akçaabat köfte. püf noktası sarımsak ve ekmek içi. 24 saat buzdolabında bekliyor ve ızgarada nefis oluyor

soğan ve kimyonsuz pek bir şeye benzemediğini biliyorum. soğan sevmem pek diye koymamazlık ettiğimde bir şeye benzemediğini fark etmiştim.

Bayatlamis tam buğday ekmegi çekip sogan rendeleyip yumurta, maydonoz koyuyorum.

refikanın bir hamburger köftesi tarifi vardı, onu artık normal köfteye de uyguluyorum bir iki ek ile: galeta unu, pekmez 1tk, hardal 1-2tk, karabiber, tuz, kıyma 250-300gr, soğan rendesi, sarımsak, maydanoz ve kaşar rendesiyle, karıştırıp 1-2 saat bekletince daha da işliyor içine. bilmem hoş oluyo yemesi.

püf : çok çok az tarçın


gerisi bildiğin şeyler. iyi yoğurmak bide tabii. bir de maydonoz şart, maydonozsuz olmaz. oluyo da isveç misveç değişik köfteler oluyo. bizim ananevi köftemzden söz ediyorsak maydonoz şart.

edit: @ruz, senin tarifi denicem, güzele benziyo.

nasıl da unuturum editi: köftenin esas işi kıymanın çok yağlı olmasıdır. yaklaşık 3/2 si kadar yağlı olursa süper sonuç alırsın.

philips multigroom. kablosuz ve su geçirmez. şarjı ise mükemmel derecede uzun süre dayanıyor. şarjı bittiğinde 2-3 dk şarjdan sonra yarım saat daha kullanabilirsin.

Gölün etrafında yürü. Mis gibi hava hem açar hem de güneşlenirsin.

Altınpark yakınsa oraya gidebilirsin kocaman bir yer. Aydınlıkevler tarafındaki girişinden girersen saklı bahçeyi bulup bir iki saat otur kitap oku orayı turla.

botanik parkı hala duruyorsa bi turla. sonra in aşağı Tunalı'da mağazaları gez ara sokaklarda bir sürü Sahaf var gir oralara sahaflarla sohbet et eski kitapları karıştır.

Biz de nevaleleri alip ahlatlibele sefa pezevenkligi yabmaya gidiyoz :')

Kıyamam :(

i.hizliresim.com

@zirrealist;

:) farkındayım, ben de antalyada yaşadım bi süre, elimizdekilerle yetiniyoruz burda. hem böyle kıymeti daha iyi anlaşılıyor güzel havaların

Asılmıyor. Asılı olanların önüne projeksiyon perdesi falan takıyorlar (hep yarı açık olacak şekilde duruyor).

Bizim üniversitede sadece Atatürk portresi var.

@sl78 ödevi teslim ettim ama başarısız bir ödevdi o yüzden kalırsam senaryosunun üstüne bu söylediklerim, bakalım :(

Bölüm başkanıyla falan konuşun, bütü olmalı dersin, hocanızın yaptığı saçma bir davranış.

Hocanızın yaptığı yanlış. Büt olan okulda final sınav şeklinde olmalı,okuldan habersiz mi yaptı acaba? Bizim de bir hoca sizin hocanın yaptığı gibi yapmayı düşünüyordu okul yasak dediği için finali sınav yaptı. Ama yine de en doğru bilgi için birilerine danışın mutlaka.

Sınavlar yerine ödev verdiyse kimseyi bırakmaz.

Değil.

aktif değil ama meritokrasiden ayrılan bir arkadaş başka bir grup kurmuştu. yeni grubun ismini hatırlayan arkadaşlar yazarlar birazdan; ben, hatırlayamadım.

neomeritokrasi var. kendileri epub dönüşümü yapmıyorlar, sadece satın alınan orijinal kitapları paylaşıyorlar.

Güzelimsi.

giymem giyeni de "ciks, zevksiz, cadde çocuğu diye etiketlerim"
sorry not sorry

kırmızı kısım biraz şaibeli ama subjektif görüşüm, tarz meselesi.

ayni paraya daha saglikli bir ayakkabi bulunabilirdi diye dusunurum, tarz olarak ise falsosu yok. guzel gunlerde giyer insallah...

Lacoste ayakkabılar kalitesiz oluyor. Verdiğin paraya değmiyor.

rezil

güzel.

Kötü bence. Reebok classic bakın.

fena değil. ön kısmı güzel hatta. o kırmızı kısım biraz sıkıntılı ama giydikçe kırmızısı o kadar canlı kalmayacak zaten, rengi hafiften bordoya dönecek. o yüzden sorun yok, günlük kullanım için bana göre uygun.

Çok güzel, güle güle giysin.

o paraya göre ne bileyim :/

ev

tabiki de evde oturuyorum

Bahsettiğiniz sebepten ötürü evde olurum.
Eğlenmek, dışarıda vakit geçirmek istiyorsam hafta içini tercih ederim çünkü daha sakin oluyor.

Sosyalleşmemi haftaiçi akşam yapar haftasonu yatarım

giriş cümlesi çok hoş yalnız asfgjssggdl. ^^

evde olacağım. dün yeterince yoruldum. bugünle ilgili tek beklentim geceye kadar uyumamak, uyku düzenimin ırzına geçmemek

bugunku planim evden disari adimimi atmamakti, sabah 15-20dakikaligina bozdum plani. aksama kadar bozmamayi dusunuyorum. belki 8-9 gibi disari cikarim arkadaslarla.

yarin sabah 8 gibi disari cikip gece 12 gibi filan gelicem, yarina enerji toplamam lazim.

az sonra uzun bir aradan sonra bisikletimle "çıkacağım." heyecanlıyım.

Güzel oyun bulursam tiyatroya gidiyorum. Hava güzelse balık tutmaya gidiyorum.

Gunduz biyerlere cikiyorum, tek veya arkadaslarla. Ama genelde haftaici daha guzel mekanlar daha sakin oldugundan tercihim.

Bugün sahil yürüyüşü yaptım, 6-7 km kadar, eve dönüyorum artık. Sevdiğim bi grup var, pazar gecesi çıkıyor, uzun süredir gitmiyorum ama yarın gündüzden uyuyup gece ona gidicem sanırım.

Tesla S

Smart fourtwo

Suzuki splash, tip yok ama sorunsuzluk ve yakitta iyi diye okudum

çok nadir duyuyorum. hiç kullanmadım sanırım.

konu ne olursa olsun bir yerden duysam "sağol ben o işi hallettim" aklıma yemek yemek dışında herşeyi getiriyor.
Ben kullanmıyorum kullanan biriyle de görüşmüyorum muhtemelen onun işini halletmişimdir yani

Ben denk gelmedim. Ben kullanmazdim, kulaga hos gelmiyor.

ilk kez duydum.

ya allah kahretsin ne kadar şanslı adamlarsınız ya. keşke ben de hiç duymasaydım.

kullanmıyorum da duymadım da.

hiç duymadım ben de. hayat zaten yeterince zor, bir de cümle süslemeyle uğraşacak değilim.

düz adamım ben.

-yemek yedin mi?
+ evet / hayır

Çok kez duydum.

Olumlu ya da olumsuz yönde bir tutumum yok.

yemeği gereksiz bi iş gibi görenler öyle der. dikkat edersen 15 dakikada yemek yer onlar. bende onlardan biriyim ordan biliyom.

duymadım bende hiç, bende özel olarak eve geçiyorum diyenlerden nefret ediyorum

İlk kez duydum ben de şimdi.

Ben arada duyuyordum. Yeni bir şey değil.

"sağol o işi hallettik" şeklinde ben de şahit oldum bu kullanıma. gıcık bir kalıp. ne lan o öyle yemeğe hallenmiş gibi! :)

Yıllardır duyduğum bir kullanım. Büyükler daha çok kullanır hatta, küçük ilçe-köy gibi yerlerde daha da çoktur. Örneğin, sen yemek yerken kapı çalar, komşu bir şey ister, içeri davet edersin 'Buyrun, birlikte yiyelim' diye komşu amca da 'Sağ olasın, biz o işi hallettik' derler. Açıkçası benim çok sevdiğim bir kullanım, çok Anadolu bir kullanım. O yüzden seviyorum zaten. Sürekli kullandığım ya da özenle kullandığım bir şey değil ama çok denk geldim.

Yemek gibi şeyler insanın temel ihtiyacı olup da yeteri kadar yiyemeyenler üzülmesin diye yemek lafı yeniden hatırlatılmaz, bir anlamda 'Yemekten yeniden bahsedip açları kıskandırıyor gibi olmayalım, ayıp' manası taşır kullanımı. O yüzden, özellikle küçük yerlerde, özellikle kalabalık içinde yemekten 'o iş' olarak bahsedilir. Orta yerde 'Yemeği yedik biz' demek çok ayıptır. Rahmetli nenem bana çok kızardı birine 'Yemek yedim' falan dersek, 'Yiyen var, yiyemeyen var' derdi. Yemek lafını kullanmamak için böyle bir yol geliştirmişler. Bu da onun uzantısı. 'O işi hallettik' demek de 'Merak etme, aç değilim. O yüzden yemeğini gönül rahatlığı ile ye. Benim aç olduğumu veya kibarlıktan reddettiğimi düşünüp içine sindirememezlik etme, rahat rahat boğazından geçsin' anlamı taşır.

evet, var öyle bir ifade. samsun'un köylüsüyüz ailecek, sülalecek (her ne kadar 20 senedir istanbul'da yaşasak da). diyelim yemek yerken bizim o taraflardan bir dayı geldi ve sofraya buyur ettik. dayı hemen "sağ olun, biz o işi hallettik." diyebiliyor.

merhaba kardeş; anlıyorum çok istiyorsun yedek subaylığı fakat,

''SEÇİM VE SINIFLANDIRMA SONUÇLARI MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞINCA 20 OCAK 2017
SAAT: 10:30'DAN İTİBAREN E-DEVLET KAPISINDAN YÜKÜMLÜLERE DUYURULACAKTIR.
SINIFLANDIRILAN YÜKÜMLÜLER TEKRAR SINIFLANDIRMA İŞLEMİNE TABİ
TUTULMAYACAKTIR''

geçmiş olsun. en fazla geçerli bir sebebiniz var ise celp döneminizi 1 celp dönemi falan ileriye atabilirsiniz.

Sen bakma tercih denildiğine. Milli savunma seni ne isterse o yapa. İtiraz filan Yok. Ama iyi tarafından bak çabuk gelecek

Hayır. Tsk kendi ihtiyaçlarına göre sınıflandırma yapıyor ve ona göre yedek subay adaylarını belirliyor.

yapabilirliği olabilir. bizde de bi astek kısa çıkıp sonra astek yaptırdığını söylemişti. belki bizi yemişti ama astek olarak yaptı sonuçta.

bacım benim takıldığım sen neden bunu istiyosun ki? askerlik yapmak pekte iyi bir şey değil sonuçta.

Komutan olacam diye heves ediyor ise hiç boşuna uğraşmasın. Bir söz vardır askerlik yapmış olanlar bilir: En iyi askerlik en kısa askerliktir.

imkansız. bitti. zevk almaya baksın.

edit: top secret'a inanmayın. yalan. en iyi askerlik komutan olarak yapılan askerliktir. kısa dönem er askerlik mi yapıyo allasen? nöbet, bulaşık, çay getir götür, yazıcılık yap vs...

%99 değişmez.
ama yukarıda da söylenmiş, bu askerlik denen şeyin en makbulu en kısasıdır. emin olun eve geri döndüğünde anlayacaksınız ne demek istediğimi.
şimdiden iyi teskereler diliyorum arkadaşımıza.

2012 yılında(343 KD) askerlik bitimine doğru o dönemde açık olduğundan bize bunu teklif etmişlerdi. isteyen olursa dilekçe versin dediler. hepimiz hadi len oradan demiştik.

valla hiç duymadım dönemden kalma diye bir şey. ama o dönem aldığın bütün derslerden kalırsan mantıken dönemden kalmışsın denilebilir.

Okulun intibakını oku. En iyi bilgiye oradan ulaşabilirsin. 2nin altında kalınca ders seçemiyor olabilirsin o dönem için.

Üniversiteye göre farklılık gösterebilir. Çoğunlukla belli bir not ortalamasının altına düşersen, bir dönemde alabileceğin kredi miktarında kısıtlamaya gidilir.

istanbul üniversitesi iktisat fakültesinde var. çapraza kalmak diyorduk biz. ilk sene güz döneminde kaldım, bahar döneminde normal devam ettim. ikinci senemde güz dönemi tekrar birinci sınıf derslerini aldım, bahar dönemi ikinci sınıf derslerini aldım. ve çoğunu veremedim tabii. çünkü ikinci sınıfın ikinci dönemi istatistik 2, muhasebe 2 vardı. millet insan gibi bunların birinci kısımlarını görürken ben eksik kaldım. ilk etapta böyle oluyor sonraki senelerde ortalamaya göre fazla ders alabiliyorsun. fazla ders derken normalde alıyor olman gereken derslerden.

Evsiz birine verin.

bunun aksine göre kullanılmış donu da geri verebiliriz.

bence makul bir yanıt almışsın.

@bohr atom modeli

ne alakası var, ayakların da terlemiş olabilir ama ayakkabı iade oluyor. yada koltukaltın da terlemiş olabilir ancak tişört de iade oluyor.

konu hakkında bir bilgim yok ama kullanılmış tüketim mallarının geri alınması saçma bence. adama niye geri almıyorsun demek mantıklı değil eğer bir kusuru yoksa.

belki tişörtleri de bir kusuru yoksa geri almıyorlardır. şimdi bir bilgim olmadığı için yanıt veremiyorum.

aksesuar kategorisine giriyorsa iade almıyor çoğu yer.
öyle bir kural var sanırım.

üründe ayıp yoksa ve online alışveriş değilse şirket istediği ürünü iade alıp istediğini almama hakkına sahip.

hayat mantıksız maalesef.

vöcük vöcük terli bir şekilde dükkana gidip, elli tane tişörtü deneyip hepsini kokuttuktan sonra çıkıp gidebiliyorsun, satın almaya bile gerek yok, bırak iadeyi.

ama aynı adam elin terlemiştir diye eldiveni geri almayabiliyor.

cevap: ihtiyacı olan birine verin.

Değişim de mi yapmıyorlar? Çoğu mağaza iade almama haklarını kullanıyor ama değişim yapmak durumundalar.

@whoosie

değişim de yok

Mağaza müdürü ile görüşmek isteyin, değişim hakkınızdan bahsedin, reddederse isterseniz uğraşın tüketici hakem heyeti ile.

yüzyüze alışverişte mağaza istemezse ne iade alır ne değişim yapar, tamamen kendi inisiyatifinde. tüketici hakem heyeti falan diyenler acaba kapısından geçmiş mi hakem heyetinin, ne bilip de konuşuyorlar?

valla ben hakem heyetine ilk şikayetimi yaptım internetten. isteyenler e-devletten denesin.

İt gibi çalışmalıyım düşüncesinde değil, istenilen durumun gerektirdiği koşulları sağlamak gerekiyor. Yani beklenmedik güzelliklerle karşılaşılabiliyoruz ama bunun beklentisine de girmemek gerekiyor. Olursa ne ala. Mesela benim çok istediğim hiçbir şey birdenbire olmadı. Aksine çok uğraştığım herhangi bir şeyi elde edemediğim de oldu. En güzeli beklentisiz olmak.

Yok, demiyorum öyle bir şey. Hazır gelen her türlü şeyin (para, başarı, bilgi, vb.) sindirilemediğini düşünüyorum. Sihirli değnekle elde ettiğim şey uğraşarak elde ettiğim kadar tatmin etmez.

Tabii, biraz daha kolay olsun, daha az uykusuz kalayım, biraz daha zeki olayım, az daha algılarım ve zihnim açık olsun, biraz daha şöyle, biraz daha böyle olayım isterdim ama kucağıma verilmesini istemezdim daha doğrusu.

Şu ana kadar gerçekten it gibi çalışıp didindim ve adım adım oluyor bir şeyler. Daha 10 yılın meyvelerini yeni yeni alıyorum. Sanki büyük bir düşünürden alıtılamışım gibi olacak ama Cem Yılmaz da demiş 'Başarılı insanların ortak özelliği it gibi çalışmalarıdır. Başka bişey ne duydum ne gördüm.. Gerisi traştır, süstür, dedikodudur.' diye. %100 katılmıyorum; tanıdıklarla oraya buraya gelenler de var. Açıkçası, o kolay hayatlar da dışarıdan kolay görünüyor. Kim Kardashian'ın saçma hayatı bile kolay değil. Benim uğraştığımdan daha popüler ve zevklidir belki ama uğraşılıyor bu tarz şeyler için bile, yorulunuluyor. Kendi hayatımızı ortaya koyana, kendimizi gerçekleştirene kadar uğraşmak ve didinmek gerekiyor.

İnsanın gözü sürekli ödüldeyse, sürekli 'Ne oldu, ne kazandım'a odaklanılırsa, yapılacak işe veremez insan kendini ve bunun getirisi olmaz. Odak noktası yapılacak iş olunca ödül gelebiliyor ancak. Kendime 'Gittiğin yer değil, yol güzel olsun' derim. İt gibi çalışılan şeyin sevilmesi bu yüzden önemli. Sevilen şeye delicesine kendini kaptırınca başarı geldiğinde insan fark etmiyor ve 'Ha, ne oluyor' diyor ya da başarıyı umursamıyor bile. Zaten ödülün kendisi çalışmak oluyor.

İt gibi çalışıp Nobel almayacağım, Ted konuşmacısı olmayacağım; öyle bir kapasitem yok zaten. Çevremdeki herkes benim kadar zeki, benim kadar çalışkan, benim kadar öyle, benim kadar böyle. Bir farkım yok ki, onlardan başarılı olayım. Aynı şekilde, onların da benden bir farkı yok ki, onlar benden başarılı olsun. Bir iki dahi dışında, hepimiz aynı ortalamada takılacağız zaten. Çalışmamın amacı böyle şeyler olsa çalışamam, çünkü olmayacak. Başka güzel şeyler, başka güzel başarılar olacak tabii ki.

Bir de şu var, istediğin şeyleri alınca da hayat süper olmayacak. Önündeki varlıklarla neysen, önündeki varlıklar arttığında ve onlardan hevesini alıp daha fazlasını istediğinde yine aynı kişiye dönüyorsun. Dolayısıyla, süper olmasını beklersen hayattaki çok zaman boşa gitmiş olacak. Ne zaman elde edeceğin (umarım elde edeceğin) bir başarı için 'Şöyle olsun, böyle olsun' diye hem hayalini kurmak, hem kendini yormayarak zaman kaybetmek çok da anlamlı değil.

Burada, kendi şeytanım kendim olayım. Başarı derken kariyerden de bahsetmiyorum sadece. Diyebilirsiniz ki 'Ya zaten insan başkasının cebi dolsun diye çalışıyor insanlar, patron zengin olsun diye çalışıyor', hak veriyorum, hem de delicesine. Zaten çalışmalar da günde ortalama 4-6 saatlik çalışmadan sonrasının başkası için çalışmaya girdiğini söylüyor. Aynı şekilde, günde 4-6 saat çalışmıyorsanız, siz fazladan çalışan birinin hakkını yiyorsunuz demektir (tabii para veya birtakım kazançlar elde ediyorsanız). Kendi işim başkasına çalışma işi değil, ama tamamen bu nedenle çalışmak istemeyen işçiyi anlıyorum ve hak veriyorum. Zaten sömürülüyor; neden kanından daha fazla emdirsin. İş yerinde yükselmek ve iş yerinde yükseltilmenin önemliymiş gibi görülmesi de saçma bence. İş dediğimiz şey, eğer mecbur olduğumuz için çalışıyorsak, hayatımızı idare etmek için kullandığımız bir araç. En alttan emekli olsan ne olur, en üstten emekli olsan ne olur. Özünde yapılan şey aynı. Bunun tam tersi, eğer kişi kendine faydalı olacağını düşündüğü için veya sadece hoşlandığı için, bu 4-6 saati 2-3'e katlıyorsa, yükselmek ona mutluluk verdiği için it gibi çalışıyorsa, ona da hak veriyorum. Demek ki yapmak istediği şey o ve yapabilir. Kişi yükselmeyi mutluluk olarak görebilir, hayattaki varlığı ve amacı işinde yükselmek olabilir; bunda da bir sorun yok. İsterse gözü dönsün; bununla mutlu oluyorsa ne mutlu ona! Mutlu olacak bir aracı var demektir.

Bu durumlarla çelişen şey hem başarıyı ve yükselmeyi çok önemseyip hem de bu uğurda çalışmak istememek. Ne yardan ne serden geçmek diye bir şey yok.

Para bunlardan tamamen ayrı bir durum. Bir çoğumuz hak ettiğimiz parayı alamıyoruz zaten. 25 yıl hizmet vermiş insanlar, yaşlılıklarında 1300 TL maaşlarla geçinmeye çalışıyorlar, daha ötesinde ayıp yok. Bir dünya veya ülke gençlerine iş garantisi, yaşlılarına huzurlu bir yaşantı vaat edemiyorsa, niye var. Daha adil bir para dağılımını ayrı tutuyorum, başarı istemek ile para istemek aynı şey değil. Daha az çalışıp daha çok para istemek bence gerçekten hakkımız ve gelir dağılımın adil olması gerçekten çok önemli. Ancak, 'Ben çalışmayacağım ve başarılı olmak, saygı görmek istiyorum' absürt.

yalnız bazı insanlar ne kadar şanslı ya, ben it gibi uğraşırım belki olur. bazısı parmağını kıpırdatmaz, kapısına gelir :( bu şans çok acaip bir şey.

benim için zaten asla kolaylıkla bir şey olmaz, kendiliğinden olmaz o yüzden it gibi çalışmışımdır çocuk yaştan beri. bir gün şans eseri (sihirli bir değnekle) bir şeyim olursa yadırgarım. benimseyemem.

herkes böyle kolay ve çabuk çözümlerin peşinde :
eh evet. hemen hemen. 3 günde 1 beden inceleyim. ama bunu yaparken de 1 gram ter atmayayım, zayıflama hapı filan olsun işte, içeyim şıppadanak vereyim, kafası. bu kafa olmasa çoğu sektör batardı.

@aychovsky

katılıyorum ama yani kimse nobel alamayacağını düşünürse, kimse ted konuşmasıcısı olamayacaksa (ki ted bu açıdan çok tartışılıyor işte klasik savlar var, çok medyatik vs. vs.), daha doğrusu herkes böyle düşünürse nasıl çıkacak? geçen hocalarla toplantıdayız, dünyayı yeniden keşfetmeyeceğiz, üçüncü dünya ülkesindeyiz işte bir şeye ek bir şey katacağız dedi. tamam haklı ama bu nereye kadar? biraz yüksekleri hedeflemezsek, çok çalışmazsak nereye kadar gideceğiz? evet bu ülkede çalışanlar hakkını alamıyor ama bir grup insan da çalışmadan ilerleme peşinde. bir noktada kırılma olmalı yani diye düşünüyorum. birileri çok çalışıp da bir şeyleri değiştirmeli ki insanlar demeli "işte bu it gibi çalıştı, karşılığında da şu başarıyı sağladı"

ben o açıdan ödülün çalışmak olduğuna inanmıyorum, yeni bir şeyler keşfetmek, birilerinin hayatını değiştirmek isterim. bilim zaten birilerinin adım adım bir şey katmasıyla oluyor. adam ölüyor ama ondan yıllar sonra gelen biri o bilginin üstüne koyup kocaman bir atılım yapabiliyor. işte nobeldir, bilim ödülleridir vs. adam öldükten yıllar sonra verilebiliyor, fark edilebiliyor. tarih zamanında gerekli ilgiyi görememiş bilim adamlarıyla dolu.

size özelinizde bir şey söylemiyorum lütfen yanlış anlamayın, fikir teatisi gibi düşünüyorum savlarınıza göre :)

"Bu durumlarla çelişen şey hem başarıyı ve yükselmeyi çok önemseyip hem de bu uğurda çalışmak istememek. Ne yardan ne serden geçmek diye bir şey yok. " bu kısma katılıyorum :) ama kaderimiz bu ülkede sadece para kazanıp ölmek mi? kariyer = para kazanmak değil, bu düşüncede hemfikiriz sanırım. kimse bir şey değiştiremeyecek mi? insanlar hem karnım doysun, hem pastam dursun diyor. herkesin odağı belli.

Demek istediğim de o, it gibi çalışan biri Nobel alacak. Tabii ki it gibi çalışmayan kimse Nobel almayacak ama her it gibi çalışan da Nobel almayacak. Hatta it gibi çalışanların %99'u almayacak. Yüksekleri hedefleyecek olanlar var tabii ki, ama o kişi ben değilim sadece. Kapasitesi olan tabii ki hedeflesin. Benim kendimi Nobel uğruna feda etmem aşırı saçma olur. Bu da çalışmalarım işe yaramayacak demek değil.

Bir de hedefle amacı karıştırmayalım. Vizyon gibi bir şey olur, ulaşamayacağını bilirsin ama o yöne gidersin. O ayrı bir konu. Ama 'O amaca ulaşınca her şey süper olacak' apayrı bir konu. O zaman 'Süper olmayı beklersen, çok beklersin' derim.

Aynı şekilde, insan tabii ki birilerinin hayatını değiştirmek ister ama bu yine bir kumardır. Çok uğraşıp değiştirilebilir de, bu uğraşılar da boşa gidebilir. Demek istediğim şey, eğer tek amaç buysa ve sadece bu amaca ulaşmak mutluluk verecekse, buna ulaşamadan sadece çalışacak olmak anlamsız geliyorsa, zaten o riske girilemez.

'Bilimin amacı insanların hayatını değiştirmek değil mi', hem öyle hem değil. 'Bilim insanlar içindir' mi diyorsun, 'Bilim bilim içindir' mi diyorsun, 'Bilim benim içindir' mi diyorsun, 'Bilim kalkınma içindir' mi diyorsun; bunun aşırı çok sayıda değil ama 5-10 amacı var. Bu gerçekten bitmeyen bir tartışmanın konusu ve binbir ekol binbir amaçla bilim yapıyor. Dolayısıyla 'İnsanlık için değilse, neden var' ya da 'Bilim için değilse, neden var'lık net bir durum yok. Bence, bunların hepsi birbirine evrilebilir ve birbirinden soyutlanamaz. Birinin bilim için yaptığı bir şeyi başka biri alır sanayi için kullanır, başka biri alır kendi için kullanır, başka biri alır insanlık için kullanır. Bu yüzden, 'en net hedef' olduğunu düşünmüyorum; bilimin de sanatın da biz ne yaparsak o olacağını düşünüyorum. Ayrıca bunun kelebek etkisi olduğuna inanıyorum. Birinin yarattığı katkısız gibi görülen bir şey yuvarlana yuvarlana başka birinin bir çığır açmasına neden olabilir. Olmayabilir de, ama gerçekleşme olasılığı var. Bilimi ben daha çok 'Ben bunu yaptım, işinize yarar mı' olarak görüyorum. Bununla atom bombası da yapılabilir, dünyanın açlık sorunu da çözülebilir. Bilimin amaçlarını bu açıdan birbirinden soyutlanamaz olarak görüyorum.

Daha da ötesinde, amaca yönelik yapılan bilimi kısır buluyorum. Yani, bir amaca yönelindiğinde bunun keşfetmeyi kısıtladığını ve o amaca giden yolda dalındığında diğer kısımların kaçırıldığını ve böylelikle ileride o amacın işine daha çok yarayacak bir şeyi bulmayı engellediğini düşünüyorum. Demek istediğim, 'Şu hastalığa çare bulalım' gibi şeyler değil tam olarak, bir yandan da bu araştırma da yürümeli ama teorik bilimlerde mesela insanlığa katkıda bulunma amacı yok. Tabii bu amaç da var ama ana amaç tam olarak bu değil. 'Bir teorem daha ispatlarsam, kanser ilacı bulunur, dünya daha sağlıklı olur' gibi bir durum yok. Dolayısıyla, bir amaç için bu tarz çalışmalardan kaynak kısıldığında, aslında haritanın büyük kısmından mahrum kalındığını düşünüyorum. Atıyorum, buradan çıkacak olan bir teorem uygulamalı matematikte başka bir problemi çözebilir, bu çözüm başka bir kimya probleminin çözülmesini sağlayabilir ve o da gerçekten tüm kanser araştırmacılarının bulduğundan daha iyi bir çözüm bulabilir. Ama teoremi ispatlayan kişinin ana amacı bulduğu şeyin kanseri iyileştirmesi değil, hatta bunun farkında bile değil yaparken. Dolayısıyla bu amaçların birbirine evrilebileceğine inanıyorum.

Tabii buradan da 'O zaman kaç kişi o alanda, kaç kişi bu alanda çalışacak ve bunun optimum dengesi ne olmalı ve niye çalışılmalı' sorusu geliyor, olay dallanıp budaklanıyor. Sabaha kadar tartışılır bunun üzerine. Bir milyon farklı görüş var. Demek istediğim, bilimin tek amacının insanlığa katkıda bulunmak olmadığı , hatta bazı bilimcilerin ( bazı Nobel'lilerin mesela) bu amaç umrunda bile değil ama bir şekilde insanlığa da katkı sağlanabiliyor. Amaç ne olursa olsun, ortak noktası bu insanları bilimle uğraşmaya teşvik etmesi.

Hedef tartışması da benzer uzunlukta bir tartışma. Yüksek hedef ile motive olan var, yüksek hedefi görünce demotive olan var, hedef uğruna kendini heba etmek istemeyen var. Herkesin motivasyonu farklı yerlerden geliyor. Mesela şu an en büyük tartışmalardan biri 'Gideceği yeri bilmeyen gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez' lafı. Yönetim Bilimleri'nin kutsal kitabının değiştirilemez maddesi olarak görülen bu laf, şimdilerde 'Ama ya kaybolarak yenisini keşfetmek' denerek eleştirilebilir halde ve büyük bir tartışma konusu. Bunu yine kişisel ve durumsal ele alabileceğimizi düşünüyorum. Ben işin 'Millet Hindistan'ı hedeflerken Amerika'yı buldu, kaybolmak değerlidir, milyonda bir oranında iyi bir yere götürse bile, 999.999 tane kaybın acısını katlarca çıkarabilecek, çok daha iyi bir yere getirir' kanadındayım. Tabii ki işin risk kısmı Yönetim Bilimleri'nin değerlendirmesi altında ama bu tartışma uzar gider.

Özetle, çalışmadan olsa bile olmaz :)

tahin pekmez + ekmek

granola bar ve muz ilk aklıma gelenler.

edit: biraz daha abur cubur olsun dersen beef jerky bol su eşliğinde bayağı tok tutabilen bir şey. sizin oralarda bolca çeşit de bulursun bence :)

Eti gong olmasın, yağ miktarı diğerlerinden çok ve benim midem fena olmuştu. Mavi yeşil'in veya eti form'un mısır ve pirinç patlağı iyi olabilir.

Mutlaka bir tombik ayran al gel odana. Ayran çok iyi bir şey.

Ayva yiyebilirsin, hem çok tok tutar hem meyve şekeri açısından da sağlıklıdır.

Form veya Altınbaşak gibi suntaları düşünür müsün?

Odada veya çok yakında mini buzdolabı vs varsa veya soğuk havalar süresince pencere dışında muhafaza imkanı varsa kaşar peyniri de olur.

Gün kurusu kayısı+ceviz+kahve benim açlığımı 2-3 saat bastırıyor. Tabi makul miktarlarda olmak koşuluyla.

misir patlat 5 torba

Protein bar kesinlikle güzel oluyor hatta hazır paketli ürun yemiyorum diyorsan evde kendin de yapabilirsin. Ben yapıyorum, 1 haftaya kadar da kek standında tazecik duruyorlar.

Muz, mandalina ve türevleri mantıklı olabilir, bunlar içinde en tok tutanı muz bence. Ilık süt icebiliyorsan yanına minik paket süt de ekledin mi saatlerce tok tutar.

Yine protein kekler var (hatta tuzlulari yabancı sitelerde ekmek diye geçiyor sanırım), onlardan yapıp birkaç gün taze tutabilirsin. Ben fasulyeli browni yaptım, inanamadım tadına.

Salatalık

wasa

beyaz leblebi. 1 su bardağı kadarında 1 dilim ekmekteki kadar karbonhidrat var.

konserve alabilirsin. barbunya, ton balığı cart curt.

kurutulmuş et çok iyi oluyo hem tok tutuyo hem protein hem de bozulma gibi bişi söz konusu değil, füme somon da sandaviç içine konulduğunda sağlıklı ve pişirmeye gerek olmayan bişi ama oda sıcaklığında saklanmaz.

Muhtarlık?

facebook'ta freecycle gruplarına da ilan verebilirsiniz

@hayde bre, inan hiç aklıma gelmemişti bu, yarın konuşacağım teşekkürler.

@pide, önerebileceğin gerçekten ihtiyacı olabileceklere gidecek birkaç grup önerebilir misin burdan ya da özelden? Bildiklerin var ise tabiki.

www.facebook.com

Bazı belediyeler de gelip evden alabiliyorlar. Belediyenizin beyaz masa birimine bir sorun isterseniz.

bu nickle seni ciddiye alamıyorum yaa fkdjgsgssh aşçılık kursuna git

kitap oku bence. kitabı değişik çaylar kahveler eşliğinde oku.

Motosiklet al dağ bayır gez.

Bu cevapların hepsi hikaye.
eminim hiçbirini de yapmayacaksın.
Ha benim var mı önerim?
Spora başla...

1. www.independent.co.uk

2. Bilmiyorum

3. Bilmiyorum

güneşliği, motorlarda bir sıkıntı var mı anında görebilmek için açıyoruz sanırım. kıvılcım, ateş vs

3- Escobar' ın oğlunun babasını anlatan kitabı var. Yamulmuyorsam mi padre idi.

1) bunun iki tane temel sebebi var.

bir kalkışta veya inişte bir durum olabilir. misal uçak pistten ayrılıp toprağa çıktı. içeriyi duman bastı, bir şeylerin yandığı belli. uçağı bir an içinde terk etmeniz lazım. peki kabin ekibi hangi taraftaki kapıyı açsın? eğer güneşlikler kapalı olursa dışarıyı görmek mümkün olmayacak. bu durumda diyelim ki sol kanatta yangın var, sol kapı açılırsa yolcular yangının içerisinde kalacak. Eğer sol tarafta yangını görürsen o kapıyı açmazsın direk diğer taraftaki kapıdan tahliye işlemi yaparsın.

ikinci temel sebebi de özellikle gece uçuşlarında göz adaptasyonu. ışıklar açık bir odada çalışırken bir anda bütün ışıklar gitse ilk başta bir şey göremezsin. fakat biraz zaman geçtikten sonra eşyaların şekillerini falan görmeyi başarabilirsin.

deneyler göstermiş ki güneşliklerin kapalı olması dışarıdaki karanlık ortama adaptasyon için yaklaşık 40-90 saniye arası zaman kaybettirmiş yolculara. halbuki bir acil durumda 90 saniyede bir uçağı boşaltmak istersin. 90 saniye boyunca yolcuları dışarıda uygun olmayan bir yere tahliye etmek istemezsin.


motorda sıkıntı vs gibi bir durumu yolcunun anlaması oldukça güç olur. yani bir parçanın bütünüyle kopması, motorda yangın vs gibi ekstrem gibi durumlardan bahsetmiyorum ki o durumlarda zaten yolcu farkedene kadar %99 kokpite bilgi gitmiş oluyor. yolcunun motorda ciddi bir arıza olmadan farkedip kabin ekibine bildirmesi falan tabii olasılık dışı değil yine de ama çok çok düşük ihtimal.

Taotronics bh 17
Plantronics backbeat

Benim cevapladığım başka bir duyuruda başka öneriler de vardı bulutut kulaklıkla ilgili

ortho mod açık olmasın.

Dosya agir olabilir. Xrefli calismak ise yarayabilir. Purge yapabilirsiniz.

Sanırım Polar Array yapmışsınız. Bana program kasıyor gibi geldi.

@hayde bre, o an ortho kapalıydı.

@nax, hocam bunları pek bilmiyorum bakacağım.

@dissendium hayır, polar array yapmamıştım.

bu arada ek bilgi olarak bu takılma komuttan sonraki ilk noktayı atarken oluyor sonra pek takılma yok. Ancak o ilk noktayı atana kadar baya uğraştırıyor. Program kasıyor olabilir bilgisayar ssd hariç 6 yıllık falan. Ancak bu dosya üzerinde geçen ay falan çalıştığımda böyle bir durum yoktu diye hatırlıyorum.

doblonun üstü kapalı olduğu için her taşıma işine gelmez. pick-up kamyonet-traktör yarısını doldurabilecek eşyaları taşımakta kullanılır. artı seri ve pratik her yere sokabilirsin. şuradan 10 torba çimento kap gel dedin mi doblo yetersiz kalır. traktör ve kamyonet de büyük gelir.

taşımacılar zaten pick-up kullanmaz.

Dört çekere ihtiyaç duyuyor olabilirler.

iç savaş yapılır, tercihen toyota.

o değilde reno sembole yarım ton yuklerdik zamanında gık demezdi.. tey tey...

Benim dedem yaylaya gitmek için aldı kullanıyor 4x4. tarlaya giderken büyük kolaylık soğuk görmüyorsun kışın. Pratik. yolda kalma derdi yok. temizlemesi kolay.

K.Akduman'i takip ediyorum. Kendisi birkac yil para biriktirip oyle ciktigini soyledi. Bu arada da blogdan da para kazaniyordur. Biletleri qatar airways malzemeleri kutup ayisi miydi oyle bi yer sagliyor. Arada gördüğüm kadariyla redbull falan gibi yerlere yaziyor. Bi noktadan sonra geziyi blogdan mlogdan donduruyolardir.

Hasan söylemez beş parasız bir şekilde Türkiye turu yaptı. Bu turu anlattığı kitabı var. Çoğu uzun yıllar çalışıp yeter! deyip işlerini bırakan kimseler. Ali Serhan var mesela. Güney Amerika'yı bisikletle geziyor. Daha önce Japonya'ya gitti. Aslında dışarıdan bakınca çok para lazım gibi gözüküyor. Ama kazın ayağı öyle büyütüldüğü kadar değil. Sponsorları var. Yetmediğinde gündelik çalışıyorlar. Minimal yaşıyorlar yani.

www.google.com.tr

"Senin yaptığını Çorumlu yapmaz" sözünden mütevellit ön yargı oluşmuş olabilir ama benim tanıdığım Çorumlular çok iyidir.

Bende Çorumlu insanları genelde iyi bilirim bir adet enişte var o da gayet saygılı insan.

Tek bildiğim çorumlu "çorumlu amir"
www.youtube.com

sevgilini memleketine göre mi seçecen afdasdfsad her memleketten çıkan adamın iyisi de olur kötüsü de

bir ibrahim kaypakkaya'yı bilirim. yiğittir o da. onun dışındakilere kefil olamam.

Leblebiyle güzel gider.

İyisi de var kötüsü de, genellemeyle bir yere varılmaz.

İyi otomobil kaloriferi yapıyorlar.

hayatımda hiç çorumlu tanımadım ama çorlu'da doğup büyüdüğüm için belki de onlarca kez çorumlu sanıldım. viski deyince jack daniels hocam diyen adam gibi, ben de çorum denince aa leblebi hocam diyen adamım. gerisini bilmiyorum. bir de ne alakaysa çorum deyince aklıma çatalhöyük ve alacalı bulacalı bir şey geliyor. o alaca neden, bilmiyorum. coğrafya dersinde görmüştük sanki öyle bir şey. nasıl desem, peribacalarının çeşitli baharatlarla tatlandırıldığını ve yenebilir olduğunu düşün. çorum'da öyle şeyler varmış gibime geliyo. nasıl kazımışlarsa kafamıza leblebi diye, şehirdeki her şeyin yenebilir olduğunu düşünüyorum.

Üniversitede çorumlu bir arkadaş vardı. Çorumda olan bir olayı anlatmıştı. Adamın biri bir kadının peşinden koşmuş..kadın yüz vermemiş buna. Kadın ölmüş o sıralar. Adam kadının cesedini mezardan çıkarıp ilişkiye girmiş. Sabah halk yakalamış bunlari o halde

4 yıl boyunca ölüyü siken diriyi ne yapmaz diyorduk çorumla ilgili muhabbet olunca

çorumluyum buyrun

Çorumlu bir aileyi çok yakından tanıdım. Bu kadar bencil, bu kadar paragöz, bu kadar herşeyi ben bilirim başka kimse bişey bilmez havasında olan başka bi aile tanımadım. Yanlarında çalıştırdıkları kişilerin ücretlerini zamanında vermezler, geciktirdikçe geciktirirler, insanlıklarını yitirmişler. daha anlatırdım da bu kadarı yetsin.
İçlerinde bir kardeşleri var sanki onlardan biri değil. Vicdanlı, insancıl, yardımsever... Onu da sömürüyorlar.

Bir aileden bile her türlüsü çıkıyor, memleketten haydi haydi her türlüsü çıkar.
Yalnız çorumluyla iş yapar mısın deseler bundan böyle 3 değil 300 kere düşünürüm.

memleketinden utanıp sorulduğunda "ankara" diyenini biliyorum.

1 ay önce aynı şeyi yaşadım. Hafif kusur kabul ediyorlar, aracın muayeneden geçmesine engel teşkil etmiyor.

ne kadar zamandır sizde? yenilemeniz gerek belli aralıklarda, yangın tüpü bir angarya/bürolrasi değil, hayatınızı kurtarabilecek, sizinle beraber başkalarının hayatını kurtarabilecek çok önemli bir aparat. duruma göre maddi kaybınızı da azaltacak bir şey.

bilmem kaç bine araba alıp 50 liralık tüpü yenilememek garip.

tivit +1 demekle beraber kurnaz' a da katılmadan edemeyeceğim.

Kedilere verin

Ya sen ye ya da kediler yesin

Martı da yer

sen dışarı koy yiyecek birileri çıkar

Kuşlar yer

mayonez yap

Kuşlar yer +1

Anladığım kadarıyla haşlayıp yiyorsun, haşlanmış yumurtayla mayonez yapılmaz.

sıfır toyota.

Mercedes.

bir saniye bile düşünmem mercedes alırım.

merso <3

bir saniye düşündüm ve kararım mercedes.

Mersedes her zaman gideri olan bir araba. 3 sene sonra değer kaybın aynı olacak, 3 sene merso yq bindim diyeceksin.

alırken aynı para olabilir ama işletim gideri diye bir şey var, aradaki önemsiz 3-4 litrelik yakıt tüketimini saymasak bile 10 yıllık araba elbet sorun çıkaracaktır parça değişimi isteyecektir, merso masraflı olur. auris alırım riske girmem, beklenmedik bir durum ortaya çıkmazsa yıllık bakımları hariç sorun çıkarmaz 3-4 yıl.

@signore'nin dediklerini dikkate alınmasını tavsiye etmekle birlikte yine de mercedes diyorum. ben burdan bakınca uçurum görüyorum iki araç arasında.

vergileri, bakımı falan sorun olmayacaksa mercedes, onlarıda araştırmanı öneririm.

Mercedes.

merso, sıfır araba için merso kaçırılmaz

63 bin üstelik benzinli ben Mercedes diyorum.

Madem yakıt maliyeti önemli değil, aldıktan sonra her şeyini yetkili serviste yaptırabilecek maddi durumum varsa Mercedes. 2007 eski değil onun için.

Auris diyorum. 2009 senesinde babam sıfır doblo almadan önce hemen sattık bir adet Mercedes 97 model e200. Çılgın arabaydı bir gün sabah kalktık kumandaya bastık ve araç açılmadı beyni bişi olmuş 1300 tl, kış günü birisi arka tampona vurmuş kaçmış 1000 civarı yine, durduk yere arka cam makarası bozuldu 400 tl, xenon far patladı, koltuk ayarı cartladı en sonunda adam sattı ve sıfır doblo aldı.

Yani eğer mercedeste üst düzey bir model alamıyorsan bana göre bu 0-5 yaş arası bulaşma. Ondan öncede 94 e200 mercedes vardı oda aynı. Çıkan masraflar dokunuyor yani, 3-4 sene kullanacam diyorsun al sıfır arabayı bak keyfine kafan rahat istediğin yere git gel.

Gördüm arttırıyorum; Auris'i çok beğendiğinizi varsayıyorum böyle bir kıyas yaptığınız için.

İkinci el Auris alır hem sıfır araç değer kaybını onlerim hem de ne kadar Mercedes de olsa 10 yaşında Türkiye şartlarında yaşlanmış, servisi parçası her şeyi pahalı bir araba almamış olurum. Auris'i de 2-3 sene sonra fazla yaşlandırmadan satarım. Aslına bakarsanız su an arabaya para bağlamam ama neyse.

Auris. Beynini dinle kalbini değil. İlerde yüksek modelli bir mercedes alırsın ama şimdi değil.

1.8 184 SC li w204 kasa kodlu olan olması gerek;

Yakıt 9-10 yakar. Ama hakkını verir, çoğu mercedes gibi hantal kalmaz. Hele uzun yolda muadili çoğu arabayı üzer.
Amg şehir içi toyota dan konforsuz olur. Ama görünüşüyle telafi eder.
Şanzıman makyajsızlarında (sizin dediğiniz araç) 5 ileri olması gerek. Facelift lerinde 7G-TRONIC gelmişti. Ama kullananlar daha dayanıklı ve sorunsuz olduğunu söylüyo bunun.
Bu motorun lpg uyumu iyi diye hatırlıyorum.
vs.vs.vs..

Ben olsam iyice araştırıp, iyi bir servise göstertip merso alır yıllarca binerim. O kompresörün hırıltısı bile yeter :')

genelde bu tip ikilimlerde sıfırı tercih ederim ama burada mercedes demek zorundayım.

düşündüm de cevabım mercedes. ilerde acar okursun artık.

beyin çikolatayla çalışmaz.

tr.m.wikipedia.org

Beyin sadece glikoz kullanır ve vücut, öncelikle beyin için glukoneogenez sayesinde aminoasitlerden vs. glikoz yapabilecek şekilde programlanmıştır.

Ben rafine şeker tüketince zihnimin daha yavaş çalıştığını hissediyorum.

Beyin şekerle ya da karbonhidratla değil glukozla çalışır fakat glukozun tek üretim kaynağı karbonhidratlar değildir; cori siklusu ve glikoneojenez sayesinde glukozun karbon yapılı olmayan gliserol aminoasit (Alanin) ya da laktat sayesinde de üretimi mevcuttur. Yani karbonhidrat tüketmezsen aptal olmazsın, karbonhidrat tüketimi daha çok adrenalin salımına neden olduğu için karbonhidrattan fakir beslenmek zihinsel olarak da daha rahat hissettirir.

abi aptal olur musun onu bilmiyorum ama ben 3-4 yıldır öküz gibi yiyip şiştiğim için iq'mun nerden baksan 10-12 puan düştüğünü hissediyorum. ha sadece beslenmeyle açıklamam kendi durumumu, mesela ben okulu ve beynimi çalıştıran çoğu işi bırakmıştım bunun da etkisi vardır muhakkak ama uzun vadede sürekli eppek yiyen birinin gafası daha az çalışıyor olabilir bence, gayet makul. sonuçta ne yiyorsan osun. çöple beslenirsen gafa çalışmaz.

Zeytin, tohum ??

Tohumdur bence de ama belki neyin tohumu olduğunu bilen vardır demiştim.

ultra kucuk kabak gibi karpuz gibi bir sey

üzüm bence. içinde küçük küçük çekirdekleri var

Üzüm değil, bayağı kayısı çekirdeği kadar sert bir şey.

kıza dürüstçe açıkla. inanıp inanmamak ona kalmış. dünyanın sonu değil ya.

Ekran görüntüsünü whatsapp dan at. Şaşırmış gibi yap benimki de böyle olmuş de.

Ben de ekran görüntüsü diyecektim. Ha, ben olsam ekran görüntüsü falan da atmazdım, inanıp inanmamak kendi bileceği iş. Gidip kendini rezil ederse gülerim hatta sonra. Ama kesinlikle gitmeden yanlış görmüş olduğunuzu söylemelisiniz.

gitmeden soyle bence de. dunyanin sonu degil yani dunden beri konusuyor olabilirsiniz ama dunden beri o ekrana bakiyor degilsin sonucta. o an bakip yanlis gormusum simdi baska derse bakinca karistirdigimi fark ettim de. inanmazsa da inanmasin nolacak sanki?

Direkt söyle, inanmazsa kendini rezil etsin.

Ha bir de böyle tiplerle arkadaşlık kurulmaz. Bu kadar hırslı adam döner dolaşır zarar verir kendine de sana da.

Ben şahsen notlarımız yakınken bu kadar muhabbetim olan bi arkadaşım benden yüksek not alsa, "lan gider söylersem onun notu da düşer" diye korkar gidemezdim.

Arkadaşım öncelikle neden "yalan söylemiş oldum" diyorsun ki? Yanlış görmüşsün, olay bu. Her insanın başına gelebilecek bir şey, kaldı ki alt alta olan sayı/harflerden oluşan bir şeyden bahsediyoruz. Yanlış görmüşüm, benim notum da aynı, hocaya gitme, bunu demek bu kadar zor olmamalı. Diyemiyorsan da o kişiyle arkadaşlığını gözden geçir. Normalde gülünüp "allah seni bildiği gibi yapsın, bir de hocaya gidelim falan diyoruz ihihihi" diye gülünecek bir konuyu sen dert ediniyorsun ki eyvah eyvah.

Bir de hocaya gidip not sorabiliyorsanız helal olsun size, iyiymiş orası. Sesimizi çıkartamazdık biz.

Sen doğruyu söyle, inanıp inanmamak ona kalmış. İnsna doğruyu söyleyeceği zaman bile bu kadar düşünmemeli. Kızla da ders-not muhabbetini kes derim:/

Yalan söylememişsin ki. Buraya yazdığın gibi olan şeyi kıza da anlatsan anlar herhalde. Sen şimdi iyi niyetli düşünüyorsun ama bu karda gidip hocadan öğrenirse daha kötü olur. Burda bize anlattığın gibi düzgün bir şekilde açıklayınca kötü bir şey düşünmez bence kız. Önceki duyurunu da hatırlıyorum ama normal bir insanın böyle bir şeyi sorun etmemesi lazım yani.

Nickfury, ben de diğer üniversitemde hiç sorduğumu hatırlamıyorum ama kız böyle bir mesaj atınca sorulabilir herhalde diye düşündüm.

Son ana kadar içinden çıkılamaz bir olay bekledim. E yalan söylememişsin ki. Yanlislik olmus. Yanlislik olmus diyeceksin. Anlamadim ne var ki bunda bu kadar kasacak. Ekran goruntusu alip aa yanlis bakmisim diyeceksin bu kadar basit.

Aquarium, aynı gün ya da aynı saat bakip söylesem tamam da kız dünden beri bunun muhabbetini yapıyor. Ben de hiç açıp bakmadım tekrar sisteme. O kadar konuştuktan sonra yanlışlık deyince tuhaf olur mu dedim ama ekran goruntusu atmak mantıklı.

s27.postimg.org

Bunu buldum. Ford sitesinden.

Belki açamazsın ama diferansiyel oranı hepsinde 3,55 yazıyor.

Ayrıca 2008 kullanma kılavuzunu indirdim orada da yazmıyor.

hesapları 3.55'e göre yaptım, hadi hayırlısı :D

Debriyaja tamamen basarsa gaza basılmasından dolayı motorda üretilen güç tekerlerleklere aktarılmaz.

sen haklısın

İkiniz de haklisiniz hareket eden arabada dediğini yaparsan araba varolan ivmesi ile gider. Duran arabada yaparsanız hareket etmez.

Yalnız imkanım olsa bunu yapan adamın elinden ehliyetini alırım.

Bas bas bağırır araba.

Sen haklısın ama rölanti de değil o dediğin.

Araç gider de debriyaja basınca aracı boşa aldığın için en fazla kavrama noktasındaki hızla gidersin, ayağını debriyajdan çekmediğin sürece mevcut hızın neyse onunla gidersin gaza basmanın bir etkisi olmaz arabayı bağırtmaktan başka.

teşekkürler cevaplar için. 2 soru aklımı karıştırdı.

birincisi araba rölantide ilerler demiştim ama vites boşa alınmış gibi olacağından rölanti olmaz muhtemelen. yol yokuş aşağı değilse bir müddet sonra araba hızını kaybeder ve durur mu o halde?

ikincisi de debriyaja kısmen bastığımızı düşünelim. bu durumda debriyajın gaza bir etkisi olmaz değil mi?

Debriyaja kısmen basarsan gaza basmanın harakete katkısı olur. Ama debriyaj balatasını çabucak bitirsin.

İster hareket halinde olsun, ister durur vaziyette araç boştayken ne yaparsa aynısını yapar. gaza basmanın bir etkisi olmaz.

Debriyaja kısmen basarsan gazın kısmen etkisi olur.

Konser sonrası dayak yiyen popstar tipi.

itici bir yakışıklılık

saçlar kısa olsun, ama iyisin.

uzun saçlıykan jared leto kısa saçlıyken sarışın gael garcia bernal.

sakın saçlarını uzatma eğer gerçekten mesih değilsen

saçını kestirme hocam sen bence :)

Golden ne oldu okul bitti mi? Bi de hakkaten uzatma saçını.

@elorelia İsa sizi izliyor kardeşlerim.

@hayde bre Nerdeeee. Daha da uzuyor okul durduramıyoruz.

Ses tonu falan aşırı alakasız değilse o dudaklarla iyi hatun emiklersin gibi geliyor. Net köşelerinde vakit öldürmeyin olm yaaa..

geleneksel golden ratio ifşası olup uzun kısa saç muhabbeti de yapıldığına göre ifşayı bitirebiliriz.

yanıyosun fuatabey

sanki bi önceki ifşadan hatırlıyorum seni.

saçların kısa hali boğaziçinde okuyan bi arkadaşa benziyor.

Evet son 3-4 ifşaya katılmışımdır herhalde. Çok fazla birilerine benzeten çıkıyor. Geçenlerde sınavda gözetmenin biri geldi seni şu arkadaşıma benzetiyorum dedi telefonda fotoğrafını gösterip, üşenmemiş bide :D alıştım artık benzetilmeye.

saclar cok guzel ama kisa sacli daha iyi gibi. kararsiz kaldim.

1618'cim

Bu sefer yakana nazar boncuğu değil, küçük altın iliştiriyorum canım benim

Maşallah Maşallah tütütütü.

Sacini uzatma ltf pls tsk

O değil de Flickr şuna alet oldu ya ... Marissa Mayer olsa da görse şu durumu

Evet takviye şart. Sıkıntı olmaz.

Dipnot: üstten eksantrik li araçlar vurdurulmaz.

bi taksi çağır duraktan, 20 lira sıkıştır cebine akü şarj etsin. Akü'yü değiştirmeye elektrikçiye git sonra 180'e aldık inci akü geçen hafta..

Önceden vurdurma tecrübesi varsa, geri geri de vurduruluyor, bimde 15 lira takviye kablosu, çıkarıp kaputu açıp beklesen yardım edecek gönüllü çıkar.

dayı naptın ya?
şaka maka tipler düzgün erkeklerin

oo dayıcım ya hosgedin

zalım

olm niye her tipi düzgün olan "ama çok yüklenmeyin" derken at hırsızları müthiş özgüvenle fotoğraf paylaşıyo ki

duyuruda yazan bir kiz olsam bu adama verirdim net

msn de kuul takilan smileysiz yazisan efsane adam tipi

bir elde tespih eksik :D
güzel.

lan der meister ağzımdan aldın

hoş bukduk arkadaşlar. uzun zamandır ifşa olsam mı olmasam mı diye düşünüyordum. o kadar da kötü değilmiş :)

fotoğraf eski biraz bu arada.

adama yazan bi tane kiz yok lan

erkekler dolustuk horul horul erkek kayniyor

kizlari basliga davet ediyorm

açılın ben kızım ehehe

reelde daha iyi olduğuna eminim, böyle de hoşsun ama.

duyuruda kiz olsam bu adami begenirdim net

hocam duyurunun 2. yakışıklısısın. kusura bakma 1.yi az önceki laza verdim.

beğendik, sevdik güzel.

20 yıl sonra======>ifşa-nick

vay himmet dayi iyiymissin.

yanar dönerli

40.media.tumblr.com

ben bi oralet içerim seninle

Bu actigim 3.dudak buzen kiz fotografi.

insepşın pozu?

çıtı pıtı ;)

pek bir şey anlamadım ama mağaza kesin h m.

Telefondaki kim?

şatgaaaaan <3

kirpikler lens mı

@odunsu insan farkımı fark etmedin ya artık fark etsen de fark etmez ;_;

@basond aynen :D

@meyal savol ;_;

@yirmi alo alov

@elo <33

hasdfg hepinizi aradan çıkardım

daha tepeden çekseydin, izohips haritanı çıkartırdık.

@kedidir o kedi hocam halis muhlis anadolu kipriği :p

boyle doktor bulsam her gun hasta olurum

çok katı bir suratınız var

gelecekteki sevgilime çok benziyorsun... dasfdsfds

;_;

@lesmiserables :*

@shotgunwoman

bekleseydin çifte ifşa yapardık :/

hayır.

şatgan kipriklerin çoğoşş

şatgan candır

tam bir trip makinesi tipin var

I-ıh.

maşallah hocam mütevazi bir tipin var.
ibret aldım.

of orda boşluk varmış yahu, popon ne esnekmiş dicektim.

popo kısmı benim de dikkatimi çekti
biliyorum görmüştüm seni daha önceden

Zayıfım diye sızlanıyordun. Kilon iyi bence.

her an dostane bi tavırla çiğ köfte yoğurmaya başlayacakmışsın gibi duruyosun abi, sevdim ben samimi ve güzel, kaybolsam "pardon bakar mısınız" diye yanaşıp yol soracağım ilk adam, rispek

@jonestown + @limoncello: bende her şey var ama öyle bir popo yok, merak etmeyin :P

@der meister: teşekkür ederim. bir gün yollar kesişirse, çiğ köfte ısmarlayacağım sana.

@haydi bre: o zaman 58'dim, şimdi 57'yim.

Dünya Karate Şampiyonu Rafael Aghayev'e benzettim.

aghayev.pro

Samimi, hoş sohbet bir insan gibi duruyorsunuz.

Popo yanılgısı güldürdü. :)

Abi kıyamam sana lütfen güneş gözlüğü al, bak kısmışsın, ağrı yapar.

abi saclara dikkat et :( hele bi de final haftasi...

oha yeğenim çıktın lan?

En iyi açıyı pencereden sarkıtarak bulmuşun karşim, yarasın.

Fakyoras, Ya saçlar fena oldu sorma. Farkında değilken arkamdan çekilmiş fotoğrafa baktım ve tepede hafif parlaklık gördüm. Dedim bu parlayan ne yaklaştırdım yaklaştırdım ve o acı gerçeği gördüm. Parlayan kafammış. Tepeden de gitmiş. Hey gidi eskiden görecektiniz benim saçlarımı:):)

Basond, kimsin dayı özelden yaz da bilelim:)

Mandalina, tam anlamadım ama arkadaş çekmişti galiba bahçeden. Giriş kattaydı bu ev. biraz daha açarsan ne demek istediğini anlayabilirim.

erkek olduğunu bilmiyordum ama tipin düzgün

çok benziyosun ya inanılmaz
tipin düzgün

Limon, çook teşekkür ederim:):)
Duyuruda çok aktif değildim önceden yazdıklarımı mı gördün de erkek olmadığımı mı düşnüyordun? Ya da hiç düşüncen yok muydu?

Basond, teşekkür ediyorum :) merak ettim elemanı şimdi.

tinypic linki verseydin bari. yan foto koymak ne..

hadi başarılar:)

Elorelia, telefondan yükledim. Link falan pek anlamıyorum. Telefonumda resim düz ama yükleyince yan olmuş kusura bakmayın artık..

sıkıntıdan kendini pencereden atcan herhalde. ama iyisin, başarılı.

bir fikrim yoktu cinsiyetine dair ama nedense kadın olabileceğin gelmiş aklıma nickten dolayı, alakasız bir zan işte

10 üzerinden 7.3

ilk defa fotoğraf makinası görmüş gibi bakmışın ^^

Yorumlar için teşekkürler. Niye gömen kimse çıkmadı ya final haftam diye mi avutuyorsunuz beni:):)

Finallerine faydası olacaksa ben gömerim :) Kilo ver biraz

Haklısın. Finaller bitsin ilk iş olarak düşünüyorum. 104 kilodan 85e düşmüştüm şimdi 95 falanım. Hatta resimde 90 civarıydı. Kızın bana dalga geçin ki azmedeyim.:):)
Bu arada teşekkürler biraz bilendim.

Minoxil başlayak mı?

Daha önce ilaç srrum vs. Denemedim ama çok deneyen arkadaşım var. maalesef olumlu sonuç alanını görmedim.

şahan gökbakarın yeğeni gibi

Hahah hangi konuda yeğen. Neyim benziyor?

gözler alın ve saçlar . nebliym benzettim bi an :D

İyi bari insana benzettin:)

prefrontal pek bi küçük.

Çok geçmiş olsun.

gülecektim ama bişeyler engel oldu

check up icabı çekildi bi sıkıntım yok gülebilirsiniz :)

Gözün göz değilmiş, pek korktum ben.

bu espri artık bayatlamadı mı ya sayın basond?

o ense tarafındaki küçük çember nedir bilmiyorum ama sanki biri orada sigara söndürmüş gibi.
ben güldüm

profilden baya iyisiniz. normalde az insan profilden güzeldir

Bana frontal küçük geldi.
www.godissues.org

clickbait

Abiiii

BENİ SEV.

sürekli olarak en az 2k encryption yapan ve anonim olarak açan vpn servisleri var. takibi neredeyse olanaksız. buraya yazmıyorum, merak eden mesaj atsın.

bunda rahatsız olacak bir şey yok ki. polis zaten güvenlik sağlıyor. simdi de internet güvenliği konusuna el atmış oldular.

Çare vpn

The Young Pope
Dirk Gently's Holistic Detective Agency
Underground
Travelers

Narcos

Stranger Things,Goliath,The Night Manager

Westworld.

a young doctor's notebook

preacher yazmak için tıkladım ilk cevapta görünce sevindim. preacher +1

3%

Animal kingdom, the missing süper ikisi de.

The man in high castle

westworld
humans
utopia (2 sezon,ama devamı çekilmiyor)
rick and morty :)
the nght of ( tek sezon mini dizi)

preacher'in ilk 7 bolumunu izledim bir oturusta, dostum bu dizi super!

Belki 2 günlüğüne sigorta yapacaklardır? Öyle değilse bile kiminle çalıştıklarını bilmek en doğal hakları bence.

Verirken çapraz şekilde ne için olduğunu üzerine belirtebilirsin.

@matilda, sigortadan bahsetmediler. ayrıca sadece iki gün için sigorta yapmaya hevesli olduklarını sanmam ki büyük bir market de değil çalışacağımız yer.

@hayde bre, sorduğumda "prosedürümüz böyle" şeklinde açık olmayan bir yanıt aldım.

Ya üstüne kredi çekerlerse bence verme.

ajans işlerinde çalıştım daha önce ve birkaç günlük sigorta yatırdıkları oluyor. ha fotokopi istemelerinin sebebi bu mudur bilmem.

ne iyi patronun var:)

ben de iş tez bir arada. geçiyor bakalim

istanbula gidecektim, uçuşlar iptal oldu.
bira aldım, döndüm eve. oturuyorum keyifler yerinde

ders çalışıyom..

sıkıntıdan kendimi bıçaklıycam.

karı rahat izleyeyim diye pencerenin kenarına yerleştim. 3:30'da new jersey-toronto maçı beleşmiş nhl'de, uyanık kalabilirsem onu izlerim. fena geçmiyor aslında ama canım sıkılıyor. bi şey yapmıyorum. yapacak bi şey de bulamıyorum. yüksek sesle müzik dinliyorum. alışık olduğum bi şey değil pek. ne çok bi şey dedim.

Finalleri yarıladık bugün itibariyle. Az miktar es verdim. Yarın devam.

Bu saatte yataga girdim, 4:30 da kalkip 5-7 nobetine gidicem. Ama fena degil genel olarak.

Karin yağmasını bekliyordum uzun zamandır çok sevindim, gezdim dolaştım, kar topu oynadım bi güzel, şu an tek iyi şey bu çünkü.

Ben bi yerden telefon bekliyorum belki bugun gelir dedim gelmedi. Gelecek hafta da gelmezse uzulucem biraz. Ama o olmazsa baska yerler de var radarimda ama orasi olaydi iyiydi. Simdi de hanimla yemek yapicaz kar esliginde yicez bi sominemiz eksik

idare eder.

lanet olası bir hocanın, lanet olasıca bir dersine çalışıyordum sonra yeter lan deyip kapattım. şimdi takılıyorum, çay içiyorum, mirkelam dinliyorum.

Gece daha yeni başlıyor.

bu gece gelme dediler bana piyangodan tatil çıktı.
sabahlayacaktım yoksa.

"Film izleyeyim" diyorum, internette sürtmekten bir bakıyorum saat 4 olmuş. Öyle yatışla geçiyor işte.

tüm gün boş boş oturdum. kar yağınca çıktım yürüdüm biraz, baya güzel oldu. şu an film izliyorum. gece biraz çalışıp yatarım.

Kucakta kediyle film izledim. Normalde kedilerim asla kucağa gelmez, çok mutlu oldum o yüzden. Birazdan da yatıcam. Keyifler tıkırında.

fıs collection genel olarak, bazı şeyler yolunda bazı şeyler değil ama özet olarak ben o yolda değilim

İki saatlik toplantıya diyerek İstanbul'dan Tekirdağ'a geldik ve burada mahsur kaldık. Toplantıya geldiğimiz firma bizi anlaşmalı olduğu bir otele yönlendirmişti son birkaç odadan boş olan ikisini tuttuk da şarap içerek sabah olsa da evimize gitsek diye takılıyoruz şu an.

Göt kadar ilçede 4 saatte 10 kilometre yol yapamadık, ana yola çıksak muhtemelen orada bir yerlerde saplanıp kalacaktık. Bir yandan canım sıkkın, bir yandan yine karda kışta başımızı sokacak bir yer bulduk diye kendimi avutuyorum.

kira ilanlarına bakıyorum. çok seçici olduğumu farkedip elemeye baştan başladım.

Fayans, banyo dolabi, dusakabin filan bakiyorum. Kafayi yicem.

ödevi bitirmeye çalışıyorum. pazartesi finalim var en önemli dersimden ancak cumartesi içeceğim. 24'ünde de proposal'ım var. ha en önemli derse yardırayım ki kafam rahatlasın.

iyidir şimdilik yani.

müzik dinleyerek the sims 4 oynuyorum. eleştirdikleri kadar kötü değil yaa diyorum.

Doktora tezimi yazmakla meşgulüm...
Salı tez izlemem var.

11 buçuk civarı sahile indim. yeni geldim. ilk kar zamanı mutlaka dışarı çıkarım. şarap içtim, kuruyemiş yedim. kar yağduğınd istanbul'u seviyorum. kedime benzeyen bir sokak köpeği gördüm. iki köpeklerdi aslında. biri benimkine benzziyordu. oyun oynamaya başladılar aralarında. hüngür hüngür ağladım o sahnede. benimki içeride, o dıarıda. kulağımda çaykovski haziran çalıyordu. neyse ki fazla insan yoktu. olanlar da fotoğrf çekme derdindeyi. sarıldım, sevdim benim kediy benzeyeni. sözleştik yrın mama getireceğim konusunda. iyi geçti bugün. normlden fazla şarap içtim. iki şişe bugğün. kar olduğu için izin verdim kendime. keşke her gün bugün gibi olsa. ölmek bile istemem belki. şimdi sessiz bir film izleyeceğim. hula diye. 5^Te de konjuh'un maşı vr. belki onu beklerim. dayanamzsasm da uyurum.

paralarımı sakladığım yeri su bastı tavandan. anca kuruttum, boyaları akmamış neyse ki.

Paça çorbası iç.

spordan önce ısınma germe egzersizleri yapıyor musunuz? bunları yapmadığınızda ağrı olur, menisküs zedelenmesi olur. çektim ordan biliyorum. hala daha diz bükmeden yaşamam gerekiyor.

Menisküs'ün ilerlemiş olabilir, diz kapağını tutan diskler daha da hasar görmüş olabilir. Öyleyse eğer bir an önce doktora gitmeni gerektirecek bir durum bu.

ısınma egzersizlerini yapardım. en çok dikkat ettiğim hususlardan biri buydu.

Valla bende de dizimi her büktüğümde çıt çıt çıt ses geliyordu kafam attı doktora gittim röntgen çekti. Yaşın daha genç kemikler yuvaya oturmamış 5-10 seneye geçer dedi. Ağrı yoksa çok takılmamak lazım.

- Yerel insanlar bir araya geldiginde nelerden konusuyorlar, nelere guluyorlar. Belki de bu dialoglarin bir videosu.
- Ulkenin o gun en cok okunan gezetesinde neler var, gundem ne.

ben olsam şehrin çok mükemmel yerlerinin fotoğrafını çekmektense, alelade sokaklarını falan çekerim. avm'lerini çekerim sinemalarını çekerim. günlük hayatta ne yapılıyorsa onu çekerim.

Samimi bir dil kullanılmalı. Seyehat bir keyif işi. Özendirici olmalı. Sitenin tasarımı basit olmalı. İşte bir tarafta rotalar, fotoğraflar, gezi yazıları vs.

insanlar artık seyahat blogları yerine seyahat vloglarını çok takip ediyor bu da aklınızda bulunsun.

girmediğim sınavdan 85 almıştım, gidip konuşmuştum. bütüne girmiştim, hoca teşekkür etmişti.

Git konuş. Dürüst ol. İlerde farkedilirse "niye haber vermedin" diye tribe girip hoca sana takabilir.

bi daha dersine girmicekse hoca boşver.

girince geçebileceğin bir ders ise dürüst davranabilirsin. zamanında bana olmuştu. max 15 beklediğim vizeden 70 girilmişti notuma. hiç sesimi çıkarmadım çünkü kolay kolay geçebileceğim bir ders değildi. finalinden de 10 mu ne alıp dd ile geçmiştim. şimdi mezunum. pişman değilim. senin durum biraz farklı gerçi hiç girmemişsin. bir ihtimal fark edilirse sıkıntı olabilir. ama sanmıyorum. senin hatan değil sonuçta.

her şey çok dürüst de amk ülkesinde. almışsın ba uza gitsin.

Ben olsam gider konuşurdum.

Konuşmam.

konuşmazdım

insanların güvenini kaybetmektense ff almayı tercih ederim.

(bkz: robert bosch)

not giriş tarihi geçse bile 2 sene geri dönük dilekçe ile hoca notunuzu değiştirebilir. ortaya çıkarsa takar bir de o yüzden geçemeyebilirsin. evet ülkede hiç bir şey düzgün değil ama ünvanı olan herkes adelet simgesi(!) kendilerine göre.

Birkaç aydır rotring 500 kullanıyorum, günlük kullanım için gayet yeterli bence.

@aion kaca aldın ? bırde 0.5 mi hangısını tercıh edersın

ben bu kalemi kullanmıştım öss'ye çalışırken. çok keyifliydi. sallayınca ucu çıkması falan:) ama şimdi fiyatı hayvan gibi olmus

www.dr.com.tr

Yapma. Ösym kalemi bul onunla çöz denemelerini. Sonra sınavda yabancılık çekme.

Elimde sıfır pentel Smashlar var 40 tl'ye satıyorum ilgilenirseniz buradayım.

Pensan MY-IQ

Paran varsa dr. Martens. Satış yeri bilstore