Giriş
(2)

Hızlı okuma tekniği

clones
Bu teknik öğrenmeye değer mi? Sırf kısa sürede daha çok kitap okumak için okuma kalitesini de düşürmek ve zihnen kendimi de yormak istemiyorum. Kitap okuma aşkıyla yanıp tutuşan biri olarak bunu önerir misiniz? Önerirseniz önerebileceğiniz kaynaklar var mı? Yoksa boşver kendin bildiğin gibi mi yap d
Bu teknik öğrenmeye değer mi? Sırf kısa sürede daha çok kitap okumak için okuma kalitesini de düşürmek ve zihnen kendimi de yormak istemiyorum. Kitap okuma aşkıyla yanıp tutuşan biri olarak bunu önerir misiniz? Önerirseniz önerebileceğiniz kaynaklar var mı? Yoksa boşver kendin bildiğin gibi mi yap dersiniz?
0
clones
(05.09.20)
okuyarak zaten bir derece hızlanıyorsun. bence zevk ıcın okunan bir kitabı sulandırmaya gerek yok.
0
Techsavvy
(05.09.20)
edebiyat okuyacaksan hızlı okuma falan tamamen boş işler. bir edebi eserde bir ton teknik var. insan bazen sindirmesi gerekebilir zaten dikkat etmesi gerekebilir.

düzenli okumaya yapmaya başlayınca zaten beynin o işi yapan kısmı bu işe alışmaya başlıyor ve giderek biraz daha hızlanıyorsun ve daha uzun süreler başında durabiliyorsun. sonuçta da bir kitap daha hızlı bitiyor.

hızlı okuma uyguluyorum günde 2 kitap okuyorum falan diyenlere gülüyorum ben açıkcası. anca gözden geçirme gibi bir şey olur o okuma.
0
AlsterWasser
(05.09.20)
(7)

Remington vs Braun vs Philips

whyamy
Almak istediğim ürün benzer şekilde üç markada da var. İnternetteki bazı yorumlar çok olumluyken bazıları da çok olumsuz. Karar veremedim. Özellikle yetkili servis, yedek parçalar vs. açısından hangisini önerirsiniz?
Almak istediğim ürün benzer şekilde üç markada da var. İnternetteki bazı yorumlar çok olumluyken bazıları da çok olumsuz. Karar veremedim. Özellikle yetkili servis, yedek parçalar vs. açısından hangisini önerirsiniz?
0
whyamy
(05.09.20)
Philips
0
since1907
(05.09.20)
Philips +1
0
Tochinoshin
(05.09.20)
braun aşı yapsa gider yaptırırım
0
kelepir
(05.09.20)
ben braun kullanıyorum.

ama remington'a da göz kırpıyorum.
0
AlsterWasser
(05.09.20)
braun bu işin kompedanı olmuş. braundan şaşma derim.
0
hemsta
(05.09.20)
ürünün ne olduğuna bağlı olarak değişir. mesela traş makinesinde philips çok iyi ken remington saç şekillendiricilerinde iyi. braunun hiç bir bokta iyi olduğunu düşünmüyorum bu arada.
0
xrated
(05.09.20)
Ürün IPL cihazı. Hepsinin özellikleri neredeyse aynı. Üçünün beğeneni de şikayet edeni de çok. Bari servisi falan göz önüne birine alıp karar vereyim dedim.
0
🌸whyamy
(05.09.20)
(4)

Esnaf Lokantası İngilizce Nasıl söylenir?

put it in your appropriate place
Online konuşma dersinde birkaç defa esnaf lokantasını söylemeye çalıştım ama sadece çalıştım. Ne konuştunuz da Esnaf Lokantası bahsi geçti diye sorarsınız sonuncunda konu dating'di diğerini hatırlamıyorum.Neyse sitedeki çeviriden ve google translate'den baktığımda artisan restaurant olarak geçiyor a
Online konuşma dersinde birkaç defa esnaf lokantasını söylemeye çalıştım ama sadece çalıştım. Ne konuştunuz da Esnaf Lokantası bahsi geçti diye sorarsınız sonuncunda konu dating'di diğerini hatırlamıyorum.

Neyse sitedeki çeviriden ve google translate'den baktığımda artisan restaurant olarak geçiyor ama bilemedim açıkçası. Doğru mudur? Değilse nedir doğrusu
0
put it in your appropriate place
(04.09.20)
local restaurant
0
condom kurşunu
(04.09.20)
valla konuşmas esnasında local restaurant der geçerdim.

esnaf lokantası kavramı yoktur sanırım ya da ben bilmiyorum
0
AlsterWasser
(04.09.20)
aradiginiz cevap greasy spoon

artisan restaurant diye kullanima hic raslamadim, artisan food icin kullaniliyor. Artisan el yapimi, usta isi anlami katiyor. Yani fabrika, endustriyel uretim degil, bu da o kelimeyi posh, havali yapiyor. Artisan kesinlikle olmaz bence, tam tersi anlam verir.
0
neverletyougodown
(04.09.20)
Karşı taraf doğu avrupalı ise milk bar derseniz anlar.
0
nickimin hakkini veremedim
(05.09.20)
(7)

Vücut neden günlük olarak dışarıdan kalori almak zorunda?

matrix
Merhabalar;Bedenimizin, tüm gün yatakta hiç hareket etmesek dahi enerjiye ihtiyacı oluyor. Haliyle kalori yakıyor. Her yerde hesabı yapılabiliyor. Boy, kilo, yaş giriliyor ve ortalama olarak günlük alınması gereken kalori miktarı veriliyor. Peki ama neden? yani neden gerekiyor demiyorum. sonuçta org
Merhabalar;

Bedenimizin, tüm gün yatakta hiç hareket etmesek dahi enerjiye ihtiyacı oluyor. Haliyle kalori yakıyor. Her yerde hesabı yapılabiliyor. Boy, kilo, yaş giriliyor ve ortalama olarak günlük alınması gereken kalori miktarı veriliyor.

Peki ama neden? yani neden gerekiyor demiyorum. sonuçta organların çalışması için bile enerji lazım. o kısım mantıklı. Merak ettiğim kısım; neden ille de dışarıdan almaya ihtiyaç duyuyor? sonuçta bedenimiz enerji deposu değil mi? yağlarımız var vs. Onları kullanamıyor mu da dışarıdan almaya ihtiyaç duyuyor.

Bunu şuna bağlayacağım.

Atıyorum benim 2000 kalori almam gerekiyor o hesaplara göre. ama ben 1000 kalorilik yiyecek tükettiğimde bile işkence çekmiyorum diyelim. yani tok hissedebiliyor. hal böyle olunca 2000 yerine, 1000 alsam, üstüne de spor şu bu derken daha çoğunu yaksam, kısa sürede daha fit hale gelmez miyim? yağlarımı daha kısa sürede eritmez miyim?
0
matrix
(04.09.20)
bak, bilim insanları yazmış. azıcık okusan diyorum...
dag.org.tr
hiç bir şey yemezsen/ sadece vücuttakileri yaksan ölürsün.
0
ankarakecisi
(04.09.20)
son paragrafta yazdığınızı bir daha bir okuyun bence.

size gerekli olan 2000.

aldığınız 1000.

üzerine bir de spor yapıp daha da yakasam diyorsunuz..

evet fit olursunuz. çünkü kısa sürede "yok" olursunuz.
0
AlsterWasser
(04.09.20)
yakıyosun zaten? hiç yemek yemediğin zaman yarım saatte ölmüyorsun değil mi? neyi yakıyor vücut? önce yağları sonra kasları vb. yakıyor yani içeridekini. yoksa yemek yemediğin an ölürsün. sen aç kaldığın zaman ölmüyorsan bunun sebebini düşünmelisin.
0
eşki sözlük yazarı
(04.09.20)
basit hesapla nefes verirken bile co2 veriyoruz sadece o2 alıp co2 veriyoruz yani carbon kaybediyoruz sırf bu sebeple bile vücut dışarıdan karbona ihtiyaç duyuyor
0
basond
(04.09.20)
Birazdan Angelus gelecek ve sana cevabını verecek
0
ihanet kac kisilik
(04.09.20)
Bunu anlamak için vücudun enerji metabolizmasını anlamak lazım. Vücuttaki çalışan her mekanizmanın enerji metabolizması ve anlık duruma göre kullandığı enerji kaynağı farklıdır. Yani benim vücudumda 20 kilo yağ var vücut bunu kullansın ben yemek yemeyeyim gibi bir şey olmuyor ne yazık ki.

Neden?

Şu nedenle: Vücut yağlarının enerji metabolizmasında kullanılması için oksijen gerekir, yağlar oksijene okside olarak Krebs Döngüsüne girer ve ATP üretilir, bunun için de kalbin düşük tempoda çalışması gerekir, kalp atışı hızlandıkça kalbin dokulara oksijen taşıması güçleşir, yağlar oksijene okside oldukları için oksijen azaldıkça kullanılabilirliği de azalır enerji üretemez. Senin beklentini yıkan ilk aşama bu. Yani birnoktadan bir noktaya yürürken yağ kullanılıyor ama tempo arttıkça işler değişiyor, nedenini aşağıda açıklayacam. Yani evet yağların var ama yağlar "duruma göre" kullanılabiliyor sadece.

Peki yağlar kullanılamayınca ne oluyor? O zaman dışarıdan aldığın karbonhidratlar devreye giriyor. Karbonhidratlar glikoza yıkılıp kaslara ve karaciğere depo edilir, fiziksel aktivite sırasında oksijen düştüğü zaman kullanılması için oksijene ihtiyacı olmayan bu karbonhidratlar enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlar. Yani atıyorum sen salına salına yürürken (yağ yakarken) aniden biri takıldı peşine seni kovalamaya başladı sen de can havliyle koşmaya başladın, hah işte bu noktada anlık olarak birkaç saniye içinde önce fosfokreatinden enerji üretirsin sonra kas glikojenleri devreye girer hızla koşmaya başlarsın, bunu vücut yağı ile yapamazsın zira bunun için oksijen lazım, patlayıcı bir güç uyguladığında, mesela sprint attığında dediğim gibi glikojen gerekir, bunun için de karbonhidrat lazım, onu da dışarıdan alacaksın.

Şimdi diyeceksin ki "ben almıyorum kardeşim ölecek miyim?" Hayır ölmezsin ama sistem bir yolunu bulur. Misal glikoza/şekere/karbonhidrata ihtiyaç duyarsa ve sen vermiyorsan sistem bu sefer Alanin isimli aminoaside gider zira bu aminoasit glikojne çevrilir, yani sen dışarıdan karbonhidat vermezsen sistem aminoasitleri glikojene çevirir sen de kas kaybedersin, hadi diyelim karbonhidrat verdin protein vermedin, bu sefer de kaslarını besleyemediğin için yine kas kaybedersin, hadi diyelim ikisinden de az az verdin yağ vermedin, bu sefer hasarlı hücrelerin tamir olmaz cinsiyet hormonların üretimi durur vs. Gördüğün gibi bu da senin beklentini yıkan ikinci bölüm. Bunların üstüne bir de spor yaptın diyelim, yani hem vücudu beslemedin hem spor yaptın, e bu kaslar ne ile tamir olacak? Yine kas proteinlerin kullanılacak. Her şekilde zarardasın yani. Burada önemli olan nokta, en az besinle yaşamak için neredeyse sıfır harekette olman lazım, ne kadar az hareket edersen o kadar az kaloriye ihtiyaç duyarsın.

Bunların dışında, dışarıdan kalori almanın nedenlerinden biri, içorganlar çalışmak için yağa ihtiyaç duysa bile beyin ve sinir sistemi şekerle/glikozla çalışır, onun için de karaciğere şeker yüklemen gerekir zira beyin ve sinir sistemi kandaki şeker seviyesi 3/4 gramın altına düştüğü an karaciğerdeki şekeri çekerek kullanmaya başlar, beyin ve sinir sistemi sadece karbonhidratla çalışır, ha yağdan üretilen ketonla da çalışır ama onun için de yine yüksek yağ alman gerekir o sisteme geçmek için, o da yüksek kalori almak anlamına gelir. Diyelim ki sen yine inat ettin karaciğere şeker yüklemedin, sistem yine Alanin aminoasidini yıkarak glikoz sağlar beyin yine şekeri kullanır, o da senin yine kas kaybetmene neden olur, kas kaybı da bağışıklık sisteminin çökmesi hastalıklara açık hale gelmek olduğu için oldukça sağlıksız bir sonuçtur.

Yani bunlar dışarıdan neden kalori almak zorundayız sorusunun birkaç cevabı, daha fazla da var aslında ama elzem nedenler bunlar.
0
angelus
(04.09.20)
dediğin doğru. Zaten zayıflama böyle oluyor. Harcadığından az kalori alırsan zayıflarsın. Vücutta varsa aslında yemek zorunda değilsin.
0
prizmatik
(04.09.20)
(7)

Memuriyet - atanma / bu il & ilçelerden hangilerini önerirsiniz?

hadi ya la
Merhaba. Bir arkadaşım açılan yerleri inceliyor.Liste sıradaki gibi;- Bolu Göynük- Hatay Altınözü- Hatay Antakya- Gaziantep Şahinbey- Gaziantep Şehitkamil- Van Edremit- Van İpekyolu- Gaziantep Oğuzeli- Amasya Taşova- Adıyaman Besni- Adıyaman Gölbaşı- Adıyaman Merkez- Batman Merkez- Mardin Midyatİzmi
Merhaba. Bir arkadaşım açılan yerleri inceliyor.

Liste sıradaki gibi;

- Bolu Göynük
- Hatay Altınözü
- Hatay Antakya
- Gaziantep Şahinbey
- Gaziantep Şehitkamil
- Van Edremit
- Van İpekyolu
- Gaziantep Oğuzeli
- Amasya Taşova
- Adıyaman Besni
- Adıyaman Gölbaşı
- Adıyaman Merkez
- Batman Merkez
- Mardin Midyat

İzmir'den ulaşımı göreceli kolay, güvenlik sorunu daha az olan bir liste yapmak istedi. Fikri olanların yardımını bekliyoruz, teşekkür ederiz.
0
hadi ya la
(31.08.20)
van edremit. iyi yer. izmire uçuşlar var vandan sürekli.

bu ilçeler arasından bir de bolu göynük iyi baya benim bildiğim ama ulaşım durumunu izmire bilemiyorum.

ama edremit çok iyi yer.
0
AlsterWasser
(31.08.20)
Hatay - Antakya
0
levpontryagin
(31.08.20)
1-antakya, altınözü değil ama
2-amasya
3-goynuk
0
primetime
(31.08.20)
Oğuzeli havaalanına yakın, merkeze de yakın. 25 30 km bi şeydi. Antep de güzel zaten.

Ama öncelik batı olmalı, sonra edremit, sonra batman, sonra oğuzeli gelebilir.
0
antihero
(31.08.20)
Antep iki ilçeside merkez ilçe.
Batman merkez
0
1917
(31.08.20)
Antep Sehitkamil ve Sahinbey merkez ilceleri. Oguzeli ise havalimaninin oldugu ilce. Benim tercihim merkez ilceler olur. Okullari arastirin ve okulun konumunu. Imkaniniz varsa gidin gorun okulun bulundugu semti kultur şoku yaşamamak adina.
2 sene Antep'te gorev yaptim. Bir ayagim hala orada. 3-4 ayda bir gider gelirim.
0
balpolen
(31.08.20)
Gölbaşı ve Besni sakin yerlerdir fakat imkanları sınırlıdır. Tek avantajları lokasyonları iyi, Antep, Maraş, Malatya gibi şehirlere 1-2 saat mesafedeker.

1. Hatay - Antakya
2. Gaziantep - Şahinbey
3. Gaziantep - Şehitkamil
0
but that was just a dream
(01.09.20)
(11)

Siyah Takıma Ne Renk Gömlek

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Selam,Ne renk gömlek gider? Klasik italyan kesim takım.
Selam,

Ne renk gömlek gider? Klasik italyan kesim takım.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(30.08.20)
siyah, beyaz

zaten takım dediğin siyahtır yüzde 80. içine de kravat kemer ve ayakkabıyla uydurursun istediğini.
0
biseysorucam
(30.08.20)
Siyah gömlek olur mu cidden?
0
🌸6 yasimdan beri metal dinliyorum
(30.08.20)
beyaz ve açık mavi dışında bir şey düşünmeyin bence.
0
tabirimekruh
(30.08.20)
tabi ki olur neden olmasın?

images.app.goo.gl
0
biseysorucam
(30.08.20)
nerde giyiceğinize bağlı. genelde beyaz garantidir

iş görüşmesinde siyah takıma siyah gömlek pek tavsiye etmem. ama başka bir şey içinse gider tabi.
0
AlsterWasser
(30.08.20)
Siyah takıma siyah olmaz.
Beyaz gömlek en iyisi. Kendinden desenliler var, çok şık duruyor. Onlardan alın.

Hele iş görüşmesine siyah takım siyah gömlek olmaz. Lacivert takım beyaz veya açık mavi gömlek her zaman en iyisidir.
0
Hallegadola
(30.08.20)
başvurduğunuz pozisyon mafyalık değilse siyah takıma sadece beyaz olur.
0
brakgn
(30.08.20)
neden herkes iş görüşmesi diye yorum yapmış? öyle bir durum olduğunu belirtmemiş soran kişi? iş görüşmesine olmaz tabi ama özel bir günde vs gayet şık ve tercih edilen bir kombindir bu. işte bunlar hep kurtlar vadisi etkisi..
0
biseysorucam
(31.08.20)
beyaz en garantisi. renk istiyorsan onu kravatla ve mendille vereceksin.
0
sir gawain
(31.08.20)
Giyim kuşam otoriteleri döktürmüş yine. Bir de didaktik didaktik kestirip atmıyorlar mı dhdhssdhdf

siyah takım içine, katılacağınız organizasyona ve zevkinize göre istediğiniz renk gömlek giyebilirsiniz. Gömleğe uygun renk skalasına sadık kalarak çeşitli aksesuarlar da kuşanabilirsiniz.
0
joker hakki
(31.08.20)
Çok açık pembe bir gömlek giyerdim ben.
0
vedatchilipeppers
(31.08.20)
(6)

Ankara-Çankaya yerleşkelerini bilen arkadaşlar

inte17
Çankaya- Ön-cebeci diye adlandırılan bölge nezih mi? İnsan kalitesi ve gelir düzeyi bakımından.İstanbul da bostancı varsa Çankaya da dengi hangi bölgedir?Şimdiden teşekkürler.
Çankaya- Ön-cebeci diye adlandırılan bölge nezih mi? İnsan kalitesi ve gelir düzeyi bakımından.

İstanbul da bostancı varsa Çankaya da dengi hangi bölgedir?

Şimdiden teşekkürler.
0
inte17
(30.08.20)
Oncebeci için çok nezih diyemeyiz. Öğrencilerin çoğunlukta olduğu bir bölge.

Bostanciyi bilmiyorum ama beklenti ve bütçenizi belirtirseniz yardımcı olabiliriz
0
kablelvuku
(30.08.20)
çankaya bildiğimiz ankaranın 2 yarısından biri. Nezih yerleri var bambaşka yerlere kadar da uzanıyor.

cebeci @kablelin de dediği gibi nezih bir yer değil öğrenci-evi, dükkan vs yerleri.. nezih değil derken öyle belalı gidilmez bir yer anlamında değil. Çankayada nezih bir yer diye düşününce kimsenin aklına cebeci gelmez çünkü standart yukarda baya Çankaya olunca.
0
AlsterWasser
(30.08.20)
Bostancı arıyorsanız tam karşılığı esat’tır
0
iddaaci
(30.08.20)
İstanbulu Bostancı’yı bilmem. Ama 25 yıldır yaşadığım yeri, Çayyolu’nu öneririm.
0
Hallegadola
(30.08.20)
70-80 yıllık semttir cebeci. nezih olmasa da sorunlu bir yer değildir.
0
ankarakecisi
(30.08.20)
Cebeci için genelde ölmüş akraba semti derler. Herkesin cebecide hikayesi olan bir akrabası vardır Ankara'da mutlaka. Sorunlu bir yer falan değildir. yaşlı ve genç nüfus bir arada yasar. Farkındalığı yüksek insanlardir. Öğrenci muhitide denebilir.Bostancı karşılığı bencede Esat ve Bahçelievler olabilir.
0
primetime
(31.08.20)
(2)

hes kodunu ne zaman almalıyım?

steve rogers
çarşamba günü uçuşum var. ne zaman almalıyım?bir de dönüşüm belli değil. dönüş için de mi geçerli olacak bu kod?
çarşamba günü uçuşum var. ne zaman almalıyım?
bir de dönüşüm belli değil. dönüş için de mi geçerli olacak bu kod?
0
steve rogers
(30.08.20)
uçak bileti alırken HES kodu soruyor zaten ? yoksa alınmıyordu en son.

1 sene geçerli
0
AlsterWasser
(30.08.20)
Süresiz hes kodu alın. Sene sonuna kadar geçerli sanırım
0
Unde bach canim
(30.08.20)
(3)

Alman ekonomisi

dakota
2. Dünya savaşından harap halde çıkan Almanya nasıl oldu da ekonomik sıçrama yaşadı?
2. Dünya savaşından harap halde çıkan Almanya nasıl oldu da ekonomik sıçrama yaşadı?
0
dakota
(29.08.20)
"wirtschaftswunder" yazarak araştırabilirsiniz bir çok şey çıkar. anahtar kelime vermiş olayım.
0
AlsterWasser
(29.08.20)
(Bkz: Marshall yardımı)
0
Unde bach canim
(30.08.20)
Marshall yardımı +1

Almanya bugünkü refahını ABD’ye borçludur.
Bunun haricinde iki dünya savaşı Almanya’yı çok sarsmış ancak halen daha elinde nitelikli mühendisler, bunların bilgisi ve sağlam fabrikalar vardı. Almanların arabalarını yapanların hepsi Nazi değildi, ya da Bosch her şeyini savaş sürecinde kaybetmedi. Ya da Adidas savaşta bir anda yok olmadı. Bu sanayiiler her zaman vardı orada. Türkiye’de ama sanayinin s’si yoktu, olanlar da 50lerde kapandı. Türkiye’ye marshall planı kapsamında sen tarım ülkesisin tarım yap dediler. Biraz kahvehane ağzı oldu ama en açıklayıcı yol bu.

Almanya’dan çok Japonya’yı konuşsak daha iyi. ABD yardımı Japonya’da da vardır. Bu adamlar biz Tanzimat fermanı yaparken Meiji restorasyonu yaptılar, bizim gibi değil kökten değiştirdiler bazı şeyleri. Bir de Uzakdoğu düşünce yapısı Asya’nın yükselişinde etkendir. Asya kaplanları da önemli burada.

edit: imla
0
Hallegadola
(30.08.20)
(6)

bulaşık elde nasıl yıkanır?

antikadimag
şimdi kaldığım evde bulaşık makinesi yok. bulaşıkları nasıl yıkıyoruz? mesela çatal, bıçak, tabak kirlendi. bulaşık deterjanı döküp süngerle ovalayarak mı temizlemek lazım? nedir bunun metodu?
şimdi kaldığım evde bulaşık makinesi yok.

bulaşıkları nasıl yıkıyoruz? mesela çatal, bıçak, tabak kirlendi. bulaşık deterjanı döküp süngerle ovalayarak mı temizlemek lazım? nedir bunun metodu?
0
antikadimag
(28.08.20)
youtube'a yazabilirsiniz bir sürü video çıkıyor.

ben bazen nasıl temizleyeceğimi bilmediğim bir şey olunca youtubeta aratıyorum ordan öğreniyorum
0
AlsterWasser
(28.08.20)
Deterjanı süngere dökün
0
fezagezgini_4
(28.08.20)
ıscak su ile yumuşat, ıscak süngerle ovala, soğuk su ile durula :-)
0
ankarakecisi
(28.08.20)
Sürekli suyu açık bırakarak yıkama hep su israfı. Bir kaba elini yakmayacak sıcaklıkta su koy ve deterjan ekle. Önce bardakları sonra diğer bulaşıkları yıka. Sonra da durula.
0
ekşi duyuru sever
(28.08.20)
Kucuk bir kaseye deterjan ve su koy. Sungeri bunlara batir. Once hepsini Ovala, bir kenara koy. Sonra hepsini durula. Bu yontemle hem zaman hem de sudan tasarruf edersin.
0
baldur2
(28.08.20)
ekşi duyuru sever +1, elde bulaşık yıkamak su israfına çok müsait bir yöntem. bulaşık leğeni edin bir tane, önce içinde sıcak su varken temizle, boşalt, sonra doldur içinde durula. son kez de çeşmede biraz akıt.
0
Bruce
(28.08.20)
(4)

dogu konferansi - NBA

baldur2
kim finale cikar buradan? bucks mi raptors mi celtics mi?
kim finale cikar buradan?
bucks mi raptors mi celtics mi?
0
baldur2
(28.08.20)
raptors bence.
0
tantunisultansuleyman
(28.08.20)
bucks çıkar finale.
finalde de lakers'a 4-2 veya 4-3 kaybederler.

toronto çok şuta dayalı oynuyor. ikinci bir planları yok gibi geldi bana hep.
0
teritori
(28.08.20)
bana raptors ya da bir ihtimal celtics çıkar gibime geliyor. bucks final yapamaz.
0
anti-kahraman
(28.08.20)
Milvaki baks diyorum
0
AlsterWasser
(28.08.20)
(8)

geç keşfettiğiniz için pişman olduğunuz film/kitap/müzik

tabudeviren
"keşke daha önce, daha erken yaşlarda haberim olsaydı" dedikleriniz...varsa paylaşır mısınız?
"keşke daha önce, daha erken yaşlarda haberim olsaydı" dedikleriniz...
varsa paylaşır mısınız?
0
tabudeviren
(26.08.20)
ben Muse'u çok geç dinledim. nedense inatla dinlememiştim. ilk dinleyince tam da duyuru başlığındaki hissiyatı yaşamıştım.

keza Tool da öyle oldu.

Ghost ile de benzer bir hikayem var.

Kitap konusunda da Sabahattin Alide böyle bir hissiyat yaşadım biraz geç okumuş bulundum ama buna değdi.

Film hatırlamıyorum.
0
AlsterWasser
(26.08.20)
Mark Knopfler/ Dire straits hatta bazen keşke 80'lerde doğsaydim diyorum. Zira a night in London konseri keşke ben de orda olsaydım dediğim konserlerden biri.

Kitaplar için bunu diyemiyorum çünkü ben her kitabın okunacaği bir zaman olduğunu deneyimledim. Bazen eline alırsın ne yapsan da ilerleyemez kenara atarsın ama yıllar sonra bı elime alayım hele dediğinde hemencecik bitiriverirsin. Sanki kitapların da bir kaderi var ilginç:/

Ha yazar olarak dersen Zygmunt Bauman' i daha erken okumak isterdim.
0
Amaranta ursula
(26.08.20)
Karmaşıklık
(27.08.20)
morrissey ve the smiths olabilir, yani üniversiteye başladığım yıl keşfetmiştim, 17 yaşında falandım, keşke lise dönemim de onunla geçseydi demiştim. ama şu da var ki aslında ne kadar geç keşfedersek o kadar iyi diye düşünüyorum, zira eskitme potansiyeli daha düşük oluyor -gerçi çok aşırı sevdiğin birşey olduğunda da "daha ne kadar ömrüm kaldı ki bunu dinleyecek/izleyecek/okuyacak?" diye de düşünebiliyorsun.
0
pasp
(27.08.20)
Tam zamanında keşif ettim ama yine de söyleyeyim:
10 Mart 2007 İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi Konseri
0
Karmaşıklık
(27.08.20)
Niye "daha erken yaşlarda haberim olsaydı" diyelim ki bir film/kitap/müzik için?

Aklıma şöyle bir şey geldi:

İçimizdeki Şeytan'ı lisede okuyup bayılmıştım. Lise bittikten 10 yıl sonra askerde elime geçti, tekrardan okudum, baya sıkıldım. Yani kitaptan tat aldığımı hatırlıyorum, iyi ki "daha az gelişmiş" bir zamanımdayken okumuşum da keyif vermiş. Geç keşfettiğim için "liseli pluton severdi bunu, şimdi sarmıyor" gibi bir pişmanlık yaşayabilirdim belki.
0
plutongezegendegilmi
(27.08.20)
@plutongezegendegilmi +1 tam tersi oldu. Bu sene Brave New World dizisi çıkacak diye tekrar okudum ve aslında bi miktar dandik buldum. Aynı şeyi beraber okuduğum arkadaşım da hissetti. Konuşurken ikimiz de gömdük bol bol. Ha beklentisiz ve ilk kez okusam farklı olabilirdi.

Kitap konusunda neden daha önce okumadım dediğim olmadı. Hatta genelde 2. kez okuduğum ve beğendiğim kitaplarda keşke daha geç okusaymışım ilk okumamda acele etmişim diyorum.

Müzik olarak var normalde eskiden hiç sevmezdim bu sıralar taktım. Ümit Sayın- Fatih Erkoç- Ege falan dinliyorum. Böyle Akdeniz sahillerindeymiş gibi tat veriyor azcık esinti de olunca :D (Pandemi etkisi)

Dizi olarak ben de Altered Carbon izlememekte direnmiştim. Bu sene izleyip bayıldım.
0
eatpraylaw
(27.08.20)
françois truffaut filmleri için düşündüm bunu bir süre önce. özellikle antoine doinel karakterinin gelişimini ele aldığı the 400 blows, antoine and colette, stolen kisses gibi filmleri izlerken "keşke daha önce izleseymişim" dedim.
0
vacigok
(27.08.20)
(9)

"Hi guys'

bagcivan
Cinsiyetçi bir kullanım mı? Yani bazı durumlarda kadınlar için kullanılıyor ama genelde erkekler arasında gibi. Siz ne düşünüyorsunuz
Cinsiyetçi bir kullanım mı? Yani bazı durumlarda kadınlar için kullanılıyor ama genelde erkekler arasında gibi. Siz ne düşünüyorsunuz
0
bagcivan
(26.08.20)
günlük konuşma dilinde guys ifadesi (çoğul) genelde gender free olarak kullanılıyor. ama tabii bir yandan da öyle değil ama günlük konuşmada artık ihtiyaçtan mıdır bilmem bu şekilde kullanımında sorun yok gibi.

tabii bir yandan da günlük söylevlerimizde bile ne kadar erkek merkezciyiz diye bakanlar olabilir. ona da çok lafım yok. çok da şey etmemek lazım.
0
AlsterWasser
(26.08.20)
Bana gore cinsiyetci. Non native biri ilk ogrendiginde sasiriyor zaten nasi yani biz bunu kizli erkekli grup icin de kullanabiliyoruz mu hadi ya falan oluyor. Ingilizce o konuda biraz fakir kalmis, gerci you plural da oluyor you all, you lot, y'all falan var ama you guys hepsinden daha iyi agza oturuyor sanki gruba hitap ederken
0
neverletyougodown
(26.08.20)
yabancılarda bildiğim kadarıyla, özellikle Fransa'da, bir topluluk eğer kadın-erkek karışıksa, hem kadınlara hem erkeklere hitap edilebildiği gibi yalnızca erkeklere de hitap edilebiliyor.
fakat toplulukta yalnızca kadınlar varsa o zaman sadece kadınlara hitap ediliyor.

bunu ben şuna benzetiyorum, mesela bir çift yemekteyken garson sadece erkekle muhatap olur ya? bu da onun gibi bence, kadınların yanındaki erkeklere hitap ediliyor.
0
attirmayin makedonun kafasini
(26.08.20)
Her iki cins icin de kullaniliyor gunluk dilde ama evet kok itibariyle cinsiyetci oluyor.
0
invictae
(26.08.20)
Günlük hayatta kullanılan bir kalıp, çoğu zaman bir itirazla karşılaşmazsınız ama yine de dilin cinsiyetçi tarafını yansıtan bir kalıp o yüzden sevmeyenler de var. Hey all gibi daha nötr hitaplar daha şık oluyor. Hem sonuçta değişim dilde başlar. Ayrıca y'all'ı da yazılı olarak kullanmayı çok sevmiyorum, özellikle Amerikanlar ile konuşurken çünkü belli bir yöresel bir kesim tarafından kullanılan bir kalıp o yüzden biraz yapmacık hissettiriyor.
0
Haldamir
(26.08.20)
hem erkek hem kadınlara istinaden kullanılıyor doğru; zaten kelimeyi cinsiyetçi yapan da bu.
tıpkı
"adam gibi" yapmak sözünün herkese ithafen kullanılması ama sözün son derece cinsiyetçi olması gibi.

*guys, adam gibinin yanında daha naif bu arada
0
jimjim
(26.08.20)
hey ladies dediği için bir arkadaşım soruşturma geçiriyor şu an pandemiden dolayı 6 aydır soruşturuluyor. dolayısıyla hi guys da gayet sıkıntılı.

sene 2020 artık gender native kelimeler kullanmalıymışız çünkü kimin ne olduğunu bilemezmişiz. bunun için 1 gün eğitim aldık.
0
ozdek
(26.08.20)
ortamina gore unisex bir hitap, bence cinsiyetci degil ama takintili tiplerin hi guys & gals seklinde kullandigina sahit oldum.

Hitap konulari enteresan, "guys"'dan dolayi kimse bana cikismadi ama ilk yurtdisi is deneyimimde "dear xx" diye email yolladigim bir eleman bana "please don't dear me" diye cikistiktan sonra "dear"i kestik :) bu da boyle bir animdir..
0
cooperr
(26.08.20)
Unisex olarak kullanılıyor ama özü guys old için Hey people şeklinde kullanan da var, ben arada böyle kullanmaya çalışıyorum.
0
kaset
(27.08.20)
(10)

Yulaf ezmesi süt ve yoğurt haricinde neyle yenir?

neotunc
Soru başlıkta. Süt ve süt ürünlerinden uzak durmaya çalışıyorum.Şekerli vs olmayan alternatifler önerirseniz iyi olur. Varsa...
Soru başlıkta. Süt ve süt ürünlerinden uzak durmaya çalışıyorum.

Şekerli vs olmayan alternatifler önerirseniz iyi olur. Varsa...
0
neotunc
(25.08.20)
Vegan sütlerle yenir, badem sütü, soya sütü...
Porridge yapıyorsanız suyla da pişiriyorlar, belki tarçın falan bol bol eklerseniz tadı bir şeye benzer.
0
kobuzchu kiz
(25.08.20)
vaktiniz varsa eğer:

(git: eksisozluk.com)
0
ackapaackapaartema
(25.08.20)
Az sütlü opsiyonu; yulafı rondodan geçirip yumurta ve az süt ile pankek harcı yapmak.
0
archmage mahmut
(25.08.20)
Ben mücvere koyuyorum cok az olculerde, unu azaltmak icin tam tahil halindeki yulafi kullaniyorum.
0
buf-e kür
(25.08.20)
Kefir tabii ki
0
mahsus mahal
(25.08.20)
Domates suyuyla pişiriyorum. Kavrulmuş mantar ekliyorum bazen. Güzel oluyor.
0
kullanıcıadımbuolsun
(25.08.20)
"Kefir, inek, koyun veya keçi sütüne kefir mayası eklenerek yapılan sağlık için çok faydalı fermente bir içecektir."

Yani kefir yoğun olarak süt içeriyor. Probiyotik ve gaz yapmaz derseniz o kısmıyla fazla ilgilenmiyorum.




Muz da aynen diğer pek çok meyve gibi şeker içeriyor.




Reçel ve kuru üzüm de şeker demek.
0
🌸neotunc
(25.08.20)
biraz kaynatıp, içine meyve doğruyarak yenilebilir.
0
reanarchy
(26.08.20)
Tavada sıcak su ile haşlayıp yumurta ile çırparak omlet yapabilirsiniz. Yulafı öğütüp krep vb. tariflere un yerine ekleyebilirsiniz.
0
glavina
(26.08.20)
su.

ben direk suda pişiriyorum biraz. sonra porridge tarzı bişiler yapıp tüketiyorum



not: veganspor.
0
AlsterWasser
(26.08.20)
(8)

50 cc motosiklet ile otoyola çikmak

rahip janick
ben bir süredir motosiklete heveslenmiş, sürekli ilanlara ve aea (allah rahmet eylesin) videolarına bakınan bir kimseyim. aslında 150 cc bir motosiklet bakıyordum ancak fiyatlar uçtuğu için ve henüz elimde hiç nakit bulunmadığı için "50 cc alayım, hem öğrenirim hem işe giderim" diye düşünüyorum. anc
ben bir süredir motosiklete heveslenmiş, sürekli ilanlara ve aea (allah rahmet eylesin) videolarına bakınan bir kimseyim. aslında 150 cc bir motosiklet bakıyordum ancak fiyatlar uçtuğu için ve henüz elimde hiç nakit bulunmadığı için "50 cc alayım, hem öğrenirim hem işe giderim" diye düşünüyorum. ancak iş yerime gitmem için otoyolda 10 km katetmem gerekiyor -ki bu yolu tırlar vs. de çok kullanıyor.

50 cc bir motosikletle otoyola çıkılır mı?

bir defa kuba trendy kullanmıştım, çok sevimli ve rahat gelmişti. bu arada motosiklet tavsiyesi için ihtiyaç olursa diye, 170cm boy, 70 kg, patates bir erkeğim.

şimdiden teşekkürler.
0
rahip janick
(25.08.20)
max hızları 48 falan onların. rahat edebileceğin hız 40-45 arası.
otoyolda cinayete kurban gidersin gazetelerde okuruz. motorun ilk kuralı kaçmaktır. kaçamayacağın motora binme.
0
ozdek
(25.08.20)
Kanun değişmediyse bunlar "motorlu bisiklet" sınıfında değerlendiriliyor, yani yasal olarak otoyola zaten çıkamaman lazım.

Yukarıdaki bilgi net değil, yanlış hatırlıyor olabilirim.

Ama net olan bir şey varsa bu ülkede, özellikle büyükşehirlerde hızlı akan yollarda bu güçte bir motorl büyük tehlikeler atlatırsın.
0
John Bloor
(25.08.20)
50cc motosikletler sanırım karayolları sınıflandırmasına göre L1 olarak adlandırılıyor. dolayısıyla otoyollara çıkamıyor olmaları lazım. otoyoldan kastım paralı yollar tabii.
0
orient blue
(25.08.20)
Çok tehlikeli. 125cc'lik minnak bir motor kullanıyorum. Uzun yolda sıkıntı çekmedim ama istanbul trafiğinde 125lik bile gerçekten riskli durumlarda kalabiliyor tecrübesizlik durumlarında. Bu arada eğitim almanızı öneririm öncelikle, madem sürekli AEA videolarına bakınıyorsunuz, eğitimin öneminin de farkında olmanız lazım. Önce eğitim - sonra hangi motorun daha güvenli olduğunu kendiniz göreceksiniz zaten.

Kazasız sürüşler dilerim.
0
amelie poulain
(25.08.20)
50cc ile anca pazara gidilir o zaman. teşekkürler yanıtlar için.
0
🌸rahip janick
(25.08.20)
otoyol en az 250cc diyolar,

hızlanma çok önemli
0
duyurukullanıcısı
(25.08.20)
Barkın reisin kemiklerini sızlattın bu soruyla be rahip :.)
0
AlsterWasser
(25.08.20)
@alster barkın'ın söylediklerini dinliyorum, çok da mantıklı geliyor haliyle ama o kadar sabırsızım ki... :/
0
🌸rahip janick
(25.08.20)
(7)

yeşillik yemenin faydası

Tochinoshin
Yeşil ot yediğiniz dönemle yemediğiniz dönem arasında fark hissediyor musunuz? Sanki olmasa da olur gibi geliyor bana. Domates, soğan, biber yetmez mi günlük sebze olarak?
Yeşil ot yediğiniz dönemle yemediğiniz dönem arasında fark hissediyor musunuz? Sanki olmasa da olur gibi geliyor bana. Domates, soğan, biber yetmez mi günlük sebze olarak?
0
Tochinoshin
(24.08.20)
yetmez.

yeşillik yemediğim zaman ile yediğim zamanki cildim, enerjim, sindirimim arasında dağlar kadar fark var.
0
AlsterWasser
(24.08.20)
ot yemeyle ciltte dağlar kadar bir fark olacağına inanmıyorum. başlık sahibine katılıyorum.
0
owaki
(25.08.20)
Fark edilebilecek kadar fark olsaydi herkes yedigine dikkat ederdi. Oyna dewamke.
0
baldur2
(25.08.20)
Hic yeşillik yemeyen arkadaşım kıvanç Tatlıtuğ gibi gezerken ben hakkı bulut gibi dolanıyorum
0
yarey
(25.08.20)
fazlasıyla hissediyorum. başta sindirim sisteminde değişiklik hissediyorum. bir kaç gün yemediğimde sivilceler artıyor. ağzımda yaralar çıkıyor. bağışıklığı düşürüyor. eksikliğini görmek istemem. buzdolabında bolca bulunur. yakında saksıda yetiştiricem.
0
cliquot
(25.08.20)
bu farkla ilgili adamın teki oturup 60 gün sadece yeşillikle beslenmiş. hatta istisnai bir durum olmadigini gostermek icin kendisi gibi baska bir adama da aynisini yaptirmis ve sonuçlarını da belgesel çekerek paylaşmış.

www.youtube.com

ben izledim. özeti. adamın tüm kronik rahatsızlıkları son buluyor ve mental ruhsal açıdan çığır atlıyor.
0
buenosdias
(25.08.20)
Kişiden kişiye de değişiyor. Ben de aşırı çiğ yeşillik tüketimi anormal bir şişkinlik yapıyor.
0
arnold schwarzeneger
(25.08.20)
(23)

yurtdışı iş teklifi

turbo sadık
öncelikle merhaba. meksika'dan petrol platformundan iş teklifi aldım. 3 yıllık yenileme süreci. yapısal vardiya amiri olarak çağırıyorlar. 8 ay hiç karaya ayak basamıyoruz. 15 gün izin sonra devam. ulaşım helikopterle oluyor acil durumlar için. ya da platforma yakın her daim nezaretçi gemi var orad
öncelikle merhaba. meksika'dan petrol platformundan iş teklifi aldım. 3 yıllık yenileme süreci. yapısal vardiya amiri olarak çağırıyorlar. 8 ay hiç karaya ayak basamıyoruz. 15 gün izin sonra devam. ulaşım helikopterle oluyor acil durumlar için. ya da platforma yakın her daim nezaretçi gemi var oradan tedarik sağlanıyor.

ciddi anlamda maaş teklif ediyorlar. ancak bu paraya o kadar da ihtiyacım yok. hiçbir zaman da çok para kazanayım edeyim demedim. şöyle bir durum var biz iki kardeşiz ve abim yurtdışında çalışıyor. aileme bir şey olunca ben ilgileniyorum ilgilenmek de istiyorum aynı zamanda ben ilgilenmek de zorundayım. evli değilim yani annem ve babamdan başka bağlayıcılığım yok.
abime sen istanbul'a gel annemle babamla kal.( yengem de annem ve babamla aynı sitede oturuyorlar. abim bilerek yakına yerleşti yenge yabancı pek bir şey bilmiyor). abime her ay ben senin aldığın maaşı vereyim diye, teklifte bulundum, oldu ki işten çıktın bir şey oldu ne yaparız ya da bu piyasadan çıkarsam aynı şekilde dönemem dedi ki haklı da. annem ve babam bizi düşünme nasıl istiyorsan öyle yap diyor. geçen sene dedem vefat etti abim gelene kadar dedemi çoktan defnetmiştim. ya da abimin gelmesi gerekiyordu covid'den sebep gelemedi daha yeni geldi. şimdi dönecek dönemedi. özel uçakla katar'a oradan ırak'a mı ne gitti saçma sapan işler. ayrıyetten benim midem çok sıkıntılı. her yemeği yiyemiyorum. uzun süre mide problemi çektim şimdi psikolojik takıntılarım var uçağa vs asla binemiyorum otobüse de binemiyorum. midem bulanır da çıkarırım uluorta diye. sinemaya da gidemiyorum. kapalı ve istediğin zaman çıkamayacağın sıkış tıkış yerlere girince daralıyorum.

bir de şöyle bir sıkıntım var. işi paslayan arkadaşım üniversiteden ve beni hala eskisi ya da üstüne koymuş olarak tahmin ediyordur. ama işin aslı öyle değil. örneğin biz daha sıkıfıkı iken çatır çatır ingilizce ve fransızca konuşurduk şimdi ise my name is pencil modundayım yıllarda hiç kullanmadım. ancak şuna eminim ki 2 ay içinde eskiye dönerim. ve gitmem için en az 4 ay daha vaktimin olduğu söylendi. ancak gidilecekse şimdiden imzaları vs atman gerekiyor açık deniz olduğu için isg kuralları ve diğer iş kanunlarının çoğu yok olanı da çok farklı işliyor. bu arada mevcut işim de çok stresli, ha işimi seviyorum uyum evet ama memnun değilim türkiye şartları bu işi çok zorlaştırıyor.

bambaşka bir dünyaya mı başlasam yoksa bu kokuşmuş sistemde devam mı etsem. he o paraları biriktirdikten sonra şunu yaparım ederim diye bi gayem de yok. zaten çoğu şeyi gördüm tattım.

bilemiyorum altan... çok uzun yazdım kusura bakmayın.

edit: pek gitmek istemiyorum açıkcası ama sanki biraz da gitmek istiyor gibiyim.

bu işin bana tek artısı yüksek bir maaş başka artısı yok. kariyer vs değil. cv'im epey kabarık zaten.

edit2 maaş için söylenen miktar onyedibin dolar ama bunun içinden meksika için ingiliz firması için ve türkiye için sigorta parası kesilecek. türkiye'de bu parayı kıyameti kopartsam yine de kazanma şansım yok.

edit3 bu tür yerlerde çalışan personeli firma seçmiyor. proje koordinatörü oluyor. onun bir bütçesi var kar da ederse ona ayrılan bütçeden zarar da ederse ona ayrılan bütçeden ve bu işin önayağında benim arkadaşım var. yani şöyle diyeyim firma size koordinatör olarak şurada şu yapılacak ekibini kur ve yönet diyor. az sayıda insanla çok tehlikeli işler yapıyorsunuz herkes birbirini seveli takım çalışmasına yatkın olmalı. herhangi birisine sinirlensen kavga etsen adam kıçına tekme atsa denizde ölür gidersin ölünü bile bulamazlar. bu işler için bunlar normal, düz sondajcılar bile buna yakın alıyorlar. gözünüze öyle basit iş gelmesin. hatta 50 k civari alanlar da var.
www.youtube.com
buradan örneklerine bakabilirsiniz. önemli olan bosiet. onu da firma size eğitimini aldırıyor.
0
turbo sadık
(24.08.20)
Ben biraz gitmeme taraftarı olduğunu hissettim yazdıklarından.

Böyle durumlarda artı eksileri yazmak, buna gore karar vermek iyidir.
0
Filinta61
(24.08.20)
Yazdıklarından şunu anladım sen orada ayar kaçırırsın.
0
duptıs
(24.08.20)
tek katkısı para olacaksa, anlattığınız şartlar altında ben olsam gitmezdim.
0
oz suser
(24.08.20)
Yurt dışı deneyimim olsun, buralardan sıkıldım vb gibi bir amaçla değil de çok da ihtiyacınız olmayan bir meblağ için gidiyorsanız, behsettiğiniz özelliklerinize bakarak bence "değmez" diyorum.
0
nickfury
(24.08.20)
Yazdıklarınız yüzünden pek gitme taraftarı olmadığınızı düşündüm; Avrupa ülkeleri, Amerika, kanada vs gibi ulkelerden biri olsa biraz zorlayıp gidin, en kötü beğenmezseniz dönün derdim de şu şartlar altında kendinizi zorlayıp boşu boşuna psikolojik baskı altında hissetmenize gerek yok gibi geldi.
0
fraise
(24.08.20)
giderseniz pişman olacaksınız sanki. öyle bir hava sezdim yazdıklarınızdan. üçüncü bir göz olarak burdan böyle gözüküyor.
0
AlsterWasser
(24.08.20)
Maaş dolarla olacaksa, 3 yıl sonunda Türkiye'den bir iki ev alacak kadar para kazanacaksan git.
0
dissendium
(24.08.20)
vergileri sigortası vs kesilince alacagın para 13.000 dolar diyelim. bu paralara iş teklifi gelen biriysen türkiyede'de en azından 15.000-20.000 tl maaş alıyorsundur. bu paraya zaten burada istediğini yaparsın, bi de bonus alsan zaten para derdi yok.
yurtdısında alacagın para ciddi anlamda fazla bi para ama zaten burada da parasal anlamda sıkıntı yaşamıyorsun ki. hee diyorsan ki ben burada 1-2 sene calısıp sonra kazandıgım parayla iş kurucam ya da emekli olucam mantıklı tabi.

ve son olarak unutma. zamanın geri dönüşu yok, paranın var. böyle fırsat her zaman önüne gelmeyedebilir. durumu her yönüyle düşün öyle karar ver.
0
monicapp
(24.08.20)
tinyurl.com

platformda hayat için şu linki oku. biri Q&A yapmış reddit te.

öncelikle internet berbat. film dizi oyun ps4 xbox kitap vs götürmen gerek.
8 ay çok uzun bi süre. 15 gün karaya ayak bas sonra dön. ve 3 sene tekrarla. hapis bu
midende sorun var demişsin. doktor görmek isteyeceksin. test tahlil xray bilmemne, bunlar için 8 ay beklersen ölürsün
tr de bişey oldu, kardeşin ilgilendi, peki er ya da geç gitmen gerektiğinde ne olacak? 8 ay mı bekleyeceksin?

3 yıl kontrat olmasa sadece 8 ay olsa belki yapılır. belki hiçbi sorun olmasa iki kez yapılır, 16 ay, 1,5 sene olabilir. ama 3 sene çok uzun geldi. ayrıca 3 sene kontrat imzalarsan 4. kez gittiğinde erken dönmen gerekecek, buna okey diyorlar mı? yoksa 5x8 ay = 40 ay kalman gerekecek.
0
sttc
(24.08.20)
Hayat kısa, belki bazıları için daha kısa. Hayatının 3 senesini böyle bir işte çalışarak geçirmek ister misin?

Ben bunu bi düşünmeni isterdim.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(24.08.20)
Paraya ihtiyacın yoksa boşver.
0
iwasbornonamountainside
(24.08.20)
vergi sigorta ne kesilecek bilemiyorum ama ben 3 sene için gider sonra da emekli olurdum. 36 ay maaş alacağını düşünsen hiç masrafın olmayacak gibi düşünüyorum. ayda 13 bin net kalsa 468 bin dolar eder. bu parayla ev falan alacak kadar salak olmadığını düşünüp misal bunu eurobond vs bassan yılda 20-25 bin dolar civarı faiz alırsın. ben düşünmez giderdim.

3 sene çile sonra da emeklilik. oh mis.

ahkam kesiyorsun diyenlere: zorluklarını tahmin ediyorum. internet ve telefon çekmeyen çöl ortamlarında aylarca çalıştım. en yakın yerleşim birimine bile ulaşım imkansız, doktor gerekse 5-6 saat mesafedeydi. yani helikopterle doktor falan imkanı mükemmelmiş. böyle ortamlarda ölmüyorsunuz hatta biraz güçlenerek çıkıyorsunuz.

not: csb çalışması olduğunu düşünüyorum. 7 verdim.
0
ozdek
(24.08.20)
psikolojik sıkıntılarınız var ise ve paraya da ihtiyaç yok ise gitmeyin derim. sevgiliniz yok, yani size destek olacak birisi de yok.

olurda abd'den, kanada'dan falan teklif alırsanız orayı düşünürsünüz.
0
chomaristan
(24.08.20)
Anne babanız için iyi eğitimli bir bakıcı ayarlayıp gidin.
0
jz
(25.08.20)
Psikolojik durum gözardı edilemeyecek kadar muhim. Hatta her şeyden daha önemli. Sizin çok fazla soru işaretleriniz var, ağır pişmanlık yaşayıp dönmek isteyebilirsiniz. Bence gerek yok, baya pis bir iş ve tehlikeli
0
dragons
(25.08.20)
Psikolojik durum gözardı edilemeyecek kadar muhim. Hatta her şeyden daha önemli. Sizin çok fazla soru işaretleriniz var, ağır pişmanlık yaşayıp dönmek isteyebilirsiniz. Bence gerek yok, baya pis bir iş ve tehlikeli
0
dragons
(25.08.20)
Selam,

Tek çocuk olmama rağmen söylüyorum, bana bugün bu teklifle gelseler, adamların konuşmalarının bitmesini beklemeden "nereyi imzalıyoruz?" derdim.

30 yaşındayım. Tek çocuğum.

Ancak 3 senelik gurbetten sonra hem ailenize daha iyi bakabilecek bir duruma geleceksiniz, hem de ileriki hayatınız kolaylaşacak. Bence de duruma göre iyi bir bakıcı/yardımcı ayarlayıp gidiniz.
0
susamli cubuk
(25.08.20)
kimisi yazdığımı okumamış uzun diye herhalde ya da başlığı okuyor kafasında bir yargı oluşuyor sonrasında yazdığımı okusu da gene kafasındaki önyargıya göre yazıyor. çok kırıyorsunuz beni.

yukarıda da dedim, 1-2 sene çalışayım bu kadar biriksin de şunu yaparım diye bir amacım yok. lakin şöyle de bir durum var para yani bu. her adımında lazım. cebinde fazla para olsa fena mı? sadece önceliğimde yok. daha önce bundan fazla paraları batırdım ben de ailem de. rahip krizinde. resmen bedavaya hastane yaptım 1 kuruş da alamadık hasbdhsj.
ha bir daha o kadar çalışabilir miyim? öyle çalışma şansımız yok. gerek yaş gerek ortam olarak. neyse konu dallanmasın.

@sttc orada beni zorlayacak olan yemek ve istanbul'dakiler olacaktır diye tahmin ediyorum. diğer şartlara benzer şartlarda çok çalıştım. yani bir de iş ahlakı var. elbette ki yapamayınca yapamıyorum diyebiliyorsun kafana silah dayamıyorlar ama çok uzun süreç belirli günlerde helikopter geliyormuş mesela. ve yerine adam bulacaklar. kendi işimden de biliyorum. birisine bir işi verdiğinde bırakıp giderse ne olur. çok büyük zarar veriyorsun iş geri kaldığı için. doktor sayısı yemek kumanyası suyun her şey sayılı, adamlar sana göre plan yapılıyor keza iş de sana göre planlanıyor. arkadaşım bana güvenmiş beraber çalışma ortamı sunmuş. ben yapamıyorum gidiyorum diyip onu utandırmak benim iş ahlakımda yok. ki aynısını da geçmişte yaptım. sırf arkadaşıma söz verdim diye 5 şantiyeye aynı anda baktım 1 sene de maaş almadım. yokluklar içinde toparladık büyüdük.
kısacası kendi malım olsa parasına sıçayım diyip çoğu şeyi yakarım yakmışımdır da ama işin içine başkaları girince kendi malımdan kendi işimden daha çok özen gösterir emaneti olarak bakarım.

yani bir de aileme sürekli olarak bakma değil benim dediğim acil ağır durumlarda. şuanda da zaten şehir dışındayım sürekli de farklı illerde oldum ama acil bir şey olsa ertesi güne düşüyordum ya da ameliyat olacaksa o güne ayarlayıp gidiyordum. ben annemden babamdan da böyle gördüm. ben üniversitede hasta iken annem her ay 10 günlüğe eve gelir kalır dönerdi. bunu türkiye içinde de yaptı. rusya'ya ve kazakistan'a gelerek de yaptı.

son olarak dumbest söylediklerinizden şunu mu çıkartmalıyım, hocam duyurudan bi eleman var benim bu iş için gerekli yetilerimin olmadığını söylüyor sen her ne kadar uygunsun desen de o olmaz dedi. demek ki yokmuş ben sizinle çalışamam. kusura bakma mı diyeyim?
0
🌸turbo sadık
(25.08.20)
mayış 10bindolares var mı?
0
duyurukullanıcısı
(25.08.20)
@duyuru kullanicisi. yok efenim asgari ucret+ sinirsiz akbil ve ticket. cumartesileri oglene kadar.
0
🌸turbo sadık
(25.08.20)
@turbo o zmn bulaşma hacı. cumartesi çalışılmaz.
0
duyurukullanıcısı
(25.08.20)
Off shore deneyimini yurtdisi deneyimi olarak algilamak yanlis bence. Daha cok parali askerlik gibi. Fazlasiyla kuralci, herseyin kisitli oldugu bir hayat.
0
erectrode
(25.08.20)
"her yemeği yiyemiyorum. uzun süre mide problemi çektim şimdi psikolojik takıntılarım var uçağa vs asla binemiyorum otobüse de binemiyorum. midem bulanır da çıkarırım uluorta diye. sinemaya da gidemiyorum. kapalı ve istediğin zaman çıkamayacağın sıkış tıkış yerlere girince daralıyorum." bundan sonrasini okumadim, sen platforma ciktiktan sonra baski balata kacirmaya baslar, 8 ayin sonunu getiremezsin.

kimse kimseye haybeden oyle bir maasi vermez, genelde oldukca sikintili ulkelerde kamplarda silahli korumalar esliginde falan expat olarak takiliyorsan petrol sirketleri para muslugunu sonuna kadar acar seni cekebilmek icin. Benim bu tarz isleri yapan tanidigim biri var ama herif kopuk ucurtma, 50 yasina gelmis hala hayatini duzene sokamamis gunluk yasayan kafasi hafif(nazikce hafif diyorum) gidik biri. Normal insanin yapabilecegi isler degil bunlar, akil sagligini kaybedersen milyon dolarlarin da olsa bir boka yaramiyor.
0
cooperr
(25.08.20)
(3)

ingilizce öğrenme uygulamaları

cum dederit dilectis suis somnum
duolingo'yu kimse önermiyor ama giriş seviyesi için nasıl? a1 yani beginner için soruyorum. ekşi'de başlığını okudum ama bir de buraya sorayım didim. ayrıca yine beginner için busuu, memrise nasıl?
duolingo'yu kimse önermiyor ama giriş seviyesi için nasıl?
a1 yani beginner için soruyorum.

ekşi'de başlığını okudum ama bir de buraya sorayım didim.

ayrıca yine beginner için busuu, memrise nasıl?
0
cum dederit dilectis suis somnum
(24.08.20)
Hepsini her gun ayni anda kullanmani oneririm farkli acilardan destek almak onemli.
0
hot potato
(24.08.20)
duolingo a1 için her dilde iyi. insanların sıkıntısı "sadece" duolingo ile c1 falan olacaklarını sanmaları ve zamanla bir şey öğrenemeyince de duolingoyu suçlamaları. :/
0
AlsterWasser
(24.08.20)
Başlangıç için youtube ya da udemyden kurslara bakın. Cake adında bir uygulama var a2 seviyesine geçtiğinizde çok işinize yaratacaktır.

Busuu birkaç yıl önce çok iyi idi. Şimdi bayağı kötü.

Örnek udemy: www.udemy.com
Örnek youtube:
www.youtube.com
0
neysene
(24.08.20)
(14)

Taciz hakkında İdam cezası olmalı mı? Ve Ne gibi Cezalar olmalı?

put it in your appropriate place
Bugün İngilizce Speaking dersinde taciz konusu açıldı. İşte çocuklara karşı yapılan tacizler, cezası ne olmalı gibisinden bir şeyler konuştuk.Dedim bazıları idam istiyor. Tamam idam olabilir, karşı değilim ama idam çok fazla önleyemez ki. Sadece küçük bir miktarını önler. Şahsen öyle bir ceza olmalı
Bugün İngilizce Speaking dersinde taciz konusu açıldı. İşte çocuklara karşı yapılan tacizler, cezası ne olmalı gibisinden bir şeyler konuştuk.

Dedim bazıları idam istiyor. Tamam idam olabilir, karşı değilim ama idam çok fazla önleyemez ki. Sadece küçük bir miktarını önler. Şahsen öyle bir ceza olmalı ki tamamen önlensin. Önüne geçilsin.
0
put it in your appropriate place
(16.08.20)
Adil bir yargı sistemimiz olsa idi idam olabilirdi. Fakat bu şartlar altında idam cezasının var olması her türlü siyasi davanın istismar edilmesi ve çok büyük yanlışlıklara da kapı açabilir.
0
but that was just a dream
(16.08.20)
Speaking için konuşmak tamam ama işi ciddiye alacaksanız bu sizi beni aşar.
Kanun yapmak, ceza belirlemek çok kolay işler değildir. Tahmininizin çok ötesinde bilgi ve birikim gerekir.
0
kisa
(16.08.20)
ülkemizde zaman zaman idam vb gündeme geliyor. arkadaşın da dediği gibi amaç idamı yasallaştırmak, normalleştirmek.

ondan sonraki felaketi hepimiz tahmin edebiliriz zaten.

verdiğim cevap konuyla alakasız ama suçu normalleştirmek gibi anlaşılmasın lütfen.
0
hem şişko hem deli
(16.08.20)
Taciz ve tecavüz suçlamaları suistimale çok açık suçlamalar. Bir sürü insan sırf birinden nefret etmeye başladığı için bu suçlamalarda bulunabiliyor. Yanlış anlamalar konusu da apayrı, otobüste adamın eli birine çarpsa ve kadın tacizci diye yaygara koparırsa linç ediliyor kişi. İdam falan o yüzden çok ağır cezalar. Suçlu ve suçsuzun çok keskin ayrılabileceği bir suç alanı değil çünkü. Ha caydırmak için nasıl bir ceza olabilir onu ben de bilmiyorum ve @kisa'ya katılıyorum, üstüne iyi düşünülmesi gereken konular.
0
senolll
(16.08.20)
% 100 ispatli sekilde taciz tecavuz cinayet gibi suclarda idam kesinlikle olmali ve uygulanmali..
burada karsi cikilan birkac nokta var:
1- ya masumsa?
onu yazdik, ozgecan vakasi gibi acik net belli olacak, % de 1 bile süphe olmayacak..
2- bizim gibi ulkelerde siyasi olarak kullanilir felan..
hayir, kanun basta net olarak cikarilacak, sucun tanimi yapilacak, taciz tecavuz cinayet net.. baska suclarda uygulanmayacak..
3- caydirici degil..
hayir efendim bal gibi caydirici, "ama iranda var amerikada da var da neden azalmiyor?" nerden belli azalmadigi, aksi denendi mi? Ayrica herkes insan hepimiz insaniz, ucunda mutlak idam oldugu bilinse, insanlarin gozu onunde uygulansa hayvan oglu hayvanin biri hayvana tecavuzde bulunabilir mi?
4- ustteki maddeyle baglantili olarak " efendim idam kurtulus hapis daha agir ceza" diyenler, aynisi basiniza gelse ve ceza verme hakki size taninsa karariniz ne olurdu? ben suphesiz bir tek nefes fazla almamasini isterdim, eger bu konuda anlasmazliga dusulurse karar hakki magdura verilebilir ama bence idam kesinlikle yasatmaktan daha "iyi" bir ceza magdur acisindan
0
alttaraf
(16.08.20)
@playing star again +1 demeye geldim.

İdam cezası konusu benim nazarımda turnusol kağıdı görevi görüyor.

"Gelsincilerin" sığılığı ve yorumlama algoritmaları genelde çok belli ediyor kendini.
0
AlsterWasser
(16.08.20)
1. İşte o yüzde pek kolay bir şey değil
2. O iş de öyle değil. Mevcut kanunlar hakkıyla mi uygulanıyor? Ya da başka suçların eklemeyeceginin garantisi ne?
3. Nereden belli caydırıcı olduğu?
4. Kişilerin isteği burada bir yere kadar önemli.

Kanun nedir adalet nedir hukuk nedir?
Hukugun amacı nedir?
Yapmayın etmeyin. Bu tip şeyler bir sefer yapılır ve ömrünüzü etkiler.
0
kisa
(17.08.20)
Nasil yani tacize mi idam verilsin. Soruyu tacizci-katil olarak aliyorum. Normallestirmiyorum tabii ki olayi, taciz de buyuk bir sey ama cezasi olum mu... tacizci kadar bu dusunceyi ortaya atan da rahatsiz edici benim icin.

Playing star again+1
Alster+1
Savunuculari hangi platformda olursa olsun hayretler icinde izliyorum.
Boyle bir ceza olamaz. Vahsilik.

%100 ispatli olacakmis suclar.. o binde bir rastlar oyle. Amerikada bir suru (belki binlerce) kisi %100 ispatli diye death row'a aliniyor. 15-20 yil sonra sucsuzlugu ortaya cikanlar var. Avukatlari belki 1 hafta gec kalsa olecekler.
Hataya cok acik bi sey.
Caydirici da degil. Cunku amerika ya da turkiyede kimse birini oldurmeden once "yaa dur simdi idam cezasi alirim/kim onca sene hapis yatacak... en iyisi vazgeceyim" demiyor. Bi sucu islemeden once sonucunu dusunmezsin.

Bu tacizci-katiller icin bi rehabilitasyon programi gelmeli. Es zamanli hapis yatip tabi. Cikacaginda sex offender gibi bi damgasi olmali. Rehabilite olamayacagina kanaat getirilenler ise agir. muebbet almali.
0
Kittie
(17.08.20)
Tacizde kişiye ceza verirseniz, karşılığında ceza alacağını bilinirse %80-90'ı engellenir.

Geri kalan, gerçekten sapık, dürtülerini engelleyemeyen kişileri ise ya toplumdan tecrit etmek lazım ya da kimyasal hadım. Bu dürtüleri komple yok etmek lazım. İdam ağır bir ceza olur.


.
0
kartallar yuksek ucar
(17.08.20)
İdam geri alınabilir bir ceza değil. Hiçbir suç için olmamalı. En küçük hata ihtimalinde bile kanun gücüyle birinin haksız yere hayatına son vermiş olursun.
0
arnold schwarzeneger
(17.08.20)
Arkadaşlar,
Bir çok kisi zaten karşılığında ceza alacağını bilirse o suç çok büyük bir oranda düşer. Bunun için idam olmasına gerek yok.

Her zaman için suçu işleyen kişi yakalanmayacagini, ceza almayacağını düşünerek işler (her zaman değil tabi büyük oranda)
Yani idam değil ama yine uygun bir ceza belirleyip bunu her suç işleyene uygukayabilseniz istediğinizi elde edersiniz.
Sorun ceza dan, kanundan ziyade yakalamada uygulamada vs.
0
kisa
(17.08.20)
hiç bir kuvvete hiç bir insana geri alamayacağı ceza yetkisi verilmemeli.
0
nahtoderfahrung
(17.08.20)
Bu bahsettiğiniz şeyin adı 'taciz' değil. Kişinin fiziki bütünlüğüne bir saldırı varsa bunun adı taciz değil, yasalar önünde cinsel saldırı oluyor. Taciz diyerek çok önemli bir konuyu biraz küçümsemiş oluyoruz. Düzeltmeyi önemli gördüm bu nedenle.

Bir kadın sokakta sözle rahatsız ediliyorsa, bunun adı tacizdir. Fiziki olanının adı ise cinsel saldırıdır!

Taciz boyutundaki sözlü/yazılı rahatsızlığın da bir caydırıcı yaptırımı olmasını ve bu yaptırımın iki üç davada değil de, düzenli olarak uygulanmasını çok istiyorum. Çok yüklü ödemeler yapması ve sosyal hizmette uzun süre tutulması gibi...

Cinsel saldırının da tacizinde önüne tamamen geçmek herhalde hiçbir toplumda mümkün değil, ama işleyen yasalarla birçok insan ve de hayvan için güvenli bir alan yaratmak mümkün.
0
buf-e kür
(17.08.20)
"Toplum, kendi tabanından gelen ilerici bir değişim ile, refah ve eğitim seviyesinin yükselmesi ile ıslah olur"

bu hikayeye tam uyan İskandinav ülkeleri var. Toplu Tecavüz, Seri Cinayet ne ararsan var. demek ki bu da çözüm değilmiş
0
esref
(17.08.20)
(6)

Bülbülü Öldürmek'ten sonra okunacak kitap tavsiyesi

playing star again
Merhabalar,Bir süredir kitap okumaya ara vermiştim akıcı olmayan, bana hitap etmeyen birkaç kitapla karşılaştıktan sonra. Öneri üzerine Bülbülü Öldürmek kitabını okudum ve epey sardı. Şimdi yine biraz batı edebiyatı (bana göre Türkiye'nin batısı oluyor başka anlamı varsa bilmiyorum) üzerinden devam
Merhabalar,

Bir süredir kitap okumaya ara vermiştim akıcı olmayan, bana hitap etmeyen birkaç kitapla karşılaştıktan sonra. Öneri üzerine Bülbülü Öldürmek kitabını okudum ve epey sardı. Şimdi yine biraz batı edebiyatı (bana göre Türkiye'nin batısı oluyor başka anlamı varsa bilmiyorum) üzerinden devam etmek istiyorum. Elimde olan kitaplar şunlar:

Jane Austen: Northanger Manastırı
Balzac: Vadideki Zambak
Kafka: Dava
Grigoriy Petrov: Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Marquez: Kırmızı Pazartesi

Sizce bu beş kitaptan en akıcısı hangisi? Sıkıcı kitap gelirse yeniden okuyamama dönemine girmekten korkuyorum açıkcası biraz.
0
playing star again
(16.08.20)
vadideki zambak'ı ben sevmiştim ama birçok insana sıkıcı gelir, pek akıcı da diyemiyorum.
jane austen kolay okunur.
beyaz zambaklar ülkesinde de kolay okunan bir kitap.
ince olduğu için de hemen okursunuz aslında.
ama bence bu beş kitabın içinde en "akıcı" olan kırmızı pazartesi.
0
blatta hiberna
(16.08.20)
Bunların arasından bence Dava.

Kafkaesque havalarda kendinden bir şey buluyorsan.

Kırmızı Pazartesi de hoş kitap bu arada ama inceleğine aldanmamak lazım bir çırpıda bitiririm düşüncesiyle dikkatle okunmadan bazı edebi teknikler farkedilmeyebilir.
0
AlsterWasser
(16.08.20)
bülbülü öldürmek hoşunuza gitti ise, balzac, kafka, petrov hic okumayin. austen kitaplari kolay okunur ama benim icin elif safak 19. yy'da yaşasaydı jane austen gibi yazardi, ben okumazdim. kirmizi pazartesi bu secki icinde en okunasi kitap.

eger ulasabiliyorsaniz capote'nin in cold blood, sherwood anderson'in winesburg, ohio'sunu, carson mccullers'in tüm kitaplarini tavsiye ederim. harper lee ile ayni kültürden beslenmis, ayni insanların hikayelerini anlatmis yazarlar bunlar, southern renaissance / southern gothic diye ararsaniz daha birçok başka yazara ulasabilirsiniz. mümkünse ingilizcesinden okuyun, yoksa türkceleri pdf olarak internette, cok ucuz fiyatlara nadir kitapta bulunabilir.
0
proteus
(16.08.20)
kırmızı pazartesi garip bi kitap.yanlış hatırlmıyorsam büyülü gerçekçilik tarzında yazılmış.benim edebiyat altyapım çok olmadığı için hakkını vererek okumadım sanırım.

beyaz zambaklar ülkesinde akıcı kitap ama roman değil.belki sarmayabilir.ben sevmiştim ama.

diğerlerini okumadım.
0
high hopes of the sozluk
(16.08.20)
En akıcısı Kırmızı Pazartesi. Beyaz Zambaklar Ülkesinde roman değil, ama o da akıcıdır.
0
wish i could find a way to disappear
(16.08.20)
Ne olur Vadideki Zambak' en son okuyun. Hatta okumasaniz da olur. O denli sıkıcıydı. Önerim Kırmızı Pazartesi.
0
Amaranta ursula
(16.08.20)
(3)

Word'te yazılan yazılar çok amatör görünmüyor mu?

insomniac
Latex vb. programlara göre görünüm daha kötü değil mi sizce de?
Latex vb. programlara göre görünüm daha kötü değil mi sizce de?
0
insomniac
(23.07.20)
Bilimsel makale vs yazacaksanız elbette latex formatının üstüne yok. Latex altyapısını kullanan scientific work place tavsiyemdir. Bir de hangi alanda kullandığınız da önemli yeri gelir word işinizi görür yari gelir indesign kullanırsınız yeri gelir latex altyapısıyla yazarsınız.
0
creedwar
(23.07.20)
çok matematiksel ifadeler olan bir yazı değilse LaTeX'e gerek olmuyor. Farkmaz o konuda.

ama matematiksel ifadeler falan çok olunca LaTeX iyi evet.
0
AlsterWasser
(23.07.20)
Word ile yazılmış sonra PDF 'ye dönüştürülmüş belgeleri hemen tanıyabiliyorum. Konu sahibi haklı. Latex yazacaksanız iyi bir editör seçin bir çok işi kolaylaştırsın.
0
freemannnn
(23.07.20)
(16)

Kara mizah hakkında ne düşünüyorsunuz?

wmeh
Her türlü kutsalla, Atatürk'le, ölenlerle/öldürülenlerle vs. dalga geçip eleştirildiklerinde de kara mizah yaptığını söyleyen insanlar var biliyorsunuz. Kendilerini eleştirenleri de yobaz ilan ediyorlar hemen. Üstelik birçoğu ergen de değil, koca koca insanlar.Bunlar hakkında düşünüyorsunuz? Kara mi
Her türlü kutsalla, Atatürk'le, ölenlerle/öldürülenlerle vs. dalga geçip eleştirildiklerinde de kara mizah yaptığını söyleyen insanlar var biliyorsunuz. Kendilerini eleştirenleri de yobaz ilan ediyorlar hemen. Üstelik birçoğu ergen de değil, koca koca insanlar.

Bunlar hakkında düşünüyorsunuz? Kara mizah ürünleri gerçekten olması gereken bir şey mi veya eleştirenler gerçekten mizahtan anlamayan yobazlar mı? Yaptıkları düşünce özgürlüğüne girer deyip olduğu gibi kabul edilmeli mi? Veya çoğu sadece dikkat çekme amaçlı mı?
0
wmeh
(23.07.20)
Kara mizah adı üstünde mizah üretir, yani Atatürk'ün ya da bir hastalığın ölümün mizahı yapılabilir ama bizdeki kara mizahcılar kara mizahı aşağılayıp küçük düşürerek hakaret ederek küfrederek yapıldığını düşündükleri için pek verimli mizah üretilemiyor bu alanda. Kara mizahın temeli ironidir, ben ironi kullanılarak kara mizah yapıldığını pek görmedim Türkiye'de.
0
angelus
(23.07.20)
"Olması gereken bir şey" konusu bence sorunlu; sonuçta bu bir şeyin olup olmamasına karar verebilecek bir merci yok, olmamalı da zaten. Kaldı ki bağlam bu tür içerikler için çok önemli; bize yakın, kişisel olarak özen gösterdiğimiz, hassas olduğumuz şeylerle ilgili bu tür bir içerik görünce rahatsız olmak çok doğal. Benzer şekilde güldüğünüz, eğlendiğiniz bir içerik başkası için ofansif mizah örneği de olabilir. Bu konuda kimsenin "Bu kara mizah/ofansif mizah sevmek zorundasın" deme hakkı yok ama diğer yandan da bunun bir şekilde yasaklanmasını doğru bulmuyorum. Bunun mizahtan anlamak, anlamamak ile alakası yok.
0
salihdt
(23.07.20)
Dusunce ozgurlugu ve nefret suclari farkli seyler. Herkesi elestirebiliriz ama nefret sucuna erismedikce. Ornegin bir yoneticiyi yonetici olma ozelliginden dolayi kara mizahla elestirebiliriz, buna hakkimiz var ancak ozel hayati bakimindan elestiremeyiz. Ornegin, bir kadin yonetici surekli cok kizginsa, yonetici olma ozelliginden dolayi kara mizah yapilabilir ama kizgin olmasi seks yapmamasina baglaniyorsa bu kara mizah degil ozel yasama saygisizliktir.
0
howfaristhesky
(23.07.20)
kara mizah ile bu söylediklerinin herhangi bir bağlantısını çözemedim ben. kutsala atatürke, ölenlere falan dalga geçerek laf söylemek kara mizah mı yani? nasıl bir manyak insanlar var çevrende?
0
reanarchy
(23.07.20)
Yasal sınırlar içinde olduğu sürece ben mizahın her türlüsünün normal karşılanması gerektiği görüşündeyim.

Bir kimseye hakaret edilmiyor ise, cinsiyetçi, ırkçı vb. ithamlar yok ise kara mizah bence iyi bir şey.

sıkıntı kara mizahın sınırlarının bilinememesi ya da sınırlar içinde olsa da hazmedilememesi nedeniyle yaşanıyor.

Ofansif mizahı kimse sevmek zorunda değil +1
Biri ofansif mizahı sevmiyor diye ona yobaz demem. Ancak ofansif mizahın ofansif mizah olduğunu fark etmeden bunu ciddiye alıp eyleme geçen adama yobaz derim.

En son yaşanan "Alevileri bir otelde yakmayı bilirsiniz" konulu şaka çok tepki topladı. Ancak bence bu durum 'yakanları' eleştiren bir şeydi ve Alevileri anmaydı. Ancak öyle algılanmadı. Şakayı yapan kadının kendisi de alevi zaten.
0
himmet dayi
(23.07.20)
Bunların yasaklanmasını savunmakla Netflix'in yasaklanmasını savunmak aynı şey. Düşünce özgürlüğü zaten hoşuna gitmeyen şeylerin ifade edilebilmesine karşı olmamak demek. Beğenmeyen takip etmez, olur biter.
0
plutongezegendegilmi
(23.07.20)
Benim çevremle alakası yok. İnternette hiç dolaşmıyorsunuz sanırım çünkü özellikle görmek istemeseniz bile denk gelmeme ihtimaliniz çok düşük. Burada birkaç link de vardı Atatürk ve öldürülen Pınar'la ilgili örnek olarak ama kaldırıldı. @reanarchy
0
🌸wmeh
(23.07.20)
kara mizahın ironi içermesi gerektiğini düşünmüyorum. bir bağlam içerisinde şaka yaptığında o şaka birbirinden bağımsız herhangi bir grup insana komik geliyorsa mizah yapıyor olursun. kime neden komik geldiğinin ya da arkasında farklı bir amaç olmasına gerek yoktur diye düşünüyorum.

kara mizahın amacı dalga geçmek ya da şaka malzemesine hakaret etmek olmak zorunda değil. kara mizah yapanlar birilerinin kutsal değerlerine saldırıyor olmak zorunda da değil. kendi bağlamı içerisinde komikse o şaka, şaka yapılan kim ya da ne olursa olsun, gülünmesinde sakınca görmem ben.

"bazı şeylerin şakası yapılmaz" düşüncesine toptan karşıyım, her şeyin yapılabilir. ama yeri ve zamanı vardır, herkese de yapılmaz. bir şeyin politically incorrect olması onun tü kaka olduğunu da göstermez.

saldırı kısmında durum genelde şöyle oluyor, birine ya da bir kesime saldırmak için yapılan kara mizahın, mizah olsun diye değil saldırı olsun diye yapıldığı belli olur. ama saldırı amaçlı kullanılıyor diye bu durum kara mizahı kaka yapmaz.

mizahtan anlamamak ayrı konu, insanların neye karşı hassas olduğu ayrı konu. mesela şu şaka çoğumuzu rahatsız etmez.
"My favorite film is The Hunchback of Notre Dame. I love a protagonist with a twisted back story. "
ama skolyozu ya da kamburu olan bir insan için bu şaka bir kara mizah örneği olabilir, o kişiyi rahatsız eder.

o zaman hiç mi şaka yapmayacağız?
tecavüz, atatürk, hitler gibi konular daha büyük kesimler için hassastır. ama yer yüzünde birilerinin bu konular hakkında hassasiyet geliştirmemiş olabileceği gerçeğini unutmamak lazım. hadi hitler ve atatürk daha yerel konular, tecavüz hiçbir toplumda kabul görmüyor diyelim. tecavüze uğramış ve bunu aşıp yeri geldiğinde şakasını yapabilen bir kadına ne diyeceğiz ki?

özünde ahlaki problemler tartışmasını içeren bir konu bu ve nasıl ki evrensel bir ahlak yoksa(olmadığını savunanlar için söylüyorum) kara mizah da sınırı olmayan bir konudur.
0
Bruce
(23.07.20)
kara mizah apayrı bir şey. ofansif mizahla karıştırıyorsun. belli kesimlerce kutsal sayılan değerler üzerine mizah yapmak ofansif mizahtır. kara komedi ise içinde dramatik öğeler barındıran komedidir ve sokak mizahından ziyade kitap, film, tiyatro oyunu gibi sanat eserlerince kullanılır. yani iki terimin birbiriyle pek bir ilgisi yok. gerçi cevaplara baktığımda benden başka kimse de bu yanlışa değinmemiş. sanırım yıllar içinde kara komedinin anlamı değişmiş ve ben kaçırmışım.

soruya gelecek olursak, her açık fikirli insanın yapması gerektiği gibi sakınca görmüyorum. küfür, hakaret vs. olmadıkça (ki doğru üslup ve tavırla o bile olabilir) her şeyin esprisi yapılabilir. fikir özgürlüğü tam olarak bu demek oluyor zaten. beğenmediğim kısmını savunayım ama beğenmediğim kısmına düşman olup yok edeyim dersen (sözlüğün %80'i gibi) chp çomarı oluyorsun.
0
sir gawain
(23.07.20)
Ben gülüyorum. Espri gerçekten kaliteliyse kendi inancıma, beğenime yapılana da gülerim. Mizah, ironi bu tarz şeyleri severim. Ama bu konuda da ikiyüzlüyüz. Bir kesim Allah'a, peygambere yönelik kara mizah yapılmasına karşıdır ama Atatürk'e yapılana ağzını yaya yaya güler. Tam tersi de mümkün. Başka şeyler arasında da böyle bir bağlantı kurabiliriz sadece örnek verdim.

Geçenlerde bir iki standupçı baya linç edilmişti mesela. Ülkenin mizah yapıyorum diyeni de mizahın ne olduğunun hiç farkında değil maalesef.
0
black holes in the sky
(23.07.20)
İyi yapılan kara mizahı severim; gülerim. Mutlaka olması gerektiğini de düşünürüm. Ama dediğim gibi burdakı ince çizgi 'iyi yapılmış' olması. Kara mizah yaptığını sananların bir kısmı saçmalamaktan ve komik olduğunu sanarken antipatiklesmekten ileriye gidemiyor maalesef.

Her işte olduğu gibi bunda da zeka, kültürel birikim vs gibi konular öne çıkıyor/ çıkmalı.
0
fraise
(23.07.20)
Immanuel tolstoyevski'nin konuk olduğu flu tv'deki son videoda her şeyin şakası yapılır mı diye konuştular Canikligil'le. Kısaca aklımda kalan yapılır ama yapılan şakadan ne anlam çıktığı ne niyetle yapıldığı yani örneğin yermek için mi övmek için mi yapılıyor o belirleyici dedi. Bir de mesela bir durumun mağdurları da o durumun üstlerindeki ağırlığını azaltmak için şakasını yapabilirler rahatlamak için dedi. Mantıklı geldi bana bunlar.

Dolayısıyla somut örnek üzerinden konuşmak daha doğru olur anlam niyet şakayı yapan kişinin o olaydaki yeri gibi. Bağlam önemli. Gerçi sir gawain'in dediği gibi bu kara mizah değil. Trajik bir durumun içinde olan komik olaylar gibi anlıyorum ben kara mizahı. Mesela Bir Zamanlar Anadolu'daki SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!! cinayet olayında savcı-polis-jandarma ceseti bulduktan sonra katilleri ceseti bagajda taşıdılar diye kınadıktan sonra kimsenin taşımak için uygun bir şey getirmediği anlaşıldığında kendileri de yine aynı yöntemi kullanmışlardı.

Konunun başladığı dakikayla beraber flu tv video linki: youtu.be
0
curious mind
(23.07.20)
Mizah turu olarak farketmez.
bir ara Ismet kim ki vardi mesela, ben ona cok guldum. sonra sacmaladilar. ya da lemanda falan cok karikatur olurdu, Ataturkle ilgili.

ama bazi aptallar acik acik sövmeye cesaret edemedikleri insanlara mizah yapiyoruz diye asagiliyorlar, amaclari anlasiliyo zaten. bunlari savunanlarin da bunlardan farki yok.
0
Coma
(23.07.20)
gördüğüm kadarıyla atatürk'e ,kutsallara ağız dolusu küfür etmek serbest ama şu an çok popüler olan bir konuda fikir belirtmek yasak . fikrini söylediğinde gelsin linçler ,gelsin hesap kapatmalar . illaki sürü ile aynı görüşü paylaşmak zorundasın.paylaşmıyorsa da çeneni kapatacaksın.
0
x571
(23.07.20)
yukardaki cevapları okumadım ama;

bu tarz şeyler bu topraklara fazla geliyor ne yazık ki...herkesin bir kutsalı var ülkede mübarek.. ofansif olsun, kara mizah olsun herkes her an her şeyi yanlış anlamaya müsait.

"bana niye baktın" diye insan bıçaklayan var...

ama normatif olarak düşünürsem herhangi bir ifadenin esprinin "olmaması" gerektiğini düşünmüyorum.

kutsallarla da ilgili fikir beyan edilebilmesi hatta stand-uplarda espri malmzemesi yapılabilmesini isterdim.

Şu ölümlü dünyada 2 bacaklı, 2 kollu, tek ağızlı sıradan bir insan evladının kendi şahsi fikrinin ya da esprisinin başkalarını bu kadar etkilemesi çok üzücü. gül geç. umursama geç.
0
AlsterWasser
(23.07.20)
zor konu. mizahın sınırı yoktur, hele yasal sınırı hiç olamaz. bugün sınır buradar, yarın kurnaz köylü sınırın üstünden kazar sen tarafa atar. sınır bi bakmışsın kıçına girmiş.

mizahın her türlüsü türkiye için çok zor konu. bu yüzden bu kadar çok ve güzel üretilebiliyor. ha neden zor konu, çünkü bizim esasa dair çözmemiz gereken problemler varken biz hala usul tartışmaları yapabilecek kadar kendinden bi haber insanlarız. esas kavgası da hiç vermediğimizden, mizahın anlatmaya çalıştığını değil de, nasıl anlattığını bokluyoruz. yoksa; atam, izindeyiz. iki hafta, her yıl.
0
ahmet oturum cerezi
(23.07.20)
(11)

Kişisel gelişim kitabı tavsiyeleri

whyamy
Okuyup beğendiğiniz, size faydası olduğunu düşündüğünüz kişisel gelişim kitapları varsa öğrenmek isterim. Hayatı Yeniden Keşfedin tarzı bir kitap da olabilir. Tavsiye dışında bir şeyler yazacakların, eleştiride bulunacakların yazmamasını rica ediyorum.
Okuyup beğendiğiniz, size faydası olduğunu düşündüğünüz kişisel gelişim kitapları varsa öğrenmek isterim. Hayatı Yeniden Keşfedin tarzı bir kitap da olabilir.

Tavsiye dışında bir şeyler yazacakların, eleştiride bulunacakların yazmamasını rica ediyorum.
0
whyamy
(22.07.20)
Kişisel gelişim kitabı mı bilmiyorum ama beğencieğinizi düşünerek;

Alain de Botton-Felsefenin Tesellisi önerebilirim.
0
AlsterWasser
(22.07.20)
charles dühigg - alışkanlıkların gücü
0
pide
(22.07.20)
kişisel gelişim konusu çok civcivli bir konu. ortalık saçmalık kaynıyor. gerçek bilim insanlarının yazdığı kitapları bulmanızı tavsiye ederim.

kitap önerileri:

1) doğan cüceloğlu - iletişim
www.kitapyurdu.com

2) www.kitapyurdu.com
3) www.kitapyurdu.com


daha fazla öneri içinde bu kanalın şu video serisine bakabilirsiniz: www.youtube.com
0
maden suyu
(22.07.20)
İletişim Yayınlarının Psykhe serisi güzel. Tam olarak kişisel gelişim kitapları sayılmazlar ama onlardan daha yetkin olduklarını söyleyebilirim.
0
black holes in the sky
(22.07.20)
eckhart tolle - şimdinin gücü.

hatta o yazarın tüm kitapları.
0
biseysorcaktim
(22.07.20)
Dale Carnegie-Dost Kazanma sanatı

Dale Carnegie-İsten ve yaşamdan keyif almanın yolları



Bu işin piri Dale amcamızdır,her kitabını okuyunuz.
0
ırene adler
(22.07.20)
ahmet şerif izgören kitapları
0
kararsızataletfilozofu
(22.07.20)
ahmet şerif izgören kitapları +1
elma yayın evi + izgören akademi başarılıdır.
0
MtKrt
(23.07.20)
Açık söylemek gerekirse biraz çocuksu buluyorum onun kitaplarını. Yıllar önce arkadaşım okutmuştu birkaç tane ona ait kitap ve pek beğenmemiştim.
0
🌸whyamy
(23.07.20)
Psikonet Yayınları'nın kendine yardım kitapları.
0
inawen
(23.07.20)
psikonet yayınları +1
0
aynenbencede
(23.07.20)
(9)

Masaj adabi

kuehles blondes
Merhaba, Bugun masaj yaptirdim ve bayadir aklimi kurcalayan soru tekrar aklima geldi ve gerildim resmen. Soru su: masaj yapilirken nasil tepkiler verilir?! Ahh ohh gibi tepkiler verince yanlis anlasilir diye geriliyorum. Hic ses cikarmasam masör bu kez “hic etkim olmuyo mu yav, hic tepki yok?” diyec
Merhaba,
Bugun masaj yaptirdim ve bayadir aklimi kurcalayan soru tekrar aklima geldi ve gerildim resmen.

Soru su: masaj yapilirken nasil tepkiler verilir?!

Ahh ohh gibi tepkiler verince yanlis anlasilir diye geriliyorum.
Hic ses cikarmasam masör bu kez “hic etkim olmuyo mu yav, hic tepki yok?” diyecek gibi geliyor.
Nefesle “ihhh” diye ses cikarsam garip gelecek gibi.

Yani siz masaj yapilirken ses cikariyor muusnuz, bu isin adabi nedir?

Bonus soru: diyelim ki caniniz acidi, “masajin olayi herhalde” diyip gecer misiniz yoksa acidigina dair tepki verir misiniz?
0
kuehles blondes
(22.07.20)
Çok ciddi bir acı yoksa hiç ses çıkarmıyorum. Gözümü kapatıp sakince anın tadını çıkarmaya çalışıyorum. Arada erkeğe de yaptırıyorum, masaj sırasında ah oh desem yanlış anlarlar.
0
wmeh
(22.07.20)
Bahşişten başka bir şey düşündüğünü sanmıyorum.
0
catch the arrow
(22.07.20)
Ses çıkarmıyorum keyifte alsam acı da alsam.
0
paramolacak
(22.07.20)
soruya güldüm güzeldi.

acısa tepki verirdim ama sanırım buna karşılık bir açıklama beklerdim ya da uyarı.

onun dışında sal gitsin.
0
AlsterWasser
(22.07.20)
masaj salonları açıldımı?
0
mikahakkinen
(22.07.20)
bunlar masörün umrunda bile değil desem?

kuafördeyken falan da aynı şeyleri düşünüyor musun mesela? aklından "oooooh harika oldu" demezsem üzülür" gibi şeyler mi geçiyor?
0
celeron 300a
(22.07.20)
@mika
Benim yasadigim ulkede acik.

@celeron
Evet :/
0
🌸kuehles blondes
(22.07.20)
eğer için geliyorsa çıkar ses bir sıkıntı olmaz neden alınsın parasını alıyor nasıl olsa.
0
mikahakkinen
(23.07.20)
Masajı gevşemek için alıyorsun, hesap kitap yapılmaz. Sal kendini gitsin.
0
arnold schwarzeneger
(23.07.20)
(2)

Nba de kalan tum maclari nasil yetistirecekler

000000
Hatirladigim kadariyla nba de cok yogun takvim vardi
Hatirladigim kadariyla nba de cok yogun takvim vardi
0
000000
(22.07.20)
AlsterWasser
(22.07.20)
takvim açıklandı.
0
mikahakkinen
(22.07.20)
(9)

Bir Türk Native Speaker ayda 2000 $ yapabilir mi?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Üniversiteden yakın bir arkadaşım Native Speaker ve dünyanın her yerinden insanlara ders veriyor. Ayda 2000 $ kazandığını söylüyor. Kendisi üniversitedeki son 2 yılından beri İngilizcesini geliştirmeye çalışıyor ve bu konuda bayağı kasıyordu. Yani bi 5-6 yıldır kendini geliştiriyo
Merhaba arkadaşlar,

Üniversiteden yakın bir arkadaşım Native Speaker ve dünyanın her yerinden insanlara ders veriyor. Ayda 2000 $ kazandığını söylüyor.

Kendisi üniversitedeki son 2 yılından beri İngilizcesini geliştirmeye çalışıyor ve bu konuda bayağı kasıyordu. Yani bi 5-6 yıldır kendini geliştiriyor. Kendisi önceden yabancı dil kurslarında eğitmen olarak da çalıştı.

Son 1-2 yıldır da online Native Speakerlık yapıyor. Arkadaşıma güveniyorum, hava atmak için abartacağını düşünmüyorum ama bu ülkede bu parayı kazanmak biraz zor değil mi? Siz ne düşünüyorsunuz?
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(22.07.20)
nice haketmeyenlerin ne paralar kazandığını, nice hakededenlerin de emeklerinin çalındığını gördüğüm için...şaşırmadım. olabilir.
0
AlsterWasser
(22.07.20)
Ben bu sitede ikcı ve market canavarının kazandığı miktarlara da inanan saf biri olarak buna inanmadım. Çünkü bedavaya Türkçe exchange yapacak çooook kişi var. Bazen ilan görüyorum saati 10 dolar ya da daha az diyor. İnanmadım kısaca.
0
banacevaplazım
(22.07.20)
Dil ogreterek $2000 yapar bunda sasilacak birsey yok da native olmayan adam nasil native ayagina yatiyor onu anlamadim, karsi taraf bunu nasil yiyor? Zira nativelik ogrenilecek birsey degil ki, ancak cakma amerikan, ingiliz aksani yaparsin. Hadi ogrenciler yedi diyelim sana is veren kurum bunu yemez.
0
cooperr
(22.07.20)
öğrencileri yurtdışındansa 2000 dolar çokta bir para değil. japon 2-3 öğrencisi olsun daha fazlasını kazanır.
0
avatar is back
(22.07.20)
banacevaplazım ve cooperr'ın cevaplarının gösterdiği üzere bir hususta boşluk mevcut. Arkadaşınız Türkçe ana dilli eğitmen olarak mı bu işi yapıyor yoksa ana dili İngilizce olmadığı halde İngilizce ana dilli gibi kendisini gösterip İngilizce eğitmeni olarak mı?
0
microfiction
(22.07.20)
Kusura bakmayın, orayı atlamışım. Arkadaşım Türk ama anadili olmadığı halde İngilizce için Native Speakerlık yapıyor. Kendisi bu işe bayağı kafa yorduğu için kendini geliştiriyor. Üstelik İngilizcesi çok iyi ,sırıtmıyor. Bu arada Türkiye'de birçok yabancı dil kursunda İranlıları, Hintlileri falan getirip native diye yutturuyorlar. O yüzden şaşırmayın. Ama arkaşımın hizmet verdiği platformların yetkilileri konusunda haklısınız.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(22.07.20)
Ozguvene bak amk. 3 sene calisarak native olmus. Ben ieltsten 8,5 almisim soranlara ingilizcem cok iyi diyorum. Jauahua.
0
baldur2
(22.07.20)
kendini geliştirip sonradan "native" speaker olanı ilk kez duyuyorum. ama şaşırmıyorum.
tabii şaşırmamam bir tür dolandırıcılık olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
0
not dark yet
(22.07.20)
Tahmin ettiğim gibi Cambly'da uzaktan eğitmenlik yapıyormuş .
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(22.07.20)
(10)

mantık ve kalp arasında kaldığınız zaman nasıl karar verirsiniz?

bez çanta
duygularınız ve düşünceleriniz arasında kaldığınız ve karar vermeniz gereken bir durumda nasıl hareket edersiniz?edit: kelime kullanım hatası.
duygularınız ve düşünceleriniz arasında kaldığınız ve karar vermeniz gereken bir durumda nasıl hareket edersiniz?

edit: kelime kullanım hatası.
0
bez çanta
(18.07.20)
garantici bir insansanız -->mantık

risk alan biriyseniz-->kalp

kendinizi tanıyın.
0
AlsterWasser
(18.07.20)
Bazen duygu kurtarir, bazen mantık. Celiskisine göre değişir.
0
epistemic_regress
(18.07.20)
Mantık!!!
Kalp seçtiğim durumlarda hep çok pişman oldum. Kafamı şeyetselerdi de mantıklı olanı seçseydim. Ama aşık olunca gözü kararttım işte .
Duygular değişir, mantık hep aynıdır.
Aynı değilse mantık değildir o duygudur.
0
pati
(18.07.20)
Bir kere kalbimi dinlemiştim tünelin ucu bombok bir yere çıkmıştı. Akıldan şaşmamak gerek.
0
ruhen hastayim ben
(18.07.20)
genelde mantıklı davrandım böyle durumlarda.
mantıklı davranmak çoğu kez risk almamak ve aptalca bir şey yapmamak oluyor.

hayatını yeni yeni yoluna sokmakta olan bekar bir birey olarak artık risk alıyor ve mantıksız olan davranışları da benimsiyor, hatta hayatıma renk katması için mantıklı olmadığını bildiğim halde kalbimin istediğini yaptığım oluyor.
0
biseysorcaktim
(18.07.20)
Pati +1
Zaten biraz mantıklı, tutulacak yeri olan bir şey olsaydı bu soruyu sormazdın. Ya o ya bu olmazdı durum yani.
0
Giovanni Pipitto
(18.07.20)
Karar vermek için birkaç dakikam dahi olsa düşündüğümde mantığımla hareket etmeye çalıştım.

Anlık kararlarda kalbimi dinlediğim, ben bunu nasıl yaptım diye sorduğum oldu.
0
black holes in the sky
(18.07.20)
duygu ve his ayni sey degil mi? bende ayni. duygu ve mantigi soruyorsun sanirim. duygu ve dusunce arasinda bir secim yapmam gerekiyor.

duygu, dusuncenin sonucunda cikan bir sey. dolayisiyla duygu dusuncenin bir parcasi, hatta sonucu. o an hissedilen duygu yerlesik eski dusuncenin urunu olabilir. ve o an kafadan gecen baska bir dusunce- nami diger mantik- baska seyler ortaya atar.

duygu ve mantik ayni sey. ikisi arasi secim yapilmasi bir seyi degistirmez.
0
Leonardo~Da~Vinci
(18.07.20)
Lifetime mantik i sectim.

Ugruna feda ettiklerimden ordu kurarsin.

Ugruna sahip ciktigim yarim bir akla sahibim, baska da birseyimiz yok be bez canta.
0
baldan kaymak
(19.07.20)
ortaya karışık. olduğu kadar.
0
matrix
(19.07.20)
(13)

Bu Almanların İngilizce ile alıp veremediği nedir?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Geçenlerde CSGO oynarken Alman bir hanımefendi ile ekleştik ve o günden beri ara ara 1-2 saat oyun atıyoruz. Yalnız bu arkadaş ilk konuşmada Alman olduğunu ve İngilizcesinin iyi olmadığını söyledi. Almancam olduğu için Almanca konuşuyoruz ama benim kafama takıldı.Hangi Alman'ı gör
Merhaba arkadaşlar,

Geçenlerde CSGO oynarken Alman bir hanımefendi ile ekleştik ve o günden beri ara ara 1-2 saat oyun atıyoruz. Yalnız bu arkadaş ilk konuşmada Alman olduğunu ve İngilizcesinin iyi olmadığını söyledi. Almancam olduğu için Almanca konuşuyoruz ama benim kafama takıldı.

Hangi Alman'ı görsem ya İngilizcesi iyi değil ya da İngilizce konuşmak istemiyor. Birçok kişi Almanların bu durumundan şikayetçi. Benim anlamadığım sistem İngilizce öğretmiyor mu veya kötü mü öğretiyor yoksa bu arkadaşlar çok mu milliyetçi de Almanca'dan başka bir dili konuşmaya yaklaşmıyor.

Şimdi diyeceksiniz bizde de durum farklı değil ama bizimkilerin kafası basmıyor, önyargı çok, eğitim sistemini falan suçlamıyorum. Suç eğitim sisteminde değil bana göre Türkiye'de. Almanlar bizden her konuda üstün. Nasıl olur da bir Alman İngilizce bilmez, aklım almıyor. Yoksa çok mu şey bekliyorum onlardan? :D Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(18.07.20)
tanıdığım genç almanlar oldu. ingilizce bilenleri de vardı, bilmeyenleri de. hatta ben de şaşırmıştım, ingilizce ile almanca arasında bu kadar benzerlik varken ne diye öğrenemiyor ya da beceremiyorlar diye.

velhasıl; "milliyetçi olduğu için konuşmuyor" lafı hiç bir millet için bana makul bir sebep gibi gelmiyor. ya konuşabilecek kadar kendine güvenmiyor ya da gerçekten bilmiyordur.
0
biseysorcaktim
(18.07.20)
Tanidigim butun almanlar ingilizceyi catur cutur konusuyodu bi iki tanesi araya fransizca bile sikistiriyodu
0
ishak77
(18.07.20)
ishak77 +1 ingilizce bilmeyen alman hic gormedim. hatta oraya cocukken gidip egitimini orada almis turklerden bile ingilizce bilmeyen gormedim. cogunlukla ingilizce disinda bir dil daha biliyor benim tanidiklarim.
0
in vino veritas
(18.07.20)
Benim tanıdığım neredeyse tüm Almanlar çok iyi İngilizce konusuyordu. Size oyle iki kişi gelmiş. 80 milyon Alman'a genellemek yanlış.
0
howfaristhesky
(18.07.20)
fransızlar da öyle tercih etmiyorlar.
0
duyurukullanıcısı
(18.07.20)
"Hangi Alman'ı görsem ya İngilizcesi iyi değil ya da İngilizce konuşmak istemiyor." şaşırdım. benim denk geldiğim 1-2 örnek var sadece. onlar da 40lı yaşlarda kişiler. konuşmak istemiyorlar değil de gramer bilgileri kötü.
ishak77 +1
0
ganbatte
(18.07.20)
Benim tanidigim almanlarin ve avusturyalilarin cogu ingilizce biliyor ama yine cogunun rezalet bir aksani var. almanca da bildigim icin bazen onlar konusmayi bitirdikten sonra beynim “tamam hepsini anladim ama almanca mi konustu ingilizce mi?!” Diye kaliyor, ciddi kotu bir aksan.
Kendisini daha iyi gelistirmis olanlar ise en azindan notr bir aksanla konusuyorlar. (Ha tabi native gibi konusanlar da var ama az rastladim 11 yildir)

Turkiyede bence egitim sistemi oldukca sorunlu ingilizce konusunda, sevdiirmek yeirne nefret ettiriyor, yoksa goruyoruz milletin kafasi basiyor bence. (Goruyoruz= Turistik mekanlardaki mezunu teyzeler, dayilar...)
0
kuehles blondes
(18.07.20)
Almanya'ya gittin mi hiç ? Yani kaç almanın üzerinden yapıyorsun bu değerlendirmeyi..

Ben 2 yıl kaldım, hala da ara sıra giderim(Çok daha uzun yıllar kalmış olanlar da vardır, elbet yanılıyorsam düzeltsinler). Hiç de anlattığın gibi bir durum yoktu, gayet konuşuyorlar. Cs-go üzerinden yapıldıysa çıkarım, anca bu kadar olur zaten.
0
akmina
(18.07.20)
3 yıldır Almanya'da yaşıyorum, şimdiye kadar İngilizcem iyi diyen Alman görmedim. Kime sorsan a little bit der ama sonra gayet iyi çatır çutur konuşur. Biraz kendilerini nasıl değerlendirdikleri ile ilgili.
0
Haldamir
(18.07.20)
Ben de iyi olmadigini dusunuyorum. Aslinda dil ailesi olarak bakildiginda daha yatkin olmalilar bir de.
Genelleme yapamam tabii ki o kadar fazla sayida insanla bir araya gelmedim sonucta.
Ama su "milliyetcilikten konusmuyorlar" bizim millet olarak kendimizi surekli asagi gormemizin bi yansimasi sadece.

Ne milliyetciligi, uzerine dusmemisler o kadar.
Yani bi devlet yetkilisinin uluslararasi bi kursude kendi dilini konusmak istemesi cok normal geliyor bana (bilse bile ingilizce konusmak zorunda degil) ama sade vatandasin bu konuda milliyetcilik yaptigini dusunmek sacma geliyor bana.
0
Kittie
(18.07.20)
ya bu çok klasik bir muhabbet.

her Alman önce " eheh ingilizcem iyi değildir" der sonra konuşunca bi bakarsın Shakespeare..
0
AlsterWasser
(18.07.20)
Bilmiyorum belki de bana öyle gelmiştir arkadaşlar. Ben Alman Dili ve Edebiyatı mezunu olduğum için bir sürü Alman hocam, arkadaşlarım falan oldu. Hepsiyle de Almanca konuştum, İngilizce konuştuklarım da vardı elbette ama genel olarak Almanca konuşuyorduk. Belki de yanlış ifade etmiş olabilirim. Ama bu mevzuyu okulda falan da çok tartışmıştık. Bilmiyorlar değil de bilip de konuşmamak desek daha doğru olur sanırım.

Ama bu soruyu sormama neden olan arkadaşın İngilizcesinin iyi olmadığını söylemesi cidden şaşırttı beni. Genç bir Alman nasıl iyi İngilizce bilmez diye ortalığı ayağa kaldırasım geliyor.

Bu arada @akmina CS GO diye küçümsediğin oyunu oynayan sıradan bir oyuncunun seninkinden daha fazla Alman arkadaşı vardır emin ol.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(18.07.20)
Her alman almanca bilmiyor. Her alman okulda almanca dersi alıyor olabilir ama hepsi biliyor demek zor. Almanya`da yaşayıp Almanca öğrenmeyene tepkili olup,konuşmayan var. İngilizce konuşurken zorlanan,üşenenler de var. Ayrıca,almanların eğitim konusunda, diğer alanlarda oldukları kadar başarılı olduklarını da düşünmüyorum. Elbette bizden iyiler ama atıyorum bir finlandiya da değiller.
0
asteriks
(18.07.20)
(5)

Halka küpe kullanımı

soyulmus dudak derisi
Sizce halka küpe (özellikle gold renkliler) biraz abiye mi kaçıyor günlük tişört-kot gibi kombinlere? Küçük boyutlular, büyük boyutlular, inceler ve kalınlar; hepsi dahil.
Sizce halka küpe (özellikle gold renkliler) biraz abiye mi kaçıyor günlük tişört-kot gibi kombinlere? Küçük boyutlular, büyük boyutlular, inceler ve kalınlar; hepsi dahil.
0
soyulmus dudak derisi
(17.07.20)
halka küpe iyidir. orta boyutlular falan.
0
AlsterWasser
(17.07.20)
tarzına bağlı olarak abiye kaçıp kaçmadığını söyleyebilirim. eşofmanla bile giyiyorum ben büyüklüsü küçüklüsü.
0
ala09
(17.07.20)
su aralar yuzuk buyuklugundekileri goruyorum gunluk kiyafetlerle cok hos duruyor bence. iri halka kupeler de abiye degil de biraz daha oturakli kiyafetlerle guzel gorunuyor ama yakisan kisiye esofmanla bile yakisiyor aslinda bence.
0
in vino veritas
(17.07.20)
Büyük olanlar veya kalın olanlar günlük kullanılmaz bence. Küçük/orta ve ince olanlar gunluktur. Halka küpenin büyüğü ve kalıbı abiye değil de basit duruyor. Basit derken kötü anlamda basit.
0
elorelia
(17.07.20)
yakisana ne giyse hangi boy taksa (icinden aslan atlatilabilecek kadar buyuk olmasin tabi) yakisiyor. yakismayana da benim gibi ne yapsa yakismiyor.
0
the end of time
(17.07.20)
(8)

CV'ye eklemelik "söz veriyorum" kalıbı

plastic_angel
2020'de bir sertifika almayı düşünüyorum ve bunu CV kısmına eklemek istiyorum.2020 sonuna kadar şu sertifikayı alacağımı taahüt ediyorum, söz veriyorum gibi bir kalıp cümle var mı ENGLISH business language de?
2020'de bir sertifika almayı düşünüyorum ve bunu CV kısmına eklemek istiyorum.

2020 sonuna kadar şu sertifikayı alacağımı taahüt ediyorum, söz veriyorum gibi bir kalıp cümle var mı ENGLISH business language de?
0
plastic_angel
(07.07.20)
"almayı planladığım eğitim" şeklinde yazmışlığım var
0
serbest gezen koala
(07.07.20)
çok kritik bir sertifika, kıytırık eğitim katılım sertifikalarından değil.
0
🌸plastic_angel
(07.07.20)
planned yazabilirsiniz. yine de sertifika programları genelde cv doldurmak için yazıldığından çok ciddi bir noktada değilse önem verilmiyor. yani istediğiniz herhangi bir şekilde belirtebilirsiniz.
0
çıkın evimden
(07.07.20)
planned yazabilirsiniz, zaten kararlı olduğunuzu gösterecektir.
bu taahhüt konusu daha çok bizim kültürümüzde var, zira birbirimize fazlasıyla güvenmiyoruz.
0
cursor
(07.07.20)
"planned" ya da "to be taken" yazabilirsiniz.
0
elektr10
(07.07.20)
sertifika adı......tarih......(expected)
0
AlsterWasser
(07.07.20)
On track.
0
camussar
(07.07.20)
Taahhüt ediyorsan; Pledge
0
the coon
(07.07.20)
(2)

George orwell - 1984

carmenta
Merhaba, 1984 ü okuyan var mı acaba, elimde bir essay var marxism’le alakalı onu inceleyip değerlendirmem gerekiyor, 1984 le alakalı bir içerik var , su an burada paylasamam essay bana ait olmadigi icin ama ozelden yazarsaniz sevinirim. Kısaca 1984’ü okumuş, ingilizce bilen kişiler aranıyor :) teşek
Merhaba, 1984 ü okuyan var mı acaba, elimde bir essay var marxism’le alakalı onu inceleyip değerlendirmem gerekiyor, 1984 le alakalı bir içerik var , su an burada paylasamam essay bana ait olmadigi icin ama ozelden yazarsaniz sevinirim. Kısaca 1984’ü okumuş, ingilizce bilen kişiler aranıyor :) teşekkürler şimdiden.
0
carmenta
(04.07.20)
ben okudum. ingilizce de biliyorum öyle diyorlar. yardımcı olabileceğim bir şeyse olmaya çalışırım olamazsam kızma.
0
AlsterWasser
(04.07.20)
@alster tesekkurler, ozelden yazdim
0
🌸carmenta
(05.07.20)
(2)

Podcast hazirlamak

ala09
Merhaba, cok asiri ilgi cekecegine inanmasam da kendimce paylasmaktan anlatmaktan keyif aldigim bir konu var (dinler tarihi ile ilgili) bunu podcast olarak hazirlayayim istiyorum ama nasil hazirlansam acaba? Once konu sirasini unutmamak icin not almayi denemistim ama notlarim cok uzun oluyor. Direkt
Merhaba, cok asiri ilgi cekecegine inanmasam da kendimce paylasmaktan anlatmaktan keyif aldigim bir konu var (dinler tarihi ile ilgili) bunu podcast olarak hazirlayayim istiyorum ama nasil hazirlansam acaba? Once konu sirasini unutmamak icin not almayi denemistim ama notlarim cok uzun oluyor. Direkt konusmaya mi baslasam mikrofonu acip? Direkt bunu yaparsam konuyu acayip dallandirip budaklandiririm gibime geliyor.
Nasil yapmali sizce? Tecrubelerinizi dinlemek isterim.

Ha bir de sure kac dk olmali? Ortalama kac dk suren podcastler dinliyorsunuz? 40 dk dan daha az konuyu anlatabilecegimi sanmiyorum ben :/
0
ala09
(04.07.20)
r/podcasting
r/podcasts

bir ara ben de niyetlendim sonra çok popüler olunca soğudum. lakin şuralar yardımcı olmuştu.

şahsi olarak 20-25dkdan fazla olan podcastler genelde zor tüketiliyor kendi adıma. ciddi vakit ayırmak gerekiyor o da zor iş.
0
AlsterWasser
(04.07.20)
dinleyici olarak, 15-25 dk arası ideal bence. 40 dk dinlemem için konuyla çok ilgili olmam, ses kalitesinin ve diksiyonun mükemmele yakın olması, anlatıcının konuyu sıkmadan aktarabilmesi lazım.
illa 40 dk olacaksa konuk ile sohbet şeklinde yapmaya çalış.
0
ganbatte
(04.07.20)
(12)

corona ölümleri

duyurukullanıcısı
belçika'da 9.000 ölüm nüfus 11misveç'te 5.400 ölüm nüfus 10malmanya'da 9.000 ölüm nüfus 83mispanya'da 28.000 ölüm nüfus 46mitalya'da 34.000 ölüm nüfus 60mingiltere'de 44.000 ölüm nüfus 67mbu oranlara rağmen türkiye 5.100 ölüm nüfus 84mbiz bu ülkelerden daha iyi ne yaptık da bizim sayımız az çıktı?ak
belçika'da 9.000 ölüm nüfus 11m
isveç'te 5.400 ölüm nüfus 10m
almanya'da 9.000 ölüm nüfus 83m
ispanya'da 28.000 ölüm nüfus 46m
italya'da 34.000 ölüm nüfus 60m
ingiltere'de 44.000 ölüm nüfus 67m

bu oranlara rağmen

türkiye 5.100 ölüm nüfus 84m

biz bu ülkelerden daha iyi ne yaptık da bizim sayımız az çıktı?

aklıma gelen tek cevap virüs ocak, şubat ayında yayılma imkanı bulduğu için ve ocak, şubat ayında tr'ye turist az geldiği için özellikle anadoluda yayıma imkanı bulamadı.

yukarıdaki ülkelerde 12 ay turist geliyor ve adam tüm ülkeyi gezmeden dönmüyor.
0
duyurukullanıcısı
(04.07.20)
yaşlı sayısı ve genç nüfus.
0
AlsterWasser
(04.07.20)
Yaşlı sayısı ve şaka maka bağışıklık sistemimiz ülkecek bence iyi. Japonya ve Güney Kore de aynı durumda
Avrupa kıtası kadar sağlıksız beslenen kıta yok. Asya da Çin Hindistan ve İran rezil besleniyor ve virüs ebesini belliyor o ülkelerin
Aynı şekilde Güney Amerika da da ölün oranı yüksek

İkinci olarak sağlık sistemimiz ve donanımımız çok yüksek
0
trgydl
(04.07.20)
Onlar çok yıllar yılı rahattı ve iç karışıklık hastalık açlık ve teröre bağlı katliamları ,toplu ölümleri Afrika ,Asya , Orta doğuya has bir durum olarak görüyorlardı.
bizler ise önlemi çoktan almıştık.

Aşırı rahatlık hep rahatsızlık getiriyor. Özgürlükler ülkesi ,dünyanın jandarması ve sürüyle hayali kahramanı olan Amerika da hapın kralını yutmuş durumda kendi derdine düşmüş

Uzmanlar şimdi ikinci dalgayı bekliyor ve (türkiye hariç) belli ülkelerde salgının etkisi daha ciddi olacağı söyleniyor
0
Erva
(04.07.20)
ispanya için yazıyorum. huzurevlerinde toplu ölümler çok çok fazlaydı. mart ayında el pais'te sürekli toplu ölüm haberi görüyordum.
wikipedia'ya göre 18 nisan'a kadar 13,600 huzurevi sakini koronadan ölmüş. toplam ölümlerin %65'i de 80 yaş ve üzeriymiş.
0
ganbatte
(04.07.20)
Yaşlı nüfus
Sağlık sisteminin kötülüğü
0
catch the arrow
(04.07.20)
Bizim hastaneler zaten olağan dönemde de pandemi varmışçasına yoğun olduğu, günde yüzlerce hastaya işlem yapıldığı için sağlık personelinin süreçle başa çıkmakta daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Bir de +65 grubunu kontrol altında tutmak da ölüm oranını düşürdü.
0
wish i could find a way to disappear
(04.07.20)
cevabı ben bilmiyorum ama sadece şu kadarını söyleyeyim, "avrupa kıtası kadar sağlıksız beslenen kıta yok" ya da "bağışıklık sistemimiz iyi, japonya da aynı durumda" diyen birini ciddiye alma bu konuda.

besinin en doğalı ve sağlıklısı avrupa'da. alım güçleri zaten yüksek. avrupa sağlıksızsa kim sağlıklı? ayrıca japonya dediğiniz abartılmış ülke olimpiyatlar yalan olmasın diye TEST YAPMADI. corona krizini en berbat yöneten ülkelerden biri. hala ezbere gelmişler japonya'ya bi şey olmadı falan yazıyolar hiç mi açıp okumuyosunuz, okumuyosanız niye yazıyosunuz bilip bilmeden?
0
der meister
(04.07.20)
Sebebi yasli nufus degil. Yasli nufus demek korelasyon ve nedenselligi birbirine karistirmaktir. Sebebi virus daha Turkiye'de tespit edilmeden aylar once tedbirler alinmasi cok iyi organize edilmesidir. Ayrica batili ulkelerin covud19 politikasi yaslilari olume terkederken turkiye virusle mucadelede politikasinda onceligi yaslilara verdi bu sayede az kayip verdik ve veriyoruz.
0
acebi
(04.07.20)
adamların yaşlı nüfusu müze cafe geziyor süpermarkette kasiyerlik yapıyor hayatın içinde sosyal aktif veya yaşlı evlerinde sohbet muhabbet. bizim yaşlılar normal zamanda bütün gün evde esra erol izliyor zaten. üstüne yasaklar da işe yaradı tabi.
0
kelepir
(04.07.20)
@ganbatte'nin dediğine ek olarak şu an bulamadım o yüzden çok düzgün anlatamayabilirim ama bununla ilgili bir makale okumuştum. Sağlık sistemi olarak yaşlı nüfusun bakımında devletten daha çok aileler sorumlu olduğu için yaşlı nüfüsün izole edilmesi ve korunmasının daha kolay olduğunu ve bu nedenle yaşlı ölüm oranının düşük olduğunu söylüyordu.
0
peki madem
(04.07.20)
Avrupa kıtası en sağlıklı beslenen kıta olabilir. Zaten o yüzden Avrupa'da yaşam süresi daha uzun ve yaşlı nüfus daha fazla.

Avrupa'daki sosyallikle alakalı olabilir ölüm oranlarının fazlalığı. Mesela Türkiye'de çok az oranda olan iç içe dans edilen gece kulüplerini düşünelim Avrupa'nın küçük şehirlerinde bile var ve yaşça büyük insanlar da gidiyor.
0
turkce konusan uzayli
(05.07.20)
benim incelediğim kadarı ile kış turizminin az olduğu yerler daha az etkilenmiş,

doğu avrupa, türkiye vb.
0
🌸duyurukullanıcısı
(05.07.20)
(5)

Listening geliştirmek için Trump dinlemek

eyeinthesky
İyi yapıyor muyum sizce? Net konuşuyor anlaşılıyor.
İyi yapıyor muyum sizce? Net konuşuyor anlaşılıyor.
0
eyeinthesky
(04.07.20)
"tremendous" kelimesini çok kullanıyor. onu çeşitlendirirsiniz.
0
AlsterWasser
(04.07.20)
baya kötü trump.

çizgi film izleyin. ingilizce ve ingilizce altyazılı. avatar vs.
0
duyurukullanıcısı
(04.07.20)
bir kaç ay önce biri daha demişti buna benzer bi şeyi. Çok tuhaf ya, bence kelimeleri çok büzerek, tuhaf bi aksanla çıkartıyor. Yeni başlayan birine tavsiye etmem ben. Baya bi kelimeyi yanlış öğrenir insan.
0
nundu
(04.07.20)
Yeni başlıyorsanız Cnn, Fox gibi önde gelen profesyonel kanalların haber bültenlerindeki spikerleri dinleyin, mümkünse kadın olsun. Çok güzel konuşmaları var ve aksansız konuşuyorlar. İngilizcesi "Are you sex" olan biri bile anlar, o derece.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(04.07.20)
avatar is back
(04.07.20)
(7)

Sizce bu kzın sesi nasıl?

neysene
https://www.instagram.com/p/B_AtmAdAus1/Sesi çok iyi değil mi ya? Ben mi abartıyorum yoksa?Not: aylar önce vapurda dinlemiştim. Fakat o zamanlar hesabı erişime kapalıydı, birkaç gün önce aklıma geldi bakiyim dedim. Vapurda söyleyenlerden ilk defa birinin sesini bu kadar beğendim.
www.instagram.com
Sesi çok iyi değil mi ya? Ben mi abartıyorum yoksa?

Not: aylar önce vapurda dinlemiştim. Fakat o zamanlar hesabı erişime kapalıydı, birkaç gün önce aklıma geldi bakiyim dedim. Vapurda söyleyenlerden ilk defa birinin sesini bu kadar beğendim.
0
neysene
(02.07.20)
dinletiyor. çok iyi diyecek bir şey göremedim ama dinlerim güzel.
0
AlsterWasser
(02.07.20)
alster +1
0
sutlu nescafe
(02.07.20)
bence normal bir ses. artı bir husus göremedim.
0
trajikomix
(02.07.20)
çok iyi değil ama dinlenebilir. abartıyorsunuz.
0
aramızda kalsın
(02.07.20)
dinlenecek bir şey yok bence. yoldan çevirdiğin 100 kişiden 5'i aynı performansı gitar dahil sergiler.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.07.20)
Beğenmedim. Kadife sesli de değil bence.
0
black holes in the sky
(03.07.20)
Sıradan.
0
funl
(03.07.20)
(5)

Vegan ogunlerinizin iceriklerini yazabilir misiniz?

my pink
Kahvalti, ogle yemegi, aksam gibi
Kahvalti, ogle yemegi, aksam gibi
0
my pink
(01.07.20)
Mantarlı domatesli yulaf lapası, kahvaltı.
0
kullanıcıadımbuolsun
(01.07.20)
kahvaltı: yulaf lapası ve meyve karışımı
öğle yemeği vegan olmayabiliyor. sonra da yemiyorum zaten.
0
bohr atom modeli
(01.07.20)
Günde 2 öğün yiyorum. Evdeysem kahvaltıda bazen donmuş meyveler ve genellikle badem sütüyle smoothie yapıyorum ama genelde smoothie beni doyurmadığı için yanında bir şeyler de yiyorum. :D Önceki günden kalan yemek ya da yumurtasız menemen ya da meyve, tahin pekmez, tost, avokado ezme, zeytin gibi şeyler. Bazen yulaf lapası hazırlıyorum. Kahvaltıda öyle çok özenip dikkat etmiyorum açıkçası.

Akşam yemeğini evde yiyorsam aynı anda baklagil ve sebze yemeye çalışıyorum. Mesela dünden önceki gün yeşil mercimekli karnıyarık, şehriye pilavı ve salata hazırladım. Dün vegan mac n cheese ve nohutlu patates salatası yaptım. Bugün enginar yanına maş fasulyeli nohutlu bir salata hazırlamayı düşünüyorum. Pizza, hamburger falan böyle şeyleri de çok sevip tüketiyorum aslında ama evdeysem yanlarına salata arıyorum yine ve yapıyorum üşenmezsem.

Vegan olmayı yeni mi düşünüyorsunuz ya da yeni mi geçtiniz vegan beslenmeye bilmiyorum ama kesinlikle insanların düşündüğü gibi zor ve maliyetli bir şey değil. Çok çeşitli ve renkli öğünler hazırlamak çok kolay. Tofu, soya kıyması, bezelye proteini falan bu tür ürünleri evime hiç almadım mesela henüz. Alınmasına karşı değilim ama benim aradığım şeyler değiller zaten. Yani demek istediğim böyle her evde olmayan ve belki ulaşılması çok kolay olmayan şeyler aslında hiç olmasalar da zaten yeterli ve dengeli beslenmek mümkün vegan beslenirken meyve, sebze, bakliyat, tahıl ve kuruyemişlerle.
0
ms brownstone
(01.07.20)
ben kahvalti icin bir sure bunu uyguladim:
www.instagram.com

ama daha sonra paket olarak satilan, badem sutu, soya sutu gibi cok fazla gida katkisi iceren sutleri almayi biraktigim icin, evde kendim yapana kadar ara verdim. bu tarif gayet besleyici oluyor.

sabahlari: bol yesillik, bazen patates salatasi veya tost makinasinda gozleme cesidi bisiyler (patatesli ve soganli) , mercimek corbasi (suzme degil)

aksamlari: bilimum sebze yemegi...

her ogunde muhtemelen rengarenk bir salata tabagi oluyor, buna kesinlikle dikkat edin derim.

haftanin belirli gunlerinde de eksik olmayacak sekilde, mevsim sebzeleri.. baklagil(kuru fasulye, nohut, barbunya) bulgur pilavi.. arada simariklik olsun diye makarna.
0
kobretti
(01.07.20)
Örneğin bugün:

2 öğün.

1. Porridge (kuru yemiş chia meyve vs.) + filtre Kahve + B12

2. Nohut Dürüm + Şalgam
0
AlsterWasser
(01.07.20)
(2)

İdare mahkemesi yürütmeyi durdurma kararına itiraz hk.

glore
selamlar,idare mahkemesinde 1 davam var.YD kararı istemiştim ama 2 hakim red, 1 tanesi kabul vermiş, oy çokluğu ile reddedilmiş. sizce 1 hakimin olumlu oy vermesi iyi bir şey mi? YD kararını istinafa götürsem sonuç alabilir miyim? yoksa hiç masraf yapmadan mahkemenin sonuçlanmasını mı bekleyeyim. te
selamlar,

idare mahkemesinde 1 davam var.
YD kararı istemiştim ama 2 hakim red, 1 tanesi kabul vermiş, oy çokluğu ile reddedilmiş.

sizce 1 hakimin olumlu oy vermesi iyi bir şey mi? YD kararını istinafa götürsem sonuç alabilir miyim? yoksa hiç masraf yapmadan mahkemenin sonuçlanmasını mı bekleyeyim.

teşekkür ederim.
0
glore
(28.06.20)
ben olsam giderim istinafa.
0
AlsterWasser
(28.06.20)
1 azlık bence iyi bişey. Dava senin için önemli ve yd de ayrıca önemli ise Bölgeye itiraz et. 130 tl gibi harç var galiba yd itiraz harcı. Birde posta masrafı eklenecek.
0
Topalordek
(28.06.20)
(1)

Motivasyon Hakkında

infernalcadre
Ekim ortası gibi gireceğim bir sınav var ve ben bu sınav çalışma ve soru çözme işine biraz uzak kaldım.Lakin sınavı geçersem hayatımın geri kalanında çok rahat edeceğim.Nasıl motive olup harıl harıl çalışabilirim ?
Ekim ortası gibi gireceğim bir sınav var ve ben bu sınav çalışma ve soru çözme işine biraz uzak kaldım.

Lakin sınavı geçersem hayatımın geri kalanında çok rahat edeceğim.

Nasıl motive olup harıl harıl çalışabilirim ?
0
infernalcadre
(18.06.20)
motivasyonun gelmesini beklemeyerek.

yapılan en büyük hata (ben de yapıyorum) bir şeylere başlamak için motivasyon/ilham vs. beklemek.

halbuki ıkına sıkıla oflaya poflaya da olsa mini bir plan yapıp başına oturmak gerekiyor.

aranılan motivasyon tam da biraz ritim kazandıktan sonra kendi kendine geliyor.

hayat tecrübesidir faidelenebilirsiniz.
0
AlsterWasser
(18.06.20)
(19)

avrupa'nın en overrated şehri

asilyis
https://eksisozluk.com/avrupanin-en-overrated-sehri--6568328?a=popular&p=8çoğunluk genelde paris demiş. coronadan önce amsterdam ve paris gittim. parisi çok beğendim ve tekrar gitmek istiyorum.gitmeden önce koku ve pislik konusunda endişeliydim ama hiç öyle bir şeye rastlamadım.siz ne düşünüyorsunuz
eksisozluk.com

çoğunluk genelde paris demiş. coronadan önce amsterdam ve paris gittim. parisi çok beğendim ve tekrar gitmek istiyorum.

gitmeden önce koku ve pislik konusunda endişeliydim ama hiç öyle bir şeye rastlamadım.

siz ne düşünüyorsunuz avrupa'nın en overrated şehri ve paris hakkında?
0
asilyis
(17.06.20)
paris avrupa'nın en kozmopolit şehri, iyi yerleri de kötü yerleri de var. bu açıdan istanbul'a benzetiyorum. hayatını istanbul'da geçirmiş biri için paris nasıl kötü geliyor anlamadım. cihangir'de boğaz manzarası izliyorsun mis gibi, 500 metre ötede tarlabaşına git aynı sidik kokusu. daha bile tehlikeli hatta, sidik olsa keşke diyorsun.

ben paris'i seviyorum çünkü büyük. istanbul'a alışmış bünyeye diğer her şehir küçük ve "turistik" geliyor. ama paris benim için yaşanabilecek bir şehir. küçük şehirleri geziyorsun bitiyor, her yerini gezdiğin bildiğin şehirde yaşamanın getirdiği bir klostrofobik his var. paris'te bunu hissetmedim, aksine yürü yürü bitmediği için "özgür" hissettirdi bana.

bu kadar büyük olan şehirlerin her noktasının "muhteşem" olmasını bekleyerek giden cahil tipler overrated buluyor genelde. 100 bin kişilik orta çağdan kalma şehirle kıyaslarsan tabii ki güzel gelmez. bastille'de de kaldım 2 gece, hani cidden kötüsünü de gördüm. ilk gece sokakta grup kavgası çıktı zenciler arasında, 2. gece otelin önündeki arabada saatlerce seks yaptı 2 genç. sidik kokusunu aldığın yerler tabii ki var, seine civarında almışlığım çok. ama roma'da da aldım o kokuyu, amsterdam'da da. bu tip detaylar bence şehre ruh katıyor, daha "gerçek" geliyor bana. halivud sahnesi isteyen müze şehirlere gitsin, burası gerçek kardeşim gerrrrçeekkk diyesim geliyor o tiplere.

benim için en overrated barcelona ama o da diğerlerine göre nispeten öyle. barri gotic(ufak bir alan şehrin geneline göre) ve belirli turistik alanları geç, kalan yerlerdeki o fazla muntazam ve ruhsuz mimari ruhumu kemirdi resmen. elle çizilmiş yollar, her yer birbirine benziyor; labirent gibi. ama denizi olması çok büyük bir artı benim için, o yüzden barcelona'da da yaşarım.
0
Bruce
(17.06.20)
Paris overrated değil. ayıp. Taş olur insan. Sadece popüler..popüler olunca gömme tepkisi yaşanmış belli ki. önemli ve güzel bir şehir paris.

En overrated şehir München.
0
AlsterWasser
(17.06.20)
Alster wasser'e katılıyorum. Paris sadece ünlü olduğu için gömülüyor. Bakmayı biliyorsanız Paris'te çok katmanlı bir tarih görebilirsiniz. Tek başına louvre'un içi ve dışı bile paris'i diğer birçok şehrin önüne koymaya yeter. Aynı şekilde Notre damme dini tarihi ve edebi açıdan çok önemli bir yapı. Ben de aynı şekilde münih'in çok abartılan bir şehir olduğunu düşünüyorum. Berlin'i tam gezemedim ama berlin de biraz abartılıyormuş gibi geldi bana.
0
stronzo
(17.06.20)
Yaşamak için güzel şehir degil acikcasi paris(ile de france hatta) Fransa'nin 1m< az kisili sehrinde yaşayan biri olarak paris'e gittigimde kalabaliktan ölüyorum.
Yalniz paris gezmek için kotu bir yer degil, nerede gezdiğine bagli. Gidip Saint denis'de kalirsan tabi sehrin guzel yanini goremezsin. Izmir'e gelen birini de arapderesinde konaklatsam o da ayni seyi der. Ailemi götürdüm ve begendiler. Ben de gezmek icin begeniyorum ama yasayamam.

Bu kisilere gore turistik olan her yer abartili.
0
logisticsmanager
(17.06.20)
Venedik olabilir; sırf gondol muhabbeti tüm şehri overrated kılmaya muktedir.

Avrupa'da gittiğim her yer bir hareketlenme yarattı ruhumda ama şöyle İskandinav böyle Viking denilen Stockholm'de hiçbir şey bulamamıştım. O açıdan Stockholm'ü de bir miktar abartılmış buluyorum.
0
vedatchilipeppers
(17.06.20)
Milano. konu kiit
0
neverletyougodown
(17.06.20)
Benim için de Milano gereksiz abartılmış bir şehir.

Paris yukarda soylebildigi gibi kalabalik ve büyük olduğu için gereksiz yere yeriliyor bence de; yoksa tek başına müzeleri bile yeter güzel bulmak için.
0
fraise
(17.06.20)
Paris diyeni çok ciddiye almamak lazım. Pisliğini ve kokusunu Parislilere sorsanız, kimse yalanlamaz zaten. Öyledir Paris. Kimse dünyanın en temiz şehri diye sevmez zaten Paris'i.

Yukarıda Münih denmiş. Bence Münih harika bir şehir, gidip görmeyi özlediğim, bir bahane bulup yılda bir iki kez yolumu düşürdüğüm bir yer hatta.


Aklıma gelen 'overrated' bir şehir yok. Ama tek bir manzara, tek bir fotoğraf ile ünlü şehirleri sevemiyorum, ikinci kez gitme isteğim olmuyor, fazla abartılmış buluyorum. Avusturya'nın ve İsviçre'nin bazı köy ve kasabaları dahil buna. Turist o instagram açılı fotoğrafı çekiyor ve bitiyor onun için o şehir.

Genellemelerden bahsedecek olursak, birçok insandan duyduğum Brüksel. Sıkıcı, kasvetli bulanı çoktur. Ben oldukça zevk alarak gezmiştim, gece hayatı hakkında çok bir bilgim yok, belki cidden kötüdür gece hayatı.
0
buf-e kür
(17.06.20)
2 defa gittim Paris’e ve keyifli değildi gezilerim. Yani sahiden çok büyük, renkli ve gezilip görülecek bir sürü yer var ama beklentiler çok yüksek olunca overrated oluyor. Benim de beklentilerim karşılanmadı fakat fırsat bulduğumda tekrar gitmek isterim.
0
but that was just a dream
(17.06.20)
overrated sehir belirleyecek kadar cok yer gezmedim avrupa'da ama paris'i cok begenmistim. guzeldi bence.

populer oldugu icin gomuluyor olabilir +1
0
exlibris
(17.06.20)
Paris'e bok atan kisiler ne bileyim cuneyt ozdemir gibi balon kisiler benim gozlemim. 30 sene bulunsam her sene ayri hayat yasayarak paris'teki kulturel zenginligi bitiremem. bu cesitlilik acisindan muhtemelen dunyanin en iyisi...

hicbir sehre balon diyemiyorum, ne bileyim bratislava benim icin sikici bir yer ama kimsenin orayi sisirdigini gormedim tabi, dolayisiyla konu disi...

Milano uzaktan bakinca kesin overrateddir gibi geliyor ama gitmedim, bi ara overrated tescili icin giderim...
0
hewit
(17.06.20)
Milano filan demişsiniz ama kimse övmüyor ki. Bulunduğu ülkenin diğer şehirlerine göre(Örnek; Roma, Floransa) sönük kaldığı için bildim bileli hep alt klasman bir şehir gibi ifade edilir. Milano demek doğru değil. Öven fazla insan yok çünkü.
0
bitchesaintshit
(17.06.20)
bitchesaintshit +1 bu arada, milano'ya ucuz bilet bulmasam gitmezdim ben de; popüler bir şehir olduğunu ve övüldüğünü düşünmüyorum. rotayı oradan başlatmışken gezeyim madem dedim, gayet beğendim. hatta daha popi olan viyana'ya tercih ederim bile. bak viyana da bence kendi klasmanında overrated sayılır. ama asıl overrated -gitmememe rağmen- venedik olabilir cidden. hatta öyle overrated algısı var ki bende, yol üstüyken bile gitmedim.
0
Bruce
(17.06.20)
başıma bir iş gelmeyecekse paris'i sevmiyorum:) üstte yazılan gibi milano, münih vs denebilir ama bu şehirler genelde çok övülen şehirler değil. paris'in imajı çok iddialı, yok romantik, yok estetik, sürekli övülen bir şehir. tek gittim, sevgilimle gittim, arkadaşımla gittim, hayran olunacak bir şey görmedim. beğenmedin de niye ısrarla gittin diyenlere, ilki meraktan, diğerleri bir nevi mecburi. turistik noktaları, yerellerin takıldığı sokaklarını gezdim. montmartre ve orsay müzesi sevdiğim yerler, tekrar gidersem de yine uğrarım. paris kesinlikle gezilmeli ama ben de abartıldığını düşünenlerdenim.
0
asteriks
(17.06.20)
@bitchesaintshit Milano nasil populer degil ya, Italya'ya gidenlerin 70i Milanoya kesin gitmistir. Sadece Turkiyedeki algisina da bakmayin tum Avrupa oraya akiyor moda, alisveris baskenti diye iyi pazarliyorlar. Kalibinin adami olmayan biri varsa kesinlikle Milano bence
0
neverletyougodown
(18.06.20)
@neverletyougodown

Popüler değil demedim ben. Yanlış okumuşsunuz sanırım. Sadece bugüne kadar kimseden ''Bence Milano, Roma ve Floransa'dan daha iyi'' dediğini duymadım. Yani seveni tabii ki çok ama öyle aman aman da övüldüğünü çok duymadım.
0
bitchesaintshit
(18.06.20)
3 senedir milano'da yaşıyorum ve avrupa'da 30'dan fazla şehir gezdim. şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki avrupa toprakları üzerinde kendisini ziyaret eden turistlere en çok ”bu muymuş mk?” dedirten şehir açık ara milano'dur.

yaşamaktan da bayağı memnunum bu arada. ama bir turiste sunduğu imkanlarla karşılaştırınca fazla büyük marka değeri
0
tejeve
(18.06.20)
Bitchesaintshit, özellikle moda, alışveriş vs için Milano oldukça övülen bir şehir. Denildiği gibi sadece Türkiye için düşünmeyin, Avrupa genelinde populerdir. Ben de ilk gittiğimde çok güzel mağazaların olduğu, moda dünyasının kalbi olan bir yer göreceğim diye gitmiştim bu övgüler sebebiyle.
0
fraise
(18.06.20)
turistik gezi kriteriyle tartisiliyorsa gittigim en vasat sehir oslo'ydu
0
hot potato
(18.06.20)
(4)

İngilizce Öğrenmeden Almanca Öğrenmek

in a world of magnets and miracles
net bir sorum var. anadili türkçe olan sizin benim gibi birinin, ilk öğrenmeye çalıştığı dilin almanca (veya fransızca) olması, ilk öğrenmeye çalıştığı yabancı dilin ingilizce olmasına nazaran daha zor mudur kolay mıdır? yani ilk ingilizce öğrenmeye çalışırsak (tr'de yaşayan çoğu kişi gibi) almanca
net bir sorum var. anadili türkçe olan sizin benim gibi birinin, ilk öğrenmeye çalıştığı dilin almanca (veya fransızca) olması, ilk öğrenmeye çalıştığı yabancı dilin ingilizce olmasına nazaran daha zor mudur kolay mıdır? yani ilk ingilizce öğrenmeye çalışırsak (tr'de yaşayan çoğu kişi gibi) almanca bize aşırı zor gelip yapamayacakmışız gibi gelebilir mi? bana geldi de ondan soruyorum.
0
in a world of magnets and miracles
(30.05.20)
Yapı olarak Almanca daha karışık. Öte yandan da her dilin farklı zorlukları var. O yapamayacak hissinin sebebi İngilizceyi önce öğrenmemek değildir. Nasıl bir sürü kişi öğreniyorsa siz de öğrenebilirsiniz.
0
senolll
(30.05.20)
bir dil öğrenmek için önce ingilizce bilmek şart değil tabii ki.

şart olan bu zaman da ingilizce bilmek. o ayrı konu tabii.

almanca ingilizceden çok daha zor bir dil hatta bana kalırsa kıyaslanamaz bile. ingilizce, almancanın yanında tarzanca gibi bir şey hatta. (gerçi kökenleri bir nevi ortak ama öğrenim açısından söylüyorum) ister ingilizce bilin ister bilmeyin zorluyor.

ha ingilizce bilmenin avantaj sağladığı çok nadir yerler olur ama o da ingilizce bilmekten çok başka bir yabancı dili öğrenme sürecinden edinilmiş tecrüben gelir.
0
AlsterWasser
(30.05.20)
once almanca ogrendim. anadili almanca olan bir liseye gittim 0 ingilizceyle. sonra da ingilizce’yi universitede ogrendim ve o kadar kolay geldi ki.

almanca ingilizce’den daha komplikedir burasi gercek. o yuzden ingilizce gibi basit bir dilden sonra almanca cok kafa karistirici gelebilir. mesela “ama ingilizce boyle istisnalar yoktu” diye kiyaslamalara girip almanca’yi gozunuzde buyutebilirsiniz. o yuzden direkt almanca’dan baslayin hazir kafaniz bosken
0
wagner love
(30.05.20)
"ilk ingilizce öğrenmeye çalışırsak (tr'de yaşayan çoğu kişi gibi) almanca bize aşırı zor gelip yapamayacakmışız gibi gelebilir mi? bana geldi de ondan soruyorum."

Bunun sorumlusu ingilizcenin beynini kolaya alistirmasindan ziyade bir dili ogrenmenin devamli olarak kullanmaya motive olmadikca cok zor olmasindan kaynaklaniyor. Kimse ozel bir ilgi ve motivasyon duymadan turkiye'de oturdugu yerden almanca ogrenemez, cok ciddi disiplin gerekir ki butun diller icin boyle. Ingilizce ise her yerde, internette ingilizce, sinemada ingilizce, okulda ingilizce, televizyonda ingilizce, turizmde ingilizce falan oldugu icin sindirmek daha kolay. Ister istemez ogreniyor yani insan. Bunu gidip kendini Almanya'da yasmaya falan zorlamadikca Almanca icin yapmak zor.
0
hot potato
(30.05.20)
(14)

Zekice kitaplar

ats
Merhaba, iyi bayramlar. Okuduğunuz en zekice yazılmış romanlardan örnek verebilir misiniz? I, robot’u okurken böyle düşünmüştüm mesela. İnternetteki listelere baktım, sizin okuduğunuz önerileri merak ediyorum. Şimdiden teşekkürler
Merhaba, iyi bayramlar. Okuduğunuz en zekice yazılmış romanlardan örnek verebilir misiniz? I, robot’u okurken böyle düşünmüştüm mesela. İnternetteki listelere baktım, sizin okuduğunuz önerileri merak ediyorum. Şimdiden teşekkürler
0
ats
(25.05.20)
K.Vonnegut-Slaughterhouse 5 ve sanırım diğer kitapları da öyle (daha henüz okumadım)

Bilim-Kurgular zaten genelde o hissiyatı veriyor.iyi yazılmış kitapların hepsi zekice bence klasikler dahil. pek anlamadım aslında soruyu ama tarz olarak yukarda yazdığım ilginç idi o yüzden bunu örnek verdim.
0
AlsterWasser
(25.05.20)
Maymunlar Gezegeni
0
cemallamec
(25.05.20)
Ted Dekker - Oyun iyiydi bayağı

En kötüsü ise Markus Zusak - Hiç Kimse Sıradan Değildir.
0
matilda
(25.05.20)
Androidler elektrikli koyun düşler mi?
Vakıf serisi
Körlük
0
zihua
(25.05.20)
ikinci cümlenize gelmeden bile aklıma Asimov'un robot serisi geldi aklıma. (bkz: #62133925) farklı gezegenler, hepsinin farklı sosyolojik yapıları, insan robot ilişkisinin ve hatta robot psikikolojisinin irdelendiği muhteşem kitaplar.
imparatorluk ve vakıf serisi de güzeldir.

dune serisi siyaset, din, dünyadaki su sıkıntısı olasılığı gibi konularda ufuk açan metaforlar içeriyor.

philip k. dick kitapları genelde çok iyi bir bilimkurgu fikri, o kadar da iyi olmayan bir sona bağlayarak bitse de çok orijinaldir. Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi (blade runner'ın orijini olan kitap), sondan bir önceki gerçek kitaplarını bilhassa tavsiye ederim.

Arthur c. clarke'ın 2001 a space odyssey ve devam kitapları da farklı uzay aracı ve yabancı gezegen tasvirleriyle şaheserdir.

genel olarak bilim kurgu kitap tavsiyeleri oldu ama aklıma gelen olursa eklerim.
0
unalub
(25.05.20)
Jose Saramago - Körlük
Kartal Koltuğu - Carlos Fuentes
Jose Saramago - Görmek
Dostoyevski - Suç ve Ceza
Tolstoy - Anna Karenina
Tolstoy - Savaş ve Barış
0
levpontryagin
(25.05.20)
dune serisi ve vakıf serisi demeye geldim.
bir de tom clancy özellikle jack ryan serisini beğenirim.
0
ozdek
(25.05.20)
J.R.R Tolkien ve Ursula K. Le Guin’in bütün kitapları müthiş bir hayal dünyası ve zekanın ürünleri.
0
astrid
(25.05.20)
Karamazov Kardeşler. Özellikle mahkeme sahnesinde kim ne derse ikna oluyordum.
0
ruhen hastayim ben
(25.05.20)
Yukarıdaki bütün bilimkurgu önerilerine +1
Ayrıca Madde 22.
0
kobuzchu kiz
(25.05.20)
Şibumi
Papillon
0
gurur
(25.05.20)
Tatar Çölü
0
kaset
(26.05.20)
kafka dava
0
durgunfoton
(26.05.20)
Zekiceden kasıt nedir bilmiyorum ancak Saatleri Ayarlama Enstitüsü beni çok etkiledi. Biraz ağdalı bir dili var ancak psikolojik tahliller, kurgu, felsefi düşünce bir bütün halinde satır aralarından öyle güzel sızıyor ki, gerek monologlarda gerek diyaloglarda öylesine kendini gösteriyor ki bu harmanın muhteşemliği karşısında şaşıp kalıyor insan. Yazarlarda gözlem yeteneği ve bunu okura aktarmak zaten olması gereken bir şey ancak bunu ahenkle ve kıvamında yapabilmek üst düzey bir sanatsal zeka örneği kanımca.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
(2)

macbook air'de oynayabileceğim uçuş simülatörü oyunu

nathanieltroy
macbook air'im var bi tane, 2017 model. oyun oynamaya müsait bir bilgisayar olmadığını biliyorum, normalde oyun da oynamam zaten ama uçak uçurmak istiyorum :) zorlanmayacağım bir oyun biliyor musunuz? ücretli ücretsiz fark etmez.
macbook air'im var bi tane, 2017 model. oyun oynamaya müsait bir bilgisayar olmadığını biliyorum, normalde oyun da oynamam zaten ama uçak uçurmak istiyorum :) zorlanmayacağım bir oyun biliyor musunuz? ücretli ücretsiz fark etmez.
0
nathanieltroy
(25.05.20)
X-Plane
0
AlsterWasser
(25.05.20)
X-Plane MacBook Air'de çalışmayabilir. Grafikleri çok iyi görünüyor. Para vermeden denemenin bir yolunu ara bence.
0
himmet dayi
(25.05.20)
(14)

yurt dışında yaşanılacak şehir

bruges
merhaba arkadaşlar,aylık 2000 euro ile geçinilebilecek yaşam standardı en yüksek avrupa şehri hangisidir sizce? kira + yeme içme + faturalar gibi sabit giderleri düşünürsek sadece. sağlık, gezme tozma, tatil gibi masrafları hiç düşünmeden.teşekkürler.
merhaba arkadaşlar,

aylık 2000 euro ile geçinilebilecek yaşam standardı en yüksek avrupa şehri hangisidir sizce? kira + yeme içme + faturalar gibi sabit giderleri düşünürsek sadece. sağlık, gezme tozma, tatil gibi masrafları hiç düşünmeden.

teşekkürler.
0
bruges
(24.05.20)
Yaşam standardı yüksek bir şehir için 2000 Euro biraz düşük kalabilir bu saydıklarıni dahil edince.
0
pass
(24.05.20)
Berlin ucuz diyorlar, pek bilmiyorum yaşama konusunu ama. Bir sefer hamburger restoranında menüye 5 6 euro vermiştik. Benzer düzeydeki hamburger restoranları fiyatları isveç'te 12-20 euro arası değişiyor misal.
0
senolll
(24.05.20)
Küçük bir şehir ancak leipzig olabilir. Kendim birebir deneyimledim, hayat almanyadaki diğer yerlere göre ucuz.
0
kojonotsuki
(24.05.20)
Prag.
0
evrim halkasi
(24.05.20)
Almanyanın küçük şehirleri.
İtalya Bologna falan ya da yine nispeten küçük şehirlerri
.
2000 euroyu sabit gelir gibi düşünüyorum tabii*
Yani küçük şehirlerde daha az kazanılır falan o da var.
0
jimjim
(24.05.20)
dogu avrupanin (ozellikle euro zone disindaki ulkelerin) kucuk sehirlerinde gul gibi yasarsin.
0
in vino veritas
(24.05.20)
Budapeste(burada krallar gibi yasarsin ama ben hep turist icin gittigim icin cok da bir sey soylemeyeyim)


granada; ispanya'nin orta buyuklukte bir sehri, muthis bir yer, sehre entegre olursan tum avrupa'da en keyifli hayat bu cevrede yasanir gibime geliyor, sicak endulus insaniyla kaynasilir, yazin da kuzeye tatile gidersin... 2000 euro ile rahatca yasarsin


Montpellier/Toulouse : Guney fransa'nin iki guzel sehri, Montpellier'i aile varsa Toulouse'u yalnizsan oneriyorum. Toulouse da ciddi bir latin nufus da var, kozmopolit ve buyuk bir sehir. Toulouse fransa'nin muhtemelen 4. buyuk sehridir, montpellier de 7. filan. bu iki sehirde de tek kisi icin 2 bin euro rahat rahat yeter.


Lyon; Kocaman metropol istiyorsan baskentler disinda onerebilecegim bir sehir tam bir fransiz metropol hayati yasanir ilgin varsa. 2 bin euroya merkezde havali bir yer tutamazsin belki ama metroyla 2 3 durak otede makul bir ev tutup yasarsin, 2 bin in yarisi kiraya gidebilir ama keyifli yasanir.

Strasbourg: Burasi orta ufak buyuklukte bir Fransiz\alman sehri, sehrin cevresi dogal guzellikleriyle dagiyla bayiriyla cok hos, ucuz bir yer degil ama tramvaya binince son durak almanya, insanlar da alisverisi oradan yapiyorlar zaten...


Lille; Buraya entegre olamazsan sikici buyuk bir sehir, entegre olabilirsen muthis bir yer, ailen olur cikar. entegrasyon her sehir icin oldugundan daha onemli lille'de, siyah ile beyaz gibi ayiriyor, eger tam entegre olur, fransizca ogrenir yerlilerle takilirim diyorsan gayet guzel lokasyonu olan bir yer.


Krakow; Bir baska Krallar gibi yasanacak guzel sehir, ama polonya'nin baska yerlerine cok ugramamak gerek, yaramaz sanki, krakow da ise 1 2 yil yasanip oldukca keyifli vakit gecirilir, dinamik canli bir sehir.


not; bu sehirlerden bazilarini yahut cevrelerini sadece ziyaret ettim, bazilarindan 1 ay yahut daha uzun kaldim, bazilarinda ise uzun sureli yasadim.

kisisel not; ben olsam orta vadede ne kadar param olursa olsun paris'te yasamaya calisirim. 2 bin euroya da studyo bir daire tutup rahatca yasanir.
0
hewit
(24.05.20)
Fransa; 2000 euro gelir vergisi dusulmus net ise cok da güzel yasanir. Ile de france disinda geri kalan %80 yerde yasanir.
Ben 700 bin kisilik yerde pahalı güvenli bir bölgede is ev 10 dk mesafede 2+1 ici yeni yapilmis eve 810 euro veriyorum isinma dahil. Ustune 21 euro 1gb hizda internet, 20 euro sinirsiz internet ve arama paketi, 18 euro su , 30 euro gibi bir fiyat elektrik, 29 euro spor salonu, 30 euro yakit, 25 euro ev sigortasi, 70 euro araba sigortası. Bunlardan sana 1000 euro para kaliyor. Aylik yemek masrafimiz alkolu, italyan sarkuterisi vs dahil 700 euro. Benim esim olmasa ben her gun tavuk, salata yiyip gecinirim de kendisi yemekle ilgili oldugundan bilmemne soslu bilmemne yiyoruz genelde o yuzden daha pahalı. Sen benim gibi duz insansan max 400-500 max o da pahali marketten yoksa lidl falan gidersen daha da ucuz. Geriye sana kemiksiz 500-600 euro kalir. Bunun 400 eurosunu kenara atsan senede 4800 euro yapar. Iki sene para biriktirip misal 2015-2016 model araba alirsin rahat (ben alicam diye biliyorum 2018 ibiza 1.0 tsi xcellence 13bin euro 27bin km).

Ha eve esya dersen yatagi orta pahali aldim, televizyona okuz gibi para verdim iyi olsun diye (tl fiyati 7-8bin), evin kitapligi, koltugu, masasi, sandalyesi vs esyalari ikeadan, buzdolabi samsung a+++, camasir makinesi beko a+++ vs. Bunlarin hepsine ben 4000 euro odedim, 3bin kredi. kısacası sen benim gibi yapmazsan sirf televizyondan bile kurtarirsin.

Neyse cok uzun oldu ama 2bin euro kotu bir para degil. Kral gibi yaşamazsin ama " bu nasil hayat lan" hayatta demezsin fransa'da. Ama dedigim gibi ile de france olmaz. Ben orasi icin 1bin euro fazla isterim en az.

*Bahsettigim hesaplamalarda daire 2+1, asansorlu, ici yeni yapilma, otoparkli, karsisinda firin, kasap, pastane, veteriner vs var direkt. Manzaram daglar, yeşillik falan. Studio tutsan böyle yerlerde 600 civari olur heralde.
0
logisticsmanager
(24.05.20)
Acı Vatan Alamanyamızın küçük şehirleri +1 hatta zorlarsanız büyük sayılebilecek bilindik bir iki şehirde dahi yapabilirsiniz.

standart olarak diğer çoğu avrupa şehrinden daha iyidir.

çok çok az bir miktar değil
0
AlsterWasser
(24.05.20)
Berlin +1
0
chitosan
(24.05.20)
Viyana

Brastislava
0
kanlakarisikyagmur
(24.05.20)
2000€ net ise iskandinav ulkeleri ve paris haric her yerde yasanir.
0
kuehles blondes
(24.05.20)
+budapeste vs denmis evet yasanir ama oralarda bu maasi alacak adamin bize sormasına gerek yok. Ben su an 2600 euro net aliyorum, budapestede benzer pozisyonda 1300 anca oluyor. 2000 demek 10 yillik deneyimli muhendis/mudur olur.

2 bin Euro almanya, fransa, ispanya, italya gibi ortalama ustu avrupa ulkelerinde tek kisiye ünlü metropoller disinda pasalar gibi yeter para artar. Ha dendigi gibi İskandinav ülkelerinde digerlerine oranla bir tik zor olur hayat.
0
logisticsmanager
(24.05.20)
Lİzbon
0
durgunfoton
(24.05.20)
(11)

kitap okumak

bir soru sorcam
şimdi twit, ekşisözlük, forum, blog, makale, köşe yazısı okumak aynı kapıya çıkmıyor muvaktinde klasikleri okudum zaten yenilerden zevk alarak okuduğum roman azdır
şimdi twit, ekşisözlük, forum, blog, makale, köşe yazısı okumak aynı kapıya çıkmıyor mu

vaktinde klasikleri okudum zaten yenilerden zevk alarak okuduğum roman azdır
0
bir soru sorcam
(22.05.20)
kitap; derinlemesine olan gerekli bir kaynak. diğerleri yan kaynak sayılabilir. gereksiz değil.
0
xiii
(22.05.20)
çıkmıyor.

kurgu kitaplar, belli bir olay örgüsü, bir akışı olan zihninizi belli edebi tekniklerle yer yer zorlayan yer yer çalıştıran, başlı başına zihninize yararlı bir aktivite.

kurgu dışı kitaplar, zaten malum, belli başlı bir araştırmayı mantıksal bir çerçevede argüman argüman sunan yazılar.

bir kere tweet : çöp, yarı-cahil hapı.

ekşi sözlük entrysi :eğer yararlı bir entry ise anca yol gösterici olabilir. yetersiz.

blog:kalmadı. varsa da ekşi sözlük entrysi gibi anca kapı açar daha başka derinlemesine okumalar için

makale : tamam bu yararlı işte ama sadece makale oku nereye kadar. akademik uğraşlar dışında kaç kişi yayın takip ediyor.

valla tweet gibi 10dklık youtube videosu gibi hap bilgilerle her konuda yarı cahil olacağıma; bizzat araştırıp zaman geçirdiğim, okuduklarımdan öğrendiklerimle yetinmeyi ve kalan diğer konularda da yarı cahil olacağıma, cahil kalmayı tercih ederim sanırım.




edit: Hocam sen kitap okuma boşver. tweet falan takıl devam.
0
AlsterWasser
(22.05.20)
roman okumakla eksi sozluk okumanin ayni sey oldugunu dusunuyorsan bosver zaten eksi'ye devam et.
0
der meister
(22.05.20)
ben ekşi ye ilk yazmaya başladığımda 12 yaşındaydım. ekşi dışında hiçbir şey de okumuyordum o sıralar. hocalar da ısrarla kitap okumayan güzel yazı yazamaz demesine rağmen ciddi manada iyi bir yazı yazma yeteneğim vardı. hala da bunu ekşi ye bağlıyorum çünkü gerçekten çok okuyordum.

kitabın insana kattığı ufuk bence uzun vadeli. kitap insana uzun vadede çok katkı sağlayan, düşünce sistemini şekillendiren, ki özellikle biyografiler, müthiş kaynaklar. eksi artık ne yazık ki kısa vadede bile ufuk açıcı değil, ama uluslararası haber sitelerinde mesele opinion yazılarını okumak bence kısa vadede çok ciddi kazanımlar getirebilir.

ben artık kitap okumanın öneminin eskiye nazaran çok çok düştüğünü düşünüyorum. mesela en basitinden reddit te tanıştığım dil arkadaşlarım sayesinde öğrendiğim şeyleri sanmıyorum ki bana kitaplar ogretebilisin. hani çok gezen mi çok uyan mi derler ya, ben hep çok gezen tarafında olduğun için de böyle düşünüyor olabilirim. çünkü bu gezmek gibi. farklı kültürler, milletler ve ülkeler hakkında derin bilgiler edinme şansınız var.

makale bence kitapların da üstü. hiç şüphesiz faydalı zaten. ama tweet, forum vs bunlar COP. saymaya gerek bile duymam. çöp.
0
mehmed resad
(22.05.20)
AlsterWasser:
bilgi açısından bakarsak youtube, okumaktan daha etkili
hem görsel hem işitsel
zaten not alıp çalışmadıktan sonra ikisi de akılda kalmaz

olay örgüsünden bahsedersek, dizi izlerken de aynı mekanizma çalışıyor
ancak hayal kurmayı kısıtlıyor

der meister: tek bir kaynaktan beslenmekten bahsetmiyorum
ayrıca roman metinleri edebi açıdan çok mu zengin

bir diğer nokta kendi yorumunu yazabilmek
zihni bu daha çok geliştiriyor
0
🌸bir soru sorcam
(22.05.20)
"tweet, forum vs bunlar COP"

tam aksine nitelikli insanları takip edersen çok faydalı

burada teknik araştırmadan, deney yapmaktan, bir şey icad etmekten bahsetmiyorum

düşünme yeteneğini geliştirmek, farklı fikirler edinmek açısından daha etkili
tabi gerçek hayatta bu fikirleri kelimelere döküp beyni çalıştırmak gerekli
0
🌸bir soru sorcam
(22.05.20)
Zweig ve İş Bankası'nın diğer kısa klasiklerini okuyun, internetle farkı göreceksiniz:)
0
kaset
(22.05.20)
Aynı kapıya çıkar bence. Hatta bence sadece tweet okunmalı. romanların da diziye ya da filme uyarlanmış halini izlersin. Kitap falan boş iş. Twitter'a devam.
0
bayc
(22.05.20)
hala kitap okumak klişesini kullanıyorsunuz
bahsettiğim kaynaklar bir kitaptan çok daha fazlasını sunuyor doğru içerikleri seçince

bir şey üretmek için okumaktan bahsediyorsak çok yönlü düşünmek gerekir

şu da var bazı insanlar okuyarak daha kolay öğrenir bazıları dinleyerek/izleyerek
youtube videosunu küçümsemek de ilginç gerçekten, üniversitelerde hocalar farklı bir içerik sunuyor gibi

şu açıdan düşünün önce masal okursunuz sonra hikaye sonra roman zihinsel gelişiminiz bir olgunluğa erişir farklı bilgi kaynaklarından beslenmeye devam edersiniz

açıkçası roman okumaktan zevk almıyorum skor olsun diye de okuyacak değilim
insanların edebiyata ilgi duymama hakkı da var
0
🌸bir soru sorcam
(22.05.20)
Çok ilginç aynı türlerin en güncel bilgilerini internette özet olarak okuyabiliyorsun Üstelik interaktif olarak düşüncelerini paylaşıp geri dönüş alıyorsun
0
🌸bir soru sorcam
(22.05.20)
Gerekli cevaplari almissin. Bunlara ek olarak tek kitapla tum videoari karsilastiriyorsun. Videoya erisiminin daha cok olmasi seni yaniltiyor. Once inanip sonra bunu savunmaya calistigin icin videonun istedigin gibi en iyisini ve dogrusunu secerken, karsilastirmak icin karsisina zevk almadigin kitabi seciyorsun. Karsilastirma yapacaksan bugun icerisinde kac saat video izledin neler ogrendin, kac saat blog okudun neler ogrendin, kac saat kitap okudun neler ogrendin, bunlarin karsilastirmasini yapman sana daha iyi bir fikir verir. O zaman goreceksin ki hepsinden farkli farkli seyler ogreniyorsun ve youtube videosu aktif ogrenmek icin hic de verimli bir yontem degil.
0
dunal
(22.05.20)
(10)

karantina-kitap siparişi nereden verelim?

damba
Bu aralar kitapların yavaş tedarik edildiğini duyuyorum. En son idefix siparişim hüsranla sonuçlanmıştı. Yakın zamanda sipariş verip, hızlıca ürüne ulaşan var mı?Kitapyurdu, D&R...?
Bu aralar kitapların yavaş tedarik edildiğini duyuyorum.

En son idefix siparişim hüsranla sonuçlanmıştı.

Yakın zamanda sipariş verip, hızlıca ürüne ulaşan var mı?
Kitapyurdu, D&R...?
0
damba
(17.05.20)
amazon
0
ehti
(17.05.20)
idefix hep öyle.

ben hepsiburadadan söyledim hızlı geldi. (satıcı hepsiburada olacak şekilde yoksa uzar)

onun dışında babilden söyledim o da hızlı geldi.
0
AlsterWasser
(17.05.20)
En son ilknokta.com'dan kitap aldım, beklediğimden uzun sürdü. Eganba (aynı zamanda Babil ve Odakitap) kesintisiz çalışıyor.
0
kobuzchu kiz
(17.05.20)
eganba (babil vs) önermiyorum. Stokta olan kitabı 1 haftadır gönderemediler.
0
shezo
(17.05.20)
Ramazan ayı öncesinde Dr'dan 5 kitap almıştım. 1 haftada geldi.
0
put it in your appropriate place
(17.05.20)
Eganbadan pazartesi verdigim siparis bugun kargoya verilmis. 25 kitap. Belki biraz yavas ama bu donemde canimi sikacak kadar degil. Idefix, d&rdan uzak durun.
0
sadakatsiz
(17.05.20)
Pandora - sanirim bi haftaya geldi
0
euteamo
(17.05.20)
Hepsiburada, ertesi gün geldi. Satıcının Hepsiburada olması önemli.
0
lana del rey
(17.05.20)
eganba'dan üç defa sipariş verdim sorunsuz geldi.
0
nickimin hakkini veremedim
(17.05.20)
Kitapyurdu. 8 gün dediler 5 gün olmadan geldi.
0
black holes in the sky
(17.05.20)
(3)

youtube daki nobody: yorumunun anlamadı nedir?

hopp
mesela iki kişi var yorumdanobody: x: bla bla yazmıslar, direk cumleyi yazmaktan farkı ne anlamadım.bir de tek kişi var videoda bazen tek basına konusuyor ona da yazmıslar kimseden bahsetmıyorken.tam olarak anlamı nedir?
mesela iki kişi var yorumda

nobody:

x: bla bla

yazmıslar, direk cumleyi yazmaktan farkı ne anlamadım.

bir de tek kişi var videoda bazen tek basına konusuyor ona da yazmıslar kimseden bahsetmıyorken.

tam olarak anlamı nedir?
0
hopp
(17.05.20)
gereği yokken bir şeyi abartı şekilde yapmak.

ya da bir internet femoneni ile bütünleşmiş bir söz/eylemin vurgusunu yapmak.
0
AlsterWasser
(17.05.20)
Yani sürekli aynı şeyi tekrarlıyor. Kimse ona o konu hakkında bir şey demese bile. Durup dururken diyor.
0
ruhen hastayim ben
(17.05.20)
Youtube yorumlarında bazı klişeler çıkıyor ve defalarca dönüyor. Bu yorum da artık o kadar çok kullanılıyor ki, girdiğim her videonun altında onlarca kez görüyorum.

Genellikle saçma sapan şekilde kullanılıyor sırf like alabilmek için ama gerçek kullanılışı bi şeyi çok sık söyleyen youtuberlar için. Yani artık kimse bi şey demese de, kimse sormasa da onu tekrar ediyor anlamında.
0
nundu
(17.05.20)
(3)

Patates, soğan, yağ, salça ve kıyma yapılabilecek tarifler?

winston insani
MerhabalarDolaptan biraz kıyma çıkardım, salça, yağ, soğan ve patates var.İyi bir sulu yemek tarifi verir misiniz deneyeyim bu malzemelerle?
Merhabalar

Dolaptan biraz kıyma çıkardım, salça, yağ, soğan ve patates var.

İyi bir sulu yemek tarifi verir misiniz deneyeyim bu malzemelerle?
0
winston insani
(17.05.20)
Kiymali patates
0
kuehles blondes
(17.05.20)
patates yemeği?

sıvı yağ dök

soğanları doğra kavur

salçayı kavur

patatesi doğra kavur

sıcak su dök

tamamdır.

ben kıyma tüketmediğim için yazmadım ama dahil edebeilirsiniz.
0
AlsterWasser
(17.05.20)
Patlıcan varsa 4-5 adet hemen alacalı soyup hafif yağlayıp fırında 30 dk kızartın. Sonra kıyma harcı koyup tekrar 20 dk fırına verin mis. Karnıyarığı yağda kızartmaktan bin kat daha iyi. Pratik
0
Semi
(17.05.20)
(6)

İngilizce roman okumak üzerine

kljgslsdkjsd
SelamlarŞimdi benim ingilizcem fena olmasa bile okuma ve yazma konusunda berbat durumda diyebiliriz. çünkü ben televizyondan öğrendim evet. Diyorum ki ben türkçe çevirisi de bulunan ya da hali hazırda türkçesini okuduğum bir kitap alıp okuyayım. ne önerirsiniz kitap olarak? mesela dünya klasiklerind
Selamlar

Şimdi benim ingilizcem fena olmasa bile okuma ve yazma konusunda berbat durumda diyebiliriz. çünkü ben televizyondan öğrendim evet. Diyorum ki ben türkçe çevirisi de bulunan ya da hali hazırda türkçesini okuduğum bir kitap alıp okuyayım. ne önerirsiniz kitap olarak? mesela dünya klasiklerinden bir şey okumaya kalksam ne kadar zorlanırım? robinson crusoe, tom sawyer okumaya falan kalksam dil çok değişmiş midir? Ya da dil seviyesi zorlar mı acaba?

Ne yapayım ben?
0
kljgslsdkjsd
(16.05.20)
best seller tarzı kitapların ingilizcesi nispeten basit oluyor. ayrıca akıcı olduklarından elden bırakmak da zor oluyor çok sıkmıyor. o açıdan onları tavsiye ederim. dan brown, stephen king vs
0
n62
(16.05.20)
ben geçen Kurt Vonnegut-Slaughterhouse 5 okudum denk gelince önereyim dedim. direk alın okuyun onu. Kurt reis steril yazıyor gayet anlaşılır.

onun dışında mesela Paul Auster okuyabilirsiniz. Harry Potter serisi olabilir başlangıçta çok önerilir. Yukarda dendiği gibi best seller polisiye-macera kitapları da çerezlik olabiliyor.

Klasikler ise belli olmaz. örneğin Lord of the Flies da sağlam betimlemeler var alışkın olmayan kişiyi zorlayabilir. Biraz deneme yanılma yapacaksınız durumunuzu göreceksiniz.

(çeviri ingilizce değil de orijinali ingilizce olan kitaplar için yazdım.)
0
AlsterWasser
(16.05.20)
Das Parfum ingilizcesi basit ve akici
0
000000
(16.05.20)
bölümlü kitaplara bakabilirsiniz, dünya tarihindeki 20 kadın vs.
0
durgunfoton
(16.05.20)
Harry Potter'a +1
Doctor Who seviyorsanız mesela Doctor Who romanları var Türkçe çevirisi de olan, dizi senaryosu kıvamında oldukları için keyifli okuyabilirsiniz.
0
kobuzchu kiz
(16.05.20)
Halihazırda Türkçesini okuduğunuz kitap +1. Klasiklerdeki dil bugünküne uzak kalabilir ama değişik kelimeler öğrenmek açısından eğlencelidir. Harry Potter okuduysanız/izlediyseniz oradan yardırın. GOT izlediyseniz A Song of Ice and Fire'a bile bakılabilir.
0
wish i could find a way to disappear
(17.05.20)
(39)

Tavuk yiyor musunuz?

msb
Doktor bir tanidigim evine dahi sokmuyor. O denli olmasa da ben de mumkun oldugunca az tuketmeye calisiyorum fakat bu davranisim belli bir bilimsel arastirma sonucuna vb dayanmiyor, tamamen esten dosttan duydugum.Sizde durum nedir? Ayda kac porsiyon tuketiyorsunuz?
Doktor bir tanidigim evine dahi sokmuyor. O denli olmasa da ben de mumkun oldugunca az tuketmeye calisiyorum fakat bu davranisim belli bir bilimsel arastirma sonucuna vb dayanmiyor, tamamen esten dosttan duydugum.

Sizde durum nedir? Ayda kac porsiyon tuketiyorsunuz?
0
msb
(16.05.20)
yiyorum. abartıldığını düşünüyorum. doktorları da bu tür konularda pek ciddiye alamıyorum. doktor ne anlar tavuktan veya onun yetiştirilme şeklinden dolayı vücuda verebileceği zararlardan.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.05.20)
çok sağlıklı olmadığını düşünmeyi geçtim biliyorum. mutfakta önemli bir yeri var. kırmızı etle kıyaslamıyorum ama kırmızı etede çok güvenmiyorum. düzenli balık yeme işin sağlıklı kısmını oluşturuyor.
tavuğuda belli yerlerden alarak süper oynanmamış ürün alıyorum diye kendimi kandırıyorum:)
0
qxgviper
(16.05.20)
Her gün 500g
0
shredd
(16.05.20)
Her gün 300 gr.
Sanırım bu tavuklara kolajen enjekte edilmesinden bahsediyorsunuz.
0
Unde bach canim
(16.05.20)
TR de ki herseyini içine bişey koydukları için tavuk pek sıkıntı yaratmıyor.
0
paramolacak
(16.05.20)
Antibiyotik muahbbeti var. Onlardaki antibiyotik yedigimiz icin bize geciyor, oyle oyle insandaki bakteriler antibiyotige daha fazla maruz kala kala Bagisiklik kazaniyormus bakteriler. Sonra superbug dedikleri antibiyotigin etki etmedigi bakteriler oluyormus falan filan. Ayda 2-3 kez yiyorum
0
neverletyougodown
(16.05.20)
Ben pek yemiyorum. Kurbandan kalan et var. Kırmızı et daha sağlıklı, besleyici. Tavuk bana ot gibi geliyor. O yüzden nadiren yerim.
0
prole
(16.05.20)
En az haftada bir kere yerim. paramolacak+1
0
black holes in the sky
(16.05.20)
Gunde 300-400 gr.
Şimdi markette en ucuz tavuk var, üstüne orta seviye var, üstüne yüksek kalite var üstüne organik var.

Ben orta-yuksek kalite arasinda gidip geliyorum.

Yalniz o kadar üründe katki, antibiyotik vs var ki ac kalirsiniz. Bu kadar insani dogal üretimle kim nasil doyuracak?
0
logisticsmanager
(16.05.20)
Abicim antibiyotik tavuğu büyüten, şişiren bir şey değil, bakteri öldürücüdür. Ürününü yediğimiz bütün canlı hayvanlara yapılır, hasta olmasın, mikrop kapmasın diye. Yani et ineğine de, süt ineğine de, et tavuğuna da, yumurta tavuğuna da hatta belki çiftlik balığına bile uygulanan bir ilaç. Yumurtada da, sütte de, hepsinde var antibiyotik. Antibiyotik istemiyorsanız vegan olacaksınız.

Ha hormon derseniz, yok efendim gdo'lu yem derseniz, sağlıksız yetiştirme şartları derseniz onlara eyvallah, yemiyorsanız o yüzden yemeyin.
0
kibritsuyu
(16.05.20)
Abi tavuk yemeyip ne yiyeceksin? Hayvansal protein almak istiyorsun ve bunun kaynakları belli. Günlük 100gr protein almak istesen 500gr et yemen lazım. Tavuk ve hindiyi çıkartınca balık ile kırmızı et kalıyor. Balık dört mevsim taze bulunmuyor. Çiftlikte yetiştirilenlerine de zararlı diyorlar. Kırmızı et pahalı. Karides, kalamar vs. ayda yılda bir yersin zaten. Yemeyelim de, alternatifini sunmuyorlar. Vejetaryen falan olmak istemiyorum. Ne yapalım bu durumda?
0
synesthesia
(16.05.20)
balık civalı, tavuk hormonlu, sebze meyve simsiyah suları olan derelerden sulanıyor. satın alınan her gıda kadar kötü olduğunu düşünüyorum.
0
renegade
(16.05.20)
Ne tavuk ne yumurta.Balık ve eser miktarda kırmızı et yiyorum.
0
guitarissimo
(16.05.20)
Tavuk eti bence kırmızı etten daha lezzetli. Yetişirip yemeyen ise bence tavuk çifliklerinin çok pis kokması ama öyle böyle değil
0
yeliz adeley
(16.05.20)
yemiyorum.

eskiden yediğim zamanlar için de pişmanım.

(biraz önce yumurta sorusuna cevap verince bunu da boş geçmeyeyim dedim.)
0
AlsterWasser
(16.05.20)
@kibritsuyu antibiyotik tavugu buyuten bir sey degil derken? Tavukcunun sitesine girip mi okuyorsunuz bu bilgileri. Antibiyotigin temel verilme sebebi hayvana hizli kilo aldirmak. Gunluk dozda her gun antibiyotikle besleniyor bu hayvanlar. Antibiotic resistance diye bir kavram varsa bu gida endustrisinin ciftliklerinin bir urunu
0
neverletyougodown
(16.05.20)
yaklaşık 4 senedir yemiyorum. işyerinde "pilavda tavuk bulyon var mı şef?" diye sormaktan bıktım.
yeri gelmişken tatlıya tavuk eti koyan zihniyeti buradan kınıyorum :)
akdeniztoros.com.tr
akdeniztoros.com.tr
0
g7mor
(16.05.20)
haftada 2-3 kere yiyorum genelde. tadı balığa veya kırmızı ete göre çok daha lezzetli.
0
pearson
(16.05.20)
Solduğumuz havaya kadar her şey bozukken konu tavuğa gelene kadar evden uzaklaştırılması gereken çok daha fazla şey olduğunu düşünüyorum. Haftada 3-4 gün tavuk, 3-4 gün ton balığı, ayda 1-2 defa kırmızı et tüketiyorum. Genel manada beslenmenizi tüm gıdalarla orantılı bir şekilde paylaştırıyorsanız tavuk yiyorsunuz diye size bir şey olmaz. Onlarca parametreye bağlı yaşıyoruz. Bu kadar detaycılık bizi daha uzun ömürlü yapmayacak maalesef :)
0
desdenova34
(16.05.20)
Yaklaşık 20 yıldır ben, ailem ve yakın akrabalar yemiyoruz.
Yılda 1-2 köy tavuğu falan denk gelirse ancak. Ama öyle bir durumda da kaz/ördek gibi seçenekleri tercih ediyoruz.

Aynı durum yumurtada da geçerli. Ben çok sevdiğim için her gün yumurta tüketiyorum ama “organik” olanlardan. Gezen tavuk değil organik.
0
jimjim
(16.05.20)
tavuk sektörüde bir çok sektör gibi kirli. kasaptan aldığınız etler çok mu sağlıklı? hayvan hangi yemleri yiyor? bilmiyoruz. sektörlerin hepsi kirli ama tavuk sektörü diğerlerine göre çok kirli. normal köyde gördüğünüz tavuklardan markette paketli şekildeki etler çok zor çıkar hatta yumurtaları falan küçüktür. 3 ay da bir yerin onu da eşimin canı çekerse.
0
mikahakkinen
(16.05.20)
bir mazbut ben miyim anlamadım. tavuk yerim. etrafımda tavuk yemeyen insan da yoktur.

ucuza lezzetli yemek. tavuğa karşı böyle bir lobiden haberdar değildim açıkçası.
0
antikadimag
(16.05.20)
İki yıldır hiç tavuk yemedim. Öncesinde de tadını sevmediğim için zaten pek yemezdim.
0
legolasin son oku
(16.05.20)
Doktor tanıdığınız neden evine dahi sokmuyor bir söyleseniz de öyle tartışsak. Siz atıyorum bamya neden sevmiyorsanız, o da o yüzden sokmuyordur evine.

Tavuk etini bulgur pilavının üzerine(pirinç de olur) küçük küçük parçalar halinde atıp yemeyi seviyorum. Gerçi her türlü güzel bir tadı var. Üzerine de pul biberi. Oh mis.
0
bitchesaintshit
(16.05.20)
istemezdim ama mecbur yiyorum. kırmızı eti güvenli bulmadığım için protein almam lazım. haftada 2 kere yiyorumdur herhalde. banvit bulursam onu alıyorum. en azından tavuklara tavuk eti yedirmediğini söyleyen tek firma. "brezilyalılara satıldıktan sonra değiştirmedilerse..."
0
ya ben lan neyse
(16.05.20)
@neverletyougodown: tavukçunun sitesine girip okumuyorum. tavuklara hiçbir şey verilmiyor, tavuk sağlıklıdır, yiyin bir şey olmaz gibi bir iddiam da yok. söylediğiniz "Antibiyotigin temel verilme sebebi hayvana hizli kilo aldirmak. Gunluk dozda her gun antibiyotikle besleniyor bu hayvanlar" şeklindeki saçmalığı düzeltmeye çalışıyorum.

antibiyotiğin temel verilme sebebi tavuklara hızlı kilo aldırmak değil. antibiyotiğin kilo aldırıcı bir etkisi yok. antibiyotikle beslenemezler, çünkü antibiyotiğin besleyici bir özelliği de yok.

antibiyotik bakteri öldürücüdür. mikrop öldürür. faranjit olduğunda aile hekimine gidiyon augmentin yazıyo ya, aha hayvanınki de aynı. sen augmentin içince büyüyüp kilo alıyor musun, karnın doyuyor mu?

bin çeşit hayvan hastalığı var. bunların bilmemkaçyüz çeşidi de mikrobik. salmonellası var brucellası var. bin çeşit bakteri var. sen bu antibiyotiği vermezsen hayvanın bakteri kapar. ya ölür, ya bakterili ürün verir. sen dayarsın hayvana antibiyotiği, adamın vücudunda bakteri üreyemez.

ürün veren her canlı hayvanın vücudunda bakteri üreyemesin diye antibiyotik verilir. direkt ineğin memesinin içine basılanı bile var. memesi büyüsün, sütü artsın diye değil, sütteki bakteriler varsa ölsün, yoksa da üremesin diye. sağlıksız mıdır, evet sağlıklı değildir. sonuçta bakteri ölmesin diye ilaç yapılmaktadır, üründe bakteri ürememekle birlikte ilaç katkısı kalmaktadır. o yüzden, ya bakteri üremiş olması yüksek ihtimal olan ürün tüketeceksiniz, ya antibiyotikli ürün tüketeceksiniz, ya da vegan olacaksınız. antibiyotikten korkuyorsanız hayvansal ürün tüketmeyeceksiniz.

tavuğa hızlı kilo aldıran şey katkılı yemlerdir, gdo'lu yemlerdir. ne bileyim hormondur. kilo aldırıcı, çabuk büyütücü ilaç da veriyorlardır. ama bu verdikleri ilaç bir antibiyotik değildir. tavuk yerken çekinecekseniz bunlardan çekinin.
0
kibritsuyu
(17.05.20)
@kibritsuyu valla uzatmak istemiyorum, ama antibiyotik sadece ciftlik hayvanlarini hastaliklardan korumak icin degil hizli buyumeyi, gelismeyi sagladigi icin de kullaniliyor temel olarak. Antibiotic resistance diye basit bir Google aramasi yaparsaniz ya da antibiotic resistance ile random bir yazi secerseniz guardianlardan tutun tedlere, bbclere, whol'ya yuzlerce yerde bahsediliyor antibiyotigin ciftlik hayvanlarini hizli buyutme etkisinden. Komplo teoristcilerin, dunya duzculerin iddiasi falan degil bu
0
neverletyougodown
(17.05.20)
Antibiyotikler hormonlar gibi büyümeyi doğrudan uyaran maddeler değil. Tavukların büyümesini dolaylı olarak destekliyor.

Antimicrobial Growth Promoters
Antimicrobial growth promoters (AGPs) are antibiotics added to the feed of food animals to enhance their growth rate and production performance. The mechanism by which AGPs work is not clear. AGPs reduce normal intestinal flora (which compete with the host for nutrients) and harmful gut bacteria (which may reduce performance by causing subclinical disease). The effect on growth may be due to a combination of both fewer normal intestinal flora and fewer harmful bacteria.
wwwnc.cdc.gov


According to the National Office of Animal Health (NOAH,
2001), antibiotic growth promoters are used to “help growing
animals digest their food more efficiently, get maximum benefit from
it and allow them to develop into strong and healthy individuals”.
Although the mechanism underpinning their action is unclear, it is
believed that the antibiotics suppress sensitive populations of bacteria
in the intestines. It has been estimated that as much as 6 percent of the
net energy in the pig diet could be lost due to microbial fermentation
in the intestine (Jensen, 1998). If the microbial population could be
better controlled, it is possible that the lost energy could be diverted
to growth.

www.fao.org


Antibiotic resistance apayrı bir şey ve büyüme ile bir ilgisi yok.
0
synesthesia
(17.05.20)
6 senedir tüketmiyorum.
Benim yememe başlangıcım şöyle oldu bir gün köy tavuğu yedim. köy tavuğunun etini biraz sert buldum ama köy tavuğu ile diğer market tavuklarını karşılaştırınca vay anasını biz ne yiyormuşuz dedim. kemik boyutu, yağ oranı vs. ondan spnra soğudum ne köy tavuğu ne normal tavuk yedim.
0
fosforlu cevriye
(17.05.20)
@synesthesia "Antibiotic resistance apayrı bir şey ve büyüme ile bir ilgisi yok." Ben ikisi alakali demedim zaten. Antibiyotik resistance ile alakali rasgele bir yazi secmeniz yeterli. Antibiotic resistance olusmasinin temel sebeplerinden birini gida sektorune bagliyorlar, cunku gida sektoru hayvanlari hastaliktan uzak tutmak ve hizli buyume gelisim icin antibiyotikleri asiri kullaniyor. www.theguardian.com
youtu.be
0
neverletyougodown
(17.05.20)
Aslında demişsiniz ama çok sorun değil. Prensip olarak aynı noktadayız :)

"Antibiotic resistance diye basit bir Google aramasi yaparsaniz ya da antibiotic resistance ile random bir yazi secerseniz guardianlardan tutun tedlere, bbclere, whol'ya yuzlerce yerde bahsediliyor antibiyotigin ciftlik hayvanlarini hizli buyutme etkisinden."
0
synesthesia
(17.05.20)
@never E iyi de buna hızlı büyüme demeniz mantıksız o halde. Büyüme sürecini sekteye uğratmamak için demelisiniz. Hızlı büyüme deyince yanlış algılanması normal. Sanki hormon, takviye gıda veya kolajen gibi algılanmış.
0
Unde bach canim
(17.05.20)
haftada en az 1 defa yiyorum ki 4-5 bile oluyor
0
basond
(17.05.20)
@ Unde bach canim antibiyotigi verince hayvanin vucudu kas yapiyor buyuyor, gelisiyor diyor adamlar iste makalelerde. Hayvanin sindirim sistemini, bagirsak populasyonunu degistiriyorsun sonucunda daha az yag, daha fazla protein oluyor, semiriyor hayvan diyor.(Hastaliktan koruma yan faydasi isin)

Büyüme sürecini sekteye uğratmamak falan bu kelimeler gida endustrisinin politik dogruculugu olur, dolayli falan degil apacik mudahale var hayvana
0
neverletyougodown
(17.05.20)
Farklı türde hayvansal proteinlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Tavuk eti sağlıksız, dana eti doğal değil, sebze meyve gdo'lu dersek yiyecek hiçbir şey bulamayız. Bence yememek daha büyük eksiklikler doğurabilir.
0
Boğazlıkazak
(17.05.20)
Hocam hangi makalede antibiyotik kullanımı hayvanlarda kas yapımına sebep olur diyorsa gösterin lütfen. Öyle bir şey yok.
Sizin dediğiniz "antibiyotik insan ömrünü uzatır" demek gibi oluyor. Ömrü uzatır da, bunu hastalandığımızda başa çıkamayacağımız bakterileri kolayca yok ettiği için yapar. Yani dolaylı bir etkisi var.
0
synesthesia
(17.05.20)
Erkekler yemeyin, erkekliğinizi kaybedersiniz mazallah :((

www.drtus.com
0
yedek
(17.05.20)
hala aynı şeyi söylemek istiyorum. ben zaten antibiyotik kullanılmıyor, antibiyotiğin zararı falan yok demedim. SADECE tavukta değil, çiftlik hayvanlarının HEPSİNDE kullanılıyor dedim.

he tamam hadi onca makalenin hatırına antibiyotik büyütüyor olsun. o zaman ineği de büyütüyor, kuzuyu da büyütüyor, tavuğu da büyütüyor.

yani "tavukta antibiyotik olduğu için yemiyorum, onun yerine dana yiyorum" diyorsanız zoooorrttt yine antibiyotiği aldınız. "yumurta yiyom" diyorsanız zooorrt yine aldınız. "süt içiyorum" dediniz, zooort yine antibiyotik.

velhasıl-ı kelam antibiyotik veriliyor evet. zararlı mı evet. büyütüyor mu, hadi güzel hatırınız için büyütüyor olsun. ama bu zıkkım zadece tavuğa verilmiyor, cümle alemin hayvanına veriliyor.

korkunuz antibiyotikse hayvansal ürün hiç tüketmeyeceksiniz. hepsinde var çünkü tavuğa özgü bir şey değil.

şunu da üçüncü kere yazdırıyorsunuz ya yani.
0
kibritsuyu
(17.05.20)
@ synesthesia www.nhs.uk ordaki rapor: amr-review.org
www.ncbi.nlm.nih.gov
www.ncbi.nlm.nih.gov

Herkes ozgur istedigini de yesin. Sadece antibiyotik hastaliklari onluyor romantikliginizi onlemek icin yazdim, tartisma oldugu icin de uzadikca uzadi, baska da yazmiyorum.
1- hasta hayvana : treatment of disease
2- saglikli hayvana: hasta olmamasi icin onleyicilik
3- saglikli hayavana: growth promotion: increased feed-to-gain efficiency (zurnanin zirt dedigi yer)
0
neverletyougodown
(17.05.20)
(16)

En sevdiğiniz eşyanız nedir?

bugisme
kişisel veya ev eşyası?
kişisel veya ev eşyası?
0
bugisme
(14.05.20)
çok düşündüm de, her eşyamı eşit seviyorum galiba, seçemedim. hatırası olanları biraz daha çok seviyor olabilirim.
aslında duruma göre değişiyor. bazen yatağım oluyor, bazen ananemin aldığı yüzüğüm, bazen kadehlerim, özellikle kışın kombim...
0
pati
(14.05.20)
eşya sevme konsepti benlik değil pek ama sahip olduğum için mutlu olduğum el yapımı don kişot ve sanço panza heykelciklerim var, madrid'den almıştım.
0
Bruce
(14.05.20)
kulaklığım olabilir sanırım
0
Tam1Hi0n3
(14.05.20)
su şişelerimi ve saklama kaplarımı çok seviyorum.
0
Coma
(14.05.20)
kitaplık, lambader, mac, kindle
0
AlsterWasser
(14.05.20)
galiba telefonum :) dusundum baska bisey bulamadim :)
0
in vino veritas
(14.05.20)
Playstation 4
0
eazy
(14.05.20)
yangında kurtarmak isteyeceğim şeyler olarak düşündüm soruyu, liste uzun oldu.

ninemden kalan kurulup içine bozuk para atınca müzik çalan tahta bir kulübe şeklinde olan termometre.
üvey dedemin davul bagetleri, diğer iki dedemin plakları ve el radyosu .
annemin ördüğü battaniyeler ve işlediği goblenler.
annemle babamın evlenirken aldıkları dikdörtgen camlı büfe.
iki tablo.
normalde beyaz olan kısımları da kırmızı olan kırmızı deri converselerim.
bazı yüzüklerim.
yeni aldığım ajandam.
iki yıl önce aldığım bardaklarım.
0
blatta hiberna
(14.05.20)
ps4
0
alt4y
(14.05.20)
Telefonum
0
Sellim
(14.05.20)
Supurge
0
eja
(14.05.20)
Bilgisayarım.
0
hayirsiz
(14.05.20)
Hoperlörüm.

Marhall a parayı nasıl verdim bilmiyorum ama çok seviyorum.
0
tessera
(14.05.20)
kol saatim.
0
rose parks
(15.05.20)
telefonum. bozulunca yerini dolduracak benzer bir model olmadığı için üzülüyorum.
0
g7mor
(15.05.20)
Herkes ne kadar da romantik, dur bir kabalık yapayım;

Tabancam, aykırılık ya da espri olsun diye yazmadım. Düşününce en sevdiğim ve ilgilendiğim, üzerine düştüğüm eşyam tabancam.

İkincisi de laptopum olur, değerli bir laptop değil, hatta 7-8 senelik.
0
John Bloor
(15.05.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.