niye gecemiyorsunuz? telefonunuzun roamingini acin sms gelsin. ben boyle yapiyorum.

konu dışı ama bu ara yapmayın alışveriş, gönderemiyorlarmış daha bugün konuştum, şu black friday yüzünden bir yoğunluk olmuş, benim kargom şahsen 20 gündür gelmiyor ve insanlar mağdur ediliyor. sözlükte konusu da vardı...

@yoggi kartim buranın karti. burada böyle bir security olmuyor.

Parayı havale yapın direkt onlar alsınlar ya da kredi kartlarını siz mobil bankacılığınızdan ödeyin. Ablamla biz böyle çözdük.

Ben kayıtlı. Kartlarimla 3d secure kullanmadan hızlı profilden alışveriş yapabiliyorum ama sanırım ilk kullanista istemişti, emin değilim.

Avukat değilim ama bir karar var burda
www.hurriyet.com.tr

Link için teşekkür ederim. O haberi ben de okudum. Keşke uygulamada da haberde anlatıldığı gibi kolay olsa :/

aile ve sosyal politikalar bakanlığının 187li bir hattı var, hukuki destek veriyorlarmış. Onlar yardımcı olmaz mı? Bir de kadınlarkulubü, hukuki.net, avukatasor sitelerinde de belki biri yardımcı olabilir.

Merhaba,

Bana yarın özelden göndereceğim e mail adresine bir hatırlatma maili atarsanız, ben size bir dilekçe yazarım kısaca, gerekli yerleri siz doldurursunuz. Babanın çocukla hiçbir fiziksel bağ kurmadığını vs anlatan tanıklarınız da olursa iyi olur. Nereye gideceksiniz, davayı nasıl açacaksınız anlatırım.

karavanı bile kendi imal eden kişi bunu beğenmez. opinel al, zeytin saplısını al, bazı bıçakcı sitelerinde deri kılıf ve ahşap hediye kutusu seçeneğiyle satılıyor. ben kendime öyle almıştım. gayet şık idi.

örnek de buldum

www.trendyol.com

Opinel tavsiye etmiyorum. Güzel bıçaktır, bende 9 numara karbonu var ama o sadece bıçak. Avda kullanıyorum. Başka bir işlevi yok. İsviçre çakıları dandik oluyor. Bütçen ne kadar?

En fazla 150 bütçem var. Av yapmıyor.

Şıklığından ziyade sağlamlığı önemli.

morakniv bak bir de

www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr

Ben decathlonun bıçaklarını beğeniyorum. Fiyat performans ürünü oluyorlar genelde.

1 güzel. Beyaz çok leke oluyor.

Ben de 1 diyorum.

2

Yeşiller için çok aydınlık bir mutfak gerekli eğer öyleyse 1 güzel ama değilse beyaz yaptırın derim, sanıldığı kadar çok kirlenmiyor.

Bizim mutfağımız iki renkli, tam da bu iki renk, çok seviyorum ama s,yendiği gibi aydınlık olmalı. Şuna benziyor: media.theeverygirl.com

Kesinlikle 1. Ferah bir havası var. Beyaz çok klasik ve evet kullanması zor geliyor bana. İkinci ise fazla karanlık bir ton. Çok geniş ve aydınlık bir mutfağınız yoksa hem karartır hem bunaltır.

Camia?

Değil, birleşip tasarruf alıp kurtaracağız Ekşi Duyuru'yu öyle düşünün.

Diaspora?

entelejansiya

vakıf?

Sosyete, varyete, komite, konsey, klik, koloni, lonca, lobi

Mecra

cunta?

Kumpanya @#$%

konsey?

Hegemonya?

sendika

Bir dergâh kalmış söylenmeyen.

community

kooperatif

Zümre
Kökeni arapça mı yoksa ingilizce falan mı?

komünite?

şüreka

yazilmayan galiba bir "meritokrasi" kalmış : )

Klon?

hiç biri mi değil allah aşkına, milleti mi trollüyorsunuz anlamadım ki

fan club?

Fırka?

heyet dendi mi?

Tribute gibisine mi?

Klan ?

Borsa

Penetrasyon ajitasyon atmasyon.

Hortlatayım başlığı, adam bizi trolledi galiba neymiş hatırlayamadığın kelime onu da yazsaydın bari.

Trollemedim. Bulamadım aradığımı. Vaktinizi aldım, kusura bakmayın.

Teşekkürler herkese yine de.

Şura

Niye Essen?

O sacma geldi. Danismanlik firmasiysa danismanlik diyebilirsiniz ya da basharflerle kisaltma yapabilirsiniz.

Essen almanca yemek fiili ayni zamanda tencere tava markasi sanirim. Bana cagristirdigi sey %100 bu.

Danışmanlık hizmeti için portföyünüz yabancı mı olacak Türk mü?

Essen'in kelime anlamını bilmiyorum ama bana da tencere tava markası gibi geldi. Eskiden esse mağazaları vardı züccaciye, belki de o yüzden.

Yerli portföyünüz varsa consultancy yerine Türkçe bir isim bulup xyz danışmanlık demeniz daha uygun olur sanki.
Portföyünüz yabancı ise bulduğunuz ismin hitap ettiğiniz ülkeye anlam açısından uygun olup olmadığı da önemli.

Yalnız Türkiye’de kuracaksanız şirketi söyleyeyim: Türkiye’de hukuk danışmanlığını Avukatlık Kanunu’na göre yalnızca avukatlar verebilir. Hukuk bürosu değilseniz ticari şirket olarak hukuk danışmanlığı veremezsiniz. Şirketinizde istediğiniz kadar avukat çalıştırmanız da bunu değiştirmez.

kişisel veri korunması istanbul barosu komisyon başkanı bile içinde avukatı olmayan çakma şirketle hukuk danışmanlığı yaptırıyor. google arasan yüzlerce bu şekilde firma kaynıyor. bence bunlar hikaye. ayrıca ortağın biri avukat.

@yeahbutso Peki, siz bilirsiniz. Benden söylemesi. O yüzlerce şirketten büyük balıklar ağı yırtıp geçiyor. Küçükleri avukatlar denk geldikçe şikayet ediyorlar. Bu arada bahsettiğiniz şirketin adını yazabilir veya mesajla gönderebilir misiniz? Belki o şirket hakkında da birileri şikayette bulunur, kim bilir...

hem türkçe hem ingilizce yaz o zaman

Türkçeden 3 kuruş kazanamazsınız ingilizce yazın.

İngilizce daha çok kesime ulaşabilirsiniz ama İngilizce kaynağın da çok olduğunu söylüyorsunuz. Dolayısıyla sizi bulup okuma şansı da bir o kadar düşüyor. Öncelikle Türkçe yazın, imkanınız/vaktiniz varsa İngilizceyi de ekleyin.

tamamen sallıyorum, belki petri kabına koyup büyümesini bekliyorlardır.

bakterilerin tespit edebilecek miktarda üremesi bekleniyor. mesela tüberküloz çok yavaş ürediğinden sonucun çıkması birkaç haftayı bile bulabilir.

Üreme bekledikleri için. Tahlil ve kültür farklı. İdrar tahlil sonucu bir saat içinde alınırken İdrar kültürü de 3 günden önce çıkmaz.

kültür için yukarıda açıklanmış zaten. bazı kan tahlillerinde de sonucun çıkması günler hatta haftalar sürebiliyor. bu tür tahliller için kullanılan kitlerin maliyeti oldukça yüksek olduğundan bilerek numuneleri biriktiriyorlar ki tek seferde olabildiğince çok hastanın sonucuna bakılabilsin.

Ooo wax cool erkeğin olmazsa olmaz tamamlayıcısıdır. Parlak olmayan, mat gösteren wax tercih etmelisin. Fönünü çektikten sonra parmağının ucuyla nohut kadar waxı al avucuna koy. Avuç içlerini birbirine yapıştırıp beş saniye kadar ileri geri hareket ettir.(tahta parçasıyla ateş yakarken nasıl ileri geri yapıyorlar onun gibi) ısınan waxı parmaklarına fln da dağır, sadece avuç içinde kalmasın. Şimdi narin dokunuşlarla saçına istediğin şekli ver. Ama biraz dağınık olsun. Öyle dümdüz bir şekil için wax ideal değil. Git jöle fln kullan. Waxı öyle bir kullanmalısın ki insanlarla anlamamalı saçların yapılı mı değil mi? Süpheye düşmeliler. Hem bakımlı janti erkek oluyorsun hem de saçımla başımla çok uğraşamam coolum ben erkeği oluyorsun. Hadi kolay gelsin.

Sprey yerine wax kullanın. Daha doğal durur.

saç tipine göre kullanacağın ürünü deneye deneye bulacaksın. benim dalgalı, kıvırcık saçıma en uygun olanı 'osis mat gum' oldu mesela. biraz fön çekip onu sürüyorum. doğal, hoş bir görüntü veriyor, güzel şekil alıyor.

önce fön sonra waxla şekil ver. spreyi en son sabitlemek için biraz uzaktan sık. çok sıkma saç ağırlaşırsa çöker kötü durur.

Fön, wax, sprey, soğuk fön.

wax sürerken çok çok hafif nemli olsun saçın daha iyi şekil verirsin. Spreyi sıktıktan sonra kütük gibi kalması için de soğuk fönle hızlıca kurumasını sağlayabilirsin. dalgalı saça sahipsen saç spreyinin ıslattığı yerler dönebiliyor.

ben de hatirladim simdi, ama baska bir detay aklima gelmedi, seksenlerde cocuk olmak ne guzeldi.

ek m.youtube.com
trt arsiv youtube kanali cok guzel eski program arsivleri var, belki burada vardir, cok video yuklemisler

takipteyim

Ben de hatırladım şimdi ama adını bilmiyorum. Ççok sever ilgiyle izlerdim.

vegandukkan.com’da satılan ürünler güzel.

www.instagram.com

saçım için bu markanın (inecto) şampuan, krem, maske ve bakım yağlarını kullanıyorum, tavsiye ederim. saçlarım çok işlem görmüş olduğu için istesem de sabuna henüz cesaret edemiyorum.

badecanlar.sopsy.com ayrıca şu çiftin yaptığı ürünlerin çoğunu tavsiye ederim. ben buradan daha ziyade deterjan ve arap sabunu alıyorum. vücudum için sabun ve krem de almışlığım var, ayrıca yeni makyaj ürünleri üretmişler, denemeyi düşünüyorum.

www.instagram.com şu dükkanı da tavsiye ederim. sahibi bahar hanım harika bir insandır. burada da her telden ürün bulmak mümkün. zao diye fransız bir vegan makyaj markasının distribütörlüğünü yapıyorlar, henüz denemek kısmet olmadı, burayı da inceleyebilirsiniz.

Şampuan ve saç bakım ürünleri olarak en çok Davines oi serisini beğeniyorum. Paul Mitcell'in vegan ürünleri de güzel. Daha uygun fiyatlı alacaksam Eyüp Sabri Tuncer, Inecto ve Otacı güzel.

Diş ağız bakımı ürünlerinde en çok Dessert Essence'ın whitening plus diş macununu, yine aynı markanın ağız gargaralarından ultra care olanını beğeniyorum. Eyüp Sabri Tuncer'in karanfilli diş macunu, Rossmann'daki Alterra diş macunu ve ağız gargarası, Humble Brush (fresh mint ve çilekli olanı beğeniyorum ama hindistan cevizlisini pek beğenmedim) güzel. Gratis, Rossmann gibi mağazalara yeni bir marka geldi Love Beauty and Planet diye onun da diş macunu güzel.

En büyük sıkıntım doğru düzgün deodorant, deo stick yok Türkiye'de. Dessert Essence, All-free, Alterra, Lavera, Siveno, Kiss My Face(çok kötü) aklıma gelen denediklerim. Şu an Gratiste satılan Soft and Gentle deodorantı kullanıyorum, memnunum ama deostick tercih ederdim.

Sabun vücut için Rossmann'daki Babydream markasının bebek sabunu yeni keşfim, çok beğendim. Yine vücut nemlendirme için Wellness and Beauty kremleri seviyorum.

Yüz bakımı için Cosrx'in vegan ürünleri. Kendi sitelerinde vegan ibaresi var vegan olanlarda. Benim favorilerim salicylic acid daily gentle cleanser ile low ph good morning gel cleanser yüz yıkama jelleri, galactomyces ve aha/bha tonikleri, galactomyces essence, natural bha skin returning emulsion(benzer şişedeki a-sol çeşidi vegan değil dikkat). Ayrıca yine kore markalarından Klairs güzel vegan ürünleri var. Uygun fiyatlı yüz yıkama jeli Isana clean&care da güzel. Yine Isana'nın kremleri çok uygun fiyatlı. Mycheelle, Derma-e, Cyrene ürünleri kullandım daha önceleri ama eh.

BB krem, fondöten tarzı Jane Iredale Glow Time kullanıyorum. Memnunum ama bittiğinde Nyx Bare With Me ürününü deneyeceğim herkes memnun olduğunu söylüyor. Pudra olarak transparan pudralardan The Balm Sexy Mama kullanıyordum, gayet güzeldi.

Eyeliner Sephora'daki Kat von D'nin Tattoo Liner'ı şimdiye kadar vegan olan olmayan tüm eyelinerlar içinde en iyisi. Türkiye'ye gelmeden önce The Balm markasının Schwing eyelinerını kullanıyordum, aşırı akıyor. Far bazı The Balm Put a lid on it, çok memnunum hatta dudak bazı olarak da kullanıyorum. Rimel Too Faced Better than sex (yalnız waterproof olanı vegan değil).

Oje Note ve Color Club kullanıyorum. Daha önce Zoya vardı ama geçen sene ülkeden çekildiler, internette falan görsem alırım. Hala var mı bilmiyorum ama Sparitual oje de güzel, geçen sene Kanyon Harvey Nichols satıyordu.

Lip balm olarak Isana, Alterra Hurraw, Lavera, Logona, Druide kullandım. İçlerinde en çok Logona'yı beğendim bir de Isana ve Alterra'yı uygun fiyat ve ulaşılabilirlik açısından çok seviyorum ve tercih ediyorum. Yalnız Rossmann'da alırken dikkat edin her çeşidi vegan değil, arkasına bakın.

Ped Natracare favorim, Gratis sık sık indirim yapıyor stokluyorum o zamanlar. Onun dışında Molped ve Rossmann'ın kendi ürünü olan Facella iyi. Yalnız Molped'in yeni çıkardığı pure and soft serisi bende kaşıntı yaptı klasik olanı tercih ediyorum.

Parfüm sıkıntı. Ben Pull&Bear'ın Phyllis parfümünü kullanıyorum. Chloe Love parfümüne dupe gibi bir şey. Inditex grubu mağazalarının parfümleri vegan. Ayrıca L'erbolario diye bir marka da var ama ülkemizdeki seçenekleri sınırlı. Zorlu Eataly'de L'erbolario standı vardı gidip deneyebilirsiniz.

Güneş kremi Alba Botanica, Kiss My Face(eh), Derma e(yüz) ve Superdrug Solait kullandım. Alba Botanica ve Solait güzel. Özellikle Solait Watsonslarda bulunduğu için ulaşımı kolay. Yalnız bunları vücut için beğendim. Yüz için hala pek içime sinen olmadı.

Bulaşık makinesi tableti U Green Clean, Frosch, Seventh Generation, Tri power gibi markaları denedim. Hiçbiri güzel temizlemiyor. Yani temizliyor da eh işte. Bulursanız bana da haber verin güzel bir tane. Hepsi kötü diye en uygun olan Bim'deki Bind markayı alıyouz. O da vegan. Viking'in sıvı bulaşık deterjanı, temizlik ürünleri iyi.

Çamaşır deterjanı ve yumuşatıcı Bingo ve Frosch.

Babydream ve uni baby ıslak mendil. Babydream mendilleri beğenmiyorum pek ama atıyorum çantaya. Selpak mendil ama losyonlu olan çeşidi vegan değil.

Aklıma gelenler bunlar ilk düşününce.

Eyüp Sabri tuncer diş acunu ve bebek şampuanı kullanıyorum. Diş macunu dan çok memnunum. Bir de dün a101de gördüm duru vegan serisi sabunlar çıkarmış. Banyo, el yüz vb. Onlardan aldım 3 paket bugün deneyeceğim.

Aklıma ilk gelenler bunlar diğerlerini yazmış zaten arkadaşlar.

viking'in a101, migros ve diğer marketlerde satılan temizlik malzemeleri fiyatları da uygun

yeşil wc banyo temizleyicisi
mavi renk bulaşık deterjanı

başka temizlik ürünleri de var yağ sökücü, leke çıkarıcı vs fakat onları kullanmadım

selva erdener'e benzettim.

Ben benzetemedim selva erdener'e. Onun tarzı biraz daha keskin. Ama söyleyeni de tahmin edemedim. Bilinmedik biri olabilir mi?

Belgeselin orijinalini bulabilirseniz orada kredide kullanılan şarkılar ve söyleyeni yazar.

sunfix'le kendin halledebilirsin.

Yetkili servisten yedek parça isteyin. Demliğin tamiri olmaz. Ortalama 40 50 lira civarı yeni bir demlik verirler size. Eski bir yetkili srv çalışanı olarak önerim zaten tamir ettirmeyin, yenisini alın olur.

Hatta en yakın servise telefon edin, çay makinasının kodunu(modelini, en altta tabanda etikette yazar.)söyleyin . Ellerinde varsa hemen verirler, yoksa sipariş eder, gelince size haber verirler. Gider alırsınız.

Mdf değil ahşap çalışıyoruz demişler.
Siteyi kurcaladım biraz herşeyden önce site tasarımı hoşuma gitti. Ekibi falan tanıtmışlar.
İhtiyacım olsa hiç düşünmeden alışveriş yapardım. Çok beğendim.

Mobil edit:ürünler piyasadaki den daha hafif, küçük ve portatif şeyler. Ağır kallavi mobilya beklemeyin bence.

İletişime bi bakayım dedim, tanıdık çıktı :)

Genya orman ürünleri çok köklü ve çok güçlü bir firmadır, böyle bir işe giriştiklerini duymamıştım.

Meyve
Kefir
Yağsız yoğurt gibi bir şey alın yanınıza. Spor sonrası duş vb yapmadan daha makul bir saatte onu tüketin. Sonra da bol bol su ve uyku.

Ya spor veya günlük hayat odaklı bir protein tozu(önerebilir/indirim verebilirim) ya da protein bar öneririm. Migroslarda protein barlara özel bir raf oluyor, bir tane gömün hem tok tutar hem protein/enerji verir.

spor sonrası protein yenir genelde. ben spordan çıkınca açlık hissediyorsam hemen karşıda kebapçı var orda tavuk şiş yiyorum ekmeksiz. öncesinde güzel kahvaltı yaptıysam -genelde böyle oluyor- eve gidene kadar bekliyorum. ama bu ikincisi sanırım doğru değil ve ilk fırsatta siyah bidonlar satılan whey protein tozlarından alacam ve spora giderken bi pet şişenin içine 1 ölçek atıp spordan çıkar çıkmaz içecem.

kardio-fitness-kardio en sevdiğim. dostum bu sistemin hakkını veriyorsan.
sıkıntı olmaz. ye gitsin.

at gitsin. kokuya sürekli maruz kalmak koku duyunu yorar ve ileride kötü sonuçları olabilir.

Zaten çubuklu koku kullanıyorum banyoda.

Sprey kullanmayı sevmiyorum. Spreyin içine çubukları koysam ne olur ki?

cubuk ise yarar.
ama bu kimyasallari hic kullanmamak en iyisi.

% 90 alerji

Yeni moda bu.15 gun falan suruyor.hic bir sey yok kuru oksuruk.uyku uyutmadı bana.azalarak bitti,sukur.burada yazanlarda oldu,disarida da rastliyorum.

prospan benim öksürüğü geçirdi. gece oluyordu benimki. bitkisel bir şurup ama sana iyi gelir mi bilemiyorum..
elbette bir ciğer filmi çektirmek lazım. allah korusun da zatüre falan çevirmesin..
bir kere bende de öyle oldu ilk kutu antibiyotikte geçmedi dr. ikinciyi verdi.. ertelemeden dr. a tekrar gitmek önemli oluyor böyle durumlarda.

Alerji olabilir, yine de doktora görünmelisiniz. Alerjikseniz uygun tedaviyi belirleyecektir.

Astım var mı?

sinüzit varsa alerjik astıma sebep olmuştur. geniz akıntısı sanırım bahsedilen.

arkadaşlar alerji de sinüzit de yok . en kısa zamanda doktora gideyim en iyisi .

şuana kadar kaç kere üşütüp öksürmeye başladıysam öksürük 2 aydan önce tamamen bitmedi. çok hızlı başlıyor, çok yavaş iyileşiyor. bekleyin bence. daha kötüleşmediği sürece bekleyin.

sarımsakları ez, az bir zeytinyağına koyarak macun haline getir. gece yatmadan ayağının altına sür, çorap giyip yat. sabah prenses gibi kalkarsın.

geçmiş olsun.

mide probleminiz var mı? reflü de öksürük yapabilir.

Chanel Gabriel
Gucci Bloom

Giorgio Armani Emporio Diamonds
Lancome Tresor Eau de Parfum

Bir erkek olarak bu parfümler 10 numara :)

Sekerli ve fresh sevmiyorsan baharatli parfümlere bak. Daha feminen durur sever msiin bilmiyorum. Ben hyptonic poison seviyorum dior. Pudrali manifesto vardi hala da var ama eski koku. Armani si de bayagi kullaniliyo

Ne bileyim işte, sarışınlara floral esmerlere baharatli gider geyiği var ya bilemedim.Cildim yağlı evet.

Yarın önerilen kokuları deneyeceğim bakalalim.

Cacharel noa. Fazla fresh derseniz de amour amour

Benim favorim calvin klein obsession.

shiseido zen ;)

modern muse.
esta lader.

chanel chance ya da allure, yillardir ikisinden birini kullaniyorum, cok iltifat aliyorum. ilk sikinca agirmis gibi gelebilir (bana gelmiyor ama diyen var bunu), kokunun oturmasini bekleyin.

chanel chance (eau tendre) (en sevdiğim)
trussardi donna
salvatore ferragamo signorina
miss dior cherie blooming bouquet

hepsini kapat

ilkini ac, neresi isinmis kontrol et, bulunca uzerine yaz
ikinciyi ac, ilkini kapat, neresi isinmis kontrol et, uzerine yaz

digerlerine de aynen devam

deneme yamulma yontemiyle buluursun

veya projeyi gerçekleştiren tesisat şirketini arayıp öğrenebilirsin. belki her yerde aynı şablonu kullanıyorlardır. oda metrekareleri en büyükten küçüğe olacak şekilde vanalar sağdan sola doğru falan. bence olabilir.

Sorunuza alakalı değil ama minik bir ipucu vermek istedim. Yerden ısıtmalı evlerde büyük ve kalın halı kullanmayın. Hatta mümkünse hiç halı kullanmayın, ya d a minik kilim tarzı şeyler tercih edin.
Isıtma performansını çok etkiliyor çünkü.

www.goodreads.com
Burada olmadığına göre çevrilmemiş çok yüksek ihtimalle.

www.nadirkitap.com
Kitabın başlığı tuhaf bir biçimde çevrilmediyse burada da yok.

m.kitapyurdu.com

Türkiyede basılan kitapları bunlarmış.

akide sekeri
nikah sekeri
patlayan seker
kaynana sekeri
Çitir seker
leblebi sekeri mi? www.cerezciyiz.biz

portakallı draje

Şekerli kişniş?

tamamen kapatmak mantıklı değil.

Tamamen kapatırsanız ortam hızlı bir şekilde soğur sonra ısıtmak için sistem daha çok enerji harcar. Minimum ısıda sabit tutmak daha ekonomiktir. İmkan varsa kullanılan ısıtıcı (kombi soba vs) ekonomik modda çalıştırılmalıdır.

Aslı erdoğan
Latife tekin

Türk edebiyatından takip ettiklerim arasında ilk aklıma gelenler.

Şiir ve biyografi severim. Dolayısıyla son 20 yıl kriterini bağlı kalmadan sadece ilgi alanlarıma yönelik yazarlar ya da ilgilendiğim konularla
ilgili kitapları alıyorum.
Tavsiye edilen kitaplara bakıyorum, hoşuma giderse onları da alıyorum.
Böyle böyle büyüyor kütüphane.
Mobildeyim, düşük cümleler gramer hataları için özür dilerim.

Edit:yeni kitaplardan arkadaş tavsiyesi, İnternet yorumları ya da gazetelerdeki kitap tanıtımlarıyla(kitap ekleri vb) haberdar oluyorum.

Polisiye severim mesela sevil Atasoy, Ahmet Ümit dememiştim. Onları da ekleyeyim. Daha düşünsem neler neler çıkar da...

Arkadaşlarıma soruyorum

Turk edebiyatiyla sınırlamayın lutfen dunya edebiyatını daha cok bilmek istiyorum aslinda

Dilerseniz kütüphanemim parti parti fotoğrafını çekip atayım. Tek tek yazamıyorum çocukla zor oluyor.
Ama genelde eski kitaplar oluyor bende de...

"Roman türü tüm dünyada düşüşe geçti" çok acayip bir önermeymiş. Sadece self-published kitaplarin bile on yılda yüzde dörtyüze yakın arttığını düşünürsek, edebiyat alanında artık daha diverse açılımlar yapıldığını göz önünde bulundurursak en azından sayı olarak bir düşüş olmadığı aşikar. Kalite olarak düşüşe geçtiği düşüncesiyse burada öne sürülen, yine elimizde yetersiz data var. Bu klasik kitapların zamana yenilmediği bir gerçek, fakat günümüzde yazılan bazı romanların da ikiyüz yıl sonra okunup okunmayacağını bilmiyoruz, zira daha o kadar zaman geçmedi üstünden. Sırf yeni diye "salla gitsin" diye bakmamak gerekir. Ha tabii, yukarıda bahsettiğim self-publishing imkanlarının artmasıyla herhangi bir sektörel onay ihtiyacı olmadan bir çok şey basılabiliyor ama o da genelleme yapmak için yeterli değil diye düşünüyorum.

Ben okumayı sevdiğim türlerden gidiyorum. Mesela modern dönem İngiliz yazarları özellikle ilgimi çekiyor. Jodi Taylor, Gavin Extence, Alastair Puddick, Christopher Shevlin, Caimh McDonell vs gibi yazarlar birbirine benzer tarzlarda ürünler çıkarıyorlar, onları takip ediyorum. Haliyle sevdiğim bir yazarın yeni bir kitabı çıkınca onu alıyorum.

Booker ödülü vs almış kitapları takip etmeye çalışıyorum bazen. Ya da seçmemde faydası oluyor diyeyim.
İnstagram'da sevdiğim bazı yazarları takip ediyorum, onların önerdikleri kitapları okuyorum. (bu en önemli kriterlerimden biri olabilir.)
Non-fiction içeriğinde ilgimi çeken konuları takip ediyorum.
Amazon'da ve başka kaynaklardaki yorumları okuyorum.
Ayrıca yazarlardan oluşan bir community (buna ne deniyorsa) içindeyim, herkes birbirine tavsiyede bulunuyor.

"Önereceğiniz kitap var mı?" çok geniş bir soru, ne tarz, nerelerden olan kitaplarla ilgileniyorsunuz ki?

al benden de o kadar.
benim gibi insanı okumaktan soğuttular. daha gençken ne kadar okursan o kadar iyi mottosu ile okuyordum. sonra boş beleş birbirini tekrar eden şeyler okuduğumu fark ettim. önüne gelen kitap yazıyor yazıyordu ki okuyarak bitiremezdin. bu bende paradigma değişikliğine yol açtı. sonraları seçici olmaya başladım. bir nevi diyete benzedi bu. bazı tür ve kişilerden uzak durdum. özetini bile okumadım merak etmedim. ---hiç bir şey kaybetmedim--- bunu görünce de diyet azdı. daha da seçici oldum derken öyle bir noktaya geldim ki neyi okuyacağımı ince eleyip sık dokurken okuyacağım şeyle ilgili okurken zamanım geçiyordu. bunu netflixde izleyecek film bulamayıp filmleri önceden araştırmaya başladığın ve sonunda saat 11 de hiç bir şey izlemeyemeden yatıp uyuduğum bir sürece benzetebilirsin. şimdi de bu döngüden çıkamıyorum iyi mi? yani bir şey okumaya karar verip, bu okunur mu deyip, hayır bu daha iyi diye düşünür olduğum ve enerjimi buna harcayıp okuyamamakla sonuçlanan döngüden. aradığım şey sahicilik ve stil.. konu önemli değil neredeyse. cevap olmadı yorum oldu ne yapalım idare et.

takip ettiğim goodreads hesapları var. zevkini sevdiğim insanlar var. her zaman birebir tutmasa da beğeniler çoğunlukla denk geliyor.
goodreads'te bir süre geçirdikten sonra benzer zevklere sahip insanlardan bir kitle oluşuyor. oradan oraya derken de o istediğiniz kapı açılıyor. ya da yeni çıkanları takip edip risk alacaksınız.
türk yazarlarda o risk %90 ihtimalle gerçekleşiyor, yabancı yazarlarlarda da %50, %60 oranında... yeni çıkanları takip ederken çok övülenlerden genellikle uzak duruyorum ben. yeni çıkan değil de, dilimize yeni çevrilen "kalbin yardımcı fiilleri" diye bir kitap okudum mesela, macar bir yazarın, kendimi kesecektim. sonra hakkında ne yazılmış diye biraz gezinince yere göğe koyamayan pek çok yazı ve blogger gördüm. garip cümleleri art arda dizme telaşındaki deneysel yazarlardan zerre kadar hazzetmiyorum ama nedense türkiye'de çok övülüyorlar. anlaşılmayanı en iyi ben anlarım zihniyeti herhalde bu.

sürekli klasik klasik, daraltıyor. keşiflerden biri mutlu edince yepyeni bir dünya açılıyor önümde, o yüzden o riski almaya devam ediyorum.

Sevdigim yayinevlerinden cikanlari listeletiyorum idefix.com benzeri sitelerde.

Melisa kesmez'in kitaplarini oneririm. 3 oyku kitabi var ve hepsi birbirinden sevimli. Yeni yazarlara baslangic icin dogru bi tercih olabilir.:)

Takip ettiğim, sevdiğim yazarların yeni kitapları çıktıkça online satış sitelerinden haberim oluyor.

Bağımsız kitapçıların Twitter ve instagram sayfaları çok faydaları oluyor yeni yazarlar keşfetme konusunda.

Mesela izmir'de Yerdeniz kitapçısı. Sahibi Nuray hanım çok tatlı kadındır. Twitter sayfasında sürekli "okuyun, duacım olursunuz" şeklinde kitaplar paylaşır. Çok faydasını gördüm.

twitter.com

Merak ettigim konularla ilgiliyse yazarı da bilim insanıysa

Zihni milli eğitim ve medya tarafından iğdiş edilmiş bir nesilden olduğum için henüz Türkçe edebiyatın klasiklerini okuyorum. 20'li yaşlarımın ortalarına kadar Tanpınar'ı ve Kemal Tahir'i rejim karşıtı olarak gördüm diyeyim, siz anlayın :)

80 sonrası modern Türkçe edebiyattan sadece İhsan Oktay Anar'ı hakkıyla okudum.

Ben de arada bir acaba neleri kaçırıyorum diye düşünüyorum ama eğer son 30 yılda yeni bir Yaşar Kemal çıksaydı bir şekilde haberimiz olurdu :)

Kitap tavsiyesi için bir sürü kaynaktan faydalanıyorum. Murat Sevinç'in Gazete Duvar'daki kitap yazılarını takip ediyorum. Emrah Safa Gürkan herhangi bir konu ile ilgili kaynak eserleri paylaşıyor. Sevan Nişanyan'ın önerdiği kitapların da boş çıktığını görmedim. Daha Harari ve Kahneman bu kadar patlamamışken o önerdiği için okumuştum.

fivebooks.com'da alanında uzman kişilerin önerdiği kitaplara bakıyorum. Eğer Goodreads ve Amazon'da çok fazla zıt yorum okuduysam libgen'den kitabı indirip göz atıyorum.

Dünya edebiyatında diğer alanları bilmiyorum ama bilimkurgu alanında son yıllarda iyi yazarlar çıktı.

çatır çutur?

Sert ise hoşaf yapılabilir.

Mobil edit:mürdüm eriği

Çatır çutur yenmiyor yahu. Yense zaten tüketeceğim kolaylıkla da...

Erikleri güzelce yıkıyorsun böyle tencerenin içinde kurcalıyorsun iyice sonra bulanık suyu döküp kuru eriği iki parmak kalınlığında geçecek şekilde su dolduruyorsun. Sonra kısık ateşte 30 dk yavaş yavaş kaynatıyorsun. Altını kapatmaya yakın içine yarım yemek kaşığı tereyağı koyuyorsun. Sonra altını kapatıp 30-45 dk dinlenmeye bırakıyorsun. Sonra kaşıklayıp gömüyorsun. Ben bu işlemi kuru kayısıda yapıyorum mükemmel bir içerik oluyor.

Enseye sıkıyorum normalde başını ağrıtıyor.

Hepimis ya da badecanlar var instagram'da.

Katı parfümlerini deneyebilirsiniz. Doğal içerikle üretiyorlar.

İkisi de güvenilir satıcılar.

Çok beğendim güle güle kullanın.siyah, lacivert pantolonla çok şık olur. Yine pastel tonlarda gömlekler olur.

yağmurda çamurda kullanmadığın sürece ki kullanırsan ıskartaya çıkar. kaşeyle falan gayet sıkı durur bu. Kahve tonları kazak vs ile daha iyi olur.

Mobil edit: şimdi ne olacak?

Cezayı fazla bulmuş alt sınırdan verilmesi gerektiğini söylemiş eğer alt sınırdan neden verilmediğine ilişkin bi gerekçe varsa bunun daha açıklamalı bir şekilde olması gerektiğini söylemiş. Karar bundan dolayı kaldırılmış.
Şimdi ne olacak; Yerel Mahkeme varsa bi gerekçesi sunacak aynı cezayı yeterli bir gerekçe ile verecek yoksa kanun maddesindeki alt sınıra yakın bir ceza verecek.

Hiç birşey olmamış gibi devam edin bence. Siz üstünüze düşeni yapmışsınız.

Yanlış bir şey dememişsin ki. Bir şey yapmana gerek yok.

Peki sizce neden böyle tepkisiz kaldı?

devamını istemiyor herhalde, öyle anlaşılıyor. o konuya girmek de istememiştir muhtemel bir tartışma istemediğinden. hayatınıza kaldığınız yerden devam edin. kadınlar böyle şeyleri çok yapıyor.

Ben beklerim beklenilmesini de beklerim, dikkat ettiğim nadir konulardan biri yemeği birlikte yemekle ilgili.

benim ailemde hiç yenilmedi. evde yemek de yapılmazdı. bence çok önemli ve aileyi bir arada tutan bir şey.

Bence de önemli. Bizde özellikle babami bekler öyle sofrayi sereriz. Ya da biz disardaysak annnem arar, yakinsan gel yemegi hazirlayacagim yetiş vs.

angelus+1

hayir

Önemli.

Önemli işi olan ve gerçekten yemeğe yetişemeyecek olan aile bireyi haber verir, onu beklemeye gerek olmaz ama her evin bir akşam yemeği saati olmalı aile bireyleri de önemli bir mazereti yoksa sofrada bulunmalı bence. Bir sebepten karnı tok olsa bile akşam sofrasına oturmalı en azından bir kase yoğurt ile o sofraya eşlik etmeli.

Valla bence çok önemli de artık bunu yapmak çok zor.

zerre önemli degil.

hayatim boyunca yemek yeme ritüelini anlayamadim, benim gözümde böyle gereksiz seykerden biridir toplu yemek yeme ritüeli.

normalde 10 dakikalik yemek yeme seansini topluca oturup 1 saate yaymak sacmalik. koca koca masalari ufak gruplar icin donatmak keza ayni sekilde sacma gelir.

Çok güzel bir şeydir beraber yiyebilmek. Ama biz hafta içi yapamıyoruz. Çocuklar eve erken geliyor ve aç oluyorlar. Yemek yemeden ödeve başlayamıyorlar. Ben nisbeten geç geliyorum (7 gibi). Eşim epey geç geliyor (8 gibi). Ayrı yiyoruz mecburen. Ama eşim yemek yerken ben de yanına oturur yemesem de eşlik ederim.

Aslında olmasını gerekeni siz söylemişsiniz.

Yeterince araştırdığınızı gösterecek kadar çok, tezi sağdan soldan toplamış dedirtmeyecek kadar az olmalı.

100 sayfa nedir yahu. kitap olmuş o. 40 sayfada bitmiyorsa sorun var.

Çok kaynak göstermek, literature hakim olduğunuzu gösterir bence, o sebeple iyidir. Size ait fikirlerin, yorumların ve analizlerin olması da lazım, bunları içeren kısımlara referans koymuyorsunuz zaten o sebeple ordan burdan toplanmış gibi görünmez. Yani, referansların metin içindeki dağılımı da önemli.

Bu arada 100 sayfa için çok ya da az denemez, tezin uzunluğu alana ve hocaya göre değişiyor.

sosyal bilimler için normal çünkü her düşünceye referans vermen gerekiyor, vermezsen de dediğin gibi zaten olmaz. ben mühendislikte tez yazdım, 65 sayfa için 2 sayfa referans var.

benimkine baktim, tez uzunlugu 130 sayfa, referanslar 5 sayfa tutmus. muhendislik fakultesi.

eli yuzu dusgun tez nasil 40 sayfada bitiyor anlamadim, zaten konuya girmen 20-25 sayfa suruyor.

harvard 15bin kelimeden fazla olmasın istiyor ki bir sayfa yaklaşık 500 kelimedir. appendix'ler için de max 25sayfa limitiniz var ki onun da hepsine gerek olmaz. yani 25 sayfada konuya giriyorum diyorsun. oha. bırak bu işleri bırak.

sürülür de krem, merhem falan yok mu hiç hametan, bepanten gibi?

@diff

hastaneye ve eczaneye uzak bir yerdeyim.

Sürülür. Ancak zeytinyağını biraz ısıtarak asiditesini düşürün. (yakmayın ama) sonra soğutup kullanın. özellikle asit oranı yüksekse tahriş edebilir.

açık yara ise zeytinyağı sürmeyin, sabunlu su ile yıkayın.

Yazıştığınız kişi ingilizce bilmiyor.

“ bu kadar buyuk bir siparisin ne kadar zaman alacagini gorecegim” gibi bir sey demeye calismis. Tabii ki emin degilim :)

buyuk siparis gelirse ne zaman cikartabilirsin demi bence. (: niyet okudum.
ingilizce bilmiyor +1

Ben diğer cümlelerde de tam olarak ne dediğini anlamadım :p hadi benim İngilizcem sallanır da adamınki direkt dökülmüş.

Ama 2.cümlede galiba, yüklüce bir sipariş versek ne zamana alırız gibi bir şey soruyor.

bir kac olasi senaryoyu denemek istedim. ozellikle buyuk miktarda bir siparisi ne kadar zamanda hazirlayabilirsiniz. lutfen verebileceginiz en iyi (dusuk) fiyati verip bir proforma duzenleyin bize. biz de bi bakalim.

misirlilarla, pakilerle calisa calisa dekoder gelisiyor. ahahhsdjsn

Can dostum filmindeki psikiyatr Robin Williams ile.

Tabi ki true romance- alabama whitman.

kaplan ve ejderha'daki genc kiz ile. (Zhang Ziyi'nin oynadigi)

mr. darcy

edward fairfax rochester

Ninja kallumgalardaki April ile. Cok guzel, citi piti bir sey. Cunku Megan fox.

black widow

Juliette binoche

sayın duyurucular soru “en beğendiğiniz ünlü” değil. karakter soruyorum.

Muhtemelen Balkan filmlerindeki karakterlerden biri olurdu. Filantropica'daki sekreter örneğin.

Ingiliz Hasta - Count Almasy

Marla singer

About Time'daki Tim Lake ile.

The hobbit- Bard the bowman

Dr sıtkı Karaca. Yalnız hala eskişehir'de mi bilmem. Ben Ke disiyle bir kaç seans görüşmüş yaklaşımından çok da memnun kalmıştım.

Kendisi epeyce muhafazakar ben de ateist olmama rağmen görüştüğüm doktorlar içinde bana en çok yarayandı.

Çok iyi fiyat vermişler.

Ben 70 cm mutfak balkonuna akordiyon sineklik istedim. 400 lira fiyat verdiler. En ucuzu o da...

800-900 den aşşağı kimse yapmaz anlattığınızı. Hele sürgülü istemişsiniz.

Çok bir kazık yok gibi.

Pazarlık yapın az.

kazık yok
o şeyler pahalı

Teşekkürler.
Bir kadın olarak bu piyasa hakkında bilgim yoktu.

Ölçüsünü alıp armut.com'dan fiyat alın bence yaptırmadan, ölçüyü ben size vereyim kabaca;

Çelik kapı 90x200, balkon kapısı en fazla 80x200, belki daha küçük. WC pencereleri de ortalama 40x50 iki adet.

Cevabı göndermeden merak edip baktım, 80x200 pileli sürgü sinekli ceviz-meşe renklerinde 187 tl fiyatı var. N11

Menteşeli olan da 94 tl, o da N11 ama başka satıcı.

Hadi ikisi 300 de, wc'lerde 100 tutsun 400 de, iki misli işçilik alsın 800 desin. 1100 nedir?

Armut.com’a talebinizi yazıp teklif alabilirsiniz alternatif olarak. Böylece piyasayı da görmüş olursunuz. Ben oradan sineklik yaptırmıştım uygun fiyata ama benimki basit pvc içine alüminyum telli sineklikti.

fiyat güzel. 1000 tl deyin kabul eder. iş bitiminde parayı verin. hayırlı işler.

@John Bloor teşekkürler.
Talepte bulundum, bekliyorum.

The factory has been established in 1977 (nineteen seventyseven) and named as (Konya İplik Pamuk AŞ). It has a trading volume* of over 4 (four) billion American Dollars and 17 (seventeen) thousands employees. The company takes part in 8 (eight) different sectors such as...

Şirketin ingilizce ismi olabilir, parantez içine o gelebilir yani. Türk hava yolları Turkish airlines gibi.
ciro için aklıma hiçbir şey gelmedi, tam karşılığını bulamadım, zaten garip bir terim kendisi. Türkçe'de bile ne demek yani bu girdi çıktı... Revenue denir genelde şirketler için ve gelir anlamında. Onun yerine trading volume dedim, business volume da olabilir.

sector'den emin değilim o yüzden örnek vermek iyi olabilir sonrasında.

your establishment was founded in 1977 in konya as "konya iplik pamuk". more than 4 billion turnover and 17 thousand employee, it is active in 8 different sectors in market.

Sorunuza cevap değil ama ben sizin soruya verdiğiniz cevabı biraz basit buldum. Ben sizin yerinizde olsam 77de kurulup bugün 17 bin çalışanıyla yıllık 4 milyon ciroya sahipsiniz. X y z d gibi 8 farklı sektörde faaliyet gösteriyorsunuz derdim.

Güzel, şık bir ayakkabı. Alınabilir

Beğendim, rengi de modeli de gayet hoş.

Degil ya.

Çok güzel, rengine de bayıldım

bence de güzel

Bu kadar parayı nereden buluyorsunuz olm ya.
Güzel

Arastirma gorevlisi ayakkabisi gibi. Nötr

ben cok begendim. daha ucuz olsa ben de alabilirdim. gule gule kullan

beğenmedim.

Guzel, alinir

Ayakkabı güzel,

O parayla ayak alırsın

Güzel değil ama o paraya bir numarası vardır belki.

bence iyi.

metro markette skechers indirimi var, 199 liraya düsüyor ayakkabilar. oradan al.

Hiç güzel değil

Berbat bile değil.

Ohannes burkina faso. O paraya tam üç ay 1+0 daire kiralar içine de kolombiya+rus hatun atarsın 2 tane. Para benim param sana ne amk dersen de gerçeği nasıldır bilemiyorum ama fotoda görüldüğü kadarıyla bim ve a101'lerde ara ara satılan 39.99 liralık ayakkabılardan sanılma ihtimali epey yüksek. Ben ayağında görsem bim'den mi aldın diye bi sorardım örneğin.

hiç güzel değil. tarzı oturtamazsan dede ayakkabısı gibi durur.
ayrıca kimse erkeklerin ayakkabısına bakmıyor yahu.

Parasını göstermeyen vasat ayakkabı

İdare eder bir görüntüsü var. Ben beğenmedim ama göz de tırmalamıyor. Yalnız gerçekten çok pahalı :/

Ayakkabı güzel gideri varda o fiyat ne

Bende beğendim eğer 200 300 arası olsa almayı düşünürdüm.

bence fiyat performans açısından yetersiz biraz.
çirkin bir ayakkabı değil, ama güzel de diyemem.
silik biraz.

Güzel Bence

İkea kivik

Enza mayfair

Bende alerjik astım var. Sizinle aynı sebepten bir kaç yıl yaptırdım, çok da memnun kaldım.
Ama dikkat etmeniz gereken grip aşısını yaptırınca da bir kaç gün dinlenmeye çalışın yoksa ilk olarak aşı hasta ediyor. Cuma vurdurun ki hafta sonu yatıp dinlenebilesiniz. O hafta sonu temizlik vb yapmayın, mümkünse yemeğinizi önceden hazırlayın size sadece uzanıp dinlenmek kalsın. Bu şekilde hiç hasta olmadan aşı dönemini atlatırsınız. Grip dönemini de hasta olmadan ya da çok hafif belirtilerle geçiştirebilirsiniz.

saglik merkezlerinde ucretsiz oluyor diye biliyordum. hatam varsa duzeltin

Olmanızı tavsiye ederim, koruyuculuğu var. Ancak sağlıklı olduğunuz günde yaptırın, hafif soğuk algınlığınız bile olsa o gün yaptırmayın işe yaramıyor.
Eczanelerde bu hafta bulamayabilirsiniz, Kasım ayı başında tekrar piyasada olacak. Bu arada sadece 65 yaş üstü veya gebelerde veya raporlu kronik pulmoner, kardiyovasküler hastalığı olanlarda sigorta karşılar. Sizde karşılamayabilir.

ben cok sik grip olan biriyim

iki uc sefer olmustum, gercekten beni korumustu, grip olsam bile ayakta atlatiyordum

olabilirsin

ben ingiltere'de yasiyorum, grip asisi olmadan tuvalete gitmem

ne alakası var ya. insan sevdiği birini kaybedince nasıl kendini "eceldi" "kaderde varmış" diye teselli edebilir?

bir ölüm bir ayrılıktır bir eksilme halidir. ve bence sorduğun şekilde, bu sorunun allaha inanmakla değil bence kadercilik ile alakası var.

bunun bir döngü olduğunu düşünüyorum. allaha inananlar da aksini iddia etmiyor zaten. birileri ölecek birileri doğacak vb. çokta kasmaya gerek yok. eskiyi getir yeniyi götür. sistem bu.

yukarıda yazılanlara katımıyorum. dindarlar ahirette yeniden kavuşacaklarını düşünerek kendilerini teselli edebiliyorlar. ölen kişinin aslında ölmediğini, yer değiştirdiğini düşünüyorlar. ölen kişi kaza, ihmal vs. sonucu öldüyse kaderinde bu varmış diyerek yine acıyı hafifletebiliyorlar. ölümün kendisinden çok allah'ın yazgısıyla yani imtihanları. onlara göre ölmek yok olmak demek değil.

inancın yoksa "life is life" diyorsun geçiyorsun, başka bir tesellin olmuyor. bir acı yaşanacaksa da yaşıyorsun. zaten olması gereken bu. hayatta sevdiğinin ölümünü kabullenmen ve yas tutman gereken bir zaman da geliyor, tutuyorsun işte.

Bir gün ben de öleceğim.
Bu düşünce her şeyi değiştiriyor.

Çocuklar avutulur gerçekçi olmak lazım

Maksat ölümsen sonra yaşamaksa daha mantıklı kavramlar var. Reenkarnasyon gibi.

Kendimi bildiğim yaştan itibaren hiç inancım olmadı. Dini eğitim de aldım, çok da okudum bu yaşıma geldim hala aynı fikirdeyim. İnanmıyorum.
En çok bahsettiğiniz durumu yaşarsam tepkim ne olurdu diye düşünürdüm.
Yılbaşında ani bir şekilde babamı kaybettim. Ailenin diğer üyelerinin aksine son derece sakin karşıladım bu durumu. Cenazesinde de dua etmedim. Mezara koydular, üstünü örtüler. Hoşçakal deyip çıktım mezarlıktan. Sonra normal yaşantıma devam ettim. Taziyeye gelenlerle ilgilendim, günlük işleri hallettim vb.

Geçen sene de çok yakın bir arkadaşımı aynı şekilde aniden kaybetmiştim. Çok üzüldüm ama aynı şekilde veda ettim. Teselli edilmeme gerek olmadığı gibi ben epeyce insanı teselli ettim.

hayat dahil her şeyin bir limiti olduğunu gözlerimle görüyorum. allah gibi, ahiret gibi, cennet/cehennem gibi limitsiz şeylerin zaten var olmadığını düşünüyorum.

canlılar biyolojik birer makinedir ve belli parçaları yeterince eskidiğinde ya da hasar aldığında çalışamaz hale gelirler.

annem inançlıdır, ama erkek kardeşim, babam ve ben ateistiz.

annem ölenlerin "daha iyi bir yere gittiklerine" inanıyor. buna tam olarak ahiret inancı diyebilir miyim, bilemiyorum, kendisi ahiret inancı olarak tanımlıyor. babam ve kardeşim ise kesinlikle sallamıyor, umurları bile değil :))

ben avutulmaya ihtiyaç duyulmadığını düşünmüyorum, insan her yaşta avutulmaya ihtiyaç duyabilir. bu noktada karakterlerimiz, psikolojik durumumuz etkili. karakter ve psikolojik duruma ise beynimizdeki nörotransmitterler, beynimizin fizikokimyasal ve elektrokimyasal durumu, vücudumuzdaki hormonlar vs etkili. bu noktada tam anlamıyla sağlıklı ve mükemmel insan vücutlarına sahip olsak, belki avutulmaya ve haliyle inanç sistemlerine ihtiyaç duymayabiliriz. ama tabi mükemmel insan vücudu neye göre kime göre? dahası insan, yapısından dolayı, mükemmel olsa bile inanca ihtiyaç duyabilir mi? belki buradan konu transhümanizme kadar gider, bilemedim şimdi. çok uzattım. ama kafamdaki fikir şu ölenlerle ilgili: anıları bizde kaldığı sürece, onları hatırlayabildiğimiz sürece, bu benim için onlarla ilgili bir avutmadır. zaten hatırlamazsam da üzülmem artık, çünkü dediğim gibi "hatırlamam". bir de ölüme üzülmek de saçma olabilir bir bakıma, ölüyorsun ve vücudun çeşitli bakteriler vs tarafından parçalanıyor. belli bir noktada moleküler seviyeye kadar parçalanıyorsun. o moleküller her yere dağılıyor -belki de bir sarı çiçekte olacağım şlakjdşajdajlada öyle bir şiir mi ne vardı şimdi aklıma geldi XD - ben unutulmamak, hatırlanmak, ama güzel hatırlanmak ve insanlarda üzüntü yaratmamak için farklı şeyleri hayattayken bizzat kendimizin yapması gerektiğini düşünüyorum. bu bir insana ufak bir iyilik de olabilir, benim kafamda olan şey gibi makale yazıp yayın çıkarmak da olabilir, böylece bilim dünyasına yaptığım ufak da olsa bir katkı, bir küresel atom savaşı çıkıp da tüm databaseler ve kütüphaneler yok olmadığı sürece, orada bir yerde olacak. yaptığım yayınlara atıfta bulunan insanlar sayesinde de dünyada bir ayak izim kalmaya devam edecek. bu beni şu anda mutlu ediyor. ölünce de ben var olmayacağım için, aslında benim açımdan önemli olmayacak :D haliyle şu anda kendimi avutuyor olmak, benim için yeterli. aynı şekilde sevdiklerimi de bendeki anılarıyla, özellikle de güzel anıları ile hatırlıyor olmak, o avuntuyu bana veriyor.

ben bunu daha kısa da anlatırdım sanki ya? XD neyse, bana kalbin kadar temiz bu cevaplama alınını ayırdığın için teşekkür ederim :)

Videoyu izlemedim fotoğraflar için konuşuyorum lightroomda fotoğraflarda oynamadiğın sürece iş yapmaz bu pozlar.

Makineyi de biraz az tanıyor gibisin ya da heyecandan mı diyelim?

Bir de her ne kadar sen çekmiş olsan da birazdan moderasyon duyurunu silebilir. Çünkü tanımadığımız insanların fotoğraflarını paylaşmışsın burada.

ışığı önemsemeni öneririm.

selam, rastgele bir kaç fotoğrafa baktım. güzel fotoğraflar var aralarında ancak kötüler de var. mesela kimisinde yerde ya da arkada çöp gördüm. kimisine ışık vurmuş, bazı yerlerde gölgeler var. kimi fotoğraflar parlak çıkmış.

gölgeler, ışık ve orantıyı düşünerek fotoğraf çekersen daha güzel olur.

Video güzel olmuş bence ama fotolar öylece çekilmiş ve yüklenmiş yani biraz renk, filtre, ışık oyunları vs. olmalı bence.
İnstagramdaki sayfaları incelediniz mi? Beğendiğim birini atıyorum:
instagram.com

instagram.com

Fotoğrafları inceledim biraz.
Işığa daha fazla dikkat edin, bir de pozlarda başların eğimi dönme açısı, elin kolun durumu sizin yönetiminizde az daha çekimleri incelerseniz daha güzel pozlar çıkar.
Kötü diyemem ama instagramda fotoğrafçı ararken bu resimlerin olduğu profili görsem tercih de etmem.

Videoyu da izledim. Kusur illa ki bulunur ancak video çok güzel. Hatta gelin ve damat doğal halinde oldukları için de güzel olmuş. Videodan bazı kareler fotoğraf olarak alınıp albüme koyulsa çok güzel olur.

Ozel, mutlu anlar kotu demek icimden gelmedi ama profesyonel olmadığı belli oluyor diyebilirm. Gelinle damada mutluluklar ayrica :))

bazı fotoğraflarda ışık çok patlamış (lightroom ile kolayca düzeltilebilir - renklendirme yapılabilir) , insanları kurşuna dizecek gibi duvarın önüne dizmekten vazgeç arka fon ile arada mesafe olması objelere ve portrelere derinlik katar :)

damadın saçları ve tepesi çoğu fotoğrafta kadraj dışı kalmış :) kimse yarım kafalı foto sevmez ;)

geri kalan çöp, şişe vs photoshop ile silinebilir.

Bilgisayar ortamında üzerinde çalışılması gerekiyor. Ben de size bir örnek vereyim:

www.instagram.com

Genel problemleri arkadaşlar söylemiş. Ben kompozisyon konusunda biraz daha çalışmanızı öneririm. Başları duruşu, aralarındaki mesafe kompozisyonu bozmuş.

Damadın pek çok fotoğrafta başının tepesi yok. Bedenlerin kadraj dışında kalan kısımları fotoğrafa derinlik katamamış. Yani kareyi görmeden tamamlayamıyorsunuz. poz vermeye zaman bulamadan yanlışlıkla deklanşöre basılmış gibi.

Özel bir kompozisyonunuz yoksa fotoğrafta kişilerin arkasını döndürmeyin lütfen. Tüm yüzler bir şekilde objektifi görsün.

Sırtları dönük bir kompozisyon da ışığı ve açıyı iyi kullanın, daha estetik olacaktır.

Keyifli bir iş yapmışsınız, imkanınız varsa bir profesyolden çıraklık eğitimi almanızı tavsiye ederim. İstediğiniz seviyeye daha hızlı gelebilirsiniz.

İlaç katkı payı değil de muayene fark ücreti alıyor olabilir mi? Siz doktora gittikçe sistemde muayene ücreti birikiyor sonra bir yerde böyle topluca karşınıza çıkabiliyor. Bunların tahsilatın eczanelere yükledi devlet.
Kısacası daha önce doktora gittiği zamanki muayene farkı olabilir? Ayrıca isterseniz eczacı size kalem kalem ne ödediğinizi gösteren bir belge de veriyor. Talep edebilirsiniz.

@balik kraker; Zaten özel muayene bölümüne gitti hep babam ve her 21 günde bir 85 lira muayene ücretini ödedi. Bu ilaç için alınan paraymış, yeni çıktı demiş eczacı. İnanamadım.

eczaneden döküm isteyin vermek zorunda

başka bir eczaneye danışın.

bencede bi döküm isteyin hatta sonucu yine bu soru altında paylaşırsanız güzel olur benim babamda kanser tedavisi görüyor. durum nedir merak ettim.

Astım için symbicort inhaler kullanıyorum. Son 1 yıldır ilaç başı 30 TL civarı katılım payı ödüyorum. Raporum olmasına rağmen ödüyorum. Başka eczaneden de durumu sordum evet kullandığım ilaca katılım payı ödüyorum. Öncesinde yoktu.
Diğer taraftan başka bir raporlu ilaç daha kullanıyorum, onda ise katılım payı ödemiyorum. Sanırım ilgili tedavi için kullanılan ilacın eş değeri ya da diğer bir ilaç daha varsa SGK ona katkı payı almıyordur . Durumu doktorunuzla konuşun ya da eczanenizle konuşun onlar bilgilendirir.

Kanalların yerlerini tercih sıranıza göre dizemediğiniz, en çok izlediğiniz kanalı örneğin 312. sıradan oynatamadığınız, başa taşıyamadığınız tuhaf televizyonlar var. Bu husus çok önemli :)

Curved TV olmasın. Arızasında komple panel değişiyor ki bu da tvnin fiyatına denk oluyor. Kısacası garanti sonrası servis ve yedek parça fiyatlarına da bakın? Kronik görülen bir problemi var mı araştırmak faydalı olabilir.

Smart tv olsun. Eğer torrentten film, dizi izliyorsan ve bunu bilgisayar bağlamadan usb bellek ile yapıyorsan oynattığı ses ve görüntü formatlarından emin ol mutlaka. Dahili uydu alıcısı da büyük avantaj. Lg iyidir.

yenileme hızı "gerçek" 100hz olsun.. piyasa 50hz olanlardan geçilmiyor!!!

devlet %25 mi ne katkı payı veriyor. para biriktirmeyi bilmeyenler için güzel bi sistem. bilenler için değil. sen para biriktirebiliyorsan besi boşver bence. biriktirmek istediğin parayı her ay düzenli olarak %50 altın %50 dolar yap uzun vadede daha kârlı olur.

Her ay belli bir miktar para yatırıyorsunuz. Sizin yaptırdığınız tutarın %25i kadar da devlet yatırıyor. Sistemde 10 yıldan az kalmanız ve yaşınızdan önce çıkmayı talep etmeniz halinde bir miktar kesinti yapılarak paranızı iade alabiliyorsunuz.
Şartları sağladığınız ise birikiminizi ya aylık maaş olarak ya da topluca geri alabiliyorsunuz.
Sisteme yatırdığınız parayı da çeşitli şekillerde değerlendirebiliyorsunuz. Mesela benim birikimlerimin bir kısmı altında bir kısmı dövizde bir kısmı da karışık fon sepetinde duruyor.

Ben hep genelde minimum primleri yatırdım. Sisteme 45 lira ile girdim şimdi 300 ödüyorum. (minimum üstündeyim) kredi kartına otomatik ödemeye bağladım, prim ödediğimi farketmiyorum bile.

Şimdi aklıma geldi baktım. Sistemde gelecek ay 10 senem doluyor ancak yaşı bekleyeceğim. Bu şekilde ödeme yapmaya devam edersem emeklilik hakettiğimde eline 160 bin TL geçmesini öngörüyor sistem. En azından standart bir araba parası biriktirmiş oluyorum böylece farkına bile varmadan. Çünkü kredi kartı her ay bir şekilde ödeniyor. Sistemdeki paramın tamamını altına yatırsaydım daha da kazançlı olurdu bence. Ben memnunum.

Para biriktiren biriysen her ay bes kesintisi yerine parayla gram altın al bankadan. Çok daha karlı olacaktır. Zaten TL sürekli değer kaybediyor. Çok bir manası yok o %25in o yüzden

Kısa vadeli düşünüyorsan zaten devlet katkısı falan yalan.
Eğer uzun vadeli düşünüyorsan da diğer yatırım araçları daha karlı ki bunu 10 senedir ödeyenler de söylüyor..
Bu sebeple amacın hem yaptırım hem birikim diye düşünüyorum ve %50 dolar+%50 gram altın ile kolaylıklar diliyorum..

sakın sakın hic bulasma. teyzem 20 yil bu isi denedi bi halta yaramadi ben de 4 yildir icindeyim bin pismanim. altina yatirsam cok daha fazla getirisi olurdu.
kazanci getirisi cok az. hic bulasma.
hisse islerinden cakmiyorsan git altin al daha karli. en azindan istedigin zaman bozarsin.
ben de besten cikacagim ama cikamiyorum cunku para kesiyorlar.

Uzun vadeli düşünüyorsan BES risksiz karlı bir yatırım. Ayırca deviet %25 destek veriyor bence çıkma devam et. BES dışında Borsa veya altın tavsiye edebilirim ancak döviz riskli olduğu için tavsiye etmiyorum. NOT: 20 yıl önce BES yoktu :)

Ben boş boş akıl verme, yaşayan bilir diye anladım. Şiiri bilmiyorum.

vazoda çiçek suya koyulur, güzelliği ve ömrü kısa sürer.
saksıda toprak, yani hayat vardır.
biri öldürür, biri yaşatır.
bunun nasıl bir şey olduğunu da çiçek bilir.

blatta hiberna +1

Yalnız güzel dizeymis.

blatta +1

başına gelmeyen işlerle ilgili boş konuşma eşekten düşenin halini eşekten düşen anlar.

Dişçi değilim. Ama çarpık da olsa kendi dişiniz (ki ön dişler genelde en sağlamları oluyor) her zaman implanttan daha sağlam olacaktır. Kırık, çürük ya da benzeri sağlık problemi yaratan bir durum olmadığı sürece kendi dişleriniz kalsın derim naçizane... Benim de ortodonti tedavisi için toplam 4 dişim çekilecekti. Kıyamadım, şimdi 40ıma geldim iyi ki de yaptırmamışım diyorum. Çünkü yaşla beraber damak yapısı da değişiyor. Geçen zamanla düzeltilen dişlerin eski dizilime dönme ve haliyle çekilen dişlerin yerinin boşalma ihtimali vardı. Sağlıklı ve temiz dişlerim var. Estetik olarak da beni beğenen hep böyle beğendi.

@balik kraker görüntü gerçekten çok kötü.diş eti çekilmesi de var.Biri sallanıyor zaten. Vampire döndüm.Çarpıklığı bir seviyeye kadar ben de beğenir,sevimli bulurum.Çekilen dişler,diş eti çekilmesi derken durum çok kötü bir hal aldı.Ağzımı kapatamıyorum.

Bahsettiğim gibi ben hekim değilim. Sağlık problemleri ya da kullanım zorluğu yaşıyorsanız tabi ki yarar/zarar dengesi açısından durumunuzun değerlendirilmesi gerekli. Bir tanıdığım 30 yaşından sonra diş çektirip tel taktı mesela. Ona zorunluydu. İsterseniz bir diş hekiminden daha görüş alın. Alternatifleri size onlar sunacaktır.

bence sadece soğuk algınlığı.

not: doktor tavsiyesi degildir.

Crp değerim 150leri gördü, gecelerce 40 derece ateşle yaşadım düşüremedim. sadece boğaz enfeksiyonu geçiriyordum. Doktor değilim, tavsiye vermiyorum.

ulaşılamayacak bir yer ise vinç getirmek gerekir. onun masrafı da sana ait olur.

Ücretsiz kurulum için belirli şartları oluyor, bu genelde balkon teras gibi ayağın yere bastığı alanlar oluyor.

Camdan sarkıp montaj yapmak için ekstra ücret isteyebilirler ya da güvenli değil diye yapmayabilirler.

En kötü özel bir servise dış montajı yaptırır içerisi için servisi çağırırsınız. En güzeli servisle konuşmak tabiki.

Yetkili servisin böyle çılgınlıklar yapacağını sanmıyorum ;

www.google.com

Edit: @hadsafhada güzel fikir vermiş, vinç çağırılırsa bir saatliği ortalama 300 liraydı en son

işte camdan sarkarak yapmaları gerek. ayagın yere basacagı bir yer değil. ne yapmak gerekiyor peki.

ofise aldığım klimaların montajını camdan sarkarak yaptılar. adamlar düşecek diye onlardan çok korkmuştum. duvarı delip dış üniteyi içeriye bağlamışlardı. kablo hortum vs için belli bir metrenin üstüne ekstra ücret isterler. dış ünite montajı için dışarıya iki tane L ayak takmışlardı. özetle dış cepheye montajı çok absürt bir durum yoksa yapıyorlar. dış cephe konusunda bina yönetimine de, izin almak şeklinde olmasa bile böyle bişey yapıcaz demek gerekebilir.

adamlar kurulum için geldiklerinde keşif yaparak tüm olasılıkları belirler zaten biz evi bilmeden görmeden şu an ne desek boş. en kötü ihtimalle başta dediğim gibi vinç gerekebilir. onun da piyasasını @john bloor yazmış.

Dışarıya vinç gerekebilir.
İç ünite için de TV üstüne mesela montaj yapılmaz, çok uzun tahliye borusu kullanılmaz. En uygun yeri bulup montaj yaparlar.

Aynı dertten 2 hafta önce doktora gittim, levmont ile benzer ilaç olan desmont verdi. Oldukça ağır bir ilaç, sersem gibiyim, her gece kabus gördürüyor ama burnum iki haftadır soba borusu gibi açık, hava sanki sürtünmesiz geçiyor gibi. Uzun bir süredir ilk kez bu kadar rahat nefes alıyorum.

burun spreyi olarak da rinoclenil verdi, ben ihtiyaç duymadım bile.

Bence doktora görünme zamanın gelmiş sinüzit + alerjik rinit = uykusuz geceler, çöle dönmüş ağızla uyanmak, yorgunluk, mutsuzluk.

Aynı dert bende de var. Bende bunlara ilaveten faranjit de oluyor burnum tıkandığı için. Doktor bir arkadaşım aferin sinüs önerdi. Şikayetlerim başlayınca kullanıyorum, çok rahat ettim. O zamandan beri hem daha kolay atlatıyorum hem de faranjite dönmüyor.

teşekkürler öncelikle.
akıntının turuncuya dönmesiyle doktora gittim. sinüzite çevirmiş tahmin ettiğim gibi. doktor 10 gün antibiyotik tedavisi artı birkaç ilaç ve burun spreyi daha verdi..

evet, geçer.
ama eliyle seviyorsa, elinde ya da tırnağında mantar olması lazım.
yani vajinal mantar enfeksiyonu olan bir kadın kediyi severse kedi mantar olmaz.
direkt mantarlı bölgeye temas durumunda da kedinin bünyesi kuvvetliyse mantar bulaşmayabilir.

antibiyotik, gerekirse birkaç sürülebilir ilaç ve temizlik (çarşafları, havluları sürekli yıkamak vb.) ile kolayca geçer.

Kediden mantar bulaşan arkadaşım oldu ama aksine denk gelmedim. Kedi de arkadaşım da mantar tedavisi gördü, iyileştiler Umarım cevabım işinize yarar.