yine de her gün duş alıyorum. günlük hayatta buna alıştıktan sonra 1 gün duş almayınca kendimi çamur gibi hissediyorum.
çok nadiren yataktan neredeyse hiç çıkmadığım bir gün olursa 1 gün duş almadığım oluyor.

Gün aşırı. Saçım yağlanıyor çünkü mecburen alıyorum. Bazen her gün.

evden çalışıyorum, bazen günlerce evden çıkmadığım oluyor, istisnasız her gün duşumu alıyorum, 1 gün bile duş almasam kendimi iğrenç hissediyorum.

2 günde 1

çok sıcaklar ya da üstüste yapılan (yüzme gibi) aktiviteler, bazı yaz dönemleri falan hariç hiç bir zaman her gün duş almamış olabilirim. cildin ve saçın doğal dokusunu ve yağ dengesini kötü etkiliyor bence. sürekli evdeysem ve özel bir durum oluşmamışsa, üstüste 3 gün duş almayabilirim diyebilirim sanırım.

ihtiyaç insandan insana değişebilir diye düşünüyorum. bazı insanların gerçekten her gün duş almaya ihtiyacı da oluyor olabilir, herkesin cilt tipi, vücut yapısı falan farklı sonuçta. ama haftada bir biraz abartıymış.

hergun, cikmak cikmamak farketmez.

kokmuyorsam terlememişsem pis değilsem ve evden çıkmıyorsam ev halkı da rahatsız olmıyorsa haftada 1 ideal
çocukken de öyle değil miydi zaten?
ayrıca saçın dönem dönem kendi yağıyla yağlanması çok faydalı. azıcık de su tasarrufu olsun evde yalnızsanız her gün duş gerekli olmadığı gibi cilt ve saç için inanın sağlıklı da değil.

herhangi bir gün belirlemiyorum. saçım yağlanırsa, terlediğimi, kirlendiğimi hissedersem oluyorum. bu bazen günlük bazen de 3-4 gün arasında olabiliyor.

Kışın 2gunde 1 yazın her gün

troll cevap sanacaklar ama daha önce yaptım. 1 sene.

Ekstrem 1 durum yoksa kışın günde 1 yazın günde 2 den başlar havanın sıcaklığına göre devam eder.

Ama evden çıkmadığım gün kışın sadece şampuanlanip çıkarım. Yazın 2. Duştan itibaren sadece soğuk suya girmek şeklinde cereyan eder vs

Normal düzenimde 2 günde 1 alırım. Arka arkaya duş alacaksam da duru su ile yalnızca gereken bölgeleri sabunlayarak duş alırım.

Pandemide 3 e ve 4 e çıktığı oldu. Saçım yağlandı ama vücudum kokmaz zaten benim.

Her gün aldım/alıyorum. Aksi düşünülemez.

2-3 günde bir disari dikip cikmamaklar alakasi yok bu durumun. haftada bi ne la ilkokul ögrencisi gibi:)

2-3 günde bir.

Spor yaptığım için yine her gün. Spor yapmasam da her gün. Disiplin sağlar, işe ve hayata güzel bir başlangıç. Sağlıklı rutin çok önemli.

3 numara sacim var, evden calisiyorum ve terlemediysem 4 gunde 1 dus alabilirim evet tsk.

Pis oldugumu da zannetmiyorum yazin her gun yikanirim. Benim dus alma kriterim sac yaglanmasi ve ter kokusu. Bunlar 1 gunde olursa 1, 4 gunde olursa 4 gun sonra dus almis olurum.

Duş her gün alıyorum da saçımı 2 günde bir yıkıyorum; lisede her gün saç yıkamaktan dermatit olmuştum, doktorum çok kızmıştı. O zamandan beri her gün yıkamak yerine ara veriyorum.

majorun de majoru depresyondan muzdarip oldugum zamanlar birkac ay banyoya girmedigim oluyordu. normalim iki-uc haftada bir falandi. yillar gecti, depresyon hala devam ediyor fakat kendimi zorlayarak iki gunde bire sabitleyebildim. yani bu depresyon oyle bir sey ki adami banyoya sokmuyor cok ilginc. ha bu arada dus konseptini hic sevmedim ben. keselenerek yikaniyorum.

Ayda 1-2 defa
Arabayı her pazar

yazın terleyen biri olduğum için her gün alıyorum

kışın evden çıkmadığım dönemlerde üç dört günde bir. Evden çıktığım zamanlarda iki günde bir gibi

Son 25 yıldır kar yağmur çamur demem, yataktan bile çıkmayacaksam yine de her gün. Sadece sezeryan doğum yaptığımda ara verdim onda da mutlaka saçımı yıkayıp vücudumu sildim.

spor yapmasam 4-5 gune kadar cikardi heralde ama spor yaptigim icin aliyorum.

Her gün tabii ki. İnsan oturduğu yerde kendi kokusundan rahatsız olur, haftada bir ne demek? :D

iki günde bir, maksimum üç. Dışarı çıkınca da benzer yapıyorum zaten, yalnız bazen "sadece vücut" veya "sadece saç" yıkadığım ara günler olabiliyor.

Her gün duş alma gerekliliği hisseden ve kıyafetlerini bir kere giyip yıkayanlar ya çok terliyorlar veya çok vücut kokuları mı var nedir, bu insanlar kendinden çok iğreniyor kendilerini çok pis görüyor gibi geliyor bana.

ben her gün duş alırım. evden çıksam da çıkmasam da. duş almadan kendimi rahat hissedemiyorum.

2 günde 1 alıyorum max. çıkmak çıkmamak fark etmez.

Mobil edit:

m.trendyol.com

Bunu buldum. Uzun mesafe çalışması da önemli, tarlada cepte telefon taşımak istemiyorum. Bir de konuşma süresi ne kadar uzun o kadar iyi...


Yam.trendyol.com da bu ama sanırım orijinal xiaomi değil??

www.trendyol.com Bunu önerecektim, şubatta 160 liraya almıştım ben. Çok sık kullanmıyorum, çoğunlukla ev işi yaparken ya da dışarıda yürürken sesli kitap dinlemek için kullanıyorum ve aldığımdan beri galiba henüz bir kere şarj ettim, bataryası müthiş. (Bence aslında hiç şarj etmedim ama emin olamıyorum.) Normal konuşma sesiyle konuşurken mikrofonu yeterince iyi. Toplu taşıma gibi yerlerde kısık sesle konuşunca sesim karşıya gitmiyor, tek derdim o.

valla bence çok mantıklı. çünkü her şeye her an zam geliyor.
ben olsam şimdiden alırdım.
bu arada tebrik ederim. umarım sağlıkla kucağınıza alırsınız.

cuma gunu enflasyon aciklanacak o zaman bakarsin mantikli mi degil mi :) hem tuik hem enag rakamlarina bakacaksin ama.

kesinlikle cok mantikli. burun acma spreyi aliyordum duzenli olarak. fiyati ortalama 50 liraydi 2 gun oncesine kadar. bldun bir baktim 180 diyor. dumur oldum. 50 lira olsun 70 80 hadi 100 olsun. 180 olmus 2 gunde saka gibi :s o yuzden ben de su an birkac yil sonranin montunu filan stoklayasim geliyor esim sacmalama demese alicam gordugum her seyi :s

cok cok hayirli olsun bu arada :) saglikla kavusun <3

oncelikle tebrikler.
bebek arabasi ve oto koltugu en buyuk masraflar. fiyatlari kesin artar dovizle beraber. ucu bir arada modeller var ozellikle ilk aylar cok rahat. o koltukta hem eve gidiyor sepet gibi, hem daha sonra bebek arabasina takliyor o koltuk.

onun disinda 2-3 numara bebek bezi stogu yapardim ben. ph uymaz sorun cikarsa satilir ileride.

kiyafet ya da kuvet gibi ucuz plastik urunleri stoklamanin bence pek bir anlami yok.

Sağlıklı bir doğum nasip etsin Allah, size de bebeğe de.

Kesinlikle bez alın, ama numaralarını mantıklı alın. Yeni bebeği olmuş birinden hangi numaradan kaç paket harcadığını, hangi aylarda hangi numaralar kullandığını öğrenin.

Beşik, yatak, yastık, battaniye vs şimdiden alın.

Unisex kıyafetleri alabilirsiniz, ama abartmayın, bu konuda çok hediye gelecektir.

Ekonomik olarak cok mantikli ama insani olarak tavsiye etmem. Allah korusun aksi bu durumda o esyalar kotu seyler hatirlatabilir.
Daha cok erken bence

yılbaşından önce büyük alınacakları alın. anne yanı beşiği oto koltuğu ana kucağu bunları alın.

bence almayın henüz.
Doğum yaklaştıkça nelere ihtiyacınız olduğunu, akrabaların-tanıdıkların size neler vereceklerini daha iyi anlarsınız.
Duygusal olarak hoşunuza gidecek birkaç parça kıyafet alın elbette ama geri kalanı için bence alıyormuş gibi düşünerek altın veya dolar olarak bir hesaba koyun.

5 bin liralık bebek arabası alacaksanız mesela 5 bin liralık doları atın hesaba. Zamanı gelince o dolarla o araba yine alınır zaten. Hem belki de bu 7 ay içerisinde bir tanıdığınızdan o araba gelecek veya bir firma dev ötesi indirim yapacak.

bebek araçları gereçleri ortalama 6 ay 1 yılda işlevini kaybettiği için zibiliyon tane letgoda malzeme var.

ben doona bebek arabası
chicco anne yanı
maxi cosi ana kucagı
ikea beşik aldım yarı fiyatından daha ucuza. siz de şimdiden buradan eksikleri tamamlarsınız

Öncelikle çok tebrik ederiiim! ^_^

Birkaç gün önce dinlediğim bir haber programında tekstil ürünlerinin yeni yıldan itibaren yüze 50 civarı zamlanacağı konuşuluyordu. Şimdiden almaya başlamak mantıklı olacaktır diye tahmin ediyorum.

Tekrar tebrik ederiim! ^_^

şubatta ebebek indirimleri oluyor. her gün 1 kategoride. söyledikleri kadar olmasa da gerçek piyasa fiyatının altına oluyor o gün. ben onu bekliyorum :)

23.haftasında bir gebe olarak @michael_knight +1 diyorum ben buradakilerin aksine. Ben de geçen gün Mart'ta doğacak bebek için aynısını sordum, sizi de kesinlikle endişelendirmek istemem ama 8 hafta çok erken. 12.haftadan itibaren riskler çok azalıyor, dilerseniz 10.haftada fetal dna testini veya en azından sonrasında ikili testleri de yaptırıp, içiniz rahat ederek alırsınız bebeğin eşyalarını. Zaten araştırma yapmak gerekiyor, herkesin ihtiyaçları, gereksinimleri farklı. Birine mantıklı gelen bebek arabası diğeri için uygun olmayabilir. Bence önümuzdeki haftalarda araştırmanızı yapıp 12.haftadan itibaren almaya başlayın. Sağlıkla kucağınıza almanızı dilerim bebeğinizi :)

Kendimi yerinize koyup bir düşündüm ve parayı dolar olarak kenarı koymaya karar verdim. :)

Sağlıkla ve huzurla büyütün bebeğinizi:))

Michael knight +1
Hem çevrenizdekilerden de illa hediye bir şeyler gelecek, onlara bakar ona göre eksiklerinizi tamamlarsınız.

Kendi adıma ben bebeğimin neredeyse ilk 8 ayını arkadaşımın bebeğinin küçülen eşyaları ile geçirdim. Dev bir valiz dolusu kıyafetin içinden bebeğimin doğduğu aya göre uygun olabilecekleri seçtim(yaşadığımız yer farklı olunca mevsim farkı) ve o kıyafetleri kullandım. 7.ayında da yıkayıp ütüleyip geri gönderdim arkadaşım 2. Bebeğine hamileydi. Kısacası 1 kıyafet 3 bebek büyüttü çünkü hızla büyüyorlar, aynı kıyafeti gelecek ay giydiremiyorsun. Doğumda sadece anı olsun diye 1 hastane takımı almıştım. Battaniyeler, yelekler hırkalar, park yatak... Hep hediye geldi.
Oto koltuğu, beşik vb hep ikinci el aldım. Tertemizdi ben de öyle kullandım.

Tebrik ederim. Sağlıkla, mutlulukla alın kucağınıza...

yeni çıkacak dişe kadar el kadar bebe bir sürü bağışıklık problemi yaşayacak, mide sorunu olacak, belki daha bilmediğim başka birçok şey. hiçbir şey olmasa bile ne yediğinden tat alır ne bir şey. ağız kokusu olur, diğer çocuklar dışlar. bence napın edin ikna edin ailesini.

Çürük diş vücutta enfeksiyon kaynağıdır. Enfeksiyonun hangi organı etkileyeceğini bilemezler. Üstelik zamanı da diş fırçalama alışkanlığı edinmeyen çocuk kısa zamanda kalıcı dişlerini de çürütecektir. Aileyi ikna etmek gerek.

çok büyük bir yanlış. yeni gelecek dişler yoktan var olmuyor, onlar zaten şu an altta oluşuyor ve çıkmayı; o çürük dişleri itmeyi bekliyor. dolayısıyla yepyeni sağlıklı şeyler çıkmayacak bu durumda. görüntü iyi bile olsa sağlıksız olması çok yüksek ihtimal.

çürük dişimn enfeksiyon riskini tartışmıyorum bile. hepsini geçtim romotoid artrit gibi sinsi kemik/eklem hastalıklarını bile tetikleyebilir. ayrıca 7 yaş diş fırçalama eğitiminin edinilmesi için geç bile.

aileyi ikna edin; hatta ailenin bizzat kendisinin bir diş hekimiyle görüşmesini sağlayın.

Can decayed baby teeth affect permanent teeth?

If baby teeth develop an abscess or infection tooth development can be retarded, leading to damage to the permanent tooth below. The tongue, lips, and cheeks work together to help us speak. If baby teeth are lost prematurely, it can lead to permanent problems with pronunciation.

pedodonti bu yüzden var. onların düşündüğü gibi olsaydı ayrı bi ihtisas dalı olmazdı. bir an önce hekime görünmeliler.

Bankayı arayıp kayıp bildiriminde bulunun. Yenisini göndermeden önce bankadan bankaya değişmekle birlikte 7 gün ila 10 gün kartın hesap hareketlerini durduruyorlar. Bu arada Kıbrısta bir atm'ye gidecek zaman kazanmış olursunuz. Sonra bankayı tekrar arar kartı buldum derseniz, yine kullanıma açılır.

david burns - iyi hissetmek

Bayılacaksınız

www.idefix.com

Cinsel rollerden kasıt kadın-erkek olmak üzerine. Öfkeyi anlamlandırmak için şiddetle tavsiye ederim.

www.amazon.com.tr

balon balığını yemediğiniz sürece size zarar vermez.

Mersin'in ilçesindeyim. Balon balığı gayet de zarar verir. Geçtiğimiz yıl burada çok miktarda oldu, belediye öncülük etti, para karşılığı yakaladılar.

Annemi ısırdı, kolu 2 katı kadar şişti ve ısırılan yer simsiyah oldu. Şansımıza koparamamış.
Şu habere de bakın lütfen

www.google.com

Balon balığı gayet zararlı bir balık, özellikle deniz açıklarında, aciz düştüğünde kendi cinsine bile saldırıp yiyor.
Akdenizde (kızıldenizden geldiği içün)

Bence herkes çocuk sahibi olmamalı. Denyo denyo tipler çocuk yapıyor sonuç bu işte. Bu çocukların anneleri babaları da aynı apartmanda yaşayıp asansörde karşılaşınca iyi akşamlar diyince bön bön yüzüne bakan tiplerdir kesin.

Valla elit bir semtte yaşamıyorsanız eğer bu şekilde bir tanışma/selamlaşma olayı çocuklar arasında olmuyor pek. Genelde direkt oyuna müdahil olma şeklinde oluyor. Yani evet sizin tavriniz olması gereken şekilde ama ben çocuklar arasında hiç böyle bir diyaloğa şahit olmadım sanırım. Görece iyi bir semtteyiz yeğenimi genelde parka götürürüm ama olay genelde doğrudan oyuna girme şeklinde oluyor. Ya topu olana yanliyorlar, ya kaydirakta yarış yapıyorlar vs.

Üzücü bir durum cidden. Umarım kendi gibi çocuklar ile karşılaşır.

Tabletin icine alismislar gercek insan gorunce sasiriyorlar :)

Beş yaşında bir çocuğa göre fazla olgun ve nazik cümleler bunlar. çocuk yetiştirmekten hiç anlamam ama ben ne çocukken böyle şeyler gördüm ne de etrafımda böyle çocuklar gördüm. hem de erkek çocuğu.

Muhitle ilgili bir probleminiz de olabilir. İstanbul için örnek verecek olursam; bağcılar esenler çocuğuyla bakırköy beşiktaş kısmen bahçelievler çocukları bir değil çünkü çocuk ailenin aynası oluyor bence. Malesef bir çok aile çocuğu doğuruyor ama gelişimini takip edtmiyor sizin gibi üzerinde titremiyor hal böyle olunca sonuçlar ortada

Üzüldümmustafaya +1 ancak eskidende benzer durumlar vardı yaş gereği olan şeyler sizde bir sorun yok dünya hep böyleydi hep böyle devam edecek

pek ilgili değil ancak, dün misafirliğe gelen 5 yaşında bir misafir oradan oraya canhıraş koşarken orta sehpanın üstüne çat diye düştü. orta sehpanın birbirine çember şeklinde puntalanmış ayakları vardı. masa kırılarak katlanarak dümdüz oldu. aklımız çıktı bir şey oldu diye. baktık hiç bir şeyi yok, annesi hiç bir şey demeden aldı oğlunu içeri geldi.
mesele masanın kırılması vs. değil ancak insan bir kusura bakmayın çocuk işte eheh der. biz olsak yerlere kapaklanırız özür dilemekten. tutar sanayi sanayi gezdiririz. hiç bir şey olmamış gibi çıktı odadan. inanılmaz :)
tabi şimdi bunun yetiştirdiği çocuktan kibarlık ve naiflik ne kadar beklenebilir, siz tahayyül edin.

@dafug bakınız aslinda olmasi gereken seyler elit sayilacak bu mecrada bile tuhaf karsilanabiliyor. Bunun olgunlukla alakasi yok ki. birisinden talebin varsa bunu kibarca anlatirsin ya da sorarsin. Anladim ki gercekten cografya kaderimiz. Ve anladim ki gercekten dünya hassas insanlar icin cehennem

ailesinden ne gorurse onu gosteriyor. eminim annesine bu sekilde tanisma cumleleri kursaniz arkanizdan ehehe kibarcik diye dalga gecer.
goodyes'in yazdigi gibi yetistirmiyor, doguruyorlar.
siz yine de yolunuzdan sasmayin ama hakkini aramasini da ogretin mutlaka.

kolay gelsin

Ben ustteki arkadaslarin aksine daha elit semtlerde, beyaz yakalinin buyuttugu cocuklarda gozleniyor diye dusunuyorum o cocuklarin davranisini. Cunku ailesi demistir ki yabanciyla oynama falan, nasil ki o ebeveyn kendi arkadas grubuna birini almiyorsa kolay kolay cocugunu da oyle yetistiriyor. Ben yakin zamanda izlemistim, o yuzden saniyeli link verebiliyorum, kanadali anne de kanada'da oarkta cocuguna arkadas bulamamaktan sikayetciymis: youtu.be programin tamamini izlemenizi tavsiye ederim

Aynı yaş aynı model evlattan bende de var :) parka girer girmez kaydırağa tırmanırken benim adım Ali diye kendini tanıtır. Daha karşılık veren olmadı.
Yolda giderken gördüğü insanlara selam verir, bakkalda markette konuşmaya başlarken kendisini tanıtır meramını sonra anlatır, kolay gelsin der, iyi çalışmalar diler... Büyüklerden de selamını alan çok az insan var. Sadece çocuklar değil, büyükler de selamlaşmayı, bir merhabayı bilmiyor maalesef...

Bizim apartmandaki hodukler de boyle. Ogretmen bunlar ustelik. Cocugunuz 6 yasina gelince tegv egitim parkina goturun. Pandemi nedeniyle online etkinlikler de var. Sizin gibi saygili ailelerin, saygili cocuklari var.

Yurtdışında tanimadigin insana selam veriyorsun, medeniyet ne guzel.

Buna bende çok rastlıyorum. Hanzo insanların hanzo çocukları. semtten semte fark ediyor. ona eminim ama çayyolunda büyüyen yetişen iki kardeşiz biz. kardeşim şimdi 21 yaşında gerçi ama anaokulunda iri kıyım bir çocuk kardeşime salça olmuştu. ki kardeşim de o kadar minnoştur ki aliye'deki arda gibi falan. her neyse hanzo çocuğun anasıyla anaokulu öğretmeni arkadaşmış olan benim kardeşime oldu. tabi annem hepsinin üstesinden geldi, şikayet etti kardeşimi başka okula aldı. ama nedense o zamanda beri çocuk okullardan nefret etti hep. neyseki besyocu oldu da zevk alıyor artık okumaktan.

demem o ki hep var böyle hanzo ailelerin hanzo çocukları. her dönem var, eğitim, zenginlik, iyi semt vs fark etmiyor. o yüzden sallamayın zamanla herkes kendisi gibi insanları buluyor. mustafaya da kıyamam yerim onu ben.

Merhaba,
Kendi denginiz bir muhitte kalırsanız böyle şeylerle daha az karşılaşırsınız
Bunların haricinde, çocuklar kendi aralarında olası kabalıklara, hilelere vs alışmalılar yani min düzeyde deneyimlemeli bunları. Yarın öbür gün o çocuklar büyüyecek çevrede böyle insanların olduğunu bilmeli mustafa
Ayrıca 5 yıl önce doğan çocuğa neden mustafa adını verdiniz abi yaa :D
Neyse, önerim bi takım sporuyla vs veya sanatsal bişeyle ilgilensin minik. Kreş falan derken daha da iyi olur.

Haklısınz tabi ama fazla da steril yetiştirmemek lazım çocuğu. Hayatı boyunca böyle insanlarla muhattap olacak.

İnsanlar çocuklarını özgüvensiz yetiştiriyor, bizim toplumda atılgan davranışlar pek onaylanmaz çekingen davranışlar aferin alır. Çocuğu özgüvenli şekilde yetiştirmeyince de kendini ifade etmede güçlük yaşıyorlar. Ya suskun kalarak ya da agresif davranarak kendilerini ifade ediyorlar. Bunun haricinde insanlar televizyondan oradan buradan duyduğu kötü haberler yüzünden çocukların dışarıdaki tüm insanları tehlikeli olarak etiketlemesine neden oluyor. Bu gibi nedenlerle çocuklar sosyal iletişimde zorluklar yaşıyor.

hissettiklerinizi anlıyorum. benim ufaklık da böyle şeyler yaşarsa fazla müdahil olmamaya ve durumu dramatize etmemeye çalışıyorum. çünkü gerçek hayat da tam olarak böyle olacak. büyüyünce her istediği olmayacak reddedilecek vs. bunlara ne kadar erken alışır normalleştirir ve takılmazsa o kadar iyi. semtin elitliği ile de alakası yok. artık her seviyeden çocuk kaba ve saldırgan olabiliyor. elitler daha bile fazla kaba olabilir yukarıdaki arkadaşın dediği gibi

30 yaşındayım, çocukken ne kadar çok kişi oynarsak o kadar iyi olur diye düşünüyordum. Sabah mahalledeki herkes toplanır, sokakta oynardık. Doğrusu budur. "Sen oynama, sen git", vb bunlar ilkel insan davranışı.

Çocukları yanlış yetiştirmişler, sizin çocukta sorun yok. Çocuğum olmadığı için daha ayrıntılı yorum yapamayacağım malesef.

izmirdeymişsiniz istanbul olsa mustafa ile oğlum tanışsın isterdim. Benim oğlum da inince arabaya bile by by yapar 2 yaşında. Abi abla hemen gördüğü çocuğa selam verir oynamak ister kimi oynar kimi kaçar. Tersleyenler felan oluyor..
Yapacak şey yok her kesimden var böyle insanlar büyüdükçe daha beterlerini görecekleri için hiç dramatize etmeden oyununa devam etmesini sağlıyorum ben.

Volfied?

Volfied +1 minik bir kurtçukla bulunduğunuz alanı yedikçe kurt büyüyor, %80ini yiyince diğer levele geçiyorsunuz?

Volfied değil maalesef.

Yasal denir mi bilemiyorum ama kanuni ve uygulamadaki bir boşluktan faydalanma söz konusu denilebilir.

Malum yurtdışından gelen kaçak telefonlar var. Kaçak dense de diğer meşhur teknoloji mağazalarında satılanlarla tamamen birebir aynı telefonlar. Sadece resmiyeti, garantisi yok ve daha uygun fiyatlı oluyorlar. Kayıtsız olduklarından diğer eski telefon imeileri bu telefonlara çeşitli yazılımlarla kayıt ediliyor telefon da bir anlamda kaçak değil yerli ve yasal olmuş oluyor.
Şu an kaçak telefonlar için IMEI kaydı 100 TL seviyelerinde eskiden 20 TL kadardı. Ama aynı IMEI başka telefon için kullanılırsa bir önceki IMEI çalınan telefona az bir süre sonra btk'dan kapanacağı mesajı gelir. Bu da nadiren oluyor zaten.
Bir çok telefon yıllarca sorunsuz olarak kullanılabiliyor.

Seylan çayının kaçak olması ya da bir arabanın kaçak olarak yurda girmesi nasıl ki alıcı için malın orjinalliği için şüphe nedeni değilse telefonlardaki durum da bu.
Xiaomi bile ülkemizde yavaş yavaş bile böyle tanındı.

Geçici IMEI kaydı olayını ise hiç duymadım.

Geçici imei kaydını bilmiyorum ama ocak ayında xiaomi Türkiye garantili aldığım note8 telefon 1 ay sonra imei klonlandığı gerekçesiyle kapandı. Para iadesi aldım :/

Rengini çok beğendim. Zaten 169 liraya ayakkabı bulmuşsun abi, yapıştır her türlü.

rengi güzel.
ayakkabı da gayet iyi.

ayrıca plutongezegendegilmi +1

yalan yok, fiyatları aynı olsa siyah beyaz dövermiş ama fiyattan dolayı gri medeni şekilde konuşarak haddini bildirmiş.

Rengi çok güzel.
Fiyat aşırı aşırı iyi ben bu fiyata trendyoldan adı sanı belli olmayan birkaç ay sonra patlayacak ayakkabı alıyorum.

Güle güle kullanın.

ben de beğendim.güzel. rengi falan hoşmuş. kot altına mis gibi.

çok güzel güle güle giy. fiyat da çok iyi, o paraya pazardan ayakkabı almak istesen zor bulursun herhalde.

Çok güzelmiş. Güle güle kullanın...

Güzelmiş. Ama adidas numaraları küçük kalıp oluyor genelde, normalde 42 giyen ben Adidas'da 42,5 veya 43 giyiyorum.

1-2 cevap:hayır.

nö :)

Hayır tabi ki. Eğer bacak göstermekle ilgili probleminiz varsa ya uzun elbise ya da pantolon giyin.

niye giyilmesin çok şukela olur.

nope

Asla

Yanarsın.

Bilimsel bir cevabım yok ama mantıken hayır. Hastanelik olacaksa aşı yapmazlar zaten. En başta 65 yaş üzerine yaşı yapıldı Türkiye'de. Şu ana kadar "aşıdan sonra hastanelik oldu" gibi bir şey duymadık. Tabii böyle bir şey olsa haberini yapmazlar millet korkmasın diye ama zaten hastanelik edecek olsa WHO da acil kullanım onayı vermezdi. Kaldı ki bu aşıyı ABD'de 80 milyona yakın insana yaptılar. Oradan da benzer bir haber gelmedi. ABD bizim gibi değil. Bu tarz şeyler haber olur hemen.

edit: Burada 65 yaş üzerinin esprisi en çok olumsuz etkilenen yaş grubu 65 üzeri olduğu için hastanelik edecek olsa o yaş grubunda mutlaka yoğun olarak görürdük.

@himmet dayı
Annemin bir arkadaşı (küçüklükten beri tanıdığım bir kadındır kendisi) aşı sonrası fenalaşmış. Annem, kadın yüzünden aşı olmayı reddediyor hatta. Beyin kanaması riski oluşmuş fakat olmadığı için atlatmış. Kendisi 65 yaş üstünde. Hastanelikten kastım esasen nadir görülen yan etkiler dahi olsa yatağa düşme durumunu kastetmiştim.

Penisilin, polen, arı, kedi, köpek,kuş alerjim var. Direkt tıkanıyor, hatta bayılıyorum. Çiğ yumurta akına alerjim olduğunu sorbe yiyip de hastaneye kaldırılınca anladık.
Yumurta kültüründe üretilen aşılara alerjim olduğunu da kuduz aşımın ilk dozunda keşfettik.

Buna rağmen biontech oldum. Gidince damaryolu açıp hazır beklettiler. Hiç bir şey olmadı bir tek ertesi gün kolumda bir ağırlık hissi vardı. 24 saat dolmadan da geçti gitti...

Mobil edit: alerjik astım hastasıyım. Geçmiş yıllarda domuz gribi geçirip dünyayı tersten görmüşlüğüm var. Dilerim corona olmam, sağlam çıkabileceğini zannetmiyorum çünkü.

Bu soru benim de aklima geldi. Zira, bir haberde, "vucut aşıya ne kadar cok tepki verirse aşının o kadar koruyucu" oldugunun dogru olmadigini. Asiya asiri tepki veren kisilerin ise gucsuz kisiler olabilecegi soyleniyordu.

Cevremde, hastaligi agir geciren bir kisinin, iyilestikten bir yil sonra oldugu asida yine kotu olmasi, hastaligi hafif gecirene bir sey olmamasi bana da bu soruyu sordurttu (tabii ki 2 vakadan analiz yapmak sacma ama :). Yani "acaba asi bana dokunmadiysa hastaligi da hafif mi atlatir(d)im?" dedim ama sanirim boyle degil. Hastaligi geciren kisinin asiya asiri tepki vermesinin bilimsel basit bir aciklamasi olabilir. Kaldi ki asiya en az yan etki 70 yas ve uzerinde goruluyor deniliyor. Halbuki hastaliga en kotu tepki verenler onlar.

"Prof. Riley bunun nedeniyle ilgili olarak ise, "Bağışıklık sistemlerimizde muazzam bir genetik çeşitlilik var. Fark buradan kaynaklanıyor. Bu çeşitlilik, bazı insanların bağışıklık sistemlerinin daha 'ateşli' çalışmasına ve daha agresif tepki vermesine neden oluyor" diyor.

Riley, "Senin gibi şiddetli grip benzeri belirtiler görülen insanlar olup bitene aşırı tepki veriyor. Sen de soğuk algınlığı ya da grip geçirdiği zaman çok kötü hasta olduğunu düşünen insanlardan biri olabilirsin. Yanlış anlama sana nanemollasın demiyorum ama onlardan biri olabilirsin" diye anlatıyor.

Yan etki olasılığını hafif de olsa artıran başka bir etken de daha önceden koronavirüs enfeksiyonu geçirilmiş olması. Bu da aşı sonrası inanılmaz derecede güçlü bir bağışıklık yanıtını tetikliyor."

www.bbc.com

Tek bir vaka Bi anlam ifade eder mi bilmiyorum ama corona geçirdim Aralık ayında ağrılı vs ancak hastanelik olmadım. Bi kaç hafta önce aşı oldum ve yaşadığım ağrı coronadan beterdi

""Yaşın ne kadar çoksa yan etkiler o kadar az olur. 70 yaşın üstündekilerde hemen hemen hiç yan etki görülmez."

Ama aynı yaştaki iki kişinin tamamen farklı tepkiler vermesi de olası."

ben randevuyla gittim randevuda aşı odası 2 yazıyodu uzun bi koridora girdim aşı odası 2 nerde ya dedim hemşire ensemden tutup bi odaya fırlattı farketmez gir birine diye randevu falan bakılıyo mu anlamadım içerde tckimlik sordular sadece bi kağıda imza atıp vurdular 10 saniye sürdü. patır patır aşı vuruyolar, kalabalıktı ama kalabalık 10 saniyede aşı olan 20 kişi gözetimde yarım saat bekleyin dedikleri için kalabalıktı bence :D
telefonla bişeye bakıyorlar aşı hakkı olmayanlara yapacaklarını sanmıyorum

aşı hakkın yoksa yapmazlar.

randevuya bakmıyorlar ama adını sisteme giriyorlar. aşı hakkın yoksa belli olur.

kimlik numarasıyla işlem yapılıyor aşıdan önce. randevu olmasa bile hakkı olup olmadığı orada anlaşılıyor yani. o kadar da karambol bir ortam değil.

Gss yok, işsizim ama yaşım sebebiyle aşı hakkım açıldı. Sağlık ocağına gittim, sistemde alerjim göründüğü için yapamadılar, hastaneden randevu alıp gidip aşımı oldum.

Markanın algısı yüzünden olabilir. Kronik sorunu bol diyor insanlar genelde. Özellikle elektrik aksamında.

Bu örnek ilan için konuşursak araba kiralıktan çıkma. İyice kontrol edip almak daha iyi olur.

önceki kasalarında şanzıman hayattan soğutur diyorlar ama sizin örnekteki eat tam otomatik şanzıman iyiymiş diye duydum, benim de radarımda olan bir araç, alınacaksa bose ses sistemli allure paket almak lazım yalnız, çok araştırmıştım, segmentine göre en iyi f/p araç bunlar bence. ama sürmedim hiç sadece kağıt üstünde öyle düşünüyorum, süren birinin yorumu şart.

Aynı aksam motor 2015 model 2008 sıfır aldim. 6 senedir sadece bakıma götürüyorum. Sizin baktığınız eat6 ise cok daha iyi bir şanzımanli versiyon. Peugeot'un elektrik aksami sorunlari 2000lerin başında kaldı. Hem motor hem şanzıman sorunsuz. intercityden kiralık kullanılmış arac alma ama. Türkiye'de bazı d segmentler tutmuyor, 508 talisman vs gibi. Passat algisini yikmak imkansız. Temiz 508 bulursanız da alıcısı olur. Yenisi de gayet tuttu pek de güzel. Bu da size f/p oranıyla fayda saglar benim de aklımda var araştırdım bayağı kullananlardan görüş aldım bakimini yaparsaniz sıkıntısız araçlar. 250k parayi b segmente baymaktansa bu tarz arac almak cok daha komforludur.

Klasik olarak elektrik sorunlu. Ama 3 Alman dışında kullandığım en rahat/konforlu araçtı.

santiyede 2012'si var muadillerine gore dusuktu fiyati 90.000 tl falandi superbler 120-110 civariydi biz alirken.
ben motoruna bakip aldirmistim. 600/700.000 i gorur diye. alali da sanirsam 5 sene oldu. herkes peugeot alinmaz diyordu.
valla arabadan o kadar memnunuz ki anlatamam su anda da km 550.000 falan. daha anahtar degmedi. masallah diyoruz arkadaslar masallah.
cekinmeden alabilirsiniz temiz olmasi sartiyla. evet sanzimani biraz hissettiriyor ama onemli degil alisiyor insan.

dolu paketse alınır gayet güzel araba. tabi eat şanzıman olanlardan bahsediyorum. eksilerine gelince motor o kasaya biraz güçsüz kalıyor ve yakıt tüketimi bir tık yüksek.

Soruya ben de karışayım

2017 model, kiralıktan çıkma bir araba nasıl 32bin kilometrede oluyor?

@balik kraker Kurumsal kiralama yapıyor intercity çoğunlukla. D sınıfı bir aracı da muhtemelen direktör seviyesinde biri kullanmıştır. 4 yıllığına araç sıfırken kiraladılar diyelim, normal işe gidip gelen biri için.

Eskilerden Vivian Maier, John Vachon, Elliott Erwitt ve Marc Riboud; yenilerden Michael Sidofsky geldi aklıma öncelikle. Özellikle Marc'ın İstanbul fotoğraflarına göz gezdirmenizi tavsiye ederim, beni garip bir şekilde fazlasıyla hüzünlendiriyor.

polaroid kidd diye bilinen mike brodie nin amerikada trenlerde seyahat eden yaşayan hobo denilen işçilerin fotoğraflarını çektiği seri hoşuma gidiyor

Erdal kınacı

elsa bleda

Robert Mapplethorpe

suzan pektaş, serkan tekin, emin özmen, özge elif kızıl, mustafa bilge satkın, ilker karaman, sevil alkan, melike çetin, kağan baştimar, engin güneysu, haluk safi.
bunlar sokak ve haber fotoğrafçılığı konusunda ülkenin kıymetli ama kıymeti pek bilinmeyen isimleri bana göre.

yabancı sayacaksak julie hrudova, patrick florian, stephen leslie, alison guzman, masoud mirzaei, sebastien serrato ilk aklıma gelenler.

edit: elsa bleda'ya +1 vermeden geçemedim.

Rarindra prekarsa

Man Ray <3
Misha Gordin, geçen yıl ölen, çok da tanınmayan bir fotoğrafçı ama bayılıyorum çalışmalarına.

Gregory Maiofis

Sebastiao Salgado, Ansel Adams, Martin Parr

youtu.be
Telefon seçimi için tek tavsiyem.

2200 liraya telefon kalmadı, orta segment telefonlar şu an 3500-4000 lira fotoğraf kaliteleri gündüz yeterli ışıkta gayet iyi, gece performansları da eh iş görür ama çok iyi değil, gece için 6000+ yı gözden çıkarmalı

@freebird, şu anki şartlar altında daha fazla ayıramıyorum maalesef.

Mobil edit:tcl telefon hakkında ne düşünüyorsunuz? Tcl 10L bütçemin üstünde ama daha az hafıza seçeneği varsa beğendim ben?

Galaxy a52 aldım çok memnunum ama 4000 liraydı (3890 mı ne öyle bişeydi).

@Erva bu işten anlıyor o görse keşke bu duyuruyu.

Ben şarabın yanında cips - çerez ve peynir arıyorum
Başka bir gereklilik yok
Belki 1-2 çeşit mevsim meyvası da olabilir

- Şarküteri tabağı olsun mutlaka, güzel birkaç peynir, kuru et, belki kuru incir/kayısı vs. (Eski kaşar, emmental, gouda gibi olgun peynirler daha güzel gider)
- Kestaneyi de yakıştırıyorum şarap yanına ben, fırında ya da tavada kestane pişirip koyabilirsiniz.
- Galeta ya da milföy çubukları gibi ufak ekmeğimsiler. (mutfaksirlari.com)
- Yemek olarak çok yormayacak bir makarna olabilir. Carbonara kırmızı şarapla güzel gidiyor. (Domuz olmazsa dana fümeyle yapan tarifler var.)

Bonus: Şıra?

Ne kadar uzman bir şarap üreticisi olduğunu bilmiyorum o yüzden ortalama bir ev yapımı şarabı baz alarak tavsiye vermem gerekirse eğer ; peynir veya peynirle yapılmış bir meze olabilir, ağır olmayan bir çikolata, beyaz leblebi, mevsim meyveleri ama çok çeşide gerek yok bence sonuçta vodka içmiyorsunuz. Alkol almayacak arkadaş için aromalı gazozlardan biri olabilir mesela Uludağ'ın zencefilli gazozu farklılık yapabilir. Afiyet olsun şimdiden.

ana yemek olarak makarna yada pızza. sonra guzel cesıt cesıt peynırler ve sarkuterı bacon, italyan salamı, kuru yada fume et.. sonra yanına kuru meyveler ve yemısler, ayrı bi tabakta yas meyveler, galetalalar krakerler.. ayy en bi sevdiğim afiyet olsun yarasın.

Aklıma geldikçe ekliyorum.
- Çavdar ekmeği, ekşi mayalı ekmek gibi dolgun bir ekmek
- Şarküteri tabağına peynirlere yakışacak 1-2 çeşit reçel, acı biber reçeli çok güzel gider mesela
- Yine şarküteri tabağına badem, ceviz vs
- Mantarlı bir şeyler de olur bak. Mantarlı makarna ya da tereyağında sarımsakla sotelenmiş mantar
- Kestanenin yanına çilek, onu unuttum
- Bitter çikolata

kestane balı desem çok mu saçma kaçar acaba. çok çok ufak şekilde ekşi mayalı ekmekle benim çok hoşuma gidiyor. zaten her şey söylenmiş :D
kişiye özel edit: kahvaltı eder gibi değil :D kadeh başına iki kez minik ölçülerde

Kirmizi sarap ama nasil kirmizi sarap? Meyvemsi ve tanneni dusuk ise, Gamay (Beaujolais) ile yemek eslestirmesi diye aratin. Tanneni saglam ise, güclü yemegi de kaldirir.

Kirmizi sarap ile peynir tabagi eslestirmek cok zor istir. Genellikle kotu eslestirme yapilir.

Pizza, genel olarak domates sosu baskin yiyecekler, meyvemsi taze sarapla genelde iyi eslesmez. Biraz daha topraksilik ister.

Nasil sarap oldugunu soylerseniz eslestirme yapariz.

Hic sasmayacak olan elbette iyi bir grissinidir. Italya´da sarap tadimlarinda hep olur. Cünkü sarabi ortmez, baskilamaz, bir agzi temizler ve yeni yuduma hazirlar. Ac olanin da acligini bastirir.

Fırında ekmek içinde brie olabilir belki: goodcheapeats.com

A101 de görmüştüm. Akmina'nın litrelik meyveli sodası var. Ben kırmızı meyveler olanı alıyorum şarap gibi görünüyor. İçmeyen arkadaşa alternatif olabilir. Ya da bim'dw satılan meyveli sodalar...

usta senin olayın kalın tabanlı çelik tencere o zaman. evin büyük değilse, havalandırman iyi değilse ve uğraşmayı sevmiyorsan zulüm.

elde de temizleniyor. aha bak şundan al: www.okcukardesler.com sonra tuz dök biraz. bununla ovala. su geçir üstünden. sonra bu işler için kaba dokulu bir iki tane bezin olsun onunla güzelce içini dışını sil. sonra ocakta iyice kuruyana ısıt. sonra biraz zeytinyağı dök. normal bir tava için bir iki çay kaşığı bile yeter. bezle ovala her yerini. bu kadar.

Staub marka bir tencere kullanıyorum, aroma kapak dediklerinden aşırı memnunum öneririm. Mantarlı ristto tarzı bir karabuğday pilav yaptım mesela, başka tencerelerde defalarca denemişimdir hiç bu kadar sulu ve güzel pişmemişti. Sıcak şarap yaptım daha önce hiç bu kadar övgü almamıştı. Buharın yemeğe geri dönmesi efsane bir şey. Şu aşağıdaki indirimde bu ara, yine de pahalılar evet ama değiyor. Temizlik de bana sorarsanız çelik tencereden kolay(wmf'in comagrenlerinden kullanıyorum çelikte)

www.enplus.com.tr

Dökme demir tencerede yemeği özellikle fırında denerseniz olumlu sonuç alınıyor. Tencerenin heryeri eşit ısındığı için pamuk gibi yemek oluyor tavsiye ederim. Tavada ise et mühürleme çok iyi. Ama eti koymadan önce bol ateşte 15 dkka ısıtmaya dikkat edin.

birçok şekil ya da tarz peşinde insan olduğu için bir şeyler mutlaka popüler oluyor. gerçekten iyi kullanananı da vardır bu tür şeylerin ve yapılan yemeğin lezzetine gerçekten olumlu etkisi vardır ama siz kullanmak istemiyorsanız istemiyorsunuzdur yani çok da şeyapmamak lazım. şrt değil bence bunları değerlendirmeye almak ve evet bence insanlar biraz abartabiliyorlar. "insanlar" dediğimiz de dünyada yaşayan 8 milyar insan içinde sosyal mecraların hayatımıza taşıdığı küçücük bir örneklem.

sizin tecrübelerinizde bir sorun olduğunu düşünmüyorum. kalın tabanlı güzel birkaç çelik tencere iyidir, tertemiz.

Yillardir le creuset kullanirim. Ben seviyorum onda pisen yemegi. İci emaye kaplama oldugu icin (ham demir degil tencerelerin bir cogu) bulasik bakinesine giriyor, celik kadar zor temizlenmiyor. Yemek yansa da icinde biraz sicak su bekletince sungerle bile temizleniyor. İsiyi ve buhari iceride tutugu icin daha lezzetli oluyor yemekler. Firinda yuksek sicakliga dayaniyor, dusuk isida yapilan zeytinyağlı cok leziz oluyor.
İci beyaz oldugu icin le creuset tercih ediyorum ben.

Ben de eskiden staub kullanıyordum. Bakımı demir döküme göre daha kolay kaplama olduğu için ve kesinlikle çok lezzetli oluyor pişen yemekler.

Tencere klasmanında iyi bir çelik tencere dışında döküm tencere de şart bence ama bazı aşçıların bakır tencerelere de özel bir önem verdiğini de unutmamak lazım ama hiç bakır olayına girmedigim için ona yorum yapamam.

Almayı düşünenler için dikkate almaları gereken birkaç husus var:

öncelikle hangi amaçlarla kullanacağınıza karar vermelisiniz. Amaç sote tarzı dah çok parçalı et ve zeytinyağli yemekler ise sığ olanları, bütün tavuk hindi ya da büyük ölçekli sulu yemekler ise geniş ve yüksek olanları tercih edilmeli.

İkinci husus ise, emaye kaplı mi yoksa ham döküm mü olacağı? Pratik olsun diyorsaniz Piyasada çoğunluğu zaten emaye kaplı olanlardan tercih edeceksiniz ve görece daha az zahmet çekeceksiniz. Yok ben en dogalini alıp seasoning gibi işlemleri ile de ilgilenip evladiyelik evlatlarıma bırakacağım anısı olacak vs. Derseniz ham döküm tercih edeceksiniz. Bir de emaye kaplı olmayıp pre-seasoning işlemi ile size gelen ürünler olabiliyor ( Ikea vardagen serisinde var mesela ben şimdi bunu düşünüyorum almayı).

Evet ağır, evet temizliği daha hassas ve makineye girmiyor (emaye kaplı olanları ara da atabilirsiniz gerçi) ve yer lazım bunlara. Tava tencere tepsi ve sahan klasmaninda Demir döküm ekipmanlara sahip birisi olarak yemeklere olumlu anlamda etkisi olduğunu düşünenlerdenim. Türkiye de bu konuda ayrıntılı çalışan ham döküm anlamında dökümcü baba var, merak edenler videolarına bakabilir. Yok bana emaye olsun fiyatı da uygun olsun derseniz kafa karıştırmadan lava markasından yürüyün derim.

Daha çok alt başlık var bence aslinda bu mutfak gereçleri ile ilgili merak eden mesaj atıp sorabilir yoksa bu soruya bu kadarı yeterlidir diye düşünüyorum.

Olur olur
Senden iyisini mi bulacaklar.
Tebrikler. Hayırlı olsun Yeni işin

Hayırlısı olsun
Yalnız gördüğüm kadarıyla çok heyecanlısın.
"Ulan nolcak, olursa olur olmazsa olmaz" dersen her şey daha kolay olur. Gerilme, heyecan yapma, bir an önce uyu ve bu gibi şeyleri, başarıya ulaşınca paylaş. (Göz var nazar var)

rahat ol, online gorusme kolay is. onceden linke girip, gerekirse uygulamayi indirip mikrofon, kamera ayarlarini yap. muhtemeln iyi insanlarla goruseceksin, herhangi bir durumda anlayis gostereceklerdir, stres yok. umarim isi alirsin. :)

Fırsat tanrısı seninle olsun şimdiden hayırlı olsun

Evde sessizlik, önceden ayarlanmış kamera mikrofon program VS...başka bir şeye ihtiyacınız yok. Dilerim gönlünüze ve hayrınıza olsun her şey. Güzel haberlerinizi bekliyoruz.

Alacaksınız o işi, başarılar ^^

umarim tam istediginiz gibi ilerler her sey. bol sans! :)

Konuya sonradan iliştim, görmezsin muhtemelen ama bol şans :) Gönlünden geçirdiğin şey gelsin seni bulsun :)

Başarılar diliyorum. Sakin ol yeterli (;
Bizi de bilgilendirmeyi unutma neticeden.

Bol bol şans diliyorum!

Ay bol şans!

Ee nasıl geçti

mi band 4 ya da 5 alabilirsin. ikisi de istediklerini yapıyor.

Farkı nedir peki iki modelin?

akıllı saatlerde saatin üzerinde konuşma gibi fonksiyonlar var, ekran büyük, bazısında dahili gps var ve genelde pili daha az gider.

bilekliğin olayı aslında fitness tracker, uyku tabibi ve bazı notifikasyonları görebilmen. ekranı ufak ve pil daha uzun gider.

mi band 3,4,5 kullanmis biri olarak soyleyeyim arada cok buyuk fark yok ama 5 daha hassas. 20 gun gidiyor sarji ki her dakika nabiz olcmeye ayarladim.

bildirimler istersen geliyor, ben istemiyorum sahsen kapattim onu.

arama geldiginde haberin oluyor ki bence bu cok iyi. telefon odamda ben icerdeyken caldiginda yakaladigim oldu bu sayede.

bluetooth kulaklik tanimaz ama tanimasina niye gerek var anlamadim. bluetooth kulakligi kendi ustunden kontrol edersiniz. kulaklik tanisin telefonu almadan kosuya cikayim saatten muzik dinleyeyim istiyorsaniz butceyi artirmaniz gerekir (bunun disinda cidden gereksiz)

ha bu arada lazimsa mi band ustunden muzigi ileri geri yapabiliyorsunuz (en azindan 5 ile) fotograf cekme de var. teelfonu uzaga koyup kendinizi saatten cekebilirsiniz hehe

(bkz: epoksi)

yapistirmayla falan ugrasma, motorun titresiminden tekrar catlar. harcadigin vakte degmez.sonucta alacagin yapistirici da 10tl olmayacak. parca 100 degil 1000 olsa plastik kaynagi yapilir ama 100tl'den ne kadar kar edeceksin? yenisini al ugrasma hic.

Dyson sürseniz?

valla çamurluğu 100 liraya veriyorlarsa bedava. marka model ne?

Düzgün çekebilirsiniz , Silikon işinizi çözer.

Çamurluğu sök, arkasını çevir ve temizle.

Bir sürü zımba teli, hatta biraz daha kalın cam çivisi filan edin. Bir sürü dediğim, kırığın boyutuna uygun olacak sayıda.

Bir de havyan olmalı tabi, hani lehim yaptığımız alet.

Kırığı birbirine yanaştır, geçici olarak koli bandıyla filan tutturabilirsin mesela. Sonra bu çivi veya benzeri ince demir parçalarını çatlak/kırık yüzeye dikine diz ve havya ile ısıt.

Bu çiviler ya da teller ısındıkça plastiğe batacak, sabırlı ol yavaş yavaş ısınsın ve plastiğe eritip batsın.

Böyle böyle yeteri kadar dikiş at, sonra havya ile bu dikişlerin üzerinde biraz gez ve çevresinden malzeme eritip bu tellerin üzerini kapat.

vicks olmasın o?

Terramycin hiç kokulu olmadı? Bengayla karıştırmış olabilir misiniz?

terramycin gözlere de sürülüyor. mentollü olsa yakardı. hep şimdiki gibiydi. formülü değişmedi zaten.

Benim aklımda da sarı kötü kokulu bir krem olarak kalmış. Çocuklığumun kabusu gibi

Sifir tecrübeyle basladim, bugün ücüncü girisimde aldim. Tavsiyem parkura cok hakim olmaniz ve sakin kalmaniz bir sekilde...

2.de aldım sıfırdım.

Tek seferde aldım. Arabayı sürmekten ziyade parkuru ezberledim.

sıfır tecrübeyle girip tek seferde aldım

Sifir tecrube, 3. Giris.

sıfır tecrübe, ilk seferde aldım.

2019. Sifir tecrube- ilk sefer

sıfır tecrübe, ilk sefer.

edit:
sadece başlığı okumuşum.
2014 öncesi, manuel-otomatik ayrımı yokken standart manuel vitesle sınava girmiştim.

Hiç altyapım yoktu. 2. Denemede geçtim..

Sıfır tecrübe - 2.seferde.
İmkanınız varsa parkuru kendiniz de çalışın gece boş saatinde.

Ben 1.de kaldım, 2.de bir arkadaşım sınavdan önceki gece 1de beni götürdü, 2 kere kendim gittim. (yanımda oturdu) ertesi gün kendimi daha sakin hissediyordum, sınavı geçtim.
İlkinde stop ettirdiğim için kalmıştım. O zaman da sakindim ama başka bir arabayla kendim gidince daha hakim hissettim.

Sıfır tecrübe, ilk girişimde kendi arabamla giderek aldım.

Kardeşim Manuel’den ilk seferde aldı, sıfır tecrübe
Ben Otomatikten üçüncüde aldım, sıfır tecrübe.

Tamamen şahısın kendisiyle alakalı. Ben genel olarak beceriksiz ve sakar bir insanım. Hoca bana inanamadı. Yola çıkamıyorum. Kardeşim de aldığı gibi yollara düştü, uzun yola çıktı.

Sıfır tecrübeyle başladım, ilk girişte geçtim. Ama kurstan 22 saat direksiyon dersi almıştım. Sakin ol yeter, heyecanlanma. Sinyalleri unutma. Durunca kalkarken vitesi 1'e almayı da unutma, 1'e alıyorum diye 3'e alma. Rahat ol. Ben geçtiysem herkes geçer. İyi şanslar.

sınav zorlaşmadı, inanılmaz basit. düz yolda gidiyorsun, geri geri gidiyorsun, yokuşta kalkış yapıp bir de paralel park yapıyorsun. bunlar zor geliyorsa ehliyet almayın abi lütfen.

tavsiye: trafiğe kapalı alanda bol bol sürüş yapın.

2017'de 10 ders kurs ve sıfır altyapıyla ilk seferde aldım. Bir kez stop ettim normalde hiç etmediğim yerde (yokuşta kalkış), arabanın aküsü bitti ve çalışmadı, kurs eğitmeni geldi, arabayı çalıştırdı bana geri verdi ve devam edip bitirdim. Önceki sınavlarda tek stopta kalınıyormuş ama bizim sınavda ikinci şans vermeye başlamışlar. O sayede ilkinde aldım.

Ama sınavdan sonra bir daha araba kullanmadım. Kurs çok dandikti, tamamen sınav geçmeye yönelik anlatmıştı. Paralel parkın asıl mantığını bir kere bile anlatmadı. Tüm kurs boyunca arabanın sağ arka tekerinin üstüne bi lamba yapıştırıp aynadan o lambanın kaldırım hizasına gelmesine göre kılavuz alarak park ettik. Sınavda müfettiş lambayı çıkardı ama kafamda canlandırıp geçtim. Yoksa normalde paralel parkta ne yapmam gerektiğini bi kere bile anlatmadı kurs.

sıfır tecrübe ilk girişte- 2020. Anahtar nokta, kurs ve hocanın iyi olması. Parkur zaten ezber.

Sıfır tecrübe ilk girişte b ehliyet, 2. Girişte tır ehliyeti aldım...

2015te kursun verdiği 9 10 saat ders dışında hiçbir tecrübem olmadan girdim ilk seferde aldım.

Tekrar ekleme olsun diye yazıyorum. Kardeşim 2019 martta ben 2019 eylülde aldım ehliyeti sınav aşırı zordu bana kalırsa. Ankara incek’te girdim sınava. Üçüncüde geçtiğimi yukarıda demiştim zaten, iki sefer de sinyal vermediğim için elendim. Parkta iyiydim çünkü hoca bandı görünce tam sağ yap işte kapı koluyla duba aynı hizaya gelince direksiyonu düzelt gibi şeyleri ezberletti ve geçtim. Paralel park ve l park bu şekilde çok kolay. Bir de komisyon çok önemli. Hatta aşırı önemli öyle diyim.

Sabahları ağzı kokmayan var mı? Herkesin kokuyordur, bir şeyler yemeden de geçmez o koku.

yatmandan once agiz gargarasi yap mentollu, alkolsuz olandan kullanmak lazim.
sabah mis gibi kalkiyorsun.

Aksamlari yatmadan dis ipi, sonra fircalama. Tam yatmadan önce de gargara(agiz calkalanmaz gargara sonrasi)
Bir de cok gec yemeyin. Ne zaman tok yatsam agzimda tadla uyanirim.

sabahki ağız kokusu ya diş çürüğü ya sigara kullanımı ya da mide rahatsızlığındandır. bunları bir araştır derim.

Ben ayak mantarı ile ağız içine yerleşen bakteri gibilerin aynı familyadan olduğuna inanıyorum. Dil içindeki gozeEnek ve yariklara yerleşerek afedersin ama çok pis koku yapiyor lavuklar.

Gece fırça - ip - fırça şeklinde temizlik yapıyorum. 20dk sürüyor ama öyle koku falan olmuyor sabah uyanınca.
Bir de bademciklerine bak belki taş oluşmuştur.

Diş taşın varsa temizlettir

bademcik taşı da olabilir.

diş fırçalama + dil sıyırıcı ile dili temizleme + listerine ile gargara
misler gibi olur.

Sinüzit ihtimalini de eleyin isterseniz?

Benim bu problemim misvakla çözüldü. Nemli bir misvak alıyorsunuz, kuru almayın kullanması zor oluyor. Misvağı narince kullanıyorsunuz ve suda bekletiyorsunuz gün içinde de nemi gitmesin diye ya da buzdolabında. Kullanım videoları YouTube’da var. Tabii hijyene dikkat. Dişlerimi fırçaladıktan sonra misvak kullanıyorum, sabah ağız kokusu olmuyor.

Önceden diş fırçası, diş ipi, ağız çalkalama suyu kullanırdım o zaman da olmazdı ama her gün ağız çalkalama suyu ve ip kullanmak çok da sağlıklı değil diye içim yanardı. Misvak iyi bir çözüm, denemenizi tavsiye ederim, üstelik aşırı ucuz, beğenmezseniz de üzülmezsiniz.

diş ipi daha önce kullanmadıysanız diş etinizi kanatırsanız sabah pis değil ceset gibi kokar ağzınız.

Benim de aynı problemim vardı. Dişlerimin görünmeyen noktalarında ufak tefek çürükler varmış, onları aldı doktor hepsine dolgu yaptı. Ağrım falan yoktu bu arada. Bu işlem sonrası koku tamamen geçti şükürler olsun. Çürüklere baktır.

Her yıl 300 tl'ye kıyıp iyi bir dişçide diş temizliği yaptır. Ayrıca her gece yatmadan önce dişlerini fırçalamadan önce diş ipiyle dişlerin arasındaki gıda artıklarından kurtul. Diş ipi kullanmadan salt fırçalamakla yetinmenin acı sonuçlarını yaşadığımdan beri bunlara özen gösteriyorum, gayet memnunum.

mesaj alımını kapatmıştır

Kapatılabildiğini bilmiyordum. Enteresanmış.

Sözlükte yıllarca yazarlık yapıp, hâlâ en bilindik sözlük özelliklerinden habersiz yazarlar var o yüzden o da kapattığının farkında değildir.

A101 ve bim takip edin. 500 _700 civarı çok güzel Makina lar var. Ben de kendi makinası öyle almıştım. Genelde singer satıyorlar. Başlangıç için yeter de artar bile. Çünkü çift iğne var, ilik açma var.
Önce öğrenin ileride ihtiyacınıza göre yeni makine alırsınız ama orada satılanlar kottan mayoya pek çok şeyi dikebiliyor, bizzat denedim.

bahsedilen a101 singer makinelerini cevremde dikis yapanlar kullaniyor iyi bence de baslangic icin. zaten sonrasi overlok makinesi falan

Benim bizzar aldığım yer yok ama instagramda alkalioldumbenanne hesabını takip edebilirsiniz. Hesabın sahibi (gözde aral ocak) sürekli taze sebze ve yeşillik alıyor ve nereden aldığını paylaşıyor. Benim ihtiyacım olmayınca hiç dikkat etmemişim adrese.

Bu arada sanırım gözde hanım bir sıkıntı yaşıyor instagramda daha sabah görünen hesabı şimdi kaybolmuş. Yine de buraya bir lin ekleyeyim, takip edebilirsiniz gönül rahatlığıyla.

instagram.com

Hangi il?

tazemasa.com

kullaniyorum, memnunum.

ayrica: (git: 1449463)

ikeanınkini kullanıyorum krom olan cok memnunum.. iste gelsinde vardı.

Benzer bir arayışla Tchibo'da buldum, çok severek kullanıyorum.

Ezmeyip rendeleseniz? Ben minik sarımsak rendesi kullanıyorum çok memnunum.

www.google.com

alternatif olarak havan gibi sarımsak dövecekleri var.

urun.n11.com

Mobil edit:yazlıkta da şunu kullanıyorum memnunum.

images.app.goo.gl

Havan kullanıyoruz.

Tavsiye: Sağa sola kaçmasın diye de içine biraz tuz koyuyoruz öncesinde.

ikea'nınkini kullanırsan kabuk soymana gerek kalmaz.

Ikea yazanlar olmuş, biz alırken 2 tip vardı Ikea'da. Biri bildiğimiz sabit dizayn, bir de kolay temizlenebilmesi için haznesi açılabilen. Biz açılabilir olandan aldık ama memnun değiliz. Sarımsağı sıkınca her tarafından fışkırıyor.

İkea

ikea +1

Film çekim teknolojisi çok ileride. İki sahne ayrı çekilip birleştirilmiş olabilir. Özellikle fantastik filmlerde oyuncular çoğu zaman portakal gibi nesnelere karşı oynuyorlar. Sonra o portakal ejderha, canavar vs. yapılıyor. O diziyi izlemedim ama çocukların o sahneyi hiç görmemiş olması mümkün.

@dissendium+1
Amerika özellikle çocukların psikolojik istismarı konusunda taviz vermeyen bir ülke. Bu tip içeriklerin izletilmesi de istismara girer. Dolayısıyla iki ayrı sahne birleştiriliyordur. Yoksa ebeveynler böylesi bir çekime izine vermeyeceği gibi, hadi bir şekilde umursamasalar bile devlet görevlileri ve diğer vatandaşlar izin vermez.

tüm baris bicakci kitaplari

Latife ve Fikriye - İki Aşk Arasında Atatürk: www.dr.com.tr

Aylak adam.

Yaşar Kemal'in tüm ince kitapları.
Hakkari'de Bir Mevsim- Ferit Edgü
Çocukluğun Soğuk Geceleri- Tezer özlü

Ağrı Dağı Efsanesi - Yaşar Kemal
Sevgili Arsız Ölüm - Latife Tekin
Sürgün - Behzat Ay
Kerkenez - Cengiz Tuncer
Halkalı Köle - Bekir Yıldız
Genelevde Yas - İrfan Yalçın

amok koşucusu

Tüm Alper Canıgüz kitapları.

Barış Bıçakçı +1

Doğu Avrupa'da Yolculuk - Gabriel Garcia Marquez

Pardon Türkmüş. Yine de kalsın okuyan olur belki

ayfer tunç, aziz bey hadisesi.

Aziz nesin, muzaffer izgü serileri.

3-5 yıldır beraber olan insanların "konu bulma" olayını çoktan aşmış olması gerekiyordu. bir süre sonra monotona bağlayıp dalgasız deniz misali gitmeli. bunda anormal bir durum da olmamalı yani. ancak siz birbirinizle konuşmaktan sıkılmışsınız gibi bir durum olarak anladım. bu durum da pek iyiye işaret değil.

çözüm konusunda ise önerebileceğim şey illa "yeni şeyler konuşmalıyız" kafasından sıyrılmanız. o gün neler yaptığınız, neler yaşadığınız üzerine konuşmak, geleceği dair (olmayacak olsa bile) planlar yapmak işe yarayabilir. insan bazen ilişkide de hayatta da hedefsiz kalınca ilerletemiyor. bunlar da işe yaramazsa (denediyseniz eğer) sizin ilişki azalarak bitiyordur.

Konuşacak bir şeyinizin olmaması bana göre sizin kendinizi dışarıya kapatmış olmanızdan kaynaklanıyor.

@Siyahlıadam+1
O gün gününüzün nasıl geçtiğini konuşmak bile başlı başına bir sohbet konusu.
Yeni okuduğunuz bir kitap, dinlediğiniz bir şarkı, belki yalnız izlediğiniz bir film ya da ortak izlediğiniz bir film, bir arkadaşınız ya da aileden biri hakkında muhabbet etmek bile yeterince sohbet konusu olabilir.

Şöyle bir örnek vereyim, fethiyede otel işleten ve sürekli karavan tatiline çıkan evli bir çift var. 7/24 birlikteler ve sizin bakış açınızla bakıldığında (kesinlikle yargılamak ya da eleştirmek için söylemiyorum; bu durumu daha uygun bir isim bulamadım) herşeyi beraber deneyimledikleri için konuşacak hiç bir şeylerinin olmaması lazım. Ama öyle değil, biri gitar çalıyorsa diğeri flüt çalıyor. Biri kanoya biniyorsa diğeri kitap okuyor,biri alışverişe gidiyorsa diğeri uyuyor... Kısacası 7/24 beraberken bile bu hayatı ayrı ayrı deneyimliyorlar. Bu deneyimleri, bu esnada hissettiklerini, geleceğe ait planları vb paylaşmak da bir sohbettir ve önemlidir.
Bu noktada sizin (tekil ya da çift olarak) kendinizi kapattığınızı ya da deneyimlerinizi paylaşmak konusunda ketum olduğunuzu düşünürüm. Yani hiç mi kitap okumuyor, kendi kendinize vakit geçirmiyor, tek başınıza biriyle konuşup/görüşmüyorsunuz? Birlikte hayaliniz yok mu?

Annem babam 47 sene evli kaldı ve aynı işyerinde (babamın bürosu) çalıştı ama onların bile akşam sohbet edecek konuları oluyordu.
Evet başka biriyle flörtleşseniz tabii ki hayat daha eğlenceli olurdu çünkü ona bugüne kadar deneyimlerinizi anlatır, onunla beraber yeni deneyimler yaşarsınız. Ama o da bir noktada biter şimdiki hale gelir.
Bu yüzden öncelikle kendi başınıza, sonrasında sevgilinizle birlikte yeni şeyler denemeye açık olmalı (ay lütfen saçmasapan bir anlama çekilmesin bu cümlem) hatta üşengeçlik/tembellik varsa sevgilinizi de yeni şeyler denemek konusunda cesaretlendirmelisiniz. Birlikte komik video izlemek yerine yürüyüş yapabilir, birlikte kurslara katılabilirsiniz. Bu hem size bir şeyler katar, hem de çift olarak farklı bir çevre edinmenizi sağlar.
İlişkide ortak hayaller ve hedefler her zaman gereklidir. Yoksa zaten ilişkide bir sorun vardır...

aynı değil ama benzer 500L var 1.3 multijet, şehir içi 6,3 falan. şehir dışı 5,5 a kadar düşüyor.

5.2 şehirlerarası. 5.1e düştüğünü gördük. Şehir içi bilemiyorum. Bakmadım.

Fahri kavrut

Özlem Ersöz 11 sene hekimimdi. Şimdi oradan ayrıldım en çok onu özlüyorum.

www.google.com

Üner bolat, uçuk fiyatları olmayan ve işini iyi yapan biri

sacma demeyelim de, bu sozler neden ve nasil benim beyin kivrimlarimda yer etmis diye dusundugum bir suru sarki,turku var. ilk aklima gelen

su siziyor siziyor
taslarin arasindan (2) www.youtube.com

ali desidero.
ne zaman, nasıl ezberledim bilmiyorum ama hâlâ ezberimde.
gerçi bunun saçma olduğunu düşünmeyen bir yanım da var.

lara - katmer katmer

[karabiberim eksisozluk.com]

Flört- Rasta Baba
Bilinçli olarak ezberlemedim ama tüm şarkı ezberimde:/ Neyse ki çok sevdiğim bir şarkı.

youtu.be


Rasta babayı kopartmışlar
On adam evini basmışlar
Biz orda değildik olayı görmedik
Orda olsaydık müdahale ederdik

Edit: hepsi 1 yalan şarkısı. 23 Nisan müsameresinde dans şarkımız idi. En son nefret ettim şarkıdan. Ha bir de çocukluktan kalma bilumum saçma sapan Türkçe pop şarkısı var.

Benimkinin yanında bunların her biri Grammy'lik eser. "Şaka değil işte şurup" diyeyim siz anlayın...

zamanında herkesin duyduğu tüm dandirik pop müzik şarkılarını ezbere biliyorum. bir şeyi 5-6 kere duymam ezberlemem için yeterli. durup dururken aklıma gelmez ama şarkı melodisi başlar başlamaz eşilik edebilirim.

mesela yukarıda katmer katmer'i görünce aklıma yine aynı atarlı ablamızın alem biliyor adam değilsin şarkısı geldi. açtım denemek için, "herkesin bildiğini" diye girdiği anda "kimden saklıyorsun sen" anında geldi aklıma. keza sen'deki vurgu ve es...
şarkı 2003'te çıkmış, hadi en son 2005'te duymuş olayım, 15 senede silinmeyecek kadar nasıl işlemiş olur beynime, hiçbir fikrim yok...

aşk bu kızılötesi
yaralı müzesi
hareket edemem

Tarçın'ın arkadaşları Gülçin, Nurçin ve Yalçın 'ı...

Hello yeni aşka
Hello yeni baştan

gözlerinin yeşili özledim. saçma şarkı ezberim geniştir ama en gereksizi bu.

Yoncimik-bandıra bandıra :/

Bazen oyshoda olabiliyor

BodyShop ya da Dove'un seyahat semtindeki çantalar.

Bu ara bim'de sarılıyor 17 lira.

bulyonlar katki maddesi dolu ne yazik ki, 1-2 kez kullandim fena degiller

Fide nin tavuk suyunu alıyorum. İçerikte de sadece tavuk suyu yazıyor herhalde. Memnunum.

Gurvita var, biraz pahalı. Ben fide veya zel kullanıyorum. Etikete göre katkısız. 4 yaşında oğlum var, onun yemekleri için sürekli elimin altında ve pratik.

İlaç yazmak için tanı gerekiyor. Örneğin doktorun size verdiği alerji için kullandığınız ilaç muhtemelen astım tanısı olmazsa size verilemiyor.

Bebeğim sarılık olduğunda verdikleri ilaç epilepsi tanısı ile yazılabiliyordu. Yoksa alamıyorum eczaneden.
Kısacası tanıya takılmayın, astımınız olsa söylerdi zaten.

Migroslarda satilan turmepa marka ürünleri kullanabilirsiniz. Bi arastirin aradiginiz kritere uygun mu.

Amway'in ürünleri dediğiniz şekilde diye duymuştum.

var öyle ürünler biodegradable deniyor ama burada bulunur mu bilemedim.

Internetten siparis bir secenek mi?
Saç sabunu, katı şampuan: www.rossmann.com.tr

Sabun: www.rossmann.com.tr

Deterjan: www.rossmann.com.tr

En hızlı ulasabileceginiz secenekler Rossmann'da. Ama maalesef en doga dostu secenekler degiller.

Güneş kremini unutmayın. Eğer suya giriyorsanız, lütfen mineral bazlı bir ürün kullanın. Sephora'daki Mimitika iyi bir seçenek.

turmepa +1

Turmepa

Turmepa

Satıcı net haklı

Halici hakli. Kapora almasi gerekirken musteriye guvenip almamis, hata etmis.

Satici hakli, adam soze guvenmis kapora bile almamis belli, ona gore kesim yaptirmis.

Satıcı (halıcı) haklı. Bu örnekteki müşteriye keşke toplumun birbirine güvenini sarsmaktan ceza verilse, taksim meydanında işlem yapılsa.

Satıcı haklı. Borçlar kanununda akit, sözlü de olabilir. Hatalı olduğu taraf Kapora ya da ödemenin tamamını (kendini zarar ettirmeyecek şey neyse) almamak olmuş.

Vazgeçme sebebi nedir? Satıcının kusurlu yada orijinal olmayan bir ürün satması falan mı yoksa keyfi mi?

Satıcı hatalı; ancak haklı.
Kapora almalı, fatura vermeliydi.

Kisiye ozel ebat ayarlanmis, desen degil.
Oyle bi satiyorlar ki o parcalari hic de zarar etmeden.
Kagit alsaymis madem oncesinde.
Hali ne kadar bilmiyorum da paranin beste birini ver direkt susar o dakka

Satıcı haklı. Özel kesim ürün için ödemeyi alıp fatura kesmesi gerekirdi ama size güvenmiş ve ne yazık ki güvenini suistimal etmişsiniz.

Sözleşme yazılı dışında sözlü olarak da yapılabilir. Sözleşme yapmışsınız ve sözleşmeye uymamışsınız o yüzden satıcı haklı. WhatsApp mesajları varsa iddiasını da ispat edebilir belki. Bundan sonra kapora alıp fatura verir artık.

Kitap, ozellikle Amazon.com.tr acildigindan beri

elektronik

kitap.
şarj aleti dışında elektronik aletlerin hepsini internet'ten alırım.

bütün elektronik aletler, bütün mutfak eşyaları, yemek takımları, bardaklar, tencere tavalar, küçük ev aletleri...

kitap
gerekli olan çoğu şeyi internetten alıyorum ama en fazla kitap alıyorum.

Kitap +1. Yıllardır kitapevlerinden tek bir kitap almisligim yoktur. Bir tek aylar önce tatile çıkmadan bir kitabi alıp okumayı çok istemiştim ama beklemeye zamanım yok diye gidip almıştım.

Cilt bakım ürünlerinin coğunu yine internet sitelerinden sipariş veriyorum. Eczaneden vs ürün almisligim hic yoktur.

Aslına bakarsanız uzunca süredir gida disinda tüm ihtiyaçlarımi online hallediyorum denilebilir.

Kafeinli şampuan.

Kitap ve kozmetik ürünler. Parfüm, krem, cilt bakım ürünleri.

Bilgisayar oyunu ve kontakt lens.

Oyuncak, corona sürecinde ise tshirt,gömlek de almaya başladım.

kitap

Kahve ve kozmetik-kisisel bakim urunleri

Kitap +kontakt lens

Kitap, kahve, kozmetik.

Uzun zamandır sipariş etmiyorum ama son 2-3 alışverişim kedi mamasıdır.

Plak.

kedi maması

Su arıtma filtresi haha

benzer durumdayım. yol bisikletine başladım, iyi ki almışım diyorum.

3d yazıcı işine gir

Okçuluk

Bizim evde de var. Ellemiyorız uzadıkça salonda dolandırıp duruyoruz.

Hani ince kablolar için çivili plastik parçalar olur ya. Müsait yerlere ondan çakıp içinden keten ip geçirip çiçeği de ona sarıyoruz

Annem de onları düşündü ama çiçek tombul ve ağır yapraklar çıkarıyor. O parçalar yetmez gibi geliyor bana, acaba dekorasyon uzmanı mı yoksa bir elektrikçi mi çağırsak bilemedik ki.

benim diş hekimim bu dönemde yapıyor. hatta tel tedavisine başlayacakmış. Loc: Beylikdüzü

Ben son 1 ayda diş teli çıkarttım, taş temizlettim, bugün de kontrole gittim. Anladığım kadarıyla hekimin inisiyatifinde, yapmayan yapmaz ama yapıyorlar. Benimki her zamankine göre daha fazla koruyucu ekipman kullanıyor, bir de randevuları seyrekleştirmişler. Bu tedbirlerle diş tedavisi yürüyor.

Benimki diştaşı temizliği yaparım ama toz ile leke temizliği yapmam dedi. Bekliyorum...

dikiş makinesinin iyisi brother'dır.
ama singer de herkesin bildiği üzere oldukça iyi.
bir sürü yeni model var.
madem bin lira ayırabiliyorsunuz, brother'ın düşük modeli yerine, singer'in iyice olan modellerinden birini alabilirsiniz.
bir bayiiden ürünleri, özelliklerini falan öğrenin.
aklınıza yatan 1-2 modelin adını ve numarasını alın, internetten belki daha ucuza bulabilirsiniz.
çok fazla seçenek var.

janome ve zetina da birer seçenek ama onların bu fiyatlardaki modelleri singer'inkilere göre düşük kalır.
temiz, güzel bir singer işinizi görür.
yalnız dediğim gibi çok model ve seçenek var, kendi kendine dikeni bile var.
en ileri modeli olmasın ama en basit modellerinden de almayın.

dikiş makinalarında şuna bakmakta fayda var , singerin hemen hepsine kullanabileceğin dikiş çeşitleri oluyor ama mesela ilik açma ve düğme dikme olayı önemli.

bununla da bitmiyor annemin bir bavul aksesuarı var, büyük gönyelerden tut eğik çizen ahşap çeşitli cetvellere, iplik setinden makinanın değişik aksesuarlarına kadar.

singerin sitesine gir 1000 tl üzerindeki hepsi işi görür ama ilk baştaki çift iğneyle dikiş yapıyormuş overlock çekiyormuş falan overlock makinaları farklı, kot gibi şeylere overlock çekmek için overlock makinası alman lazım.

bir de elektronik makinalar var onların da bir özelliği çok fazla dikiş nakış çeşidi olması. kasnak falan takıp işleme yapanlar var.

1000 liraya çıkmayın başlangıçta. Genelde a101 de singer satılıyor kampanyada. Yaklaşık 350 400 lira bandında hatta modeli 1506 imiş baktım şimdi. Fiyatı bin liraya kadar çıksa da kampanyalı buldum bir tane

www.watsons.com.tr

Böyle singer 1407 de olur. Bununla başlasın ileride ihtiyaçlarına göre daha iyi bir makinaya geçersiniz. Hiç nakış yapmayacak birine nakış özelliği var diye daha fazla verilip de Makina alınmaz.

İlik açıyor, çift iğne çalışıyor. Zigzag yapıyor başlangıçta yeterli özellikler.

asmalı konak'ı izledim ama o zamanlar 20 yıl önce yahu, anam izliyordu.

netflix hesabım yok, spotify da yok hatta. rick & mortydir south parktır torrentten iniyor. hatta geçen bir arkadaş "netflix super duper paketi var istiyorsan şifreyi vereyim" dedi de istemedim. çok istesem zaten çoktan kendim girerdim.

Ben eskiden 20 dakikalık dizinin bir bolumunu bile zar zor bitirirdim; hic odaklanamazdim.

Son 4 5 yıldır kaliteli bütün yapımları izlemişimdir, izlemeye çalışıyorum ve bundan keyif alıyorum.

İzlemeyedigim zamanları tekrar düşününce muhtemelen kafam çok dolu olduğu için dikkatimin dağıldığına ya da o dönemler film/dizi okuması yapmayı bilmememe bağlıyorum. Boş boş izlerdim; alt metinleri irdelemek, düşünmek aklıma gelmezdi.

En son Uvey Baba izlerdim Halil Gunesli. Paso film izliyorum, Bergmandan, Kurosawaya bir suru yonetmen bitirdim. Dandik film de izlemem. Kuru kuruya da izlemem, Film oncesi sonrasi epey okuma yaparim konu hakkinda, elestirisinden alt metinlere. Atiyorum Aguirre Tanrinin gazabi filmi. Bu film izleyip kuru kuru gecilmez, ispanyol somurgeciler, Hernan Cortes, konquistador kavrami falan bir suru sey var. Diziye onlarca bolum emek vermeyi dogru bulmuyorum. Ha tum baba yonetmenler biter, diziye baslanir.

En son behzat c izledim. Onu da TV de yakalarsam. Kaçan bölümü kovalamadim. Finale kadar da izlemedim. 70lerde filan bıraktım. Çocukken sidika'yi çok severdim. İzlediğim başka dizi hatırlamıyorum. Aaa yukarıda yazmışlar. Üvey babayı izlerdik.

Bu arada devam edeyim. Film de izlemem. Müzik de dinlemem. Heykeli saçma buluyorum. Resim filan zaten yok. Sanat düşmanıyım galiba

Sana motivasyon veren farklı hobilerin vardır, dünyadaki tek eğlence Netflixten dizi izlemek değil bu yüzden aman aman çok şey katmiyor işte maksat zaman geçsin.

Ben izlemiyorum :) çünkü çok sıkıcı, uzun sürüyor ve yapacak daha verimli işlerim oluyor.

ses olsun diye kurtlar vadisi açıyorum ikinci monitöre

ben hic izlemiyorum acikcasi zamanim yok. yani zamanimla asiri acayip seyler yaptigimdan degil ama yok iste ekstra dizi izleyecek bosluk.

Valla virüsten önce Yasak Elma ve Babil vardı, onları izliyordum. Tatile girince yenilere başlamadım. The Walking Dead izliyordum, onu saçmaladılar bayağı 10. sezonda kaldı öyle. Öyle dizi, film manyağı değilim zaten. Oyunlara takıldığım için onlara zaman ayırmıyorum.

Güncel dizi izlemiyorum.
Himym ve friends i izlemiştim. Baştan sona izlediğim tek diziler. Bir de yedi numara.

Lost, prison break, lie to me falan yarım bıraktım. Got ve true detective in sadece ilk bölümlerini izledim. Sanırım üç tane de anime bitirdim iki sezonlu. Daha uzun olan hiç bir animeyi bitirmedi.

Corona öncesi Yasak Elma ve Bir Zamanlar Çukurova izliyordum. Bir süredir annem yanımda olduğundan ondan bulaştı.
Onlar kesintiye uğradıktan sonra hiç merakım olmadı. Gelip de anlatmıyorlar mı, şu dizi var bu dizi var, aman çok güzel vs. Bana ne?

Hiç ama hiç bir diziyi izlemiyorum.

Biterken behzat ç izlemiştim. Dizilerle aram yok, gerçi filmlerle de öyle... TV açmıyorum.

ben de hiç izlemem , belgesel izlemeyi tercih ederim birçok dizi ve filmlerden daha güzel belgeseller var film tadında mesela aklıma gelen dubrovnik sanırım 5-6 bölümde yayınlandı viasat kanalında , arka plan müzikleri de muhteşemdi .
saydığın dizilerin sadece isimlerini biliyorum arkadaş sohbetlerinden ama hiç merak etmedim.

Vallaha avrupa'dayim; kalorifer petekli evde de yasadim, simdi de yerden isitma.

Havalandırma ve yerden ısıtmanın entegre şekilde çalıştığı profesyonel sistemler var. Havalandırma aynı zamanda temizleyici özelliğine de sahip ve havadaki tüm partikülleri, kokuları, aerosolleri, bakterileri vb. falan parçalayarak yok ediyor.

Ben yerden ısıtma ve çatı katında kalmıştim. Olabilecek en kötü kombineydi. Daha elle tutulur yerlerde (kirası biraz daha yüksek) petek ve merkezi ısınma vardı ama.

Yerden isitma cok nadir gordum avrupa’da, petek goruyorum hep.

Tüm Avrupa diye genellemeyelim ama ben araştırırken bazı şehirlerde çocuk sağlığı açısından yasak olduğunu okumuştum.

Ablamın fransadaki evi petekle ısınırken, Ankara'daki evi yerden ısıtma sistemine sahipti.

şöyle bişey var, üniversite hastanesi ile ilgili bu duyduğum şey. diğer devlet hastanelerinde geçerli midir bilmiyorum.

hangi bölüme gidiliyor bilmiyorum ama bir bölüme gidiliyor, oradaki doktorlar senin durumunu değerlendirmek için heyet kurup karar veriyolar.

yani örnek, bu göğüslerin büyüklüğü sebebiyle zamanla omurga da deformasyon vb. olabilir gibi.

oradan karar çıkarsa sgk karşılayarak ameliyat yaptırabiliyorsun.

özelde sanıyorum ki az buz bir para çıkmayacaktır veya diğer devlet , üniversite hastaneleri de olsa sgk karışmayacağı normal şartlarda estetik bir operasyon gözükeceği için masraflı olacaktır.

erkeksen ve jinekomasti ise durum onu bilmiyorum.

nerden duydun dersen annem bu dertten muzdarip ve kamburluğa doğru gidiyor, kanser hastası ayrıca, bir gün hastanede bir serviste, hemşirenin teki, sen iyileş de şu göğüslerini ufaltalım bak kambur olmuşsun dedi.

annem de nasıl oluyor diye sorunca kadın, ben de aynı dertten muzdariptim, böyle böyle heyete çıkıyorsun doktorlar onay verirse sgk karşılayarak sanki bir apandisit, kalp ameliyatı gibi yapılıyor dedi.

öteki türlü estetik operasyon sayılıp sgk falan karışmıyormuş bişeye.

jinekomasti ise kişiden kişiye şöyle fiyat değişir, 3 seviyesi var, 1. derece 2. derece 3. derece diye. böyle değişiyor olabilir.

Kuzenim 9 Eylül tıp Fak. Plastik cerrah. Alanı mikro cerrahi bu tip ameliyatlarda giriyor mu bilmiyorum detaylı olarak.

Tavsiyem 9 Eylül plastik cerrahiden randevu alarak işe başlayın. Tıbbi gereklilik olduğuna kanaat getilirse sigortadan ödenir, değilse size maliyet bildirilir.

hem şişko hem delinin dediği çok doğru. bir yakınım da aynı o şekilde yaptırdı. 1 gece yatıp taburcu oldu.

www.eksiduyuru.com

Etap2500 watt herhangi bir modeli alın.

Hatta baktım etap 3200model. 150 civarı fiyatı var.

Kesinlikle şu ürün. 2 adet almıştım ben, kuaförlerin kullandığı bir ürün zaten. 3 ayarı var ve oldukça güçlü.

m.n11.com

Sirf burada cok ovuldugu icin Etap alasim var benim de. ama turkiye'de degilim :)

Fiyatlarını bilmiyorum ama araç temiz diye istiyor olabilir.ben bunu sıfır alıp dağa bayıra vurmuştum yıllar önce.çok şeker arabadır.meraklısını yakalamaya çalışıyordur.

Tek değilde normal kapılı olan modelleri iyi bunun. Yol tutuşu güzel. Bunu almazdım fiyat da yüksek

Gündemdeki 2.el piyasası ve açıklamada belirtildiği üzere aracın temizliği birleşmiş bu fiyat ortaya çıkmış. Bu kadar edeceğini de sanmam.

@topalordek 5 kapılı modelleri 1.9 ddis motor çok yakıyor deniliyor.
zaten aile aracı olmayacak. büyük olması park sorunu ve yakıt sorununu getiriyor aklıma.

aracı birebir gördüm ama deneme şansım olmadı ancak görüntü ve mevcut özellikleri sebebiyle kalbimi kazandı.
sadece biraz daha teknik yorumlara ihtiyaç duyuyorum

Asgarî ücret 5-8 bin arası olsa araç fiyatları normal derdim. Şuan 100 bine kadar olan araç fiyatları 15-20 bin lira ederinden fazla. zorunluluk yoksa su dönemde araç alınmaz.

bence bu kadar etmez. gerçi piyasa balon misali şu an. ancak ileride satması zor bi araç.

ben çok baktım bunlara. bu kasa epey ufak ve çok yakıyor. 4x4 de sayılmaz. grand vitara olan modeller de 2.0 dizel gene iyi yakıyor ve otomatiği yok.

4x4 gerçekten gerekli mi ? çünkü hem daha pahalı olacak hem de her zaman için daha fazla yakıt tüketecek. üstelik gerçek bir 4x4 de olmayacak.

Dacia duster 4*4.
Yeni kasasi en guzeli tabi ama sonuçta 4*4 arıyorsanız amaciniz daga vurmak. Dacia hem renault motoru olmasi ile iyi hem cok ucuz tamiriyle sikinti cikarmaz. Ek olarak basit bir araba.

Amaciniz daga vurmak degilse neden 4*4 derim hem daha pahalı hem vergi hem yakit

muadili yok tek kapı suv bi suzukide var galiba. suzuki piyasası olmadığı için fiyatı düşük.

Arabayı dağa vuracaksanız pahalı bir araç. Dağa vurulan araba çizilir, patlar, dökülür. Bunun yerine daha uygun farklı bir araç bakmanızı nacizane tavsiye ederim. Biz lada Niva kullanıyoruz 12 liraya aldık, hiç masrafsız biniyoruz. Ama dağa vurunca kaporta çiziliyor, kurtarma yapıp araç çekerken kırılan dökülen oluyor, bir seferinde altına dal aldı doladı şanzımanı patlattık... Ama yedek parçası çok ucuz ve bol, yakıtı da öyle. .. İçi zaten dağda taşta çamurdan tozdan kurtulmuyor.
İhtiyacı bekleyecek olan sizsiniz ama bana yukarıda da yazdığım gibi gereksiz pahalı geldi.

fiyatı normal geldi bana. iki yıl önce bulara bakarken temiz - iyi olanları 60k ya da 65k civarlarıa gidiyordu.
o zaman o fiyatlarda olan arabaların en kötüsü bu fiyatlara geldi..

Şöyle biraz daha spesifiklestirmeye çalışayım.
Antalyada yaşıyorum. Gündelik iş ev arası kullanılacak ama onbeş günde bir ayda bir phaselis olur, olympos olur, dağa kayağa gidilir sebebiyle 4x4 tercih ediyorum şu sıralar.
Eski araçda 2.0 2000li yıllardan bir araç. Az-çok içiyor olduğunun olduğunun farkındayım.

4x4 dahi olsa 1.6 motorla en fazla dengi bir tüketimi olacaktır.

Sadece aracın tek kapı oluşu ve yaşına göre donanımsal özellikleri düşündürüyor.
Keyifli bir araç ise bir nebze amorti eder galiba

Herkese fikirleri için teşekkür ederim.