lava

www.hepsiburada.com

lava iyidir. genelde carrefourda falan kampanyada oluyor.

www.carrefoursa.com

eğitim kötü - ata caddesinden üçkuyulara kadar olan kısım, çevreyoluna çıkışın olduğu yerler. evler daha ucuz, sıkışık ve muhit olarak da pek iyi değil
fevzi çakmak - sakarya caddesi ve üst tarafı, yazdığınız diğer mahalleler içinde en iyisi bu.
çetin emeç - olimpiyat köyünü bile içine alan güzel olmayan bir mahalle, yine de atacaddesine yakın kısımlarına bakılabilir.
onur mah - agoranın önünden (mithat paşa caddesinden) , ata caddesini ve ata caddesinin narlıdere tarafını kapsayan mahalle. biraz sıkışıktır, ancak yaşanabilir ve merkeze en yakını bu mahalle.

bana sorarsanız fevzi çakmak en iyisi, 5 dk ya sakarya caddesine yürüyebilir 10-15 dkda ata caddesine inebilir, agoraya kipaya falan yürüyebilirsiniz. havası daha temiz, daha nezih. biz buradan baya ev baktık şansımıza denk gelmedi.

ama sorarsanız ki balçovanın en iyi mahallesi, kesinlikle önce korutürk sonra ılıca derim ancak herkes benim gibi düşünüyor sanırım ki orada fiyatlar uçmuş gitmiş.

balçova'da büyüdüm, başka sorularınız varsa yanıtlamaya çalışırım.

Buun ailemiz onur mah. Esim dogma buyume balcovali.


Bence fevzi cakmak hem daha yokus hem de mezarliga yakin kismi kotu.

Egitim daha yaramaz ama guvensiz de degil.

En oturulabilir bence onur mah.

dalga yemiş gibi dengen kayıyor işte ayaktaysan, yüzüyorsan zaten fark etmezsin.

ben bir kere dalışta yakalanmıştım. inanılmaz bir gürültü gelmişti denizin dibinden. tekne yanaşıp çapa falan attı zannettik hatta yakında bir yere. sonra da çıkınca deprem olduğunu öğrendik. bir de deniz çarşaf gibi oluyor bir süre, sonrasında anlamsız gel-gitler oluşuyor.

deniz inanılmaz çarşaf gibi oluyor, ve sonrasında anlamsız gelgitler oluşuyor +1

içindeyken yakalanmak çok kötü, ben bir defa 4 şiddetindekine yakalanmıştım, nasıl çıkacağımı bilemedim denizden. neyse ki anne sözü dinleyip açılmam asla :D

Akşam üzeri 2 saat uyku

elma

cips, çerez, çekirdek gibi bitmeden bırakılamayan zararlı şeyler, bende işe yarıyor :/

Cipse katılmıyorum.
Fındık fıstık badem ceviz vs.

bir bardağın içine toz nescafe koy, üzerine de kola. yalnız dikkat et ok köpürüyor. köpüğüyle beraber iç. tabi ekstra olarak nescafe de iç. tek çare kafein. redbull olayına sıcak bakmıyorum, nedense sakat geliyor bana. üniversite zamanlarında vize ve final teslimleri, jüriler öncesi hep böyle uykusuz kaldığım zamanlar oldu bir kere bile redbull kullanmadım.

bir de rem uykusu muhabbeti çok önemli çok kötü olduğunda 1 saatlik bir uyku çek. saatine 5 er dakka aralıklarla kur alarmını, 5 -6 tane alarmın olsun. uyanır uyanmaz da bol soğuk suyla yüzünü yıka. üniversite zamanında bu şekilde, toplamda 6- 7 saat uyku uyuyarak 5 gün uyumadığım oldu. ha sonrasında 1 hafta kendime gelemedim o ayrı.

meslekten başka sahip oldukları birşey olmadığını, şaka şaka.
benim instagramım yok ama olsa yazardım, bence benim mesleğim onların poposundan daha güzeldir diye düşünüyor olabilir bilmiyorum, ben olsam poposundan daha güzel olduğunu düşünmezdim tabi ama bacakdan belki,bence benim mesleğim birçoğunun bacağından daha fazla çekiciliğe sahiptir.

yani, kimisi pr çalışmasını yüzü gözü memesi ne bilim arabası, evi gittiği mekanlarla yaparken, kimisi de elinde olan az imkanlarla okuduğu okulla meslekle filan yapıyor işte.

dr. gregory house'dan gelsin; genetik güzelliğe sahip olmayabiliriz ama genetik zekaya sahipsin. üzülmemelisin.

meslek yazanları yadırgamayı bir kadının oraya "jinekolog eşi" yazdığını gördüğümde bıraktım :D

Ben daha cok

Ogretmen (emoji) Ada'nın annesi (kalp) mehmet'in esi (emoji) kitap-kurdu (kitap emoji) seyahat asigi (emoji) BJK (kalp)

Falan gibi yarak kürek dolduranlara kıl oluyorum.

Duru +1
Meslek rahatsız etmiyor. Ben yazmam gerçi.

hesap, işi ilgili değilse saçma bence. mezar taşına yardoç yazdırmak gibi bişey.

son derece anlamsız buluyorum.

onun anası, bunun danası, bıdıbıdının karısı olanlara da direkt yazık zaten.

görgüsüzlük ve hava atmak tek amaç. aslında insanların hepsi böyle. %90'nın en büyük amacı sahip oldukları ile hava atmak. para, meslek, eğitim tek amaç bu. birçok insan mesleğini güç, para ve itibar elde etmek için yapıyor. arabayı çeken apaçilerden farkı yok bence. sadece okumuşu.

övünecek başka şeyleri yok diye düşünüyorum

mesala ben fotoğraf işleri için ayrı hesap açmayı düşünüyorum. bir iş artık onların hayatı olmuş şeklindeyse saygı duyarım ama yazmak gereksiz hangi meslek erbabı olursa olsun

çok büyük ihtimalle tereyağından kıl çeker gibi alırlar.

uyuşturuyorlar zaten bir şey hissetmiyorsun. illa biraz kanırtmaca olacak ama çok çok az olur diye düşünüyorum.

not: iki tane 20lik diş çektirmek dışında dişle alakam olmadı.

Tereyağından kıl çeker gibi almıyorlar, diş güçlü olduğu için asılıyorlar ama orası bayağı uyuşmuş olduğu için acı değil de böyle rahatsızlık duyuyorsun. Tabii operasyonlu durumdaysa kesip alıyorlar, sonra dikiyorlar. Bana olmadı ama o da muhtemelen acımak yerine sızlıyordur.

işlem sırasında dişin olduğu yer acımıyor, sadece çenende baskı hissediyorsun.
dudaklarının kenarları (üst ve alt dudak birleşim yeri, iki yan) çatlayıp yırtılabiliyor.

orayı bolca uyuşturacak (ben 3 iğne yaptırmıştım, normalde 2 yapıyordu) eğer diş dışardan tutulacak gibi değilse (benim bir tanesi böyleydi) diş etine kesik atıp kanırtacak dişi öyle tutabilecek muhtemelen ancak.

dediğim gibi çekim esnasında çok fazla baskı hissediyorsun sadece, acı değil, o da normalmiş.

çekimden sonra önce aralıklarla soğuk kompres, ağrı kesici, sonra daha ılık tutmaca.
yaz gelmeden yaptır sıcakta daha çok şişiyor. geçmiş olsun.

Diş ne zaman çıktı? Ben hemen aldırdım doktor iyi yapmışsın eğer kökleri dağlam olsa daha zor çekilirdi dedi ve beimki de yanağıma doğruydu ve hiç çıkmıcaktı. Ama baya bi ağrı çektim sonrasında dayanıklı biri olmama rağmen :(

hackerrank ile başlayabilirsin.

www.hackerrank.com

üst düzey bilgisayar kullanıcısı olarak ne yapıyorsun mesela? iki örnek verir misin?

Basitce tanim olarak ust duzey kullanici diyorum ama hemen bunu yermek icin girisen ego savascilari olacak diyordum oldu :(

yermek için söylemiyorum egom da yüksek değil o kadar. söyleyin ben de ona göre kendi seviyemi belirleyeyim.

www.theguardian.com sayılır mı?

ben kullanıyorum memnunum.

fiyatları pahalı, ikeadan bak bence.

geçende baktım 85 tl idi

@eindaclub bulunduğum şehirde ikea yok maalesef.

edit cevab: evde ikea press var, ofiste starbucs. çok farkları yok.
eğer ikea kargo ile gönderiyorsa oradan da alabilirsin.

ben uzun zamandır kullanıyorum, çok da memnunum. en ufağı 27 lira filandı sanırım.

@11111 hangi boyu acaba?
@teritori internetten alınabiliyormuş baktım ama karar veremedim.
@evde liyakat eğer fiyat öyleyse iyimiş alırım hemen.

Marka farketmez, mühim olan "paslanmaz" olması. Ben kırana kadar "kahve dünyası"nınkini kullandım, memnundum. Sonra alelade bir yerden aldım. Bazı parçalar paslandı. Kaldı öyle..

@mermize hali hazırda kullandığım french press var ama daha sık dokulu istiyorum karşılaştırma yapamadım evdeki de güzel. Ama starbuckstaki gerçekten sık dokuluysa alıcam.

bodum marka olanından al, ben aldım, cok memnunum.

turkcell tv+ 'ta da var :/

Turkcell kullanmıyorum. Diğer operatörler için "herkes için tv plus" var ama onda eurosport yok sanırım

fotograf makinasi kazandim

sayısalda 3 tutturdum bi kaç kere.

Samsung tablet verdi teb bankası, o da yedeklerden kazanmışım.

5 yaşındayken Carrefourda koka koladan deniztopu çıkmıştı. O gün bu gündür başkaca bir şey kazanmadığım halde ailede şanslı addedilirim. (çok yazık)

Bi kere cipsten ash tasosu çıkmıştı, o sayılmaz di mi?

Yemeksepeti'nden tek derslik yemek kursu kazanmıştım.

Ilkokulda yapilan hediye cekilisinde kumbara kazanmistim. Ama o cekikiste zaten 25 hediye ve 25 ogrenci vardi...

Arkadaşıma çekilişten araba çıktı :) bizzat görmesem inanmam herhalde. Bana da Efes Pilsen montu çıkmıştı. Bir de italya seyahati kazandım :)

ben her sene kesin kazanıyorum.
en son anneler gününde kahve makinesi kazandım.

markafoni'de bir butikteki resmi mail ile gönderip çekilişe katılıyordun. 50 lira kazanmıştım. sonradan öğrendim, orda çalışan arkadaşım benim ismimi görünce seçilenlerin arasına almış beni :/

kazı kazan'da 200 lira kazanmam en büyük dönüm noktasıydı sanırım.

green card kazanmıştım hocam.

bu sene ofisteki yılbaşı etkinliğinde kupa kazandım, kupa; bardak; mug neyse işte.

yoksa hiçbir şey kazanmadım.

konser ve sinema bileti kazandım daha büyük birşey kısmet olmadı daha.

abajur çıkmıştı bir çekilişten. birde yıllar önce algida çerçeve dağıtıyordu o çıkmıştı.

Cok.
Gencken trtden kitap serisi, muzik kaseti, sinema bileti vs.
Hakkaten noldu ya la, nerede benim o sans simdi..

5-6 yaşlarında falanım, bir çocuk dergisindeki bulmacayı çözüp gönderen bir veya birkaç kişiye oyuncak araba göndereceklerdi yaptım ailem gönderdi şu parmak uzunluğundaki ufak metal arabalardan gönderdiler bir tane.

ilk ve sondu.

Tus dershanesinden yüzde elli indirim kazandım :D
Ama daha iyisi var ailem ben çocukken araba kazandı.

ben küçükken bakkalda çekilen çekilişlerden gameboy kazanmıştım :D

Birkaç sene önce kfc çekilişinde yedek iphone talihlisi olmuştum ama sıra gelmedi. Yedek talihlilik şut orta karışımı gibi karaktersiz bişi. Düşman başına.

eskiden henkel temizlik ürünleri çekilişinden 1 hafta lykia world ölüdeniz tatili kazanmıştık.
150 sene fln oldu.

trt deki çıngırock programından gitar kazanmıştım, hayatımda sadece bu

Bence shift. Çünkü shiftte bir kere basarken caps lock'ta 2 kere basmak zorundasın.

serçe parmakla shifte basılı tutmaya eriniyorum :(

tek harf için shift. aslında bir cümleye kadar shift. AMA BÖYLE BİR CÜMLEDEN FAZLA YAZACAKSAM GENELDE CAPS LOCK derken bile shiftle yazdığımı fark ettim. hep shift :(

Shift. Capslocku nooblar kullanir.

tek harf bile olsa caps lock kullanıyorum. hatta tik gibi oldu, arada ihtiyacım olmasa bile sol serçe parmak caps locka basıyorum 2 kere.

shift. ama capslock'la da iş yavaşlatılamaz herhalde.

Shift.

Shift ^^

Sağ serçe parmak kayıyor oraya içgüdüsel olarak :D

Ben hepsi büyük olsa bile shift kullanıyorum. Hem şifrelerde de daha iyi.

ben de bilgisayarı ilk kullandığım zamanlar shift'i kullanırdım ama sonra ne olduysa caps lock'a geçtim. shift daha kullanışlı bence ama nedense alıştım böyle.

Caps Lock tusuna dokunmayali yillar olmustur.

Shift.

ilk defa shift tuşunun böyle bir işe yaradığını duydum. yıllardır caps lock kullanırım.

ben de caps lock'u hayatımdan çıkardım. hiç yüz vermiyorum.

sözcükte sadece tek harfin büyük olması gerekiyorsa shift, geri kalan her şey için caps lock.
ayrıca capsle yazılan random gülüşün verdiği tadı shiftle alabilir misin? bence alamazsın.

oteli bilmiyorum.

basmane garı metro durağı evet, havalimanından izbana bindikten sonra hilal'de inip, metro'ya geçiş yaparak basmaneye gidebilirsiniz. ya da havaş'a binebilirsiniz.

Oteli bilmiyorum.

Basmane'de hem bildiğimiz tren hem de İZBAN durağı var. İZBAN hafif raylı sistem gibi bir şey. Havaalanından direkt İZBANA binip Basmane'de inebilirsiniz.

Basmane merkez evet ama gece tekinsiz. O yüzden key otel tavsiye ederim. Ücretsiz havaalanı transferi de vardı.

Otel de ortalama bir otel.

@kulakligin calismayan teki Basmane'de İZBAN durağı mı var dedin? O dediğin tren olmasın kardeş? Basmane'de sadece Metro ve tren var. En yakın İZBAN durağı Hilal'de.

Otel bildiğin rus ablaların kaldığı bir otel. Basmane zaten işte. Gece dışarıya çıkarsan keserler filan. Suriyeli boldur.

Metroya bin Basmanede in. Çok yakın. Sorsan gösterirler.

sizin dediğiniz oteli bilmiyorum ama izmir'e sık sık gelirim.
yukarıda "rus ablalar" denilmiş diye kendi otel önerimi yazayım.

biz hep mini hotel'de kalıyoruz. geçen ay iki kişilik oda + kahvaltıya geceliği 115 lira mı ne ödedik. çok temiz, tatlış bir otel. yeterince merkezi, kahvaltısı güzel, personel süper.

ulaşımı da kolay. havaalanından inince metroya biniyorsunuz. yarım saat falan gidip hilal durağında inyorsunuz. oraya 5 dakika yürüme mesafesinde.

Hilal basmane falan istanbulun lalelisi gibi.

3. güzelmiş ama denemeden sakın alma

hepsi güzel dene hangisi içine daha çok sinerse ilk taktığın anda onu al.

@elorelia internetten beğenip gidip mağazadan almayı düşünüyorum. bu modellerin tamamı vardır mağazalarda da değil mi?

gözlük bakılarak alınmaz takılarak alınır..
denemelisin.

1 numara her tipe gider

bence de 3, hem daha güzel hem de sapları daha ince olduğu için daha rahat edersin. ayrıca bende de çok benzeri var yani o derece beğendiğim bir model :)

mağazadan beğenip internetten almak daha ucuza gelmez mi? gidip mağazada deneyeceksen internetten beğenmenin anlamı ne?

@elorelia milyon tane gözlük modeli var internette, oturduğum yerden 3-5 tanesini beğenip, gidip mağazada da deneyip almayı düşünüyorum böylesi daha rahat. mağaza'da saatlerce aramaktan iyidir.

ayrıca atasun, fiziki mağaza&internet mağazası arasında fiyat farkı var mıdır?

Rayban dan kusucam artık vizyonsun musunuz başka marka falan bak

@all girls dream

gözlüğü keyfi olarak almıyorum. güneşe alerjim var yaz aylarında kötü oluyorum. ee haliyle kaliteli bildiğim markaları alma mecburiyetindeyim. bildiğim kaliteli ve orijinal ray-ban ve tom ford var. rayban'ın erika modeli hoşuma gitti ve benzerini sadece tom ford'da bulabildim. orada da 1200 liraydı. oda bütçemi açıyor sayın çok vizyonlu hocam

1 veya 3. ama 3 biraz daha güzel.

3 guzelmis. 1-2 eh.

otelinizin yeri ulaşım açısından güzelmiş.
ilk önerim tabi ki konak meydanı ve kemeraltı olacak. otelinizden yürüyerek ulaşabilir veya limandan konak'a giden otobüslere binebilirsini (mesela 63)

bunun dışında yemelik ne istediğinize bağlı, kahvaltıyı dışarda yapmayı düşünüyorsanız kordonda (limanın karşısında) morisi girit mutfağını ve biraz daha ilerde tuzu biberini tavsiye edebilirim. ikisine de uzun zamandır gitmedim, morisi daha güzeldi son gittiğimde. pişi ve kabaklı sigara böreği ve ilginç reçelleriyle bir tık önde.

kıbrıs şehitlerindeki dostlar fırınından boyoz yiyebilirsiniz <3
kokoreç seviyorsanız yine kıbrıs şehitlerinde yenidoğan kokoreç var.
la puerta veya cafe del mundo'ya foursquare'den bir bakın, hoşunuza giderse deneyin. cafe del mundo'nun yeni açılanı daha güzel, dostlar fırını'nın oradaki sokakta, kordona doğru. ancak son gittiğimizde istediğimiz hiçbir bira yoktu, sonunda bomonti içtik :/

kemeraltına gitmişken kemeraltı balıkçısını deneyebilirsiniz.

asansör'e çıkabilirsiniz, kafesine oturmanız şart değil. oraya kadar gitmişken kırkmerdivende bir kahve içebilirsiniz.

geziden ne istediğiniz konusnda biraz bilgi verebilirseniz biraz daha fikir verebilirim.

ibis kordonun liman tarafında, bi kere kordonda yürünür net. alsancak vapur iskelesine de baya yakın, karşıyaka'ya geçilebilir. kıbrıs şehitleri çelebi fırında bomba denen çikolatalı tatlıdan yenebilir. kemeraltı abacıoğlu han'da yolo art&lounge diye bir yer var, oranın üst katında bahçesinde oturulabilir. karataş tarihi asansöre çıkılabilir, yine kıbrıs şehitlerinde sabah kahvaltısı niyetine alsancak dostlar fırınından boyoz yenilebilir. zamanınız olursa ve güncel sergi ilginizi çekerse kordon'da arkas sanat galerisine ücretsiz girebilirsiniz, konak'ta güzel bir arkeoloji müzesi var ilgiliyseniz orası da görülebilir.

bira için: kovan alsancak denenebilir. + 111111'in dediği gibi la puerta; karışık kızartma tabağı ve birasıyla baya iyidir ancak yer ayırtmak gerekebilir.

ayrıca alsancak iskelesinden vapur ile karşıyaka, bostanlı, veya göztepeye geçebilir, oraları da gezebilirsiniz. karşıyaka çarşıda güzel bir dönerci vardı ama adını hatırlayamadım. bostanlıda migros'un orda güzel bir balık ekmekçi var ancak canınız balık ekmek çekerse güzelbahçeye gitme planınız varsa o tarafa gidin, balık ekmeğinizi ferhat'ta yiyin derim.

İbis otelin dibinde la puerta var oraya kesin gidersiniz. Yer ayırtın ama o tarihlerde.

Siz kimsiniz ona göre değişir? Paran varsa deniz restaurantta, yoksa alavara'da ye diycem.

Hava çok sıcak olacak urla çeşme falan kaçacak herkes ama alsancaktan toplu taşıma ile ben olsam gitmem.

Gül sokak, plevne bulvarında onlarca yer var, oralarda gezinin. Reyhan pastanesi ünlüdür orada lalita falan yeyin. Ne yeseniz üzmez gerçi.

Bostanlıya gidin, tramvay son on gün bedava, bindik dersiniz:D alsancaktan karşıyaka iskeleye vapurla gidin, oradan tramvay ile bostanlıya. Orada da bravo pastanesinde dondurma yersiniz.

Kemeraltına gidin, kızlarağasında üst katta acı kahve için. Yolo diye bir yer var orayı haritadan bulun girin.

Bizim mutfakta orijinal türk mutfağı var kemeraltında.

Neyse daha yüzlerce şey sayarım da siz kimsiniz ve ne istiyorsunuz o önemli.

cevap veren tüm arkadaşlara çok teşekkür ederim. Önerilerinize göre bir tatil yapacağız :)

biz hep mini hotel'de kalıyoruz. konum, fiyat ve temizlik olarak çok beğeniyorum.
son gidişimizde 2 kişi kahvaltı dahil 115'e kaldık.

www.yakala.co

şuradaki fırsatlara bakın derim. geçen yaz bornova öğretmen evi gazi bulvarındaki 4 yıldızlı otellerden pahalıydı.

bol bol tarayıp, habire ruloluyorduk. her gün ev süpürüyorduk.

ya da en son pes edip, tüylü tüylü yaşamaya alışıyorduk.

ben ikinci aşamaya geçtim sanırım :/

şu işini görür.

www.hepsiburada.com

Tek çare tarama.

Ben her gün süpürmüyorum, haftada bir. Ama sık sık tarıyorum minnoşu.

Biz kediyi streç filmle kapladık haftada bir filmi degiştiriyoruz.

Şaka şaka her gün tarayıp temizlige devam bizimki de bu hafta baslaďı fökmeye :)

Benim kedinin tüylerinin uzunluğu benim saçımla yarışıyor artık. Banyoda takılmayı suyu falan da çok seviyor. Koyuyorum lavaboya açıyorum suyu önüne oyuncak koyuyorum tarıyorum ve tüylerini kesiyorum oh mis

sokak kedisi suya alışkın olmuyor. soylu soplu kedi alırsan suya alışkanını bulursun. suya alışkın kedinin evladı da sudan korkmuyor.

cattime.com
www.adventurecats.org

Soylu olmasına gerek yok uzun tüylüyse sevme ihtimali daha yüksek. Serinlemek için kendi kendine suya gider yatar keşfeder banyoyu zaten.

@krem peynir benim kedi de hic taranmayi sevmiyor uyurken ya da uyku sersemiyken tarıyorum ancak :)

@krem peynir, alıştırmadım, geldiğinden beri hep öyledi. Oyun oynamayı pek bilmiyor zavallım:(

aboo suyu bırak bizimkisi banyonun kapısında bile yoluyor bizi belki sokarız diye :D taratmıyorda :) en son şundan aldım www.youtube.com arada bir bunu yapabiliyorum çabuk sıkılıyor ama pek bir işe yaramıyor. zaten bu tarak gibi değil üstte dökülmeye hazır olanları topluyor.

ben evi haftada en az bir kere süpürüp, tüy toplama rulosuyla sık sık üstümüz başımızı ve koltukları geçmeyle sorunu çözüyorum. süpürgem philips marathon taş gibi maşallah tüy falan bırakmıyor. zaten ne kadar tarasanda kucağında biraz yatsın ya da normal koltukta halıda yattığı yerde mecburen tüy bırakıyor hayvan, ayakla, çorapla, evin içinde gezerek falan o tüyler dağılıyor. o yüzden yayılmayı önlemek genel temizliği daha kolaylaştırıyor.

çare furminator: www.zooplus.com.tr
çok ciddi tüy toplayan bir tarak ve dökülmeyi büyük oranda azaltıyor. fakat düzenli yapmanız şart.

En sevdiğim değil de yeni keşfettim. Geçen sınıfta otururken çocuğun biri durduk yere kendi kendine şiirin ilk cümlesini söyledi. Öyle arayıp buldum.

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin.
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık.

Cemal Süreya (Aşk şiirinin bir kısmı)

Bir misafirliğe gitsem
Bana temiz bir yatak yapsalar
Her şeyi, adımı bile unutup, Uyusam…
Kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
Nerede olduğumu hatırlamasam
Hatta adımı bile unutsam…

Melih Cevdet Anday

islamcı olduğu için fazılboy'u hiç sevmem ama "beklenen"in hakkını vermek lazım, bayılıyorum şahsen. ne zaman okusam soğuk mezara girmiş gibi hissediyorum kendimi şerefsizim, kısa ama çok etkili ve ağır geliyor bana. gerçi sevdiğiniz şiir duyurusuna bunu yazmak da biraz "metalika diye bi grup buldum süper" gibi oldu ama olsun,

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?

***

bunun dışında şöyle bir enstantane geldi aklıma: lisede bir kıza aşıktım. üçüncü şahsın şiiri işleniyordu derste. hocamdan izin isteyip tuvalete gitmiş ve adeta bir LITTLE BITCH gibi ağlamıştım. ebem zkilmişti fikrimce. çok fenaydı. o şiiri de çok severim ama sırf o anının acısı yüzünden görmek/duymak istemem pek. hayır aşk dediğim şey de 1-2 aya geçip gitmişti yani liseliyiz sonuçta ama kendi kendime hissettiğim o kadar yoğun olmuş ki o şiir hala canımı yakar.

"En"li soruları sevmem ama aklıma ilk gelen Behçet necatigil'in sevgilerde şiiri

Ayrılış

Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.

Orhan Veli Kanık

Eski bir sevdadan kurtulmuşum;
Artık bütün kadınlar güzel;
Gömleğim yeni,
Yıkanmışım,
Traş olmuşum;
Sulh olmuş.
Bahar gelmiş.
Güneş açmış.
Sokağa çıkmışım, insanlar rahat;
Ben de rahatım.

Orhan Veli

Şiirin adının "Illusion" olması da ironik bence.

Tebessümle vuslat etmez sima, ezelden beri nicedir çektiğim azap.
Aşikar ki huzur memnudur bu ruha, müptelası olmuş elemin düşmüş bitap.
Fecr çökmüş şarka, lakin, terk-i diyar eylemiş zayidir afitap.
Beyhude bir hülyadır reha, nihayete ermedikçe bu büyük gazap.

yaşamaya dair.

karanfilden sandala bindi beyaz maşlahlı hanım
bir elinde şemsiyesi
bir eliyle açtı yelpazesini
cuma günü göksu'ya gitti
beyaz maşlahlı hanım.

---

neler yapmadık şu vatan için
kimimiz öldük kimimiz nutuk söyledik

SİS

İki şehri var gecenin, biri gözümde
tütüyor, birinin dumanı üstünde yağmur
gibi çöken siste, bana bu uykusuz
şehri niye bıraktın, göze alamadığım
bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin,
gece değil istediğin hayli karanlık
bakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmak
hevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüz
bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;
gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,
ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir,
öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak,
sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak
şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim :
Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz,
biri sis içinde kirpiklerine kadar açık,
bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum
konuşkan gözlerinde tek sözcük bile,
gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde

Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa, şiir niye ?

Haydar ERGÜLEN

üçüncü şahsın şiiri

gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım

Aşkım da değişebilir, gerçeklerim de.
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim dizboyu sulara,
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum,
Hiçbirinizle döğüşemem.
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var,
Sizin alınız al inandım,
Sizin morunuz mor inandım,
Ben tam dünyaya göre,
Ben tam kendime göre,
Ama sizin adınız ne?
Benim dengemi bozmayınız.

Turgut UYAR

ağaca bir taş attım
düşmedi taşım
düşmedi taşım
taşımı ağaç yedi
taşımı isterim
taşımı isterim

orhan veli kanık

kısa dediğin için bunu tercih etim yoksa karar veremezdim, sevgiler.

Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?

ömer hayyamın murabbalarını seviyorum ben.

sesinde ne var biliyor musun
bir bahçenin ortası var
mavi ipek kış çiçeği
sigara içmek için
üst kata çıkıyorsun

sesinde ne var biliyor musun
uykusuz türkçe var
işinden memnun değilsin
bu kenti sevmiyorsun
bir adam gazetesini katlar

sesinde ne var biliyor musun
eski öpüşler var
banyonun buzlu camı
birkaç gün görünmedin
okul şarkıları var

sesinde ne var biliyor musun
ev dağınıklığı var
ikide bir elini başına götürüp
rüzgârda dağılan yalnızlığını
düzeltiyorsun

sesinde ne var biliyor musun
söylemediğin sözcükler var
küçücük şeyler belki
ama günün bu saatinde
anıt gibi dururlar

sesinde ne var biliyor musun
söyleyemediğin sözcükler var.

8.10 vapuru - CS

bir de Sezai Karakoç'un balkon şiiri.

çocuk düşerse ölür çünkü balkon
ölümün cesur körfezidir evlerde
yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
anneler anneler elleri balkonların demirinde

içimde ve evlerde balkon
bir tabut kadar yer tutar
çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen
şezlongunuza uzanın ölü

gelecek zamanlarda
ölüleri balkonlara gömecekler
insan rahat etmeyecek
öldükten sonra da

bana sormayın böyle nereye
koşa koşa gidiyorum
alnından öpmeye gidiyorum
evleri balkonsuz yapan mimarların.

insansız adalet olmaz.
adaletsiz insan olur mu?
olur, olmaz olur mu?
ama, olmaz olsun!

özdemir asaf - adalet

Gülce-Ömer Lütfi Mete

geçenlerde yine new balance alma hatası yaptım.
aldığım 3 nb'de de çok ciddi deformasyonlar meydana geldi. dışarıdan bakınca bişe yok ama ayakkaı bollaşıyor abicim. evet tabanı gerçekten rahat ama ayak içinde oynmaya başlıyor. bağcıkları sıkayım desen bu sefer çirkin görünüyor.

en son aldığım yine canımı sıkınca ayakkabılıktan adidas sambamı çıkardım. tabanı biraz daha sert olsa da çok daha fazla rahat ettim çünkü ayağımı tamamen saran sarmalayan bir ayakkabı.

ben adidastan şaşmam bundan sonra ki adidaslarımı 3 kere nb ile aldattığım için pişmanım.

not: belki sorun benim ayaktadır (47.5 numara) ama ne olursa olsun bu kadar bollaşmamalı.

sanırım o tabanındaki çukura denk gelen o doldurgaç fonksiyonu bayaa fark ettiriyor bende. bi de ortopedik taban arayacağım bu şekilde, ama tabanın total olarak dengeli ve hafif olması, zıplarken ederken uyumlu olması ayakkabıya entegre olması ile daha mümkün gibi.

bende new balance'çıydım. teritori'nin söylediği bende de oldu.

skechers'lara rahat diyolar ama tipleri hoşuma gitmiyor. bi bak istersen.

şundan almayı düşünüyorum şimdi.
www.yalispor.com.tr

tam adamına geldin. New balance 990 parçalanan kadar giydim. nedeni ise başka bir ayakkabı bulamamamdı, sende bulamazsın :)

Neden? ;

ayakkabıda bir sürü teknoloji var en iyilerinden biri ABZORB® ve ENCAP , tabana ve ayağın diğer bölümlerine yastıklama yapıp,darbedeki emilimi dağıtıyor.

En sonunda makul bi fiyata bi ayakkabı buldum.New balance 990 alamıyorum çünkü çok pahalı..

adidas terrex skychaser
adidas terrex boost b22846 (bu benim aldığım) Goratex olmayanlara bak.

Kesinlike çok iyi ayakkabı, 990'dan sonra gördüğüm en iyi ayakkabılardan biri ama yine 990 benim için bile başkaydı.

new balance hiç giymedim ama skecherslar gayet rahat.

sketchers'lar başta rahat oluyor, hafifliği ile çekiyor ama şeklini kaybediyor, desteklememeye başlıyor. ben memnun kalmamıştım, olumsuz örnek de çok duydum :/

ben de skechers almayın demeye geldim. küçük ve ince ayaklarım olmasına rağmen ayakkabı çok çabuk yayıldı, deforme oldu. bir daha asla almam.

terrexlerin tabanı rahat ancak bendekinin üstü biraz fazla sert geldi, saatlerce yürüdüğümde pek rahat etmiyorum.

valla ben de nb 990 kullanıcısıyım, siyahı var şu an. bu parçalanınca muhtemelen gri renginden alıp 990'a devam ederim. hem estetik hem rahatlık olarak farklı bir ayakkabı bulamadım. 990 da çok pahalı tabi allahsız.

İlki çok aşırı erkeksi, püsküllü kolej ayakkabısı alsan bundan iyi. İkinciyi de renklerini ve o açıklığını hiç beğenmedim, garip bi ayakkabı. Bence desaya git daha güzel modeller vardır diyorum.

ilk ayakkabıda o püskül fazla hantal bir hava vermiş ayakkabıya. tabanı modeli zaten kaba, püskülle olmamış. hem modeli de kapatmış püsküller. ama tarzını sevdim. püskülsüz ama aynı tarz bir şey bulursanız kaçırmayın.

ikinci ayakkabıyı ben sevdim. çok sevimli geldi bana.

mağazada bulur musunuz ve indirim ecerli mi? sorularınıza maalesef yanıtım yok.

merhaba iki gün önce mağazadan şu ayakkabıyı aldım tarz olarak yakınlar belki düşünürsünüz, www.desa.com.tr

numaralar oluyor sitede benim aldığım ayakkabının numarası görünmüyor ama mağazada her numarası (genelde tek kalıyor her numaradan) vardı.

ve evet indirim geçerli.

edit: fotoğrafta platform gibi duruyor ama normal yani tabanı 1,5 parmak falan. çok sevdim aşkım çok taze daha <3 :D

Çok özür dileyerek ikisini de hiç beğenmedim :/

Internet sitesindeki indirim şubelerde geçerli değil. Bir tek onu biliyorum. Zevkinize karışmıyorum.

ilk ayakkabıya püsküller olmamış bence de, ayça'nın aldığını baya beğendim, almayı düşünüyorum şu anda :D

ikinci ayakkabı da hoşuma gitmedi, bilmiyorum, çok karışık olmasından değil tamamen tarzından ötürü. gıcık kız ayakkabısı gibi, o ayakkabıyı giydiğiniz gün sizinle tanışsam önyargılı yaklaşırdım. evet böyle de salak fikirlerim var :/

Adam yeterince zeki ve Çalışkan ise başlangıç seviyesinde bir iş bulabilir, kendini be kadar geliştirdiği ile ilgili. İstanbuldaysa şansı daha yüksek. Jr maaşına ve çok çalışmaya tamam demeli sadece.

jee isleri icin spring+hibernate sart, ozellikle spring batch ogrenmen lazim. ayrica onun yaninda ufak tefek seyleri bilmen lazim (bash, jaxb, ne biliim, web services/rest gibisinden)

java disinda da asgari seviyede sql bilmen sart.

Genelde is bulmak icin java tek basina yetmez. Gerekli yapilacak isle ilgili kutuphane, framework ve yan dillerde de bilgi ve tecrube ararlar. Maalesef ki turkiyede bir konuya yonelmis calisandan daha cok her seyi bilen calisan aradiklari icin isverenler gerekli ya da gereksiz her seyi is ilanlarinda isterler. Kacinilmaz olarak da is basvurusu yapan da bilse de bilmese de CV ye yazar.

Java ile calisilacak alana gore birkac temel kombinasyonu yazayim, bunlardan birini ne kadar cok bilirsen o kadar is bulma ihtimalin artar.

Back-End web developer: Java, SQL, RestFul, Junit
Front-End web developer: Jsp, servlet, Java, JavaScript
Android developer: Android API, Java, XML
Java Enterprise: JPA, SQL, Java EE

Bunlarin disinda algoritmalar, yazilim mimarileri, design patterns, OOP bilmek avantaj saglar. Genelde de is gorusmelerinde bunlar ile ilgili sorular cikar.

Skechers

Yürüyüş / Günlük kullanım konusunda tabanları en rahat ve en "çorap gibi" ayakkabı onlar.

görsellik genel anlamda; adidas ( skeechers yanında çöp gibi kalıyor.)
görsellik ( yalnız ayakkabı tabanını baz alırsak): skeechers. ( beyaz kirlenir temzlemesi eziyettir.

aynı adidas'ın tabanı siyahını bul, evi arabayı sat al.

Gorsellik olarak kesinlikle adidas diyorum ben. Rahattır hem bi skechers kadar olmasa da. Skechersin tipi cok kotu gozukuyor bu modelde

Skechers verdiğin parayı hak ediyor sonuna kadar

arkadaşlar skechers'ın bütün ayakkabıları "memory foam" değil. belli başla birkaç model var sadece. bu linkteki de memory foam değil. öyle çok rahat tabanlı ayakkabı değil yani.

ikisini de beğenmedim açıkçası.

İkisinden biri olmak zorundaysa Adidas, daha güzel görünüyor. Diğeri çok çirkin: ayrıca günlük giydiğim bi skechers var ve çok çabuk eskidi bu nedenle tavsiye etmiyorum.

clinique alma demeye geldim. la roche poseler hakkında bi bilgim yok malesef.

la roche posay pigmentclar eyes kullanıyorum ama benimki biraz renk eşitsizliği ile ilgili ama çok güzel nemlendiriyor.
Kırışıklık önleyici serisi için REDERMIC C'ye bakabilirsiniz.

Onun dışında kiehl's Creamy Eye Treatment with Avocado'nun da çok seveni var ama ben denemedim.

Problemli mi goz cevreniz? Eğer çok fazla kırışıklığınız ya da spesifik bir probleminiz yoksa(asırı kuruluk, morluk, renk esitsizligi gibi) nuxe un nirvanesque kremine bakabilirsiniz. Yeni ve ince kırısıklar icin. Hızlı emiliyor, iyi nemlendiriyor. İcerikte nispeten temiz

Facebook'ta kesin gruplar vardır, onlara dahil olabilirsin. Ekipmanlar da Decathlon'dan.

yürüyüş için boğazlı ayakkabı tercih et. bilek burkmalarına karşı. bir de ayaklar oldukça şişiyor, aldığın ayakkabı yarım numara falan büyük olsun.

yani şöyle bir şey: www.decathlon.com.tr

Uv korumalı tekstil ürünü alırsan çok rahat edersin. Decathlonda böyle tişört var su sporları başlığında ama pantolon yok bildiğim kadarıyla. Şapka da alabilirsin ayrıca yuvarlak olanlardan. Decathlondan yine 10 litrelik falan bi sırt çantası. Yürüyüş için çorapları da özel seçiyorlar. Terleme sorunu için.

Facebook'ta bir suru grup var. "Doga yuruyusu" ve "trekking" diye aratirsan patir patir cikar. Malzemeler Dechatlon'da uygun. Biraz daha kaliteli istersen outdoor magazalari. Hepsinin internet sitesinden de satis var. Ben tum malzemeleri outdoor magazalarindan aldim. Donem donem indirim oluyor, bazilarini nispeten uyguna getirdirdim. Hala hepsi sapasaglam.

www.facebook.com

Ben kendileri ile iğneada yürüyüşüne gitmiştim beklediğimden çok daha profesyonellerdi tavsiye ederim yürüyüşleri de çok eğlenceliydi.

Hesaplı ve uygun alışveriş için en iyi yerde arkadaşların yazdığı gibi dechatlon

urla'da enginar festivali varmış, çeşmede bir şey yok bildiğim kadarıyla.

cesme'de denize girilmez diyorsan zaten ege senlik degl derim. millet cayir cayir giriyor.

:) hamileyim, ondan soğuk gelebilir :)

Cumartesi Alaçatı - Pazar Urla Enginar Festivali - Pazartesi Çeşme'de denize. Bizim planımız bu eşimde hamile ama gün sayıyor denize girmek için. Zaten hafta sonu bayaa ısınıyormuş sanırım havalar.

kuru temizlemeciler
2.5-3 tl den başlar tanesi.

kuru temizlemecilere de gidebilirsiniz.

kuru temizlemeciler yapabilir. ayrıca sadece ütü yapan ütücüler var. fiyatlarını bilmiyorum malesef.

2.5-3 tl arası
bazı terziler ve kuru temizlemeciler.

yalnız kolunda iz isteyip istemediğini belirt. ben istemiyorum.

Terziler de yapıyor. Bizimki tanesine 2tl alıyor.

Askiya para isteyeni de oluyor, kendi askini kendin goturebilirsin.

1. heyecanınızı kesinlikle tecrübe ile yenebilirsiniz. ne kadar çok sürerseniz o kadar çok tecrübeniz artacak ve "şerit tutma" olayını bilinçaltınız siz farkınıza bile varmadan otomatik olarak gerçekleştirecek.
2. tamamen kişiye bağlı olarak değişecek bir süre olarak görmelisiniz. ahmet 2 günde süper sürmeye başlayabilir, mehmet ise 10 ay sonra bile acemi gibi sürmeye devam eder.

size tavsiyem bol bol sürün, ufak ufak trafiğe çıkın. trafiğe çıkmadan öğrenemezsiniz.

yol çizgileri varsa sen çizginin öbür tarafında değilsen hiç korkmana gerek yok. yol çizgileri yoksa baktın adam sana doğru sert geliyorsa yavaşlarsın. yavaşlama her türlü manevra yapma kabiliyetini artırır. bu da senin paniğini önler.
günde 1 saat sürüşle bir ay rahat sürüş deneyimi kazandırır. parka ve yokuşta kalkmaya çok çalışmalısın.

Yolun kendi tarafında kal. Karşıdan mal gibi gelen olursa ki gelecekler, farını gözlerine yak söndür hızlı hızlı. Baktın durmuyor yavaşla kenara çek. Geçen gün bir beton mikseri geçemeyeceğini bile bile ters istikamettekilere yol vermedi. Park etmişler yanlara. Zorladı resmen, ben kenara çektim arabayı park yerine girdim kısmen ama arkası dışarıda kaldı. Resmen altına alacaktı. Kornaya bastım kaldırıma çıktım kaçmak için. Öküz çok.

Hocam korkmanı çekinmeni gerektirecek bir durum yok. Benim tecrübem hiç yoktu ehliyeti bile 50metre sürerek aldım. O zaman çok saçmaydı. Ehliyetim varken bile ilk bindiğimde hangisi gaz hangisi fren diye sordum. Velhasıl araba aldık kapının önüne arkadaşıma getirttim. İlk bindiğim zamanlarda çok sıkıntı yaşadım stres oldum indiğimde dişlerimi sıktığımı fark ettim, kaskatı sürdüm, bir aralık lanet olsun sürmek istemiyorum bile dedim. Daha sonra süre süre alıştım. 6 aydır sürüyorum çok şükür kazam da yok. İlk başlarda yavaş gittim emin olmadıkça hiçbir şey yapmadım, park ederken uzak olsun boş olsun mantığıyla hareket ettim. Arkamda araba varmış korna çalıyormuş selektör yapıyormuş aldırmadım, onun baskısıyla tehlikeli bir şey yapmadım. Öyle öyle çok geçmeden alıştım ve artık çok olağan bir şey oldu. Al ve sür çekinme.

1: Trafikte kimse kaza yapmak istemez herkes trafiğin ritmine uyar yoluna bakar, ekstrem durumları saymazsak da kimse gelip sana çarpmaz. Olayı bir de bu şekilde değerlendir.

2: Belli olmaz, 15 sene de sürebilir 1 ay da. Sürekli pratik yaparsan trafiğin mantığını çözer daha az heyecanlanır ortalama bir şoför olursun. Dayım 20 yıllık şoför ama hala tırt, kullandığı arabaya binmem öyle diyeyim.

1. arabayı ilk kez kullanmaya başladığımda böyle biraz panik yapıp sağda park edili arabanın dikiz aynasına çarpmıştım azcık, neyse ki bir şey olmamıştı. eğer yolda şerit çizgisi yoksa yavaşla, sağa yanaşabiliyorsan biraz daha yanaş ve gerekirse dur, bırak karşıdan gelen geçsin. bir buçuk yıldır buca'da araba kullanıyorum, başta kamyon farı görmüş tavşan gibi kalıyordum, öğrendim ki iki araba geçmez dediğim yerden bi araba bi kamyon bile geçiyor, zorlasalar iki kamyonu da geçirirler. dediğim gibi korkma, yavaşla, gerekirse dur. zamanla alışıyorsun.

2. bu biraz yetenekle (multitasking -türkçeleştiremedim- kabiliyeti ile) de ilgili sanırım. ancak 1-2 ay gayet yeterli olur diye düşünüyorum. vaktin oldukça park çalış. müsaitse (yolu tıkamıyorsan) geniş yerler varken bile dar yerlere girmeye uğraş.

kazasız günler diliyorum.

-karşı tarafta da çarpma korkusu olduğunu düşün. o da sana çarpmaktan korkuyor yani.. neden maddi manevi ve üstüne zaman kaybı yaşasın ki?

-durabileceğinden emin olduğun hızla git.

-çok şeritli yollarda en güvenlisi orta şerittir. makul hızda orta şeritte git.

-bol bol pratik yap.

-bol bol geri vites çalış

-bol bol park çalış. ki bunun da teknikleri var. misal, önde arkada 2 araba var, ortası tam bir arabalık boş yer var diyelim. yolun sağında diyelim.. oraya girmeye çalışıyorsun. yola paralel parktan bahsediyorum. önce, öndeki arabanın yanına yanaş. geri geri yavaşça gel, duran arabanın bittiği nokta, senin arabanın tam yarısına geldiğinde tam sağ kır direksiyonu, sonra geriye gelmeye devam et, bu arada sağ arkayı, sağ önü kontrol etmeyi unutma. yolun sağında kaldırımın bittiği yerde demierler olur genelde, dikkat et. aynadan görmeye çalış. makul şekilde geri geldikten sonra tam sol yaparak toparlaman lazım. ki diğer arabaların hizasından çıkmamalısın..
bu şekilde açıları, tehlikeli noktaları dikkat ederek, sürekli kontrol ederek, park tecrübesi geliştirmen gerek. dar yerlere park ederken de, geri geri geldikten sonra birkaç kezsağ ileri sol geri manevra yapar, makul şekilde arabanı içeri soktuntan sonra bırakır gidersin. mühim olan her arabanın önünde ve arkasında makul mesafe bırakmak ve apartman kapı girişlerinde insan ve bebek arabası mesafesi kadar yer bırakmak... kolay gelsin... ayrıca ilk alacağın araba otomatik vites olsun. zaten trafik zor birşey, onunla uğraşırken bir de vitslerle boğuşma, işin kolaylaşır, hata yapma riskin düşer..

cevizli üzümlü kek çogzel

hindistan cevizli damla cikolatali

limon kabuklu <3

tabiki de havuç tarçın ceviz ama havuç rendeleyecek halin olmadığını düşünüyorum.

havuç tarçın ceviz benim de favorim <3 ama değişik bir şey yapmak istiyorum. onu hemencecik yapabiliyorum zaten.

Kek..
4 yumurta
1,5 Su bardağı Şeker
1Su bardağı Sıvı yağ
1Su bardağı Süt (yada su)
2,5Su bardağı Un
1 paket Vanilya
1paket Kabartma tozu

Buzdolabından çıkmışsa yumurta zamanın da yoksa oda sıcaklığına gelmesi için sıcak suya koy kırmadan :) 20 say çıkar....
Süt soğuksa 2 parmak kadar sıcak su koy
Önce yumurtayı 5 dk çırp.
Şekeri sonra ekle çırp
Fırın 170 falan olsun
Kalıbın büyüdükçe ölçünü büyült
Her zaman sıcak fırına koy alt üst yak

Üstüne de krema pişirip onun da üstüne krem şanti sürüyorum çok şahane oluyor. En sevdiğim kek bu resmen.

@ave maria, teşekkürler. krema pişirmekten kastın nedir acaba? ^^

elmalı tarçınlı cevizli de efsane oluyor. ceviz ve tarçını kek hamurunun içine koyarken, ince dilimlenmiş elmaları da kek kalıbının (kelepçeli olmalı) altına diziyoruz hafif tarçınlayıp. sonra ver fırına yumuşacık pişiyor vallahi efsane.

Bol kakaolu bol fındık kırıklı ve portakal kabuklu anne keki.

Kesinlikle nefis.

Normal kek hamurunu hazırlayın. Ama sakın kakaodan çalmayın sonra topkekimsi şeye dönüşür. Bol bol kakao koyun ve fındık kırığı paketini boca edin. Ardından orta boy portakalı rendeleyin. Homojenize dağıttıktan sonra fırınlayın ve afiyetle yiyin bir bardak soğuk süt eşliğinde.

Portakalli ya da elmali. En nefret ettigim kakaolu.

Havuçlu tarçınlı kek

2 yumurta
1.5 su bardağı tam buğday unu
1 çay bardağı pekmez
1 su bardağı süt
2 yemek kaşığı kakao
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 paket vanilya
fındık
damla çikolata

peynir kremalı tarçınlı kek.

çaylı kek

Mobil bankacılıktan yatırımlar bölümünden dolar al/sat yapabilirsin.
Öncesinde hesaplar adımında dolar hesabı açman gerekebilir.

oluyor ama önce dolar döviz hesabı açmanız lazım. İnternet bankacılığından açabilirsiniz. Ardından tl hesabınızdaki parayla dolar alıp döviz hesabınıza geçmesini sağlayabilirsiniz.

dolar 3.60 iken 1000tlye dolar aldım diyelim 277 dolar gibi bişey oluyor. dolar 3.90 olduğunda satsam 1083 tl oluyor. hesaplarım doğru mudur? bu parayı istediğim zaman çekebilir miyim? mesela 3.93 oldu istediğim rakama ulaştı hemen çat diye doları liraya çevirebilir myim? daha yeniyim sorularımı mazur görün.

Çevirebilirsin.
Dönüşüm işlemlerini mesai saatleri içinde yaparsan kurdan ötürü zararın minimum düzeyde olur. Piyasalar kapalıyken banka sana daha kötü kurdan işlem yaptırır.

evet istediğin zaman çekebilirsin.

ama bankaların kurları birbirlerinden ve genel kurdan farklı olur. şu anda dolar 3,59 ise iş bankasında sallıyorum 3,60 tan dolar alırsın. dolar 3.90 olduğunda da iş bankasında sallıyorum 3.88'den bozdurursun.

ha bankaya göre düşüyor yani fiyatlar. düşmesinin sebebi bankanın bu işlemden kar elde etmesi midir? ayrıca hesaba max ne kadar yatırılır öğrenebilir miyim?

Yatırmanın bir sınırı yok. İstediğin kadar yatır / çek.
Tabii banka ne kadar düşükten alıp yüksekten satarsa o kadar kar ediyor.

hesabın garanti bankasındaysa internetten dolar hesabı açabiliyorsun ama limiti 0 oluyor. dolar almak için şubeye gidip limit arttırımı yapman gerekiyor.

madem niye internetten hesap açmaya izin veriyorlar bilemiyorum. garanti işte.

iş bankası işte üniversiteli. daha önce başka bankanın banka kartım vardı onun hesaba 100 tl limiti vardı daha fazla yatıramıyorduk. şu an baktım iş bankasına onun hesap limitini göremedim ama günlük para yatırma limiti yazıyor 500 tl değiştiremedim. yani bankamatiğe gitsem 1000tlyi bir günde yatıramıyorum 2 ye bölüp 2 günde yatırabiliyorum.
şu an dolar hesabı açmadım belki bizde de öyle birşey vardır.
bir ton sorun çıktı valla.

Evet

marka modelde yazarsanız sevinirim

evet, homend kullanıyoruz:

www.homend.com.tr

Hayır

daha çok tost makinesi kullanıyoruz bu iş için

www.hepsiburada.com

bunda kızartıyoruz :D
images.gittigidiyor.com

evet her öğün.
akakce.cubecdn.net

Arzum AR232 kullanıyorum 2-3 senedir. Baya memnunum.

Anzit deluxe

anzit dlx siyah olan diyorum tamamen tipten.

Anzit dlx

Tipten değerlendiriyorum: 1-3-2 diyorum. Anzit bence en boktanı.

anzit çok çirkin. dede ayakkabısı gibi bence. benim oyum terrex'e, sonra trail rocker.

ayrıca terrex taş gibi ayakkabı, ben kullanıyorum, çok memnunum.

2 güzelmiş. Hatta kahverengisi daha güzelmiş.

oyumu 1'den yana kullanıyorum.

Ne yapsak, hala kararsızım? Terrex mercedes s class hissi yaratacak biliyorum ama aklım diğerlerine kaymıyor değil.

o zaman hangisi ucuzsa onu al :/

ama anzit çok çabuk deforme olacak gibi ve çirkin, onu alma. trail rocker alabilirsin :D

3

çekilin çekilin donanımhaberci geldi :)
bide 50 tl indirim lazım sana :)

bkmexpress.com.tr

2 çok tırt. ben olsam 3, o olmazsa 1 alırdım.

Arkadaşlar cevaplarınız için çok teşekkür ederim, kararımı tracerocker üzerinde kıldım.

i.imgur.com

i.hizliresim.com

u ya da ve yaka tişörtlerle olur bence. (kolyenin boyu yazmıyor ben kısa olduğunu düşündüm)

s-media-cache-ak0.pinimg.com

bu fotoğraftakine benzer bi kolye var boynumda, 6 aydır hiç çıkarmadım :/
artık çıkarayım bari.

Evet kolye kisa, bu fotograftaki boyutlarda

Guzel bir gomlekle takim ceket icine vs. Her turlu olur bu (calisiyorsaniz tabii).

İnce v yaka t-shirt, hafif dekolte ile hoj durur. Hem de baya hoj durur.

koyu renk herhangi bişeyle giyme.

altın açık renk kıyafetlerle güzel duruyor. siyahla vs kombinleme çok ucuz durur.

Hemen hemen her şeyle olucak sade bir kolye tak gitsin

tişörtle bilemedim ama beyaz şifon bir bluzla/gömlekle güzel olabilir.
hayatımda ilk defa şifon dedim, çok heyecanlıyım.

Beyaz t shirtle ve dediginiz gibi biraz daha ipek vb şık kumaslarla deneyecegim, guzel durur gibi geliyor:)

şöyle bir gömlekle çok hoş olur

3.bp.blogspot.com

bulaşık makinesi evde en sevdiğim alet bile olabilir, o kadar önemli :)

yalnız yaşarken bile hep kullanırdım. pratik ve daha temiz diye düşünüyorum. bence de almalısın. 2 kişi biz genelde 3 günde bir çalıştırıyoruz, ama günde 2 defa çalıştığı bile oldu.

şöyle düşün, yeni evleniyorsun. bulaşık makinesine her gün 10 dk koyacağın bulaşıkları 20 dkda niye elde yıkayasın ki? 6 günde 1 saat ediyor, o 1 saati eşine ayır, kendine ayır, evin başka köşesini temizlemeye ayır.

o işi daha çabuk yapmamı ve daha az yorulmamı sağlayacak bir alet varken -ve tabi alabilecek maddi durum varken- ben onu alıp kullanmayı her zaman tercih ederim.

ben bekar halimle haftada 2-3 çalıştırıyorum.
tabak çanak önemli değil de, tencere mencere daha iyi oluyor, hem daha tasarruflu (daha az su harcıyor) hem daha hijyenik

paramız yok alamıyoruz'u "bence saçma" diyerek kendini kandırma bence

Yemeğini evde yapacaksan, iki kişi olsan bile o bulaşıklar dağ oluyor.
Bulaşık makinesi çamaşır makinesi kadar elzem benim için. Hem elde yıkamaya göre daha az su harcıyor.

sandığından çok daha önemli. dedikleri doğru. işten eve gelince uğraşamazsın. bir de sandığın kadar az bulaşık çıkmıyor. biz de iki kişi yaşıyoruz. bazen üşenip makineye koymuyoruz bulaşıkları bir günde mutfak bulaşık doluyor. neredeyse 2 günde bir kullanılıyor. bir de su tasarrufu. maddi olarak zorlanmıyorsanız mutlaka alın.

daha önceden hiç temizliğinden sizin sorumlu olduğunuz bir evde yaşadınız mı? yaşayıp böyle düşünüyorsanız tamam ama yaşamadıysanız gerçekten hiç öyle olmuyor. haklılar. bir gün yıkamazsan o bulaşık sonraki gün sana 4 kişilik oluyor. özellikle arada misafir geldiğinde dağ gibi bulaşık ortaya çıkıyor. farklı farklı yemekler yapacaksın. onun bir sürü bulaşığı olacak. hiç gerek yok. çok uygun fiyata artık bulaşık makineleri var.

bence inanılmaz çok gerekli. tamam 2 kişinin bulaşığını yıkamak iş değil ama makina her türlü daha pratik. elde yıkarken yapacağın su israfından tut da her gün suyla uğraşan ellerinin kurumasına kadar bir sürü derdi var. hiç değmez bence.

üstelik bulaşık dediğin elde yıkamakla da bitmiyor ki. örneğin elde yıkadın, tezgahta kurumaya bırakman lazım. o sırada üzerlerine bişey sıçrayabilir, gene durulaman gerekebilir. ya da tam kurumadan kaldırmışsındır, lekeli lekeli olurlar. en iyi ihtimalle tezgahta durup kalabalık yaparlar. iki üç günde bir yıkayacaksan bu sefer kirli bulaşıklar tezgahta, lavoboda, ortalıkta kalır. zaten bence bulaşık makinasının en iyi yanlarından biri de kirli bulaşıkları göz önünden kaldırması.

biz de iki kişi yaşıyoruz ve haftada bir kere makinayı çalıştırıyoruz. makina dolana kadar herkes yediğini içtiğini pıt pıt makinaya koyuyor ortalıkta saçma dağınıklık olmuyor. bi de açık mutfak bizimki, salondan baktığında ortalıkta bulaşık görünmesi hiç hoş olmuyor.

benim için çamaşır makinasından sonra evdeki en önemli alet.

birincisi, o evde iki kişi meselesi hikaye. 15 kişi birleşip ev görmeye gelen akraba tarikat olduğunda kendine çok pis söversin. yarın çocuk olursa o makina günde iki kere çalışır, almazsan gece yarısı bulaşık yıkarken gene kendine söversin.

ikincisi, bulaşık makinası ekonomik ve hijyenik. senin yıkayamayacağın kadar az su ile, senin yıkayamayacağın sıcaklıklarda yıkıyor.

bütçe yoksa ayrı tabi, ama imkanın varsa mutlaka al.

şu an her gün düzenli çalıştırıyoruz, hafta sonları evdeysek günde iki kere çalışıyor.

para sıkıntı ise sonra da alınabilir ama alınmayacak şey değil özellikle evde yemek pişecekse
tek yaşarken ben de almamıştım senelerce de almadım ev küçük dedim, evde sürekli misafir ağırlamıyordum gerek yok dedim. ben de çok bulaşık üretmiyordum.
ama evde çalışmaya başladım bulaşık arttı
kardeşim geldi daha da arttı aldım ben de.
sadece gün boyu çıkan çay kahve bardağını koymak veya pişir-ısıt-ye (ayrı ayrı kaplarda oluyor çoğu kez)onları koymak için bile gerekiyor.
evli kadına gelecek misafiri hiç söylemiyorum.

Iki kisiyiz iki gune bir kesin calisir, birimiz daha az yiyip icmisse 3 gun olur. Her seyi koyarim, camasir mak. Bir bu iki. inanilmaz onemli bir alet.

çok önemli asla almamazlık yapmayın

çok önemli. evde iki kişiyiz, makine olmayınca bile bir akşamın yemek bulaşığı dağ oluyor, günlük yemek yaptığımız için makine olmasa uğraşmak ölüm olurdu.

Bana göre evdeki en önemli alet. İki kişi de olsanız o kadar çok bulaşık çıkıyor ki, inanamazsınız. Bazen akşam yemeği de dahil tüm öğünlerı dışarda yemiş oluyoruz, öyle günlerde bile bir sürü bardak oluyor. 2 günde bir garanti çalışıyor bizde. Bir de yorgun argın eve geldiğinizde çok daha zor olacaktır.

Su/ enerji tasarrufu da cabası.

Zaten şimdi almasaniz bile evlendikten 2 ay sonra gidip alirsiniz bence.

öncelikle @hononu +1

öncelikle çevreyi düşün, su kaybı.
kendi zamanını düşün, zaman kaybı.
her öğünden sonra ortalama 10 dk bulaşık yıkaman gerekse (ki çok iyimser davrandım) günde yarım saat eder. bu yarım saatte neler yapabileceğini düşün.

çamaşırı bile haftada bir yıkıyorsun elde daha rahat yıkanır. bulaşık makinesi çok önemli :(

eneee çok şaşırdım bu fikrine. bizde iki kişiyiz, bir gün çalışmasa ertesi gün mutlaka çalışıyor makine. ha bazıları sürekli elde yıkamaya alışkın ama ben hayatta yıkamam. zaten makine daha tasarruflu.

tek kişi yaşasan bile kesinlikle gerekli. sürekli kullanılıyor. zamanına, ellerine, faturaya ve emeğine yazık. almamak çok saçma olur.

bence de bir bakıma haklısın ama tecrübe açısından önce kendin yıkamalısın bir kaç ay. sonra kesin kararı verirsin zaten.

biz de o ihtimali degerlendiriyorduk. 2 kisiyiz. sonra neyse deyip aldik. simdi guluyoruz "haha almamayi dusundugumuze inanabiliyor musun" diye. 2 kisinin dusundugunden cok bulasigi cikiyor. elde yikamak icin inanilmaz miktarlarda su harciyorsun. hem de sicak su gerektiginde. Ve aldigi vakit de cabasi.

soyle diyeyim, mesele para ise, bulasik makinesi masrafinizi AZALTIR. makineler cok daha az su kullanir, bir kere isitir.

Eski evimizin mutfağı müsait değildi. Bu yüzden kullanamadık.
2 aydır yeni evimize aldığımız ilk beyaz eşya bulaşık makinası oldu. gerçekten büyük faydasını gördük.
ben mesela yemekten kalkınca, hiç durulamadan dolduruyorum tüm bulaşıkları. zaten makinanın ilk işi bulaşığı durulamak.
diğer yandan annem sağolsun, etraftan gördüğünü uygulayıp bulaşıkları durulama bahanesi ile elde yıkayıp, makinaya öyle dolduruyor. siz yapmayın böyle şeyler. makina tertemiz yapıyor. en az 2 günde bir yıkanıyor.
çok pahalı olmayan standart bir model alın, markası iyi olsun. satın alırken araba gibi saçma sapan modeller, programlarla yüksek fiyatlıları almanızı önerenler olur, sallamayın. 3 programlı, ekransız, standart bir model yeter.

Öncelikle honou+1

İlaveten, yeni evleneceksiniz, misafiriniz gelecek, onun bulaşığı çıkacak.

Ablamla ayrı eve çıkmıştık vakti zamanında. İki hatun elbette bulaşık makinesine gerek yok diye düşündük. Sadece 3 ay dayanabildik.

Er ya da geç alacaksın ötv indirimi bitmeden al

Tek başıma yaşarken bile alsam mı diye düşünüyordum da geçici olduğu için almamıştım. ÖTV indirimi varken al +1.

Anneme de hep alalım alalım diyordu yok elde yıkarım noolcak diyordu şimdi iyi ki akmışız diyor. İki kişi bulaşığınız az çıksa bile misafir vs gelince anlayacksınız değerini

tabi ki mumkundur ama mutlaka ozel direksiyon dersi de ekle. Cunku sinavlar artik zorlasti. Araba kullanmak hic de zor bir sey degil, bisiklet gibi, birkac seferde iyice ogrenirsin.
surucu kurslari direksiyon dersi veriyor ama senin gibi hic alakasi olmayan birine yetmeyecektir, o yuzden teklif etmezlerse bile soyle ekstra ders almak istedigini.

3 numarali soruya cevap; artik herkes ayni fiyattan vermek zorunda. Devlet belirliyor miktarini. B tipi (yani normal otomobil icin) muhtemelen 2000-2500 tl'ye falan gelecektir.

bir de artik otomatik veya manuel vites olarak aliniyor ehliyetler. Sen otomatik alirsan ekstra direksiyon dersine de ihtiyacin kalmaz. Ama sunu da unutma, manuel vitesli arabayi otomatik ehliyetiyle kullanamazsin.

son soruna cevap, evet mümkündür. 67 yaşındaki teyzem geçen ay ehliyet aldı. 28 oldukça erken bir yaş yani :)

2. ehliyetimi 21 yaşımda aldım ben de, daha önce kimse çalıştırmamış ya da kullandırmamıştı. direksiyon dersleri başlamadan önceki hafta babama yalvardım beni çalıştırsın bir gün diye. bir pazar sabahı boş bir otoparka gittik. arabayı biraz hızlı kaldırdım ve korkup el frenini çekti anında :D bir de frene basarken debriyaja basmam gerektiğini bilmediğim için ilk duruşumda arabayı da durdurmuş oldum tamamen, bu önemli bir bilgiymiş :)

bu şekilde babam ile çalışmamız 10 dk sürmüştür. sonra kursun dersleri ehliyeti almama yetti. özel derse gerek kalmadan. önce bir bakın duruma, ihtiyaç hissederseniz o zaman başlarsınız özel derslere.

1- 28/31 Mayıs'ta E-Sınav var, Mayıs'ın 10'una kadar bir kursa kayıt yaptırırsanız E-Sınava girersiniz Haziran ayı içinde de direksiyon sınavına girer sertifikanızı alırsınız.
E-Sınav'a girme durumu yoksa yazılı sınav 29 Temmuz'da olacak bunun için ister mayıs ister haziran ayında gidin fark etmez. 29 Temmuz Sınavının direksiyon sınav tarihi takvimde 19-20 Ağustos görünüyor buna göre Eylül başı ya da ortası gibi sertifikanızı alırsınız.

2- Sürücü Kursuna yazılmak yeter, 14 akan trafik 2 Simülatör olmak üzere 16 ders eğitim vermeleri gerek, simülatör yoksa biraz ısrar edip o iki dersi de akan trafiğe çevirtebilirsin.
Bu dersler hiç bilmeyen kişiyi sınavdan geçirir ama kendine güvenin yoksa özel ders de alabilirsin.

3- Kurs: 1500, Yazılı Sınav Harcı: 70 Direksiyon Sınav Harcı: 80 Vergi+Kart: 570 Toplam 2.220 TL.
Bunun haricinde direksiyon sınavında kalırsan sonraki her sınav için 240 TL ödemen gerekir; 160 ders + 80 Sınav Harcı olarak.

4- 80-100 arası değişir. Yazıldığın kurstan alırsan indirim yaparlar ya da direksiyon hocan kurs harici özel ders veren biriyse ondan al diye kursun altında fiyat verebilir.

Geçen yıl 58 yaşında bir amcaya ehliyet verdim ben, yazılıyı 4. hakkında direksiyonu 2. hakkında geçti.
Mümkündür.

1: Kursa yazılman bir şey ifade etmiyor aslında; dersler dönem dönem başlıyor. Yani mayısta kursa yazılıp 10 gün sonra da derse başlama ihtimalin var 2 ay sonra da. Onun dışında, teorik dersler hemen hemen 1 ay sürer, onun sonlarına doğru pratik dersler var, o sanırım 12 saatti ama bir ders gününde 2 saat ders yapılıyor. Yani teorik+pratik dersler de toplamda 1,5 ay sürer. Bunlar bitince teorik sınav var, MEB'in belirlediği bir tarihte o sınava gireceksin, geçersen pratik sınav var, o da teorik sınavdan ortalama 1 ay sonra oluyor. Onu da geçersen ehliyet almaya hak kazanıyorsun. Tüm bu olaylar ortalama 3-5 ay sürüyor. Dediğim gibi; kursa yazılman bir şey değiştirmez, önemli olan derslerin başlama tarihi. Dönemi kaçırırsan en az 2 ay beklersin. Tabii bir de senin sıfır şoför oluşun var. Senin durumundaki öğrenciler ilk direksiyon sınavında genelde kalıyorlar, zira eskiden 100 metre sürdürüp bırakıyorlardı, ki ben ehliyetimi aldığımda 2. vitese bile geçememiştim sanırım aracı kaldırıp 20 metre gitmiştim tamam sınav bitti demişlerdi öyle geçmiştim. Şimdi 30 dakika kullandırıyorlar, onun içinde paralel park L manevra 25 metre geri gidiş vs. hepsi uygulanıyor. Baya zor yani. Kalırsan ara sınav 15 gün-1 ay sonra oluyor. Yani 1 ay da öyle hesap et. Diyelim ki hepsini geçtin, şu sıralar ehliyet randevularında baya yoğunluk olduğunu söylüyorlar. Ben yenileme için randevu alayım dedim 2 ay sonrasına randevu verdiler. Öyle öyle bi 5-6 ayı gözden çıkar sen.

2: Şimdiki sistemde öğrenir, hele bir de iyi bir hocaya denk gelirsen ekstra ders almadan kullanmayı öğrenirsin. Dediğim gibi; direksiyon sınavı bildiğin trafikte yapılıyor şu an, 30 dakika kullanıyorsun. Yanından kamyonu da geçiyor tırı da, eğer bu şartlarda ehliyet alabilmeyi başarırsan zaten kullanıyorsun demektir. Şoförlük sonradan kazanılan bir yetenektir, pratik yapa yapa yeteneklerini geliştiriyorsun.

3: Şu an kurs fiyatları fix 1300 lira, sınav ücretlerini tam hatırlamıyorum ama teorik pratik sınav ilk ücretleri 80+80 liraydı sanırım. Fakat direksiyon sınavından kalırsan tekrar girmek için bir 80 lira daha ve bununla birlikte, 2 saat ders almak zorunlu olduğu için 160 lira da ders parası ödüyorsun. Yani 160+80 lira. Bunlar bittikten sonra 3 kalem harç ödüyorsun, onlar da 570 liraydı sanırım tam emin değilim.

4: Özel ders fiyatları ortalama 80 lira.

5: İnsanlar şu pratik dersleri çok sallamıyor ama pratik tersleri aksatmaz öğrenmek için biraz çaba harcarsan almaman için bir neden yok, yaş çok önemli değil bu anlamda. Hatta belli bir yaşın üstündeki insanlar biraz daha olgun oldukları için olayı daha ciddiye alıp daha rahat bir şekilde ehliyet alabiliyorlar. Benim de 45 yaşındaki amcam 2 sene önce aldı ehliyeti, onun da şoförlüğü sıfırdı kursa gitti derslerini aldı, sonra birlikte birkaç pratik yaptık baktım her şeyi öğrenmiş zaten girdi sınava ilk hakkında geçti hepsinden. Kendine güven.

arkadaşım yasminin gözlerini aşırı kuruttuğu için lens takarken sorun yaşadığını söylemişti, ben aynı sorunla karşılaşmadım.

böyle bir problem yaşamadım ben.

bence güzel olur, ama nedense ben siyah yerine toprak tonlarını (ya da nude falan) tercih ederdim.

@111111; başka renk yok :(

ayakkabının modeli kötü değil ama daha düzgün gözükmesi gereken ürün fotosunda bile soluk soluk bir süet siyah çıkmış.
aynı modelin tabası var,numarası çok kalmamış ama elle'in kendi sitesini de bir karıştırın isterseniz.
www.trendyol.com

Diğer benzer tarzda deri ayakkabılar;

www.trendyol.com
www.trendyol.com
www.trendyol.com

onun dışında hem etek hem de kotlarla her iki rengi de iyi olur.

başka markalara bak bence, bu sene çok moda bunlar her rengi var. morhipo'da d by divarese var ona bakabilirsin. toplantıya girmesem model gönderirdim ama vakit yok :)

Peki bu ayakkabı mayıs ortası Amsterdam için giyilir mi? ^^

ayakların donar bence ama şansına hava iyi olursa giyilir. ben olsam botla giderdim :D

Gayet güzel. Süetinin solukluğu bence klas duruyo.

Topuklu bir ayakkabının önünde hiç topuk olmazsa ayaklar çok acıyor ve yıpranıyor. Önde de hafif bir platform topuk olması gerekiyor ön ve arka eşitlensin, aksi takdirde bütün yük öne biniyor. Bu ayakkabının o şekilde dizayn edilen versiyonları da var, biraz daha araştırmanı öneririm.

Ayrıca süetin solukluğu kalitesiz göstermiş, süet zor bir kumaş ve daha kaliteli görünmeli bence. Kastettiğim şöyle bir kalite; mecrea.com

Toeic çok kolay gerçekten. Ben sınava girmeden önce deneme çözeyim demiştim, 3 sorudan sonra çok kolay diyip bırakmıştım. yani internetten denemelerini bulup çözebilirsiniz.

daha uzun vadede düşünmek için yds yi de salla toefl çalış derim. toeic artık hiçbir yerde geçerli değil nerdeyse (mesela thy, eskiden kabul ediyordu şu anda etmiyor), yds nin de uluslararası geçerliliği sıkıntı.

gramer kitabı + hikaye kitabı + altyazısız (ya da ingilizce altyazıl) dizi film derim ben.

kolay gelsin :)

Cok tesekkurler onersiginiz gramer kitabi hikaye kitabi var mi acaba?

essential grammar in use güzeldir ama çok da anlamıyorum sanırım, siz yine de araştırın bunu :)

hikaye kitabı için de bir gün çıkın bir d&r'a falan gidip novel bölümünden ilginizi çekecek, daha önce okuyup sevdiğiniz kitaplar da olabilir, kitaplardan birkaç sayfa okuyun. çok ağır gelmiyorsa dili onu seçin. sizi biraz zorlasın ama çok da zorlamasın tabi.

seviyenizin ne olduğunu tam bilemediğim için şu kitap diyemedim, en iyisi kendinizin biraz okuyarak bulması olacaktır diye düşünüyorum. ben en son american gods'ı okudum. türkçesini okumuştum daha önce, dizisi gelmeden hatırlamak istedim. elimde orjinali de vardı, iyi geldi. şimdi hobbit'i okumak istiyorum mesela ama pahalı geldiğinden henüz almadım. öncesinde bir kindle almak daha mantıklı olabilir gibi geliyor :)

filmde hiç bahsedilmiyor ancak beyaz alman kurdunu örnek almışlar:

en.wikipedia.org(Disney_character)

s-media-cache-ak0.pinimg.com

3.000 - 3.500

şehirden şehire değişir o.

izmirde muhtemelen 2500 la başlar maksimum.

istanbulda bile yakadan yakaya degisiyor diyorlar, mekan onemli

Clinomyn ve paradontax'ı dönüşümlü olarak kullanıyorum.

sensodyne

Sensodyne - Paradontax kullanıyorum.

sensodyne

colgate max white ve signal white now.

Clinomyn su anda.

L'Angelica . Büyük marketlerde bulunuyor, İtalya'dan gelen ithal bir macun. Biraz pahalı ama kullandıktan sonra başka bir macun kullanamıyorum kesinlikle tavsiye ederim.

uzun süre ailecek sensodyn true white kullandık ve zamanla bazılarımızın dişleri sararmaya başladı, iğrenç oldu. dişçide temizlettik bi ay geçmeden yine oldu. meğer diş macunu yapıyormuş. içinde hidrojen peroksit varmış, kullanmayın.

şimdi colgate'in yeşil ambalajlı bi şeyini kullanıyoruz. bununla ilk fırçalamada dişlerimiz normale döndü.

Uzun süredir sensodyne kullanıyordum bu sefer değişiklik olsun diye signal whitenow aldım. Pişmanım, şakın alma. Çamur gibi.

paradontax

splat. gratislerde oluyor.

Bir röportajında okumuştum, hastalığının çeşitli evrelerinde o evreyi atlatırsam ödül olarak kendime şu ülkeye gezi ödülü vereceğim demiş, bu şekilde 3-4 dil öğrenmiş, zaten kendisini geliştirmeye çok açık bir insan, çok fazla okuyan kafası gerçekten çalışan birisi, ayrıca kursa filan gitti mi onu ancak kendisi bilir.

görse iplerdi bence, çok fazla yorum vs geldiyse görmemiştir diyorum.

Kocayı bulma kısmında.

koca bulduktan sonra gerisi kolay

Ben evlenirken de boşanırken de hiçbir şeyde zorlanmadım ama gördüğüm kadarıyla en çok zorlanılan, bu hazırlık süresinde aileler de devreye girdiği için sabrı korumak oluyor. Çünkü gerçekten "kesinlikle yapmaz öyle şeyler" dediğiniz insanların, garip bir basitliğe büründüklerini görüyorsunuz. Atıyorum, kayınvalidenin kendi istediği koltuk takımının alınması ısrarı, görümcenizin "bana x dediler, y yaptılar" diye kafayı yemesi, annenizin birden bire "benim kızım/oğlum jennifer lopez'a layık" diye olur olmaz sorun çıkarması derken, ortam bir sirke dönüşebiliyor. Böyle olunca tek isteği evlenip hayatlarını kurmak olan çiftimiz de "senin annen mavi koltuk takımını gösterdiğinde pek bi istekliydin ama hiç itiraz etmedin" falan diye abuk subuk konulardan iyice çirkinleşen kavgalara giriyorlar.

Biz kimseyi işimize karıştırmadık, "he he" dedik, gittik bildiğimiz gibi işleri yaptık, sonra da çarçabuk mis gibi boşandık. tavsiye ederim. boşanmayı değil yani, bildiğinizi okumayı. boşanmayı da tavsiye ederim gerçi de o başka bir konu.

@sopiro iyi gidiyordu, sonunu bağlayamamış :))

aileler ya. ben de evlilik sürecindeyim. bize kalsa her şey çiçek böcek güneş bulut. aileler işin içine girince ne biçim.

Eğer ailede daha önce evlenmiş bir kardeş / kuzen filan varsa kıyaslanması kısmı zor oluyor. Kuzenimin kvalide & kpederi çok şeker insanlardı ve düğün öncesinde çok destek olmuşlardı kuzenime ve oğullarına. Benim kvalide ve kpeder o işlere hiç girmedi. Bu önceleri benim ailemde biraz (kıyaslama sebebiyle) mutsuzluk yaratsa da aslında karışmamalarının ne büyük bir nimet olduğunu sonrasında kesinlikle gördüm.
Zorlanmak istemiyorsanız büyükler arasında iletişimi sınırlı tutun ve kendi kararınızı kendiniz verin!

aileler dert gerçekten. biz düğün müğün yapmadık. ama eşimin annesi kınasız olmaz diye tutturdu. bana bir şey diyemedi gerçi, baskılar hep eşime oldu. ben de düğün yapmıyoruz kına mı yapıcaz dedim eşime, o da üstelemedi. onlar erkek tarafı bi de, niye kına diye tutturdu bilmiyorum.

onun dışında tamamen sıkıntılı bir süreç. bolca kavga gürültü. ben nikahtan önceki gece o kadar çok ağladım ki nikahta gözlerimin şişliği tamamen inmemişti.

arada kalmamaya çalışın. kimseyi kırmak istemeyeceksiniz ama arada kalmamaya çalışın, siz üzüleceğinize onlar üzülsün.

bir de gelinliğimi beğenmeyip 2. kez diktirmek zorunda kaldım, içine tarlatan koyulmadığı halde kabarık oldu. gelinlikçilerle işiniz zor :/


siyamkedisizorro+1

Düğün yapmamaya aileleri ikna etmek için uğraştık. Yoksa evlenmiyoruz bak diye rest çekince kabul ettiler:D

kendi paranizla evlenirseniz kimse karisamiyor. bence yani. kendi paranizla evlenin, her seyi bildiginiz gibi yapin. yoksa anladigim kadariyla taraflarda parayi veriyorum burnumu da sokarim psikolojisi olusuyor.
her yere sadece ikiniz ya da tek basiniza gidin, yer gormeye de, alisverise de. ne kadar az icindeler o kadar az sorun. tamamen size bagli.

Eşim de ben de ailelerimize sınır çizebilen insanlar olduğumuz için pek zorluk yaşamadık. En büyük derdimiz evin tadilatıydı.

Ailenin parasıyla düğün-dernek yapmayın +1.

O zaman yetişkin insan muamelesi görüyorsunuz. Kimse de koskoca kadın/adamın tercihlerini eleştirmeye kalkmıyor.

eşyaları eve sığdırırken. ama en güzeli mobilyaları evlendikten sonra sakin sakin almak imiş. hata ettik o konuda. 50 yaş emekli albay evi gibi hissediyorum bazen.

halkekmag
aliyulalaisler
mewomag

@adamhillstudios
@travisburkephotography
@thebuslife
@rezaphotography

www.instagram.com

tina.yu.artist

bu kız arada ilginç el işçilikleri çıkarıyor.

ayiyemegi

doğa ortamında yemek kültürünü severim. değişik yemekler paylaşıyorlar.

Renan Öztürk; north face tırmanışcısı, nat geo fotoğrafçısı. Tam bir idol.

aga once bi hayatta ne olmak istedigine karar ver. pazardan domates alir gibi meslek mi secilir?

aga ben pazardan domatesi aldım okeye dönüyorum. ayrıca meslek seçmiyorum. bölüm seçmek istiyorum ki arada büyük fark var.

ygs1 ygs 2 ile muhendislik okunmuyor zaten. onlar lys puaniyla aliyor. gerci vakıfların bazilari bazi muhendislikleri ygs ile aldığını görmüştüm tabi o var yani.

Lysye gireceksen diş eczacılık gelebilir belki. O sıralama ile kötü bir mühendislik de okumazsın.

@Euxinos007 eczacılık fena değil aslında:)

bolumu meslek olsun diye degil, hobi olarak mi okuyacaksiniz? ne istedigini daha ayrintili yazarsan insanlar daha mantikli cevaplar verir. yoksa atiyorum biri dis hekimligi der digeri ziraat mühendisligi der, bir digeri gazetecilik oku der. cunku kimse sizin nelerden hoslandiginizi bilemez.

eczacılık oku.

eczacılık okuyabilecekken bilgisayar mühendisi oldum. mesleğimi çok sevsem de eczacı arkadaşlarımın rahatlığını gördükçe içimde bir burukluk oluşmuyor değil.

yok eczacılık rahat yok öteki kolay diye düşünmeyin. bu kişiden kişiye değişir. işin içi başka dışı başkadır.

hiçbir işe kolay diye bakmayın. eğer 'çok mantıklı' karar vermek istiyorsanız: aileniz ve çevreniz sizi hangi alanda destekleyebilirse ona göre seçin. iyi yerlere gelmek için de uzun saatler çalışmayı göze alın.

sanat tarihi

Eczacılık kesinlikle okumayın. Artık eczane açmak için sıra mı ne varmış. Okuyan arkadaşlarım memnun değil. Mezun olunca köle gibi başkasının yanında çalışacaksınız.

Yerinizde olsam bilgisayar mühendisliği okurum. İyi bir yerden mezun olup kendinizi geliştirirseniz iyi kazanırsınız hatta şu an yurtdışında en kolay iş bulabilenler bilgisayar mühendisleri.

adidas basketball shoe 2002 şeklinde arayabilirsiniz googledan.

2001, 2002, 2003 ayrı ayrı bakın.

@kurnaz, internetin altını üstüne getirdim; sonuç alamadım. epey inatçı bir insan olduğumdan, yeterince aradığımı ama artık google üzerinden sonuç alamayacağımı düşündüğüm için duyuruyu açtım.

şunun renklisi vardı
www.polyvore.com

o olabilir.

şunun farklı modelleri olabilir.
www.muffinsmuehlau.de

senin dediğine uygun şu var
www.google.at

basketbol ayakkabısı olmayabilir belki

www.google.at

images.complex.com

@kurnaz, yok bunlar değil. direk ortadan 2ye bölünmüş şekilde 2 renk ayaakabıydı; başka renk yoktu üzerinde. tabanında özel modeli de yoktu, düzdü.

şu sitede vardır belki.

www.adidas-archive.org

@kurnaz, ona da baktım bulamadım.

yıllarına doğru bak derim. sen 2003te almışsındır ama 1997 den başla bakmaya.

basketbol ayakkabısı olmayabilir belki.

ben şu ayakkabıyı 2001 de almıştım mesela, 97 modeli mi neymiş.

images.complex.com

Yılından fln eminsen adidas'a mail at belki 2003 modelleri gönderirler arşivden.

@kurnaz, oradaki 47 sayfa ayakakbıya da baktım :)
@peggy, adidas'ta çalışan birisini bulup sormak daha mantıklı olacak muhtemelen.

ikinize de teşekkürler.

www.ebay.com

bu olamaz değil mi, kobe değil demişsin ama yine de şansımı deneyeyim istedim :/ modeli de arkasında siyah kısımda yazıyor yeşil ile.

aramaya devam ediyorum.

@111111 hayır, hatta epey alakasız.

varsa şurda vardır bakmaya üşendim ama :)

www.eastbay.com

@sarlatan ne yazık ki.

bu var ama 2005-2006 yılında üretilmiş

www.kicksonfire.com

sneakernews.com

güzel ayakkabılarmış ama bunlar da değil. umudumu kaybettim ya. ara ara aklıma düştükçe araştırıyordum, artık komple bırakacağım sanırım aramayı.

veyahut yerine "ya da" veya "veya" yazsan ben daha çok beğenirdim :)

onun dışında ikincil olarak yerine başka bi şey yazabilir misin, onu düşünüyorum. yoksa gayet olmuş bence.

İkincil olarak ise sormak istediğim, gönderdiğimiz ürünlerden bize iletmek istediğiniz olumlu veyahut olumsuz bir geri dönüşün olup olmadığı.

Öncelikle size A-B işbirliğinin tekrar başlamasından dolayı duyduğumuz mutluluğu bildirmek isterim.

burada isbirligi sanki varmis, bitmis yeniden baslamis anlami cikiyor. eger sadece isbirliginden mutlu oldugunu tekrar belirteceksen, tekrar bildirmek isterim'den once olmali. ayrica bence belirtmek isterim daha uygun.

olumlu veyahut olumsuz bize iletmek istediğiniz bir geri dönüşün olup olmadığı.
burada da bize iletmek istediginiz olumlu olumsuz geri donus daha uygun olur.

oturup konusmak isteriz yazim dilinde kullanilmaz.
Ayrıca uygun bir zamanda sizinle her iki sirketin de bu isbirliginden en iyi verimi alabilmesi icin bundan sonra nasil bir yol izleyebilecegimiz hususunda konusmak isteriz. gibi bir cumle daha uygun sanki.

@111111 dediklerine katılıp eklemek isterim

iş geliştirmek için neler yapabiliriz bununla ilgili uygun bir zamanda görüşme planlayalım

gibi değiştirebilisin

'İkincil' değil 'ikinci olarak sormak istediğim' dersen daha güzel olur.dil bilgisine dikkat ederseniz

siemens kullanıyoruz 7 yıldır. boschla aynı zaten ikisi. daha tık demedi.