meetup'tan bahsediyorsun sanırım

pub story

pub story

Ekmek ve şekeri bırakın görün nasıl bir tabak yemekle nasıl doyduğunuzu. Biraz klasik oldu ama öyle. Ben de ekmeksiz nasıl yerim diye karşı çıkardım ama yoğurt kendiliğinden ekmeği bıraktırdı. Sadece kahvaltıda azıcık bir parça ekmek yerim. Akşamları yemek sadece, kolaylaştırmak için yanına yoğurt koyarım. Ekmeğe ihtiyaç duymuyorum akşamları.
Çayıma 2 şeker de atıyorum ama abur cubur çok çok az yiyiyorum. Her gün çikolata yerdim mesela ama artık o aburcurların tadı kötü geliyo.

Sabah kahvaltı yapmıyorum, öğlen az yiyorum, akşam yiyebildiğim kadar, gece sınırsız.
Bu beslenme düzenini değiştiremiyorum, spor yapıyorum,
Kilom normal..

Sigara+Alkol de eklenince bu düzenle 40'ı göremeyeceğim..

Ben o yüzden ne yapacağım kısmını atladım, koyverdim..

gençlik yıllarımdaki kuaför çıraklığımındaki deneyimlerinden yola çıkarak diyebilirim ki, koyu saçı daha açık renge boyamak için önce rengi açmak gerekir. ismini yanlış hatırlamıyorsan oriel isimli beyaz bir kimyasal ile. koyu saçın üzerine vurulan daha açık renkteki donlar sizin saçınızda olduğu ara tonlar çıkartır. öte yandan adamın dediğide doğru, koyu rengin üzerine açık renkte boya uygulandığı için diğer boyama işlemlerine göre saçınızdaki boya daha hızlı akacaktır.

Açıcı olmadan olmaz. Saçımı 10 yıl koyu kahveye boyattım ben, 2 ton açık renge geçmek için açıcı sürdüler. Saçtaki bütün rengi alıp beyaz hale getirecek kadar dramatik bir işlem değil. Koyu rengin üstüne açık renkte boya sürerek rengi açılmaz. Youtube'da koyu renkli saça gayet sarı tonlarında boyalar sürüp karamel elde kadınlar gördüm gerçi ama bu 6 civarındaki ton 3 numaranın üzerinde belli olmaz bile sanki.

litvanya euroya geçmiş sanırım. ben olsam polonya tercih ederdim, ki daha önce polonyada yaptım. soğuk oluyor evet, 2. dönem daha güzel olabilir ya da 2 dönemlik gitmeyi zorla? öyle imkanlar oluyor.

okuldan okula, hocadan hocaya çok değişken şeyler bunlar. kimisi tüm dersleri alakasız derslere sayıyor, kimisi ince eleyip sık dokuyor. ben dersler konusunda epey sıkıntı çekmiştim örneğin, bizim okul bir türlü denkleştirmedi falan, zar zor ikna ettim. millet 3-4 ders alırken ben 13 ders aldım. en net bilgiyi danışman hocanızdan ve yine kendi okulunuzdan daha önce erasmus yapmış kişilerden alırsınız.

vilnius da erasmus yaptım, polonyada yasadım.
öncelikle polonya daha ucuz, litvanyada kızlar 1 tık dha güzel, ikisinde de erkekler çirkin. vilnius cok soguk, szcecin soguk ama cok değil. szczecin'ini şehir olarak hiç sevmedim, vilnius tatlı bir şehir.
son olarak polonyada ırkcılık biraz daha fazla olabilir.

Szczecin’de bir ay yaşadım. Ağustos ayında bile buz gibiydi. Gittiğim zaman ırkçılık zirvesindeydi. Szczecin batıda ve biraz daha açık fikirli ama yine de Polonya işte. Ben Vilnius derim. İkinci dönem git Paskalya kutla.

Belkide hayatımın en verimli zamanlarını Vilnius'ta erasmus yaparken geçirdim. Evet küçük bir şehirdir ama birçok açıdan kendinize olumlu katkılar sağlayabileceğiniz imkanları bulabilirsiniz.

Ben de Vilnus diyorum, polonyada irkciligin tavan oldugu donemdeyiz.
Ayrica noel ve cadilar bayrami icin; cadilar bayrami kutlanmiyor olabilir, en fazla barlarda kostumlu partiler vardir. Cadilar bayrami daha cok abd,uk, canada gibi common weatlh ulkelerinde oluyor, ayrica cocugunuz yoksa istanbulda partiye gitmekten farki olmayacak sizin icin. Noel icinse, burada da goreceginiz en enteresan sey isiklandirmalar ve varsa christmas marketler olacaktir - 24'unden once. Zira tam christmas day gunu ve o hafta tum ogrenciler ailelerinin yanina gidecek, her yer dukkanlar kapali olacak. Tam bir 'aile zamani', hatta genelde avrupa sehirlerinin en sikici oldugu donemlerdir. Oncesinde olan isiklandirmalar christmas marketler icin de ilerde o tarihlerde almanya,avusturyaya giderseniz cok guzel noel 'havasi' alirsiniz. Bunlari sunun icin yazdim, sadece bunlari gecirmek icin ilk donem gitmeyi dusunmeyin, oraya entegre olmus hayatiniz yoksa hayal kirikligi olabilir. Ama bahar her zaman guzeldir :)

Kafan cok karisik bir suru seyi ayni anda kafana takiyorsun N,E.R harfleri cikmis , yollarin var birilerinin gozu uzerinde sanki. E harfli biriyle bir konusman var. Bir adamin sikintisi var seninle paylasicak iliski de uzak degil.

Rahatsız etmio beni. Ederse de saç bandı toka gözlük vs

ben saçlarım uzunken kenarları arkaya arkaya saç kurutma makinesiyle attırıyorum. öyle de kalıyolardı.

O kadar uzatmam genelde. Uzarsa da fön çekince arkada kalıyor.

şu sanırım
(bkz: fb gs maçında gole engel olan görünmez tel)

Cuma

Salı da kuruluyor ama cuma pazarı daha ucuz oluyor bence

Kestirme. böyle iyi. uzayınca toparlanır.

(bkz: kâkül)

suratını göremediğim için nasıl görüneceğini canlandıramadım ama kestirmesen daha iyi gibi duruyor.

Kestirme böyle iyi +1

güzel bir kısa model bak kendine.

derli toplu dursun

Kestirme

saçlar uzarken arada kalınan leş dönem işte bu. eğer uzun saç seviyorsan bu haline dayan ve kestirme diyorum ben.

kestirirsen sisko gorunursun gibi geldi bana

bence de iyi böyle.

gülcemalini karalar bağlamasaydı birşeyler yorumlayabilirdim fekat şu anki saçın fena görünmüyor gibi.

Saçlarının üst kısmı çok canlı ve parlak duruyor ama uçları baya yıpranmış gibi sürekli bir işlem uyguluyorsan onu bırakıp uçların canlanması için de 2-3 cm kestirmek mantıklı olabilir. Ama sonuç olarak uzat

uzun saça hasret kaldık. kesme +1

ben kısa sevdiğim için kestir diyorum.

Ben olsam kestirirdim. Bence cok kotu durmuyor sacin ama kahkullerin uzayip oraya geldigi belli oluyor. Kisa cok guzel modeller var. mesela belki soyle bir sey yaptirabilirsin:
goo.gl
Ya da belki biraz da uzunu bunun

öndeki katları hiç sevmedim. biraz daha uzayınca diğer kısımla onları eşitlemeye bak. yani şu anda da arka kısımları kesip öne yaklaştırabilirsin.
cevabım -> kestir

beğenmezsen yine uzatırsın. değişiklik iyidir.

Cevaplara gerçekten şaşırdım. Nedir bu kısa saç merakı ? Zaten dışarı çıkın 5 kadından 4 ü kısa saçlı. Noldu anlamıyorum, bir moda ikonu mu saçları kısa kestirdi de herkes böyle yapıyor. Uzun saç gerçekten çok feminen ve güzel bir görüntü sağlıyor. Hele bir de sağlıklıysa..

@birakahve inanamicak bişey yok ya demek ki daha çok insan kısa seç beğeniyor ve haliyle daha fazla saçını kestirmiş insan oluyor :)

Kestir. Saçların
Nce telli ve hacimsiz gözüküyor. Kısa kestirince hacme kavuşur

Kestir

Hayir ya sakin.
Hacme kavusur falan da hikaye.

Kestirme, yani acele karar verme. İyi bilen biri photoshop yapsın, bak bakalım yakışacak mı surat yapına?

kestirme

Bence kestirmelisiniz. Saçınızdaki katlar dağınık ve bakımsız bir görüntü yaratmış tam omuz hizasında düz bir kesim yaptırırsanız şahane olur bence.

Yazıp yazmamakta kararsız kaldım. Sallayıp sallamadığımı düşünen arkadaşlar olabilir. Bir uygunluğunu değerlendirdikten sonra ayrıntılı bir şekilde de yazacağım.

- Ölsem bırakmam dediğim alkolü 45 gündür almıyorum. Bir anda çat diye kestim. Bir sebebi yoktu.
- Hayatımın merkezine koyduğum 6 yıllık sevgilimden ayrıldım. Barışmayı bir an bile düşünmedim, halen de düşünmüyorum. Ayrılalı yaklaşık 1 ay oluyor.
- Geçen cumartesi 5 yıllık işimden, patronla tartışarak patır kütür istifa ederek ayrıldım. Geri dönmem için ısrarla aranıyorum ama dönmek istemiyorum. Dönmeyi hiç düşünmüyorum. Zaten işten güçten de bunalmıştım.

tüm bunların aralık ayı içerisinde, seri bir şekilde olması ertesinde, la bir durup düşüneyim derken, ani ve sert olan bir diğer karar ile şehir değiştirmeye niyetlendim. Muhtemelen 1-2 aya İstanbul'dan ayrılıp, Adana'ya doğru yol alacağım.

Bullet journalinge başladım
Beni darladığı için sevgilimden ayrıldım
Yani genel olarak hayatımı düzene sokuyorum

- 2018 için 26 kitap hedefim vardı(2 haftada 1 kitap). 16 da takılı kaldım. bu sene kesinlikle bitecek 26 kitap. good reads bu işi takip için güzel bir platform.

- mart ayında antalyada bir 10 k koşmayı hedefliyorum. Couch to 10K planını kullanacağım.

- yazılım olarak c diline başladım. disiplinli çalışarak sene sonunda iyi bir seviyeye gelmek istiyorum. kitap ve youtube üzerinden ilerleyeceğim.

- Sigarayı bırakmak. 31 Aralık gecesinden beri içmiyorum umarım bir daha içmem.
- Kilo vermek. diyete başladım bile
- Kendime yeni şeyler katmak: illustrator ve diksiyon kursuna yazıldım bakalım neler olacak.
- bebek sahibi olmak :) umarım olur

İki tane makale yazıp doktora tezimi 2019 Aralık'ta teslim etmek.
Bazı temel derslerin kitaplarını oturup baştan çalışmak.

Öğrencilerin yüzde 80 i böyle:) Biz de böyleydik.
Ama bu kadar batma sebebin maddi olarak paraya ihtiyacın yokmuş gibi duruyor. Ben hep çalıştım öğrenci iken. hala öğrenciyim çalışıyorum.

Istanbul'dan Pamukkaleye gidersen olacağı bu. Alıştığın sosyalliği bulamayacağını baştan düşünmen gerekiyordu. Ağır olacak ama zamanında kıçınızı kırıp çalışmıyorsunuz sonra ağlıyorsunuz. Bataklıktan kurtulmanın tek yolu çalışıp okulu bir an önce bitirmek. Buradan Denizli'ye sosyal ortam ihraç edecek halimiz yok :)

Bu arada, senin okulunda İngilizce öğretmenliğinde Marmara Üniden yatay geçişle giden bir salak var. Feci pişman. Tanışırsan selamımı söyle, beraber oturun ağlayın.

Erasmus yapabilirsin diyeceğim ama ortalaman da düşük. Ben yurtdışına gelince biraz daha fazla çalışmaya başladım. Daha az insan var iletişim için.

kendini baska orencilerle ve kendi okulunu baska okullarla ve kendi okudugun bolumu baska okullarin ayni bolumuyle kiyaslamayi birakman durumunda negatif dusunceler hayatindan cikacaktir.

hem ne mantikla kalkip kiyaslama yapiyorsun anlamadim. kiyaslama yapinca daha iyi mi oluyorsunuz? hayir. kendi bulundugun sartlar icinde elinden gelen en iyi seyi yapmaya bakmani tavsiye ediyorum. kendini gelistir adamim.

Senin için neyin iyi neyin kötü olduğunu bilen bir kişi olduğun imajını veriyor yazdıkların. Bu yüzden ne yaşadığını bilen biri olarak, yarattığın değerlere bağlı olmayı sürdürürsen her şey istediğin gibi gelişecektir zaten demek istiyorum.

Ben de senin gibi ikinci öğretimdim ve okuldan uzaklaştım büyük bir dönem ve uzaklaştıkça her şey daha da zor gelmeye başlamıştı ve daha da uzaklaşmaya devam etmiştim. İlerde ne gibi avantajları kaçıracağımı bilmeyerek , böyle de olur canım olağanüstü bir zekaya sahibim ben diyerek şansımı baya bir zorladığımı ve ne yazık ki şu an hiç de iyi yapmadığımı anlıyorum.

Kendi kendine değerlerin yokmuş gibi davranıp, onlarla çatışacsğına, sanal yoldan mutlu olurken yorulacağına ; karar verip değerlerine hizmet ederken yorulmak daha iyi olmaz mı ?

2 tane yolun var birisiyle olacaksin bu yolda kalp var kocaman kocaman icini cok sikmissin ama bir anlasma yapiliyor araba cikmis anlamadim

Tünelin ucunda ışık yok

Him.bakim.. telve var bunun dibinde. Bir vakit once kahve içilmiş.

yorumlamaktan anlamam ama gördüğüm kadarıyla sinirli bir adam var, adamın sağ tarafında da bariz bir kalp var. ve sanki biri diz çökmüş adama yalvarıyor. tabakta da köstebek var. anlamına baktım, biri arkanızdan dedikodunuzu yapıyor ya da laf taşıyor manasına geliyormuş. hanede gözüküyor köstebek. yani bu kişi aileden birisi olabilir ya da ev içindeki olaylar dışarıya sızıyor.

çekici bir kadın görüyorum. bayağı bir çekici hatta, kumral ya da esmer. bu kadına vurgun nargileci bir adam var.

bu kadın sen misin acaba?
ufukta aşk var. :D

Hamamda kırk tas su dökünen kadın görüyorum bütün günahlarını arkasında bırakmış. Bir de kalem tutan bi el var, hayırdır evrak işi falan mı acaba?
Ve yine bi kadın var yüksek bi yere oturmuş, önünde yerlere kadar eğilen biri var.

.net geliştirmedim hiç ama; dosya uzantısı aspx, model view ve controller kullanılmış. yani %99 ihtimalle evet.

proje mvc açılmış gibi(klasör yapısından dolayı) ama eklenen sayfalar webforms(.aspx den dolayı MVC de .cshtml oluyor), değişik olmuş. Başvurular yazan yeri genişletirsen System.Web.Mvc ve System.Web.Razor referansları MVC projesinin referanslarıdır oradan da yürüyebilirsiniz.

edit: view engine razor olsaymış ".cshtml" oluyormuş aspx engine de varmış dolayısıyla evet mvc projesi.

Peki mvc ile formlarin bir arada kullanilmasi sorun olur mu?

Sagolun ama buradan indirdiklerimi duzenlemekte cok zorlaniyorum cok fazla dosya oldugu icin aradigini bulmak cok zor oluyor. Daha cok sacede css taslak sayfa kodu halinde olanlardan ariyorum.

codepen.

sinama filmi posterlerini satabildigin site yapabilirsin. posterlerin kucuk boy imajlari herkese acik olarak listlenirken buyuk boy yuksek cozunurluk poster kaynagi uyelik isteyebilir. bu projede dikkat etmek gereken nokta buyuk boy poster kaynak dosyalarinin (artik hangi image formati ile saklaniyorsa) disaridan erisilemez olamasidir.

hyundai i20

Sttc+1 2018 oldugundan supheliyim.

Iki kez katildim, o an hic dikkat etmedim markasina ama manuel vites oldugundan yuzde yuz eminim.

eğitim kötü, kimse kendini geliştirmek istemiyor, para kazanmak istiyor. tus'da en başarılı insanlar göz yazıyor, dermatoloji yazıyor, radyoloji yazıyor vs. en başarısız olanlar ise beyin cerrahı, genel cerrahı falan oluyor. düşün yani cerrahi. e şimdi bu başarılı gençler ilerki zamanlarda ailelerini bu cerrahlara mı emanet edecek?

özel de iyi değil yanlış anlaşılmasın. belli alanlarda iyi doktorlar olabilir (ki bu devlette de var) ama genel olarak devletten iyi olduğu söylenemez.

haa bir de Recep Akdağ doktorluk mesleğini çok itibarsızlaştırdı. doktorlar eskiden tanrı gibiydi, ondan sonra millet köpek çekmeye başladı doktorlara.

Bu doktorların kendi deneyimleriyle veya deneyimsizlikleriyle veya para kazanma ilgisiyle orantılı bişi.

Ben de birkaç ay önce 3 ayrı diş doktoru dolaştım kanal tedavili dişim iltihaplandı. Biri bir diş için 3 dişi çekip 3 implant önerdi. Biri çekilmesini. Son gittiğim ise tedavisi uzun sürebilir ama belki kurtarırırz diye beni 3 ay her hafta muayenehanesine çağırdı temilzledi, antibiyotik verdi ve kanal tedavisi ücreti aldı. Bir daha aynı durum oluşabilir de dedi.

Şimdi ben de farkındayım bu riskin -ki tekrarlayacak büyük ihtimalle. İlk doktorun sunduğu implant tedavisine önce sinirlendim, para hırsı dedim ama adam kökten problemi çözmeyi düşündü kısa yoldan aslında. Tamam belki 20lik dişi çekmek istedi gereksiz diye ama illaki orta yolda anlaşılabilinirdi.

Hepsinin çözüme varma yoku farklı neticede. Kimisi uğraşmadan varmayı öneriyor, kimisi de böyle aylarca usanmadan kurtarmaya çalışıyor. Burada önemli olan hastanın seçimi. İmplanta param olsaydı ve acısından korkmasaydım yaptırır geçerdim zaten önünde sonunda iş buraya varacak.

çözüme varma yolu farklı diye bir şey yok
özellikle romatizma, fibromiyalji filan gibi hastalıklarda birinin yaptığını öbürü bozuyor, birinin ak dediğine öbürü kara diyor. biri ilaç yazıyor öbürü o ilacı içtin diye neredeyse dövecek -bizzat annemde yaşadık...bu nasıl çözüm? implant filan gibi pahalı işlemler bambaşka bir konu.

bence doktorlarımız "tababet sanatı"ndan iyice koptu.
üniversite hastanesine günlerce refekatçi kaldım yine, zaten anlatsam roman olur da, her şey bir yana; yanımızdaki yatakta 80 yaşında bir amca yatıyordu ve çok da durumundan haberi yoktu yani sosyo-ekonomik seviyesi kullandığı bir ilacı bilecek seviyede değil.
abartmıyorum 5 günde 3948573 farklı kişi (asistan, hemşire, diyetisyen, uzman, vizit gezen uzman, tıp öğrencisi, asistan, uzman şeklinde) adamın başına geldi ve adamın kullandığı ilaçları vs. sordu her orderde zaten fiks sordular. soran elinde bir kağıda not alıyor (veya onu da almıyor!), 15 dakika sonra başka birimden başka doktor geliyor o soruyor, 30 dakika sonra başka geliyor...yahu bu adamın bir hasta dosyası var..anamnez alacaksan ayrıntılı al ve en baştan al. hasta yakınını sorgula, medikal kaydına bak..ayrıntılı al. dakika başına gel sor adam cvp bile veremiyor zaten, onu da kaydetme doğru düzgün sonra nöbet değişsin yeni gelen tekrar baştan... ya da ne zaman almış hangi dozda almış ne olmuş hiiç öyle sorgulama sırf sormak için sor geç..ne işe yarıyor?

hiç. memlekette herkes gibi doktorlar da kalitesizlikten ölüyor. sadece fark, eskiden nispeten ortalamadan iyiydi doktorlarımız, çok şükür onları da genel seviyeye çektik. ha onlar hala bunu kabul etmiyorlar. en kötüsü 5 sene tıp okumuş bu adamların 1 tanesi de ne bok yiyoruz biz böyle demiyor...."siz bu adama bunu soran 984834. kişisiniz ben de sayenizde bir gram uyku uyumadım" deyince ukala, bilmiş, sağlık personeline kötü davranıyor vb. oluyorsunuz.

İlla özele gidip dünya para mi vermemiz lazim..yok ya o da pek çözüm değil. özelde müşterisin başka bir şey değil. sadece sen benimle ilgileniyorlar sanıyorsun, psikolojine iyi geliyor. bir de vakti olmayana iyi olabilir ufak tefek şeyler için çok zaman harcamazsın o kadar.

giovanne +1 süper doğru tespit. en yüksek puanlı drlar nöbeti olmayan alanları seçiyor, laboratuvar, radyoloji gibi çok ağır basmayan bölümlere gidiyorlar. aslında cerrahi yüksek olmalı çünkü en çok riski alanlar onlar. paraya hemen ulaşmada isteği de ayrı bir konu. sağlık sektörünün itibarsızlaştırılması kesinlikle bunda etken. adamlar en yüksek puanla bu bölüme giriyorlar ancak kendilerinden net 30 puan az alan hakime savcıya gösterilen saygının 10da1i gösterilmiyor.

ayrıca devlet hastaneleri pazara çevrilmiş durumda doktorlardan da kapasite fazlası hasta bakması isteniyor. her şey bir kenara canı sıkılan herkes acilde. karnı ağrıyan,kulağı ağrıyan ne kadar acil olmayan vaka varsa acilde toplum hasta doktorlarda hasta olmak üzere.

Ilac sirketleriyle ortaklasa calisip komisyon almayi arttirdiklarindan beri tu etik degerleri bi tarafa atmalari sebebiyle ve her ameliyat basi para carptiklari icin gereksiz sekilde insanlari delip destiklerinden beri hasta olmamamak icin elimden geleni yapiyorum valla.

Türkiye'de insan kalitesi yerlerde sürünüyor ve hiçbir alanda işini doğru dürüst yapan insan yok, ya da yok denecek kadar az. Tıp da istisna değil. Doktorlar da türk insanının kalanı gibi berbat eğitim almış, işine saygı duymayan, kendini geliştirmeye gerek duymayan, ingilizce bilmeyen (dünyada her konudaki kaynakların %99'u ingilizcedir, ingilizce bilmeyen insan alanında kendini bir yere kadar geliştirebilir) ), her şeyin en iyisini bildiğini sanan ortadoğulular.

ben diş hekimliğinden örnek verdim benzer durumu ben de yaşadığım için.

diğer branşlar içinse @niye ama'nın bahsettiği şeyler sağlık kurumlarının -diğer tüm devlet kurumlarında olduğu gibi- 'bazılarının kesesine' hizmete dönüştüğü için doktorlar da yılmış durumdalar. devlette çalışan doktorların da idealistliği kalmıyordur kısa bir süre sonra. doktorların hepsi de iyi niyetli değiller tabii ki. artık doktorluk mesleği iyi para kazandıran meslek olarak düşünülüyor öyle bir sisteme evrildik. halk sağlığı çok geri planlarda kaldı. obezite ameliyatları patladığından beri neredeyse tüm genel cerrahlar obezite ameliyatlarına yöneldi. günde 150-200 bin liralar kazanma gibi bir gerçeğin yanında ideoloji saflık olarak görülüyor.

kısaca hepimizi yiyorlar matmazel. herkese sağlıklı günler.

@niye ama yalnız o dediğinin doktorların özensiz olmasıyla ilgisi yok. Orası üniversite hastanesi o hastadan 3. Sınıf öğrenci de sorumlu oluyor sadece bir saatlik, stajyer öğrenciler de (birkaç günlük) internler de (genelde birkaç haftalık). Ayrıca hastanın gerçek doktoru bir asistan ve olursa bir de hoca olur. Zaten hocanın gelip gelip bir şey sorması söz konusu bile değil, asistan bir kere gelip güzelce anamnezini alır hastasına hakim olur. Geri kalan gidip gelenler tamamen laf olsun öğrensin işte diye gönderilen tipler hoca gönderiyor, asistan gönderiyor çocuk da işte iyi kötü bir şeyler öğrenmeye çalışıp gidip hocaya sunuyor falan yani hastanın iyiliği için değil tedavinin parçası değil eğitim için. Ayrıca konsültasyon için başka bölümlerden de asistan geliyor olabilir onlar da haliyle kendi anamnezini kendisi alıyor. Bu sadece doktor tarafı bir de hemşire tarafı da var onlarda da stajyer vs var.
Ben de bir kere 4. Sınıfta hasta başında sınav olacaktım hastaya işte şikayetiniz neydi vs soruyorum genç bir adamdı, herkes sordu yeter artık falan diye azarladı beni, açıkladım hocanın gönderdiğini sınav olacağımı, lütfederek verdi bilgilerini moralim bozulmuştu şimdiki aklım olsa daha sert davranırdım. Belli bir yaşı geçen insanlar anlayışlı oluyor sana yardımcı olmaya çalışıyolar ama gençler maşallah aşırı bilmiş oldukları için hoff gelen geçen soruyo işinizi düzgün yapsanıza diye atarlanabiliyolar böyle.

devlettekiler ilgilenmiyor.
özeldekiler ise gerekli gereksiz tetkikleri kitliyorlar.

Para az geliyor gerisi bahane.
Masaya bi 10bin biraksan kucagina yatirip muayene eder.

Eskiden istanbulda 2 sene maasla ev aliyorlardi.

GÜNEY AFRİKA’ DA BİR ÜNİVERSİTENİN GİRİŞİNDE
GÜNEY AFRİKA’ DA BİR ÜNİVERSİTENİN GİRİŞİNDE KISSADAN HİSSE AŞAĞIDAKİ MESAJ YER ALMAKTADIR.

Bir ülkeyi yok etmek için atom bombası veya uzun menzilli füzelere ihtiyaç yoktur.
Bunun için eğitim seviyesini düşürmek ve kopya çekilmesine müsade etmek yeterlidir.
Bunun sonucunda:
-Hastalar doktorların elinde can verir.
-Binalar mühendislerin elinde çöker.
-Para ekonomistler elinde kaybolur.
-İnsanlık dinci akademisyenlerin elinde ölür.
-Adalet hakimlerin elinde yok olur.

Tanıdık geldi mi?

Tek diş yaptıracaksanız sadece o dişi törpülerler.

Devlet hastanesinde gidicem guvenemiyorum bir kere de ozele falan gostersem dolguyla falan kapatamazlar mi kirigi acaba? Daha öncesinde devletin kanal tedavisi olacak dedigi disi ozelde doktor araya ilac koyup ustune dolgu yaparak iyilestirmisti. Simdi rontgende o disimi sordugumda orada sorun yok dedi.
Devlet nedense direk kanal tedavisine yonlendiriyor.


Bide bu kirik disime zaten kanal tedavisi yapilmisti ici yontuldu disi da torpulenirse bu kaplamayi ne tutacak?

Bu zamana kadar dişlerinden kanal tedavisinden köprüye, kaplamadan diş eti ameliyatına, çekimden dolguya kadar birçok şeyi yaptırmış biri olarak söylüyorumki devlet hastanelerinde kaplama yaptırma. çekim, dolgu falan onlar basit, yaptırabilirsin. ama kaplamanın estetik olarak da düzgün durması gerekiyor malum.
fiyatlar değişiyo. yeni piyasayı bilmiyorum. bikaç kliniğe git öğren. zaten çoğu yer muayeneyi ücretsiz yapıyor. ve evet @ali159 un da dediği gibi tek diş için yanındaki iki sağlam dişi de törpülüyorlar. eğer arızalı diş görünmeyen bi yerdeyse kaplama yaptırmazdım ben de olsam.

bu arada diş kurtarılabilir vaziyetteyse çekmezler. dolgu, kanal tedavisi her ne gerekiyorsa onları yaparlar. ben de çektirmeni tavsiye etmem. şahsi fikrim.

Sakin kalitesiz kaplama yaptirma o dişi kaybedersin ben kaybettim aman ozelde kalitelisinden yaptir
Diger disleri torpuleme olayina köprü deniyor
Kaplamada tek dişi torpuleyio etrafina o malzemeden dis yapacaklar

Benim bir kiz arkadasiminda duzensizligi vardi hormon testleri normal cikmasina ragmen ayni ilaci verdi doktoru. Kullaniyordu o.

Alakasız olacak ama ben diane 35'i sıvı hale getirip kafama sürüyorum. Erkek tipi saç dökülmesine çok etkili bir ilaç.

ben de aynı sebepten gitmiştim, regl olmadığım için yapmadılar, ultrasondan baktı sadece. sonra tekrar gittim reglin 2 ya da 3. günü prolaktinim yüksek çıktı falan. yani kısacası regl olmadan olmuyor..

şöyle olur. yani aklıma başka yöntem gelmiyor. şimdi kanı doktorun kendisi almıyor, laboratuvar alıyor. doktor sadece istem yapıyor. kanı da hemen gidip vermek zorunda değilsin. yani bir zamanaşımı var mı onu bilmiyorum ama randevu bulduğun gün doktora gidersin, o hormon testlerini ister. gidip kanı hemen vermezsin, eğer zamanaşımına falan uğramıyorsa istem orada durur, reglin 2. gününde de doğrudan laboratuvara gider kanı verirsin.

mesela bizim oğlana kaka tahlili yapılması için giriş yapıyor, ama çocuğun kakası yok. veriyor kabı elimize, yaptığı zaman koyup yarım saat içinde getirin diyor. yani doktor ziyaretinden sonra, tahlil istemi yapıldıktan 1-2 gün sonra da numuneyi versek oluyor. burada neden olmasın?

regl olmadan olmuyor maalesef.
siz randevu aldığınız şekilde doktorunuza gidin, o istek yapsın. bir normal kan tahlili yapılıyor bir de reglin ya 3 ya da 5. günü yapılması gereken bir hormon tahlili isteniyor. normal kanı aynı gün orada yaptırırsınız, hormonu sonra ya gene orada ya da size uygun olan başka yerde yaptırırsınız. hormonu ben aile hekimliğinde yaptırdım mesela. asıl doktorumun verdiği istek kağıdını gösterdim, bunları yaptırıcam dedim, tamam dedi aile hekimi. direkt orada kan alındı, sonuçları aldım gene kendi doktoruma gösterdim.
bu arada bende erken menapoz şüphesi vardı ve düzensiz regl olduğum ve ilk kan tahlilinde prolaktin çok yüksek çıktığı için ilaç vermişti. o da regl olmayı sağlayan bir ilaç olduğu için zaten az çok ne zaman regl olacağınız da belirlenmiş oluyor. muhtemelen size de benzer bir ilaç verilir.

3-4 ayda bir olanı bilmem de ben 20li yaşlarımda 7-8 ay hiç regl olmadığım için gittiğimde yapmışlardı.

sevdiysem bitiririm.

Bırakmıyorum.

Bitiririm kalanı alır kedi köpeğe veririm zaten yerden de beslerim etraftaki kediyi falan.
Ama tabağında yemek bırakan insanlarla birlikte yemek yemek benim iştahımı kaçırıyor. İnsan dünyaları yiyormuş gibi hissediyor.

Genelde bırakıyorum çok geldiği için keşke hepsini yiyebilsem.

yemek aşırı kötü değil ise bitiririm. bitiremeyeceğim porsiyonu almam zaten.

bir de başkasının yiyip kalktığı masalardan yemek yemişliğim var. bence hiç utanılacak bir şey değil. çöpe gideceğinden o an canım çeken 2 soğan halkasını yemem daha mantıklı geliyor.

Yemek kötü değilse tabağı yeme kapasitesine sahibim.

25 senedir ilk defa geçen gün ağız lezzetime uymayan bir yemek aldım. Yarısı kaldı tabakta. Ben de kalmış olmasına üzüldüm mesela.

Yemekle birlikte gelen ivir zivirlari arttiriyorum genelde.
Etin yanina bir ton patates kizartmasi geliyor ornegin, 1-2 tane agzima atar oldugu gibi birakirim. Yemegin yaninda patates hic sevmem, yersem tek basina yerim patates kizartmasini.
Ana yemegin yaninda yesillik varsa onu da birakirim genelde. Otla mi beslenecem adam doldurmus bir tabak dolusu roka.

Bunun disinda bir de 2 kez yemek siparisi verme durumum var doymayip. Bu durumda ikincisi biraz gecikirse beklemeden dolayi istahim azaldigi icin 2.yi arttirdigim oluyor.

bitiremeyecek haldeysem yemek söylemem. evde de dışarda da bitiririm

Bitiremeyeceksem neden yemek yiyeyim? Oldu hadi bir mallık bitiremedim paket yaptırırım hatta. Çöpe yemek atmam. Bunun inançla alakası yok prensip meselesi, inançlı biri değilim. Yemeği çöpe atana da iyi gözle bakmam. Tabağı sıyır tabi la ne olacak en doğrusu.

Hatta az yiyeceksem ona göre söylerim yemeği. Şu kadar koy derim, fazlası çöpe gitsin istemem.

Yemeğin yanında yemeyeceğim salatayı da söylerim almam baştan. Gıda çöpe atılmaz, atılmamalı. 7 milyar insanın 2 milyarı açlık çekiyor 1 milyarı obez bu dünyada.

sıyırırım.

Sanırım hiç bırakmadım. Para vermişim sonuçta.

soru aslında tabakta yemek bırakıp bırakmamak değil, sevdiğin şeyi neden sırf başkası bir şey der diye bitirmezsin, veya sevmediğin şeyi sırf para verdin diye niye keyifsizce içine tıkarsın'a dönmüş.

yemek yediğim yerle alakalı. pideci dönerci vb ise genelde bırakıyorum, çünkü porsiyonlar eşek gibi oluyor. ama daha elegan biyerse genelde porsiyonlar minnak oluyor, aç kalıyorum bu sefer :(

edit: tekrar düşündüm, dünyanın hiç bir yerinde tabakta et bıraktığım yokmuş. önüme öküz koysalar yerim :( ama sebze fln kalır.

sağlıklı olan şeyleri yiyorum ekmekti, lavaştı, patates, pilav gibi şeyleri bırakıyorum maalesef.

Yenmeyecek kadar kötü değilse yerim tabakta bırakmayı sevmem.

Bizim kompleksli insanımız yemeği tam bitirirse görgüsüz olacağını, insanların onun "aç" olduğunu sanacaklarını düşünüyor; özellikle biraz eli yüzü düzgün yerlerde sanki adetmiş gibi yemek bırakılıyor. Pirenses sendromundan muzdarip kadınlar da böyle, etrafında bunlardan çok olabilir.

Benim içinse asıl tabakta yemek bırakmak görgüsüzlük. Eskiden ayıp olmasın diye doysam da yiyordum ama aldığım kaloriye dikkat etmeye başladığımdan beri doyduğum an bırakıyorum. Buna gerek kalmasın diye tam acıkmadan yemek yemiyorum, çok aç değilsem ama yemek zorundaysam ona göre küçük porsiyonlu şeyler yiyorum.

Su ana kadar dışarıda yediğim hicbirseyi yarim birakmamisimdir.ekstra para vermişim. Hem parama yazik, hem de insanlar acken israf yapmak vicdanen rahatsiz ediyor.

Bruce +1

Hayatımda hiç dışardan yediğim porsiyonla tamamen doyup da daha fazla yiyemediğim için tabakta yemek bıraktığım olmadı sanırım. O porsiyonlarla tamamen doyup kalanı bırakanları asla anlayamıyorum. Zaten arkadaşlarla yemeğe gittiğimde bitiremedikleri zaman kalanlarını yiyorum onların da. Çöpe gitmesindense kendim yerim nolcak, tanıdık sonuçta.

Beğenmediğim için bıraktığım bi kere oldu o da Belarus'taydık, İngilizce menü yoktu ve garsonların hiçbiri ingilizce bilmiyordu ve yemeğin fotosuna aldanıp seçmiştik. Buz gibi ve rezil bir yemek gelmişti :(

Bırakmıyorum.
Evde veya dışarıda yemeğin çöpe gitmesi olayına üzülüyorum, yiyecek yemeği olmayan insanlar geliyor aklıma. Yiyebileceğim kadarını almaya/doldurmaya özen gösteriyorum.

Kadınların ve erkeklerin günlük aldıkları kaloriler çok farklı ama dışarıda porsiyonlar çoğu mekanda opsiyonel değil.
Eğer yarım alabiliyorsam yarım alıyorum çoğu yerde çünkü fazla geliyor. Benim günlük 1400kcal almam gerek, sevgilim 2300, ben tabi ki yemek bırakıyorum tabağımda.
Hepsini yersem hem rahatsız oluyorum hem de kilo alıyorum. Yemek yemeği seven bir insanım ama dışarda hiç bir porsiyon salatayı bitirdiğim olmadı, hep fazla geliyor.
Prenseslik sendromu değil bu sadece günlük enerji ihtiyacı farkı.

Yemekte büyük bir sıkıntı yoksa bırakmıyorum ancak "plaza" anlayışında "Ayhh cok yağlı ayhh bu ne ayyhh evde yardımcım çok daha güzel yapıyor" deyip bırakmak moda. Diyet yapıyorsan, miden hassassa vs. ona göre seç yemegini az miktarda al otur ye. 1-2 defalık birşeyse hadi neyse ama alışkanlık halinde habire tabakta yemek bırakıp bununla övünen insanlara zerre saygı duymuyorum.

Tabağı sıfırlamadan kalkmam.

tabakta hicbir sey birakmamaya gayret ederim. Bunu iyi insan olmanin geregi olarak gorurum.

ben de evde de dışarıda da kolay kolay yemek bırakmam tabağımda.

ya yarım porsiyon söylerim ya da yarımı yoksa kalanı paket yaptırım.

açsam bitiririm, kalırsa paket yaptırıyorum ninotevtidze gibi ama sonra arkadaşlarım dalga geçiyor. Hem parasını ödeyeyim hem de bırakayım mı?

Birakmiyorum, cok net.

Yemek yemeyi de cok seviyorum zaten :)

evde yada disarda hicbir zaman tabagimda yemek birakmamaya calisirim. hem gunah hem israf. dunyada o kadar insan acliktan oluyorken cope yiyecek atmam, attirmam. hatta yakin arkadaslarimla yada ailemle gidersem, onlarin tabaklarini da bitiririm. evdeki bayat ekmekleri bir sekilde isitip, kizartip yerim. birisi bunu yaptigim icin bana gorgusuz derse de onun simarikliligindan girer ac gozlu cikarim.

karşılar ama hep nesquik yeme arada ballısından falan da tüket bal da çok faydalı.

B12li gevrekler de var.

Bu arada mısır gevreği şeker içerdiği için çok da sağlıklı bir ürün sayılmaz. Yoklukta gideri var işte.

Uzun yolda kamil alır. Merkezden havalimanına gitmek ne kadar dert olsa da ben uçak diyorum.

edit: pamuk'un hizmeti 2 saatlik yolda bile bozdu.

pamuk

pamukkale son yillarda ataga gecmisti. bi yenilikler, bi kampanyalar falan. ama olan oldu, o da bozdu kenidini.

kamil koc diyorum.

bundan 10 sene önce, İstanbul'a min. ayda 1 kez gidip gelen bir üniversite öğrencisi olarak tercihim hep Pamukkale'den yanaydı..

Sadece ek bilgi, pegasus'un bolbol uygulamasına üye olana firma bi seferlik x puan veriyor. O puanla bagajı bedavaya getirebilirsin. Tabi uçakta taşınmaz şeyler varsa yine çare otobüs.

pamuk

Pamukkale +1

kaç saatte gideceği, nerelere uğrayacağı yazıyor internetten baktığında. ona göre seçip al bence. bi terslik olmadıkça onun pek saptığını görmedim ben.

daha geçen ay izmir ankara arası pamukkale, istanbul izmir arası kamil koç yapan biri olarak bu iki yolculuktan kıyasla kesinlikle pamukkale. Zaten yıllardır hep pamukkale'den yolculuk yapıyorum işim düşerse ama istanbul izmir arası kamil koç uygundu ona bindim, çok kötü olduğunu söyleyemem ama pamukkale kadar iyi değildi.

Ne zaman Kamil Koç'a binsem sürekli rötarlı kalkıyordu, hep birilerini bekliyorduk ve geç kalıyorduk. Pamukkale'de ise yolcu saatinde gelmiyorsa az bir süre beklendikten sonra otobüs kalkıyor sırf bu yüzden Pamukkale diyorum.

pamuk

İnsan değil kedi
Ölecektir hasarı vardır satar öyle napalım

Hayvanlarda oluyor bazen. Hatta pandaların soylarının tükenmesindeki bir etkenin yavrularını ölüme terketmeye çok teşne olmaları olduğu söylenir. "Annesinin bıraktığı yavru pandaya görevliler bakıyor" türü haberleri hep duyarız. Nelerin etken olduğunu bilemiyorum ama en zayıf olanı geride bırakıyor olabilirler. Gerçi kaçabiliyor, bahçede dolaşabiliyorsa o kadar ihtiyacı olmayabilir. Yine de sahiplenmek ya da sahiplendirmek istiyor ve yakalaman gerekiyorsa yavaş yavaş alıştır. Su, mama falan ver. Ne yiyebilecek durumda bilemiyorum gerçi o kadarlık kedi. Olmadı o hayvan illa ki uyuyacak bir ara.

eğer annenin baktığı diğer yavrular süt içiyorsa veteriner hekimden yavru kediler için besleyici süt alabilirsiniz ama sizden kaçıyorsa herhalde sütten kesilmiştir diye düşünüyorum, eğer dediğim gibi kesilmişse laktozsuz süt verebilirsiniz en iyisi kitten(yavru) maması almanız. kuru mama yemezse eğer yaş mama deneyebilirsiniz ama yavru için uygunluğunu bilemiyorum açıkçası. bu şekilde onu hayata bağlayabilirsiniz en azından.

YAKALAMAYA çalışın.
mama koyun süt koyun.
mutlaka gelir acıkır çünkü

Eskiden aniden gelen yüksek akımların cihazları bozduğu nadir de olsa görülürdü, ama bu zamanda bu teknolojide çok zor. Kaldı ki ümraniye gibi merkezi ve etrafı organize bölgesi ile çevrili bir yerdesiniz.

Fişi çekseniz siz dönene kadar dolaptaki bozulma riski olan şeyler bozulabilir, boşuna evham yapmayın.

Siz/biz evde değilken gidip gelen elektrikten hiç haberimiz oluyor mu?

yahu lise mi bu? düz lisans mezunu nedir? ağrıda işletme okursun 5 sene iş bulamazsın. boğaziçinde mühendislik okursun havada kaparlar.

İş bulma hızı bölüme, üniversiteye ve kalifikasyona göre değişir. Lisans mezunu olup girdiği ilk işte bahsettiğiniz maaştan daha fazlasını alan insanlar var. İş bulmak için yüksek lisans şart denemez her bölüm için.

Üniversite, yl, doktora falan bunlar güzel şeyler de son tahlilde önemli olan ne mezunu olduğun ya da ne kadar okuduğun değil ne işe yaradığın.

Meslek lisansa göre daha zor

Bilkent bilgisayar mezunu (orta halli) arkadaş savunma sanayide 5.500 lira ile iş buldu. Okul ve bölüm çok önemli. Bırakmasam ben de o civarda çalışıyordum :(

Akla gelen ilk 10 civari okuldan birinde okuyorsan degil. Yuksek lisansin is bulmaya etkisi az. İse girip isinde uzmanlastigin alana gore yuksek yapmak daha evla.

Düz bir sekilde mezun olduysa zor. Okulu iyidir, daha az zordur falan.
Yuksek lisansa da guvenme, 20, 30 kisilik kontenjanlar aciliyor lisans gibi, herkes y.lisans mezunu. Ben kac kisi biliyorum derse bile gelmediler ve ayni tezin farkli versiyonlariyla mezun oldular. Sorsan master degree.
Yuksek lisans biraz ara donem gibi, ben yuksek bittikten 1 yil sonra is buldum. Arkadasim doktora 3. Sinifta. Ama proje falan oldu, burs aldim. Cevrem oldu. Bos gececegine, bu sekilde gecti.

hiç dışarıda ya da misafirlikte, bi arkadaşının evinde yemek yemiyor musun?

tekrar geldiklerinde shot bardağında çamaşırsuyu ikram edersin. şöyle güzelce çalkalarlar. sorun hallolur.

abartmışsın.

lokantaya falan gidince ne yapıyorsun evden mi götürüyorsun tabağı çatalı?

'Çöpe atma' eylemine kadarki kısmına, bazı obsesyonların var der, geçerdik ama, Çöpe atma eylemi de gerçekleştiyse bir psikiyatriste görünüp 'bende obsesif kompasif bozukluk var' demende fayda var.

Böyle yaşanmaz, böyle hayat geçmez abi. Tükürükle hepatit mi ne var ya o bulaşıyor. Doktoru salla, git bir sağlık ocağına hepatit aşısı vurul bence sen. Kafan rahat olur. Yoksa böyle yaşam çok zor ya :(

Anksiyete ve obsesyon için bir psikoloğa gidebilirsiniz. Normalin dışında takıntınız var gibi görünüyor. Onlar sizi yönlendirirler.

ortada bir hastalık olduğu kesin ama daha çok sizinle alakalı. bunlar normal düşünceler değil maalesef.

Bana laf kalmamış. Herkesi +1’liyorum

"Ayip olmasin diye mi reddetmiyor "

Evet

hatrına değil de, yedekte tutuyor gibi.

bence birikiyor istekleri seninki altta kaldı. tekrar istek yolla.

bende ayıp olmasın diye reddetmiyor

Lan arkadaş eskiden ev telefonunu arar sesini duymazsak kapatırdık, sesini duyarsak konuşurduk. Ev ahalisi riskli ise telefonu hemcinsi bir arkadaş ile aratır onu istetir sonra biz konuşurduk.

Gençler, konuşun lan. Valla bak, konuşmadan problem çözemezsiniz. Yok takip isteği, yok görüldü görülmedi.

Ya denk getir karşısına çık, ya da telefonunu öğren ara. Hadi aramadın whatsappdan yaz.

İşin aslını öğren sen de rahatla o da rahatlasın, sor aslanlar gibi "takip isteği gönderdim ama görmedin herhalde" diye.

Sonrası çorap söküğü

john artı sonsuz

yeni neslin problemi bu, fazla dijitalleştiniz ve her şeyi sanalda yaşıyorsunuz. çık konuş karşısına amk neyin derdindesin ki? oluru varsa olur yoksa da yoluna bakarsın aklından çıkmış olur.

Reddetse reddettiğini anlayacağınız için reddetmiyor. Bekletiyor.

Bu ülkede en yıkılmayacak tabulardan biri 'kızlar ilk adımı atmaz'' herhalde. Sayısız kız hayatlarının fırsatını sırf bu yüzden kaybediyor. Sosyal medya ne yahu, adamla 2 ay aynı iş yerinde dip dibeymişsin!

duyuruyu okudum, yorumları okudum, dehşete kapıldım

1,5 ay merhaba merhaba takıldın diye seni özel hayatına dahil etmek zorunda değil ki..
hele bir de yedekte tutuyor yorumu var ki evlere şenlikasfdghjgjh abi yedek dediğiniz bu değil ki.. bir buçuk ay flört edersin ama sonraki aşamaya geçmez hep bir bahane sunar bu yedekçilik olur.

istememiş seninle bağlantı kurmak. ayıp olmasın yüz yüze baktık reddettiğimi görmesin diye de reddetmemiş. bu kadar stalker olduğunu tahmin edememiş. takibi attı böyle kalırsa belki unutur falan diye.. kız da gayet haklıymış bence. sırf merhaba merhabanın olduğu biri için bu kadar uğraşıp fake hesaplardan denemeler falan... bence bu biraz takıntılık hali :)

Ben merak ediyorum instagramdan takip ettikten sonra ne oluyor. MEsaj mi atiyorsunuz ya da fotograflara yorum yazarak falan mi ilerliyorsunuz?
Merhabaniz varmis zaten. Merahabadan yuruyun iste instagramda niye cebellesiyorsunuz?
Kiz olsam yuzyuze surekli karsilastigimiz adam instagramdan yuruse direkt elerdim bu adam cacik diye.
Bugun merhaba diyin, sonraki gun merhaba nasilsin diyin, ilerleyin iste reelden. Olmuyorsa olmaz zaten. Telefon elinden instagrami acip kafandan yuzlerce senaryo kurmazsin en azindan.

senden hoşlansa anında kabul eder geri takip yapardı.

Fakat merhaba durumu olduğu için reddetmemek adına kabul de etmiyor.

Yedekleme de yok, o olsa zaten kabul eder kenara atardı

Doğru anlamışsın uzaklaş.

oldu. hatta duyuru açmıştım ama sildim sonra. o mesajı silince ışık sönüyordu galiba.

bende de oldu. göremedim cevabı silmek zorunda kaldım. buraya yazdım cevap cıkmamıstı

mesajı silmen lazım. mesaj atan kişiye de söyle aynısını yazıversin bi daha.

markadan bağımsız olarak 8 kg diyorum. siemens ve bosch bakmanızı da öneririm.

çamaşır makinesinde paraya kıyın bence arçelikle veya türkiye üretimi bosch ile falan olmaz. ayrıca ben de 8 kg diyorum zira kilo aslında hem önemli ekonomi olarak hem de az kilolu makineye fazla yükleme yapmak ömrünü kısalttığı için yüksek hacimli almak daha mantıklı hele hele 4 kişilik bir aile için.

İkisinide boşver. Bosch ya da siemens.

Arçelik almayın, 3 yıllık makinamın 3 kere parçası değişti, en sonunda çipi arızalandı. Kullanıcı hatası değil. Bazen banttan böyle arıza makinalar çıkıyormuş ve bana denk gelmiş, firmanın yaptığı açıklama bu. Süpürgem de arçelikti o da üç yılda çöpe gitti. Çamaşır mak da çöpe gitti. Yerine hoover 10kg a+++ 1400devir aldım. Baya memnunum

boş al. çok memnunuz.

Onceki makineden referansla electrolux 8 kiloluk modelinden aldik anti alerjik yikama buharli yikama gibi programlar da aklimizi çeldi açıkcası.

10 güne unuturdum. Daha 15 gün önce unuttum. Unuttum dediğim, o hisleri yendim yani. Üstesinden geldim. Açılmayan kilidi zorlamamak gerek.

15 yıldır unutamadım. Hayatım onun üzerine kurulu. Ben ölsem de zor unuturum.Alıştım artık.

değil platonik bir aha görmeyeceğin sevgili bile unutulur. mucizelerle yaşanmıyor.

açıl red ye içinde ümit kalmasın daha çabuk unutursun. gerçi sen red de yesen bir süre ümitlenmeye devam edersin gibi geliyor.

Başka yerde staja başla. Orda daha iyisini bulursun. :)))

@kelepir böyle düşünmenize neden olan sey nedir?

Tamamen unutamasan da zamanla iş güç, bir şeylere yetişme hali falan derken eskisi kadar aklına gelmemeye başlıyor.

arkadaşların unut demiş hala bakıyorsun mucize beklemeler falan. o intibayı yarattı bende. platonik olarak kalmasım olay. efendice reddini ye defteri kapat.

unuttum. eskisi gibi olmadım. yeniden aynı heycanı da hissetmedim ama unuttum. mesele kim olduğu değil ben eski heycan ve duygularımı istiyorum.

neyin mucizesi, açılmadınız mı? açılmadıysanız, neden açılmıyorsunuz? en fazla reddedilirsiniz, defter kapanır.

Hiç beraber olmadığım biriyse umursamam
Bir süre beraber olduysam kısa bir sürede
Uzun süre beraber olduysam uzun bir sürede durumu kabulleniyorum. Unutmadığım insanlar da var elbette ama özelliklerine bağlı süreden çol

elinde insta adresi ismi varken yürü.
ben birinden hoslanmistim. tekrar bulmam 0 a yakındı gidip yazmadım ismini dahi bilmiyodum kaldı içimde öle.
fırsatın varken ve olay tazeyken kaçırma. sonra çok pişman olursun.

Açılsan da eline bişey geçmiycek ve diyelim ki o ilişkiye evet dedi, hiçbir şey senin hayal ettiğin gibi olmayacak. Çünkü platonik çok başka bişey, muhteşem ötesinde hisler besliyosun, onu o kadar büyütüyosun ki kendin onun altında eziliyosun. O, o kadar da mükemmel değil aslında o mükemmeli yapan sensin. Kendini ezen ve kendi hayatını bitirip onunkini yaşayan sensin. Kendisi bile senin oluşturduğun zihnindeki"platoniğin" kadar mükemmel değil. Bunu farkedebildiğin an kurtulmuş olcaksın ;)

Açıl, duygularını söyle. Karşılık bulursan ne ala, bulamazsan da red yersin unutman kolaylaşır.

şöyle düşün; insanlar 3-5-10-20-30 yıllık eşlerinden boşanıp hayatlarına devam ediyor. platoniği, sevgiliyi unutamadım, unutamıyorum diyen insan net LOSER OĞLU LOSERDIR. hayat devam ediyor. hem ortada yaşanmışlık bile yok, anı yok, hatıra yok...

neyine unutamıyorsun allasen? yaramıyorsa bakma, engelle. bir gün uyandığında onu unutmuş olarak uyanmayacaksın. güzel şeyler kendiliğinden gelmeyecek de aynı zamanda.

sen bir aksiyon almazsan, kendin çabalamazsan @basubadelmevt gibi bir hayatı onun hayali üzerine kurarsın. bu sırada o hala hayatına devam ediyor olur...

not: 3 ay önce 3.5 yıllık bir ilişkim bitti. hayatıma aksamadan devam ediyorum.

geçici olarak kapatma yöntemini arıyorsan güncelleştirme ayarlarından gelişmiş seçeneklere girip güncelleştirmeleri duraklar seçeneğini aktif hale getirerek güncelleştirmeleri 35 günlüğüne kapatabilirsin.

kalıcı bir şekilde kapatmak istiyorsan arama sekmesine hizmetler yazıp çıkan sonuca tıkla, açılan pencereden aşağıya doğru in, windows update çıkacak, açmak için çift tıklayıp başlangıç türünü devre dışı yapıp aynı zamanda hizmet durumunda durdur'a tıklayarak update'leri tamamen kapatabilirsin.

Güncelleştirmeleri duraklat secenegi malesef yok ve ikinci yontemi daha once denedigimde kendi kendine tekrar aktif oldu :(

eğer windows 10 home edition ise ilk seçenek olmaz :( ikinci anlattığım da güvenlik gerekçesiyle her sistem başlangıcında tekrar açılır.

Windows 8 yukleyecegim sanirim.

Aynı soruyu arkadaşım sordu.
www.easeus.com
Buradaki çözümleri denedi, oldu dedi ama hangisi olsu bilmiyorum
Sadece ilk çözümün kalıcı olmadığını söyledi. Sen de bi dene.

en temiz yolu wifi ağını sınırlı ağ yapman. o zaman arka planda bişi indirmiyo update dahil.

Benim bahsettiğim arkadaş kablolu internet kullanıyordu. O yüzden tarifeli bağlantı çözümü bir işe yaramıyordu

bir iki kişi takipçisi artıyosa, bazen millet hesap siliyor/aktif ediyor, o yüzden oynama olabiliyor. herkes takip isteklerine bakacak diye bi durum yok, belki takmıyodur belki seni tanıyamamıştır vs. pazartesi de kabül etmezse dm den yürü ;) good luck.

takibi geri cekmek asiri kezbanlik. birak kalsin. kabul ederse eder etmezse de 1 ay vs sonra blocklarsin

Bir erkek neden takip isteğini bekletir? çünkü işi vardır, ya da bilerek yapıyordur

ohoo özgüvenin çok düşükmüş. seni etkilemek bu kadar kolaymış demek ki.

Belki bekletmiyordur, belki hiç bakmamıştır bile hesabına, görmemiştir. Arada ekli olan kişiler hesaplarını dondurup tekrar aktif ettiğinde takipçi ya da takip eden sayısı artabiliyor +1

Hemen şeyapma yav. Bırak kalsın öyle. Geri çekeyim falan deme çok ezik görünürsün. Biraz rahat ol.

Peki gördüğünü varsayarsak neden görüp de bekletir bir insan? Hoslanmiyorsa reddeder istiyorsa kabul eder benim bildigim? İstegi bekleten insan ne yapmak nereye varmak istemektedir?

Geri cekince niye kezban veya ezik gozuksun? Takip edilmek istemeyen birini takipten vazgecmis olmaz mi?

Senin gibi bir prensesi etkilemek istiyor demek.

Tek taraflı aşk görüyorum. Erkek tarafı güvenini kaybettiğinden kimseyi sevemiyo. Hayatı da biraz zorluklarla geçmiş. Temiz kalpli biri.

Deniz kenarında bi şehirde mi yaşıyorsun?

Evet erkek tarafi cok temiz kalpli biri ve evet istanbul da yasiyorum. Hic harf falan cikmis mi acabaa?

Önündeki yollar zorlu ve dolambaçlı fakat sonunda feraha çıkıyorsun. İçindeki dertleri de bırak arkanda kaplamışsın bütün aklını onlarla.

Yaşlı, boyu sizden kısa ve dar omuzlu bir hanım çıkmış. Size destek oluyor/akıl veriyor gibi. Sözünü dinlediğiniz bir insan bu, etrafında kedi ya da köpek olan biri.
Bu hanımla konuştuktan sonra elinizde çantayla kısa mesafe bir yere kalmaya gidiyorsunuz.
Normalde bulunduğunuz bir ortamda (iş/ okul/ arkadaş?) siz yokken 3-4 kişi hakkınızda konuşmuş ve biri size bununla ilgili bir şeyler söylemiş sanki ama çok huzursuz değilsiniz, çok önemsemediğiniz kişiler bence bunlar.
Fal çok karışık, kafanızda farklı düşünceler var.
Harf demişsiniz e harfi gördüm ben.
Bir de burnu değişik yapıda, saçları çok kısa olmayan, alnı dar bir bey çıkmış.

Kız biraz daha girişimci olursa ciddiye alabilirim. O sizden hoşlanmıyor ki. Siz ondan hoşlanıyorsunuz. Sizin onun ilgisini çekmeniz gerekiyor. O sizi bulsun diye beklerseniz daha çok beklersiniz.

"hoşlansa instagramdan bulur o istek gönderirdi".

Ya o da ayni seyi dusunduyse? Dusunmemis olsa, o an dikkatini cekmemis olsaniz bile ekleyince dikkatini cekeceksiniz. Fake'lerle falan ugrasmaya ne gerek var. Derdiniz belli, madem hoslandiniz, yavsayin; olursa olur, olmazsa olmaz. Uzak durarak olmayacagi daha kesin. Stajiniz bitmediyse yuz yuze yavsayin. Illa "Hoslandim, beraber olalim mi" demenize gerek yok. "Merhaba, nasilsin"dan baslayip muhabbet ederek ilerleyin. Stajiniz bittiyse sadece bir eklemeyle "Sana asigim" mesaji vermezsiniz; herkes herkesi ekliyor. Oradan yavas yavas yuruyun. Turkan Soray, Filiz Akin filmi gibi agirdan alirsaniz cok beklersiniz.

Kimsenin bakmayacağı bi tip değilsen eğer şansın yüksek. Yaşın ne kadar küçük görünüyor bilmiyorum ama yaş farkı bariz belli, dışarıdan bakan için "çocuklarla mı takılıyormuş bu" denecek kadarsa eğer şansın olmayabilir. Bu durumu itibar meselesi görüyorsa o da..

Bence sen hiç kurcalama takip isteği gönder. Senle olmayacaksa da hoşuna gidecektir. Düşündüğün kadar karmaşık değil yap gitsin.

Bir üstteki duyurunun tam aksini demeye geldim. Kadınlardan daha sabırsız olmayan erkekler de var. Staj yapıp sonra çalışan olduğum yerde birinden etkilendim ben belli ettikçe o da etti ben etmesem hayatta etmezdi çünkü ya rahatsız ediyorsam vs vs gibi şeyler düşünüyormuş bunu biliyorum çünkü altı yıldır sevgiliyiz :) ama benim girişken tavrım olmasa olmazdı yani eminim. Seneye staj yapacak olman sonucu değiştirmesin ekle bence onu instadan ve birkaç adım at buna rağmen gelmiyorsa orda bırak. Seneye de git yap stajını bunda utanılacak ne var? Hoşlandım olmadıysa olmadı bundan daha doğal bir şey yok. Kendine güven ;)

@dissendium aşırı mantıklı ama iste o ozguveni kendimde bulabilem :(

@aychovsky şu herkes herkesi ekliyor olayı gerçekten doğru mu? Ben universitedeki sinifimdan olan insanlara bile onlar istek göndermedikçe ya da çok samimiyetimiz olmadıkça istek gondermiyorum. Galiba bu yüzdensadece 96 takipcim var :D

@IncredibleMau yok yahu o kadar da küçük görünmüyorum boyum 160 biraz da spor takilip az makyaj yapiyorum calisirken rahat olmak için o yüzden boyle bi algi olusmus olabilir.

@sparky ben de bundan korkuyorum belirsizlikte ihtimallerle yasamak tamamen olmama ihtimalinden daha iyi geliyor.

@eksi sozlugun siz yuzyuzeyken de biraz belli etmissiniz sanirim ben sadece günaydın dediginde günaydın dedim bir kere de mutfakta çubuk kraker uzattım mutfakta alir misiniz diye ki o tam bir rezillikti :( sonunuzun mutlu olmasina cok sevindim ama.


Tum cevap veren arkadaslara cok tesekkur ediyorum mesaj atma olayına biraz daha sicak bakiyorum artik. Bir kac ay bekleyip masaj atsam daha iyi olur degil mi? Hem kendimi test ederim hem de bir heves hoslanip yazmisim gibi degil de baya ciddi düşünüyormuşum mesajini veririm karşı tarafa.

@ceann deas Benim Instagram'im bile yok aslinda :) ama Facebook'um var, herkesle eklesip duruyorum. Isyerinin bir kere gordugum eski calisanindan eskiden oturdugum apartmanin eski kapicisina, su andaki isyerimin fotokopicisine kadar ekli. Bu dedigim teklifler onlardan geldi ama benim de oyle "Taniyorum ben bunu, o zaman ekleyeyim" dedigim cok kisi olmustur. Cevremdeki kullananlar da eklesip duruyor surekli, pek bir "Eklesem mi, eklemesem mi" tedirginligi gormedim.

Hoşlandıysan kendini göstermekten neden çekiniyorsun ki? Böyle hiçbişey yapmayarak, köşede saklanarak seni farketmesini ve sana aşık olmasını beklemek ne kadar doğru sence? Bunu yapma :)
Bi istek göndereceksin çok bişey değil, evlenme teklif et demiyoruz sana. Ekle ve biraz sıcak ol. Efendi adamları ancak atak olarak kafalayabilirsin. Yukarıda da söyleyenler olmuş, küçücük stajyere yazdı/asıldı/ava çıktı vb. söylemlerden çekinir öyle yerlerde erkekler. Ama sen atak olursan, biraz iş biraz arkadaşlık gibi ortak şeylerinizi bulmaya çalışıp muhabbeti yürütürsen seni başbaşa bir yere davet edebilir. Bu daveti almak 1-2 ay sürebilir.
Sen napabilirsin mesela işinizle alakalı bişeyleri ona gönderebilirsin bilgi paylaşımı yapıyormuş gibi. Yine işinizle alakalı bi film tavsiyesi vs. bunları yapabilirsin. Muhabbeti sen kurup yürüteceksin, bu adam efendi adam senin baskın olman gerekiyor, muhabbetin akmasına fırsat veriyosa bişeyler yolunda demektir. Fırsat vermiyosa da onun gözlerinin önünde bi başkasını bulursun :)

Birkaç ay falan bekleme, saçmalama :) hemen ekle, biraz bekle, beğeni vs. gelirse rahatça mesaj atabilirsin.

bence cesaretini toplamali ve yarin bi bayram mesaji gondermelisin. kotu bir sey yapmiyorsun ki! son derece insani bir durum.

hadi hayirli olsun.

staj bitmeden instagram'dan ekle, bittikten sonra da yaz. "ben senden çok hoşlandım ama staj sırasında söylemek istemedim etik olmaz diye, nasıl olsa artık şirketle bir ilişiğim kalmadı, seni de bir daha göremeyeceğim; içimde kalmasın diye söylemek istedim" de. kaybedecek bir şeyin yok, belki de olur bişeyler hemen küçük emrah'a bağlamaya gerek yok.

o kadar da imkansız değilmiş. gayet oluru var. bir bahaneyle telefon numarasını al. iş hakkında referans gösterebilirim seni de, veya o tarz bir bahane. sonra telefondam biraz yoklarsın, isteği varsa, muhabbet ilerlerse olur. ama İnstagram, telefon, her neyse al işte. olmayacaksa bile içinde kalmaz.

Oluru bayaa var bence... Aman reelde yanına gideceksen son güne bırakma, adamın hastalanacağı tutar üzülürsün.

Bu ekleme olayını bir tek ben bu kadar gurur yapıyorum sanirim. Ekleyince cok asiri sulanmış gibi gorunurum diyordum :(

onunla beraber 2-3 kişiyi daha ekle kadınlı erkekli, network yaptığını düşünecektir. ola ki iş ortamında derse beni eklemiş asılıyor galiba iğrenç ırz düşmanı diye, öbürleri beni de eklemiş der; içi rahatlar.

sen o çocukla devam etceksin, evlenceksiniz. sonra ben ne bok yedim diiceksin. bu sarmala girmeden hayatına bak arkadaş.

Erkek singlesa senin iş %80 olur bacım. Staj bitmeden yardır, birlikte fotokopi çekersiniz asdfg.

duygu ile hareket etmeyin ve de karar vermeyin. bu bir.

ikincisi, cok mutlu veya mutlu iken ve de kizgin iken, ki bunlar duygu oluyor yukaridaki cumlemin tekarini yapiyorum ama olsun, karar vermeyin, soz vermeyin. bu da iki.

ask gelip gecer. bosver.

Bittin sen.

Emaille haftasonu kahve icmeye davet et

Bence ekle zarari yok, bakarsin once o bile yazabilir.
Bir kere bana da boyle oldu, ilk goruste olanlar tam tanimadan yani genelde fos cikiyo. Belki bu farklidir onu da sen gorucen, bol sans.

Büyüyünce geçer demek istedim

Aynısı bende var. 2005 model. 1.3 araba işte çok büyük beklentiye girmemek lazım. çok masraf çıkartmıyor ama az önce götüme 1700 lira kaçtı. aks başları, rotlar, amortisörler hepsi değişti. yine de 6-7 parça komple değişim için iyi para sayılır.

yakıtı şöyle. benimki lpg'li. 40 litre lpg ile yaklaşık 450 km gidiyor. hesapladım geçen 25 kuruş yakıyor kilometrede. tabii şeyi saymamak lazım, ilk çalışmada benzinle çalışır, depodaki benzin 5-6 ayda bir biter. benzin de 250 liraya doluyordu.

ben seviyorum. güzel araba. parçası ucuz. seri. 120'yi geçemiyorsun pek tabii. öyle. alınır.

Ben evrene mesaj gönderiyorum, artık kime denk gelirse...

"Senden hoşlanıyorum" da iş görüyor bence. Yani, saçma sapan jest ve mimik yapmak yerine konuşmayı deneyebilirsiniz.

3 kere üst üste baş başa buluşma teklifi edersen anlar. hala anlamıyorsa anlamaması iyi bir işarettir , yoluna devam edersin.

Dokunmak en etkili yöntem. Acemi'nin değişiyle ellemek de diyebiliriz.

Esprilerine kötü olsalar da gülmek:))

Çok beceremem ama bişeyler yazmak istedim, bu arada play store'da falaaddin diye bi uygulama var onu da tavsiye ederim.
Şimdi ben iç içe geçmiş bir çok sarmal gördüm çözümlenmeyi bekleyen işleriniz var gibi, bunları çözmek için birilerinden yardım istemekten çekinmemeniz ve biraz daha uğraşmanız gerekecek.
Daha sonra böyle kapalı bi alanda biri var, sizi düşünen biri gibi, muhtemelen geçmişteki bi sevgiliniz ya da dostunuz. Biraz da sizden haber bekliyor pek cesareti yok size bir şey demeye.
Bir deniz atı figürü gördüm, bu sizin fedakar bir insan olduğunuza delalet eder ancak bu fedakarlığınız çevrenizdekiler tarafından görülmüyor sanki sizin yapmakla zorunlu olduğunuz şeyleri yapıyor gibi görüyorlar. Bence sizin emeklerinize, onlar için yaptıklarınıza kıymet vermeyen insanlar için bişeyler yapmayı bırakın artık. Git gide sizi kullanmaya başlıyorlar.
Bunun dışında şapkalı, sizden daha yüksek mevkide olduğu işaret edilen biriyle görüşmelerizi gördüm, bi duygusal ilişki başlangıcı olabilir, bir heyecanlanmalar var gibi. Ama sürecin nasıl ilerleyeceği size kalmış. Tavsiyem kendiniz gibi olmanız, yapmacık, kuralcı tavırlarla bu heyecanı boğmamanız yönünden.bırakın olduğu gibi ilerdesin, zaten falınızdan hissettiğim kadarıyla öyle güzel bir enerjiniz var ki etkilenmemek imkansız.
Bi de az bi kargaşa var ama umarım üstesinden gelirsiniz, "hayırlısı" deyip geçmeyin, kabullenmeyin sizi mutsuz edecek şeyleri, tekrar tekrar deneyin, mücadele edin. Belki bir yıl belki iki yıl ertelenir hayaller ama düşlediğiniz şeyden vazgeçince tamamen vazgeçersiniz ondan.

Geri getirmek değil de eğer o seçeneği aktifleştirdiyseniz e-mail olarak geliyor mesajlar.

KBB

immunoloji
yoksa dahiliye

görüşmede resmi giy, işi kaptıktan sonra kot tişörte geçersin. iş için niyetinin ciddi olduğunu gösterir resmi elbise

Arkadasin hakli, bizim ofiste de kiyafet oldukca serbest, tum kolu dovmeli adamlar filan var ama is gorusmesine gelenler hep takim elbise ile gelir. Gorusmede giyecegin sey, ofisin kiyafet yonetmeligine gore secilmez, olabildigince resmi giyinirsin.

bence dediğin gibi bir yerse siyah kumaş pantolon ve beyaz gömlek fazla özenmiş gösterir seni. Kot olmasa da kanvas pantolon ve spor şık bir gömlek giyebilirsin. casual tarzda gitmen yeterli olacaktır yani.

gömleğe gerek yok ama açık renkli sade ve şık bir bluz iş görür, altına kot giyme yeter. kotla gitsen işe alınmazsın diye bir şey yok ama stajyer seçerken zaten dikkat edilecek çok bir şey yokken en azından görüntünün iyi olması sana avantaj sağlar.

Smart casual giyinin

Erkekseniz. Mavi gömlek (Oxford vs ), siyah pantolon, ve mümkünse Vans vs olmayan şık bir bir ayakkabı.

Cinsiyet kadın bu arada belirtmeyi unutmusum.

Kumas pantolon ok ama beyaz gomlek olmaz. Guzel, sik ve hos bi gomlek giyin. Guzel yakali bi bluz olabilir.
Elbise olabilir (omuzlar kapali)

kadınsanız işiniz çok daha rahat bence, kravat takıp gereğinden fazla resmi gözükme gibi bir derdiniz olmaz. Bence düz beyaz bir gömlek, siyah/lacivert/camel bir kanvas ya da kumaş pantolon giyebilirsiniz. kot giymeyin lütfen, işe başladıktan sonra giyersiniz. Babet ya da çok kısa topuklu bir ayakkabı giyebilirsiniz. Şunun gibi:

www.trendyol.com

Bunlar günlük hayatta da giydiğimiz şeyler sonuçta.

Bu arada çalışanların hepsinin kot t-shirt takıldığı doğru. Benim kardeşim(erkek) de çok yakın zamanda bir bilişim firmasına staj görüşmesine gitti. Biz ısrarla takım elbise giy kravat tak diye baskı yaptık ama "saçmalamayın" diyerek hepimizi savuşturdu:) Güzel bir canvas pantolon ve gömlekle gitti, stajı da kaptı sorun olmadı:)

Sorularin cogunu onlar sorar zaten. Ise alinirsan ne tur projelerde calisacagini vs sorabilirsin.

Mavi bir şeyler giy, olumlu intiba yaratır genelde.

Açık mavi gömlek + lacivert ya da siyah kanvas tarzı (ya da kot kumaşından) pantul fazlasıyla iş görür +1

Şunun gibi mesela: s22.postimg.cc

Benden de açık mavi gömleğe bir + geliyor. Üzerine uyumlu bir ceket ve kumaş pantolon ve yüksek olmayan topuklu bir ayakkabı. Bence gömlek böyle bir şey olsun www.bluemaize.net
Başarılar dilerim.

Ben siyah dar kot, çizgili balıkçı yaka bluz, şeftali rengi önü açık bir gömlek ve topuklu botla gitmiştim. Ve işi aldım.

Bi başkasına siyah askılı üstü yeşilli mavili desenli bayağı günlük vintage bir gömlek ve mavi stiletto giymiştim. O işi de aldım ama kabul etmedim.

Bi görüşmeme daha 2.kombini giydim sanırım. Kot konusunda pek katılmıyorum arkadaşlara siyah kot giyilebilir bence, ama elbise daha risksiz de olabilir. Alanım moda benim bu arada o yüzden daha "relax" olabilir durumlar.

Mobildeyim editleyemiyorum; alanım moda olsa da büyük firmalara gittim bu arada. Mavi, Lcw, Penti ve bi de ihracat, iç piyasaya (Beymen, Network vs) tasarım+üretim yapan bir firmaydı

Smart casual en iyisi

Soylendigi kadar kotu. Ben 1 saatlik yola bile mecbur kalmadigim surece Buzlu'yla gitmiyorum. Biraz da keyfi hareket eden bir firma ki bu, otobusteki prizden daha onemli bir konu benim icin. Cani isteyince hareket saati gectikten sonra 10 dk bekleyebiliyor, istemeyince o 10 dk bekledigi otogarda baska bir gun 2 dk beklemeyip biletin yanmasina sebep oluyor(her iki durum icin: based on a true story).

İki üç kez eskişehir sakarya (ya da istanbul) arasında kullandım son 5 yılda.

Herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Guzergahtaki diğer firmalarla aynı kaliteye sahipti.

Bu yaz için Türkiye Basketbol Federasyonu'na başvurdum, tanıdık falan da yoktu hiç. İlk başvuru da kabul aldım. 1 Haziran'da da staja başlıyorum. Tamamen şanstı belki, bilemiyorum.

Kolay gelsin.

Okul stajı 1. İstediğim yerin müdürü konuşma yapmaya gelmişti. Gittim yanına ben sizin orada staj yapçam dedim. Ok dedi
Okul Stajı 2. Torpil.

İş stajı yapmadım ama yardımcı olabilitem var. Dm den gel.

25 yere başvurmuşum mail yolu ile şimdi saydım soruna cevap vermek için. bugün öğle saatlerinde aradılar birinden, onaylamışlar başvurumu. benim de tanıdığım falan yok. bu staj işlerinde genelde şirketler ofis veya şantiyelerine yakın konumda olan kişileri de tercih edebiliyor. yakınındaki yerleri de bir gözden geçir eğer varsa. onun dışında işin nasip-kısmet tarafı da var tabi. sabır etmek lazım. kolay gelsin, umarım içine sinen bir yerden kabul alırsın.

Bu 267 sine de elden cv ver. İk larina gidip. 15 ten sonra rahatlarsin konusma asamasinda. Girer girer cikarsin. Eglenceli de olabilir. Sonucta 267 tane evinden gidilebilecek konumda yer bulmussun. Bas cv ni, tum gun dolas dagit.

Sektör ne belki yardımcı olacak birileri çıkar buradan?

Yonetim bilisim sistemleri okuyorum duyuru acmayi da dusundum aslinda. Denizli de okuyorum ama istanbulda yasiyorum staji da istanbul da yapicam o yuzden su an elden cv verme gidip konusma imkanim yok. :(

iş bu kadra son dk ya kalmış ve hala cevap yoksa telefon açmak şansını artırır. her firma yüzlerce cv alıyor, arasında kaybolup gidersiniz. telefon açıp ne stajı yapmak istediğinizi, beklentinizi, ne şekilde yardımcı olabileceğinizi vs anlatın.

Haha. Kendimi gördüm bazı cümlelerde. Ben de çok çektim şu bilgisayar programlarından. Geçen dönem bir tasarım projem vardı. ANSYS diye bir yazılım kullanıyoruz mühendislik hesaplamaları için. Günlerce tasarım yaptım ve analiz kısmında öğrenci sürümü kullandığım için "sen öğrencisin, bu kadar iyi analize izin vermiyorum" dedi program. Sonra gittim öğrenci sürümünü sildim, torrentten korsan sürümünü indirdim. Onda oldu bu sefer. :) Geçen hafta da bir tane deney kaçırdım bir sağlık sorunu nedeniyle. O deneyin etkisi 3,5 puandı. Hoca puanlamayı değiştirmiş. Ve o deneyin puanı 7,5 olmuş. :) Bu şekilde 4 puanım daha gitti bugün. Oluyor böyle şeyler ya. Gül geç. Her şeyde bir hayır vardır. Belki de üniversitenin tadını çıkar diye evren mesaj yolluyordur sana. Zaten mezun olunca sürekli çalışacaksın. Bari öğrenciliğin tadını çıkar.

-iphone'umu bul seçeneğini kapat
-imessage'i kapat
-icloud'dan çıkış yap
-telefonu sıfırla

sanırım bunlar yeterli.

mantıklı yaklaşım. hepsinin ortalama aynı düzey olduğunu sanıyorum. bende yapıyım :)

içerikleri tam okunmuyor ama aşağı yukarı hepsi aynı amaç için gibi görünüyor. içeriklerinde geçimsiz maddeler varsa en fazla kıvam sorunu yaşardınız, ama dediğim gibi aynı amaç içinlerse aynılardır aşağı yukarı.

Özgün hali double exposure, aynı filmi sarmadan iki defa pozlayarak oluyor basitçe. Bu gösterdikleriniz dijital olarak yapılıyor tabi.

En en basiti telefona pxlr ya da snapseed kurarak yapabilirsiniz, o özellik mevcut ikisinde de.

güzel, almalısın bence. 1 daha zarif.

Ortalama. Pek hoşuma gitmedi.

Kişisel bilgiler: 25 yaşında, lahmacun sever.

Kötü gözüküyor, bütçe varsa Casio retrolara bakabilirsin.

eski kız arkadaşımın benzer bir saati vardı ten rengi kumral olanlara yakışıyor gibi hissediyorum.

90ların unutulmayanlarından. f91w modelinin değişik halleri.
İstersen bir de , F91w renkli.. araması yap. 20tl civarına yakın olmalı fiyatları. Pil ömrü o kadar iyi ki senelerce gider.
Ama dikkat et hakiki olmayanları da var. (Kalitelisinin ekran camı saat göstergesine daha yakın olur) yine iç aydınlatma ışığı olarak yeşillisini bulabilsen iyi olur.

Normalde kullandigim yuvarlak cerceveli klasik casio saatim var zaten. Bir farklilik olsun diye istiyorum :/

@playing star again ilk fotograftaki h&m’in :’)

2. Güzel geçenlerde çok baktım buna ama bu modelin küçük kasalı olanları yok, olanlar da çakma. O yüzden almayacağım.

şunlar daha güzel değil mi?

sep.yimg.com

metalse şu var:

www.skywatches.com.sg

retro çizgilerde:

casiowatches.bg

@1adam dediginiz modeli arattim ama plastik kayisli istedigimden pek emin degilim :(

@ ceann deas
Hafiflik açısından iyidir. Karar senin :)

bende 1 numaradan var 2 yıldır kullanıyorum aşırı şirin süper bi saat :) bu sene h&m'e tekrar gelince bi tane daha stokladım elimdeki bozulursa diye. aynı minik modelin orijinal casio olanından da kullanıyorum ama inanır mısın h&m'den aldığımın malzemesi daha kaliteli. tek kusuru kayışının pembeliği zamanla bakırlaştı çok hafif.

H&m dekini ben de cok begendim ne zaman almistiniz hatirliyor musunuz? Belki ayni donemde yine gelir :)

ilkini 2016da aldım, ikincisini ise 1 ay önce aldım :)

Bi yoklayayim bende madem belki kalmistir tesekkur ederim :)

Evet bir çoğu var. Bir kere yıllar öncesinin (ve artık açıklanmış olan) gizli deneyleri bunun bir işareti. Bilim ve teknoloji artık düşünüldüğü gibi insanlığa değil belli bir kesimin tekelinde ve onların faydası için ilerliyor. Yediklerimize bile katılanlar uzun vadede sağlık yönünden tehlikeli. Ve üretenlerin bunun farkında olmamasını düşünmek imkansız gibi.

İnanmıyorum. İleri teknolojiyle ilgili deneyler dünyanın gelişmiş her ülkesinde yapılıyor ama bu deneylerde insanların kullanıldığını düşünmüyorum. Cahil bir insan CERN ile ilgili çalışmaları bile yanlış anlayabilir. Ama birazcık araştırma yapan biri komplo teorilerinin çok rahat üstesinden gelebilir. Uzaylılara da inanmıyorum bu arada. Dünya dışı yaşam beklediğimizden çok farklı olacak bana göre. İki kolu, iki bacağı olan uzaylı tiplemeleri bu fikirlerin insan ürünü olduğuna işaret ediyor.

ben de bazılarına inanıyorum ve yaptıkları her şeyi de övüne övüne gösterecekleri fikrine katılmıyorum. bazı şeyler sonradan kullanılmak üzere gizli kalabilir, bu çok doğal. zaten her şeyi pat diye ortaya koysalar, mesela bizim gibi aylar önceden davul zurnayla afrine gireceğiiizz gibi bağırsalar bu adamlar bu halde olamazdı. akıllılık zaten göstermekte, yahut yapmakta değil, bunu el altından becerebilmekte çaktırmadan. tabi bunlar bize son derece yabancı şeyler. geçen ay da menbiç'e gireceğiz diye bağırıyordu malum. böyle işte. özellikle abd'nin kişilerin çıkarlarına bağlı yönetilen bir devlet olmadığı da açık olduğundan bu tip gizli işlere son derece ehemmiyet gösterdiklerine inancım tam.

öyle gizemli, manyak şeylere değil ama gelişmiş ülkelerin çeşitli projeler geliştirmeye çalıştığına elbette ki inanıyorum. elinde bu gücü bulunduran her ülke bunları yapar ve ister.

inanmayana da saygım var ama "her şeyde amerika'yı suçlayalım!1!" diyen, amerikan hayranlığından kendini kaybetmiş tiplere gtümle gülüyorum açıkçası. dünyaya abd kadar zarar vermiş başka bir terör örgütü var mıdır acaba, merak ediyorum. bizim beceriksiz, aptal falan olmamız onların da şerefsizin önde gideni olduğu gerçeğini değiştirmiyor. kaldı ki bugün ortadoğu CİHADELLO YEHUU deyip kendini havaya uçurmaya bayılan tiplerden oluşuyorsa yine bunun sebebi de büyük oranda abd'dir.

sen bir türk olarak iç savaşta doğsan, siyasal islam'ın pompalandığı ve abd destekli diktatörlerin cirit attığı bir coğrafyada büyüsen gelip duyuruda böyle kadın hakları falan konuşacağını mı sanıyorsun? o zihniyetle, o koşullarda yetişen adam kendini patlatmaktan başka ne bilecek?

kendi ülkemden bir halt olmaz onun farkındayım da bu abd köpekliği kadar nefret ettiğim bir şey yok. açık açık "biz bu iktidarı istemiyoz ya" deyip darbe yapan, dalga geçer gibi demokrasi götürüyoruz falan diyen bir ülkeyi nasıl sevip destekleyebiliyorsunuz, anlamıyorum.

İnanmıyorum, inananların da pek zeki olmadığı yönünde ön yargım var.

hayır.

hepsinin tamamen propaganda amaçlı olduğuna inanıyorum. sadece bizde neler neler var olm bi bilseniz var ya durumu.

ha şu var gizli askeri araçların ufo diye yutturulması tam bir efsane olay.

hiçbirine inanmıyorum ancak doğru olma ihtimallerini de takdir ediyorum.

şöyle bir şey var; doğrudur ya da değildir. doğru değilse zaten sorun yok, doğruysa da benim konu hakkında yapabileceğim hiçbir şey yok. gereksiz yere gündemimi meşgul etmesine izin vermiyorum. somut, elle tutulabilir ve kanıtlanabilir olayları, temel mantıksal süreçten geçebilecek konuları düşünmeyi seviyorum.

ayrıca bunu politikaya, bilime hatta tıbba indirgeyenler var, aman aman. youtube'tan büyük resmi görenlerin kanallarında sağlığınız için şunu yapın, diş macununuza flor koyup epifiz bezinizi parmaklıyorlar ve sizi itaatkar ediyorlar diyenleri dinleyip uygulayanlar var. aman diyeyim..

Bazı şeyler vardır, bunların üzerine bin katılır, sulandırılır.

Akla yatkın olmayan şeylere(ufo) şahsen inanmamakla birlikte ilginç ve bilimsel temelleri olabilecek şeylere(genetiğiyle oynanan insanlar) inanıyorum.

genetiğiyle oynanması demek spider-man yapmak demek değil tabi, fakat mesela insan klonlamak, yapay rahimde insan yetiştirmek, bunları yaparken gen seçerek yapabilmek... nihai amacı bunlar olan bir sürü proje olması mümkün. Ekonomik ve sosyal açıdan planlamayı başka bir boyuta taşıyacağından da neden olmasın ki?

bence asıl olay deep web'de değil, deep web'e girmek bir şey değil çünkü. insanların algılarıyla oynamak kolay ve bugün insanların neredeyse tamamı gerçeklik algısını bozacak her türlü manipülasyona da müsait. modern insan inançsız değil yani, sadece kadim dinlere inanmıyorlar, fakat yeni fetişlere inanıyorlar.

Aşağıdaki alıntıyı da paylaşayım:

Küçük Moiz ilkokul çağına gelmiş, okulda ilk günün akşamı eve dönmüş. Annesi:

“Oğlum öğretmenin bu gün neler anlattı size bakayım ?” diye sormuş.

Moiz:

“Anne, Musa diye bir adam varmış, bir gün Ramses diye biriyle kapışmış, adamlarını alıp kaçmaya başlamış. Kaçmışlar, kaçmışlar bir nehrin kenarına gelmişler. Arkadan Ramses’in ordusu geliyormuş. Musa hemen cep telefonundan Mossad, CIA, Ordu, vs.. herkesi aramış. Hemen helikopterlerle askerler gelmiş, nehrin üzerine bir köprü yapmışlar. Musa ve adamları geçmiş. Ramses’in adamları köprüye girerken savaş uçakları gelmiş, köprüyü bombalamış, hepsi suya düşüp boğulmuş…”

Diye anlatırken, Anne:

“İnanamıyorum !.. Öğretmenin cidden böyle mi anlattı ?” demiş.

Oğlan da:

“Ya, Anne, ben sana öğretmenin anlattığı şekliyle anlatsam hiç inanmazsın..”…

Var tabii olmaz mı, uzaylı falan değil tabii de şöyle şeyler.

www.wikiwand.com

Bir de bunlar Avrupa ülkelerini aşar anca Amerika'da oluyordur.

kısmen inanıyorum ama çoğu da abartı şeyler.