öyle işgüzar annelerde kabahat annelerde. Öyle anne olmaz olsun, çocuk zaten aileden öğreniyor bu tarz şiddet davranışlarını. Ağzının payını verseydin annenin, haklısın

ben olsaydım direkt annesini azarlayacağım için takdir ettim. haklısın.

ben olsam annesine de çıkışırdım ne biçim çocuk yetiştirmişsin diye.

ben olsam çocuğun kediye yaptığı hareketleri aynen çocuğa yapardım. az bile yapmışsın haklısın

Anne ile kavga ederdim ama benim asıl meselem kediyi kurtarmaktı ayrıca bir kadınla ağız dalaşına girmem

goril gelirse hepsini parçalar

haksızsın.

ben çocuğa bi tane çarpar annesini de onu savunduğu için azarlardım. az yapmışsın. bi dahakine daha acımasız ol.

ee, kafalarına reno 12 aynasıyla vuraydın ya

Çocuk kedinin kafasını taşlara vururken, anası da veledin oynadığını iddia ediyordu yani.

Sen de haklısın troll kardeş.

@arnold sana böyle anneler babalar olmadığını düşündüren ne? 15 senelik kedi bakma hayatımda daha beterlerini yaşadım, örnekler verebilirim çünkü.

Doktora gitme bırak o sana gelsin.

ankara da çankaya belediye sinin bazı yerlerde prefabrik yapılarda mini diş tedavi merkezleri var. hizmet. bedava. en fazlşa dolgu yapabiliyorlar tabi. böyle yerler bulabilirsin.

senin tedavini tam okumadım ama normal bir hastaneye gitsen sen muayene ücreti olarak 40-50 tl alırlar diye düşünüyorum. ondan sonra özel bi uygulama yapılmazsa para alınmaz sanırım.

ayn gun yapar 1 saat ara oluyor 2 randevu arasinda rontgeni de hemen cektirtip ekraninda gorebiliyor doktor.
goztepe agiz dis sagligi merkezi oneririm yakinsan.

devlette bedava olur, sonra düzeltmek için 500 lira verirsin... ha büyük ihtimal devlette çekelim bunu iltihap yapmış derler... ikamet ettiğin yere göre yer önerebilirim özelden...

Devleti kotuleyenlere inanma ,devlettede cok kaliteli hekimler ve tedaviler oluyor .biraz şans işi özelde olduğu gibi. Önceliğin devlet olsun çünkü paran yok . Geçmiş olsun .
İmza:özelde çalışan bir dis hekimi.

Love actually iyidir bence.

komşum totoro. şaka değil. mutluluk sıçıyor film.

Amélie

The Pursuit of Happyness'den bahsediyorsun.

ben ve sen

adam's apples

as good as it gets

intouchables iş görür gibi.

Nueve reinas

Little miss sunshine

Soul kitchen

Submarine

Iyi seyirler.

Groundhog Day www.imdb.com

It's a Wonderful Life

www.imdb.com

bana uyar

Anlasmali olursa bana da uyar. Rastgele olayina giremem.

istemiyoruz, kod isini de unut bence :D

ben de varım ama kod işine pek inanasım gelmedi.

Bence herkes kendi tanidiklari arasinda yapsin, geçen sene cok problem oldu. Erkek arkadaşıma yilisik yilisik 'abi bu zamana kadar mesaj gondermedim, hediyeni de almadim sebebi de yok' diyemesaj bile geldi. Keza gonderme, hediyeyi alma kismi da problemliydi.


Katilacaklar simdiden bunlari goz onune alsin oyle katilsin diyorum, ben kesinlikle istemem. Insan hevesleniyor, sonra üzülüyor.

Geçen sene ben hediye almıştım, bana alacak kişi de almış galiba ama göndermemişti. Bak şimdi duyuru açınca aklıma geldi :)

Ben çok tatlı insanlarla tanışıp çok güzel hediyeler aldım. Bence çok keyifli. Bu 2 yıl öncesinin hediye notu mesela hala saklıyorum,
i.hizliresim.com
Bence olsun, keyifli oluyor aksaklıklar olsa da.

tanıdıklar arasında yapılsa çok eğlenceli olmaz ki? bence böylesi daha fantastik. 11 senelik sözlükçüyüm, hiç katılmadım bu arada asdfs

geçen seneler katıldım. bu sene katılmayacağım.

olursa ben varım:)

varım diyorum.

Eveeet, isteriiiz! Geçen sene çok keyif aldım.

yaz

Gecen sene aniden ayagimdan ameliyat oldugum icin hediye secmek icin gezemedim ayagimda dikislerle, anneme aldirmistim hediyeyi. O yuzden keyif alamadim, bu sene katilmam.

ben de varım. ben de varım.

bana uyar da ben çekiliş fln değil aychovsky'e hediye yollamak istiyorum direkt :D. sağolsun çok yardımcı olmuştu bir konuda.

ben istemiyorum.

sevgiler.

geçen seneki gibi hediye alacam deyip almayacaklar katılmasınlar lütfen

bir dakika bir dakika.

compumaster bunun icin site kodlayabilecegini mi söyledi? oyalamayin adami, önce mobile cözüm bulsun. hatta asil bunun icin zorlayalim.

geçen sene benim için fiyaskoydu. kezbanın biri çıkmıştı ceptelini karalamış kargoda falan.. bi de migrosta satılan 10 TLlik bir müzik albüm cdsi almıştı. cd lan.. cd mi kaldı ?!?!

Böyle şeyler çok zalakça bence ya. Ben gönlümden kopar sevgimi katarım öbürü sevgisi bonibon şeker beyblade topacıyla gösterir. Çok riskli ve tedirginlik verici benim için.

@tuborg yesili <3
ruj kabını beklerdim de yurtiçinin dandik kağıdını saklayacağını hiç ummamıştım. bi garip oldum görünce. senin el emeği kağıdın ve hiç giymediğim kırmızı iç çamaşırı da benim hatıra kutumda duruyor^^

Bizim kiracı da 1500+ borç bırakmıştı.Yeni kiracımız sözleşmesini yeniledi ve borç önceki kiracının şahsi borcu olarak hukuk birimine havale edildi.Halen de ödememiş ama biz yeni sözleşme ile kullanabiliyoruz. Yani isterlerse yapıyorlar.Muhtarınızla bir görüşün belki yardımcı olabilir.

Semt: Mecidiyeköy

@hebanon, cevap için teşekkürler.

bugün orada eleman başka bir aboneyle konuşurken duyduk; fatura kimin adınaysa borçlu odur demişti.

yani başkası borçlu ise sözleşme yapılabiliyormuş. ama bizde öyle bir durum söz konusu değil ne yazık ki :(

"Dell IN1910N 18.5-Inch Widescreen Flat Panel Monitor"
Bende bundan var Amerika'dan getirmiştim 250 tl gayet uygun almak istersen senin için verebilirim.

Honda ve Toyota derim. Otomatik olursa elinden kolay çıkarırsın. Sakın BMW veya Porsche gibi luks avrupa araçlara veya buyuk 2.0'dan buyuk hacımli motorlara çıkma. Bunun dışında mesela bi honda Civic veya Toyota corolla gibi bir arac alırsan Craigslist'e koyduğun an 3 mesaj garanti. O derece kolay gider.

+ Türkler de boyle araçları her zaman alır düşünmeden.

Minimum fiyatli, al kullan sata uygun hangi model dersiniz?

Toyota +1

St. Christopher's Inn var, Gare du Nord tarafında, orada 3€ idi sanırım locker, aşağı inip bırakabilirsiniz.

18 Rue de Dunkerque; burada herhangi bir yere bırakabilirsin

Herhangi bir hostel a gidip rica edebilirsin yada bir kaç euro teklif edebilirsin. Bazılarında locker var. Ayrıca tren garlarındada locker bulunuyor.

derma roller?

suprataxine sür 3 gün uygula

Kimyasal peeling.

Şikayet kutusuna bıraktığı için eleştiri kapsamında değerlendirmiş olabilirler, gerçekte sözlü hakaret olunca direkt şahitli filan tutanak tutuluyor. Bir de X doktoru zikeyim filan dese sıkıntı olurdu tabi.

burda hakaret yok

Suc degil. O suc, bu suc. Agzimizi kapatip evde oturalim o zaman.

Şimdi burada atıfta bulunulan nesne işin kendisi mi yoksa faili mi ona göre değerlendirilmiş.

anladığım kadarıyla kişinin kendisine değil yaptığı işe hakaretolmuş. şahsa yönelik olmadığı zaman suç olmayabiliyor. fakat kişiye göre değişiyor. mesela s.kerim böyle hakimi derseniz 10 yıl ceza alırsınız.

götürme

Bir ay yokum ve kediye bakacak kimse yok :(

yapma. evin nerede? 2 günde bir gelip bakacak bir arkadaşın da mı yo?k?
kediyi azıcık sevse, mamasını suyunu tazelese yeter.

para durumun nasıl? 2 günde bir gelip bakacak bi veteriner teknikeri falan bulsan??

yanına alabiliyorsun ama kutusunda olacak ve macun gibi bir sakinleştirici var, veterinerden alabilirsin, ondan yedirmek gerekiyor. kimseyi rahatsız etmeyecek olsa da yedir bence çünkü yolculuktan mideleri bulanıyor, macun ile biraz daha rahat uyuyorlar.
yalnız otobüs firmalarını arayıp teyit et çünkü bazısı bagaja koymak istiyor, bazısı da hiç kabul etmiyor.

Aslında gideceği yerde mutlu olacağına eminim, kocaman bir bahçede oynayabilecek, sinekler, kuşlar, arılar. Başka kedilerle tanışıp sosyalleşebilir de.

Kapıcıya para versem, mama ve suyunu verir de evde bir ay yapayalnız bırakmaya kıyamam. Veterinerler kafeste bakıyor :(

nerede oturuyorsun? kedi nasıl bir kedi?

Öncelikle, kedin çok panik bir kediyse veterinerde sakinleştirici iğne yapabiliyorlar ekstrem durumlar için.
benim kedim MAvi ile ilk yolculuğumuzda yapılmıştı fakat hayvan bana ne oluyor deyip daha da panikliyor.
Yani yapmaya da bilirsin, sana kalmış, kediye kalmış.
Evet bagaja koyacaklar, aşı defterini yani karnesini de yanında götür. Bazen kuduz aşılarına bakıyorlar.
KEdiye alerjisi olan yolcu veya korkan yolcu ihtimaline karşın bagaja koyuyorlar. Hayvan da orada uyyuor. Br şey olmaz merak etme, açlık susuzluğa dayanıyor onlar. En fazla çişini yapar ama genelde kediler yattığı yere pişslemiyor.
Ben yaklaşık 8-10 kez bir kedi ve iki kedi ile seyahat ettim otobüste, bir sorun yaşamadım.
BAgajın klima üfleyen yerine koymasınlar, üstüne bir şey konmasın. Hatta uzun yolda muavinlerin uyuduğu yerler var, oraya koyuyorlar bazen.
Hava sirkülasyonunun olduğu, nefes alabileceği, egzoz dumanından zehirlenmeyeceği, sıcaktan bayılmayacağı bir yere koyacaklar. Muavinler bilir bunu, birçok durumla karşılaşıyorlar.
şoföre ve muavine iyi davranırsan onlar da sana ve kediye iyi davranırlar.
Hatta otobüse binmeden önce onları bilgilendir, güler yüzlü olursan sorun çıakrmazlar :)
Bi de molada kediye su ver istersen diyeceğim ama kaçabilir de gürültüden korkup, yine kedini en iyi sen tanıyorsun.
Benimkiler uyuyorlar yolculukta, hiç sesleri çıkmıyor. Alıştılar.
İlk yolculukta baya korkmuştuk tabi de sonradan hepimiz alıştık.
Kolaylıklar dilerim.

edit: arı varsa dikkat gittiğiniz yerde :D Kedi ve köpekler için arılar tehlikeli :/ Aman diyim, dudak ve pati sokması vs. komplikasyona sebeo olabiliyor alerjisi de varsa.

Bence de kediyi otobüste götürmeyin. Veterinerin yaptığı ilaçlarla da bazen uyuyamayabiliyor, yolculuk boyunca size rahat vermeyebilir. Hele bir de miyavlarsa sürekli yolculardan kıl tipler denk gelirse birleşip sizi indirmeye kadar gider iş, boşu boşuna stres. Pegasus'un uygun fiyatlı uçuşları oluyor, biraz para bulabilir misiniz ona bakın bence. Ya da blablacar, yolyola gibi platformlar var, yolculuk yapanlar arabalarına birilerini arıyorlar. Genelde istedikleri fiyatlar otobüs fiyatları civarında ya da daha az oluyor. En kötü oradan birileriyle iletişime geçip onu deneyebilirsiniz. Araba da önermem aslında ama en son çare ve farklı alternatif olsun diye yazmak istedim.

Neyse bir çözüm buldum arkadaşlar, bir arkadaşımı da annemlerin yazlığa davet ettim. Onun arabasıyla gideceğiz.

Kedim sinirli bir kedi, otobüste travma geçirebilir. İlk yolculuğu olacak, 10 aylık kendisi.

birazcık iman ve arapça fena olmaz sanki :P

o ikisi de yok maalesef :))

kral ve ailesi +1

arabistan'a dair duyduğum her şeyde tek bir şey öne çıkıyor: Kral ve ailesi (ve onların yakınları) hakkında ağzını açmasın. Hatta kral ile ilgili herhangi bir konuda ağzını açmaısn. Hatta ülke hakkında ağzını açmasın en mantıklısı. işini yapsın, parasını kazansın, karı kızdan uzak dursun.

namaz kılmak istemiyorsa namaz vakitlerinde ortalarda gözükmesin.

ramazanda oruç tutuyor gibi yaşasın adamın götünden kan alırlar.

muslim? sorusunun cevabı yes değil elhamdulillah'tır bunu unutmasın.

kral ve ailesinin yanında arabistanın para birimini bilmemekle beraber paranın üzerinde kralın ismi cismi varsa ona da saygılı olmanız gerekiyor.

İkisi aynı şey zaten. Sadelestirilmis hali 8kök2.

Hata yok kök 2 ile payda ve payı çarpınca, (16 kök 2)/2 oluyor sonuç da yazıldığı gibi.

eslenik.

daha net açıklayabilecek olan var mı? Nasıl sadeleştirdiniz? Basit bi şey ama unutuyor insan. En son lise 1'de mat 1 görmüştüm.

m.imgur.com Anlatabildim inş.

aynı değil eşlenik

@ekaterina çok çok teşekkür ederim!:)

Fakat bi tarafı kök2 ile çarpıyorsak diğer tarafı da kök2 ile çarpmamız gerekmez mi?

kök2 ile değil, kök2/kök2 ile çarpıyorsun. paydada köklü ifade kalmasın diye yapılıyor.

Ortalar. Perde cok buyuk oldugu icin onler hic iyi degil imaxta.

mümkün olduğu kadar arkadan al, perdenin boyu da açısı da önden izlemeye uygun değil.

orta yerlerden almaya bak

Simdi filmden ciktim. G sirasindan daha onde almamak lazim. G sirasi ya da H sirasi uygun.

x kişi geldi diyelim. 25x tane elma var. x'e kadar olan sayıların toplamı x.(x+1)/2 eşitle x=0 ve ya 49 çıkıyor. yani 49.

neden 51? tam da cevabı yollamıştım çocuğa :/

51 mi? 49 değil mi cevap?

biri yazmıştı az evvel de silmiş

49x50/2=1225 ve 25x49=1225 sağlaması bu da. Gerçi ilk işlemdeki 50'yi sadeleştirince aynısı oluyor zaten. :)

aasö+[ö.elma(ö.elma+1)/2] = (25ö.elma)+aasö

Sonuç :49

İsim/hesap numarası tutmuyorsa zaten ulaşmıyor karşı tarafa eft. 3-4 iş günü içerisinde iade oluyor tarafınıza.

isim ve iban no (hesap no bu değil mi?) tutuyor ama şubede x yerine y iline göndermişim. yine iade dimi?

1 harf bile tutmuyorsa 3-4 gün havuzda durur sonra size geri döner.

iban tutuyorsa zaten başka ile gidemez. iban içerisinde şube kodu var.

Şube yanlışlığında ne olur bilmiyorum. Evet hesap no=iban. İban sahibi/yazdığınız isim uyumsuzsa geri döner, nispeten şube ikincil önemde olabilir. Diğer ikisi tuttuğu için hesaba geçebilirler veya hesabınıza iade ederler. İban hesaba özel bir numara olduğu için yanlış kişiye gitmez para en nihayetinde.

var(dı) artık yok

Denizli'de onkoloji var diye biliyorum. İstanbul'da devlet hastanesi olarak Vakıf Gureba Hastanesi (Vatan Caddesinde) Onkoloji bölümü var.
Randevu için mhrs.gov.tr adresini ya da 182 nolu telefonu kullanabilirsin.

Bence öncelikle teşhis için Acıbadem ya da Alman Hast. gibi daha donanımlı bir hastane ile görüşün.
Geçmiş olsun.

babam bu illetin kıyısından döndü, kendisi süper ötesi evham sahibi biri olarak -eminim saatlerce araştırmıştır- ankara gazi hastanesinde sedat demircan'ı tercih etti. 10 numara doktordur, kesinlikle tavsiye ediyorum.

umarım düşündüğünüz gibi değildir, geçmiş olsun.

doktora git mikroskopla bakıp çıkarıyor 2 dakikada, bir de ağrı kesici damla damlatıyor tahrişten dolayı gözünü açmanı engelleyen acı geçsin diye. suyla yıkamakla çıkmaz o. başıma geldi ordan biliyorum.

sıra beklemiyim diye kazık olmayan özellerden birine gitmiştim, 35 lira muayene almışlardı. hemen git bekleme göz önemli organ.

gözyaşı damlası var mı? yoksa eczaneden alabilirsin hemen, bir de onu dene.
hafifçe göz kapağını ters çevirip bakmayı deneyebilirsin. geçmezse yarın bir doktora görün daha kötü olmasın.

doktora fazla beklemeden git. kendin fazla uğraşma daha kötü olabilir .

bana çocukken olmuştu bir bardağa silme çay doldurup (soğuk tabii) gözümü açıp kapattırmışlardı. işe yaradı mı bilmem ama en azından zararı olmadı.

muhtemelen gozunuzu ovusturdunuz ve toz parcasi bi yeri cizdi ya da eger capak gibi bi akinti da varsa mikrop kapmis olabilir. en iyisi goz doktoruna gitmek. her ikisi de damla kullanmadan gecmez.

yok sadece toz parcasinin hala gozunuzun icinde olduguna inaniyorsaniz goz yasi damlasi deneyebilirsiniz. ya da kocakari tedavisi derseniz, iyice steril edecek sekilde temizlenmis bir kahve fincanina kaynayip sogutulmus temiz su koyun agzina kadar ve icine 5-10 damla limon sikin. gozunuzu bu suya sokun suyun icinde acip kapatin bikac kez.

ovuştur iyicene ovuşturmanı öneririm

göz bebeği, içi göz sıvısı ile dolu bir delik. göz dibine kadar gidiyor. o delikten içeriye, bir madde kaçmış olabilir. küçük bir ihtimal de olsa, imkansız değil. ovuşturmayın, doktora gidin. göz bebeğinizi damla ile büyütüp, göz dibinize baksınlar.

uyuduğumuzda göz bebeğimiz karanlıkta büyür ve içine gidenleri göz dışarıya atar. sabah uyandığımızda göz pınarlarımızda olur çıkanlar. tabii siz bunun böyle olmasını beklemeyin, doktora gidin.

geçmiş olsun.

sgk karşılıyormuş şimdi kanunlara şöyle bir baktım.

trafik kanunu:
Trafik kazası sebebiyle Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir.

sgk'nın sitesinde:

Trafik kazasının oluş tarihine ve kazazedenin genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın 25/02/2011 tarihinden itibaren üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca verilecek tüm sağlık hizmet bedelleri Kurumumuzca karşılanmaktadır. GSS’li kazazedeler için trafik kazası geçirilen araç/araçlardan bir tanesinin plaka bilgisi yeterli olup, trafik kaza tespit tutanağı veya trafik kazası geçirdiğine dair kanıtlayıcı belge istenmeyecek, GSS’li olmayanlar içinse kaza tespit tutanağı veya trafik kazası geçirdiğine dair kanıtlayıcı belge istenecektir.
Trafik kazasının oluş tarihine ve kazazedenin genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın 25/02/2011 tarihinden önce üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca verilmiş ancak, ”Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası” kapsamında olmadığından (kusur oranı, araç işletenin tedavisi, tek taraflı kaza vs.) dolayı sigorta şirketlerince ödemesi yapılmayan sağlık hizmet bedelleri ile tıbbi malzeme, ilaç, yol, gündelik ve refakatçi giderleri SUT hüküm ve ekleri esas alınarak Kurumca karşılanacaktır. Sağlık hizmeti sunucusunda gördüğü tedavi bedeli kendilerince karşılanan kişilerin tedavi giderleri SUT hüküm ve ekleri esas alınarak Kurumca karşılanacaktır.

geçmiş olsun.

Çocuk zaten acil hasta olarak götürüldüyse bir ücret alınmaması gerekiyor diye biliyorum? En son yasaklanmıştı acil servisten gelen hastadan ücret alınması. Tabii bizde kanunu, yasağı pek takan yok ama...

yasaklanan şey acil olaydan para alınmaması, bacak kırığına alçı yapıldıktan sonra acil kısmı bitiyor işin. ameliyat acil sayılmıyor bu durumda yani en son öyleydi. sgk veya senin araç sigortan karşılayabilir ameliyatı.

not: nasıl ilgisiz aileymiş o 4 yaşındaki çocuğun elini tutmuyor, çocuk salak salak yola atlıyor.

acilden giriş yapıldıysa sgk yoksa yatan kişinin kendisi borçlu olur.

at makinaya düşük ısıda yıka miss gibi oluyor. İçindeki tabanı çıkarmayı unutma.

beyaz yeri varsa makineye atmadan biraz pril ile ovala azıcık üzerinde pril bıraksan da iyi olur

Hep söylerim yine söylüyorum. Lostra salonuna götürüyorsun, özellikle avm'lerdekine.
Pırıl pırıl ediyorlar.

en basit çözüm herhalde temiz bir bulaşık süngerine biraz pril döküp köpürtüp (abartmadan) ayakkabıyı silmek. sonrasında durulanmış hafif ıslak süngerle tekrar silip gölgede kurumaya bırakmak.

yastık kılıfına koy ve yıka. hiç bişi olmaz

ben de yastik kilifi + kisa program uyguluyorum abi. 30 derecede yarim saat falan ceviriyor iste.

çöpe at

makinaya bir çok kez atıp yıkadım. pırıl pırıl oldu ve hiç yıpranmadı.

beyaz kısımları için ben domestos ile fırçalıyorum sonra da dikkatlice durulayıp makinaya atıyorum yeni gibi oluyor ama dikkat et domestos kumaşa gelmesin.

ne kadar istiyorsun, bu kara suratlı zenciler için

afAGFJHDSvjlsşvlafmbvlfabmövd eşşek sıpası ya :))))))))))))))))))))))))

eyyyy eksi duyuru bakiniz guzelim kediyi sahiplenen cikmadi, son sansin bu eksi duyuru!

Sokağa bırakma nolur

İlan ver sağa sola

Ben de yazacağım

up up yine

Depozito değil, eve yeni kiracı bulunana kadar kirayı ödemeniz gerekiyor. Hiç kiracı bulunamıyorsa da 1 yılın sonuna kadarki kirayı ödemeniz gerekiyor. Yani işin yasal boyutu böyle. Genelde karşılıklı anlaşılır böyle konularda, anlaşılmıyorsa dava açılır, uzar durur. Evin yanında inşaat başlaması da sözleşmeye aykırı bir durum değil.

Evsahibiyle güzellikle konuşun, suyuna gidin anlatın derdinizi, karşılıklı anlaşarak çıkarsın. Yoksa mahkemeye verir o kiraya verene kadar kalan kiraları ödemek zorunda kalırsın.

Bence de inşaaatın başlaması sözleşmeye aykırı bir durum değil.

bu arada bu inşaatların çalışma saatleri oluyor sanırım belediyeyle iletişime geçerek belki en azından pazar sabahları erken başlamasına mani olabilirsiniz

internet vergi dairesinden kimlik bilgilerinizle bakın, zamanı geçince borç olarak oraya düşüyor da zamanı geçmeden düşüyor mu tam bilmiyorum.

yok olmaz ;bak harcı yatır makbuzla beraber karşı bankoya git sıranı bekle.

Ödeme siliniyor onlar yıl sonunda. Eve gelecek diyorlar 3 kere çıkarttım birinde bile gelmedi. Tekrar çıkartmaya gidince de kimse borcun var demedi.

Merhaba,
Herkesin istediklerini kağıda dökme biçimi farklılık gösteriyor, biz zaman sonra sen de kendine uygun olanı bulursun ama belki bir kaç düşünce işine yarayabilir. 1. yolda, öylkünü kalın hatları ile tasarlayabilirsin. başlıca karakterler kimler, ne uzunlukta olacak, hangi olaylar cereyan edecek, varsa doruk ve kırılma noktaları nereler olacak ve nasıl bitecek gibi. ya da synopsis denilebilek küçük bir özet. bir şema ya da liste yapmak da işine yarayabilir. bunları yaparken olay yahut anlatımla ilgili aklına yeni şeyler gelebilir. 2 yol, içinden geldiği gibi direkt olarak başlamak ve yazım sürecinde karar vermek. Bu da güzel bir yol ama kafanda belli şeylerin oturmuş olması lazım.
birinci ya da 2. kişi ağzıyla yazmak sen,n kararın. biri diğerinden daha kolay ya da zor değil. öyküyü en iyi şekilde nasıl anlatabileceğini düşünüyorsan bunu seç. Kolay gelsin.

teşekkürler:)

simten +1 ayrıca bir de şu var ki öykü ya da herhangi bir edebiyat ürünü anlattığı konuyu anlatmayı hedeflemez. demek istediğim o aklındaki konu bir duygu durumunu, bir gözlemini, ya da insanlıkla ilgili bir derdini ya da bunların hepsini anlatmak için bir araçtır. tabi aklındaki konu bu saydıklarımdan biri de olabilir.

şöyle bir örnek vereyim ki anlaşılsın : yusuf atılgan'ın evdeki diye bir öyküsü var internette de olması lazım, üstüne çok fazla inceleme ypılmış bir öykü çünkü. öykünün konusu da bir "ev kızı"nın evinde geçirdiği kısa bir zaman ve bu zaman aralığında düşündükleri ve kurduğu diyaloglar. gördüğün gibi konunun herhangi bir çekiciliği yok -bence var tabi de insanlara söylesen konuyu öyle öykü mü olur derler- ama çok güzel ve çok başarılı bir öyküdür. konuyu nereye getiriyorum: bu gerçeğin farkında ol, aklımda süper bi fikir var öyküsünü yazmam lazım dediğinde sonucun iyi çıkması için fikrin süperliği bir ölçüt değil.

bunun dışında öykü dışında da yazıyor olmak lazım. günlük olur ya da bir an sonrasında yazılabilen benim anlık demeyi sevdiğim şeyler olabilir. kelimelere hakim olman lazım ki istediğini anlatabilesin.

bunlar tamam diyorsan simten'in dediği gibi bir synopsis çıkarabilirsin. karakter a şuraya gider, şununla karşılaşır, şunu yapar gibi basit ve kaba bir şekilde. aralarda senin bu öyküyü anlatma sebebini düşünürek vereceğin ayrıntılarla - alakalı olmak zorunda değiller ama bu konuyu neden anlatmak istiyorsun onu verdin mi hissetmek gerek (gerekliliği konusunda emin değilim şahsi fikrim gerekli olması yönünde) - doldurursun. tekniğin iyi olmayabilir, öykü bir kerede yazılan bir şey değil illa ki. yazdığını her okuduğunda biraz daha geliştirebilirsin. en son seni tatmin edecek bir şey çıktığında da paylaşırsın da belki biz de okunacak yeni bir yazar daha keşfetmiş oluruz.

bence öykülerinizde ona da yer vermelisiniz böylece zorlaştırmaz

çok yardımcı oldunuz, teşekkürler:)

Kussan da hepsi çıkmayacak ve daha beter ödem toplayacaksın.
Ayrıca bulimia süreci böyle başlıyor, git bir çay yap iç yarın da güzelce yürüyüş yaparsın oldu bitti, hayatını mahvetme.

Yemekten sonra koştuğun için egzersiz ile mide boşalma süreci yavaşladı ondan öyle hissediyorsun bir kaç saate normale döner.

O yediğin kekte bulunan karbonhidrat çok kısa bir süre içinde zaten şekere dönüştü, onlar için yapabileceğin bir şey yok. Kusacağın parçalar artık madde. Onları vakti gelince zaten çıkaracaksın, bunun için kusmaya gerek yok. O kaloriler için bir şey yapamazsın. Ha vicdanen rahatlayayım dersen parmağını sok kusarsın.

bol tuzlu suyu birden dik kafana kusarsın..

kertenkele ısır

iki parmağını gırtlağına sok, orada sallanan şeye dokun şöyle bi kusarsın

www.sendika.org
bir de aramaya inansanız duyuruda bu konuyla ilgili bir sürü başlık var duyuruda

"Ben bu ülkede herkesin x-ray den geçmek zorunluluğu olamsı gerektiğine inanıyorum.Aksi taktirde terörist adam avukatı tehdit ederek bile içeri silah sokturabilir.Yapmaz demeyin Çocuğu rehin alınmış bir insanın yapamayacağı şey yoktur.."

Niye bu ülke? Avrupada alışveriş merkezine vs. girerken ne üst araması var ne x-ray. Sonuçta terörist dedğiniz adam da eylem yapmadan önce ülkenin üstünden geçen bir uçaktan paraşütle atılmıyor. O adamlar da birimizin kapı komşusu, bizimle aynı şekilde zemindeki marketten günlük alışverişini yapıyor. Ben niye her seferinde her yere girerken aranmak zorundayım? Benim verdiğim vergilerle devlet gitsin güvenliğimi sağlasın.

avukatlık mesleğinin yargı erkinin içindeki yeri

Avukatın üzeri aranamaz diye bir kanun maddesi var Avukatlık Kanunu'nda.

Şimdi ben bunun adliyede gerçekleşmesinin mesleki olarak onur kırıcı olduğunu nasıl izah edebilirim bilmiyorum. Hakimin, savcının üzerinin aranması ya da adliye personelinin üzerinin aranması gibi bir durum söz konusu değilken sadece avukatlara yapılıyor bu. Burada iyi niyet yok, amaç rencide etmek.

Öldürülen rahmetli savcının daha acısı herkes için taptazeyken, herkes şoktayken olayı "avukatın üstünün aranması lazım"a indirgediler. Bunun sebebi Kocasakal'ın muhalif bir duruş sergilemesi olabilir, Barolar'a söz geçiremeyen siyasetçilerin savcı üzerinden avukatlara saldırmak için fırsat görmesi olabilir.

İnan ki avukatların umrunda bile değil x-ray'den geçmek, burada rahatsız edici olan şey bu aramaların ardında yatan ayrımcılık ve avukatı rencide etme maksadı. Zaten kimliğimizi basıp turnikeden geçiyoruz ve adliyeye saat kaçta girdiğimiz adımız sicilimiz her şey UYAP'a kaydoluyor. Yani adliyeye öyle elini kolunu sallayarak girme gibi bir şey söz konusu değil.

Dediğim gibi, kanunda açıkça avukatın üzerinin aranamayacağı yazıyor ve bu kanunu tüm hukukçular biliyor ama yine aynı hukukçular sırf kendileri gibi hakim, savcı değiliz diye avukatların üzerini kanuna aykırı ve keyfi olarak aratıyorlar.

Bu yüzden bu kadar tepki veriliyor bu aramalara. Yani hem savunmaya müdahale teşkil ediyor bu üst aramaları (kanunda bu yüzden üst araması yasağı var) ve ayrıca etik olarak da meslektaşın meslektaşı aratması çok onur kırıcı bir şey.

Adliyede çalışan herkesin çocuğu rehin alınabilir, illa ki avukat olmaya lüzum yok.

Tekrar yazayım tam anlaşılmamış.Adliyeye giren herkes X-ray den geçmeli.Hakim savcı farketmez.Yoksa çok daha ciddi sonuçları olur..

karadut pekmezi sıcak suya karıştır iç.

boşuna çırpınıp durma. yatıp dinlenmeye mecbursun.bir önerim daha var ama bu önerimi sizlerle paylaşıp zayi etmek istemem.

Sauna + hamam

Başağrısı yoksa doktorun benzer durum için bana yazdıkları: aferin sinus, kloroben boğaz spreyi, adını unuttuğum bi burun spreyi, cirrus tablet. İş yerinde bi kaç gündür kosturmasiz, rölantide takılıyorum. Toparladim gibi. Medikal tavsiye değildir, paylaşiim dedim.

eger ki boğazında iltihap varsa antibiotik alman gerekir. augmentin falan işe yaramıyor bu mikroba malesef. bence bir doktora görünün. antibiotik kullanılmasına ragmen 2 aydır sürekli tekrarlayan grip+bogaz sorununu 5 gün iğne ile çözdük.

eger iltihaplık bir durum yoksa, yatıp dinlenmeniz gerekir bu arada terlemeye çalışın. nurofen falan için baya işe yarıyor.

kendin kalkıp otobüsün orta kapısının kenarındaki kapağı kaldırabilirsin. küçük sürprizler seni bekliyor.

bu aklima geldi ama kizabilirler bence

cok tatlı uyuyordun kıyamadım dersin

Ya kime kızıyolar ya bir şeye para verdiğinizde hizmetlerinden faydalanmayı bilin. Kalkıp oradan alabilirsin zaten yolcuların da alabilmesi için öyle ortaya koyuyorlar. Ayrıca muavini uyandırma hakkını da saklı tutuyosun.

Otobüslerin üstüne muavin çağırma tuşları olur zaten. Biri bastığında önünde ışık yanıyor ve sesli uyarı gidiyor. Senin o tuşa önündeyken basman abes olur tabi ama çekiniyorsan öyle de yapabilirsin.

öksür kuvvetlice. o uyanır zaten.
gıcık tuttu boğazım kötü su alabilir miyim de.

New day New Life +1 :)

abi niye kızacaklar kalkıp alabilirsin suyu istediğin zaman. hani normalde belki atarlanır da uyuyormuş adam, uyanıp "niye kendin su alıyosun" mu diyecek?

yolcular kızar diyorsan saçmalamasınlar, su da mı içmeyecekmişsin? uyanıyorlarsa uyansınlar yani ne yapak otobüs bu, sanki yüksek sesle müzik dinliyorsun.

ben bunlari dusunurken mola yerine geldik, suyu da ordan aldim. hepinize tesekkurler, bundan sonra orta kapinin ordan alicam. daha once hic kendim almamistim bilmiyodum oranin yolculara acik oldugunu. :(

"Onu uyandır ve hemen görevinin başına dönsün" diyenleri duyar gibiyim.

uyandırırsan bi daha su vermez

Öpücüklerle uyandır. Tatlım diyerek söze başla.

öp onu.

laoğlum ben hep kendim alıyorum suyu. hiç muavinden istemem ki.

sabah 7.30'da yolculuk bitti, gece geri dönüyorum bu sefer kendim alcam suyu. teşekkürler arkadaşlar medeni cesaret sahibi oldum sayenizde.

tarihi roman dedin diye puslu kıtalar atlası denecek, ben demiş olayım bari

puslu kıtalar atlası ile daraltmayalım, ihsan oktay anar'ın bütün kitapları. Amin Malouf'a da bakılabilir

İslam dışında Robert Graves'ten "Ben, Cladius". Shakespeare'in eserleri. Tolstoy'dan Savaş ve Barış. George Eliot'tan "Romola"

amin maoluf semerkant

Devlet Ana, Beyaz Kale.

İskender Pala'ya da göz at derim.

kaplumbağa

1- "büyük patlamadan kara deliklere- zamanın kısa tarihi(stephen hawking)"
2-Alternatif olarak Harun Yahya siteleri basit anlatımlar sunuyor.

hiç yoktan bir evren

artı ne eksi ne?
asimov oku, carl sagan oku. dawkins oku.
bunların artısı eksisi yok.
senin bilimsel bilgi, bilimsel olmayan bilgi ve evrenin ve yaşamın tarihi hakında doğru kavramları öğrenmen lazım. lise fen kitapları yaramaz. tübitakın artık basılmayan kitaplarını bul.
evrim için, gen bencildir, kör saatçi, olağandışı yaşamlar vs.
fizik ve genel popüler bilim için carl sagan, brocanın beyni, milyarlarca ve milyarlarca, vs vs.
asimovun popüler bilim kitapları, iyi çevirileri yok galiba pek, ama temel bilgi sahibi olunca bakılabilir.

not: evrim bir gerçekliktir. teori onu aydınlatmaya çalışır.
big bang bir gerçekliktir. delilleri evrim kadar açıktır.
kara delikler uzay-zamanın bir ürünüdür. belli bir çerçeveye oturtulmuş gök cisimleridir.

bunların artısı eksisi olmaz. bunları bilmemek cahilliktir. bu cahilliğin giderilmesi artı yonde bir harekettir şüphesiz.

@kargn artı ve eksiden kastım herkes tarafından gerçekliği kabul gören ve hala tartışmaya açık/eleştirilen yanlarını gösteren kaynaklar arıyor olmamı ifade ediyordu, yeterince açık yazmamış olabilirim. Dökümanlara kimin için veya hangi bilgi birikimine sahip biri için ihtiyacım olduğundan bahsetmedim soruda. Bunların lise fen kitapları düzeyinde bilgiler olmadığının da farkındayım. Neyin cahillik olup neyin olmadığına karar verecek yetkili kişinin siz olduğunuzu da düşünmüyorum. Yine de emek verip cevap yazdığınız için teşekkür ederim.

bahsettiğin konuların varlığıyla ilgili bilim camiasında ihtilaf yok.
sadece bazı evrimciler var, sıçramalı evrim kuramına yakın, bazısı kerteci evrim kuramını merkeze alıyor.
bir kısmı insanların ellerini kullanmasını beyin gelişimine paralel giden bir uzmanlaşma şeklinde alıyor. kimi önce el gelişti, beyin buna yetişti diyor.
her şeyi dişilerin eş seçilimine bağlayan da var, bu jokeri çok nadir kullanmaya çalışan kuşkucular da var.
ama aklı başında hiçbir biyolog evrimin kalıtım malzemesinin inşa etiği vcutlar, yani hayatta kalmaya çalışan bizlerin, yaşamkalım makinelerinin, rastgele mutasyonlar ile doğal seçilimden kurtulmaya çalıştığımız konusunda aksi görüş bildirmiyor uzun zamandır.

big bang keza, kozmik fon ışıması, evrenin ölçülebilen genişlemesi, yıldızların, galaksilerin, her yönde, yani bir merkezden değil, sürekli olarak her taraflarındaki diğre nesnelerden uzaklaşması, yani evren hacminin artıp gökcismi yoğunluğunun azalmasından, ve daha başka nedenlerden, delil bulup emin olduğumuz bir başlangıç. öncesi ne kimse kesin bir şey söyleyemez tabii.
ama o patlama anı, şu son elli yıldır parçacık hızlandırıcılarda, ondan önce de kozmik ışınlar sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde atomaltı düzeyde incelenebiliyordu. bilimciler çalışıyor.

kara delikleri de göremiyoruz ama varlar işte. bana çok ilginç gelmiyorlar açıkçası. nötron yıldızı falan daha civcivli.

özür dileyerek yazıyorum, bilimsel bilginin detayda fikir ayrılığı ürettiği pek çok durum söz konusu, ama mevcutta evrenin başlangıcını en iyi tasvir eden şu büyük patlama, yaşamın başlangıcıyla ilgili bilimsel tek teori de ortak atadan evrilip yaşam ağacını oluşturmamız.
detayda artıyı eksiyi okumak popüler bilimde pek mümkün değil. profların kapıştığı kongreler dışında fikir ayrılığı bulmak zor çünkü. popüler bilimciler fizikte, biyolojide bir seviyede gerçeklik sunabiliyor bizim gibi basit okuyuculara. mesela nöroloji, daha yeni yeni coşan bir dal ve herkes bu konuda aşırı temkinli. artı eksi bakış açısı bu konuda (nöroloji vs) çok sık rastlanan bir ele alış biçimi.
ama 150 yıllık evrim teorisi, 100 yıla yakın modern fizik, bunlar artık bir çerçeveye oturmuş halde.

Evrim'e giriş için "Neredeyse Bir Balina" oldukça faydalı, tavsiye ederim.

Kargn +1
Bbc ve nat geo nun belgeselleri de faydalı olacaktır

(bkz: arşivlenecek belgeseller/#45252332)

soruna cevap değil belki ama, düşünmen gereken nerdeyse bi o kadar önemli olan da arabanın ciddi masraf getiriyor olması. kullanıma göre benzin masrafı, kaskosu, sigortası, ıvırı zıvırı. az buz değil. iyi araştır. özellikle benzin.

özellikle de trafik cezaları "akla hayale gelmedik cezalarla karşılaşabilirsin" ve bunları da hesaba katarak hareket et
bundan başka söyleyebileceğimiz şu ki krediyle almak yerine külüstür tercih etmek daha iyi.

yakıt, ceza, bakım vb masrafları değerlendirme dışı tutabilirsiniz.

sadece yöntem önerisi istiyorum. ama yine de uyarılarınız için teşekkürler.

peşinat için ihtiyaç kredisi çekin.

çok acelen yoksa az az öderim diyosan şuna bi bakabilirsin.

www.eminoto.com.tr

ortalama 2.5k maaş ile örneklersek 2. el max 30k araba bakardım şimdiden. 10bin peşinat biriktirdikten sonra 20k kredi çeker(hiç taşıt kredisine bulaşma tüketici çek) kredi bitene kadar binerdim (1.2 motor alıp kasko falan ödemezsen senin için daha avatajlı) kredi bittikten sonra satar bir üst modele aynı yöntemle geçerdim.

hem kumuna hem battaniyeye mi yapıyor, yoksa kumuna hiç mi yapmıyor?

kısırlaştırıldı mı?

kumuna sadece büyük tuvaletini yapmış, küçük tuvaletini yattığı battaniyeye yapmış, bugün de kanepeye. kumu da temiz üstelik

kısır değil, ondan mıdır diyosunuz? önceki evim zemin kattaydı pencereye doluşan kedilere koku bırakırdı bazen ama şimdiki evim de üçüncü katta ama yine o mantıkla yapıyo olabilir aslında evet

"belli ki uzun zamandır yapmış ki battaniye sırılsıklamdı" yazmışsınız da, uzun zamandır kumuna çişini yapıp yapmadığını merak ettim o yüzden. yani acaba kumuna çiş yapmayı ne zaman bıraktı? ne oldu da bıraktı? onu düşünün. kum kabıyla ilgili bir değişiklik oldu mu?

bazı kediler çişi için ayrı kakası için ayrı kum isterler. sizinkinde de öyle bir eğilim olabilir. huy değiştirebiliyorlar.

kum kabını iki tane yapın, birine kakasını yapar, diğerine de çişini yapar eğer ortada çişini tutamama gibi bir sağlık problemi yoksa.

bu birkaç gün içinde kumunu temiz görünce farkettim ben de, ortalığı kontrol ettim yatağını da düzelteyim derken battaniyeyi farkettim, bugün de kanepe çıktı, kimbilir başka nerde var :( son zamanlarda bi değişiklik olmadı aynı kum kabı aynı ıslak mendille silip kurulayıp yeni kum koyuyorum, kum markası da hep aynı ama dediğiniz gibi huy değiştiriyordur belki, bir kum kabı daha koyayım o halde. peki ya o koku sonra hep çekmeyecek mi, kanepeye yine yaparsa?

alistirmak amaciyla kumuna bir miktar kendiniz isemeyi deneyin.

(o efsane duyuruya selam olsun)

evde olmayacağınız zamanlar için kanepeye çift taraflı yapıştırıcı bantlar koyabilirsiniz, kanepeye çıkmasını engeller.

daha doğrusu, çıktığı gibi geri iner. çişini yaptığı her yere koyabilirsiniz bu bantlardan.

biz koltuk ve kanepelerimize mutlaka örtü koyuyoruz. çiş kaçırabiliyorlar azıcık, senede 1 bile olsa. dahası, tüy yumaklarını kusabiliyorlar oraya buraya. o yüzden koltukların oturduğumuz kısımlarına koltuk örtüsü sermek iyi olabilir. hem renkli bir şeyler serince odanın havası da değişiyor. :)

sirke dökün o kısma. bir süre kokar burnunuza ama sürekli işenmesinden iyisir. geri kalan her şey için whimsical'ın dediği şeylere katılıyorum.

Mart ayındayız, ksır olmayan bir kedin var, tabi ki koku bırakacak her yere.

Koku bırakma isteği kısırlaştıktan birkaç hafta sonra geçer. Ama eğer şu anda kızışmışsa kısırlaştırılmaz, kızışmanın geçmesi gerek. Bence acil olarak götürün veterinere kızışma başlamadan.

Not: 4 kediden bizzat tecrübe, bir sürü de kedi sever eş dosttan bilgi.

çok teşekkürler yardımlarınız için, whimsical, mütevazi, harzem, bant ve sirkeyi deniycem şimdi arap sabunuyla temizledim. bu aralar kızışma zamanı evet o yüzden bi iki hafta sonra da kısırlaştırsam iyi olcak gibi. tekrar çok teşekkürler

kısırlaştırmadan bunun önüne geçemezsiniz. benim küçük dişi kedim, ki kendisi şu an 11 aylık, 2-3 haftadır evin her yerine durmadan çişini yapıyordu. 10 dün önce kısırlaştırdım, kesildi.

kedilerle ilgili bilgi: halk arasında yanlış bilinen bir konuyu düzeltmek için yazıyorum. kediler "SADECE" mart ayında kızgınlığa girip çiftleşmez. eğer kedinin sağlığı yerindeyse ve havalar güzelse ayda bir sefer kızgınlığa girebilir.

o yüzden aman mart ayını atlatalım kısırlaştırmaya gerek yok gibi şeyler düşünmeyin.

ayrıca kısırlaştırma operasyonu için kedinin biraz yatışmasını bekleyin. tam kızgınlık döneminde operasyon zor oluyormuş. o yüzden veterinerinize danışarak götürün.

kuyruğunu çekelersen bir daha yapmaması gerektiğini acıklı şekilde öğrenir.

ne derece dogru bilmiyorum; ama soyle bi sey okumustum. bilim adamlarin milyarlarca yil onceki bing bang'i tahmin etmeleri zaman kavramindan dolayiymis. su an burada gerceklesen seyler milyarlarca yil sonra evrenin baska yerlerinde gerceklesiyormus.

emin olduğum bir şey varsa o da bu konuların enişteyle konuşulamayacağıdır. benimki termodinamiğin 1. yasasını kabul edemedi daha :(

(bkz: asansör deneyi) falan var, bunlara bakılabilir.

Bu dediğin zamanda yolculuk mayeskuel öyle bişey şuan için mümkün değil

Ron Dennis enişte odtü'lü boş adam değil yani ilgi alanına giriyor onunda beyin fırtınası yaptık ama kafam iyice karıştı.

Aradığın kitap: Stephen Hawking - A Brief History of Time

Black biliyoruz herhalde ışık hızında gitmek yok varsayım yaptık.
Videoya bakayım teşekürler

kutle cekım

300 km hızla giderken zaman değişiyor. sadece görelelik etkileri çok düşük. hayatın boyunca uçakla 700-800 km/sa hızla yolculuk yapsan yaklaşık 5-6 sn farkeder bir ömürde. onun için 300 km/sa ile giderken zamanın değişimini tespit etmek zor.

kaldı ki senin kendin içinde olduğun bir alet ışık hızının 0.90 katı hıza ulaşsa sen yine zamanda bir değişiklik hissetmezsin. seninle birlikte hareket eden her şey için zaman değişecek. düşünce sürecin için vücudundaki hücreler için vs.

İnternette okumuştum. Salisesi salisesine aynı iki kronometreyi çalıştırıyorlar. Zaman işliyor ve bir kronometre yer yüzünde bırakılıyor, diğeri jet uçağına koyuluyor. Uçakla belli bir süre uçan kronometre yeryüzüne getirildiğinde ikisinin arasında zaman farkı görülüyor. Tabi bu fark çok çok küçük ama deneyde kanıtlanıyor

askerde nöbetde farkettim amına koduğum zamanı çok göreceliymiş o 2 saat geçmiyordu.hele bi de 4-7 nöbeti vardı güneş çıksın da şu tepenin arkasından da artık gitsem derdim.

gta5 icin gorecesiz.

zaman; hareketin kendisidir.hareketten bağımsız düşünülemez.madde ise hareketin vücut bulmuş halidir.anlayanlar için bu ifadeler yeterlidir.

laaaan orası tecavüzün dünyadaki adresi!!

tamam ben de endişeleniyorum abi ama vazgeçiremedim bari ihtimalleri düşürelim diyorum :( giden varsa daha önceden bi de makbule geçer

gercekten de hindistan tecavuzde dunya markası. cok fazla halk arasına karısmazlar, turistik bolgelerden ayrılmazlarsa bir sey olmaz herhalde.

benim ev arkadasım vardı hintli. kız, bizim icin cok normal otobuslerde ellenmek demisti. her otobuse bindiginde birileri muhakkak kıcını gogsunu falan ellermis.

..ona iner inmez onu karşılayacak olanların

@hebanon ne demek istediğini anlamadım

bir erkek olarak gözlemim şöyle: hindistan'a tek veya bir arkadaşı ile giden bir sürü amerikalı, kanadalı ve avrupalı kadın var. riskli ve mantık dışı davranışlardan kaçınırlarsa bir problem olmaz. Turist onlar için ekmek demek; o yüzden genelde istediğin hizmeti sunarak paranı alma gayretindeler. yalnız yazın çok sıcak olur yahu, yazın gitmek istediklerine eminler mi?

herhalde varanasi odaklı bir gezi olacak? Rishikesh'e uzanabilirsiniz, kısa gezi için jaipur, agra, delhi zaten standart. ben güneyine gitmedim hiç, ama orası ayrı bir dünya, vakit olursa oralarda bir iki yeri de plana ekleyebilirsiniz. bir sürü kitap web sayfası var, onları hatim etmeden yola çıkmasınlar.

dikkat edilecekler: gece geç vakit çıkılmayacak, tenha bölgelerden uzak durulacak, rickshaw sürücülerinin yoğun ilgilerine ve 'kadın turist yavşağı' yerel delikanlılara ve maymunlara dikkat edecekler. gittikleri her yerde fare, hamamböceği gibi arkadaşları olacak, şok olmasınlar. mutlaka bir tren yolculuğu yapsınlar :)
şimdiden iyi yolculuklar.

Adamin yuregi hopluyor,sizde ucaktan inene bi tur biniyorlar havasi yaratiyorsunuz.

Limoncello az rahat ol,onlar meditasyon falan diyorsa goa plani yapiyorlardir.envai milletten insan var,hepsi huzurlu,mutlu takiliyorlar.hazirana falan kalmasinlar,muson baslangiclari o ara,mayisin basina kadar hava guzel 30 derecelerde.

avrupalı nasıl bizim ülkemize bakıyorsa biz tobüslerde de ellenme oranımız düşük değilde hindistana öyle bakıyoruz gibi geldi. lan bizim o. turistlere tecavüzde biz de dünya markasıyız. türk kızı her türlü kendini korumayabilir o kadar telas yapmayın.istanbul da basıma gelenlerin yarısını anlatsam istanbul a erkek halinizle gelmezsiniz gençler :)

her yerini gezen arkadaşımdan bildiğim kadarıyla, evet taj mahal ve başka bazı tarihi yerleri görmek istiyorlarsa agra, jaipur, delhi gezebilirler ama delhinin çok boktan bir yer olduğunu 2-3 kişiden dinledim.

giden arkadaşlarımın anlattıklarına göre bombay, goa, chennai gibi şehirler çok daha güzelmiş. özellikle goa'da yoğun bir hippi gençlik nüfusu olduğunu dolayısıyla çeşitli aktivitelerin daha fazla olduğunu biliyorum.

akşamları çıkmasınlar, kapalı olmayan suları içmesinler ve sokak satıcılarından yemesinler. yerel halk o yemeklere alışıklar ona kanmasınlar. yanlarına ilaç, dezenfekte ürünleri alsınlar, dilencilere ve asılanlara yüz vermesinler.

suimisal emsal olmazdı gibi bi laf mı vardı ne?
istanbulda garantili taciz ortamlarını biliyoruz. hindistanınkileri ise bilmiyoruz. mimiklerini tavırlarını bilmediğin insanlardan oluşan bir memleket nihayetinde.

(bkz: bar refaeli)
edit cvp: evet çok iyi

Öyledirler.

İsraile gittiğimde Kudüs, Tel-Aviv, Yafa şehirlerinde yaptığım gözlemler sonucu hakikatten güzel olduklarına karar verdim.

bence değiller. tanıdığım türk yahudileri kastediyorum.

cevap: katiliyorum.

anti semitistlikle suclanmamak dilegiyle aklima sunlar geldi: hitler nesini begenmedi acaba. veya bu sonucta onun etkisi olabilir mi.

bütün kızlar güzeldir

israilin yarısı doğu Avrupa ve Rusya kökenli olduğu için çok doğru bir tespit.

Bir tanesiyle tanismistim zamaninda. Huy olarak ve sohbeti iyiydi.

sonra kiz askere gitti :) ben ondan sonra gittim , önce geldim.

Siizn olmayana güzel demiyodunuz hani :)

hayır diiller, aksine geneli ekşi suratlı ve sevimsizdir

değiller. üzgünüm.

bir grup kadının hepsinin güzel gözükmesi olayını yaşamışsınız bence.

omurga ilen bacakların kalca kemıgının bırlestıgı yer orası. o nedenle.

Gamzeler bir kas grubunun hem agonist hem de antagonistinin aynı anda kasılması ile oluşur.

Yani zıt yönlü çalışan kasın aynı anda kasılması diyebiliriz, genetiktir.

kurbağaların kemik iliği depresyonuna sebep olan yeşil argümanlarından dolayı.

su an neye biniyor ve nesinden memun degil?

Toyota, renault ve audi bakmanızı öneririm.
ikisi de uzun yıllar sorun çıkartmadan dayanacak araçlar.

2011 Opel Astra da tam "baba arabası"dır 40 000 civarı bulabilirsiniz. limiti birazcık daha yukarı çekerek 2010 model civarı Volkswagen Tiguan bakabilirsiniz. ya da 2012 Volvo s40...

şu an bindiği 2007 accent era dizel. haliyle beğenmemesi doğal :)

açıkçası ben yeni civic, jetta ve corolla arasında kaldım ama bunların hangi versiyonu iyidir kaç motoru iyidir hiç bir bilgim yok.

ersedes öyle bir reklam yaptı ki ikinci el araç öneririm

öncelikle, o bütçeyle ve o kilometreyle tekrar dizel almasın. 5-10 bin lira daha fazla vermiş olacak boşu boşuna.

Ford mondeo veya renault laguna3. Ikisininde dizel opsiyonlarini rahat bir sekilde bulabilirsiniz.

Oktavia

Babanizin arabasj Ford Mondeo. Alin, bana dua edersiniz.

Illa baska modellere de bakalim diyorsaniz, yilda 5 bin km yapacak biri icin dizelle ugrasmaya degmez. 40 bine dizelini alacaginiz aynj aracin daha dusuk km ve daha yuksek modelini ve daha temizini bulursunuz. Bakim maliyeti de dusuk olur.

Mondeo, Astra Sedan, Ford Focus (ki bana gore mondeodan daha iyidir). Bunlara bakin derkm.

Butce biraz daha artabiliyorsa sifir km Dacia Sandero Stepway alabilirsiniz. En azindan sifir km araba olur. Dacia markasi olumsuz gelmesin, benim gibi hayati araba olmus, hemen hemen her arabaya binmis birisi bile alip memnun kaldiysa, fazla dusunmeyin.

sıfır hyundai i20 alın. benzinli modelleri 40 bin liraya var, küçük sınıf ama boyutları gayet yeterli, diz mesafesi de iyi. kasa 1-2 ay önce çıktı uzun süre yüzü eskimez. aynı şekilde yeni corsayı da düşünebilirsiniz o da 40 bin tl'den başlıyor.

normalde opel derdim ama bu i20 corsa'dan daha güzel olmuş, opel son yıllarda boşladı biraz.


2007 2008 model civic mondeo gibi arabalara girmeyin, sıfır alın kafa rahat olsun.

2010 model Honda Civic der kacarim.

2009 dizel corolla aldık babaya. mis.

kullanim amaci sadece tedbir degil saldiri da olabilir.

kapalı alanda sıkılırsa yarım tüp bi avm yi dağıtmaz ama içerideki herkesi etkiler. Çok yoğun ve kuvvetli birşey

biber gazını, kutusunu kafaya hızla fırlatıp kafatasını kırmak ve öldürmek maçlı kullanıyorsanız çok yanlış kullanıyorsunuz zaten.

biber gazı da bir çeşit silah sonuçta. taşımanın ve kullanmanın yasak olması, bundan dolayı avm'de alınması kadar normal bir şey yok. siz taşımayı bırakmayın ama. cebinize vs. koyup öyle geçin. metal değil sonuçta ötmez.

aslında yasak ama kimsenin doğru düzgün aradığı yok zaten. annem her zaman çantasında ufak bir çakı taşır daha güvenlik fark edemedi. bende yıllardır biber gazı taşırım kimse çantanda biner gazı ver onu bana demedi.

oğlum ben ninja yıldızı, çakı vs ne varsa giriyorum avmlere. siz hangi avm lere giriyosunuz?

en az on yıldır avmlerde girişte görmeniz mi nato marka biber gazlarını yakaladıklarını alıyolar geri vermek üzere. hep özgecandan sonra oldu bunlar

benim kadınlara tavsiyem taşımaya devam etsinler bu biber gazlarını. ülkenin çivisi çıktı zaten. bari tedbir amaçlı yanlarında bulundursunlar. gerektiğinde de kullanmaktan çekinmesinler. avm girişte alsa bile çıkışta geri vermek zorunda. avm'nin el koymak gibi bir yetkisi olduğunu sanmıyorum. taşıyın. bir erkek olarak söylüyorum bunu.
adamlar belinde silahla, bıçakla üniversiteye giriyor. metroya biniyor. adliye önünde kadınları vuruyor. sen kadın olarak biber gazı taşımakta haklısın benim nazarımda.

Avm ler çıkışta geri veriyorlar , çok basıma geldi girdiğiniz kapıdan çıkmanız gerekiyor ki verdiğiniz kişiden alabilesiniz

avm girişinde sözde delici kesici maddeleri alıyorlar ama içeride koçtaş, tekzen gibi yapı marketlerde bıçaktan testereye herşey satılıyor.

biber gazı silah sınıfına gırdıgı ıcın o sekilde degerlendırılıyor.

Evet. Hatta biber gazı ile yakalanırsam işimden oluyorum, kamu sektöründeyim.

İki ay oluyor, kapkaça uğramıştım. komiser "Benim kızım olsan, yanında taşı, sık ve kimseye bir şey söyleme derdim ama kapkaççı seni şikayet eder de bulursak başın belaya girer" dedi.

@aychovsky o komiser yanlış bilgilendirmiş sizi. kapkaça uğradığınızda biber gazı kullanırsanız nefsi müdafa şartları doğar.
Yasal Savunma (TCK 25/1)
Bir kimsenin, kendisinin veya bir başkasının herhangi bir hakkına (can, mal, ırz) yönelen bir saldırıyı ortadan kaldırmak amacıyla, saldırıyı def etmek amacıyla, saldırı ile orantılı biçimde, saldırı sürerken, saldırıya verdiği karşılıktır.

Yasal tanımdan yola çıkarak meşru müdafaa hakkının koşullarını inceleyelim:

Bir saldırı olacak.
Bu saldırı devam ediyor olacak (devam eden veya tekrarı muhakkak olan)
Orantılı karşılık verilecek.
Saldırı, insandan kaynaklanıyor olacak (fail insan olacak)
Failin akıl hastası, küçük yaşta birisi olmasının önemi yoktur.
Fail belirli olacak.
Saldırı başka bir şekilde bertaraf edilemeyecek. (saldırıya uğrayana kaçma yükümlüğüğü yüklenemez)
Tehlike muhakkak olacak (savunma yapılmazsa, muhakkak bir ölüm/yaralanma/ ırza tecavüz tehlikesi olacak)
Kişi, kendi hareketiyle saldırıya sebebiyet vermişse dahi meşru müdafaa hakkına sahiptir.
Meşru müdafaaya karşı meşru müdafaa olmaz. (Meşru müdafaada bulunan kişinin hareketi zaten hukuka uygun olduğu için, bu harekete karşılık verilmesi amacıyla meşru müdafaaya gidilemez.)
Saldırının üçüncü kişiye yönelmesi de herhangi bir kişiye meşru müdafaa hakkı verir.
Örnek: Bir kadına cinsel saldırıda bulunulması durumunda, failde silah yoksa, buna karşın kadında biber gazı ve tabanca varsa kadının faili etkisiz hale getirmek amacıyla faile biber gazını sıkması gerekir. Tabanca ile faili etkisiz hale getirirse meşru müadafaada sınırı aşmış ve ölçüsüz davranmış olur.

@corneillus Adamla boğuştuğumda tekme atmıştım, çanta savurmuştum. Onları ifadeye almadılar. "Bunlar suç. Zaten mağdur olmuşsunuz, daha da mağdur etmeyelim sizi" diyerek ifadeye o kısmı eklemediler. "Ama nefs-i müdafaa" dedim, "Yok, ondan sayılmıyor" dediler ki kapkaç artık gasp sınıfında olmasına rağmen. Ama onlar yanlış biliyorlardır belki.

@aychovsky yanlış biliyorlar. geçmiş olsun bu arada.

birçok kadın mesaj yoluyla biber gazı satanlarla iletişime geçip biber gazı aldılar; kargo adresi de verdiler. Bunun karşılığında biber gazı, kullanım talimatı ve ufak hediyeler kendilerine kargo edildi.

Yeni kullanmaya başladım, pek çok avm girişinde sorunsuz geçtim İstanbul'da. Daha doğrusu şimdiye kadar hiç durduran olmadı. (Anadolu yakası)

190 lira cezasi var cam filminin, rusvet istemisler siz anlamadiniz sanirim ya da anladiniz vermek istemediniz, corba parasi atsaydiniz bu kadar uzamazdi. ama tavrindan dolayi sikayet edebilirsiniz tabiki.

ön ve ön yan camlar için film yasak. muayeneden geçiyor dediğin hafif kusurlu olarak geçiyor. hafif kusur olduğu için bi yaptırımı yok ama yine de polis gördüğünde ceza yazabiliyor. 7 gün içinde filmleri söktürüp herangi bi trafik şubesine gidip arabayı gösteriyosun.

geçen gün bana da yazmaya çalıştı film cezasını bir polis. kendi ekip arabasının ön camında bile film olduğunu gösterip sizin uymadığınız kurala ben niye uyayım ki diyince ceza yazmadı. bi dahaki sefere aklında olsun, kullanabilirsin bunu.

ve tabi geçmiş olsun.

malatyada bir davada ceza geri çekilmiş gibi bi haber vardı onu arasttır istersen

değer bi paraysa bana yaz iptal ettirelim

2013 yılında sakarya'da ve denizli'de çıkmış mahkeme kararları var. aracın içinden görüşü engellemeyecek durum olarak mahkeme cezanın iptaline karar vermiş. bugün baktığımda ocak ayında çıkan bir habere göre modifiyeli araç düzenlemesinde cam filminden de bahsediyor. son çıkan düzenlemenin pratikte uygulamasına mı denk geldim yoksa hala o mahkeme kararı emsal teşkil eder mi onu merak ediyorum.

eger ugrasmak istersen mahkemeye git iptal ettirebilirsin cezayı. aynısı benım basıma da geldi. kız arkadasım avukat polise demişti bu ceza hukuka aykırı, yazamazsınız iptal ediyor mahkemeler zaten diye, ama işe yaramadı tabi, iyi o zaman ben yazıyorum gidin mahkemeye verin iptal ettirin dedi. bu arada 7 gun içinde o filmi soktur bidaha yakalanırsan arabayı baglarlar(bu da basıma geldi ordan biliyorum).

tabi içtin ... 'i ağrı sızı kalmadı

Şu anki ekonomi buna müsade etmez, bunu en illegal sol örgüt dahi biliyor. muhalefetin yön verebildiği bir sokak hareketi olur mu sence Türkiye'de?

şu anki ekonomik durumdan ne kastediyorsun, benim ülke ekonomisi üzerine çok bilgim yok ama genel olarak her sektörde, piyasada para dolaşmamasıyla ilgili bi sıkıntının olduğunu biliyorum. Son bir kaç yılda ekonomiyi sırtlayan inşaat sektörünün de bitmeye yakın olduğunu duydum, Hali hazırda inşaat sektörü kesilen, milli firmaları tek tek yabancı sermayeye satılan İspanya örneği de önümüzde olunca ekonominin geleceği parlak değil sanırım.
Ama Türkiye'de ne zaman ekonomi güzel oldu da şimdi özel olarak müsade etmiyor.

işte tam da ekonominin acayip dar boğaza girmesi lazım ki olay çıksın, bizim millet kaypak anca cepte para kalmazsa olur. seçimlerden sonra yine tek parti çıkacağı için biraz olumlu hareketlenme olur piyasalarda. yakın gelecekte görmüyorum onun için. şu iç güvenlik paketi için bile muhalefet organize edip gösteri düzenleyemedi düşün. gezi parkı gibi reaksiyon yaratacak toplumsal bir hareket ne olur diye düşünüyorum, iç güvenlik paketine bile bir reaksiyon olmadıktan sonra.

Bi bok olmayacak gibi geliyor silkilen pek bi razı olduğu için değişmeyecek bişey ne kadar itiraz etsek de baş edemeyeceğiz.
Olmayacak. Çamura yatmayı pek iyi beceriyorlar.

İçimden geçen bu

saydıklarından fuat avni'yi çıkar bir kere. ben şu "gezici" dediklerinizdenim. zamanında bu adamın söylediklerini çok düşündük, yazdıklarıyla ümitlendik, büyük turp bekledik... sonuç? devletin içinden biri olduğu ve çok şey bildiği belli ancak bunun somut olarak akp'ye herhangi bir zararı oluyor mu? rte'yi uyuz etmesi dışında ben pek bir şey görmedim şu ana kadar. ha turpları genel seçime sakladıysa bilmiyorum. ki ne olursa olsun fuatavni de samimi değil. zamanında birlikte götürüyorlardı malı, şimdi yolları ayrıldı. başta rte var, e ne oluyor dışarda kalan bu sefer "ben yiyemiyorum o da yiyemesin" diye diğerini de indirmeye çalışıyor. olay bu. o açıdan, fuatavni bel bağlanacak ya da akp veya türkiye geleceğiyle ilgili olarak rota çizebilecek bir figür değil bana göre.

onun dışında, bir yanım yakın zamanda (bir sene içinde) ya dış ya iç savaş yaşayacağımızı ancak bir şekilde kan döküleceğini, işlerin komple moka saracağını söylüyor. yani gidişatı o yönde görüyorum. ancak bu, "ikinci gezi" şeklinde olmaz gibi. gezi'deki kitle çoğunlukla polise mukavemet göstermek veya zarar vermek gibi bir isteği olmayan, "fazla barışçıl" insanlardı. ayrıca vatanseverlikten ziyade haklarını aramak/korumak için sokağa çıkmışlardı. iç güvenlik paketi'nden sonra bu kesimin kafadan yarısı "ne işim var sokakta ya" diyecektir.

şu an halkı örgütleyecek bir oluşum, bir lider var mı? yok. insanlar polise koşup patır patır kafasına mermi yemek için mi sokağa çıkacak? veya ne olacak, işte atıyorum gezi'deki üniversite öğrencileri bu sefer silahlanıp mı inecek sokağa? sanmıyorum öyle bir şey olacağını. o yüzden aynı şekilde devam eder gibime geliyor. bunlar da iyice kök salar, zamanla kökümüzü kazıyıp islam devrimi falan yaparlar herhalde en sonunda.

savaş olacak dedim ama gördüğün gibi düşüncemde savaş mavaş yok aslında. ama ortam çok gergin. bu şartlar altında böyle veya daha barışçıl şekillerde devam edilmesi imkansız geliyor bana. savaş çıkacak gibi ama savaş zemini de yok ne bileyim yav kafam çok karışık kafa mı kaldı.

bana sorarsan gezi gibi bir hareketin yaşanması mümkün değil ama işte çünkü yeni paketle birlikte gezi diye bir şey olmaz. gezi savaşı falan olur anca. kiev'deki gibi keskin nişancılar olur, polislerin kafasını taşla ezen eylemciler olur vesaire. o da bu ülkede kolay kolay olacak şey değil.

yok
hayır

Hayır. Ama çok ciddi bir ekonomik kriz var şu anda. Ticarette, inşaatta, imalatta her sektörde inanılmaz bir durgunluk var. Adamların en büyük gücü medya, eğer 2000'ler döneminde olsaydık ve basın daha özgür olsaydı çoktan 'KRİZ PATLADI; ÖLÜYORUZ' manşetleri olurdu haberlerde ama medya tek elden kontrol edilebildiği için bunu engelleyebiliyorlar.

Seçim sonrasında işler açılır diye umut ediyorum inş. Gezi gibi bir hareketin bir daha olmayacağına %100 eminim. Bu saatten sonra anca kürt ayaklanması falan olur. Ukrayna, Libya vs gibi olmaktansa hafiften kafayı yemiş bİ diktatörle yaşamayı tercih ederim.

gezi bir kere oldu, bir daha olmaz.
zaten ic guvenlik yasasi mode on.

"gezi bir kere oldu, bir daha olmaz."
diyen insanlar, "bu memlekette sokak hareketleri falan mümkünü yok olmaz, kanadaya iltica edecem" diyen insanların emmoğlusu.
tayyibin kamuoyu yoklamaları, anketleri, gezide elinde patladı. dünya böyledir. iyi ki de böyle.
www.mrbrown.com

1>3>2

1 numaranın kayışı desensiz, düz olduğu için gözüme daha hoş göründü.

1 numara harika.

bu arada bu marka iyi mi yav?

Bir liraya maledip 1000 liraraya satıyorlar.Bu nasıl bir sistemdir nasıl bir teokrasidir anlamadım gitti.

2 en güzeli bence.

3>1>2

2>3>1

3 sadece 3

guess

ben olsam longines alırdım. o fiyat bandında güzel baba saatleri var.

o bütceye longines pek olmaz. seiko olur. tissot falan bakılabilibir.

2500 kaliteli bir saate yetmez ama en azindan "saat" alabilirsiniz. Aman ha gidip Guess, Armani, Diesel vs moda markalarinin fason urettirdikleri saatimsilerden almayin. 20-25 yasindaki bir genc icin olabilir ama babam icin diyorsunuz...

Tarzina bagli olarak Fossil haric dediginiz diger markalara bakabilirsiniz. Ayrica Tissot'u da ekleyebilirsiniz bu fiyat bandindan. Denk gelirse Tag Heuer de olabilir belki ama onun ustune cikmak zor.

tag heuer alabilirsin
www.saatvesaat.com.tr
fiyat arastirirsan biraz daha ucuza bulabilirsin

o bütçeye longines olur. e.g.

www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr

Seiko Premier serisini öneririm.

www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr
www.konyalisaat.com.tr

olabilir diye ilettim ben de. araştırmaya devam edeyim. fikirleriniz için de çok teşekkür ederim.

pek olmaz dedim. hayatta bulamassın demedim:) o bütceye bulursunda genel skalası daha üsttür.

Ben yilbasindan once kulaklik siparis etmistim ebay'den. Ertesi ay geldi. Getiren ptt gorevlisi, "haberiniz olsun subattan itibaren tum alisverisleriniz gumruk vergisine tabi olacak" dedi. "100 dolarin altindakiler de mi?" dedim. Evet dedi. Uykuluydum unutmuştum, burayi gorunce aklima geldi.
Yeni bir duzenleme var galiba.

Takılır tabi bikere bişey alacağınız zaman buraya sorun gidip kafanıza göre alışveriş yapmayın

Komiksin.

ürün ne hocam? takıldıysa bile vergisini ödeyip alırsın sıkıntı yok.

buyrun benim nasıl yardımcı olabilirim

kedi canlı mı?
yeter.

Büyük bir kedi sahipleniyorsanız eğer mama alışkanlığı nasıl onu sorabilirsiniz. Günde 1 mi 2 defa mı yemek yiyor?. Hangi mamayı kullanıyor?. Kısırlaştırıldı mı?. Tuvaleti için ne tür kuma alışık? Silikon mu bentonit mi?. Bentonit ise iri mi ince taneli mi?. kapalı tuvalete mi açık tuvalete mi alışık? Hangi oyuncakları ve ne tarz oyunları seviyor?

huyunu suyunu sorcan , çok miyavlarmı misalen, halı mı koltuk mu tırmalamayı sever, akşam tek başına kalabilir mi yoksa illaki senle mi yatacak vs.

birde tabii sağlıklı mı, aşıları en azından iç/dış parazit ilaçları ne durumda, biti piresi var mı? kaç yaşında/aylık? vs.

var, önce kendine soracaksın:

- ben 10 yıldan fazla buna bakabilecek miyim?
- koltukları, halıları, sandalyeleri tırnaklarıyla parçaladığında, bunu kabullenecek miyim?
- evlenip bebeğim olduğunda tüyleri, vs bebeğe zarar verir endişesi taşıyacak mıyım?
- dışarıdan pire, hastalık vs getirdiğinde onu iyileştirmeye çalışıp kendim de pire vs ile uğraşacak mıyım?
- yeni doğmuşsa tuvaletini bir süre evin içerisine oraya buraya yapacak, belki çişini de yapacak, bu koku kolay çıkmayacak, tuvalet alışkanlığını kazandırana kadar sabredebilecek miyim? ileride canı istediğinde istediği yere işeyebilir, yine buna katlanabilecek miyim?

-vs...

insan kendi çocuğu olduğunda, benzer şeyleri hiç takmıyor. kedi olduğunda, başkasına verme, satma, hiç olmazsa sokağa atıverme çok kolay. herşeye rağmen o sorumluluğu gösterebilecek misin?

gibi...

kuyruğuna bak. Bazı kediler var pofuduk tüyleri altında kuyruklarını saklıyorlar.Dikkat buyurun ve bu tür kedilerekarşı kendinizi savunun.

belgede hiçbir şey okunmuyor. üzerinde "teslim aldım/teslim ettim" gibisinden bir şeyler var mı? sözleşme gibi görünüyor?

Hayır öyle birşey yazmıyor satıcının imzasıda yok

belli olmuyor fotodan ama alt taraf senet galiba? üstte kapora yazıyor onu verdiniz mi? adamla ne konuştuğunuza bağlı ama verdiyseniz kapora yanar. o belgede şu kadar para karşılığı mal ve hizmet aldım falan yazıyor mu? sizin imzanız var mı?

sözleşme imzalamışsınız. dava açabilir.

geçmiş olsun. umarım insaflıdır satıcı.

bir belge imzalamışsınız ve eve gelince vazgeçmişsiniz, bundan satıcının haberi olursa bir sorun olacağını düşünmüyorum :)

Altta 2 tane imza size ait ise Gülten ŞEN'e 10.700TL borcunuz var. Avukat aracılığı ile eve icra yollayabilir.
Ammavelakin son ödeme tarihi yazmıyor. O yüzden afaki birşey gibi sanki. Ayrıca TC kimlik no da yazmıyor.
Birşey olmaz, relax.

ya adamı korkutmayın insaflı olmasa ne olur. sorularıma cevap alamadım fakat en fazla eşyaları alıp orada yazan tutarı ödersiniz. almak istemezseniz de insan gibi konuşun böyleyken böyle diye, orada kapora olarak yazan tutarı verin, ki kaporanın amacı da budur zaten, olay kapanır gider. korkmayın yani.

(bkz: cayma hakkı)

okuyabildiğim kadarıyla 10700 e imza atmışsınız. alır o parayı. ilamsız takip tamam.. ya da malı alırsınız. her türlü kaporo gider. ama biraz konuşmayla kurtulabilirsiniz.

senet bu alttaki resmen imza etmişsin ve yine de iade almazlarsa bana ulaşın

Bi bok olmaz. Mal mukabili işlemlerde faturayı kesmek zorunda. Hani fatura amk? O ürünü sattığına dair bi belge olmalı. Senin de teslim aldığına dair. İmzaladığın kağıdın üzerinde vade, tarih var mı? Vade de yoksa kafan rahat olsun. Elindeki belgeyi kaybetme. Yarın öbür gün götlük yapmaya kalkarsa elinde o belge olur

Alttaki senet imzalanmış.Uzlaşma çıkmazsa yeniden değerlendirilebilir.

herkesi okudum dostlar sağolun belge de vade made yok tarihte yok ama imzaladık işte yarın gidip konuşucam ama ne demem gerekiyo şimdi benim atar yaparsa ne demeliyim ne yapmam lazım? Birde şu var ben mal falan almadım mallar taa nisanda teslim edilecek denildi kapora falan da vermedim oraya vermişim gibi gösterdi tarih olarakta sadece bugünün tarihi var...

Diceksin ki dün imza attık ama oturup düşününce bütçeyi aştığını gördük. Beklenmeyen harcamaları hesaba katmamışız. Biz bu işten vazgeçtik. İndirelim mindirelim derse de şimdilik parayı harcamamaya karar verdik.

herkes okunmuyor diyor. siz de bu kadar korkmadan önce yan değil de düz çekip imgur'a falan da yükleseniz de güzelce bir incelesek olmaz mı? bu kadar adam yardım etmek için uğraşıp durmasa?

senet alacaklıda durur demişler de az büyük olsa ben size söylerim "senet zaten alacaklıda, bu elinizdeki de onun alt sureti" diye.

ayrıca bir tane bile doğru cevap yok. muhtemelen bu iki nüshalı bir senet. otokopili. üstteki asıl nüshası adamda. ve üstüne tarih atıp icraya vermesinde bir sakınca yok. adama 10.700 tl. kapora vermişsiniz. nakit olarak değil, senet olarak vermişsiniz. illa nakit verilecek diye bir şart yok. adamdan mal alacğaım demişsiniz, adam da "ya vazgeçersen" diye elinizden kapora olarak senet almış.

fatura yok denmiş. e keser, zor iş mi fatura kesmek? "tarih yok" demişler. kendindeki asıl nüshaya yazar, zor iş mi tarih yazmak?

söyleyeceği de, "benden mal alacağını söyledi, ben de malı satıp faturasını kestim. karşılığı olarak da şu tarihli senet aldım. sonra vazgeçtiler, sözlerini tutmadılar.

maalesef uzlaşmazsanız gayet de alır parayı.

ayrıca fatura olmak zorunda değil. kağıdı orasından keser, üst trafını atıp "benden 10.700 lira borç alıp senet verdi, ödemiyor" bile diyebilir. vadesine ne yazacağı da tamamen onun insafına kalmış.

@kibritsuyu

O belgeye tarih atması bi boku değiştirmez. Çünkü arkadaşın elindeki kağıtta tarih bulunmuyor. Bu ne demek olur? Adam elindeki belgede oynama yapıyo demek. Arkadaş anlaşmazlık durumunda benim elimdeki belgede tarih yok, bu yavşak şerefsizlik yapıyor deme hakkına sahip.

Ayrıca fatura olması zorunda. Mal mukabili işlemlerde fatura önden kesilir, senet öyle imzalanır. Senet ne demek oluyor? Ben şimdi bu malı/hizmeti alıyorum, sana borcumu şu vadelerde şu taksitlerle ödeyeceğim demek. Anlayacağın korkma. Elindeki belgeyi kaybetmediğin sürece bi bok yapamaz.

bütün dostlara teşekkürler iki gündür nete giremedim anca cevap yazabildim..gittim güzellikle anlattım durumu e birazcık abarttım tabi,ufak yalanlarda kattım ikna ettim ondaki nüshayı da alabildim herkese çok teşekkür ediyorum..

Evet kesin oyle bisi

mantar?

Doktora mutlaka gidin cok alakasiz bi hastaligin erken belirtisi olabiliyor

stres?

peki bunun için hangi doktora gitmek lazım acaba? dahiliye mi cildiye mi?

doktor olan birine sorsanız iyi olur. (var burada da aktif olsalar zaten cevap alırdınız sanırım)ben internette gördüğümü paylaştım sadece.

önce bir dermatoloğa belki? o da başka bir durumdan şüphelenirse, o durumun ilgili olduğu departmana yönlendirir sizi. aslında hastanede söylerler size nereye gideceğinizi zaten.

tırnaklarını fazla kurcalama

@hebanon kurcalamak derken ne kastediyorsunuz bilmiyorum ama manikür yapmıyorum, törpü bile kullanmam. sadece keser oje sürerim. ki uzun bir süredir oje de sürmüyorum.

Zamanında ben de kilolu bir insandım,25 kilo verdim ve çok sağlıklıyım formum yerinde.kilolu iken aksine çok zayıf bi sevgilim olmuştu ama sonra ayrılmıştık.bunun haricinde o dönemlerde pek gelen giden olmadı.ama ne zaman kilo verdim ve büyüdüm her gün teklifler yağdı,hala da devam eder.
Öncelikle neden olmasın ? Kafana takacağın en son şey sevgili olsun sıkma canını.elbette olur seni sen olduğun için seven biri.
Ikincisi kimin için ve neden olsun ? Sen kendini seviyorsan sıkıntı yok gerisini boşver.
Üçüncüsü şişman değil ama iri bi sevgilim olmuştu,ayrıldıktan sonra vücut yapmış.ama inan aşk fiziğe falan bakmıyor her şey karakterde saklı.

1- olur, yeter ki şişmanlığının arkasına saklanarak samimiyetsiz ve yalancı olma. her zaman kendin ol.
2- sağlık olarak olarak, cinsel açıdan da olur ama cinsellik çok göreceli bir kavram, takma yani.
3- olmadı, şişman diye değil, belki şişman olduğu için çekinip yakınlaşan olmadı.

maneviyata çok çok önem veren bir insan olarak, böyle fani şeyleri takma kafana derim. zaten gönlüne laik insan, kalbine bakar, boyuna postuna veya cüzdanına değil.

cinsellik açıdan bir eksiğin veya açlığın varsa, samimiyetsiz insanlara meze olacağına, hayat kadınına git, bu konuda ciddiyim. algın açılır.

1- kilo vermezsen zor. çünkü maalesef herkeste bir görsele bakma durumu var, aslında hepimizde var. bu çok ayıp bir şey farkındayım ama herkes görselliği önemsiyor.
2- yaşam kaliteni düşürdüğü için sorun
3- olmadı.
zayıflarsan ki ben inanıyorum zayıflayabileceğine herşey çok daha güzel olacak. istersen başarırsın ama kilon çok fazla olduğu için kendi kendine yapmaya çalışma, uzmandan yardım al.

"tüm bu sebeplerden ötürü" dedin ama iki sebep saymışsın. tek dertlerin buysa, büyük ışık var.

1) eğri oturup doğru konuşalım hocam, mevcut şartları düşünürsek tabii ki genele göre daha zor ve daha düşük bir ihtimal ancak her zaman elbette var sevgili bulma şansın. "şişmanım o zaman şansım yok" diye düşünmemek lazım.

2) evet, maalesef çok büyük ve insanların genelde görmezden geldiği bir sorun. sevgiliyi sktir edin, ekstra taşıdığınız 3 kilo bile türlü türlü sağlık sorununa neden oluyor. ki sizde bu rakam çok daha fazla.

3) olmadı.

benim vki de 32 ve sevgilim var
ayı gibi biriyle de beraber oldum hatta 2 kişiyle. napiyim sempatik oluyorlar.
şişman olman senin sağlığın için sorun olur. mesela ben diz kapaklarım ağrıdığı için yürüyemiyorum, canım sıkıldığı için rejim yapamıyorum. kısır döndü oldu böyle. halbuki bırakıcan dizin ağrısın sonra geçecek ve zayıflamış olacaksın.
çok zayıf yakışıklı biri olup hiç sevgilisi olmayanlar da vardır önemli olan senin karakterin.

fonksiyonelliğin önemli kanka anladın mı? Yoksa kilo tip hiç alakası yok

180 isen 110 kilo filansin :) Takma kiloluyum seylerini, sisman diyince ben de 130-140 kilo filan sandim. Yapabilirsen 100 kilo civarina insan sisman kategorisinden tamamen cikmis olursun.

1- Olur
2- Olmaz, hareketlerine-sagligina engel olmuyorsa sikinti yok.

boşuna bu işlere "kısmet" demiyorlar. fakat zayıf olursan seçilmekten çok seçme kozunu daha iyi kullanıyorsun bilmem anlatabildimmi

valla benden daha şişman senle belki aynı olan ve 165 boylarındaki arkadaşım kız arkadaş yapmıştı ve halen çıkıyorlar. bu işler fiziğe bakıyor demek ilişkileri tekdüze indirmek olur. şansın var.

1)'her kör satıcının bir kör alıcısı vardır'
2) ne yazık ki sorun
3) olmadı

şişman olmanın kötü bişey olması kişiye göre değişir top secret. eğer bu dünyada bedenin dışında karşı tarafa verebileceğin hiçbir şey yoksa, sadece bedenini sunabiliyorsun evet kilo ver.

Gercekleri yazicam. Bi kere onyargiyi kirip da kendini sevdirmeye giden yolda isin zor. Cunku zayif olsan seni tanima firsati verecek cogu kisi bu ihtimali sifirliyor. O halde ne yapmak lazim ? Sempatik disa donuk neseli tavirlarla seni fark etmeleri icin kendine bir yol acmalisin. Bu da ekstra caba demek.
ayrica kilolu ve cirkin erkeklerin coook guzel kizlarla ciktigi bir suruuu ornek var gercek hayatta. Ama seni gorecek taniyacak ve sevecek birini bulana dek yollar pek donemecli.
Bunu bi avantaja cevirmek elindem kilonu tiye al kilonla barisik gorun ve kendini gelistir. Hos sohbet ve neseli bi adamin bi kizla muhabbet kurma sansi da yuksektir.
Ama sunu asla unutma yakisikli erkeklerin pesindeki kadinlarin cogu dis gorunus tesirinde. Zengin erkeklerin etrafindakiler ucuz hesaplar pesinde. Guzel kizlarin ardindan ayrilmayan erkekler de oyle.
X adli biri var. Cok yakisikli oldugunu dusunmuyor .oysa bence cok yakisikli. Brad pitt mi o mu desen brad guzelsin canim ama ben onu sana degismem derim.
Xin etrafinda cok kadin var. Parasindan gucunden cevresinden ve karizmasindan etkileniyorlar. Onunla bi yerde boy gostermek uc bes guclu insanla tanismak derdindeler.
Ve x gercekten bunlarin hicbirine sahip olmasa da benim sevdigim guzel yurekli adam olsa onu ben yine degismem.
Allah beni de sasirtmasin hic bi zaman. Gozumu boyamasin kor etmesin ama senin de karsina seni sen oldugun icin sevecek birini cikarsin.
O insani bulacaksin bunun icin sosyal ve disa donuk ol.

130 a yakın bir sevgilim vardı. Beni dövdüğü için ayrılmıştım. Kompleksleri yüzünden hayatı zindan etmişti bana

eldeki verilerden yola çıkarsak kilo vermeni ya da çok para kazanmanı tavsiye ederim. ilki belki tutmaz da , ikincisini yaparsan manken sevgililerin olur. tabii bu halinle de seni sevecek kişiler çıkacak. sorulara cevap verirsek.

1-) evet
2-) evet
3-) hayır

ayrıca bunlardan daha önemlisi şu an çok sağlıksız bir vücuttan bahsediyorsun. sevgiliyi boşver. kendi sağlığın için ver o kiloları.

Egon fazla olabilir. Kimseyi bagli olacak kadar degerli görmüyorsundur.

senin sorunun kurbağa ve kaplumbağalarla ilgilidir.

Ulan ayni ben adam.megaloman sin sende :)