parol en hafif ağrı kesici. daha güçlü bi şey denemelisin bence.

çok geçmiş olsun. evet pek çözümü yok maalesef ama spiral taktırmanın etkisi olduğunu okumuştum. tabii iyice araştırmak lazım. bence yapabiliyorsanız biraz uyumaya çalışın. ayaklarınızı sıcak tutun.

Başka doktorlara gidin, sizi dinleyen bir doktor bulun.

Endometriosis olabilir, çok ağrı yapıyor ve doktorlar ağrıyı ciddiye almayıp "olur öyle" dediği için teşhisi çok gecikebiliyor.

Ayrıca, zaman zaman regl ağrısı yüzünden acile kaldırılıp damardan ağrı kesici alan biri olarak söylüyorum, bünyenizi alt üst etmeyen bir doğum kontrol hapı bulup kullanmak (tabii ki doktor kontrolünde) inanılmaz iyi geliyor.

Edit: Parolla beraber Türk kahvesi ya da filtre kahve gibi kafein oranı yüksek kahveler için, iyi gelir.

Hiç haddime değil ancak magnezyum eksikliği ile bağlantısı olduğunu okumuştum

Hocam benim de çok ağrılı geçiyor. Size tavsiyem başlamadan birkaç gün önce "majezik, apranax" tarzı bi ilaç kullanmanız. bu ilaçlar regl döneminde ağrıya neden olan maddelerin salgısını azaltmayı sağlıyor. Yalnız mideniz rahatsızsa öncesinde mide koruyucu kullanmanızı öneririm. Geçmiş olsun.

aynı durumu yaşayıp her ay bir iki günü iptal olan biri olarak sadece yalnız değilsin demek istiyorum.

öyle de illet bir murphy çalışıyor ki geçen yaz cos'ta bembeyaz kum masmavi deniz ikilisinde bilin bakalım neye denk geldi ve ben ne yapıyordum?
''hiçbir şeyin yok bazı insanların böyle olabiliyor işte'' cümlesi de birebir bana söylendi.

Çok iyi anlayabiliyorum :( eskiden az serum yemedim bu illet yüzünden. Halen ilk iki gün ağrılı geçer ama biraz daha normale döndüm. Başka bir doktora daha görünün derim, dismenore olabilir. Paroldan ziyade Majezik + sıcak su torbasına yapışık yaşamak büyük kurtarıcı. Suya atılan magnezyum tabletleri var, tadı iğrenç bence ama reglden önce içerseniz rahatlatır. Doktor önermişti bana.

Rahmin farklı konumlanması sebebiyle de ağrı olabiliyor. Sağlıklı bir kadında normalde ağrı olmaması gerekiyormuş ama jinekologlar "bazılarında oluyo öyle" diyerek geçiştiriyo.

Ağrılı adet için masaj teknikleri var. Bilen biri yapmalı tabii. Instagram'da "kirkkilit" diye bir hesap var, daha ayrıntılı bilgiye oradan bakabilirsiniz. (Ben yaptırmadım, sadece meraklı olduğum bir konu.)

majeziki ağrı başlayınca değil bir-iki gün öncesinden kullanmaya başlarsan daha az sıkıntı yaşarsın.

hepsi gümüşten mamul. marka ve ufak tasarım farkı olduğunu düşünüyorum. işe yarıyor.

Bende merak ediyorum. Türk malları çıkmış, arada fiyat farkı da var. Güvenemiyorum Türk malına.

merhaba, işe yarıyor ama yaramasının sebebinin gümüşle ilgisi yok. plastik de aynı işi görür ki gördüğünü garanti edebilirim. tavsiyem iyileştirici falan yalanlarına inanıp para kaptırmayın.

Gümüşün antibakteriyel özelliği var, plastiğin öyle bir özelliği olduğunu sanmıyorum. Gümüşten üretilmiş herhangi bir marka iş görür dolayısıyla.

30dan sonra yokuş aşşa vurdur gitsin zaten ne estetiği?

30 dedin mi kim bakar sana?

yani... o yaştan itibaren bir gözün mezarda olacak. gerek yok.

İroni yapılıyordur diye umuyorum.

Seni rahatsız eden bir şey varsa yapılır.

Kefen paranı estetiğe verme, yazıktır.

Her yaşta yaptırılır.. Kişiyi mutlu edecekse yaşın hiç önemi yok.

gerek yok bence 30dan sonra

E asıl 30 dan sonra yaptıracaksın?
Yukarıdakiler bence de ironi yapmış olmalı.

18e kadar olağandışı görüntüler hariç zaten kimse önermiyor.
E aradaki süreçte de belki koşullar uygun değildi, paran zamanın yoktu vs.

Yaptır tabiili hemen. Ne alaka.
Arkadaşlar ajda pekkan başka bir ülkede mi yaşıyor iyi misiniz hahaha :D

Yani senin sorun muhtemelen bunca yıl taşıdığın bir görüntüyü değiştirmek üzerine ajdayla ilgisi olmayabilir ama yani estetik zaten genç işi bir olay değil yani onu demek istiyorum.

Tam kaportayı toplatma zamanı bence asşldkaş. Param olsa bazı şeyler yaptırırdım ben mesela.

Valla annem 50 yaşında burnuna estetik yaptırdı; niye olmasın ki?

Seni daha iyi hissettirecekse 20'de de yapılır 80'de de. Toplumun göreceli kalıplarına kapılmamak lazım.

Zehirlenme olabilir.

Dogru zehirlenme de aynen boyle ama bu olay surekli olmaya basladi.

bi test daha derim, teyit için. ihmale gelmez.

Yillardir var. :/

googlea dizilla diye yazarsan emek hırsızı rezil sitede bulabilirsin

hocam bir çok sitede var ancak, görüntü kaliteleri çok can sıkıcı. başka bir çözüm bulamaz mıyız? 1080p tercihimdir ama hakiki 720p'ye de tamam olurum

(bkz: stremio)

stremio'a bak o zaman ama alt yazı kayma vs olabilir türkçelerde.

stremio ilk kez duyuyorum sanırım. inceleyeceğim, teşekkürler

daha yeni piratebay'den indirdim makul fiyatlara.

ilk sezon harici tırt, yapmacık zaman kaybetme boşa.

Size saldırdığında sert bir sesle hayır deyin ve su doldurduğunuz bir fısfıslı şişeyle su sıkın. Bunu sürekli yaparsanız belki davranışını terk eder.

ya bu kedi sokaklarda vs. olsa kendinden güçlü hayvanlara böyle yapabilir mi yapamaz gördüğü anda kaçar gider size neden yapabiliyor çünkü sizi güçsüz sanıyor gücünüzü göstermeniz lazım saldırırsa tutup kitleyeceksin öyle mal gibi kalacak yavaş yavaş böyle böyle öğrenecek gücünün yetmediğini. bağırmayla falan olmaz o işler.

yani bazı kediler direkt iyi huylu oluyor ara sıra saldırsa da oyun amacıyla yapıyordur ama bu kedi bokunu çıkarıyorsa olay oyundan ziyade üstünlük kurma çabasıysa o zaman dediğim gibi mecbur güçlü olduğunu anlamasını sağlamanız lazım.

edit: olay ceza veya canını acıtmak değil. canını acıtmadan çok rahat kitleyip savunmasız halde tutabilirsiniz. gözlerine dik dik bakın sen kim köpeksin diye. işe yarar.

cezalandırmak işe yaramayabilir, kötüleştirebilir.
fiziksel temastan kaçınır, yokmuş gibi davranırdım ben.
bir de ne tetikliyor tam olarak onu bulmak lazım.
son çare olarak sakinleştirici müdahale. veterinerle konuşmak lazım.

tutmayı da denedim bağırmayı da. istirarlı bir şekilde yaptım bunları. fayda etmedi

bahçeli evse dışarı alıştır. yemek yemeye gelsin.

tlc'de kedici bi adamın bi bölümünde aynı tarif ettiğin gibi bi kedi vardı. onu terbiye etmeyi başardı. bölümü hatırlarsam ekleyeceğim.

youtu.be

Yaramazlık yaptığında kedi kovucu sinyal kullanarak cezalandırabilirisn. Onların duyabileceği bir ses frekansında oluyor ve rahatsız ediyor.

Bence bazı kediler evde yaşamaya uygun değil. Ben de hayvanları çok seviyorum ama bazılarının huyu böyle. Benim o kadar hırçın bir kedim olsa yavaş yavaş dışarı alıştırırdım. Belki vücut tasması alarak her gün biraz dışarıda gezdirebilirsiniz başlangıç olarak.

kediler köpekler kadar eğitime elverişli olmasalar da tabiat olarak hayvandır. bir hayvanı bir insan gibi eğitemezsiniz. yani görmezden gelme gibi insana ait yaklaşımlar; içgüdüleri ve açlığa, dinlenmeye olan ihtiyacı gibi primitif safi hayvani dürtüleri ile hareket eden kedilerde işe yaramayacaktır. klişe klasik koşullanma basamakları ile (pavlovun köpeği) ödül ve ceza eğitiminde ısrarcı olacaksınız. iyi şeyleri pekiştirecek, kötü şeyleri abartmamak koşuluyla cezalandıracaksınız. Ama hassas nokta bu cezalar hayvanın davranışının hemen ardından, yapılan davranışa karşı olmalı. Gidip onu 5 dk sonra bir odaya kapatıp orada bekletmek ceza olamaz malum. Mama kabını sadece belli saatlerde doldurarak size olan bağlılığını artırın, hep dolu olmasın mesela.

Biz de bayrama kadar evden calisiyoruz, donus nasil olacak kimse bilmiyor. Cok calismaktan acayip sikildim ama ofise de nasi donucem hic bilmiyorum

Biz iki haftadır haftada 2 gün ofis 3 gün ev şeklinde devam ediyoruz. bazı bölümler sürekli ofiste, bazıları ise sürekli evde. operasyonel işlerle ilgisi çok olan geliyor işe.

30 haziran'a kadar evdeyiz, sonrasına bakılacak. Bu gidişle döneriz gibi geliyor ama bizimkiler hassas bu konuda sağ olsunlar. bir de evden çalışma işini becerdiler o yüzden büyük bi değişiklik olmadı iş akışında. Muhtemelen haftanın belli günleri ofise gitme olarak başlarız ilk etapta. Hatta ben bundan sonra ayda 3-5 gün home office çalışalım talebinde bulunucam; gayet güzel yapılıyormuş.

1 Haziran da başlıyoruz. 11 Marttan bu yana evden çalışıyorduk.

Benim çalıştığım şirket de şu an için Haziran'a kadar uzattı (Mart'ın ilk haftasından beri evdeyiz) ve dönüşümlü ofiste çalışma konuşuluyor ama ben Haziran'da da gitmeyi düşünmüyorum ofise.

pazartesi başlayan arkadaşlar var istanbul'da. biz hala evden çalışıyoruz.

Mayısta kesin evdeyiz dendi. Haziranda duruma göre bakılacakmış.

ben sende bşr hata göremedim. kız psikolojisi bozuk kanser bir kişilik yapısına sahip. iki sayfa takip edip iki foto beğendin diye bu ''masumiyetini kaybettin'' tripleri falan hiç akıl işi şeyler değil. böyle tipler hayat enerjini mutluluğunu kara delik gibi çeker bence hiç affettirme işlerine girme çünkü affettirecek bir şey yok yola devam.

Reis verilmiş sadakan varmis. Git bir abdest al iki rekat şükür namazı kıl.

masumiyetini kaybettin demesinin nedeni daha çok yapmayacağım deyip de yapmaya devam etmem, yalan söylemiş olmam... ama hemen ilk hatasında silinebilir mi bir insan? üstelik böyle bir hata, üstelik deli gibi severken ve onca emek varken...

aldatmanın gözle de olacağını, bunun da aldatma sayılacağını söylüyor zaten... ben zaten suçumu ilk anda kabullendim, inkar ediyor değilim... benim senin karakterinde en çok sevdiğim şeylerin başında geliyordu sadık oluşun ve gözünün dışarıda olmayışı dedi. bu yüzden çok sarsıldım, her şeyi sen mahvettin vs dedi de dedi... ama bunun tek çözüm yolu ilişkiyi bitirmek miydi? ben kabullenemiyorum.

Kız arkadaşınızın tepkileri normal değil ve bugün barışsanız da sürekli kavga etmeye devam edeceksiniz diye düşünüyorum. Siz haksız değilsiniz.

Eğer seviyorsanız ve sorunuza cevap vermek gerekirse: Twitter ve Instagram hesabınızı kapatın. O zaten sürekli ne yaptığınızı takip ettiği için fark eder, sonraki kavgaya kadar barışırsınız.

Bonus: Kız arkadaşınızın takip ettiği her şeyin listesini çıkarıp kenara atın, bir sonraki round'da elinizde malzeme olsun bari.

Bir kilo sorunu olan kız arkadaş görüyorum gibi. Benzerlerini daha önce yaşadım.

Sonuç olarak bir yere varmaz o ilişki. Bu tarz ciddi manada takıntılı (anlattığına göre hareketleri çok anormal) kişiler ile yürümüyor. İki taraf da biraz normal olmak durumunda.

dediğim gibi onun twitter hesabı yok, instagram hesabını da birkaç hafta önce kapattı. onu kapatma nedeni de şu; fark edip uyarmama rağmen ilişkimiz başladıktan sonra hiç tanımadığı erkeklerden gelen takip isteklerini kabul edip geri takip atmaya devam etti... yine uyardım ve bana karşı çıktı, ben seni böyle tanımıyordum sen rahat bir insandın şimdi neden böyle davranıyorsun'a getirdi durumu. açıkçası rest çektim ve onun şu an bana söylediği şeylerin benzerlerini ben ona söyledim. işte gözün dışarıda mı, daha iyisini mi arıyorsun vs vs... bunun üzerine tam tersi istikamete döndü ilk başta listesini temizlemeye başladı, sonra komple hesabı kapattı... işte bu yeni olay üzerine bunu da hatırlattım... benim beğendiğim fotoğraftakiler ünlüler, top modeller falan ama seninkiler gayet iletişim kurabileceğin insanlardı, konuşabilirdin vs dedim. kusura bakma ben çıplak erkeklere bakmıyordum falan dedi bana :) şu an yazarken iğrendim kendimden ben bayağı bayağı haklıyım gibi ya

@big cojones, evet maalesef kilosunu sorun ediyor ama bir tek o değil... "o kızlar kadar zayıf olamadığım için özür dilerim, göğüslerim öyle olmadığı için kusura bakma, bundan sonra yemek yemeyeceğim, o kızlar gibi olacağım ama o zaman da ben seni istemeyeceğim, senden ve begendiğin kızlardan nefret ediyorum..." ben ona bir kez olsun ne kilosuyla ne de komple dış görünüşüyle alakalı olumsuz hiçbir şey söylemedim bugüne kadar. aksine hep beğendiğimi belirttim ki işin ilginç yanı sadece biraz kilo sorunu var gayet güzel bir kız...

Ya reis gazla gitsin. Sen birşey yapmasan da sorun üretecek. Problem bizzat kendisi. Gazla gitsin

Bunu buraya yazacağımı düşünmezdim ama "ayrıl coco" diyorum. Kız arkadaşın sorunlu ve kompleksli biri. Bu ilişkide sonsuza kadar alttan alabilecek misin?

az önce ayrıldık :(

Git şükür namazı kıl. Sana dönmeye çalıştığında siktiri cek. Gitsin başkalarının hayatını karartsin. Sakin bir araya gelme tekrar. Sen bir hafta yazmayınca başlayacak sana sitem dolu "beni hiç sevmemissin, unuttun bile" tarzı duygu sömürüsüne. Uzak dur.

Şükür namazı +1

acı gerçeği söyleyeyim.
çok büyük hata yapmamışsın, çok büyük hatayı yapmak üzeresin.

belli ki bu dünyanın nimetlerine doymuş, artık cehennem azabını tatmak gibi fantezileri olan bir arkadaşsın.

ara, özür dile, hediyeler al, çiçekler yolla ki cehennemin kapısından girişin görkemli olsun.

madem kaşınıyorsun bırak kaşısın kız. "arkadaşlar, koşarak uzaklaşmam lazım iyi bir spor ayakkabı önerin" diyeceğine "çok büyük hata yaptım" diyorsun.

Üstteki iki yazara katılıyorum. Kendini affettirsen bunlar muhtemelen hiç bitmeyecekti. Dil dökücektin düzelecekti bigun karsina baska seyler cikacaktı. Sürekli davranışlarını düzenleme kendini unutma yolunda gidicektin. Sevgilinin tepkilerinden psikolojisinin sağlıklı olmadığı anlaşılıyor. Masumiyetini kaybettin nedir yani?
Ayrılmak şuan seni üzse de ucuz kurtuldun gibi geldi bana.

3 aylık bir ilişki için bu kadar çabalamak ve yalvarmak çok saçma geldi. bundan sonraki ilişkilerinde gene bu tarz bir insanla tanıştığında böyle bir şey olursa net bir şekilde daha önce beğendiğini söyle ve uzatma. Böyle saçma sapan şeyler yüzünden, hele ki sosyal medyada beğendiğiniz kişi eski sevgiliniz ya da flörtünüz değilse kimseye hesap vermemeyi öğrenin derim.

ayrıca ortada bir hatan yok, emin ol ki o kız zaten dünden seni bırakmaya hazırmış, bir ilişkide emek olmaz, öyle hatada çat diye silmek de olmaz. Yarın bir gün o kızın içine sinen bir hanzo olacak höyt hüyt çekse bile o kız o adamın peşinden koşacak, inan bana.

edit:instagramdan geri takip mevzunuzu gördüm de, o kızın seni sevdiği yoktu. kendine çekidüzen ver ve bir daha böyle insanların peşinden koşma.

Ya abicim salla geç ya. Bırak bu işleri bak ciddiyim. 30 yaşına kadar hiç sevgilim olmadı. Bi bok zannederdim bu işleri sonra 2-3 kızla sevgili oldum. Hayat zehir oldu bana
Abicim sen böyle davrandıkça sana sıkıntı çıkaracak. Senden sonra ilerde piçin birisinin peşinde köpek olacak. Yol ver gitsin.

Bu hanımefendi size hayatı zehir eder, bir kadın olarak söylüyorum. Yol yakınken önünüze bakın. Toksik ilişki nedir, resmen budur.

vallahi bu kadar şey yazıldı bir tane onu destekleyen girdi yok :) çok acayip gerçekten, nasıl bu denli hızlı köprüleri atabildi...

inançsızım ama şükür namazı +2

hocam özgüven eksiği demişsin ama bu arkadaş biraz çakala benziyo. kendi hatasını sana ittirmiş, süründürüyo resmen, ego booster olmuş gidiyorsun.

Yakında hesaplarını kapat vs. diye de gelir sana. Bence yol yakınken dön.

Ben görene kadar dönmüşsün: Şükür namazı +1

şükür namazı +4

cat chow olabilir.

Bonacibo seviyorlar temizmamada satılıyor

Micho mama, kediler epey sever.

Sokaktakilere Enjoy alıyorum ben.

temizmama'da satılan micho ya da bonacibo +1

Kaliteli degil ama ben de temizmamadan aliyorum sokak kedileri icin. Bi de ozel durumdaki kedilerle karsilasinca iyi beslenebilsinler diye verebilmek icin kaliteli marka bulunduruyorum. Hills,pro plan,nd gibi. Yeni dogum yapmis anne kedilere veya hasta kedilere veriyorum.

Burdan görüp enjoy aldım bende yediler.fiyati uygun. Biraz daha çıkarım dersen pro line veya micho al. Yalnız su da bırakın yanlarına.

En son aylar önce gitmiştim, bu süreç başlamadan çok daha önce. Bundan sonra da gitmem.

Gitmem.

uzun bir sure gitmem. kiyafet ihtiyacimi da bir sure erteler ya da online alirim. su siralar sadece market ve eczaneye gidiyorum ve giderim

Gitmem

çok çok önemli bir işim olursa giderim ancak ama kolay kolay olmaz muhtemelen.

Normalde ayda bir 9 ila 11 saatleri arasinda giderdim. O da her ay degil. Tamamen alisveris icin.
Asla arkadaslarla bulusma noktam olmadi avmler, olamaz da.

O avm kalabaligi beni oldum olasi tedirgin ederdi yani.

Su durumda asla gitmem. Covid tamamen silinirse bi gun yine ayda birlik rutinime donerim anca.

ne avmye, ne berbere gitmem.

gideceğim yer belli, market, eczane mecbur kalırsam hastane ve atm.

yolum önünden geçiyorsa değiştiririm.

ben giderim. hastalanırsam bana bi şey olmaz. bünye sağlam.

tek başıma yaşadığım için bulaştırabileceğim birisi yok.
dışarda birisine bulaşırsa bulaşır. o da nasip.

Avm ye giderim ama berbere gitmem.

Ne berber ne avm ikisinede birkaç ay daha gitmem

Aşı olana dek ne markete ne de avmlere gitmeyeceğim.
Ne yazık ki online alışverişe devam edeceğim.

Zaten avm'leri sevmeyen bir ev reisi olarak gitmem eşimin de gitmesine müsade etmem uzunca bir süre kanımca 2020 yılı içerisinde AVM sezonu bitti bizim için 2021 yılında ise duruma bakarım.

giderim.

gitmem.

bence en güzeli kıymaya sadece şekil vermek, sonrasında tuz ve karabiberlemek. istenirse belki biraz da sarımsak tozu.

Hiç bişi konmaz temel olarak, hamburger köftesinin özelliği hiçbir şeysiz olması. Burgeri malzemeler tatlandırır. Tabii sonraki denemelerde içine mozarella gömenden közlenmiş patlıcan ekleyene kadar sınırsız seçenek var. Tabii cheddar her zaman başı çeker. Etin lezzetli olması, kendi başına keyif vermesi önemli. O yüzden kasap, yağ oranı, et yöresi falan değiştirip deneyebilirsiniz. Tek çekim tabii.

hamburger köftesi yoğurulmaz sadece şekil verilir. köfte şekli verip üzerine tuz karabiber atacaksınız sadece. sakın yoğurmayın sululuğu gider. kaliteli kıyma almak lazım. daha döş eti idealdir.

Köfte bir yemek türüdür. Asıl hamburger etinde et+tuz isteğe bağlı karabiber dışında bir şey olmaz ve yoğurulmaz. smash ya da şekil verebileceğiniz bir şey varsa onla pişirirsiniz.
Amaaan kültürler umrumda değil derseniz tabi ki köfte gibi yapıp ekmek arası yiyebilirsiniz kimse sizi tutamaz :D
Karamelize soğan ve cheddar yeterli bence.

Bir miktar pekmez katmanı öneririm

Normalde yukarıdaki arkadaşların dediği gibidir ama bence Türkiye'de ulaşabildiğimiz ortalama etlerin bi tadı yok, e mangalda da yapamıyoruz. Bişeye benzemiyor sonuç olarak bence. O yüzden biz şöyle yapıyoruz:
Yarım kilo orta yağlı kıymaya 1 tatlı kaşığı pekmez, bir tatlı kaşığı hardal, tuz, karabiber. Çok yoğurmadan karıştırıyoruz şöyle bir. Bir ileri nokta olarak soğanı püre yapıp suyunu sıkıp onun suyunu koyabilirsiniz.

kıyma + worchester sos

bu kadar.

Ketçap.

Burger köftesi diye bir şey yok. İri çekilmiş ete şekil verip pişecek yüzeyine tuz ve/veya karabiberle pisirirsin. Bu kadar. Eti yogurursan o burger lise kantini burgerine döner. Aradığın tatları sosuna koy.

etin kaliteli ve yeterince yağlı değilse, ince çekilmişse yukarıdaki içine bişey koymadan yoğurmadan yapma şekli istediğin sonucu vermez. etin sululuğunu ve lezzetini sağlamanın en iyi yoludur ama dediğim gibi, et kaliteli ve yağlı olacak.
şunu izledin mi bilmiyorum o bir sürü video içinde ama bir bak
www.youtube.com

Biraz kimyon, eti her zaman için başka bir noktaya taşır. Çok değil, bir kere dene istersen.

verebilir bende de var benzer bir durum. hapsirma, burun akintisi ve nefes tikanmasi da oluyor bazen.

oksurmeyi bilemedim?

Verebilir. Bazı kokular beni öyle yapıyor.

koku da en büyük alerjen bence.. dün elime kokulu bi krem sürdüm boğazım bile yandı..
parfüme dayanamıyorum.. deterjan kokusu, neredeyse çoğu kokudan cok rahatsız oluyorum.. ama dönemsel oluyor bazen. hafif şidette ve ağır şiddette değişiyor ben de hemen aerius alıyorum rahatlıyorum..
hele oda parfümü mahveder tamamen kimyasal lütfen uzak durun...

Kimse yazmadığı için kısıtlı bilgimle, mantıken cevap vereceğim. Faturasız olması vergiyle alakalı bir konu olduğu için şuradan şikayet oluşturabilirsiniz diye düşünüyorum:

www.turkiye.gov.tr

N11 ve Gittigidiyor gibi sitelerde faturasız ürün çok zor, N11 ile iletişime geçtiniz mi?

Satıcı fatura yok mu diyor kayıp mı diyor? Genelde e-arşiv kesilip mail atıyolar, mail atmış olmasınlar?

Şikayet merci maliye veya vergi dairesi.

@John Bloor Evet iletişime geçtim, satıcı faturayı yollayacağım diyormuş, şikayet oluşturdum onlar da faturayı almaya çalışıyor satıcıdan, yersen :)

normalde bu tür durumlarda n11, gittigidiyor gibi siteler o tür satıcıları banlıyor. arkadaşım kamera aparatı almıştı, faturasız gelmişti. satıcıya, ürünün faturasız geldiğini ve iade etmek istediğini yazdı. satıcı da "şikayet etmeyin, o ürün sizde kalsın, biz size ücretsiz yenisini göndereceğiz" diyip yolladılar.

fatura geldi, geliyor vs diyip şuanki durumlar nedeniyle kendince açıktan faydalanıyor olabilir. site gerekeni yapmazsa inawen+1

N11 sorunu çözer, müşteri hizmetleri çok güzel.

Müşteri hizmetlerinden çok memnun kalmadım açıkçası, sadece talep oluşturup duruyorlar.

Para tuzağı. Doğru diş fırçalama tekniği bu değil. Diş etinden ucuna doğru süpürme şeklinde olmalı.

mükemmel bir şey. ben kullanıyorum. ama "uzun vadede" diş etini çektirdiğine dair bilgiler de var bilmiyorum ne kadar doğru.

ama özellikle timerlı olanları diş fırçalama konusunda baya etkili oluyor. örneğin seni uyarıyor artık yer değiştir vs. şeklinde. optimal süreler dolunca titriyor falan.

eski tarz fırçalar baya amelelikmiş diye düşünüyor insan. her dişe daha rahat ulaşıp daha fazla ilgi gösterebiliyorum bu şekilde.

manuel arabadan inip otomatik vitese binmek gibi bir şey.

Para tuzağı falan değil. Elektrikli diş fırçası ile bir de doğru teknikle fırçalarsan manuele göre çok daha iyi sonuç alırsın.

Ayrıca bazı modellerinde olan bir özellik bu: ağzın her bölgesine aynı baskıyı uygulayarak fırçalamanı sağlıyor. Diş etine ve dişe zarar verecek şekilde fazla bastırarak fırçaladığında uyararak aşınmaları engelliyor.

ve de diş etinden ucuna doğru süpürmek ise bir tür diş fırçalama tekniği fakat her hastaya uygun olan bir yöntem değil.
Diş eti çekilmesi yaşayanlar ve periodontal sorunu olanlar bu şekilde fırçalayabilir. Herkes bu şekilde fırçalamalı diye bir şey yok.

bi kere kullan bir daha normal fırça kullanmazsın. o kadar.

para tuzağı değil, bana doktor önermişti, öyle kullanmaya başladım. elektrikli diş fırçası kadar dişlerimi hiç bir şeyle temizleyememişim, kullanmaya başladığımda onu anlamıştım, baya iyi temizliyor.

beyazlatmakla ilgili bir derdim olmadığı için o kısmını bilmiyorum ama temizleme konusunda baya iyi bence. plağı gidermede iyi olduğu ve uzun vadede ağız sağlığını koruduğu üzerine de sanırım çalışmalar var, ben de şimdi meraktan google'dan baktım. aratırsanız bulabilirsiniz.

tercih meselesi biraz ama gerçekten bağımlılık yapıcı. çok daha az efor sarf ediyorsun diş fırçalarken ve çok daha plaksız dişler elde ediyorsun. yalnız en son aşırı pahalıydı o paraları hak etmediğini açıkça söyleyebilirim max, en kralı en üst kalitesi 100 liradır ederi. o yüzden para tuzağı da diyebiliriz ama çok güzel namussuz herhalde bozulsa gider yine alırım.

ha şu da var tabii bozulmuyor meret. 5 senedir falan kullanıyorum hala taş gibi. gayet de giriş seviye model.

sayesinde artik dis macunu bile kullanmiyorum. memnunum yani.

Manuel fırçayı en son çocukken falan kullanmışımdır herhalde. Kesinlikle para tuzağı değil.

Diş etlerimde problem vardı. Diş eti uzmanının tavsiyesiyle basit bir model aldım. Çok memnunum. Keşke daha önce alsaymışım.

Subtitle edit kullanıyorum. Bedava.

bayram mı bayrama çok var daha, her şey değişebilir

bizde belli değil daha ofise dön derlerse kan alırlar o patrondan :)

her şey yolunda giderse bayramdan sonra dönebiliriz dendi bize. ama resmi açıklamadan ziyade bir öngörü.

17 Mart'tan beri evden çalışıyoruz. Dönüşümüzle ilgili bişey demedi daha kimse.

Ilk gunlerde en erken Haziran deniliyordu ama simdi yilbasina kadar sarkar deniliyor.

içgüdüsel olarak kuma işiyor, kakasını yapıyor zaten. daha ne istiyorsunuz :)
üstünü örtme eğitimi verilir mi bilmiyorum, küçük zaten gördükçe öğreniyorlar ama, yapıp hiç bulaşmadan çıkan kediler duydum ve özellikle kum kabına poşet seren arkadaşların işine geliyor eşeleyip yırtmadıkları için mesela.

daha çok küçük, öğrenir zamanla.
eğitimini veremezsiniz.
o içgüdüsel olarak kendi halleder.

kedim bu ay 6 yasina girecek. yuzde 99 ustunu ortmuyor, hatta kum kabindan disari at gibi kosarak cikiyor ki kendisi tembelin ve koca popolunun onde gidenidir, mama disinda bir sey icin yerinden kipirdamaya tenezzul etmez.

Evin tek kedisiyse örtme gereği hissetmeyebiliyorlar. Ama çok küçükmüş sizinki. Zamanla örter belki. Yapabileceğiniz bir şey olduğunu düşünmüyorum.

3 kedim var
1'i asla örtmez
diğer ikisi manyak gibi uğraşır örtmek için ciddi çaba sarfederler.

diğer iki kediden biri onun annesi diğeri de kardeşi
ne annesinden öğrendi ne de kardeşini örnek alıyor.

ben açıkçası hiç umursamıyorum. sadece şaşırmıştım bir kaç kere ilk denk geldiğimde

Apandisit genelde iştahsızlık bulantı ve karnın ortasında yaygın ağrıyla başlar vakit ilerledikçe sağa kayar. Anlattığınız kadarıyla apandisit gibi durmuyor. Bastırınca ağrı vs var mı mesela apandisitte şiddetli olur.

Agriyi hissettigim yere acemice bastirdim falan ama asiri can yakici bi geri donus yok.

Istahsizlik, bulanti aniden mi ortaya cikar? Bunlar apandisitin olmazsa olmazlari midir yani?

Safra kesesiyle alakalı bir durum da olabilir.- akut kolesistit diye araştırabilirsiniz. Buradan tanı koymak zor :)

Safra kesem alindi. Akut kolesistit'e bakayim bi. Evet, tabii ki buradan tani koymak zordur. Bir umut, bir dayanak ariyorum. :( uzgunum.

Akut kolesistit safra kesesiyle baglantiliymis. :(

Kadınsanız yumurtalıkta kist olabilir, iki adet arasında belirip kaybolan kan dolu kistler olabiliyor. Bende geçen oldu, apandisit sandım ama meğer kistmiş.

Ben de böyle bir hadise yaşadım, Ocak ayıydı galiba, gündemimizde değildi corona. Ve çok ağır bir grip diye düşündüm ben, ciğerlerime falan inmişti, çok fazla da öksürük vardı.

Yanlışlıkla göndere bastim mobilden, evet kendi ateşini aşırı değilse anlamazsın. Ben o hastalık dönemi acile gibi muayene oldum ateş normal limitlerde demislerdi mesela ama şimdi o ateşle gitsem ayirirlar beni muhtemelen kenara

Virüslere antibiyotik iyi gelmiyor. Solunum yolu enfeksiyonu olmuşsunuz o zaman muhtemelen.

Ben de insan kendi atesini nasil fark eder diyordum ama gecenlerde bi dudaklarim gerildi, isindi allahallah atesim mi cikiyor noluyooo diye hemen olctum, 37.1 cikti. Tabii hemen telaslandim, sabahi zor ettim ama sabah esim mastit olayazmistin, ondan olmasin bu ates dedi, hakikaten ondanmis o gun gecti.
Atesim cok yuksek degildi ama normalin disinda oldugu surece varligini hissettim.
Bebegimiz oldugu icin onu olcerken kendime de bakarim arada, 36.5 lerde gezinirim genelde.

Kişinin isteğine bağlı ne zamandan beri yapılıyor? Sağlık personeli uygun görünce onlar yönlendirir zaten...

Ateş, öksürük, boğaz ağrısı var ise yapıyorlar diye biliyorum.

dün haberlerde bakırköy'de bir test kuyruğu gösteriyordu. test kuyruğunda insanlar üst üsteydi, o da işin ironik yanı tabi ki. tam olarak neresi olduğunu bilmiyorum ama.

edit : haberi buldum; "İstanbul'da çok sayıda vatandaş test yaptırmak için Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gitti."

Özel bir üniversite ve araştırma hastanesini aramıştım bunu sormak için. Dahiliye doktoruna muayene oluyormuşuz, o uygun görürse test yaptırıyormuş.

bir ilave yapayım; test yapan kurumlarda muhtemelen tanı konmuş korona hastaları da vardır, yani risk yüksek. dolayısıyla kendiniz ihtiyaç olduğuna karar verip test yaptırmaya falan gitmeyin. Allah korusun semptom görülürse zaten doktorlar ihtiyaç olduğuna kanaat getirip test yaptırırlar. dertsiz başınıza dert açmayın.
örneğin yukarıda bahsettiğim haberdeki sadi konuk hastanesinde koronavirüsten hayatını kaybeden hasta olduğunu biliyorum.

İnsanlardan uzak durup hiç bir yere dokunmuyorsa çok riskli olduğunu düşünmüyorum. Döndükten sonra kıyafetlerini direkt çıkarıp yıkasın, ellerini yıkasın, yeterli.

Benim köpeğim var mesela, mecbur çıkarıp yürüyorum onunla beraber.

suratiniza biri oksurmedikce, ya da biriyle agiz agiza muhabbet etmedikce riski epey az.

apartmandan çıkarken vs de mi dokunmuyor?

risk sıfır değil az.
coronovirüs havadan ağır ve yere inen bir virüs ayakkabısına üstüne başına da gelebilir. yani asla olmaz değil ama dokunmayınca daha az riskli oluyor.o riski göze almaya değerse çıksın.

risk yok değil ama az. gelince kıyafetlerini balkonda havalandırır hemen eller yıkarsa daha da azaltmış olur. bir de tabi hafta sonu bebek sahilini gösterdiler sadece yürüyeceğiz diye bir sürü insan çıkmış. öyle yakın mesafede olunmayacak tenha yerlerde yürümek önemli illa çıkılacaksa.

Türkiyedeki insanların çoğu tam bi gerizekalı olduğu için bom boş araba bile geçmeyen yolda sizi görüp arayı açmak yerine üstünüze yürümüyosa hiç bi sıkıntı yok. Hayır şu durumda bile bu tiplere çok rastladım da ondan söylüyorum.

bence bu soruya kimse cevap veremez. haberler, doktorlar, bilim adamlari vs.. bulasmaz diyor; ama bir insanin havadan virus kapmasi icin milyonlarca degisken ve senaryo vardir. biz henuz bunlarin %10'una vakifken olmaz demek bence yanlis. buna net bir cevap verebilmek icin, her yas, kesim, ortam, madde vs.. ile test edilmesi gerekir. bunun icinde onlarca yila ihtiyacimiz var.

Herkes abiniz gibi bir yürüyüp gelse sokaklar kalabalıklaşır, herkes birbirine yakın durunca da risk artıyor haliyle. O da yürümesin, kimse yürümesin. Kimsenin bir ayrıcalığı yok, biz oturuyoruz bir haftadır evde.

bende de biraz düşüklük oldu çalışma masam yatak odasında ordan çalışıyom zaten tahrik ediyor beni atıyım kendimi uyuyayım diye

Baya zorlanıyorum ben de. Ofisteyken en azından hep beraber çalışıyorduk. İşini çok severek yapan birisi zaten değildim ve işimin önemsiz olduğunu düşünüyorum açıkçası. O yüzden özellikle bu durumda iyice odaklanamıyorum.

Ben endişe yüzünden odaklanamıyorum işime. Belirsizlik çok kötü bir şey.

Dustugunu sanmiyorum.

ben corona yüzünden hicbir seye odaklanamiyorum

internetten görüşün o şekilde yanında olun bence. en mantıklısı bu.

kiz arkadasim yabanci, sokaga cikma yasagi falan gelirse akli cikar diye ben 10-12 gundur onun yanindayim, kalmaya da devam edecegim gibi gorunuyor. ilk vaka aciklandigi gun tasi taragi toplayip yerlestim yanina. "lutfen sktir git biktim artik" demedigi ya da durumlar duzelmedigi surece ayrilmayi dusunmuyorum.

ortalama 3-4 gunde bir market alisverisi icin cikiyoruz disari. muhatap oldugumuz/gorustugumuz kimse yok. virus kapsak da baskasina bulastirsak da markette ya da markete giderken/marketten donerken yapariz bunu. onun haricinde bir sey yok.

ben zaten internet uzerinden calisiyorum, okul da uzaktan egitime gectigi icin burnumuzun dibindeki markete gitmek disinda disariyla hicbir isimiz kalmadi.

Sevgilim yok ama olsaydı beni sevdiğim kişiden ayrı düşürebilen şey bu virüs olmazdı. Yanına gideceksem orta çağ şövalye zırhı giyer yine giderdim.

Dışarıda görüşmüyoruz. Arabada 5-10 dakika muhabbet edecek olsak birbirimize dokunmuyoruz. O annesine benden virüs taşıyabilir ya da tam tersi olabilir çünkü.

ya bugün benim de başıma aynı şey geldi.
yardımcı olmaya değil takip etmeye geldim ne yazıkki :/

Aşağıda saydıklarıma ben gitmedim ama Instagram'da işlerini takip ediyorum, alarından birini seçip gideceğim bu ay bir ara. Fotoğraflarda iyi gözüküyorlar ama bilemiyorum tabii: (insta hesap isimleri)

erkanesennn
ilkersimsekofficial
sadikestiren
sinanserma

ombre önerilerine burdan bakabilrsn www.bayanguzellik.com güzel kuaförler daha iyi yapıyor bu ombreleri

Aynen dediğiniz civarda. Eskiden gelen hastalar varsa onlar 350 civarı sanırım ama.

500 verdim yakın zamanda (İstanbul Anadolu)

tek seansa 500 tl verip akıl sağlığımızı nasıl koruyacağız diye endişe ediyorum ben de.

En düşük 300 duydum - İstanbul

Nişantası'nda 300'dü gittiğimde. 2019 Kasım'ında gitmiştim en son.

Psikiyatristi bilmiyorum ama karşılaştırma icin guncel olarak aradasım psikologa 300 veriyor seansina öğrenci diye indirim yapti nisantasinda.

hiç uğraşmasan keşke. makyaj yapıp geçsen..

botoks işe yarar, fakat beş ay sürer etkisi. sürekli yaptırman gerek.

Murat Türkel diye bi estetikçi var instagram'da. Kalem gibi bir şeyle bir şeyler yapıyo. (çok güzel anlattım, aferin.) Profiline girince görürsünüz zaten. Benim de gözkapaklarım düşük, buraya gitmeyi planlıyorum ama daha gitmiş değilim.

@inawen bunu daha önce de görmüştüm çok iyi. Fiyatlarından haberin var mı?

@anarsika

Maalesef bilmiyorum : / Ama çok pahalı bir şey değil gibi geliyor bana.

Kendi araştırmalarım sonucunda ben şöyle yapıyorum: Toprağı tamamen kuruduğu zaman altından su çıkana kadar suluyorum. 2-3 haftada bir de yeşil yapraklı bitkiler için olan sıvı gübreden veriyorum. Toprağın tamamen kuruması bizim evde şu an 2-3 günü buluyor. Yazın daha sık olacağını tahmin ediyorum.

bunun tek ormanı çamlıhemşinde ona göre düşün, bol nem ve biraz güneş.

bir arkadaşım egzaması olan köpeğine egzamalı yerlerine organik elma sirkesi sürüyordu iyi geldiğini köpeğin egzamalarının hafiflediğini söylüyordu. deneyebilirsiniz. organik elma sirkesi için kesinlikle tavsiyem www..fermentemutfagim.com

Çiğ besleme bu tip sorunlara birebir derler. Ama öyle eti aldım çiğ verdim gibi bişey değil. Sakatat, kas eti oranı, içine konulması gereken bazı başka yardımcı şeyler filan oluyor. İyice araştırmak lazım.

yukarida yazdigi gibi bircok ulkede eczaneler ilaclarin buyuk bir kismini recetesiz satmiyor, recetenin de kendi sistemlerine kayitli bir doktordan gelmesi gerekecektir diye dusunuyorum. Turkiye'deki doktordan aldiginiz recete/not/tahlil sonuclari/vs'yi yaniniza alip birlikte avusturalyada bir doktora gorunup ondan recete alarak gidebilirsiniz eczaneye diye dusunuyorum.

bizzat tecrübe ettiğim durumu aktarayım. Arkadaşın eşi hamileydi ve bir çesit antibiyotik alması gerekiyordu. Ama ilaç Türkiye'de yoktu. O sıralarda Fransa'ya gideceğim için benden rica etmişti. Gittiğimde durumu açıkladım eczacıya, reçeteyi gösterdim. İlacı verdiler. Hiçbir sorun çıkmamıştı. sene 2016.

Ben bilfiil Avusturya'daki bir eczaneden Türkçe reçetemle almıştım bi ilaç. Sorun çıkmamıştı.

en kötü tanıdık bir eczacı bulmaya çalışın orda. o şekilde halledersiniz.

hm de 41 var galiba.

Ayak numaram 41 değil ama fikrim var. Kişiye özel ayakkabı yapan bir yerden 1-2 çift güzel ayakkabı yaptırsanız uzun süre kullanabilirsiniz.

www.divannikundura.com Ben buraya bir ayakkabı yaptırdım, web sitesinde hep süslü yüksek topuklu modeller var gibi gözüküyor ama istediğiniz topuk boyu ve rengi kullanarak çok güzel ofis ayakkabısı, ciddi ayakkabı yaptırabilirsiniz. Fiyatları da Nine West'in yeni sezonundan daha uyguna gelir.

Deichmann, 37numara.com (dükkan bostancı'da), Zara, tajnamoda.com, keymandesign.com

bonjflats.com bunlar yeni oldukça şık ve alçak ayakkabıları var. bir kez aldım ama kalıpları küçüktü 42 oldu (40-41 arası değişiyor ayak numaram genelde bazı spor ayakkabılar hariç)

şaşırtıcı ama oysho'da harika ayakkabılar oluyor 41 genelde mağazada indirime giriyor, online'da pek indirime kaldığına rastlamadım.

Nursace'den aldım birkaç kez ama 41 yaptıkları model son yıllarda azaldı, pahalı fakat çok dayanıklı.

Beymeni sürekli takip ediyorum 41de kalan numaralar olabiliyor, son birbuçuk sene kurdan uçtu ama yine de yabancı markalara bakmalı. Aquazurranın düz tabanları çok çok şık genelde 41 indirime düşüyor.

Massimo dutti de indirimde toplanabileceklerden, zaranın üst segmenti ayarındaydı fiyatlar ama biraz aşitlendi zamlarla. zaraya da bakılabilir.

ayakkabı yaptırmanın sonu hep hüsran oluyor, ben olsam yaptırmam zira 41 kalıba kadın ayakkabısı yapacak pek de yer yok. 41 diyip 40ı kalıba koyan genişleten ayakkabıcıya rastladım defalarca ortaokul lisem yıllarımda çaresizce ayakkabı ararken.

Bu arada hotiç de zaman zaman 41 yapıyor belli modellere.

beauty omelette var türk, nurbilenyavuzerin mmarrkası çok rahat güzel ayakkabılar yapıyorlar, fiyatlar yüksek, değer rahatlıklarına. indirimde alışveriş yaptım sadece ve en son 41 var.

Evimin yakınında mağazası var oradan biliyorum incelersiniz www.iriadam.com

youtu.be

Şu video yardımcı olur. Kanaldan gidenlere de indirşm yapıyormuş.

Selamlar.
Ben de Beşiktaştayım. Orijinal olmayan ve iş gören ekranlar 170 orijinal olanlar da 400 civarı. Yaptırmak isterseniz tam fiyatı yarın söyleyebilirim.

Beşiktaş'ta Girişim Servis.

Girişim 330TL fiyat vermiş sayfasında. Orjinalse taktırın.

bence gerek var. cakma takinca home tusu gidiyor, sonra baska bir sey daha cikiyor. ileride pil degisimi de istersen onu da servis yapabilecek (parasiyla da olsa) dusunsene. o telefon daha 4 yil gider.

iPhone 6s'imden gonderildi.

kahve meraklısı birisi olarak söyleyebilirim ki kahvenin soğumaması en azından benim açımdan güzel bir şey değil, kahve soğudukça daha fazla aroma ortaya çıkar...

diğer yandan eğer kahveniz soğumasın istiyorsanız seramik iyi bir seçenek. emaye ısıyı çabuk ilettiğinden daha hızlı soğumasına neden olacaktır bir de içerken eziyet olacaktır tavsiye etmem.

son olarak kahve için en iyisinin çift camlı bardaklar olduğu söyleniyor.

örnek:
www.hepsiburada.com

ben ise migroslarda satılan touch me markalı seramik bardaklardan kullanıyorum. boyları hoşuma gidiyor.

Şöyle bir alet var mesela: www.hepsiburada.com

internette klasik (jel gibi olmayan) diş macunları ile takıyı diş fırçasıyla fırçalamayı önermişler deneyebilirsiniz.

Yeni aldığınız kaplama takıları iyi bir sprey vernikle verniklemekten başka bir olasılık göremiyorum ben şu aşamada. Kaplama kalktıysa yapacak bir şey kalmıyor. Altın rengi sprey boyalarla tüm takıyı boyamayı deneyebilirsiniz ama gerçek altın kaplama gibi olmaz tabii, rengi filan değişik olur.

Stubborn denilebilir.

Google gorsellerde aratinca da destekliyor gibi.

Arm crossing, crossing the arms anahtar kelimeler ikinci sorunuz için.

Defensive (=savunma) diyesim var.

Geçenlerde uzun zaman önce çevirdiğim bi kitap basıldı. Elime de ulaştı kitap ama açıp okumaya tırsıyorum çünkü kesin şey dicem, "Bunu böyle mi çevirdin piii" şalksdşa. Başka bir çevirmen arkadaşımın da benzer bir şeyi yaşadığını biliyorum. Yani bence normal bi his ama çevirinizin üstünde gereksiz zaman harcamanıza sebep olursa o farklı bi durum oluyor.

Her zaman daha güzeli, daha iyisi olabilir her şeyin. Dolayısıyla zaman/emek/fayda oranını iyi gözetmek lazım. Belki başlarda dışarıdan bir gözün onayını alabilirsiniz. "Tamam, iyi işte uğraşma daha" derse biri zamanla geçer belki bu durum.

ikinci dil ana dil olmayinca dogal ceviri olamiyo tabi, ama bence cok da kafaya takmamak lazim, ceviren olduguna sukretmek lazim. Kitabi, makaleyi vs anliyo muyum, anliyorum, google translate gibi cevirmediysen benim icin problem yok.

psikolojik, sen bir şey yapamazsın. tedavisi tabii var. fobilerle uğraşan pskiyatr.
hatta deneysel bir ilaç vardı. örümcekten deliler gibi korkan bir adam 3 günde eline alabilir hale gelmişti. videosunu bulursam atarım.

Özgül fobi. Terapi alsın mutlaka, düzelemeyecek bir şey değil. Günlük hayatını bu kadar zorluyorsa bir uzmana başvurmalı bir an önce

%100 bir rahatsizliktir. Siz cozemezsiniz.
mutlaka uzmana gidin, mutlaka tedavi olsun. Bu isin uzmanlari var. Tedavi olmasi hem onun icin iyi, hem de dogabilecek cocuklarinizin ruh sagligi icin iyi.

Fobiler için EMDR'ı tavsiye ederim. Kısa sürede çözüm sunuyor.

Bir yaşından önce kısırlaştırmayın diyor tanıdığım veterinerler aksine. Böbrek kanallarının küçük kalmasına sebep oluyormuş. Böbrek yetmezliğinden kedinin kaybına kadar varıyormuş durum. Geç kısırlaştırmak daha iyi, gelişimini tamamlamış olur kedi.

Sıkıntı yok, bir an önce kısırlaştırabilirsiniz.

Kucuk cok buyuk bir kedi cinsiyse siyam gibi filan genelde gec ksiirlastiyolar. Sorun olmaz bence de.

enpati.net

Çeviride yerelleştirme denen bir nane var. Netflix çevirisi yerelleştirme yapmış. Türkçede kimse kimseye "Mükemmellik düzeyinde sorun var" demez.

Ayrıca altyazı çevirileri karakter sınırı nedeniyle de fazlasıyla kırpılmak zorunda kalabiliyor. Bence İngilizce öğrenmek için böyle mot-a-mot çevirerek düşünmek doğru bir yol değil. Ha doğru yol ne zaman derseniz öğretmen olmadığımdan onu da bilemiyorum açıkçası.

türkçe altazı ile ingilizce öğrenmek çok verimli bir yöntem değil. kelime dağarcığı genişletmek için iyidir ama cümlelerin yapısını, kısaltmaları, phrase'leri önceden biliyor olmak lazım. konuşan tüm karakterler kurallı konuşmnuyor sonuçta.

ingilizce filmi ingilizce altyazı ile izleyebiliyorsan o ayrı. okuma hızın artıyor, hem telaffuz çalışmış oluyorsun.

Ama genelde bilmediğiniz yerde durdurun dedikleri için ben de bildiğim halde unutmamak için not alıyorum. Misal bir diziyi çoğunlukla anlıyorum diyelim ama konuşmaya gelince aklıma o cümle gelmez, toparlayamam diye not alıyorum çoğu repliği. Yanlış belki ama..

turkce alt yaziyla dogru duzgun ogrenilmez zaten, ceviri yazarak ezberlemeye calismak cok kotu bir yontem (zaten not almak asiri hamallik ve seni cok yavaslatir). ingilizce diyaloga ingilizce alt yazi koy.

ingilizce ingilizce uzerinden ogrenilir, turkceyle bagdastirmaya calisirsan yillarini harcasan da pek bir asama kaydedemezsin.

reflex başta sevdiler sonra bıktılar.

Temiz mama

temizmama sevmiyorlar

Valla kalitelisini bilemiyorum ama Mito'nun tavuklusunu alıyorum ben.

buzlukta dinlenip biraz üstünden geçince yiyebiliyorum ben kurbanı. taze et çok kötü

biraz dinlendirin, geçer. donup çözülünce de geçer, ama biraz su kaybeder.

kısa zamanda tüketeceğiniz etler mümkün olduğu kadar döküm tava, ızgara gibi hızlı pişirme yolları ile iyice pişirin.

Etler donuk geldi zaten ve bir ay oldu neredeyse buzlukta dinleniyor. Geçmiyor koku sanırım

kesilip hemen dondurulmuş mu acaba? kanı akıtılmamış olabilir mi?

Hiçbir fikrim yok. Çöpe attım

Üstat et donuk halde buzlukta durursa dinlenmiş olmaz. Donuk şekilde olmadan +4'de dinlendirebilirsiniz. Belki kan kokusu kalmış olabilir. Pişirmeden önce buzu çözülürken suyun içinde tutun, suyunu atın tekrar durulayın. Tahminimce koku geçecektir.

Buzu çözülürken suya koymayın bence. Normal dolaba bırakın don hali gider soğuk kalır tabanına kan bırakır onu mutlaka dök ve eti bi sudan geçirin. Kurban etini yüksek ısıda pişirmeden bende yemiyorum zaten kurban parcalanirken hiçbir hijyen kuralına uyulmuyor. Et dinlenince koku gider bence o kokunun büyük kısmı kandan dolayı.

Çok bariz bir şey diyeceğim. Çöpe atacaksanız da pişirip sokak kedileri, köepekleri için sokak köşelerine koyabilir misiniz? ^^

Hayır çöpe attım.

@inawen +1

küçükbbaş hayvan kestilerse onlar genelde marketten alıp yediklerimizden daha ağır kokuyor alışık olmayabilirsiniz.

Tabii ki "kurtuluşunu" diye yazılır.

"Izmir'in kurtulusu" bir gun degil ki, bir olay. Izmir'in Kurtulus Bayrami, Izmir'in Kurtulus Gunu gibi isimlendirilmis ozel bir gun seklinde yazacaksaniz buyuk harfle yazabilirsiniz.

Simdi hizlica resmi kullanimina baktim, resmi kutlama mesajlarinda da "Izmir'in kurtulusu" seklinde kullanilmis.

"İzmir'in kurtuluş günü" de yazılsa büyük harfle başlamaz.

Cevaplar için teşekkürler fakat ben ikna olmadım. İzmir'in kurtuluşundan bahsediyor olsak dediğinizde haklısınız (ki ben de buradaki örnekte küçük yazdım) fakat İzmir'in Kurtuluşu'nun bilmemkaçıncı yılı diyerek spesifik bir 'gün'ü hedef aldığımız için bence büyük harfli ve tırnaklı olması gerekiyor. Arada bir nüans farkı var.. Düşününce kimseye mi mantıklı gelmiyor arkadaş yaa :D

@crown mesela senin verdiğin örnek ile aynı söylemeye çalıştığım İzmir'in Kurtuluş Günü derken büyük yazmışsın ya işte oradaki gibi bir durum var bence 97.yılı derken..

Büyük harf olmasını gerektiren bir durum yok.

İmza: 8 senelik redaktör.

@inawen teşekkür ederim Redaktör Bey :)

Freddie Mercury was an iconic singer.

Ferrari Testarossa had a iconic design yet remarkable performance in the 80s.

LeBron reportedly welcomes Davis to Lakers with iconic #23 shirt.

Türkçesi için de simge haline gelmiş denebilir. Yukarıdaki örnekten gidecek olursak: "Michael Jackson, popüler kültürün simge haline gelmiş şarkıcılarından biridir."

"o zaman neden 10 tane farklı sosyal medya hesabından filtreli, photoshoplu fotoğraflarla reklamınızı yapıyorsunuz." ile "o saatte sokakta ne işi varmış" arasında teorik olarak hiçbir fark yok.

Ben de normal tanışma, iltifat vs. mesajlarını ifşa yanlısı değilim, yoksa insanlar nasıl tanışacak birbiriyle ama tacize varan durumları ifşa etmekte de hiçbir sakınca yok.

inawen +1
yazdiginiz sey kurbani suclamak aslinda, 'neden onu giymis, neden cikmis'tan bir farki yok.
asilan ya da yazan degil, taciz edenleri paylasiyorlar. kadinlar da erkekler de istedikleri kadar hesap acarlar, kimse kimseye karisamaz, erkekler kendine hakim olmayi ogrenecek, kimseyi taciz etme hakkini haiz olmadiklarini ogrenecek. bu kadar basit aslinda, olayi karmasik hale getiren erkeklerin madem acmis benim taciz etme hakkim var kafasindan kurtulamamalari.

Birkaç sebebi var. Birincisi bakın beni kimler begenşyor, kimler peşimde diye duyurmak.

İkincisi, ilgi gösteren herif çirkinse bu yapılıyor. Burada içten içe kadın kendisine o kişiyi layık görmüyor ve bunun sinirini de, ifşa edip çıkarmaya çalışıyor. Bunu yaparken de "türkiye de kadın olmak çok zor" lafı ile Allah ne verdiyse yardırıyor. Burada tek kıstas fiziksel çirkinlik değil, sosyal statü para mevki vs...

Üçüncüsü, ilgi görme hastalığı. Bunu duyurarak bundan nemalanmak.

.....

Kadınlarımız sevgi pıtırcığı, iyi niyet timsalidir ortak. Eğer bir şey yapıyorlarsa mutlaka iyi bir nedeni vardır. Bence bu ifşayı yapmaktaki amaçları: "ben sıkıntılıyım, benden uzak durun" mesajı vermek. Sağolsunlar, biz de bu mesajı veren kadınlardan uzak duruyoruz

@mahone

Ülkedeki erkeklerin çoğu yokluktan her bulduğu deliğe sokmaya çalışıyor zaten. Hatta kendi ülkelerinde ilgi görmeyen kadınlar Türkiye'ye geliyor bunun için. Rusya'da Türkiye için yarı şaka yarı ciddi kadınların Taylandı derler. Ülkede damacanaya hallenen adamlar var, asılan birilerinin olması çekici bir kadın oldukları anlamına gelmiyor ki. Kime ne kanıtlamaya çalışıyorlar?

Karşılarındakini hakir gördükleri için. Ezmek için.

Geçenki boksörün yaptığı ifşa da böyleydi.

Sen kimsin ki? Demiş oluyorlar. Engelleyip geçebilecekleri aşikar.

Oysa birini ahlaksız ilan etmek kimseyi ahlaklı veya üstün yapmaz.

Asılanlar da yerine göre saçma sapan kişiler olabiliyorlar. Bunu da görmezden gelmeyelim.

Elbette gelmiyor. Bu durumu daha iyi idrak edebilmek için, sorduğun soruda, hangi sosyal sınıfı konuşuyoruz önce bunu saptamak gerekir o zaman.

Bahsettiğin kızlar genel olarak okumuş, İnterneti bilen sosyal medyayı aktif kullanan yiyen içen gezen vs bir kitle. Ben böyle algılıyorum, yanlış mıyım?

Bu kitle, hayatını büyük çoğunluğunu sanal ortamda yaşıyor. Gidip bir yeri geziyor, bunu insgrama aatıyor/atma ihtiyacı hissediyor. Belki profili bile gizli değil vs. Bunu yapmak bile zaten aslında olayın özü. İlgi görmek, hakkında konuşulmaz, yaptığı şey ile gündem olmak...

Her yokkuktaki adam da sanal ortamda kızlara yürümüyor. Damacanaya da halle en var, cansız mankene de, mahallesindeki belki 50yaş üstü komşusuna da, bimdeki kapalı 20 yaşındaki kıza da babası yaşında adam yürüyor mesela. .. Bunların içinde sosyal medyayı hiç bilmeyen insanlar da var. O yüzden, hangi sosyal statüdeki insanları konuşuyoruz? İkinci paragrafta yazdığımı sanırım.

Evet, asılanların olması çekici oldukları anlamına gelmiyor. Bahsettiğim profildeki kızlar, kendilerine asılan olmasa başka konularda benzer şeyler yapacaklar. Burada esas konu ilgiyi üzerinde toplama ve gündem olma.

Kanıtlamaya çalıştıkları şey aslında birşey değil. İç güdüsel ve hormonal olarak yapıyorlar bunu. Bakın beni bir sürü erkek elde etmek istiyor... Doğurgan bir kadının Hayatı sanal olunca, bu da sanal oluyor. Sözlükte bi yazar var bu durumla ilgili çok güzel açıklamalar yapıyordu bilimsel ve psikolojik açıklamalar. Unuttum bukursam eklerim adını.

Uzun lafın kısası, bir doğru yok.

Filtreli fotoğraf atan kızın tek amacının "erkekler gelsin bana benimle yatmak istediklerini söylesin, bana organ fotoğrafını atsın" demek istediğini siz nerden çıkarıyorsunuz ben de bunu öğrenmek istiyorum. Bir kadın sana göre çok tahrikkar bir fotoğraf attığında senin kişisel ilgini açıkça öğrenmek istediği sonucuna nasıl varabiliyorsun? Karşındakinin buna kızacağını ve seninle aynı fikirde olmadığını bile bile? İtiraf et işte, aklın sıra cezalandırıyorsun bu kadını gösterip de elletmediği için. Amaç apaçık rahatsız etmek. Parkta spor yapan kadınların karşısına özellikle geçip pis pis sırıtarak bakan yaşlı amcası da aynı, kendini okumuş ve kalbürüstü sayan bu tipler de aynı. Kadınları insan gibi görmedikçe kendinize ediyorsunuz, o kadınlara değil. Onlar iki gün sonra senin varlığını bile unutuyor.

inawen +1

bu belli ki çok garip gelecek size ama birinin filtreli fotoğraf atması bizim sorunumuz değil. tamamen kişinin kendisini ilgilendiren bir konu. asıl soruyla bu argümanın zerre ilgisi yok.

asıl soruya gelirsek "merhaba" denmesini bile olay haline getirenlerin "bakın benim piyasam var" mesajı verdiklerini düşünüyorum. hatta düşünmüyorum, öyle.

Çünkü; onlar fakirde ondan. O mesaj atan milyoner ve çok güçlü bir erkek olsun bakalım. Bu ifşayı yapıyorlar mı?

inawen + 1

aylar önce duyuruda bir gönül işi sorusu vardı, orta yaşlarda bir erkek otobüs durağında gördüğü kadını beğeniyor, kadınla tanışmaya çalışıyor, kadında son derece "medeni ve nazik" bir şekilde hayır diyor. verilen yanıtların rahat %85 i yürü be bro kim tutar seni, istemese daha "sert" terslerdi, "kızmamış bağırmamış" ki, "sonuna kadar" asıl kardeşim ikna edersin tarzında/mealinde yanıtlardı. yani o bahsettiğiniz kadınlar o fotoğrafları atsa da atmasa da, ısrarcı mesajları ifşa etse de etmese de, medeni ve nazik davransa da davranmasa da her daim eleştirilip yargılanacaklar. ilgi başka bir şey, ısrar başka, taciz bambaşka. ha bir de o mesajları görmezden gelin, hepiniz ilgi orospususunuz o yüzden ifşa ediyorsunuz modunda yorumlayan kitle var ki, sizin bence bir nokta üst leveliniz bu, evlerden ırak.

Ulan ne linç etmişsiniz adamı ya. Bu sitenin feminik linçleri beni deli ediyor. Yok profili açık diye tacizi haklı mı kılıyormuş bıkbıkbık. Ulan adam duyuruda böyle bir şey mi demiş amk. Taciz edilsin mi demiş? Ya yeminle adamı deli edersiniz. Aynen arkadaşlar, kadınlar süper, kadınlar asla hata yapmaz, asla kötü olmaz. Bir kadın asla takipçi ve like kasmak için sosyal medyada boy boy fotoğraflarını paylaşıp sonra da ilgiden bunalmış pozu keserek ego tatmin etmez. Kadınlar kutsal ve yüce vatlıklardır. Hepimiz kadınlara tapmalıyız.

Kimsenin taciz edilsin dediği yok. Penis fotosu yollayıp taciz etmekle tanışmak için normal bir mesaj atmak aynı kefeye konamaz. Evet, size şaşırtıcı gelebilir ama, profiliniz açıksa ve oradan kendinize ait yüzlerce fotoğraf koyuyorsanız, bu durum sizi hiç tanımadığınız insanların görmesine, ve bazılarının sizi beğenmesine sebep oluyor. Kimsenin size penis fotoğrafı atma ya da sizi taciz etme hakkı yok ancak size medeni bir şekilde tanışma teklifinde bulunan bir insanın bir kabahati yok. Bunu da istemiyorsanız profilinizi gizleyebilirsiniz. Ama işin ikiyüzlülüğü burada başlıyor işte. Profili gizlerse ilgi görmez. Çünkü hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, o fotoğraflar açık profile insanların kendisini beğenmesi için konuyor. Bu kızları twitter’da binlerce kişi harika fikirleri için değil, dekolteli fotoğrafları için takip ediyor. Sonra birisi kendisini beğenip tanışmak isteyince de “ıyh bna msj atıolr :ss” diye poz kesiliyor. Bunların hepsi egoyla ilgili. Bu kızların bizim memleketin cinsel açlığından dolayı gördüğü orantısız ilgiyle götleri kalkıyor ve peşlerinde binlerce insan olduğu için ona tanışmak için mesaj atan adamın gururunu umursamadan onu biraz daha ego tatmini için rezil etmekten imtina etmiyor.

Burda feminik linççiler “gösterip vermediği için cezalandrmak istiyorsun” diye temelsiz saçmasapan tespit kasabilir, ama birisiyle tanışmak istemek ayıp değildir, taciz değildir ve parkta kızı yaşında kadını rahatsız eden amcayla aynı şey değildir. Bir kadının hareketini her eleştirene “kadın düşmanı”, “cinsel açlık içindeki ezik” gibi yaftalar yapıştırarak aşağılamaya ve susturmaya çalışıyorsunuz.

Taksim’de hetero erkek pride yürüyüşü düzenleyeceğim en sonunda amk. KADINLARDAN HOŞLANMAK SUÇ DEĞİLDİR!

O ifşalar bir mesaj sonunda gerçekleşmiyor. Bizim cins aşırı ısrarcı. Yani bir arkadaşının profilini al, bir gün mesaj atmayacağım sadece izleyeceğim de. Profil kapalıysa günde minimum 10+, açıksa günde 100+ mesaj gelir. Aynı kişiler bin kere mesaj atar. Yazar da yazar. Cevap vermezsin yazar, engellersin başka profilden yazar. Durmaz. Durmuyor abi. Vallahi görmesem inanmayacağım. Bak tek başına yürüyor kadın, sürekli bir laflar, bir şeyler. La yürüyo ya. Dümdüz yürüyo. Laf atar, karşılık alamayınca tükürür. Pisleşir. Sürekli böyle yaşayan bir canlı düşün. Böyle bir baskıyla. Göz kırptı verecek modunda bir de. Aha gözünü açtı kapattı, o da beni seviyor çıkarımı yapıyor.

Geçen berberde oturuyorum. Tıraş olurken edilen anlamsız muhabbetleri ediyoruz. Adam dedi ki, bak şu kadın var ya dedi, -bir kadın geçiyor o sırada karşı kaldırımdan- dünya ahret bacım olsun ama hep bu saatte böyle pijamayla geçiyor buradan dedi. E abi marketten geliyor dedim. Yok yaa, market hikaye diyor. Pijamayla çıkmasın diyor. Abi dedim nası çıkacağını bize mi soracak. Donla çıkmamış ya. Aranıyor bence diyor. Markette gittiği için aranıyor oluyor kadın. Gerisini sen hesapla.

Bunları ifşayı doğru bulduğum için söylemiyorum. Ama ortada bazı gerçekler var. Durmaksızın rahatsız ediliyorlar. Bu ısrarın önüne bazen ısrarla geçmeye çalışıyorlar. Bazısı da direkt ifşalıyor. Onların da psikoloji gitmiş. Genelde de tek mesaj atanları ifşalamıyorlar. Israrcılar ifşalanıyor. Ama bazısı yapıyor tabii direkt.

bazıları çok komik oluyor, ondan paylaşıyorum ben.

Loafer? Cesit cesit, klasik gorunumlusunden, renklisine her cesidi var.

Mini topuklular? Jean altina giyilebilen, kumas detayiyla daha günlük duranlardan mesela? www.stellamccartney.com

bağcıklı/bağcıksız keten ayakkabılar da spor sınıfına giriyor mu bilmiyorum ama en çok giydiklerim bunlar. bir de converse tarzı ayakkabılar. ayrıca oxford ve loafer tarzındaki düz ayakkabıları de giyiyorum. renkli/desenli soket çoraplarla ve ona göre kıyafetlerle kombinleyince de klasik durmuyorlar öyle. çok nadiren babet benzeri ayakkabılar giydiğim de oluyor. spor ayakkabı ise en az giydiklerimden.

@büf-e kür
Bu çok iddialı geliyor bana o topuklar incecik o burunlar sipsivri. Zaten bir dönem düz sivri bot giydim diye ayağımda bunion oluştu, silikon bunion koruyucu takıyorum bazen.

Loafer'a almaya gidiyorum :)

Bilffil şunu giyiyorum yazları: www.amazon.com.tr

Keyman Design'ın düz ayakkabılarına da bakabilirsiniz. Tarzlarını beğeniyorum.

yazın sandalet veya yemeni giyiyorum.

Babet ya da sandalet. Kimse babet giymiyor mu ya? Ben de buf'un yazdiklarina benzer de giyiyorum bu arada cok sivri olmayanlari da var

superga giyiyorum sadece. tatilde de sandalet. butun yaz bu ikisiyle geciyor cok mutlu oluyorum. bin cesit renkli supergam var.

espadriller.

bu yazı şu ve benzerleriyle geçirdim;

www.deriden.com.tr

Yazın sandaletler, espadriller, keten ayakkabılar vs giyiyorum. Bu yaz hafif topuklu, ince bantlı ayakkabılardan çok giydim mesela.

Kışın da bot, çizme, postal vs giyiyorum zaten.

şundan aldım geçen gün: www.beymen.com

bu model her kıyafeti güzel gösteriyor, pantolonu da elbiseyi de

büyük yanlış güzel kardeşim, kız sana ölüp bitse bile eğer o iş ortamında uzun süre olacaksan aynı ofisteki insana bulaşmayacaksın.

bir seyler olacak olsa bir sene icinde olurdu zaten. sana bir sey hissetmedigini kendin de yazmissin. bu durumda soyleyecegin sey senin rezil olmandan baska bir seye yaramaz.

ayni ofiste olmak hele buyuk sıkıntı. aman ha...

Ben de yapma demeye geldim.

Yapmasam da sapık gibi kızı kesip duruyorum gerekirse bölüm değiştiririm

Yapma kanka rezil olursun.. denizde kum dünyada kız yaw milyarlarca var! başkasını bul

verdiğin detaylara göre olumlu bir sonuç çıkması sence muhtemel mi?

Böyle saçma açılma sebebi duymamıştım daha önce.

Bence de olumsuz olacak ama içimde kalmasından iyidir bölüm değişimini bile göze aldım

Iyi de kiz sana sinir oluyorken acilmanin ne manasi var? Acilip red yiyip askere gidersen oh gitti de kurtuldum der arkandan kesin.

Ne pessimist ne kuruntulu insanlarmissiniz. Sevdiğin kıza açılınca niye rezil olunuyormus. Bu zaten hayır der diye açılmazsam pişman olacağımı düşünüyorum. Siz yapma etme diyeceğinize güzel bi açılma önerisi verin

Askerdeyken düşünsün mü? Millet askerde kocasını aldatıyor mübarek ne düşünmesi.

Kalede kaleci var diye sut cekmeyelim mi? Kahveye davet et orda sole

Askerde kafanı duvarlara vuracak uykunu kaçıracak güzel bir anı olur. Bence yapmışken en beterini yap, ofiste kızın önünde diz çöküp benlen evlenir misin de. Sen dönene kadar gülerler.

Kızı her gördüğümde içim gidiyor

abi şu an psikolojik durumun normal değil. asker gidişi oluyor böyle haller. kendini çaresiz hissediyor insan, ilk gördüğüne tutunuyor. ama bak buradakiler de sen pişman olmayasın diye diyor bunları. Sen askere gitmeyecek olsan bu kızı sallayacaktın bana başka kız mı yok diyip hayatına devam edecektin. şimdi içinin gitmesi falan komple askerlik kaynaklı. Bu da bitecek döneceksin hayatına. rezil olmak sıkıntı değil ama sen orda olmayacaksın kafada daha da büyütürsün kafayı yersin pişmanlıktan.

deneme bile .

3 sene önce tamda 2016'nın haziran ayında bende bu salaklığı yapmıştım. En basitinden içimdekileri kusar rahatlarım diyordum. Gittim aynı işyerindeki kıza açıldım.

Sonuç tam bir hüsran oldu. Her gün suratını gördüm. Çok kötüydü. İşyerinde ayrılıncaya kadar baya bir sıkıntı yaşadım.

Yapma güzel kardeşim. Etme, boşver bu sevdadan üzülürsün.

Asıl söylemezsem pişman olurum. sanki tecavüz edeceğim sizin yüzünüzden vazgeçeceğim nerdeyse peki bu fırsat elimden kaçarsa bana başka kız bulabilecek misiniz?

bak kendin yazmışsın bana başka kız bulabilecek misiniz diye. senin derdin o kız değil askerde tutunacak dal. Sen bu hareketi yaptığın anda zaten o dalın da kırık olduğunu göreceksin ya neyse. git açıl ama sonuçtan haberdar et bak burda bekliyoruz.

Kız seninle aynı pozisyonda mı yoksa sen onun yöneticisi falan mısın?

Kızla pozisyonumuz aynı 1 senedir bildiğim biri evlenmek için özellikleri taşıyor hoşlanmasa bile teklif edince beni rezil etmesi onun karaktersizligidir ama nasıl teklif ederim bilmiyorum fikir almak için yazdım kız beni umursamıyor bence

açıl da ebeninkini gör.

hacı naptın bekliyoruz

yapma güzel kardeşim. huzursuzluk yaratma.

yanlis hamle olur bence bulasmayin.
isyeri ve ayni siniftan kisi ile birlikte olmak iyi degil.
edit gerci soyle 25 saniye okudum herkesi de sadece isine geleni isaretlemissin. sen her seyi hakediyorsun. vazgectim acil sen.

naptın yav merak ediyoruz, olumsuzsa gülmicez valla bak. hepimiz en az bir kere reddedilmiş insanlarız

Harbiden yaw ne oldu acaba?

Band 3 turkce. 4u biledim

honor band 5'e de bakabilirsin.

mi band 4 türkçe için şu var bi de
www.youtube.com

mi band 4 yeni çıktı, 3 de ilk çıktıktan sonra türkçe almıştı.
renkli ekran ve şarj iyileştirmesi yapıldı. mi 4 tavsiye ederim

Bende var 4. 5 tane mi ne seçenek var zaten İngilzce gördüğü. Onları da simgelerinden anlar.

Bildirimlerdeki Türkçe karakterler görünmüyor bir de şu anda.

Ama Türkçe destek gelecekmiş yıl sonuna doğru.

Bildiğim kadarıyla, açık renkli bir tüp boyayla karıştırırsanız normalden daha açık bi renk elde etmeniz lazım. Ama bu normal boyalarda kızıl alt tonlar, küllü tonlar filan gibi etmenler de var. Yanlış bi boyayla karıştırırsanız fantastik bişeyler olabilir gibime geliyor.

tüp boyalarla beraber kullanılan peroksitin yüzdesinin bu konuda bir etkisi var sanıyorum. %9 luk peroksit kullanırsanız daha açık bi renk elde edersiniz, %6 lık kullanırsanız biraz daha koyu olur gibi aklımda kalmış.

*ama emin değilim, bir araştırın isterseniz.

20'likleri çoğu yerde görüyorum. kocaman adamlar utanmadan kullanıyorlar.
şaka bir yana gayet pratik bisikletler. evet bir sürü adam kullanıyor. alın pişman olmazsınız.

toplu taşımada kullanacaksan zaten başka seçeneğin yok. gayet normal bu arada katlanır bisiklet atın bu at gözlüklerini:)

1 senedir sağda solda binmek için kullanıyorum. decathlon'dan almıştım. toplu taşımada hiç kullanmadım ama. her açıdan çok pratik. evin bir odasına katlayıp koyuyorum işim bittikten sonra. katlanır alma amacım da evde dursun ve bu sırada yer kaplamasındı zaten.

Bende var, satmak istiyorum. Çünkü çocukluktan alışmışım normal bisiklete. Bununla yapamadım. Gidonuyla sıkıntım var. Çok hassas geliyor. Hafifçe döndürsem dengem kayboluyor filan. Hoş değil.

bir süre sonra katlamaktan yorulacaksın demeye geldim. bir de yokuş çıkamayacaksın :)

piyasadaki katlanan bisikletlerin çoğu çok zor katlanıyor :) ama benim aldığım model mesela, oldukça pratik ve taşıması kolay (mosso town). küçük jantlar dert değil önemli olan kompakt olması. kompaktlığı önemli değilse standart bisiklet al zaten..

Zevk bisikleti, ulaşım amacıyla sürekli kullanabileceğinizi düşünmüyorum. Rampalarda adamı çok yoruyor.Ben iki sene kullandım, satılığa çıkardım bakalım alıcı bulursam bunu satıp bir tane gezi bisikleti alacağım.

Bineceğiniz toplu taşıma araçları çok kalabalık değilse sorun olmaz.

Daha önce burada katlanır bisiklet konusu çok açıldı, onları da inceleyin.

Yıllardır Tern (Dahon'un ikizi) kullanıyorum. Genel olarak memnunum ama; yokuş çıkılmıyor (kişiden kişiye değişir), katlamak pratik olsa da her gün toplu taşıma araçlarına bindirmek bence eziyete dönüşür, gidon hassas, alışmak gerekiyor, Brompton bile alsanız hatırı sayılır derecede ağır, öyle alayım rahatça taşıyayım olmuyor.

Özet; pratik olsa da temel ulaşım aracı olarak bence kullanılmaz. Mesafe kısa ise, toplu taşıma aracına binmeyecekseniz, yokuş yoksa olur ama. Ayrıca keyif için binmek maksadıyla da alınır.

Bir ara her gün Koşuyolu - Moda arasında ise gidip geldim 7 vites mosso matine 2d ile. Günde neredeyse 1 paket sigara içiyorum ama bu güzergahta çok öldüm bittim durumu olmadı. Biraz hızlıca eve dönmek istediğimde çok yer yapıyor sadece. Ben evin balkonuna koyuyorum kullanmadığım zaman. Hayallerimdekinden daha ağır ve büyüktü mesela. Gidip bir bisikletçide deneme türü yapmanızı öneririm.bir de gidon küçük ve alışmak zor yukarıdaki arkadaş doğru söylemiş

Poşete koyuyorum ya da strece sariyorum

Strece sarıyorum ama sertleşen yüzey varsa yemeden kesip ayırıyorum.
Kavunun ortasından da çekirdekleri çıkarıp turuncu kısımları temizlemeden yiyorum.

Kağıt havlu kapatıyorum kırmızı olan yere. Yüzeyi kesip atmaya gerek kalmıyor. Eskiden neredeyse çeyreği çöpe gidiyordu.

Sırf açıkta kalan kısmına streç yapıştıyoruz. Zaten ıslak olduğundan tutuyor.

karpuzu dikine tutup yan kesiyoruz. yani uzunlamasına 2 ye bölmüyoruz. 2 parça olmuyor. üstten halka halka kesiyoruz. üstüne de streç...

Instagramda dekotrend var. Resim çekip yollayın hangi boyadan ne kadar kullanacağınızı söylüyorlar.eger boyalarida onlardan alırsanız uygulamadada yardımcı oluyorlar.

zımparalama makinesi var. çok kolayca halledebilirsin. varsa tanıdık ödünç al yoksa 100 tl veriririm diyorsan makineyi alıp kolayca yap.

Multi surface dediklerinizle fayans bile boyuyorlar, her şeyi tutar. Diğer adı da hybrid onların.