Deneme sürende istediği zaman çıkartabilir tabii ama deneme süren dolunca öyle kafasına göre işten çıkartamıyor.

merak etme iş aramaya başladığında patron bunu hisseder. hasta olduğunu da bilir. ben şu an çalıştığım işyeriyle görüşüp teklif aldığımda eski işyerim herşeyden haberdarmış.

bek bir bahaneye ihtiyacınız yok, görüşmelerinizi sabah en erken saate alın, işe de ben bugün biraz geç kalacağım dersiniz bir şey olmaz.

freddie mercury. bence daha bir sürü güzel iş yapabilirdi.

çok kişi vardır ama yakın zamanda diye tanınmış kişilerden aklıma Barkın Bayoğlu geldi hemen.

Üzüldüm çok.

Robin Williams ilk aklıma gelen.

Listenin başında tabii ki de Mustafa Kemal Atatürk var. Hayatıyla ilgili okuduğum her kitap veya izlediğim belgesel, film sonrasında özlemle doluyor içim. :(
Kemal Sunal
Adile Naşit
Carl Sagan
Uğur Mumcu

Hiç ölmeseydi demem. Biraz daha geç ölseydi derim. Bu listenin en başında da Oğuz Atay gelir. Neden Olric romantizmi sebebiyle mi? Sümme haşa! Yazmak istediği çok mühim bir kitap vardı, yazamadan göçtü: "Türkiye'nin Ruhu".

viktor tsoy ve puşkin. şu ikisi 60 yaşına kadar yaşasaymış ne eserler verirmiş kim bilir. abi hadi tsoy'u sevip dinlemeyen bilmeyebilir de PUŞKİN lan. bu adamı ilkokul çocukları bile tanır, okur. adam 40 yaşına gelmeden ölmüş, hem de yanlış hatırlamıyorsam düelloda. kız mevzuu yüzünden paket yapmışlar herifi. la sen şair adamsın koskoca puşkinsin ne giriyosun öyle işlere. gerçi sağlam adammış hakkını teslim edelim, aşık olunca "ben puşkinim lan bana yakışmaz" deyip boynuzları takacak hali yoktu ya. çok üzücü yav.

Barış Manço tabii ki. ve Barış Akarsu.

Yakınlardan Barkın Bayoğlu

Tabii ki Atatürk

Bu sözler için en uygun kişi Freddie Mercury benim için. Başka da çok fazla müzisyen var sevdiğim ama hepsini saysam çok uzar. Lemmy, Bowie, Chris Cornell falan çok yakın zamanda göçtükleri için onları yazmış olayım sadece.

Bir de Kafka ve Rimbaud var çok erken öldükleri için üzüldüğüm. Yaşasalar daha neler yazarlardı kim bilir.

Cem Karaca
Gazi Atatürk
Hillel Slovak

Evet Barış Manço'nun haricinde
Kemal Sunal ve Mahzuni Şerif ilk aklıma gelen.

zeki müren

jimi Hendrix ve yavuz cetin
ama tabi en cok Ataturk
ve kazim koyuncu tabi ya :(

Düşününce çok var aslında; ama ilk aklıma gelen Kemal Sunal.

cem karaca

kazım koyuncu

yavuz çetin

Mustafa Kemal Atatürk (en azından 2. dünya savaşından sonra ölmeliydi)
Freddie Mercury.. Adam ciddi anlamda her anlamda müthiş.
Uğur Mumcu.. Pkk bokunun ne olduğunu, nerelerden geldiğini bildiği için öldürdüler.
Eşref Bitlis.. Yine aynı şekilde Güneydoğu'da pkk pisliğine karşı yapılacakları biliyordu
Recep Yazıcıoğlu.. Şimdiki kuklalardan kat kat kaliteli bir devlet adamıydı

Barış Akarsu

Paul Walker

sabahattin ali :(

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Nikola Tesla ve Atatürk

19.05 de inse çıkması en erken 20.00. florya tarafına gidilebilir en mantıklı o oluyor. nazar kavramını anlatıp, nazar boncuğu verebilirsiniz. bileklik, kolye vs..

Kaliteli lokum al. Bakırköy ötesine geçmeyin

bakırköy ya da florya

Yeşilköy.

normal, 4a hizmet dökümü istiyoruz biz de. işe girerken cv nizden yazılı işyerlerinde çalıştınız mı, son işyerinizde kümükatif vergi matrafınız ne kadardı vs.. onlara bakılıyor.

her işyeri çalışma belgesine kümülatif vergi matrafı yazmıyor çünkü, karşı tarafa dert anlatmaktansa 4a hizmet dökümü daha kolay geliyor.

Benim de derdim zaten bu vergi matrafı tutarları, eski işyerimle olan maddi ilişkim yeni iş yerini neden ilgilendiriyor ki? ne yapacaksınız bu bilgiyi?

birde asıl soru bunun yasal olup olmaması, yani bende pek çok şey isteyebilirim patronumdan/müdürümden ama bu isteklerim yasal mı? konu bu, yoksa isteyenin bir yüzü kara malum.

ben varım (öğrenci olarak ^^) lindy hop, charleston, jazz swing istiyorum hatta :(

+1 takipteyim.

ilk defa gördüm böyle bir dans. çabuk öğrenebilirim ama bunu. siz topluluğu kurun ben de katılırım size genşler.

artı jive a biraz benziyor.

whatsapp grubu kuralim mi o zaman
simdi ozelden cevap verebilirsiniz eger istiyorsaniz ??

+1 hatta 2, takipteyim.

Ders veren arkadaşım var ama öğrenciyseniz okul kuluplerine bakın. Ytü nün kulupleri mesela biraz farkla dışardan öğrenci alıyor

Fasulyek dost, yeterli sayida bi grup olusturabilirsek arkidesin aceba bize uygun fiyata bi seyler yapar mi?

Derse ayiracak butceniz yoksa sosyal dans gecelerine katilin, bildigim kadariyla ucretsiz. Insanlar da genelde yardimsever oluyorlar, ufak tefek hareketler ogrenebilirsiniz. Bu arada 6 saat icin 250 lira fahis degil, saati 45 lira gibi bir seye denk geliyor. Bu devirde saati 45 liraya alabileceginiz bir ders varsa da ben bilmiyorum.

Vize başvurusu için istediğinizi söyleyebilirsiniz.

@auroraaurora başka evraklarla beraber istemiştim, tek başına istemek anlamsız olacak.

Kredi başvuru deyin madem. :) Çalıştığınız firma dışında bir yerden alabileceğinizi sanmıyorum.

sgk?

Ben olsam bordromu vermem. Niye aldigim maasi kurusu kurusuna gostereyim? İsterseniz kredi karti basvurusu yapicam diyip muhasebeden isteyin.

İnsan Kaynakları ya da Muhasebe, kim varsa artık gidip isteyin. Şirketlerin bordro vermesi zorunlu. Neden istiyorsunuz diye soracaklarını sanmıyorum. Sorarlarsa banka deyip geçin.

Ayrıca kafama takılan bir soru var. Diğer şirket sizin bordronuzu aldığında maaşınızı öğrenip ona göre teklifle gelecek. Bana bu hiç adil gelmedi.

Sizin oralarda işleyiş bu şekilde mi acaba?

kredi başvurusu +1.. ayrıca ne zaman istersen vermek zorundalar. öyle kıllık yapma şansları yok

kredi başvurusu +1, şüphelenmelerinin imkanı yok, herkesten istiyorlar.

tekliften sonra pazarlık tabii ki olur. "hayat şartlarım ve kendi kariyerimi ve potansiyelimi göz önünde bulundurduğumda x tl'nin altında bir maaşla çalışmaktan hoşnutsuz olacağım" gibi bir şey söyleyebilirsin. direkt eli güçlü taraf gibi ben x tl'nin altında çalışmam dersen paşa gönlüm bilir diyip yükseltmeyebilirler, insan yönetme işi biraz.

yalnız, arkadaşlara katılıyorum, yeni şirketin bordro istemesi hiç hoş bir davranış değil. muhtemelen sadece maaşı ona göre ayarlamayacaklar, aynı zamanda hangi gelir vergisi dilimine girdiğinize göre maaşınızı kırpacaklar. hadi ilki etik bir durum, tercih meselesi ama ikincisini yasal dayanağı yok; bunu sor o yüzden. çünkü yıl içi iş değişikliğinde kümülatif vergi matrahı sıfırlanır, bunun aksini uygulayamazlar.

E-DEVLET

her ay vermek zorundalar zaten bordroyu. arşivliyorum dersiniz

özel sektör e-devletten bordro alamaz sadece sgk dökümü alır

pazarlık zaten teklif yapıldıktan sonra yapılır.

teklifiniz için teşekkür ederim, ama mevcut şartlarımı değiştirmek benim için de bir risk olacak, biraz daha yüksek bir beklentim vardı, teklifinizi yeniden değerlendirebilir misiniz vs.. diyebilirsiniz.

teklifi telefonda yaptı zaten. bende olumlu düşünüyorum dedim. sonra bordroyu isteyecem maille dedi. ben bordroyu ilettikten sonra maille tekrar teklifi yazılı olacak iletecek galiba.

ik ile görüşmeye gitmeden son aya ait brüt maaşımı sormuşlardı. bende e-devletteki tutarı yazdım. ben maaşı net olarak aldığım için her ay brüt tutar değişiyo. şimdi baktığımda geçen aya ait brüt tutar onlara yazdığımdan daha fazla. onu söyleyip teklifi bi tık daha arttırmalarını istemeyi düşünüyorum. ama arttırmasalar da kabul edeceğim. istediğim bi işti çünkü hem evime daha yakın, hem kurumsal, hem maaşımda yaklaşık %20 kadar artmış olacak.

istanbul'da 800 metreye 8,75 TL alındığı düşünülürse normal

25-30 tutar doğru, samsunda taksi istanbuldakinden daha pahalı.

askerlik gibi olabilir. 800 km'ye kadar 1 gun 800-1600 km arasi 2 gun yol izni olabilir.

kesin bilgi olmamakla beraber mantik yuruttum. yoksa istanbuldan kocaeliye tatilr gidecek adama 2 gun yol izni sacmalik olur.

eskiden otobüsle 24 saat yol sürdüğü için verilen bir izindi bu, zannetmiyorum size vereceklerini. belki idari izinle kotarabilirsiniz ama bunu bir sefere mahsus yaparlar. o da yine yöneticinizle aranızdaki diyaloğa ve işyükünüze bağlı.

yol izni uygulamsı kalmadı artık, büyük ihtimalle vermezler.

zaten yol izni sizin de yazdığınız gibi ücretsiz izini 2 gün yıllık izin 4 gün ücretsiz izin istiyorum diyebilirsiniz ama içerde yıllık izin varsa ücretsiz izin vermezler.

yol izni uygulaması devam ediyor. çalıştığınız yerdeki ik ile görüşün.

Çok istediğiniz bir iş ise yazlık takımla gitmeniz iyi olabilir. Sakal işi biraz tipinize bağlı.

çok istediğiniz bir işse düzgün giyinin. sonuçta yazılımcı da olsanız banka burası. finans pozisyonları için çağırdıkları adaylar mutlaka takımla gelirler. sanmıyorum takımsız olanı işe alsınlar.
pozisyonunuz için kılık kıyafeti önemsemiyorlarsa bile, takım giyerseniz bir şey kaybetmezsiniz hatta kazanabilirsiniz. ama giymezseniz bir şey kazanmazsınız, aksine kaybedebilirsiniz.

edit: aşağıdaki arkadaşın yazdığına istinaden, takım dediysek tabiki ceket giyecek değildir bu sıcakta. onu da arkadaş akıl etmiştir zaten. pantolon gömlek takımdan kastımız. işe başlayınca zaten iş ortamına ayak uydurulur. herkes serbest gelirken siz takım giyecek değilsiniz. şans işi biraz bu işler. bu ikcılar da böyle. bir ikcının ak dediğine diğer ikcı kara der. bunlar genel geçer şeyler olsaydı zaten herkes istediği işi alırdı kolayca. siz durumunuza en uygun şekilde davranırsınız zaten eminim. bol şans.

takım elbise ve tras +1

banka=takım elbise/traş

ay lütfen bilip bilmeden konuşmayın ya.

satışçı değilsen takım elbise giyme arkadaşım. zaten üstünüzde durmuyor, atanamamış damat gibi geliyorsunuz.

ütülü beyaz gömlek canvas pantolon giy, hava 40 derece ne takımı allah aşkına ya.

sakal konusunda da, senin için vazgeçilmezse kesme. işe başladığında kesecek misin? keseceksen ya da kısaltacaksan düzelt öyle git. düzgün gözük yani mülakatta. ışidli gibi gitme.

10 yıldır bilişim sektöründe ik'yım, güven bana.

ayrıca teb özelinde konuşmuyorum ama bildiğiniz hemen hemen bütün bankaların bilişim şirketleri serbest giyiniyor. (garanti, ziraat, işbankası, finansbank vs..)

lütfen bilip bilmeden konuşmayın ve işsiz ik'cıların ukala cevaplarına itibar etmeyin. iş görüşmesine (hele de banka ise) jilet gibi gidilir. iş ortamı farklı olabilir, istersen iş ortamında atlet ve terlikle çalışıyor ol. görüşmeye adabına uygun olarak gidilir.

hocam selam

bir çok bankanın it departmanları ile görüştüm (iş dolayısı ile).
ve neredeyse hiçbiri takım elbise giymiyor. kot tişört, o kadar.
şahsen banka genel müdürlüklerinde de çalıştım. full serbest kıyafet. müşteri ile bir ilişkim yok çünkü.
çalışma ortamın muhtmelen serbest kıyafet ve saç sakal olacaktır.

Ancak iş görüşmesi farklı.
Eğer sakalını kesmek istemiyorsan en azından düzelttir.
Kıyafet olarak da kravat takmasan da olur. ancak keten pantolon, gömlek, ceket kombini şık duracaktır.

umarım istediğin gibi olur.
eyyorlamam bu kadar.

gayrettepe de florence nightingale e yakın migrorsun karşısında Ertan kasap vardı. ben baya memnundum.

ben de merak ediyorum bu sorunun cevabını. geçen senelerde gurme bir dergiye çıkmış, kasap fethi'yi denemiştim ama antrikotları cidden iyi değildi.

Güvenilirlik açısından bi süredir mecburen profilo avm içindeki migros'tan alıyorum etlerimi, orası da çok istikrarsız 3'ü geçmez iyi et yemişliğim.

gülbağda alim et var. etleri çok başarılı.

karaburun a bir bakın isterseniz

erkek için soruyorsan aynı takım farklı gömlek - kravat kombinasyonu ile fark yaratıyorum eğer takım giymişsem. kanvas pantolon gömlek giymişsem de her gün farklı gömlek giyerim yine. pantol pek değişmez.

11 tane gömleğim 6 tane pantolonum var, 2 ay boyunca farklı elbise giyebiliyorum yani.

sayamayacak kadar pantolunum eteğim elbisem var, bir gün giydiğimi o hafta içinde ikinciye giymem.

pantolon iki gün aynı kalabiliyor ama üçüncüde değiştiriyorum. tshirtü ya da üste giyilen şeyleri ikinci gün giymem, hatta tek seferde yıkarım çok kısa süreli bir giyilme değilse.
altları daha az yıkarım ama üstüste giymeden ara vererek giyerim.
bir haftada yani 5 iş gününde, 5 farklı üst, 3 farklı alt kombini diyebilirim.

Evet hergün farklı kıyafet giyiyorum.Ayakkabı bile aynı olmamalı :) Racon budur...

Eskiden plaza çalışanı iken gömlek her gün, pantolon ise 2 veya 3 günde bir değiştiriyordum. Kravat çok önemli değil, ruh halime göre.

Ama kesinlikle bir daha plaza çalışanı olmak istemem, bambaşka bir dünyaymış. Şu satırları yazarken üstümde tişört ve şort var mesela :)

meyve şarapları 25 tl şişe. özel şarapları oluyor, üzümün kendi şekeri ile yapılan, tatlı ama meyveli olmayan onlar da 30 tl.

şaraplar artık fabrikasyon, eskiden kendi üretimleriydi

geçen sene gittim, hiçbir olayı yok.

kaldırılmasına gerek yok.

"her bir şey" sekmesine basmazsanız ya da sağdaki kategoriden seçmezseniz görmezsiniz.

hayır.

bakmak istemeyenin hayatına geniş geniş devam edebildiği bir kategori bu. kime ne zararı olacak, neyin seviyesini düşürecek acaba?

iyice yeni türkiye kafasına girdik. hayırlı uğurlu olsun

eeb + 1

"her bir şey" e ya da özel olarak gönül işlerini seçmeden görmüyorsunuz zaten.

"gönül işleri" bir zamanlar yoktu, sonradan geldi.
bir ihtiyaç üzere geldi. geldiğinde ben de bir "oh be" demiştim, başkaları da demiştir.
Ek olarak yalnız ona mahsus olmak üzere Her bir şey'e tıklandığında gözükmüyor. opsiyon da sunulmuş :)

Tabi ki hayır.

Elorelia +1

Seviye zaten gönül işleri dışında da pek yüksek değil ki. Ayrıca ne meraklıymışsınız yasaklamaya... Şu yasakçı zihniyetten kurtulamıyoruz bir türlü. Sen muhabbeti seviyesiz görüyorsan bakma, cevap verme. Ama dikkatimi çekiyor da hiçbir gönül işleri duyurusunu kaçırmıyorsun. Hep görüyorum senin cevaplarını.

aksine kategorilendirilebilir bile. işte aldatma, fakbadilik, yürüme w2m/m2w gibi şeyler mesela..

Elorelia +1 sanki gonul isleri haricinde aşırı kaliteli bir ortammış gibi.. gerek yok bence kaldirilmasina. Cunku ciddi, ihtiyaçtan sorulmuş ve bilgi gerektiren sorular cogunlukla boş kaliyor. Gonul isleri en azindan onlarca cevapla duyuruya hareket katiyor.

istatistiklere bir bak, en cok okunan ve cogu zaman en cok cevaplanan sorular aşklı meşkli, bol seksli sorular. halk böyle istiyor. buralar senin gibi, "ama seviye cok düsüyor, burasi cok nezih bir ortam" diyenleri cok gördü. biraz dürüst samimi ol. seviye ne allasen.

soru cevap sitesinde neyin seviyesi birader? roman mi yazalim cevap olarak. seviye düşürme diye bir sey yok, cunku birada seviye olacak bir sey yok.

gonul islerindeki sorular da bizim icin, hepimiz icin. hatta en cok hiti bu kategorinin aldigini dusunuyorum.

Hayır, seviyelik bir durum yok

sigorta girişini yaparken hizmet dökümünde görür.

sizden girişte hizmet dökümü ya da son işyerinden alınan çalışma belgesi istemediler mi? oradan bakacaklar. ya da en kötü referans sorgusunda soruluyor aday ne kadar süre sizinle çalıştı ne zaman ayrıldı diye.

Sigortalı çalışan her türk vatandaşı kesin alıyordur (bknz: maaş bodrosu ).Bildiğim kadarıyla acaip bir istisnası yok bu durumun.Esas mesele şeref yoksunu işyerlerinden kaynaklanıyor.Bu şeref yoksunu arkadaşlar maaş pazarlığı yaparken AGİ bunun içinde sen neden bahsediyorsun diyor.Ama gerçek olanı maaş ayrı bir kalem , AGİ ayrı bir kalem ve 15K maaş alsan bile AGİ'ni alırsın ve alan birçok insan biliyorum.

normal şartlarda alırsın. 133 tl.

ama muhasebeye sorsan e maaşın agi dahil 2850 der muhtemelen.

yok yok şu an maaşım daha düşük ve alıyorum agi. öyle katakulli yapmıyolar

sigortalı çalışan herkes agi alır diye bir şey yok, gelir vergisi veren herkes agi alır.

ücretin istersen asgari ücret olsun /brüt 1777 tl) ister 30.000 tl olsun, devletin belirlediği parametrelere göre agi alırsın. bekarlar için 2017 yılında 133 tl.

mesela arge çalışanları agi almıyor, çünkü gelir vergisi vermiyorlar.

Besin değeri düşmez, yani besinin değeri hiçbir şekilde eksilmez zaten ama lezzetsiz olur.

angelus +7
Yanına da Beşiktaş Adanapor 2,5 üst.

avrupada marketlerde oyle satilio

ben ofise götürüyorum, sabah üşendiğim için hep akşamdan haşlıyorum hiç bişi olmuyo.

Ödeme planı doğru çıkıyor genelde. Hazırlık okuyanlar zaten beş yıl alıyor, beşinci yılın sonunda kesilir.

alma.

gerekirse aç gez ama kyk kredisi alma.

@ekrem abiniz. Umarım doğru çıkar

@benaslinda artık çok geç aldım çünkü en baştan almasaydım keşke ama haklısınız

wyndham laleli

novotel

Ortaköy Nuspa

fırsat sitelerindeki 5 yıldızlı otellerden masaj kampanyalarını kovala. hem uygun fiyatlı hem de kaliteli hizmet alırsın.

taksim ramada, müt-hiş! fırsat sitesinden almaya gerek yok 60 mıydı 65 miydi neydi, ayrıca bütün gün sauna, buhar banyosu, hamam, kapalı havuz kullanımı dahil. randevuyla alıyorlar hiç kalablık olmuyor.
hatta eşli giderseniz tadından yenmez.

ceo, cfo, cto, partner var. yıllık milyon üstü kazanıyorlar. 15 yıl üstü tecrübeleri var.

ceo gibi yönetici olarak değil de mesleki olarak sormak istemiştim aslında

Makine mühendisliği. Bir tanıdığım bir makinenin Türkiye distribütörü ve ayda 150 bin lira kazanıyormuş. Yaşı 35-40 arasında.

mühendisler iyi kazaniyor genelde.

Bilgisayar Muhendisi (kendini gelistirmis, gelistirmekte olan) -> 5 yil deneyim -> min 7500 TL

Devami zaten exponential olarak geliyor. 10 yillik bir yazilimcinin geliri eger yukarida yazdigim sartlari sagliyorsa 10-12 bin tl.

Sonrasinda da yonetici oluyorlar. Bu durumda da 20-30.

32 yaşında elektrik mühendisi tanıdığım var 5000$ kazanıyor.
Bi de inşaat mühendisi var şantiye şefliğini yaptığı projeden 150bin dolorese ev alıp "kelepir kapattık bunu" diyen bir adam, 45 yaşlarında. Aylık maaşını sen tahmin et.

yönetici pozisyonlarını bir kenara bırakırsak keşke evi arabayı satıp networkcu olsam =)

şaka bir yana, elektrik/elektronik mühendisi olmasa bile 2 yıllık mezunu olup, network (hatta özellikle network güvenlik) uzmanları 3 4 yıllık tecrübeye 10-12k brüt para alabiliyorlar.

tecrübe artıkça para da artıyor tabi.

10k brüt iyi para değil diyecekler, 3 yıllık tecürbeleriyle o parayı alabiliyorlar mı, onu bir değerlendirip öyle cevap versinler.

belli olmaz firmalar tahmini tarih söyler siz arayın bence sorun olumsuzsa kesin emin olursunuz değilse kendiniz ihatırlatmış olursunuz

ilan kaldırılmış mı onu kontrol edin ilk olarak.

ikinci görüşmede ik'nın olmaması normal, müdürle teknik görüşme yapmışsın. o ortamda ik'nın bulunup bulunmaması önemli değil.

on gün geçtiyse bir arayın derim, hem kendinizi hatırlatırsınız hem de süreç hakkında bilgilenirsiniz.

ilanın açık olup olmamasıyla alakası yok, o ilanlar süreleri bitinceye akdar açık kalıyor, data toplanıyor.

1 yıl sonra aynı pozisyon açıldığında o ilana yapılmış ne başvurulara bakıyorsun, ne akdar çok o akdar iyi.

selamlar,

evet verebilirler, hayır vermezler.

işten çıkış bildirgesini hangi akla hizmet istiyorlar bilmiyorum ama, o bildirimi yapmak için 10 gün süre var.

yani siz bugün işten çıkarsanız, eski işyeriniz çıkışınızı 10 gün içinde paşa gönlü ne zaman isterse o zaman yapar.

ama işe gireceğiniz yer siz girmeden 1 gün önce yapmak zorunda. ikisinin çakışması bir problem oluşturmuyor.

evet, çıkış yapılan yer verecek. çıkış bildirimi yaptığı an verebilir.

işverenin işten çıkış bildirgesini işçiye vermesine dair bir zorunluluğu yoktur ancak iş kanununun 28. maddesine göre "çalışma belgesi" ni verme zorunluluğu vardır. söz konusu belge, işten çıkış tarihini de içermektedir. bu açıdan sgk çıkış bildirgesine pratik anlamda gerek bırakmayacaktır. bu belgeyi iste eski işvereninden ve vermemekte ısrar ederlerse şikayetçi olacağını bildir.

kozmetik alışverişlerine taksit yasağı geldi, oluyo bi 3 4 ay.

Hükümetimiz yasakladı

yasağı kırmanın bir yolu yok mu acaba?

@chihi, kredi kartında sonradan taksitlendirme seçeneği varsa ufak bi faiz ve masraflar eklenerek yapılabiliyor.

Nope, hangi kredi karti bilmiyorum ama cogu banka sonradan taksitlerde de kisitliyor bunu.

ben örneğin paraf kart (halkbank) ile sonradan taksitlendirebiliyorum dermoeczanem alışverişlerimi.

@manuel, bankanın açığı o. herhangi bir denetimde ceza alabilirler ama sen yapabildiğin kadar kullan tabi kart sahibini bağlayan bir şey yok. :)

65 çok fazla 59 bile fazla 55 idealdir

@esinsin

Dostum naptin ya? 55 cok az olur, coker her bi yer.Iri kemikli biri zaten.

174 e 55 diyen var.

normal tabi, 59 da çok zayıf olur.

@benaslinda 59 çok mu zayıf olur ? bizim toplum şişmanlığı ne çok seviyor ya.

@basubadelmevt çökmez çökmez kilo iyi bişey değil

65 çok fazla. 60 falan iyidir(tabi yağ/kas oranının ideal olduğunu düşünürsek)

Vücut tipine bağlı biraz ama kas yok diyorsun, dediğiniz gibi çökmüş görünebilir.
Bu durumu takıntı yapmış sanırım, bu hırsla sağlıksız bir şekilde kilo vermeye çalışacak, dikkat etmek lazım.
Şu an kaç kilo? 62'ye kadar versin, sonra tekrar düşünsün.

@esinsin, ben 167 boy, 55kgyim, zayıf görünüyorum.

Kas oranı azsa 65 normal.

peggy +1

@peggy sen kendini zayıf görüyor olabilirsin belki de benim zayıf anlayışım farklıdır :)

öncelikle trolleri beslemeyin.

ikinci olarak, kilodan çok yağ-kas oranı önemli. yani kas oranı yüksek, yağ oranı minimum olması gerekenin üzerinde olursa çökme, aşırı zayıf vb görüntüler oluşmaz. o nedenle kilo bazında değerlendirilmemeli bu husus, yağ-kas bazında değerlendirilmeli.

@peggy +1. ben de 1.60'a 55 kiloyum :D Bugüne kadar da fazla kilom olduğuna dair görüş almadım hiç. Vücut yapısı, kilonun nerede toplandığı, kas oranı, kişinin nasıl bir form istediği vs. çok değiştirir bu sorunun cevabını.

171 boyum var, 56 kilo yağsız ağırlığım. Yani 55 kilo olabilme ihtimalim %0. Arkadaşınız benden 3 cm uzun bir de.

Vücut analizini yaptırsın, normalin zayıf sınırı kaç kiloysa onu hedeflesin bari.

Biz düşsün dersek mi düşecek?
Diyelim ki düşmeye karar verdi, hemen ertesi gün o kiloya inmeyecek sonuçta. Kilo vermek bir süreç, kendini mutlu hissetmiyorsa bu süreçte müdahale edebilir bir şekilde.

60'lı kilolarda şişman görünmeye başlar ortalama bir kız.

Chill-out festival varmış 20-21 Mayıs'ta. Bir de nisan'da Apocalyptica konseri var. Bu duyduklarım dışında benim beklediklerimden Rock Off yapılacak ağustos'ta ama yine Amon Amarth var onda da. Başka da adam gibi bir şey yapılacağını sanmıyorum hiç. Zaten kırk yılda bir düzgün konser düzenlenebiliyordu, artık onlar da olmayacak belli ki.

haziranda rockncoke var ağustosta barışarock

@kosun, rockn coke en son 2013'te yapıldı,bu sene de yapılmayacak.

Doğru durust festival falan beklemeyin tr'de artık, bosuna beklersiniz. Dogru durust organizasyonlar icin Avrupa.

Thundercat gelecekti, ben gelmiyorum demis. Onun disinda nisanda telefon tel aviv geliyor. Yaza pek umudum yok.

24-25 Mart'ta Zorlu'da Sonar var.

ağustosta zeytinli rock fest var.

Değil bence. benim için ters orantılı. Durum vahim kısacası.

yaş değil de tecrübeyle, deneyimle doğru orantılı herhalde. bilemedim.

orantı kurulamaz yaptığın meslekle ilgili.
memur mühendis vs şeklinde çalışıp maaşlı çalışıyorsan yaş ile/tecrübe ile zamanla maaşın yükselmesi beklenir haliyle.

Yaş 22. Gelir 4000. Doğru orantılı falan değil. Babam 47 yaşında babamın 2 katı maaş alıyorum.

(bkz: bugün neyimle hava atsam)

25 / işsizim

değildir bence.

Yaş 22,gelir annemin gönderdiği 2250 tl.
İşe başladığımda daha az kazanırsam intihar ederim.

Yaş 28, gelir ortalama 3.800 falan (brüt olduğu için yıllık net ortalamasını aldım)

Yaşla değil ancak sektör, deneyim, iş verenin kurumsallığı/vizyonu, mezun olunan okul vs. etmenlerle bağlantılı. 2.5-3 yıl önce 1.500 liraya çalışıyordum.

28 - birkaç gün önce 3000'di, şu an sıfır. devletimiz sağolsun bir günde işsiz kaldık fx tebliğinden ötürü.

Doğru orantılı değil tabi ki. Müdürümüz 30 değildi daha, alıyordur 5-6 rahat.

29 yaşındayım

13000-15000 / ay

yaşım 31 gelirim 50 bin dolar yıllık.

bir 25-0 daha geldi

norhing in my way +1

asdfsaaf

yaş 27. gelir 0.

swiegesparch +1

aynen katılıyorum. yaş 28 ücret 3600, ama 3 yıl önce 1500 alıyordum.

yalan.

Külliyen yalan.

keşke doğru olsa, ortam şenlenir.

durumda paylaştıklarına bakarsan bunu görür zannediyorum. yok listeden gidip hesabına bakarsan gitmez tabi. instagram gibi düşünün.

takipteyim, var mı ya böyle bi şey !!!

şaka mısınız siz^^ doğru değil.

evlenirler herhalde... :)
hem kafa olarak hem fiziksel(ten uyumu vs) olarak her bakımdan uyumlu olduğumuz birini buluyoruz. daha doğrusu denk geliyor işte aramakla bulunmaz. evli değilim ama 6 ayda evlenen de var 4 yılda evlenen de. önce işte bu diyebileceğin kişiyle tanışman lazım. 23müşsün ben hayatımın aşkıyla 24 yaşında tanıştım 2 yıl oldu. işin gücün oturmaması sebebiyle daha evlenemedik. ne zaman nerden çıkacakları belli olmuyor. :) akışına bırak.

temiz derken?

günde 3 defa duş alması mı gerekiyor?

İnstagram'a fazla takılma. O çok mutlu dediğin hayatlardan neler çıkıyor...

Bu işler nasip işi.

6 ay da evlenen de var 10 yıldır sevgili olan da.

mcqaer +1

kafa ve ten uyumunu buluyorsun, gelecek planlarının birbirine uyduğunu fark ediyorsun, koşulsuz güveniyorsun, gerçekten yanında huzuru buluyorsun ama tabi bunları karşı tarafta da gözlemliyorsun, tamam diyorsun bununla öyle bir ömür geçiririm ki her anına (iyisine, kötüsüne) değer.

her şey sonsuza kadar güzel olmayacak, kötü günler de olacak, zor günler de olacak, bunları birlikte omuz omuza aşabiliyor musun? bunlara da bakman gerekecek.

işte o anda bi bakıyorsun çatal bıçak seti almaya başlamışsın :)

ps: (o instagramdakiler evlenmeyecek, kesin bilgi)

evlenilecek birini bulmak artık çok zor.

temiz derken sıfır veya çok kilometre yapmamış arıyor :)

kız zaten ayrılır.

yaş kaç?

Kız ayrılır zaten neden görüşüyor onuda anlamış değilim. Olmaz o ilişki

böyle bi ilişkiyi kendine reva görüyosa kıza elleşmeyin. doğal seleksiyonla ikisinin de yok olması dileğiyle...

Yahu size ne oluyor arkadaş? Milleti ayırmak size mi düştü? Milletin görüşleri neden batıyor size? Eğer kız ya da çocuk beğenmiyorsa bu durumu ayrılırlar zaten.

elorelia +1

doğal seleksiyon için uygun bir durum. karışmayın size ne?

Sizi ilgilendirmez. Üzülürsunuz endiselenirsiniz evet ama herkes istedigi hayatı yasamakta, istedigi hatayı yapmakta özgür. Uyumlu degillerse ayrilirlar zaten. Yaşayıp görmesi gerekiyor. Kötü ilişki de lazım insana belki. Yönlendirmeye hakkiniz yok. Karsinizdaki cocuk degil. Arkadaslarimiza annelik babalık yapmak bize düşmüyor. Bizzat deneyimledim, simdi herkes ne hali varsa görsün şeklinde yasiyorum. Boşverin.

Ben böyle ilişkileri magazin sayfalarında çok okudum. Kayserili işadamının oğlu eski mankenle falan evleniyor hani. Sonra o kızlar tesettüre bile giriyor. Belki senin arkadaşın ihtiyacı olan da budur.

Not. Dini inancım yok :) ciddiyim.

karışmayın size mi ne?arkadaşımın mutsuz olmasını istemiyorum belki o yüzden karışıyorumdur. kız benim yakın arkadaşlarımdan ve bi ilişkinin içindeyseniz durumun abukluğunu göremiyorsunuz. çok fazla uzamadan bitmeli ya alışkanlıklar yüzünden ilerleyen zamanlarda iyice ayrılamaz ve evlenirlerse diye düşünüyorum. biraz geniş düşünün böyle bi olaydan sonrasını düşünün. çocuk bizden soğutmaya çalışacak. adım gibi eminim

@j r r tolkien hayrani onaylamalı mıyım evet yanlış kullanım olmuş ama olayı net bi şekilde anlattım. genel düşünmeyin. çok sevdiğiniz bi arkadaşınızı yerine koyarak düşünün ya..

bence çok müdahil olmayın olaya. çünkü genelde böyle durumlarda araya giren ortada kalıyor. zaten aklı başında bir insansa kendisi rahatsız olup ayrılır. ayrıca geleceğini, çocuklarını vs. hiç mi düşünmüyor. o ailenin içinde mi büyütecek acaba arkadaşınız? neyse en azından bunu söyleyebilirsiniz bence.

benim çevremde de kendisi çok iyi ama iş siyasete girince mala bağlayan arkadaşlarım var. hepsi aile baskını nedeniyle aslında hiç bilmedikleri, sevmedikleri düşünceleri savunuyorlar. ailesinden aldıkları ilk eğitim biat etmek olduğu için bu böyle maalesef. sizin eleman da öyle sanırım. başlarına kötü bir şey gelmeden de ne kadar konuşursan konuş ailelerinin beyinlerine işlediği düşüncelerden dönmüyorlar maalesef.

Arkadaşının şikayeti yoksa (ki olsa ayrılır herhalde) size düşen bir şey yok gibi görünüyor. Şahsen biri benim ilişkim hakkında elaleme danışsa fena bozulurdum.

iyi olunmaz, iyi olmak seçilir. durum durum seçilir hatta. bazen altından kalkamayıp kötü bile olabilirsin.

"oo aslında öyle değil" - bireyliğin farkında olup topluma katılım yapan biri değil, kendini bilmeye gerek duymayan biri,nin düşüncesi. iyilik şans eseri. iyilik seçilmemiş.

nasıl anlatırım bilmiyorum. o yazdığınızı gördüğümde diğer şeyleri hesaba katmaya çok gerek duymadım. şöyle ek bir girişim yapayım:

falan veya filan tipte insanlar olmamızın her zaman bir nedeni olacak. bir kurabiyenin kurabiye oluşunun da sebepleri var. nicel olan nitel sıçrama yaptırdığı zaman o şey eşik değerini işaret eden bir kriter oluyor çoğu zaman. önemli olan da bu.

kurabiye başka kurabiyeler değil de kendi dişlenene kadar ulan ben kurabiyeymişim demeye istekli değilse, sen de dedirtmeye istekli değilsen o eşik değeri daha çook uzak.

tekrar edeyim: iyilik aslında -olabildiğince- tercihtir. yani sonuçlarını düşünüp yine de yapmayı düşündüğün şeyi yapıyor veya olmayı düşündüğün şeyi oluyor/bunu sürdürüyorsan bu iyiliktir (tercih çok da doğru bulduğum bir kelime değil ama o başka bir konu ve o konuya sapmamak adına bu kelimeyi kullandım).

bilinçsizce varolunan hal, kişiliksiz bir hal oluyor ve bugün bunu diyen başkasının savurmasıyla yarın başka şeyler de söyleyebilir zira başkasının kendisini savurmasında ona göre beis yok.

böyle bir şeyin başlayabilmiş olması bile bana garip geldi. arkadaşınız bunları böyle görmüyorsa ne var ki sizin zaten anlatabilecek çok şeyiniz olacağını sanmıyorum. çünkü çok göze çarpan bir örnek vermişsiniz. size o kadar bariz olan bir şeyin arkadaşınızın gözünden kaçtığını düşünmek saçma olur. arkadaşınız, daha ziyade, "benimle iyi olabiliyorsa özünde iyidir." tarzı işine gelince tümevarım yapan birine benziyor.

son not: vallahi sidik yarıştırmak için söylemiyorum, aksi şekilde düşünenler de var diyebilmek için söylüyorum; benim ilişkimi birisi başkasına sizin yaptığınız gibi danışsa bozulmaktan çok sevildiğimi düşünürdüm sanırım. yani insanız, bozuluruz ederiz kesinlikle laf çakmak gibi bir derdim yok, ancak üzerine düşününce bir insanın arkadaşı için endişelenip kendi rahatını bozması güzel bir şey aslında. siz arkadaşınızın hayatını engellemiyorsunuz, kim olduğunu zaten belli etmiyorsunuz. öyle işte. eklemek istedim.

arkadaşınızla uzun uzun konuşun. burada konu siyasi görüş ayrılıkları olmuş, bambaşka bişey de olabilirdi. hiç önemli değil. siz onun en yakınlarından biriyseniz ve sevgilisini herhangi bir sebepten dolayı onaylamıyorsanız bunu ona söylemek sizin göreviniz. insan en yakın arkadaşını böyle zamanlarda uyarmayacaksa, eleştirmeyecekse ne zaman eleştirsin? bir gün alın karşınıza, aklınızdan geçen her şeyi ama her şeyi açık açık söyleyin. ayırmaya çalışmak soğutmak vs abartı olur ama. işe de yaramaz muhtemelen.

siz ne söylerseniz söyleyin arkadaşınız bu ilişkiye devam edecek büyük ihtimalle. ama siz de fikirlerine değer verdiği bir insansanız aklının bir köşesinde her zaman sizin dedikleriniz olacak, çocuğa bir açık kapı bırakacak ve ayrılmak istediğinde ayrılmak için bir sebebi daha olacak.

ben arkadaşlarımın sevgilim hakkında ne düşündüklerini çok önemserim mesela. neyse ki hepsi ona bayılıyor :) sevmeselerdi ben de tutup ayırlmazdım belki ama hep içimde bir şüphe olurdu "ulan, acaba?" diye.

son olarak, arkadaşınız bir süre sonra çok kötü şeyler yaşayarak ayrılırsa, gelip size "neden beni uyarmadın, benim aşktan gözüm kör olmuştu göremedim bunları, sen söylemeliydin bana" demesini istemezsiniz.

ekleme yapayım. bir arkadaşım (erkek) bir ilişkiye başladı. sonra bizimle görüşmeyi kesti bikaç ay içinde. sonra biz kendisine ulaşmaya çalıştıkça "benim hayatım bu artık ve ben çok mutluyum, karışmayın, aramayın" diye bizi tersledi. peki dedik bişey demedik ve çocukla 2 sene falan görüşmedik. bi ara evlendiğini gördük. sonra bu bi gün çıktı geldi ben boşanıyorum diye. meğer evlendikten sonraki 1 sene korkunç geçmiş, kız hiçbişey yapmasına izin vermiyormuş, bizlerle ya da başkalarıyla görüşmesini de kız engellemiş istememiş hep, hiç arkadaşı kalmamış çocuğun. normalde her akşam içen eğlenen adam, "sadece haftasonları kayınvalideye gitmek dışında hiçbişey yapmıyordum" diyordu. şimdi boşandılar ve çocuk gerçekten o günleri düşünmek bile istemiyor. "e abi madem neden evlendin" diyince de "gerçekten çok aşık olmuştum" diyor. aşk böyle enteresan bişey :)

Bi selin toktay vardi ya:)

kız başka birini bulamaz 30'u yaklaştıkça da gelir gider seni suçlar.

Ben zamanında din üzerine olmasa da başka şekilde uyumsuz ilişkilerde olan yakın arkadaşlarımı ayırmayu denedim. Öyle ikna ile ayrılmıyorlar. İlla canları bi yanacak. Sen sonradan "ben demiştim" diyebilmek için yine konuş, ama sonuç bekleme.

cihangir van kahvaltı evini tavsiye edebilirim. kişi başı 22-23 tl civarı fiyatı var.

Cihangir Van demeye gelmiştim. Ha bir de Cihangir'de Doğazcıyız Gourmet de güzeldir. 30-35e geliyor tabii.

cihangirde cihangir camiinin hemen altında giritli idilika var. müthiştir.

işveren bir sigorta firmasıyla anlaşacak, her ay maaşları yatırdığı günün ertesinde bütün çalışanların maaşlarının %3ünü ilgili kişinin açılmış bes hesabına aktaracak.

başka bir sorumluluğu yok, paranın nasıl işleneceği, faiz olsun mu olmasın mı vs.. çalışan üzerinde.

Ikea evinizin her seyi

English home
Madame coco
Koçtaş
(Varsa) ikea

ya, carsafidir nesidir, fiyatina aldanmadan dokuma sikligina bakarak alin. eyvallah, ikea'da var duz zimbirtilar da bazilari sut suzgeci kadar ince kumaslarin.

memleket siki dokuyor, onlar da garip cicekler dosuyor uzerlerine.

madame coco fena fikir degil.

Tchibo

h&m home gayet minimal oluyor kimse soylememis

ikea almayın, yastık- yorgan ikea değilse ölçüleri asla uymuyor. deli olursunuz.

Genelde yapmaz

Laktozsuz süt esasında laktozsuz değildir, ekstra laktaz enzimi katılır laktozu parçalasın diye. Yani laktoz her şekilde var sütte, o nedenle gaz yapmaması için hiçbir nedeni yok. Belki daha az yapar ama hassasiyeti olan insanlar için her şekilde risk.

Bende hiç şişkinlik ya da hazımsızlık yapmadı. Bi oturusta bir litreye yakın içerim

kanmucuk +1

akşam aydınlık olması bence de daha iyi.

geç doğması daha kötü. tamam akşam aydınlıkta işten çıkıyorum ama eve gidene kadar yine karanlık oluyor. değişen bir şey olmuyor.

geç doğması daha kötü, işten çıktığımda her halükarda karanlık oluyor, en azından sabah aydınlık olsaydı.

istanbulda yaşıyorum, geçen gün izmitten işe gelmek zorunda kaldım, 06.45de evden çıktım yıldızlar vardı yemin ediyorum.

kahrolsun öyle sabah.

akşam geç kararması daha iyi benim için.

anti-akepeyim ama bu "psikolojimiz bozuldu" geyiğini cidden anlamıyorum. saatler her ileri-geri alındığında "alışamadım, uyku düzenim bozuldu" vs diyen ciciş tipler şimdi de buna sardı. ben de karanlıkta kalkıyorum. kalktıktan 1 saat sonra hava aydınlanıyor. ama psikolojim falan bozulmadı. normal kış modundayım işte. psikoloji böyle bir şey değil lan. mood denen şeyle ruh sağlığı apayrı iki kavram. iyice ağızlarına sakız ettiler. kaldı ki melankoli ölümüne korkulacak bir şey de değil, bana yılın belli dönemlerinde iyi geliyor. bu insanlar nasıl coşkulu hayatlar yaşıyorsa en ufak düşük moda gelemiyorlar. az sakin.

akşam için farketmez, işten çıkınca zaten karanlık oluyor. ama sabah kör karanlıkta kalkıp evden çıkmak sinir bozucu.
Not: ciciş değilim, çoşkulu hayat yaşamıyorum, işe vardığımda bile hava karanlık oluyor.

Günün geç aydınlanması sorun.
Çünkü günaydın kelimesi günün aydınlığıyla bağlantılı. Ben işe koyulduktan 2 saat sonra aydınlanacak günü ne yapayım.

Akşam geç kararıp kararmaması dert değil. Adı üzerinde akşam. İlla ki olacak. Birkaç saat geç olsa ne olmasa ne.

Gündüzlerimizi çaldılar. Karanlıkta yollara düşüp penceresiz ofislere tıktılar. Akşam biraz güneş kırıntısı görmek kime yeterli gelir ki?

güneşin geç doğması daha kötü

Sürekli batan güneş olsun, o da olumlu.

Gec aydinlanmasi gunun daha kotu cunku gune verimli baslayamiyorum ben o yuzden hatta yataktan bile kalkamiyorum. Aksamki 1 saat gec batma artik o kadar saat aktif bir gunun ardindan cok da fark etmiyor bana.

sabah işe giderken,
akşam işten çıkarken güneşi görmemek sorun aslında.

ben işe 10da gidiyorum sorun değil.

ama 8de işe giden 6da işten çıkan adam bütün gün güneşi görmüyor.
en azından sabah güneşi görebilse onun bile faydası olurdu insana.

sabah karanlıkta gitmesi kötü ancak iki ay sabredersek, akşam hava kararma saati şubat-martta nasıl olucak onu merakla bekliyorum.

sabah karanlık olması daha kötü.

Ne sabah ne de akşam güneş yüzü görmüyorum, "abi ne güzel yaa akşam aydınlık oluyo" diyenler içimden sövüyorum.
Aydınlık ortam görebiliyor olsam sabah görmek isterdim, akşam aydınlık olsa kaç yazar sanki dışarda oturabiliyor muyuz soğuktan donarken.

sabah geç aydınlanmasına alışamadım. akşam geç batsın :)

işini düzgün bir şekilde yağpan arkadaşları tenzih etmekle beraber %90'ının kolpa olduğu konusunda hem fikirim.

bu %90'nın %80'i de mulakat yapmayı bile beceremiyorlar.

aslinda is alim sürecleri cok daha detaylidir da insan kaynaklari calisani olarak kalifiye olmayan insanlari aldiklari icin is alim sürecini sadce CV degerlendirme olarak görüyorlar. Örnegin almanyada büyük insan kaynaklari sirketleri var ve bircok sirket onlara devretmis durumda bu isleri. bu sirketler türkiyedeki calisan emsallerine göre farkli ne yapiyor? caliasanlarinin hepsi uzmanlasmis, mesela programlama alaninda bir program yazmayi bilmese de bir sirketin ne gibi programciya, hangi programlama dillerine hakim olan, iletisim becerisi gerekli mi gereksizmi, gibi en ince ayrintilari inceliyorlar. kisi ye de sorduklari sorular "kendini 5 yil sonra nerede görüyorsun" dan öte cok daha teknik ve bilgi gerektiren, kisini yalanini ortaya cikartan sorular oluyor. daha sonra da calisirken de kisinin arkasinda duruyorlar. örnegin belli araliklarla calisani arayip "isinden memnunmusun?" "calistigin kisiler baski yapiyor mu?" "mobbing var mi?" "patrona dogrudan söyleyemedigin ama bizim senin adini vermeden söyelememizi istedigin birsey var mi" "memnun degilsen sana baska bir is yeri bakalim mi" "eger ciddi bir problem var ise is kanununda uzman avukat ile cözelim mi?" gibi sorular ve destekler veriyorlar. Is yerlerini de bir taraftan destekliyorlar mesela patronlar "bak bu adamlar teknik is yapiyorlar, zaman konusunda baski yapma, ya kacarlar ya kötü is yaparlar", "bak bu tarz kisilere ekstra birseyler verreceksin, mesala yurt disi seyahatlerinde first class ucacak ki motive olacak" "ya da bu tarz calisanlari kendi haline birak, daha iyi calisir" "bu kisileri hizli calistirmak istiyorsan su cümleleri kullanarak baski yapacaksin ki kalpleri kirilmasin" gibi psikolojik, sosyolojik ve teknik altyapilari olan danismanlik veriyorlar. yani aslinda zor bir alan ama bunu türkiyede yapanlarda is yok.

türkiye de kanunlar da islemedigi icin cok da ihtiyac olmuyor. patron is kanunu bilmeyebilir, diye bilir ki "su adamlari atacam", calisan da "at da seni bir mahkemeye vereyim, saglam tazminat alayim". iste o alanda HR patrona diyor ki "hop dur bakalim, o adami atarsan kicindaki donu bile alir" diyerek kanuni danismanli yapar normalde. patron bilmez her kanunun inceligini, avukatlik bir durumda olmadan anlamaz ne yapacagini.

patron genelde insan iliskilerinden de anlamaz "calsan cocugum hasta izin verin der" patron "is cok der", iste burada isi bilen HR araya girmesi lazim "dur bi, adamin cocugu hasta, bu adama böyle yaklasirsan bu adam bundan sonra tüm isleri salar, ne sana ne sirkete saygi duyar, yap babaligini, seni daha cok sevsin saygi duysun" demesi lazim. bir sürü is arabuluculuk yapacak da, koyuyorlar beceriksiz insanlari, is görüsmesinde masanin öbür tarafinda kasilip basvurani kücük görüyorlar. isi bilmiyorlar.

Pozisyon değil de pozisyonu dolduran kişilerin ortalaması saçma.

oo yine kalbi kırılan minnoş adaylar gelmiş laga luga yapmış. şimdi şöyle ki, ik bu değil.

biri yukarıda demiş, sgk giriş vs. personel yapar, memur yapar o konunun ik ile çok alakası yok.

sen mülakatı soru sormak sanıyorsan zaten çok yanlış yere bakıyorsun. evet gerekli soruları sen de sorarsın. şirketin iç yapısını öğrenip adayın beklentileri / gelecek planları/ şirketin adaydan beklentiler uyuyor mu, ölçüp biçebilecek misin?

bütçe yapmayı biliyor musun? ister 100 kişi olsun ister 1000, o bini departmanla ayırıp, iş analizini yapıp, görev tanımlarını hazırlayıp, adamların görevleri dışında başka bir şey yapmamalarını sağlayabiliyor musun? kariyer yolu çizebiliyor musun? performans sistemi kurup insanları ölçme değerlendirmeye tuttun mu?

o pozisyonu öyle abartmıyolar, doğru adamlarla mülakat yapamadığında, doğru adaya ulaşamadığında, ya da aday senin xyz firmana görüşmeye gelmediğinde departman yöneticisi tepesine biniyor " benim eksik kaynağım var çalışamıyorum" diye.

daha bin tane şey yazarım da, malum mülakat var şekerim, diyeceğim o ki, o işler sandığınız gibi değil.

@benaslinda

dediğin işleyişi uygulayan türkiye'de 100 tane firma yoktur kalıbımı basarım buna. tüm kurumsallar buna dahil. ''o işler öyle değil işte şekerim yha'' diyorsun da nasıl işler bizim göremediğimiz??? bütçe yapmak demişsin bütçeyi bütçe ve raporlama hazırlar satışından tut muhasebesine ik'sına hepsi bütçeyi kontrol eder kendi departmanını ilgilendiren eksik bi şey var mı diye varsa onu da bütçeye iletir bütçe uygun görürse eklenir ki bunu da ik gmy'si(genel müdür yardımcısı) ya da ik müdürü yapar normal uzmanın işi değil bu.

şirketin iç yapısını öğrenmek kuantum fiziği değil. senden istenen eleman özellikleri bellidir sana gelen elemanın cv'sine bakarsın elemana bakarsın kendini ifade ediş tarzı gelecekle ilgili ne düşünüyor ne bekliyor ne istiyor bir iki mesleki soruyla teknik bilgisini ölçersin kafana uyarsa olurunu verirsin yani amerika'yı yeniden keşfetmiyorsun.

görev tanımını geç. yine iddia ediyorum tr'de bu görev tanımı kapsamını uygulayan 100 firma yoktur. hatta bu görev tanımı zımbırtısı yüzünden herkes olası doğacak ek bi işi birbirine çakmaya yer arar 'benim işim değil abi yaeee' diye. doğruya doğru. performans değerleme işi yine bölüm müdürlerinin senelik ya da 6 aylık yaptıkları bi değerleme. ik'ya sadece raporu gelir bu adam az çalışıyor bu adam çok çalışıyor 1-10 arası bi puanı vardır ona göre ik da o elemana ya yol verir ya prim ya da maaş artışı ya da başka şekilde bi ödül verir. bunu da geçtik.

siz bunları iş olarak görüyorsanız şu ana kadar saydıklarım siz hiç çalışmamışsınız bugüne kadar kusura bakmayın. sabah 9 dan 12'ye kadar 3 mülakat yapıp akşam saat 16.59 dedi mi servise kaçıp ''bugün mülakatlar çok yordu beni yhaa'' diye sızlanıyorsanız bence işinizin kıymetini bilin.

ayrıca yukarıda bi arkadaş yazmış %100 katılıyorum. ik departmanlarında tek bi erkek vardır hadi 2 olsun diğer tüm çalışanlar ciciş takımından sevgilisi çiçek mi göndermiş evlilik yıldönümünü kutlamış mı trendyol'da ne indirime girmiş, elif şafak'ın son kitabı nasılmış tüm gün bunların kritiğini yapan kadınlar yani.

bence de o işler öyle olmuyor şekerim bin tane daha şey yazarım böyle.

ev arkadaşıma gayet kurumsal bir şirkette ik'cı "hımm mimar sinan mezunusun, neden odtü değil?" diye sorduğundan beri ben de öyle düşünüyorum. şirket otomotiv şirketi, şirketin inşaat departmanına mimar arıyorlardı. böyle bir soru soran insanın, mimarın pozisyona uygunluğunu ölçebileceğini de düşünmüyorum zaten.

not: ev arkadaşım işi aldı, kuyruk acımız yok.

gereksiz olduğuna ben de inanıyorum

Ben bu fırsat sitelerden iki defa masaj almıştım: Topkapı Mercure Otel ve Şişli'deki Ramada Otel'de (adı sanırım Viento Spa'ydı). Sana denk gelen masöze göre değişebilir tabii ama ikincisi bayağı kötüydü. Yaptırmasaydım daha iyiydi demiştim. Mekan olarak da insanı biraz darlıyor zaten. Özetle ikincisini önermem. İlkinden memnun kalmıştım ama. Ben de iyi bir yer arıyorum, o nedenle takipteyim.

avcılar hilton güzel

levent corpus spa hala varsa güzeldir

supra spa mashattan (bugün yine gideceğim) iki kişi 160 TL

biz taksim ramada otelden inanılmaz memnunuz, kişi başı 65 mi ne veriyoruz, 1 saat masaj, çitfleri aynı odada ayrı yatakalrda alabiliyorlar, sınırsız hamam, sauna, buhar banyosu şok havuz kullanımı var. çok kalabalık olmasın diye randevusuz almıyorlar. bi deneyin derim.

ataşehirde pleon spor salonunu tavsiye ederim. Masörü daha önceden antalayda 5 yıldızlı otellerde çalışmış. Tavsşye ederim.

biz camiye gidiyoruz daha çok. hele cuma namazı çıkışı bir huzur bir rahatlama.. :P

çok komikmiş kardeş, you made my day.

başka fikri olan var mı konuyla ilgili?

yapıyorlar tabii, niye yapmasınlar? düzgün bir kursa gidersen erkek katılımcı olarak yalnız kalmazsın; yalnız olsan da yadırganmazsın.

yapıyorlar. yapsınlar.

adam akıllı bir kurssa hiç sıkıntı yasamazsın.

Decathlon ve tchibo gibi yerlerden yoga alet-edevatları hakkında bilgi sahibi olur, vejeteryan olmasan bile sempati duyar, spiritüel konuları karıştırır, organik-köy ürünleri gibi beslenme alışkanlığı kazanır işen rahatsızlık hissetmeden adapte olur, sosyalleşirsin bile. Seans sonrası ortamlara akacak olursan da şarap bilgin önemli, bira-rakı muhabbetlerine pek girme.
İşin şakası bir yana böyle grup derslerine falan gireceksen bir süre evde çeşitli düzeylerde yutup üzerinden falan antrenman yap, sebil gibi grup videoları mevcut.

garip niye olsun yahu, altina spor sortu ustune bi tisort cek git, e$li yoga degilse-ki yuksek ihtimal degildir- her hereketi kendiniz yapiyorsunuz eger etkilesimle ilgili hassasiyetiniz varsa

Gayet yapıyorlar, benim gittiğim yoga dersinde 10 tane kadın 2 tane erkek olur (oran açısından söyledim) ama kimse de onlara garip bakmaz, onlar da hiç öyle hissetmez. Hersey sıradan ve olmasıgerektiği gibi olur.

hicbisiy olmaz. fakat iyi arastirip git, turkiye'de bilir bilmez herkes egitmen zannediyor kendini, bir yerlerini ssakatlama. sehir semt falan yazsan belki oneriler de gelir?

erkek yoga hocası da olsun dersen, kendini ve ortamı denemek için bir bakabilirsin:

kurtulusfaruk.com

kendisi çok iyi bir hocadır bu arada.
istanbul'daysan tabii.

gittiğim yoga derslerinde mutlaka 1-2 erkek oluyor, yapıyorlar.

bi 5 6 yil oncesine kadar isimle aratamiyordun. simdi oyle bir ozellik gelmediyse hala aratilamiyor olmali.

açtığınız ilanların içine girip başvurular arasında isimle search yapabilirsiniz ama genel database üzerinde isimle arama yok.

Eğer işletmede Kariyer.net kullanılıyorsa yani kurum kullanıcı adı ve şifresi varsa giriş yapıp aratabilir. Sıradan bir insan da google a isim soy isim kariyer.net yazdığında yine ulaşabilir fakat artık kariyer.net e şöyle bir özellik geldi; cv nizi kimin görmesini istediğinizi siz seçiyorsunuz. Örneğin benimkinde "Sadece kariyer.net üyesi firmalar görebilsin" seçili olduğu için sıradan biri adımı google a yazdığında cv mi göremez.

1000:30 = 33.3

33.3x21 =699

o kadar düşüyor mu ya, pazarları vermiyorlar mı :/

ahahah sen pazar çalışmayıp parasını alıyorsun ama?

maaşın bölü otuz çarpı izin günün bunun hangi günlerin iş günü olduğuyla alakası yok.

işte senelik izinde de alamıyor muyum parasını? :D pazarı da izinli mi sayıyolar :) @ benaslinda

burada brüt net ayrımı da önemli.
izinler brüt maaşın üzerinden hesaplanır yatar.

ayrıldığım bir iş yerinde brüt maaş uygulaması vardı ve içeride 20 gün iznim vardı.
izin param brüt maaş hesabı üzerinden yattı ve hayvan gibi para almıştım.

o kullanmadığınız 21 gün sadece. yani siz onu haftasonlarıyla birleştirince süresi artmıyor. haftasonu zaten cepte, sizin tatiliniz. pazarı da eklerseniz, zaten izinli olarak kullandığınız haftasonu tatilinin, yani çalışmayıp da parasını aldığınız Pazar günlerinin parasını yine istemiş olursunuz. :)

buyur hacı: www.verginet.net

ödenecek ücretler diye bir bölüm yok mu? orada tam olarak banka hesabına yatırılması gereken net ücret yazar. o duvara asın diye verilen listeden başka çalışanlara imzalatacak bordrolar da muhasebeci tarafından veriliyordur zaten. o listede yazmıyorsa bordroda kesin yazıyordur. internetten bulunan maaş hesaplama programı yanıltabilir. çalışan raporludur, ücretsiz izinlidir, asgari geçim indirimi vardır ya da farklı bir durumu vardır. mutlaka bordroda ödenecek tutar kısmında yazan tutar neyse onu yatırmalısınız.

verginete yönlendirmeyin insanları, konuyu bilip bilmeyen verginete gidip sonra insan kaynaklarını darlıyor.

o 3 brütün dışında, o 3 kişinin kümülatif vergi miktarlarını da söylersen sana netleri söyleyebilirim. yoksa vergi net doğru cevapları vermeyecektir.

hayır geçen yıl nasıl oldu da girmedi, aslında bunu soruyorum.

gecen yilda girdi ama sadece aralik ayinda ve cok az bir miktar girdi, bu sene daha erken girecek sadece

Asgari ücret 30% arttı ama vergi aralıkları 30% yükselmedi, tüm mesele bu sanırım.

asgari ücret her yıl vergi dilimindeydi. bu yıl bir ust dilime girdi. bunun sebebi de asgari ücretin vergi dilimlerinden daha hızlı yükselmesi.

arkadaş açıklamış, gelir ve vergi dilimi mevzusundan dolayı.
gönülsüz verdiği için geri alma çabasında.
adam dedi ki, ben dedi asgari ücreti dedi vergiden dedi muaf tutacam dedi, diğeri dedi ki karı bulacam herkese. millet karıyı seçti.
zengin ve parası çok olan bir insan olduğum (kuyumcuyuz ve asgari ücretliden daha az vergi ödüyoruz, abimin istanbulda ticari taksisi var o da asgari ücretliden daha az vergi ödüyor, babamın istanbulda ticari minibüsü o da asgari ücretliden daha az vergi ödüyor.)
yani kısacası zerre umurumda değil fakirler.
fakirler iyi okusun; istanbulda şimdiki değeri 2 milyon tl olan ticari minibüs basit usulde vergilendiriliyor, yine istanbulda 1,4 milyon tl değeri olan ticari taksi basit usulden vergilendiriliyor. yani asgari ücretliden daha az vergi ödüyor.vergi kesintisinden dolayı maaşı eksik hesabına yattığından, işyerine geldiğinde ilk işi muhasebecinin odasını basmak olan fakirlere duyurulur.
bu kadar yazıyı okuyup anlasa zaten durum böyle olmazdı da neyse yazdık bi kere.

daha yeniyse bi gün falan bekle geçer. ağda yağıyla silmişsinizdir muhtemelen. bepanthol gibi bi kremi de güzelce sürüp bekle. alır acısını. fito krem de olur. pişik ve yanık kremleri yani.

bepanthen sur

hametan demeye gelmiştim ben de.

soğuk su, güneşe çıkmayın bir süre.

nice tnetennba'nın dediğini yapmayın. soğuk moğuk sakın su değdirmeyin. en az 2 saat su değmemeli. hatta ben olsam bugün hiç su değdirmezdim. şu an bütün gözenekler açık durumda, yara yaparsınız aman diyeyim.

hametan alevini alacak zaten, bol bol sürün. emsin yine sürün.

keşke salona gitseydin, toplamda 10 dk sürerdi. sırt için 2,5 saat brütal olmuş.
geçmiş olsun, su değdirme +1

bana hep soğuk su dedilerdi ya :(

karın ağda yapmayı bilmiyorsa ters çekmiş olabilir, o zaman o acı geçmez.

doğru yapılan ağdadan sonra acı olmaması lazım, profesynel birine yaptır bidahakine

havalimanı içinden giden metro direk önünden geçiyor.ancak fazlasıyla yokuş okula çıkmak haberin olsun.

Kasma metroya bin.. Davutpaşa YTÜ durağında inersin

inince ibb trafikten yol durumuna bak e5 açıksa taksiye atla; ramazan sebebiyle trafik biraz daha tenha olabiliyor; mesafe çok uzak değil zaten. (okullarda kapandı tabi)
trafik yoğunsa metroya atla ama yokuşu nasıl çıkarsın bilemem :)

yokuşu çıkma tabiki metroyla kapıda in, metrodan karşıya geçince teknopark servisleri var ücretsiz 15 dk da bir kalkıyor
nerden kalktığını okul güvenliğine sorarak da öğrenebilirsin.

bu havada o yokuş çıkılmaz, kesin servisi kullan

grupanyadaki adı duyulmuş otellerin fırsatlarına bakın. birçoğunda masör yok gerçi ama telefonla sorarsınız onu.

Güvenilir ve temiz olan Sanda Spa.. Bi 30 tl daha aşarsanız bütçeyi www.sandaspa.com

biz erkek arkadaşımla taksim ramadanın içinde bulunan zen spaya gidiyoruz, kişi başı 60 veriyoruz, 1 saat masaj, kapalı havuz, sauna buhar banyosu hamam fln istediğiniz gibi kullanabiliyorsunuz, inanılmaz memnunuz, ikimizi de aynı odaya alıyorlar fakat hiç masör görmedim hem kadın masaj yapanlar. zaten aynı odada olacağınız için sanıyorum kıskanmaz=)

fırsat siteleri +1

Şimdiye kadar gittiklerim arasında Levent loft corpus spa bayağı iyiydi.

Ben de hiç masör görmedim, hepsi kadın oluyor (erkek ark.ıma yapanlar da), o yüzden illa masör diyorsanız önceden arayıp teyit alın.

bakirkoy titanic spa varmis. arkadasim onerdi simdi. hatta toplu masaj almislar ordan.

mutlu sonlu mu olsun?

@ benaslinda

taksim ramada zen spa' yı öğrendiğim iyi oldu, çok teşekkürler.

başlık entry nick uyumu der geçerim arkadaş :)

ya düşbegsiz borsa vatsap gurubu mu olurmuş ya, peh!

Forex gurubu da açık olsun. Borsayla ilgilenmeyenler gelir.

düşbeg varsa gelelim.

kendinden eminsen zaten heyecan yapacak birşey yok, bir de doğal olmak lazım, rol yaparsan da heyecan yapabilirsin tabii.

tecrübeyle sakinleşirsin. hem iş tecrübesi hem mülakat tecrübesi.

hobi olarak mülakata giden arkadaşlarım var benim, hem piyasının neresinde olduklarına bakıyorlar hem de farklı mülakat tecrübesi ediniyorlar.

ilk is deneyimi için yapilan görüşmelerde zorlanmak doğaldır. sonuçta is ile ilgili sorulara istenen yanıtlari veremeyebilir insan.
ancak, deneyim sahibi olduktan, yani isi öğrendikten sonraki görüşmelerde daha rahat olunur. cunku gideceğiniz is görüşmesinde sorulacaklari, zaten günlük hayatiniza yapıyorsunuzdur. o yüzden gerilmeye de gerek olmaz.

zamanla oluyor gerçekten, konunda uzmanlaşmaya başlayınca, bir muhtaçlığın olmayınca ve de işveren seni değil sen işvereni seçmeye başlayınca heyecan çok azalıyor.

Practice makes perfect demişler.

bunun bir oyun olduğunu, mülakatı yapan eziğin de wcde patır patır sıçan sevişen ağlayan utandığı kompleksleri olan sıradan bir insan olduğunu aklımda tutuyorum.

ama tabi bu yapısal bir şey. tansiyonu düşük insanlar pek heyecanlanmazmış, benim de öyle.

dostum heyecanın seni çok etkiliyorsa ve buna gerçekten engel olamıyorsan eğer, eczaneden passiflora şurup al. bitkisel sakinleştirici şurup. rahatlarsınn:)

ilk yüzyüze mülakatımda 1.5 saatlik teknik teste tabi tutulmuştum yurtdışında. zorla başladığım için artık heycan ya da stres yapmıyorum. neyse o abi. kimseye fazlasını satmaya çalışma. dün mesela 3 kişinin katıldığı bi mülakata girdim. gayet rahat geçti çünkü bende ne varsa onu anlattım. buradaki insan kaynakları çalışanları biraz dikkatlidir oturuşuna kalkışına el ve yüz hareketlerine bakıyolar. türkiyede laçka bu işler. o yüzden daha rahat geçiyor. işin özü kendin ol sadece olay bu.

tüm söylenenler +1

ayrıca ayna karşısında çalış biraz. yani aynaya bakarak "sizi tanıyalım öncelikle" sorusunun cevabını ver. ve başka soruların.

portakal diyor.

kampüs girişinden ringler kalkıyor, ringe bin hazırlıkta in teknopark hemen oralarda.

Hala gitmediysen direkt Teknopark'a servis var, hazırlıkla falan uğraşmadan istediğin blokta inersin.

Giristeki otobus duragindsn teknopark servisi var. Hazirikla ugrasma+1 ayrica teknopark servisleri beles. Okul icindekilerde kart okutman lazim.

metrobüs kullansan daha kolay aslında, cevizlibağdan da buraya servisler var, metrobüsten inince üst geçidin altında hemen.

ancak salata ya da sandviç yapabilirsin. ya da meze alıp rakı sofrası kurabilirsin. meyve salatası filan da olur.
başka da pişirmeden bişey yapamazsın sanırım.

tost makinesi var mı?

Tost makinesi de mi yok :'(

Valla dışarı çıkar bence evde soğuk yemek bir şeye benzemez :(

Su ısıtıcısı varsa kısır yapabilirsiniz.
Mısırlı, turşulu falan, şahane ton balıklı sandviçler yapabilirsiniz.

kadın kuaföründen mi bahsediyoruz? eğer öyleyse o yumuşaklık şampuan saç kreminden değik, saçın ısıyla şekil almasından kaynakladındığı için yumuşak oluyor.

a+ kuaförler hariç hepsi dünyanın en kalitesiz şampuan ve saç kremini kullanır aman almayın öyle şeyler.

(saç maskesi, saç bakımı, saç yağları konu dışı tutulmuştur)

saça genelde "mavi su" dedikleri bir sprey sıkarlar, ya da serum sıkar yedirirler, o saçını yumuşak yapar :)