Rte kaybetmemek için kendisini kopyalatıp ikinci bir rte ile seçime giderse ancak o zaman oy kullanmam.

RTE karşına bizzat Deccal'ın kendisi çıksa yine oy veririm, sonra Deccal'ı adam etmek için bi şansımız olur yine.

Altılı masadan sağduyusuna güvendiğim tek isim Kılıçdaroğlu. İmamoğlu aday gösterilirse ya oy kullanmam ya da tepki olarak erdoğan'a oy veririm. Onun dışında muhalefetten kim çıkarsa oy veririm. Ama dediğim gibi kılışdar çıkarsa canı gönülden veririm.

gecmiste mhp ve akp ile iliskisi/bagi olan kimseye oy vermem. davutoglu, aksener, babacan da dahil.

Asla vermem dediğim yok herkese veririm

davutoğlu’ndan nefret ediyorum. neye güveniyor da hala siyasette ve ne alaka onu hala alıyorlar asla anlamıyorum. stratejik derinliğiyle ülkeyi orada burada savaşa sürükler. berbatın da kötüsü bence davutoğlu.

duruşumuz net pbs.twimg.com

@ruhen hastayim ben +1

Ekmel'den dolayı midem bulanıyor olsa da tek adam rejiminde RTE yerine gelen kişiye, ona taptıkları gibi tapmazlar malum partililer. Aynı güçte istediği gibi oynayamayacağı gibi, başka seçimi de kazanamaz.

Normal şartlar altında Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu, Demirtaş, İmamoğlu vb. gibi isimleri istemem. Aralarında sürpriz çıkmayacak tek isim Karamollaoğlu, o da siyasal islamcı zaten. Yine de @Kaleci Saçlı Forvet +1

Siyasal islamcı ve ülkücüye vermem. Kılıçdaroğlu ve imamoğlu dışında bir seçenek yok benim için.

Bence insanların anlamadığı şu: Bu seçimde amaç gönlümüzden geçen adayın kazanması değil, bu seçmde amaç RTE'yi devirmek. Yani tek adam rejimini bitirmek mutlak otoriteyi sonlandırmak. Yani bu bir demokrasi şöleni değil. Bu uğurda da beğensek de beğenmesek de her şey göze alınabilir her yol kullanılabilir. Ha RTE iner sonrasına sonra bakılır zaten bu süreçe ben şuna oy vermem ben buna oy vermem deme lüksümüz gerçekten yok. Böyle diyebilen biri durumun vahametini idrak edemiyordur benim gözümde.

KK'ya çok isteksiz vereceğim açıkçası. Zaten sol kesim deccale bile oy vericek bunu tartışmak manasız. mesele kararsız kesime de hitap edecek aday çıkartmak. Sadece bizim oylarımız yetmiyor çünkü. Kaçak çay yakmakla uğraşacaklarına insanların güncel problemlerine değinebilseler keşke. Kim hangi tarafa çalışıyor anlamak çok zor.

maske zorunluluğuna karşı çıkmayan kimseye oy vermem. bu konuda yanlış karar veren bizi satar da.

deccal zuhur etse hoşgeldin horasan'ın yiğidi derim tweeti +1

Saydığın isimlerin aday olma ihtimali inanılmaz düşük zaten. Anca dediğin gibi 3+ aday durumunda aday olabilirler o zaman da zaten senin tercih edeceğin başkası aday olur.

Ama bence en mantıklısı tek adayla işi bitirmek. 2018 seçiminde gördük işte fazla aday durumunu.

Ayrıca şu seçimde aday seçme lüksü görmeyi anlamıyorum. İçimden geçen aday yoksa oy vermem durumu yaşansın diye bu seçimde kim olursa olsun oy vermemiz lazım yoksa Azerbaycan vs gibi %95le seçim kazanılan ülkelere dönücez bunu anlamak çok mu zor?

Son olarak, bence ideal cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu olur çünkü altılı masanın çizdiği yolda bu sistemi bitirip parlamenter sisteme dönüldüğünde seçilecek cumhurbaşkanının kariyeri bitecek. Kılıçdar'ı her şeye rağmen sevmek istiyorum ve ona iyi bir jübile olur. Ama gerçekçi olursak en heyecanlandıran aday İmamoğlu olur.

türkiye'de öncelik demokrasiyi ve seçimle lider değişebileceğini hatırlamak olmalı. erdoğan gittiğinin ertesi günü isveç olmayacağız. bu beklentiyle sandığa giden/gitmeyen ülkeden hiçbir zaman bir halt olmaz.

ben o yüzden hiç istemeyerek bile olsa aday kim olursa olsun ona vereceğim. çünkü bu tek adam rejimi dağılır, ülke idari anlamda bir nefes alırsa bir sonraki seçimde o adayı gönderme şansımız olur. sırf ekmek yahut demokrat dede var diye oy vermezseniz her şey çok daha kötü olacak. şu an aday seçme lüksümüz olduğunu düşünmüyorum. bu seçim demokrasiyi hatırlama, sandıkta koltuk değişebileceğini hatırlama seçimi... aday seçme şansı da umarım bir sonrakinde olur.

bu benim şahsi düşüncem tabii, vermeyen vermesin, ben çok yoruldum çünkü bu ülkenin siyasetinden. vay sen niye vermedin senin yüzünden bu haldeyiz diyesim gelmiyor kimseye. sağcısıyla solcusuyla, şusuyla busuyla cahil ve saçmasapan bir kitleyiz maalesef. belki de hak ettiğimiz budur yani.

Her türlü karşıdakine oy veririm. İktidar değiştikten sonraki seçimde seçme şansım olabilir. Şu anda Pakistan ya da Venezuela olma eşiğindeyiz. Seçme şansımız yok.

seninkilerin aynısı.

6'lı masanın adayına oy verdikten sonra kime oy verdiğinin bir önemi yok ki.

6 ocak 2023 ahmet davutoğlu açıklamalarına göre %1 oy alan partinin bile istediği her şeyi veto etme yetkisi olacak. O yüzden "babacan'a / davutoğlu'na oy vermem, kılışdar'a vereceğim" demenin bir anlamı olmuyor, her türlü oyun onlara gidiyor.

Biraz eğlenceli yani, AKP gitsin diye oy veriyorsun, kazanırsan yine AKP'liler bakan oluyor. Kaybedersen yine aynı :)

6'lı masadan ayrılıp kendi bi aday gösterirse (İmamoğlu, Mansur vs) İYİP'e basarım belki. Yoksa oy kullanmam. Davutoğlu'na bakanlık vermek istiyorsan git reis'e bas daha iyi.

davutoğlu'na vermem. gerisine veririm. davutoğlu kazanacağına rte bir dönem daha götürsün ülkenin geleceği kurtulur en azından. çünkü o kadar kötü olur ki bir daha bunların hiçbirr uzantısı bir şey kkazanamaz bu ülkede.

ha davutoğlu kazansa da chp güdümünde olacağı için o kadar kötü olmaz ama kendi ideolojisiyle yönetebilecekse rte diyorum.

edit: ben de deccali RTE'ye tercih ederim. sıralamam deccal>RTE>davutoğlu şeklinde.

en meşhuru piraye taş plak meyhanesi

@Chemical dependency +1 ben gitmedim ama kuzenim de cok begenmis, dun aksam konusuyoduk tam.

yeri de bahariye'de yapi kredinin sokagindan giriyosunuz, sagdaki ilk cikmaz sokakda :)

Piraye Taş Plak vasatın altında. Daha önce de yazdım, 3-4 hafta kadar önce gittik; fiks menü altında yasladıkları şeyler çok kötü. Biz son 3 yıldır Shaft'ın karşısında olan Safran'a gidiyoruz sektirmeden. Fiyat/performans olarak gayet iyidir, Erdal Abi çok iyi bakar. Ama 7-8 kişiyseniz rezervasyon yapmak lazım.

evet bugün rezervasyon işlerini halletmek istiyoruz o yüzden sordum aslında.
teşekkürler bu arada. başka öneriler varsa açığım :)

benusen
bi de üşenmezseniz, birtat meyhanesi var koşuyolunda. ama yer bulmak zor olabilir, karaborsa şu aralar:)

hic sanmıyorum.

2-3 bin gerçekten ufak bir rakam. 20-30 olsa bile ikamet için çok yeterli gözükmüyor.

enemy

funny games

komedi istiyosan internship ve sex tape güzel filmler. kafa da yormaz pek.

manchurıan candıdate
ama 2004 versiyonu

rambo serisi.

edit: olm ciddi cevap verdim, niye tik atmiyon la?

izlemediysen lucy

Bu noktada dikkat edilmesi gereken rublenin değeridir, eğer ruble %17'den fazla değer kaybederse zarar yazabilirsin sonuçta, yani düz mantık hesap böyle.

edit: dolara niçin yüksek faiz versinki? istenen şey doların satılıp rubleye çevrilmesi böylece rublemeye talep olunca ruble değerlenir, mesela ülkemizde de böyledir dolar düşsün diye faiz yükseltilir, dolarlar bozdurulup faize yatırılır böylece tl değerlenir.
ülkemizde dolara mesela 2-2.5% faiz var sanırım.

az önce bi haber okudum ruble nerdeyse yarı yarıya değer kaybetti. ruslar antalya'daki evlerini satıyor diye. ekonomiden anlamam da bilgilendireyim dedim.

TL %10.5 faiz verirken %6.5 için şu son 1-2 ayda %50 değer kaybetmiş rubleye güvenilir mi?

Dolar şeklinde yatirsak ?

para birimi verilen faizden 3-4 kat daha deger kaybederken akilli isi degil. sobada falan yak o 400 bini daha faydali.

rusyaya iş yapanlar ağlayacak yakında amma velakin şimdilerde gidip orada bir iş tutturan para kazanabilir ileride, faiz değilde iş yapmakdan bahsediyorum tabii.

vatandaşlığın yoksa paran elden gidebilir. iç edeller itiraz edemzsin.

enflasyon diye bi kavram var. onu bi araştır.

dolara o kadar yuksek faiz vermez zaten. bizim turk bankalari da TL %10 (enpara filan) verirken euro/dolar %1.5 civarinda.

Statement of Work

yönetmelik

spesifikasyon

sözleşme?
www.seslisozluk.net

Sözleşme karsiliklilik belirtir. Nameli belgeler tek taraflidir.

Türkçe eşanlamlısını arıyorsun değil mi? Teknik şartlar, Ön koşullar olabilir mesela.

Protokol

hala kabartma benim kredi kartlarımın üzerindekiler. banka kartları baskı sadece, eskiden beri de böyleydi zaten..

sanki hepsi baskı gibi olmuş soru. yok artık kartlarfa baskı oluyor neden diye sorayım.

kabartmanın başka bi teknik sebebi yok aslında. halk arasında imprinter diye tabir edilen o eski hart hart makinelerde baskı yapsın diye öyle dizayn edilmiş zamanında ama hala neden bu nostaljiden vazgeçilmiyor, bilemiyorum. ben işin sadece güvenlik tarafına -kısmen- vakıfım, güvenlik ile ilgili olmadığını söyleyebilirim. ürün tarafıyla ilgili olarak da belki bazı durumlarda imprinter kullanımı hala devam ediyordur fakat biz rastlamamışızdır şeklinde bi tahmin yürütebilirim.

cüzdana sok çıkar falan zamanla silebiliyor bazen baskılı kartların üzerindeki yazılar, kabartmalarda böyle bir ihtimal yok, ondandır belki.

kabartmayı taklit etmek zor. baskıyı uygun bir yazıcı alıp kendin de yapabilirsin.

www.google.com.tr

Don atlet gelme, giydiklerin kotu anlamda goze batmasin demisler.

Yoksa yakisanda kot tshirt de olur.

tisort olmaz. kot hic olmaz.

takım elbise giyme ama şık ol demiş.

kumas pantolon (ki sik koyu renk bir kot da olabilir), gomlek (kravat takma), ceket ve bunlara uygun ayakkabi. ayakkabinin illa kosele olmasina gerek yok ama spor ayakkabi / converse vs olmaz.

lacivert blazer ceket, (takım elbise kesimi olmaz business casual da) dockers pantalon (ten renginize uygun); klasik beyaz gömlek. kravata gerek yok. Yine de ilk gün yanınızda bir kravat olsun; baktınız herkes takıyor takarsınız.

alinabilir, vize alacagin ülkenin mevzuatina uysun yeter. Yurt disinda yasayan türkler vize almak icin hangi ülkede yasiyorlarsa yasadiklari yerdeki gidecekleri ülkenin konsolosluguna gidiyorlar. Ama küba vizesi özelinde emin olmak icin küba konsolosluguna sormak gerekli.

kolombiya'da ya da peru'da oturma izniniz varsa, oradan istediğiniz yer için vize alabilirsiniz
ülkeden bağımsız, vize alacağınız ülkede oturma izniniz yoksa ve/veya mülteci değilseniz başka birü ülke için vize alamıyorsunuz diye biliyorum -istisnası varsa öğrenelim tabi :)

alamazsınız çünkü küba kapıda vize veriyor zaten.

evet. ilgili ülkenin konsolosluğuna gideceksiniz.

aaa ben niye tik almadım ki. küba için vize almakla uğraşmanıza gerek yok. çünkü pasaportunuzla gittiğiniz zaman sınırda vize veriyor Küba. Kolombiyada, peruda uğraşmayın yani. hatta vizeyi de pasaporta basmıyorlar abd,ye girerken sorun çıkmasın diye, ayrı bir kağıda basıp veriyorlar.

eğer soru daha genel olarak başka bir ülkede iken vize almaksa, daha fazla ücret ödeyerek ve biraz daha uzun bir prosedürle alabilirsiniz. en büyük sorun süre boyunca pasaportunuz ilgili ülkeninin elçiliğinde-konsolosluğunda kalacağından, sizin pasaportsuz dolaşmanız olacak.

halanne sana tik atmadım çünkü küba tc vatandaşlarına kapıda vize vermiyor. hatta o kağıt olmadan küba uçağına dahi binemiyorsun.

hayırsız o şöyle. pasaportuna damga vurmuyorlar ayrı bir a4 kağıda basılıyor vizen ve sorun çıkmıyor. yani kağıt üzerinde kübaya gitmemiş oluyorsun.
aynı şey israil vizesi için de geçerli. israile gitmiş ardından irana girmiş adamım ben :)

bende şöyle birşey var:
cdn.arstechnica.net
önermiyorum.

iPad diyorum baska bir sey demiyorum. Yok butce varsa hatta air diyorum. Ama sonra yine iPad e dönüyorum.

bütçen el veriyorsa şiddetle şunu öneririm: www.istanbulbilisim.com.tr

türkçe incelemesini şuradan izleyip fikir edinebilirsin: www.izlesene.com

tam aradığın şey ama pahalı işte.

benim sahip olduğum ve önermediğim bilgisayar halitkin'in önerdiği bilgisayar.
hiç de aradığın şey değil.
bi boka yaramaz, para tuzağı.

niye bi boka yaramıyo chemi, şikayetçi olduğun şeyler ne?

bilgisayarsız ipad olmaz. eğer bir laptop zaten varsa en mantıklısı ipad olacaktır ama evde hiçbir şey yoksa o zaman bu tip bir şey düşünebilirsiniz. pek kullanışlı değiller ama.

bir kere tablet olmak için fazla hantal, ve bilgisayar olmak içinde fazla narin.
ikisi de olmak isterken ikisi de olamamış.
en büyük derdi ise laptoplarda ekran açısını istediğin gibi ayarlayabilirken bu aleti laptop olarak kullanacaksan ekran tek bir açıda duruyor.
yani biraz alcak bi masada çalışıyorsan, ya da arkadan ışık geldiği için biraz açıyı değiştireyim diyorsan sıçtın.

Leg raise ve plank da yap. 10-12 tekrarlı setleri ne kadar yüksek direnç seviyesinde uygularsan o kadar iyi.

www.youtube.com

bu aletin üzerinde "NEVER work with heavy weights" gibi birşey yazıyor bizim salonda.
aman dikkat

Bu alet sadece ust mide kaslarini calistiriyor diye biliyorum

Orantili karin kaslarina sahip olmak istiyorsan alt mide ve oblikler yani yanlarinida calistirman gerekiyor

alt mide icin caki diye tabir edilen hareketleri yap oblikler icinde twist vs hareketleri yapabilirsin tabi isin en onemli kismi beslenme protein agirlikli besleneceksin

bekara kari bosamak, kariya askerlik yapmak kolay diye bi atasozu var konuyla ilgili.

yani insanin yapacak daha onemli biseyi yoksa gidip mal gibi takilmayi, cop toplamayi, komutanlara cay goturmeyi, azar isitmeyi, sacma sapan insanlarla muhatap almayi dusunebilir tabi.

memlekette öyle bir siyasi gündem var ki bugün güle oynaya askere gitsen 3 ay sonra suriyeye savaşa yollanmayacağının garantisini kimse veremiyor. anneler babalar da doğal olarak çocuklarının bok yoluna gitmesini istemiyor.

"tek sıkıntı salak saçma yapılan siyasi oyunlara kurban olmak" diyorsun ya, işte onun için de pisi pisine ölmek, sakat kalmak falan var. sıkıntı tek ama çok büyük.

zorunlu askerlik başlı başına gereksiz, sokakta görsen yolunu değiştireceğin tiplerden abuk subuk emirler almak, minimum 5 buçuk ayını devlete bir hiç için hediye etmek işin ayrı bir boyutu ama bir de memleketine güvenmeyince insan daha da bir zor geliyor. hak veriyorum insanlara.

en basit tabiriyle dışarıdan öyle gözüküyor diyebilirim. yapmayan bilemez derler ya aynen öyle.

askerliği sadece isteyen yapmalı. istemeyen zorla gönderilmemeli. askerlik yapmanın erkeklikle, yemekle yememekle falan alakası da yoktur.

erken kalkmak idman vs. en basiti. zor olan komutanların saçma sapan insanlık gururuna aykırı davranışları.

SIkıntı bir şeyler yaptıracak olmaları. Niye bir şeyler yaptırsın birileri bana, niye emirler versin ya da ben emirler vereyim, niye zorunlu bir şey olsun? Bİrllerinin askeri olmayan insanlar var bu ülkede. Bu devlete zaten vergi veriyorum, diğer bir kaç ülkedeki gibi ne kadar istemesem de zorunlu kamu hizmeti yapmayı bile düşünebilirim sırf bu saçma olay olmasn diye .Askerlik zorunlu din eğitimi gibi bir şey. Vicdani ret anayasal bir hak olmalı.

Ben öyle derken siyasilerin saçma sapan oyunları askerin canına mal oluyor evet bu kısmı ciddi anlamda en beteri adamların bi lafına bakıyor bazen askerin hayatı. Ama ben askeriye nin o kadar basit olmadığını imkan ve şartlar altında her bireyin bu eğitimden disiplinden geçmesi gerektiğine inanıyorum

sana askeriyeyi nasıl anlattılar bilmiyorum ama öyle disiplin verilen, eğitim verilen, kişiyi geliştiren bir yer değil kesinlikle. bilakis geriye götürüyor, yaralar açıyor. 32 yaşındayım. askerliğimi yapalı 7 sene olacak. hala rüyalarımda bazen tekrar zorla askere alındığımı, komutanların bana bağırdığını falan görüyorum.

troll mü değil mi anlayamadım ama cevap vereyim.

evet abla, benim götüm yemiyor. lütfen benim yerime gidip askerlik yap. git kampanya başlat, götü yemeyen erkeklerin yerine askerliği biz yapalım diye, yeminle GÖTÜ YEMEYEN ERKEK olarak en önden destek vericem kampanyana.

en fazla ne yaptırabilirler ne demek ya. bir gün tacize uğradığını ve birinin karşına geçip "en fazla götünü ellemişlerdir, nolcak ya" dediğini düşün. insanın hakkının gasp edilmesine NOLCAK YEAAA diye yaklaşılması kadar tiksinç bir şey olabilir mi.

Askerlik tahmin ettiğiniz gibi savaş eğitimi, atış talimi, idman vs. gibi şeylerden ibaret olmadığı için böyle düşünmeniz normal. kaldı ki bunlarda ibaret dahi olsa bir insanın 6 ya da 12 ayını heba etmesi gerçekten saçma. yani atış eğitimini, savaş eğitimini verir gönderirsin, 6 ay bir yerde hapsetmenin bir anlamı yok. fransa'da zorunlu askerlik 1 gün örneğin. sabahtan gidip eğitimini alıyorsun, akşam evine dönüyorsun.

ben askerde yaptığım şeyleri söyleyeyim:

- alay komutanı sabah o yoldan geçiyor diye her gün tonla su biriken yoldan su çekmek.
- o su orada donduysa çekiçle buzları kırıp kürekle buzları çek.
- ağaç ekme alanında taşlaşmış toprak varmış, gece görevlileri uyandırılsın, bu toprağı ezsin.
- kışlanın duvarı 1 metre ileri yapılmış, belediye arıza çıkardı. 50 metre duvarı yıkıp baştan bir daha yap.
- kışlaya gösteri alanı yapılacak, dozer lazım. 'benim burada 150 tane dozerim var', 1 ay elinle taş taşı.
- kar yağdı kar çek, yağmur yağdı su çek, sonbahar geldi yapraklar döküldü onları çek, hiçbir şey yağmadı çöp topla.
- gece 3-5 arası kalk 2 saat buz gibi havada ayakta dikil. sakın oturma hapse girersin.

Bilmediğim için soruyorum zaten. Trol değilim.


Askerlik bana çok kutsal gibi geldiğinden belki de böyle tepelerde tutuyorum.

ben de bedelli'den yararlanacağım. ama gerçekten bi adaletsizlik söz konusu. ama bir de "zengin ve fakirin tek eşit olduğu kurum olan askerlikti" falan gibi cümleler kuranlar var. onlar herhalde başka bir gezegende yaşıyorlar. bir kere kısa dönem ve uzun dönem diye iki farklı askerlik türü var yıllardan beri. sanki türkiye'de herkes eşit şartlarda yaşıyor, okuyor da üniversite mezunu olan kısa dönem yapıyor. zengin olan çocuğunu ya yurt dışına gönderiyor ya da en azından kısa dönem yapmasını sağlıyor.

askerlik olayına tamamen kapitalist gözle bakılıyor devlet tarafından. üniversite okuyan kişi ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlıyor ve bu adamın bir an önce ekonomiye katkı sağlaması için askerliği kısa tutuluyor. bedelli de aynı şekilde, ekonomiye direkt katkı sağlıyor bu adamlar. onun dışında ülkeye para olarak katkısı olmayan kişiler gözden çıkarılıyor. ölürse ya da sakat kalırsa bu insanlar devlet gözünde önemli değil olarak görülüyor.

Onun dışında askerlikte öyle gidip vatan falan savunulmuyor. kimse canını sokakta bulmadı ve çoğu kişi de devletlerin saçma politikaları yüzünden ölmek istemez. çok değil bundan bir kaç ay önce adamlar hadi şuraya bi füze atalım da savaş başlasın minvalinde konuşmalar yapıyorlardı. böyle saçma, insan hayatının hiçe sayıldığı bir yere zorla gönderiliyor insanlar.
ya da gidip komutanların uşağı olmak istemiyoruz. sonuçta bir yaşantımız var, bir düzenimiz var ve askerlik bu düzeni komple bozan bir şey. iş bulmak türkiye şartlarında öyle kolay değil. 12 ay askerlik yapan birisi askere gitmeden minimum 1 ay önce işten çıkıyor ve gelince de minimum 1-2 ay iş arayarak geçirecek, adam 15 ay işsiz kalacak.

son olarak, bu çürük sistemde bedelli askerlik bir kaçış yoludur. gönül isterdi ki faydalanmak isteyen herkes faydalansın ya da zorunlu askerlik diye bir şey olmasın ama maalesef ki gerçekler bu şekilde.
hoş zorunlu askerlik olmasa, askerlik meslek olsa yine fakirler yapacak bu işi. kapitalist sistemde bu işler böye. millyetçi arkadaşlarım da vardı, koşarak askere gittiler. askerliğin 2. ayında aklın varsa gelme dedi adam bana.

ya cem yılmaz'ın stand up geyiği gerçek oldu cidden.

"kapıda silah veriyolar düşmanı taraya taraya gidiyosun" gibi bir şey değil. ya da aylarca savaş eğitimi görmüyorsun. cephede aktif savaş veren operasyona katılan binde birlik kesimi saymazsak geriye kalan binde dokuz yüz doksan dokuzun yaptığı işin en ufak bir kutsallığı yok, ki sınırda savaşan çocukların yaptıkları şeyin kutsallığı da tartışılır, ayrı konu.

nöbetçi komutan çayını limonsuz içemediği için gecenin üçünde mp-5 silahla karakolun dışına limon bulmaya yollanırsan 1 saat bahçelerde limon ararsan hak verirsin. 5,5 ayını bu tarz şeyler için harcıyorsun genelde.

6 ay ya da 15 ay evden uzak kalma konusuna değinme ihtiyacı duymamış olman manidar geldi. ilaveten, üniversite bitirmiş, askere gitmeden işe girmiş bir insan ortalama 2 - 3 bin tl maaş alıyorsa, askere gitmek mi 18 bin vermek mi daha mantıklı diye de düşünsen fena olmaz. evli ve çocukluları hiç söylemiyorum bile...

askerlik kutsal-dı. artık değil. yeni bir düzen gelene kadar başımızdakilerin piyonu olmak istemeyenlere hak veriyorum. çok uzun olması ve ayak işleri kısmındaki eleştiriler kesinlikle haklı. ama belli bi yaşın üstündeki kadın-erkek herkesin temel bi askerlik eğitimi alması gerektiğine inanıyorum.
tabi bunlar hep boş muhabebbette kalıyor çünkü ülke koyu bir faşizme doğru hızla gidiyor. günümüz şartlarında asker olmamak daha hayırlı.

vicdani ret ve profesyonel askerlik diyenlerin niyeti başka onları zaten yok sayıyorum.

askerligi mardinde 5 ay yaptım.
ne operasyona cıktım ne wc temizledim.
ama bitmesine 1 ay kala bana deselerdi ver 18bin son bir ayı yapma, şerefisizm kabul ederdim.

@heidifener askerlik hiçbir zaman kutsal değildi, AKP'den önce de hatta babalarımız-dedelerimiz zamanında da böyleydi. askerlik=bedava işçidir devletin gözünde.

vatan hizmeti, namus borcu diyenlere zaten sözüm yok.

zorla bir yerde tutulup eşeklik yaptırılıyor. hem fiziken zor hem de psikolojik olarak insan onuruna aykırı.

ek olarak askerde kim vurduya giden, askeri araç devrilip ölen, Afyon'da cephanelik patlamasında ölen onlarca insan var. ve bunların hiçbiri soruşturulamıyor.

yorumları okumadım aynısı yazıldıysa affedin.

ben de kadınım. abim kardeşim yok. ama oğlum olsa, askerden yırtması için herşeyi yaparım. benim gözüme hiiiiiiiiiiiççççççç öyle sevimli gelmiyor sizinki gibi. ki ben de gidip yapmadım, tek bildiğim anlatılanlar. öyle doğuda yapmışlardan falan bahsetmiyorum. sizi en aşağı 5 ay boyunca bi yere tıkmaları ve ordan çıkıp istediğiniz yere gitmenize izin vermemeleri başlı başına korkunç geliyor bana. yapılan muamele ve idmanları saymıyorum bile.

@indescribable,

konuşmak çok kolay. dediğin gibi en fazla teçhizatlı koştururlar.

sonra akşam 5 olur. ve bölükte devrecilik varsa, kendinden küçük adamlar sana emir yağdırmaya başlar. komutanlar değil, türkçe konuşamayan kekolar. senden onu bunu yapmanı isterler, tuvalet temizlemeni isterler. hatta gece eğitimi falan gibi şeyler bile isterler. akşam uyumana izin vermezler. gece 4 saat nöbet kitlerler ve bu 5.5 ay boyunca olur.

bana olmadı. ancak olan adamın böyle bir psikolojik baskıyla yaşama ihtimali yok. derin yaralar açar o iş.

Ne yaptırdıklarının bir önemi yok, hayatından kaybolacak aylar var daha önemli ne olabilir

www.haberler.com
www.haberturk.com
bianet.org

bunlar ortaya çıkarılabilenlerin bazıları.
18.000'i verdim ve yapmadım. Çünkü böyle bir ortamda gitsin götü yiyen yapsın. Dileyen olursa benim yerime de yapsın. Bir 18 daha isteseler yine veririm,yine yapmam.
Aradım fakat bulamadım o haberi,şöyleydi: Sapasağlam askere giden bir genç söylenene göre kışlada intihar ediyor ve devlet ölen gencin ailesine kurşun parası için dava açıyor. Bu mu kutsalınız?

Çok gecmiş olsun, çok üzüldüm. :(
Dirayetli olun ve babanızın moralini yüksek tutun...

moral tüm ilaçlardan daha etkili. kızarmış gözlerle yanına gitmeyin kimseye de söylemeyin millet helalleşmeye geliyor daha büyük facia.

çok geçmiş olsun
bu dönemde babanızın yanında olmanız şart. ani bir şekilde kötü haber almak elbet onu ve sizi de etkiledi. karakterinden farklı tepkiler verebilir. lütfen bu durumu unutmayın. babanızın yanında olmaya gayret edin. bu arada kendi duygularınızı da mutlaka yaşayacaksınız ama onun olduğu ortamda büyük tepkiler vermeyin. psikolojik destek hem ona hem ailece size yardımcı olabilir.

maalesef pankreas kanseri ancak ileri evrede tanı alabiliyor.

çok çok geçmiş olsun ben de aynı hastalıktan kaybettim babamı 2 yıl oldu. rapora gelirsek karaciğere sıçramış görünüyor. splenik arteri çevrelemesi de hoş değil yani dalak ve karaciğeri besleyen atardamarlara yakın ve tümörün buradan beslenmesi onu çok güçlendirir. derhal iyi bir onkologla iletişime geçilmeli. eğer kemoterapi ve radyo terapiyle biraz da olsa geriletilebilirse cerrahi yolla kurtulmak belki mümkün olur.

hayatta ertelenebilir şeyleri okul, iş, tatil vs gibi biraz erteleyin,
bol bol babanızla vakit geçirin.

benim babam da 2008'de yakalandı. ameliyat olamadı. kemoterapi görüyor sadece. sanırım dünyada pankreas kanseri ile en uzun süre yaşayan insan şu anda. tv'ye falan çıkardı doktoru örnek olsun diye. bakım çok önemli. hatta ilaçlardan daha önemli. çok şey okuduk, kokrtuk, gizli gizli ağladık ama umudumuzu hiç yitirmedik. hastalık çok ileri safhadaydı. ablam doktor, bir prof 4-6 ay arası bir istatistik vermiş. gıdasına, moraline çok dikkat edin. babam hastalıktan önce hiç gezme meraklısı değildi ama hasta olunca yeni yerler görmeyi ister oldu. biz de her fırsatta bir yolculuk ayarladık. yediği her şeyi yetiştirildiği yerden doğal olanlardan almaya çalıştık.

o hep yapabileceği son şey olarak gördü her şeyi. 2 yıl önce hiç huyu olmamasına rağmen anneme yılbaşı hediyesi olarak yüzük almış. belki son yılbaşım olur diye. mümkün olduğu kadar bu tür düşüncelerden uzaklaştırmaya çalışın. ilk zamanlar çok zor geçecek. ama gözlerinizde umutsuzluk olmasın.

hangi şehirdesiniz? izmir veya ankara'daysanız onkolog vs konusunda yardımcı olmaya çalışırım. çok geçmiş olsun. mesajla mail adresimi de gönderiyorum. dertleşmek falan isterseniz lütfen çekinmeyin.

ufacık odaymış. şu ufo denen şey işinizi görür bence.

fanlılardan almayın diyebilirim sadece.

yağlı radyatör iyidir, 8-10 dilimli bir model 10m2 odayı rahat rahat ısıtır.

selam,

ısıtma üzerine çalışan mühendisim. aç kulağını dinle.
en iyi ısıtma statik ısıtmadır.
bu seçeneklerden sadece yağlı radyatör statik ısıtma tanımına uyar.
seramik ısıtıcı nedir bilmiyorum. ben bilmiyorsam bi boka yaramaz.
infrared ısıtıcılar ortam ısıtmaz.
yüzey ısıtır. kapattığın an buz gibi olur.

hepsi odayı ısıtır. ama yağlı radyatör kapatıldığında da ısı vermeye devam ederken, diğerleri kapatıldıktan 4-5 dakika sonra oda buz gibi olur yine. ısı korunumu sağlanamıyor o cihazlarla. o nedenle yağlı radyatör en iyi seçenek. biraz geç ısı verir, ama diğerlerine göre daha verimli çalışır.

abi niye 8.45'e randevu almadın o zaman?
sorun olur.
2 gün öncesine kadar randevu tarihini ve saatini değiştirebiliyorsun.
bi ara konsoloslukla konuş.

e yok ki aga 8.45. Sadece 8.00 var.

sorun olur. net

o akşam orda kalmak zorunda kalırsın.

geç aldıklarını hatırlıyorum yanlış hatırlamıyorsam. ama acelen varsa riskli. adamın almama hakkı var çok rahat.

randevun geçer, sona kalırsın, sıra gelmez. abd çok katı bir kez eğitim, bir kez turist vizesi aldım.

Cok net sorun olur. Muhtemelen iceri bile almazlar, alsalarda oradaki konsolosun insiyatifine kalmis islemlerin devam etmesi

vay amk ne amerikaymış.

Şirketin adının duyulmuş olması çok mühim değil aslında. ANlaşmalı kuruluşlarına göz at, ben tedavi ihtiyacım olduğunda bunlardan birine giderim diyorsan yaptırabilirsin.

Aylık 110 TL senelik 1320 TL yapar, normal denebilir sağlık sigortası için.

şu anda acıbadem sigortalıyım
önceden güneş sigorta, anadolu hayat, groupama, sigortadan sigortalarıda kullandım,

en memnun olduğum grupama idi, genelde hepsi ayakta tedavinin %80 ini karşılayacak şekilde anlaşmalıdır, asıl önemli olan hangi hastanelerde geçtiğidir.

sizin sigortanız hangi sigorta ve provizyonlarda sıkıntı çıkarıyor mu önemli olan bu.

Edit:senelik 1200-1300 civarı yaşa göre az yada fazla yada normal olabilir, ben 31 yaşındayım 28 yaşından sonra 1200 olan fiyat 2800 oluyor.

sigorta olduktan hemen sonra hastaneye gider, daha sonra da bir rahatsızlığın olduğu ortaya çıkarsa (örneğin kanser, şeker, böbrek yetmezliği, egzema, fıtık ya da herhangi bir tanı)
sigorta şirketi bir sonraki sene o hastalığı poliçenden çıkartıyor. yani şeker hastası tanısı konursa ömrün boyu sigorta şeker hastalığı ve şeker hastalığı sebepli tedavilerini karşılamıyor.
bilgine.

Yatarak tedavi en düşük poliçelerde dahi genel olarak %100 karşılanır. Poliçeye göre bunda üst limitler olmakla beraber üst limiti olmayan poliçeler yaptırmak da mümkün.
Ayakta tedavilerde, %100 ödemeli poliçe yaptırmak mümkün. Bunu %80 e çektiğinizde doğal olarak ödeyeceğiniz prim miktarı düşer. Ayakta tedavilerde de yine limitler dahilinde ya da sınırsız ödeme almanızı sağlayacak poliçeler yaptırmak mümkün. Poliçeye yılda 1 check up ekletebilirsiniz ya da bunu istemeyebilirsiniz.. Bazı poliçelerde sadece anlaşmalı hastaneleri tercih edebilirsiniz. Ancak dilediğiniz hastaneyi kullanabildiğiniz poliçeleri satın almanız da mümkün. Kimi allianz gibi firmalar, ayakta tedavide ödeme oranı normalde %80 olan bir poliçede anlaşmalı olmayan hastaneye gittiğinizde bu oranı %60 a çekebiliyor mesela.
Diş teminatı isteyebilir ya da bunu tercih etmeyebilirsiniz. Gözlük/lens teminatı isteyebilir ya da bunu tercih etmeyebilirsiniz. Bunlar poliçe bedelinde 300-500 tl gibi farklar yaratabiliyor.
Kadınlarda özellikle 35 yaş üstünde primler erkeklere göre önemli miktarda yüksek çıkabiliyor.

aradım birine ulaştım evet doğruymuş su çekip köy depolarına götürebiliyorlarmış.

büyükşehir çeker
yasal

hareketleri düzgün yaparsa bir sorun olmaz. Youtube'dan falan yapacağı hareketin videolarına baksın.
bir de 14 yaşında 5 kilo'luk dumbell'la çalışamaz bence, ağır gelir.

çok hakim olmamakla birlikte zorlanmadan kaldırabileceği ağırlıkta ilerlemesi gerek diye düşünüyorum. 14 yaşında. zararı olmasın 5'er kiloluk ağırlıklar. ayrıca canım sıkıldı bi dambıl kaldırayım indireyim olayına da girmesin. bunun öncesinde ısınsın. sınav filan ceksin. yutupta bir sürü şınav mekik videoları var. onları izlesin.
gittiğim spor saloununda bana söylenilen edilen-dambıllar için- bu yönde. elbette bu işe kafasını yoran arkadaşlar cevap verecektir. kolay gelsin..

Youtube'dan xhit kanalına baksın. Ordaki programları yapsın. Zararı olmaz. O yaşlarda spor yapmanın ekmeğini sonra çok yiyor insan.
5 kilo çok bu arada. Bende 1, 2.5, 3.5 var. Çalıştıracağım kas grubuna göre kullanıyorum.
Erkekler kas hacmi kazanmak için ağırlık artırarak çalışıyor ama kadınlar için durum farklı. Bol tekrar az ağırlık/hiç ağırlık.

2.5 kg ile bol tekrarlı çalışsın. 5 kg zor gelir, dolayısıyla hacim kazandırır. 2.5 kg ile bol tekrarla çalışırsa sıkılaşır çalıştırdığı yerler.

teşekkür ederim @chemical dependency, @usul usul, @ay nov kung fu, @xenophobe :))

4 aldık, evde de 2 kg'lıklar mevcuttu, önerdiğiniz kanallara ve videolara bakmasını söyleyeceğim.

olur

yıllık vergisi 100 tl olduğuna emin misin?

Niye alınmasın hocam? Araba değil mi bu? benim ilk arabam 86 Doğan'dı. O araç sayesinde öğrendim kullanmayı. 3.250'ye almıştım sene 2006.

Motorlu taşıtlar vergisi 51 tl 6 aylık. Çok olumsuz eleştiri aldım.

o araba hakkında tek bildiğim şey su gibi benzin yakması. tüp falan düşünür müsünüz bilmiyorum ama bunu göze alın.

Yakıt masrafı çok olacak bu bir.

geçen yılbaşında 88 broadway'imi satmış biri olarak anlatıyorum;

sürekli ufak tefek sorun çıkaracak. bol bol sanayiye gideceksin. tam olarak yaptırayım, rahat edeyim diye bir şey yok. binlerce küçük parça var arabada, her biri eskimiş durumda. doğal bir durum yani bu.

özellikle km çok yapacaksan bu dediklerim geçerli. o arabalar artık hobi arabası olma zamanına gelmiş durumda.

en çok sevdiğim arabalardan biridir. 70'li yılların taunus'u. genel olarak eski arabaları severim zaten ama o yıllara ait bir arabaya paran ucu ucuna yetiyorken binilmez. zevk için alınır, yapılacak harcamalar göze alınır.

+1 dahili meddah
980lerin 2 lt otomobilinden bahsediyorsun. orijinali ise 1970lerin başındaki alman ford taunuslar. almanlar bu otomobilin üretimini 1974teki petrol krizinden sonra durdurdu.
benzin masrafını göze alırsan ve iyi bakılmışsa (bu biraz zor) uygun olabilir.

taunusların motor hacmi 1600'den büyük olmalı ki yıllık vergin 166 lira olacaktır. (bu yıl için en azından- gerçi bu saatten sonra alacağın arabanın bu yıllık vergisi ödenmiş olmalı zaten)

Motosiklet alsana :) Yatırım maliyeti belki fazla olabilir. Ama hayat kaliteni inanılmaz arttıracaktır.

gidebilirsin.

ispanya vizesi ile avusturya'ya girmişti arkadaşım.

yunanistana rahat girebilirim biliyorum asıl sormak istediğim bu ileriki vize başvurularında sıkıntı doğurur mu?

ben ilk ispanya'ya gidişimde vizemi fransa'dan aldım. ikinci gidişimde ispanya'dan aldım. ikisinde de sorun olmadı. ama almanlar ve yunanlılar gıcıklık yapar mı bilemiyorum.

ya sonuçta bi şey sorsalar bile o ülkeye seyahat edecektim ama iptal oldu deme hakkın olmalı bence.

sonraki vize talebinde sıkıntı yaşayabilirsin evet. vizeyi bizden aldın, başka ülkeye gittin mantığı varmış bazı yerlerde. özellikle yunan konsolosluğu bu konuda kıl.

kuzenim yunanistan vizesi ile bulgaristan, sırbistan, macaristan, avusturya, slovakya gezmişti. bi yunan'a girmedi yani. sıkıntı yok.

almanya vizede değil ama pasaport kontrolde sorun çıkarabiliyor.

Bu işin kuralı soyledir evet girebilirsin fakat bir daha ispanyadan vize aldığında adamlar kardeşim gecen bizden vize almışsın yunanistan girmişssin der vizen sıkıntıya girebilir

diyelim ispanyadan schengen vizesi aldınız, ispanyaya girmediniz. yunanistanda geçirdiniz süreyi. sonra hollanda almanya gibi ülkelere vize başvurusu yaptınız, HAYIR, önceki hikayeniz buralardan alacağınız vizelerde herhangi bir sorun yaratmaz.

beğenmiyorsan bırakma, bırakan niye sana dert oluyor ki?

adamlar taliban gibi ortalıkta geziniyor, bence de hiç hoş görünmüyor.

Belki de radikal islamcidir onlar.

SIRF karizmatik dursun diye olmayacaksa ne için bırakacak sakalı? sakal dediğin bir görünüm öğesi, karizmatiklikten başka ne sebeple bırakacak?

kendi nasılsa diğer herkesi de kendi gibi görmek isteyen insanları sevmiyorum. insanlardan şekillerinden dolayı nefret eden insanları da sevmiyorum. sakalını düzenli kesmesi için bir sebebi olmayan ve üşengeçlikten dolayı uzamasına karışmayan erkeğim.

yeni nesil böyle. moda böyle. bizim zamanımızda böyle değildi. herkes bi acayip sakallı, hayvan gibi jöle sürülüp yatırılmış saçlar falan.

Kadın için makyaj neyse erkek için sakal o bence. Sakalsız çirkin olan adamları bile iyi gösterebiliyor.
Ben yakıştırıyorum. Hele ki kumral-kızıl arasındaysa kişi. Tabii o sakalın düzgün durması için çaba göstermek gerekiyor. Yoksa iğrenç olma ihtimali yüksek.

Ayrıca jacknife +1 Herkes sizin gibi görünmek/düşünmek zorunda değil.

Metalciler sırf siyah diye rezil rüsva kıyafetler giyiyorlar ya, bok gibi dursa da upuzun saçlarla dolaşıyorlar, bunlar da onun İslamcı versiyonu işte, uzun sakal, sarık vs. neyse onların resmi kıyafeti bu da.

Dostum benim sakalsızken giderim yok mesela. Sakal varken yine bikaç bakan oluyor. Ayıp mı şimdi bu? Ya da sen kösesindir içine mi dert oluyor?

eskisi para etmeyecek bir şeyse hurdacılar bile almak için nazlanıyor üstüne para istiyor haberin olsun

burdan ilan aç, freecycle'da da çok beklemezsin diye tahmin ediyorum. bugün perşembe, 1 günde bulamaz mısın sence? şansını denemeye değer.

getirenler almayı teklif eder muhtemelen, ikinci ele satmaya kalksan da pek para etmiyor.

Hurdacı 10tl 20tl verir, apartman dairesi yüksekse onu da vermez.

ankara'daysan ben alayım

istanbul kadıköyde

kapının önüne koy.. 2 saat sonra git bak orda olmadğını görüceksin.

bizim de koltuk takımı vardı hatta burda duyurusunu açmıştım ücretsiz gelip alın diye.. neyse kapıya koyduk 1 saat sonra biri kamyonete yüklüyordu.

belediye vs para bile isteyebilir taşımak için.

varsa eğer genelde apartman görevlileri bu işi iyi halleder.

Gitmelisin belki çürük vardır

tatlıda oluyorsa hassasiyet değil çürük olma olasılığı yüksek.
sıcak soğukta oluyorsa sensodin ya da kolgeyt in hassas dişler serisini kullanabilirsin. ayrıca yanlış fırçalama ya da fırça seçiminden kaynaklı bir diş etleri çekilmesi de olaiblir. bi doktora görünmekte fayda var.

bi süre sadece sol omuzu çalıştırsan?

hareketleri hatalı yapıyor olabilirsin. (örnek: tam olarak hareketi tamamlamama, aşırı, fazla yükle çalışmaya çalışma vb..)

fizyolojik yapı olarak insan bedeni simetrik değildir. ayrıca sağlaksan eğer sağ tarafının spora başlamadan önce de daha gelişmiş olması normaldir. Çalışmayı bırakmaz devam edersen bir süre sonra eşitlenmese bile o kadar fark olmayacağını görebilirsin.

ayakları eşit tutmazsan etkiliyo diyolla. millet bi ayağı öne atıp denge sağlıyor, yanlış bence. bar ile çalışırken bile sağ kol daha fazla kullanılıyor dikkat etmezsen. bi süre dambılla yada iple çalış bar yerine, set sonunda öldürücü tekrarlar yap sadece sol için.

dipnot: 31'i azalt.

dambıl yapıyorum eşit ağırlık binmesi için ve sadece sola öldürücü tekrarlar yapıyorum fazla bir değişiklik yok o yüzden buraya yazdım çok yavaş gelişme oluyor bu normal bişey o zaman bu şekilde devam etmeliyim. 31'de haftada bir kanka o da one night olmazsa ki genelde oluyor ;) :)

Kimsenin vücudu simetrik değil, takma o kadar.

hacı omuzda değişiklik görmek zaten zor iş, acele yok, yavaş yavaş. milletin sixpack i bile yamuk yumuk olabiliriyor, dendiği gibi simetrik olmayabilirsin.(sola yatık gibi)

haliç'te kürek çektim iki ay kadar. sadece sağ kol çalıştığı için (ve inanılmaz çalıştığı için, antrenman sonrası kolumu hissetmiyordum) sağda biraz fazla gelişme oldu. 1 ay sola ağırlık verdim, şimdi ikisi de aynı. düzelmeyecek şey değil, takma.

Vay be vallahi çok sevindim ya ilgilendiğiniz için bile çok mutlu oldum herkese teşekkürler. Yavaş yavaş devam edeyim en iyisi. Çok sağ olun güzel insanlar.

Şirket maaşını keser, seni işten çıkarır. Tazminatın / izinlerin hesaplanır, belki bir miktar borçlu çıkarsın şirkete.

bu kadar kötüysen izne çık. bir hafta kendini toparla. cesaret gelsin

Bunlarla uğraşacağına bir kere istifa et, kurtul.

insan gibi istifa etmeyi denesen?

iş sözleşmeleri;

...

b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,...

Feshedilmiş sayılır.
Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.

Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.

şirket sana başka masraflar yapmışsa, eğitim vs. onları alır, ihbar tazminatı ister. çok fazla bir şey yapamazlar.

mail atsan? ben artık gelmiyorum desen yeter aslında.

İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı
Madde 24 - Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
I. Sağlık sebepleri:
a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.
b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.
II. Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
a) İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa.
b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.
c) İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa.
8432
d) İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.
e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse,
f) Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa, yahut çalışma şartları uygulanmazsa.
III. Zorlayıcı sebepler:
İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.

@nereye bu gidis;
yani işi bırakmak istediğimi söylesem bir ay kalmak zorunda mıyım? bu derhal fesih haklarındaki maddelerin hiçbirini yaşamadım. Benim sorunum tamamen, delirdim psikolojim hiç iyi değil, tükendim.

bir ay kalmak istemezseniz bir aylık maaşınızı şirkete tazminat olarak ödemeniz de yeterli olur.

psikolojinizin tükenmesi "İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa" şartına giriyor da olabilir. bunun için bi doktorla ve avukatla görüşmenizde fayda var.

İhbar tazminatını ödersen 1 ay kalmak zorunda değilsin.
Aksi takdirde seni bir ay daha çalıştırmak veya artık gelme demek firmanın inisiyatifinde.

yaz istifa dilekçeni i.k'ya bırak, sebep olarak da ailevi sebepler dersin kimse ses çıkartamaz. istifa iş hayatının en eğlenceli anı çalışmak istemiyorsan bas git karın ağrısı yaptığına değmez.

ben böyle durumlarda olaya tecrübe kazanmak olarak bakıyorum,
zaten senin istediğin veya istemediğin bir şekilde işten çıkacaksın diye anlıyorum, kendini bu kadar edilgen bir durumda bırakacağına topla cesaretini git konuş, tahmin edemeyeceğin kadar güzel hissedeceksin bence, net bir şekilde (tabii ki öküz gibi davranmadan) şu şu sebeplerden dolayı işimden ayrılmak istiyorum ve bundan sonraki süreçle ilgili beni bilgilendirebilir misiniz diye sor, belki sana başka bir şey önerecekler veya tamam x bey diyecekler,
bir de böyle şeyleri çok büyütmemek lazım, benim 2.5 senelik iş hayatımda gördüğüm bir şey varsa karşındaki insanın zerre umrunda olmayacak zaten, rahat ol, zamanını boşuna harcama, işi bırakıp sabah akşam film izlesen 1000 kat daha iyidir (tabii ekonomik bağımlılığınızı bilmiyorum)...

bir de ihbar sürenizde gitmek istemiyorum diye cebinizden boşuna para vermeyin, istifa etmiş adamla artık tüm bağlar kopmuştur (hele sadece 8 aylık tecrübe varken) kimse ona iş yaptıramayacağını bilir, git internette takıl para da cepte kalsın bence

Şimdi hemen otur, istifa dilekçeni yaz. Hiç düşünme bile acaba diye, sen kararını vermişsin zaten. Sonra da iş yerinden çık git.

yeni işi ayarlamadan sakın çıkma çok pişman olursun. insanlar neler yaşıyor az dişini sık yenisini bul öyle bas istifayı.

@shiranai;

maddi bağlılığım tabii ki var, parasız kiramı bile ödeyemem. ancak şu var yeni bir iş falan istemiyorum, aslında doktoruma görünüp bir kliniğe yatmak benim için şu an maldivlerde herşey dahil tatil gibi.

telefonsuz, internetsiz, İNSANSIZ, sadece kendim, tedaviye ihtiyacım var.

sen benim istifa edişimi görseydin gülmekten ölürdün. Müdüre bana oradan beyaz bir kağıt ve kalem verin,istifa ediyorum dedim. Sizinle çalışmak istemiyorum, profesyonel değilsiniz dedim. Haber vermezsen borçlu morçlu çıkarırlar belki. Yarın git hatta bugün istifa et, çekinecek ne var?

@rock n roll;
şu an klimanın soğukluğundan kolum beynim dondu ama patronun odasından gidip klima kumandasını isteyemiyorum. Kapıyı da açamıyorum karşılaşmak istemiyorum. Böyle bir hastalık içerisindeyim, ki istifa benim için muazzam zor.

8 aylık çalışma nedir yahu! yarın izin al, git gönlünce gez eğlen. kafanı bir dağıt, ertesi gün de bas istifayı olsun bitsin.
yapma canım kardeşim. bunlar ufak işler, canını sıkma o kadar.
(Tabi bu dediklerimi hiç bir şekilde orada çalışmayı istememene bağlayarak söylüyorum)
Bas ulan git!

yarına psikiyatrdan randevu aldım ama yarın doktora gidicem ben diye nasıl söylüycem şimdi, her saniye boka batıyorum. her saniye

Mail ile hallet sen işlerini.

ver telefonu biz söyleyelim

niye bu kadar cesaretsizsin, bak özgüvensizliğin yüzünden hasta olmuşsun. müdür de insan sonuçta, rahat ol biraz. en kötü ne olabilir? kumandayı bile alamıyorsun,git çal kapıyı, klima kumandası lazım üşüyorum dersin. sana niye üşüdün mü diyecek adam? benim, toplantıda müdürü yerin dibine sokmuşluğum var. rahat bir tip ol biraz. o iş yeri seni mutsuz ediyorsa, ailevi sebeplerim var, çalışamıyorum burada artık de, bu kadar basit. neredeyse ben gelip konuşacağım müdürünle.

Şöyle düşünebilirsin, müdürün odasına gidip konuşmak yapacağın en son kötü ve zorlayıcı şey olacak. Bekledikçe sıkıntına sıkıntı katacaksın. Ama eğer gidip konuşursan, bundan sonra yapacağın tek şey özgürlüğüne kavuşmak için geri sayım yapmak. Ağzından derin derin nefesler alıp vererek, stresin gazını azıcık alabilirsin.

Gerçi insan istemiyormuşsun ama İstanbul'da isen ve konu hakkında strateji, plan, vb kurmak istersen gelebilirim.

yarınki randevunuz için şimdiden izin almayın, akşam çıkarken son anda mail atıp çıkın. psikiyatri randevusu olduğu için istisnasız hiçbir yönetici "niye önceden haber vermedin" demez. "haaa, demek ki ciddi, psikiyatrik bi sorunu varmış, fazla üstüne gitmeyeyim" diye düşünür. dönerseniz eğer, dönünce de mail atıp "ben geldim, yerimdeyim" dersiniz. inanın ki bu olay hiç yaşanmamaış gibi olur patronunuzla aranızda.

Bir de yöneticin amirin olduğu için de psikolojik bir baskı hissediyor olabilirsin. Seninle daha eş olan bir IKcı ile işini halletmen daha kolay olacaktır.

@aychovsky;

izmirdeyim teşekkür ederim yine de


@nereye bu gidis;

çok küçük bir şirket, 25 kişiyiz, patronla odam karşı karşıya, her dakika karşılaşıyoruz, yani ben geldim yerimdeyim demek falan çok tuhaf.

ben ciddiydim telefonu ver derken tik atmamışın ama :/ yarın rapor al ben de telefon açıyım sabah "ben kardeşiyim rahatsız şu an uyuyor gelemicek 2 gün" diye.

tuhaf olmaz kuran çarpsın. "psikiyatriden geliyorum ulan!!!" edasıyla, hiçbir şey olmamış, yemekten geliyormuşsunuz gibi girin içeri; bırakın patronun, "ne ayaksın, nerdesin" bakışı atmasını -sizi temin ederim- sizden gözünü kaçırdığını göreceksiniz.

sana ne olacağını anlatıyım, gidiyorsun müdürün odasına. müsaitseniz birşey konuşmak istiyorum diceksin. otur diyecek. bazı sebeplerden dolayı işi bırakmak zorundayım diceksin. biraz sorgular. neden diye. ailevi sebepler var. bunu dediğin zaman diretemez zaten. şöyle düşün, bu kadar işsiz insan varken, kimse kimsenin peşinden koşmaz zaten. işinde çok iyisindir, o işi senden daha iyi yapacak birini zor bulacaklardır. o zaman da onlar stres olur zaten. iki türlü de stres yapacağın bir durum yok. ben kavga dövüş ayrıldım. iki tane müdürün karşısında istifa ettim, senin kadar stres olmadım.

conta degistirmekten anlar misiniz?

boru anahtarı iste komşudan ve nalburdan teflon al, vanadan suyu kapatıp söküp teflonlayıp tekrar sık. Eğer conta varsa, conta da al, toplam maliyet 3 lirayı geçmez

bir nalburdan teflon bantı al.
binanın girişinden su vanasını kapat.
bir anahtar ile o akan yeri sök.
teflon bantını dış dişli parçaya iyice sar.
sonra anahtar ile söktüğün parçayı yerine tak, iyice sık.

suyu aç.

muhtemelen yapamayacaksın ve eskisinden de çok damlatcak.

tesisatçı çağır. 30-40 liraya falan yapar.

conta işi değil. arkadaşların da dediği gibi boru anahtarıyla orayı söküp, teflon bant veya keten sarmanız lazım.

daha önce hiç yapmadıysanız sızıntıyı kesememe ihtimaliniz yüksek.

peki bunların dışında doğrudan dışarıdan bir madde ile kapatabilir miyim? silikon veya benzer bir şey ile? bu konuda bilgisi olan var mıdır?

teflon bantlık iş değil, teflon bant birbirine geçen iki dişli arasında sızdırmazlık sağlar. muslukların bu kısmında şöyle bir sistem var;

duvardaki bağlantı musluktaki bağlanti kısmına içten baskı yapar, bu iki baskı arasına da boru ölçsüne göre (yarım parmak) büyük conta koyulur. bilindik musluk contası değil.

yani aynı mantık flex hortumlarda da vardır, bilmeyenler bu şekilde anlayabilir.

şimdi senin yapman gereken ilk önce şu;

yüksek ihtimal ile bahsettiğim ara conta ya eskimiştir, yada o sıkılması gerken kısım gevşemiştir.

sen şimdi bir adet kurbağacık bul, ayarlı pense yada boru anahtarı olmasın. bunlarla musluğun o parlak yüzeyine hasar verirsin. sana lazım olan ayarlı kurbağacık dediğimiz anahtar.

resimde gösterdiğin yere göre ayarlayıp hafifce sık, tatlı sıkı. zaten dediğim gibi conta eskimesinden dolayı bir boşluk varsa hafifce sıkıldıktan sonra sızıntı geçecektir.

ama bu geçici bir yöntemdir, en doğrusu açıp contayı değiştirmektir. fiber yada lastik conta olabilir.

zurnanın zırt dediği yer ise musluğun o kısımlarında metal eskimesi olduğu için kılcal çatlaklar başlamış olabilir, sızıntı bundan olabilir. sen sıkmaya yada gevşemeye çalıştığında musluğu komple eline dahi alabilirsin.

dışarıdan sunfix ile kapatabilirsin.
www.sun-fix.com
ama kaba ve yeşil görünür. geçici çözümdür.

genel konusacak olursam disardan kapatamazsiniz eldeki malzemelerle. islak konumda kuruyup katilasacak materyal az. olsa da tamir ettirmenizden pahaliya gelir (muhtemelen). aksi argüman olabilir, ben bildiklerimi genelledim.

Askeri malzeme satan bir dukkana git askere gidicem de onlar guzel bi paket hazirliyorlar zaten.

Ben oyle yapmistim. Ufak tefek eksiklikler oldu onlari da askeri kantinden hallettim.

halitkin +1

ceketini alıp gitme.
burdan küçük bi canta yap, abartma.

olum mükemmelliyetçi olmayın hiç gerek yok. yük ettiğine değmez. içerde sana ne gerek varsa verecekler.

Al iste yine ayni ikilem. Herkes farkli diyor...
Neyse peki kisisel olarak ne almam gerek sizce? Yani kot tshirt ayakkabi havlu vs..?

labrador değil mi?

çikolata labrador

labrador retriever.

labrador ama siyah labrador. çikolata labrador kahverengi oluyor.

mantıklı

alırsanız sanayi tipi olanlar var, böyle kocaman onlardan alın. diğer türlü şu anda vantilatör önünde yazıyorum ve terden ölüyorum. dediklerim biraz kafa ütüler ama iyi serinletir.

şu haifif su püskürten ufo mu ne onlardan almak lazım da onlar biraz pahalı galiba. düz barzo vantilatör de hiç yoktan iyidir.

nem püskürten vantilatörü elektroniklerin olduğu odaya koymak ne kadar doğru bir bilen anlatsa da öğrensek.

gittigidiyor'da sanayi tipi diye satılan vantilatörler var. ben klima olmayan oda için aldım gayet sessiz ve güçlü. kesinlikle iş görüyor. premier marka.

chicken legs diye bir tabir var. bakın googledan.
shaunjonesfitness.com
üst vucut gelişip alt vucut çalışmayanlara deniyor.
bence hiç çalışmamış adamdan daha kötü bir görünüş.

aynen dediğin çok doğru da işte aşırı bir şey olmayacağımı düşündüğümden dedim hocam.

eğer ufak gelişmelerde bile etkiliyorsa bilmiyorum tabi.

Bacak antremanını yap (Madem ağır çalışmayacaksın). Üstüne kol da çalışırsın.

dahaiyibirben.com nereni istersen orayı çalıştıran şöyle de bir şey var.

Bacağı çalıştırdığınız zaman bütün vücudu çalıştırırsınız. Ayrıca testosteron üretiminin en üst seviyeye çıktığı antrenman da bacak antrenmanlarıdır. Bacak çalışmasını ihmal etmeyin.

Bir kas gurubunu çalıştırdıktan sonra 48 saat dinlenmesi gerekir buna dikkat edin, ayrıca bacak vücut geliştirme için önemlidir haftada en az 1 kere çalıştırın.

bacak çalışman lazım. en büyük kas kitlen onlar. o sayede testeron salınımı artıyor. diğer kasların gelişimini olumlu etkiliyor.

Spor salonuna giden her 10 kişiden 9'unun yaptığı hatayı yapmış olursun.

full body antreman sistemi ile başla. hem sıkılmazsın hem senin için daha faydalı olur

istinye park'ın otoparkına bırakabilirsiniz.

itu otoparka girersen 1 saatte çıkamazsın.
büyükderecaddesinin karşı tarafına bırak.

konser 11-12'den once bitmeyecek. o saatten sonra aracimizi nasil alabiliriz istinyepark'tan? 10'dan sonra yaya girisi yok cunku.
ataturk oto sanayi'nin orada bir ispark var. belki orasi degerlendirilebilir.

Borsa kapisindan girin, otoparklar bombos. ucret 10 tl.

Ben de bir kaç gündür araştırıyorum,

www.amazon.com
bunun gibi şeyler bulunmakta fakat bunlar genelde amerikanın temiz suyunu biraz daha arıtmak için kullanılıyor sanırım, çok pis suda nasıl çalışır emin değilim.

polifosfat tuzlu filtreler var onlardan almalısın.

ısı kaybı illa ki olacaktır, yağmur kısmı ise işin ne kadar iyi yapıldığına bağlı. ama deli bir yağmurda ne olabilir garantisini verebilirler mi bilmiyorum.

yapmayı düşündüğünüz işlem için bence yan taraflara duvar örülmemesi daha mantıklı olur, hem görüntü hem de uygulama açısından.

lakin unutmayın ki tavana yapılacak sistem eğer camlı olacaksa bunu dışardan temizleme neredeyse imkansız olacağından belli bir süre sonra çok pis bir görüntü oluşacaktır. ışığı kesmesin fazla diyorsanız mümkünse buzlu cam kullanın veya komple pvc kapattırın.

tavanın şurdakiler gibi kapatılması ısı ve su isolasyonuna katkısı olur diye düşünüyorum.
www.pimapenfiyati.net
www.mertpen.com.tr

şimdi ev zaten eski anladığım kadarı ile.
mantolması falan yoksa da ısı kaybını hiç düşünme.
kaybın mevcut duvarlardan biraz daha fazla olur, sorun edilecek birşey değil.
yanları da cephede kullandığınız camla dönün.

yok illa kapalı olsun dolap vs asıcam diyorsanız da boardex alçıpan panel ile kapatabilirsiniz.hafif, ucuz, işçiliği kolay ve yağmura dayanıklıdır.

ytong vsden bence uzak durun.

üstünü ise cam dönmeniz mutfağa gün ışığı almanıza neden olur. bence aydınlık bir mutfak güzel olur. eğer güneş alan bir cephe ise üst camı biraz renli ya da reflekte secebilirsiniz yazın çok sıcak olmasın diye.

dış cephe malzemeleri suyu geçirmezler ama önemli olan işçiliktir. eski yapıyla yeni yapıalcak işin birleştiği yerler en sıkıntılı olan yerler olacak. işini bilen tecrübeli insanlarla çalışırsanız o detayları da çözerler.
işçilikte ucuza kaçmazsanız hiçbir sıkıntı yaşamazsınız.

Bir pvc firmasindan teklif aldim sandwich panel ile ustu kapaticaz yalitim dert olmaz dendi. Yanlari pvc ile donmeyi teklif etti ama dolap koymamiz gerekecek o yuzden orme olacak. Ust kisma cam iyui fikor ama temizligi imkansiz ileri donuk olarak sikinti. Pvc ile donmeye 1500 tl fiyat aldim su an en cazip cozum.

Schingel ile kapatma fikri maliyet getirecek gibi gorundu.

İlgilenen arkadaslara tesekkur ederim.

altınuzade ye yürürsün ama az mesafe değil.
dümdüz yol ama 20 dakika alır

1.5 km yaklaşık Altunizade durağı. Hafif yukarı meyilli ama hissedilecek düzeyde değil.

Hastanenin önündeki Tophanelioğlu Caddesi'ne çıkıp dümdüz yürüyorsun.

hastaneden çıktım sola olan yol e5'e koşuyolu durağına çıkıyor. sağda ışıklar var, oradan sola dönsem zeynep kamil, sağ çevreyolu diyor. oradan mı düz gideceğim. yani hastaneden çıkıp sağa doğru.

minibüse bin, 1.50 tl otobüsten ucuz. altunizade metrobüste indirir.

Çevreyolu tabelası yönüne gideceksin.

radiohead

pearl jam, ac/dc, tool.

radiohead gelse kimsenin sikinde olmaz. gerçekçi olmak lazım. madonna vb pop idolleri sansasyon yaratır bence.

madonna gelmemiş ya da uzun yıllar önce gelmiş gibi bir durum olduğu için söylemedim. örnek verdim. çok geldi diye biliyorum.

david gilmour/pink floyd
ACDC

scorpions kesinlikle degil. Son konser yapicaz dedi adamlar, veda ediyoruz ayagi yaptilar vs. istanbula bi cok giden oldu. Sonra bi konser daha yaptilar.

Pearl jam bence <3 2. olarak tool olur evet.

AC/DC

coldplay epey bir gürültü koparır,keza muse iyi bir etki yaratır

tool, muse, pearl jam

daft punk

Bu anketi açan bi organizatör ise allah askina muse'u bi getirin la artik. Kuruduk 8 senedir.

radiohead
david gilmour
television

iyi yapmışsın.
körelirsin
2 sene sonra hiç uni okumamış hale gelirsin.

2 ok olan derim. ama bildiğimden değil mantıken.

bence bastırma modu olabilir.

philips değil.

öteki ikisi olabilir.

samsung ya da lg.
philips'i ele.

@philipsi neden elediniz hemen..

bende samsung var memnunum ama lg leri daha çok beğeniyorum

philips'in tüplü tv'sini kullandım, hiç memnun kalmadım. lcd alırken philips'i araştırdım, o seneki modeller usb'den mkv dosyalarını bile oynatmıyordu. oynattığı dosyalara altyazı eklenemiyordu. alan pişman oldu. samsung aldım, hiç problem çıkarmadı.

yıl oldu 2014 kesin düzeltmişlerdir ama mutlaka bir yerinde yine bir eksik vardır philips'in, güvenemiyorum.

lg hiç kullanmadım yorum yapmayayım ama hakkında sıkıntı duymadım.

biraz daha fiyat aralığını arttırarak Panasonic veya Sony'de alabilirsin.

Edit: ayrıca Philips'e de haksızlık yapılmış, genel olarak markaların kıyaslanması yanlış neticede, model model bakmak lazım.

şu format niye çalışmıyor bu video niye oynamıyor 3d filmde altyazı niye çıkmıyor bıdı bıdı etmek istemiyorsan samsung ya da lg. özellikle de samsung

Fiyat + Performans = LG

106 ekran LG aldım 3 hafta evvel. Bir tavsiye üzerine.
Iyi bir Elektronikçi arkadaşım var, onun tavsiyesi. TV süper.
Samsung ile LG'lerin ekranlarının aynı üretim olduğunu ve LG'nin Samsung'a göre daha doğal renkleri olduğunu söylemişti. Samsung'lar daha canlı renkler iletiyormuş ve gözlerin daha kolay bozulma sebebi olabilirmiş demişti.
Ama TV çok iyi...

Sharp.

İlla bunlardan biriyse LG.

samsung'um var ve çok memnunum. gerçi babaannemlere de samsung aldık ama o o kadar iyi değil.

60'' ve üstüyse Sharp, altıysa LG.

LG

panel teknolojisinde sharp ve diğerleri vardır da ev kullanıcısı diyince de samsung ve lg vardır.

ona bakarsan otomobil diyince de jaguar ve diğerleri vardır. ne yapalım, en iyisi o diye ötekilere bakmayalım mı?

sharp süper kalite olabilir ama en kalitelisi o diye daha orta hallileri es geçecek değiliz.

samsung'un ürünleriyle ilgili pek çok şikayet var sözlükte, aynı üretim bantlarında veya bölgelerde pek çok ürünün aynı anda yapıldığı, montaj vs. işlerinin çok da temiz olmadığını söylüyordu bir arkadaş.

philips'i de ben marka olarak kesinlikle tavsiye etmiyorum, ne mp3 çalarından, ne kulaklığından, ne de hdmi kablosundan hayır gördüm. evime sokmayacağım markalardan birisidir.

lg'yi önerebilirim. 3-4 sene önce lcd tv'sini aldık, en ufak bir problem bile çıkmadı şu zamana kadar. led monitörü de aynı şekilde. adamlar işi biliyor :)

Ben yenilerde lg aldım.görüntü çok güzel.42la620

Lg

Luther.

true detective

true detective +1

penny dreadful

davinci's demonds, vikings, hannibal.

bunları seven biri olarak, hannibal ve true detective iyi gider.

person of interest, suits.

the sopranos,
six feet under,
the wire

Komedi olarak en az HIMYM kadar iyi bir dizi: Modern Family
Bunun dışında, Suits izle derim. (Mad man tadında hatta daha bile güzel)
Flashforward var tek sezonluk bir dizi ama çok güzel (Fringe tadında)
House M.D.

hayır

genel olarak öyle bakılır.
büyük kaza yapmış demektir.

pert sayılmak demek büyük kaza yapmış küçük kaza yapmışa göre bakılmıyor.

o aracın tamir edilip eski haline getirilme masrafına değip değmeyeceğine bakılıyor.

nereden duymuştum hatırlamıyorum. araçta en ufak hasar yok. yolda giderken öndeki kamyondan kriko düşüyor. zıplıyor, zıplıyor, arabanın altına girip bir yerlerine çarpıyor. kaza maza yok düşün. artık orada hangi sensörü bızıkladıysa araba takla attığını zannedip tüm airbag'lerini açıyor.

tertemiz araba, kaza yok bir şey yok, altına değip airbag'i tetikleyen bir şey yüzünden pert oluyor. nyie pert? çünkü o kadar airbag'i ve döşemeyi yenlemek, araba fiyatı ediyor neredeyse.

ama adam öyle büyük kaza yapar, aracı az hasar alır, toparlayıp yallah tazyik, pert olmaz. sigorta eksperi karar verir buna.

airbag pahalı bir şey. patlarken döşemeyi, direksiyon disimidini, koltuğu falan da deşerek patlıyor. epey masraf çıkarıyor. o yüzden genellikle kazanın büyüklüğüne bakılmaksızın tamiri pahalı tutacak diye pert ediliyor.

Oranı yanlış hatırlamıyorsam tamir masrafı aracın kasko bedelinin %70'ini geçiyorsa perte ayrılabiliyor.

değilsin. ama biraz kafayı açman lazım.

Arkadaşım ne çok kasıyosun kendini..
Bilinmeze karşı duyulan basit çekingenlik korku bu..
Birkaç tane arkadaşın olursa, ne bileyim onları anlatan birkaç film izlersen çözersin olayı.
Kötü bir insan değilsin korkma..

gerçekten böyle düşünüyosan değilsindir heralde. insan örümceklerden hoşlanmaz ama bu illa araknofobisi olduğu anlamına gelmez.

ama dünya homofobikler ve homofobik olmayanlar diye ikiye ayrılmıyor. her duygunun bi derecesi vardır. çekindiğini söylemişsin. mesela böyle birine geçemesi için kapıyı tutarmıydın, elinde ağır bi yük görsen taşımasına yardım eder miydin. eğer cevabın hayırsa homofobik olmasasan da doğru bi ayrımda da değilsin demektir.

@elorelia, yok benimkisi o tarz bir çekince değil kesinlikle. daha ziyade, duygusal diyeyim. geçmesi için kapıyı tutardım, ağır yük görsem taşımasına yardım ederdim elbette. bunu herkes için yaparım ya da yapmam, tipine sesine vs. bakmam yani, yapıyorsam insan olduğum için yaparım.

Escinsellerin, translarin ozellikle turkiye'de cok haksizliga ugradigini dusunuyorum ve bu magduriyetin giderilmesi lazim ama translar zaten garipler abi, senin bakisinda anormal bir sey yok bence. Kafam kadar meme, kasli bacaklar, boru gibi ses filan bana da cok normal gelmiyor. Bu insanlari farkli bulmak baska, ezmek, yasam haklarini elinden almak baska bir sey. Su an bulundugum ulkede escinseller evlenebiliyor, bence bu guzel bir sey ama iki adam opusuyorsa patlamis misir alip izleyecek halim yok, benim acimdan hos bir goruntu degil yani.

@fortisvita bir erkek bir kadın öpüşürken patlamış mısır alıp izliyor musun?

sıkıntı yok.

değilsin

bilinmezlere olan korku nedir yaw, biliyoz biz sizin birbirinizle neler yaptiginizi, rahat olun.

iyi iyi böyle iyi hacı. sorun yok.

@chemical, e dogru o zaman da izlemiyorum tabi ama icgudusel olarak daha normal karsiliyorum.

Homofobik değilsin. Transfobin var belkş biraz, bu da bilinmezlikten kaynaklı cidden. Muhtemelen hayatın boyunca hiç normal ortamda karşılaşmadın trans birisiyle. Umarım denk gelirsin bi şekilde.

Bi nebze transfobin olabilir. İki gün önceki akşam yolda yürürken bi travestiye rastladım. Dönerciden döner gibi bişeyler aldı, yoluna devam edecek. Dönerciler laf attı, sonra bunun da ayakkabısı büyük geliyo takıldı yalpaladı filan. Ben arkasına geçip biraz izleyerek yürümeye başladım. Ayakkabılar ayağına olmuyo ve 3 saniyede bi durup, ayakkabısının arkasını yeniden takıp devam ediyo filan...

Yanına yaklaştım; yardıma ihtiyacın var mı, poşetlerini tutayım, sen de ayakkabını hallet dedim. Şok oldu. "ıııı şeyy yok ya, yiyecek almaya çıktım, ayakkabı büyük geldi, hallederim" gibi bişeyler söyledi. "Evet bana da bazen öyle oluyo, arkayı iyice sıkmazsan düzelmeyecek" dedim ve onu geçip yürümeye devam ettim.

Bikaç saniye sonra arkamdan pıtı pıtı gelmeye başladı, bana yetişti. "İnsanlar sence neden bizden nefret ediyolar?" diye sordu. "İkiyüzlü oldukları için" dedim. "Doğru söylüyorsun" dedi. Yürümeye devam ederken kendiliğinden bi sürü şey döküldü. Onlarla beraber olan insanların nasıl her şeyi inkar ettiklerinden tut da aşk meşk bi sürü işlere kadar. "Benim bi sevdiğim var ama bu akşam benden ayrıldı" dedi. Ayrılık sebebini anlattı. "Seven insan güvenir" dedim. "Doğru söylüyosun, konuşucam onunla" dedi. Gireceği sokağa geldik "Kendine iyi bak, benimle konuştuğun için teşekkür ederim" dedi. "Dikkatli ol lütfen" dedim. Gitti.

Travestilik bence varoş bi kültür. Ama bi sebebi olmasa tutunamazlardı. Demek ki sebebi gerçek. Ve onca acı içinde ne görüntüleri, ne taşıdıkları bıçak ne de başka hiçbi şey dikkatimi çekmiyor. Çünkü hayatları acı dolu ve acı tamamen gerçek.

20 tane falan festivalde çalıştım. ilk festivalinse zor geçer. 3. 4. 5. oldu mu hiç iş yapmadan konser izlemeye başlarsın.

çalışacağın bölgeye göre değişebilir zorluk kısmı. ben bi kere bi festivalde kamp alanı barında çalıştım 4 gün yattım. :)

ben galatasaray diyorum ama neden desen bir şey diyemem. annen mi baban mı gibi bir şey.

Tabiki Galatasaray.

Gsl. Daha köklü daha büyük ekol daha iyi yerde.

galatasaray abi her türlü.

Almanca mı Fransızca mı? Yapmak istediğin meslek ne ileride? Bu meslek için hangi dil sana daha çok yardımcı olur?

Ör: mühendis olacaksan, otomotiv sektörüne gireceksen Almanca, ne bileyim hukuk okuyacaksan, Fransızca.

ileride ne yapmak istediğine göre değişir, ama zeka olarak sayısal ağırlıklı ise istanbul erkek'i seçmeli.

istanbul erkek.

istanbul erkek

isim olarak imaj olarak gsl öndedir ama alacağı sayısal ağırlıklı eğitimle istanbul erkek.
mühendisim, iş hayatında epey iel'liyle karşılaştım ve birbirimizi kollarız da. gsl mezunu 1 veya 2 kişiyle karşılaşmışımdır maksimum.
iş hayatında da almanca fransızca'dan epey geçerli bir dil, o yönde katkısı olur. yurtdışına gitmek istiyorsa da almanya'da inanılmaz teknik üniversiteler var. he tabi ki gsl kötü anlamına gelmez bu, oradan da çok iyi noktalara gelebilir.
çocuk bu iki okula da girebiliyorsa hayatı kurtulmuş zaten. hangisini seçerse başarılar diliyorum.

Galatasaraylilar cemiyetten yiyor. Kendi akranim tanidiklarimin yuzde 80i vasat insanlar. Misal kitap okuma aliskanligi olmayan gsl lisesi mezunu olsa nolur?
Ama yurtdisi universite egitimi icin ve ic sinav muhabbeti icin gidilebilir.
Ielliler saglam egitim aliyor. Onlardan da birkac vasat tanidim ama genelde daha zeki insanlardi.

içine hangisi siniyorsa onu seçsin, bu iki okul arasında bir yanlış, bir doğru karar yok.
kendimce: sayısal yeteneğinin yüksek olması alman ekolüne biraz daha sıcak bakmamı sağlıyor. istemesi durumunda özellikle teknik alanlarda almanya'da sağlam bir lisans eğitimi alabilmesi açısından abitur diploması, yani istanbul erkek lisesi arkadaşa çok kapı açar.
ama böyle bir şey söylemek için daha çok erken, henüz daha da şekillenecek, öğrenecek, değer hiyerarşisi oluşturacak bir genç beyin var karşımızda. belki öss'nin (gerçi lys oldu di mi lan) amına koyar, belki sat'ye girer amerika'da okur, kimbilir.

Sayısal yetenekleri iyi diye İEL'e yönlendirmek bence mantıklı değil. Daha sınavdan yeni çıkmış ilköğretim mezunu bir insan. Görüşleri değişir, başka alanlara ilgisini keşfeder vs vs.

her ikisi de universite gibi okul.

iel i tercih ederdim. ama gs ye de bos degilim

almanca, mühendislik falan mı, o zaman direkt iel.
Ha yok sözelcilik, entellik, fransızca falansa direkt galatasaray.

Ben İEL'de okurdum mesela hiç düşünmeden.

Istanbul erkek.

iel öneririm. gsl ye göre analitik zekası yüksek daha fazla insan bir aradadır. Ayriyeten okuldan atılmak daha zordur ve yatılı olacaksa yatakhane kültürü daha güzeldir(ikisinin de kıymetini ilerde anlar).

ilk bakışta gsl gibi duruyor ama iel boru değil. yamuluyorsam düzeltin lakin üniversite başarı ortalaması en yüksek okul iel diye biliyorum. bu vesileyle zamanında iel yerine kabataşa giden kafama da köpekler işesin ayrıca :(

iel.

iel mezunu oldugum icin gsl hakkinda fazla bilgim yok ama hangisini secerse secsin yanlis yapmis olacagini düsünmüyorum.

genel olarak arkadaslarin dedigine katilsam da, bizim okuldan cikan sözel/esit agirlikci kadar eminim gsl'den de sayisalci mezun olmustur.

ikisi de cok iyi okullar neticesinde. iel hakkinda sormak istedikleriniz varsa cevap vermeye calisirim.

simdiden hayirli olsun ögrencinize.

sevgilimin kız kardeşi halen iel'de okuyor. hayatının en harika zamanlarını geçiriyor anladığım kadarıyla ve mezun olduğunda türkiyenin üni. sınavına girmek zorunda değil, almanyadan mezunmuş gibi bir alman üni.sinde okuma hakkı var. bişey deniyor ona ama unuttum. ayrıca kişinin fikri değişir de mühendislikle hukuk arasında bir karara genelde varılmış olur belirli döneme kadar.

arkadaşlar ilginiz ve fikirleriniz için çok teşekkür ediyorum... öğrencime hepsini aktaracağım her şey için çok sağolun

benim kardes almanyada bu yüzden lazer ameliyatı oldu.
çok damlayla geçiştirilecek birşey değil. farklı ve güvendiğin bir doktora göster.

sixpack salonda değil, mutfakta yapılır dostum.

profesyonel yüzebileceksen yüzme her yeri çalıştırır ama six pack için yıllarını vermen lazım forma dayalı bu işler.
Yüzme önce kollara omuz ve kanatlara sonra da ayaklara vurur karın ise nefes alıp verdiğin için sıkılaşır.

kısa vadede istiyorsan beslenme + ab hareketler yapman lazım mekikti falan
sonra yüzme ile form tutabilirsin.

bunu diyen ise ne yaptı
göt göbek :(

yüzerek insan hiç bi skim olmaz afedersin.

yüzücülerden etkilenip sorduysan bil ki haftalık min.4 gün günde 3saat yüzme harici aktif spor yapar yüzücüler

erkek arkadasim 4-5 senedir duzenli olarak haftada en az 4, en az 1 saat yuzuyor. kollari oldukca kasli. yuzme kol kasi yapar, ama karin kasi yapmaz. simdi six pack icin karin kasi calistiran pilates hareketlerine de basladi, o kaslari da cikmaya basladi. ama incecik zaten kendisi, 2 gram yagi ya var ya yok. dolayisiyla cikan karin kaslari hemen gorunuyor. eger gobek bolgende yag varsa karin kaslarin gorunmez.

Ergenliği geçirdiysen omuzların falan genişlemez. Vücudun genel olarak biraz kaslanır, yağ oranın düşer. Yüzmede karın kasları da çalışıyor kısmen ama önemli olan yağ oranı.

Arnold +1. Omuz genislemez kaslanir da belki birazcik daha genis durur ama omuz kalca kemigi orani sabite yakin.

Mekik vsde isine yaramaz karin kaslari vucudun en cok kullandigi kaslardan. Yururken bile kasarsiniz. Herkeste oyle boyle kas mevcuttur da onemli olan ustundeki yag miktaridir.

Hayvan gibi yuzerek yagi azaltirsaniz belki ama toparlar kstkisi olur ancak yetmez.

Yetmez.

yüzme vucudu şekle sokar. ama öyle belirgin kaslı biri olmak istiyosan ya hakkaten haftanın 3-4 günü 3 saat falan yüzeceksin, ya da ek olarak bir de fitness yapacaksın.

benim programım haftanın 2 günü yüzme, 2 günü body + cardio. bayaa bi fark ediyor belli bi süre sonra ama ağzına sıçılıyor, çıktınta sonra yürüyemiyorum :)

Yıldız'ın adında teknik olduğundan bence prim yapar yeditepe'ye göre. Vakıf üni. okursan parasını vermiş okumuş gibi bir algıyla karşılaşabilirsin. Bilgi ve birikim olarak yıldız iyidir bence.

ciddi mi bu soru ? 3 büyük firmada staj yaptım bi tane özel üniv mezunu mühendis görmedim. Kendi işini kurmayacaksan özel üniversitelere bulaşma. ışık bilgi yeditepe falan bunları sanayide takan yok.

Bu özel üniv konusunda bilkent ve sabancı en iyileridir.Gerisinin tek gayesi para.

bence yıldız makine ile diğerlerinin aynı cümle içerisinde yer alıyor olması gayet diğerlerini onore etmiştir. bilmem net bir cevap oldu mu?

Gelecekte hedefin makina mühendisliği yapmaksa yıldız makina yaz.
Uni okuyalım, bakarsın reklamcılığa geçerim, bankacılık denerim, taksimde bar açarım, film çekerim gibi planların varsa diğerlerini seç.

not: yıldız makina mezunuyum.

hic dusunmeden yildiz makine

kendi işimi kurma düşüncem var evet. kendimi bildim bileli makine ya da elektrik mühendisliklerini istiyorum. yorumlarınız adına teşekkür ediyorum.

kutunun dibine doğru bak

methyuv mekkoonogey

edit: miserable pronounciation diyenler olmuş. rusça gibi, ses olarak her telaffuzun türkçe'de denginin olduğu bir dil değil ingilizce. zaten bu yüzden fonetik diye birşey var. g'yi okuyorsun gayet, ama türkçe'deki gibi baskın değil. daha da genizden çıkartıyorsun.

Ahaha ben mekkonafi tarzı bir şey diyordum -_-

methiıv mek konehei gibi.
ancak klavyem elvermedi yazmaya

"f" harfini "ph" kombinasyonu verir ingilizcede. buradaki g.

www.youtube.com

methiüv mekkafni

edit: ben çok yanlış biliyormuşum.

www.youtube.com

bence ispanya çıkar

eğer del revizyona gitmezse bu vasat doymuş oyuncularla evine dönecektir.

ispanya çıkar

Bunun kararını dün geceki maçı izlediysen verebilirsin.-şili avustralya maçı- İzlemediysen de kesin izle. Defansta saçma sapan işler yapabiliyor şili ve Vidal bok gibiydi.

bütün maçları izledim. şili turnuva'nın en zayıf 2-3 takımından biri avustralya'ya karşı kötü oynadı. 15 dk'da 2 gol atıp düştüler oyundan. defansları da avustralya'ya bile çok boşluk veriyor. üstelik alexis sanchez'le birlikte en önemli silahları vidal de çok pasif oynadı. ispanya ezer, gruptan da çıkar.

ispanya'yı izledim, şili'nin ise sadece 2. yarısını izledim. gözlemlerim şunlar:

şili çok hızlı hücuma çıkıyor. kontra atakları başarılı. atak futbolunu baya benimsemişler. yalnız defansları rezil. bu turnuvada gol yemeden bir maç bitiremezler.

ispanya dün ispanya gibi oynamadı. tika taka dediğimiz sistemi anca 10-15 dakika uygulayabildi. bu yüzden topa normalden daha az sahip oldu. topa sahip olmanın en güzel tarafı top sendeyken zaten gol yemeyeceğinin kesin olması. %65-70lere çıktığında zaten rakibin gireceği pozisyon sayısını otomatikman düşürüyorsun. defansta da ramos pique arasında anlaşmazlık vardı. ispanya'nın bu şekilde gerilemesinin en büyük nedeni orta sahanın yaşlanması. neyse, 5-1lik mağlubiyet çok ağır olabilir ama biraz göz boyuyor. mesela casillas çok fazla hata yaptı. bence şili maçında ispanya sistemini daha çok sahaya yansıtacaktır. diego costa gene ilk 11 başlar diye umuyorum. başlamasa bile torres de villa da bu takımın forveti. o açıdan sıkıntı yok. del bosque'nin azarından sonra şili'yi yenerler diye düşünüyorum. hollanda'nın 3lü defans sistemi de ters gelmiş olabilir.

özeti şili'nin defansı kötü, ispanya bu açıkları affetmez. ispanya gruptan çıkar.

ben de tüm maçları izledim ve sana bu bilgiyi verdiğin için teşekkür ediyorum. bugünkü maçları pek beğenmemiştim zaten, onlara yatıracağım parayı ispanya gruptan çıkara basacağım.

şili'ye çok güveniyordum, sağolsunlar handikaplı da kazandılar ama bösejur başkan yapıştırmasa o iş de yaştı. ispanya'yla bol ölçüşemez bunlar. ispanya'yı hiç sevmiyorum ama 1.70'ten oynamak zorundayım, ümit vermiyorsun, kusura bakma şili kardeş

hepinize verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederim. bu gazla ekstradan kredi alıp onu bile basabilirim :)

umarım benden başka oynayan olmamıştır ağır bi hezimet oldu

ben de oynadım. evde sinirden kudurdum. dünya kupası kotamı doldurdum galiba.

ben de oynamıştım. hatta çok garanti bir kupondu, riskli sayılabilecek tek seçim ispanya'ydı. normalde hiç sevmiyorum ispanya'yı, gruptan çıkarlarsa teselli olacaktı bu kupon. çok yazık oldu yahu. gitti paracıklar.