fotoğrafçının alınıp babanın alınmaması çok saçma evet haklısınız. medicana hastanelerinde ameliyathaneye hasta dışında kimse alınmıyor sanırım sağlık görevlisi değilse. iki arkadaşımın sezaryen doğumuna eşleri girememişti. birinin ablası bir başka hastanede hemşireydi, onu almışlardı.

sizin için eşinizin o sırada orada olmasının ne kadar önemli olduğunu doktorunuzla paylaşın, ben olsam bir istisna yapılabilir mi veya bir başka yolu var mıdır mutlaka doğum öncesi öğrenirdim. hayırlı olsun bu arada, mutlulukla güzelliklerle büyütün bebeğinizi :)

Kurtköydeki Ersoy Hastanesinde bana da izin vermemişlerdi. Sezaryen doğum bir çeşit ameliyat, cerrahi operasyon olduğu için annenin güvenliği açısından almamalarını anlayışla karşıladım. Normal doğum neyse ama sezaryende kesip biçme işi olduğundan belki de o şekilde görmek iyi gelmezdi diye düşünüyorum şimdi. Fotoğrafçı kısmına bişey diyemiyorum tabi, bana kalırsa sezaryen doğuma fotoğrafçı da alınmamalı.
Şimdiden gözünüz aydın, Allah sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin.

Abi deneyimim yok ama o kadar kanlı bıçaklı ortamda olmak gerçekten iyi gelecek mi babaya? Bir de en sevdiklerini o halde görmek falan. 3 dakika sonra kavuşacak zaten, bilemedim anne veya baba değilim belki o yüzden gereksiz geliyor. Ama o anda panik hali, psikolojik ve olası fiziksel riskleri (bayılma düşme vs) gözetiyor olabilirler.

ben de 3 hafta sonra doğuracağım, babayı pcr testi ile alıyorlar. (ataşehir memorial)
tabi planlı doğum olmaz ise pcr sonucu gelmeyeceğinden almayacaklardır.
daha önce de aynı yerde epidural doğum yaptım, genel anestezi yoksa hep babayı ve fotoğrafçıyı alıyorlardı.
ancak bu durumu neden bu kadar umursadınız ki?
baba zaten baştan yok. yani sizin ameliyathanede epidural iğnesi olma aşamalarında yok.
bebek çıktıktan sonra da yok.
yani totalde 5 dakika olacak, sonra bebeği ona verecekler gidecekti zaten. o 5 dakikada da canınızla ve bebeğinizin iyi olup olmadığı ile uğraştığınızdan çok da baba görecek bir gözünüz olmuyor. yani öyle her dakikaya eşlik edilen, el ele tüm sürecin birlikte yaşandığı romantik ve paylaşımlı bir ortam yok. kısa bir karambol ve kapanış.
hastanenin yaptığı saçmaymış ama baba da çok gereksiz bence.
ha ben yine çağırdım babasını o ayrı. girebiliyorsa girsin, neler çektiğimi görsün :)

edit: sizi şimdi hatırladım. şeker yüklemesi fazla çıkan kadınsınız daha önce konuşmuştuk. bir siz bir ben bir doğuramadık şu bebekleri :)

@rewlack hocam baba kaldıramayacak olsa söyler, sorduğum da bu değildi ama görüşünüz için teşekkürler yine de :)

@kenarortay "baba da çok gereksiz bence" demişsiniz, bu da sizin görüşünüz elbette ama bana da bu ve "neler çektiğimi görsün" yaklaşımları çok ters :) tam doğru ifade edememiş olabilirim kendimi ama, mesele zaten benim babayı görmemden çok, babanın çocuğunun dünyayla ilk temasını, ilk ağlamasını deneyimleyebilmesi. vajinal veya sezaryen önemli değil, karambol olsun olmasın bu anları paylaşmak hem baba-bebek, hem anne-baba bağları için değerli. eşim hamilelik boyunca ne çektiğimi ve bundan sonra ne çekeceğimi anlayacak kadar empati becerisi yüksek ve duyarlı bir insan. tüm kontrollere birlikte gittik zaten, bana hamileliği kolaylaştırabilmek için hayatımızla ilgili sorumlulukları aylardır büyük oranda kendisi yüklendi. fakat ben de tüm bu süreçte babanın hem toplum, hem düzen tarafından sürekli dışlandığını düşünüyorum. babalar da hayatlarında oldukça önemli bir değişim geçiriyorlar, ama nasıl olduklarını soran yok, 1 hafta - 10 gün sonra işe dönmek zorundalar babalık izni diye bir şey yok, sezaryen doğuma alınmaları kolaylıkla engellenebiliyor. sonra bu adamlar çocuklarına neden mesafeli, neden eşit sorumluluk üstlenmiyorlar, neden anne kadar bağ geliştirmiyorlar?

eğer babanın doğuma girmesi sizin için önemliyse hastane değiştirin. ben doğumda tektim, şu an olsam yine tek olmayı seçerim (sezaryen).

@deartheodosia doktoruma çok güvendiğim için hastane değişimi seçenek dahilinde değil maalesef.

ben gecen sene pandeminin gobeginde daha asilar filan piyasada yokken yaptim dogumu fulya acibadem'de. pcr testiyle girdi baba da doguma. planli bir sezaryendi ve genel anestezi degildi. kanli bicakli bir ortam gormuyor bu arada baba. anne ne kadar goruyorsa baba da o kadar goruyor dogum kismini. ben esimin de olmasini cok istemistim hem kendimi iyi hissetmek icin onun yanimda olmasini istedigimden, hem de bence cok guzel bir an olan bebegin ilk dogdugu anlara onun da sahitlik edebilmesini istedigimden. esimin oyle ozel bi istegi yoktu ama sen istiyorsan gelirim dedi, oyle geldi. dogum sonrasi hep iyi ki gelmisim mucizevi bi hismis dedi hala guzel hatirliyor o anlari. bebek dogdugunda annenin kucagina veriliyor hemen ve baba da o sirada orada oluyor, guzel ve ender yasanan bir an bence. doktorunuzla konusun, doktor inisiyatifinde alinabiliyor baba da doguma.

bu durum hastaneden hastaneye değişiyor. ben geçtiğimiz şubatta acıbadem altunizade' de doğum yapmıştım (sezaryen), eşim de, fotoğrafçı da doğumda yanımdaydı. ama hamileliğimin ilk ayları pandemi koşulları ile ilgili uygulamaları daha ağırdı o zamanlar doğuma baba alınmıyordu. hatta muayeneye de alınmıyordu. doğumdan önce eşimden pcr testi istenmişti. her hastane farklı uygulama yapıyor bu konuda. açıkçası benim doğum yaptığım hastane de olmaz deseydi ille de olsun demezdim. size kalmış çok istiyorsanız doktorunuz tekrar şansını deneyebilir. şimdiden tebrik ederim, sağlıkla gelsin bebişiniz :)

Fotocu dedigimiz kisi belki bu olaya 500 kere sahit olmus hemsire kadar bilincli birisi.
Baba dedigin cat diye dusup bayilsa bayilirken 3-5 hortum koparsa 2 kisiyi kendine bakmak zorunda biraksa daha mi iyi?

Babalar bu olaya girmek istemiyor zaten, sirf olay cikmasin diye tamam diyorlar.
Benim arkadasimi doktor almadi, adam sevincten koridorda halay cekti.
Karisini o halde gorunce bir daha sevismeyen adamlar falan var.

Yazmışsınız zaten sezeryan olacak diye. Yani anestezi alacaksınız, ortamda açık yara ve kanlar olacak. Epiduralle yapılan vajinal doğum gibi birsey değil bu zaten, bildiğiniz açık ameliyat bu. Fotoğrafçının da alınmaması lazım buna. Vajinal doğuma baba, fotografçı ve kaynana da girebilir.

Biraz tuhaf bir öneri ama babayı fotoğrafçı olarak gösterseniz, bir makine ödünç alırsınız elbet bir tanıdıktan diye düşündüm. Genel anestezi ise alınmaması oldukça normal, ama epiduralde olmamasının manası yok bu hiçbir pandemi önlemi kalmamışken.

Sezaryen bir operasyon, normal doğum doğal bir süreç.

Bir operasyon sırasında sizi travmaya uğratacak, ameliyatın seyirini etkileyecek, sizin istemeden doktorları strese sokup hata yapmalarına sebebiyet vermenize yol açacak birçok olay yaşanabilir.

Örneğin eşinizin kalbi durabilir. Bu durum karşısında insanların ne yapacağını kestirmek güç ve doktorlar için siz herhangi birisiniz, sizi tanımıyorlar. Siz olsanız içeri alır mısınız?

Kalp durması örneğini olayı anlatan siyah beyaz bir durum olduğu için verdim, ancak birçok farklı senaryo düşünülebilir.

Her şey sizin ameliyatı kaldırıp kaldıramamanızla ilgili değil.

Sezaryen sırasında bebeği kanlı kanlı çıkınca düşüp bayılıp kafasını yere çarpan bir baba tanıyorum. Muhtemelen bu sebeple almıyorlar.

eksisozluk.com

sağ üstteki 3 nokta butonunda takip/engellenmiş kısmı var.

oyun firmasının reactjs ile oyun yazdığına emin misiniz? pek duymadım. yani illa ki ufak tefek oyunlar yapılabilir ama öyle firması kurulacak kadar oyun yazılır mı emin değilim.

belki de oyunlarının tanıtımı vs için bir ara yüz tasarlıyorlardır ya da belki çok daha başka ara yüz tasarımları için frontend developer arıyorlar. onda da zaten klasik javascript ve react soruları gelir. sorulan klasik sorular internette var, tecrübeniz varmış rahatlıkla cevaplarsınız diye düşünüyorum. bazı şirketler algoritma sorarak başlar, bazıları sözlü ama hemen hemen çoğu bir assessment verirler eğer ilk aşamadaki teknik mülakatı geçerseniz. sonrası da pazarlık. üç aşağı beş yukarı işe giriş süreci böyle.

2017 de bizim 3 ay sürmüstü

2017 döneminde sanırım darbeden dolayı öyleydi de, peki @aloha sizin soruşturma ne zamandı yakın tarihli miydi?

4 ay sürmüştü 2019’da.

Sanırım bu bulunduğunuz yerdeki emniyetin çalışma hızıyla, hatta dosyanızın hangi memurun masasına düştüğü ile çok alakalı. Benim de 2017'de 3 ay sürmüştü mesela ama araştırdığımda o zaman da daha kısa sürenler de, uzun sürenler de vardı. Bizim komşulara gelip sormuşlardı mesela, hâlâ yapıyorlar mı bunu bilmiyorum ama sürecin sonunda oluyor bu dolayısıyla yakında haber alacağınıza dair iyi bir ipucu oluyor :)

Çok teşekkür ederim.

Sizce güncel işimden ne zaman çıkışımı yapmalıyım?

kazandığınız kurum ve oturduğunuz yer ile alakalı.

güvenlik sonucu gelmeden çıkışınızı yapmmayın. bende bir şey yok yeaaa diyip kendinize güvenmeyin.

Teşekkür ederim. Bir de anladığım kadarı ile öğretmenlik, polislik adalet bakanlığı vs haricindeki yerlere sadece arşiv araştırması yapılıyormuş. Doğru mudur acaba o zaman sürecim daha da kolaylaşır sanırım...

evet doğru her yerde güvenlik soruşturması yapılmıyor

her ülkenin kendi listesi var, nereye gideceğinize göre değişir. şimdiye kadarki deneyimime göre genelde el koyuluyor, cezayla karşılaşılan durum çok duymadım (belki vardır tabi)

Şimdiye kadar el konan görmedim desem yeridir
X ray’den geçirirlerse sıkıntı olur
Yoksa elini kolunu sallayarak geçersin

Genel olarak Et, süt ve süt ürünleri yasak.

Avrupa birliği hayvansal ürün kabul etmiyor ama ABD'ye paketli peynir, sucuk vs götürebiliyorsunuz. Gideceğiniz ülkeye göre bakın.

ülkesine göre değişiyor, ceza kesilen görmedim ama ben de bir ay önce meksika girişinde salam, karper peynir ve bi paket kaşar peynir kaptırdım :) bagajını aldığımda etiket yapıştırdıklarını fark ettim, havaalanından çıkarken çevirdiler, açtırdılar didik didik ettiler, bunlara el koyup geri verdiler.

telefonun bildirim ayarlarından yapılıyor, whatsapp ile ilgisi yok.
telefonun modeline ve işletim sistemine göre değişir.

çıktıya da gerek yok. görüyorlar sistemden.

gib.gov.tr den ödeyip cikabilirsiniz. pasaport polisi sistemden goruyor. bazen unutup soruyorlar. online odedim derseniz, tekrar kontrol ediyorlar.

Hocam normal olabilir ama doktordan ziyade pedagoga sormak daha doğru olabilir

ona sizin ya da çocukların yanaklarını sıkmak istediğinde sıkabileceği bir şeyler verin. "bu yumuşak topu/bu oyun hamurunu sıkabilirsin ama benim ya da bebeklerin yanaklarını sıkamazsın" sıkma davranışının içinde bir duygu var, muhtemelen öfkesini ya da kıskançlığını çıkarıyor. öfkeli ya da kıskanç olması normal bunu çıkarabilmesi için onu sıkabileceği oyuncaklara yönlendirin.

Bir devlet hastanesi Dahiliye servisinden randevu al. Bize anlattıklarını Doktor'a anlatırsan istediğin kan tahlilini de yaptırır, reçeteni de düzenler.
D vitamini konusu önemli. Hallolana kadar bir hekim kontrolünde olman uygun olur.
İhmal etme. Geçmiş olsun.

ankarada özelde endokrinolojide yaptırdım, özel sağlık sigortasıyla herhangi bir ücret ödemedim.

Magnezyumun kandaki miktarı bütün vücuttakine oranla yüzde 1. Doktorlar öyle diyorlar, vücudumuzdaki magnezyumun sadece yüzde 1'i kanda bulunurmuş, gerisi dokularda hücrelerde bulunurmuş. Onun için kandan mg ölçtürmek hiçbir şey ifade etmez diyorlar. Hücre içi mg değerini ölçen testler de aşırı pahalıymış. Bence doktoruna söyle bu mevzuyu, sana şikayetlerine göre bir mg takviyesi önersin. Çünkü magnezyumun bilmem kaç formu var (mg malat, mg bisglisinat, mg taurat vs vs vs) ve mesela mg oksit ve mg sülfat en faydasız formlar. Diğer formların da kendilerine mahsus uzmanlık alanları var. Şikayetlerine göre bir şey vermesi lazım. Geçmişler olsun.

Tam aradığınız yer değil ama Maslak Oto Saniye'de Sanayi 1-A önemli yarışları verdi geçen sezon, epey de ilgili bir kalabalık vardı ve keyifliydi. Aklınızda bulunsun.

Boğatepe Köy Mandırası: www.bogatepemandira.com

Malakan peynirini kesin alın. muhteşem bir peynir.
Afiyet olsun.

www.buyukzavotlar.com

Tecrübeyle sabit

Bu arada kesinlikle ama kesinlikle sucuk da al

istpark otopark. ben gittim çok da memnun kaldım. sabahın 5 inde bile servisi vardı hiç beklemedik.

bir alternatif olarak havaalaninin kendi otoparkini da soyleyebilirim. surekli %50 kampanya oluyor ve online odemelerde bi de onun userine %10 indirim yapiyor. ekim ayinda 7 gunluk park ucreti olarak 82 lira mi ne vermistik. onu da bi arastirin derim, servisle ugrasmadan gecenin korunde ucaktan inip kendi aracina binebilmek buyuk konfor oluyor. sayfada ucret hesaplama alani da var oradan gorebilirsiniz odenecek tutari.

www.istairport.com:~:text=%E2%80%8B%E2%80%8B%E2%80%8BMart%E2%80%8B,285%2C50%20TL'dir.

SGK'lı hasta ise 10 gün boyunca aynı branşa 10 gün boyunca tekrar gidebilir ve hiçbir ücret ödemezsiniz. 10 gün dolarsa Yeni muayene kaydı açılır. SGK'nın kuralı bu. Doktor 10 gün sonrasına çağırarak çakallık yapıyor olabilir, olmaya da bilir. Belki de gerçekten 10 gün sonrasına gelmesi gerekiyordur.

kayınbabasına aşık musalı bölüm iyiydi

1x18
2x45

apo da iyiydi. 1.sezonda 10 lardadır.

tadelle, amigo cips, peynirli çubuk kraker

lays fırından, tadım fıstıx taco, züber lokma antep fıstıklı, probis, torku tam çikolatam(çok underrated bir şey bu)

Cips olarak; Doritos alaturka, lays fırından haşhaşlı, cipso deniz tuzlu.

Çikolata; fıstıklı damak, milka çilekli, genel olarak kinder

Bisküvi; hanımeller damla çikolatalı, negro

Kraker; bumbo, balık kraker, krispi peynirli

Diğer: rulokat, browni intense, magnum bademli, haribo (özellikle ekşli olanlar)

Lindt deniz tuzlu bitter çikolata, m&ms tuzlu ve karamel.

Eti Cicibebe, Kinder Bueno White, Lindt Lindor sütlü (ama fiyatına bakıp bakıp vazgeçiyorum artık), Kahve Dünyası Bonte, her türlü tuzlu karamelli çikolata, patlamış mısır + cranberry kurusu, çiğ kaju + dut kurusu, çıtır çilek kurusu, ekşi jelibon türevleri. Tuzlu abur cubur aramıyorum, favori cipslerim Lays fırından ve Pringles klasik.

Yeşillikli Lays, Doritos Turca, limonlu Lipton, Kinder süt dilimi ya da Milkten, kakaolu Eti Puf, Caramio, Laviva

patlamis misir,
eti bi dolu

züber atep fıstıklı, eti form ekşi mayalı, patos acılı.

Dido Gold

vişneli hoşbeş
limonlu popkek
beyaz çikolatalı gofret

Kahve Dünyası Gofrik.


Başka da abur cubur yemem Türkiye'de.

Hayat sigortası mı dask mı?

Dask mecburi zaten, her sene yenilemek lazım. Bankalar hayat sigortasını da dayatıyor ama aslında mecburi değil, fakat yaptırmakta yarar var.

Dask değil. Yangın dedi bankadaki görevli. Hayat sigortası olduğunu sanmıyorum. Banka ekstresinde yazan ifade aynen şu: poliçe prim ödemesi sigortası. 1700 TL civarı.

hayat sigortasını bankalar krediyi ilk verirken zorunlu tutabiliyor bu biraz da yaşa bağlı yaşınız gençse yaptırmak istemeyedebiliyorlar tabi bankadan bankaya değişir bu durum.

Bence yapmanız gereken şey şu: sizden para çekilen sigorta neymiş onun poliçesini bulun eğer bulamadıysanız da bankadan/sigorta şirketinden isteyin. Yangın ne demek anlamayamadım. Muhtemelen konut sigortası gibi bişey bu size yapılan. Bana da yapılmıştı 2.yıl yenilenmeden önce ben iptal ettirdim. Ama benimki 400 lira gibi bişeydi 1700 çok uçuk geldi konut sigortası için.

Yuh, 1700 çok para, o paraya araba kaskolatıyoruz.

Bahsettikleri eşya ve konut sigortasıdır, daskın haricinde. Ben de evime onlarca yıldır sigorta yapıyorum krediden ve bankadna bağımsız, bu sene 300-400 ancak vardır eşya ve konut sigortası.

Bu da hırsızlık, kazalar, yangınlar, su baskınları vs hepsini kapsıyor.

Bence kazıklanıyorsunuz, tam oalrak poliçeyi öğrenin ve süresi geçmeden iptal ettirin. Ama farklı bir sigorta şirketine de yaptırın bu sigortayı bence.

Konut kredisi alabilmek için DASK ve Hayat sigortası zorunlu olarak yapılıyor ve her yıl otomatik olarak yenileniyor.

Hayat sigortasının zorunlu olmadığına dair ortada bazı rivayetler dolaşıyorsa da Burası Türkiye. Tüketici Kanunu'nun bilmem kaçıncı maddesine göre zorunlu tutulamayacağı, o sigortanın zorunlu tutulduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Hayat sigortası poliçe bedeli, alınan kredi miktarı ve krediyi alanın yaşına göre büyük değişiklik gösteriyor.

evin kendisi için yapılan bir sigorta bu. konut sigortası kredi alırken imzalamışsınızdır, iptal ettirin. devlet bankasından çektiniz muhtemelen. "uygun kredi oranlarımızdan yaralanmak istiyorsanız bankamızdan konut sigortası yaptırmak zorundasınız" olay bu.

Sigortayı iptal ettirebilmeniz lazım.
İsmi yangın sigortası ama evin tesisatında yaşanabilecek problemleri vs. pek çok şeyi kapsıyor. Poliçeniz varsa böyle işleri oradan yaptırabileceğinizi bilin.

İlk yıl mecburi tutuyorlar, sonra otomatik olarak yenileniyor. İtiraz ederseniz mecburi değil sanırım. Krediyi kullandıran müşteri temsilicisini arayıp nasıl iptal ettirebileceğinizi sorun bence.

1700 TL çekildiyse 3. gün iptal etmiş olursunuz, 1670 TL geri yatırırlar sanırım.

Teşekkürler arkadaşlar. Bankayla konuşup iptal ettirmeyi deneyeceğim.

1 kişi, 2 kedi, 100m2 sanırım, yetiyor, bir odam boş hatta depo gibi kullanıyorum.

2 kişi, 2 kedi 200m2. vaktimizin hatırı sayılır çoğunlukta bir kısmını evde geçiriyoruz, alan o açıdan önemli bence. yetiyor.

2 kişi, 50m2, yetmiyor haliyle. kavga etsen de muhattap olmak kötü bir şey :d

1 kişi, 60-65m2 yetiyor.

2 kisi 70m2

2 kişi 55m2

230m2 tek kişi, bir kaç tane de sinek belki.

4 kişi 100m2 diyorum. 3+1

Evimizin kaç m2 olduğunu bilmediğimi fark ettim, kira sözleşmesinde yazıyor mudur acaba?

2 kişi ve 2 kedi, sanırım 120-130 m2 civarı 3+1, yetiyor. Pandemiden önce çok daha küçük 2+1'de yaşıyorduk, ikimiz de evden çalışmaya başlayınca sığamadık. Şimdi üç odanın ikisini ayrı ayrı ofis yaptık, mis gibi sığıyoruz.

1 kişi 90m2 2+1.

Fazlası ile yetiyor. Bir odamda sadece şifonyer ve kanepe var, öyle duruyor.

Fakat bir önceki evim de aynı büyüklükte olsa da odalar dikdörtgen şeklinde saçma sapandı ve oraya rahat sığamıyorum.

Bu evde odalar tam kare ve 2 kişilik yatak duvara dayanmadan 2 tarafında da komodin olacak şekilde rahatlıkla konabiliyor.

135 m2/3+1 2 kişi, 2 kedi. Yetiyor. 4 yıl önce daha çok yetiyordu. Eşyalar kendi kendine çoğaldı.

4 kişi 140 m2

yetiyor.

75 m2 2+1 iki kişi, ofis de evde olduğu için bize yetmiyor şu anda maalesef.

90 m2 1 kişi. Yetiyor ama daha fazla olsa daha rahat ederdim.

2 yetişkin, 1 çocuk, 1 kedi, 2+1 100 m2 ev + 100 m2 teras.

terasın bir kısmı kapalı, depo gibi kullandığımız için yetiyor. ama düz 100 m2 ev olsa yetmezdi, döküntülü insanlarız çünkü. minimalleşemiyoruz bir türlü.

1 kişi, 3+1 110 m2 civarı, sıfır başka canlı, homeoffice olduğu halde yine de fazla 1 kişi için, temizlik yaparken dezavantaj haline geliyor:)

2 kişi ve 1 kedi 155 m2. Rahat rahat yetiyor, bazen bir oda hiç olmasa da olur diye düşünüyorum (orayı giyinme+ misafir odası gibi bir şey yaptık) ama rahatlığını düşününce vazgeçiyorum. 2 banyo olması ise en en rahat ettiğim ve vazgecemeyecegim şey.

4 kişi 3+1, 130m2 gibi. Yetiyor
Ama full evden çalıştığımız bir dönem vardı, o zaman en az bir odamızın daha olması gerektiğini düşünmüştüm. Hala daha düşünüyorum.

110 M2, şu anda kayınvalide bizde bebeğe bakıyor, toplam 4 kişi. yetiyor.

3, 140

yetiyor.

90 m2 1 kişi. yetiyor.

80m2 iki kişi.

Buraya yazanların bir kısmının brüt bir kısmının net m2 yazdığına eminim ama kanıtlayamam :D

nef 03'te 1+1 evi olan arkadaşım evinin 40m2 olduğunu söylüyordu ama net 28 civarı mesela. Bizim eski evi emlakçı 85 ölçüp 110-120m2 olarak pazarlıyordu. Anadolu şehirlerinde net 120-130m2 evleri gördüğümde hangar gibi geliyor mesela.

Ben ayrı bir soru olarak da soracağım ama, soruyu açma sebebim şuydu; şu an 200 metrekare bahçeli bir villada yaşıyorum. Bahçede 200 metrekareye yakın. O kadar alıştım ki bu rahatlığa napicam bilmiyorum. Çünkü uygun fiyata böyle bir ev bulmam imkansız. Bedava resmen diyeceğim buna rağmen sizin tahminleriniz yaklaşamayacak ödediğim kiraya. Neyse şimdi eşyalı ev bakıyorum. Eşyalı evlerin çoğu hep 50-60 Metrekare civarında, bir tane 150 metrekare bir ev buldum, on numara da terası var ama kadın kiracı istiyor. Ben villadan sonra vasat bir eve alışamam gibi geliyor o yüzden bu evi çok istiyorum ama napicam bilmiyorum, ev sahibini ikna etmeye çalışacağım ama bakalım

5 kişi 80 m2 :) daraldım abicim yetmiyor

Dizayna ve plana bağlı olarak her yer yeter ya ne olacak.

2 kişi 65m2 yetiyor bize. 50 de olsa yeterdi.

Yoksa ben de isterim bir oda sırf çalışma odası, bir oda elbise odası, bir oda hobi odası olsun; mutfak ayrı, banyo geniş olsun ama yazlık yerde biraz fazla uçuk bu tarz evler.

Aile evindeyken, 100m2 üstü olmasına rağmen 3 kişiye dar geliyordu. Çünkü eşya çok ve iri.

2 kişi, 100 m2
biraz ufak geliyor ama çok da sorun teşkil etmiyor.

4+1

6 kişi. Anca sığıyoruz.

2+1 75 m

kari koca 2 yaşında çocuk
yetmiyor anca sigiyoruz

90, 1 kişi, yes.

25m2 1+0

Baska partiler de var:

en.m.wikipedia.org

Cok parti var aslinda. Ama cekisme bu ikisi arasinda oldugundan iki parti on planda.

Bu iki partinin dünya görüşü Amerikan halkına yetiyor, fazlasına ihtiyaç duyulmuyor. Ha ama baktığında çok parti olsa da İngiltere de böyle mesela biz de böyleyiz temelde.

Gençlik dönemlerde ben de kullanmıştım fakat gainer oldukça sağlıksız bir şey diye biliyorum. Amaç kilo almaksa hedefe yönelik her gün kullanmak gerekir ama bana sorarsanız ne kadar az o kadar iyi düşüncesiyle antrenman günleri kullanın derim.

Şimdiki aklım olsa ille takviye kullanacaksam protein tozundan şaşmam. Kilo hedefi varsa da ek olarak bol karbonhidratlı besinler.

Kilo almak, vücut yapmak, vs.
Amacın ne ise bu amaca uygun olarak alman gereken kaloriyi ve bu kalorinin ne kadarının proteinden, ne kadarının karbonhidrattan, ne kadarının yağdan alınmasının gerektiğini hesaplayacaksın. Günlük aldığın besinde bu değerler ne kadar noksan kalıyorsa o noksanlığı o takviye ile tamamlayacaksın.
Yani her gün alman da gerekmiyor, her gün aynı miktarda da.
O gün ne kadar açığın kaldıysa o kadar alacaksın.

Emre, cenkerdem, Baybars, Kaan, yiğit. Huray. Harun. Hamza. Tarkan.

Bu arada İlker ismi güzel. Onu bir kere daha düşünün derim.

Tuğkan, batuhan, göktuğ, emre+1, talha, sarp, dağhan, timur, eray, mert, burak, hamza, furkan

Kıvanç

Düşünüp kararsız kaldığınız isimlere bakarak, eğer illa bunlardan biri olacak demiyorsanız tolga diyorum.

erkek bebe isimlerinden en çok Eray ismini severim .yazılanlar arasında yoktu fikir olsun istedim.

izmir'de ilkokulda bir arkadaşımın adı Albatros çok ilginç geliyordu bize ve aşırı havalı zeki bir çocuktu. Cihangir de böyle .

yakın zamanda arkadaşlarımın çocukları oldu mesela Alaz ve Asım isimli bebeklerimiz var etrafta .Çok yaygın olmayan isimler bence güzel oluyor.

Yekta, Sina, Hakan, Selçuk, Zafer

Oğlum olmadı, olsaydı bunlardan biri olurdu.

saydıklarınızın arasından cenk çok güzel. hatta cenker ismi ondan da güzel bence.

Aras ve uygar güzel

tolga, tuna

Kemal

oğlumun adı ege tuna. bunun dışında emir, doruk, çınar, kuzey, atlas isimleri de bence çook güzel.

bunlara yakın cem var. popüler isimlerden kaan, kerem, alp var benzer. yağız geldi aklıma bir de.

Ay bir şey daha diyeceğim. Erkek ismi bulmak çok zor bir süreç. Biz en sonunda 2 isim koyduk -ki asla koymam diyordum. Allah aşkına 2 isim koymayın.

Can, Uzay, Yiğit sevdiğim isimlerden

geçen hafta bebeği olan arkadaşım uzay koydu. barbaros, yağmur, bulut, toprak.

Yağız

Soy isme de uyumuna göre Cenk, Uygar, İlker seçilebilir, güzel bence gayet.

gök'lü isim koymayın dalga geçiliyor +1.

ne kadar ilker tanıdığım varsa hepsi değişik insanlardı sevmem.

ne kadar egemen tanıdıysam hepsi şahsına münhasır iyi çoçuklardı. egemen ismini severim.

pamir çok güzel ama çocuklara isimlerini sorduğumda pamir diyor yarısı.

seçtiklerinizden bence: cenk, uygar, egemen.

önerilerim: timur, onur, uğur, erdem, mete, kerem, ata, attila.

farklı öneriler: tibet, timuçin, teoman, nejat.

Kerem <3

Cevaplar için herkese teşekkürler. Cenk,Erdem ve Levent e kadar düşürdük gibi.
Hala önerilere açığız. Az da olsa vakit var.

Cenk müthiş isim, oyum Cenk'e.

Pazartesi sabah oğlumuz doğdu ve ismi Mert oldu. Gerçekten de yüzünü görünce annesiyle birbirimize bakıp tam bir Mert dedik ikimiz de :)
Çok teşekkürler herkese selamlar.

tebrik ederim, allah analı babalı büyütsün. ismi de çok güzel.

Mümkün değil. Onay işleri eskiden manuel olarak yöneticiler tarafından yapılıyordu 4-5 yıldır sistem aracılığıyla zorunlu 10 entry'yi giriş tarihine göre sıralayıp otomatik olarak yapıyorlar, referans sistemi hala çalışan bir sistem ama onların dışında böyle bir şey mümkün değil. Ha ama adam ne yapıyor mesela çaylakken 500 tane entry giriyor onay aldıktan sonra 5 ay öncesinin 10 entry'sini tutup kalanını siliyor sonra diyor ki ben 5 ayda onay aldım. E hikaye tabii o. Aslında ilk entry'yi 2 sene önce falan girmiştir. Ben 5 ayda onay aldım diyen adama kayıt olurken sözlükten gönderilen ilk maili gönder bi bakalım ne zaman üye olmuşsun desek gönderemez muhtemelen.

2012 ve 2018'de olmak üzere iki hesap açmıştım. 2012'de açtığım hesap 2019'da onaylandı. Birkaç ay önce ban yedim, haliyle 2018'de açtığım çaylak hesabına girdim hazır 10 entry var diye. O yaklaşık 2 ayda falan onaylandı. 10 entryi gireli yıllar olduğu için muhtemelen.

Kadınlar gününde cinsiyeti kadın girenler için toplu alım yapılıyordu. Onda bile 1 sene beklemiş olma şartı vardı. Özetle pek mümkün değil.

tanidik varsa aninda goruntu, yoksa senelerce beklersin. Hatta benim basima soyle birsey geldi, cooper olarak almistim nick'i, 1-2 gun sonra oyle birisi zaten var diye ucurdular. Elemana alelacele 3-5 bisey yazdirdilar o arada. Biz de gittik tekrar kayit olduk cift r ile.

Kesinlikle var. Birine sormuştum nasıl hemen 1 ayda yazar oldun diye kimseyi tanımadığını ama yurt dışında yaşadığını bu sebeple belki yazarlığının erken onaylanmış olabileceğini söyledi.

Gezi parkı olaylarının başladığı gün 3 4 aylık çaylakken pat diye yazar olmuştum. Hala daha devam ediyor :)

jinekolog istek yapmasi lazim.

özelde evet yaparlar. kan vericem deyin acilden giriş yaptırın ücreti ile yapılıyor

özelde yaptırdım, biraz ücreti fazlaydı ama yaptılar. sanırım devlette de sadece evlilere yapıyorlar zaten

en güzeli eşe dosta danışıp referans almak, işini iyi yaptığını duyduğun birine işini emanet etmek. bir dosya verecekseniz (boşanma, arsa, icra, alacak davası gibi dava dosyası yani) bu şekilde yapmak iyidir.

ama işiniz danışmanlık almayı gerektiren daha teknik/niş bir iş ise Legal 500 Türkiye yine aratın. oradaki hukuk büroları, genellikle saatlik ücret karşılığı danışmanlık hizmeti verir.

Ben de bir avukat olarak üstteki yazarın haklı olduğunu düşünüyorum. İyi bir avukat bulmak ile iyi bir tesisatçı bulmak arasında çok fark yok. Eşe dosta sorup referans alacaksınız. Kimseyi bulamazsanız buraya yazın, insanlar yönlendirir bir şekilde.

Yapmamanız gereken şey ise şu: google'a "boşanma avukatı" veya "işçi avukatı" yazıp çıkan isimlere başvurmayın. Şarlatan olma ihtimalleri çok yüksek.

avukat olarak cevabım : asla internetten bulmayın.
eşe dosta sorun

bir avukat olarak ben de cevap vereyim...

eğer işiniz "büyük" şirketinize ait değilse, kurumsal bir mesele değilse, yüklü paraların döndüğü bir iş değilse.. kesinlikle büyük bir hukuk bürosuyla anlaşmayın. böyle bürolarda genelde dosyanın kimde olduğu belli olmaz. herkesi dolaşır. herkes bir ucundan tutar. dosya sayıları çok fazla olduğu için sizinkine verilecek önem de ona göre olur. dilediğinizde arayıp bilgi alacak birisini bulamayabilirsiniz.

Herkes internetten bulmayın çevrenize sorun demiş ama... buna da asla katılmadığımı söylemeliyim. Çünkü artık hemen hemen herkesin avukat eşi dostu var. siz birisine avukat sorduğunuzda peh muhtemeldir ki kendi çevrelerindeki yakınlarını tavsiye edecekler. sırf birisi size onu önerdi diye, bu onu iyi avukat yapar mı? Bu olayın üstüne iyi denk geldi. Yakın arkadaşlarımdan birisi, arkadaşının boşanma dosyası için beni tavsiye etmiş. Ben boşanma yapmıyorum. Adam beni aradı. Ben istesem ofise çağırır konuşur dosyasını alırdım. Ama bu konuda yetkin olmadığım için kabul etmedim. ya etseydim?

avukata işi düşen normal bir vatandaş olsam elbette çevreme sorarım. gider görüşürüm. onun dışında, internetten de avukat ararım. web sitelerini incelerim. çalıştığı alanlara dair makalesi var mı özellikle bakarım.

web sitemdeki yazılarıma, makalelerime rastlayıp ofisime gelen insan sayısı kaç oldu hatırlamıyorum. bu şekilde çok iş alıp takip ettim. çoğuyla güzel iş ilişkileri kurduk. Devamında başka dosyalarını getirenler de oldu.

velhasılı kelam, referans olmazsa olmaz değildir. internetten bulunan avukat da öcü değildir.

kişinin işin ehli olup olmadığını ancak gidip görüşerek anlarsınız. her işin ehli olanın dosya takip yeteneği iyi olacak diye bir şey yoktur. ulaşılabilirlik çok önemlidir. gördüğüm kadarıyla vatandaş, dosyayı avukata emanet ettikten sonra, bir daha avukatın yüzünü görememekten şikayetçi. buna da dikkat etmenizi öneririm.

üstleriyle arası iyiyse kulağını çekerler o kadar. o yazdıklarını da silerler. ya da silmezler burası türkiye.

Özlük dosyasına yalan evrak koydurduysa bu suçtur. Bahsettiğiniz şey Resmî geçerliliği olmayan Elle değiştirilebilen bir şeyse disiplin soruşturması açılabilir.

bu kisi zaten hali hazırda memur ise geriye donuk arşiv arastirmasi yapilmistir ve gecmis mezuniyetlerine dair bilgiler ilgili kurumda vardır. kamu kurumunun personel sayfasında direkt kendisi bilgi yayinlayamayacagina gore bilgiyi giren kisinin bilgilerin doğruluğunu arastirmasi gerekir normalde.

kamu kurumlarında o isler biraz problemli, bi excel formatı hazirlanmistir ve ilgililere gönderilmiştir. Bunu doldurup gönderin diye de mail atmislardir, bir yanlislik olmus deyip duzeltirler. hatta olay arkadasinizin konumuna gore bilgiyi yanlış giren personelin basına bile patlayabilir.

Girdiği bilgiler memuriyete yerleşmesine esas olacak şeylerse sorun yaratır memuriyetten atılabilir.

gözlük takan futbolcunun gözünde problem vardı(şişlik gibi bir şey) koruma maksatı ile takıyordu. alttaki yorumda ise beşiktaş küçük takım demek istemiş. o yüzden büyüteç esprisi yapmış. ben komik bulamadım.

bu arkadaşın gözünde havai fişek patladı. görme yetisi ya yok ya da çok düşük tek gözü. gözlüklü sporcular oluyor bu arada. anormal bir durum değil.

(bkz: Omar Elabdellaoui)
çok büyük bir talihsizlik yaşadı. onlarca ameliyat oldu. hala daha eskisi gibi değil gözü.

bir başka gözlük takan futbolcu örneği
(bkz: edgar davis)

futbolcunun adı omar. birkaç sene önce gözünde havai fişek patladı. koruma amaçlı özel gözlük takıyor.

yorumdaki meme gibi bişey aslında. beşiktaş küçük takım demeye getiriyor

tradingview vs. gir. göstergelerden basit ortalamayı seç. ayarlardan 30 günü seç.

diğer bir seçenek de tradingview'da grafik açıkken hiçbir şey basmadan klavyede 30D veya 1M yazıp enter'a basarsan mumları 30'ar günlük görürsün.

npm WARN old lockfile
npm WARN old lockfile The package-lock.json file was created with an old version of npm,
npm WARN old lockfile so supplemental metadata must be fetched from the registry.
npm WARN old lockfile
npm WARN old lockfile This is a one-time fix-up, please be patient...
npm WARN old lockfile

gibi mevzularla başlıyor en basitinden.

"Module Error (from ./node_modules/eslint-loader/dist/cjs.js):"

Vue bilmiyorum ama şu yöntemi denerdim:
medium.com

Homebrew ile hızlıca farklı node ve npm versiyonları arasında geçiş yapabilirsin. Daha aşağı versiyonları yükle, geçiş yap, npm install ile dene.

Bu çare olmazsa projenin oluşturulma tarihindeki paketleri -sorunlu olanları- npm ile spesifik olarak versiyon vererek indir.

Riff, Pixel, Ruddy

www.amazon.com.tr

www.ciceksepeti.com

ağırlığı ve ele oturuşu çok hoş.

Abi onu çevirmen gerekmiyor ki o sistemin ismi zaten Intermittent Fasting, özel isim gibi düşünebilirsin direkt o şekilde yaz bence. Yok illa çevirmeliyim dersen, ki dediğim gibi bu gereksiz, "aralıklı oruç" beslenme rutinin ya da "aralıklı oruç" sisteminin faydalarını tartıştık ya da benzer bi ifade kullanabilirsin.

Böyle bir ifadeyi tırnak içine yazmak Türkçede doğru mu bilmiyorum ama illa yazılacaksa a şıkkındaki gibi olmalı.

kitap bizzat if ile alakalı olduğu için aralıklı oruç şeklinde çevirmek zorundayım.

arkadaşlar adam "tırnak içine aldığım şey sert ünsüzle bitiyor ve ek alıyor, sert ünsüzün yumuşaması lazım, yumuşatmayayım mı, yumuşatacaksam nasıl yumuşatayım" diye soruyor. niye tırnak içine yazacağı kelimeye alternatif düşünüp değiştirmeye çalışıyorsunuz? alternatifsiz bambaşka bir şey de olabilir tırnağın içindeki

tdk'da bununla ilgili net bir şey bulamadım. lakin kesme işaretinden mantık yürütürsek, özel isimlere gelen ek ile yumuşaması gereken ek yumuşamıyorsa, "Burağın kitabı" veya "Burağ'ın kitabı" değil, "Burak'ın kitabı" diyorsak, tırnak içindeki cümle için de "aralıklı oruç"un faydaları dememiz daha doğru diye düşünüyorum.

Cevap A şıkkı

Seyyar satıcılık yapamam sosyal fobim var. Yani küçümsediğimden hakir gördüğüm değil bilakis yapabilecek özgüvenim olmadığı için yapmam-yapamam.

lagimcilik
yukseklerde yapilan herhangi bir is (yukseklik korkum var)

Polislik ve askerlik.

Tutup mavi yaka islerini saysak sabaha kadar sayarim zaten cogunu yapamam.

ama beyaz yaka icinde marketing isini hayatta yapamam sanirim, bi donem arkamda marketing muduru vardi.
Sirket icin brosur tasarlanacak, 6 ay surdu.
3 sayfa html site yaptirdilar 3 ay surdu.
Esantiyon deftere karar vermeleri 2 ay surdu.

Sinirimden masayi isiriyordum bazen, hatta verin ben bedavaya yapayim sitenizi dedim. Gitti 100bin falan verdiler.

Hele dijital pazarlama bundan beterdi.

seyyar satıcılık yaptım. çürükleri arkaya koyan seyyar satıcı hiç olmadım, olmazdım. aklıma gelmezdi. hep seçtirdim. seçerken domatese masaj yapanları uyardım, tabii, "abla ezmeden al, onları kime satayım ben" çok normal. kırsalda bir ilçedeki hafta ortası pazarında seyyar arabayla domates sattım. pazarcılar çok zorladı, sattırmadı, e tabii izin yok, bir şey yok, işlerine engel oluyorum. onlar seçtirmiyor, ben seçtiriyorum. malın %20'sini zor sattım. bir kaç saat sonra pazardan ayrıldım. diğer ilçeye 40 km tek başıma yaya olarak (10-12 yaşımda) 10-12 belki 15 saatte geri döndüm. dönerken yolda domatesleri bağıra bağıra evlere sattım. tarla domatees! ayakkabı boyacılığı yaptım. boyaya cilaya kötü boya cila hiç katmadım. yola fırça düşürmedim, yapmam. günde 5 vakit camiye gitsen zaten rahat 3-5 boyuyorsun. avanta para hiç aklıma gelmedi. bu şekilde emeğinle para kazanmak inanılmaz güzel bir duygu. bir de durağan değil iş. kafa hep vızır vızır çalışıyor. ne yapsam da para kazansam diye düşünüyorsun ve aklındakini gerçekleştiriyorsun. supply and demand my friend. açık havada bir aktivite görüyorsun. toptancıdan kavrulmamış ay çekirdeği alıyorsun. evde vok tavada kavuruyorsun. gazete kağıtlarıyla külah yapıp içlerine koyup satıyorsun. aklındaki, sıcak sıcak çekirdek satılır şimdi bu serin havada. 3-5 sattın, maliyetine geldin ama hızlı satamıyorsun. aktivitenin belli vakti var. hemen kalanı enayinin birine ucuza satıp, nakite çevirip başka bir işe giriyorsun. mesela köfte ekmek. o sanıyor ki senden uygun fiyata aldı. ama sen mal maliyeti + hizmetini almışsın. varsın overhead kalsın. sen köfte ekmek için sermaye yarattın. o yaşta fırsat maliyeti, cash is king, nakit akış > karlılık öğreniyorsun.

piramitçi satışçılardan olamam herhalde. mega holdings, titan vs.

Zincir marketlerden birinde çalışmak. En son bir akrabama haftanın 4 günü 15 saat çalışmasını isteyip aksi taktirde işten kovmakla tehdit etmişlerdi.

meslek olarak adlandıramıyorum ama insan ve hayvanların canını yakmamı gerektirecek bir iş yapamam. bir de trafiğe çıkmamı gerektirecek bir iş yapamam, üç saniye içinde stresten ölürüm.

Trafikten ve yükseklikten çok korkuyorum. Bu ikisinin olduğu herhangi bir işi korkudan yapamam.

Mavi yaka işlerin çoğunu yapamazdım. Özellikle beden gücü gerektirenler.

Beyaz yaka işlerden de satış. Mümkün değil asla kişiliğime uymuyor.

Yalnız asla asla da diyemiyorum. İnsan mecbur kalınca düşünmeği şeylere adapte olabiliyor.

İçerisinde içki, kumar olan hiçbir işte çalışmam.

yok. zaten yuz iste calistim. insan cok hizli adapte oluyor.

Hizmet sektörü.
3 yıl çalıştım 30 sene gitti hayatımdan.

beceremeyeceğim/yapamayacağım çok iş var misalen müzisyenlik, ressamlık vs. tonla, ama yapmam şu işi yapmam diyeceğim bir iş yok.

icra memurluğu dışında her işi yaparım.

Çiftçilik, hayvancılık yapamam.

@camussar arti 1. insanin hakikaten alisamayacagi bir sey yok.

ama tarim iscisi olarak calismazdim herhalde. cok agir.

yenir, ısıtılır.

dolap denen, dolabın buzluk kısmı değilse sorun olmaz.

genel gida guvenligi prensibi olarak et ve kiyma iki kez isitilmaz, bakteri urer.

ureyecek bakteri miktari gida zehirlenmesi yapacak kadar olmayabilir belki ama bakteri ureyecegi kesin.

bunyenize gore hicbir sey de yapmayabilir veya 1-2 gun ishal yapar vb.

Marketten kristal aliyorum yillardir.

datça'ya gidince alıyorum.

onun dışında monteida alıyorum.

monteida.com

50 tl litresi. Zeytin bahçesi olan tanıdıklardan alıyorum.

gabe h coud +1
bende Datça'ya gidince alıyorum.

Çok anladığımdan değil ama iyi olduğunu duyduğum için Tariş alıyorum. En son Migros'tan indirimle 2 litreyi 59 liraya mı ne almıştım. Şimdi baktım 185 lira olmuş.

50 tl aydin’dan

magaza.ozgunzeytin.com.tr

Yemeklik (yemek yaparken kullanmak için naturel birinci sızma) polifenol değeri %60 dan düşük 70TL
Salata, ot yemekleri sonrası soğukken üstüne dökmelik trilya soğuk sıkım polifenol değeri %180 üstü = 200 TL civarı.

Polifenol değerlerine önem veriyorsanız, satın alacağınız partinin analiz raporunu görmeden almayın.

Analizsiz sadece asit değerine göre bizim buralarda güney ege zeytinyağları 1 asit altı litresi 50 tl den satılıyor.

saglıklıyasıyoruz grubunun ay sonu indirimleriyle zeytinseli.com'dan alıyorum.

Hilmi yildirim aldım bu sene. 60 lira şu an olgun hasatın litresi.

Aydın'ın köy pazarlarından geçen ay 35 ve 40 liraya yeni hasat aldık. Egeliyiz ve zeytinin içinde büyüdük. İnternetteki fiyatları görünce şok geçiriyorum.

bim :)

başlık çok faydalı.
migrostan indirimde alıyorum ltsi 50-55 tl arasına geliyor

multiple giriş varsa veya yeşil pasaportsa andorra'ya gidin.

bcn yi bitirdikten sonra eğlence hayatı ve beach için ibiza Sant Antoni de Portmany tavsiye edebilirim.
iyi eğlenceler şimdiden.

Ne zaman gideceksiniz? Ben olsam 3 gün için kalkıp Portekiz'e gitmem. Biz 12 günlük seyahati Katalonya gezisine çevirmiştik, Barcelona'da kaldıktan sonra araba kiralayıp Girona ve Figueres'te konaklama ayarlamıştık. Hem buraları gezdik hem de Costa Brava sahillerini, Besalu ve Begur gibi çok güzel kasabalarını gördük. 3 gün her ikisine yetmez ama Girona'da konaklayıp, çevreyi gezebilirsiniz, kesinlikle tavsiye ederim. Girona'nın old town'ı, kentin içinden geçen nehrin çevresi, yeme içme imkanları çok güzel. Game of Thrones'un bazı sahneleri de burada çekilmiş dikkatinizi çekerse :)

ibiza'ya gitmeyin, değmez. yakınlardaki şehirlere giderim ben olsam ama uçakla gideceksem de binmişken portekiz'e giderdim.

26 Nisan - 2 Mayıs arası gideceğiz.

Ben arıtma ekolündenim. Şimdilik memnunum damacanayı aratmadı zalım.

EK: britaspor

Arıtma+maden suyu tarikatındanım. Damacana olmuş 25 lira. 6 ay dayanabilmiştim damacanaya.

ben arıtma kullanıyorum. mineral sorunu için maden suyu içilebilir. Artıma müthiş rahatlık, damacana doluluğu takibi yapmıyorsunuz. çaya, yemeğe arıtma suyu kullanabiliyorsunuz.

arıtma fiyatları da bayağı zamlandı bu arada.

Aritma hicbir seyi aritmiyor. Hatta suyu kirletiyor. Filtrelerin her hafta temizlenmesi gerek. Ben köyden su dolduruyorum. Boyle imkanin yoksa sebeke suyunu 2 saat dinlendirip kullan. Dibini kullanma.

Mix & go yıllardır kullanıyorum memnunum
Buzlu kavun yapabiliyor
Yulaflı karışım yapabiliyor
Meyve suları yapabiliyor

Tek negatifliği biraz gürültülü çalışıyor bence

Senelerdir mix & go kullanıyorum, her işimi görüyor. Çok memnunum

fikir verecekse ben de araştırıp araştırıp shake'n take joy'da karar kılmıştım. detay hatırlamıyorum ama mix&go'dan daha güçlü ve özellikleri daha fazlaydı.

bir daha alacak olsam varsa piyasada az sesli çalışan alırdım. mix n go da kullandım daha önce, sanırım tüm blenderlar gürültülü.

Maalesef. Gerçi bilinmediklerde de durum farklı değil.

Carls daha pahalı olurdu ok ama burger ve mc cok daha ucuz olurdu sanki bu ne abi şimdi hepsi eşitlenmiş

Ama bu leş markaların lezzeti olmuyor evde yapınca yaw. Bi kere o patatesler çıtır çıtır oluyor orda evde hiç o çıtırlıpı yakalayamadım

"evde aynısını yapıyorum" denildikçe ekonomi dandikleşmeye devam edecek.


konuya dönersek maalesef tuhaf bulmuyorum fiyatları. her şeyin fiyatı enflasyon* oranında artıyor. dışarıdan yersem ortalama 70tl hesaplıyorum öğünü.

80 TL gayet normal.

Mahalle arasında döner+ayran 45 TL.

Carls Jr'ın 80 TL olması normal geldi bana.

İzmir’de yeni açılmış butik bir hamburgercinin reklamı düştü önüme geçen Instagram’da. Yemeksepeti’nde de gördüm restoranı bir bakayım dedim fiyatlara. 120 liraya hamburgerleri var. Öehh dedim.
Evde aynı lezzet yakalanmıyor evet. Bunun önemli bir nedeni de monosodyum glutemat kullanmaları.

Muhtemelen sanal karta yatar hocam, çünkü o kartın numarasını veriyorsunuz fiziki karttan bir farkı yok.

Getir küçükten aynı durumu yaşadım, ertesi gün Çarşamba'ydı. O gün geri yattı sanal karta para.

İşbank: ana karta iade yapılmıştı. Sanal kart limitini saatlik belirliyorum.

sanal karta iade edilecek, diğer hesaplarını getir nereden bilsin? müneccim değiller ya, banka birden fazla hesabın varsa hangisine paranın gitmesini istediğini nereden bilsin? o da müneccim değil :)

Telefonu açtığında ses kaydı alıyorum uyarısında bulunabilirsin.

@baal çakal o zaman süt dökmüş kedi numarası yapar 60 yaşında falan bu tür manipülasyon işlerinde uzman biri. açıkcası tek bildiği şey manipülasyon.

elinde bir kontrat ve sana odemenin tam yapilmadigina dair kagit kurek varsa norvecte bir avukat ile anlas, ihtar cek.

@cooper konuştum en az 2000euro tutuyor norveçli avukat adam öyle değil mahkemeye gidelim derse benim masraf en az 10k euro oluyor. o kadar para bayılamam. adam bunu biliyor. tr'den ve konsolosluktan arattım hiç bir şey olmadı. adam herkesi geçiştirebiliyor sonsuza kadar.

çoğu yolu denedim yani.

@duyurukullanıcısı

yaw zaten mevzu 2000 avro ve alti ise avukat/mahkeme isine girmeye degmez.
o zaman ya soguk su iceceksin, ya da pesini birakmam diyorsan ilk ucaga atlayip, gidip herifin bogazina cokeceksin.

hakaret ediyor derken ne diyor?

@cooper mevzu yüksek ama benim norveçli avukatlara dökecek param yok çünkü dipsiz kuyu orası bir türk için. 2k euro olsa zaten unuturdum.

gidip adamı dövsem yarın oslo today'de manşetiz barbar türk norveçliye saldırdı diye.

kucuk anlasmazliklara bakan masrafi cok az olan, evraklari falan kendin yukledigin bi prosedur yok mu Norvecte? avrupa'da cogu ulkede bu tarz arabuluculu kurumlar var.

eger resmi ve yasal olarak herseyi denediysen ozaman ustune soguk su iceceksen sessiz icme, sen de pisles. al ses kaydini, ulasabiliyosan shareholderlara ulas, internette paylas, musterilerine gonder, sirketle ilgili heryerde review yaz, linkedinde yaz.

bisey yapmiycaksan adami tehdit et, en azindan korksun.

Yakin akrabalarini arayip durumu izah edebilirsin. Cekindigi, utandigi biri vardir illa ki.

Bu durumu belgeleriyle internette ifşa edeceğim ve iş yaptığın herkeslerin de haberdar olmasını sağlayacağım diyerek tehdit edebilirsin.

Daha önce konuşmuştuk diye hatırlıyorum konuyu.

Buraya başvurdun mu? konfliktraadet.no

@ocaan
bizim elçiliği aradım bir şey çıkmadı. 4-5 yere 35 sayfa tüm kanıtları gönderdim bir şey çıkmadı. koruyorlar kendi adamlarını.

@brkylmz
sosyal medya hesaplarına yazabilirim ama yine kanıt lazım. yoksa suç atar üzerime ortada kalırım.

@kaptankedi
telefonda herşeyi itiraf ediyor zaten. adamın borcum yok veya yalan söylüyorsun dediği yok zaten herşey belgeli, fotoğraflı. her aradığımda 6 ay sonraya attığını düşün ama kayıtları kullanamıyorum adam maillerde sosyal medya hesaplarında sanki iyilik perisi.

telefonu kaydetmen tam olarak suç değil, halka açık paylaşım suç
kaydedip, şirket içi mail eki yap bence

madem başka shareholder'lar da var, sen neden adamın sana hakaret ettiği ses kayıtlarını alıp göndermiyorsun? sen tr'desin, adam norveç'te, adam bunun avantajını kullanıyorsa biraz da sen kullan. yolla eşine dostuna kayıtları, yasa dışıysa yasadışı. kusura bakmayın çaresiz kaldım diye efendi efendi gönderirdim ben olsam. bu şekilde çok pasif kalıyorsun yani.

Telefonu kaydetmen bizim yasalarda suc, herif norvecli seni mahkemeye mi verecek :) sikayet olmadikca kim seni yargilayacak.

Kaydedip linkedine koyardim ben olsam.

Konuşmayı kaydetmek suç değil, "habersiz" kaydetmek suç. Kaydediyorum diye haber verin ve kaydedin. Hem delil olur, hem de suç falan olmaz.

far cry serisinin her oyununa hevesle başlıyorum 3-4 saat oynayıp sıkılıp kapatıyorum. serinin her oyunu aynı olduğu gibi oyun içinde de tüm görevler aynı. dönüyor dolaşıyor aynı şeyi yapıp duruyorsun.

seçenekler sadece bu ikisi ise resident evil derim ben.

ama yeni oyun alacaksam "god of war" alırdım. fiyat farkına değer.

Yazdıklarınızdan Survival-Horror türündeki oyunlara biraz daha meyilli olduğunuzu çıkardım. Bu yönde değerlendirirsek Resident Evil 6 sevdiğim bir oyun, bayıla bayıla oynamıştım seneler önce. Ama korkunun dozajını düşürüp aksiyonun dozajını artırdılar önceki oyunlara göre. Ama yine de hem Call of Duty gibi aksiyon dolu hem de korkunun ön planda olduğu senaryolar var. Mesela Leon-Helena ikilisinin senaryosunda korku daha ön plandayken Chris-Piers ikilisinin senaryosu aksiyon yüklü.

Resident Evil oyunlarını ve Survival-Horror türünü çok seviyorum. Onun yanı sıra Resident Evil 4 de çok güzel bir oyun. Top 5 listemde birincidir, o kadar seviyorum. Bunun yanı sıra yine Resident Evil 4'ün yapımcısı Shinji Mikami'nin RE 4 ruhunu kattığı The Evil Within var. Yine onun devamı The Evil Within 2 var.

Far Cry 4 de güzel ama bir müddet sonra hep aynı şeyleri yapıyorsunuz.

Detroit: Become Human

ortaçağ, büyüler, mythler pek ilgi alanım değil hatta 32 yıllık gamerlık hayatımda hiç böyle oyunlar oynamadım ama bence witcher 3 seni sarar. fallout 4 de senlik olabilir.

sabah 7.30-9 aralığı kadar yoğun olmasa da yine de az bir yoğunluk olur. 15 dakikada bilemedin 20 dakikada gidersin.

Hocam ıeası küçücük bir ilçe. Alternatif yok ki. Bulduğunuz evi tutacaksınız.
Tekirdağ'ın en küçük ve kırsal ilçesi.


Tekirdağ'da ise öğretmenevi ucuz

hayrabolu tekirdağ arası ortalama 45 dk. yolu halen yapım aşamasında yarıdan fazlası tek şerit. her gün git gel yapacaksanız çok çekilecek bir çile değil. ayrıca iç kesimde ve yüksekte kaldığından kış mevsiminde hayrabolu tekirdağ yolu genelde karlı/buzlu olabiliyor. hayraboluda kalayım derseniz tekirdağ ın en küçük ve gelişmemiş ilçelerinden biri diyebilirim. ama kalıcı bir yer ayarlayana dek tekirdağdan git gel yapabilirsiniz.

Sahte olmadığına eminsen almanyaya ulaş bence.

@aeroknight ürün sahte değil ancak kayıtsız olduğunu söyledi. içinde Bircom garanti belgesi var nasıl yaptılarsa artık kayıt yokmuş.

bazı ürünler için kullanıcı ürünü aldıktan sonra internetten kaydını yapıyor. öyle bir şey olabilir mi?

teknik servis de çakallık yapıp bu yüzden almamış olabilir gibi geldi bana, bir araştırın isterseniz. Kayıt yapıp sonrasında götürebilirsiniz diye düşünüyorum eğer böyleyse.

www.ihlaspazarlama.com.tr

2.5 yıldır kullanıyorum aşırı memnunuz. Arıyorsunuz getirip takıp gidiyorlar. İnternet sitelerinde farklı farklı fiyatlar var, kendilerini arayıp öğrenin bence.

Elektrikli şofben diyince küçük olan plastik tipler, duş başlıklı olup az basınçla çalışan ani su ısıtıcıları çıkıyor karşımıza.

Bu tipleri istediğiniz gibi tesisata bağlayamayız, basınca dayanmaz.

Şöyle olabilir, bir ara bağlantı ile şofbene tesisat verilir soğuk su girişine. Sıcak suyu da şofbenin kendi hortumundan duş başlığını çıkararak alırsınız.

Bu şekilde dükkanda kışın abdest almak için uzun süre kullandım ucuz bir elektrikli şofbeni.

Ha yok ben tesisata bağlayayım orjinal olsun, sıcak suyu açınca musluktan sıcak su gelsin derseniz onun için şu alet lazım;

termosifon, mesela;

www.trendyol.com

Hocam Almanya’da doktorluk telegram geupları var onlara dahil olun bence