamanında o kadar sık saf tutulurdu ki elbiselerinin omuz kısımları estirdi.)
0
kibritsuyu
şimdi oturup takip ettiğim yok, denk gelirsem izliyorum. benim anlamadığım bir şey var. takip edenlerden bilgi rica ediyorum. derdimi sevebilirsiniz.şimdi bu dizi 2010 yılında tekrar çekilmeye başladı. o bitti, 2013-2014 yıllarında tekrar çekilmeye başladı. o da bitti, şimdi 2017'de bir daha başladı
şimdi oturup takip ettiğim yok, denk gelirsem izliyorum. benim anlamadığım bir şey var. takip edenlerden bilgi rica ediyorum. derdimi sevebilirsiniz.
şimdi bu dizi 2010 yılında tekrar çekilmeye başladı. o bitti, 2013-2014 yıllarında tekrar çekilmeye başladı. o da bitti, şimdi 2017'de bir daha başladı.
bunlar 2010 yılında eski evlerindeydi. çocuklar büyümüş falan. aynen 2002-2003 yıllarında yayınlanan ilk halinin devamı gibiydi. sonra bu bitti.
yıl oldu 2013. yeniden başladı. bunlar eski evi satmışlar, üstüne de kredi çekip (dizide bahsedildi bundan) site içinde bir villaya taşınmışlar, hatta yan komşuları adını hatırlamadığım kel bir adam ve emel müftüoğlu'nun oynadığı bir karakter. yine çocuklar var. haluk inşaat mühendisi olduğu işinden ayrılmış (emekli olmuş?), pideci açmış, işletiyorlar falan. sonra bu da bitti.
2017 oldu, bunlar önceden satıp üstüne de kredi alarak değiştirdikleri evlerine geri dönmüşler. haluk yine inşaat mühendisi, aynı işyerine dönmüş. çocuklar yok, hadi onlara bahane uydurursun yurtdışına gitti falan diye.
yahu senarist aynı, yapımcı aynı, yönetmen aynı, ana oyuncular aynı. mekanlar zaten tamamen stüdyo, evlerin hiçbiri gerçek değil (aynı mekanları çekim için tekrar kiralayamadık gibi bir bahane olamaz yani), mekanların tamamı dekor. niye o 2013-2014 yıllarında yayınlanan villa, pideci vs. konsepti hiç yaşanmamış gibi yapıyorlar? 2010 yılında nerede bittiyse 2017 yılında aynı yerinden başlıyor. sadece eski ev tadilat görmüş boya badana yapılmış gibi bir değişiklik var. hani villa, noldu pideci?
ilk bölümde bahsedildi mi hiç bunlardan?
oha amma yazmışım. iyi ki takip etmiyormuşum.
şimdi bu dizi 2010 yılında tekrar çekilmeye başladı. o bitti, 2013-2014 yıllarında tekrar çekilmeye başladı. o da bitti, şimdi 2017'de bir daha başladı.
bunlar 2010 yılında eski evlerindeydi. çocuklar büyümüş falan. aynen 2002-2003 yıllarında yayınlanan ilk halinin devamı gibiydi. sonra bu bitti.
yıl oldu 2013. yeniden başladı. bunlar eski evi satmışlar, üstüne de kredi çekip (dizide bahsedildi bundan) site içinde bir villaya taşınmışlar, hatta yan komşuları adını hatırlamadığım kel bir adam ve emel müftüoğlu'nun oynadığı bir karakter. yine çocuklar var. haluk inşaat mühendisi olduğu işinden ayrılmış (emekli olmuş?), pideci açmış, işletiyorlar falan. sonra bu da bitti.
2017 oldu, bunlar önceden satıp üstüne de kredi alarak değiştirdikleri evlerine geri dönmüşler. haluk yine inşaat mühendisi, aynı işyerine dönmüş. çocuklar yok, hadi onlara bahane uydurursun yurtdışına gitti falan diye.
yahu senarist aynı, yapımcı aynı, yönetmen aynı, ana oyuncular aynı. mekanlar zaten tamamen stüdyo, evlerin hiçbiri gerçek değil (aynı mekanları çekim için tekrar kiralayamadık gibi bir bahane olamaz yani), mekanların tamamı dekor. niye o 2013-2014 yıllarında yayınlanan villa, pideci vs. konsepti hiç yaşanmamış gibi yapıyorlar? 2010 yılında nerede bittiyse 2017 yılında aynı yerinden başlıyor. sadece eski ev tadilat görmüş boya badana yapılmış gibi bir değişiklik var. hani villa, noldu pideci?
ilk bölümde bahsedildi mi hiç bunlardan?
oha amma yazmışım. iyi ki takip etmiyormuşum.
0
inseption a bağlamaya kalkarsa şaşırmam 2013-2014 yıllarındaki meğer rüya falanmış ayağına bağlayabilir.
birde pek düşünmemek lazım bu tip şeyleri kim bilir ne dediler ya son çektiğimiz tutmadı biz eski konsepte dönelim falan demişlerdir öyle derin düşünmemişlerdir diyorum.
birde pek düşünmemek lazım bu tip şeyleri kim bilir ne dediler ya son çektiğimiz tutmadı biz eski konsepte dönelim falan demişlerdir öyle derin düşünmemişlerdir diyorum.
0
izleyen kitle herhangi bir şey anlamak istemediği için gerek duyulmuyor. çocuklar duymasını hipnoz olmuş gibi izliyorlar gördüğüm kadarıyla. tutarlılık mantık falan aranmıyor yani.
0
Boşanıyorlar çocuklar Ortada yok çaycı Hüseyin'in anası geldi, zero tuna'ın kızı YouTuber olup bölüm sonunu anlatıyor
0
nerden tutturabiliriz acaba diye tırmalıyorlar işte.
baktılar komedi işi tutmadı, dram dozunu arttırıp yalan rüzgarına dönmüşler.
o da tutmazsa mafya denerler,
haluk eline silah alır.
baktılar komedi işi tutmadı, dram dozunu arttırıp yalan rüzgarına dönmüşler.
o da tutmazsa mafya denerler,
haluk eline silah alır.
0
Taşfırın yürümedi Haluk eski işine döndü
Kızları yurtdışında eşinin işinden dolayı
Havuç gitti dediler yer söylemediler
Evet izliyorum.
Kızları yurtdışında eşinin işinden dolayı
Havuç gitti dediler yer söylemediler
Evet izliyorum.
0
bence evler gercek ve mekanlar kira. neden aksini düşündünüz ki
0
neden öyle düşündüm, çünkü öyle. bütün sitcom'lar öyle. 80'ler dizisi de öyle. o sokak, pastane falan hep sütdyo dekoru. tek bir kamera arkası izlerseniz görürsünüz.
gerçek mekanda kamera her açıdan, mekanın her yerini çekebilir. bunlarda, örneğin çocuklar duymasın'da dikkat edin, mekanı sadece sokak kapısının karşısından görüyoruz. yani karşıda kapı, solda masa, önde üçlü kanepe falan. tam ters tarafını hiç gördük mü? yani evin dışından doğru kapıdan içeri girelim, karşıda ne var? görmedik, niye? çünkü orada hiçbir şey yok. bizim izlediğimiz, bir tiyatro sahnesi gibi. maksimum karşımızdaki 180 derecelik alanı görüyoruz. arkada kalan 180 derecelik alan boş.
gerçek mekanda kamera her açıdan, mekanın her yerini çekebilir. bunlarda, örneğin çocuklar duymasın'da dikkat edin, mekanı sadece sokak kapısının karşısından görüyoruz. yani karşıda kapı, solda masa, önde üçlü kanepe falan. tam ters tarafını hiç gördük mü? yani evin dışından doğru kapıdan içeri girelim, karşıda ne var? görmedik, niye? çünkü orada hiçbir şey yok. bizim izlediğimiz, bir tiyatro sahnesi gibi. maksimum karşımızdaki 180 derecelik alanı görüyoruz. arkada kalan 180 derecelik alan boş.
0
basubadelmevt
İyi akşamlar, kardeşim bu dönem Galatasaray Hukuktan mezun olacak. Başarılı da bir öğrencilik geçirdi.Ödüllendirmek istiyorum arabayla. 24 yaşında hanfendiciğim. Toyota Yarisin 2017 modelini düşündüm. Kırmızı hastasıdır. Ve kırmızılı siyahlı versiyonu çok iyi. Araba bakımıdır vs pek uğraşmak istemez
İyi akşamlar, kardeşim bu dönem Galatasaray Hukuktan mezun olacak. Başarılı da bir öğrencilik geçirdi.Ödüllendirmek istiyorum arabayla. 24 yaşında hanfendiciğim. Toyota Yarisin 2017 modelini düşündüm. Kırmızı hastasıdır. Ve kırmızılı siyahlı versiyonu çok iyi. Araba bakımıdır vs pek uğraşmak istemez. Uzun yol nadir olur. Fiyat listesine baktığımda düz olarak 57.000 Tl görüyorum. Bayiden bayiye fark olur mu? Pazarlık için uğraşayım mı? Bir de bu araba otomatik vites değil mi?57 bin buna mı verceksin derseniz sizin tavsiyenize de bi bakarım. Sıfır alacağım orası kesin.
www.toyota.com.tr
www.toyota.com.tr
0
Bayiden bayiye, 70.000 liralık bir araba için 6.000 lira fark olduğunu yakın zamanda gördüm. Pazarlık mutlaka yapın. Oturduğunuz yerden bayileri arayarak "son fiyat ne olur" diye sorun. X bayi 52.000liraya veriyor, siz ne dersiniz gibi yöntemlerle pazarlığa sert başlayın. Farklı illerden de bayileri arayıp aynı yöntemle fiyat sorun, kısacası afedersiniz ama iti ite kırdırın. :)
Makul oranlarda indirim isterseniz "ben bir müdürümle konuşup size döneyim" sözünü duyarsınız. Ve döndüklerinde genelde istediginiz fiyata olur verirler. Hele ki nakit karşılığında alacaksanız 3-4 bin lira düşürmeniz mümkün.
Makul oranlarda indirim isterseniz "ben bir müdürümle konuşup size döneyim" sözünü duyarsınız. Ve döndüklerinde genelde istediginiz fiyata olur verirler. Hele ki nakit karşılığında alacaksanız 3-4 bin lira düşürmeniz mümkün.
0
otomatik değil, otomatikler listede multidrive s yazanlar. otomatik olacaksa bu şanzımanı tavsiye etmem. 62'ye sıfır micra öneririm. kullanımı çok pratik keyifli bir arabadır. o da toyota gibi japon ve sorunsuz. bir nebze daha fazla yakar ama şehir dışına çıkmayacaksa konforuna değer.
bireysel kiralamacılar her başlığa yazıyor, bir mal edinimi ile hizmet alımının farkını ayırmak bu kadar zor olmamalı.
bir de tebrikler gs hukuk gerçekten böyle bir hediyeyi hak ediyor :)
bireysel kiralamacılar her başlığa yazıyor, bir mal edinimi ile hizmet alımının farkını ayırmak bu kadar zor olmamalı.
bir de tebrikler gs hukuk gerçekten böyle bir hediyeyi hak ediyor :)
0
Bu konuda en çok Çorum'un ününü duymuştum. Çok da güzel araba bence :) Ayrıca kardeşinizi tebrik ederim.
0
kardeşinin istanbul'da yaşayacağını varsayıyorum, bazı kadınlar özellikle istanbul içinde düz vites külfetli geldiği için arabalarına dokunmamayı tercih edebiliyor, düz vites alıp da kenarda yatmasına sebebiyet olan çok duydum. trafik deneyimi var mı bilmiyoruz ama bi ihtimal sıkıntı çekebilir.
model olarak micra +1 diyorum, otomatiği de muadillerinden 10 bin lira daha ucuz.
model olarak micra +1 diyorum, otomatiği de muadillerinden 10 bin lira daha ucuz.
0
gezegen olan pluton
SB.
SB.
0
Ben giyiyorum hicbirsey dusunmuyorum. Acelem var uzerimde utulenir diye dusunuyorum.
0
bişey düşünmüyorum, çünkü bunu giyen zaten bizim düşüncelerimizi önemsemediğini açık açık gösteriyor
0
ben hoş karşılamıyorum ya. yani işçileri, bedenleriyle çalışanları falan görünce hiç umursamıyorum da; üniversitede üşendiği için ütü yapmayıp evden çıkan tipleri görünce bayağı yargılıyorum içimden.
0
spor ya da klasik ütüsüz kıyafet giyen insana önem vermem zira kendine önem vermiyor adam. (yaşlılar hariç)
öğrenciyken bile yemek param olmasa da ütüsüz kıyafet giymedim hiç. en kaliteli olmasa da iyi ütüleyen ütüm olmuştur her zaman. ütülü kıyafet önemli.
öğrenciyken bile yemek param olmasa da ütüsüz kıyafet giymedim hiç. en kaliteli olmasa da iyi ütüleyen ütüm olmuştur her zaman. ütülü kıyafet önemli.
0
Ütünün özsaygı belirteci olmadığını düşünüyorum. Tamamen işgüzarın birinin gereksiz egosunun ürünü. Bi de çorap külot falan ütüleyenler var, bence tam olarak sadomazoşist onlar.
0
hiçbir şey düşünmüyorum. tek düşündüğüm, ütü kadar zaman kaybı ve aptalca bir şey olup olmadığı. ütülü kıyafetin önemi yok. saçma sapan bi moda. bir insanın kendisine olan saygısını belirleyen şey kıyafetinin buruşuk olup olmaması mı? ne zamandan beri?
0
Üstsüz kıyafetler diye okuyup geldim. Paspal olduklarını düşünüyorum. Aşırı derecede buruşuk kıyafetler söz konusuysa deli mi acaba diye de düşünürüm. Herkesin jilet gibi giyinmesini bekleyemeyiz ama en azından uzaktan belli olan bir buruşukluk olmamalı.
0
Ütü benim için + 10 puan. Keşke herkes jilet gibi giyinip gezse. Ütüsüz gömleği ise paspal buluyorum. -5 puan.
0
bakımsız olduklarını düşünüyorum. saçı sakalı birbirine karışmış, kaçık çorap giymiş, üzerindeki kazakta sökük olan, ayakkabıları boyasız, uyumsuz renklerde kıyafetler tercih etmiş insanlarla aynı skalada. ama aynı zamanda bu insanların etkileyici olduğunu da düşünüyorum, daha zekilermiş gibi. başkalarının ne düşüneceklerini umursamadan giyinmeleri takdire şayan. tabii pis kokuyorlarsa ve üstleri başları temiz değilse, bakımsız değil de keş gibi görünüyorlarsa zeki insan yakıştırmam yıkılıp gidiyor.
0
bişey düşünmüyorum, gözüm seçmiyo bile. ama tam tersi için vah zavallılar diye düşünüyorum, böyle bir şeyle kim niye uğraşır ki diyorum.
0
Ütü ne la boş beleş insan aparatı. Beğenmeyen almasın zaten evliyim, evde ütü yok. Skimiz taşamıza denk.
0
Dikkatimi çekmez. Böyle bir şey üzerinden karakter analizine girecek kadar şuursuz değilim. Hiçbir şeyim iyi gitmese bile ütümü yaparım gibi abuk ve irrasyonel bir saplantıyı övecek kadar da şuursuz değilim. Ütüsüz giyen insanı da bu iki tipten aşağı görmem mümkün değil.
0
Akşama kadar duyar kasan, kitap okumak ile övünen insanlara bak, kıyafet kırışığı üzerinden karakter tahlili yapıyor. Bi gün utanacaksınız şu sözlerinize.
Makinadan çıktığı gibi asarım kıyafetleri, dümdüz kuruyor, ütü istemiyor hiç. İstese de yapmam zaten. Spor kıyafet sevmiyorum demiş biri ya. Bu kadar içi boş tipler yüzünden türk insanından tiksiniyorum.
Makinadan çıktığı gibi asarım kıyafetleri, dümdüz kuruyor, ütü istemiyor hiç. İstese de yapmam zaten. Spor kıyafet sevmiyorum demiş biri ya. Bu kadar içi boş tipler yüzünden türk insanından tiksiniyorum.
0
ütüsüz kıyafet var, kırışık kıyafet var. çamaşır makinesinden çıkardığı kıyafeti olduğu gibi, yani kırışık giyenler gözüme batıyor direkt. kafamda sabit bir imaj canlandırmaz ancak özensizlik göstergesi benim için, rahatsız edici buluyorum kırışık şeyleri genel olarak.
ama ütüsünü yapmıştır, bir-iki kere giymiştir, o jiletliği gitmiştir ama bariz kırışık değildir; o zaman sorun yok. ben de her gün ütü yapamıyorum, her giyişte ütü yapılacak olsa ohoo...
ama ütüsünü yapmıştır, bir-iki kere giymiştir, o jiletliği gitmiştir ama bariz kırışık değildir; o zaman sorun yok. ben de her gün ütü yapamıyorum, her giyişte ütü yapılacak olsa ohoo...
0
sttc, yaren, dafaisss + milyon diyeyim.
kendim de çoğu zaman sallamadığım için bu üç cevaba katılmamam mümkün değil zaten.
özsaygı tarzı yaklaşımları depresif insanlar için kullandıklarını görüyorum ara ara. onu da yaşayan biri olarak da şunu söyleyeyim:
insanın kendi görünümüne hatta artırıyorum sağlığına değer vermemesi kendine saygıyla alakalı bir olay değil. işin ilginci, zira, bunları önemsemeyip çok başka şeyleri önemseyebiliyorsunuz. bunlar değil de o şeyler olmazsa olmazınız oluyor yani.
bunları önemsemez hale gelmek, en azından sağlığı diyelim, zira giyinmeyi hiçbir zaman önemsememiş de olabilirsiniz, yaşam sevincinizin durumunu anlatır. bunları önemsemekten çıkmak da bir süreçtir genelde. kendi kişisel önceliklerinizin hep farkında olmak ve bunları korumak, sizin yaşam güdüsü olan her canlıda olduğu gibi, doğrudan bencilliğinizle alakalıdır, özsaygıyla değil. bu da gayet doğal bir durumdur ama insanlar bunu nedense böyle laflarla süsleme gereği duyuyor. özsaygı vb kriterler kişinin kendi çıkarı aksi yönü göstermesine rağmen korumak zorunda olduğu şeylerdir ve bu nedenle kendine rağmen işleyen süreçlerle karakterizedir bence.
bir şeyleri öldürseler de -başkalarının iyiliğini düşünmek gibi durumlar hariç- yapmayacak bir insansan kendine saygın vardır herhalde. ne bileyim ben bu söze baktığımda yokluğunun kişiliğin varoluşunu derinden zedelediği şeyleri barem alıyorum (bu da bir nevi bencillik ama olmasa olur denecek şeylerin bencilliği değil; "işimi kolaylar ama bunu da yaparsam ben öleyim" gibisinden aksi halde yaşam güdüsünü zedeleyen bir şeyden bahsediyorum). bu sözcükten bunu anlıyorum. yani daha ziyade onur ile alakalı bu.
kendim de çoğu zaman sallamadığım için bu üç cevaba katılmamam mümkün değil zaten.
özsaygı tarzı yaklaşımları depresif insanlar için kullandıklarını görüyorum ara ara. onu da yaşayan biri olarak da şunu söyleyeyim:
insanın kendi görünümüne hatta artırıyorum sağlığına değer vermemesi kendine saygıyla alakalı bir olay değil. işin ilginci, zira, bunları önemsemeyip çok başka şeyleri önemseyebiliyorsunuz. bunlar değil de o şeyler olmazsa olmazınız oluyor yani.
bunları önemsemez hale gelmek, en azından sağlığı diyelim, zira giyinmeyi hiçbir zaman önemsememiş de olabilirsiniz, yaşam sevincinizin durumunu anlatır. bunları önemsemekten çıkmak da bir süreçtir genelde. kendi kişisel önceliklerinizin hep farkında olmak ve bunları korumak, sizin yaşam güdüsü olan her canlıda olduğu gibi, doğrudan bencilliğinizle alakalıdır, özsaygıyla değil. bu da gayet doğal bir durumdur ama insanlar bunu nedense böyle laflarla süsleme gereği duyuyor. özsaygı vb kriterler kişinin kendi çıkarı aksi yönü göstermesine rağmen korumak zorunda olduğu şeylerdir ve bu nedenle kendine rağmen işleyen süreçlerle karakterizedir bence.
bir şeyleri öldürseler de -başkalarının iyiliğini düşünmek gibi durumlar hariç- yapmayacak bir insansan kendine saygın vardır herhalde. ne bileyim ben bu söze baktığımda yokluğunun kişiliğin varoluşunu derinden zedelediği şeyleri barem alıyorum (bu da bir nevi bencillik ama olmasa olur denecek şeylerin bencilliği değil; "işimi kolaylar ama bunu da yaparsam ben öleyim" gibisinden aksi halde yaşam güdüsünü zedeleyen bir şeyden bahsediyorum). bu sözcükten bunu anlıyorum. yani daha ziyade onur ile alakalı bu.
0
valla hiç dikkat etmedim bugüne kadar, ütülü mü ütüsüz mü diye.
tişörtlerimi ütülemem, gömlekleri de askıdan aldıktan sonra bi kere ütülerim o da bariz kırışıkları gitsin diye. aktivite olarak bi manası ya da faydası yok, tek faydası eğer buna önem veriyorsan ütülü bir şey giydiğinde daha iyi hissediyorsun. zaten önem vermiyorsan sıfır fayda, ütüsüz kıyafetler üstünden karakter tahlili yapacak insanlar için olabilir.
tişörtlerimi ütülemem, gömlekleri de askıdan aldıktan sonra bi kere ütülerim o da bariz kırışıkları gitsin diye. aktivite olarak bi manası ya da faydası yok, tek faydası eğer buna önem veriyorsan ütülü bir şey giydiğinde daha iyi hissediyorsun. zaten önem vermiyorsan sıfır fayda, ütüsüz kıyafetler üstünden karakter tahlili yapacak insanlar için olabilir.
0
diffarentiationation
ütüyü son güçte çalıştırınca bile düz bir görüntü almayan gömlek nasıl ütülenir? minik kırışıklıklar var, naylona yakın da bir kumaşı var.
ütüyü son güçte çalıştırınca bile düz bir görüntü almayan gömlek nasıl ütülenir? minik kırışıklıklar var, naylona yakın da bir kumaşı var.
0
nemliyken, daha cok bastirarark, yikama bitince makinede birakmayip hemen cirpip asarak
0
portakal
Amacım ses sinyalleri üretimi ile hava moleküllerini başka bir yere taşıyarak hava basıncını düşürmek. İnternette araştırdım ama kayda değer bir şey bulamadım. Teorik olarak bu mümkün mü?
Amacım ses sinyalleri üretimi ile hava moleküllerini başka bir yere taşıyarak hava basıncını düşürmek. İnternette araştırdım ama kayda değer bir şey bulamadım. Teorik olarak bu mümkün mü?
0
ultrasonik ses dalgalarını havada çarpıştırarak mikro boyutta da olsa etrafına göre anlık olarak daha düşük basınçta alanlar yaratılabilir.
gene ultrasonik olarak boşlukta haptik feedback oluşturulbiliyor, ya da çok hafif cisimler havada askıda tutulabiliyor.
gene ultrasonik olarak boşlukta haptik feedback oluşturulbiliyor, ya da çok hafif cisimler havada askıda tutulabiliyor.
0
Şu ekip ses dalgaları ile havayı iterek alevleri söndürüyor:
www.youtube.com
edit: Videodaki cihazın frekansı ateşi söndürmek amacıyla oksijeni hedefliyor. Frekansla oynayarak havadaki diğer molekülleri de itebilir.
www.youtube.com
edit: Videodaki cihazın frekansı ateşi söndürmek amacıyla oksijeni hedefliyor. Frekansla oynayarak havadaki diğer molekülleri de itebilir.
0
theconqueror
hangisi daha verimli?kumdan kastım silika kum.kürekle alınca bir süre sonra kum azalıyor, kumu karınca bir süre sonra kum tamamen sararıyor.siz nasıl yapıyorsunuz
hangisi daha verimli?
kumdan kastım silika kum.
kürekle alınca bir süre sonra kum azalıyor, kumu karınca bir süre sonra kum tamamen sararıyor.
siz nasıl yapıyorsunuz
kumdan kastım silika kum.
kürekle alınca bir süre sonra kum azalıyor, kumu karınca bir süre sonra kum tamamen sararıyor.
siz nasıl yapıyorsunuz
0
Verimliden kasit nedir? Kirli kumun geri karildigini ilk defa duyuyorum, sizin kediniz burun kivirmiyor mu bu duruma (evin ortasina sicmiyor mu yani)? Haliyle zamanla azalan kumun yerine yeni kum eklenir. Kedi yazik buna alismissa da sizin icin de pis bir durum, kirli kumun icinde debelenmis olacak hayvan sonra da hop kucaginiza vs.
edit: Silika kum demissiniz, onlar sagliga zararli degiller mi zaten ya?
edit: Silika kum demissiniz, onlar sagliga zararli degiller mi zaten ya?
0
kürekle alıp kum azalınca yenisini eklemeniz lazım. pis kum karılmaz, kedi rahatsız olup sağa sola işemeye başlayabilir.
0
silika kumda çişli kısım atılmaz, insanlar ondan bahsettiğinizi fark etmemiş, bentonit kum için konuşuyorlar. silika kum kanserojen, kullanmanızı tavsiye etmem. ince bentonit topaklanan kum en iyisi, çiş topaklanıp tamamen katı halde oluyor, atıyorsunuz.
0
kedimiz çok yüce gönüllüymüş desenize, eve işemiyor çünkü :)
tamam silika sağlığa zararlı da bentonit ile de tüm ev kum oluyor dostlar, kedi koşarak çıkıyor tuvaletten. yok mu bunun kedinin ayağına yapışmayanı pati aralarına kaçmayanı?
tamam silika sağlığa zararlı da bentonit ile de tüm ev kum oluyor dostlar, kedi koşarak çıkıyor tuvaletten. yok mu bunun kedinin ayağına yapışmayanı pati aralarına kaçmayanı?
0
Tuvalet önüne matlardan alacaksınız, kedinin patilerindeki kumlar oraya yapışacak. Her günde süpüreceksiniz tuvaletin kenarını olacak bitecek. Silika sadece kanserojen değil. Çiş yaptığında pis bir duman çıkıyor ve kediniz onu soluyor. İleride akciğerlerde çok ciddi sıkıntılar yapıyor. Yazık hayvana, bentonit kullanın.
0
soyle bir mini supurgeyle dagilan kumu alirsiniz iki saniyede
www.aliexpress.com
www.aliexpress.com
0
silika zararlı olur. bentonit kum al tümünü kaba boşalt, yani çişler dibe ulaşamasın. küreğe bile gerek yok. eline bir poşet al topakları at. zaten ne kokusu oluyor ne de dağılıyor. günlük temizlik yaparsan çok uzun zaman gider. eğer bir kaç gün ihmal edersen tırnaklarıyla önceki günküleri dağıtıyorlar.
0
yılların ölücüsüyüm kedi kumu daha fazla gitsin diye kumu karmak aklıma gelmemişti.
önüne bi tane paspas atın starting box'dan çıkan at gibi çıkıyor bizimki de ama paspas baya bi engelliyor saçılmayı.
önüne bi tane paspas atın starting box'dan çıkan at gibi çıkıyor bizimki de ama paspas baya bi engelliyor saçılmayı.
0
büyük taneli kum ve önüne paspas ikili
www.seralhali.com
bu metrelik paspasları hırdavatçılardan kestirebilyorsunuz.
www.seralhali.com
bu metrelik paspasları hırdavatçılardan kestirebilyorsunuz.
0
diffarentiationation
eklem, kas, kemik ağrılarım için sade kemik alayım dedim hayatımda ilk defa. 5-6 yere sordum yok dediler. olursa bedava verirlermiş. et yemek de istemiyorum sadece suyu içecem.paramla alamıyor muyum ben kemiği?
eklem, kas, kemik ağrılarım için sade kemik alayım dedim hayatımda ilk defa. 5-6 yere sordum yok dediler. olursa bedava verirlermiş. et yemek de istemiyorum sadece suyu içecem.
paramla alamıyor muyum ben kemiği?
paramla alamıyor muyum ben kemiği?
0
bizim kasaptan babam alıyor ama haftada 1 falan verebiliyor çünkü taliplisi çok. baya da faydalı
0
kas-kemik ağrısı için ayran veya kefir içiniz kemik suyu şehir efsanesidir.
0
Bir de ebebekten de bakabilirsiniz. Orada da vardı diye hatırlıyorum. Ayrıca kasaplara ben de sorduğumda ve acil almam gerekiyorsa kemikli et alıp kemiğini sıyırın diyorum. Bu şekilde işimi hallediyorum.
0
File marketin donmuş ürünler bölümünde hazır kemik iliği gördüm paketli ama nedir ne değildir bilmiyorum.
0
Eklem kas kemik ağrıların için doktora gittin mi? Gitmediysen ihmal etme doktora bi git. Ağrılarnın nedenini bulman lazım.
Kemği pişirirken suyla birlikte limon suyu (kalsiyum çözünüp suya geçsin diye) ve buke garni ekle, lezzetli olur. Daha lezzetli olmasını istersen önce fırında kemikler kahverengi olana kadar pişir sonra çok yavaş ateşte ocakta pişir. kaynamasın tıkır tıkır pişsin.
Migrosta dilimlenmiş dana kemiği satılıyor. Et yemiyorsan en pratik çözüm migrostan almak olacak. Kasaplarda da oluyor ama et almadığın için sadece kemik verirler mi bilemiyorum. Kemiği daimi müşterilerine ayırıyorlardır.
Kemği pişirirken suyla birlikte limon suyu (kalsiyum çözünüp suya geçsin diye) ve buke garni ekle, lezzetli olur. Daha lezzetli olmasını istersen önce fırında kemikler kahverengi olana kadar pişir sonra çok yavaş ateşte ocakta pişir. kaynamasın tıkır tıkır pişsin.
Migrosta dilimlenmiş dana kemiği satılıyor. Et yemiyorsan en pratik çözüm migrostan almak olacak. Kasaplarda da oluyor ama et almadığın için sadece kemik verirler mi bilemiyorum. Kemiği daimi müşterilerine ayırıyorlardır.
0
runagain
evde iki kişi kalıyor. ev halkından biri, bir süreliğine şehir dışına gidecek. evde kalan tek kişi o süre içerisindeki faturaları tek başına mı ödemeli, yoksa yine ikiye mi bölünmeli?daha önce kaldığım evlerde ben ya da diğer ev arkadaşım bir aylığına dahi evde olmasa, yine de bölüşülürdü faturalar.
evde iki kişi kalıyor. ev halkından biri, bir süreliğine şehir dışına gidecek.
evde kalan tek kişi o süre içerisindeki faturaları tek başına mı ödemeli, yoksa yine ikiye mi bölünmeli?
daha önce kaldığım evlerde ben ya da diğer ev arkadaşım bir aylığına dahi evde olmasa, yine de bölüşülürdü faturalar.
paylaşımlı ev arkadaşlığı raconu/vicdan/şahsi fikirleriniz nedir?
evde kalan tek kişi o süre içerisindeki faturaları tek başına mı ödemeli, yoksa yine ikiye mi bölünmeli?
daha önce kaldığım evlerde ben ya da diğer ev arkadaşım bir aylığına dahi evde olmasa, yine de bölüşülürdü faturalar.
paylaşımlı ev arkadaşlığı raconu/vicdan/şahsi fikirleriniz nedir?
0
Illa her sey mantik cercevesinde olacaksa, sabit miktsrlari odesin, kullanim bedellerini kullanan odesin.
0
Yani bence ödememeli. Özellikle elektrik doğalgaz gibi kullanmadığı şeyleri ödemesi çok abes. Ama internet fix mesela, kullanımla artan bir şey değil, o ödenmeli.
0
başıma geldi böyle bişey. ev arkadaşım 8 aylığına başka ülkeye çalışmaya gitti. bu süre boyunca sadece kiranın yarsını ödedi. geri kalan tüm masrafları kendim karşıladım. bana göre böyle olması gerekiyor.
0
Bölüşülür. Ama doğalgaz vs. gibi şeyler için %30-70 gibi bir oranda da anlaşılabilir. Bence 2 kişi konuşarak netleştirmeli.
0
en iyisi en basta konusulup kararlastirilmasi.
ama adil olan giden kisinin fatura odememesi bence. kira ile bir tutulamaz. sonucta esyalariyla evi isgal etmeye devam ediyor. ama faturada sabit bir tutar yok. 5 birim kullaniyorsun, 5 birim oduyorsun. sabit internet disinda evde kalan odemeli bence.
ama adil olan giden kisinin fatura odememesi bence. kira ile bir tutulamaz. sonucta esyalariyla evi isgal etmeye devam ediyor. ama faturada sabit bir tutar yok. 5 birim kullaniyorsun, 5 birim oduyorsun. sabit internet disinda evde kalan odemeli bence.
0
iyi de faturaların sabit tutarları da var ki elektrikte vs fazla bunlar. bence onların yarısını ödemeli en azından.
bi de bir süreliğine nedir? tam bir fatura dönemi ise hesaplanabilir yukarıda dediğim gibi. ha yok 15 günlüğüne gidiyosa uğraşmaya değmez bence ödesin işte he zamanki gibi.
bi de bir süreliğine nedir? tam bir fatura dönemi ise hesaplanabilir yukarıda dediğim gibi. ha yok 15 günlüğüne gidiyosa uğraşmaya değmez bence ödesin işte he zamanki gibi.
0
bu, kaldığım paylaşımlı 5. evim. önceki ev/oda ilanlarını internetten bulmuştum. bu arkadaş tanıdık :) daha önce muhabbetim olmayan insanlarla böyle bir problemim olmamasına rağmen, bu arkadaş bu sabah bir de sert bir uslupla "şimdi bu faturaları ben olmadığım süre içerisinde de bölecek miyiz?" dedi. "evet" dedim gülerek, neyse ya...
tanıdıkla bir daha tövbe, çıkıyorum zaten bu evden de.
evde kalmak ya da bir süreliğine uzak kalmak senin tercihin. daha önce 3 ay evde kalmadığın olmuş, memleketine gitmişsin. ev sahibine diyormusun o süreyi düşelim diye?
hoş olmadı hasılı... buna da fazlasıyla odeyip çıkacağım.
tanıdıkla bir daha tövbe, çıkıyorum zaten bu evden de.
evde kalmak ya da bir süreliğine uzak kalmak senin tercihin. daha önce 3 ay evde kalmadığın olmuş, memleketine gitmişsin. ev sahibine diyormusun o süreyi düşelim diye?
hoş olmadı hasılı... buna da fazlasıyla odeyip çıkacağım.
0
İkiye bölmek bana insafsız geliyor. Bir kısmı sabit bile olsa 20-30%'den fazla da ödememeli evde oturmayan taraf.
Örneğin
Elektrik - kullanan öder
Doğalgaz - bir odayı ısıtmasan da ortak kullanım alanlarının ısınması gerekiyor
Su - kullanan öder
Örneğin
Elektrik - kullanan öder
Doğalgaz - bir odayı ısıtmasan da ortak kullanım alanlarının ısınması gerekiyor
Su - kullanan öder
0
her şekilde bölünmeli. mesela binada otursun oturmasın ev sahibi nasıl aidat ödüyorsa o şekilde.
0
apartman aidatiyla bir tutamazsiniz ki. apartmanda kim ne kadar sure evde kim disarda takip edilmesi mumkun degil.
evin kira parasiyla da ayni sey degil. cunku evi isgal etmeye devam ediyorsun.
fatura bolunmeliyse mutfak parasi da bolunsun mesela. adam gitsin 100tl alisveris yapsin. yesin icsin, yarisini da evde olmayana odetsin. olur mu oyle sey?
evin kira parasiyla da ayni sey degil. cunku evi isgal etmeye devam ediyorsun.
fatura bolunmeliyse mutfak parasi da bolunsun mesela. adam gitsin 100tl alisveris yapsin. yesin icsin, yarisini da evde olmayana odetsin. olur mu oyle sey?
0
yıllarca evimi paylaştım, hala paylaşıyorum ama hiç böyle bir durumda kalmadım. oyumu "evde kalmayan kişi faturaları ödemez" den yana kullanacağım sanırım. kirayı ödemeye devam edecek tabi çünkü kendisi gitse de eşyaları, yatağı vs hala odasında duruyor. o odayı "kullanıyor" yani. tutup başkasına kiralayamazsın. ama kullanmadığı elektriği doğalgazı niye ödesin?
sadece sabit miktarları ödemesi en mantıklısı olabilir belki ama onlar da kaç para tutar bilmiyorum. hesaplamakla uğraşmaya değmeyecek kadar az tutarlar bence. ben olsam hiç bu muhabbete girmezdim.
sadece sabit miktarları ödemesi en mantıklısı olabilir belki ama onlar da kaç para tutar bilmiyorum. hesaplamakla uğraşmaya değmeyecek kadar az tutarlar bence. ben olsam hiç bu muhabbete girmezdim.
0
kendimden pay biçiyorum. öyle bir şehirdışı durumum olsa sadece kirayı ve sabitleri öderdim. örneğin apt. aidatını. onun dışında bişey ödemezdim. eğer ısrar ederse, faturalar benim üstümeyse elektrik su ve doğalgazı kapattırır tüm eşyamı çıkartır bir depoya kaldırtırdım. kendi naparsa yapsın iki gün uğraşsın elektrik suya.
dediğim gibi en mantıklısı kira artı sabit giderlerdir. faturaları paylaşmak insafsızlıktır. belki %10 sabit alabilirsin tüm faturalardan. o da geldiğindeki kullanım bedeli gibi olur.
dediğim gibi en mantıklısı kira artı sabit giderlerdir. faturaları paylaşmak insafsızlıktır. belki %10 sabit alabilirsin tüm faturalardan. o da geldiğindeki kullanım bedeli gibi olur.
0
Biraz da süreye bağlı, 1 haftalığına gidecekse fatura her zamanki gibi bölüşülür. 1-3-5 ay boyunca hiç eve uğramayacaksa kullanmadığı suyu elektriği ödememeli bence. Kirayı her türlü ödeyecek tabi evde hala yeri duruyor olacak.
0
Elektrik faturasinin yarisi buzdolabi. 7*24 çalışıyor.
Evde kalan buzdolabını mi kapatacak? Tabii ki ödemeye devam edecek.
Belki su faturasını odemese olabilir ama ve fakat o da zaten diğerlerine göre cüzi miktarda.
Evde kalan buzdolabını mi kapatacak? Tabii ki ödemeye devam edecek.
Belki su faturasını odemese olabilir ama ve fakat o da zaten diğerlerine göre cüzi miktarda.
0
Ahahah gerçi düşündüm de ben de son 3 ayın en az yarısında evde yoktum, arkadaşlarla faturaları normal bölüştük gayet :D
Bilemiyorum altan..
Bilemiyorum altan..
0
kaç aylık bir gidiş bilmiyorum da, doğalgaz yakıyorsanız kış ayları falan o evlat acısı gelebilir arkadaşa. orda bi pazarlık yapın bence.
0
orasi depo degil ev. ikiye bölünmeli yine.
ayrica fever +1.
ev arkadasi bir ay yok diye buzdolabinin sadece yarisini mi calistiralim, holün lambasinin voltunu mu düsürelim? ikinci kisinin kullanimi o kadar cok fark yapiyorsa o fatura o zaman zaten daha düsük gelir, yine daha az ödemis olur. yok ben ödemem diyorsa kusura bakmasin ama esyasini alip depoya kaldirsin, ben yeni ev arkadasi bulurum.
ayrica fever +1.
ev arkadasi bir ay yok diye buzdolabinin sadece yarisini mi calistiralim, holün lambasinin voltunu mu düsürelim? ikinci kisinin kullanimi o kadar cok fark yapiyorsa o fatura o zaman zaten daha düsük gelir, yine daha az ödemis olur. yok ben ödemem diyorsa kusura bakmasin ama esyasini alip depoya kaldirsin, ben yeni ev arkadasi bulurum.
0
Hep, birilerinin evinde oda kiralamis biri olarak, daha once hic sorun olmamisti böyle bir sey. Muhabbeti bile olmadi.
Dediğim gibi ben de eski ev arkadasim da bir süreliğine durmadik evde. Bir ayi da bulmustur belki arada.
Mantiken, kullanmadigi suredeki faturalari odemesi sacma eyvallah, düşününce cok vicdani de durmuyor. Ama ben hep o sekilde odedim.
Gidecegi sure belirsiz ve tabii ki fatura donemlerine denk gelmiyor elbette.
Persembe sabahindan bugun oglene kadar elektrik yoktu 9 ay kacak kullandigi icin. Ben bunu mesele etmemisken...
Ayrica kombi su anda da calismiyor zaten isitma amacli. Ve o gidince kopuk partisi verecek degilim evde.
Neyse zaten boyle uc kurusun lafinin edildigi yerde durmam artik.
Dediğim gibi ben de eski ev arkadasim da bir süreliğine durmadik evde. Bir ayi da bulmustur belki arada.
Mantiken, kullanmadigi suredeki faturalari odemesi sacma eyvallah, düşününce cok vicdani de durmuyor. Ama ben hep o sekilde odedim.
Gidecegi sure belirsiz ve tabii ki fatura donemlerine denk gelmiyor elbette.
Persembe sabahindan bugun oglene kadar elektrik yoktu 9 ay kacak kullandigi icin. Ben bunu mesele etmemisken...
Ayrica kombi su anda da calismiyor zaten isitma amacli. Ve o gidince kopuk partisi verecek degilim evde.
Neyse zaten boyle uc kurusun lafinin edildigi yerde durmam artik.
0
ben ödetmezdim, ödememi de kimse istemedi fatura senin kullanımın doğrultusunda değişen bir şey bu sebeple sana ait diyorum.
Ama kira aidat ödemeli.
Ama kira aidat ödemeli.
0
bence senin yaklaşımın yanlış. "üç kuruşun lafını ediyor" diyorsun ama arkadaşın da aynı şekilde senin için "üç kuruşun lafını ediyor, kullanmadığım faturaları bile istedi" diyebilir. sonuçta sen bugüne kadar kaldığın evlerde, evde olmasan da faturaları hep ödemişsin. öyle alışmışsın. ama o da bugüne kadar evde olmadığı zaman faturaları ödememiş. böyle alışmış. gördüğün gibi duyuruda bile bir kısım insan "ödenmez" diyor bir kısım "ödenir" diyor. yani evde yokken faturaları ödemek istemiyor diye atar gider yapılacak kadar net bir konu değil bu. oturup konuşun aranızda anlaşın, olsun bitsin. "daha da bu evde durmam, parası neyse fazlasını veriririm çıkarım" diyip ego savaşına döndürme böyle küçük mevzuları.
0
@istanbul kanatlarimin altinda... tam tersine, bunu atarli giderli söyleyen, bu arkadas. Tamam ben oderim dedim nihayetinde.
Daha once hep tek basina kalmis bu arkadas. Bir yasamisligi yok yani. Dedigine gore 3 ay eve gelmedigi de olmus.
Ev sahibine bir yillik kira, apartmana 9 aylik aidat borcu vardi ben geldigimde. Aidati odedi, kira duruyor.
Elektrigi 9 aydir kacak kullaniyormus, bes gundur elektriksizdik.
Odamda ne bir yatak var, ne bir masa.
Geldigimde ben kendisine bayagi yardimci olmusken bu sartlari bilip de evet geldigimde, bugun damdan duser gibi ve atarli giderli muhabbetini yapmasi canimi sıktı sadece.
Uc bes kurus evet oderim nolcak.
Ben daha once de bunun mihabbetini yasamadigim icin duyurudaslarin fikirlerini ogrenmek istedim sadece.
Daha once hep tek basina kalmis bu arkadas. Bir yasamisligi yok yani. Dedigine gore 3 ay eve gelmedigi de olmus.
Ev sahibine bir yillik kira, apartmana 9 aylik aidat borcu vardi ben geldigimde. Aidati odedi, kira duruyor.
Elektrigi 9 aydir kacak kullaniyormus, bes gundur elektriksizdik.
Odamda ne bir yatak var, ne bir masa.
Geldigimde ben kendisine bayagi yardimci olmusken bu sartlari bilip de evet geldigimde, bugun damdan duser gibi ve atarli giderli muhabbetini yapmasi canimi sıktı sadece.
Uc bes kurus evet oderim nolcak.
Ben daha once de bunun mihabbetini yasamadigim icin duyurudaslarin fikirlerini ogrenmek istedim sadece.
0
şimdi ben olaya başka bir açıdan bakayım.
arkadaşın doğu kültürüyle yetişmiş biriyse kredi kartı numarasını falan al. sonradan yan çizmesin. doğu derken buralar yani. burada işin başında pazarlık çok önemsenmez. işin ortasında ya da sonunda hep yan çizilir. batıda işin kavgası baştan yapılır. ama sonra verilen sözler ne olursa olsun tutulur.
benim fikrim adam bir ay ve üzeri süre olmayacaksa doğalgaz hariç bir şeye karışmamalı. doğalgaz da iki oda arasında ısı transferi muhakkak olacağı için... doğalgazda da fifti fiftide hak geçer. 20-80'den aç pazarlığı 40-60 oranına kadar yolu var.
arkadaşın doğu kültürüyle yetişmiş biriyse kredi kartı numarasını falan al. sonradan yan çizmesin. doğu derken buralar yani. burada işin başında pazarlık çok önemsenmez. işin ortasında ya da sonunda hep yan çizilir. batıda işin kavgası baştan yapılır. ama sonra verilen sözler ne olursa olsun tutulur.
benim fikrim adam bir ay ve üzeri süre olmayacaksa doğalgaz hariç bir şeye karışmamalı. doğalgaz da iki oda arasında ısı transferi muhakkak olacağı için... doğalgazda da fifti fiftide hak geçer. 20-80'den aç pazarlığı 40-60 oranına kadar yolu var.
0
Ödemek zorunda ama bence doğrusu sabit olanlar bölüşülmeli, aidat, internet vs. Kullanıma bağlı değişken olan faturalar kullanan kişi tarafından ödenmeli.
0
ofelia
selamlar saygılar duyurunun eksperleri araç arayışımız var. birinin aracı istediğim kriterle uyuyordu. sahibi dedi ki sadece çamurluk değişik bir tane de boyalı yer var. fiyatı da uygun söyledi.biz fiyattan bir şüphelendik zaten. şaseden kaskoya sorduk bir kaza görünüyor dedi. sms sorgulaması yaptım
selamlar saygılar duyurunun eksperleri
araç arayışımız var. birinin aracı istediğim kriterle uyuyordu. sahibi dedi ki sadece çamurluk değişik bir tane de boyalı yer var. fiyatı da uygun söyledi.
biz fiyattan bir şüphelendik zaten. şaseden kaskoya sorduk bir kaza görünüyor dedi. sms sorgulaması yaptım. hasar kaydı 16bin liralık
yüksek diye değişen parça sorgulaması yaptım 2 mesajlık liste geldi. motor yazıyor, radyatör yazıyor, travers, tampon ilavesi, su deposu, çamurluk davlumbazı vs. hepsini yazmadım bile.
tam da bu soruyu yazarken bir şey dikkatimi çekti, işçilik bedeli 637 parça toplamı 15 küsür. bu kadar değişenin işçilik parası nasıl o kadar düşük onu anlamadım.
satıcı diyor ki sigortadan para almak için şişirilmiş bir rapor o. araçta sadece bir değişen bir boya var. yürürü güzel diyor -her satıcı gibi :)-
buraya kadar sabredenlere saygılar, sorular şöyle:
sigortadan para almak için yapılıyor mu böyle şeyler, ben aracı ekspere götürsem gerçeği öğrenebilir miyim? aracı alsam uzun vadede başıma bela olur mu?
araç arayışımız var. birinin aracı istediğim kriterle uyuyordu. sahibi dedi ki sadece çamurluk değişik bir tane de boyalı yer var. fiyatı da uygun söyledi.
biz fiyattan bir şüphelendik zaten. şaseden kaskoya sorduk bir kaza görünüyor dedi. sms sorgulaması yaptım. hasar kaydı 16bin liralık
yüksek diye değişen parça sorgulaması yaptım 2 mesajlık liste geldi. motor yazıyor, radyatör yazıyor, travers, tampon ilavesi, su deposu, çamurluk davlumbazı vs. hepsini yazmadım bile.
tam da bu soruyu yazarken bir şey dikkatimi çekti, işçilik bedeli 637 parça toplamı 15 küsür. bu kadar değişenin işçilik parası nasıl o kadar düşük onu anlamadım.
satıcı diyor ki sigortadan para almak için şişirilmiş bir rapor o. araçta sadece bir değişen bir boya var. yürürü güzel diyor -her satıcı gibi :)-
buraya kadar sabredenlere saygılar, sorular şöyle:
sigortadan para almak için yapılıyor mu böyle şeyler, ben aracı ekspere götürsem gerçeği öğrenebilir miyim? aracı alsam uzun vadede başıma bela olur mu?
0
satıcıya de ki ekspere götürecegım dedıgın gıbı değişen ve boya yoksa alacagım de cıkarsa de eksper parasını alırım de. tamam derse götür ekspere baktır.. orda cıkar zaten boya degısen varmı...
0
başıma geldigi icin biliyorum. kaza olunca arabayi bir servise ya da tamirciye götürüyorsun. sonra ekspertiz icin sigorta görevlisi geliyor. tamircinin amacı faturayi sisirip daha cok para almak, ekspertiz görevlisinin amacı fiyati olabildigince düsürüp sigorta sirketini daha az zarara ugratmak. yanlis bilmiyorsam sigorta eksperleri masrafi ne kadar düsürürse sirketten o kadar prim aliyor.
hal böyle iken tamirci ile ekspertin arası daha iyi ise ve ekspert kendi calistigi sirketi degil de tamirciyi mutlu etmek istiyorsa olabiliyor böyle seyler.
hal böyle iken tamirci ile ekspertin arası daha iyi ise ve ekspert kendi calistigi sirketi degil de tamirciyi mutlu etmek istiyorsa olabiliyor böyle seyler.
0
Ben olsam uzak dururdum böyle bir araçtan. 3-5 fazla ver alacağın araca düşük model de olsa temiz hasarsız olsun.
0
Kazayı Kendi yapmış ise hasarlı halinin resmini işte yoksa ya al satçı ya sahtekar.
2. Yürürü güzel diyen her ilandan uzaklaş, binici adam öyle yazmaz piyasa ağzı ile.
2. Yürürü güzel diyen her ilandan uzaklaş, binici adam öyle yazmaz piyasa ağzı ile.
0
Belli markalar için 1 (bir) parça kaporta (çamurluk, kapı vs.) değişeni için 10bin liranın üzerinde fatura çıktığı oluyor. Kendi başıma geldi.
Ancak detaylı sorguda motor ve radyatör, travers değiştiği çıkıyorsa baya sağlam bir kaza yapmıştır o araç. Düzen tutmama ihtimali oldukça fazla.
Detaylı sorguda motor yazıyordur ama motorun belli parçaları değişmiştir, bu rakamlara sıfır motor almaya yetmez çünkü.
Sigortadan para almak için kısmına gelecek olursak, bu olay daha önceden çokça yapılıyordu ama artık sigorta şirketleri bu duruma uyandı. Eksperler servisin çıkardığı listeyi çok detaylı inceliyorlar ve ince eleyip sık dokuyorlar. Örneğin adamın tamponu çatlamış, servis hasarın onarılabilir/onarılamaz olduğuna bakmadan değişim yazar. yeni tampon 1000, 1500 lira. çıkan tamponu da bir güzel tamir edip yarı fiyatına satarlar, hem sıfır tampon satıp, işçilikten kazanır hem de hasarlı tamponu onarır satar ordan kazanır.
Ama exper bu tampon tamri olur tamir ettirin diye sıfır tamponun üzerini çizer, tampon tamir edilir.
Ben bu aracı almanızı tavsiye etmem ama illaki niyetliyiz diyorsanız, hasarlı fotoları, exper raporunu, servis faturasını isteyip inceleyin. Satıcının dediklerini kontrol edin.
Ancak detaylı sorguda motor ve radyatör, travers değiştiği çıkıyorsa baya sağlam bir kaza yapmıştır o araç. Düzen tutmama ihtimali oldukça fazla.
Detaylı sorguda motor yazıyordur ama motorun belli parçaları değişmiştir, bu rakamlara sıfır motor almaya yetmez çünkü.
Sigortadan para almak için kısmına gelecek olursak, bu olay daha önceden çokça yapılıyordu ama artık sigorta şirketleri bu duruma uyandı. Eksperler servisin çıkardığı listeyi çok detaylı inceliyorlar ve ince eleyip sık dokuyorlar. Örneğin adamın tamponu çatlamış, servis hasarın onarılabilir/onarılamaz olduğuna bakmadan değişim yazar. yeni tampon 1000, 1500 lira. çıkan tamponu da bir güzel tamir edip yarı fiyatına satarlar, hem sıfır tampon satıp, işçilikten kazanır hem de hasarlı tamponu onarır satar ordan kazanır.
Ama exper bu tampon tamri olur tamir ettirin diye sıfır tamponun üzerini çizer, tampon tamir edilir.
Ben bu aracı almanızı tavsiye etmem ama illaki niyetliyiz diyorsanız, hasarlı fotoları, exper raporunu, servis faturasını isteyip inceleyin. Satıcının dediklerini kontrol edin.
0
Koca sigorta sirketini dolandiran sana neler yapmaz ;) bi de boyle dusun
0
sylr
sb.
sb.
0
tureng.com
plaza ingilizcesi. gecenlerde birisi ile konusuyoruz, bana "müdür bana öyle bir feedback verince ben de hemen gerekli aksiyonlari almak zorunda hissettim ama bu tür okazyonlar bizim hedkuartirda cok oluyor" dedi. allah belani versin demenin bu kadar rahatlatici oldugunu orada ögrendim.
plaza ingilizcesi. gecenlerde birisi ile konusuyoruz, bana "müdür bana öyle bir feedback verince ben de hemen gerekli aksiyonlari almak zorunda hissettim ama bu tür okazyonlar bizim hedkuartirda cok oluyor" dedi. allah belani versin demenin bu kadar rahatlatici oldugunu orada ögrendim.
0
bizim "kilit" dediğimiz şeye ingilizcedeki key'den devşirerek anahtar diyorlar plaza dilinde. kilit müşteri, kilit çalışan vs gibi düşün.
0
"birimdeki herkesle uğraşmayalım, bir kurban seçelim, işi ona anlatalım, o herkese anlatsın, mümkünse zeki olsun biraz, uğraştırmasın diğerleriyle" cümlesindeki kurban şahıs. kurbanlığını da birimindeki diğer kullanıcılara forsunu satarak giderir.
0
Kilit personel haliyle saçma oluyor işi kilitleyen adam gibi. Bu nedenle ifadeye darlananlar işi çözebilecek tek adam manasında kişi hakkında konuşurken kilit personel yerine anahtar personeli tercih ediyor.
0
bir organizasyondaki kritik kişiler. bunlar olmadan iş yürümez, yerine ikameleri yoktur.
0
ahm1
yaa bir yerde okudum mu, yoksa dinlediğim bir yerde mi denk geldim, bilmiyorum, aradım ve bulamadım.aşağı-yukarı şöyle bir şey geçiyordu (parantez içini salladım biraz): "(tek başına uzun yolculuğa çıkanlar bazen gece dışarıda yatmak durumunda kalırlardı), türkler ise bu kişileri evlerinde misafir e
yaa bir yerde okudum mu, yoksa dinlediğim bir yerde mi denk geldim, bilmiyorum, aradım ve bulamadım.
aşağı-yukarı şöyle bir şey geçiyordu (parantez içini salladım biraz): "(tek başına uzun yolculuğa çıkanlar bazen gece dışarıda yatmak durumunda kalırlardı), türkler ise bu kişileri evlerinde misafir eder, yedirip içirip yatırır. ertesi sabah da yolcu ederdi. bu bir gelenek haline gelmişti. 'tanrı misafiri' kavramı buradan gelmektedir." dedikten sonra neden "allah misaifiri" değil de "tanrı misafiri" dendiğini üstü kapalı açıklıyordu ama bir an dayanaksız geldi, "uyduruyor olabilir" dedim ve öyle geçtim ama şimdi merak edip araştırasım geldi.
var mı bir yazıda böyle bir ifadeye denk gelen veya "tanrı misafiri" kavramını açıklayan bir yazı bilen?
aşağı-yukarı şöyle bir şey geçiyordu (parantez içini salladım biraz): "(tek başına uzun yolculuğa çıkanlar bazen gece dışarıda yatmak durumunda kalırlardı), türkler ise bu kişileri evlerinde misafir eder, yedirip içirip yatırır. ertesi sabah da yolcu ederdi. bu bir gelenek haline gelmişti. 'tanrı misafiri' kavramı buradan gelmektedir." dedikten sonra neden "allah misaifiri" değil de "tanrı misafiri" dendiğini üstü kapalı açıklıyordu ama bir an dayanaksız geldi, "uyduruyor olabilir" dedim ve öyle geçtim ama şimdi merak edip araştırasım geldi.
var mı bir yazıda böyle bir ifadeye denk gelen veya "tanrı misafiri" kavramını açıklayan bir yazı bilen?
0
Bu kavram, ilkokuldaki Sosyal Bilgler kitabımızda vardı. Nasreddin Hoca fıkralarında ve Dede Korkut masallarında da geçiyor bolca ama nden Allah değil de, Tanrı kısmını bilmiyorum. Belki de İslamiyeti kabulden çok öncesine dayandığı içindir.
0
Neden allah değil de tanrı deniyor anlamak için, doğrudan arşiv taramasına dayanan ve İstanbul'un gözünden değil Anadolu'da mekan, coğrafya, anlatı, adet ve edebiyat incelenerek yazılmış bir Anadolu tarihi okunmalı. Yani tarih metodu içinden konuşursak Anadolu'nun siyasi tarihi değil de, kültürel tarihi çerçevesinde yazılmış eserler okunmalı.
Tanrının yerine allah; yalavaç mustafa yerine hz muhammed vb. gibi değişimler 16.-17.yy sonrası Osmanlı'nın anadoluyu sünnileştirme çabaları sonrası gözüküyor. Bu sünnileştirme 20.yy'a kadar devam eden bir çaba. Bu sebeple eski deyim ve atasözlerinde tanrının kullanılması garip değil.
Tanrının misafiri ifadesini çok açıklayamam. Sadece tanrının kullanılması bana normal geliyor, onun sebebi de tanrının anadolu türkçesinde bolca kullanılması. Tek bir uyarı yapabilirim, tanrı misafiri ifadesi türklere ve hatta anadoluya özgü değil elbet.
Tanrının yerine allah; yalavaç mustafa yerine hz muhammed vb. gibi değişimler 16.-17.yy sonrası Osmanlı'nın anadoluyu sünnileştirme çabaları sonrası gözüküyor. Bu sünnileştirme 20.yy'a kadar devam eden bir çaba. Bu sebeple eski deyim ve atasözlerinde tanrının kullanılması garip değil.
Tanrının misafiri ifadesini çok açıklayamam. Sadece tanrının kullanılması bana normal geliyor, onun sebebi de tanrının anadolu türkçesinde bolca kullanılması. Tek bir uyarı yapabilirim, tanrı misafiri ifadesi türklere ve hatta anadoluya özgü değil elbet.
0
Şunu da ekleyeyim. İstanbul'un ilk lokantası Hacı Abdullah'tır ve kurulalı 150 yıl olmamıştır. Bundan önce birtakım küçük seyyar satıcıların olduğu biliniyormuş. Yolda gidenler için ise hanlar var zaten. İlk lokantanın bu kadar geç kurulma nedeni de 'Tanrı misafiri' kavramı.
Osmanlı'nın gerileme döneminde fetih yapamadıkça ve toprak, dolayısıyla da vergi kaybettikçe, bir yandan da saray harcamaları arttığından ve padişahları sömüren saray ağalarının ekonomiyi daha da batırması nedeniyle o dönemde halk iyice fakirleşmiş. Dolayısıyla, 'Tanrı misafiri' artmış ve o misafirlere bakacak kişi sayısı azalmış. Haliyle, millet de 'Kaç misafire bakacağım, dışarıda millet birikti. Daha kendime zor bakıyorum' demeye başlamış. Ayrıca, saraydaki yozlaşma halkta da karşılık bulmuş ve millet de Tanrı misafirliği kavramını 'Oh, beleşe yemek' diye sömürmeye başlamış. Tanrı misafirliği de bu kültürel ve ekonomik nedenlerle azalarak bitmiş. Peşinden de 'Paran varsa ye kardeşim, milletin yediği anca kendine göre zaten' dönemi başlamış.
Osmanlı'nın gerileme döneminde fetih yapamadıkça ve toprak, dolayısıyla da vergi kaybettikçe, bir yandan da saray harcamaları arttığından ve padişahları sömüren saray ağalarının ekonomiyi daha da batırması nedeniyle o dönemde halk iyice fakirleşmiş. Dolayısıyla, 'Tanrı misafiri' artmış ve o misafirlere bakacak kişi sayısı azalmış. Haliyle, millet de 'Kaç misafire bakacağım, dışarıda millet birikti. Daha kendime zor bakıyorum' demeye başlamış. Ayrıca, saraydaki yozlaşma halkta da karşılık bulmuş ve millet de Tanrı misafirliği kavramını 'Oh, beleşe yemek' diye sömürmeye başlamış. Tanrı misafirliği de bu kültürel ve ekonomik nedenlerle azalarak bitmiş. Peşinden de 'Paran varsa ye kardeşim, milletin yediği anca kendine göre zaten' dönemi başlamış.
0
ayço +1 islamiyet öncesine dayanıyor. misafirperverlik de zaten tengriism'den geliyor.
ve bunun muhtemel sebebi göçer hayatın zorluklarının bozkır topluluklarında yarattığı bir tür empati kültürü.
ve bunun muhtemel sebebi göçer hayatın zorluklarının bozkır topluluklarında yarattığı bir tür empati kültürü.
0
Yakın tarihte bu tanımlamanın değişmemiş olması gayrımüslim misafirlere dayanıyor diye biliyorum.
0
kivanc1
merhaba, 2 metre en 5 metre boy bir çalışma istendi benden. daha önce 50x70 cm'den büyük çalışmayan biri olarak şu an ben şok. nasıl yapacağız, usülü nedir bu işin? 50x70 çalışmalarda hep photoshop'ta 50 cm 70 cm seçip cmyk açıp 300 dpi çalışıyorum sıkıntı olmuyor. işin içine metreler girince ne yap
merhaba, 2 metre en 5 metre boy bir çalışma istendi benden. daha önce 50x70 cm'den büyük çalışmayan biri olarak şu an ben şok. nasıl yapacağız, usülü nedir bu işin? 50x70 çalışmalarda hep photoshop'ta 50 cm 70 cm seçip cmyk açıp 300 dpi çalışıyorum sıkıntı olmuyor. işin içine metreler girince ne yapıyoruz? yardım pls.
0
Bu kadar büyük makine olduğunu bilmiyordum ama varmış.
youtu.be
Sektörden değilim ama bu durumda normal çalışmanızı yapabilirsiniz gibime geliyor. İlk aklıma gelen yazıcılar 90 100 cm genişliğinde olduğundan büyğk tasarımı bu ölçülerde photoshopta bçlüp öyle çıktı alır, sonra da birleştirilir şeklindeydi ama anlaşılan pek gerek olmayabilir.
youtu.be
Sektörden değilim ama bu durumda normal çalışmanızı yapabilirsiniz gibime geliyor. İlk aklıma gelen yazıcılar 90 100 cm genişliğinde olduğundan büyğk tasarımı bu ölçülerde photoshopta bçlüp öyle çıktı alır, sonra da birleştirilir şeklindeydi ama anlaşılan pek gerek olmayabilir.
0
photoshop u bilmiyorum ama kağıt boyunu coreldraw da rahatça belirleyebilirsiniz.zaten afiş v.b. işler için corel her zaman photoshoptan iyidir.
0
''örümcek'' denen bir şey var. 2x5 metre ölçülerinde daha çok arka plan olarak kullanılıyor. Çok detay bilmiyorum ama üniversitede çalışma alanın 5 sütuna bölerek çalışmıştık. daha sonra parçalar birleştirilip örümcek oluşuyor.
0
O ebatlarda cozunurlugun cok da onemi yok aslinda. Direkt ps'da calisacaksan gorselinin buyuklugune gore 150 - 72 dpi arasi da calisabilirsin. ID ya da AI'de calisabilirsin. Belirtigin ebatlarda dokuman acilabiliyor her ikisinde de.
70 kusur dpi'larda is gonderdim defalarca. Camur gibi gelen olmadi simdiye kadar. Baskicinin makine kalibrasyonu da onemli tabii.
70 kusur dpi'larda is gonderdim defalarca. Camur gibi gelen olmadi simdiye kadar. Baskicinin makine kalibrasyonu da onemli tabii.
0
calmdown
Arkadaşlar merhaba, amacım sorudan çok bir nevi danışmanlık almak gibi birşey olacak :) o yüzden çizimle veya tasarımla uğraşan (profesyonel olarak) arkadaşlar varsa onların cevaplarını beklerim. 10 yaşında bir kardeşim var, aramızda bayağı bir yaş farkı var. aynı zamanda babası gibiyim. yönlendirme
Arkadaşlar merhaba, amacım sorudan çok bir nevi danışmanlık almak gibi birşey olacak :) o yüzden çizimle veya tasarımla uğraşan (profesyonel olarak) arkadaşlar varsa onların cevaplarını beklerim.
10 yaşında bir kardeşim var, aramızda bayağı bir yaş farkı var. aynı zamanda babası gibiyim. yönlendirme imkanım var.
çocuğun kodlama veya formel bilimlerle uğraşacak bir görünümü yok açıkçası. daha çok sanatsal faaliyetlere ilgisi var hayal dünyası geniş.
rekabetin malum olduğu günümüz çağında ileride rahat etsin diye ona ev, arsa falan bırakmayı amaçlamıyoruz öyle bir durum da yok zaten. elimizden geldiğince doğru olarak yönlendirelim, kendi isteklerini de dikkate alarak tabii.
dolayısıyla ben kızımızın endüstriyel alanda da, sanatsal alanda da ortaya bir şeyler koyabilecek yetenekte ve vizyonda bir tasarım yeteneğine sahip olmasını istiyorum. diğer bir deyişle ona böyle bir yetenek kazandırmak istiyorum. olay hobinin ötesinde olacak.
nasıl ve nereden başlatayım sizlerin tavsiyelerini bekliyorum. oyun geliştiren bir firmada sanatçı da olabilir, sadece sanatçı da olabilir veya endüstriyel bir tasarımcı da olabilir.
teşekkürler.
10 yaşında bir kardeşim var, aramızda bayağı bir yaş farkı var. aynı zamanda babası gibiyim. yönlendirme imkanım var.
çocuğun kodlama veya formel bilimlerle uğraşacak bir görünümü yok açıkçası. daha çok sanatsal faaliyetlere ilgisi var hayal dünyası geniş.
rekabetin malum olduğu günümüz çağında ileride rahat etsin diye ona ev, arsa falan bırakmayı amaçlamıyoruz öyle bir durum da yok zaten. elimizden geldiğince doğru olarak yönlendirelim, kendi isteklerini de dikkate alarak tabii.
dolayısıyla ben kızımızın endüstriyel alanda da, sanatsal alanda da ortaya bir şeyler koyabilecek yetenekte ve vizyonda bir tasarım yeteneğine sahip olmasını istiyorum. diğer bir deyişle ona böyle bir yetenek kazandırmak istiyorum. olay hobinin ötesinde olacak.
nasıl ve nereden başlatayım sizlerin tavsiyelerini bekliyorum. oyun geliştiren bir firmada sanatçı da olabilir, sadece sanatçı da olabilir veya endüstriyel bir tasarımcı da olabilir.
teşekkürler.
0
Tasarımlar günümüzde profesyonel anlamda bilgisayar destekli olarak yapılıyor. Her şeyden önce teknik resim eğitimi olmalı ama daha sonrasında en az bir tane tasarım programı öğrenmeli. AutoCAD, SolidWorks, CATIA, Creo gibi programlar mühendislik tasarımının yapıldığı programlar. 3ds Max ise daha az teknik bir program ancak görsel olarak daha iyi bir program. Elle çizimi çok iyi olsa da artık bunlar bilgisayar ortamına aktarılıyor. Yaşı çok küçükmüş. Burada teknik ve sanatsal ayrımı çok önemli. Çünkü teknik yolunu seçerse mühendis olana kadar yolu var. Sanat yolunu seçerse ressam bile olabilir. Bu kısma çocuğun kendisi karar vermeli. Teknik kısım şu an için ağır olur gibi.
0
resim kurslarına gönderebilirsiniz, internetten videolar izleyebilirsiniz, kitaplar alabilirsiniz.
Skillshare diye bir platform var, ingilizce dersler ama..
www.skillshare.com
isterseniz referans linkimi verebilirim mesajla, 1-2 ay ücretsiz veriyor galiba.
okulda temel tasarım kitabı aldırmışlardı, şu an bakınca bulamadım hangisiydi ama o isimlerde kitaplar alabilirsiniz, genel olarak aynı şeylerden bahsederler zaten.
perspektif, gölge vs. öğreneceği kitaplar videolar aynı şekilde.
Eskiz kağıtları, kurşun kalem ve artline kalemler de bu işlerin ekipmanları.
özetle; imkan varsa resim kurslarına gönderebilirsiniz yoksa bu şekilde diğer imkanlar. istanbuldaysınız ismek'in olabilir kursları kaç yaşından itibaren alıyorlar onu bilmiyorum ama.
Skillshare diye bir platform var, ingilizce dersler ama..
www.skillshare.com
isterseniz referans linkimi verebilirim mesajla, 1-2 ay ücretsiz veriyor galiba.
okulda temel tasarım kitabı aldırmışlardı, şu an bakınca bulamadım hangisiydi ama o isimlerde kitaplar alabilirsiniz, genel olarak aynı şeylerden bahsederler zaten.
perspektif, gölge vs. öğreneceği kitaplar videolar aynı şekilde.
Eskiz kağıtları, kurşun kalem ve artline kalemler de bu işlerin ekipmanları.
özetle; imkan varsa resim kurslarına gönderebilirsiniz yoksa bu şekilde diğer imkanlar. istanbuldaysınız ismek'in olabilir kursları kaç yaşından itibaren alıyorlar onu bilmiyorum ama.
0
mevcut durumuna müdahil etmeyin de, çocuğu daha bu yaştan bilgisayar-teknoloji temelli ve/veya görsel şeylere itelemeyin sanatsal becerisi gelişsin diye. kaş yapayım derken göz çıkarıp imgelemini zayıflatmış olursunuz. teknik sonra gelir.
bir de bu işler işin ehliyle olur. bilhassa sanatsal faaliyetler ya da tasarım içeren şeyler bana kalırsa usta-çırak ilişkisi gerektiriyo diye düşünüyorum ben. en basitinden başlayıp resim dersi aldırabilirsiniz ama "kimden" olacağını da iyi seçmek lazım. o ona basit antrenmanlar vericektir, bir şeyi çizmek resmetmek evvela göz/bakış işi ve onu kanlı canlı birinden öğrenmesi lazım.
bir de çocuğu gaza getirip hayatını hayal kırıklığına da dönüştürmeyin. aşina olduğum kadarıyla diyebilirim ki tasarım dediğiniz sektörün çoğunluğu amelelik. habire aynı ve benzer şeyleri evirip çevirip çiziyosunuz.
bir de bu işler işin ehliyle olur. bilhassa sanatsal faaliyetler ya da tasarım içeren şeyler bana kalırsa usta-çırak ilişkisi gerektiriyo diye düşünüyorum ben. en basitinden başlayıp resim dersi aldırabilirsiniz ama "kimden" olacağını da iyi seçmek lazım. o ona basit antrenmanlar vericektir, bir şeyi çizmek resmetmek evvela göz/bakış işi ve onu kanlı canlı birinden öğrenmesi lazım.
bir de çocuğu gaza getirip hayatını hayal kırıklığına da dönüştürmeyin. aşina olduğum kadarıyla diyebilirim ki tasarım dediğiniz sektörün çoğunluğu amelelik. habire aynı ve benzer şeyleri evirip çevirip çiziyosunuz.
0
Yani şöyle ki insanın bir spesifik bir alana yeteneği olabiliyor ama diğer şeyleri yapamaz diye bir şey yok. Çalıştıkca ve gördükce oluyor. Yurtdışında özellikle çocuklara kodlama eğitiminin verilmesinin önemi vurgulanıyor sürekli. İstanbuldaysanız ismek kurslarının çocuklar için kodlama eğitimi var. Başka kurumlar da vardır muhtemelen. Bir süre gider sevmezse yapamazsa devam etmez. Resim ve tiyatro kursları da olabilir.
Ek olarak bir spor dalına yollayın mutlaka. Sporun her şeye etkisi büyük.
Ek olarak bir spor dalına yollayın mutlaka. Sporun her şeye etkisi büyük.
0
Bilgisayar tasarım için sadece bir araçtır. Şu an erken. Kodlama farklı bir durum ama photoshop vs öğretmeyin şimdiden. Küçük motor kaslarının gelişmesi için manuel çizim yapmalı. Ek olarak bilsem sınavlarına girebilir. Bu ayın 29 una kadar başvuru var yanlış hatırlamıyorsam. Sınıf öğretmenine danışın.
0
ms brownstone
Sözlüğe bakayım dedim ama neredeyse hiç iyi yorum yok, yazan herkes şikayetçi. Ben de daha önce hiçbir şey almamıştım bu markadan. Birkaç şey beğendim internette ama yorumları okuyunca alsam mı bilemedim. Alacaklarım da sweatshirt, tayt falan aslında. Yazıldığı gibi kötü bir marka mı gerçekten? Kull
Sözlüğe bakayım dedim ama neredeyse hiç iyi yorum yok, yazan herkes şikayetçi. Ben de daha önce hiçbir şey almamıştım bu markadan. Birkaç şey beğendim internette ama yorumları okuyunca alsam mı bilemedim. Alacaklarım da sweatshirt, tayt falan aslında. Yazıldığı gibi kötü bir marka mı gerçekten? Kullanıp da memnun kalan yok mu aramızda?
0
Bende sporcu içliği var, koşu ve bisiklette kullanıyorum oldukça memnunum.
Ayakkabılarını bilmiyorum ama çirkin buluyorum.
Ayakkabılarını bilmiyorum ama çirkin buluyorum.
0
Ayakkabıları çok rahatsız ve malzemesi kötü, kıyafetleri tam tersine kaliteli
0
ayakkabılar çok kötü.
ilk giyince rahat, şık görünüyor. satın alıp giymeye başlayınca yamulmaya başlıyor. rahatlığı da kalmıyor. ayrıca 3-5 ayda burnu delindi. top falan oynamadım, sadece yürüyerek, ayak baş parmağımın denk geldiği yerde delik açıldı.
ilk giyince rahat, şık görünüyor. satın alıp giymeye başlayınca yamulmaya başlıyor. rahatlığı da kalmıyor. ayrıca 3-5 ayda burnu delindi. top falan oynamadım, sadece yürüyerek, ayak baş parmağımın denk geldiği yerde delik açıldı.
0
diffarentiationation
vücutta herhangi bir noktaya saplanınca, bir ak47, m4, magnum'un mermisinden daha fazla hasar verir mi? peki sniper ile karşılaştırılabilir mi?
vücutta herhangi bir noktaya saplanınca, bir ak47, m4, magnum'un mermisinden daha fazla hasar verir mi? peki sniper ile karşılaştırılabilir mi?
0
Hiç zannetmiyorum. Tatar yayında bile herhangi bir uzun namlulunun sahip olduğu kinetik enerji yoktur.
Tabi bu kevlar yelek değil, balistik yelek için geçerli. Balistik plakayı delecek mermiye maruz kaldıysan zaten çoktan ölmüşsün demektir. Sniper dediğin dragonov falan bilmiyorum kullanmadım hiç.
Tabi bu kevlar yelek değil, balistik yelek için geçerli. Balistik plakayı delecek mermiye maruz kaldıysan zaten çoktan ölmüşsün demektir. Sniper dediğin dragonov falan bilmiyorum kullanmadım hiç.
0
pardon ya çelik yelek nereden çıktı, kurşun geçirmez yelek olacak.
neden soruyu sordum? takip ettiğim bir oyunda crossbow ile herkese tek atıp öldürebiliyorsunuz. sniper harici diğer silahlarla tek atınca ölmüyor.
neden soruyu sordum? takip ettiğim bir oyunda crossbow ile herkese tek atıp öldürebiliyorsunuz. sniper harici diğer silahlarla tek atınca ölmüyor.
0
partizan
https://urun.n11.com/yedek-parca-ve-aksesuar/nem-alici-aparat-1-kg-rutubet-giderici-tablet-2-adet-500gr-P213186083su zamazingo orta buyuklukte odada is gorur mu?
0
mete kudur
sb.p.s anket yazana cm gazoz ısmarlayacakmış. limonlu
sb.
p.s anket yazana cm gazoz ısmarlayacakmış. limonlu
p.s anket yazana cm gazoz ısmarlayacakmış. limonlu
0
en başta tahammülsüzlük
hakaret veya ısrarlı saygısızlık
herhangi bir canlıya yapılan apaçık kötü muamele
tahammülsüzlüğe tahammül gösterememek yumurta tavuk hikayesine döndüğünden kendimi bu konuda dizginlemeye çalışıyorum, diğer konularda sınırlarımı olduğu yerde bırakır kalp kırarım.
hakaret veya ısrarlı saygısızlık
herhangi bir canlıya yapılan apaçık kötü muamele
tahammülsüzlüğe tahammül gösterememek yumurta tavuk hikayesine döndüğünden kendimi bu konuda dizginlemeye çalışıyorum, diğer konularda sınırlarımı olduğu yerde bırakır kalp kırarım.
0
Korna. Bi gün korna çaldığı için trafikte birine arabadan inip saldırıcam, ne zaman olacak merakla bekliyorum.
0
-Tırnak yiyen insanlarla aynı ortamda bulunmak zorunda kalma
-bilgisi olmayıp fikri olan insanlarla anı ortamda bulunmak zorunda kalma
-toksik insanlarla aynı ortamda bulunmak zorunda kalma
-genel olarak ergenler ile muhatap olmak zorunda kalma
-balık yapınca eve sinen balık kokusu
-trafik kurallarına uymayan insanlar
-bilgisi olmayıp fikri olan insanlarla anı ortamda bulunmak zorunda kalma
-toksik insanlarla aynı ortamda bulunmak zorunda kalma
-genel olarak ergenler ile muhatap olmak zorunda kalma
-balık yapınca eve sinen balık kokusu
-trafik kurallarına uymayan insanlar
0
Saygısızlık
Aşırı laubalilik
Yalakalık, çıkarına göre tavırcılık
Her s*ki en iyi ben bilirimcilik
Cahilliğiyle övünecek kadar kara cehalet.
Edit: Yazarken bile sinirlendim.
Aşırı laubalilik
Yalakalık, çıkarına göre tavırcılık
Her s*ki en iyi ben bilirimcilik
Cahilliğiyle övünecek kadar kara cehalet.
Edit: Yazarken bile sinirlendim.
0
Sakız çiğneyen erkekler ve kadınlar ( güzel çıtıpıtı bi hatunsa çiğnesin sabaha kadar, bu da benim dengesizliğim napiyim)
0
Toplu taşıma kullanıp da hijyene dikkat etmeyen canlı formları. Ağız kokusu, ter kokusu, apış arası kokusu, ayak kokusuna maruz bırakılmak.
Aşırı derecede keskin koku alma duyusuna ve koku hafızasına sahibim evet.:( Kedi, köpek olacakmışım da yanlışlıkla insan olarak doğmuşum sanki.
Aşırı derecede keskin koku alma duyusuna ve koku hafızasına sahibim evet.:( Kedi, köpek olacakmışım da yanlışlıkla insan olarak doğmuşum sanki.
0
düşüncesizlik
kişilerin isteklerini ya da görüşünüşlerini değiştirmeye çalışmak, engellemek
saygısızlık
hakaret
cehaaaallleeetttt -baya sinir bozucu çünkü laf anlatamazsın-
sorunsuz şeyler-sevmiyorum galiba sorunsuz şeyleri illa sorunu olacak ben saatlerce müşteri hizmetleri ile konuşucam vs vs -
ekleme yapabilirim düşünmem lazım
kişilerin isteklerini ya da görüşünüşlerini değiştirmeye çalışmak, engellemek
saygısızlık
hakaret
cehaaaallleeetttt -baya sinir bozucu çünkü laf anlatamazsın-
sorunsuz şeyler-sevmiyorum galiba sorunsuz şeyleri illa sorunu olacak ben saatlerce müşteri hizmetleri ile konuşucam vs vs -
ekleme yapabilirim düşünmem lazım
0
boray eris
18 senelik Station Wagoon Megane'ımızı değiştirme kararı aldık.Clio ST'yi düşünüyorduk fakat bugün komşunun arabasında denedik ve tekerlekli sandalyem Clio ST'ye sığmadı. Bagaj neredeyse Bizim Megane SW ile Clio ST arasında en az 20 cm derinlik farkı var. Şu an yönümüzü Toyota Auris Touring Sports'a
18 senelik Station Wagoon Megane'ımızı değiştirme kararı aldık.
Clio ST'yi düşünüyorduk fakat bugün komşunun arabasında denedik ve tekerlekli sandalyem Clio ST'ye sığmadı. Bagaj neredeyse Bizim Megane SW ile Clio ST arasında en az 20 cm derinlik farkı var. Şu an yönümüzü Toyota Auris Touring Sports'a çevirdik. Alternatif öneriniz var mı?
Edit: Bütçe ÖTV'siz 70 bin ₺ civarı.
Clio ST'yi düşünüyorduk fakat bugün komşunun arabasında denedik ve tekerlekli sandalyem Clio ST'ye sığmadı. Bagaj neredeyse Bizim Megane SW ile Clio ST arasında en az 20 cm derinlik farkı var. Şu an yönümüzü Toyota Auris Touring Sports'a çevirdik. Alternatif öneriniz var mı?
Edit: Bütçe ÖTV'siz 70 bin ₺ civarı.
0
megane'nın yeni grand tourları vardı görünüş olarak çok güzeller, dizel motor da sağlam veya ford focus sw da çok güzel.
toyotadansa bu ikisinden birini daha tercih ederim.
toyotadansa bu ikisinden birini daha tercih ederim.
0
Megane Grandtour Türkiye'de Megane Sport Tourer olarak geçiyor ve artık Türkiye'de satılmıyor.
Ford Focus SW, Ford Türkiye sitesinde gözükmüyor.
Ford Focus SW, Ford Türkiye sitesinde gözükmüyor.
0
Butçe ne kadar yazmamissiniz ama. Alternatif ilk aklima gelenler;
-Kia ceed sw: Concept plus donanimi baya baya dolu. Bizim sokakta var yakisikli bir arac. Cok güzel bir fiyata alinip bu da 18 sene binilebilir sanki.
-Seat leon st: Buda baya baya güzel. Kia kadar donanimli olmasada konforlu oldugunu düşünüyorum.
-Kia ceed sw: Concept plus donanimi baya baya dolu. Bizim sokakta var yakisikli bir arac. Cok güzel bir fiyata alinip bu da 18 sene binilebilir sanki.
-Seat leon st: Buda baya baya güzel. Kia kadar donanimli olmasada konforlu oldugunu düşünüyorum.
0
@bir3iki7: 0 alırsam %90 üstü engelliye ÖTV indirimi var. Ondan yararlanmak istiyorum. Bütçe ÖTV'siz 70 bin ₺ civarı.
- Kia Cee'd SW: bagaj derinliği az. 1000 mm derinlik lazım.
- Seat Leon ST: bak bu güzel bir alternatifmiş. Bir tek DSG şanzıman mide bulandırıyor. VW çözdü mü bunların sorununu?
- Kia Cee'd SW: bagaj derinliği az. 1000 mm derinlik lazım.
- Seat Leon ST: bak bu güzel bir alternatifmiş. Bir tek DSG şanzıman mide bulandırıyor. VW çözdü mü bunların sorununu?
0
Sodakapaginin dedigine baktim.
Skodanin normali nin bagaji sw sinden daha büyük. Biri 1084, digeri 1050mm.
(git: www.skoda.com.tr )
Edit: vw jettanin da 1092 mm imiş
Dsg ise kullanima bagli. Daha yeni bi arkadasima golf aldik dsg li baya iyi.
Skodanin normali nin bagaji sw sinden daha büyük. Biri 1084, digeri 1050mm.
(git: www.skoda.com.tr )
Edit: vw jettanin da 1092 mm imiş
Dsg ise kullanima bagli. Daha yeni bi arkadasima golf aldik dsg li baya iyi.
0
@bir3iki7: sedan kesinlikle olmaz çünkü yazlığa giderken kamyon gibi yüklüyoruz.
Şeytan Hilux 4x2 al diyor.
Şeytan Hilux 4x2 al diyor.
0
draconas
Arkadaşlar merhaba, Otomobil ile ilgili teknik bir sorum olacak. Olayı direkt anlatıyorum. Dün araca bindim, kontağı çevirdim. Önce tüm ışıklar yanması gerektiği gibi yandı ve ardından hepsi söndü. Yani araçta hiçbir arıza ışığı yanmadığını gördükten sonra kontağı bir kere daha çevirdim ve marşa bas
Arkadaşlar merhaba,
Otomobil ile ilgili teknik bir sorum olacak. Olayı direkt anlatıyorum. Dün araca bindim, kontağı çevirdim. Önce tüm ışıklar yanması gerektiği gibi yandı ve ardından hepsi söndü. Yani araçta hiçbir arıza ışığı yanmadığını gördükten sonra kontağı bir kere daha çevirdim ve marşa bastım. Herşey bundan sonra başlıyor. Hiçbir arıza ışığı yanmamasına rağmen marş motoru klasik marş sesini çıkardı ama motor çalışmadı. Bu arada daha bugüne kadar hiç iki kere arka arkaya marşa basmadım. Yani ilk seferde motor çalışıyordu hep. Bu durumdan kıllandım fakat yine de tekrar denedim. Yine çalışmadı falan derken bir kere daha yine çalışmadı. Bu arada hala bir arıza lambası yanmıyor. Daha sonra kaputu açtım ve ilk önce aküye baktım. Akü sağlamdı ve ardından akünün kutup başlarındaki kablolar gevşek mi diye baktım. Onlarda taş gibi duruyordu. Herşey normal. Sonra motor içinde bulunan diğer soketleri elle kontrol ettim. Ne kadar kablo varsa tek tek elle sağlamlık kontrolü yaptım, yerinden çıkan hiçbir kablo yoktu. Tekrar denedim. Yine çalışmadı. Bende artık vazgeçtim.
Akşam kafama takıldı. Motor yağını da kontrol ettim. Motor yağıda normal seviyede. Bir kere daha denemeden önce üç dört kere gaz pedalına sertçe bastım. Bir kere daha kontağa bu sefer araba çalıştı. Ama çok tuhaf bir ses geliyordu motordan. Ve sarsıntılı çalışıyordu. Birkaç kere gaz verdim. Değişik bir çalışma sesi vardı. Bende kapattım.
Sabahta çekiciyle babam arabayı yetkili servise götürecekti. Gelen çekici amca ne gerek var servise demiş sanayide bir yere götürmüş. Şimdi adamda tarif etmiş babama ama ben hiçbir şey anlamadım, anlattıklarından. Ne parçası diyorum, bilmiyor.
Birşeyler anlattı o anlattıklarını yazacağım anladıysanız bi yardım edin.
Demiş ki; motorla egzost arasında bir davlumbaz var o parça kurum dolmuş. O yüzden oluyor. Arkadaş benim bu işi aklım almadı. Bir o parça ne olabilir. Benim aklıma egsoz manifoltu geliyor ki ne alaka böyle bir arızaya sebep olabilir mi?
Ben arızayı ateşleme ile ilgili çıkacaktır diye düşünmüştüm. Yani ya bujilerle ilgili ya da yakıt pompası falan olur diye düşündüm.
Bu ustanın dediği sizce mantıklı mı? Biliyorum tarif biraz yetersiz ama babamın anlattığı bu kadar. Ustanın insafına kaldık gibi yani.
Otomobil ile ilgili teknik bir sorum olacak. Olayı direkt anlatıyorum. Dün araca bindim, kontağı çevirdim. Önce tüm ışıklar yanması gerektiği gibi yandı ve ardından hepsi söndü. Yani araçta hiçbir arıza ışığı yanmadığını gördükten sonra kontağı bir kere daha çevirdim ve marşa bastım. Herşey bundan sonra başlıyor. Hiçbir arıza ışığı yanmamasına rağmen marş motoru klasik marş sesini çıkardı ama motor çalışmadı. Bu arada daha bugüne kadar hiç iki kere arka arkaya marşa basmadım. Yani ilk seferde motor çalışıyordu hep. Bu durumdan kıllandım fakat yine de tekrar denedim. Yine çalışmadı falan derken bir kere daha yine çalışmadı. Bu arada hala bir arıza lambası yanmıyor. Daha sonra kaputu açtım ve ilk önce aküye baktım. Akü sağlamdı ve ardından akünün kutup başlarındaki kablolar gevşek mi diye baktım. Onlarda taş gibi duruyordu. Herşey normal. Sonra motor içinde bulunan diğer soketleri elle kontrol ettim. Ne kadar kablo varsa tek tek elle sağlamlık kontrolü yaptım, yerinden çıkan hiçbir kablo yoktu. Tekrar denedim. Yine çalışmadı. Bende artık vazgeçtim.
Akşam kafama takıldı. Motor yağını da kontrol ettim. Motor yağıda normal seviyede. Bir kere daha denemeden önce üç dört kere gaz pedalına sertçe bastım. Bir kere daha kontağa bu sefer araba çalıştı. Ama çok tuhaf bir ses geliyordu motordan. Ve sarsıntılı çalışıyordu. Birkaç kere gaz verdim. Değişik bir çalışma sesi vardı. Bende kapattım.
Sabahta çekiciyle babam arabayı yetkili servise götürecekti. Gelen çekici amca ne gerek var servise demiş sanayide bir yere götürmüş. Şimdi adamda tarif etmiş babama ama ben hiçbir şey anlamadım, anlattıklarından. Ne parçası diyorum, bilmiyor.
Birşeyler anlattı o anlattıklarını yazacağım anladıysanız bi yardım edin.
Demiş ki; motorla egzost arasında bir davlumbaz var o parça kurum dolmuş. O yüzden oluyor. Arkadaş benim bu işi aklım almadı. Bir o parça ne olabilir. Benim aklıma egsoz manifoltu geliyor ki ne alaka böyle bir arızaya sebep olabilir mi?
Ben arızayı ateşleme ile ilgili çıkacaktır diye düşünmüştüm. Yani ya bujilerle ilgili ya da yakıt pompası falan olur diye düşündüm.
Bu ustanın dediği sizce mantıklı mı? Biliyorum tarif biraz yetersiz ama babamın anlattığı bu kadar. Ustanın insafına kaldık gibi yani.
0
Ayni sey bizim de basimiza geldi, gaz pedalina bastikca viuuuvvvv gibi aptalca, olmamasi gereken bi ses cikiyodu ve araba calismiyodu kesinlikle.
bizim usta da sizin ustanin dediginin aynisini demisti valla, tanidik ustadir kendisi. Oralari bi suru seyler tikiyormus bi sure sonra filan.
Yani kisaca ayni seyi demisti bize de evet.
bizim usta da sizin ustanin dediginin aynisini demisti valla, tanidik ustadir kendisi. Oralari bi suru seyler tikiyormus bi sure sonra filan.
Yani kisaca ayni seyi demisti bize de evet.
0
1) Akü ile alakalı olamaz. Akü zayıflarsa zaten farlardan falan anlarsınız. Marş motoru da çalışmakta zorluk çeker. O marş sesi ağır oynatım gibi ses verir.
2) Motor yağı azalmoş ya da bitmiş olursa ilk olarak yağ ışığı sönmez zaten. Onu geçtim söndü diyelim. Motorun çalışmasını etkilemez. Motor çalışır ama bir süre sonra fazla aşınmadan ve fazla ısınmadan motor sarar.
Aracın marka ve modeli nedir? Eğer yeni tip bir araç ise gazlamanızla alakası yoktur. Çünkü gaz pedalı elektroniktir ve gaz verince yakıt pompalamış olamazsınız. Onla alkası yoktur.
Bunun dışında maalesef motorun çalışmaması birçok parametreye bağlı olabilir. Bu aşamada biraz ustanın söylediklerine güvenmek gerekiyor. Usta ile anlaşın. Eğer problemi çözemezsen benden yaptıklarının parasını isteme vs. gibisinden. Yani adam egzostaki problemi hallettikten sonra problem devam ederse para falan istemesin hiç.
2) Motor yağı azalmoş ya da bitmiş olursa ilk olarak yağ ışığı sönmez zaten. Onu geçtim söndü diyelim. Motorun çalışmasını etkilemez. Motor çalışır ama bir süre sonra fazla aşınmadan ve fazla ısınmadan motor sarar.
Aracın marka ve modeli nedir? Eğer yeni tip bir araç ise gazlamanızla alakası yoktur. Çünkü gaz pedalı elektroniktir ve gaz verince yakıt pompalamış olamazsınız. Onla alkası yoktur.
Bunun dışında maalesef motorun çalışmaması birçok parametreye bağlı olabilir. Bu aşamada biraz ustanın söylediklerine güvenmek gerekiyor. Usta ile anlaşın. Eğer problemi çözemezsen benden yaptıklarının parasını isteme vs. gibisinden. Yani adam egzostaki problemi hallettikten sonra problem devam ederse para falan istemesin hiç.
0
@himmwt dayı zaten bende kontrol amaçlı baktım. normalde akü bittiğinde tık diye bir ses geliyor. hiç marş sesi gelmiyor. araç chevrolet cruze
yani çok tuhaftı çalışması sanki dizel motor gibi tırtır ses geliyordu rolantideyken. bir de gaza basınca çok değişik çok derinden bir ıslık gibi zar sor seçilen bir ses geliyordu.
çalışmayınca ben ateşleme ve yakıt sistemi geldi aklıma. bilmiyorum valla böyle sanayi esnafına da güvenim sıfır ama artık araç gitmiş oraya yapacak bir şey yok.
yani çok tuhaftı çalışması sanki dizel motor gibi tırtır ses geliyordu rolantideyken. bir de gaza basınca çok değişik çok derinden bir ıslık gibi zar sor seçilen bir ses geliyordu.
çalışmayınca ben ateşleme ve yakıt sistemi geldi aklıma. bilmiyorum valla böyle sanayi esnafına da güvenim sıfır ama artık araç gitmiş oraya yapacak bir şey yok.
0
Motorla egzoz arasında kurum dolabilecek yer katalizör denen katalitik konvertör benim bildiğim. Kurum temizlenerek halledilecekse sorun yok. Sorun katalizörde ise ve arızalı ise masraflı bir parça ne yazık ki
0
Adam haklı olabilir. O parça büyük ihtimalle dizel partikül filtresi. Marka model km yaş bilgisi verebilir misin?
0
Katalizörü değiltirmeye kalkmasın sakın. O km de katalizör tıkanmaz. Ya benzinin yok, ya da benzin pompanda problem var. Araç lpgli mi ?
0
clones
https://www.morhipo.com/caterpillar-messenger-askili-canta/15967429/detay?depid=şu tipte veya benzer bir çanta arıyorum. İstanbul'da nerde bulabilirim. Taksimde halep pasajı ve atlas pasajına baktım ama bulamadım. Var mıdır başka bir yer. Görmeden almak istemiyorum yoksa siteden alırdım.
www.morhipo.com
şu tipte veya benzer bir çanta arıyorum. İstanbul'da nerde bulabilirim. Taksimde halep pasajı ve atlas pasajına baktım ama bulamadım. Var mıdır başka bir yer. Görmeden almak istemiyorum yoksa siteden alırdım.
şu tipte veya benzer bir çanta arıyorum. İstanbul'da nerde bulabilirim. Taksimde halep pasajı ve atlas pasajına baktım ama bulamadım. Var mıdır başka bir yer. Görmeden almak istemiyorum yoksa siteden alırdım.
0
sanki tüneleden karaköy'e indiğimiz yokuşta görmüştüm. deri çantaların yanına iliştirilmiş bunun gibi modeller vardı.
0
renkli hayalet
Ben 1 hafta sonra yurtdisina yerlesiyorum; bu borcu su anda odemek istemiyorum. su anda vergi dairesine aktarilmis borcum. odemezsem basima en fazla ne gelir? ulkeye giris cikislarda sorun yasar miyim? su anda toplam borcum 11 bin.
Ben 1 hafta sonra yurtdisina yerlesiyorum; bu borcu su anda odemek istemiyorum. su anda vergi dairesine aktarilmis borcum. odemezsem basima en fazla ne gelir? ulkeye giris cikislarda sorun yasar miyim? su anda toplam borcum 11 bin.
0
Faiz işlemesi iyi bir şey mi? 11bin tl mi? KYK bursu almasam mı acaba? Tehlikeli görünüyor yurda döndüğünde 100bin tl olmuş borcun bir bakmışsın..
0
çok cüzi faizler biniyordu benim dönemimde 1 yılda 20 30 tl gibi rakamlardı.
sonra öderim diyosan hiç başlama git yerleş giriş çıkışlarda bi sıkıntı yaşamazsın.
sonra öderim diyosan hiç başlama git yerleş giriş çıkışlarda bi sıkıntı yaşamazsın.
0
faiz çok binmez. zaten dönem dönem af geliyor, faizleri siliyolar. bi sıkıntı yaşamazsın ülkeye giriş yaparken.
0
ahlak bekcileri yine is basinda, bari at gozluklerinizi cikarip yargilayin insanlari.
0
kaçarın yok ödeyeceksin.
etrafımda kaçabilenini görmedim.
artık uğraşmıyor öyle eskisi gibi, direkt maaş hesabını bloke ediyor.
sonra sen kendi ayağınla ilgili vergi dairesine gidiyorsun. borcun belli bir oranını ödeyerek kalanını taksitlendirme yoluna gidiyorsun aksi halde kalkmıyor blokaj.
her yıl güncellenerek artar. en olmadık bir yerde karşına çıkacağına kalıbımı basarım.
teorikadama yüklenmeyin bir yerde doğru söylemiş. duyuruyu açan arkadaş için demiyorum ama o kafada binlerce insan var. nasıl ödeyeceksin demek yerine al ya ne olcak sanki ödersin diyen bir sürü arkadaş var.
not: başbakanlık bursu
etrafımda kaçabilenini görmedim.
artık uğraşmıyor öyle eskisi gibi, direkt maaş hesabını bloke ediyor.
sonra sen kendi ayağınla ilgili vergi dairesine gidiyorsun. borcun belli bir oranını ödeyerek kalanını taksitlendirme yoluna gidiyorsun aksi halde kalkmıyor blokaj.
her yıl güncellenerek artar. en olmadık bir yerde karşına çıkacağına kalıbımı basarım.
teorikadama yüklenmeyin bir yerde doğru söylemiş. duyuruyu açan arkadaş için demiyorum ama o kafada binlerce insan var. nasıl ödeyeceksin demek yerine al ya ne olcak sanki ödersin diyen bir sürü arkadaş var.
not: başbakanlık bursu
0
stavro
Bu olay nasil oluyor cozemedim. Simdi bu adamlar birini vurmayi nasil beceriyor? Elinde silahla havaya ates edilmiyor mu normalde? Yukariya degil de yatay pozisyonda saga sola mi ates ediyorlar ya da havada ucan adamlar mi var? Dugunde ates edikiyor, dugune gelenlerden birkaci vuruluyor diye haber g
Bu olay nasil oluyor cozemedim. Simdi bu adamlar birini vurmayi nasil beceriyor? Elinde silahla havaya ates edilmiyor mu normalde? Yukariya degil de yatay pozisyonda saga sola mi ates ediyorlar ya da havada ucan adamlar mi var? Dugunde ates edikiyor, dugune gelenlerden birkaci vuruluyor diye haber goruyoruz mesela. Ben bu olayi anlamadim bir turlu. Dugundeki kalabaliga mi ates ediyor bu adamlar direkt, nasil beceriyorlar oradan birini vurmayi? Bu olay nasil oluyor merakimk giderir misiniz:)
0
yani, duyuruda sana bunun teknik açıklamasını yapacak kimseyi bulamazsın sanırım. bu bir nevi çok temel bir mantık, havadan yere düşen mermi hala sıcak kaldığı ve çarpışarak yapısı bozulmadığı için yaralar/öldürür. buna dair merak oluşturan ve bunu başkalarına soran birini hayatımda ilk kez görüyorum.
www.bbc.com
edit: bulurmuşsun, göt oldum. bazen 7 milyar tane olduğumuzu unutuyorum, bunu araştıran da varmış.
www.bbc.com
edit: bulurmuşsun, göt oldum. bazen 7 milyar tane olduğumuzu unutuyorum, bunu araştıran da varmış.
0
Yok yorgun mermi öldürmez genelde tam dik sıkmadiklari için o atışın yorgun mermisi yüzlerce metre uzağa gider en az. Ama bu adamlar cidden salak mesela uzun namlulu silahı tek elle tutmaya çalışıyor bir de seri mod açıksa taka taka atarken silah tepiyor vuruyor yanda halay çeken dayıyı. Genelde silahı kullananın beceriksizliği ve panik yapmasi yüzünden oluyor. İnternette sayısız video var
0
İki türlü de olabilir, doğrudan ya da yorgun mermiyle. Geçen şöyle bi haber vardı www.ntv.com.tr
0
videolari var. cidden gerizekali insanlar vuruyor o sekilde. halay cekerken ates eden adamlar iste iq 20 falan. bi de balkonlardan vurulanlar da var. adam namlu havaya dogru bakinca gokyuzune gidecek saniyor mermi, ama namlu 10 derece egik olsa uzaktaki bi apartmanin yuksek katlarina denk geliyor.
0
Aslında olay cok basit. Gucsuz insanlar ates ettiklerinde bit noktadan sonra silah diklik pozisyonunu kaybederek sarsintininda etkisiyle yavas yavas seyircilere dogru alcalmaya basliyor ve silah hala ates ettigi icin adam farkina varamiyor. Ikinci olaraksa bazi gerizekalilar silah tutukluk yapinca insanlara dogru cevirip alla alla noldu bu silaha minvalinde tetigi kurcaliyor ve bam.kacinilmaz son.
0
1- Alkol.
2- İhtiyarlar kolu kaldırdık sanıyor, halbuki yere paralelden hallice duruyor.
2- İhtiyarlar kolu kaldırdık sanıyor, halbuki yere paralelden hallice duruyor.
0
Kedilerinefendisi
Merhaba;2-3 sayfalık broşür tasarımı yapmak istiyorum. Bu program kolay diye duydum. Daha önce hiç kullanmadım daha doğrusu hiç tasarım programı kullanmadım iktisatçıyım ben :) patron bana verdi bu görevi incelikleri nelerdir, çok zamanımı alır mı
Merhaba;
2-3 sayfalık broşür tasarımı yapmak istiyorum. Bu program kolay diye duydum. Daha önce hiç kullanmadım daha doğrusu hiç tasarım programı kullanmadım iktisatçıyım ben :) patron bana verdi bu görevi incelikleri nelerdir, çok zamanımı alır mı
2-3 sayfalık broşür tasarımı yapmak istiyorum. Bu program kolay diye duydum. Daha önce hiç kullanmadım daha doğrusu hiç tasarım programı kullanmadım iktisatçıyım ben :) patron bana verdi bu görevi incelikleri nelerdir, çok zamanımı alır mı
0
Arkadaşım kolay dediğin programla (hiç bilmediğini varsayarak söylüyorum) sadece ekrana boş boş bakarsın. İnsanlar onu öğrenebilmek için aylarını veriyorlar. Bunu senden isteyen patron yarın "ya noolacak sen de yaparsın" deyip senin yerine liseyi dışardan bitirmiş amcasının oğlunu koyarsa şaşırma.
0
iddaaci
Merhabalar, yolcum var. Oralarda bi 20 dk araç içinde bekleme yapmam lazım. Mümkün mü? Merak ettiğim şey plakayı çekip arkadan ceza gönderen sistem var mı orada? ya da başka ceza şekli?
Merhabalar, yolcum var. Oralarda bi 20 dk araç içinde bekleme yapmam lazım. Mümkün mü? Merak ettiğim şey plakayı çekip arkadan ceza gönderen sistem var mı orada? ya da başka ceza şekli?
0
yapamazsın zaten polis izin vermiyor. o yüzden havaalanına gelmeden önce yol kenarında bekleyen araçları göreceksin sen de onlar gibi yol kenarında bekleyebilirsin.
0
Gümrük tarafına veya kiralık araçların otoparkı var oralarda bi yerlerde 15-20 dk bekleyebilirsin ama daha çok uzarsa özel güvenlik ve polis gelip uyarıyor ( 15 temmuz ve ahl ye bombalı saldırıdan sonra daha çok dikkatliler, kimseyi ahl'nin çevresinde bekletmiyorlar)
0
prntscr.com
prntscr.com
ikinci fotoda kırmızı çizgi ile çizilen kısımda bekleyen bir çok araç oluyor. Orada bekleyebilirsin ama nadiren polis gelip ceza yazabiliyor yada yazmıyor piyango.
edit: Ha bura dış hatlara varmadan arabanın içinde bekleyebileceğin bir yol. Kişi kapıya çıkıp ha ben çıktım dediğinde yoluna devam edip kişiyi alabilirsin. Arabayı buraya bırakamazsın.
prntscr.com
ikinci fotoda kırmızı çizgi ile çizilen kısımda bekleyen bir çok araç oluyor. Orada bekleyebilirsin ama nadiren polis gelip ceza yazabiliyor yada yazmıyor piyango.
edit: Ha bura dış hatlara varmadan arabanın içinde bekleyebileceğin bir yol. Kişi kapıya çıkıp ha ben çıktım dediğinde yoluna devam edip kişiyi alabilirsin. Arabayı buraya bırakamazsın.
0
Camelar
Arkadaşlar aradım fakat böyle bir başlık bulamadım. IOS işletim sisteminden binlercesinin olduğu konuşmadaki fotoğrafları bilgisayarıma programsız nasıl aktarabilirim? Whatsapp Web kullanmıyorum.Doğrudan USB ile bağlantı kurmayı denedim fakat telefona gelen seçeneklerden ilgili bilgisayara güven ded
Arkadaşlar aradım fakat böyle bir başlık bulamadım. IOS işletim sisteminden binlercesinin olduğu konuşmadaki fotoğrafları bilgisayarıma programsız nasıl aktarabilirim? Whatsapp Web kullanmıyorum.
Doğrudan USB ile bağlantı kurmayı denedim fakat telefona gelen seçeneklerden ilgili bilgisayara güven dediysem de bilgisayar görmedi.
Telefon Iphone 7 plus. Biraz da aciliyeti var.
Doğrudan USB ile bağlantı kurmayı denedim fakat telefona gelen seçeneklerden ilgili bilgisayara güven dediysem de bilgisayar görmedi.
Telefon Iphone 7 plus. Biraz da aciliyeti var.
0
Bir konuşmadaki için konuşmayı e postala seçeneği işe yaramaz mı?
0
Program olmasın demişsiniz ama Wifi file transferi çok tavsiye ederim. Telefon ve bilgisayarın aynı wifi'ya bağlı olması yeterli.
0
E-posta
Phone drive
Bulut sürücüler
Cam scanner ile de tarattıklarını
Phone drive
Bulut sürücüler
Cam scanner ile de tarattıklarını
0
Google fotoğraflar uygulaması kurulur google onları bulut sistemine yükler sizde her yerden erişebilirsiniz.
0
ufoozgur
Az önce işyerimdeki tuvalete gittiğimde aklıma geldi. Bu köpük şeklinde sabun tasarruf sağlıyor mu? Sağlıyorsa evde de bunu nasıl kullanabiliriz?Hani dispenserini alsak ne kadar tutar? Toptan köpük sabun sıvısını (ya da kimyasalı neyse) onu alsak ne kadar tutar?Açıkçası sıvı sabundan daha tasarruflu
Az önce işyerimdeki tuvalete gittiğimde aklıma geldi. Bu köpük şeklinde sabun tasarruf sağlıyor mu? Sağlıyorsa evde de bunu nasıl kullanabiliriz?
Hani dispenserini alsak ne kadar tutar? Toptan köpük sabun sıvısını (ya da kimyasalı neyse) onu alsak ne kadar tutar?
Açıkçası sıvı sabundan daha tasarruflu olacakmış gibi geliyor da.
Hani dispenserini alsak ne kadar tutar? Toptan köpük sabun sıvısını (ya da kimyasalı neyse) onu alsak ne kadar tutar?
Açıkçası sıvı sabundan daha tasarruflu olacakmış gibi geliyor da.
0
Ya bi sır vereyim mi sana, köpük sabun diye bi şey yok :) O basmalı şişelerin içindeki yay mekanizması biraz daha fazla sayıda kıvrım içeriyor sadece. Bu da içinden geçen sıvıyı köpürtüyor. Normal sıvı sabunu biriz sulandırıp koyuyorsun içine. köpüre köpüre akıyor.Ve evet inanılmaz ekonomik oluyor .
0
A101 de görmüştüm orda satıyorlar. Ayrıca yanında basmalı sıvı sabun boş şeysinden de veriyorlar
0
probiyotik
arkadaşın ev uzak, 2 saat iş yerindenbuhar kazanlı ütünün buhar modu açıkta bırakmış, akşama kadar beklersek sıkıntı olur mu?teşekkürler.
arkadaşın ev uzak, 2 saat iş yerinden
buhar kazanlı ütünün buhar modu açıkta bırakmış, akşama kadar beklersek sıkıntı olur mu?
teşekkürler.
buhar kazanlı ütünün buhar modu açıkta bırakmış, akşama kadar beklersek sıkıntı olur mu?
teşekkürler.
0
sıkıntı olur olmaz bilemiyorum ama riskli yani. komşuya dairenin sigortasını attırmasını isteyebilir en azından geçici çözüm.
0
O zaman da dolaptakiler bozulur. Bence eve erken çıkıp gitsin. Zaten çalışanların yüzde 60ı öyle yapacak bugün.
0
Kendi kendine kapanmıyor mu onlar, modelini biliyorsa internetten baksın, sabit durunca bir süre sonra kapanması kazım.
0
Ben 1 gun boyunca acik unutmustum bir sey olmadi ama buhari acik degildi sanirim. Buharin acik olmasi suyun buharlasip kazana zarar vermesine sebep olabilir.
0
saç düzleştiricisi için pek çok kez apartman görevlisinden sigortayı kapatmasını rica ettim. buzdolabındakilere bir şey olmuyor.
0
aradaki uzaklik
Beyler, bayanlar. Yine toplumu ortadan ikiye ayıran başka bir konuyla baş başayız.Öncelikle söylemem gerek ki, 6 aylık dünya tatlısı bir tosuncuk babasıyım. Allah herkese nasip etsin. Çok ayrı bir şeymiş, sahip olmadan inanmazdım.Şimdi geçenlerde yolda "bebeğimi öpemezsin, sevemezsin, dokunamazsın!"
Beyler, bayanlar. Yine toplumu ortadan ikiye ayıran başka bir konuyla baş başayız.
Öncelikle söylemem gerek ki, 6 aylık dünya tatlısı bir tosuncuk babasıyım. Allah herkese nasip etsin. Çok ayrı bir şeymiş, sahip olmadan inanmazdım.
Şimdi geçenlerde yolda "bebeğimi öpemezsin, sevemezsin, dokunamazsın!" duyarı kasan manyak bir anneye denk geldim, yaşlı tosuncuk bir amcaya duyar kasıyordu. Bildiğiniz nedenler işte; "mikrop kapabilir, hasta olabilir, neden tanımadığım biri dokunsun ki bebeğime vs."
Ben ise tam tersi, bebeğime insanlar dokunsun, kucağına alsın, sevsin, gülsün, mıncıklasın istiyorum. Tabi ki bunun bir sınırı var, şapur şupur yanağından öpmesini istemem ama bebeğimin yüzüne gülen, kucağına alan, ayaklarını mıncıran insanlardan hiç rahatsız olmuyorum, bilakis hoşuma gidiyor.
Bizim toplumun da en büyük güzelliklerinden birinin bu samimiyet ve sevgi olduğunu düşünüyorum (batılılarnı aksine).
Ama görüyorum ki bazı anne babalar bebeğin dış dünyayla temasını, yaşlı teyze-amcaların veya genç insanların bebeğe dokunmalı ilgisini, sevmeleri, koklamaları, kucaklamaları kırmızı çizgi kıvamında görüyorlar. Hatta bunu yapmamanın bir medeniyet göstergesi olduğunu düşünüyorlar.
Sizce de bu düşünce tarzında bir sıkıntı yok mu? Bu maymun mu ki tel kafeste büyütesin, balık mı ki akvaryumdan dışarıya çıkaramayasın? Bırakın çocuklarınız dış dünyayla barışık, sevgi dolu, mıncırmalı büyüsün. YA BENİM KENDİ BEBEĞİNİ 2 AYLIK OLANA KADAR ÖPMEYEN ARKADAŞIM VAR!!'1! LANET OLSUN!!!
Her neyse, ne diyorsunuz bu konuda? Fikriniz nedir?
Öncelikle söylemem gerek ki, 6 aylık dünya tatlısı bir tosuncuk babasıyım. Allah herkese nasip etsin. Çok ayrı bir şeymiş, sahip olmadan inanmazdım.
Şimdi geçenlerde yolda "bebeğimi öpemezsin, sevemezsin, dokunamazsın!" duyarı kasan manyak bir anneye denk geldim, yaşlı tosuncuk bir amcaya duyar kasıyordu. Bildiğiniz nedenler işte; "mikrop kapabilir, hasta olabilir, neden tanımadığım biri dokunsun ki bebeğime vs."
Ben ise tam tersi, bebeğime insanlar dokunsun, kucağına alsın, sevsin, gülsün, mıncıklasın istiyorum. Tabi ki bunun bir sınırı var, şapur şupur yanağından öpmesini istemem ama bebeğimin yüzüne gülen, kucağına alan, ayaklarını mıncıran insanlardan hiç rahatsız olmuyorum, bilakis hoşuma gidiyor.
Bizim toplumun da en büyük güzelliklerinden birinin bu samimiyet ve sevgi olduğunu düşünüyorum (batılılarnı aksine).
Ama görüyorum ki bazı anne babalar bebeğin dış dünyayla temasını, yaşlı teyze-amcaların veya genç insanların bebeğe dokunmalı ilgisini, sevmeleri, koklamaları, kucaklamaları kırmızı çizgi kıvamında görüyorlar. Hatta bunu yapmamanın bir medeniyet göstergesi olduğunu düşünüyorlar.
Sizce de bu düşünce tarzında bir sıkıntı yok mu? Bu maymun mu ki tel kafeste büyütesin, balık mı ki akvaryumdan dışarıya çıkaramayasın? Bırakın çocuklarınız dış dünyayla barışık, sevgi dolu, mıncırmalı büyüsün. YA BENİM KENDİ BEBEĞİNİ 2 AYLIK OLANA KADAR ÖPMEYEN ARKADAŞIM VAR!!'1! LANET OLSUN!!!
Her neyse, ne diyorsunuz bu konuda? Fikriniz nedir?
0
Sıkıntı yok bence, yabancıların dokunması çok saçma, kucağına aldığında ne niyetle aldığını da bilemezsin. Tosuncuk amcalardan ne iğrenç düşünceler çıkabildiğini de biliyoruz hiç gerek yok o yüzden. Çocuğum olsa asla izin vermem.
Ben şeyi sevmiyorum, tanıdık bildik bebeklerin annelerinin "ay daha aşıları tam değil kucağına almasan daha iyi" demelerini. Hasta olsam zaten almak istemem yani çok saçma geliyor bu.
Ben şeyi sevmiyorum, tanıdık bildik bebeklerin annelerinin "ay daha aşıları tam değil kucağına almasan daha iyi" demelerini. Hasta olsam zaten almak istemem yani çok saçma geliyor bu.
0
avrupa'da bu daha çok pedofili kaygısıyla yapılıyor diye biliyorum. yoksa çocuğu steril bir ortam içinde yetiştirmek ona faydadan çok zarar getirir. başa dönecek olursak evet manyak ve sapık oldukça fazla o nedenle daima uyanık olmak zorundayız.
0
Ben istemedigim birinin beni opmesine de karsiyim. Bana, cocuguma ya da bir esyama bir yabancinin dokunmasi sacma en basta!
Edit: Amcasinin teyzesinin kuzenlerinin opmesiyle onu sevmesiyle otobus duragindaki bir adamin cocuga dokunmasi cok farkli. Bir de konuyu acan kisi umarim cocugunu opturmeye karsi cikanlara antipatisi nedeniyse bebegi onune gelene elletip opturup bebegin zarar gormesine yol acmaz.
Edit: Amcasinin teyzesinin kuzenlerinin opmesiyle onu sevmesiyle otobus duragindaki bir adamin cocuga dokunmasi cok farkli. Bir de konuyu acan kisi umarim cocugunu opturmeye karsi cikanlara antipatisi nedeniyse bebegi onune gelene elletip opturup bebegin zarar gormesine yol acmaz.
0
ben sana katılıyorum. bazıları akrabaların bile öpmesine karşı. akrabamın, komşumun, iş arkadaşımın çocugunu öpemeyeceksem insan içine de çıkarmasınlar. gereksiz ve kibirli bir davranış.
0
Oldum olası sevmem öpülmeyi(sevgili harici) küçükken sürekli birileri beni öptükten sonra yanaklarımı silerdim, o yüzden ben de sanırım buna izin vermeyeceğim, fanusta büyütmem çocuğu ama bu öpme koklama olayları gereksiz.
0
dış dünya konusunda emin değilim.
biraz karşındaki insanla ilgili.
mesela çok sevimli, yaşlı ve tonton bir çift ya da kadın olsa, sevmek istese sesimi çıkartmazdım, hoşuma giderdi.
ama erkeklere daha şüpheyle bakardım belki.
kucaklarına almalarına izin vermezdim muhtemelen, ama hani sevsinler, konuşsunlar isterdim sanırım.
bunun dışında, yakın çevreye bunu yapmanın kesinlikle bir anlamı yok.
evet, bir ölçüsü olmalı elbette.
sonuçta yeğenini taciz eden amcalar/dayılar da var.
ama benim dayımın oğlu oldu, annesinin manyaklığından bir öpemedim çocuğu.
ancak ayaklarını sevdim, o da üç saniye ve onların kucağındayken.
ondan sonra uzaktan sevmeye devam ettik.
bu, dayımın karısına (yenge diyeceğim, ama benden dört yaş büyük sadece) aşırı antipati beslememe neden olan bir şeydir mesela.
bunu ultra saçma buluyorum.
bebek dediğin, ailede belli ölçüler dahilinde elden ele gezmeli, sevilmeli.
taciz korkusunu belli yere kadar anlayabiliyorum.
ama dokunmanın aşırısı rahatsız edici olabilse de, hiç dokunulmaması da doğru değil.
bebek gelişiminde fiziksel temas, ilerideki ruhsal ve zihinsel gelişim için çok çok önemli bir şey.
biraz karşındaki insanla ilgili.
mesela çok sevimli, yaşlı ve tonton bir çift ya da kadın olsa, sevmek istese sesimi çıkartmazdım, hoşuma giderdi.
ama erkeklere daha şüpheyle bakardım belki.
kucaklarına almalarına izin vermezdim muhtemelen, ama hani sevsinler, konuşsunlar isterdim sanırım.
bunun dışında, yakın çevreye bunu yapmanın kesinlikle bir anlamı yok.
evet, bir ölçüsü olmalı elbette.
sonuçta yeğenini taciz eden amcalar/dayılar da var.
ama benim dayımın oğlu oldu, annesinin manyaklığından bir öpemedim çocuğu.
ancak ayaklarını sevdim, o da üç saniye ve onların kucağındayken.
ondan sonra uzaktan sevmeye devam ettik.
bu, dayımın karısına (yenge diyeceğim, ama benden dört yaş büyük sadece) aşırı antipati beslememe neden olan bir şeydir mesela.
bunu ultra saçma buluyorum.
bebek dediğin, ailede belli ölçüler dahilinde elden ele gezmeli, sevilmeli.
taciz korkusunu belli yere kadar anlayabiliyorum.
ama dokunmanın aşırısı rahatsız edici olabilse de, hiç dokunulmaması da doğru değil.
bebek gelişiminde fiziksel temas, ilerideki ruhsal ve zihinsel gelişim için çok çok önemli bir şey.
0
Çocukların kişisel alan kavramını ve bedenleri üzerlerindeki söz haklarını küçük yaştan itibaren öğrenmeleri ve içselleştirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Verdiğiniz örnekler benim için de ekstrem, yani çocuğum olsa tabi ki başka insanlarla yakınlaşsın isterim abartmadan.
Ama önce ebeveyne ve çocuğa sormak lazım (eğer konuşabilecek yaşta ise) ya da sorulmuyorsa da ipuçlarını dikkatli okumak lazım, kimsenin bir başkasının kişisel alanına girmeye hakkı yok.
Ama önce ebeveyne ve çocuğa sormak lazım (eğer konuşabilecek yaşta ise) ya da sorulmuyorsa da ipuçlarını dikkatli okumak lazım, kimsenin bir başkasının kişisel alanına girmeye hakkı yok.
0
akrabalar dahil çocuğuma kolay kolay dokundurmazdım. toplum igrenc. izole buyusun temiz buyusun.
mikrobunu da kediden köpekten alır mis gibi.
mikrobunu da kediden köpekten alır mis gibi.
0
yakın aile ve akrabalarınızın öpmesinde, kucaklamasında bir problem görmüyorum. biz de seviyoruz canımız gibi ama sokaktaki adamın ya da başka birinin pedofili olmadığını nerden biliyorsunuz. otobüste, dolmuşta sevdirmez ve çocuğumu birine vermezdim. kucağınızda olan çocuğa acıyıp bana verin diyen adam çok üzülüyorsa kalksın bana yer versin. ülkede cinsel açlık var, bence siz de bu kadar iyiniyetli olmayın.
0
Çocuğun yabancılar tarafından dokunulmayı öpülmeyi yanlış olarak algılayabilmesi için bunun yapılmaması gerekiyor.
Yoksa çocuğun algılarında yabancıların bana dokunması sorun değil gibi bir şey oluşuyor ki bu da çok kötü şeylere yol açıyor.
Yabancıların temasına izin verdiğiniz normal gösterdiğiniz sürece de ne kadar söylerseniz söyleyin çocuk söylediğiniz şeyi değil yaşattığınız şeyi doğru algıladığı için, öğrenemez bunun yanlış olduğunu.
Kastım teyzesi amcası vs değil (ki onlara karşı bile belli bi sınır olmalı) ancak yabancılarla kesinlikle bir mesafe olmalı, ki ileride yaşı büyüyüp tepki verebilecek kadar büyüdüğünde başına bir şey gelirse (allah korusun ama nasıl bir ülkede/dünyada yaşadığımız ortada) tepki verebilsin veyahut bunu size anlatabilsin.
Bu durum aman çocuğum mikrop kapmasından öte, onun psikolojisi sağlıklı yetişebilmesi için önemli.
Ben çocuğumu daha küçücük yaşta dokunulmanın öpülmenin özel ve sadece onun izni ile ve bazı insanlar tarafından olması gerektiğini, o istemediği ve bunu söylediği zaman annesi olarak benim bile dokunmamın yanlış olduğunu öğretecek yetiştireceğim şahsen.
Yoksa çocuğun algılarında yabancıların bana dokunması sorun değil gibi bir şey oluşuyor ki bu da çok kötü şeylere yol açıyor.
Yabancıların temasına izin verdiğiniz normal gösterdiğiniz sürece de ne kadar söylerseniz söyleyin çocuk söylediğiniz şeyi değil yaşattığınız şeyi doğru algıladığı için, öğrenemez bunun yanlış olduğunu.
Kastım teyzesi amcası vs değil (ki onlara karşı bile belli bi sınır olmalı) ancak yabancılarla kesinlikle bir mesafe olmalı, ki ileride yaşı büyüyüp tepki verebilecek kadar büyüdüğünde başına bir şey gelirse (allah korusun ama nasıl bir ülkede/dünyada yaşadığımız ortada) tepki verebilsin veyahut bunu size anlatabilsin.
Bu durum aman çocuğum mikrop kapmasından öte, onun psikolojisi sağlıklı yetişebilmesi için önemli.
Ben çocuğumu daha küçücük yaşta dokunulmanın öpülmenin özel ve sadece onun izni ile ve bazı insanlar tarafından olması gerektiğini, o istemediği ve bunu söylediği zaman annesi olarak benim bile dokunmamın yanlış olduğunu öğretecek yetiştireceğim şahsen.
0
Niyetiniz çok iyi, ancak o yaşlı amcaların arasında otobüste mastürbasyon yapan dayılardan biri de olabilir (umarım asla karşılaşmamışsınızdır ve karşılaşmazsınız bu durumla). Bunun yanında çocuğunuzun bu durumda hoşlandığından emin misiniz, ya da hoşlanacağından, bu da önemli. Hiçbir zaman birilerinin beni öpmesinden hoşlanmamışımdır anne, kardeş, sevgili haricinde. Güvenilir kişiler olmadıkça çocuğumu öpmelerine, ona dokunmalarına izin vermezdim sanırım. Ki sokakta gördüğüm insana da güvenemezdim.
0
bende yeğenimi 3 yaşına kadar öpmedim. ağız içinde çıkan aft ile ilgili virüsün 3 yaşına kadar vücuda bulaştığını ve 3 yaşına kadar virüs bulaşmadıysa bir daha bulaşmayacağını okumuştum bir yerlerden. başka bebekleri de öpmem. sadece koklarım çok seversem. bunun dışında da avuç içlerinin okşanmasından hoşlandıklarını okumuştum yine bir yerlerden. sakinleştirirmiş. yine bebeği seversem elinden tutarım. Bundan öteye asla gitmem. Gerçekten gereksiz samimiyet. Öpmeden de sevgini gösterebilirsin.
Bunun bir diğer örneği bir şey vererek sevgiyi ifade etmekte. Bozuk para, sürpriz yumurta, şeker,... Çocuğa bir şey vermeden de, sadece sevginin verilebileceğini öğretmek gerek ve bu tavırlar bunu engelliyor. Üstelik bunu yapan genelde ebeveynlerin aileleri olduğundan, çocuğun hem yeme düzenini alt üst ediyorlar, hem de beslenme alışkanlıklarını kökten değiştiriyorlar.
Bu tavırların değişmesi lazım. Ve ne yazık ki Anne Babalar bu tavırlara karşı çok fazla tepki gösteremiyorlar. Kültürümüzün güzelliği! sebebiyle. Ha diğer yandan bir yere kadar tepki göstermemeleri de gerekiyor. Çünkü bebek bir birey ve yine bu toplumda yaşayacak. Hayatını sürdürmek için bu kültüre dair öğeleri zihnine kaydetmeli.
Bunun bir diğer örneği bir şey vererek sevgiyi ifade etmekte. Bozuk para, sürpriz yumurta, şeker,... Çocuğa bir şey vermeden de, sadece sevginin verilebileceğini öğretmek gerek ve bu tavırlar bunu engelliyor. Üstelik bunu yapan genelde ebeveynlerin aileleri olduğundan, çocuğun hem yeme düzenini alt üst ediyorlar, hem de beslenme alışkanlıklarını kökten değiştiriyorlar.
Bu tavırların değişmesi lazım. Ve ne yazık ki Anne Babalar bu tavırlara karşı çok fazla tepki gösteremiyorlar. Kültürümüzün güzelliği! sebebiyle. Ha diğer yandan bir yere kadar tepki göstermemeleri de gerekiyor. Çünkü bebek bir birey ve yine bu toplumda yaşayacak. Hayatını sürdürmek için bu kültüre dair öğeleri zihnine kaydetmeli.
0
Şu sürekli toplumu gömen insanları anlayamıyorum ben, sanki Buckingham Sarayı'nda yetişme asilzadeler her biri.
Ben sevmiyorum fazla izole hayatları, o çocuk düştüğünde kalkmasını da öğrenmeli. Benim çocuğum olursa öpebilirler, sarılabilirler. "Aman yarabbi, herkes ne kadar da kötü!" diye diye cendereye sokamam kimsenin hayatını. Modern insan elitizminden de midem bulanıyor.
Ben sevmiyorum fazla izole hayatları, o çocuk düştüğünde kalkmasını da öğrenmeli. Benim çocuğum olursa öpebilirler, sarılabilirler. "Aman yarabbi, herkes ne kadar da kötü!" diye diye cendereye sokamam kimsenin hayatını. Modern insan elitizminden de midem bulanıyor.
0
ben şahsen bebeklere yaklaşmıyorum bile. hani derler ya "ele avuca gelene kadar". bu aşamaya gelene kadar dokunmam, öpmem vs. en yakın arkadaşımın çocuğuna bile yapmam bunları.
hele millet pis pis sakallarıyla, sigara kokusuyla bebekleri öpünce vs. deli oluyorum.
ama ele avuca gelince ıstırırım :)
hele millet pis pis sakallarıyla, sigara kokusuyla bebekleri öpünce vs. deli oluyorum.
ama ele avuca gelince ıstırırım :)
0
Arkadaşlarım, akrabalarım vs sevip kucaklarına alabilirler sıkıntı yok ama tanımadığım yoldan geçen birine asla sevdirmem bebeğimi. Ben de bazen yolda gördüğüm bebekleri çok tatlı buluyorum sevmek istiyorum ama hiç dokunmam ailesinin rahatsız olacağını düşünerek. Sadece abidik gubidik yüz ifadeleri yapıp güldürmeye çalışırım gülerse sevinirim o kadar. Bence çok saçma yabancı birinin çocuğunu öpüp okşamak. Yetişkin olsa söz konusu bile olamayacak bir şeyi bebeğe niye yapıyoruz ki hiç anlam veremiyorum.
Ben olayı bi tık ileri taşıyıp sahipli köpekleri de sahibinden izin almadan okşamıyorum soruyorum izin verirse öyle okşuyorum.
Ben olayı bi tık ileri taşıyıp sahipli köpekleri de sahibinden izin almadan okşamıyorum soruyorum izin verirse öyle okşuyorum.
0
insanların %95'i avucunun içine hapşırıyor. hatta yetmiyor bir de o elleri ovalıyor. o ellerle çocuğumun sevilmesini istemezdim. isteyen varsa kendi tercihidir. yavrucuğa yazık.
0
çocuğum olsa ben de o duyarı kasarım. tanımadığım insan neden benim çocuğumu mıncırsın? uzaktan da sevebilir. yakınlarımın da yine öle aşırı abartı öğmesine dokunmasına izin vermem. yanağından makas alsın, saçını okşasın yeter. kucağa almak hele çok saçma neden bebek kucaktan kucağa gezsin. hakkaten mikrobu var bilmemenesi var ve hatta hatta sapığı var.
2 yaşında yeğenim var. toplasanız 20 kere öpmemişimdir yanağından. niye öpeyim ki? ilgilenirim, oynarım, elinden tutar gezerim. sevgi gösterisi budur. illa kucağa almak, ayak öpmek değildir. çocuk bunlardan hoşlanmıyor olabilir çünkü.
2 yaşında yeğenim var. toplasanız 20 kere öpmemişimdir yanağından. niye öpeyim ki? ilgilenirim, oynarım, elinden tutar gezerim. sevgi gösterisi budur. illa kucağa almak, ayak öpmek değildir. çocuk bunlardan hoşlanmıyor olabilir çünkü.
0
Ben miktoptan ziyade gizli sapıklardan korurum sanırım yavrunun. Muhtemelen anne olursam elimde gelse fanusta büyütürüm çocuğumu. İşte bu bile anne olmama engel olur heralde.
0
Çok yakın çevrem hariç başkasının öpmesini istemem. Bebeğin beni öpmeyin diyebilecek durumu yok, o savunmayı ebeveyn yapmalı. Ciddi rahatsız oluyorum kendi kardeşlerim ve annem babam hariç başkasının öpmesinden. Kokla işte mis gibi. Yüzünde nokta nokta kabarcıklar oluşuyor zaten. Art niyet olayına girmiyorum bile.
0
Keşke ben de çocuğumu amcaların elinde hoplattıracak kadar cahil olsaydım ama what has been seen can't be unseen.
Öpmeyen arkadaşın gerçekten çok iyi yapmış. Öpenlerin de çocuk yoğun bakımlarına gidip viral ensefalit yüzünden tedavi gören bebekler hakkında bilgi almasını isterim.
Bu ülkede 1.5 aylık bebeğe tecavüz edildi. Organ sokmalı hem de. Çocuklara yapılan tacizlerin tecavüzlerin haddi hesabı yok. ortaya çıkanlar bile öylesine fazla ki bir de gizli kalanlar var. Tabii bunu işin içinde olmayanlara anlatmak çok zor. O tontiş amcalar sandıklarınız aslında kızına, torununa, komşunun çocuğuna senelerdir tecavüz eden, üstelik o tecavüzden doğan bebekleri de öldürüp gömen biri olabilir. Evet bunu uydurmadım böyle olaylarla çok kez karşılaştım.
Buna rağmen çocuğunuzu sevdirmek istiyorsanız, üzülürsünüz.
Öpmeyen arkadaşın gerçekten çok iyi yapmış. Öpenlerin de çocuk yoğun bakımlarına gidip viral ensefalit yüzünden tedavi gören bebekler hakkında bilgi almasını isterim.
Bu ülkede 1.5 aylık bebeğe tecavüz edildi. Organ sokmalı hem de. Çocuklara yapılan tacizlerin tecavüzlerin haddi hesabı yok. ortaya çıkanlar bile öylesine fazla ki bir de gizli kalanlar var. Tabii bunu işin içinde olmayanlara anlatmak çok zor. O tontiş amcalar sandıklarınız aslında kızına, torununa, komşunun çocuğuna senelerdir tecavüz eden, üstelik o tecavüzden doğan bebekleri de öldürüp gömen biri olabilir. Evet bunu uydurmadım böyle olaylarla çok kez karşılaştım.
Buna rağmen çocuğunuzu sevdirmek istiyorsanız, üzülürsünüz.
0
0
Ne duyurunun tamamını ne de cevapların hepsini okudum.
Hijyen kısmını çok sallamıyorum. Psikolojik olarak ama çocuğun bedensel bütünlük kavramı oluşturmasına engel oluyor bu tip davranışlar. Kendin severken, öperken bile dikkatli davranman lazım. Ödül/ceza sisteminde öpmeyi, sevmeyi kullanmaman; giydirirken/banyo yaptırırken izin alman gerek. Bırak "ay çok tatlıymış," diye saldıran yenge/teyze güruhunu kendi hareketlerinde bile kontrollü olmalısın.
Toplumun sevgisi samimiyet falan yok. Hani bankada sıra beklerken ensende nefes alan kısa boylu gudik tip var ya, onu da bebekken çocukken sürekli mıncıkladılar, pipisini açtırdılar vs vs. Noldu sonuçta? Adamın ne kendisine ne de başkasının kişisel alanına saygısı var. Elletme abicim bence. Ekmeğimizi bile elletmiyoruz, çocuklarımızı da elletmeyelim.
Hijyen kısmını çok sallamıyorum. Psikolojik olarak ama çocuğun bedensel bütünlük kavramı oluşturmasına engel oluyor bu tip davranışlar. Kendin severken, öperken bile dikkatli davranman lazım. Ödül/ceza sisteminde öpmeyi, sevmeyi kullanmaman; giydirirken/banyo yaptırırken izin alman gerek. Bırak "ay çok tatlıymış," diye saldıran yenge/teyze güruhunu kendi hareketlerinde bile kontrollü olmalısın.
Toplumun sevgisi samimiyet falan yok. Hani bankada sıra beklerken ensende nefes alan kısa boylu gudik tip var ya, onu da bebekken çocukken sürekli mıncıkladılar, pipisini açtırdılar vs vs. Noldu sonuçta? Adamın ne kendisine ne de başkasının kişisel alanına saygısı var. Elletme abicim bence. Ekmeğimizi bile elletmiyoruz, çocuklarımızı da elletmeyelim.
0
duyari filan bilmem ama bebek yetiskin farketmiyor gözümde, bazi insanlara kanin kaynar erkek kadin art niyet duymasanda sarilmak istersin, ben "ayyy ne kadar tatli kadin yaa" diyip öpebiliyor/sarilabiliyor muyum? hayir, bebegin kadindan farki yok bence.
kisaca kimse kimsenin cocugunu izin almadan öpemez.
kisaca kimse kimsenin cocugunu izin almadan öpemez.
0
medeniyetle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. ama bir gün çocuk sahibi olursam ben de tanımadığım insanların çocuğumu öpmesine, kucağına almasına izin vermem. en fazla eline falan dokunabilir sevmek isteyen bir yabancı. ki sevmek isteyen kişi kendi çevremde de olsa, çok yakınım değilse, bir süre öpmesine izin vereceğimi sanmıyorum.
0
çocukları, bebekleri virüs kapması ihtimali nedeniyle öpmüyorum. elbisesi üzerinden bacağını, kolunu seviyorum sadece. bebeklerin ellerine de temas etmek doğru değil. ellerini sürekli ağızlarına götürdükleri için hastalık bulaşmasına açık oluyorlar.
0
kendi bebeğimi öpmemeye dayanamam sanırım. ancak en yakın arkadaşımın bebeğini öpmemeye çalıştım ilk iki ay. sonra dayanamadım tabi :) ama yakınlık derecemiz = daha kırkı çıkmadan annesi, kendisi uyuyabilmek için bebeğin gece benle kalmasını istedi. anne sütü almadığı için bir sıkıntı olmadı. (kız artık uykusuzluktan duvarlara çarpıyordu)
ben çok yakınım olmadığı sürece uzaktan seven insanım. kendi çocuğuma ne yaparım bilemiyorum. benden 15 yaş küçük kardeşim var, kimsenin kucağına vermezdim o zamanlar da. ama temas etmelerinde bence sıkıntı yok. öpebilir, sevebilir ama kontrolün bende olmadığı biçimlerde olmamalı (kucağına almak, gezdirmek, vs).
bize annem okuldan geldikten sonra ellerinizi yıkayın, dişlerinizi fırçalayın ondan sonra sevin derdi kardeşim için. şimdi de eğer bir bebeğe dokunacaksam, bir saniye ellerimi yıkayım diyip lavaboya koşuyorum. alışkanlık. dışarıda ise dokunmam bile. ama başkası yaparsa aşırı rahatsız olmam.
saçları salkım saçak biçimde, makyajlı, çok sakallı/bıyıklı şekilde bebeklerle temas edilmesini sevmiyorum.
ben çok yakınım olmadığı sürece uzaktan seven insanım. kendi çocuğuma ne yaparım bilemiyorum. benden 15 yaş küçük kardeşim var, kimsenin kucağına vermezdim o zamanlar da. ama temas etmelerinde bence sıkıntı yok. öpebilir, sevebilir ama kontrolün bende olmadığı biçimlerde olmamalı (kucağına almak, gezdirmek, vs).
bize annem okuldan geldikten sonra ellerinizi yıkayın, dişlerinizi fırçalayın ondan sonra sevin derdi kardeşim için. şimdi de eğer bir bebeğe dokunacaksam, bir saniye ellerimi yıkayım diyip lavaboya koşuyorum. alışkanlık. dışarıda ise dokunmam bile. ama başkası yaparsa aşırı rahatsız olmam.
saçları salkım saçak biçimde, makyajlı, çok sakallı/bıyıklı şekilde bebeklerle temas edilmesini sevmiyorum.
0
