kırık olmayan ps3'ler hdd'lerine oyun kaydedemezler. ancak psn'den alınan minigame tarzında şeyler varsa vardır. bütün oyunlar kendi discleriyle çalışır. ps3'e çip takma gibi bir şey yok diye biliyorum usb stick tarzında bir şey takılıyor usb girişlerine ve kırılıyor. cihaz hep usb'de kalıyor. ayrıca kırık ps3'le online oynayamamanın sebebi de sadece belli firmware'leri kırabiliyor oluşları. zira ps3'te online oynamak istiyorsanız son firmware'e sahip olmanız gerekmekte. dolayısıyla kırıklar oynayamıyor. son firmware'de temiz bir ps3 cihazı (hata vermemiş olanlardan bahsediyorum) işinizi görecektir. ps3 içinden parça çalınması, değiştirilmesi vs gibi bir şey daha önce duymadım. o konuda bir bilgim yok.

o şekilde oynayamazsın hayır, oyun kopyalamak diye bir seçenek yok. Sadece ps network'ten indirdiğin oyunlar içinde kalır, yoksa hep cd takmak zorundasın. O oyun yüklü olanlar kırılmıştır bence.

en mantıklısı ford escort gibi görünüyor...

abi bu yazdigin arabalarin cogunlugu 8 etmez.internet uzerinden elde ettigin rakamlara inanma.cogunlugu yerse fiyatlari veriyorlar.bu listeden olacaksa renault 19 iyi olur satarken zorlanmazsin.escortu daha yuksek model alabilirsin.ornek olusturacaksa 98 model stw olanini 2 sene evvel 8 e almistim bir arkadasim icin.

honda civic coupe yide daha yukari model bulabilirsin.92 93 olanlarini alabilirsin 8 e.o kasasi daha guzeldir.satisi kolaydir.

elde kalmaması (patlamaması) açısından renault 19.

listede yok yüksek ihtimal düşünmüşsündür de ama uno yu da al bence listene temiz 98-99 olur en azından... hem daha kolay satarsın...

edit. ha klima+hid. direksiyon... bişey diyemem...

git hyundai excel al abi. o yabancı kasalardan. zaten motorları 1,6 falan oluyor diye hatırlıyorum. aslan gibi araba. niyetliysen o fiyata da bulursun kesin. kırık dökük arabalar alacağına birkaç sene taşıyacak bir araba almış olursun. 91-92 corolla 1,6 da çok iyidir, gl bulamazsın belki ama xl de olur. klimayı zaten her modelde isteğe bağlı satıyorduk o zamanlar. sağlam arabadır, hala taşır yani.

ilk kasanın makyajlısı reno clio 1.4 motor 98 - 99 hatta belki 2000 model bile bulabilirsiniz bu paraya. yıllarca kullandım bana mısın demedi. satarken de reno olduğu için çok rahat satarsınız

8 milyarı atma sokağa. bunların hepsi çöp. biraz daha bekle, veya borç harç kredi bul hacı.

93-94 mazda 323 sedan/hatchback
bunu al.

i işlemcili macbooklarda ciddi sıkıntılar çıktığını okuyorum c2d işlemcili bir önceki seriden kullanıyorum hiçbir sıkıntım yok. bence mutluyken mutsuz olmanın bir alemi yok

mac ler fazla deger kaybetmiyorlar, seneyede satsan gene iyi paraya okutursun, ama ille satcam diyorsan ozelliklerine bir bakabilirim

yaz bi fiyat bakalım bakalım.

ben kedime kullanıyorum. bir yerde indirimliydi, otuza falan almıştım. normal fırçalar en tepede birikenlere yetiyor, tabi bu sırada havada baya tüy uçuşuyor. furminator alttan gelen tüyleri çekiyor, dolayısıyla hayvandan topak topak tüy çıkıyor. kedimi kucağıma aldıkça üstüm mahvolurdu, şimdi tek tük tüy kalıyor.

kötü yanı, hiç bastırmadan taradığım halde kedim bu alete nedense hiç tahammül edemiyor. hiç furminator videolarındaki kediler gibi döne döne taratmadı kendini hep gırladı kaçtı falan. ama bu sorunu son günlerde aştım gibi, ensesinden kavrayıp çok dikkatlice tarıyorum, her seansın sonunda da ödül bisküvisi yediriyorum. kuzu gibi oldu. sevmiyor ama sakince oturup bitmesini bekliyor en azından. tüyleri pırıl pırıl duruyor. şiddetle tavsiye ederim.

mükemmel bir alet cidden işe yarıyor. kaşınmayı seven bir kediniz varsa furminatoru yere koyun, kendi kendine bile kullanır.

thanx to darknum

kedim pek sevmezdi ama baya tüy temizliyor. ebay'den almıştım (kargo dahil 70 tl filandı sanırım daha ucuz da olabilir). kedim de öldü. aleti de verdim. bir kedim yada fürminatörüm bile yok anlıyor musun ? Hadi temizle.

2000-2001 bmw 3.20i lpg de taktirirsin canavar canavar :).

ben de bi ara bakıyordum: honda jazz otomatik var o fiyatlarda

madworld naptın hocam ya, 25binlik butcesi olan adama bmw denir mi. bi arıza yapsa napcaz biz:);

@terp, neden bu jazz bana hiç guven vermiyor, kagıt gibi sanki:/

akli olan boyle bi donemde japon arabasi almaz, yedek parca fiyatlarinin hayvani bi sekilde yukselmesi buyuk olasilik. focus olabilr diycem ama sifir focus larda bile ilk kalkis anindaki tar tar tar sesi beni alip baska diyarlara goturuyor. Yerinizde olsam wv golf v lere bakardim 1.4tsi dsg li bulursan o civarda bence kacirma

@rentts japon arabası konusunda haklısın ama mazda'nın yedek parçaları avrupa'da uretiliyor diye duymustum(belçika mı neydi); ama dogru değilse cok haklısın.
vw de dusunulebilir tabi ama donanım seviyesi dusuk oluyor işte o paraya.

ford mondeo kullanıyorum, o fiyatlara almıştık gayet memnunum (dizel otomatik 2.0 2006)

1 2 daha koyarsanız 1.6 jetta lpgliler bulunabilir. focusun içi çok dar 180-185 üzeri iseniz arkanızdaki kişinin bacak mesafesi 10cm oluyor. corolla şu an yedek parça bakımından çok sıkıntıya girecek gibi.

ben de aracımı o fiyata satıp bir adet araç almayı düşünüyorum bu aralar. 25-26 barında en uygunu focus gibi duruyordu ancak içine oturunca kararım değişti. konsol falan şahane ama iç hacim çok ufak. sonraki seçeneğim olan megane 2 dizel alacağım sanıyorum. iç hacmi, yakıtı ve yedek parçası daha başarılı. reno tıngırtısı var diyorlar ancak temiz sahibinden bulunursa sıkıntı olacağını sanmıyorum.

panpa, bi de km player + coreavc kurup denesene, muhtemelen cozulecek derdın. cuda destegı de veriyor.

coreavc ayarı ıcın km plugınlerine girip x265, mkv için external kodec kullan-coreavc yi seciyorsun.

nuhu nebi'den kalma bilgisayarımla bile full hd takılmadan izleyebiliyorum. ekran kartıyla değil cpu ile ilgili bir işlemdir. sizin cpunuz da gayet iyi. bryan'ın dediği gibi codeclerinizi ayarlayın mis gibi olacaktır.

rixos premium. ikisine de gittim.

rixos premium.hep gitmek istedim.

rixos premium. arkadaşa web sitesini yaptırdı.

rixos premium balayımızda gittik. gerçekten güzeldi.

rixos premium. çocuk olunca gidersiniz voyage belek'e.

herkese cevap yazdığı için teşekkür ederim

bulabilirsen eski kasa temiz megane

hyundi accent; hyundai'nin parçası ucuz , fazla masrafı yok ve sürekli piyası olduğu için elden kolay çıkartıp üstüne biraz daha ekleyip daha iyi bir araba alabilirsin.

honda civic tavsiye ederim. Hyundai gibi piyasası olan otomobil satarken zorlanmazsın.
honda sağlam ve favorimdir. accent göre içi daha geniş.

clio, fiesta, accent, getz.
şehir içinde az yaksın diyosan getz süperdir. sağlam da araba.

opel astra cdi 1.3

albea. yıllık masrafı çok çok az.

ford mustang al süpper

kullanacaksan astra classic
2 sene binip satıcam diyosan clio

vodafone un telefonları olaiblr ya da lg optımus one olaiblir.

turkcell t10.

5800

eşime 5800 aldık. çok memnun.

Değiştirme bedeli alıp yenisini verirler muhtemelen. Yollayın yani.

720 tl civarı yenisiyle değiştiriyorlar.. bence gidin başka bir özel servise 100 150 tl verip pilini camını vs değiştirin.

ya telefonu sıfırıyla değiştiriyorlarsa servise vermeyi yeğlerim ama telefon hala garanti kapsamında yinede değiştirme bedeli mi odemek zorundayım ?

bide bu sabah baktım telefon çok fazla ısınıyor.

cam hariç diğer sorunlarından bahsetme. önce git camını yaptır genpaya parasıyla. servisten geldikten sonra ısınma ve pil problemi yaşadığını söyle ücretsiz yenisiyle değiştirsinler. öptüm kib.

ı ıh. (rumuza da uydu cevap hehe)

göreceli olarak sabit durulabilir heralde neden olmasın?

atıp tutmayın la. evrendeki her şey dönüyor. kütle çekimi diye bi kanun var. hiçbişey sabit kalamaz.

o noktanın pozisyonunu ve senin o noktadan uzaklaşma hızını yönünü falan bilirsen eğer.
ve elinde yörüngeni hızını vs. kontrol edeceğin yeterince enerji varsa evet teorik olarak o noktaya göre belli bir uzaklıkta statik olarak kalabilirsin.

Uzay boşluğunda "bir şeye göre" sabit kalmanız mümkün ama uzay boşluğu dediğimiz şey büyük patlamayla oluştu, dolayısıyla durup büyük patlamayı izleyebileceğiniz bir nokta yoktu.

öncelikle uzay boşluğunun ne olduğunu tanımlamak icap ediyor. ya da büyük patlamanın sıfır noktasını. orijin neresi ? evrenin sınırları neresi ? orijin ve sınırlar acaba birbirine göre sabit mi ki sen onlara göre sabit kalasın ? koordinatlarını nasıl belirleyeceksin ? x-y-z kartezyeni bir konumunun olsun, bu eksenler birbirine dik mi acaba ? dik değillerse de açıları değişiyor mu ?

taşak geçmiyormuşum gibi oldu ama ciddiyim, uzayın geometrisi tam oalrak nedir, nasıldır, küresel midir kübik midir henüz ondan bile emin değiliz. yani sorunun cevabını vermek çok çok çok zor.

verilecek en tatminkar cebvap "ölçebildiğin kadar, ve kabul ettiğin mantığa göre sabit kalabilirsin" şeklinde olacak. ancak bunun için de uzayın aslında kocaman bir akvaryum olduğunu düşünmek gibi hatalı bir varsayım yapmalıyız.

uzayın tam merkezine ulaşabilirsen evet. bahsettiğim merkez galaksinin değil galaksi kümelerinin etrafında döndüğü merkez. tabi onların da etrafında döndüğü merkezler var. zor yani.. =)

www.dafont.com

Font font, site değil.

calibri;)

dimbek, klavika, swiss, futura

toyota display

candara.

yaa arkadaşlar adam ne logosu yapacağını bile söylememiş, sizler de ona font önermişsiniz. bence sen ilk başta ne için logo yapacağını söyle. yani bir iç çamaşırı giyim mağazasına yapacağın logoyla, bir karete salonun yapacağın logonun fontu bir olabilir mi? milyonlarca font var dünyada, içlerinde çok güzelleri de var ama doğru yerde kullanılmıyorsa hiçbir anlamı kalmaz.

Myriad Pro veya Helvetica

Dil kursu logosu olacak. Logo önemli değil, sonrasında da elimde bulunsun, çok öneri gelsin diye geniş tutmak istiyorum alternatifleri.

genelde sempatik ve güvenilir bir hava veren bir font:

gill sans mt

e2 de kullanıyor galiba. ayrıca yukarıda dendiği gibi türk ms office 2007'de olmayıp gavurların pek beğendiği helvetica da iyidir.

o halde ben de gill sans öneriyorum ama mt değil benimki, hatta müthiş bir kıyak daha yapıyor ve başucu kaynağımı sana açıyorum;

www.100besteschriften.de

frutiger ve myriad pro'nun italik versiyonlarını da severim ben...

kullanıyorum ben bu paketi. sözlük, twitter, facebook (video izlemiyorum) ve anlık işler için bana fazlasıyla yetiyor. google maps hakkında bi fikrim yok.
alın deneyin bir ay, paket aşımında zaten daha makul bi ücretlendirmeyle karşılaşıyorsunuz.

avea'nin da, vodafone'un da internet paketlerini denedim. Hic birisi turkcell kadar istikrarli ve hizli degil.
Google maps kullanacaksan 100 mb yetmez. Sahsen 250 mb'lik paketi kullaniyorum ve gayet yetiyor.
Ayrica opera mini kullanmani tavsiye ederim.

turkcell de 1gb dan az paketler var mı ki? internet sitesinde yazmıyodu bende avea kullanmayı planlıyodum.

turkcell de yaşadıgımda yerde 3g hizmeti bile vermiyo istikrarına sıcayım. :D

Evet 3G tam oturmadi hala. Ama 2G de gayet hizli.
"Abone eko" yazip 2222'ye mesaj yollamak lazim.

kesinlikle ve şiddetle vodafone internet.

kesinlikle vodafone aylık cepnet

iphone icin safari gayet iyi, operayla fln ugrasmayin. ben avea 3g hosgeldin paketi diye bir sey kullaniyorum, 100mb paketten 1 lira daha ucuz sanirim (7 tl), ama yine de 100 mb kotasi.

www.rmk-museum.org.tr

www.istanbulmodern.org

bodyworlds-istanbul.com

artık çocuğun ilgi alanına hangisi giriyorsa bir gezin, imkanım olsa her hafta gidip gezeceğim yerler buraları :)

Bostancı Lunaparkı

Avrupa yakasi diye ekleme yapayim.

bilgisayara falan ilgisi varsa sirkeci ya da yazıcıoğlu onun cenneti olabilir =)

miniatürk,pierre lotti,sultanahmet,topkapı sarayı gezisi,bodyworlds istanbul modern,istiklalde bira keyfi, Afm sinemaları,galata kulesi,köpek kiralayın Maçka parkına yürüşe çıkın,miniatürk civarından kalkan Helikopter turları var,büyükada yürüyüşüne gidin,

büyükada heybeliada falan?
bisiklete binersiniz hava da güzel
fotoğraf çekmece balık yemece vs.

bostancı lunapark dün acıktı.bugun de acıktır ama hava biraz bozuksa kapalıdır...

yazıcıoğlu işhanına götür, filmlere dvd lere, oyunlara falan baksın...

17 yaşında olup da istanbulu arkadaşlarıyla ya da tek başına gezemiyorsa sorun var demektir. bırak istanbulu kız arkadaşlarıyla gezsin. kız arkadaşı yoksa eğer, dalga geçmiyorum, aksaray'a götür. önünde sonunda bir gün gidecek nasıl olsa. kopuk arkadaşlarıyla aksaraya gideceğine senin kontrolün altında yapılması çocuğun özgüvenini yerine getirir. sıkılganlığı sessizliği bir nebze azalır. sıkılgan sessiz bir adamın kadınları keşfetmesi zaman alabilir, önayak olmalısın. 17 yaşında bir ergenin içinde ne volkanlar patlıyodur ki son derece normal.

normalde istanbul'da yasamiyor cocuk. yasiyor olsa arkadaslariyla gezerdi zaten, benle isi ne? tatil amacli geldi. neyse bugun bodyworlds'e gittik cok memnun kaldik (en azindan ben kaldim :)). yarin da sabahtan gezicez gibi bakalim. bi de zaten alisveris yapmamiz lazimdi. persembe de gidecek. o sebeple tesekkurler.

çöp ev insanı hastalıgı.

Messie SendromU?

olmaz mı?

www.southparkstudios.com

stokçular diye bir belgesel serisi vardı nat geo'da. demek ki stokçu deniyor bunlara. ama onlar atmadıkları gibi bir de topluyorlardı falan.

obsesif kumpulsif bozukluk "OCD" adı altında inceleniyor sanıyorum. "hoarding", "
compulsive hoarding" olarak aratırsanız detaylı bilgiye ulaşırsınız.

bende de var bu ya. elim gitmiyor hiçbir şeyimi atamıyorum. ellerim titriyor atarken:D

şaka bi yana ben de obsesif kompulsiflerde görüldüğünü okumuştum. bu vazoyu atarsam dünyanın sonu gelecek, bu eski kotumu atarsam kardeşim ölecek diye alakasız şeyleri ilişkilendirip atamıyorlar.

bir de cimrilikten olabilir ahha

bence bu hastalık değil. sadece tüketim toplumunun bireyi olmaya özendiren birşey. eger istediğimiz birey olamıyorsan bizim öngördüğümüz "normal" insan değilsin.

11'e 10 kala / pelin esmer ; koleksiyonculuk diye geçiyor filmden bahsedilirken ama yine de konuyla ilgili olarak izlemenizi tavsiye ederim ben naçizane, valla.

sizi şöyle alalım:
www.facebook.com

istifçilik.

çogzel araba ama performans bekleme. ben de baktım bu araca ama performansı konusunda soru işaretleri kafamdan hiç çıkmadı. manuel mi otm mi dersen toyota şanzıman konusunda çok başarılı gün içinde yoğun trafikteysen otomatikten şaşma derim. ha yok ben yılda 10.000km falan anca kullanırım diyenlerdeysen manuel servis masraflarını kısma konusunda oldukça başarılıdır.

otomatiğin rahatlığına alışında kolay kolay manuele dönemeyeceksin, bunu göze alıyorsan otomatik almalısın.

bu sene anneme araba alırken corolla'ya da bakmıştım. arabanın fiyat/performans oranı bekleneni vermiyor bence.

manuel'ini bilmem fakat "multi mode" epey sorunlu bir teknoloji. amcam ve teyzem yaris multimode kullanıyor. ikisi de memnun değil.

sözlükten khuzdul of krishanti'ye bir mesaj atarsan detaylı bilgi verecektir.

valla tam cevap olmayacak ama o saatte en kolay Atatürk'den Ankara'ya uçup sonra da SG'e inen bir uçağa binmek. Trafiğin en yoğun olduğu zamanlarda neredeyse 100 kmlik bir yoldan bahsediyorsunuz.

ohhooo hacı naptın ya. atatürk havaalanından çıkıp direk metrobüse biniyosun. ataköy - şirinevler vs. farketmez. sonra ordan kaptır kendini trafik dinlemeden 45 dakika da kadıköye gidersin. oradan taksiye bin ya da e-10 otobüse bin o seni götürür. e-10'un normal seferi 2 saat sürüyor ekspress seferleri 1 saat sürüyor. taksiyle de gidebilirsin diğer alternatif.

sakın ama sakın havaş kullanma taksime geçip aşırı trafikte kalırsın köprüde.

atatürk - taksim havaş

taksim - sabiha havaş.

dostum ama ucu ucuna yetişirsin, burası istanbul yetişememe ihtimalinde var.

@habula trafikte nasıl yetişicek allah aşkına ? havaş köprüde takıldı mı mümkün değil gitmez. ayrıca havaş yolcuların dolmasını bekliyor hemen dolmazsa ne olucak ? ben ne zaman binsem havaşa hep dolmalarını bekledi otobüslerin

sen de hep aynı haltı yiyorsun birader. ilginçsin ya;) ben havaşla yetişmiştim ama senin ki akşam trafiği yetişemeyebilirsin. yetişemezsen de bir daha al bilet alışıksın ne de olsa:)

valla köprü trafiğini es geçmek istiyorsan ve yükün yoksa, bakırköye git, (taksi otobüs vs)

oradan deniz otobüsüne binerek kadıköye git. kadköyden de e10'a bin.

2. alternatif atatürk havaalnından karsıya geçen(kadıköy) otobüslere binmek. numarasını hatrlamıyorum ama 7'24 calsıyordu zaten. burada dikkat edeceğin nokta kadıköye kadar gitme. mümkünse yenisahra-göztepe-acıbadem-uuzuncayır gibi duraklarda aktarma yapman.

3. bodozloma toplu tasıma . çünkü gercekten bahsettiğin saatlerde trfik yoğun olabilir ve senn ucak indikten sonra en erken 5te otobüse binersin. o bile or. besbucuk desen. beşbucukta trafik böyle böyle dir (2 eilimle birbirini tutuşturuğumu hayal et) bu durumda ne yapacaksın. havalınından trene bin. yenibosnada falan in. metrobüse bin. uuncayırda in. yine e10a bin. ama gözümde canlandırdım da cok fena ya:) sıkıs sıkıs ama imkansız değil ki zatn sabiha gökçendeki ucak kesin rötar yapar:D

4)bakırköy'den mecidiyeköy yada taksime git dedğim yollar ile. taksimden 4 levente gec metro ile. e3 mü ne var direk sabihoa gökçen..ona bin anadolu yakasına doğru trafik nasıldır bilemiyorum.belki direk geçersin 4 levent yakın köprüye.

5) havaş vb ile karsıya geç . gidebileceğin en uzak yere git. oradan taksiye bin.

6)bakırköyden bostancıya geç deniz otobüsü ile. e9 a bin. belki daha cabuk gidersin. ben olsam onu yapardım.

ben yazana kadar arkadaslar vermiş bilgiyi zaten. herhangi bir toplu tasıma aracı ile bahsettiğin saatler arası cok zor:)

şimdiden belirteyim tekrardan.

mümkünse ertelettir.

metro ile metrobüse geç. son durakta in. yani söğütlüçeşme'de. sonra express e10'a bin. internetten otobüs saatlerine bak. express olan e10'u yakalarsan hesaplarıma göre 7'de oradasın en geç. en kısa yol da budur.

taksiyle havaalanı - metrobüs: 10 dakika. (7 lira fln tutar)
metrobüs ile kadıköy(söğütlüçeşme): 1 saat 20 dakika. kadıköyde indiğin yerin hemen yanında havaş arabaları kalkıyor. evlendirme dairesinin orada. kime sorsan gösterir. zaten ordan gözüküyor.
havaş ile kadıköy(söğütlüçeşme) - sabiha gökçen: 30 dakika.

süreleri biraz trafik göz önünde bulundurarak verdim.

locco benim diyeceğimi demiş. en mantıklısı odur.

soğuk su =(

trash can diye bir şey yok ki (varsa da ben göremedim)? fotoyu sil diyorsun siliyor. sonra geçmiş olsun...

mac'teki trash can'den bahsediyorsan cift tikla, tasiyip cikar oradan.

iphoneda resim silmekten bahsediyordum, trash can gorunumlu olmasi beni sasirtti."delete picture" yaptim belki bir donus yolu vardir diye sormustum.tesekkurler ilginiz icin.

itunes ile senkronize ettiyseniz bir ihtimal ordaki backup'dan çıkarabilirsiniz.

valla nos takabilirsin ama 1 kere kullanmak nasip olur.

yeterli yanıt alabilmen için tavsiyem motosiklet.net / motordelisi.com gibi sitelere sorman

karburatörü ve subabları cbf ile ile değiştiremezsin olmaz öyle şey. detayını açıklamıyorum bile olmaz.

ikinci soruna gelelim scooterların motor yapısı ve varyatörlü aktarım sistemi, klasik cbf tarzo vitesli motorlardan tamamen farklıdır. bu saçma bi soru olmuş. ya yaparsın tabi ama 3 tane cbf150 parası yer o iş.

neden biri 8.5 diğeri 14 beygir çünkü biri honda diğeri mondial. honda 12.000 devir çeviriyor mondial o devri görse paramparça olur.

scooterın son hızı artarmı ? o scooterın son hızını sınırlayan şey nedir acaba güçsüz motorumu ? varyatör aktarım oranları mı ?

benim bildiğim o kocaman kasası 8.5 beygir motoru ile mondialler zaten siksen 80km den fazlasını yapmıyor.

ben geçenlerde tepe mobilya'dan aldım. gayet kaliteli ve ortopedik ve ergonomik. tavsiye ederim.

maddi durumun iyiyse
www.hepsiburada.com

ha bi koltukda 1200lira edicek ne olabilir dersen, bi dene anlarsın

ikeada gayet rahat koltuklar var. "moses" isminde deri siyah bir koltuğunu almıştım geçen sene. şu an onun üzerinden bildirmekteyim. 100 tl gibi bir fiyatı olması lazım.

bürotime'da 300-500 arası oldukça güzel bel desteği olan koltuklar var

try again, uzaya cikilabiliyo mu onla?

Piçlik doğuştan gelir arkadaşım; hiç sonradan piç olan görmedim ben. Taktikler filan boşuna. Piç değilsen hiç olmaya uğraşma; hem yemiyorlar, hem de rezil olduğunla kalıyorsun.

Ya piçsindir ya da hiç!

sonradan olma piç çok rahatsız edici. sen efendi efendi takıl boşver.

atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun diyebilmeniz lazım :)

Siz değişmezsiniz, değişmeyin de zaten. Bu tür çocuklar kıza her an "bu adam beni terkedebilir, ona kendimi beğendirmeliyim, onu elimde tutmak için her şeyi yapmalıyım" diye düşündürme özelliğine sahiptirler. Genelde sahiplenme bahanesiyle kıza hayvan gibi davranırlar, arada aldatır, kendini affettirmek için türlü taklalar (devasa çiçek, ayıcık, bir süre köle olma, vb.) atar, sonra yine hayvana dönüşürler. Macera isteyen kızlar (ki ülkemiz kezbanlarının neredeyse hepsi) bu tür oğlanlara tutulurlar :) İşin ilginci, bu kızlarımız bu hayvancıklar ne yaparsa yapsın, hatta aldatıp terketse bile köpek gibi sevmeye devam ederler, bir türlü unutamazlar. Etraf bunlarla dolu :)

ya şu sözlükteki "piç erkek" muhabbetinden hakikaten sıkıntı geldi. arkadaşım, piç erkek dedikleri şey özgüveni olan, kızların götünü yalayacak kadar ezik olmayan adam.

uzaktan uzaktan izliyorsan, kızlarla tanışmakta, tanıdığın ve hoşuna giden kızlarla konuşmaktan utanıp sıkılıyorsan hiç şansın yok. bunları yapamayıp eliyle idare eden ve sürekli erkek ortamında bulunabilen tipler de böyle "piç" lafını yakıştırırlar bunları yapabilenlere. benim de böyle arkadaşlarım oldu. adamların tek yaptığı milletin yaptıklarını uzaktan izleyip böyle saçma sapan yorumlar yapmaktı. ezik olmaya gerek yok. piçlik dedikleri özgüvenden başka bir şey değil.

ha özgüveni olup tonla kızı götürüp arkasına bakmayan adam da nazarımda ona tav olan kızdan daha suçlu değildir. madem böyle bir piç erkek tanımı var, aklı olan kanmaz böyle tipe.

zaten sen bir kızdan hoşlanıyorsan, bir yandan kızların piç erkeklerle birlikte olmasının haksızlık olduğunu düşünüyorsan, ve o kız için çıkıp biri "o kız piç erkeklerden hoşlanıyor" diyorsa ya sende bir sorun vardır, ya o kızda bir sorun vardır ya da senin arkadaşlarında sorun vardır.

Efendi ve oturaklı olmayacaksın en büyük hata budur.Kızlar popularitesini arttırmak için piçlerle takılır.İlla piç olacam diyorsan kızı kullanılmalık bir mal bir eşya gibi gör.Köpek gibi davran.Tek amacın yatağa atmak olsun.Üstüne başına dikkat et.Apaçi tarzı giyin.Entelektüel bir imaj sergileme kısacası kıro ol dostum.Kızlar genellikle piçlerin yanında kendisini güvende hissediyorlar.Efendi bir adam oldunmu pısırık muamelesi görürsün.Kızla buluştuğunda hiçbir boktan anlamıyormuş gibi davran.Başbaşa kaldığındada paso elle her tarafını,yiyiş falan.Birde kurallar koy sürekli,isyankar ol.Piçlik insanın doğasında vardır sonradan olunmaz ama bu tarz davranırsan birşeyler elde edebilirsin.

ergenlik dönemi bitince düzelir. takma kafaya.

zaten bu beklentide olan bir kızdan ne bekleyebilirsin ki.eger ki sen günlük haftalık ilişki istiyorsan vicdansız ol belden aşağı vur pat diye beklemediği tavırlar sergile yeterli.ama piçliğin para etmediğini göreceğin zamanlar gelecek asıl o zamanki ilişkilerin önemli.diğer türlü cebin kabarık olsun tipin beş para etmese bile bakar piçlik isteyen kızlar.

Kanka bişi aklıma takıldı: Niye kızın hiçbir boktan anlamayan, her şeyin en kötüsüne layık biri olmadığını düşünmedin ki? Dostum maçı kaybetmişsin. İki duyurundan anlayabildiğim kadarıyla da kız hiç öyle matah bir şey değil. Zorlama piçliğe filan. Sen kendine özgüsün ve seni de gerçekten sevecek birileri bulunur.

her zaman efendi ol. piçliğin ekmeğini 2-3 sene yersin ama adın her zaman it kopuk şeklinde anılır. ilerde pişman olacağın durumlara yol açabilir. ağır başlı olmaktan kimse birşey kaybetmez.

bence kadınları bu kadar genellemeyin, hatalı olur. siz de nasılsanız öyle davranmaya devam edin, kimse kimseye muhtaç değildir.

Yeterince çalışırsanız oluyor sadece sürdürülebilir bir piçlik elde etmek imkansız ama alkolle falan aktive olan piçlik modelleri geliştirilebiliyor, bir arkadaştan biliyorum.

Her Yer Siyah +1

Zorla piç olamazsın, çünkü bu yetiştirilme tarzıyla ilgili bir şey, efendilik karakterimize işlemiş.

Zorla piç olmaya gerek var mı, hayır tabii ki de.

kadınlar da kendi aralarında; erkeklerin neden türlü kaprisler yapan, kıskançlık krizleri yaşayan, kendilerini sürekli arabayla aldıran, ilişki için hiç para harcamayan, alışverişlerini ve faturalarını ödeten, kendilerine köpek muamelesi çeken kadınlara prenses gibi davrandıklarını düşünüp duruyorlar. hmmm, evet, doğru, tabi, oldu...

geçmişinizde bile kalsa, hayatınıza bir dönem dahil olmuş bir kadınla ilgili, böyle konuşabilen arkadaşları olan ve onların böyle yorumlar yapabileceği bir ortam yaratabilen biriyseniz, karşı taraf haklıymış derim. valla öyle yani, kimse kusura bakmasın.

@uckac yoo dostum yoo, sen çok yanlış anlamışsın olayı. özgüven sahibi olmak asla piç olmak değildir. nerden çıkardın bunu.

piçliğin tanımını EmilianoZapata yapar gibi olmuş. +1 benden de.

bir de bu piçlik dediğimiz şey ( uçkaç'ın tanımına katılıyorum bu arada) zamanla değişiyor. yirmi sene önce piç olamayan ben, bir bu piçlere bir de etrafındaki kızlara bakıp gıpta ederdim. ulan bir bir kızla çıkacağız diye on takla atarken, biri gelsin biri gitsin modundalardı. yirmi sene geçti evlendik, barklandık, çocuklandık falan, şimdi o piçlerin birçoğu iyi aile babası formunda öyle bir sünepeler ki aklım almıyor. onlardan on kere daha piç kalıyorum. ulan bir maça götüremiyoruz beyzadeyi. iki bira içirtemiyoruz. hani allah muhafaza karı kız desek masanın altına kaçacaklar. ( bizde de yok canım o kadarı, kamili bildiniz mi siz ?) mıy mıy mıy mıy da mıymıy. ben mi değiştim bilmem ki ?
yoksa doğrusu yirmilerde öyle, kırklarda böyle davranmak mı ?

yaşın 27'yi geçtiğinde hala bekarsan o terkedildiğin kızlar gibi milyonlarcası için altın değerinde olacaksın canım kardeşim. çevremde bir dünya düzgün bekar kadın var ama hiç bekar erkek yok (efendi-piç ayırmadım). cidden.

atrin usta, tanıstırsana bizi yea.

hadi len ordan ahah

piranha neo gps + universal bluetooth kulaklik diyecegim.harcayacaginiz para max 250tl kdv dahil

işinin ne olduğunu bilmiyorum.sallıyorum.
kendi memleketin olduğunu tanıdıkların çok olduğunu onların kendisinden torpil iyilik gibi şeyler isteyerek beni işten soğutacaklar, iş randımanını düşürecekler diyebilirsin.

kırılıp bukulmeye gerek yok ya, kabul etmedigini acık net soyle.

net bir şekilde gitmek istemediğini ve
yukarıda yazdığın sebepleri bir kısmını sırala.
performans düşüklüğü yaşarsın endişesi ile belki yollamazlar.
olmadı sen ima et.

akraba ve arkadaş çevre faktörleri dolayısıyla iş konsantrasyonumda düşüş yaşamak istemediğini. bulunduğun yerde tamamen kariyer ve kişisel gelişim odaklı iken diğer şehirde mecburen ailen tarafından aile odaklı yaşama çekilmeye çalışılacağını, dolayısıyla kafanın rahat olamayacağını. mevcut pozisyonunda çok mutlu olduğunu ama öteki tarafta bu mutluluğu yakalayamayacağını düşündüğünü ve onlarında izniyle olduğun yerde kalmak istediğini belirt.

daha nasıl diyeyim olm? =)

önce sim rehberini google ile sync et sonra google ile iphone'unu sync et voila. aynı şekilde outlook ile de yapabilirsin.

app store'da business card reader diye aratınca bir çok program çıkıyor, onlardan birisini deneyebilirsin.

* öncelikle kesinlikle öğretmen piyanoyla parçalar çalmalı :) izmir atatürk lisesi'nde bizzat yaşamış biri olarak söylemeliyim ki, işte tamam doğru liseye geldim dediğim an ilk müzik dersimdi :)

* öğrencilere güzel bir müzik kültürü yerleştirilmeli :) klasik müzik de dahil olmak üzere blues, jazz gibi kültürler tanıtılıp güzel örneklerle desteklenirse süper olur. türk sanat müziği ve türk halk müziğini unutmamak kaydıyla tabi ki :)

* bulunduğunuz şehri yazmamışsınız ama eğer imkanınız varsa klasik müzik için bir organizasyon düzenleyip (ilgili) öğrencileri bir senfoni orkestrası konserine götürmek (bir öğretmen çocuğu olarak biliyorum büyük sorumluluk gerektiriyor ama) oldukça güzel olabilir.

* mamma mia tarzı müzikal filmler izlenebilir.

şimdilik söyleyeceklerim bu kadar aklıma gelirse eklerim :) kolay gelsin şimdiden..

lisedeki öğretmenim gibi dersin bir kısmında (genellikle sonuna doğru) öğrencilerin isteklerini çalardım, tabii öğrencilerin zevkine güvenmek lazım bunun için. yine onun gibi, öğrenciyle laubali olmadan içten bir ilişki kurardım. bu öğretmenimi yirmi yılı aşkın süredir unutmadım, hala canlandırabiliyorum derste piyanoyla istek üzerine çaldığı klasik parçaları, istiklal marşına akordeonla eşlik edişini, okula motosikletle gelişini.

öğrenciler belki bir müzikli oyun projesiyle ilgilenebilirler. arada bir, başarılı müziği olan filmler izletilebilir. konser, müzikal, vb. izleme olanağı varsa hafta sonu gidilebilir. enstrüman çalabiliyorlarsa veya çalmaya başladıkları zaman, eldeki enstrümanlarla gurplar halinde çalıştıkları parçayı sınıfa veya uygun günlerde okula çalabirliler.

Sequencer ve genel DAW kullanımı hakkında bilgiler verirdim. Sayısal olarak müziğin nasıl yapılabileceğini ve illa enstruman kullanmanın gerekmediğini anlatırdım. Aranje'nin dışında miksaj'ın nasıl da önemli olduğunu ve dikkat edilmesi gerekenleri gösterirdim oğlu gösterirdim işte. Flüt mlüt geçelim bunları artık.

müzik dinlemek isterdim, örneğin beethoven 7. senfoniyi dinledikten sonra neler hissettirdiğini duygularını sorardım.

www.youtube.com
bunun gibi çeşitli uygulamalarla dolaylı yoldan müziği sevdirirdim.

valla şartlar tam uymayabilir ama, ben yine de anlatayım.

ilkokuldayken klasik bir müzik öğretmenimiz vardı. yani herkeste birer blokflüt, müzik kitabından muammer sun'un şarkılarını çalmaya çalışırdık çat pat. ben kendi isteğimle klasik gitar dersi alıyordum, ama çok motivasyonum yoktu.

sonra dördüncü sınıfta yeni bir müzik öğretmeni geldi. ilk iş yönetimle anlaşıp müzik odasına ufak bir davul seti, bir elektro gitar ve bir bas gitar aldırdı (klavye zaten vardı). her sınıfta da bir grup kurulmasına ön ayak oldu. ben o zaman sadece klasik gitar çaldığımdan elektro veya basa geçiş yapmaktan tırsıyordum, aldı beni karşısına anlattı işte şu şöyle çalınır bu böyle çalınır diye. ben o gazla bas gitara başladım. ilkokuldan mezun olana kadar da sürekli bas gitar konusundaki incelikleri gösterdi, yetmedi davul çalmayı da öğretti, işte bagetler nasıl tutulur, el - ayak koordinasyonu, doğru oturma biçimi falan.

velhasılı hala bas gitar çalıyorum, evde fender jazz var. davulu da 1,5 - 2 yıldır falan çalmadım ama yarım saat takılsam basit şarkılardan rahatça başlarım tekrar. ayrıca bu grup kurma işi sayesinde beni rock müzikle tanıştıran kişi oldu ilkokuldaki müzik hocam. dolayısıyla hala unutmadım kendisini.

zaman açısından da bizde de haftada bir dersti müzik, ama öğle teneffüslerinde yine yönetimden izin alıp müzik odasını açıyordu. biz de kovalamaca oynamak yerine müzik odasında çalışıyorduk. sonra zaten iyi çalıp zevk almaya başlayınca dersler bittikten sonra kalıp kendi başımıza çalışmaya başlamıştık. hey gidi.

türk beşleri tanıtılmalı, sevdirilmeli, sonra kendini bilmez 2-3 sümsük gibi türk leşleri denmemeli onlara. (bkz: pelin batu) (bkz: murat bardakçı)

Değişik müzik türlerinin iyi örneklerini tanıtmak iyi olur. Olabildiğince fazla klip seyrettirerek yapılırsa daha ilgi çekici olur. Çocuklar mesela Pink Floyd, Queen, Louis Armstrong, B.B. King, Fikret Kızılok, Iron Maiden, Janis Joplin, Neşet Ertaş kimdir, nasıl müzik yapar bilsin, her an maruz kaldığı Türk popunun başlangıcından bugüne nasıl değiştiğini bilsin, birkaç makamdan şarkı öğrensin (ya da bildiği şarkıların hangi makamda olduklarını öğrensin), klasik müzikte çeşitli türlerde kulak dolgunluğu olsun. Siz de arada şarkı söylerseniz zaten uçarlar :) "Kendi müziğini getir" etkinliği yapabilirsiniz bazı haftalarda. Çocuklar kendi dinledikleri müziği getirip arkadaşlarına tanıtırlar.

ilk derse geldiklerinde "merhaba ben müzik öğretmeniniz x. artık buna ihtiyacınız yok" diyerek flütü çöpe at. bak unutuyorlar mı seni.

ÖNCELİKLE, TÜM CEVAPLARINIZ İCİN TESEKKURLER.

simdi biraz ayrintiya girme zamani sanirim.

3 aydir muzik ogretmenligi yapiyorum. bahsi gecen okul bir "meslek lisesi ve meslek anadolu lisesi".. yani sabahcilar normal egitim, oglenciler anadolu lisesi.


* ilk tanismamizda blokflut, melodika gibi zorunluluklari kaldirdim. orta ogretim programinda hala blokflut vardi son senelerde ama ben hem müzik dersine önyargiyi yoketmek hem de flütleri görünce cocuklarin isteksiz gelme ihtimalini ortadan kaldirmak amaciyla flut zorunlulugunu kaldirdim.

* okula evden muzik kolonlari goturdum. ertesi hafta minik bir netbook alip bu hoparlorlere bagladim derste.

* ikinci ayimda bir adet casio piyano aldirmayi basardim okula.

* lise mufredati ilerlemis konulardan baslamis olsa da, gordum ki temel pek cok seyleri eksik. o yuzden bir yandan temel muzik bilgileri ve nota egitimine basladim.

* derslerin yarisini temeli kuvvetlendirmeye (sözel), diger yarisini ise müzik türlerini dinlemeye ayirdim.
klasik senfoni, caz, türk müziği, tasavvuf, rap, tek sesli koro, coksesli koro, a capella gruplar ve korolar, türkülerimiz, tango muzikleri, salsa, oratoryo, hint, azeri, rebetiko, mehter muzigi, film muzikleri (star warsla alakali dersim ayri bir entry konusudur : ) ve akla gelebilecek daha onlarca sey dinlettim.

* cocuklarla ilk tanismamizda, genelde onlarin "damar" diye adlandirdiklari muzikleri dinlediklerini ve genelde diger turleri cok cok bilmediklerini, bilseler de aliskanlik/aile/sosyal cevre vs. dolayisiyla pek dinlemediklerini gordum.

* pek cok sayida liseli daha once gitar veya baska enstruman kurslarina gitmisler ama yuzde 95'i birakmis sıkılmaktan veya ders yogunlugundan.

en guzeli,
* sinavlarini yazili yerine performans olarak yaptim. yazili olan konulardan sozlu olabileceklerini ama dileyen kisilerin "piyano esliginde" istiklal marsi, canakkale türküsü, uzun ince bir yoldayim turküsü veya istedikleri herhangi farkli bir parca soyleyerek o sinava girmeden yuksek notla gecebilecegini soyledim.

amac hayatlarinda ilk defa canli bir enstrumanla bir iki dakika da olsa arkadaslarinin onunde bir sey performe etmekti. once pek cok heyecanli ve utangac kisi bunu yapmaktan kacindi fakat sonrasinda bundan cok zevk aldilar.


---
@Tulga

* piyano ile parcalar caliyorum tamamdir. * muzik kulturu ne kadar yerlestirilebilir bilmiyorum ama dedigin ornekleri hep dinletiyorum. her gun. * sehir istanbul, konservatuvar mezunu oldugumdan gosterilere goturme konusunda (hatta bedava sokma) sikinti yok ama ailelerden izin alma ve meb den izin alma gibi sikintilar var. en guzeli disarda bulusup okul olarak degil, ozel olarak gitmek hepsiyle sanirim. ama bu da sorun yaratabilir mi bilmiyorum. * sinifa projeksiyon gelince izletirim diye dusunuyorum muzikalleri.

--
@tedirginlik hucresi

istiklal marsini ve bir kac marsi piyano eslikli yaptik. onun disinda onlara guncel pop parcalari ve bilindik klasik eserler calmaya calistim. lakin piyanist olarak mezun olmadigimdan dolayi bu anlamda ne kadar ilerleyebilir bu durum bilmiyorum. koro kurdugumda zaten konserler icin disardan piyanist arkadaslarimi getiririm o sorun olmaz. bir yandan her gun eslik calismaya calisiyorum. enstruman kursu acmak ise okulda cok zor, hem egitmen eksikligi hem de sinif coklugu sebebiyle. (28 sinif, ortamala 25-30 ogrenci)

--
@akalmor

onlarin zevkini ve isteklerini de kaale alip ona gore yonlendirmek istiyorum ama bazen cok tehlikeli yerlere goturebiliyorlar. "hocaaam, apaci muzigini de calin" : )

--
@klostrofobik

sanirim diger konulara gore daha zayif oldugum nokta sizin bahsettikleriniz. finale ile her sekilde nota yazimi vs. yapabiliyorum. lakin cubase vs. gibi programlari daha yeni yeni cozmeye basladim, hayatimda hic isin o yonune cok kaymadim. bu kismi da sanirim calismak ve az az kapatmaya calismak lazim. bu konuyu sizle ayrica gorussek mi bir ara acaba.

--
@freebird

mcferrin'in o videosunu izlemistim. zaten milliyet videolarda, bir muzik hocasinin da bunu yaptirtdigini gordum, o da basarili olmus sanirim. cok guzel uygulamalar bunlar evet. beethoven 7 dinletmedim ama beethoven 9 koral bolumu calip duygularini sormustum. bi de canli olrak ayisigi sonatini piyanoda calmis ve fikirlerini almistim. onlar da ayri bir entry konusu belki de. tesekkurler link icin tekrar

--
@resistance

okul hangisiydi sizin bilmiyorum ama bizde sartlar muhtsem degil. gerci piyanonun gelmesiyle birlikte standartlarin cok ustune ciktik diyebilirim ama bunun ustune gitarlar bateriler vs. olmasi zor gozukuyor, en aizndan simdilik. zaten okul aile birligini habire biseyler satin almak icin zorlamak zor. ancak sponsorlarla falan belki bir sey yapilabilir. zuhal muzik vs.. vs..

siz şansli kesimmişsiniz gercekten de.

--
@zanim

hemen yilbasi haftasinda yasadgimiz seyi anlatiyim.
turk beslerinden bahsediyordum. 10. yil marsinin bestecisi c.r.rey'i soyledim. bu bilgi ne isimize yarayacak dedi biri. beklenmedik yerlerde karsina cikabilir dedim, güldük karsilikli. ve ayni günün ertesinde sanirim show tv deki canli para yarismasinda final sorusu su oldu,
"10. yil marsinin bestecisi kimdir. c.r.rey mi yoksa a.saygun mu?"

25 milyar degerinde bir soruydu : )
sonra bunu konustuk derste ertesi hafta, komik bir tesadüftü.


bunlar bir yana, türk besleri konsunda sert cevaplar geldi zaten pek cok klasikci tarafindan. gercekten de bazi insanlar cok cahil. hayatlarinda hic saygunun cokseslendirdigi eserleri dinlemeyip ve büyülenmeyip, bu aciklamalari yapabiliyorlar. sasiyorum cahil cesaretlerine.

--
@cosmic
ilk dersin sonunda gitarla "gecelerim" adli doğan canku parcasi ile "gönül" adli fikret kizilok parcasini calmistim. bayilmislardi gercekten de. sonra da orjinallerini dinletmistim. su ara hatta doğan canku ile gorusmek ve okula davet etmek istiyorum, liseli yüzlerce hayrani oldu canku hocamin.

kendi muziginizi getirin diyince de mustafa ceceli - eksik'i getirdiler : )) ben de caldim piyanoda. hep beraber soylediler. sanirim bunun kaydini bile aldilar caktirmadan. harika olmustu.

--
@atrin

cope atmadik ama masaya koyduk. bir iki sey gosterdikten sonra bir daha kullanmadik. ama bakarsin ileride bir grup kurulunca, onu da kismi olarak bir kisiye kullandirtiriz, ses cesitliligi olmasi acisindan.



onerilerde bulunmaktan cekinmeyin ne olur.

zaten müzik aleti çalma (özellikle piyano) ve öğrencilerin istediklerine yönelmelerini sağlamaktan bahsetmişsin ve bu çok güzel. onun dışında önereceklerim:

1. müzik oyunları yapılabilir. şöyle oyunlar var mesela:
. ritim oyunu. öğrenciler belli bir ritme göre ellerindeki müzik aletlerini çalar. perküsyon aletleri daha iyi olur bu oyun için. böylece ritmi, zamanlamayı ve enstrüman çalmayı da öğrenirler.

. bakarak çalma oyunu. öğrencileri gruplara ayırabilirsin. her grup belli bir müzik parçası verilir. parçayı hazırlıksız okuyarak veya enstrümanı hazırlıksız çalarak icra etmeye çalışırlar. en iyi yapan kazanır.

. çal-dur oyunu. öğrenciler enstürmanlarıyla karşınıza dizilir. belli bir şarkıyı, gamı veya notayı çalarlar. dur dediğinizde dururlar. durmayan oyundan elenir. bu da orkestra şefine uymalarını geliştiren bir oyun.

. tahmin ve hayalgücü oyunu. bir müzik çalarsınız. ve öğrenciler bu müzikle ilgili üç kelime yazar, müzikte geçen üç enstrüman tahmin etmeye çalışır ve müzikle ilgili bir resim çizer.

. doğanın sesleri oyunu. sınıfta bir doğa olayının sesini taklit etmeye çalışırsınız. enstürman ile veya enstrümansız. mesela ormana yağan yağmur gibi.

. piyanoda doğru notayı bulma oyunu. öğrenci piyanonun başına geçer ve öğrenciye notalara basmasını söylersiniz. yanlış bastıkça doğrusunu söylersiniz. sonra tam tersi, öğrenci öğretmen olur, o size aynısını yaptırmaya çalışır.

. özlü sözü müziğe çevirme oyunu. müzikle ilgili özlü söz verilir ve hecelerine ayrılır. hecelerine tonlamalar ve notalar getirilerek (pentaton ölçekleme kullanılabilir), özlü söz müziğe çevrilir. bu ödev veya final sınavı da olabilir mesela :)

. müzik terimleri bulmacası. müzik terimleri veya notasyonları bulmaca şeklinde oluşturularak öğretilebilir. veya karmaşık harflerden oluşan bir karenin içinde dikey, yatay ve çapraz şekilde bulmaya çalışarak. bulmaca oluşturan hazır bir site vardı.

. müzimatematik oyunu. müzik ve matematik beraber gösterilir. rakamların toplamları, notaların toplamlarıyla karşılaştırmalı yapılır. kendi problemlerini oluşturmaları söylenir ve matematiğin müzikle içiçe olduğundan ve öneminden bahsedilebilir.

2. Sınıfa girerken "giriş müziği" oluşturabilirsiniz. kısa birşey olur. her girişte söylersiniz. eğlenceli olur.

3. Koro çalışmaları ve şan çalışmaları da yapılabilir. tabi bu müzik dersinin sınırlarını aşabilir biraz. herşeyi sığdıramayız.

4. Farklı türden müzikler çalınır (ki yapıyorsunuz bunu zaten) ve öğrencilerin ruh halleri ve kafasından geçenleri anlatmaları söylenebilir.

5. müzik aletlerinin teknik özellikleri ve yapılışları, tarihçeleri öğretilebilir. tabi teorik dersleri biraz daha görsel materyalllerle süslemek daha iyi. video izlettirilebilir mesela. veya müzikal filmler ve müzik klipleri gibi.

6. kendi müziklerini ve hatta müzik kliplerini yapmaları da ilham verilebilir. kısa da olabilir, uzun olmasına gerek yok tabi.


şimdilik bu kadar yazabildim. tabi ders zamanı kısıtlı olduğu için bu kadar önerinin hepsinin yapılması imkansız gibi. ama sen zaten şimdiden mükemmel bir öğretmensin. keşke müzik öğretmenim olsaydın. :)

wolkswagen polo derim ben.

golf alın abi segmentine göre pahalıdır ama on numaradır 2.el bulursunuz güzel bir şey

@lorenzen C segmenti bir araç arıyoruz. ayrıca neden polo?
@gol olur evet golfler hoş araba tabi de.aynı fiyata daha dolu bir focus almak varken gerek görmüyoruz. vw babamızın oğlu değil sonuçta. teşekkür ederim öneriler için.

focus iyidir hacı, senelerdir var kullanıyoruz bir ara tiksindim ama muadillerine bakınca iyi oldugunu yine anladım. araba heryönden iyi, seri, yol tutuşu iyi vesaire bir de vurmadık yeri değişömedik kısmı kalmadı çok kaza yaptık daha bir gün yolda bırakmadı.

evet,yine ben:)

focusa kefilim demiştim.sağlam bir dizelden kastınız nedir bilmiyorum ama biraz araştırdım ben,bunlar sağlam göründü gözüme.


80000de.dizel için hiçbir şey 80000 km.çamurlukta boya varmış ama önemli değil bu tarz küçük işlemler.

www.sahibinden.com?

km:46500. çok iyi. ama 3 4 parça boya varmış.parça boyaların boyutuna ve yerine göre karar verilebilir.

www.sahibinden.com?

54000'de...

www.sahibinden.com?

opel astra classic III
donanim viyat olarak en uygunu

@alchemistt Evet gerçekten focus'lar oldukça yakın duruyor bizede. Teşekkür derim öneri için.

@patriot merhaba :) açıkçası ben dizel , lpg ve benzinli her türlü araç kullandım ve kesinlikle dizel araç en çok dikkat edilmesi gerekeni. Özellikle şirket çıkması dediğimiz arabalar hor kullanıldığı için sizi yanıltmaz yani mutlaka bi sorun çıkartır bugün yarın. Sağlam dizel derken bunu kastetmiştim. Sonuçta km düşürmek 50 tl karşılığı çok kolayca yapılabilecek bir işlem. Verdiğiniz örneklere baktım sedanları biraz daha uygun ama hb bakmaya devam edicez gibi geliyor teşekkür ederim ilginize.

@bahadr35 yıl sonunda 35.000tl'ye gerçekten uygundu ama güncel liste fiyatı 38.800 gibi birşey yinede aklımızın bir köşesinde teşekkürler.

o fiyata
focus, golf, i30, bravo, cee'd alınabilir. hepsini test etsin hepi topu 5 6 araba var zaten öyle karar versin bence.

dostum bende de aynı marka araç var. Bu triger değiştirme işini şansa bırakma bence. Zaten pahalı bir parça değil ama doğacak sonuçlar pahalıya patlıyabilir. 2-3 bin tl ye malolur koparsa. Ben trigerimi 70.000 de değiştirdim tanıdık bir servise. Adam çıkardı kayışı gösterdi , gerçekten kayışla şansa gezmişim o kadar.

Bir süre Opel yetkili servisinde çalışmıştım. Evet triger kayışlarının kullanım ömrü 4 sene veya 60.000km. Ama 70.000km de gidebilir, 60.500 km'de de kopabilir. Bu riski almanı tavsiye etmem. Koparsa hem yolda bırakır hem motoru dağıtabilir. Öyle bir durumda da yetkili servislerde, triger kayışının 3-4 katı servis masrafı çıkar...

her halikarda değiştireceksin. geç kalmadan vaktinde değiştirmenin sana bir zararı olmaz.

tanıdık bir servise gidip baktır. kayış tırnağınla zorladığında dağılmıyorsa, mukavemeti iyiyse bir süre daha kullanabilirsin. ancak zamanında değiştirmek risk almaktan daha faydalıdır.

Değiştirmeyi zaten düşünüyordum ama bu yazdıklarınızdan sonra kesin olarak değiştireceğim. Teşekkürler herkese.

beşiktaş kabalcı kitabevi

inönü caddesinde (anadolu) panel var bildiğim?

beşiktaş kabalci +1

turkiye.gov.tr de var ordan alınabiliyor.

e-devlet ten alıcaksın onun içinde ptt subelerinden şifre falan alman gerek.

ayrıca o şifreyi de senden başkası alamıyo, ptt'nin de çalışma saaatleri belli. benim kişisel olarak işten izin almadan ptt'den şifre almam imkansız...alt tarafı hizmet dökümü görcez, göremiyoruz. bütün kurumlar ösymleşti netekim

eş durumu tayini vs için istiyorsanız internetten aldığınız belgeleri hiçbir devlet kurumu geçerli saymıyor! sayması gerektiğine rağmen kaale almıyorlar. dolayısıyla tayin vs gibi bir durumunuz varsa garantiye alın işinizi ve gidin sgk'dan alın dökümünüzü. 1 gün sonraya veriyorlar.

bir dünya pansiyon var istediğinde kalabilirsin

aynı duyuruyu daha önce açmıştım. web arayüzü yapılacak gibi bir şey dendi. hepimiz bekliyoruz. =)

belli bir ücret karşılığı ben yaparım.(iPhone native) Aranızda para toplayın :D

Mobil site yerine app cok daha kullanisli olabilir. App yazilmasi taraftariyim ben. Ayrica sallayin ios'u Android varken, bir kere de once Android application'u yapilsin. Magdur oluyoruz.

google mapsten halk caddesini buldum ama tam olarak istediğiniz yer mi bilemiyorum...

köprüden önceki son otobüs durağına gelin yada mecidiyeköy-ali sami yen in önündeki durağa oradan 251 ya da 252 ye binin. carrefour da inin üstgeçiten karşıya geçip taksiye binin yada orada sorun (taksi 10 tl gibi birşey yazar sanıyorum)

ya da 500T ye binebileceğiniz herhangi bir durak bulup oradan gene carrefour sonra aynı

kadikoye ulasmayi bir sekilde biliyorsunuzdur. kadikoy iskelenin onundeki duraklardan tek otobus 8A ya da 8M ile ulasabiliyorsunuz. binmeden once sorun yine de gecer mi diye.

tüp. daha az yer kaplıyor gaz sıvılaştırılarak.

buhulama balık yapmak için gaz hale, buhulamanın yanında içilen rakıyı soğutmak için de katı hale dönüştürülen suyu örnek verin :)

gaz halinin faydası- tüp
katı halinin faydası- buz, kuru buz
sıvı halinin faydası- civa'yı örnek verebilirsiniz. oda sıcaklığındaki genleşme oranından sıcaklık ölçülür vs.

bir madde doğada aynı anda aynı sıcaklıkta üç halde birden bulunamaz. ancak üzerine uygulanacak ısıl işlemlerle; eritme gibi, katılaştırma ya da buharlaştırma gibi şekillerle hal değiştirir. mesela demirler sıvı hale geçemese istediğimiz şekilde dökeüp, şekillendiremeyiz. böyle böyle şeyler türetebilirsiniz bence.

basmaneden trene(motoray da deniliyor, modern bişey) binilir, selçukta inilir. tren istasyonuna yakın olan semt garajına gidilip, şirince dolmuşlarına binilir. yalnız şaşırmayınız, para şirinceye varınca, araçtan inince veriliyor şöföre :)

otogar dolmuşlarına binin. otogar'da inin. selçuk otobüsüne binin. muavine şirinceye gideceğinizi belirtin. şirince'nin yol ayrımında inin. şirince minibüslerine binin. şirince'de inin. benden selam söyleyin.

Önce selçuk'a gideceksiniz. izmir otobüs terminalinden selçuk minibüsleri var: 8 tl idi yakın zaman önce. selçuk garaj denen yerde inip, aynı yerden şirince minibüsüne bineceksiniz: ederi 2,5 tl olması lazım onun da.

kullanacağınız programların tavsiye ettikleri sistemleri araştırın önce.

64 bit. ramleri ddr3 6 gb ya da 9 gb olacak şekilde olmasına dikkat edin. işlemci fln zaten söylemiyorum. kasa bol soğutmalı ve sessiz olsun. üstünde adam gibi bi psu olmalı. sistem diski velociraptor 10.000 rpm 300 gb fena olmaz. ekran kartını da söylemiyorum.

render yapıp bilgisayarı 2-3 gün iş yapar halde bıracaksanız kasanın yanına sağlam bir ups çakmayı unutmayın.

ekran kartı ıcın nvidia quadro serisi ya da ati firepro serisinden.

dostum 2700 tl iyi seviyede bir mac için yeterli olmayabilir. benim tavsiyem, donanımını server tipi sağlam soğutucusu olan(thermaltek ya da ocz marka) bir kasaya toplamandır. gerisini sen bilin.

bu paraya alınacak mac i3 3,06ghz işlemcili 4gb ramli 256mb ekran kartlı bir alet oluyor. performansı çok yakın olursa mac alayım?

3dsMax ve mac?

mac alıp windows yükleyeceksen sen bilirsin ama ayrıca türkiye de toplama bilgisayar bütçesi ile alabileceğin mac yarı performanslı bile olmaz. fiyatlar çok uçuk ne yazık ki.

piyasa da crossfire yapabilen yani birden fazla ekran kartı takabileceğin anakartlar var. 3 ekran kartına kadar destekleyen olduğunu duymuştum, araştrmak lazım. böyle bir sistemde 64 bitlik bir işlemci + 8-9 gb ram, düzgün bir hdd ve 3 tane 1gb 256 bitlik ekran kartıyla işini halledebilir, 2700 liraya toplayabilirsin sanırım.

çok güzel özellikler ancak elinizden çıkaramazsınız =) mesaj atan adama "hacı süpermiş ama ben onları satmakla uğraşamam. sen hazır satışa çıkarmışken sat eline nakit geçince bir daha mesaj at" desin.

iphonedan sozluge girdiginde sol ust kosede normal yazacak. ona tiklarsan normal gorunume gecersin.

ben de oyle kullanıyorum ama ordan gırmedıgım zaman da gorebılıyor muyum onu merak etmıstım. tesekkurler.

standart görünüme geçmeden göremiyorsunuz.

ilgilenseydi soru sorardı, bilmek isterdi.

erkekim...

ne kaybedersin diyor ve "bence bi çay için" diyorum. o zaman suratından ve sana olan ilgisinden anlarsın zaten durumu. kahveyi kabul etmez ise zaten salla.

tam bilemicem ama kız iş,ev gibi soruları sormuyor olmasının nedeni senin işsiz ya da hala ailesiyle yaşayan biri olduğunu düşünmesi ve bunları sorarak seni sıkmak istememesi olabilir. bu tarz kız çok çok az gerçi :D ama ben bu durumdayım mesela, sormam insanlara durduk yere o tarz sorular.

kizin internetteki ego tatmini olmak uzeresin ya da olmussun diyorum. ilginin dozunu biraz daha arttir sonra birden geri cekil. online ol konusma o gelirse de eski sicakliginla konusma. "ne oldu bir sey mi var?" diye sorarsa biraz bunalim takil (dozunu iyi ayarla. "halledemeyecegim seyler degil imajini vermeyi unutma". azicik pesinden kosmasini sagla. kadinlar kolay erkeklerin pesini cabuk birakir.

not: erkek

ya gerçekten uyuz biri, sohbet etmez, etse de alakasız saçma sapan şeylerden bahseder. böyleyse uzak durmalısın.

ya da cool takılmak istiyor, kendince oyun oynuyor. bu durumda da uzak durmalısın.

ücüncü ihtimal de atrin'in dediği gibi bişeyler yapacaksın ama oyun olarak göreceksin, eglenmeye çalısacaksın, sonuca odaklanmıycaksın.

atrin +1
hatun milleti kendi hakkında konusmaya, sorular sorulmasına,ilgi gösterilmesine bayılır.
su an halinden gayet memnun ki seninle ilgili bir sey sormuyor.
ilerisi için daha fazla detay olmadan net bir sey söyleyemem ama azcık uzaklasman işe
yarayabilir.
birkaç gün konusma,yoğundum suydum buydum ayakları yap.senin kayıp oldugun dönemden sonra
nerelerdeydin tadında girip soru sorarsa iyi.hala umursamıyorsa kötü.

not:kadın

kızı zaten tanıyordum diyorsun. ikinizin ortak arkadaşı var mı? kaç tane var? bu ortak arkadaşlar çoğunlukla kız mı?

eğer aranızda kız ortak arkadaş varsa, seninle ilgili soruları direkt sana sormak yerine onlara sorup cevabını alıyor, böylece "çok da ilgilenmiyorum" havası çizip, peşinde koşturmaya devam ettiriyor olabilir.

öyle bi teori işte.

genel olarak susma dönemine giriyorum o zaman. biraz uzaklaşayım, işe yarayabilir dediğiniz gibi. herkese bol teşekkür

aa konustugun ben olabilirim ya:) şaka bi yana, belki sorup da sana çok ilgili gözükmek istemiyodur? belki aranizdaki flort mu nedir onu bilmiyodur?

eşim comenius projesi ile ilgileniyor. detaylı olarak sorularınızı sorarsanız kendisine ileteyim.

normalde 15'i öğretmenler için ay başıdır, maaş o gün yatar.

1) e ayin 7si nedir bu durumda? niye yarin?
2) neden bana 29-30 gibi yatabilir demislerdi daha once?

7 / 29-30 / 15

hangisi? acaba sizin dediginiz kadrolular icin mi gecerli?
kafam karisti.

sözleşmeli öğretmenler için çalışmaya başladıkları gün olabilir her ay maaş alacakları gün. kadrolular 15'inde alıyor.

kadrolu öğretmenler 15'inde maaş 1'inde de ek ders ücretlerini alıyor diye biliyorum

siz ek ders sistemine göre para alıyorsunuz. ama farkınız şu ki, kurumlar birleşti tezgâhına rağmen ssk tipi. yâni ücret işlemlerinizi ayrı bir birim yapıyor.
öğretmenlerin ek ders ücret ödemeleri yönetmeliğinde ayın 1'nden sonra ödenir dendiği için, bâzen bir hafta sallarlar. ayın beşine yahut ikisine kadar ödenir denmemiş ne yazık ki. sendikalar da bunun için adam tolayıp eylem yapmıyor işte.. oysa şu anki sistemde en çok bir gün geciktirmeleri gerekir. o da kontrol gerekliliğinden. parayı işletenler var emin olunuz:) il bazında çok büyük yekün tutuyor çünkü..
neise, sizinki de daha farklı bir yılan hikâyesine dönüyor olabilir. işiniz kölelik değil mi? katlanacaksınz..

ücretli öğretmenlerin maaşları bildiğim kadarıyla kadrolu öğretmenlerin ek dersleriyle beraber yapılır. ek ders hesapları ise her ayın sonunda ilçe milli eğitim müdürlerine gönderilir, ilçede mal müdürlüğüne gönderir listeyi. daha sonra para bankaya gönderilir mal müdürlüğünden, bankada bir iki gün bekletir genelde parayı elinde nedense. bütün bu işlemler ayın 1inde bitmiyor maalesef özellikle büyük şehirlerde.
özet geçiyorum işlemlerin süresi 1i ile 12si arasında değişebiliyor.

kartvizitin sol üst tarafından içe doğru kıvrılmış izlenimi verilmiş ve kıvrılmış altından kodların gözüktüğü bir kartvizit vardı çok beğenmiştim

hattını yeni aldıysan yeni hat açılış vergisi gibi bişiyleri var o olabilir

kaç yıllık hat. onunla ilgisi yok.

aynısı bana oldu, aynı ayda iki tarife soktular, bana 195 tl geldi fatura itiraz ettim 10 lira düştüler tekrar itiraz ettim bakalım ne olacak. aynı ay içinde iki tarife sokamazlar, keza mh ile telefon görüşmesinin kaydı da var bana bir şey olmaz demişti.

ben daha ugraşıyorum bakalım nolcek

@alchemistt

ben o iş için 3 defa aradım. ilkinde olur yaparız dediler. sonra karşıma bir kız çıktı evladım olsa sevmem. o derece nalet bir insan. git süpervizörüne danış diyorum. hayır bize verilen talimat bu diyor. kıza konuyu bir türlü sorduramadım süpervizörüne.

siz tarifenizi internet üzerinden değiştirmişsiniz. biz burada hiç bir şey yapamıyoruz diyor. sanki genelkurmay kararı! bir de bu olay bariz hortum. hiç bir operatörde böyle bir şey yok. tarife ay sonunda değişiyor. bana buradan da bi 35 lira geçirdiler yani.

ek olarak: az önce telefonda, cepneti kapattıktan sonra 3g ile nete girmişsiniz diyor. yandaki kız 10mb'lık kullanım var diyor. bu da papağan gibi 10mb beyfendi 21 lira tutmuş o da diyor. mb'ı 0,5kr. 5 lira tutar diyince abondane oldu. bu sefer; ben buradan data kullanımınızı göremiyorum demeye başladı. ee başka merci varsa data kullanımımı öğrenecek bana no verin orayı arayım. bana kullandığım datanın miktarını bile söyleyemezken bir de 21 lira ücret nasıl istiyorsunuz dedim. bu sefer bakıyorum demeye başladı. şimdi şikayet oluşturduk bekliyoruz bakalım.

google sonuçlarında direkt ekşiduyuru çıkıyor. o yüzden üşenmedim bu kadar yazdım. herkes okusun. vodefonun hortum düzeni bozulsun:)

duyuru tarihinin en saçma yorumunu gördük şu an.

pichoscosama2 seni tebrik ediyorum. gerçekten.

her ay 10 ile 20tl arasında fazla fatura ödeyip yılda 120 ila 240 tl cebinden fazla para alsa bile "nasılsa umulmadık fatura çıkarmıyor" diye sevinen bir allahın kulu görmedim. bir de "kazık mı? evet kazık" demişsin ki sadece gülebiliyorum ahahahahh. hayır işin ilginci vodafone edilen şikayetlerin iadesini hemen ya da bir sonraki ay faturadan düşme yöntemiyle yapıyor yani paran vodafone'da kalmıyor. çok komiksiniz vallaha billaha ya

sabahları rock fm dinleyebilirsiniz, mesut süre çıkıyor. konukları ile oldukça eğlenceli bir program sunuyor. rock sevseniz de sevmeseniz de programı seversiniz, frekansı 94.5

akşamları da powertürk'te cenk erdem var bilmiyorum sever misiniz ama. veya yine rock fm dinleyebilirsiniz.

ben de rock fm'i öneririm. sabahları mesut süre, akşamları da metehan mert çakır'ın programları var ikiside çok iyi.

radyo eksen - sürekli bu şarkı da neymiş adını mutlaka bulmalıyım dedirtir.

sabah geveze akşam ise bay j'yi öneririm.
virgin radio
94.9 du sanırım istanbul frekansı ama emin değilim netten check ediniz.

geveze ve bay j hatta ikisini mumkunse ayni gun dinlemek lazim. cok guzel atisiyorlar

Denimş ama tekrar ve tekrar belirtmek lazım; rock fm. Sabah akşam fark etmez.

modern sabahlar
ankara dışındaysanız podcastlerle dinleyebilirsiniz yalnızca..

enseye şaplak attığında elinde çivi yoksa korkmayın.

enseye atılan şaplakla insan bayıldığını gördüm. sanıyorum anında oluyor ne olacaksa...

fransız kültür'ün içinde la cigale var, tahmin edebileceğiniz gibi fransız restoranı. ortamı da güzeldir.

Swiss Otelde Equinox var, daha gitmedim ama ciddi kaliteli diyorlar...

balık yemek isterseniz kordon'da deniz restaurant var.

kibris sehitleri'nde italyan kultur'un karsisinda alins.

cumba.

alins mi? kötü ötesi orası.

piyasaya göre normal bir fiyat bu.. Eğer fazla km yapmamışsa ve de ıvır-zıvırı yoksa alınabilir..

aylar sonra 7 yaşında olacak bir otomobil. 2 ay sonra satması bence daha da zorlaşacak. kaçırılmayacak bir fırsat kesinlikle değil bence.

@anteelope_ 80 bin km, kırığı çıkığı yok.
@kayranin kedisi daha ucuz bırakana rastlamadım yalnız. millet 22 - 25 arası rakamlar söylüyor sıklıkla. yine kurt düşürdün içime, biraz daha bakayım en iyisi. :)

80000 km fazla değil normal yani arabada kırık dökük bir durumda yoksa toyata alınır.
ama o corolla serisi pek tutmadı yani satmakta zorlanabilirsin.
yok ben alacam kullanacam dersen al güzel araba ama işte piyasası yok.

piyasadan haberdar olan bir mekanik teknisyen olarak yazıyorum; eğer satıp kar yapıcam diyosan, bir megane veya clio almalısın..

Ama, piyasa umrunda değil ise, sürüş zevki, sorunsuzluk gibi şeyler arıyosan ideal bir arabadır.. az da yakar, Motoru ve yürüyen aksamı basittir, her yerde rahatça bakım ve onarımını yaptırabilirsin.

Gri rengi iyidir. :)

kar değil de iki üç sene sonrasına pek zarar yapmadan elden çıkarabileceğimi düşünmüştüm. bulduğum laciverti bu arada, hoşuma gitti yine de benim. :p

düşünmeden al. sana sağlayacağı rahatlık renolardan çok daha yukardadır kim ne derse desin.

eğer kazasız ve iyi bakılmışsa sorun çıkarmaz. bakım dökümanlarını iste almadan. elden de rahat çıkarabilirsin.

sağol hocam, bugün halletmeye çalışacağım tam işi. teşekkürler hepinize.

40-50 hakkıdır belki ama beni çok zorlar.
bir oyunu izledikten sonra içime oturan o meblanın acısından izlediğim sanatsal aktivitenin hazzını nasıl yaşayacağım ki.

İyi hazırlanmış bir oyunsa acımam. Öğrenciyken de acımazdım.

millet 100-150tl veriyor en önde izlemek için.

bence verilen paranın karşılığını alma kişiye göre değişir. zira paranın değeri herkese göre aynı değil.

henüz oturmadı. çünkü hiç bu kadar para verip tiyatro izlemedim. devlet tiyatrolarına gidiyorum.

özel tiyatrolarda da izlenecek çok güzel oyunlar görüyorum ama bu kadar para verirsem içime oturur kanaatindeyim.

öğrenciyim, çok istediğim bir oyunsa oturmaz. öylesine bir oyuna da gitmem pek zaten.

oturmak değil de ona ayırabilecek bütçe yok maalesef. ama devlet opera ve balesinde öğrenci bileti 10 lira her ay bir oyuna gitmeye çalışıyorum. ve verdiğim paranın son kuruşuna kadar değdiğini düşünüyorum. tiyatroya gitmek kısmet olmadı şimdilik ama devlet tiyatrosundaki biletlerden bundan pahalı değildir diye düşünüyorum. ama sinemaya verdiğim 12 lira içime oturuyor resmen.

bu sorunun cevabı tiyatroyu ne kadar sevdiğinle ve gitmeyi düşündüğün oyunların kalitesiyle bağlantılı. 40-50tl versem acımam diyeceğiniz oyunlar varken 15TL'ye eh belki giderim diyeceğiniz oyunlar da var piyasada

friendfeed'e düşmesini istiyorsan twitter linkini friendfeed profilindeki servis kısmına eklemen yeterli.

facebook'a düşmesini istiyorsan facebook'ta twitter uygulaması var. onu ekle o kendiliğinden halleder ;)

friendfeed'de services'ten twitter'i ekledin mi tamamdir. import etmeye baslar.
facebook icin: apps.facebook.com

facebook'ta application'ı eklemeye çalıştığımda sonsuz bir "please stand by, redicting" döngüsüne giriyorum ekleyemiyor.

friendfeed'i becerdim ancak facebook hala post etmiyor

kutuları bile birebir yapıyorlar anlamanız menüden işçilikten vs olur. ayrıca bilindik bir yerden alırsanız sorun olmaz.

doğubankta sabit takılan işletmeler bana replika kakalar mı? 600 tl'ye wave alayım mı oradan mesela? yurtdışındaki siteleri taradım, almanya'da oricınıl wave'ler 260-270 euro'ya bulunabiliyor.

o telefonlari yapan adamlarin kullandigi standart sikik bir font var. direkt ordan anlasiliyor. telefonun orijinal goruntulerine bakip karsilastir.

orn:
iphone vs. pin-iphone

hocam önce git bir turkcell, vodafone, avea bayisinde iyice incele sağına soluna bak, menülerini hatmet. arka kapağını açıp iyice bak ne yazıyor ne yazmıyor. sonra git başka yerden al. illaki anlaşılıyor. 1e1 yapıyorlar ama illaki içine tv falan ekstra bişey koyuyorlar =)