Abi bu mantıkla sokakta yürürken kafamıza saksı düşüp tüm jantiliğimiz gidebilir, sokağa çıkmayalım mı yani? Bence gereksiz bi paranoya param varsa sıfır alır kullanırım bunları düşünüp sıkıntı yapmam kendime. Ayrıca arabaya takla attırmadığın sürece değerinde de öyle agresif düşüşler olmaz.

ikinci eller de sıfır kadar pahalı ki artık. onu düşüneceğine 2022de sıradan bir arabaya 800 bin lira vermenin ne kadar mantıklı olup olmadığını düşün. bugün 800 bin liraya s&p500 alsan 2 yıl sonra en az %50 almış olacaksın.

maalesef paranoya yapıyorsun. ayrıca bunlar ufak tefek problemler arabanın degerini o kadar asagı cekmez. sürtünmeler bir pasta cilaya bakar. öbürleri de boyasız göcük düzeltme işlemleri var. ayrıca arabanın alt kısmı plastik oluyor onun degisimi arabanın degerini asagı cekmez.
ayrıca araba fiyatları su an sürekli artıyor 2021 sene basında sıfır aldıgım 300 bin arabanın sıfır hali su an 550 bin.

sıfır araç galeriden çıktığı an %10 değer kaybediyor zaten.
2-3 yaşında 50k km geçmemiş bir ikinci el almak her zaman maliyet olarak en avantajlısı.

ama soruna yanıt olacaksa kasko ve yeni araçlar için değer kaybı bu dediğin durumları karşılıyor.

bayide 650 bin lira olan araba 2021 araba sahibindende 3-4 yaşında 620-630 bin lira

pazarlıkla bile 600 e alamıyorsun. parası varsa niye 2.el alır ki bir insan ?
6-7 yaşında olanı bile 550 bin


birde eskisi gibi değil araba şuan değer koruma aracı galeriden çıktığı an değer kaybetmiyor.

arkadaşların söylediklerine ek olarak iyi bir ikinci el bulmak zahmetli/zor bir iş. çıtır hasarlı diye taklalı araba almamak bile başlı başına mesele.

mantıksız bir düşünce değil. zor para kazanan biri için normal bir düşünce. bu dönemde en iyi yatırım aracı ne yazık ki araba. çok saçma bir ülke çok saçma bir piyasa, arabaya bu kadar değer yüklemek anlamsız ancak sıkıntısız bir araç almak için o da 2. el 350 500 bin aralığında. ben arabaya bu kadar değer yükleme yanlısı değilim. 2. el az km ortalama bir araç bu ekonomik sıkıntıda ideal. sıfır alan adamın para sıkıntısı olmaması lazım. alt tarafı 4 tekerlek ya.

zaten o kadar hassassan, almaya çalıştığın o otomobil senin için pahalı ve fazla demektir. sürekli stres altında yaşayıp kendini harab edeceksen, kullanmaya korkacaksan vs o zaman kendini sıkıntıya sokmanın ne anlamı var? babam mesela böyle, araba alıyor arabası 4. senede bile 20 bin km'de duruyor, tam kapalı garaj arabası. bana çok acıklı geliyor bu tarz hayatlar, ömrünü verdiğin şeylerin tadını çıkaramıyorsan bu acıklı bi durum cidden. tadını çıkaracaksın kullanacaksın eskiteceksin, anca o zaman parasını hak ediyor, bir sonraki sahibine değil şu anki sahibine çalışacak araç.

bi örnek vereyim, 2018'de 0 km audi a3 almıştım canavar gibi bi otomobildi o zamanın en yeni ve en yüksek kasası (şu an 0'ı 800-900 bin falan işte öyle düşün) tabii kredi, borç harç anca öyle alabildim. daha 10 bin küsür km'ye gelmeden jipin biri dan diye çarptı, %100 suçlu. arka bagaj kapağı, stoplar vs değişti, hatta şaseyi çektirmek boyatmak zorunda kaldık. değer kaybından da aldığım para 2 bin dolar değildi o zaman. ama napayım yani bunu kafaya takıp ya olursa diye arabayı garajda mı bekleteceğim? tam aksine, dağa bayıra araziye bile sürdüm arabayı, anı biriktirdim, hayatın tadını çıkardım. parasını kafaya takacaksam da o modeli almazdım bu kadar basit.

Diğer arkadaşların dediği gibi tüm birikimini ve onun da yetmeyip borçlanarak böyle bir yükün altına giriyorsan çıldırırsın tabi.

O sokakta passat bırakanlar falan ya şirket aracı kullanıyor ya da bir tane daha alacak rahatlıkta oluyor.

Ben de ilk arabamı geçen yaz aldım. İkinci el ama birkaç aylık bir araçtı. Aldığımın ertesi günü feribot sırasında arkadan çarptı dayının biri pek bir şey olmadı ama canım sıkılmıştı. Sonra park halindeyken sürttüler aynı gün hem de iki kere. Biri ön tamponu diğeri arka tamponu sağ olsunlar. Başta çok üzüldüm sonra ulan dışarıda duran bir "şey" bu ne yapayım gidip yaptırsam bir daha olacak daha beter canım sıkılacak dedim yaptırmadım da öyle kullanıyorum.

Kısacası sıfır araba alıp da bunlara bu kadar takılacaksanız almayın ikinci el bakın. Hele de büyük şehirde kullanacaksanız illa bir şey oluyor yani başkası sürtmese siz sürtersiniz sakınılan göze çöp batıyor hakikaten.

iki tane ekol var ikinci el alırken.

Biri "yeni gibi" alıyor. Yani ciddi kazası vs. olmayan. Dediğin ışıklarda hasarlanma vakası bu araçlarda da oluyor. Bir fark yok yani sıfır ile ikinci el arasında.

Diğer ekol, halihazırda arkadan çarpılmış alıyor. Kafa rahat oluyor. Ama bir daha arkadan çarparlarsa araba ne hale gelir onu bilemiyorum (güvenlik vs.).

Abi senin dediğin yurtdışında oluyor.
Çünkü iki sene kullanılmis sıfır gibi araba yüzde 25-30 değer kaybi ile satılır.
Ama Türkiye'de öyle değil hatta tedarik sıkıntısı varsa daha pahalı bile satarlar.
O yüzden Türkiye için mantıklı değil. Sıfır ile ikinci el arasında çok ciddi fark olsa düşünülebilirdi bu mantık.

Otomobil bir yatırım aracı değildir. Gider kalemidir. Otomobilin fiyatı enflasyona bağlı artabilir. ama değeri, yani o fiyata satın alabilecekleri kolay kolay artmaz.

Atıyorum 2020'de 250 bin TL'ye bir araç aldınız. Şu anda fiyatı tahminen 350 bin TL. Ama 2020'de 250 bin TL'ye mutevazı bir daire alabilirdiniz. bugün 350 bine daire bulmanız çok zor.

Ya da aracı aldığınız günkü dolar kuruna göre kaç dolara aldığınızın hesabına bakın. Sonra bugünkü satış fiyatının kura göre durumuna bakın.

Sıfır araçta bu farkların daha fazla olduğunu düşünüyorum, hesabıma göre de öyle oluyor. O yüzden tercihimi tertemiz, 50bin km altı bir ikinci elden yana kullanırım ben. ama herkesin kendi birikimi:) kendi harcaması

Umarım yaşamazsın ama 0 araçta olası bir kazada uğrayacağın değer kaybının, 2. el araç alırsan satıcının söylemediği veya söylediği bakım/tamir masraflarının yanında esamesi bile okunmaz. Değer kazancı konusunda da şöyle bir örnek vereyim. 2020 başında aldığım 0 aracın fiyatı şu an aldığım fiyatın 3 katı :)

western union falan çalışıyor mu arkadaşın oradan araştırsın. ne ile alabilirim diye, buradan sen her şekilde gönderirsin zaten.

Wise ile oluyor mu bir deneyin isterseniz. Siz wise hesabınıza TL atacaksınız, wise'da hangi para birimiyse ona çevireceksiniz, ona da o birimden göndereceksiniz.

Merak edip kalkıp eski dosyalara baktım dolaptan, Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma" adı altında bir tutar var.

Bence büyük bir çoğunluk yapar bunu. Çok ekstrem bir şey değil tekelek ve ray takılmış sadece rafa. Yakınlarınızdaki mobilyacılara/marangozlara sorun derim

Çok güzel projeymiş, ama bir o kadar da basit. Zamanı olan her mobilyacı yapar.

Haritalardan size yakın mobilyacıların telefonuna ulaşıp foto atıp fiyat isteyin.

karabağlar tarafında her mobilyacı yapabilir ancak tek iş olduğu için pahalıya gelir.
koçtaş vb yerlerden malzemeleri alıp kendiniz daha kolay yapabilirsiniz. üstelik kesim işlemini ebatlarını verdiğinizde onlar yapıyor size vidalarla montajlamak kalıyor. ölçüleriniz de elinizde var madem. ben olsam kendim yapardım.

daha büyük projeler yapıyorlar genelde, bir tek bu işi yaparlar mı bilmiyorum ama Gün mobilya var www.gunmobilya.net & insta/gunmobilyamimarlik
iki kardeş, genç, zeki ve çevikler. yaparlarsa 10 numara yaparlar. fiyat verirlerse, yeşillendir pazarlığı ben yaparım :)

Evet kızınca anlıyor, mutfaktan bile kızsam yetiyor.

Masaya çıkmıyor ama masayı hazırlarken sevebileceği şeyler varsa masada sandalyeye çıkıp çalmaya çalıştığı oluyor.

Tabloları daha yukarı assanız veya büfenin yerini değiştirseniz olur mu? Çünkü bizde de halı versiyonu var aynısının, el dokuma çok değerli bir halı ama normalde tırmaladığı yeri bırakıp onu tırmalıyordu ısrarla. Mecbur örtü aldık öyle kullanıyoruz halıyı :/

bizim kediler kendiliğinden masa ve üzerindekilerle ilgilenmiyorlar, o konuda şanslıyız.

genel olarak yüksek ve ani şşş'ten irkilip yaptıkları şeyi bırakıyorlar. sesle uyarıp dikkat dağıtabilirsiniz ama kısa sürede oyuna çevrilebilir. yine de denemeye değer.

bizimkilerden biri dikkat çekmek için dolap kapağı, kapı falan tırmalıyor bazen. gecenin yarısı çok sinir bozucu olabiliyor. bizim buna bulduğumuz çözüm fısfıs oldu. suyun içine limon damlatıyorduk eskiden, şu an hiçbir şey yapmamıza gerek kalmıyor fısfıs şişesini görünce ha neyse ya tamam şuraya kıvrılayım madem sabah severler falan diyor :) 5 liraya mı ne almıştık bauhaus'tan şu hayatta satın aldığım en fiyat performans ürünüdür. öneririm.

Her defasında sert şekilde hayır dedik ve bıraktı. Şimdi beraber yemek yiyoruz. Kedi için tabure koyuyoruz masa önüne, ona geçip yanımızda oturuyor.

1. Tablo ile oynuyorsa çok genç ve hareketli olduğundan da olabilir. Biraz büyüyüp kısırlaştırılınca geçer. Ya da enerjisi fazla ve siz o sırada onu oynatmıyorsanız ilgi çekmek için yapıyor.
2. Yüksek sesle "hayır" ve fısfıs ile masa ve mutfağın sınırını çektik. Ancak 5 aylıkken sokaktan aldığımız ikinci kedi hiçbir şeyden anlamıyor. Artık biz usandık. Ne olacak bilmiyorum ama bazı kedilerin eğitilmez olduğuna inandırdı bizi.

seneler önce arkadaşımın iki kedisiyle yaşarken kedileri yemek yediğim anlarda artık nerede yemek yiyorsam oraya almıyordum. ne kadar tatlı olsalar da hangi biriyle uğraşacağım yani direkt çıkarıyordum. şimdilerde gittiğim cafelerde de açık alanı geçtim artık kapalı alanda da sürekli kedi oluyor. masaya, kucağıma vs. zıplamasalar, bana bulaşmasalar (kendileriyle asla ilgilenmeyenlere bulaşmaları sorunsalı) sorun yok ama bunları yaptıkları için en azından yemeği yediğim esnada rica ediyorum dışarı çıkarıyorlar kedileri. her an her yere girmelerine izin verilmesi, bu kadar özgür bırakılmaları hoşuma da gitmiyor valla, tedirgin olmaktan yemek yiyemiyorum. yemek yerken kendi başınıza kalmayı istemeniz de insafsızlık değil, direkt çıkarın odadan, kesin çözüm.

İki canavarım var , bebekken ev arkadaşım oldular. İlk günden beri yapmalarını istemediğim şeyler için kararlı net bir tavırla hayır dediğimden beni anlıyorlar. 8 yıldır sadece 1 defa masaya çıktılar, masa hazırlanırken sandalyede oturur izlerler, yemek çok cezbedici olsa bile hamle yapmazlar, ısrarla yemek istemek için miyavlamazlar.

Bizde de mutfak masasi ve tezgaha çıktığında çok yüksek sesli şiştleyip yere attım uzun süre. Şimdi biri hiç çıkmaz. Diğeri biz yokken kırkta yılda bir çıkar ve bize yakalanmadan hızlıca iniyor. Yere pat diye düşmesinden ve ben mutfağa gidince yalakalık yapmasından anlıyorum.

Bence kesinlikle engel olma ihtimaliniz yok. Ama bunu belli bir seviyeye indirebiliyorsunuz. Hiç çıkmıyor dediğim bile çaktırmadan çıkıyor eminim.

Tepki göstermek, kızmak, yüksek sesli reaksiyon ve yüzüne su sıkmak kullanacağınız skiller. Bunları kullanırken inatçi ve taviz vermez olacaksınız. Yani şöyle, bir gece hanım yattı. Ben 2 bira içeyim diye mutfakta oturdum. 2-3 saat içinde belki 20 kere çıktı masaya. 20 kere şiştleyerek indirip uzaklaştırdım. Sonunda masanın altına, ayağımın yanına uzandı.

havucun içindeki madde betakaroten, eğer kullandığı ilaçlarda varsa ondan olabilir.

Bu yaşta bebek sarılığı olmaz di mi?

Her gün demir ve d vitamini takviyesi alıyor, peki fazla yüklenmiş olabilir mi? Bi kan verip değerlerine baktırdınız mı?

Kan bilirubin düzeyi ve karaciğer fonksiyon testlerini yaptırtın isterseniz.

ben olsam bi kan testi yaptirirdim. fazla demirin kabiz yaptigini biliyorum ama vucutta renk degisimi yaptigina dair bir sey okumadim acikcasi. yine de icinizin rahatlamasi acisindan bir test yaptirin bence.

gözlerinde sarılık var mı? beyaz kısmında?

ben olsam risk almaz ve kan testlerine baktırırdım.

Kanka kaymingilin bebeği oldu yeni. Çocukta sarılık vardı. Korkulacak değil ama temkinli olmak gerek. Bi baktırın sarılık için.

yeni doğan sarılığı başka bir şey. bu çocuk 18 aylık olmuş. siz kan testi yaptırın içiniz rahat etsin.

Paşa paşa almak zorundasın zaten!

Çipli kimlik ve yeni ehliyet sahibi olanlar kimliğe tanımlattırabiliyor. Sadece trafik kontrollerinde vs ehliyet taşımaktan kurtuluyorsun onun dışında bir esprisi yok kimliğe tanımlattırmanın. Hazır kimlik ve ehliyeti yenilerken kimliğe de tanımlatılmasını istiyorum dersin.

Ehliyeti evde saklarsın. İllaki lazım olur yurt dışında, başka bir yerde vs, kaybetmeyin yani.

bunlar tek kartta birleştirilebiliyor zaten. Ama bunun için yeni kimlik ve yeni ehliyetin olmalı ondan sonra birleştiriyorsun.

Birleştirmek sadece trafik çevirmesinde ise yarıyor, araç kiralarken ya da yurtdışında yaramıyor

iyiymiş o zaman zaten amacım cüzdandan bir kartın eksik olması

devletimiz para kazanmak için seneye tek kart çıkartıyorum diye bir şey yapar mı diye merak etmiştim

Muayenede ilk yardım seti ve yangın tüpü şartı yok, kesin bilgi. Hususi otomobilse tabi.

öyle bir şart var mı bilmiyorum ancak araç muayenesi sırasında özellikle baktıklarını gördüm.

Nerdeyse her sene araç muayene ettiren bir adamım, kesinlikle şart değil eğer 2022 yılında değişmediyse.

Hafif kusur yazar geçerler, hafif kusur yazan en az 5-10 liste olur zaten sıkıntı değil. Yani silecek lastiklerinin eski olması, motorda yağ kaçakları olması gibi bir şey, hafif kusur.

Daha ucuzu ve sıfırı araçtan çıkma yedek parça satışı olan face gruplarında olabilir.

Gerek bile yok ama komsudan al git icine sinmeyecekse

(bkz: google spreadsheets)

aile hekimi yeterli. göz kontrolü isteyebiliyor ama gözlük varsa ya da önceden de göze sevk edildiyseniz.

Aile hekimi verirse yetiyor ama bir çoğu sorumluluktan çekinip hastaneye sevk ediyordu göz vs için.

aile hekimi verebilir. sadece gitmeden e-devlet üzerinden sürücü belgesi sağlık raporu beyanı vermeniz gerekli

Bu sansür sayılır mi emin olamadım, ticari bir karar daha çok.

10 yili aşkındır godaddy kullanıyorum, sıkıntı olmadı.

@kaptankedi, normal bi zamanda yapsalar ben de "ticari stratejileri bu" demek ki derdim de, şu anki aksiyon gayet politik :)

ayrıca teşekkürler ama godaddy namecheap'ten bile rezil olmayı başarabilmiş ender firmalardan birisi: en.wikipedia.org

Namesilo ya da porkbun

kulak çınlaması deyip geçmeyin, bir sürü sebebi var ve bazılar herşeye rağmen teşhis bile edilemiyor.

siz soğan moğan çınlatmayın, mümkünse üniversite hastanesi gibi herşeye baktıkları bir yere görünün.

Bişey damlatmayın. Bende bir ara kronik buşon sorunu vardı. Nerden okuduysam kir yumuşasın diye bebe yağı damlattım. Bu sefer çok daha kötü ağrımaya başladı. Bu kez de mantar oluşmuş meğerse. Başka doktora gidin, artık temizler mi, başka bir şekilde mi halleder o ona kalmış.

Boyun fıtığı gibi alakasız görünen başka bir rahatsızlık bile olabilir. Farklı farklı doktorlara gidin +1 kafanıza göre soğan suyu falan damlatmayın.

Kulağın kendisinde problem yoksa tiroid hastalıkları da çınlamaya neden olabiliyor.

İki doktora gittim. İkisi de onunla yaşamayı öğreneceksin dedi.

Doktorlardan biri de, kulak içi kulaklık kullanma alışkanlığı olan herkes de ilerde onunla yaşamayı öğrenecek dedi.

Çare konusunda umutlanmayın.

Geçmiş olsun.

(bkz: tinnitus) araştırmanızı öneririm.

Bende de var geçmedi hiç artık alıştım duymuyorum

geçmeyebilir. beraber yaşamaya alışmaya çalışsın derim

son dönemde kinolon içeren bi antibiyotik kullandıysa zehirlenmiş olabilir. çok yaygın.

eksisozluk.com

düzenli magnezyum alarak bendeki kulak çınlaması sorunu geçti. anneizde olası vitamin-mineral eksiklikleri varsa telafi etmeyi deneyin.

Merhaba, geçenlerde okuduğum bu duyuru aklımda kaldı, sağlıkla ilgili uzun zamandır takip ettiğim doktorun size iyi gelebilecek bir videosuna denk geldim.

www.youtube.com

İngilizce bilmiyorsanız çeviride yardımcı olabilirim.
Yorumlarda insanlar faydasını gördüklerini yazmışlar. Geçmiş olsun.

yani hiçbir şey yapmamaktan iyidir ama 100 lirayla uğraştığına, takip ettiğine değmez. dişe dokunur bir şey de çıkmaz.

2 sene öncesinden bugüne her ayın 1'inde fiyatına bakmadan 500 liralık btc alsaydım 40k paran oluyordu. ethereum alsaydın 100k'yı geçiyordu. ben her ay fiyatına bakmadan 1 gram altın alıyorum. 100'er liralık 5 farklı coinden alıyorum. hisselerden pek anlamadığım için o tarafa girmedim henüz ama oraya da el atacam yakında.

İki sene önce 4 liraya alınan DOAS bu sene 4 lira temettü veriyor.

Ama pandeminin başından bu yana, insanların para harcama imkanlarının zorlaşması onları tasarrufa itti. Pandemi nedeniyle ülkeler para basmak zorunda kaldı ve bu paranın bir kısmı da tasarrufa ayrıldı. Dolayısıyla yatırım araçlarının hepsinde talep patlaması sonucu inanılmaz fiyat artışları oldu.

Pandeminin etkileri ortadan kalkıp piyasadaki fazla paralar da çekildikçe yatırım araçlarındaki fiyat seyri normale dönecektir.

Antalya'ya tatile gelemediği için BTC'ye abanan Alman, BTC'sini satıp Maldiv Adaları'na tatile giderse yatırım araçlarındaki son iki senelik pozitif seyit baş aşağı da dönebilir.

Ama ben böyle bir iki senelik düşünmüyorum. Atayım bir köşeye 10-15 yıl sonrasına kadar unutayım diyorsan Temettü 25 endeksi hisselerinden alabildiğin kadarını alıp unutmanda çok büyük fayda var.

Alınabilir. ben bazen hesabımda kalan 50 60 lirayla falan bile alıyorum. Ufak miktarların getirisi de ufak olur ama harcanacağına dursun böyle değerlensin diyorum

Ben bizim cocugun hesabına hergün üşenmeden birer ikişer lot aksa aldım, baya bi kayda değer oldu. Sigara yerine bunu yaptım

@oguz altun görüşünüze saygı duyuyorum fakat hiç kimse tatil yapmak için yatırımını satmaz. tatil yapmak için kullanılacak miktarlar ile piyasa seyri ne yukarı ne aşağı gider. nispi kıyasla bakıldığında çok minör tutarlar bunlar.

düşük miktarda komisyon da çok öder

"İki sene önce 4 liraya alınan DOAS bu sene 4 lira temettü veriyor."

mart 2020'de dolar 6 TL şu an 14

@kosun lan mevzu var, minik bir örnekti o. Hisse senedi riskli bir yatırım aracıdır. Kazandırması da kaybettirmesi de olasıdır diye örnek verdim onu.
Başka bir örnek vereyim.
AYCES, Eylül 2019da 3,29 Lira, Eylül 2020de 124,70 Lira, Bugün 56,40 Lira. Eylül 2019da alanın bugünkü karı ile Eylül 2020de alanın bugünkü zararı düşünülürse riskin ne olduğuna güzel bir örnek oluyor.

@bir soru sorcam DOAS örneğimi Dolar ile kıyaslamışsın. Doların 6 lira olduğu Mart 2020de DOAS 4,57 Lira. Doların 14 lira olduğu şu an DOAS 46,20 Lira.
Ben hissenin fiyat değişimini yazmayıp sadece temettüsünden bahsetmiştim.

hayırlı olsun. araç ne kadar yeni? mesela fabrikada ne zaman çıktı. fabrikadan yeni çıkmış araca seramik yapmıyorlar genelde. biraz beklemek gerekiyor.

ben yaptırmıştım 5 sene önce. ıslak cila ile beraber az da olsa etkisi görülüyor. markasını unuttum ama 2000 lira civarı bir ücret vermiştim.

siyah beyaz dışındaki renklerde çok iyi görünüyor fakat bunu yapan usta ve kullandığı markaya bağlı biraz. fireball graphene markasını bilmiyorum o yüzden yorum yapamam.

bu konuda birazcık işçilik önemli. mesela 3m, meguiars, sonax gibi büyük markaların yerlerinden kaçının. butik çalışan yerleri tercih edin. büyük şirketler daha oto yıkamacı daha sallamacı kafada çalışıyorlar. butik yerler detaya daha çok önem veriyor.

seramik dışında jant, cam ve plastik aksamlara da girseniz güzel olur. far ve kaputa "abi gel şeffaf kaplama yapalım çog gözel olur" falan derlerse hayırı diyin. normal bir seramik kaplama 2 sene gider. iyi bakılmazsa etkinliği gider. o yüzden aracı yıkarken kendiniz yıkayıp cilasını da yapmanız görüntü açısından güzel olur.

Teşekkür ederim. 2022 fabrika çıkışlı. Şubat dedilerdi sanki ama emin değilim.

Koyu lacivert renk. Çizilmeye karşı korusa iyi olur tabi. Beklentim en çok o yönde.

Seramiği jant plastik vs süreceğim dedi. Hatta deri koltuğa bile sürecekmiş ki o da garip geldi bana.

5500 dedi seramik için,
2000 de ppf kaput kaplana fiyat verdi.

Kafalar karışık. Yıllardır araba yıkattığımız biri var, eve gelip yapıveriyor seramiği, en iyisini 2.5-3 e yaparım dedi.

Bi fark olmalı diyorum, ya boşa para vercez ya da cidden işçilik çok fark ediyor:)

1 mikron kalinliginda kaplamayla, 150 mikronluk boyayi koruyacagina inaniyorsan yaptir tabi.

20 liralik siviyi 5bine mi cikarmislar?

kaput kaplama gerçekten sıkıntı. çok kaliteli ürün kullanacaklarsa baş ağrıtmaz ama kaput kaplatan kimi görsem çok pişman oluyor. sen kaputu kaplamayla taşlardan korurken boyasından olabiliyorsun.

seramik kaplama işi eve gelip yapılacak bir iş değil. profesyonel birisi ışık kullanır, cila kullanır, aracı demir tozundan arındırır vs vs. bence bu işi yapan birilerini araştırmanız lazım. butik iş yapan yerler büyük yerlere göre her zaman titiz iş çıkarır.

bu arada deri koltuğa seramik süreni ilk defa duyuyorum. acaba seramik dediği şey hidrofobik spreylerden mi?

seramik ne zaman yapılır? bana göre şu 3 şartta yaptırılmalı:
aracı en az 3-5 sene kullanacak mısınız?
maddi durumunuz buna ayıracağınız 5-10bin tl'yi düşünmeyecek kadar iyi mi?
normalde de aracınızı düzenli yıkıyor ve iyi koruyor musunuz?

eğer bu 3 sorunun cevabı evet ise seramik yaptırmanın yararı var, aracınızın boyasının uzun süre ilk günkü gibi kalmasını sağlarsınız. iyi bir coating markası tercih ederseniz ayrıca belli oranda çiziklerden de korur.

ben gyeon marka coating yaptırdım en son. memnun muyum bilmiyorum, bariz şekilde "seramik yaptırdım çok memnunum" diyene de rastlamadım doğrusu. yaptık, içimizi rahatlattık işte.

ama lütfen "deriye de seramik kaplayacağım" diyen adama yaptırmayın bu işi. ulan kimler kimler iş kuruyor bu ülkede...

Seramik hic yaptirmadim, kaputa 3m kaplama mutlaka yaptiriyorum. Yurtdisinda, kisin cok sert gectigi, yola surekli kum atilan bir yerdeyim.

Seramik cizigi onlemez, aracin boyasina kir yapismasini onluyor. Zamanla etkisini kaybediyor, bildigim kadariyla 18 ayda bir yenilenmesi lazim. Iyi firmalar yurtdisinda $1500-2000 civari para istiyorlar. Sifir araca yapilmaz diye birsey duymadim, tersine insanlar alir almaz yaptiriyor. Bana asiri pahali geliyor, ve ne kadar etkili oldugu bence tartisilir.

Deriye seramik kaplama olayini hic duymadim.

3M kaput kaplama, eger iyi marka degilse cabuk sarariyor, 3-4 senede berbat birseye donusuyor. Iyi kalitesi yarim kaput icin $400-500 civari iscilik dahil. Full kaput camurluk falan istersen o zaman rahatlikla $1000 limitini geciyorsun. 3-4 sene kaput ustunde guney yiyen kaplamayi sokmeye calisirsan buyuk ihtimal boyayi almasan bile cilayi kaldirirsin. O yuzden sokmesi dert. Yaptirilacaksa cok iyi marka, cok iyi iscilikle yapilmali ki 7-8 sene sokulmek zorunda kalmasin. Ama isin sonunda mutlaka birisi onu sokecek ve boyanin cilasini kaldiracak.

bu tamamen sektör olmuş durumda. iyisini kötüsünü bilmiyorum ancak tamamen şişirme bir sektör bence. araç preminyum değilse bu tarz şeylere gerek yok.

Kafalar daha cok karisti:)

5-10 vermek beni uzmez ama cidden gerekiyorsa diye dusundum. Bosa verdigim 1 tl den de uzulurum ama en cok zarar vermeden cekindim sizleri okuyunca.

Temiz duracak diye ciladan olmayalim.

4 gran coupe aldim.

4 gran coupe aldıysan işi bilen sağlam bir yere git. 3ten 5ten kısma.

Niye kafan karisti abi, sahte diyoruz ya iste.

Kendi garajin vardir her seferinde kendin ozel sampuanla yikarsin, ya da paran coktur detailling dukkani tanidigin vardir hep ona birakirsin.
2 sene boyunca gider o kaplama.

O zaman yapilir evet.
Ama toplam harcadigin para komple kaputu boyamaktan ya da yeni karbon fiber kaput almaktan pahaliya gelir.
Hobi cunku bu.
Parayi kolay kazaniyorsan dukkan tavsiye edeyim istanbul'da.

Ama normal kosullarda yikiyorsan arabani bu urunler tamamen dolandiricilik.
2 kere benzincideki kopukle yikatsan eriyip akacak zaten.

Adamin kopugu zifti bile sokuyor bunu mu sokemeyecek.

'Mutlak hakim benim. Onlar karar organı değil, uygulayıcıdır' demiş işte.

Putin'i son zamanlarda kimle görsem mesafe aynı böyle. Macron ile de böyleydi gündem olmuştu.

Putin covid konusunda buyuk bir tedbirle ve paranoyayla yasiyor pandemi basindan beri. sadece en yakin adamlariyla gorusuyor ve onlarin bile haftada bir kac test olduklari soyleniyor. yuzyuze gorusmeden once izolasyon falan istiyormus hatta.

su anki durumunun (gemileri yakip ukraynayi isgale kalkmasi) da son 2 yil icinde yalnizlik ile beraber gelisen paranoyasi sonucu oldugu gibi teoriler mevcut.

Metro market?

daha zengin semtlerdeki migros, karfur gibi yerlere bakın. mutlaka bulursunuz, bulunmayacak bir şey değil. daha 3 gün önce bomonti karfur'dan satın aldım ben.

edit: macrocenter'da bulamamanız cidden ilginçmiş ama, stoksuz dönem denk gelmiş sanırım.

Beyoğlu La cave mutlaka vardır

twitterda bazen enteresan bir olay oluyor.
tweet sahibi tweeti siliyor ama birileri bir şekilde halen görüyor onu.
belki öyle bir durum vardır. tweeti silmiş olabilir tweet sahibi.
mesela linki bize göndersen biz linki açamayabiliriz eğer dediğim gibiyse.

Dediğiniz şeyi test ettim. Twiti silmemiş. Sabit twit olarak duruyor.

Ev de alınabilir tabii. Yabancıların ilgi gösterdiği yerlerden yazlık da bakılabilir. Sezonda günlük haftalık kiralık iyi para kazanılabiliyor. Şirket kurup airbnb falan pazarlayanlar var.

Bir de (bkz: temettü emeklilik) dedikleri bir hisse senedi stoklama ve onların temettüleri ile emeklilik yaşama planları olanlar. araştırın derim. diğer finansal tercihlere de bakılabilir. BES'ten bence uzak durun.

Kenarda ne kadar nakit var ve ne kadar kredi çekeceksiniz?

20 sene sonra nerede yaşamak istiyorsanız yatırımınızı orada yapın.

Ne evi, ne kirası? Zaten ayda 10bin fazladan gelirin varmış, fazladan bir kira daha alıp 12-13 olsa ne değişecek? İhtiyaca harcamış ev almışsın. Şimdi lükse harca bence. Yerinde olsam karavan alırdım.

birçok şeye bölebilirsin aslında. genelde ya hep ya hiç olarak bakıyoruz. onun yerine farklı şeyleri azar azar yapabilirsin. mesela %50'sini sağlam şirketlerin hisselerine, %20'sini kendi keyfin için, %10'u için ailene vs. için ayırabilirsin. böyle böyle bölersen birçok şeyi yapmış olursun. ya da ev alacaksan diğer şeylere de bütçe ayırıp 2+1, 3+1 almaktansa 1+1 alabilirsin.

bir de enflasyona karşı parayı korumak için ev almak iyi bir yatırım ama kira geliri uzun vadede göründüğü gibi olmayabiliyor. kiraya doğru düzgün zam yapılamayacağı için bir süre sonra kira geliri kuş kadar kalıyor. kiracılarla da uğraşmak kolay değil.

dükkan alıp kiraya vermek de iyi bir yatırım olabilir.

etf
eurobond

bunlari bir arastir.

onun haricinde hayatindan kisma, etini ye, konserine git, tatiline git.

düzenli olarak s&p500 al

Örneklerle anlatayım;

What do you see?

What + Yardımcı fiil + Özne + Fiil ?

Soru yapma sırası budur. What Which gibi kelimelerin yanına bir kelime öbeği oluşturacak şekilde farklı kelimeler gelebilir. Ama soru kelimesini içeren kelime öbeğinden sonra yardımcı fiil gelir her zaman. Sonra da özne gelir (who dışında)

What kind of cars do people drive ??
What kind of cars + yardımcı fiil + özne + fiil ?

Çünkü geniş zaman. Do/does
drive tek başına duruyor aslında “people do drive hybrid cars” bile olur. Gizli do var gibi düşünün.
Soru sorarken de yardımcı fiil lazım, hepsi bu.

What do people drive...
People do not drive...
Do people drive...

What is your name derkenki is gibi bir yerde

Ayrica çogul kullanilmiș o yuzden

böyle yağmurlu havada yürüyüş ya da koşu yapmak için giyilir gibi geldi. günlük kullanım için uygun değil sanki.

tabi ki de bu benim görüşüm.

kullanılır bence dümdüz mont işte etrafta sanki daha renkli mont giyenler yok mu

niye sırıtırmış? mis gibi mont, umarım mor diye dememiştir.

bana da normal bir mont geldi.
istanbul kisi siritir denince cok kalin bir sey beklemistim.
goruntu olarak bakinca bi garipligi yok

Fransa'nın resmen decathlon sponsorlugunda yaşayan sehrindeyim, birçok insan böyle şeyler giyiyor.

Yalniz ürün cok iyi değil ben size söyleyeyim. Hanima daha yeni aldik decathlon bunlara falan baktim o cepler vs hosumuza gitmedi.
Eger usumekten korkuyorsaniz size tavsiyem polar üstüne su gecirmez yagmurluk almaniz.

Ben de sandım ki itfaiyeci turuncusu, reflektörlü falan bir mont çıkacak. Mis gibi giyilir.

www.decathlon.com.tr Şuna bir dönüp bakarım mesela.

Projedeki rolünü ne olacak?
Doktora hocanız böyle bir şart koşuyorsa yürütücü de olmak isteyecektir. Aksi takdirde ona pek bir faydası olmayacak projenin.
Siz de bursiyer olarak yer alırsanız sizi etkileyen bir durum olmaz.

projenin sorumluluğu yürütücüdedir ve olası yaptırımları yürütücü yüklenir.
size bir şey olmaz.

Doktora yaptığınız için hazırladığınız projede hiçbir zaman adınız geçmeyecek. Sizi bağlayan bir durum olmaz. Proje kabul olursa bursiyer olarak projeye dahil olursunuz. İstediğiniz zaman istifa edebilirsiniz/ayrılabilirsiniz.

Bir kere hoca kesin takar bu net. Böyle bir şeye ya girme ya da girersen çıkma

@garylineker, hoca istediği kadar taksın.

alanında bilinirliği olan bir hoca değilse kendi çalar kendi oynar anca. yapabileceği şey en fazla trip atmak olur :)

yanlis hatirliyor olabilirim cünkü bir sürü program var. ya bursu geri ödüyorsun ya da burs kesilir ama doktorani bitirmek zorunda kalirsin (bunun belli sartlari olabilir).

Hocayla yapacağınıza göre siz bursiyer olacaksınız.
Proje siz gittiniz diye iptal olmaz, yerinize başkası alınır. Tübitak düz “öğrenci” burslarında okul bitmezse yasal faiziyle birlikte bursu geri alıyor. Sizin durum için hangi tip projeyse onun sözleşmesine bakmak lazım. Mantıken geçici çalışabilirsiniz, hocaya önceden söylemek daha iyi olur.

Aksa alıp unutmuş gibi yapmıştım 2 yıl önce. Şimdi Petkim falan da unutulabilir, aslında cogu BIST30 hissesi bu durumda.

'2022 yılı temettü 25 endeksi' yazınca çok güzel bir liste çıkıyor karşına.

@primetime petkm pek unutulacak bir hisse değil 2 sene öncede farklı yerlerde değildi :)

geleceğe yatırım yapacaksanız bana göre düzenli temettü veren ve temettü verimi yüksek olan hisseleri alın. bir süre sonra maliyetiniz sıfırlanınca düzenli gelir elde edersiniz.

bu hisseleri alırken tek seferde alım yapmayın, her zaman düşüşlere hazır olacak şekilde yedek akçe elinizde bulundurun. " burdan aşağı düşmez" dediğiniz yerlere mutlaka düşer. Bizim borsa maalesef çok kırılgan.

temettü geliri elde ettiğinizde bu paralar ile mutlaka geri alım yapın.


düzenli olarak mutlaka hisseyi biriktirmeye devam edin.

En önemlisi farklı sektörlerden sepet yapın. İstediğiniz performansı alabilmek için tek bir hisseye bağlı kalmayın.


Bu şartlara göre borsacıların gözbebekleri birkaç hisse ismi yazayım. Alıpta pişman olan sayısı çok az ve bu hisseler genelde yatırımcı dostu olarak bilinir.

EREGL, KRDMD, ISDMR
FROTO, TOASO, OTKAR, TTRAK
AKSA, SASA, HEKTS
ISYAT, ENJSA, ISMEN
VESTL, TTKOM, ALKIM


BU hisselerden sepet yapıp düzenli olarak alım yaparsan pişman olmayacağını düşünüyorum. Söylediklerim yatırım tavsiyesi değildir. Bol şans!

Bir tavsiyem de dolar cost averaging yapın.
Yani 100 bin lira varsa 100 bin lira ile bugün almayın.
Bugün 20 bin 1 ay sonra 20 bin vs gidin.

Ben Türkiye'de değilim ama her ay 150-200 euro world etf alıyorum. Bu şekilde bazen düşük bazen yukdek alıyorum ama hedefim 6-7 sene sonrası hâliyle savaş çıkmis vs bakmıyorum.

dolar endeksinde +da olması önemli

aselsan
hektaş
ttrak toaso ford
ismen
aksa
ereğli
vesbe
enerjisa

ben bunlardan yaptım
son yıllarda dağıttıkları temettülere bakıyorum, kar devam ediyorsa alıyorum fırsat buldukça.ytd

portfoyümün yüzde 70i amerikan borsasında, onu da eklemek isterim.

bu kadar hisseyle kafa ütülemene gerek yok. deniz portföy bist temettü 25 endeksi fonu al.

Genelde haziran olur.

genelde haziran, en geç temmuz ayında olur.

Haziran +1

bildiğim kadarıyla tahminler ne kadar uzun vadeliyse güvenilirliği/olasılığı da bir o kadar düşüyor. yanlış hatırlamıyorsam 10 gün ötesi tahminlerde olasılık %50, hatta daha da az.

şöyle ki kullandığımız kişisel bilgisayarlarla karşılaştırıldığında bilmem kaç katrilyon işlem kapasitesi olan supercomputer denilen devasa bilgisayarlar var. bunlarda çalıştırılan modeller bile adı üstünde, tahminden öteye geçemiyor.

www.encyclopedia.com

Kaos teorisi der selamlarimi sunarim :)

şu olmasın?

www.antoloji.com

aklını şu türkü ile karıştıralım: www.turkuler.com

:))

hevesi bitmiştir

numaran tr numarası olduğu (eğer öyle ise) için; "bundan iş çıkmaz" diye düşünmüştür belki.

Seni fake sanmış hacı? +90 sın?

online dating'te bunlara alisirsan iyi olur, yoksa kalbin cok kirilir.

Bu yakışıklı da kimmiş?
Aa benmişim :dd

Heves bitmesiyle alakalı tamamen. Ben de bir sürü insanla bu aşamaya geldim, sonrasında da “Yahu bu Brezilya’da, ben Türkiye’deyim. Niye çabalıyorum” deyip çok fazla kişiyi bir anda whatsapp’tan, instagramdan vs çok kez engellemişimdir.

nereli olduğumu dedim çok çok büyük ihtimal numarasını almadan önce. alan kodunu görünce şaşırdıysa garip o yüzden ama yazdıklarınız arasında en kafaya yatan eskort olması olabilir. amaan demiştir.

hevesi bitmiş kısmı da garip çünkü tinderda yazışırken telefonlarımızı aldık. whatsapptan yazdım alır almaz. selam verdim, o da selam verdi hızlıca. ardına hemen yazdım, sonra buhar oldu resmen karşı taraf :d baktım takmıyor engelledim geçtim.

@baldur2'nin dediği doğru. çok var bunlardan. kalbimin kırıldığı yok :d bunun gibilerle kaynıyor tinder.

bireysel emeklilikte devlet katkısı güzel ve yönetim gideri de yok. mevduat ile karşılaştırmadım ama mümkün, fonun hesaplama tabloları var bir bak kendine göre hesaplatman lazım. ama bir sürü kuralı var tabi o katkı paylarını almak için 10 yıl kalman şart.
ayrıca fon düşünüyorsan tefas'tan seçip kendin de bir fon sepeti yapabilirsin. serbest yazan fonlar büyük yatırımcılar için, onun dışında kullanımı basit ama nasıl inceleme yapacağına dair birkaç video da seyredebilirsin. 1-3-5 yıllık getirilerine bir bak, sadece mevduatı değil bunları da karşılaştırmakta fayda var.

Oyuncak mı kuruyon diye sorarlar adama

Birilerine haber verilerek kurulan bir şey olsaydı bunun adı hava savunma sistemi olmazdı sanırım.

Bu bir saldırı silahı değil, savunma techizatı. Kurarken kimseye haber verilmesine gerek olduğunu sanmıyorum.

Yani aktif olmasının kimseye zararı yok, ancak bütçeye zarar bir tehlike hissetmeden çalışır halde tutmak.

Yani ne dicek komşular mesela?

- Bilader sen niye açık tutuyon bu hava savunma sistemini? Ya bizim canımız sıkılır da sana saldırmak istersek!

Evimizin kapısını kilitlemek, aracımıza alarm takmak, motosikletimize zincir takmak kadar olağan bir şey bu.

Yüzlerce yıllık köklü devletiz diye övünürüz, 100 yıllık cumhuriyetiz, ama bu güne kadar bir patriot bile almamışız Nato'dan ABD'den, asıl ilginç olan bu.

Tulumsa bir sey olmaz. Beyaz peynir buzluktan cikinca sekli semali kayiyor, anca borege konuyor.

fakyoras +1

Tulum, lor, çökelek, dil peyniri ya da diğer kuru peynir çeşitleri için hiçbir sorun olmuyor. Eğer taze ve özellikle suda bekletilen tipte ve yumuşak kıvamlı bir peyniri dondurursanız da kıvamı yumuşuyor, ama kimisi de böyle seviyor zaten.

Neticede peynirin yenebilirliğini etkileyen bir sorun olmuyor.

sulu peynirlerin yapısı buzlukta bozulduğu için atılmaz ama lor peyniri atılır veya beyaz peyniri böreklik çatala güzelce ezip yufkaya da sararsan atılır.

ben tüm peynirleri atıyorum buzluğa ama tadı çıkarınca buzluğa atmadanki lezzetinde olmuyor tabii özellilke yağsız tuzsuz olanların tadı iyice su gibi oluyor, onu bil de at :) bozulma açısındansa 1 senedir tuttuğum peynirler var hiçbir şey olmadı, peynirin yaşar :)

Sadece Teksas eyaletinde vergi iadesi var. Onun da prosedürünü bilmiyorum. Kaliforniya eyaletinde vergi iadesi ya da vergisiz alma yok.

Telefon kaydettirme asiri pahali oldu, iphone un daha uyguna geldigini sanmiyorum eger trde kullanacaksaniz.

Teksastan geçen sene almıştım vergi iadesi. Ürünün açılmamış kutusuyla gidiyordun tax free ofisine. Verginin hepsini geri vermiyor. Belli bir kısmını kesiyordu.
Sadece teksasta var diye biliyorum ben de. Los angelesta olmadığına eminim.
Iphone bence alınır halen. Burda 30bintl’ye satılıyor nerdeyse.

@ kuehles blondes; hala uyguna geliyor Türkiye' den almaktan.

Bir ortaçağ nerd'ü olarak cevap vereyim: konu o kadar basit değil. Çünkü tek bi pratik var da her yerde o uygulanıyormuş gibi düşünüyoruz, halbuki her şehrin, her köyün, her bölgenin kendi kontratı olabiliyor. Bu kontratlar da sabit değil, zamana göre değişiyor hepsi.

1- Serfler "toprağa bağlı". Ama toprağın sahibi değiller. Bir de köylü ve serf başka şeyler, serfler köylü sınıfının en alt kademesi, kölenin bi tık üstü.

Ne demek toprağa bağlı? Adamı köle gibi alıp satamazsın mesela. Ama komple köyü satarsan, köydeki adamlar artık sana değil, sattığın adama bağlı oluyor. Mesela adamı kovma hakkın da yok, ama adam da çekip gidemiyor. Karşılıklı birbirine bağlayan bir sürü kanun var yani. Tarladaki ağaç gibi bişey.

2- Yine köylü, ama serf olmayanlar var. Freemen ya da "master of the house" denilen sınıflar. Freemen mesela isterse ayrılıyor ve ödeyeceği vergi daha az, lordun kovma hakkı yok, master'lar küçük topraklara sahip olabiliyor ama serf sahibi olamıyor vs.

3- Bi de mesela Vagabond diye bi sınıf var. Bunlar serf değil, ama serflerden altta görülüyorlar çünkü bi toprağa bağlı olmadıkları için bi güvenceleri yok, aç kalabilirler. Serfin lordu, serfe yemek sağlamakla mükellef. Bunlar için serf olmak sınıf atlamak demek.

Yani çok farklı coğrafyalar ve zamanlar söz konusu olduğu için, milyon tane pratik var. Tarihi açıdan soruyorsan bi zaman ve mekan belirtmen lazım, sosyoloji işe yaramıyor burada pek.

Edit: bir de ekleme yapayım, serf'lerin de içinde sınıflar var. Mesela en düşük sınıf, direkt lord'un hizmetçisi, isterse madene gönderip çalıştırabiliyor lord bunu.

Ama daha üst sınıflarda (villein denilen bi sınıf mesela), adamın kullanımına tahsis edilmiş bi tarla var, geçimini oradan sağlıyor, sadece belli zamanlarda (mesela hasat zamanı, ya da bir şey inşa edilecekse) gidip lord'a çalışmak zorunda. Bi de geçimini sağladığı tarla için vergi/kira ödemesi gerekiyor falan.

Kısa cevap; hiçbir fark olmaz, pil ömrü bitene kadar kullanırsınız.

Apple Watch iphone, ipad, mac gibi uygulama yoğun çalışan bir cihaz değil. Kullandığın uygulamaların neredeyse tamamı yerleşik uygulamalar zaten. Güncelleme almasa da fiziksel ömrü bitene kadar kullanırsın. Pil ömrü bitince de çöpe atacak halin yok. Pilini değiştirir kullanmaya devam edersin.

abd'den sıvılaştırılmış şekilde getirirler.

Katar/İran civarı var.

akdeniz'deki doğalgaz gerilimin en büyük sebebi işte bu konu. Rusya'dan bağı koparmak.
şu anda türkiye üzerinden hazar havzasının doğalgazını avrupaya taşıma projeleri var. buna da çok çalışılıyor.

bunlar orta ve uzun vadeli.
hemen yarın ne olur dersek zaten kimse rusya'dan %100 almıyor. tüm avrupa ortalaması %40'mış. yani yine sanayi ve ev kullanımları için doğalgaz olur ama parası inanılmaz pahalı olur. bu da krize yol açar tabii ki.

ingiltereyi bilmiyorum ama almanya için bişiler yazabilirim.

zaten son seçimlerde en çok öne çıkan hususlardan biri buydu ki yeşillerin de dahil olduğu ampelkoalition geldi şu an.

almanyanın rusya-ukrayna konusunda iyice safını belli etmesi sonucunda rusya gaz maz yok o zaman derse ne olacak konusu da gündeme geldi yine.

bir kere almanlar ya da en azından ekonomi ve iklim bakanı Habeck'e göre (yeşiller) rusyanın böyle bir şey yapmasını beklemiyor. sonuçta ruslar da bu işten yarar sağlıyor.

kaldı ki doğal gazı keserler diye diğer eski usul yenilenemez enerji kaynaklarını kullanımını arttırımına devam edip önem vermeyi de düşünmüyorlar.

2030'a kadar büyük ölçüde yenilenebilir enerji kaynakları ile topyekün bir dönüşüm projeksiyonu var almanyanın.

scholz de dün konuşmusında bu enerji meselesi sadece ekonomi ve iklim açısından değil güvenlik açısından da önemli olduğunu gördük dedi.

yani zaten orta-vadede amaç rusya bağımlılığından kurtulmak.

Thinkpad L13 Yoga (veya diğer yoga serileri)

Yoga 510 var bende. Çok memnunum pil suresinden vs

Hanıma Yoga 7i aldık. Çok iyi. TR'de var mı bilemiyorum.

diger giderler yazilmamis ama bence 100k nakit cikabiliiyosan, zorlasa da seni, alabilirsin hatta al

250k dan düşük sıfır araba yok, 150k kredi için 48 ayda aylık 5300 civarı bir ödeme yapman gerekiyor + satın alacağın aracın yıllık kasko-veri-bakım ve yakıt masrafları gibi düşünebilirsin.

alınamaz, alınmamalı gibi geldi bana açıkçası. allah korusun bir sağlık sorununuz çıksa, hastaneye yüklü ödeme yapmanız gerekse kenara koyacak paranız bile kalmayacak. ben 1-2 sene daha idare ederdim araba almadan önce.

2.el 150bin liralık çok eski model bir araç alsam da olur deseniz kurtarırdı.

Abi sıfırı en ucuz araba Fiat Egea, o da düz vites, fiyatı 250 bin civarıydı. Otomatik istersen haliye daha pahalı ona göre karar ver işte.

alınmaz. maaşının yarısından fazlasını krediye vereceksin, bunun vergisi, sigortası, benzini ve lastiği de var. tüm hayatını bir araca endekslemek saçma olur, hayatını yaşayamazsın.

geçenlerde ben de hesapladım da akıl karı değil.

150 binlik bir araba alıp onu 200bine satmak daha sonra 250 binlik bi araba alıp onu phahalıya satmak şeklinde daha iyi bence

işin garantiyse geçim sıkıntısı çekmeyeceksen borçlanıp alınabilir. iş garanti değilse de ufak miktarlarda 50 bin kadar mesela kredi çekip borçlanarak yine birşeyler al. ben 3 ay önce oturduğum evi satmak için pazarlık yaptım 525e anlaştım. adam 200 bin TL'ye clio arabasını takas edip üzerine 325 bin verecekti. ben satmaktan vazgeçtim bizim ev oldu 800 bin, adamın arabası oldu 300 bin. ne oldu ikimizde bi halt sahibi olamadık. kesme şeker bile alacaksan TL ile borçlanarak almak bence mantıklı.

Hayaller başlamadan bitti. Ben nasıl sıfır araba alacam ya :(

Hak etmiyor olduğundan değil ama maaş nedeniyle soruyorum; neden sıfır araba? :/

Artık araba sahibi olmak ciddi ciddi zengin işi oldu. 15-20 bin lira geliriniz yoksa bence o topa hiç girmeyin. Kredi ödemekle bitse neyse de, benzini kılı yünü derken her ay sizi ciddi zorlayacağı kanısındayım.

28 yaşına yaklaşıyorum, hala bir araba sahibi olamadım diye ciddi ciddi küfrediyorum her gün.

alabiliyor olsan bile, almali misin?

tek hayatindan 2.5 seneyi SADECE bir araba icin calisarak gecirmeyi kendine yediriyor musun?

neden sıfır araba :/ bence temiz bir 2. el araba bulun. 150k civarına temiz ve sorunsuz araç bulabilirsiniz. o araç sizi hem arabasız bırakmaz hem de yatırımınız olur. sonra da arttırabildiğiniz kadar para arttırın. bir süre sonra satıp ya model yükseltirsiniz ya da sıfır araba alırsınız. çok fazla geliriniz yoksa sıfır araba veya iyi bir arabaya sahip olmak maalesef zaman alıyor bu ülkede. bu sizin hak etmediğinizden değil ülkenin bu rezalet durumundan ötürü.

abi neden 0 araba demişsiniz de o kadar okuduk ettik mühendis olduk. bir sıfır araba alamıyoruz ülkede. ikinci el arabam var zaten geçen sene nisanda almıştım. 2007 model dandik bir araba. türkiye bir mühendis kaybetti ama bir çiğköfteci kazandı twiti atmak üzereyim çiğköfteci benden çok kazanıyor :/

yerine koyacak olduktan sonra bir sikinti olmaz.

evsahibi ile görüşüp dolapları söktürme ve çöpe atma masrafını karşılayacağınızı belirtirseniz bunu da kabul edebilir. 4 aydır evin kaybettiği kira gelirine değmez bence o dolapların maliyeti.

@orpheus,
ben de size katılıyorum. fakat biraz takıklar anladığım kadarıyla. bizden başka bakanlar da aynı sebepten tutmamışlar. hatta ısrar etmeyin demiş sanırım ev sahibi en sonunda emlakçıya. kaldı ki ben çöpe de atmak istemiyorum, depoda dursun yarın bir gün çıkıyor olursak şayet iyi durumdalarsa taktırırım değillerse yaptırırım diye düşünüyorum.

bu arada ileride eve donmeyi dusunuyor olabilirler mi? belki bu yuzden tutmak istiyorlardir. sonradan beklenmedik bir anda evden cikin diyebilirler gibi geldi.

tabi sadace dolaplara cok para harcamis da olabilirler.

hocam dolap nasıl bir şey bilmiyorum ama kimse bu yükün altına girmek istemediğine göre pimpirikli bi ev sahibi olabilir, ben de uğraşmazdım. yok depoda çizildi, yok takarken kırıldı çatladı, bilmemne bir ton stres. ne gerek var boşver gitsin bence. bundan 3-4 sene sonra bi dolap yaptırma maliyeti 30-40 bine çıkarsa sonra bi ton boşuna masraf yapmış olursunuz. adam söktürsün öyle girin bence.

@lemmiwinks: yani malsahiplerinin çocukları yakın vadede oturmayacak diye söylendi. böyle bi planları yok hatta kira gelirine ihtiyaçları var. dolaplar dandik mdf. bi odadakiler kırık dökük hatta.

@roketadam: uyarı için teşekkürler. 30-40 bin liralık malzeme değil kullanılan şey. yani depozitonun üzerine biraz daha koyarım gerekirse çıkarken o dert değil. o. evi zaten öyle veremeyecekler. bizim de vaktimiz daraldı.

Hocam bugün dolaba takan yarın nelere takmaz diyorum ben. Yoksa dediğin mantıklı, sökersin çıkarken takarsın. Ama uğraşılmaz böyle insanlarla.

bir ay önce bulabildiyseniz yine şanslıymışsınız aylardır yok buralarda. yazın mevsimidir onun.

Yanlışım yoksa yaz başında başlıyor çıkması ve yaz boyunca var, hanımlar alıp dondurucuya kışlık için attığına göre kışın yok.

Serada elbette yetiştirilebilir ama elzem bir sebze olmadığı için bu kadar zahmete değmiyordur.

Yani mesela domates ve hıyar serada yetiştirmeye değiyor, fiyatı 25-30 lira da olsa satılıyor. Ama kalkıp da sera da taze fasulye yetiştirilse pazarda alıcı bulmaz kolay kolay.

Fasülye, domates, salatalık vs yaz sebzesidir. Diğer mevsimlerde besleyiciliği azalıyor, tarım ilacı ve katkı madesi ihtiva etme oranı artıyor mevsimi dışında yetiştirilebilmesi için.

Çünkü mevsimi değil

Mesela kabak ve patlicanın kilosu da marketlerde 30 lira bunların da mevsimi değil bu yüzden pahalılar, salatalık yazın 5-6 lira kilosu fakat şu an 25 lira civarı, bunun da mevsimi değil

Sırık fasulye yerine mevsimindeyken, pırasa, kereviz, karnabhar, brokoli, ıspanak gibi sebzelerle bir şeyler yapmayı dene, fasulyeyle de yazın uğraşırsın

mevsimi degil ama mevsimi olmasa da bazen bulabiliyoriz. bulamama sebebi asiri pahaliya satilacagi icin market hic getirmiyo elinde patlar diye

Düşen oluyor ki var, en mantıklı sonuç bu gibi.

Kanki bunlar profillerine link koyuyorlar genelde tıklanma için. Cpm yapıyorlar, muhtemelen bot hesaptır

Anladığım motivasyonlar şu şekilde;

- çevrenin etkisinden dolayı ilgi alanlarını gizlemek veya merak kaynaklı daha özgür bir ilgi alanı elde etmek.
- eski arkadaş/sevgili/tanıdıkları takip edip onlardan kopamamak (stalk)
- aldatmak (genellik ilişkideki erkek tarafı bu yöntemle başka ilişki arayışında olduğunda kullanıyor)
- ilişkiyi test etmek için sahte hesapla ilişkide olduğu kişiyi denemek
- takipçi sayısı artırmak
- gerçek hesap gibi görünen taklit hesapları
-gerçek gibi görünen dolandırıcılık aktiviteleri (phishing/spam, çekiliş, bilgi çalma eğilimleri)
- taklit yoluyla itiraf, şantaj, asılsız iddia üretimi vb aktiviteler
- sanal bir persona yaratmak ve komple öyle takılmak
- siyasi sebepli çevre etkisi
- ergenlerde ailelerinden bazı davranışları gizleme

öncelikle davanın yargılama usulü basit mi yoksa yazılı yargılama mı (tensip zaptında yazar.)

eğer basit ise zaten size tebliğ edilen cevap dilekçesine karşı cevaba cevap dilekçesi yazamazsınız. yazsanız da bu beyan dilekçesi olarak geçer

ama yazılı yargılama ise, cevaba cevap yazma hakkınız var. ama tabi ki de zorunluluk yok. kararda sizi öne çıkaracak durum, iddialarınızı ne kadar temellendirdiğiniz ve karşı tarafın bu delillere karşı hangi delilleri gösterdiğidir.

dava dilekçesinde iddialarınızın yeterli olduğunu düşünüyorsanız, yazmayabilirsiniz. ama şunu önemle vurgulayayım, dava dilekçesinde göstermediğiniz yahut sunmadığınız bir delil varsa bunu mutlaka sunun.

Cevap dilekçesinde yazılan hususlara ilişkin aydınlatmak isteyeceğiniz en ufak bir husus bile olsa yazın.

Gottacatch’in dediği gibi basit yargılama usulüne tâbi ise zaten 2. Dilekçe veremeyeceksiniz.

sorularıyla bunu irdeleyecek kadar ahlaksız ve anlayışsız insanlar olabilir. bu yüzden söylememenizi tavsiye ederim.

Çekinceniz nedir? Terapiye ihtiyaç duydunuzun belirtilmesi mi? yoksa Ayda bir erken çıkacağım bu sebeple, bilmeliler mi?

Eğer ilkiyse, hayır, kesinlikle söylemenize gerek yok. İkincisiyse, ben olsam sonraki aşamalarda söylerim çok zorunda kalırsam.

Kimin nasıl düşüneceğini bilemezsiniz.
Bir de sizin işinizi etkilemiyor olabilir durumunuz, ancak bunu karşı taraf böyle algılamaz.

Bu konuda iki türlü düşünülebilir:

1) Ne gerek var... Söylemem olur biter. Belki söylersem bu benim için olumsuz bir etki yaratır.

2) Terapi alıyor olmak son derece doğal bir durum. Sırf bu yüzden benim hakkımda kötü düşünecek bir işletmede ben zaten çalışmak istemem. O yüzden bunu rahatça dile getirebilirim.

Ben olsam iş bulmak benim için hayatta kalma meselesi değilse terapi aldığımı belirtmekten çekinmem. Ama bunu söyleme yeriniz ve tarzınız da önemli. Durup dururken "ben düzenli olarak terapiye gidiyorum" derseniz tuhaf karşılanabilir.

söylemeniz saçma olur. onlar kim ki özel bilgilerinizi veriyorsunuz? terapi günü işim var deyip çıkardım ben olsam.

İşinizi etkilemeyecek herhangi bir şeyi beyan etmeniz gerektiğini düşünmüyorum.

bu bilgiyi vermek zorunda değilsiniz diye düşünüyorum ben de. onun dışında izin konusunda sıkıntı yaşarsanız terapistinize iş dışındaki saatlerde online görüşmeyi önerebilirsiniz, çoğu psikolog online da seans yürütüyor zaten.

terapiyi online yapiyorum. Iste de is arkadaslarimla sohbet ederken gayet normal sekilde, konusu gelirse bahsediyorum terapist de soyle dedi vs diye. Ama bunu insan kaynaklarina veya mudurlerime beyan etme ihtiyaci duymadim. Yani doktora gidiyorken de 'doktora gidiyorum' diyoruz mesela, 'kadin doguma gidiyorum adet duzensizligim var cunku' falan diye detay vermiyoruz, o da bir saglik ihtiyaci ve ozel bir bilgi.

isle ilgili bir etkinlige denk gelirse de terapiyi ise gore ayarliyorum, isi terapiye gore degil.

su an terapiye gitmiyorum ama psikolojik danismanlik aliyorum ayda bir. ayrica corona sayesinde gelen eczaneden ilac alma olayi da bitti hastaneye gidilecek artik. neyse, bak sana ve buradakilere bunu soyledim cunku kimligim bilinmiyor. :)) sen de soyleme. doktora gitmem gerekiyor de. cok irdelerlerse fizik tedavi falan uydur bir seyler ama psikolojik danismanlik aldigini soyleme. is yerindeki arkadaslarina da soyleme. yoneticine de soyleme.

el cevab:
1- hayir
2- hayir
3- sanmiyorum, en azindan bizde sorun olmuyor

Yasal bir olay yok.(benim bildiğim)

Ise giris çok pahali.
Sadece üretim değil, bakım, müşteri hizmeti vs çok pahali. Daha tedarikçi ağı vs var.
Boeing ve airbus devletler tarafından destekleniyor. Boeing ciddi lobi sahibi.

Aslında 3.-4. var(bombardier, embraer). Ama aynı klasman değil tam. Çünkü yapamazsin kolay kolay.

Bir de eskiden daha fazla vardi ama zamanla olmayinca rakipler satın aldi.

Önce bir mühendislik ürünü nasıl üretilir, bunu bilmeniz lazım. Kabaca yazarsam, her ürünün önce tasarım aşaması vardır. Tasarım aşaması her parça için ve her montaj için yapılır. Bir uçakta binlerce parça olduğu için bu tasarımların yapılması yıllar sürer.

Daha sonra imalat aşaması gelir. Tasarladığın her parça için imalat yöntemi, sayısı belirlemen gerekir. Bunlar için de çok sağlam işçi, teknik personel, mühendis, yönetici kadrosunun olması gerekir. Ben makine mühendisiyim. Üretimde çalıştım. Bir şirkete çelik çubuk gönderiyoruz. Diyoruz ki bu parça teknik resme göre bükülecek. Çubuk I şeklinden L şekline gelecek. Adamlar bunu yapamıyorlar. Mutlaka üretilenlerden birinde hata çıkıyor. Bu verebildiğim en basit örnek. Parçalar karmaşıklaştıkça üretim zorlaşır, hata olasılığı artar.

İmalatın belirlenmesinden sonra üretim planlama yapılır. Ne, ne zaman üretilecek. Üretim planlama zor bir iştir. Malzemelerin satın alınmasından makinelerde harcanacak süreye kadar her şeyin planlanması gerekir.

Satın alma ise başka bir aşama. Satın aldığın her malzeme için araştırma yapmak, şirketlerle anlaşmak zorundasın. Bir malzemeyi sana bir gün geç göndermeleri seni zarara sokar.

Ve bunların hepsi olurken kaliteyi de göz ardı etmemelisin.

Bu anlattıklarım sadece mekanik tasarım için. İşin bilgisayar, elektronik kısmına hiç girmiyorum.

Sonuç olarak çok zor bir şey.

İkisi dışında büyük uçak üreten yok değil.
Çinli Comac var dar ve geniş gövdeli yolcu uçakları olan,
Voronezh Aircraft Production Association (VASO) var Rus dev gövdeli uçakları olan,
United Aircraft Corporation (UAC) var yine Rus

Daha vardır hepsini hatırlamıyorum ve bakmadım şu an.

Boeing ve Airbus tekelinde değil yani piyasa. Onlar en çok tercih edilenler olduğu için tekelleşmiş gibi görünüyor olabilir. Ama otomobil piyasası gibi değil bu iş. Milyonlarca uçak satılmıyor. Haliyle dar bir pazarın dar üretici havuzu olması da normal.

Yasal bir engel yok. Ama Elon Musk da olsa uçak satamayacağını bile bile Boeing'e rakip olmak istemiyor. Para kazanmak için feasible bir yöntem değil böyle devlerin arasına girip yarışmak. Çünkü dediğim gibi talep az.

Milyarlarda euro'luk anlaşma yapacak ve insanların güvenlerini sağlayacak yeni bir marka yaratmak her sektörde zor.
Bunu otomotivde yapmak çok daha kolayken, son 20 yılda belki de yalnızca Tesla yapabildi.
Yaparken de kendi segmentini yarattı, arabadan farklı bir ürün koydu ortaya.

Yeni uçak markası yaratacaksın da, bunu öyle bir büyüteceksin ki, büyük havayolu şirketleri sana milyarlarda dolar verecek ve yıllar bekleyecek. Ya da sen bu paralarla yatırım yapacaksın.
Sonra bir de güvenip yolcularını uçuracak (aynı şekilde yolcular da sana güvenecek). Sonuçta bunlar, airbus ve boeing'in sektörüne girip yüzde 5 daha ucuza uçak teklif etmeye benzemiyor.

Yasal olarak, gerekli uçuş sertifikalarını alırsan neden olmasın.

Düopol piyasa , kavramına bakabilirsin.
Konu uzun ama havacılık konusunda çok engeller yaşadı Türkiye.
(Örnek olarak Kayseri Uçak fabrikası)

zor, uçak yaparsın örneğin rusların tupolevi gibi düşük teknoloji bir şey olur. ama tercih edilmez. düşük yakıt tüketimi, verimlilik, konfor, marja güveni gibi binlerce faktör var.

amerikalı boeing az daha 2 yıl ara ile düşen 2 adet 777max uçağı yüzünden iflas ediyordu.
öyle bir sektör ( uçaktan 5000 adet sipariş ve havada muhtemelen binlerce vardı)

günde bir kez %2,5 veya %5 oranında minoxidil ve haftada bir kez nizoral.

şampuan değil de biotin kullanıyorum ben uzun zamandır, tamamen durdurdu dökülmeyi. Nature's Bounty olan daha çok işe yaradı sanki ama muhtemelen bana öyle gelmiştir, onu bulamazsam solgar alıyorum hepsi aynı şey neticede.

yemek.com

burada bir sürü şey söylemiş. fazla kabartma tozu örneğin. tarifte 2 diyordur ama belki bir yanlışlık vardır?

ayrıca süt neden oda sıcaklığında değil?

- unu ve diğer toz malzemeleri eleyerek ekleyin. hem topaklanma olmuyor, hem de havalandığı için daha çok kabarıyor diye biliyorum.
- yumurta ve şekeri çırpma aşamasından sonra mikser kullanmayın. oluşan hava kabarcıklarını ezmeyin. diğer malzemeleri ekledikten sonra kaşıkla dıştan içe katlama yöntemiyle karıştırın.

benim ekleyebileceklerim bunlar var, umarım faydası olur.

fırın kabınız kekiniz için çok büyük veya küçük olabilir mi? ortası delikli kek kalıplarını kullanmak ısıyı eşit dağıtmak açısından önemli olabiliyor.

bunun dışında fırınınızın sıcaklık ayarı göstergeden farklı olabilir, ona da dikkat etmenizi ve 5er 10ar derecelik değişiklikler yapmanızı önerebilirim.

çokkk basit. hamur yeterince katı değil. cıvık bırakma.

Kek cıvık olabilir evet ...

@e bana, 175 diyodu bu tarifte .. limonlu kek tarifi. Normalde de 180 oluyo. Önceden pek sonmuyordu. Sanırım unu az koyuyorum

fırını kek pişmeye yakın acın, daha once acmayın. iyice kızarınca ve kabarınca acın.

2 kb tozu sönmeye neden oluyor 1
2.si süt de oda ısısında olmalı. ben bu işi hızlandırmak için yumurta ve süt dolu bardağı içinde ılık su olan tencerenin içinde uygun ısıya getiriyorum
3. tarifindeki miktarlarda da uyuşmazlık olabilir. dediğim gibi 2 kb tozu kullanıyorsan yarım kg un kullanman lazım zaten öyle bir kek kalıbı yok.
4. unu koyduktan sonra sadece un tamamen harmanlanana kadar çırp. 1 dakikayı geçme.
5. yine olmazsa yaz.

jabralarda kronik sorun vardı. nette aratırsanız aynı sorunu yaşamış çokça insan görürsünüz.
bulamazsanız şikayetvar'a falan yazın olmadı.

Ben şimdiye kadar hiç garanti belgesi imzalı görmedim herhangi bir üründe.
Yokuş yapıyorlar.

Nereden almıştınız?

yokuş yapıyorlar +1 ama öte yandan yasal hakları.

Amazon'dan almıştım. Yasal hakları olduğu için yokuş yapıyorlar belli. Jabra Global'e yazdım, lokal partnerlere müdahale edemiyoruz dediler.

Çıldırıcam.

jabra uk'den 75t modelini almistim 1 yil kadar once. icinden kullanma klavuzlari vs cikti ama garanti belgesi gormedim. amazon'dan almanizin yeterli olmasi lazim. garanti belgesinin amaci, garantinin ne zaman basladigini takip etmek ki amazon'dan alinan bir fatura da ayni islevi gormesi lazim.