Payza, payu gibi türevlerine bak.

aradığınız şey site değil tam olarak bitcoin

bitcoin +1

atı alan üsküdar ı geçti
çare yurtdışına yerleşip oraya alışmak.

Ben artık çok umursamıyorum. Eskiden saatlerce tartışma programlarını izler ve üzerine düşünürdüm. Politika üzerine kitaplar ve makaleler okurdum. Ama artık midem bulandı. Diğerleri gelse bu sefer onlar kendi adamlarını kadrolara alacaklar. Kendi adıma gücüm yettiğince değiştirebileceklerimi değiştirmeye çabalıyorum. Olmuyorsa olmuyor.

cık değiliz, ama gücümüz yetmiyor.

şu dönem akıl sağlığını koruyabiliyor olmak yeterli bence. delirmemek elde değil. mümkün olduğu kadar sakin olmak şart. düzen değişir.

beşiktaş gibi düşün. feda dönemi, ismail sakatlanmış sol bek yok. diğer pozisyonlarda sinan kurumuş, gökhan süzen oynuyor, cezalı duruma düşen ya da sakatlanan oyuncunun yerine adam yok. ama sabır, çalışmaka ile şampiyonluklar art arda gelmeye başlıyor çok da uzak olmayan bir gelecekte.

artık solda adriano ile caner var en olmadı tosic bile var. sabırdan ve sakin olmaktan başka çaremiz yok.

Evet kabullendik. Bu toprakların mayası zaten bunun üzerine kurulu. Birey olamadığımız, birey olmak üzere eğitilmediğimiz, bireyler olarak bir araya gelip örgütlenemediğimiz için, sadece ve sadece güçlü lider (baba) efsaneleri ile gaza gelip motive olan bir toplumuz. şu dönemde o hayalleri süsleyen güçlü liderini bulmuş ve kuyruğuna takılmış durumda nüfusun çoğunluğu.
Sosyal psikiyatride insanlar gibi toplumların da yaş grupları vardır. türkiye bu kategorizasyona göre, "bebek toplum" dur. Yani toplumsal refleksler ve tercihler, aynı bir bebeğinki gibi, rasyonaliteden uzak, bilgileye değil içgüdülerin yönlendirdiği algılara dayanan kararlarla oluşuyor. Kısaca, geçmiş olsun.

@basond yurtdışına gitsem de buraları onlara bırakmak içime sinmez )
@hayde bre daha adil bir sistem olabilir diye düşünüyorum ama öncelik artık bunları iktidardan uzaklaştırmak, elbette hiçbirşey yapamamaktan iyidir yapabildiklerini yapmak, niyetim vazgeçmek değil bir yol bulmak ...
@sejlav Beşiktaşlı açıklama için teşekkürler ) hepinize teşekkürler tabi paylaştığınız için
Ama içimden bi ses "bişey yapmalı hey" diye haykırıyor sürekli
ben de diyorum ki "bişey yapmalı ama ne" kafa yoruyorum, paylaşmak sormak istedim size de ...
@olivia ben cevap yazarken sen de yazıyormuşsun sana da teşkkürler katılıp paylaştğın için )söylediklerine katılmamak elde değil, güçlü lider benzetmen haricinde ... bence o güçlü bir lider değil sadece muhalefet liderlerinin beceriksizlikleri yüzünden halen çoğunluğun desteklediği ve karşısında bu kadar beceriksiz liderler olduğu için şanslı olan sıradan biri ...

"15 yıldır bol bol açıklar verilip muhalefete kozlar verilmesine rağmen, muhalefet yapması gerekenlerin beceriksizlikleri yüzünden 15 yıldır aynı zihniyetin uygulamalarına mahkum olmaktan rahatsızım"

pardon ben de size bir şey diyeyim o zaman. şu anda senin yaptığın muhalefet eleştirisi var ya hani "pasif, aciz, beceriksiz, eline geçen fırsatları değerlendiremiyor, ONLARIN YÜZÜNDEN 15 YILDIR AYNI..." tarzı lafları birilerine eğitim olarak veriyorlar derneklerde ve gençlik kollarında. muhtemelen senin bundan haberin yoktur çünkü etrafına sadece at gözlüğü ile bakıyor gibisin.

eğer üşenmezsem sözlükte bu konuda yazılan devasa enytrler bulup buraya kopyalarım ama muhtemelen üşeneceğim. bu senin "muhalefet çok başarısız :(" muhabbeti sistematik bir şekilde yapılan bir propagandadan başka bir şey değil. ülkenin liderinin kendi yandaşlarını, kendisine yandaş olmayanların üstüne salmakla tehdit ettiği bir ülkede sen muhalefetteki siyasi partilerden tam olarak ne bekliyorsun? kanunun yok sayıldığı, kamu kurallarının yok sayıldığı, memur sınavlarında açık açık hile yapıldığı bir ülke düzeninde, pardon da nasıl bir muhalefet bekliyorsun?

"Halkı düşünüyormuş gibi konuşulup gerçekte halkın doğrudan yararına olacak işler yapılmamasından rahatsızım;
Yalanlarla %50'nin göz göre göre kandırılmasından rahatsızım;"

tavrından rahatsız olduğun halk halinden çok memnun merak etme. rahatsız oluyorsan muhtemelen azınlıktasın sen de benim gibi. ben de rahatsız oluyrum. ama artık sikile sikile alıştım sanırım. artık sorgulamıyorum, senin gibi suçu muhalefete atmıyorum. veya "halk kandırılıyor abi :(" demiyorum. halk kendine layık olan şekilde yönetiliyor.

sen anca rahatsız olursun. çünkü çaresizsin. tek yapabildiğin oturduğun yerde üzülmek. insanımız kuzey kore'yi garipserdi inanamazlardı o haklın içinde bulunduğu duruma ve hareketlerine. çaresizliğin, korkunun, sindirilmenin insana yaptıramayacağı birşey yoktur.

rahatsızım ama bir süredir umursamıyorum. öyle yap, kişisel hayatına odaklan. ne kadar yapabiliyorsan artık.

Korkutulduk, sindirildik. Suyuu vukuundan beter lafi cuk oturuyor bu duruma.
Sosyal medya hesaplarımi kapattim aylardır, kullanmiyorum. Ben bile fetoculukle suclanabilirim.
Pkkli, fetocu, hain, dis guclerin masasi fln... vur etiketi uysa da uymasa da...
Hayatim boyunca her ortamda ve her firsatta hakki tutmaya ve söylemeye calistim. Ama hak beni tutmadı, tutmuyor...
Inancli bir insanim. Ramazanda da her gun iciyorum. Cunku her gun bu celiskilerle yasamayi kaldiramiyorum, ustesinden gelemiyorum.
Yalancilik, hirsizlik, ahlaksizlik gecer akce ve mutlaka islam sosuyla! Ya allah de ama ne .ok yersen ye?
Muhalefete bu kadar vurulmasi da mantiksiz bence bir yerden sonra. Agziyla kus tutsa da chpnin yakin gelecekte bir sansi yok!
Taseronlara kadro, mazot bir tl gibi gibi ekonomik vaatler ve daha neler... vaatle oy vermiyor ki insanlar; calismaya gore oy vermiyor. Asik! Inaniyor taparcasina! O kitle icin yapacak hicbir sey yok...
Gecen bir panele katildim. Somadaki canlarimiz falan deyince ciktim gittim. Tekrar dondum. Soru cevap da yapildi, foruma dondu falan. O yerde tekmelenen y. Yerkel'le helallesti, arada biz kotu oluyoruz dedim. Soma o olaydan sonra hep destek verdi o dusunceye.
Susmak, ke di hayatına ve gelisimine odaklanmak en iyisi.
Şahsen, biri yanimda Allah bestir dese, hayir birdir demem. Bana ne!
Konusmanin, dusunmenin hicbir faydasi yok. Kendini hasta etmekten baska...
Su an yapacak bir sey yok faaliyet olarak. Bana sacma geliyor, hayir oyle degil boyledir isin dogrusu diye ortalikta dolanmak. Ya da ayni fikirde olan insanlarin biraraya gelip birbirini onaylayan konusmalar yapmasi.
Su olabilir; yapiyorum bazen... trollemek onlari. Kisa devre yaptirmak beyinciklerine. Mesela dun is yerinden bir arkadas 15 temmuzda 'polisleri vurun' temali telsiz konusmasini acti. Herkes, vay hainler modunda dinliyor. O polisleri vuranlar su an itirafci ama surahiyi tutan adam icerde dedim.
Boyle seyler olur ancak. Isin mantik akil vicdan falanla alakasi yok artik.

@doxanikee bir yanım keşke yapabilsem diyor bir yanımsa herşeyi boşverebilmeyi düşündüğüm için kendi kendine kızıyor ... teşekkürler tavsiyen için ama sanırım yapamam bir yanım onu yapmayı deniyor zaten ...
@mahone biz halen kuzey kore seviyesine düşmedik bence halen kurtulmak için şansımız var ama bizim için de kuzey kore olma yolunda zaman ilerliyor ya da iran olma yolunda ya da suudi arabistan olma yolunda ... at gözlüğü konusunda da haklısın pek çok şeyden haberim yok tıpkı dernek ve gençlik kollarında verilen eğitimler hakkında bilgim olmadığı gibi ... ama bir konudan adım gibi eminim çünkü derneklerden vakıflardan uzaklaşarak halkın arasında geziyorum insanları dinliyorum ve iktidara oy verenlerin bile artık iktidarı eleştirdiklerini sokakta minibüste otobüste duydukça umudum artıyor, seviniyorum. Benim gibi düşünenler bu durumdan yani iktidara oy verenlerin iktidarı eleştirdiğinden, alternatif arayıp bulamamaktan şikayet ettiklerinden haberdar mı bilmek istedim. Çünkü iktidarın yaptıklarından hoşnut olmayan çok büyük bir kitle var halk arasında o kitle kazanılabilirse 15 yıllık hüzün biter... nasıl bir muhalefet bekliyorum fikirlerim belki ilk bakışta uçuk görülebilir ya da illa ki eleştirilecek ama kafamda nasıl bir muhaleet yapılarak iktidarın elinden oyuncağının alınabileceğine dair herkesin olduğu gibi benim de fikirlerim var elbet sadece buradakiler neler düşünüyor ya da ne haldeyiz cevap verilir mi onca yaşananlardan sonra görmek istedim ne durumdayız diye... çaresiz sayılırım haklısın herşeyi zamana bırakmak haricinde ya da bir şekilde benim gibi düşünenlerle en azından fikir alış verişi yapmak dışında ...
@runagain bir restart yapıp yeniden runagain yapmak lazım ama nasıl?

anca askerlik yapılır. :/
şaka bi yana yaklaşık bir ay önce döndüm. bi kaç kez çarşıya çıkma fırsatım oldu.

sabah erken kalkıp 5-7 civarı falan büryan ye. güzel yapan yerler var adını unuttum.

güres caddesinde işte bir iki turlarsın.

benim bildiklerim bu kadar. damlaya damlaya göl olur.

keleşle ateş et dağa taşa.

asfdajsdakh on numara tavsiyeler :D Mardin'e gitmek çok mu yorar acaba bir haftasonu?

Vegan olmama rağmen büryan yemem. Bildiğin bebek keçilerden yapıyorlar. Yazık hayvanlara. Doğal ve kültürel mekanları gez.

Böbreklerini üşütmüş olabilirsin.

Tabii ki agrir. Belini usuttugun zaman bobreklerin agrir, bel agrisi gibi gelir.

Beli üşütmek fıtık ağrısı gibi. Olur yani

Hastalık ayaktan da geçer.
Her organın yansıması, ayak altlarında belli bölgelerde bulunur.

regl olacak olabilirsin. Bel ağrısı yapıyor öncesinde

Var, Godoşu beklerken

Coyote'la tabii ki.

compu ile.

kişisel olarak görüşmek istediğim kimse yok ama ankarada duyuru zirvesi olsa katılmak isterdim

ayça, kadınım yanlıs anlasılmasın ama cok feyizleniyorum yazdıklarından

ben asilov'la içmek isterdim, çünkü kendisi duyurunun en samimi insanı.

Tuborg yesili

Bide ekaterina olabilir.

Kassiopeia galiba nicki, öyle bi bacım var ne yazsa kendim yazmışım gibi altına imza atasım geliyo. Bi de meslektaşız galiba ruh esim mi nedir çok yükseliyorum kendisine skdjsj :D
Not: straight kadinim yanlis olmasin

Köstebek kurabiye vardı bir zamanlar. Gıcıklığına sataşıyorduk falan ama güzel kızdı. Onun haricinde pastörizesüt'ü gördüm ifşada. O da güzeldi. Bu kişiler olabilir. (Onlar da beni bekliyorlardı.) Hep güzelliği dikkate alıyorumasasdadsws :) Direkt nokta atışı biri yok ama az çok muhabbet edebilen her insanla bir şeyler içilebilir bence. Herkesin bir hikayesi var sonuçta.

Var. @senialanağlasın.. ve @angelus

sizi tanısam bende isterdim.
tanımıyorum lakin yine de içelim istiyorum

sytemofadownmanyagi. zirvede tanışmıştım onunla. selam yazdım mesajla cevap vermedi. onunla bir kahve içmek isterdim

bir de dandik tavşan var. duyuruda mı bilmiyorum ama sözlükte yazıyor.

Fraise ve fallopian, ikisi de tam uzun uzun sohbet edebilecegim arkadas olabilecegim insanlar.

Kahve içmek değil de kimi seviyorsun dersen ilk aklıma gelenler:

@krem peynir: genel olarak fikirlerini beğeniyorum. dengeli bir insan. Özellikle bir soruda eşine olan aşkından bahsetmişti, çok hoşuma gitmişti yazdıkları.

@angelus: Desteksiz sallamayan, bildiği konularda yardımcı olan güzel bir insan. Ciddiye alırım.

@arnold s: angelusa ek olarak diğer duyurularda da olgun fikirleri olduğunu düşündüren cevaplarını gördüm.

Bi de ciddiye almadığım Manofthe bilmem ne diye biri var. Onu da yazayım :)

galiba geçerkenuğradım.

mete kudur bey
blatta hiberna hanım
aychovsky
senialanağlasın olabilir
want2die bey bu listenin sonunu haketmiyor ama onla kahve değil bira içilir diye düşünüyorum.
balpolenle içmek istemiştim ama ekmişti beni daa da içmem

ve duyurunun belki henüz niklerini dahi bilmediğim; güzel, az güzel, tatlı, kara gözlü, ela gözlü cıvırları, hanımları bu listeye eklenebilir....

hiç kimseyle

elorelia, fasulyek, senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine, duru arsnova

Der meister

Olmayacağını biliyorum ama @aychovsky ^^

Bahsettigin Uzaklar olmasi lazim Osman Atasoy ,ilk ornegi ise Pupa Yelken,Sadun Bora

Eralp baba var. Deniz çingenesi kitabının adı. Yelkenliyle dünyayı geziyor. Teknesinin adı yosun. Kendisi inşa ediyor ve tur bitince kıymetini bilecek başka bir çifte hediye ediyor. Kitabını da Sadun Boro' nun yönlendirmesiyle yazıyor.

Açık helva taze olunca koskadan daha lezzetli oluyor

uzungil <3

Bim in sade helvası gayet lezzetli. Bununla birlikte peynirci babanın açık dövme helvası da güzel oluyor

Ali Kama

Ali Muhiddin Hacı Bekir

Zamanında dersime giren bir matematikçi profesör ezberin en önem arz ettiği ders matematiktir derdi. Tabi sadece ezber yetmez yeterli soru da çözmek lazım.

Matematik bölümünü bırakmış biriyim. Oradaki arkadaşlarım teorem-ispat ezberleyerek bir sürü ders geçtiler. Ama sadece anlayarak geçenler iyi bir matematikçi olacak. Ben bu dersi 2. sınıfta şuan okuduğum makine müh. bölümünde geçtim ve hiç ezber yapmadım. Soruları görünce hangi yöntemle çözüleceğini kestirmeye çalış. Örneğin bir denklemin tam diferansiyel denklem olduğu nasıl anlaşılır, bu tip denklemler hangi yöntemlerle çözülür, bunları bilmek lazım matematikten önce. Yani sözel bir bilgi birikimi de gerekli. Yoksa Laplace dönüşümleri her yerde yazıyor zaten. Önemli olan o dönüşümü nasıl yapacağını bilmek.

ezberlersen mal gibi kalırsın sınavda. neyin nasıl çözüleceğini öğrenmen gerek. soruya baktığında bazı sorular vardır ki ancak bir işlem yapıldıktan sonra nasıl çözüleceğine karar verilir.(tam diferansiyel denklemler falan diyeceğim ama tam da hatırlayamadım.) o yüzden bol soru çözmek gerek. internetten o dersteki işlediğin soru tipleriyle alakalı bol soru bul ve çöz.

bölümün ne bilmiyorum ama en kolay sözel ders olacağına en kazık dif olsun kabulüm.

200 300 ün hesabını yapıp geciktirirsen komple motoru yaptırmak zorunda kalabilirsin. Servis fazla geldiyse özelleri dene. Ama değişme zamanı geldiyse geciktirme. Koparsa motoru eline alırsın.

hocam senin 5 yıllık araba ile serviste ne işin var. standart bir serviste devirdaim+triger en fazla 500 bilemedin 600 verirsin. aracı da bu şekilde sakın kullanma. hararet yaptırırsın sonra contayı yakarsın.

1200lira civarı fiyat veriyorlar başta evet. Ancak aracınızın yaşından dolayı %40a kadar indirim yapıyorlar Ford life card ile. Biraz da servis danışmanı indirim yapıyor işçilikten kısarak vs, totalde 600 lira civarına iniyor eğer devirdaim pompası değişmezse.

Ben 2011 model focus'un triger seti değişimi ve periyodik bakımını toplam 890liraya yaptırmıştım bu şekilde. Devirdaim pompası değişimine gerek yok dedi usta, dizellerde değişiyormuş o prosedür olarak.

Dışarda 500-600liraya yaptırabilirsiniz ama servisin avantajı garanti. Olur da kayışlarda ya da kayışlardan kaynaklı bir sıkıntı oluşursa 2 yıl boyunca garantisi var. Bu yüzden bende 100 200 lira için garantisiz parça ve işçilik riskini almayın.

Telefondan verilen fiyatlar gerçeği yansıtmıyor tam olarak. Güncel kampanyalara bakın, eko servis kampanyasını araştırın ve Ford life card çıkartıp servise gidin bence.

www.youtube.com

şu belki yardımcı olur. bu tip biraz arıza biri; hiçbir fikrim yok söylediklerinin doğruluğuyla ilgili, sadece paylaşıyorum. içeriğini değerlendirmek sana kalmış.

O kadar süre aç ve susuz kalman zaten spor diyetini allak bullak edecek. Akşam gittiğinde de miden dolu olacak. Bu şekilde spordan verim alamazsın. Ama orucumu tutacağım diyorsan dolu mideyle gitmen hiç gitmemenden bir tık daha iyidir.

ben geçen yaz aksatmamak için gece 1-2 arası gitmiştim. spor salonları saatleri güncelliyordur illa ki.

8 de yesen 10:30 da başlarsın işte. Susuzluk seni yıpratabilir. zaten yaz aylarında oruç tutacaksın ve haliyle sıvı kaybın fazla olacak su ve mineral takviyeleriyle yerini doldurman önemli.

Geçen sene çektiğim video;

www.youtube.com

İftarda çorba salata gibi küçük bir öğün ye salona git, gelince de büyük öğünü ye.

Bundan yıllar önce, youtube'da adım atsan vücut geliştirmeciye rastlamadığın dönemde, konu hakkında ne arasan karşına çıkan Kıbrıslı ya da Kıbrıs şivesiyle ama yaya yaya konuşan bir şişman vardı.
Öyle yaya yaya konuşurdu ki, şu cümlesini bitirsin de çayımdan bir fırt içeyim desen o cümle bitene kadar çay soğurdu.
Bir gün o arkadaşın bir videosuna rastlamıştım. Bir konu hakkında engin bilgilerinden bizi konuyu yaya yaya istifade ettirirken aynı zamanda araba da kullanıyordu da çok şaşırmıştım, niye bu videoyu araç kullanırken çekmiş, 'çooook meşgulüm, size ayıracak hiç vaktim yok ama yine de lütfettim' der gibi demiştim.
Şimdi Arnold'un videosunu görünce o geldi aklıma.
Videoda 'açken antrenman yapılmaz' görüşünün yanlışlığı dile getiriliyor.
'Açken antrenman yapılmaz' görüşü doğrudur. 'Ben yaptım, oldu. O zaman doğrusu budur.' görüşü yanlıştır.
Açken antrenman yapmayın. Sadece kas gücü yeterli değildir. Tansiyon gibi, kan şekeri gibi daha önemli hususlar gözardı edilmemelidir.
Şu video da burada dursun.
www.youtube.com

oguz altun'un verdiği videonun açlıkla alakası yok. Valsalva manevrası ile başlanan tek tekrar çok uzun sürünce bilinç kaybı gerçekleşmiş. Konuyla hiç alakası olmayan adamları dinleme.

Yikamayin. Bir veterinere gosterin derim para alsa bile az miktar bir sey alir, sokakta buldum derseniz para bile almayabilirler.
Lutfen goturun veterinere.

Vet +1 Yaraya iyi gelmeyecek birşey yapabilirsin.

Şehrin belediyesinde veteriner hizmeti veren bir bölüm olabilir. Bir iletişime geçin önce. Yoksa veritaslibertas'ın dediği gibi veterinere götürün.

Bence de yıkamayın. Kediler yıkanmaz.

yıkarsan yara mikrop da kapabilir.

kesinlikle yıkamayın, direk veterinere götürün

benim baktigim bir kedinin nasil oldugunu anlamadigim sekilde derisi yuzulmustu arka bacak bolgesinde. ya sikisti bir yere, ya kavga etti, bilemiyorum. yetiskin kedi bu arada. veteriner tenturdiyot surdurmustu o bolgeye. ama yakiyor tabi.

veteriner en iyisi ama imkanin yoksa bir fotografini cekip paylas burda.

**evet evet, batikondu galiba surdugum sey, tenturdiyotun yerine uretilmeye baslanan ilac. siyah kahve bir sey.

Az önce geldi pencereye biraz durdu şimdi çıkıp gitti. Artık eve girmiyor hep uyuduğu bir sandalye vardı oraya götürdüm sandalyenin altına durdu. Korkuyor sanırım anlamadım ki

korkmuştur ya kıyamam. özellikle boğazında yara olduğu için bana başka kedi yapmış gibi geldi bana. direk boğaza saldırıyor bu namıssızlar.

anlattıklarınızdan çok veterinerlik bir durumuş gibi gelmedi. eğer çok ciddi bir şey değilse zaten korkmuş hayvanı veterinere götürüp daha da tedirgin etmeyin. baticon sürebilirsiniz. hem yakmaz, hem tentürdiyottan daha iyi gelir.

yoğurt varsa biraz yoğurt koyabilirsiniz pencereye. ama çok soğuk olmasın. sakinleştirir ve uyutur. bir de su tabi.

yıkamayın +1

Yoğurt yediklerini ilk kez duydum, koyayım hemen.

baticon+1 zaten üstteki arkadaş da yazmış.
hem çok yakmaz hem de yaralara iyi gelir. yumuşak bir pamuk yardımıyla bir elinizle başını sevn bir elinizle çok çaktırmadan yavaş yavaş sürün.

sandalyeyi bildiğine göre gelecektir. muhakkak bir kapta su koyun.
mümkünse mama alabileceğiniz bir yerden mama alın, midesi iyice rahatsız olmasın. ya da biraz kendi yediğiniz et tavuk vs varsa az parçalayıp verebilrisiniz. peynir olabilir, yoğurt olabilir. yumurta da yerler. sütü suya katıp verebilirsiniz. oraya bırakın siz o gelip yer.

yarası açıksa rivanol. kemiği görünen iki kediye ikişer kere uyguladık, şimdi pati atıyorlar.

açık yara varsa enfeksiyon kapabilir o zaman veteriner kontrolünde antibiyotik gerekebiliyor. şırıngayla ağzından ilaç vermek için az kovalamadım mahalledeki kedileri. onun dışında baticon yeterli. günde en az 1 defa temizleyin yarasını

Yıkayın. Sabunlu suyla. Başka bir hayvan ısırdıysa en etkili müdahale sabunlu suyla yıkamaktır. Sonra da aşı tabi insanlarda. Baticon'u yaranın içine sürmeyin. Kenarlarını silin. Veteriner baksın. Antibiyotik verir.

4-3 cleveland alır diyorum.

tum sezonu cok yakindan takip ettim.
lebron kariyerinin en iyi playoff sezonunu yasiyor. tanri modunu acti. kyrie ile love bile muthis oynuyor.
ote yandan gsw'den kevin durant'i cikar herhangi bir uc numara koy, gsw gene sampiyonluk adayi oyle hayvani bir kadrolari var.

gsw kadro olarak acikcasi daha ustun. ama lebron duranti kariyeri boyunca ezdi gecti match-uplarda eslesmelerde.

hakikaten gsw yuzde 51-52 en fazla, cok zor bir seri ve yine yedinci maca gidebilir. ben yetenek farkindan dolayi gsw alir gibi diyorum. 4-2 veya 4-3. lebron da alirsa sasirmam hic.

4-0 bilemedin 4-1 GSW alır diyorum.

Durant çok aç, diğerlerinde de geçen senenin acısı var. Acımazlar.

@baldur

öncelikle 2-3 hafta önce buna benzer bir soru vardı. orada ben playoff farklı deyince, bu geyiğe de bitiyorum demiştin. demek istediğim tam olarak gerçekleşti gibi bir şey. söylemek istedim.

soruya dönersek; cleveland 4-2 veya 4-3 alır diyorum.

bence heyecanlı bir final serisi bekliyor bizi. gsw kesinlikle müthiş bir takım. el yakan topları kullanabilecek çok fazla oyuncu var. sorumluluk almaktan çekinmiyor hiçbiri. fakat geçen seneki ruhları yok bence. evet rakamsal olarak daha iyi oynuyorlar belki. pas trafikleri daha iyi belki. fakat eğer yakalanırlarsa fena dağılıyorlar. geçen sene ise bitirici darbe bir türlü vurulamıyordu bu takıma. o duruma geldiklerinde bu top paylaşımı sakata girecek ve lider özelliği ön planda olan birden fazla oyuncu olması yakacak bence onları.

baldur'un da dediği gibi lebron gerçekten muazzam bir seviyeye çıktı şuan. playoff boyunca her seride bir yukarıya çıkardı oyununu. üçlük yüzdesini playoff'da %42'lere kadar çıkardı. maç başına 2.5 üçlük atarak yaptı üstelik bunu. durant'in önüne geçti bu alanda. takımı da beraberinde getirdi. başlangıçta kyrie hücumda biraz konsantrasyon eksikliği yaşıyor gibiydi. fakat boston serisinde aldıkları yenilgi ile o da kendine geldi. daha önceki senelerde playofflar boyunca bir türlü isteneni veremeyen love müthiş bir istikrar tutturmuş durumda.

seri boyunca cleveland savunmada zorlanacaktır gibi geliyor. gsw savunması zor bir takım. bu zorluk bence temel olarak yetenek bolluğundan değil, hızlı top trafiği ve üst düzey top paylaşımından kaynaklanıyor. muazzam kullanıyorlar topu. çok hızlı hücum ediyorlar. gsw ise bench desteği konusunda sıkıntı yaşayacak gibi görünüyor. özellikle bench sıkıntısını, savunma anlamında yaşayacaklar bence. gerçi en iyi 6'ıncı adam ödülüne adaylıkta son 3'e kalmış(iguadala) kişi de onlarda.

ne olursa olsun tahmin etmesi, kestirmesi zor bir seri. her şey olabilir ve ne olursa olsun şaşırmam.

@windows

vallahi gerceklestiyse sadece cleveland icin degil gsw icin de gerceklesti. benim demek istedigim buydu.

@baldur

gsw için pek öyle olmadı bence. gsw sezon içindeki oyununu sürdürürken, cleveland başka bir takıma dönüştü adeta.

o clevelandin normal sezonu takmamasiyla ilgili daha cok.

@baldur

galiba ayrı düştüğümüz nokta burası. ben takmadığını düşünmüyorum. yani elbet havlu attığı maçlar oldu. fakat kazanmak isteyip kazanamadığı maçlar da oldu. bu takım yanlış hatırlamıyorsam son 24 maçta 14 veya 15 mağlubiyet alarak geldi playoff'a. korkunç savunma yapıyorlardı falan. şimdi bambaşka oynamaya başladılar.

sonuç ne olursa olsun rekabet içinde bir seri olur umarım.

yok haci normal sezonu takmiyolar iste. playoff performanslarindan anlamiyor musun bunu?

lebron ev sahibi avantajini onemsemiyor. normal sezon lebron icin anlamsiz. adamlar batidaki 5. sira takimiyla ayni galibiyet sayisina sahipler. cop doguda 50 galibiyet yerine 65 galibiyet alamazlar miydi?

@baldur

ben izlediğim maçlarda bunu görmedim. daha doğrusu bu anlamı çıkarmadım. ki sanırım 10 maçını falan kaçırdım cleveland'ın. tekrarlarını izledim daha doğrusu hepsinin bir sonraki sabah. yani bir takımın normal sezonu takmaması ne demek ki? ben buna ihtimal dahi vermiyorum. fikstürde elbette önceden mağlubiyet yazılan maçlar vardır. olur da. fakat bir takım, aman bize ne ya ligden biz playoff'a bakarız gibi bir mantığa girmez. çünkü mutsuzluk, inanç eksikliği takıma girdiğinde o rüzgarı tekrar arkaya alamayabilir.

bu benim görüşüm. bunun anlamak ile ilgisi yok. senin gibi düşünmüyorum. bu kadar şunu yaparsan kesin bu olur gibi net görmüyorum, basketbolu.

@baldur

alamazlar mıydı? bilemiyorum. ama alamadıklarını biliyorum.

aga playofflar baska diyorsun, o baska sekilde oynadiklari gibi neden normal sezonda oynamiyolar onu soyler misin? normal sezonu takiyolarsa cop doguda nasil 50 galibiyet aldilar onu soyle? neden 65 degil? dogu konferansi birincisini 30 sayi fark ortalamayla eleyiliyorsa 31 defa bu takim nasil yeniliyor?

normal sezonu takmamak demek, doguyu illa 9. sirada bitirmeyi gerektirmiyo. kasmadilar iste basbayagi. cunku ev sahibi avantajiyla vs ilgilenmiyor, boston birinci olsun fark etmez, ben onlari kendi evinde 30 sayi farkla yenerim ciddi oynarsam diye dusunuyor. olay bu.

@baldur

bir izleyici için bunlara cevap vermek zor. yani neden sezon içinde başka oynayamıyorları kestirmek bulunduğum yerden baya zor. ama en basitinden sürekli farklı rakiplerle karşılaşmak, bütün bir sezonun maç sıklığı ile her seferinde bir rakibe odaklanmak bambaşka iki hikaye. takım uyumunun gün geçtikçe artması, inancın artması, daha çok çalışmak, dinlenmek, kayıplardan bir şeyler öğrenmek de birer etken. bu playstation'da zıplamayı 99 yapayım, hızı 99 yapayım gibi bir şey değil yani. bu kadar formel değil.

vallahi herkes lebronun regular season takmadigini biliyor. bu bir gercek. istedigini dusunebilirsin. dedigim gibi takmamasi icin playoff disinda kalmasi gerekmiyor. dogudaki takimlarla arasinda ucurum var. gordun iste boston serisinde. yuzde 60 galibiyet almis. o ucurumun hakki bu mu? 0

takim kimyasi falan hikaye. gecen seneki takim ayni duruyor.

cavs'in boston'a karşı yer yer teklediğini gördük. bu tür durumları gsw anında cezalandıracaktır. ancak olay ritmin bozulmasına bakar. cavs gode mode'a geçtiğinde sırf yeteneğe dayalı laylaylom oyun anlayışıyla gsw etkisiz kalır diye düşünüyorum.

lebron'un, jordan klasmanına yaklaşmak için fazla zamanı kalmadı. yeterli motivasyona sahip. 4-3 cavs diyorum ben.

@baldur

kim bu herkes? evet medya söylüyor bir şeyler. daha doğrusu medyada bunu söyleyenler var, tersini söyleyenler de var. geri kalanlar da seyirci. olayın iç yüzünü bilmeyen, basketbolu izlediği kadarıyla anlayan seyirci. varsa cavs'a sezon içinde 65 galibiyet sağlatabilecek bir formülün, yarın koyarlar seni cavs'ın başına; emin ol.

bir takım oyunu için takım kimyası hikaye demek bana çok garip geliyor. uyumsuz olduktan sonra 5 tane lebron kurtaramaz bir takımı. ama belli ki basketbol anlayışlarımız farklı. diyecek bir şey yok.

aga sana anlatamiyoruz cavs icin 65 galibiyet ile 50 galibiyet arasinda fark yok? adam 65 galibiyet alsam da bostoni ezicem, 50 galibiyet alsam da bostonu ezicem diye dusunuyor, niye playofflarda oynadigi gibi sert oynayip yorulsunlar ekstradan, sakatlansinlar?

merak etme bon olsom covso 65 goloboyot aldirirdim gibi bir derdim yok. iki gram mantik kullansan 30 dakikadir tartisiyor da olmicaz neyse daha fazla uzatmicam. beni anlayan anladi.

@baldur

hala 2 gram mantık kullansan falan diyorsun. cavs için neyin ne olduğunu pat diye söylemek falan enteresan gerçekten. gsw için niye önemliyse o yüzden önemli olabilir mesela. oyun aynı oyun çünkü. hayır bir de herkes falan diyorsun. aç kaan kural'ın 2 videosunu izle en basitinden. aha yanımda birini de buldum mesela, o dediğin herkese dahil olmayan. ama dediğine göre kaan kural'da bilmiyor olmalı, lebron'un normal sezonu takmadığını.

diyecek bir şeyim yok daha fazla. tartışma -ki normalde güzel şeydir- düzeysizleşiyor çünkü.

Gsw 4-3

2-0 cleveland alır.

edit: tamam tamam 4-0 alır cleveland. lebron hat-trick yapar, irving de diğer golü atar.

gsw'nin en önemli özelliği böyle bir kadronun sıfır kompleks ile oynaması.
o gün veya maçın o anında kim iyiyse onun üzerinden oynuyorlar. yeri geliyor shaun livingston anlık skor yükünü çekiyor.

ama lebron tam bir ipinden kurtulmuş arap atı gibi oynuyor play-off'ta. resmen ezip geçiyor rakiplerini.

tahminim maçlar son periyotta kopacak duruma gelirse cleveland alır.
ama eğer gsw sıkça yaptığı gibi üçüncü çeyrekte vurup geçerse 4-0'ı bile görebiliriz.

4*1 ya da 4*2 gsw

Bencede sanane. Sen kötü olacaksın sonunda.

belki biliyordur anlamını.
o zaman rezil olursun.

tişörtünüzü çok beğendim, nereden aldınız? bu kelimenin anlamı nedir? diye sor.
bilmiyorsa da öğrenir.

Anlamı pek hoş olmasa gerek de ve üsteleme. Zamanında üzerimdeki sweatshirt te şarapçı anlamında bir kelime vardı. Bir kişi anlamını söylemişti sağolsun. Gerçi bebeksiz ve erkektim eheh.

Bence bilmiyordur. Hangi anne kendine böyle bir tanımlamayı uygun görür ki? Ben olsam söylerdim. İletişim kurmaktan bu kadar korkmaya gerek yok. Ama düzgün demek lazım. Telefondan sözlüğü açıp göster ne anlama geldiğini. Ablacım üstünde orsp yazıyor dersen olmaz tabii.

Muhtemelen pazardan aldı, giydi. Ben de kadınım ne bileyim şimdi giysem bi tshirt üstünde japonca "suck my dick" yazsa bilmeden giysem? Biraz empati?

gavur illerinde kullanıyorlar bunu. ben cadıyım gibiyim falan demek istiyorlar sanırım.
muhtemelen kadın farkında değildir gerçi.

şarkıda bile var : Alanis Morissette - I'm A Bitch

...
I'm a bitch, I'm a lover
I'm a child, I'm a mother
...

www.youtube.com

ikiniz de kadınsanız ve tekrar aynı tisortu giyerken görürsen 'üzerinde ne yazıyor, biliyor musunuz?' diyerek konuya gir. biliyorum derse ehehehe diyerek uzklaşırsın, bilmiyorum derse 'ya sanırım küfür gibi bişeydi. durun netten bakalım' deyip telefondan sonucu göster. heralde anlar.

sen erkeksen hiç bulaşma.

Anlamını biliyorum derse de ne demek olduğunu sorun. Şöyle bir diyalog yaşanabilir.

A: Anlamını biliyor musunuz?
B: Evet, bitch mutlu demek. Öyle değil mi?
A: He he öyle.

Bu karşıdaki kişinin vocabulary düzeyiyle ilgili.

kadınla tanışıklığın yok, onun için hiç karışma boşver. hadi bir şekilde sordun diyelim, kadın ya en iyi ihtimalle bilmiyorum diyecek, ya da orospu yazıyor farkındayım diyecek. konu nereye varacak?

Ona kötü davran.

görür görmez telefondan ona ingilizce bir metin gösterip pardon ingilizceniz iyise bunu çevirebilir misiniz de. ingilizcem kötü falan derse tişört mevzusunu anlatın. ingilizcesi iyise mevzuyu çakar zaten bişey demenize gerek kalmaz. aynı taktiği bi kadın bana yapmıştı ordan biliyorum ama benim ki ayıplı değildi :S

bi kadının başka bi kadına pantolunun fermuarının açık olduğunu söylemesi, kadının "biliyorum işine bak" ayağı çekmesi arkadaşımın başına gelmiş bi olaydır. hiç karışma, bebeği var diye neden kadını rahibe ilan ettiniz onu da anlamadım.

pbs.twimg.com

hiç bulaşma. lüzum yok

Sanane ya boşver.

Tam cay koy geliyorum'un verdiği linki verecektim. Sonuçta oğlunun eskiyen Metallica t-shirtlerini pazara giyen teyzeler vardı zamanında. Bizim bir teyze de "I'm a virgin but this is an old t-shirt" yazan bir t-shirt gitiyordu. Salla bence, o yaş ve sosyoekonomik sınıf için bir anlam ifade etmiyor. Japonca ya da az bilinen başka bir dilde "Suck my dick" t-shirt'ü giyerim ben, Türkiye'de kim ne anlayacak, kaç kişiye denk gelecek. İşe bile giyerim deseni ve kımaşı uygunsa. Japonya'da gitmem sadece.

sondan başlayalım: ölmek için acele etmeye gerek yok. zaten hepimiz öleceğiz. illa yaşlanmak, hastalanmak falan gerekmiyor. tık diye bir sebepten gidebiliyorsun.

dün bir arkadaşın yakınının taziyesi vardı. köyden çıkmış giderlerken jandarmanın yol kontrolü yaptığını görüyorlar. direksiyondaki ehliyeti olmayan eleman arkadaşıyla yer değiştirmek için hareket halindeki aractan inerken köprüden aşağı düşüyor ve oracıkta ölüyor.

...

bazen her şey zor geliyor. her şey ve herkes üzerine üzerine geliyor insanın. doğru.

bazen insanlarla ve bazı insanlarla her zaman iletişim kurmak çok zor. herkes herkesle anlaşmak zorunda değil.

varsa kendi eksiğin, yanlışın onlara odaklan; çözmeye çalış. yoksa veya hallettiysen sorunlu yanlarını diğer herkesi boşver...

İnanmazsın 20 sn önce son zamanlarda hayatımdan çıkardığım insan sayısını gözden geçirirken acaba sorun bende mi dedim. Sonra hadi ikisinde üçünde bende olsun ya digerleri diyerek karşı tez oluşturdum. Sonra insanlar bir garip olmuş diye de noktaladım.

Soruna gelirsek aşılır elbette. Herkesle iletişim halinde olmana gerek yok. Açtığın duyurular genelde kimse beni anlamıyor, ilgilenmiyor tarzında. İlgi odağı olma isteğinden kurtul. Seni tatminsizliğe götürür.

aşılır.

hmm.... nasıl?

anlaşılmaz falan değilsin, bunu sen de biliyorsun. dönemsel oluyor bu duygular genelde, hormonal ya da psikolojik olabilir, geçiyor, aşılır. dün hayatımda yaşadığım en boktan günlerden biriydi, bugün daha iyiyim. neden? beni seven insanlarla paylaştım sıkıntımı, bana iyi geldiler. sana da bunu öneriyorum.

Uflemeden bulmak lazim.

Uflemeden ama çorba ile olmaz. Nusret ayarinda olmasi gerekiyor.

üflemeden önce yunus emre ile bulunur.

hem üflemeden hem de üfledikten sonra. üfle diye zorluyorsa yani.

edit: şimdi aklıma cihazın son değerleri kaydedebileceği ve bunun sorgulanması ihtimali geldi. üflemeden önce kesin o işi hallediyor da üfledikten sonra durum döndürülmez bir hal alabilir.

Sen yine de işini şansa bırakma. Spotumu da şöyle koyuyorum müsaadenle. Alkollü araç kullanmak hem senin hem de başkalarının hayatını tehlikeye atar. Trafikçiye Yunus Emre atacağına taksiciye Fatma Aliye at. ;)

Üfledikten sonra kayıtlarda göründüğü için geri dönüşü yok bu derecedeki kaydın tutanağı nerde diye soruyorlar. Yine de alkol varsa taksi mutlaka.

üfledikten sonra iş biter, geri dönüşü olmaz.

Zeytinyağlı kabak kavurması

Sandal sefası
Karnıyarığın patlıcanla değil de kabakla yapılan versiyonu
Hafif ve lezzetli

Mucver ama firinda.

Ya da yogurtlu kabak kavurma.
Kabagi rendeleyip kavuruyoruz sonra sarimsakli yogurtla karistiriyoruz

Minestrone (taneli sebze çorbası, içine muhakkak kabak)
Sütlü kabak çorbası
Kabak Borani
Fırında peynirli kabak (Sandal sefasına benziyor, ama içine kıyma yerine maydonozlu beyaz peynir üzerine de kaşar rende
Tabii ki peynirli kabaklı börek

Fırında beşamel soslu kabak / kabak graten.

2.laptop

Dell iyidir. Benimki 5. Senesinde.

Msi kullaniyorum. Msi dildo uretsin gotume sokarim. O derece

yalnizlik, kötü arkadastan iyidir

hayat kesin ve keskin bir şey değil...

bazen insanlarla güzel bazı şeyler. kafede oturmak, güzel bir şehri gezmek. gördüklerini paylaşmak, konuşmak, gülmek...

bezen de yalnız tadı çıkar bunların. insan kendisi, sadece kendisi için biriktirmek ister. güzel bir kafede yalnız oturmayı, güzel bir şehrin sokaklarında yürürken hayal kurmayı.

dolayısıyla her şey insanlarla da güzel; insansız, yalnızken de güzel.

Niye her şeyi silsin atsın ki? İnsan olmadan da bir manzaranın tadı çıkar ya da bir yemeğin tadı anlaşılır. Yine de bir eğlenceye gittiğimde tanıdık insan yoksa tek başına o kadar zevk almıyorum ama alan da alır. Hepsinin yeri ayrı. İnsanlarla da keyfi daha çok çıkan şeyler var, keyfi çıkması için insansız olunması daha iyi olan şeyler var. İnsansız kalınca neden zevk alınmasın.

into the wild

böyle bir genelleme yapılamaz ki?
bazen dağ başında olma hissiyatı güzel olur, bazen insanlarla bir arada olmak.

tabii ki burda her zamandan her yerden bahsetmiyorum. daha mı tatlı diyorum? umarım anlatabiliyorumdur

Daha tatlı olduğu da oluyor, olmadığı da. Ruh haline bağlı. Uzunca bir süredir yalnızsan böyle düşünmen normal.

Bence bu kişiden kişiye değişiyor. Mesela ben güzel bir şey gördüğümde, tattigimda, yaşadığımda vs paylaşma ihtiyacı hissediyorum. O an yanimda kimse yoksa da en kotu annemi, kardeşimi, sevgilimi ararım. Özellikle gezmeye gittiğimde yanimda biri varsa daha çok keyif alıyorum geziden. Ha olmaması zevk almama engel değil, o ayrı.

Yine de tek başına kulaklık takip yürüyüş yapmak da pek keyiflidir benim için.


Bazı arkadaşlarım tek başına gezmeyi, sinemaya gitmeyi daha çok sever. Kısacası kişiden kişiye, durumdan duruma değişir.

Yerine zamanına göre değişir. İnsan bu ne elde etse elinde olmayan tatlı gelir. Kalabalık ortamın vardır yalnız kalmak istersin, yalnız kalırsın arkadaşım yok dersin öyle geçip gider.

sosyal bilimlerde son yapilan calismalar gosteriyor ki zeka katsayisi yukseldikce, ozellikle icedonuk bireylerde cehennem diger insanlar oluyor. yani kisinin kim olduguna bagli.

Hayır, alakası yok. Ben yalnızlıktan daha çok hoşlanıyorum. Yanımda birileri varken geriliyorum, rahatsız hissediyorum. Çünkü insanlar çok kötü. İnsanlar hep moral bozuyor, hep laf sokuyor, hep negatif, hep hırslı, her daim yarış halinde. Şimdi sana öyleleri denk geliyor, insan kendi gibilerini çevresine çeker diyenler olacaktır şüphesiz ama bu benim için çok da geçerli değil sanırım. Ben yalnızca huzur ve mutluluk istiyorum, kimseye karışmıyorum, kimsenin kalbini kırmamaya çalışıyorum ama diğer insanlar bana öyle davranmıyor. Beni strese sokacak bir harekete imza atıyorlar kesin.

Neyse çok uzattım, iç dökme şeysi gibi oldu bu cevap. Kısacası şunu diyebilirim ki kimsenin arkadaşlığı bana kendi arkadaşlığım kadar tat vermiyor. En iyi dostum benim.

Ornegin Istiklal mimari acidan Kadikoy'den daha guzel ama oraya les gibi insanlar gelmeye basladi, Kadikoy'un cirkin sokaklari ise iyi insanlarla harika oldu.

eskiden yalnızken çok daha mutluydum gerçi şimdi de öyleyim kalabalıktan hoşlanmam. Ama kafa dengi, hoş vakit geçirebileceğim, birbirimize bir şeyler kazandıracağımız insanlarla dost olsam çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum artık.
Hani şebnem ferah diyor ya 'iyi dostlar biriktirdim, hepsi ailem oldu diye' öyle bir arkadaşlık istiyorum. böyle insanlarla hayat daha güzel olurdu.

1-2 ay önceydi sanırım. her şeyden ve herkesten sıkılmış (bilhassa iş ve iş çevresinden) tek arzum evde oturup film izlemek, kitap okumak, yalnız kalıp kafa dinlemekti.

henüz bir hafta oldu olmadı, arzuladığım durumdayım ve inanılmaz sıkıldım, inanılmaz yalnız hissediyorum. telefonuma bakıp mesaj atacak insan arıyorum ergen gibi.

özetle; insanlar olmadan eksik oluyor bir şeyler. öte yandan bir grup insan da var ki enerjini sömürüyor, seni kötü hissettiyor. velhasıl kendini izole etmektense belli bir mesafeyi koruyarak insanlarla birlikte olmak sanki en iyisi.

hayır. böyle diyemeyiz.
bu kafa yapısını pek sağlıklı bulamam.

Her şeyi silip atmaz, sadece alacağımız zevki düşürebilir. Paylaşmak şeylerin değerini artırır, güzel şeyler güzel insanlarla çok daha güzel olur.

ben türkiye de daha bir şeyin fiyatının düştüğünü görmedim

dövizdeki değişimlerin yanında sıfır araçlarda ötv arttıkça 2. ellerin de fiyatı artıyor. artmaya da devam edecek. alacaksanız beklemenin bir faydası yok..

sıfır araçlarda ötv'nin artışıyla 2. el pazarı muazzam pahalandı. dün 8 bin tl ye dönüp bbakmadığım arabalar bugün 14-15den gidiyor. galerilerde durgunluk başlayana kadar da gidişat böyle.

o durgunluk başlar mı ya? adam "tertemiz, hatasız" diye ilan veriyor; arabanın 2 parça boyası, 1 değişeni var. 45.000 tl de fiyat biçiyor. üstelik 6 yaşında araba....

gerçekten inanılmaz fiyatlar var. yani yaz geliyor diye artar mı emlak diye? ya da bu şişme fiyatlar ne zaman düşmeye başlar?

düşmeyecek. aksine artmaya devam edecek.

2005 te Honda jazz 26000 ₺ ye alındı. Yıl oldu 2017, km oldu 70.000, yer yer çizikler var. Benzinli. Şimdi satsan 35 e havada karada satarsın. Var sen karar ver.

Sıfır araçlarda Yıl sonunda yeterli sayıda satış rakamına ulaşamazlarsa sıfır faiz takas desteği ve fiyatlarda indirime gidilir. Bu da ikinci ele dolaylı da olsa yansır. Bu saatten sonra radikal bir indirim ancak ötv indirimi ile mümkün olur.

Farketmez. Ama 3 ay sonra para vermek daha mantıklı.

3 ayda çalışmayacaksa birşey olmaz.

Yağın ömrü vardır. 3 ay yatacaksa değiştirme, kullanmaya başladığında değiştirirsin.

www.wolframalpha.com

wolframalpha bazen çözümü step by step göstermezse google'da step by step integrate solution yazarak başka sayfalarda da çözdürebilirsiniz.

bir iki sene tecrübeniz olsa 5-6 derdim ama yeni mezun olduğunuz için 4 diyorum. şehir değişikliği önemli bir etken.

orda büyümedim ama anne tarafım aksaraylı ve hala orda yaşıyor. sürekli gidip geliyorum. çok küçük, muhafazakar bir anadolu şehrine gidiyor. 5 yıllık sözleşmeyi okuyunca belirtmek istedim.

ayrıca orda para harcayabileceği bir yer/alan nerdeyse hiç yok. şayet sosyal biriyse bu sefer sürekli ürgüp, göreme, konya, kayseri gezecek hafta sonları. o para bir avuç pul olacak ay sonlarında diyorum naçizane.

edit: soruya tam cevap değil ama cevap gibi aynı zamanda, bilemedim.

4.5k

4 bin tl den fazla vermezler. Zamanla artar yüzde 9 10.

Daha fazla bekleme hayal olur.

5 de.risk budur.

Artıları

Mercedes iyi bir referans ilerisi için
Dil öğrenme imkanın var(Almanca dersi verebilirler)
İlk iş yeri için maaş

Eksileri

Aksaray
5 yıllık sözleşme(Sana 5 sene içerisinde yükselme vermeyebilirler ve gidicem de diyemezsin) 5 sene uzun bi süre.

Maaş 4-4.5 arası olur. 4ün altını düşünmeden reddet. Ben yıldız elektrik mezunu olsam gitmezdim bu derece yüksek maaş bekleme ama çok daha güzel firmalar var İstanbul Kocaeli bölgesinde senin için.

güvenlik katsayısı bu yüzden var.

Soruyu tam anlamadım ama sanırım binanın sağlığından ziyade döşemelerin ki göz önünde tutulmuş. Spor salonları zaten şu hafif yumuşak ve darbe emen kaplamalardan kullanıyor. Yok eğer kiriş ve kolon sağlığını düşünüyorsanız o kadar etkileyecek yükler değiller. Bina daha fazla statik ve dinamik yüklere göre tasarlanıyor.

mimar-inşaatçı değilim ama bu değişimler yapılar için büyük farklar yaratmaz diye düşünüyorum. basma dayanımları çok yüksek olduğu için kullanıyoruz tuğla kum çelik vesaireyi.
spor salonundan önce gerçek bir türkiye sorunu var ki o da apartmanları çılgınca küçük taşlarla kaplamak. aşırı yük binmesi orada oluyor işte.

kör sinekler... ışığa gelirler, rüzgarsız ortamlara gelirler. elektrikli süpürgeyle çekin gitsin :)
pencerelerinize sineklik de takın.

fruit flydır onlar, türkçede meyve sineği mi sirke sineği mi tam emin değilim.

dışarıda kalan yiyeceklere gelirler, her şeyi dolaba filan koyun. çürük bir şeyler kalmasın kıyıda köşede, kendilerince ölürler.

Copu bosalt. Bilmedigin bir yerde yumurtlamis olabilirler

İlaçlamalısın.

Motor ve şase numarasını biliyorsan evet. Diğer seçenek ise plaka ama düşük ihtimal oradan bir şey çıkması. Muhtemelen değişmiştir.

beyan ile ödeyebilirsiniz. benim internet bankacılığında öyle bir seçenek var. vergi dairesine de bir kaç güne düşer acele etmeyin.

İndirim tebliğ tarihinden itibaren başlıyor.

doğma büyüme aynı yerli olduğum için direk oralıyım diyorum.
anne baba da aynı yerli.

istanbul yaşadığım yer veya doğdum yer ise direk ilk gelecek başka yer babamın memleketi olur farketmez orayı derdim. istanbul çünkü bir istisna istanbulluyum der isen direk kütük neresi diye soru geliyor.

bende sizin gibiyim doğum yerim başka kütük başka yerde kafama göre söylüyorum. o an hangisini söylemek daha kolayıma geliyorsa onu diyorum.

nerde doğduysam oralıyım diyorum

İstanbulda sadece doğup çok fazla zaman geçirmediysen direk mersinde büyümüş isen doğru fakat mersin sadece babanın büyüdüğü yer ise bence yanlış ve gereksiz bir söylem.

@tekila: ben doğma büyüme istanbul ama annemin ebeveynleri ve babam mersin.

istanbulluyum deyince sorun çıkaracak (heaadi canım, esas nerelisin filan gibi) bir tiple muhattap oluyorsam "babam şuralı" diye cevaplıyorum.

Kütükle aynı yerde doğdum, başka yerde büyüdüm, doğduğum yeri söylüyorum.

Büyüdüğüm ve kendimi oralı olarak hissettiğim için büyüdüğüm yeri memleketim olarak söylüyorum.

doğma büyüme istanbulluyum üniversite için ankara'ya geldim. istanbulluyum diyorum. daha "hayır aslen nerelisin?" diyen çıkmadı.

yaşadığım yer dışında tatilde falansam yaşadığım yeri, yaşadığım yer içinde hem anne tarafını; hem de baba tarafını söylüyorum. annem subay çocuğu, ben de subay çocuğuyum. o yüzden hatlar karışık. ha yaşadığım şehirde 17. seneme girdim, en çok orada yaşadım. doğduğum yere 12 senedir gitmedim ve kütük yani babamın memlekete de en son geçen sene nisanda 1 saatliğine uğradım (ilçe olarak). şehrine de bir senedir uğramadım.

Büyüdüğüm şehri söylüyorum ben soranlara.

Doğum ve 6 yaşımdan sonrası Ankara. Ankara'dayken, Ankaralı olduğumu bilenler sorunca Kırşehir (kimlikte yazan ve 6 yaşıma kadar kaldığım yer) diyorum. İl dışındayken Ankara.

Lifli gıdalar, probiyotik ve devamında proların ömrünü devam ettirebilmek için prebiyotikler. Lifli beslenemiyorsan lif kapsülleri var.

Lifli gıda nedir mesela, googlamaya üşendim :(

Rezene çayı al. Liptonun nane + rezene olanı var, daha da iyi iş görür. Varsa markette taze zencefil al, bardağa bi dilm zencefil, varsa çubuk tarçın ve çayı koy, iç.

Alınır bence. Qasqai de alinabilir veya tiguan.

Fiat 500x bakabilirsiniz. İihs'de sınıfında en güvenli araç seçildi. Çift kavrama dsg benzeri vitesi de var. Golften geniştir muhtemelen. Daha yüksek ayrıca. İkinci elde daha da ucuzdur. 1.4 turbo motoru da harika, 140 hp.

Tercih meselesi tabi ama tucson var, sahane olmus, benzin cok yer ama cok kullanmayacaksan arac sahane gercekten..

Wv servisi seven bir araç. Japon al.

highline 1.4 tsi alacağına. tdi 1.6 comfort ya da trend alsana.

skoda octavia bakabilirsin.

nerede kullanıcaksın
park problemin var mı
dışarıda bırakınca canın yanacak mı arabayı
kaç kişi binecek düzenli olarak

bizde iki araba var. ablamın her gün kullandığı, küçük olsun az yaksın diye toyota yaris.

diğeri de 6 kişilik aile artı kedi kafesleri sığsın, yazlığa gider gelirken rahat eşya götürelim diye aldığımız toyota verso.

ikisinin amaçları o kadar farklı ki o yüzden ikisi için ayrı arabalar baktık.

yarisin rakibi bizde polo ydu. golf ün altı yere daha yakın olduğu için güzel ülkemizde altının hasar alması kolay oluyor.
verso nunki de wv dendi yine ama tam hatırlamıyorum. yine aynı klasmanda büyük bir araçtı.

ben toyota arabaları seviyorum. parçaları biraz pahallı oluyor bunu da ekliyim.

golf eskiyor yavaş yavaş. madem çok km yapmayacaksın civic sedan al sıfır kafan rahat eder. hem o kasa nerden baksan bi 6 sene gider.

bütçeyi zorlayıp veya 1-2 ay bekleyip sıfır qasqai veya tiguan çok mantıklı. zorlama olmasın derseniz ikinci ellerine yönelin derim

o paraya sıfır otomatik dolu honda civic alınır be ya. golf neymiş...

90-100 bin tl gibi paraları golf e vermek bence yanlış
baştan sona yanlış.

Asıl araba amacınız nedir? bi yerden bir yere götürsün, çocuğumun eşyalarını alsın, az yaksın, konfor olsun vb yanıtlar gerekli.

şahsen 100.000 bandında dizel otomatik olarak focus(oha), golf(ohaki ne oha) gibi araçları görünce insanlara şaşırıyorum ama peynir ekmek gibi de gidiyor.

Neyse sözün özüne gelelim. Benzinli ise honda civic(bir türlü sevemedim) en çok tercih edilen araçtır.
dizel ise şahsen a3 sedan yada volvo s60 bakılabilir.

kompakt sınıf araba her amaçla kullanılabilir. 500x gibi b sınıfı crossover'lar popüler olsa ve genişliği golf'ten 3 mm kısa olsa bile, adı üstünde b sınıfıdır. cam tavan ve led'e ihtiyacın var mı düşünebilirsin ilk önce. bunun yanında astra, focus, rapid gibi diğer kompaktlar da seçilebilir maliyet düşürmek için. dsg zorunlu ihtiyaç mıdır senin için? manuel vites alsan yine maliyetleri azaltan bir faktör olacaktır. çoluk çocuk oyuncağı derken sedan araba değil de tek hacimli, hb arabalar işe yarayacaktır.

@basond, önerdiğin arabalardan a3 dizel 166 binden başlıyor. s60 dizel de 220 bin lira. azıcık insaf, azıcık izan...

Sıfır km den bahsetmedim ben

Herhangi bir detaya vakıf olmamakla beraber bir tanıdığım organik yumurta işine girdi. Henüz ortada olmayan yumurtayı bile satıyormuş. Talebin çok fazla olduğunu söyledi.

maddi olarak çok riski var aslında.
bir hastalıkta bir gün içerisinde bütün tavukları kaybetme riski var.

ben her defasında yazıyorum bunu. tekrara düşeceğim izninizle.

sadece ama sadece oradan buradan duyduğunuz ve mantıklı gelen işlere girmeyin.

girin bir tavuk çiftliğine 3 ay- 6 ay çalışın. ya da bunu yapan insanlar işe alın. yani körlemesine tavuk işi mantıklı çok para getiriyor ayağına girerseniz batarsınız.

size bu işi öneren bu işin içindeki insanlar ise şu bakış açısından bakın. eğer bu iş 1000 tavukla yıllık 50-60 bin getiriyorsa o adam o çiftlikten 10 tane kurar. bankalar kredi vermek için yarışır o adama. genelde ballandıra ballandıra anlatırlar sizin ürün alacağınız adamlar, sonra gelir düşük olunca "siz beceremediniz" derler.

Ben kesim olayında biraz bilgi sahibiyim ama kulaktan dolma tabi . 500k falan bir çiftlik maliyeti. 40k tavuk var bir çiftlikte ortalama. 40-60 gün arası kesime giriyorlar. 2.5 3 liradan falan satılıyor kilosu. zaman zaman 3,5 oluyor. Bu mevsimde mesela gider daha ucuz. Balık yemi yediriyorlar. Tabi pazarlama olayı da önemli. Sen verirsin parayı çekersin krediyi kurarsın çiftliği. Pazarlamayı yapamazsan bittin. İlk önce pazarlamayı düşün. Kim alır kime satarım, kaçtan satarım?? gibi.

Arayın sorun da gidin. Mesela İstanbul'da mısınız en yakın çiftliklerden birine gidin çalışanlarla konuşun sahibiyle konuşun olmadı bir 4-5 ay çalışın.

umut sarıkaya serisi artı 1

bu arda ingilizce seviyorsanız terry pratchett discworld serisi,

terry pratchet ile neil gaimanın yazdığı good omens

bunların çevirisi de güzel olabilir.

fırat budacıyı yazmaya gelmiştim. yazılmış. okumadıysan önce onu oku.

Otostopçunun Galaksi Rehberi serisinin yazarı Dougles Adams'ın Dirk Gently Serisi (Kutsal Dedektiflik Bürosu ve Ruhun Uzun Karanlık çay saati).
Ha neden yazarı bir serisi ile tanıtıp diğer bi serisini önerdim; Otostopçunun Galaksi Rehberi çok meşhur olduğundan okumuşsundur dedim. Ayrıca 5 kitaptan oluşuyor yani kallavi bi seri. Bunun yanında felsefesi ile biraz kafa yakıyor. Dirk Gently Serisi biraz daha rahat okunabilecek yapıda.
Kesinlikle pişman olmayacaksın.

Selçuk Aydemir - Mahalleden Arkadaşlar

acemi eğitimi - can kozanoğlu

kıyamet gösterisi
kuşkucu somon
benim de söyleyeceklerim var serisi
alper canıgüz kitapları
otostopçunun galaksi rehberi serisi

Meğer annem haklıymış - Zeki Kayahan Coşkun

benim de söyleceklerim varı yazmaya gelmiştim ama beklentiyi yüksek tutmayın bence. umut sarıkaya seven biri olarak çok güldürmedi beni. ama okunur yani güzeldir.

yine o kadar güldürmez belki ama iyi vakit geçirtir: erken kaybedenler - emrah serbes

Öncelikle türkçe terminolojisini vereyim dolu kalıba döküm deniyor.
Sen elinde hazır polystren köpükten modelin olduğunu düşünelim.
Alüminyum döküm araştırsan belki daha kolay bulursun.
Büyük fabrikalar uğraşmaz dereceler kalıplar büyük oluyor 1 derecede 4 parça filan döküyorlar.

istediğin parça talaşlı imalat ile üretilebiliyorsa doğrudan ona yönel bence. Dökümhaneler uğraşmak istemez. Birden çok parça döktürmeyeceksen. Sıkı bir ön çalışma istiyor. Herşey tam olur bu sefer yüzey kalitesini beğenmezsin. Kalıp doğru tasarlanmazsa iç yapılarda hatalar olur. Yapabileceğin tek şey nazını geçirebileceğin bir makine ya da metalurji mühendisi bulman olur.

anlamadığın işte bildiğin birisine danışacaksın. olmadı böyle alengirli arabalara hiç girmeyeceksin.

ilk olarak ilanda yazılana güvenilmez. bu adamlar tamirci-hurda alıp satarak para kazanıyor.

sen şuna inanyor musun, o arabanın piyasası 42 bin olacak ve 4-5 bin masrafı olduğu halde bu adamlar sana 29 bine arabayı verecek ? her tarafları tamirci atölye doludur ve uğraşıp o aracı toplamıyorlarsa inan sebebi bittiği zaman zaten elden çıkarabilecekleri bir fiyata gelmeyecek. çok daha pahalıya malolacak. piyasası 42 bin dediği araç çil çil kazasız araç muhtemelen. böyle pert kayıtlı olanın çok daha düşüktür.

ucuza iş görecek arabaya binmek istiyorsan gene böyle b sınıfı kmsi ve yaşı biraz yüksek ama iy bakılmış br araç kovalamanı taviye ederim. aracı aldığında da en az 2-3 bin lira kenarda bakım parası olsun ve aldıktan sonra bir serviste elden geçir. böylece kafan rahat olur ve beklenmedik süpriz yaşamazsın.

Bu araba muhtemelen eli yüzü düzeltilmiş ve ufak hasar bırakılmış çok şüphe çekmesin diye. Tır çarpmadıysa takla atmış olabilir her taraftan vuruk. Ben almam. İçinden ne çıkacağı belli olmaz.

Bu araç takla atmış düzeltme yapmışlar, experitiz yaptırın öyle alın. Yanlız bu işlerde temiz araba her zaman ucuza asla bulunmuyor ve değerinde temiz araba 2-3 gün içinde sayılıyor. Gözüme kestirdigim ilanlar 2-3 gün içinde yayından kaldırılıyor.

uzak dur dostum. arkadaşımın aracı buna benzer bi hasar almıştı. hatta bundan da ufak. sigorta perte çıkarıyordu zor ikna etti. Dışardan pek bişey yok gibi gözüküyordu ama iskelet hasar almış değişimi de büyük masrafmış. Bunda da buna benzer bir problem olabilir. Hiç girme bu toplara.

çok teşekkür ederim cevaplarınız için direk eledim büyük bişelerden kurtardınız beni büyük ihtimalle :/

Citroen, Renault, Opel kullandım. Eğer uzun vadeli kullanmak istiyorsan bu markaları hiç tavsiye etmem.

LPG ile kullanmayacaksan subap erimesi kolay bir şey değil sıfır araçta. Çok uzun testler neticesinde malzemeler tasarlanır ve testleri yapılır. İkisi arasında tercih yapacaksan sıfır olanı al.

Tabiki astra

Hepsini yaşadım. Dikkatlı konuşuyorum uzun süredir

büyük konuştum, küçümsedim, hepsi başıma geldi. hayat tokatlaya tokatlaya adam ediyor.

üniversiteye ilk başlayınca, yurtta tanıştığımız 2 arkadaş okulu 2 yıl uzattıklarını, o sene de 1. sınıfı 3. kez alacaklarını söyleyince arkalarından bayağı atmıştım. "ulan hani 1 yıl tamam da 2 kere üstüste yuh" demiştim. 3. sınıfta üstüste 2 kere kaldım.

ibret is loading...

İnsanlarla uğraşmak istemiyorum, vicdani sorumluluğu az olan bir yerde olmak istiyorum dedim, insanın en iğrenç olduğu ve vicdani yükün fazla olduğu bir yerdeyim. Alışmışım herhalde, artık koymuyor.
Beynime çok güvenirdim. Beynimden hastalandım.
Erkeklerden bahsetmiyorum bile. Büyük küçük çok konuşmuşum. Artık konuşmuyorum

ohooo olmaz mı? hatta ne zaman büyük laf etsem, iç ses "aha tuttuk!" diyor. hiç sekmedi.

her şeyi yerim, canavar gibiyim diyordum
uzak doğuya gittim 1-2 gün hiçbir şey yiyemedim

tam karşılar mı bilmiyorum ama bir olaya hayretten çok kınamayla tepki verdiğimde o davranış direkt bende peydah oluyor, küçüklüğümden beri böyle.

son örnekleri de şöyle:

-bir arkadaşımın sadece bel kısmı aşırı terliyor, tişörtü sırılsıklam oluyor. ben de "ulan tamam, her yerinden terliyorsun da bel ne alaka? nasıl bu kadar ıslaklık oluyor?" diye düşüncelere gark olmuştum. sonuç: şimdi hiçbir yerim terlemese dahi bütün tişörtlerim bel kısmımdaki terlemelerden dolayı mahvoldu, mahvoluyor. çünkü belimden terliyorum artık, üstelik en soğuk günde bile. ne iğrenç bir şey.

-babaannemin babamı amcamın borçlarını ödeme konusunda zorlamasını duyunca anneme "anne, bak ileride kardeşimin borcunu bana, benim borcumu ona ödetme. bu ne ya böyle? o keyif çatacak, ben de borcunu ödeyeceğim öyle mi?" diye güya şimdiden uyarıyordum. evet, üstünden çok geçmedi kredi kartı borcumdan dolayı neredeyse avukatlık olurken benim borcumu kardeşim ödedi, ben de utandım.

-thy'nin sınavına girecektim. sınava girmeden önce orada okulda bir arkadaşıma denk geldim. geçen seneki soru tiplerini konuşuyoruz. o bu tip soruların aslında zor olduğunu söylerken ben de "yok yav. geçmiş soru tiplerine baktım da aptalın bile yapabileceği sorular. öyle kolay sormuyorlardır." dedim. bilin bakalım ne oldu? sınava girdim, vakit yetiremedim. sadece 15-20 soru yapabildim 40 sorudan.


çok şükür ki üniversitede üst otoriteymişçesine "bunlar nasıl okulu uzatabiliyorlar?" gibi bir kınama yapmama rağmen allah beni cezalandırmadı o noktada, sadece ucundan döndüm.

ne çekiyorsam dilimden çekiyorum zaten.

kibir en büyük günahtır. büyük konuşmak tanrıya bir challenge.

yaş 13, küçük bir ilçede yaşıyorum ve lise sınavlarına hazırlanıyorum.
ben: "asla istanbul'da yaşayamam. kalabalık ve yorucu. bir de herkes nesine bayılıyor anlamıyorum. neymiş boğaz varmış çok şahaneymiş. yok yok ben kesin küçük bir şehirde kalmalıyım. denizi olmasa da olur."
istanbul'da bir lise kazanılır.
ben: "tamam okumak için falan katlanırım bi beş sene ama üniversitede kesin odtü modtü.."

neyse uzatmayayım, o yaşta böyle büyük konuşunca üniversiteyi de burada okudum tabi. yaş 27 oldu ve hala buradayım. konu hakkındaki yeni hissiyatım için ise irtibat nickim.

Bir arkadasim dugun fotograflarini 2 yil alamadi. Yok artik en mutlu gunun insan hic mi heves etmez, butce ayiramaz dedim. Demez olaydim kendi dugun cd mi 1 kere izleyemedim ustune fotograflarimizi 3. Evlilik yildonumuzde aldik.

Tovbe konusmam daha

"Asla makine mühendisi olmam. Bu ne olum bunlar toptan kafayı yemiş" dememden 5 yıl sonra makine mühendisliği 3. sınıftan selamlar. Yine dersin birini 3. kez alan birisine yoh artık demiştim. Bu sene bir dersi 3. kez alıyorum. Rectoa nın dediği gibi hayat tokatlaya tokatlaya adam ediyor.

neler olduğunu söylemeyeceğim ama öyle oldu evet. hayat çok acımasız.

asla tıp okumam kafayı mı yedim diyordum. öyle bir okuyorum ki, hem de üniversite bırakmalı falan.

artık öyle asla falan demiyorum.

lisede kafam zehir gibiydi tıp yaz dediler. ama tıpı kazanacak kadar değildi o ayrı. zaten dedimki ben 6 yıl okuyamam çok fazla. o okul bitmez dedim. eğitim fakültesi yazdım, 4 yıllık okulu 8 yılda bitirdim.
üniversitede bi kız arkadaşın erkek arkadaşı lise mezunuydu. dedim üniversite mezunu kızla lise mezunu erkek olmaz, gitmiş lise mezunu bulmuş dedim. hayatıma giren erkeklerin ciddi olanları ya da aşık olduklarımın yüzde 80'i, lise mezunu bile değil, lise terk erkekler kjadkad
work and travel yaptım. türkiyeye dönerken gittiğim eyalete bi daha adımımı atmam, allah buranın belasını versin dedim. bi sonraki sene tekrar work and travel yapmak istedim ve mecburen yine aynı yere gittim :)
daha çok vardı da şu an aklıma gelenler bunlar.

Zebellah badici zamanlarımda, zor geldiğinden, "delikanlı adam koşar mı" geyiği çevirirdim. Sakatlık üstüne sakatlık yaşaya yaşaya ağırlık işleri eski tadı vermeyince koşuyu keşfettim. 5, 10, 15 derken yarı maratonlar koştum. Şimdi hayallerde maraton ve triatlon var.

Bir de otomatik vites için zamanında büyük konuşmuş olabilirim.

Önyargılı olma, belki bir mucize olacak ve bildiğin bir iki soru çıkacak. Gir o sınava.

Gir ve dopdolu bi kağıt ver.
Hoca bildiklerini şaşırsın asdfgjlş

Bir öğretmen olarak yorumum; hiçbirinde "ne gururlu çocuk" demeyiz.

Umrunda bile olmazsin, girip bildiklerini yazmaya calisirsan belki en azindan denemis der

Sınava gir en azından soruları görürsün. Anılarımı hatırladım da hocalar her iki durumda da 'Ne gururlu elemanmış!1!' demiyor. Bak sana örnek cümleleri yazayım. x almışsın neyine bakacaksın, y yi bilmiyorsun daha ben ne yapayım, nasıl z olacaksın, x almışsın işte daha neyine bakıyorsun ver kağıdı...

Bologna sürecine dahil olan her üniversite bu tip koşullara/kurallara uymak durumunda. Ülkemizde de birçok üniversitenin dahil olduğunu biliyorum. Eğer hala kaldı ise dahil olmayan dediğiniz gibi bir serbestlik getirebiliyordur. O yüzden Bologna sürecine dahil olmayan üniversiteleri bulursanız daha kolay olacaktır.

Necmettin Erbakan Üni. Mühendislikte arkadaşım okuyor. Kredi, akts sınırı yok. Alttan ve kendi döneminden istediği kadar ders alabildiklerini söylemişti. Bir dönemde 24 ders almış.

Sıra ona mı gelmiş? Saçmalık. Ben ikisini de kullanıyorum.

Valla ben bizim şantiyecilere iyi çalışmalar dilesem ağzıma kürekle vururlar :/ bağlam önemli, plazada olabilir belki..

tiyatroda da herkes birbirine kolay gelsin der. monşerdir onların hepsi, aşağılık bi tabir olsa kullanmazlardı :))

ilk defa duydum.

bir de "(...) demek gerekiyormuş" diye bir şey olmaz ki..saygı çerçevesinde olaya uygun kullanılabilecek kalıplar neyse yerinde onların biri kullanılır. Bunun bir kuralı olmaz ki..

böyle bi geyik olduğundan haberim yoktu. fakat geçenlerde kendimle ilgili şöyle birşey farkettim. beden gücü ile çalışanlara kolay gelsin, masa başı çalışanlara iyi çalışmalar diyorum farkında olmadan. bilinçaltımda masa başında çalışanların zorlanmadıkları ve kolaylık dilemeye gerek olmadığı gibi bir durum var sanırım. ilginç.

günlük konuşmada öyle bir şey yok. emailde var.

İlk defa senden duydum şu an bunu. Ben kullanıyorum "kolay gelsin"i ve gayet normal, sıradan bir şey yani.

ben de çok severim kolay gelsin'i demeyi. her yerde ve her an diyebilirim. erasmus'ta da italyanca kolay gelsin yerine "buon lavoro" diyordum.

Her şeyi ekşi sözlükten ekşi duyurudan görüp hayatınızı şekillendirmeyin. Öyle bi dünya yok. Hayat çok farklı, çerçevinizi iki internet sitesiyle sınırlandırmayın.

Mtb hakkında pek bilgim yok ama bu güne kadar düz maşa mtb görmedim:)

Mtb'ye düz maşa takacağına veya düz maşalı mtb arayacağına -ki zaten yok- kendine bir şehir bisikleti alsan ?

@sylr var hocam var, eski bisikletlerimizi unutmayalım. castello'lar toscano'lar, bisan'lar vs. hali hazırda da vardır kesin.

neyse hocam, şehir/yol bisikletlerini sevmiyorum. bu tip kadrolar ve sürüş pozisyonları daha çok hoşuma gidiyor. ince lastikler ile değişimli kullanıldığında benim için alternatif kullanım çeşitliliği görece yeterli oluyor.

Sanırım şehir içinde kullanıyorsun ve elindeki maşa kilitlenmiyor. Linkteki maşa o bisiklete olur. Ama elindeki maşanın uzunluğundan kısaysa bisiklet üstünde pozisyonun öne doğru kayar. Ona dikkat et.

direkt olarak model önerisi yapamam ancak sana bir yön olarak tur bisikletlerini sunabilirim. şehir bisikleti gibi hantal değil, yol bisikleti kadar da ince tekerlekli değil ve gidonu istediğin şekilde. onları bıraz kurcalayabilirsin.

Aynısını Trek 3700 modele yaptım, sıkıntı olmadı, gönül rahatlığıyla yapın, destek isterseniz de mesaj atmanız yeterli. Erdoğan'a Bisikletten Mehmet beye selamlar.

bende aynı durumdayım sürekli bir şeyler alıp kargoya verilmeden iptal ediyorum patlayacam sanırım az kaldı.

Ne alacaksan yarısını bir kenarda biriktir derler. Bence tutarlı değil. Kk dikkatli kullanınca hojdur. Ödeyebileceğinin üstüne çıkmamaya çalış.

Benim ilk beyazlar lise zamanlarında çıktı. Irsi veya sağlık nedeni ile olabiliyor. Misal tiroid bile saç dökülmesi yada beyazlamasını etkileyebiliyor.

benim liseden beri beyazlıyor. sakaklarim baya beyaz, neyse ki saç rengim açık belli olmuyor. genetik olduğunu düşünüyorum.

24'ümde beyazlarım çıkmaya başladı. Genetik. Stres etkisi de vardır genetik dışında.

Bence nedenlerinden birisi stres. Müfredatı yoğun bir bölümde okuyorum. Sonlara yaklaştık. Başladığımdan beri arkadaşlarımda büyük değişimler var. Çok sıkanların saçlarına aklar düştü. Herkeste farklı bir etki gösteriyor. Bende mesela sırtta sivilce oluyor yoğun streli zamanlarımda.

28 yasindayim..2 yil once beyazlarim cikmaya basladi..stresten kaynaklandigini dusunuyorum..hayatimin en stres dolu, yipratici surecinden gectim..umarim artmaz cunku saclarimi boyatmayi hic istemiyorum diger kadinlarin aksine..

Anı yaşamayı beceremiyorum ben. Geçmiş zaten her an aklımda, sürekli bir şeylere özlem duyuyorum ve düşündükçe üzülüyorum. Geleceği düşünmekten de yoruldum çünkü artık hiçbir zaman istediğim gibi olmadığını gördüm. Yine de her gün saatlerce kafa yormayı bırakamadım. Sonuç olarak asla anı yaşayamıyorum, çoğu zaman o "an"ı kaçırdığımı hissediyorum.

Hayatımın gençlik döneminde bazen mümkün olabiliyordu. Okul bitmişti, maaşım vardı, çoluk çocuk yoktu, evli değildim, sağlıkla ilgili herhangi bir sıkıntım yoktu, din iman pek umurumda değildi. İşte o zamanlar her gün olmasa da sık sık anı yaşardım.

Tam olmasada yaşar gibi oluyorum. Geçmişe özlem oluyor tabi ama dön tekrar başa dersen almayayım derim. Gelecek içinse meraklıyım. İyi de olabilir kötü de. Hayatın bir süreçten ibaret olduğunu unutmamak lazım.

anı yaşamak mümkün, ben yaşayamıyorum pek, yaşıyorum da keyifli olmuyor.

geçmişe özlem duymuyorum, duymadım umarım ileride de duymayacağım. sebepsiz mutsuzluk veriyor insana bu durum bana kalırsa.

geleceği de abartmadan düşünmekten zarar gelmez ben, tam anlamıyla planlı olmasan da bazı şeyleri oturtmak güzeldir.

Duygularına hakim olamıyorsan seyir esnasında çok hareketli müzikler dinleme. Bir kere kaza yapınca geçiyor.

geçen taksiye bindim, öne oturdum. kemer taktım. taksici babasına küfretmişim gibi tepki gösterdi. "abi niye takıyosun yaa" dedi. "daha gencim, kaza yapıp ölmeye niyetim yok" dedim. "bizim daha kazamız görülmemiş abi" dedi.

sanırım türk erkeklerin futbol ve araba konusunda ciddi anlamda beyinleri zarar görüyor küçük yaşlarda. yani beyinlerinin o kısmında bir gariplik var. allah gerçekten şifa versin.

halbuki her gün ana haber bülteni izlesen kendine aşırı güvenmemen gerektiğini, her gün türkiye'de sayısız trafik kazası olduğunu, ufak bir dikkatsizliğe kurban gidebileceğini bilmen gerekir.

(bkz: ikarus sendromu)

Onun sebebi: Araba senin bir uzvunmuş, bir parçanmış gibi zannediyorsun, e haliyle de bir insana göre çok güçlü bir makine olduğundan senin kendine güvenin artıyor. Bu durumun farkında olup deyim yerindeyse kendini frenleyeceksin. Kolay gelsin.

Geçen süre zarfında iletim, taşınım, ışınım yoluyla ısı transferi gerçekleşir ve suyun sıcaklığı zamana bağlı olarak azalır.

Hayır durmaz zaman geçtikce soğumaya başlar hem tekrar ısınması yeniden boşuna enerji harcar bu yüzden sıcak su ile tüm işler bitinceye kadar derece 30 ya da daha yukarısında sürekli kalmalı.

o dediğin gerçekleşse makine mühendisleri için ısı transferi diye bir sıkıntı olmaz.

şınav.

lunch'ı pek severim.

Deadlif, T-Barbell Row, Bent Over Row, Barfiks, Overhead Press, Bench Press.

overhead squat, lunge

Uyku

Sistemleri o şekildeyse olmaması için bir sebep yok. Daha doğrusu için; bunu eminoto ya sorsana delikanlı.

Kalan 9 taksit için bir bak bakalım kredi çekmek belki daha hesaplidir.

eminotonun müşteri hizmetlerini aradım asla bilgi vermiyor. illa bulunduğun bölgedeki uzmana yönlendiriyor. telefonunu alıp ona veriyor. o da son 24 saatte 10 defa arayıp bir mesaj gönderdi. ben gelemiyorum böyle ısrara. üstelik kesin değil durumum. ama öğrenmekte fayda var.

bu arada hesaplamama göre 20 ay vade krediden ucuza geliyor.

ben sordum onu dostum. olmuyor. adama mantığını anlatmama rağmen acayip saçma bir nedenden dolayı kabul etmiyorlar onu.

siteme giriş ücretini de hesaba katmalısın. daha avantajlı oluyorsa enteresanmış.

Olmaz. Örnek olarak sistemde 20 kişi var ve aylık taksit de 5000₺ diyelim. Araba da 100.000₺ varsayalım.

Her ay 1 arabalık para toplanır.

11. Ay herkes senin araban için ödeme yapar gibi düşün. Sen 1. Aydan 11x5000 ödesen 55.000 yapar. Diğer 19 kişi toplam 95000 öderken seninki dahil 150.000₺ toplanır. Yani 1,5 araba parası. Bununla sana mı alacaklar 1. Sıradaki katılımcıya mı?

bugün konuştum bürosuyla dostlar olmuyormuş. 16 bile versem ne zaman çıkacağı kalan taksitlerin kaça bölündüğüyle alakalıymış. mesela kalanı 750 şeklinde ödesem 5. ayda çıkarmış.

bu arada 10 binlik kredi için internet üzerinden bankalara 9 ay vadeli olarak baktım ve 10.6 bin-11 bin ödendiğini gördüm yuvarlak olarak.

eminevim benden komisyon olarak 600 küsür lira istedi. o da şu anda kampanya olduğu içinmiş. yoksa 1300 istiyormuş. o yüzden bunlar olsun istedim ama bunlar da hemen vermiyor parayı. krediyle kıyaslayınca 3-4 ay bekletiyor.

belki birileri bakar sonra diye not düşmüş olayım.

Evet ya, Marmaris tarafında cok görmüştüm.Hiç bu açıdan düşünmedim.Bağlı bulundukları belediye filan bakar mı acaba?

Bimere yazılı şikayette bulunun öyle daha iyi oluyor

Bimer ne yapabilir ki? Özel mülküne sondaj yaptırmış ve çıkan suyun tasarrufu kendisine ait olur. Elbette doğru değil ama sonuçta evdeki suların sürekli açık tutulmasına da kimse karışamaz. Sonuç elde etmek zor görünüyor.

Özel mülküne sondaj yaptırmış gibi cahilce konuşma bari de bir şey sanalım. 1 m2 toprak alıp dünyanın diğer ucuna kadar kazıp hepsine sahip olduğunu mu sanıyorsun?

Bırak. O şekilde okuduğun bölümden bir hayır gelmez. Tıp istiyorum ama hukuk okuyorum bırakayım mı desen neyse de hukuk vs. sevgili diyorsun. Kesin bırak.

Yap bi sevgili oku okulunu gene dondurma ne alaka ben anlamadim. Ben de sapım benim de baharda sevgilimle gezesim var ders calisasim yok napim okulu mu birakayim simdi?

Yaza girerken hormonlar coşmuş. Normal. Hem sevgili hem okulu birlikte yürüt.

Bırakma deli misin. İllaki hukukcu olman gerekmez kendini geliştir. Hukuk insanın bakışaçısını değiştirir. Sana senden çok şey katar

Bırak +1

Birak +1
Dis hekimiyim, gecen sene ic mimarlik kzandim cok istiyordum sonra baktim cok ugras istiyor bir yerden sonra cekilmiyor biraktim .
Acik ogretim okuyorum dun kalktim 7de sinava gitmek icin dedim kafana tukureyim bu saatten sonra bok vardi okuyorsun. Isin var gucun var cok okumak istiyorsan yuksek lisans doktora falan kas. Cunku 1-2yil degil minumum 4yil daha gececek 30yasina gelecen millet plan yapcak sen vize final diyecen her sey karisacak o yuzden birak.

Katılmıyorum ama önerilerim var. İstasyonları atlama. Kendini kötü hissedersen devam etme.

iPhone 5s
neredeyse 3 senedir kullanıyorum
925 cycle
%27 ?? :D:D günde 3 kere falan şarj ediyorum o derece kötü durumda

7 plus. %100 4 aylık. cycle ı yazmıyor bende. zaten çok memnunum şarjdan, 4 günü çıkarttığı oluyor.

Üç buçuk yıllık 5 var.
Yüzde 77
Cycles 1826( bu ne ki tam?)

4 yıldır kullanıyorum 5s.

%16 :(

Cycle yazmıyor. 1,5 yıllık 6s yüzde 87

4 aylık 7 %97

3.5 senelik iphone 5s %90'da.

1 yıllık se %99

2.5 senelik 5s %90

Kasım 2016'dan beri
6S 147 cycle %5 kayıp
Eğer güç tasarrufu modunda şarj ederseniz -%0,5 kayıp (yani aksine kazanç) yazdığını bile görebilirsiniz.

14 aylık 6s %82.

4.5 yıllık iphone 5.
1809 cycles
Capacity 83%

iPhone 6 plus
10 aylık %89

6 aylık 7
%97