herhalde şaka yapıyorsun?
tutunamayanları anlayabilecek kaç ergen var bilemiyorum.
dublorun dilemması kek, rahat okunur. oradan basla.

tutunamayanlar, türk edebiyatının zirvesinde yer alan birkaç eserden biridir :) fakat piyasa yapmak amacıyla millet eline alıp gezdirir oldu, ondan öyle demişlerdir. yoksa tutunamayanlar'ı okumak belli bir altyapı ister.

dublörün dilemması ise çerezlik bir kitap, kassan bir günde biter, okurken keyif alırsın, sonrasında pek bir iz bırakmaz.

ergen kitabı denmesi facebook vb sitelerde önüne gelenin olricli paylaşımlar yapmasıdır. paylaşanların ve ergen kitabı diyenlerin büyük bir çoğunluğu kitabı okumamıştır.

tutunamayanlara başla derim.ergen kitabı diyenlerden de kitap tavsiyesi alma derim.ama onlara birer adet ipek ongun kitabı hediye etmeni de öneririm.

Tutunamayanları okuyup kavramak hatta sindirmek için belli bir alt seviyeyi geçtim bariz bir seviye gerekir... Dublörün dilemması hakkında söyleyecek bir şeyim yok...

tahsin yücel-yalan

tezer özlü - kalanlar

yusuf atılgan - anayurt oteli ya da aylak adam

tol'u oku.

okumasi cok kolay olmasa da depresyon dedin mi oblomov vuruyor soldan.
yalniziz da beni oldukca deprestirmis kitaplardan birisidir. okumasi da cok kolaydir.

milan kundera'nin saka'si da oldukca depresif bir donemimde okudugum ve daha da deprestigim bir kitapti. direkt hicbirisi depresif sayilamaz.

hakan günday-piç

murat uyurkulak-tol

katya'nin yazi. okunmasi kolay. psikolik olarak da cok sikici.

edit: h'den sonraki ikinci harfi kastettim evet.

Dostoyevski-Yeraltından Notlar.

Hem ince bir kitap hem ağır bir dili yok hem de hayatın gerçeklerini yüzümüze vuran bir kitap.

-Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ı da iyidir depresiflik konusunda.
-Ve yine ince, okuması kolay, depresif Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sı.
-Hakan Günday'ın Kinyas ve Kayra'sı biraz daha kalın bir kitaptır ama ben iki günde bitirmiştim merak edip.
-Richard Bach'ın Martı'sı var bir de aklıma gelen ama öyle depresif bir havası yok pek.
-Kafka'nın Aforizmalar'ı.
-Schopenhauer'un Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar'ı.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar oldu. Aklıma geldikçe eklemeler yaparım.

kieslowski- triology

abbas kiyarustemi - aslı gibidir

stalker-tarkovski (hafif bilimkurgu sayılabilir, ama çok acayip sessizlik yaratır, düşündürür)

izlemediyseniz kesinlikle (bkz: persona), izlediyseniz gene persona:)

www.turkcealtyazi.org
www.turkcealtyazi.org

Dogville.

soruya cevap vermek için login oldum.
ihsan oktay anar ihsan oktay anar ihsan oktay anar.

orhan pamukla basla orhan pamukla bitir kardeş. karla basla kara kitapla bitir. sonra da hiçbir sey okuma.

Valla şöyle söyleyeyim, Orhan Pamuk'a boşuna başlama. Onu okumak için harcayacağın vakitte neleri, kimleri okursun. Orhan Pamuk dandik bir edebiyatçıdır, Tuna Kiremitçi'den çok büyük bir farkı yoktur. Dolayısıyla tekrar okuyup vakit kaybetmemeni salık veriyorum.
Diğer iki şık arasında seçim yap.

ihsan oktay anar: puslu kıtalar atlası -> suskunlar -> kitab-ül hiyel) -> efrasiyabın hikayeleri -> amat(neden amat'ı sevmiyorum bilmiyorum :( yeni kitabının pek bir numarası yok

orhan pamuk: sessiz ev ya da beyaz kale -> yeni hayat -> benim adım kırmızı -> kara kitap -> kar
burada cevdet bey oğulları'nı geçmişini merak ederseniz okuyabilirsiniz. çok iyidir ama tarzı farklıdır. post-modern romanla bağdaşmaz. zaten bunun geçiş romanı olarak ardılı sessiz ev ya da beyaz kale'yi önerdim. Hatta başlangıç için Beyaz Kale'den emin gibiyim.

grange'a başlamanıza pek gerek olduğunu düşünmüyorum. merak ederseniz sebebini söyleyebilirim.

İhsan Oktay
Grange
Orhan Pamuk

diğer iki yazarı okumayan biri olarak kıyaslama yapmadan yazıyorum.

jean christophe grange. lisede leyleklerin uçuşu isimli romanıyla başladım kendisini okumaya, şeytan yemini, siyah kan ve koloni'yi okuyarak devam ettim. ölü ruhlar ormanı ve yolcu isimli kitapları da halihazırda kütüphanemde beni bekliyor. tavsiye ederim ama..

ama beğenmeyenler de var. birçok kişiden işte sonunun tahmin edilebildiğinden ya da katilin kim olduğunun anlaşıldığından beğenmediklerini duydum. bunları tahmin etmek bende bu adamı okurken heyecan eksikliği yaratmıyor çünkü adam olayları çok iyi örüyor.(vay eleştirmen gibi oldum) ben seviyorum kısacası varsa elinizde kitabı bir başlayın derim, yoksa da gider alırsınız beğenmezsiniz sonra bana boşuna para verdim falan dersiniz üzülürüm.

orhan pamuk - kara kitap (bunu oku diğer eserleri gereksiz! çünkü ben bu adamın bu kitabı yazdığına inanmıyorum) Yani cevdet bey ve ogullarını yazan adam bunu yazamaz. hani eser diyebileceğim yegane kitabı ki halen geceleri boğazın sularının çekildiği zamanı düşünüp dururum.
ihsan oktay anar çekirdek, tarzına alıştın mı su gibi gelir, denildiği gibi puslu kıtalar atlasından başlayabilirsin. diline alışmak zaman alıyor ilk 20 sayfa kadar ama sonra dedıgım gıbı fantastik daha çok.

Orhan Pamuk kitaplarını okudum, "faşo" değilim, edebiyat konusunda ince bir zevkim ve bilgim var. Orhan Pamuk basit bir yazardır. Bunu örneğin bir Sait Faik, bir Nedim Gürsel, bir Samed Behrengi, bir Remarque okuyan ve yargı gücü olan akıllı insan kolaylıkla anlar.
Tekrar Orhan Pamuk'u geçiniz diyorum.
Not: Burada edebiyat cahili bir takım takozlarla atıştığım için de utanıyorum.

orhan pamuk okuma "dandik" diyen arkadaşı her yerinden öperek sözlerime başlamak istiyorum. bir şeyi beğenmemekle, onu dandik bulmak arasındaki ince farktan habersiz, kendi zevklerini tek doğru olarak kabul etmiş insanların tavsiyelerini dikkate almayınız.

grange'ın herhangi bir kitabını okumadım, yorum yapmayacağım.

orhan pamuk, kronolojik olarak okunması gereken bir yazardır. her romanında yeni arayışlara girmiştir, yazım sırasıyla okursanız, yazarın vardığı noktayı ve nerelere varacağını daha iyi görmüş olursunuz. lakin, ilk kitabı, cevdet bey ve oğulları, klasik tarzda bir eserdir, bazı yerleri beni sıkmıştır. sabredin, diğer kitaplarında çılgın atıyor adam.

ihsan oktay anar için böyle bir şey söylemek mümkün değil bence. puslu kıtalar atlası, efsanedir. ondan başlarsanız, diğer kitapları için olan beklentinizi bir tık düşürün ama onlar da gayet iyidir.

keyifli okumalar.

edebiyata orhan pamukla başlayıp orhan pamukla bitirmek de iyiymiş. orhan pamuk önce anlatım bozukluğu yapmamayı öğrensin.
cevabım: ihsan oktay anar'dır. grange hakkımda bir fikrim yok ama, bunu da göz önünde bulundurursan sevinirim.

ya bazılarınız beğenilerinizi ve fikirlerinizi baskalarınınkine b.k atmadan anlatamaz mısınız?
orhan pamuk anlatım bozuklugu yapar. yapsın. belki de ben ve benim gibiler onun eserlerinin kusurlu guzelliğine deli oluyoruz. ama sizdeki anlayış bozuklugunu ne yapıcaz?
kim ne dersin kara kitap zirvedir. öyle bir zirvedir ki artık orhan pamuk bile aşamaz onu.
cevdet bey ve oğulları diğer arkadasların da dediği gibi gereksiz bir kitap hatta pamukun bu kıtap yuzunden geceleri gizli gizli ağladığını düşünüyorum.
bir ilk roman ve galiba kendini göstermek için çok fazla uğraşmış üstünde ve uğraşıldığı çok belli. baslarda yeterınce onemlı olmayan karakterler cok fazla ayrıntılanmış ama kıtabın sonunda cok onemlı hale gelen bazı karakterlerse oturmamış idi. sınavda ılk sorulara uzun uzun cevaplar yazıp son soruları yetiştiremeyen öğrenci gibi olmuş durumu adamın.

hee çok mantıklı. sdfdfsdf

www.yenisymposium.net

(bkz: Ghost World)
www.imdb.com

benzer işlemez aile bağları vesaire gibidir. ama wes anderson'ın renklerini doğal olarak tutturamaz.
Bir de wes anderson seviyorsanız, Barış Bıçakçı'nın kitaplarını da kesinlikle seversiniz. önyargıyla yaklaşmayın 8-10 lira bir şey zaten "aramızdaki en kısa mesafe"yle başlayabilirsiniz.

30 kez falan okudum barış bıçakçının kitaplarını.
film arıyorum zaten şuanda =)
başka öneri?

o zaman
(bkz: me and you and everyone we know)
www.imdb.com
(bkz: broken flowers)
www.imdb.com
bunda bill murray de var.

mirandacıgıma ailecek hastayız, kendisi insanoğlu olamaz. jim jarmusch- broken flowers listeye alındı ama. yarına izlenecektir.

punch drunk love olur mu?

al pacino'nun dog day afternoon filmini izlemeden geçme.

ilk hafta etkisi, 10 gun sonra alisiyor insan bunyesi. dert etme

iyi de ders çalışamıyorum.Sunum yapıcam yarın bu kafayla nasıl olacak :)

yaparsın yaparsın bir şey olmaz. yalnız 4 gün kısaymış biraz :)

en azından vücutta etken madde artana kadar etkileri pek ortaya çıkmaz.
tribe girmişsiniz.
ps: önceden bilumum antidepresan kullamış bir insan.

istediğin yere git bir sorun çıkacağını sanmıyorum, benim de D tipi vizem var.
xxx duration of stayın onemsız oldugunu gösteriyor.

İngiltere hariç zaten çok sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Sıkıntı yaşama ihtimalin; fransa - çek cumhuriyeti gibi ülkelerde de az da olsa var.

erasmus öğrencilerinin en doğal sorusu :)

schengen ülkelerine rahatlıkla girip çıkabilirsiniz, ingiltere gibi schengen ülkesi olmayan avrupa ülkeleri içinse geçerli değildir elinizdeki izin.

schengen ülkelerine 6 ay boyunca istediğiniz gibi girip çıkarsınız, ilk 3 ayla sınırlı değil. o bahsettiği üç ay bir girişte toplam kalabileceğiniz maksimum süre.

fransa'da ya da schengen ülkesi herhangi bir ülkede sıkıntı yaşama ihtimaliniz de yok.

Yeşil pasaport sahipleri vize almadan AB ülkelerine (İngiltere hariç) giriş yapabilirler. Sadece 3 ay içinde giriş-çıkış yapmaları gerekir.

ingiltere ve yunanistan hariç shengen bölgesine vizesiz girip çıkabiliyorlar.
nasıl bulamadıysanız..

atarımı da yaparım evet :p

Yunanistan da shengen bölgesinde..Birleşik Krallık(yani kuzey irlanda,galler,ingiltere ve iskoçya) hariç avrupann heryerine gidebilirsiniz yeşil pasaport ile.. Kısacası Shengen vizesine basvurmanız gerekmiyor..

ingiltere dışında vizesiz gidilebiliyor. babam almanya gibi vize konusunda kıl bir ülkeye vizesiz gitti yeşil pasaportla, sen düşün gerisini. AB ülkelerine gidersin rahatlıkla.

bence buradaki önemli nokta "18 yaşından küçük olması"
aile iznine tabii olabilir, siz yinede araştırın derim.
hani 20 yaşında yeşil pasaportu olsa gelir, ama 18 yaşından küçükmüş.

isediklerini tastamam aldılar. apo bırakın dedi hepsi aynı anda dakikasında bıraktılar ve tüm türkiye gördü apo nun hala ne kadar etkili olduğunu..yılanın başını küçükten ezmek lazımdı da şimdi artık çok geç

1) 3 adet talep vardı:
anadilde eğitim (hala muallakta)
anadilde savunma hakkı (Yasa yürürlüğe gireceği söylendi çünkü gariptir, italyan biri mahkemede kendi dilini konuşurken,kürtçe yasak)
apo'nun avukatları ile görüşmesi (gerçekleştirildi)

2) herkesin bıraktığı söylenemez, sadece kamu oyuna yansıyan bu.
birçok kişi halen ( tutuklu gençler ve öğrenciler) anadilde eğitim ve savunma hakkı için mücadele vermek istiyor.

anadilde savunma hakkı istediler ama bu gerçekleşmedi. ve açlık grevi yaparak bunun gerçekleşmeyeceğini anladılar. aponun bırakın grevi demesi de bahaneleri oldu. yoksa zaten bi bahaneyle bırakacaklardı. kaldı ki 60 gün sadece şekerli suyla yaşayan bir insanın bi deri bi kemik kalması lazım öyle bi halleri de yok.

www.celalbirsen.com

5 yıldır sapasağlam.

celal birsen +1

bir-iki sene olmayabilir ama bir süre idare edebilir. gratis e uğrayın.15tl ye küçük katlanır olanından mevcut.

@artemiss gratistekiler kalitesiz çok, çalışan arkadaşım sakın alma dedi.

celal birsen +1

ne celal birsenmiş :) peki , istanbul avrupa yakasında nerelerde bulabilirim satış yeri falan?

celal birsen semsıyemı 4 sene kullandım, otomatikti, o düzeneği bozuldu açıp kapamak zorlaştı. tamir edecek yer de bulamadım. ayrıca kuması delınmeye basladı kat yerlerınden. ama hala saglam. su anda rainwalker'ın otomatik bir şemsiyesini kullanıyorum, 2. kış bu. hala sapasağlam. celal birsen 5 sene önce 50tl filandı galiba. şimdiki semsiyeyi geçen sene 25e aldım.

benden de celal birsen +1, 4 yıl önce aldım, hala taş gibi, ama fiyatı normal şemsiyelere göre birkaç kat pahalı.
ha bir de unutma, kaybetme gibi durumları da göz önüne al bence.

pistranger'e katılıyorum. sevgilim 70 tl verdiği semsiyesini o hafta takside unuttu. uçtu gitti :/

Snotline otomatik olanından almıştım.Bu 3. kış olacak.Carrefour'dan 35 TL'ye almıştım.Celal Birsen'den bi kademe daha kalitesiz ama iyi bence.

@dasher, ben de aldığım hafta takside unuttum. resmen ben kullanamadım sen kullan dedim taksiciye.

-unutkan birisiysen celal birsen alma derim.

cok ciddi ise panik atak a dönüşebilir, ama biraz daha bekle.
yani çünkü herkeste bir nebze kaygı bozukluğu vardır gündelik streslerin neden oldugu.
somatik etkiler başlarsa, bence gidebilirsin.

doktora git, teşhisi koysunlar sorun varsa. kendi kendine yapma. sadece bipolar 1'le 2 arasındaki fark için bile 10 tane soru soruyorum ben.

evet anksiyete bozukluğunun belirtileri bunlar.ben de bu hastalıktan dolayı tedavi görüyorum.doktora gidin.psikiyatrist ve psikolog birarada size yardımcı olabilir.burada size kimse size yardım edemez maalesef.ayrıca bunlar tamam anksiyete belirtileri ama başka hastalığın belirtileri de olabilir.

duration of stay 3 ay diye biliyorum ben

@bota peki 3 ay kaldık döndük tekrar gidip 3 ay kalabiliyozmu aynı yıl içinde

yeşil pasaport ile 6 aylık süre içerisinde 3 ay yurt dışında kalabiliyorsunuz. yani yurt dışında 3 ay kaldıktan sonra 3 ay türkiye'de olmanız gerekiyor..

bu söylediğim durum ülkelerden bağımsız, yani fransa'da 3 ay kalıp sonraki 3 ayı hollanda'da geçireyim, sonra tekrar fransa'ya döneyim derseniz olmaz..

format factory ile olur. veya önce mm ile birleştir, sonra hepsini birden bi kere 180 derece çevir.

baska program yukleyemiyorum ne yazik ki cunku bilgisayar bir sisteme bagli.
yoksa sony vegas ta enfes bi program

1. iyi sanki.

2 tabi ki de.

2. yep.

kendin bir şeyler yapabilirsin, ben en son bi kar küresi yaptım mesela, baya bi beğendi. ama o genel olarak kar kürelerini sevdiği için olabilir.

parfume bazı esanslarına alerjısı olabılır ya da,
alacagın kokuyu begenmeyebılır.

en temızı 1.

1 iyidir şimdilik. Sevgili olunca 2 ye geçebilirsiniz..

1. hediye daha iyi. duyarlı çocuk imajını da vermiş olursun.

defter hediye etsen daha güzel olur. şuralara da bi bak ıstersen:
www.nishmark.com
www.pasaj.com

kesinlikle 1. daha anlamlı bence

parfüm alma. en saçma hediyedir. birinin hangi kokuyu seveceğini bilemezsin ve onun adına karar vermek gibi ego dolu bir hediye almış olursun.

1. iyidir.

1 güzel bence

2'yi al sen de nasiplen. if you know what i mean..

1 bence çok anlamlı olur ;)

2 daha güzel. Muhtemelen daha önce ondan hoşlanan kişi tarafından böyle bir hediye alınmamıştır ona. Şahsen sevgili olmadan hediye alan erkek çok görmedim, bilmiyorum. Direkt gözündeki imajın yükselir.

bence 1 hatta kesın 1

ilki düşünceli bir şey onu tanıdığını ve onu dinlediğini falan gösterir.. güzel kısaca..

(bkz: kabak koyu)

(bkz: kelebekler vadisi)
biraz daha sessizi için: (bkz: domuz çukuru)

eğitim fakültesinde pdr okumuşsa dediğin konularda faydasını görür

kardeşim yıllardır bar bar bağırıyor her yer bırak yüksek lisansı lisans olarak bile hiçbir alta yaramayan bir alan psikoloji ülkemizde.

Valla Hukuk bitiren kişinin klinik psikoloji yüksek lisansı sonrasında büro açıp da danışan görmeye başladığını gördüm ben.

Türkiyede psikoloji konusunda bir yasa kanun vs olmadığı için her şey mümkündür. Ha ama camiada zerre ciddiye alınmaz öyle bir kişi. Hatta geç akademiği, ben akademik makademik olmayan bir psikolog halimle bile..

psikoloji yüksek yapsa (normal) hiçbir işe yaramaz. ancak klinik falan yapması lazım.
klinikte çok rekabetli bir alan, zaten topu topu istanbulda 5 üniversitede var klinik piskoloji yüksek lisansı. boun, bilgi, okan, doğuş, istanbul. (bu kadar benim bildiğim) ve seçimleri zor.

türkiyede yasa kanun var sanılanın aksine ve yakın dönemde de daha da zorlaşacak.
örneğin klinik psikoloji masterı okumadan, muayene açman mümkün değildir, ancak bir psikiyatristin yanında çalışabilirsin, şimdi bu değişerek doktora yapma şartına gidecek sanırım.
bir de yaşan koçluğu, danışmanlık, psikolog vb., şeyler ülkemizde yükselen trend konumundalar. örneğin saatine 300 kağıttan fazla alan psikologlar çok.

bir örnek için (naska alandan gecmıs)
(bkz: hanna nita scherler)

sony vegas. ısrar ediyorum.

"cetoxim" rumuzlu üyemize katılıyorum, ben de Sony Vegas Pro 11 diye ısrar ediyorum. www.sonycreativesoftware.com adresinden kısıtlanmamış deneme sürümünü indirebilirsiniz.

kısıtlanmış sürümde videoları tam çözünürlükte vermiyor. tam sürümünü ara. boyutu fazla değil zaten.

son soru daha gelsin;

peki bu programla fixation cross (+) ekleyebiliyor muyum videolarin tam arasina?
bunu da basariyorsa cok enfes olsa gerek

yani soleki,

video A + video B

boilsooft video joiner

boilsoft tek yapıyor, ama ıstedıgım yanyana seyredebılmek, ardarda degıl.
ya sony vegas ok, ama cok karısık anlamadım.
bir yardım etseniz hani? =)

1) Herkes ayrı kart almalı.
2-3) Normal pay-as-you-go oyster almak daha avantajlı. Günlük kağıt bilet almayın. Zaten Oyster'da günlük limiti geçerseniz daha fazla düşmüyor. Günlük biletin hiçbir avantajı yok.

3) oturduğun, gezeceğin bölgeye göre değişiyor, eğer 1. bölge, turistik yerleri, müzeleri gezeceksen yürü derim sana, ama dersen 20 dakikalık yürümeler çok, mutlaka pay as you go yap. (not: otobüs daha ucuz bu arada)

burada fiyatları var. bayağı detaylı da.

www.tfl.gov.uk

1) bence ayri almak daha mantikli cunku londrada karti aslinda girerken degil cikarken kontrol var yani hem giriste hem cikista basiyorsun yani kartsiz istasyondan cikamazsin, e diyelim ki ayri bir yere gidecek oldunuz gidemizsiniz.
2)gercekten deli gibi gezecegin gun icin gunluk kart alacaksan al, ama bence kaldiginiz yerden falan birinin oysterini top up yaptirip kullanabilirsin yani akbil gibi kartin kendisine odedigin paradan kurtulmus olursun giderken geri iade edersin aldigin kisiye, tabi bu nasil bir ortamda kaldigina bagli. bence oyster pay as you go al, boylece cok gezmeliyim cok binmeliyim parasini cikaayim diye kafayi yemezsin, bir de kesinlikle sadece zone 1 al, yani uc gunde anca o kadar gezersiniz zaten, bence yuruye yuruye yazin tadini cikarin zaten. trafige dikkat edin, otobuste cok vakit kaybetmeyin.

week

week?
work veya workpiece`te olabiliyormus.

ya çok saçma olurdu deney düzeneyi week olsaydı =)
ama ben de başka çare göremedim.
teşekkürler

ben direkt week diye dusundum.
simdi adam soyle demis orijinal deneydeki gibi stimuli ve prosedurler kullandik, fakat biz yaparken 15inci deneyden sonra durduk, 1-3 haftalik bir gecikme ile tekrar denekleri topladik, 16-26 arasi deneyler sonradan yaptik yani diyo....

+lar zaten londra diyor, ee ben de londra hastasıyım o zaman =londra.

sadece bilgim olan kismina cevap vereyim, amsterdam'da dil sorun olmaz.

amsterdam: schengen vizesi, sıkılırsan bile gezebilirsin.
ama şehir küçük, belli yerler var, çok turistik, hava londra gibi kötü değil, bisikletle ulaşım şahane, ama yaşamak için değil bence.
londra: sen zaten sıralamışın.

amsterdam'a gitmedim, pek yorum yapamam ama londrada bi süre kaldım, yaklaşık 6 ay kadar. hayat pahalı, oldukça hem de. özellikle ev kiraları falan saçma sapan. onu sen de biliyorsundur. yazılım sektörü çalışanı olarak maaşlara değinecek olusam. tecrübe ve bilgi birikimine, kullanılan teknolojiye göre değişiyor.

mesela senior java developer yıllık 45-90 bin paund + benefits şeklinde oluyor. frontend web developer 20-30 bin paund civarında. project manager (teknik background'u sağlam en az 8-10 yıl deneyimli) 120 bin paund'a kadar çıkıyor. .net developerlar 25 - 45 bin arası. deneyimine göre.

bayağı iş kovalamıştım oralarda ama çalışma izni sıkıntısına olmadı, döndük yine kürkçü dükkanına.

valla yeni sevgilin eskisinden sürekli sözediyorsa ya da sevişirken senin ismin yerine onunkini anıyorsa kafaya tak.
yoksa takma, geçmiş geçmiştir.

Erkek tarafı olarak;

Eğer bağlantısı kalmamışsa, telefonu hala kayıtlı değilse ve görüşmüyorsa sallamam.

birde gidip asla ama asla eski sevgili konusunu açmam, bana göre salaklığın dik alası zira eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek gibi bir şey.

Ama kız hala ara ara görüşüyorsa kıza yol vermek gerekir, hala unutamamış demekki.

ben takarım hacı 23 yaş erkeğim ama oda bazen dokunduruyo sen o kızla nasıl oldun o kıza nasıl yani falan öyle

Adı değil iması geçse ağzını burnunu kırasım gelir o insanın,sevmem.

özgüvensizlik falan hikaye yani bence bide hatun gidince elden kalırsın valla öyle velasıl kelam erkek adam kıskanır kıskanmalı :)

en başta bişekilde öğrenir ben de kendiminkileri anlatırım. sonra da bidaha konusunu açmam. benden öncesi ve sonrası tufandır benim için.

benden önce sevgilisi olanları siker atarım dolayısıyla önemli değil. olmayanla evlenirim dolayısıyla nasıl kız aradığına göre değişir.

ne kadar az şey bilirsen o kadar az sıkıntı yaşanıyor.
o yüzden eski sevgili bahsini hiç açmıyorum. açarsa da "eski sevgililerinle ilgili hiçbir şey bilmek istemiyorum, sus." diyorum.

hem de ne biçim. bütün geçmişini bulup didikleme huyum var lakin haberi olmaz bundan

Evet eski sevgilisi ile aynı mahallede oturuyor ise ve de arkadaş ortamları aynı ise hatta kızın ebisi ile kanka ise takarım .

normalde hiç sallamazdım.çünkü onun eski sevgilisi varsa benim de var sonuçta,geçmiş geçmiştir.beni ilgilendirmez.hatta muhabbeti geçse bile sallamaz unuturdum hemen.aşırı kıskanç bi insan olmama rağmen.ta ki en son ayrıldığım sevgilime kadar.ben ayrılmadım daha doğrusu,durumu özetliyorum.
aynı sınıftaydık.biz sevgili olduğumuzda eski sevgilisinden ayrılalı 2 ay kadar bi süre geçmişti.başladıktan 3 gün sonra ufacık bi tartışmamız oldu sonra 2 gün mesaj atmadı,mesajlarıma cevap vermedi.meğer cevap atmadığı günlerde eski sevgilisi mesaj atıp özür dilemiş.arkadaş olduğumuz zamanlar "sevgilim yok yeaa kafa dinliyorum" diyen beyimiz bu 2-3 günlük süre içinde ne yapacağını düşünmüş taşınmış, daha biz başlayalı 1 hafta olmamışken,sen çok iyisin hoşsun seni üzmek istemem ama onu unutamadım der ve bu kardeşinizden ayrılır.
1-2 eski sevgili olayı da başımdan geçti.
bence,özellikle uzak mesafe ilişkisiyse ve sevgilinizin olduğu şehirde eski sevgilisi de varsa kafası karışması olağan.o yüzden artık karşı taraftan "eski"nin e'sini duysam kulakları dikip olayı algılamaya çalışma kararı aldım.
tedbirli olmakta her zaman fayda vardır.

Vaktiyle ankaradan kaçmış biri olarak söylüyorum eğer sevmiyorsan hiç durma orda sonra üniversite zulüm eziyet olur. ODTÜ ve bilkentte okuyan arkadaşlarım var üniversitelerinden de memnunlar onu da belirteyim. Ama sana tavsiyem istanbula gel mutlaka belki ilk sene yer yurt alışma sıkıntısı çekebilirsin ama zaten ilk senen de sürekli gezmeme geçeceğinden çok da dokunmaz sana. Başkaca soruların kafana takılan bir şey olursa istanbulda yaşayan bir ankaralı olarak yardımcı olmaya çalışırım.

Psikoloji alanlarına göre ayrılıyor aslına bakarsan. Akımlar anlamında.
sosyal, cognitive, klinik v.b. Örneğin,

BOUN: sosyal ağırlıklı verir.
KOÇ: Endüstri ve sosyal ağırlıklı
Bilgi: Klinik
Bilkent: Cognitive ve Neuroscience

Görüşlerim:
(bilgi psy çıkışlıyım (double yaptım üstelik), bilkentte ve bounda 3 ay boyunca labatatuvarlarda çalıştım- hocalar sever beni, koçta ise ders aldım özel öğrenci statüsünde) eğer klinikse ya boun ya da bilgi. Ama genel olsun dersen Koç.


1) Psikoloji mezunları yeni yasaya göre Master hatta ve hatta doktora bitirmeden klinik açamıyorlar. Hemen hasta bakacağım diye bir mevzu yok kısacası
2) Gene yasaya göre, öğretmen olamıyorsun ve özel okullarda psikolojik danışmanlık veremiyorsun çünkü formasyon eğitimi kalktı. (en son kalkmıştı)
3) Akademisyen olabilirsin. (çok alanı var sosyal, cognitive, kültürel, neuroscience, gelişim)
4) Devletin hastanelerinde çalışabilirsin KPSS ile.
5) Kısacası üniversitenin yanında stajlar çok önemli. Örneğin, bu yıl BOUN klinik psikoloji doktorası açtı, giren 5 kişiden 2 kişi bilgi klinik yüksek lisans çıkışlıydı.

Ek: Psikoloji de klinik kısmı 10 da 1dir. Ama giren 100 kişiden 90'ıda klinik ister. Kısacası kompetetiftir. Eğer doktor özellikle norolog veya psikiyatrist bir anne baba varsa işlerin daha da kolaylaşır.
ek 2: Psikoloji öğrencileri için staj zorunluluğu olmadıgından (boun, bilgi, koç vb amerikan kökenli üniversitelerde) devlet hastanelerinde çalışmak çok ama çok zordur. istanbul mesela derki, biz kendi öğrencimizi alıyoruz, onlara zorunlu bla bla.
ek 3: bilgi liverpool üni ile çift diploma hakkı tanıdı, açılıyorsa ona bak. ben liverpool ünisinin psy başkanı ile tanışmıştım. epey iyi gözüküyordu program
ek 4: bilgi genel anlamda tırt bir üniversite gibi gözükebilir. ama söyle soleyeyım, fakülte derecesi yaptım, ODTU, Almanya ve Hollanda basta olmak üzere birçok üniversiten master kabulu aldım. (BOUN açmadı, orası da olurdu ama)Hollanda da erasmus yaptım, suanda da Londrada bir araştırma yapıyorum bir üniversitede, araştırma fonunu londradaki üniversite karşılıyor. Yani küçümsememek gerekiyor bazı şeyleri.

Yorumu olan var midir?

arkadaşları varsa onları çağırsanız. konuşmak iyi gelir...

torun var mı? torunları sever dedeler, torunlardan da rica etseniz , güzelce anlatsanız dedelerinin yanında olup onu sevindirirler bence.

Yanına küçük bir kedi alsanız? Hani mesela sıcaktlığını hissetse?
Ya da arka fonda sakin müzikler çalsanız?

mucize bir tavsiye veremiycem ama, onu taniyan herkesi toplayip seferberlik ilan edin. oyle bayramda yada haftasonlarinda ziyaret gibi yada kedi-kopek almak gibi degil. gorevmis gibi yaninda olun, gezdirin, keyif almasini saglayin. 8 yil diyaliz + beyin kanamasi gecirmesi + yuruyememek + yaslilik kabus gibi birsey. yukaridaki tavsiyelerin cogu bence ise yaramaz. huysuz bir insani boyle kedi, kopek, torun mutlu etmez. adamin sefkat, ilgi vs.. vermeye degil almaya ihtiyaci var. bari son demlerinde mutlu olsun adamcagiz. gercekten cok uzuldum.

nörologa görünmüştür belki ama geriatriste götürmeyi denediniz mi? ölüm korkusu nedeniyle depresyonda olabilir.
çok geçmiş olsun

bir psikiyatrist ile görüşün. antidepresan tedavisi işe yarayabilir. kanser vs. türevi ağır hastalıklarda uygulanan birşeydir.

hocam tecrubeniz nedir açıklarmısınız hiçbir okula kabul alamamı

money talks.
girersin.
2.75 ile giren arkadaşım var.

hangi okul yazarmısnız başvurayım yabancı forumlar pahalı okulların kolay kabul oldugunu belirtmiş ama facedeki grup çok zor diyor

biraz da hangi konu üzerine master istediğine bağlı. sanırsam mba programları daha yüksek ortalamayla kabul ediyor mesela.

arkadaş mich.state gibi bi okula 2.75 ortalama ile girdi bu bursla. deu mezunuydu ve toefl 96 idi. siyaset bilimi gibi competetive bir bölüme girdi, ama araya hatır gönül işlerini de soktu.
amerika mali krizde.
MIT bu ortalama ile kabul etmez ama, Boston, Northeastern gibi parayı da dikkate alan üniversiteler alır. Türk hoca falan bulursan, işin daha da kolaylaşır.
Kısacası üniversite seçerken uçmaman lazım
ama ilk bir YLSY de yerleş bunları düşünmekten önce.

türk hocalar torpil yapar mı acaba o konuda emin değilim daha önce bir arkadaş türk hocaya başvurmuş ama hoca ilgilenmemiş hintliye gitmesini söylemiş

evet yerleşmek önemli ama alesim iyi o yüzden en kötü doğuya yerleşirim diyorum fakat toeflim olduğu için spring de basvurup gitmek istiyorum

ivy league 2.8 le olmaz. top20 dışındaki okullara bakın.

gitmekteci amacini bence bi gözden gecir.

ne yapmak istiyosun ona göre bi düsün tasin.

bakacaz bakalim bu ulkede kalip aptalliklarla debelenmekten iyidir en azindan ama yine de ivy okullara ve diger iyi okullara asilacam cunku burada okudugum okul cok sikikti ve bilkentten olmakla oradan mezun olmak arasinda daglar kadar fark var hoca kalitesi falan cok kotuydu ve cogunun iq sunun dusuk olduguna inaniyorum. neyse abd de yine bu tip adamlarla ugrasmak istemiyorum burs da olsa milletin parasina yazik

muğla-akyaka

Antalya-Kaş

Kamp yerleri önceki senelerde en düşüğü 15'tl'den başlıyordu(Tek çadır fiyatı, içinde kaç kişi kalacak olursa olsun). Şimdi günlük 20'den aşağı değildir diye tahmin ediyorum.

Gökova'yı önerebilirim. Kamp yeri ormanın içinde. Denize çok yakın. Ama Gökova küçük bir yer olduğu için çok fazla bar ve eğlence mekanı yok. Genç nüfus, eh işte, çok fazla değil(Bu dediğim ücretli kamp alanı).

Ücretsiz kamp alanı ise... Gökova'nın hemen ilerisinde, Çınar Plajını biraz geçtikten sonra sahipsiz, deniz kenarında ormanlık bir alan var. Yine orda da çadır kuranlar oluyor. Ama orda hayat sınırlı. Gündüzleri Çınar plajı cıvıl cıvıl olur ama akşamları elektirik dahi bulamazsınız. Ayrıca araba, motor ya da en azından bisikletiniz yoksa ulaşım bir dert.

Gökova'ya giderseniz teknelerde bol limonlu balık-ekmek yemeyi unutmayın. Oyş!

Edit: Gökova'yla Akyaka aynı yerdir(aslında değildir ama Gökova denilince akla Akyaka gelir).

Olimpos

(bkz: kabak koyu )
(bkz: kelebekler vadisi )
(bkz: domuz çukuru)

fiyatlar değişiyor epey. Ortalama 30 TL diyelim.

fethiye kantrancı
fethiye günlüklü

kabatepe orman kampı eceabat çanakkale bide gökova akyaka.ikiside çok güzel.ikincisinde kalmadım sadece gezdim denize girdim sahili yoktu kayaların üzerinden derince bi suya atlamak zorundasın.ama kabatepe harikaydı havası,denizi,sahili,ormanı falan. adalara da gidebilirsiniz buradan gökçeada ve bozcaadaya. 18 martta okuyan ögrencilerde baya geliyor yanlız kalacagınızı sanmam. ama ikisinde de gençler çoğunlukta diyemem zaten genelde kamplarda emekli memur amcalar teyzeler oluyor.

@strangerinhere

Akyaka'da sahil var. Kayalıklardan da denize girilebilir, plajı olan sahilden de.

otonom ben çadır kampından bahsettim. sahilden girmek için kamptan çıkıp az ilerideki plaja gitmek gerekiyor.

şu linkte en iyi kamp alanlarını listelemişler, göz atabilirsin.

(git:www.yoloykuleri.com )

kemik -kendisi o kadar erotikti ki yasaklandı toplatıldı bi ara sonra tekrar piyasaya sürüldü mü düzeltilip bilmiyorum gerçi-

Don Rigoberto' nun Not Defterleri var, erkeğin fantazilerini anlatıyor.
Ama aradığını verir mi bilmem, kitap onun üzerine kurulu değil çünkü.
Bir de Benim Gizli Bahçem var. Kadınların fantazilerini anlatıyor. Kitap onun üzerine kurulu.

lady chatterley'nin sevgilisi- d.h.lawrence
lolita- nabukov

edebi ötesidir iki kitap. cinselliğin yanına, toplumsal birçok şeyi de içerir.

harlequinn kırmızı seri

Nemfoman Bir Kadının Günlüğü - Valerie Tasso

Bi de Kocasını 300 erkekle aldatan kadının yazdığı bir kitap var
Çıplak Tenimin Hafızası - Şebnem Berrak A.

necati cumali: ay büyürken uyuyamam
yalniz roman degil, kisa hikayelerden olusan bir kitap

direk kaynak suyu, işin özü, esaslı edebi seks: georges bataille - story of the eye

necati cumalı- ay büyürken uyuyamam
bir de ahlaksız teklif var ama bir bölümü sadece ama süpr.

50 shades of gray diye bir roman bu ara çok popüler. okumadım, iyi olup olmadığını filan bilmiyorum ama çok görüyorum etrafta. erotik bir hikayeymiş. türkçesi çıktı mı haberim yok.

kafka-dava

kamü-düşüş

sartre- bulantı

albert camus - yabanci

sartre-bulantı

franz kafka-bir savaşın tasviri

jack kerouac-on the road
william s. burroughs-the naked lunch (çıplak şölen galiba bunun türkçesi)
sartre-iş işten geçti

kafka ve camus da okudum ama onları tam olarak anlayıp anlamadığım konusunda emin olmadığım için tavsiye vermem doğru olmayacaktır.

IDATA ile hiçbir işin yok. Parayı ödedikten sonra, evrakları okuluna yolluyorsun onlar konsoloslukla baglantı kuruyorlar. Sonrasında vizeniz hazır diye mail geliyor, istanbul konsoloslugundan alıyorsun.
Yani
1) Parayı ödemelisiniz
2) Saglık sigortasını yapmalısınız.

@botamaniaensis;

evet doğru, standart prosedür de bu zaten. oturum hakkı vizesi için istiyorlar zaten bu parayı ama okuldan istedikleri ücretle buradaki konsolosluktan alabileceğimiz ücreti karşılaştırmak istedim. o yüzden merak ettim, tek yol bu mudur, diye.

1- bu hastalık sanırım şu: mesela, kulakları kepçe olan birinin, sırf o yüzden depresyona girmesi, kulaklarının kepçe olmasını abarttıkça abartması ve onu bir hastalık olarak görüp, hayatı kendine zindan etmesi. ben böyle biliyorum. ama bunun geçmiş nedenleri olabilir, çocukluk travmaları, çocukken ve ergenlikte çok fazla bu konuyla alakalı olarak dalga geçilmeye maruz kalmak gibi. sonuç olarak kişinin kendisi tek sebep değil.
2- (bkz: prospektüs)
3- olabilir.

edit: ben yanlış biliyormuşum.

öncelikle geçmiş olsun.

bu hastalık(evet, hastalık. en azından anomali) bilinç altındaki, dışa vurulamayan duygu ve düşüncelerin vücutta patlamasıyla oluşur. bu kardeşinizde tik olarak da kendini gösterebilirdi. endişe etmeyin en başında. kardeşinizin yaşını bilmiyorum ama bu tür şeyler özellikle küçük çocuklarda olur. ben de bile vardı, nefes darlığı olarak kendini göstermişti. onlarca film çekildim, doktora gittim ama bir şey çıkmadı. belli bir süre sonra kendiliğinden geçti. en son gittiğimiz psikolog dikkat çekme çabası demişti. ben pek sonralı öğrendim gerçi.

hastalığın çözümü ilaçlardan çok yine hastanın kendini iyileştirmesiyle olur. muhafazakar bir aile misiniz bilmiyorum ama ailenin kapalılığı ile iyileşme süreci ters orantılı olur çoğu zaman. ayrıca arkadaş çevresi de önemli.

ilaçlar verilmiş olduğuna göre düzenli ve kontrollü bir şekilde kullanılmalı. elynza'yı bilmiyorum ama wellbutrin etkili bir ilaç. düzenli ve kontrollü kullanıldığında yararını göreceksinizdir. yaygın bir yan etkisi olsa hatırladım ama hatırlamıyorum. ama kontrollü kısmının altını çiziyorum. ve klişe olacak ama beklenmeyen bir yan etki görüldüğünde (ki bu beklenmeyenler prospektüste yazanları dahil ediyor. ama nadir kısmındakileri) doktora başvurun.

testler, evrensel oluyor. ama içiniz rahat edecekse ikinci doktor her zaman daha iyidir. araştırıp, güvenebilinecek bir doktora giderseniz herkes rahat eder.

ekleme: bu arada ikinci doktoran kastım; doktoru değiştirmek. yani ilk doktorun söylediklerini, hiç söylememiş gibi kabul etmek. ikinci doktor seçimi bu yüzden önemli. tedavi, tek bir doktor tarafından yürütülmeli.

somatoform bozukluk içinde 3 çeşit hastalığı barındırabilir. adı üstünde somato dediğiniz şey motor davranışlarla alakalıdır. fizyolojiyi barındırır.
Her birinin latince isimleri vardı ama unuttum.

hastalık hastalığı (bildiğin)
hissizleşme (örneğin kolunda hislerin yok olması beyin gücü!)
ağrı yapma (kişinin kendiliğinden bir yerinin ağrı olmamasına rağmen zamanla o bölgeye beyindeki çeşitli kimyasal durumlardan ötürü orada ağrı yaratma)

kısacası ciddi bir durum olmuş geçmiş olsun.
ben de ikinci bir doktora, mumkunse psikiyatriste gitmesini tavsiye edebilirim. psikoglarla "şu aşama" (tanı) da vakit kaybetmeyin.

Wellbutrin stimulan bir antidepresan yani uyarıcı etkili, bildiğim kadarıyla amfetamin ailesinden, en yaygın görülen yan etkisi sinirlilik hali ve uykusuzluk bunlar olursa telaşlanmayın ama yine de doktoru haberdar edin. Diğer ilaç ve hastalık hakkında bilgim yok maalesef. Geçmiş olsun.

besıktas uskudar ıskelesının oradan kalkıyor olması lazım. oradan bın. ucretlı servısler ve ıogrencı olman sart degıl.
eger bulamazsan, mavi minibusler var sarıyere ona bin. sarıyerden de gene KOÇ'a minibüs kalkıyor.

ekşitatoo'ya git direk konuş bence çok yardımcı oluyor..insanın aklında bir soru kalmıyor ayrıca diğer mekanların 800-900 dediği yere 200 demişti bana..

aklımda soru kalmasın diyorsan git konuş bence..yeride kadıköy bahariyede..

bu dövmeye 2-3 saat az bile. Dandik peri dövmeleriyle 3 saat uğrasıyor dövmeciler. 2 saatte biter diyen olursa uğrasma bana kalırsa.
sen kadıköy - barlar sokagına gir, sıralı biçimde 10 küsür dövmeci var. hepsinden fiyat al (bukadar fiyatı önemsiyorsan)
Black magic'te burak o iyidir ama pahalıdır (benim dövmelerden birini o yapmıstı), bir diğeri de punk emre (barlar sokagının sonunda studyosu). Emre uygun fiyata yapar ve cok ugrasır. Paran varsa tabiğ git negatif'e yaptır.
Yolun modaya düşerse danny'i de gör. o da 25 yıldır dövmeci. Ama sana 1000'den aşağı bir miktar vereceğimi sanmıyorum.

gate tattoo taksim harikadır..

beyne darbe aldın mı? nörolojik olabilir. (wernicke aphasia, broca aphasia)
ya da psikolojik de olabilir.
Kanımca ciddi birşey ise nörologa gitmen, fonksiyonlara normal derse (ki MR, EEG vb. ölçümlerden sonra) psikologa görünmen

Nörolog +1

Ben de senin gibiyim ve çok güzel anlatmışsın sorunu. 8 sene önce büyük bir kaza atlatmıştım. O zaman belli başlı filmler çekilmişti ama neler çekildiğini hatırlamıyorum.

Nörologa gitsek mi ?

bir ara benim de başıma bahsettiğine benzer birşey gelmişti. evde kamp kurmuş tez yazıyordum ve gün boyu kurduğum cümle 10'u geçmiyordu. bununla birlikte konuşacak olursam, konuşma hızım da normale göre artmış durumdaydı. ben bunlara bağlamıştım. örneğin 'hukuk' diyeceğim, takılıyordum ve çıkmıyordu. buna benzer bir kaç kelime için, bahsi geçmesin de söylemek durumda kalmayayım diye uğraşıyordum resmen. bazen gayet güzel kaptırmış konuşurken, rastgele kelimelerin kimi hecelerini 2-3 kez kekeliyordum. önemli ortamlarda ya da görüşmelerde dikkat edip üzerinde durursam (ağzımdan çıkmadan önce planlarsam falan), azalacağına artıyordu. o sıralar okb tedavisi nedeniyle psikoloğa gidiyordum ve bu durumdan bahsettim; üzerinde durmadı ve zamanla geçti bir şekilde.
doktordan alacağın cevabı yazarsan sevinirim. geçmiş olsun.

kafam dağınıksa, aklım başka bir konudaysa bende de oluyor sıklıkla.
özellikle dikkat ettiğimde iyice batırıyorum.

davetıye degıl de s.574 te bılet gıbı bı yer var orada var ona basıyorlar damgayı benımkı de 1. basım

korsan kitaplarda da var mı ? şaka maka haricen gitmek istesek bileti var mı kaç para ?

ögrencı10 tam25

1 evet
2 evet
3 evet
4 hayır

panpa adalarda tırtıl istilası var şu sıra, ona göre. bir araştır da öyle git. herkes kabar kabar kabarmış, dün haberlerde vardı hatta.

gördum o hep olan sey.
ilaç, battaniye v.b şeylerle gideriz.
ve agaclardan/tırtıllardan uzak dururuz ne edelım artık.

hangı sehrınde kalacaksınız?
Amsterdam anca tarihi alanda yaya gezersin, öyle lale bahcelerine falan gideyim dersen 2 gun yurumen lazım.
sehırler arası gezeceksenız bılet almak zorundasınız. Örneğin Rotterdam Amsterdam 8 Euro gibi birşeydi.
Bılet almayabılırsınız de ama kontrollere yakalanabılırsınız.
Müzeler ücretli eger bol muze (devlet) gezeceksenız 41 euroya muze kart var ondan alın.
En temızı bisiklet al 20 euroya bit pazarından. Butun hollandayı gezersin.

yanı aslında 6 gun ıcın 60 euro zorlaman gerekır, haberın olsun.
bu yeme ve yol parası.sanatsal aktiviteye de 40 euro diyorum 100 euro.
ama min. olarak bu sınırları zorlar.

Valla alınamada hayatımda duyduğum en saçma şeylerden biride budur , aç aç amsterdam gezeceksin he. Ya babacım görsen ne olacak sosyal aktivitelerine girmedikten sonra. Paran yoksa boşver sahilde bi kokoreç patlat , aç bilaç gezmenin bi olayı yok.

@layer, olay farklı. zaten gitmek zorundayım bir proje için. ama projenin finanse etmediği günlerde kendi kaynaklarımdan harcamak zorundayım. bir öğrenci olarak maksimum gezme minimum harcama dengesini kurmaya çalışıyorum o yüzden. yoksa param olmadığı halde "hadi ben bi hollanda'ya gideyim" diye bir olay yok.

evet amsterdamda merkezi bi yerde kaliyosan asagi yukari heryere yuruyerek ulasabilirsin.

marketten alacagin buyuk -dilimli- ekmek 2 euro, 250gram peynir 2 euro, salam 2 euro, meyva suyu 80 cent, yarim litre su 35 cent cent gibi bi sey tutar. Bu bahsettigim zincir marketler. oyle bakkalimsi yerlere girersen daha pahali.

muzeleri gezmek istiyosan evet en akkillicasi 40euroya muze kart almak (buyuk muzelerin girisinde satiliyo).

hosteller sanirim kahvalti dahil 30/40 euro civarinda.

6gunde ne harcarsin bilemem. insan genelde bilmedigi bi yerde olunca dehset para harciyo. surekli hesaba katmadigi masraflar cikiyo. bi de amsterdam hakikaten pahali bi sehir.

ben senin yerinde olsam 6 gun yari ac yari tok gecirecegime, 2 gun adam gibi kalirdim. merak ettigin baska bisey varsa sor ama. elimden geldigi kadar yardimci olmaya calisirim.

Tamam canım iyi gezmeler o zaman.

çevre psikoloji, algı gibi konulara bakmanızı tavsiye ederim.
Carl Rogers var maslow gibi aynı dönemde takılan.
PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ODASINDA DANIŞANLARIN ÖNEMSEDİKLERİ İÇ MEKAN ÖZELLİKLERİ diye bir araştırma vardı. Mısal ona bakabilirsin.

sınıf yazmak daha iyi.

ing hazırlıyorsan
senior, sophomore student fln yaz. daha ciks duruyor haberın olsun

Avrupa kaynaklı bi firmaysa sömestr, türkiye ise sınıf, amerika ise senior, sophomore, vesaire.

birinde kalsin,10-20 liralik hediye alir ev sahibine de.10 numero olur

google'da istanbul hostel diye aratın, bulursunuz.

hostel olarak misal beyoglu/taksımde chillout.
www.chillouthostelistanbul.com

booking.com'a bir bakın derim ben. çok ucuz yerler bulunabiliyor. onun dışında öğretmenevleri bir seçenek olabilir belki.

www.eksiduyuru.com
Böle bişey var. fiyatlar uygun, mekan güzel.

acaba digital signiture ile mi karıştırıyorsunuz.
Bir form olacak orada yazıor aslında.( ELECTRONIC DIVERSITY VISA ENTRY FORM)
20132HX95KNG4ZAY gibi bir numara. maillerinizi kontrol edin dilerseniz.

bilgi universitesi dolapdere kampüsü spor merkezi- havuzlu.
300 tl. yıllık.
dışarıdan olursa 600 idi. ya da hiç değişmiyordu.

aznavur pasajı - 4. kat - havuzsuz - akşam saatlerinde havasız - aletli spor yapılıyor - kadın müşteri yok denecek kadar az - aylık ücret en son 130 idi.

www.dvlottery.state.gov

ama daha acıklanmadı, amerika saati olayları--bilirsin.

ben de bunu takip ediyorum da @botamaniaensis verdiğin link çalışmıyor hocam ?

@botamaniaensis amerika saat olayını unutmuşum hocam. saati kaçtaydı?

bakabilen var mı? site çok yoğun. formu doldurup timed out mıdır nedir oyle bir hata alıyorum.

ben gene baktım, çok yoğun yazmasından ziyade bende şu yazıyor sayfada: ''www.dvlottery.state.gov bağlantısı sırasında bir hata oluştu''

Şuan aktif durumda bakılabiliyor
Ben de misal şöyle yazmış;

Based on the information provided, the Entry HAS NOT BEEN SELECTED for further processing for the Electronic Diversity Visa program at this time. More entries will be selected in early October 2012, so please keep your confirmation information until at least that time.

türkiye'den mi giriyorsunuz peki, ben halen giremiyorum da.

evet TR'den giriyorum. isterseniz özel bilgilerinizi (soyad, numara) atın ben bakayım dicem?

(bkz: öç öyküleri antolojisi)

Dokuz Öykü (J. D. Salinger)

Colombre (Dino Buzzati)

öykü kitabıdırlar. severim ikisini de.

salinger - 9 öykü
oğuz atay- korkuyu beklerken

gustave flaubert - üç hikaye

gogol
sait faik

başarı öykülerini içeren kitaplar var, onları tavsiye ederim.

aziz nesin - seçme öyküler

adam yayınlarından. iki üç gün önce aldım, her akşam iki üç tane öykü okuyorum. gerçi hepi topu 17 tane falan öykü var ama çok da sevdim kitabı.

öyküler anlatsın - ishak reyna
www.dr.com.tr

okulda aldığım short story dersi için okutuluyodu, geçmişten günümüze birçok yazarın öyküleri var, gayet iyidir.

(bkz: göçmüş kediler bahçesi)

cüneyd suavi - kesilen gitar

Anadili Türkçe olup da öykü okumak isteyen birisi Sait Faik okumadan geçmemeli bu dünyadan. Tabii Oğuz Atay - Korkuyu Beklerken, Murat Gülsoy'un öykü kitapları, Roberto Bolano-Katil Orospular, Edgar Allan Poe, Cemil Kavukçu da tavsiye dahilindedir.

edit: raymond carver'ı nasıl atladım! raikkonen +1

kısa öykü dendiyse raymond carver geçilmez. hemen bulabileceğiniz tek kitabı "lütfen sessiz olur musunuz?" büyük tavsiye.

murat uyurkulaktan bazuka önemle ısrar edilir...
oku öyküler muazzam derecede güzel.

borges abimizin kum saati de adamı alıp sever sevr yerine kor . o derece yani.

kuzguncuk (istanbul),küçük ve samimi
darıca, sapanca (vb) yerler; ya da sarıyer-zekeriyaköy; yeşil, küçük ve sessiz ve istanbula yakın.

aslında izmir / bergama / kozak yaylası / buradaki köylerden biri olur.
fakat istanbuldan artık kopmanın zor olmasından dolayı; beykoz / anadolu feneri

Şu an İstanbul'da yaşıyorum,
Eğer para sıkıntım olmazsa ileride gene İstanbul'da yaşamak isterim.
Tüm arkadaşlarım burada, ailem geldiğinde her yeri gezdirebiliyoruz.
Tüm imkanlar elimizin altında.
İstanbul'a gidiyor benim oyum.İlçe olarak da Üsküdar'ı seçiyorum.

istanbul için kuzguncuk, çengelköy, sarıyer.
onun dışında belki mersin, belki antalya.

Mantıklı adama benziyorsun troll avı degil daşşak geçmiyorsan, o Kamerunlular vs. alayı dolandırıcı öyle hayvan gönderme olaylarının %90 ı sahtekarlıkla sonuçlanıyor...

Muhtemelen paranızı alıp sizi kandırmaya yönelik bir uygulama bu.
Hayvanseverler facebook sayfasını takip edin, orada yavru olmasa da verilen birçok iran kedisi oluyor.
onun dışında, iran kedisi bakmak istemenizi anlıyorum ama kedi kedidir diye bir öneri de sunabilirim.
Bir de masrafı çoktur. (özel mama, aşılar, kesim, bakım vb) Ayda ortalama 150-200 TL üstünde masraf yapıyoruz biz iran kedimize. Haberiniz olsun.

facebook üzerinden hayvan severleri takip etmenizi öneririm.
sokağa düşmüş, sahibi ölmüş, vb. bir sürü iran kedisi görüyorum sahiplendirilmek istenen.

hayvanlar uluslararası yolculuklar yapabiliyorlar uçakla.
elbet korkacaktır ve hırpalanacaktır, orası kesin.
bunun dışında karşınızdakinin güvenilirliğinden emin olun lütfen.

bunun da dışında, iran kedisi bakmak zordur.
eğer tecrübeli değilseniz iyi düşünmenizi tavsiye ederim.

pimpirikli davranmak istemem 2 aydan küçük değilse kedi o yolculuğa dayanır.ama mantıklı gelmedi kamerundan kedi getirtmek.büyük ihtimalle dolandırırlar.

Evet hay-sev'i takip ediyorum bir yandan. Oradan daha önce kedi sahiplenmiştim. Şu an çok kral bir biçimde evimize hakim bir şekilde yaşıyor. :)

Benim de tek takıldığım nokta o ücret kısmı oldu. İnternette baktığımda sanki bir ürünmüş gibi hayvanları satıyorlar.. Acaba kamerunluya mı gidecek o para yoksa yola mı tam bilemiyorum.
Aslında şöyle düşünüyorum. O uçağa verse hayvanı, sonra banka hesap numarası vs. bu yöntemler ile kendisine ulaştırılabilir mi? :)

kamerunluya gider o para. geçenlerde de rusyadan böyle cins kedi getirenler yakalandı. seyahat bavulunun içini yavru doldurmuş kevaşenin çocuğu.

Bu son yazılandan sonra hiç değmez Türkiye sınırları içerisinde bulmak daha mantıklı o zaman. :)

artık bu cevabı vermekten sıkıldım ama, cins almasanız, gerçekten yuva arayan ve yardıma muhtaç bir yavru edinseniz olmaz mı? hem bahaneyle iyilik etmiş olurdunuz.. cins kediler her türlü yuva buluyor çünkü.

sir gawain +1

yazan olmuş, eğer yaşı önemli değil dersen bebekler olmasa bile 5 aylık iran kedisi bile veren gördüm. bunun için sahibinden.com ve facebook hayvanseverler sayfasını takip edebilirsin. ayrıca illa cins olması gerekmiyorsa minik minik bebişler yuva arıyor her yerde.

www.minikpati.com burda bundan başka bir kaç iran kedisi ilanı daha var. bunları da deneyebilirsin. ama ufak bebekleri de düşün, inan cins kediden çok daha huzurlu hissetirirler sana.

hayır sadece endişeli/kaygılısınız.
panik atak için;
nefes kontrolünde, vucut titreşim vb güçlük gerekir.
örneğin, boğulacak gibi hissedersiniz ve bu uzun sürer. duygudurumunuz altüst olur.
ya da bazı insanlar epilepsi krizi geçirdiğini sanabilir. o derece yoğun yaşarlar.

yaygın anksiyete bozukluğuna daha çok benziyorsunuz

en.wikipedia.org

www.ilacpedia.com

15 yıllık arkadaşımla yollarımızı ayırmış olmamız. onsuz olmuyor.

kilom dışında hiçbir derdim yok

yanlış tercih. okulun bitmesine yaklaştıkça, ne yapacağımı bilememe duygusu mahvediyor. hayatımın geriye kalan 50 yılını daha iyi yaşayabilirdim pişmanlığı. bu sabah okulu uzatmaya karar verdim, iki üç kavga ederiz pederle sonra geçer ne olcak lan dedim kendi kendime. üç beş ay daha fazla kalırım karada mantığıyla.(denizciyim)

sevgilim bugün ayrılalım dedi bende tamam dedim.

sevdiğim kız var açılmak istiyorum ama açılamıyorum. açılsam da kabul eder mi bilmem.

param yok.

Çok sıkılıyorum.

okul var,öğrenciyim evim arabam yok

okulun bitmesine daha 1.5 yıl var ve ben çok bunaldım. sevgilim yok(en büyük sıkıntı). saçlarım dökülüyor ve durduramıyorum(aslında bu daha büyük sıkıntı)

Anorgazmi sorunu yaşıyorum
tez yazıyorum
tezimden bağımsız araştırma yapıyorum (tubitak)
param yok
ve haftaya mülakata gircem yurtdışı MSc için çalışmadım, çalışmam lazım.

kpssye hazırlanıyorum. gelecek kaygım var.

elle tutulur bir derdim yok ama gerizekalı olduğum için her boku kafama takıyorum :s

vize notlarımdan biri demin açıklanmış. düşük geldi. ona canım sıkkın.

Haftalardır çok boş vaktim olmasına rağmen hiçbir şey yapmadım, şimdi Mayıs'ta bisürü ödevim, projem ve tezim var. Muhtemelen bazılarını yetiştiremeyeceğim için pişmanım ve kendimden nefret etmeye başlıyorum çalışmadığım için.

sağlığım bozuk.

hmm iş, aşk, sağlık üçlüsünü aynı anda kaybettim. yalnızım aile, arkadaş vs var ama gerçek anlamda yanında mutlu/rahat olduğum insanların yanında olma şansım yok veya böyle insanlar yok.
çok ciddi uykusuzluk sorunum var, takıntılarım mevcut(evet okb), iş konusunda sektör değişimi yapmaya çalışıyorum ki belli bir tecrübeden sonra zor.
yaş ilerledikçe artan gelecek telaşı an itibariyle bulunduğum sıfır noktasında çok vahim fikirler getiriyor akla.

platoniğim, acı çekiyorum.

canımı sıkmıyor fakat sanırım sevgilim olsun istiyorum uzun bir aradan sonra. bi' fuckbuddy döneminden sonra sevgilim olsun istiyorum.

amk tezi, tez yazılmıyor..

sevdiğim bir kız var cemaatten mi yoksa hacı mı ne, nasıl oldu bilmem ama sevdim işte, kıza yaklaşamıyorum bile..birde sınıftakilerle aramdaki yaş problemini bi aşamıyorum amk, fark mı 2 3..

kısa vadeli tez uzun vadeli iş güç durumları

10 kilo vermem lazım
evin borcu
kocam iflas etti vergi borcu
kafamdaki lenf bezleri onca tedaviye rağmen hala şişik - Allahım ne olur kötü bir şey olmasın
annemin hafızası gidip geliyor
işimde mutluyum ama ilerleyemiyorum, bin türlü bahaneyle kariyerimi baltalıyorlar

srpski film tekmili birden bu filmde var. yalnız çok hartkor bir film, baştan söyleyim.

(bkz: trouble every day)
(bkz: psycho)

ölü sevici demişken (bkz: nekromantik) ama o kadar etkileyici karaterler, rol vs. bekleme.

(bkz: american psycho)

perfume

www.imdb.com

hard candy

(bkz: ultimo tango a parigi)

Kara Kentin Çocukları filminde Peker Açıkalın dışkıya saplantılı, gizli kamerayla insanları kaydeden bir sapığı canlandırıyordu.

gercekten rahatsiz edici bi film Kynodontas. www.imdb.com

www.imdb.com

shining
perfume +1

yabancılarla konuşma diye çevrilen bir film vardı. antonio banderas oynuyor, orjinal ismini hatırlamıyorum. daha çok kişilik bozukluğu konulu.

www.imdb.com

ex drummer

(bkz: koroshiya 1 )

i saw the devil

hipnoterapi kalıcı cözüm saglamıyor. onun yerine psikoterapi deneyin. yani psikolog'a gidin. Cognitive behavioral terapiler fena sayılmazlar.

teşekkürler

e gidin filme, daha vardır seansı. ayrıca joseph joseph'e hiç mi saygınız yok:(
bir de cuma gününün radikal kitap'ını bulanbilirseniz onun en arkasında hoş bir inceleme var. bir de radikal'in internet sitesine bakın.

Çarşamba günü zeki demirkubuz'un katıldığı bir zirve var, öncesinde de gösterim olacak beyoğlu pasajında zamanınız varsa katılın derim.

hacı, yeraltından notlar kitabını okumadıysan filme gitme. mal gibi peşi sıra konulmuş bağlantısı olmayan görüntüler izler, film bitti mi kalkayım mı kalkmayayım mı diye kalırsın ortada. olan 11 tlye oldu, ona yanarım.