Ekşi Duyuru

Selamlar,

Bir abuk sabah sorusuyla daha karsinizdayim, ruyamda gorup sorayim dedim :) Simdi bu dovmeleri de lazerle siliyolar ya guya. Dovme bolgesi uzerine lazer epilasyon uygulayinca mesela hic zarari olmuyo mu bunun dovmeye? Yani elbette farkli teknolojidir ikisi de ama bir yakma islemi vs ortak ozellik diye dusundum...

Buyrunuz, meydan sizin :)

 

selamlar,

oturma odamda duvarda asılı çerçeveler var ve içindekilerden sıkıldım. şöyle güzel fotoğraf ya da abstract bişeyler koymak istiyorum. onun dışında ne yapabilirim diye de size danışmak istedim.

öncelikle kiracı olduğumu belirteyim ki çok uçuk şeyler gelmesin, bi de öyle duvara vinyl ya da sticker aplikasyonlarını sevmiyorum çok.

ya da mesela siz napıyorsunuz oturma odanızı güzelleştirmek adına? yapıyor musunuz? ben mi çok takıyorum yoksa oturma odasına? sonuçta misafirler geldiğinde oturma odasında oturuyolar hep, bi de bazen kayıt stüdyosu kıvamında da kullanabiliyorum, müzik aletler falan da var etrafta yani :)

 

evdeyim, müzik dinleyip bişeyler atıştırıyordum, bir yandan da çamaşır makinesi çalışıyordu. kapı çaldı, 1 kere, 2 kere ardarda. üstüm cıbıldı, bi tişört geçireyim dedim, sonra gittim kapıya, delikten baktım kimse yok. aşağıdan basmışlardır diye diyafona bastım "kim o?" dedim, ses yok. çıktım balkona, aşağı baktım, benim apartmanın sokak kapısı içeri girik şekilde, yani küçük mağara gibi oyuntuya giriyorsun kısacık, sonra kapı, diyafon vs var orda. kimseyi göremedim haliyle. ses dinledim, ses de gelmedi. o sırada apartman görevlisi çıktı bir yan kapıdan, dedim "sen mi çaldın kapıyı?", "yoo" dedi. bekledim kimse de çıkmadı kapı girintisinden. etrafa da baktım kimse yoktu, hani ben diyafondan "kim o?" dedikten sonra gitmiş olsa bile uzaklaşmışken görürdüm balkona çıktığımda.

sonra içeri girdim, içime garip bi his geldi, anlamadım. hani böyle başına kötü bişey gelecekmiş gibi bir his. ya da çok kötü bir şey yaparsın, hatanı anlarsın, ondan sonraki bekleme sürecinde hissettiğimiz his gibi. 5-10 dk.dır da geçmedi. napiyim de bu hissi geçireyim?


 

a gençler açılın saçılın benden başka kimler dertli bu güzide pazartesi gününde bakalım?

dertliler derman bulsun, yardımcı olabilecekler de olsun artık; ben aracı olayım :))


 

selamlar,

hem yerel hem de başka bir ülkenin saatini ayarlayıp duvarıma asabileceğim bir saat arıyorum. tipi düzgün ve sade olsun ama, öyle yırtık dondan fırlamış gibi tasarımları sevmiyorum açıkçası.

internette baktım ya hiç yok, ya da istediğim gibi bulamadım...

hiç gördünüz mü? kullananınız var mı? memnun musunuz?

şimdiden teşekkürler, herkese süper pazartesiler!

 

olan bir film arıyorum. var mı böyle bir film? uzaydan çekilmiş ya da o gezegen üzerinden çekilmiş şekilde falan olabilir.




 

selamlar,

toms gibi, vans gibi, espadril ve benzeri kumaş ayakkabılarınızı nasıl temizliyorsunuz? kumdan, tozdan, yağmurdan/deniz suyundan oluşan lekeleri nasıl çıkarıyorsunuz?


 

sadece 1 tane hakkınız olsa hangisini önerirdiniz?

ben bunu beğendim:
www.youtube.com

 

Eskiden universitede cok iyi bi arkadasim vardi. Sonra baska sehire yerlesti. Neyse ara ara facebook uzerinden mesajlasiyoduk "nassin eyisin? naptin nittin?" modunda kisa kisa. Bu cumartesi de bir arkadasinin nikaha geliyomus Istanbul'a, bulusalim dedi, tabii dedim. Hatta nikaha birlikte gidecek kimse yok dedi istersen sen de gel, aksamina da yemek organizasyonu var, birlikte takiliriz hem, hem de egleniriz falan dedi. Iyi dedim bana uyar, hem degisiklik de olur falan.

Neyse cok uzatmiyim, bu aksam telefon etti, uzuun zamandan sonra (3-5 yil) ilk defa konustuk. Ne giycen napcandan basladi muhabbet gayet normal. Sonra bir saniye susmadan 50dk konustu! Yorgunum falan diyorum arada, is de cok yoruyo falan diye araya girip esniyorum falan. Nasil bi degisim gecirdiyse artik cenesine vurmus salak salak. "Sus lan yeter beynimi saaptin! Kapa lan telefonu, kapa!!" da diyemedim tabii. O kadar hevesliyken eski arkadasla gorusmeye, bugunku konusmadan sonra tiksindim yeminle. Nikaha da gitmek istemiyorum, bulusmak da artik.

Bana hastaliktan baska bahane bulalim diye danismaya gelmistim ben aslinda :) en kotusunden hastalandim diycem ama pek belli olur gibi geldi. Bence cok guzel onerilerle gelenler olabilir burda :)

 

maille itekleyip dürtmek dışında? ben bazen süpervizörleri de cc'ye koyuyorum.

benden bir iş bekliyolar yurtdışından, pzt'den beri birlerinden fiziksel bir iş bekliyorum. yani beni alıp adresini vs hiç bilmediğim, tek başıma girmeye yetkim olmayan bir alana götürecek, foto falan çekmem lazım, rapor yazmam lazım. götüren yok amk...

yurtdışından da çok sabırlılar sağolsunlar da ben mahçup oluyorum artık. cc'ye birilerini koyup mail atıyorum ama insanlar toplantım var, işim var diye öteleye öteleye perşembe oldu işte...

 

selamlar,

aşağıda want2die'ın duyurusunu okuyunca aklıma takıldı. şimdi, bir birey olarak kendinizi düşünün. bir işte çalışıyorsunuz, hayatınızdaki tek geliriniz bu işyerinden aldığınız maaş. yani tek girdi var.

bu maaşı alırken ilk vergi kesiliyor, daha para elinize geçmeden. sonra bu para ile alışveriş yapıyorsunuz, atıyorum, migrosa gidip mutfak alışverişi yaptınız, bu alışveriş meblasının belli bir yüzdelik kısmı da vergi. sigara aldınız diyelim, vergi. seyahatiniz var, yurtdışına çıkacaksınız, çıkış harcı. benzin alıyorsunuz, vergi. ay sonu faturalar geliyor, bir bakıyorsunuz, oha yine vergi!

bu vergi oranını hesaplamaya yeltenen olmuş mu? yani böyle bir ortalama oran var mı? hayatımızdaki harcamalarımızın ortalama şu kadarı vergi ve bize hiçbir katkısı yok şeklinde?

o kadar çok kullandım ki "vergi" kelimesini kafamın içinde, şu anda anlamını yitirdi, boşlukta gibiyim. ama soruyu silmiyorum ve gönderiyorum yine de.

 

selamlar,

siz çalışanlar, iş saatleri dışında (ya da belki iş yerinde, boş vakitlerinizde) ek gelir için bişeyler yapıyor musunuz? mesela ne yapıyorsunuz? ne kadar kazandırıyor yaptığınız bu ek işler?

merak ediyorum.

 

selamlar,

trainspotting, lost in translation, little miss sunshine, garden state, into the wild gibi ya da wes anderson'ın filmleri gibi izlerken müzikleriyle de insanı kendinden alan filmler var mı bildiğiniz? bu saydığım filmleri biliyorsanız istediğim tarzı anlamışsınızdır zaten. uygun ve benzer tarzda filmler önerirseniz ellerinizen öperim! :)

not: amelie yazmayın, hatta mümkünse yann tiersen'in çaldığı hiçbir soundtrack'i yazmayın pliz :)

şimdiden teşekkürler, süper pazartesiler!

 

selamlar,

dün dışardaydım bütün gün, biraz güneş çarpmış olabilir, çok yorgun uyandım. bugünü evde dinlenerek geçireyim dedim ama sabahtan beri de sıkıldım.

birkaç tane filmim var güzel ve izlemeyi beklediğim ama bu halimle izlemek istemedim onları. the office izliyordum o da baydı biraz, çok sıkılmamak için bıraktım.

şimdi ben ne izleyeyim şöyle kafa dağıtmalık, çok da yormayacak, çerezlik? önerilerinizi bekliyorum. dizi olabilir, film olabilir. aslında film olsun ardı gelmesin, daha güzel olur, daha fazla diziye bağlanmiyim şimdi. yenilerden olması tercihim ama çok tavsiye ederseniz eskiler de kabulüm.

şimdiden teşekkürler, süper pazarlar!

 

sabah İstanbul Dudullu'da kaç gibi oluyor tahminen? şirket farkedecekse Nilüfer.

Nilüfer'in kendisini aradım, bekledim, usandım, kapadım.


 

negro gibi, küçük cin pakedi gibi, eti kremalı gibi... bunların bir pakedini komple siz yeseniz bitirseniz, bir suçluluk duygusu oluşuyor mu içinizde? çok fazla yediniz, vücuda çok şeker aldınız diye yani, kimseyle paylaşmadınız diye değil :D




 

selamlar,

güzel bir ezogelin tarifinize talibim. evde yapıcam ama düdüklü tencerem yok. internette bi sürü tarif var ama hepsi de farklı gibi birbirinden, sizin deneyip memnun kaldığınız, böyle "ooo dostum bu ezogelin'den içen daha kendine gelemedi!" dediğiniz tarifiniz varsa alırım bi kase.

böyle mercimek, ezogelin falan çok seviyorum, alsam mı acaba dündüklü tencere bi tane? hem dündüklü ile yapılan diğer yemekleri de yapardım (bu da bonus sorum olsun).

teşks! kıps!

 

selamlar,

aşağıda yue'un duyurusunu okuyunca aklıma dedemin yaptığı acayip şeyler geldi, biraz güldüm kendi kendime. sonra dedim ki "belki başkalarının da vardır böyle; okuyup okuyup daha da çok gülebilirim"...

mesela benim dedem hapşırık krizine girdiğinde burnunua kolonya çekerdi, abdest alır gibi böyle bolca. çok acayip gelirdi küçükken, sonra göre göre alıştım.

bir de tek eliyle kasığına bastırırdı hapşırırken, böyle karate vuruşu yapıyormuş gibi "haa-pşuu!" diye (onun kasık fıtığı fırtlamasın diye olduğunu düşünüyorum).

düşününce hepsinin mantıklı bir açıklaması vardır elbet ama sizin büyüklerinizin neleri var/vardı böyle acayip gelen?

 

nasıl versiyonları var almanca'da?

mesela; hippy birthday veya happy birdday gibi sevimli böyle, absürde kaçmayan? ya da "alles gute zum geburtstag" dışında başka ne deniliyor eğlenceli olarak?


 

selamlar,

hediye çeklerim var teknosa'dan. aklımda birkaç ihtimal var ama karar veremedim, hiçbiri olmasa da olur ama çekler de boşa gitmesin belki biraz kendimi şımartırım, güzel bir moral, mutluluk olur falan dedim.

1) çamaşır makinası - şu anki makinam bayağı eski. hala gayet iş görüyor, tertemiz yıkıyor gerçi ama artık ayaklanmaya, yürümeye falan başladı. kapağın etrafındaki lastik de karardı, yedek parçası çok büyük ihtimalle piyasadan kalkalı bile yıllar olmuştur.

2) aynasız SLR fotoğraf makinesi - önceden canon eos 600d'm vardı, gayet de memnundum. bazı nedenlerden ötürü gitti, geri gelmedi. ondan kalan özlemimi şöyle bir ne bileyim, eos m ile atmaya çalışayım diyorum bazen. hem taşıması da kolay olsun her seyahate götürebileyim. vizör olmayınca sıkıntı olur mu acaba diye de aklıma gelmiyor değil tabii...

3) iPad mini retina - eski iPad minimi satıp bundan da alasım geliyor, aslında ekran için bile değil, sırf 64bit işlemci ve getirdiği ek özellikler (garageband için vs) nedeniyle.

4) şunu da göz önünde bulundurabilirsin dediğiniz şeylere ve diğer önerilerinize de açığım. hazır beleşe alışveriş fırsatım var, çok da saçmalamadan ihtiyacımı görebilecek herhangi bir şey alabilirim.


şimdiden teşekkür eder, gözlerinizden öperim. kahrolsun bağzı değil bütün pazartesiler!

 

selamlar,

bir sorunumla daha sizlerle birlikteyim sevgili duyuru ahalisi. bu sabah servise bindikten sonra telefonu açayım, biraz internette, biraz facebooktan gezeyim istedim. ama ne göreyim, 3G çekmiyor. neyse mobil veri'yi kapatıp açtım, aynı, telefonu kapatıp açtım, yine aynı. düzelir bir ara dedim cebe koydum telefonu geri. sonra işyerine gelince birini aramam gerekti, çevirdim numarayı, yeşil ahize resmine dokundum, karşıdan gelen anons "borcunuzu ödemediğiniz için hattınız kısıtlanmıştır!" oldu!!!.

telefon faturamı ödemeyi unuttuğumu farkettim. sonra düşündüm, lan ben bu ay hiçbir faturamı ödemedim! sonra biraz daha düşündüm, kredi kartı borcumu da ödemedim!! hayır, param da vardı/var hesabımda yani. ama girip internet bankacılığına, o ödemeleri yapmamışım 1 ay boyunca. bakın dikkat edin hala yapmıyorum bu işi...

ilk kez bu ay kiramı 2 gün geciktirdim, yine param olmadığından değil ama; artık üşengeçlik mi, isteksizlik mi anlamadığım bir sebepten. bu ay oldu sanırım hepsi de. işyerinde beni soktukları durumlardan dolayı bir sıkıntı, isteksizlik mevcuttu zaten içimde ofisteyken (yanımda çalışan eleman istifa etti, tüm iş başıma patladı, 2 kişilik çalışıyorum, üzerine ekstra problemler çıktı vs vs). ama şimdi sanırsam özel hayatıma da yansıdı.

nasıl çözüm üretebilirim buna ben? bazen hiçbir şey yapasım gelmiyor. boş vaktim de oluyor ama öylece yatmak istiyorum. tama yorgun da oluyorum çoğu zaman bu istek geldiğinde. ama artık sürekli yatar, dinlenir oldum.

he dışarı çıkmıyor muyum? çıkıyorum. sosyalleşmeye de çalışıyorum elimden geldiğince. arkadaşlarla da vakit geçiriyorum. yabancılar geliyor, gezdirmeye çıkıyorum. evde insanlar ağarlıyorum, küçük çaplı ev partileri düzenliyorum vs. ama bu isteksizlik kısmında ne yapacağımı bilemedim...

sizce ne yapsam?

 

selamlar,

kısaca geçiyorum, boğazım şişmiş. internetten baktım, "çişle gargara yapın"a kadar çok acayip tedavi yöntemlerine ulaştım.

bir de sizden -nispeten daha makul- öneriler duymak için buraya geldim.

ne yapayım ben bu boğazıma?

 

selamlar,

sanırsam klima çarptı beni bugün. kendimi şu anda hiç iyi hissetmiyorum. çook uzun zamandır (2-3 sene falan heralde) hasta olup doktora gitmemişim, onu farkettim. nasıl yapılıyordu bu işler unuttum...

şimdi, öncelikle:

1) klima çarpmasına rapor verirler mi? şu anda bile zor duruyorum, psikolojik de olabilir belki ama işyerinde başladı, biraz da klimanın direkt altında durdum hakkaten.
2) napıyoruz rapor almak için, illa aile heklimine mi gidiyoruz? daha geçen sene taşındığım yerdeki aile hekimimi bilmiyorum, başka bişey yapsam, başka yere gitsem olmaz mı? nasıl yapabilirim?

şimdiden teşekkürler, sağlıklı günler...

 

bayram tatilinden sonraki gün, dün geceden kalmayım, midem bir garip, 2 saatlik uykuyla duruyorum.

bugünki gündemimde bozuk bir makine ve telaştan agresif moda bürünmüş bir müdür var. makine 19 yıllık (endüstriyel PC = 486 dx2-66) ve artık bu zamana kadar iyi bile dayanmış. bir üretim hattını kontrol etmek için kullanılıyor. geçen hafta bozuldu, hata verip duruyor.

herneyse, detaylara gerek yok, ben dedim ki "artık bitmiş bu, yenilemenizin zamanı geçmiş çoktan, tavsiyem bir proje açıp yenilemeniz.". diyorlar ki "makinede koşacak sipariş var, acil çalışması lazım, PC'yi yenilemek de nerden baksan 3 haftamızı alacak, o arada bütçe ayarlamamız da imkansız.". ben de diyorum ki "ama bu şekilde ettiğiniz zarar ile zaten PC'nin parasını rahat rahat karşılardınız, çalışması çok düşük ihtimal, zaten üzerinde çalışıyorum ama bana güvenmeyin, çünkü ben de bu makineye güvenmiyorum kesinlikle."

yok arkadaş, illa ölüyü diriltmemi bekliyorlar. şimdi bugün de gelmiş bir müdür (benim lokaldeki müdürüm) "neden elinizden gelenin hepsini yapmıyorsunuz?"... bozuk PC'yi 2 tane de çalışmayan (güya yedek) PC'yi odama çıkarttırıyorum, bugünüm büyük ihtimalle bunlarla geçecek. oysa daha yapmam gereken bir sürü de iş vardı ufaklı büyüklü...

lütfen bana biraz enerji gönderin, moral gönderin, sabır gönderin a gençler! yoksa bugün sıyırdığım gün olabilir...

hepinizi sevgiyle kucaklıyor, güzel bir pazartesi olmasını diliyorum...

 

selamlar,

ya sürekli böyle fotolar görmeye başladım, ilk başta birisi yapıyor sanıyordum sonra herkeste görmeye başlayınca bir app falan olduğundan şüphelendim.

fotonun üzerine koyu transparan bir bant ekleyip yazı yazıyorlar.

nedir bunu yapan app?
scontent-b-ams.xx.fbcdn.net

 

yani orası kapalıysa civardaki hiçbir bilgisayarcı da açık değil midir? çok alakasız ve ufak bir kablo almam gerek (2 pinli dahili spdif kablo), bugün alabileydim iyi olurdu...

not: bir de sata kablosu alıcam ama onu belki alakasız başka yerlerden de bulabilirim.


 

Var mi? Starbucks falan gibi mesela. Bir arkadasi almaya gidecegim aksama ordan, ama kendisi beni beklemek icin oturacak bir mekan sordu. Ben de hic gitmedim daha once, bilmiyorum. Havaalaninda içeride nerede otursun da beklesin beni?




 

toplu taşıma ile ne kadar zamanda giderim tahminen? E-9, E-10 veya E-11 kullanabilirim, hangisi daha hızlı gider? nereden gittiklerine bakmadım. daha önce gidenler var mı?

bayram ve cuma trafiği de birleşince ne olacağını hiç bilmiyorum, tahminlerinize güveniyorum.


 

çok da yoğun bir gün değil, belki ondan henüz olmaz gibi geliyor.

saat 9:30, çıkış 16:30'da; 7 saatim kaldı.

gün içinde toplamda 2 saat toplantım var, içlerinden biri uzamaya meyilli, 2,5 saat diyelim yuvarlak. geriye kaldı 4,5 saat. bunun 30-45dk'sı yemekte geçse, kaldı yaklaşık 4 saat. o arada öküz gibi çalışsam, koştursam...

peh, akşama da çok niyetli olmadığım bir program var :\ gün çabuk bitse o da çabuk gelecek...

biter mi bugün?

 

selamlar,

şimdi bu yaz etrafta göre göre bir canım çekti, seneler sonra bisiklete binmek istedim. en son heralde 10 sene önce yazın mı ne binmiştim yazlıktaki bisiklete. aynı zamanda kardio/spor da olsun istedim ama sanırsam zaten kışın kullanamıycam bu meredi alırsam (kullanan varsa yorumlarınızı almak da isterim tabii).

bir de aklıma bir maxi scooter alma fikri vardı bir süredir ama onun için kenara ayırdığım param yok açıkçası. bir 5-6k gözden çıkarmam lazım sanırım düzgün bir maxi scooter için. onu kışın da en azından taşıt olarak kullanabilirim ama spor namına bişey olmaz. almak istersem kredi çekmem gerekecek. üstüne bir de ehliyet almam gerekecek (B üzerine motor ehliyeti alabilmek için prosedür nedir bakmadım daha).

bu ikisi arasında kaldım, karar veremiyorum. ilki basit ve spor namına faideli bir seçenek, ikincisi de zahmetli ve külfetli ancak uzun vadeli ve şehir içinde taşıt ihtiyacımı karşılar bir nebze de olsa (arabaya tövbeliyim, zamanında sattım kurtuldum, cinnet sebebi istanbul gibi şehirde).

siz ne dersiniz?

 

selamlar,

iş bitimi yaklaştı, z raporunu almaya geldim ben de; merak ettim bugün ne derdiniz oldu ya da var? çözebildiniz mi? belki burdaki birilerinin ya da başkalarının yardımları ile çözülebilecek bişeyler mi?

bi de bunu geleneksel hale getirelim ister misiniz? geri dönük de tarihsel olarak kayıt tutmuş gibi oluruz hem belki? eskilere bakıp bakıp "tey tey tey" deriz :)

sevgiler!

 

selamlar,

bunu yaşayan var mı aranızda? ben telefonlarına çıkmak bile istemiyorum bazen. görüştüğüm zaman hep yapmacık davranıyorum, gülüyormuş gibi, ama çok da sürdüremiyorum darallar basıyor zaman zaman. çıkıp gitmek istiyorum ortamdan.


 

2 gündür halletmeye çalıştığım bir problem vardı, dedim ki olmayacak böyle, mümkün gözükmüyor, ya başka şirket gelsin ya da sistemi değiştirelim. benden çıktı ya olay, o 2 günlük sıkıntım satırla kesilmiş gibi bitti.

kimin ne sıkıntısı var bugün? günlük olarak düzenli bir şekilde mi yapsam bu olayı acaba ben? :)


 

selamlar,

var mı böyle bir ürün piyasada? google'da aramaya çalıştım ama abuk subuk yerlere çıktım, geri buraya döndüm o yüzden.

istediğim şey, çok vaktim yokken, kova ile falan uğraşmayıp, vileda gibi saplı paspasımsı bişeyle, viledanın yaptığına yakın temizlik yapmak.

hani ucuna kalın ve geniş ıslak mendil takılı sopa düşünün, onun gibi bişey. sonra o altındaki kağıt parçası atılabilir, ya da yıkanabilir.

var mı? hı? var deyin! (yoksa var demeyin!)

 

selamlar gencolar!

ebemin ağladığı bir iş günüyle daha karşınızdayım. sabahtan beri arada 3-5 dk boşluk buldum ki dedim şöyle bir oturayım, ayaklarımın ağrıdığını şimdi farkediyorum. sonra kendi kendime sordum; "love cigerim, bugün insanlık için naptın?" ve tam da o anda hiçbişey yapmadığımı farkettim, üzüldüm, utandım. o zaman şuraya bir duyuru açayım da insanlar okusun dedim.

evet, ne sıkıntınız var bugün a canlar? sökülün! (dökülün!)

belki ben, belki başka biri yardımcı olabilir. tikler biraz geç gelebilir, ama illa gelir...

 

selamlar,

bir arkadaşımı istanbul'dan izmir'e göndereceğim. kendisi yabancı ve kadın. dolayısı ile pek de bilmiyor buraları. otobüsler tıklım tıkış dolmuş, geç davranmış bilet almaya, ben çoktan almıştır diye tahmin ediyordum.

aklıma car pooling geldi. var mıdır bildiğiniz şöyle güvenli car poolin siteleri? kullandığınız, memnun kaldığınız, vs vs.

 

selamlar,

bu konuda tıp aleminde bir gelişme var mı? hadi diyelim tıpta yok, bisiklet teknolojilerinde var mı? hadi diyelim onda da yok, tüp bebek teknolojisi ve sperm bankaları ne durumda son tahlilde?


 

selamlar,

tavsiye ettiğiniz, güzel şehir bisikleti markalarını alabilir miyim? model de varsa o da olur...

çok anlamam bu işlerden, dün açtığım bir ilan için Kron dışında bir de Carraro ve Sedona önerisi aldım. hangisi daha iyidir? başka güzel markalar da var mıdır? nasıl yapayım? ne alayım?

teşekkürler, sevgiler!

 

napıyorsunuz mesela?



edit: bazı cevaplardan sonra bu videoyu eklemem gerektiğine karar verdim. ingilizcesi olanlar için (video yahudi barışseverler tarafından hazırlanmış):
www.youtube.com

 

selamlar,

şehir bisikleti için başlıktaki model uygun mudur? yoksa az veya fazla mıdır? daha uygun ya da daha iyi muadiller var mıdır? bu modeli kullanmış olanlar da yorum yaparsa sevinirim, iyi mi değil mi vb.

şimdiden teşekkürler!


edit: düzeltme yaptım, XC 500 değil, TX 500 imiş :)

 

selamlar,

başlık biraz özürlü oldu galiba ama amacım şu:

masaüstünü salona taşıyıp TV'ye bağlıycam, ekran kartında HDMI çıkış var ama sesi vermiyor haliyle, ses kartından da sesi alıp aynı HDMI kablo ile TV'ye göndermem gerekiyor.

var mı böyle adaptörler, sesi 3,5mm jack'tan alıp, görüntüyü de HDMI'dan çekip tek HDMI kablosunda birleştiren?

not: DVI çıkış da mevcut, gerekise onun üzerinden de bir şey yapılabilir. ama TV'ye ses ile birlikte HDMI olarak girmem lazım...


edit: ses kartım nispeten iyi bişey, veya çoğu zaman müzik kayıt için kullanacağım için, sesi illa dışarıdan almam lazım. ekran kartının ses olayını pek kullanmak istemiyorum yani. ama ses kartıyla bir şekilde anakart üzerinden konuşturulabiliyorsa bu ikisi ona da varım :)

 

şimdi ipad'de mail ayarı yapılı, birkaç hesabım var. derken geçen haftaların birinde yahoo hesabımın şifresini değiştirmem gerekti. buraya kadar herşey normal. ipad üzerinde de değiştirdiğimde yeni şifreyle mail hesabıma bağlanamadım, yanlış şifre diye hata verip durdu. eski şifreyi girdiğimde kabul ediyordu. ben de tekrar eski şifreyi girip bıraktım, ama durumdan kıllanmadım da değil.

geçen hafta bu sefer eski şifreyle de hata vermeye başladı, "mailler alınamıyor" vs vs şeklinde. dedim bu sefer yeni şifreyi alacak heralde, yenisini girdim, hata verdi, eskisini tekrar girdim yine hata verdi. ben de yahoo mail hesabını ipad'den silip tekrar kurdum. bu sefer yine hata verdi yanlış şifre diye ama şifreyi yeni şifrede bıraktım.

sonra unutmuşum bu durumu, geçen bi aldım ipad'i 986541633845 tane mail gözüküyor, bi baktım yahoo'dan onca zamandır gelmemişler birikip bir anda gelmiş. demek ki şifrede sorun yok dedim, ama dün baktım yine hata veriyo şirfe, mail alamıyorum şifre hatalı gibisinde zırvalıyor.

neden olabilir bu? yarın öbürgün yine alıcak, biliyorum ama bi tutarlı moda geçemedik, anlaşamıyoruz. bilenler düzeltmek için bir el atsalar çok süper olur. şimdiden teşekkürler!

 

bi arkadaşın seyahatte tanıştığı bir kız, birlikte birkaç gün vakit geçirdikten sonra memleketine döndüğü gün "tek pişmanlık duyduğum şey seni öpmeye yeltenmediğim" falan gibisinden bişeyler yazmış buna.

soru da şuymuş: çocuk bu kızı kırmadan nasıl cevap versin de geçiştirsin durumu? ileride tekrar karşılaşma olasılıkları varmış...

not: "gayim ben" falan dışında yaratıcı ve makul bişeyler düşünebilirseniz süper olur :)

 

tek gidilir mi? kaç gün ister ortalama? pahalıya patlar mı? backpack gezisi olarak düşünebilirsiniz.

teşekkürü bir borç bilir, borcuma daima sadık kalırım. teşks!

edit: sonbahar-kış civarı gidilmesi planlanıyor. yaz gezisi olmayacak yani.

 

ne kadar da güzel olmaz mıydı? gelen giden çalar istediği gibi, sokaktan geçen insanlar da dinlerdi. yapılamaz mı böyle bişey? müzik mağazalarıyla falan konuşulsa?

sokak müzisyenleri de faydalanırdı, pratik yapmak isteyenler de, piyanoyla ilk tanışacaklar da.

mesela istanbul'da tünel meydanında olsa ne kadar da güzel olurdu. ne kadar müzikten uzak bir toplumuz aslında, çok üzücü...

Lviv meydanında böyle eski bir piyano var mesela, gelen giden çalıyor, her zaman müzik var ortamda, çok çok güzel (kullanılmadığı zamanlar için üstüne kapatacak kutu gibi bir kapak da yapmışlar plastikten)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

 

selamlar,

şimdi bugün yumulmam gereken birkaç iş var bilgisayar başında. onları yaparken kulaklık takıp dinleyebileceğim bir playliste ihtiyacım oldu. tek tek şarkı da paylaşabilirsiniz tabii ama biri bittiğinde ötekini açmaya uğraşmak istemiyorum, maksat işim bölünmesin :\

youtube playlistleri olabilir, diğer çoğu site ofiste yasaklı çünkü. tumblr playlistleri de olabilir, hatta içinde bu tip şarkılar barındıran tumblr blogları varsa trntbl.me üzerinden de playlist gibi dinleyebilirim...

şimdiden teşekkür ediyor, bol müzikli, az stresli günler diliyorum :)

 

size de oluyor mu? bana hem evde hem işyerinde oluyor, bağlantıda sorunların olmadığı zamanlarda bile oluuyor ki, bağlantıyla bu senkronun alakası olmaması lazım mantıken.

sebebi ne olabilir, tahmini olan var mı?


 

Selamlar,

Birkac arkadas geliyor da, acem pilavi diye bisey sordular, ne oldugunu anlamadim :) bu veya benzeri tatlari nerede yedireyim cocuklara? Rihtim civari tercihimiz.

Simdiden tesekkurler, super cuma!

Not: adres bilgisi de verirseniz 10numero olur valla :)

 

selamlar,

otübüs ile bir yunanistan göreyim dedim bayram tatilinde. henüz tam planı yapamadım ama kafamda kurayım diyorum en azından.

şimdi metro gidiyormuş diyolla, ama sözlükte okuduğum kadarıyla memnun kalmayan da çokmuş. alpar turizm'i söylemiş birileri, her gece saat 21:00'da otogardan kalıyorumuş.

bir de derya tur varmış sanırsam.

alpar, derya veya metro ile giden var mı daha önce yunanistan'a? karşılaştıracak olan falan? edirne üzerinden nerden giriyolar? (tek sınır kapısı mı var bilmiyorum) ve burası edirne içinde nereye daha yakın? çıkabilecek sıkıntılar vs? aydınlatırsanız bu kardeşinizi çok sevinicem.

şimdiden teşekkürler, süper cumalar :)

 

tatilden döndüm işlere gömüldüm. tatildeyken biriken işlerim yetmezmiş gibi, bir de üstüne, normalde beni yedekleyen ve toplamda 2 kişi olduğumuz arkadaş istifayı verip gitmiş; onun işleri de üstüme kaldı, artık tekim. 3 gündür beynim döndü valla. oysa ki tatil de o kadar güzeldi ki, tadı damağımda halde inekliyorum şu anda.

napayım, sigaraya mı başlıyım? ben de mi istifa edeyim? masa başında bilekleri mi keseyim? şirketten herkesin bakışlarına aldırmadan koşarak çıkıp masaja mı gideyim? kıyafetlerimi çıkarıp herkesin ortasında ooOOoooOOO diye bağırarak anadan üryan mı koşayım? cenin pozisyonu alıp masamın altına mı gireyim? napayım? napiyim? napüyüm?