sen müdahale etmedikçe div, ul, li, p span vs. gibi html tagları farklı tarayıcılarda farklı margin, padding vs. gibi değerler alırlar. google'a eric meyer css yazdığında kendi sitesi çıkacak. style.css'in başına o css kodlarını eklersen farklılığı kısmen engellemiş olursun. tabi bunu yaptığında chrome'deki görüntüde değişme olacak muhakkak.

her tarayıcıda aynı görünmesini istiyorsan bunu yapman şart..

pozisyonlandırmayı çok farklı kullanmışsın. mesela o başlık divlerine negatif margin vereceğine display:inline-block kullan mesela, hatta oraya div komaya gerek yok img'ın yanına yaz yazıyı img'a da margin-right yaparsın.

absolute veya relative position işinden mümkün olduğunca uzak dur, her şeyi yerleştirmelerle yapmaya çalış.

bir de firefox ile çalışırsan daha rahat edersin gibime geliyor.
(bkz: dom inspector)

online alisveris sitelerinden alin misal markapon vs benim 2 arkadasim da ayni makineden 1 hafta arayla aldi biri 1600 e biri 1700 e

kimi marketler bilmem kaç yıllık is (image stabilizer) olmayan lens bile koyuyomuş kite, öyle bişey olabilir. bu arada spot 1450 lira.

hocu alacağımdan değil ya. sadece ne farkları var onu merak ettim. aynı tükkandaydı makinalar ondan garip geldi.

japaaaaan...

olur öyle tayland meşeili ve japanyo meşeili oldum mu fiyat değişir.
menşeini belirtirler öyle aynı yerde farklı fiyat olduğu vakit.

tabisi japan daha pahalı!

@gomunist radar

japon serisi olsa kiss, amerikan serisi olursa rebel diye çıkıyor alt sınıf canon slr'lar. ondan 600d diye satabileceklerini sanmıyorum.

seri olarak değil... yapılma yeri olarak fark ediyor.

yani made in xx yazdığı yerde xx fark ettiriyor fiyatı... dur bak örnek vereceğim;

hmm bulamadım ya ben o örneği... benim de kafam karıştı.

canon (makineleri) sadece japonyada üretiyor. öyle made in bilmemne farkı yok onlarda..

şu an canon'a sempati hissettim... nikon niye tayland'ta yaptırıyor o zaman? nedeeeeeen...

yok canonlar da tayvanda falan yapılıyor en azından 600d öyle

şöyle şeyler var, flash yerine javascript tavsiye ediyorum
www.tripwiremagazine.com

piecemaker 2 isimli slider'ı kullanabilirsin :)

o numarayı aradığında muhtemelen aradığım bölgeyi tespit edip 0216'lı bir numara vermişti bana ama hatırlamıyorum numarayı malesef. biraz daha denesen düşer belki?

bir de saat 5 buçuğu geçtiği için olabilir.

Cep telefonundan ararken bana da yanlış numara diyor. Sabit hattan aramayı denedin mi?

koçsistem bakıyor dell teknik servis'e bildiğim kadarıyla.
koç sistem - dell vs. diye bir googlelayın.

cepten arıyordum ben hep. yarın bir de sabit hattan deneyeyim.

sabit hatlardan ya da telekom ankesörlü telefonlardan arayın ücretsiz olarak. cep telefonlarından olmuyor

php bilmem ama hızlı bi google'ladığımda şöyle yapabilirsin gibi geldi:
<script>
function git(){
document.myForm.submit();
}
</script>
<form id="myForm" action="bilmemnere" method="POST">
<li id = "hede" onClick="git();">öyle</li>
</form>

bilmemnere'ye gittiğin zaman da GET'le değil POST'la alman lazım tabi.

@altikereyedi

eğer her linkim aynı yere gidiyo olsaydı haklıydın ama benim her linkim başka adrese gidiyor

o zaman benim sayısını bilmediğim kadar form açıp kapamam gerekecek bu da çok fazla satır yazmam demek. bu kadar form açıp kapatmak istemediğimden daha basit bir yolu var mı onu öğrenmek istiyorum

yine de teşekkür ederim : )

@altikereyedi

zaten çalışmadı : )

arkadaşımın verdiği cevap:
"onclick event e $('#formAdı').submit() ekleyebilir veya veya :) yine onclick event e
$.post(url, {parametreler}); ile gönderme yapabilir"
özetle, (bkz: jquery)

@talemon
sana ve arkadaşına teşekkür ederim ama çalışmadı
muhtemelen ben bir yerlerde hata yapıyorumdur. gerçi kafam da yorulmaya başladı epey yabancı olduğum bi konu, neyse
get methoduyla gayet normal çalışıyor bu şekilde devam edecem ama yine de adres çubuğunda görünmeseydi iyiydi : )

jquery kullanırsan javascript'te hep rahat edersin
<script src="ajax.googleapis.com"></script>
<form id="myForm" action="bilmemnere" method="POST">
<input id="idval" type="hidden" name="id" value="1" />
<ul>
<li onclick="$("form#myForm").attr("action","bilmemnere1");$("form#myForm input#idval").attr("value","1");$("form#myForm").submit();>öyle</li>
<li onclick="$("form#myForm").attr("action","bilmemnere2");$("form#myForm input#idval").attr("value","2");$("form#myForm").submit();>öyle</li>
<li onclick="$("form#myForm").attr("action","bilmemnere3");$("form#myForm input#idval").attr("value","3");$("form#myForm").submit();>öyle</li>li>
<li></li>
</ul>
</form>

şu şekilde yapabilirsin ama aslında daha kolay fonksiyonlar yapabilirsin jquery ile mesela class'ına hede verdiğin li'lere sayfa ve deger diye iki yeni attribute atayıp tıklandığında içinde bulundukları form'ların derğerlerini değiştirip post'lamasını sağlayacak tek bir fonksiyon yazıp aşağıdaki şekilde kullanabilirsin biraz araştır jquery'i

<form id="myForm" action="bilmemnere" method="POST">
<input id="idval" type="hidden" name="id" value="1" />
<ul>
<li class="hede" gonder="bilmemne1" deger="1">öyle</li>
<li class="hede" gonder="bilmemne2" deger="2">böyle</li>
</ul>
</form>

@yuto öncelikle yardımın için teşekkür ederim
evet haklısın sanırım jquery öğrenmem gerekecek
fakat bu örnek aslında benim tam yapmak istediğim şeye karşılık değil
solda aşağı doğru inen bir menüm var ve bu bir include ile çağrılan php dosyası

bu soldaki
li lerle hazırladığım listede birine tıklandığında hepsi ayrı sayfalar çağırıyor
sanırım senin verdiğin örnek hep aynı sayfayı çağırıyor ama farklı değerler yollayabiliyor böylece
neyse benim amacım hangi li ye tıklandığını anlayıp onu css ile hazırlanmış active class ı çağırmak (böylece yeni sayfa geldiğinde bu listeden seçili olan li görüntü olarak seçilmiş gibi gözüküyor)

haliyle benim bir şekilde hangisinin tıklandığını anlamam lazım. bunu da
<li id="mgri"><a class="<? if (isset($_GET['bak']) && $_GET['bak']=='profile'){ echo ("active"); } ?>" href="profile?bak=profile">PROFILE</a></li>

yazıp çözüyorum.
tabi böyle yaptığım zaman adres çubuğunda profile?bak=profile gibi bir durum çıkıyor. aslında bu iş tamamen işimi görüyor ama sadece ?bak=profile görünmese daha hoş bir durum olur diye bunu istedim. o zaman aklıma post metodu geldi
biraz kurcukladım ama iş jquery e gidiyor ve benim zerre bilgim olmadığı için anca netteki ve burdaki örnekleri deneyerek durumu çözmeye çalışıyorum, e bilgi olmadığı için de bir yerlerde hata yapıyorsam da çözümü göremiyorum

eldeki mevcut bilgi bu durumu kurtarmadığı için sanırım bir süre böyle kullanıp işi çözünce düzeltme yoluna giderim : )

@kumdan kale
onclick="$("form#myForm").attr("action","bilmemnere1");$("form#myForm input#idval").attr("value","1");$("form#myForm").submit();>öyle</li>

attr("action","bilmemnere1"); satırı gönderilecek sayfayı belirliyor;
input#idval").attr("value","1"); ise gönderilecek değeri. yani ikisini de kullanabilirsin.

ayrıca

<li id="mgri"><a class="<? if (isset($_POST['bak']) && $_POST['bak']=='profile'){ echo ("active"); } ?>">PROFILE</a></li>

şeklinde olayı get yerine post'a uygulayabilirsin.
bir de demin yazdığım kodda form'a method="post" eklemeyi unutmuşum onu da eklemen lazım

@yuto ilgin için tekrar teşekkür ederim şimdi ortaya şöyle bir şey çıktı

<form id="myForm" method="POST">
<ul>


<li id="mgri" onclick="$('form#myForm').attr('action','profile');$('form#myForm input#idval').attr('id','profile');$('form#myForm').submit();" ><a class="<? if (isset($_POST['id']) && $_POST['id']=='profile'){ echo ('active'); } ?> ">PROFILE</a></li>

</ul>
</form>

attr('action','profile') profile yazan yer tıklanınca gitmesini istediğim sayfa
$('form#myForm input#idval').attr('id','profile'); değişkenin adı id, içerği profile olacak, en azından öyle olmasını umarak yazdım input#idval kısmına dokunmadım : )

ne oldu diye sorarsan
herhangi bir hata gelmedi ama çalışmadı bende gittim en tepeye
<?
if (isset($_POST['id']))
{

echo ('<script>alert("'. $_POST['id'] .'");</script>');
}
?>

yazdım ki eğer değer falan varsa bişi olsun
ama sanırım id diye bir değişken vermiyor bana

ilgin için tekrar teşekkür ederim

pastebin.com

idval'in gizli input olarak orda durması gerekiyor bir de "id" şeysi de idval'in name attribute'unda.

yani gönderilecek verinin başlığı
$("form#myForm input#idval").attr("name");

değeri ise
$("form#myForm input#idval").attr("value");

@yuto

valla ne diyceğimi bilmiyorum çok teşekkür ederim, çatır çatır çalışıyor : )

ayrıca bu jquery konularına sıfırdan başlamak için verebileceğiniz kaynak varsa çok sevinirim

valla ben jquery'i netten yapmak istediğim şeyleri yazarak öğrenmiştim. hala da her şeyi ezbere bilmiyorum. atıyorum input'un değerini değiştircem gogula "jquery change input value" yazıyorum çıkıyor bir sürü şey. jquery.com'daki kaynaklar genelde iyi bu arada.

jquery kullanmadan da yapabilirsin. Üstteki cevapları okuyamadım tekrar yazdıysam kusura bakmayın.
<script type="text/javascript">
function submitci(str)
{
document.sayfaci.action='www.urlm.com'+str+'' ;
document.sayfaci.submit();
return true;
}
</script>

<form name="sayfaci" id="sayfaci" method="post">
<input type="hidden" name="blabla" value="1" />
<a href="#" onClick="submitci('');return false">Link</a>
</form>

@creepy
ilgin için teşekkürler ama doğru anladıysam bu örnekte tek adrese gitme durumu söz konusu

gerçi durumu çözdük ama yine de teşekkürler : )

bence bi terlik hiç bi erkeğe yakışmıyo, plaj değilse spor ayakkabısı giyiniz, plajsa çıplak ayak çok seksi oluyo. illa alacam diyorsanız düz siyah parmak arası, diğerleri tuvalet terliği gibi oluyor

ya pumanın falan gayet eli ayağı düzgün terlikleri var, bir bak derim. gerçi artık raflarda falan kalmış mıdır bilemem.

terlik diyorsan, doktor terliği olacak.

(git: 3.bp.blogspot.com )

parmak arası çıktı mertlik bozuldu

şöyle bişeyler bence
www.gezer.com
www.gezer.com

yukardakilerin hiç biri değil, budur dışarıda giyeceksen:
www.ae.com
deri dışında plastiklerin hepsi plaj tarzı duruyor.

cok cirkin.

Çok çok çirkin değil ama güzel de değil, ve sen de bunun farkındasın galiba.

güzel olmadığının farkındayım. çok estetik kaygısı da taşımıyorum zaten. yani bence dövme denilen şey (aşırı kötü olmadığı sürece) estetikten çok anlam bakımından önemli. bunun da var benim için.

Ya şimdi bi daha dikkatle baktım da bu desendeki sorun şu; normalde maskta ağız olması gereken yerde hiçbir şey olmaması orayı çok boş bırakmış bu sebeple ağız ve çene kısmı manasızca uzatılmış, deforme edilmiş gibi gözüküyor. O kısımda da belki gözler gibi bir ağız boşluğu olsa ya da biraz daha kısa tutulabilse o çene ucu(ki bu da desenin formunu bozar, güzel olmaz) bir miktar daha düzgün olabilir. Bir de yaptıracaksan illa renklisi çok daha kötü, renksiz yaptır.

tercih sebeplerimden biri de agız ve burun boşluğu olmaması zaten. fikir için sağol, muhtemelen dövmecime gidip üzerinde biraz oynamasını isteyeceğim. güzel bir şey çıkarır diye umuyorum.

ilerde baktıgında iyiki yaptırmısım diyebilecekmisin ? yada cocukların sordugunda baba bunun anlamı ne diye ? kısacası vücuduna ve parana yazık resim leş

bence de güzel değil ama dediğin gibi önemli olan anlam, bence gri olan daha iyi ve o arka kuyruk geriye değil de yana uzansa daha hoş durur bence, ama nereye yaptıracaksın oda hesapta

@mukon evet diyebileceğim.

tricepse, dirseğimin üzerine arkaya yani. kuyruğun yönünü değiştirme fikri hoşuma gitti, birkaç küçük modifikasyonla daha da güzel olur gibi sanki. sonuçta dövmeci denilen adam sanatçı, elbet göze hoş görünmesini sağlar diye düşünüyorum. net kararımı taslağı gördükten sonra vereceğim zaten.

kocaman siyah bir lekeden başka bir şey olmaz. yazık olur vücuduna. daha iyi bir şeyler seç.

Master of All Thieves
Lord of Shadows
The Lurking Lord


Bu tanrı "Mask"in simgesidir.

Ağızının olmaması konuşmadığı, sessizliğini simgeler. Kafasındaki maske cellat maskesine benzer ve gerçek amacına uygundur. Tanınmamayı sağlar. Hırsızlar, katiller, cellatlar ve suçlular Mask'a sığınırlar.

Dövmesini taşıyan kişiler pek tekin kişiler değildir. Yolda görürseniz pek güvenmeyin derim.

İnanışa göre 1374 yılında ölmüş ve Tanrılıktan düşmüştür; fakat hala dövmesini yaptırmak, sıkı bir inanç örneği. Tebrikler. Ama karşılaşmayalım. Heretic'leri sevmiyorum.

Corellon rahibi G Man konuştu.

(bkz: frp)
(bkz: role play)
(bkz: forgotten realms)

@g man güzel oldu bu saatte bilen birini görmek. ama açıklamak gerekirse, ki pek ayrıntıya girmek istemiyorum, fr tanrıları arasında gezinirken mask'ın sembolünü gördüm. ama dövmesini yaptırmak istemem sıkı bir mask fanatiği olmamdan değil, sembolize ettiği şey hoşuma gitti, fr sembolizminden biraz ayrılarak kendimden bir şey buldum. yani aslen yaptırmak istediğim şey mask'ın dövmesi değil. sadece gözleri olan bir maske yaptırmak. mask'ınki elimde olan tek görsel içerik. ama konsept olarak bu, evet.

Azizim biraz geyiğe sararak biraz role play yaparak yazdım. Yanlış anlaşılmalar olmasın. Deli ya da aşırı bir nerd değilim. :) Ha, fikir olarak oldukça güzel bence. Eğer Mask'ı biliyorsan ve yakın bulduysan bence yaptır. Manasını bilmeyenler çok net olumsuz bakmış; fakat kendi içinde bir anlam bulduysan bir de normalinin üzerine, bence gideri var.

tamam anlamı değişik alengirli bişey de, bu çizimin çirkinliği anlamının ötesine geçmiş bence.

bir sembolü daha var:
petesfr.wdfiles.com

bu link'ini verdiğim sembolü dövme olarak yaptırabiliyorsan güzel olur, yapılamz gibi ama bunu düzgün yapabilene de helal olsun..

simdi biz bilmeyenler olarak olumsuz bakmisiz ya kamuoyu aciklamasi yapmak bana dustu.
yarak nedir? hepiniz biliyorsunuz degil mi? peki kola yarak dovmesi yapilsa nolur? kotu durur degil mi? acikcasi bu dovme ab-i hayatin formulunu verse bile yarak gibi oldugu gercegini degistirmiyor.

saka lan saka. manasi var. akaaar.

picturf.com

ayrıca parayı çok bulduysan bana ver iş kuriyim amk

ayrıca "Master of All Thieves" kanıtlıyor ki AT HIRSIZININ ALLAHISIN dşlskfdsşlkfsd

Valla bence hiç fena değil neden bu kadar eleştirilmiş anlamadım.

iki şey kullanıyorum:
- temizleyici: loreal pure zone 30s chrono clear yüz temizleme jeli (banyodan bakıp geldim adına)
- nemlendirici: e vitaminsiz herhangi biri.

günlük yüz temizleme jeli(gözenek açıcılı kir temizleyicili), haftada 1 yüz maskesi(hazır paket olanlardan), yüz temizleyici tonik, traş öncesi nemlendirici, traş sonrası kolonya ve balsam.

bepanthen ve acnelyse yeter. belki bi de fucidin.

kırma bişey gibi. german rex'e benzettim, belki onun kırması da olabilir..

tekir gibi görünüyor.

siyah elit sokak kedisi

tekir bence de.

Türklerin arasına "hoşgeldin".

herhalde askıntı olma olasılığından korkuyorlardır.
bir de başkasına yardım ederse ölecek hastalığı vardır ya, ondan da olabilir.
çevreni elemek için iyi bir fırsat.

anlıyorum.

hehe şaka bi yana hemşeri hemşeriyi gurbette bilmem ne yaparmış derler yurt dışındakilerde amaaan şimdi gelir kafa ütüler soğuk davraniyim uzak dursun rahatımı bozmasın tarzında şeyler düşünüyo olabilirler.

fakiriz olm, hersey maddiyat bizde. 3. dünya ülkesinin dünyası para olan insanlarız biz.

garip bi durum, ben oturup ciddi ciddi yazıyorum mesaj atanlara anlatıyorum, çünkü ben ilk gittiğimde de internetten rastgele bulduğum insanlar çok yardımcı olmuştu. türklere has bi mevzu, türklere yazma bence. gerek yok.

gidersin şimdi başına dert olursun diye düşünüyodur içinden. çok kurnazızdır biz milletce. ama işimiz düşünce hiç utanmadan arar sorarız. normal şaşırmadım.

yurtdısında bişey ögrendim,Türk gördünmü kaçıcaksın abi.adama diyorum ya 10km biyere gitmem lazım götürürmüsün aa yok işim var diyor,diyorum acil abi kusuruma bakma diyor..yabancı iş arkadaşıma söyledim adam götürdü bide işimi bitirmemi bekledi orada 2 saat benle beraber durdu,sonra dediki acıkmısındır gel bi pub a gidelim orda hesabı ödemeye kalkıyor,dedim bro o kadarda degil ye iç benden..özet böyle kaçıcaksın abi,memlekette adam kalmamıs maalesef

yurtdışına çıkan türkün götü kalkıyo net. kebapçılarda bile o kompleks var amk ben de anlamadım.

sen siktiret insan gibi davranmaya devam et dallamalıklarını yüzlerine vur bir gün onların da işi düşer kendi gibi birilerine.

Bence nerelerde yazdığınızla ilgili olabilir. Mesela, kusura bakmayın ama facebook bir tanışma kaynaşma sitesi değil ki. İnsanların tanıdıkları ile iletişim halinde kalmak için girdikleri bir site. Facebookta tanımadığı insana mesaj atanları da ben anlamıyorum.

burda cereal killer a bi cevap vermek gerekli, sözlükte tanisma yeri degil, hatta facebook gibi social network dahi degil ama az olan ortak alanlarda insanlarla tanisma amacli mesaj lar atilabiliyor.

mesela ben münihe bmw ye calismaya gideceksem facebookta orda calisan insanlara bi bakar, yasima ,üniversiteme, ortamima yakin adama mesaj atarim. bu gayette normal. genelde zaten erasmuscusuna, üniversite ögrencisine mesaj atarsin, varsa ortak arkadas olana mesaj atarsin.

bu da gayet normal bence. burada tabii kisinin dili ve referanslari önemli, adam "yea ben münihe geliyorum , sindi arkesesim yok yea" seklinde mesaj atiyosa farkli, ya da ben bilkentten geliyorum xxx e diyosa bilkent o adamin referansi, güven verir bi standart üstüdür bellidir yani.

olay bu.

turklerle muhetab olunmaz disarda iyice mallasiyolar. heralda disarda olunca bi bok oldum saniolar. isim olmaz turko ile disarda ne muhabbeti ne gul yuzu

Cereal killer gibi kezbanvari bir bakış açısıyla yaklaşıyor türklerin çoğu, doğru yani. Altı üstü 2 satır bir şey yazacaksın, şöyle güzel böyle iyi diyeceksin, mesaj bu yani ölmezsin merak etme. Ama yok, benle arkadaş olmaya mı çalışıyo acaba yabancılarla konuşma demişti annem modu açılıyor direkt. saçmalık.

Serabatan'ın yazdığında 'tanışalım' gibi bir mana mı var? Yok, bilgi bekliyor sadece. Ne olarak algılamış Cereal, 'facebok tanışma sitesi değil ki', e daha ne diyem? mahmut mu diyem?

Türkiye'de yavşak çok olduğundan, sizin de yavşadığınızı düşünüyor olabilir kızlar.

Erkekler de banane amk diyor olabilir.

hiçbir fikri olmadığı halde cevap vermiş olmak için cevap vermek. hiçbir katkısı olmayacağını bile bile cevap vermek ve bunun ile sorduğun soruya cevap verdiğini sanmak.

benim duyuru moderatörü olarak sıkça rastladığım bir durum. sorduğun tip bir soruy duyuruda sorsan, adamın gelip altına yazdığı "ben de döncem zaten" diyen cevabı "ulan adam ne sormuş, sen ne diyorsun" diyip "soruya cevap değil" diye silince adam kızıyor mesela. onun gerçekten bir cevap olduğunu, silinmemesi gerektiğini düşünüyor. senin ne sorduğun önemli değil. sana katılması, hak vermesi bil, sorduğun soruya zerre katkısı olmasa bile ona göre yetiyor. cevap verdiğini zannediyor.

"x kişi bakmış bir kişi bile teşekkür etmemiş emeğe saygı +rep"çi forum gençliğinin bir hastalığı olduğunu tahmin ediyorum. cevap vermezse ölecek hastalığı.

kaçın lan kaçın sahibi geldi

evet bu soruya neden böyle kötü cevap verildiğe bir cevap. neden kötü cevaplar verildiğine kendimce bir yorum, bir açıklama.

soru kendilerine yönelik değil, herkese yönelik. "neden böylesiniz" demiyor, "neden böyleler" diyor. ayrıca 2+2 kaç eder gibi tek cevabı olan değil, yoruma açık bir soru. bu da benim yorumum. beğenip beğenmemek soru sahibinin elinde. beğenmişse tik atar. beğenmemişse "yok ondan değildir" derse tik atmaz. canı sağolsun. ama doğru veya yanlış, soruya bir cevaptır ve doğruluğuna yanlışlığına sadece soruyu soran karar verebilir.

Sizin takdiriniz. Fikir sormuşsunuz, neden böyle yapılıyor demişsiniz ben de nasıl algılanmış olabileceğinize dair ihtimal belirttim. Hoşuna gitmeyen her olayı kezbanlıkla açıklamak sizi bir yere kadar götürür. Sonuç olarak "tanışma sitesi olmasa da bu yapılıyor" demek çok da legal değil. Facebook'un arkadaşlık sitesi olmadığı çok net bir tanım çünkü ve tartışmasız. Arkadaşınız olmayan inanlardan gelen mesajları görmeme fonksiyonu, o mesajların başka mesaj kutusuna düşmesi tesadüf değil.

Bir diğer ihtimal de size cevap vermek istememiş olmaları kadar basit olabilir. Yani yardımsever olmayan insan diye bir şey var dünyada. Nadir değil bunlar. Adam yardımcı olmak istememiş, o iki cümle cevabı yazmaktan erinmiş olabilir.

Bir de, siz sadece Türkler böyle cevap veriyor diyorsunuz ya, emin olun o Türkler de sadece Türklere böyle cevap veriyordur. Couchsurfing'e yıllardır üyeyim örneğin, yalnızca Türklerden tanışma/taciz amaçlı mesaj aldım. Yani iki tarafın yanlışı birbirini besliyor. Kezban diyip işin içinden çıkmak tercih meselesi.

Gelen her mesajı '1 yeni tanışma isteği' olarak algılamak bence odur, bunun başka da açıklaması yok. Ha, evet türk erkeği dediğin garip topluluk da sırf bunun için bir sürü mesaj atmaz mı, atar, ama bu sizin yaptığınız o genellemenin, sizi o şekilde gösterdiği gerçeğini değiştirmiyor.

Tanıdığım bir sürü türk kızı var ayrıca arkasından 'hehe tanışalımmı?' gelecek olsa bile oturup yardımcı olmaya çalışacak. Direkt olarak 'tanışmak istiyor, erkek' kısmına odaklanman asıl o dediğim kavrama getiriyor seni.

Gerçi her neyse ya, hiç sevmem insanları kategorize etmeyi. Sadece yanlış bişi yani onu diym. Gereksiz.

hacım mini display portu bilmem de hdmi to vga kabloya para verme çünkü çalışmaz işe yaramaz.

macbooku monitörüme(Vga) ve projektöre(hdmi) bağlamam lazım ama.o sebeple ikisine de ihtiyacım var.sadece görüntü zaten.

mini display to hdmi'ı bilemiycem ama hdmi to vga çalışmaz zira hdmi dijital vga analog sinyal, birbirine işlenmeden çevrilmeyen şeyler. ufak kutular oluyor işleyip analoga çeviren onlardan alman lazım onlar da 50 lira falandı en son. çevirici kablo olayına kanma yani.

edit: kutu dediğim şu:
urun.gittigidiyor.com

Son birkaç gündür reklamını yapıyor gibiyim, yine yazıyorum:
aliexpress.com

6.5 dolara mini display port to hdmi kablo var.

170 üniversitenin 150si liseden hallice olunca, üniversite okumaya giden her 10 insanın 5i aptal veya apaçi olunca, işsizlik çığrından çıkıyor.

Ülkemizde Üniversiteler ve meslek yüksekokulları son bi kaç yıldır sadece şehirleri geliştirmek,piyasayı,alışverişi canlandırmak için açılıyor.

degisir eger mezunu yurtdisina rahatlikla ciksin diplomasi heryerde kabul gorsun dersen turkiyede universite yok. eger en iyi mezunlari yurtdisina ciksin ve guzel isler bulsun dersen 5 veya 6 univerrsite var gerisi copluk. eger mezunu mermer isinde calissin dersen 170 universite var.

universitelerin sorunu cokluk degil kalitesizlik de bence ana etken degil. ana etken akademisyenlerin kalitesiz olmasi da degil.

ANA ETKEN NEREDE BEYINSIZ, TEMBEL, MEMUR KAFALI, TORPILLI, yane gelip yatmayi seven HIYARAGA VARSA BUNLARIN BIR YOLUNU BULUP UNIVERSITEYI VIZYONSUZLASTIRMASI.


fakulten yok labaratuvarin yok kalkip neden deney agrlikli calisma bolumu kuruyorsun teorik kur. yok olmaz illa kuracam bolume de amca oglunu alacam.

bu kafayla birsey olmaz bazi okulllarda mesela hoca yoktur illa fakulte mi kuruyorsun atiyorum bir biyoloji bir biligsayar hocasiyla bilg. muhendisligi kurdun ulan it herif bioinformatik uzerine yogunlastir derslerini ama olmaz gider berkeley mit gibi bir okulun curriculumunu araklar aptal sonra da bu dersleri amca oglu kizina verdirir.

pek cok okulda lab yok alamiyorlar pahali ama gercek veriden simulasyonla yine birseyler yapmak mumkun sen de kendini buna adapte et olmaaaz bu salaklarda hayali lab yapar deney yoktur ezberletirler yine lab dersi verirler.


bizde sorun universite coklugu degil sekilcilik surekli taklit ve ambalaj ici bos olsada o dersi koyuyor.bunun sebebi de vizyonsuz rektorler bolum baskanlari falan iste bu adamlar batiriyor sistemi.

ayri ayri bolumlesmek hele gerzeklik ya mit de berkeleyde bile eecs departmani diye gecer adamlar hoca bollugunda ee ve cs yi birlestirmis. bizde ise hala bilgisayar, ee, elektrik,elektirk haberlesme, bilgi sistemi, bilgi yoinetimoi, mat bilgisayar, yazilim diye 100 kola bolunur bolundukce icinde tukenirsin

üniversite mezunu işsiz çok var.arkeoloji,felsefe,fizik mezunlarının %80 i işsiz zaten.

benim dedigime geliyor iste sorun universitedeki yoneticide fizik bolumlerine git bak ezber ezber ezber adam 100 yil onceki fizigi anlatiyor..

adam olsa o bolum baskani gider piyasadan adam kiralar atiyorum ek bilisim dersleri koyar, isletme koyar adam cikinca hic olmazsa ihtiyac olan bir yere girer ama her fizik bolumu teorik fizikci yetistirmek gibi salakca ve beceremedikleri bir amac icin ugrasir matlab goster aq ee bolumunden sinyalci getir yap extra birsey.


BU VIZYONSUZ ADAMLAR YUZUNDEN HERSEY SORUN OKULDA DEGIL BASINDAKILERDE.


abd de adam mateamtik okuyor ama pure math okumuyor scientific computingden bile anliyor, icabinda radar sistemi analizi yapiyor. suc mufredatta acilen yenilenmesi lazim sanki tabela olmayan okullrda durum cok mu ii .

biolog tarimdan anlamiyor tohum yetistirmeyi ogrensin yok olmaz aptal biyoloji kitabini ogrenecek ve atanamayan ortmen veya laborant olacak

sorun sayısı değil üniversitelerin niteliği. çoğu üniversitede iyi bir anadolu lisesinde aldığınız eğitimi bile alamazsınız. ortaöğretim kalitesini yükseltmeden üniversite yapıyolar sanki olay diplomadaymış gibi. iş olmaması mevzuna girmiyorum bile.

çok fazla üniversite var'dan ziyade, çok fazla kalitesiz öğretim üyesi ve yönetim ekibi var. o 170 üniversitenin 170'i de şu anda internette var olan mit'nin, ne bileyim tum'ün videolarından bakıp öyle ders verseler, türkiye çok daha iyi bir yere gelir.

eğitim standart değil yani, x üni ile y arasında aşırı fark var.

roketadam,

o dedigini hindistan egitim konseyi suan uyguluyor ders veren cok kaliteli hocalar var utubeda, onlarda da bizdeki gibi kalite sorunu var ama onlar uni mezununu alakali outsourcing sektorune kaydiriyorlar ve ulke yukseliyor, bizde ise ne egitim bakanligi ne tubitak para harcayip da su universitelere ders videolari falan yollamaz ama aptalca bir pardus projesi icin bile milyon dolar harcadilar sonunda proje batti zaten basarisiz oldu o parayi egitim ve online derslere harcsalar milyonlarca linux uzmani cikardi ortaya.

dedigim gibi vizyonsuz yoneticiler turkiyeyi mahva goturuyor, bunun nedeni osmanli sisteidir elde tutmak sikinti yaratmayacak adam secmek

portishead - the rip, pek severim.

daft punk - da funk

hatta daft punk'un d.a.f.t adlı klip derlemesinin tamamı.

Gwen Stefani - Cool

Katy perry - firework de bi proje olarak cekilmisti

the avalanches - frontier psychiatrist

youtu.be

philip kredi kartiyla 400 dolarlik bir mal almis, ama ilk ekstrede hic faiz islenmemis ve 20 dolar yatirmis. ardindan 18 dolarlik baska bi sey almis. 1 ay sonra gelen 2. ekstresinde odenmemis butun borclari uzerinden %2 faiz isletmisler. ikinci ekstrede % kac faiz sokmuşlar bu gence diyor.

edit: son cümleyi tamamen götümden atmışım ben. ne kadar faiz sokmuşlar diyor, yüzde kaç değil. kusura bakma.

Phillip 400 dolarlık ürünü kredi kartından ödedi. onun ilk faturasında faiz olarak bişi ödemedi ve 20 dolarlık bi ödeme yaptı. sonra ürünün diğer meblası olan 18 doları ödedi. bir ay sonraki ikinci faturasında tüm ödenmemiş meblada%2 faiz ödedi. son faturada ne kadar faiz ödemiştir?


gibi bişiler simultane çevirmen olamadım belki ama idare eder:)

7,96

(bkz: buraya bakarlar) f

evet,dikkat çekmek! f odaklı.

www.istweb.tv

taksim kamerası'ndan meydana bakabilirsin.

az evvel

17-18 ağustos 2012 büyük istanbul boşalması başlığından sonra kameraya baktım ve şimdi de bu duyuruyu gördüm.

çıkacak adam olsa para olsa bi de istanbulda olsam olurdum muhtemelen

3 yılı biraz geçti alalı.. eylül ekim gibi yenisini almayı planlıyorum..

10 yıl olmuştur heralde. arama yapsın mesaj çeksin kafasındayım ben hala.

2009 da almıştım, kısa bir süre sonra yeni bir telefon alacağım.

Bundan öncekini 2004 yazında alıp ocak 2011 e kadar kullanmıştım. Şimdi bunu da 2016 gibi değiştiririm diye düşünüyorum.

ilk telefonumu 7 sene kullandım. bu sonuncusunu 1 sene önce aldım.

2010 yılında iphone4 türkiyeye geldiği gün almıştım. satabilsem yenisini alıcam da talip bulamıyorum.

2009

2009 da, her 3 ay da bir değiştirilir mi hajı ? Parayı sürekli niye telefona yatırayım ki ?

2010 nisan

şubat 2009'da aldım. sonra ekim 2010'da babam bi dokanmatik aldı nokia 5800. kullanamadı bana verdi. onu kullanıyorum.

Since 2004

2007 olması lazım.

Şubat 2009
Nokia 5800
Taş gibi telefon. Nazar etme bak bozulursa senden bilirim!

geçen ay aldım. ondan önceki cep telefonumu 6 yıl önce almıştım.

2011 şubat, iphone 4 almıştım. bozuldu, tuşu falan çalışmıyo hala kullanıyorum, 2013 şubat gibi yenisini almayı planlıyorum.

2009 yazında 150 liraya 2. el bir w810i almıştım hala onu kullanıyorum, herhangi bir şikayetim de yok.

öyle devam etmeyecek. velhasıl kelam izlediğin diğer dizilerdeki ay sürekli bi aksiyon olsun şeysi yok breaking bad'de, koydu mu direk oturtuyo ama.

ilk 3 bölümü sevmediysen devamında da sıkılırsın. ilk bölüm bence dizinin en iyi bölümlerinden biriydi mesela. yavan geldiyse yapacak bir şey yok. genel olarak aynı tempoda devam edecek zaten dram ağırlıklı bir diziden bahsediyoruz sonuçta.

sürekli bi aksiyon bekleme, mesela yayınlanan son bölümde ilk 30 dakka öf pöf hıı tamam iyimiş diyosun son 15 dakkaya gelince yaşadığım heyecanı ifade edemem yani best bölümüm oldu şimdiye kadarki. önceki sezonlarda da böyle bölümler olacak, yavaş yavaş gidip bombayı patlatıyolar, bizi de mest ediyolar.

ben de 4. sezon a kadar bekledim durağan giden yapısı var arada heycan yapsa da:)ama izlemeni tavsiye ederim.

tempo hemen hemen aynı devam ediyor ama bazı yerlerde tempo çok artıyor bazı yerlerde iyice durağanlaşıyor. izlediğin dizilerden çok farklı bir yapısı var breaking bad'in çok daha vurucu aslında ama bunu sürekli aksiyonla sağlamıyorlar. mad men veya six feet under'ı izlediysen o ayarda bir dizi.

Sürekli gerilim ve aksiyon olan bir dizi Breaking Bad.
Daha hızlı ve/ya heycanlı hale gelebileceği bir senaryo düşünemiyorum.
Bu konuda resmen olayı çözmüş durumda. İnsan doğasıyla kimyasal deneyler yapan bir senaryosu var. Bence senin klasik aksiyon anlayışına uymamış, yoksa ilk bölümden 5. sezonun yayınlanan son bölümüne kadar heyecanlandırmada çok, çok iyi.
Lost'a çok benziyor ritmi. Ritim olarak Lost'a en yakın bulduğum dizi hatta.
Heroes berbat bir senaryoya sahipti.
House'u bilinçli olarak izlemiyorum, sevmeyeceğimi biliyorum.
Game of Thrones tamamen farklı bir olay örüntüsüne sahip ve çok iyi bir dizi. Ama temposu çok daha düşük Breaking Bad ve Lost'tan, eğer kriterin bu ise yani; yoksa ben böyle değerlendirmiyorum.
The Walking Dead'e başlama isteğim yok, sıcak gelmiyor. Sherlock'a başka nedenlerle soğuk duruyorum, çekmiyor.
Spartacus'ü bilmiyorum ama Rome iyiydi.

içindeki hoparlörlerin bağlantısı falan kopmuş olabilir. servis çağırsanız?

bu fotoğrafları ilk kez gördüm. ama bana pek mantıklı gelmedi gibi. tabi konu hakkında hiç bilgim yok, onu da belirtmek isterim.

apaçık havada zifiri karanlıkta vadilerde yürüdüm, böyle şey görmedim.

polonya'da buna yakın bişey görmüştüm ben kuzeyde görünüyordur belki

fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net

ordan şöyle gözüküyodu. senin koyduğun fotoğrafta detail extractor falan uygulanmış olabilir.

ayrıca:
nickulivieriphotography.com

var, ama türkiyeden zor, nedeni ışık kirliliği.

e tabi bir de fotoğraf makinesi ile atıyorum adam yüksek isoda birazcık uzun pozlama yapıyor, insan gözünün görebileceğinden daha net belirgin fotorğaflar çıkıyor. en büyük hayalimdir samanyolunun fotorğaflarını çekmek. bir de aurora var tabi.

izleyin de götünüz düşsün arkadaşlar.

vimeo.com

feyk bunlar feyk.

İrtifa ve enlem de çok farkettirir, kuzeye ve yükseğe gittikçe yıldızların görünürlüğü epey artar

feyk filan değil uzun pozlamanın bir türü ama pahalı uğraş

goo.gl

ssd nin isinmaya etkisi olmaz. oynularin acilis suresini kisaltir ama oynama performansina etkisi olmaz. oyun ilk acilirken harddiskten ram'e yuklenir, sonrasinda genellikle ram uzerinde islem yapar.bilgisayarin ve programlarin acilisi sureleri ile ilgili sikayetiniz yoksa ssd almaniza gerek yok

SSD alırsan genel performans artısın sahene olur. oyunlara etkisi yükleme sürelerinedir..

4 yillik laptopa degmez bence o masraf. garantisi biten laptop her an bozulabilir diye bir kural var.
he yeni aldiginiz bilgisayarda da buyuk ihtimal calisir o ama belki direk ssdli alet bulursunuz; kim bilir.

aletin fanını değiştirt ssd'nin gözle görülür bir etkisi olmaz ısınmaya. ekran kartı ya da işlemcidendir o ısınma. muhtemelen tek fan var içinde zaten.

Benim emektarda harddisk çok ısınıyor. Oyun oynarken ki sorununu çözmese de genel olarak ısınmayı azaltacaktır.

Oyun performansına hiçbir etkisi olmaz, sadece yükleme sürelerini kısaltır ama ben günlük kullanımda performans istiyorsan şiddetle tavsiye ederim. SATA 6 Gbps (SATA 3 derler) olanlardan alırsan, ileride alacağın bilgisayara yatırım yapmış olursun.

venom

gojira'yı getirin, yıkalım istanbul'u.

justice, the dandy warhols

DragonForce

ac/dc!
veee bir de..
massive attack

iron maiden (doyamadık) metallica (gidemedik) lana del rey (gitmek isteriz)

porcupine tree.

radiohead.

jason mraz

oha kesinlikle gojira lan!

coldplay +3.

system of a down hiç gelmedi diye biliyorum, gelseler ne güzel olur.

Bu konuda yalnız değilsin,bende sevmem ..

ben de sevmem şiir. duyguları anlatırken kolaya kaçmaktır da zaten bence. ama birkaç şair vardır ki onları ayrı yere koyarım.

Bende sevmiyorum, kitap okukurken (roman falan vs) aralarda şiir olur atlarım hep. Zaten anlaması da zor oluyor. Onu okuyacağıma 2-3 sayfa daha kitap okurum.

ben de sevmem. Bugune kadar bir yada iki kere okumusumdur.

ben de sevmiyorum lan. yalnız değilsiniz.

internetten hele hele facebook'tan şiir okumayın. zaten çoğunun şairi sahte onların. tv'de şiir okuyanları dinlemeyin, hele hele fon müziği varsa koşarak kaçın. ibrahim sadri benzeri ağlak, duygusal erkek modlu vurgulu okuyuşları kafanızdan silin. yahya kemal, necip fazıl sevdiyseniz o zaman gerçekte şiir sevmeyen birisi değil de popüler kültürün şiir diye kakaladığı kötü manzumeleri sevmiyor olabilirsiniz. dolayısıyla şiir sevme olasılığınız var. sevdirecek şiiri bulmanın yoluysa şiir antolojilerinden geçiyor. alın memet fuat'ın antolojisini, oradan bakın bakalım, seviyor musunuz sevmiyor musunuz.

bir de romanlarda falan arada şiir olduğu zaman (genelde çeviri roman, dolayısıyla çeviri şiir olur) o şiirlere kuşkuyla yaklaşın. hiçbiri anadildeki gibi olamaz.

bu arada şiirden havadan para, ün kazanan adam yoktur. onu söyleyeyim.

ben de. hele şiir kitabı okuyanları hiç anlamıyorum. tüm kitabı okuyor aklında sadece 5 tane şiir adı kalıyor. okurken duygular hisler falan tuhaf oluyorsun ama yüzlerce sayfalık romanın etkisini de vermiyor.

şiir sevmeyen adam şiir bilmeyen adamdır. öyle kafiyeli her şey şiir değil ayrıca en zor yazın şeklidir şiir az ile öz anlatmak herkesin harcı değil. turgut uyar okuyun hala sevmiyorum diyorsanız odunsunuz, net, nokta 1!1!!1!

www.youtube.com
www.youtube.com
bunlar yüzlercesinden sadece ikisi, daha varda şu an aklıma gelmedi pek.
herkes şiir sevecek diye bir şey yok zaten

bence sevmiyorum demek kolaya kaçmak.
ben severim şiir. bütün şiirleri değil elbette ama bu şiir sevmem dememe yetmez.
illa ki sevdiğin bir şair, çeşit, konu çıkar. onlara oku arada.

mesela john milton diye bir adam var; onun 700küsür dizelik bir şiiri var. bir arkadaşım ingilizceden okudu bir kısmını. sadece bazı kelimeleri anladım. (aksanı da var) ama acayip duygulandım.

mutlaka senin de seveceğin şiirler vardır. belki divan şiiri olur, belki savaş şiiri olur, belki sürreal şiir olur.

ben de aslında sevmezdim, hatta hala sevmiyorum diyebilirim, ancak sevebileceğiniz şiirler denk geldiğinde ön yargıyı bırakıp tadına varabilmeyi denemek lazım. bir de belki atıyorum türk şairler veya türkçe şiirler hoşuna gitmiyordur, yabancı dil varsa başka dillerden deneyebilirsin.. (aman çeviri olmasın)

nasil roman bir aracsa siir de bir arac, yani on tane roman okuyup sevmeme olasiliginiz oldugu gibi ayni sey siir icin de gecerli. ama beinm aklimin almadigi bilinen klasikleri de mi sevmiyorsunuz? yani nazim'in memleketim siirini dusunuyorum, birak politikayi bir yana, herhangi bir kayip bu kadar mi guzel anlatilir yahu? bir ozlem boyle mi ice isler, simdi bu insan bununla ilgili bir roman yazsa, su 10 satirin ruhunu tasimak icin bana. bilemiyorum bazen olani oldugu gibi takdir etmek lazim. siir gundelik degil kesinlikle, abiye kiyafet gibi, her gun hergun olmaz benim icin ama yeri de doldurulamaz. yani kesin ruhunuza hitap eden bir sair vardir, aynadan gozukmeyen vampir degilseniz eger kesin vardir, mesela metin ustundag da mizahciligiyla beraber sairdir, insani guzel yakalar. bir gogleyiverin onun siirlerini...

itici.

ilahi bey efendi şiir sevilmez mi? ben size mehmet aki.. şaka lan ben de sevmiyorum hiç.

+1

godaddy'nin sitesindeki panelden nameserverları host eylediğin şirketinkilerle değiştirsen, sonra da cpanel'de yönlendirme ayarı varsa oradan ayar çeksen?


olmadı htaccess ile de yönlendireiblirsin domaine göre sanırım.

Üsküdar'da o paraya daha güzel bir ev bulursunuz, kiralar diğer semtlere kıyasla daha uygun, karşı tarafa falan da yakın. Mecidiyeköy'ü de düşünebilirsiniz, Cevahir'in arka tarafları falan.

osmanbey/kurtuluş'ta binalar eksidir fakat ermeni/rum evleri olduğu için sağlamdır. hem de mimarisi güzeldir.

ayrıca bütçenize uygun çok güzel evler bulabilirsiniz. hem de acayip merkezidir. taksime yürüyerek 20 dakka sürer belki daha az. metroya yakındır.

hem semt olarak da çok güzeldir rumlar ermeniler yahudiler türkler bir arada yaşar. paskalya bayramında dükkanlar süslenir falan.

şu an piyasada pek ev yok yalnız, osmanbey taraflarında özellikle. kolay gelsin cidden

üsküdarda güzel site icinde o fiyatlara apartmanlar var.
örnek olarak üsküdar soyak sitesi diyebilirim

kadıköy yeldeğirmeni diyorum yine.

kadıköy sahrayıcedit diyorum. banliyö ftw

vatan'a vermeniz gerekir. servisler kaşesiz kabul etmeyebiliyor.

gayet kolay. bizzat bugün iki tane yaptım. çok eğlenceli.

önce microsoft expression web'i indir, oradan deneme yanılma ile bile öğrenirsin zaten. olmadı programming-motherfucker.com sitesinden öğrenmek istediğin dili bulup öğrenebilirsin.

diğer sorun hakkında bi' bilgim yok.

edit: illaki bir adres ve alan almanıza da gerek yo bu arada, bahsettiğim programdaki dosyayı kaydettiğiniz de .htm uzantılı kaydediyor ve siz ona tıkladığınızda da bir borwserda açıyor siteyi. ya da notepad'de kendiniz yazıp, uzantısını .htm(l) olarak değiştirirseniz de olur.

html dolayısıyla heklenmek diye bişey olduğunu sanmıyorum dolayısıyla php'den falan daha sağlam. tabi sunucu tarafında falan olan açıklardan ötürü alabilirler.

@klassno
notepade yazarak deniyorum zaten öğrenme aşamasında
domain almam zaten daha ya alıp napcam :)

sana hayatının kıyağını yapiyim mi. ortalama bi ingilizcen varsa kıral olursun. ben de burdan çalışıyorum bir haftadır falan. www.codecademy.com

html dümdüz öküz olduğundan iyidir. sen virüs yüklemedikçe siteye, karşı taraf virüslenmez filan. güvenlik dediğini de ister php yap, ister html, bildiğim kadarıyla sunucu sağlar. bu konuda tamamen yanılıyor olabilirim de ama.

eğer bir ülkenin içinde "sokakta öpüşmek" iyi ya da kötü olarak tartışılıyorsa, fazla ileri gidilmemeli, çünkü o ülke fazla ileri gidememiştir

'ideal' bir toplumda bunun sınırı olmamalı. sana bana kalmadı bunun sınırı. kısaca 'sanane' derler adama. bigün birinin bana demesini bekliyorum böyle bir şeyi. o zaman pişman etcem o diyeni.

malız olm, olayı eleştirmek değil amaç, olayi ifa eden çiftleri bireysel olarak kınamak. televizyonda görse ses etmez amınoglu, sen sokak ortasında yapınca, ayıp. nesi ayıp amına koyim sen sevişmiyor musun amın feryadı diye yardırmak var tabi.

olay, çocukluktan beri etken olan sosyal baskılar. lavuk onu ayıp bellemiş, gizli kapılar arkasında yapılması gerek diye bellemiş falan. tabu yani.

ideal toplumdaki sınırı belirliyecek zihinlerin bu platformda yer aldığını da düşünmüyorum birader. çok ucu açık ve derin bir mevzu.

bana sorarsan, toplum bilincinde yer alan bu tabuların irdelenmesi, halkın da bilinçlenmesi gerekir. ayıp diyene karşı nesi ayıpçılar yetiştirilmesi lazım ki öteki taraf azınlık kalsın ve baskılansın. bu da sürecin işi, pat diye olucak haller değil sanırım.

porno dönmediği sürece (gerçek anlamda) hakları gençlerin karışmayın (öteki türlü yasal şeysi var sanırım). millet ahlak mahlak ayağı yapıyor sanki seni öpüyo amk.

bu arada şu sıralar yokluktan ötürü sokakta görünce benim de moralim bozuluyor ama KENDİME SAKLIYORUM zira karışmaya hakkım yok, karışana da kafa atmak istiyorum.

cinsellik çok kuvvetli bir dürtü. her insan da bu ihtiyacını yaşayamıyor türkiye'de, malumunuz bazı toplumsal tabular yüzünden. sokakta öpüşmek bence bu yüzden ayıp. insanın canı çekiyor. aynı şekilde dışarıda aleni bir şekilde yemek yemeyi de tasvip etmiyorum. orda da insanın canı çekiyor. o yüzden bu muhabbet her açıldığında avrupa karşılaştırması yapmak saçma. her toplumun, her kültürün farklı dinamikleri var. ideal toplumda da sokakta öpüşmeyi tartışmadan önce insanların kafalarındaki cinsellik algısını tanımlamak gerekiyor. yoksa ''sanane'' diyerek hiçbir tartışmada haklı çıkamazsınız.

cinsellik 2 insan için özel olan bir durum. diğer insanlarla mümkün olduğunca az bunu paylaşmak en doğrusu bence. ha içinden gelir sevgiline sarılır öpersin ama bi konserde önümdeki çift 28 dakika boyunca ön sevişmeden hallice öpüşüyorsa rahatsız olurum. toplumu bırak birimizin evinde bi grup arkadaş toplansak bi çiftin diğerlerinin yanında uzun uzun öpüşmelerini de rahatsız verici bulurum. özel bir an ve şahit olmak istemem. bu da sevişmesin kimse toplum yasaklarına uyalım gençler mantığından değil.

porno izlemekten bile cekinen pornoyu ayip.goren insanlardan hosgoru beklemek de sacma iste.

ne.beklersin bole adamlardan

@219 taksim 3, Pornoyu ayıp görmüyorum, ayıp kavramın çok farklı ve porno izlemekten çekinmiyorum, sadece tercih etmiyorum. O görüntüler bana yapay ve rahatsız edici geliyor. Hoşgörü olayını da çok yanlış anlamışsın sen. Hoşgörü "aman canım sokak ortasında sikişiyorlar işte ne olacak eheh" demek değildir.

evdeki eşyalara el koyma hakkın var diye biliyorum. sözleşme bittiyse "hadi kardeşim" de. parayı getirsin eşyaları alsın.
o gelene kadar da "eşyalı kiralık" yaz cama :)

peki nası çıkarcaz elemanı? polis çağırsak neye dayanarak kanıtlayabiliyoruz durumu? noterden ihtiharname falan çıkarmak gerekiyor falan diyolla :/

evi emlakçıya ver bak nasıl çıkıyorlar, ben de aynı sorunu yaşıyorum da.

emlakçılar sallamıyo bodrumda. herkes dolandırıcı amk :/

korkmaz biraderler mafyacılık - ankara. "küçük işlere biz bakarız"

akşamlardan cuma. birer bira alın warschau strasse bilmemne taraflarına akın bulursunuz bişeyler.

Bu akşam veya yarın klubler cok iyidir. Giriş ücretleri 5 € oluyor ama bedava olanlar da olabilir. Berlin geceleri çok güzeldir.

- Bütçeniz biraz daha olsa: BerlinWelcomeCard var 3 günlük 20 € civarıydı trenler bedava oluyordu + birçok yerde indirimler oluyor. Hem de gezilcek tüm yerler oradaydı.
- Berlin Duvarı, Tiegarten civarı çok güzel yerler buralara mutlaka bakın.
- Bisiklet kiralayabilirseniz sizin için çok avantajı olucak. Çünkü gezilecek bir sürü yer var ve yürüyerek yoruluyor insan.
- Hayvanat bahçesi güzel ama pahalı : 13 € kişi başı

belki potsdam'a gidilebilir. potsdam prusya'nın başkentidir. doğası güzeldir. ama potsadam trenle 45 dk çeker berline.

Kalsanız ve BÜ için uğraşsanız daha iyi sanki dediklerinize göre ama karar sizin sonuçta.İyi düşünmek lazım.

bölümün zor iş bulunan bir bölümse bence git.

inşaat mühendisiyim. bu arada bahsi geçen şehir memleketim oluyor, anne baba bütün akrabalar orda yaşamakta, istanbul'da aldığım maaşla geçinemiyorum hala babamdan para alıyorum bunları da düşünün pls. of yahu :(

o zaman gitme :D

Şehre bağlılık diyorsunuz, onun dışında mantıklı bir sebep görünmüyor zaten durmanız için.Öyle dediğiniz için kalın dedim, kopabiliyorsanız gidin.

gideceğin yer neresi ?

ben olsam bu şartlar altında giderdim.

saçma sapan yorumların gazına gelip istanbulda durma, geçinemiyosan dön ailenin yanına, bi gün başka bi iş olanağı çıkar gelirsin. bu aç karınla boğazı izleyen tipler yüzünden şehir dolup taştı zaten.

ailenin maddi durumu yoksa git kesinlikle. para biriktirip doğru dürüst gezersin.

@nevrotik maddi durum iyi sorun yok.

o zaman onlardan para almayı sorun etmiyorsan gitme, kal İstanbul'da, takıl ne güzel :D

hayır gitmem

cümle içinde görseydik?

1. more view, more camera right. action, cut.
2. does it fit in terms of pan?

1 için şöyle bir açıklama yardımcı olabilir
""Camera left" or "frame left" indicates movement towards the left side of the screen, while "camera right" or "frame right" refers to movement towards the right side of the screen. "Foreground" refers to the apparent space close to the camera (and thus to the audience), while "background" refers to the apparent space in the distance away from the camera and the audience."

2. pan ise kameranın yatay hareketi işte hmm "kaydırma" kullanılabilinir. hatta "çevrinme" olarak da geçiyor bazı fotoğrafçılık yazılarında.

pan kameranın sabitken sağ sol ekseninde oynaması oynaması. dikey oynamasına da tilt deniyor. eğer kaymalıysa başka bir adı vardı unuttum şimdi yani durduğu zemin sabit değilse şeryo falan gibi bişey üzerinde kayarak çekim yapılıyorsa pan olmuyor o.

camera right ta kardeş sağa geç sağa. "o tarafa değil la kameranın sağına" manasında anladığım kadarıyla.

Anathema - One Last Goodbye

Eros Ramazzotti & Cher – Piu Che Puoi
Morrissey - Let Me Kiss You

Bob Dylan - One More Cup Of Coffee; www.dailymotion.com

The Doors - Albinioni's Adagio in G Minor

The Tiny - Too Heavy A Burden

vimeo.com

Laura Veirs - July Flame
The Flaming Lips - Powerless
emiliana torrini - birds
the civil wars - 20 years
Acetate Zero - Dry
Chris Garneau - We Don't Try
Sia - Breath me

özelllikle Noisettes - Atticus ve çok slow olmasa da scanners - low life ve salvation

scorpions - still loving you

katatonia - unfurl
anathema - flying
anathema - angelica
goran bregovic - ederlezi
in flames - metaphor
seether - broken (ft. amy lee)
seether - forsaken
soad - lonely day
yüksek sadakat - aşk durdukça
yüksek sadakat - katil & maktül
tnk - söyle ruhum
tnk - türkü
gece - yarım
ogün sanlısoy - yar olmadın
gripin - üç
gripin - beş
şebnem ferah - bugün
teoman - kupa kızı ve sinek valesi
teoman - renkli rüyalar oteli

aklıma gelen şimdilik bunlar

bugün bisiklete bindim çok güzeldi. hiddetle tavsiye ediyorum. bu arada kron tourer kullanıyorum <3

bütçe varsa city bike olur,

salcano city sport olur, yada kron tourer sport olur

www.bisikletcim.com

Bütçe ne kadar? Ona göre Kron XC1000 önereceğim.

yok hala bi alsam mı almasam mı kararsızlıgındayım ya sadece. ama almaya niyetlensem bile 1000 lira veremem hacı bi bisiklete ya.

Hacı 500 liranın altında da adam gibi bir bisiklet yok. Hani bence almışken bir kere al, kadrosu sağlam olsun, ileride diğer parçaları da geliştirirsin ufak ufak.

Boktan bir bisikletin, bisiklet sürme isteğini öldürebildiğini gördüm. O yüzden böyle yazıyorum.

dandik bisiklet kesinlikle alma +1 kron tourer 500 küsür liraydı tavsiye ediyorum. fazla gelirse bisikletçilerde 2. el ince bianchilere falan bak sürüşü adam gibi olsun saçma sapan beyaz eşya dükkanı markalarına itibar etme.

sen çalışıcaksan tabiki de öğrenilir, öğretmenler dışında büyük bir oranla kişide bitiyor. ama anadolu hazırlık çok kötüyse takviye kursu gerekiyorsa bilemem, ama anadolu üniversitesi sonuçta kötü olduğunu sanmam.

Oyyy çok yanlış gelmişsiniz :) Anadolu'da artık baya baya zor bir hazırlık eğitimi var.Tabii ki geçemezsiniz demiyorum ama bu sene öğrencilerin %90'ı kaldı.Hatta haberlere bile çıktılar, protesto ettiler bu zorluğu.Zor yani geçmeniz ama çok çalışınca neden olmasın?

Ekleme: www.hurriyetegitim.com

seviyeye göre muamele yapıyolar genelde biraz. alt seviyeler ben öğrenemiycem yha sikerim ingilizceyi modunda hocalar da ona atarlı biraz ama üst sınıflarda eğitim gayet iyi kanımca. 1 senede elementary'den geçen arkadaşım oldu. beginner'da sorun olabilir sınıftaki tiplerden ötürü, bir de çalışmazsan her halükârda kalırsın, bu ingilizceye atarlı malların moduna girme adam gibi çalış 1 dönemde bile geçersin.

eger niyetin gercekten ingilizce öğrenmekse gel.yok ben yatarım olm nolcak hazırlık işte dersen sana gösterirler hazırlığı.muhasebe dersini bir dönemde çat diye verdim de hazırlığı iki senede ucu ucuna geçtim

@hazara peki şu an ingilizceniz ne seviyede?

bir de şöyle bir şey okudum anadolu universitesinde, 2013-2014 yılında zorunlu hazırlık seçmeliye dönüşecekmiş senato kararıyla ve bu tüm kayıtlı öğrencileri kapsayacakmış. en kötü kalsam bile seneye ingilizceyi seçmeyip 1.sınıftan başyabilir miyim?

diyelim ki geçtin. ingilizce derslerde napıcaksın? türkçe bölümlerde hazırlık zaten seçmeli.

iletişim fakültesi okuyacağım ben. burdaki ingilizce hazırlık programı %30 veriliyor. sınıfı geçtikten sonra derslerim ingilizceyle alakalı olmayacak diye biliyorum.

www.youtube.com

www.youtube.com
%100 çalışıyor.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

sorun kafanda aga

www.youtube.com vidyoyu da izle

acıyosa iltihap vardır antibakteriyel bişeyler sürün. yoksa bepanthen plus.

nasıl geçeceğini bilmiyorum ama biz yüzdeki sivilce gibi rahatsız eden oluşumları hastanın sıkmasını önermiyoruz çünkü oradan beyne çok kolay enfeksiyon yayılabilir.

unfriend finder adlı eklentiyi kurup, bekleyen istekler kısmına gidin. oradan adını da görürsünüz zaten, daveti geri çekin.

onun profiline gir isteği geri çek

arkadaşlar tamamıyla yanlışlıkla gönderdiğim bir teklif olduğu için adına bile dikkat etmedim. o yüzden profilini bulamam.

gecmise gir gezdigin isimler cikar yakin zamanda ordan bakabilirsin.

çok sağol ama işin garipliği orda :) kendi profilimdeyken sağda reklam çıkar hani bazen de tanıyor olabileceğin kişileri gösterir. ordan yanlışlıkla tıkladım. umarım unfriend finder işe yarar.

friends'e girdiğinde kabul edilmemiş arakdaşları da göstermesi lazım ordan bir bak.

neden bu kadar olay yaptın sen

ülkemizdeki canlıların çoğu insanlıktan nasibini almamış olduğundan böyle bir olasılık her zaman var, yapacak birşey yok.

aga ne kadar abartıyorsunuz ,anadoluda olsan uyarırlar belki ama orda olmaz,sen yinede gizle

Eruzumda olsan garanti yersin derdim ama lalelide birşey olmaz.

Gorgusuz herif baskasinin bulamadigi seyi gozlerinin onunde niye yiyor iciyorsunuz. Oruc tutanlar hadi dusmaniniz da azicik mantikli olun be.

evet buyrun güzel bir mantık geldi coca--cola'dan, tebrikler. bu tip insanların hoşgörüden, anlayıştan, haktan, özgürlükten, dinden, inançtan, sevgiden, saygıdan, mantıktan, kafadan yoksun olduğu aşikar.

ey sizi gidi yobaz halk, cuma günleri dışarda kırmızı et yememelisiniz ki katolikler yemiyor, azıcık mantıklı olun be.

ülkem insanı ne hale geldi.

hacı ben oruç tutsam sen orada olsan ve sigara içsen bende seni görsem olum varya öff ki öff. din elden gidiyor, kafirler her yerde, ey müminler ey iman edenler neredesiniz der sana bi dalardım ki sorma gitsin. finalde senin üzerine benzin döküp yakardık bir yandan da tekbir getirirdik. sen böle kömür gibi olunca da usulca evlerimize dağılırdık.
benim gibiler de var bu memlekette haberin olsun,
hemde istanbulda haa
anladın mı layn zındık.

sanırım başka ülkede yaşıyorsun sen.
ne anadolu da dayak yersin ne de laleli de.
haa dayak hiç mi olmadı bu ülkede... oldu ama o dayak atan tiplerin, ters ters bakan tiplerin oruç falan tuttuklarını bile düşünmüyorum.

ye ic arkadasim, turistlerin bol oldugu yer, oruc tutanlarda aglamasin, aclari anlamak icin tutuyoruz bunu, nefsi egitmek icin, birakta az zorlansin nefsin, ne o oyle kimse karsinda yemiycek icmiycek, ramazan olmadigi zaman siz cebinde sigara parasi olmayan adamlarin onunde icince yok bisey degilmi, zora gelemiyo millet hic, vay cani cekecekmis, zaten canin cekmedikten sonra ne anlami kaliyo orucun.

yemezsin iç rahat rahat.

Oruç tutmayan bir ateist olarak ben de ac geçiriyorum neredeyse ramazanı. Kayseri'de yaşıyor olmama rağmen dayak yemedim daha su içerken. Etrafta insan yokken ya da bir kıyıda, ağaç altında vs. İciyorum suyumu. Sevgiler.

dün elemanın biri kütahyanın en merkezi yerinde sigara ile geziyordu, kimse dönüp bakmadı bile

bişe olmaz iç ya

Philustaki ve din dusmanlarindaki mantiga hastayim. Aga hep eziklik psikolojisi ya hep ya hic mantigi var. Adam oruc ve icemiyor degil mi? Gidip karsisinda icmenin mantigi ne? Bu bildigin saygisizliktir. Adamin bilmem neyi terbiye etmesi senin saygisiz olmadigin anlamina gelmez.

Bir ara gecekondu mahallesine gidip nutella falan yiyin terbiye etsinler nefislerini fakir picler.

Ayrica katolikler yemiyorsa kirmizi et ve musluman da gidip adamin karsisinda et yerse bu da saygisizliktir.

biri bişey derse "I dont understand" de, laleli'de yabancı popülasyonu yüksek oluyor

insanımız ne kadar beyinsiz olsa da böyle birşey yapacaklarını sanmıyorum

d800 nasıl bir makina bilmiyorum(oha 36mp diyor lan) ama param olsa koşa koşa gidip markIII alırım. Tabii ne amaçla kullanacağınıza bağlı. Ben video için kullanıyorum. Fotoğraf için nikon daha iyi olabilir çözünürlük-lensler vs.. Gerçi markIII'te bir arkadaşım 12800 iso'da çektiği fotoğrafı(ve videoyu) gösterdi, aman yarabbim o ne öyle sanki 800 isoda çekilmiş gibi! Bu nedenle ışık performansı olarak yine markIII diyebilirim.

www.dpreview.com

umarim yardimci olur

madem o kadar para vereceksiz özellikleri ile karşılaştırma yapmayın zaten birbirine yakın makinalar bence ayrıntılı resim kalitesi testlerine bakın tek tek
jpegde ne kadar net ayrıntılı keskin çekmiş raw da ne kadar ayıntılı görüntü alabilmiş mesela ben d800E baktığımda dokuları oldukça ayrıntılı fotoğrafladığını gördüm %100 zoom girildiğinde kadının derideki gözenekleri bile net bir şekilde gözüküyordu

d3x

ben tercihimi d800den yana kullandim. amerikadan bir arkadasa getirtiyorum. d800gercekten cigir acan bir makine oldu ozellikle dusuk iso da neredeysekendinden 20bin dolar pahali orta format makinelerle kapisacak seviyede bir alet. mark iii u de cok arastirdim o da gayet iyi bir makine ama genelde soyle deniyor, studyo, manzara, portre gibi seylerde d800, daha hareketli ya da gece cekiminde mark iii. daha iyi olmasina karsin daha ucuz olan d800 tercih ediliyor genelde amazon vs sitelerde stoklarda aylardir bulunmamamasindan da bu sonuc cikiyor.

www.dxomark.com(appareil1)/795%7C0/(brand)/Canon/(appareil2)/792%7C0/(brand2)/Nikon

öncelikle evet teknoloji çok gelişti. sensörler artık hayvan gibi olmaya başladı. ben de aynı dönemlerden kalma bir nikon d80 kullanıyorum hala. bu gelişen teknoloji sensörlere nasıl yansıdı? artık daha ufak sensörler bile o dönemin (5 yıl öncesinden bahsediyorum) sensörlerinden daha fazla dynamic range ve color depth sunuyor, en belirgin farklılık ise yüksek isoda daha keskin ve daha az kumlu sonuçlar veren sensörlerin var olması piyasada. e tabi sensör boyutu büyüdükçe de performans artıyor.

atıyorum şimdi bir 4/3 sensör bizim d80 ve de 450d den daha iyi performans verebiliyor.

teknolojideki gelişimin fotoğraf makinesine yansıması sadece sensörle sınırlı değil. live view, gps, timelapse, full hd movie, nd filter falan filan gibi bir çok özellik eklendi artık makinelere. net fark derken makineni kullanım şekline göre değişir. atıyorum, gündüz güzel havada istediğin lenslerle çekim yapıyorsan fark daha azdır. özellikle raw çekmiyorsan fotoğraflarını dynamic range i anlayamayablirsin bile... ama gece düşük ışık koşullarında yüksek iso da bu fark çok ama çok daha anlaşılır olucaktır. ya da raw çekip makinenin over exposed ya da tam tersi durumlarda aşırı pozlanmış ya da az pozlanmış kısımlarını kurtarmaya çalışırken...

2- 60d bildiğim kadarıyla 550d ve 600d ile aynı sensoru kullanıyor. ama gel gör ki body çok daha gelişmiş bir body. daha ileri düzey kullanıcılara yönelik. ve evet 450d ile 60d arasında dağlar kadar fark vardır tahminime göre, ama dediğim gibi bu birazcık da sizin nasıl ve ne amaçla kullandığınıza bağlıdır.

3- piyasada daha ciddi anlamda ff fırtınası başlamadı. nikon da canon da her dönem işte iki makine sürüyor piyasaya var olanların yerine... ama işte nikon d600 düşük fiyatlı ff makine sürecek deniyor, işte o zaman fırtınayı görün. türkiyede fiyatlar çok salakça, ama yurt dışında bu dediğiniz uygun fiyatlarda ikinci el bulma ihtimali daha yüksek.

4- full frame in bariz avantajları, daha yüksek iso da daha iyi eprformans vermesi, daha fazla ayrıntı elde edilebilmesi, dynamic range ve color depth, ve benim en sevdiğim özellik daha fazla alan derinliği vs... yani gene makineyi ne amaçla kullandığınıza bağlı olarak bu sorunun cevabı değişir. yani aps-c sensör size yetiyorsa neden ff e geçesiniz ki? ff demek daha pahalı lensler demek, daha ağır ekipman ve body demek. daha fazla masraf yani. tutup da 18-55 lensiniz ff makinede kullanamazsınız, çünkü onlar aps-c sensör makineler için üretilmiş lenslerdir. kullanırsanız da her şeyi bir çember içinde görürsünüz. aratın google da fullframe camera with aps-c lens diye images da. sonuçlar öyle çıkar.
dediğim gibi profesyonel kullanıcılara yönelik makinelerdir ff ler ama ben profesyonel değilim ama ff in özelliklerini arıyorumd erseniz ve paranız varsa tabiki de ff alınabilir. yani iş tamamiyle sizin ne istediğinize bağlıdır.

5d mk2 muhteşem bir makina fakat sana biraz aşırı kaçar gibi, aynı seriden 550/600d ile devam edersen senin için daha rahat olur gibime geldi. olmadı 60d alabilirsin o da body kalitesi olarak XXX D serisinden daha üstün velhasıl kullandığı sensör 550/600d ve 7d ile aynı.

tencerede duruyor kapağı filan kapalı, bir tabak kadar kalmış atıp atmama kararsızlığındayım da kokusu normal, şekli normal, bozulmamış galiba.

yok eger hep dolapta kaldiysa arada hic ellemediysen bence bulgur bozulmaz, oyle normal yiyecekler daha uzun sure gidiyor ama tabi icinde baska ne olduguna, tuzluluk oranina da bagli...

Tadina bakman en mantiklisi.

yazın 3 günde kokar yemek.

bişi olmamıştır sanırım. annem geçen 3 günlük bulgur pilavı yedirdi bize ki tavukluydu bir de. tavuk bozulmasıysa bulgura hiç bişi olmaz :)

ama yanında yine de bi kase falan yoğurt ye. ne olur ne olmaz.

bulgur erkenden ekşir kokusundan anlarsınız, ama mide sağlamsa yenir toğuerla yani.

Kesinlikle çiçek olsun yanında.Rusların çiçek hediye edildiğinde değerini iyi bildiklerini ve sevindiklerini okumuştum.Herkes bilir rusların böyle olduğunu.bizim türkler gibi pahalı şeylere vs merakları yoktur.

Bence hem çok pahalı olmayacak hem de beğenecekleri şey: "Lokum."
Bir de nazarboncuklu takı vs. olabilir.

tesbih.

rakı
türk kahvesi ve bakır fincan takımı.
türk işi şekerleme kombinesi.

edit: bakır fincan demişim, cezve olacak tabii ki:)

türk şarabı, türk çikolatası (beyoğlu falan) / lokumu ve çiçek.

lokum +1 . kendi ellerinle yedir.

ecnebi arkadaşlarımız baklava kemalpaşa falan gibi über tatlı şeylere alışık değiller o yüzden normal lokum yerine çifte kavrulmuş almakta fayda var. o yüzden hacı ali bekir'den çifte kavrulmuş fıstıklı lokum götür. olmadı cumhuriyet sucuğu.

garanti olsun diyosan kolye al üzerinde türkiye motifli.

ıvır zıvır süs eşyalarına bayılıyolar. komünizmden çıktıkları için lükse düşkünler ve mal delisi gibi davranıyolar süs eşyası konusunda. renkli boncuklu y*rak gibi şeyleri çok seviyolar.

lokum x1000 bizzat ruslarla çalışan biri olarak söylüyorum

kaşar peynir ile zeytine bayılıyorlar.
duty free'den de martini aldın mı tam olur.

aslında duruma göre değişebilir. Hayyam vb. spot yerden aldıysan edgenabby'nin dediği fiyat uygun gibi 1000-1250 vs. ama garantili aldıysan biraz daha yükselebilir belki. o da belki çünkü kampanyayla 1699'a vermişlerdi galiba garantili falan..

golddan aldım 1700e

aletin spot sıfırı 1400'den aşağı bulunmuyor olsa gerek. ona göre hesapla. garantisi varsa fiyat artar tabi.

Hesap Türkiye hesabı mı? Farklı bir bölgedense kullanamazsın. Onun dışında adres bilgilerinde türkçe karakter kullanmış olabilirsin.

hesabımın türkiye hesabı olup olmadığını nerden öğrenicem. bi kaç hesap vardı da karıştı hangisi ne... türkçe karakter kullamadm.

settings/playstation vnetwork/account information. adresin tirkiye degilse tr kartıyla bir şey alinmaz.

state'e try yazdım oldu yav

yalnız bu hiç güvenilir değil haa... kartın üstündeki sayıları sordu la sadece :/ kabul etti indiriyorum şimdi... yani adamın birinin kartının önlü arkalı fotoğrafını çeksem buraya girsem oluyo yani öyle midir :|

Eyi hayırlı olsun. Mutant Blobs Attack'ı al çok iyi.

E hemen her yerde öyle. Ben telefon faturasını telefonla ödüyorum, bir tek kartın üstündeki bilgileri soruyor. Netten alışveriş yaparken de öyle. Bazı kartlar ekstra güvenlik önlemi koyuyor ama bazılarında da yok.

unit 13 indiriyorum da... 1 gb bu? hep böyle mi oyun boyutları peki? demodan hallice :)

Oyununa bağlı, Uncharted 3 GB falan Blazblue var o da 3.3 GB sanırım. Çoğunluk 1-1.5 GB falan evet. E texture kalitesi PS3'den düşük, sesler sıkıştırılmış, çözünürlük PS3'den düşük. PS3'de oyunlar 4-5 GB genelde (abartı fazla olanlar ya çok fazla video ya da sıkıştırılmamış sesler içeriyor), çok da anormal değil yani.

peki şimdi buna indirilen oyunlar ps3'te de açılıyomuş. doğru mu? ps3'e de alabiliyo muyum bu kez para vermeden?
sen yetkili bi abiye benziyosun :)

3d secure değilse öyle evet hiçbirşey sormadan alıyor. o yüzden sanal kart muhabbeti çok yaygındı vaktinde.

Yok öyle bir şey. İndirdiğin oyunlar ps3'e indirlir de ps3'te açamazsın, sadece oradan Vita'ya atmaya yarar. Dediğin gibi bir şey var da destekleyen iki oyun falan var, biri Motorstorm. bir kere aldın mı ikisinde de oynayabilirsin.

bogaziçi iktisat co

boğaziçi. kesinlikle pişman olmazsın.

nedeni de bir insana mesleki eğitimden çok vizyon ve kültür kazandırması. hani galatasaray lisesi gibi düşün. başka bir üni de böylesini bulamazsın.

Sebepleriyle +'larıyla -'lerin yazarsanız güzel olacak böyle çok havada kalıyor çünkü anket gibi

boun'un bi eksisini görmedim. benm arkadaşım bilkent tam burslu iken yatayla boun'a geldi. adam o kadar memnun ki hayatından bilkent'i hatırlamak bile istemiyor. bi kere bilkent ankara'da boun istanbulda.

bilkent iktisat mezunuyum kesinlikle boğaziçi diyorum!

bölüm olarak iktisat. ancak boğaziçi iktisat insanı canından bezdirir, alman gereken dersi açmaz, kredisiz dersi alman gerekir vermez, abuk subuk derslere ön koşul koyar, ingilizce alman gerektiği halde zorla dersi türkçe veren hocadan ders aldırır, saçma sapan okul uzattırır.

şu anki aklım olsa ya sabancıya giderdim ekonomi okumak için ya da bilkent'e.

boun akar, herkes bakar. not: ytüdenim ulan.

istanbul'da olduğu gerçeği, kampüsünün manzarası ve isminin forsundan ötürü boğaziçi.

Baska yorum var mi

ken mi ryu mu tarşısmasının akademik sürümüne hoşgeldiniz!
cevap; boğaziçi.
neden? çünkü, bir yakınım okuyor orada ve kendisi çok memnun okulundan.

bilkent iktisat bence

dnste sorun olabilir ayarlı bişey varsa kaldır, yoksa 8.8.8.8 / 8.8.4.4 dene bi de.

bir de bunu yaptıktan sonra başlat/çalıştır/ a gir cmd yaz çıkan komut istemine ipconfig -flushdns çek.

sinyal seviyesine durumda? belki arıza oradadır.

dns'i kaldırıp, browser'ın cache'ini temizleyin. olmadı yeni bir browser indirip onda deneyin. hala aynı yavaşlıktaysa sorun modemde demektir. eş dost bi tanıdıktan denemek için modem rica edin. hala aynı sorun devam ediyorsa, sorun servis sağlayıcısında demektir. bu durumda servis sağlayıcınızı değiştirin.

Hijyenik kullanırsanız bir zararı yok. Ancak "bir şey olmaz yea"cıysanız zorlar gözlerinizi, onu da bilin.

Alışana kadar biraz takmak çıkarmak zor olabilir, ancak o da çok sürmez.

Denize girmek, spor yapmak vs esnasında çıkarılmasına gerek yok lensin; en büyük artısı o hatta benim gözümde. Yukarıdaki arkadaşı +1 olsun diye.

fiyatları yazaramınız markaları ile birlikte

lmgtfy.com

artık o kadar pahalı da degil, bausch&lomb 6'lı (30'ar günlük) 60 tl idi.

acuvue oasys en ucuz ne kadara bulunur?

bünyenin gözüne göre değişiyor kimisi hassas kullanamıyor kimisi de 30 günlük lensi 40-50 gün falan kullanıp üstüne denize falan giriyor birşey olmadan.

Kisiden kisiye degisir cevap. Her bunye degisik tepki veriyor. Ama cok uzun vadede gozlerde kuruluk yapiyor. Ameliyat daha iyi bir cozum.

Evet uzun süre kullanıldığında ya da gözler hassassa kuruluk yapabiliyor. Birkaç arkadaşım senelerdir kullanıyor ben iki sene kadar kullanabildim. Büyük kolaylık tabii, orası ayrı.

doktor tavsiyesi ve kontrolü ile doğru kullanırsan değil

yaklaşkık 4,5 aydır kullanıyorum. bir zararını görmedim şu vakte kadar.
velev ki zararlı olsun! yine de dönmem şişe kola camı gibi gözlüklerime.
ney o öyle, çerçeve en ufak bi darbede yamulur, odak noktası kayar, yok camı da kirlenir de bilmem ne.

bundan tam 2 sene önce 2000tl'ye almıştım. hala güncel oyunları yüksek ayarlarda çok iyi oynayabiliyorum. marka lenovo, art of gaming diye de bir amblemi var üzerinde. bilgisayarın güncel versiyonlarını üretmişler midir bilmiyorum. bir bak istersen.

2500 civarı bulursun, indirime falan denk gelirsen 2000 civarı da olur.

spesifik olarak çok şey yazılır sadece asus ve lenovo diyeyim f/p olarak. dediğim fiyat aralığındaki herhangi bir modeli gönül rahatlığıyla alabilirsin. bir de ekran kartının son nesil olup olmadığına dikkat et, nvidia için özellikle.

1500'e de bulursun samsung dell falan ama malzeme kalitesinden dolaylı bir sorun çıkıyor elbet.

geçen sene 1200'e dell inspiron n5010 aldım aletten gayet memnundum crysis 2 falan oynayabiliyodum. fakat üzerine şarap dökültükten sonra fazla ısınmaya başladı :/

her yere reklam dolduruyorlar. heryere resim, haber koyuyorlar.dolayısıyla kalabalıklığa ve yavaşlığa sebep oluyor. bunları yapmayın kafi

çok yoğun oluyor, her şey ortada karışık. oysa ki biraz sadelik olsa anasayfada herşey olmasa az az haber olsa.

reklam OLMASIN canımı yesin. bir de herşey sade sade olsun mesela birgün gazetesinin sitesi çok hoş ama menüler yine de işlevsel değil, bir de javascripte abanmışlar sanırım kasıyor site bildiğin.

ntvmsnbc'de saat kaçta ne oldu diye bir bar çıkıyor bazen o da çok güzel.

@yuto, işlevsel değil derken.

ve mesela google / yandex haberler gibi sadece haber veren görselliğin ikinci planda kaldığı yapılar için düşünceniz nedir

daha fazla haber başlığını ana sayfada görmek isterdim. Neyi ön plana çıkarıp tıklayacağıma ben karar vereyim, onlar karar vermesin. bu da sadelik demek.
illa eğlence isteniyorsa (magazin bölümüne de tıklıyorum çünkü) onun için ayrı bir saydfa olmalı.
okuyucunun yorum yapabilme özelliği yine devam edebilir. (faydasından çok emin değilim gerçi ama tıklama çeker o bakımdan).

sadelik evet, peki buna istinaden şu soruyu sorayım, kayan manşet sistemi (slider) genelde tüm haber sitelerinde var, sizce bu siteye bir artı katar mı? genelde haber içeriğini merak ettirecek fotoğraf veya haberle ilgisi olmayan yanıltıcı başlık atarak tık kazanma derdindeler.

kayan manşet sistemi olmasa o siteyi zayıf mı değerlendirirsiniz?

valla bilmiyorum bişey eksik gibi belki kasmasından bilemedim.

kayan manşet istemezük...

almanya fiyatlarına bakınca trek fx 7.1 türkiye'de 40 euro daha pahalı ama trek 3500 almanya'da 10 euro daha pahalı mesela.

belçika için www.ebay.be ye bakabilirsin