Aslında dil sadece var olan kavramların isimlendirmesi.

Yani atıyorum bir ağaca, "ağaç" ismini vermesen de, onu gördüğün zaman kafanda bişey beliricektir. İşte o kavramlar üzerinden düşünür insan.

sorunuzu yanlış mı anladım bilmiyorum ama visual thinking'e bir göz atmanızı tavsiye ederim.

en.wikipedia.org

İşte benim de düşündüğüm şey şu ağaç kelimesi olmasaydı biz bi ağaç düşünecektik aklımızda ağacın dallarını gövdesini belki şimdi sadece 4harften oluşan bi şey ilki gibi olsaydı bizim hayalgücümüz zihinsel aktivitemiz daha fazla olmaz mıydı,yani sonuç olarak dil bizi kolay yola sevk edip köreltiyor mu?

ben tam tersini düşünüyorum. dil insan beyninin gelişmesi ile ortaya çıkmış bir şey. dil insanı diğer canlılardan ayıran unique bir özellik. zaten şekillerle düşünüyoruz. o şekillere isim atıyoruz yani ses dalgalarıyla veya yazılı sembollerle ilişkilendiriyoruz. ağaç bizim için halen ağaç. kullanılan tanımlık ise onu çevremizdekilere aktarmamıza yarıyor. zaten dilin ortaya çıkması, gelişmesi, detaylanması da insanların toplumsallığıyla alakalı. işbirliği arttıkça üzerinde konuşulması, iletişim kurulması gereken şeylerin sayısı artıyor. bu noktada ortak işaretler belirliyoruz ki kolayca işbirliği yapıp anlaşabilelim. dili kullanamayan insanın zihni nasıl çalışırsa çalışsın insan tek başına bir yere varamayacağı ve iletişim kurmadan hayatını devam ettiremeyeceği için bir işe yaramayacaktır.

bir de eski medeniyetlerden kalma metinlere, özellikle mezopotamya medeniyetlerinden kalanlara baktığımızda dil kullanımı bugünkü anlatım tarzlarına göre çok daha basit kalıyor. insanın bilgi birikimi arttıkça, ilerledikçe dil de ilerliyor, gelişiyor. terimler ekleniyor, soyut kavramlar devreye giriyor.

konu ile ilgili ileri okuma için ferdinand de saussure - temel dilbilim dersleri adlı kitaba bakabilirsiniz. dil felsefesi üzerine okuyabilirsiniz. özellikle dil nasıl ortaya çıktı konusuna eğilebilirsiniz. semiyoloji/işaretbilim üzerine de okuyunuz, asıl konu o zaten.

Ben de dil olmadan toplumsal bazda büyük ilerlemeler değişimler vb yaşanamayacağını düşünüyorum ama benim asıl demek istediğim dilin diğer insanlarla,toplumla iletişimdeki rolü gerekliliği değil kişinin sadece kendiyle alakalı kısmındaki rolü düşüncelerimizi bir dile indirgiyormuşuz gibi geliyor çoğu zaman ama dil olmasaydı oluşmasaydı bir şekilde biz düşüncelerimizi aklımızda neye kanalize edicektik ve o kanalize ettiğimiz şey bizi daha hayalgücü geniş olan aklında kelimelerle değil de sessiz filmlerdeki gibi düşünen bana göre zihinsel açıdan daha aktif canlılara dönüştürebilirdi,bu yüzden dil bir çeşit kolaycılık gibi geliyor bana daha fazla düşünmemizi engelleyen bir şey gibi,tam ifade edemiyorum ama

ingilizceniz varsa bu radiolab bölümü tam sorduğunuz şeyleri tartışıyor: www.radiolab.org
bölümde savaş esnasında doğup büyümüş ve işaret dili eğitimi bile alamamış afrikalı dilsiz çocukların savaş sonrası bir yerde toplanıp eğitilmeye çalışmasıyla ilgili bir hikaye vardı.

festival adı olarak değil ama müzik türüne de adını veren hindistan eyaleti var. oradaki festivallere bakabilirsin. (bkz: goa)(bkz: goa trance)

aradığın şeyi karşılar mı emin değilim.

ozora fest. ziyadesiyle ilginç

türkiye'de olanları için

neon festival
tree of life
ayata festival
freaks in love

Muğla'daki Ayata Fest'e katıldım 2014 yazında. İlginçti, güzeldi bi tutam da illegaldi :)

kapadokya'da
cappadox.com
kaliforniya'da
www.coachella.com

benden tavsiye, her yeri göreyim demeyin, bir bölgeye odaklanın. mesela rajasthan'a odaklanın, delhi, agra, jaipur, jodhpur, pushkar, jaisalmer falan yapın. veya kuzeye odaklanın, delhi, rishikesh, amritsar, dharamsala, ladakh falan yapın. veya güneye odaklanın, mumbai, goa, hampi falan yapın. ben 1 ayda çok fazla yer görmeye çalıştım ama çok yoruldum, hem fiziksel hem ruhsal olarak. hindistan'ı biraz ağırdan almakta bence fayda var.

Güney gezisi mi kuzey gezisi mi yapmak istiyorsun buna karar ver önce.

Aşağılara gidersen mumbai'den başlayıp mumbai maharashtra falan gidebilirsin. Daha cok doğası güzel olan ve tatil bölgeleridir. Kuzeye cıkıcam dersen deniz yoktur ama cokca tapınak vs yapı görebilirsi.

hikayeanlaticisi.wordpress.com

Cihangir'e bak istersen. Büyükparmakkapı'dan sola dönünce bidaha sağa dönünce cihangire giderken fransız lisesinin karşısında güzel mekanlar var.

tavan arası vardı asmalımescit dolaylarında bir binanın en üst katında. sobalı, ahşap konseptli salaş ama romantik de biyer gibiydi. kaç sene oldu kim bilir...

fiyatlar güncel mi bilmiyorum;

c.zmtcdn.com

b.zmtcdn.com

Sömestr'da Malta'ya falan gidebilirsin dil okuluna. Türkiye'de de erasmuslu arkadaşlar edin erasmus partilerine git, eğer kendi evinde yaşıyorsan couchsurfing ile yabancıları evine misafir et. Bayağı yarar sağlayacaktır.

Öncelikle şuradan her türlü materyale ulaşabilirsiniz: forum.donanimhaber.com

Gramer için Grammar in Use iyidir. Gramerde çok sıkılan benim gibilerdenseniz bu pek sıkmaz.

Bunun dışında bol bol sözlük kullanmalısınız. Özellikle de ingilizce-ingilizce sözlük kullanmak mühim.

Bol bol okuyun. Stage kitapları var. İlk sevite Stage 1. Aşırı basit olur. 6'ya kadar seviyeler var. 1'den başlayıp ilerleyin.

Kitap, gazete, dizi, haber... Elinizden geldiğince pratik yapın.

Başlangıç seviyesinde iseniz en başta Duolingo'dan çalışıp bitirirseniz epey aşinalık kazanırsınız.

Özetle ingilizce öğrenmenin temeli pratik yapmaktır. Özellikle okumak.

Yabancılarla online oyun oynamaya çalışın. Ben İngilizcemi yes mi no mu dan bu noktaya WoW ile geliştirdim diyebilirim. Teamspeak sohbetleri, yazışmalar vs.

İkincisi, izlediğiniz dizileri filmleri sadece İngilizce altyazı ile izleyin.

Şu iki yöntem sizi coşturur zaten (adam akıllı emek verilirse tabi. 2 filmden sonra eah denedim olmuyor demek pleblik). Konuşma için yurtdışına çıkma şansınız yoksa gidin konuşma gruplarına takılın. Ücretsiz olanları bile var İstanbul' da.

Şu devirde İngilizce öğrenemk kolay, zira heryerde illaki İngilizce bir materyal insanın karşısına çıkıyor. O yüzden bir değeri kalmadı dilin, ben sizin yerinizde olsam İngilizce nin yanına başka bir dil de koyarım. İkisini birden götürürüm. Örneğin Almanca gibi.

cok rica edicem bilgisayardan anlayan biri bi yardimci olsun. msi bilgisayarim 10 senesini doldurdu. her internet sayfasi acisinda 10 dakika dusunuyor. daha kurgu ogrenicem. fotosop ogrenicem. hadi bi el atin gencler.

Lenovo'da ısrarcıysan : www.hepsiburada.com


Ama kurgu yapacağın için benim tavsiyem: www.hepsiburada.com

Harici ekran kartı + 16 GB RAM + SSD mevcut.

model vermeyeyim fakat işlemcisi i7 4700hq vb. serilerden olursa iyi olur, mümkünse 5.nesil 6.nesil falan (5000li 6000li seri) ama o fiyata yoktur.

ram 16gb olursa süper ama en az 8gb olsun.

ekran kartı video kurgu için ikinci planda(Adobe ürünler Nvidia Cuda'yı kullansa da), ama olursa GTX serisi 850M, 950M falan iyi olur(oyun oynarken her şeye yetmez bile)

Lenovolarda ssd+hdd olanlar vardı, 8gb ssd + 1tb harddisk karma bir şey. Windows bazı şeyleri ssd'ye atıp hızlandırıyordu hatırladığım kadarıyla, direkt ssd'li model bulamazsın bulsan da 64gb 128gb falan olur yetmez sana.

Ekran mat ips ekran olsun, zaten baktığım Lenovolar hep mattı ama bakarsın yine. (hepsi IPS miydi emin değilim, IPS'ler çok pahalı oluyorsa yapacak bir şey yok)

-------------------------------------
ben Asus Rog G550JK kullanıyorum, i7 4700hq, 16gb ram, GTX850M, 1TB 7200rpm.
Hala öyle "çok hızlı" diyemiyorum, özellikle after effectste çok layerlı bişeyler yapsan, Premiere'de renk düzeltme yapsan falan...

aslinda lenovoda hic israrci degilim cunku israr etmek icin anliyor olmam gerek. biraz once sdd ne demek diye sordum arkadasa mesela:(

ama eski duyurulara da bakinca sanki hep asus ve Lenovo tavsiye edilmis.

mesela teknikekibin yazdigi bu casper www.hepsiburada.com

sanki makul?

oyun da oynamam ayrica.

Grafik kurgu işleriyle uğraşıcaksan, harici ekran kartı olması şart. GeForce ekran kartı olan modellere bak derim. AMD'nin işlemciyle birleşil grafik kartı modellerinden uzak dur.

2.500 TL bütçe belirttiğiniz için o bilgisayarı önerdim.

Arayacağınız kriterler: Harici ekran kartı + 16 GB RAM + SSD + i7 İşlemci olsun.

peki bu aralar herkesin bayildigi, boyle cok satan, popular bir bilgisayar yok mu? fiyat performansi da iyi olan.. kurgucu ve fotosopcularin sevdigi..

tor'da bir kaç ayar yaparak istediğin ülkeden bağlanmayı sağlıyordun ama hatırlamıyorum, eski versiyonlarında yapıyordum. belki yenilerde de vardır.

Aylık 10 liraya kıy da türk VPN'i al.

Tüm parayı bir günde harcayıp tüm gün reklam yapmak yerine, 10 gün boyunca prime-time saatlerinde reklam yapmak daha mantıklı olabilir.

nope...

ello

nein

niet.

lol'de seri maçlarını kazandım. uyur muyum hiç ? Hem de ilk 2 maç yenilgi, sonraki 2 maç galibiyetken son maçın stressi. ehehe bunu niye buraya yazıyorum ? çünkü uyumadım. uyumuş da olabilirdim.

non

iiiiie

Saat 7 oldu daha yatmadım yahu...

tutan hedefler de var, tutmayanlar da var. asıl 5 sene sonrasını merak ediyorum.

hayal bile edemezdim o zaman bambaska dunyalarda yasıyodum. hayal kırıklıgı da degil aslında halimden gayet memnunum ama şu anda oldugum yer o zamanki hedefim degildi alakası bile yok hatta.

beklenti yüksekti, bu halde hayal ediyprdum kendimi, tam hedef hatta daha yüksek. vay anasını mutlu oldum şimdi

Tam olacağımı düşündüğüm yerdeyim. Hiçbir fark yok.

Olmak istedigim noktayla ve hayallerimle hic ilgisi yok.

beklentimden yüksek ve beklemediğim can sıkıcı olaylar oldu. ya çok iyi ya da çok kötüydüler benim için.

iki durumu da tahmin edemezdim.

genel olarak memnunum ama. çok da hedefleyip peşinden koştuğum bir şeyler olmadığı için güzel anılar olarak kaldılar.

Bi hedefim yoktu. Ama tahmin edemeyeceğim kadar farkli yerdeyim. Kotu de degil. Ama niyeyse o zamanki düşüncelerimle birebir olmadigi icin basarisizlik hissi veriyor bazi bazı.

tam öngördğüm gibi sadece 1 tek eksik var

dip noktadayım. tamamen hayal kırıklığı oldu.

hayal kırıklığı tamamen.

Hayal kırıklığı ne kelime. Ama iyi yanından bakıyorm. 5 yıl sonrası için çok daha kötüsünü bekliyorum. Çok daha kötüsü olunca en azından tahminim tutmuş olucak :O

Koyduğum tek hedef vardı, o da tutmuş. Gerisini zamana bıraktım, zamanın değirmeni yavaş ama güzel öğütüyor.

bizim cevabımız cevap değil mi?

@basond arkadaş sadece görkemli başarı öykülerini okumak istedi herhalde.

Hayal dahi edemeyeceğim yerdeyim. çok şükür.

hemen hemen beklediğim gibi

Bunun sebebi Türkiye'de sol hareketin, ülkesel şartlar sebebiyle kürt hareketine eklemlenmesi. Atatürk ve kürt hareketi arasındaki çatışma(isyanlar, katliamlar, 1921'den 24 anayasası'na geçerken unutulan sözler vb.) buna sebep oluyor.

sosyalistlerin atatürk veya devrimlerle ilgili bir sorunu yok. bir çok sosyalist, bu devrimleri yerinde görür ve takdir eder. sosyalistlerin eleştirdiği iki konu vardır: kemalizm ve yukarıdaki arkadaşın söylediği gibi 24 anayasasına geçerkenki unutulan sözler.

Gerçekten sosyalist teori okudun mu abi, en azından genel hatlarıyla?

Bunu 14 yaşındaki ergen üslubuyla ifade ettiğinden ben de seni sevmedim.

Tarihsel şahsiyetleri, özellikle de asker ve politikacıları biraz derinden incelersen çok sevemezsin. Biraz seversin işte. Bunun için sosyalist olmaya da gerek yok. Biraz geniş kaynaklara bakmak yeterli.

17 yasindayim zaten de ne var ki uslubumda illa gosterisli bir sekilde mi yazmam lazim sonucta sen olayi anladin.

Sosyalist teori nedir anlamadim birkac farkli teorisyenin kitaplarini okudum evet de "sosyalist teori" denen sey tam olarak nedir ben bilmiyorum aydinlatirsan sevinirim.

Ya iyi bi üniversite kazan atatürk inkılap dersini iyi bi hocadan al sonra konuşalım bunları. Buradan ne öğrensen yarım yamalak öğrenirsin. Burada gördüğün insanların çoğunun kendine faydası yok :))

O dönemi merak ediyorsan. Erik jan zürcher ve andrew mango okuyabilirsin. Faroz ahmad de iyidir. Tek adam da fena değildir.

"bikaç şey saçmalarlar ezbere söylenmiş."

mantıksız bir cümle olsa da dediğin şeyi anladım. Aslında bu "yüce türk Atatürk" söylemleri için geçerli. İnsanlara 1. sınıftan beri Atatürk öğretiliyor bunu sevmelisiniz bu adam muhteşemdir süperdir überdir deniyor. "Ezberletiliyor".

Sevmelisiniz sevmek zorundasınız deniyor, daha okuma yazma bilmeyen cocuklara 1881 yılında Selanik'te doğmuştur girişiyle hayatı ezberletiliyor. Asıl saçmalık bu aslında.

Ben de şahsen Atatürk'ü sevmiyor denebilecek birisi değilim ama kendi edindiğim bilgilerden yola çıkarak yeniden gözden geçirdim kendisini. Nedir ne değildir diye, ırkçı yanının olması soğutuyor genelde sol görüşlü insanları.

Ha bir de 17 yaşındasın daha önünde uzuun yollar var birine sırf Atatürk'ü sevmiyor diye sinir olma, olmamalısın. İnsanların içine yerleştirilen asıl nefret ettiğim şey işte bu. Bi kişiyi ilahlaştırmak.

Yok kesinlikle sebebi sevmemeleri degil. Isteyen sevmesin hic umrumda degil hatta. benim takildigim nokta hep bos argumanlari bozuk plak gibi tekrarliyor oluslari. Yoksa zaten koru korune sevip tapinan insanlarin da onlardan farki yok gozumde acikcasi. Ben devrimlerinin incelemeye ve ders cikarmaya cok musait bu yuzden de buyuk nimet oldugunu dusunuyorum. Konu aslinda ozetle su. Devrim denen sey nerede nasil yapilirsa yapilsin degerlidir sosyalistler icin pratik eksikliginden dolayi sosyalist tarihteki dolayisiyla es gecen insanlara kiziyorum yani sevmek demisim ama mesele sevmek degil ozunde. Onun disinda irkci yani nedir acaba biraz anlatir misin?

"Marx demiyor mu her tur devrimsel hareket ne kadar ufak olursa olsun cok degerlidir ve dikkatlice analiz edilmelidir diye" demişsin, ona istinaden Kaypakkaya'nın Seçme Yazılar ve Mahir Çayan'ın Toplu Yazılar kitaplarını önerebilirim. Mahir Kemalizme ihtiyatlı bir şekilde yaklaşırken, Kaypakkaya sert bir dille eleştirir ve Kemalizmle bağlarını koparttıklarını söyler. O dönemin havasını göz önünde bulunduracak olursak, oldukça cesur bir karşı çıkış.

1925 tutuklamaları esnasında Nazım ile birlikte hapis yatmış olan Dr. Hikmet Kıvılcımlı da bir başka kaynak. Kendisinin eser miktarda orducu yönlerinin bulunması sebebiyle onun da olumlu baktığı yerler olduğunu söyleyebiliriz.

20'lere ve 30'lara dair yazılmış pek çok kitap var: Dersim, Zilan Deresi, 25 tutuklamaları, madenlerin CHP'li vekiller lehine özelleştirilerek peşkeş çekilmesi, Mustafa Suphi'lerin katli vs. gibi çok farklı unsurlar değerlendirilebilir. Yalçın Küçük şu sıralarda kafayı kırmış olsa da yaklaşık 30 yıl önceki kitapları gerçekten bu konulara dair ciddi tespitler içeriyor.

Sonuç olarak: ben bir sosyalist olarak Mustafa Kemal'i ve devrimlerini herhangi bir şekilde sahiplenmiyorum. Olumlu yanları var mıdır? Kuşkusuz ki vardır ve bunlar değerlidir. Ancak 20'lerde ve 30'larda yaşananlar, sonrasında yine devlet geleneği şeklinde vücut bulmuş olan uygulamalar benim Kemalizmin yanında durmamı engelleyen faktörler arasındadır. Ve bunlar maalesef ki konuşularak çözülecek, ufak tefek meseleler değildir.

Fakat bir ince çizgi var bu noktada, ben bir sosyalist olarak temel çelişkimi (yani uğruna savaş vereceğim esas çizgiyi) Kemalizm karşıtlığı ile sınırlamam, böyle bir yanılgıya düşmemeye çalışırım. Bunu liberalizme savrulmak olarak nitelendiriyorum. Kemalizmi kendi bağlamında değerlendirmek, eleştirmek ve bu şekilde bir duruş sergilemek gerekmektedir. O yüzden günümün 24 saatini CHP ya da Kemalizm eleştirisi (ya da düşmanlığı) yaparak geçirmem batan bir gemiye resim yapmama benzer ki, bu gerçekten komik olur.

Benim baş çelişkim devleti elinde tutan mekanizma, sömürü sistemi, bunların özelinde de şu an için AKP'dir. Bunun teşhirini yapmayı doğru bulan solcular arasındayım.

Bu kadar yazdım, gözünü seveyim 2 gün sonra duyuruyu zart diye silme.

Atatürk solcu da değil, devrimci de, birazcık okuyun araştırın lütfen bazı kavramları. Sosyalistler ülkenin kurtarıcısı olduğu için saygı duyabilirler ama neden Atatürkçü olsunlar ki fikirleri birçok konuda zıt?

Adettendir: CHP seçmeniyim.

Kemalizm faşizmdir. Atatürk de devrimci falan değildir.

Az bi ibrahim kaypakkaya okusan anlarsın da neyse.

Yalçın Küçük'ün bir lafı var,
"Kemalizm bizi ileri götürmez, biz Kemalizm'den geriye düşmeyiz." diye.
Biz dediği solcular, sosyalistler tabii ki. Yani kemalizm eskiye göre bir ilerlemedir, ama solculuk, sosyalistlik, daha ileriyi hedeflemelidir diye düşünüyor sosyalistler.

Kimseyi çok da sevmek gerekmiyor, hatta kimseyi insanüstü bir konuma koymamak gerekiyor.

Bizim ülkemizde, benim okuduğum zamanda okullarda saçma sapan bir resmi ideoloji ile büyütüldük. Çarpık bir tarih anlatımı, yakın tarihin, cumhuriyet döneminin yok sayılması, tü kaka bir osmanlı ve osmanlı aydını, bürokratı, askeri.

sanki osmanlı zamanında hiçbir ilerleme hareketi, çabası yokmuş da, Mustafa Kemal birden tarih sahnesine ilahi bir şekilde gönderilmiş ve ülkeyi kurtarmış, ilerletmiş gibi gösterilmesi ne yazık ki bizi kemalizmden soğutuyor. Çünkü bu hakikat değil ve böyle düşünmek doğru da değil. Tarih böyle işlemiyor, tarihimiz de söylendiği gibi değil.

Cumhuriyet ve kemalizm, 2. mahmut'tan , tanzimattan beri süregelen bir hareketin sonucu. Cumhuriyet öncesi ilerleme hareketine katkıda bulunan onca insanın yok sayılması beni ( bizi ) rahatsız ediyor.

Ayrıca kemalist tarih yazımı bir sürü falsifikasyonla dolu.
kazım karabekir'in anılarını okumanı ( benim de okumam lazım, ikinci kaynaklardan bildiğim şeyler var şu an) öneririm.
Mesela kazım karabekir kurtuluş savaşı'ndan sonra neredeyse ev hapsine alınmış ve anılarını yazması engellenmiş bir komutan. hatta evi bir çok kere basılmış, yazdıklarına el konulmuş ( iki kopya yazıp, birisini saklamış) . İşte bunlar hep bir tek adam rejimi oluşturmak için yapılan baskılar. Amaç ise yine aynı, her şeyi tek kişinin başarısı gibi göstermek.

her neyse, konu dağılıyor ama, ne Mustafa Kemal sandığımız ve bize öğretilen kişi, ne de tarihimiz sandığımız gibi. Herkese tarihsel bir kişilik olarak bakmak daha sağlıklı. Türk tarihinde çok önemli bir insan olarak bakıp böyle değerlendirmeyi doğru buluyorum.

primusinterpares söyleyince aklıma geldi: Sevan Nişanyan'ın Yanlış Cumhuriyet kitabı da gayet aydınlatıcıdır. Sevan koyu bir liberal ve kitabın bazı yerleri bana göre bu yüzden kusurlu, ama okunmaya değer.

Eve internet çekme, play store'u öğretme, hesap oluşturma, app yükleyip login olma falan… teyze dedin de aklıma bunlar geldi. zor iş. sabır gerektirir.
tablet olarak da ipad 2 16 gb wifi iş görür bence.
internet olarak da superonline adsl en temel paket.

Asus'sun tabletleri var 300 lira civarı. Onlara bakabilirsin.

sakın yardım etme başına iş alırsın. atsız patr dedi dersin diye yazıyorum bunu

nerden çıktı ki bu şimdi ?

Yapamazsın .

akp reklamı var pasaport harcı öğrencilere ÜCRETSİZ diyor (olacak demiyor). ben de bu ayın başında aldım 590 lira harç verdim :(((

Work and Travel, Erasmus, Erasmus+ programlarıyla yurtdışına çıkarken okuldan alınan belgeyle pasaport harcından muaf olunabiliyor. Verilen pasaportlar da 1 yıllık oluyor. Diğer türlü ücretli.

akp vaatlerinden biri, belli bir yasin altindakilere saglanacakmis

geçen emniyetin önünden geçerken gördüm, "patron çıldırdı pasaport bedava" diye afiş asmışlar kapıda dağıtıyorlardı.

yalnız izdiham oluyor sabah erken gitmek lazım..

@streo +1

çeşitli haklı sebeplerle 1 yıllık pasaport harcı ödenmiyor.

dün televizyonda gördüm öğrencilere kalktı diye..kalkıcak demiyordu direk kalktı diyordu..

Basit anlam oyunu, kalktı diyince vaat değil gerçekleşmiş gibi gösteriliyor, oy alma ihtimali artıyor.

aldiginiz bisiklette vardir sikinti, tum seride oldugunu sanmam. decathlon on numara bir markadir, cok da guzel, kaliteli bisikletleri vardir alt seviye için. değiştirin, decathlon asla pişman etmez.

decathlon'un köpeğiyim :)

gerçekten akıl almaz bir rezalet. sorumluları derhal yargılansın.

markası decathlon değil b'twin de mesele ol değil tabi. zaten ömür boyu garantisi var da sorun bisiklette değil tasarımda. değiştirmeyi falan düşünmüyorum zira dediğim gibi sorun tasarımda. başka bir elops300'de de aynı sorun olacak yani. ben bu dediğim birbirine dişlerle oturan çatal-gidon şeklinde bir bisiklet tasarımı neden yapılmıyor ya da var da benim haberim mi yok şeklinde soruyorum... şimdiye kadar gördüğüm bütün bisikletlerde olan bir şey bu...

@wilhelm, rezalet tabi arkadaşım. benim için akıl almaz bir sorun. biraz ciddi yaklaşıp neden böyle sorunla karşı karşıya olduğumuzu teknik olarak açıklamıyorsan alay etmeyeceksin.

b'twin de decathlon'un markası. decathlon üretimi hepsi, o nedenle decathlon dedim. farketmez marka model. btwin, rockrider v.s. hepsi güzel aletlerdir.

hıı anladım. peki bisiklet süren kimse bu sorunu yaşamıyor mu arkadaşım? bu bisiklet, marka, model değil tasarım sorunu. burada da var: www.livestrong.com

adam dememiş ama değiştirin diye. açın alyanla sıkın bitti gitti diyor mantıklı olarak. benim merat ettiğim neden ön teker çatalı ve gidon birbirlerine dişlerle oturacak ve bir daha asla oynamayacak şekilde tasarlanmıyor, üretilmiyor. bunun daha önce sorulmamış olması, bir sorun olarak görülmemesi daha da garip zaten. bir tane mi teknik bilen yok ''bu bu sebeplerle dişli yapılamaz. fizik kurallarına aykırı o yüzden dişli olmaz.'' diye?

artik nasil bir masa kullaniyorsun, nasil bir gidon kullaniyorsun anlamasam da su ana kadar 2. el, yeni toplamda 5 bisikleti senelerce kullanmis, en azindan 20 tane bisikleti de hatiri sayilir sekilde kullanmis biri olarak, tek defa böyle bir sorun yasamadim. kendime ait bisikletlerin tüm bakimini, tamirini, parca degisimibi kendim yaptim.

gidonu, gidon baglanti yerini, kadrodan cikartip masanin baglantilarini kontrol etmek gerek.

soruna gelirsek, dislilerin oldukca düsük toleransla üretilmesi gerek ki tam oturdugunda hareket alani olmasin. üretimi zor, maaliyetli. disli dedigin kolay bir sey degil. bu yüzden hep kelepce veya sikistirma parcalari kullanilir, tak cikar rahat, ucuz üretim, universal. kama kullanimi da hareket alani yaratir, tamamen hareketsiz cözümler de anlamsiz derecede uc cözümler. baglantilarda uyumsuzluk olabilir. mal bir görevli orayi bile yaglamis olabilir, zamanla birbirini törpülemis olabilir. bakmam lazim, yorum yapmadan evvel.

teşekkür ederim cevabın için. demek ki ayarı yaptıktan sonra çok sağlam sıkmak lazım. yine sorun olursa değişim düşünülebilir öyleyse...

bahsettiginiz sey major bir problem.
cok büyük ihtimal ile üretim hatasi diyorum.

Büyük ihtimal montaj yaparken yanlışlıkla o bölgeyi yağlamışlardır. Söküp bir yağ çözücü ile temizleyip tekrar sıkın. Bu çok yaygın bir sorun değil normalde. Çok bisiklet geçti elimden, bu niye kayıp duruyor demedim hiç. Şu video size bu işleri yaparken yardımcı olabilir. www.youtube.com

imkansız.

yeterli.

yeterli.

Gayet geçerli. Eğer bişekilde bu laptopa ulaşamazsan benzer özelliklerle asus seç bence. Asus ya da lenovo'dan şaşmamak lazım.

2.yi al başlangıç için uygun, ayrıca kitabın yazarı ekşide de yazar.
(bkz: whitesaint)

w3schools

yaşar hocanın kitabını tavsiye ederim. üniversitede veritabanı dersini de almıştım gayet bilgili biriydi

no pain no gain bro.

ben bir kaç sene önce yaptırmıştım, ilk iğneyi olurken, benim iğne fobimden kaynaklanan iğrenç hissiyat dışında bir acı hissetmedim.

kanal tedavisinde zaten acı olmazki uyuşturuyorlar orayı hiçbişi hissetmiyorsun

en fazla igne olurken az bi acır o da bi iki saniye. kanal tedavisi yaparken acı macı olmuyor.

bütçe ne? nerede okuyorsun veya çalışıyorsun?

istanbul üniversitesi. beyazıt yani. bütçe kişi başı 400-550.

evimitut.com

valla o bütçeye zeytinburnu, güngören, bağcılar civarında bulabilirsin herhalde. tramvay hattına yakın. aksaray çapa tarafı fiyatları suriyeliler nedeniyle uçmuştur herhalde.

Bildiğim kadarıyla kamerayla insanları izliyorlar. Şüpheli hareketlerde bulunanların bavullarını arıyorlar.

kontrol edilirse çıkıyor. rastgele bir kontrol metodu var. sakin zamanlarda iş olsun diye kontrol ediyorlar. özellikle küçük havalimanı ise son varış, yani aktarma varsa, kontrol edebiliyorlar. zira toplam 3-4 kişi olduğunuzdan ve gümrük memuru tüm gün sıkıldığından kendine iş çıkarıyor.

havaalanına göre değişiyor sanırım. izmirde her çantayı xrayden geçiriyorlardı. istanbulda iki havaalanında da xraye girdiğini görmedim.

Cok tesekkur ediyorum cevaplar icin oncelikle.
Avustralya ve Ingiltere border agency episode larini izlemistim. Bavullar ucaktan ciktiktan sonra bantta ilerlerken xrayden geciyordu ve orada alarm veriyor, tabi herbirinde kurallar farkli oldugundan farkli hassasiyeti olan uygulamalar. Ornegin biride yiyeceklere cok duyarli vs. Dolayisiyla benim de sorum bu kisimda alakali idi yani Istanbul'daki havaalanlarinda bizim boyle sistemlerimiz var mi ucaktan bagaj bantlarina ulasana kadar. Banttan sonra anladigim kadariyla herkes rastgele durduklarinda hemfikir.
Tesekkur ederim

mutlu olacak bir şeyler illa bulurduk. ama kendi adıma konuşmak gerekirse, en basitinden şu an uzay bilimiyle alakalı bir kitap okuyorum ve her sayfada hayrete düşüyorum. bir kabilede olsaydım muhtemelen yıldızlar gibi bilinmeyen şeyleri sikko bir tanrıya yorardım.

bence mutluluk/mutsuzluk-sıkıntı hakkında düşünmezdik. ihtiyaçlar ve bunları karşılama biçimi tümden farklı olacağından, bugünkü-buradaki bakışımızla kavrayamayabiliriz. kişisellik dediğimiz şey o ortamda bugünküne hiç benzemeyebilirdi. antropoloji severseniz, çok beğendiğim bir kitap önerebilirim, hem zevkli hem ufuk açıcı:

(edit:) link olmamış, düzelteyim:

www.kitapyurdu.com

Belki can sikintisi diye bir sey hissetmezdik ama cok mutlu olacagimizi hic sanmiyorum. Soguktan usumek, sicaktan yanmak, sivrisinek tarafindan isirilmak, bocekler tarafindan sokulmak, vahsi hayvanlar yuzunden surekli tetikte olmak, yemek yemek icin dunya emek sarfetmek gibi keyfimizi kaciracak bir suru sey olacakti. Sikilmak diye bir sey aklimiza gelmeyecekti ama oyle masal gibi mutlu bir hayat kesinlikle olmazdi bence.

dünya üzerindeki en mutlu topluluk olarak anılan piraha kabilesi de aynı dediğin gibi yaşıyor zaten. kullandıkları dilde ne gelecek ne de geçmiş zaman olmamasının da etkisi var tabii.

epey bilgi birikimi ve tecrübesi olan bir doğacının sözü aklıma geldi

"doğayla iç içe yaşayan ve doğa hayatıyla bağını koparmamış hiç bir insanın ağzında sıkılıyorum kelimesini duymadım."

modern hayatın yaşamı kolaylaştırdığına inanıyorum. fakat fizikte bir kural vardır enerji dönüştürebilir fakat yoktan var edilemez. kısacası, modern hayatın getirdiği ve götürdükleri. kişisel bir şey. sakin hayattan sıkılanlarda var. tercih imkanım ve sorumluluklarım olmasaydı, para kazanmak yerine, yaşamımı idame ettirecek kadarını kazanıp daha sakin bir hayat seçerdim kendime..

Bize mutluluk değil mutsuzluk öğretildi. Mutluluk en baştan beri bildiğimiz bir şeydi.

bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişir. bellir bir sonuca ulaşamayız bence.

kimisi kabiledeyken mutlu olur kimisi modern hayatta.

hayatımda bir kez canım sıkılıyor dedim, canım annecim bozulan ayarımı hemen düzeltiverdiydi sağolsun :)
"canı sıkılan kızlar koca istermiş"

evet, haklısın bence de mutsuzluk, can sıkıntısı modern hayatın getirileri. biz eski kuşaklar can sıkıntısı nedir bilmiyoruz pek. mutluluk mutsuzluk kavramları çok da gündemimizde değil(di). ben annemden babamdan, onların anne babalarından.. mutluluk mutsuzlukla ilgili hiç bir laf söz duymadım mesela.
canı sıkılmak birinin yaptığı yanlış için olurdu. uğraş vardı hep. boş duranı Allah sevmez denirdi. günlerde, ailecek veya konu komşu yapılan akşam sohpetlerinde bile kadınlar elişi yaparlardı. sonra televizyon geldi, yine elde işler örgüler filan.
erkekler de kendine göre uğraş buluyorlardı. kahve geleneği yoktu bizde, büyükbabam ya kitap okurdu ya da torunlarla pişti filan oynardı. babam elektronik ve elektrikle ilgilenirdi yeniyeni bişeyler üretirdi. daha radyo zamanları salondan mutfağa hoparlör hattı yapmıştı. annem mutfağa geçerken elektrik düğmesinin yanındaki açma düğmesine basınca radyo mutfakta çalıyordu gibi gibi.
yani ben hiç bir eski kuşağı onların tabiriyle "el el üstünde eli göt üstünde" görmedim.

bence boş kalmayıp uğraşın olunca ne sıkılıyorsun ne de mutluğu neyi sorgulamaya/düşünmeye vaktin oluyor. kabile bulmaya gerek yok yani :)
sıkılmamayı sağlayacak çok şey var evet de, kıymetini bilen kim? yokluğunu bilmeyince varlığın pek anlamı olmuyor, nasılsa hep varlar, var olmaya devam edecekler, daha da gelişerek, yenilenerek...

iyi sen nabıyon bilader

kurban dinliyorum. tavsiye ederim.

Geleni gideni.

ps kolu kırmak üzereyim kendimi zor tutuyorum. yok mu ulan ps4 le takasa girecek xboxci?

meme kanseri çalışıyorum böhü...

Kızın tekine ders anlatıyorum web whatsapptan. Daha ilk aydayız lan, lise konuları ak bunları bilmeden nasıl gelmiş onu anlamaya çalışıyorum.

Nörek bizim oğlannsen nöruyon

iş arıyorum hala bulamadım sen napıon

ben akomdayım.

naptın baro?

alev alev yanıyorum, ejderbacık oldum.
terlemeye çalışıyorum, sabahtan beri bi ton sıvı içtim galiba, en nihayet şimdi azıcık alnım terlemeye başladı.
radyo tiyatrosu dinledim bütün gün :))

sen nörüyon?

Transit vize almana gerek yok. Aktarma yapanların bulunduğu uluslararası bi alanda bekliceksin.

Ayrıca yanlış hatırlamıyosam 75$'a da günlük vize alabiliyosun uçuş saatlerinin arası mesela 10 12 saat ise.

Bence de 4 litre gibi sanki.

Bence de yanlış, zira dibimde şunlardan var, www.ikea.com.tr bu 16 litreyse o 40 litre olamaz banyo çöp kutusu olarak.

ebatlarını yazsalar (pi * yarıçapın karesi * yükseklik) ile hesaplardık. ama bana da öyle görünmedi, ağız kısmı olmayan 2 damacanayı üst üste düşünebilirsin kıyas için.

ya da sendeki küçük versiyonudur, aşağıda birkaç farklı hacimde olan seçenekleri vardı sanl

Zaten şüpheli listesinde olan birine suçu atmak, devletin zaafiyetini ortaya çıkardığı için -ki öyle de oldu. Devletin işine gelmez.

Kanaatimce Gerçekten bombacı o. Heryer ayağa kalktı biz uyarmıştık MİT nasıl anlamadı diye çünkü.

Onemli olan kisinin adi degil ki. Bu kisilerin Turkiye'de ne isi oldugu. Daha da kotusu insanlarin koltuk sevdasi icin neleri goze aliyor oldugu

bombacı çocuğu (en azından birini) mescitte bombayı kuşanırken gören var garın içinde, ama tabi o kuşandığı yükün bomba olduğunu bilememiş kızcağız sadece dikkatini çekmiş. TVde yayın yasağı olmasa fotoğraflarını görseler budur değildir diyebilecek insanlar var zira BTS ve HDP kortejinin tamamı ölmedi ya, görenler var.(ben değilim) polis de biliyor zaten tüm bunları, o değilse de o olmadığını biliyorlar en azından. illa ki er geç budur değildir der birileri 3 gün sonra ortaya çıkar.
ben nötrüm bir fikrim yok vallahi ne düşüneceğimi şaşırdım

Ne farkeder o olmasa başkası olsa ne değişecek?

Kardeşi Suruç'ta arkadaşlarımızı öldürdüğü, kendisi de canlı bomba şüphelisi olarak arandığı için inanırım buna. Ancak yeterli değil. O bombayı istihbarat örgütünden habersiz şekilde asla sokamazsın alana.

Önceki duyurulardan birisine de yazmıştım: patlama olduktan sonra pis pis sırıtarak bekleyen, ambulansın geçiş alanındaki bariyerleri her ambulans geçişinde açıp açıp kapatan (böyle durumlarda hızlı geçiş için bariyerleri kaldırırsın, insanların polise tepkisi bu yüzdendi) sonrasında da yaralıların olduğu alana gaz bombası atıp tazyikli su sıkan polise emri kim veriyorsa, polis emir almasa bile bu tarz davranışları gönül rahatlığıyla kimin sayesinde yapabiliyorsa fail odur.

(bkz: bir gunluk olarak duyuru)

valla günlük deneyelim terapi diyelim :)

evrendeki yerimizi dusunmeye calis. Yani koca bimilyarlarca galaksiler arasinda ne kadar kucucuk variz ve en buyuk sikintilarimiz uzuntulerimiz bile aslinda anlamsiz. :)

Slow müzikten uzak dur, kendine meşgale bul, hayat kısa, kimsenin hayatı mükemmel değil.

www.youtube.com

peki Wilhem bu gezegenler de benim kadar kötü hissediyor mudur, onlar da bizi görüyor mu :)

asus türkiye asus proları türkiyeye getirtmiş, direk son kullanıcı satışı olmayacakmış ama eğer staj yaptığın ya da daha önce tanıdıklık filan olan bir yer varsa onların üzerinden kendine bir asus pro kaparsan güzel olur gibi, yok olmuyorsa lenova thinkpad.

bu ikisi de uzun ömürlü gayet gider sana.

istanbul bilişimde varmış
www.istanbulbilisim.com.tr

senelerdir lenovo kullanıyordum. bu yaz yeni bir laptop aldım 1700 tl'ye. yine herhangi bir sorunla karşılaşmadım. ısınma problemi de keza hiç yaşamadım. müşteri hizmetleri gayet insancıl. tebrik ediyorum buradan kendilerini.

Benim tavsiyem de asus yonunda olucak.

2.el 1150 liraya aldim K555L modelini ve gayet memnunum. Iki kere yuksekten(Sehirlerarasi Otobuslerin Ustundeki Bagaj'dan) dusurmeme ragmen bana misin demedi performansi da cok iyi. Bunun yaninda Lenovo'dan da herkesin memnun oldugunu duyuyorum. Baska markalara hic girme bence.

1700e gtx950 ekrankartli asus modeli vardi onu alabilin

Whatsapptan engelle?

Bunu bi avukata göster, pes etme bence. Bu nedir ya, yaptığı beddua zaten saçma sapan, gereksiz gökten kemik yağardı. Bir de tehdit ediyor. Asıl bunlarla kendisini ele veriyor haberi yok salak. Seni sindirmeye çalışıyor.

kendini bu kadar yorduğuna değmez. ağzına ne geliyorsa söyle, sonra da numarasını engelle gitsin. şikayetlerini de hiçbir yerden silme sakın. kazanabileceği hiçbir şey yok.

eleman hangi platformdaysa oraya sikayet et. yani ornek olarak gittigidiyor ise mercilere soyle. yuh yani, insanlara bak.

Büyük olasılıkla içi boş ama sen yine de bir avukatla görüş ve gerekirse savcılığa git. Şikayetleri niye siliyormuşsun? Sen haklısın, sen o şikayetleri etmeseydin ve ettirmeseydin, hala o köy eşyaları bekleyecekti. Biz internete yazmış birkaçını biliyoruz, belki bilmediğimiz bir kısmı da vardı.

Edit: hypervaskulerdondurucu'yu okuduktan sonra ona hak verdim. Engelle gitsin.

Bunun gibi tipler boşa sallayıp insan korkutmaya bayılırlar. Büyük ihtimalle mesele sözlükten silinsin, unutulsun gitsin diye uğraşıyor bu şekilde. Dengesiz de bir tip belli.

Şikayetleri, yazılanları kaldırmamanız insanların sonrasında sorun yaşamaması için en iyisi. Ayrıca iş inada binmiş, ben olsam hayatta kaldırmazdım. Haklısınız zira. Dava açılsa bile kazanırsınız muhakkak. Ortada iftira yok, iyi niyetiniz çok bariz şekilde ortada ve mağdursunuz.

Siz üslubunuzu bozmadan, sizi bir daha herhangi bir şekilde rahatsız etmemesini, iletişime geçmemesini, aksi takdirde sizin de hukuki haklarınızın bulunduğunu kibarca hatırlatabilirsiniz sanırım. Avukatla tehdit ediyor ama, savcılık lafını duyunca da geri adım atar büyük ihtimalle.

cuma gününe sığınmış çirkef birisi belli ki. seni dualarla korkutmaya çalışıyor. iyiymiş ya, her nefret ettiğine beddua et sonra başına bişeyler getir.

bunların hepsi delil. hiçbirini silme. soğukkanlı davran, pes edecek bir şey yok. sadece laflarını sindirme, kafana takma yeter ;)

Teşekkür ederim fikir veren herkese. Whatssapp'tan engellersem beni avukata verme durumunda daha çok delilden men etmiş olmaz mıyım kendimi?

adı belli telefonu belli sitesi belli, git savcılığa şikayet et.

Engelleme sakın, sessize al. Bunlar delil sonuçta. Ver savcılığa gitsin, uğraşsın dursun.

Sanırım şuradaki yazılanları gördü? eksisozluk.com

Yorumlar dediğine göre?

Of karabasan!

şikayet edin lütfen, savcılığa verin de görsün kim kimi pişman ediyormuş. avukata verecekmiş...
hiç bir şey yapamaz. öyle hakaret etmek tehdit etmek kolay mı. şikayet edin ve her şeyi buradan ve sözlükten yazmaya devam edin.

roket adam+1

Sessize alın, bildirim kısmını da kapatın. İlk günkü kadar temiz olacaktır WhatsApp hesabınız.

Belki buradaki bir avukat arkadaş da meseleye dair yardımcı olabilir sizlere.

Bence mesajı paylaşmayalım, özel mesaj ifşasına giriyor. Şu anda haklısın ama sözlükte yayınlanırsa, oradan kaybetme bir şeyleri.

O zaman bir avukat arkadaş bilgi verebilir mi? eksisozluk.com başlığı altında bazı mesajların ekran görüntüleri var, onları silmek gerekir mi? E ama adam tehdit ediyor, ya ben iftira atıyorsam?

Şahsi kanaatim adamın boş beleş konuştuğu. Avukata gidecek insan avukata gidiyorum demeden gider, gidecekse bile en azından küfür ve tehdit etmemesi gerektiğinin bilincinde olur. Avukata gittiğinde avukat ona sen de keşke küfür/hakaret ve tehdit suçlarını işlemese imişsin be birader diyecek.

Öncelikli olarak mesajlaşma görüntülerini kaldırın, sadece özet geçin, ''Ürünleri geç gönderdiği ve günlerce yalan söyledikleri yetmediği gibi, haklarında sosyal medyada yorum yaptığımda beni itibarımı ve onurumu lekelemek ile tehdit etti.'' deyin mesela.

Muhtelemen sizi ticari işletmenin itibarını haksız yere zedelemeye çalışmaktan kıstırmaya çalışacaktır avukat ancak boşa bir uğraş olur. Ortada işini zamanında yapmadığına, malları zamanında teslim etmediğine dair dolu mesaj var, siz onların itibarını zedelemiyor, mağduriyetinizden bahsediyorsunuz. Mağdur olan sizsiniz, bunu unutmayın. Daha fazla kanıt olsun diye de sinirinizi bozmaya değmez, engelleyin gitsin. Dava da açamaz, yemez bir tarafı.

ek: engelleyince mevcut konuşmalar uçuyor mu bilmiyorum, yedekleyin veya ekran görüntüsünü alın da. Eğer sinirim bozulmaz diyorsanız bırakın konuşsun dursun.

Geri adım atmayın, korkacak kişi siz değilsiniz zaten. Bakmayın bunlar atıp tutarlar, ama polisi gorduler mi altlarina ederler. Azıcık hukuk bilgisi olsaydı zaten böyle aleni hakaret edemezdi size. Amaç sadece baskı kurup size geri adım attirmak, başka bi numarasi yok. Resmi kanallara başvurun.

Birisi firmanın numarasını internet sitelerinden bulup aramış, adam bu kez arayan arkadaşa "benim mit'ten 3 tanıdığım var, seni yakalatacağım, o hayvan kız (benim için) da görecek gününü" demiş :D

Of allahım!

Yazıyorum ki kayıtlarda dursun.

Kanıt olması açısından, cep telefonları için konuşma kaydeden uygulamalar var. Bir daha konuşmadan önce bu uygulamalardan birini edinin ve konuşurken konuşmayı kaydetmiş olun. Gerekirse onu da kanıtlara eklersiniz. Sürekli tehdit sallıyor adam. Bunların içi boştur genellikle.

Sorun şu ki; adamla ben muhatap olmuyorum. Yani adamın yazdığı mesajlara da cevap vermiyorum, beni aramalarını da açmıyorum. Buradan arayan arkadaştan da haberim yoktu, numarasını isteyen oldu ama ben haklıyken haksız duruma düşmemek için numara falan da paylaşmadım.

Ben en iyisi savcılığa... Kapısından geçmedim bugüne kadar gerçi ama :((

Hemen savcılığa ya da en yakın karakola. Yarım saatlik işiniz var. Kesinlikle ihmal etmeyin

aynen, anasayfa bile yüklenmiyor

Cunku sansur

tek cevap
AKP

vpn'le gir

torproject.org duyuruda da yazdım. Bu borwserı kullan.

Facebookta couchrail diye bir sayfa var oraya yaz istersen

auberges de jeunesse lere baktın mı?

tavsiye ettiğimden değil :) ucuzunu aradığından :) yoksa leş mekanı benim gördüklerim.ama kadın başıma kaldım mı kaldım. olur olmayacak şey değil zaten odalar kadın-erkek ayrı kartla giriliyor vs. sadece wc aşırı pis ötesi.

bi de airbnb seçeneği var.

imkan varsa bana da kalacak yer lutfen.
23-26 ekim amsterdam 26-29 ekim paris icin uygun ve temiz kalacak yer lazim. cok pahali buralarda kalmak malesef.

Mayıs'ta şurada kalmıştım (kardeşimle, 2 kişilik twin oda) ve içi gayet iyiydi banyosu içindeydi (4-6 kişiliklerde vs nasıl bilmiyorum) Montmarte manzaralıydı o da hoşumuza gitmişti. Zaten gidip gezersin orayı, yürüyerek çıkıyorsun hemen. Şehir içine ulaşım da (Louvre vs) metroyla gayet kolaydı tek aktarma yapıyorduk.

www.hostelbookers.com

not: biz gecelik kişi başı €32 vermişiz, şimdi fiyatlar biraz daha artmış galiba. Ama gecelik 25-30 vermeden pek düzgün bir yer bulamazsın herhalde.

airbnb'ye bakın.

yapacağın iş çok basit. öncelikle referanslı bir linkle airbnb üyeliği açacaksın, $20 indirim olarak sana geri dönecek. sonra airbnb'de ev bakıp istediğin kişinin evinde couch şeklinde oda kiralayıp kalabilirsin. böylece oranın yerlisiyle de sosyalleşme şansın olur. 2 günlüğü 100 liraya kiralasan odayı, $20 indirimle sana gelir 40 liraya.

onaylanmış referans istersen de kendi referansımı vereyim sana;
(git: www.airbnb.com.tr/c/kcam2?s=8)

ben bu iş için telefonun ajandasını kullanıyorum. hatırlatma özelliği de var.

Telefonun takvimini kullanabilirsin

Google keep

wunderlist, any.do gibi uygulamalar belki yardımcı olur. any.do paralı bildiğim kadarı ile ama amacınız sadece todo list yapayım, zamanı gelince hatırlatsın ise wunderlist hem ücretsiz(di) hem de kullanışlı.

Google Keep

wunderlist demeye gelmistim :)
upto
bir tane daha vardi hatirlarsam yazacagim :)

ios için 24me adında bir uygulama var, çok kullanışlı. üstten inen bildirim panelinde bugünün, yarının özetini de görebiliyosun. hatırlatma tool'ları falan da çok kullanışlı. android'de var mı bilmiyorum.

ios icin "timeful" diye bi app varmis ona da bakabilirsin.

bence de öyle yap.

var öyle kısıtlamalar. windows phone'da da öyle şekilde diye hatırlıyorum. Yapacak bir şey yok.

ayarlarda bir yerde vardi saniyorum.

windows phone da (w10 degil, bir alti iste) updateleri sadece wifi ile indir secenegi var, o acikken baska bir sekilde inmiyor. sadece wifi ile.

iosu kontrol edemiyorum, cünkü sadece wifi bir model kullaniyorum.bir baskasinin kontrol etmesi lazim.

kullanmayi bilmeyenler icin mantikli bir kisitlama aslinda. cunku insanlarin 9gb pakedi olmuyor genelde ve yazilim yukleyince direk bitiyor paketleri farkinda olmadan.

3g üzerinden 100 mb e kadar yükelyebiliyorsun. üstüne wifi istiyor.

civarında herhangi bi laptap varsa, iphone'dan kişisel erişim noktasını aç ve labtabtan iphone'ye bağlan .böylece bilgisayarda internety bağlantısı olacak.telefonu pc'ye bağla. bilgisayardan itunes açıp güncelleme yapabilirsin.

eğer laptap yoksa, 3g ile 100 mb üzeri güncelleme yapabilmen için, iphone'yi jailbreak yapman gerekiyor.

jailbreak'li telefonlarda o engeli kaldırabiliyorsun.
ios 9 yüklenince de zaten jailbreak otomatik olarak yok olacak.

www.youtube.com
youtu.be

haendel - sarabande

www.youtube.com

adagio - albinoni

www.youtube.com

mozart requiem'den lacrimosa

www.youtube.com

chopin nocturne

www.youtube.com

ave maria - schubert

www.youtube.com

romeo juliet - andre rieu

www.youtube.com


bunlardan bir doz yeter zaten bir süre : ))

ve daha yüzlercesi...

bu yeni ama sayılır mı?

www.youtube.com

bunu çalmadan ölmek istemiyorum.

Eric Satie dinle

he ben kendi kendimin amina koymak istiyorum diyorsan da

klasik muzikleri calabilecegin bi site var.

Touchpianist.com

Al Bano'dan E Lucevan Le Stelle:

www.youtube.com

bu da yeni ama sayılır bence
www.youtube.com

asus k555l aldım ben şahsen çok memnunum sen yine asus'un üst modellerine bakabilirsin bence.

craigslist'e bi bak derim

kişilik bozukluğudur. uzak dur borderline insanlardan.

bu tür teşhisleri ancak psikiyatristler koyar.
borderline insanların "genelde" kendinden başkasına direkt zararı yoktur.
ben bir borderline'ım ama kimse gelip bana sen çok borderlinesın demedi. cahilce bir davranış, sana yapıldıysa ayıp etmişler.

prntscr.com

green card a başvur.
Yada yurtdışından iş başvurusu yap.
uluslararası firmalarla ortak iş yapmaya çalış orada tanıdıklar edinmeye çalış.

batı avrupa'da prosedürler zor, yaşam pahalı. balkanlara bakabilirsiniz. ya da direk rusya'yı düşünün. bazı evlilik acentaları var, vatandaşlık almanızda yardımcı olurlar. en azından elinizdeki paranın rusya'da yaşamak için ruble karşılığı daha fazla olacaktır.

vala bu ülkeden çekip gitmek de kolay değil maalesef, şu sıralar herkes gitmek istiyor, sonrasını tartmak çok önemli. şimdi türklere vize verirken kıllatacaklar. bu yüzden avrupa zor ilk etapta yaşamak için.
zaten belli bir seviyeye gelmişsen ekonomik ve sosyal olarak daha özgür ve insancıl yaşamak istiyorsun.

yerinde olsam evimi satıp faize verirdim bir süre. sonra gitmek istediğim ülkeye giderdim; mesela kanada ya da avusturalya.
mesleğin ve ingilizcen geçerliyse zaten kapılar kapanmaz. bol şans.

bence acele etme önce bir ingilizce kursuna git. ingilizceni geliştirmek ve iş bulmak için kendine 1 yıl ver. her türlü gidersin eninde sonunda.

www.learn4good.com

böyle bir site var işini görür

yazılımcısın o yüzden çılgın ingilizce bilmene gerek yok zaten. kovalaman lazım biraz ve direk iş diyorum

uzak doğuya bak. mis gibi sahilleri vs var insanları saygılı. kızlar çekik olmayan erkeklere daha fazla ilgi gösteriyor. boş zamanlarında tayland, malezya vs gezersin mis gibi
bizim burada karda kışta götümüz donarken sen orada hindistancevizinden kokteyller içersin :)

doğu avrupa ülkelerine bakın. çoğu ab üyesi zaten. ayrıca bu ülkelerin bazıları belirli tutarda yatırım yapanlara vatandaşlık da veriyorlar. bi inceleyin. evinizin parasıyla alanınızda hem bir iş yeri açarsınız hem de vatandaşlık alırsınız.

php ile onu yapmanın mümkün olduğunu sanmıyorum. javascript kullanman gerekiyor.

<script type="text/javascript">
function PrintDiv() {
var divToPrint = document.getElementById('divToPrint');
var popupWin = window.open('', '_blank', 'width=300,height=300');
popupWin.document.open();
popupWin.document.write('<html><body onload="window.print()">' + divToPrint.innerHTML + '</html>');
popupWin.document.close();
}
</script>




<div id="divToPrint" style="display:none;">
<div style="width:200px;height:300px;background-color:teal;">
<?php echo $html; ?>
</div>
</div>
<div>
<input type="button" value="print" onclick="PrintDiv();" />
</div>

aynısını ben yaptım. klavyenin üst tarafı biraz yukarıda duruyor :( boş ver kullan öyle ya n'olcak.

söküp kısa vidaları tak, orada kalan deliklere de intel, amd, nvidia etiketleri filan yapıştır.

ahahaha akşam akşam iyi güldürdün dostum :D

Bence takma güzel durmuş işte

aynısını arkadaş yapmıştı. tamirci görür görmez anladı. ben ilk gördüğümde orijinal sanmıştım.

kullanmaya devam et. bozulursa güzelce açıklarsın. mümkünse servisle sen konuşursun.

ne yalan söyleyim şöyle bir laptobu teknomarketlerde görsem modeli bu sanırım, hiç belli olmuyor bence:) garantisi mutlaka bitecekti, o yüzden takma kafana. daha dikkatli kullanırsın hem bundan sonra.

kapattiginda ekrana carpip ekranin icine etmeyecegini bi kontrol et. ustune bir de o yan gelmesin.

bu işlerden hiç anlamadığın belli.

sen ne yaparsan yap, o paneli söktüğün zaten anlaşılacaktı ama uzun vidaları zorla arkadan çıkarmak da her babayiğidin harcı değil :)

:) güzel bence takma kafaya. (bkz: that is not a bug that is a feature )

dursun ya niye satacan ki. dolar yükseldi hem bilgisayarlar baya pahalandı.
düzgün kullanırsan garantiyle pek bi işin olmaz zaten.

fotoğraf net değil. ama şöyle yapınız, vidaları olması gereken yerlere takın. o delikleri jiletle sıfırlayın. dışarıya çıkıntı kalmasın. sonra beğendiğiniz bir yapıştırmayla ister komple ister sadece üst paneli veya sadece deliklerin orayı kaplayın. türk bayrağı yapıştırması olabilir mesela sadece deliğe. şöyle bir şeyle üst tarafı kaplayabilirsiniz veya;
i01.i.aliimg.com

Abi eğer "Girmiyor mnsktmin" diyip abanmadıysan ciddi ciddi Asus ön yargım birkaç katına çıkacak.

hepinize tavsiyeleriniz için teşekkürler, durum komik farkındayım, gülene de kızmadım o yüzden, ben de başına gelen kişi ben olmasam gülerdim :D

@straples
aslında bu işlerden anlıyorum. vidaları da hiç zorlamadım, hatta vidayı aşındırmayayım diye nerdeyse hiçbirini sıkmadım bile tamamen. tuttuğundan emin olacak kadar sıktım.

@icim urperiyor
o tarz karbon fiber tarzı kaplama benim de aklıma geldi, olabilir aslında.

@gunde 3 litre kola icen adam
hocam inanır mısın hiçbir vidayı zorlamadım bile, yukarda da yazdım, vidayı aşındırmayayım diye hiçbirini tam sıkmadım bile. üst plastik epey yumuşakmış anlayacağın.

Zenginlik anlayisinin ne olduguna bagli olarak yanit degisir. Benim gordugum kadariyla cocuk sahibi olmayan kariyerli ciftler orta ustu gelire sahip oluyor. Bir jeepleri ve hatta yatlari olabiliyor. Tatillerde haritada gosteremeyecegimiz ulkelere gidiyorlar. Kendi hallerine birakip buyumelerini beklemeyecegin sekilde (ergenlik bitmeden iki yabanci dil, yurtdisinda lisans...) cocuk yetistirmek yerine orta ustu bir yasam senin olur.

güzelsen/yakışıklıysan zengin birini kafalayıp evlenmeye çalış :)

Jipim veya yatım yok ama tatillerde güzel Ülkelere gidebiliyorum. Yakışıklı da değilim maalesef.

Zenginlik beklentim de çok değil. Önceden 10-15 m USD falan hayal kuruyordum. Ama şimdi döviz kurunun yükselmesiyle 3m USD ye kadar düşmüş durumdayım.

Paranın %10 unu veririm.

borsa... işte sana gerçek bir yol gösterici entry. borsa nedir ne değildir. gerçek bir ufuk açıcı.

eksisozluk.com

forex diyorum o kadar

Vurdur.

Kardeş sana çooook kolay bi para kazanma yöntemi söylüyorum şimdi iyi dinle,

Klavyede sol üstte " tuşu var esc nin altında ona basıp impulse101 yazıyoruz enterliyoruz hoop hesabına 16bin dolar para yatıyor ayrıca,

givespaceweapon_awp Arctic Sniper Rifle

sv_gravity (-999 to 999999) Yerçekimi ayari

sv_aim Auto-Aim Sadece Sniper Rifle ile otomatik nisan alma

give weapon_(silahadi) (silahadi) isimli silahi alin

gl_zmax 0 Duvarlarin içinden görün ve ates edin

gl_zmax 3600 Duvarlari normal hale getirir

cl_forwardspeed 999 Ileriye hareket hizina 999 ekler

cl_backspeed 999 Geriye hareket hizina 999 ekler

cl_sidespeed 999 Yan adim hizina 999 ekler

bunları da yazarak sosyal hayatta 1 adım önde olabilirsin, askerde de işine yarar

porno site yap, iyi para var o işte, sen trafiği çek o trafik ile ne yapacağını bilen biri gelir sana zaten.

yaz kızım

1 torba çimento
2 kg tuğla
1 torba kum
asdfghjkl

bilsek keşke?

ben de istiyorum bundan

o zaman yolladigim linke dolusun ve bu egitimleri kesinlikle kucumsemeyin. uluslararasi standartlarda turkiye'de alacaginiz ortalama egitimlerden cok daha kaliteli birsekilde kendi kendinizi egitebilirsiniz.

Süper, çok sağol.

ingilizce bilmek yeterli seo için. zibille kaynak var blog var. türkiyede hiç bir kurs o adamların yanına yaklaşamaz.

Pdf kullanıyorsanız ki muhtemelen öyle;kindle size göre degil.

tum bunlari gecip monitor almak en mantiklisi sanirim.

PDF sadece bir temsildi yani mobi versiyonlari da var onda sorun yok ama arkadasin dedigi gibi kod bloklarinin okunmasi takip etmek bir yandan IDE'ye bakmak falan derken sorun oluyor.

Ikinci monitor olayini dusunucem ama sizce monitor secenegini yok sayarsak en mantiklisi hangisi olur?

ucuza 2. el bir laptop al ekranın yanına aç. kindle vs işini çözmez

bence direk goa'ya git. Havvaalanındaki taksicilere sakın inanma her zaman taksimetre açtırmalısın. 30 40 liraya goa'ya gidebilirsin sleeper buslarla. Mumbai cok pahalı bi şehir.

goa +1. boş ver büyük şehirleri.

tukey nedir?

tukey daha çok tercih ediliyor ama genelde hepsi birbirinin yerine kullanılır

Genelde tukey kullaniliyor. cok farki yok diye biliyorum ben de.

Bruceandwayne busted 420 swag yo

kromozomlar döllenmez.
kadınlardan y kromozomu çıkmadığı için cinsiyet erkek olamaz.
kadınlar aynı genetik materyale sahipse (ikiz, klon vs) ve crossing over olmayan bir yöntemle döllenirse çocuk haliyle annelerinin aynı olur.

erkek olmayacağını biliyorum x x kromozomlarından dolayı dişi olur çocuk da ama 3. bir tek yumurta ikizi gibi mi olur cocukları ?

aslında düşününce.. 23 dede 23 nine kromozomu rastgele dağılıyor.. crossing over olmasa dahi, ortalama %75lik kısım aynı olmalı. yani nineden gelen 23 kromozom ve dededen gelen 23.. aynı şekilde dağılmayabilir. homolog kromozomlar illa ikiz eşannelerdeki gibi olmak zorunda değil.
bu dölleme yöntemini duymuş değilim. böyle bir şey var ama tam bu mu emin değilim daha doğrusu.

Uçağa binmeden de kontrol etmiyorlar mı vizeyi?

direk elçiliğe gidip bizim paramız yok napsak diye sorsanız veya bir tanıdığa bilet aldırtsanız türkiye'den daha sorunsuz olmaz mı? sınırdışı edilmek çok ciddi bir olay çünkü

vizeniz yokken uçamazsınız, boarding vermezler. transit olarak ayarlarsanız uçuşu o zaman şansınız olur

edit: dubai'ye gidiş amacınız sınırdışı edilmek istemenizmiş. öyle bir işe girişmeyin bundan sonra alacağınız her vize de önünüze çıkar

turkiye'den ailelerimizden vs bulabildigimiz para bu kadar daha fazla bulamiyoruz.

hindistan'a gelirken bi arkadasim yesil pasaportu vardi vizesiz zannedip gelmis, burdan geri yolladilar.

umrumuzda degil ciddi olmasi dubai'ye bidaha gidememek kurtulmak istiyoruz burdan aslinda. tren yoluyla da mumkun degil pakistan vize istiyor ve kiz arkadasimlayiz tehlikeli

1- vizesiz uçağa binemezsin
2- sınırdışı edilirsen sittin sene şengen falan alamazsın
3- bir akıllı sen misin? amerikadan 2000$ uçak parası verip ülkeye dönenler mal mı? kanadaya geçip sınırdışı edilirler.

hindistan vizenizin bitmesine ne kadar kaldı?

edit: geri gönderilme olayını açıklayayım. yolcu herhangi bir sebepten dolayı ülkeye kabul edilmezse (vizesi olmayabilir, pasaport polisi insiyatif kullanır almaz vs) o yolcuyu uçuran havayolu yolcuyu getirdiği ülkeye geri götürmek zorundadır. bunun için inad adı verilen bir bilet düzenlenir yolcu bu biletle uçar. yolcuya da bilet düzenlenirken bilet ücreti bu ödemen lazım derler. yolcu param yok derse o zaman biz sana bileti keselim sen dönünce öde derler, yolcu uçar genelde de o paranın üstüne yatar. dolayısıyla senin durumunda vizesiz dubai ye uçsan bile seni hindistan a geri yollarlar. hindistan'a tek girişlik vizen varsa o zaman türkiye'ye yollanabilirsin.

bir akilli benim demiyorum zor bi durumdayiz ve cozum ariyorum bari simdi satasmayin ya

14 mayis'ta bitiyor vizemiz

çözüm sormamışsın ki? dubai'yi sormuşsun. nasıl döneceğim diye sorsan çözüm yolu bulunur.

ya vizenin bitmesini bekleyeceksin, ya da elçiliğe gidip yalvaracaksın. başka yolu yok.

peki o zaman cozum onerisi soruyorum onerisi olan var mi?

Dubai aktarmali bir ucusumda aktarmada cok zaman vardi. Uae vizesi almamistim. Sehre gireyim gezeyim dedigimde yok vize bir gunden once cikmaz zart zurt derken kapida parasiyla vizeyi yarim saatte vermislerdi ve sehre girip gezmistim.
Bu da boyle bir animdir.

Anladigim kadariyla siz sinirdisi edilmek istiyorsunuz. Dubaiye binin gelin. Indiginizde dubaiden turkiyeye bilet alirsiniz, havaaalanindan transfer yaparsiniz.

yolculuğunuz hindistan'dan mı başladı? yani türkiye'den doğrudan o ülkeye mi uçtunuz ve de hangi havayolunu kullandınız? biletiniz tek yön müydü? sorunu bana anlatırsanız biraz, bilet fiyatıyla ilgili yapabileceğimiz bir şey var mı öğrenmeye çalışırım

niye macera arıyorsunuz ki, konsolosluğa ulaşın bir şekilde.

bu arada sınırdışı edilmek bedava değil bir ton ceza ödüyorsunuz devlet bir şekilde onu sizden alıyor

Hindistani hayal bile edemeyenlerin konsolosluga ulasin demesi kolay. Ulasabiliyorsaniz ulasin tabii, orasi ayri. Deneyin en azindan.

Ben olsam dubai'ye gider oradan cozmeye calisirim. Turkiyeye ne kadar yakin, o kadar iyi. Dubaide ulasim ve iletisim imkaniniz daha kolay olur ve yardim isteyebileceginiz turkleri, devlet ilgisini bulma ihtimaliniz daha yuksektir. Kiz arkadasiniz da dubaiye gelirken sorun yasama ihtimalinize karsi kapali giyinsin, zira standart bir is yapmayacaginiz icin yuksek ihtimal arap gorevlilerle fazlaca muhatap olacaksiniz.

Ayrica sinir disi edilmeye calismayin, ben de sizin paraniz arti eslik eden gorevlinin parasini size kitliyorlar diye biliyorum.

Abi direk skyscanner'i actim bilet fiyatlarina baktim. Ornegin Mayis basi icin bi kisi Dubai aktarmali sabiha gokcen ucusu 600 kusur lira. Uzerine bi sekilde tamamlamaya calisin.

@argent dawn +1
Öncelikle aile ve arkadaşlarla ilgili yeniden düşünün, size bilet alacak birilerini bulmaya çalışın. Yapabilirseniz en temizi bu. Oraya gitmenize izin vemişler de aileler nasıl yardım etmiyor anlamıyorum!

Ya da, zaten Yeni Delhi'de olduğunuzu varsayarak bence de elçilik üzerinden halletmeye çalışın. Yanında özellikle arkadaşın da varken riske girme. Gerçi tek de olsan yine girme bu işe derdim. Aklından geçen kötü bir seçenek. Elçilik burada sana yardım etmeyecekse kapasın gitsin.

Başınızdan ne geçti bilmiyorum ama umarım hallolur probleminiz. Ne olursa olsun yanlış iş yapmaktan kaçının.

şimdi skyscanner'dan bakıyorum, goa'dan kalkan uçak mumbai'de aktarma yapıyor, oradan kuveyt'e aktarma yapıyor(kapıda vize alabiliyormuşsunuz ücretsiz ona da baktım) ordan da istanbul bilet 1.200 tl ortalama.

bi şekilde türkiyeden 1.500 - 2000 tl daha ayarlamanız gerekiyor. bir de evet konsolosluğa ulaşsanız iyi edersiniz.
(git:www.skyscanner.com.tr )
selamlar.

Geçmiş olsun. Çok özel değilse başınıza gelenlerden bahseder misiniz?

Hayatın toz pembe olduğunu düşünen bir arkadaşım da sizin gibi Hindistan'a gitmek ve orada yaşamak istiyor. En azından deneyimli birinden duysun da, belki kararı değişir.

trene binin gelin. pakistan sınırında da yalvarakcasınız onlarda vizeyi verecek.

irana gidilse zaten gelicez de iran ucaklari istanbul aktarmali.

tahrandan 100 liraya gelebiliyoruz yoksa istanbula ama ucak fiyatlari turkiyeyle ayni iran icin 1000 civari

isikfx

çevresi falan hesaplanırken değil de, oraya giderken ciddi sapmalara neden olabilir.
1 derece başlangıçta küçük bir farktır ama 1 km ötede aradaki mesafe uzar.

ha 2 milyar basamak lazım mı bilemiyorum ama :) belki birkaç bin yeter :)

dostum kusura bakma ama sahan'in komedi programlarindaki dunya duzdur diyen adam gibi geldi bi an yazi.

tabii ki de metre olcme islemlerinde hassaslik artsin diye hesaplamiyorlar. ilerilerde bi kirilma noktasi ariyorlar sayilarin duzenini cozmek sonu var mi bilmek icin.

Daha çok böyle bir oranın sonsuza kadar rastlantısal şekilde gitmediğini, bi yerlerde kendini tekrar etmeye başladığını görmek için gizemini çözmeye çalışıyorlar. Rastgelelik olayının özellikle bilgisayarlarda ne kadar random sonuçlar verdiği tartışılırken pi sayısının kendi içinde tamamen düzensiz olması insanda merak uyandırıyor. Örneğin içinde senin on haneli telefon numaran bile vardır.

Bir de yaşadığımız evreni düşünürsek, milyarlarca ışık yılından bahsedilir. Hesapta sapma olmaması için yüz milyarıncı sayıya kadar bilmek gerekebilir. Bu tarz büyüklükler günlük hayattan uzak biraz, insan beyni algılamakta güçlük çekiyor.

işsizlikten kendilerine uğraş arıyorlar

100 basamağa falan bile gerek yok, dünyada/galakside yüz basamaklı hassasiyet gerektirecek ne bir ölçüm aleti ne de ihtiyaç var. @benaaymi'nin dediği gibi "çünkü hesaplayabiliyoruz".

süper bilgisayar denemeleri vs. vs. sadece pi değil buna benzer bir sürü örnek var. en büyük asal sayı falan gibisinden. bir uğraş işte, bilinmeyenin çekiciliği falan ne dersen de.

bir araba 100km yol yapıyor. 100km boyunca 1cm 1cm eksik hesapladığını düşün. 1cm eksik hesaplarsan hedefine ulaşamaz, başarısız olursun.

benaaymi, calligrapher +1. Bırakın milyarıncı, bininci basamağı evrenin ölçülebilen hacmi 39 basamak kullanılarak hesaplanıyor. Bu kadar basamak hesabının sebepleri keyif, hobi, ilgi çekmesi vb.

pi gizemini çözmek için

İstanbul'daysan göndermezler sanırım. Belki de gönderirler bilemedim.
Anne şefkati damarıma bastın çocuk :) bana yollayabilirsin.

ver adresi neyi canın çekiyorsa söyleyim

Lt. Col. Frank Slade gönderiyor teşekkür ederim hepinize <3

afiyet olsun :) @Lt. Col. Frank Slade kesene bereket.

afiyet olsun kardeşim :)

vay be. eger trollenmiyorsak kesenize bereket ve afiyet olsun :)

Afiyet olsun:) ayrıca kesene bereket frank

heheh sevimli insanlarsınız çok sevindim nedensizce <3